 
                                Dil'deki
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 10.158 başlık/FaRk ile birlikte,
10.158 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
-  BADAR BADAR ile/= PATIRTI
 [< Divân-ü Lugât-it-Türk]
-  BAĞ değil/yerine ÜZÜM
 ile/ve/||/<>/> 
BAĞCI değil/yerine ÜZÜM
( "Üzümünü ye, bağını sorma!" İLE/VE/||/<>/> Konu/durum/çözüm, bağcıyı dövmek değil üzümü yemek. )
- BAĞ-BADEM
- BAĞ-BAHÇE (İÇİNDE YAŞAMAK)
- BAĞ ile BAĞ[Fars.]
( Bir şeyi başka bir şeye ya da çok sayıda olanı topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne. | Sargı. | Bağlam, deste, demet. | İlgi, ilişki, rabıta. | Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti. | Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm. | Nota yazarken yan yana gelen aynı ya da farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılan yay biçimindeki işaret. İLE Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası. | Meyve bahçesi. )
- BAĞ ile/ve/<> BAĞINTI
- BAĞ ile/ve/<> İLİŞKİ
- BAĞFİİL değil/yerine/= ULAÇ
- BAĞIL ile/ve/||/<> BAĞILLIK/İZÂFİYET/RÖLATİVİTE
( Görece. | Kendine özgü bir kımıldanışı olduğu hâlde başka bir nesneye uyarak sürüklenen nesnenin görünürdeki kımıldanışının niteliği. İLE/VE/||/<> Görece olma durumu. )
- BAĞIMLI BİÇİMBİRİM -ile
- BAĞINTI ve/||/<> ÖLÇÜT
- BAĞIRA BAĞIRA ile/ve GÖZ GÖRE GÖRE
- BAĞIRA ÇIĞIRA
- BAĞIŞ/HİBE ile/ve/değil/yerine HEDİYE
-  BAĞIŞ ile/||/<> İHSÂN ile/||/<> LÜTÛF ile/||/<> HİMMET ile/||/<> KEREM ile/||/<> 
İNÂYET ile/||/<> İLTİFAT ile/||/<> ATÂ ile/||/<> ATIFET ile/||/<> HÎBE
- BAĞIŞLAMAK ile/ve/değil BAĞIŞ YAPMAK
- BAĞLAÇ ile BAĞLAM ile BAĞLANTI/BAĞLANAK ile BAĞLAŞIK ile BAĞLAYICI ile BAĞLI
( Eş görevli sözcükleri ya da önermeleri birbirine bağlayan sözcük türü. İLE Deste. | Herhangi bir olguda olaylar, durumlar, ilişkiler örgüsü ya da bağlantısı. | Bir dil birimini çevreleyen, ondan önce ya da sonra gelen, çok sayıdaki durumda söz konusu birimi etkileyen, onun anlamını, değerini belirleyen birim ya da birimler bütünü. | Bent. İLE İki ya da daha çok şeyin birbiriyle bağlı bulunması, ilişki. | İki şey arasında ilişki sağlayan bağ. | Yapılacak işle ilgili sözlü ya da yazılı antlaşma. İLE Aralarında antlaşma ya da sözleşme sağlanmış olan kişi ya da topluluk, müttefik. | Sonuç, neden gibi birbiriyle sıkı sıkıya bağlı ve karşılıklı bağımlı olan nesne, terim. İLE Bağlama niteliği olan. | Bağlamaya ve birleştirmeye yarayan. | Uyulması zorunlu. | Kuruduğu zaman yüzeyde film oluşturan, pigment ve dolgu nesnelerini bir arada tutan, boyanın uçucu olmayan bölümü. İLE Bir bağ ile tutturulmuş olan. | Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. | Sınırlanmış, sınırlı. | Kapatılmış olan, kapalı. | Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. | Birine, bir düşünceye, bir anıya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sâdık, tutkun. | Halk inanışına göre, büyü etkisiyle eşeysel güçten yoksun edilmiş eril. )
- BAĞLAÇ = CONJUNCTION[İng.] = CONJONCTION[Fr.] = KONJUNKTION[Alm.] = CONGIUNZIONE[İt.] = CONJUNCIÓN[İsp.] = COPULA[Lat.]
- BAĞLAM ile/ve/||/<> KOŞUL/LAR
- BAĞLAMAK ile/ve TOPARLAMAK
-  BAĞLANTI:
 BULMAK ile/ve/<>/> KURMAK
- BAĞLANTI ile/ve/||/<> BENZETME
- BAĞLANTI ile/||/<> ÇAĞRIŞIM
- BAĞLAYICILIK ile/ve/||/<> KANIT NİTELİĞİ
- BAĞLAYICILIK ile/ve/<> ÖTEYE GEÇİLEMEZLİK
- BAĞRİ/BAHRİ değil BARİ[Fars.]
