Bugün[20 Ekim 2025]
itibarı ile 32.849 başlık/FaRk ile birlikte,
32.849 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(6/133)


- ALEKSANDREN[Fr.] değil/yerine/= FRANSIZ ŞİİRİNDE BİR NAZIM BİÇİMİ


- ALEKSİ/ALEXIA[İng.] ile/ve/||/<> ALEKSİTİMİ/ALEXITHYMIA[İng.]

( Okuyamamazlık, okuma yitimi. İLE/VE/||/<> Duygu körlüğü. )


- ALEKSİ[Yun.] ile ALEKSİN[Yun.]/KOMPLİMAN[[FR./İNG. < COMPLIMENT]/İLTİFAT[Ar.]

( Okuma yitimi. İLE Gönül okşayıcı, hoşa giden söz. | Koltuklama. )


- ALEL/ALLEL[İng.] değil/yerine/= GEN ÇİFTİ


- ALEL HESAP değil/yerine/= SAYIŞ ÜZERE


- ALEL ITLAK[Ar.] değil/yerine/= GENEL OLARAK / HİÇBİR KAYITLA KAYITLANMAMAK


- ALELUSUL değil/yerine/= GELİŞİGÜZEL/BAŞTAN SAVMA


- ALEL USÛL[Ar.] değil/yerine/= YÖNTEMİNCE, YÖNTEMLİ

( Yol yordam gereğince, kurala uygun bir biçimde. | Âdet yerini bulsun diye. )


- ALEM İLE ŞUBE İLE SINIF İLE TAKIM İLE FAMİLYA ile/||/<> TAKSONOMİK HİYERARŞİ

( Canlı sınıflandırma seviyeleri. )

( Formül: Homo sapiens )


- ÂLEM(/KAPLAM) ile EVREN(/İÇLEM)

( Bilinebileceklerin, anlamlandırılabilenlerin tümü/tamamı. Kişinin bilmesine açık olan bütünlük. İLE Fizik yasalarına ait olanların tümü. )

( İlim, Âlem'i bilme işidir. )

( Anlamlandırılabilenlerin tümü. İLE Fizik yasalarına ait olanların tümü. )

( NOUS + KÂİNAT(VAROLANLARIN TÜMÜ) = ÂLEM )


- ÂLEM ile/ve/<> ÂDEM

( Her ne ki var âlemde,
Örneği var Âdem'de!
Her ne ki var Âdem'de,
Örneği var âlem'de! )

( Bir ağaçtır, bu âlem
Meyvesi olmuş, âdem
Maksûd olan, meyvedir
Sanma ki ağaç ola. )

( Mâdem ki ademliktir âhiri bu âlemin
Âlemde her kelâmın işitme sen âdemin
[Madem ki evrenin sonu yokluktur
Kişilerin sözlerini çok fazla duyma!] )


- ÂLEM ile/ve/değil/||/<>/< AİLEM


- ALEM ile ÂLEM

( Bayrak. | Minare, kubbe, sancak direği gibi yüksek şeylerin tepesinde bulunan, madenden yapılmış ay yıldız ya da lâle biçiminde süs. İLE Yeryüzü ve gökteki nesnelerin tümü, evren. | Dünya, acun, cihan. | Aynı konu ile ilgili kişiler ya da bu kişilerin uğraşlarının tümü. | Durum ve koşullar. | Herkes, başkaları. | Ortam, çevre. | Eğlence. | Kendine özgü, birçok nitelikleri bulunan şey ya da kişi. | Duygu, düşünce, düş gücü. )


- ÂLEM ile HAKİKAT


- ALEM ile/ve/||/<>/< KALEM


- ÂLEM ile/ve KOZMOS/KOSMOS[Yun.]

( ... İLE/VE Düzenlenmişlik, düzgünlük. Biçimlilik. )


- ALEMCİ ile "ÂLEMCİ"

( Camilerin kubbelerine, minarelerine alem yapan ya da takan kişi. İLE Eğlenceyi seven, her fırsatta "eğlenen", [eğlendiğini varsayan/zanneden] kişi. )


- ÂLEMŞÜMÛL[Ar.] değil/yerine/= EVRENSEL


- ALENEN[Ar.] yerine AÇIKÇA


- ALENİ ile/ve/||/<> AİLENİ


- ALENÎ[Ar.] ile/ve/||/<> ÂŞİKÂR[Ar.]

( Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde olan/yapılan. İLE/VE/||/<> Açık, apaçık, belirli, ortada, meydanda. )


- ALENÎ[Ar.] ile ÂŞİKÂR[Ar.] ile ÂYÂN[Ar.] ile BÂRİZ[Ar.] ile BEDİHÎ[Ar.] ile DEFİSİTER ile MUBÎN ile MÜNHAL[Ar.] ile MÜSTEHCEN[Ar.] ile SARÎH[Ar.] ile ÜRYÂN[Ar.] ile VÂZIH[Ar.]

( Açık. )


- ALERJEN/ALLERGEN[İng.] değil/yerine/= DUYARLATAN


- ALERJİ ile/ve/değil/||/<>/< ALERJİ YATKINLIĞI/ATOPİ/ATOPY[İng.]

( Tepkinin kendi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Genetik yatkınlık sonucu gövdenin alerjenlere karşı aşırı tepki verme eğilimi.[Testlerde atopi çıkması, kişinin alerji geliştirme eğilimini gösterir ancak bu kesinlikle etkin bir alerjisi olduğu anlamına gelmez.] )


- ALESTA[İt. < ALLESTA]:
HAZIR OL! ve/||/<> HAZIRIM!


- ÂLET ile/ve İLİM

( Mantık. İLE/VE ... )

( Âlet işler, el/kişi övünür; tâlih işler, kul övünür.[< At işler, er ögünür.] )

( TOOL/DEVICE/INSTRUMENT vs./and SCIENCE )


- ALEV ALEV ile/ve/||/<> CAYIR CAYIR


- ALEV/ŞÛLE[Ar.]/ZEBÂNE[Fars.] değil/yerine/= ALAZ/YALAZ(A)/YALIM


- ALEYH değil/yerine/= KARŞIL


- ALEYHTAR değil/yerine/= KARŞITÇI

( Bir işe, davranışa ya da düşünceye karşı çıkan, karşı olan. )


- ALFA BOZUNUMU ile/||/<> BETA BOZUNUMU

( Alfa He-4 çekirdeği yayar, beta elektron/pozitron yayar. )

( Formül: α: ⁴₂He İLE β: e⁻/e⁺ )


- ALFA ÇEŞİTLİLİK ile/||/<> BETA ÇEŞİTLİLİK

( Alfa lokal tür sayısı, beta habitatlar arası fark. )

( Formül: Nokta İLE karşılaştırma )


- ALFA İLE BETA İLE GAMA ile/||/<> BİYOÇEŞİTLİLİK ÖLÇEKLERİ

( Farklı mekansal ölçeklerde çeşitlilik. )

( Formül: γ = α × β )


- ALFA İLE BETA İLE GAMA ile/||/<> RADYASYON TÜRLERİ

( Üç temel radyoaktif bozunma türü. )

( Formül: α: ²³⁸U → ²³⁴Th + ⁴He )


- ALFA IŞIMASI ile/||/<> BETA IŞIMASI (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)

( Alfa helyum çekirdeği, beta elektron/pozitron yayımıdır )

( Formül: ⁴₂He İLE e⁻/e⁺ )


- ALFA TOKSİN ile/ve/||/<> AFLA TOKSİN

(

Alfa toksin ile Afla toksin arasındaki fark

Tek bakışta karşılaştırma tablosu ve yalın etki şeması. ("Afla toksin" = aflatoxin)

Karşılaştırma Tablosu

Özellik Alfa toksinbakteriyel Afla toksinmikotoksin
Kaynak Clostridium perfringens (öz. Tip A); bazı Staphylococcus aureus suşları (alpha hemolysin) Aspergillus flavus, Aspergillus parasiticus
Tür / Yapı Protein yapılı ekzotoksin; enzimatik (fosfolipaz C) Poliketid yapılı küçük molekül; mikotoksin (protein değil)
Birincil hedef Göze zarındaki fosfolipitler Hepatosit DNA'sı (metabolitler aracılığıyla)
Başlıca etkiler Göze zarı parçalanması, doku nekrozu, hemoliz DNA hasarı, mutasyon; güçlü karsinojenite (özg. karaciğer)
Bulaşma / maruziyet Enfekte yaralar, nadiren kontamine gıdalar Nemli–sıcak ortamda depolanmış tahıl, kuruyemiş, baharat gibi gıdaların tüketimi
Klinik tablolar Gazlı kangren, nekrotizan enfeksiyonlar Akut aflatoksikoz; kronik maruziyette karaciğer kanseri
Etkime süresi Genellikle akut (saatler–günler) Çoğunlukla kronik (aylar–yıllar), akut toksisite olanaklıdır

Yalınlaştırılmış etki şeması (SVG)

Alfa toksin – protein, fosfolipaz C etkisi → göze zarı parçalanması
Alfa toksinin göze zarı üzerinde etkisi Protein toksin göze zarını hedefler ve membran bütünlüğünü bozarak nekroza yol açar. PROTEİN ALFA TOKSİN GÖZE ZARI PARÇALANMASI

Sonuçlar: doku nekrozu, hemoliz.

