Bugün[16 Aralık 2025]
itibarı ile 10.411 başlık/FaRk ile birlikte,
10.411 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(29/43)


- MUKAVVA[Ar.]/KARTON[Fr. < CARTON] değil/yerine/= GÜÇLENDİRİLMİŞ KÂĞIT


- MUKAYESE[Ar.] değil/yerine/= KARŞILAŞTIRMA

( Akıl ve zariflikte, çokluk iddiasında bulunma. | Benzeterek ya da karşılaştırarak değerlendirme, kıyaslama. )


- MUKAYYET[Ar.] değil/yerine/= BAĞLI OLAN

( Bağlı olan, bağlanmış. | Bir koşul ya da kayıtla bağlı olan. | Yazılmış, yazılı, kayıtlı. )


- MÜKELLEFİYET[Ar.] ile YÜKÜM/LÜ/LÜK

( Yapılması zorunlu olan iş ya da bir işi yapma zorunluluğu. | Mükemmel hazırlanmış, külfetle süslenmiş olan. )


- MÜKEMMEL/LİK ile/değil/yerine/||/<>/< SÜREKLİ/LİK / KESİNTİSİZ/LİK


- MÜKERRER ile/ve MÜMESSEK


- MUKNİ[Ar.] değil/yerine/= İNANDIRAN


- MÜLÂHAZA[< LÂHZ] değil/yerine/= DİKKATLE BAKMA | İYİCE DÜŞÜNME, DÜŞÜNÜŞ | DÜŞÜNCE


- MÜLÂKAT[Ar. < LİKA] değil/yerine/= SÖYLEŞİ/GÖRÜŞME


- MÜLÂKAT[Ar.]/RÖPORTAJ[Fr. < REPORTAGE][ROPÖRTAJ değil!] değil/yerine/= SÖYLEŞİ/GÖRÜŞKÜ


- MÜLEMMA'[Ar. < LEM] ile MÜLEVVEN[Ar. < LEVN]

( Parlak, telmi' edilmiş. | Alaca, renk renk. | Bir bölümü Türkçe, bir bölümü Arapça ya da Farsça söylenmiş manzûme. | Bulaşmış, sıvanmış. İLE Renkli, renk renk, türlü türlü. | Boyalı, boyanmış. )


- MUM, DİBİNE IŞIK VERMEZ ile TERZİ, KENDİ SÖKÜĞÜNÜ DİKEMEZ


- MUMAİLEYH[Ar.] değil/yerine/= ADI GEÇEN


- MÜMEYYEZ[Ar. < MEYZ] ile MÜMEYYİZ[Ar. < MEYZ]

( Seçilmiş, ayrılmış, temyiz edilmiş. İLE Seçen, ayıran, temyîz eden. | Bir kurumda, yazıcıların yazdıkları yazıları düzelten kâtip. | Sınavda bulunup öğrencinin bilgisini sınayan kişi. )


- MÜMKÜN DEĞİL ile/değil KOLAY DEĞİL


- MÜMKÜN MÜ?/OLANAKLI MI? ile/değil OLASI MI?


- MÜMKÜN MÜ?/OLANAKLI MI? ile/değil OLASI/OLASILIKLI MI?


- MÜMKÜN OLAMAZ değil/yerine/= OLANAKSIZ


- MÜMKÜN değil/yerine/= OLANAKLI


- MUMLA ARAMAK ile/ve SAMANLIKTA İĞNE ARAMAK


- MÜNÂDÂ[Ar. < NİDÂ] ile MÜNÂDÂT[Ar. < NİDÂ]

( Seslenilmiş, çağrılmış, nidâ edilmiş. | Başına nidâ harfi getirilmiş olan sözcük.[Ya Ali] İLE Bağrışma, yaygara, velvele. )


- MÜNÂKAŞA[< NAKŞ] ile/değil/yerine İSTİŞÂRE[< ŞÛRÂ]

( Atışma, çekişme. | Tartışma. | İrdeleme. İLE/DEĞİL/YERİNE Yazılı olarak bildirilmesini isteme. )

( Polemik, tartışma, "söz dalaşı" ya da atışma değil "yazılı olarak tartışma, değerlendirme" anlamına gelmektedir.

Eski deyimiyle de, "Yazı ile bildirilmesini isteme" anlamına gelen, İSTİŞ'ÂR[çoğ. İSTİŞ'ÂRÂT] kullanılmaktaydı.

Sözlü iletişimde, zihni ve düşünceyi, kavramı ya da olguyu aktarma ve paylaşmada ve özellikle de düşünce ayrılıklarındaki savların konuşulması ve tartışılmasında, yetersizlik ve (kolay/tam) takip edilemezlik durumu oluşur/oluşabilir.

Buna engel olmak için, düşünülen, savunulan şey üzerindeki savların ve ayrıntıların, yazılı olarak sunulması, olası savrulmaları da engelleyebileceği yöntem(ler)le yani yazıyla çözülebilir.

Ayrışma/tartışma konusu, yazılı olarak sunulduğunda ya da alındığında, hem kişinin kendi düşüncelerini ve ayrıntılarını, yazı aynasında tekrar (tekrar) değerlendirilebilmesi, hem de ötekinin sözünü/savını doğru/yetkin/kapsamlı takip edebilme ve anlayabilme olanağı sağlanmış olur.

