
Değil/yerine (... değil/yerine ... bağlaçlı FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 13.366 başlık/FaRk ile birlikte,
13.366 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(3/55)
- AJAN/AGENT[İng.] değil/yerine/= ETKEN
- AJAN PROVOKATÖR değil/yerine/= KIŞKIRTICI ÇAŞIT
- AJAN değil/yerine/= ETKEN | İLAÇ | ARAÇ
- AJANDA[Fr. < AGENDA] değil/yerine/= ANDAÇ
( Gerekli notların unutulmaması için yazıldığı takvimli defter. )
- AJİTASYON[Fr./İng. < AGITATION]["ACITASYON" değil!] değil/yerine/= KIŞKIRTMA/KIŞKIRTI/KÖRÜKLEME ÇALKALAMA | ÇIRPINTI | DUYGU SÖMÜRÜSÜ | HUZURSUZLUK | ÇALKALAMA
- AJİTATÖR/PROVOKATÖR/MUHARRİK[Ar.] değil/yerine/= KIŞKIRTICI
- AJUR[Fr.] değil/yerine/= GÖZENEKLİ MOTİF
- AKADEMİSYEN değil/yerine/= BİLİMCİ
- AKAJU[Por. < Fr. < ACAJOU] değil/yerine/= MAUN[Amerika yerlilerinin dilinden]
( Maun. | Maundan yapılmış. | Maun renginde olan. )
- AKALAZİ[Fr.] değil/yerine/= SİNDİRİM BORUSUNDAKİ BİR BÖLÜMÜN, ÖTEKİ BÖLÜMLERLE UYUŞAMAMASI
- AKÂMET[Ar.] değil/yerine/= BAŞARISIZLIK
( Kısırlık, verimsizlik. | Başarısızlık, sonuçsuzluk. )
- AKARDİ değil/yerine/= YÜREK GELİŞMEZLİĞİ/YOKLUĞU
- AKATAFAZİ[Fr.] değil/yerine/= PARAFAZİ/PARAPHASIA[İng.] değil/yerine/= SİNTAKTİK AFAZİ/SYNTACTIC APHASIA[İng.]
( Sözsel anlatım bozukluğu. İLE Sözcük bulma güçlüğü. İLE Sözdizimsel dil yitimi. )
- AKATİZİ[Yun.] değil/yerine/= OTURUR DURUMDA KALAMAMA
- AKCİĞER
SİGARA:
(")İÇİLEN(") ile/değil/yerine/></< İÇİLMEYEN
( )
- AKD-İ MEBHUSÜNANH/AKD-İ MEZBUR değil/yerine/= SÖZÜ EDİLEN ANTLAŞMA/SÖZÜ EDİLEN BAĞIT
- AKDİ MUVAZAA değil/yerine/= DANIŞIK BAĞIT
- AKDİ SAHİH değil/yerine/= DOĞRU BAĞIT
- AKELALİ[Fr.] değil/yerine/= BEBEĞİN BAŞSIZ DOĞMASI
- AKEN[Yun.] değil/yerine/= OLGUNLAŞINCA KENDİLİĞİNDEN ÇATLAYIP AÇILMAYAN TEK TOHUMLU KURU MEYVE
- AKİD YAPMA VAADİ değil/yerine/= ÖN SÖZLEŞME
- AKİFER[Fr.] değil/yerine/= POMPALI KUYULARI BESLEYECEK JEOLOJİK YAPI
- AKIL "ALMAYI İSTEMEMEK" değil/yerine/> "AKLINI BAŞINA TOPLAMAK"
( Kimseden "akıl almak" istemiyorsan, aklını başına topla! )
- AKİL BALİĞ/BALİĞ değil/yerine/= ERGEN/ERİN/YENİYETME
- AKIL TATMİNİ ile/ve/değil/yerine KALP TATMİNİ
( AKLIM BENİ YANILTMADI KALBİM DE AKLIMI TEKZİP ETMEDİ )
- AKIL VERMEK ile/ve/değil/yerine BİLDİKLERİNİ ANLATMAK
- AKIL ile/ve/değil/yerine KULLANILAN/UYGULANAN AKIL
- AKILDA TUTMAK ile/ve/değil/yerine ANLAMAYA ÇALIŞMAK
( [not] TO KEEP IN MIND vs./and/but TO TRY TO LEARN
