U ve Ü ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 28.406 başlık/FaRk ile birlikte,
28.406 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(34/115)
- ETKİ ile/ve/||/<>/> İZ
- ETKİ ile MANDELA ETKİSİ
( ... İLE Geniş bir kitlenin, gerçekleşmemesine karşın bir olayın yaşandığına inanması durumu. )
- ETKİ ile/ve/<>/> YANSIMA
- ETKİ ile/ve/||/<> YAPI
-  ETKİ/DÖNGÜ:
 KUZEY KUTBUNDA ile/ve/||/<>/>< GÜNEY KUTBUNDA
( www.facebook.com/video.php?v=592603574202831 )
- ETKİ/LEME ile ENGEL/LEME
( Engeller bir ölçüde kalktığında, O, bir anda içinize doğar. )
( Sana engel olmaya çalışanlar, başaracağına, en çok inananlardır. )
( It will dawn on you suddenly, when the obstacles are removed to some extent. )
( IMPRESS vs. HINDRANCE/OBSTRUCTION )
- ETKİLEMEYE ÇALIŞMAK (İÇİN) KONUŞMAK/ANLATMAK ile/ve/değil/yerine (SADECE) KENDİNİ ANLATMAK/TANIMLAMAK (İÇİN) KONUŞMAK/ANLATMAK
- ETKİLENMEK = AFFECT[İng.] = AFFECTER[Fr.] = AFFIZIEREN[Alm.] = AFFICERE[Lat.]
- ETKİLEŞİM ile/ve DÖNÜŞÜM
( INTERACTION vs./and TRANSFORMATION )
- ETKİLEŞİM ile/ve/||/<>/> EYTİŞİM
- ETKİLEŞİMLİ ve/||/<> DEVİNGEN
- ETKİLEYİCİ ile/ve BELİRLEYİCİ
( IMPRESSIVE vs./and DETERMINER )
- ETKİLEYİCİ ile/ve/||/<> "ÇARPICI"
- ETKİN ile/ve BASKIN
( AFFECTIVE vs./and DOMINANT )
- ETKİN ile/ve EGEMEN
( Egemen de/bile, egemenliğinin egemenliği altındadır. )
( ... ile/ve ALİİ SİLİ )
- ETKİN ile ETKEN
- ETKİN ile/ve/<> ETKİLİ
- ETKİN = FAAL = ACTIVE[İng.] = ACTIF[Fr.] = AKTIV[Alm.] = ACTIVO[İsp.]
- ETKİN ile/ve İŞLEYEN
( FÂİL ile/ve ÂMİL )
- ETKİ/N ile/ve/<> YETKİ/N
-  ETKİNİN:
 BULAŞMAMASI ile/ve/||/<> BOZULMAMASI
- ETKİNLİK ile/ve/||/<> NESNELERİN BÜTÜNLÜĞÜ
- ETKİNLİK ile/ve/değil/yerine/> ÜRETİM
( [not] ACTIVITY vs./and/but TO PRODUCE
TO PRODUCE instead of ACTIVITY )
- ETKİNLİK ile/ve ÜRETKENLİK
( ACTIVITY vs./and PRODUCTIVITY )
- ETKİNLİK/FİİL ile/ve DAVRANIŞ ile/ve EYLEM
( İş üretir. Durumu değiştirmektir. İLE/VE Psişik durumların dışavurumu. İLE/VE Bilinçli, amaçlı etkinlik. )
- ETKİSİ ALTINA ALMAK ile/ve/||/<> YÖNLENDİRMEK
- ETKİSİNDE KALMAK ile/ve/||/<>/> YÜCELTMEK
- ETMEN" ile/değil ETMEYİN
- ETNOGRAFYA MÜZESİ <>/< ANKARA HALK EVİ
- ETRAF ile/ve/||/<> EŞRAF
-  ETRAFINDA:
 "ÇOK KİŞİ" değil/yerine (SADECE) KİŞİ/ADAM
- ETÜT/ETÜD[Fr. < ETUDE] değil/yerine/= ÇALIŞMA
( Herhangi bir konuda yapılan inceleme, araştırma. | Ön çalışma. | Belirli bir konuyu inceleyen, araştıran yapıt ya da yazı. | Öğrencilerin, bir belletmenin gözetimi, denetimi altında ders çalışması, mütalaa, müzakere. )
- EU- ile/||/<> COSM-
( İyi, güzel. İLE/||/<> Kozmetik, güzellik, düzenli. )
- EUDOS ile/ve/||/<>/> SCHEMA/FORM ile/ve/||/<>/> MORPHE[/FİGÜR/ŞEKİL/BİÇİM]
- EULER İLE HAMİLTON İLE ÇİN POSTACI ile/||/<> GRAF PROBLEMLERİ
( Klasik graf kuramı problemleri. )
( Formül: Derece toplamı = 2E )
( Leonhard Euler tarafından 1750 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1707-1783) (Ülke: İsviçre) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Analiz, sayılar teorisi, graf teorisi) )
- EULER İLE RUNGE-KUTTA İLE ADAMS ile/||/<> ODE ÇÖZÜCÜLER
( Adi diferansiyel denklem sayısal çözümleri. )
( Formül: y_{n+1} = y_n + hf(x_n İLE y_n) )
( Leonhard Euler tarafından 1750 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1707-1783) (Ülke: İsviçre) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Analiz, sayılar teorisi, graf teorisi) )
- EULER İLE RUNGE-KUTTA İLE ADAMS ile/||/<> ODE ÇÖZÜM YÖNTEMLERİ
( Diferansiyel denklem sayısal çözümleri. )
( Formül: yₙ₊₁ = yₙ + hf(tₙ ileyₙ) )
( Leonhard Euler tarafından 1750 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1707-1783) (Ülke: İsviçre) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Analiz, sayılar teorisi, graf teorisi) )
- EUNICH ile/değil UNIQUE
( Hadım.[YU:NİK | U'yu uzatarak] İLE/DEĞİL Tek.[YUNİ:K | İ'yi uzatarak] )
- EUPNE ile APNE
