
Eşit'liği bulunan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 11.139 başlık/FaRk ile birlikte,
11.139 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(22/46)
- KED = NE İYİ ...
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir şeyi betimlerken vurgulama ya da abartma amacıyla kullanılan bir ilgeç. )
( KED AT: Ne iyi at. | KED NENG: Ne iyi şey. )
- KEDGÜ = KEDÜT
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Her türlü giyilecek nesne. İLE Düğünlerde, gelinin ve damadın akrabalarının, evlenecek çiftin onuruna giydiği belirli bir giysi. )
- KEFÂLET SENEDİ değil/yerine/= YÜKÜMLÜK BELGİTİ
- KEFÂLET/NÂME değil/yerine/= YÜKÜMLÜK/BELGE
- KEFÂRET/PENANCE değil/yerine/= SUÇ ÖRTER
- KEFİL[Ar.] değil/yerine/= YÜKÜMCÜ
- KEFİLE KEFALET/SECONDARY GUARANTEE değil/yerine/= YÜKÜMCÜYE YÜKÜMLÜK/İKİNCİL GÜVENCE
- KEHÂNET değil/yerine/= ÖNBİLİ
- KEKA = KEKAH
( Zevkli bir durum anlatılırken, "ne güzel, ne iyi" anlamlarında söylenilen bir söz. )
- KELÂM[Ar.] değil/yerine/= SÖZLEM
- KELEBEK BİÇİMİNDE/KELEBEKSİ KOROLLA = TÜVEYC-İ FERÂŞÎ = COROLLE PAPILIONACÉE
- KELİME HAZİNESİ[Ar.] değil/yerine/= SÖZ AĞIŞI/DAĞARCIĞI/VARLIĞI
- KELİME[Ar.] ile/yerine/= SÖZCÜK
- KEMER[Fars.] değil/yerine/= EĞME/TÜMSEKLİ
- KEMER değil/yerine/= KAYIŞ
- KEMER/SEMER değil/yerine/= ÇIKAÇ
- KEMOLİZ/CHEMOLYSIS[İng.] değil/yerine/= KİMYASAL AYRIŞIM
- KEMOPREVANTİF/CHEMOPREVENTIVE[İng.] değil/yerine/= İLAÇLA ÖNLER
- KEMOPROFİLAKSİ/CHEMOPROPHYLAXIS[İng.] değil/yerine/= İLAÇLA KORUMA
- KEMOTAKSİ/CHEMOTAXIS[İng.] değil/yerine/= KİMYASAL YÖNELIM
- KEMOTAKTİK/CHEMOTACTIC[İng.] değil/yerine/= KİMYASAL YÖNELIMLİ
- KEMOTERAPİ/CHEMOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= İLAÇLA KANSER SAĞALTIMI | İLAÇLA SAĞALTIM
- KEMOTERAPİ değil/yerine/= KİMYASAL/KİMYEVÎ SAĞALTIM/TEDAVİ
- KEMOTERAPÖTİK/CHEMOTHERAPEUTIC[İng.] değil/yerine/= KANSER İLACI
- KEMRÜK = KERTÜK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Tahtanın üzerindeki çentik. )
- KEM-TER değil/yerine/= AŞAĞIDA BULUNAN, HAKÎR, İTİBARSIZ | EKSİK
( AŞAĞIDAN BULUNAN, HAKÎR, İTİBARSIZ | EKSİK )
- KENAR, KIYI = HÂFFE = BORDURE
- KENAR değil/yerine/= KIYI
( ŞÂTİ'[çoğ. ŞEVÂTÎ] )
- KENARI DİŞLİ YAPRAK = VARAK-I MÜSENNİNÎ = FEUILLE DENTÉE
- KENARI FİSTOLU YAPRAK = VARAK-I MÜNFERİCÎ = FEUILLE FESTONNÉE
- KENARI OYMALI YAPRAK = VARAK-I MUZARRASÎ = FEUILLE CRÉNELÉE
- KENARI TESTERE DİŞLİ YAPRAK = VARAK-I MİNŞÂRÎ = FEUILLE SERRÉE
- KENARI YAYIK GİRİNTİLİ OLAN YAPRAK = VARAK-I CÜYÛBÎ = FEUILLE ÉCHANCRÉE
- KENDİ ...:
ZAVİYEM(/DEN BAKINCA) değil/yerine/= AÇIM(/DAN BAKINCA)
- KENDİBESLENEN = ÖZBESLENEN
- KENDİLİĞİNDENLİK ile/ve/||/<>/= RASTGELELİK
( 1983 - Anton Zeilinger[20 Mayıs 1945] )
- KENDİLİĞİNDENLİK = TAVİYET = SPONTANEITY[İng.] = SPONTANÉITÉ[Fr.] = SPONTANEITÄT[Alm.] = SPONTANEUS[Lat.] = ESPONTANEIDAD[İsp.] = TZU-JAN[Çince]
- KENDİ/LİK ile/ve/= BÜTÜN/LÜK
- KENDİNDE ŞEY = BİZATİHİ ŞEY = THING IN ITSELF[İng.] = CHOSE EN SOI[Fr.] = DING AN SICH[Alm.]
