
Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim
VU/VÜ... ~ VU/VÜ...
İLE BAŞLAYAN SÖZCÜKLERDE
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
- AÇIKLAMA ile/ve VURGULAMA
( EXPLANATION vs./and TO EMPHASIZE )
- AFERİST[Fr.] değil/yerine/= VURGUNCU, ÇIKARCI, DALAVERECİ
- AKSUNA[Lat.] değil/yerine/= VURGUN YİYEN DALGICIN, TEKRAR İNDİRİLMESİ GEREKEN SU DERİNLİĞİ
- ATIM/PULSE, PULSUS[İng.] değil/yerine/= VURU
- BAĞIRMA ile VURGU
- BAĞLANTILANDIRMAK ile VURGULAMAK
- BELİRLE(N)ME, BELİRLENİM = DETERMINATION[İng.] = DÉTERMINATION[Fr.] = DAS BESTIMMEN[Alm.] = DETERMINAZIONE[İt.] = DETERMINACION[İsp.] = CONSTITUTIO, DEFINITIO, DETERMINATIO[Lat.] = HO HORISMOS, HE TAKSIS[Yun.] = VUCHA(T), MÂL[Ar.] = TAYÎN[Fars.] = BEPALING[Felm.]
- BELİRSİZLİK SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
GÖNDERMELİ ile/ve/||/<> VURGULAMA ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK
( FALLACY OF: EQUIVOCATION vs./and/||/<> ACCENT vs./and/||/<> AMPHIBOLY )
- BOŞLAMA/İHMAL ile VURDUMDUYMAZLIK
- ÇOK MUHABBET, TEZ AYRILIK GETİRİR ile/ve/değil/yerine/||/<> VUSLATTA, GINA VARDIR ile/ve/değil/yerine/||/<> GÖZDEN IRAK/UZAK OLAN, GÖNÜLDEN DE UZAK OLUR
- CÛD ile/ve/> VÜCÛD ile/ve/> MEVCÛD ile/ve/> VİCDAN["VİJDAN" değil!]
( Taşma, coşma. İLE/VE/> Varlık, varoluş. İLE/VE/> Varolan. İLE/VE/> Bulunç, bulma/buluş. )
( VİCDAN: Görünmez/semâvî mâbed. )
- FARZ[Ar.] ile VUCÛB[Ar.]
- GÜÇ/KUVET:
| YAVAŞLATIR ile/ve/ya da/||/<> DURDURUR ile/ve/ya da/||/<> DÖNDÜRÜR ile/ve/ya da/||/<> YÖNÜNÜ DEĞİŞTİRİR ile/ve/ya da/||/<> BİÇİMİNİ DEĞİŞTİRİR ile/ve/ya da/||/<> HIZLANDIRIR |
ile/ve/ya da/||/<> />
| GERER ile/ve/ya da/||/<> BÜKER ile/ve/ya da/||/<> VURUR ile/ve/ya da/||/<> SIKAR |
- HAKK ile/ve/<> VUCUD
( Varlık.[verili olarak] | SAMED İLE/VE/<> Varlık.[kazanılmış olarak] )
( Görünmüyor. İLE/VE/<> Görünüyor. )
( İlk doğuş. İLE/VE/<> Hakk'tan oluşan. )
- HALK MÜZİĞİ'NDE:
YAYLI SAZLAR ile/ve NEFESLİ SAZLAR ile/ve VURMALI SAZLAR
( Kabak kemane, Karadeniz kemençesi, Tırnak kemençe, Iklığ/Iklık. İLE/VE Kaval, Zurna, Mey, Tulum, Sipsi, Çifte, Argun, Zimbon[Buğday sapından çocuk çalgısı]. İLE/VE Davul, Tef, Darbuka, Kaşık, Çalpara, Zil, Çifte nara, Balaban, Tepsi, Dümbelek. )
- HECE:
VURGULU ile/ve/||/<> VURGUSUZ
- HİLEKÂR[Ar. HİLE | Fars. -KÂR]/AFERİST[Fr.] değil/yerine/= VURGUNCU, ÇIKARCI, DOLANCI, DALAVERECİ
- İTİRAF ile/ve VURGULAMA
( CONFESSION vs./and TO EMPHASIZE )
- İTTİSAL ile/ve VUSLAT
- [ne yazık ki]
KARGAŞA ile VURTUT
( ... İLE Silah kullanılan kargaşa. | Uzun uzun çekişerek, sıkı pazarlık ederek. )
- KAYITSIZ/LIK ile VURDUMDUYMAZ/LIK ile GAMSIZ/LIK
( Kişi ne yaparsa, kendi yapar, kendine yapar fakat bazı tutumlarla etrafındakilere de zarar verebilir! )
- KURGU/LAMAK ile/ve/<> VURGU/LAMAK
- MADDE > MEVCUD > VUCUD
- MİM ile/ve VÜCÛD
( Vücûd mim'le bilinir ve MEVCÛD olur. )
- [ne yazık ki]
MUHTEKİR[Ar.]/SPEKÜLATÖR[İng.] değil/yerine/= VURGUNCU
( Yolsuz kazanç elde eden, vurguncu, istifçi, ihtikâr yapan. )
- [ne yazık ki]
MUHTEKİR[Ar.]/SPEKÜLATÖR[Fr.,İng] değil/yerine/= VURGUNCU
- ÖZELLİK ile/ve/||/<> VURGU
- PEKİŞTİRME ile/ve/||/<> VURGU/ÜNLEM
( Bazı sözler, argolar ve küfürler, sözcüğün birebir anlamı/karşılığı için kullanılmaz. Daha çok pekiştirme sıfatı ya da vurgu, ünlem olarak kullanılır. )
- PERKÜSYON değil/yerine/= VURMALI ÇALGI
- PULS/OKSİMETRİ / PULSE OXIMETRY[İng.] değil/yerine/= VURU-OKSİJEN ÖLÇÜMÜ
- PULSASYON/PULSATION[İng.] değil/yerine/= VURUM
- PULSATIL/PULSATILE[İng.] değil/yerine/= VURUMLU
- RAKET[Fr. < Ar.] değil/yerine/= VURAÇ | TOKAÇ
( Masatopu, alantopu gibi oyunlarda topa vurmak için kullanılan, oval tahta bir kasnağa gerilmiş bir ağı olan, uzunca saplı araç. | Çamaşır yıkarken kullanılan, tahtadan, yassı tokmak. )
- RİTİM ENSTRÜMAN değil/yerine/= VURMALI ÇALGILAR
- RİTİM TUTMAK değil/yerine/= VURUŞ TUTMAK
- ŞİVE[Fars.]/AKSAN[Fr./İng. < ACCENT] değil/yerine/= VURGU/ÖZÜN/AĞIZ
- SÖYLEYİŞ ve VURGU YANLIŞLARI
- SUCÛD ile/ve/||/<> VUCÛD
( Dışsal bağ. İLE/VE/||/<> İçsel bağ. )
- ŞÜHÛD ile VÜCUT
- TAM, DOĞRU VE DÜZENLİ YAZMAK ile/ve VURGULU KONUŞMAK
- TELLİ SAZLAR ile/ve NEFESLİ SAZLAR ile/ve VURMALI SAZLAR
( Ud-i Kadîm, Tanbur-i Servinân, Kopuz-u Rûmî, Rebab, Şeştar, Mugni, Ceng, Kânun. İLE Zurna, Nefir, Ney, Irak Nâyı, Erganun, Mûsikar, Burgu. İLE Kâse, Bardak, Davul, Def, Darbuka, Kös, Nakkare, Zil. )
( Sultanların Rebab çaldırma isteği, Hitab-ı İlâhi'ye ulaşabilmek üzeredir. )
- TÛL-U NAMÜTENÂHİ ile VÜS'-U NAMÜTENÂHİ
( Sonsuz uzunluk. İLE Sonsuz küresel genişlik. )
- TÜMTANRICILIK = VÜCUDİYE = PANTHEISM[İng.] = PANTHÉISME[Fr.] = PANTHEISMUS[Alm.] = PAN:HERŞEY, HEP, TÜM. THEOS:TANRI[Yun.]
- TÜRBAN[Fr.] ile VUAL/VUALET
( ... İLE Kadınların kullandığı, şapka, taç, toka ve benzerlerinde bulunan, yüzü örten, ince hafif tül. )
- ULEMÂ ile/ve VÜKELÂ ile/ve VÜZERÂ ile/ve FUKARÂ
( Bilimkişileri. İLE/VE Bakanlar, vekiller. İLE/VE Vezirler. İLE/VE Dervişler. )
- UYARI ile/ve/<> VURGU
- UZAM/DÜZLEM/HAYYİZ/VÜSAT[Ar.] ile VÜS'AT[Ar. < VÂSİ/VÂSİA]
( Belirli noktalar toplamı. İLE Geniş, engin, açık, enli, bol. )
- VAHDET ile VUSLAT
- [Ar.] VAHŞ[çoğ. VUHÛŞ] ile VUHÛŞ-İ BERRİ
( Yabani hayvanlar. İLE Karada yaşayan yabani hayvanlar. )
- VAROLUŞ = VÜCUT, MEVCUDİYET = EXISTENCE[İng., Fr.] = DASEIN, EXISTENZ[Alm.] = EXISTENTIA[Lat.] = EXISTENCIA[İsp.]
- VECD ile/ve VÜCÛD
( 12. İLE/ve Sevilenin sevene ikramı. / Bulmak. Zatın kendini kendinde bulması. )
( Zatın sıfatları açısından kendini kendinde bulması. )
- VUCA:
VOLATILITY | UNCERTAINTY | COMPLEXITY | AMBIGUITY ile/değil/yerine/>/>< VISION | UNDERSTANDING | CLARITY | AGILITY
( Değişkenlik, Oynaklık | Belirsizlik | Karmaşıklık | Anlaşılmazlık İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< İleri Görüş/Ülkü | Anlayış | Belirginlik | Kavrayış, Çeviklik )
( )
- VÜCÛB ile İSTİHÂRE ile MÜMKÜN
( ... -dır. İLE/VE ... değildir. İLE/VE hem, hem de - ne, ne de )
- VUCÛD ile ...
( BULUNMA, VAR OLMA, VARLIK )
- VUCUD ile/ve/||/<>/> BEKÂ
- VUCÛD ile/ve VÂKÎ
- VÜCÛD ile/ve VİCDAN
( Bulunuş. İLE/VE Buluş. )
- VÜCÛD ile/ve VİCDAN
( Bulunuş. İLE/VE Buluş. )
- VÜCÛD ile/değil VÜCÛB
- VUCUD-İ ZİHNİ ile/ve/<> NEFS-ÜL EMR
- VUCÛD-U GAYRÎ ile VUCÛD-U GAYBÎ
( Kendin dışındaki tüm varolanlar. İLE Duyulara konu ol(a)mayan varolanlar. )
( Madde. İLE Maddesi olmadan/olmayan olan/bulunan. )
- VÜCÛD-U MEVHÛBE ile/ve VÜCÛD-U MÜKTESEBE
( Kişinin hiçbir katılımı olmaksızın, Allah tarafından kişiye bahşedilmiş olan kesif gövde. İLE/VE Kişinin yaşantısı boyunca kendi çabalarıyla meydana getirdiği latif bir ahiret varlığı. )
( Dağların, taşların dayanamadığı zatî tecelliye dayanabilen tek yapı gövdedir. )
- VUCUT değil/yerine/= EĞİN
- VÜCUT ile/ve/değil/yerine GÖVDE(BEDEN)
( Vücut/vücud, "Varlık" demektir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Gövde, fiziği/örgenleri tanımlar. )
( Gövde olmadığında gövdeden ayrılmış değiliz -sadece Biz'iz. )
( Ne gövdeyiz, ne de gövde içindeyiz. )
( Küre ile gövde birdir. )
( Gövde üzerinde aşırı yoğunlaşma, kendi amacına ters düşer ve ters sonuç verir. )
( Gövdemiz [3 Boyutlu] [Google] [tarayıcınızın gelişmiş olması gerekmektedir] )
( Gövdemizde... )
( ... ile/ve/değil/yerine BER )
( SOMA: Hapis. )
( - En küçük göze: Sperm
- En büyük göze: Kadın yumurtası
- Gebelik dönemi: 280 gün [40 hafta]
- Ortalama yeni doğan bebek ağırlığı: 3 kg
- Kromozom Sayısı: 46 (23 çift)
- Normal gövde ısısı: 37 °C [98.4 f°]
- Yaşam döngüsü: 10 - 15 gün
- Yaşam döngüsünde kırmızı kan gözeleri: 120 gün
- Ortalama kan oylumu: 4 - 5 lt.
