Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 15.263 başlık/FaRk ile birlikte,
15.263 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(49/62)


- SESSİZ KALMAK ile/ve/||/<>/> ONSUZ KALMAK

( Kırıldığımızı anlamıyorsa. İLE/VE/||/<>/> Sessizliğimizden de kırıldığımızı anlamıyorsa. )


- SESSİZ/CE ile/ve/||/<>/> SİNSİ/CE


- SESSİZLEŞME/SUSKUNLAŞMA:
DİNLEYENİMİZ OLMADIĞINDA ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ANLAYANIMIZ OLMADIĞINDA


- SESSİZ/LİK ile/ve DİNGİN/LİK

( QUIETNESS vs./and INERTIA )


- SESSİZLİK ile/ve/<> SİZSİZLİK


- SEV ile/ve SEVMİYORSA

( Zor ise. İLE/VE Zorlama!
[Zor ise sev, sevmiyorsa zorlama!] )


- SEVÂMM[Ar. < SÂMME] ile SEVÂİM[Ar. < SÂİME]

( Zehirli hayvan/lar. İLE Çayıra boşu boş olarak salıverilen hayvanlar, otlak hayvanı. | Zekât hesabına katılan çift tırnaklı hayvanlar.[koyun, keçi, sığır, deve vs.] )


- SEVAP/"SEVABIYLA" ile/ve/değil SAVAB(DOĞRU)/SAVABIYLA(DOĞRUSUYLA)


- SEVDÂ ve/||/<> AYRILIK

( Ayrılık da sevdânın içinde/parçası. / Ayrılık, sevdâya dahil. )


- SEVDÂ ile SEVGİ

( PASSION vs. LOVE )


- SEVDALI ile/ve MERAKLI


- SEVDANIN İÇİNDE ile/ve/||/<> YAŞAMIN İÇİNDE

( Ayrılık. İLE/VE/||/<> Yalnızlık. )


- SEVDİĞİMİZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEVEBİLECEĞİMİZ


- SEVDİĞİMİZ İŞİ YAPANA KADAR ve/||/<> SEVDİĞİMİZ YERDE OLANA KADAR

( Yaptığımız işi sevelim! VE/||/<> Olduğumuz yeri sevelim. )


- SEVDİĞİN ile/değil/yerine GÜVENDİĞİN


- SEVDİĞİNE "İTAAT" ile/ve/||/<> "İTAAT ETTİĞİNİ" SEVMEK


- SEVDİĞİNE KAVUŞAMAMAK ile/ve/||/<> KAVUŞTUĞUNU SEVEMEMEK


- SEVDİĞİNİ:
"SÖYLEYEN" ile/ve/değil/||/<>/> GÖSTEREN


- SEVDİKÇE > GÜLER YÜZ/LER :)


- SEVDİKLERİMİZ VE VEFÂT EDENLER İÇİN:
AĞLAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAMAK


- SEVDİKLERİNİZE VERİN!:
KANAT/LAR ve/||/<> KÖK/LER ve/||/<> NEDEN/LER

( Uçmaları için. VE/||/<> Geri dönebilmeleri için. VE/||/<> Yanınızda kalmaları için. )


- Seve Seve DİNLE!!! -ve


- Seve Seve SUS!!! -ve


- SEVEBİLMEK ve/||/<>/< YALNIZ KALABİLMEK


- SEVECENLİK = ŞEFKÂT = COMPASSION[İng.] = MISÉRICORDE[Fr.] = BARMHERZIGKEIT, MITGEFÜHL[Alm.] = MISERICORDIA[Lat.]


- SEVEN/SÖVEN ||/>< ÖVEN

( (Fazla) Sövmek ile övmek arasında fark yoktur. )


- SEVGİ:/=/<
"ANTLAŞMAK" değil/yerine NEDENSİZ DE

( Sevgi, antlaşmak değildir,
Nedensiz de sevilir.
Bazen küçük bir an için
Ömür bile verilir. )


- SEVGİ:
CAN ve/<> HEYECAN


- [SEVGİ] DAHA ÇOK ile/değil AYRI (AYRI)


- SEVGİ:
EDÂ ile/ve/||/<>/> SEDÂ


- SEVGİ GÜLÜCÜĞÜ ile GÜLÜMSEME


- SEVGİ:
"İNANMA" değil EDİM


- SEVGİ:
İNSAN İÇİN ile/ve ALLAH İÇİN

( Gereksinimdir. İLE/VE Hak(k)'tır. )

( Hakk İnsan"da, İnsan Hakk'ta. )


- SEVGİ > İTİDAL ve/||/<>/< ADÂLET

( Kişide/Kişiye. VE/||/<>/< Toplumda. )


- SEVGİ:
İYİLİK ve/||/<> MERHAMET ve/||/<> NEŞE ve/||/<> SAKİNLİK


- SEVGİ/İRFAN:
[KUSURLARI/HATALARI ...]
YOK EDEN değil KABUL EDEN


- SEVGİ [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- SEVGİ-SAYGI ile/ve/değil/||/<>/< SAYGI-SEVGİ

( LOVE-RESPECT vs./and RESPECT-LOVE )


- SEVGİ-SAYGI ile/ve/<> TESLİMİYET

( LOVE-RESPECT vs./and/<> SUBMISSION )


- SEVGİ:
SIRADIŞI/ABARTILI ŞEYLER YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SIRADAN ŞEYLERİ, ÖZENLE/DİKKAT İLE VE İNCELİKLE/RİKKAT İLE YAPMAK


- SEVGİ:
SÖZ/SES ve/||/<> GÖZ ve/||/<> ÖZ

( Sevgi, gözden alınır, gözden verilir.
Sonra da, özden ve özden yaşanır. )

( Kaynağı sende olanı, başkasından bekleme! )


- SEVGİ:
TESELLİ ile/ve/değil/||/<>/>/< TECELLİ

( Sevilince. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Sevince. )


- SEVGİ VE SADELİK ve/||/<>/< GÜLÜMSEME :) VE SAMİMİYET


- SEVGİ:
YANLIŞLARI ÖRTMEK İÇİN değil ZORLUKLARI AŞMAK İÇİN


- SEVGİ:
"YEĞLEME ya da SEÇİM ya da BAĞIMLILIK" ile/değil/yerine/!=/>< KOŞULSUZLUK