- KENDİNDE = BİZATİHİ = IN-ITSELF[İng.] = EN SOI[Fr.] = AN SICH[Alm.] = IN SE[Lat.] = KATH'HAUTO[Yun.]
- KENDİNİ BİLMEK ve/= KENDİN OLMAK/OLABİLMEK
( Başkası olma! Kendin ol! )
( GNOTHI SEAUTONU & NOSCE TE IPSUM )
- KENDİNİ "KÜÇÜMSEME" ile/ve/=/||/<>/< ÖVÜNME
- KENDİNİ TANI = RECOGNIZE YOURSELF[İng.] = GNOTHI SEAUTONU
- KENEVİR ile/ve/<>/= KENDİR
( Kendirgillerden, sapındaki liflerden halat, çuval vb. kaba örgüler yapılan, iki evcikli bir bitki. İLE/VE/<> Kenevirden yapılmış olan. )
- KENGEL/KENGER[Fars.] = EŞEK DİKENİ
( Birleşikgillerden, yaprakları dikenli yaban bir bitki. )
( CYNARA CARDUNCULUS )
- KENTET[Fr. < QUINTETTE] değil/yerine/= BEŞLİ
- KEPÇIR[İng. < CAPTURE] değil/yerine/= YAKALAMA
- KEPMEK = ÇÖKMEK/YIKILMAK
- DEFA/KERE[Ar.] değil/yerine/= KEZ
- KERESTE[Fars. < KERASTE] ile/= KALAS[< Romanya'da Galati kenti]
( Tomrukların boyuna biçilmesiyle elde edilen ve marangozlukla inşaatta kullanılan nitelikli ağaç. | Ayakkabı yapımında kullanılan gereç. | Kaba saba kişi, "kalas". İLE/= Kalın biçilmiş uzun tahta. | Ahşap yapılarda kiriş olarak kullanılan kalın biçilmiş uzun tahta. | Kaba, anlayışsız kişi, "kereste". )
- KERHEN değil/yerine/= İĞRENEREK/TİKSİNEREK
- KERHEN değil/yerine/= İSTEMEYEREK/GÖNÜLSÜZCE
- KERRAKE/KERÂKE[Ar.] değil/yerine/= ÜSTLÜK
( İnce softan hafif ve dar bir üstlük. )
- KERRAT[Ar.] (CETVELİ) değil/yerine/= ÇARPMA/ÇARPIM (TABLOSU)
- KERTERİZ[Yun.] (ALMA) değil/yerine/= ÖLÇME, ÖLÇÜ ALMA
( Bir yerin nerede bulunduğunu pusula ile ölçme. Denizcilerin, denizde sığlıkları belirlemek için kullandıkları imlerin tümü. )
- KERTMEK = ÇENTME/SÜRTÜNME
( Bir şeyin kenarında kertik açmak. | Sertçe sürtünmek. )
- KESAT[Ar. < KESÂD] değil/yerine/= DURGUNLUK, YOKLUK, KITLIK
- KEŞÎDE[Fars.]/KÂF-I FARSÎ değil/yerine/= ÇEKİLİŞ
( Banka ve her tür piyango ikramiyesinde çekme. | Arap harfli yazıda bazı yazaçların baş tarafı yazıldıktan sonra süs için çekilen uzatma. )
- KEŞİF değil/yerine/= BULUŞ
- KEŞİF ile/ve/= HAKİKAT
( Ancak hakikat/i olanlar keşfedilir. )
- KESİF[Ar.] değil/yerine/= YOĞUN
( Oylumuna oranla, ağırlığı çok olan. | Koyu, kalın. | Etkisi güçlü olan.[koku vb.] | Artmış, çoğalmış bir durumda olan. | Dolu, sıkı, çok. | Kaba, kalın, iri.[elek, iğne için] )
- KESİNKES/KESİN KEZ = KESİNLİKLE
- KESİNLİK = YAKÎN, MEVSUKİYET = CERTAINTY, CERTITUDE[İng.] = CERTITUDE[Fr.] = GEWISSHEIT[Alm.] = CERTITUDO[Lat.]
