İlk ve Son Yazaç/Sözcük Değişken'leri olan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 23.065 başlık/FaRk ile birlikte,
23.065 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(85/94)
- TİLKİ ile BENGAL/HİNT TİLKİSİ
(
)
( ... cum VULPES BENGALENSIS )
( ... vs. BENGAL/INDIAN FOX )
- TİLKİ ile BOZTİLKİ, ÇÖL TİLKİSİ, KIRTİLKİ, KUMTİLKİSİ
- TİLKİ ile ÇÖL (FENNEC) TİLKİSİ
( ... İLE Genellikle 1 kg. civarında ağırlığa ve 24-42 santimetre uzunluğa, 20 santimetre kadar yüksekliğe sahiptir. [Kuyruklarının ucu siyahtır ve toplamda 18-31 santimetre uzunluğundadır.] )
( ... İLE 10-15 santimetreye ulaşabilecek kadar büyük ve sivri kulakları vardır. [Temel işlevi vücut sıcaklığını sabit tutmaktır.] )
( Tüm tilkiler, 35-39 arası kromozoma sahiptir. İLE Sadece 32 kromozom bulunur. )
( ... İLE Öteki tilkilerin aksine, misk bezleri bulunmaz. )
( Çoğu, tekil yaşar. İLE Öbekler durumunda yaşarlar. )
( ... İLE Koruma altında, 14 yıl kadar yaşayabilirler ve en başta gelen avcısı şahin baykuşudur. Avcılarından ve sıcaktan korunmak için çöl içinde inler kazarlar ve bazılarının inleri 120 m² alana yayılabilir. )
( ... ile
)
( VULPES cum VULPES ZERDA )
( FOX vs. FENNEC FOX )
- TİLKİ ile GÜMÜŞ TİLKİ
- TİLKİ ile İNARİ TİLKİSİ
- TİLKİ ile KIZILTİLKİ
( ... İLE Yeryüzündeki en yaygın ve sayıca kalabalık vahşi etobur türüdür. )
( ... İLE Dünyanın her yerinde ve koşulunda yaşayabilmektelerdir. [Özellikle şehir tilkileri, çok çeşitli hayvan ve sebze/meyveyle beslenebilirler.] )
( ... İLE Fare avlamada kedilerden daha başarılılardır. [Ürken fare yukarı doğru zıplar fakat tilkiler 90 cm. yukarı kadar zıplayabilir ve "fare dalışı" denilen biçimde tepelerine inerler.] )
(
ile
)
- TİLKİ ile KORSAK/KARSAK
( ... İLE Köpekgillerden, soluk kahverengi, karnı beyaz tüylü, kısa kulaklı bir tür memeli. )
( VULPES cum VULPES CORSAC )
- TİLKİ ile KUTUP TİLKİSİ
- TİLKİ ile MELANİSTİK TİLKİ
(
)
- TİLKİ ile OVA TİLKİSİ
- TİLKİ ile PAMPA TİLKİSİ
- TİLKİ ile SOLUKTİLKİ
- TİLKİ ile TİBET TİLKİSİ
- TİLMÎZ[Ar.]["TIRMİZ" değil!] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TÂLİP[Ar. < TÂLİB]
- TİM[İng. < TEAM] değil/yerine/= BİRLİK, TAKIM
( Güvenlik güçlerinde belirli bir iş ya da hizmeti başarabilecek güçteki en küçük birlik, takım. )
- TİMÂR:
TEZKERELİ ile TEZKERESİZ
- TİMBUKTU < TİN-BUKTU
( Mali'nin bir kenti. < [: Su kaynağının göbeği.] )
- TİMSAH GÖZYAŞI ile/değil/yerine/>< GÖZYAŞI
- TİMSAH ile/ve GAVYAL/HİNT GAVYALİ
(
)
- TİMSAH ile GÖZLÜKLÜ, KAYMAN TİMSAHI
- TİMSAH ile NİL TİMSAHI
- TİMSAH ile/ve TİMSAH TÜRÜ KAPLUMBAĞA
( Isırma güçleri: 1134 kg. / 2500 lbs. İLE/VE 453 kg. / 1004 lbs. )
- TİMSAH ile TUZLU SU TİMSAHI
( ... İLE 7 m. uzunluğunda ve 1 ton ağırlığındadır. )
( ... İLE Hem tatlı sularda, hem de deniz sularında yaşarlar. )
( ... İLE 15 dk.'ya kadar su altında, havasız kalabilmektedir. )
( ... İLE Avustralya'da, Mangrow ormanlarında yaşarlar. )
- TİMSAH'IN:
ILIK YUMURTASI ile/ve SOĞUK YUMURTASI
( Eril timsah. İLE Dişil timsah. )
- TİMSAHLARIN:
BOYU ile/ve/değil/<> ENİ
( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Papua Yeni Gine'de, timsahlar, boyları ile değil enleri ile ölçülüyor. )
- TİMSAL ETMEK değil TEMSİL ETMEK
- TİN/AN = SPIRIT[İng.] = ESPRIT[Fr.] = GEIST[Alm.] = SPIRITUS[Lat.] = PNEUMA, NOUS[Yun.] = ALIENTO[İsp.]
- TİNDEN DOĞMA ve/||/<> YENİDEN DOĞMA
- TİNER[İng. < THINNER] değil/yerine/= İNCELTİCİ
- TINGIR MINGIR ile LANGIR LUNGUR
( Kuru, çınlamalı ve yankılı bir sesle. İLE Metalsi bir ses çıkararak. | [mecaz] Dikkatsizce, savruk bir biçimde. )
- TINGIR ile TINGIRTI ile TINI ile TINLAMA
( Metal bir nesnenin sert bir yüzeye düştüğü zaman çıkardığı ses. | Parasız, züğürt. | Boş. | Para. İLE Tıngırdayan bir şeyin çıkardığı sesin adı. İLE Türlü müzik araçlarının verdiği sesleri birbirinden ayırt etmeyi sağlayan ses özelliği. | Bir nesnenin titreşiminden çıkan sesi, başka nitelikteki bir nesnenin aynı yükseklikte çıkan sesinden ayırt ettiren özellik, tınnet. | Söyleniş biçimi, vurgusu. İLE "Tın" sesinin biraz sürüp gitmesi, çınlaması. )
- TİN'İN DOYUMU:
SEVİLEREK değil SEVEREK
- TİNSEL ALAN ile ESTETİK ALAN
- TİNSEL ALAN ile ESTETİK ALAN
( SPIRITUAL FIELD vs. AESTHETIC FIELD )
- TİNSEL BENLİK ile/ve/<> AŞKIN BENLİK
( SPIRITUAL SELF vs./and/<> TRANSCENDENTAL SELF )
( JINGSHEN ZIWO ile/ve/<> CHAOYUE ZIWO )
- TIP/TABABET değil/yerine/= SAĞ/SAĞBİLGİ
- TIP = MEDICINE[İng.] = MÉDECINE[Fr.] = ARZNEI[Alm.] = MEDICINA[İt., İsp.]
- TIP ile/ve/||/<> ADLÎ TIP
- TİP[Fr./İng. < TYPE] ile TİPLEME
( Öykü, roman, tiyatro gibi uzun anlatıma dayalı edebî yapıtlarda kişi kadrosu içinde yer alan ve belirli bir düşüncenin, topluluğun zihniyetini ve ideolojinin temsilciliğini yüklenen kişi. | Kendine özgü kişiliği olmayan, genellikle bilinen kalıplardaki kişileri gösteren oyun kişisi. İLE Belirli bir tipin tüm çapraşık özelliklerini, bunu en iyi, en rahat, en inandırıcı biçimde temsil edebilecek kişiyle canlandırmak. )
- TIPA TIP (AYNI OLMAK)
( Benzemek. )
- TIPA/TAPA[İt. < TAPPO] değil/yerine/= TIKAÇ
( Şişe gibi dar delikleri tıkamaya yarayan mantar, cam, tahta ya da plastikten tıkaç. | Top mermisinin ucuna takılan ve mermi atıldıktan sonra patlamasını sağlayan ayarlı başlık. İLE Herhangi bir şeyin delik ya da ağzını tıkamaya yarayan nesne. )
- TIPKIBASIM ile TIPKIÇEKİM
( Bir yazı, desen, tablo vb.nin fotoğrafından kalıp çıkarılarak yapılan aynı basımı. İLE Bir yazı, kitap ya da biçimin fotoğraf yoluyla kopyasını çıkarma yöntemi, fotokopi. | Bu yöntemle elde edilen kopya, fotokopi. )
- TİPOGRAFYA/TİPOGRAFİ[Fr.] değil/yerine/= BASKI YÖNTEMİ | BASIM
( Kabartma biçimlerle ilgili baskı yöntemi. | Basım. )
- TİRAJ[Fr. < TIRAGE] ile RATING[İng.]
