Arapça karşılıkları olan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 7.797 başlık/FaRk ile birlikte,
7.797 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(8/33)
- DİRÂYET[Ar.] ile 'ILM/İLM[Ar.]
- DİSFAZİ ile DİSFONİ ile DİSFEMİ/REKÂKET[Ar.]
( Söz yitimi, konuşma bozukluğu. İLE Ses bozukluğu. İLE Tutukluk/kekemelik/pepemelik. )
- DİVAN-I LÛGAT-I TÜRK ile/ve ESKİ UYGUR YAZITLARI
( 7000 sözcük ve 290 fark[28 Ocak 2025] İLE/VE 9000 sözcük. )
- DİVÂN-I MUHASEBAT[Ar.] değil/yerine/= SAYIŞTAY
- DİVAN ile DİVAN ile DİVAN ile DİVAN/SEDİR[Ar. < SADR]
( Yüksek düzeydeki devlet adamlarının kurduğu büyük meclis. İLE Divan edebiyatı şairlerinin şiirlerini topla(n)dığı yapıt. İLE Bağlama çeşidi. İLE Arkalıksız, üstü minderli ve yastıklı olabilen, oturmaya ya da yatmaya yarayan ev nesnesi. )
- DÎZ[Ar.] ile DİZ[Ar.] ile | DİZ[Tr.]
( Renk. İLE Kale, sur. İLE Bacakların ortasındaki eklem yeri. Kaval, baldır ve uyluk kemiğinin birleştiği yer. | Bazı şeyleri araya koyma, dizme buyruk kipi. )
- DOĞALLIK ile/ve/<> KENDİLİK
( NATURALNESS vs./and/<> SELF-NESS )
( ZIRAN ile/ve/<> ... )
- DOĞAN/ATMACA/SAKR[Ar.] ile ZAĞANOS/BÎSER/BÎSERE[Fars.]
- DOĞAN ile BÛHE[Ar. çoğ. BEVÂHE]
( ... İLE Çakır doğanlar. )
( ... İLE Manevra yeteneği en yüksek kuş. )
- DOĞAN ile KERKENEZ/SABRİS[Ar.]/KESTREL[İng.]
( ... İLE 35 cm. uzunluğunda, kızılımsı tüyleri olan, leşobur bir doğan. )
( ... İLE Ağaçlı açık arazilerde, dağlarda ve şehirlerde yaşarlar. )
( Ülkemizin en yaygın yırtıcı kuşlarından biridir. Her türlü arazide bulunabilir. Rüzgârda, kafası görünmeyen bir el ile tutuluyormuşçasına, tamamen hareketsiz kalır. Gövdesi, rüzgâra göre yalpalanmasına karşın, kafası sabittir. Erili, mavi-gri; dişili, kızıl-kahverengi renktedir. Beslenmesinde ise keskin gözleriyle yeri gözler, tedbirsiz avını hemen yakalar, pençeleriyle avın gövdesini parçalayıp yer. )
( ... vs. KESTREL )
( ... cum FALCO TINNUNCULUS )
- DOĞU/MAŞRIK[Ar. < ŞARK] ile MAĞRİP/MAĞRİB[Ar. < GARB]
( DOĞU, GÜNEŞİN DOĞDUĞU TARAF )
- DOKUNMAK ile/ve DUYUMSAMAK/HİSSETMEK
( TOUCHING vs./and FEELING )
( SPARSA ile/ve ... )
( ... ile/ve QINGGAN[çoğ.: Hisler] )
- DOLAP[Ar. < DULÂB] ile/değil YÜKLÜK
( Evlerde, yatak, yorgan gibi şeyler koymaya yarayan, yerli, büyük dolap ya da yatak, yorgan konulan yer. )
- DOLU ile BERED[Ar.]
( ... İLE En çok fırtınalı havada yağan dolu. )
- DOLUNAY/NUR/BEDİR[Ar. < BEDR] ile YARIMAY/DÖRDÜN ile YENİAY/AYÇA/HİLÂL[Ar.]
- DÖRT İMAM/EİMME-İ ERBAA[Ar.]
( * Ebû Hanîfe
* Ahmed bin İdrîs-es-Şâfiî
* Mâlik bin Enes
* Ahmed bin Hanbel )
- DÖRT UNSUR/ANASIR-I ERBAA[Ar.]/ÇÂR-RÜKN[Fars.]:
TOPRA/K / TOPLAK VE SU ve HAVA VE ATEŞ ve BOŞLUK
( Hafiflerdir ve yukarı doğru hareket ederler. VE Ağırlardır ve aşağı doğru hareket ederler. )
( Ateşe bakanın ömrü az, suya bakanınsa uzun olur. )
( Ateş, Celâl; su, Cemâl'dir. )
- DORUK/ZİRVE[Ar.] ile TEPE
( Dorukta, tüm yollar, aşağı doğru götürür. )
( From the summit all roads lead downwards. )
( EVC, ŞÂHİKA ile ... )
( BERMÂL ile ... )
( SUMMIT vs. HILL/TOP )
- DORUK/ZİRVE/EVC[Ar.] ile UC
- DUÂ'[Ar.] ile MES'ELE[Ar.]
- DUÂ[Ar.] ile NİDÂ'[Ar.]
- DÜCNE[Ar. çoğ. DÜCEN, DÜCÜNÂT] ile DÜCÜNNE[Ar. çoğ. DÜCÜNÂT]
( Karanlık, kapalı hava. İLE Bulut, kat kat olma, karanlık. | Yağmur yağma. )
- DÛD-I DİL[Ar.] -ile
( Gönülden/yürekten çıkan duman/ah. )
- DUDU KUŞU/PAPAĞAN[İt. < Ar.] ile MUHABBET KUŞU
( Deli İbrahim'in, Papağan'dan bahsettiği öyküyü okumanızı salık veririz. )
( Ulviye Sultan'ın Papağan öyküsünü okumanızı salık veririz. )
( ... İLE Papağangillerden, asıl yurdu Avustralya olan bir kuş. )
( BEBGA ile ... )
( BEPGA, TÛTÎ/TUTU, MÜRG-İ DÂNÂ[akıllı kuş] ile ... )
( PARROT vs. LOVEBIRD/PARAKEET/BUDGERIGAR/BUDGIE )
( PICISTACUS cum MELEOPSITTACUS UNDULATUS )
- DUHÛL[Ar.] ile DÜHÜL[Ar.]
