
Değil/yerine (... değil/yerine ... bağlaçlı FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 13.366 başlık/FaRk ile birlikte,
13.366 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(23/55)
- İNGİLİZCE'Yİ:
İng.-TÜRKÇE SÖZLÜKTEN ÇALIŞMAK ile/ve/<>/||/değil/yerine TÜRKÇE-İng. SÖZLÜKTEN ÇALIŞMAK
- inhal.[Lat. < INHALETUR] değil/yerine/= SOLUKLA İÇERİ ÇEK
- İNHALAN/INHALANT[İng.] değil/yerine/= UÇUCU MADDE
- İNHALASYON/INHALATION[İng.] değil/yerine/= SOLUKLA ALMA
- İNHALER[İng.] değil/yerine/= SOLUMLATICI
- İNHİBE/INHIBITED[İng.] değil/yerine/= ENGELLENMİŞ
- İNHİBİSYON/INHIBITION[İng.] değil/yerine/= ENGELLE(N)ME
- İNHİBİTÖR[İng.] değil/yerine/= ENGELLEYİCİ
- İNHİDAM[Ar.] değil/yerine/= ÇÖKME/YIKILMA
- İNHİMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BAĞIMLILIK
( Bir şeye, aşırı düşkünlük gösterme, kapılma. İLE/VE/||/<>/> ... )
- İNHİSÂR[Ar. < HASR]/MONOPOL[Fr.] değil/yerine/= TEKEL
( Bir malın yapımının yalnızca bir kuruluşun elinde bulunduğu durum. | Devletin herhangi bir üretim alanını elinde tutması, satışı tek elden yönetmesi ve fiyata hâkim olması durumu. | Bir kişi ya da kuruluşun herhangi bir alanda kazandığı büyük güç. )
- İN'İSÂB[Ar.]/INNERVATION[İng./Fr.] değil/yerine/= SİNİRLERİ GÜÇLENDİRME | SİNİRLERİN GÖVDEDEKİ DAĞILIŞI
- İN'İSÂM[Ar.] ile/değil/yerine/>< İN'İSÂR[Ar.]
( Sıkılma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Koruma. )
- İNİSİYATİF[Fr./İng. < INITIATIVE] değil/yerine/= ÖNCE(Cİ)LİK, ÖNCÜLÜK
- inj./inject.[Lat. < INJECTIO, INJICIATUR] değil/yerine/= ENJEKSİYON, ENJEKTE EDİNİZ
- İNKÂR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNSAN
- İNKÂR ile/ve/değil/yerine OLUMSUZLAMA
( İnkârın inkârı yapılarak ikrâra varılır. )
( [not] TO DENY vs./and/but NEGATORY
NEGATORY instead of TO DENY )
- İNKILÂP değil/yerine/=/= DEVRİM
- İNKİŞÂF[< KEŞF] değil/yerine/= AÇILMA, AÇINIM | MEYDANA ÇIKMA | MANEVİ SIRLARIN GÖRÜNMESİ
( AÇILMA | MEYDANA ÇIKMA | MANEVİ SIRLARIN GÖRÜNMESİ )
- İNKİŞAF/TEKÂMÜL[Ar.] değil/yerine/= GELİŞİM/GELİŞME
- İNKLINASYON/INCLINATION[İng.] değil/yerine/= EĞİM
- İNKOMPATIBIL/INCOMPATIBLE[İng.] değil/yerine/= UYUŞMAZ, | GEÇİMSİZ
- İNKOMPLET/INCOMPLETE[İng.] değil/yerine/= TAM OLMAYAN | TAMAMLANMAMIŞ
- İNKORPORASYON/INCORPORATION[İng.] değil/yerine/= İÇE KATIM
- İNLEME ile/değil/yerine/>< DİNLEME
( Bilgisizlikten, geç kalmış olmaktan dolayı inlemek istemiyorsan, (daha çok) dinlemelisin! )