TO TRY TO LEARN instead of TO KEEP IN MIND )
- AKİLEN[Fr.] değil/yerine/= KARTAL BURUN
- AKILLA TARTMAK ile/değil/yerine KALPLE DİNLEMEK
- AKILLI (OLAN/OLMAK) ile/ve/değil/yerine "AKLI BAŞINDA" (OLAN/OLMAK)
- AKILLI OLMAK ile/ve/değil/yerine YETERİNCE AKILLI OLMAK/DAVRANMAK
- AKIM ile/ve/değil/yerine (")AKIL(")
- AKIM ile/ve/değil/yerine/||/<> UYANIŞ
- AKINEZİ/AKINESIA[İng.] değil/yerine/= DEVİNIMSİZLİK
- AKINTIYA KAPILMAK değil/yerine AKIŞA KATILMAK/BIRAKMAK
- AKİVADES[Yun.] değil/yerine/= MİDYE TÜRÜ
( Kumun 5-6 cm. altında yaşar.[İzmir/Ayvalık] )
- AKİZ değil/yerine/= EDİNİLMİŞ
- AKKUPPRESSÖR[Lat.] değil/yerine/= PARMAK MASAJI İLE SAĞALTIM
- AKLI BOŞ ile/değil/yerine AKLI BAŞINDA
( [(")anllatıklarından(")] "öykü" dinleriz. İLE/DEĞİL/YERİNE Yaşam(ay)ı öğreniriz. )
- AKL-I SELÎM değil/yerine/= SAĞDUYU
- AKL-I SELİM değil/yerine/= SAĞDUYU / SAĞDUYULU/SAĞLAM USLU
- AKLIN AŞINMASI ile/ve/değil/yerine AKLIN AŞILMASI
( Akıl, taş kadar maddî; taş da, akıl kadar manevîdir. )
( REF Ü REF )
- AKL(IN)A" GÖRE "AKIL" ile/değil/yerine AKIL
- AKLİNİK[Yun.] değil/yerine/= YER MANYETİK ALANININ, EĞİM VE AÇISI SIFIR OLAN YERİ
- AKLININ BAŞINA GELMESİ ile/değil/yerine/>< AKLI BAŞINDA DAVRANMAK
- AKOLİK değil/yerine/= SAFRASIZ
- AKOMODASYON/ACCOMMODATION[İng.] değil/yerine/= UYUMSAMA
- AKOMODASYON[Fr.] değil/yerine/= UYUM
- AKOMODASYON değil/yerine/= UYUM
- AKONT[Fr. < ACOMPTE] değil/yerine/= KISMÎ ÖDEME
( Bir borca karşılık, hesabı daha sonra görülmek üzere yapılan kısmî ödeme. )
- AKONT[Fr.] değil/yerine/= BİR BÖLÜM ÖDEME
- AKORDE[Fr.] değil/yerine/= ÖNERİLEN KREDİ
( Bir banka şubesinin, bir müşterisi için önerdiği, genel müdürlükçe de kabul edilen kredi. )
- AKORİ[Fr.] değil/yerine/= GÖZ BEBEĞİNİN DOĞUŞTAN BULUNMAMASI
- AKORT ÜCRET değil/yerine/= GÖRELİ ÖDENÇ
- AKOSMİZM[Fr.] değil/yerine/= DÜNYAYI REDDETME
- AKÖZ değil/yerine/= SULU, SUDAKİ
- AKR[Fr.] değil/yerine/= EKİLİ TOPRAK YÜZEY ÖLÇÜSÜ BİRİMİ
- AKRABA[Ar.] değil/yerine/= OĞUŞGİL
- AKRAN[Ar.] değil/yerine/= YAŞIT/ÖĞÜR/BÖĞÜR/BOYDAŞ/TAYDAŞ[halkta]
( Yaşça yakın, yaşıt, boydaş, taydaş. | Öğrenmiş, alışmış. | Alışılmış, yadırganmaz olmuş, menus. | Takım, fırka, zümre. )
- AKREDİTASYON/ACCREDITATION[İng.] değil/yerine/= DENKLİK
- AKRİNİ[Fr.] değil/yerine/= BEZ SALGISININ YOKLUĞU
- AKRODİNİ[Fr.] değil/yerine/= NEDENİ BELİRSİZ ÇOCUK SAYRILIĞI
- AKROFOBİ[Fr.] değil/yerine/= YÜKSEKLİK KAYGISI
- AKROFONİ[Yun.] değil/yerine/= BİR SÖZCÜĞÜN İLK HECESİNİ VURGULU OLARAK SÖYLEMEK