Afla toksin – kimyasal mikotoksin → DNA hasarı / karsinojenite
Afla toksinin DNA üzerinde etkisi Küf kaynaklı küçük molekül DNA hasarı oluşturarak mutasyon ve kansere yol açar. KİMYASAL AFLA TOKSİN DNA HASARI

Olası sonuçlar: karaciğer kanseri, akut toksisite (yüksek doz).



)


- ALFA ile/||/<> BOZUNMA

( Alfa bozunması kuantum tünel kuramı )

( George Gamow tarafından 1928 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1904-1968) (Ülke: Rusya-ABD) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Büyük patlama teorisi, kuantum tünelleme) )


- ALFENİT[Fr. < ALFENIDE] değil/yerine/= METAL ALAŞIM

( İçinde bakır, çinko, nikel bulunan ve çatal bıçak takımı yapımında kullanılan gümüşlü bir alaşım. )


- ALFRED PRUFROCK'UN AŞK TÜRKÜSÜ[T S ELIOT] ŞİİRİNİN ÇEVİRİSİNDE:
CAN YÜCEL ile SUPHİ AYTEMUR ile NURDAN SÜMER


- ALFVEN DALGASI ile/||/<> EM DALGASI

( Alfven manyetik alan çizgileri boyunca, EM vakumda ışık hızıyla. )

( Formül: v_A = B/√(μ₀ρ) İLE c )


- ALFVÉN İLE SOUND İLE DRİFT ile/||/<> PLAZMA DALGALARI

( Plazmada yayılan dalga türleri. )

( Formül: vA = B/√(μ₀ρ) )


- ALG[Lat.] ile DİYATOME[Fr. < Yun.]

( Su yosunu. İLE Silisli sert kabukları olan ve fosilleri, kalın yer katmanları oluşturan bir algler ailesi. )


- ALG-/ALGE-/ALGESİ-/-ALGESİA/-ALGİA/ALGİO-/ALGO- ile/||/<> -AGRA ile/||/<> MOGİ- ile/||/<> ODYN-/-ODYNİA/ODYNO- ile/||/<> DYS- ile/||/<> CAC-/-CACE/CACO- ile/||/<> MAL- ile/||/<> PERO- ile/||/<> PALİ-/PALİN- ile/||/<> AMBLY- ile/||/<> NECR-/NECRO- ile/||/<> STAPHYL-/STAPHYLO-

( Ağrı, ağrısal, ağrı ile ilgili [miyalji: kas ağrısı, hiperaljezi: aşırı ağrı duyarlılığı]. İLE/||/<> Gut, ağrı nöbeti, ağrı. İLE/||/<> Güç, ağrılı. İLE/||/<> Ağrı. İLE/||/<> Anormal, güç, ağrılı, hatalı, hastalıklı, bozuk, patolojik, kusurlu, kötü. İLE/||/<> Kötü, hasta, bozuk. İLE/||/<> Hasta, kötü, anormal, bozukluk yapan. İLE/||/<> Deforme, bozuk, sakat. İLE/||/<> Yeniden, patolojik yineleme, geriye, tekrar. İLE/||/<> Donuk, soluk, yetmezlik, küntlük, zeki olmayan, duygusuz. İLE/||/<> Ölü, ölü doku, atrofik ceset. İLE/||/<> Üzüm salkımı, küçük dil ile ilgili, stafilokokla ilgili. )


- ALGARİNA[İt. < ARGAGNO] değil/yerine/= VİNÇLİ TEKNE

( Ağır bir şeyi denizden çıkarma ya da denize indirme işinde kullanılan büyük vinçli deniz teknesi. | Bazı gemilerin baş ya da kıç tarafından eğik olarak uzatılmış bulunan makaralı, kısa ve kalın dikme. )


- ALGEBRAİC NUMBER ile/||/<> TRANSCENDENTAL

( Algebraic polinom kökü, transcendental değil. )

( Formül: Polynomial root İLE not )


- ALGI DÜZENEĞİ ile/ve DEĞERLER DİZGESİ

( PARADIGM vs./and VALUES SYSTEM )


- ALGI YANILSAMALARI'NDA:
MÜLLER-LYLER ve POGGENDORFF ve WUNDT ve ZOLLNER ve BOURDON


- ALGI ile/||/<> ALGI DEĞİŞMEZLİĞİ ile/||/<> ALGI YANILMASI ile/||/<> ALGILAMA ile/||/<> ALGILAMA KALIBI ile/||/<> ALGISAL BEKLENTİ

( Gelen duyusal verileri organize etme, tanımlama, yorumlama ve anlamlaştırma süreci sonucunda ortaya çıkan anlamlı ürün. İLE/||/<> Sürekli değişen, yetersiz, eksik, tutarsız duyusal verilere karşın, tutarlı ve sürekli bir dünya algılama durumu. İLE/||/<> Algılanan ilişkilerle gerçekte olan ilişkilerin birbirine uymaması durumu.[Kısa algılanan bir çizgi, gerçekte algılama alanında bulunan öteki çizgilerle aynı uzunlukta olabilir.] İLE/||/<> Gelen duyusal verileri organize ederek anlamlaştırma süreci. Bu süreç sonucunda oluşan anlamlı ürün. İLE/||/<> Bir öbeğin tüm üyelerinin aynı güdüleri ve karakteristikleri taşıyacağını kabul eden varsayım. İLE/||/<> Algılama sürecini etkileyen önceden yapılaşmış zihinsel kurgu. )


- ALGI ile/ve/> DEĞER ile/ve/> YARGI


- ALGI = İDRAK = PERCEPTION[İng., Fr.] = WAHRNEHMUNG[Alm.] = PERCEPCION[İsp.] = PERCEPTIONIS[Lat.] = HE KATALEPSIS[Yun.] = el-İDRÂK el-HİSSÎ[Ar.] = İDRÂK-İ CUZ'Î[Fars.] = GEWAARWORDING, WAARNEMING[Felm.]


- ALGI ile/ve/||/<>/> OLAY ile/ve/||/<>/> OLGU

( Duyum. İLE/VE/||/<>/> Olumsal/keyfî. İLE/VE/||/<>/> Zorunluluk. Kavram. )

( Gövdenin işlevleri. İLE/VE/||/<>/> Zihnin işleri. İLE/VE/||/<>/> Aklın edimleri. )

( Olaylar değil olayları algılayış biçimimiz önemlidir[önceliklidir]. )


- ALGIDA ...:
SEÇİCİLİK ile/ve/değil/||/<>/< SÜZÜCÜLÜK


- ALGILAMA SÜRECİNDE:
BELİRGİNLİK ile/ve/> KONUM ile/ve/> ŞİDDET ile/ve/> SÜRE


- ALGILAMA ile YARGILAMA

( Kültüre dayanır. İLE Uygarlığa dayanır. )


- ALGILAMAK = İDRAK ETMEK = PERCEIVE[İng.] = PERCEVOIR[Fr.] = ERKENNEN/WAHRNEHMEN[Alm.] = PERCIPIO[Lat.]


- ALGILANAN ile/ve/||/<> ALGILAYAN

( Edilgin. İLE/VE/||/<> Etkin. )


- ALGILAYIŞ ile/ve/<> DENEYİM


- ALGISIZ KAVRAMLAR ile/ve/<> KAVRAMSIZ ALGILAR

( Boş. İLE/VE/<> Kör. )

( CONCEPTS WITHOUT PERCEPTION vs./and/<> PERCEPTIONS WITHOUT CONCEPT
Empty. WITH/AND/<> Blind. )


- ALGORİTMA/ALGORITHM[İng.] değil/yerine/= AKIŞ BASAMAKLARI


- AL'I AL, MOR'U MOR


- ALİ BEY ve/||/<>/> HASAN ALİ YÜCEL

( Ertuğrul Fırkateyni'nin kaptanı. VE/||/<>/> Torunu.[Milli Eğitim Bakanı, Köy Enstitüleri'ni kuran, çok sayıda önemli kitabın çevirisini yaptıran ve Türk ansiklopedisini oluşturtan kişi] )

( )


- ALİ-CENGİZ (OYUNU) --


- ALİ "KIRAN, BAŞ KESEN" değil DAL KIRAN, BAŞ KESER


- ALİ ŞİR NEVÂÎ

( İlk hamse ve tezkireyi yazmıştır. )


- ALİ ŞİR NEVÂÎ ve BİHZAD[Fars. BİH: İyi. + ZAD: Doğma/doğmuş.]