( Öyleyse, hiç olmazsa, hiç değilse, o hâlde. | Keşke. )
- BAHANE[Ar.] = MAHANA/MAHNA
( İleri sürülen, sözde neden. )
- BAHANE ile/ve/||/<> MAKYAJ
- BAHARINDAN" değil BAĞRINDAN
- BAHRİ ile BAHRÎ[Ar.]
( Uzun boyunlu, sivri gagalı, boynunun önü ve göğsü parlak beyaz olan, alçaktan ve hızlı uçan, suya bağımlı bir tür kuş. [Lat. PODICEPS CRISTATUS] İLE Denizle ilgili. )
- BAHS[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= SÖZ ETMEK
- BAHS[Ar.] ile/ve/||/<>/> HAFRİYAT[Ar.]
( Söz. | Üzerinde konuşulan şey, konu. | Görüşünde ya da iddiasında haklı çıkacak tarafa bir şey verilmesini kabul eden sözlü antlaşma. | Bir kitabın bölümlerinden her biri. | Araştırma. İLE/VE/||/<>/> Yeryüzünü kazmak, yarmak ve açığa çıkan fazlalıkları da atmak. )
- BAHTİYÂR ile/>< İHTİYÂR
( Bir söz ki, bir gönlü, bir ömür, bahtiyâr eder;
Bir söz ki, bir gönlü, bir günde, ihtiyâr eder. )
- BAK-TERİ/LER/İN değil/< BAKTERİ/LER/İN
- BAKA BAKA (ISKALAMAK)
- BÂKÎ ile/ve/||/<> ASLÎ
- BAKICI ile/ve/||/<> BAKAN
-  BAKIG/BAQIG ile BAKIŞ/BAQIŞ ile BAQINGIL/BAKINGIL
 [< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bakma, bakış. İLE Bakış. İLE Bak! )
( İŞ KEDİNGE BAKINGIL/İŞ KEDİNGE BAQINGIL: Eyleminin sonucuna bak ve bunu düşün! )
- BAKIP BAKIŞTIRMAK
- BAKIŞ AÇISI ile/ve/||/<>/>/< TUTUM
- BAKKAL-ÇAKKAL
- BAKLAVA-BÖREK (YİYEREK YAŞAMIYOR OLMAK)
- BAKMAK ile/ve/değil/||/<>/< DALMAK
- BAKMAK ile/ve/<> SAHİP ÇIKMAK
- BAL PETEĞİ ile/ve/<> İNCİR
( Beyin. )
- BALDIZ ile/değil DALDIZ
( DALDIZ: Marangozların kullandığı, ağaç oymaya yarayan, oluklu demir kepçe, demir bıçak. )
( "Baldız, baldan tatlıdır." DEĞİL Daldız, baldan tatlıdır. )
- BALIK SIRTI değil BALIKSIRTI
- BALLANDIRA BALLANDIRA (ANLATMAK)
-  BALU ile BALU BALU
 [< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Arguların küçük bir kentinin adı. İLE Bebeklerini beşikte uyutmak için annenin tekrarladığı, ninnimsi bir söz. )
- BALYOZ ile/değil YUMRUK
( Başkasının yumruğunu yemeyen, kendi yumruğunu balyoz zanneder. )
- BAM-GÜM
- BANA "HİTAP ETMİYOR" ile/ve "BENİ ÇEKMİYOR/CEZBETMİYOR"
- BANA GEÇTİ" ile/değil/yerine/||/<>/< AKLIMA YATTI
- BANA GÖRE ... ile/değil/yerine GÖREBİLDİĞİM KADARIYLA ...
- BANA GÖRE (BİR ŞEY) ile/ve/değil BANA ÖZGÜ / BENİM İÇİN (BİR ŞEY)
- BANA GÖRE" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖNGÖREBİLDİĞİM KADARIYLA
- BANA GÖRE/BENCE ... ile BANA KALIRSA ...
- BANA GÖRE ile/değil/yerine BENİM İÇİN
- BANA İNANIRSANIZ ile/ve/değil/||/<>/< DEDİĞİME İNANIRSANIZ
- BANA KALIRSANIZ değil BANA KALIRSA, ...
-  BANA/DÜŞÜNCEME/İNANCIMA:
 "TERS" ile/değil/yerine UZAK / AYKIRI
- BANAL[Fr.] değil/yerine SIRADAN
( Herkesin kullandığı/anladığı. | Bayağı, sıradan. İLE ... )
- BANGIR BANGIR (BAĞIRMAK)
- BARBAR[Fr. < BARBARE] ile/ve/||/<>/< BAR BAR
( Uygarlaşmamış kişi7topluluk. | Kaba saba, ilkel. | Kaba ve kırıcı. İLE/VE/||/<>/< Bağırma eylemiyle kullanılarak bağırışın öfkeli ve yüksek sesle olduğunu anlatan bir söz. | Bağırma eylemiyle "apaçık görünmek, ortada olmak" anlamında kullanılan bir söz. )
- BARDAK-ÇANAK
- BÂRİ[Fars.] değil/yerine/= EN AZINDAN / HİÇ OLMAZSA
-  BARIG ile BARIG ile SASIG BARIG ile BARIK/BARIQ
 [< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Varmak/ulaşmak, vardı/gitti. İLE Pis kokan herhangi bir şey. İLE İkileme. İLE Kişilere yönelik davranış ve tutum. )
- BARINDIRMA ile KAPSAMA
-  BARIŞ:
 KENDİNLE ve/||/<> DÜNYAYLA
( Kendiyle barışmayan, dünyayla barışamaz.
