thumb

[... ile ...] BAĞLAÇLI

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 05 Temmuz 2025 ]
itibariyle 42702 başlık/FaRk yer almaktadır.

- EBU'L BEŞER ile/değil/yerine EBU'L ERVÂH


- EBÜ'L VAKT ile İBN-İ VAKT


- EBUL FET CAMİİ

( Yedikule surlarının olduğu yerdeki yıkılmış camii. [İstanbul'un ilk camii] )


- EBÜLYOSKOP[Yun. EBULLIRE

( Kaynamak. | SKOPEIN ile ABCDEF ( Gözetlemek.] ile ABCDEF ( Nesnelerin kaynama sıcaklığını saptamaya yarayan aygıt. )


- EBYAZ ile BEYAZ

( Cüz. İLE Küll. )


- EC(İ)R

( BİR İŞ, HİZMET KARŞILIĞINDA VERİLEN ŞEY | ÂHİRETE AİT MÜKÂFAT, SEVAP | ÜCRET )


- ECE

( Kraliçe, melike. | Güzel kadın. )


- EÇE/EKE/EZE ile EÇİ ile EKEÇ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yaşça büyük kız kardeş. İLE Yaşça büyük olan erkek kardeş. İLE Halkın kız kardeşi(uht-ul-kavm).[Bilgece davranan küçük kız çocuğu.] )


- ECEL[Ar. çoğ. ÂCÂL] ile ECELL[Ar. < CELÎL]

( Belirli olan süre/vâde. Ömrün sonu, hayatın son anı. İLE Çok büyük, en ulu. )


- ECEL[Ar.] ile MÜDDET[Ar.]


- ECEL ile/ve/||/<>/> AMEL ile/ve/||/<>/> EMEL


- ECHEL[Ar. < CÂHİL] ile ECHER[Ar.]

( Çok cahil. | Nâdân, aksi kişi. İLE Son derece güzel hanım. | Gündüz iyi görmeyen, kamaşık gözlü adam. )


- ECİR/ECR[Ar. < UCÛR] ile ECÎR[Ar. < ECR]

( Bir iş/hizmet karşılığında verilen şey. | Âhirete ait ödül/mükâfat, sevap. | Ücret. İLE Ücretle çalışan, gündelikçi. )


- ECİRGAT ile AMELE


- ECLA'[Ar.] ile ECLÂ[Ar. < CELÎ]

( Kısa dudaklı ve miskin adam. İLE Pek belirli, çok âşikâr. )


- ECMA'U[Ar.] ile CEM'[Ar.]


- ECR-İ AZÎM ile/ve ECR-İ KERÎM

( Düşünebileceğinin ötesinde verilen. İLE/VE Hiç düşün(e)mediğinin verilmesi. )


- ECR-İ HASS ile/ve/<> ECR-İ MÜŞTEREK


- ECT-/ECTO- ile/||/<> -ECTASİA/-ECTASİS ile/||/<> -ECTOMİZE ile/||/<> -ECTOMY ile/||/<> -CENOSİS ile/||/<> -STEREİSİS ile/||/<> ECTRO-

( Dış, dışta, olmaksızın. İLE/||/<> Dilatasyon, genişleme. İLE/||/<> Eksizyondan uğrama. İLE/||/<> Cerrahi olarak çıkarma. İLE/||/<> Akıntı, cerrahi olarak çıkarma. İLE/||/<> Bir bölümün cerrahi olarak çıkarılması, eksiklik. İLE/||/<> Doğuştan, konjenital olarak eksik. )


- ECZANE ile/değil APOTHEKE[Yun.]

( ... İLE/DEĞİL Eski Yunan ve Roma evlerinde, yiyecek ambarı ve özellikle şarap mahzeni. )


- ECZEM[Ar. < CÜZÂM] ile ECZEM[Ar.]

( Cüzâmlı, miskinlik illetine uğramış olan. | Parmakları ya da eli kesik kişi. İLE Burnu kesilmiş. )


- ED'İYE[< DUÂ] ile/ve/<>/> HEDİYE

( Yalvarmalar, yakarmalar. İLE/VE/<>/> Armağan. )


- ED ile ED
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İşlenmiş, üretilmiş herhangi bir şey. [Süslü bir kumaş ya da benzerleri.] İLE İyiye işaret olan herhangi bir şey. )


- EDÂ[Ar.] ile İBLÂĞ[Ar.]


- EDÂ ile EDÂ

( Davranış, tavır. | Naz, işve. | Anlatış yolu. İLE Verme, ödeme. | Namazı kılma, yerine getirme. )


- EDÂ ile/ve/<>/değil KAZÂ

( Namazın, vaktinde kılınması. İLE/VE/<>/DEĞİL Vaktinde edâ edilemeyen namazın, başka bir vakitte farzının kılınması. )


- EDEB-İ HAKİKAT ile/ve/||/<>/> EDEB-İ CEMÂL


- EDEB(SİZ/LİK) ile/ve AHLÂK(SIZ/LIK)

( İçte. İLE/VE Dışta. )

( [olmaması] Ayıptır. İLE/VE Suçtur. )

( [olmaması] Açıkça yapılır. İLE/VE Gizlice yapılır. )

( [olmamasında] Utanmaz. İLE/VE Utanır. )

( [olmamasında] İğrenilir. İLE/VE Kızılır. )

( Kavramsal/kurumsal/meslekî. İLE/VE Kişisel. )

( Çoğul. İLE/VE Tekil. )


- EDEB[çoğ. ÂDÂB]

( İYİ TERBİYE, NEZÂKET, ZARÂFET | ELİNE, DİLİNE, BELİNE SAHİP OLMAK [ELİF, DAL, BE] | DAVET, ÇAĞRI | ÜST SEVİYE AHLÂKI | ALLAH'A YAKLAŞMANIN ÖLÇÜSÜ )


- EDEB ile/ve ÂDÂB

( Elif, Dal, Be. Edebli olmak, eline, diline, beline sahip olmak anlamını taşır. İLE/VE Edeb'in çoğulu. )

( Âdap eksikliği, öze dair bilginin eksikliğindendir. )

( EDEB YÂ HÛ )


- EDEB ile/ve/||/<> AHLÂK ile/ve/||/<> MATEMATİK

( İnsanlığın gelişimindeki/tarihindeki üç önemli eşik. )


- EDEB ile/ve EMNİYET


- EDEB ile/ve ERKÂN

( Muktezâ-yı hal üzere söylemek ve eylemek. İLE/VE ... )


- EDEB ile/ve/<> HAYÂ

( : ZİNNÛREYN )


- EDEB ile/ve KORKU


- EDEB ile/ve/<> SAMİMİYET

( Ne kadar samimi olunsa da edebten uzaklaşmamak gerekir! )


- EDEB ile/ve USÛL


- EDEB ile/ve/<> ZARÂFET


- EDEBÎ (OLAN) ile/ve/||/<>/>/< EBEDÎ (OLAN)


- EDEBÎ (OLAN/LAR, ALAN/LAR, KONU/LAR) ile/ve/<> MANEVÎ (OLAN/LAR, ALAN/LAR, KONU/LAR)


- EDEBÎ TANIM/YAKLAŞIM ile FELSEFÎ TANIM/YAKLAŞIM


- EDEBÎ ZENGİNLİK ile/ve FELSEFÎ FAKİRLİK


- EDEBİYAT[Ar.] ile YAZIN


- EDEBİYAT ile/ve EDEBÎYAT

( Dili, dildeki göstergeleri, dil üzerinden ve dil aracılığıyla dile getirmenin dili. İLE/VE Tasavvufun dile getirilişi. )


- EDEBİYAT ile/ve TARİH

( Bilim olarak görülmese de her âlimin bilmesi gerekir. )


- EDEBİYATTA/ŞİİRDE:
ÇİFT DİLLİLİK ile ÇİFT DİLLİLİK ile ÇİFT DİLLİLİK

( Sanatın kendi özgür yapısında. İLE Siyasi baskı altında. İLE Bilinçdışında. )

( Sanatın kendi olanakları açısından. İLE Siyasi baskılar altında oluşmuş, bilinçli anlamda kurulmuş olan. İLE Bilinçdışına atılmış simgelerin etkileşimli ve travmatik dışavurumları ile. )


- EDEN / KILICI

( AGENT )


- EDEN BULUR (KADER[Ar. < KADAR]/KARMA[Hintçe]) ile/ve/||/<>/> NE EKERSEN, ONU BİÇERSİN


- EDENLİ EDİLGEN ile EDENSİZ EDİLGEN

( PERSONAL PASSIVE vs. IMPERSONAL PASSIVE )


- EDEPSİZ/LİK ile/ve/||/<> AHLÂKSIZ/LIK


- EDEPSİZ/LİK ile/ve/değil/||/<> MÜSTEHCEN/LİK


- EDEPSİZLİK" ile/değil/yerine COŞKU


- EDEYÂN[Fars.]

( Çok koşan hayvan. )


- EDGE ile/ve/||/<> FRINGE

( Eşik. İLE/VE/||/<> [Kuantum] Işık/parçacık yansımalarının arasındaki [0 | arasındaki] eşik. )


- EDİB ile MUHARRİR


- EDİLGEN ALICI ile/ve/değil/yerine/<>/< ETKİN KURUCU


- EDİLGEN/LİK(PASİF/LİK) ile/ve/değil TAM YERİNDE OLMAK


- EDİLGEN ile/ve/değil/||/<>/< ETKİN OL(A)MAYAN


- EDİLGEN ile ETTİRGEN

( PASSIVE vs. CAUSATIVE )


- EDİLGEN ile GAİB


- EDİM ile/ve EYLEM

( ACT vs./and ACTION )


- EDİM ile/ve İŞLEV

( ACT vs./and FUNCTION )


- EDİN(İL)ME ile/ve/<> ERİŞ(İL)ME


- EDİNİM ile ÇIKARIM

( TO OBTAIN vs. INFERENCE )


- EDİZ ile EDİZ TAG ile EDİZ YER ile EDİZLİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Herhangi bir şeyin yükselmiş durumu. İLE Aşılamayan dağ. İLE Yüksek yer. [Yüksek başka bir şey için de kullanılabilir.] İLE Yükselti, yükseklik. )


- EDMUND HALLEY ile/ve/||/<> ROBERT HOOKE ile/ve/||/<> CRISTOPHER WREN


- EDRA'[Ar.]

( Başı kara, gövdesi beyaz hayvan. )


- EF'AL:
SIHHAT ile/ve/||/<> İNİKAT ile/ve/||/<> NİFAZ ile/ve/||/<> LÜZÛM

( LEGALITE avec/et/||/<> CONCLUSION avec/et/||/<> VALIDITE avec/et/||/<> NECESSITE D'EXECUTION )


- EF'AL ile/ve AMEL


- EF'AL ile AMEL


- EF'Î-İ MÜCELCEL ile EF'Î-İ MÜNAKKAŞ

( Çıngıraklı yılan. İLE Alaca derili engerek yılanı. )


- EF(F)ERENT ile EF(F)ÜZYON

( Götüren. İLE Sıvı [birikimi]. )


- EFDAL[Ar. < FÂDIL/FÂZIL] ile EFDÂL[Ar. < FAZL]

( Daha erdemli/fazîletli. | En üstün/âlâ. İLE Fazlalar/ziyâdeler. | İyilikler, ihsanlar, meziyetler, lütûflar. )


- EFDAL ile/ve EKMEL


- EFDAL ile HAYIR/LI

( ... İLE Bu varken buna bakılmaz anlamında kullanılır. )


- EFEKT ile EFEKTİF ile EF(F)EKTÖR

( Etki. İLE Etkin, etkili. İLE Etkileyen. )


- EFEMİNE ile METROSEKSÜEL


- EFFAK[Ar.] ile EFFÂK[Ar. < İFK]

( Ticaret için tüm dünyayı gezen. İLE Fazla iftirâ eden. )


- EFFICACY ile EFLÜKS/EFFLUX

( Etkinlik. İLE Dış atım. )


- EFGÂN

( Bağırıp çağırma, feryâd. )


- EFHÂM[Ar. < FEHM] ile EFHAM[Ar. < FEHÎM]

( Zihinler, anlamalar, idrâkler. İLE En ulu, çok şeref sahibi, daha fehâmetli. )


- EFHÂS[Ar. < FAHS] ile EFHÂZ[Ar. < FAHZ]

( Herşeyin içi/boşlukları. İLE Yakın akrabalar. )


- EFHÂS[Ar.] ile EFHÂZ[Ar. < FİKR]

( Daha fakir ve muhtaç. İLE Düşünceler. )


- EFLÂK

( ROMANYA )


- EFLÂK[Ar. < FELEK] ile EFLÂK[Ar. < FİKR]

( Gökler, semâlar, felekler, küreler, zamanlar. | Bahtlar, tâlihler, kaderler. İLE Osmanlı döneminde, merkezi Bükreş olan, iki memleketten bir kısım. )


- EFRA'[Ar.] ile EFRÂH[Ar. < FERH] ile EFRÂH[Ar. < FERAH]

( Vesveseli, kuruntulu. | İşi gücü olmayan. İLE Piliçler. | Piçler. İLE İç açıklıkları, sevinmeler. )


- EFRÂD-I ZİHNİYE ile EFRÂD-I HARİCİYE


- EFRÂS[Ar. < FERES] ile -EFRÂZ/FİRÂZ[Fars.]

( Atlar, beygirler, kısraklar. İLE Kaldıran, yükselten. )


- EFRÛZ[Fars.] ile -EFRÛZ[Fars.]

( Parıltı, şûle. İLE Aydınlatan, parlatan. | Tutuşturan, yakan. )


- EFSÂNE CÛ/Y[Fars.] ile EFSÂNE GÛ/Y[Fars.]

( Efsâne arayan/arayıcı. Boş vakit geçirmek isteyen. İLE Masal söyleyen, saçmasapan söyleyen. )


- EFSÂNE ile/||/<> ESÂTİR ile/||/<> KISSA ile/||/<> HİKÂYE ile/||/<> HABER ile/||/<> MASAL

( Güzelliğin ileri derece etkileyici niteliği. İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... )

( ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> Kendi deneyimini anlatmak. İLE/||/<> İkinci elden aktarmak/anlatmak. İLE/||/<> Olmuşu aktarmak/anlatmak. İLE/||/<> ... )


- EFSANE ile MASAL

( Türkiye/Türkçe Masal Haritası'nı görmek için burayı tıklayınız... )


- EFSÂNEVÎ ile/ve/||/<> ÂBİDEVÎ


- EFSÛN[Fars.] ile EFZÛN[Fars.]

( Gözbağcılık, "büyü", "sihir", arpağ. İLE Fazla, çok, yukarı, aşkın. )


- EFŞÜRDE[Fars.] ile EFŞÜRE[Fars.]

( Sıkılmış, posası çıkarılmış şey. İLE Öz, uşâre. )


- EFZÂ'[Ar. < FEZÂ] ile -EFZÂ/-FEZÂ[Fars.] ile EFZAH/EFDAH[Ar. < FAZÎH] ile EFZÂR[Fars.]

( Korku ile bağırmalar. İLE Artıran, çoğaltan. İLE Daha/pek rezil. İLE Ayakkabı, kundura. | Gemi yelkeni. | Sanatçıların kullandıkları aletler. | Yemeğe konulan baharat. )


- EGALE[Fr. < ÉGALE | İng. < EQUAL] ile ANGAJE/ENGAJE[Fr./İng. < ENGAGÉ]

( Her ne kadar "yinelemek/tekrar" olarak bilinse ve kullanılsa da "eşitlemek/eşit değer" köküyle düşünmek ve anlamak gerekir. İLE Bağlamak, bağlanmak, ilişkilenmek, yer tutmak, işe almak/girmek. )


- EĞE

( Göğüs kafesini oluşturan kemiklerden her biri. )


- EĞE KEMİĞİ[AZM-İ DIL'Î]

( (HZ. ADEM'İN) SOL KABURGA(SI) )


- EĞE ile EĞE

( Göğüs kafesini oluşturan, arkadan omurgaya, önden de göğüs kemiğine eklenen, uzun, yassı ve eğri kemiklerden her biri, kaburga. İLE Madenleri, tahtayı vb. yontmak, düzeltmek, perdahlamak için kullanılan, sert, ensiz, çelik araç. )


- EGEME ile/<> LAVTA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir lavta çeşidi. İLE ... )


- EGEMEN GÜÇ ile/değil "HÜKÜMET"


- EGEMEN ile/değil/yerine YAYGIN


- EGEMENLİK:
İÇ ile/ve/||/<> DIŞ ile/ve/||/<> EVRENSEL


- EGEMENLİK ile/ve/||/<> BAĞIMSIZLIK


- EGEMENLİK ile/ve/değil/yerine ÇEKİM/CAZİBE/CEZBE


- EGEMENLİK ile/ve ERK

( SOVEREIGNTY vs./and POWER )


- EGEMENLİK ile İLÂHLAŞMA


- EGEMENLİK ile/ve ÖZGÜRLÜK

( SOVEREIGNTY vs./and FREEDOM )

( ZHU QUAN ile/ve ... )


- EGET

( Gerdek gecesi gelin ile gönderilen hizmetçi. )


- EGET ile GELİN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gerdek gecesi geline hizmet için yollanan genç kız. İLE ... )


- EĞİÇ

( Yemiş koparırken, dalları çekmeye yarayan araç. )


- EĞİK DURUM

( OBLIQUE CASE )


- EĞİLİM/TREND[İng.] ile FURYA[İt. < FURIA]

( Eğilim. İLE Olağandan çok fazla bulunma durumu. )


- EĞİLİM ile/ve/<> ÇEKİLEN


- EĞİLİM ile/ve/<> EĞİTİM

( TENDENCY vs./and/<> EDUCATION )


- EĞİLİM ile/ve/||/<>/> EYLEM


- EĞİLİM ile/ve/<> İLGİ

( Tanım: Nedenleri zihinsel/duygusal olarak belirli ya da belirsiz etkilenim süreci. İLE/VE/<> Zihinde ya da duygularda bir karşılık/anlam oluşması ve içsel geribildirimi. Sözlükte: Benimseme, benimseyiş, eğinim, heves, ilgi, ilgilenme, istidat, merak, meyil, meyletme, önemseme, temayül, yetenek, yönelim, yöneliş, yönelme, yönseme )

( TENDENCY vs./and/<> INTEREST )

( PROPENSI cum/et/<> ... )


- EĞİLİM ile/ve/<> İSTEK

( TENDENCY vs./and/<> REQUEST )


- EĞİLİM ile/ve/<> İSTENÇ(İRÂDE)

( TENDENCY vs./and/<> WILL )


- EĞİLİM ile/ve/<> YÖNELİM

( SAMSKARA )


- EĞİLİMLİ ile/değil EĞİMLİ


- EĞİLME:
BARDAK ile/ve/değil/||/<>/>/< SÜRAHİ

( Çırak. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Usta. )

( Derin olan, dolu olan, usta olan, boyun büker/bükmelidir! Çırak değil! )


- EĞİLMEDE:
"ÇIKAR" / "ÜSTÜNLÜK" ile/değil/yerine SAYGI

( Nokta kadar "çıkar/ın" için, virgül kadar eğilme! / Kimse, kimseden "üstün" ya da yukarıda değildir/olamaz. İLE/DEĞİL/YERİNE Bir kişinin, hizmetine, emeğine, çabasına saygı duyuyorsak... )


- EĞİLMEK["EYİLMEK" değil!] ile "EĞİLMEK"

( Fiziksel. İLE Yönelmek. )


- EĞİLMEK ile/ve/değil/yerine ÇÖMELMEK

( Yerden bir şeyi alacağamız zaman belden eğilerek değil dizleri kırıp çömelerek yükü dizlere vermek gerekir! )


- EĞİLMEK ile/değil DİZLERİ KIRARAK YERE YAKLAŞMAK

( Belden eğilmek çok dikkat edilmesi gereken bir eylemdir. Olabildiğince dikkat ederek belden eğilmemek gerekir. Yerden bir şey alınacağı, özellikle kaldırılacağı zaman mutlaka dizleri kırarak yere yaklaşıp, bacak kuvvetiyle doğrulmaktır doğru olan. )


- EĞİLMEK ile DOMALMAK


- EĞİLMEK ile YÖNELMEK


- EĞİM ile/ve/||/<> ALAN


- EĞİM ile EĞİN

( Eğilmiş olma durumu. | Bir yüzeyin, yatay düzleme doğru eğilmesi, eğiklik. İLE Arka, sırt. | Gövde. | Boy bos, endam. )


- EĞİM ile UC


- EĞİM ile YATIM

( ... İLE Gemi direklerinin, başa ya da kıça doğru olan eğimi. )


- EĞİM ile/ve/değil YÜKSEKLİK


- EGİN ile EGİN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Omuz. İLE Eni bir buçuk karış, uzunluğu dört arşın gelen bir bez. )


- EGİŞ ile PİSLİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Arıtmak için eritilen herhangi bir maden filizinden geriye kalan pislik. İLE ... )


- EĞİTİLMEK ile/ve/yerine EĞİTİMİ, KENDİ EĞİMLİLİĞİNDE TUTMAK


- EĞİTİLMİŞ/LİK ile/ve/||/<>/< ADANMIŞ/LIK


- EĞİTİM:
"BOŞ KABI DOLDURMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KIVILCIMLA ATEŞ YAKMAK


- EĞİTİM:
GERÇEKLERİN ÖĞRETİLMESİ ile/ve/değil/||/<>/< DÜŞÜNMEK İÇİN AKLIN EĞİTİLMESİ


- EĞİTİM:
SÜS ile/ve/||/<> SIĞINAK

( İyi/bahtiyâr zamanlarda/koşullarda. İLE/VE/||/<> Kötü/bedbaht zamanlarda/koşullarda. )


- EĞİTİM/LER ile/ve/||/<>/> AKLA EĞİTİM/KATILIM


- EĞİTİM/ÖĞRETİM:
KAZANIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< PAYLAŞIM/AKTARIM


- EĞİTİM ile/ve/||/<>/> DENETİM


- EĞİTİM ile/||/<> DENETİM


- EĞİTİM ile/ve/<> DONANIM

( EDUCATION vs./and/<> RIGGING )


- EĞİTİM ile/ve/> DUYARLILIK

( EDUCATION vs./and/> SENSITIVENESS )


- EĞİTİM ile/ve/||/<> EDİNİM


- EĞİTİM ile/ve/||/<> GÖRGÜ


- EĞİTİM ile/ve/<> KÜLTÜR

( EDUCATION withand/<> CULTURE )


- EĞİTİM ile/ve ÖĞRETİM

( Zaman gerektirir. İLE/VE İlgi gerektirir. )

( EDUCATION vs./and INSTRUCTION
Needs time. WITH/AND Needs interest. )


- EĞİTİM ile/ve/= VAROLUŞTA SÜREKLİLİĞİ SAĞLAMAK


- EĞİTİM ile/ve/<> YÖNLENDİRME


- EĞİTİMİN:
KÖKLERİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> MEYVESİ

( Acı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Tatlı. )


- EĞLENCE ile/||/<> ÇIRAĞAN

( ... İLE/||/<> Işıklı gece eğlencelerine verilen ad. )


- EĞLENCE ile/ve/değil/yerine EYLEMCE


- EĞLENCE ile/ve/<> HEYECAN


- EĞLENCE ile TOY

( ... İLE Yemekli eğlence. )


- EĞLENEBİLDİKLERİN ile/ve/||/<> ANLATABİLDİKLERİN ile/ve/||/<> AĞLAYABİLDİKLERİN

( Arkadaş. İLE/VE/||/<> Dost. İLE/VE/||/<> "Kardeş". )


- EĞLENMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EYLEMEK


- EĞLENMEK ile/ve/değil/||/=/<> OYALANMAK

( [not] TO ENJOY vs./and/but/||/=/<> TO DAWDLE )


- EĞLENMEYİ SEVMEK
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
ÖĞRENMEYİ SEVMEK

( Sıradan kişilerin peşinde koştuğu. İLE/DEĞİL/YERİNE Sıradışı kişilerin aradığı. )


- EGLOG[Yun.] ile/ve İDİL[Yun.]

