Bugün[15 Kasım 2025]
itibarı ile 33.765 başlık/FaRk ile birlikte,
33.765 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(9/136)


- APIŞIP KALMAK ile/ve/||/<> YAPIŞIP KALMAK


- APLİK[Fr. < APPLIQUE] ile APLİKE[Fr. < APPLIQUÉ]

( Duvar şamdanı, duvar lambası. İLE Düz ya da desenli bir kumaştan kesilmiş desenlerin bir başka kumaşı süsleme yöntemi ya da kumaşa işlenmiş durumu. )


- APLİKASYON/APPLICATION[İng.] ile/||/<> APLİKATÖR/APPLICATOR[İng.]

( Uygulama. İLE/||/<> Uygulayıcı. )


- APLİKATÖR/APPLICATOR[İng.] değil/yerine/= UYGULAYICI AYGIT


- APOENZİM ile/||/<> HOLOENZİM

( Apoenzim protein kısmı İLE holoenzim kofaktörlü tam. )

( Formül: Eksik İLE tam )


- APOKALİPTİK[Fr.] ile/||/<> APOKRİF[Fr.]

( Anlaşılmaz, karışık. İLE/||/<> Doğruluğuna güvenilmez söz, yazı. )


- APOLOJİ ile/ve/||/<> GASLIGHTING

( "Kendini haklı çıkararak savunma". İLE Psikolojik yönlendirme. İstismar ve tâciz "yöntemi". )


- APOLYONT KİRAZ[< ZİRAAT 0900][NAPOLYON değil!] ile/ve/||/=/<> AKŞEHİR APOLYONTU ile/ve/||/=/<> SALİHLİ | ALLAH DİYEN ile/ve/||/=/<> DALBASTI ile/ve/||/=/<> FISFIS ile/ve/||/=/<> SCHNEIDERS SPAETKNORPEL | ZEPPELIN | NORDWUNDER ile/ve/||/=/<> FERRORIVA

( Genel ve ziraat terimi. İLE/VE/||/=/<> Afyon bölgesindeki adı/türü. İLE/VE/||/=/<> Manisa bölgesindeki adı/türü. İLE/VE/||/=/<> Malatya bölgesindeki adı/türü. İLE/VE/||/=/<> Çanakkale bölgesindeki adı/türü. İLE/VE/||/=/<> Almanya'daki adı/türü. İLE/VE/||/=/<> İtalya'daki adı/türü. )


- APOMORF ile/||/<> PLEZİOMORF

( Apomorf türetilmiş yeni İLE pleziomorf atsal eski. )

( Formül: Derived İLE ancestral )


- APOMORFİ ile/||/<> PLESİOMORFİ

( Apomorfi türemiş İLE plesiomorfi ilkel karakterdir )

( Formül: Yeni İLE eski )


- APOPLEKSİ[Fr.]/APOPLEXIA[İng.] ile/||/<> APOPLEKTİK[Fr.]

( Aniden gelen şiddetli koma durumu, beyin felci. | Kanagan. İLE/||/<> Beyin felcine uğramış kişi. )


- APOPTOSİS İLE NECROSİS İLE AUTOPHAGY İLE PYROPTOSİS ile/||/<> HÜCRE ÖLÜM YOLLARI

( Farklı hücre ölüm mekanizmaları. )

( Formül: Caspase 3/7 → apoptoz )


- APOPTOZ İLE NEKROZ İLE OTOFAJİ ile/||/<> GÖZE ÖLÜM YOLLARI

( Gözelerin farklı ölüm mekanizmaları. )

( Formül: Caspase 3 → DNA fragmantasyonu )


- APOPTOZ ile/||/<> NEKROZ

( Apoptoz programlı ve kontrollü İLE nekroz kontrolsüz ve inflamatuar )

( Formül: Kaspaz kaskadı (apoptoz) İLE ATP tükenmesi (nekroz) )


- APOSTROF[Yun.] değil/yerine/= KESME (İMİ)


- APOTEM[Yun.] değil/yerine/= YARI ÇAP


- APOTHEM ile/||/<> RADİUS

( Apothem merkez-kenar mesafe İLE radius merkez-köşe mesafe. )

( Formül: Center to side İLE center to vertex )


- APP/EPLİKEYŞIN/APPLICATION[İng.] değil/yerine/= UYGULAMA


- APPLİED MATHEMATİCS ile/||/<> PURE MATHEMATİCS

( Applied mathematics gerçek dünya problemlerine matematik uygulamalarken İLE pure mathematics soyut matematik kuramların geliştirilmesidir )

( Formül: Mathematical modeling )


- APRAKSİ/APRAXIA[İng.] ile BECERİ YİTIMİ, İŞLEV YİTİMİ

( İşlev/beceri yitimi. )


- APROSEKSİ/APROSEXIA[İng.] değil/yerine/= DİKKATİ SÜRDÜREMEMEZLİK


- APSE[Fr. < ABCES] ile YARA, ÇIBAN

( ABSCESS vs. WOUND )


- APSİS[Fr. ABSCISSE < Lat.]/KOORDİNAT[Fr.] ile APSİS[Lat.]/APSİT[Yun. APSİS, İDOS: Daire, tonoz.]

( Yönlü bir eksen üzerinde, bir noktanın, başlangıç noktasına olan uzaklığının cebirsel değeri. | Bir düzlem içinde bir noktanın yerini belirlemeye yarayan koordinatlardan yatay olanı. | Bir noktanın uzaydaki yerini belirlemeye yaraya ana çizgilerden yatay olanı. İLE Kiliselerde, koronun arkasında bulunan ve camilerine mihrap kısmının karşılığı olan, yarım daire ya da yarım çokgen biçiminde, çoğu tonozlo örtülü bölüm. [Apsitler, çoğu zaman apsidiyollerle çevrili olurlar. Roma'lılar, yapı dışına taşan yarın daire biçimindeki gözlere, absida derlerdi. Bazilikaların uclarında bir absida bulunurdu. Kiliselerdeki apsitlerin kökeni budur.] )


- APTAL CESARETİ ile/değil/yerine/>< STRATEJİ


- APTAL "DOST" ile/değil/yerine AKILLI "DÜŞMAN"


- APTAL OLMAK ile/değil/yerine/||/<>/< İYİ OLMAK

( Birinin hatasını, hiç olmamış gibi saymak. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Affedebilecek kadar. )


- APTAL ile/değil/yerine/>< ABDAL

( "Kafası çalışmama", "gaflette/acziyette bulunma" ve birçok ayrıntılı anlamları taşıyan aşağılayıcı/küçük düşürücü durum/hitap. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kul. Kulluk. Abdiyet (makamı). )

( Değişmeyen. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Değişen. )

( Devrilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Evrilir. )

( Abdal olan, aptal olanı affedebilir. )

( Hakikat, Ben'im! İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ben, hakikatim. )

( Yanıtları, anlamsız bulur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Soruyu, anlamsız bulur. )

( Hep, haklı olmayı, beceri zanneder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Hep ya da hiç, haklı olmayacağını/olmayabileceğini bilir. )

( [bir oylamanın, sonucunun] "Oy çokluğu" ile alınmasına sevinir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< "Oy birliği" ile alınmasını bekler/ister. )

( Abdal'a, aptal gibi davranır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Aptal'a, abdal gibi davranır. )

( Uyur, düşünemez. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Düşünür, uyuyamaz. )

( "De ki, ..." derler. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< "... Peki!" derler. )

( [bir düşüncenin] Taraftarı olur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tarafı olur. )

( Savrulur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Savunur. )

( Lâf eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Söz eder.
[ bkz. www.FaRkLaR.net/Dil ] )

( Dolu taneleri gibidir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kar taneleri gibidir. )

( Öfkeyle konuşur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sükûnetle konuşur. )

( [için öncelikli olan] "Başarmak"tır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Denemektir. )

( Hiçbir esinti bile duymaz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Mâlûm olur. )

( [ "Batı"ya / "Doğu"ya ] Hayranlık duyar ya da nefret eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ne hayranlık duyar, ne de nefret eder. [Sadece, anlamaya çalışır.] )

( [Söz'ün] Kandırıcılığına kapılır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Hakikatini arar. )

( Yakını görür, uzağı söyler. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Uzağı görür, yakını söyler. )

( Zikrine kanma! İLE/DEĞİL/YERİNE/>< "Bikr"ine["ilk olması"na] kapılma[zannetme]! )

( [zihnine/"aklına"] "Güzel" deyince, kadın gelir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< "Kadın" deyince, güzel/lik gelir. )

( Yaptığından pişmanlık duyar ve yere çöker. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tövbe eder ve ayağa kalkar. )

( "Gözü açık"lardır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< "Kör"lerdir. [gözleri, geçici/"değerli" olanlara kapalıdır] )

