Bugün[20 Ekim 2025]
itibarı ile 32.849 başlık/FaRk ile birlikte,
32.849 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(36/133)


- EDEB ile/ve ÂDÂB

( Elif, Dal, Be. Edebli olmak, eline, diline, beline sahip olmak anlamını taşır. İLE/VE Edeb'in çoğulu. )

( Âdap eksikliği, öze dair bilginin eksikliğindendir. )

( EDEB YÂ HÛ )


- EDEB ve ADÂLET

( Yerli-yerince hareket etmek. VE Yerli-yerinde olmak. )


- EDEB ile/ve/||/<> AHLÂK ile/ve/||/<> MATEMATİK

( İnsanlığın gelişimindeki/tarihindeki üç önemli eşik. )


- EDEB ve/<>/= DİL

( BREEDING and/<>/= LANGUAGE )


- EDEB ve EDEBİYAT

( Söylemesini bilmeyen, eylemesini bilemez. )


- EDEB ile/ve EMNİYET


- EDEB ile/ve ERKÂN

( Muktezâ-yı hal üzere söylemek ve eylemek. İLE/VE ... )


- EDEB ile/ve/<> HAYÂ

( : ZİNNÛREYN )


- EDEB ve/> İLİM

( Edep, ilimden önce gelir. )


- EDEB ve/<>/> İMAN ve/<>/> İLİM ve/<>/> AMEL ve/<>/> İHLÂS


- EDEB ve/=/<> İRFAN


- EDEB ile/ve KORKU


- EDEB ile/ve/<> SAMİMİYET

( Ne kadar samimi olunsa da edebten uzaklaşmamak gerekir! )


- EDEB ve/=/<> TEVHİD


- EDEB ile/ve USÛL


- EDEB ile/ve/<> ZARÂFET


- Edeben SUS!!!


- EDEB-İ HAKİKAT ile/ve/||/<>/> EDEB-İ CEMÂL


- EDEBÎ (OLAN) ile/ve/||/<>/>/< EBEDÎ (OLAN)


- EDEBÎ (OLAN/LAR, ALAN/LAR, KONU/LAR) ile/ve/<> MANEVÎ (OLAN/LAR, ALAN/LAR, KONU/LAR)


- EDEBÎ TANIM/YAKLAŞIM ile FELSEFÎ TANIM/YAKLAŞIM


- EDEBÎ ZENGİNLİK ile/ve FELSEFÎ FAKİRLİK


- EDEBÎ ve/> EBEDÎ


- EDEBİ ile EBEDİ


- Edebinle KONUŞ!!!


- EDEBİYAT ile/ve EDEBÎYAT

( Dili, dildeki göstergeleri, dil üzerinden ve dil aracılığıyla dile getirmenin dili. İLE/VE Tasavvufun dile getirilişi. )


- EDEBİYAT ve/<> İLÂHİYAT


- EDEBİYAT ile/ve TARİH

( Bilim olarak görülmese de her âlimin bilmesi gerekir. )


- EDEBİYAT[Ar.] ile/=/||/<> YAZIN

( "EDEB" sözcüğünün uzatmalı -Î eki ile "Edeb'e ait olan", "Edeb alanında bulunan" anlamının, -YÂT eki [Türkçe'deki -SEL eki] ile çoğulu olarak kullanımıdır.
Bir şeyi düşünür, dile getirir ve yazarken, paylaşıma, aktarıma sokarken sahip olunması gereken dikkat, incelik(rikkat), titizliklerin önemini eserde yansıtmak üzere vurgu olarak ve -çoğul olarak ifade edilişiyle- önemini işaret etmek üzere bu adı almıştır.
[ Bugünkü Türkçe kullanımıyla "YAZIN" olarak, niteliksel özelliğinden çok
nesnesinin üzerinden tanımlanmaktadır. ] )


- EDEBLİ OLMALI!


- EDEB(SİZ/LİK) ile/ve AHLÂK(SIZ/LIK)

( İçte. İLE/VE Dışta. )

( [olmaması] Ayıptır. İLE/VE Suçtur. )

( [olmaması] Açıkça yapılır. İLE/VE Gizlice yapılır. )

( [olmamasında] Utanmaz. İLE/VE Utanır. )

( [olmamasında] İğrenilir. İLE/VE Kızılır. )

( Kavramsal/kurumsal/meslekî. İLE/VE Kişisel. )

( Çoğul. İLE/VE Tekil. )


- EDEN BULUR (KADER[Ar. < KADAR]/KARMA[Hintçe]) ile/ve/||/<>/> NE EKERSEN, ONU BİÇERSİN


- EDEN / KILICI -ile

( AGENT )


- EDEN > BULUR


- EDENLİ EDİLGEN ile EDENSİZ EDİLGEN

( PERSONAL PASSIVE vs. IMPERSONAL PASSIVE )


- EDEP ve/||/<>/< AKIL

( Kişinin, aklı kadar edebi; edebi kadar da ederi vardır. )


- EDEP/TERBİYE değil/yerine/= GÖRGÜ/İNCELİK/İYİ KILINÇ


- EDEPLİ:
FELSEFECİ ve/||/<> MATEMATİKÇİ ve/||/<> HUKUKÇU

( Ancak, felsefeci, matematikçi ve hukukçular edeplidir.[Ancak, dile hâkim olabildikleri ve sorgulayabildikleri oranda.] [Ne hareketi/sporu temel/öncelikli alan, ne bilimsel tutarlılığı olan, ne de sanatsal duyarlılığı ile sınırları/nı aşan.] )


