
FİZİK'te
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 3563 başlık/FaRk ile birlikte,
4358 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(4/5)
- KESİNLİK ile/ve/değil/yerine MATEMATİKSELLİK
- KESİNLİK ile/ve/değil/yerine/|| OLASILIKLI KESİNLİK
( [not] CERTAINTY vs./and/but/|| PROBABLE CERTAINTY
PROBABLE CERTAINTY instead of CERTAINTY )
- KESİNLİK ile/ve/değil/||/<>/> PEKİNLİK
( Nesneler/doga/fizik/matematik için. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Kişide, zihinde, kavramda, süreçte. )
- KESİNLİK = YAKÎN, MEVSUKİYET = CERTAINTY, CERTITUDE[İng.] = CERTITUDE[Fr.] = GEWISSHEIT[Alm.] = CERTITUDO[Lat.]
- KESİŞME ile/ve BİRLEŞME
( INTERSECTION vs./and TO CONJUNCTION )
- KEVLAR ile/değil/yerine/> ÖRÜMCEK İPEĞİ
( Çok hafif karbon kökenli çok sağlam liflerden oluşan bir malzeme. İLE/DEĞİL/YERİNE/> Protein bazlı mikrofiber. [Genetik olarak değiştirilmiş maya, şeker ve suyun fermantasyonu ile elde ediliyor.] [Otomotivden, tıp ve dış mekân giydirmeye kadar pek çok kullanım alanına sahip olması bekleniyor.] )
- KEYFÎ/LİK ile OLASILIK
( ARBITRARY/-I-NESS vs. PROBABILITY )
- KİKLOTRON[Yun. ] değil/yerine/= HIZLANDIRICI
( ... İLE Atom araştırmalarında, elektriklenmiş nesnelere yüksek hız veren bir aygıt. )
- KİLOGRAMAĞIRLIK/KİLOGRAMKUVVET ile KİLOGRAMMETRE
( Bir kilogramlık bir kütlenin yer tarafından çekilmesini sağlayan güce[9,81 Newton] eşit olan güç birimi. İLE Bir kilogram ağırlığındaki bir gücün, uygulandığı maddi bir noktayı güç doğrultusunda bir metre yer değiştirmesiyle yapılan işe eşit iş birimi. )
- KİLOJOULE[KJ] ile KİLOKALORİ[KCAL]
( [Joule: Bir nesnenin kimyasal bir tepkimesi sonucunda açığa çıkabilen enerji.][Kilojoule, "KJ" ile gösterilir ve bin (103) joule'a eşit olmaktadır. Çoğu ülkedeki besin standartlarının enerji değeri kilojoules olarak tanımlanır. Bir kilojoule, saniyede, tam gün ışığında, dünyanın bir metrekare tarafından alınmış olan güneş radyasyonunun yaklaşık olarak ölçüsünü verir.] İLE Kalorinin simgesi "cal" ile gösterilir. Atmosfer basıncı içinde 1 gram olan suyun sıcaklığını 1 °C artırabilmek için gereken enerji miktarıdır. [Kilokaloriye, "büyük kalori" adı da verilir. 1000 kaloriye eşit olmaktadır.][1925'ten itibaren kalori, joule kavramı ile belirlenmiştir. Enerji birimi olarak bakıldığında kalori, bir nesneye verilmiş ya da eklenmiş olan ısı miktarını belirlemek amacı ile kullanılır.][Sözü geçen nesnelerin ısı kapasitesi, erime ya da buharlaşma ısısı ve kimyevî bir değişmeye bağlı olan etkileşim ısısı her zaman kalori kavramı ile tanımlanır.][1 kalori, yaklaşık olarak 4,184 joule'ye eşittir.][Dört kibrit çöpü yakıldığı zaman, 1 kalorilik enerji açığa çıkmaktadır.]
[Fiziksel olan kalori ile yiyeceklerin ya da içeceklerin enerji değerlerini göstermekte kullanılmakta olan kalori ile karıştırılmamalıdır.][Yiyeceklerde kullanılmakta olan kalori, "C" ile gösterilip 1000 cal değerinde olmaktadır.][Besinlerin tüketilmesi sürecinde öğütülmesinin ardından besinler enerjiye dönüşür. Sözü geçen enerjiye "kcal" adı verilir.] )
- KİMİN, "HAKLI/HAKSIZ" OLDUĞU değil/yerine NEYİN, DOĞRU OLDUĞU
( Bir şeyin, haklı olduğunu bildiğin halde, o şeyden yana çıkmazsan, korkaksın demektir. )
- KİMYA ile/ve/<> ÇEKİRDEK KİMYASI
( ... İLE/VE/<> Atom çekirdeğindeki değişimlerle ilgilenen kimya dalı. )
- KİMYANIN İNCELEDİĞİ:
MADDE değil DEĞİŞİM
- KİMYASAL BAĞ ile/ve/||/<>/>< FİZİKSEL BAĞ
( Atomlar arası kuvvetli bağ. İLE/VE/||/<>/>< Moleküller arası zayıf bağ. )
- KİMYASAL BAĞLARDA:
İYONİK ile/ve/||/<> KOVALENT ile/ve/||/<> METALİK
- KİNEMATİK ile DİNAMİK
( [herhangi bir düzen/ek üzerinde, gerçekleşmekte olan değişimin nedeni] Tanımlanmıyorsa. İLE Kuvvetse. )
- KİNETİK[Fr. < CINETIQUE] ile KİNESTEZİ[Fr. < KINESTHESIE]
( Hareketle ilgili, hareket nedeniyle oluşan. | Kimyasal tepkimelerin hızlarını inceleyen bilim dalı. | Hareket olaylarını inceleyen bilim dalı. İLE Devin duyumu. )
- KIR ile KIR ile KIR
( Beyazla az miktarda siyah karışmasından oluşan renk. | Bu renkte olan. İLE Kent ve kasabaların dışında kalan, çoğu boş ve geniş yer, dağ, bayır. İLE Bozma, bölme, ayırmanın buyruk kipi. )
- KİREÇLEŞME ile/ve/||/<> ÇÖZÜNME ile/ve/||/<> AYRIŞMA ile/ve/||/<> BAĞLAŞIM ile/ve/||/<> MAYALANMA(FERMENTASYON) ile/ve/||/<> DAMITMA(DİSTİLASYON) ile/ve/||/<> ÇÖKELME
- KIRIK ile ÇATLAK
- KIRILMA ile/ve/değil BÜKÜLME
- KIRILMA(") ile/<> (")ÇÖKME(")
- KIRILMA ile/ve/||/<>/> YIKILMA
- KIRILMADA:
BURKULMA ile BASINÇ ile KESME
( )
- KIRK MİLYAR IŞIK YILI ile/ve/<> ONBEŞ MİLYAR IŞIK YILI
( Bilemediğimiz. İLE/VE/<> Bilebildiğimiz. )
( Işığın bir yılda boşlukta aldığı mesafe. [Zaman birimi değildir!]
1 ışık yılı = 63.241 AU [ 1 AU = 149.597.870.691 ± 30 m. ] | [9.5 Trilyon km. / 9.460.718.940.369.531 m. ± 1.897.230 m.] )
- KIRMIZI[Ar.] değil/yerine/= AL / KIZIL
( Parlak kırmızı renk. | Bu renkte olan. | Aşırı derecede olan. | Komünist. | Genellikle küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızı renkte geniş lekeler döktüren, kuluçka dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık. | Altın. )
- KIRMIZI ile MOR
- KIRMIZI ile YEŞİL
- KIRPMA ile KIRKMA
( Parçalara ayırmak, kesmek, kırkmak. | Göz kapaklarını açıp kapamak, kıpmak. | Kesinti yapmak, tutumlu davranmak. İLE Bir şeyi uçlarından kesmek. | Saç, sakal ya da tüyü kesmek. )
( CLIPPING vs. TRIM/CLIP/CROP/FLEECE/SHEAR )
- KIŞ LASTİĞİ ile/ve/||/<>/> ZİNCİR
( Risk yönetimi. İLE/VE/||/<>/> Kriz yönetimi. )
- KIS ile KIZ
( Sınırlamak, azaltmak, kısmak. İLE Sinirlenmek, kızmak. | Eril olmayan çocuk. )
- KISA SÜRELİ ile/ve/<> GEÇİCİ
- KISA (YOL) ile/ve/değil KESTİRME (YOL)
- KISAS ile KIYAS
- KİŞİLERİ TANIMA:
YOLCULUKTA ve/||/<> ZORLUKTA ve/||/<>
YOKLUKTA ve/||/<> (AYNI) MASADA
- KISIM ile/ve/||/<>/> KASSAM[Ar. < KASM]
( Bir bütünün bir bölümü. | Tür/nev, cins. İLE Bölen, taksim eden, kısım kısım ayıran. | Eskiden bir mîrâsı vârisler arasında bölen, yetimlerin hakkını muhâfaza ve idâre eden şer'î memur. )
( KASM: Parçalara ayırmak, bölmek. | KASSAMLIK: Kassam olan kişinin işi ve memûriyeti. )
- KİŞİNİN BAKIŞINDA:
GÖRÜNEN ile/ve/||/<> KENDİ ile/ve/||/<> GÖRÜNMEYEN
- KISIR DÖNGÜ = DEVR-İ BATIL, FASİT DAİRE = CERCLE VICIEUX[Fr.] = ZIRKELBEWEIS[Alm.] = CIRCULUS VITIOSUS[Lat.]
- KISIR DÖNGÜ ile/değil YAYILMA
- KISIR DÖNGÜYE NEDEN OLAN ile/yerine ARTIRMAYI SAĞLAYAN
( WHICH THE REASON TO VICIOUS CIRCLE vs./and WHICH TO GET TO SAVING )
- KITIR ile TIKIR
( Minderin sertleşmesini sağlayan içindeki saman parçaları. | Yalan. | Patlamış mısır. İLE Tıkırdayan, birbirine vuran, çarpan şeylerin çıkardığı ses. | Para. )
- KİTLE ile KÜTLE[Ar.]
( Katı maddelerin büyük parçası, küme, yığın. | [fizik] Bir nesneye uygulanan kuvvetle, oluşan ivme arasındaki orantıyı veren katsayı ya da nesne niceliği. )
- KIVILCIM ve/||/<> SİVİLCE
( [fazla] Güvenme servetine! Bir kıvılcım yeter. VE/||/<> [fazla] Güvenme güzelliğine! Bir sivilce yeter. )
- KIVILCIM/ŞERÂRE[Ar.] ile/değil UÇKUN
( ... İLE Ateşten fırlayan kıvılcım. )
- KIZIL/QIZIL ÇÜVİT ile AL ÇÜVİT ile KÖK ÇÜVİT ile YAŞIL ÇÜVİT ile SANG ÇÜVİT
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Parlak kırmızı renk. İLE Kızıl turuncu renk. İLE Parlak mavi renk. İLE Yeşil renk. İLE Sarı renk. )
- KIZMAK ile KIZIŞMAK ile KIZIŞMAK ile KIZIŞMAK ile KIZIŞMAK
( Isıtılan ya da ısınan bir nesnenin sıcaklığının çok artması. | At, eşek vb. hayvanların çiftleşme istemesi, kösnümek. | Dişi kuşların zamanı gelip kuluçkaya yatma isteği göstermesi. | Öfkelenmek, sinirlenmek. İLE Yüksek bir dereceyi bulmak, çok ısınmak. İLE Bitkilerin, ıslaklık ve mikropların etkisi altında çürürken ısınması. İLE Hayvan, eş isteme zamanı gelmek, kösnümek. İLE Zorlu, sert, kızışık bir durum almak, şiddetlenmek, artmak. | Hızlanmak, hareketlenmek. )
- KLASİK MEKANİK/"FİZİK" ile/ve/||/<>/> KUVANTUM MEKANİĞİ/"FİZİĞİ"
( Bağımsız nesne. İLE/VE/||/<>/> Bağımlı enerji. )
( Sürekli zaman. İLE/VE/||/<>/> Süreksiz an. )
( Sürekli mekân. İLE/VE/||/<>/> Süreksiz olasılık. )
( Belirlilik. İLE/VE/||/<>/> Belirsizlik. )
( Yerellik. İLE/VE/||/<>/> Tümellik. )
( Nedensellik. İLE/VE/||/<>/> Bütünsellik. )
( Bağımsız ölçüm. İLE/VE/||/<>/> Bağımlı ölçüm. )
( Mantık.[0 | 1 (ya / ya da)] İLE/VE/||/<>/> Eytişimsel mantık. [hem, hem de | ne, ne de] )
( 1900 - MAX PLANCK
["Kuvantum Kuramı"nı geliştirdi ve Termodinamik yasaları üzerine çalıştı. Kendi adıyla bilinen "Planck sabiti"ni ve "Planck ışınım yasası"nı buldu.] )
(
Max Planck, Albert Einstein,
Niels Bohr, Louis de Broglie,
Max Born, Paul Dirac,
Werner Heisenberg, Wolfgang Pauli,
Erwin Schrödinger, Richard Feynman )
( Makroskopik nesnelerin devimini inceleyen fizik dalı. İLE/VE/||/<>/> Mikroskopik parçacıkların davranışını inceleyen fizik dalı. )
- KLASİK MEKANİK ile/ve/||/<> KLASİK GÖRELİ MEKANİK
- KLAVYE KULLANIMI(/CISI) ile FARE KULLANIMI(/CISI)
( Üretim/üret[k]en. İLE Tüketim/tüket[k]en. )
( Büyük Harf[Caps Lock] tuşu aktifken [AltGr + Q] işaretini çıkartamazsınız. )
- KLOROFİL ile/ve HEMOGLOBİN[Fr. < Yun: HAIMA: Kan. | BUS: Yuvarlak.]
( Bitkilere rengini veren. İLE/VE Kana rengini veren. | Soluk alma aygıtıyla organizmanın gözeleri arasında oksijen ve karbon gazını iletmeyi sağlayan, bileşiminde, demir, azot, oksijen, hidrojen, kömür ve kükürt bulunan alyuvarların en önemli maddesi. )
- KOBALT ile/> NİKEL ile/> KADMİYUM ile/> KURŞUN
( Atom numarası 27, atomik kütlesi 58.933, yoğunluğu 8.9 g/cm³, ergime sıcaklığı 1495 ºC, kaynama sıcaklığı 2870 ºC, kütle numaraları 54-62 arasında izotopları bulunan, ancak sadece 59 kütle numaralı izotopu [27Co59, %100] kararlı olan, 60 kütle numaralı radyoizotopu [Co60], 5.3 yıl yarılanma süresi ve 1.17 MeV ve 1.33 MeV enerjili iki gama fotonuyla tıpta ışın tedavisinde ve endüstride kullanılan, demir ve nikele benzeyen beyaz metal. Simgesi: Co
İLE/>
Atom numarası 28, atomik kütlesi 58.71, ergime sıcaklığı 1453 ºC, kaynama sıcaklığı 2732 ºC ve yoğunluğu 8.9 g/cm³ olan, 360 ºC'den sonra ferromanyetik özelliğini kaybeden, kütle numaraları 57-66 arasında izotopları bulunan, nikel pillerin ışına maruz kalmasıyla oluşan 63 kütle numaralı radyoizotopu [Ni63] radyoaktif izleyici olarak kullanılan, geçiş metalleri öbeğinden, manyetik özellikli alaşımlarda, trafolarda, elektrik iletkenliği düşük olduğundan, direnç malzemelerinde, elektrik ve elektronik devrelerde, seramik kaplama sanayiinde kullanılan, parlak beyaz metal öğe. Simgesi: Ni
İLE/>
Atom numarası 48, atomik ağırlığı 112.40, ergime sıcaklığı 320.9 ºC, kaynama sıcaklığı 765 ºC ve yoğunluğu 8.6 g/cm³ olan, 0.6 eV'un üstündeki nötronlar için saçılma etki kesitleri yüksek fakat soğurma etki kesitleri küçük, ısıl [0.0253 eV enerjili ya da 2200 m/s hızlı] nötronlar için soğurma etki kesiti çok yüksek [2450 b], saçılma etki kesiti çok düşük [5.6 b] olduğundan, reaktörlerin denetim çubuklarında ve ayrıca ölçüm aygıtlarında nötronlara karşı ekranlama işlevi için kullanılan, çinkoya benzeyen, genellikle çinko yataklarında, onunla birlikte bulunan beyaz metal öğe. Simgesi: Cd
İLE/>
Atom numarası 82, atomik kütlesi 207.2, ergime sıcaklığı 327.5 ºC, kaynama derecesi 1740 ºC ve yoğunluğu 11.35 g/cm³ olan, kütle numarası 190-218 arasında izotopları olan, maliyet/yoğunluk oranı düşük olmasından dolayı ve fiziksel ve mekanik özellikleri, ışından dolayı önemli bir değişikliğe uğramadığından dolayı, gama ışınlarına karşı etkin zırh malzemesi olarak ve özellikle nükleer reaktörlerde nötron+gamalara karşı zırhlamada, sanayide akü yapımında, elektrik iletiminde kullanılan kabloların kaplanmasında, silah sanayiinde mermi yapımında, inşaat sanayiinde bina çatılarının kaplanması ve ses yalıtımında, otomotiv ve gemi endüstirilerinde dengeleme ağırlığı, petrol sanayiinde oktan artırıcı olarak yakıt maddelerinde ve matbaacılıkta harflerin dökümünde kullanılan, kararlı izotopları Pb206[%25.1], Pb207[%21.7] ve Pb208[%52.3]'un sırasıyla uranyum[92U238], aktinyum[92U235, AcU] ve toryum[90Th232] radyoaktif serilerinin son halkalarını oluşturduğu mavimsi gri renkte çok ağır metal. Simgesi: Pb )
( Co İLE/> Ni İLE/> Cd İLE/> Pb )
( COBALT vs./> NICKEL vs./> CADMIUM vs./> LEAD )
( COBALT avec/> NICKEL avec/> CADMIUM avec/> LE PLOMB )
( KOBALT mit/> NICKEL mit/> KADMIUM mit/> BLEI )
- KÖK ile KÖK ile KÖM ile KÖK ile KÖKŞİN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kök, köken, menşe. İLE Koyu kurşunî renk. [Gökyüzünün rengine benzeyen her renk böyle adlandırılır.] İLE Kurşunî rengi pekiştirmek için kullanılan bir ilgeç. İLE Kentin çevresi, dış bölgeleri.[Bölgenin yeşilliğine gönderme yapılmaktadır.] İLE Gök mavisi renginde olan herhangi bir şey. )
- KÖKEN ile/ve/değil/||/<>/< KAYNAK
- KÖKTEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KALICI
- KOLEKTÖR[Fr. < COLLECTEUR] değil/yerine/= TOPLAÇ
( Atık suların akmasını sağlayan boru. | Elektrik dinamolarında, hareketli bölümün üzerindeki iletken devrelerde oluşan akımı toplayıp tek bir devreye veren araç. )
- KÖLİK ile KÖLİGE ile KÖLİKLİG/KÖŞİKLİG ile KÖŞİGE ile KÖLÜK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Gölge. İLE Koyu gölge. İLE Gölgelik yer. İLE Zayıf gölge. İLE Ödünç alınan. )
- KOLON[Fr. < COLONNE] ile/değil HOPARLÖR[Fr. < HAUT-PARLEUR < HAUT: Yüksek < Lat. ALTUS(> İt. ALTO) + PARLEUR: Konuşan.(Fr. PAROLE: Söz. > PAROLA: Gizli söz/cük. PALAVRA[< PALABRA])]
( Dikme/sütun. | Katlardaki döşemeleri birbirine bağlayan düşey boru. İLE/DEĞİL Elektrik dalgalarını ses dalgasına çeviren ve gerektiğinde sesi yükseltmeye yarayan aygıt. | Radyo, pikap, teyp vb. araçlarda sesi işitilebilecek duruma getiren aygıt. )
- KOMBİ (HERMETİK) ile/değil/yerine YOĞUŞMALI KOMBİ
( Küçük alanlarda. İLE/DEĞİL/YERİNE Büyük alanlarda. )
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Daha verimlidir. )
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Daha çevrecidir. )
- KOMPLİKE[Fr. < COMPLIQUE] yerine KARMAŞIK
- KOMPOZİT/COMPOSITE[İng.] değil/yerine/= BİLEŞİK
- KÖMÜR ile/ve CEMRE
( ... İLE/VE Ateş halinde kömür. | Kor halinde ateş. )
( KÖMÜR (ORHAN KURAL) kitabından yararlanabilirsiniz. )
( FAHM ile/ve ... )
- KÖMÜR ile KOK[İng. < COKE] ile SÖMİKOK[Fr.]
( Karbonlu nesnelerin kapalı ve havasız yerlerde için için yanmasından ya da çok uzun süre derin toprak katmanları altında kalıp birtakım kimyasal değişmelere uğramasından oluşan, siyah renkli, bitkisel kaynaklı, içinde yüksek oranda karbon bulunan katı yakıt. İLE Maden kömürünün damıtılmasıyla elde edilen, birleşiminde kömürden çok daha az oranda uçucu nesne bulunan katı yakıt, kok kömürü. İLE Taşkömürünü çok yüksek olmayan sıcaklıkta [500-600 °C'de] damıtarak elde edilen kömür. )
- KÖMÜR ile MARSIK
( ... İLE Üretilirken gerektiği kadar yakılmadığından, tüterek ve koku vererek yanan, niteliksiz odun kömürü. | Zayıf ve teni koyu renkte olan. )
- KONAR ile/değil KONUR
- KONDANSATÖR[Fr.] değil/yerine/= YOĞUNLAÇ
( İçinde, akımsız elektrik yükü biriktirilen aygıt. )
- KONDİSYON[Fr./ing. < CONDITION]/ŞART[Ar.] değil/yerine/= KOŞUL
- KONGRE[Fr./İng. < CONGRES] ile KONKRE[Fr. < CONCRET]
( Çeşitli ülkelerden yöneticilerin, elçilerin, delegelerin katılmasıyla yapılan toplantı. | Kurultay. | Amerika Birleşik Devletleri'nde Temsilciler Meclisi ile Senatonun bir aradayken aldıkları ad. İLE Somut. )
- KÖNİ ile KÖNİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Düz, düzgün. İLE Güvenilir kişi. )
- KONİKLER:
ELİPS[Fr. < Yun.]/İHLÎCÎ[Ar.] ile PARABOL[Fr. < Yun.] ile HİPERBOL[Yun.]
( [yörüngelerde][dış merkezlik] 0-1 arasındaysa. İLE 1 ise. İLE 1'den büyük ise.
[dış merkezlik(eccentricity): Odak uzaklığının, yarı-büyük eksene bölünmesi.] )
( Tüm noktalarının, odak denilen, belirli iki ayrı noktaya olan uzaklıklarının toplamı birbirine denk olan eğri. İLE Bir düzlemin, odak denilen sabit bir noktadan ve doğrultman denilen sabit bir doğrudan, eşit uzaklıktaki noktalarının geometrik yeri. İLE Bir düzlemin, odak denilen durağan iki noktaya uzaklıkları değişmeyen noktaların geometrik yeri olan eğri. )
( Uzay bilgisi ve araştırmalarının başlangıcı olan, koni kesitleri buluşuyla ünlenen ve Perge'li olan matematikçi Apollonius'a, "Geometrinin Altın Çağının Son Temsilcisi" unvanı verilmiştir.[Koni kesitleri üzerine 8 ciltlik bir kitap yazmıştır.][Ancak ilk dört cildinin kopyaları günümüze kadar gelebilmiştir.][Bergama kralına ithaf ettiği son dört cildin 5., 6. ve 7. ciltleriyse Arapça çevirileriyle günümüze kadar gelebilmiştir. Ne yazık ki, son cilt ise kayıptır.][İbnül Heysem çevirisi olan el yazmaları ve Beni Musa[Musa Oğulları(Muhammed, Ahmed ve Hasan)]'nın (Hilal ve Harran'lı Tabit adlı iki matematikçi yardımıyla), "Kitab-ı Mahrutat" adlı çevirilerdir.(Apollionius'tan bin yıl sonra) Bunlardan biri Süleymaniye Kütüphanesi'nde, biri Oxford'da, öteki ise Tahran'da bulunmaktadır.] )
- KONKORDANS/CONCORDANCE[İng.] değil/yerine/= UYUMLULUK
- KONTEKS/T değil/yerine/= BAĞLAM
- KONTRA[İt. < CONTRA] ile KONTRAST[Fr. < CONTRASTE]
( Karşıt, karşı, aksi. | Kontrplak. İLE Karşıt, karşıtlık. )
- KONUM ile/ve/||/<> SURET/FORM ile/ve/||/<> ŞEKİL/MORF
- KONVEKSİYON/CONVECTION[İng.] değil/yerine/= ISI YAYIMI/ISIYAYIM
( Devinen nesnelerle belirli nicelikte ısının taşınması olayı, iletim. )
- KONVEKTÖR değil/yerine/= ISIYAYAR
( Bir akışkanda, ısıyı her tarafa eşit olarak yaymaya yarayan aygıt. )
- KOORDİNAT[Lat.] ile/değil/< ORDİNAT[İng. < Lat.]
( Belirli bir molekül içinde, özel bir konuma sahip bir atoma bağlı olan atom ya da atom grubu. İLE/DEĞİL/< Bir noktanın, uzaydaki yerini belirtmeye yarayan çizgilerden biri. [Çoğunlukla, apsise dikey olarak çizilir.] )
- KOPMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KIRILMA
- KÖPÜK ile KÖPÜK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Köpük. İLE Güğümde kaynarken taşan şey. )
- KOR ile KOR[< KOYAR]
( İyice yanarak ateş durumuna gelmiş kömür ya da odun parçası. | Kırmızı renkli. İLE Büyük acı, üzüntü ya da sıkıntı. )
- KOR ile KOR ile KOR
( İyice yanarak ateş durumuna gelmiş kömür ya da odun parçası. İLE Büyük acı, üzüntü, sıkıntı, dert. İLE Kırmızı renkli. )
- KORDON[Fr. < CORDON] ile/ve/||/<> KABLO[Fr. < CABLEAU]
( Genellikle ipekten yapılmış kalın ip. | Saat, madalyon vb.ni asmaya yarayan ince zincir. | İnce tellerden örülen ve özellikle ütü, ızgara vb. ev araçlarında kullanılan elektrik kablosu. | İnce uzun sıralar durumunda yapılmış oymalı duvar ya da mobilya süsü. | Teneke ve çinko nesnelerin üstüne süs yapmak için kullanılan araç. İLE/VE/||/<> Elektrik akımı iletiminde kullanılan ve yalıtkan bir nesne ile sarılı bulunan metal tel. )
- KORELASYON[Fr. < CORRELATION] değil/yerine/= BAĞINTI
( Bir nesneyi başka bir nesne ile uyarlı kılan bağ. | Organizmanın değişik yapı, özellik ve olaylarında görülen karşılıklı ilgi, bağlılık. | İki ayrı veri grubu arasında bulunan ilişki derecesinin ölçümü, deneştirme. | İki ya da daha fazla değişken arasındaki bağıntı. | Görelilik. | İki ya da daha çok nitelik arasında matematik işlemleri yardımı ile kurulan bağlılık ya da eşitlik. )
- KÖRELMEK ile KÖRELİŞ
( Keskinliğini yitirmek. | Suyu çekilmek. | Ateş ya da ışık sönecek duruma gelmek. | Değer, önem ya da yeteneğini yitirmek. | Soyu tükenmek. | Bir örgenin beslenemeyerek küçülmesi, dumura uğraması. İLE/VE/=/||/<>/> Körelme durumu ve süreci. )
- KÖREŞE ile KIRÇ
( Yerdeki karın yüzeyindeki buzlu tabaka. İLE Kışın, sisli havalarda, ağaç dallarını, toprak çıkıntılarını vb. yerleri kaplayan buz tabakası. )
- KORKU ile/ve/değil/yerine OLGU
( [not] FEAR vs./and/but FACT
FACT instead of FEAR )
- KORKUTUCU/LUK ile/||/>< GÜLÜNÇ/LÜK
( "Korkutucu olmaya" çalışırken, abartı ölçüsü artırılırsa korkutuculuktan kolaylıkla gülünçlüğe düşülebilir/düşülür. )
- KÖRLÜK ile/<> YOKLUK
- KÖRÜK ile/||/<> KÖRÜKLEMEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Körük. İLE/||/<> ... )
- KÖRÜŞ ile/||/<>/> KÖRÜNÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Görüş, bakış. İLE/||/<>/> İzleyiciler. )
- KÖŞE ile/ve/||/<> SEKİ/KÜRSÜ
( Gazetede. İLE/VE/||/<> Üniversitede/fakültede. )
- KOŞUL ile/ve/||/<> NEDENSELLİK
- KOŞUL ile/ve/||/<> OLANAK
- KOŞUL = BAYLAV = ŞART = CONDITION[İng., Fr.] = BEDINGUNG[Alm.] = CONDITIO[Lat.] = CONDICIONAR[İsp.]