- ALİ UFKÎ/UFÎKÎ ile/ve/> DİMİTRİ KANTEMİR


- ALİ ÜL ÂLÂ[Ar.]/KREM DÖ LA KREM[Fr. < CRÈME DE LA CRÈME] değil/yerine/= EN YÜKSEK/ÜSTÜN


- ÂLÎ[Ar. < ULÜVV] ile ÂLÎ[Ar.] ile ALÎ[Ar. < ÂLET]

( Yüce, ulu. Kemâlâtı kendinde toplayan. | Kişi adı. İLE/< Ebû Tâlib'in oğlu ve Hz. Muhammed'in damadı, dördüncü halife. İLE/< Âlete ait, âletle ilgili. | Yemin edici/eden. )


- ALIÇ/ALUÇ ile/= ALUÇİN ile/= ALUŞ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Sarı erik. İLE Yumruları olan, yenilebilir bir ot. İLE Kaşgar'a bağlı bir köy adı. )


- ALIÇ/ALUÇ ile/||/<> AMŞUY
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Sarı erik. İLE/||/<> Sarı renkte bir erik türü. )


- ÂLİCENAP[Ar.] ile ELİ AÇIK | ONURLU


- ALICI ile ALACAKLI


- ALİDAT/MASTARA[Ar.] ile AD-EYLEM/MASTAR[Ar. < MASDAR]/INFINITIVE[İng.]/INFINITIF[Fr.] ile MASTAR/MISTAR[Ar.]

( Açı cetveli. İLE Ad-eylem. Eylemlik. İLE Sıvacıların ve duvarcıların, cetvel gibi kullandığı, ensiz, uzun ve düz tahta. | Marangoz cetveli. | Tezgâhta, halının düz dokunmasını sağlayan araç ya da ileri-geri oynatılan bölüm.| Davar memesi. )


- ALIGNMENT/HARMONISATION and APPROXIMATION (OF LEGISLATION)

( Uyum, uyumlaştırma. VE Yakınlaştırma (mevzuatın). )


- ALIK ile/||/<> BALIK


- ALIK/SERSEM/EBLEH ile KORKAK ile ALÇAK

( "Hiçbir şeyin değişmeyeceğini" "düşünüyorsak..." İLE "Düşünmek istemiyorsak..." İLE "Hiçbir şeyin değişmemesinin, kendi çıkarımıza olacağını düşünüyorsak..." )


- ALIKLIK/BELÂHET değil/yerine/>< FARKINDALIK


- ALIKOYULMAK değil ALIKONULMAK


- ALİL[Fr.] değil/yerine/= SARIMSAKTA SÜLFÜR BİÇİMİNDE BULUNAN TEK DEĞERLİ KÖK


- ALIM-ÇALIM -ile


- ALİM ile ÂLİM

( Her şeyi bilen. İLE Bilgin. )


- ALÎM[Ar.] ile ÂLİM[Ar.]

( Önceden bilmeme olasılığı olmayan. İLE Sonradan bilen. )

( Âlim denilebilir ama ALÎM denmez. Allah'ın adıdır.[El-Alîm] "Abdul Alîm" olabilir ama sadece "Alîm" olmaz/denmez. )


- ÂLİM ile/ve ÂRİF

( Âlim; Evvel ile Ahir, Batın ile Zahir'i bilen, tüm bildiklerini en iyi/üst derecede bağlantırabilme/birleştirebilme seviyesine ulaşmış kişi. İLE/VE Ârif; alimin niteliklerinin üzerine ek olarak, hikmetine sahip olup, zaman ve zeminine/mekânına göre değerlendirme yapabilen kişidir. )

( Fikir üretir. İLE/VE Akıl üretir. )

( Faal akıldaki bilgi ile ittisâl eder. İLE/VE Işk ile ittisâl eder. )

( Faal akıldaki bilgiyle belirli bir tecrîd-tehzîb süresince ve hads yoluyla ittisâl eder. İLE/VE Belirli bir riyâzet-tezkiye süresince, ilâhî ışığa doğrudan değer. )

( Doğru hisse sahip olandır. İLE/VE Doğru sonuca sahip olandır. )

( Sorunları/engelleri çözer/çözebilmelidir. İLE/VE Kişileri çözer. )

( İlmini ölümlüden tahsil eden. İLE/VE İlmini ölümsüzden alan. )

( Eşyanın (kesret) hakikatini inceler. İLE/VE Tek'in (letâfet) hakikatini inceler. )

( ... İLE/VE İlâhî inâyetin tecellî sürecini mistik riyâzetle deneyimleyen. )

( Ârifler, ilimsiz, gözsüz, habersiz, müşahedesiz, sıfatsız ve perdesiz görürler. )

( Ârifler meclisine git de, istersen uyu. )

( Âlim, bir konuyu ilm-el yakîn; Ârif, ayn-el yakîn olarak bilir. )

( Âlim fikir/hüküm icâd eder; Ârif, akıl icâd eder. )

( Ölümlüden ilmi alan. İLE/VE Allah'tan ilim sahibi olan. )

( Meselerle, konuşmakla, hükümleri icrâ etmekle adâleti teskin eden zât. İLE Gördüğü şey üzerine insana hali vermekle sekinete ulaştıran zât. )

( Yarım âlim, dinden; yarım doktor, candan eder. )

( Âlimlerin en faziletli ilmi sükûttur. )

( Asıl güneş, âşıkların, âriflerin kalplerinden, gözlerinden doğan güneştir. )

( Bilirler. İLE/VE Yaşadıklarını da bilirler. )

( Vazgeçer. İLE/VE Sığdırır. )

( Malumu bilirler. İLE/VE Mazeretleri bilirler. )

( Baba. İLE/VE Anne. )


- ÂLİM ile/>< CÂHİL

( Allah'ın rızasına/râzı olduğu doğru hisse sahip olan. İLE/>< Allahîn rızasından/râzı olduğu doğru histen mahrum olan. )

( Âlim ile konuşursan alırsın mertebe, cahil ile konuşursan dönersin merkebe. )

( Öğrenmeyi sever. İLE/>< "Ders vermeyi" seçer. )

( Bin bilir, bir söyler. İLE/>< Bir bilir, bin söyler. )

( Bazı şeyleri (")bilir("). İLE/>< "Herşeyi bilir." )


- ÂLİM <> İL(İ)M <> MALÛM


- ALİM/ALİİM" değil ALAYIM


- ALİMENT- ile/||/<> NUTRİ- ile/||/<> SİTİO-/SİTO- ile/||/<> TROPH-/-TROPHİA/-TROPHİC/-TROPHİN/TROPHO-/-TROPHY ile/||/<> -OREXİA ile/||/<> EMET-/EMETO- ile/||/<> JEJ- ile/||/<> -PHAG/-PHAGE/-PHAGİA/PHAGO-/-PHAGOUS/-PHAGY

( Besin, besinsel. İLE/||/<> Beslenme, besinsel. İLE/||/<> Tahıl, besin, tane, tohum, besinlerle ilgili. İLE/||/<> Besin ve beslenme ile ilgili. İLE/||/<> İştah, istek. İLE/||/<> Kusma. İLE/||/<> Açlık, kuru. İLE/||/<> Yeme, yiyen, yutan. )


- ALİMENTASYON ile/||/<> ALİMENTAR ile/||/<> ALİMENTAR TRAKT

( Beslenme. İLE/||/<> Beslenme/beslenim [ile ilgili]. İLE/||/<> Sindirim yolu. )


- ALİMİNYUM değil ALÜMİNYUM


- ÂLİMLER/ÂRİFLER/ZARİFLER/ÂŞIKLAR ile/>< CAHİLLER

( Birbirini bilirler/tanırlar. İLE/>< Birbirini bilmezler ve tanımazlar. )


- ÂLİM/MÜTEBAHHİR ile ALLÂME

( Bir bilim dalında uzman. İLE Birçok bilim dalında derin bilgi sahibi olan. )

( ... İLE Hem aklî, hem naklî ilimleri bilen. )

( OMNISCIENT: Çok geniş bilgi sahibi. | Allah. [rahman ve rahim olan] )

( DOCTOR cum DOCTORA UNIVERSALIS )


- ALIN TERİ/TERLEMESİ ile SIRT TERİ/TERLEMESİ ile KIÇ TERİ/TERLEMESİ

( Sadece fiziksel çalışmaktan kaynaklanan durum/ter. İLE Çalışırken ciddi zorlanmadan kaynaklanan durum/ter. İLE Sıkıntıdan/zorluktan kaynaklanan durum/ter. )

( BASÎ[çoğ. BUSU'], NETH )


- ALIN ile ALIN!

( Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bölümü. İLE "Satın alın!" )


- ALIN ve/||/<> BAŞ

( Açık. VE/||/<> Dik. )


- ALIN/CEBİN[Ar.] ile/= ALIN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bölümü. | Bazı şeylerin önü, ön yüzü. | Güneş, ateş, sıcak vb.nin karşısı. | Bir ocakta her türlü ayak, galeri, baca, kuyu ve yolun ilerletilmekte olan yüzeyi. İLE Dağın sırtı. )


- ALINDI ile ANILDI


- ALINDI/MAKBUZ[Ar.] ile ALINTI/İKTİBAS[Ar.]

( Para vb. bir şeyin teslim alındığını gösteren belge. İLE Bir yazıya, başka bir yazarın yazısından alınmış parça, aktarma. | Başka bir dilden alınmış sözcük. )


- ALINGAN/LIK ile PARANOYA/K


- ALINTI ile ARAŞTIRMA

( Bir kişinin çalışmasını(sözünü/yazısını) "kullanmak". | Başka bir dilden alınmış sözcük. İLE Birkaç kişinin çalışmasını(sözünü/yazısını) "kullanmak". )

( İKTİBAS ile İSTİKŞAF, TAHARRİ, TETKİK )


- ALIK/ALIQ[Oğuz] ile/= KUŞ GAGASI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- ALIŞ ile/||/<> ALIŞ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir su kaynağının aktığı noktalar. İLE Borçluyu borcu yüzünden dâvâ etmek. )


- ALIŞILABİLİRLİK ile/ve/||/<> KALDIRILABİLİRLİK


- ALIŞILMIŞ/LIK ile/değil/yerine/>< AŞILMIŞ/LIK


- ALIŞKANLIK AHLÂKI ile/ve/değil/yerine YEĞLEME/TERCİH AHLÂKI

( [not] MORALS OF HABIT vs./and/but MORALS OF PREFERENCE
MORALS OF PREFERENCE instead of MORALS OF HABIT )


- ALIŞKANLIK (İLE) ile/değil KENDİLİĞİNDENLİK (İLE)


- ALIŞKANLIK ile GELENEK


- ALIŞKANLIK = İTİYAT = HABIT[İng.] = HABITUDE[Fr.] = GEWOHNHEIT[Alm.] = HABITUS[Lat.] = HEKSIS[Yun.] = COSTUMBRE[İsp.]


- ALIŞKANLIK ile/ve/<> ŞAŞKINLIK


- ALIŞKANLIK/ÂDET ile GEREKLİLİK


- ALIŞKIN ile/değil/yerine ALIŞKANLIĞI OLAN


- ALIŞMA/ALIŞKANLIK ile DADANMA

( Sevimsiz şeyler, put edinilmez. )


- ALIŞMA ile/ve/||/<> KAPILMA


- ALIŞMA ile/değil/yerine/||/<>/ne yazık ki KATLANMA


- ALIŞMA ile/ve/değil/||/<>/< UYUMLANMA


- ALIŞMIŞ, KUDURMUŞTAN BETERDİR ile/ve/||/<> ALIŞMAMIŞ GÖTTE DON DURMAZ


- ALIŞ-VERİŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VERİŞ-ALIŞ

( Veren, her zaman vermeye hazırdır. )

( Kendilerinde olanlar, verebilir. )

( Verirsin ve alırsın! Verirsen alırsın! Verdikçe alırsın! Ver/verebil ki, alabil! )

( Biriktiren biriktirmeye memur, harcayan harcamaya. Veren ise, hazineyi kullanma yetkisine sahiptir. )

( Verdiğine engel olabilecek, vermediğini de verebilecek kimse yoktur. )

( The giver is always ready to give. )


- ... ALIŞVERİŞİ ile/değil/yerine ... PAYLAŞIMI


- ALİTERASYON[Fr.] ile ASONANS[Fr.]

( Sessiz harflerin tekrarlanmasıyla oluşan uyum. Ses yinelemesi. İLE Sesli harflerin tekrarlanmasıyla oluşan uyum. | Yarım uyak. )


- ALİVRE MUAMELE[Ar.] değil/yerine/= ÖNCEDEN İŞLEMLİ SATIŞ


- ALİZE[Fr.] değil/yerine/= TROPİKAL BÖLGELERDE DENİZLERDEN ESEN BAZI YELLER


- ALJEZİ ile/||/<> ALJEZİK ile/||/<> ...-ALJİ

( Ağrı duyarlılığı. İLE/||/<> Ağrılı. İLE/||/<> ... ağrısı. )


- ALJİN[Yun.] değil/yerine/= SU YOSUNLARINDAN ELDE EDİLEN NESNE


- ALKALİ METAL ile/||/<> ALKALİFİL ile/||/<> ALKALOİD ile/||/<> ALKALOZ

( Periyodik tablonun birinci öbeğinde[dikey] yer alan metaller.[Fransiyum dışındaki alkali metallerin tamamı, yumuşak yapıda ve parlak görünümdedir.][Kolaylıkla eriyebilir ve uçucu duruma geçebilir. Öteki metallerle karşılaştırıldığında, özkütleleri oldukça düşüktür. Bağıl atom kütleleri arttıkça, erime ve kaynama noktaları da düşüş gösterir. Elektrik ve ısı iletkenlikleri fazladır. Fransiyum[Fr], Lityum[Li], Potasyum[K], Rubidyum[Rb], Sezyum[Cs], Sodyum[Na] İLE/||/<> Yüksek pH değerlerinde yani pH 10 gibi aşırı bazik ortamlarda üreyebilen ve gelişebilen mikrop sınıfı. İLE/||/<> Azot ve heterosiklik halka içeren, çoğunlukla fizyolojik olarak etkin ve alkali olan ikincil metabolitler.[Bağımlılık yapabilme özellikleri bulunmaktadır.] İLE/||/<> Kanın asit-baz dengesinin belirli sorunlar nedeniyle bazik olması durumu.[Sağaltılmazsa ölümcül olabilir.] )


- ALKALİ METALLER ile/||/<> TOPRAK ALKALİ METALLER

( Alkali 1A grubu +1 yük, toprak alkali 2A grubu +2 yük )

( Formül: M → M⁺ + e⁻ (alkali) İLE M → M²⁺ + 2e⁻ (toprak alkali) )


- ALKALİ[Fr. < ALCALI] ile ALKALOİT[Fr. < ALCALOIDE]

( Alkali metallerin hidroksitleriyle amonyum hidroksitin genel adı. İLE Özellikleri ile alkalileri andıran organik nesne. )


- ALKALİK[Fr.] ile ALKALİZASYON[Fr.] ile ALKALOİT[Fr.]

( İçinde alkali bulunan, alkali ile ilgili. İLE Alkali duruma getirme. İLE Özellikleri ile alkalileri andıran organik nesne. )


- ALKALOZ/ALKALOSIS[İng.] değil/yerine/= KAN ASİTSİZLİĞİ


- ALKAN İLE ALKEN İLE ALKİN İLE AREN ile/||/<> HİDROKARBON SINIFLARI

( Sırasıyla tekli, çiftli, üçlü bağlı doymuş/doymamış ve aromatik hidrokarbonlardır. )

( Formül: CₙH₂ₙ₊₂ İLE CₙH₂ₙ İLE CₙH₂ₙ₋₂ İLE C₆H₆ )


- ALKAN ile ALKEN

( Tek bağ içeren doymuş hidrokarbonlar. İLE Çift bağ içeren doymamış hidrokarbonlar. )


- ALKAN ile/||/<> ALKEN

( Alkan tekli bağ (doymuş) İLE alken çift bağ (doymamış) )

( Formül: C-C İLE C=C )


- ALKİL ile/||/<> ARİL

( Alkil doymuş hidrokarbon İLE aril aromatik gruptur )

( Formül: CH₃- İLE C₆H₅- )


- ALKIŞLAMAK ile/değil/yerine KABUL ETMEK


- ALKOL İLE ALDEHİT İLE KETON İLE KARBOKSİLİK ASİT İLE ESTER İLE AMİT ile/||/<> OKSİJENLİ ORGANİK BİLEŞİKLER

( Karbon-oksijen bağı içeren temel işlevsel gruplar ve aralarındaki ilişkiler. )

( Formül: R-OH → R-CHO → R-COOH )


- ALKOL ile/||/<> DAMITMA

( Alkolün damıtılması ve saflaştırılması )

( Razi tarafından 875 yılında keşfedildi/formüle edildi. (854-925) (Ülke: Rey) (Alan: kimya) (Önemli katkıları: Alkol damıtması, sülfürik asit, tıp ve kimya) )