Dolayısıyla, "polemiğe girmeyelim" deyimi, tam aksine, ""bu konuda, polemik yapmalıyız" biçiminde ve daha doğrusu da "bunu, karşılıklı olarak yazılı biçimde sunmalı ve tartışmalıyız" biçiminde olmalıdır. )


- MÜNÂKASA[Ar. < NOKSÂN | çoğ. MÜNÂKASÂT] ile MÜNÂKAŞA[Ar. < NAKŞ | çoğ. MÜNÂKAŞÂT] ile MÜNÂKAZA[Ar. < NAKZ]

( [alışveriş, ihâle gibi işlerde] Eksiltme. İLE Atışma, çekişme. | Tartışma. | İrdeleme. İLE İki sözün birbirini tutmaması, bir önceki sözün öteki ucu olan söz. )


- MÜNÂKÂŞA ile/değil/yerine/||/> MÜNÂZARA/MÜKÂLEME ile/değil/yerine/||/> İSTİŞÂRE ile/değil/yerine/||/> MÜZÂKERE


- MÜNÂKKAH[Ar. < NAKH] ile MÜNAKKİH[Ar.]

( Soyulmuş, ayıklanmış, temizlenmiş, tenkîh edilmiş. | En iyisi seçilmiş. | Yönetim amacıyla fazlası kesilmiş masraf. | Uzun ve yararsız, dolma/doldurma[haşvsiz] söz. İLE Soyan, ayıklayan, temizleyen. )


- MÜNÂSEBET[Ar. < NİSBET] değil/yerine/= İLİŞKİ/İLİŞİK/İLİNTİ

( UYGUNLUK | İLİŞİK | İLGİ, YAKINLIK, BAĞ | YANAŞMA, VESÎLE )


- MÜNÂZAA[Ar. < NEZ | MÜNÂZAÂT] ile MÜNÂZARA[Ar. < NAZAR]

( Ağız kavgası, çekişme. İLE Kurallara uygun olarak karşılıklı konuşma. | Bilimsel tartışma. )


- MÜNCERR ile/ve/||/<>/< CERR

( Bir tarafa çekilip sürüklenen, sürülen, kayıp bir tarafa giden. | Varıp sona eren. | Sonuçlanan. İLE/VE/||/<>/> Çekme, sürükleme.| Arapça'da, ait olduğu adı, meksûr[kesreli=esreli] okutan harf ya da edat.[harf-i cerr] | Para, eşyâ vb. çekme. )


- MUNDA ile MUNDARU
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Burada. İLE Süslenmiş düğün odası. )


- MÜNDEMİÇ[Ar.] değil/yerine/= İÇKİN


- MUNFASIL[Ar.] değil/yerine/= AYRILMIŞ


- MÜNŞEAT[Ar. < NEŞ'ET] değil/yerine/= YAPIT

( Sanatlı düzyazı ya da mektupların toplandığı dergi. | Kaleme alınmış, yazılmış şeyler. )


- MUNTAZAM[Ar.] değil/yerine/= DÜZGÜN/DÜZENLİ


- MUNU ile MUNU
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İşte orada. İLE Bu. )


- MÜPHEM ile MEÇHUL


- MURÂBATA[< RABT] ile BAĞLAMAK | DÜŞMANI, SALDIRACAĞI YERDE DURUP BEKLEME

( BAĞLAMAK | DÜŞMANI, SALDIRACAĞI YERDE DURUP BEKLEME )


- MÜRÂDİF[Ar. < REDF]/SİNONİM[Fr./İng. < SYNONYME] değil/yerine/= ANLAMDAŞ, EŞ ANLAMLI


- MURASSA'[Ar.] ile MURASSAS[Ar.]

( Değerli taşlarla bezenmiş. | İki mısrası ya da iki fıkrası, sözcük sözcük birbiriyle aynı ölçü ve uyakta olan söz/beyit. | Bir yazı tarzı. | [müzik] Irak perdesiyle geveşt perdesi arasında bir perde adı. İLE Kalay ya da kurşunla kaplanmış. | Lehimlenmiş. )


- MÜREKKEP "YALAMAK" ile "OKUMAK"

( Âharlanmış kağıt bezir işi mürekkebi emmediği için yanlış yazıldığında ıslatarak silmek mümkündür. Hattatlar ellerini tükürükleyerek ya da yalayarak yanlışlarını düzelttiklerinden "mürekkeb yalamak" deyimi ortaya çıkmıştır. )


- MÜREKKEP ile MÜREKKEP

( Yazı yazmak, desen çizmek ya da basmak için kullanılan, türlü renklerde sıvı madde. İLE Bileşmiş, bileşik. | ...-dan oluşmuş/olma. )


- MÜRETTEB[Ar.] ile MÜREKKEB[Ar.]

( Dizilmiş, yerli yerine konulmuş, tertîb olunmuş. | Bir şey/yer için ayrılmış, tâyin edilmiş. | Sonradan kurulmuş. | Danışıklı, uydurma, yalandan düzenlenmiş. İLE İki ya da daha çok şeyin karışmasından meydana gelen, terkîb edilmiş. | Bileşik. | Yazı mürekkebi. )


- MÜRG[Fars.] ile MÜRG[Fars.]