- Bir dakikada nabız oranı: 72 kez
- Kan viskosu: 4.5'e 5.5
- Evrensel bağışçı kan öbeği: 0
- Evrensel alıcı kan öbeği: AB
- En büyük akyuvar: Monocito
- Daha küçük beyaz kan gözesi: Lenfocito
- Alyuvar sayımının artması: Policitemia
- Gövdedeki kan bankası ve en büyük lenf örgeni: Dalak
- En büyük atardamar: Aort
- Normal tansiyon: 120/80 Mmhg
- Kan Ph: 7.4
- Normal kan kolesterol seviyesi: 100 mg/dl
- Kanın akıcı bölümü: Plazma
- Kalpte pompa sayısı: 2
- Ortalama ince bağırsak uzunluğu: 7 m
- Ortalama kalın bağırsak uzunluğu: 1.5 m
- Kemik sayısı: 206 [Yeni doğan: 306]
- Kaburga sayısı: 24 [12 çift]
- Omurga sayısı: 33
- Boyundaki omurga sayısı: 7
- Kafatasındaki kemik sayısı: 22
- Orta kulaktaki kemik sayısı: 6
- Yüzdeki kemik sayısı: 14
- Süt dişi sayısı: 20
- Göğüs kemik sayısı: 25
- Kollardaki kemik sayısı: 6
- Ayaklardaki kemik sayısı: 33
- Her bilekteki kemik sayısı: 8
- Eldeki kemik sayısı: 27
- En büyük ve güçlü kemik: Uyluk kemiği
- En küçük kemik: Orta kulak istilası
- En küçük kas: Orta kulak(Stapedius)
- Kas sayısı: 639
- Koldaki kas sayısı: 72
- En geniş örgen: Deri
- En büyük bez: Karaciğer
- En büyük endokrin bezi: Tiroidler
- Böbrek sayısı: 2
- İlk örgen nakli: Böbrek
)
( You are neither the body nor in the body.
Too much concentration on the body defeats its own purpose. )
( ESSE cum/et CORPUS HUMANUM )
- VÜCUT[Ar.] değil/yerine/= GÖVDE
- VÜCUT ile GÖVDE(BEDEN)
( Vücut, "Varlık" demektir. İLE Gövde, fiziği/organları tanımlar. )
- VUDÛ ile ...
( ABDEST (MASİVA'DAN VUDÛ ETMEK) )
- VUKÛ BULMAK/CEREYAN ETMEK değil/yerine/= OLMAK/GERÇEKLEŞMEK
- VUKÛF[< VAKF] ile ...
( DURMA, DURUŞ | BİR HALDE, OLDUĞU GİBİ KALMA, İLERLEME YA DA GERİLEMEME | ANLAMA, BİLME, ÖĞRENME, HABERLİ OLMA, BİLGİ )
- VUKÛF-İ ADEDÎ ile/ve VUKÛF-İ KALBÎ ile/ve VUKÛF-İ ZEMANÎ
- VUKÛFİYET ile/ve/||/<>/> HAKİMİYET
- VUKÛFİYET ile/ve/||/<> İHÂTA
- VURDULU KIRDILI (FİLM/LER)
- VURDUMDUYMAZ/LIK ile/değil/yerine NEŞELİ/LİK
- VURGU FARKLARI
( bebek: küçük çocuk
Bebek: Bir semt
kurtuluş: kurtulma, istiklâl
Kurtuluş: Bir semt
kartal: bir kuş
Kartal: Bir semt
garson: isim
garson: ünlem
yalnız: sıfat ya da zarf
yalnız: bağlama edatı
okuma: eylem
okuma: emir
şimdi, yarın, yine, tekrar, artık, önce, sonra, iyice, zorla, şöyle, gayet
Türkiye, Ankara, İzmir, Almanya, İngiltere, Paris, Münih )
- VURGU ile/ve/değil "GÖNDERME"
- VURGULAMAK ile/ve ALTINI ÇİZMEK
- VURGULAR('I) TONLAR('I) TONLAMALAR()'I
- Vurgulu KONUŞ!!!
- VURGUN ile DERİNLİK SARHOŞLUĞU
- VURMA ile/değil ÇARPMA
- VÜRÛD[Ar.] ile VÜRÛD[Ar. < VERÎD]
( Geliş, gelme, varma; yetişme. İLE Toplardamarlar. )
- VURUNTU ile ...
( Ateşleme bozukluğu nedeniyle bir motorun içinden gelen gürültü ve bu gürültüden anlaşılan çalışma düzensizliği. )
- VÜRUT[Ar.] değil/yerine/= GELİŞ/GELME
- VÜS'AT ile/ve TÂKAT
- VUSLAT/VÂSIL ve/< CEM
- VUSLAT ile/ve HALVET
( Yaşanılan. İLE/VE Mekân ve mekânda. )
( ... İLE/VE Kişinin, kendiyle meşgul olmama durumu. )
( Kendinden uzaklaşmak için halvete girilir, başkalarından uzaklaşmak için değil! )
( Kavuşma. İLE Yalnız/tenha kalma, tenhaya çekilme. | Tenha yer. | Hamamın sıcak bölmesi. | bkz. Tasavvuf'ta )
- VUSLAT ile/ve HASRET
( Her lezzetin vuslatı, hasretindedir. Doğada ise, vuslattan sonra hasret kalmaz. O Âlem, bu âlem gibi değildir. )
( Ses ayrılıkta çıkar, vuslatta ses olmaz. )
- VUSLAT ile İLTİSÂK[< LÜSÛK]
( Bir şeye ulaşma/yetişme. | Kavuşma. İLE [Sevgiliye] Kavuşma, birleşme, bitişme. | [tıp] İki örgenin birbirine yapışması. )
- VUSLAT ve/değil ÖZGÜNLÜK
- VUSLAT ile RÜCÛ
- VUSLAT ile ÜLFET
( Bir şeye ulaşma, yetişme. | [Sevgiliye] Kavuşma. İLE Alışma, kaynaşma. | Görüşme, konuşma. | Dostluk, ahbaplık. | Huy etme. )
( Vuslat, yâre, âşinâlıkla varmaktır. )
( MUVÂCEHE[Ar. < VECH]: Yüz yüze gelme. | Karşı, ön. )
- VUSLAT ile/ve ÜLFET ile/ve HİDÂYET
- VUSLAT ile/ve/<> VAHDET
- VUSLAT'TAN ÖNCEKİ SÖZ ile/ve VUSLAT'TAN SONRAKİ SÖZ
( Eski haline getiremeyeceğin şeyi yapma/söyleme! )
- VUSTÂ ile ...
( ORTA, ORTADA BULUNAN, ARADA OLAN, İÇ )
- VÜSUK[< VESÂK VE VİSÂK] ile ...
( BAĞLAR, RÂBITALAR | ANTLAŞMALAR, SÖZLEŞMELER | MUHKEMLİK, SAĞLAMLIK | İNANMA, GÜVENME )
- VÜSÛK[Ar.] ile VÜSUK[Ar. < VESAK/VİSÂK]
( İnanma, güvenme. | Sağlamlık, muhkemlik. İLE Bağlar, rabıtalar. | Antlaşmalar, sözleşmeler.[and içerek/yeminle] )
- VÜSÛK ile VÜSUK[Ar. < VESÂK/VİSÂK]
( İnanma, güvenme. | Sağlamlık. İLE Bağlar, ilişkiler. | Antlaşmalar, sözleşmeler. [yeminle] )
( Bir yazı ya da bir belgeyi düzenleyen kişi ya da makamın şüphe edilmeyecek derecede belirli olmasından doğan değer ve kuvvet. İLE ... )
- VUSÛL ve/||/<>/< USÛL
( Yöntem olmadan, kavuşma olmaz. / Usûlsüz, vusûl olmaz. )
- VUZÛ'[Ar.] ile VUZÛ'[Ar.] ile VUZÛH[Ar.]
( Abdest alma. İLE Nefsini alçaltma, hakir görme. İLE Açık ve belirli olma, anlaşılır olma. | Açıklık, aydınlık. | İfadede açıklık. )
- VUZÛH ile ...
- YILAN ile VUTU
( ... İLE Zehirli bir yılan. )
- VÜCÛD ile/değil VÜCÛB
- VUCÛD-U GAYRÎ ile VUCÛD-U GAYBÎ
( Kendin dışındaki tüm varolanlar. İLE Duyulara konu ol(a)mayan varolanlar. )
( Madde. İLE Maddesi olmadan/olmayan olan/bulunan. )
- VÜCÛD-U MEVHÛBE ile/ve VÜCÛD-U MÜKTESEBE
( Kişinin hiçbir katılımı olmaksızın, Allah tarafından kişiye bahşedilmiş olan kesif gövde. İLE/VE Kişinin yaşantısı boyunca kendi çabalarıyla meydana getirdiği latif bir ahiret varlığı. )
( Dağların, taşların dayanamadığı zatî tecelliye dayanabilen tek yapı gövdedir. )
- VUKÛF-İ ADEDÎ ile/ve VUKÛF-İ KALBÎ ile/ve VUKÛF-İ ZEMANÎ
- VÜRÛD[Ar.] ile VÜRÛD[Ar. < VERÎD]
( Geliş, gelme, varma; yetişme. İLE Toplardamarlar. )
- VUSLAT'TAN ÖNCEKİ SÖZ ile/ve VUSLAT'TAN SONRAKİ SÖZ
( Eski haline getiremeyeceğin şeyi yapma/söyleme! )
- VÜSÛK[Ar.] ile VÜSUK[Ar. < VESAK/VİSÂK]
( İnanma, güvenme. | Sağlamlık, muhkemlik. İLE Bağlar, rabıtalar. | Antlaşmalar, sözleşmeler.[and içerek/yeminle] )
- VÜSÛK ile VÜSUK[Ar. < VESÂK/VİSÂK]
( İnanma, güvenme. | Sağlamlık. İLE Bağlar, ilişkiler. | Antlaşmalar, sözleşmeler. [yeminle] )
( Bir yazı ya da bir belgeyi düzenleyen kişi ya da makamın şüphe edilmeyecek derecede belirli olmasından doğan değer ve kuvvet. İLE ... )
- VUZÛ'[Ar.] ile VUZÛ'[Ar.] ile VUZÛH[Ar.]