- KOŞUL/LAR ile/ve/||/<>/< NEDEN/LER
( Fizikte. İLE/VE/||/<>/< Zihinde. )
( CONDITION/S vs./and/||/<>/< CAUSE/S )
- KOŞUT ile KOŞUK
( Paralel. İLE Türklerin İslâm öncesi dönemlerinde, toylarda ya da kazanılan savaş sonrasında yapılan eğlencelerde kopuzla birlikte söylediği, genellikle aşk, doğa ve yiğitlik konularını işleyen, uyak düzeni aaab, cccb, dddb vb. olan şiir. )
- KÖTÜLEME ile/ve/değil/yerine TESPİT ETME
- KÖYMEK = KÖYÜK = KÖYDE = KÖZEGÜ/KÖSEĞİ = KÖZMEN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yanmak. İLE Yanan bir şey. İLE Boşaltmak üzere altın ve gümüş filizlerinin eritildigi kazan. İLE Ateşi karıştırmakta kullanılan demir ya da odundan çubuk. İLE Közde pişirilen ekmek. )
- KOZ[>< KOR] ile/||/<> KÖZ/KOR
( İyice yanarak ateş durumuna gelmiş kömür ya da odun parçası. İLE/||/<> Küçük kor parçası. )
- KOZMOLOJİK KANITLAR
( MEHMET EMİN ÜSKÜDARÂVÎ'nin kitabını okumanızı salık veririz. )
- KRİŞLER TRİGONOMETRİSİ ile/ve/> AÇI TRİGONOMETRİSİ ile/ve/> İNTEGRAL-DİFRENSİYAL HESAP
( Nasreddin Tûsî'ye (ö. 1274) kadar, krişler trigonometrisi kullanılmış, akabinde açı trigonometrisi geliştirilmiştir. XVII. yüzyılın ikinci yarısından sonra, yavaş yavaş integral-diferansiyel hesaba geçilmiştir. )
- KRİYOSKOPİ[Fr. < CRYOSCOPIE] değil/yerine/= TUZLU ERİYİK DONMASI BİLİMİ
( Tuzlu eriyiklerin donma yasalarını inceleyen fizik kolu. )
- KROMATİK değil/yerine/= RENKSER
( Renkser. | Kromozomlarla ilgili. | Yarım tonlardan oluşan ses dizisi. )
- KROMOZOM ve/<> KİNETOKOR
( )
- KROMOZOM değil/yerine/= SOYAKTARAN
- KÜ ile KÜÇ ile KÜÇ ile KÜÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Toplum içinde tanınma bildiren bir sözcük.[KÜLÜG BİLGE: Ünlü bir bilgin.] İLE Güç. İLE Şiddet ya da zulüm. İLE Susam. )
- KUARK ile ACAYİP KUARK
( ... İLE Elektrik yükü -1/3, baryon sayısı 1/3 ve acayipliği -1 olan kuark. )
( QUARK vs. STRANGE QUARK )
( QUARK mit MERKWÜRDİGES QUARK )
( QUARK avec QUARK ÉTRANGE )
- KUARK ile/ve/||/<>/>< KARŞI KUARK
- KUARK ile/ve NÖTRİNO
- KUARKLAR ile/ve/||/<>/> LEPTONLAR ile/ve/||/<>/> BOZONLAR ile/ve/||/<>/> HIGGS BOZONU
- KÜÇÜK/BÜYÜK(MİKRO/MAKRO) EVREN(KOZMOS)
- KÜÇÜK OLASILIK değil DÜŞÜK OLASILIK
- KÜÇÜLME ile/ve/||/<> BÜZÜŞME/SIKIŞMA
- KUDRET ile/ve ENERJİ
( CAPABLE vs./and ENERGY )
- KÜF ile PAS
( ... ile ÂJÎH )
( MOULD/MILDEW vs. RUST )
- KÜG ile KÜG ile KÜG ile KÜG ile KÜG ile KÜG ile KÜG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Şiirin aruzu, ölçüsü. İLE Türkü söylerken kullanılan bir ezgi. | Beste. İLE Bir kentin halkı arasında ortaya çıkarak belirli bir süre dilde kullanılan nükteli bir söz. İLE Koçun ya da bazı vahşi hayvanların kışa yakın dönemlerde azması. İLE Aynanın üzerinde oluşan pas cinsinden lekeler. İLE Yüzde oluşan çil. İLE Doğaya salınan. )
- KÜL RENGİ ile GÜL RENGİ
( Odunun yanmasıyla oluşan, külün akla kara arasındaki rengi, gri. | Bu renkte olan. İLE Gül çiçeğinin rengi. | Bu renkte olan. )
- [ya/hem] KÜL ile/değil/yerine/hem de/ya da/||/<>/>< GÜL
( [ya/hem] Bir "bakış/algı/yorum". İLE/DEĞİL/YERİNE/HEM DE/YA DA/||/<>/>< Başka bir "bakış/algı/yorum". )
- KÜL ile KÜL/L[Ar.]
( Yanan şeylerden artakalan toz nesne. İLE Bütün, tüm. )
- KÜL ve/<> KURŞUN ve/<> SİRKE
( Herhangi bir nesnenin, bir sonraki aşaması bulunmayan, fiziksel ve/ya da kimyasal sonları/eşikleri. )
- KÜN ile KÜN ile KÜNDÜZ ile KÜNLÜK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Gün. İLE Güneş. İLE Gündüz, gün ışığı. İLE Günlük bir konu. )
- KURAL/LAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KOŞUL/LAR
- KURAL(LILIK) ile/ve NEDEN(SELLİK)
- KURAM ile/ve/||/<>/> İNANÇ
( ... İLE/VE/||/<>/> Kuramı, uygulamaya geçiren tek ve en önemli olgu. )
- KURAMLAR/TEORİLER ile VARSAYIMLAR/HİPOTEZLER
( -- ABBE KURAMI(ABBE'S THEORY):
( Gerçek bir görüntü elde edilecek bir mercek, cismin tüm kırınım saçaklarını geçirecek kadar büyük olmalıdır. )
-- BATLAMYUS KURAMI(PTOLEMIAN THEORY):
( Yerküre, evrenin merkezidir ve güneş ile ay, yer çevresinde döner. )
-- BÜYÜK PATLAMA KURAMI(BIG BANG THEORY):
( Evren başlangıçta tıkız bir madde kitlesi (kozmik yumurta) halindeydi. Daha sonra bu patladı ve gaz kırıntılarından oluşan bir kitle haline dönüştü. Bu kırıntılar da yoğunlaşarak yıldızları meydana getirdi. )
-- DALTON'UN ATOM KURAMI(ATOMIC THEORY OF DALTON):
( 1) Tüm maddeler yok edilemez, küçücük, bölünmez taneciklerden oluşmuştur.
2) Fiziksel ve kimyasal değişimlerde atomlar, varoluşlarını korur. Parçalanamaz ya da yeniden oluşturulamaz.
3) Aynı elemetin atomları büyüklük, biçim, kütle ve daha başka özellikleri bakımından birbirinden ayırt edilemez. Ancak bir element atomları başka elementlerin atomlarından farklıdır.
4) Kimyasal olaylar atomların birleşmesi ya da ayrılması sonucudur. Atomlar birleşerek molekülleri oluşturur. Bu bileşik moleküller tamamen birbirinin aynıdır. )
-- DARWIN KURAMI(DARWIN'S THEORY):
( Organizmalar tümünün yaşaması olanaksız sayıda yavru ürettiklerinden, yavrular sağ kalabilme savaşına girerler ve içlerinden ancak yeterince gelişmiş olanlar yaşamlarını sürdürebilirler. Sağ kalmalarını sağlayan özellikler kalıtım yoluyla bir sonraki kuşağa geçtiğinden, bu kuşağın canlıları da bir önceki kuşağın başarılı yönlerini edinirler. )
-- FLOJİSTON KURAMI(THEORY OF PHLOGISTON):
( Yanıcı maddelerde bir akışkan madde vardır ve bunun içinde bulunduğu maddeden ayrılması yanma olayına rol açar. )
-- GEZEGENLERİN OLUŞUMU KURAMI(PLANETESTIMAL THEORY):
( Bir yıldız güneşe yaklaşarak gaz kütlelerini çeker ve soğuyarak ufak gezegenleri oluşturur. )
-- GÖRELİLİK/İZAFİYET KURAMI(THEORY OF RELATIVITY):
( Einstein'ın açıkladığı, enerji ile kütle arasında bir eşdeğerliğin bulunduğu, herhangi bir enerji kaybının bir kütle kazancına kütle kaybının da enerji kazancına yol açacağı ilkesi. )
-- HÜCRE KURAMI(CELL THEORY):
( 1) Tüm organizmalar hücrelerden oluşur.
2) Yaşamsal etkinliklerin tümü hücrelerde gerçekleşir.
3) Tüm canlı hücreler öteki hücreler tarafından bölünme ya da üreme yolu ile oluşturulur. )
-- IŞIĞIN DALGA KURAMI(WAVE THEORY OF LIGHT):
( Işık dalgalar halinde yayılır. )
-- IŞIĞIN PARÇACIK KURAMI(PARTICLE THEORY OF LIGHT):
( Işık çok küçük hızlı taneciklerden oluşur. )
-- KENDİLİĞİNDEN OLUŞ KURAMI(THEORY OF SPONTANEUS GENERATION):
( Abiyogenez; cansız maddelerin birden ve kendiliğinden bir canlı oluşturması kuramı. )
-- KOPERNİK KURAMI(COPERNICUS THEORY):
( Yerküre de dahil olmak üzere gezegenler eksenleri etrafında döner ve güneş etrafında bir yörünge üzerinde hareket ederler. )
-- KUVANTUM KURAMI(QUANTUM THEORY):
( Işın-enerji, "kuanta" denen belirli, küçük birimler verir ve emer; bir nesne, enerji verirken de alırken de içindeki atomların durumu bozulur, titreşmeye başlar; atomların bu titreşimi ışık şeklinde ortaya çıkar, bu ışık da bize renk şeklinde görünür. )
-- LAMARK'IN EVRİM KURAMI(LAMARC'S THEORY OF EVOLUTION):
( 1) Kullanılan her organ büyür ve ve kuvvetlenir. Kullanılmayanlar da zayıflar, küçülür ve sonuçta körelir.
2) Gereksinim, yeni organların oluşmasına neden olur. Ve böylece canlının ortama uyması olanaklı olur.
3) Sonradan kazanılan bu karakterler, dölden döle geçerek canlının ortama daha iyi uymasını sağlar ve yeni türler meydana gelir. )
-- AVOGADRO VARSAYIMI(AVOGADRO'S HYPOTHESIS):
( Aynı basınç ve sıcaklık koşulları altında bulunan tüm gazların eşit hacimleri, aynı sayıda molekül içerir. [6.02 x 10 üssü 23] )
-- NEBULA VARSAYIMI(NEBULA HYPOTHESIS):
( Güneş sistemi dönen bir Nebula(bulutsu), gazdan iç içe halkalar oluşturmuş daha sonra bu gaz halkalar soğuma sonucu yoğunlaşarak gezegenleri ve bunların uydularını; nebulanın çekirdek bölümü ise güneşi meydana getirmiştir. ) )
- KURAMSAL/TEORİK FİZİK ile MATEMATİKSEL FİZİK
- KURAMSAL = NAZARÎ = THEORETIC[İng.] = THÉORIQUE, THÉORETIQUE[Fr.] = THEORETISCH[Alm.] = THEORIKOS, THEORETIKOS[Yun.]
- KÜRE/MÜDEVVER[Ar. < DEVR] ile/ve YUVARLAK/DEĞİRMİ
( Bir noktaya eşit uzaklıkta. İLE/VE Bir daireye eşit. )
- KÜRE ile/değil ELİPS
- KÜRESEL AYNA ile DÜZLEM AYNA
( Işığı bir noktada toplayan ya da dağıtan eğimli ayna. İLE Işığı düz bir biçimde yansıtan düz ayna. )
- [ne yazık ki]
KÜRESEL ISINMA ile/ve/değil/||/<>/> KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
( KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ sunumları!!!
Küresel İklim Değişimi ve Türkiye
Kuraklıkta Kriz Yönetiminden Risk Yönetimine Geçmeliyiz...
Kuraklık Kıranı Risk Yönetimi
Günümüzden 2100 Yılına Küresel İklim Değişimi
Küresel İklim Değişikliğine Uyum Stratejileri
Sel, Heyelan ve Çığ için Risk Yönetimi
Depremde İlk 72 Saat )
( Dünya genelinde ortalama sıcaklıkların artması. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> İklimde uzun süreli değişiklikler ve dalgalanmalar. )
- KÜRESELLEŞME ve/||/<> YOKSULLUK
- KURGU ile/ve/değil/yerine/></< OLGU
( [not] FICTION vs./> FACT instead of FICTION )
- KÜRİYUM[Fr. < CURIUM] ile KÜRİT[Fr. < CURIDE]
( Atom numarası 96, atom ağırlığı 248 olan, aktinitlerden, plütonyum 239'un helyum çekirdekleriyle bombardımanından elde edilen radyoaktif bir öğe. [simgesi: Cm] İLE Atom numaraları, 96 - 103 arasında bulunan öğelerin genel adı. )
- KURŞUN ile/değil GRAFİTİ
- KURUM ile KURUM ile KURUM
( Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı ya da birlik. İLE Bacalarda biriken kalın is. İLE Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş, azamet, tekebbür. )
- KURUNTU/YANILSAMA = VEHİM = ILLUSION[İng., Fr.] = ILLUSION, TÄUSCHUNG[Alm.] = ILLUSIO[Lat.] = DOXA[Yun.] = ILUSIÓN[İsp.] = MAYA[Sansk.]
- KUŞATAMAMADA:
NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> YASALI/LIK ile/ve/||/<> GERÇEK/LİK ile/ve/||/<> RASTGELE/LİK
- KUŞKU SORUSU ile/yerine ANLAMA SORUSU
( Yanıtlarını bildiğiniz, boş sorular sormamalısınız. )
( [Felsefede] BED-GÜMÂN[Fars.]/SEPTİK[İng.]: Şüpheci, her şeyden şüphe eden. )
( QUESTION IN DOUBT vs. COMPREHENSION QUESTION
COMPREHENSION QUESTION instead of QUESTION IN DOUBT
You must not ask idle questions, to which you already know the answers. )
- KUŞKU ile/değil/yerine FELSEFİ KUŞKU
- KÜSKÜ ile KÜSTERE/KÖSTERE[Yun.]
( Taşa ya da duvara delik açmak için kullanılan uzun, ağır ve bir ucu sivri demir. | Taş kaldırmakta kullanılan uzun demir çubuk ya da basit, ağaçtan kaldıraç. İLE Değirmen taşı yapılan taş. | Bileği çarkı. )
- KÜSTAH/LIK ile/ve/=/< HAREKETİN AŞIRISI
- KÜT ile KÜT ile KÜT
( Kısa ve kalınca. | Keskin olmayan. İLE Tahta vb. katı şeylere vurulduğunda çıkan ses. İLE Smaç. )
- KÜTLE ÇEKİMİ
ile/ve/+/||/<>
ELEKROMANYETİK ETKİLEŞİM
ile/ve/+/||/<>
GÜÇLÜ ÇEKİRDEK ETKİLEŞİMİ
ile/ve/+/||/<>
ZAYIF ÇEKİRDEK ETKİLEŞİMİ
( )
( )
( Nesneler arasındaki kütlesel çekim gücü, aralarındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı olarak değişir. )
( )
- KÜTLE ile/ve/||/<> AĞIRLIK
( Bir nesnenin miktarı.[Kavram] İLE/VE/||/<> Bir nesnenin yerçekimi gücü ile çekilmesi. )
( )
( 1 gram [g] = 0.001 kilogram [kg]
1 milligram [mg] = 1.0E-6 kilogram [kg]
1 ton (metric) [t] = 1000 kilogram [kg]
1 pound [lbs] = 0.45359237 kilogram [kg]
1 ounce [oz] = 0.0283495231 kilogram [kg]
1 carat [car, ct] = 0.0002 kilogram [kg]
1 ton (short) [ton (US)] = 907.18474 kilogram [kg]
1 ton (long) [ton (UK)] = 1016.0469088 kilogram [kg]
1 Atomic mass unit [u] = 1.6605402E-27 kilogram [kg]
1 exagram [Eg] = 1.0E+15 kilogram [kg]
1 petagram [Pg] = 1000000000000 kilogram [kg]
1 teragram [Tg] = 1000000000 kilogram [kg]
1 gigagram [Gg] = 1000000 kilogram [kg]
1 megagram [Mg] = 1000 kilogram [kg]
1 hectogram [hg] = 0.1 kilogram [kg]
1 dekagram [dag] = 0.01 kilogram [kg]
1 decigram [dg] = 0.0001 kilogram [kg]
1 centigram [cg] = 1.0E-5 kilogram [kg]
1 microgram [µg] = 1.0E-9 kilogram [kg]
1 nanogram [ng] = 1.0E-12 kilogram [kg]
1 picogram [pg] = 1.0E-15 kilogram [kg]
1 femtogram [fg] = 1.0E-18 kilogram [kg]
1 attogram [ag] = 1.0E-21 kilogram [kg]
1 dalton = 1.6605300000013E-27 kilogram [kg]
1 kilogram-force square second/meter = 9.80665 kilogram [kg]
1 kilopound [kip] = 453.59237 kilogram [kg]
1 kip = 453.59237 kilogram [kg]
1 slug = 14.5939029372 kilogram [kg]
1 pound-force square second/foot = 14.5939029372 kilogram [kg]
1 pound (troy or apothecary) = 0.3732417216 kilogram [kg]
1 poundal [pdl] = 0.0140867196 kilogram [kg]
1 ton (assay) (US) [AT (US)] = 0.02916667 kilogram [kg]
1 ton (assay) (UK) [AT (UK)] = 0.0326666667 kilogram [kg]
1 kiloton (metric) [kt] = 1000000 kilogram [kg]
1 quintal (metric) [cwt] = 100 kilogram [kg]
1 hundredweight (US) = 45.359237 kilogram [kg]
1 hundredweight (UK) = 50.80234544 kilogram [kg]
1 quarter (US) [qr (US)] = 11.33980925 kilogram [kg]
1 quarter (UK) [qr (UK)] = 12.70058636 kilogram [kg]
1 stone (US) = 5.669904625 kilogram [kg]
1 stone (UK) = 6.35029318 kilogram [kg]
1 tonne [t] = 1000 kilogram [kg]
1 pennyweight [pwt] = 0.0015551738 kilogram [kg]
1 scruple (apothecary) [s.ap] = 0.0012959782 kilogram [kg]
1 grain [gr] = 6.47989E-5 kilogram [kg]
1 gamma = 1.0E-9 kilogram [kg]
1 talent (Biblical Hebrew) = 34.2 kilogram [kg]
1 mina (Biblical Hebrew) = 0.57 kilogram [kg]
1 shekel (Biblical Hebrew) = 0.0114 kilogram [kg]
1 bekan (Biblical Hebrew) = 0.0057 kilogram [kg]
1 gerah (Biblical Hebrew) = 0.00057 kilogram [kg]
1 talent (Biblical Greek) = 20.4 kilogram [kg]
1 mina (Biblical Greek) = 0.34 kilogram [kg]
1 tetradrachma (Biblical Greek) = 0.0136 kilogram [kg]
1 didrachma (Biblical Greek) = 0.0068 kilogram [kg]
1 drachma (Biblical Greek) = 0.0034 kilogram [kg]
1 denarius (Biblical Roman) = 0.00385 kilogram [kg]
1 assarion (Biblical Roman) = 0.000240625 kilogram [kg]
1 quadrans (Biblical Roman) = 6.01563E-5 kilogram [kg]
1 lepton (Biblical Roman) = 3.00781E-5 kilogram [kg]
1 Planck mass = 2.17671E-8 kilogram [kg]
1 Electron mass (rest) = 9.1093897E-31 kilogram [kg]
1 Muon mass = 1.8835327E-28 kilogram [kg]
1 Proton mass = 1.6726231E-27 kilogram [kg]
1 Neutron mass = 1.6749286E-27 kilogram [kg]
1 Deuteron mass = 3.343586E-27 kilogram [kg]
1 Earth's mass = 5.9760000000002E+24 kilogram [kg]
1 Sun's mass = 2.0E+30 kilogram [kg] )
- KÜTLE ile/ve/||/<> ELEKTRİK YÜKÜ ile/ve/||/<> AKIM/SPIN
( p = 0
ile/ve/||/<>
J = 0 )
- KÜTLE ve/||/<> ERİM/ETKİ ALANI
- KÜTLE ile SPIN
- KÜTLE ile/ve/||/<> UZAY-ZAMAN ile/ve/||/<> EĞİM
- KÜTLEÇEKİM ile ELEKTROSTATİK
( Kütlelerin birbirine uyguladığı çekim gücü. İLE Elektrik yüklerinin birbirine uyguladığı çekim ya da itme gücü. )
- KUTUP IŞIKLARINDA:
KIRMIZI VE YEŞİL ile/ve MAVİ
( Oksijenden. İLE/VE Azottan. )
- KUTUP ile KUTUP ENGEL
( ... İLE Bir pilde elektromotor kuvveti düşüren polarma olayına karşı gelmek ve elektrik akımının durmasını önlemek için kullanılan kimyasal nesnelerden her biri. )
- KUVANTUM KURAMI değil/yerine KUVANTUM MEKANİĞİ
( )
( )
( )
- KUVANTUM MEKANİĞİ ile/ve/||/<> KUVANTUM TÜNELLEME
- KUVANTUM MEKANİĞİ/NDE:
[NESNE + ...] ÖLÇÜM ile/ve/||/<> SIRALI ÖLÇÜMLER ile/ve/||/<> BAĞLAMSALLIK
- KUVANTUM ve/||/<> FEYNMAN PATH İNTEGRALİ
( h = 6.626070040 x 10-³4 J s
h > 0 olduğunda: Klasik mekanik, yeniden kurulur.
^x = 0 ise ^p > ~ olur. Konumu biliyor isek momentumu ya da başka bir tanım ile hızı, sonsuz olur.[<> Işık hızının "saltık/mutlak"lığı ve bu sonuç ilişkisi] )
- KUVANTUM ile "KELEBEK ETKİSİ"
- KUVANTUM ile/ve/||/<>/> SİCİM KURAMLARI
- KUVANTUMDA:
JOHN STEWART BELL ve/||/<> BELL EŞİTSİZLİKLERİ
- KUVANTUMDA:
KUVANTUMLANMA ile DALGA-PARÇACIK İKİLİĞİ ile TÜNELLEME ile SÜPERPOZİSYON ile KUVANTUM GİRİŞİMİ ile DOLAŞIKLIK
- KUVANTUM'DA:
PARİS "ÇEVRESİ"/YORUMU ile/ve/>< KOPENHAG "ÇEVRESİ"/YORUMU
- KUVVE ile/ve/||/<> FİİL
- KUVVET ile/ve/||/<> AĞIRLIK
- KUVVET ile/ve/<> GRAMKUVVET/GRAMAĞIRLIK
( ... İLE/VE/<> Bir gram kütleye, 45° enlemindeki deniz yüzeyinde, Yer'in uyguladığı kuvvet. )
- KUVVETLE MUHTEMEL değil/yerine/= YÜKSEK OLASILIKLA
- KUVVET/LER ve/<> BÜTÜN/LÜK
- KUYRUKLU YILDIZLAR ile/ve/||/<> NÖTRON YILDIZLARI ile/ve/||/<> MAVİ SÜPER DEV YILDIZLARI
- KUZEY KUTUP IŞIKLARI ile/ve/<> GÜNEY KUTUP IŞIKLARI
( NORTHERN LIGHTS vs./and/<> SOUTHERN LIGHTS )
( AURORA BOREALIS cum/et/<> AURORA AUSTRALIS )
- LAGRANGE NOKTALARI ve/<>/> FOURIER DİZİLERİ
( 1784 ve/<>/> 1807 )
( JOSEPH FOURIER [1768 - 1830] )
( OPTICS )
- LAM[Fr.] ile/ve/<> LAMEL[Fr.]
( Mikroskopla incelenecek maddelerin üzerine konulduğu dar, uzun cam parçası. | Dar, çok ince metal parça. İLE/VE/<> Mikroskopla yapılan incelemede, bazen lamların üzerine kapatılan dört köşe ve ince cam parçası. )
- LÂTİF ile ŞEFFAF
- LÂTİF/LETÂFET ile/ve/||/<>/> AŞKIN/LIK
- LAVROVİT[Fr.] ile LAVSONİT[A. Camper Lawson'un adından]
( Piroksen grubundan, doğal silikat. İLE Hidratlı alüminyum ve kalsiyum çift silikatı. )
- KESİM:
LAZER ile/ve/||/<> PLAZMA
( Kaynak, kazıma ve düzeltme gibi amaçlarla da kullanılabilir.[Plazma kesim makinelerinin böyle bir özelliği/artısı yoktur.] İLE/VE/||/<> Lazer kesimden daha kalın nesneleri [180 mm'ye kadar] işleyebilir.[Hem basit tasarımlarda, hem de büyük iş parçalarında iyi sonuç verir.] )
( Güçlendirilmiş lazer ışığı kullanılır.[Lazer kesim makineleri, bilgisayarla kontrol edilen lazer ışınlarını kullanır.] İLE/VE/||/<> İletken nesneleri plazma kullanarak keser.[Plazma kesim makineleri, nitrojen ve hidrojen gibi gazlar ile basınçlı bir hava kullanır.] )
( Radyasyon üretimi yapmaz.[İşçi sağlığı bakımından daha güvenlidir.] İLE/VE/||/<> Radyasyon kullanılır. [Dolayısıyla koruyucu gözlük takmak gerekir.] )
- LAZER ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BUZ LAZER
- LAZERDE:
A SABİTLERİ ile/ve/||/<>/> B SABİTLERİ
( Einstein )
- LEHİM ile BRONZ/TUNÇ ile FAKFON ile KUPRONİKEL ile PERMALLOY
( Kalay ve kurşun alaşımı. İLE Bakır ve kalay alaşımı. İLE Bakır, çinko ve nikel alaşımı. İLE Bakır ve nikel alaşımı. İLE Demir ve nikel alaşımı. )
- LEHİM[Ar.] ile PÜRMÜZ[Primus marka adından]["HÜRMÜZ" değil!] ile/değil/yerine KAYNAK
( Ergime noktaları düşük metalleri tutturma işlemlerinde kullanılan, kalay ve kurşun alaşımlarının genel adı. | Bu alaşımla yapılan işlem. İLE Genellikle metalleri lehimlemede kullanılan, güçlü alev çıkaran, benzin ya da gazla çalışan araç. İLE/DEĞİL/YERİNE İki metal ya da yapay parçayı, ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırarak yapıştırma. )
- ADESE[Ar.]/LENS[İng.] değil/yerine/= MERCEK
( İçinden geçen koşut ışınları, düzenli bir biçimde birbirine yaklaştıran ya da birbirinden uzaklaştıran, camdan ya da ışık kırıcı herhangi bir maddeden yapılmış, genellikle küresel yüzeylerle sınırlanmış saydam cisim. )
- LEONHARD EULER ile ULF VON EULER
( 15 Nisan 1707 - 18 Eylül 1783 İLE 07 Şubat 1905 - 09 Mart 1983 )
- LEWİS ASİDİ ile LEWİS BAZI
( Elektron çifti kabul eden nesne. İLE Elektron çifti veren nesne. )
- LEWIS YAPISI ile/ve/||/<> VSEPR KURAMI
( Moleküllerdeki atomların elektron dağılımını gösterir. İLE/VE/||/<> Moleküllerin biçimini ve geometrisini belirlemeye yardımcı olan bir model. )
- LİKİDİTE/LIQUIDITY[İng.] değil/yerine/= AKIŞKANLIK
- lim | f(x) - f(x0) / x - x0 = f '(x)
( Δx -> 0 )
- LİTOSFER değil/yerine/= TAŞYUVARI/TAŞKÜRE
- LİYOFİLİZASYON/LYOPHILIZATION[İng.] değil/yerine/= DONDURARAK KURUTMA
- LOGOS ile GEOMETRİ
- LOĞ/YUVAK/YUVGU/YUVGUZ ile/değil/yerine/= SİLİNDİR[Fr. < Yun.]/ÜSTÜVANE[Ar.]
( Alt ve üst tabanları birbirine eşit dairelerden oluşan bir nesnenin eksenini dikey olarak kesen, birbirine koşut iki yüzeyin sınırladığı cisim. | Metalleri inceltmek, kumaşları parçalatmak, kâğıt üzerine baskı yapmak gibi işler için sanayide kullanılan merdane. | Motorlu taşıtların motorunda, pistona güçlü bir itiş sağlamak ve gaz karışımının yandığı ya da patladığı yer. | Yollarda, toprak damlarda, yeri bastırmak ya da tarlalarda, toprakları ezmek için gezdirilen taş silindir. )
- LORENTZ ve/||/<> FITZGERALD
- LÜMEN[Lat.] ile ...
( Işık yeğinliği, 1 mum olan, eşit dağıtımlı bir nokta kaynağının 1 steradyan içine yayımladığı ışık akışı. )
- LÜMİNESANS ile ...
( Işıldama. )
- LUP[İng. < LOOP] değil/yerine/= DÖNGÜ
- LÜTÛF ile/ve/||/<> SIR
- MACH SAYISI:
SERBEST AKIM HIZI ve/<> SES HIZI
( Akış içindeki serbest akım hızının, ses hızına oranı. )
( 1 kilometer/hour [km/h] = 0.2777777778 meter/second [m/s]
1 mile/hour [mi/h] = 0.44704 meter/second [m/s]
1 meter/hour [m/h] = 0.0002777778 meter/second [m/s]
1 meter/minute [m/min] = 0.0166666667 meter/second [m/s]
1 kilometer/minute [km/min] = 16.6666666667 meter/second [m/s]
1 kilometer/second [km/s] = 1000 meter/second [m/s]
1 centimeter/hour [cm/h] = 2.7777777777778E-6 meter/second [m/s]
1 centimeter/minute [cm/min] = 0.0001666667 meter/second [m/s]
1 centimeter/second [cm/s] = 0.01 meter/second [m/s]
1 millimeter/hour [mm/h] = 2.7777777777778E-7 meter/second [m/s]
1 millimeter/minute [mm/min] = 1.66667E-5 meter/second [m/s]
1 millimeter/second [mm/s] = 0.001 meter/second [m/s]
1 foot/hour [ft/h] = 8.46667E-5 meter/second [m/s]
1 foot/minute [ft/min] = 0.00508 meter/second [m/s]
1 foot/second [ft/s] = 0.3048 meter/second [m/s]
1 yard/hour [yd/h] = 0.000254 meter/second [m/s]
1 yard/minute [yd/min] = 0.01524 meter/second [m/s]
1 yard/second [yd/s] = 0.9144 meter/second [m/s]
1 mile/minute [mi/min] = 26.8224 meter/second [m/s]
1 mile/second [mi/s] = 1609.344 meter/second [m/s]
1 knot [kt, kn] = 0.5144444444 meter/second [m/s]
1 knot (UK) [kt (UK)] = 0.5147733333 meter/second [m/s]
1 Velocity of light in vacuum = 299792458 meter/second [m/s]
1 Cosmic velocity - first = 7899.9999999999 meter/second [m/s]
1 Cosmic velocity - second = 11200 meter/second [m/s]
1 Cosmic velocity - third = 16670 meter/second [m/s]
1 Earth's velocity = 29765 meter/second [m/s]
1 Velocity of sound in pure water = 1482.6999999998 meter/second [m/s]
1 Velocity of sound in sea water (20°C, 10 meter deep) = 1521.6 meter/second [m/s]
1 Mach (20°C, 1 atm) = 343.6 meter/second [m/s]
1 Mach (SI standard) = 295.0464000003 meter/second [m/s] )
- MADDE VE HAREKET ile/ve MADDE YA DA HAREKET ile/ve MADDE İLE HAREKET
- MADDE ile EVRENSEL ZİHİN
( "İdrak edilenlerin bütünlüğü/toplamı" denilen. İLE "İdrak edenlerin bütünlüğü" denilen. )
( MADDE: KÜTLE ve HACİM ve EYLEMSİZLİK )
( Her düzeyde berrak bir zihne gereksinim vardır. )
( Zihin ve dünya ayrı değildir! )
( Dünyanın ne olduğunu düşünüyorsanız, o, sizin kendi zihninizdir. )
( Tüm uzay ve zaman, zihindedir. )
( Gerçeğin zihinde yansıması için zihnin berraklığı ve sessizliği gereklidir. )
( Ortak etmeni bulmak için tüm ayrımları terk etmek zorundasınız. Ancak evrensel olan ortaktır. )
( MATTER vs. UNIVERSAL MIND
Mind and the world are not separate.
