 
                                Dil'deki
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 10.158 başlık/FaRk ile birlikte,
10.158 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
-  TEBLİĞ:
 "KAÇAK" değil KORSAN
- TEBLİĞ ile/ve/değil/||/<>/>/< TEMSİL
- TEBYİN ile/ve/||/<> TEBLİĞ
- TECRÎD[< CERED] ile/değil TEDRÎC[< DURÛC]/KERTELEME
( Soyma, soyulma. | Ayırma, bir tarafta tutma. | Soyutlama. | Yalıtma. | Önce gönlünü gafletten, nefsini hevâdan, dilini boş sözden arındırıp dünyayı zihninden/kalbinden çıkararak Hakk'a yönelme. İLE/DEĞİL Derece derece, basamak basamak ilerle(t)me. )
- TECRİD ile/ve/||/<> TEHZÎB
( İlimde. İLE/VE/||/<> Amelde. )
- TECRİT[Ar.]/ABSTRAKSİYON[Fr./İng.] değil/yerine/= SOYUTLAMA
- TECRİT ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TEHCİR
( Ayırma. | Birini dış dünyadan kopararak kendi durumuna bırakma. | Bulaşıcı hastalığın daha fazla canlıya bulaşmasını önlemek amacıyla sayrının öteki canlılarla olan ilişkilerinin en az seviyeye indirilmesi ya da kesilmesi. | Soyutlama. | Yalıtım. | Mahkûmu cezasını tek başına çekmesi için öteki hükümlülerden ayırma. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Göç ettirmek. )
- TECVÎD[< CEVDET] ile ...
( BİR ŞEYİ GÜZEL YAPMA | KUR'AN'-I KERÎM'İ USÛLÜNE BAĞLI KALARAK OKUMA İLMİ | BU OKUMAYI ÖĞRETEN KİTAP )
- TECVİT/TECVİD[Ar.] değil/yerine/= SÖZCÜĞÜ, DÜZGÜN/UYGUN OKUMA
( Sözcüklerin söylenişinde, seslerin çıkaklarına, uzunluk ve kısalıklarına göre okunması. | Kur'ân-ı Kerîm'in, doğru okunmasını sağlayan bilim. | Bu bilim üzerine yazılmış kitap. )
- TEDARİK/Lİ ile TEDBİR/Lİ
- TEDARİK ile/ve TEMİN
- TEDBİR[Ar. < DÜBÛR] ile İHTİYÂT
( Bir şeyi elde edecek ya da önleyecek yol, çare. | Kul irâdesi. İLE İleriyi düşünerek/görerek davranma. | Sakınma. | Yedek. )
- TEDBİR[Ar.] değil/yerine/= ÖNLEM
- TEDBİR ile/ve/değil/yerine/>/< AKIL
( Dışarıda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>/< İçeride. )
( Bilgisizde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>/< Düşünende. )
( "Gelecekte." İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>/< Şu anda ve burada. )
( Nesne. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>/< Kavram. )
- TEDBİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< FİKİR (ETMEK)
( Sonuca yönelik düşünme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Sonuca yönelik olmayan düşünme. )
( Zât bakımından aynı, itibar bakımından ayrılardır. )
( Sona bakmak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Yola bakmak. )
( [not] Thinking to [get/go] consequence. VS./AND/BUT/||/<>/>/< Any kind of thinking without consequence.
Any kind of thinking without consequence. INSTEAD OF Thinking to [get/go] consequence. )
- TEDBİR ile/ve/değil/yerine/<>/< TAKDİR
( Tedbir, takdirin parçasıdır. )
- TEEMMÜL ile/ve/<> TEFEKKUH
( İyice, etraflıca düşünme. İLE/VE/<> Fıkıh öğrenme. | Fıkıhta çok bilgili olma. )
- TEESSÜF[Ar.] değil/yerine/= YERİNME
( Acınmak. | Pişman olmak. )
- TEFEKKUH[< FIKH] ile/ve/<> TEFEHHÜM[< FEHM]
( Fıkıh öğrenme. | Fıkıhta çok bilgili olma. İLE/VE/<> Yavaş yavaş anlama, farkına varma. )
- TEFEKKÜR ve/||/<>/> TERTİP/TERTİB
- TEFRÎK[< FARK] ile/ve/<> TEMYÎZ[< MEYZ]
( Ayırma, ayırd etme, seçme. İLE/VE/<> Ayırt etme. | Mahkemelerce verilen kararın, yasa ve yöntem yönünden incelenmesini sağlayan yasal yol. | Yargıtay. )
- TEFRİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TEVHÎD
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> Tenzihte teşbihi, teşbihte tenzihi görmek. / Zahirde bâtını, bâtında zahirde görmek. )
- TEFRİS değil TEFSİR
- TEFSİR ETMEK/TABİR ETMEK değil/yerine/= YORUM/LAMAK
- TEFSİR[< FESR] ile/ve/||/<> TEFSİL ile/ve/||/<> TE'VÎL[Ar. < MEAL] ile/ve/||/<> TERCÜME
( Olaylara bağlı yorum. | Kur'ân-ı Kerîm'in, anlam bakımından açıklaması. | Örtüyü açmak. İLE/VE/||/<> Yaramaz ve kötü/kem nesne. İLE/VE/||/<> Anlama bağlı yorum. | İlklemek, asla götürmek. | Sözü çevirme. İLE Çeviri. )
- TEFSİR ile/ve/||/<> HADİS ile/ve/||/<> FIKIH ile/ve/||/<> KELAM ile/ve/||/<> TASAVVUF
- TEFTİŞ[Ar.] değil/yerine/= DENETLEME
- TEĞET/MÜMAS[Ar. < MÜMASS] ile/değil TEYİT
( Bir eğrinin yanından geçen ve ona ancak bir noktada değen doğru. İLE/DEĞİL Doğrulama. )
- TEHÂCÎ[Ar. HECÂ] ile ...