- [ne yazık ki]
EDEPSİZ ile/değil/yerine/>< EDEPLİ

( Bildiği sözcükler kadar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bilmediği sözcükler kadar. )


- EDEPSİZLERE SUSMAK değil EDEBEN SUSABİLMEK


- EDEPSİZ/LİK ile/ve/||/<> AHLÂKSIZ/LIK


- EDEPSİZLİK" ile/değil/yerine COŞKU


- EDEPSİZ/LİK ile/ve/değil/||/<> MÜSTEHCEN/LİK


- EDGE ile/ve/||/<> FRINGE

( Eşik. İLE/VE/||/<> [Kuantum] Işık/parçacık yansımalarının arasındaki [0 | arasındaki] eşik. )


- EDİB ile MUHARRİR


- EDİB ve/||/<> NAZİK ve/||/<> HAZİK

( Sözümüzde. VE/||/<> Davranışımızda. VE/||/<> İşimizde[ustalığımızda]. )


- EDİLGEN ALICI ile/ve/değil/yerine/<>/< ETKİN KURUCU


- EDİLGEN ile/ve/değil/||/<>/< ETKİN OL(A)MAYAN


- EDİLGEN ile GAİB


- EDİLGEN/LİK(PASİF/LİK) ile/ve/değil TAM YERİNDE OLMAK


- EDİLGİN = MÜNFAİL = PASSIVE[İng.] = PASSIF[Fr.] = PASSIV[Alm.] = PASSIVUS[Lat.] = PASIVO[İsp.]


- EDİM = FİİL, AMEL = ACT[İng.] = ACTE[Fr.] = AKT[Alm.] = ACTUS[Lat.] = ENERGEIA[Yun.] = ACTO[İsp.]


- EDİMSEL/LİK = BİLFİİL = ACTUAL/ITY[İng.] = ACTUEL/ITÉ[Fr.] = AKTUELL, WIRKLICHKEIT[Alm.] = ACTUALITAS[Lat.] = EFECTIVO[İsp.]


- EDİMSELLİK ve/||/<>/> OLUMSUZLAMA


- EDİNİM ile ÇIKARIM

( TO OBTAIN vs. INFERENCE )


- EDİSYON/EDİT yerine DÜZENLEME


- EDİT ETMEK değil/yerine/= DÜZENLEMEK


- ED'İYE[< DUÂ] ile/ve/<>/> HEDİYE

( Yalvarmalar, yakarmalar. İLE/VE/<>/> Armağan. )


- EDİZ ile EDİZ TAG ile EDİZ YER ile EDİZLİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Herhangi bir şeyin yükselmiş durumu. İLE Aşılamayan dağ. İLE Yüksek yer. [Yüksek başka bir şey için de kullanılabilir.] İLE Yükselti, yükseklik. )


- EDUCATION vs. INSTRUCTION


- EDUCATION vs. SENSITIVENESS


- EF'AL:
SIHHAT ile/ve/||/<> İNİKAT ile/ve/||/<> NİFAZ ile/ve/||/<> LÜZÛM

( LEGALITE avec/et/||/<> CONCLUSION avec/et/||/<> VALIDITE avec/et/||/<> NECESSITE D'EXECUTION )


- EFDAL[Ar. < FÂDIL/FÂZIL] ile EFDÂL[Ar. < FAZL]

( Daha erdemli/fazîletli. | En üstün/âlâ. İLE Fazlalar/ziyâdeler. | İyilikler, ihsanlar, meziyetler, lütûflar. )


- EFEKT ile EFEKTİF ile EF(F)EKTÖR

( Etki. İLE Etkin, etkili. İLE Etkileyen. )


- EFEKTİF[İng. < EFFECTIVE/EFFECTIF(Fr.)] değil/yerine/= ETKİLİ


- EFENDİSİ ve/||/<>/< KÖLESİ

( Bilginin. VE/||/<>/< Çalışmanın. )


- EFENİM" değil EFENDİM


- EFERENT/EFFERENT[İng.] değil/yerine/= GÖTÜRGEN


- EFFAK[Ar.] ile EFFÂK[Ar. < İFK]

( Ticaret için tüm dünyayı gezen. İLE Fazla iftirâ eden. )


- EFFECT vs. CONTRIBUTION


- EFFECT vs./and ECHO


- EFFECTIVE vs. IMPRESSIVE


- EFFECTIVE vs. WHAT EVER


- EF(F)ERENT ile EF(F)ÜZYON

( Götüren. İLE Sıvı [birikimi]. )


- EFFICACY ile EFLÜKS/EFFLUX

( Etkinlik. İLE Dış atım. )


- EFHÂM[Ar. < FEHM] ile EFHAM[Ar. < FEHÎM]

( Zihinler, anlamalar, idrâkler. İLE En ulu, çok şeref sahibi, daha fehâmetli. )


- EFHÂS[Ar. < FAHS] ile EFHÂZ[Ar. < FAHZ]

( Herşeyin içi/boşlukları. İLE Yakın akrabalar. )


- EFHÂS[Ar.] ile EFHÂZ[Ar. < FİKR]

( Daha fakir ve muhtaç. İLE Düşünceler. )


- EFLATUN[Ar. < Yun.] değil/yerine/= BUVALDUR


- EFOR[İng.] SARF ETMEK değil/yerine/= ÇABA TÜKETMEK


- EFRA'[Ar.] ile EFRÂH[Ar. < FERH] ile EFRÂH[Ar. < FERAH]

( Vesveseli, kuruntulu. | İşi gücü olmayan. İLE Piliçler. | Piçler. İLE İç açıklıkları, sevinmeler. )


- EFRÂS[Ar. < FERES] ile -EFRÂZ/FİRÂZ[Fars.]