( Kitap, gazete, kitap gibi şeylerin baskı sayısı. İLE Televizyon programlarının izlenme/izleyici oranı. )
- TIRAK ile -TIRAK/TRAK[Fr. < TRAC] ile TRAKA[İt.] ile TRAKE[TRACHÉE < Lat. < Yun.] ile TRAKİT[Fr. TRACHYTE < Yun.] ile TRAKTÖR[Fr. TRACTEUR < Lat.] ile TRAKUNYA[Yun. DRANKONTION]
( Çarpan ya da kırılan bir şeyin çıkardığı tok ses. İLE Benzer/yaklaşık.[mavimsi / kırmızımsı vb.] | Oyuncunun sahneye çıkacağı sırada ya da oyun sırasında, kaygıya ve/ya da korkuya kapılması, rolünü unutması. İLE Yelkenli teknelerde bir mandar aracılığıyla çekilerek direğe çıkıp bakım ve onarım yapılan oturaklı sepet. İLE Soluk borusu. | Eklem bacaklılarda bulunan solunum kanalı. İLE Fazla miktarda feldispat, çok az kuvarz içeren, kırılınca pürüzlü bir yüzeye sâhip olan açık renkli volkan taşı. İLE Tekerlekleri arâzi ve sürülmüş tarla gibi yumuşak zeminde dönebilen/devinebilen, genellikle çift sürmede kullanılan, arkasına römork takılarak kamyon görevi gören motorlu taşıt. İLE Çarpan balık. )
- TİRB[Ar.] ile/ve/||/<> ZEMÎL[Ar.] ile/ve/||/<> SEMÎR[Ar.] ile/ve/||/<> SAHİB[Ar.] ile/ve/||/<> REFÎK[Ar.] ile/ve/||/<> HİLL[Ar.] ile/ve/||/<> NECİY[Ar.]
( Bizimle aynı yaşta olan. İLE/VE/||/<> İş arkadaşımız. İLE/VE/||/<> Oturduğumuz yerde bize arkadaşlık eden. İLE/VE/||/<> Bizimle geceleri konuşan. İLE/VE/||/<> Uzun süre bizimle arkadaşlık eden. İLE/VE/||/<> Yolculuk arkadaşımız. İLE/VE/||/<> Bizi kalbine yerleştiren. İLE/VE/||/<> Sırdaş. )
- TIRIK TIRAK
( Art arda gelen kuru ve hafif seslerin sürekliliğinde. )
- TIRIK ile TIRAK ile TIRIK TIRAK ile TIRINK
( Bir nesnenin art arda iki yere çarpmasından çıkan ince ve kuru ses. İLE Kırılan kuru bir şeyin çıkardığı ses. İLE Art arda gelen kuru ve hafif bir biçimde ses çıkararak. İLE Sert bir yüzeye çarpan para vb. metal bir nesnenin çıkardığı ses. )
- TIRI-VIRI
- TIRMÎZÎ ile/ve/değil TİLMÎZİ[Ar. | çoğ. TELÂMÎZ/E]
( ... İLE/VE/DEĞİL Öğrencisi/talebesi. | Çırağı. )
- TIRNAK İÇİNDE ile/ve/||/<> KENDİ İÇİNDE
- TIRNAK İÇİNE ALMAK ile/ve/||/<> PARANTEZ İÇİNE ALMAK
- TIRNAK ile CIRNAK/PENÇE
( ... İLE Yırtıcı hayvan tırnağı. )
- TİROİT[Fr./İng.] ile/ve/||/<> TİROKALSİTONİN[Fr./İng. < THYROCALCITONINE] ile/ve/||/<> TİROKSİN[Fr./İng. < THYROXINE]
( ... İLE/VE/||/<> Kalkan[tiroit] bezinden salgılanan, kandaki kalsiyumu azaltan hormon. İLE/VE/||/<> Tiroit hormonlarının ilk keşfedileni. )
- TIRPAN[Yun.] ile/ve/||/<> TIRMIK
( Uzun bir sapın ucuna tutturulan, ot, ekin vb.ni biçmeye yarayan, hafifçe kıvrık, uzun çelik bıçak. | Güreşte devirmek amacıyla rakibin ayak bileklerine hızla ayak vurarak yapılan bir oyun. İLE/VE/||/<> Kabartılmış toprağın taşını, çöpünü ayıklamak için kullanılan seyrek dişli, tarak biçiminde araç. | Tırnak beresi. )
- TIRTIL ile KESE BÖCEĞİ TIRTILI
- TIRTIL ile KIRLANGIÇ KUYRUĞU TIRTILI
- TIRTIL ile SEMER SIRTLI TIRTIL
(
)
- TIRTIL ile TIRTIR
( Yumurtadan çıkan kelebek kurtçuklarının ilk durumu. İLE Zar kanatlılardan, uzun gövdeli, uzun duyargalı, kurtçuk evresini tarım bitkilerine zarar veren böcekler üzerinde geçiren bir tür böcek. )
( ... cum ICHNEUMON )
- TIRTIL ile TURBULENT PHOSPHILA TIRTILLARI
( )
- TIRTIL ile YILAN BAŞLI TIRTIL
- TİSKİNTİ değil TİKSİNTİ
- TİŞYE/PARŞÖMEN ( < BERGAMA-PERGAMENT ):
Ak deri.
( Koyun, keçi, özellikle dana derisinden bir tür yazı kağıdı. )
- [ne yazık ki]
PARA BATIRMA YANILIMINDA:
TITANIC ile/ve/||/<>/> CONCORDE
( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
( ON SUNK COST FALLACY: TITANIC and/||/<>/> CONCORDE )
- TITANIC ve/||/<>/> HALOMONAS TITANICAE
( Titanic, Atlas Okyanusu'nun 3657 m. derinliğine kadar battıktan sonra pasla beslenen Halomonas Titanicae adı verilen bir tür bakterinin, geminin yapımında kullanılan 50 bin ton demiri yavaş yavaş tükettiği ortaya çıkmıştır. )
( )
- TİTAN/YUM[Ti][Fr. < TITANE] ile TİTAN
( Atom numarası 22, atom ağırlığı 47,90, yoğunluğu 4,5 olan, 1675 °C'ye doğru eriyen, özellikleri bakımından silisyumla kalaya yaklaşan, parlak beyaz renkli, basit öğe. İLE Satürn'ün en büyük uydusudur ve yoğun bir atmosferi olduğu bilinen tek doğal uydudur. Titan'daki büyük su kütleleri gibi görünen bu okyanusların, metan gazının sıvı durumu olduğu görülmüştür. Yüzey sıcaklığı, yaklaşık olarak -180 °C'dir. )
- TITICACA GÖLÜ[GÜNEYBATI]:
"HUINAMARCA GÖLÜ" ile/ve/<> "PEQUENO GÖLÜ"
( Bolivya'lıların, gölün güneybatısında kalan, kendi taraflarında bulunan %40'lık bölümüne verdikleri ad. VE/<> Bolivya tarafındaki, gölün bu aynı küçük bölümüne, Peru'luların verdikleri ad.[Tiquina adlı dar bir boğazla ayrılmaktadır.] )
- TITICACA GÖLÜ[KUZEYBATI]:
"CHUCUITO GÖLÜ" ile/ve/<> "GRANDE GÖLÜ"
( Bolivya'lıların, gölün kuzeybatısında ve Peru tarafında bulunan %60'lık bölümüne verdikleri ad. İLE/VE/<> Peru'luların, gölün kendi tarafında bulunan bölüme verdikleri ad.[Tiquina adlı dar bir boğazla ayrılmaktadır.] )
- TİTİZLİK ile/ve/||/<>/> PİMPİRİK/LİK / PİMPİRMEK
( ... İLE/VE/||/<>/> Gereksiz yere titizlik gösteren. | Kuşkucu. | Çok yaşlı ve güçsüz kişi. | Harap, bozuk, virâne. )
- TİTREM ile TİTREŞİM
( Ses titreşimlerinin yükselip alçalması. İLE Küçük ve hızlı salınım, ihtizaz, vibrasyon, rezonans. | Bir noktanın, gözün göremeyeceği kadar kısaca kımıldanışı. )
- TİTREME ile TİTREŞİM
( İHTİZÂZ ile ... )
( VIBRATION vs./and FLUCTUATION )
- TİVİ değil/yerine TE-VE TV
- TİYATRO:
"ZENGİN MESLEĞİ" değil/fakat ZENGİN MESLEK
- TİYATRO ile/>< ANTİTİYATRO[Fr.]
