TA'dan TU'ya ilk iki yazacı aynı olan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 3.105 başlık/FaRk ile birlikte,
3.105 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(4/14)
- İKTİZÂ ile/ve/||/<> TAHYİR ile/ve/||/<> VAZI
- İLERLEME/TERAKKİ ve/||/<>/< TAKLİT
( Taklit, ilerlemenin/terakkinin motorudur. )
- İLETİM ile/||/<> TAŞINIM (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)
( İletim katılarda, taşınım akışkanlarda ısı transferidir )
( Formül: Q=kAΔT/d İLE Q=hAΔT )
- İLETMEK ile NAKİL ile KONVEYÖR ile TAŞIMA ile KONVEYÖR
( CONVEY vs. CONVEYANCE vs. CONVEYER vs. CONVEYING vs. CONVEYOR )
( افاده کردن ile انشعاب رود ile وسيله نقليه ile سند انتقال ile ناقل ile رسان ile افاده ile ناقله ile رساننده )
( AFADEH KARDAN ile ENSHOAB RUD ile VESYLAH NAGHALYYEH ile SAND ENTEGHAL ile NAGHAL ile RESAN ile AFADEH ile ناقله ile RESANANDEH )
- İLİM ve/+/<> TASAVVUR
( ... VE/+/<> Bir şeyin sûretinin zihinde bulunması/oluşması. )
( Bir ilme başlamak, o ilmi tasavvur etmeye/etmeyi bağlıdır/gerektirir. )
( Bir şeyi, hiçbir yönünden bilmemek olanaksızdır. )
( Bir ilmi bilmek bile ucundan tutmaktır. )
- İLK TANIŞTIĞIMIZ GÜN değil TANIŞTIĞIMIZ GÜN
- İLLET[Ar.] ile/ve/değil/||/<>/< TABİAT[Ar.]
- İLM-İ MUTLAK ve/= TASAVVUR-U MUTLAK
- ILM/İLM[Ar.] ile TAKLÎD[Ar.]
- İLTİFAT[Ar. < LÜTÛF[çoğ.] < LÂTİF(< L-T-F)(< LETÂFET)] ile/ve/||/<> TALTİF[Ar. < LÜTÛF < T-L-F]
( Sözel ya da duygusal bir övgü ve ilgi gösterme biçimi. | Birine güler yüz gösterme, hatırını sorma, tatlı davranma. | İlgi gösterme, rağbet etme. | Söz söylerken, daha çok etki sağlamak için beklenmedik bir anda sözü, konu ile çok yakından ilgili birine ya da bir şeye yöneltme. | Yüzünü çevirerek bakma. İLE/VE/||/<> Daha çok, somut bir ödül ya da onurlandırma anlamı taşır. | Birini ödüllendirmek, takdir etmek. Birine lütûf ve ikramda bulunmak. | Yumuşatma, güzelleştirme. | | İyi ve güzel davranarak gönül almak. | Birini nişan, madalya, aylık artırma vb. şeylerle ödüllendirme. )
( Kişiye/kişilere, (beklentisiz/karşılık beklemeksizin ve incelerek) gülümsemek/tebessüm, yüz/bakış, dans, müzik, ses, şiir, ince sözcük, selen/sedâ ve/ya da soluk/nefes(konuşma/yanıt) ikram etmek... )
- İLTİMAS ile ŞEFAAT ile İSAR ile TAFDİL[< FADL]
( Haksız yere, yasa ve kurallara uymaksızın kayırma, arka çıkma. | Birine herhangi bir konuda öncelik ve ayrıcalık tanıma. İLE Birinin suçunun bağışlanması ya da dileğinin yerine getirilmesi için o kişiyle Tanrı arasında, peygamberin yaptığı aracılık. İLE İkram; bahşiş. | Cömertlikle verme. | Dökme, saçma, serpme. | Kişinin, kendi, gereksinim duymasına karşın bahşiş vermesi. | Seçme. İLE Birini, ötekilerden üstün tutma. | En üstünlük. )
- İMAN ETMEK ile/ve TÂBİ OLMAK
( İnsan her şeye iman ederse, hiç canı sıkılmaz. )
- İMÂN ve/<> İLİM ve/<> TAKVÂ
( Gövde. VE/<> Koruyucu giysi. VE/<> En dış koruyucu giysi. )
- İMPAKSİYON/IMPACTION[İng.] değil/yerine/= TAKILMA
- İNANÇ ile TAKVÂ
- İNEK ile/değil TAKİN/KEÇİ ANTİLOBU
( ... İLE/DEĞİL Başı keçiye, gövdesi ineğe benzeyen, 4500 metrenin üzerindeki yüksekliklerde, Himalayalar'da [Bhutan, Burma, Nepal ve Myanmar'da] yaşayabilen bir hayvandır.[25 Kasım 1985'te, Bhutan'ın ulusal hayvanı olarak kabul edilmiştir.] )
- İNKOMPLET/INCOMPLETE[İng.] değil/yerine/= TAM OLMAYAN | TAMAMLANMAMIŞ
- İNSAN'IN/KİŞİNİN DÜŞÜNMESİ ile/ve TANRI'NIN DÜŞÜNMESİ
( [mâhiyetçe değil derece olarak!] Bilkuvve'den bilfiil'e doğru. İLE/VE Bilfiil. )
- İNSAN/KİŞİ:
DOĞA ve/<> TARİH
( Dirimsel[biyolojik] yanı, gövdesi itibariyle. VE/<> Zihni, bilgisi, deneyimleri, görgüsü, dili ve kültürü itibariyle. )
- INSTRUCTION :/yerine TALİMAT
- INTRODUCE :/yerine TANITMAK
- İP ile TARAZ/DARAZ
( ... İLE Taramak. | Düz ve parlak bir kumaşın üzerinde bulunan tel tel iplik. Dokumanın taraktan geçirilirken kopan ipliklerinden oluşan kabartılar. | (Saç için) Dağınık, biçim verilmemiş, kabarık. | Taraz sözcüğü Anadolu halk ağzında daraz biçiminde de söylenir. Bu sözcüğün kökünde daralmak, sıkılmak, dağılmak, kopmak, üşümekten tüyleri dikilmek vb. anlamlar vardır. )
- İPOTEK ile TAŞINMAZ YÜKÜ
( Bir borcun ödenmesini güvence altına almak için borç ödenince ortadan kaldırmak koşuluyla borçlu tarafından belirlenecek bir taşınmaz üzerine alacaklı lehine tapuya işlenen kayıt. İLE Söz konu taşınmaz sahibini başka bir kişiye yükümlü kılar.[Söz konusu olabilmesi için tapu kütüğüne tescil koşulu bulunmaktadır.] )
- İRÂDE[Ar.] ile TAHARRÎ[Ar.]