( Sümük. İLE Kuş. )

( MÜRG-ÂB: Su kuşu. | Ördek. | Kurbağa. )


- MÛRİS[Ar. < VERÂSET] ile MU'RİZ[Ar. < ARZ]

( Getiren, veren, kazandıran, îrâs eden. | Miras bırakan. İLE Yüz çeviren, başka tarafa dönen, i'râz eden. | Dokunaklı söz söyleyen, "taş atan", ta'rîz eden. )


- MÜRTESEM/İRTİSAM[Ar.]/PROJEKSİYON[Fr., İng.] değil/yerine/= İZDÜŞÜM


- MÜRÜVVET ve/||/<>/>/< MUHABBET


- MÜSBET değil MÜSPET


- MUSABAKA yerine YARIŞMA


- MÜŞABEHET[Ar.] değil/yerine/= BENZERLİK/BENZEŞLİK


- MÜSAHHİH[Ar.] ile DÜZELTİCİ/DÜZELTMEN


- MÜSAİT[Ar.]["MÜSAYİT" değil!] değil/yerine/= UYGUN


- MÜŞÂREKET[Ar.] değil/yerine/= İŞTEŞ


- MUSARRA'[Ar. < SAR] ile MUSARRAH[Ar. < SARÂHAT]

( İki mısrası uyaklı olan beyit. İLE Açıkça söylenilmiş, belirtilmiş, apaçık. )


- MÜSÂVÎ[< SEVİYY] değil/yerine/= EŞİT | DENK

( EŞİT, BİRİNİN ÖTEKİNDEN FARKSIZ OLANI, AYNI HALDE VE DERECEDE BULUNAN )


- MÜSEBBİHİ değil MÜSEBBİBİ


- MÜSEMMÂ[Ar. < SEMV < SÜMÜVV] ile MÜSÂMAHA[Ar. < SEMÂHAT]

( Tesmiye olunan, bir adı olan, adlanmış, adlı. | Muayyan, belirli zaman. İLE Görmemezliğe gelme, göz yumma, hoş görme. | Aldırış etmeme. | Savsaklama. )


- MUSTAFA ile/ve/||/<> MUHTAR[< HAYIR]


- MÜSTAHİL[Ar. çoğ. MÜSTAHÎLÂT] ile MÜSTAÎR[Ar. < ÂRİYET]

( Olanaksız, anlamsız, boş, saçma şey. İLE Ödünç alan, istiâre eden. | Kinâyeli konuşan. )


- MÜSTAHREC[Ar. < HURÛC] ile MÜSTAHRİC[Ar. < HURÛC]

( Çıkarılmış, bir şeyden çıkarılmış, alınmış, bir kitaptan alınmış, istihrâç edilmiş. İLE Çıkaran, istihrâc eden. | Simgeden, anlam çıkarma gücünde olan. )


- MÜŞTÂK[Ar. < ŞEVK] ile MÜŞTAKK[Ar. < ŞAKK]

( İştiyaklı, özleyen, göreceği gelen, can atan. İLE Başka bir sözcükten çıkmış, türemiş, türeme. )


- MÜSTAKBEL[Ar. < KABL] ile MÜSTAHKİM[Ar. < KABL | çoğ. MÜSTAKBİLÎN]

( Karşılanan, istikbal edilen. | Önde bulunan, ilerideki, gelecek. | Gelecek zaman, istikbal sîgası. İLE Karşılayan, istikbâl eden. | Kıbleye dönen. )


- MUŞTALAMAK değil MUŞTULAMAK

( Muşta ile vurma. DEĞİL Sevinilecek bir işin, olayın vb. olduğunu, birine haber vermek, müjdelemek. )


- MÜSTAVZI'[Ar.] ile MÜSTAVZİH[Ar. < VUZÛH]

( Pazarlık eden. İLE Açıklama isteyen, istîzah eden. )


- MÜSTE'HİR[Ar. < İSTİ'HÂR] ile MÜSTEHİLL[Ar. < ÂRİYYET]

( Olanaklı ve kabil olmayan şey. | Anlamsız, saçma şey. İLE Ödünç alan, istiâre eden. )


- MÜSTEAR[Ar.] ile MAHLAS[Ar.]

( Eğreti olarak alınmış. | Türk müziğinde bir makam. İLE Bir kişinin ikinci adı. | Ozanların/yazarların, yapıtlarında kullandıkları takma ad. )


- MÜSTEBDEL[Ar. < BEDEL] ile MÜSTEBDİL[Ar. < BEDEL]

( Değiştirilmiş, istibdâl edilmiş. İLE Değiştiren, istibdâl eden. )


- MÜSTEDREK[Ar. < DERK] ile MÜSTEDRİK[Ar. < DERK]

( Arapça'da, bir ölçü/vezin. İLE Anlamak isteyen, istidrâk eden. )


- MÜSTEHABB[< HUBB] ile ...

