
Değil/yerine (... değil/yerine ... bağlaçlı FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 13.366 başlık/FaRk ile birlikte,
13.366 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(12/55)
- DIAM/DIGITAL IMAGING ADOPTION MODEL[İng.] değil/yerine/= DİJİTAL GÖRÜNTÜLEME BENIMSEME MODELİ
- DİASPORA[Fr.] değil/yerine/= KOPUNTU | AZINLIK
( Herhangi bir ulusun ya da inanç mensuplarının ana yurtları dışında azınlık olarak yaşadıkları yer. | Herhangi bir ulusun yurdundan ayrılmış kolu, kopuntu. | Yahudilerin ana yurtlarından ayrılarak yabancı ülkelerde yerleşen kolları. | Kopmuş parça. )
- DİASTOLIC BLOOD PRESSURE[İng.] değil/yerine/= GEVŞEM KAN BASINCI
- DİBÂCE[Ar.] değil/yerine/= BAŞLANGIÇ, ÖNSÖZ
- DICOM/DIGITAL IMAGING AND COMMUNICATIONS IN MEDICINE[İng.] değil/yerine/= TIPTA SAYISAL GÖRÜNTÜLEME VE İLETİŞİM
- DİDİŞME ile/değil/yerine/>< TARTIŞMA
- dieb. alt.[Lat. < DIEBUS ALTERNIS] değil/yerine/= GÜN AŞIRI
- dieb. secund.[Lat. < DIEBUS SECUNDIS] değil/yerine/= İKİ GÜNDE BİR
- dieb. TERT.[Lat. < DIEBUS TERTIIS] değil/yerine/= ÜÇ GÜNDE BİR
- DİFAZİK/DİPHASİC[İng.] değil/yerine/= İKİ EVRELİ
- DİFAZİK değil/yerine/= İKİ DEVRELİ
- DİFERANSİYASYON/DIFFERENTIATION[İng.] değil/yerine/= FARKLILAŞMA
- DİFERANSİYE/DIFFERENTIATED[İng.] değil/yerine/= FARKLILAŞMIŞ
- DİFERANSİYEL HESAP değil/yerine/= AYRIMSAL SAYIŞ
- DİFRAKSİYON[Fr./İng. < DIFFRACTION] değil/yerine/= KIRINIM
( Işık, ses ve radyoelektrik dalgalarının karşılaştığı bazı engelleri dolanarak geçmesi. )
- DERİ KARARMASI/DİFTERİ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= KUŞPALAZI
( Çoğunlukla çocuklarda görülen, boğaz, yutak çeperine yerleşen mikropların yol açtığı bulaşıcı hastalık. )
- DİFÜZ/DIFFUSE[İng.] değil/yerine/= YAYGIN
- DİĞER TARAFTAN değil/yerine/= ÖTE YANDAN
- DİĞER ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< DEĞER
( "DEĞER"lerimizi, "DİĞER"lerimizden ayıramıyorsak;
"MEĞER"lerimizi bir cebimize, "KEŞKE"lerimizi öteki cebimize koymak durumunda kalırız. )
- DİĞER değil/yerine/= ÖTEKİ/ÖTE/ÖBÜR/BAŞKA
- DIGITAL SIGNATURE[İng.] değil/yerine/= DİJITAL İMZA
- DIGITAL[İng.] değil/yerine/= SAYISAL | PARMAKLA | PARMAKSI
- DİJİTAL değil/yerine/= SAYISAL
- DİJİTAL değil/yerine/= SAYISAL | PARMAKLA
- DİJİTALİN değil/yerine/= YÜKSÜKOTU
( Sıracagillerden, kalp sayrılıklarında kullanılan bir alkaloit veren, çiçekleri yüksük biçiminde olan bitki. )
- DİJITALİZASYON/DİGITALIZATION[İng.] değil/yerine/= SAYISALLAŞTIRMA
- AŞKINLIK:
DİKEY ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YATAY
- İLİŞKÌ:
"DİKEY" ile/değil/yerine/<>/< "YATAY"
- DİKİŞ:
EL İLE ile/ve/değil/yerine/||/<>/> MAKİNE İLE
- DİKİŞTE:
OVERLOK ile/değil/yerine LOK
- DİKKAT ÇEKMEK ile/ve/değil/yerine/<> DİKKAT ETMEK
- DİKKAT ÇEKMEK ile/ve/değil/yerine ÖNEMİNİ BELİRTMEK