What you think to be the world is your own mind. )
- MADDECİLİK ile FİZİKSELCİLİK
- NESNENİN:
ÜÇ DURUMU ile/ve/değil ONBEŞ DURUMU
- MAGMA[Yun.] değil/yerine/= ISI/SICAK YUVARI
( Yerin içinde, sıvı ya da hamur kıvamında, uçucu gazlarla doymuş olarak bulunan eriyik. )
- MAHDUT[Ar. < HADD] ile/ve/||/<>/>/< MAZBUT[Ar. < ZABT]
- MAHDUT[Ar.] değil/yerine/= SINIRLANMIŞ
- MAHLUL[Ar.] değil/yerine/= ÇÖZÜLMÜŞ/DAĞILMIŞ
- MAHREK[Ar. < HAREKET] ile MAHREK[Ar.]
( [mat.] Hareketli bir noktanın güttüğü yol. | Bir gök nesnesinin hareketinde, ağırlık merkezinin geometri bakımından yeri, yörünge. [Fr. ORBITE] İLE Yakacak yer. )
- MAİ[Ar. < MA: Su.] değil/yerine/= MAVİ/GÖKÇE
- MAKİNA ile/ve/değil MEKANİZMA
- MAKRO MİNERALLER ile/ve MİKRO MİNERALLER(ESER ÖĞELER/ELEMENTLER)
( Gövdenin günlük gereksiniminin 100 miligramdan fazla olduğu öğeler. İLE/VE Gövdenin günlük gereksiniminin 100 miligramdan az olduğu öğeler. )
- MAKUL ve/||/<>/> MAKBUL
( Akılcı, akla uygun. VE/||/<>/> Kabul edilir/edilebilir. )
- MALZEME ile/ve VERİ
- MANDELBROT FRAKTALİ ve DENİZ KIYISI
- MANDELBROT KÜMESİ ile/ve/<>/< JULIA KÜMESİ
( f(x) = z² + c )
( Zn+1 = Zn² + C )
- MANEVRA[Fr.] değil/yerine/= DÖNÜŞ/HAREKET
( Bir aygıtın işleyişini düzenleme, yönetme eylemi ya da biçimi. | Geminin bir yere yanaşmak ya da bir yerden çıkmak için yaptığı hareket. | Lokomotifin, katar katmak ya da katar dağıtmak için ileri geri giderek hattan hasa geçmesi. | Hareket, gidiş-geliş. | Asker birliklerini, savaşa hazırlamak amacıyla, arazi üzerinde yapılan geniş ölçüde savaş denemesi, tatbikat. | İstenilen amaca ulaşmak için tutulması gereken yol. )
- MANOMETRE[Fr. < Yun. MANOS: Seyrek, yumuşak. | METRON: Ölçü.] değil/yerine/= BASIÖLÇER
- MANTIK ile/ve FİZİK
( LOGIC vs./and PHYSICS )
- MANTIK ve/||/<> FİZİK ve/||/<> ETİK
( Çit. VE/||/<> Ağaç. VE/||/<> Meyve. )
- MANTIK ve/<> GEOMETRİ(HENDESE)
( ... VE Aksiyomatik olarak kurulan ilk ilim. )
( Mantık bilmeyenin ilmine itibar edilmez; geometri/matematik bilmeyen fetvâ veremez. )
( Kavramlarla uğraşır. VE/<> Niceliklerle uğraşır. )
- MANTIK ile/ve/değil/||/<>/< MANTIKSAL ZORUNLULUK
- MANTIKSAL ÖNCELİK ile/ve VAROLUŞSAL ÖNCELİK
- MANYETİK ALAN ile/ve/||/<> ELEKTRİK ALAN
( Devinen elektrik yüklerinin oluşturduğu alan. İLE/VE/||/<> Durağan elektrik yüklerinin oluşturduğu alan. )
( Manyetik güçlerin etkili olduğu bölge. İLE/VE/||/<> Elektrik güçlerinin etkili olduğu bölge. )
- MANYETİK ETKİLEŞİM ile/ve/<> ZAYIF ETKİLEŞİM
- MANYETİK[Fr. < Yun.] =/<>/< MANYETİT[Fr. < Yun.] =/<>/< MIHLADIZ/MIKNATIS[Yun.]
( Mıknatısla ilgili., kendinde mıknatıs özellikleri bulunan. =/<>/< Mıknatıs özelliği olan doğal demir oksidi. [Fe3O4] =/<>/< Demiri ve daha başka bazı metalleri çeken demir oksit. | Demiri çekme özelliği taşıyan ya da sonradan bu özelliği kazanan her türlü madde. )
- MANYETİZMA ile ELEKTROSTATİK
( Manyetik alanların incelenmesi. İLE Elektrik yüklerinin incelenmesi. )
- MANYETİZMA değil/yerine/= KAPGIBİLİM | KAPGILAMA/KAPGILIK
- MANYETİZMA ile MEKANİZMA
- MANYETO[Fr. < Yun.] ile/ve/<> MANYETOMETRE[Fr.]
( Sürekli bir mıknatısın manyetik alanıyla indüklenen elektrik üreteci. İLE/VE/<> Manyetik momentleri ve manyetik alanların momentlerini ölçmeye, karşılaştırmaya yarayan aygıt. )
- MARIE CURIE ile/ve/||/<> PIERRE CURIE
- MARIN MERSENNE ve/||/<> THOMAS HOBBES ve/||/<> PIERRE GASSENDI
( 1588 - 1648 ile 1588 - 1679 ile 1592 - 1655 )
- MARS'TA:
SU BUZU ile/ve/<> KARBONDİOKSİT BUZU
- MASTER değil/yerine/= UNGAN
- MÂT[Fars.] ile MAT[Fr.] ile MAT[İng.] ile MAT.
( Oyunlarda, taraflardan birinin yenilgisi. İLE Parlak olmayan, donuk. İLE Keçe, hasır. Üzerinde yatmaya/yer hareketleri yapmaya yarayan sağlam ve yumuşaklaştırıcı nesne. İLE Matematiğin kısaltması. )
- MAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ŞİŞME YATAK
- MATEMATİĞİN:
TEMELDELİĞİ ve/||/<> ARAÇSALLIĞI
- MATEMATİK[Fr.]/RİYAZİYE[Ar.] ile/ve/< GEOMETRİ[Fr. < Yun. GEO: Yer. | METRON: Ölçü.]
( Sayın İhsan Fazlıoğlu'nun yazılarını okumak için burayı tıklayınız... )
( )
( )
- MATEMATİK YÜCE ile/ve/||/<> DAĞ YÜCE
( Dağ. İLE/VE/||/<> Kasırga. )
- MATEMATİK(/ÖLÇÜ) BİLMEMEK ile/ve/değil/ya da/||/<>/< DAYAK YEMEMİŞ OLMAK
- MATEMATİK ile FİZİK
- MATEMATİK ile BAYEZYEN MATEMATİK
( )
- MATEMATİK ve/=/||/<>/: BİLGELİK
( "Matematiğin Aydınlık Dünyası" (- Sinan Sertöz - TÜBİTAK) adlı kitabı özellikle okumanızı salık veririz. )
- MATEMATİK ile/ve BİLİM
( Mutlakı dikkate alarak kurguda bulunur. İLE/VE Tekil ve tikel olanı dikkate alır. )
( Olanaklı zorunlu bağlantılar. İLE/VE ... )
( Matematik, modern bilimin metafiziğidir. )
( EL-ULUM'UN İNTİZAİYYE ile/ve ... )
( A'MÂL-İ ERBAA[Ar.]: Dört işlem. [Toplama, çıkarma, çarpma, bölme] )
( EIDOKSOS )
( MATHEMATICS vs./and SCIENCE )
- MATEMATİK ile/ve DENEY
( MATHEMATICS vs./and EXPERIMENT/TEST )
- MATEMATİK ve/<> FİZİK ve/<> ASTRONOMİ
- MATEMATİK ile/ve GEOMETRİ ile/ve ASTRONOMİ ile/ve MÛSİKÎ
( RİYÂZÎ İLİMLER )
- MATEMATİK ile KURAMSAL/TEORİK FİZİK
- MATEMATİK ve METAFİZİK
( MATHEMATICS and METAPHYSICS )
- MATEMATİK ile/ve/||/<> SİMGESELLİK ile/ve/||/<> DİL
( MATEMATİK: Simgeselliğe dayalı, evrensel dil. )
- MATEMATİK ile/ve/||/<> VORTEKS MATEMATİĞİ
- MATEMATİK/BİLİM EŞİKLERİ
( )
( "Dünyayı Değiştiren Kadın Matematikçiler"i görmek ve okumak için burayı tıklayınız... )
- MATEMATİKSEL CİSİM ile FİZİK CİSİM
- MATEMATİKSEL DOĞRULUK ile MANTIKSAL TUTARLILIK
- MATEMATİKSEL YAKLAŞIM ile FİZİKSEL YAKLAŞIM
- MATEMATİK/SEL/LİK:
DEĞERLİ ile/ve/fakat/||/<>/> YETERLİ DEĞİL
- MATHEMATA ile/ve/||/<> MATHESIS UNIVERSALIS
( Evrende, içkin olan düzeni öğrenme ve öğretme. VE/||/<> Evrenin tümel dili. )
- MATHESIS UNIVERSALIS = MATHESIS:BİLME, BİLİM[Yun.] - UNIVERSALIS:EVRENSEL[Lat.]
- MATRİS MEKANİĞİNDE:
p x q =
ile/ve/||/<>
p x q != q x p
ile/ve/||/<>
pq - qp = h/i
- SU KULLANIM/AYAK İZİNDE:
MAVİ ile/ve/||/<>/> YEŞİL ile/ve/||/<>/> GRİ
( Bir ürünü üretmek için gereksinim duyulan yüzey ve yeraltı tatlı su kaynakları ölçüsü/oranı. İLE/VE/||/<>/> Bir ürünü üretmek için kullanılan toplam yağmur suyu ölçüsü/oranı. İLE/VE/||/<>/> Kirlilik yükünün ortadan kaldırılması ya da azaltılması için kullanılan tatlı su oranı. )
- MAVİMTIRAK değil/yerine/= GÖKÇEMSİ/GÖKÇEMTIRAK/GÖKÇÜL/GÖKŞİN
- MAXWELL EŞİTLİKLERİNDE:
GAUSS YASASI ile/ve/||/<> GAUSS'UN MANYETİK YASASI ile/ve/||/<> FARADAY'IN TÜMEVARIM YASASI ile/ve/||/<> AMPER'İN DEVRE YASASININ DOĞRULAMASI
( )
( E [elektrik alanı] ve B [manyetik alan] )
- MAYA[Hintçe]/İLÜZYON[İng. < ILLUSION]/DOXA[Yun.] değil/yerine/= YANILSAMA
- MAYA ile/ve/||/<> AŞI
- MAYA >< MAYABOZAN
( ... >< Bir mayanın etkisine karşı koyan, protein yapısında madde. )
- MAYALAMA ile/<> ESKİ HAMUR(PATE FERMANTE) ile/<> BİGA ile/<> SPONÇ ile/<> POOLISH
- MAYİ[Ar.] değil/yerine/= SIVI
- [Fr. < Yun.] MAYOZ (BÖLÜNME) ile MİTOZ/KARYOKİNEZ (BÖLÜNME)
( ... İLE Çokgözeli canlılarda, gözenin, belirli evrelerden geçerek çoğalması. )
(
ile
)
( )
( )
- MAZERET-İ SAHİHA[Ar.] değil/yerine/= GEÇERLİ NEDENLİK
- MECBÛR(İYET) değil/yerine/= YÜKÜMLÜ/LÜK, ZORUNLU/LUK
- MECCÂNEN ile MECCÂNÎ
( Ücretsiz, parasız, bedava. İLE Parasız, bedava. | Bedavacı. )
- MEDÂR[Ar. < DEVR] değil/yerine/= DÖNENCE | DAYANAK
- MEDCEZİR[Ar.] değil/yerine/= GEL-GİT
- MEGATON[Fr., İng.] ile MEGAVAT[Fr., İng.]
( Bir milyon ton değerinde kütle birimi. [Simgesi: Mt] | Nükleer bir bombanın ya da merminin gücünü ölçmeye yarayan birim. İLE Bir milyon vat değerinde elektrik güç birimi. [Simgesi: MW] )
- MEKÂN:
BÖLÜNEBİLİYORSA ile/ve BÖLÜNEMİYORSA
( Nesne. İLE/VE Atom. )
- MEKÂN ile/ve HAREKET
( HAREKET: GEÇMİŞ-ŞİMDİ-GELECEK'İN BÜTÜNLÜĞÜ )
( TOPOS/KHORA İLE/VE ... )
- MEKÂN ve ZAMAN ve HAREKET
( PLACE and TIME and MOVEMENT )
- MEKANİK DİZGE ile/ve ORGANİK DİZGE
( Bütün için. İLE/VE/||/<> Hem kendi, hem de düzen için. )
( MECHANICAL SYSTEM vs./and ORGANICAL SYSTEM )
- DUYULAR'DA:
MEKANİK ile/ve/<> KİMYASAL ile/ve/<> TERMAL ile/ve/<> ELEKTROMANYETİK
- MEKANİK FELSEFE'DE:
DESCARTES ile/ve LEIBNIZ ile/ve NEWTON
- SİNDİRİM:
MEKANİK ile/ve/||/<>/> KİMYASAL
- MEKANİK ile/ve İKİLİK
- MEKANİK ile/ve/||/<> KİNEMATİK[Fr. < CINEMATIQUE]
( ... İLE/VE/||/<> Nesnelerin hareketlerini yörünge, hız ve ivme vb. konular bakımından inceleyen mekanik kolu. )
- MEKANİK ile/ve MATEMATİK
( Hareket. İLE/VE Biçim. )
- MEKANİK[Fr. < Yun.] ile MEKANİZE[Fr.] ile MEKANİZMA
( Kuvvetlerin özdekler ve devinimler üzerine etkisini inceleyen fizik dalı. | Denge ve devinim kurallarıyla ilgili. | El ya da makine ile yapılan. | [mecaz] Düşünmeden yapılan. İLE Savaş ve taşıma gereçleriyle donatılmış kıta ya da birlik. İLE Belirli bir sonuca ulaşmak için karmaşık bir biçimde düzenlenmiş organ ya da parçalar bileşimi, düzenek. | Örgenlerin işleyiş biçimi. | Ateşli silahların işlemesini sağlayan mekanik bölüm. | [mecaz] Oluş, ortaya çıkış, işleyiş. )
- MEKANİKTE:
NEWTON ile/ve/||/<>/> LAGRANGE
( )
- MEKANİZMA ile/ve/||/<> İLKE
- [Fr.] MELANİT ile MELANİT[< Lat.]
( Doğal demir ve kalsiyum silikat. İLE Aslı pikrik asit olan patlayıcı bir madde. )
- MELDEK ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Keçeleşmiş olan. İLE ... )
- MEMÂT[Ar.] değil/yerine/= ÖLÜM
( ÖLÜM )
- [Fr. < Yun.] MENİSK ile MENİSK
( Bir yüzü içbükey, öbür yüzü dışbükey olan mercek. İLE Bazı eklemlerde, kemik arasında bulunan kıkırdak bölüm. )
- MENZİL[< NÜZÛL] ile ...
( Yollardaki konak yeri. | Ev. | Bir günlük yol. | Mesafe. )
- MENZİL[Ar.] değil/yerine/= ERİM
- MERCEK ile CODDINGTON MERCEĞİ
- MEREC-EL-BAHREYN değil/yerine/= İKİ DENİZİN BULUŞTUĞU YER/NOKTA/ALAN
- MERİDYEN[Fr. < MERIDIÉN] ile/ve/||/<> KOŞUT/MÜVÂZİ/MÜTEVÂZİ/PARALEL[Fr. < PARALLÈLE]
( Ekvatoru dik olarak kestiği ve iki kutup noktasından geçerek dünyayı çevrelediği varsayılan daire. İLE/VE/||/<> Aynı düzlem içinde ikişer ikişer bulunan ve kesişmeyen. | Başlangıç meridyenine birer derecelik açılarla çizilen, Ekvator’a koşut ve arasında 111 km’lik uzaklık bulunduğu varsayılan çemberlerden her biri. | Aynı zaman içinde gelişen ya da aynı özellikleri gösteren olay, düşünce vb. )
( 180 ile/ve/||/<> 360 )
- MER'İYÂT[Ar. < MER'Î] ile MER'İYET[Ar.]
( Gözle görülen şeyler. İLE Hükmü yürürlükte olma. | Gözle görülür olma. )
- MERKEZ ile EŞİT ile ORTA
- MERKEZCİL ile MERKEZÎ
( Merkeze doğru yaklaşan. İLE Merkezde olan, merkezi oluşturan. )
- MERKEZİN:
KAYMASI ile/değil YER DEĞİŞTİRMESİ
- MERKÜR ile TrES-2b
( ... İLE Evrendeki en karanlık gezegendir. Yüzeyine ulaşan ışığın %1'ini bile yansıtmadığından, kömürden bile karadır. Kendi yıldızına olan uzaklığı, Merkür'ün, Güneş'e olan uzaklığı kadar olmasına karşın Merkür, %10'luk ışık yansıtması yaparken, TrES-2b, %1'den bile az yansıtmaktadır. Bilimkişileri, hâlâ bu gizemli durumu çözebilmiş değildir. )
- MESKENET[Ar.] değil/yerine/= YOKSULLUK
( Miskinlik, beceriksizlik. | Yoksulluk. )
- MESNED/SİZ[Ar.] yerine DAYANAK/SIZ
- METAFİZİK:
DEVİNGEN OLMAYAN ile/ve/<> MADDEYE BULAŞMAYAN
- METAFİZİK:
FİZİK ÖTESİ ile/ve/değil/||/<>/< SONRASI
- METAFİZİK (ŞARTLAR) ile/ve FELSEFE-BİLİM
- METAFİZİK ile/ve/||/<> FİZİK ile/ve/||/<> ANLAM
- METAFİZİK ile/ve/||/<> MATEMATİK ve FİZİK
( İLM-İ ALÂ ile/ve/||/<> İLM-İ EVSÂT ve(/ile/ve/||/<>) İLM-İ EDNÂ )
( MANTIK - ÂLET İLMİ )
( Hareketsiz ve zihinde bağımsız. İLE/VE/||/<> Hareketsiz ve zihne bağımlı. İLE/VE/||/<> Hareketli ve zihinde bağımsız. )
( METAPHYSICS vs. MATHEMATICS vs. PHYSICS )
- METAFİZİK <> OLUMSALLIK/RASTLANTI <> FİZİK
( Olanaklı kılan. < OLUMSALLIK/RASTLANTI > Olanaklı kılınan. )
- METAFİZİK ile/ve/<> ONTOLOJİ ile/ve/<> EPİSTEMOLOJİ ile/ve/<> BİLİNÇ ile/ve/<> SÖZCÜK
- METAL AŞINIMI/KOROZYONU ile/ve/<> SOĞUK UC AŞINIMI/KOROZYONU
( METALLIC CORROSION vs./and/<> COLD-END CORROSION )
- METAL ile ALAŞIM
( Yüksek ısı ve elektrik iletkenliği olan, ağır, sert, parlak, haddeden çekilebilir, [biçim değiştirmeye yatkın] ve katyon oluşturma eğilimi gösteren öğeler. İLE En az bir bileşeni metal olan iki ya da daha fazla öğenin birlikte eritilmesi sonucunda oluşan, metalik özellikleri saf bir metalden farklı olan katı karışım. )
( METAL vs. ALLOY )
( LE MÈTAL avec ALLIAGE )
( METALL mit LEGIERUNG )
- METAL[Fr. < Yun.] ile/ve/||/<>/>< AMETAL[Fr. < Yun.] ile/ve/||/<>/>< YARI METAL ile/ve/||/<>/>< SOYGAZ/ASALGAZ
( Yüksek ısı ve elektrik iletkenliği olan, ağır, sert, parlak, haddeden çekilebilir, [biçim değiştirmeye yatkın] ve katyon oluşturma eğilimi gösteren öğeler. Oksijenli bileşimiyle çoğunlukla bazik oksitler veren madde, maden. | Dizgi makinelerinde, satırları oluşturmak için ergitilen antimon ve kurşun alaşımına verilen ad. İLE Metal olmayan öğeler.[klor, fosfor, oksiyen] İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/>< ... İLE/VE/||/>< ... )
( * Tel ve levha durumuna getirilebilir.
* Isı ve elektriği iyi iletir.
* Parlaktır.
* Oda koşullarında, katıdır.[Cıva dışında]
* Atomik yapıdadır.
* Kendi aralarında bileşik yapmazlar, alaşım oluşturur.
* Ametallerle iyonik bağ yapar.
* Bileşik yaparken, elektron vererek, + yüklü [katyon] oluşturur.
* Son yörüngelerindeki elektron sayısı [değerlik elektron sayısı] 1, 2 ya da 3'tür.
İLE/VE/||/><
* Tel ve levha durumuna getirilemez.
* Isı ve elektriği iyi iletmez.
* Mattır.
* Oda koşullarında, katı, sıvı ve gaz durumdadır.
* Molekül yapıdadır.
* Kendi aralarında kovalent bağlı bileşik yaparlar.
* Metallerle iyonik bağ oluşturur.
* Elektron alarak, - yüklü [anyon] oluşturur.
* Son yörüngelerinde, elektron sayısı [değerlik elektron sayısı] 5, 6 ya da 7'dir.
* Periyodik cetvelin sağında bulunur.
İLE/VE/||/<>
YARI METAL
...
İLE/VE/||/><
* Oda koşullarında, hepsi gaz durumundadır.
* Kararlı yapıya sahiptir, kimyasal etkileşime girmez.
* Bileşik oluşturmaz.
* Tek atomludur.
* Erime ve kaynama noktaları çok düşüktür.
* Son yörüngelerinde, 8 elektron bulundurur.[Helyum dışında]
* Işığı geçirir.[Saydamdır]
* Isı ve elektriği iletmez.
* Periyodik cetvelin 8A öbeğinde bulunur. )
- METAL[Fr. < Yun.] ile METHAL[Ar.]
( ... İLE Bir yapının giriş yeri, giriş. | Bir kitabın giriş bölümü. | Giriş. )
- METALLERDE:
ALKALİ ile/ve/||/<> TOPRAK ALKALİ ile/ve/||/<> GEÇİŞ METALLERİ ile/ve/||/<> TOPRAK ile/ve/||/<> KARBON ile/ve/||/<> AZOT ile/ve/||/<> OKSİJEN ile/ve/||/<> HALOJENLER ile/ve/||/<> SOY GAZLAR
( )
- METASTAZ[Fr.] değil/yerine/= YAYILMA/SIÇRAMA
- METEOROLOJİ[Fr. < Yun.] ile METROLOJİ
( Kalıkbilim, hava [durumu] bilgisi. İLE Ölçübilim. )
- METEOROLOJİ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= KALIKBİLİM/HAVABİLGİSİ
( Havayuvarı içinde oluşan sıcaklık değişmelerini, yel, yıldırım, yağmur, dolu gibi olayları inceleyen fizik dalı. )
- METEROLOJİ" değil METEOROLOJİ
- METRE[Fr./İng.] ile/ve/||/<>/> TELEMETRE[Fr./İng.]
( Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi. | Genellikle desimetre, santimetre, milimetrelere bölünmüş ölçü aracı. İLE/VE/||/<>/> İki nokta arasındaki uzaklığı ölçmeye yarayan gereç. | Uzaklık gösteren değerlerin aktarılmasına yarayan araç. | Fotoğraf makinelerinde, çekimi yapılacak nesneye olan uzaklığı belirterek bunun ayarını yapan düzen. )
- METRİK GEOMETRİ ile KONUM GEOMETRİSİ
- METROLOJİ ile ÖLÇÜMBİLİM
( Ölçüm bilimi. )
- MEVCÛD ve/||/<>/> İCÂD
( Varolanlar olmadan, türetme[/icâd] olmaz. )
( İnsan. VE/||/<>/> Ürettikleri/üretilenler. )
- MEVCUT ile ZÂHİR
- MEY'A[Ar.] ile MEY'A/T[Ar.]
( [bitkibilim] Karagünlük. İLE Bir şeyin, tazelik zamanı. | Yere dökülen nesnenin akıp gitmesi. )
- MEYDAN OKUNAMAZLAR:
YEL ve/||/<> SÖZLÜK ve/||/<> MASUM/SEVGİ
- MEYL/TEMÂYÜL ile/ve/> HAREKET
( Hareketten önceki ilk durum, hareketin başlangıcı. İLE/VE/> ... )
- MATEMATİK:
MEZOPOTAMYA'DA - M.Ö. 2300
- MICHELSON ve/||/<> MORLEY
- MİHENK[Ar.] değil/yerine/= DENEKTAŞI
( Denektaşı. | Birinin değerini, ahlâkını anlamaya yarayan ölçüt. )
- MIHLADIZ/MIKNATIS[Yun.] ile BURGAÇ/ANAFOR[Yun.]/GİRDAP[Fars.]
( ÂHEN-RÜBÂ ile ... )
( MAGNET vs. WHIRLPOOL, SWIRL, EDDY )
- MİHRAK[Ar.] değil/yerine/= ODAK
( Bir ışık ya da ısı kaynağından yayılan ışınların toplandığı yer. | Herhangi bir düşüncede, nitelikte olan kişilerin, kaynağı ya da bir şeyin toplandığı, yoğunlaştığı yer. )
- MİKA[Fr.] ile BİYOTİT[< Biot]
( Püskürük ve başkalaşmış kayalar içinde bulunan, alüminyum silikat ile potasyumdan oluşmuş, yapraklar durumunda ayrılabilen parlak bir mineral, evrenpulu. | Bu mineralden yapılmış olan. İLE Bir çeşit kara renkli mika. )
- MIKNATIS ile/||/<> ÇUBUK MIKNATIS
( ... İLE/||/<> Yüksek derecede mıknatıslanabilen ve onu sürdüren, böylece bir kalıcı mıknatıs olarak kullanılabilen sert çelikten yapılmış bir çubuk. )
( MAGNET VS. BAR MAGNET )
( AiMANT, MAGNET AVEC LA BARRE AiMANTEE )
( MAGNET MiT STABMAGNET )
- MIKNATIS ile NEODİM MIKNATIS
- MIKNATIS ile SARIM
( ... İLE Sarma eylemi. | Bir şeyi, bir kez saracak miktar. | Elektromıknatıslarda, makara biçiminde sarılan iletken telin, her bir halkası. )
- MİKREFON değil MİKROFON
- MİKRO EVRİM ile MAKRO EVRİM
( Küçük ölçekli genetik değişiklikler. İLE Türlerin büyük ölçekli evrimsel değişimleri. )
- MİKRO ve/||/=/<> MAKRO
- MİKROBUN TANIMLANIŞI:
1876 ve/||/<> PASTEUR
- MİKROFİBER ile POLYESTER
( ... İLE Mikro fibere göre daha az su emer, kolay kolay leke tutmaz. )
( Hafif dalgalı bir yüzeyi vardır. İLE Dokunduğunuzda daha pürüzsüzdür. )
( Mevsimlik olarak düşünülebilir. İLE Yaz ayları için yeğlenmesi daha uygundur.[Kırışıklıklara ve kullanıma daha dayanıklıdır.] )
- MİKROFON[Fr. < Yun. MİKRO: Küçük. PHONE: Ses.] ile/ve HİDROFON
( Elektrik akımını etkisiyle sesi, uzakta bulunan alıcıya ulaştıran araç. İLE/VE Sualtında kullanılan mikrofon. )
- MİKROMETRE[Fr. < Yun.]
( Büyük ölçüde büyütme gücü olan teleskop, mikroskop gibi optik aygıtlarla incelenen nesnelerin oylumlarını ölçmede kullanılan aygıt. | Çok küçük uzunlukları ölçmeye, incelemeye yarayan aygıt. | Mikron. )
- MİKROP[Fr./İng. < MICROBE] ile ASEPSİ[Fr. < ASEPSIE]
( Ancak mikroskopla görülebilen, çürümeye, mayalanmaya ve hastalıklara yol açan tek gözeli canlı. İLE Isıyla araç ve pansuman nesnelerinin mikropsuzlaştırılması. Özellikle tıpta kullanılan araç gereçlerdeki hastalık etkenini mikropların sayısını kimyasal ya da fiziksel yollarla hastalığa neden olamayacak düzeye düşürme. )
- MİKROSKOP/MICROSCOBE[İng.]/HURDEBÎN[Fars.] değil/yerine/= İRİLTEÇ
- MİKROSKOP ile/ve/||/<>/>< TELESKOP
( [Kişinin] Önemini/"büyüklüğünü" gösterir. İLE/VE/||/<>/>< Önemsizliğini/küçüklüğünü gösterir. )
( Kıskançlığın aracı. İLE/VE/||/<>/>< Sevginin aracı. )
- MİLİ-[Fr. < Lat.]