( Abdest alma. İLE Nefsini alçaltma, hakir görme. İLE Açık ve belirli olma, anlaşılır olma. | Açıklık, aydınlık. | İfadede açıklık. )
- VUCA:
VOLATILITY | UNCERTAINTY | COMPLEXITY | AMBIGUITY ile/değil/yerine/>/>< VISION | UNDERSTANDING | CLARITY | AGILITY
( Değişkenlik, Oynaklık | Belirsizlik | Karmaşıklık | Anlaşılmazlık İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< İleri Görüş/Ülkü | Anlayış | Belirginlik | Kavrayış, Çeviklik )
( )
- VÜCÛB ile İSTİHÂRE ile MÜMKÜN
( ... -dır. İLE/VE ... değildir. İLE/VE hem, hem de - ne, ne de )
- VUCÛD ile ...
( BULUNMA, VAR OLMA, VARLIK )
- VUCUD ile/ve/||/<>/> BEKÂ
- VUCÛD ile/ve VÂKÎ
- VÜCÛD ile/ve VİCDAN
( Bulunuş. İLE/VE Buluş. )
- VÜCÛD ile/ve VİCDAN
( Bulunuş. İLE/VE Buluş. )
- VÜCÛD ile/değil VÜCÛB
- VUCUD-İ ZİHNİ ile/ve/<> NEFS-ÜL EMR
- VUCÛD-U GAYRÎ ile VUCÛD-U GAYBÎ
( Kendin dışındaki tüm varolanlar. İLE Duyulara konu ol(a)mayan varolanlar. )
( Madde. İLE Maddesi olmadan/olmayan olan/bulunan. )
- VÜCÛD-U MEVHÛBE ile/ve VÜCÛD-U MÜKTESEBE
( Kişinin hiçbir katılımı olmaksızın, Allah tarafından kişiye bahşedilmiş olan kesif gövde. İLE/VE Kişinin yaşantısı boyunca kendi çabalarıyla meydana getirdiği latif bir ahiret varlığı. )
( Dağların, taşların dayanamadığı zatî tecelliye dayanabilen tek yapı gövdedir. )
- VUCUT değil/yerine/= EĞİN
- VÜCUT ile/ve/değil/yerine GÖVDE(BEDEN)
( Vücut/vücud, "Varlık" demektir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Gövde, fiziği/örgenleri tanımlar. )
( Gövde olmadığında gövdeden ayrılmış değiliz -sadece Biz'iz. )
( Ne gövdeyiz, ne de gövde içindeyiz. )
( Küre ile gövde birdir. )
( Gövde üzerinde aşırı yoğunlaşma, kendi amacına ters düşer ve ters sonuç verir. )
( Gövdemiz [3 Boyutlu] [Google] [tarayıcınızın gelişmiş olması gerekmektedir] )
( Gövdemizde... )
( ... ile/ve/değil/yerine BER )
( SOMA: Hapis. )
( - En küçük göze: Sperm
- En büyük göze: Kadın yumurtası
- Gebelik dönemi: 280 gün [40 hafta]
- Ortalama yeni doğan bebek ağırlığı: 3 kg
- Kromozom Sayısı: 46 (23 çift)
- Normal gövde ısısı: 37 °C [98.4 f°]
- Yaşam döngüsü: 10 - 15 gün
- Yaşam döngüsünde kırmızı kan gözeleri: 120 gün
- Ortalama kan oylumu: 4 - 5 lt.
- Bir dakikada nabız oranı: 72 kez
- Kan viskosu: 4.5'e 5.5
- Evrensel bağışçı kan öbeği: 0
- Evrensel alıcı kan öbeği: AB
- En büyük akyuvar: Monocito
- Daha küçük beyaz kan gözesi: Lenfocito
- Alyuvar sayımının artması: Policitemia
- Gövdedeki kan bankası ve en büyük lenf örgeni: Dalak
- En büyük atardamar: Aort
- Normal tansiyon: 120/80 Mmhg
- Kan Ph: 7.4
- Normal kan kolesterol seviyesi: 100 mg/dl
- Kanın akıcı bölümü: Plazma
- Kalpte pompa sayısı: 2
- Ortalama ince bağırsak uzunluğu: 7 m
- Ortalama kalın bağırsak uzunluğu: 1.5 m
- Kemik sayısı: 206 [Yeni doğan: 306]
- Kaburga sayısı: 24 [12 çift]
- Omurga sayısı: 33
- Boyundaki omurga sayısı: 7
- Kafatasındaki kemik sayısı: 22
- Orta kulaktaki kemik sayısı: 6
- Yüzdeki kemik sayısı: 14
- Süt dişi sayısı: 20
- Göğüs kemik sayısı: 25
- Kollardaki kemik sayısı: 6
- Ayaklardaki kemik sayısı: 33
- Her bilekteki kemik sayısı: 8
- Eldeki kemik sayısı: 27
- En büyük ve güçlü kemik: Uyluk kemiği
- En küçük kemik: Orta kulak istilası
- En küçük kas: Orta kulak(Stapedius)
- Kas sayısı: 639
- Koldaki kas sayısı: 72
- En geniş örgen: Deri
- En büyük bez: Karaciğer
- En büyük endokrin bezi: Tiroidler
- Böbrek sayısı: 2
- İlk örgen nakli: Böbrek
)
( You are neither the body nor in the body.
Too much concentration on the body defeats its own purpose. )
( ESSE cum/et CORPUS HUMANUM )
- VÜCUT[Ar.] değil/yerine/= GÖVDE
- VÜCUT ile GÖVDE(BEDEN)
( Vücut, "Varlık" demektir. İLE Gövde, fiziği/organları tanımlar. )
- VUDÛ ile ...
( ABDEST (MASİVA'DAN VUDÛ ETMEK) )
- VUKÛ BULMAK/CEREYAN ETMEK değil/yerine/= OLMAK/GERÇEKLEŞMEK
- VUKÛF[< VAKF] ile ...
( DURMA, DURUŞ | BİR HALDE, OLDUĞU GİBİ KALMA, İLERLEME YA DA GERİLEMEME | ANLAMA, BİLME, ÖĞRENME, HABERLİ OLMA, BİLGİ )
- VUKÛF-İ ADEDÎ ile/ve VUKÛF-İ KALBÎ ile/ve VUKÛF-İ ZEMANÎ
- VUKÛFİYET ile/ve/||/<>/> HAKİMİYET
- VUKÛFİYET ile/ve/||/<> İHÂTA
- VURDULU KIRDILI (FİLM/LER)
- VURDUMDUYMAZ/LIK ile/değil/yerine NEŞELİ/LİK
- VURGU FARKLARI
( bebek: küçük çocuk
Bebek: Bir semt
kurtuluş: kurtulma, istiklâl
Kurtuluş: Bir semt
kartal: bir kuş
Kartal: Bir semt
garson: isim
garson: ünlem
yalnız: sıfat ya da zarf
yalnız: bağlama edatı
okuma: eylem
okuma: emir
şimdi, yarın, yine, tekrar, artık, önce, sonra, iyice, zorla, şöyle, gayet
Türkiye, Ankara, İzmir, Almanya, İngiltere, Paris, Münih )
- VURGU ile/ve/değil "GÖNDERME"
- VURGULAMAK ile/ve ALTINI ÇİZMEK
- VURGULAR('I) TONLAR('I) TONLAMALAR()'I
- Vurgulu KONUŞ!!!
- VURGUN ile DERİNLİK SARHOŞLUĞU
- VURMA ile/değil ÇARPMA
- VÜRÛD[Ar.] ile VÜRÛD[Ar. < VERÎD]
( Geliş, gelme, varma; yetişme. İLE Toplardamarlar. )
- VURUNTU ile ...
( Ateşleme bozukluğu nedeniyle bir motorun içinden gelen gürültü ve bu gürültüden anlaşılan çalışma düzensizliği. )
- VÜRUT[Ar.] değil/yerine/= GELİŞ/GELME
- VÜS'AT ile/ve TÂKAT
- VUSLAT/VÂSIL ve/< CEM
- VUSLAT ile/ve HALVET
( Yaşanılan. İLE/VE Mekân ve mekânda. )
( ... İLE/VE Kişinin, kendiyle meşgul olmama durumu. )
( Kendinden uzaklaşmak için halvete girilir, başkalarından uzaklaşmak için değil! )
( Kavuşma. İLE Yalnız/tenha kalma, tenhaya çekilme. | Tenha yer. | Hamamın sıcak bölmesi. | bkz. Tasavvuf'ta )
- VUSLAT ile/ve HASRET
( Her lezzetin vuslatı, hasretindedir. Doğada ise, vuslattan sonra hasret kalmaz. O Âlem, bu âlem gibi değildir. )
( Ses ayrılıkta çıkar, vuslatta ses olmaz. )
- VUSLAT ile İLTİSÂK[< LÜSÛK]
( Bir şeye ulaşma/yetişme. | Kavuşma. İLE [Sevgiliye] Kavuşma, birleşme, bitişme. | [tıp] İki örgenin birbirine yapışması. )
- VUSLAT ve/değil ÖZGÜNLÜK
- VUSLAT ile RÜCÛ
- VUSLAT ile ÜLFET
( Bir şeye ulaşma, yetişme. | [Sevgiliye] Kavuşma. İLE Alışma, kaynaşma. | Görüşme, konuşma. | Dostluk, ahbaplık. | Huy etme. )
( Vuslat, yâre, âşinâlıkla varmaktır. )
( MUVÂCEHE[Ar. < VECH]: Yüz yüze gelme. | Karşı, ön. )
- VUSLAT ile/ve ÜLFET ile/ve HİDÂYET
- VUSLAT ile/ve/<> VAHDET
- VUSLAT'TAN ÖNCEKİ SÖZ ile/ve VUSLAT'TAN SONRAKİ SÖZ
( Eski haline getiremeyeceğin şeyi yapma/söyleme! )
- VUSTÂ ile ...
( ORTA, ORTADA BULUNAN, ARADA OLAN, İÇ )
- VÜSUK[< VESÂK VE VİSÂK] ile ...
( BAĞLAR, RÂBITALAR | ANTLAŞMALAR, SÖZLEŞMELER | MUHKEMLİK, SAĞLAMLIK | İNANMA, GÜVENME )
- VÜSÛK[Ar.] ile VÜSUK[Ar. < VESAK/VİSÂK]
( İnanma, güvenme. | Sağlamlık, muhkemlik. İLE Bağlar, rabıtalar. | Antlaşmalar, sözleşmeler.[and içerek/yeminle] )
- VÜSÛK ile VÜSUK[Ar. < VESÂK/VİSÂK]
( İnanma, güvenme. | Sağlamlık. İLE Bağlar, ilişkiler. | Antlaşmalar, sözleşmeler. [yeminle] )
( Bir yazı ya da bir belgeyi düzenleyen kişi ya da makamın şüphe edilmeyecek derecede belirli olmasından doğan değer ve kuvvet. İLE ... )
- VUSÛL ve/||/<>/< USÛL
( Yöntem olmadan, kavuşma olmaz. / Usûlsüz, vusûl olmaz. )
- VUZÛ'[Ar.] ile VUZÛ'[Ar.] ile VUZÛH[Ar.]
( Abdest alma. İLE Nefsini alçaltma, hakir görme. İLE Açık ve belirli olma, anlaşılır olma. | Açıklık, aydınlık. | İfadede açıklık. )
- VUZÛH ile ...