( Kısa kır/pastoral koşuğu. İLE/VE Kır yaşamı içinde, aşk konusunu işleyen kısa koşuk/şiir, yazı. )


- EGME ile KEMER
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Evin kemeri. İLE ... )


- EGO/N/(/U) ile/değil/yerine BENLİK/ĞİNİ

( Yok bil! İLE/DEĞİL/YERİNE Var bil! )


- EGO ile/<>/> LEGO

( "Adamın egosunu lego yaparız." )


- EGOISM ile EGOTISM ile EGOTHEISM


- EĞRELTİ OTU ile/ve/||/<> KANSER


- EĞRETİ OTU

( Kömür madenlerinin bulunduğu yerlerde biter. Evrim geçirmemiş tek bitkidir. )


- EĞRİ KAPI

( Edirnekapı'dadır. )


- EĞRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/>/< DOĞRU

( Doğrulabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Eğrilebilir. )

( Ne "eğriler", doğrula; ne "doğrular", eğrile. )

( Oturalım. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Konuşalım. )


- EĞRİ ile HELİS[Fr. < Yun.]

( ... İLE Bir silindirin anadoğrularını, sabit bir açı altında kesen eğri. )


- EGRİK ile İP
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dokuma ipi. İLE ... )


- EGRİM ile
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Girdap, suyun toplandığı yer. )


- EGVÂL[Ar. < GUL] ile EGVÂR[Ar. < GAVR]

( Büyük kazalar, felâketler. | Şeytanlar, türlü şekil alan periler. | Gulyabaniler, gövdesi olmayan hayvanlar. İLE Dipler, çukurlar. Sonlar. )


- EGZAJERASYON ile EGZAJERE ile EGZAJERE ETMEK

( Abartı. İLE Abartılı. İLE Abartmak. )


- EGZERSİZ[İng. < EXERCISE] ile/değil/yerine ALIŞTIRMA ÇALIŞMA


- EHAD[Ar.] ile EHADD[Ar. < HADD]

( Tek, bir, ilk sayı. İLE Daha keskin. )


- EHÂLÎ/AHÂLİ[Ar. < EHL] ile EHÂLÎL[Ar. < İHLÎL]

( Bir mahallede/semtte/kasabada/köyde yerleşip oturanlar. | Halk, umûm. İLE Penis deliği. )


- EHASS[Ar. < HASİS] ile EHASS[Ar. < HÂSS]

( Daha cimri, çok pinti. | Çok/en bayağı. İLE En özel. | Başlıca. )


- EHL

( SÂHİP, MÂLİK, MUTASARRIF OLAN | USTA, BECERİKLİ | EŞLERDEN HER BİRİ )


- EHL-İ BÂTIN

( HAKK'IN SIRRINA ERMİŞLER )


- EHL-İ BEYT ile/ve/<> ÂL-İ ÂBÂ


- EHL-İ BEYT ile ASHAB/İHVAN

( ... İLE İlkeleri içselleştirip, paylaşanlar. )


- EHL-İ CENNET ile EHL-İ NÂR


- EHL-İ DİL

( Gönül ehli. [Sözcük/leri kullanmadan durumunu/halini yansıtan.] )


- EHL-İ DİL ile/ve/>/değil/yerine GÖNÜL EHLİ


- EHL-İ NAZAR ile EHL-İ KEŞF


- EHL-İ SÜNNET ile/değil/yerine EHL-İ SÜNNET VEL CEMAAT

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE İmâmetin dışarıda bırakılmasıyla. )


- EHLEN ile/ve/||/<>/> SEHLEN

( Beceriyle. İLE/VE/||/<>/> Kolaylıkla. [hoş geldiniz ve sefalar getirdiniz] )


- EHLİLEŞTİRME ile EVCİLLEŞTİRME

( Seçici çiftleştirme. İLE İnsanla birlikte hareket ettirebilme/yaşatma ve insana zarar vermeyecek biçimde eğitmek. )

( [her biri, yaklaşık olarak]

* REN GEYİĞİ: M.Ö. 12.000
* KÖPEK [Avrasya ve Kuzey Amerika'da]: 12.000
* KOYUN [Güneybatı Asya'da]: 8.000
* AT [Türkistan'da]: M.Ö. 6000 - 8000
* SIĞIR [Güneybatı Asya, Hindistan, Kuzey Afrika'da]: M.Ö. 6000 )


- EHLİYET ile/ve SELÂHİYET


- EHLİYETE, KISMÎ/TAM ENGEL OLABİLECEKLER:
CİNNET ile/ve/||/<> SAĞIRLIK ile/ve/||/<> UNUTMA(NİSYAN) ile/ve/||/<> UYKU ile/ve/||/<> SARA ile/ve/||/<> HASTALIK(MARAZ) ile/ve/||/<> SAKATLIK(MALÛLİYET) ile/ve/||/<> BUNAMA(ATEH) ile/ve/||/<> CEHİL ile/ve/||/<> SARHOŞLUK(SEKİR) ile/ve/||/<> HAFİFLİK(HEZEL) ile/ve/||/<> İSRAF ile/ve/||/<> ESÂRET ile/ve/||/<> ENGEL(ZECİR) ile/ve/||/<> YOLCULUK(SEYAHAT)

( ALIENATION et/||/<> SURDITE et/||/<> FAIBLESSE DE LA MEMOIRE et/||/<> LE SOMMEIL et/||/<> EPILEPSIE et/||/<> LA MALADIE et/||/<> INFIRMITE et/||/<> LA SECONDE ENFANCE et/||/<> L'IGNORANCE et/||/<> L'IVRESSE et/||/<> LA LEGERETE et/||/<> LA PRODIGALITE et/||/<> ESCLAVAGE et/||/<> LA CONTRAINTE et/||/<> LE VOYAGE )


- EHLULLÂH ile EVLİYAÛLLÂH

( Ehlullahın simgesi göçmen kuşlarıdır. )


- EHVÂ'[Ar. < HEVÂ'] ile EHVÂL[Ar. < HEVL] ile EHVÂR[Fars.]

( İstekler, arzular, şehvetler, hevesler, meyiller. İLE Korkular, dehşetler. İLE Şaşkın, sersem, alık. )


- EHVEN ile EFDAL


- EINSTEIN ile/ve/||/<> SÜRÜCÜSÜ


- EJDER(DRAGON) ile BOYNUZLU DAĞ EJDERİ

( image )


- EJDERHA (DRAGON) ile YAPRAKSI DENİZ EJDERİ

( SU'BÂN, TİNNÎN ile ... )

( BÜRSÂN, BERGAMÂN ile ... )


- EJDERHÂ/EJDEHÂ[Fars.]

( Büyük yılan. )


- EJEKSİYON ile EJEKÜLASYON ile EJEKÜLAT

( Fışkırma. İLE Boşalım, bel gelmesi. İLE Meni, belsuyu. )


- EK

( AFFIX )


- EK İŞ ile/ve/değil TEK İŞ


- EK/İLÂVE ile/ve AÇILIM


- EK ile FAZLA

( ADDITION vs. EXCESS )


- EK ile/ve/<> İÇEK

( ... İLE/VE/<> Bazı dillerde, sözcük kökünün içine giren ek.[Arapça'da: Münteşir, intişar gibi.] )


- EK ile/ve/değil İKİNCİL


- EK ile/ve İLİNEK


- EK ile KATKI

( ADDITIONAL vs. CONTRIBUTION )


- EK ile KÖK

( ADDITIONAL vs. ROOT )


- EK ile/ve/<> ÖRNEK


- EK ile ZAM


- EKÂME Bİ'L-MEKÂN[Ar.] ile GANİYE Bİ'L-MEKÂN[Ar.]


- EKARTE[Fr. < ÉCARTÉ] (ETMEK) ile/ve/||/<> EKARTÖR

( Dışlamak, ayırmak, konu dışında tutmak. İLE/VE/||/<> Ayırgaç. )


- EKG ile EEG

( Kalp gözlem aygıtı. İLE Beyin gözlem aygıtı. )

( Electrocardiogram. İLE Electroencephalogram. )


- EKİDNE ile KISA GAGALI EKİDNE

( ... İLE Avustralya'da en yaygın dağılım gösteren memelidir. )

( ... İLE Tüm memeliler arasında kan sıcaklığı en düşük olan hayvandır. [Gövde sıcaklıklarını 4°C'ye düşürerek ve sadece 3 dakikada bir soluk alıp vererek enerji tasarrufu yapabilirler.] )

( ... İLE 50 yıl yaşayabilirler. )

( ... ile Kısa Gagalı Ekidne )

( ... cum TACHYGLOSSUS ACULEATUS )


- EKİDNE ile UZUN GAGALI EKİDNE

( ... İLE Yeni Gine'de yaşarlar. )

( ... İLE Gövdesinin ve burunlarının büyüklüğü akrabalarının iki katıdır. )

( ... İLE Dillerindeki özel dikenleri saplayarak öldürdükleri yersolucanlarıyla beslenirler. [Geceleri avlanırlar.] )

( ... İLE 50 yıl yaşayabilirler. )

( ... ile Uzun Gagalı Ekidne )

( ... cum ZAGLOSSUS BRUIJNI )


- EKİLENEN

( PAIENT )


- EKİM DEVRİMİ

( 1917'de. )


- EKİM/ekim ile/ve/||/<> Ekim

( Toprağa tohum/bitki yerleştirme. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Eylül'den sonraki ay. )


- EKİM ile EKİN[Oğuz] ile EKİNÇ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir kerede ekilecek büyüklükte olan yer. İLE Ekilmiş toprak. İLE Herhangi bir şey sayılırken ikinci olan. )


- EKİM ile/ve/||/<>/> KIRLANGIÇ DÖNÜMÜ

( Yılın onuncu ayı. İLE/VE/||/<>/> Ekim ayının ilk günleri. )


- EKİMOTİK ile EKİMOZ

( Morarmış. İLE [deride] Morartı, göğerti. )


- EKİMOZ

( Çarpma ya da vurmadan dolayı deri üzerinde meydana gelen siyah, mor ya da sarımsı çürük, bere. )


- EKİN/KÜLTÜR ile/ve/<> ANLATI


- EKİN/KÜLTÜR ile/ve BİLİM

( Bilim, doğanın her köşesinde var; görmesini bilirsek! Kültür, sokakta dolanır; almasını bilirsek! )


- EKİN/KÜLTÜR ile/ve/<> BİLİNÇDIŞI

( Kültür: Unuttuklarından, geri kalan. )

( CULTURE vs./and/<> THE UNCONSCIOUS )


- EKİN/KÜLTÜR ile/ve/<> SEZGİ

( CULTURE vs./and/<> INTUITION )


- EKİN ile ALACATEK

( ... İLE Olgunlaşmamış ekin. )


- EKİN ile/ve/<> FİREZ

( ... İLE/VE/<> Ekin. | Yeni çıkmaya başlamış ekin. | Biçilmiş tarlada kalan tahıl kökleri, anız. )


- EKİN ile HALAZA

( ... İLE Ekinler biçilirken, tarlaya dökülen tanelerden, ertesi yıl kendiliğinden yetişen ekin. )


- EKİN ile/||/<> HASAT ile/||/<> HARMAN

( Tarlada izi olmayanın, hasatta yüzü olmaz. )


- EKİN ile TINAZ

( ... İLE Savrulmak için hazırlanan dövülmüş ekin yığını. )


- EKİNDİ ile EKİNDİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ekilmiş. İLE İkindi namazı vakti. )


- EKİNOKOK ile/ve/<> HİDATİT[Fr. < Yun.]

( ... İLE/VE/<> Çoğu memelinin ve kişinin karaciğerinde gelişen, ekinokok tenyasının larvası. )


- EKİNOKS ile EKİNOKS

( Gece ile gündüzün eşit olduğu gün. İLE Evliyaotu, korunga. )


- EKİP ile/ve/değil KONVOY


- EKİSTİK

( İnsan yerleşimlerini inceleyen bilim dalı. )


- EKİZ ÇEKİMİNDE:
DİYAFRAM ile/ve/||/<> ENSTANTANE ile/ve/||/<> ISO

( )


- EKİZ/FOTOĞRAF:
YAKALANAN ile/ve/değil/||/<>/< İNŞÂ EDİLEN


- EKİZDE(FOTOĞRAFTA):
70'LER ile/ve/||/<>/> 80'LER ile/ve/||/<>/> 90'LAR ile/ve/||/<>/> 2000'LER ile/ve/||/<>/> 2010'LAR

( Sayın Özcan Yurdalan'ın sunumunu, burayı tıklayarak dinleyebilirsiniz... )


- EKİZDE(FOTOĞRAFTA):
ANALOG ile/ve/||/<>/> DİJİTAL


- EKİZDE(FOTOĞRAFTA):
TAFK ile/ve/||/<>/> İFSAK ile/ve/||/<>/> TAFK ile/ve/||/<>/> AFSAD ile/ve/||/<>/> AFAD

( [kuruluş yılı] 1950 ile/ve/||/<>/> 1959 ile/ve/||/<>/> 1959 ile/ve/||/<>/> 1977 ile/ve/||/<>/> 1979 )


- EKİZDE/FOTOĞRAFTA:
ANALEMMA ile/ve/||/<> TUTULEMMA

( Bir gök cisminin bir başka gök cisminden gözlendiği zaman, gökküre üzerinde günün belirli bir anındaki ortalama konumuna göre yıl içindeki hareketini gösteren eğridir. Bir analemma fotoğrafı, yıl içinde farklı günlerde hep aynı saatte güneşin fotoğrafını çekerek elde edilebilir. İLE/VE/||/<> Analemma'nın güneş tutulması içereni. )


- EKİZDE/FOTOĞRAFTA:
ORTOKROMATİK ile/ve/||/<> PANKROMATİK/PANORAMİK


- EKKİ ile EKKİZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İki sayısı. İLE İkiz. )


- EKLAMPSİ ile/||/<> PREEKLAMPSİ

( Gebelik sırasında nöbetlerle ilişkili bir durum. İLE/||/<> Gebelik sırasında yüksek tansiyon ve proteinüri. )


- EKLAMPSİ ile/||/<> PREEKLAMPSİ

( Gebelik sırasında yüksek tansiyon ve nöbetler. İLE/||/<> Gebelik sırasında yüksek tansiyon ve proteinüri. )


- EKLAMPSİ ile/||/<> PREEKLAMPSİ

( Gebelik sırasında yüksek tansiyon ve nöbetlerle ilişkili bir durum. İLE/||/<> Gebelik sırasında yüksek tansiyon ve proteinüri. )


- EKLAMPSİ ile/||/<> PREEKLAMPSİ

( Gebelik sırasında yüksek tansiyon ve nöbetlerle ilişkili bir durum. İLE/||/<> Gebelik sırasında yüksek tansiyon ve proteinüri. )


- EKLAMPSİ ile/||/<> PREEKLAMPSİ

( Gebelik sırasında yüksek tansiyon ve nöbetlerle ilişkili bir durum. İLE/||/<> Gebelik sırasında yüksek tansiyon ve proteinüri. )


- EKLEKTİK "OLAN" ile/ve/değil/||/<>/< BÜTÜNCÜL/ENTEGRATİF OLAN


- EKLEKTİK ile KOLAJ


- EKLEM ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ANKİLOZ[Fr. < Yun. < ANKYLOSE]

( ... İLE Oynar eklemlerde oynaklığın kalmamasıyla eklemin işlemez duruma gelmesi, eklem kaynaşması, oynaklığın yitimi. )


- EKLEM ile DÖNER EKLEM

( JOINT vs. TROCHOID )


- EKLEM ile PARMAĞIN OYNAK YERİ

( MAFSAL[çoğ. MEFÂSIL] ile ... )

( JOINT vs. KNUCKLE )


- EKLEMEK/ÇIKARMAK ile DEĞİŞTİRMEK

( TO ADD/EXTRACT vs. TO CHANGE )


- EKLEMEK ile/ve YÜKLEMEK

( TO ADD vs./and TO LOAD )


- EKLEMLENME ile/değil/yerine/||/>< DİKİŞSİZLİK


- EKLEMLİ ile/ve/değil YANINDA

( [not] ARTICULATED vs./and/but BESIDE )


- EKLENEBİLİR/LİK ile/ve/değil/||/<> EKLEMLENEBİLİR/LİK


- EKLENTİ

( ADJUNCT )


- EKLER:
ADDAN AD YAPMA ile/ve/||/<> EYLEMDEN AD YAPMA ile/ve/||/<> ADDAN EYLEM YAPMA ile/ve/||/<> EYLEMDEN EYLEM YAPMA

( - Addan ad yapma ekleri
-aç / -eç
-ak / -ek
-al / -el
-an / -en
-ar / -er
-ay / -ey
-ca / -ce / -ça / -çe
-cağız / -ceğiz
-cak / -cek / -çak / -çek
-cı / -ci / -cu / -cü / -çı / -çi / -çu / -çü
-ciğaz / -ciğez / -cuğaz / -cüğez
-cık / -cik / -cuk / -cük / -çık / -çik / -çuk / -çük
-cı / -ci / -cu / -cü/ / -çı / -çi / -çu / -çü / -cılayın / -cileyin
-cm / -cin / -cun / -cün / -çın / -çin / -çun / -çün

-dam / -dem / -tam / -tem
-daş / -deş / -taş / -teş
-dmk / -dirik / -duruk / -dürük
-ga / -ge
-gan / -gen
-k
-l
-lak / -lek
-layın / -leyin
-lı / -li / -lu / -lü
-lık / -lik / -luk / -lük
-m
-man / -men
-msı / -msi / -msu / -msü
-mtırak
-ncı / -nci / -ncu / -ncü
-rak / -rek
-sal / -sel
-sı / -si / -su / -sü
-sıl / -sil / -sul / -sül
-sız / -siz / -suz / -süz
-şar / -şer
-şın / -şin
-t
-tı / -ti / -tu / -tü
-z

- Addan eylem yapma ekieri
-a- / -e-
-al- / -el-
-ar- / -er-
-da- / -de- / -ta- / -te-
-ı- / -i- / -u- / -ü-
-k-
-kır- / -kir- / -kur- / -kür-
-1-
-la- / -le-
-lan- / -len-
-laş- / -leş-
-msa- / -mse-
-r-
-rga-
-sa- / -se-
-sı- / -si- / -su- / -sü-

- Eylemden ad yapma ekleri
-a / -e
-acak / -ecek
-acan / -ecen
-aç / -eç
-ağan / -eğen
-ak / -ek
-al / -el
-alak / -e/ek
-alga / -elge
-am / -em
-amaç / -emeç
-amak / -emek
-an / -en
-anak / -enek
-ar / -er
-ası / -esi
-ay / -ey
-az / -ez
-ca / -ce
-cak / -cek

-dık / -dik / -duk / -dük / -tık / -tik / -tuk / -tük
-ga / -ge / -ka / -ke
-gıç / -giç / -guç / -güç
-gm / -gin / -gun / -gün / -km / -kin / -kun / -kün
-ı / -i / -u / -ü
-ıcı / -ici / -ucu / -ücü
-ış / -iş / -uş / -üş
-k
-1
-m
-ma / -me
-maca / -mece
-maç / -meç
-mak / -rnek
-man / -men
-maz / -mez
-mık / -mik / -muk / -mük
-mış / -miş / -muş / -müş
-n
-nç
-ntı / -nti / -ntu / -ntü
-r
-sal / -sel
-t
-tay
-tı / -ti / -tu / -tü
-v
-z

- Eylemden eylem yapma ekieri
-ala- / -ele-
-ar- / -er-
-dar- / -der-
-dır- / -dir- / -dur- / -dür-1 -tır- / -tir- / -tur- / -tür-
-ga / -ge
-ı- / -i- / -u- / -ü-
-k-
-l-
-ma- / -me-
-msa- / -mse-
-n-
-p-
-r-
-ş-
-t-
-z-
)


- EKLEŞTİRME

( AFFIXATION )


- EKMEĞİN SERTLEŞMESİ ile/ve/<> BİSKÜVİNİN YUMUŞAMASI

( ... İLE/VE/<> Ekmektekinden, 70 kat daha fazla şeker vardır ve bu şeker, pudra şekerdir. )


- EKMEĞİN, YEMEĞİN YANINDA KATIK OLMASI ile/ve/yerine YEMEĞİN, EKMEĞİN YANINDA KATIK OLMASI

( Para olmadığında. İLE/VE/YERİNE Para olduğunda. )

( İDÂM[Ar.]: Katık, ekmeğe katık edilen şey. )


- EKMEK PARASI ile ÇORBA PARASI

( Kim kazanmasın, bir ekmek parası
Dostunun yüzkarası, düşmanının maskarası...

M. Âkif Ersoy )


- EKMEK UNU ile/<> KEK UNU ile/<> PASTA UNU ile/<> ÇOK AMAÇLI UN


- EKMEK:
İŞLENMİŞ ile/>< EKŞİ MAYALI

( İşlenmiş undan, kesinlikle uzak durmak gerekiyor. İLE Ekşi mayalı undan yapılan ürünlerde de dengeli olmak gerekiyor. )


- EKMEK:
TAM TAHILLI ile/ve/değil/<> EKŞİ MAYALI


- EKMEK/EKİP ile/ve/||/<> DİKMEK[< TİKMEK]

( Tohum, ekilir. İLE/VE/||/<> Ağaç, dikilir. )


- EKMEK ile EKMEK

( Undan yapılan yiyecek. İLE Bir tohumu/bitkiyi toprağa gömmek/dikmek. )


- EKMEK ile/ve/||/<> EKMEK MEYVESİ

( ... İLE/VE/||/<> Pasifik okyanusundaki yüzlerce adada temel besin kaynağı, bol nişastalı bu meyve, pişirildiğinde ekmek gibi besleyici bir gıdaya dönüşüyor.