- AKROLİT[Fr.] değil/yerine/= UCLARI TAŞ YA DA MERMER, TAHTA HEYKEL
- AKROMATİK[Fr.] değil/yerine/= EŞYANIN GÖRÜNTÜLERİNİ YANAR DÖNER PARÇALAR OLMADAN GÖSTEREN OPTİK DÜZEN/EK
- AKROMEGALİ[Fr.] değil/yerine/= ELLERDE, AYAKLARDA VE BAŞTA GÖRÜLEN AŞIRI BÜYÜME
- AKROMİ[Fr.] değil/yerine/= DERİNİN RENKSİZLEŞMESİ SAYRILIĞI
- AKROPATİ[Fr.] değil/yerine/= EL VE AYAK UCLARINDAKİ SAYRILIKLAR
- AKROPOL[Yun.] değil/yerine/= ESKİ YUNAN KENTLERİNDE, SARAY VE TAPINAKLARIN YER ALDIĞI İÇ KALE
- AKROSEFALİ[Fr.] değil/yerine/= KAFATASI BİÇİM BOZUKLUĞU
- AKROSTİŞ/MUVAŞŞAH/TEŞVİH değil/yerine/= DİKDİZE/İLKLEME
- AKROTER[Fr.] değil/yerine/= TABAN | TRABZANDA AYAKLIK BİÇİMİNDE SAĞLAMLAŞTIRMA ÖĞESİ | TABANDAKİ ÇIKINTILI BEZEME [MİMARLIK]
- AKS/ACUTE CORONARY SYNDROME[İng.] değil/yerine/= AKUT KORONER SENDROM
- AKS/AXIS[İng.] değil/yerine/= EKSEN
- AKŞ/FASTING BLOOD GLUCOSE[İng.] değil/yerine/= AÇLIK KAN ŞEKERİ
- AKS-ÜL-AMEL/TEAMÜL[Ar.]/REAKSİYON[Fr./İng. < REACTION] değil/yerine/= TEPKİ/TEPKİME
( Birbirini etkileyen nesneler arasında ortaya çıkan durum. )
- AKS[Fr. < AXE] değil/yerine/= DİNGİL
- AKŞAM YEMEĞİ ile/değil/yerine SABAH YEMEĞİ/TANGİ AS/AŞ[Kazakça]
( Yoksul gibi ye. İLE/DEĞİL/YERİNE Zengin gibi yap. )
( )
- AKŞAMIN "HAYR"I ile/değil/yerine SABAHIN "ŞER'İ"
- AKSATA[Ar. < AHZ+İ'TÂ] değil/yerine/= ALIŞVERİŞ
- AKSE[Fr.] değil/yerine/= SAYRILIK NÖBETİ
- AKSELERASYON/ACCELERATION[İng.] değil/yerine/= İVMELENME
- AKSELERATÖR/ACCELERATOR[İng.] değil/yerine/= İVMELENDİRICİ
- AKSELERE/ACCELERATED[İng.] değil/yerine/= İVMELENMİŞ
- AKSELEROMETRE[Fr.] değil/yerine/= İVMEÖLÇER
- AKSEPTANS/ACCEPTANCE[İng.] değil/yerine/= KABUL YAZISI
- AKSEPTANS[Fr./İng. < ACCEPTANCE] değil/yerine/= ONAMA/KABUL (BELGESİ)
( Yabancı ülkelerde okuyacak öğrenciler için gönderilen kabul belgesi. | Poliçelerin üzerine "kabulümdür" biçiminde yazılarak altı imzalanan açıklama. )
- AKSEPTÖR/ACCEPTOR[İng.] değil/yerine/= ALICI
- AKSES KONTROL/ACCESS CONTROL[İng.] değil/yerine/= ERİŞİM DENETİMİ
- AKSESUAR/ACCESSOIRE[Fr.]/ACCESSORY[İng.] değil/yerine/= EK/DONATIMLIK/TAMAMLAYICI ÖĞE
- AKSİLİK değil/yerine/= TERSLİK
- AKSİLLA değil/yerine/= KOLTUK ALTI
- AKSİNE/BİL-AKİS[Ar.] değil/yerine/= TERSİNE
- AKSİS/AXIS[İng.] değil/yerine/= EKSEN | İKINCİ BOYUN OMURU
- AKSİS[Lat.] değil/yerine/= BİR CİNS GEYİK
- AKSİYEL/AXIAL[İng.] değil/yerine/= EKSENSEL