( Solunumun normal hali. İLE Solunumun durması. )
- EURY- ile/||/<> PLAT-/PLATY-
( Geniş, enli. İLE/||/<> Geniş, enli, yaygın. )
- -EURYSİS ile/||/<> TENS- ile/||/<> TRACT-
( Gerilme, genişletici ameliyat. İLE/||/<> Gerilme. İLE/||/<> Çekme, germe. )
- EV [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]
- EV [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]
- EV [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- EV [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- EV ile/||/<> AİLE
- EV ve/||/<>/> EVRE
( HOME/HOUSE and/||/<>/> PHASE/STAGE )
- EV ile/ve/değil/||/<>/< KOMŞU
( Alma. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Al. )
- EV ile LAGINA
( ... İLE Mali'de, menapoza girmiş kadınların yaşadığı evler. )
- EV ile/ve/değil RAB
( ... İLE/VE/DEĞİL Mısır'da. )
- EVALUATE vs. ASSESS vs. APPRAISE
( Değerlendirmek, takdir etmek. İLE Değerlendirmek, takdir etmek. İLE Değerlendirmek, değer biçmek. )
- EVÂN[Ar. çoğ. ÂVİNE] ile EVÂM[Ar.]
( Vakit, zaman, çağ. İLE Borç, ödünç. | Renk, boya. )
- EVC[Fars.] ile EVC[Ar. | çoğ. EVCÂT]
( Makam. İLE Yüce, yüksek, bir şeyin en yüksek noktası, doruk. )
- EVC[Ar. çoğ. EVCÂT] ile EVC[Ar.]
( Yüce, yüksek bir şeyin en yüksek noktası, doruk. İLE Segâh dörtlüsünün ırak perdesindeki şeddi ile uşşak dörtlüsünün karışmasından oluşan eski bir makamdır. )
- EVCİL ile EVCİMEN
- EVCİLİK değil EVLİLİK
- EVDE BAKIM ile/ve/||/<> HASTAHANEDE BAKIM
- EVELEYİP-GEVELEMEK
- EVENT vs. FACT
- EVEREST ile OLYMPUS MONS
( Dünyadaki en yüksek dağ[8848]. İLE Mars'ta. [Everest'in 3 katı yüksekliğinde] )
- EVEREST ile SAGARMATHA/CHOMOLUNGMA
( ANA TANRIÇA/KRALİÇE/SAGARMATHA[Nepal dilinde]
CHOMOLUNGMA[Tibet dilinde] )
- EVERYTHING vs./and RELIABILITY
- EVET DERİM/DEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HAYIR DİYEMEM(EK)
( Özellikle de sevdiğin birinden alabileceğin "evlilik teklifi"ne... )
- EVET ile/ve/||/<>/> DEVAM ET
- EVHAM ile VESVESE
- EVİNDE YEMEK ile BAŞKASINDA YEMEK
( ... İLE Nedense daha tatlı gelir. )
( Buyurun misafirler, davranın bizimkiler. )
- EVİNİ ve/||/<>/< ZİHNİNİ/KALBİNİ
( Konuk gelecekmiş gibi temiz tut! VE/||/<>/< Ölüm gelecekmiş gibi temiz tut! )
- EVİNİ/MUTFAĞINI/BUZDOLABINI, MARKETE ÇEVİRMEK değil/yerine EVİNİ/ZİHNİNİ, MARKETTE TUTMAK
( İstediğimiz zaman/gerektiğinde, gerektiği kadarını marketten almak varken "her an ve hemen istediğim yerine gelsin" diye onlarca gereksiz/gerekli ürünü evimizde bulundurmamız şart değil! )
- EVİRE-ÇEVİRE (DÖVMEK)
- EVKÂF ile/||/<> EVKÂF-I HÜMÂYÛN
( Vakıflar. İLE/||/<> Padişahların ve padişahlara mensup olanların vakıfları. )
- EVLÂ' -ile
( DAHA UYGUN, DAHA İYİ )
- EVLÂD-I İNÂS ile/||/<> EVLÂD-I YOL
( Kız çocukları.[vakfiyelerde geçer] İLE/||/<> Çoluk çocuk.[vakfiyelerde geçer] )
- EVLÂD-I SULBİYE/SULBİYYE ile/||/<> EVLÂD-I ÜMM
( Vakıfta birinin çocuklarını anlatan terim.[Birin torunları, onun evlâd-ı sulbiyyesidir.]. İLE/||/<> Ölenin, ana bir oğlan ve kız kardeşleri. )
- EVLÂT[Ar.] değil/yerine/= ÇOCUKLAR
- EVLENMEK ile/ve/||/<>/< EĞLENMEK
- EVLENMEK ile/ve/değil/||/<>/< KATLANMAK
(
)
-  EVLİLİK:
 AİLE KARARI(GÖRÜCÜ) ile/ve/<> BEŞİK KERTMESİ ile/ve/<> DEĞİŞ-TOKUŞ
( Sibirya'nın kuzeyinde uygulanan üç çeşit evlilik. Eskiden ve kısmen hâlâ, gençler, 12 - 16 yaş arasında evlendirilirlermiş. İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> Bir kızın, bir aileye gelin ve oğlunun da damat olarak gitmesi. )
(
Öteki Evlilik Türleri
| Evlilik Türü | Tanım | Amacı | Yaygın Olduğu Bölgeler | 
|---|---|---|---|
| Levirat Evlilik | Dul kalan kadının, ölen kocasının erkek kardeşiyle evlendirilmesi. | Dul kadının korunması, çocukların aile içinde kalması, miras bütünlüğü. | Türkler, Yahudiler, bazı Afrika kabileleri, Orta Asya, Güney Asya. | 