( Hicv etme, hicivleşme. )
- TEHDİT ile/değil/yerine TESPİT
- TEK BAŞINA ... ile/ve/||/<> TOPTAN ...
- TEK BAŞINA ile/ve BAŞLI BAŞINA
- TEK BAŞINA ile/değil/yerine SADECE
- TEK BİR KISALTILMASI VAR değil TEK BİR KISALTMASI VAR
- TEK DORUKLU ile/ve/||/<> ÇİFT DORUKLU
- TEK DÜZE ile/ve/değil/||/<> TEK TİP
- TEK ŞERİT ile/değil TEK YÖN
- TEK TIRNAK ( ' ) ile ÇİFT TIRNAK ( " )
( Dakikanın simgesi. İLE/VE/<> Saniyenin simgesi. )
( Kesme simgesi. İLE/VE/<> Kişisel tanım simgesi. )
- TEK TIRNAK ( ' ) ile KESME ( ' )
- TEK TÜK
- TEK TÜK
- TEK TÜK (OLMAK, KAZANMAK, RASTGELMEK)
- TEK-RAR değil TEKRAR
- TEK ile TEK
( Eşi olmayan, biricik, yegâne. | Birbirini tamamlayan ya da aynı türden olan nesnelerden her biri. | Önüne getirildiği tümceye istek ve özlem kavramı katan. | Yalnızca. | İki ile tam sayı olarak bölünemeyen. İLE Hiç, hiçbir. )
- TEKBİR ile TEK BİR ...
- TEKE TEK (MÜCADELE ETMEK)
- TEKELLÜM[Ar. KELÂM] ile ...
( Söyleme, konuşma. | Bir yazarın kendini ölmüş sayarak yazı yazması. )
- TEKEMMÜL[Ar. < KEMÂL] değil/yerine/= YETKİNLEŞME
( KEMÂLE GELME, KEMÂL BULMA, OLGUNLAŞMA )
- TEKEMMÜL ile/ve TEKÂMÜL
( Sonuç. İLE/VE Süreç. )
- TEKER TEKER
- TEKER TEKER, BİRER BİRER, İKİŞER İKİŞER, ÜÇER ÜÇER
- TEKERLEME ile/ve/||/<> DÖNGÜ
( Tekerlemek. | Çoğunlukla basmakalıp söz. | Birbiriyle uyumlu hazır söz kalıbı. | Çoğunlukla, masalların genellikle başında bulunan "Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde." gibi uyaklı giriş ya da ara sözler. | Saz şairleri arasında yapılan deyiş yarışı. | Orta oyununda, özellikle Kavuklu'nun kullandığı sözler. İLE/VE/||/<> ... )
( Bu tarlaya bir şinik[ölçek] kekere mekere[kuş yemi] ekmişler.
Bu tarlaya da bir şinik kekere mekere ekmişler.
Bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye boz ala boz başlı pis porsuk dadanmış.
Bu tarlaya da ekilen bir şinik kekere mekereye de boz ala boz başlı pis porsuk dadanmış.
O tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuk, diğer tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuğa demiş ki:
"Sen ne zamandan beri bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuksun?"
O da ona yanıt olarak, "Sen ne zamandan beri o tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuksan ben de o zamandan beri bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuğum." demiş. )
- TEKERLEME ile İNDİRGEME
- TEKÎD[< EKD | çoğ. TE'KÎDÂT] değil/yerine/= PEKİTME
( Sağlamlaştırma, güçlendirmek, güç vermek. | Üsteleme, bir iş için önceden yazılan bir yazıyı tekrarlama. | Pekiştirme. )
- TEKİL-ÇOĞUL ile/ve TİKEL-TÜMEL
( Dilbilgisi. İLE/VE Mantık. )
- TEKİT[Ar.] değil/yerine/= GÜÇLENDİRME, SAĞLAMLAŞTIRMA | ÜSTELEME
( Bir düşünce ya da istek üzerinde durmak, direnmek, ısrar etmek. | Sayrılık, hastalığın yeniden ortaya çıkması, nüks etmesi, depreşmesi. )
- TEKLEME ile/ve/||/<> TAKILMA
( Sık fideleri seyrekleştirmek. | Motorda pistonun birinin çalışmaması. | Nesnenin bozulup tutukluk yapması. | Kalbi düzenli çalışmama. | Kekelemek. İLE/VE/||/<> ... )
- TEKLEŞME ile TEKELLEŞME
( Tek duruma gelme. | Ünsüz tekleşmesi. İLE Tek başına sahip olma. )
- TEKME-TOKAT
- TEKMİL (HABERİ)[Ar.] değil/yerine/= DURUMLUK (ÇAVI)
- TEKNİK DİL/JARGON ile/ve ÖNYARGI
- TEKNİK OLARAK ile/ve/<> SONUÇTA
- TEKNİK ile/ve/değil/<> TAKTİK
- TEKRAR BİR DAHA değil TEKRAR YA DA BİR DAHA
- TEKRAR ETMEK ile/ve "ÜZERİNDEN GEÇMEK"
- TEKRAR/TEKRÎR[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= YİNELEME
( "Yineleme, istismar edilmiş çocuğun, dilsiz dilidir." - Judith L. HERMAN )
- TEKRAR ile/ve/||/<> İDDİA
- TEKRAR ile ORTAK ANLAMI
- TEKRAR ile/ve PEKİŞTİRME
- TEKRAR ile/ve PEKİŞTİRME
- TEKRARDAN değil TEKRAR
- TEKTİR ile/değil TEKDİR
( Tek olduğunu belirtme, kesinleştirme. İLE/DEĞİL Azarlama. )
- TEL TEL, İNCE İNCE (AYIRMAK)
- TELA'SÜM[Ar.] değil/yerine/= KEKELEME
( Yanıt verilecek yerde veremeyip kekeleme. | Saçmasapan yanıt verme, kemküm etme. | Dil dolaşma. )
- TELA'SÜM[Ar.] ile TELÂZUM[Ar.]