( Bir ölçü biriminin önüne getirildiğinde, bu birimi, bine bölen önek. [Simgesi: m] )
- MİLUTİN MİLANKOVİÇ ile/ve/||/<>/> ANDRE BERGER
( Güneş ışınımının, zaman içinde nasıl ve ne kadar farklılaştığının araştırması ve hesabını yapan fizikçi astronom. İLE/VE/||/<>/> Bu hesaplamaları daha kesin bir biçimde bilgisayarla yapan iklim uzmanı. )
( 28 Mayıs 1879 - 12 Aralık 1958 İLE/VE/||/<>/> 30 Temmuz 1942 - ... )
- MINKOWSKI DENKLEMİ: 1908
- MINUTE ile MINUTE
( Dakika. İLE Çok küçük. )
- ...MIŞ GİBİ ile/ve GİZLİ
- MİYÂR ile MİHEKK/MİHENK/MEHENK
( Değerli madenlerde, yasanın istediği ağırlık, saflık ve değer deresini gösteren ölçü. | Ölçüt, ölçü. | [kimya] Ayraç. İLE Altın ya da gümüşün ayarını anlamaya yarayan taş. | Birinin, değerini, ahlâkını anlamaya yarayan şey, ölçü, araç. )
- MİYOKART[Fr.] değil/yerine/= YÜREK KASI
- MODERN PERİYODLAR TABLOSU
(
|
|
|
|
|
|
|
|
||||||||||
58,71 Ni 28 |
|||||||||||||||||
127,6 |
|||||||||||||||||
108 |
|||||||||||||||||
( )
( Periodic Table )
( Periyodik Tablo'da yer almayan tek harf, 'J' harfidir. )
( )
( Keşfeden Ülkeler ve Dönemleri için burayı tıklayınız... )
( )
( 1- Basit Nesneler Tablosu[Lavoisier]
2- Vis Tellurique[de Chancoutois]
3- El yazması periyodik tablo[Mendeleev]
4- Atomik kütle ve simge dizini[John Dalton]
5- Modern Periyodik tablo
)
- MODÜL[Fr. < Lat.] ile MODÜLASYON[Fr.]
( Orantı ölçüsü. Bir yapının çeşitli bölümleri arasında orantıyı sağlamak için kullanılan ölçü birimi. | Çap, ölçü. | Herhangi bir mekanik özelliği belirten katsayı. | Bir uzay taşıtının, bütün yapısı içinde yer alan bağımsız bölüm. İLE Bir sesin yayınmasında ortaya çıkan yeğinlik, vurgu, ton değişinimlerinden her biri. | Bir dalganın, genlik, evre ve sıklığının bir yasaya göre zaman içinde farklılaşması. | Bir tondan, başka bir tona geçiş. )
- MOL ile MOLEKÜL
( 6.022 x ^23 tane atom ya da molekül içeren miktar. İLE İki ya da daha fazla atomun kimyasal bağlarla birleşmesiyle oluşan yapı. )
- MOLEKÜL OLUŞUMUNDA:
İKİ ATOM değil ÜÇ ATOM
- MOLEKÜL:
POLAR ile APOLAR
- MOLEKÜL ile/ve/||/<>/< ELEKTRON ile/ve/||/<>/< ATOM ile/ve/||/<>/< ÇEKİRDEK ile/ve/||/<>/< PROTON - NÖTRON ile/ve/||/<>/< QUARK ile/ve/||/<>/< PLANCK ile/ve/||/<>/< [HIGGS BOZONU?]
( 10üzeri-9 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-18 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-10 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-15 / 10üzeri-14 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-15 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-19 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-43 m. İLE/VE/||/<>/< ??? )
- MOLEKÜL ile/||/<> ETKİN/AKTİF TAŞIMA
( ... İLE/||/<> Az yoğun ortamdan, çok yoğun ortama geçen büyük moleküllerin enerji harcanarak taşınması. )
- MOLEKÜL[Fr./İng. MOLECULE] değil/yerine/= ÖZDECİK
- MOLEKÜLLERDE:
TİTREŞİM ile/ve/||/<> ÖTELEME ile/ve/||/<> DÖNME
- MOMENT[Lat./Alm.]
( Kuvvetin, bir cismi, bir nokta ya da bir eksen yörüngesinde döndürme etkisini belirleyen vektör niceliği. )
- MOMENTUM ile/ve/||/<> AÇISAL MOMENTUM
- MOMENTUM = m x v
- MONAD = MONADE[İng., Fr., Alm.] = MONAS:BİR OLAN[Yun.]
( Eski Yunan felsefesinde, bölünmez birlik. | Leibniz'in felsefesinde, artık bölünemez bir birlik olan sonsuz sayıdaki sözlerin her biri. )
- MONİTÖR[Fr. < Lat.] değil/yerine/= EKRAN
( Her tür çalışmada, yetiştirici. | Ses dalgası iletiminde, iletimi bozmadan ve kesmeden, niteliğini denetleyen düzenek. | Televizyonda, görüntü ile sesin niteliğini eşleme, görüntü seçimini gerçekleştirme, görüntüyü yayınlama gibi işlerin denetlenmesinde kullanılan aygıt. )
- MOR ile GÖĞEM
( ... İLE Yeşile çalar mor. )
- MOR[Yun.] değil/yerine/= GÖĞEZ/GÜVEZ
- MORION ile/ve/||/<> HIGGS
- MORİTANYA'DA:
ÇAY ve 3 SUNUM/ANLAMI
( Moritanya'da, ufak bardakta üç kez çay ikram edilir.
1. Yaşamın kendi gibi acıdır.
2. Aşk kadar tatlıdır.
3. Ölüm kadar katıdır. )
- MOULD vs. RUST
- mRNA ile/ve/<> miRNA ile/ve/<> tRNA ile/ve/<> rRNA
( Messenger RNA. İLE/VE/<> Transfer RNA. İLE/VE/<> Ribozomal RNA. )
- MUÂDİL[Ar. < ADL] ile MUADDİL[Ar. < ADL]
( Eşit, denk. | [fizik] Eşdeğer. İLE Eşit ve beraber kılan, düzelten, denkleştiren, tâdîl eden. )
- MUBAHHAL[Ar.] ile MUBAHHAR[Ar. < BUHÂR]
( Eli sıkı, cimri, pinti, bahîl. | Tebhîl olunmuş. İLE Buharlaşmış, buhar durumuna geçmiş. | Tütsülenmiş. )
- MÜBAYENET[Ar.] değil/yerine/= UYUŞMAZLIK
- MÛCİT/KÂŞİF değil/yerine/= GELİŞTİRİCİ/BULUCU/ORTAYA ÇIKARAN
- MÜDAHALE EDEMEMEK ile/değil TAHAMMÜL EDEMEMEK
- MÜDÂM[< DEVÂM] değil/yerine/= DEVÂM EDEN, SÜREN, SÜREKLİ | ARASI KESİLMEYEN
- MÜDEVVER[Ar.] değil/yerine/= YUVARLAK
- MUDİL[Ar.] değil/yerine/= KARMAŞIK, GÜÇ, ÇETİN
- MÜESSER[Ar.] ile MÜESSİR[Ar. < ESER]
( Kendine bir şey etki/te'sir etmiş olan. İLE İz bırakan, etki/te'sir eden. | İşleyen, kararını yürüten. | Çok duyumsanan, içe işleyen. | Dokunan, dokunaklı. | Yapıt sahibi. | [kimya] Etken. )
- MÜEYYİDE[Ar.] değil/yerine/= YAPTIRIM
- MUFASSAL[Ar.] değil/yerine/= AYRINTILI
- MUĞLAK[Ar.] ile/değil/yerine/>< MUTLAK[Ar.]
( Anlaşılmaz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Salt, saltık, kesinlikle. )
- MUHÂL[Ar.] değil/yerine/= OLANAKSIZ, OLMAZ, OLMAYACAK
- MUHAMMES[Ar.] ile MUHAMMES[Ar. < HUMS] ile MUHAMMEZ[Ar. < HAMZ]
( Ateş üzerinde kızdırılıp kurutulmuş, tahammüs edilmiş. İLE Beşli, beş katlı, tahmîs edilmiş. | Her bendi, beş mısrâlı olan manzûme. | Beşgen. [Fr. PENTAGONE] İLE Paslanmış, oksitlenmiş, hamızlanmış. )
- MUHARRİK[< HAREKET] ile MÜTEHARRİK[< HAREKET]
( Tahrik eden, harekete geçiren, oynatan. | Kışkırtan, ayartan, dürten. İLE Hareket eden, kımıldayan, oynayan. )
- MUHARRİK[Ar. < HARÎK] ile MUHARRİK[Ar. < HARK] ile MUHARRİK[Ar. < HAREKET]
( Yakan, tahrîk eden. İLE Çok yakan. | Çok hareket eden. | Pek susatan. İLE Hareket ettiren, oynatan. | Kışkırtan, ayartan, dürten. | [fels.] Devitken. | [kimya] Karmaç. )
- MUHARRİK ile/ve MÜTEHARRİK
( Hareket ettirici. İLE/VE Hareket eden. )
- MUHASSAL[Ar. < HUSÛL] ile MUHASSAL[Ar. < HUSÛL]
( Elde edilmiş, hâsıl edilmiş, tahsîl olunmuş. | Sözün kısası, işin sonu, hâsılı, hulâsa. İLE Elde edilen sonuç. | [fizik] Bileşke. )
- MUHASSALA[Ar.] değil/yerine/= BİLEŞKE
( Elde edilen sonuç. | Bileşke. )
- MUHAVVİL[Ar. < HAVL] değil/yerine/= DEĞİŞTİREN/DÖNÜŞTÜREN
( Tahvîl, tahvîl eden, değiştiren, başka şekle soran. )
- MUHTEMEL["MUTEMEL" değil!][Ar.] değil/yerine/= OLASI
- MUKARRİR ile MUALLİM ile MÜDERRİS
( OKUTMAN/ÖĞRETİM GÖREVLİSİ ile DOKTOR/DOÇENT ile PROFESÖR )
- MUKÂVEMET[Ar.] değil/yerine/= DİRENME
( Dayanma, karşı durma, karşı koyma, direnme, direniş. | Direnç. )
- MUKÂVİM[Ar.] değil/yerine/= DİRENÇLİ
( Dayanıklı, güçlü, dirençli. | Karşı koyan, başkaldıran. )
- MUKAVVİ[Ar.] değil/yerine/= GÜÇLENDİRİCİ
- MUKAYESE[Ar.] değil/yerine/= KARŞILAŞTIRMA
( Akıl ve zariflikte, çokluk iddiasında bulunma. | Benzeterek ya da karşılaştırarak değerlendirme, kıyaslama. )
- MUKAYYET[Ar.] değil/yerine/= BAĞLI OLAN
( Bağlı olan, bağlanmış. | Bir koşul ya da kayıtla bağlı olan. | Yazılmış, yazılı, kayıtlı. )
- MÜMAS[Ar. < MÜMASS] değil/yerine/= DOKUNAN | TEĞET
( Bir eğrinin yanından geçen ve ona ancak bir noktada değen doğru. )
- MUMU/IŞIĞI) YAKMAK yerine (MUMU/IŞIĞI) UYANDIRMAK
- MÜNÂSEBET[Ar. < NİSBET] değil/yerine/= İLİŞKİ/İLİŞİK/İLİNTİ
( UYGUNLUK | İLİŞİK | İLGİ, YAKINLIK, BAĞ | YANAŞMA, VESÎLE )
- MÜNÂSİB[< NİSBET] ile ...
( UYGUN, YERİNDE | YAKIŞIK, YARAŞIK )
- MÜŞ'İR[Ar. < ŞUÛR] ile MÜŞÎR[Ar. < ŞEVR | çoğ. MÜŞÎRÂN]
( Yazı ile haber veren, bildiren, iş'âr eden. | [fizik] Gösterge. İLE Emir ve işâret eden. | En yüksek aşamadaki asker, Mareşal[Fr. < Cerm.]. )
- MÜTEFENNİN[Ar. < FENN] değil/yerine/= TEKNİK BİLGİ SAHİBİ, FEN BİLGİNİ
- MÜTEHARRIK[Ar. < HARK] ile MÜTEHARRİK[Ar. < HAREKET]
( Yırtılan, taharruk eden. İLE Hareket eden, kımıldayan, oynayan. | [felsefe, fizik] Hareketli, işler. )
- MÜTEHAVVİL[Ar.]/PARAMETRE[Fr./İng. < PARAMETER] ile DEĞİŞKEN
( PARAMETER vs. VARIABLE )
- MÜTEKARİP[Ar.] değil/yerine/= YAKINSAK
( Tek bir noktaya doğru yönelen ışınlar, çizgiler. )
- MÜTEMADİYEN ile BİTEVİYE ile NAMÜTENAHİ
- MÜTENÂSİB[< NİSBET] ile ORAN/ORANLI, UYGUN
( UYGUN OLAN, HER BAKIMDAN BİRBİRİNE UYGUN, DENK )
- MÜTENÂSIR[Ar. < NÂSIR] ile MÜTENASSIR[Ar. < NASR] ile MÜTENÂSİR[Ar. < NESR] ile MÜTENÂSİL[Ar. < NESL]
( Yardımlaşan, birbirine yardım eden. İLE Hristiyan olan, tenassur eden. İLE Saçılan, intisâr eden. İLE Doğup büyüyen, tenâsül eden. )
- MÜTENAVİP[Ar.]/ALTERNATİF[İng.] değil/yerine/= SEÇENEK, ALMAŞIK
- MÜTESELSİLEN[Ar.] ile SIRA İLE, BİRBİRİ PEŞİ SIRA, ZİNCİRLEME
( SIRA İLE, BİRBİRİ PEŞİ SIRA, ZİNCİRLEME )
- MUTLAK MEKÂN ile/ve FİZİKÎ MEKÂN
- MUTLAK UZAY ile/ve/||/<> MUTLAK MEKÂN ile/ve/||/<> MUTLAK ZAMAN
- MUTLAK ile/değil/yerine MUTFAK
( İdeoloji. İLE/DEĞİL/YERİNE Felsefe. )
- MUTLAK ile/değil/yerine UZLAŞILMIŞ
- MUTLAK/LIK ile/ve/||/<> BAĞLAYICI/LIK
- MUTLULUK, ...:
"YAŞAM TARZIMIZDA" değil YAŞAMA BAKIŞ TARZIMIZDA
- MUVAZİ[Ar.]/PARALEL[Fr. < Lat. < Yun.] değil/yerine/= KOŞUT
( ... DEĞİL/YERİNE/= Koşut. | Yeryuvarı üzerinde çizildiği varsayılan, ekvatora koşut çemberlerden her biri. | Bir dönel yüzeyin, eksene dik bir düzlemle kesiti. )
- MÜZMİN[Ar.]/CHRONIC[İng.]/KRONİK[Fr.] değil/yerine/= SÜREĞEN/SÜREGEN
( Ne kadar süreceği belirli olmaksızın sürüp giden. | Uzun zamandan beri süren. | Uzun zamandan beri süren, uzun süreli olan (hastalık). )
- n x v
( KÜTLE x HIZ )
- ENDER / NÂDİR/EN[Ar.] ile İSTİSNÂ/Î[Ar.]
- NAKALE[Ar.] ile NAKARE[Ar.]
( Haberciler, nakledenler. | Eşyayı bir yerden başka bir yere taşıyanlar. | Bir maddenin geçmesine uygun, elverişli olan şeyler. | Bir kitabı/yazıyı bir dilden başka bir dile çevirenler, aktaranlar. | Elektrik akımını ya da ısıyı ileten maddeler/iletkenler. İLE ... )
- NANO TEKNOLOJİ ve/<>/|| NENE(NİNE) BİLGELİĞİ
- NANO TEKNOLOJİ ile/ve/<> SÜPER İLETKEN/LER
( )
- NAPALM değil/yerine/= YANGIN KÖPÜĞÜ
( Yangın tüplerinin doldurulmasında kullanılan, alüminyum ya da sodyum palmitatla kıvamlaştırılmış madde. [Sodyum ve Palmitat] )
- NAR ile NÂR
( Meyve. İLE Ateş. )
- NAŞİ[Ar.] değil/yerine/= ÖTÜRÜ/DOLAYI
- NASIL KULLANIŞI değil NASIL KULLANILDIĞI
- NASIL? ile NE KADAR?
( HOW? vs. HOW MUCH? )
- NAVIER ve/||/<> STOKES (DENKLEMLERİ)
- NAZARÎ değil/yerine/= KURAMSAL
( TEORİK )
- NAZZÂM ile ...
( ÇEKİRDEK MADDE )
- NE KADAR GERÇEKTİR? ile/değil NASIL BİR GERÇEK?
- NE OLDU? ile/ve NASIL OLDU? ile/ve NEDEN OLDU?
- [ne] SİHİR ne de KERÂMET
( El çabukluğu, mahâret/mârifet. )
- NE? ve/||/<>/>/< NASIL? ve/||/<>/>/< NEDEN? ve/||/<>/>/< NİÇİN?
( Hangi şey? VE/||/<>/>/< Ne asıl? VE/||/<>/>/< Ne'den? VE/||/<>/>/< Ne için? )
( Evren/doğa/nesne/insan. VE/||/<>/>/< Bilim. VE/||/<>/>/< Felsefe/Sanat. VE/||/<>/>/< Sanat/Felsefe. )
( Nedir sorusu, metafizik bir sorudur. )
( "What is?" question is metaphysical question. )
( Cosmos/nature/matter/human. VS./AND/||/<>/>/< Science. VS./AND/||/<>/>/< Philosophy/Art. VS./AND/||/<>/>/< Art/Philosophy. )
( WHAT? vs./||/<>/>/< HOW? vs./||/<>/>/< WHY? vs./||/<>/>/< WHAT FOR? )
- NEDEN/ETKEN - ETKİ ile NEDEN - TEPKİ
( Cansızlarda. İLE Canlılarda. )
- NEDEN?(NE'DEN?) ile NASIL?(NE ASIL?)
( Bilimin sorularıdır. )
( Önemli[öncelikli] olan, neyi yaşadığınız değil, nasıl yaşadığınızdır. )
( WHY? vs. HOW?
Questions of the science.
It's not the issue what you live, it is how you live. )
- NEDEN OLMA ile/ve/değil/yerine/||/<> ZEMİN HAZIRLAMA
- NEDEN = İLLET, SEBEP = CAUSE, REASON[İng.] = CAUSE, RAISON[Fr.] = URSACHE, GRUND[Alm.] = CAUSA, RATIO[Lat.] = CAUSA, RAZON[İsp.]
- NEDEN? ile NİÇİN?
( Ne'den? İLE Ne için? )
( Hangi şey? VE Ne asıl? VE Ne'den? VE Ne için? )
( Nedir sorusu, metafizik bir sorudur. )
( Her biri bir ötekinin nedenidir. )
( ŞERAİT ile/ve/<> ŞERİAT )
( ... İLE Neden, sebep, vesile. | Eksik, noksan, kusur, garaz. | Yalandan özür. )
( Çocuk sorusu. İLE/VE Yetişkin sorusu. )
( "Ne?", doğa yasalarıyla bilinebilir. Ya "Kim?" )
( Felsefe ve din alanının sorularıdır. )
( Ne'den? İLE Ne için? )
( WHY? vs. WHAT FOR?
WHAT? vs. HOW? vs. WHY? vs. WHAT FOR?
"What is?" question is metaphysical question.
[not] CAUSE OF vs./but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of CAUSE OF
Each is the cause of the other.
[not] THE FIRST CAUSE vs./and/but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of THE FIRST CAUSE
CAUSE/S vs./and/<> CONDITION/S
REASON vs. PRETEXT
HOW? vs. HOW MUCH?
WHAT (IS) THIS? vs./and WHAT WORTH OF THIS?
Question of child. WITH/AND Question of adult.
WHAT? vs./and WHO?
It's able to know "What?" by nature laws. So "Who?"
WHO? vs. FOR/TO WHAT?
Questions of the philosophy and religion.
FROM WHAT? vs. WHY? )
- NEDENİN YOKLUĞU ve/||/<>/> YOKLUĞUN NEDENİ
- ... NEDENİYLE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ... GEREĞİNCE
- NEDENLERDEN BİRİNCİSİ ile/ve/değil/yerine NEDENLERDEN BİRİ
( [not] THE FIRST CAUSE vs./and/but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of THE FIRST CAUSE )
- NEDENLERİN BİLİMİ ile/ve NEDENLERİN NEDENİNİN BİLİMİ
( Bilim. İLE/VE Metafizik. )
- NEDENSEL YASA ile/ve/||/<>/> İSTATİKSEL YASA
- NEDENSELLİK GEÇERLİLİĞİ ile/ve/||/<> RAHATSIZ EDİLMEYEN DÜZEN
- NEDENSELLİK ile/değil ALIŞKANLIK
- NEDENSELLİK ile/ve/değil/yerine DÖNGÜSELLİK
- NEDENSELLİK ile/ve/değil EŞZAMANLILIK
( [not] SCIENTIFIC TERM vs./and/but SYNCHRONOUSNESS )
- NEDEN/SEL/LİK ile/ve GEREKÇE/Lİ/LİK
( [durumdan/olaydan] Önce. İLE/VE Sonra. )
( CAUSE vs./and JUSTIFICATION )
- NEDENSELLİK = İLLİYET = CAUSALITY[İng.] = CAUSALITÉ[Fr.] = KAUSALITÄT[Alm.] = CAUSALITAS[Lat.]
- NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> ORANSAL/LIK
- NEDEN/SİZ ile/ve/||/<> KOŞUL/SUZ
- NEGATİF/POZİTİF TAM SAYILAR / SAYMA SAYILARI
ile
DOĞAL SAYILAR
ile
GERÇEK/GERÇEL/KARMAŞIK SAYILAR
ile
ORANTISAL/RASYONEL SAYILAR
( -3, -2, -1 / 1, 2, 3, ... ~
İLE
1, 2, 3, ... ~
İLE
-3, -2, -1 0 1, 2, 3, ... ~
İLE
0, 0.1, 0.2, 0.3 ... 0.8, 0.9, 1, 1.5, 2, 2.8, 3, ... ~
)
(
Sayı Türü | Açıklama | Örnek |
---|---|---|
Doğal Sayılar (N) | Sıfır ve pozitif tam sayılar | {0, 1, 2, 3, ...} |
Tam Sayılar (Z) | Negatif tam sayılar, sıfır ve pozitif tam sayılar | {... -2, -1, 0, 1, 2, ...} |
Rasyonel Sayılar (Q) | Kesir olarak tanımlanabilen sayılar | 1/2, -3/4, 5 |
İrrasyonel Sayılar | Ondalık gösterimi sonsuz ve döngüsel(periyodik) olmayan sayılar | √2, π, e |
Gerçek Sayılar (R) | Rasyonel ve irrasyonel sayıların birleşimi | √2, 3/4, -5 |
Karmaşık Sayılar (C) | Gerçek ve sanal bölümlerden oluşan sayılar | a + bi (i² = -1) |
Asal Sayılar | Sadece 1 ve kendine bölünebilen sayılar | 2, 3, 5, 7, 11 |
Çift Sayılar | 2 ile tam bölünebilen sayılar | 0, 2, 4, 6 |
Tek Sayılar | 2 ile tam bölünemeyen sayılar | 1, 3, 5, 7 |
Pozitif Sayılar | 0’dan büyük sayılar | 1, 2, 3, ... |
Negatif Sayılar | 0’dan küçük sayılar | -1, -2, -3, ... |
Sıfır (0) | Ne pozitif, ne de negatif olan nötr bir sayı | 0 |
- NEM ile BAĞIL NEM
( ... İLE Bir m³ hava içinde bulunan su buharı ağırlığının, aynı koşullardaki havanın doymuş su buharının ağırlığına oranı. )
- NEM <> GAM
( Duvarı yıkar. <> İnsanı yıkar/bitirir[/öldürür]. )
- NEREDE ÇOKLUK, ORADA BOKLUK ile/ve/değil/yerine NEREDE HAREKET, ORADA BEREKET
- NEŞ(İ)R ile ...
( DAĞILMA, YAYILMA )
- NESNE İKİLİĞİ ile HAREKET İKİLİĞİ
- NESNE İKİLİĞİ ile UZAY İKİLİĞİ
- NESNE - KARANLIK NESNE - ANTİ NESNE ile/ve/<> KARANLIK ENERJİ
( %4 İLE/VE/<> %27 İLE/VE/<> %69 )
( )
( VERA RUBIN [23 Temmuz 1928 - 25 Aralık 2016]: Galaksilerin dönüş hızlarıyla ilgili çalışmaların öncüsü sayılan Amerika'lı astronom. [Galaksilerin dönüş eğrileri üzerine çalışarak, galaksilerin açısal hareketinin tahmin edilen biçimiyle gözlemlenen biçimi arasındaki tutarsızlığı ortaya çıkardı.] )
( Paul Dirac - Anti Madde[08 Ağustos 1902 - 20 Ekim 1984] )
- NESNE/MADDE ve IŞIĞIN BÜKÜLMESİ/IŞIĞI BÜKTÜRMESİ
- NESNE ile/ve/<> HAREKET
( OBJECT vs./and/<> MOVEMENT )
- NESNE ile/ve/||/<>/< SÜPERNOVA
- NESNE ile/ve/<> YOĞUNLUK
- NESNE ile/ve/<> YÜZEY
- NESNELERDE, TEMEL VE ORTAK ÖĞELER:
KARBON ile/ve/||/<> OKSİJEN ile/ve/||/<> HİDROJEN ile/ve/||/<> AZOT ile/ve/||/<> FOSFOR ile/ve/||/<> SÜLFAT
- NESNELERİN RENKLERİNDE:
EMME ile/ve YANSITMA
- NESNEL/LİK ile/ve/||/<>/> İKNA EDİCİ/LİK
- NESNELLİKTE:
ÖLÇÜLEBİLİR/LİK ile/ve/||/<> KESTİRİLEBİLİR/LİK ile/ve/||/<> GÖZLEMLENEBİLİR/LİK
- NESNENİN, DURUM DEĞİŞİMİNDE:
ERİME ile/ve/||/<>/> DONMA ile/ve/||/<>/> BUHARLAŞMA ile/ve/||/<>/> YOĞUŞMA ile/ve/||/<>/> İNCELME/SÜBLİMLEŞME ile/ve/||/<>/> KIRAĞILAŞMA
( )
( ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> Gaz hâlindeki bir nesnenin, ısı kaybederek sıvı durumuna gelmesi. İLE/VE/||/<>/> Bir nesnein, katı durumdan sıvı durumuna geçmeden doğrudan doğruya gaz durumuna dönüşmesi. İLE/VE/||/<>/> Su buğusunun, soğuk havalarda, yerde, bitkiler, ağaçlar ve öteki nesneler üzerinde donmasıyla oluşan ince tabaka. )
- NESNENİN DURUMLARINDA:
KATI ile/ve AMORF KATI ile/ve SIVI ile/ve GAZ ile/ve PLAZMA ile/ve SÜPER AKIŞKAN ile/ve SÜPER KATI ile/ve DEJENERE KATI ile/ve NÖTRONYUM ile/ve GÜÇLÜ SİMETRİK NESNE ile/ve ZAYIF SİMETRİK NESNE ile/ve KUARK-GLUON PLAZMA ile/ve FERMİYONİK YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞTIRMASI ile/ve ACAYİP NESNE
( ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE Bir gaz boşalma tüpünde, elektron ve artı iyonları, yaklaşık olarak eşit sayıda içeren, iyonlaşmış gaz ortamı. | Güneşteki ısıl nükleer tepkimelerin oluştuğu, çok yüksek sıcaklıkta oldukça yüksek derecede iyonlanmış, maddenin dördüncü durumu olarak da tanımlanan akışkan ortam. İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... )
( )
- NESNENİN/MALIN/PARANIN:
YOKLUĞU ile/>< VARLIĞI
( Paylaşılması kolaydır. İLE/>< Paylaşılması zordur. )
- NET[Fr.] ile NET[İng. < LET]
( Tüm çizgileri belirgin olan, gözün tüm ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen. | İyi duyulan ses. | Kesintilerden sonra geri kalan miktarda olan, safi. | Açık seçik olan, anlaşılmaz yanı bulunmayan. İLE Tenis, masa tenisi gibi oyunlarda servis atışlarında topun karşı sahaya geçerken fileye değdiğini belirtmek için kullanılan bir söz. )
- NETLEŞTİRME ile/ve/değil/||/<>/< AYRIŞTIRMA
- NEWTON ve/||/<>/> COULOMB
( 04 Ocak 1643 - 31 Mart 1727 VE/||/<>/> 14 Haziran 1736 - 23 Ağustos 1806 )
( )
- NEWTON ile/ve/<> EINSTEIN ile/ve/<> FEYNMAN
- NEWTON ve LOCKE
( "Locke, Newton'un doğa felsefesinin yöntemini çıkarmıştır." VE "Newton, Locke'un yöntemini doğa felsefesine uygulamıştır." )
- NEWTON ile NEVTON[< NEWTON]
( ... İLE Uluslararası birim sisteminde, kütlesi 1 kg. olan cisme, saniye karede 1 metrelik bir ivme veren güç birimi. )
( 1 kilonewton [kN] = 1000 newton [N]
1 gram-force [gf] = 0.00980665 newton [N]
1 kilogram-force [kgf] = 9.80665 newton [N]
1 ton-force (metric) [tf] = 9806.65 newton [N]
1 exanewton [EN] = 1.0E+18 newton [N]
1 petanewton [PT] = 1.0E+15 newton [N]
1 teranewton [TN] = 1000000000000 newton [N]
1 giganewton [GN] = 1000000000 newton [N]
1 meganewton [MN] = 1000000 newton [N]
1 hectonewton [hN] = 100 newton [N]
1 dekanewton [daN] = 10 newton [N]
1 decinewton [dN] = 0.1 newton [N]
1 centinewton [cN] = 0.01 newton [N]
1 millinewton [mN] = 0.001 newton [N]
1 micronewton [µN] = 1.0E-6 newton [N]
1 nanonewton [nN] = 1.0E-9 newton [N]
1 piconewton [pN] = 1.0E-12 newton [N]
1 femtonewton [fN] = 1.0E-15 newton [N]
1 attonewton [aN] = 1.0E-18 newton [N]
1 dyne [dyn] = 1.0E-5 newton [N]
1 joule/meter [J/m] = 1 newton [N]
1 joule/centimeter [J/cm] = 0.01 newton [N]
1 ton-force (short) = 8896.443230521 newton [N]
1 ton-force (long) [tonf (UK)] = 9964.0164181707 newton [N]
1 kip-force [kipf] = 4448.2216152548 newton [N]
1 kilopound-force [kipf] = 4448.2216152548 newton [N]
1 pound-force [lbf] = 4.4482216153 newton [N]
1 ounce-force [ozf] = 0.278013851 newton [N]
1 poundal [pdl] = 0.1382549544 newton [N]
1 pound foot/square second = 0.1382549544 newton [N]
1 pond [p] = 0.00980665 newton [N]
1 kilopond [kp] = 9.80665 newton [N] )
- NEWTON ve/||/<>/> VOLTAIRE
( Isaac Newton - The Last Magician [BBC Documentary] )
- NİCELİKLER ile YER/MEKÂN
( [zıtlık/zıddı] Yoktur. İLE Vardır. )
- NİÇİN? ile/ve/değil/yerine/önce/||/<>/>/< NASIL?