| Sororat Evlilik | Bir erkeğin, eşi öldüğünde ya da doğurgan olmadığında eşinin kız kardeşiyle evlenmesi. | Aile bağlarını koruma, çocukların aynı aile içinde büyümesini sağlama. | Kızılderili kabileleri, Afrika kabileleri, Tibet, Nepal. | 
| Zorla Evlilik | Bireyin isteği dışında, ailesi ya da toplumu tarafından evlendirilmesi. | Aile çıkarlarını koruma, sosyal ya da ekonomik kazanç sağlama. | Dünya genelinde bazı geleneksel topluluklar. | 
| Görücü Usulü Evlilik | Ailelerin uygun gördüğü kişilerin evlendirilmesi ancak tarafların onayı alınır. | Ailelerin söz sahibi olması, uyumlu evliliklerin sağlanması. | Türkiye, Hindistan, Orta Doğu, Asya. | 
| Çok Eşli Evlilik (Poligami) | Bir bireyin aynı anda birden fazla eşe sahip olması. | Soyun devamlılığı, sosyal veya ekonomik avantajlar. | Orta Doğu, Afrika, bazı Asya ülkeleri. | 
| Tek Eşlilik (Monogami) | Bir bireyin yaşamı boyunca ya da evlilik süresince tek bir eşe sahip olması. | Aile yapısının istikrarlı olması, duygusal bağlılık. | Batı dünyası, Türkiye, modern hukuk düzenine sahip ülkeler. | 
-  EVLİLİK:
 GELECEĞİN TAAHHÜDÜ değil İLİŞKİ SÜRESİNCE SÖZLEŞME
( Birlikteliğin toplumsallığı, kurumsallığı ve kuramsallığı olan "evlilik", [dişil ya da eril fark etmeksizin] İNSAN için, koşullara/olanaklara bağlı, itibarî olan ve [doğal koşullarda olmayanlar için ve özellikle kentlerde yaşayanlarda] zorunlu olmayan bir süreç ya da kabul olarak değerlendirilmektedir.
Eşeysel birlikteliğin, kentlerde, eskisi gibi belirleyici/bağlayıcı olması ise pek fazla devrede olmayabilmektedir. )
-  EVLİLİK:
 SONUÇ değil BAŞLANGIÇ VE SÜREÇ
- EVLİLİK ile/ve/değil/<>/< AŞK
( Akit ile. İLE/VE/DEĞİL/<>/< Ahit ile. )
( Tanık, rızâ, onay ister. İLE/VE/<>/< Ahde vefâ edecek bir kalp yeterlidir. )
- EVLİLİK ile/ve/değil KUTSAL EVLİLİK
( Bir başkasıyla. İLE/VE/DEĞİL Kendinle. )
( Gövdeyle. İLE/VE/DEĞİL Zihninde. )
( MÜTEEHHİL[< EHL]: Evlenmiş, evli, teehhül etmiş. )
-  EVLİLİKLERİN SONLANMASI:
 "AŞKIN BİTMESİ" değil/ne yazık ki/< ARKADAŞLIĞIN OLMAMASI
- EVOLUTION vs. DEVELOPMENT
- EVRÂD[Ar. < VİRD] ile/ve/||/<> EZKÂR[Ar. < ZİKR]
( Okunması âdet olunan dini dualar. | Her zaman, dilde ve ağızda dolaşan sözler. İLE/VE/||/<> Anmalar, anımsamalar/hatırlamalar, bildirmeler, söylemeler. | Zikirler. )
- EVRAK[Ar. < VARAK] değil/yerine/= DEĞERLİ BELGE / İŞBELGE
- EVRAK ile/||/<> VESİKA
- EVRÂK-I MÜSBİTE ile/||/<> ZABIT KAYITLARI ile/||/<> DÂİMİ KAYITLAR ile/||/<> YOKLAMA KAYITLARI ile/||/<> MAZBATA
( Tapu sicilini tamamlayan belgeler. İLE/||/<> Tapulama(kadastro) görmeden önce taşınmazlarla ilgili tutulan tapu kayıtları. İLE/||/<> Tapu Yönetimlerinde iş sahiplerinin başvurusu üzerine tutulan kayıtlar. İLE/||/<> Rumi 1288 - 1325 tarihleri arasında miri arazinin, yetkili memurlar tarafından mahalline gidilerek, yerinde görülüp incelenerek tutulan kayıtlar. İLE/||/<> Tutanak. )
- EVRAKLAR/LA değil EVRAK/LA
( "Evrak", varak[Ar. yaprak, yazılı kâğıt, varaka] sözcüğünün çoğulu olduğundan, çoğul olana bir "-ler" eki daha olmaz/kullanılamaz. )
- EVRE ile/ve/||/<> DEVRE/DÖNEM
- EVREN -ile
( Korkunun, fethedilme süreci. )
-  EVREN "ANLAYIŞI/KABULÜNDE":
 "AÇIK" ile "DÜZ" ile "KAPALI"
( k=-1 İLE k=0 İLE k=1 )
( Ω < 1 İLE Ω = 1 İLE Ω > 1 )
-  EVREN:
 DÜNYA ile/ve/<>/> MUHÎD(OKYANUS/OCEAN)/ATLAS
( Hareket ve ağırlık merkezi. İLE/VE/<>/> En son felek. )
-  EVREN/KAİNAT:
 OLUŞ/KEVN ve/||/<> BOZULUŞ/FESAD
- EVREN/KÂİNAT ile DÜNYA
( Varolanların birlik ve bütünlüğü. ( UNIVERSE vs. EARTH )
-  EVREN:
 "SONLU" değil SINIRSIZ-SONLU
- EVREN ve/<> BEYİN
( Makro beyin. VE/<> Mikro evren. )
( UNIVERSE and/<> BRAIN )
- EVREN/EVRAN ile EVRENG[Fars.] ile Evren
( Gök var olanların bütünü. kâinat, cihan, âlem, kozmos. | Düzenli ve uyumlu bir bütün olarak düşünülen tüm var olanlar. kâinat. | Büyük yılan. | Kişinin içinde yaşadığı, ilişkide bulunduğu ortam. İLE Taht. İLE Ankara iline bağlı ilçelerden biri. )
- EVREN = KÂİNAT = COSMOS[İng., Fr.] = KOSMOS[Alm.] = KOSMOS[Yun.]