- İRÂDE[Ar.] ile TAVTÎNU'N-NEFS[Ar.]
- İRÂDE ile/ve/<> ŞEHVET ile/ve/<> TAMAH
( Varoluş ve sürdürme isteği. İLE/VE/<> Dürtü ve/ya da "güdü"ler aracılığıyla isteme. İLE/VE/<> İstemenin aşırılıkları. Açgözlülük, hırs. )
( CONATUS cum/et/<> APETITUS cum/et/<> CUPIDITAS )
- ISI YALITIMINDA:
BETON ile/değil/yerine/< AHŞAP ile/değil/yerine/< KÜTÜK ile/değil/yerine/< TAŞ ile/değil/yerine/< KERPİÇ ile/değil/yerine/< SAMAN
( Daha/en düşük. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Daha/en yüksek. )
- İŞLEMEK ile SUÇ İŞLEMEK ile ZİNA YAPMAK ile ADALETSİZLİK YAPMAK ile İNTİHAR ETMEK ile İHANET ETMEK ile VANALİZM YAPMAK ile ŞİDDET UYGULAMAK ile BAĞLILIK ile KOMİTE ile TAAHHÜT
( COMMIT vs. COMMIT A CRIME vs. COMMIT ADULTERY vs. COMMIT INJUSTICE vs. COMMIT SUICIDE vs. COMMIT TREASON vs. COMMIT VANALISM vs. COMMIT VIOLENCE vs. COMMITMENT vs. COMMITTEE vs. COMMITTING )
( متعهدبانجامامري نمودن ile مرتکب شدن ile سر سپردن ile دست به جنايت زدن ile جنايت کردن ile جنايت مرتکب شدن ile جرم کردن ile زنا کردن ile بي عدالتي کردن ile خودکشي کردن ile انتحار کردن ile دست به خودکشي زدن ile خود کشي کردن ile خيانتکردن ile دست به تخريب زدن ile دست به خشونت زدن ile سرسپردگي ile مجلس مشاوره ile کميسيون ile کميته ile ارتکاب )
( MOTEADBANJAMAMERY NEMUDAN ile MORTEKAB SHODAN ile SAR SEPARDAN ile DAST BAH JENAYT ZADAN ile JENAYT KARDAN ile JENAYT MORTEKAB SHODAN ile JARAM KARDAN ile ZANA KARDAN ile BEY ADOLTY KARDAN ile KHODKESHY KARDAN ile ENTEHAR KARDAN ile DAST BAH KHODKESHY ZADAN ile KHOD KESHY KARDAN ile KHYENTEKARDAN ile DAST BAH TAKHARYBE ZADAN ile DAST BAH KHSHOONT ZADAN ile SARSEPARDEGY ile MOJALS MOSHAVAREH ile KAMYSYVAN ile KAMYTAH ile ERTAKAB )
- İSPAT değil/yerine/= TANITLAMA
- İSTATİSTİKSEL ANLAM/LILIK / YORUM ile/ve/<> TARİHSEL ANLAM/LILIK / YORUM
- İTAAT ile/ve/değil/yerine/<> "TAPMAK" ile/ve/değil/yerine/<> TESLİMİYET
( [not] OBEY vs./and "WORSHIP" vs./and/but/<> SUBMISSION
SUBMISSION instead of OBEY and "WORSHIP" )
- İTİBAR ile/ve/||/<> TAHAMMÜL
- İTİBARSIZLAŞTIRMAK ile İTİBARSIZ ile TAKDİR YETKİSİ ile İSTEĞE BAĞLI
( DISCREDIT vs. DISCREDITABLE vs. DISCRETION vs. DISCRETIONARY )
( بي اعتبار کردن ile ننگ آور ile صلاحديد ile احتياطي ile بصيرتي )
( BEY ETEBAR KARDAN ile NANG AVAR ile SALAHADYD ile احتياطي ile بصيرتي )
- İTTİBÂ[Ar.] değil/yerine/= UYMA, ARDISIRA GİTME, TÂBÎ OLMA
- İYİ ile/değil TAMAM
- İZLEM/STRATEJİ(K)[Fr. < Yun. STRATOS: Ordu. | AGO: Gütmek.] ile/ve/<> TAKTİK
( Üst kuram, kuram kurma kuramı. İLE/VE Stratejinin uygulanması. )
( STRATEGY vs./and TACTICS )
- İZLEMEK ile/ve/||/<> TARAMAK
- İZMİR < TANTALİS
- JENERİK[İng. GENERIC | Fr. GÉNÉRIQUE < Lat. GENUS] değil/yerine/= TANITIMLIK
( Genel/kapsayıcı:
Belirli bir markaya ya da özel niteliğe bağlı olmayan, geniş kapsamlı.