- AÇIKLAMA ile/ve VURGULAMA
( EXPLANATION vs./and TO EMPHASIZE )
- AFERİST[Fr.] değil/yerine/= VURGUNCU, ÇIKARCI, DALAVERECİ
- AKSUNA[Lat.] değil/yerine/= VURGUN YİYEN DALGICIN, TEKRAR İNDİRİLMESİ GEREKEN SU DERİNLİĞİ
- ATIM/PULSE, PULSUS[İng.] değil/yerine/= VURU
- BAĞIRMA ile VURGU
- BAĞLANTILANDIRMAK ile VURGULAMAK
- BELİRLE(N)ME, BELİRLENİM = DETERMINATION[İng.] = DÉTERMINATION[Fr.] = DAS BESTIMMEN[Alm.] = DETERMINAZIONE[İt.] = DETERMINACION[İsp.] = CONSTITUTIO, DEFINITIO, DETERMINATIO[Lat.] = HO HORISMOS, HE TAKSIS[Yun.] = VUCHA(T), MÂL[Ar.] = TAYÎN[Fars.] = BEPALING[Felm.]
- BELİRSİZLİK SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
GÖNDERMELİ ile/ve/||/<> VURGULAMA ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK
( FALLACY OF: EQUIVOCATION vs./and/||/<> ACCENT vs./and/||/<> AMPHIBOLY )
- BOŞLAMA/İHMAL ile VURDUMDUYMAZLIK
- ÇOK MUHABBET, TEZ AYRILIK GETİRİR ile/ve/değil/yerine/||/<> VUSLATTA, GINA VARDIR ile/ve/değil/yerine/||/<> GÖZDEN IRAK/UZAK OLAN, GÖNÜLDEN DE UZAK OLUR
- CÛD ile/ve/> VÜCÛD ile/ve/> MEVCÛD ile/ve/> VİCDAN["VİJDAN" değil!]
( Taşma, coşma. İLE/VE/> Varlık, varoluş. İLE/VE/> Varolan. İLE/VE/> Bulunç, bulma/buluş. )
( VİCDAN: Görünmez/semâvî mâbed. )
- FARZ[Ar.] ile VUCÛB[Ar.]
- GÜÇ/KUVET:
| YAVAŞLATIR ile/ve/ya da/||/<> DURDURUR ile/ve/ya da/||/<> DÖNDÜRÜR ile/ve/ya da/||/<> YÖNÜNÜ DEĞİŞTİRİR ile/ve/ya da/||/<> BİÇİMİNİ DEĞİŞTİRİR ile/ve/ya da/||/<> HIZLANDIRIR |
ile/ve/ya da/||/<> />
| GERER ile/ve/ya da/||/<> BÜKER ile/ve/ya da/||/<> VURUR ile/ve/ya da/||/<> SIKAR |
- HAKK ile/ve/<> VUCUD
( Varlık.[verili olarak] | SAMED İLE/VE/<> Varlık.[kazanılmış olarak] )
( Görünmüyor. İLE/VE/<> Görünüyor. )
( İlk doğuş. İLE/VE/<> Hakk'tan oluşan. )
- HALK MÜZİĞİ'NDE:
YAYLI SAZLAR ile/ve NEFESLİ SAZLAR ile/ve VURMALI SAZLAR
( Kabak kemane, Karadeniz kemençesi, Tırnak kemençe, Iklığ/Iklık. İLE/VE Kaval, Zurna, Mey, Tulum, Sipsi, Çifte, Argun, Zimbon[Buğday sapından çocuk çalgısı]. İLE/VE Davul, Tef, Darbuka, Kaşık, Çalpara, Zil, Çifte nara, Balaban, Tepsi, Dümbelek. )
- HECE:
VURGULU ile/ve/||/<> VURGUSUZ
- HİLEKÂR[Ar. HİLE | Fars. -KÂR]/AFERİST[Fr.] değil/yerine/= VURGUNCU, ÇIKARCI, DOLANCI, DALAVERECİ
- İTİRAF ile/ve VURGULAMA
( CONFESSION vs./and TO EMPHASIZE )
- İTTİSAL ile/ve VUSLAT
- [ne yazık ki]
KARGAŞA ile VURTUT
( ... İLE Silah kullanılan kargaşa. | Uzun uzun çekişerek, sıkı pazarlık ederek. )
- KAYITSIZ/LIK ile VURDUMDUYMAZ/LIK ile GAMSIZ/LIK
( Kişi ne yaparsa, kendi yapar, kendine yapar fakat bazı tutumlarla etrafındakilere de zarar verebilir! )
- KURGU/LAMAK ile/ve/<> VURGU/LAMAK
- MADDE > MEVCUD > VUCUD
- MİM ile/ve VÜCÛD
( Vücûd mim'le bilinir ve MEVCÛD olur. )
- [ne yazık ki]
MUHTEKİR[Ar.]/SPEKÜLATÖR[İng.] değil/yerine/= VURGUNCU
( Yolsuz kazanç elde eden, vurguncu, istifçi, ihtikâr yapan. )
- [ne yazık ki]
MUHTEKİR[Ar.]/SPEKÜLATÖR[Fr.,İng] değil/yerine/= VURGUNCU
- ÖZELLİK ile/ve/||/<> VURGU
- PEKİŞTİRME ile/ve/||/<> VURGU/ÜNLEM
( Bazı sözler, argolar ve küfürler, sözcüğün birebir anlamı/karşılığı için kullanılmaz. Daha çok pekiştirme sıfatı ya da vurgu, ünlem olarak kullanılır. )
- PERKÜSYON değil/yerine/= VURMALI ÇALGI
- PULS/OKSİMETRİ / PULSE OXIMETRY[İng.] değil/yerine/= VURU-OKSİJEN ÖLÇÜMÜ
- PULSASYON/PULSATION[İng.] değil/yerine/= VURUM
- PULSATIL/PULSATILE[İng.] değil/yerine/= VURUMLU
- RAKET[Fr. < Ar.] değil/yerine/= VURAÇ | TOKAÇ
( Masatopu, alantopu gibi oyunlarda topa vurmak için kullanılan, oval tahta bir kasnağa gerilmiş bir ağı olan, uzunca saplı araç. | Çamaşır yıkarken kullanılan, tahtadan, yassı tokmak. )
- RİTİM ENSTRÜMAN değil/yerine/= VURMALI ÇALGILAR
- RİTİM TUTMAK değil/yerine/= VURUŞ TUTMAK
- ŞİVE[Fars.]/AKSAN[Fr./İng. < ACCENT] değil/yerine/= VURGU/ÖZÜN/AĞIZ
- SÖYLEYİŞ ve VURGU YANLIŞLARI
- SUCÛD ile/ve/||/<> VUCÛD
( Dışsal bağ. İLE/VE/||/<> İçsel bağ. )
- ŞÜHÛD ile VÜCUT
- TAM, DOĞRU VE DÜZENLİ YAZMAK ile/ve VURGULU KONUŞMAK
- TELLİ SAZLAR ile/ve NEFESLİ SAZLAR ile/ve VURMALI SAZLAR
( Ud-i Kadîm, Tanbur-i Servinân, Kopuz-u Rûmî, Rebab, Şeştar, Mugni, Ceng, Kânun. İLE Zurna, Nefir, Ney, Irak Nâyı, Erganun, Mûsikar, Burgu. İLE Kâse, Bardak, Davul, Def, Darbuka, Kös, Nakkare, Zil. )
( Sultanların Rebab çaldırma isteği, Hitab-ı İlâhi'ye ulaşabilmek üzeredir. )
- TÛL-U NAMÜTENÂHİ ile VÜS'-U NAMÜTENÂHİ
( Sonsuz uzunluk. İLE Sonsuz küresel genişlik. )
- TÜMTANRICILIK = VÜCUDİYE = PANTHEISM[İng.] = PANTHÉISME[Fr.] = PANTHEISMUS[Alm.] = PAN:HERŞEY, HEP, TÜM. THEOS:TANRI[Yun.]
- TÜRBAN[Fr.] ile VUAL/VUALET
( ... İLE Kadınların kullandığı, şapka, taç, toka ve benzerlerinde bulunan, yüzü örten, ince hafif tül. )
- ULEMÂ ile/ve VÜKELÂ ile/ve VÜZERÂ ile/ve FUKARÂ
( Bilimkişileri. İLE/VE Bakanlar, vekiller. İLE/VE Vezirler. İLE/VE Dervişler. )
- UYARI ile/ve/<> VURGU
- UZAM/DÜZLEM/HAYYİZ/VÜSAT[Ar.] ile VÜS'AT[Ar. < VÂSİ/VÂSİA]
( Belirli noktalar toplamı. İLE Geniş, engin, açık, enli, bol. )
- VAHDET ile VUSLAT
- [Ar.] VAHŞ[çoğ. VUHÛŞ] ile VUHÛŞ-İ BERRİ
( Yabani hayvanlar. İLE Karada yaşayan yabani hayvanlar. )
- VAROLUŞ = VÜCUT, MEVCUDİYET = EXISTENCE[İng., Fr.] = DASEIN, EXISTENZ[Alm.] = EXISTENTIA[Lat.] = EXISTENCIA[İsp.]
- VECD ile/ve VÜCÛD
( 12. İLE/ve Sevilenin sevene ikramı. / Bulmak. Zatın kendini kendinde bulması. )
( Zatın sıfatları açısından kendini kendinde bulması. )
- VÜCÛD ile/değil VÜCÛB
- VUCÛD-U GAYRÎ ile VUCÛD-U GAYBÎ
( Kendin dışındaki tüm varolanlar. İLE Duyulara konu ol(a)mayan varolanlar. )
( Madde. İLE Maddesi olmadan/olmayan olan/bulunan. )
- VÜCÛD-U MEVHÛBE ile/ve VÜCÛD-U MÜKTESEBE
( Kişinin hiçbir katılımı olmaksızın, Allah tarafından kişiye bahşedilmiş olan kesif gövde. İLE/VE Kişinin yaşantısı boyunca kendi çabalarıyla meydana getirdiği latif bir ahiret varlığı. )
( Dağların, taşların dayanamadığı zatî tecelliye dayanabilen tek yapı gövdedir. )
- VUKÛF-İ ADEDÎ ile/ve VUKÛF-İ KALBÎ ile/ve VUKÛF-İ ZEMANÎ
- VÜRÛD[Ar.] ile VÜRÛD[Ar. < VERÎD]
( Geliş, gelme, varma; yetişme. İLE Toplardamarlar. )
- VUSLAT'TAN ÖNCEKİ SÖZ ile/ve VUSLAT'TAN SONRAKİ SÖZ
( Eski haline getiremeyeceğin şeyi yapma/söyleme! )
- VÜSÛK[Ar.] ile VÜSUK[Ar. < VESAK/VİSÂK]
( İnanma, güvenme. | Sağlamlık, muhkemlik. İLE Bağlar, rabıtalar. | Antlaşmalar, sözleşmeler.[and içerek/yeminle] )
- VÜSÛK ile VÜSUK[Ar. < VESÂK/VİSÂK]
( İnanma, güvenme. | Sağlamlık. İLE Bağlar, ilişkiler. | Antlaşmalar, sözleşmeler. [yeminle] )
( Bir yazı ya da bir belgeyi düzenleyen kişi ya da makamın şüphe edilmeyecek derecede belirli olmasından doğan değer ve kuvvet. İLE ... )
- VUZÛ'[Ar.] ile VUZÛ'[Ar.] ile VUZÛH[Ar.]