( VAROLANLARIN HEPSİ | OLANLAR | AYALTI DÜNYA [olarak kabul edilirdi] )
- EVRENBİLİM = KEVNİYAT = COSMOLOGY[İng.] = COSMOLOGIE[Fr.] = KOSMOLOGIE[Alm.] = COSMOLOGIA[Lat.] = KOSMOLOGIA[Yun.]
- EVRENBİLİM(KOZMOLOJİ) ve PSİKOLOJİ ve GEOMETRİ/MANTIK
-  EVRENDE:
 İKİLEM değil/yerine BÜTÜNLÜK
- EVRENDOĞUM = KİYANİYAT, TEŞEKKÜL-İ ÂLEM = COSMOGONY[İng.] = COSMOGONIE[Fr.] = KOSMOGONIE[Alm.] = KOSMO-GONIA[Yun.]
-  EVREN/EWREN ile EVREN
 [< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Demirci ocağı biçiminde yapılan ekmek fırını. İLE ... )
- EVRENİN, BAŞLANGIÇTAKİ ISISI -ile
( 10¯³² )
-  EVRENİN:
 BÜYÜMESİ ile/ve/değil GENİŞLEMESİ
- EVRENİN:GENİŞLEMESİ ile/ve/||/<>/> KARANLIK ENERJİ
( 1965 ile/ve/||/<>/> 1967 )
-  EVRENİN:
 KÖKENİ ile/ve/||/<>/> OLUŞU ile/ve/||/<>/> İŞLEYİŞİ
- EVRENİN MERKEZİ ile/ve DÜNYANIN MERKEZİ
-  EVRENİN OLUŞUMUNDA/GELİŞİMİNDE:
 İLK PARÇACIKLAR ile/ve/>/> İLK YILDIZLAR [< BUGÜN]
( 400.000'nci yılında. İLE/VE/> 400 milyon yıl sonra. [> 14.7 milyar yıl.] )
- EVRENSEL AKIL ile/ve/<> BİREYSEL AKIL
- EVRENSEL BİLİM ile/ve/||/<> DÜNYA GÖRÜŞÜNÜN BİLİMİ
-  ... GERÇEKLİK: 
EVRENSEL/BÜTÜNCÜL ... ile/ve/||/<> FİZİKSEL ... ile/ve/||/<> ZİHİNSEL ... ile/ve/||/<> ÖZNEL ... ile/ve/||/<> İLİŞKİSEL ...
- EVRENSEL [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- EVRENSEL ile/ve DOLAYLILIK
- EVRENSEL ile KÜRESEL/KÜREVİ
( ÂLEM-ŞÜMÛL ile ... )
( UNIVERSAL vs. GLOBAL )
- EVRENSEL ile/ve/değil/yerine PAYLAŞILAN
( [not] UNIVERSAL vs./and/but SHARED
SHARED instead of UNIVERSAL )
- EVRENSEL ile/ve/değil/yerine PAYLAŞILAN
( [not] UNIVERSAL vs./and SHARED
SHARED instead of UNIVERSAL )
- EVRENSEL ile/değil TÜMEL
- EVRENSEL/KOZMİK ile MİSTİK
- EVRENSELLER ile/ve/<> KENDİN
( Filozoflar. İLE/VE/<> Peygamberler. )
( Genel/e. İLE/VE/<> Özel/e. )
( Evrensellere katılmayanlar, özelin sofrasına da oturamaz. )
- EVRENSELLEŞTİRME ile/ve SONSUZLAŞTIRMA
( UNIVERSALIZATION vs./and TO GET INFINITE )
- EVRENSELLEŞTİRME ile/ve SONSUZLAŞTIRMA
( UNIVERSALIZATION vs./and TO GET INFINITE )
- EVRENSEL/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<> KALICI/LIK
- EVRENSEL/LİK ile KÜRESEL/LİK
( ÂLEM-ŞÜMÛL ile ... )
( UNIVERSAL vs. GLOBAL )
- EVRENSEL/LİK ile/ve/||/<> KUŞATICI/LIK
- EVRENSELLİK ile/ve/<>/< ZORUNLULUK
-  EVRİM:
 DOĞAL SEÇİLİM KURAMI/ÖRNEĞİ ile/ve/değil/yerin/<>/>< DAYANIŞMA(SYMBIOSIS) KURAMI/ÖRNEĞİ
( Ekvator bölgesinde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Sibirya'da. )
( CHARLES DARWIN ile/ve/değil/yerine/<>/>< PYOTR KROPOTKIN[09 Aralık 1842 - 08 Şubat 1921] )
- EVRİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İLERLEME
( [not] EVOLUTION vs./and/but/||/<>/< PROGRESS
PROGRESS instead of EVOLUTION )
- EVRİM/LEŞME ile/ve/değil/||/<>/< OLGUNLAŞMA
- EVRİM/SEL/LİK ve/<> EVREN/SEL/LİK
- EVSÂT[Ar. < VASAT] ile EVSAT[Ar. çoğ. EVÂSİT]
( Ortalar. İLE Bir şeyin ortası. | Ortadaki. | Orta, orta halli. | Yüksek ile alçak arası. | Türk müziğinin büyük usûllerindendir. )
- EVVELDEN[Ar.] değil/yerine/= ÖNCEDEN/ÖNCELERİ/ESKİDEN
- EVZÂR[Ar. < VEZER] ile EVZÂR/EFZÂR[Fars.]