Ayrıca, öğütülüp un haline getirilerek glütensiz ekmek yapımında da kullanılabiliyor.[Tek bir ekmek ağacı yıl boyunca bir aileyi rahatlıkla besleyebilecek özellik ve bollukta.]

Ekmek meyvesinin farklı çeşitlerinden kızartma ve tatlı, yapraklarından salata, gövdesinden kano ve ev yapılabiliyor. )

( )


- EKMEK ile GOLOT

( ... İLE Küçük, somun ekmek. )

( ... İLE Gümüşhane'de, verilen adı. )


- EKMEK ile PAÇAMURA

( Suyla ezilmiş ekmek. )


- EKMEK ile PEKSİMET[Yun.]

( ... İLE Pişirildikten sonra dilimler halinde kesilerek, ısı ile kurutulmuş, uzun süre dayanabilen ekmek. )


- EKMEK ile SERPMEK

( TO SOW vs. TO SPRINKLE )


- EKMEK ile YEMEK


- EKMEKAĞACI

( Dutgillerden, sıcak ülkelerde yetişen, meyvesi beyaz etli ve biraz unlu, besleyici bir bitki. [Lat. ARTOCARPUS INCISA] )


- EKMEL[< KÂMİL]

( DAHA (EN) KÂMİL, MÜKEMMEL VE KUSURSUZ, EKSİKSİZ OLAN )


- EKO DÜZEN DENGESİ ile BOZULMA

( Bir eko düzendeki canlı ve cansız bileşenlerin birbiriyle uyumlu bir biçimde var olması durumu. İLE Bu dengenin bozulması ve ekodüzenin işlevlerini yerine getirememesi durumu. )


- EKO DÜZEN HİZMETLERİ ile BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK

( İnsana yarar sağlayan ekodüzen işlevleri.[su temizleme, hava kirliliğini azaltma] İLE Dünyadaki tüm canlı türlerinin çeşitliliği. )


- EKO DÜZEN/EKO SİSTEM ile BİYOSFER

( Birbiriyle etkileşim durumunda olan canlı ve cansız bileşenlerin oluşturduğu bir düzen. İLE Dünyadaki tüm canlıların yaşadığı yer. )


- EKO TON ile EKO DÜZEN ile EKO TOP

( İki farklı eko düzen arasında geçiş bölgesi. İLE Canlıların ve çevresel etmenlerin bir arada bulunduğu ve etkileşimde bulunduğu düzen. İLE Belirli bir alanın dirimbilimsel ve fiziksel özelliklerine sahip küçük eko düzen. )


- EKO ile EKOJEN ile EKOJENİTE

( Yankı. İLE Yankı veren. İLE Yankısallık. )


- EKOLALİ:
ANINDA ile/ve/||/<>/> GECİKMELİ


- EKOLOJİ ile ÇEVRE

( Canlıların birbiriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerini inceleyen bilim dalı. İLE Bir canlının yaşadığı ve gereksinim duyduğu tüm çevresel koşulların bütünüdür. )


- EKOLOJİ ile POPÜLASYON EKOLOJİSİ

( Canlıların birbiriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerini inceleyen bilim dalı. İLE Belirli bir bölgedeki bir popülasyonun dinamiklerini inceleyen bir alt dal. )


- EKONOMİ ile/ve/||/<> ASKERİYE


- EKONOMİDE:
DOĞRUSAL ile/değil/yerine/> GERİDÖNÜŞÜMLÜ ile/değil/yerine/> DÖNGÜSEL

( )

( Al > Yap > Kullan > Çöpe at

İLE/DEĞİL/YERİNE/>

Al > Yap > Kullan > Geri dönüştür > Çöpe at

İLE/DEĞİL/YERİNE/>

Al > Yap > Kullan > Tamir et / Tekrar kullan > Geri dönüştür/döndür > Yap > Kullan > Tamir et / Tekrar kullan )

( [not] LINEAR ECONOMY vs./but/> RECYCLING ECONOMY vs./but/> CIRCULAR ECONOMY )


- EKONOMİK DEĞER ile/ve ESTETİK DEĞER

( ECONOMIC VALUE vs./and AESTHETIC VALUE )


- EKRAN KARTLARINDA:
ONBOARD ile PAYLAŞIMSIZ


- EKRAN ile/değil ERKÂN


- EKRANDA:
LED ile PLAZMA ile LCD

( LED'ler ile aydınlatılan sıvı kristal ekranlardır. İLE İki cam arasında düzgün dağılmış ve içinde xenon ve neon gazlarının bulunduğu fosfor kaplı gözeler sayesinde görüntü elde edilir. İLE Floresan lambalarla aydınlatılan sıvı kristal ekranlardır. [Yapısal olarak plastik bir tabaka içindeki sıvı kristalin üretilen ışığı yansıtması mantığına dayanır.][Ekran tepki süresi düşük olan ekranlarda görüntü bulanıktır.] )

( )

( LIGHT EMITTING DIODE vs. PLASMA vs. LIQUID CRYSTAL DISPLAY )


- EKRANDA/MONİTÖRDE:
HDMI ile/ve/||/<>/> DP


- EKRANDA/MONİTÖRDE:
VGA ile/ve/||/<>/> DVI ile/ve/||/<>/> HDMI ile/ve/||/<>/> DISPLAY

( ile ile )


- EKREM[Ar.]/CÖMERT[Fars. CEVÂN+MERD] ile (EN) ELİAÇIK

( EN KERÎM, EN CÖMERT )


- EKSANTEM ile EKSANTEMATÖZ

( Deri döküntüsü. İLE Döküntülü [deri]. )


- EKSEN/MİHVER[Ar. çoğ. MAHÂVİR] ile/<> ORTAY

( Bir cismi, iki eşit parçaya bölen, gerçek ya da sanal çizgi. | Üzerinde bir pozitif yön varsayılan sonsuz doğru. | Dingil. İLE/<> [mat.] Bir düzlem şeklin aynı yöndeki koşut tüm kirişlerini eşit parçalara bölen çizgi. | Bir uzayı, bir yüzeyi, iki eşit parçaya bölen çizgi/düzlem. )

( MİHVER ile/<> ... )


- EKSEN ile GÖKEKSENİ

( ... İLE İki ucu, sonsuza uzatılmış olarak düşünülen yer ekseni. | Günlük devinmede, yıldızların çevresindeki eksen. )


- EKSES, EXCESS ile EKSESİF

( Çokluk, fazlalık. İLE Aşırı. )


- EKSFOL(İ)(Y)ATİF ile EKSFOLİ(Y)ASYON

( Pullanımlı, dökülen, soyulgan. İLE Pullanma, dökülme, soyulma. )


- EKŞİ MAYA(BUĞDAYÇAVDAR/YULAF/...) ile/<> YAŞ MAYA ile/<> ETKİN KURU MAYA ile/<> HAZIR/ÇABUK(INSTANT) KURU MAYA


- EKSİ SONSUZ ile/ve/>< ARTI SONSUZ


- EKSİ ile/ve/değil/<> ARTI

( Bazen, bazı (")eksikler/eksiklikler("), artı(ya) olabilir(/dönüşebilir.) )


- EKŞİ ile/ve/değil/yerine NAKŞÎ


- EKSİK NEDEN ile/ve HAZIRLAYICI NEDEN

( organ olmasın o )


- EKSİK NEDEN ile/ve HAZIRLAYICI NEDEN


- EKSİK OLABİLİR ile/ve/||/<>/< ATLANABİLİR


- EKSİK/LİK ile/ve/||/<>/>/< EZİK/LİK


- EKSİK/LİK ile/değil/yerine FARKLI/LIK


- EKSİK/LİK ile/ve KÖTÜ/LÜK

( DEFICIENCY vs./and BAD/NESS )


- EKSİK/LİK ile/ve/değil/yerine ÖRTÜK/LÜK


- EKSİK/LİK ile YETERSİZ/LİK

( "İstediğimiz bir şeyin", "olup" "olmaması", bizim için eşit değilse, hâlâ eksiğiz.
[Matlûbumuzun husûlü veya adem-i husûlü, nezdimizde, müsavî değilse, nâkısız!] )

( İstediğimiz oluyorsa "bir", olmuyorsa "bin" hayır aramak gerek. )

( DEFICIENCY vs. INSUFFICIENCY )


- EKSİK ile/değil/yerine EKSİKLİ

( [not] DEFICIENCY vs./but DEFECT WITH ...
DEFECT WITH ... instead of DEFICIENCY )


- EKSİK ile HATA ile KASIT

( LACKING/DEFICIENCY vs. MISTAKE vs. INTENTION )


- EKSİK ile YARI/M


- EKSİK ile ZAYIF

( LACKING/DEFICIENCY vs. WEAK )


- EKSİKLERİ/Nİ TAMAMLAMAK ile/ve/değil/||/<> FAZLALIKLARI/NI ATMAK


- EKSİKLERİMİZLE/HATALARIMIZLA:
"SAKLAMBAÇ OYNAMAK" ile/değil/yerine/>< YAKALAMACA OYNAMAK


- EKSİKLİ/LİK ile/ve TUTARSIZ/LIK

( DEFECTIVE/NES vs./and INCONSISTENCY )


- EKSİKLİK ile/ve GEREKSİNİM

( DEFICIENCY vs./and NEED )


- EKSİKLİK ile/ve/||/<> TAMAMLANAMAZLIK


- EKSİKLİK ile/ve YOKSUNLUK

( DEFICIENCY vs./and DEPRIVATION )


- EKSİKLİKLER('İ) ile/ve AKSAKLIKLAR('I)

( DEFICIENCY/IES vs./and DEFECT/S )


- EKSİLEREK BULAMAMAK/ULAŞAMAMAK ile/ve/değil/yerine ARTARAK BULAMAMAK/ULAŞAMAMAK


- EKSİN/ANYON ile/ve/||/<>/>< ARTIN/KATYON

( Negatif yüklü iyon. İLE/VE/||/>< Pozitif yüklü iyon. )


- EKSİNTİ/FİRE[Yun.] ile/ve/<> PAÇAVRA


- EKSİTABİLİTE ile EKSİTABL/E ile EKSİTASYON ile EKSİTATÖR

( Uyarılganlık, uyarılabilirlik. İLE Uyarılgan, uyarılabilir. İLE Uyarma, uyarılma. İLE Uyarıcı. )


- EKSİZE ETMEK ile EKSTİRPASYON ile EKSTRAKSİYON ile EKSTRİPİYE ETMEK ile ELÜSYON ile ENÜKLEASYON

( Kesip çıkarmak. İLE Tümüyle çıkarma. İLE Çekip çıkarma, öz eldeleme. İLE Tümüyle çıkarmak. İLE Yıkayarak ayırma. İLE [çevre dokudan soyularak] tümüyle çıkarma, çekirdeksizleştirme. )


- EKSİZYON ile/||/<> EKSTRÜZYON

( Kesip çıkarma. İLE/||/<> Dışarı atma. )


- EKSPANSE OLMAK ile EKSPANSİYON

( Genişlemek, genleşmek. İLE Genişleme, genleşme. )


- EKSPEKTORAN ile EKSPEKTORASYON

( Balgam söktürücü. İLE Balgam çıkarma. )


- EKSPER ile EKSPERİMENT ile EKSPERİMENTAL ile EKSPERİMENTASYON

( Uzman. İLE Deney. İLE Denel, deneysel. İLE Deney yapma, deneyim. )


- EKSPİR(İ)YUM ile EKSPİRASYON

( Solukverim. İLE Solukverim, soluk verme, sonlanma. )


- EKSPİRASYON[İng. < EXPIRATION] ile/||/<> EKSPİRİYUM[İng. < EXPIRIUM]

( Soluk vermek. İLE/||/<> Soluk verim. )


- EKSPLORASYON/EKSPLORE ETMEK ile. AÇIP İNCELEME


- EKSTANSİYON ile EKSTANSÖR

( Genişleme, açılma. İLE Açan, geren. )


- EKSTERNAL ile EKSTERNE ETMEK

( Dışsal, dış [ile ilgili]. İLE Taburcu etmek, hastaneden çıkarmak. )


- EKSTRA/DAN ile FAZLA/DAN


- EKSTRA ile EKSTRA-

( Artık, ek, fazladan. İLE -dışı. )


- EKSTRAKSYON ile/||/<> EKSTRAKSYON

( Çekip çıkarma. İLE/||/<> Öz eldeleme. )


- EKSTRE ile EKSTREM ile EKSTREMİTE

( Öz, özüt. İLE Aşırı, uc, en ucta, en kenarda. İLE Kol ya da bacak. )


- EKTÂR[Ar. < KETER] ile EKTÂR/AKTÂR[Ar. < KUTR]

( Şerefler, haysiyetler. Hasepler, nesepler. Mertebeler, dereceler. İLE Taraflar, yanlar. )


- EKTO-/EKZO- ile ENDO- ile EKSTRA-

( Dış-, dış [ile ilgili]. İLE İç-, iç [ile ilgili]. İLE -dışı. )


- EKTOPİ ile EKTOPİK

( Yer dışılık [örgen]. İLE Yer dışı [örgen]. )


- EKTROPİON ile/||/<> ENTROPİON

( Göz kapağının dışa dönmesi. İLE/||/<> Göz kapağının içe dönmesi. )


- EKÜMENİK[Fr. OECUMÉNIQUE < Lat. OECUMENICUS < EYun. OIKOUMENIKOS] ile DİASPORA[Fr.]

( Tüm piskoposlukların rûhânî meclislerini ya da tüm kiliseleri içeren, dünya genelinde Hıristiyan birliğine yönelik olan. İLE Herhangi bir ulusun ya da inanç mensuplarının ana yurdu dışında azınlık olarak yaşadığıı yer. | Herhangi bir ulusun yurdundan ayrılmış kolu. | Yahudilerin ana yurtlarından ayrılarak yabancı ülkelerde yerleşen kolları. )


- EKVADOR ile/ve/<> GALAPAGOS ADALARI

( ... İLE/VE/<> Ekvador'un yaklaşık 1000 km. açığında, Büyük Okyanus'tadır. )

( ... İLE/VE/<> Rastgele serpiştirilmiş gibi duran ve irili ufaklı, 42 adadan oluşmaktadır. En büyük adası Isabela, en küçük adası ise Plazasur'dur.[13 km²] )

( ... İLE/VE/<> Ekvador Cumhuriyeti'nin bir ilini oluşturmaktadır.[Yönetim merkezi, San Cristobal adasında yer alan Puerto Baquerizo'dur.] )

( ... İLE/VE/<> İspanyolca'da, Kaplumbağa anlamına gelmektedir. )

( ... İLE/VE/<> Adaların tamamı volkaniktir. En büyüğü olan Isabella üzerinde, 2000'den fazla sönmüş yanardağ bulunmaktadır. Ferdinanda adasında, 1977'den beri 53 adet volkanik patlama tespit edilmiştir. )

( ... İLE/VE/<> Jeolojik yaşları, 70.000 - 3 milyon yıl arasında değişmektedir.[Daha genç olanlarda, toprak rengi daha koyudur.] )

( ... İLE/VE/<> 1535 yılında, Panama Psikoposu Thomas de Berlanga tarafından, yollarını kaybederek tesadüfen keşfedilmiştir. Daha sonra unutularak korsanların ve ne yazık ki, balina avcılarının barınağı olmuş. 1932 yılında ise Albay Hernandez komutasındaki bir Ekvador Birliği, adaları, Ekvador topraklarına katmıştır. 1959 yılında ise, ulusal parka dönüştürülmüştür. )

( ... İLE/VE/<> Kuzey ve Güney'inde farklı iklimler sürmektedir. )

( ... İLE/VE/<> Etobur yırtıcı hayvan bulunmadığında, dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan türler, bugüne kadar bu coğrafyada yaşamını sürdürmüştür. Hiçbiri, insanı düşman olarak algılamamakta ve insandan korkmamaktadır. )

( ... İLE/VE/<> İnsan yerleşimi, tüm adaların yüzölçümünün sadece %4'ü ile sınırlıdır.[Adaya giden turistler, ya 8 - 100 yolcu alabilen 80 gemiden birine binip 5 - 7 günlük adalar turuna çıkmaktadır ya da Santa Cruz adasındaki turistik merkez Puerto Ayora liman kentinde kalıp günlük turlara katılabilmektedir.] )

( ... İLE/VE/<> Charles Darwin, bilimsel araştırma ve gözlemlerini bu adalardan bazılarında yapmıştır. )

( ... İLE/VE/<> Soğuk suları, mercan oluşumuna izin vermemektedir ve çok zengin bir dirimsel[biyolojik] çeşitlilik bulunmamaktadır. )

( ECUADOR cont/et/<> GALAPAGOS[Tr. Kaplumbağa] )


- EKVÂS[Ar. < KEVS] ile EKVÂZ[Ar. < KÛZ]

( Yaşmaklar. İLE Kadehler, kâseler, bardaklar. )


- EKZEMA ile/||/<> PSORİASİS

( deride kızarıklık, kaşıntı ve kabuklanma. İLE/||/<> Deride kalın, pullu plaklar ile ilişkili süreğen bir durum. )


- EKZOFİTİK ile EKZOJEN ile EKZOKRİN ile EKZOTERİK ile EKZOTOKSİN

( Dışa büyüyen. İLE Dışsal, dış kaynaklı. İLE Dış salgı. İLE Dışsal, dış kaynaklı. İLE Dış ağı/zehir. )


- EKZOKRİN (BEZ) ile/ve/||/<> ENDOKRİN (BEZ)

( Salgılarını kanallarla gövde dışına/yüzeyine ya da boşluklarına ileten bezler. İLE/VE/||/<> Salgılarını doğrudan kana veren bezler. )


- EKZOTERMİK KİMYASAL SÜREÇ ile ENDOTERMİK KİMYASAL SÜREÇ

( Enerji açığa çıkaran kimyasal tepkimeler. İLE Enerji gerektiren kimyasal tepkimeler. )


- EL ATMAK ile ELE ALMAK


- EL BİLEĞİNİ OLUŞTURAN KEMİKLER ile EL BİLEĞİNE AİT

( CARPUS vs. CARPAL )


- EL BİLEKLERİ ile AYAK BİLEKLERİ

( Kol ile eli birleştiren eklem yeri. İLE Bacak ile ayağı birleştiren eklem yeri. )

( ZEND )

( RUSG-ÜL-YED [RUSG: Bilek.] ile ... )

( WRIST vs. ANKLE/TARSUS )


- EL DELİSİ ile/ve/||/<>/> EL AĞZI


- EL DELİSİ ile/ve/||/<>/> EV DELİSİ


- EL DUASI ile/ve DİL DUASI

( El duası olmadan, dil duası olmaz! )

( İSTİD'Â'[Ar. < DUA]: Yalvararak isteme. | Dilekçe. )

( Taşlı tarlalar, duaya değil kazmaya gereksinim duyar. )


- EL KİŞİ ile EL QUŞ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kötü, aşağılık kişi. İLE Akbaba. )


- EL NİNO ile/ve/||/<> LA NİNA


- EL ÖRTÜLERİ ile/ve/<> KOL ÖRTÜLERİ


- EL TERLEMESİ'NDE:
SOĞUK ile SICAK

( Stres. İLE Hipertroid. )


- EL TIRNAKLARI ile AYAK TIRNAKLARI

( ... ILE El tırnaklarından 4 kat daha hızlı uzar. )


- EL TUTMAK

( DERVİŞ OLMAK )


- EL ve SOFRA ve KAPI ile/ve/<> DİL ve GÖZ ve BEL

( Açık tut! İLE/VE/<> Kapalı tut! )

( BAŞIN SELÂMETE ERER
BAŞIN, ELİN BİR DURDUR! )


- EL YAZISI ile RİKA[Ar.]

( ... İLE Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi. )


- EL-

( DEĞİŞİMDE DEĞİŞMEDEN KALAN | EN YÜKSEK VE TANIMLANAMAZ GERÇEKLİK | TEO, TAO, TE, T, THE )


- el-AN[Ar.] ile/ve/||/<>/> el-AN KEMÂKÂN

( Şu anda bile. İLE/VE/||/<>/> Eskiden olduğu gibi. )


- EL-BEYİN İLİŞKİSİ/EYTİŞİMİ ile/ve/<> DİL-DÜŞÜNCE İLİŞKİSİ/EYTİŞİMİ

( HAND-BRAIN RELATION/DIALECTIC vs./and LANGUAGE-THOUGHT RELATION/DIALECTIC )


- EL-BURHÂN ile CEDEL ile HATÂBE(T) ile ŞİİR ile MUĞÂLATA/SAFSATA

( İspat. Kesin sonuç olmak amacıyla kesinlik taşıyan öncüllerden oluşturulan kıyas. İLE Diyalektik. Yaygın olarak bilinen önermelerden oluşan kıyas. İLE Retorik. Güvene bağlı olarak kabullenilen(makbûlât) önermelerden oluşan kıyas. İLE Poetik. İnsan ruhunu mutluluğa ya da mutsuzluğa yöneltici etkisi olan önermelerden oluşan kıyas. İLE Sofistik. Gerçeğe benzer ya da yaygınlık kazanmış yalan ya da kuruntudan oluşan önermelerden oluşan kıyas. )

( Safsata Türleri )


- el-KÂDİR 'ALE'Ş-ŞEY'İ[Ar.] ile el-MÂLİK LEHÛ[Ar.]