- KEŞŞÂF[Ar.] değil/yerine/= İZCİ
- KESTERE = KİTRE
( Gevenden çıkarılan bir zamk türü. )
- KETENPERE[Yun. < KATO PERA] değil/yerine/= ÖTEKİ TARAFIN AŞAĞISI | KASIMPAŞA[AŞAĞI BEYOĞLU]
- KETMEN = ÇAPA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Toprağı parça parça yapmakta kullanılan araç. İLE ... )
- KEVGEK/KEWGEK = KEKEME
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Konuşurken kekeleyen kişi. )
- KEVGİR[Fars. < KEFGÎR] değil/yerine/= SÜZGEÇ
- KEYFÎ değil/yerine/= İSTEĞE BAĞLI
- KEYFÎ değil/yerine/= İSTEĞİL
- KEYFÎ/LİK değil/yerine/= OLUMSAL/LIK
- KEYİF değil/yerine/= YAŞU/YAŞUĞ
- KEYLÜS/KİLÜS[Ar. < Yun.] değil/yerine/= AKKAN
( Bağırsaktan gelen, içinde yağ damlacıkları bulunan kan. )
- KƏL[Azr.] = ERKEK CAMIŞ[Tr.]
- KƏLƏK[Azr.] = HİLE[Tr.]
- KƏND[Azr.] = KÖY[Tr.]
- KƏPƏNƏK[Azr.] = KELEBEK[Tr.]
- KİBÂR[< KEBÎR] değil/yerine/= İNCE/TAYLAN/KOSTAK
( Zarif, kibar, nazik, çalımlı, güzel giyinmiş, yakışıklı. | Yiğit, kabadayı, yürekli. | Büyükler, ulular. )
- KİBAR değil/yerine/= TAYLAN
- KİBAR-I KELÂM = BÜYÜKLERİN KELÂMI
- KİBAS/INCREASED İNTRACRANIAL PRESSURE SYNDROME[İng.] değil/yerine/= KAFA İÇİ BASINÇ ARTIŞI BELİRGESİ, KAFA İÇİ BASINÇ ARTIŞI SENDROMU
- KİBİR = PRIDE[İng.] = ORGUEIL[Fr.] = HOCHMUT[Alm.] = SUPERBIA[Lat.]
- KIBLE ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/> AMAÇ
( Güney ile güneybatı [Güneybatı ile güney arası]. [Türkiye'ye göre!] [Güney anlamına da kullanılır.] | Mekke'de Kâbe'nin batı köşesi ile altınok (Mizp) arasının doğrultusu. | Kabul etmek. | Güneyden esen rüzgâr. | Darlıkta başvurulan kapı. )
- KIBLE ||/<>/= ÖZBİLİNÇ
- KİBRİT[Ar.] değil/yerine/= KAV
( Ağaçların gövdesinde ya da dallarında yetişen bir tür mantardan elde edilen ve çabuk tutuşan, süngerimsi nesne. )
- KIBT/CONE BEAM COMPUTERIZED TOMOGRAPHY, CONE BEAM COMPUTED TOMOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= KONİK IŞINLI BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ
- KİÇİG = KÜÇÜK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Herhangi bir şeyin küçüğü. İLE ... )
- KIÇIN KIÇIN = GERİ GERİ (UZAKLAŞMAK)
- KİFAFLANMAK[Ar.] değil/yerine/= AZLA YETİNMEK
( Elde ne varsa onunla, çok az yiyecekle karın doyurmak, çok az şeyle yetinmek. )
- KİFÂYET değil/yerine/= YETERLİK
- KİFÂYET değil/yerine/= YETERLİ(Lİ)K
- KİFÂYETSİZ[Ar.] değil/yerine/= YETERSİZ
- KIĞ = KIĞI
( Koyun, keçi vb. ve deve dışkısı. )
- KİKLOTRON[Yun. ] değil/yerine/= HIZLANDIRICI
( ... İLE Atom araştırmalarında, elektriklenmiş nesnelere yüksek hız veren bir aygıt. )
- KILAVUZ = REHBER = GUIDE[İng., Fr.] = FÜHRER[Alm.] = GUIDA[İt.] = GUÍA[İsp.]