( Sevilen, beğenilen. | Farz ve vâcibden başka olarak sevap kazanılan iş. | Hz. Muhammed'in, bazen işleyip bazen terk ettiği güzel iş. )


- MÜSTEHCEN[< HÜCNET] değil/yerine/= AÇIK SAÇIK


- MÜSTEKİL değil MÜSTAKİL


- MÜSTEMİİN[Ar. < SEM | < MÜSTEMİ] ile MÜSTE'MİN[Ar. < EMN]

( Dinleyiciler. İLE Aman dileyen, istimân eden. | Zamanında, yabancılara verilen bir unvan. | Sığınan, canını kurtarmak koşuluyla teslim olan. )


- MÜŞTEMİL[Ar.] ile KAPSAYAN, İÇEREN, ŞÂMİL OLAN

( KAPSAYAN, İÇEREN, ŞÂMİL OLAN )


- MÜŞTEREK[Ar.] değil/yerine/= BİRLİKTE, ORTAK/LAŞA


- MÜŞTERİ[Ar.]/RESEPTÖR[Fr.] değil/yerine/= ALICI/(ALGILAYICI)/ALMAÇ


- MÜŞTERİ değil/yerine YOLCU


- MÜSÛL[Ar.] ile MÜSÜL[Ar. < MİSÂL]

( Saygıdan dolayı ayakta durma. İLE Örnekler. | Platon'un, "İdealar" olarak bahsettiği. )


- MÜSVEDDE[Ar. < SEVED] değil/yerine/= YAZI TASLAĞI / KARALAMA


- MUTABAKAT[Ar.] ile/ve/||/<> ENTEGRASYON[İng. INTEGRATION]


- MÜTÂLAA[< TULÛ] ile MÜŞÂHEDE[< ŞUHÛD]

( Okuma. | Değerlendirme, tetkik. | Düşünce. İLE Bir şeyi gözle görme. | [tas.] Allah âlemini görme. )

( TULÛ ile ŞUHÛD )


- MUTÂRAHA[Ar.] ile MUTARRÂ[Ar. < TARÂVET] ile MUTARRAH[Ar. < TARH]

( Birbirine söz söyleme. İLE Taze, tarâvetli. İLE Çıkarılmış, tarh edilmiş. )


- MUTÂVAAT[Ar. < TAV] değil/yerine/= BOYUN EĞME

( Baş/boyun eğme, itâat etme. | [dilb.] Dönüşlü. )


- MUTAVASSIT[< VASAT] ile ...

( VÂSITA OLAN, ARACILIK EDEN, ARACI | ORTA, ORTALAMA )


- MÜTAYİT değil MÜTEAHHİT


- MÜTEADDÎ[Ar. < UDVÂN] ile MÜTEÂDÎ[Ar. < ADÛ]

( Saldıran, zulm eden, taaddî eden. | Geçişli fiil.[düşündürmek, anlatmak vb.] | Türk müziğinin en az altı yüzyıllık bir mürekkep makamı olup, zamanımıza kalmış bir örneği bulunmamaktadır. İLE Düşmanlık eden, teâdî eden. )


- MÜTEALLİK[Ar.] değil/yerine/= İLİŞKİN, İLGİLİ


- MÜTEBENNÎ ile MÜTEBERRİ'[BÜRÛ] [TEBERRU']

( Evlat edinilen. İLE Bağışta bulunan. )


- MÜTEHASSIS MÜTEHASSİS


- MÜTEHASSIS/LIK[Ar.] değil/yerine/= UZMAN/LIK


- MÜTEHASSİS ile MÜTEESSİR

( Güzel bir duygunun etkisi altında kalmak.[Ayrıca; cansız maddelerden etkilenmede kullanılmaz!] İLE Üzüntü. )


- MÜTEMADİYEN ile BİTEVİYE ile NAMÜTENAHİ


- MÜTEMMİM CÜZ[Arç] değil/yerine/= TAMAMLAYICI PARÇA


- MÜTEMMİM[Ar. < TEMÂM] ile TAMAMLAYICI

( Tümleç. Herhangi bir sözcüğün anlamını tamamlayan. | Bütün haline getiren. )


- MÜTEMMİM[Ar.] değil/yerine/= TÜMLEÇ

( COMPLEMENT )

( Tamamlayan, bütünleyen, bitiren. | [mat.] Bütünler. | Tümleç. )


- MUTENA[Ar.]/MÜMTAZ[Ar.]/GÜZİDE[Fars.]/ELİT[Fr./İng. < ELITE] değil/yerine/= ÖZENİLMİŞ | SEÇİLMİŞ, SEÇKİN, BEĞENİLMİŞ, ÖNEMLİ | AYRI/ÜSTÜN


- MÜTENÂKIS[Ar. < NOKSÂN] ile MÜTENÂKIZ[Ar. < NAKZ]

( Eksilen, gittikçe azalan, tenâkus eden. İLE Zıt olan, birbirine muhâlif, tenâkuz eden. | İkinci sözü, birinci sözüne zıt olan, uymayan. | Çelişik. )


- MÜTENÂSİB[< NİSBET] ile ORAN/ORANLI, UYGUN

( UYGUN OLAN, HER BAKIMDAN BİRBİRİNE UYGUN, DENK )


- MÜTENASİB ile MÜTENAFİR

( Çeken. İLE İten. )


- MÜTERÂDİF[< RİDF]/SİNONİM[İng.] değil/yerine/= EŞANLAMLI

( TERÂDÜF EDEN, BİRBİRİNİN ARDI SIRA GİDEN | YAZILIŞI AYRI, ANLAMI BİR OLAN, ANLAMDAŞ [İng., Fr. SYNONYME] )


- MÜTERCİM[Ar.] değil/yerine/= ÇEVİRMEN


- MÜTEŞABİH ile/ve/değil/||/<> MESEL


- MÜTESEMMÎ[Ar.] ile MÜTESEMMİM[Ar. < SEMM] ile MÜTESEMMİN[Ar.]