Kendinde, dünyayla barışmayan, kendiyle barışamaz. )
- BARIŞMAK ile BARIŞIK OLMAK
- BARİYER[< İng. BARRIER] değil/yerine/= ÖNLEÇ/ENGEL
- BÂRİZ[Ar.] değil/yerine/= BELİRGİN
- BARKOD değil/yerine/= TANITKI
- BARY- ile/||/<> BAR-/BARO-
( Ağır, güç, zor. İLE/||/<> Ağırlık. )
- BAŞ AĞRISI ile/ve/<> KARIN AĞRISI
( [durumlar/"sorunlar"] "Kaldırılamadığında". İLE/VE/<> "Sindirilemediğinde". )
- BAS BAS (BAĞIRMAK)
- BAŞ EDİLEMEZ/LİK ile ELDE TUTULAMAZ/LIK
- BAŞ-GÖZ (ETMEK)
( Evlendirmek. )
- BAŞA BAŞ (MÜCADELE ETMEK)
- BAŞA GETİRMEK ile/değil BAŞA GEÇİRMEK
-  BASA ile/||/<> BASAN
 [< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Sonra. İLE/||/<> Cesedi gömüldükten sonra ölenin adına verilen yemek. )
- BAŞARI ile/değil/ne yazık ki SONUÇ MERKEZLİLLİK/ODAKLILIK
( Bir şeyin/durumun, "çoğunluk" tarafından istenmesi, kabul görmesi, başarı değildir/olamaz! )
-  BAŞARILI OLMAK İÇİN...: 
YUMUŞAK ile/ve/||/<>/> MÂKUL ile/ve/||/<>/> DERİN ile/ve/||/<>/>  ile/ve/||/<>/> YETERİNCE ile/ve/||/<>/> ŞIK ile/ve/||/<>/> KORKUSUZ ile/ve/||/<>/> SABIRLA ile/ve/||/<>/> FARKLI ile/ve/||/<>/> HOŞGÖRÜLÜ ile/ve/||/<>/> DÜRÜST ile/ve/||/<>/> DÜZENLİ ile/ve/||/<>/> AKILLI
( Konuş. İLE/VE/||/<>/> Ye. İLE/VE/||/<>/> Soluk al. İLE/VE/||/<>/> Uyu. İLE/VE/||/<>/> Giyin. İLE/VE/||/<>/> Hareket et. İLE/VE/||/<>/> Çalış. İLE/VE/||/<>/> Düşün. İLE/VE/||/<>/> Davran. İLE/VE/||/<>/> Kazan. İLE/VE/||/<>/> Biriktir. İLE/VE/||/<>/> Tüket. )
- BAŞARISIZ/LIK ile/değil İSTEKSİZ/LİK
(  )
 )
- BAŞAT/BASKIN/DOMİNANT[İng.] ile/>< ÇEKİNİK/RESESİF[Fr. < RÉCESSIF]/RECESSIVE[İng.]
( Fenotipte baskın olan alel. İLE/>< Fenotipte baskın olmayan, çekinik alel. )
- BASBAYAĞI
- BASEN[Fr. BASSIN] ile BAZEN
( Gövdenin bel ile kalça arasındaki bölümü. | Kıtasal uzantıdan okyanus ortası sırtlarına kadar devam eden ve 4.000-5.000 metre derinliği olan deniz dibi. İLE Ara sıra. )
- BAŞI BAĞLI ile/değil BAŞI BAĞLI
( Baş örtülü. İLE/DEĞİL Eşi/nişanlısı/sözlüsü/sevgilisi olan. )
- BASIN BASIM
- BAŞIN/IZ SAĞOLSUN/KAYBINIZ İÇİN ÜZGÜNÜM[İng. < SORRY FOR YOUR LOSS] değil YARANIZ SAĞALSIN/İYİLEŞSİN
- BAŞINA GELEN ile/ve BAŞINDAN GEÇEN
- BASIP GİTMEK
- BASİT "BİR ŞEKİLDE" ile/ve/değil/yerine KISA BİR ANLATIMLA
- BASİT SÖZCÜK -ile
( SIMPLE / SIMPLEX WORD )
- BASİT/KÜÇÜK/ÖNEMSİZ HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> BENİM ÖZENSİZLİĞİM/DİKKATSİZLİĞİM!