- KILGILI/KILGIN/UYGULAMALI = AMELÎ = PRACTICAL[İng.] = PRATIQUE[Fr.] = PRAKTISCH[Alm.] = PRAKTIKOS < PRAKTEIN[Yun.] = PRÂCTICO[İsp.]
- KILICINA = KILIÇLAMA
( Kalas, cetvel tahtası gibi kalınlığı eninden az olan nesnelerin, keskin ve dar tarafının yukarı gelmesi üzerine. )
- KİLİSE =/<> CEMAAT
- KILKIRAN = SAÇKIRAN
( Bir mantarın oluşturduğu, kılları döken bir deri sayrılığı. )
- KİMLİK ile/ve/||/<>/>/!= SÜREKLİLİK
( Kimlik ile süreklilik, aynı şey değildir. )
( IDENTITY vs./and/||/<>/>/!= CONTINUITY )
- KİNÂYE[Ar.]/İRONİ[İng. IRONY | Fr. IRONIE] değil/yerine/= DOLAYSÖZ
- KİNAYE değil/yerine/= İMLEME
- KINESTETİK HALÜSİNASYON/KINESTHESİC HALLUCINATION[İng.] değil/yerine/= DEVİNIMSEL VARSANI
- KINESTETİK KOMÜNİKASYON/KINAESTHETIC COMMUNICATION[İng.] değil/yerine/= DOKUNSAL İLETİŞİM
- KİNETİK değil/yerine/= DEVİNGİ
- KİNETİK değil/yerine/= DEVİNGİL
- KINK[İng.] değil/yerine/= BÜKÜM
- KINNAP değil/yerine/= SİCİM
- KIRNAP/KINNAP[Ar. < KİNNEB] değil/yerine/= SİCİM
( Keten, kenevir gibi bitkilerin liflerinden yapılan, kaba şeyler dikmeye, bağlamaya yarayan ince sicim ya da kalın ip. )
- KİP = CİHET, HAL, TAVIR = MODE, MOOD[İng.] = MODE[Fr.] = MODUS[Alm., Lat.] = MODO[İsp.]
- KIPI = AN = DEM = MOMENT[İng., Fr., Alm.] = ATTIMO/MOMENTO[İt.] = MOMENTO/RATO[İsp.]
- KIRANTA[İt. < QUARANTA] değil/yerine/= KIRÇIL
( Saçları ağarmaya başlamış eril kişi. | İlerlemiş yaşına karşın bakımlı, özenli eril kişi. | Kırlaşmış saç, sakal. )
- KIRIM ile/= TAURIS ile/= TAVRIA/TAVRIDA
( ... İLE/= Kırım'dan, ilk kez Antik Çağ'da, Heredotos söz etmiş ve bu adı vermiştir. İLE/= Roma'lılar da, bu adlarla anmıştır. )
- KİR/Lİ/LİK ile/ve/= PASAK/LI/LIK
- KİRLOŞ = KİRLOZ
( Kirli ve pasaklı. )
- KİRMAN = KİRMEN
( İp eğirmeye yarayan tahtadan yapılmış araç. )
- KIRMIZI[Ar.] değil/yerine/= AL
- KIRMIZI[Ar.] değil/yerine/= AL / KIZIL
( Parlak kırmızı renk. | Bu renkte olan. | Aşırı derecede olan. | Komünist. | Genellikle küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızı renkte geniş lekeler döktüren, kuluçka dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık. | Altın. )
- KİROTERAPİ/CHIROTHERAPY[İng.] değil/yerine/= ELLE SAĞALTIM
- KISA/UZUN VÂDELİ[Ar.] değil/yerine/= KISA/UZUN ERİMLİ
- KİŞİ ADEDİ[Ar.] değil/yerine/= KİŞİ SAYISI
- KİŞİ/İNSAN ve/= AKIL
( Akılla her şey bilinir de insan bilinmez. )
- KİŞİ/İNSAN ve/||/=/<>/< DİL
( Kişi, dilinin ardında gizlidir. )
( TALÂKAT: Dil açıklığı, düzgün sözlülük. | Güleryüzlülük. )
( Kişinin içi neyse, dili de odur. )
( Kişinin, dile; dilin, yola; yolun, ereğe gereksinimi vardır. )
( İnsan/kişi, dil varolanıdır; kelâmla terbiye olunur/edilir. )
( Hakikatin üzerindeki perdelerden biri dildir. )
( SELÂSET: Sözün akıcı olma, kolay anlaşılma hali. )
( AĞZI TATLI: Hoş konuşan. )
( Üslûb-u lîsân, aynıyla insan. )
( Kişi, kendini, yazı aynasında görür/gösterir ve gerçekleştirir. )
( HUMAN(/SOCIETY) and/||/=/<>/< LANGUAGE )
( ... ve/||/=/<>/< LİSÂN )
( ... ve/||/=/<>/< ZEBÂN )
- KİŞİ/ADAM/İNSAN OLMAK ve/||/<>/=/: 72 MİLLETİ, BİR BİLMEK
- KİŞİ[Azr.] = ERKEK[Tr.]