- ALKOL ile/||/<> ETER

( Alkol -OH grubu içerir İLE eter R-O-R yapısındadır )

( Formül: R-OH (Alkol)\nR-O-R' (Eter)\nCnH₂n+₁OH (Genel alkol formülü) )

( Al-Razi tarafından 900 yılında keşfedildi/formüle edildi. (854-925) (Ülke: İslam Dünyası) (Alan: Tıp, Kimya) (Önemli katkıları: Tıp ansiklopedileri, alkol damıtma) )


- ALL vs. EACH/PER


- ALL- ile/||/<> ALL-/ALLO-/ALLOTRİ-/ALLOTRİO-

( Öteki, -normalden sapma, normal dışı, ters, dış, dışa ait, yabancı, farklı, değişik [allogreft: Başka bir bireyden alınan doku nakli]. İLE/||/<> Yabancı, anormal, normalden sapmış, sapkınlık. )


- ALLA (ALLA)" değil ALLAH (ALLAH)

( VARLIK VE YOKLUĞUN BİRLİĞİ )


- ALLAH ALLAH ile ALLAH ALLAH ALLAH ile YA ALLAH ile ALİMALLAH ile İNŞAALLAH ile BİSMİLLAH ile EVVELALLAH ile MAAŞALLAH ile EYVALLAH ile FESUBHANALLAH ile HAY ALLAH

( Şaşırırsak. İLE İşe coşku ve heyecanla sarılınca. İLE İşin sonuna kadar gitmek istersek. İLE Azmedersek. İLE İşe başlamadan önce. İLE İşe başlarken. İLE Kendimize güvenirsek. İLE İşi başarıyla bitirince. İLE İşten vazgeçersek. İLE Canımızı sıkarlarsa. İLE Eğer işi başaramazsak. )


- ALLAH, ÇALÂP ile/ve ALLAAAAAAAAHHH

( Fark mahreçte(çıkış yeri). Yani Satır ile Sadır(göğüs)'dan söyleme. Bir sözün ağızın ucundan çıkması, herhangi birşey ya da çok da önemli olmadığı yaklaşımıyla seslendirme. İLE/VE İçten, derinden, yoğun, hissederek, yaşayarak düşünmek, duymak ve seslendirmek. )

( Bir adım senden, benliğinden çık, ikinci adım Allah. )

( Allah kişinin ufkunda değil, derunundadır. )

( Görünecek olsa ona bile tuzak kurar, kurdukları tuzağa da kendileri düşer. )

( Üzerine konuşulamayan (sözlerin yetmediği) hikmet. )


- ALLAH ÇIRASI : YILDIZ ya da AY

( DIVINE SPARK : STAR OR MOON )


- ALLÂH İÇİN değil ALLÂH RIZÂSI İÇİN


- ..., "SAHİBİNE" BAĞIŞLASIN değil ..., SEVDİĞİNE BAĞIŞLASIN


- ALLAH TAKSİMİ ile/ve/||/<> KUL TAKSİMİ


- ALLAH ile HAKK

( Kimlik. İLE Varlık. )

( Allah'a güvenenin yolu, Hakk'tır. )


- ALLAH'A SECDE/HİZMET (ETMEK) ile/ve/<> ÂDEM'E SECDE/HİZMET (ETMEK)

( Namazı/nı edâ etmek. İLE/VE/<> İnsanla buluşmak/birleşmek/anlaşmak. )


- ALLAH'I BİLMEK ve/<> HADDİNİ BİLMEK


- ALLAH'IN ZÂTINI DÜŞÜNMEK ile/ve/yerine ALLAH'IN ÂSÂR'INI DÜŞÜNMEK


- ALLÂM[Ar.] ile ALLÂME[Ar.]


- ALLEGE vs. ASSERT vs. CLAIM vs. RECKON


- ALLEGORİ değil ALEGORİ


- ALLELOPATİ ile/||/<> İNTERFERANS

( Allelopati kimyasal inhibe, interferans fiziksel. )

( Formül: Toksik İLE direkt )


- ALLEM KALLEM (ETMEK)

( Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurma. )


- AL[L]ERJİ ile/||/<> AL[L]ERJEN

( Duyarca. İLE/||/<> Duyargan. )


- ALLOPATRİC İLE SYMPATRİC İLE VİCARİANCE ile/||/<> DAĞILIM PATTERNLERİ

( Tür dağılım mekanizmaları. )

( Formül: Biogeographic realms )


- ALLOPATRİK İLE SİMPATRİK İLE PARAPATRİK ile/||/<> TÜRLEŞME MODELLERİ

( Yeni türlerin oluşum mekanizmaları. )

( Formül: Gen akışı: Allo < Para < Sim )


- ALLOPATRİK TÜRLEŞME ile/||/<> SİMPATRİK TÜRLEŞME

( Allopatrik coğrafi izolasyon, simpatrik aynı bölgede )

( Formül: Coğrafi bariyer (allopatrik) İLE poliplodi (simpatrik) )


- ALLOPATRİK ile/||/<> SİMPATRİK

( Allopatrik coğrafi izolasyon İLE simpatrik aynı bölgede türleşmedir )

( Formül: Ayrı İLE birlikte )


- ALLOPOLYPLOİDİ ile/||/<> AUTOPOLYPLOİDİ

( Allopolyploidi farklı türlerden kromozom setiyken İLE autopolyploidi aynı türden çoklu kromozom setidir )

( Formül: Hibrit speciation )


- ALLOSTERİK ENZİM ile/||/<> MİCHAELİAN ENZİM

( Allosterik sigmoidal kooperatif, Michaelian hiperbolik basit. )

( Formül: Hill n>1 İLE n=1 )


- ALLOSTERİK ile/||/<> KOMPETİTİF

( Allosterik başka yere bağlanma İLE kompetitif aynı yerde yarışma. )

( Formül: Konformasyon İLE yarışma )


- ALLOTROP ile/||/<> İZOMER

( Allotroplar aynı elementin farklı formları, izomerler aynı formülün farklı yapıları )

( Berzelius tarafından 1838 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1779-1848) (Ülke: İsveç) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Kimyasal semboller, kataliz) )


- ALLUSION vs. CRITICISM


- ALLUSION vs. ILLUSION


- ALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AŞMAK


- ALMAK ile SATIN ALMAK

( ... ile ŞİRÂ' )

( TO TAKE vs. TO BUY )


- ALMANAK[İng. ALMANAC][Fr. < ALMANACH] değil/yerine/= YILLIK


- İLKOKUL FİŞLERİ:
ALMANYA'DA ile İNGİLTERE'DE ile JAPONYA'DA ile [ne yazık ki]
TÜRKİYE'DE

( Üretim ve yaşam, disiplinle başlar. İLE Geçmişini bilmeyen, geleceğini belirleyemez. İLE Yaşamak için üreteceksin. İLE Ali, ata bak! )


- ALMAYA GELİNCE ile/değil/yerine VERMEYE GELİNCE

( Ortada. İLE/DEĞİL/YERİNE Ortalıkta yok. )


- ALNI ile/ve KALBİ ile/ve KAPISI AÇIK OLMAK


- ALNIN ile/ve/||/<>/> GÖĞSÜN

( Ak. İLE/VE/||/<>/> Pak. )


- ALNINI "KARIŞTIRMAK" ile/ve/||/<> ALNINI KARIŞLAMAK


- ALOFTALMİ[Fr.] ile ALOKİNEZİ[Fr.] ile ALOMETRİ[Fr.] ile ALOPATİ[Yun.] ile ALOPESİ[Fr.] ile ALOTROFİ[Fr.] ile ALOTROPİ[Yun.] ile ALOZOM[Fr.]