- AKSİYEL/DÜZLEM/AXIAL PLANE[İng.] değil/yerine/= YATAY DÜZLEM
- AKSİYON[Fr./İng. < ACTION] değil/yerine/= EYLEM | HİSSE SENEDİ
( Bir kuvvetin, nesnel bir etkenin, bir düşüncenin ortaya çıkması. | İnsan etkinliğinin ya da iradesinin açığa çıkması. | Hareket, iş. | Sermayenin belirli bir bölümü. | Hisse senedi. [AKSİYONER: Hissedar.] | Bir oyuncunun, sahne üzerindeki hareketi. | Oyunun temasını geliştiren başlıca olay, öykü, gelişim. )
- AKSİYON POTANSİYELİ/ACTION POTENTIAL[İng.] değil/yerine/= EYLEM GİZİL GÜCÜ
- AKSİYON POTANSİYELİ değil/yerine/= EYLEM GİZİL GÜCÜ
- AKSONOMETRİ[Yun.] değil/yerine/= MİMARLIKTA BİR YAPIYI ÜÇ BOYUTUYLA GÖSTERMEYE YARAYAN GEOMETRİK ÇİZİM
- AKS-ÜL-AMEL değil/yerine/= TEPKİ
- AKSUNA[Lat.] değil/yerine/= VURGUN YİYEN DALGICIN, TEKRAR İNDİRİLMESİ GEREKEN SU DERİNLİĞİ
- AKT[Fr.] değil/yerine/= PERDE [TİYATRO] | EDİM [FELSEFE]
- AKTAR[Ar. < ATTÂR] değil/yerine/= BAHARATÇI
( Baharat ya da güzel kokular satan kişi ya da dükkân. | İğne, iplik, baharat, zarf, kâğıt vb. satılan dükkân. )
- AKTİVASYON/ACTIVATION[İng.] değil/yerine/= ETKİNLEŞME
- AKTIVATÖR/ACTIVATOR[İng.] değil/yerine/= ETKINLEŞTİRICİ
- AKTİVE ETMEK değil/yerine/= ETKİNLEŞTİRMEK
- AKTİVİST değil/yerine/= ETKİNCİ
- FAALİYET[Ar.]/AKTİVİTE[Fr. < ACTIVITE | İng. < ACTIVITY] değil/yerine/= ETKİNLİK | EYLEM
- AKTİVİZM değil/yerine/= ETKİNCİLİK
- AKTOGRAF[Fr.] değil/yerine/= BİREYİN DAVRANIŞ ETKİNLİĞİNİN ZAMAN İÇİNDEKİ DAĞILIMINI ÖLÇMEYE YARAYAN DÜZENEK
- AKTÖR/LER ile/ve/değil/yerine/<>/>< FAKTÖR/LER
( [değerlendirmede/yorumlamada/konuşmada] Kişi/ler. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Konu/kavram/olay/olgular. )
- AKTÜALİST değil/yerine/= EDİMSELCİ
- AKTÜALİZM değil/yerine/= EDİMSELCİLİK
- AKTÜALİZM değil/yerine/= EYLEMLEŞME
- AKTUALİZM[Fr.] değil/yerine/= GEÇMİŞ DEVİRLER JEOLOJİSİNİ, ZAMANIMIZDAKİ OLAYLARIN İNCELENMESİNE DAYANARAK AÇIKLAYAN JEOLOJİ KOLU
- AKTÜER[Fr.] değil/yerine/= AKTÜARYA[Fr.]
( Olasılık ve istatistik hesapları toplumsal öngörülere, parasal konulara ve sigorta işlerine uygulayan sigorta uzmanı. İLE/VE/||/<>/> Aktüerin işlevi. )
- AKUALAND[İng. < AQUALAND] değil/yerine/= SU BAHÇESİ
- AKUAMANİL[Lat.] değil/yerine/= İBRİK
( Kilisede kutsanmış su ve şarap dökmeye yarayan kulplu ibrik. )
( İBRİK: Su ve sulu şeyler koymaya yarayan, kulplu, emzikli kap. )
- AKUATİNTA[İt.] değil/yerine/= BASKI RESİMLE GRAVÜR YAPMA YÖNTEMİ
- AKÜMÜLASYON[Fr.] değil/yerine/= AKÜMÜLASYON[Fr.]