( İçeri/içine girme. İLE Davul. )
- DÜK ile DÜK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yumruk. İLE DÜK MİNG: Binlerce. )
- DÜLEK ile/<> KIRIK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kırık çanak çömlek, ağzı kırık bir testi. İLE/<> ... )
- DUMAN ile BUHÂR[: Buğu. Ar. çoğ. EBHİRE]
( Bir maddenin yanması ile çıkan ve içinde katı zerrelerle buğu bulunan kara ya da esmer renkli gaz. | Havalanan ince tozların ya da sisin havada oluşturduğu bulanıklık. İLE Bir kritik sıcaklığın altında gaz fazına geçen ve sıcaklığı düşürmeksizin, sadece basıncın artırılmasıyla sıvılaştırılabilen özdek/madde. )
( ... avec LA VAPEUR )
( ... mit DAMPF )
( SMOKE vs. STEAM )
- DUMÛR[Ar.] ile DUMÛR[Ar.]
( Hastalıktan bir örgenin kuruması. | Zayıflıktan/açlıktan hayvanın karnının içeri çökmesi. İLE Bir örgenin beslenememesinden dolayı kuruyup kalması, körelme. )
- DÜNÜŞGE[Kençek] ile TERE
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yabani tere. İLE ... )
- DÜNÜVV[Ar.] ile KURB[Ar.]
- DÜNYA TARİHİ ile/ve/||/<>/>/< DÜŞÜNCE TARİHİ ile/ve/||/<>/>/< FELSEFE-BİLİM TARİHİ
( 
Felsefe - Bilim Tarihi Zihin Haritası
---
BİLİM/BİLİMDE/BİLİMSELLİKTE:
(ÖNCELİKLE) VAR OLANIN[MEVCUD/ONTOS] ve/||/<>/> DOĞANIN ve/||/<>/> DOĞAL)
NESNE ve/||/<>/> OLAY ve/||/<>/> OLGU ve/||/<>/> DURUM ve/||/<>/> İLİŞKİLERİN
(VE ANCAK DAHA SONRA) ÜRETİLMİŞ NESNELERİN
(VE EN SON OLARAK) KİŞİLERİN ve/||/<>/> TOPLULUKLARIN ve/||/<>/> TOPLUMUN/TOPLUMLARDA YAŞANMIŞ/YAŞANAN/YAŞANABİLEN
OLAY ve/||/<>/> OLGU ve/||/<>/> DURUM ve/||/<>/> İLİŞKİLERİN
(ÖNCEDEN TANIMLANMIŞ ve/||/<>/> BELİRLENMİŞ BİR YÖNTEM ve/||/<>/> ARACA BAĞLI OLARAK)
(İSTİDLÂLÎ/RASYONEL [AKIL İLE])
ÖLÇÜLÜ ve/||/<>/> ÖLÇÜLEBİLİR/ÖLÇÜMLENEBİLİR
NEDENSEL ve/||/<>/> KAVRAMSAL ve/||/<>/> ELEŞTİREL (OLANAK ve/||/<>/> SINIRLARI İÇİNDE)
KANITLI ve/||/<>/> DÜZENLİ ve/||/<>/> TUTARLI (BİR BİÇİMDE)
KAMUSAL/LIK ve/||/<>/> TEKRARLANABİLİR/LİK ve/||/<>/> DENETLENEBİLİR/LİK ve/||/<>/> PAYLAŞILABİLİR/LİK (KOŞULLARINDA)
TANIM ve/||/<>/> İŞLEV ve/||/<>/> YARARA (KONU OLABİLEN/OLABİLECEK)
VERİ ve/||/<>/> BİLİ ve/||/<>/> BİLGİ/Sİ
---
[2. | 3. | 4. | 5. | 6. | 7. | 8. dersler...]
---
)
( [2. | 3. | 4. | 5. | 6. | 7. | 8. dersler...] )
( )
( )
(
[2. | 3. | 4. | 5. | 6. | 7. | 8. dersler...]
1. ders [Klasik Mekanik] - Baha Zafer - İst. Medeniyet Üniversitesi [10 Ekim 2019]
2. ders [Uzay-Zaman] - Baha Zafer - İst. Medeniyet Üniversitesi [24 Ekim 2019]
3. ders [Dik Yamaçlar - Dünü Olmayan Gün"] - Baha Zafer - İst. Medeniyet Üniversitesi [07 Kasım 2019]
4. ders [Yeni Mekaniğe Giden Yollar] - Baha Zafer - İst. Medeniyet Üniversitesi [14 Kasım 2019]
5. ders [Belirsiz Sular] - Baha Zafer - İst. Medeniyet Üniversitesi [21 Kasım 2019]
6. ders [Dalganın Sırtında] - Baha Zafer - İst. Medeniyet Üniversitesi [05 Aralık 2019]
7. ders [Kuark Denizi] - Baha Zafer - İst. Medeniyet Üniversitesi [19 Aralık 2019]
8. ders [EPR ve Zaman] - Baha Zafer - İst. Medeniyet Üniversitesi [26 Aralık 2019]
-------------
II. Dönem - Ayhan Çitil
1. ders [XIX. ve XX. yy.'da Felsefenin Gözünden, Fizikte Neler Oldu?] - Ayhan Çitil - İst. Medeniyet Üniversitesi [27 Şubat 2020]
2. ders [Geometrilerin Çokluğundan Yeni Dil ve Mantık Anlayışına] - Ayhan Çitil - İst. Medeniyet Üniversitesi [12 Mart 2020] )
( Bilim Tarihi Ders Notları ve Kavramları... )
( )
( )
( )
( )
( "Bilim Tarihi Durakları"[Şeniz Yıldırımer - İlke Yay.] kitabını da okumanızı salık veririz. )
(
)
( )
( )
(
"3 Blue 1 Brown" Youtube hesabındaki videoları da izlemenizi salık veririz... )
( )
( Nesin Matematik Köyü Youtube Kanalı )
( )
( )
( | 2. | 3. | 4. | 5. dersler...] )
( )
(
https://twitter.com/floodmania/status/1294365941791424513 )
( )
( )
( [Bilim Tarihi Sohbetleri 2/3/4/5/6/7/8/9/10. dersler...] )
( Bilim Tarihi Buluşmaları - Dr. Derya Gürses Tarbuck )
( )
( )
( Dünyadaki Bilimsel Eğitimler - researchseminars.org )
( Tarihteki En Etkili 10 Matematikçi )
( 
Felsefe - Bilim Tarihi Zihin Haritası )
( Türk Tarih Kurumu
Felsefe ve Bilim Tarihi Söyleşileri - 1
)
( "Bilim Tarihinin Tarihi - İhsan Fazlıoğlu" yazısını okumak için burayı tıklayınız...
ya da
"Bilim Tarihinin Tarihi - İhsan Fazlıoğlu" söyleşisini dinlemek için burayı tıklayınız... )
(
)
(
)
(
)
( )
- DÜNYA[Ar.] ile/değil/yerine/||/<>/> YERYÜZÜ / ACUN / YERTİNÇ
- DÛR[Ar. < DÂR] ile DÛR[Fars.]