( Ne için? İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/<>/>/< Ne asıl? )
( Niçin'i olan, nasıl'a [biraz/bazen] "katlanabilir". )
( Sokrates öncesi > Sokrates > Platon > Aristoteles. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/<>/>/< Aristoteles > Descartes > Newton > Kant > Hegel ve sonrası. )
- NIELS BOHR ve/||/<> ALBERT EINSTEIN
( )
- NIELS HENRIK DAVID BOHR ve/||/<> MAX BORN
( 07 Ekim 1885 - 18 Kasım 1962 ve/||/<> 11 Aralık 1882 - 05 Ocak 1970 )
- ...'NIN ...:
"BİTECEĞİ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SÜRMEYEBİLECEĞİ
- ...NIN "DOKUNMA/SI" ile/ve/yerine ...NIN ETKİ ETME/Sİ
- ...'NIN:
KANITI ile/değil GÖSTERGESİ
- ...'NIN KENDİ ile ...'NIN NEDENİ
( Nedenler sayısızdır, tek neden fikri bir yanılsamadır. )
( Her bir şeyin sayısız nedeni vardır. )
( Sizi güldüren ya da ağlatan bir mektup alırsınız, bunun nedeni olan postacı değildir. )
( For everything there are innumerable causes. )
( Causes are numberless; the idea of a sole cause is an illusion.
You get a letter that makes you laugh or cry. It is not the postman who does it. )
( THE SELF OF ... vs. THE REASON OF ... )
- NİRENGİ[Fars.] değil/yerine/= TEPE NOKTA
( Belirli sayıda noktanın konumunu, kesinlik içinde saptayabilmek için, bu noktaları, tepe olarak kabul ederek, bir alanı üçgenlere bölme. )
- NISF ile/ve/||/<> CERH
( Yarım. İLE/VE/||/<> Yarmak. )
- NİSPET ile GÖRELİLİK/İZÂFET
( Bir değişkenin bir sabite oranı. İLE İki değişkenin birbirine bağlı oranı. )
( Birinin değişkenliğinde. İLE İkisinin de değişkenliğinde. )
( RATIO vs. RELATIVITY )
- NİTROJEN[Fr.] değil/yerine/= AZOT(Az)
- NİTROZAMİT ile/ve/||/<> NİTROZAMİN
- NOKTA ve/||/<>/> DÜZLEM ve/||/<>/> ALAN ve/||/<>/> BİÇİM/ŞEKİL
- NOKTA ve/||/<> DÜZLEM ve/||/<> NESNE/ŞEY
( Biraradalığı vermezler. )
- NOKTA ile/ve/||/<> KÜRE
( Uzaktan bakarsak. İLE/VE/||/<> Yakından bakarsak. )
- NOKTA ile/ve SÜREKLİ NOKTA
( COMMON FIELD vs./and CONTINUAL POINT )
- NOKTA ile UC
- NORMAL GÜÇ ile/ve/||/<> SÜRTÜNME GÜCÜ
( Bir yüzeyin, nesneye uyguladığı dik güç. İLE/VE/||/<> İki yüzey arasında harekete karşı oluşan güç. )
- NÖTR ile SAYDAM
- NÖTRAL[Fr./İng.] ile YANSIZ
( NEUTRAL )
- NÖTRALİZASYON (ETKİLEŞİMİ) ile/||/<> OKSİDASYON (ETKİLEŞİMİ)
( Asit ve bazın etkileşimi/tepkimesi. İLE/||/<> Bir nesnenin elektron kaybetmesi ya da oksijenle etkileşime/tepkimeye girme süreci. )
- NÖTRON[Fr.] ile/ve PROTON[Yun.]
( Yaklaşık olarak proton ağırlığında ve elektrik yüklü olmayan bir atom parçacığı[yüksüz parçacık]. İLE Atom çekirdeğinde, her biri +1 pozitif elektrik yükü taşıyan atom parçacığı. | Hidrojen atomunun çekirdeği. )
( Kütleleri hemen hemen aynı olup, her biri yaklaşık 1.7 x 10¯²4 gramdır. )
- NÜFÛZ EDİLEBİLİRLİK ile/ve/||/<> NÜFÛZ EDİLEMEZLİK
- NÜFÛZ ETMEK değil/yerine/= İÇEGEÇMEK/İÇİNE İŞLEMEK
- NÜFÛZ ile/ve/||/<> DUHUL
- NÜKLEER PATLAMA ile ATMOSFERİK NÜKLEER PATLAMA
- NÜKLEER değil/yerine ÇEKİRDEKSEL
- NÜKLEOPLAZMA değil/yerine/= ÇEKİRDEK SIVISI
- NUMEN ile A PRIORI
( Düşünülebilirler. İLE Dolaysız doğrulanabilirler. )
- NÜTASYON/NUTATION değil/yerine/= ÜĞRÜM, DÖNDERGEÇ, BAŞ SALLAMALARI
( Yer'in dönme ekseninin, yaptığı koni devinimi boyunca dalgalanması. )
- NÜVE ile ÖZ | ÇEKİRDEK, GÖZE HÜCRE
( ÖZ | ÇEKİRDEK, HÜCRE )
- OBJEKTİF[Fr./İng.] değil/yerine/= MERCEK
( Fotoğraf makinesi, mikroskop, dürbün vb. optik araçlarda nesnelerden gelen ışınları alıp ekran üzerine aktaran mercek ya da mercek düzeni. | Nesnel[subjektif] karşıtı. )
- OBJEKTİF ile/ve/||/<>/> TELEOBJEKTİF
( Fotoğraf makinesi, mikroskop, dürbün vb. optik araçlarda nesnelerden gelen ışınları alıp ekran üzerine aktaran mercek ya da mercek düzeni. İLE/VE/||/<>/> Çok uzağı gösteren mercek. )
- OD ile/ve/=/||/<>/< OT
( Ateş. İLE/VE/||/<> Toprak üstündeki bölümleri odunlaşmayıp yumuşak kalan, ilkbaharda bitip bir iki mevsim sonra kuruyan küçük bitkiler. | Ateş. )
- OR/ODDS RATIO[İng.] değil/yerine/= GÖRELİ ORAN
- ÖFKE ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< "TEPKİ"
- OGAR ile OR ile OY
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Alnında beyaz bir leke olan.[at] İLE Rengi parlak kırmızımsı kahverengi ile koyu sarı arasında olan.[at] İLE Kül renginde.[at] )
- ÖGE/ÖĞE ile/ve/||/<>/> BİLEŞİK ile/ve/||/<>/> TEK GÖZELİ/HÜCRELİ ile/ve/||/<>/> CANLI ile/ve/||/<>/> ÇOK GÖZELİ/HÜCRELİ ile/ve/||/<>/> İNSAN
( Kimyasal olarak ayrıştırılamayan saf nesneler. İLE/VE/||/<>/> Bir ya da daha fazla ögenin kimyasal olarak birleşmesiyle oluşur. İLE/VE/||/<>/> Bir gözeden oluşan organizmalar. İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> Birden fazla gözeden oluşan organizmalar. İLE/VE/||/<>/> ... )
- ÖĞELER, UNSURLAR, ELEMENTLER = CEVÂHİR-İ BASÎTE = ORGANES ÉLÉMENTAIRES
- ÖĞELER ile LANTAN DİZİSİ
( Kimyasal yollarla daha yalın maddelere ayrıştırılamayan maddeler. İLE Atom numarası 57 ile 71 arasındaki, seyrek bulunan elementlerin oluşturduğu grup. )
( Element Keşiflerinin Ülke Tablosu )
( ELEMENTS vs. LANTHANIDE SERIES )
- ÖĞELERİN/ELEMENTLERİN YAPILARI:
FİZİKİ ile/ve/||/<> KİMYEVİ
(
AKTİNYUM | ||||||||||
ALTIN | ||||||||||
ALÜMİNYUM | ||||||||||
AMERİKYUM | ||||||||||
ANTİMON | ||||||||||
ARGON | ||||||||||
ARSENİK | ||||||||||
ASATATİN | ||||||||||
AZOT | ||||||||||
BAKIR | ||||||||||
BARYUM | ||||||||||
BERKELYUM | ||||||||||
BERİLYUM | ||||||||||
BİZMUT | ||||||||||
BOR | ||||||||||
BROM | ||||||||||
ÇiNKO | ||||||||||
CiVA | ||||||||||
CURiYUM | ||||||||||
DEMİR | ||||||||||
DİSPROSYUM | ||||||||||
EINSTEINYUM | ||||||||||
ERBİYUM | ||||||||||
EUROPYUM | ||||||||||
FRANSİYUM | ||||||||||
FERMİYUM | ||||||||||
FLOUR | ||||||||||
FOSFOR | ||||||||||
GADOLİNYUM | ||||||||||
GALYUM | ||||||||||
GERMANYUM | ||||||||||
GÜMÜŞ | ||||||||||
HAFNİYUM | ||||||||||
HAHNYUM | ||||||||||
HELYUM | ||||||||||
HİDROJEN | ||||||||||
HOLMİYUM | ||||||||||
İNDİYUM | ||||||||||
İRİDYUM | ||||||||||
İTTERBİYUM | ||||||||||
İTRİYUM | ||||||||||
İYOD | ||||||||||
KADMİNYUM | ||||||||||
KALAY | ||||||||||
KALSİYUM | ||||||||||
KALİFORNİYUM | ||||||||||
KARBON | ||||||||||
KLOR | ||||||||||
KRİPTON | ||||||||||
KURCHATOVVUM | ||||||||||
KROM | ||||||||||
KOBALT | ||||||||||
KSENON | ||||||||||
KURŞUN | ||||||||||
KÜKÜRT | ||||||||||
LANTAN | ||||||||||
LAWRENCİYUM | ||||||||||
LİTYUM | ||||||||||
LUTESYUM | ||||||||||
MANGAN | ||||||||||
MAGNEZYUM | ||||||||||
MENDELEVYUM | ||||||||||
MOBİLBEN | ||||||||||
NEODİM | ||||||||||
NEON | ||||||||||
NEPTUNYUM | ||||||||||
NİKEL | ||||||||||
NİOBYUM | ||||||||||
NOBELYUM | ||||||||||
OKSİJEN | ||||||||||
OSMİYUM | ||||||||||
PALLADYUM | ||||||||||
PLATİN | ||||||||||
PLUTONYUM | ||||||||||
PRASEODİM | ||||||||||
PROMETYUM | ||||||||||
PROTAKTİNYUM | ||||||||||
POLONYUM | ||||||||||
POTASYUM | ||||||||||
SAMARYUM | ||||||||||
SELENYUM | ||||||||||
SERYUM | ||||||||||
SEZYUM | ||||||||||
SİLİSYUM | ||||||||||
SKANDİYUM | ||||||||||
SODYUM | ||||||||||
STRONSİYUM | ||||||||||
RADON | ||||||||||
RADYUM | ||||||||||
RENYUM | ||||||||||
RODYUM | ||||||||||
RUBİDYUM | ||||||||||
RUTENYUM | ||||||||||
TALYUM | ||||||||||
TANTAL | ||||||||||
TEKNESYUM | ||||||||||
TERBİYUM | ||||||||||
TELLUR | ||||||||||
TİTAN | ||||||||||
TULYUM | ||||||||||
TORYUM | ||||||||||
URANYUM | ||||||||||
VANDANYUM | ||||||||||
VOLFRAM | ||||||||||
ZİRKONYUM |
- ÖĞLEN (YEMEĞİ/TATİLİ/ARASI) değil ÖĞLE (YEMEĞİ/TATİLİ/ARASI)
( Halk dilinde. | Meridyen düzlemi.[NIFS-I NEHAR] DEĞİL Gün ortası.[Öğleden önce, öğleye doğru.] )
- OGRUG ile OGRUG ile OGRUG/OVRUG/OWRUG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İlk.[OGRUG SÜNGÜBİ: Boyundaki ilk omur.] İLE Vadinin kıvrımı. İLE Kenar, sivri çıkıntı. )
- OK ve YAY
( İlk Selçuklu sultanı, Tuğrul Bey, tüm resmî vesikalarında olduğu gibi gönderdiği mektupların başında yay ve ok işaretlerini koyar ve içine de kendi unvanlarını yazardı. Buna Tuğra deniliyordu. Sonraları bu ok ve yay işaretleri kaldırılmış ise de sultanların ad ve unvanlarını ok ve yay biçiminde gösteren tuğra yöntemi Osmanlı İmparatorluğu'nun sonuna kadar devam etmiştir. )
( Oku ileri atmanın yolu, yayı geri çekmektir... )
- ÖKLİD GEOMETRİSİ:
YER/DÜNYA İÇİN değil GÖK İÇİN
- ÖKLİD ile LOBACHEVSKI ile RHEIMANN GEOMETRİLERİ
( Bir doğruya dışındaki bir noktadan bir paralel çizilebiliyorsa. İLE/VE Bir doğruya dışındaki bir noktadan hiç paralel çizilemiyorsa. İLE/VE Bir doğruya dışındaki bir noktadan birden çok paralel çizilebiliyorsa. )
( Bir üçgenin iç açılarının toplamı 180 derece ise. İLE/VE Bir üçgenin iç açılarının toplamı 180 dereceden küçük ise. İLE/VE Bir üçgenin iç açılarının toplamı 180 dereceden büyük ise. )
( ÖKLİD POSTULATLARI
1- Bir noktadan, bir noktaya, tek bir doğru çizilebilir.
2- Sonlu bir doğru, yine bir doğru olarak uzatılabilir.
3- Bir merkez ve bir mesafe, çemberi tanımlar.
4- Tüm dik açılar, birbirine eşittir.
5- Eğer bir doğru, iki doğruyu kesiyorsa iç açıları toplamı, iki dik açıdan küçük olan tarafta iki doğru kesişirler.
(Bir doğruya, dışındaki bir noktadan yalnız bir tek paralel doğru çizilebilir.[John Playfair]) )
- ÖKLİD ve/||/<>/> POSTULATLARI
( 1- Bir noktadan, bir noktaya, tek bir doğru çizilebilir.
2- Sonlu bir doğru, yine bir doğru olarak uzatılabilir.
3- Bir merkez ve bir mesafe, çemberi tanımlar.
4- Tüm dik açılar, birbirine eşittir.
5- Eğer bir doğru, iki doğruyu kesiyorsa iç açıları toplamı, iki dik açıdan küçük olan tarafta iki doğru kesişir.
(Bir doğruya, dışındaki bir noktadan yalnız bir tek paralel doğru çizilebilir.[John Playfair]) )
- OKSİDASYON/OKSİTLE(N)ME/OXIDATION[İng.] değil/yerine/= YÜKSELTGE(N)ME
- OKSİJEN[Fr. < Yun. OKSYS: Ekşi. | GENNAN: Doğurmak.] ile OZON[Yun.]
( Hidrojenle birleşerek suyu oluşturan, atom ağırlığı 16, rengi, kokusu ve tadı olmayan, havada, %20 oranında bulunan bir gaz.[Sıvı ve katı hallerinde soluk mavi renk ile görünür.] [Simgesi: O] İLE Molekülünde üç atom bulunan oksijenden oluşan, ağır kokulu, gaz durumundaki basit öğe.[Simgesi: O3] )
- OKSİJEN ile/ve/||/<>/ KOKU
( "Oksijeni bilmem ama kokun şart!" )
- OKSİT ile MASİKO[Fr.]
( ... İLE Rengi, kırmızı ile sarı arasında değişen, doğal kurşun oksit.[Simgesi: PbO] )
- OKSİTLENME/OKSİDASYON ile KOROZYON
- OKTAN[Fr.] ile OKTANT[Fr.]
( Petrolde bulunan, renksiz, sıvı durumunda olan hidrokarbon. İLE Yıldızların yüksekliğini ve açı uzaklığını gözlemeye yarayan araç. )
- OKUMAK ile/ve/değil/||/<>/< OKUYABİLMEK
- OLA DA BİLİR, OLMAYA DA BİLİR değil OLABİLİR DE, OLMAYABİLİR DE
- OLABİLDİĞİNCE ile/ve "ALABİLDİĞİNCE"
- OLABİLECEKLER ile/ve/||/<>/>/< OLMASI GEREKENLER
- OLABİLİRLİK değil OLASILIK
- OLAĞAN GERİBİLDİRİM(REFLEKS) ile/ve/değil BEYİN TRAVMASI
( [Bilinci kapalı bir hastanın, (olası/çeşitli) fiziksel tepkilerinin anlamı için ayağın tabanı gıdıklanınca, ayak parmakları...] İleri doğru kasılıyorsa. İLE/VE/DEĞİL Geriye doğru kasılıyorsa. )
- OLAN/OLACAK OLAN ile "ŞU/ŞÖYLE OLURSA, ŞU/ŞÖYLE OLUR" DÜŞÜNCESİ
( BEING/WILL BE vs. THE IDEA OF "IF THAT HAPPENS, HAPPENS LIKE THAT" )
- OLAN ile/ve/<>/değil/yerine OLABİLEN
( Evren/dekiler. İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE İnsan... )
- OLAN ile/ve/<>/||/hem de ÖLEN ile/ve/<>/||/hem de YANAN ile/ve/<>/||/hem de YENİLEN
( Hiçbirine, çözüm yoktur. )
- OLANAK/İMKÂN ile/değil/yerine KİŞİ/İNSAN
- OLANAKLI/LIK ile/ve/||/<> SONSUZ/LUK
- OLANI BİLİRİM/BİLEYİM ile/ve/||/<>/< OLMASI GEREKENİ (")BİLEBİLİRİM(")/BİLEYİM
( Aristoteles. İLE/VE/||/<>/< Platon. )
- OLASI (BİR DURUM/SÜREÇ/YANLIŞLIK/KAZA/SONUÇ) ile/ve/değil/yerine OLASI(LIKLI) (BİR DURUM/SÜREÇ/YANLIŞLIK/KAZA/SONUÇ)
- OLASILIĞI DÜŞÜNMEYE BAŞLAMAK ile/ve OLASILIĞIN YÜKSEK OLMASI
( TO BEGIN TO THINK ABOUT PROBABILITY vs./and HIGH PROBABILITY )
- OLASILIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< DENEYİM
- OLASI/LIK ile/ve/||/<> GÖRELİ/LİK
- OLASILIK = İHTİMALİYET = PROBABILITY[İng.] = PROBABILITÉ[Fr.] = WAHRSCHEINLICHKEIT[Alm.] = PROBABILITAS[Lat.] = PROBABILIDAD[İsp.]
- OLASILIK ile/ve/||/<>/> TEDBİR
- OLAY UFKU ile/ve/<> ERGOSFER
( EVENT HORIZON ile/ve/<> ERGOSPHERE )
( )
- OLAYLAR'DA:
ARDIŞIKLIK ve BENZERLİK
( En büyük ahmaklık, olayı[vak'ayı] duygularla bozmaktır[tahrib etmektir]. )
- ÖLÇEK ile VERNİYE[< VERNIER adından]
( ... İLE Doğrusal ya da dairesel boyutların ölçülmesinde, ölçme duyarlılığını artıran, çok küçük boyutların ölçülebilmesini sağlayan düzenek. )
- ÖLÇEKLER/MİKYÂS[< KIYÂS:
Ölçü aleti, kıyas edecek alet. | Uzunluk ölçeği.]
( BAHÂR[Ar.]: Ölçek. )
( * MİKYÂS-I AMEL/ERGOGRAF: Kas gücünü ölçmekte kullanılan âlet.
* MİKYÂS-I AMÛDÎ: İki nokta arasındaki dikey[şâkulî] mesafeyi belirlemeye yarayan âlet.
* MİKYÂS-I GAZ/MANOMETRE: Gaz ölçmekte kullanılan âlet.
* MİKYÂS-I HACM: Hacim ölçüleri.
* MİKYÂS-I HAMZ: Asit ölçmekte kullanılan âlet.
* MİKYÂS-I HİSS: Duyumölçer.
* MİKYÂS-I HURDEBÎNÎ: Mikrometre.
* MİKYÂS-I İNHİNÂ/MEYL: Eğimölçer.
* MİKYÂS-I İRTİFÂ'/ALTIMETRE: Yükseklikölçer.
* MİKYÂS-I KALEVÎ: Alkol derecesini ölçmekte kullanılan âlet.
* MİKYÂS-I KESÂFET/DENSIMETRE: Yoğunlukölçer.
* MİKYÂS-I KLOR: Klorölçer, klorimetre.
* MİKYÂS-I KUVVET: Kuvvetölçer, dinamometre.
* MİKYÂS-I KÜRE: Küreölçer.
* MİKYÂS-I KÜÛL: Alkollü bir sıvıda alkol yüzdesini gösteren âlet.
* MİKYÂS-I MÂ: Hidrometre.
* MİKYÂS-I MÂYİÂT: Sıvıölçer, areometre.
* MİKYÂS-I MEYL: Eğim ölçüsü.
* MİKYÂS-I NÂR: Ateşölçer, pirametre.
* MİKYÂS-I RİYÂH: Yelölçer, anemometre.
* MİKYÂS-I RÜTÛBET: Havanın rütûbet derecesini ölçen âlet.
* MİKYÂS-I SAFFET-İ HEVÂ: Odyometre.
* MİKYÂS-I SEDÂ: Sedânın[insan sesinin] uyumunu ve şiddetini ölçmeye yarayan âlet.
* MİKYÂS-I ZELÂZİL: Yer sarsıntısının şiddetini ve yönünü gösteren âletler, sismograf.
* MİKYÂS-ÜL-GAZÂT: Gazölçer, manometre.
* MİKYÂS-ÜL-HARÂRE: Termometre.
* MİKYÂS-ÜL-LEVN: Renkölçer, kolorimetre.
* MİKYÂS-ÜL-MATAR: Bir yılda yağan yağmur mikdarını gösteren âlet, pluviometre. )
- ÖLÇME ile/ve/||/<> ÖLÇÜMLEME
- ÖLÇMEK ile/ve HESAPLAMAK
( TO CONSIDER vs./and TO COMPUTE )
- ÖLÇMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TARTMAK
- ÖLÇÜ ile/ve/||/<> DERECE
- ÖLÇÜ = MEASURE[İng.] = MESURE[Fr.] = MAß[Alm.] = MISURA[İt.] = MEDIDA[İsp.]
- ÖLÇÜLEMEZLER VE TARTILAMAZLAR:
ISI ile/ve/||/<> IŞIK ile/ve/||/<> ELEKTRİK ile/ve/||/<> MANYETİZMA
- ÖLÇÜT ile/ve/||/<> GEREKÇE
- ÖLÇÜT = MISDAK, MİYAR, KISTAS = CRITERION[İng.] = CRITÉRIUM, CRITÈRE[Fr.] = KRITERIUM[Alm.] = KRITERION < KRINEIN:AYIRMA, YARGILAMA[Yun.] = CRITERIO[İsp.]
- OLGU = VAKIA = FACT[İng.] = FAIT[Fr.] = FAKTUM[Alm.] = FACTUM[Lat.] = HECHO[İsp.]
- OLGUSAL/LIK ile/ve/||/<> EVRENSEL/LİK
- OLGUSAL/LIK ile/ve/=/||/<>/> USSAL/LIK
( FACTIVE )
- [Fr. < Yun.] OLİGOKLAZ ile OLİJİST
( Billur kütlelerde, serpme durumunda bulunan, beyazımtrak bir tür feldispat. İLE Kızıl renkli, kayaçlarda rastlanılan, doğal demir oksidi. )
- OLİVİN/PERİDO(T)[Fr.] ile ZEBERCET/KRİZOLİT[Fr. < CHRYSOLITE]
( Sarımsı yeşil renkli, cam parıltılı, magnezyum ve demirli silikat. İLE Değerli olan olivin. )
- ... OLMASINDAN/DURUMUNDAN (DA):
ANLAŞILACAĞI GİBİ ..." ile/ve/değil "HAREKET EDİLEBİLECEĞİ GİBİ ..."
- OLMAZSA OLMAZLIK ile/ve/||/<> TERK EDİLEMEZLİK
- OLSUN ile/ve/||/<> OLUR (ÖYLE)
- OLU ile ...
( Bir durumdan başka bir duruma geçiş. )
- ÖLÜM ile ISIL ÖLÜM
- OLUMLU-OLUMSUZ ALGISI ile/ve VARLIK-YOKLUK ALGISI
( PERCEPTION OF THE POSITIVE-NEGATIVE vs./and PERCEPTION OF THE EXISTENCE-NONEXISTENCE )
- OLUMSUZ MANEVİYAT ile/değil/yerine OLUMLU MANEVİYAT
( Varlığının deneyimi. İLE/DEĞİL/YERİNE Hizmet. )
- OLUR ile/ve/||/<> OLMAZ
( Diye bir şey yok! İLE/VE/||/<> Diye bir şey yok! )
- OLUŞ:
YOKLUĞUN YADSINMASI ve/||/<> YOK'UN YOKLUĞU
- OLUŞ ve/||/<> AKIŞ
- OLUŞ ile/ve BOZULUŞ
( BEING vs./and CORRUPTION/SPOIL )
( KEVN ile/ve/<>/>< FESAD )
( KOZMOS ile/ve/<>/>< KAOS )
- OLUŞ ile/ve/değil SÜREKLİ OLUŞ
( Oluş. İLE/VE/DEĞİL Şe'n. )
( Oluş, bilginin kendidir. )
( Olduğum gibi oluşum, benim liyakatım değil, onların oldukları gibi oluşları da onların kusurları değil. )
( Olmak, fark edilebilir olmaktır, orada değil, burada olmaktır, o zaman değil, şimdi olmaktır, başka türlü değil de böyle olmaktır. )
( Olmak isteyen, oldurmaya çalışmaz. )
( Aradığınız, aslında olduğunuzu ifadelendirmektir. )
( Oluşun ve olmayışın, gelip geçiciliğini idrak edin ve her birinden de kurtulun. )
( [not] BEING vs./and/but CONTINUAL BEING
Being itself is knowledge.
To be, is to be distinguishable, to be here and not there, to be now and not then, to be thus and not otherwise.
What you seek is to express in action what you are.
Realise the momentariness of being and non-being and be free from both. )
- OLUŞ'TA(KEVN): SÜKÛN ve/||/<> HAREKET ve/||/<> ELVAN ve/||/<> ASVAT ve/||/<> TUUM(TADLAR) ve/||/<> REVAYİH(KOKULAR) ve/||/<> İTİMAT ve/||/<> HARARET ve/||/<> BÜRÛDET ve/||/<> RUTÛBET ve/||/<> YÜBÛSET(KURULUK) ve/||/<> TELİF ve/||/<> HAYAT ve/||/<> ELEM ve/||/<> KUDRET ve/||/<> İRADET ve/||/<> KERÂHET ve/||/<> ŞEHVET ve/||/<> NEFRET ve/||/<> İTİKAT ve/||/<> ZAN
( LA STABILITE et/||/<> LE MOUVEMENT et/||/<> LES COULEURES et/||/<> LES SONS et/||/<> LES GOUTA et/||/<> LES ODEURS et/||/<> L'APPUI et/||/<> LA CHALEUR et/||/<> LE FROID et/||/<> L'HUMIDITE et/||/<> LA SECHERESSE et/||/<> L'ACCORD et/||/<> LA VIE et/||/<> LA DOULEUR et/||/<> LA PUISSANCE et/||/<> LA VOLONTE et/||/<> LA REPUGNANCE et/||/<> LE DESIR SEXUEL et/||/<> L'AVERSION et/||/<> LA CONVICTION et/||/<> L'AVIS )
- OLUŞUM ile/ve/||/<> TÜRÜM
( ... İLE/VE/||/<> Varolanların oluşumu. )
- OM ile OM/OHM[Alm.] ile OM/AUM
( Kemiklerin toparlak ucu. İLE Elektrik direnç birimi. İLE Uzakdoğu öğretilerinde adı geçen, doğaya ve bütünlüğe yakın ve yaklaşılabilen, meditasyonlar sırasında kullanılan ses/selen. )
- ONBİR BOYUT ile/ve/||/<> "PARALEL EVRENLER"
- ÖNCELİK ile/ve/||/<>/< ZORUNLULUK
- ÖNCELİK-SONRALIK ve/değil BİRLİKTELİK
- ÖNCÜLLER ile/ve/||/<> ÖNCELİK
- ÖNEMİ YOK ile/değil BELİRLEYİCİLİĞİ YOK
- ONTOGENEZ değil/yerine/= BİREYOLUŞ
- ONTOLOJİ ile/ve/||/<>/> EPİSTEMOLOJİ ile/ve/||/<>/> METAFİZİK
( Nesnelerle uğraşmak. İLE/VE/||/<>/> Nesnelerle uğraşma yöntemi. İLE/VE/||/<>/> İlkelerle/kavramlarla uğraşmak. )
( Tohum. İLE/VE/||/<>/> Ağaç. İLE/VE/||/<>/> Su. )
( Metafizik:
1- Varolan ve varlığın bilimi/bilgisi.