( Gözün iris renginin değişikliği kusuru. İLE Gövdenin bir örgenini hareket ettirmek isteyince, onun yerine karşı yandaki örgenin hareket etmesi biçiminde beliren hareket bozukluğu. İLE Bir örgenin, gövdenin bütününe oranla daha hızlı gelişmesi bozukluğu. İLE Sayrıya verilen ilacın, sağlam biri üzerinde denendiğinde, sayrılığın belirtilerine karşıt belirtiler göstermesi. İLE Kıl ve saçların yokluğu ya da dökülmesi, kellik. İLE Çeşitli gıdalarla beslenme olanağı. İLE Bir nesnenin hiçbir kimyasal değişikli yokken ayrı özellikler gösterebilmesi. İLE Erillik/dişillik belirlenmesindeki kromozom. )


- ALOPESİ/ALOPECIA[İng.] değil/yerine/= SAÇ YA DA KIL DÖKÜLMESİ | SAÇSIZLIK KELLİK


- ALPHA İLE BETA İLE GAMMA İLE NEUTRON ile/||/<> RADYASYON TÜRLERİ

( İyonlaştırıcı radyasyon çeşitleri. )

( Formül: α: 2p+2n )


- ALPHA İLE BETA İLE THETA İLE DELTA İLE GAMMA ile/||/<> BEYİN DALGALARI

( EEG frekans bantları. )

( Formül: f = 8-13 Hz (alpha) )


- ALSANA ile AL SANA


- ALSANA ile AL SANA


- ALT ÇENE ve ÜST ÇENE

( CÂM-I SÎM[gümüş kadeh][mecaz]: Sevgilinin çenesi. )

( )

( ZEKAN[çoğ. ZÜKUN] )

( ZENAH/DÂN )

( LOWER JAW/MANDIBLE and UPPER JAW/MAXILLA )


- ALT DUDAK = ŞEFE-İ SÜFLÂ = LÈVRE INFÉRIEURE


- ALT EKSTREMİTE/LOWER EXTREMITY[İng.] değil/yerine/= BACAK


- ALT GEZEGENLER ile/ve/||/<> ÜST GEZEGENLER

( Merkür ve Venüs. İLE/VE/||/<> Mars, Jüpiter, Satürn. )


- ALT HAVA YUVARI ile GÖZ YUVARI ile HAVA YUVARI ile ISI/SICAK YUVARI(MAGMA KATMANI) ile IŞIK YUVARI ile İYON YUVARI ile RENK YUVARI ile SU YUVARI ile TAŞ YUVARI ile YER YUVARI

( ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE Yer gazyuvarındaki atom ve moleküllerin, güneş ışınlarıyla iyonlaştığı, 80-400 km. yükseklikler arasındaki katman. İLE ... İLE 12 km. İLE 150 km. İLE ... İLE 5000 km. )


- (ALT) MANTO -ile

( Yerkabuğunun altındaki 660. km.'de başlayan yarı erimiş devasa katman. [2002'de Science Dergisi'nde yayımlanan bir Japon deneyine göre, alt mantoda çözünmüş su, dünyanın yüzeyinden dolanan sudan 5 kat daha fazla olabilir.] )


- ALTERASYON ile/||/<> ALİTERASYON

( Değişiklik. İLE/||/<> Ses yinelemesi. )


- ALTERATION vs. IMMEDIATELY ALTERATION


- ALTERATION vs./and CHANGING THE SELF


- ALTERNANS[Fr.] ile ALTERNATÖR[Fr.]

( Ard arda dönüp gelme, nöbetleşe gelme. İLE Dalgalı elektrik akımı veren üreteç. )


- ALTERNATİF SPLİCİNG ile/||/<> POLİADENİLASYON

( Alternatif splicing çoklu mRNA İLE poliadenilasyon 3 kuyruk. )

( Formül: Multiple mRNAs İLE 3-prime processing )


- ALTERNATİF[İng. < ALTERNATIVE] değil/yerine/= DALGALI


- ALTERNATİF ile/ve/||/<> TEKABÜLİYET


- ALTERNATIVE vs. POSSIBILITY


- ALTERNATÖR ile/||/<> DİNAMO (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)

( Alternatör AC, dinamo DC üretir )

( Formül: AC jeneratör İLE DC jeneratör )


- ALTHOUGH vs. THOUGH


- ALTI ile ALTI

( Rakam. İLE Bir nesnenin tabanı. )

( SIX vs. SIX )


- ALTI[6] ile ARTI[+]


- ALTI ile ATLI

( 6 | Bir nesnenin/konumun altı. İLE ... )


- ALTİMETRE[Fr.] değil/yerine/= YÜKSEKLİKÖLÇER


- ALTIN ORAN ve/<> FIBONACCI SAYILARI/DİZİSİ

( 1.6180339887 [φ = (1 + √5) / 2 = 1.6180339887498...] ve/<> 0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377, 610, 987 ... [son iki sayının toplamı alınarak devam edilir] )

( Dizideki ardışık iki sayının oranı, sayılar büyüdükçe Altın Oran'a yaklaşır. )

( MİMARLIK ÜZERİNE ON KİTAP - VITRUVIUS[Marcus Vitruvius Pollio, M.Ö. 80 ile 15] )

( Altin_Oran.mp4 [1] | Altin_Oran2.mp4 [2] )

( )

( Wikipedia'da... http://tr.wikipedia.org/wiki/Altin_oran )

( Okuduğunuz Herşeye İnanmayın: Salyangoz Kabukları ve Fibonacci Sayıları

Kişiler, mucizelere inanmak ister. Yaşamın tamamının mucizelerle dolu olmasını isterler. Her şeyin birbirine kusursuz bir biçimde oturmasını, olaylar, olgular ve sistemlerde hiçbir pürüz olmamasını isterler. Bu, insan türünün beyin yapısı ve çalışma ilkeleri düşünüldüğünde anlaşılırdır. Fakat yine de tanıdığımız en karmaşık yapı olan beynimizin, bu kadar basit hatalara düşebildiği gerçeğini göz önünde bulundurarak, etrafımızı incelerken çok daha dikkatli ve gerçekçi olmamız gerekmektedir. Burada, yardımımıza bilimsel yöntem ve analiz metotları koşmaktadır. Çünkü kişiler, kendilerini kandırmaya açıktır. Duygularına hemencecik yenik düşerler, bu bakımdan zaafları vardır. Söylediğimiz gibi, her şeyin büyüleyici, her şeyin sıradışı, her şeyin olağanüstü, her şeyin masalsı olmasını isteriz. Ancak doğa kusurludur. Bu kusurları görmemezlikten gelerek bilim üretemeyiz. Çünkü kusurlara bakarak, hataları anlayarak, eksiklikleri fark ederek sistemlerin nasıl çalıştığını, nasıl çalışmaları gerektiğini, neden kusursuz olamayacaklarını anlarız. Hatta bu sayede onları geliştiririz, doğadakilerden daha başarılı sistemler üretebiliriz.

HP, Apple, Netscape Communications gibi birçok büyük teknoloji firmasında yazılım mühendisi olarak görev almış olan, aynı zamanda astronomi, biyoloji, matematik gibi alanlarda araştırmalar yürüten, teknoloji ve bilim yazarlığı yapan, bilimin yayılması için konuşmalara katılan Akkana Peck, deniz kabuklarının matematiği ile ilgili bir araştırma yazısı üzerinde çalışırken ilginç bir gerçekle karşılaşmış. Hikayeyi bilirsiniz: doğada kusursuz bir matematik olduğu, ayçiçeklerinden salyangoz kabuklarına, kol uzunluğumuzdan çeşitli kentlerin bulunduğu coğrafi lokasyonlara kadar her şeyin "özel bir matematik" dahilinde olduğu iddia edilir. Hatta kimi zaman üniversitelerin animasyon birimleri ve grafikerleri bile bunu öyle bir göstermektelerdir ki, sanki doğada hakikaten tüm canlıların uyduğu bir matematiksel/geometrik düzen varmış gibi bir algı yaratılır. Kolumuzun toplam uzunluğunun dirseğimizden parmak ucuna kadar olan uzunluğa oranının "altın oran"a uymak zorunda olduğunu sanarız. Deniz kabuklarının ve deniz minarelerinin gerçekten de Fibonacci sayılarına mükemmel biçimde uyduğunu sanar, ayçiçeği tohumlarının kusursuz bir matematiği takip ettiğine inanırız. Bunların hepsi koca bir hatadır. Akkana Peck bu gerçekle yüzleşmesini şöyle anlatıyor:

"Bir arkadaşımın üniversitedeki matematik dersine Fibonacci sayılarıyla ilgili bilgi vermek üzere davet edilmiştim. Daha lisedeyken Fibonacci sayıları üzerine araştırmalar yapmaya başlamıştım ve onların büyüyen bir şehrin güç istasyonlarını planlamada nasıl kullanıldığını incelemiştim. Tüm bunları o derste anlatacaktım, dolayısıyla araştırmalarımda bulduğum tüm görselleri bulmaya ihtiyacım vardı. Bilirsiniz, çam kozalaklarındaki, çiçeklerin yapraklarındaki, ağaçlardaki dallanmalardaki matematiksel oranları, Altın Oran'ı, Fibonacci/Altın Spiralini, vb. doğadaki matematiği gösteren görsellere ihtiyacım vardı. Örneğin bir Nautilus kabuğunun nasıl harika bir biçimde Fibonacci sayılarına uyduğunu göstermeyi istiyordum.