- INLET[İng.] değil/yerine/= GİRİM
- İNOKÜLASYON/INOCULATION[İng.] değil/yerine/= AŞILAMA
- İNOMINA/T / INNOMINATE[İng.] değil/yerine/= ADSIZ
- İNOP./INOPERABIL/INOPERABLE[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT EDİLEMEZ
- İNOTROPİ/INOTROPY[İng.] değil/yerine/= KASILMA GÜCÜ
- İNOTROPİK/INOTROPIC[İng.] değil/yerine/= KASILIM ETKİLER
- İNOVASYON/INNOVATION[İng.] değil/yerine/= YENİLEŞİM
- İNOVATİF/INNOVATIVE[İng.] değil/yerine/= YENİLİKÇİ
- INPUT[İng.] değil/yerine/= GİRDİ
- INR/INTERNATIONAL NORMALIZED RATIO[İng.] değil/yerine/= ULUSLARARASI NORMALLEŞTİRİLMİŞ ORAN
- İNSAF/LI değil/yerine/= DUYUŞ/LU
- İNSAN YAPITI ile/değil/yerine/< DOĞA VAROLANI
- İNSAN YAŞAMI değil/yerine YAŞAM
( Hayvanların yaşamı değil yaşam süresi olur. )
( Nesnelerin, varoluş süresi olur. )
- İNSANÎ KONULAR/DURUMLAR/OLAYLAR:
AŞILMASI GEREKEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAŞILMASI GEREKEN
- İNSANÎ değil/yerine/= KİŞİCİL
- İNSANIN ÇÖPÜ ile/değil/yerine DOĞANIN DÜZENİ
- İNSAN(KİŞİ/KENDİN):
OKYANUSUN İÇİNDE BİR DAMLA ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİR DAMLANIN İÇİNDEKİ OKYANUS
- INSEKTISIT/INSECTICIDE[İng.] değil/yerine/= BÖCEKKIRAN
- INSEMINASYON/INSEMINATION[İng.] değil/yerine/= TOHUMLAMA
- INSIDANS/INCIDENCE[İng.] değil/yerine/= GÖRÜLME SIKLIĞI
- İNŞİKÂK[< ŞAKK] değil/yerine/= YARILMA, ÇATLAMA | İKİYE AYRILMA
- İNŞİKAK-I/ŞAKK-I KAMER değil/yerine/= AYIN YARILMASI
- İNSİYÂK[Ar.] değil/yerine/= İÇGÜDÜ | ARDI SIRA GİTME | BİR GÜCÜN ETKİSİYLE ÇEKİLİP GİTME
- INSİZYON/INCISION[İng.] değil/yerine/= KESİ
- İNSOMNİ/INSOMNIA[İng.] değil/yerine/= UYKUSUZLUK, UYUYAMA, UYKU YİTİMİ, UYKU ZORU
- INSPEKSİYON/INSPECTION[İng.] değil/yerine/= GÖZLE İZLEME
- INSPIRASYON/INSPIRATION[İng.] değil/yerine/= SOLUKALIM
- İNSPİRATIONAL değil/yerine/= ESİN VERİCİ
- INSPIRATUVAR/INSPIRATORY[İng.] değil/yerine/= SOLUKALIM İLİŞKİLİ
- INSPIRYUM/INSPIRIUM[İng.] değil/yerine/= SOLUKALIM
- INSTABIL/INSTABLE[İng.] değil/yerine/= DENGESİZ
- INSTABILITE/INSTABILITY[İng.] değil/yerine/= DENGESİZLİK
- instill.[Lat. < INSTILLANDUS] değil/yerine/= DAMLA DAMLA AKITILSIN
- INSÜFLATÖR/INSUFFLATOR[İng.] değil/yerine/= GAZ ÜFLEYİCİ
- INSULA[İng.] değil/yerine/= ADACIK
- int.[Lat. < INTERNUS] değil/yerine/= DAHİLÎ, İÇİLİR
- İNTÂ[Ar.] değil/yerine/= ÇOK TERLEMEK | KUSMAK
- İNTAKT/İNTACT[İng.] değil/yerine/= ETKİLENMEMIŞ