( Sevgi, ne yeğleme, ne seçim, ne de bağımlılık konusudur. Her şeyi sevilmeye değer ve sevilebilir kılan bir olanak ve güçtür. )

( The love is which is neither prefer or choice, nor attachment. But a power and possibility which makes all things love-worthy and lovable. )


- SEVGİ ve/<> AHLÂK

( Sevgini ahlâka bağla, sevgi seni bulsun! )


- SEVGİ ile/ve/<>/değil ALIŞKANLIK

( LOVE vs./and/<>/değil ADDICTION )


- SEVGİ ve/<> ANLAM

( LOVE and/<> MEANING/SENSE )


- SEVGİ ile/ve/<> ANLAYIŞ

( Anlayış, zihnin çiçek açmasıdır. )

( Anlayış, özgürlüğe götürür. )

( "Anlayış yoluyla özgürleşme" kadim ve basit bir yoldur. )

( Hiçbir çaba ve uğraş, bizi öz var oluşumuza götüremez. Sadece anlayış berraklığı götürebilir. )

( Doğru anlayış tek çaredir, ona istediğiniz adı verin. O en ilk ve en son öğretidir, çünkü o zihnin gerçek doğasıyla meşguldür. )

( Değeri olan hiçbir şey size dıştan gelmez; konuyla ilgili olan ve belirgin olan ancak sizin kendi duygu ve anlayışınızdır. )

( Anlayışta berraklık düzeyleri ve sevgide yoğunluk düzeyleri vardır, fakat onun nimetleri sonsuzdur. )

( Yanlış anlamalarınızı ortaya çıkarın ve onları terk edin, hepsi bu kadar. )

( Understanding leads to freedom. )

( Understanding is the flowering of the mind.
The ancient and simple way of liberation through understanding.
No effort can take you there, only the clarity of understanding.
Right understanding is the only remedy, whatever name you give it. It is the earliest and also the latest, for it deals vs. the mind as it is.
There are levels of clarity in understanding and intensity in love, but its gifts are infinite.
Trace your misunderstandings and abandon them, that is all. )

( LOVE vs./and/<> PARADIGM )


- SEVGİ ile ARAYIŞ

( LOVE vs. SEARCHING/SEEKING )


- SEVGİ ile/ve BAĞIMLILIK

( Neyi çok[gereğinden fazla] seversek, canımızdan olduran odur. )

( LOVE vs./and DEPENDENCE )


- SEVGİ ve/<> BENZETME

( Kişi, sevdiğine benzer (ve/ya da benzetir). )


- SEVGİ ve/<> BİLGİ

( LOVE and/<> KNOWLEDGE )


- SEVGİ ile/ve/değil/||/<> BİR BAŞKASINDA, KENDİ


- SEVGİ ve/||/<>/> BİREŞİM(TEVHÎD)


- SEVGİ ile/ve/değil/&lt; ÇEKİM

( İnsanda. İLE/VE/DEĞİL/< Doğada. )

( Önce akım, sonrası bakım. )

( [not] For human. vs./AND/BUT/< In nature. )

( [not] LOVE vs./and/but/< CONJUGATION )


- SEVGİ ile/ve/<> DAYANIŞMA

( LOVE vs./and/<> SOLIDARITY )


- SEVGİ ile/ve DİKKAT

( LOVE vs./and ATTENTION )


- SEVGİ ve/<> DİL

( Kişi, ancak bu iki kanatla uçar. )


- SEVGİ ve/<> DÜZEN ve/<> İLERLEME

( İlkemiz. VE/<> Temelimiz. VE/<> Amacımız. )


- SEVGİ ile/ve/<> ENERJİ

( Enerji, içtenlik ve ciddiyetten kaynaklanarak akıp gelir. )

( Enerji, tıpkı ateş gibi yıkıcı değil yapıcı olması amacıyla kontrol edilmelidir. )

( İnandığınızı yapın ve yaptığınıza inanın. Başka her şey enerji ve zaman savurganlığıdır. )

( LOVE vs./and/<> ENERGY
Energy flows from earnestness. )


- SEVGİ ile/ve/||/=/<>/>/< FEDÂKÂRLIK

( Hoş gör sen, boş ver sen! Sevgin kazanır! )


- SEVGİ ve/<> GÜLÜMSEME :) ve/<> ADAMLIK ve/<> MUTLULUK

( Gözde. VE/<> Yüzde. VE/<> Özde. VE/<> Azda. )


- SEVGİ ile/ve/<> GÜZELLİK

( Sevdiğinden dolayı güzel bulmak, güzel olduğundan dolayı sevmek. )


- SEVGİ ve/||/<>/> HAK

( Ailede. VE/||/<>/> Toplumda. )


- SEVGİ ile/ve HAL


- SEVGİ ile/ve HAL

( Sevgi, kesretin, ikiliğin bittiği yerdir. )

( Sevgi zuhur ettikten sonra, ne sen var, ne ben! )

( Sevmek, ihtiyarî değildir! )

( Mal, hal ehlinin, bilenin, sevenin, yararlananındır. )


- SEVGİ ve/||/<> İLETİŞİM

( Kişinin/kişinin, en temel, öncelikli/olmazsa olmaz iki gereksinimi. )


- SEVGİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İLGİ


- SEVGİ ile/ve/<> İLİŞKİ

( LOVE vs./and/<> RELATIONSHIP )


- SEVGİ ile/ve/<> İŞBİRLİĞİ

( LOVE vs./and/<> COOPERATION )


- SEVGİ ile/>< KÂR

( [Pozitivizm ve kapitalizmin ...] Sevmediği. İLE/>< "Sevdiği". )


- SEVGİ ile/ve/||/<> KAYRA/LÜTÛF/İHSAN

( ... İLE/VE/||/<> Tanrısal. )


- SEVGİ ve KEŞF ve SEZGİ

( LOVE and CONSCIENCE/CONSCIOUS and INTIUTION )


- SEVGİ ile/ve/değil/yerine KOŞULSUZ SEVGİ

( Sevgi, ayırmanın, ayrımların reddidir. )