( Yanıt verilecek yerde veremeyip kekeleme. | Saçmasapan yanıt verme, kemküm etme. | Dil dolaşma. İLE Birbirini gerektirme ilişkisi. )
- TELÂFFUZ[Ar.] değil/yerine/= SÖYLEN(/Y)İŞ
- TELÂFÎ[Ar.] değil/yerine/= GİDERME
- TELÂFİ ile/ve/||/<> PANZEHİR
- TELEFON ETMEYE GİTMEK ile FATURA YATIRMAK
( İşemek. İLE Sıçmak. )
- TELEKOMÜNİKASYON değil/yerine/= UZİLETİŞİM
- TELEOLOJİ[İng.] değil/yerine/= EREKBİLİM
- TELEPATİ değil/yerine/= UZADUYUM
- TELİF ile/ve/||/<> MÂNÂ
- TELİM-TERTİP
- TELKİN ile/ve/<> TEMKİN
- TELLİ-DUVAKLI
- TELMİH[Ar.] ile/ve/değil/||/<> TEŞBİH[Ar.]
- TELVİN ve/> TEMKİN
- TEMA[İt.]/THEMA[İng.] değil/yerine/= ANA DÜŞÜNCE, İZLEK
( Bir sanat yapıtında, işlenilen, geliştirilen ana düşünce. )
- TEMAS[Ar.] değil/yerine/= DEĞME/DEĞİNTİ/DOKUNMA/DOKUNUŞ
- TEMÂSÜL ile/>< İHTİLÂF
( Benzeme, benzeyiş.[MÜŞÂBEHET] | Kesirsiz bölme, kabul etme. İLE Anlaşmazlık. )
- TEMAYÜL" (ETMEK/EDEMEMEK) ile/değil TAHAYYÜL (ETMEK/EDEMEMEK)
- TEMBEL/LİK ile/ve/||/<> YETERSİZ/LİK
- TEMDÎT[Ar. TEMDÎD < MEDD] değil/yerine/= UZATMA, SÜRDÜRME | BİR HARFİ UZUN OKUMA | SULANDIRMA
- TEMEL DEĞERLER ve/||/<>/< TEMEL ÇELİŞKİLER
- TEMEL İLKE/LER ile/ve/değil/yerine ANAHTAR KAVRAM/LAR
-  TEMEL:
 "KARGAŞA/SI" değil KARMAŞA/SI
- TEMEL ile/= "BAZ"(< BASE[İng.])
- TEMEL ile/ve/değil BAĞLAM
- TEMEL ile/||/<> KOŞUT(PARALEL)
- TEMEL ile/ve/<>/> SÜREÇ ile/ve/<>/> (")SONUÇ(")
( Hiçbir nesne/kavram/olgu, taşıdığı/yansıttığı ada/olguya, kendine daha uygun bir ad/tanım bulunmasını olanaksızlaştıracak derecede bağlı değildir. )
( Süreci kavramadan, sonuçlar konuşulamaz!
Süreç düşünülmeden ve konuşulmadan, "sonuç"/lar konuşulamaz! )
( Sefer. İLE/VE/<>/> "Zafer". )
( Yargılama. İLE/VE/<>/> Yürütüm[infaz]. )
( Âlim ve âriflerin takibi, tutumu, ilgilendiği, odaklandığı, öncellediği. İLE/VE/<>/> Câhillerin, gençlerin, çocukların, toplumların, "güçlüler"in, yetersizlerin, eziklerin, kibirlilerin, kendini ya da başkalarını küçümseyenlerin, keyifçilerin, hazcıların, çıkarcıların, "avcı"ların, kozcuların, kumarbazların "tavrı", aradıkları, "öncelledikleri", saplandıkları, müşterisi ve bağımlısı oldukları. )
( Zihinleri/akılları devrede olanlar/tutanların ilgilendiği. İLE/VE/<>/> Duyguları ağır basanların duyarsızlığı/kayıtsızlığı. )
( Gerçekliklerle yüzleşebilenlerin ilgilendiği. İLE/VE/<>/> Beklenti(sin)de olanların uğraştığı/didiştiği. )
- TEMEL ve TEEMMÜL
- TEMELE ALMA" ve/<> AMAÇ
- TEMELLENDİRME ile/ve/<> DAYANDIRMA
- TEMELLENDİRMEK ile/ve/||/<>/> DEĞERLENDİRMEK
- TEMELLENME ile/ve/||/<>/> AÇIĞA ÇIKMAK
- TEMELLİ ... ile/ve/değil/||/<> KALICI OLARAK
- TEMESSÜL[Ar. < MİSL] ile/değil/yerine/= BENZEŞME | ÖZÜMLEME
( Bir biçim ve sûrete girme. | İnsan biçiminde görünme. | Benzeşme. İLE/DEĞİL/YERİNE/= [biyoloji] Özümleme. )
- TEMİN/TEDARİK[Ar.] değil/yerine/= SAĞLAMA/ELDE ETME
( Araştırıp bulma, sağlama, elde etme. | Hazırlık. )
- TEMİN/TEMİNKİ değil DEMİN/DEMİNKİ
- TEMÎNÂT[Ar.] değil/yerine/= GÜVENCE
- TEMİZ TEMİZ
- TEMİZ-PAK/PİR Ü PAK[Fars.]