( Kaleler, hisarlar, sığınılacak yerler. | Galebeler, üstünlükler. | Dağlar. İLE Sanat/zanaat sahiplerinin kullandıkları aletler. )
- EX SİTU İLE IN SİTU İLE IUCN RED LİST ile/||/<> KORUMA STRATEJİLERİ
( Biyoçeşitlilik koruma yöntemleri. )
( Formül: CR İLE EN İLE VU kategorileri )
- EXACTLY vs. COMPLETELY
- EXAMPLE vs. SAMPLE vs. INSTANCE vs. SPECIMEN
- EXCEEDINGLY vs. EXCESSIVELY
( ÇOK FAZLA vs. AŞIRI DERECEDE ÇOK )
- EXCEPT vs. ACCEPT
- EXCEPTIONAL vs. EXCEPTIONABLE
- EXCESS vs./and PROBLEM
- EXECUTION vs. DEATH PENALTY
- EXECUTION vs. TO BEAR
- EXECUTION vs. TO FASTEN
- EXISTENCE and UNITY
- EXISTENCE vs./and UNITY
- EXPANSION vs. EVOLUTION
- [not] EXPECTATION vs. DREAM
- EXPENDITURE and PUBLIC EXPENDITURE and TAX EXPENDITURE
( Gider, harcama, masraf. VE Kamu giderleri. VE Vergi gideri. )
- EXPERIMENT vs. EXPERIENCE
( Outside. vs. Inside. )
- EXPERIMENT vs. OBSERVATION
- EXPERIMENT vs. TEST
- EXPLANATION vs. SUMMARY
- EXPLICIT vs. IMPLICIT
- EXPLOITATION vs. ABUSE vs. MANIPULATION
- EXPORT PROMOTION and EXPORT RESTRICTIONS and EXPORT SUBSIDY and EXPORT VOLUME and TEMPORARY EXPORT
( İhracatın teşviki. VE İhracat sınırlamaları. VE İhracat sübvansiyonu. VE İhracat hacmi. VE Geçici ihracat. )
- EXTEND vs. WIDEN
- EXTERIOR vs. EX
- EXTERIOR vs. EXTERNAL
- EXTERNALIZE vs. TO CONCRETIZE
- EXTERNALIZED POWER vs./and THE POWERS WHICH EXTERNALIZED
- EXTREME DEVOTION vs. SELF-SACRIFICE
- EYALET ile/ve/değil COMMONWEALTH
( ... İLE/VE/DEĞİL Ortak rızayla oluşturulmuş siyasi topluluk. ["İngiliz Uluslar Topluluğu" değil!] )
( Amerika'da 46 eyalet vardır. İLE/VE/DEĞİL Virginia, Kentucky, Pennsylvania ve Massachusetts birer Commonwealth'tir.
Virginia [(Virgin: Bakire) Kraliçe I. Elizabeth'ten] Amerika'nın kuruluşundaki 13 eyaletten [Amerikan bayrağındaki 13 çizgi] biriydi. Kendisini Commonwealth olarak ilân eden ilk bölgeydi. )
- EYLE! ve/||/<> GÖSTER! ve/||/<> KANITLA!
