Bugün[15 Ekim 2025]
itibarı ile 2.868 başlık/FaRk ile birlikte,
2.868 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(8/13)


- YAGUARUNDİ ile ...

( Küçük yapılı, memeli bir hayvan. )


- YAĞYI/YAĞSI değil YAĞI


- YAHNÎ[Fars.] değil/yerine/= KATIK

( Katık, zâhire. | Pişmiş şey. )


- YÂHÛ[Ar.] ile YÂ-HÛ[Ar.]

( Ey Tanrı/Allah'ım! [Dervişlerin, "Allahısmarladık" yerine birbirine verdikleri selâm. asıl karşılığı YÂ-MEN-HÛ] İLE Ey o zât![Ey Allah!] | Hey, bana bak, baksan a!, a canım, adam!, adamlar!, ey sen!, duymuyor musun? )


- YÂHÛD[Ar.] ile Yahûd/Yehûd[Ar.]

( Ya da, ya da, isterseniz. | İyisi, daha doğrusu. İLE Yahudî. Hz. Yâkub'un oğlu Yahuda soyundan gelenler, İsrailoğulları. )


- YAHUDİ ile/değil/yerine/= MUSEVÎ


- YAHUDİLİK'TE:
SEFERADLAR ile/ve AŞKENAZLAR ile/ve KARAİLER


- YÂHUT değil/yerine/= YA DA


- YAHYA EFENDİ ÇEŞMESİ ile YAHYA EFENDİ ÇEŞMESİ

( Yahya Efendi mezarlığında, Yahya Efendi Camisi yanındadır. İLE Davutpaşa'da, Medrese Çıkmazı sokağındadır )

( 1538'de inşa edilmiştir. İLE 1735'te inşa edilmiştir. )


- YAK(IN)LAŞMAK ve/< TÖVBE (ET/MEK)


- YAKA-BAĞIR (AÇIK) (GEZMEK)


- YAKA-PAÇA (ATMAK)


- YAKA ile KLAPA/KLAPE[Alm. < KLAPPE]

( ... İLE Yakanın, göğüse doğru inen devrik bölümü. )


- YAKALAMA ile/ve/||/<> BELİRLEME


- YAKALAMAK" ile/ve TUTTURMAK


- YAKALIKAMÇILILAR

( Deniz ya da tatlı sularda yaşayan, kamçılı, birgözeli hayvanlar ailesi. )


- YAKAMOZ[Yun.] ile/değil GÜMÜŞSERVİ

( ... İLE/DEĞİL Ayın, suya yansımasıyla oluşan parıltılı görünüm. )


- YAKAN TOP değil YAKANTOP


- YAKARIŞ ile/ve/<> HAYKIRIŞ


- YAKARIŞ ve/||/<>/> TÖVBE


- YAKARMAK ile YAKINMAK

( Israrla istemek, yalvarmak. İLE Sızlanmak, sızlanarak anlatmak, şikâyet etmek. )

( NİYÂZ ile ŞEKVÂ )


- YAKAZA ve/> BERZAH


- YAKDUMUHÛ[Ar.] ile YESBİKUHÛ[Ar.]


- YAKI ile/<> YAKIAĞACI ile/<> YAKIOTU

( Bazı sayrılıkları sağaltmak amacıyla bir bez üzerine yayılıp gövdenin bazı yerlerine konulan, koyuca lapa ya da özel biçimde yapılmış eczalı parça. İLE/<> Kabukları, yakı olarak kullanılan, defne türünden bir ağaç. İLE/<> Küpeçiçeğigillerden, kırmızı ya da pembe çiçekli, sulak yerlerde yetişen, küçük bir süs bitkisi. )

( ... cum DAPHNE QUIDIUM cum EPILOBIUM )


- YAKICI ile YIKICI


- YAKIN GEZEGENLER ile BÜYÜK GEZEGENLER ile KÜÇÜK GEZEGENLER

( Merkür, Venüs, Mars/Merîh/Sakıt. İLE Merkür, Venüs, Dünya, Mars/Merîh/Sakıt, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün. İLE Mars ve Jüpiter gezegenleri arasında kalan gök nesneleri[cirim], astereoidler. )

( Utârid, Zühre, Mirrih. İLE Utârid, Zühre, ..., Mirrih, Müşteri, Zühal, ..., ... İLE ... )

( SEB'A-İ SEYYÂRE: Yedi gezegen. )

( INNER PLANETS vs. MAJOR PLANETS vs. MINOR PLANETS )


- YAKIN HEDEF ile/ve UZAK HEDEF


- YAKIN İLİŞKİ ve/||/<>/< "DÖRT MEVSİM" BOYUNCA GÖRMEK/YAŞAMAK

( İlişki/yakın ilişki, dört mevsim boyunca görmeden ol(uş)maz! )


- YAKIN İLİŞKİ ile/ve/||/<> YOĞUN İLİŞKİ


- YAKIN KAYBI ve/||/<>/> KAYIP KAYGISI


- YAKIN NEDEN ile UZAK NEDEN

( Kuyudaki bir kurbağa, gökteki kuşlar hakkında hiçbir şey bilmez. )

( NEAR CAUSE vs. FAR CAUSE
A frog in a well knows nothing about the birds in the sky. )


- YAKIN NEDEN ile UZAK NEDEN


- YAKIN OLMAK:
"ASRA" ile/değil ASLA


- YAKÎN:
KESİN/LİK ile/ve/değil YAKLAŞIK/LIK


- YAKIN/LIK ile SICAK/LIK

( CLOSENESS vs. WARMTH )