Çam kozalaklarını topladım, bazı fotoğraflar çektim, slaytlar hazırladım ve iş, altın orana uyan spiralleri göstermeye geldi. Ufak bir GIMP metni hazırlayarak bilgisayarımın otomatik olarak Fibonacci spiralini oluşturmasını sağladım. Sonrasında, bir odacıklı Nautilus fotoğrafı aramaya başladım. Amacım, bu spirale ne kadar kusursuz biçimde uyduğunu göstermekti. Sonunda Wikipedia'dan harika bir örnek buldum. GIMP içerisine yapıştırdım ve üzerine altın spirali çizdim. Sonrasında ise birbirine uydurmak üzere boyutlarla oynamaya başladım. İmkansızdı. Hiçbir biçimde spiral, kabuğun biçimine uymuyordu!

Ne kadar çabalarsam çabalayayım, hiçbir biçimde kabuk ile spirali uyduramadım. Ben de Google Images'ı kullanarak daha fazla kabuk fotoğrafı bulmaya çalıştım. Bulduğum hiçbir kabuk spirale uymuyordu! Hatta Fibonacci sarmalına yaklaşamıyordum bile!"

Akkana Peck, bu konuda yalnız değildir. Başlangıçta sözünü ettiğimiz düşünceler, halk arasına o kadar yerleşmiştir ki, bizim matematiğimizden doğan bazı oranların doğada halikulade bir biçimde olması gerektiğini sanarız. Evet, bu oranlar kabaca doğadaki organizmaların yapılarında rastlanabilir. Aslında bunda şaşılacak bir şey yoktur. Örneğin Fibonacci sayıları dediğiniz sayılar, kademeli olarak bir önceki toplama eklenerek artan sayılardır. Bir deniz minaresi kabuğu da, bir önceki zaman diliminde üretilen kabuk miktarının üzerine konarak arttığı için, elbette, ister istemez Fibonacci sayıları dediğimiz sayıya uyacaktır. Bir ayçiçeğinin tohumları, merkezden başlayıp etrafa yayılır. Altın spiral de, belirli bir merkezden başlayıp etrafa yayılan çizgilerden elde edilir. Dolayısıyla ikisinin birbirine uyması kaçınılmazdır. Bizler bu oranları tanımlarız. Bu oranlar, gökten inmezler. Eğer doğada, bu oranları tanımladığımız temele uyan bazı sistemler varsa, o sistemlerin sonucunda yine bu oranları görmemiz son derece anlaşılırdır. Hatta bu, kaçınılmaz bir sonuçtur.

Daha açık bir örneği şöyle verebiliriz: tüm sayı sistemleri etrafımızda kendini tekrar eden objeleri kategorize ederek gelişmiştir. 1, 2, 3 gibi sayılar, aslında kategorizasyon amacı taşır. Tek olan bir olguya "1" deriz. Kendini tekrar ediyorsa, bu sayıyı arttırırız. Sayılar böyle oluşmuştur. Tüm matematik, bunun üzerine inşa edilmiştir. Dolayısıyla matematiği, doğadaki sistemleri tanımlamak için, doğadaki sistemlere bakarak geliştirdik. Örneğin matematikteki "türev" denen işlem, "değişim miktarını" verir. Dolayısıyla etrafımızda düzenli olarak değişen şeylere bakıp, türev hesabına uymalarına şaşıramayız. Ancak nedense bu matematiksel unsurların adı "altın oran" ya da "Fibonacci sayıları" gibi daha havalı isimler olunca, sanki özel bir anlamları varmış zannedilir. Halbuki tıpkı türev, integral, vb. matematiksel hesaplamalar gibi, bu oranlar da doğaya bakarak inşa ettiğimiz sistemlerin ürünüdür. Doğadaki sistemlerde bu matematiksel izleri görmemizde şaşılacak bir taraf yoktur.

Ancak sorun bu da değildir. Sorun, doğada bu oranlara uyduğu iddia edilen birçok sistemin, daha fazla sayıda veriyle gözden geçirildiğinde, bu oranlara hiç de uymadığını görmemizdir. Örneğin spesifik bir kişinin omuz-kol uzunluğunu, dirsek-kol uzunluğuna böldüğünüzde 1.618'e çok yakın bir sayı elde edebilirsiniz belki, ki bu "altın oran" olarak bilinir. Ancak 100 kişinin kolunu ölçtüğünüzde, bu orandan ciddi anlamda sapma olduğunu görürsünüz. Belki ortalamaları gene altın orana yakın olacaktır; ki bu son derece anlaşılırdır, çünkü bu oranların doğa yasalarının tanımından kaynaklandığı düşünülmektedir. Örneğin kütleçekiminin bir cismin yerden yüksekliğine etkisinin, ağırlıkla sınırlandırılmış olmasından ötürü birçok uzunluğun altın orana uymak zorunda olduğu düşünülmektedir ve bu konuda araştırmalar sürmektedir. Altın oran, sonradan keşfedilen bir özellik değildir. Doğada var olan oranlardan çıkarılan bir özelliktir. Eğer ki etrafımızda altın orana uyan obje sayısı gerçekten çok fazlaysa, beynimizin de bu oranı daha hoş görecek biçimde evrimleşmesi kaçınılmaz bir sonuçtur.

Science News'te yayınlanan bir makalede deniz kabuklarının spiralleri ele alınmıştır. 1999 yılında emekli matematikçi Clement Falbo San Francisco'da bulunan Kaliforniya Bilim Akademisi'nde bir dizi Nautilus kabuğunun ölçümünü yaptı. Bulguları ilginçti: evet, kabuklar altın spiral gibi logaritmik bir seriyi takip ediyordu. Ancak kabukların oranı 1.24 ila 1.43 arasında değişiyordu. Ortalama oranları ise 1.33'e 1'di! Bu, 1.618 civarında olması beklenen altın orana yakın bile değildi!

Sonradan, 2002 yılında aynı sorunu John Sharp da fark etti. Ancak matematikçilerin bu bulgularına rağmen halk arasında halen bu oranların canlıların yapısını %100 yönettiği ve bu canlıların gövdelerinin bu oranlara %100 uyduğu gibi saplantılı bir sanrı bulunmaktadır. Sharp şöyle söylüyor:

"Bu yanlış iddiayla ilgili en ilgi çekici olan şey, ne kadar yaygın olduğudur. Hatta bu konuları daha iyi bilmeleri gereken matematikçiler bile bu hataya düşmektelerdir. İşte bu, neden geometrinin daha geniş olarak ve sıradan olmayan bir biçimde öğretilmesi gerektiğini göstermektedir. Sadece geometri de değil, biçimler ve oranların görsel estetiği de düzgün öğretilmelidir."

Burada son olarak şu sorun doğmaktadır: bir sayı, bir diğerine ne kadar yakın olursa, tamamen uyduğu söylenilebilir? Yukarıdaki sayılar arasındaki fark matematiksel olarak barizdir. Dolayısıyla 1.33 sayısını gidip de "1.618'e çok yakın, dolayısıyla bu canlılar altın orana uyuyor." dememiz olanaklı değildir. Daha önce de söylediğimiz gibi, spirallerin büyüme tipinden ötürü buna benzer bir orana uyması kaçınılmazdır. Eğer doğadaki bir sistemin, belirli bir orana uyduğunu iddia edeceksek, ondalık basamağından sonraki en az 2-3 adet değerin o orana birebir uymasını bekleriz. Örneğin pi sayısını kullanırken 3.14 olarak almak yeterlidir. Daha fazlası hesaba dikkate değer bir katkı sağlamaz (ancak dahasını eklerseniz hesabınızın isabetliliği artar). Daha azı ise kabul edilmez, çünkü çok yüksek hata payı demektir. Benzer biçimde, Dünya'nın yerçekim ivmesini 9.81 almak kabul edilebilirdir; ancak 10'a yuvarlamak ilkokul düzeyinde bir hesap yapılmıyorsa kabul edilemez. Benzer biçimde, bir sistemin altın orana uyduğu iddia ediliyorsa, o sistemden aldığınız oran en azından 1.62 civarında olmaldır ki genelde doğrudan 1.618'e uyması beklenir. Ancak 1.3 gibi bir sayının 1.618'e yakın olduğunu, dolayısıyla sistemin "altın orana kusursuz biçimde uyduğunu" söylemek akıl, bilim ve gerçek dışıdır. )

( ... VE/<> Fn = Fn-1 + Fn-2 )

( GOLDEN PROPORTION/RATIO/MEAN/SECTION and/<> FIBONACCI NUMBERS/SERIAL )


- ALTIN ORAN ile/ve/||/<> [LUDOLPH]Pİ SAYISI

( 1.6180339887 ile/ve/||/<> 3.14...~ )


- ALTIN ORAN ve/||/<>/> TEKRARLAYAN ALTIN ORAN


- ALTIN ve CIVA

( Civa, altının kardeşidir. )


- ALTIN ile/ve/||/<> SEZYUM

( GOLD vs./and/||/<> CESIUM )