( Dünyanın eylem durumundaki sevgi olduğunu bir kez anlarsak, ona tamamen farklı bir gözle bakarız. )

( Sevgide, belirli bir düşünce kaynaklı ve/ya da dayanaklı, beklentili bir duygulanım durumu var olabilir fakat koşulsuz sevgide hiçbir düşünce, beklenti olmaksızın, olumlu ya da olumsuz, her koşulda sevmek vardır. )

( KOŞULSUZ SEVGİ, "EĞER"siz, "ÇÜNKÜ"süz, "AMA"sız; "KARŞIN'LI/RAĞMEN"li SEVGİ'dir! )

( Ayırd etme, ayrılık "düşünce ve duygusu" olmadığında, buna SEVGİ diyebiliriz. )

( Eğer, ne bir gövde, ne bir zihin, hatta ne de tanık, fakat bunlardan tümüyle öte olduğumuz düşüncesini sürekli taşırsak, zihnimizin berraklığı artacak, isteklerimiz saflık kazanacak; eylemlerimiz, merhametli ve sevecen olacaktır. Bu iç arınması, bizi başka bir dünyaya, gerçek ve korkusuz sevgi dünyasına götürecektir. )

( Sevgide yabancılar yoktur. )

( Sevgide "bir" bile yoktur, "iki" nasıl olabilsin? )

( Sevgi, yaradılışın önünde gelir. )

( Gerçek ve sevgi, kişinin asıl doğasıdır. Akıl ve gönül, onun paylaşım araçlarıdır. )

( Sevgi, mutluluktan çok, gelişmeyi; bilincin ve var oluşun genişleyip derinleşmesini ister. Bunu her ne engellerse acıya neden olur. Sevgi, acıdan çekinmez. )

( Anlayabiliriz ki bilmek, sevmektir. Sevmek de bilmektir. )

( Kendini ifade etmek, teyit etmek, zorlukları yenmek, sevginin doğasıdır. )

( Sevgi ve sevginin ilham ettiği yapma gücü[irâde] olmadıkça, hiçbir şey yapılamaz. )

( Sevginin doğal sonucu, itaattir. )

( Sever de dinlersek, o da bizi kendine alır. )

( Kişi, sevdiğini omzuna alır da yine de yorulmaz. )

( Sevgi, tutkunluk ve düşkünlük göstermez. Düşkünlük ise sevgi değildir. )

( Sevgi, tembel değildir ve berraklık da yönetir. )

( Aşırı "sevgi", boşlama/ihmal doğurur. )

( Sözleri ve davranışları doğru, erdem ve görüş sahibi kişiyi tüm dünya sever. )

( In love there are no strangers. )

( Love is the refusal to separate, to make distinctions.
Once you have understood that the world is love in action, you will look at it quite differently.
Unconditional love is, unless "IF", "BECAUSE", "BUT". ( If you stay vs. the idea that you are not the body nor the mind, not even their witness, but altogether beyond, your mind will grow in clarity, your desires - in purity, your actions - in charity and that inner distillation will take you to another world, a world of truth and fearless love.
Truth and love are man's real nature and mind and heart are the means of its expression.
More than happiness, love wants growth, the widening and deepening of consciousness and being. Whatever prevents becomes a cause of pain, and love does not shirk from pain.
When the sense of distinction and separation is absent, you may call it love.
To know is to love and to love is to know.
Love does not cling; clinging is not love.
Without love, and will inspired by love, nothing can be done.
It is in the nature of love to express itself, to affirm itself, to overcome difficulties.
Love is not lazy and clarity directs. )

( [not] LOVE vs./and/but UNCONDITIONAL LOVE
UNCONDITIONAL LOVE instead of UNCONDITIONAL LOVE )


- SEVGİ KOŞULSUZ SEVGİ


- SEVGİ ile/ve/<> KUT/SAL

( LOVE vs./and/<> HOLY )


- SEVGİ ile/ve/değil MİNNET


- SEVGİ ve/> NEŞE

( LOVE and/> JOY )


- SEVGİ ile/ve/<> ÖZDEYİŞ

( Özün özü. İLE/VE/<> Özün sözü. )


- SEVGİ ve/||/<>/>/< ÖZÜNE YOLCULUK


- SEVGİ ve/||/<>/< RIZÂ


- SEVGİ ile/ve/değil/||/<>/< SAYGI

( Zaman. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Mekân. )

( Sevgi, saygıyla devam eder. )

( Mum. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Mumun etrafındaki cam/fanus. )

( Hz. Mûsâ. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Hz. Îsâ. >
[İkisini de birliğe getiren, Hz. Muhammed.] )

( Koşullu[Hak edene, lâyık olan(lar)a]. İLE/VE/<>/< Koşulsuz[Herkese]. )

( Alev. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Fener. )

( Ferâgat ile. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Fedâkârlık ile. )

( [Bağlamına/koşullarına göre ...] Yetebilir/yetmeyebilir. | Yetersiz. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yeter/yeterli. )

( [en az] %1 olmalı [ve geri kalan her şey] İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< %99 olmalı! )

( [not] LOVE vs./and/but/||/<>/< RESPECT, REVERENCE )

( ... cum/et/||/<>/< VENERATIO )

( ... ile/ve/||/<>/< JING )


- SEVGİ ve/<> SAYGI GÖSTERMEK


- SEVGİ ile/ve/<> SEÇİM/SEÇİCİLİK

( LOVE vs./and/<> SELECTIVENESS )


- SEVGİ ve/<> SEVİNÇ


- SEVGİ ile/ve/<> SEVİ/ŞEFKÂT

( İstenç/irâde dışı. İLE/VE/<> İstençli/irâdeli. )

( Şefkatli ol! Bil ki, karşılaştığın herkes, kolay olmayan bir yaşam mücadelesi veriyor. )

( ŞEFKAT: İmbikten geçirilmiş aşk. )

( ... İLE/VE/<> Kişiyi, içeriden, kurtuluşa erdiren. )

( Sadece şefkat, iyileştiricidir. Çünkü, kişinin içindeki tüm hastalıklar, sevginin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. )

( Without will. VS./AND/<> Strong-willed. )