- İNTENSİF/İNTENSIVE[İng.] değil/yerine/= YOĞUN
- INTERAKSİYON/INTERACTION[İng.] değil/yerine/= ETKİLEŞİM
- İNTERAKSİYON değil/yerine/= ETKİLEŞİM
- INTERAKTİF/INTERACTIVE[İng.] değil/yerine/= ETKİLEŞİMLİ
- İNTERAKTİF değil/yerine/= ETKİLEŞİMLİ
- İNTERAKTİVİTE değil/yerine/= ETKİLEŞİMLİLİK
- INTERFERANS/INTERFERENCE[İng.] değil/yerine/= PARAZİT | KARIŞMA
- INTERİKTAL/INTERICTAL[İng.] değil/yerine/= NÖBETLER ARASI
- INTERİYOR/INTERIOR[İng.] değil/yerine/= İÇ BÖLÜM
- INTERMEDİYER/INTERMEDIATE[İng.] değil/yerine/= ORTA, ARA
- INTERMITAN/INTERMİTTENT[İng.] değil/yerine/= ARALIKLARLA GELEN, ARALIKLI
- INTERNAL STRUCTURE değil/yerine/= İÇYAPI
- INTERNAL[İng.] değil/yerine/= İÇ | İÇERLİ
- INTERNALİZASYON/INTERNALIZATION[İng.] değil/yerine/= İÇSELLES¸TİRME
- INTEROPERABILITE/INTEROPERABILITY[İng.] değil/yerine/= BİRLİKTE ÇALIŞABİLİRLİK
- INTERPOZİSYON/INTERPOSITION[İng.] değil/yerine/= ARAYA KONUMLAMA
- INTERPRETASYON/INTERPRETATION[İng.] değil/yerine/= YORUM
- INTERSELÜLER/INTERCELLULAR[İng.] değil/yerine/= GÖZELERARASI
- INTERSTISYEL/INTERSTITIAL[İng.] değil/yerine/= DOKULAR ARASI
- INTERSTISYUM/INTERSTITIAL[İng.] değil/yerine/= TISSUE ARA DOKU
- INTERVAL[İng.] değil/yerine/= ZAMAN ARALIĞI
- İNTIBÂ[Ar.] değil/yerine/= İZLENİM
- İNTİBAK[Ar.]/ENTEGRASYON[İng. < INTEGRATION] değil/yerine/= ÖLÇÜDEŞLİK/ÖLÇÜ UYUM, UYUM
- İNTİHAL/PLAJİRİZM değil/yerine/= ALINTI
- İNTİHAR TEŞEBBÜSÜ değil/yerine/= ÖZKIYIM GİRİŞİMİ
- İNTİHAR[Ar.]["İNTAHAR" değil!]/SUİSİT[İng. < SUICIDE] değil/yerine/= ÖZKIYIM
- İNTİHARÎ[Ar.]/SUİSİDAL değil/yerine/= ÖZKIYIMSAL
- İNTİKAL[Ar.] değil/yerine/= GEÇİNÇ | GEÇİŞ | GEÇİŞSİZ
- İNTİKAM ALMAK" ile/değil/yerine/>< GÖNÜL ALMAK
- İNTİKAM ile/değil/yerine ADÂLET
- İNTİKAM ile/değil/yerine ADÂLET
( "Öfke", "kıskançlık" ve "nefret" "kaynaklıdır". İLE/DEĞİL/YERİNE Gücünü, sevgiden alır. )
- İNTİKAM değil/yerine/>< AFFETMEK
( En etkili/büyük intikam, affetmektir. )
- İNTİKAM ile/ve/değil/yerine/<> DENGE
- İNTİKAM değil/yerine/= ÖÇ
- İNTİSÂF değil/yerine/= ZAMAN, YARIYI BULMA
- İNTİŞÂR[Ar. < NEŞR] değil/yerine/= YAYILMA, DAĞILMA | ÜREME
- İNTİZAM[Ar.] değil/yerine/= DÜZEN/ÇEKİDÜZEN
- İNTRAAORTİK/INTRAAORTIC[İng.] değil/yerine/= ANA ATARDAMAR İÇİ, AORT İÇİ
- İNTRAARTERİYEL/İNTRAARTERIAL[İng.] değil/yerine/= ATARDAMAR İÇİ
- İNTRADERMAL[İng.] değil/yerine/= DERİ İÇİ
- İNTRAKARDİYAK/İNTRACARDİAC[İng.] değil/yerine/= KALP İÇİ, YÜREK İÇİ