- ALTIN(PARA) ile/ve/değil/yerine/||/<> SÖZ/KELÂM

( Doğada. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Kişide. )


- ALTIN[Au] ile BAKIR[Cu]

( 118 Element Arasında Neden Altın Bu Kadar Değerli? )

( AURUM cum CUPRUM )


- ALTINDA KALMAK ile/değil/yerine/< ALTINDAN KALKMAK


- [daha önce] "ALTINI ÇİZMEK(/ÇİZDİKLERİMİZİN)" ile/ve/değil/yerine/sonra/||/<>/< ÜSTÜNÜ ÇİZMEK


- ALTIPLANO ile LA PAZ

( ... İLE Bolivya'nın başkenti La Paz, Altiplano'dan 434 m. düşük rakımda kurulmuş olması nedeniyle, soğuk dağ rüzgârlarına karşı nispeten daha korunaklıdır. )

( ... İLE Güney Amerika'nın, güneşe en yakın kenti ve dünyanın en yüksek başkentidir. )

( ... İLE Yüksek rakım nedeniyle, La Paz'a giden turistler halsizlik çekmektelerdir.[La Paz'a gidip de, yükseltinin yarattığı hastalıktan dolayı ölen diplomatların gömüldüğü bir "Büyükelçi Mezarlığı" da varmış.] )

( ... İLE Deniz seviyesinden yükseklik, kentin bir bölümünde 4000 m.'ye yakın, öbür bölümünde ise 3200 m. kadar. Yani, aradaki fark yaklaşık 1 km. Bu yüzden, sıcaklık ve bitki örtüsünde olduğu kadar, ekonomik ve toplumsal etkinliklerde de büyük farklar görülüyor. Düşük gelirli ailelerin yaşadığı mahalleler ve sanayi bölgesi, yüksek kesimlerde; orta halli ailelerin yerleşim bölgeleri ise daha alçak olan kesimde yer alıyor. Ama arada ters bir orantı var. Zenginlik arttıkça, "aşağılar" tercih ediliyor. La Paz'da, "yukarıdakiler"in sayısı, "aşağıdakiler"den çok fazla. Yani yoksulluk, "zirve"ye ulaşmış durumda. )


- 60 TABANLI SAYIDA:
DEĞER ve/= ŞEKİL/LER

( )


- ALTO[İt.] ile ALTO[İt.]

( Çocuk ve kadın seleninde peslik. İLE Keman çeşidi. )


- ALTOBASO[İt.] değil/yerine/= YELKENİN ALT KENARI


- ALTRUİSM İLE KİN SELECTİON İLE RECİPROCAL ile/||/<> SOSYAL EVRİM

( İşbirliği evrimi. )

( Formül: Inclusive fitness )


- ALTTAN ALMAK ile/ve İDARE ETMEK


- ALUMEL[Fr.] değil/yerine/= ALÜMİNYUM, MANGANEZ VE SİLİSYUM İÇEREN NİKEL ALAŞIMI


- ALÜMİN[Fr. < ALUMINE] ile ALÜMİNYUM[Fr. < ALUMINIUM]

( Suda çözünmeyen, 2050 °C'de eriyen, beyaz bir toz olan alüminyum oksit. [Al2O3] İLE Atom numarası 13, atom ağırlığı 26,98 olan, 660 °C'de eriyen, gümüş parlaklığında, beyaz, hafif bir öğe. [simgesi: Al] )


- ALUMİNA ile ALUMİNAT ile ALUMİNİT ile ALUNİT


- ALÜMİNYUM[Fr. < ALUMINIUM] ile ALPAKS[Fr. < ALPAX]

( Atom numarası 13, atom ağırlığı 26,98 olan, 660 °C'de eriyen, gümüş parlaklığında, beyaz, hafif bir öğe. [simgesi: Al] İLE Kolayca bükülebilen alüminyum ve silisyum karışımı. )


- ALÜMİNYUM ile/değil GALYUM

( ... İLE/DEĞİL Çok seyrek bulunan, alüminyumu andıran, yoğunluğu 5.9, atom ağırlığı 69.72 olan, 29.8 °C'de ergiyen öğe. [simgesi: Ga] )


- ALÜN[Fr.] değil/yerine/= ŞAP[Ar. < ŞABB]


- MİL[Yun.]/ALÜVYON[Fr.]["ALİVYON" değil!] değil LIĞ/BALÇIK


- ALVE- ile/||/<> ALVEOL-/ALVEO-

( Kanal, kavite. İLE/||/<> Alveolusla ilgili, küçük kavitelerle ilgili. )


- ALVEOLAR ile/||/<> BRONŞİAL

( Alveolar gaz değişimi İLE bronşial hava taşıma. )

( Formül: Exchange İLE conduction )


- AM[Ar.] ile ÂM[Ar. çoğ. A'VÂM] ile AMM[Ar. çoğ. AMMÂT] ile ÂMM[Ar. < UMÛM] ile HAMM[Ar.] ile HAM[Ar.]

( Sevgi. | İstek, istemek, istenilen. | Dişillik örgeni, vajina. İLE Yıl, sene. İLE Amca. İLE Genel/umûmî, herkese ait. İLE Şiddetli hararet. )


- AMA ÖYLE ile/ve/||/<>/> AMA BÖYLE


- AMA YİNE DE ... değil/yerine NEYSE Kİ ...


- AMÂ[Ar.] ile A'MÂ[Ar.] ile AMA[Ar.]

( Körlük, görmezlik, manevi körlük, bilgisizlik. | Yağmur bulutları. | Altında ve üstünde hava bulun(may)an bulut. İLE Kör. | Bilgisiz/cahil. İLE Bağlaç, fakat. )


- ... AMA ... ile/değil/yerine ... DOLAYISIYLA ...


- ÂMÂ ile KÖR

( Köre renk, sağıra ahenk olmaz! )

( DARÎR[çoğ. ADIRRÂ]: Doğuştan kör. )


- AMAÇ:
BİRLİK ve/<> BÜTÜNLÜK


- AMAÇ/HEDEF:
"DAĞIN DORUĞUNDA" değil DAĞIN ARDINDA

( Dorukta olursa gözünde büyür fakat ardında olursa o "zorlu süreç", aşılabilecek yola dönüşür dinleyen için. )


- AMAÇ ile/ve/||/<> AMAÇLILIK

( ... mit ZWECKMÄßIGKEIT )


- AMAÇ ile/ve/değil/yerine ARAÇ

( Amaç, aracın/araçların devrede oluş süreçlerinin tamamlanmış olduğu sonuç. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Araç, amaca/sonuca yönelik çabanın içinde kullanılanların/ uygulananların her bir ayrı işlev parçası ve/ya da bütünü. )


- AMAÇ ve/||/<>/> BİLİM

( Anlam doğar. VE/||/<>~> Açıklama sunar. )


- AMAÇ ve/||/<>/> DEĞER

( PURPOSE and/||/<>/> VALUE )


- AMAÇ ile/ve/||/<> İŞLEV

( TELOS vs./and/||/<> ERGON )


- AMAÇ ile/ve/||/<>/> OLGUNLAŞMA/KEMÂL


- AMAÇ ile/ve/değil/||/<>/> YÖNELİM


- AMAÇ/AMACI ile/ve/değil/yerine/||/<> NEDEN/İ


- AMAÇLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< YELTENMEK


- İLKE/LER:
AMAÇSAL ile/ve/||/<> SÜREÇSEL ile/ve/||/<> SONUÇSAL


- ÂMÂK[Ar. < MAAK/MAUK] ile A'MÂK[Ar. < UMK]

( Göz pınarları. İLE Derinlikler. )

( A'MÂK-I HAYAL adlı kitabı okumanızı salık veririz... )


- A'MÂL-ÜL-MA'DEN ile METALURJİ

( Metalurji. )


- AMAN ile ANAM


- Amansız KONUŞ!!!


- AMAROKS FUGAKS/AMAUROSIS FUGAX[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ KÖRLÜK


- AMARULA ile SARHOŞLUK

( Meyvesinde alkol oluşan/bulunan ağaç/meyve. )

( )


- AMASYA ile AMASRA

( Orta Karadeniz'de. [Çorum - Merzifon - Amasya] İLE Batı Karadeniz'de. [Zonguldak - Bartın - Amasra] )


- AMATÖR değil/yerine/= ÖZENGEN/İSTEGEN


- AMATÖR/LÜK ile PROFESYONEL/LİK

( Genel kabul ile tanımlanan. )

( Sanatta, tam tersi! )


- AMAZON IRMAĞI ve/||/<> ORNACO IRMAĞI

Bugün[20 Ekim 2025]
itibarı ile 32.849 başlık/FaRk ile birlikte,
32.849 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(6/133)