( ... İLE/>< Klasik tiyatro kurallarının dışına çıkan tiyatro türü. )
- TİYO değil TÜYO
- TİZ[Fars.] değil/yerine/= İNCE, KESKİN (SES)
- TO CONFER POWERS and/||/<> TO CONFER RIGHTS
( Yetki vermek. VE/||/<> Hak vermek. )
- TOEFL ile IELTS
( TOEFL ile IELTS sınavı arasındaki en önemli fark, bu sınavların yapılış amaçlarıdır. TOEFL sınavının amacı, sınava giren kişinin konuşma dili İngilizce olan üniversitelere girebilmek için yeterli derecede İngilizce konuşma, yazma, okuma ve anlama becerilerine sahip olup olmadığını belirlemektir. Sorulan sorular, okuma ve dinleme materyallerinin hepsi üniversite seviyesine yönelik olarak düzenlenmiştir.
IELTS sınavında ise Akademik IELTS dediğimiz üniversite adaylarına hitap eden sınavın yanında Genel IELTS denilen bir sınav türü daha vardır. Genel IELTS sınavına ise İngilizce konuşulan bir ülkeye göç etmek ya da orada çalışmak isteyen kişiler girer. Ana dili İngilizce olmayan kişileri işe almak isteyen şirketler, bu kişilerin İngilizceyi konuşup anlayabildiğinden emin olmak isterler ve bu nedenle işe girmek isteyenlerin bir sınavdan geçmesi gerekir. Bunun yanında Avustralya ve Kanada'ya göç edebilmek için bu sınavdan geçmek zorunludur.
İki sınav arasındaki başka bir fark da sınavların içeriğidir. TOEFL sınavı, Kuzey Amerika aksanına sahip olan konuşmacı ve dinleyiciler baz alınarak oluşturulmuştur. Konuşma bölümünde Kuzey Amerika'nın yerlisi olan konuşmacılar yer alır. Sorular ve üslup da Kuzey Amerika İngilizcesine göre düzenlenir. Diğer yandan, IELST sınavı çeşitli aksan ve durumları içinde barındıracak biçimde oluşturulur. Sadece Kuzey Amerika İngilizcesinin konuşulmak zorunda olmadığı bu sınav, sınava giren pek çok kişi için avantaj oluşturur.
IELTS SINAV YAPISI
IELTS sınavına giren kişilerin konuşma, okuma, yazma ve dinlemeden oluşan dört bölümü tamamlaması gerekir. En yüksek skor 9'dur ve kişinin her alanda kendini yeterince ifade edebildiğini belirtir. Dinleme ve konuşma bölümleri Akademik ve Genel IELTS sınavlarının ikisinde de aynıyken okuma ve yazma bölümleri farklılık gösterir. Sınav süresi 2 saat ve 45 dakikadır. Dinleme, okuma ve yazma bölümleri aynı gün içinde ara vermeden tamamlanmalıdır. Konuşma bölümü ise sınavdan bir hafta önce ya da sonra tamamlanabilir.
TOEFL SINAV YAPISI
TOEFL sınavı internet üzerinden ya da sınav merkezlerinde yapılabilir. İnternet üzerinden yapılan sımavlarda aday okuma, yazma, konuşma ve yazma bölümlerini dört saat içerisinde tamamlamak zorundadır. Her bölümün belirli bir süresi vardır. Sınav merkezlerinde yapılan sınavlar da benzer yapıdadır. Bu tür sınavlarda da benzer beceriler farklı bir biçimde sınanır.
İnternet üzerinde yapılan TOEFL sınavında en yüksek skor 120 iken en düşük skor da sıfırdır (0). Kağıt üzerinde yapılan sınavlarda ise skor değerleri 310 ile 577 arasındadır. Her bölüm ayrı ayrı puanlanırken yazma bölümü final skoruna eklenmez. TOEFL ve IELTS sınavları önemli farklar içerse de ikisi de kişinin yeterli derecede İngiliz dilini bilip bilmediğini belirlemede son derece faydalıdır. Hangi sınavı almanız gerektiğine karar veremiyorsanız, gitmek istediğiniz okul ya da şirketle iletişim kurarak onların hangi sınavı tercih ettiklerini öğrenebilirsiniz. )
- TOFÜS/TOPHUS[İng.] değil/yerine/= YUMRU
- TÖHMET[Ar. < TUHMET] değil/yerine/= SUÇLAMA
( Birine yüklenen, işlenildiği sanılan fakat henüz aydınlanmamış olan suç, suçlama. )
- TOHUM, BEZİR = BEZR = GRAINE
- TOHUM ile/ve/||/<>/> FİLİZ ile/ve/||/<>/> FİDAN ile/ve/||/<>/> GENÇ AĞAÇ ile/ve/||/<>/> YETİŞKIN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> ÇİÇEK VEREN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> MEYVE VEREN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> KORU ile/ve/||/<>/> ORMAN
(
)
- TOHUM ile KENDİ KENDİNE AÇILMAYAN TOHUM
( SEED vs. INDEHISCENT )
- TOHUMLA(N)MA ile/ve SPORLA(N)MA
( Çiçekliler/de. İLE/VE Çiçeksizler/de. )
- TOHUMLU BİTKİ/LER ile/ve TOHUMSUZ BİTKİ/LER
( Döllenmiş yumurta hücresinin gelişerek tohum meydana getirdiği bitkiler. İLE/VE Eşeyli ya da eşeysiz olarak üreyen, eşeyli üremede zigot ya da embriyonun etrafında besi doku bulunmayan, tohum oluşturmayan bitkiler. )
- TOHUMLULAR / KAPALI TOHUMLULAR
( Açık tohumlularla tohumlu bitkileri içine alan bitkiler dünyasının bir alt şubesi. )
- TOHUMUN:
İLK DURUMU ile/ve/<> SON DURUMU
( Toprak içinde/altında. İLE/VE/<> Meyvesinin içinde. )
( İdea. İLE/VE/<> İdeal. )
- TOHUMUN:
YİTMESİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< BİTMESİ/YEŞERMESİ
- TOKA ile TOKALAŞMAK
( BUCKLE vs. SHAKING HANDS )
- TOKAT ile Tokat ile !TOKAT
( ... İLE Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri. İLE İnsana el içi ile vuruş. )
- TOKLUK ŞEKERİ (ÖLÇÜMÜ) ile/ve AÇLIK ŞEKERİ (ÖLÇÜMÜ)
( Yemekten iki saat sonra. İLE/VE Sabah aç karnına. )
- TOKONOMA ile/ve/||/<> TOKOVAKİ ile/ve/||/<> ZAŞİKİ ile/ve/||/<> OŞİİRE
(
Tokonoma [ 床の間 ]
Tanım: Geleneksel Japon odalarında[washitsu] bulunan, zeminden hafifçe yüksek, dekoratif bir niş ya da alandır.
Özellikleri:
- Genellikle bir kakemono[asılı resim/hat] ya da ikebana[çiçek düzenleme9 sergilenir.
- Alt bölümünde shikkui[sıva] ya da ahşap bir zemin bulunur.
- Konukların onur konuğu ["kamiza" tarafı9 tokonomaya bakacak biçimde oturur.
İlişki: Japon estetiğinde "ma"[boşluk] ve sadelikle bağlantılıdır.
Tokovaki [ 床脇 ]
Tanım: Tokonoma'nın yanında bulunan ikincil niş ya da depolama alanıdır.