( Mey ile hoş olur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Aşk ile mest olur. )

( Düşünür ve durur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Durur ve düşünür.
[Duran, susmak bilmez; düşünen, hemen susar.] )

( Alacaklı gibi sevdiğinden dolayı, en küçük antlaşmazlıkta, hacze gelir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Borçlu gibi sever, bedel ödemekten çekinmez. )

( Ortadır[vasat] ama ortada[vasatta] durmayı bilmez. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Orta değildir ve ortada[vasatta] (dengede/itidalde) durmayı bilir. )

( [sevindiğinde] Sırıtır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gülümser. )

( Zırlar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ağlar. )

( [ "düş"te iken, uya(ndı)rılınca ] Ne uyanır, ne de utanır.[ve sayıklar] İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Uyanır ve utanır. )

( Dünyayı kurtarmaya çalışır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Dünyadan kurtulmaya çalışır.
[En sonunda da, abdal, kendine kavuşur; aptal, dünyaya.] )

( Yararının/çıkarının peşinden koşar. [ve de zarar eder] İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yararı ve güzel(lik)i arar. [ıstırap duyar] )

( Anlaşılmak ister. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlamak ister.
[Oysa ki, [hakikatte] Anlaması gerekir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlaşılması gerekir.] )

( Aptalı bulunca, aptal aptal konuşur.[abdalın yanına düşse de, yine aptal aptal konuşmaya devam eder] İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Abdalı bulunca, susar.[aptalın yanına düşse de susar] )

( Tüm bunları ve ayrıntıları, aptalca/saçma(lık) olarak "görür"/"düşünür". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ayrımları/ayrıntıları görür ve susar.
www.FaRkLaR.net/SUS )

( Herkesin beğendiğini beğenir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Beğendiğinin, başkalarınca da beğenilmesini ister. )

( Rakamlara itibar eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sözcüklere itibar eder. )

( Küfreder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Şükreder. )

( [kendini] Alacaklı zanneder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Borçlu kabul eder. )

( [Kendine gelmek için] Yerin sarsılmasına gereksinim duyar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yüreğin sarsılmasına gereksinim duyar. )

( Anlamaz ve sürekli konuşur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlar ve susar. )

( Aptala, değerli bir şeyini yitirdiğinden dolayı değil yitirdiği şeylerin değerini anlayamadığından dolayı aptal denilir. )

( "Aptallık Kuramı"(Dietrich Bonhoeffer) [okumak için burayı tıklayınız...] )

( Yapabileceğini yapmayan. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yapmayabileceğini yapan.[dallama/dalyarak] )

( VALEA ile/değil/yerine/>< ... )


- APTAL ile/değil EFTAL


- APTAL ile ŞAPŞAL/ŞAPŞİK

( ... İLE Aptalca davranışlarda bulunan, alık kişi. | Üstüne başına önem vermeyen, özen göstermeyen. | Bol, dökük ve biçimsiz (giyecek). )


- APTALA MÂLUM OLUR" değil ABDALA MÂLUM OLUR


- APTALLIK" değil/yerine/>< "DAHİLİK/DEHÂ"

( [sınırları] Yoktur. DEĞİL/YERİNE/>< Vardır. )

( Kişinin, "dahi" olanı da olmaz, "aptal" olanı da!
Çünkü bazen/hem (bazı/ender) kişi(ler)de, dehâ açığa çıkabildiği gibi, bazen/hem de "aptallık"lar görülebilir. İkisi de aykırı ve aşırı değil sadece sıradışı durum ve koşullarda gerçekleşebilir. )


- APTAL/LIK ile DELİ/LİK


- APTALLIK ve/<> İNTİHAR


- APTALLIK" ile "ÜMİT/UMUT"

( "STUPIDNESS" vs. "HOPE" )


- APTAL/LIKTA ile/ve/<> SAF/LIKTA |
ile/değil/yerine/><
AKILLI/LIKTA

( Ne affeder/affedilir, ne de unutur/unutulur. İLE/VE/||/<> Affeder/affedilir ve unutur/unutulur.
İLE/DEĞİL/YERİNE/><
Affeder/affedilir ama unutmaz/unutulmaz. )

( Öğretmeyi sever.
İLE/DEĞİL/YERİNE/><
Öğrenmeyi sever. )


- APTALLIK"/TAN ile/değil/ne yazık ki ÇARESİZLİK/TEN


- APU/AUXILIARY POWER UNIT[İng.] değil/yerine/= YARDIMCI GÜÇ ÜNİTESİ


- APUKURYA[Yun.] değil/yerine/= ET PERHİZİ

( Et yenilmeyen dönem. )


- aq bull.[Lat. < AQUA BULLİENS] değil/yerine/= KAYNAR SU


- aq. ferv.[Lat. < AQUA FERVENS] değil/yerine/= SICAK SU


- AQU-/AQUA- ile/||/<> HYDR-/HYDRO- ile/||/<> HYDRA- ile/||/<> CHYL-/CHYLİ-/CHYLO- ile/||/<> BALNEO-

( Su. İLE/||/<> Su. İLE/||/<> Su ile ilgili. İLE/||/<> Kilüs, su, lenfle ilgili, akkanla ilgili. İLE/||/<> Banyo. )


- AQUEDUCT vs. BRIDGE


- AR/AUGMENTED REALITY[İng.] değil/yerine/= ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK


- AR[Fr. < Lat.] ile AR ile Ar

( Tarım alanları için yüz metrekare değerinde yüzey ölçü birimi. [Bir ar, kenarı on metre olan bir karenin alanıdır.] | Sanat. İLE Utanma, utanç duyma. İLE [kimya] Argon'un simgesi. )


- AR ile HİCAP


- AR ile NAMUS/İFFET

( Hayatta namuslu yaşamanın en gerçek yolu, olduğun gibi görünmektir. )

( ... ile SİLİG: Namuslu. )


- AR ile/ve/||/<>/> VR ile/ve/||/<>/> MR

( Açıklamalarını burayı tıklayarak izleyebilirsiniz... )


- ARA:
1. GÜN ile 2. GÜN

( Kendin. İLE Başkaları. )


- ARA AŞIĞI ile DAMLALIK AŞIĞI ile MAHYA AŞIĞI ile MONTAJ AŞIĞI/KONSTRÜKTİF AŞIK ile AŞIK TAKOZU ile ÂŞIKYOLU

( Mahya aşığı ile damlalık aşığı arasında kalan aşıklardan her biri. İLE Ahşap makaslı çatılarda, oluk tarafında dış duvarlar üzerine yerleştirilen ve mertek uclarını taşıyan aşık. Kırma ya da beşikörtüsü çatılarda, mahyaya yerlşetirilen aşık. İLE Mahyada, taşıyıcı aşık bulunmaması durumunda ya da bir mertek çatısında mertek uclarını bağlamak için bunların altına yerleştirilen ve mertekler tarafından taşınan küçük kesitli aşık. İLE Aşıkların oturmalarını sağlamak ve kaymalarını önlemek için eğik makas kirişlerinin üzerine çakılan konik ağaç parça. İLE Dik köşeli çizgilerin kırılarak devam etmesiyle oluşan eski bir geometrik bezeme.[Eskiden, "âşık yolunu şaşırmış" ya da "sarhoşyolu" da denilmiş.] )


- ARA TÜR ile/ve/||/<> GEÇİŞ TÜRÜ


- ARÂ'[Ar.] ile ÂRÂ'[Ar. < RE'Y] ile -ÂRÂ[Fars.]

( Bölge, mıntıka/mıntaka. İLE Oylar. İLE Süsleyen, bezeyen. [Dil-ârâ] )


- ARAB[Ar.] ile ÂRÂB[Ar. < İREB, İRBE] ile A'RÂB[Ar. < ARAB]

( Irak, Şam, Hicaz, Yemen, Mısır'da ve Afrika'nın kuzeyinde bulunan semitik kavmin genel adı. İLE Akıllar, zekâlar. | Hâcetler. | Hîleler, dekler, oyunlar. İLE Çöl Arapları. )


- ARABA YOLU CADDESİ (HAYDAR ALİYEV CADDESİ) :

( Kireçburnu mahallesinin en uzun caddesidir. Bu yolun açılması ile otobüs ve özel araçlar çalışmaya başlamış dolaysıyla Kireçburnu Mahallesine ilgi artmış, mahalle ilgi odağı olmuştur. Bu sokağa önce "Araba Yolu Sokak" adı verilmişse de, çok uzun yıllar sonra Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev ölünce bu şahsın adı caddeye verilmiş ve caddenin adı "Haydar Aliyev Caddesi" yapılmıştır. )


- ARABA değil/yerine BİSİKLET

( Arabadan İn, Bisiklete Bin!...