- TEMİZLEMEK ile/ve/değil/||/<>/< YALITMAK
- TEMPORALİTE değil GEÇİCİLİK
- TEMSİL/İYET ile TESLİM/İYET
- TEMSİL ile/ve/||/<> OLUMSUZ TEMSİL
- TEMSİL ile TAKLİT
- TEMSİL ile/değil TEBLİĞ
- TEMSİLİ GİBİ değil [sadece] TEMSİLİ ya da GİBİ
- TEN-PEREST[Fars.] ile TEN-PERVER[Fars.]
( Gövdesini, kendini seven. Gövdesine çok dikkat eden. İLE Kendini beslemeye, rahatına düşkünlük. )
- TENÂFÜR-İ HURÛF[Ar.] ile TENÂFÜR-İ KELİMÂT[Ar.]
( Kulağa hoş gelmeyen harflerin birarada bulunması.[nesterenlenmiş vb.] İLE Kulağa hoş gelmeyen sözcüklerin birarada bulunması.[uyumuşmuş vb.] )
- TENÂKUS[< NAKS] ile TENÂKUZ[< NAKZ]
( Azalma, eksilme. İLE Çelişme, karşıtlık. )
- TENÂSÜL ile/değil TENÂSÜH
- TENCERE ile/ve/||/<> PENCERE
( Eli olmamak. İLE/VE/||/<> Gözü olmamak. )
- TENEZZÜH[< NÜZHET] ile TENEZZÜL[< NÜZÛL]
( Gezinti. İLE Kendine aykırı düşen bir işi ya da durumu kabul etme, alçalma, inma. | Alçakgönüllülük, kibirsizlik. | Fiyatta düşme/inme, indirim. )
- TENEZZÜL ETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> TEVECCÜH ETMEK
- TENEZZÜL ile/ve/değil/<> TEŞEBBÜS
- TENHA[Fars. :Yalnız.] değil/yerine/= ISSIZ/ÜCRA[< UCRA], KALABALIK OLMAYAN | YALNIZ, TEK
-  TENKÎD:
 TEKLİFSİZ değil/yerine/>< TEKLİFLİ
( Teklîfsiz tenkîd, tahrîptir; tahrîbat ile tamîrât yapılmaz... )
- TENKÎL[Ar. çoğ. TENKÎLÂT] ile TENKÎR[Ar. < NEKR | çoğ. TENKÎRÂT]
( Uzaklaştırma. | Örnek olacak bir ceza verme. | [birini] Tepeleme. İLE Bilinmeyecek, tanınmayacak duruma getirme. | Bir adı, nekre yapma.[Harf-i tarifsiz, elif-lâm'sız kullanma.] )
- TENKİS[Ar. < NÜKS] ile TENKÎS[Ar. < NOKSAN | çoğ. TENKÎSÂT] ile TENKİZ[Ar.]
( Başaşağı etme/edilme. | Boşaltma. İLE Azaltma, kısma, indirme, eksiltme/eksiltilme. İLE Kurtarma. )
- TENKİT[Ar. < NAKT] ile TENKİT[Ar.] ile TENKİD[Ar. < NAKD | çoğ. TENKİDÂT]
( Noktalama. | Tümce içinde, noktalamaları kullanma. İLE Temizleme, fenâsını atma. İLE Bir konuya özgü yazıyı ya da yapıtı, değer bakımından gözden geçirme, eleştirme. )
- TENKİT ile SAPTAMA/BELİRTME
- TENSÎR[Ar. < NESR] ile TENSÎR[Ar. < NASRÂN]
( Saçma, serpme. | Nazmı, nesre dönüştürme. İLE Birini Hristiyan yapma. )
- TENTE[İt. < TENDA] değil/yerine/= GÖLGELİK
- TENZİH ile TAKDİS
( Soyutlayarak yüceltme. İLE Somutlaştırarak yüceltme. )
- TENZÎL[Ar. < NÜZÛL | çoğ. TENZİLÂT] ile TENZÎR[Ar.]
( İndirme, azaltma, aşağı düşürme. | Kur'ân-ı Kerîm. İLE Kötü bir haber vererek korkutma. )
- TENZİL[Ar.] ile TENZİH[Ar.]