Özellikleri:
- Genellikle chigaidana[asılı raflar] ya da tsukeshoin[yazı masası] içerir.
- Tokonoma'nın aksine daha işlevsel amaçlıdır [kitap, çay seti vb. koymak için].
Fark: Tokonoma dekoratifken, tokovaki uygulamalı kullanım içindir.
Zaşiki [ 座敷 ]
Tanım: Geleneksel Japon tarzında döşenmiş, tatami kaplı ana oturma odasıdır.
Özellikleri:
- Tokonoma ve tokovaki genellikle bu odada bulunur.
- Konuk ağırlama, çay törenleri ya da dinlenme için kullanılır.
İlişki: Tokonoma, zaşiki'nin bir parçasıdır.
Oşiire [ 押入 ]
Tanım: Geleneksel Japon evlerinde tatami odalarında bulunan, fusuma[sürme kapılı] depolama alanıdır.
Özellikleri:
- Yatak[futon], yorgan ya da eşya saklanır.
- Modern dolabın Japon biçimidir.
Fark: Tokonoma, sergileme amaçlıyken; oşiire, tamamen depolama içindir.
Tokonoma, Tokovaki, Zaşiki ve Oşiire arasındaki FaRkLaR...
| Terim | İşlev | Konum | Dekoratif mi? |
|---|---|---|---|
| Tokonoma | Sergi [sanat/çiçek] | Zaşiki içinde | Evet |
| Tokovaki | Depolama/yardımcı alan | Tokonoma'nın yanı | Kısmen |
| Zaşiki | Oturma odası | Ana oda | Hayır [mekânın kendi] |
| Oşiire | Depolama [eşya/futon] | Duvar içi | Hayır |
- Tokonoma ve tokovaki, sukiya-zukuri[çay evi mimarisi] ile popülerleşmiştir.
- Oşiire, modern wardrobe'un atası sayılırken; tokonoma, Batı'daki "şömine nişi"ne benzer simgesel bir rol üstlenir.
- Japon estetiğinde bu alanlar, wabi-sabi[mükemmelsizlikteki güzellik] ve yohaku no bi[boşluğun güzelliği] gibi kavramlarla da ilişkilidir.
- TOKSİK[İng./Fr. TOXIC]["TOK SİK" değil!] değil/yerine/= ZEHİRLİ
- TOKSİKOLOJİ ile/ve/||/<> TOKSİN
( Zehirle, onların organizmaya olan etkileriyle ve zehirlerin belirlenmesiyle uğraşan bilim dalı. İLE Canlı organizmalarda görülen zehir. )
- TOLERANS[Fr./İng. < TOLERANCE] değil/yerine/= HOŞGÖRÜ | YANITSIZLIK | KATLANIM | DAYANABİLİRLİK | ALIŞMA
( Hoşgörü. | İşlenmiş bir parçanın yapım ölçüsünde olabilecek özür payı. | Yüksek dozda verilen herhangi bir ilâca karşı gövdenin gösterdiği dayanma gücü. | Sürekli aynı dozun kullanılması sonucu bir ilâcın etkilerinin giderek azalması durumu. )
- TOLSTOY ile TOLSTOY
( Lev İLE Aleksey Nikolayeviç )
( 09 Eylül 1828 - 20 Kasım 1910 ile 10 Ocak 1883 - 23 Şubat 1945 )
- TOLÜEN[Fr. < TOLUENE] ile KREZOL[Fr. < CRESOL]/LİZOL[Fr. < LYSOL]
( Madenkömürü katranında, benzinle birlikte bulunan, eritici ve leke çıkarıcı olarak kullanılan, yanabilir sıvı hidrokarbür. C7H8 İLE Tolüenden türeyen üç fenol izomerinden biri. )
- TOMBUL ile TOMBALAK
( Yuvarlak. | Şişman, etine dolgun. İLE Kısa boylu, şişman, tıknaz ve tombulca. )
- TOMRUK ile OBRUK
- TOMURCUK ile GONCA[Fars. < GONÇE]/KONCA
( ... İLE Açılmamış çiçek. )
( Divan edebiyatında sevgilinin ağzı yerine kullanılır ve açılmamışlık özelliğiyle kendini gösterir. )
- TON[Fr. < TONNE] ile KİLOTON[Fr.]
( Bir metreküp hacminde ve + 4 °C'deki arı suyun ağırlığı. | Bin kilogramlık ağırlık birimi. İLE Değeri bin ton olan kütle birimi. )
- TON[Fr. < TONNE] ile TON[Fr.] değil/yerine/= TİTREM
( Bir metreküp hacminde ve + 4 °C'deki arı suyun ağırlığı. | Bin kilogramlık ağırlık birimi. İLE İnsan ya da çalgı sesinin yükseklik, alçaklık derecesi. | Konuşmada sesin duyguları belirtecek biçimde çıkması. | Bir rengin koyuluk ya da açıklık derecesi. | Ses titreşimlerinin yükselip alçalması, titrem. )
- TONAJ[Fr. < TONAGE] ile TONALİTE[Fr.]
( Bir taşıtın alabildiği ton miktarı. | Bir ticaret gemisinin iç hacminin hesaplanmasıyla bulunan taşıma kapasitesi. İLE Belirli bir tonda yazılmış müzik parçasının niteliği. | İnsan sesinin rengi. )
- TONAJ[Fr.] ile/ve/||/<> TONİLATO[İt.]
( Bir taşıtın alabildiği ton miktarı. | Bir ticaret gemisinin iç hacminin hesaplanmasıyla bulunan taşıma kapasitesi. İLE Gemilerin alabileceği yükü belirtmekte kullanılan, bir tona eşit birim. )
- TONİK/TONIC[İng.] değil/yerine/= GERGILİ | GÜÇLENDİRICİ
- TONOZ[Yun.] ile AĞTONOZ
( Biçimi, alttan içbükey olmak üzere, taş ya da tuğla ve harçla örülmüş yarım silindir biçiminde tavan. | Bir kemerin ötelenmesi ile meydana gelen örtü. İLE Gotik mimarlıkta kullanılmış, ağ biçiminde, parçalı tonoz. )
- TONOZ ile/||/<> ÇAPRAZ TONOZ ile/||/<> KABURGALI TONOZ ile/||/<> TROMP/TONOZ BİNGİ
( Taş ya da tuğladan örülerek oluşan bir mimari örtü ögesi.[Biçimine göre beşik tonoz, aynalı tonoz, çapraz tonoz, kaburgalı tonoz, yelken tonoz gibi adlar alır.] İLE/||/<> İki beşik tonozun dik açılı kesişmesinden oluşan tonoz biçimi. İLE/||/<> Genellikle beşik tonozlarda ve ötekilerinde destek kaburgaların görülebildiği tonoz biçimi. İLE/||/<> Kare altyapıdan kubbe eteğini hazırlayan sekizgen geçiş öğesi. )
- TOP ARABACILARI ile/değil/||/<> TOPÇU OCAĞI ile/değil/||/<> TOPÇULAR OCAĞI ile/değil/||/<> TOPHANE