( Abdest alma. İLE Nefsini alçaltma, hakir görme. İLE Açık ve belirli olma, anlaşılır olma. | Açıklık, aydınlık. | İfadede açıklık. )
- YILAN ile VUTU
( ... İLE Zehirli bir yılan. )
- AÇIKLAMA ile/ve VURGULAMA
( EXPLANATION vs./and TO EMPHASIZE )
- AFERİST[Fr.] değil/yerine/= VURGUNCU, ÇIKARCI, DALAVERECİ
- AKSUNA[Lat.] değil/yerine/= VURGUN YİYEN DALGICIN, TEKRAR İNDİRİLMESİ GEREKEN SU DERİNLİĞİ
- ATIM/PULSE, PULSUS[İng.] değil/yerine/= VURU
- BAĞIRMA ile VURGU
- BAĞLANTILANDIRMAK ile VURGULAMAK
- BELİRLE(N)ME, BELİRLENİM = DETERMINATION[İng.] = DÉTERMINATION[Fr.] = DAS BESTIMMEN[Alm.] = DETERMINAZIONE[İt.] = DETERMINACION[İsp.] = CONSTITUTIO, DEFINITIO, DETERMINATIO[Lat.] = HO HORISMOS, HE TAKSIS[Yun.] = VUCHA(T), MÂL[Ar.] = TAYÎN[Fars.] = BEPALING[Felm.]
- BELİRSİZLİK SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
GÖNDERMELİ ile/ve/||/<> VURGULAMA ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK
( FALLACY OF: EQUIVOCATION vs./and/||/<> ACCENT vs./and/||/<> AMPHIBOLY )
- BOŞLAMA/İHMAL ile VURDUMDUYMAZLIK
- ÇOK MUHABBET, TEZ AYRILIK GETİRİR ile/ve/değil/yerine/||/<> VUSLATTA, GINA VARDIR ile/ve/değil/yerine/||/<> GÖZDEN IRAK/UZAK OLAN, GÖNÜLDEN DE UZAK OLUR
- CÛD ile/ve/> VÜCÛD ile/ve/> MEVCÛD ile/ve/> VİCDAN["VİJDAN" değil!]
( Taşma, coşma. İLE/VE/> Varlık, varoluş. İLE/VE/> Varolan. İLE/VE/> Bulunç, bulma/buluş. )
( VİCDAN: Görünmez/semâvî mâbed. )
- FARZ[Ar.] ile VUCÛB[Ar.]
- GÜÇ/KUVET:
| YAVAŞLATIR ile/ve/ya da/||/<> DURDURUR ile/ve/ya da/||/<> DÖNDÜRÜR ile/ve/ya da/||/<> YÖNÜNÜ DEĞİŞTİRİR ile/ve/ya da/||/<> BİÇİMİNİ DEĞİŞTİRİR ile/ve/ya da/||/<> HIZLANDIRIR |
ile/ve/ya da/||/<> />
| GERER ile/ve/ya da/||/<> BÜKER ile/ve/ya da/||/<> VURUR ile/ve/ya da/||/<> SIKAR |
- HAKK ile/ve/<> VUCUD
( Varlık.[verili olarak] | SAMED İLE/VE/<> Varlık.[kazanılmış olarak] )
( Görünmüyor. İLE/VE/<> Görünüyor. )
( İlk doğuş. İLE/VE/<> Hakk'tan oluşan. )
- HALK MÜZİĞİ'NDE:
YAYLI SAZLAR ile/ve NEFESLİ SAZLAR ile/ve VURMALI SAZLAR
( Kabak kemane, Karadeniz kemençesi, Tırnak kemençe, Iklığ/Iklık. İLE/VE Kaval, Zurna, Mey, Tulum, Sipsi, Çifte, Argun, Zimbon[Buğday sapından çocuk çalgısı]. İLE/VE Davul, Tef, Darbuka, Kaşık, Çalpara, Zil, Çifte nara, Balaban, Tepsi, Dümbelek. )
- HECE:
VURGULU ile/ve/||/<> VURGUSUZ
- HİLEKÂR[Ar. HİLE | Fars. -KÂR]/AFERİST[Fr.] değil/yerine/= VURGUNCU, ÇIKARCI, DOLANCI, DALAVERECİ
- İTİRAF ile/ve VURGULAMA
( CONFESSION vs./and TO EMPHASIZE )
- İTTİSAL ile/ve VUSLAT
- [ne yazık ki]
KARGAŞA ile VURTUT
( ... İLE Silah kullanılan kargaşa. | Uzun uzun çekişerek, sıkı pazarlık ederek. )
- KAYITSIZ/LIK ile VURDUMDUYMAZ/LIK ile GAMSIZ/LIK
( Kişi ne yaparsa, kendi yapar, kendine yapar fakat bazı tutumlarla etrafındakilere de zarar verebilir! )
- KURGU/LAMAK ile/ve/<> VURGU/LAMAK
- MADDE > MEVCUD > VUCUD
- MİM ile/ve VÜCÛD
( Vücûd mim'le bilinir ve MEVCÛD olur. )
- [ne yazık ki]
MUHTEKİR[Ar.]/SPEKÜLATÖR[İng.] değil/yerine/= VURGUNCU
( Yolsuz kazanç elde eden, vurguncu, istifçi, ihtikâr yapan. )
- [ne yazık ki]
MUHTEKİR[Ar.]/SPEKÜLATÖR[Fr.,İng] değil/yerine/= VURGUNCU
- ÖZELLİK ile/ve/||/<> VURGU
- PEKİŞTİRME ile/ve/||/<> VURGU/ÜNLEM
( Bazı sözler, argolar ve küfürler, sözcüğün birebir anlamı/karşılığı için kullanılmaz. Daha çok pekiştirme sıfatı ya da vurgu, ünlem olarak kullanılır. )
- PERKÜSYON değil/yerine/= VURMALI ÇALGI
- PULS/OKSİMETRİ / PULSE OXIMETRY[İng.] değil/yerine/= VURU-OKSİJEN ÖLÇÜMÜ
- PULSASYON/PULSATION[İng.] değil/yerine/= VURUM
- PULSATIL/PULSATILE[İng.] değil/yerine/= VURUMLU
- RAKET[Fr. < Ar.] değil/yerine/= VURAÇ | TOKAÇ
( Masatopu, alantopu gibi oyunlarda topa vurmak için kullanılan, oval tahta bir kasnağa gerilmiş bir ağı olan, uzunca saplı araç. | Çamaşır yıkarken kullanılan, tahtadan, yassı tokmak. )
- RİTİM ENSTRÜMAN değil/yerine/= VURMALI ÇALGILAR
- RİTİM TUTMAK değil/yerine/= VURUŞ TUTMAK
- ŞİVE[Fars.]/AKSAN[Fr./İng. < ACCENT] değil/yerine/= VURGU/ÖZÜN/AĞIZ
- SÖYLEYİŞ ve VURGU YANLIŞLARI
- SUCÛD ile/ve/||/<> VUCÛD
( Dışsal bağ. İLE/VE/||/<> İçsel bağ. )
- ŞÜHÛD ile VÜCUT
- TAM, DOĞRU VE DÜZENLİ YAZMAK ile/ve VURGULU KONUŞMAK
- TELLİ SAZLAR ile/ve NEFESLİ SAZLAR ile/ve VURMALI SAZLAR
( Ud-i Kadîm, Tanbur-i Servinân, Kopuz-u Rûmî, Rebab, Şeştar, Mugni, Ceng, Kânun. İLE Zurna, Nefir, Ney, Irak Nâyı, Erganun, Mûsikar, Burgu. İLE Kâse, Bardak, Davul, Def, Darbuka, Kös, Nakkare, Zil. )
( Sultanların Rebab çaldırma isteği, Hitab-ı İlâhi'ye ulaşabilmek üzeredir. )
- TÛL-U NAMÜTENÂHİ ile VÜS'-U NAMÜTENÂHİ
( Sonsuz uzunluk. İLE Sonsuz küresel genişlik. )
- TÜMTANRICILIK = VÜCUDİYE = PANTHEISM[İng.] = PANTHÉISME[Fr.] = PANTHEISMUS[Alm.] = PAN:HERŞEY, HEP, TÜM. THEOS:TANRI[Yun.]
- TÜRBAN[Fr.] ile VUAL/VUALET
( ... İLE Kadınların kullandığı, şapka, taç, toka ve benzerlerinde bulunan, yüzü örten, ince hafif tül. )
- ULEMÂ ile/ve VÜKELÂ ile/ve VÜZERÂ ile/ve FUKARÂ
( Bilimkişileri. İLE/VE Bakanlar, vekiller. İLE/VE Vezirler. İLE/VE Dervişler. )
- UYARI ile/ve/<> VURGU
- UZAM/DÜZLEM/HAYYİZ/VÜSAT[Ar.] ile VÜS'AT[Ar. < VÂSİ/VÂSİA]
( Belirli noktalar toplamı. İLE Geniş, engin, açık, enli, bol. )
- VAHDET ile VUSLAT
- [Ar.] VAHŞ[çoğ. VUHÛŞ] ile VUHÛŞ-İ BERRİ
( Yabani hayvanlar. İLE Karada yaşayan yabani hayvanlar. )
- VAROLUŞ = VÜCUT, MEVCUDİYET = EXISTENCE[İng., Fr.] = DASEIN, EXISTENZ[Alm.] = EXISTENTIA[Lat.] = EXISTENCIA[İsp.]
- VECD ile/ve VÜCÛD
( 12. İLE/ve Sevilenin sevene ikramı. / Bulmak. Zatın kendini kendinde bulması. )
( Zatın sıfatları açısından kendini kendinde bulması. )
- VUCA:
VOLATILITY | UNCERTAINTY | COMPLEXITY | AMBIGUITY ile/değil/yerine/>/>< VISION | UNDERSTANDING | CLARITY | AGILITY
( Değişkenlik, Oynaklık | Belirsizlik | Karmaşıklık | Anlaşılmazlık İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< İleri Görüş/Ülkü | Anlayış | Belirginlik | Kavrayış, Çeviklik )
( )
- VÜCÛB ile İSTİHÂRE ile MÜMKÜN
( ... -dır. İLE/VE ... değildir. İLE/VE hem, hem de - ne, ne de )
- VUCÛD ile ...
( BULUNMA, VAR OLMA, VARLIK )
- VUCUD ile/ve/||/<>/> BEKÂ
- VUCÛD ile/ve VÂKÎ
- VÜCÛD ile/ve VİCDAN
( Bulunuş. İLE/VE Buluş. )
- VÜCÛD ile/ve VİCDAN
( Bulunuş. İLE/VE Buluş. )
- VÜCÛD ile/değil VÜCÛB
- VUCUD-İ ZİHNİ ile/ve/<> NEFS-ÜL EMR
- VUCÛD-U GAYRÎ ile VUCÛD-U GAYBÎ
( Kendin dışındaki tüm varolanlar. İLE Duyulara konu ol(a)mayan varolanlar. )
( Madde. İLE Maddesi olmadan/olmayan olan/bulunan. )
- VÜCÛD-U MEVHÛBE ile/ve VÜCÛD-U MÜKTESEBE
( Kişinin hiçbir katılımı olmaksızın, Allah tarafından kişiye bahşedilmiş olan kesif gövde. İLE/VE Kişinin yaşantısı boyunca kendi çabalarıyla meydana getirdiği latif bir ahiret varlığı. )
( Dağların, taşların dayanamadığı zatî tecelliye dayanabilen tek yapı gövdedir. )
- VUCUT değil/yerine/= EĞİN
- VÜCUT ile/ve/değil/yerine GÖVDE(BEDEN)
( Vücut/vücud, "Varlık" demektir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Gövde, fiziği/örgenleri tanımlar. )
( Gövde olmadığında gövdeden ayrılmış değiliz -sadece Biz'iz. )
( Ne gövdeyiz, ne de gövde içindeyiz. )
( Küre ile gövde birdir. )
( Gövde üzerinde aşırı yoğunlaşma, kendi amacına ters düşer ve ters sonuç verir. )
( Gövdemiz [3 Boyutlu] [Google] [tarayıcınızın gelişmiş olması gerekmektedir] )
( Gövdemizde... )
( ... ile/ve/değil/yerine BER )
( SOMA: Hapis. )
( - En küçük göze: Sperm
- En büyük göze: Kadın yumurtası
- Gebelik dönemi: 280 gün [40 hafta]
- Ortalama yeni doğan bebek ağırlığı: 3 kg
- Kromozom Sayısı: 46 (23 çift)
- Normal gövde ısısı: 37 °C [98.4 f°]
- Yaşam döngüsü: 10 - 15 gün
- Yaşam döngüsünde kırmızı kan gözeleri: 120 gün
- Ortalama kan oylumu: 4 - 5 lt.