- el-KÂTİP ile el-KÂTİP


- EL-KIYÂSU'L-İKTİRÂNÎ ile EL-KIYÂSÜ'L-İSTİSNÂÎ

( Bağlantılı kıyas. [Mukaddemelerin aynısı, neticede yer almazsa, tekrarlamazsa]. İLE İstisnâlı Kıyas. [Mukaddemelerin aynısı, neticede yer alırsa, tekrarlarsa]. )


- EL-MÛZEC / UMMÛZEC[Ar.] ile ÖRNEK

( Örnek. )


- EL, AVUÇ, AYAK, KULAK İZLERİ ile/ve/değil/yerine DNA İZİ


- EL, ELDEN ÜSTÜNDÜR ile DİNSİZİN HAKKINDAN İMANSIZ GELİR


- EL'ÂN

( ŞİMDİ, ŞU ANDA | HÂLÂ, DAHA )


- EL(İNDE) ile/ve EV(İNDE)


- EL/LER ile/ve AYAK/LAR

( ... İLE/VE Tarsus, metatarsus ve ayak flanksları dahil olmak üzere, 26 kemikten meydana gelir. )

( Sert eller için: Lahlaha macunu. )

( Divân şiirinde sevgilinin ayağı bir güzellik unsuru olarak ele alınmaz. Bazı deyimler ile sevgilinin yüceliğini anlatmada kullanılır. )

( YED ile/ve KADEM[çoğ. AKDÂM]
TEDAHHUM[< DAHM]: İrileşme, kalınlaşma, şişkinleşme. | TEDAHHUM-I NİHÂYÂT: El ve ayakların irileşmesi sayrılığı. [Fr. ACROMÉGALIE] )

( DEST ile/ve PÂY, PÂ )

( HAND/S vs./and FOOT/FEET )


- EL ile/ve/< BAŞ PARMAK

( Parmakları ve eli, el yapan, başparmaktır, başparmağın işlevselliğidir. )


- EL ile/ve DİL ile/ve GÖZ

( 3 "KALEM" )


- EL ile/ve DİL ile/ve KALP


- EL ile EL

( Parmakların bulunduğu örgen. İLE Yabancı. )


- EL ile EL ile EL ile EL
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İl, ülke. İLE Avlu, açıklık. İLE Atlar. İLE İki hakan arasındaki barış durumu. )


- EL ile/ve/değil EŞİK


- EL ile/değil/yerine/>< EV

( Yaralar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sarmalar. )


- ELÂ[Ar.] ile ELA[Ar.]

( Başlama ve tenbih edatı.[Nazımda ve sözün başında kullanılır.][ELÂ'dan sonra EY nidâsı gelir.] İLE Sarıya çalar kestanerengi.[göz] )


- ELASTİK/ELASTIC[İng.]/ELASTISITE ile ESNEK/LİK


- ELBETTE ile/ve/||/<> GÖRÜNDÜĞÜ/BİLİNDİĞİ GİBİ


- ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ ile PAYLI MÜLKİYET

( Zorunlu olarak kurulmuş ortaklıklardır. Elbirliği mülkiyeti ile kurulmuş ortaklığa sahip bir gayrimenkulün satılması da tüm ortakların ortak kararı ile olabilir. Belirli olmayan paylar üzerinde taraflar tek başına tasarruf yetkisine sahip değildir. [Genellikle elbirliği mülkiyeti ile kurulan ortaklıklar, mülkiyet devrinden sonra bozularak paylı mülkiyete dönüştürülmektedir. Bu biçimde yapılan işlemin ardından kimin hangi paya sahip olduğu da belirlenmiş olur. Bu gayrimenkulleri satmak da yine elbirliği mülkiyetine göre daha kolay olabilecektir.] İLE Ortaklar, gayrimenkul üzerindeki hangi paya sahip olduğunu bilir. Mülkiyetin tamamı ortaktır ancak hangi ortağın hangi paya sahip olduğu belirlidir. [Hisse payı satışı yapmak daha kolay bir işlemdir.] Tarafların isteği ile oluşabilir. [Miras yoluyla ortaklık oluşması durumunda, o gayrimenkul, başlangıçta elbirliği mülkiyetindedir. Ortaklar elbirliği mülkiyetini daha sonradan paylı mülkiyete çevirebilir.] )


- ELBİSE/LİBAS ile/değil HÜLLE/HAL

( LİBAS/ELBİSE/İBLİS )

( Hem saklar/perdeler, hem de gösterir. )

( TEBLİS: Yanıltıcı. )


- ELBÜRZ[Ar.] ile ELBÜZ[Ar.]

( Kafkas sıradağlarının en yükseği. | Hakkında türlü hûrafeler anlatılan Kaf Dağı. | Uzun boylu, yakışıklı. İLE Yüce, yüksek, bâlâ. | Kafkas Dağı'nın tepesi. )


- ELDE EDERSEK["ELDE EDİNİRSEK" değil!] ile EDİNİRSEK


- ELDE ETMEK ile/ve/değil EDİNMEK


- ELDE ETMEK ile/değil/yerine EDİNMEK


- ELDE ETMEK ile/değil/yerine GERÇEKLEŞTİRMEK


- ELDE ETMEK ile/ve KORUMAK


- ELDE ETMEK ile NEDEN OLMAK


- ELDE ETMEK ile/ve/değil TAHSİL ETMEK


- ELDE ETMEK ile/değil/yerine YAŞAMAK


- ELDEN-AYAKTAN DÜŞMEK ile ELİNİ-AYAĞINI ÇEKMEK


- ELDIVEN:
VİNİL ile/ve/||/<>/> LATEKS ile/ve/||/<>/> NİTRİL

( Tek kullanımlık eldivenler içinde, nitril eldivenler vinil ve lateks eldivenlerle karşılaştırılabilir. Nitril eldiven ile lateks eldivenler karıştırılsa da aralarında birçok fark mevcut. Lateks eldivenler farklı iş alanlarında genel olarak rahat bir kullanım sunar, buna ek olarak kullanım kolaylığı ve konfor da sunmaktadır. Pudralı olabilen lateks eldivenlerin nitril eldivene göre içerdiği dezavantaj ise alerjik reaksiyona neden olabilmesidir. Latekse alerjisi olanların kullanamadığı eldivenler, sektörel olarak geniş bir kullanım alanına sahiptir.

Lateks eldivenler, sağlık merkezleri başta olmak üzere temizlik işlerinde, otomotiv ve birçok endüstride yeğlenir. Elastik ve biyobozunur bir ürün olması lateksin avantajı iken, nitril eldivene göre delinme ve kimyasallara göre daha düşük bir dirence sahiptir. Bu nedenle nitril eldivenler, lateks eldivenlere göre hem alerjen olmaması hem de yüksek dirence sahip olması ile ön plana çıkmaktadır. Nitril eldivenler, lateks içermeyen bir yapıdadır. Pudralı ve pudrasız olarak tercih edilebilen nitril eldivenler uzun süre kullanıma izin vermektedir. Lateks ve nitril eldivenlerle birlikte anılan vinil eldiven ise petrol bazlı bir filmden üretilen eldivenlerdir. Vinil eldivenler, nitril ve latekse göre daha az koruyucudur. )

( Nitril eldivenlerin kullanıldığı alanlar:

Farklı sektörlerde, çalışanların güvenliği için yeğlenen nitril eldivenler, muayene eldiveni olarak da bilinmektedir. Nitril eldivenin kullanım amacı değişken olabilir. Kimyasal nesnelerle doğrudan değilen iş alanlarında nitril eldiven yeğlenir. Laboratuvarlar da nitril eldivenlerin kullanıldığı alanlardandır. Buna ek olarak inşaatlarda ya da alkol bazlı ürünlerin yer aldığı işletmelerde de nitril eldiven, çalışanların ellerini tehlikeli nesnelere karşı koruması ile ön plana çıkmaktadır. Nitril eldivenin içinde genellikle pamuktan üretilmiş bir astar yer alır. Nitril kaplaması ise temel görevi gerçekleştirir ve tehlikeli nesnelere karşı koruma sağlar.

Nitril eldivenin temel özellikleri:

- Kimyasal nesnelere karşı direnç gücü yüksektir, delinmeye karşı dirençlidir. - Sızdırmaz yapıya sahip olması ile güvenlidir. - Gerilmelere karşı dayanıklıdır. - Farklı sektörlerde, farklı amaçla kullanılabilir ve uzun bir raf süresine sahiptir.

Nitril eldivenler, özel isteklere göre kabartmalı, pudrasız ya da %100 nitril gibi seçeneklere de sahiptir. Sanayinin çeşitli alanlarında, tamir merkezlerinde, üretim merkezlerinde, laboratuvarlarda ve inşaatlarda kullanılabilen nitril eldivenler, vinil ve lateks ile farklar içerir. )


- ELDİVEN[Fars. < DESTUVÂN(DEST:El. + VÂN:Koruyan.)] ile/ve/<> ELLİK

( ... İLE/VE/<> Ekin biçerken, sol elin parmaklarına geçirilen, eldiven biçiminde, tahtadan yapılan bir araç. | Yelken dikenlerin kullandığı, madensel yüksüğü olan meşin eldiven. )


- ELE "GEÇİRME" ile "EL KOYMA"


- ELE "GEÇİRMEK" ile/değil/yerine "ELDE ETMEK"


- ELE ALMAK ile SUNMAK


- ELE ALMAK ile TARTIŞMA

( "DISCUSS" vs. ARGUE )


- ELE ALMAK ile TARTIŞMA

( DISCUSS vs. ARGUE )


- ELE GEÇİRMEK ile/ve/değil/||/<>/>/< YÖNETEBİLMEK

( )


- ELE ile/değil ELLE


- ELEK ile/değil ÇALKAR/ÇALKAK/ÇALKAĞI

( ... İLE/DEĞİL Tahıl tanesini, yabancı nesnelerden ayırmaya ya da tohumlukta kullanılacak tahılı ayırmaya yarayan, döner kalburlu araç. )


- ELEK ile/değil GIRBÂL[Ar. çoğ. GARÂBİL]

( ... İLE/DEĞİL İri delikli elek. )


- ELEK ile/ve SÜZGEÇ


- ELEK ile/ve/değil/<> SÜZGEÇ/KEVGİR


- ELEK ile/ve TEPİR/LEÇER

( ... İLE/VE Tahılı saman ve kavuzlardan ayırmaya yarayan, kıldan ya da kamıştan yapılmış elek. )


- ELEKTRİK AKIMI ile/ve/||/<> GERİLİM

( Bir iletkenden geçen elektrik yükü. İLE/VE/||/<> Elektrik yüklerini devim ettiren potansiyel fark. )


- ELEKTRİK/KÖMÜR ile BEYAZ KÖMÜR

( ... İLE Akarsulardan elde edilen elektrik gücü. )


- ELEKTRİK ile/ve/||/<>/> AMPUL[Fr./Lat. < AMPOULE]

( Maddenin elektron, pozitron, proton vb. parçacıklarının hareketleriyle ortaya çıkan enerji türü. | Bu enerjinin gündelik yaşamda kullanılan biçimi. | Bu enerjiden elde edilen aydınlanma. | Fiziğin, bu enerji ile oluşan olaylarını inceleyen kolu. | Çarpıcılık, cazibe, canlılık. İLE/VE/||/<>/> İçinde, elektrik akımı ile akkor durumuna gelerek ışık verebilen bir iletkeni bulunan, havası boşaltılmış cam şişe. | İçinde sıvı durumda ilaç bulunan, kapalı cam tüp. )


- ELEKTRİK ile/||/<> ARK[İng.]

( ... İLE/||/<> Elektrik akımı atlaması. )


- ELEKTRİKSEL DİRENÇ ile/ve/||/<> ELEKTRİKSEL KAPASİTANS

( Bir iletkenin elektrik akımına karşı gösterdiği zorluk. İLE/VE/||/<> Bir kondansatörün elektrik yükünü depolama kapasitesi. )


- ELEKTRİKSEL İLETKENLİK ile/ve/||/<> MANYETİK İLETKENLİK

( Bir nesnenin elektrik akımını iletme yeteneği. İLE/VE/||/<> Bir nesnenin manyetik akışı iletme yeteneği. )


- ELEKTRİKSEL İLETKENLİK ile/ve/||/<> TERMAL İLETKENLİK

( Bir nesnenin elektrik akımını iletme yeteneği. İLE/VE/||/<> Bir nesnenin ısıyı iletme yeteneği. )


- ELEKTRİKSEL POTANSİYEL ile/ve/||/<> ELEKTRİKSEL ALAN

( Birim yük başına düşen potansiyel enerji. İLE/VE/||/<> Birim yük başına düşen güç. )


- ELEKTRİKSEL POTANSİYEL ile/ve/||/<> ELEKTRİKSEL POTANSİYEL ENERJİ

( Birim yük başına düşen potansiyel enerji. İLE/VE/||/<> Bir yükün elektriksel potansiyel nedeniyle sahip olduğu enerji. )


- ELEKTRO GİTAR ile/ve BAS GİTAR


- ELEKTROANALİTİK KİMYA ile/||/<> SPEKTROANALİTİK KİMYA

( Elektriksel özellikleri kullanarak nesnelerin analizini yapan bilim dalı. İLE/||/<> Işık spektrumunu kullanarak nesnelerin analizini yapan bilim dalı. )


- ELEKTRODİNAMİK ile/ve/=/||/<>/> ELEKTROMANYETİK


- ELEKTROFİL ile NÜKLEOFİL

( Elektronları kabul eden kimyasal tür. İLE Elektronları bağışlayan kimyasal tür. )


- ELEKTROKİMYA ile/||/<> ELEKTROANALİTİK KİMYA

( Elektriksel süreçlerin kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Elektriksel analiz yöntemlerini inceleyen bilim dalı. )


- ELEKTROKİMYA ile/||/<> NÜKLEER KİMYA

( Elektriksel süreçlerin kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Nükleer süreçlerin kimyasını inceleyen bilim dalı. )


- ELEKTROKİMYA ile/||/<> REDOKS KİMYASI

( Elektriksel süreçlerin kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Oksidasyon ve indirgenme süreçlerinin kimyasını inceleyen bilim dalı. )


- ELEKTROKİMYA ile TERMOKİMYA

( Elektrik ve kimyasal tepkimeler arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim dalı. İLE Isı ve kimyasal tepkimeler arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim dalı. )


- ELEKTROLİT ile/ve/||/<> MOLALİTE

( Sulu çözeltilerde iyonlarına ayrışabilen nesne. İLE/VE/||/<> Çözeltideki mol sayısını belirten bir yoğunlaşma birimi. )


- ELEKTROLİT ile/>< NON-ELEKTROLİT

( Elektrik iletkenliği olan çözeltiler. İLE/>< Elektrik iletkenliği olmayan çözeltiler. )


- ELEKTROLİT ile/>< NONELEKTROLİT

( Suda çözündüğünde, iyonlarına ayrışan nesne. İLE/>< Suda çözündüğünde, iyonlarına ayrışmayan nesne. )


- ELEKTROLİZ ile ELEKTROFOREZ

( Elektrik akımı ile kimyasal ayrışma. İLE Elektrik alanı ile moleküllerin ayrılması. )


- ELEKTROMANYETİK ÇEŞİTLİLİK ile/ve/||/<> GÖRÜNÜR ÇEŞİTLİLİK

( Tüm elektromanyetik dalga boylarını kapsayan yelpaze. İLE/VE/||/<> İnsan gözüyle görülebilen elektromanyetik dalga boylarını kapsayan yelpaze. )


- ELEKTROMANYETİK DALGA ile/ve/||/<> SES DALGA

( Elektrik ve manyetik alanların birbirine dik olarak yayılmasıyla oluşan dalgalar. İLE/VE/||/<> Bir ortamın parçacıklarının titreşimiyle yayılan dalgalar. )


- ELEKTROMANYETİK DALGALAR ile/ve/||/<> MEKANİK DALGALAR

( Elektrik ve manyetik alanların oluşturduğu dalgalar. İLE/VE/||/<> Nesnesel ortamda yayılan dalgalar. )


- ELEKTROMANYETİK İNDÜKSİYON ile/ve/||/<> ELEKTROSTATİK İNDÜKSİYON

( Bir manyetik alanın değişimiyle elektrik akımı oluşturma. İLE/VE/||/<> Bir elektrik alanın değişimiyle elektrik yükü oluşturma. )


- ELEKTROMANYETİK RADYASYON ile/ve/||/<> NÜKLEER RADYASYON

( Elektrik ve manyetik alanların yaydığı enerji. İLE/VE/||/<> Atom çekirdeklerinin bozunması sonucu yayılan enerji. )


- ELEKTROMANYETİK RADYASYON ile/ve/||/<> NÜKLEER RADYASYON

( Elektrik ve manyetik alanların yaydığı enerji. İLE/VE/||/<> Atom çekirdeklerinin bozunması sonucu yayılan enerji. )


- ELEKTROMOTOR GÜÇ ile GERİLİM

( Bir devrede elektrik akımını oluşturan Güç. İLE İki nokta arasındaki elektriksel potansiyel farkı. )


- ELEKTROMOTOR GÜÇ ile/ve/||/<> POTANSİYEL FARK

( Bir devrede elektrik akımını oluşturan güç. İLE/VE/||/<> İki nokta arasındaki elektriksel potansiyel farkı. )


- ELEKTRON/UN:
KÜTLESİ ile/ve/||/<> YÜKÜ


- ELEKTRON ile BETATRON

( ... İLE Elektronları hızlandıran elektromanyetik bir araç. )


- ELEKTRON ile İZOTOP

( AYRIM EŞİĞİ )

( J.J. THOMSON - 1897
[Elektronları, izotop kavramını keşfetmesi ve kütle spektrometresini icat etmesiyle bilinir. Gazların elektriksel iletkenliği üzerindeki çalışmaları ve elektronları keşfinden dolayı 1906'da Nobel Fizik Ödülü ile ödüllendirilmiştir.] )


- ELEKTRON ile POZİTRON

( Negatif yüklü parçacık. İLE Pozitif yüklü parçacık. )


- ELEKTRON ile PROTON

( Negatif yüklü temel parçacık. İLE Pozitif yüklü temel parçacık. )


- ELEKTRONEGATİFLİK ile İYONLAŞMA ENERJİSİ

( Bir atomun elektron çekme yeteneği. İLE Bir atomdan bir elektron koparmak için gerekli enerji. )


- ELEKTRONİK ile ÇALINTI


- ELEKTROSTATİK ile/ve/||/<> ELEKTRODİNAMİK

( Durağan elektrik yüklerinin incelenmesi. İLE/VE/||/<> devimli elektrik yüklerinin incelenmesi. )


- ELEM[Ar.] ile VEC'[Ar.]


- ELEM[Ar.] ile VESAB[Ar.]


- ELEM ile/>< EMEL

( Kişi, ya elem ya da emel içinde sürdürür yaşamı/nı. )


- ELEM ile/ve EMEL


- ELERKİ ile/ve/yerine MERİTOKRASİ


- ELEŞTİRİ/LER ile ÖVGÜ/LER

( Olgun birini dost edinmek istersek... İLE "Bilgisiz birini dost edinmek istersek..." )

( Kurtuluş. İLE Yok olma, etme/edilme. )


- ELEŞTİRİ/TENKİD:
OLUMSUZ/MENFÎ ile/değil/yerine/>< OLUMLU/MÜSPET


- ELEŞTİRİ/TENKİD ile/ve/||/<> MİHENK/MİHENGE/ÖLÇÜYE (BAŞ)VURMAK


- ELEŞTİRİ ile "ALT-ÜST ETME"


- ELEŞTİRİ ile "DİL UZATMA"


- ELEŞTİRİ ile/ve/= BİLİNÇ/SİZLİK / ŞUUR/SUZLUK

( CONSCIOUSNESS vs./and/= CRITIQUE )


- ELEŞTİRİ ile/ve/<>/> ÇOĞALMA

( Eleştiril(e)meyen şey, çoğal(a)maz. )


- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/yerine/<>/> DAYANIŞMA


- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/yerine DEĞERLENDİRME

( Eleştiri, bulunduğun durumu tespit ile başlamalıdır. )

( İNTİKÂD/TENKİD ile/ve/değil/yerine ... )

( [not] CRITIQUE vs./and/but EVALUATION
EVALUATION instead of CRITIQUE )


- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DEĞİNİ


- ELEŞTİRİ ile/ve/> DİKKAT ÇEKMEK ile/ve/> ABARTMAK


- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/ne yazık ki/< DIŞLAMA


- ELEŞTİRİ ile/ve ELEME

( CRITIQUE vs./and ELIMINATION )


- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/||/<> ETKİ


- ELEŞTİRİ ile/değil/yerine/< GERİBİLDİRİM


- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/||/<>/< GİZLİ HAYRANLIK


- ELEŞTİRİ ile/ve KATKI

( CRITIQUE vs./and CONTRIBUTION )


- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLUMLU/OLUMSUZ TESPİT


- ELEŞTİRİ ile/ve OLUMSUZLAMA

( CRITIQUE vs./and AFFIRMATION )


- ELEŞTİRİ ile REDDETME

( CRITIQUE vs. REJECTION )


- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TARTIŞMA


- ELEŞTİRİ ile/ve TAVIR

( CRITIQUE vs./and MANNER )


- ELEŞTİRİ ile/değil/yerine TESPİT

( [not] CRITIQUE vs./but TO DETERMINE
TO DETERMINE instead of CRITIQUE )


- ELEŞTİRİ ile YADSIMA

( CRITIQUE vs. TO DENY | REJECT )


- ELEŞTİRİ ile/ve YARATIM

( CRITIQUE vs./and CREATION )


- ELEŞTİRİ ile YORUM

( CRITIQUE vs. INTERPRETATION/COMMENT )


- ELEŞTİRİCİLİK/KRİTİSİZM ile İNAKÇILIK/DOGMATİZM

( Bilginin sınırlarını ve koşullarını eleştirel bir biçimde inceleyen felsefi yaklaşım. İLE Kesin ve sorgulanamaz doğruların varlığını savunan felsefi yaklaşım. )


- ELEŞTİRMEK ÜZERE BİLGİ TOPLAMAK/CIMBIZLAMAK ile/değil/>< (TAM/DOĞRU/SAMİMİ) DİNLEMEK


- ELHAMDÜLİLLAH:
DUA ile/ve ZİKR (OLARAK)


- ELHAMDÜLİLLAH ile/ve/||/<> SÜBHANALLAH ile/ve/||/<> ALLAH-U EKBER

( Varlığa. İLE/VE/||/<> Yokluğa. İLE/VE/||/<> Aşkınlıktaki birlik. )


- ELİBBÂ[Ar. < LEBÎB] ile ELİFBÂ/ELİFBE[Ar.]

( Akıllı, olgun, kâmil kişiler. İLE 33 harften oluşan Osmanlı abecesi. | Bir şeyin başlangıcı. | Bir örgü motifi. )


- ELİF:
İBTİDÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİVÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İNFİRÂD[Ar. < FERD] ile/ve/||/<> İNKITÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİĞNÂ[Ar.] ile/ve/||/<> ÜLFET[Ar.]