( Bir ad ile adlanan, müsemmâ olan. İLE Zehirlenen, tesemmüm eden. İLE Semiren, semen kazanan, tesemmün eden. )


- MÜTEVÂ MÜTEVÂZI


- MÜTEVÂZI değil/yerine/= ALÇAKGÖNÜLLÜ/GÖNLÜ YERDE/KOTKU


- MÜTEVÂZILIK değil TEVÂZÛ


- MÜTEVEFFÂ ile/değil/yerine MERHUM


- MUTLAK (KAVRAMLAR) ile/ve/değil EYTİŞİMSEL/DİYALEKTİK (KAVRAMLAR)

( Birbirinden ayrılamayan kavramların didişmesi. )


- MUTLAK (KAVRAMLAR) ile/ve/değil EYTİŞİMSEL/DİYALEKTİK (KAVRAMLAR)


- MUTLAK MEKÂN ile/ve FİZİKÎ MEKÂN


- MUTLAK[Ar.] değil/yerine/= SALT/SALTIK


- MUTLAK/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YETKİN/LİK

( Bir şeyin mutlak olması, yetkin olduğu anlamına gelmez. )


- MUTLAK ve/=/||/<> ADEM


- MUTLAK ile/değil/yerine UZLAŞILMIŞ


- MUTLAKA ... OLABILIR değil MUTLAKA OLUR ya da [sadece] OLABİLİR


- MUTLAKA ile/değil ELBETTE


- MUTLAKA ile/ve/değil/yerine/||/<> KUŞKUSUZ


- MUTLU-MESUT (YAŞAMAK)


- MUTLULUK "DUYGUSU" değil MUTLULUK


- MUTTALİ[Ar.] değil/yerine/= ÖĞRENMİŞ

( Öğrenmiş, haber almış, bilgi edinmiş. )


- MUVÂFIK[< VEFK] ile/ve/değil/||/<> MUTÂBIK[< TIBK]

( Uygun, yerinde. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Birbirine uyan, uygun. )


- MUVÂHÂT[Ar. < UHUVVET] ile MUVAHHAD/E[Ar. < VAHDET]

( Kardeş etme, birbirini kardeşliğe kabul etme. İLE Bir ve tek duruma getirilmiş. | Tek noktalı harf. )


- MUVÂZAA[Ar. < VAZ] ile MUVAZZA'[Ar.] ile MUVAZZAH[Ar. < VUZÛH]

( Bir konuda bahse girişme. | Danışıklı dövüş. İLE Saygı gösterilmeyen kişi. İLE Açıklanmış, etraflıca anlatılmış, îzâh edilmiş, tavzîh edilmiş. )


- MUVÂZENE[Ar.]/BALANS[Fr., İng. < BALANCE] değil/yerine/= DENGE


- MUVÂZÎ[Ar. < VEZY] ile MUVAZZİH[Ar. < VUZÛH]

( Paralel. İLE Açıklayan, ayrıntılı olarak anlatan, îzâh eden. )


- MUZ ÇORAP değil MUS ÇORAP


- MUZA'AF[Ar.] ile MUZÂAF[Ar. < ZIF] ile MUZÂF[Ar. < ZAYF | çoğ. MUZÂFÂT]

( Bir o kadar daha çoğaltılmış, bir kat daha artmış, taz'îf edilmiş. İLE İki kat, kat kat, katmerli. | Aynı "orta harfi" ile "son harfi", aynı harfin tekrarından oluşan sözcük.[musrir:musirr / müdrir:müdirr | hâdid:hadd] İLE Katılmış, bağlanmış, bağlı, izâfe edilmiş. | [ad takılarında] Belirtilen, başka bir ada katılmış ve onu tamamlamış olan. )


- MÜZÂHAF ile ...

( Şiirde, vezin zorunluluğundan, bir harfi düşürülmüş, okunmamış ya da uzun(memdut) iken kısa okunmuş olan sözcük. )


- MUZÎ'[Ar.] ile MÛZÎ[Ar. < EZÂ] ile MUZÎ'[Ar. < ZÂYİ] ile MUZÎ/E[Ar. < ZİYÂ] ile MÛZİH/MUVAZZİH[Ar. < VUZÛH]

( Meydana çıkaran, açığa vuran, izâa eden. İLE İnciten, eziyet veren, rahat bırakmayan, îzâ eden. İLE Kaybeden, zâyi' eden. İLE Işık veren, parlayan, parlak, ziyâlandıran. İLE Açıklayan, ayrıntılı olarak anlatan, îzâh eden. )


- MÜZİK KONSERİ değil KONSER[Fr., İng. < CONCERT]/DİNLETİ


- MÜZMİN[Ar.]/CHRONIC[İng.]/KRONİK[Fr.] değil/yerine/= SÜREĞEN/SÜREGEN

( Ne kadar süreceği belirli olmaksızın sürüp giden. | Uzun zamandan beri süren. | Uzun zamandan beri süren, uzun süreli olan (hastalık). )


- MUZUR değil MUZIR


- MY-/MYO- ile/||/<> MİO-/MEİO- ile/||/<> -STALSİS ile/||/<> TEN-/TENDO-/TENO-/TENONT-/TENONTO- ile/||/<> SARC-/SARCO- ile/||/<> SPLANCHN-/SPLANCHO-

( Kas, kasla ilgili. İLE/||/<> Daha az, daha küçük, kasılmanın azalması. İLE/||/<> Kasılma. İLE/||/<> Tendon. İLE/||/<> Et, kas. İLE/||/<> İç örgenlerle ilgili. )


- MYC-/-MYCES/-MYCEES/-MYCET-/-MYCETO-/MYCO-/-MYCOSİS ile/||/<> MYC-/MYCO-

( Mantar, mantar sınıfı, mantar enfeksiyonu, bir bölümün mantar enfeksiyonları. İLE/||/<> Mukus. )


- NÂDİR değil/yerine/= AZ


- NÂDİR ile/ve/<> NÂDÎDE[Fars.]