- YAKIN/LIK ile/ve/<> YATKIN/LIK


- YAKIN/YAKINEN ile YAKÎN[< YAKN]/YAKÎNEN

( Yakın: Uzaklık/mesafeyle ilgilidir[uzakta olmayan] | Muhabbet ve sevgi duyulan, dayanışma içinde olunan kişi/ler. İLE/DEĞİL Kesinlik, eminlik. | Ölüm. | İlm-el-Yakîn > Ayn-el-Yakîn > Hakk-el-Yakîn )

( Yakından tanımak/bilmek, bir yakını olarak değerlendirmek. İLE/DEĞİL Kesin veri/bilgi ile değerlendirmek/bilmek. )

( YAKÎN ile ZANN ile ŞEKK ile VEHM
[ %100 İLE %50 üzeri. İLE %50 İLE %50 altı. ] )


- YAKIN ile/ve/değil ARDIŞIK

( [not] NEAR vs./and/but CONSECUTIVE )


- YAKÎN ile/ve BURHAN


- YAKÎN ile/ve/değil CEZM


- YAKIN ile EŞ

( "NEAR/CLOSE" vs. MATCH )


- YAKÎN ile/ve/<> KEŞF


- YAKIN ile/ve UZAK

( NEAR vs./and FAR/DISTANT )


- YAKIN ile/ve/değil/<>/> UZAK DURULAN/TUTULAN "YAKIN"


- YAKÎN ve ZANN


- YAKINDIĞIMIZ" ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/< (")YAKINIMIZ(")


- YAKİNEN[Ar.] ile YAKİNÎ[Ar.]

( Kesin/kat'î olarak, hiç şüphe edilecek bir tarafı bulunmaksızın. İLE Kesin/kat'î, şüphe edilmeyecek bilgiye ait, onunla ilgili. )

( Sığır boynuzu. İLE Otlağa salınmış hayvan sürüsü. | Güçlü, saldırıcı. | Koşucu, koşan. )


- YAKÎNÎ ile NAZARÎ

( Kesin(lik). [Bedihiyat-ı Akliye, Bedihiyat-ı Hissiye]. İLE Teorik. )


- YAKÎNİYÂT ile/ve MEŞHÛRÂT ile/ve MÜSELLEMÂT ile/ve MAKBÛLÂT ile/ve ZANNİYÂT ile/ve MUHAYYELÂT ile/ve VEHMİYÂT

( Yakîniyât: En üst derecedeki önerme. - Bedihiye. - Nazariye.

Bedihiye: Apaçık. - Bedâhet-i Akliye. - Bedâhet-i Hissiye.

Bedâhet-i Akliye: - Evveliyât. - Fıtriyât.

Bedâhet-i Hissiye: - Müşâhedât. - Hadsiyât. - Mücerrebât. - Mütevâtirât. )

( VÂHİME: Gerçekliği/karşılığı olmayan "değerler" "üretmek". )


- YAKINLAŞMA ile/ve/||/<>/> BEKLENTİ > HÜSRAN ile/ve/||/<>/> ÖFKE


- YAKINLAŞMA ile/ve/||/<>/> UZAKLAŞMA GEREKSİNİMİ


- YAKINLAŞMA ve/<> YAKINSAMA


- YAKINLAŞMAK ve/||/<> YALINLAŞMAK


- YAKINLAŞTIRMA ile YAKIŞTIRMA


- YAKINLIK-UZAKLIK ile/ve/||/<> BAŞATLIK-ÇEKİNGENLİK


- YAKINLIK:
FİZİKSEL ile/ve/||/<> UYGULAYIMSAL ile/ve/||/<> DUYGUSAL ile/ve/||/<> EŞEYSEL


- YAKINLIK:
SIKICI ile/ve/değil/||/<>/< BOĞUCU

( Kavuşmada[vuslatta], bıkma/sıkılma[gına] vardır. )


- YAKINLIK[< KURBİYET / KURBAN] BAYRAMIMIZ:
HAYVAN KESEREK / CAN ALARAK değil/yerine
SEVDİKLERİMİZİ, BİRBİRİMİZİ ANLAMAK VE
YAKINLAŞMAK[< KURBİYET / KURBAN] İÇİN BİR ŞEYLER(İN)DEN VAZGEÇEREK/VEREREK...


- YAKINLIK/KURBİYET ile/ve KAVUŞMA/VUSLAT


- YAKINLIK ile/ve/<>/değil ACIMA


- YAKINMA/ŞİKÂYET" değil/yerine/>< CESARET


- YAKINMA ile/değil/yerine "DİLE GETİRME"


- YAKINMA ile/ve/değil/||/<>/> DÜŞ KIRIKLIĞI


- YAKINSAK MERCEK ile/||/<> IRAKSAK MERCEK

( Yakınsak toplar, ıraksak dağıtır )

( Formül: f>0 İLE f<0 )


- YAKINSAK SERİ ile/||/<> IRAKSAK SERİ

( Yakınsak seri sonlu limite gider, ıraksak seri sonsuza gider )

( Formül: lim S_n = L (yakınsak) İLE lim S_n = ∞ (ıraksak) )


- YAKINSAK ile/||/<> IRAKSAK

( Yakınsak limite gider, ıraksak sonsuza gider )

( Formül: Converge İLE diverge )


- YAKINSAMA ile/ve/||/<> YAKLAŞMA


- YAKIP YIKMAK


- YAKIŞ(TIR)MAK ile BAĞDAŞ(TIR)MAK

( TO ASCRIBE vs. TO RECONCILE )