- İNTRAKORPOREYAL/İNTRACORPOREAL[İng.] değil/yerine/= GÖVDE İÇİ
- İNTRAKRANİYAL/İNTRACRANIAL[İng.] değil/yerine/= KAFA İÇİ
- İNTRAMÜRAL/İNTRAMURAL[İng.] değil/yerine/= DUVAR İÇİ
- İNTRAMÜSKÜLER/İNTRAMUSCULAR[İng.] değil/yerine/= KAS İÇİ
- İNTRANÜKLEER/İNTRANUCLEAR[İng.] değil/yerine/= ÇEKİRDEK İÇİ
- İNTRAOPERATİF/İNTRAOPERATIVE[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT SIRASINDA
- İNTRAVENÖZ/İNTRAVENOUS[İng.] değil/yerine/= TOPLARDAMAR İÇİ
- INTRODUCER[İng.] değil/yerine/= GİRGEÇ
- INTROITUS[İng.] değil/yerine/= GİRİM
- İNTROJEKSİYON/INTROJECTION[İng.] değil/yerine/= İÇE ATIM
- İNTROSPEKSİYON/INTROSPECTION[İng.] değil/yerine/= İÇE BAKIS¸
- İNTROVERSİYON/INTROVERSION[İng.] değil/yerine/= İÇE DÖNÜKLÜK
- INTROVERT[İng.] değil/yerine/= İÇE DÖNÜK BİREY/ÖRGEN
- İNTUİTIONİSM değil/yerine/= SEZGİCİLİK
- İNVAJİNASYON/INVAGINATION[İng.] değil/yerine/= İÇ İÇE GEÇME
- İNVAZİV/INVASIVE[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL | YAYILMACI
- İNVAZİV RADYOLOJİ/INTERVENTIONAL RADIOLOGY[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ
- İNVAZYON/İNVASION[İng.] değil/yerine/= YAYILMA
- İNVERSİYON/INVERSION[İng.] değil/yerine/= TERSINE DÖNME
- İNVOLÜSYON/İNVOLUTION[İng.] değil/yerine/= İÇE ÇEKİLME
- İNZİBAT değil/yerine/= DÜZENERİ
- İNZİVÂ değil/yerine/= ÇEKİLGİ
- İNZİVAYA ÇEKİLMEK değil/yerine/= ÇEKİLGİYE GİRMEK
- IOE/INTERNET OF EVERYTHING[İng.] değil/yerine/= HER ŞEYİN INTERNETİ
- IOM/INSTITUTE OF MEDICINE[İng.] değil/yerine/= TIP ENSTİTÜSÜ
- IOMT/INTERNET OF MEDICAL THINGS değil/yerine/= TIBBİ NESNELERİN INTERNETİ
- IOMT-SAF/INTERNET OF MEDICAL THINGS SECURITY ASSESSMENT FRAMEWORK[İng.] değil/yerine/= TIBBİ NESNELERİN INTERNETİ GÜVENLİK DEĞERLENDİRME ÇERÇEVESİ
- IONOSPHERE değil/yerine/= YÜKÜNYUVAR
- IOT/INTERNET OF THINGS[İng.] değil/yerine/= NESNELERİN INTERNETİ
- IP/INTERNET PROTOKOL[İng.] değil/yerine/= INTERNET PROTOKOLÜ
- İPEK ile/değil/yerine CUPRO
( Dünyanın ilk vegan kumaşı... Cupro )
- IPL/INTENSE PULSE LIGHT[İng.] değil/yerine/= YOĞUN ATIMLI IŞIK
- İPSİLATERAL/IPSILATERAL[İng.] değil/yerine/= AYNI YAN
- İPTİDAİ İTİRAZ değil/yerine/= İLK KARŞIÇIKI
- İPTİDAİ[Ar.]/PRİMİTİF[Fr./İng.] değil/yerine/= İLK(S)EL
- IQ[AYKÜU] değil/yerine ZEKÂ
- IR/INFRARED[İng.] değil/yerine/= KIZILÖTESİ
- İRÂDE BEYÂNI değil/yerine/= İSTENÇ BİLDİRİMİ
- İRÂDE[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> İDÂRE[Ar.]