( Hareketli topları kullanacak askerlerin yetiştirildiği askeri birlik. İLE/||/<> Osmanlı İmparatorluğu'nda Kapıkulu Ocakları'nın yaya kısmına mensup, top dökmek ve kullanmakla vazifeli askerlerin bağlı olduğu ocaktır. Sultan I. Murad devrinde yeniçeri ocağının teşkilinden hemen sonra, acemi ocağından alınan askerlerle ilk olarak topçu ocağı kuruldu. İstanbul'un fethinden sonra, Galata suru dışında Tophane denilen yerde topçu kışlaları ve sabit top dökümhânesi yapıldı. Zaman içinde, Belgrad, Budin, Temaşvar, İşkodra, Gülamber, Provişte gibi yerlerde ihtiyaca göre tophaneler kurulup top döktürüldü. Topçu ocağına sertopi adıyla da anılan topçu başı nezaret ederdi. Onun emrinde bulunan dökücü başı (serihtegân), dökümhâneden sorumluydu. Onun da maiyetinde; yardımcısı, tamirci, dökümcü, burgucu, yamacı, demirci, marangoz gibi zanaatkârlar bulunurdu. Tophanenin, hesap ve alım-satım işlerine tophane emini bakardı. İmalât ve ihtiyaçlarından da Tophane Nazırı mesuldü. Topları kullanmak ise, ağa bölükleriyle cemaat ortaları'nın vazifesiydi. Beş ağa bölüğü ve yetmiş cemaat ortası vardı. Her orta ya da bölükte bir çorbacı, bir odabaşı ve diğer küçük rütbeli subaylar bulunurdu. Ocak kethüdası, ocak çavuşu ve katibi de, bu ocağın büyük amirleriydi. Topçu ocağı, sarı-kırmızı bayrak taşırdı. Topların üretilmesi, muhafazası ve savaşlarda kullanılması işlerinden sorumlu tutulan birliğe topçu ocağı denilirdi Topçu ocağının Osmanlı ordu teşkilatı içinde yer alması II. Murad devrinde olmuştur. Topçu ocağı, kapıkulu ocaklarının yaya kapıkulu ocaklarının üçüncü kısmını oluşturan bir teşkilât olup, ocağın 16 ve 18. ortalarını teşkil ederdi. Topçu ocağına acemi ocağından asker alınır ve bunlara şagirt denilirdi. Topçu ocağı da yeniçeri ocağı gibi ağa bölükleri ve cemaat ortaları olarak iki kısımdan müteşekkildir. Ağa bölükleri beş tane ve cemaat ortaları yetmiş iki tane idi. Her orta ve bölükte bir çorbacı, bir odabaşı ve diğer küçük rütbeli kişiler bulunurdu. Topçu ocağı efradının kuruluşundan itibaren zamanla çoğaldığı ve buna bağlı olarak da mevâciblerinin arttığı görülür. Topçu ocağının kendine has sarı kırmızı renklerden oluşan bir bayrağı bulunmaktaydı. Kırmızı zemin üzerine beyaz sim ile işlenmiş bir top ve bunun ağız tarafında bulunan üç gülle resmi mevcuttu. Kenarları ise sarı işlemeleydi. Bu sebeble sefere giden topçulara hazineden yirmibeş zira kırmızı ve yirmi beş zira sarı bayraklık ‘dârayî' adı verilen bez verilmesi kanun idi. İLE/||/<> Osmanlı ordusunda Kapıkulu Ocaklarından biri. Top dökmek, top mermisi yapmak ve top atmak için oluşturulmuştur. İLE/||/<> Osmanlı Devleti'nde top dökülen ve topçu askerleri yetiştirilen yer. )
- TOP ile ARMUT TOP
( ... İLE İçi havalı, dışı deri, armut biçiminde top. )
- TOP ile TOMAK
( ... İLE Ağaçtan yapılmış top. | Ağaçtan yapılmış gürz. | Bir tür kalın ve ağır çizme. )
- TOP ile TOPAK ile TOPARLAK
( Birçok spor oyununda kullanılan, türlü büyüklükte, genellikle kauçuktan yapılmış yuvarlak nesne. | Bazı araçlarda bulunan toparlağımsı parça. | Kumaş, kâğıt gibi şeylerin belirli miktardaki bağı. | Kumaş, kâğıt vb. şeylerin düzenli bir yığın durumuna getirilmiş bağı. | Yuvarlak biçimde olan, toparlak. | Tamamen, bütünüyle. | Gülle ya da şarapnel atan büyük, ateşli silah. İLE Yuvarlak biçimde olan nesne, toparlak. | Yufka açmak için avuç içinde yuvarlak bir biçim verilen hamur parçası. | Bu biçim verilmiş nesne. | Hayvanlarda, parmakların ardında topuğu andıran çıkıntı. | Şişe ya da kadeh. İLE Top cephanesi taşıyan araba. | Top biçiminde olan, yuvarlak, kürevi. )
- TOPAL ile TOPALLAMAK
( LAME vs. LIMP )
- TOPARLA(N)MAK ile/ve/değil/yerine/||/<> SİLKELE(N)MEK
- TOPHANE ÇEŞMESİ ile TOPHANE SEBİLİ / NUSRETİYE SEBİLİ
( ... İLE Nusretiye Camisi yanındadır. 1825'te, Sultan II. Mahmud tarafından. [Kitâbe yazıları Hattat Yeserîzâde İzzet tarafındandır.] )
- TOPKAPI SARAYI'NDA:
ALAY MEYDANI ile/ve/||/<>/> BÂB-I ÂLÎ ile/ve/||/<>/> BÂB-I HÜMÂYÜN ile/ve/||/<>/> BÂB-I SELÂM ile/ve/||/<>/> BÂB-I SAADE
( Topkapı Sarayı'nın ilk bahçesi. İLE/VE/||/<>/> Yüksek kapı. | Sadrazamlık. [Osmanlı hükümeti XVIII. yüzyıldan itibaren bu adı almıştır.] İLE/VE/||/<>/> Topkapı Sarayı'nın yazılarla süslü ilk büyük kapısı. Saltanat kapısı. İLE/VE/||/<>/> Topkapı Sarayı'nda Fatih Sultam Mehmet'in yaptırdığı tuğralı ikinci kapı. Orta kapı adıyla tanınır. İLE/VE/||/<>/> Topkapı sarayı'nın üçüncü kapısı. [Harem ve taht kapısı olarak da bilinir.] )
- TOPLAM ile/ve/değil TOPTAN
- TOPLAMAK ile/değil TOPARLAMAK
- MEYVELER:
TOPLANDIKTAN SONRA OLGUNLAŞMAYA ...
DEVAM EDEN ile DEVAM ETMEYEN
- TOPLARDAMAR ile ATARDAMAR
( Kirli kanın, gövdenin her yanından kalbe gitmesini sağlayan damar. İLE Kalbin sağ karıncığından akciğerlere, sol karıncığından gövdenin öteki bölümlerine kan taşıyan damar. )
( VÜRÛD[< VERÎD] ile ŞİRYAN )
( VEIN vs. ARTERY )
( VENA cum ARTERI/A )
- TOPLARSAK değil TOPARLARSAK
- TOPLU "TAŞIM" değil TOPLU TAŞIMA
- TOPLU "TAŞIM" değil TOPLU TAŞIMA (ARACI/ARAÇLARI)
- TOPLU ZEREFŞAN ile/||/<> KÖRÜKLÜ ZEREFŞAN
- TOPLU ile TOPTAN
- TOPLULUK EKOLOJİSİ ile EKO DÜZEN EKOLOJİSİ
( Belirli bir bölgedeki tüm canlı popülasyonlarının ve bunların birbiriyle olan ilişkilerini inceleyen bir alt dal. İLE Bir ekodüzenin tüm bileşenlerini ve bunların birbiriyle olan etkileşimlerini inceleyen bir alt dal. )
- TOPLULUK ile/ve/<> TOPLUM
( Tarihi olan. İLE/VE/<> Sosyete. )
( Gerçek bağlam. İLE/VE/<> Tüzel bağlam. )
( Çeşitli arçalar/durumlar ve sevgi bağı ile sürdürülür. İLE/VE/<> Adâlet/yasa ile ayakta tutulur. )
( Bilgisi ve/ya da bilgisizliği[cehaleti] çok olabilen. İLE/VE/<> İlmi ve irfanı yüksek olan/olması gereken. )
( Doğrudan ilişkiler ile. İLE/VE/<> Dolay(ım)lı ilişkiler ile. )
( Sevgi. İLE/VE/<> Akıl )
( COMMUNITY vs./and/<> SOCIETY )
( ... ile/ve/<> KOINONIA )
( CEMAAT/CEMİYET ile/ve/<> CEMİYET )
- TOPLUM ARACI değil TOPLU ULAŞIM ARACI
- TOPLUM BİLİMLERİ ile FEN BİLİMLERİ
- TOPLUM BİLİMLERİ yerine TARİH / TİN / EKİN(KÜLTÜR) BİLİMLERİ
- ÇALIŞMA:
TOPLUM İÇİN ile/ve/||/<> İNSAN/LIK İÇİN
- TOPLUM = CEMİYET = SOCIETY[İng.] = SOCIÉTÉ[Fr.] = GESELLSCHAFT[Alm.] = SOCIETAS[Lat.] = SOCIEDAD[İsp.]