- ELİF ile ELÎF[< ÜLFET]


- ELİF ile/ve/||/<>/> HEMZE (ELİF)

( ... İLE/VE/||/<>/> Arapça'da, Elif'in adı. | "Elif, Vav, Ye, He" harfleri üzerine konulan " işareti. | Parmakla sıkma, bir yere sıkıştırma ya da dürtme. | Gırtlakta, ses tellerinin birbirine yapışması sonucu havanın akışını birdenbire engellemesiyle oluşan ve bir kesinti izlenimi veren ünsüz. )

( Gövde. İLE/VE/||/<>/> Anlık. )

( Okunan. İLE/VE/||/<>/> Okutan. )


- ELİF ile/||/<> LÜTFEN


- ELİFİYE-ELÎFÎ

( Kıç kısmında şalvar benzeri bollaşan bir çeşit pantolon. )


- ELİG ile ELİGLİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( El. İLE Eldiven. )


- ELİK/TECEN ile/ve ŞAMUA

( Dağ keçisi. İLE/VE Bir tür dağ keçisi. )


- ELÎM[< ELEM]

( ÇOK DERT VE KEDER VEREN, ACIKLI | SIZLATAN, AĞRITAN, ACITAN )


- ELİMDEN GELDİĞİNCE ile/ve/<>/değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR


- ELİMGA ile YAZMAN/KÂTİP
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Hakanın mektuplarını Türk yazısıyla yazan yazman. İLE ... )


- ELİMİNE[Fr.] (ETMEK) ile A LIMINE[Lat.]

( Elemek, ayıklamak. İLE Eşikten doğru. | Önyargıyla, kestirmeden. | Konunun/sorunun özüne, işin aslına bakmaksızın. )


- ELİMİZDEN GELDİĞİ KADAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DİLİMİZİN DÖNDÜĞÜ KADAR


- ELİN KİRİ ile/ve/||/<>/>/< KALBİN KİRİ

( Sabun ile su temizler. İLE/VE/||/<>/>/< Dost ile sohbet temizler. )


- ELİN:
DIŞI ile/ve/<> İÇİ

( Görünen. İLE/VE/<> İşleyen. )


- ELİNDE GETİREN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKLINDA GETİREN

( Karnında götürür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Gönlünde götürür. )


- ELİNE SAĞLIK ile/ve ELLERİN DERT GÖRMESİN!


- ELİNE ile/ve DİLİNE ile/ve BELİNE SAHİP ÇIKMAK


- ELİNİ ETEĞİNİ (ÇEKMEK)


- ELİNİ ÖP(TÜR)MEK ile/ve/değil/||/<>/< EĞİLMEYİ GÖ(STE)RMEK/DENEYİMLE(T)MEK


- ELÎZ[Fars.]

( Çifte. )


- ELKAB-I RESMİYYE

( Resmî unvanlar. )


- ELLE(ME)MEK ile/ve/||/<> "EL AT(MA)MAK"


- ELLEMEK ile/ve PARMAKLAMAK


- ELLEŞMEK ile/ve/||/<>/> YİYİŞMEK ile/ve/||/<>/> SEVİŞMEK ile/ve/||/<>/> DÜZÜŞMEK/KOÇMAK (SİKİŞMEK)[AGANİGİ NAGANİGİ/FAN FİNİ FİN FON]/İŞ PİŞİRMEK/MERCİMEĞİ FIRINA VERMEK

( Gövdenin her ayrı noktasını elle hissetmek/keşfetmek/yaşamak. İLE/VE/||/<>/> Omuz üstündeki bölgede yaşanan bakışma, öpüşme, yalama, emme, dudakların arasında sıkıştırma, üfleme/soluk verme/soluk alma, dişleme, ısırma. İLE/VE/||/<>/> Tüm gövde üzerinde gözlerin, ağzın(dudakların, dişlerin), yanakların, ellerin, parmakların birlikte işlemesi. İLE/VE/||/<>/> Farklı, çeşitli pozisyonlarda penis-vajina giriş-çıkış döngüsü[siklon/siklus]. )

( Çevrenin ilgisini çekmeyecek yakınlaşma hareketleri. İLE/VE/||/<>/> Çevrede birilerinin olma ve/ya da bulunma ya da gözlenme olasılığının zihinde bulunmasında yaşanan. İLE/VE/||/<>/> Çevresel etmenlerin bulunmamasına karşın zihinsel/kişisel sınırların devrede bulunmasında yaşanan. İLE/VE/||/<>/> Ne çevresel, ne kişisel/zihinsel hiçbir sınırın bulunmadığında yaşanan. )


- ELLİ BİN ile/değil YEDİ BİN


- ELMA'/ELMAÎ[Ar.] ile ELMAH/ELMAHÎ[Ar.]

( Pek zeki, çok anlayışlı. İLE Her gördüğü şeyi, incelemeye/tetkike, araştırmaya meraklı. )


- ELMA'Î[Ar.] ile LEVZÂ'Î[Ar.]


- ELMA/ALMA[Oğuz] ile/= ALMILA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- ELMA ile ARMUT[Fars. < EMRUD]

( Elmayı soy da ye, armudu say da ye.
[Elma, kabuğu soyularak, armut da aşırı gidilmeyerek, sayı ile yenilmelidir.] )

( Armudun önü, kirazın sonu. Armudu ilk çıktığı zaman, kirazı da biteceği zaman yemeli. )

( Her gün bir elma, doktor uzakta! )

( Elma, birçok uyarandan daha etkili bir uyku açıcıdır. )

( SİG: ELMA [Sevgilinin çenesi ve gabgabı sürekli elmayla betimlenir.] )

( Elmayı, ayışığı kızartır. )

( Gülgillerden, çiçekleri pembe ya da beyaz bir ağaç. | Bu ağacın kabuğu parlak, sert, kırmızı, sarı ve yeşil renkte, kokusu hoş, tadı ekşi ya da tatlı, dokusu gevrek, ufak çekirdekli meyvesi. İLE Gülgillerden, çiçekleri beyaz, Türkiye'nin her yerinde yetişen bir ağaç. | Bu ağacın tatlı ve sulu, yumuşak, ufak çekirdekli meyvesi. | Çok bön, çok aptal. )

( TÜFFÂH[çoğ. TEFÂFÎH] ile İCCÂS )

( APPLE vs. PEAR
ONE APPLE A DAY, KEEP DOCTOR AWAY! )

( PYRUS MALUS cum PIRUS COMMUNIS )


- ELMA ile FİLELMASI

( ... İLE Turunçgillerden, Hindistan'da yetişen bir ağaç. | Bu ağacın, yenilen meyvesi. )

( ... cum FERONIA ELEPHANTUM )


- ELMA ile/değil HÜNLAP


- ELMA ile İSVİÇRE ELMASI


- ELMA ile KAK


- ELMA ile KUBA ELMASI


- ELMA ile MİSKET (ELMASI)

( ... İLE Amasya ya da şeker elması. )


- ELMABAŞ PATKA ile/ve/|| ÜVEYİK

( Soyu, dünya ölçeğinde tehlikede olan, çok sayıda ülkede avı yasaklanan ve koruma çalışmaları başlatılan üveyik ve elmabaş patkanın "avı", ülkemizde ne yazık ki hâlâ yasal. Çoğu avcı, bu iki türün gerçekten yok olmanın eşiğinde olduğuna inanmak istemiyor. 11 Mayıs'ta toplanacak olan Merkez Av Komisyonu'nun bilimsel verilerle karar alması, üveyik ve elmabaş patkanın avının yasaklanması gerekiyor. )


- ELMACIK KEMİĞİ ile/ve YANAK

( Yanak, gül ile betimlenir. )

( Yanak, vahdeti simgeler. )

( Âşıkların alınyazısı, sevgililerinin yanaklarında yazmaktadır. )

( YÂSEMEN: Divân şiirinde daha çok rengi, kokusu ve yaprağı dolayısıyla anılır. Sevgilinin yanağıyla ilgili olarak gösterilir. )

( ... ile/ve DULUK )

( ... ile/ve İZÂR, ÂRIZ )

( ... ile/ve RUH/RUHSAR, NİGÂRİSTAN )

( MALAR, ZYGOMA/TA vs./and CHEEK )


- ELMAS PARÇASI ile CAM KIRIĞI


- ELMAS'TA:
SIRÇA ile/ve KARAVANA ile/ve PERO ile/ve ROZA ile/ve CULLINAN

( Ham. İLE/VE Yassı ve ince. İLE/VE Armut şeklinde tek parça. İLE/VE Pembe. Hollanda taşı. İLE/VE Dünyanın en büyük elması. Afrika yıldızı. Yapuk. )


- ELMAS ile ACNR

( Doğadaki en sert maddedir. İLE ACNR[AGGREGATED CARBON NANOROD: TOPLANMIŞ KARBON NANO ÇUBUK] Çok güçlü karbon moleküllerini sıkıştırıp 2226 C'ye kadar ısıtarak meydana getirildi. [2005'te!][Moleküllerden her biri, beşgen ve altıgen biçiminde içiçe geçen 60 atom içerir. ] )

( Elması ancak elmas ya da ACNR çizebilir. )

( En sert/sağlam şeyler: Elmas, çelik ve Kendini Tanımak/Bilmek! )


- ELMAS ile GRAFİT

( ... İLE Kurşun kaleminin ucunun yapıldığı madde. )

( İkisi de karbondan oluşur fakat grafitin karbon atomları farklı biçimde dizilmiştir. )

( Mohs Sertlik Skalası'nda 10 değerine sahiptir. VE Mohs Sertlik Skalası'nda 1,5 değerine sahiptir. )

( Smithson Tennant [1761-1815], elmasın saf kömürün bir biçimi olduğunu gösteren ilk kişidir. )


- ELMAS ile KARAELMAS

( ... İLE Kayaları delmekte kullanılan siyah elmas, karbonado. | Maden kömürü. )


- ELMAS ile/||/<> MOİSSANİT

( Doğadaki en sert maden. İLE/||/<> Yapay olarak üretilen ve elmasa çok benzeyen bir taş. )


- ELMAS ile RENKLİ ELMAS


- ELMAS ile ROZA[İt.]

( ... İLE Bir tür pembe elmas. | Bu elmasla yapılmış takı. )


- ELMAS ile/||/<> SAFİR

( Doğadaki en sert maden. İLE/||/<> Korundum mineralinin bir çeşidi. )


- ELTAF[Ar. < LATÎF] ile ELTÂF[Ar. < LÛTF]

( Daha/pek lâtif, güzel, hoş. İLE İyilikler, iyilikseverlikler, nezâketler. )


- ELÜK ile ALAY (ETMEK)
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- ELÜSYON ile/||/<> ELÜSYON

( Yıkayarak ayırma. İLE/||/<> Buharlaşma. )


- ELÜSYON ile/||/<> ELÜZYON

( Yıkayarak ayırma. İLE/||/<> Sıvı birikimi. )


- ELVAN ile EBRÛ


- ELVERİŞLİ ile VERİMLİ


- EM- ile/||/<> -EMİA/-AEMİA ile/||/<> AP-/APO-/APH- ile/||/<> HEM-/HEMA-/HEMAT-/HEMATA-/HEMATO-/HEMO- ile/||/<> SANGUİ-/SANGUİN- ile/||/<> -PLASMİA ile/||/<> THROMB-/THROMBO-

( Kan. İLE/||/<> Kan, kanla ilgili durum. İLE/||/<> Kan. İLE/||/<> Kan, kanla ilgili. İLE/||/<> Kan. İLE/||/<> Kan plazmasının özel bir durumu ile ilgili. İLE/||/<> Pıhtı ya da trombusla ilgili. )


- EM[Ar.] ile EV[Ar.]


- EMALANGANİ ile/ve/<> RAND

( Swaziland'ın para birimi. İLE/VE/<> Güney Afrika para birimi. )


- EMÂLÎC[Ar. < ÜMLÛC] ile EMÂLÎS[Ar. < İMLÎS/E]

( Uzun yapraklı otlar/fidanlar. İLE Otsuz ve susuz çöller. )


- EMANETİ, EHLİNE VERMEK ile/ve/||/<>/> İŞİ, O İŞE UYGUN/YETKİN KİŞİYE VERMEK


- EMÂNETİ:
TESLİM ETMEK ile/ve/değil/<> TEVDÎ ETMEK


- EMÂRÂT[Ar. < EMÂRE] ile EMÂRET[Ar. < EMR] ile EMÂRİD[Ar. < EMRED]

( Nişanlar, eserler, deliller, alâmetler. İLE Emirlik, beylik, prenslik. | Emir'in hali ve sıfatı. İLE Bıyıkları terlememiş gençler. )


- EMÂRE[Ar.] ile ALÂMET[Ar.]

( Belirti, iz, ipucu. İLE Belirti, işaret, iz, nişan. | Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne. )


- EMÂRE[Ar.] ile/ve/||/<> ESAM/E[< ESÂM/İ / İSİMLER][Ar.]

( Belirti. İLE/VE/||/<> Adlar/isimler. )


- EMÂRE ile EMMÂRE


- EMÂRE ile REMZ


- EMBOLİ ile/||/<> TROMBOZ

( Damar içinde dolaşan bir pıhtının tıkanıklığa neden olması. İLE/||/<> Damar içinde pıhtı oluşumu ile tıkanıklık oluşması. )


- EMCÂD[Ar. < MECÎD] ile EMCED[Ar. < MECÎD]

( Onur, şeref, haysiyet sahibi olanlar. İLE Daha/pek çok onur, şeref, haysiyet sahibi olan. )


- EMDİRMEK ile/ve/değil/||/<>/> EMZİRMEK


- EMEÇ

( Su ve karayosunlarının, kökü andıran, tutunma örgeni. )


- EMED[Ar.] ile EMEDD[Ar. < MEDD]

( Son, nihâyet. İLE Daha/pek uzun, sürekli. )


- EMED[Ar.] ile GÂYE[Ar.]


- EMEK ile/ve/<> AHLÂK


- EMEK ile/ve ÇABA

( Büyük çabalar harcamadıkça, çaba harcamanın bizi hiçbir yere götürmeyeceğini anlayamayız. )

( LABOUR vs./and EFFORT
Unless you make tremendous efforts, you will not be convinced that effort will take you nowhere. )

( ... ile/ve PRAYATNA )


- EMEK ile/ve/||/<> EDEP ile/ve/||/<> SABIR


- EMEK ile/ve/<> EKMEK


- EMEK ile/ve EYLEM

( İnsan kendi emeğinin varlığıdır. )

( İnsan için emeğinden fazlası yoktur. )

( SA'Y ile/ve ... )

( LABOUR vs./and ACTION )


- EMEK ile/ve/<> GEÇİM/MAİŞET[Ar.]


- EMEK ile/ve HAREKET

( LABOUR vs./and MOVEMENT )


- EMEK ile/ve MÜLKİYET


- EMEK ile/ve/||/<>/> YEMEK( ile/ve/||/<>/> EMEK)

( Emek olmadan, hiçbir şey olmaz.
[Lat.] Nil sine labore. )


- EMEK ile/ve YÜREK

( Emeğim sevincimdir. )

( Kişi, emeğinin sevincini duyandır. )

( Emeğimizi bizi sevindirir! )

( LABOUR vs./and HEART )


- EMEKÇİ ile/ve/||/<>/> EMEKLİ


- EMEKÇİ ile/ve/değil/||/<>/= GİRİŞİMCİ


- EMEKLİLİK:
RESEN ile/ve/||/<> İSTEĞE BAĞLI


- EMEL[Ar.]/AMAÇ[Fars.] ile/ve EREK

( Zorunluluk/lar ile. İLE/VE Keyfî. )


- EMEL ile TÛLE EMEL


- EMETİK ile/>< ANTİEMETİK

( Kusturucu. İLE/>< Kusma önler. )


- EMETİK ile EMEZİS ile HİPEREMEZ/İS

( Kusturucu. İLE Kusma. İLE Aşırı kusma. )


- EMEVÎLER ile/ve ABBÂSÎLER

( Hz. Muhammed'inn torunlarına zulmettiler. İLE/VE Âlimlere zulmettiler. )


- EMGEK ile/ve/||/<> EMEK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Zorluk. İLE/VE/||/<> Zorlukları aşmak için harcanan çaba anlamında emek. )


- EMHÂR[Ar. < MEHR] ile EMHÂR[Ar. < MÜHR] ile EMHÂL[Ar. < MEHL]

( Nikâh bedelleri, ayrılma durumunda, hanım eşe verilecek, nikâhta kararlaştırılan para vs. İLE Taylar, at yavruları. İLE Bir şeyin yapılması için verilen fazla zamanlar, mühletler, vâdeler. )


- EMİG ile EMİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Meme. İLE Ilık. )


- EMÎHE

( Koyunlarda meydana gelen uyuzluk. )


- EMİN OLMAK ile/ve GÜVEN İÇİNDE OLMAK

( TO BE SURE vs./and TO BE IN SECURE/SAFE )


- EMİN OLMAK ile/ve İNANMAK

( TO BE SURE vs./and TO BELIEVE )


- EMÎN[Ar.] ile ME'MÛN[Ar.]


- EMİN/LİK ile/ve PEKİN/LİK


- EMİNA ile/ve İZE

( Tahıllar için eski bir ağırlık ölçüsü. İLE/VE Bir tahıl ölçüsü. )


- EMİNLİK ile/ve ŞÜPHE ETMEMEK


- EMİR EDEN ile/ve/yerine HİZMET EDEN


- EMİR VERMEK ile/ve/değil/yerine/>/< DOĞRUDAN SÖYLEMEK


- EMİR-RİCA ile EMİR


- EMİR ile/değil KOŞUL


- EMİR ile/ve/||/<>/< CEBİR


- EMİR ile/ve/değil/<> DEVİR


- EMİR ile/ve/değil/yerine DİLEK


- EMİR ile/ve EDEB

( Emir, edebten üstündür. )


- EMİR ile/ve EDEP/EDEB

( Emir edebten üstündür. )


- EMİR ile EMİR

( Buyruk. | Bir orundan öbürüne geçerken, görevliye verilen belge. İLE Araplarda ve öteki müslüman ülkelerde bir kavim, kent ya da ülkenin başı. )


- EMİR ile/ve/değil/<> ENGEL


- EMİR ile/ve/değil GİZİL EMİR


- EMİR ile/ve İŞ/LER

( ... ile/ve UMÛR[< EMR] )


- EMİR ile/ve İZİN


- EMİR ile TÂLİMAT


- EMİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TEKLİF


- EMLÂ'[Ar. < MELÂ] ile EMLAH[Ar. < MELÎH] ile EMLÂH[Ar. < MİLH]

( Bölükler, kalabalıklar, cemaatler. İLE Son derece güzel, en melâhatli, pek melîh. İLE Tuzlar. )


- EMMEK ile ÇEKMEK


- EMNİYET ile/ve EMÂNET

( SECURITY vs./and DEPOSIT/ENTRUST )


- EMPATİ KURMAK ile/ve/değil/=/||/<>/< ÂDİL OLMAK


- EMPATİ:
BİLİŞSEL ile/ve/||/<>/> DUYGUSAL


- EMPATİ(K) ile AZ EMPATİ(K)-ÇOK EMPATİ(K)/ÇOK EMPATİ(K)-AZ EMPATİK


- EMPATİ ile/ve/||/<> DÖNÜŞTÜREREK İÇSELLEŞTİRME

( EMPATHY vs. VICARIOUS INTROSPECTION )


- EMPATİ ile/ve HOMEOSTASİS


- EMPATİ ile/ve HOŞGÖRÜ

( Hoş gördün mü, yorgunluk kalmaz. )

( EMPATHY vs./and TOLERANCE )


- EMPATİ ile SORGULAMA


- EMPATİDE:
THEODOR REIK ile/ve/||/<>/> WILHELM FLIESS ile/ve/||/<>/> DONALD WINNICOTT ile/ve/||/<>/> HEINZ KOHUT ile/ve/||/<>/> CARL ROGERS


- EMPATİK:
ANLAYIŞ ile/ve/||/<> DOĞRULAMA ile/ve/||/<> İRDELEME ile/ve/||/<> KATILIM ile/ve/||/<> YORUMLAMA


- EMPERYALİZM ile/ve/||/<>/< "İLERLEMECİ TARİH"


- EMPERYALİZM ile İMPARATORLUK


- EMPİRİK FORMÜL ile MOLEKÜLER FORMÜL

( Bileşiğin en basit oranını gösteren formül. İLE Bileşiğin gerçek atom sayısını gösteren formül. )


- EMPOZİSYON ile/değil PROJEKSİYON


- EMPRİZM:
DUYUCULUK ile/ve/değil/||/<>/< GÖRGÜCÜLÜK


- EMPRİZM ile EKSPERİMENTALİZM

( JOHN LOCKE ile ROBERT BOYLE )


- EMR-İ ZÂTÎ ile/ve EMR-İ SIFÂTÎ


- EMR/EMİR[Ar.] ile HABER[Ar.]


- EMRE

( DERVİŞ, İSTEYEN/TALEB EDEN )


- EMSÂL[Ar. < MESEL] ile EMSÂL[Ar. < MİSL]

( Destanlar, öyküler, kıssalar. İLE Örnekler, nümûneler. | Eş, benzer. | Eşler, benzerler. | Katsayı. Kaç katı/misli alınacağını bildiren sayı. )


- EMSAL ile/ve/||/<> HABERCİ


- EMSÂL ile NUMUNE

( BENZER ile ÖRNEK )


- EMYÂH[Ar. < MÂ] ile EMYÂ/EMYÂN[Fars.]

( Sular. İLE Para kesesi/çantası. )


- EMZİK ile SOMRUK

( ... İLE Bebek emziği. )


- EMZİRME:
ERİLDE ile/ve DİŞİLDE

( 24 aydır. İLE/VE 18 aydır. )

( NİFÂS[Ar.]: Lohusalık. )

( MURÂZAA[< RIZÂ/RIDA'], IRDÂ' )


- EN ...:
DERİN GÖL ile BÜYÜK GÖL/DENİZ

( BAYKAL GÖLÜ [1645 m.] [400 metrede oksijen bulunmaktadır.] ile HAZAR GÖLÜ/DENİZİ[Alan: 371.000 km² | Ortalama derinlik: 187 m. / En derin noktası: 1025 m | Oylum: 78.200 km³] )


- EN (İYİ) BİLİNMESİ GEREKEN

( KENDİN! )


- EN ACI BİBER

( DORSET NAGASI[Sansk. İBLİS] [DORSET-İNGİLTERE] [Bangladeş'ten gelen bir bitki üzerinde yetiştirilir] )

( Acı kısım çekirdekler değil, çekirdeklerin tutunduğu merkezdeki zardır. Kapsasin, bibere ayırt edici acılığını veren renksiz, kokusuz bileşiktir. )


- EN ÂCİZ

( DOST EDİNMEYEN )


- EN AĞIR BÖCEK

( GOLYAT BÖCEĞİ )


- EN AĞIR/LAR

( * YILAN: ANAKONDA
* FİL
* SU AYGIRI )


- EN ANLAMLI YEMİN ile EN BÜYÜK İNTİKAM ile EN ADİ SÖZ ile EN İYİ YANIT

( Söz vermek. İLE Affetmek. İLE "Seni hiç sevmemiştim." İLE Gülüp geçmek. )


- EN AZ ENERJİ ile/ve/||/<> EN YÜKSEK DÜZENSİZLİK


- EN AZ ile EN FAZLA

( MINIMUM vs. MAXIMUM )


- EN AZINDAN ile ile NEYSE Kİ ...