( Evler. | Bölgeler. İLE Uzak. [DÛR-BÎN: Uzağı gören. | Dürbün.] )
- DURR[Ar.] ile ŞERR[Ar.]
- DURR[Ar.] ile SÛ'[Ar.]
- DÜŞ/HAYAL[Ar.]:
KESİNTİLİ/MUNFASIL[Ar.] ile/değil/yerine/>< KESİNTİSİZ/MUTTASIL[Ar.]
- DÜSTÛR[Ar.] değil/yerine/= KURAL/ÖKKURAL
( KANUN, KAİDE, KURAL )
- DÜSÛR[Ar.] ile DÜSÜR[Ar. < DİSÂR]
( Mahvolma, eseri kalmama. İLE Üste giyilen kaftanlar, giysiler. | Yatak çarşafları. )
- DUYULARDA:
GÖRME VE DUYMA ile TATMA VE KOKLAMA VE DOKUNMA/LÂMİSE[Ar.]
( Temsil edilebilirlik sağlayan. İLE Temsil edilebilirlik sağlayamayan. )
( "Süreklilik" sağlar. İLE "Geçici"dir. )
( Duyulara açık olan, en örtük olandır! )
- DÜZ[Ar.] ile DÛZ[Ar.]
( Yatay durumda olan. Eğik ve dik olmayan. | Eğri ya da kıvrımlı olmayan. İLE Dikici, diken. [ÇUVALDIZ < CÜVÂL-DÛZ: Çuval dikmeye özgü iğne.] )
- DÜZLEME/TESVİYE[Ar.]/AJÜSTAJ[Fr.] ile AJÜSTE[Fr.]
( Düzleme. İLE Pens ve büzgülerle gövdeye oturtulmuş giysi. )
- DÜZYAZI ile/ve ŞİİR/Şİ'R[Ar.]
( Anlatım. İLE/VE Yaratım. )
( Başka dile çevrilebilir. İLE Çevrilemezler ve/fakat yeniden/tekrar kurulabilir. )
( NESİR/MENSÛR ile/ve NAZIM/MANZUM )
( ... İLE/VE Zengin simgelerle, ritmli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan, hece ve durak bakımından denk ve kendi başına bir bütün olan edebî anlatım biçimi, manzume, nazım, koşuk. | Düş gücüne, hayale, imgeye, gönle seslenen, anı, duygu, coşku uyandıran, etkileyen şey. )
- E[Ar.] ile -E[Ar.]
( Elif harfinin üstün ve ince okunan biçimi. İLE Arapça sözcükleri dişil/müennes yapmaya yarar. )
- E ile KUMAŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Turuncu renkte, süslü bir kumaş. İLE ... )
- EB'AD[Ar. < BA'D] ile EB'ÂD[Ar. < BU'D]
( Daha uzak. İLE Uzaklıklar, uzunluklar. )
- EBÂET[Ar. çoğ. ÂBÂ] ile EBÂİD[Ar. < EB'AD]
( Kamışlık.[yer] | Kamış. İLE En uzak.[yerler] | Yakın olmayan.[akraba] )
- EBÂRİK[Ar.] ile EBÂRÎK[Ar. < İBRİK]
( Kumlu, balçıklı.[yer] | Alaca atlar. İLE İbrikler, su kapları. )
- EBCEL[Ar.] ile EBCER[Ar.]
( İri yapılı adam. İLE Büyük ve çıkık karınlı adam. )
- EBDÂN[Ar. < BEDEN] ile EBDÂN[Fars.]
( Gövdeler, tenler, nesneler. İLE Kavim, kabile. | Lâyık. )
- EBE[Oğuz] ile/= EPE[QARLUK]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ana. )
- EBEDÎ/İLÂ NİHÂYE[Ar.] değil/yerine/= SONSUZ/UÇSUZ
- EBEDİYET[Ar.] değil/yerine/= SONSUZLUK
- EBEDİYETE İNTİKAL[Ar.] ETMEK değil/yerine/= SONSUZLUĞA GÖÇ ETMEK
- EBEKİ ile/ve/||/<> EBEKİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Küçümsemek. İLE/VE/||/<> Azımsamak. )
- EBHAL[Ar. < BUHL] ile EBHÂR[Ar. < BAHR] ile EBHAR[Ar.]
( Daha/en/pek cimri/pinti/hasîs. İLE Denizler. İLE Ağzı/soluğu kötü kokan. )
- EBÎ[Ar.] ile EBİR/EBR[Ar.]
( Baba. İLE Bulut. )
- EBKÂR[Ar. < BİKR] -ile
( Bakire kızlar. )
- EBLAG[Ar. < BELİĞ] ile EBLAK[Ar. < BALIK]
( Olgunluk derecesine çok yakın olan, dah beliğ, en fasîh. İLE Alaca, bulaca. | Rengârenk. | Alabacak at. )
- EBLEC[Ar.] ile EBREC[Ar.]
( Açık kaşlı. | Nurlu, parlak, vuzuhlu. İLE Gözünün akı çok fakat güzel gözlü kişi. )
- EBLEH[Ar. < BELÂHET] ile EBLEK[Fars.]
( Pek akılsız, ahmak, bön, alık. İLE Alacalı. )
- EBNÂ[Ar.] ile ZÜRRİYET[Ar.]
- EBREŞ[ABRÂŞ ya da EBRAS değil!]/BARAS/BERAS[Ar.] ile/ya da ŞELEL
( Gövdedeki beyaz lekeler, sam lekeleri. İLE Gövdedeki renkli lekeler. | İskorbüt.[< Fr. < Lat. < Rus. C vitamini eksikliği nedeniyle dermansızlık, zayıflık ve dişetlerinin yangısı gibi belirtilerle kendini gösteren hastalık.] )
- EBTAL[Ar. çoğ. EBÂTIL] ile EBTÂL[Ar. < BATTÂL]
( En boş, beyhûde. İLE Yiğitler, dövüşken erler. )
- EBTALE[Ar.] ile EDHAZA[Ar.]
- EÇE/EKE/EZE ile EÇİ ile EKEÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yaşça büyük kız kardeş. İLE Yaşça büyük olan erkek kardeş. İLE Halkın kız kardeşi(uht-ul-kavm).[Bilgece davranan küçük kız çocuğu.] )
- ECEL[Ar. çoğ. ÂCÂL] ile ECELL[Ar. < CELÎL]
( Belirli olan süre/vâde. Ömrün sonu, hayatın son anı. İLE Çok büyük, en ulu. )
- ECEL[Ar.] ile MÜDDET[Ar.]