- YAKIŞAN/YAKIŞMAYAN" ile/ve/değil/||/<>/< UYGUN DÜŞEN/DÜŞMEYEN


- YAKIŞIKLI/LIK ile/ve ŞIK/LIK


- YAKIŞIKLI ile GÜZEL

( Baylar için kullanılır. İLE Bayanlar için kullanılır. Yüz güzelliği için özel bir sözcük vardır["Sabâhat"]. [Nadiren erkekler için de kullanılıyor.] ( Öz Türkçe'de "Göz-el"dir. Göze hitap eden. Zamanla "Güzel"e dönüşmüştür. )

( HANDSOME vs. BEAUTIFUL )


- YAKIŞMAMA ile/ve/değil/||/<>/< ALIŞMAMA


- YAKIŞTIRMAK ile/ve "YAPIŞTIRMAK"

( ASCRIPTION vs./and "TO STICK" )


- YAKLAŞIK DEĞER ile TAM DEĞER


- YAKLAŞIK OLARAK ile/ve/||/<>/> SONSUZ İŞ/GÖREV

( Newton. İLE/VE/||/<>/> Kant. )

( QUAM PROXIME > INFINITE TASK )


- YAKLAŞIK/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< (YÜKSEK/DÜŞÜK) OLASILIK (İLE)

( [not] APPROXIMATE/LY vs./and/but/||/<>/< PROBABILITY
PROBABILITY instead of APPROXIMATE/LY )


- YAKLAŞIM/YORUM:
ELEŞTİREL ile/değil/yerine/>< ENTELLEKTÜEL


- YAKLAŞIM ile/ve DÜZEN

( APPROACH vs./and SYSTEM )


- YAKLAŞIM ile/ve/değil/<> İRDELEME


- YAKLAŞIM ile/ve/||/<> TARZ


- YAKLAŞIM ile TEPKİ

( Sonsuz oluştaki su, meziyete karşı olgun yaklaşımı simgeler. )

( Kişi, olaylara, iç gerçeğinin ve mantığının belirlediği biçimde tepki vermelidir. )

( APPROACH vs. REACTION )


- YAKLAŞMA!:
BOĞAYA ile/ve/||/<> EŞEĞE ile/ve/||/<> BİLGİSİZE/CAHİLE

( Önünden. VE/||/<> Arkasından. VE/||/<> Hiçbir yerinden. )


- YAKLAŞMAK ile/ve/değil/<>/> YAKINLAŞMAK

( [not] TO GET CLOSE vs./and/but/<>/> TO GET CLOSER )


- YAKLAŞMAK ile/ve YANAŞMAK


- YAKMAK ile KAVURMAK ile/değil/yerine/>< ISITMAK


- YAKMAK ile "RUHUNU KURTARMAK"


- YAKMAK ile/ve/değil/||/<> DAĞLAMAK


- YAKMAK ile DALAMAK


- YAKMAK ile YAKMAK

( Yanmasını sağlamak ya da yanmasına yol açmak, tutuşturmak. | Ateşle yok etmek. | Işık vermesini sağlamak. | Isı etkisiyle bozmak. | Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek. | Yanıyormuş gibi bir etki yapmak. | Güçlü sevgi uyandırmak. | Kurutmak, zarar vermek. | Çok sıcak olmak. | Karartmak. | Çok üşütmek. | Acıtmak. | Silahla vurmak. | Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak. İLE Koymak, sürmek. | Düzenlemek, bestelemek. )


- YAKOMOZ değil YAKAMOZ


- YAKUP KAPTAN TOPÇULA PARKI :

( Yenimahalle'nin Havantepe yerleşim bölgesinin üst tarafındaki parktır. 2.003.91 m²'lik bir alanı kapsamaktadır. 988,69 m²'lik yeşil alanı, 293,81 m²'lik çocuk oyun alanı ve 213,68 m²'lik spor alanı bulunmaktadır. )


- YAKUP/JACOB > İSRAEL


- YAKUT[Ar.]/KIZILTAŞ/ALTAŞ ile YAKUT

( Pembe ya da erguvan tonları ile karışık, koyu kırmızı renkte, saydam bir korindon türü olan değerli taş. | Yakuttan yapılmış ya da yakutla süslenmiş olan. İLE Kuzeydoğu Sibirya'da yaşayan bir Türk topluluğu ya da bu topluluktan olan kişi. | Bu topluluğa özgü olan, bu toplulukla ilgili. )


- YAKUT ile/||/<> ZÜMRÜT

( Kırmızı renkteki değerli taş. İLE/||/<> Yeşil renkteki değerli taş. )


- YAKUTİSTAN'DA:
KUŞLAR ve BALIKLAR

( 350 cins. VE 50 çeşit. )


- YAKUTİSTAN'IN İKİ RESMİ DİLİ:
YAKUTÇA ile/ve/<> RUSÇA

( Yakutça, Türk dilinin kuzey grubundan S kolu olarak kabul ediliyor.[YAZ=SAS, YOL=SOL] )


- YAL DERVİŞİ/EHLİ ile KAL DERVİŞİ/EHLİ ile HAL DERVİŞİ/EHLİ

( YAL: Yol yiyeceği. )

( Derviş, iyi niyetini bilgeliğiyle birleştirebilmiş insandır. )

( ELE GELENİ YERSİN
DİLE GELENİ DERSİN
BÖYLE DERVİŞLİK DURSUN
SEN DERVİŞ OLAMAZSIN )

( DERVİŞİN...
HER SÖYLEDİĞİ DOĞRU OLMALI
HER DOĞRUYU SÖYLEMEK DOĞRU DEĞİLDİR
HER SÖYLEDİĞİ HAKK OLMALI
HER HAKK'I SÖYLEMEK HAKKIN DEĞİLDİR )

( Keşkül Dergisi'nden: Derviş I, Derviş II )


- Yâl ehline SUS!!!