( Atlar, beygirler, kısraklar. İLE Kaldıran, yükselten. )


- EFSÂNE CÛ/Y[Fars.] ile EFSÂNE GÛ/Y[Fars.]

( Efsâne arayan/arayıcı. Boş vakit geçirmek isteyen. İLE Masal söyleyen, saçmasapan söyleyen. )


- EFSÂNE ile/||/<> ESÂTİR ile/||/<> KISSA ile/||/<> HİKÂYE ile/||/<> HABER ile/||/<> MASAL

( Güzelliğin ileri derece etkileyici niteliği. İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... )

( ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> Kendi deneyimini anlatmak. İLE/||/<> İkinci elden aktarmak/anlatmak. İLE/||/<> Olmuşu aktarmak/anlatmak. İLE/||/<> ... )


- EFSANE[Ar.] değil/yerine/= GÜZELLEME


- EFSANE ile MASAL

( Türkiye/Türkçe Masal Haritası'nı görmek için burayı tıklayınız... )


- EFSÂNEVÎ ile/ve/||/<> ÂBİDEVÎ


- EFSÛN[Fars.] ile EFZÛN[Fars.]

( Gözbağcılık, "büyü", "sihir", arpağ. İLE Fazla, çok, yukarı, aşkın. )


- EFŞÜRDE[Fars.] ile EFŞÜRE[Fars.]

( Sıkılmış, posası çıkarılmış şey. İLE Öz, uşâre. )


- EFTEN-PÜFTEN (KONULARA DEĞİNMEK/TAKILMAK)


- EFZÂ'[Ar. < FEZÂ] ile -EFZÂ/-FEZÂ[Fars.] ile EFZAH/EFDAH[Ar. < FAZÎH] ile EFZÂR[Fars.]

( Korku ile bağırmalar. İLE Artıran, çoğaltan. İLE Daha/pek rezil. İLE Ayakkabı, kundura. | Gemi yelkeni. | Sanatçıların kullandıkları aletler. | Yemeğe konulan baharat. )


- EGALE[Fr. < ÉGALE | İng. < EQUAL] ile ANGAJE/ENGAJE[Fr./İng. < ENGAGÉ]

( Her ne kadar "yinelemek/tekrar" olarak bilinse ve kullanılsa da "eşitlemek/eşit değer" köküyle düşünmek ve anlamak gerekir. İLE Bağlamak, bağlanmak, ilişkilenmek, yer tutmak, işe almak/girmek. )


- EGE DENİZİ değil ADALAR DENİZİ


- EGEMEN GÜÇ ile/değil "HÜKÜMET"


- EGEMENLİK ile/ve/||/<> BAĞIMSIZLIK


- EGEMENLİK ile/ve ÖZGÜRLÜK

( SOVEREIGNTY vs./and FREEDOM )

( ZHU QUAN ile/ve ... )


- EĞİLİM ile/ve/<> EĞİTİM

( TENDENCY vs./and/<> EDUCATION )


- EĞİLİM ile/ve/||/<>/> EYLEM


- EĞİLİMLİ ile/değil EĞİMLİ


- EĞİLME:
BARDAK ile/ve/değil/||/<>/>/< SÜRAHİ

( Çırak. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Usta. )

( Derin olan, dolu olan, usta olan, boyun büker/bükmelidir! Çırak değil! )


- EĞİLMEDE:
"ÇIKAR" / "ÜSTÜNLÜK" ile/değil/yerine SAYGI

( Nokta kadar "çıkar/ın" için, virgül kadar eğilme! / Kimse, kimseden "üstün" ya da yukarıda değildir/olamaz. İLE/DEĞİL/YERİNE Bir kişinin, hizmetine, emeğine, çabasına saygı duyuyorsak... )


- EĞİLMEK ve/||/<> BAŞAK

( Kişiler, başağa benzer. İçi boşken havadadır, doldukça eğrilir. )


- EĞİLMEK ile/ve/değil/yerine ÇÖMELMEK

( Yerden bir şeyi alacağamız zaman belden eğilerek değil dizleri kırıp çömelerek yükü dizlere vermek gerekir! )


- EĞİLMEK değil/></değil ÇÖMELMEK( Yerden bir şeyi alacağamız zaman belden eğilerek ve dizleri kırıp çömelerek yükü dizlere vermek gerekir! )


- EĞİLMEK["EYİLMEK" değil!] ile "EĞİLMEK"

( Fiziksel. İLE Yönelmek. )


- EĞİM ile YATIM

( ... İLE Gemi direklerinin, başa ya da kıça doğru olan eğimi. )