( LOVE vs./and/<> COMPASSION )


- SEVGİ ile/ve/değil/yerine ŞEVK/İŞTİYAK


- SEVGİ ile/ve/||/<> SEZGİ ile/ve/||/<> COŞKU

( LOVE vs./and/<> INTUITION vs./and/<> EXUBERANCE | EBULLIENCE )


- SEVGİ ve/||/<> SIĞINMA


- SEVGİ ile/ve/<> SÖZ

( Sizi sevmesem, size söz söyler miyim? )

( Siz beni sevmeseniz, beni dinler misiniz? )

( LOVE vs./and/<> WORD/SPEECH )


- SEVGİ ve/||/<> SÜCÛD


- SEVGİ ile/ve/<> TAKDİR

( LOVE vs./and/<> TO APPRECIATE )


- SEVGİ >< TAKLİT

( Taklitte, sevgi ahlâkı tecellî etmez. )


- SEVGİ ile TUTKU

( LOVE vs. PASSION )


- SEVGİ ile/ve/<> YAKINLIK

( LOVE vs./and/<> CLOSENESS )

( ... ile/ve/<> APARATVA )


- SEVGİ ve/||/=/<> YARAR/LILIK

( Sevmek, "bir işe yarar mı"?
Tek iş, odur! )


- SEVGİ ile/ve ZORUNLULUK

( LOVE vs./and OBLIGATION )


- SEVGİ:
PLATON'U ile/ve/daha çok/||/<>/< HAKİKATİ

( "Platon'u severim fakat hakikati daha çok severim." - Aristoteles )


- SEVGİDE:
GECE ile/ve/<>/> SABAH

( Senin olsun. İLE/VE/<>/> Benim olsun. )


- SEVGİDE:
"İSPAT" değil İKNÂ


- SEVGİDE:
KOŞULSUZLUK ve/||/<> HESAPSIZLIK ve/||/<>
SÜREKLİLİK ve/||/<> VEREREK BAŞLAMAK(< ALMA DÜŞÜNCESİNİN/BEKLENTİSİNİN OLMAMASI)


- SEVGİ/İLGİDE:
ABARTI ile/ve/||/<>/> BOĞMA


- SEVGİLİ ile/ve ÂŞIK

( Sultan. İLE/VE Kul. )

( Âşıksan, o da sana âşık olur. [Âşık-mâşuk ayrımı/farkı da kalmaz.] )

( Sevgili ile başbaşa olana, ağyâr gerekmez. )

( Birbirinin güneşinde ısınırlar. İLE/VE Yanarlar. )

( DAVUD: Sevgili. )


- SEVGİLİ ve/değil GÖLGE


- SEVGİLİ ile METRES


- SEVGİLİ ile/ve SEVDİĞİM

( Kişi, sevdiğinden ne zaman ayrılır?

Onu sevme nedenini, ondan daha çok sevdiği zaman. )


- SEVGİLİNİN:
SÖZLERİ ile/ve/değil/yerine/||/<> GÖZLERİ

( Dürüstlüğün göstergesi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Samimiyetin belirtisi. )


- SEVGİLİNİN/MÂŞUK'UN YANAĞI ile/ve ÂŞIĞIN YANAĞI

( Pembe ve/ya da kırmızıya yakındır. İLE/VE Sarıdır. )


- SEVGİLİNİN/BİRİNİN:
"HERŞEYİ OLMAK" ile/değil/yerine HİÇBİR ŞEYİ OLMAK


- [SEVGİLİNLE/EŞİNLE] TEK KİŞİLİK YATAKTA, BİRLİKTE UYUMAK/YATMAK ile ÇİFT KİŞİLİK YATAKTA, BİRLİKTE UYUMAK/YATMAK


- Sevgilinle KONUŞ!!!


- SEVGİLİYİ GÖRMEK İÇİN:
SAATTE ile/ve/||/<> YOLDA

( Gidişine/geçişine bakılır. İLE/VE/||/<> Gelişine bakılır. )


- SEVGİ/MUHABBET VE SAYGILI OLMAMAK/SAYGISIZLIK/HÜRMETSİZLİK ile/yerine MUHABBET VE SAYGI/HÜRMET

( Önceki halden daha kötü duruma getirir. İLE/YERİNE Muhabbetsiz saygı, bir yere ulaştırmaz fakat kişiyi de bozmaz. )


- SEVGİNİ PAYLAŞMAK değil SEVGİNİ DIŞLAŞTIRMAK/YANSITMAK

( İçindeki sevgiyi paylaşamazsın fakat karşılığını/yansımasını çeşitli (doğru/uygun) araçlarla/yöntemlerle gösterebilirsin. )


- SEVGİNİN:
"AŞIRISI" değil/olmaz BİLİNÇSİZİ


- SEVGİNİN NESNELEŞTİRİLMESİ ve ÖLÜMÜN, YAŞAMDAN ÇIKARILMASI


- SEVGİSİZLİK ile/ve/değil/||/<>/< İHMAL EDİLMEK/YOK SAYILMAK/GÖRÜLMEMEK


- [ne yazık ki]
SEVGİSİZ/LİK ile/ve/||/<> İLETİŞİMSİZ/LİK ile/ve/||/<> İLGİSİZ/LİK

( [kişileri] Geçimsiz yapar. İLE/VE/||/<> Birbirine düşman eder. İLE/VE/||/<> Güzellikleri yok eder. )

( [ne yazık ki] Bireyleri sevemeyenler, "insanlık" kavramına sığınır... )


- [ne yazık ki]
SEVGİSİZLİK ve/||/<>/> KAYITSIZLIK


- Sevgiyle KONUŞ!!!


- SEVİ = AŞK = LOVE[İng.] = AMOUR[Fr.] = LIEBE[Alm.] = AMOR, CARITAS[Lat.] = PHILIA, EROS, AGAPE[Yun.] = AMOR[İsp.]


- SEVİLEN ve SEVİLENİN ARKADAŞLARI/ÇEVRESİ ve SEVİLENİ SEVENLERİ SEVMEK


- SEVİLİYORSAK ile SEVİLMİYORSAK

( Gurur duyup sarılalım. İLE Saygı gösterip uzaklaşalım. )


- SEVİLME İSTEĞİ/BEKLENTİSİ ile/ve/değil/yerine/||/<> SEVMEK

( Hiçbir zaman doymazsın. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Ancak, sevdikçe doyarsın. )


- Sevilmek için DİNLE!!!