- Yâl ehliyle de (gerektiği kadar) KONUŞ!!!


- Yâl için DİNLE!!!


- YÂL U BÂL ile BOY-POS

( BOY-POS )


- YALAKA/LIK ile/değil/yerine/>< SAYGI/LI


- YALAKACI değil YALAKA


- YALAMAK ile "DİL ATMAK"


- YALAN (MI?) ile YANLIŞ (MI?)


- YALAN KONUŞMAK değil YALAN SÖYLEMEK


- YALAN SÖYLEME! ile/değil/yerine DOĞRUYU SÖYLE!

( Suçlamak. İLE/DEĞİL/YERİNE Yol göstermek. )


- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil DOĞRUYU SÖYLEYEMEMEK

( [not] TO LIE vs./and/but NOT TO SAY THE TRUTH )


- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil/<> DUYMAK İSTENİLENİ (İSTENİLDİĞİ BİÇİMDE) SÖYLEMEK


- YALAN SÖYLEMEK ile/değil/yerine/>< GERÇEĞİ SÖYLEMEK

( Geleceğinizin önemli/belirleyici bir parçası olur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Geçmişinizdeki (herhangi) bir parçadır. )

( If you tell the truth, it becomes a part of your past. If you lie, it becomes a part of your future. )

( [not] TO LIE vs./but/>< TO SAY THE TRUTH
TO SAY THE TRUTH instead of TO LIE )


- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil/<>/< GİZLEMEK


- YALAN SÖYLEMEMEYİ ÖĞRENMEK/BİLMEK ile/ve/<> YALAN SÖYLEYEMEMEYİ ÖĞRENMEK/BİLMEK

( Öğrenmiş ve uyguluyor olmak gerek. İLE/VE/<> [hâlâ öğrenilemediyse] Özellikle çocuklardan öğrenilebilir. )


- YALAN SÖYLEYİP UTANMAK değil/yerine/>< DOĞRUYU SÖYLEYİP/DÜRÜST OLUP "KAYBETMEK"(/KAZANMAK)


- YALAN SÖYLÜYORSUN! ile/değil/yerine HATA EDİYORSUN


- YALAN SÖYLÜYORSUN! değil YALAN!

( Doğru/yanlış, tüm bireylere ve olguya/olaylara tâbidir. Dolayısıyla doğrudan ya da "dolaylı" olarak belirli/bir kişiyle sınırlanamaz/odaklanamaz! )


- YALAN-DOLAN


- YALAN-YANLIŞ


- YALAN:
DÜNYADA ve/||/<> SİYÂSETTE ve/||/<> TİCARETTE ve/||/<> FELSEFEDE ve/||/<> EDEBİYATTA ve/||/<> GAZETECİLİKTE ve/||/<> GENÇLİKTE

( Vefâ. VE/||/<> Vaad. VE/||/<> Reklam. VE/||/<> Safsata. VE/||/<> Mecaz. VE/||/<> Haber. VE/||/<> Aşk. )


- YALAN:
HATA değil İHANET


- YALAN:
SAFSATA ile/ve/<> MECAZ ile/ve/<> PROPAGANDA ile/ve/<> REKLAM ile/ve/<> HABER

( Felsefede. İLE/VE/<> Yazında(edebiyatta). İLE/VE/<> Siyasette. İLE/VE/<> Ticarette. İLE/VE/<> Gazetecilikte. )


- YALAN/YANLIŞ ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<> "ÇOK AKILLICA OLAN"/KANDIRMA

( Yapılmaması gereken [yapılmamalı!]. İLE/VE/DEĞİL/NE YAZIK Kİ/||/<> Yapılan, yapılmaya çalışılan. )


- YALAN ile/değil (BAŞKASINI İLGİLENDİRMEYEN) AYRINTI/"BİLGİ"


- YALAN ile AD/TANIM DEĞİŞTİRMEK

( LIE vs. TO RENAME )


- YALAN ile/ve/değil/||/<>/> ALDATMA


- YALAN ile BAHÂNE


- YALAN ile/değil BİRŞEY SÖYLEMEMEK


- YALAN ile/ve/=/||/<> ÇÖP


- YALAN ile DOĞASINA UYGUN DAVRANMAK

( LIE vs. BEHAVE IN THE SELF OF NATURE )


- YALAN ile/değil/yerine/>< DOĞRU

( [ne yazık ki] Yalan, öyle işlemiş ki bireylerin diline, "doğruyu söylemek gerekirse" diye bir kalıp "var". )

( Ocağını batırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Onurunu artırır. )

( Doğruları biliyorsak, yalanları dinlemek, eğlencelidir. )


- YALAN ile FARKLILAŞTIRMA


- YALAN ile/ve/değil/yerine FELSEFE

( [not] LIE vs./and/but PHILOSOPHY
PHILOSOPHY instead of LIE )


- YALAN ile/değil/yerine/>< GERÇEK

( Yüksek sesle çıkar, gürültülüdür ve çok söz söyletir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sessizdir ve az söz söyletir. )


- YALAN ile HAKARET


- YALAN ile İFTİRA


- YALAN ile IĞRIP

( ... İLE Yalan, düzen. )


- YALAN ile/ve İLGİLENMEME/UĞRAŞMAMA (İSTEĞİ)