- EĞİTİLMİŞ/LİK ile/ve/||/<>/< ADANMIŞ/LIK


- EĞİTİM:
"BOŞ KABI DOLDURMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KIVILCIMLA ATEŞ YAKMAK


- EĞİTİM > ÖZGÜVEN ve/||/<>/> ÖZGÜVEN > ÜMİT ve/||/<>/> ÜMİT > BARIŞ


- EĞİTİM:
SÜS ile/ve/||/<> SIĞINAK

( İyi/bahtiyâr zamanlarda/koşullarda. İLE/VE/||/<> Kötü/bedbaht zamanlarda/koşullarda. )


- EĞİTİM ile/ve/||/<>/> DENETİM


- EĞİTİM ile/||/<> DENETİM


- EĞİTİM ile/ve/> DUYARLILIK

( EDUCATION vs./and/> SENSITIVENESS )


- EĞİTİM ile/ve/||/<> EDİNİM


- EĞİTİM ile/ve/||/<> GÖRGÜ


- EĞİTİM:
GERÇEKLERİN ÖĞRETİLMESİ ile/ve/değil/||/<>/< DÜŞÜNMEK İÇİN AKLIN EĞİTİLMESİ


- EĞİTİMİN:
KÖKLERİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> MEYVESİ

( Acı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Tatlı. )


- ERDEM:
EĞİTİMLE ile/ve/||/<>/< ALIŞKANLIKLARLA ile/ve/||/<>/< DOĞAL


- EĞİTİM/LER ile/ve/||/<>/> AKLA EĞİTİM/KATILIM


- EĞİTİM/ÖĞRETİM:
KAZANIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< PAYLAŞIM/AKTARIM


- EĞLENCE ile/ve/değil/yerine EYLEMCE


- EĞLENEBİLDİKLERİN ile/ve/||/<> ANLATABİLDİKLERİN ile/ve/||/<> AĞLAYABİLDİKLERİN

( Arkadaş. İLE/VE/||/<> Dost. İLE/VE/||/<> "Kardeş". )


- EĞLENMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EYLEMEK


- EĞLENMEK ile/ve/değil/||/=/<> OYALANMAK

( [not] TO ENJOY vs./and/but/||/=/<> TO DAWDLE )


- EĞLENMEYİ SEVMEK
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
ÖĞRENMEYİ SEVMEK

( Sıradan kişilerin peşinde koştuğu. İLE/DEĞİL/YERİNE Sıradışı kişilerin aradığı. )


- EGO IN EXPERIENCE vs. EGO IN OBSERVATION


- EGO ile/<>/> LEGO

( "Adamın egosunu lego yaparız." )


- EGOISM ile EGOTISM ile EGOTHEISM


- EGO/N/(/U) ile/değil/yerine BENLİK/ĞİNİ

( Yok bil! İLE/DEĞİL/YERİNE Var bil! )


- EĞRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/>/< DOĞRU

( Doğrulabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Eğrilebilir. )

( Ne "eğriler", doğrula; ne "doğrular", eğrile. )

( Oturalım. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Konuşalım. )


- EĞRİ ile HELİS[Fr. < Yun.]

( ... İLE Bir silindirin anadoğrularını, sabit bir açı altında kesen eğri. )


- EĞRİLİK İLE BURULMA İLE FRENET ile/||/<> EĞRİ KURAMSİ

( Uzayda eğrilerin karakteristikleri. )

( Formül: κ = |r' × r'|/|r'|³ )


- EGRİM ile
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Girdap, suyun toplandığı yer. )


- EĞRİSİ/YLE DOĞRUSU/YLA


- EGVÂL[Ar. < GUL] ile EGVÂR[Ar. < GAVR]

( Büyük kazalar, felâketler. | Şeytanlar, türlü biçim alan periler. | Gulyabaniler, gövdesi olmayan hayvanlar. İLE Dipler, çukurlar. Sonlar. )


- EGZERSİZ[İng. < EXERCISE] ile/değil/yerine ALIŞTIRMA ÇALIŞMA


- EHAD[Ar.] ile EHADD[Ar. < HADD]

( Tek, bir, ilk sayı. İLE Daha keskin. )


- EHÂLÎ/AHÂLİ[Ar. < EHL] ile EHÂLÎL[Ar. < İHLÎL]

( Bir mahallede/semtte/kasabada/köyde yerleşip oturanlar. | Halk, umûm. İLE Penis deliği. )


- EHASS[Ar. < HASİS] ile EHASS[Ar. < HÂSS]

( Daha cimri, çok pinti. | Çok/en bayağı. İLE En özel. | Başlıca. )


- EHEMMİYET[Ar.] değil/yerine/= ÖNEM, DEĞERLİLİK


- Ehi passika:
"Gel ve gör". [Buda'nın öğretisini betimleyen bir söz.] -ve


- EHLEN ile/ve/||/<>/> SEHLEN

( Beceriyle. İLE/VE/||/<>/> Kolaylıkla. [hoş geldiniz ve sefalar getirdiniz] )


- EHLİHİBRE/EHLİVUKÛF/EKSPER değil/yerine/= BİLİRKİŞİ/UZMAN


- EHLİYET ile/ve SELÂHİYET


- EHLİYETE, KISMÎ/TAM ENGEL OLABİLECEKLER:
CİNNET ile/ve/||/<> SAĞIRLIK ile/ve/||/<> UNUTMA(NİSYAN) ile/ve/||/<> UYKU ile/ve/||/<> SARA ile/ve/||/<> HASTALIK(MARAZ) ile/ve/||/<> SAKATLIK(MALÛLİYET) ile/ve/||/<> BUNAMA(ATEH) ile/ve/||/<> CEHİL ile/ve/||/<> SARHOŞLUK(SEKİR) ile/ve/||/<> HAFİFLİK(HEZEL) ile/ve/||/<> İSRAF ile/ve/||/<> ESÂRET ile/ve/||/<> ENGEL(ZECİR) ile/ve/||/<> YOLCULUK(SEYAHAT)