Tıpta: Marka adıyla satılmayan ama aynı etken nesneye sahip olan ilaçlar için kullanılır. ["jenerik ilaç"]
Sinema ve televizyon: Bir filmin/dizinin başında ya da sonunda yer alan, yapımda emeği geçenlerin adlarının yazıldığı bölüm. ["filmin jeneriği"] )
- JIT/JUST-IN-TIME[İng.] değil/yerine/= TAM ZAMANINDA
- KABAK GİBİ ile/ve/||/<> TABAK GİBİ
- KABUĞUN, FLOEM TABAKASI = TABAKA-İ KIŞR = LIBER
- KABUL ETMEK ile/ve/değil/yerine TANIMAK
- KABUL ve/< TAHSÎN
( ACCEPTANCE and/< TO SEE NICE )
- KABUL ve TAHSİN
- KABUL ile TAYİN
- KAÇIŞ ile/değil/yerine/>< TANIM
- KADER[Ar.] ile TAKDÎR[Ar.]
- KADER ile/değil TARİH
- KADI ile/||/<> TAHT KADISI
( ... İLE/||/<> İstanbul'un sorunları ile ilgilenen, ticaret, sanat, iaşe denetimlerini yapan, aynı zamanda başkentin en büyük yargıcı olan ilmiye mensubu. )
- KADÎM MATEMATİK'TE, ÜÇ SORUNSAL:
TESLÎS-İ ZÂVİYE ile/ve TADÎF-İ MEZBAH ile/ve TERBİ'-İ DÂİRE
( * Dar açının çizimle/geometrik olarak üç eşit parçaya bölünmesi. İLE/VE * Küpün iki katının alınması. İLE/VE * Dairenin kareleştirilmesi. )
( Daha geniş bilgi için burayı tıklayınız... )
- KÂGİR/KÂRGİR[Fars.] değil/yerine/= TAŞ YA DA TUĞLADAN YAPILAN YAPI
- KÂĞITTA:
TERBİYECİ ile/ve/||/<>/> AHERCİ ile/ve/||/<>/> BOYAYICI ile/ve/||/<>/> TAMİRCİ
( [bkz.]
Kâğıtlar ve Su Damgaları - Süheyl Ünver - Türk Tarih Kurumu, Belleten
XVIII. ve XIX. yy.'da, Türkiye'de Kâğıt - Osman Ersoy (Prof.) - Ankara, 1963 )
- KAHİN ile TANRISALLIK
( DIVINER vs. DIVINITY )
( غيبگو ile وحدانيت ile الوهيت ile خدايي ile کبريائي )
( GHYBEGO ile VAHDANYT ile ALVEHYT ile KHODAYY ile کبريائي )
- KALDIRMAK/KALDIR(A)MAMAK ile TAŞIMAK/TAŞI(YA)MAMAK
- KALE ile FORTALİCE ile GÜÇLENDİRMEK ile TAKVİYE EDİCİ
( FORT vs. FORTALICE vs. FORTIFY vs. FORTIFYING )
( برج وبارو ile قلعه کوچک ile سنگربندي کردن ile مستحکم کردن ile داراي استحکامات کردن ile مقوي )
( BARJ VEBARO ile GHALE KUCHAK ile SANGARBANDY KARDAN ile MOSTAHKAM KARDAN ile DARAY ESTAHKAMAT KARDAN ile MOGHOY )
- KALEM ile/||/<> TAŞÇI/OYMACI KALEMİ
( ... İLE/||/<> Yontma işlerinde kullanılan, ucu sivri/keskin araç. )
- KALKÜL/CALCULUS[İng.] değil/yerine/= TAŞ
- KALOMEL[Yun.] değil/yerine/= TATLISÜLÜMEN
( Civa bileşimlerinden, hekimlikte kullanılan, zehirli bir madde. )
- KALSİYUM[Ca] ile TAMANİT[Fr. TAMANITE]
( Atom numarası 20, atom ağırlığı 40,80, yoğunluğu 1,55 olan, 845 °C'de eriyen, kireç ve alçının birleşimine giren, sarımtırak beyaz bir öğe. İLE Doğal kalsiyum ve demir fosfat. )
- KAMYON[Fr. CAMION] ile/ve/||/<> TANKER[Fr.]