- İRÂDESİZLİK değil/yerine/= İSTENÇSİZLİK
- İRAT SENEDİ değil/yerine/= GELİR BELGİTİ
- İRCÂ ETMEK değil/yerine/= DÖNDÜRMEK
- İRCÂ ETMEK değil/yerine/= İNDİRGEMEK
- İRİ (OLMAK) ile/değil/yerine İYİ (OLMAK)
- İRİGASYON/IRRIGATION[İng.] değil/yerine/= YIKAMA
- İRİGATÖR[İng.] değil/yerine/= YIKATIMLIK
- İRITABILITE/IRRITABILITY[İng.] değil/yerine/= HUZURSUZLUK | TEPKİSELLİK
- İRITABL[İng.] değil/yerine/= BAĞIRSAK SENDROMU
- İRİTASYON/IRRITATION[İng.]/TAHRİŞ[Ar.] değil/yerine/= TIRMALAMA | YAKIŞ, KAŞINDIRMA
- İRİTE[Fr. < IRRITÉ] değil/yerine/= SİNİRLENDİRME, RAHATSIZ ETME | AŞINDIRMA(TAHRİŞ), KAŞINDIRMA
- IRK değil/yerine/= SOY
- IRK ile/değil/yerine ULUS/MİLLET
( [not] RACE vs./but NATION
NATION instead of RACE )
( ... ile/değil/yerine GUO/GUOJIA )
- İRONİ[Fr. IRONIE] değil/yerine/= ALAYSILAMA
- IRRADYASYON/IRRADİATION[İng.] değil/yerine/= IŞINLANIM
- IRRASYONEL[İng. < IRRATIONAL] değil/yerine/= US DIŞI
- IRREGÜLER/IRREGULAR[İng.] değil/yerine/= DÜZENSİZ
- IRREVERSİBIL/IRREVERSIBLE[İng.] değil/yerine/= GERİ DÖNÜŞSÜZ
- IRRITABLE BOWEL SYNDROME[İng.] değil/yerine/= HUZURSUZ BAĞIRSAK BELİRGESİ
- İRSALİYE ile/ve/değil/yerine İRSALİYELİ FATURA
- IRSEN değil/yerine/= KALITIMLA
- IRSÎ değil/yerine/= KALITSAL
- IRSİ/YET[Ar.] değil/yerine/= KALITIM/SAL
- İRTİCA değil/yerine/= GERİCİLİK
- İRTİCAL değil/yerine/= DOĞAÇ/DOĞUNÇ
- İRTİCALEN[Ar.] değil/yerine/= DOĞAÇLAMA
- İRTİCALEN/EMPROVİZE değil/yerine/= DOĞAÇTAN/DOĞAÇLAMA/DOĞUNÇTAN
- İRTİFA KAYBETMEK değil/yerine/= YÜKSEKLİK YİTİRMEK
- İRTİFA değil/yerine/= YÜKSEKLİK
- İRTİFÂ/RAKIM[Ar.] değil/yerine/= YÜKSELTİ
( Bir noktanın, deniz yüzeyinden olan yüksekliği. | Bir yıldızdan bir bir gözlemcinin gözüne gelen ışın ile ufuk düzleminin oluşturduğu açı. )
- İRTİFAK HAKLARI değil/yerine/= YÜKÜMLENİM ÜLEVLERİ
- [ne yazık ki]
!İRTİKÂB ile/değil/yerine/= !YİYİCİLİK, RÜŞVET[Ar. < RİŞVET] YEME
( Bekleme, gözleme. | Kötü bir iş işleme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/= Yaptırılmak istenilen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için birine mal ya da para olarak sağlanan çıkar. )
( MÜRTEKİP[Ar.]: Kötü, uygunsuz işler çeviren. | Rüşvet yiyen/yiyici. )
- İŞ GÖREMEMEZLİK ile/ve/değil/yerine ENGELLİLİK ORANI
- IS/INFORMATION SYSTEMS[İng.] değil/yerine/= BİLGİ DÜZENİ
- İSABET ALMAK değil/yerine/= GİRTVURULMAK
- İSABET ETMEK değil/yerine/= GİRTVURMAK
- İSABET değil/yerine/= GİRTVURUŞ
- İSABETSİZ "HAKLILIK" ile/değil/yerine İSABETLİ "HAKLILIK"
- İSABETSİZ/LİK ile/ve/değil/yerine HEDEFİ TUTTURAMAMA
- ÎSÂR değil/yerine/= SEÇME
- İŞARET PARMAĞIYLA GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine/|| AYAK İZİ
- İŞARET değil/yerine/= İM/BELİRTİ/İZ, SİM
- İŞARETLEMEK değil/yerine/= İMLEMEK
- ISDS/INTERNATIONAL SOCIETY FOR DISEASE SURVEILLANCE[İng.] değil/yerine/= ULUSLARARASI HASTALIK GÖZETIM BİRLİĞİ
- İSG/OCCUPATIONAL HEALTH AND SAFETY[İng.] değil/yerine/= İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
- İŞGAL/MEŞGUL ETMEK değil/yerine/= İŞTEN ALIKOYMAK, OYALAMAK
- İŞGAL ile/değil/yerine ETKİLEME