- BASİT ile BASİT
( Kolay, pratİk. İLE Aşağılayıcı, küçümseyici kullanım. )
- BASİT ile MÜREKKEB
- BASİT ile SIRADAN
- BASİTE İNDİRGEMEK değil BASİTE İNDİRMEK
- BAŞKA (BİR ÇÖZÜM) ile/ve/değil YENİ (BİR ÇÖZÜM)
- BAŞKA (BİR) ALTERNATİF (ÇÖZÜM) değil ALTERNATİF (ÇÖZÜM)
- BAŞKA ALTERNATİF değil ALTERNATİF (ya da BAŞKA ÇÖZÜM)
- BAŞKA BİR DEYİŞLE ... ile/değil/yerine BAŞKA BİR DİLDEKİ KARŞILIĞIYLA ...
- BAŞKA ŞANSI YOK değil BAŞKA YOLU YOK
- BAŞKA-NIN ile BAŞKAN-IN
- BAŞKA'NIN ile BAŞKAN'IN
- BAŞKALARI değil BAZILARI
- BAŞKALAŞIM ile/ve DEĞİŞİM
- BAŞKALDIRI ile/değil/yerine ELEŞTİRİ
-  BAŞKASINA:
 BIRAKMA ile/ve/<> "YIKMA"
- BASKI (YAPMAK) ile AĞIRLIK (KOYMAK)
- BASKI ile/ve/||/<> DAYATMA
- BASKI ile/değil/yerine DENETİM
- BASKI ile/ve/değil/yerine/<> HAKİMİYET
- BASKIN ile BAŞAT
- BASKIN ile/ve/||/<> EGEMEN
- BAŞLANGIÇ ile/ve/||/<>/> GELİŞİM
- BAŞLANGIÇ ile/ve/||/<> KÖKEN ile/ve/||/<> DOĞUM
- BAŞLANGIÇ ile MAYA
- BAŞLATICI/SI ile/değil/yerine/ BAŞLANGICI
- BAŞLAYASIYA KADAR değil BAŞLAYINCAYA KADAR
- BAŞLI BAŞINA (ELE ALMAK)
- BAŞLI BAŞINA ile/ve AYRI AYRI
- BAŞLI BAŞINA ile BAMBAŞKA
- BAŞLI BAŞINA ile TAMAMEN
- BAŞLIK ile TAMLAMA
- BASMAK" ile/ve "TEPELEMEK"
- BAŞTA ile/ve/değil BAŞINDA
- BAŞTACI değil BAŞ TÂCI
- BAŞTAN AŞAĞI
- BAŞTAN AŞAĞIYA değil BAŞTAN AŞAĞI
- BAŞTAN BAŞA (SARMAK, DOLAŞMAK)
- BAŞTAN BAŞA ile BOYDAN BOYA
- BAŞTAN ÇIKARMAK ile/ve YOLDAN ÇIKARMAK
- BAŞTAN DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> ZAMANINDA DÜŞÜNMEK
- BAŞTAN SONA, SONDAN BAŞA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SOLDAN SAĞA, SAĞDAN SOLA / YUKARIDAN AŞAĞI, AŞAĞIDAN YUKARI
- BAŞTANKARA ile BAŞTAN KARA
( Kuş. İLE Gitmek, etmek. )
- BASTIRMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< TUTMAK
- BASTIRMAK ile ÜSTÜNÜ ÖRTMEK
- BAŞUCU ile BAŞ UCU
- BATA-ÇIKA (BUGÜNLERE GELMEK)
- BATHO-/BATHY- -ile/||/<>
( Derin. İLE/||/<> Derin. )
- BATI-NIN ile BÂTIN-IN
- BATI değil BATI/RDI/LAR
- BÂTIL[< BUTLÂN] değil/yerine/= BOŞ, BEYHÛDE | ÇÜRÜK | ZEMİNİ OLMAYAN
( BOŞ, BEYHÛDE | ÇÜRÜK | ZEMİNİ OLMAYAN )
- BÂTINÎ >< ZÂHİRÎ değil/yerine/= İÇREK >< DIŞRAK
- BATIRMAK ile BANDIRMAK
- BATTI ÇIKTI
- BAYICI ile BOĞUCU
-  BAYIK/BAYIQ[Oğuz] = SÖZ
 [< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Doğru söz. )
- BAYIR DERSEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BAĞ DERSEK
( Bayır olur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Bağ olur. )
- BAYIR DERSEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> HAYIR(!) DERSEK
( Bayır olur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Hayır olur. )
- BAYRAK ile/ve/||/<>/< SANCAK/LİVA[Ar. çoğ. ELVİYE]
( Bir ulusun, belirli bir topluluğun ya da bir örgütün simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş. | Öncü. | Simge. İLE/VE/||/<>/< Bayrak. | Çoğunlukla askeri birliklere verilen, yazı işlemeli, kenarları saçaklı ve gönderli bayrak. | Osmanlı yönetim örgütünde, illerle ilçeler arasında yer alan yönetim bölümü, mutasarrıflık. | Gemilerin sağ yanı. )
( Vatanı simgeler. İLE/VE/||/<>/< Dili(mizi) simgeler. )
( Simgelerin işlevi, anlamı ve değeri çok büyüktür. Bayrak ve Sancak gibi.