( Motorlu, büyük yük taşıtı. | Bu taşıtın taşıyabildiği miktarda olan. İLE Petrol, benzin gibi akaryakıt ürünleriyle, sanayi ile ilgili yağ vb. sıvı nesneleri taşıyan gemi ya da kamyon. )
- KANAVA[İt. < CANOVACCIO] değil/yerine/= TASLAK
( Kaneviçe. | Bir biçim, resim, plan ya da eserin sonradan üzerinde işlenecek olan basit biçimi, taslak. )
- KANIKSAMA ile TAHAMMÜL
( TO BE INURED TO vs. ENDURANCE )
- KANIT ile/ve/değil/||/<> TANIK
- KANSA/KONSA = TAŞLIK
- KANTAR[Ar. < KİNTÂR]/BASKÜL[Fr. < BASCULE] değil/yerine/= TARTI (ARACI)
( Ağırlık sıfırken yatay duran bir kaldıraç koluna dik olarak tutturulmuş bir ibrenin sapmasıyla kütleleri tartan araç. | Tartılacak kütle alttaki çengele takıldığında sarmal bir yaya bağlı olan ve normal olarak sıfırı gösteren bir okun, yanlarda gösterilmiş ağırlık birimleri hizasına gelmesiyle kütle ağırlığını belirleyen bir tür tartı aracı, el kantarı. | 56,452 kilogram ağırlığında ya da kırk dört okkalık bir ağırlık ve sığa birimi. )
- KAPAK ile/değil/yerine/||/<> TABAK
- KAPI[< KAPU] ile/ve/gibi/||/<>/> TAPU
- KAPLAN ile TAZMANYA KAPLANI/KURDU
( ... İLE Yeni Gine ve Avustralya anakarasına özgüdür.[Yaklaşık 4 milyon yıl önce evrilen, bilinen en büyük etçil keseli hayvanlardan biridir.][Avustralya'nın keşfinden sonra bilinen son Tazmanya kaplanı, 1936 yılında öldürülerek ne yazık ki soyu tüketilmiştir. :(] )
( ... cum THYLACINUS CYNOCEPHALUS )
( TIGER vs. THYLACINE )
- KAPLUMBAĞA/TOSBAĞA ile TATLI SU KAPLUMBAĞASI
( REFŞ: Bir tür ırmak kaplumbağası.[Fırat ve Dicle'de bulunur.] )
( SÜLHAFİYYE[Ar.] | CHÉLONIENS[Fr.]: Kaplumbağalar. )
(
ile ... )
( SÜLHAFÂ[çoğ. SELÂHİF] ile ATÛM )
( KEŞEF, BÂHE, SENG-PUŞT ile ... )
( TURTLE vs./and ... )
( TESTUDO GRAECA cum EMYS ORBICULARIS )
( LA TORTUGA con ... )
- KAPORTA[İt. < BOCCAPORTA] ile/ve/||/<> KAROSER[Fr. < CARROSSERIE] ile/ve/||/<> TAMPON[Fr. < TAMPON]
( Otomobilde, kaput ya da ön kapak. | Motorlu taşıtları örten, genellikle sacdan yapılmış dış bölüm. | Gemi içinin aydınlanması ve hava alması amacıyla güvertede açılmış bulunan camekânlı yer. | Kişinin yüz, giysi, ayakkabı vb.nden oluşan dış görünümü. İLE/VE/||/<> Otomobilde, mekanizmayı oluşturan motor, makine, tekerlek, şasi vb. bölümlerin dışında kalan, görünen dış bölüm. İLE/VE/||/<> Bir deliği kapamaya yarayan, herhangi bir nesneden yapılmış büyük tıkaç. | Bir darbenin şiddetini azaltmaya yarayan, içi yumuşak nesneyle dolu şey. | Çarpışmaların etkisini azaltmak için vagonların, otomobillerin ön ve arkalarında bulunan donanım. | Kanı silmek, durdurmak için kullanılan gazlı bez yumağı ya da sterilize edilmiş pamuklu özel parça. | Bir darbenin, çatışmanın şiddetini azaltan etken. )
- KARA KAPLUMBAĞASI ile BATAKLIK KAPLUMBAĞASI ile TATLISU KAPLUMBAĞASI ile DENİZ KAPLUMBAĞASI
( Bilinen, 200'den fazla çeşidi bulunmaktadır. Türkiye'de, 10 kaplumbağa türü bulunmaktadır. )
( ... İLE ... İLE ... İLE Türkiye'deki yuvalama kumsalları: Türkiye'nin Akdeniz kıyılarında belirlenmiş ve resmî olarak kabul edilmiş 21 yuvalama kumsalı bulunuyor. Bu kumsallar, Batı'dan Doğu'ya şöyle sıralanmaktadır: Ekincik, Dalyan, Dalaman, Fethiye (Muğla), Patara, Kale, Kumluca, Çıralı, Tekirova, Belek, Kızılot, Demirtaş, Gazipaşa (Antalya), Anamur, Göksu Deltası, Alata, Kazanlı, Davultepe (Mersin), Akyatan, Yumurtalık (Adana) ve Samandağ (Hatay). )
( [yaşam alanları] Dağlık, ormanlık hatta çöl ortamlarında bile rastlanmaktadır. İLE ... İLE Karadan, su yaşamına geçen hayvanlardandır. Tropikal ve alt tropikal iklim bölgelerinde yaşarlar. İLE Hem karada, hem de suda yaşarlar. Dünyanın orta bölgelerinde, tropikal bölgelerine yakın denizlerinde, açık okyanuslarda, kıyı habitatları özellikle tropikal ve ılıman bölgelerde, Hint Okyanusu, Atlantik Okyanusu, Pasifik Okyanusu, Karayipler ve Akdeniz'de yaşarlar. )