( LIE vs./and (INCLINATION OF) NOT TO INTEREST )


- YALAN ile KAMUFLAJ

( LIE vs. CAMOUFLAGE )


- YALAN ile/ve/değil/yerine/||/<> KISMEN "DOĞRU"


- YALAN ile KITIR

( ... İLE Uydurma söz. )

( LIE vs. FICTITIOUS WORD )


- YALAN ile/||/<> KÖTÜ YALAN

( Kötüdür. İLE/||/<> Daha kötüdür. )


- YALAN ile/ve/||/<> KURT MASALI

( ... İLE/VE/||/<> Birini oyalamak, kendini suçsuz göstermek için ileri sürülen gereksiz, inandırıcı olmayan sözler. )


- YALAN ile/değil/yerine MASAL

( Portakalı soydum
Başucuma koydum
Ben bir yalan uydurdum. İLE/DEĞİL/YERİNE Ben bir masal uydurdum. )


- YALAN ile/ve/değil OYALAN

( "O yalan, bu yalan"... Var, biraz da sen oyalan! )


- YALAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖZVERİ

( )


- YALAN ile/ve PALAVRA[İsp. < PALABRA]/MARTAVAL[argo]

( ... İLE [eskiden] Genellikle posta vapurlarında, üst güvertenin altındaki güverte. | [argo] Herhangi bir konuda, gerçeğe aykırı, uydurma söz ya da haber. Uzun ve boş konuşma. )


- YALAN ile ŞAKA

( Dürûg-zen(yalancı) olursa bir evde, düzen olmaz o evde. )

( Zekâ, doğruluk Hürmüz'ün; cehalet, yalan ise Ehrimen'in sıfatlarıdır. )

( LIE vs. JOKE )


- YALAN ile/ve/değil/<> SANAL


- YALAN ile/ve/=/<>/< ŞİRK


- YALAN ile/ve/||/<>/> TALAN


- YALAN ile/değil ÜSTLENME

( [not] LIE vs./but TO TAKE ON )


- YALAN ile/ve/||/<>/> UTAN(DIR/IL)MAK


- YALAN ile/ve/değil/||/<> YANLIŞ

( İzin verilmez. İLE/VE İzin verilebilir. )

( [argo] MAVAL[: Uydurma söz.] ile/ve ... )

( "Yalan söylemişim" ve "Yanlış anlattım" diyemeyiz.["Yalan söyledim" ve "Yanlış anlatmışım" diyebiliriz.]
"Zannedersem" de diyemeyiz.["Zannediyorum/zannederim" diyebiliriz.] )

( MEYN ile/ve GALAT
BECEL: Yalan, iftirâ. | Şaşma.
BEHÎTE: İftirâ, yalan söz. )

( LIE vs./and WRONG )

( MAVAL[: Uydurma söz.] ile/ve ... )


- YALAN ile/ve/||/<>/> YAVAN


- YALANCI İLAÇ AÇMAZI ile/ve/||/<> KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN İNANÇ AÇMAZI


- YALANCI PARADOKSU ile/||/<> DOĞRULUK PARADOKSU

( Yalancı paradoksu "Bu tümce yanlıştır" önermesi İLE doğruluk paradoksu öz-göndergeli tümcelerin paradoksudur. Yalancı paradoksu doğruysa yanlış, yanlışsa doğru İLE bu klasik mantık için sorun yaratır. Tarski doğruluğun meta-dilde tanımlanması gerektiğini gösterdi. )

( Alfred Tarski tarafından 1936 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1901-1983) (Ülke: Polonya/ABD) (Alan: Matematik, Mantık) (Önemli katkıları: Semantik doğruluk teorisi, model teorisi, biçimsel dillerde doğruluk tanımı) )


- YALANCI ŞEMSİYE, KORİMBUS = EZHÂR-I HUZMÎYE = CORYMBE


- YALANCI(EPİMENİDES) AÇMAZI ile/ve/||/<> KENDİNİ DEĞİŞTİRME AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI


- YALANCI/LIK ile/değil/yerine/>< DOĞRULUK / DÜRÜST/LÜK[Fars.]

( Haksız da olsa hiç susmaz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İncitilirse, bir daha hiç konuşmaz. )


- YALANCI/LIK ile MİTOMAN/İ

( ... İLE Kendi söylediği yalana inanma sayrılığı. )


- YALANCI yerine SAHTE


- YALANCI ile/ve/değil/||/<>/< YABANCI


- YALANCI ile/değil YANILICI


- Yalanı DİNLE!!!


- YALANLAMAK ile/değil/yerine YANLIŞLAMAK


- YALANLAR:
AYAKKABICIDA ile/ve/||/<> EMLÂKÇIDA ile/ve/||/<> ÖĞRETMENLERDE ile/ve/||/<> ESNAFTA ile/ve/||/<> GALERİCİDE ile/ve/||/<> MEMURDA

( "Giydikçe açılır." İLE/VE/||/<> "Merkeze 10 dk." İLE/VE/||/<> "Zeki ama çalışmıyor." İLE/VE/||/<> "Bana gelişi bu." İLE/VE/||/<> "Dosta gider." İLE/VE/||/<> "Sistem gitti." )


- Yalansız KONUŞ!!!