- DİKKAT ETMEK değil/yerine/= GÖZEÇLEMEK
- DİKKAT ETMEMEK/ETMEMİŞ OLMAK ile/ve/değil/yerine ANIMSA(YA)MAMAK
- DİKKAT değil/yerine/= GÖZEÇ
- DİKKATE ŞAYAN değil/yerine/= GÖZECE DEĞER
- DİKKATİNİ TOPLAMAK/KONSANTRE OLMAK değil/yerine/= GÖZEÇLENMEK/YOĞUNLAŞMAK
- DİKOTOMİ/[İng. DICHOTOMY] değil/yerine/= İKİLİK | İKİLEM/Lİ / İKİLEMSEL
- DİKOTOMİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TRİKOTOMİ
- DİKROTİK/DICROTIC[İng.] değil/yerine/= ÇİFT VURULU
- DIKW/DATA-INFORMATION-KNOWLEGDE-WISDOM HIERARCHY[İng.] değil/yerine/= VERİ-BİLİ-BİLGİ-BİLGELİK SIRADÜZENİ
- dil.[Lat. < DILUE] değil/yerine/= SULANDIR, SEYRELT
- DİL ile/ve/<>/değil/yerine ÜSLÛB
( Üslûb-u beyân/lisân, aynıyla insan. )
- DİLATASYON/DİLATATION[İng.] değil/yerine/= GENİŞLEME
- DİLATE/DİLATED[İng.] değil/yerine/= GENİŞLEMIŞ
- DİLATOMETRE[Fr.] değil/yerine GENLEŞMEÖLÇER
- DİLATÖR/DİLATORY[İng.] değil/yerine/= GENİŞLETEN
- DİLDEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TELDEN
- DİLEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/</>< GERÇEK/LİK
- DİLEMMA/KIYAS-I MUKASSEM değil/yerine/= İKİLEM
- DİLENMEK ile/ve/değil/yerine DİLEMEK
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Beklenti içinde olmadan istemek. )
( Kişilerden. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Allah'tan. )
- DİL-HÛN[Fars.] değil/yerine/= İÇİ KAN AĞLAYAN
- ... DİL/İ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM/I
- (DİLİN) DİLBİLGİSİ ile/ve/<>/değil/yerine AKLIN DİLBİLGİSİ
- DİLUE/DİLUTED[İng.] değil/yerine/= SEYRELTİK
- DİLÜSYON/DİLUTION[İng.] değil/yerine/= SEYRELTME
- DİN ANLATIMINDA:
BÖLÜNMÜŞLÜK ile/değil/yerine KAPSAMLI/LIK
- DİN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< FELSEFE
( Anlama ilişkin soruların akıl ile değil kurguyla yapılacağına yönelik yaklaşımı, felsefenin soruları içinde kalarak yanıtlamaya çalışmak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Kişinin [ve evrenin] sorularına aklın sınırları içinde kalarak yanıt vermeye çalışmak. )
( GAZÂLÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KANT )
( Avam'ın "felsefesi". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Havas'ın "dini". )
- DİNAMİK/DYNAMIC[İng.] değil/yerine/= DEVİNGEN
- DİNAMİK değil/yerine/= DEVİMBİLİM
- DİNAMİK değil/yerine/= DEVİMLİ/DEVİNGEN/DİRİMLİ/ETKİN/DEVİMSEL
- DİNAMİZM değil/yerine/= DEVİMSELLİK / DEVİMSELCİLİK
- DİNAMO/JENERATÖR değil/yerine/= ÜRETEÇ
- DİNAMO değil/yerine/= SÜRÜKLEÇ
- DİNAMOMETRE değil/yerine/= KUVVETÖLÇER
( Güçleri/kuvvetleri ölçmeye yarayan araç. )
- DİNE SAHİP OLMAK değil/yerine DİNİ/Nİ İZLEMEK
- DİNGİL ile/değil/yerine/>< DİNGİN
- DİNİ:
ANLADIKTAN SONRA YAŞAMAK ile/ve/değil/yerine YAŞADIKTAN SONRA ANLAMAK
( [not] RELIGION: LIVING AFTER UNDERSTANDING vs./and/but UNDERSTANDING AFTER LIVING