)


- ARABÎ[Ar.] ile A'RÂBÎ[Ar. çoğ. EÂRÎB]/[Fars. BÂDİYE-NİŞÎN]

( Arap budununa/kavmine ait olan/lar. | Arapça, Arap dili. İLE Çölde yaşayan Arap. )


- ARABULUCU ile/değil UZLAŞTIRMACI


- ARAÇ AKILSALLIĞI ile/ve/<> DEĞER AKILSALLIĞI


- ARAÇ ile AYGIT


- ARAÇ ile/ve GEREÇ


- ARAÇ ile/ve ÖGE

( Köprü yalnızca bir tek işe yarar - üstünden geçmeye. )

( VEHICLE vs./and ELEMENT )


- ARAÇ ile/ve YÖNTEM

( VEHICLE/TOOL vs./and METHOD )


- ARAÇLARDAN(OTOBÜS, TREN, VAPUR VS.) ÇÖP ATMAK yerine CEPTE/ÇANTADA TUTMAK


- ARADA KALMAK ile/değil/yerine ARADA OLMAK


- ARADA (OLMAK) ile/ve/değil/yerine AKIŞTA (OLMAK)


- ARADIĞIN SÜRECE/KADAR ARARIM değil ARAMADIĞIN KADAR ARAMAM


- ARAGONİT[Fr. < ARAGONITE] -

( Beyaz, yeşil, mavimsi gri renkte billurlaşmış bir kalsiyum karbonat türü. )


- A'RÂK[Ar.] ile A'RÂK[Ar. < IRK] ile ARAK[Ar.] ile ARAKK[Ar.]

( Ter. | Üzüm ve çeşitlerinden çekilip elde edilen ispirto, rakı. İLE Kökler, damarlar. İLE Rakı. İLE [daha/çok/pek] İnce. )


- ARALARINDA ASAL ile/||/<> ORTAK BÖLEN

( Aralarında asal OBEB=1 İLE ortak bölen >1 ortak faktör. )

( Formül: gcd(a ileb) = 1 İLE gcd(a ileb) > 1 )


- ARALIĞI KAPATMAK ile/ve/||/<>/< UYUMLAŞ(TIR)MAK


- ARALIK SUYU ÇEŞMESİ :

( Sarıyer Şehit Mithat Caddesi (Yeni Yol) üzerindedir. Fırıncı Abbas Okumuşoğlu tarafından hayrat olarak yaptırılmıştır (1952). 1978 ve 2008 de onarım yapılmıştır. )


- ARALIK SUYU :

( Kestane Suyu Fabrikası ile Hünkâr Suyu mesiresi arasında bulunan ve koruma altına alınan kayalıklar arasında çıkan memba suyudur. )


- ARALIK/aralık ile Aralık

( Ara, boşluk. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Onikinci/son ay. )


- ARAMA ile ARAŞTIRMA

( Arayan ve aranılan birdir ve önemli[öncelikli] olan, yalnızca arayıştır. )

( The seeker and the sought are one and the search alone matters. )

( SEARCH vs. RESEARCH )


- ARAMA ile/ve/<> BULMA

( Aramakla bulunmaz fakat bulanlar aramış olanlardır. )

( Arayan aradığı sürece ayrı kalır. )

( TO SEARCH vs./and/<> TO FIND )


- ARAMA ile/ve/||/<> TARAMA


- ARAMAK ile/ve/değil/yerine/<> BULMAK İÇİN/ÜZERE ARAMAK


- ARAMAK = SEARCH/SEEK/LOOK FOR[İng.] = CHERCHER[Fr.] = SUCHEN[Alm.] = CERCARE[İt.] = BUSCAR[İsp.]


- ARA/MAKAV/MACAW:
MAVİ SARI ile/ve/||/<> SARI KIRMIZI ile/ve/||/<> MAVİ GÖĞÜSLÜ ile/ve/||/<> MAVİ BAŞLI ile/ve/||/<> YEŞİL KANATLI ile/ve/||/<> ASKER ile/ve/||/<> HAHN ile/ve/||/<> HYACINTH ile/ve/||/<> SPIX

( ARA ARARAUNA cum ARA MACAO cum ARA GLAUCOGULARIS cum ARA COULONI cum ARA CHLOROPTERA cum ARA MILITARIS cum ARA NOBILIS cum ARA ANODORHYNCHUS HYACINTHINUS )


- ARÂMÎ ile/ve ARABÎ


- ARAMIZ BOZULMASIN ile/ve/||/<> TADIMIZ KAÇMASIN


- ARAN ile/||/<> ARANLIG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ahır. İLE Ahırı olan ev. )


- ARANAN ile/ve/<>/> ARINAN


- ARANJE[Fr.] ile/ve/||/<>/> ARANJMAN[Fr.] ile/ve/||/<>/> ARANJÖR[Fr.]

( Derlenmiş, düzenlenmiş. İLE/VE/||/<> Belirli bir yönteme göre yerleştirme, düzenleme. İLE/VE/||/<> Düzenlemeci. )


- ARANMAK ile/ve/değil ARINMAK


- ARANMAK ile/ve KAŞINMAK


- ARAP EMİNİ MESCİDİ :

( Rumelihisarı'nda Defterdar Mustafa Efendi tarafından yaptırılan bu mescit de yıkılıp yok oldu. )


- ARAP MAHALLESİ :

( Kumsal (Hacı Ömer) Meydanı solundaki Sefir sokaktan başlar ve bu sokağın solundan Yalçınkaya sokağını takiben Aralık suyuna kadar olan ve Şehit Mithat Caddesinden sınır alan bölgeye Arap Mahallesi denir. Bu mahalle halkı, genellikle Saray'dan, paşa ve ağa konaklarından azat edilen, çıkarılan veya kovulan Arap (Zenci) kökenlilerin toplu olarak oturdukları bir yerleşim bölgesi olduğu için bu isimle anılır. Ne var ki büyük Sarıyer Seli (1916) fazlaca yıkım yedi, büyük Sarıyer Yangın'ında (05.10.1923) tamamen yanıp kül oldu. Boş kalan alan üzerinde 1935'ten sonra yapılaşma başladı ve bu günkü durum meydana geldi. Arap Mahallesinin bir ismi de, büyük yangında yanıp kül olduğu için "Yangın Yeri" dir. )


- ARAP ÖLDÜREN DERESİ :

( Sezener Çiftliği'nin batısından ve Arap Öldüren mevkiinin alt kısımlarından çıkar. Vadide, Sarıyer deresinin ana kolu olan Bekardere ve Kılıçpınar deresi ile birleşir. )


- ARAP ÖLDÜREN MEVKİİ :

( Maden mahallesinin üst kısmında ve Zekeriyaköy sınırları içinde bulunan Nalbant Çeşme mevkii ile Zekeriyaköy Sapağı arasında kalan yer "Arap Öldüren Mevkii" dir. Nalbant Çeşme mevkiinin en üst ve yüksek noktasıdır. Buraya Arap Öldüren denmesinin nedeni yaz kış çok rüzgârlı ve bilhassa kış aylarında müthiş soğuk olmasıdır. Eski bir tarihte Sarıyer'den yaya olarak Zekeriyaköy'e giden bir Arabın bu mevkiiyi geçememesi ve soğuktan ölmesi nedeni ile bu ismi aldığı söylentisi yaygındır. Eskiden Nalbant Çeşme, Arap Öldüren ve Zekeriyaköy başı arasında at yarışları yapılırdı. )


- ARAP SABUNU değil/yerine/>< RAB SABUNU


- ARAP ile ÂRÂP

( Irkı tanımlama. İLE "...-cı" olma(savunma, koruma, kayırma) )


- ARAPÇA'DA:
GÖZ ile/ve/||/<> KÖR

( )

( Bir noktanın eksikliği, gözü kör eder. )


- ARARAT = ARASAT


- A'RÂS[Ar. < URS] ile A'RÂS[Ar.] ile ARAS[Ar.]