- EN AZINDAN ile BAŞLANGIÇ OLARAK


- EN BAŞLANGIÇTA ile/değil (EN) BAŞINDA


- EN BÜYÜK (KERPİÇ) HÖYÜK

( TEL BASAR HÖYÜĞÜ )


- EN BÜYÜK BEYNE SAHİP OLAN

( KARINCA [Beyinleri, gövdelerinin toplam ağırlığının %6'sını oluşturur.] )


- EN BÜYÜK DENİZ FENERİ

( ŞİLE DENİZ FENERİ:

Yükseklik:
19 m. | Deniz seviyesinden yükseklik:
60 m. | 110 cm. kalınlığında.
[Işığı, en kötü hava şartlarında bile 20 mil'e kadar ulaşmaktadır.]
[Haftanın 5 günü ziyarete açıktır ve ücretsizdir!!!][Ayrıca tüm deniz fenerleri ziyarete açıktır! Lütfen ziyaret edelim ve sahip çıkalım!] )


- EN BÜYÜK DOST

( ÖZGÜVEN )


- EN BÜYÜK DUBALAR

( GALATA/MAHMUDİYE KÖPRÜSÜ ( Bugünkü adıyla UNKAPANI/ATATÜRK KÖPRÜSÜ [Yapımı )


- EN BÜYÜK DÜŞMAN

( ARZU VE İHTİRASLAR )

( En büyük düşman, bakacağın son yerde saklanır. )


- EN BÜYÜK EFSANE ÇİÇEĞİ

( RAFFLESIA ( 4-5 günlüğüne açar.[Nisan ayında görülebiliyor] [60-100 cm. çapında] [KOTA KİNABALU - BORNEO'da] )


- EN BÜYÜK ELMAS

( CULLINAN ELMASI ( Afrika yıldızı. Yapuk. )


- EN BÜYÜK GAFLET/MUSİBET

( NEREDEN/NEDEN GELDİĞİNİ BİLMEDİKLERİN )


- EN BÜYÜK HAMAM

( HASEKİ HAMAMI )


- EN BÜYÜK HASTALIK

( HASTALANMAMAK )


- EN BÜYÜK HAZİNE

( MEMNUN OLMAYI BİLMEK )


- EN BÜYÜK İN/MAĞARA

( DEER CAVE ( Mulu - Borneo'da )


- EN BÜYÜK KALIT/MİRAS

( DÜRÜSTLÜK )


- EN BÜYÜK KENT ile EN BÜYÜK SURLU KENTLER

( HONOLULU
[Hawaii eyaletinde 1907'de çıkarılmış bir yasaya göre Honolulu Kenti ve Honolulu İdari Bölgesi(County) aynı yeri ifade ediyor. Honolulu kentinin Büyük Okyanus'ta, 2.400 km. boyunca uzanan Kuzeybatı Hawaii adalarının kalanını da kapsadığı ve 5.509 km²'yle en büyük yüzölçümüne sahip kent olduğu anlamına geliyor.]

İLE

* İSTANBUL
* ANTAKYA
* DİYARBAKIR )


- EN BÜYÜK MAKAM

( AİLE VE/YA DA DOSTLA/RLA OTURULAN YEMEK MASASI )


- EN BÜYÜK MEYDAN

( NAKŞE CİHAN [İRAN]
( ŞAH MEYDANI ya da İMAM MEYDANI olarak da bilinir. )
( Süsleri ve güzelliği ile ünlüdür. ) )


- EN BÜYÜK MİMAR

( MİMAR SİNAN )


- EN BÜYÜK MÜLK

( SAĞLIK )


- EN BÜYÜK PAZAR

( ÇARŞAMBA PAZARI (FATİH) )


- EN BÜYÜK PENİSLİ HAYVAN/CANLI

( KAYA MİDYELERİ [Gövdelerinin 7 - 40 katı kadar uzayabilir.] )


- EN BÜYÜK SEVİNÇ

( AYDINLANMA )


- EN BÜYÜK SORUNLAR:
KENDİNDEN MEMNUN OL(A)MAMA ile/ve/||/<> TATMİN OL(A)MAMA


- EN BÜYÜK YUMURTA

( BENEKLİ KÜÇÜK KİVİ KUŞU [Kendi ağırlığının %26'sı kadardır.]
Herhangi bir hayvan tarafından yumurtlanmış en büyük yumurta (dinozorlar da dahil) Madagaskar'da yaşayan Fil Kuşu[Lat. Aepyornis maximus]'na aitti. [Soyu 1700'de tükenmiştir] [9 litre hacminde, 180 tavuk yumurtasına denktir] )


- EN BÜYÜK ZEHİRLİ HAYVAN

( KOMODO EJDERİ )


- EN BÜYÜK:
YOKSUN/LUK ile/ve/<> FAKİR/LİK

( Akılsızlık. İLE/VE/<> Bilgisizlik. )


- EN BÜYÜK/UZUN PENİSLİ MEMELİ

( 1- ARMADİLLO | 7- MAVİ BALİNA[2.4 - 5 m. | 30-36 cm. çap | (İZLANDA FALLOLOJİK MÜZESİ'NDEKİ: 350-450 kg. | BAŞI: 170 cm. - 70 kg.] | 8- FİL[1.8 m.] )


- EN BÜYÜK ile/ve/değil/yerine/||/<> TEK


- EN CAHİL

( BİLDİĞİNİ EN DOĞRU KABUL EDEN )

( CEHL-İ MİK'AB )


- EN ÇOK ÇEŞİT ÇİNİ BULUNAN CAMİ

( RÜSTEM PAŞA CAMİİ - EMİNÖNÜ ( 41 çeşit. )

( Özellikle yağmur yağdığı sırada girmenizi de salık veririz! )


- EN ÇOK KAPLANIN BULUNDUĞU YER

( AMERİKA )


- EN ÇOK MERAK EDİLEN/LER

( * ÇEMBERLİTAŞ [Hristiyan'ların kutsal eşyaları var olduğu inancıyla] )

( * FATİH CAMİİ [12 HAVARÎYÛN KİLİSESİ üzerine yapılmasından dolayı] )


- EN ÇOK ÖLDÜREN

( KIR FARESİ )


- EN ÇOK ÖLÜM NEDENİ

( * KANSER )

( * SİGARA(TÜTÜN) )


- EN ÇOK ÖZKIYIM/İNTİHAR EDİLEN ÜLKE

( LİTVANYA [2003'te Yüz binde 42][Dünya ortalamasının 3 katıdır.] )


- EN ÇOK ŞEYE SAHİP OLMAK ile/değil/yerine/>< EN AZ ŞEYE GEREKSİNİM DUYMAK

( Ne kadar az şeye sahip olursak, o kadar az şey, bize "sahip olur". )

( Sahip olmadığı şeylere üzülmeyen ve sahip olduklarına sevinen kişi, akıllı biridir. )


- EN ÇOK YAĞMUR YAĞAN YER

( ÇERAPUNÇİ [Yıllık ortalama 12.000 mm. yağış alır.] )

( Hindistan'ın Kuzeydoğu'sundadır. )


- EN DAYANILMAZ/LAR

( * EDEPSİZLİK )

( * DENSİZLİK )

( * PATAVATSIZLIK )

( * İŞGÜZARLIK )


- EN DEĞERLİ KUMAŞ RENGİ

( KIRMIZI )


- EN DEĞİŞKEN

( KENDİ HAKKINIZDA TAŞIDIĞINIZ İMAJ )


- EN DENGELİ ÖRGEN

( EL ile ABCDEF ( Gövdenin tüm kısımlarınınkine nispetle el derisi en dengeli olanıdır. El derisinde, en dengeli olan avuçiçi derisidir. Sonra, sırasıyla parmakların derisi ve onlardan da işaret parmağının derisi ve son olarak en dengeli olan işaret parmağının uc kemiğinin derisidir. Bundan dolayıdır ki, işaret parmağının ve öteki parmakların ucları duyu idraki için en iyi örgenlerdir. )


- EN ENDER KUŞLARDAN

( HORNBILL ( Sandakan - Borneo'da )


- EN EŞİT PAYLAŞILAN

( AKIL )


- EN ESKİ AĞIRLIK BİRİMİ

( MİNA )


- EN ESKİ AHŞAP BİNA

( AMCZADE HÜSEYİN PAŞA KÜLLİYESİ'NDE [FATİH] [1700] )


- EN ESKİ HALI

( PAZIRIK HALISI [M.Ö. V - VII. yy.] )


- EN ESKİ YERLEŞİM MERKEZİ

( YARIMBURGAZ MAĞARASI )


- EN ESKİ ile İLK


- EN FAZLA BULUNAN HAYVAN

( PİLİÇ [52 Milyar] )


- EN FAZLA DİŞE SAHİP OLAN

( DEV ARMADİLLO )


- EN FAZLA:
KISKANÇLIK YAPMAK ile/yerine KISKANÇLIK DUYMAK


- EN GENİŞ VE UZUN KABURGA

( DÖRDÜNCÜ KABURGA )


- EN GÖRKEMLİ YAPI

( SÜLEYMANİYE CAMİSİ (VE KÜLLİYESİ) )


- EN GÖZDE ÇEŞME

( KÜÇÜKSU ÇEŞMESİ [ 1806, III. Selim tarafından yaptırılmıştır. ] )


- EN GÜZEL/ÖZEL YER/LER

( * KAŞMİR )


- EN HIZLI OLAN:
| SES HIZI ve IŞIK HIZI | ile/ve/değil/||/<>/>/< DÜŞÜNCE HIZI

( | [ a0 = 340 m/s ] VE [ c0 = 300.000 km/s ] | İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Sınırsız ve en hızlı. )

( | [ a0 = 1/√K0 g0 ] [ a0 = √ m . Y ] VE [ c = 1/√e0 μ0 ] | İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< ... )


- EN HIZLI UÇABİLEN KUŞ

( GÖKDOĞAN )


- EN HIZLI UZAYAN TIRNAK ile EN YAVAŞ UZAYAN TIRNAK

( Başparmak tırnağı. İLE Orta parmak tırnağı. )


- EN HIZLI YIRTICI KUŞ

( ŞAHİN )


- EN HIZLI YOLCULUK

( APOLLO 10'un dönüşteki atmosfere girişi sırasında, saatte 39.897 km. [1969] )


- EN HIZLI, İNSANLI UÇUŞ:
X-15A uçağı ile 31.200 yükseklikte, saatte 6389 km. [1967]


- EN HIZLI/LAR

( * ÇİTA - EN HIZLI/LAR
* YILAN - EN "CİNS"/LER )


- EN HOŞ ŞEY

( SOHBET )


- EN İNCE KİTAP

( İNGİLİZ YEMEK KİTABI )


- EN İNCE ZAR

( SUYUN ZARI )


- EN İYİ BİLDİĞİM ŞEY, HİÇBİR ŞEY BİLMEDİĞİMDİR ile/ve/<>/> EROS'TAN BAŞKA HİÇBİR ŞEY BİLMİYORUM


- EN İYİ BİLİNEN

( EN İYİNİN GERÇEKLEŞMEDİĞİNİ BİLMEK! )


- EN İYİ BİLİNMESİ GEREKEN

( HİÇBİR ŞEY BİLMEDİĞİN! )


- EN İYİ DAVRANIŞ

( İYİ NİYETTEN OLUŞAN ( Davranışların en iyisi iyi niyetten, niyetin en iyisi ise bilimden ortaya çıkandır. )


- EN İYİ İLETKEN

( GÜMÜŞ )


- EN İYİ KETEN BEZİ

( BENDUKÎ )


- EN İYİ NİYET

( BİLİMDEN ORTAYA ÇIKAN ( Davranışların en iyisi iyi niyetten, niyetin en iyisi ise bilimden ortaya çıkandır. )


- EN İYİ/LER


- EN İYİ ile/ve/<>/>< EN KÖTÜ

( Çalışmaz. İLE/VE/<>/>< İşlemez. )

( Ümit et! İLE/VE/<>/>< Hazırlıklı ol! )

( Not works. VS./AND/<>/>< Not runs. )

( THE BEST vs./and/<>/>< THE WORST )


- EN KALABALIK KENT/LER:
MUMBAI ile TOKYO

( 12,8 milyonluk nüfusu ve 440 km²'lik yüzölçümüyle km² başına 29,042 kişi!

İLE

13,500 km² üzerinde yaşayan 35,2 milyon kişi.[eğer bütün anakent alanı dahil edilirse] )


- EN KALIN KİTAP

( TÜRK YEMEK KİTABI )


- EN KESTİRME YOL, BİLDİĞİN YOLDUR ile/ve/||/<> BİLDİĞİN CEHENNEM. BİLMEDİĞİN CENNETTEN İYİDİR


- EN KISA GECE ile EN UZUN GECE

( 21 - 22 Haziran İLE 21 - 22 Aralık )

( Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilür
Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat

Sâbit

En uzun geceyi, gökyüzüyle, yıldızlarla uğraşan, ne bilsin
Sen aşk derdine bağımlı olmuş kavuşamayan âşığa sor ki geceler, kim bilir kaç saat


)

( Şeb-i yeldâda uzar fecre kadar kıssa-i aşk
Ta ki Mecnûn bitirir nutkunu Leylâ söyler

Yahya Kemal Beyatlı )

( ... ile ŞEB-İ YELDÂ )


- EN KISA SÜRE YAŞAYAN BÖCEK ile EN UZUN SÜRE YAŞAYAN BÖCEK

( Balarısı. İLE Tahtakurusu. )


- EN KİTAP DÜŞKÜNÜ SULTANLAR

( * FATİH SULTAN MEHMET )

( * I. MAHMUD
* III. MURAT )


- EN KOMİK'LER

( * ŞENER ŞEN )


- EN KÖTÜ KARAR ...

( KARARSIZLIKTAN DAHA İYİDİR )


- EN KÖTÜ/LER

( Kişinin başına gelebilecek en kötü şey,
başına gelenin en kötü şey olduğunu anlayamamasıdır. )


- EN KÜÇÜK TÜR AVCI

( ATMACA )


- EN KÜÇÜK YILDIZ

( * SÜHÂ [Büyükayı yıldız kümesinin en küçük yıldızıdır.] )


- EN KÜÇÜK YUMURTAYI YUMURTLAYAN

( DEVEKUŞU[Kendi ağırlığının %1.5'undan hafiftir.] )


- EN KÜÇÜK/LER


- EN MANYAK/LAR


- EN NİTELİKLİ (PANAMA) ŞAPKA

( SUPERFINO [ Panama'ya özgü bir palmiye ağacının lifinden yapılır. Yapımı 5 ay sürebilir. ] )


- EN NİTELİKLİ TÜYLÜ

( MERİNOS KOYUNU )


- EN ÖLÜMCÜL HASTALIK TAŞIYICILARI

( image )

( Soldan sağa ve yukarıdan aşağı sırasıyla...

1. Sarı Humma Sivrisineği[Lat. Aedes aegypti]

Hastalıklar: Sarı Humma ve Deng Ateşi
Etkilediği Kişi Sayısı: Yılda 50 - 528 milyon
Ölüm: Yılda 100.000 kişi

2. Güney Ev Sivrisineği[Lat. Culex quinquefasciatus]

Hastalıklar: Batı Nil Virüsü, filariyaz

3. Sıtma Sivrisineği[Lat. Anopheles gambiae]

Hastalıklar: Sıtma
Etkilediği Kişi Sayısı: Yılda 220 milyon kişi
Ölüm: Yılda 1 Milyon insan

4. Oryantal Sıçan Biti[Lat. Xenopsylla cheopis]

Hastalıklar: Veba, Sıçan Humması
Etkilediği Kişi Sayısı: Günümüze kadar milyarlarca
Ölüm: Günümüze kadar yüz milyonlarca kişi

5. Kara Sinek[Lat. Simulium erythrocephalum]

Hastalıklar: Onkosersiyazis (River-körlüğü)
Etkilediği Kişi Sayısı: Günümüze kadar 37 milyon kişi
Sonuç: Günümüze kadar 300.000 kalıcı körlük

6. Kum Sineği[Lat. Lutzomyia longipalpis]

Hastalıklar: Layşmanya
Etkilediği Kişi Sayısı: Toplamda 22 milyon, her yıl 2 milyon kişi

7. Öpücük Böceği[Lat. Rhodnius prolixus]

Hastalıklar: Chagas hastalığı
Etkilediği Kişi Sayısı: Toplamda 10 milyon, her yıl 400.000 kişi

8. İnsan Gövde Biti[Lat. Pediculus humanus]

Hastalıklar: Epidemik tifus ve Siper humması
Ölüm: Her yıl 200.000 kişi

9. Dermacentor variabilis

Hastalıklar: Rocky Dağları Benekli Ateşi, Tularemi

10. Siyah Bacaklı Kene[Lat. Ixodes scapularis]

Hastalıklar: Laym hastalığı, babesiyoz, anaplazmozis Etkilediği Kişi Sayısı: Her yıl on binlerce kişi

11. Çeçe Sineği[Lat. Glossina morsitans]

Hastalıklar: İnsan Uyku Hastalığı
Ölüm: Her yıl 9000 kişi [bugüne kadar 2 milyon]

12. Asya Kaplan Sivrisineği[Lat. Aedes albopictus]

Hastalıklar: Batı Nil Virüsü, Sarı Humma, St. Louis Ensefaliti, Dang Humması, Chikungunya humması
Ölüm: Bugüne kadar on milyonlarca kişi. )


- EN ÖNDE/LER


- EN ÖNEMLİ MÜZE

( ARKEOLOJİ MÜZESİ )


- EN ÖNEMLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRİNCİ


- EN ÖZGÜN ŞENLİK/LER

( * SAGADAVA FESTİVALİ )


- EN PAHALI

( BEDAVA OLAN )


- EN PARLAK/LAR


- EN RAHATLATICI/LAR

( BOŞALMAK/ORGAZM, İŞEMEK, DIŞKILAMAK(SIÇMAK), YELLENMEK(OSURMAK) )


- EN SALDIRGAN

( KAPLAN )


- EN ŞEFFAF/LAR


- EN SEVİMLİ/LER

( * YUNUS
* PAPAĞAN
* KAPLUMBAĞA )


- EN SEVİMSİZ/LER, ÇİRKİN/LER

( * SIRTLAN
* YABAN KÖPEĞİ
* AKBABA
* FARE
* YILAN
* ASIKYÜZLÜLER )


- EN SEVMEDİĞİM (ŞEY) ile/değil/yerine PEK/HİÇ SEVMEDİĞİM (BİR ŞEY)


- EN SIK KARŞILAŞILAN HASTALIK/LAR

( * BRONŞİT/ZATÜRREE
* İSHAL
* AIDS/HIV
* DEPRESYON )


- EN SOĞUK YER/LER

( * [Evrende] BUMERANG NEBULASI[ -271°C'ye ulaşır. ] [ 1500 yıldır saatte 500.000 km. hızla gaz püskürtmektedir. ] )

( * [Dünyada] ANTARKTİKA[ 1983'te kaydedilmiş en düşük derece -89.2°C'dir. ] )


- EN SÜSLEMELİ "MEKTUP" VE ANI "KİTABI"

( KİLİM )


- EN TATLI

( BEDAVA OLAN )


- EN TEHLİKELİ/LER

( KAPLAN, KUTUP AYISI )


- EN UC NOKTADA ile/ve EN SON NOKTADA

( IN EXTREMIS cum/et IN ULTIMUS )


- EN UC NOKTADA ile/ve EN SON NOKTADA


- EN UÇUK/LAR


- EN ÜNLÜ VE GÖRKEMLİ HASTAHANE

( BASILIAS [Kapadokya'da][369 yılında] )


- EN ÜST ile EN SON


- EN UZAK MESAFE

( İKİ KİŞİ ARASINDA )


- EN UZUN AĞAÇLAR

( * SEKOYA
* MENGGARIS )


- EN UZUN BİNALAR

( * SELİMİYE [267 m.] )

( * ARKEOLOJİ MÜZESİ [192 m.] )


- EN UZUN DAĞ

( MAUNA KEA [Hawaii Adası'nda] )


- EN UZUN DÜĞÜN

( III. Murat'ın, oğlu III. Mehmet için yaptırdığı sünnet düğünü. [ 52 / 56 / 60 / 62 gün olduğu şeklinde rivayet olunur. ] )


- EN UZUN GEBELİK SÜRESİ

( FİL[22 ay / 600-360 gün] )

( [gün]
Asya Fili: 616
Sperm Balinası: 530
Siyah Gergedan: 450
Zürafa: 435
Deve: 390
Zebra: 375
Eşek: 365
Alpaka: 355
Deniz Aslanı: 350
Evcil At: 335
Lama: 330
Fok: 330
İnek: 285
İnsan: 270-280
Goril: 257
Elk: 245
Kanada Geyiği: 245
Kutup Ayısı: 241
Şempanze: 240
Su Aygırı: 235
Siyah Ayı: 220
Amerikan Bizonu: 217
Boz Ayı: 215
Beyaz Kuyruklu Geyik: 201
Babun: 187
Resus Maymunu: 164
Evcil Keçi: 150
Evcil Koyun: 147
Evcil Domuz: 114
Kirpi: 112
Çinçilla: 110
Aslan: 108
Kaplan: 107
Leopar: 94
Puma: 90
Su Samuru: 75
Gine Domuzu: 65
Mink: 55
Vahşi Kurt: 65
Ev Kedisi: 64
Rakun: 63
Ev Köpeği: 61
Kızıl Tilki: 52
Avrupa Minki: 50
Kanguru: 42
Dağ Gelinciği: 41
Gri Sincap: 35
Evcil Tavşan: 32
Sincap: 31
Misk Sıçanı: 29
Vombat: 27
Gerbil: 23
Sıçan: 22
Çayır Faresi: 21
Evcil Fare: 19
Hamster: 18
Amerikan Keseli Sıçanı: 12 )


- EN UZUN OT

( MOR GÖKDARI [Hindistan'da] )


- EN UZUN SÜRE ÜZERİNDE KALDIKLARIMIZ

( YATAK, SANDALYE/KOLTUK/OTURAK, AYAKKABI )


- EN UZUN SÜRE VE EN UZAĞA UÇABİLEN KUŞ

( ALBATROS )


- EN UZUN/LAR

( * YILAN )


- EN VAHŞİ HAYVANLAR

( * KUTUP AYISI
* KÖPEKBALIĞI
* BALİNA )


- EN YAKIN MESAFE

( İKİ KİŞİ ARASINDA )


- EN YAVAŞ HAREKET EDEN KUŞ

( HOATZİN )


- EN YÜKSEK DAĞ

( * EVEREST )


- EN YÜKSEK İYİ


- EN YÜKSEK SESLİ HAYVAN

( İSPERMEÇET BALİNASI )


- EN ZARARLI/LAR


- EN ZEHİRLİ KURBAĞALAR

( 1. ALTIN ZEHİRLİ OK KURBAĞASI[PHYLLOBATES TERRIBILIS] )


- EN ZEHİRLİ/LER

( * DENİZANASI )

( * YILAN )


- EN ZOR GÖRÜLEBİLEN YER/LER

( * KAMÇATKA
* AMAZON )


- EN) BAŞTAN ile/değil (EN) BAŞINDAN


- EN ile/ve/değil/<> BİRİCİK


- EN ile EN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Aşağıya doğru eğimli yer. İLE Herhangi bir şeyin genişliği. )


- EN ile/ve/||/<> TAM


- EN ile UC


- ENÂM[Ar.] ile NÂS[Ar.]