UNDERSTANDING AFTER LIVING instead of RELIGION: LIVING AFTER UNDERSTANDING )
- DİNÎ/RELIGIOUS değil/yerine/= KÖNEL
- [ne yazık ki]
DİNİN, ...:
"EMİRLERİ" ile/değil/yerine/>< KAVRAMLARI
- DİNLEMİŞ/DİNLİYOR GİBİ GÖRÜNMEK ile/değil/yerine DİNLEMEK
- DİN/RELİGİON değil/yerine/= KÖNE
- DİNSEL ile/ve/değil/yerine DİLSEL
( Sınırlayıcı olabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Birleştirici, buluşturucu, uzlaştırıcı[dır]. )
- DİPFRİZ[İng. < DEEP FREEZE] değil/yerine DONDURAÇ / DERİN DONDURUCU
- DİPLEJİ/DİPLEGIA[İng.] değil/yerine/= İKİ TARAFLI FELÇ
- DİPLEJİ değil/yerine/= ÜST YARI FELCİ
- DİPLOPİ/DİPLOPIA[İng.] değil/yerine/= ÇİFT GÖRME
- ...DIR ile/ve/değil/yerine ...LIK
- ...DIR değil/yerine OLANAKLI/LIK
- ...DIR ile/ve/değil/yerine OLMAKTA OLAN
- DIRAFT[İng. < DRAFT] değil/yerine/= TASLAK
- DİREKSİYON değil/yerine/= YÖNELTEÇ
- DİREKSİYON değil/yerine/= YÖNELTEÇ
- DİREKSİYONEL/DİRECTIONAL[İng.] değil/yerine/= YÖNLENDİRİLMİŞ
- DİREKSİYONEL değil/yerine/= YÖNLENDİRİLMİŞ
- DİREKT/DİRECT[İng.] değil/yerine/= DOĞRUDAN
- DİREKT OLARAK değil/yerine DOĞRUDAN
- DİREKT değil/yerine/= DOĞRUCA
- DİREKT değil/yerine/= DOĞRUDAN
- DİREKT değil/yerine/= DOLAYSIZ/DOĞRUDAN/ARACISIZ
- DİREKTİF/TÂLİMAT değil/yerine/= YÖNERGE/BUYURU
- [ne yazık ki]
DİRENÇ ile/ve/değil/yerine/<>/> TEPKİ
- DİRENGEN/LİK(İNATÇI/LIK) ile/değil/yerine KARARLI/LIK
( Bilgisizlikte/cahillikte, donanımsızlıkta, beşerde. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilgilide, bilgede, insanda, adam olmuşta. )
( [not] OBSTINACY vs./but DECISIVENESS
DECISIVENESS instead of OBSTINACY )
( ANUT/MUANNİT ile ... )
- DİRENİŞ değil/yerine DİRİLİŞ
- DİRETMEK ile/ve/değil/yerine/önce/+/||/<>/></>/< DİRENMEK
( "İrâde"[yapma bilgisi/"isteği"]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< İhtiyâr[yapma bilgisi/"isteği"]. )
( [not] TO INSIST vs./and/but/+/||/<>/>>/< TO RESIST
TO RESIST instead of TO INSIST )
- DİRETMEK ile/değil/yerine/>< DİRİLTMEK
- DIŞ DÜNYA ile/ve/değil/yerine TOPLUM
- DIŞ "GÜZELLİK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İÇ GÜZELLİK
- DİŞ PROTEZİNDE:
PORSELEN ile/değil/yerine/> ZİRKONYUM
( )
- DİŞ TELİ ile/değil/yerine/||/<>/> SAYDAM PLAK
(
ile/değil/yerine/||/<>/> )
- DIŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< İÇ
( İçinize, derine dalın ve sizde neyin gerçek olduğunu bulun. )
( İç ile dış arasındaki uyum, mutluluktur. )
( Dışa yöneltmekte olduğunuz aynı dikkati içe çevirin. )
( İç ve dış arasındaki ayrımın yalnızca zihinde olduğunu idrak ettiğiniz zaman, artık korkunuz kalmaz. )
( Dive deep within and find what is real in you.
Harmony between the inner and the outer is happiness.
The same attention that you give to the outer, you turn to the inner.