( Nikâh törenleri. | Düğünler. | Evliler. İLE Arsalar, boş topraklar. İLE Yorgunluk, bitkinlik. )


- ARASTA ile/||/<> ŞADIRVAN ile/||/<> TABHANE ile/||/<> DARUŞŞİFA

( Çarşı, dizi dükkânlar. Bazen önlerinde revak ya da karşılıklı sıraların arasında örtü bulunanlar, bir tür kapalı çarşı oluşturur. İLE/||/<> Bir çeşit meydan çeşmesi. Özellikle cami avlularında, çepeçevre muslukları olan çokgen su tesisi. İLE/||/<> Konukevi/misafirhane. | Dini yapıların bir bölümü.[Özellikle gezici dervişlerin konuk edildiği oda.] İLE/||/<> Şifahane, hastahane gibi sağlık kuruluşlarına verilen eski adlardan biri. )


- ARAŞTIRMA (YAPMAK) ile ÇALIŞMA (YAPMAK)

( RESEARCH vs. TO STUDY/WORK )


- ARAŞTIRMA YÖNTEMİ ile/ve/||/<>/> SUNUM YÖNTEMİ

( Tarihsel. İLE/VE/||/<>/> Kavramsal. )


- ARAŞTIRMA ile İNCELEME ile ÇÖZÜMLEME/ANALİZ

( TA'MÎK[Ar. < UMK | çoğ. TA'MÎKÂT]: Derinleştirme, derin kazma. | Esasına varacak biçimde araştırma, inceleme. )


- ARAŞTIRMACI ile/ve/||/<>/> UYGULAYICI


- ARAYAN, BULUR!:
[ya] BELÂ ya da MEVLÂ


- ARAYIŞ ile/ve/||/<> "ANLAYIŞ"


- ARAZ ile ARAÇ


- A'RÂZ[Ar. < ARAZ] ile ARAZ[Ar.] ile A'RÂZ[Ar. < IRZ]

( İşâretler, alâmetler. | Tesâdüfler, hastalık alâmetleri. | Kazalar, felâketler. İLE İşâret, alâmet. | Tesâdüf. | | Kaza, felâket. | [Felsefede] Kendi kendine varolmayıp başka bir cevherle meydana gelen hal ve keyfiyet. İLE Irzlar, namuslar. )


- ARÂZİ ile ARAZÎ


- ARÂZİ[Ar. < ARZ] ile A'RÂZÎ[Ar.]

( Yerler, topraklar. İLE Ârızî, tesâdüfî, rastgele. )


- ARAZİ[Ar. < ARZ] ile/ve/<> ARSA[Ar.]

( Yeryüzü parçası, yerey, yer, toprak. İLE Üzerinde yapı kurulmak üzere ayrılmış yer. Yasanın tanımlamasına göre, belediye sınırları içinde bulunup belediyece parsellenmiş arazi. )


- ARAZİ ile BATAKLIK

( FIELD vs. MARSH )


- ARAZİ ile BOSTAN[Fars. < BÛSTÂN]

( ... İLE Sebze bahçesi. | Kavun, karpuz tarlası. | Kavun ve karpuza verilen ortak ad. )


- ARAZİ ile ÇAL

( .. İLE Taşlık yer. )


- ARAZİ ile ÇİMENLİK

( FIELD vs. MEADOW )


- ARAZİ ile DAZ

( ... İLE Çıplak toprak. )


- ARAZİ ile/ve TOPRAK

( TOPRAK

Tarlam, sana üçyüz fidan aşılasam
Tarla coşar, fidan coşar, el coşar
Gücüm yetse, hemen işe başlasam
Kazma coşar, kürek coşar, bel coşar

Muhidime örnek olmak maksadım
Sevinir evlâdım, söylenir adım
Hız ile yürür idim olsa kanadım
Yolcu coşar, ayak coşar, yol coşar

Çalışırsan toprak verir cömerttir
Emeksiz istemek, dermansız derttir
Çalışmak, insana büyük servettir
Kese coşar, gönül coşar, el coşar

Yılda bir kez, çiçek açan ağaçlar
Hayatta insana ömür bağışlar
Her taraftan cıvıldaşır o kuşlar
Seher coşar, bülbül coşar, gül coşar

Güzelin kulağı, küpeyi saklar
Ağacın yaprağı, meyveyi koklar
Mehtap ile birleşince yapraklar
Gölge coşar, mehtap coşar, dal coşar

Yel, dala değdikçe, sor ki, dallar ne çeker
Durmaz inler, ırgalanır, Hû çeker
Demişler ki, bu derdi bu çeker
Veysel ağlar, sazı ile tez coşar

 

[ Veysel (Âşık) 'ın yazdığı ilk şiirdir. ]

[ Sürekli erişim adresi...
www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/12792 ]

)

( ... ile/ve TÜRÂB )

( ... ile/ve HÂK, ÂCÂK )

( ... ile/ve PİTHİRİ )


- ARAZİ[Ar.] değil/yerine/= YEREY

( Yeryüzünden bir parça. | Yerkabuğunun oluşumu bakımından ele alınan herhangi bir parçası. )


- ARBEDE[Ar.]/HENGÂME[Fars.]/ÇINGAR[Yun.] değil/yerine/= ÇATIŞMA/HIRGÜR/KAVGA/GÜRÜLTÜ PATIRTI


- ARC LENGTH ile/||/<> CHORD LENGTH

( Arc eğri boyunca uzunluk, chord doğru mesafe. )

( Formül: Curved İLE straight distance )


- ARCHAEA ile/||/<> BACTERİA

( Archaea ekstrem ortam İLE bacteria normal. )

( Formül: Extremophile İLE common )


- ARCH-/ARCHE-/ARCHEO-/ARCHİ- ile/||/<> PALAE-/PALAEO-/PALEO-

( Eski, başlangıç, birinci, orijinal, ilkel, öncü. İLE/||/<> Eski, eski devirlere ait, ilkel. )


- ARCHO- ile/||/<> PROCT-/PROCTO-

( Rektal. İLE/||/<> Anüs, rektumla ilgili. )


- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT


- ARDINA KADAR AÇMA! ve/||/<> TAMAMEN KAPATMA!

( Kapatmaya gücünün yetmeyeceği kapıyı. VE/||/<> Açmaya yüzünün tutmayacağı kapıyı. )


- ARDRAMATİK[Fr.] değil/yerine/= TİYATRO SANATI


- ARDUTAL/ORDU TAL ile/= HAMAMOTU
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- ARDUVAZ[Fr. < ARDOISE] değil/yerine/= KAYAĞAN TAŞ, kayrak


- AREA[Lat.] ile ARENA[Lat. HARENA: Kum, kumlu yer.] ile ARENİT

( Bölge, avlu, saha. | Yüzölçümü. | İlk Doğu kiliselerini çevreleyen, ağaçlı kutsal avlu. [Bu avlulardan bazıları, bölge papazlarının barınaklarına açılan revaklarla çevriliydi.] İLE Çok ince kum. | Antikçağda, anfitiyatro, hipodrom, sirk gibi yerlerin ortasında güreş, yarış, oyun gibi yerlerin ortasında, güreş, yarış, oyun gibi çeşitli gösteriler yapılan, üzerine kum serilmiş alan. | Siyasi çekişmelere sahne olan yer. İLE Kum böyüklüğünde taneciklerden oluşan tortul kayaçların genel adı. )


- ÂREC[Fars.] ile AREC ile A'REC[Ar.] / LENG[Fars.]

( Dirsek. İLE Topallık. İLE Topal, aksak. )


- AREFLEKSİ/AREFLEXIA[İng.] değil/yerine/= TEPKESİZLİK


- ARENA[Fr.] ile AGORA[Yun.]

( Yarış, oyun vb. gösteriler yapılan alan. | Siyasi çekişmelerin geçtiği yer. İLE Yunan klasik devrinde, sitenin yönetim, politika ve ticaret işlerini konuşmak için halkın toplandığı alan, halk meydanı. )


- AREOMETRE[Yun. ARAIOS: Sulu, az koyu. | METRON: Ölçü.] değil/yerine/= SIVIÖLÇER

( Bir sıvının, özgül ağırlığını ölçmeye yarayan aygıt. )


- ARGO ile ADİCE/BAYAĞI/ÂMİYÂNE[Ar., Fars.]


- ARGO[Fr.] ile KÜFÜR[Ar.]

( SLANG vs. SWEARWORD )


- ARGO ile MÜSTEHCEN


- ARGO[Fr.] ile YÜKSEK ARGO ile DÜŞÜK ARGO

( [Türkmen, Gagauz, Özbek, Uygur, Tatar, Başkurt, Kumuk, Karaçay-Malkar, Nogay, Kazak, Kırgız, Altay, Hakas, Tuva, Şor Türkçe'lerinde] ARGO )

( Külhanbeylerin kullandığı söz ve deyimler. | Bir meslekte ya da toplumda kullanılan özel söz. )

( [Çin'de] HSIANG T'AN, HSIANG Ç'ANG )

( [Finlandiya'da] MONGERRUS )

( [Hindistan'da] SÂSÎ, DOM, NATÎ [Çingene dili asıllılardır], BALAÎBALAN )

( [Hollanda'da] BARGOENS )

( [İran'da] LÛTRÂ, ZEBÂN-I ZERGERÎ[kuyumcu dili], LOTİZEBÂNÎ, KURBATÎ/ESSÎM ARGOSU[Ar. İran'ın kuzeyinde] )

( [İspanya'da] CALO, [eskiden] GERMANIA )

( [İtalya'da] FURBESCO, ZERGA[Venedik'te], GERGO[Jargon anlamına] )

( [Macaristan'da] TOLVANJNYELV[hırsız dili] )

( [Mısır'da] HALEBÎ ARGOSU )