- YALAP YALAP

( Parıl parıl, parıldayarak. )


- YALAYIP YUTMAK

( EZBERLEMEK )


- YALÇIN, DR. M. İHSAN (AKŞEHİR, 1938) :

( A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun oldu. Maiyet Memurluğu, Ilgaz - Belören Nahiye Müdürlüğü, Ayaş, Çay, Gerede, Yenimahalle, Yığılca, Ahlat Bismil kaymakamlıkları yaptı. İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Şube Müdür Müdürü, Genel Müdür Yardımcılığı, daha sonra Ankara Vali Yardımcılıklarında bulundu, Siirt Vali Vekilliğinden sonra İstanbul Vali Yardımcılığı görevlerini yaptı. Emekli olduktan sonra yerel seçimlerde Sarıyer Belediye Başkanlığına seçildi. Sarıyer Spor Kulübü'nde 5 dönem başkan olarak görev yaptı. Futbol Adamları Derneğinde uzun süreden beri yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmaktadır. Pek çok mesleki ve sosyal, sportif amaçlı dernekte üyedir. )


- YALÇIN, SÜLEYMAN (RUMELİKAVAK, 1957) :

( Rumelyikavaklı, profeszyonel futbolcu ve antrenör. Rumelikavak'ta yetişti. Bu takımda oynadıktan sonra amatör ve profesyonel olarak Davutpaşa, Beykoz, Çor u, Polatlı, Hatay, Tokat kulüplerinde oynadı. TFF tarafından açılan kursu tamamlayarak antrenörlük diploması sahibi oldu. Öğretici olarak görev yapmaktadır. )


- YALÇIN ile/ve KAYGAN


- YALÇIN ile SARP/DİK


- YALÇIN ile YALMAN ile YALPAK ile YALPI ile YALPIK ile YALPILI

( Düz, sarp. | Düz, kaygan. İLE Eğik, eğinik. | Sarp, dik. | Kesici ve batıcı araçların, kesen ya da batan bölümü. İLE Sokulgan, cana yakın. | Yüze gülücü, dalkavuk. | Sarp yer, uçurum. İLE Eğimli yüzey, yamaç. | İki tepe arasındaki düzlük. İLE Derinliği az ve geniş olan, yayvan. İLE Bir yanı, öbüründen yüksek ya da kalın. )


- YALÇINKAYA SOKAK :

( Merkez Sarıyer'de Kocataş dağ silsilesinin eteğinde ve Kayadibi Sokağın az ilerisindedir. Bu alanda eski yıllarca taş ocağı olduğundan, bu sokağa taşı çağrıştıran Yalçınkaya Sokak adı verilmiştir. )


- YALÇINKAYA, MACİT (SARIYER, 1951) :

( İ.Ü. İktisat Fakültesinden mezun olduktan sonra ticaret hayatına atıldı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 3 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )


- YÂLE[Fars.] ile ...

( Sığır boynuzu. )


- YALI ÇAPKINI ile MADAGASKAR YALI ÇAPKINI


- YALI, FAZLI (ÇANKIRI, 1941 -) :

( İthalat ve ihracatçı olarak iş hayatına atıldı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Kulübün Divan Kurulu Üyesidir. )


- YALILAR'I


- YALI ile/değil SAHİLHANE


- YALIÇAPKINI/EMİRCİK/İSKELEKUŞU ile CÜCE YALIÇAPKINI

( ALCEDO ATTHIS vs. ... )

( COMMON KINGFISHER vs. ... )


- YALIM/YALIN ile YALIM

( Alev. İLE Bıçak gibi kesici araçların, keskin yüzü, keskinlik. )


- YALIN (ÖNERME) = VAKİİYE = ASSERTORIC[İng.] = ASSERTORIQUE[Fr.] = ASSERTORISCH[Alm.] = ASSERERE[Lat.]


- YALIN DURUM ile ...

( NOMINATIVE CASE )


- YALIN DÜŞÜNCE ve/||/<>/> SEZGİ ve/||/<>/> TASARIM ve/||/<>/> KAVRAM


- YALIN KARBONHİDRAT ile/ve/||/<>/> KARMAŞIK KARBONHİDRAT

( Kısa zincirli şeker molekülleri. İLE/VE/||/<>/> Uzun zincirli şeker molekülleri. )


- YALIN NESNE ile/ve BİLEŞİK NESNE

( CORPORA SIMPLICISSIMA cum/et CORPORA COMPOSITA )


- YALIN ÜNDEŞ ile/ve/<> YAPIŞIK ÜNDEŞ

( B - D - G - L ile/ve/<> LB - LD - LG - LL | NB - ND - NG - NL | RB - RD - RG - RL [hem başta, hem de sonda] )


- YALIN/BASİT[Ar.] ile/ve/değil/||/<>/>< BİLEŞİK/MÜREKKEP[Ar.]


- YALIN/LIK ile/ve/<> DURU/LUK


- YALIN/LIK ve/||/<> ESNEK/LİK


- YALIN/LIK ve/<> GÜZEL/LİK

( SIMPLE/SIMPLICITY and BEAUTY )


- YALIN/LIK ile/ve/||/<>/>/< ŞIK/LIK


- YALIN/LIK ile/ve/<> YETKİN/LİK


- YALIN/LIK ile/ve/<> ZARİF/ZARÂFET


- YALIN ile BASİT

( BARE vs. SIMPLE )


- YALIN ile OLAĞAN

( BARE vs. USUAL )


- YALIN ile YALIN

( Alev. İLE Gösterişsiz, süssüz, sade. | Çıplak. )


- YALIN ile YALINÇ

( ... İLE Birleşik olmayan, yalnız bir maddeden oluşan. | Karışık olmayan, basit. )


- YALINGAÇ ile YALINKAT

( Kabuğu çatlayıp soyulan. İLE Tek katı olan. | Sağlam olmayan, dayanıksız. | Basit, derinliği olmayan, üstünkörü. )