When you realise that the distinction between inner and outer is in the mind only, you are no longer afraid. )
( Bilincin içerikleri. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Bilince dışsal olan her şey. )
( Kişinin içi[zihni] ne kadar boşsa, "dışa" o kadar önem verir. )
( Mahrem. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Namahmrem. )
( Seni/onu yakar. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Beni/kişiyi yakar. )
( [not] OUTSIDE vs./and/but/||/<>/>< INSIDE
INSIDE instead of OUTSIDE )
- DIŞA BAKAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İÇE BAKAN
( Düş görür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Uyanır/uyandırır. )
- DİSABİLİTE/DISABILITY[İng.] değil/yerine/= ENGELLİLİK | YETİ YİTIMİ
- DIŞARIDA ARAMAK ile/ve/değil/yerine İÇERİDE/YAKINDA ARAMAK/BULMAK
( Dışarıda aranan/bulunan, kaybedilir de. )
- DİSDİYADOKİNEZİ/DYSDİADOCHOKINESIA[İng.] değil/yerine/= ARDIŞIK DEVİNIM BOZUKLUĞU
- DİSEKAN değil/yerine/= DİLİNİK
- DİSEKİLİBRİUM/DYSEQUILIBRIUM[İng.] değil/yerine/= DENGESİZLEŞME
- DİSEKSİYON değil/yerine/= KES AYIR | DİLİNME
- DİSEMİNASYON/DISSEMINATION[İng.] değil/yerine/= YAYILMA
- DİSEMİNASYON değil/yerine/= SERPİLME | YAYILMA
- DİSFONKSİYON/DYSFUNCTION[İng.] değil/yerine/= İŞLEV BOZUKLUĞU
- DİSGRAFİ/DYSGRAPHIA[İng.] değil/yerine/= YAZI-ÇİZİ BOZUKLUĞU
- DİSGUZİ/DYSGEUSIA[İng.] değil/yerine/= TAT ALMA BOZUKLUĞU
- DİŞİL ile/değil/yerine ANAÇ
- DİSİMİLASYON[Fr.] değil/yerine/= BENZEŞMEZLİK
- DIŞINDA/GAYRI ile/değil/yerine RIZÂ
- DİSİPLİN CEZÂSI değil/yerine/= DÜZENCE KIZITI
- DİSİPLİN değil/yerine/= DÜZENCE
- ... DİSİPLİNİ ile/değil/yerine ... DİLİ
- DİSKİNEZİ/DYSKINESIA[İng.] değil/yerine/= DEVİNIM BOZUKLUĞU
- DİSKONEKSİYON/DISCONNECTION[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTI KESİLMESİ
- DİSKORDANS/DISCORDANCE[İng.] değil/yerine/= UYUMSUZLUK
- DİSKORDAN/S değil/yerine/= BENZEŞMEZ/LİK | UYUMSUZ/LUK
- DİSKRİMINAN/DISCRIMINANT[İng.] değil/yerine/= AYIRT EDICİ
- DİSKUR değil/yerine/= SÖYLEM
- DIŞLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DIŞARIDA BIRAKMA
- DIŞLAMA ile/değil/yerine UYANDIRMA (ÇABASI/VESİLESİ)
- DIŞLAMAK ile/ve/değil/yerine DIŞARIDA BIRAKMAK
( [not] TO EXCLUDE vs./and/but TO LEAVE OUT
TO LEAVE OUT instead of TO EXCLUDE )
- DIŞLAMAK ile/değil/yerine UZAKLAŞTIRMAK
- DIŞLAYICI ile/değil/yerine KAPSAYICI
- DİSLEKSİ/DYSLEXIA[İng.] değil/yerine/= OKUMA BOZUKLUĞU
- DİSLOKASYON/DISLOCATION[İng.] değil/yerine/= ÇIKIK
- DISMETRİ/DYSMETRIA[İng.] değil/yerine/= UZAKLIK KESTİRİMSİZLİĞİ
- DISMORFİK/DISMORPHİC[İng.] değil/yerine/= BOZUK BİÇİMLİ
- DISORDER[İng.] değil/yerine/= BOZUKLUK
- DİSOSİYASYON/DISSOCIATION[İng.] değil/yerine/= AYRIŞMA | RUHSAL ÇÖZÜLME