( [Norveç'te] FANTESPROG )

( [Portekiz'de] CALAO )

( [Romanya'da] ŞMECHEREASCA, LIMBA CARAITORILOR )

( [Rusça] ARGO [Kril abecesiyle APRO], VOROVSKIY YAZIK[hırsız dili] )

( [Yunanistan'da] MALLIARA GLOSA[bayağı dil anlamına] )

( [Çekoslavakya'da] HANTYRKA )

( SLANG, COCKNEY, CANT vs. HIGH-LIFE SLANG vs. LOW SLANG )

( ARGOT )

( ROTWELSCH [ya da CHESSENLOSCHEN, JENISCHE SPRACHE, KOCHEMER SPRACHE, KALOSCHENSPRACHE] [GAUNERSPRACHE: Hırsız dili] )

( [Türkmen, Gagauz, Özbek, Uygur, Tatar, Başkurt, Kumuk, Karaçay-Malkar, Nogay, Kazak, Kırgız, Altay, Hakas, Tuva, Şor Türkçe'lerinde] ARGO
[Hollanda'da] BARGOENS
[İran'da] LÛTRÂ, ZEBÂN-I ZERGERÎ[kuyumcu dili], LOTİZEBÂNÎ, KURBATÎ/ESSÎM ARGOSU[Ar. İran'ın kuzeyinde]
[İtalya'da] FURBESCO, ZERGA[Venedik'te], GERGO[Jargon anlamına]
[Mısır'da] HALEBÎ ARGOSU
[Rusça] ARGO [Kril abecesiyle APRO], VOROVSKIY YAZIK[hırsız dili] )


- ARGU ile/||/<> ARGUÇ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İki dağ arası.[Tirâz/Talâs ile Balâsâgün arasındaki ülke.] İLE Kişinin aldandığı herhangi bir şey. )

( arguç ajun: Yalan dünya. )


- ARGUE vs. BICKER vs. DEBATE vs. DISCUSS vs. DISPUTE vs. QUARREL


- ARGÜMAN[İng. < ARGUMENT]["ARGUMAN" değil!] değil/yerine/= (İKNA EDİCİ, YETERLİ/YETKİN) KANIT | SAV

( Denklem, eşitsizlik, gök nesnesinin hareketlerine ait bir öğenin bağlı bulunduğu değer. | Bir cetvelde, öteki bir sayıyı bulmak için yararlanılan sayı. | Kanıt, delil. )


- ARHAN/ARAHANT[Sansk.] = ARHAT[Palice]


- ARI KAVRAM ve/<> AKIL


- ARI SOKAK PARKI :

( Derbent (Çamlıtepe) Mahallesindedir. 1.729,00 m²'lik bir alanı kapsamaktadır. 1.340,00 m²'lik yeşil alana sahiptir, 104,00 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )


- Ârî"[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/&lt; ÂRÎ[Ar. < URY/E]

( İran'dan geçerek Kuzey Hindistan'a yerleşen, eski bir kavim olan Aryalar ya da "bu toplumdan olduğunu savunan kişi". | Hint-Avrupa dil ailesinden olan ["ırk", "topluluk" ya da "kişi"]. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>


- ARI[Ar.] ile ARI[Ar.] ile ÂRÎ[Ar.] ile ÂRÎ[Ar.] ile ÂRÎ[Ar.]

( Sade, temiz. | Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf, halis, öz. | Günahsız. İLE Zar kanatlılardan, bal ve bal mumu yapan, iğnesiyle sokan böcek. İLE Çıplak. | Hür. | -sız. İLE Hint-Avrupa dil ailesinden olan topluluk/kişi. İLE Evet. )

( Dünyada, 20.000'e yakın arı türü bulunmaktadır. )

( ... cum APIS MELLIFICA )


- ARI/SİNEK ile/||/<> İNCİR ARISI/SİNEĞİ


- ARICA, ERDOĞAN (FATSA, 1954) :

( Fenerbahçe'den transfer edildi ve bir sezon (1987/88) Sarıyer'de oynadı Sarıyer'de 30 lig, 3 kupa maçı olmak üzere 33 resmi ve 4 özel maçla beraber 37 kez Sarıyer takımında yer aldı.. 30 kez A Milli, 1 kez de Amatör Milli Takımda oynadı. )


- ARICI, HASAN :

( Demokratik Sol Partide siyasete atıldı ve 1904/1999 yerel seçimlerinde DSP listesinden Sarıyer Belediye Meclisine üye olarak seçilerek görev yaptı. )


- ARICI, NAZ ( ANKARA. 1982) :

( Elektrik - Elektronik Mühendisidir. 2011 yılında hobi amaçlı olarak buz pateni sporuna başladı. Kısa zamanda büyük aşama kaydetti ve 2015 yılında Almanya'da yapılan Uluslar arası Yetişkinler Artistik Buz Pateni Yarışması'na katıldı ve şampiyon olarak altın madalya aldı. Sarıyer Belediyesinin sponsor olduğu Naz Arıcı 2016 yılında Kanada'da yapılan Uluslar arası Yetişkinler Artistik Buz Pateni Yarışmaları'nda ülkesini temsil etti ve şampiyon olarak ikinci kez altın madalya kazandı. Önceleri antrenörlüğünü Duygu Salur, sonraları milli takım antrenörü Timuçin Özbükücü yaptılar. )


- ARICI, OSMAN (RİZE, 1932 - ) :

( Sendikacı - siyasetçi. Deniz Yolları İşletmesinde çalışırken sendikacı olarak görev aldı. Uzun süre Deniz İşleri Sendikasında görev yaptı. Siyasete Anavatan Partisinde başladı ve İlçe teşkilatında çeşitli görevler yaptı. 1984 - 1989 döneminde Sarıyer Belediye Meclis Üyesi ve Belediye Başkan yardımcısı olarak görev üstlendi. )


- ÂRİF ve ÂGÂH ve HEMDERT


- ARİF ile ÂRİF[Ar. < İRFAN | çoğ. UREFÂ]

( Ünlü, çok tanınmış. | Bilgi sahibi. İLE Bilen, bilgili, irfan sahibi.[(Bildiğinin, yapacağının ve söyleyeceğinin) Zamanını ve zeminini] )


- ÂRİF ile ARRÂFE

( GNOSTIC vs. ARRAFE )


- ÂRİF ile/ve/> HAKÎM ile/ve/> MÜTEELLİH

( ... > Hem ârif, hem de hakîm olan. )

( Kâmiller/ârifler, Allah'ın nazarıyla bakar. )

( Ârif olan... İçi, dışı, dengede tutan. )


- ÂRİF ile MUHLİS


- ÂRİF ile/ve ZARÂFET

( GNOSTIC vs./and ELEGANCE )


- ÂRİF ile/ve ZARİF

( Karşılık almaz/beklemez. İLE/VE Fazladan verir. )

( Ârif, muhatabının, kendi selâmıyla selâmlar. )

( ÂRİF: Devr eden. )


- Ârifçe sus, ârifçe KONUŞ!!!


- ARİFE değil/yerine/= ÖNGÜN


- Ârif'i DİNLE!!!


- ÂRİF-İ MÜKEMMEL ile/ve/değil ÂRİF-İ MÜKEMMÎL


- ARIG[BARSGAN] ile/||/<> ARRIG ile/||/<> ARIG NERİG ile/||/<> ARIKLIK/ARIGLIQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Çadır örtüsü. İLE Pek temiz nesne.[r'nin tekrar pekiştirme içindir.] İLE Temiz olan bir şey. İLE Temizlik, arılık. )


- ARIQ ile/||/<> ARIQLANDI ile/||/<> ARIQLIG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Irmak, ark. İLE Suyun yerde yarlar ve hendekler açması. İLE Üzerinde arklar olan yer. )


- ARIK ile ALGIN

( Ark, açık oluk, karık, dren[Fr. < DRAIN]. | Fide ya da fidan dikilen yer. | Zayıf, cılız, kuru, sıska. İLE Cılız, zayıf, hastalıklı. | Birine gönül vermiş, tutkun, vurgun. )


- ÂRİM[Ar.] ile ARİM[Ar.]