Bayrağımız, toprağımızı, vatanımızı ve özgürlüğü simgeler! Sancağımız ise o topraklardaki varlığımızın/birliğimizin göstergesi olan dilimizi!
Bayrak düşerse vatan kaybedilmiş sayılmaz ama Sancak düşmüşse herşey kaybedilmiş demektir! )
( )
- BAYRAM-SEYRAN
-  BAYRAM:
 SEVİNDİĞİN KADAR ile/ve/değil/||/<>/< SEVİNDİRDİĞİN KADAR
- BÂZ[Fars.] ile BÂZ[Fars.] ile -BÂZ[Fars.] ile BAZ[Fr./İng. < BASE]
( Bir kulaç boyu. | Karış. İLE Doğan. Yırtıcı kuş. | Açık. | Ayırma. Temyiz etme. | İniş. İLE Yeniden, tekrar oynatan, oynayan, geri ve arka tarafa doğru ... gibi anlamlara gelir. [Sözcüğün sonuna ya da baş tarafına getirilerek kullanılan bir "ek"tir.] İLE Temel. | Bir asitle birleştiğinde bir tuz oluşturan nesne. )
- BAZ[İng./Fr. < BASE]/ALKALİ[Fr. < ALCALI] değil/yerine/= TABAN | ACIT
- BAZAN değil BAZEN
( Her ne kadar [Ar. "BA'-ZÂN: VAkit vakit, ara-sıra.] gelse de, Türkçe'de BAZEN olarak yazılmakta/kulllanılmaktadır. )
-  BAZEN ve BAZI "DURUMLARI/KABULLERİ":
 "KURMAK/SÜRDÜRMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YIKMAK/BOZMAK
- BAZEN[Ar.] değil/yerine/= ARA SIRA, ARADA BİR
- BAZEN ile BİR AÇIDAN
- BAZEN ile/ve ÇOKÇA/ÇOĞUNLUKLA
- BAZEN ile/ve/||/<> YER YER
- BAZEN ile/ve/değil/yerine YERİ GELDİĞİNDE
- BAZEN ile ZAMAN ZAMAN
-  BAZI "SÖZ(CÜK)LERİN/DEYİMLERİN":
 "KULLANIMINDA" ve/||/<>
 KİŞİLERİN/ÇALIŞANLARIN "DUYDUKLARI/ANLADIKLARI"
 ile/değil/yerine/>< 
DAHA İYİSİ
( "O, benim işim/sorunum değil!":
"Yardım etmeye yanaşmayacağımızı belirtmiş olmak ya da kısaca/doğrudan "Hayır!" demiş olmanın yararı/değeri yoktur. ve/||/<>/> "Sadece, kendim için çalışırım." 
İLE/DEĞİL/YERİNE
 Yapamayacağımızı söylemek ya da daha sonra yapabileceğimizi, yardım edebileceğimizi söylemek.
"Onu daha önce denemiştik.":
Bir düşünce ya da ara çözüm önermek varken, "tarihi bağlam sunma"nın ya da kişileri dinlememenin kimseye bir yararı yoktur. ve/||/<>/> "Buna katılmak istemiyorum" ya da "Ben herşeyi bilirim", "Sen/siz, hiçbir şeyi bilmezsiniz" 
İLE/DEĞİL/YERİNE
 Yeni bir yaklaşım için her zaman bir yer vardır.
"Onun için bütçemiz yok/uygun değil.":
 
Bir düşünce ya da ara çözüm önermek varken, "ekonomik" sıkıntılardan söz etmenin ya da kişileri dinlememenin kimseye bir yararı yoktur. ve/||/<>/> "Başını önüne eğ ve senden beklenileni yap!" 
İLE/DEĞİL/YERİNE
 Her zaman büyük düşünceler oluşturulabilir/bulunabilir ya da daha düşük bütçelerle de çok fazla şey yapılabilir.[Çalışanların yaratıcılığını ve üretimini engellememek gerekir.]
"Ben (size) söylemiştim.":
 
Kişiler, düşünce ve girişimlerinin kötü bir düşünce olduğunu düşünür ve o konuda bir daha hiçbir şey yapmamaya başlarlar. ve/||/<>/> "Bugüne kadar bize karşı davranmış olduklarını düşündürür." 
İLE/DEĞİL/YERİNE
 Çözümü, bu sözü hiçbir zaman, zemin ve koşulda kullanmamaktır ya da sadece susabilmeyi becermektir.