- KİŞİ ve/= GÖNÜL
( GÖNÜL BİRDİR!
["Benim gönlüm"/"Senin gönlün"ü olmaz!] )
( HUMAN and/= HEART )
- KİŞİ = MİRASSIZ
- KİŞİ ve/= ÖYKÜ
( Kişi, mekândan, zamana geçendir. )
( HUMAN and/= STORY )
- KİŞİ = ŞAHIS/FERD = PERSON[İng.] = PERSONNE[Fr.] = PERSON[Alm.] = PERSONA[Lat., İsp.]
- KİŞİ/LER değil/yerine/||/=/<>/< ZİHİN/LER
- KİŞİLİK = ŞAHSİYET = PERSONALITY[İng.] = PERSONALITÉ[Fr.] = PERSÖNLICHKEIT, PERSONALITÄT[Alm.] = PERSONALIDAD[İsp.]
- KISIM, PARÇA, BÖLÜM = KIT'A = PARTIE
- KISIMLAR = PARÇALAR, BÖLÜMLER = KITA'ÂT = PARTIES
- KISIR DÖNGÜ = DEVR-İ BATIL, FASİT DAİRE = CERCLE VICIEUX[Fr.] = ZIRKELBEWEIS[Alm.] = CIRCULUS VITIOSUS[Lat.]
- KİŞİSEL = ŞAHSİ = PERSONAL[İng.] = PERSONNEL[Fr.] = PERSÖNLICH, PERSONAL[Alm.]
- KISKANÇLIK = JEALOUSY[İng.] = JALOUSIE[Fr.] = EIFERSUCHT[Alm.] = ZELOTYPIA[Lat.]
- KISMÎ/PARSİYEL/PARTIAL[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMSEL/BÖLÜMLÜ/BÖLÜNMÜŞ
- KİSPET = KİSVET
( Yağlı güreşte pehlivanların giydiği, belden baldıra kadar uzanan, dar paçalı pantolon. )
- KISSA[Ar.] değil/yerine/= OLAY/DURUM ANLATI
- KIST/CYST[İng.] değil/yerine/= KESE
- KISTAS[Ar.]/CRITERION, CRITERIA[İng.]/KRİTER[Fr. < CRITERE] değil/yerine/= ÖLÇÜT/ÖLÇEK
- KİSVE[Ar.] değil/yerine/= KILIK
- KİT KEMIK İLİĞİ TRANSPLANTASYONU/BONE MARROW TRANSPLANTATION[İng.] değil/yerine/= KEMIK İLİĞİ AKTARIMI
- KITÂ[Ar.] değil/yerine/= ANAKARA | BİRLİK | DÖRTLÜK
- KITA[Ar.] değil/yerine/= KESİT
- KİTÂBET/KETEBE/MUKABELE/KUBİLE KAYDI = FERAĞ KAYDI = İSTİNSAH KAYDI
( İstinsah kayıtlarında, tarihler, yazıyla verilir.[nadiren de rakamla] )
( İstinsah kayıtları, genellikle Arapça'dır. [XI. yy.'dan sonra Farsça da görülmektedir. XIV. yy.'dan sonra çok az sayıda Türkçe olarak da görülmektedir. Bazen de ebced ile kaydedilmiştir.][bkz. İslâm İlimleri Dergisi - Esad Coşan, 2. Sayı, 55-56 s., 1975, Ankara] )
- KITAL[Ar. < KİTAL] değil/yerine/= SAVAŞ
( Vuruşma, birbirini öldürme. | Savaş. )
- KITİPİYOZ[Yun.] değil/yerine/= DEĞERSİZ, BAYAĞI, KÖTÜ
- KİTLE değil/yerine/= TOPLULUK
- KITSCH değil/yerine/= BAYAĞI/ZEVKSİZLİK
- KIVAM[Ar.] değil/yerine/= KOYULUK/YOĞUNLUK