- TOPLUM ile KALABALIK/KALABA[Ar. < ĞALEBE]
( Kavram. İLE Tekler. )
- TOPLUM ile/ve/||/<>/< TOPRAK
( SOCIETY vs./and/||/<>/< SOIL/EARTH )
- TOPLUMA HİZMET ve/||/<> TOPLAMA HİZMET
- TOPLUMDA:
SEVGİ (İLE) ve/||/<> ADÂLET (İLE) ve/||/<> ÇALIŞMA (İLE)
( Kaynaşılır. VE/||/<> Yaşanır. VE/||/<> Ayakta kalınır. )
- TOPLUMDA YAŞAYAN ile/ve/<> TOPLUMLA YAŞAYAN
- TOPLUMDIŞI/ASOSYAL ile TOPLUM KARŞITI/ANTİSOSYAL
( Başkalarına uymamaya yöneliklerdir. İLE Başkalarının, kendilerine "uymasını beklerler". )
- TOPLUMLAŞMA ile/ve TOPLUMSALLAŞMA
( Olgu ya da kavram. İLE/VE Kişinin/kişilerinin katılımı. )
- TOPLUMSAL AHLÂK ile/ve İDEOLOJİK AHLÂK ile/ve DİNİ AHLÂK
( SOCIAL MORALS vs./and IDEOLOGICAL MORALS vs./and RELIGIOUS MORALS )
- BELLEK:
TOPLUMSAL ve/||/<> TOPLANMIŞ
( Ortak. VE/||/<> Bireysel. )
( MEMORY: COLLECTIVE and/||/<> COLLECTED )
- [ne yazık ki]
DIŞLA(N)MA:
TOPLUMSAL ile BİREYSEL
- TOPLUMSAL DIŞLA(N)MA ile/ve/||/<> KÜLTÜREL DIŞLA(N)MA
- TOPLUMSAL GÜVEN ile/ve/||/<> BİREYSEL GÜVEN
- TOPLUMSAL İNSANBİLİM/ANTROPOLOJİ ile/ve FİZİK İNSANBİLİM/ANTROPOLOJİ
( İstanbul'da. İLE/VE Ankara'da. )
- TOPLUMSAL (OLAN) ile/ve KİŞİSEL (OLAN)
( Bir topluluk/toplum, en güçsüz bireyini yalnız bıraktığı anda, dağılmaya başlar. )
( SOCIAL vs./and PERSONAL )
- TOPLUMSALLIK:
TANIMA ve/||/<> TANINMA
- TOPLUMSAL/SOSYAL BİLİMLER ile/ve/||/<> TOPLUMSAL/SOSYAL BİLGİLER
- TOPLUMU DEĞİŞTİRME OLANAĞI/"GÜCÜ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ DEĞİŞTİRME OLANAĞI
- TOPLUMUN:
"ANLAMAMASI" değil İTİBAR ETMEMESİ
- YER ADI/TOPONYMIE[Yun. < tópos/τόπος: yer + ónoma/ὄνομα: ad] ile/ve/||/<> DAĞ ADI/ORONYMIE[Yun. < ὄρος/óros: dağ + ónoma/ὄνομα: ad] ile/ve/||/<> SU/IRMAK/GÖL ADI/HYDRONOMIE[Yun. < ὕδωρ/hydor: su + ónoma/ὄνομα: ad]
- TOPRAĞI:
GÜNEŞTE SULAMAK ile/yerine GÖLGEDE/AKŞAMÜSTÜ SULAMAK
- TOPRAĞIN ALTINDA ile/değil/yerine/olacağına/>< DAĞIN ARDINDA (OLSUN)
- TOPRAK:
ÖŞRÎ ile/||/<> HARACÎ ile/||/<> IKTA/İKTA
( Ya zapt edildiğinde müslümanlara verilmiş ya da müslümanlara ait olan topraklar. İLE/||/<> Devlet tarafından belirlenen, vergi karşılığında gayri müslimlere verilen topraklar. İLE/||/<> Selçuklular'da geliri Tımarlı Sipahilere verilen toprak. | Sultanın bir toprağı birine mülkî olarak ya da gelirinden yararlanmak üzere vermesi. )
- TOPRAK ile ETTOPRAK
( ... İLE Yumuşak, kırmızı ve özlü toprak. )
- TOPRAK/TIMAR[Fars.] ile/ve/||/<> VASAL[Fr. < VASSAL < Lat.]
( Anadolu Selçukluları ve Osmanlılarda, belirli görev ve hizmet karşılığında kişilere verilen, yıllık geliri 3.000-20.000 akçe olan toprak. İLE/VE/||/<> Ortaçağ Avrupa'sında hizmet ve vergi gibi yükümlülükler karşısında kendisine toprak ve köylü verilen tımar sahibi kişi. )
- TOPU TOPU (... KADAR) ALTI ÜSTÜ (... KADAR)
( Azımsayarak değer düşürmeye çalışmada. )
- TOR ile/ve/||/<>/< TORUK
( Acemi. İLE/VE/||/<>/< Çok acemi. )
- TORAKS/THORAX[İng.] değil/yerine/= GÖĞÜS BOŞLUĞU, GÖĞÜS KAFESİ/KÜSRİ(KABURGA KEMİKLERİ)[dvnlgttrk]
- TÖRE = ÖRF/ADÂT = CUSTOMS[İng.] = MOEURS[Fr.] = SITTE[Alm.] = MOS-MORES[Lat.] = ADUANA[İsp.]
- TÖRE ile/||/<> TÖRENE
( Görenek, âdet. İLE/||/<> Alışkanlık, âdet. )
- TÖREL = TÖRESEL
( Töreye uygun olan. | Töre ile ilgili. )
- TORELE değil TOLERE[İng. < TOLERENCE]
- TÖREN/MERASİM[Ar.]/SEREMONİ[Fr. CEREMONIE] ile/ve ŞÖLEN[Moğolca]
( TOY, BÂR-İ ÂM: Genel ziyâfet. )
( LİTURYA: Din töreni. )
( Bir toplulukta, üyelerin, belirli bir olayı, kişiyi ya da değeri ayırt edip simgeleştirmesi, bunların anlam ve öneminin güçlendirilmesi amaçlarıyla düzenlenen hareket dizisi. | Anma, kutlama, nişan, evlenme, ölüm gibi nedenlerle yapılan toplantı. İLE Ziyafet. | Belirli bir amaçla düzenlenen eğlence. | Sanat gösterisi. | Din töreni niteliğinde yemek toplantısı. )
- TORK/TORQUE[İng.] değil/yerine/= DÖNDÜRME MOMENTİ
- TORNACI ile TURNACI
( Torna işi yapan kimse, torna işçisi. İLE Yeniçeri Ocağı'nda, turna taşıyan bir sınıf asker. )
- TÖRPÜLE(N)ME ile/ve/||/<> ÖRSELE(N)ME
- TÖRPÜLE(N)MEK ile/ve/değil/yerine/||/>< DENGELE(N)MEK
- TORTUL KAYAÇLAR ile/ve/||/<>/>< MAGMA KAYAÇLARI
( Ayrışmayla oluşur. İLE/VE/||/<>/>< Buharlaşmayla oluşur. )
( Magma kayaçlarından daha yüksek oranda uçucu öğe içerir. Magma kayaçları, tortul kayaçları oluştururken, uçucu öğe kaynakları gerekmektedir. )
( Karbondioksit, silikat minerallerini, karbonat minerallerine, yani temel olarak kalsiyum ve magnezyumun karbon ve oksijenle yaptığı bileşiklere dönüştüren ayrışma tepkimeleriyle atmosferden alınır. )
(
)
- TORUN TOMBALAK
- TORUN-TORBA (SAHİBİ OLMAK)
- TOTAL" (OLARAK) değil TOPTAN/TOPLAM/TAM (OLARAK)
- TOTEM ile/ve/||/<> OJIBWA (ÖYKÜLERİ/MİTOSU)
- TOTOLOJİ(HULF) ile DEVRİK TÜMCE/CÜMLE
- TÖVBE["TÖBE" değil!] ile/ve İSTİĞFAR["İSTİFAR" değil!]