( Birikim, yığılma. İLE Akım toplar. )
- AKÜMÜLASYON değil/yerine/= BİRİKİM
- AKUPLE[Fr.] değil/yerine/= İKİ MAKİNA YA DA BİRKAÇ ELEKTRİK ARACININ BİRBİRİNE BAĞLANMASI
- AKUPUNKTUR değil/yerine/= İĞNELİEM
- AKUSMİ[Fr.] değil/yerine/= AKUSMATİK[Yun.]
( Seslerin doğru olarak algılanmasını engelleyen işitme sanrısı. İLE Dinleyicinin ses kaynağını göremeyeceği biçimde düzenlenmiş olan. )
- AKUŞÖR[Fr.] değil/yerine/= DOĞUM UZMANI, ERKEK EBE
- AKUSTAT[Fr.] değil/yerine/= SU ISI DENETİRİ
- AKUSTİK EMPEDANS/ACOUSTIC IMPEDANCE[İng.] değil/yerine/= SES GEÇİRİMSİZLİĞİ
- AKUSTİK değil/yerine/= SESSEL | EMPEDANS SES GEÇİRİMSİZLİĞİ
- AKUSTİK[Fr./İng. < ACOUSTIC] değil/yerine/= YANKILANIM | YANKIBİLİM | İŞİTSEL, İŞİTME (YLE İLGİLİ) | SESBİLİM | SESSEL
( Sesin üretimini, denetimini, aktarımını ve etkilerini konu alan fizik kolu. | Kapalı bir yerde seslerin dağılımı. )
- AKUZATİ[Lat.] değil/yerine/= ADIN -İ DURUMU, BELİRTME/YÜKLEME DURUMU.
- AKVAREL[Fr.] değil/yerine/= SULUBOYA RESİM
- AL ile/ve/değil/yerine /||/<>/< AS
( )
( [gereksinimin] Varsa. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yoksa. )
- ALA-[İt.] değil/yerine/= "YÖNTEMİNCE, BİÇİMİNDE" ANLAMI KATAN ÖN EK
- ALABASTRİT[Fr.] değil/yerine/= ALÇITAŞLI KAYMAKTAŞI
- ALABASTRON[Yun.] değil/yerine/= KULPSUZ, DAR BOYUNLU PARFÜM VAZOSU
- ALABORA[İt.] (OLMAK) değil/yerine/= TEPETAKLAK (OLMAK)
( Bir deniz teknesinin devrilecek kadar yan yatması ya da batması. )
- ALABRİGAN[Yun.] değil/yerine/= HAYDUT YÖNTEMİNCE/TARZI
- ALACAKLININ, ALACAĞINI, ALMAYA GİTMESİ değil/yerine BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ
- ALÂKA değil/yerine/= İLGİ
- ALÂKA[Ar.] değil/yerine/= İLGİ
- ALÂKA[Ar.] değil/yerine/= İLGİ, İLİŞKİ, İLİNTİ
- ALÂKADAR OLMAK değil/yerine/= İLGİLENMEK/İLGİ GÖSTERMEK
- ALÂKADAR değil/yerine/= İLGİLİ/İLİŞKİN
- ALAKART[Fr.] değil/yerine/= SEÇİMLİ YEMEK
( Lokantada yemek dizininden seçilen yemek. )
- ALAKRİT[Fr.] değil/yerine/= İÇİNE TUNGSTEN VE KARBON DA KATILAN KOBALT VE KROM KARIŞIMI
- ALALEKSER değil/yerine/= ÇOĞUNLUKLA
- ALALİ/ALALIA[İng.] değil/yerine/= KONUŞMA YİTIMİ
- ALALİ[Yun.] değil/yerine/= SÖZ OLUŞTURMA YETİSİNİN YOK OLUŞU
- ALAMİNÜT[Fr. < A LA MINUTE] değil/yerine/= ÇARÇABUK, ANINDA
- ALAMİNÜT[Fr.] değil/yerine/= ÇABUK, ANINDA | KOLAY VE ÇABUK YAPILAN YEMEK
- ALAMOD[Fr.] değil/yerine/= MODAYA UYGUN
- ALARA/AS LOW AS REASONABLY ACHIEVED[İng.] değil/yerine/= MANTIKEN GERÇEKLEŞTİRİLEBİLİR OLANIN EN AZI
- ALARM değil/yerine/= UYARI/AYTAR
- ALARP/AS LOW AS REASONABLY PRACTICABLE[İng.] değil/yerine/= MANTIKEN UYGULANABİLİR OLANIN EN AZI
- ALÂT-I CÜRMİYE değil/yerine/= SUÇ ELGESİ
- ALAVALTER[Fr.] değil/yerine/= BİR TÜR KRAVAT BAĞLAMA
- ALAVİREJ[Fr.] değil/yerine/= MERYEM TARZINDA
- ALAVOTR SANTE[Fr.] değil/yerine/= SAĞLIĞINIZA! / ŞEREFE!