- diso.[Lat. < DISPENSA] değil/yerine/= DAĞITINIZ
- DİSPANSER değil/yerine/= SAĞLIKEVİ/SAĞLIK OCAĞI
- DİSPERSİYON değil/yerine/= DAĞILIM
- DISPOSABLE[İng.] değil/yerine/= TEK KULLANIMLIK / KULLAN AT
- DİSPOSİBLE değil/yerine/= KULLAN AT
- DİSPRAKSİ/DYSPRAXIA[İng.] değil/yerine/= DEVİNIMSEL BECERİ BOZUKLUĞU
- DİSPROPORSİYON/DISPROPORTION[İng.] değil/yerine/= ORANTISIZLIK
- DİSPROPORSİYON değil/yerine/= ORANTISIZLIK
- DİSPROSODİ/DYSPROSODIA[İng.] değil/yerine/= SÖZ EZGISİ BOZUKLUĞU
- DİSRAFİ/DISRAPHY[İng.] değil/yerine/= BİTİŞİM BOZUKLUĞU
- DİSRITMİ/DYSRHYTHMIA[İng.] değil/yerine/= DİZEM BOZUKLUĞU
- DİSRİTMİ değil/yerine/= DİZEM BOZUKLUĞU
- DIŞSALLAYICI/LIK ile/değil/yerine/>< KAPSAYICI/LIK
- DİSSEMİNE İNTRAVASKÜLER KOAGÜLASYON değil/yerine/= YAYGIN DAMARİÇİ PIHTILAŞMA
- DİSTAL değil/yerine/= BAŞLANGICA UZAK
- DISTAL[İng.] değil/yerine/= BAŞLANGICA UZAK
- DİSTANSİYON değil/yerine/= GERGİNLİK, ŞİŞKİNLİK
- DİSTİLASYON/DISTILLATION[İng.] değil/yerine/= DAMITMA
- DİSTİLE/DISTILLED[İng.] değil/yerine/= DAMITIK
- DİSTONİ değil/yerine/= GERİM BOZUKLUĞU
- DİSTORSİYON değil/yerine/= BURKULMA | ÇARPITMA | SAPMA
- DİSTRES/DISTRESS[İng.] değil/yerine/= SIKINTI | ZORLANMA
- DİSTRES değil/yerine/= SIKINTI
- DİSTRİBÜSYON/DISTRIBUTION[İng.] değil/yerine/= DAĞILIM
- DİSTRİBÜTÖR["DİSPÜTÖR" değil!][İng. DISTRIBUTOR][Fr. DISTRIBUTEUR] değil/yerine/= DAĞITICI/DAĞITIM
- DİSTROFİ/DYSTROPHY[İng.] değil/yerine/= YOZLAŞIM, YOZLAŞMA
- DİURNAL[İng.] değil/yerine/= GÜN BOYU
- div.[Lat. < DIVIDE] değil/yerine/= BÖL, BÖLÜNÜZ
- DİVALAN/DİVALENT[İng.] değil/yerine/= İKİ DEĞERLİKLİ
- DİVÂN-I MUHASEBAT[Ar.] değil/yerine/= SAYIŞTAY
- DİVERJANS/DIVERGENCE[İng.] değil/yerine/= IRAKSAMA, | AYRIKLAŞMA
- DİVERTİKÜL değil/yerine/= CEPÇİK
- DİYABET/DİABETES MELLITUS[DM][İng.] değil/yerine/= ŞEKER HASTALIĞI
- DİYABETİK/DİABETIC[İng.] değil/yerine/= ŞEKER HASTASI | ŞEKER HASTALIĞI (İLİŞKİLİ)
- DİYABETOJENİK/DİABETOGENIC[İng.] değil/yerine/= ŞEKER HASTALIĞI YAPAN
- DİYADOKINEZİ/DİADOCHOKINESIS[İng.] değil/yerine/= ARDIŞIK DEVİNIM
- DİYAFOREZ değil/yerine/= TERLEME
- DİYAFRAM/DİYAFRAGMA değil/yerine/= BÖLEÇ
( Göğüs boşluğu ve karın boşluğunu birbirinden ayırır. )
- DİYAGNOSTİK/DİAGNOSTIC[İng.] değil/yerine/= TANISAL
- DİYAGNOZ/DİAGNOSIS[İng.] değil/yerine/= TANI
- DİYALEKTİK değil/yerine/= EYTİŞİM
- DİYALİZ/DIALYSIS[İng.] değil/yerine/= ARITIM, SÜZDÜRÜM
- DİYASTAZ/DİASTASIS[İng.] değil/yerine/= YAVAŞ DOLUŞ | AYRILIM
- DİYASTAZ değil/yerine/= YAVAŞ DOLUŞ | AYRILIM
- DİYASTOL/DİASTOLE[İng.] değil/yerine/= YÜREK KASI GEVŞEMESİ
- DİYASTOLİK[İng.] değil/yerine/= KAN BASINCI
- DİYATERMİ/DİATHERMY[İng.] değil/yerine/= ISI UYGULAMASI