( Uygunsuz, hoşa gitmez, ters. İLE İnatçı, kafa tutan. )


- ARIN(DIR)MA'DA:
| SU İLE / ATEŞ İLE / SIYIRARAK |
ile/değil/yerine/<>/>/<
DÜŞÜNCE/ZİHİN İLE


- ARINMA/ARINDIRMA ile/ve/=/<> AYDINLANMA ile/ve/=/<> YAPILANDIRMA

( Arınma, duyguların eğitilmesi ve duyarlılık-yetisinin geliştirilmesi için yöntem olarak kullanılmaktaydı. Sanat bu arınmanın yöntemi olarak benimsenmişti. )

( Büyüklüğü tanıyabilmek için olgunlaşmanız, kutsallık için gönlünüzü arındırmanız gerekir. )

( Zaferin sırrı, Arınma ve Bilgi'ye ulaştıktan sonra çalışmaktır. )

( Aydınlanma, kültürden uygarlığa geçiştir. )

( "Bir"deki "Birlik"i ya da "Birlik"in "Bir", "Tek" ve "Bütünsel" oluşunun farkındalığına ulaşmak "Aydınlanma"dır. )

( Aydınlanma, insan aklına güvenmek; onu tanımak ve akla dayalı bir yaşamı gerçekleştirmeyi amaçlar. )

( Aydınlanma, Varlığın Armonik Birliği'nin kavranmasını temel almış; buna bağlı olarak Toplum'un armonik birliğe ulaştırılması ve toplum içndeki kişilerin 'Tekil-Bütünlük'e gelerek 'Bireyleşmesi'ni amaç edinmiştir. )

( İngilizce'de "Enlightenment", Fransızca'da "Enlaitement", Almanca'da "Aufklærung", İtalyanca'da "Essere Illuminato", Osmanlıca'da "Tenevvür", Tasavvuf'ta "İşrak". )

( Tüm ezoterik okullarda Arınma, Aydınlanma ve Sevgi, Bilgeliğin Yöntemi, ortak bir tutum olarak benimsenmiştir. )

( Kavramlar dünyasına giren her insan evrensellikle bağ kurmuştur. Bunun ayırdında olmak, aydınlanmaya başlamak demektir. )

( Ancak anlayış aydınlatır. )

( Aydınlanmış kişi erdemli olmalıdır. )

( Ermişliğin özü, içinde bulunulan AN'ı(şimdiyi) tümüyle kabul etmek ve olmakta olanlarla uyumlanmaktır. )

( Only understanding enlighten. )

( Aydınlanma, felsefi bir kavram olarak XVIII. yy. Avrupa'sında "Akla dönüş akımı" olarak kullanılmaya başlanmış ve döneme adını vermiştir. )

( You must mature to recognise greatness and purify your heart for holiness.
The essence of saintliness is total acceptance of the present moment, harmony vs. things as they happen. )

( PURIFICATION vs./and/=/<> ENLIGHTENMENT )


- ARINMA ile/ve/> AŞKINLIK

( PURIFICATION vs./and/> TRANSCENDENCY )


- ARINMA ve/||/<>/> AYDINLANMA ve/||/<>/> AŞK


- ARINMAK ile/ve/değil/<> DUYARLILAŞ(TIR)MAK


- ÂRİŞ[Ar.] ile ARÎŞ[Ar.]

( Anlam/mânâ, kavram/mefhum. İLE Asma çardağı. | Samandan yapılmış bir çeşit ev. | Sundurma. )


- ARIŞ/İRİŞ ile ARIŞ ile ARIŞ

( Kolun, dirsekten parmaklara kadar olan bölümü. İLE Çözgü. İLE Araba oku. )


- ARİSTOKRASİ[Fr.] ile/||/<> ARİSTOKRAT[Yun.] ile/||/<> ARİSTOKRATİK[Fr.]

( Aristokrat olma durumu. İLE Sınıf farkı güden ülkelerde soylu sınıftan olan. İLE/||/<> Aristokrasiye ilişkin. | Seçkin, ince, yüksek tabakaya özgü. )


- ARISTON ile ARISTO(TELES)


- ARISTOTALES" değil ARISTOTELES


- ARİSTOTELES ASTRONOMİSİ ile/ve BATLAMYUS KOZMOLOJİSİ[astronomisi değildir!]


- ARİSTOTELES ile/||/<> YORUM

( Aristoteles felsefesinin yorumlanması )

( İbn Rüşd (Averroes) tarafından 1180 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1126-1198) (Ülke: Endülüs) (Önemli katkıları: Aristoteles yorumları, felsefe ve tıp çalışmaları) )


- ARITA/IMARI PORSELENİ ile/ve NABESHIMA PORSELENİ


- ARİTHMETİC GEOMETRY ile/||/<> DİOPHANTİNE GEOMETRY

( Arithmetic geometry sayı kuramı ve cebirsel geometri birleşimiyken İLE Diophantine geometry rasyonel nokta problemleri üzerine odaklanır )

( Formül: Heights and L-functions )


- ARITMAK ile ISLAH (ETMEK)


- ARİTMETİK İLE GEOMETRİK İLE HARMONİK ile/||/<> DİZİ TÜRLERİ

( Sayı dizisi çeşitleri. )

( Formül: an = a1 + (n-1)d )


- ARİTMETİK ORTALAMA ile/||/<> GEOMETRİK ORTALAMA

( Aritmetik toplam/n, geometrik n.kök(çarpım) )

( Formül: Σ/n İLE ⁿ√(Π) )


- ARİTMETİK[Yun.] ile/||/<> ARİTMİ[Fr.] ile/||/<> ARİTMİK[Fr.]

( Matematiğin sayısal özelliklerini ve işlemlerini konu edinen dalı, sayısal. İLE/||/<> Yürek atışlarındaki düzensizlik. İLE/||/<> Düzensiz kalp ya da nabız atışı. )


- ARİTMETİK ile/ve/değil CEBİR ile/ve/değil GEOMETRİ

( Zaman. İLE/VE/DEĞİL Zemin/mekân. )

( ... İLE/VE/DEĞİL Aksiyomatik olarak kurulan ilk ilim. )

( ... İLE/VE/DEĞİL Dengeyi/itidali simgeler. )

( Geometri, mekânın yorumudur. )

( [not] ARITHMETIC vs./and/||/<>/< ALGEBRA
ALGEBRA instead of ARITHMETIC )


- ARİTMETİK ile/ve/||/<> LOGARİTMA[Yun.]

( ... İLE/VE/||/<> Büyük çarpmaları, bölmeleri, kök ve kuvvet alışlarını yapabilmek için bulunan bir yol. Biri geometrik, öbürü aritmetik olarak kurulan iki sayı dizisinden, aritmetik olanın her sayısı, karşılaştığı geometrik sayının logaritmasıdır. [1=0 | 10=1 | 100=2 | 1000=3 | 10.000=4 vb.] )

( ... İLE/VE/||/<> Çok büyük ve çok küçük olan sayılarla yapılacak işlemlerde kullanılır.
[Uzay bilimlerinde, bileşik faiz ve koordinat hesaplamalarında, deprem ve ses şiddetinin hesaplamalarında, kimyada pH hesabında, matematiksel konumu belirli olan iki nokta arasındaki uzaklığın hesaplanmasında ve bakterilerin çoğalma hızının hesaplanmasında kullanılır.]
[İlk kez, John Napier tarafından kullanılmıştır.] )


- ARİTMETİK/ASTRONOMİ ile/ve GEOMETRİ ile/ve ŞİİR ile/ve MÜZİK

( Zamanı hesap ettiğinizde Aritmetik, Astronomi; mekânı ölçmeye başladığınızda geometri; dili ölçmeye başladığınızda da şiir ortaya çıkar. Zaman ve dili beraber ölçtüğünüzde müzik ortaya çıkar. )


- ARİVA[İt.] ile ARİYA[Yun.]

( Yelkenli gemilerde direklere çıkma komutu. İLE Sancağı, yelkeni ya da sereni direkten aşağı alma. )


- ÂRIZ[Ar. < ARZ] ile ÂRIZÎ[Ar. < ÂRIZ]

( Gelen. | Rastlantısal olay. | Dağ, bulut vs. gibi görünmeye engel olan her şey. | Yanak. İLE Sonradan çıkan. | Gelip-geçici, muvakkat. )


- ÂRIZ OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÂRİF OLMAK


- ÂRİZ[Ar.] ile ARÎZ[Ar.] ile ARÎZ[Ar. < ARZ]

( Ardıç ağacı. İLE Semiz. | Enli, geniş. | Alçakgönüllü, lâtif, lâyık. İLE Geniş, enli. )


- ÂRIZA[Ar.] ile ARÎZA[Ar. < ÂRIZ]

( Engebe. | Aksama, aksaklık. | Bir notanın sesini yarım ton yükseltmek, alçaltmak ya da eski durumuna getirmek için notanın soluna konulan diyez, bemol ve bekar belirteçlerinin ortak adı. İLE Küçüğün büyüğe yazdığı yazı. )


- ÂRIZÂN[Ar.] ile ÂRIZÂN[Ar. < ÂRIZ] ile ÂRIZÎ[Ar. < ÂRIZ | çoğ. AVÂRIZ]

( İki yanak. İLE Geçici olarak. | Tesadüfen, rastgele. İLE Sonradan çıkan. | Gelip geçici, muvakkat. )