( İndirme. İLE İndirgeme/benzetme. )
- TEPE TAKLAK (OLMAK)
- TEPEDEN İNME ile/ve/||/<> SONRADAN GÖRME
- TEPEDEN TIRNAĞA (BOYANMAK)
- TEPELEMEK yerine ANLAŞMAK VE/> ANTLAŞMAK
- TEPESİ ATMAK değil TAPASI ATMAK
- TEPKİ (OLARAK) ile/değil/yerine KATKI (OLARAK)
- TEPKİ GÖSTERMEK ile/ve POSTA KOYMAK
- TEPKİSELLİK ile/değil/yerine İKNÂ
- TER TER (TEPİNMEK)
( "Direnmek, istememek, inat etmek, sinirlenmek" )
- TERBİYE[< RÜBÜV) ile TA'LÎM[< İLM]
( Besleyip, bütütme; Eğitim; Görgü; Alıştırma; Bedeni eğitmek. İLE Aklı eğitmek, öğrenme, öğretim. )
- TERBİYE ile TERBİYE
( Besleyip büyütme. | Beslenip büyütülme. | Eğitim. | Görgü. | Alıştırma. | Hafif cezalandırma. | Tavsiye. | Kayırma, koruma. İLE Bazı yiyecekleri pişirmeden önce limon, salça gibi soslarda bekletme. )
- TERCÎ'[Ar. < RÜCÛ | çoğ. TERCÎÂT] ile TERCİH[Ar. < RÜCHÂN | çoğ. TERCÎHÂT]
( Geri çevirme, döndürme. | Tekrarlama. İLE Üstün tutma, daha çok beğenme. )
- TERCİH değil/yerine/= YEĞLEME
- TERCÜMAN[Ar.] değil/yerine/= DİLMAÇ/ÇEVİRMEN
- TERCÜME-İ HAL[Ar.]/BİYOGRAFİ[Fr./İng.] ile/değil/yerine YAŞAM ÖYKÜSÜ
- TERCÜME[Ar.] ETMEK değil/yerine/= ÇEVİRMEK
- TEREDDÜT/ŞÜPHE değil/yerine/= İKİRCİK/DURAKSAMA/VARGISIZLIK
- TEREKKÜP[Ar.] değil/yerine/= BİLEŞME
( Birkaç şeyin bileşmesinden oluşma. )
-  TERENNÜM:
 LAFZÎ ile/ve/||/<>/> İKÂÎ
- TERENNÜM[çoğ. TERENNÜMÂT] ile/ve/||/<> TAGANNÎ[< GINÂ | çoğ. TAGANNİYÂT]
( Yavaş ve güzel bir sesle şarkı söyleme. | Kuşun şakıması, ötmesi. | İLE/VE/||/<> Zenginleşme. | Muhtaç olmama, yetinme. | Makamla okuma. )
- TEREVVU'[Ar.] ile TEREVVUH[Ar.]
( Korkma. İLE Bir şeyden koku alma. )
- TERHÎBEN[Ar.] ile TERHÎBÎ[Ar.]
( Korkutarak, korkutma yoluyla. İLE Çok korkmayla ilgili, çok korkutucu. )
- TERHÎM[Ar. < RAHM, RAHUM, RAHÂMET] ile TERHÎM[Ar. < RAHMET, MERHAMET, RUHM/RUHUM | çoğ. TERHÎMÂT] ile TERHÎN[Ar. < REHN]
( Bir adı kısaltma. İLE "Allah, rahmet eylesin." sözünü söylemek. İLE Rehin olarak verme, emânet bırakma. )
-  TERİM:
 AD ile/ve/||/<>/> GÖNDERİMİ
- TERİM[TERMİNUS: Sınır tanrısı/putu.] ile JARGON
- TERİM = TERM[İng.] = TERME[Fr.] = AUSDRUCK[Alm.] = TERM[Lat.]
-  TERİMLERİN/KAVRAMLARIN KULLANIMINDA:
 FARKLILIK ile/ve/değil/yerine YEĞLEME
- TERK ETMEK/EDİLMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AYRILMAK
- TERK ile DERK
( Bırakma, ayrılma. | Vazgeçme. | Bırakma, ihmal etme. İLE Anlama, kavrama. )
- TERKİB[Ar. < RÜKÛB] değil/yerine/= BİRLEŞTİRME
( BİRKAÇ ŞEYİ BİRLEŞTİRİP KARIŞIK BİR ŞEY MEYDANA GETİRME | BİRKAÇ ŞEYDEN MEYDANA GETİRİLMİŞ ŞEY | (dil bilg.)BİRLEŞTİRME | TAKIM | (kimya)SENTEZ )
- TERKİB ile TARAF
( Üst dile sahip olunur. İLE Tek bir dille sınırlı kalınır. )
- TERKİK[Ar. < RİKKAT] ile TERKÎK[Ar.]
( İnceltme. | Yumuşatma. | Nâzikâne anlatma. İLE Zayıflatma. Dili ya da ifadeyi bozuk/eksik kullanma. )
- TERKİN[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= ÇİZİP SİLMEK
- TERKİN[Ar.] ile TERKÎN[Ar.]
( Boyama, yazma. İLE Belirli bir yerde ve saatte buluşma sözleşmesi. [MÎKAT: Bir iş için belirtilen zaman ya da yer.] )
- TERKİP ile/ve NAZIM
( Birleşim, birleştirme, bir araya getirme. | Tamlama. | [kimya] Bileşim. İLE/VE Düzenleyen, düzene koyan, tertip eden. | Manzume yazan kişi. | Şiir. )
- TERKİS[Ar. < RAKS] ile TERKİŞ[Ar. çoğ. TERKİŞÂT] ile TERKÎZ[Ar. < REKZ]
( Dans/raks ettirme, oynatma, oynatılma. İLE Sözcüğü süsleme, güzelleştirme. İLE Dikme, yere saplama, kurma. )
- TERMİNOLOJİ ile AKSİYOM/ATİK
( Terimler dizgesi. | Terim bilimi. İLE Kendiliğinden apaçık ve bundan dolayı öteki önermelerin ön dayanağı sayılan temel önerme, mütearife, belit. )
- TERS İLİŞKİ ile/değil TERSİNE BİR İLİŞKİ
( "Ters ilişki" sözü daha çok anal seks için kullanılmaktadır. İLE/DEĞİL Kavramlar üzerine yapılacak süreçteki sondan başa gidiş için "tersine/tersinden bir bakışla" ifadesi kullanılabilir. )
- TERS-DÜZ OLMAK/ETMEK ile ALT-ÜST OLMAK/ETMEK
- TERS ile/ve/<> KESİŞME
- TERS ile/değil SANKİ
- TERS ile TERS
( Gerekli olan duruma karşıt olarak. | Uygun olmayan, elverişsiz. | Gönül ve cesâret kırıcı, huysuz, sert. | Bir şeyin içe gelen yanı, arkası. | Kesici bir aygıtın kesmeyen yanı. | Bir şeyin karşıtı. İLE Hayvan pisliği. )
- TERS ile/değil TERSİNE
- TERTEMİZ
- TERTİP-DÜZEN (SAĞLAMAK)
- TERTİP ile/ve TANZİM
( Üstüste. İLE/VE Yanyana. )
- TERTİP ile TELİF
- TESÂDÜF[< SADEF | çoğ. TESÂDÜFÂT] ile/ve/değil/yerine/<> TEVÂFUK[< VEFK | çoğ. TEVÂFUKAT]
( Rastlantı, aramadan bulma. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Uyma, uygun gelme. )
- TESÂMU'[< SEM] ile TESÂMUH[< SEMÂHAT | çoğ. TESÂMUHÂT]
( Duyma/işitme, kulaktan duyma. İLE Hoş görme, müsamaha gösterme. | Dikkatsiz, kayıtsız davranma. )
- TESÂRİF[< TASRÎF] ile ...