2- Sonsal gerçekler.
3- Bütünün ve tümelin bilgisi.
4- İlk, ilkelerin bilimi/bilgisi. )
( Metafizik yapma biçimleri:
* KELÂMÎ
* İRFÂNÎ
* İŞRÂKÎ
* MEŞŞAÎ )
( Kelâmî felsefenin hikmeti, tasavvuf; meşşai felsefenin hikmeti, işrâkiliktir. )
( İşrâkilik, meşşailerin tasavvufu; irfan, kelâmın tasavvufudur. )
( Felsefenin, felsefeleşmiş biçimi/durumu, metafiziktir. )
( Metafizik: Kavramsal çözümleme[analiz]. Kavramların, kavramsal ilişki ve yargıların çözümlemesi. )
( Gövde. İLE/VE/||/<>/> Gölge. İLE/VE/||/<>/> Boşluk[herşeyi kapsayan]. )
( Havuz. İLE/VE/||/<>/> Su. İLE/VE/||/<>/> Kişi/insan ve/ya da yüzme. )
- ONTOLOJİ değil/yerine/= VAROLAN BİLİMİ
- ONUN-BUNUN (SÖZÜYLE HAREKET ETMEK)
- OPITMAK/OPITMAQ ile OPRAMAK/OPRAMAQ ile OPRAQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir şeyi gizlemek/saklamak. İLE Yıpranmak. İLE Paçavraya dönmüş giysi ya da benzeri nesne. )
- OPTİK değil/yerine/= GÖRCÜL/IŞIKBİLİM
- ORAN ile/ve/<> ETKİ
( PROPORTION vs./and/<> EFFECT )
- ORAN ile/ve/<> ORANTI
( PROPORTION vs./and/<> BALANCE/PROPORTION )
- ORANLAMA ile TAHMİN
- ORAN/LI, (/ORANSIZ) ile/ve DENGE/Lİ, (/DENGESİZ)
- ORANTI/LI ile/değil BAĞLANTI/LI
- ORANTISIZ GÜÇ ile/ve/||/<> ORANTISIZ HOŞGÖRÜ
- ORBİT/ORBİTAL ile/ve/değil/yerine/= YÖRÜNGE
( Bir elektronun yerini belirleme olasılığı en yüksek olan belirsiz bir alanı. İLE/VE/||/<> Uzaydaki bir nesnenin kütle çekimi nedeniyle başka bir nesnenin etrafından geçtiği eğrili yol. | Bir gök cisminin hareketi süresince izlediği yol. | Hareketli bir noktanın izlediği ya da çizdiği yol. )
- ORGANİK GEOMETRİ ile/ve ANALİTİK GEOMETRİ
- KİMYA/FİZİK/DOĞA/NESNE:
ORGANİK (KİMYA)(BİLEŞİK/LER) ile/ve/||/<>/>< İNORGANİK/ANORGANİK (KİMYA)(BİLEŞİK/LER)
( Karbon temelli bileşiklerin yapısını, özelliklerini ve tepkimelerini inceler.[proteinler ve karbonhidratlar] İLE/VE/||/<>/>< Karbon dışındaki ögelerin ve bileşiklerin kimyasını inceler.[tuzlar ve mineraller] )
( Karbon bileşiklerini inceleyen kimya dalı. İLE/VE/||/<>/>< Karbon dışındaki ögelerin bileşiklerini inceleyen kimya dalı. )
- ORGANON ile/ve/||/<>/> KANON
- ORI ile ORI QIQI
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Haykırış. İLE Uğultu ve bağırış çığırış. )
- ÖRNEĞİNİ BOLCA:
GÖRMEK ile/ve/||/<>/> BULMAK
- DAĞ OLUŞ/OROJENİ[Fr. < Yun. OROS: Dağ. | GNOS: Doğuş.] ile/ve DAĞCILIK/ALPİNİZM[Fr.]
( Dağ oluş. | Dağ bilimi. İLE/VE Dağcılık. )
- ORTA ile/ve/değil MERKEZ
- ORTA ile/ve/||/<> ORTAY/MERKEZ[Ar.]
- ORTAK/LIK ile/ve/<> ÖZDEŞ/LİK
- ORTALAMA ile/ve/||/<>/> RASTGELELİK
( Basınç ve ısı. İLE/VE/||/<>/> Tersinemezlik. )
- ORTAM:
HAREKETİ TETİKLEMEZ ile/değil/hatta/>< ENGELLER
- ORTAM İÇİN:
KOKU/YOR ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/> HAVA/SIZ
- ORTAYA ÇIKARMA ile/ve/||/<> TEMELLENDİRME
- ÖRTÜK = ZIMNİ = IMPLICIT[İng.] = IMPLICITE[Fr.] = IMPLIZITE[Alm.]
- ÖRTÜLÜ ile/ve/<> GÖRÜNMEYEN
- ÖRTÜŞME ile/ve BULUŞMA
( INTERSECTION vs./and TO BRING TOGETHER )
- ÖRÜMCEK ile ŞEYTANÖRÜMCEĞİ
( ... İLE Ördüğü ağı, rüzgâra salarak onunla birlikte uzaklara giden bir cins örümcek. | Öğle sıcağında, havada, örümcek ağı gibi tel tel görünen güneş ışığı. )
- ÖRÜNTÜ ile/ve/||/<> DÖNGÜ
- OSUG ile UYUM
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir şeyin başka bir şeye uygun olması. İLE ... )
- OSURMAK ile OSRUK/OSRUQ ile OSURGAN ile OSRUŞMAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Gaz çıkması. İLE Osuruk. İLE Çok osuran. İLE Osuruk yarıştırmak. )
- OT ile OT ile OT ile OT ile OT
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bitki. İLE Her tür kaba hayvan yemini, kuru otu anlatmak için kullanılan sözcük. İLE İlaç.[OTACI: Hekim.] İLE Zehir. İLE Ateş. )
- ÖTEDUYUM/ÖTEGÖRÜ/UZADUYUM/RÂBITA/TELEPATİ ile/değil AYNI ŞEYİ DÜŞÜNMEK
( [not] TELEPATHY vs./but TO THINK SAME THING )
- ÖTELEME DEVİMİ ile DÖNME DEVİMİ
( Bir nesnenin doğrusal yörüngede yer değiştirmesi. İLE Bir nesnenin bir eksen çevresinde dönmesi. )
- OTOMATİK ile/değil KENDİLİĞİNDEN
- OTOTROF/İ[Fr.] değil/yerine/= ÖZBESLENEN/ÖZBESLENME
- OYLUM/HACİM[Ar.] ile KÜTLE[Ar.]
( )
- OYNAMAK ile/ve/değil/||/<>/< KURCALAMAK
- ÖZ IŞINLARI = EŞİ'A-İ NUHÂÎYE = PROLONGEMENTS MÉDULLAIRES, RAYONS MÉDULLAIRES
- ÖZ ile/ve ÇEKİRDEK
( ESSENCE vs./and CORE )
- ÖZ ile/ve/||/<> EVRENSEL/LİK
- ÖZDEĞİN YOK EDİLEMEZLİĞİ ve/||/<> DEVİMİN SÜREKLİLİĞİ ve/||/<> KUVVETİN SÜREKLİLİĞİ
- ÖZDEK = MADDE = MATTER[İng.] = MATIÈRE[Fr.] = MATERIE[Alm.] = MATERIA, MATERIES[Lat.] = HYLE[Yun.] = MATERIA[İsp.]
- ÖZDEŞLİK:
"MANTIĞI" değil İLKESİ
- ÖZDEŞLİK ile/ve/||/<> BİREYSELLİK
- ÖZDEŞLİK ile/ve ÇELİŞMEZLİK ile/ve 3. OLASILIĞIN/ŞIKKIN OLANAKSIZLIĞI
( Bir şey, hem siyah, hem de siyah olmayan olamaz.
A=B ve A=B' ==> muhal[olması, gerçekleşmesi olanaksız]
İLE
Bir şey, ya siyahtır ya da siyah olmayandır.
A=B ya da A=B' ==> zorunlu )
( LAW OF IDENTITY vs./and LAW OF NONCONTRADICTION vs./and TERTIUM NONDATUR, EXCLUDED THIRD/MIDDLE )
( ... cum/et NONCONTRADICTIO cum/et PRINCIPIUM TERTII EXCLUSI/TERTIUM NONDATUR )
- ÖZDEVİM/OTOMASYON ile ÖZDEVİNİM/OTOMATİZM
( Endüstride, yönetimde ve bilimsel işlerde, insan aracılığı olmadan, işlerin otomatik olarak yapılması. İLE Bir araca, bir şeye otomatik bir işleyiş kazandırmak için gerekli olan düzen. )
- ÖZEGEÇİŞLİ ile ...
( ERGATIVE )
- ÖZEK/MERKEZ[Ar.] ile/ve ODAK
( CENTER vs./and FOCAL POINT )
- ÖZEL ile/ve/||/<> SINIRLANDIRICI
- ÖZELLİK:
AYRIŞTIRAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRLEŞTİREN
- ÖZGE ile BAŞKA
( Başka. )
- ÖZGÜLÜK ile ÖZGÜLLÜK
( Özgü olma durumu. İLE Özgül olma durumu. )
- ÖZGÜN/LÜK ile/ve/değil ÖZGÜL/LÜK
( Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan. | Bir buluş sonucu olan, nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan. | Çeviri olmayan, asıl olan. İLE/VE/DEĞİL Bir türle ilgili, bir türe ait. )
( ÖZGÜL AĞIRLIK: Bir nesnenin, 1 cm³ oylumundaki parçasını ağırlığı. [Sadece suyun özgül ağırlığı, 1'dir.]
Özgül Ağırlık...
Özgül sözcüğü, Türkçede "kendine özgü", "özellikle o var olana ya da duruma ait" anlamında kullanılır. Fizikte ise bir niceliğin, belirli birim kütleye ya da oyluma düşen oranını tanımlar.
Özgül Ağırlık Tanımı
Özgül ağırlık, bir nesnenin birim oylumunun ağırlığıdır.
- Tanım: 1 cm³ hacmindeki bir nesnenin ağırlığıdır.
- Birim: g/cm³ ya da N/m³ [Newton m³]
SI birim düzeninde, "ağırlık" yerine "kütle" temel alınır. Bu yüzden, özgül ağırlık, çoğu zaman, yoğunlukla karıştırılır.
Su, Neden Referans Alınır?
- 1 atmosfer basınç [deniz seviyesi] ve 4°C'de, 1 cm³ suyun kütlesi yaklaşık 1 gramdır.
- Bu nedenle, suyun yoğunluğu, bu sıcaklıkta, 1 g/cm³ olur.
- Bu sıcaklık ve yoğunluk, özgül ağırlık ölçümleri için kaynak/dayanakça kabul edilir.
Su, sıcaklığa bağlı olarak yoğunluk değiştirir. Örneğin 20°C’de yoğunluğu, yaklaşık 0.998 g/cm³'tür.
Özgül Ağırlık ile Yoğunluk...
- Yoğunluk (ρ): Kütle / Oylum (kg/m³)
- Özgül Ağırlık: Ağırlık / Oylum (N/m³)
Öteki Nesnelerin Özgül Ağırlığı...
- Belirli bir oylumda nesne alınır.
- Tartılarak ağırlığı ölçülür.
- Ağırlık / oylum oranı hesaplanır.
- Su ile karşılaştırılarak göreli özgül ağırlık belirlenebilir.
Nesne | Yaklaşık Özgül Ağırlık (g/cm³) |
---|---|
Su (4°C) | 1.00 |
Buz | 0.92 |
Alüminyum | 2.70 |
Demir | 7.87 |
Kurşun | 11.34 |
Cıva | 13.60 |
Altın | 19.30 |
Hava (20°C, deniz seviyesi) | 0.0012 |
( ... ile/ve/değil VİSEŞA )
- ÖZGÜRLÜK ile/ve/||/<> KENDİLİĞİNDENLİK
- ÖZLEŞTİRME ile/değil ÖZDEŞLEŞTİRME
- OZMOS[Fr.] değil/yerine/= GEÇİŞME
- ÖZÜMLEME/ASİMİLASYON/ANABOLİZMA[Fr. < ANABOLISME] ile/ve/||/<>/>/>< YADIMLAMA/DİSİMİLASYON/KATABOLİZMA[Fr. < CATABOLISME] ile/ve/||/<>/>/>< ÖZÜMLEME-YADIMLAMA/METABOLİZMA/METABOLISM[İng.]
( Canlı var olanların, dışarıdan aldığı besinleri, değişikliğe uğratarak yeni bir bileşimle, organizmanın gereksinim duyduğu nesneler durumuna getirmek. | Edinilmiş olan verileri, bireyin öz malı durumuna getirmek. İLE/VE/||/<>/>/>< Canlı protoplazmayı yapan, büyük ve karmaşık yapılı moleküllerin enerji çıkararak yanması. İLE/VE/||/<>/< Canlılardaki tüm kimyasal tepkimelerin toplamı. )
( [Hormonlar:] Testosteron, östrojen, büyüme hormonu, insülin. İLE/VE/||/<>/>/>< Kortizol, Glukagon, adrenalin, sitokinler. İLE/VE/||/<>/< ... )
( Protein sentezi tepkimeleri
Yağ sentezi tepkimeleri
Dehidrasyon
Fotosentez
Karbonhidrat sentezi
Mitoz
Kas oluşturmak amaçlı fiziksel egzersiz
Kemosentez
Kalvin döngüsü
İLE/VE/||/<>/>/><
Hidroliz
Sindirim
Hücresel solunum
Fermantasyon
Aerobik fiziksel egzersiz
Krebs döngüsü
Nükleik Asitlerin Parçalanması
Glikoz
İLE/VE/||/<>/>/><
... )
( [Enerji] Harcanır. İLE/VE/||/<>/>/>< Harcanmaz. İLE/VE/||/<>/>< ... )
( İkisi de hormonların, şekerlerin, enzimlerin, üreme, gözelerinin büyümesi ve doku onarımı gibi çok sayıda nesnenin üretilmesi için gereksinim duyulan enerjinin oluşturulmasından sorumludur. )
( İkisinin de tek göze içinde de çalışması olanaklı ve olasılıklıdır. )
( ... İLE/VE/||/<>/>/>< En fazla olduğu bölge, karaciğerdir. Bir saat içinde binlerce yıkım etkinliği karaciğer içinde gerçekleştirilebilmektedir. Gözelerde gerçekleşen yıkımların sağlıklı bir biçimde gerçekleştirilebilmesi için hafif gıdalarla beslenmekte yarar vardır. Ağır gıdalarla beslenen kişilerde karaciğer daha fazla yorulur ve bu nedenle zamanla tükenmesine neden olur. İLE/VE/||/<>/< ... )
- ÖZÜMLEMEDE:
GÜNEŞ + SU ve KLOROFİL + KARBONDİOKSİT
- p x q = 0
- PACE vs./and/||/<> SPACE
(
Kavram | Açıklama | Örnek Kullanım |
---|---|---|
PACE | Bir süreçteki ilerleme hızı; özellikle öğrenme, gelişim ya da değişimin temposu. Bireysel farklara saygı için önemlidir. | Öğrencilerin kendi öğrenme sürecine[pace] göre ilerlemesine izin verilmelidir. |
SPACE | Fiziksel ya da zihinsel boşluk/alan; hareket özgürlüğü, etkileşim ve yaratıcılık için gerekli ortam. | Yaratıcı düşünce için fiziksel ve zihinsel alan[space] sağlamak gerekir. |
PACE and SPACE | Öğrenme ve gelişim süreçlerinde hem hız, hem de alan dengesinin gözetilmesi gerekir. | Etkin öğrenme için çocuklara uygun hız[pace] ve özgür alan[space] sunulmalıdır. |
- PANPAN ile/<> MAYDAY
( [denizcilikte] Yardım gereksiniminin, yaşamsal olmadığı durumlarda kullanılır. İLE/<> Çok acil ve yaşamsal tehlike durumlarında yardım için kullanılır. )
- PARABOL ile/ve HİPERBOL
( İki bilinmeyenli denklemlerle ölçülür. İLE/VE Üç ve üzeri bilinmeyenli denklemlerle ölçülür. )
( Bir düzlemin, odak denilen sabit bir noktadan ve doğrultman denilen sabit bir doğrudan, eşit uzaklıktaki noktalarının geometrik yeri. İLE Bir düzlemin, odak denilen durağan iki noktaya uzaklıkları değişmeyen noktaların geometrik yeri olan eğri. )
- PARABOL[Fr. < Yun.] ile PARABOLOİT[Fr. < Yun.]
( Bir düzlemin, odak denilen sabit bir noktadan ve doğrultman denilen sabit bir doğrudan, eşit uzaklıktaki noktalarının geometrik yeri. İLE Odağı olmayan, yalnız bir bakışım[simetri] ekseni bulunan, ikinci dereceden yüzey. )
- PARADİGMA ile KESİNLİK
- PARALEL EVREN değil ÇOKLU EVREN
( HUGH EVERETT )
- PARALEL/LİK ile BERABER/LİK
( PARALLEL/NESS vs. COOPERATION )
- PARALOJİZM ile ...
( Mantığa uymazlık. )
- PARAMETER vs. VARIABLE
- PARAMETRE ile AÇI
( PARAMETER vs. ANGLE )
- PARAMETRE ile KOMPARTIMAN
- PARAMETRE/LER ile/ve DİNAMİK/LER
( "PARAMETER/S" vs./and "DYNAMIC/S" )
- PARAN:
VARSA ile/ne yazık ki YOKSA
( Sayarlar. İLE/NE YAZIK Kİ "Satarlar." )
- PARAPSİKOLOJİ ile/||/<> PARANORMAL ile/||/<> PARAFİZİK ile/||/<> PARADİGMA ile/||/<> PARALEL ile/||/<> PARAZİT ile/||/<> PARALİMPİK ile/||/<> PARAMEDİK
(
Parapsikoloji | Psikolojinin ötesindeki ruhsal/psişik olayları inceleyen alan. |
Paranormal | Normalin dışında olan, açıklanamayan (örnek: hayaletler, "UFO"lar) |
Parafizik | Fiziğin ötesindeki, fizik yasalarıyla açıklanamayan olaylarla ilgili. |
Paradigma | Bir düşünce yapısının yanındaki örnek, model, kalıp, çerçeve. |
Paralel | Yan yana giden, aynı doğrultuda. (matematiksel ya da mecâzî anlamda) |
Parazit | Yanında yaşayıp zarar veren canlı. [mecâzen de "gereksiz ses vb."] |
Paralimpik | Olimpiyatların yanında/desteğiyle düzenlenen engelli spor oyunları. |
Paramedik | Doktorun yanında çalışan sağlık görevlisi [acil tıp teknikeri]. |
- PARAVAN[Fr. < PARAVENT] değil/yerine/= PERDE[Fars.]
( Menteşelerle birbirine bağlı birkaç parçadan oluşan ve yapılarda, bazı bölümleri ayırmakta kullanılan, katlanır, taşınır, çerçeveli perde. | Adından, yetkisinden, gücünden, kendine belirli etmeden yararlanılan kişi/kuruluş. )
- PARÇA ile/ve/||/<> ASKAT
( ... İLE Herhangi bir ölçü biriminin bölündüğü eşit parçalardan her biri. )
- PARÇA ile/ve/değil/||/<>/< BİLEŞEN
- PARÇALANMA ile/ve/> ÇOĞALMA
( TO BREAK INTO PIECES vs./and/> INCREASE )
- PARÇALANMA ile/ve/değil/yerine DAĞILMA
( [not] TO BREAK INTO PIECES vs./and/but TO DISPERSE
TO DISPERSE instead of TO BREAK INTO PIECES )
- PARÇALARDA, PARÇAYI/LARI GÖRMEK ile/değil/yerine PARÇALARDA, BÜTÜNÜ GÖRMEK
( TO SEE THE PIECES/S ON PIECES vs. TO SEE THE INTEGRITY ON PIECES )
- PARLAK ile/||/<> ARJANTE[Fr.]
( ... İLE/||/<> Gümüş gibi parlak. )
- PARLAYICI ile/ve/||/<>/> PATLAYICI
- PARTİKÜL/PARTICLE[İng.] değil/yerine/= PARÇACIK
- PARTİKÜL[Fr.] değil/yerine/= PARÇACIK
- PAS ile/ve/değil/||/<> BUĞU
( Özellikle metalde, bazı nesnelerde, camda/aynada. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Özellikle camda/aynada ve bazı nesnelerde. )
- PAS ile PAS[İng.] ile PAS
( Su içinde ve nemli havada, metallerin, özellikle demirin yüzeyinde oksitlenme sonucunda oluşan nesne. | Genellikle midenin bozulmasından ötürü dilin üzerinde oluşan beyaz tabaka. | Bazı asalak mantarların çeşitli bitkilerde oluşturduğu portakal sarısı ya da kahverengi lekeler. Bu lekelerden ileri gelen bitki hastalığı. İLE Bazı top oyunlarında, oyunculardan birinin, topu, başkasına geçirmesi. | Bazı kâğıt oyunlarında, sırası gelen oyuncunun, oyuna o elde katılmayacağını belirtir. İLE Üç saatlik süre. )
( )
- PASKAL[Fr.] ile (BLAISE) PASCAL
( Bireyleri, güldürüp eğlendiren kişi. İLE Matematikçi, fizikçi ve düşünür. [19 Haziran 1623 – 19 Ağustos 1662] )
- PASTORİZASYON ile/ve STERİLİZASYON
- PATIRTI ile GÜMBÜRTÜ
- PATLAMAK ile BÖSMEK
( ... İLE Bir maddenin, birdenbire gaz durumuna gelerek patlaması. infilâk etmesi. )
- PAYDA ile PAYANDA[Fars.]
- PEDOLOJİ[Fr. < Yun. PAİD: Çocuk. LOGOS: Bilim.] ile PEDOLOJİ[Fr. < Yun. PEDON: Toprak. LOGOS: Bilim.]
- PEKİNLİK = EMİNLİK = CERTAINTY[İng.] = CERTITUDE[Fr.] = GEWIßHEIT[Alm.] = CERTITUDINEM[Lat.]
- PELTELEŞMEK/PELTELENMEK
( Pelte kıvamını almak. | Bitkisel göze zarlarındaki selülozun değişmesi ve jelatin kıvamını alması. )
- PERİYOD değil/yerine/= DÖNEY
- PERTEV değil/yerine/= IŞIK, PARLAKLIK, YALIM
- PES Ü DÎVÂR[Fars.] ile/ve/değil/||/<>/< PES Ü PERDE[Fars.]
( Duvarın arkası. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Perdenin arkası. )
- PETROL[Fr. < Lat.] değil/yerine/= YERYAĞI
( Yoğunluğu 0.8'den 0.95'e kadar değişebilen, hidrokarbürlerden oluşmuş, kendine özgü kokusu olan, koyu renkli, arıtılmamış, doğal yanıcı mineral yağ. )
- PHYSIC vs. PHYSICS vs. PHYSICAL
- PHYSICIAN vs. PHYSICIST
- Pİ SAYISI ile/<> HİDROJEN ATOMLARI(NIN ENERJİ DÜZEYLERİ)
- Pİ[Π][3.14] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TAU[τ][6.28]
( Çemberin çevresini çapıyla ilişkilendirir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Bir çemberin çevresini yarıçapıyla ilişkilendirir. [Tam çemberin radyan cinsinden açı ölçüsü olarak daha kullanışlıdır.] )
- PİGMENT[Fr. < Lat.] PİGMENTLERİN TEMEL RENKLERİ
( Canlı bir organizmanın oluşturduğu, ona özel bir renk veren kimyasal madde. İLE Siyah, mor, kırmızı, mavi. )
- PIHTILAŞMA ile DONMA
- PİL[Fr.] ile PİL[Fars.] ile PÎL[Fars.]
( Kimyasal erkeyi, elektrik erkesine çeviren aygıt. İLE Topuk, ökçe. | Çadır eteği tutturmada kullanılan küçük ağaç parçaları. | Çelik çomak oyunu. İLE Fil. )
- PİPİLEMEK:
İŞEMEK ile ÇİFTLEŞMEK ile DÖKMEK/DAMLATMAK
( Köpeklerin işeme eylemini tanımlar.[Genellikle küçük köpekler için kullanılır ve genellikle sevimli ya da eğlenceli bir biçimde kullanılır.] İLE Köpeklerin birbiriyle ya da cansız nesnelerle çiftleşme benzeri hareketler yapması.[Bu davranış, köpekler arasında baskınlık kurma, kendi arasında üstünlük oluşturma ya da sadece oyun oynama gibi çeşitli nedenlerle gerçekleşebilir.] [Bazen stres, heyecan ya da enerji fazlalığı gibi duygusal durumların bir ifadesi olarak da görülebilir.] İLE Az ölçüde bir şey dökmek ya da damlatmak. )
- PİRAMİT ile/<> KONİ
( THALES KURAMI: Piramidin yüksekliğini bulmak için yere dikilen bir çubuğun gölgesinin uzunluğunun, çubuğun uzunluğuna eşit olmasını beklemek ve o anda piramidin gölgesinin uzunluğunu ölçerek piramidin yüksekliğinin ölçülmesi. )
- PİS KOKU ile "AĞIR KOKU"
- PİZOLİT[Fr. < Yun.] ile/değil KİREÇTAŞI
( Kalsiyum karbonat bileşimli, nohut büyüklüğünde, yuvarlağımsı kalsit tanecikleri ya da bunların bağlanmasıyla taş durumuna geçen kireçtaşı. İLE/DEĞİL Kireç ocağında işlenerek kireç elde edilen, kalsiyum karbon tuzundan bileşik kayaç. )
- PLANCK:
SABİTİ/KALINLIĞI ile/ve/||/<> ZAMANI ile/ve/||/<> UZUNLUĞU ile/ve/||/<> SICAKLIĞI
( 10[üzeri]-43 İLE/VE/||/<> 1.38 x 10[üzeri]-43 İLE/VE/||/<> 4.13 x 10[üzeri]-35 İLE/VE/||/<> 10[üzeri]32 °C )
( Evren, sıfır saniyeden başlamaz. )
- PLANETARYUM[Fr.] değil/yerine/= GÖKEVİ/GEZEGENEVİ
- PLASTİK[Fr.] ile TERMOFOR[Fr.] ile TERMOPLAST[Fr.]
( Isı ve basınç etkisiyle biçim verilen, organik ya da sentetik olarak yapılan nesne. | Bu maddeden yapılan. İLE Kauçuk vb. maddelerden yapılan, içi su ya da kimyasal bir madde ile doldurularak ısının aynı düzeyde kalmasını sağlayan kap. İLE Sıcakta biçim verilmeye elverişli, soğukta oldukça sert olan, kalıplandıktan sonra biçim değiştirmeyen yapı malzemesi. )
- PLASTİKLER'DE:
PETE[1] ile HDPE[2] ile V[3] ile LDPE[4] ile PP[5] ile PS[6] ile ÖTEKİLER[7]
( )
- ZAMAN:
PLATON'DA ile/ve/||/<>/> ARİSTOTELES'TE
( Gökyüzü hareketi. İLE/VE/||/<>/> Hareketin sayımı. )
- PLIMPTON 322 : x² + y² = z²
( Babil'de bulunan çivi yazılı bir kil tablettir. Tableti özel kılan ise matematiksel içeriğidir. En önemlisi, Plimpton 322 olan yaklaşık 400 tablet sayesinde, Babil dönemi matematiği çözümlenmiştir. Tabletin, milâttan önce 1800 ilâ 1650 yılları arasında yazıldığı tahmin edilmektedir. )
- ŞAKÜL/ŞAKUL/ŞAVUL[Ar.]/PLUMB[İng.] değil/yerine/= ÇEKÜL
- PLUTONYUM[Fr.] ve/<>/< NEPTUNYUM
( Atom numarası 94 olan, neptunyumdan elde edilen, radyoaktif bir öğe. [Simgesi: Pu] VE/<>/< ... )
- PLÜVİYOMETRE değil/yerine/= YAĞIŞÖLÇER
( Belirli bir zamanda. belirli bir yerde düşen yağış miktarını ölçmeye yarayan aygıt. )
- POLAR ile/>< APOLAR
( Elektronların eşit olmayan dağılımı sonucu oluşan moleküller. İLE/>< Elektronların eşit dağıldığı moleküller. )
- [Fr.] POLARİTE ile POLARİZASYON ile POLARMA ile POLAROİT
( Bir elektrik üretecinin kutuplarını birbirinden ayırt etmeyi sağlayan nitelik. İLE Kutuplanma. İLE Doğrudan doğruya, kendi kaynağından çıkan bir ışığın, yansıdıktan sonra ya da kırıldıktan sonra gösterdiği özelliklerin tümü. | Kimyasal tepkimeler dolayısıyla bir pildeki gerilimin düşmesi. İLE Geçirdiği ışığı polaran saydam yaprak. | Çekim ve baskı işlemlerini çok çabuk ve otomatik olarak yapan fotoğraf makinesi. )
- POLARİZASYON/POLARISATION değil/yerine/= UCLAŞMA/KUTUPLAŞMA
- POLARÖLÇER/POLARİMETRE[Fr.] ile POLARİSKOP[Fr.]