- ARK[İng. < ARCH]/ARKUS[< ARCUS] değil/yerine/= YAY


- ARK/ARQ ile/||/<> ARKA/ARQA ile/||/<> ARKAG/ARQAG ile/||/<> ARKAR/ARQAR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dışkı. İLE Sırt, arka. | Sıkıntılı anlarda yardım eden kişi. İLE Argaç.[bez, halı, kilim gibi şeyler dokunurken, enlemesine atılan iplik] İLE Dişi dağ keçisi. )


- ARK değil/yerine/= SU YOLU


- ARKA ÇIKMA ile/ve/değil/yerine KENDİNİ, ONUN YERİNE KOYMA


- ARKA FON[Fr. < FOND] değil ARKADA[Tr.] ya da FONDA


- ARKA KÖPRÜ/FİDANLIK KÖPRÜSÜ :

( Marmara ve Boğazlar Sahil Güvenlik Komutanlığının arkasında, Büyükdere Fidanlığının ön kısmındadır. Bu iki kurum arasında yol geçmektedir. )


- ARKA TEKER ile/ve/değil/||/<>/> ÖN TEKER

( Ön teker nereye giderse, arka teker de oraya gider. )


- ARKADA ile/ve/değil ARKANDA


- ARKADAŞ ile/ve REFÂKATÇİ


- ARKADAŞI-NI (ARAMAK) ile ARKADAŞIN-I (ARAMAK)

( Onun arkadaşı. İLE Kendi arkadaşın. )


- ARKADAŞINLA KARDEŞ (GİBİ) OLMAK/OLABİLMEK ile/ve KARDEŞİNLE KARDEŞ OLMAK/OLABİLMEK


- ARKADAŞLARI ile/ve/<> DÜŞMANLARI

( Yakın tutmalı! İLE/VE/<> Daha da yakın tutmalı! )


- ARKADAŞ/LIK ile DOST/LUK ile KARDEŞ/LİK

( Belirli seviyede tutulan iletişim ve paylaşımın, dolayısıyla ilişkinin durumu. İLE Dostlukta son derece derin ve yoğun yakınlık, iletişim ve paylaşım vardır. Bir kişinin birini "Samimi arkadaşım/kankam(kan kardeşim)" olarak tanıtması için en temelde, o iki kişinin sırlarını paylaşabilmesi ve Para ve Seks durumu hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olma durumu vardır. )

( Dostluk, duygulu, erdemli iki kişi arasında, kendiliğinden oluşuveren bir anlaşmadır. Duygulu diyorum, çünkü bir keşiş, dünyadan el etek çekmiş biri, hiç kötü olmaz da dostluk nedir bilmeden yaşayabilir. Erdemli diyorum, çünkü kötülerin, olsa olsa suç ortakları olur, haz düşkünlerinin zevk ve eğlence arkadaşları, çıkarlarını arayanların ortakları vardır, siyaset kişileri, çevrelerine fitne fücurlar toplar, çoğu avarenin bağlılıkları, prenslerin dalkavukları olur; erdemli kişilerin, yalnız onların dostları vardır. )

( Eğlenebildiklerimizle. İLE/VE/<> Anlatabildiklerimizle. İLE/VE/<> Ağlayabildiklerimizle. )

( "Geçerken uğra" der. İLE "Geç, erken uğra!" der. )

( ... İLE Kişiyi, hiçbir zaman/koşulda, terk etmeyen. )

( Herkes dost olamaz! Dost olmayana, arkadaş demenin farkını görmek ve buna göre kullanmak gerekir. )

( Eğer hiç dostun yoksa sen bir dost ol! )

( Derviş, dostum demez! Dost, hiçbir zaman, yanından ayrılmayacak kişidir. Ancak, gerçekten dost olunacak kişi için kullanılabilir. )

( Tek dostumdur... Gökteki yıldızlar! )

( SEN, SANA DOSTSUN!
[HABERİN YOK] )

( Kişilerin en âcizi, dost edinmeyendir! Bundan da âcizi ise dostunu yitirendir. )

( İyi arkadaş, yanında, yüksek sesle konuşup düşünebileceğin kişidir. )

( "Dostlarım! Dünyada dost yoktur!" )


- ARKADAŞ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< YOLDAŞ/LIK

( Bir yere kadar. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yolun sonuna kadar. )


- ARKAİK[Fr.] ile/||/<> ARKAİZM[Yun.]

( Klasik çağ öncesinden kalma. | Modası geçmiş, eskimiş. İLE/||/<> Konuşulan ve yazılan dilde kullanımdan düşmüş eski sözcük ve deyimleri kullanma. | Geçerliliğini yitirmiş, bir başka çağa özgü şeylerin niteliği. )


- ARKAİK ile/ve/<> GELENEKSEL


- ARKATASAR/ARKAPLAN ile ALTYAPI

( BACKGROUND vs. SUBSTRUCTURE )


- ARKATASAR ile ZEMİN

( BACKGROUND vs. GROUND )


- ARKEOLOG[Yun.] ile/||/<> ARKEOLOJİ[Yun.] ile/||/<> ARKEOLOJİK[Fr.] ile/||/<> ARKEOZOİK[Fr.] ile/||/<> ARKETİP[Fr.]

( Arkeoloji uzmanı. İLE/||/<> Eski çağlardan kalan eserleri, tarih ve sanat yönünden inceleyen bilim. İLE/||/<> Arkeoloji ile ilgili. İLE/||/<> Tüm taşlarda şiddetli başkalaşımların olduğu zaman. İLE/||/<> Sanatın çeşitli kollarında olabilecek özellik taşıyan, ilk örnek. )


- ARKEOLOJİ MÜZESİ


- ARKEOLOJİ ile/ve/||/<>/> DENEYSEL ARKEOLOJİ

( )


- ARKEOLOJİ/K değil/yerine/= ESKİLBİLİM/SEL / KAZI BİLİMİ

( Tarih öncesi ve eski çağlardan kalma yapıtları, tarih ve sanat açısından inceleyen bilim. )


- ARKHİTRAV(ARŞİTRAV) ile/||/<> GÖLGELENDİRME ile/||/<> VOLÜT

( Antik mimarlıkta, sütunların taşıdığı, bir sütun ekseninden öteki sütun eksenine uzanan taş hatıllar(kiriş). İLE/||/<> Batı sanatında nesnelere oylum ve derinlik kazandırma yöntemi. Açık ve belirli bölümlerin karanlık bırakılması, böylece keskin belirli yerlerinde sertlik ve körelik boyaması sonucu elde edilen görsel etki. İLE/||/<> İyon sütun başlıklarında bulunan, spiral biçimli kıvrımlar. )


- ARKIŞ/ARQIŞ ile/||/<> ARKIŞ/ARQIŞ/MÜRSEL[Ar.] ile/||/<> ARKUÇI/ARQUÇI/RESUL[Ar.]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kervan. İLE Uzak bir ülkedeki birine yollanmış kişiye verilen ad. İLE İki kişi arasında aracı olan. Evliliklerde dünürler arasında gidip gelen kişi. )


- ARKOZ[Fr. < ARKOSE] ile TORTUL KAYAÇ

( ... İLE Birleşiminde feldspat bulunan, kum taşı türünden bir tortul kayaç. )


- ARKUK/ARQUQ ile ARKUK/ARQUQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dik kafalı kişi. İLE İki duvar ya da iki sütun arasındaki tahta engel. )


- ARKUN/ARQUN ile ARKUN/ARQUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yaban aygırı ile evcil kısrağın çiftleşmesinden olan at. İLE Gelecek yıl. )


- ARMADA[İt. < ARMATA] değil/yerine/= DONANMA


- ARMAĞAN ETMEK ve/||/<> GERİ VERMEK/İADE ETMEK


- ARMAĞAN/HEDİYE ile ÖRTÜLÜ RÜŞVET


- ARMAĞAN ile/ve/||/<> SEVGİ

( Kendinden çok, onun gereksinimi olan önceliği[nesneyi/olanağı], ona veriyorsan. İLE/VE/||/<> Ondan çok, kendi gereksinimin olan önceliği[nesneyi/olanağı], ona veriyorsan. )


- ARMATÖR[İt. < ARMADOR] ile ARMATÖR ile ARMATÜR[Fr. < Lat.] ile ARMATUR[Alm. < Lat.]

( Ticaret gemisi iyesi/sahibi. | Geminin direk, seren, yelken, ip vb. donanımını düzenleyen usta. İLE Betonarme teçhizatı, donatı. | Akkor telli lambalı sortide duy, kordon, tavan kapaı, varsa tij ve glop; floresan lambalı sortide balast, starter, şasi. [Lambalar, armatürün dışında sayılır.] | Ventil, batarya, geri tepme ve emniyet ventili ve benzeri gereçlerin, hepsine verilen ad, donatı. İLE Bir aygıtın ana bölümünü oluşturan tümü. | Bir mıknatısın iki kutbu arasında, kuvvet akımını, toplu bir duruma getirmek için bu kutuplar arasına yerleştirilen demir parçası. | Bir kondansatördeki iki iletken yüzeyden her biri. )


- ARMONİKA[İt.]/ARMONİK/MIZIKA ile ARMONİKA[İt.]