- YALINGÖZ ile YALINGÖZ

( Gözkapakları olmayan. İLE Bir tür kertenkele. )


- YALINLIK ve AKIL

( BARE and REASON )


- YALINLIK ile/ve/||/<> BİREYLİK


- YALINLIK ile/ve BİRLİK

( BARE vs./and UNITY )


- YALITILMIŞ/LIK ile/ve/<> TEK YANLI/LIK


- YALITILMIŞLIK ile/ve İKİLİK

( INSULATED vs./and DUALITY )


- YALITILMIŞLIK ile/ve/yerine YALNIZLIK

( INSULATEDNESS vs./and LONELINESS
LONELINESS instead of INSULATEDNESS )


- YALITIM ile/ve DUYARSIZLIK

( INSULATION vs./and INSENSITIVITY )


- YALITIM ile/ve SOYUTLAMA

( ISOLATION vs./and ABSTRACTION )


- YALITMA/YALITIK/İZOLE[Fr., İng. ISOLE < Lat.] ile YOK ETME, GİDERME/İZALE[Ar.]


- YALITMA ile/ve/||/<> SOĞURMA


- YALITMA ile SOYUTLAMA


- Yalın KONUŞ!!!


- YALMAÇ ile/değil/||/<>/< MAMA

( İnek, köpek vb. hayvanlara yedirmek için hazırlanan unla kepek karışımı sulu yiyecek, bulamaç. İLE/DEĞİL/||/<>/< Bebek için hazırlanan yiyeceklerin genel adı. )


- YALNIŞ değil YANLIŞ

( "Yanılma"dan akılda kalabilir. )


- YALNIZ ... ile SADECE ...

( ONLY ... vs. JUST ... )


- YALNIZ OLMAK/KALMAK/BIRAKILMAK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> SENİ, YALNIZ HİSSETTİREN KİŞİLERLE BİRLİKTE OLMAK

( Daha kötü. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/> En kötüsü. )


- YALNIZ OLMAK ile/değil YALNIZ KALMAK


- YALNIZ, İNSAN, ... değil YALNIZCA İNSAN, ...


- YALNIZ/LIK ile/ve/||/<> (")ÇIPLAK/LIK(")


- YALNIZ/LIK ile/ve/<> ÇARESİZ/LİK

( Kişiyi, katılaştırır. )


- YALNIZ/LIK ile/ve/> GÜVENSİZ/LİK


- YALNIZ/LIK ile/ve/||/<> KENDİLİK


- YALNIZ/LIK ile/ve/||/<>/< MUTSUZ/LUK | ile/ve/||/<>/< DOYUMSUZ/LUK


- YALNIZ/LIK ile TEK BAŞINA/LIK

( Gereksinim duyarız. İLE Yeğleriz. | Temsildir. )

( Tek başına yürüyen kişi, bir dostluk kurar. )

( Yalnızların yılmaması, kendileri için yararlı olur. )

( Kendimizi, kendimizle zaman geçirmeyi, "yalnızlık" saymayacağımız biçimde geliştiriyoruz. )

( Yalnız kalpleri harekete geçiren kişi, dünyayı hereket ettirir. )

( We need. VS. We prefer. )

( En kötü/ileri yalnızlık, kendiyle barışık olmamaktır. )

( LONELINESS vs. SOLITUDE/ALONE )


- YALNIZ ile/ve TEK

( LONE vs./and ALONE )


- YALNIZCA ile/değil İLKSEL OLAN


- YALNIZLAŞMA ile/ve/||/<> YABANCILAŞMA


- YALNIZLIĞINA KAÇMAK ile/ve/||/<> YALNIZLIĞINDAN KAÇMAK


- YALNIZLIK [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- YALNIZLIK [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- YALNIZLIK:
BİREYSELLİKTE ile/ve/<> AŞKTA

( Bireysellik, yalnızlığı (da) yönetebilmektir. İLE/VE/<> Aşk, birlikte ve/ya da ayrı ayrı olmak üzere yalnızlığı (da) kabul edebilmektir. )

( Tek kişilik yalnızlık. İLE/VE/<> İki kişilik yalnızlık. )


- YALNIZLIK:
FARKINDA OLUNMAYAN ile/değil/yerine FARKINDA OLUNAN

( Hakkında, "konuşabildiğin". İLE/DEĞİL/YERİNE Susmaktan başka çarenin olmadığı. )


- YALNIZLIK:
ZEKİLERDE ile/ve/||/<> ÇIKARSIZLARDA ile/ve/||/<> SAĞDUYULULARDA


- YALNIZLIK/LAR ile/ve/<> YANLIŞLIK/LAR


- YALNIZLIK ile/ve/||/<> "DEĞERSİZLİK" ile/ve/||/<> "BOŞLUKTALIK"


- YALNIZLIK ile DÜŞÜNÜR/YAZAR "YALNIZLIĞI"

( ... İLE Azınlıkta olmanın ya da paylaşım ağının yaygın olamamasından dolayı duyumsanan. )


- YALNIZLIK ile/ve/||/<>/> GÖZÜ AÇIK GİTMEK

( Kendini tanımak, daha nitelikli ve verimli yaşamak için ikisini de göze alabilmek, bunları anlamış ve kabul edebilmek, bunlarla yüzleşebilmek gerek. )


- YALNIZLIK ile/ve/||/<> İLİŞKİ

( Yanılsama[ilüzyon]. İLE/VE/||/<> Nesnesiz "algı"[halüsünasyon]. )