- Bir dakikada nabız oranı: 72 kez
- Kan viskosu: 4.5'e 5.5
- Evrensel bağışçı kan öbeği: 0
- Evrensel alıcı kan öbeği: AB
- En büyük akyuvar: Monocito
- Daha küçük beyaz kan gözesi: Lenfocito
- Alyuvar sayımının artması: Policitemia
- Gövdedeki kan bankası ve en büyük lenf örgeni: Dalak
- En büyük atardamar: Aort
- Normal tansiyon: 120/80 Mmhg
- Kan Ph: 7.4
- Normal kan kolesterol seviyesi: 100 mg/dl
- Kanın akıcı bölümü: Plazma
- Kalpte pompa sayısı: 2
- Ortalama ince bağırsak uzunluğu: 7 m
- Ortalama kalın bağırsak uzunluğu: 1.5 m
- Kemik sayısı: 206 [Yeni doğan: 306]
- Kaburga sayısı: 24 [12 çift]
- Omurga sayısı: 33
- Boyundaki omurga sayısı: 7
- Kafatasındaki kemik sayısı: 22
- Orta kulaktaki kemik sayısı: 6
- Yüzdeki kemik sayısı: 14
- Süt dişi sayısı: 20
- Göğüs kemik sayısı: 25
- Kollardaki kemik sayısı: 6
- Ayaklardaki kemik sayısı: 33
- Her bilekteki kemik sayısı: 8
- Eldeki kemik sayısı: 27
- En büyük ve güçlü kemik: Uyluk kemiği
- En küçük kemik: Orta kulak istilası
- En küçük kas: Orta kulak(Stapedius)
- Kas sayısı: 639
- Koldaki kas sayısı: 72
- En geniş örgen: Deri
- En büyük bez: Karaciğer
- En büyük endokrin bezi: Tiroidler
- Böbrek sayısı: 2
- İlk örgen nakli: Böbrek
)
( You are neither the body nor in the body.
Too much concentration on the body defeats its own purpose. )
( ESSE cum/et CORPUS HUMANUM )
- VÜCUT[Ar.] değil/yerine/= GÖVDE
- VÜCUT ile GÖVDE(BEDEN)
( Vücut, "Varlık" demektir. İLE Gövde, fiziği/organları tanımlar. )
- VUDÛ ile ...
( ABDEST (MASİVA'DAN VUDÛ ETMEK) )
- VUKÛ BULMAK/CEREYAN ETMEK değil/yerine/= OLMAK/GERÇEKLEŞMEK
- VUKÛF[< VAKF] ile ...
( DURMA, DURUŞ | BİR HALDE, OLDUĞU GİBİ KALMA, İLERLEME YA DA GERİLEMEME | ANLAMA, BİLME, ÖĞRENME, HABERLİ OLMA, BİLGİ )
- VUKÛF-İ ADEDÎ ile/ve VUKÛF-İ KALBÎ ile/ve VUKÛF-İ ZEMANÎ
- VUKÛFİYET ile/ve/||/<>/> HAKİMİYET
- VUKÛFİYET ile/ve/||/<> İHÂTA
- VURDULU KIRDILI (FİLM/LER)
- VURDUMDUYMAZ/LIK ile/değil/yerine NEŞELİ/LİK
- VURGU FARKLARI
( bebek: küçük çocuk
Bebek: Bir semt
kurtuluş: kurtulma, istiklâl
Kurtuluş: Bir semt
kartal: bir kuş
Kartal: Bir semt
garson: isim
garson: ünlem
yalnız: sıfat ya da zarf
yalnız: bağlama edatı
okuma: eylem
okuma: emir
şimdi, yarın, yine, tekrar, artık, önce, sonra, iyice, zorla, şöyle, gayet
Türkiye, Ankara, İzmir, Almanya, İngiltere, Paris, Münih )
- VURGU ile/ve/değil "GÖNDERME"
- VURGULAMAK ile/ve ALTINI ÇİZMEK
- VURGULAR('I) TONLAR('I) TONLAMALAR()'I
- Vurgulu KONUŞ!!!
- VURGUN ile DERİNLİK SARHOŞLUĞU
- VURMA ile/değil ÇARPMA
- VÜRÛD[Ar.] ile VÜRÛD[Ar. < VERÎD]
( Geliş, gelme, varma; yetişme. İLE Toplardamarlar. )
- VURUNTU ile ...
( Ateşleme bozukluğu nedeniyle bir motorun içinden gelen gürültü ve bu gürültüden anlaşılan çalışma düzensizliği. )
- VÜRUT[Ar.] değil/yerine/= GELİŞ/GELME
- VÜS'AT ile/ve TÂKAT
- VUSLAT/VÂSIL ve/< CEM
- VUSLAT ile/ve HALVET
( Yaşanılan. İLE/VE Mekân ve mekânda. )
( ... İLE/VE Kişinin, kendiyle meşgul olmama durumu. )
( Kendinden uzaklaşmak için halvete girilir, başkalarından uzaklaşmak için değil! )
( Kavuşma. İLE Yalnız/tenha kalma, tenhaya çekilme. | Tenha yer. | Hamamın sıcak bölmesi. | bkz. Tasavvuf'ta )
- VUSLAT ile/ve HASRET
( Her lezzetin vuslatı, hasretindedir. Doğada ise, vuslattan sonra hasret kalmaz. O Âlem, bu âlem gibi değildir. )
( Ses ayrılıkta çıkar, vuslatta ses olmaz. )
- VUSLAT ile İLTİSÂK[< LÜSÛK]
( Bir şeye ulaşma/yetişme. | Kavuşma. İLE [Sevgiliye] Kavuşma, birleşme, bitişme. | [tıp] İki örgenin birbirine yapışması. )
- VUSLAT ve/değil ÖZGÜNLÜK
- VUSLAT ile RÜCÛ
- VUSLAT ile ÜLFET
( Bir şeye ulaşma, yetişme. | [Sevgiliye] Kavuşma. İLE Alışma, kaynaşma. | Görüşme, konuşma. | Dostluk, ahbaplık. | Huy etme. )
( Vuslat, yâre, âşinâlıkla varmaktır. )
( MUVÂCEHE[Ar. < VECH]: Yüz yüze gelme. | Karşı, ön. )
- VUSLAT ile/ve ÜLFET ile/ve HİDÂYET
- VUSLAT ile/ve/<> VAHDET
- VUSLAT'TAN ÖNCEKİ SÖZ ile/ve VUSLAT'TAN SONRAKİ SÖZ
( Eski haline getiremeyeceğin şeyi yapma/söyleme! )
- VUSTÂ ile ...
( ORTA, ORTADA BULUNAN, ARADA OLAN, İÇ )
- VÜSUK[< VESÂK VE VİSÂK] ile ...
( BAĞLAR, RÂBITALAR | ANTLAŞMALAR, SÖZLEŞMELER | MUHKEMLİK, SAĞLAMLIK | İNANMA, GÜVENME )
- VÜSÛK[Ar.] ile VÜSUK[Ar. < VESAK/VİSÂK]
( İnanma, güvenme. | Sağlamlık, muhkemlik. İLE Bağlar, rabıtalar. | Antlaşmalar, sözleşmeler.[and içerek/yeminle] )
- VÜSÛK ile VÜSUK[Ar. < VESÂK/VİSÂK]
( İnanma, güvenme. | Sağlamlık. İLE Bağlar, ilişkiler. | Antlaşmalar, sözleşmeler. [yeminle] )
( Bir yazı ya da bir belgeyi düzenleyen kişi ya da makamın şüphe edilmeyecek derecede belirli olmasından doğan değer ve kuvvet. İLE ... )
- VUSÛL ve/||/<>/< USÛL
( Yöntem olmadan, kavuşma olmaz. / Usûlsüz, vusûl olmaz. )
- VUZÛ'[Ar.] ile VUZÛ'[Ar.] ile VUZÛH[Ar.]
( Abdest alma. İLE Nefsini alçaltma, hakir görme. İLE Açık ve belirli olma, anlaşılır olma. | Açıklık, aydınlık. | İfadede açıklık. )
- VUZÛH ile ...
- YILAN ile VUTU
( ... İLE Zehirli bir yılan. )
- VÜCÛD ile/değil VÜCÛB
- VUCÛD-U GAYRÎ ile VUCÛD-U GAYBÎ
( Kendin dışındaki tüm varolanlar. İLE Duyulara konu ol(a)mayan varolanlar. )
( Madde. İLE Maddesi olmadan/olmayan olan/bulunan. )
- VÜCÛD-U MEVHÛBE ile/ve VÜCÛD-U MÜKTESEBE
( Kişinin hiçbir katılımı olmaksızın, Allah tarafından kişiye bahşedilmiş olan kesif gövde. İLE/VE Kişinin yaşantısı boyunca kendi çabalarıyla meydana getirdiği latif bir ahiret varlığı. )
( Dağların, taşların dayanamadığı zatî tecelliye dayanabilen tek yapı gövdedir. )
- VUKÛF-İ ADEDÎ ile/ve VUKÛF-İ KALBÎ ile/ve VUKÛF-İ ZEMANÎ
- VÜRÛD[Ar.] ile VÜRÛD[Ar. < VERÎD]
( Geliş, gelme, varma; yetişme. İLE Toplardamarlar. )
- VUSLAT'TAN ÖNCEKİ SÖZ ile/ve VUSLAT'TAN SONRAKİ SÖZ
( Eski haline getiremeyeceğin şeyi yapma/söyleme! )
- VÜSÛK[Ar.] ile VÜSUK[Ar. < VESAK/VİSÂK]
( İnanma, güvenme. | Sağlamlık, muhkemlik. İLE Bağlar, rabıtalar. | Antlaşmalar, sözleşmeler.[and içerek/yeminle] )
- VÜSÛK ile VÜSUK[Ar. < VESÂK/VİSÂK]
( İnanma, güvenme. | Sağlamlık. İLE Bağlar, ilişkiler. | Antlaşmalar, sözleşmeler. [yeminle] )
( Bir yazı ya da bir belgeyi düzenleyen kişi ya da makamın şüphe edilmeyecek derecede belirli olmasından doğan değer ve kuvvet. İLE ... )
- VUZÛ'[Ar.] ile VUZÛ'[Ar.] ile VUZÛH[Ar.]