- TÖVBE ile/ve/değil/yerine TÖVBEDEN, TÖVBE
- TÖVBEDEN ÖNCEKİ HİDÂYET ile/ve TÖVBEYE HİDÂYET ile/ve TÖVBEDEN SONRAKİ HİDÂYET
- TOX-/TOXİ-/-TOXİC/TOXİCO-/-TOXO- ile/||/<> VİR- ile/||/<> SEPSİS-/SEPT-/SEPTİ-/SEPTO-
( Zehir. İLE/||/<> Zehir. İLE/||/<> Zehirlenme, çürüme. )
- TOY ile/ve TOYDAN
( Tuz Gölü civarı, Kütahya ve Doğu Anadolu'da bulunur. İLE/VE Toy kuşunun iri bir türü. )
- TOYGAR KUŞU ile BOĞMAKLIKUŞ
( ... İLE Toygar kuşunun bir türü. )
- TÖZ:
BİRİNCİL ile/ve/||/<>/> İKİNCİL
( Yapılandığını, kendinde barındıran. )
- TÖZ FELSEFESİ ile/ve/yerine ÖZNE FELSEFESİ
- TOZ-TOMUR (İNSİN)
( Yağmur yağdığında söylenilir. )
- TOZ-TOPRAK (İÇİNDE KALMAK)
- TÖZ ile/ve TİNSEL TÖZ
- TOZ ve/||/<> TOPRAK
( Zamanı simgeler. VE/||/<> Mekânı simgeler. )
( Tarihi simgeler.[Ne yazık ki, bazı/çoğu şeyi bilmeyenler, değerini bilmiyor.] VE/||/<> Coğrafyayı simgeler.["Korumayı" "biliyoruz."] )
( Ardardalığı, derinliği simgeler. VE/||/<> Birlikteliği, yanyanalığı simgeler. )
( Tini simgeler. VE/||/<> Gövdeyi simgeler. )
( DUST and/||/<> SOIL/EARTH )
- TÖZ ile TÖS
( Kök, asıl, cevher. | Değişenlerin özünde değişmeden kaldığı varsayılan idealist kavram. İLE Hayvanı geri geri yürütmek. | Düşmanı püskürtmek. Karşısındakini yıldırarak kavgadan kaçırtmak. )
- TOZ ile/ve TOZAN
( ... İLE/VE İncecik toz tanesi. | Tozu çok olan yer. )
- TÖZ ile/||/<>/> TÖZE
( Kök. İLE/||/<>/> Köklü. )
- TOZ ile/ve VAKIF/CAMİ TOZU
- TOZ-DUMAN (İÇİNDE KALMAK)
- TOZLANMA ile/değil/||/<> TUZLANMA
- TIRABZAN[Fars. < DARBEZİN] değil/yerine/= MERDİVEN KORKULUĞU
- TRAJEDİ ile/ve/||/<>/> TRAVMA
- TRAMPLEN[Fr. < TRAMPLIN] değil/yerine/= SIÇRAMA TAHTASI
( Yüzme sporunda, suya yüksekten atlamada kullanılan bir ucu sabit, öteki ucu esneyen sıçrama tahtası. | Kayakta, atlamayı yapan sporcuya gerekli hızı sağlayan, özel olarak düzenlenmiş eğik alan. )
- TRAMVA/YA değil TRAVMA/YA
- TRANSANDANTAL ESTETİK ile/ve/||/<> TRANSANDANTAL MANTIK
- TRANSEKSİYON/TRANSECTION[İng.] değil/yerine/= ENİNE KESİ
- TRANSFER[İng., Fr.] değil/yerine/= AKTARIM, AKTARMA
- TRANSİLVANYA HALISI değil TÜRK HALISI
( Kara Kilise, Braşov - Romanya )
- TRANSKRİPSİYON ile TRANSLASYON
( DNA'nın, RNA'ya çevrilmesi. İLE RNA'nın proteine çevrilmesi. )
- TRANSPARAN[İng. < TRANSPARENT] değil/yerine/= İÇ GÖSTERİR
- TRANSPORT[İng.] değil/yerine/= TAŞINIM, TAŞIMA
- AŞKIN/SAL = MÜTEALİ = TRANSCENDENTAL[İng., Fr.] = TRANSZENDENTAL[Alm.] = TRANSCENDERE[Lat.]
- TRAŞ ile/ve "ETEK TRAŞI"
- TRAUMAT-/TRAUMATO- ile/||/<> HELC-/HELCO-
( Yara. İLE/||/<> Ülser, ülser yapan, dokuyu yiyen yara. )
- TRAVERS[Fr.] ile TRAVERTEN[Fr. < TRAVERTİN]
( Üzerine rayların yerleştirildiği, yere enine konulmuş demir ya da ağaç parçaların her biri. | Ayağın rahat etmesi için ayakkabı içine yerleştirilen kumaş parçası, tabanlık. İLE Bazı kaynak sularının dibinde biriken, kalkerli ya da silisli tortu, pamuk taşı. )
- TRAVMA:
DOĞA KAYNAKLI ile/ve/ne yazık ki/||/<> İNSAN KAYNAKLI
- TRAVMA["TROVMA" değil!]/TRAUMA[İng.]/DARBE[Ar.] değil/yerine/= ÖRSELENME
- TREKKING yerine YÜRÜYÜŞ/DAĞ YÜRÜYÜŞÜ
- TREN ile HIZLI TREN ile TRAMVAY ile HIZLI TRAMVAY ile METRO ile FÜNİKÜLER
- EĞİLİM/TREND[İng.] ile FURYA[İt. < FURIA]
( Eğilim. İLE Olağandan çok fazla bulunma durumu. )
- TRENT/TREND[İng.] değil/yerine/= EĞİLIM
- -TRİBE ile/||/<> -TRİPSY
( Ezici, ovucu, aşındırıcı, bastırıcı araç. İLE/||/<> Ezici ameliyat, parçalama. )
- TRİBÜN[Fr. < TRIBUNE] ile TÜRBİN[Fr. < TURBINE]
( Spor salonu, stadyum, hipodrom vb. yarışma ve gösteri yapılan yerlerde izleyicilerin oturduğu koltuklu ya da basamaklı bölüm, sekilik. | Burada oturan izleyiciler. İLE Su, buhar, gaz gibi herhangi bir akışkanın hareket enerjisiyle ve bazı özel düzenler yardımıyla dönerek çalışan araç. )
- TRİGER[İng. < TRIGGER] (KAYIŞI) değil/yerine/= TETİKLEYİCİ (KAYIŞ)
- TRİLYON[Fr. < TRILLION] ile/<>/> KATRİLYON[Fr. < QUATRILLION] ile/<>/> KENTİLYON[Fr. < QUINTILLION]
( Milyar kere bin. İLE/<>/> Trilyonun bin katı olan sayı, trilyon kere bin. İLE/<>/> Katrilyon kere bin. )
- TRİO/TRİYO[İt.] değil/yerine/= ÜÇLÜ
- TRİPİTAKA:
VİNAYA PİTAKA ile SUTTA PİTAKA ile ABHİDHAMMA PİTAKA
( Üç sepet. Budist Metinlerin tümü. Budist öğretileri yazıldıkça, konularına göre farklı sepetlere konulduğu için bu adı almıştır. Bölümleri...
1. Vinaya pitaka: Ahlâkî İlkeler/Disiplin Kitabı.
2. Sutta pitaka: Öğreti Kitabı.(Dhammapada'yı içerir)
3. Abhidhamma pitaka: Felsefe ve Psikoloji Kitabı. )
- TRİSHNA[Sansk.](TANHA[Palice]) ile ...
( Tutkular, aşırı istekler, yaşam için duyulan doyumsuzluk. Theravada Budizmi'nde dört yüce gerçekten biri. )
- TRİTYUM[Fr./İng.] ile/ve/||/<>/< TRİTON[Fr./İng. < Yun.]