- Sevilmek için SUS!!!


- SEVİLMEK ile/ve/değil/<> ANLAŞILMAK


- SEV(İL)MEK ile ŞIMART(IL)MAK


- SEVİLMEYEN İŞ ile/yerine SEVİLEN İŞ

( Zor/çetin gelir. İLE/YERİNE Kolay gelir. )


- SEVİMLİ ile/ve GÖSTERİŞLİ

( Ördek. İLE/VE Kuğu. )


- SEVİNÇ:
İYİ ŞEYLER OLDUĞUNDA ve/||/<> KÖTÜ ŞEYLER OLMADIĞINDA

( Her zaman. VE/||/<> Çoğunlukla ve/ya da bazen. )


- SEVİNÇ ile/ve/değil/yerine NEDENSİZ SEVİNÇ


- SEVİNÇ ile/ve/değil/<> NEDENSİZ SEVİNÇ


- SEVİNCE ile/ve/||/<>/> SEVİNCE[< SEVİNÇ'E]

( Sevdiğimizde. İLE/VE/||/<>/> Sevinçli olmaya/olma durumuna. )


- SEVİNÇTEN/MUTLULUKTAN AĞLAMAK ile ÜZÜNTÜDEN AĞLAMAK

( Üzüntüsü sahte olanın, ağlaması gösterişli olur. )

( İŞRÎRÂK: Gözyaşına boğulma, ağlamaktan boğulmak derecesine gelme. )


- SEVİP-İSTEMEK


- SEVİŞME/DÜZÜŞME ile/ve TARTIŞMA/"KAVGA" SONRASI SEVİŞME/DÜZÜŞME


- SEVİŞME ile/ve/||/<> DÜZÜŞME

( Sevişme, sevgi/ilgi/istek/dürtü[fiziksel gereksinim] ile iki gövde arasındaki eş zamanlı ve eş eylemli, el, ayak, dudak, göz ve söz aracılığı ile uyarılması ve bunun sürekliliği. İLE Düzüşme ise, sevişmenin bir parçası olan, eşeysel örgenlerin(sadece vajina ve penisin) birbirine kenetlenmesinin, giriş-çıkışının devinimi ve sürekliliği. )


- SEVİŞME ile/ve/||/<> ŞEFKAT


- Sevişmek için SUS!!!


- SEVİYELİ/LİK / SEVİYESİZ/LİK ile/ve/||/<>/> SEVİYESİ


- SEVİYESİZLEŞME ile/ve/||/<>/> YOZLAŞMA


- SEVİYORUM ile/ve/değil/yerine YEĞLİYORUM / TERCİH EDİYORUM

( [not] "I LOVE" vs./and/but I PREFER
I PREFER instead of "I LOVE" )


- ŞEVK[Ar. çoğ. EŞVÂK] ile ŞEVK[Ar. çoğ. EŞVÂK]

( Diken. İLE Yoğun arzu, keyif, neşe, sevinç. Işık.[Türkçe'de] )


- [Ar.] ŞEVK Ü TARÂB ile ŞEVK Ü TARÂB

( Makam. İLE Neşe, sevinç ve coşkunluk. )


- ŞEVK ile/ve İŞTİYÂK

( Özlemek. İLE/VE Görürken bile özlemek. )


- ŞEVK ve/> ŞAVK ve/> ŞIK ve/> ŞAN


- ŞEVK ve/> SEVK


- ŞEVKÂT[Ar. < ŞEVK | çoğ. EŞVÂK] ile/değil ŞEFKÂT/ŞEFÂKÂT[Ar.]

( Şiddetli istek, keyif, neşe, sevinç. İLE/DEĞİL Sevecenlik. | Acıyarak, esirgeyerek, merhamet ederek sevme. )


- ŞEVK-I DİL[Ar.] ile/<> ŞEVK Ü TARAB[Ar.]

( Gönül şevki, neşesi, sevinci. | Türk müziğinde, bir bileşik makam olup en az, iki yüzyıllıktır. [Abdullah Ağa tarafından oluşturulmuş olabilir.][Rast ile suzinâk makamlarından oluşup iki dizinin de ortak seslerinden yararlanılmıştır.] İLE/<> Neşe, sevinç, coşkunluk. | Türk müziğinde, bir bileşik makamdır. [III. Selim tarafından oluşturulmuştur.][Sabâ ve acem aşîran ile hüseynî aşîranda (mi) kürdî dörtlüsünden oluşmaktadır.] )


- ŞEVKÎ[Ar.] ile ŞEVKÎ[Ar.]

( Dikenle ilgili. İLE Şevkle, neşe ile ilgili. )


- SEVMEK:
"ÇİFTLEŞMEK" değil TEKLEŞMEK


- Sevmek için DİNLE!!!


- Sevmek için SUS!!!


- SEVMEK:
"İŞİNE GELDİĞİ GİBİ" ile/değil/>< İÇİNDEN GELDİĞİ GİBİ


- SEVMEK:
ÖZLEMEK ve/||/<>/>/< GÖRÜNCE SEVİNMEK


- SEVMEK:
"SAHİP OLMAK" ile/değil/yerine/< DEĞER VERMEK


- SEVMEK-SEVİLMEK ile/ve/<> ANIMSAMAK-ANIMSANMAK ile/ve/<> BAĞIŞLAMAK-BAĞIŞLANMAK

( Üçü de güzeldir fakat ilkleriyle de yetin(ebil)mek gerekir. )


- SEVMEK:
SIRADIŞI ŞEYLER YAPMAK değil SIRADAN ŞEYLERİ, ÖZENLE YAPMAK


- SEVMEK ve/> BENZEMEK/BENZEŞMEK

( TO LOVE and RESEMBLE/RESEMBLANCE )


- SEVMEK ile/ve/+/||/<>/>/< (DAHA ÇOK) SEVMEYİ İSTEMEK/YEĞLEMEK


- SEVMEK ile/ve/<> DEĞER VERMEK

( TO LOVE vs./and/<> TO APPRECIATE )