( [yaşam süreleri] ... İLE ... İLE ... İLE 25-50 yıldır. )
( ... İLE ... İLE ... İLE Dünya denizlerinde yaşayan yedi deniz kaplumbağası türü:[Dermochelys coriacea, Eretmochelys imbricata, Lepidochelys kempii, Lepidochelys olivacea, Chelonia mydas, Caretta caretta, Natator depressus] )
( Ayaklarında, beş parmak bulunmaktadır. Çiftleşmeyi kolaylaştırabilmek için karın alt kabuğu, erillerde daha güçlü ve içe doğru çöküktür. Erillerin, ön bacak tırnaklarından biri, dişiyi çiftleşme sırasında kavrayabilmek üzere daha uzundur. İLE ... İLE Parmakları arasında yarım perde biçimlenmiştir. Ayakları ve sırt kabukları biraz daha küçülmüş, uzamış ve yüzmeye uygun bir duruma gelmiştir.[Fırat kaplumbağasında, kabuk, tam sertleşmemiş bir yapı gösterir.] İLE Ayakları, yüzmeye uygun palet benzeri biçim almıştır. Tırnaklardan bir ya da ikisi kalmıştır. Kabukları, kayık benzeri, uzun bir biçim almış, baş ve ön ayakların bulunduğu yerden, kabuk, daha geri çekilmiştir. )
( Kaplumbağalar, kıçlarından da soluk alabilirler. )
( SELÂHİF[< SULHAFÂT, SULAHFÂT ]: Kaplumbağalar. )
( TURTLE vs. TORTOISE vs. ... )
( SULHAFÂH | TURÂBİYYE ile ... ile ... )
( TESTUDO avec ... avec ... )
- KARAFATMA ile HAMAMBÖCEĞİ/KAKALAK ile HANIMBÖCEĞİ/GELİNBÖCEĞİ ile TAHTAKURUSU
( Kınkanatlılardan, böcek, kurt ve sümüklüböceklerle beslenen, tarıma yararlı, parlak siyah renkli bir böcek. İLE Hamamböceğigillerden, temiz tutulmayan yerlerde üreyen, zararlı bir böcek. İLE Kınkanatlılardan, kara benekli, kırmızı renkte, kurtçukları yemesinden dolayı yararlı sayılan bir böcek. İLE Yarımkanatlılardan, uzunluğu 3-5 milimetre, gövdesi oval ve yassı, kanatları körelmiş, oturulan, yatılan yerlerde üreyerek insan kanıyla beslenen, pis kokulu böcek. )
( ORIENTAL COCKROACH/BLACK BEETLE vs. COCKROACH/TICK/ACARID vs. CHINCH )
( CARABUS cum BLATTA ORIENTALIS cum COCCINELLA cum CIMEX LECTULARIUS )
- KARANFİL[Ar. < KARANFUL] ile TARÇIN[Fars. < DÂRÇÎN < DÂRÛ-Yİ ÇİN/DÂR-I ÇİN: Çin darısı/ağacı.]
( ... İLE Tarçın bitkisinin kökeninin, Sri Lanka olarak da bilinen Seylan Adası olduğu söylenir. Ne var ki, biz bu bitkiyi Uzakdoğu'dan, Çin ve Malezya gibi ülkelerden almışız. Aslında, bitkinin dilimizdeki adı da, tarihi bu bağa ilişkin bir ipucu verir gibi. Farsça, "dâr" sözcüğü, ağaç anlamına geliyor.[Arapça'da ev anlamına gelen "dâr" sözcüğüyle karıştırılmamalı!] "Dâr-ı Çin" yani "Çin ağacı" sözcüğü, Farsça'dan dilimize girmiş ve başındaki sessiz harf sertleşerek tarçın biçiminde söylenir olmuş.
İngilizce gibi Batı dillerinde, tarçın sözcüğünün karşılığı, "cinnamon". Bu sözcük, Latince, tarçın demek olan "cinnamomum" sözcüğünden kaynaklanıyor. Ama sözcük, Latince'ye gelinceye kadar dilden dile dolaşmış. Tıpkı, İpek Yolu tüccarlarının, mallarını taşımaları gibi, sözcük de dilden dile taşınmış. Sözcük, Latince'ye, eski Yunanca "kinnamomon"dan geçmiş. Yunanlar'sa, bu sözcüğü, İbraniler'in, "kinamom" dedikleri sözcükten alıp dillerine uyarlamışlar. Aramca, "qunimun" olarak söylenilen sözcüğün kökeniyse, Malezya'da ve Endonezya'da konuşulan Malay dili. Bu dilde, "kayu manis" sözcüğü, "tatlı odun" anlamına geliyor. )
( CLOVE vs. CINNAMON )
- KARBON ALAŞIMLI ile/ve/değil/yerine TAMAMI KARBON
- KARİDES ile TAVUSKUŞU, PEYGAMBER DEVESİ KARİDESİ
( ... İLE Endonezya'da denizlerinde yaşarlar. )
( ... İLE En gelişmiş görüşe sahip hayvanlardandır. )
- KARÎHA[Ar.] ile TABÎ'AT[Ar.]