- ENÂNİYET/EGO ile BENLİK

( BENLİK, EGO )


- ENÂNİYET ile/yerine HALVET


- ENANTEM ile ENANTEMATÖZ

( [mukozada] Döküntü. İLE Döküntülü [mukoza]. )


- ENÂT[Ar.] ile HİLM[Ar.]


- ENÂT[Ar.] ile TU'EDE[Ar.]


- ENAYİ/LİK ile BASİRETSİZ/LİK


- ENAYİ/LİK ile/değil ŞANSSIZ/LIK


- ENAYİLİK ile/değil/yerine DAYANÇ/SABIR

( [not] DUPERY vs./but PATIENCE
PATIENCE instead of DUPERY )


- ENBÂR[Ar. < NİBR] ile ENBÂR[Fars.]

( Anbarlar. İLE Dolu, yığın, küme. | Güç vermek üzere ekinlere dökülen çer-çöp, gübre. )


- ENBÂZ[Ar. < NEBEZ] ile ENBÂZ[Fars.]

( Takma adlar, lâkaplar. İLE Ortak, eş. )


- ENBERİ

( Çiftyıldızlarda bileşenlerin kütle merkezine göre çizdikleri elips yörüngede, kütle merkezinin bulunduğu odağa en yakın nokta. )


- ENBERİ ile ENÖTE

( Çiftyıldızlarda, bileşenlerin kütle merkezine göre çizdikleri elips yörüngede, kütle merkezinin bulunduğu odağa en yakın nokta. İLE Çiftyıldızlarda, yoldaşın, başyıldıza göre çizdiği bağıl yörüngenin, başyıldıza en yakın noktası ya da her bir üyenin kendi yörüngelerinin kütle merkezine en yakın noktası. )


- ENBİYÂ(NEBÎ) ile EVLİYÂ(VELÎ)

( Masum. İLE Mahfuz. )

( Allah, nebîlerini velîlerle teyid etmiştir. )

( Evliyaullah, "Allah dostları" demektir. )

( "Evliyaullah" denilen kişiler, ne korkar, ne de herhangi bir şeyden dolayı üzülürmiş. )

( Evliyâ olacak kişi, Hz. Muhammed'in; Kavl'ine (Kavl-i Muhammedî: Şeriat) Fiil'ine (Fiil-i Muhammedî: Tarikat) Hal'ine (Hal-i Muhammedî: Hakikat) Sır'ına (Sır-ı Muhammedî: Marifet) muhtaçtır. )

( KELÂM-I KİBAR: Velî sözü. )


- ENBİYÂ[< NEBÎ]

( PEYGAMBERLER )


- ENÇ ile
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Memnun, dingin. )


- ENCALA/ANGELA ERİK'TE:
KIRMIZI ile BEYAZ


- ENCÂM[Ar.] ile/ve/<>/> SERENCÂM[Fars.]

( Son, nihayet. İLE/VE/<>/> Bir işin sonu. | Başına gelen. | Olay/vak'a. )


- ENCÜR

( Isırganotu, çalaganotu. )


- ENDÂD[Ar. < NİDD] ile ENDÂD/ENZÂD[Ar. < NADAD/NAZAD] ile ENDÂHT[Fars.]

( Benzeyenler, eşler, misiller, nazîrler. İLE Onurlu ve düzenli kişiler. | Toprak tabakaları. İLE Atma, atış, atılma. | Silah atma, boşaltma. )


- ENDÂZE

( TAHMİN, TAKDİR | ÖLÇEK | MERTEBE, DERECE | 60/65/68 cm.lik, eski bir uzunluk ölçüsü. )


- ENDEK[Oğuz] ile
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Çatı, dam. İLE ... )


- ENDEMİ ile ENDEMİK

( Yerel ve her zaman görülen [sayrılık]. İLE Yerel, yerleşik. )


- ENDEMİK TÜRLER ile BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK

( Belirli bir coğrafi bölgede sadece bulunan türler. İLE Dünyadaki tüm canlı türlerinin çeşitliliği. )


- ENDER / NÂDİR/EN[Ar.] ile İSTİSNÂ/Î[Ar.]


- ENDERÛN[Fars.] ile/ve MÂBEYN[Ar.] ile/ve BİRÛN[Fars.]

( Saray mensubu. İLE/VE Arada olanlar. İLE/VE Taşra. )

( Demokrasi, yürütücü tetikçilerin gürültüsü [BİRÛN]; yönetici elitlerin derin sessizliğidir.[ENDERÛN] )

( Saraylarda, harem ve hazine dairelerinin bulunduğu yer. | Büyük sarayların iç bölümü. | Devlet görevlilerini yetiştiren okul. İLE/VE Ara. | Eski konaklarda, Harem ile Selâmlık arasındaki daire. | Sultan sarayında, mabeyncilerin bulunduğu daire. | Sultan sarayı. | İki kişi arasındaki soğukluk. İLE/VE Dışarı. | Dış, harici. | Fazla, dışarıda, hariçte. )


- ENDERÛN ile/ve/||/<> DEHTERÛN


- ENDERUN ile/||/<> ENDERÛN MEKTEBİ

( Devlet görevlilerini yetiştiren okul. İLE/||/<> Osmanlı Devleti'nde devlet görevlilerini yetiştirmek için sarayda açılan ve sadece devşirmelerin alındığı okul. )


- ENDİK ile SAF
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Saf kişi, safdil, saf gönüllü. İLE ... )


- ENDO- ile ENDODERM ile ENDOJEN ile ENDOKRİN ile ENDOKRİNOLOJİ ile ENDOKRİNOLOJİK ile ENDOTERMİK ile ENDOTOKSİN

( İç-, iç [ile ilgili]. İLE İç deri, iç tabaka, iç yaprak. İLE İçsel, iç kaynaklı. İLE İç salgı. İLE İç salgıbilim. İLE İç salgıbilim [ile ilgili]. İLE Isı alan. İLE İç ağı/zehir/toksin. )


- ENDODERM ile/ve/<> EDEME

( İç deri. İLE/VE/<> Alt deri. )


- ENDOPLAZMİK RETİKULUM ile GOLGİ AYGITI

( Gözede protein ve lipid sentezinin yapıldığı organel. İLE Gözede proteinlerin işlenmesi ve paketlenmesinde görev alan organel. )


- ENDOTERMİK (ETKİLEŞİMLER) ile/||/<>/>< EKZOTERMİK (ETKİLEŞİMLERDE)

( Enerji emer. İLE/||/<>/>< Enerji salınır. )

( Isı alan tepkime. İLE/||/<>/>< Isı veren tepkime. )


- ENDÜRASYON ile EREKSİYON ile ENHANCEMENT/ENHANSMENT ile EKSAZERBASYON

( Sertleşme, sertleşim, sertlik. İLE Dikleşme, sertleşme. İLE Güçlenme. İLE Azma, alevlenme. )


- ENE'L HAKK

( Ben Hakk'ım. )


- ENE ile/ve/değil/yerine/||/<>/> İNNÂ


- ENE ile/yerine NAHNÜ

( Ben. İLE/YERİNE Biz. )


- ENEL HAKK ile/ve/<> İNNEL HAKK


- enem.[Lat. < ENEMA]/LAVMAN[Fr.] ile TENKIYE[Ar. < NAKY]

( Kalınbağırsağı, anüs yoluyla su fışkırtarak yıkama. | Bu işlem için kullanılan aygıt ve sıvı. İLE Ayıklayıp temizleme. | Kalın bağırsağa su verme ve bu işlem için kullanılan alet. )


- ENERGIA ile/ve/||/<> KINESIS

( Bilfiil. İLE/VE/||/<> Hareket. )


- ENERJİ BAĞIMSIZLIĞI:
YERDE/N ile/ve/değil/yerine GÖKTE/N

( )


- ENERJİ HARCAMAK/BOŞALTMAK ile ENERJİ DENGELEMEK

( SPENDING/RELEASING THE ENERGY vs. BALANCING THE ENERGY )


- ENERJİ" ile/değil EMEK


- ENERJİ(") ile/ve/değil/||/<>/>/< (")ELEKTRİK(")


- ENERJİ ile/ve/değil/<>/= ALAN


- ENERJİ ile DEVİNGENLİK/CANLILIK/HAREKETLİLİK

( ENERGY vs. DYNAMISM )


- ENERJİ ile/ve/||/<> GÜÇ

( İş yapabilme kapasitesi. İLE/VE/||/<> Birim zamanda yapılan iş. )


- ENERJİ ile/ve HIZ

( ENERGY vs./and SPEED )


- ENERJİ ile/ve/ya da/<> KAPASİTE

( Çabalamanın yararı olmadığında, enerjinizi harcamamaya bakın. )

( ENERGY vs./and/or/<> CAPACITY )


- ENERJİ ile/ve/değil/yerine KENDİNİ DENETLEYEBİLEN(KONTROL EDEBİLEN) ENERJİ


- ENERJİ ile/ve/<> UYUM

( Celâl. İLE/VE/<> Cemâl. )


- ENES[< ÜNS >< VAHŞET] ile ENEZ(/E)

( Bağlantı/yakınlık kuran, bağlantıda olan. İLE Edirne'nin bir ilçesi. | Cılız, zayıf, güçsüz. )


- ENFÂL[Ar. < NEFEL] ile ENFÂR[Ar. < NEFÎR]

( Ganimetler, düşmandan alınan mallar, emeksiz kazançlar. İLE Kalabalıklar, halk, cemâatler. )


- ENFEKSİYON ile ENFEKSİYÖZ ile ENFEKTE ile ENFEKTE OLMAK

( Bulaş, bulaşım. İLE Bulaşıcı, bulaşlı. İLE Bulaşlı, bulaşmış. İLE [enfeksiyon etkeni] Bulaşmak. )


- ENFLAMASYON ile ENFLAMATUVAR

( Yangı. İLE Yangılı. )


- ENFLASYON ile/ve STAGFLASYON

( ... İLE/VE Ekonominin, durgunluk zamanındaki enflasyon. )


- ENFÜS[< NEFS]

( CANLAR, YAŞAYANLAR )


- ENGEK ile ENGEK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ağzın iki yanında bulunan çene kemikleri. İLE Peçeyi bağlamakta kullanılan ip. )


- ENGEL OLMAK ile ARAYA GİRMEK


- ENGEL/SAKINCA/MAHZUR[Ar.] ile ENGEL/SAKINCA/BEİS[Ar.]


- ENGEL/SORUN ile/değil/yerine ARA/DİNLENME NOKTASI/VESİLESİ


- ENGEL ile BESLENME


- ENGEL ile/ve ÇENGEL


- ENGEL ile/ve KESİNTİ

( OBSTACLE vs./and INTERRUPTION )


- ENGEL ile/ve MÜHÜR

( OBSTACLE vs./and SEAL )


- ENGEL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLANAK


- ENGEL ile/ve PEKENT

( ... İLE/VE Geçit vermeyen doğal engel. )


- ENGEL ile PEKENT

( ... İLE Kolayca geçit vermeyen, aşılması çok güç doğal engel. )


- ENGEL ile PERDE

( Engeller yaratmayabilirsiniz. )

( Engeller aşılabilir. )

( Engellerin en yıldırıcısı kişinin kendidir. )

( Engeller bir ölçüde kalktığında, O, bir anda içinize doğar. )

( Onu tümüyle alın! Buradadır, istemeniz yeter. Fakat istemezsiniz. İsteseniz bile almazsınız. Almanızı engelleyen nedir, onu bulun. )

( Obstacles can be overcome. )

( You can avoid creating obstacles.
It will dawn on you suddenly, when the obstacles are removed to some extent.
Take the whole of it! It is here for the asking. But you do not ask. Even when you ask, you do not take. Find out what prevents you from taking. )

( OBSTACLE vs. VEIL/CURTAIN )


- ENGEL ile SANSÜR


- ENGEL ile/ve TUZAK

( BARRIER vs./and TRAP )


- ENGEL ile/ve ZAHMET

( OBSTACLE vs./and BOTHER )


- ENGELLEME/ENGELLENME ile/ve/||/<> DAĞITMA/DAĞILMA


- ENGELLEME ile/değil ÖTELEME


- ENGELLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ENGELLEMEYİ ENGELLEMEK


- ENGELLEMEK ile/değil/yerine SINIRINI/HADDİNİ BİLDİRMEK


- ENGELLERDE/MÂNİ:
ŞER'Î MÂNİ ile/ve/||/<> TABİÎ'Î MÂNİ ile/ve/||/<> ÖRFE DAYANAN MANİÎ ŞER'Î


- ENGELLEYİCİ ile/değil/yerine DENGELEYİCİ


- ENGELLEYİCİ ile/ve/değil/yerine/<> ÖNLEYİCİ


- ENGELLİ (mi?) ile/değil ENGELLENEN (mi?) ile/değil ENGELLENMİŞ (mi?)

( BOLLUK-KITLIK )


- ENGELLİLER:
GÖVDESEL ile/ve/ne yazık ki/||/<> DUYUSAL ile/ve/ne yazık ki/||/<> İŞİTME ile/ve/ne yazık ki/||/<> KONUŞMA ile/ve/ne yazık ki/||/<>
ZİHİNSEL ile/ve/ne yazık ki/||/<> GEÇİCİ ile/ve/ne yazık ki/||/<> YAŞLILAR


- ENGELLİLERE:
"ACIMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DESTEK/YARDIM


- ENGELLİYE:
ACIMAK ile/değil/yerine SAYGI GÖSTERMEK


- ENGEREK YILANI ile MIZRAKBAŞLI ENGEREK YILANI

( ... İLE Dünyanın en zehirli yılanlarındandır. Ilha da Queimada Grande[Brezilya] adasında yaşarlar.[4 bin civarında bulunuyor. Yerleşim bulunmayan adayı, sadece cesâret edebilen bilimkişileri ziyaret ediyor.] )

( )


- ENGEREK ile BATI AFRİKA GABON ENGEREĞİ

( ... İLE En uzun dişe sahip yılanlardır. )


- ENGEREK ile BOYNUZLU ENGEREK

( ... İLE Türkiye'de, Batı Karadeniz sahil bölgesinde yaşarlar. )

( ... İLE Avrupa'nın en zehirli yılanlarından biridir. )

( ... İLE Haftada bir ya da iki av yakalaması onun için yeterlidir. )


- ENGEREK ile KAFKAS/HOPA ENGEREĞİ

( ... vs. CAUCASIAN VIPER )

( ... cum VIPERA KAZNAKOVI )


- ENGEREK ile KATIRYILANI

( Başı üç köşeli, rengi siyah ya da siyaha yakın, taşlık ve güneşli yerlerde yaşayan zehirli bir yılan. İLE Zehirli bir engerek. )


- ENGEREK ile MOĞOL ENGEREĞİ


- ENGEREK ile ŞİŞEN ENGEREK


- ENGEREKOTU

( Hodangillerden, türleri süs bitkisi olarak yetiştirilen, yaprakları sert tüylü bir ot. [Akdeniz Havzası kaynaklı, ilkbaharda çiçek açan, yoğun tüylü, kireçli topraklarda ve güneşli ortamlarda yetişen, sahil bahçelerinde yeğlenilen, tek yıllık, tohumla çoğalan tür.] )

( ECHIUM VULGARE )

( BLUEWEED | VIPER'S BUGLOSS )

( VIPÉRINE COMMUNE | VIPÉRINE VULGAIRE )

( NATTERNKOPF )


- ENGES ile ...
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yabancıymış gibi sağına soluna bakınan kişi. İLE ... )


- ENGİN ile ENGİN

( Ucu bucağı görünmeyecek kadar geniş. | Denizin kıyıdan çok uzaklarda bulunan geniş bölümü, açık deniz. İLE Değer ve fiyatı düşük olan. | Yüksekte olmayan, alçak yer. )


- ENGİNAR[Yun.] ile/ve/<> KUŞKONMAZ/ASPARAGUS[Lat.]

( Bileşikgillerden, çok yıllık, dikenli bitki. | Bu bitkinin, çiçekliği, sebze olarak yenilen iri, topuz biçimindeki yeşil ürünü. İLE/VE/<> Zambakgillerden, uc dalları yapraksı görünüşte, toprakaltı köksaplarından çıkan taze sürgünleri yenilen bir bitki. | Aynı aileden, saksılarda yetiştirilen, uzun saplı, ince ve küçük yapraklı bir süs bitkisi. )

( CYNARA SCOLYMUS cum/et/<> ASPARAGUS OFFICINALIS | ASPARAGUS PLUMOSUS )


- ENGİNAR ile SAKIZ ENGİNAR


- ENGLİK ile ALLIK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yanağa sürülen kırmızı boya. )


- ENHÂ'[Ar. < NAHV] ile ENHÂR[Ar. < NEHR]

( Taraflar, yanlar, cihetler. | Yollar. İLE Irmaklar, çaylar. )


- ENİK/ENCİK[Ar.] ile SEG-PEÇE[Fars.]

( Kedi, köpek yavrusu. İLE Köpek yavrusu. )


- ENİNDE-SONUNDA[değil ÖNÜNDE-SONUNDA] ile ENİNE BOYUNA


- ENİS ile/ve/||/<> KURBİYET


- ENÎSE ile ENÎSE[Fars.] ile ENÎŞE[Fars.]

( Ateş, od. İLE Donmuş, pekişmiş nesne. İLE Hafiye. | Câsus. | Dalkavuk. )


- ENİŞTE[Fars. < ANGUŞTE] ile GÖRÜMCE[Fars. < KÖRÜMÇİ < KÖRÜM[:Görmek, bakmak.]

( Varsıl çiftçi, kodaman. | Ablanın/kız kardeşin kocası. İLE Gelin bakmaya giden kadın. )


- ENJEKSİYON ile ENJEKTABL/E ile ENJEKTE ETMEK ile ENJEKTÖR

( İğne yapma. İLE İğneyle verilmeye elverişli. İLE İğneyle vermek. İLE İğne, şırınga. )


- ENKARNASYON(GÖVDELENME) ile DOĞUM

( Gövdelenme. İLE Gövdelenme kavramının/olgusunun öncelikle ve sadece anne karnından çıkış ile sınırlandırılması. )


- ENKAS[Ar.] ile ENKAZ[ka uzun okunur!][Ar. < NUKZ]

( Daha/pek/çok eksik. İLE Binâ yıkıntıları, moloz. | Eski hayvanların artıkları. )


- ENKAZ ile/değil/||/<> METRUK


- ENKERE MİN-HU KEZÂ[Ar.] ile NEKAME MİN-HU KEZÂ[Ar.]


- ENKERE[Ar.] ile NAKAME[Ar.]


- ENLEM ile/ve BOYLAM/TUL[Ar.]

( )

( Enlem Farkı[111 km.] ile Uzaklık Hesaplama

Enlem farkı bulunurken verilen merkezler aynı yarımkürede ise büyük olan enlem derecesinden küçük olan çıkarılır. İLE/VE/>< Farklı yarımkürede olurlarsa enlem dereceleri toplanır.

A - B = ?
50 - 20 = 30 [enlem farkı]
30 x 111 = 3330 km.

İLE/VE/><

B + D = ?
20 + 15 = 35 [enlem farkı]
35 x 111 = 3885 km.

)

( LATITUDE vs./and LONGITUDE )


- ENO[Jap.]