( Konuşmak yerine. VE/||/<> Söylemek yerine. VE/||/<> Söz vermek yerine. )
( Instead of talk! AND/||/<> Instead of say! AND/||/<> Instead of promise! )
( ACT! and/||/<> SHOW! and/||/<> PROVE! )
- EYLEM/FİİL ile/ve ETKİNLİK/FAALİYET
( Tek. İLE/VE Çok. )
( Somut. İLE/VE Soyut. )
( Fizikteki simgesi: S )
( ACTION vs./and ACTIVITY )
- EYLEM/HAREKET ve/||/<>/>/< SAĞALTIM/TEDAVİ/ŞİFÂ
-  EYLEM:
 [hem/ne] SONLULUK ile/ve/||/<>/hem de/ne de SONSUZLUK
-  EYLEM: 
KARINCA[< KARIŞTIRARAK] ve/||/<> KARARINCA/KARARINDA
-  EYLEM:
 ÖZEN ve/||/<> DİSİPLİN
-  EYLEM:
 US/AKIL ve/+/||/<> İSTENÇ/İRÂDE
- EYLEM ve/||/<>/> ANDA OLMAK ve/||/<>/> KENDİLİĞİNDENLİK ve/||/<>/> YARATICILIK
- EYLEM ve BİRLİK
( ACTION and UNITY )
- EYLEM ile/ve/değil/yerine BÜTÜNLÜK İÇİNDE EYLEM
( [not] ACTION vs./and/but ACTION IN THE INTEGRITY
ACTION IN THE INTEGRITY instead of ACTION )
- EYLEM ve/<>/>< DÜŞÜNME
- EYLEM ile/||/<> EK EYLEM/MECHÛL ile/||/<> EYLEMLİK ile/||/<> ETKEN/EDEN ile/||/<> EDİLGEN EYLEM ile/||/<> BUYRUM ile/||/<> ORTAÇ/FERÎ FİL ile/||/<> GEÇİŞLİ/MÜTEADDÎ ile/||/<> GEÇİŞSİZ/LÂZIM ile/||/<> KİŞİSİZ/MEÇHUL
( ... İLE/||/<> Ad soylu dil birimlerinin yüklem işlevi üstlenmesini sağlayan eylem. İLE/||/<> Başlıca işlevi, eylemin belirttiği oluşu göstermek olan ad özellikli eylemsi. İLE/||/<> Etken biçimde oluşa katılan öğe. İLE/||/<> Öznenin, yapılan işin etkisi altında kaldığını belirten çatıyla kurulan eylem. İLE/||/<> Eylemin yapılması gerektiğini buyurarak anlatan isteme kipi. İLE/||/<> Eylemden türemiş, çoğunlukla ön ad/sıfat, bazen de ad olarak kullanılan eylemsi. İLE/||/<> Nesneyle kullanılan eylem. İLE/||/<> Nesnesiz kullanılan eylem. İLE/||/<> Kişi belirtisi olmayan eylem kipleri ile üçüncü tekil kişi çekimlerinde öznesi belirli olmayan eylem biçimleri için kullanılan bir tanım.+ Diller/Arapca )
- EYLEM ile/ve/||/<>/> ETKİ
( ACT vs./and/||/<> EFFECT )
- EYLEM ile/değil EYLEME(K)
- EYLEM ile/ve/değil/||/<>/< EYLEMİN DEĞERİ
( Bilim. | Sanat. | Fizik/doğa. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Felsefe. )
- EYLEM = FİİL = ACTION, ACTIVITY[İng.] = ACTION[Fr.] = AKTION, HANDLUNG[Alm.] = ACTION[Lat.] = ACCIÓN[İsp.]
- EYLEM ile/ve/||/<> İŞLEMİ TAMAMLAMAK
- EYLEM ile/ve UYGULAMA
( Doğruluk ve eylemin birliği! )
( Bencil olmayan ve arzudan arınmış eylem! )
( ACTION vs./and TO APPLY
Union of righteousness and action!
Unselfish and desireless action! )
- EYLEM ve/||/<>/> YOL GÖSTERİCİ/LİK
- EYLEME = ACT, OPERATE[İng.] = AGIR[Fr.] = HANDELN[Alm.] = AGERE[Lat.] = OBRAR[İsp.]
- EYLEM/FİİL ve/> KEMÂL
-  İKTİDAR:
 "EYLEMSEL" değil/yerine/></< HUKUKÎ
- EYLEMSİZ DÜŞÜNME/DÜŞÜNCE ile/değil/yerine EYLEMLİ DÜŞÜNME/DÜŞÜNCE
( El duası olmadan, dil duası olmaz. )
( Yaparak başarırsınız, tartışıp çekişerek değil. )
( Kalbi değiştiren eylemdir. )
( Herşey yapıldığında zihin sessiz kalır. )
( Sağlam bir anlayışa sahip bir kişi, eylemden sakınmaz. )
( İnandığınızı yapın ve yaptığınıza inanın. Başka her şey enerji ve zaman savurganlığıdır. )
( Evinizin eşiğini temizlemeden, komşunuzun damındaki kardan şikâyet etmeyiniz. )
( [not] THOUGHT/TO THINK WITHOUT ACTION vs./but THOUGHT/TO THINK IN ACTION
THOUGHT/TO THINK IN ACTION instead of THOUGHT/TO THINK WITHOUT ACTION
By doing you succeed, not by arguing.
A change of heart is action.
When all is done, the mind remains quiet. )
- EYLEMSİZ "ÖNGÖRÜ" ile/ve/<> ÖNGÖRÜSÜZ "EYLEM"
( Hayal görmek. İLE/VE/<> Karabasan görmek. )
- EYTİŞİM(DİYALEKTİK) ile/ve/||/<> ÇEKİŞENLERİN EYTİŞİMİ(AMPHETESIS[Yun.])
- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile/ve/||/<>/> ÇOKLU EYTİŞİM
- EYTİŞİM = FENN-İ MÜNAZARA, İLMİ- CEDEL, İLM-İ HİLAF Ü CEDEL = DIALECTIC[İng.] = DIALECTIQUE[Fr.] = DIALEKTIK[Alm.] = DIALEKTIKE[Yun.] = DIALECTO[İsp.]