- KARINCAYİYEN ile TAMANDUA
( ... İLE Ağaçta yaşayan, karınca ve termitleri avlarlar. )
- KARŞI ile/ve/değil/yerine/></< TAMAMLAYICI
- KARTVİZİT değil/yerine/= TANITMA KARTI
- KASARA[İt. < CASSERO] ile/ve TAVLON
( Gemideki kısa güverte. İLE/VE Sintinenin üstündeki güverte. )
- KÂSE[Fars.] değil/yerine/= TAS
( Cam, çini, toprak vb.nden yapılmış derince çanak. | Kalp. )
- KÂSE ile TABAK
- KASIRGA ile TAYFUN[İng. TYPHOON][ŞİDDETLİ KASIRGA]
( Atlantik Okyanusu'nda ve dünyanın dönüş [saat] yönündedir. İLE Okyanuslarda, Çin Denizi ile Hint Denizi'nde görülen, dünyanın dönüş [saat] yönüne zıt olarak, Doğu'dan, Batı'ya doğru oluşan, güçlü kasırga. )
( BÂD-GERD ile BERJ/BEVJ )
( HURRICANE vs. TYPHOON )
- KATMANDU'DAKİ MEYDANLAR:
DURBAR ile/ve/||/<> HANUMAN DHOKA(MAYMUNLAR KRALI) ile/ve/||/<> TAUMADHI ile/ve/||/<> DATTATRAYA
- KAVGA ile/yerine TARTIŞMA
( Her kavganın temelinde, taraflardan birinin cahilliği yatar. )
( ARBEDE ile/yerine MÜNÂZARA )
( !FIGHT vs. ARGUE
ARGUE instead of !FIGHT )
- KAVRAM ile/ve/<> TAM AYIRD EDİCİ (BİLGİ)
( CONCEPT vs./and/<> DISTINGUISHED (INFORMATION) )
- KAVRAM ile/ve TARTIŞMA
( vs./and/||/<> DISCUSSION )
- KAVUK ile/ve/<> TÂC
( ... İLE/VE/<> Büyük kavuk. )
- KAYDA DEĞER ile TAKDİRLE KARŞILAMAK ile TAKDİR
( APPRECIABLE vs. APPRECIATE vs. APPRECIATION )
( قابل ارزيابي ile قابل تقدير ile تقدير کردن ile قدرداني کردن ile تشکر کردن ile قدر داني ile قدرداني ile تقدير )
( GHABEL ARZYABY ile GHABEL TAGHADYR ile TAGHADYR KARDAN ile GHODARDANY KARDAN ile TASHKAR KARDAN ile GHODAR DANY ile GHODARDANY ile TAGHADYR )
- KAYGI/ANKSİYETE ile BUNALIM/DEPRESYON ile TAKINTI/OBSESYON ile KUŞKUCULUK/PARANOYA
( "Ya yanlış yaparsam?" İLE "Hep yanlış yaptım" İLE "Hiç yanlış yapmamalıyım!" İLE "Bana yanlış yapacaklar!" )
- KAZANMAK" ile/değil/yerine/>< TARTIŞMAK
( "Kazanmak için başlanılmış" tartışma, kaybetmenin ilk adımıdır. )
- KEKİK ile/ve TARHANA/EŞEK KEKİĞİ
( ... İLE/VE Daha serttir. )
- KELÂM ile/ve TASAVVUF
- KEMÂL[Ar.] ile TAMÂM[Ar.]
- KENDİLİĞİNDENLİK = TAVİYET = SPONTANEITY[İng.] = SPONTANÉITÉ[Fr.] = SPONTANEITÄT[Alm.] = SPONTANEUS[Lat.] = ESPONTANEIDAD[İsp.] = TZU-JAN[Çince]
- KENDİLİK ile/ve/değil/yerine/||/<> TARİHSELLİK
- KENDİN TANIMAK
- KENDİNDE:
"TANRI'YI BULMAK" değil TANRISALLIĞI BULMAK
- KENDİNİ ... OLARAK:
TANIŞTIRMIŞ değil TANITMIŞ
- KESİNLİKLE" ile/ve/değil "TAMAMEN"
( KATİYEN ile/ve/değil KÜLLİYEN )
- KEYFİYET ile/değil/yerine TASARRUF
- KİBAR değil/yerine/= TAYLAN
- KİLİM ile/ve TATAMİ
( ... İLE/VE Japon kilimi. )
- KİLO HESABI ile TANE HESABI
- KİMLİK ile/ve/değil/||/<>/< TARİH TORTULARI
- KİNÂYE ÇEŞİTLERİNDE [YAZINDA/EDEBİYATTA]:
MUGÂLATA-İ MANEVİYE ile TEVRİYE ile İSTİHDÂM ile TEVCÎH ile TA'RÎZ ile REMZ
( ... İLE Örtmek, merâmı gizlemek. | [edebiyatta] Nükte yapmak amacıyla birkaç anlamı olan bir sözcüğün, en uzak anlamını kastederek kullanma sanatı.[Anlam sanatlarındandır ve telvîn'in bir bölümüdür.] İLE Hizmet ettirme. | Birden fazla anlamı olan bir sözcüğün, her anlamını, anlama uygun düşecek biçimde kullanma sanatı. [Sözcüğün, mecâz ve gerçek anlamı, başka sözcüklerin etkisiyle kullanım alanına çıkar. Çoğu zaman, aynı sözcüğün yerine özne biçimi kullanılır. Sözcüğün iki anlamı da kendileriyle ilgili yönde ele alınır.] İLE ... İLE "Taş atma." Birini, küçük düşürmek ve onunla alay etmek amacıyla, söylenecek sözü, tam tersi olan bir söz ile nükte yaparak anlatma sanatı. | Zarif bir biçimde, ifadenin yönünü değiştirerek sitemde bulunmak. ["Ne kadar da cömert davranıyorsunuz..."] [Bu sanatta, söz söylenilen kişi, karşılık vermekten yoksun bırakılır.][Kinâye sözcüğe, ta'rîz ise anlama dayandırılır.] İLE ... )
- KİNÂYE[Ar.] ile TARİZ[Ar.]