- ECEL[Ar.] değil/yerine/= ÖLÜNÇ
- ECHEL[Ar. < CÂHİL] ile ECHER[Ar.]
( Çok cahil. | Nâdân, aksi kişi. İLE Son derece güzel hanım. | Gündüz iyi görmeyen, kamaşık gözlü adam. )
- ECİR/ECR[Ar. < UCÛR] ile ECÎR[Ar. < ECR]
( Bir iş/hizmet karşılığında verilen şey. | Âhirete ait ödül/mükâfat, sevap. | Ücret. İLE Ücretle çalışan, gündelikçi. )
- EÇKÜ = KEÇİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- ECLA'[Ar.] ile ECLÂ[Ar. < CELÎ]
( Kısa dudaklı ve miskin adam. İLE Pek belirli, çok âşikâr. )
- ECMA'U[Ar.] ile CEM'[Ar.]
- ECZEM[Ar. < CÜZÂM] ile ECZEM[Ar.]
( Cüzâmlı, miskinlik illetine uğramış olan. | Parmakları ya da eli kesik kişi. İLE Burnu kesilmiş. )
- ED ile ED
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İşlenmiş, üretilmiş herhangi bir şey. [Süslü bir kumaş ya da benzerleri.] İLE İyiye işaret olan herhangi bir şey. )
- EDÂ[Ar.] ile İBLÂĞ[Ar.]
- EDEBİYAT[Ar.] ile/=/||/<> YAZIN
( "EDEB" sözcüğünün uzatmalı -Î eki ile "Edeb'e ait olan", "Edeb alanında bulunan" anlamının, -YÂT eki [Türkçe'deki -SEL eki] ile çoğulu olarak kullanımıdır.
Bir şeyi düşünür, dile getirir ve yazarken, paylaşıma, aktarıma sokarken sahip olunması gereken dikkat, incelik(rikkat), titizliklerin önemini eserde yansıtmak üzere vurgu olarak ve -çoğul olarak ifade edilişiyle- önemini işaret etmek üzere bu adı almıştır.
[ Bugünkü Türkçe kullanımıyla "YAZIN" olarak, niteliksel özelliğinden çok
nesnesinin üzerinden tanımlanmaktadır. ] )
- EDEN BULUR (KADER[Ar. < KADAR]/KARMA[Hintçe]) ile/ve/||/<>/> NE EKERSEN, ONU BİÇERSİN
- EDGİŞ = EGDİŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Özçend'de yerleşik olan bir Türk kavmi. )
- EDGÜ = İYİ, GÜZEL
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- EDİZ ile EDİZ TAG ile EDİZ YER ile EDİZLİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Herhangi bir şeyin yükselmiş durumu. İLE Aşılamayan dağ. İLE Yüksek yer. [Yüksek başka bir şey için de kullanılabilir.] İLE Yükselti, yükseklik. )
- EDRA'[Ar.] -ile
( Başı kara, gövdesi beyaz hayvan. )
- EFDAL[Ar. < FÂDIL/FÂZIL] ile EFDÂL[Ar. < FAZL]
( Daha erdemli/fazîletli. | En üstün/âlâ. İLE Fazlalar/ziyâdeler. | İyilikler, ihsanlar, meziyetler, lütûflar. )
- EFFAK[Ar.] ile EFFÂK[Ar. < İFK]
( Ticaret için tüm dünyayı gezen. İLE Fazla iftirâ eden. )
- EFHÂM[Ar. < FEHM] ile EFHAM[Ar. < FEHÎM]
( Zihinler, anlamalar, idrâkler. İLE En ulu, çok şeref sahibi, daha fehâmetli. )
- EFHÂS[Ar. < FAHS] ile EFHÂZ[Ar. < FAHZ]
( Herşeyin içi/boşlukları. İLE Yakın akrabalar. )
- EFHÂS[Ar.] ile EFHÂZ[Ar. < FİKR]
( Daha fakir ve muhtaç. İLE Düşünceler. )
- EFİ[Ar.] değil/yerine/= ÖNALIMCI
- EFLÂK[Ar. < FELEK] ile EFLÂK[Ar. < FİKR]
( Gökler, semâlar, felekler, küreler, zamanlar. | Bahtlar, tâlihler, kaderler. İLE Osmanlı döneminde, merkezi Bükreş olan, iki memleketten bir kısım. )
- EFLATUN[Ar. < Yun.] değil/yerine/= BUVALDUR
- EFRA'[Ar.] ile EFRÂH[Ar. < FERH] ile EFRÂH[Ar. < FERAH]
( Vesveseli, kuruntulu. | İşi gücü olmayan. İLE Piliçler. | Piçler. İLE İç açıklıkları, sevinmeler. )
- EFRÂS[Ar. < FERES] ile -EFRÂZ/FİRÂZ[Fars.]
( Atlar, beygirler, kısraklar. İLE Kaldıran, yükselten. )
- EFSANE[Ar.] değil/yerine/= GÜZELLEME
- EFZÂ'[Ar. < FEZÂ] ile -EFZÂ/-FEZÂ[Fars.] ile EFZAH/EFDAH[Ar. < FAZÎH] ile EFZÂR[Fars.]
( Korku ile bağırmalar. İLE Artıran, çoğaltan. İLE Daha/pek rezil. İLE Ayakkabı, kundura. | Gemi yelkeni. | Sanatçıların kullandıkları aletler. | Yemeğe konulan baharat. )
- EGEME ile/<> LAVTA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir lavta çeşidi. İLE ... )
- EGEMENLİK ile/ve ÖZGÜRLÜK
( SOVEREIGNTY vs./and FREEDOM )
( ZHU QUAN ile/ve ... )
- EGET ile GELİN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Gerdek gecesi geline hizmet için yollanan genç kız. İLE ... )
- EGİN ile EGİN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Omuz. İLE Eni bir buçuk karış, uzunluğu dört arşın gelen bir bez. )
- EGİŞ ile PİSLİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Arıtmak için eritilen herhangi bir maden filizinden geriye kalan pislik. İLE ... )
- EGME ile KEMER
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Evin kemeri. İLE ... )
- EGRİK ile İP
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Dokuma ipi. İLE ... )
- EGRİM ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Girdap, suyun toplandığı yer. )
- EGVÂL[Ar. < GUL] ile EGVÂR[Ar. < GAVR]
( Büyük kazalar, felâketler. | Şeytanlar, türlü biçim alan periler. | Gulyabaniler, gövdesi olmayan hayvanlar. İLE Dipler, çukurlar. Sonlar. )
- EHAD[Ar.] ile EHADD[Ar. < HADD]
( Tek, bir, ilk sayı. İLE Daha keskin. )
- EHÂLÎ/AHÂLİ[Ar. < EHL] ile EHÂLÎL[Ar. < İHLÎL]
( Bir mahallede/semtte/kasabada/köyde yerleşip oturanlar. | Halk, umûm. İLE Penis deliği. )
- EHASS[Ar. < HASİS] ile EHASS[Ar. < HÂSS]
( Daha cimri, çok pinti. | Çok/en bayağı. İLE En özel. | Başlıca. )
- EHEMMİYET[Ar.] değil/yerine/= ÖNEM, DEĞERLİLİK
- EHVÂ'[Ar. < HEVÂ'] ile EHVÂL[Ar. < HEVL] ile EHVÂR[Fars.]