( Abdest alma. İLE Nefsini alçaltma, hakir görme. İLE Açık ve belirli olma, anlaşılır olma. | Açıklık, aydınlık. | İfadede açıklık. )
- VUCA:
VOLATILITY | UNCERTAINTY | COMPLEXITY | AMBIGUITY ile/değil/yerine/>/>< VISION | UNDERSTANDING | CLARITY | AGILITY
( Değişkenlik, Oynaklık | Belirsizlik | Karmaşıklık | Anlaşılmazlık İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< İleri Görüş/Ülkü | Anlayış | Belirginlik | Kavrayış, Çeviklik )
( )
- VÜCÛB ile İSTİHÂRE ile MÜMKÜN
( ... -dır. İLE/VE ... değildir. İLE/VE hem, hem de - ne, ne de )
- VUCÛD ile ...
( BULUNMA, VAR OLMA, VARLIK )
- VUCUD ile/ve/||/<>/> BEKÂ
- VUCÛD ile/ve VÂKÎ
- VÜCÛD ile/ve VİCDAN
( Bulunuş. İLE/VE Buluş. )
- VÜCÛD ile/ve VİCDAN
( Bulunuş. İLE/VE Buluş. )
- VÜCÛD ile/değil VÜCÛB
- VUCUD-İ ZİHNİ ile/ve/<> NEFS-ÜL EMR
- VUCÛD-U GAYRÎ ile VUCÛD-U GAYBÎ
( Kendin dışındaki tüm varolanlar. İLE Duyulara konu ol(a)mayan varolanlar. )
( Madde. İLE Maddesi olmadan/olmayan olan/bulunan. )
- VÜCÛD-U MEVHÛBE ile/ve VÜCÛD-U MÜKTESEBE
( Kişinin hiçbir katılımı olmaksızın, Allah tarafından kişiye bahşedilmiş olan kesif gövde. İLE/VE Kişinin yaşantısı boyunca kendi çabalarıyla meydana getirdiği latif bir ahiret varlığı. )
( Dağların, taşların dayanamadığı zatî tecelliye dayanabilen tek yapı gövdedir. )
- VUCUT değil/yerine/= EĞİN
- VÜCUT ile/ve/değil/yerine GÖVDE(BEDEN)
( Vücut/vücud, "Varlık" demektir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Gövde, fiziği/örgenleri tanımlar. )
( Gövde olmadığında gövdeden ayrılmış değiliz -sadece Biz'iz. )
( Ne gövdeyiz, ne de gövde içindeyiz. )
( Küre ile gövde birdir. )
( Gövde üzerinde aşırı yoğunlaşma, kendi amacına ters düşer ve ters sonuç verir. )
( Gövdemiz [3 Boyutlu] [Google] [tarayıcınızın gelişmiş olması gerekmektedir] )
( Gövdemizde... )
( ... ile/ve/değil/yerine BER )
( SOMA: Hapis. )
( - En küçük göze: Sperm
- En büyük göze: Kadın yumurtası
- Gebelik dönemi: 280 gün [40 hafta]
- Ortalama yeni doğan bebek ağırlığı: 3 kg
- Kromozom Sayısı: 46 (23 çift)
- Normal gövde ısısı: 37 °C [98.4 f°]
- Yaşam döngüsü: 10 - 15 gün
- Yaşam döngüsünde kırmızı kan gözeleri: 120 gün
- Ortalama kan oylumu: 4 - 5 lt.
- Bir dakikada nabız oranı: 72 kez
- Kan viskosu: 4.5'e 5.5
- Evrensel bağışçı kan öbeği: 0
- Evrensel alıcı kan öbeği: AB
- En büyük akyuvar: Monocito
- Daha küçük beyaz kan gözesi: Lenfocito
- Alyuvar sayımının artması: Policitemia
- Gövdedeki kan bankası ve en büyük lenf örgeni: Dalak
- En büyük atardamar: Aort
- Normal tansiyon: 120/80 Mmhg
- Kan Ph: 7.4
- Normal kan kolesterol seviyesi: 100 mg/dl
- Kanın akıcı bölümü: Plazma
- Kalpte pompa sayısı: 2
- Ortalama ince bağırsak uzunluğu: 7 m
- Ortalama kalın bağırsak uzunluğu: 1.5 m
- Kemik sayısı: 206 [Yeni doğan: 306]
- Kaburga sayısı: 24 [12 çift]
- Omurga sayısı: 33
- Boyundaki omurga sayısı: 7
- Kafatasındaki kemik sayısı: 22
- Orta kulaktaki kemik sayısı: 6
- Yüzdeki kemik sayısı: 14
- Süt dişi sayısı: 20
- Göğüs kemik sayısı: 25
- Kollardaki kemik sayısı: 6
- Ayaklardaki kemik sayısı: 33
- Her bilekteki kemik sayısı: 8
- Eldeki kemik sayısı: 27
- En büyük ve güçlü kemik: Uyluk kemiği
- En küçük kemik: Orta kulak istilası
- En küçük kas: Orta kulak(Stapedius)
- Kas sayısı: 639
- Koldaki kas sayısı: 72
- En geniş örgen: Deri
- En büyük bez: Karaciğer
- En büyük endokrin bezi: Tiroidler
- Böbrek sayısı: 2
- İlk örgen nakli: Böbrek
)
( You are neither the body nor in the body.
Too much concentration on the body defeats its own purpose. )
( ESSE cum/et CORPUS HUMANUM )
- VÜCUT[Ar.] değil/yerine/= GÖVDE
- VÜCUT ile GÖVDE(BEDEN)
( Vücut, "Varlık" demektir. İLE Gövde, fiziği/organları tanımlar. )
- VUDÛ ile ...
( ABDEST (MASİVA'DAN VUDÛ ETMEK) )
- VUKÛ BULMAK/CEREYAN ETMEK değil/yerine/= OLMAK/GERÇEKLEŞMEK
- VUKÛF[< VAKF] ile ...
( DURMA, DURUŞ | BİR HALDE, OLDUĞU GİBİ KALMA, İLERLEME YA DA GERİLEMEME | ANLAMA, BİLME, ÖĞRENME, HABERLİ OLMA, BİLGİ )
- VUKÛF-İ ADEDÎ ile/ve VUKÛF-İ KALBÎ ile/ve VUKÛF-İ ZEMANÎ
- VUKÛFİYET ile/ve/||/<>/> HAKİMİYET
- VUKÛFİYET ile/ve/||/<> İHÂTA
- VURDULU KIRDILI (FİLM/LER)
- VURDUMDUYMAZ/LIK ile/değil/yerine NEŞELİ/LİK
- VURGU FARKLARI
( bebek: küçük çocuk
Bebek: Bir semt
kurtuluş: kurtulma, istiklâl
Kurtuluş: Bir semt
kartal: bir kuş
Kartal: Bir semt
garson: isim
garson: ünlem
yalnız: sıfat ya da zarf
yalnız: bağlama edatı
okuma: eylem
okuma: emir
şimdi, yarın, yine, tekrar, artık, önce, sonra, iyice, zorla, şöyle, gayet
Türkiye, Ankara, İzmir, Almanya, İngiltere, Paris, Münih )
- VURGU ile/ve/değil "GÖNDERME"
- VURGULAMAK ile/ve ALTINI ÇİZMEK
- VURGULAR('I) TONLAR('I) TONLAMALAR()'I
- Vurgulu KONUŞ!!!
- VURGUN ile DERİNLİK SARHOŞLUĞU
- VURMA ile/değil ÇARPMA
- VÜRÛD[Ar.] ile VÜRÛD[Ar. < VERÎD]
( Geliş, gelme, varma; yetişme. İLE Toplardamarlar. )
- VURUNTU ile ...
( Ateşleme bozukluğu nedeniyle bir motorun içinden gelen gürültü ve bu gürültüden anlaşılan çalışma düzensizliği. )
- VÜRUT[Ar.] değil/yerine/= GELİŞ/GELME
- VÜS'AT ile/ve TÂKAT
- VUSLAT/VÂSIL ve/< CEM
- VUSLAT ile/ve HALVET
( Yaşanılan. İLE/VE Mekân ve mekânda. )
( ... İLE/VE Kişinin, kendiyle meşgul olmama durumu. )
( Kendinden uzaklaşmak için halvete girilir, başkalarından uzaklaşmak için değil! )
( Kavuşma. İLE Yalnız/tenha kalma, tenhaya çekilme. | Tenha yer. | Hamamın sıcak bölmesi. | bkz. Tasavvuf'ta )
- VUSLAT ile/ve HASRET
( Her lezzetin vuslatı, hasretindedir. Doğada ise, vuslattan sonra hasret kalmaz. O Âlem, bu âlem gibi değildir. )
( Ses ayrılıkta çıkar, vuslatta ses olmaz. )
- VUSLAT ile İLTİSÂK[< LÜSÛK]
( Bir şeye ulaşma/yetişme. | Kavuşma. İLE [Sevgiliye] Kavuşma, birleşme, bitişme. | [tıp] İki örgenin birbirine yapışması. )
- VUSLAT ve/değil ÖZGÜNLÜK
- VUSLAT ile RÜCÛ
- VUSLAT ile ÜLFET
( Bir şeye ulaşma, yetişme. | [Sevgiliye] Kavuşma. İLE Alışma, kaynaşma. | Görüşme, konuşma. | Dostluk, ahbaplık. | Huy etme. )
( Vuslat, yâre, âşinâlıkla varmaktır. )
( MUVÂCEHE[Ar. < VECH]: Yüz yüze gelme. | Karşı, ön. )
- VUSLAT ile/ve ÜLFET ile/ve HİDÂYET
- VUSLAT ile/ve/<> VAHDET
- VUSLAT'TAN ÖNCEKİ SÖZ ile/ve VUSLAT'TAN SONRAKİ SÖZ
( Eski haline getiremeyeceğin şeyi yapma/söyleme! )
- VUSTÂ ile ...
( ORTA, ORTADA BULUNAN, ARADA OLAN, İÇ )
- VÜSUK[< VESÂK VE VİSÂK] ile ...
( BAĞLAR, RÂBITALAR | ANTLAŞMALAR, SÖZLEŞMELER | MUHKEMLİK, SAĞLAMLIK | İNANMA, GÜVENME )
- VÜSÛK[Ar.] ile VÜSUK[Ar. < VESAK/VİSÂK]
( İnanma, güvenme. | Sağlamlık, muhkemlik. İLE Bağlar, rabıtalar. | Antlaşmalar, sözleşmeler.[and içerek/yeminle] )
- VÜSÛK ile VÜSUK[Ar. < VESÂK/VİSÂK]
( İnanma, güvenme. | Sağlamlık. İLE Bağlar, ilişkiler. | Antlaşmalar, sözleşmeler. [yeminle] )
( Bir yazı ya da bir belgeyi düzenleyen kişi ya da makamın şüphe edilmeyecek derecede belirli olmasından doğan değer ve kuvvet. İLE ... )
- VUSÛL ve/||/<>/< USÛL
( Yöntem olmadan, kavuşma olmaz. / Usûlsüz, vusûl olmaz. )
- VUZÛ'[Ar.] ile VUZÛ'[Ar.] ile VUZÛH[Ar.]
( Abdest alma. İLE Nefsini alçaltma, hakir görme. İLE Açık ve belirli olma, anlaşılır olma. | Açıklık, aydınlık. | İfadede açıklık. )
- VUZÛH ile ...