"İşleyişe uygun değil!":
 
Konuşmaların, gevezelik ya da saçma olduğunu, süreçten uzak kalındığını düşündürtür. ve/||/<>/> "Burada, işlerin yürümesi için tek bir yol bulunmaktadır." 
İLE/DEĞİL/YERİNE
 Kurallar, kesin sonuçlar anlamına gelmediğinden dolayı, işleyiş, gelişmeyi engelliyorsa o engelleri değiştirmek/düzeltmek gerekir. )
-  BAZI "YEL"LERİN, ...:
 KAVURMADIĞI GÜL ile/ve/||/<> SAVURMADIĞI KÜL
 BIRAKMAMASI
-  BAZI DUYGULAR/DURUMLAR: 
DİLLENDİR(E)MESEK DE ... ile/ve/değil/||/<>/>/< DİLLENDİRİRSEK
( ... de (")olur("). İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Bambaşka[tatlı/değerli/etkil(eşiml)i/karşılıklı/coşkulu/sevimli/sevecen] olur. )
-  BAZI KAVRAMLARI:
 KOPYALA-YAPIŞTIR değil/yerine TEKRAR TEKRAR DA OLSA YAZMAK
- BAZI ŞEYLER KOLAYLAŞIYOR ile/ve/değil/||/<>/< GÜÇLENİYORUZ
-  BAZI ŞEYLERİ:
 ÇIRPINARAK SİLMEK ile/değil/yerine/>< BİR ÇIRPIDA SİLMEK
-  BAZI SORUNLARIN:
 (ÜSTÜNE/İÇİNE) SİNMESİ ile/ve/değil/||/<>/< (YETERİNCE) SİNDİRİLEMEMİŞ OLMASI
- BAZI) VAHŞİ(ETÇİL/HEPÇİL) HAYVANLAR ile/ve/yerine (BAZI) UYSAL(OTÇUL) HAYVANLAR
( [bireylerin] Olumsuz yanlarını simgelerler. İLE/VE/YERİNE Olumlu yanlarını simgelerler. )
( )
- BAZI["BAĞZI" değil!] ile BELİRLİ
- BÂZÎ[Ar.] ile BÂZÎ[Ar.]
( Beğenmeyen, istihfâf eden, ağzıbozuk, küfürbaz. İLE Oyun, eğlence. )
- BAZI[Ar.] ile KİMİ, BİRTAKIM
- BAZI[Ar.] değil/yerine/= KİMİ/BİRTAKIM
- BE-HEME[Fars.]-HÂL[Ar.] değil/yerine/= MUTLAKA, ELBETTE
( MUTLAKA, ELBETTE )
- BE-YANI değil/< BEYÂN'I
-  BE ile BE
 [< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kısrak. İLE Koyun melemesi. )
- BE ile BE ile Be
( Türk abecesinin ikinci harfinin adı, okunuşu. İLE Ünlem. İLE Berilyum öğesinin simgesi. )
- BEAN/BAN" değil BEN
- BEBEK YAPALIM MI? ile "BEBEK YAPALIM" MI?
( Bebek sahibi olma ya da sevişme önerisi/sorusu. İLE Bebek semtine gitme önerisi/sorusu. )
- beberuhi ile Beberuhi
( Sevimsiz, budala. İLE Karagöz oyunundaki cüce. )
- BECEREMEDİM" ile/değil/yerine/>< OLMADI
- BECEREMİYORUM değil/yerine YÜZ VERME!
- BEDAVA[Fars. < YEL] değil/yerine/= ÜCRETSİZ/EDERSİZ/CABA
-  BEDELİ/HARCAMAYI:
 KABUL ETMEK ile/ve/<> GÖZDEN ÇIKARMAK
- BEDEN[Ar.] değil/yerine/= GÖVDE
- BEDEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BEN
- BEE ile/değil BE ile/değil B
( Arı. İLE/DEĞİL Olmak. İLE/DEĞİL Yazaç. )
- BEGÂYET[Fars. BE + Ar. GÂYET] değil/yerine/= SON DERECE
- BEĞENİ ALMAK değil/yerine BEĞENİLMEK
-  BEĞENMEME:
 HER KOŞULDA ile HİÇBİR KOŞULDA
- BEKAR[Fr. < BÉCARRE] ile BEKÂR[Ar.] ile BÎ-KÂR[Fars.]
( Diyez'li ya da bemol'lü bir sesin eski durumuna getirilmesini gösteren nota imi. İLE Evlenmemiş/evli olmayan kişi. İLE İşsiz, güçsüz.["BEKÂR" değil BÎ-KÂR'lar evi] )
- BEKÂRA, "KARI/KOCA" BOŞAMAK KOLAY GELİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DAVULUN SESİ, UZAKTAN HOŞ GELİR
- BEKLENMEDİK ... ile HİÇ BEKLENMEDİK ...