( Seyrek, az, ender bulunur. İLE/VE/<> Görülmemiş, görülmedik. | Pek seyrek bulunan, çok değerli. )


- NADİR ile/değil TEK ile/değil YOK


- NAĞME NAĞME (ŞAKIMAK)


- NAĞRA değil NARA[Ar. < NARE]

( Haykırma, bağırma. | "Sarhoş ya da külhanbeyi" bağırması. )


- NAH ile/değil NARH[Fars.]

( İşte. İLE/DEĞİL Tüketiciyi korumak amacıyla özellikle temel gereksinim nesneleri için resmî makamlarca belirlenen ve her yerde geçerli olan fiyat. )


- NAHÎF[Ar.] ile NAHÎF/NAÎF[Ar. < NEHÂFET] ile NAHİF/NAİF[Fr.]

( Genizden gelen ses. İLE Zayıf, arık. İLE Kendini yetiştirmiş, doğal bir plastik sanat yeteneğine sahip sanatçılar tarafından yaratılan resim sanatı. | Güzel sanatların, özellikle resim alanında kendini yetiştirmiş sanatçısı ya da onun yapıtı. | Saf, deneyimsiz. | Acemice yapılan. )


- NAHİV[Ar.]/SENTAKS[Fr., İng.] değil/yerine/= SÖZ DİZİMİ


- NAHİV[Ar.] ile SÖZ DİZİMİ

( SÖZ DİZİMİ )


- NAHİV ve FIKIH USÛLÜ ve TEFSİR USÛLÜ


- NAHOŞ ile/değil MAYHOŞ


- NAK'[Ar.] ile -NÂK[Ar.]

( Suda ıslanma. | Sıcak suda haşlama. | İlâç olarak çıkarılan su. | Hayvanın yiyeceğini soğuk su ile ıslatma. | Toz. İLE Adlara takılarak sıfat oluşturan bir edat.[-li,-lü anlamını verir][DERD-NÂK: Dertli. | ELEM-NÂK: Elemli.] )


- NAKİL ile NÂKİL

( Taşıma. İLE Taşıyan. )


- NAKİT PARA değil NAKİT


- NAKL ETMEK ile BEYÂN ETMEK


- NAKŞ (ETMEK):
HARF[HRF] ile/ve/<> RAKAM[RKM] ile/ve/<> KİTAP/KETEBE[KTB]

( Üçünün de anlamı, "Kazıyarak nakşetmek"tir. )


- NAMAZ-NİYAZ


- NAMAZ ve/<> ZAMAN

( ... VE/<> Tersten okunuşu ile. )


- NAMIK KEMÂL FIKRALARI değil NÂM-I KEMÂL FIKRALARI


- NAMINA ile/değil/yerine ADINA


- NÂMÛS[Ar.] ile/değil/<> NOMOS[Yun.]

( Yasa. | Ar, edep, hayâ, ırz. | Temizlik, doğruluk. | Allah'a yakın olan büyük melek. | Esrâr sahibi. | Sinek. | Derinden gelen ses. İLE/DEĞİL/<> Yasa. )


- NAMZET[Fars.] değil/yerine/= ADAY


- NAPIYOSUN?" ile "NE YAPIYORSUN?"

( Yapılan işin ne olduğu ile ilgili soru. İLE Merhabalaşma niteliğinde "soru". )


- NÂR ile ATEŞ


- NAR ile NÂR

( Meyve. İLE Ateş. )


- NARA[Ar. < NARE] ile/ve/||/<>/> ÇIĞLIK

( Haykırma, bağırma. | Sarhoş ya da külhanbeyi bağırması. İLE/VE/||/<>/> Acı, ince ve keskin selen. )


- NARASYON/U değil/yerine/= ÖYKÜ/SÜ


- NARATOR[İng. < NARRATOR] değil/yerine/= ANLATICI


- NASFET/NISFET[Ar.] değil/yerine/= HAK VE ADÂLETE UYGUNLUK


- NASİ-/NASO- ile/||/<> RHİN-/-RHİNE/RHİNO-/-RHİNOUS/-RHİNİA/-RRHİNİA

( Burun, buruna ait. İLE/||/<> Burun, burunun belirli durumları ile ilgili. )


- NAŞİ[Ar.] değil/yerine/= ÖTÜRÜ/DOLAYI


- NASI değil NASIL?


- NASÎB ile NASB

( Pay, kısmet. | Birinin elde edebildiği şey. İLE Bir memurluğa tâyin. | Dikmek, saplamak. )


- NASİHAT ile/ve/değil/||/<>/< NASIL


- NASİHAT değil/yerine/= ÖĞÜT


- NASİHAT ile TEMBİH[Ar. < TENBİH]

( Öğüt. İLE Uyarı, uyarma, uyarım. )


- NASIL ...:
"TAKDİR EDERSEN/İZ" ile/ve/değil/yerine/<> "UYGUN GÖRÜRSEN/İZ"


- NASIL KULLANIŞI değil NASIL KULLANILDIĞI


- NASIL OLSA (ŞU/RADA VAR) ile/değil/yerine NEYSE Kİ, ŞU/RADA VAR


- NASIL OLURSA OLSUN ile/değil NASIL OLMUŞ OLURSA OLSUN


- NASIL? ile NE KADAR?