- ALAWILHELM[Fr.] değil/yerine/= ALMAN İMPARATORU WILHELM BİÇİMİNDE BIYIK
- ALAY EDİLECEK TUTUM/DURUM ile/değil/yerine MUHABBET
- ÂLÂYİŞ[Fars.] değil/yerine/= DEPDEBE, TANTANA, GÖRKEM, GÖSTERİŞ[bu anlamı, uydurma olmakla birlikte yaygındır]
- ALAYSILAMA/İRONİ ile/değil/yerine/>< GÜLMECE/MİZAH
( Kişiye yönelik. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Durumla ilgili. )
- ALBATR[Yun.] değil/yerine/= KAYMAK AŞI VE SU MERMERİ
- ALBEDO/METRE[Lat.] değil/yerine/= IŞIĞI YANSITAN BİR YÜZEYİN YANSITMA GÜCÜ / ARACI
- ALBİKANS değil/yerine/= AK
- ALBİNO[Fr. < ALBINOS] değil/yerine AKŞIN/ÇAPAR
( ... DEĞİL/YERİNE Kıllarında ve gözlerinde, kimi zaman da derisinde, doğuştan renklenme oluşmadığından dolayı her yeri ak/beyaz olan. )
- ALBÜM ile/değil/yerine/||/<>/> UZATMALI ÇALMA(EP[EXTENDED PLAY])
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> 4 - 6 arası şarkıdan oluşur. Farkı, albümden daha az şarkıdan oluşmasıdır. Süresi genel olarak 30 dakikayı geçmemektedir. )
- ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK(TEVÂZÛ GÖSTERMEK) ile/ve/<>/değil/yerine/hem de SUSMAK
- ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK/TEVÂZÛ ile/ve/değil/yerine YOK(LUK) BİLİNCİ/MAHVİYET
( Önceki alçakgönüllüklerin bellekte bulunduğu, anımsandığı alçakgönüllülük. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Önceki alçakgönüllüklerin bellekte bulundurulmadığı, unutulduğu alçakgönüllülük. )
( Takvâ. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Verâ. )
( Ebru sanatı )
- ALÇALMAK değil/yerine AÇ KALMAK
- ALDANMA değil/yerine/>< AYDINLANMA
( Soytarılara kanarak. DEĞİL/YERİNE/>< Aydınları dinleyerek. )
- ALDANMAK ile/ve/değil/yerine ADANMAK
- ALDATANI:
ALDATMAK değil/yerine "ATLATMAK"
- ALDATMA ile/değil/yerine PAYLAŞIM
- ALEKSANDREN[Fr.] değil/yerine/= FRANSIZ ŞİİRİNDE BİR NAZIM BİÇİMİ
- ALEL/ALLEL[İng.] değil/yerine/= GEN ÇİFTİ
- ALEL HESAP değil/yerine/= SAYIŞ ÜZERE
- ALEL ITLAK[Ar.] değil/yerine/= GENEL OLARAK / HİÇBİR KAYITLA KAYITLANMAMAK
- ALEL UMUM[Ar.] değil/yerine/= GENEL OLARAK, GENELLİKLE
- ALELUSUL değil/yerine/= GELİŞİGÜZEL/BAŞTAN SAVMA
- ALEL USÛL[Ar.] değil/yerine/= YÖNTEMİNCE, YÖNTEMLİ
( Yol yordam gereğince, kurala uygun bir biçimde. | Âdet yerini bulsun diye. )
- ALEL değil/yerine/= TÜR GEN
- ALELÂDE[Ar.] değil/yerine/= SIRADAN
- ALELUSUL değil/yerine/= YORDAMLICA
- ALEMPROVİST[Fr.] değil/yerine/= BEKLENMEDİK, BİRDEN BİRE
- ÂLEMŞÜMÛL[Ar.] değil/yerine/= EVRENSEL