- DİYATERMİ değil/yerine/= ISI UYGULAMASI
- DİYATEZ/DIATHESIS[İng.] değil/yerine/= DOĞAL YATKINLIK
- DİYATEZ değil/yerine/= YATKINLIK
- (DİYELEKTİK değil/değil/yerine/= DİYALEKTİK) değil/değil/yerine/= EYTİŞİM(SEL)
- ... DİYEYİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ... DİYELİM
- DİZARTRİ/DYSARTHRIA[İng.] değil/yerine/= DEVİNIMSEL KONUS¸MA BOZUKLUGˆU
- DİZARTRİ değil/yerine/= SÖYLEYİŞ BOZUKLUĞU
- DİZAYN EDİLMİŞTİR değil/yerine/= TASARLANMIŞTIR
- DİZAYN/DESİGN[İng.] değil/yerine/= TASARIM
- DİZÜRİ değil/yerine/= AĞRILI İŞEME | İŞEME GÜÇLÜĞÜ
- DL/DEEP LEARNING[İng.] değil/yerine/= DERİN ÖĞRENME
- DLT/DISTRİBUTED LEDGER TECHNOLOGY[İng.] değil/yerine/= DAĞITIK DEFTER TEKNOLOJİSİ
- DMS/DATABASE MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= VERİTABANI YÖNETİM SİSTEMİ
- DNA MISMATCH REPAIR[İng.] değil/yerine/= DNA YANLIŞ EŞLEŞME ONARIMI
- DNN/DEEP NEURAL NETWORK[İng.] değil/yerine/= DERİN SİNİR AĞI
- DOÇENT değil/yerine/= BİLGEN
- DOĞA VAROLANI ile/ve/değil/yerine EYLEM VAROLANI (OLMAK)
- DOĞA/(")TANRI(") "YAPTI/YARATTI" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOĞANIN PARÇASI
- DOĞACILIK/"DOĞASEVERLİK":
[ne yazık ki]
BAHÇE/DE İSE ile/ve/değil/yerine/||/>< ORMAN/DA İSE
( Çoğunlukta. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Azınlıkta. )
( Bilgisizlik ve bilinçsizlikte. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Bilgi ve bilinçlilikte. )
- DOĞAL OLANI O/ŞU/BU ile/ve/değil/yerine DENGELİ/UYUMLU OLANI O/ŞU/BU
- DOĞAL OLANLARIN:
REDDİ, YOK SAYILMASI değil/yerine DENETİM ALTINDA TUTULMASI
- DOĞAL OLARAK ile/değil/yerine ARAYA, ZAMANIN GİRMESİ NEDENİYLE
- DOĞAL OLARAK ile/ve/değil/yerine KENDİLİĞİNDEN
- DOĞAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOĞAYA UYUMLU
- DOĞAL/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<> KENDİLİĞİNDEN/LİK
- DOĞAN ile/değil/yerine ESPERİ
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Ava alıştırılmayan, bir tür doğan. )
- DOĞDUĞUMUZ YER ile/ve/değil/yerine/> DOYDUĞUMUZ YER ile/ve/değil/yerine/> DOLDUĞUMUZ YER
- DOGMA[Yun.] değil/yerine/= İNAK
- DOĞRU-DÜRÜST[Fars.] ile/değil/yerine/||/<> DOĞRU-DÜZGÜN
- DOĞRU SÖYLEYEN ile/değil/yerine/ya da/>< "ÇOK İYİ YALAN SÖYLEYEBİLEN"
- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil/yerine EN AZ YANLIŞ
( Bazen/bazı durum/konu/olaylarda, doğru ya da yanlış üzerinden değil, en az yanlışı düşünerek[hesaplayarak, göze alarak] hareket etmek, karar almak durumunda/zorunda kalabilir/olabilirsiniz. )
- DOĞRU ile/ve/değil/yerine/||/<> KISMEN DOĞRU
- DOĞRUDAN YARDIM ile/değil/yerine DOLAYLI YARDIM
( Politikacıdan gelir. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilgelerden gelir. )