- SEVMEK ile/ve/=/||/<>/>/< DEĞERLENDİRMEK


- SEVMEK ve/<> GÖZE ALMAK


- SEVMEK ve/=/||/<>/< GÜVENMEK

( Sevmek, güvenmektir. )


- SEVMEK ile/ve HUY

( TO LOVE vs./and HABIT )


- SEVMEK ile/değil/yerine İSTEKLİ SEVMEK

( Sevmek, ihtiyârî değildir! )

( [not] TO LOVE vs./but TO LOVE IN PATIENCE
TO LOVE IN PATIENCE instead of TO LOVE )


- SEVMEK ile/ve KORUMAK

( TO LOVE vs./and PROTECTION )


- SEVMEK ile/ve/<> OKŞAMAK

( ... cum/et/<> BLAND/ÎTUS )


- SEVMEK ile/ve/değil ÖNEMSEMEK

( [not] TO LOVE vs./and/but TO CONSIDER
TO CONSIDER instead of TO LOVE )


- SEVMEK ile/ve/<> ONUNLA/ONUN İÇİN SEVİNMEK


- SEVMEK ve/> ÖZENMEK

( TO LOVE and/> TO TAKE PAINS )


- SEVMEK ve/<>/= ÖZLEMEK

( TO LOVE and/>/= TO MISS )


- SEVMEK ile/ve/değil SAHİP OLMA İSTEĞİ


- SEVMEK ve/||/<>/> SEVDİRMEK ve/||/<>/> SEVİNDİRMEK


- SEVMEK ve/||/<>/>/< SEVİLMEK

( Bir şey. VE/||/<>/>/< Çok şey. )

( Cesaret verir. VE/||/<>/>/< Güç verir. )

( Kimseye, kendinizi sevdirmeye kalkmayın! Yapılması gereken tek şey, kendinizi sevilmeye bırakmaktır. )

( TO LOVE and/||/<>/>/< TO BE LOVED )


- SEVMEK ve/<>/|| TANIMAK


- SEVMEK ile/ve "TUTMAK"


- SEVMEMEK ile/değil/yerine/>< SEVMEK

( Ölmek. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< ("Istırap") Yaşamak. )


- SEVMEMEK ve/<>/|| TANIMAMAK


- SEVME/SEVGİ ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< İŞİNE YARAMA

( Çoğunlukla, kişilerin ne kadar işine yarıyor/yaramıyorsak, bizi o kadar çok/az "severler". )


- SEVMEYİ BIRAKMAK ile/değil/yerine SEVGİMİZİ GÖSTERMEYİ BIRAKMAK


- SEVMEZ ve GİTMEZ

( Her gelen. VE Hiçbir seven. )


- SEVMİYORUM ile/ve/değil/yerine "BANA HİTAP ETMİYOR"


- SEVR "ANTLAŞMASI" değil/yerine LOZAN ANTLAŞMASI

( 1920 değil/yerine 1923 )

( )


- ŞEY ve/||/<>/> İSTİMÂ[< SEM] ve/||/<>/> TÂAT

( ... VE/||/<>/> Dinleme/dinlenilme, duymalar/işitme. | Dinleyip kabul etme. | Kulak verip dinleme. VE/||/<>/> Allah'ın emirlerini yerine getirme, ibâdet. )


- ŞEY ile/ve/||/<> TANRI


- ŞEYHÎ[Ar.] ile ŞEYHÎ[Ar.] ile ŞEYHÎ[Ar.]

( Divanından başka "Hüsrev ve Şîrîn", "Harnâme" adında ve mesnevi tarzında iki kitabı vardır. Divanı, TDK tarafından 1942'de bastırılmıştır.[Sinan][ö. 1422 - Kütahya] İLE En çok tanıtan kitabı Nev'îzâde Atâî'nin "Şakayik-i Nu'mâniyye Zeyli"ne zeyil olarak yazdığı "Vekayi-ül-fuzalâ" adındaki tezkiresidir.[Hicrî 1044-1143 yılları arasında yetişmiş âlim, şâir ve devlet adamlarının hal tercümelerini yazmaktadır.][1667 - 1732] İLE İlmî, tarih bilgisi ve şairliği ile tanınmıştır.[Abdülhamîd][ö. 1639] )


- ŞEYHÜLİSLÂM (OLABİLMEK)

( En az 35 yıl hizmet ve ilmî çalışma gerektirir. )

( Medreseyi tamamladıktan sonra...
Kasabada/Şehirde Kadı Yardımcılığı > Küçük Şehir Kadılığı > Büyük Şehir Kadılığı > Üsküdar Kadılığı > Eyüp Sultan Kadılığı > Galata Kadılığı > İstanbul Kadılığı görevlerinden sonra Rumeli Kazaskeri olunur ve en son Anadolu Kazaskeri olduktan sonra ancak Şeyhülislâm olunurdu. )

( İlk Şeyhülislâm, Celâlzade Hızır Bey'dir. [Fatih Sultan Mehmet döneminde] )

( En uzun süre Şeyhülislâm'lık görevi yürütenler: Ebû Suud [29 yıl], Molla Fenârî [24 yıl], Zembilli Ali Efendi [23 yıl], Yahya Efendi [18,5 yıl]. )

( 131 Şeyhülislâm'ın 21'i şairdi. Ancak beşinin Divân'ı elimizdedir. )

( Bu makam, Kanuni Sultan Süleyman zamanında, saltanattan sonra gelen yer olarak sayılmıştır. )

( [HİZMET-İ/MAKAM-I/MANSIB-I/MESNED-İ İFTÂ'] )


- SEYİR[Ar.] ile/değil/yerine GİDİŞAT


- SEYR ile İSRÂ

( Yürüme, yürüyüş, gitme, hareket. | Yolculuk. | Gezme, gezinme. | Eğlenmek üzere bakma. | Uzaktan bakıp karışmama. | Gezilecek, görülecek şey/yer. İLE Gece yürüyüşü. )


- ŞEYTANI/SÜTUNU TAŞLAMAK değil KAFANI/KENDİNİ TAŞLAMAK


- SEYYÂL[< SEYELÂN] ile LÂTİF

( Akıcı, akan. | Akışkan. İLE Yumuşak, hoş, güzel, nazik. | İnce. )