( Çin'li Zen ustalarından 6. Pîr Hui-neng'e (637-713) Japonya'da verilen ad. )


- ENSÂB

( Logaritma cetvellerinin sayıları. [CEYB(SINUS), TECEYB(COSINUS), MÜMÂS(TANGENT), TAMAM MÜMÂS(COTANGENT), KATI'(SÉQUENCE), TAMAM KATI'(COSÉQUENCE) )


- ENSÂB[Ar. < NESEB] ile ENSÂB[Ar. < NUSUB]

( Soylar, baba tarafından akrabalar/hısımlar. | Logaritma cetvellerinin sayıları. [CEYB(SINUS), TECEYB(COSINUS), MÜMÂS(TANGENT), TAMAM MÜMÂS(COTANGENT), KATI'(SÉQUENCE), TAMAM KATI'(COSÉQUENCE)] İLE Belâlar, şerler. | Putlar, heykeller. )


- ENSÂF[Ar. < NISF] ile ENSAF[Ar. < İNSÂF]

( Yarımlar, yarılar. İLE Daha/pek insaflı. )


- ENSÂL[Ar. < NESL] ile ENSÂR[Ar. < NÂSIR]

( Soylar, evlâtlar, sülâleler. İLE Yardımcılar/muavinler, koruyucular/müdâfîler. )


- ENSÂL[Ar. < NESL] ile ENZÂL[Ar. < NEZL/NEZÎL]

( Soylar, evlâtlar, sülâleler. İLE Soysuzlar, alçaklar, aşağılıklar. )


- ENSÂR[< NÂSIR]

( YARDIM EDENLER, KORUYANLAR )


- ENSÂR[Ar. < NÂSIR] ile ENZÂR[Ar. < NAZAR]

( Yardımcılar/muavinler, koruyucular/müdâfîler. İLE Bakışlar, bakmalar. )


- ENSE YAPMAK ile ENSELENMEK


- ENSELEMEK" ile "TEPELEMEK"


- ENTARİ ile/değil BABU/DERRA

( ... İLE/DEĞİL Moritanya'da kullanılan açık renkli entari. )


- ENTARİ ile/ve/||/<> KEFİYE

( [Arap ülkelerinde] Erkeklerin ya da kadınların giydiği uzun ve düz üstlük/giysi. İLE/VE/||/<> Omuzları da örten, kenarları püsküllü bir erkek başörtüsü. )


- ENTEL ile ENTELEKTÜEL


- ENTELEKTÜEL ile/ve/değil/yerine AYDIN

( [Bilgiyi/düşünceyi] Tüketen. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Üreten. )


- ENTER-/ENTERO- ile/||/<> COL-/COLİ-/COLO- ile/||/<> İLE-/İLEO-

( Bağırsak. İLE/||/<> Kalın bağırsak/kolon (ile ilgili), kolonik. İLE/||/<> İnce bağırsağın son bölümü ile ilgili. )


- ENTER/O- ile END-

( Bağırsak-, bağırsak [ile ilgili], -arası. İLE Son-, uc[end[-] point], son nokta. )


- ENTER/O- ile ENTERAL/ENTERİK

( Bağırsak-, bağırsak [ile ilgili], -arası. İLE Bağırsak yoluyla, bağırsak [ile ilgili]. )


- ENTROPİ ile/ve/||/<> ENTALPİ

( Düzensizlik ölçüsü. [Bir yapının/sürecin düzensizliğini ölçer.] İLE/VE/||/<> Isı enerjisi değişimi. Bir yapının/sürecin toplam enerji içeriği. [Bir yapının/süreçteki toplam enerji miktarını tanımlar.] )


- ENTÜBASYON ile ENTÜBE ile ENTÜBE ETMEK

( Borulama. İLE Borulanmış, boru takılmış. İLE Boru takmak. )


- ENÜK ile ENÜK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Aslan, sırtlan, kurt ve köpek yavrusu. İLE Dişlilerin dişi. )


- ENÜREZ/İS ile ENÜREZİS NOKTÜRNA

( Sidik kaçırma. İLE Gece işemesi, yatak ıslatma. )


- ENÜREZİS ile/||/<> İNKONTİNANS

( Sidik kaçırma ya da yatağı ıslatma. İLE/||/<> Sidik ya da dışkı denetiminin kaybı. )


- ENÜREZİS ile/||/<> İNKONTİNANS

( Sidik kaçırma.[Genellikle çocuklarda görülür.] İLE/||/<> Sidik ya da dışkı denetiminin kaybı. )


- ENZÂL[Ar. < NEZL/NEZÎL] ile ENZÂR[Ar. < NAZAR]

( Soysuzlar, alçaklar, aşağılıklar. İLE Bakışlar, bakmalar. )


- ENZİM KİNETİĞİ ile ENZİM ENGELLEYİCİLERİ/İNHİBİTÖRLERİ

( Enzimlerin kataliz ettiği tepkimelerin hızını inceleyen bilim dalı. İLE Enzimlerin aktivitesini engelleyen moleküller. )


- ENZİM ile/||/<> ETKİN/AKTİF BÖLGE

( ... İLE/||/<> Bir enzimin kendisine ait substratına özel olarak bağlanmasını sağlayan bölge. )


- ENZİM ile HORMON

( Biyokimyasal tepkimeleri hızlandıran protein molekülü. İLE Gövdede belirli işlevleri düzenleyen kimyasallar. )


- ENZİM ile KATALİZÖR

( Biyolojik tepkimeleri hızlandıran proteinler. İLE Kimyasal tepkimeleri hızlandıran nesneler. )


- ENZİMATİK ETKİNLİK ile SUBSTRAT

( Enzimlerin katalizleme yeteneği. İLE Enzimlerin etkileşimde bulunduğu molekül. )


- EOZİNOFİLİ ile/||/<> BASOFİLİ

( Kanda eozinofil adı verilen beyaz kan gözelerinin artışı. İLE/||/<> Kanda bazofil adı verilen beyaz kan gözelerinin artışı. )


- EOZİNOFİLİ ile/||/<> NÖTROFİLİ

( Kanda beyaz kan gözelerinin[eozinofil] artışı. İLE/||/<> Kanda beyaz kan gözelerinin[nötrofil] artışı. )


- EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ile/||/<> GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ (GERD)

( Özofagusta eozinofil birikimi ile yutma güçlüğü ve ağrı. İLE/||/<> Mide asidinin yemek borusuna geri kaçması ile yanma ve ağrı. )


- EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ile/||/<> GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ SAYRILIĞI (GERD)

( Yemek borusunda eozinofil birikimi. İLE/||/<> Mide asidinin yemek borusuna geri kaçması. )


- EPA ya da DHA ile/değil/yerine/>< ALA

( )


- EPİ- ile EPİZYO-

( Üst-, üzerinde, üstünde. İLE Vulva [ile ilgili]. )


- EPİDEMİ ile EPİDEMİK ile EPİDEMİYOLOJİ

( Salgın. İLE Salgın [ile ilgili]. İLE Sağlık araştırma yöntembilim. )


- EPİDERM/İS ile EPİDERMAL

( Üst deri. İLE Deriden. )


- EPİDERMİS ile/ve/||/<>/< DERMİS

( Derinin dış tabakası, üst deri. İLE/VE/||/<>/< Derinin alt tabakası, alt deri. )


- EPİDURAL HEMATOM ile/||/<> SUBDURAL HEMATOM

( Kafatası ile dura mater arasında kan birikmesi. İLE/||/<> Dura mater ile beyin arasında kan birikmesi. )


- EPİFANİ ile EPİFANİ

( Aniden bir şeyin özünü anlama ya da anlamını bulma coşkusu, düşünce, duygu ve davranışı. İLE On ikinci gün bayramı. [İsa'nın doğumundan oniki gün sonra kutlanması] [İsa'nın, Üç Müneccim tarafından ziyaretini kutlayan bir Hristiyan bayramı] )


- EPİFİZ BEZİNDE:
MELATONİN ile/ve/||/<> SEROTONİN["SERATONİN" değil!] ile/ve/||/<> DMT

( )


- EPİFİZ ile OM/OMA

( Kemik ucu. İLE Kemiklerin toparlak ucu. )


- EPİGRAFİ

( Yazıtbilim. )


- EPİK ile/ve/||/<> TRAJİK ile/ve/||/<> KOMİK


- EPİKONDİLİT ile/||/<> KARPAL TÜNEL BELİRGESİ/SENDROMU

( Dirsek ekleminde tendon yangısı. İLE/||/<> El bileğinde sinir sıkışması. )


- EPİLEPSİ ile/||/<> KATAPLEKSİ

( Beyinde olağandışı elektriksel etkinlik nedeniyle nöbetlerle ilişkili bir durum. İLE/||/<> Ani kas tonusu kaybı. )


- EPİLEPSİ ile/||/<> MİGREN

( Beyinde olağandışı elektriksel etkinlik ile nöbetlerle ilişkili bir sayrılık. | Yineleyen nöbetlerle ilişkili bir nörolojik sayrılık. İLE/||/<> Şiddetli baş ağrıları, bulantı, ışığa duyarlılık ve öteki belirtilerle ilişkili bir nörolojik sayrılık. )


- EPİLEPSİ ile/||/<> NARKOLEPSİ

( Beyinde olağandışı elektriksel etkinlik ile nöbetler. İLE/||/<> Aşırı gündüz uykululuğu ve ani uyku atakları ile ilişkili bir uyku bozukluğu. )


- EPİNASTİ ile/>< HİPONASTİ

( Bitki örgenlerinin üst bölümünün daha hızlı büyüyerek aşağı doğru kıvrılması. İLE/>< Bitki örgenlerinin alt bölümünün daha hızlı büyüyerek yukarı doğru kıvrılması. )


- EPİSTAKSİS ile/||/<> HEMOPTİZİ

( Burun kanaması. İLE/||/<> Ağızdan kan tükürme. )


- EPİSTEME ile SOPHIA


- EPİSTEMOLOJİK İDEALİZM ile METAFİZİK İDEALİZM

( Bilginin zihinsel yapılar tarafından biçimlendiğini savunan görüş. İLE Gerçekliğin temelde zihinsel ya da düşüncelerden oluştuğunu savunan görüş. )


- EPİSTEMOLOJİK İYİMSERLİK/OPTİMİZM ile EPİSTEMOLOJİK KÖTÜMSERLİK/PESİMİZM

( İnsanın gerçeği bilme kapasitesine dair olumlu ve iyimser tutum. İLE İnsanın gerçeği bilme kapasitesine dair kuşkucu ve kötümser tutum. )


- EPİZYO- ile EPİZYOTOMİ

( vulva [ile ilgili]. İLE Vulva kesisi. )


- EPOPE[Fr. < Yun.]

( Destan. Konusu kahramanlık olan uzun manzume. )


- EQUUS ile AEQUUS

( At. İLE Düz, yatay, eşit; uygun, elverişli, dost, haklı, haktanır; sakin. )

( Pegaus'a işaret eder. İLE İnsana işaret eder. )


- ER[Ar.] ile ER[Ar.] ile ER[Tr.] ile Er.[kimya]

( Eğer, ise, olsa, olur ise. İLE Erken. İLE Erkek. | Aşamasız asker. | Yiğit, kahraman. | İşini iyi bilen, yetenekli. İLE Erbiyum'un simgesi. )


- ER ile ERGEN ile ERMİŞ


- ER ile/ve/||/<>/> ONBAŞI ile/ve/||/<>/> ÇAVUŞ ile/ve/||/<>/> YÜZBAŞI ile/ve/||/<>/> BİNBAŞI ile/ve/||/<>/> AĞA ile/ve/||/<>/> BAŞ AĞA[> PAŞA]


- ER ile SİLAHENDAZ[Ar., Fars.]

( ... İLE Gereğinde karaya çıkarılan, özellikle tüfeklerle donatılmış, deniz eri. )


- ERÂNİB[Ar. < ERNEB] ile ERÂNÎB[Ar. < ERNEBE]

( Tavşanlar. İLE Burun ucları. )


- ERÂZÎ/ARÂZÎ[Ar.] ile ERÂZİL[Ar. < ERZEL]

( Yerler, topraklar. İLE Reziller, namussuzlar, yüzsüzler. )


- ERBAA

( DÖRT )


- ERBAÂ'[Ar.] ile ERBAA[Ar.]

( Çarşamba günü. İLE Dört. )


- ERBAA ile/||/<> ETRÂF-I ERBAASI

( Dört. İLE/||/<> Dört tarafı. )


- ERBÂB[Ar. < RABB] ile ERBÂB[Fars.]

( Sahipler, mâlikler. | Becerikli, ehil, muktedir. İLE Ulu, başkan, reis. )


- ERBAB ile UZMAN


- ERBAÎN

( KIRK | DERVİŞLERİN HALVETHÂNEDE BULUNDUKLARI KIRK GÜN, ÇİLE ÇIKARMAK )


- ERCÂ[Ar. < RECÂ] ile ERCÂ[Ar.] ile ERCAH[Ar. < RÂCİH]

( Taraflar, yönler. İLE Daha çok istenilen, ricâ edilen. İLE Üstün, uygun, tercihe uygun. )


- ERDEB/İRDEB[Ar.] ile ERDEB[Ar.]

( Arap şehirlerinde kullanılan ve İstanbul kilesiyle 9 kileyi karşılayan bir ölçek. İLE Savaş. )


- ERDEM:
EĞİTİMLE ile/ve/||/<>/< ALIŞKANLIKLARLA ile/ve/||/<>/< DOĞAL


- ERDEM/FAZİLET ile/ve ARTAM/MEZİYET

( Erdem, toplum çıkarını kişisel çıkarın üstünde tutmaktır. )

( Bilgi erdem, erdem de mutluluk üretir. )

( Erdeminiz ayakta kalmanızı sağlayan şeydir. )

( Erdem, kişinin kendini inşâ edeceği tuğlalardır. )

( Erdemler kendileri içindir. Başka şeyler için değildir. )

( Erdemler ve güçler kendini-idrakle birlikte gelir, daha önce değil. )

( Erdemli olanlar, kaygıdan; akıllı olanlar, korkudan uzaktır. )

( Güçlükleri yenmeyi birinci ödevi olarak kabul eden ve ödülü sonraya bırakan bir kişiye 'erdemli' denilir. )

( Erdemli kişinin önem verdiği üç şey vardır: Davranışlarında dikkatsiz ve düşüncesiz olmaktan sakınmak; yüz anlatımında içtenlik; sözlerinin kabalık ve bayağılıktan uzak olması. )

( Gerçekte olduğunuz şey, özünüz, sizin erdeminizdir, erdeminiz kendinizsiniz. )

( Özünüzü, gerçek benliğinizi anımsamak erdemdir. )

( Hiçbir çiçeğin kokusu rüzgâra karşı yayılamaz, fakat erdemlerin kokusu hiçbir engel tanımadan her yere yayılır. )

( Kişi, yaşamını meziyetlerinin yönettiğinden ve bu meziyetlerin en beklenmedik ve en sıkıcı koşullara bile direneceğinden emin olmalıdır. )

( Kişinin sınırlarını bilmesinden doğan alçakgönüllülük bir meziyettir ama vicdanla birleşmediği sürece bir zayıflık olarak görülebilir. )

( Olgun kişi, meziyetlerini parıldar hale getirir. )

( Olgun kişi, meziyetleri parıldarken ışıltıyı gizleyerek çevresiyle uyum içinde kalmayı başarır. )

( Kaynak ve meziyetlerin açığa vurulması yerine sadelikle alçakgönüllülük salık verilir. )

( Kişinin ışığı yararlı bir parlaklık sağlıyorsa, onu tartının altına gizlemelidir. Eğer sağlamıyorsa, meziyetleri geliştirmek amacıyla durmadan çalışılmalıdır. )

( Meziyet yalnız kalmaz, sürekli komşu bulur. )

( 4 Büyük Erdem:
* MAITRI/METTA[Palice] (Dostluk, iyi dilek, iyilik, sevgi ve merhamet göstermek. )

( Merhamet ve herkesin acılarına üzülmek. )

( Herkesin iyiliğine sevinmek. )

( Herkesin hatasını affetme ve görmemezlikten gelmek. )

( Erdemin ölçüsü, tüze'dir. )

( Bir şeyin, işlevini, yerine getirmesi. İLE/VE ... )

( What you are really is your virtue.
Remembering your self is virtue. )

( Aklını, en yüksek düzeyde kullanmak, tefekkür yaşamı, kuramsal temâşâ. İLE/VE ... )

( Ötekinin haklarını sağlamak, korumak ve savunmak. İLE/VE ... )

( VIRTUE vs./and MERIT )


- ERDEM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DEĞER


- ERDEM ile FEDÂKÂRLIK


- ERDEM ile/ve/||/<> ÖVGÜ


- ERDEN/DÛŞÎZE[Fars.]

( Bakir. | Kız. )


- ERDENİ EZU

( Moğolistan'daki ilk ve en büyük Budist manastırı. [İçinde de 100 tapınak kurulmuştur.] )


- EREBOS ile/ve NYKS

( Mutlak karanlık. İLE/ve Gece. )


- EREK(AMAÇ) ile/ve/<> HEDEF

( Amacınızın herhangi bir beklenti taşımayan salt iyi niyet olduğundan emin olun önce. )

( Nesnelerin ve olayların alacağı şekil sizin elinizde değildir; eylemlerinizin ardındaki amacınıza gelince, o sizin elinizdedir. )

( İSTİHDAF: Amaçlama, hedef alma. )

( Be sure your attitude is of pure goodwill, free of expectation of any kind.
The shape things take is not within your power; the motives of your actions are. )

( AIM vs./and TARGET )


- EREK/AMAÇ ile/değil GARAZ/GAREZ[Ar.]

( ... İLE/DEĞİL Birine karşı güdülen kötülük etme isteği, kin, düşmanlık. )


- EREK ile/ve "KIBLE"


- EREK ile/ve/||/<>/> GEREK


- EREK ile/ve TAVIR

( AIM vs./and MANNER )


- EREKBİLİM


- EREKBİLİM/TELEOLOJİ ile MEKANİZM

( Doğadaki olayların bir amaca yönelik olduğunu savunan görüş. İLE Doğadaki olayların sadece nedensel mekanizmalarla açıklanabileceğini savunan görüş. )


- EREKBİLİM/TELEOLOJİ ile TANRIBİLİM/TEOLOJİ

( Erekbilim. İLE Tanrıbilim. )


- EREKSİYON ile EREKTÖR

( Dikleşme, sertleşme. İLE Dik tutan, kaldıran. )


- ERENDİZ/JÜPİTER/MÜŞTERİ ile/ve/<> SEKENDİZ/SATÜRN/ZÜHAL/PÂSBÂN-I FELEK/TÂRÜM[Fars.]

( 30 yıllık. İLE/VE/<> 12 yıllık. )

( Güneş sistemindeki en büyük gezegendir. Güneş'ten uzaklığa göre beşinci sırada yer alır. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmakta ve gaz devleri sınıfına girmektedir. İLE/VE/<> Güneş'e yakınlık sırasına göre 6. gezegenidir. Büyüklük açısından Jüpiter'den sonra ikinci sırada gelir. Çıplak gözle izlenebilen 5 gezegenden biridir. )

( Adını, Roma mitolojisindeki tanrıların en büyüğü olan Jüpiter'den alır. İLE/VE/<> Adını, Yunan mitolojisindeki Kronos'tan alır. )

( [Güneşe uzaklığı] 778.500.000 km. İLE/VE/<> ... )

( Yarı çapı, 69.911 km. İLE/VE/<> Ekvator çapı, 120.536 km. )

( [ayları] Europa, Ganymede, İo, Callisto, Valetudo, Amalthea, Himalia. İLE/VE/<> Enseladus, Titan, Mimas, Dione, Tethys, İapetus, Rhea. )

( ... İLE/VE/<> Satürn'ün halkalarını oluşturan toz ve kayaçların, gezegenin manyetik alanının etkisiyle hızla yüzeye doğru çekildiğini ve bu yüzden halkaların 100 milyon yıldan daha az sürede yok olması bekleniyor. )

( Büyük Kırmızı Leke, Jüpiter gezegeninde yer alan antisiklonik bir fırtınadır. Gezegenin ekvatorunun 22° güneyinde bulunur ve en az 340 yıldan beri sürmektedir. Jüpiter'in Büyük Kırmızı Leke'si, 40 bin km'ye ulaşan çapıyla o kadar büyüktür ki, üç Dünya'yı içine alabilir. İLE/VE/<> ... )

( AHVER, BİRCÎS, MÜŞTERÎ ile/ve/<> TÂRÜM )


- ERES[Ar.] ile ER'ES[Ar.]

( Çiftçilik, çiftçi olma. İLE Başı büyük, kocakafa. )


- ERGEN(İN) ELEŞTİRİSİ ile/ve/değil/yerine/||/<> ERGİNİN(/YETKİN) ELEŞTİRİSİ


- ERGEN/YENİYETME ile/ve/<>/> YETİŞKİN ile/ve/<>/> BİLGE

( Yetişkinlerin, mükemmel olmadığını anladığımız gün. İLE/VE/<>/> Yetişkinleri affettiğimiz gün. İLE/VE/<>/> Kendini affettiğimiz gün. )


- ERGEN ile ERKEN


- ERGİME ile AŞIRI ERGİME

( Sıcaklığı artırılmak yoluyla bir nesnenin katı durumdan sıvı duruma geçmesi, zeveban etmesi. İLE Erime noktasından daha aşağı bir sıcaklık derecesine düşmesine karşın birtakım koşullar altında bir sıvının katılaşmaması durumu. )


- ERGUVAN ile/||/<> JAKARANDA/MAVİ JAKARANDA/SİYAH POUİ/EĞRELTİ AĞACI

( Baklagiller ailesinden, on metreye kadar boylanabilen, tek gövdeli, yaprak döken, çalı görünümünde bir ağaççık. İLE/||/<> Güney-Orta Güney Amerika'ya özgü, çekici ve uzun ömürlü, soluk çivit çiçekleri nedeniyle başka yerlerde yaygın olarak ekilen alt tropikal bir ağaç. )

( image
ile
image )

( CERCIS SILIQUASTRUM cum JACARANDA MIMOSIFOLIA )


- ERHAM[Ar. < RAHÎM] ile ERHÂM[Ar. < RAHM]

( Daha/pek merhametli. İLE Döl yatakları. | Akrabalar, hısımlar. )


- ERİG ile ERİG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yağ ya da yağa benzeyen, eriyen herhangi bir şey. | Donduktan sonra eriyen herhangi bir şey. İLE Cevval, etkileyici hayvan. )


- ERİK ile AYNABAKAR

( ... İLE Büyük, yumurtamsı, kırmızımsı mavi renkli bir tür erik. )


- ERİK ile BARDAKERİĞİ

( ... İLE İri ve tatlı bir tür erik. )


- ERİK ile DOMUZ ERİĞİ


- ERİK ile MALTA ERİĞİ/YENİ DÜNYA

( PRUNUS DOMESTICA cum ERIOBOTRYA )


- ERİK ile MOGOLA ERİĞİ


- ERİK ile MÜRDÜMERİĞİ

( ... İLE Bir cins, küçük ve siyah erik. )


- ERİK ile TÜRBE


- ERİK ile/ve/||/<>/> ÜZÜM ile/ve/||/<>/> CEVİZ/KOZ

( [Yenilebilen] Dışı. İLE/VE/||/<>/> Hem dışı, hem de içi. İLE/VE/||/<>/> İçi. )

( Ekşi/tatlı. İLE/VE/||/<>/> Tatlı. İLE/VE/||/<>/> [ince zarı/kabuğu soyulmazsa] hem acı, hem de tatlı | Ne acı[ince zarı/kabuğu soyulursa], ne de tatlı. )

( Şeriat. İLE/VE/||/<>/> Tarikat. İLE/VE/||/<>/> Hakikat. )

( Çıktım erik dalına
Anda yedim üzümü
Bostan ıssı kakıyıp
Der ne yersin kozumu

Yunus Emre )

( Niyâzî Mısrî'nin şerhini (de) okumanızı salık veririz. )


- ERİK ile/ve/||/<> YÖRÜK

( Bahçeden uzak. İLE/VE/||/<> Kentten uzak. )


- ERİL

( MASCULINE )


- ERİL EĞRELTİOTU ile/yerine DİŞİL EĞRELTİOTU


- ERİL YALANCI EŞEYSEL BOZUKLUK[Ar.] ile DİŞİL YALANCI EŞEYSEL BOZUKLUK[Ar.] ile ANORMAL EŞEYSEL GELİŞİM[Ar.]

( Erillik göstergesi/örgeni baskın gelen hünsâ. İLE Dişillik göstergesi/örgeni baskın gelen hünsâ. İLE [hukukta] Erillik ya da dişillik örgenlerinden her biri kendinde bulunan fakat bu örgenlerden birinin etkinliği, hareketi ve oluşumu ötekine baskın gelmediği ya da önde olmadığı gözönünde bulundurularak durumu belirgin olmayan hünsâ. )

( HÜNSÂ-Yİ RECÛLÎ ile HÜNSÂ-Yİ NİSÂÎ ile HÜNSÂ-İ MÜŞKÎL )


- ERİL ile/ve DİŞİL

( Yaprağı daha küçük olur. Meyve vermez. İLE/VE Yaprağı erile göre daha büyük olur. Meyve verir. )


- ERİLLİK ile/ve/> İSTİKRAR



(14/42)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )




Bu kılavuz, 24 Haziran 2025 itibariyle 1456 kez incelenmiş/okunmuştur.