( Düşünüleni dolaylı olarak anlatan söz. | Üstü kapalı, sitemli, dokunaklı söz. | Bir sözü, gerçek anlamının dışında kullanma sanatı. İLE Kapalı bir biçimde, dolaylı olarak söz söyleme, taşlama. )
- KİPPA ve/<> TALLETH
( Dua takkesi. VE/<> Kutsal şal. )
- KIRIM ile/= TAURIS ile/= TAVRIA/TAVRIDA
( ... İLE/= Kırım'dan, ilk kez Antik Çağ'da, Heredotos söz etmiş ve bu adı vermiştir. İLE/= Roma'lılar da, bu adlarla anmıştır. )
- KİRKİT ile TARAK
( Dokumacılıkta atkı ipliğini sıkıştırmak için kullanılan, demirden ya da ağaçtan yapılmış dişli araç. | Halı dokunurken kullanılan el tarağı. )
- KİŞİ:
"GÖRDÜĞÜMÜZ" ile/ve/değil/yerine TANIDIĞIMIZ
- KİŞİLERİ TANIMAK:
TANIŞIRKEN ile/ve/değil/yerine/>< TARTIŞIRKEN
- KİŞİLERİ TANIMAK:
TANIŞIRKEN ile/ve/değil/||/<>/>/< TARTIŞIRKEN
- KİŞİLERİ:
"DENEMEK" değil/yerine "TARTMAK"
- KİŞİLİKSİZ ile TAKLİT ETMEK ile KİMLİĞE BÜRÜNME
( IMPERSONAL vs. IMPERSONATE vs. IMPERSONATION )
( فاقد شخصيت ile بي فاعل ile غيرشخصي ile جعل هويت کردن ile جعل هويت )
( FAGHAD SHKHSYT ile BEY FAL ile غيرشخصي ile JAL TEOOYT KARDAN ile JAL TEOOYT )
- KISIM ile TARAF
( PART vs. SIDE )
- KİŞİSEL) "KABUL" ile/ve/değil/yerine/></< TANIM
- KISKANÇLIK ile/ve/değil TAKDİR ETMEMEK
- KIŞKIRTICI ile TAHRİK EDİCİ
- KISMİ TÜREV ile/||/<> TAM TÜREV
( Kısmi tek değişken, tam tüm değişkenlerdir )
( Formül: ∂f/∂x İLE df/dx )
- KIVÂM[Ar.] ile/<> TAV[Fars.]