- ALENEN değil/yerine/= ULUORTA
- ALENGİRLİ[argo] değil/yerine/= GÖSTERİŞLİ, TUHAF | HOŞ | KARMAŞIK
- ALERJEN/ALLERGEN[İng.] değil/yerine/= DUYARLATAN
- ÂLET değil/yerine/= ELGE/ARAÇ/AYGIT
- ALEV/ŞÛLE[Ar.]/ZEBÂNE[Fars.] değil/yerine/= ALAZ/YALAZ(A)/YALIM
- ALEYH değil/yerine/= KARŞIL
- ALEYHTAR değil/yerine/= KARŞITÇI
( Bir işe, davranışa ya da düşünceye karşı çıkan, karşı olan. )
- ALFATERAPİ[Fr.] değil/yerine/= ALFA IŞINLARIYLA SAĞALTIM
- ALFENİT[Fr. < ALFENIDE] değil/yerine/= METAL ALAŞIM
( İçinde bakır, çinko, nikel bulunan ve çatal bıçak takımı yapımında kullanılan gümüşlü bir alaşım. )
- ALFENİT[Fr.] değil/yerine/= ÇATAL, BIÇAK YAPIMINDA KULLANILAN GÜMÜŞ ALAŞIMI
- ALGARİNA[İt. < ARGAGNO] değil/yerine/= VİNÇLİ TEKNE
( Ağır bir şeyi denizden çıkarma ya da denize indirme işinde kullanılan büyük vinçli deniz teknesi. | Bazı gemilerin baş ya da kıç tarafından eğik olarak uzatılmış bulunan makaralı, kısa ve kalın dikme. )
- ALGESİ[Yun.] değil/yerine/= AĞRIYA DUYARLILIK
( ALGESİMETRE[Fr.]: Bir acı duyumunu oluşturmak için gerekli uyarımın etkisini ölçen araç. )
- ALGOFOBİ[Fr.] değil/yerine/= ACI VERİCİ DUYUM OLUŞTURABİLECEK HER ŞEYE KARŞI DUYULAN KAYGI
- ALGOLOJİ/ALGOLOGY[İng.] değil/yerine/= AĞRI BİLİMİ
- ALGORİTMA/ALGORITHM[İng.] değil/yerine/= AKIŞ BASAMAKLARI
- ALGORİTMA değil/yerine/= AKIŞ BASAMAKLARI
- ALİ ÜL ÂLÂ[Ar.]/KREM DÖ LA KREM[Fr. < CRÈME DE LA CRÈME] değil/yerine/= EN YÜKSEK/ÜSTÜN
- ALİASİNG değil/yerine/= GÖRÜNTÜ KAYMASI
- ALİDAT[İt.] değil/yerine/= BİR UCU HAREKETLİ DÖNER CETVEL
- ALİGORNA[İt.] değil/yerine/= BİR TÜR PERDAHLI KÂĞIT
- ALIKLIK/BELÂHET değil/yerine/>< FARKINDALIK
- ALİL[Fr.] değil/yerine/= SARIMSAKTA SÜLFÜR BİÇİMİNDE BULUNAN TEK DEĞERLİ KÖK
- ALİMANTASYON[Fr.] değil/yerine/= BİR PLAN PROGRAM ÇERÇEVESİNDE SAYRIYI BESLEME
- ÂLİM/ÂRİF ile/ve/değil/yerine/<> İMAN EDEN
( [not] SCHOLAR/GNOSTIC vs./and/but/<> BELIEVER
BELIEVER instead of SCHOLAR/GNOSTIC )
- ALİMENTASYON/ALIMENTATION[İng.] değil/yerine/= BESLEME
- ALİMENTASYON değil/yerine/= BESLEME
- ALİNEASYON/ALINEATION[İng.] değil/yerine/= YABANCILAŞMA
- ALIŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VERİŞ
( Aslolan, alış-veriş değil, VERİŞ-ALIŞ'tır. )
( Kendilerinde olanlar, verebilir. )
( Nasıl ilerlemeli? İki kâse pirinç fedâ edilerek. )
( AHZ Ü İ'TÂ, AKSATA )
( DÂD Ü SİTED )
( [not] TAKING vs./and/but GIVING
GIVING instead of TAKING
Those who have, can give. )
- ALIŞIK/ALIŞKIN ile/ve/<>/değil/yerine BİLİNDİK/TANIDIK/ÂŞİNÂ[Fars.]