- KIYÂFET/KİSVE/ESVAP/LİBAS[Ar.}/KOSTÜM[Fr./İng. < COSTUME] değil/yerine/= GİYSİ/GİYİM/GİYECEK/OTRAN
- KIYAS KABUL ETMEZ değil/yerine/= KARŞILAŞTIRILAMAZ
- KIYAS değil/yerine/= DENK SAYMA/BİR TUTMA
- KIYASIYA = ŞİDDETLİ/YOĞUN BİR BİÇİMDE
( Çok şiddetli, korkunç, müthiş. | Şiddetli bir biçimde. )
- KIYAS(LAMA)/TASMİM[Ar.] değil/yerine/= TASIM(LAMA)
- KIYAS/MUKAYESE değil/yerine/= KARŞILAŞTIRI/KARŞILAŞTIRMA
- KIYMET-İ HARBİYE değil/yerine/= ETKİSİ DEĞERİ
- KIYMET/Lİ[Ar.] değil/yerine/= DEĞER/Lİ
- KIYTIRIK[argo] değil/yerine/= DEĞERSİZ, BAYAĞI
- KIZ = KID
( Kıt, "nadir/yetersiz/az" olan demektir.
[ Eski zamanlarda annelerin doğumlarda ölmesi ve ayrıca önceliğin/değerin erile verilmesinden dolayı "eril olmayan" bebeğin/doğan-ın değersiz görülmesiyle ve dişil çocukların azalması ve yetersiz/kıt kalmasından adını almıştır. ]
[ Arapça'da KID olarak kullanılan bu sözcük, Türkçe'de hem KIT olarak, hem de D harfinin Z olarak seslendirilmesiyle KIZ olarak yerini almıştır. ] )
- KIZILGERDAN = | NAR BÜLBÜLÜ = KINALI = GÖĞSÜ KINALI |[yerel]
- KKDS/CLINICAL DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KLINİK KARAR DESTEK DÜZENİ
- KKE/PERSONAL PROTECTIVE EQUİPMENT KİŞİSEL KORUYUCU EKİPMAN, KİŞİSEL KORUYUCU DONANIM -değil/yerine/=
- KLASIFIKASYON/CLASSIFICATION[İng.] değil/yerine/= SINIFLAMA
- KLASİK ile/ve/=/||/<> ALGI KÖRLÜĞÜ OLUŞTURMAYAN
- KLAS/MAN[Fr. < CLASSE/MENT] değil/yerine/= BÖLÜM
- KLAVSEN[< Fr.]/ÇEMBALO[< İt.] = PİYANO[İt. < PIANO]
( Klavyeli ve telli bir çalgı. )
- KLEPTOKRASİ değil/yerine/= HIRSIZERKİ
- KLEPTOKRAT değil/yerine/= HIRSIZERKÇİ
- KLEPTOKRATİK değil/yerine/= HIRSIZERKİL
- KLİŞE[Fr. < CLICHÉ] değil/yerine/= BASMAKALIP SÖZ / TANIKLIK
- KLİŞE[Fr. < CLICHE] değil/yerine/= KALIP/BASMAKALIP
( Baskıda kullanılmak amacıyla, üzerine kabartma resim, biçim, yazı çıkarılmış metal levha. | Basmakalıp söz, görüş vb. )
- KLON değil/yerine/= EŞÇE
- HIZIR/KLOROFİL değil/yerine/= YEŞERMİK, YEŞİLİZ
- KLOSTROFOBİ[Fr./ing. < Yun.]["KLASTROFOBİ" değil!] değil/yerine/= KAPALI YER KORKUSU
- KM/BY/KNOWLEDGE MANAGEMENT değil/yerine/= BİLGİ YÖNETİMİ
- KMR/CARDIAC MAGNETIC RESONANCE[İng.] değil/yerine/= KARDİYAK MANYETİK REZONANS