- BEKLENTİ(DE OLMAK) değil/yerine/>< KABUL (ETMEK)
( Hiçbir şey için! DEĞİL/YERİNE/>< Her şeyi. )
( Expect(ation) (for) nothing but accept(ion) (for) everything! )
- BEKLENTİYE YANIT ARAMAK ile/yerine (SADECE ANLAMAK İÇİN/ÜZERE) SORU SORMAK
( Yeter ki, soru sormasını bil! Taşlar bile seninle konuşur. )
- BEL (EVLÂDI) değil/yerine YOL (EVLÂDI)
- BEL ile BEL ile BEL ile BEL
( İm, işaret. İLE İnsan gövdesinde, göğüs ile karın arasında, daralmış bölüm. | Bu bölümün, sırtın altına denk gelen bölgesi. | Hayvanlarda, omuz başı ile sağrı arası. | Dağ sırtlarında, geçit veren çukur yer. | Atmık, meni. | Geminin orta bölümü. İLE Toprağı kazmaya ya da kirizma yapmaya yarayan, uzun saplı, ayakla basılacak yeri tahta, ucu sivri kürek ya da çatal biçiminde bir tarım aracı. İLE Ses şiddetiyle ilgili birim.[< Graham Bell] | İletişim teknolojisinde iki farklı güç ya da şiddet değerini ya da bir gücün, bir referans güce oranını karşılaştırmak için kullanılan bir logaritmik birim. İki güç değeri P1 ve P2 ise aralarındaki fark, N = log10[p2 / p1] kadardır. Simgesi: B, b )
- BELÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AŞK
( Bin. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bir. )
- BELÂGAT ile/ve/||/<> BEDÂHET
( İyi konuşma, sözle inandırma yeteneği. | Söz sanatlarını inceleyen bilgi dalı. Retorik. | Konuya tüm yönleriyle kavrayarak, hiçbir yanlış ve eksik anlamaya yer bırakmayan, yorum gerektirmeyen, yapmacıklıktan uzak, düzgün anlatma sanatı. | Bir şeyde, gizli olan derin anlam. İLE/VE/||/<> Apaçık olma durumu. | Bir konuda, hazırlıksız konuşabilme yeteneği. )
-  BELEK ile BELEK/BÖLEK ile BELEK ile BELEK/BELİK ile BELEK ile BELEK ile BELEK
 ile/değil 
BELLEK
( Çocuk bezi. | Kundak. | Beşiğe konulan yatak. İLE Armağan. | Düğün armağanı, çeyiz. | Kumaş, yazma. İLE Korku, korkak. İLE Alacalı, karışık renkli. İLE Üzerinden yol geçen tepe. İLE Saç örgüsü. İLE Antalya'nın bir ilçesi. İLE/DEĞİL Yaşantıları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini, bilinçli olarak anlıkta saklama olanağı/gücü, hafıza. | Bir bilgisayarda, programı değişmeyen verileri, yapılacak iş için gerekli olan ara sonuçları toplayan bölüm. )
- BELGİ ile/ve/<> BELGİN
( Bir şeyi, benzerlerinden ayıran özellik. | Duyuş, düşünüş ve inanıştaki ayırıcı özellik. İLE Tam ve kesin olarak belirlenmiş olan. )
- BELİ[Fars.] ile BELİĞ
( Evet. İLE Belagati olan, belagatli. )
- BELİ ile/değil BERİ
( Evet.[Fars.] | Bele işaret eden. İLE Konuşanın önündeki iki uzaklıktan kendine daha yakın olanı belirten bir söz. | Bu uzaklıkta bulunan. | ...-den bu yana. )
- BELİĞ ile BELİK
( Belagati olan, belagatli. İLE Saç örgüsü. )
- BELİĞ ile/ve/||/<> BERİ
- BELİRGİNLEŞTİRME ile/ve/||/<> AÇIĞA ÇIKARMA
- BELİRLE(N)ME, BELİRLENİM = DETERMINATION[İng.] = DÉTERMINATION[Fr.] = DAS BESTIMMEN[Alm.] = DETERMINAZIONE[İt.] = DETERMINACION[İsp.] = CONSTITUTIO, DEFINITIO, DETERMINATIO[Lat.] = HO HORISMOS, HE TAKSIS[Yun.] = VUCHA(T), MÂL[Ar.] = TAYÎN[Fars.] = BEPALING[Felm.]