( Yan yana sıralanmış deliklerden her biri üflendiğinde ayrı notada sesler çıkaran küçük ağız çalgısı. İLE Akordiyon. )


- ARMUDUN SAPI ile/ve/||/<>/< ÜZÜMÜN ÇÖPÜ


- ARMUT, DİBİNE DÜŞER ile/ve/||/<> DEDESİ KORUK YEMİŞ, TORUNUN DİŞİ KAMAŞMIŞ


- ARMUT ile/ve/||/<> ÜZÜM

( Sapı. İLE/VE/||/<> Çöpü. )


- AROLAT, ALİ MÜMTAZ (İSTANBUL, 1897 - 1967) :

( Sarıyer'de doğdu (Bazı kaynaklarda 1897'de Cihangir'de doğduğu yazılmaktadır). Sarıkamış Savaşında taarruz yapmamak için direnen ve isteği kabul edilmeyince istifa eden Hasan İzzet Paşa'nın oğludur. İlk ve orta tahsilini Galatasaray Lisesinde yaptı. Umumi harbe 18 yaşında gönüllü olarak iştirak etti. 1918'de ihtiyat mülazımlığı ile terhis oldu. Tahsiline devam etti ve 1922 yılında Âli Ticaret Mektebi'ni bitirdi. Çeşitli bankalarda çalıştı. İlk şiirlerini Nedim Mecmuasında yayınladı. Güneş, Yarım, Yeni Mecmua. Dergâh, Milli Mecmua ve Varlık Mecmuasında Şiileri yayınlandı. Şiirlerini "Bir Gemi Yelken Açtı (1926)" ve "Haydi İklimlerinden Dönen Diyor ki (1960)" kitaplarında yayınlandı..Sarıyer ile ilgili şiirleri var. Ali Mümtaz Arolat "Hece ile şiire canlı ve hareketli bir ses katarak, ileri bir şiir anlayışı ile birtakım renk, ışık, su ve gece şiirlerini terennüm eden bir şair" olarak tanınır. Şair hece şiirinden etkilenmiş, uzun yıllar hece vezni ile yazmasına karşın daha sonraları serbest nazımda şiirlerde yazmıştır. )


- AROMA[İt.] değil/yerine/= HOŞ KOKU


- AROMATİK İLE ANTİAROMATİK İLE NONAROMATİK ile/||/<> AROMATİKLİK DURUMLARI

( Halkalı moleküllerin elektron delokalizasyon durumları. )

( Formül: 4n+2 π elektron )


- AROMATİKLİK ile/||/<> ANTİAROMATİKLİK

( Aromatik 4n+2 π elektronu kararlı, antiaromatik 4n π elektronu kararsız )

( Formül: Hückel kuralı: 4n+2 (aromatik) İLE 4n (antiaromatik) )


- ARPAYI BOL BULMAK ile/ve/||/<> BOSTANI BOŞ BULMAK


- ARPES İLE STM İLE NEUTRON ile/||/<> DENEYSEL TEKNİKLER

( Yoğun madde karakterizasyon yöntemleri. )

( Formül: ΔE·Δt ≥ ℏ/2 )


- ARRA ile/||/<> ERRE[Ar.]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Sidik. İLE Eşeysel ilişkiye girmek. )

( ... İLE Erkek eşeğe ön ayaklarını kaldırıp dişi eşeğin sırtına koyması ve ilişkinin gerçekleşmesi için teşvik etmek amacıyla bu söz kullanılırdı.[Eşek, ayaklarını kaldırana kadar birkaç kez böyle bağırılır.] )


- ARRHENİUS DENKLEMİ ile/||/<> EYRİNG DENKLEMİ

( Arrhenius k=Ae^(-Ea/RT), Eyring geçiş durumu kuramı. )

( Formül: Ea İLE ΔH‡ İLE ΔS‡ )

( Svante Arrhenius tarafından 1887 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1859-1927) (Ülke: İsveç) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Elektrolit teorisi, Arrhenius denklemi) (Nobel: 1903) )


- ARRHENİUS İLE EYRİNG İLE MARCUS ile/||/<> KİNETİK KURAMLER

( Reaksiyon hızlarını açıklayan kuramlar. )

( Formül: k = Ae^(-Ea/RT) )

( Svante Arrhenius tarafından 1887 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1859-1927) (Ülke: İsveç) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Elektrolit teorisi, Arrhenius denklemi) (Nobel: 1903) )


- ARŞ ile/ve/> ÂLÂ [Alnın üstü.]


- ARŞ[Ar.] ile ARŞ[Fr. < MARCHE]/MARŞ

( İslâm inanışına göre göğün en yüksek katı. İLE "Yürü" komutu. )


- ARŞ ve/<> BEYN | BEYYİNE

( Beyin. VE/<> İki yan/ı. )


- ARSAL ile ARSALIK/ARSALIQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kızıla çalan saç. İLE Hem erkek, hem dişi özellikleri taşıyan hayvan. )


- ARSENİK[Fr. < Yun.] değil/yerine/= SIÇANOTU

( Atom numarası 33 ve atom ağırlığı 74.91, yoğunluğu 5.7 olan, atmosfer basıncı altında, 450 °C'de süblimleşen, maden filizlerinde çok yaygın bulunan, metal görünümünde, basit öğe. Simgesi: As )


- ARŞİMET(ARCHIMEDES):
KATISI ile/ve/||/<> SAYISI ile/ve/||/<> YASASI

( Hepsinin aynı tipte ve çok yüzlü açılarının eşit olması gerekmediği halde, yüzlerinin hepsi de düzenli çokgenler olan 13 olası katıdan biri. İLE/VE/||/<> Yerçekim gücünün ağdalılık gücüne oranını veren, boyutsuz sayılar öbeğinden biri. İLE/VE/||/<> Bir sıvı içine daldırılmış olan bir nesne, batan bölümünün hacmi kadar sıvının ağırlığına eşit bir güçle yukarı doğru itilir. )


- ARŞIN ile ÇARŞI ARŞINI ile MİMAR/BİNA ARŞINI(ZİRA-I MİMARİ)/PARMAK ile YENİ ARŞIN

( El parmaklarının ucundan, omuza kadar olan, 0,75855 m.'ye eşit, eski bir uzunluk ölçüsü. [Önceleri, 60 parçaya bölünen arşın, 994 Hicri yılından sonra 24'e bölünmüştür.] İLE Eskiden, kumaş ölçmekte kullanılan, 8 urup ve 16 kerrap'a bölünen, 0,6858 m.'ye eşit arşın. İLE Eskiden, Türk mimarlarının kullandığı, 75,774 cm.lik arşın. İLE Osmanlılar'da, 1869'da, metre karşılığı olarak kabul edilen arşın. )


- ARŞIN ile URUP[Ar.]

( ... İLE Arşının sekizde bir uzunluğundaki ölçü. )


- ARŞİV[Fr./İng. < ARCHIVE/S] değil/yerine/= BELGELİK


- ARSIZ ile/değil/yerine/>< ÂDİL

( Bilgisizler güçlendiğinde. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bilgeler güçlendiğinde. )


- ARSIZ ile/değil/yerine/>< HAKLI ...

( Olan yerde/için. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< "Suçlu" "olur"/"görülür". )


- ARSIZ ile/ve/<> UMARSIZ


- [ne yazık ki]
"ARSIZ/LIK" ile/değil ACIMASIZ/LIK

( Arsız, "güçlü" olunca, haklıyı, suçlu çıkarır. )


- ARSIZ/LIK ile YÜZSÜZ/LÜK

( Utanması, sıkılması olmayan, yılışık, yüzsüz kişi. | Açgözlü davranan kişi. | Kolayca üreyebilen bitki. İLE Utanmaz, sıkılmaz, çekinmez. )


- ARSLAN değil ASLAN


- ARSLAN ve KARTAL ve BOĞA ve İNSAN

( Adâlet. VE Hikmet. VE Kudret. VE Muhabbet. )


- ART NİYETLİ OLMAK ile/ve/<> GÜNAHINI ALMAK


- ART ZAMANLI/DİYAKRONİK değil/yerine/= ART ZAMANLILIK/DİYAKRONİ

( Evrim açısından ele alınan süre içinde birbirini izleyen. İLE Değişik zaman ve evrim açısından incelenen dil olaylarının özelliği. )

Bugün[15 Kasım 2025]
itibarı ile 33.765 başlık/FaRk ile birlikte,
33.765 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(9/136)