( ALIENATION et/||/<> SURDITE et/||/<> FAIBLESSE DE LA MEMOIRE et/||/<> LE SOMMEIL et/||/<> EPILEPSIE et/||/<> LA MALADIE et/||/<> INFIRMITE et/||/<> LA SECONDE ENFANCE et/||/<> L'IGNORANCE et/||/<> L'IVRESSE et/||/<> LA LEGERETE et/||/<> LA PRODIGALITE et/||/<> ESCLAVAGE et/||/<> LA CONTRAINTE et/||/<> LE VOYAGE )


- EHVÂ'[Ar. < HEVÂ'] ile EHVÂL[Ar. < HEVL] ile EHVÂR[Fars.]

( İstekler, arzular, şehvetler, hevesler, meyiller. İLE Korkular, dehşetler. İLE Şaşkın, sersem, alık. )


- EHVEN-İ ŞER[Ar.] değil/yerine/= KÖTÜNÜN İYİSİ


- EHVEN ile EFDAL


- EİGENVALUE ile/||/<> EİGENVECTOR

( Eigenvalue skaler λ İLE eigenvector yön koruyan v. )

( Formül: Av = λv )


- EJDERHA (DRAGON) ile YAPRAKSI DENİZ EJDERİ

( SU'BÂN, TİNNÎN ile ... )

( BÜRSÂN, BERGAMÂN ile ... )


- EJDERHÂ/EJDEHÂ[Fars.] -ile

( Büyük yılan. )


- EK İŞ ile/ve/değil TEK İŞ


- EK OLMAK değil/yerine HAK OLMAK


- EK ile/ve/<> ÖRNEK


- EKALLİYET[Ar.] değil/yerine AZINLIK


- EKARTE[Fr. < ÉCARTÉ] (ETMEK) ile/ve/||/<> EKARTÖR

( Dışlamak, ayırmak, konu dışında tutmak. İLE/VE/||/<> Ayırgaç. )


- EKG ile EEG

( Kalp gözlem aygıtı. İLE Beyin gözlem aygıtı. )

( Electrocardiogram. İLE Electroencephalogram. )


- EKİLİBRİYUM/EQUİLİBRIUM[İng.] değil/yerine/= EŞİTLENME


- EKİM ile EKİN[Oğuz] ile EKİNÇ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir kerede ekilecek büyüklükte olan yer. İLE Ekilmiş toprak. İLE Herhangi bir şey sayılırken ikinci olan. )


- EKİMOTİK ile EKİMOZ

( Morarmış. İLE [deride] Morartı, göğerti. )


- EKİN/KÜLTÜR ile/ve/<> ANLATI


- EKİN/KÜLTÜR = İKİNCİ/L DOĞA


- EKİN/KÜLTÜR ve/=/||/<>/>/< ÇOCUKLARARASILIK/ÇOCUKLAR ÜZERİNDEN/ARACILIĞIYLA


- EKİN/KÜLTÜR ve/||/<>/> TAT


- EKİNOKS/EQUINOX değil/yerine/= ILIM, GÜN TÜN EŞİTLİĞİ


- EKİP ve/||/<>/> BİÇMEK


- EKMEK/EKİP ile/ve/||/<> DİKMEK[< TİKMEK]

( Tohum, ekilir. İLE/VE/||/<> Ağaç, dikilir. )


- EKİPMAN/EQUİPMENT[İng.] değil/yerine/= DONANIM


- EKİVALAN/EQUİVALENT[İng.] değil/yerine/= EŞDEĞERLİLİK


- EKİZDE/FOTOĞRAFTA:
ANALEMMA ile/ve/||/<> TUTULEMMA

( Bir gök cisminin bir başka gök cisminden gözlendiği zaman, gökküre üzerinde günün belirli bir anındaki ortalama konumuna göre yıl içindeki hareketini gösteren eğridir. Bir analemma fotoğrafı, yıl içinde farklı günlerde hep aynı saatte güneşin fotoğrafını çekerek elde edilebilir. İLE/VE/||/<> Analemma'nın güneş tutulması içereni. )


- EKKİ ile EKKİZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İki sayısı. İLE İkiz. )


- EKLEKTİK değil/yerine/= DERLENMİŞ


- EKLEKTİK ile KOLAJ


- EKLEM ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ANKİLOZ[Fr. < Yun. < ANKYLOSE]

( ... İLE Oynar eklemlerde oynaklığın kalmamasıyla eklemin işlemez duruma gelmesi, eklem kaynaşması, oynaklığın yitimi. )


- EKLEM ile PARMAĞIN OYNAK YERİ

( MAFSAL[çoğ. MEFÂSIL] ile ... )

( JOINT vs. KNUCKLE )


- EKLEMEK ile/ve YÜKLEMEK

( TO ADD vs./and TO LOAD )


- EKLEMEK/ÇIKARMAK ile DEĞİŞTİRMEK

( TO ADD/EXTRACT vs. TO CHANGE )