- EYTİŞİM(DİYALEKTİK) ve/||/<> GÖRELİLİK ve/||/<> HOLOGRAFİK EVREN ve/||/<> SİBERNETİK ve/||/<> KUVANTUM
- EYTİŞİM ile/ve KAVRAMSAL EYTİŞİM
- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile/ve/değil/yerine ile/ve/değil/yerine ÇOKLU EYTİŞİM / POLİ-DİYALEKTİK
-  EYTİŞİM/DİYALEKTİK:
 DOĞAL ile/ve/||/<> TARİHSEL
- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile/ve/||/<>/> ÇATIŞKI[ANTİNOMİ] (VE GELİŞTİRİLMESİ)
- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile SAFSATACILIK/YANILTMACILIK/SOFİSTİKA
( Karşıt görüşlerin çatışması yoluyla gerçeğe ulaşma yöntemi. İLE İkna etmek amacıyla kanıtların retorik ve mantık hileleriyle kullanılması. )
- EYVAH" ile/değil/yerine EYVALLAH
( Temel, yerde bir muz kabuğu görmüş...
- "Eyvah! Yine düşeceğim." demiş. )
- EYVALLAH ile/ve ESTAĞFİRULLAH
- EYVAN ile/||/<> EYVAN BİÇİMİ TÜRBE
( Üç tarafı ve üstü kapalı, bir tarafı tüm genişliği ile bir avluya ya da başka bir mekâna açılan yapı birimi. İLE/||/<> Gövde bölümü eyvan biçiminde olan bir bölüm Anadolu mezar anıtı. )
-  [ne yazık ki]
 EZÂ[Ar.] ve/||/<> CEFÂ (ÇEK(TİR)MEK)[Ar.]
( İncinme, incitme, can yakma. İLE/VE/||/<> Büyük sıkıntı, eziyet. )
- EZÂ ile/ve/||/<> CEZÂ
- EZBER BOZMAK ile/ve/||/<>/>/< FARKLI/YENİ BİR BAKIŞ AÇISI
- EZBER BOZMAK ile KULAĞINA KAR SUYU KAÇIRMAK
- EZBER ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİLGİ
- EZ-BER[Fars.] ile EZ-DİL[Fars.]
( Zihinde tutma, unutmamaya çalışma. [EZ: -den. | BER: Göğüs. EZ-BER: Göğüsten.(Kalpten/kalbe anlamına!)]["ezberden" değildir/yanlıştır!] İLE Gönülden. )
- EZBER ve/||/<> İTİRAZ
- EZBER ile/ve/||/<> TAKLİT
- EZBERCİ/LİK ile/değil/yerine HAZIRCI/LIK
-  [ne yazık ki]
 EZBERE YAŞAMAK ve/||/<>/> KÖTÜLÜK
- EZEJERE" değil EKZAJERE
- EZHEL[Ar.] ile EZHER[Ar.]
( Pek dalgın ve unutkan. Gaflette çok bulunan. İLE Pek beyaz, güzel ve parlak. )
- EZİCİ "GÖRÜŞ/KANAAT" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ORANTILI/ORANTISIZ "GÜÇ"
- EZİK ile/değil ALÇAKGÖNÜLLÜ
-  [ne yazık ki]
 EZİLENLER ile/ve/||/<> BASKILANANLAR
-  [ne yazık ki]
 !EZİYET ile/<> !İŞKENCE[Fars. < ŞİKENCE]
- EZİYET(CEVR) ile/ve/değil/||/<>/>/< ISTIRAP
( Fiziksel. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Zihinsel/düşünsel. )
- EZİYET değil RAHMET
- EZİYET ile/değil/yerine ZAHMET
- EZMEK ile/ve/<> KÜÇÜK DÜŞÜRMEK
- EZOTERİK RİTÜEL ile/ve/<> DİNSEL RİTÜEL
( İçselliği geliştirici. İLE/VE/<> Dışsallaştırıcı. )
- EZOTERİK ile/değil/yerine BÂTINÎ
- EZOTERİK ile EKZOTERİK
( Ezoterik: 1.İçsel/Lâtif olan; 2. Üyelerine açık, halka kapalı. İLE Ekzoterik: Dışsal/Kesif olan, herkese açık olan. )
( Yeraltı suları. İLE Yerüstü suları. )
- FAAL FİİL ve AYNEL FİİL ve LÂ'MEL FİİL
( SAĞDAN SOLA!: Birinci/baştaki harf. VE İkinci/ortadaki harf. VE Üçüncü/sondaki harf. )
( VEZİN - MEVZUN )
- FAC-/FACİ- ile/||/<> FASCİ- ile/||/<> PROSOP-/PROSOPO-
( Yüz. İLE/||/<> Bant. İLE/||/<> Yüz. )
- FAÇA ile/değil PAÇA
- FACEBOOK ile X/TWITTER ile YOUTUBE ile LINKEDIN ile INSTAGRAM ile PINTEREST ile BLOG ile FOUR SQUARE
( Kurabiye yemeyi seviyorum. İLE Kurabiye yiyorum. İLE Bakın nasıl da yiyorum kurabiyeyi. İLE Nasıl kurabiye canavarı oldum? İLE Buyurun, kurabiye yerkenki fotoğrafım. İLE Kurabiye tarifimi de paylaşayım. İLE Kurabiye yapma/yeme anılarım. İLE Şurada, kurabiye yiyorum. )