- SEYYANEN[Ar. + Fars.] değil/yerine/= EŞİTÇE


- SEYYİÂT[< SEYYİE] değil/yerine/= KÖTÜLÜKLER | SUÇLAR, GÜNAHLAR | KÖTÜLÜĞE KARŞILIK ÇEKİLEN SIKINTILAR


- SEYYİAT ile/değil/yerine/>< HASENAT


- SEYYİE[Ar.] değil/yerine/= KÖTÜLÜK


- SEZGİ/ÖKE(DEHÂ):
ZEKÂ ve/+ İÇGÜDÜ


- SEZGİ/SEZGİSELLİK ile/ve/değil/<> BÜTÜNLÜK/BÜTÜNSELLİK


- SEZGİ ile/ve APAÇIK GÖRMEK

( INTUITION vs./and TO SEE OBVIOUS )


- SEZGİ" ile/değil "NİYET OKUMASI"


- SEZGİ ile ÖNSEZİ


- SEZGİ ile/ve/değil/yerine/||/<> SAĞDUYU


- SEZGİ ile/ve/değil/||/<>/< USTALIK


- SEZGİSEL ile/değil/yerine/||/<>/< ÇAĞRIŞIMSAL


- SEZGİSEL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜŞÜNSEL

( NOESİS ile NOEMA )


- SEZGİSEL ile/ve/<> İMGESEL


- SEZGİSEL/ÇAĞRIŞIMSAL değil/yerine/>< KAVRAMLARLA


- SHANNON İLE KOLMOGOROV İLE ALGORİTMİC ile/||/<> ENTROPİ TÜRLERİ

( Bilgi miktarının farklı ölçüleri. )

( Formül: H(X) ≤ log n )


- SHANNON İLE KOLMOGOROV İLE QUANTUM ile/||/<> BİLGİ KURAMLERİ

( Farklı bilgi ölçüm yaklaşımları. )

( Formül: H = -Σp log p )


- SHOR İLE GROVER İLE DEUTSCH ile/||/<> KUANTUM ALGORİTMALARI

( Kuantum bilgisayar algoritmaları. )

( Formül: O(√N) Grover )


- ŞİÂ'[Ar. < ŞUÂ] ile ŞÎA/ŞİYA/EŞYÂ[Ar.]

( Işın, güneşten ya da başka bir ışık kaynağından uzanan tel ışıklar. | Vektör. İLE Taraflılar, yardımcılar (topluluğu). | Hz. Ali taraflısı. | Şiîlik. )


- SİBER SAMİMİYET ile/ve/||/<> STERİL TEMAS


- SİBİRYA'DA:
ÖZEL ARAÇ ile/ve/değil/<> TAKSİ


- SİBİRYA'DAKİ TÜRK BOYLARI ile/ve SİBİRYA DIŞINDAKİ TÜRK HALKLARI

( Çok uzakta kalmalarından dolayı, atalarının dini olan Şamanlığı devam ettirmişler. İLE/VE İslâm'ı kabul ederek, eski Şaman din anlayış ve uygulamalarından uzaklaşmışlardır. )


- SICAĞI SICAĞINA (HALLETMEK)


- SICAK GÖZYAŞI ile SOĞUK GÖZYAŞI

( Acı gözyaşı. İLE Sevinç gözyaşı. )

( Niyete göre de değişir. )

( Gözyaşı, göze kaçan birçok maddeyi eritebilecek keskinliktedir. Geceleri tırnak kesilmemesinin nedeni ise gözyaşının tırnağı eritememesinden dolayı sıçrayıp da göze kaçmaması/batmaması içindir. [Yani, hurafe/bâtıl inanç değildir, dikkat etmek gerekir.] )

( Elmas doğadaki en sert maddedir. Elması eritebilen tek şey, gözyaşıdır. Gözyaşının eritemediği tek şey ise tırnaktır. )

( EŞK-BÂR/EŞK-RÎZ[Fars.]: Çok ağlayan, gözyaşı döken. )


- HARFLER:
"SICAK" ile/ve/+/||/<> "SOĞUK"

( Sağ. İLE/VE/+/||/<> Sol. )

( 14 harf. İLE/VE/+/||/<> 14 harf. )


- SICAK SAVAŞ" ile SOĞUK SAVAŞ

(

Sıcak Savaş ile Soğuk Savaş Arasındaki Farklar

Özellik Sıcak Savaş Soğuk Savaş
Tanım Doğrudan askeri çatışmaların yaşandığı savaş türüdür. Doğrudan askeri çatışma olmadan siyasi, ekonomik ve teknolojik mücadelelerin yaşandığı çatışma durumudur.
Koşullar
  • Açık düşmanlık ve çatışma durumu.
  • Askeri birlikler ve silahlar etkin olarak kullanılır.
  • Sivil toplum, doğrudan etkilenir.
  • Doğrudan, askeri çatışma yoktur.
  • Propaganda, casusluk, ekonomik yaptırımlar ve vekâlet savaşları yaygındır.
  • Taraflar, dolaylı yollarla mücadele eder.
Çatışma Türü Doğrudan askeri çatışmalar. Dolaylı mücadeleler (siyasi, ekonomik, teknolojik).
Askeri Operasyonlar Etkin ve yaygın. Sınırlı ya da dolaylı (vekâlet savaşları).
Can Kaybı Yüksek. Düşük ya da dolaylı.
Fiziksel Tahribat Yaygın ve doğrudan. Sınırlı ya da yok.
Araçlar Silahlar, askeri birlikler. Propaganda, casusluk, ekonomik yaptırımlar.
Örnekler I. ve II. Dünya Savaşları, Kore Savaşı, Vietnam Savaşı. ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaş. [1947-1991]
)


- SICAK YİYECEĞİ/İÇECEĞİ:
ÜFLEMEK değil/yerine SOĞUMASINI BEKLEMEK


- SIÇAN ile SIÇAN

( Fare türü. İLE Dışkılama eylemi içinde olan. )