- EKLEMLENME ile/değil/yerine/||/>< DİKİŞSİZLİK


- EKLENEBİLİR/LİK ile/ve/değil/||/<> EKLEMLENEBİLİR/LİK


- EKLER:
ADDAN AD YAPMA ile/ve/||/<> EYLEMDEN AD YAPMA ile/ve/||/<> ADDAN EYLEM YAPMA ile/ve/||/<> EYLEMDEN EYLEM YAPMA

( - Addan ad yapma ekleri
-aç / -eç
-ak / -ek
-al / -el
-an / -en
-ar / -er
-ay / -ey
-ca / -ce / -ça / -çe
-cağız / -ceğiz
-cak / -cek / -çak / -çek
-cı / -ci / -cu / -cü / -çı / -çi / -çu / -çü
-ciğaz / -ciğez / -cuğaz / -cüğez
-cık / -cik / -cuk / -cük / -çık / -çik / -çuk / -çük
-cı / -ci / -cu / -cü/ / -çı / -çi / -çu / -çü / -cılayın / -cileyin
-cm / -cin / -cun / -cün / -çın / -çin / -çun / -çün

-dam / -dem / -tam / -tem
-daş / -deş / -taş / -teş
-dmk / -dirik / -duruk / -dürük
-ga / -ge
-gan / -gen
-k
-l
-lak / -lek
-layın / -leyin
-lı / -li / -lu / -lü
-lık / -lik / -luk / -lük
-m
-man / -men
-msı / -msi / -msu / -msü
-mtırak
-ncı / -nci / -ncu / -ncü
-rak / -rek
-sal / -sel
-sı / -si / -su / -sü
-sıl / -sil / -sul / -sül
-sız / -siz / -suz / -süz
-şar / -şer
-şın / -şin
-t
-tı / -ti / -tu / -tü
-z

- Addan eylem yapma ekieri
-a- / -e-
-al- / -el-
-ar- / -er-
-da- / -de- / -ta- / -te-
-ı- / -i- / -u- / -ü-
-k-
-kır- / -kir- / -kur- / -kür-
-1-
-la- / -le-
-lan- / -len-
-laş- / -leş-
-msa- / -mse-
-r-
-rga-
-sa- / -se-
-sı- / -si- / -su- / -sü-

- Eylemden ad yapma ekleri
-a / -e
-acak / -ecek
-acan / -ecen
-aç / -eç
-ağan / -eğen
-ak / -ek
-al / -el
-alak / -e/ek
-alga / -elge
-am / -em
-amaç / -emeç
-amak / -emek
-an / -en
-anak / -enek
-ar / -er
-ası / -esi
-ay / -ey
-az / -ez
-ca / -ce
-cak / -cek

-dık / -dik / -duk / -dük / -tık / -tik / -tuk / -tük
-ga / -ge / -ka / -ke
-gıç / -giç / -guç / -güç
-gm / -gin / -gun / -gün / -km / -kin / -kun / -kün
-ı / -i / -u / -ü
-ıcı / -ici / -ucu / -ücü
-ış / -iş / -uş / -üş
-k
-1
-m
-ma / -me
-maca / -mece
-maç / -meç
-mak / -rnek
-man / -men
-maz / -mez
-mık / -mik / -muk / -mük
-mış / -miş / -muş / -müş
-n
-nç
-ntı / -nti / -ntu / -ntü
-r
-sal / -sel
-t
-tay
-tı / -ti / -tu / -tü
-v
-z

- Eylemden eylem yapma ekieri
-ala- / -ele-
-ar- / -er-
-dar- / -der-
-dır- / -dir- / -dur- / -dür-1 -tır- / -tir- / -tur- / -tür-
-ga / -ge
-ı- / -i- / -u- / -ü-
-k-
-l-
-ma- / -me-
-msa- / -mse-
-n-
-p-
-r-
-ş-
-t-
-z-
)


- EKLETİZM" değil EKLEKTİZM


- EKLİPTİK[Fr./İng.] değil/yerine/= TUTULUM

( Bir yıl boyunca, Güneş'in, gök küresi üzerinde çizdiği çemberin sınırladığı daire. )


- EKMEK ile EKMEK

( Undan yapılan yiyecek. İLE Bir tohumu/bitkiyi toprağa gömmek/dikmek. )


- EKMEK ve/||/<> KÂĞIT

( Gövdenin beslenmesinde. VE/||/<> Zihnin/gönlün beslenmesinde. )


- EKMO/ECMO EKSTRAKORPORAL MEMBRAN OKSİJENLENME/EXTRACORPOREAL MEMBRANE OXYGENATION[İng.] değil/yerine/= GÖVDE DIŞI OKSİJENLENME


- EKO/AKS/AKSİSEDÂ/İNİKÂS[Ar. < AKS (çoğ. İN'İKÂSÂT)] değil/yerine/= YANKI/YANSI

( Işığın, parlak bir yere çarpıp geriye doğru yön değiştirerek kaynağını göstermesi. | Tepke. )


- EKO TON ile EKO DÜZEN ile EKO TOP

( İki farklı eko düzen arasında geçiş bölgesi. İLE Canlıların ve çevresel etmenlerin bir arada bulunduğu ve etkileşimde bulunduğu düzen. İLE Belirli bir alanın dirimbilimsel ve fiziksel özelliklerine sahip küçük eko düzen. )