- ALIŞILMIŞ OLAN ile/ve/değil/yerine/>< ANLAŞILABİLECEK OLAN/ANLAŞILMASI GEREKEN
- ALIŞILMIŞ/LIK ile/değil/yerine/>< AŞILMIŞ/LIK
- ALIŞKANLIK AHLÂKI ile/ve/değil/yerine YEĞLEME/TERCİH AHLÂKI
( [not] MORALS OF HABIT vs./and/but MORALS OF PREFERENCE
MORALS OF PREFERENCE instead of MORALS OF HABIT )
- ALIŞKIN ile/değil/yerine ALIŞKANLIĞI OLAN
- ALIŞMA ile/değil/yerine/||/<>/ne yazık ki KATLANMA
- ALIŞ-VERİŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VERİŞ-ALIŞ
( Veren, her zaman vermeye hazırdır. )
( Kendilerinde olanlar, verebilir. )
( Verirsin ve alırsın! Verirsen alırsın! Verdikçe alırsın! Ver/verebil ki, alabil! )
( Biriktiren biriktirmeye memur, harcayan harcamaya. Veren ise, hazineyi kullanma yetkisine sahiptir. )
( Verdiğine engel olabilecek, vermediğini de verebilecek kimse yoktur. )
( The giver is always ready to give. )
- ... ALIŞVERİŞİ ile/değil/yerine ... PAYLAŞIMI
- ALİT[Fr.] değil/yerine/= YÜKSEK DEĞERDE ALÜMİNYUM İÇEREN BİR TOPRAK TÜRÜ
- ALİVRE MUAMELE[Ar.] değil/yerine/= ÖNCEDEN İŞLEMLİ SATIŞ
- ALİVRE[Fr.] değil/yerine/= ÖN/PEŞİN SATIŞ
( Ürün henüz tarladayken ve yetiştiği zaman teslim edilmek üzere önceden yapılan peşin satış. )
- ALİZE[Fr.] değil/yerine/= TROPİKAL BÖLGELERDE DENİZLERDEN ESEN BAZI YELLER
- ALJERYEN[Fr.] değil/yerine/= ÇOK RENKLİ, ÇİZGİLİ BİR TÜR KUMAŞ | BU KUMAŞTAN YAPILAN EŞARP
- ALJİ[Fr.] değil/yerine/= NEDENİ NE OLURSA OLSUN BİR BÖLGEDE TOPLANAN AĞRI
- ALJİN[Yun.] değil/yerine/= SU YOSUNLARINDAN ELDE EDİLEN NESNE
- ALKALOZ/ALKALOSIS[İng.] değil/yerine/= KAN ASİTSİZLİĞİ
- ALKIŞLAMAK ile/değil/yerine KABUL ETMEK
- ALKOV[Fr.] değil/yerine/= BİR ODANIN İÇİNDE YATAK İÇİN YAPILMIŞ YER
- ALLAH'A YAKARIŞ ile/ve/değil/yerine/||/=/<> DUA
- ALLAH'TAN ... ile/ve/değil/yerine NEYSE Kİ ...
- ALLOGREFT değil/yerine/= TÜRDEŞ YAMA
- ALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AŞMAK
- ALMANAK[İng. ALMANAC][Fr. < ALMANACH] değil/yerine/= YILLIK
- ALMANDİN[Lat.] değil/yerine/= SEYLAN TAŞI
- ALMAYA GELİNCE ile/değil/yerine VERMEYE GELİNCE
( Ortada. İLE/DEĞİL/YERİNE Ortalıkta yok. )
- ALOESTEZİ[Fr.] değil/yerine/= DUYARLILIK BOZUKLUĞU
- ALOGAMİ[Fr.] değil/yerine/= TOZLAŞMA/TOZLANMA
( Eril örgenlerdeki çiçek tozunun, rüzgâr ya da böceklerin aracılığıyla çiçeklerin tepeciğine konması, döllenme. | Polen tanelerinin rüzgâr, böcek, su gibi etkenlerle dişi üreme gözelerine ulaşması. | Sporlaşma. )
- ALOGREFT/ALLOGRAFT[İng.] değil/yerine/= TÜRDEŞ YAMA
- ALOJİ/ALOGIA[İng.] değil/yerine/= SÖZ YOKSULLUĞU
- ALONJ değil/yerine/= EKÇE
- ALONJ[Fr.] değil/yerine/= KAMBİYO SENETLERİNİN ARKA YÜZÜNDE YER KALMAMASI DURUMUNDA EKLENEN KÂĞIT
- ALOPESİ/ALOPECIA[İng.] değil/yerine/= SAÇ YA DA KIL DÖKÜLMESİ | SAÇSIZLIK KELLİK
itibarı ile 13.366 başlık/FaRk ile birlikte,
13.366 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(3/55)