- KMY/BONE MINERAL DENSITY[İng.] değil/yerine/= KEMİK MINERAL YOĞUNLUĞU
- KOAGÜLASYON/COAGULATION[İng.] değil/yerine/= PIHTILAŞMA
- KOAGÜLOPATİ/COAGULOPATHY[İng.] değil/yerine/= PIHTILAŞMA SAYRILIĞI
- KOAGÜLÜM/COAGULUM[İng.] değil/yerine/= PIHTI
- KOALİSYON[Fr./İng. < COALITION] değil/yerine/= ORTAKLIK, ORTAK YÖNETİM
( Çeşitli güçlerin biraraya gelmesiyle oluşturulan birlik. )
- KOAN[Jap.] = KUNG-AN[Çince]
- KOAPTASYON/COAPTATION[İng.] değil/yerine/= KAVUŞUM
- KOARKTASYON/COARCTATION[İng.] değil/yerine/= DAMAR DARALIMI
- KOÇAKLAMA = YİĞİTLEME
- KOCAMAN ALKIŞ değil/yerine/= BÜYÜK ALKIŞ
- KOENFEKSİYON/COINFECTION[İng.] değil/yerine/= EŞBULAŞ, BİRLİKTE BULAŞ
- KOENZİM/COENZYME[İng.] değil/yerine/= EŞENZİM
- KÖFTEHOR[Fars. < KUFTE HAR] değil/yerine/= ÇENESİ DÜŞÜK | ŞARLATAN | ÇAPKIN
- KOGNİTİF[İng. < COGNITIVE] değil/yerine/= BİLİŞSEL
- KOĞUŞ[Azr.] = AĞAÇ KAVUĞU[Tr.]
- KOHERANS/COHERENCE[İng.] değil/yerine/= EŞ EVRELİLİK | TUTARLILIK
- KOHEZYON/COHESION[İng.] değil/yerine/= YAPIŞMA, KAYNAŞMA, BÜTÜNLEŞME
- KOHORT ÇALIŞMASI/COHORT STUDY[İng.] değil/yerine/= ORTAK ÖZ ÇALIŞMASI, DÖNEMDAŞ ÇALIŞMASI
- KOHORT/COHORT[İng.] değil/yerine/= ORTAK ÖZ, DÖNEMDAŞ
- KOİL/COIL[İng.] değil/yerine/= SARMAL TIKAÇ, SARGI
- KOINSIDANS/COINCIDENCE[İng.] değil/yerine/= EŞ RASTLANTI
- KOINSIDENTAL/COINCIDENTAL[İng.] değil/yerine/= EŞ RASTLANTISAL
- KÖK KURDU ile/= DANABURNU
( Toprak içinde yaşayıp bitkilere, köklerini keserek zarar veren bir böcek. | Aslanağzı çiçeği. )
( GRYLLOTALPA VULGARIS )
- KÖK = CEZR = RACINE
- KOKART[Fr. < COCARDE] değil/yerine/= SİMGE
( Asker şapkalarına takılan ve rengi uluslara göre değişen simge/işaret. | Belirli bir topluluğa özgü olan simge/işaret. )
- KÖKÇÜK = CÜZEYR = RADICULE
( Ana kökün dallanmasıyla oluşan ikincil kök. )
- KÖKERTMEK ile/= KÖKLEMEK
( Köklemek. | Fide, sebze ya da asma çubuğunun ufaklarını köküyle çıkararak başka yere dikmek. )
- KÖKSAP, RİZOM = SÂK-I ZÂHİF = RHIZOME
( Süsende olduğu gibi her yıl kök süren ve yer üstüne sap çıkaran, çok yıllık yer altı gövdesi. )
- KÖKTENCİLİK = CEZRİYE = RADICALISM[İng.] = RADICALISME[Fr.] = RADIKALISMUS[Alm.] = RADICALMENTE[İsp.]