( İstekler, arzular, şehvetler, hevesler, meyiller. İLE Korkular, dehşetler. İLE Şaşkın, sersem, alık. )
- EHVEN-İ ŞER[Ar.] değil/yerine/= KÖTÜNÜN İYİSİ
- EKALLİYET[Ar.] değil/yerine AZINLIK
- EKÂME Bİ'L-MEKÂN[Ar.] ile GANİYE Bİ'L-MEKÂN[Ar.]
- EKİM ile EKİN[Oğuz] ile EKİNÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir kerede ekilecek büyüklükte olan yer. İLE Ekilmiş toprak. İLE Herhangi bir şey sayılırken ikinci olan. )
- EKİNDİ ile EKİNDİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ekilmiş. İLE İkindi namazı vakti. )
- EKKİ ile EKKİZ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İki sayısı. İLE İkiz. )
- EKO/AKS/AKSİSEDÂ/İNİKÂS[Ar. < AKS (çoğ. İN'İKÂSÂT)] değil/yerine/= YANKI/YANSI
( Işığın, parlak bir yere çarpıp geriye doğru yön değiştirerek kaynağını göstermesi. | Tepke. )
- EKREM[Ar.]/CÖMERT[Fars. CEVÂN+MERD] ile (EN) ELİAÇIK
( EN KERÎM, EN CÖMERT )
- EKSEN/MİHVER[Ar. çoğ. MAHÂVİR] ile/<> ORTAY
( Bir cismi, iki eşit parçaya bölen, gerçek ya da sanal çizgi. | Üzerinde bir pozitif yön varsayılan sonsuz doğru. | Dingil. İLE/<> [mat.] Bir düzlem biçimin aynı yöndeki koşut tüm kirişlerini eşit parçalara bölen çizgi. | Bir uzayı, bir yüzeyi, iki eşit parçaya bölen çizgi/düzlem. )
( MİHVER ile/<> ... )
- EKSİBE[Ar.] değil/yerine/= KUMUL
- EKŞİG = EKŞİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ekşi olan herhangi bir şey. İLE ... )
- EKTÂR[Ar. < KETER] ile EKTÂR/AKTÂR[Ar. < KUTR]
( Şerefler, haysiyetler. Hasepler, nesepler. Mertebeler, dereceler. İLE Taraflar, yanlar. )
- EKVÂS[Ar. < KEVS] ile EKVÂZ[Ar. < KÛZ]
( Yaşmaklar. İLE Kadehler, kâseler, bardaklar. )
- EL KİŞİ ile EL QUŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kötü, aşağılık kişi. İLE Akbaba. )
- EL YAZISI ile RİKA[Ar.]
( ... İLE Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi. )
- el-AN[Ar.] ile/ve/||/<>/> el-AN KEMÂKÂN
( Şu anda bile. İLE/VE/||/<>/> Eskiden olduğu gibi. )
- el-KÂDİR 'ALE'Ş-ŞEY'İ[Ar.] ile el-MÂLİK LEHÛ[Ar.]
- EL-MÛZEC / UMMÛZEC[Ar.] ile ÖRNEK
( Örnek. )
- EL ile EL ile EL ile EL
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İl, ülke. İLE Avlu, açıklık. İLE Atlar. İLE İki hakan arasındaki barış durumu. )
- ELÂ[Ar.] ile ELA[Ar.]
( Başlama ve tenbih edatı.[Nazımda ve sözün başında kullanılır.][ELÂ'dan sonra EY nidâsı gelir.] İLE Sarıya çalar kestanerengi.[göz] )
- ELBİSE[Ar.]/URBA[İt.] değil/yerine/= GİYECEK/GİYSİ
- ELBÜRZ[Ar.] ile ELBÜZ[Ar.]
( Kafkas sıradağlarının en yükseği. | Hakkında türlü hûrafeler anlatılan Kaf Dağı. | Uzun boylu, yakışıklı. İLE Yüce, yüksek, bâlâ. | Kafkas Dağı'nın tepesi. )
- ELE = YAVAŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- ELEK ile/değil GIRBÂL[Ar. çoğ. GARÂBİL]
( ... İLE/DEĞİL İri delikli elek. )
- ELEM[Ar.] ile/değil/yerine/>< EMEL[Ar.]
( Derin üzüntü. İLE Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek. )
( Kişi, ya elem ya da emel içinde sürdürür yaşamı/nı. )
- ELEM[Ar.] ile VEC'[Ar.]
- ELEM[Ar.] ile VESAB[Ar.]
- ELİBBÂ[Ar. < LEBÎB] ile ELİFBÂ/ELİFBE[Ar.]
( Akıllı, olgun, kâmil kişiler. İLE 33 harften oluşan Osmanlı abecesi. | Bir şeyin başlangıcı. | Bir örgü motifi. )
- ELİF:
İBTİDÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİVÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İNFİRÂD[Ar. < FERD] ile/ve/||/<> İNKITÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİĞNÂ[Ar.] ile/ve/||/<> ÜLFET[Ar.]
- ELİG ile ELİGLİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( El. İLE Eldiven. )
- ELİM[Ar.] değil/yerine ACINACAK/ACIKLI
- ELİMGA ile YAZMAN/KÂTİP
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Hakanın mektuplarını Türk yazısıyla yazan yazman. İLE ... )
- ELMA'/ELMAÎ[Ar.] ile ELMAH/ELMAHÎ[Ar.]
( Pek zeki, çok anlayışlı. İLE Her gördüğü şeyi, incelemeye/tetkike, araştırmaya meraklı. )
- ELMA'Î[Ar.] ile LEVZÂ'Î[Ar.]
- ELMA/ALMA[Oğuz] ile/= ALMILA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- ELMAS[Ar., Fars. < Yun.] ve PLATİN[İsp.]