( Allah'ın, istediği gibi hükmetmesi, irâde ve ihtiyârı. | [dilb.] Tasrifler, çekimler. )
- TESBÎ'[Ar. < SEB] ile TESBÎH[Ar. < SEBH | çoğ. TESBÎHÂT]
( Yedileme, yediye çıkarma. | Önceden söylenilmiş bir manzûmenin her beytinin -matla'da iki mısrâı ile aynı kafiyede olmak üzere- beş mısrâ eklenerek, yedi mısrâya çıkarılması. İLE "Sübhânallah" sözcüğünü söyleyerek ve öteki sıfatlarını da anarak, Allah'a tazîm etme senâ etme. | Kalbin şifâsı, itminânı ve visâli. | Tespih. )
-  TEŞBİH:
 TENZİHSİZ ile/değil/yerine/>< TENZİHLİ
( Şizofrenik. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sanat. )
- TEŞBİH/İ YOKTUR ile/değil TARİH/İ YOKTUR
- TEŞBİH ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KIYAS
- TEŞBİH ile/ve/||/<> MECAZ
- TEŞBİH ile/ve TEMSİL
- TEŞBİH ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TESPİT
- TEŞBİHTE HATA ARANMAZ değil TEŞBİHTE, HATA OLMAZ/OLMAMALI
-  TEŞBİHTE HATA OLMAZ değil TEŞBİHTE, HATA OLMAZ/OLMASIN/OLMAMALI!
(TEŞBİH, HATA/EKSİK/YÜK/SORUN KALDIRMAZ/TAŞIMAZ/TAŞIMAMALI!)
( Teşbih yapmakta "hata/sakınca/yanlışlık olmaması". DEĞİL Yapılan teşbihte/benzetmede, hatanın/yanlışın/ilişkisizliğin olmaması gerekliliği. [Olabildiğince özen gösterilmesi gerektiği.]
Hangi benzetmeyi yaparsak yapalım, önemli değildir anlamına gelmez. Benzetme(teşbih) yapacağımız zaman hata yapmama ve keyfiyet olmaması gerekliliğini anlatır! [Teşbih sözcüğünden sonra virgül/duraklama çok önemli!] )
( Halk arasında daha çok, "yapılan benzetmeden alınılmamasını dilemek için" "söylenilir" fakat bu, yanlış kullanımdır. )
( Her şey, herşeyle dolaylı olarak bağlantılandırılabileceğinden,
 
hiçbir şeyi, hiçbir şeyle doğrudan bağlantılandırmamakla başlar her şey. )
- TEŞBİHTE, HATA OLMAZ/OLMAMALI! değil/yerine TEŞBİHİN, AYAĞI TOPALDIR
- TESCİL/LEMEK ile/ve/değil TASDİK/LEMEK
( Herhangi bir şeyi resmî olarak kaydetme, kütüğe geçirme. | Bir taşınmazın üzerinde bir aynî hakkın kurulması için tapu kütüğüne yapılması gerekli kayıt. İLE/VE/DEĞİL Doğrulama. | Onay, onaylama. )
- TEŞEBBÜS[Ar.] değil/yerine/= GİRİŞİM | GİRİŞME
- TEŞEBBÜS ile/ve/||/<>/> TESADÜF
( Teşebbüs etmezsen, tesadüf etmez. )
- TEŞEKKÜL[Ar. < ŞEKL | çoğ. TEŞEKKÜLÂT] ile TEŞEKKÜR[Ar. < ŞÜKR | çoğ. TEŞEKKÜRÂT]
( Şekillenme. | Kurulma, kuruluş, meydana geliş. | Oluşum. | Yoğrum. | Oluş. | Örgüt, topluluk. İLE Şükr etme, yapılan bir iyilikten memnun kalma ve memnun kaldığını ifade etme sözleri. )
- TEŞEKKÜL ile/ve TASAVVUR
- TEŞEKKÜR ETMEK ve/||/<> ÖZÜR DİLEMEK
( Bunları bilmeyenlere, kapıları/nı kapatmak gerekir. )
- TEŞEKKÜR[Ar.]["TEŞEKKÜRLER" değil!]/MERSİ[Fr.] değil/yerine/= SAĞ OL! / ALKIŞ
-  TEŞEKKÜRDE:
 ESTAĞFİRULLÂH ile/ve/değil/||/<> RİCA EDERİM
- TESELLÎ[Ar.] değil/yerine/= AVUNÇ
- TEŞEMMÜL[Ar.] ile TEŞEMMÜR[Ar.]