( Atom ağırlığı 3 olan, radyoaktif hidrojen izotopu. İLE/VE/||/<>/< Trityumun, bir protondan ve iki nötrondan oluşan atom [H-3] çekirdeği. | Yunan mitolojisinde yarısı adam, yarısı balık olan deniz tanrısı. )
- TRİYAJ/TRIAGE[İng.] değil/yerine/= ÖNCELİKLEME
- TRİYAT/TRIAD[İng.] değil/yerine/= ÜÇLÜ
- TRİZOMİ X(XXX) ile/ve/||/<> KLİNEFELTER (XXY)
(
| Özellik | Trizomi X(XXX) | Klinefelter(XXY) |
|---|---|---|
| Görülme Sıklığı | 1.000 kadında 1 | 500 - 1.000 erkekte 1 |
| Belirtiler |
Çoğunlukla belirtisiz. Bazı durumlarda: - Öğrenme güçlüğü - Dil becerilerinde gecikme - Hafif fiziksel farklar |
- Düşük testosteron - Ergenlikte gecikme - Zayıf kas kütlesi - Öğrenme zorlukları - Kısırlık |
| Doğurganlık | Genellikle normal | Doğal yolla düşük; yardımcı üreme teknikleri gerekebilir |
| Tanınma Zamanı | Genellikle rastlantısal (erken çocukluk veya yetişkinlik) | Ergenlikte ya da yetişkinlikte (kısırlık araştırmaları sırasında) |
- TROMBON[Fr./İng.] ile TROMPET[Fr./İng.]/"BÜYÜLÜ" ile TUBA[Fr./İng.]
( Sürgü kolunun hareketiyle değişik yükseklikte seslerin elde edildiği soluklu çalgı. İLE Bir ağızlık ve kendi üstüne kıvrılmış silindir bir borudan oluşan soluklu çalgı. İLE Üzerinde pistonlar bulunan, bakırdan soluklu çalgı. )
( TROMBONE vs. TRUMPET vs. TUBA )
- TROMBOSİTOPENİ ile/||/<> TROMBOSİTOZ
( Kanda düşük seviyede trombosit bulunması. İLE/||/<> Kanda yüksek seviyede trombosit bulunması. )
- TROPİK KUŞU ile/ve FIRKATEYN KUŞU
( Topago - Karayipler )
- TROPİK YIL ile/ve/||/<> YILDIZ YILI
- TROPİKA[İt. < TROPICO] değil/yerine/= DÖNENCE | TROPİKAL KUŞAK
- TROPİKAL[Fr. < TROPICAL < İt. TROPICO] ile ASTROPİKAL[Tr. as + Fr. < İt.]
( Tropika ile ilgili, tropika bölgesinden olan. İLE Tropikal bölgelere yakın fakat daha yüksek bir enlemde olan. )
- TROPOSFER[İLK YUVAR] ile/ve/||/<>/> OZON KATMANI ile/ve/||/<>/> STRATOSFER[KATYUVARI] ile/ve/||/<>/> MEZOSFER[ORTA YUVAR] ile/ve/||/<>/> TERMOSFER[ISI YUVAR] ile/ve/||/<>/> EKZOSFER[DIŞ YUVAR] ile/ve/||/<>/> IYONOSFER ile/ve/||/<>/> MANYETOSFER
( 11 km. ilk katman. İLE/VE/||/<>/> 25 km. İLE 10-60 km. arası. İLE/VE/||/<>/> Ortayuvar. Stratosferin üzerindeki sıcaklığın azaldığı katman. | Yer havayuvarında, katyuvarının üzerinde, sıcaklığın azaldığı, yaklaşık olarak 60-80 km. arasındaki katman. İLE/VE/||/<>/> Isıyuvar. 100-300 km. arası. İLE/VE/||/<>/> Atmosferin basıncı en az olan yüksek tabakası. Atom ve moleküllerin çekim etkisinden kurtulabildiği ve gezegenler arası ortama kaçabildiği son tabakası. İLE/VE/||/<>/> Atmosferin atom ve moleküllerinin güneş ışınlarıyla iyonlaştığı 80-400 km. yükseklikler arasındaki katman. İLE/VE/||/<>/> Dünya üzerinde yer çapının birkaç katı yüksekliklere kadar uzanan, bulunuş nedeni yerin manyetik alanı olan bir bölge. )
(
)
( TROPOSHERE vs./and/||/<>/> OZONE LAYER vs./and/||/<>/> STRATOSPHERE vs./and/||/<>/> MESOSPHERE vs./and/||/<>/> THERMOSPHERE vs./and/||/<>/> EXOSPHERE vs./and/||/<>/> IONOSPHERE vs./and/||/<>/> MAGNETOSPHERE )
- TRUP[Fr. < TROUPE] ile TURP[Fars.]
( Aynı tiyatroda çalışan oyuncular topluluğu. İLE Turpgillerden, yaprakları tüylü, çiçekleri beyaz, sarı, mor renkli bir bitki. | Bu bitkinin yenilen etli, yumru kökü. )
- Tûbâ[Ar.] ile TÛBÂ[Ar.] ile TUBBA'[Ar. çoğ. TEBÂBİA] ile TUBA[Fr./İng.]
( Güzellik, iyilik, hoşluk. | Rahatlık. İLE Kökleri semâda, dalları zemine uzanmış, Cennet'te, Sidre'de bulunan ve dalları bütün Cennet'i gölgeleyen ilâhî ağaç. İLE Eski çağlarda, Yemen bölgesinde saltanat süren eski Arap hükümdarlarının unvanı. İLE Üzerinde pistonlar bulunan, bakırdan soluklu çalgı. )
- TÜBERKÜLİN ile TÜBERKÜLOZ
( Veremin tanı ve tedavisinde yararlanılan, verem mikrobu kültüründen elde edilen bir sıvı. İLE Verem hastalığı. )
- TUFAN ile TAYFUN[İng. TYPHOON][ŞİDDETLİ KASIRGA]
( Şiddetli yağmur. | Çok yoğun ya da şiddetli şey. İLE Okyanuslarda, Çin Denizi ile Hint Denizi'nde görülen, dünyanın dönüş [saat] yönüne zıt olarak, Doğu'dan, Batı'ya doğru oluşan, güçlü kasırga. )
- TÜFEK ile MARTİN[< Martini]
( ... İLE Tek kurşun atan, bir çeşit tüfek. )
- TÜFEK ile MAVZER[< MAUSER'in adından]
( ... İLE Atış hızı, dakikada, ortalama altı mermi olan ve orduda kullanılan bir tüfek. )
- TÜFEK ile/ve/||/<>/> MİKROP ile/ve/||/<>/> ÇELİK
( "Tüfek, Mikrop ve Çelik"(Jared Diamond) kitabını okumanızı salık veririz. )
- TUFÛ[Ar.] ile TUFÛ'[Ar.] ile TUFÛH'[Ar.]
( "Tüh!" anlamında kullanılır. İLE Ateşin sönmesi. İLE Kabın, ağzına kadar dolması. )
- TUĞLA[Yun.] ile TUĞRA
( Balçığın kalıplara dökülüp güneşte kurutulduktan sonra özel ocaklarda pişirilmesiyle yapılan ve duvar örmekte kullanılan yapı malzemesi. İLE Osmanlı sultanlarının imza yerine kullandıkları, özel bir biçimi olan simgeleşmiş im. | Tura. )
- TUĞRA ile/ve TERS TUĞRA
( ... İLE/VE Ayasofya, İmâret Kapısı'nda! )
( ... İLE/VE Ayasofya İmâreti'nin müze olarak açılması için çalışılıyor. [Desteğinizi ve baskılarınıza açıktır!] )
- TUĞRAKEŞ[Tr.+Fars.] ile/ve/||/<> KEMANKEŞ[Fars.]
( Nişancı. İLE/VE/||/<> Okçu. )
- TUHAF OLAN ile/ve/değil/||/<>/< ÜZÜCÜ OLAN
- TUHAF ile GARİP ile ACAYİP
- TUKAN ile UZUN GAGALI TUKAN
- TÜKEL ile/||/<> TÜKELE
( Kâmil. İLE/||/<> Kâmile. )
- TÜKENMİŞLİK BELİRGESİ/SENDROMU ile/ve/||/<>/< HERBERT FREUDENBERGER
( 1974 )
- TÜKETENLER ile/ve/değil/yerine/||/<>/</>< ÜRETENLER
( Eşek arısı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/< Bal arısı. )
( Fare(mouse) kullanıcısı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/< Klavye kullanıcısı. )
- TÜKETİCİ ile/ve/değil/yerine/<> TÜRETİCİ
- TÜKETME ÇABASI yerine ANLAMA ÇABASI
- TÜKKAN değil DÜKKÂN
itibarı ile 23.065 başlık/FaRk ile birlikte,
23.065 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(85/94)
(1996'dan beri)