- KOKTEYL[İng. < COCKTAIL] değil/yerine/= YİYİMLİK-İÇİMLİK | KARIŞIM
- KOKULUKİRAZ = İDRİSAĞACI = MAHLEP[Ar. < MAHLEB]
( Gülgillerden, Anadolu'nun kuzey ve doğu kesimlerinde yüksek yerlerde yetişen, boyu 10 metreye ulaşabilen bir tür ağaç. )
- KOL SENTIR/CALL CENTER değil/yerine/= ÇAĞRI MERKEZİ
- KOLAPS/COLLAPSE[İng.] değil/yerine/= GÖÇME | ÇÖKME | SÖNME
- KOLATERAL/COLLATERAL[İng.] değil/yerine/= YANDAL (DAMAR YA DA SİNİR)
- KOLDAŞ = İŞ ARKADAŞI
- KOLEJ değil/yerine/= ÖZEL OKUL | BİLGİTEY
- KOLEKSİYON[Fr./İng.] değil/yerine/= DERLEM
- KOLEKTİF ŞİRKET değil/yerine/= İŞBİRLİKSEL ORTAKLIK
- KOLEKTİF değil/yerine/= ORTAK(LAŞA)
- KOLEKTÖR[Fr. < COLLECTEUR] değil/yerine/= TOPLAÇ
( Atık suların akmasını sağlayan boru. | Elektrik dinamolarında, hareketli bölümün üzerindeki iletken devrelerde oluşan akımı toplayıp tek bir devreye veren araç. )
- KOLİK/COLIC[İng.] değil/yerine/= SANCI
- KOLİK[Fr. < COLIQUE] değil/yerine/= SANCI
( Bağırsak, böbrek gibi içi boş organlarda, aralıklı duyulan güçlü sancı. )
- KOLIMASYON/COLLIMATION[İng.] değil/yerine/= IŞIN YÖNLENDİRME
- KOLIMATÖR/COLLIMATOR[İng.] değil/yerine/= IŞIN YÖNLENDİRICİ
- KOLLOİDAL değil/yerine/= TUTKALSI
- KOLOMBİYUM = NİYOBYUM[Fr. < NIOBIUM]
( Atom numarası 41, atom ağırlığı 92,91, yoğunluğu 8,57 olan, oksijen, kükürt, klor vb.nesnelerle birleşikler veren bir öğe. [simgesi Nb] )
- KOLONİZASYON/COLONIZATION[İng.] değil/yerine/= ÖZDEŞ KÜMELENME
- KOMBİNASYON/COMBİNATION[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİM
- KOMBINE/COMBINED[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİK
- KOMBİNE/KOMBİNASYON değil/yerine/= BİRLEŞİK/BİRLEŞİM
- KOMBİNEZON[Fr. COMBINAISON]/KOMBİNASYON[İng. COMBINATION] ile/değil/yerine/= DÜZENLEME | BİRLEŞTİRME
( Kadınların giydikleri kısa ve kolsuz iç çamaşırı. İLE/DEĞİL/YERİNE/= Bir işi başarıya ulaştırmak için alınan önlemler, düzenleme. | Birleştirme. )
- KOMEDİ[İng. < COMEDY] değil/yerine/= GÜLDÜRÜ
- KOMEDYEN değil/yerine/= GÜLDÜRMEN
- KOMİSYON[Fr., İng.]/SİMSARİYE[Ar.] değil/yerine/= YÜZDE
- KOMİSYONCU/SİMSAR[Ar.] değil/yerine/= ARACI
- KOMİTE değil/yerine/= KURUL
- KOMMOSYO/COMMOTIO[İng.] değil/yerine/= SARSINTI
- KOMORBİDİTE/COMORBIDITY[İng.] değil/yerine/= EŞSAYRILIK
- KOMPAKSİYON/COMPACTION[İng.] değil/yerine/= KİLITLENME | TAKILMA
- KOMPAKT/COMPACT[İng.] değil/yerine/= SIKI | YOĞUN
- KOMPANSASYON/COMPENSATION[İng.] değil/yerine/= ÖDÜNLEME | DENGELEME
- KOMPANSATUVAR/COMPENSATORY[İng.] değil/yerine/= ÖDÜNLEYİCİ | DENGELEYİCİ
- KOMPANSE/COMPENSATED[İng.] değil/yerine/= ÖDÜNLENMİŞ | DENGELENMİŞ
- KOMPARATİF/COMPARATIVE[İng.] değil/yerine/= KARŞILAŞTIRMALI
- KOMPARTIMAN/COMPARTMENT[İng.] değil/yerine/= ODACIK | BÖLÜM
- KOMPETAN[Fr./İng. < COMPETENT]["KOMPEDAN" değil!] değil/yerine/= UZMAN, YETKİN
- KOMPETİTİF/COMPETITIVE[İng.] değil/yerine/= YARIŞMALI
- KOMPLEKS/COMPLEX[İng.] değil/yerine/= KARMAŞIK | BİRLEŞİM | KARMAŞA
- KOMPLEKSİTE/COMPLEXITY[İng.] değil/yerine/= KARMAŞIKLIK
- KOMPLEKSLİ değil/yerine/= ALINGAN
- KOMPLET/COMPLETE[İng.] değil/yerine/= TAM
itibarı ile 11.139 başlık/FaRk ile birlikte,
11.139 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(22/46)