( Billurlaşmış arı karbon. | Mücevher olarak kullanılan, saydam, değerli taş. İLE Atom numarası 78, atom ağırlığı 195.23 olan, 21,4 yoğunluğunda, 1755 °C'de ergiyen, kolay işlenen, çok dayanıklı, değerli bir öğe. [Simgesi: Pt] )
( ÂB-GÎNE ve ... )
- ELTAF[Ar. < LATÎF] ile ELTÂF[Ar. < LÛTF]
( Daha/pek lâtif, güzel, hoş. İLE İyilikler, iyilikseverlikler, nezâketler. )
- ELÜK ile ALAY (ETMEK)
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- ELZEM[Ar.] değil/yerine VAZGEÇİLMEZ
- EM[Ar.] ile EV[Ar.]
- EM = EM SAM
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İlaç. )
- EMÂLÎC[Ar. < ÜMLÛC] ile EMÂLÎS[Ar. < İMLÎS/E]
( Uzun yapraklı otlar/fidanlar. İLE Otsuz ve susuz çöller. )
- EMANET[Ar.] değil/yerine/= KORUNMALIK
- EMÂRÂT[Ar. < EMÂRE] ile EMÂRET[Ar. < EMR] ile EMÂRİD[Ar. < EMRED]
( Nişanlar, eserler, deliller, alâmetler. İLE Emirlik, beylik, prenslik. | Emir'in hali ve sıfatı. İLE Bıyıkları terlememiş gençler. )
- EMÂRE[Ar.] ile ALÂMET[Ar.]
( Belirti, iz, ipucu. İLE Belirti, işaret, iz, nişan. | Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne. )
- EMÂRE[Ar.] ile/ve/||/<> ESAM/E[< ESÂM/İ / İSİMLER][Ar.]
( Belirti. İLE/VE/||/<> Adlar/isimler. )
- EMCÂD[Ar. < MECÎD] ile EMCED[Ar. < MECÎD]
( Onur, şeref, haysiyet sahibi olanlar. İLE Daha/pek çok onur, şeref, haysiyet sahibi olan. )
- EMED[Ar.] ile EMEDD[Ar. < MEDD]
( Son, nihâyet. İLE Daha/pek uzun, sürekli. )
- EMED[Ar.] ile GÂYE[Ar.]
- EMEK ile/ve/<> GEÇİM/MAİŞET[Ar.]
- EMEL[Ar.]/AMAÇ[Fars.] ile/ve EREK
( Zorunluluk/lar ile. İLE/VE Keyfî. )
- EMEL/GÂYE[Ar.] değil/yerine/= İSTEK/UMUT/ÜMİT/ÜLKÜ
- EMGEK ile/ve/||/<> EMEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Zorluk. İLE/VE/||/<> Zorlukları aşmak için harcanan çaba anlamında emek. )
- EMHÂR[Ar. < MEHR] ile EMHÂR[Ar. < MÜHR] ile EMHÂL[Ar. < MEHL]
( Nikâh bedelleri, ayrılma durumunda, hanım eşe verilecek, nikâhta kararlaştırılan para vs. İLE Taylar, at yavruları. İLE Bir şeyin yapılması için verilen fazla zamanlar, mühletler, vâdeler. )
- EMİG ile EMİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Meme. İLE Ilık. )
- EMİN[Ar.] değil/yerine/= GÜVENLİ
- EMÎN[Ar.] ile ME'MÛN[Ar.]
- EMİR[Ar.] değil/yerine/= BUYRUK/BUYURU
- EMİR[Ar.] değil/yerine/= BUYRUK/KOMUT
( Askerlere, izcilere, öğrencilere, gövde eğitimi çalışmalarında ya da bir tören sırasında, bir durumdan başka bir duruma geçmeleri için bildirilen/söylenilen söz. )
- EMİRÇGE = KIKIRDAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- EMLÂ'[Ar. < MELÂ] ile EMLAH[Ar. < MELÎH] ile EMLÂH[Ar. < MİLH]
( Bölükler, kalabalıklar, cemaatler. İLE Son derece güzel, en melâhatli, pek melîh. İLE Tuzlar. )
- EMNİYET[Ar.] STOKU[İng./Fr. STOCK] değil/yerine/= GÜVENLİK YIĞIMI
- EMR/EMİR[Ar.] ile HABER[Ar.]
- EMSÂL[Ar. < MESEL] ile EMSÂL[Ar. < MİSL]
( Destanlar, öyküler, kıssalar. İLE Örnekler, nümûneler. | Eş, benzer. | Eşler, benzerler. | Katsayı. Kaç katı/misli alınacağını bildiren sayı. )
- EMSAL[Ar.]/COEFFICIENT[İng.] değil/yerine/= KATSAYI
- EMYÂH[Ar. < MÂ] ile EMYÂ/EMYÂN[Fars.]
( Sular. İLE Para kesesi/çantası. )
- EN YAŞLI AĞAÇLAR...
( En eskisi, 4900 yaşında... [ Burayı tıklayarak görebilirsiniz... ] )
- EN ile EN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Aşağıya doğru eğimli yer. İLE Herhangi bir şeyin genişliği. )
- ENÂM[Ar.] ile NÂS[Ar.]
- ENÂT[Ar.] ile HİLM[Ar.]
- ENÂT[Ar.] ile TU'EDE[Ar.]
- ENBÂR[Ar. < NİBR] ile ENBÂR[Fars.]
( Anbarlar. İLE Dolu, yığın, küme. | Güç vermek üzere ekinlere dökülen çer-çöp, gübre. )
- ENBÂZ[Ar. < NEBEZ] ile ENBÂZ[Fars.]
( Takma adlar, lâkaplar. İLE Ortak, eş. )
- ENÇ ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Memnun, dingin. )
- ENCÂM[Ar.] ile/ve/<>/> SERENCÂM[Fars.]
( Son, nihayet. İLE/VE/<>/> Bir işin sonu. | Başına gelen. | Olay/vak'a. )
- ENDÂD[Ar. < NİDD] ile ENDÂD/ENZÂD[Ar. < NADAD/NAZAD] ile ENDÂHT[Fars.]
( Benzeyenler, eşler, misiller, nazîrler. İLE Onurlu ve düzenli kişiler. | Toprak tabakaları. İLE Atma, atış, atılma. | Silah atma, boşaltma. )
- ENDEK[Oğuz] ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Çatı, dam. İLE ... )
- ENDER / NÂDİR/EN[Ar.] ile İSTİSNÂ/Î[Ar.]
- ENDERÛN[Fars.] ile/ve MÂBEYN[Ar.] ile/ve BİRÛN[Fars.]