- İSHAL[< SEHL]["isal" değil!]/AMEL/LİNET[Ar.]/DİARE[İng.] değil/yerine/= SÜRGÜN/SÜRÜK/ÖTÜRÜK/CIRCIR (OLMAK)
( DIARRHEA )
- İŞİ:
BİLMEYEN ile/değil/yerine/>< BİLEN
( "Hocası". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yapıcısı. )
- İŞİ/İŞLERİ:
DELEGE (ETMEK) / TEVDİ (ETMEK) değil/yerine/= YÜKLEMEK/YÖNLENDİRMEK
- ISI YALITIMINDA:
BETON ile/değil/yerine/< AHŞAP ile/değil/yerine/< KÜTÜK ile/değil/yerine/< TAŞ ile/değil/yerine/< KERPİÇ ile/değil/yerine/< SAMAN
( Daha/en düşük. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Daha/en yüksek. )
- IŞIĞI HAYAL ETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KARANLIĞI ANLAMAK
- IŞIK ile/değil/yerine/||/<>/< GELECEK (VAR/VAAD EDİYOR)
- IŞIK ile/ve/değil/yerine/||/></< KARANLIK
( Görmek isteyenler için. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Görmek istemeyenler için. )
( [not] LIGHT vs./and/but/||/>< DARKNESS
DARKNESS instead of LIGHT )
- İSİM değil/yerine/= AD
- İŞİNE GELİRSE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UYARSA/UYUYORSA
- [ne yazık ki]
"İŞİNE GELDİĞİNDE" ile/değil/yerine/>< YERİ GELDİĞİNDE
- ISIRMAK ile/değil/yerine "DİŞLERİNİ GÖSTERMEK"
- ISITILAN KURBAĞA ÖYKÜSÜ değil/yerine SARI ÖKÜZ ÖYKÜSÜ
( ... DEĞİL/YERİNE Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş. Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapılacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış.
"SUÇ, HEP O SARI ÖKÜZ'DE..."
Öküzlerin önderi Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:
"Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum. Bugüne kadar size zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Tüm suç hep o Sarı Öküz''de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım."
Boz Öküz ve heyeti, bu sözler üzerine, aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz'ü vermişler aslanlara. Bir tek, Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.
"AFERİN! SİZİ KUTLARIZ!"
Bir süre sonra, aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk'u istemişler:
"Gördünüz mü ne kadar barış severiz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa siz normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim."
Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk''u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.
"NEREDE KAYBETTİK BİZ BU SAVAŞI?"
Bu olay, sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda, öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, "Verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar. Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri, önderlerine, "Ne oldu bize? Nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa, zamanında ne kadar da güçlüydük" diye sormuş.
Boz Öküz, Benekli Öküz'ün sözlerini anımsayarak, gözleri nemli... "Biz, Sarı Öküz'ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı..." )
- ISITMAK ile/ve/değil/yerine SICAK TUTMAK
- İŞKAL ETMEK değil/yerine/= GÜÇLEŞTİRMEK/ÇETİNLEŞTİRMEK
- İŞKAL değil/yerine/= GÜÇLEŞTİRME
- İSKAN (ETMEK) değil/yerine/= YURTLANDIRMAK / YURTLANMA/YERLEŞİM