- BELİRLEME ile/ve/>/<> SONSUZ DEĞİLLEME
- BELİRLEME ile TARİF
- BELİRLEYİCİ/LİK ile/ve/<> OYALAYICI/LIK
- BELİRLEYİCİ ile/ve/<> BELİRGİNLEŞTİRİCİ
- BELİRLİ (BİR) BELİRSİZ ile BELİRLİ-BELİRSİZ
-  BELİRLİ BİR:
 SÜREYLE ile/ve/||/<>/>/< SIRAYLA
- BELİRLİ GEÇMİŞ ile/ve/<> BELİRSİZ GEÇMİŞ
( [Eylemin belirttiği kavramın, içinde bulunulan zamandan önce olup bittiğini]
 Belirli ve kesinlikli bildiren kip. İLE/VE/<> Başkasından duyarak ya da belirsiz olarak bildiren kip. )
( -di'li geçmiş. İLE/VE/<> -miş'li geçmiş. )
- BELİRLİ NEDENLER ile/ve/||/<>/> BELİRLİ KOŞULLAR ile/ve/||/<>/> BELİRLİ SONUÇLAR
( Geçmiş. İLE/VE/||/<>/> Şimdi. İLE/VE/||/<>/> Gelecek. )
- BELİRLİ OLMAZ ile BİLİNMEZ
- BELİRLİ-BELİRSİZ ["belli belirsiz" değil!]
- BELİRLİ) BİR MİKDAR ile BİR ÖLÇEK
- BELİRLİ/LİK ile/ve BELKİLİ/LİK
( Olanaklı/lık. İLE/VE Olası/lık. )
- BELİRLİ ile BAŞAT
- BELİRLİ ile BELİRGİN
- BELİRME ile/ve/<> TAŞMA
- BELİRSİZ SÖZ/MUĞLAK İFADE ile/değil/yerine KAVRAM
- BELİRSİZ/LİK ile/ve/değil BULANIK/LIK
- BELİRSİZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖRTÜK
-  BELİRSİZLİK /= TEHLİKE:
 EN KÖTÜ ile/ve/||/<>/> EN İYİ ile/ve/||/<>/> EN OLASI
-  BELİRSİZLİK SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
 GÖNDERMELİ ile/ve/||/<> VURGULAMA ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK
- BELİRTEN değil/yerine/= TAMLAYAN
- BELİRTİ ile/değil UZANTI
- BELİRTİ ile/ve/<> YANSIMA
- BELİRTKE ile BELİTKE
( Bir özlü sözle birlikte kullanılan im. | Soyut bir şeyin, bir kavramın simgesi olan varolan ya da eşya. AMBLEM | Gösterge. İLE Belitler dizgesi. [BELİT/AKSİYOM: Kendiliğinden, apaçık olan ve böyle olduğundan dolayı öteki önermelerin ön dayanağı olan temel önerme.] )
- BELİRTME DURUMU -ile
- BELİRTME ile BİLDİRME
- BELİRTMEK ile/ve "ALTINI ÇİZMEK"
- BELİT(AKSİYOM) = MÜTEARİFE = AXIOM[İng.] = AXIOME[Fr.] = AXIOM[Alm.] = AXIOMA[Yun.] = AXIOMA[İsp.] -ile
( Kendiliğinden, apaçık ve bundan dolayı öteki önermelerin ön dayanağı sayılan temel önerme. İLE Bir gücün, maddi bir etkenin, bir düşüncenin ortaya çıkması. | İnsan etkinliğinin ya da iradesinin açığa çıkması. | Hareket, iş. | Anamalın, belirli bir bölümü. | Hisse senedi. | Bir oyuncunun, sahne üzerindeki hareketi. | Oyunun temasını geliştiren, başlıca olay, öykü, gelişim. )
- BELKİ ... ile/değil/yerine/>< BİR/DÜŞÜK/YÜKSEK OLASILIKLA/OLASILIKLI ...
( "Belki[%50 - 50] ..." [Olur olmadık, orantısız, ölçüsüz, "belki ..." kullanmamak!] İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Neyin, nasıl ve ne kadar olabileceğini öngörüyorsak onu [o kadarını yüzdesiyle] söylemenin gerekliliği, değerliliği, anlamlılığı ve önceliği! )
- BELKİ GELMEZ ile/değil/yerine GELEMEYEBİLİR
- BELKİ OLABİLİR" değil [sadece] "BELKİ" ya da "OLABİLİR"
( Hem "belki", hem de olasılık yanyana ifade edilmez. Olasılık, "belki"yi kapsar! )
- BELKİ OLABİLİR değil OLABİLİR
- BELKİ" ile/ve "HER NE KADAR ŞÖYLE ŞÖYLE OLSA DA"
- BELKİ ile/değil/yerine ACABA
- BELKİ ile/ve/||/<> İLGİNÇ
- BELKİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SANIRIM
-  BELLEĞİN AŞAMALARI'NDA:
 KODLAMA ile/ve/> DEPOLAMA ile/ve/> ARA-BUL-GERİYE GETİR
( Belleğe yerleştirilir. > Bellekte tutulur. > Bellekten çağrılır. )
- BELLEK ve/||/<> DİL
- BELLEME ile BELLEME
( Öğrenip akılda tutmak. | Sanmak. İLE Bel denilen araçla toprağı işlemek. )
itibarı ile 10.158 başlık/FaRk ile birlikte,
10.158 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(7/42)
 (1996'dan beri)
(1996'dan beri)