( Bir ışığın, polarma oranını ölçmeye yarayan aygıt. İLE Bir ışığın, doğal ya da polarılmış olup olmadığını belirlemeye yarayan aygıt. )
- POLİMER ile POLİMERİ[Fr. < Yun. POLUS: Çok. | MEROS. Yan.] ile POLİMERLEŞME ile POLİMERLİK
( Yinelenen yapısal kümelerin oluşturduğu yüksek molekül ağırlıklı bileşikler. İLE Polimerlik. İLE Benzer ya da farklı birçok küçük molekülün, "polimer" denilen büyük moleküller biçiminde birleşmesi. İLE Biri, ötekinin polimeri olan iki molekül arasındaki bağıntı. )
- POMPA/LAMA ile/ve/||/<> KÖRÜK/LEME
- PONZO YANILSAMASI ile/ve/<> MÜLLER-LYER YANILSAMALARI
- PORNOGRAFİK:
APAÇIK ile/ve/<> ÖZSÜZ GÖRÜNÜŞ
- PÖRSÜME ile KOFLUK
- POTANSİYEL ENERJİ ile/ve/||/<> KİNETİK ENERJİ
( Yükseklik ya da konumdan kaynaklanan enerji. İLE/VE/||/<> Bir nesnenin deviminden kaynaklanan ve bundan dolayı sahip olduğu enerji. )
- Bİ'L KUVVE[Ar.]/POTANSİYEL[Fr., İng. < POTENTIAL] değil/yerine/= İÇKİN/GİZİL/GİZİLGÜÇ
- POTANSİYEL ile/ve ENERJİ
( POTENTIAL vs./and ENERGY )
- POZİTİF BİLİM yerine DENEY BİLİMİ
( POSITIVE SCIENCE instead EXPERIMENTAL SCIENCE )
- POZİTRON ile POZİTRONYUM
( Pozitif elektron. İLE Negatif bir elektronla bir pozitrondan oluşan, hidrojen atomuna benzeyen kararsız yapı. )
- PROFESÖR["PROFÖSÖR" değil!] değil/yerine/= BİLMEN
- PROGNOZ/PROGNOSIS[İng.]/AKIBET[Ar.] değil/yerine/= SONLANIM
- PROJE ile FORMÜL
( VADE-MECUM: Cepte taşınabilecek boyda formül kitabı. )
- PROTON ile/ve/||/<>/>< ELEKTRON
( Pozitif yüklü parçacık. İLE/VE/||/>< Negatif yüklü parçacık. )
- PROTON/LAR ile/ve ELEKTRON/LAR
( + yüklü. İLE/VE - yüklü. )
( J.J. THOMPSON[18 Aralık 1856 - 30 Ağustos 1940]: Elektronları, izotop kavramını keşfetmesi ve kütle spektrometresini icat etmesiyle bilinir. Gazların elektriksel iletkenliği üzerindeki çalışmaları ve elektronları keşfinden dolayı 1906'da Nobel Fizik Ödülü ile ödüllendirilmiştir. )
- PSİKOLOJİ ve ELEKTROMANYETİK
( Freud, Maxwell'in elektromanyetik teorisindeki kavramları nefs kuramına uygulamıştır. )
- PSİKOZ/PSYCHOSIS[İng.] ile/||/<> DEREALİZASYON ile/||/<> DEDİFERANSİYASYON
( Gerçeklik yitimi. İLE/||/<> Gerçeklik yitimi. İLE/||/<> Ayrıştırma/ayrımlaşma yitimi. )
- PULSAR değil/yerine/= ATARCA
( Uzayda kısa aralıklarla ve hızla dönen [0.033 - 3.5 saniye] düzgün radyo dalgaları yayan nötron yıldızları. )
- PÜR/PUR[Fars.] ile PİR[Fars.]
( Dolu, dolmak. | Çok fazla. | Sahip, mâlik. )
- YILANLARDA:
PUSUDA BEKLEYENLER ile/ve/değil/yerine/||/<> AV PEŞİNDE HAREKET EDENLER
- PUSULA ile/ve/||/<> EĞİM PUSULASI
- PUSULA[İt. < BUSSALO] değil/yerine/= YÖNDEÇ/YÖNEÇ/İLETECİK
- RAD ile ...
( Işınım dozu birimi. )
- RADAR ile ...
( RADIO DETECTING AND RANGING )
- RADYASYON/RADIATION[İng.] değil/yerine/= IŞINIM
- RADYASYON ile/ve/||/<> HAWKING RADYASYONU
- RADYATÖR değil/yerine/= ISITAÇ/SOĞUTUCU
- RADYOAKTİF/RADYOAKTİVİTE[Fr.] değil/yerine/= IŞINETKİN/LİK
( Alfa, beta, gama ışınlarını yayma özelliği. )
- RADYODA:
TAŞIYICI DALGA ile/ve MODÜLER DALGA
- RAFİNERİ[Fr.]/TASFİYEHANE[Ar.+Fars.] değil/yerine/= ARITIMEVİ
- RAKAMSAL ile/yerine İSTATİSTİKSEL
- RAKURSİ ile/||/<> ALTIN ORAN
( Bir nesnenin açı kurallarına uygun olarak kısaltılarak gösterilmesi.[Bir resimde tuval yüzeyine dik olarak yerleştirilmiş herhangi bir figüre yöneltilen verilir.] İLE/||/<> Sanatta uyum ve oranlama konusunda en yetkin ölçüleri verdiği düşünülen formül. Altın oran/kesim, bir doğru parçası ikiye bölündüğünde küçük parçanın büyük parçaya oranının, büyük parçanın bütüne oranına eşit olması.[%61.8, en yaklaşık değerdir.] )
- RASATHANE/OBSERVATUVAR değil/yerine/= GÖZLEMEVİ
- RASTGELELİK:
TANIMLAMADA ile TANIMLAMAMADA
- RASTGELELİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< OLASILIKLILIK
- RASTGELME ile KAZA SONUCUNDA
- RASTLAMAK/RASTGELELİK ile DENK GELMEK
- RASTLANTI ile/ve/<> YAPISAL RASTLANTI
( Fizik yasalar/ı ve fraktal geometri, yapısal rastlantılardır. )
( )
- RASTLANTI ile/ve ZORUNLULUK
( COINCIDENCE vs./and OBLIGATION )
- RASTLANTI/SALLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLANTI/SALLIK
- RÂYİHA[Ar.]/BÛY[Fars.] değil/yerine/= KOKU
- RÂZÎ ile FAHREDDİN RÂZÎ
( Hekim, filozof, simyacı. İLE Âlim, fizikçi ve müfessir. )
( Ebû Bekr Muhammed bin Zekeriyyâ er-Râzî [865 - 925, Rey - İran]. İLE Fahreddin er-Râzî [1150 - 05 Nisan 1210, Rey - İran] )
- REAKTİF/REACTIVE[İng.] değil/yerine/= TEPKİLİ | AYIRAÇ
- REDOKS[İng.]
( Bir atom ya da molekülden ötekine, bir ya da daha çok elektronların geçişi. )
- REDRESÖR[Fr.] değil/yerine/= DOĞRULTMAÇ
- REHABİLİTASYON BİLİMLERİ ile FİZİK TEDAVİ
( Sayrılık ya da yaralanma sonrası işlevselliği geri kazanmaya yardımcı olan bir dizi disiplinin bir araya gelmesiyle oluşur. İLE Kas ve iskelet düzeni rahatsızlıkları, sinir düzeni bozuklukları ve spor yaralanmaları gibi çeşitli sağlık sorunlarını tedavi etmek için egzersiz, elle terapi ve öteki fiziksel yöntemler kullanan bir sağlık hizmeti mesleği. )
- REKTÖR değil/yerine/= BİLİMBEY
( Baş papaz. DEĞİL/YERİNE ... )
- RENK ile/ve/<>/değil IŞIK DALGALARI
( İnsanda[zihinde]. İLE/VE/<>/DEĞİL Doğada. )
- RENK SİNCABİ[Fars.]
( ... İLE Kahverengi ile kurşunrengi arasında olan renk. )
- RENKLİ ile TEK RENKLİ
( ... İLE Tek rengi olan. | Yalnız basit bir renk veren (ışık). )
- REOMÜR[Fr.] değil/yerine/= ISIÖLÇER
( Suyun buz tutması 0 °C, kaynaması 80 °C gösterilen ve ikisi arası seksen parçaya bölünerek elde edilen ısıçölçer. )
- REP ile ...
( Işınım miktarı birimi. )
- MÜŞTERİ[Ar.]/RESEPTÖR[Fr.] değil/yerine/= ALICI/(ALGILAYICI)/ALMAÇ
- RİF'AT ile RÜFÂT
( Yükseklik, yücelik. | Yüksek rütbe. İLE Çürümüş, un ufak olmuş. )
- RİSK ALMAK ile/değil/yerine/>< ÖNLEM ALMAK
- ROGER PENROSE ve/||/<> STEPHEN HAWKING
( 08 Ağustos 1931 - ... ve/||/<> 08 Ocak 1942 - 14 Mart 2018 )
- RÖNEZANS değil REZONANS
- ROTASYON[Fr./İng. < ROTATION] değil/yerine/= DÖNGÜ/DÜZENLİ DEĞİŞİM
- ROTASYON ile SİRKÜLASYON
- ROTOR[İng.] değil/yerine/= DÖNEÇ
( Dalgalı akımlı elektrik motor ya da dinamolarında devinimli bölüme verilen ad. )
- RÛH[Ar.] ile RUH[Ar.]
( Can, nefes. | Canlılık, duygu/his. | En önemli nokta, öz. | İspirto gibi uçucu gaz. | Melek, cin, hayali varolan. | Türk müziğinde en az beş-altı yüzyıllık bir mürekkep makam.[Zamanımıza kalmış bir örneği bulunmamaktadır.] İLE Yanak, yüz/çehre. | Anka kuşu. | Anka kuşuna adına verilen satranç taşlarından biri. | Dizgin. | Taç. | Taraf, yön. | Hasırotu. )
- RUSSELL AÇMAZI ile/ve/||/<> CANTOR AÇMAZI ile/ve/||/<> RICHARD AÇMAZI ile/ve/||/<> YALANCI AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI ile/ve/||/<> YABLO AÇMAZI ile/ve/||/<> BERRY AÇMAZI ile/ve/||/<> HETEROLOJİK AÇMAZ
- RÜSUP değil/yerine/= ÇÖKEL/ÇÖKELTİ/TOPUT/TORTU
- RUTUBET[Ar.]/NEM[Fars.] değil/yerine/= KALIKBUĞ/SUBUĞ/Çİ[dvnlgttrk]
- S ile/ve/||/<> P ile/ve/||/<> D
( I. orbit. İLE/VE/||/<> II. orbit. İLE/VE/||/<> III. orbit. )
- SABİT/CONSTANT değil/yerine/= DURGAN/DURAĞAN
- HATA:
SABİT ile/||/<> DÜZENLİ ile/||/<> RASTLANTISAL
- SABİT YÖRÜNGE(GEO) ile/ve/||/<> DÜŞÜK DÜNYA YÖRÜNGESİ(LEO) ile/ve/||/<> ORTA DÜNYA YÖRÜNGESİ(MEO) ile/ve/||/<> KUTUPSAL YÖRÜNGE VE GÜNEŞ EŞZAMANLI YÖRÜNGE(SSO) ile/ve/||/<> AKTARIM YÖRÜNGELERİ VE SABİT KONUMSAL AKTARIM YÖRÜNGESİ(GTO) ile/ve/||/<> LAGRANGE NOKTALARI(L)
- SABİT ile/ve/<>/değil/yerine BELİRLİ
- SABİT ile/ve DEĞİŞMEYEN
( FIXED vs./and INVARIABLE )
- SABİT ile/ve/değil HAREKET NOKTASI
( [not] FIXED vs./and/but MOTION POINT )
- SABİT ile İLİŞKİ
( FIXED vs. RELATION )
- SABİT ile/ve/||/<>/> KOZMİK SABİT[1917 < ARKÜTAS (M.Ö. 320)]
- SABİT ile/ve/değil/yerine/||/<> SÂDIK
- SABİT ile/ve TEK
( FIXED vs./and UNIQUE )
- SABİTLER:
YER ÇEKİMİ ile/ve/||/<> IŞIK ile/ve/||/<> PLANCK
- SABİT/LER ile/ve/<> DEĞİŞKEN/LER
( FIXES vs./and/<> VARIABLES )
- SABİT/LİK ile/ve DÖNÜŞTÜRÜLEMEZ/LİK
( FIXED vs./and UNTRANSFORABILITY/NESS )
- SABİT/LİK ile/ve/||/<>/> SAĞLAM/LIK / BERK/LİK
- SABUN ile/ve/||/<> KÖPÜK
( ... İLE/VE/||/<> Sabun, deterjan vb.nin suda erimesinden oluşan beyaz kabarcık. | Çalkanan, kaynatılan, mayalanan, yukarıdan dökülen sıvıların üzerinde oluşan hava kabarcıkları yığını. | Yapay olarak elde edilen, yumuşak ve esnek dolgu gereci. | Gaz ve buharların sıvı katmanları ile kuşatılmasından oluşan yığın. | Hayvanların, bazı kez de kişilerin ağzında görülen salyamsı kabarcıklar. )
- SAÇ ile/değil SAC ile/değil SAÇ
( Baş derisini kaplayan kıllar. İLE Yassı demir çelik ürünü. | Bu nesneden yapılmış dışbükey pişirme aracı. | Sactan yapılmış olan. İLE Kuyrukluyıldız çekirdeğini saran, ışıklı gazyuvarı. )
- SAÇAK ile SAÇAK
( Bazı giyim eşyalarında ya da döşemeliklerde, kumaş kenarlarına dikilen, süslü iplikten püskül. | Kenarlardaki iplik püskülü. İLE Bir yapının herhangi bir bölümünü, güneş ve yağmurdan koruması için, o bölümden dışa taşkın ve altı boşta olarak yapılan örtü. İLE Bir gaz ortama yerleştirilen ve yüksek bir gizilgüç verilen bir nesnenin yüzeyinde oluşan ışık olayı. )
- SAÇILMA ile/||/<> ÇOKLU SAÇILMA
( Elektromanyetik ışınlar ya da yüklü tanecik demetlerinin katı, sıvı ve gaz atom ya da molekülleriyle etkileşerek geliş doğrultusundan sapması. | Bir taneciğin bir başka tanecik ya da tanecik düzeniyle çarpışması sonucu yön ve enerjisinin değiştiği süreç. İLE/||/<> Çok sayıda çarpışmaya uğrayan bir taneciğin toplam momentumunun, tek tek çarpışmalar sırasında kazandığı momentumlann toplamına eşit olduğu saçılma. )
( SCATTERiNG VS. MULTiSCATTERiNG )
( LA DiFFUSiON, LA DiSPERSON AVEC MULTiDiFFUSiON )
( STREUUNG MiT MEHRiGE STREUUNG )
( TENâSüR iLE ... )
- [ne yazık ki]
SAÇMA ile/ve/değil/||/<> BAĞLANTISIZ
- SADAKAYI:
SAKAT DİLENCİYE VERMEK ile/ve/değil/||/<>/< YOKSUL FİLOZOFA VER(E)MEMEK
( Bir gün, kötürüm ya da kör olmaktan korktuklarından, "gözünden/gördüklerinden akıllı" olmalarından dolayı. İLE Gün gelip de, felsefenin içinde olacaklarını düşünememekten dolayı. )
- SADEMÂT[< SADME] ile ...
( ÇARPMALAR, TOKUŞMALAR, ÇATMALAR | ANSIZIN BAŞA GELEN BELÂLAR | PATLAMALAR )
- SADI CARNOT ve/+/||/<>/> RUDOLF CLAUSIUS
( [1796 - 1832] ve/+/||/<>/> [1822 - 1888] )
( "Isı Makineleri" yazısının yayımlanması - 1824 )
( Isı Şelâlesi )
- SAFHA[Ar.]/MERHALE[Ar. < RİHLET]/FAZ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= EVRE/AŞAMA
( Bir olayda, birbiri ardınca görülen ve/ya da beliren, gelişen değişik durumların her biri. | Menzil, konak, aşama. | İki menzil, konak arası. | Bir günlük yol. )
- SAFHA ile/değil/yerine AŞAMA
- SÂFİL[Ar.] ile SÂFİL[Ar.]
( Aşağı, alçak. İLE Çökelek, tortu. )
- SAHİP OLMADIĞIN ŞEY/DEĞER/OLANAK/KOŞUL ve BULUNMADIĞIN YER
( Vazgeçemeyiz. VE Terk edemeyiz. )
- ŞAK ile ŞAKK[Ar.]
( Eni geniş bir şeyle vurulduğunda çıkan ses. İLE Yarma, yarılma. | Yarık, çatlak. )
- SAKATLANMAK[Ar.] değil/yerine/= ÇOLMAK
- ŞÂKÜL[Ar.] değil/yerine/= ÇEKÜL
( Ucuna, küçük bir ağırlık bağlanmış iple oluşturulan, yer çekiminin doğrultusunu belirtmek için sarkıtılarak kullanılan bir araç. )
- SALGI ile/ve YAYILMA
( Kimyasal. İLE/VE Kimyasal/Elektriksel. )
- SALINIM ile/ve DEVİNİM
( OSCILLATION vs./and MOVEMENT )
- SALINIM ile/değil SALIM
( OSCILLATION vs. EMISSION )
- SALLANMA ile/ve/değil/yerine SALINIM
- SALLANTI ile ÇALKANTI
- SALLANTI ile SARSINTI
- SALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> SAÇMAK
- ŞALTER[Alm.] ile ŞALTER[Alm.] ile ŞALTER[Alm.]
( Anahtar. İLE [fizik] Genellikle, binaların girişine gelen, elektrik akımını açıp kapamaya yarayan araç. İLE Gişe. )
- SALTIK GÖRÜNÜŞLER ile/değil GÖRÜNÜŞLERİN SALTIK İLKESİ
( [not] ABSOLUTE APPEARANCES vs./but ABSOLUTE PRINCIPLE OF THE APPEARANCES )
- PARLAKLIK:
SALTIK/MUTLAK ile/ve/||/<> GÖRÜNÜR
- SALTIK/MUTLAK:
SONSUZ ile/ve/||/<> TÜKETİLEMEZ OLAN
- SALTIK = MUTLAK = ABSOLUTE[İng.] = ABSOLU[Fr.] = ABSOLUT[Alm.] = ABSOLUTUS[Lat.] = ABSOLUTO/TA[İsp.]
- SALTIK/LIK ile/ve/||/<>/< ETKİLENMEYİŞ
- SANIRIM ... OLABİLİR değil SANIRIM ... ya da ... OLABİLİR
- ... "ŞANSI" YOK değil ... OLASILIĞI/OLANAĞI YOK
- SANTİAR[Fr.] ile/ve/<> SANTİGRAM[Fr.] ile/ve/<> SANTİGRAT[Fr.] ile/ve/<> SANTİLİTRE[Fr.] ile/ve/<> SANTİM[Fr.] ile/ve/<> SANTİMETRE[Fr.]
( Bir ar'ın, yüzde biri, bir metrekare. İLE/VE/<> Bir gramın, yüzde biri, bir desigramın onda biri. İLE/VE/<> Suyun, buz olma noktasını sıfır, buharlaşma noktasını 100 sayarak, arası, derece olarak adlandırılan yüz eşit kısma bölme yoluyla bulunan ısı ölçeği. İLE/VE/<> Bir litrenin, yüzde biri. İLE/VE/<> Herhangi bir birimin, yüzde biri. İLE/VE/<> Bir metrenin, yüzde biri. )
- MERKEZKAÇ/SANTRİFÜJ[Fr. < Yun. KENTRON: Merkez. | SOOMA: Gövde.] değil/yerine/= ÖZEKKAÇ
( Merkezden uzaklaşan. )
- SANTROZOM[Fr. < Yun. KENTRON: Merkez. | SOOMA: Gövde.]
( Göze sitoplazması içinde, çekirdeğin yakınında bulunan, açık renkli ve genellikle benzer plazma kütlesi. )
- ŞAP ile ŞAP[Ar. < ŞABB]/ALÜN[Fr.] ile ŞAP
( İstekle öperken çıkan ses. | Birden yere düşme ya da çarpma sırasında çıkan ses. İLE Alüminyum ve potasyum sülfatından ya da amonyum alüminyum sülfatından oluşan, sıcak suda eriyen, tadı buruk, antiseptik bir madde. İLE İnce kum ve çimentoyla yapılan düzgün döşeme sıvası. )
- SAPLAMA ile/değil SAPTAMA
( Hızla batırmak. İLE/DEĞİL Bir şeyi belirgin kılma, tespit. | Yıkanmış gümüş bromürlü tabakanın, gümüş bromür kalıntılarını eritmek için filmin kimyasal bir eriyikten geçirilmesi. )
- ŞAPLAMAK ile ŞAPLAMAK ile ŞAPLAMAK ile ŞAPLAMAK
( "Şap" diye ses çıkarmak. İLE Bir şeyi, şaplı su ile ıslatmak. İLE Bir yapının tabanını, ince kum ve çimentoyla hazırlanan karışımla sıvamak. İLE Yemeğe şap katmak. )
- SAPMA ile/ve AYRILMA
( Serbest bir mıktnatıslı iğnenin, denge konumunda iken gösterdiği doğrultudan geçen düşey düzlemle, bulunulan noktanın meridyen düzlemi arasındaki açı. | Bir ışının, saydam bir biçmeden geçtikten sonraki doğrultusu ile ilk doğrultusu arasında oluşan açı. | Bazı sözcüklerin, kurallara göre almaları gereken biçimlerden uzaklaşması durumu. İLE ... )
( DEVIATION vs./and DIVERGE )
- SAPMA ile/ve/<> SAPLANMA
- SINIR:
SAPTANABİLİR ile/ve/||/<>/> HESAPLANABİLİR
- ŞARJ[Fr., İng. CHARGE] değil/yerine/= YÜKLEME
- SARKAÇ ile SARKIK ile SARKIL ile SARKINTI ile SARKIŞ ile SARKIT
( Durağan bir nokta çevresinde, ağırlığının etkisiyle salınım yapan, devingen katı nesne. İLE Aşağı doğru uzanmış, sölpük, salpa, gevşek. İLE Sarkaçla ilgili, devinimi, sarkaç devinimine benzeyen. İLE Aşağı doğru uzanan, sarkan şey. İLE Sarkma eylemi ya da biçimi. İLE Mağaraların tavanında oluşan, genel olarak koni biçiminde, kalker birikintisi, damlataş, istalaktit. )
- SARMAL ile/değil DÖNGÜSEL
- ŞART ile/ve/||/<>/> SIHHA ŞART
- ŞAŞKINLIK(/HAYRET) ile/ve/||/<>/> KUŞKU
( Zihinde. İLE/VE/||/<>/> Felsefede. )
- ŞAVK/ŞEVK[Ar.] değil/yerine/= IŞIK
- SAVRULMAK ile/değil/yerine/>< SALINMAK
- SAVUNMA MEKANİZMALARINDA:
FİZİKSEL OLARAK KAZANILMIŞ SAVUNMA SİLAHLARI ile/ve DAVRANIŞSAL OLARAK KAZANILMIŞ SAVUNMA HAREKETLERİ
- SAVURMAK ile SALLAMAK
- SAYDAM ile YARI SAYDAM
( TRANSPARENT vs. TRANSLUCENT )
- SAYDAM ile YARISAYDAM
( İçinden, ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan cisim. | Açık seçik, belirgin. İLE Işığı geçiren fakat arkasındaki nesnelerin sınırlarını ve biçimini belirgin olarak göstermeyen nesne. )
- SÂYE[Fars.] ile SÂYEBÂN[Fars.]
( Gölge. | Koruma, sahip çıkma. | Yardım. İLE Gölgelik. )
- SAYILABİLİR SONSUZ/LUK ile/ve SAYILAMAZ SONSUZ/LUK
( Tam sayılar kümesidir. [Tam sayıların sonu yoktur. Herhangi bir tam sayıya, 1 eklerseniz, yeni ve daha büyük bir tam sayı elde edersiniz.] İLE/VE Sayılamaz sonsuz sayılara "irrasyonel" sayılar denilir. Herhangi iki tam sayının bölümü olarak ifade edilemezler. [Bu tür sonsuzluğa örnekler, Pi sayısı[3.141592654...] ve e sayısı[2.718281828...] olabilir.] [Doğa ve evren ile ilgili matematik modellerde sabit olan sayılar, e ve Pi sayılarını içerdiklerinden, evrende ve öznede, sayılamaz bir sonsuzluk bulunduğunu gözönünde bulundurmak zorundayız.] )
( "Sonlu Ötesi Sayılar (Alef Sayıları)" adlı yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
- SAYILABİLİR/SAYILAMAZ SONSUZLUK ile/ve/<> NOKTASAL SONSUZLUK
( ... İLE/VE/<> Bu sonsuzluk türü, hem geometrik, hem de aritmetik olması bakımından, doğrudan doğa ile ilgilidir. Bu tür sonsuzluğa "singülarite" denilmektedir. [Doğada bir merkeze doğru odaklanan -anafor adını verdiğimiz- sudaki ve hortum denilen havadaki noktasal sonsuzluklar buna örnek gösterilebilirler.] )
- SCHRODINGER DENKLEMLERİ ile/ve/||/<> PAULI DIŞLAMA İLKESİ
( [olmasa ...] Madde yok. İLE/VE/||/<> Kuvvet yok. )
- SEBZELERDE:
EN DAYANIKLILAR ile EN DAYANAKSIZLAR, EN KOLAY/HIZLI ÇÜRÜYENLER
( Pancar, havuç, soğan. İLE Kuşkonmaz, Brokoli, Mısır. )
- SEÇENEKLERDEKİ/OLASILIKLARDAKİ EŞİK VE OLANAKSIZ(LIK)LAR:
3. ve/=/||/<> 4. ve/=/||/<> 5. ve/=/||/<> 6. ve/=/||/<> 7.
( Fizikte.[3] VE/=/||/<> Kesinlikte/ölümde.[4] VE/=/||/<> Dilde.[5] VE/=/||/<> Yörüngede.[6] VE/=/||/<> Karşılaşmada.[7] )
( Var oluş ve aklın ilkelerinde ...
ya çelişmezlik,
ya özdeşlik
ya da bunların dışındaki üçüncü olasılığın olanaksızlığı...
VE/=/||/<>
Ölüm/de ...
ya o/sen, benden önce,
ya ben, ondan/senden önce,
ya da ikimiz aynı anda.
Dolayısıyla da dördüncü olasılığın olanaksızlığı...
VE/=/||/<>
Herhangi bir yerde/koşulda ...
ya geçmiş,
ya şimdi,
ya gelecek ve
ya da bu üçünden "oluşturulmuş" geniş zaman
[bunların alt çeşitlemeleri de bunların içinde]
olmak üzere başka hiçbir "zaman"ın ol(a)mayışı...
Varlığın[vucud] ...
ya kendi[vucud-u aynî]
ya düşüncesi/imgesi[vucud-u zihnî]
ya dilde/selende[vucud-u lisânî]
ya simgede/yazıda/resimde/çizimde/biçimde/sanatta[vucud-u hatti]
Dolayısıyla da beşinci olasılığın olanaksızlığı...
VE/=/||/<>
Dünya'nın yörüngesinde/n ...
ya doğru ilerlemesi,
ya geriye dönmesi,
ya sapması[başka bir yörüngeye geçmesi],
ya dönüşünün tamamen durması,
ya da yörüngesinin yok olması[güneş tarafından çekilmesi]...
Dolayısıyla da altıncı olasılığın olanaksızlığı...
VE/=/||/<>
Bir karşılaşma/da ...
ya ev sahibi takım kazanır,
ya karşı takım kazanır.
ya berabere biter,
ya yarıda kesilir [hava koşulları, izleyci olayları vb.]
ya çok önemli (/belirleyici/engelleyici) bir durumla/kararla(hükmen) sonuçlanır [bir takım, eksik oyuncuyla maça çıkamaz],
ya iptal edilir [başlamadan önce karar alınır].
Dolayısıyla da yedinci olasılığın olanaksızlığı...
)
( )
- SEDÂ/SÂDÂ (ÇIKARMAK):
DİŞLERİN ISLIKLI SESİ YOLUYLA ile/ve DİLİN HAREKET ETTİRİLMESİ YOLUYLA ile/ve DAMAĞIN BÜZÜLMESİ YOLUYLA ile/ve DUDAKLARIN BİRBİRİNE BASTIRILMASI YOLUYLA ile/ve BURUNDAN SOLUMA YOLUYLA
- SEDİMANT/ASYON değil/yerine/= ÇÖKELÖLÇÜM/ÇÖKELME/TORTULLANMA/TORTULAŞMA
- SEFÂLET[Ar.] değil/yerine/= YOKSULLUK
- PARÇA/SEGMENT[İng.] ile/ve/değil/||/<> SEKME/TAB[İng.]
( Bölüm. | Kesit. | Parça. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Bölüm. )
- SEHER ve/||/<> BAHAR
( Gecenin sonu/sonrası. VE/||/<> Kışın sonu/sonrası. )
- ŞEHİR/YOL BİSİKLETİ ile/ve DAĞ BİSİKLETİ ile/ve YOKUŞ AŞAĞI(DOWNHILL) BİSİKLETİ ile/ve SABİT(FIX) BİSİKLET ile/ve YARIŞ(SPOR) BİSİKLETİ
- ŞEKK/SİZ-ŞÜPHE/SİZ
- SEKME ile YANKI
- SEKMEK ile/ve/||/<> TEPMEK
- SEKS ile/ve/||/<>/< SES
- ŞEMAİL[Ar.] değil/yerine/= DIŞ GÖRÜNÜŞ
- SEMPATİ[İng.] ile EMPATİ ile APATİ ile ANTİPATİ ile TELEPATİ
( Duygudaşlık, yakınlık, sıcakkanlılık. İLE Duyumsama, kendini ötekinin yerine koyma çabası. İLE [hiçbir şey] Duyumsamama, duyumsuzluk, kayıtsızlık. | Sürekli cansızlık, gevşeklik. İLE Karşıduyum, soğukluk. İLE Uzaduyum. | Zihinsel, uzaktan [işaretsiz, yazısız, sözsüz] iletişim kurma (becerisi). )
( PATHOS[Yun.]: Duyum/samak, his/setmek. )
( SYMPATHY vs. EMPATHY vs. APATHY vs. ANTIPATHY vs. TELEPATHY )
- [ne yazık ki]
SERA GAZI SALIMINDA:
1990 ile/ve/||/<>/> 2002 ile/ve/||/<>/> 2016
( )
- FOTONLAR:
SERBEST ile/ve/<> BAĞIL
- SERD ile ...