- SİCİL ile SİLSİLE


- ŞİDDET değil/yerine/>< ÖZEN


- ŞİDDET =/||/<>/>/< ÖZENSİZLİK


- [ne yazık ki]
ŞİDDETİN MEŞRÛLAŞTIRILMASI ile/ve/<> ÖTEKİLEŞTİRME


- ŞİDDETLE değil/yerine HARARETLE


- ŞİDDETTE, KİŞİ:
[önce] MAĞDUR ile/ve/değil/sonra/||/<>/> MAZLUM ile/ve/değil/sonra/||/<>/> ZALİM


- [ne yazık ki]
ŞİDDETTE:
"YASA" ile "SUÇ"

( "Devlet uygularsa". İLE Kişi işlerse. )


- SIDK[Ar.] ile İÇTEN BAĞLILIK

( Doğruluk, gerçeklik. | İçten bağlılık. )


- SIDKIN SIYRILMASI ile/ve/<> GÖZÜNDEN DÜŞMEK


- SIDKIN SIYRILMASI ile HOŞLANMAMAK


- SİDRET-ÜL MÜNTEHÂ ile/ve/||/<> AŞK-I MÜNTEHA/MÜNEZZEH

( Yaratılmışlığın sınırı. | Son sedir ağacı. | Kâmilin kaşı, kirpiği. İLE Sınırsız/sonsuz/bitimsiz aşk. | Yalnızlar cenneti/çölü. | Yedi cennet/beyza ve/artı sekizinci cennet. )


- SIFAT ile NİTELİK

( CAPACITY vs. QUALITY )


- SIFAT-I NOKSAN ile/değil/yerine/||/<>/>< SIFAT-I KEMÂL

( Bilgisizlik/cehalet. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Bilgililik/bilgelik. )

( Cehl. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< İlim. )


- SIFATIN, ...:
SÖZCÜKTEN ÖNCE KULLANILMASI ile SÖZCÜKTEN SONRA KULLANILMASI


- SIFFEYN/SIFFİN SAVAŞI:
KARDEŞ KAVGASI ile/ve/değil/||/<>/>/< DEVRİM KARŞITLARIYLA DEVRİM ÇATIŞMASI ve/sonra tekrar/||/<>/> KARŞI DEVRİM


- SIFIR ile/ve/değil/yerine/||/<> SINIR


- SIFIRI TÜKETMEK değil ZAFİRİ TÜKETMEK

( ZAFİR: Soluk/nefes. )


- [hem] ŞİFRELEME ile/ve/değil/yerine/hem de/<>/>/< VERİYİ/BİLGİYİ GİZLEME

( [not] CODING vs./and/but/also/<>/>/< STEGANOGRAPHY
STEGANOGRAPHY instead of CODING )


- SİGARA İÇEN ile/ve/değil/<> İÇİREN/İÇTİREN/İÇTİRTEN

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Etkin/Edilgin/Ettirgen. )

( [ne yazık ki] İçmeyenler. İLE/VE/DEĞİL/<> İçenler ve içmeyenler. )


- SİGARA (TÜTÜN "ÜRÜNLERİ/MAMULLERİ") İÇMEMELİ/KULLANMAMALI!!!


- (SİGARA) "YASAĞI" değil SINIRLAMASI/KISITLAMA/SI

( Yürürlüğe giren yasa, bir "YASAK" koyma değildir! Toplum yaşamında ve kişiler arasında düzenin sağlanması, hakların korunması için ortak kullanım alanı kuralları uygulanmak zorundadır. Sigarayla ilgili düzenleme, kişilerin bulunmak zorunda/durumunda olduğu -kapalı ya da açık- ortamlarda sigara kullanıcılarının keyfî uygulamalarına izin vermemek üzerinedir. Bu durumdan rahatsız olan/olabilecek kişilerin haklarının korunması üzerine de bu tür kısıtlamalar getirilmesi gerekmiştir. "YASAK" olarak ifade edilen durum, "sigara içme yasağı" değil belirli ortak kullanım alanlarında keyfî tutumda bulunulmasına engel olabilmek üzere ve çevrenin rahatsız edilmemesine yöneliktir. Doğrudan, genel bir "içmeme yasağı" getirilmemiştir. "YASAK"[< YASA][yasaya/kanuna bağlı olan] sözcüğü ve kullanımının da, kişiler [içen-içmeyen, rahatsız olan/lar] arasında anlaşamamazlık/ihtilâf [ya da olası çatışma durumunda] toplum ve devlet tarafından kabul ve onay görmüş, uyumlu bir düzen sağlanabilmesi üzerine, gereken koşulların, yazılı ve tüzel(hukukî) bir karşılığının bulunması üzerinedir. Birlik ve bütünlüğü, sürdürülebilirliği sağlayabilmenin göstergesi ve dayanakçası olarak, "YASA" ve yasal gereklilik, işlevini yerine getirmek üzere uygulanmaktadır. Kişi, kendi evinde istediği gibi [çırılçıplak] dolaşabileceği halde dışarıda/sokakta, ortak alanlarda dolaşamayacağı gibi. Bu durumu anlayan ve kabul edebilen tütün kullanıcıları, tütün ürünleri kısıtlamasının da bir uzlaşım ve çözüm gerektirdiğini rahatlıkla anlayacak ve kabul ediyor olacaklardır. )


- SİGARADA:
YANGI ile/ve/||/<> DAMAR DARLIĞI ile/ve/||/<> KANSER


- SİGARAYLA MÜCADELEDE:
"ZORLAMA" değil/yerine MERAK ETMESİNİ SAĞLAMA

( Burayı tıklayarak izleyiniz... )


- SIĞINMA ya da BUNALIM


- SIGMUND FREUD (1895 ve 1896 ve 1897)


- ŞIHBIZINCI ile/ve/ne yazık ki/||/<>/< KANI ALMAZ

( Açıkgöz, uyanık. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Kıskanç, çekemeyen. )


- ŞİİR:
"BELA" ile/ve/değil/<> "DEVA"

( Başa. İLE/VE/DEĞİL/<> Kalbe. )


- ŞİİR:
"DUYGULANMAK" İÇİN değil DUYUMSAMAK İÇİN

Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 15.263 başlık/FaRk ile birlikte,
15.263 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(49/62)