( İhrama bürünme. İLE İşe hazırlanma, sıvanma. )
- TESHİP değil TEZHİP/TEZHİB
- TEŞHÎS[< ŞAHS | çoğ. TEŞHÎSÂT] ile TEŞHÎZ[< ŞAHZ | çoğ. TEŞHÎZÂT]
( Ayırma, seçme, fark etme, tanıma. | Hastalığın, hangi hastalık olduğunu bilme. | Eşyaya şahsiyet verme, onlara hitâb etme. İLE Sivriltme, keskinleştirme. | Bileme. | Uyandırma, kuvvet ve etkisini artırma. )
- TEŞHİS[Ar.] değil/yerine/= TANI/TANIMLAMA
( Hastalığın ne olduğunu araştırıp ortaya koyma. Kim ve ne olduğunu anlama, tanıma, seçme. | Belirleme. | Kişileştirme. )
- TESİR (ETMEK) ile/ve/||/<>/> TESİS (ETMEK)
( Etki etmek. İLE/VE/||/<>/> Yapılandırmak. )
- TESİR[Ar.] değil/yerine/= ETKİ
- TESİR ile HÜKÜM
- TESİS ETME ile/değil/yerine OLUŞTURMA
- TESİSAT[Ar.] değil/yerine/= DÖŞEM
( Belirli bir işin sağlanmasına yardım eden araçların uygun yerlere döşenmesi ya da döşenen bu araçların tümü. )
- TESİSAT ile/değil TECHİZAT
- TESLÎM[Ar.] ile TESLÎM[Ar. < SÜL, SELEME | çoğ. TESLÎMÂT]
( Çentme, diş diş etme. İLE Bir emâneti, yerine verme. | Bir şeyi, yeni sahibine verme. | Hakikat olduğunu söyleme. | İtiraf. | Dayanamayıp, "Pes!" deme. | Kendini, Allah'ın kaderine bırakma. | Bir saz yapıtında, asıl hâne ile mülâzimeyi bağlayan nağmeler olup bu nağmeler, her hânede tekrar edilmekle beraber, mülâzimeye dahil edilmez. Eskiden, buna "Terkib-i İntikal" da denilirdi. Fakat terkib-i intikal'in yalnız hâneleri bağlayan ve az çok tâdîlât ile tekrar edilen nağmeciklere verilen bir ad olup mülâzime ile hâne arasındaki nağmeye tevsî edilmemiş olma olasılığı da vardır. | Selam verme, selâmetle dua etme. | Âfetten masûn kılma. )
- TEŞMÎL[Ar.] ile TEŞMÎR[Ar. < ŞEMR]
( Yayma, içine aldırma, kapsamına aldırma. | Daha genel bir anlam verme. İLE Sıvama, sıvanma. )
- TESMİYE[Ar. < İSM] ile ADLANDIRMA, AD VERME/KOYMA
( AD KOYMA, ADLANDIRMA, İSİM VERME | BESMELE ÇEKME )
- TESPİT ile/ve/değil/||/<>/>/< (HAKKI/NI) TESLİM
- TESPİT değil/yerine/= SAPTAMA
- TESPİT ile/ve TEŞHİS
- TEŞRÎH[Ar. < ŞERH | çoğ. TEŞRÎHÂT] ile TEŞRÎHÎ[Ar.] ile TEŞRÎ/Î(LEGISLATIVE)[Ar.]
( Açma, yayma, etraflıca şerh etme/edilme. | Dilim dilim, parça parça kesme. | Bir ölü gövdesini kesip parçalara ayırma. Otopsi. | Anatomi. | İskelet. İLE Anatomiye özgü, anatomiyle ilgili. İLE Yasa ile, yasa ile ilgili. )
- TEŞRİH ile TEŞBİH
- TEŞRÎK[Ar. < ŞARK] ile TEŞRÎK[Ar. < ŞİRK]
( Işıklandırıp parlatma. İLE Ortak/şerîk etme. | Allah'a ortak koşma. )
- TEST ETMEK değil/yerine DENEMEK
- TESTİS-İ ile/değil TESTİ-Sİ
( Şu sayrının erbezi/testisi. İLE/DEĞİL Şu su/şerbet testisi. )
-  TESTLERDE:
 POZİTİF ile/ve NEGATİF
( Bulunmuşsa/varsa. İLE/VE Bulun(a)mamışsa/yoksa. )
( Anlamlandırması/yorumlaması, beklenilen/aranılan şeyin karşılığına göre değişir. [ur/bakteri vb. için bakılmışsa pozitif çıkması olumsuzdur/kötüdür fakat gebelik, aşının tutması vb. için bakılıyorsa pozitif çıkması olumludur/iyidir.] )
- TEŞVİK ETMEK ile/değil ÇANAK TUTMAK
- TEŞVİK-İ MESAİ değil TEŞRİK-İ MESAİ/İŞBİRLİĞİ
- TEŞVİK ile/ve/<> CEVAZ
- TEŞVİK değil/yerine/= ÖZENDİRME
- TEV'ÎD[Ar. çoğ. TEV'ÎDÂT] ile TEHDÎD[HÜDÛD | çoğ. TEHDÎDÂT]
( Sözle korkutma. İLE Birinin gözünü korkutma, göz dağı verme. )
- TEVAFFUK[Ar. < VEFK] ile TEVÂFUK[Ar. < VEFK | çoğ. TEVÂFUKÂT]
( Başarma, muvaffak olma. İLE Uyma, uygun gelme. )
- TEVÂRÜS[Ar. < VERÂSET] ile/ve/> TEMELLÜK[Ar. < MELK/MÜLK] ile/ve/> TEMESSÜL[Ar. < MİSL] ile/ve/> TERCÜME[Ar. < TERCEME] ile/ve/> TELİF[Ar. < ÜLFET] ile/ve/> TEKELLÜM[Ar. < KELÂM]