( SOĞUK | SERT, HAŞİN, ÇİRKİN | SERT, KABA, HOYRAT | (SÖZÜ) DÜZGÜN VE MÜNÂSEBETLİ SÖYLEMEK | DOĞRAMA, DOĞRANMA )
- SERİ BAĞLANTI ile/ve/||/<> PARALEL BAĞLANTI
( Devre ögelerinin ardışık olarak bağlanması. İLE/VE/||/<> Devre ögelerinin yan yana bağlanması. )
- SERİ[Ar.] değil/yerine/= HIZLI
- SERPİLME ile/||/<> SAÇILMA
- SERT/LİK ile YOĞUN/LUK
- SES DUVARINI AŞAN İLK NESNE:
UÇAK değil KIRBAÇ
( 7 bin yıl önce, Çin'de icat edilmiştir. Kırbaç "şaklaması"nın, mini bir ses duvarı patlaması olduğunun anlaşılması ancak 1927'de yüksek hızda fotoğrafçılığıyla sağlandı. )
- SES DUVARINI GEÇEN İLK UÇAK VE PİLOT
( BELL XI - CHUCK YEAGER [1947] )
- SES ile/ve/değil/||/<>/>/< "ES"[< S][ARA (VERMEK)]
- SES ile INFRA SES
- SES ile/ve/||/<> IŞIK
( Havadaki titreşimlerle yayılan enerji. İLE/VE/||/<> Elektromanyetik dalgalarla yayılan enerji. )
- SES ile/ve MÜZİK
( ... İLE Aralıkların yüzdelerini bilmek. )
( ... İLE Lisanullah/Lisan-ul Melaike )
( ... İLE Hakimiyet Simgesi. )
( Ses dalgalar halinde yayılır. Bir saniye içindeki dalga sayısı sesin karakterini tespit eder. Saniyede 260 dalga yapan, yani titreşen ses "Do" notasıdır. )
( SOUND vs. MUSIC )
- SES ile/ve/<>/değil SES DALGALARI
( İnsanda[zihinde]. İLE/VE/<>/DEĞİL Doğada. )
- SESİMİZİ:
DOĞRUDAN DUYMAK ile/ve/||/<> KAYIT ARACINDAN DUYMAK
( Ses Kaydımızı Dinlediğimizde Sesimizi Neden Kendi Duyduğumuzdan Farklı Algılarız?
Ses, havada basınç dalgaları oluşturarak yayılır. Kulağımıza ulaşan ses dalgaları, kulak kanalı boyunca ilerler ve iç kulaktaki koklea olarak adlandırılan salyangoz şeklindeki yapıda bulunan tüy hücreleri tarafından algılanır. Tüy hücreleri, ses dalgalarını, sinir iletilerine dönüştürür. Bu sinyaller, sinir hücreleri tarafından beyne iletilir ve böylece ses duyulmuş olur.
Kendi ses kaydımızı dinlediğimizde, çoğunlukla duyduğumuz sesten rahatsız olur ve kayıttakinin kendi sesimize benzemediğini düşünürüz. Çünkü, normalde kendi sesimizi iki biçimde algılarız. Konuştuğumuzda oluşan ses dalgaları öteki dış kaynaklı sesler gibi havada yayılırken kulağımıza ulaşır ve kokleadaki tüy hücreleri tarafından algılanır. Ancak, ses dalgalarını oluşturan ses telleri titreştiğinde, bu titreşimler, boynumuzdaki ve başımızdaki kemikler tarafından da iletilir. Kokleaya ulaşan bu titreşimlerin frekansı havada yayılan sesin frekansından daha düşüktür. Kendi sesimizi bu iki farklı yoldan ulaşan ses dalgalarının birleşimi şeklinde algılarız.
Ses kayıt araçları, sadece havada yayılan ses dalgalarını algıladığı için sesimizin vücudumuzun içinde iletilen bileşenini duyamamış oluruz. Dışarıdan gelen sesleri engelleyen kulaklıkları taktığımızda ise sadece "kendi iç sesimizi" algılarız. )
- SESİZLİK" değil SESSİZLİK
- SESSİZLİK ile/ve/<> SİZSİZLİK
- SES'TE/SELEN'DE:
YÜKSEKLİK/PERDE ile/ve ŞİDDET ile/ve TON
- SEVİYE ile/ve/||/<> DERİNLİK
- SEVİYE[Ar.] değil/yerine/= DÜZEY
- SEVİYE ile/değil/yerine FREKANS
( [not] LEVEL vs./but FREQUENCY
FREQUENCY instead of LEVEL )
- ŞEY ile/ve/değil/yerine/||/<> ÜRÜN
- SEYELAN[Ar.] değil/yerine/= AKI
( Herhangi bir kuvvet alanında, belirli bir düzlemin belirli bir bölümünden geçtiği varsayılan güç çizgileri. )
- SEYYÂL[Ar. < SEYELÂN] ile SEYYÂR[Ar. < SEYR]
( Akıcı, akan. | [fizikte] Akışkan.[Fr. FLUIDE] İLE Gezici, gezen, dolaşan. | İstenilen tarafa taşınabilen. [Fr. PORTATIF] | Bir yerde durmayıp dolaşan, yer değiştiren gök cismi. )
- SEYYÂL[Ar.] değil/yerine/= AKIŞKAN
- SEZGİSEL/ÇAĞRIŞIMSAL değil/yerine/>< KAVRAMLARLA
- SEZGİYİ HAREKETE GEÇİRMEK ile/ve SEZGİYİ OLGUNLAŞTIRMAK
( ACTING THE INTUITION vs. RIPENING THE INTUITION )
- ŞİÂ'[Ar. < ŞUÂ] ile ŞÎA/ŞİYA/EŞYÂ[Ar.]
( Işın, güneşten ya da başka bir ışık kaynağından uzanan tel ışıklar. | Vektör. İLE Taraflılar, yardımcılar (topluluğu). | Hz. Ali taraflısı. | Şiîlik. )
- SICAK ve/||/<>/< KARBONDİOKSİT
- SICAK >< SOĞUK["SOUK" değil!] | ile/ve/||/<>/> ILIK
( ... ve/||/<>/+ ... ve/||/<>/> Hem ortak, hem de sonuç. )
( | HOT >< COLD | vs./and/||/<>/> WARM )
- SICAKLIK:
"20 - 24 DERECE ARASINDA OLACAK" değil 20 -[ilâ] 24 DERECE OLACAK
( "ilâ" edatı kullanıldıktan sonra, "arasında" sözcüğü kullanılmaz. "ilâ", "arasında" anlamındadır. )
- SICAKLIK ile ISI
( Bir nesnenin, sıcaklığının artmasına yol açan fiziksel enerji. İLE Sıcak olan şeyin etkisi ya da niteliği. )
( Bir nesnenin moleküllerinin deviminin ve ortalama kinetik enerjisinin bir ölçüsüdür. İLE Enerjinin bir biçimidir ve sıcaklık farkı nedeniyle bir nesneden ötekine aktarılması. )
( Termometre ile ölçülür. İLE Kalorimetre ile ölçülür. )
- SICAK/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<> TAZE/LİK
- SICAKLIKÖLÇER/TERMOMETRE[Fr. < Yun.] ile YÜKSEK SICAKLIKÖLÇER/PİROMETRE[Fr.]
( Sıcaklıkölçer. İLE Çok yüksek sıcaklıkları ölçmeye yarayan aygıt. )
- SİCİM KURAMI ile/ve/||/<> KUVANTUM RENK DİNAMİĞİ
- SİCİM KURAMI ile/ve/||/<> TÜM FİZİK KURAMLARI
- SİCİM KURAMI ile/ve/||/<> ZAR KURAMI
(
)
( STRING THEORY and/||/<> MEMBRANE THEORY )
- ŞİDDET[Ar. < ŞEDD] değil/yerine/= YEĞİNLİK
( Yeğin olma durumu. | Bir etkinliğin ya da bir gücün derecesi. | Bir ses çıkarılırken algılanan ve titreşimlerin genliğinden kaynaklanan özellik. )
- 0[SIFIR]:
"YUTAN" ile/ve/değil/||/<>/< DURAN/DURDURAN / ARA
- SIFIR ile/ve/değil SALT BOŞÇA/MUTLAK SIFIR
( ... İLE/VE/DEĞİL -273 Kelvin )
( Mutlak Sıfır yazısı için burayı tıklayınız... )
- SIFIR[0] ile/ve SONSUZ
( Yutan sayılar. )
- SİGORTA[İt.]/ASFALYA[Yun.] değil/yerine/= KORUNÇ
- ŞIK[Ar. < ŞIKK] ile ŞIK[Fr. < CHIC]
( İkiye bölünmüş şeyin bir parçası. | Bir işin, iki yönünden her biri. | Seçenek. İLE Güzel, zarif, modaya uygun. | Güzel, modaya uygun giyinmiş olan. | Yerinde, uygun. )
- SIKI/LAŞMA ile KATI/LAŞMA
( STRICT/NESS vs. STERN/NESS )
- SIKILIK ile/ve/değil AÇI
- SIKINTI ile/ve/değil/yerine/<> KARANLIK
( Duygu durumu. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Algı durumu. )
( Zorlamalı, değişken, keyfî. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Zorunlu, doğal. )
- ŞIKIRTI ile/değil ŞIRILTI
( Nesnelerde, katılarda. İLE/DEĞİL Sıvılarda, akışkanlarda. )
- SIKIŞIKLIK ile KISIR DÖNGÜ
- SIKLIK/FREKANS ile/ve DALGA BOYU
( Birim zamanda oluşan dalga sayısı. İLE Bir dalganın iki ardışık tepe noktası arasındaki mesafe. )
- SIK/LIK ile/ve/||/<> SIKI/LIK ile/ve/||/<> YOĞUN/LUK
- SİKLON/KİKLON[Fr.] ile KİLOSİKL[Fr. < KILOCYCLE]
( Atmosferde bir alçak basınç alanı çevresinde hızla dönen rüzgârların oluşturduğu şiddetli fırtına. İLE Saniyede bin devir olan elektrik akımının frekansını ölçmek için kullanılan birim. )
- SİLİKAT ile BRANİT ile OMFAZİT ile SİLİKON
( Bir anyonda, temel atomun/atomların silisyum olduğunu belirten terim. | Yapı malzemesi olarak kullanılan cam, çimento, tuğla vb. maddelerin birleşiminde bulunan, silisik asidin bazlarla birleşerek oluşturduğu tuz. İLE Formülü, MnSiO3,.3Mn2O3 olan, doğal mangan silikat. İLE Piroksen grubundan, yeşil renkli, doğal silikat. İLE Karbon yerine silisyumun geçtiği, organik cisimlere benzer maddelerin genel adı.[Isı ve suya karşı dayanıklı olduğundan dolayı, yağ, plastik, merhem gibi maddelerin yapımında kullanılır.] )
- SİLME ile KAZIMA
- SİLSİLE[Ar.] ile ZİNCİR, ZİNCİRLEME OLAN ŞEY
( ART ARDA GELEN ŞEYLERİN MEYDANA GETİRDİĞİ SIRA )
( SOYSOP )
( ZİNCİR, ZİNCİRLEME OLAN ŞEY )
- SİMETRİ ile SENKRON
- SİMGE:
CANLI ve/||/<>/> CANLANDIRICI
- SİMGESEL (ANLATIM) ile/ve/<> ÇOKLU (ANLATIM)
( Akıllı kişiler, canlı bir varolanın, dil ve sözle çizilerek anlatılmasını, boya ya da herhangi bir sanat yapıtıyla gösterilmesine yeğ tutar; akılla izleyemeyen kişilere ise sanat yapıtı daha uygun gelir. )
( SYMBOLIC (EXPOSITION) vs./and MULTIPLE (EXPOSITION) )
- SINAMA ile/ve/||/<>/> SAĞLAMA
- SINIR KAVRAMLAR ile/ve İLİŞKİSEL KAVRAMLAR
- SINIR = HAT/HADD, HUDUT = LIMIT[İng.] = LIMITE[Fr., İsp.] = GRENZE[Alm.] = LIMITIS[Lat.] = PERAS[Yun.]
- SINIR ve/||/<>/> HAYIR
- SINIR ve/<> MERKEZ/ÇEKİRDEK
( LIMIT and/<> CENTER/NUCLEUS )
- SINIR ile/ve/||/<> NESNENİN SINIRLILIĞI
- SINIRLI ile/ve/||/<> SINIRLAYICI
- SINIRSIZ ile SONSUZ
( Mekânda. İLE Zamanda. )
( Bir gövdede odaklanmış, sonsuz olanız. )
( Sonsuz, bölünemez. )
( Sonsuz, sonsuzdan büyük ya da küçük olamaz. )
( Sonsuzluk, nicelik değildir. )
( In place. VS. On time. )
( UNLIMITED vs. INFINITE )
( INTERMINATUM vs. INFINATUM )
- SİPER-İ SAİKA[Ar.]/PARATONER[Fr. < PARATONNERRE]["PARATONEL" değil!] değil/yerine/= YILDIRIMSAVAR/YILDIRIMKIRAN/YILDIRIMLIK
- SIR:
"ÜSTÜ ÖRTÜLEN" değil PAYLAŞIL(A)MAYAN
- SIRADAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YALIN
- SİRKADİYEN ile SİRKALUNAR ile SİRKASEPTAN ile SİRKANUAL
( )
- SİRKÜLASYON[İng. < CIRCULATION] değil/yerine/= DOLAŞIM/YAYILMA
- SİRKÜLASYON ile SİKLON/SİKLUS/KİKLON[Alm. < KYKLON]
( CIRCULATION vs. CYCLONE )
- SİS ile DUMAN
( FOG vs. SMOKE )
- SİS ile/değil ÖLÜMCÜL "SİS"
( ... İLE/DEĞİL 1952 yılında Londra’'da oturanlar ısınmak için her zamankinden daha fazla ölçüde kömür yakmıştı. Yine aynı dönemde elektrikli tramvaylar kaldırılmış, yerine benzin ve mazotla çalışan binlerce otobüs alınmıştı.
Tüm bunlara yel akışının azlığı da eklenince ciddi bir hava kirliliği oluştu.
Kentin üstünü dumanlı sis bulutu kapladı ve bir haftadan fazla sürdü. Yüksek ozon seviyesi, kalp atışlarında düzensizliklere neden oldu; soluk alma güçlüğü yüzünden pek çok kişi hastahanelere başvurdu.
Günde 135 olan ölü sayısı, ikinci gün 500'e çıktı ve üç hafta boyunca günlük ölü sayısı 200 kişinin altına düşmedi.
İngiliz hükümeti, başlangıçta ölümlerin kirlilik yüzünden oluştuğunu kabul etmek istemedi. Ancak halkın baskısı ve bilimsel kanıtların ortaya çıkması sonucunda, hava kirliliği konusunda ciddi önlemler almak zorunda kaldı.
Bu olay tüm dünyanın hava kirliliğine bakış açısını değiştirdi. O güne kadar bireyler, hava kirliliği ile öyle ya da böyle yaşamaya alışmış ve kabullenmisti fakat bu olay ile birlikte havayı kirleten endüstriyel kuruluşlara birçok sınırlama getirildi. )
- SİSLİ ile DUMANLI/PUSLU
( FOGGY vs. HAZY )
- SIVI ile/ve/değil/||/<>/< AKIŞKAN/LIK
- SİYABEND[Fars.] değil/yerine/= GÖLGE
- SİYAH/KÖMÜR ile ANTRASİT[Fr. < ANTHRACITE]
( ... İLE Güçlükle tutuşan, koku, duman çıkarmadan büyük bir ısı vererek yanan bir taş kömürü türü. )
- ÇİZİNÇLERDE/HARİTALARDA:
SİYASİ ile/ve FİZİKİ
- ...SIZ ile YOK
( ...LESS vs. THERE IS/ARE NOT )
- SIZINTI ile/değil SIZLAMA
- SKALA/SCALE[İng.] ile SPEKTRUM/SPECTRUM[İng.]
( Genellikle ölçü aletlerinde gösterge çizelgesi. | Bir rengin belirli bir tonunun sağa doğru giderek artan oranda beyaz, sola doğru giderek artan oranda siyah katılarak elde edilebilen türevlerini gösteren cetvel. | Bir bestede kullanılabilecek aynı türden sesler kümesi. | Gam. İLE Çeşitlilik. )
- SOBA ile/değil KUZİNE[İt. < CUSINA]
( ... İLE/DEĞİL Hem ısıtmaya, hem de üzerinde ya da içinde yemek pişirmeye yarayan büyük mutfak sobası. | Gemilerde yemek pişirilen yer. )
- SODYUM KARBONAT ile NATRON[Fr.]
( ... İLE Hidratlı doğal sodyum karbonat. )
- SOFT[İng.] değil/yerine YUMUŞAK
- SOĞUK ile SERİN
( COLD vs. COOL )
- SOĞUKTA/SERİNLİKTE GİYİNMEK:
GEREKSİNİM ile/ve/değil/||/<>/< TEDBİR
- SOĞULMA ile/<> SOĞURMA
( Suyu ya da sütü çekilerek pörsüme. | Irmak, kuyu, pınar gibi yerlerde, suyun çekilip yok olması. İLE Bir madde, bir sıvıyı içine çekmek. | Katı ya da sıvı bir maddeyi, soğurma yoluyla bir gazı içine almak, emmek, massetmek, absorbe etmek. | Bir ortamın, ışık enerjisini belirli nicelikte emmesi. )
- SOKRATES ve/<>/> PLATON ve/<>/> ARİSTOTELES
( ... VE/<>/> Olması gerekeni bilirim/bileyim. VE/<>/> Olanı (")bilebilirim(")/bileyim. )
- SOLUK ile SOLUK
( [Ten için] Donuk bir beyazlığı olan, rengi atmış olan, solmuş. | [Işık için] Parlaklığını, gücünü yitirmiş olan. | [Nesneler için] Rengi atmış olan. İLE Akciğerlere çekilen ve atılan hava ya da ciğerlere hava alıp verme. )
- SOLVENT[İng.] ile/ve/||/<> SOLÜSYON
( Çözücü. İLE/VE/||/<> Çözelti. | Eriyik. | Çözüm. )
- SOM ile SOM ile SOM
( İçi dolu olan ve dışı kaplama olmayan. | Katışıksız. İLE Rıhtımın, su üstünde kalan bölümü. İLE Hem denizde, hem de tatlı sularda yaşayan, irice bir balık. )
( ... cum ... cum SALMO SALAR )
- SOMURMAK/SOĞURMAK ile/||/<> SÖMÜRMEK
( Emmek, ağza çekmek. İLE/||/<> Bir şey bırakmamak üzere yemek ya da içmek, iştahlı iştahlı yemek, hepsini birden bitirmek, silip süpürmek. )
- SOMUT ile/ve/<> DİZGE/DÜZEN
( CONCRETE vs./and/<> SYSTEM )
- SOMUT ile/ve GERÇEK/LİK
( CONCRETE vs./and REAL/ITY )
- SOMUT = MÜŞAHHAS = CONCRETE[İng.] = CONCRET[Fr.] = KONKRET[Alm.] = CONCRETUS[Lat.] = CONCRETO[İsp.]
- SÖNDÜRMEK ile SÖNDÜRMEK
( Ateş ve ışığın yanmasına, aydınlatmasına son vermek. | Hava ya da gaz ile şişirilmiş bir şeyin havasını ya da gazını boşaltmak. İLE Tutku ve duyguları yatıştırmak, etkisiz duruma getirmek. )
- SONLU KÜMELERİN BİRARADALIĞINDA ile/ve/||/<> SONSUZLUĞUN OLANAKSIZLIĞI
- SONLU SONSUZ ile/ve/||/<> SONSUZ SONLU
( İçerik, biçim/şekil/morf. İLE/VE/||/<> Yapı, sûret/form. )
- SONLU = FINITE[İng.] = FINI[Fr.] = ENDLICH[Alm.] = FINITA[Lat.]
- SONLULUĞUN(ÖLÜMÜN) SONRASI ile/ve/||/<> SONSUZLUK
- SONLU/LUK / SONSUZ/LUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SALTIK/LIK / MUTLAK/LIK
- SONSAL NEDEN ile/ve ETKİLİ/ETKER NEDEN
- SONSUZ KÜÇÜKLER:
FİZİĞİN değil MATEMATİĞİN KONUSU/ALANI
- SONSUZ ile SONSUZ / SONSUZ
- SONSUZCA BÖLÜNEBİLİRLİK ile/ve BELİRLİ BİR NOKTAYA KADAR BÖLÜNEBİLİRLİK
- SONSUZLUK ile/ve/||/<>/> AN ile/ve/||/<>/> TERSİNEMEZLİK(ENTROPİ) ile/ve/||/<>/> HEM, HEM DE | NE, NE DE ile/ve/||/<>/> BİLE DEĞİL (<> / > / < BİLE DEĞİL) (<> / > / < BİLE DEĞİL) ... ∞
- SONSUZLUK ve/<>/>< GERÇEKLİK
( Hak. VE/<>/>< Olumsallık[keyfîlik]. )
- SONSUZLUK ile/ve/<> KISIR DÖNGÜ
- SÖNÜM / SÖNÜMLEMEK ile SÖNÜMLÜ
( Bir salınım hareketinin genliğinin, türlü dirençlerin etkisiyle küçülmesi, itfa. | Bir borcun her yıl ödenen taksitlerle belirli bir zaman sonunda ödenmiş olması, itfâ. İLE İLE Belirli bir sürede, genliği, sıfıra inen [salınım hareketi]. )
- SONURGU ile SONURTU
( Bir başlangıcın, bir olgunun, bir ilginin gerekli ve zorunlu görülen sonucu, vargısı. İLE Birbirine bağlı iki önermeden sonraki. )
- SORGULANABİLİR/LİK ile/ve/||/<> BİLİNEBİLİRLİK
- SÖRKIL[İng. < CIRCLE] değil/yerine/= DÖNGÜ
- SORULAR:
BİLİMİN TEMELLERİNİ İLGİLENDİRENLER ile/ve/||/<> BİLİMİN YÖNTEMİNİ İLGİLENDİRENLER
- SORU/NLAR:
ÇIKINCA ile/ve/değil/||/<>/> ÇIKTIKÇA
- SORUNLARDAN/KİŞİLERDEN "KAÇMAK/UZAKLAŞMAK" ile/değil/yerine SORUN(LU)LARI UZAKLAŞTIRMAK
- SORUNLARIN:
OLUŞMASI ile/ve/değil/||/<>/< ORTAYA ÇIKMASI
- SORUNU:
GÖRMEMEK ile/ve/||/<> ÇARPITMAK
- SORUNU YOK ETMEK değil/yerine SORUNU YÖNETMEK
- SOYMAK ile SIYIRMAK
( TO SHELL/PEEL vs. TO PEEL OFF )
- SOYUT ile SOMUT
( Soyut, AKIL'ın alanıdır. Varlık-Yokluk, Birlik-Çokluk gibi kavramlardır soyut olanlar. | İlişkisizlik. İLE İlkesine/yasasına göre işleyen olgu. | Duyunun kavramlaştırılması. | Kavram çiftleri arasındaki ilişki. | Ayrımların birliği. )
( BAZI SOYUTLAR:
* AHLÂK
* CEBİR
* MÛSİKÎ
* METAFİZİK )
( Saltık[mutlak]. İLE Göreli. )
( ABSTRACT vs. CONCRETE )
( CONCRET avec ABSTRAIT )
( KONKRET mit ABSTRAKT )
( CONCRETO con ABSTRACTO )
( CONCRETO con ASTRATTO )
( MÜCERRED ile/ve MÜŞAHHAS )
- SÖZLÜK ÇALIŞMASI/OKUMASI:
HERKESİN HARCI ile/ve/değil/||/<>/< HERKESİN İHTİYACI
- SÖZLÜK ve YASA KULLANIMI/OKUMA GEREĞİ:
[hem] BİLMEDİĞİMİZ KAVRAMLAR/TERİMLER/YASALAR SÖZCÜKLER İÇİN
ile/ve/değil/hem de/||/<>/>/<
(")BİLDİĞİMİZ(") SÖZCÜKLER/KAVRAMLAR/TERİMLER/YASALAR İÇİN
- SÖZLÜK ile/ve/yerine/<> ANSİKLOPEDİK SÖZLÜK
( İlk sözlük yazarı... Halil b. Ahmed [ö. 786] )
( DICTIONARY vs./and/<> ENCYCLOPEDIC DICTIONARY
ENCYCLOPEDIC DICTIONARY instead of DICTIONARY )
- SÖZÜNDEN ÇIKIL(A)MAYANLAR:
SU ile/ve/<> EKMEK ile/ve/<> ÖLÜM
( Çocuklukta. İLE/VE/<> Yetişkinlikte. İLE/VE/<> Yaşlılıkta. )
- SPLITTING[İng.] değil/yerine/= AYIRMA/AYRIŞTIRMA
- SPOR ile/ve/değil HAREKET
- SPOT ile SPOT
( Herhangi bir aynalı alet ile ekran üzerinde oluşturulan görüntü. | Tanıtımcık. | Peşin. İLE Işıntı. )
- STANDART MODEL ve/||/<> ATOM ALTI PARÇACIKLAR
( )
( İlgili yazı ve ayrıntıları için burayı tıklayınız... )
- STANDART MODEL ile/ve/||/<>/> HERŞEYİN KURAMI
(
İLE/VE/||/<>/>
)
( )
( )
- STANDART MODEL ile/ve/||/<>/> OPAK EVREN
( 10[üzeri]-2'ye kadar. İLE/VE/||/<>/> 10[üzeri]-2'nin altı. )
- STATİK SÜRTÜNME ile/ve/||/<> KİNETİK SÜRTÜNME
( Devim/hareket öncesi nesneler arasındaki direnç. İLE/VE/||/<> Devim durumundaki nesneler arasındaki direnç. )
- STATİK ile/>< ANTİSTATİK[Fr.]
( ... İLE/>< Statik elektrik yüklerinin birikimini azaltmak ya da engellemek için kullanılan nesneler. )
- STATİK[Fr. < Yun.]/STATOR[Lat.] değil/yerine/= DURUK/DURAĞAN/DEĞİŞMEZ[>< DEVİNİM]
- STEN[İng.] ile STEN[Fr. < Yun.]
( Çapı, 9 milimetre olan, İngiliz yapısı, hafif, kullanışı kolay bir tür makineli tüfek. İLE Bir tonluk bir kütleye, bir saniyede 1 metre hız artışı veren kuvvet ölçü birimi. )
( STEN vs. ... )
( ... avec STHÈNE )
- STRATOSFER ile/ve/<> STRATOPOZ
( Katyuvar. İLE/VE/<> Katyuvarın üst sınırı. )
( STRATOSPHERE vs./and/<> STRATOPAUSE )
- SU GEÇİRMEZ/LİK ile/ve/||/<>/< IŞIK GEÇİRMEZ/LİK
- SU:
ŞEFFAF değil AÇIK MAVİ
- SU TERAZİSİ ile HORTUM TERAZİSİ
( Açı ölçer. İLE Eğim/düzlük ölçer. )
- SU ile AĞIR SU
( ... İLE Bazı nükleer reaktör tiplerinde nötron yavaşlatıcısı olarak kullanılan, içinde hidrojen atomları yerine döteryum izotopları bulunması sonucu oluşan su. )
- SU ve/||/<>/> DELİ
( Akar. VE/||/<>/> Bakar. )
- SU ile HAFİF SU
( ... İLE Her bir moleküldeki hidrojen atomunun ikisi de protiyum izotopu olan su. )
- SU ve/||/<> KARBONDİOKSİT ve/||/<> AZOT
( Oksijenin, hidrokarbonlarla yaptığı tepkime sonucunda, karbondioksit ve su oluşur. VE/||/<> Sudan sonra, yeryüzünün üst katmanlarında en çok bulunan uçucu bileşenlerden öteki ise karbondioksittir. [Bu gaz, Mars'ın ve Venüs'ün atmosferlerindeki baskın gazdır.][Jeolojik süreçler, dünyanın, atmosferindeki karbondioksitin neredeyse tümünün atmosferden çıkarak katı durumdaki yeryüzüne, kabuktaki karbona minerallerinin bileşeni olarak girmesine neden olmuştur.][Kabuktaki karbondioksit kütlesi, okyanustaki su kütlesinin, yaklaşık üçte biri kadar büyüklüğe sahiptir.][Göktaşlarında, karbonat minearallerine son derece ender rastlanmakta olup bunların, güneş nebulasında oluştukları düşünülmemektedir.][Yerin, karbondioksiti, karbon mineralleri durumunda biriktirmediği açıkça anlaşılmaktadır. Karbon, belirli bir olasılıkla hidrokarbon olarak hidrojenle birlikte birikmiştir.] VE/||/<> Dünya atmosferinin baskın bileşenidir. Kabuktaki karbonat göz önünde bulundurulduğunda, karbondioksitten yaklaşık yüz kat daha az oranda bulunur. Dünyadaki azotun hemen hemen hepsi atmosferde bulunur. Azotun, güneş nebulasında katı bileşikler oluşturduğu düşünülmemekte, ayrıca, göktaşlarında da azota hemen hemen hiç rastlanmamaktadır. Azotun, yerin üst katmanlarını oluşturan katı nesnenin küçük bir kirleticisi olarak biriktiği anlaşılmaktadır. Dünyada, azotun varoluşunun güneş nebulasında meydana gelen kimyasal süreçteki ve yoğunlaşma sürecindeki kusurlardan kaynaklanmış olması olasıdır. Bir azot ve hidrojen bileşiği olan amonyak, bir amonyak molekülünün ve bir potasyum atomunun neredeyse aynı büyüklükte olması nedeniyle zaman zaman silikat minerallerinin kristal dokularındaki potasyumun yerine geçer. )