- YALNIZLIK ile KENDİNLE BAŞBAŞALIK


- YALNIZLIK ve/< KUŞKU


- YALNIZLIK ile/ve SIKINTI


- YALNIZLIK ile/değil/yerine/||/<>/> ÜRETKEN YALNIZLIK


- YALNIZLIK ile/||/<> YEĞLENEN/YEĞLENEBİLEN YALNIZLIK


- YALPALAMA(") ile/<> (")TÖKEZLEME(")


- YALPALAV -değil/yerine/=


- YALTIRIK, PROF. DR. FAİK (EREĞLİ/ZONGULDAK, 1930) :

( İ.Ü. Orman Fakültesi öğretim üyelerinden. İlk ve orta öğrenimini İstanbul Beşiktaş'ta yaptı, Kabataş Lisesinden mezun oldu (1947). İ.Ü. Orman Fakültesini 1952 yılında birincilikle bitirdi. 1957 yılında Orman Fakültesi, Orman Botaniği Kürsüsüne Asistan olarak atandı ve 1963 de "Belgrad Ormanı Vejetasyonunun Floristik Analizi ve Ana Meşçere Tiplerinin Kompozisyonu Üzerine Araştırmalar" konulu tezi ile Ormancılık Bilimleri Doktoru unvanını aldı, 1968 yılında "Yerli Akçaağaç (Acer L.) türleri Üzerinde Morfolojik ve Anatomik Araştırmalar" konulu tezi ile Üniversite Doçenti oldu. 1976yılında da Profesörlüğe yükseltildi. Türkiye'nin orman ağaçları ve otsu bitkiler üzerinde araştırmalarda bulundu, ülkemizde yetiştiği bilinmeyen çok sayıda ağaç türü ve varyetelerini ortaya çıkardı ve bunlara yeni isimler verdi. Edinburg Üniversitesinde büyük bir ekip tarafından hazırlanan Kraliyet Botanik Bahçesi herbaryumunda yazımı tamamlanan ve basılan 10 ciltlik "Flora of Turkey and the Aegean Island" adlı büyük eser için yılları alan çalışma ile odunsu bitkilere ait çok sayıda familya, cins ve türlerin revizyonlarını yaptı, ülkemizde yetiştiği bilinmeyen 2 yeni tür, 5 yeni alttür, 6 yeni varyete saptadı ve 12 yeni taksonomik kademe düzeltmesi yaptı. Bir kısmı yabancı dergi ve florada yayınlanan 160'ı aşkın makalebi, 10 adet araştırma ve ders kitabı vardır. Örneğin; "Belgrad Ormanı Vejetasyonunun Floristik Analizi ve Ana Meşçere Tiplerinin Komipozisyonu Üzerine Araştırmalar (1966)", "Yerli Akçaağaç (Acer L.) Türleri üzerinde Morfolojik ve Anatomik Araştırmalar (1971)", "Türkiye'deki Doğal Oleaceae Taksonlarının Sistematik Revizyonu, 1978 (Profesörlük Tezi)", Dendroloji - I Orman ve Parklarımızdaki Bazı Yapraklı Ağaç ve Çalıların Kışın Tanınması, 1981 (Yardımcı ders kitabı)"Türkiye Orman Yan Ürünleri (Y. Bozkurt ve M. Özdönmez ile müşterek), 1982", "Türkiye Meşeleri Teşhis Kılavuzu, 1984", "Dendroloji Ders Kitabı I (Açık Tohumlular) 1988", "Dendroloji Ders Kitabı II (Kapalı Tohumlular), 1988", Otsu Bitkiler Sistematiği Ders Kitabı 1989", "İstanbul Adalarının Doğal ve Ekzotik Bitkileri (A. Efe ve A. Uzun ile müşterek), 1993" , "Süs Bitkileri: Ağaç ve Çalılar (M. Öztürk ve E. Yücel ile müşterek), 1995","Tarih Boyunca İstanbul'un Park, Bahçe ve Koruları, Egzotik Ağaç ve Çalıları (A. Efe ve A. Uzun ile müşterek), 1997" ve ayrıca pek çok bilimsel makale yayınladı. OPTİMA (Akdeniz Bölgesi Bitki Sistematiği Araştırmaları Organizasyonu; Uluslararası Dendroloji Derneği ve Uluslararası Meşe Derneği, A.B.D. Türkiye Ormancılar Cemiyeti; T.M.M.O.B. Orman Mühendisleri Odası, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği, Türkiye Yeşillendirme ve Çevre Koruma Kurumu. Ayrıca İstanbul Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'na dört yıl süre ile YÖK tarafından üye seçildi. Ayrıca dört yıl süre ile İstanbul Belediye Başkanlığı Danışma Kurulu Üyeliği yaptı. 1973 yılında TÜBİTAK tarafından "50. Yıl Cumhuriyet Ödülü" ile ödüllendirildi. İtalyan Ormancılık Bilimleri Akademisine de üye olan Yaltırık, 1981 - 1986 ylılları arasında İ.Ü. Orman Fakültesi Dekan Yardımcılığı görevinde bulundu. )


- YALVAÇ =/< MANAR ANT-OK-YASI

( Isparta'nın ilçesi. =/< Isparta'nın, Yalvaç ilçesinin, kadîm dönemlerdeki "Öncü kahramanın yemin birliği diyarı" anlamına gelen ön-Türkçe adı. )


- YALVAÇ ile YALVAÇ

( Isparta'nın ilçesi. İLE Kitap getirmiş peygamber. )

Bugün[15 Ekim 2025]
itibarı ile 2.868 başlık/FaRk ile birlikte,
2.868 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(8/13)