- NASILSA ... ile/ve/değil/yerine/||/<> NEYSE Kİ ...


- NÂY ile NEY


- NAZ-NİYAZ (MAKAMI)


- NAZ ile/ve/||/<> CAZ


- NAZIM ile NÂZIM

( Manzume. İLE Düzenleyen. )


- NAZÎRE ile KİNÂYE


- NE DEMEYE ...? ile/değil/yerine/||/<>/< NEDEN ...?


- NE DERLER? ile/yerine NE DENİR?


- NE DESEM BOŞ değil/yerine NE DESEM ÇOK, NE DESEM AZ


- NE DESEM(/DESEN) BOŞ ile/değil/yerine NE DESEM(/DESEN) AZ


- NE DESEM/SÖYLESEM, ANLATAMAM (SANIRIM) ile/değil/yerine/||/<>/< SÖZCÜKLER, ANLATMAYA YETMİYOR


- NE DİYEBİLİRİM (Kİ)? değil NE DENİLEBİLİR (Kİ)?


- NE HALE GELMİŞSİN! ile/ve/değil/yerine NE KADAR DEĞİŞMİŞSİN!


- NE KADAR GERÇEKTİR? ile/değil NASIL BİR GERÇEK?


- NE KADAR KULLANILABİLİR OLMASI değil NE KADAR KULLANILABİLİR OLDUĞU


- NE KADAR SEVDİĞİNİZ ve/+/||/<> NE KADAR NAZİK YAŞADIĞINIZ ve/+/||/<> NASIL, ZARÂFETLE VAZGEÇEBİLDİĞİNİZ


- NE KADAR? ile/ve NEREYE KADAR?


- NE MENEM BİR ŞEY değil/yerine/= NE ÇEŞİT/NASIL BİR ŞEY


- NE ÖĞRENDİMSE/YAPTIMSA değil NE ÖĞRENDİYSEM/YAPTIYSAM


- NE OLDUĞUNDAN ÇOK ... ile/ve/değil NE OLDUĞUNDAN ÖNCE ...


- NE OLDUĞUNUN BİR ÖNEMİ YOK değil ADINI, NE KOYDUĞUMUZUN BİR ÖNEMİ YOK/OLMAYABİLİR


- NE OLDUKSA değil NE OLDUYSAK


- NE OLMALI? ile/değil NE OLSA GEREK?


- NE OLUR, NE OLMAZ (DİYE ...)


- NE ŞEKER ile/ve NE TUZLU

( Bir şeyin hoşluğu anlatılmak istendiğinde. )

( Türkiye ve birçok kültürde. İLE/VE İran'da. )


- NE SORUSUZ YANIT ile/ve/||/<> NE DE YANITSIZ SORU


- ne TARAFIYIM ne de (TARAFI) DEĞİLİM değil ne TARAFIYIM ne de KARŞISINDAYIM

( Olumsuzdan[ne/ne de] sonra tekrar olumsuzluk sözcüğü ya da eki olmuyor/olmaz. )


- NE YAPACAK BENİ Kİ? değil NE YAPACAK Kİ BENİ?


- NE YAZIK Kİ/MAALESEF ... ile/değil/yerine/>< ÇOK ŞÜKÜR (Kİ) ...


- NE ZAMAN KONUSU AÇILINCA değil NE ZAMAN KONUSU AÇILIRSA


- NE ZAMAN ile/ve/değil/yerine HANGİ KOŞULLARDA/ŞARTLARDA


- NE-VADA değil/< NEVADA


- NE/NEGÜ/NÜ ile NE/MA[Ar.] ile NEÇE ile NEME ile NEÇÜK/NELÜK ile NEREK ile NETEG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ne? İLE Acaba öyle mi? İLE Kaç? İLE Bilmem. İLE Niçin? İLE Ne gerek? İLE Nasıl? )


- NEDEN OLMA ile/ve/değil/yerine/||/<> ZEMİN HAZIRLAMA


- NEDEN OLMAK ile YOL AÇMAK


- NEDEN-SONUÇ ile İLLET-MÂLÛL


- NEDEN?(NE'DEN?) ile NASIL?(NE ASIL?)

( Bilimin sorularıdır. )

( Önemli[öncelikli] olan, neyi yaşadığınız değil, nasıl yaşadığınızdır. )


- NEDEN/SEL/LİK ile/ve GEREKÇE/Lİ/LİK

( [durumdan/olaydan] Önce. İLE/VE Sonra. )


- NEDEN ile/ve/değil/||/<> NEYE GÖRE


- NEDENİ ile/yerine/değil NEDENLERİNDEN BİRİ


- NEDENLİ DÜŞÜNMEK ve/=/||/<>/> DERİN DÜŞÜNMEK


- NEDİR? ile/ve/<>/değil/yerine NE/LER OLABİLİR?


- NEFES NEFESE değil/yerine/= SOLUK SOLUĞA


- NEFSÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YÖNTEMSEL


- NEGATİF değil/yerine/= EKSİ


- NEHİR[Ar.] değil/yerine/= IRMAK


- NELER NELER


- NEME" değil NEYİME LÂZIM?