( Saray mensubu. İLE/VE Arada olanlar. İLE/VE Taşra. )
( Demokrasi, yürütücü tetikçilerin gürültüsü [BİRÛN]; yönetici elitlerin derin sessizliğidir.[ENDERÛN] )
( Saraylarda, harem ve hazine dairelerinin bulunduğu yer. | Büyük sarayların iç bölümü. | Devlet görevlilerini yetiştiren okul. İLE/VE Ara. | Eski konaklarda, Harem ile Selâmlık arasındaki daire. | Sultan sarayında, mabeyncilerin bulunduğu daire. | Sultan sarayı. | İki kişi arasındaki soğukluk. İLE/VE Dışarı. | Dış, harici. | Fazla, dışarıda, hariçte. )
- ENDİK ile SAF
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Saf kişi, safdil, saf gönüllü. İLE ... )
- ENDİREKT/İNDİREKT/INDIRECT[İng.]/BİLVÂSITA[Ar.] değil/yerine/= DOLAYLI
- ENDÜSTRİYEL[İng. INDUSTRIAL]/SINAİ[Ar.] değil/yerine/= URANSAL/İŞLEYİMSEL
- enem.[Lat. < ENEMA]/LAVMAN[Fr.] ile TENKIYE[Ar. < NAKY]
( Kalınbağırsağı, anüs yoluyla su fışkırtarak yıkama. | Bu işlem için kullanılan aygıt ve sıvı. İLE Ayıklayıp temizleme. | Kalın bağırsağa su verme ve bu işlem için kullanılan alet. )
- ENFÂL[Ar. < NEFEL] ile ENFÂR[Ar. < NEFÎR]
( Ganimetler, düşmandan alınan mallar, emeksiz kazançlar. İLE Kalabalıklar, halk, cemâatler. )
- ENFÜSÎ[Ar.]/SÜBJEKTİF[Fr./İng.] değil/yerine/= ÖZNEL
- ENG = YANAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- ENGEK ile ENGEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ağzın iki yanında bulunan çene kemikleri. İLE Peçeyi bağlamakta kullanılan ip. )
- ENGEL/SAKINCA/MAHZUR[Ar.] ile ENGEL/SAKINCA/BEİS[Ar.]
- ENGES ile ...
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yabancıymış gibi sağına soluna bakınan kişi. İLE ... )
- ENGLİK ile ALLIK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yanağa sürülen kırmızı boya. )
- ENHÂ'[Ar. < NAHV] ile ENHÂR[Ar. < NEHR]
( Taraflar, yanlar, cihetler. | Yollar. İLE Irmaklar, çaylar. )
- ENİK/ENCİK[Ar.] ile SEG-PEÇE[Fars.]
( Kedi, köpek yavrusu. İLE Köpek yavrusu. )
- ENKAS[Ar.] ile ENKAZ[ka uzun okunur!][Ar. < NUKZ]
( Daha/pek/çok eksik. İLE Binâ yıkıntıları, moloz. | Eski hayvanların artıkları. )
- ENKAZ[Ar.] değil/yerine/= YIKINTI/ÇÖKÜNTÜ/KALINTI
- ENKERE MİN-HU KEZÂ[Ar.] ile NEKAME MİN-HU KEZÂ[Ar.]
- ENKERE[Ar.] ile NAKAME[Ar.]
- ENLEM ile/ve BOYLAM/TUL[Ar.]
(
)
( Enlem Farkı[111 km.] ile Uzaklık Hesaplama
Enlem farkı bulunurken verilen merkezler aynı yarımkürede ise büyük olan enlem derecesinden küçük olan çıkarılır. İLE/VE/>< Farklı yarımkürede olurlarsa enlem dereceleri toplanır.
A - B = ?
50 - 20 = 30 [enlem farkı]
30 x 111 = 3330 km.
İLE/VE/><
B + D = ?
20 + 15 = 35 [enlem farkı]
35 x 111 = 3885 km.
)
( LATITUDE vs./and LONGITUDE )
- ENSÂB[Ar. < NESEB] ile ENSÂB[Ar. < NUSUB]
( Soylar, baba tarafından akrabalar/hısımlar. | Logaritma cetvellerinin sayıları. [CEYB(SINUS), TECEYB(COSINUS), MÜMÂS(TANGENT), TAMAM MÜMÂS(COTANGENT), KATI'(SÉQUENCE), TAMAM KATI'(COSÉQUENCE)] İLE Belâlar, şerler. | Putlar, heykeller. )
- ENSÂF[Ar. < NISF] ile ENSAF[Ar. < İNSÂF]
( Yarımlar, yarılar. İLE Daha/pek insaflı. )
- ENSÂL[Ar. < NESL] ile ENSÂR[Ar. < NÂSIR]
( Soylar, evlâtlar, sülâleler. İLE Yardımcılar/muavinler, koruyucular/müdâfîler. )
- ENSÂL[Ar. < NESL] ile ENZÂL[Ar. < NEZL/NEZÎL]
( Soylar, evlâtlar, sülâleler. İLE Soysuzlar, alçaklar, aşağılıklar. )
- ENSÂR[Ar. < NÂSIR] ile ENZÂR[Ar. < NAZAR]
( Yardımcılar/muavinler, koruyucular/müdâfîler. İLE Bakışlar, bakmalar. )
- ENÜK ile ENÜK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Aslan, sırtlan, kurt ve köpek yavrusu. İLE Dişlilerin dişi. )
- ENZÂL[Ar. < NEZL/NEZÎL] ile ENZÂR[Ar. < NAZAR]
( Soysuzlar, alçaklar, aşağılıklar. İLE Bakışlar, bakmalar. )
- ER[Ar.] ile ER[Ar.] ile ER[Tr.] ile Er.[kimya]
( Eğer, ise, olsa, olur ise. İLE Erken. İLE Erkek. | Aşamasız asker. | Yiğit, kahraman. | İşini iyi bilen, yetenekli. İLE Erbiyum'un simgesi. )
- ER ile SİLAHENDAZ[Ar., Fars.]
( ... İLE Gereğinde karaya çıkarılan, özellikle tüfeklerle donatılmış, deniz eri. )
- ERÂNİB[Ar. < ERNEB] ile ERÂNÎB[Ar. < ERNEBE]
( Tavşanlar. İLE Burun ucları. )
- ERÂZÎ/ARÂZÎ[Ar.] ile ERÂZİL[Ar. < ERZEL]
( Yerler, topraklar. İLE Reziller, namussuzlar, yüzsüzler. )
- ERBAÂ'[Ar.] ile ERBAA[Ar.]
( Çarşamba günü. İLE Dört. )
- ERBÂB[Ar. < RABB] ile ERBÂB[Fars.]