- EKOLOJİ/EKOLOG değil/yerine/= ÇEVREBİLİMCİ


- EKOLOJİ ile/||/<> TERİM

( Ekoloji terimini ilk kullanan )

( Ernst Haeckel tarafından 1866 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1834-1919) (Ülke: Almanya) (Alan: Zooloji) (Önemli katkıları: Ekoloji terimi, biyogenetik yasa) )


- EKOLOJİK SÜKSESYON ile/||/<> KLİMAKS TOPLUM

( Süksesyon zaman değişimi, klimaks son aşama. )

( Formül: Dinamik İLE stabil )


- EKONOMİ ile/ve/||/<> ASKERİYE


- EKONOMİ ile/||/<> TOPLUM

( İktisadi döngüler ve toplumsal değişim kuramı )

( İbn Haldun tarafından 1377 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1332-1406) (Ülke: Tunus) (Önemli katkıları: Mukaddime, tarih felsefesi, sosyoloji) )


- EKONOMİDE:
DOĞRUSAL ile/değil/yerine/> GERİDÖNÜŞÜMLÜ ile/değil/yerine/> DÖNGÜSEL

( )

( Al > Yap > Kullan > Çöpe at

İLE/DEĞİL/YERİNE/>

Al > Yap > Kullan > Geri dönüştür > Çöpe at

İLE/DEĞİL/YERİNE/>

Al > Yap > Kullan > Tamir et / Tekrar kullan > Geri dönüştür/döndür > Yap > Kullan > Tamir et / Tekrar kullan )

( [not] LINEAR ECONOMY vs./but/> RECYCLING ECONOMY vs./but/> CIRCULAR ECONOMY )


- EKONOMİDE:
ÜRETMEDEN, BÜYÜME değil ŞİŞ(İR)ME

( Üretimin ve sürekliliğin olmadığı hiçbir ekonomide, büyümeden bahsedilemez. Olsa olsa, ancak bir iğne ucu kadarlık bir etki ile patlayacak, şişmiş bir balon söz konusudur. )


- EKONOMİK DEĞER ile/ve ESTETİK DEĞER

( ECONOMIC VALUE vs./and AESTHETIC VALUE )


- EKOPRAKSİ/ECHOPRAXIA[İng.] değil/yerine/= YANSILAMA


- EKOSİSTEM ile/||/<> BİYOM

( Ekosistem yerel canlı-çevre İLE biyom geniş iklim bölgesi. )

( Formül: Lokal İLE küresel )


- EKOSİSTEM ile/||/<> HABİTAT

( Ekosistem canlı-cansız bütünü İLE habitat yaşam alanıdır )

( Formül: Orman ekosistemi İLE ağaç kovuğu )

( Jacques Charles tarafından 1859 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1809-1882) (Ülke: İngiltere) (Alan: Biyoloji) (Önemli katkıları: Evrim teorisi, doğal seçilim) )


- EKOTON ile/||/<> EKOKLİM

( Ekoton geçiş bölgesi İLE ekoklim yerel iklimdir )

( Formül: Sınır İLE mikroiklim )


- EKRAN KARTLARINDA:
ONBOARD ile PAYLAŞIMSIZ


- EKRAN ile/değil ERKÂN


- EKRANDA:
LED ile PLAZMA ile LCD

( LED'ler ile aydınlatılan sıvı kristal ekranlardır. İLE İki cam arasında düzgün dağılmış ve içinde xenon ve neon gazlarının bulunduğu fosfor kaplı gözeler sayesinde görüntü elde edilir. İLE Floresan lambalarla aydınlatılan sıvı kristal ekranlardır. [Yapısal olarak plastik bir tabaka içindeki sıvı kristalin üretilen ışığı yansıtması mantığına dayanır.][Ekran tepki süresi düşük olan ekranlarda görüntü bulanıktır.] )

( )

( LIGHT EMITTING DIODE vs. PLASMA vs. LIQUID CRYSTAL DISPLAY )


- EKSEN ile GÖKEKSENİ

( ... İLE İki ucu, sonsuza uzatılmış olarak düşünülen yer ekseni. | Günlük devinmede, yıldızların çevresindeki eksen. )


- EKSEN/MİHVER[Ar. çoğ. MAHÂVİR] ile/<> ORTAY

( Bir cismi, iki eşit parçaya bölen, gerçek ya da sanal çizgi. | Üzerinde bir pozitif yön varsayılan sonsuz doğru. | Dingil. İLE/<> [mat.] Bir düzlem biçimin aynı yöndeki koşut tüm kirişlerini eşit parçalara bölen çizgi. | Bir uzayı, bir yüzeyi, iki eşit parçaya bölen çizgi/düzlem. )

( MİHVER ile/<> ... )


- EKSERİYET değil/yerine/= ÇOĞUNLUK


- EKSES, EXCESS ile EKSESİF

( Çokluk, fazlalık. İLE Aşırı. )


- EKSFOL(İ)(Y)ATİF ile EKSFOLİ(Y)ASYON

( Pullanımlı, dökülen, soyulgan. İLE Pullanma, dökülme, soyulma. )


- EKSİ SAYI ve EKSİ ENERJİ

( http://www.HalukBerkmen.net/pdf/200.pdf )


- EKSİ SONSUZ ile/ve/>< ARTI SONSUZ


- EKSİ ile/ve/değil/<> ARTI

( Bazen, bazı (")eksikler/eksiklikler("), artı(ya) olabilir(/dönüşebilir.) )