- AÇIKLAMA ile/ve VURGULAMA
( EXPLANATION vs./and TO EMPHASIZE )
- AFERİST[Fr.] değil/yerine/= VURGUNCU, ÇIKARCI, DALAVERECİ
- AKSUNA[Lat.] değil/yerine/= VURGUN YİYEN DALGICIN, TEKRAR İNDİRİLMESİ GEREKEN SU DERİNLİĞİ
- ATIM/PULSE, PULSUS[İng.] değil/yerine/= VURU
- BAĞIRMA ile VURGU
- BAĞLANTILANDIRMAK ile VURGULAMAK
- BELİRLE(N)ME, BELİRLENİM = DETERMINATION[İng.] = DÉTERMINATION[Fr.] = DAS BESTIMMEN[Alm.] = DETERMINAZIONE[İt.] = DETERMINACION[İsp.] = CONSTITUTIO, DEFINITIO, DETERMINATIO[Lat.] = HO HORISMOS, HE TAKSIS[Yun.] = VUCHA(T), MÂL[Ar.] = TAYÎN[Fars.] = BEPALING[Felm.]
- BELİRSİZLİK SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
GÖNDERMELİ ile/ve/||/<> VURGULAMA ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK
( FALLACY OF: EQUIVOCATION vs./and/||/<> ACCENT vs./and/||/<> AMPHIBOLY )
- BOŞLAMA/İHMAL ile VURDUMDUYMAZLIK
- ÇOK MUHABBET, TEZ AYRILIK GETİRİR ile/ve/değil/yerine/||/<> VUSLATTA, GINA VARDIR ile/ve/değil/yerine/||/<> GÖZDEN IRAK/UZAK OLAN, GÖNÜLDEN DE UZAK OLUR
- CÛD ile/ve/> VÜCÛD ile/ve/> MEVCÛD ile/ve/> VİCDAN["VİJDAN" değil!]
( Taşma, coşma. İLE/VE/> Varlık, varoluş. İLE/VE/> Varolan. İLE/VE/> Bulunç, bulma/buluş. )
( VİCDAN: Görünmez/semâvî mâbed. )
- FARZ[Ar.] ile VUCÛB[Ar.]
- GÜÇ/KUVET:
| YAVAŞLATIR ile/ve/ya da/||/<> DURDURUR ile/ve/ya da/||/<> DÖNDÜRÜR ile/ve/ya da/||/<> YÖNÜNÜ DEĞİŞTİRİR ile/ve/ya da/||/<> BİÇİMİNİ DEĞİŞTİRİR ile/ve/ya da/||/<> HIZLANDIRIR |
ile/ve/ya da/||/<> />
| GERER ile/ve/ya da/||/<> BÜKER ile/ve/ya da/||/<> VURUR ile/ve/ya da/||/<> SIKAR |
- HAKK ile/ve/<> VUCUD
( Varlık.[verili olarak] | SAMED İLE/VE/<> Varlık.[kazanılmış olarak] )
( Görünmüyor. İLE/VE/<> Görünüyor. )
( İlk doğuş. İLE/VE/<> Hakk'tan oluşan. )
- HALK MÜZİĞİ'NDE:
YAYLI SAZLAR ile/ve NEFESLİ SAZLAR ile/ve VURMALI SAZLAR
( Kabak kemane, Karadeniz kemençesi, Tırnak kemençe, Iklığ/Iklık. İLE/VE Kaval, Zurna, Mey, Tulum, Sipsi, Çifte, Argun, Zimbon[Buğday sapından çocuk çalgısı]. İLE/VE Davul, Tef, Darbuka, Kaşık, Çalpara, Zil, Çifte nara, Balaban, Tepsi, Dümbelek. )
- HECE:
VURGULU ile/ve/||/<> VURGUSUZ
- HİLEKÂR[Ar. HİLE | Fars. -KÂR]/AFERİST[Fr.] değil/yerine/= VURGUNCU, ÇIKARCI, DOLANCI, DALAVERECİ
- İTİRAF ile/ve VURGULAMA
( CONFESSION vs./and TO EMPHASIZE )
- İTTİSAL ile/ve VUSLAT
- [ne yazık ki]
KARGAŞA ile VURTUT
( ... İLE Silah kullanılan kargaşa. | Uzun uzun çekişerek, sıkı pazarlık ederek. )
- KAYITSIZ/LIK ile VURDUMDUYMAZ/LIK ile GAMSIZ/LIK
( Kişi ne yaparsa, kendi yapar, kendine yapar fakat bazı tutumlarla etrafındakilere de zarar verebilir! )
- KURGU/LAMAK ile/ve/<> VURGU/LAMAK
- MADDE > MEVCUD > VUCUD
- MİM ile/ve VÜCÛD
( Vücûd mim'le bilinir ve MEVCÛD olur. )
- [ne yazık ki]
MUHTEKİR[Ar.]/SPEKÜLATÖR[İng.] değil/yerine/= VURGUNCU
( Yolsuz kazanç elde eden, vurguncu, istifçi, ihtikâr yapan. )
- [ne yazık ki]
MUHTEKİR[Ar.]/SPEKÜLATÖR[Fr.,İng] değil/yerine/= VURGUNCU
- ÖZELLİK ile/ve/||/<> VURGU
- PEKİŞTİRME ile/ve/||/<> VURGU/ÜNLEM
( Bazı sözler, argolar ve küfürler, sözcüğün birebir anlamı/karşılığı için kullanılmaz. Daha çok pekiştirme sıfatı ya da vurgu, ünlem olarak kullanılır. )
- PERKÜSYON değil/yerine/= VURMALI ÇALGI
- PULS/OKSİMETRİ / PULSE OXIMETRY[İng.] değil/yerine/= VURU-OKSİJEN ÖLÇÜMÜ
- PULSASYON/PULSATION[İng.] değil/yerine/= VURUM
- PULSATIL/PULSATILE[İng.] değil/yerine/= VURUMLU
- RAKET[Fr. < Ar.] değil/yerine/= VURAÇ | TOKAÇ
( Masatopu, alantopu gibi oyunlarda topa vurmak için kullanılan, oval tahta bir kasnağa gerilmiş bir ağı olan, uzunca saplı araç. | Çamaşır yıkarken kullanılan, tahtadan, yassı tokmak. )
- RİTİM ENSTRÜMAN değil/yerine/= VURMALI ÇALGILAR
- RİTİM TUTMAK değil/yerine/= VURUŞ TUTMAK
- ŞİVE[Fars.]/AKSAN[Fr./İng. < ACCENT] değil/yerine/= VURGU/ÖZÜN/AĞIZ
- SÖYLEYİŞ ve VURGU YANLIŞLARI
- SUCÛD ile/ve/||/<> VUCÛD
( Dışsal bağ. İLE/VE/||/<> İçsel bağ. )
- ŞÜHÛD ile VÜCUT
- TAM, DOĞRU VE DÜZENLİ YAZMAK ile/ve VURGULU KONUŞMAK
- TELLİ SAZLAR ile/ve NEFESLİ SAZLAR ile/ve VURMALI SAZLAR
( Ud-i Kadîm, Tanbur-i Servinân, Kopuz-u Rûmî, Rebab, Şeştar, Mugni, Ceng, Kânun. İLE Zurna, Nefir, Ney, Irak Nâyı, Erganun, Mûsikar, Burgu. İLE Kâse, Bardak, Davul, Def, Darbuka, Kös, Nakkare, Zil. )
( Sultanların Rebab çaldırma isteği, Hitab-ı İlâhi'ye ulaşabilmek üzeredir. )
- TÛL-U NAMÜTENÂHİ ile VÜS'-U NAMÜTENÂHİ
( Sonsuz uzunluk. İLE Sonsuz küresel genişlik. )
- TÜMTANRICILIK = VÜCUDİYE = PANTHEISM[İng.] = PANTHÉISME[Fr.] = PANTHEISMUS[Alm.] = PAN:HERŞEY, HEP, TÜM. THEOS:TANRI[Yun.]
- TÜRBAN[Fr.] ile VUAL/VUALET
( ... İLE Kadınların kullandığı, şapka, taç, toka ve benzerlerinde bulunan, yüzü örten, ince hafif tül. )
- ULEMÂ ile/ve VÜKELÂ ile/ve VÜZERÂ ile/ve FUKARÂ
( Bilimkişileri. İLE/VE Bakanlar, vekiller. İLE/VE Vezirler. İLE/VE Dervişler. )
- UYARI ile/ve/<> VURGU
- UZAM/DÜZLEM/HAYYİZ/VÜSAT[Ar.] ile VÜS'AT[Ar. < VÂSİ/VÂSİA]
( Belirli noktalar toplamı. İLE Geniş, engin, açık, enli, bol. )
- VAHDET ile VUSLAT
- [Ar.] VAHŞ[çoğ. VUHÛŞ] ile VUHÛŞ-İ BERRİ
( Yabani hayvanlar. İLE Karada yaşayan yabani hayvanlar. )
- VAROLUŞ = VÜCUT, MEVCUDİYET = EXISTENCE[İng., Fr.] = DASEIN, EXISTENZ[Alm.] = EXISTENTIA[Lat.] = EXISTENCIA[İsp.]
- VECD ile/ve VÜCÛD
( 12. İLE/ve Sevilenin sevene ikramı. / Bulmak. Zatın kendini kendinde bulması. )
( Zatın sıfatları açısından kendini kendinde bulması. )
- VÜCÛD ile/değil VÜCÛB
- VUCÛD-U GAYRÎ ile VUCÛD-U GAYBÎ
( Kendin dışındaki tüm varolanlar. İLE Duyulara konu ol(a)mayan varolanlar. )
( Madde. İLE Maddesi olmadan/olmayan olan/bulunan. )
- VÜCÛD-U MEVHÛBE ile/ve VÜCÛD-U MÜKTESEBE
( Kişinin hiçbir katılımı olmaksızın, Allah tarafından kişiye bahşedilmiş olan kesif gövde. İLE/VE Kişinin yaşantısı boyunca kendi çabalarıyla meydana getirdiği latif bir ahiret varlığı. )
( Dağların, taşların dayanamadığı zatî tecelliye dayanabilen tek yapı gövdedir. )
- VUKÛF-İ ADEDÎ ile/ve VUKÛF-İ KALBÎ ile/ve VUKÛF-İ ZEMANÎ
- VÜRÛD[Ar.] ile VÜRÛD[Ar. < VERÎD]
( Geliş, gelme, varma; yetişme. İLE Toplardamarlar. )
- VUSLAT'TAN ÖNCEKİ SÖZ ile/ve VUSLAT'TAN SONRAKİ SÖZ
( Eski haline getiremeyeceğin şeyi yapma/söyleme! )
- VÜSÛK[Ar.] ile VÜSUK[Ar. < VESAK/VİSÂK]
( İnanma, güvenme. | Sağlamlık, muhkemlik. İLE Bağlar, rabıtalar. | Antlaşmalar, sözleşmeler.[and içerek/yeminle] )
- VÜSÛK ile VÜSUK[Ar. < VESÂK/VİSÂK]
( İnanma, güvenme. | Sağlamlık. İLE Bağlar, ilişkiler. | Antlaşmalar, sözleşmeler. [yeminle] )
( Bir yazı ya da bir belgeyi düzenleyen kişi ya da makamın şüphe edilmeyecek derecede belirli olmasından doğan değer ve kuvvet. İLE ... )
- VUZÛ'[Ar.] ile VUZÛ'[Ar.] ile VUZÛH[Ar.]
( Abdest alma. İLE Nefsini alçaltma, hakir görme. İLE Açık ve belirli olma, anlaşılır olma. | Açıklık, aydınlık. | İfadede açıklık. )
- YILAN ile VUTU
( ... İLE Zehirli bir yılan. )