- NEPHR-/NEPHRO- ile/||/<> RENİ-/RENO- ile/||/<> PYEL-/PYELO-

( Böbrek. İLE/||/<> Böbrek. İLE/||/<> Böbrek pelvisi ile ilgili. )


- NEREDE ÇOKLUK, ORADA BOKLUK ile/ve/değil/yerine NEREDE HAREKET, ORADA BEREKET


- NEREDE OKUDUĞUMU BİLMİYORUM AMA ... değil NEREDE OKUDUĞUMU ANIMSAYAMIYORUM AMA ...


- NEREDE, O ESKİ BAYRAMLAR/RAMAZANLAR değil NEREDE, O ÖNCEKİ BEN


- NERELİSİN? ile/ve/> KİMLERDENSİN? VE KİMSİN?


- NERELİSİN? ile/değil/yerine NEREDESİN?/NEREDE YAŞIYORSUN?(YA DA BÖYLE BİR SORU SORMA!)

( Tanışmalarda da ikincil/üçüncül(/ya da yeri kaçıncı sıradaysa) konulardandır. Kişinin zihnindeki, coğrafî ve kültürel arkatasarla/geçmişle ve kabulle ilgili bir durumdur. Kişiler, sorulduğu için yanıtlamak zorunluluğunda bırakılmamalıdır. Nerelisin sorusu da sorulmaması gereken sorulardandır. "Nerelisin?" yerine "Nerede yaşıyorsun?" sorusu daha anlamlıdır. İletişim ve paylaşımlarda kişinin yaşadığı ya da yaşamak istediği yeri düşünmesi ve o düşündüğü yerle özdeşleşmesi ve buna göre beyanda bulunma olanağı/fırsatı verilmelidir. )


- NEREYE? ile NEREYE KADAR?


- NERVİ-/NERVO- ile/||/<> NEUR-/-NEURE/-NEURİA/NEURO-

( Sinir. İLE/||/<> Sinirsel, sinir dokusu, santral sinir sisteminin durumu ile ilgili. )


- NEŞ'ET ve/||/<>/> TEKVÎN ve/||/<>/> TAHDÎD ve/||/<>/> İNTİŞÂR ve/||/<>/> İSTİKRÂR


- NEŞE[Ar. NEŞVE] değil/yerine/= SEVİNÇ


- NESİL[Ar.]/BATIN/JENERASYON[İng./Fr. < GENERATION] değil/yerine/= KUŞAK/GÖBEK


- NESİL[Ar.] değil/yerine/= KUŞAK


- NEŞİR[Ar.] değil/yerine/= YAYIM


- NESİR değil/yerine/= DÜZYAZI


- NESNE:
BİLİMDE ile/ve/<> SANATTA

( Dışarıdan, içeri yönelik. İLE/VE/<> İçeriden, dışarı yönelik. )


- NESNE/KAVRAM ile/ve/> OLAY ile/ve/> OLGU

( Çıraklık. İLE/VE/> Kalfalık. İLE/VE/> Ustalık. )

( Duyusal. İLE/VE/> Tasarımsal. İLE/VE/> Düşünsel. )

( Kağıt, yazı değildir; fakat o, yazıyı taşır. )


- NESNE ve/||/<>/> AD/KAVRAM ve/||/<>/> DÖNEM/KOŞUL ve/||/<>/> BAĞLAM/ANLAM/DEĞER

( ONTOLOJİ/K ve/||/<>/> EPİSTEMOLOJİ/K ve/||/<>/> KRONOLOJİ/K ve/||/<>/> AKSİYOLOJİ/K )


- NESNE ile/ve/değil/yerine/<>/>< KAVRAM

( Yıkılabilen ve yıkanabilen. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Yıkılamayan ve yıkanamayan. )


- NESNE ile/ve TANIM ile/ve KAVRAM


- NESNEL KAVRAM/LAR ile/ve/<> BİLGİ İÇEREN KAVRAM/LAR

( Açıklanırlar. İLE/VE/<> Anlamlandırılırlar. )


- NESNEL ÜRÜNLER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜŞÜNSEL "ÜRÜNLER"


- NESNELERİ TANIMAK ile/ve/||/<> KENDİNİ TANIMAK

( Onları aydınlatmak. İLE/VE/||/<> Aydınlanmak. )


- NEŞTER ile/ve/||/<> TEŞRİH


- NET ile TEMİZ


- NEY "ÇALMAK" değil NEY ÜFLEMEK

( Ney dışındaki sazlar için "çalmak" sözü kullanılır fakat Ney için durum tamamen farklıdır. Ney çalınmaz, üflenir. Ney, insanı/hali çalar. )


- NEY ile GİRİFT[Fars.]

( ... İLE Birbirinin içine girip karışmış, girişik, çapraşık. | [eski güzel yazı sanatında] Boş yer bırakmayacak biçimde, iç içe istif edilmiş yazı. | Türk müziğinde kullanılmış, neye benzeyen bir çalgı. )


- NEY değil NE


- NEYİ KAYBETTİK? değil/yerine BAŞKALARI, BİR ŞEYLERİ İNŞÂ ETTİ, ETMEYE DEVAM EDİYOR

( )


- NEYİ SEMBOLİZE EDİYOR/EDER? değil/yerine NEYİ SİMGELİYOR/SİMGELER?


- NEYİNİ BEĞENMEDİN? değil NESİNİ BEĞENMEDİN?