( I like eating cookie. VS. I'm eating cookie. VS. This is how I eat my cookie. VS. My skills include eating cookie. VS. Here's a photo of the cookie I eat. VS. Here's my recipe for the cookie. WITH Here's my cookie eating experience. VS. This is where I am eating the cookie. )
- FÂCİ'[Ar. çoğ. FEVÂCİ] ile FÂCİR/E[Ar. < FÜCÛR | çoğ. FECERE/FÜCCÂR]
( Kişiyi dertli eden, keder veren, acıklı. İLE Kötü huylu. | Ayyaş, sefih. | Rezil, habîs, şerîr, şakî. | Yalancı. | Bayanlara düşkün bay, baylara düşkün bayan. )
- -FACIENT ile/||/<> -FICATION ile/||/<> -FEROUS ile/||/<> FUNCT- ile/||/<> -GEN/-GENE ile/||/<> -GENESIS ile/||/<> HEREDO- ile/||/<> -PRAXIA/-PRAXIS ile/||/<> -PLASIA/-PLASIS/-PLASY ile/||/<> -PLAST/-PLASTIC/-PLASTY/-PLASY ile/||/<> -PARA/-PAROUS ile/||/<> -POIESIS/-POIETIC ile/||/<> NE-/NEO- ile/||/<> -OSIS/SIS- ile/||/<> SEPT-/SEPTI-/SEPTO- ile/||/<> ECH-
( Yapmak, oluşturmak. İLE/||/<> Yapmak, neden olmak. İLE/||/<> Oluşturmak, sağlamak, yapmak. İLE/||/<> Yapma, hizmet, işlev. İLE/||/<> Oluşturulan, yayılan, yönlendirilen, oluşturan, yönlendiren, meydana getiren, babası olmak. İLE/||/<> Herhangi bir şeyin oluşumu, kaynağı. İLE/||/<> Genetiksel. İLE/||/<> Etki, yapma, tedavi uygulamaları. İLE/||/<> Gelişme ile ilgili, oluşum. İLE/||/<> Oluşturan, oluşma, oluşturma olayı, meydana getirme, gelişme, büyüme, canlı ilkel göze. İLE/||/<> Yapma, oluşturma, ortaya çıkarma, doğurma. İLE/||/<> Oluşum ya da yapımla ilgili. İLE/||/<> Yeni, son, yeni gelişen bölüm, anormal yeni oluşum. İLE/||/<> Bir durum, olay, koşul, fizyolojik artım, oluşum. İLE/||/<> Bölme, bölüm/septum ile ilgili, yedi. İLE/||/<> Sahip olmak, birleşmek. )
- FACTOR vs./and DETERMINATOR
- FÂHİŞ ile İHTİKÂR
- FAHİŞ[Ar.] değil/>< NARH[Fars.]
( Ölçüyü aşan, aşırı, çok fazla. | Ahlâka ve törelere uygun olmayan. DEĞİL/>< Tüketiciyi korumak amacıyla, özellikle zorunlu gereksinme maddeleri için devletçe saptanan fiyat. )
- FAHİŞ[Ar.] değil/yerine/= ÖLÇÜYÜ AŞAN/AŞIRI
-  [ne yazık ki]
 !FAHİŞ/FUHUŞ ile/ve/||/<> !MURABAHA/TEFECİLİK
( Ölçüyü aşan, aşırı, çok fazla. | Ahlâka ve törelere uygun olmayan. İLE/VE/||/<> Bir malı, çok fazla kârla satma. | Yasanın izin verdiği sınırdan aşkın faiz alma. )
- FAHRENHEIT ile/ve/<> CELSIUS
( 1708 ile 1742 )
- FAHRÎ[Ar.] değil/yerine/= SAYGIL
- FAİL ile ÂMİL
- FÂİL ile FÂİL
( İŞLEYEN, YAPAN, EDEN ile ETKİLİ/TE'SİRLİ )
- FAİL ve KÂBİL
- FAİLİ MEÇHUL değil/yerine/= EDİMCİSİ BELİRSİZ/EDİMCİSİ BİLİNMEYEN
- FAİL-İ MUHTAR ile MÛCİB Bİ'Z ZÂT
- FAIR-PLAY değil/yerine/= DOĞRU/DÜRÜST[Fars.] OYUN
- FAITH/BELIEF vs. CONFIDENCE/TRUST
-  [ne yazık ki]: 
FAİZ ve/||/<>/>/< BİLGİSİZLİK
- FÂİZ ve/||/<>/> FÂHİŞ[çoğ. FUHUŞ]
- FÂİZ/FÂİZE[Ar. < FEVZ] ile FÂİZ[Ar. < FEVZ, çoğ. FEVÂİZ]
( İsteğine ulaşan, bir başarı kazanan, fevz bulan. İLE Ödünç verilen paraya karşı alınan kâr. | Bolluk, çokluk, taşkınlık. | Taşan, feyezan eden. )
- FAİZ ile HİZMET
( INTEREST vs. SERVICE )
- FAİZ ile/ve MÜREKKEP FAİZ
- FAİZ ile/değil RİBÂ
( ... İLE/DEĞİL Tefecilikle alınan fahiş faiz. )
-  [ne yazık ki]: 
FAİZ ile/değil/yerine/>< ÜRETİM(EKİN/KÜLTÜR)
- FAKİH ile İLMİHAL BİLEN/HOCA
- FAKÎR[< FAKR][çoğ. FUKARÂ] -ile
( DERVİŞ, ALÇAKGÖNÜLLÜ, DÜNYALIĞI AZ OLAN, YOKSUL, PARASIZ | ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK GÖSTEREREK "BEN" ANLAMINA GELEN )
itibarı ile 28.406 başlık/FaRk ile birlikte,
28.406 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(34/115)
(1996'dan beri)