( Birinden miras kalması, mirasa konma. | Kalıtım yoluyla birinden ötekine geçme. İLE/VE/> Kendine mâl etme. İLE/VE/> Benzeşme. | Özümleme. İLE/VE/> Çeviri. İLE/VE/> Birleştirmek. İLE/VE/> Dile getirmek, anlatmak, söylemek. )
-  TEVÂTÜR:
 UYDURMA SÖZ değil GÜVENİLİR KİŞİLERDEN GELEN BİLGİ/HABER
- TEVÂTÜR ile RİVÂYET
- TEVÂTÜR ve/< TEBLİĞ
( Herşeyin senedi olması gerekmez. Tebliğ ve tevâtür de yeterlidir/geçerlidir. )
- TEVÂZÛ ("ETME[ME]K") ile/değil TENEZZÜL (ETME[ME]K)
( Küçük gibi görülen tenezzül makamı, saltanat makamından daha yüksektir. )
- TEVÂZÛ ile DAAT
- TEVCÎH[AR. < VECH] ile/ve/||/<> TEVDÎ[AR. < VED]
( Çevirme, yöneltme, döndürme, söz atma, bakma, anlam verme, yorumlama, rütbe/mevki verme. İLE Bırakma, emânet etme, vedâlaşma. )
- TEVEKKÜL ile SABIR
- TEVEŞÜ ile TEVEŞÜL
- TEVFİKAN[Ar.] değil/yerine/= UYARAK, UYGUN OLARAK, ...'E GÖRE
- TEVKİÎ ile/||/<> SÜLÜS ile/||/<> RİK\'A ile/||/<> KÛFÎ ile/||/<> NESİH ile/||/<> MURAKKA ile/||/<> MÜSELSEL ile/||/<> DİVANÎ
( Sözcüklerin arası birleştirilerek yazılan bir yazı biçimi.[Resmî yazışmalarda kullanılan bir yazı çeşidiydi.][Sülüse benzeyen daha yumuşak hatlı ve hareketli büyük boy yazılar.] İLE/||/<> Yuvarlak karakterli, daha çok kitabelerde kullanılan, kitaplarda ise başlıklara mahsus büyük boy bir yazı üslûbu. İLE/||/<> Türklerin ortaya çıkardığı bir yazı çeşidi. "Mim"lerin gözü kapanmış, "Sin" ve benzeri harflerin dişleri kalkmış, noktalar çizgilere dönüşmüştür. Daha çok el yazısında kullanılır. İLE/||/<> Arap harflerinin düz ve köşeli olarak kullanılmasıyla oluşmuş erken dönem İslâm yazı türü ve bundan geliştirilmiş bir yazı türü. İLE/||/<> Metinlerin kopya edilerek çoğaltılmasında kullanılan yuvarlak karakterli bir yazı üslûbu. İLE/||/<> İstenilen kalınlığı sağlayacak kadar kâğıdın birinin suyunu ötekinin aksi yöne gelecek biçimde kola ile yapıştırılmasıyla elde edilen mukavvadan yapılan albüm. Üzerine hatların ayrı ayrı kâğıtlara yazılarak hatlar, minyatürler, varaklar v.s. yapıştırılır. İLE/||/<> Tüm yazaçları/harfleri ve sözcükleri birbirine bitişik olarak yazılan bir yazı biçimi. İLE/||/<> Türklere özgü hareketli ve girişik bir yazı üslûbudur. Harfler ve sözcükler, birbirine kaynaşmıştır. )
-  TEVRİYE'DE:
 YALIN[MÜCERRET] ile/<> TERBİYE EDİLMİŞ[MÜREŞŞAH] ile/<> AÇIKLANMIŞ[MÜBEYYEN] ile/<> HAZIRLANMIŞ[MÜHEYYÎ] ile/<> ÎHÂM-I KABÎH
( [beyitte] Sözcüğün, uzak anlamıyla kullanıldığını gösterir bir ipucu bulunmayan. İLE/<> Sözcüğün, yakın anlamıyla ilgili bir ipucu bulunan. İLE/<> Sözcüğün, uzak anlamıyla ilgili bir ipucu bulunan. İLE/<> Tevriyeye konu olan sözcüğün, başka sözler yardımıyla anlaşılması. İLE Sözcük, müstehcen bir anlam içeriyorsa. )
- TEVSÎH[Ar. < VESAH] ile TEVŞÎ'[Ar.] ile TEVŞÎH[Ar. < VİŞÂH | çoğ. TEVŞÎHÂT]
( Kirletme. | Paslandırma. İLE Süsleme. İLE Süsleme, süslendirme. Süslü giysi giydirme. | Mukayyed kâfiye ile şiir yazma, çifte kâfiye. | Kur'ân-ı Kerîm'i, usûl, âdâb ve erkânı ile okuma. | Mevlîd bahirleri arasında, dînî ve tasavvufî mahiyette kasîde ve beste okuma. | Türk dînî müziğinde bir biçim.[Na't, tekkelerde ve başka yerlerde okunduğu halde, tevşîh denilenler, mevlîd ve mi'râciyye arasında tegannî edilir.] )
- TEYİD ile TASDİK
itibarı ile 10.158 başlık/FaRk ile birlikte,
10.158 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(37/42)
 (1996'dan beri)
(1996'dan beri)