- DOĞRUDUR YA DA YANLIŞTIR ile/değil/yerine ÖYLEDİR YA DA DEĞİLDİR
- DOĞRUDUR" ile/değil/yerine "ÖYLEDİR"
- DOĞRU/LUK ile/ve/değil/yerine OLANAKLI/LIK
- DOĞRU/LUK ile/ve/değil/yerine UYGUN/LUK
- DOĞRU/SÂDIK ile/ve/değil/yerine OLDUĞU GİBİ
( Doğru, gün gibi âşikârdır. )
( RIGHT vs./and AS WHAT IT IS )
- DOĞRUYSA ile/ve/değil/yerine NE KADAR DOĞRUYSA
- DOĞU TOPLUMU ile/değil/yerine DOĞULU TOPLUM
- DOĞUCU ile/ve/değil/yerine/||/>< DOĞULU
- DOĞUŞTAN/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİLİĞİNDEN/LİK
- DOKTOR değil/yerine/= ÖKE
- | DOKTOR ile HEKİM | ile/ve/değil/yerine TABİP
( | Fakültelerin bölümleri üzerine doktora yapmış kişi. Akademik bir derecenin adı. | Öğretme yeterliliği. İLE Hikmet sahibi. Doğruyu, yanlıştan ayırabilen kişi. | Tıp fakültesi öğrenimi/eğitimi almış pratisyen ya da eğitimini devam ettirmiş tüm hekimler. [Doğrudan doktora[Doktor] unvanı verildiğinden ve bu sıfatının öne geçirilmesinden dolayı doktor adı yerleş(tiril)miştir. | İLE/DEĞİL/YERİNE Tıp/tababet bilimiyle/ilmiyle uğraşan, insan gövdesiyle ilgili bilgiye sahip kişi. )
( | ... ile ... | ile/ve/değil/yerine BİCİŞK/BİZİŞK )
- DOKTRİN değil/yerine/= ÖĞRETİ
- DOKTRİN değil/yerine/= ÖĞRETİ
- DOKÜMAN[Fr., İng. < DOCUMENT]["DÖKÜMAN" da değil!] değil/yerine/= BELGE
- DOKUNARAK ile/ve/değil/yerine/||/<> YOKLAYARAK
- DOKUNMA COŞKUSU/TUTKUSU ile/ve/değil/yerine/<> GÖRME COŞKUSU/TUTKUSU
- DOKUNMUŞLUK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BİLMEK (VE UYGULAMAK)
- DOKUNULABİLİR/LER ile/ve/değil/yerine/||/<> GÖZLE(MLE)NEBİLİR/LER
( MELMÛS[< LEMS | çoğ. MELÂMÎS] ile/ve MERSÛD[< RASAD] )
- DOKUNULMAZ/LIK ile/değil/yerine AYRICALIK/LI
- DOKUNULMAZLIK ile/ve/değil/yerine KORUMA
- dol. urg.[Lat. < DOLORE URGENTE] değil/yerine/= AĞRI SIKIŞTIRINCA
- DOLANA KADAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/> OLANA KADAR
( Nicelik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Nitelik. )
- YATIRIM:
"DOLAR"A ile/değil/yerine DOĞAYA
- DOLAYISIYLA ile/ve/değil/yerine ARACILIĞIYLA/VESİLESİYLE
- DÜŞÜNMEK:
DOLAYLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOĞRUDAN
- DOLAYLI ELERKİ(DEMOKRASİ) ile/değil/yerine DOLAYSIZ/TEMSİLSİZ ELERKİ(DEMOKRASİ)
- DOLOR, PAIN[İng.] değil/yerine/= AĞRI
- DOLOR değil/yerine/= AĞRI
- DOM/DOCUMENT OBJECT MODEL[İng.] değil/yerine/= BELGE NESNESİ MODELİ
- DOM/DOME[İng.] değil/yerine/= KUBBE
- DOMESTİK[İng./Fr. < DOMESTIC/DOMESTIQUE] değil/yerine/= YEREL/İÇ, ÜLKE İÇİ
- DOMİNANS/DOMINANCE[İng.] değil/yerine/= BASKINLIK
- DOMİNE ETMEK değil/yerine/= YÖNLENDİRMEK
- DOMING[İng.] değil/yerine/= KUBBELEŞME
itibarı ile 13.366 başlık/FaRk ile birlikte,
13.366 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(12/55)