- EKSİBE[Ar.] değil/yerine/= KUMUL


- EKŞİG = EKŞİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ekşi olan herhangi bir şey. İLE ... )


- EKSİK-GEDİK (GİDERMEK)


- EKSİK NEDEN ile/ve HAZIRLAYICI NEDEN


- EKSİK OLABİLİR ile/ve/||/<>/< ATLANABİLİR


- EKSİK ile HATA ile KASIT

( LACKING/DEFICIENCY vs. MISTAKE vs. INTENTION )


- EKSİK ile YARI/M


- EKSİKLERİMİZLE/HATALARIMIZLA:
"SAKLAMBAÇ OYNAMAK" ile/değil/yerine/>< YAKALAMACA OYNAMAK


- EKSİKLERİ/Nİ TAMAMLAMAK ile/ve/değil/||/<> FAZLALIKLARI/NI ATMAK


- EKSİK/LİK ile/ve/||/<>/>/< EZİK/LİK


- EKSİK/LİK ile/değil/yerine FARKLI/LIK


- EKSİK/LİK ile YETERSİZ/LİK

( "İstediğimiz bir şeyin", "olup" "olmaması", bizim için eşit değilse, hâlâ eksiğiz.
[Matlûbumuzun husûlü veya adem-i husûlü, nezdimizde, müsavî değilse, nâkısız!] )

( İstediğimiz oluyorsa "bir", olmuyorsa "bin" hayır aramak gerek. )

( DEFICIENCY vs. INSUFFICIENCY )


- EKSİKLİK ile/ve YOKSUNLUK

( DEFICIENCY vs./and DEPRIVATION )


- EKSİKLİKLER('İ) ile/ve AKSAKLIKLAR('I)

( DEFICIENCY/IES vs./and DEFECT/S )


- EKSİKLİKLERİN:
KABULÜ değil/yerine/>< GİDERİLMESİ


- EKSİKLİ/LİK ile/ve TUTARSIZ/LIK

( DEFECTIVE/NES vs./and INCONSISTENCY )


- EKSİKSİZLİK = PERFECTION[İng., Fr.] = VOLLKOMMENHEIT[Alm.] = PERFECTIO[Lat.]


- EKSİTABİLİTE ile EKSİTABL/E ile EKSİTASYON ile EKSİTATÖR

( Uyarılganlık, uyarılabilirlik. İLE Uyarılgan, uyarılabilir. İLE Uyarma, uyarılma. İLE Uyarıcı. )


- EKSİTASYON/EXCITATION[İng.] değil/yerine/= UYARMA | TAŞKINLIK


- EKSITUS/EXITUS[İng.] değil/yerine/= ÖLÜM | ÇIKIŞ


- EKSİZYON/EXCISION[İng.] değil/yerine/= KESİP ÇIKARMA


- EKSKRESYON/EXCRETION[İng.] değil/yerine/= DIŞ ATIM


- EKSOJEN/EXOGENOUS[İng.] değil/yerine/= DIŞ KAYNAKLI


- EKSPANSİYON/EXPANSION[İng.] değil/yerine/= GENİŞLEME


- EKSPERİMENT/EXPERIMENT[İng.] değil/yerine/= DENEY


- EKSPERİMENTAL/EXPERIMENTAL[İng.] değil/yerine/= DENEYSEL


- EKSPERİMENTALİZM/EXPERIMENTALISM[İng.] değil/yerine/= DENEYİMCİLİK


- EKSPERTİZ değil/yerine/= UZMAN İNCELEMESİ


- EKSPİRASYON[İng. < EXPIRATION] ile/||/<> EKSPİRİYUM[İng. < EXPIRIUM]

( Soluk vermek. İLE/||/<> Soluk verim. )


- EKSPİRATUVAR/EXPIRATORY[İng.] değil/yerine/= SOLUKVERİM (İLİŞKİLİ)


- EKSPİRİYUM/EXPIRIUM[İng.] değil/yerine/= SOLUK VERİM


- EKSPİR(İ)YUM ile EKSPİRASYON

( Solukverim. İLE Solukverim, soluk verme, sonlanma. )


- EKSPLANTASYON/EXPLANTATION[İng.] değil/yerine/= DIŞ EKİM, GÖVDE DIŞI EKİM


- EKSPLİSİT BİLGİ/EXPLICIT KNOWLEDGE[İng.] değil/yerine/= AÇIK BİLGİ


- EKSPLİSİT/EXPLICIT[İng.] değil/yerine/= AÇIK


- EKSPLORASYON/EKSPLORE ETMEK ile. AÇIP İNCELEME


- EKSPLORATUVAR/EXPLORATORY[İng.] değil/yerine/= INCELEYİCİ | GÖZDEN GEÇİRICİ


- EKSPOJUR/EXPOSURE[İng.] değil/yerine/= AÇIĞA ÇIKARMA (CERRAHİ) | MARUZ BIRAKMA


- EKSPOZİSYON/EXPOSITION[İng.] değil/yerine/= SERGILEME


- EKSPÜLSİYON/EXPULSION[İng.] değil/yerine/= DIŞA ATIM

Bugün[20 Ekim 2025]
itibarı ile 32.849 başlık/FaRk ile birlikte,
32.849 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(36/133)