- İSKAN RUHSATI[Ar.] değil/yerine/= OTURULUR BELGESİ
- İSKEMI/İSCHEMIA[İng.] değil/yerine/= YETERSİZ KANLANMA
- İSKEMIK/İSCHEMIC[İng.] değil/yerine/= YETERSİZ KANLANAN
- İSKEMİK PERİYOT/ISCHEMIC PERIOD[İng.] değil/yerine/= YETERSİZ KANLANAN DÖNEM
- İSKEMLE/TABURE değil/yerine/= OTURAK
- İŞKENCE ile/değil/yerine CEZA
- İŞKOLİK ile/değil/yerine VERİMLİ ÇALIŞAN
( )
- İSKONTO/TENZİLAT değil/yerine/= İNDİRİM
- ISKONTO[İt.]/TENZİLÂT[Ar.] değil/yerine/= İNDİRİM
- ISLAH ETMEK değil/yerine/= İYİLTMEK
- ISLAH/ISLAHATÇ[Ar.] / REFORM/İST[İng.] değil/yerine/= İYİLTİM/Cİ, İYİLEŞTİRME/İYİLEŞTİRİCİ / DEĞİŞİKLİK/DEĞİŞTİRİCİ
- ISLAH OLMAK değil/yerine/= İYİLTİLMEK
- ISLÂH[Ar.] değil/yerine/= DÜZELTME/İYİLEŞTİRME
- ISLAHHANE değil/yerine/= İYİLTKE
- İSLÂM:
"İNANCI" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜŞÜNCESİ
- İŞLENMİŞ/RAFİNE/PAKETLİ/KONSERVE/DONMUŞ/HAZIR GIDALAR ile/değil/yerine OLABİLDİĞİ KADAR DOĞAL OLANI
( )
- İŞLENMİŞ ile/ve/değil/yerine DÖNÜŞMÜŞ
- İŞLENMİŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖĞÜTÜLMÜŞ
- İŞLERİ(MİZİ)/GEREKSİNİMLERİ(MİZİ)(EŞİMİZE/YAKINLARIMIZA/ÇALIŞANLARA/BİRİLERİNE/TOPLUMA/ÖTEKİNE):
"YIKMAK(/YIKILMAK)" ile/değil/yerine/>< (HER KOŞULDA) KONUŞMAK/KONUŞABİLMEK
- İŞLEV ile/ve/değil/yerine/<> EYLEM
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Bilinçli, amaçlı etkinlik. )
( Kişi, eylemiyle tanınır. )
( İşlet fiilin, duysun kulağın. )
( Human recognize by action. )
( Alkışı, en sessiz biçimde karşılayan, alkışı, hak etmiş demektir. )
( [not] FUNCTION vs./and/but ACTION
ACTION instead of FUNCTION )
- İSNÂD[çoğ. İSNÂDÂT] değil/yerine/= DAYANDIRMA/DAYANDIRI
- İSNAD ile/değil/yerine/||/>< ELEŞTİRİ
- İSNAT GRUBU değil/yerine/= İLİŞİK, ÖBEK
- İSNAT/İSNAD ETMEK değil/yerine/= DAYANDIRMAK
- ISO/INTERNATIONAL ORGANIZATION FOR STANDARDIZATION[İng.] değil/yerine/= ULUSLARARASI STANDARTLAR ÖRGÜTÜ
- İSPAT değil/yerine/= TANITLAMA
- İSRAF (EKONOMİSİ) değil/yerine/>< İNSAF (EKONOMİSİ)
- İSRAF ET(TİR)MEK değil/yerine/= SAYPA(T)MAK
- İSRAF değil/yerine/>< İKTİSAT
( Çok şeyi, azaltır. DEĞİL/YERİNE/>< Az şeyi, çoğaltır. )
- İSRAF ve/değil/yerine İNFÂK
- İSRAF değil/yerine/= SAYPAMA/TUTUMSUZLUK/SAVURGANLIK
- ISRAR ETMEK değil/yerine/>< AŞMAK
- ISRAR ETMEK ile/değil/yerine/||/>< SADECE İSTEMEK/SORMAK
- ISRAR ile/değil/yerine ÇÖZÜMCÜLÜK
- ISRÂR değil/yerine/= DİRENME | ÜSTELEME
- ISRAR ile/değil/yerine TEKLİF
( Yok. İLE/DEĞİL/YERİNE Var. )
( Teklif et fakat ısrar etme! )
( [not] INSISTENCE vs./but PROPOSAL/OFFER
PROPOSAL/OFFER instead of INSISTENCE )
- ISRAR/CI/LIK ile/değil/yerine KARARLI/LIK
- İSSİ değil/yerine/= SAHİBİ
- IST/IMMÜNOSÜPRESİF TEDAVİ/IMMUNOSUPPRESSIVE THERAPY[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK BASKILAYICI SAĞALTIM
- İŞTAH değil/yerine/= İSTEK
- İSTANBUL'U GÖRMEK ile/ve/değil/yerine İSTANBUL'A GÖRÜNMEK
- İSTASYON[İng. < STATION] değil/yerine/= DURAK
- İSTASYON değil/yerine/= DURALGA
- İSTATİSTİK değil/yerine/= SAYIMBİLİM/SAYIMLAMA
itibarı ile 13.366 başlık/FaRk ile birlikte,
13.366 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(23/55)