( Sahipler, mâlikler. | Becerikli, ehil, muktedir. İLE Ulu, başkan, reis. )
- ERCÂ[Ar. < RECÂ] ile ERCÂ[Ar.] ile ERCAH[Ar. < RÂCİH]
( Taraflar, yönler. İLE Daha çok istenilen, ricâ edilen. İLE Üstün, uygun, tercihe uygun. )
- ERDEB/İRDEB[Ar.] ile ERDEB[Ar.]
( Arap şehirlerinde kullanılan ve İstanbul kilesiyle 9 kileyi karşılayan bir ölçek. İLE Savaş. )
- EREK/AMAÇ ile/değil GARAZ/GAREZ[Ar.]
( ... İLE/DEĞİL Birine karşı güdülen kötülük etme isteği, kin, düşmanlık. )
- ERES[Ar.] ile ER'ES[Ar.]
( Çiftçilik, çiftçi olma. İLE Başı büyük, kocakafa. )
- ERHAM[Ar. < RAHÎM] ile ERHÂM[Ar. < RAHM]
( Daha/pek merhametli. İLE Döl yatakları. | Akrabalar, hısımlar. )
- ERİG ile ERİG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yağ ya da yağa benzeyen, eriyen herhangi bir şey. | Donduktan sonra eriyen herhangi bir şey. İLE Cevval, etkileyici hayvan. )
- ERİL YALANCI EŞEYSEL BOZUKLUK[Ar.] ile DİŞİL YALANCI EŞEYSEL BOZUKLUK[Ar.] ile ANORMAL EŞEYSEL GELİŞİM[Ar.]
( Erillik göstergesi/örgeni baskın gelen hünsâ. İLE Dişillik göstergesi/örgeni baskın gelen hünsâ. İLE [hukukta] Erillik ya da dişillik örgenlerinden her biri kendinde bulunan fakat bu örgenlerden birinin etkinliği, hareketi ve oluşumu ötekine baskın gelmediği ya da önde olmadığı gözönünde bulundurularak durumu belirgin olmayan hünsâ. )
( HÜNSÂ-Yİ RECÛLÎ ile HÜNSÂ-Yİ NİSÂÎ ile HÜNSÂ-İ MÜŞKÎL )
- ERİNÇ ile ERİNÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Belki de. İLE Huzur, rahatlık, mutluluk. )
- ERKÂN[Ar. < RÜKN] ile ANÂSIR[çoğ. UNSUR]
( Tıpta. İLE Fizikte. )
- ERKEÇ ile ERKEÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Dalga. İLE Eril keçi. )
- ERKEN ile ERKİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- ERMÂ'[Ar. < REMH] ile ERMÂH[Ar. < REMH]
( Çok güzel ve cilveli olan.[sevgili] İLE Vuruşlar, darbeler. | Mızraklar, süngüler.[< RUMH] )
- ERNEK/ERNGEK ile ERNGEN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Parmak. İLE Bekâr. )
- ERNGEYÜ ile ERNGEYÜ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Altı parmağı olan adam. İLE Çok kısa boylu kişi.[Neredeyse iki arşın olan.] )
- EROZYON["EREZYON" değil!]//EROSION[İng.]/EROSİYON[Fr.]/İTİKAL[Ar.] değil/yerine/= AŞINMA
- ERŞ-MUKADDER[Ar.] ile ERŞ-İ GAYR-İ MUKADDER[Ar.]
( Ölüme neden olmayarak kesilen ya da kullanılamaz duruma getirilen örgenlere özgü, miktarı belirli olan diyet. İLE Ölüme neden olmayan ve miktarı belirli olmayan örgenler için bilirkişinin takdir ve tayinine bırakılan diyet. )
( ERŞ[Ar. çoğ. URÛŞ]: Sakatlanan bir örgen için neden olan kişiden alınan şerî diyet, kan pahası. | Satılık malın, kusuru dolayısıyla değerinden indirilen para. )
- ERŞ[Ar. çoğ. URÛŞ] ile ERS[Ar.]
( Sakatlanan bir örgen için kesenden alınan diyet, kan pahası. | Satılık malın kusuru dolayısıyla değerinden indirilen para. İLE Gözyaşı. )
- ERS[Fars.] ile ERZ/ERZİŞ[Fars.] ile ERZ/ERÜZ[Ar.][Fars.]
( Gözyaşı. İLE Değer, kıymet, kadir ve îtibar. İLE Pirinç.[hubûbat] )
- ERSÜ[Oğuz] ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Süfli, ahlâksız kişi. İLE ... )
- ERTE ile SABAH
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Sabahın körü. )
- ERTİK ile YOL
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İşlek yol. İLE ... )
- ERÜK ile ERÜK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Şeftali, kayısı, erik gibi meyveler. İLE Duvar ya da duvara benzer şeylerin üzerindeki gedik ya da çatlak. )
- ERVA'[Ar.] ile ERVÂH[Ar. < RÛH]
( Çok güzel genç. | Son derece cesur ve yiğit. İLE Canlar, yaşamın cevher"ler"i. )
- ERZE[Ar.] ile ERZE[Ar.]
( Çam ağacı. İLE Samanlı sıva çamuru. | Çamdan çıkarılan zift. | Eski yönteme göre yeryüzünün bölündüğü yedi iklim.[yedi parçadan birinci iklim, ekvatora yakın olan bölge.] | Çam. )
- EŞ'ÂR[Ar. < Şİ'R] ile EŞ'AR[Ar. < ŞAİR]
( Ölçülü/vezinli ve uyaklı/kâfiyeli sözler. | Kıllar.[< ŞA'R] İLE En/daha güzel şiir okuyan. )
- ES'ÂR[Ar. < SI'R] ile ES'ÂR[Ar. < SU'R]
( Satılan şeylerin bilinen fiyatları, narhlar. İLE Yiyecek-içecek artığı. )
- ES ile ESGÜ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yırtıcı hayvanların avı olan hayvan. İLE Harman savurma işinde kullanılan sepet. )
- EŞ ile EŞLİG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Arkadaş, yoldaş. İLE Samimi tavırları olan kişi. )
- ESÂBİ'[Ar. < ISBI] ile ESÂBÎ'[Ar. < ÜSBÛ] ile ES'ABÎ[Ar.]
( Parmaklar. İLE Haftalar. İLE Gayet güzel ve beyaz göz. )
- ESÂKIF[Ar. < ÜSKUF] ile ESÂKİF[Ar. < ESKEF]
( Piskoposlar, metropolitler. İLE Eskiciler, kunduracılar, köşkerler. )
(1996'dan beri)