( Koyuluk. | Bir şeyin, en uygun zaman ya da durumu. | Spor çalışmalarında başarılı olabilmek için, fizik ve moral yönünden istenilen iyi durum. İLE/<> İşlenecek bir nesnede bulunması gereken ısının, nemin yeterli olması durumu. | [hayvanlarda] Semizlik. | [mecaz] En uygun durum ve zaman. )
- KIYAS(LAMA)/TASMİM[Ar.] değil/yerine/= TASIM(LAMA)
- KIZMAK ile/ve/<> "TAPASI ATMAK"
- KOKU ile/ve/||/<> TAD/AROMA
( Burundan gelen. İLE/VE/||/<> Damaktan gelen. )
( Ortonazal. İLE/VE/||/<> Retronazal. )
- KOLAY ile KOLAY SANDALYE ile KOLAY DİNLEME ile KOLAY PARA ile KOLAY TEMPOLU ile TOPLANMASI KOLAY ile GEÇMESİ KOLAY ile TAKLİT EDİLMESİ KOLAY AMA ZOR
( EASY vs. EASY CHAIR vs. EASY LISTENING vs. EASY MONEY vs. EASY PACED vs. EASY TO COLLECT vs. EASY TO PASS vs. EASY YET DIFFICULT TO IMITATE )
( روان ile سهل ile کاري ندئرد ile بي زحمت ile آسان ile بدون درد سر ile بي درد سر ile صندلي راحتي ile آهنگ ملايم ile سودبادآورده ile راهوار ile سهل الوصول ile سهل العبور ile سهل و ممتنع )
( RAVAN ile SONPAL ile KARY NADAERD ile BEY ZAHMAT ile ASAN ile BEDON DARD SAR ile BEY DARD SAR ile SANDELY RAHATY ile AHANG MOLAYM ile SOODBADAVARDEH ile RANPAVAR ile سهل الوصول ile سهل العبور ile سهل و ممتنع )
- KÖLELEŞTİRENLER:
"SEVİLME İSTEĞİ/BEKLENTİSİ" ve/||/<>/> "BEĞENİLME İSTEĞİ/BEKLENTİSİ" ve/||/<>/> "TAKDİR EDİLME İSTEĞİ/BEKLENTİSİ"
- KOMPLE değil/yerine TAMAMEN
- KOMPLET/COMPLETE[İng.] değil/yerine/= TAM
- KONFÜÇYANİZM ile/ve TAOİZM
( Konfüçyanizm, toplumsal örgütlenişin, insan aklının ve pratik bilginin felsefesi. İLE/VE Taoizm, doğanın gözlemlenmesi yolu ile doğanın yolunu (Tao) keşfetmeye çalışmak. )
- KONKASÖR değil/yerine/= TAŞKIRAN
- KONSÜLTASYON değil/yerine/= TANI GÖRÜŞÜMÜ
- KONTEYNER değil/yerine/= TAŞIMALIK
- KONU/KAVRAM/DURUM:
TARTIŞILABİLİR ile/ve/değil/yerine/< TARTIŞILMAYA DEĞER
- KONUŞ ve/||/<>/> EĞLEN ve/||/<>/> TARTIŞ ve/||/<>/> KORU
( Arkadaş gibi. VE/||/<>/> Çocuk gibi. VE/||/<>/> Eş gibi. VE/||/<>/> Kardeş gibi. )
- KONUŞMA ile TARTIŞMA
( TALKING vs. ARGUE )
- KÖPEKBALIĞI ile TAŞIL(FOSİL) KÖPEKBALIĞI
( ... İLE 750 yıla kadar yaşayabilmelerinden dolayı. )
( ... ile
)
- KOPYA ile TAKLİT
( Nesnelerde. İLE İnsanda ve hayvanda. )
- KÖRGE ile/||/<> TABAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Tahtadan yapılmış tabak. İLE/||/<> ... )
- KORKU ile TANRI KORKUSU ile KORKUNÇ ile KORKUSUZ ile KORKUSUZCA ile KORKUSUZLUK
( FEAR vs. FEAR OF GOD vs. FEARFUL vs. FEARLESS vs. FEARLESSLY vs. FEARLESSNESS )
( بيم داشتن ile هراسيدن ile هراس کردن ile باک داشتن ile ترسيدن ile شکوه ile وهم کردن ile جبن ile وحشت کردن ile پروا داشتن ile حساب بردن ile مخافت ile هراس ile رعب و وحشت ile هول ile خوف ile باک ile واهمه ile وحشت ile محابا ile ترس ile رعب ile بيم ile سهم ile خدا ترسي ile خوفناک ile هراسانده ile بيمناک بودن ile ترسان ile متهور ile بي باک ile بي هراس ile بيباک ile ناپروا ile بي واهمه ile بي وحشت ile بي ترس ile نترس ile بي پروا ile بدون بيم ile بي محابا ile بي مهابا ile بي باکانه ile بي باکي )
( BEYM DASHTAN ile هراسيدن ile NPARAS KARDAN ile BAK DASHTAN ile TARSYDAN ile SHKUH ile VAHAM KARDAN ile جبن ile VAHSHT KARDAN ile PARVA DASHTAN ile HASAB BARDAN ile MOKHAFT ile NPARAS ile RAB VE VAHSHT ile TEOOL ile خوف ile BAK ile VANPAMEH ile VAHSHT ile MOHABA ile TARS ile RAB ile BEYM ile SONPAM ile KHODA TARSY ile خوفناک ile NPARASANDEH ile BEYMENAK BODAN ile TARSAN ile متهور ile BEY BAK ile BEY NPARAS ile BEYBAK ile ناپروا ile BEY VANPAMEH ile BEY VAHSHT ile BEY TARS ile NETRES ile BEY PARVA ile BEDON BEYM ile BEY MOHABA ile BEY MEHABA ile BEY BAKANEH ile بي باکي )
- KORKU ile/ve/değil/yerine TARİH BİLİNCİ
( Ulusların uygarlık seviyesini, tarih incelemelerindeki çaba ve becerilerine göre belirlemek olanaklıdır. )
- KORONER ile TAÇ GİYME TÖRENİ ile TAÇ GİYME TÖRENİ
( CORONARY vs. CORONATE vs. CORONATION )
( اکيلي ile تاج گزاري کردن ile تاج گزاري )
( اکيلي ile TAJ GOZARY KARDAN ile TAJ GOZARY )
- KÖTÜRGÜ = TAŞIMA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- KOVUŞTURMA değil/yerine/>< TAKİPSİZLİK
- KÖYLÜ ile TAŞRALI
- KOYUN ile/ve TARGEE
- KROKİ[Fr. < CROQUIS] değil/yerine/= TASLAK
- KRONOLOJİ/CHRONOLOGY[İng.] değil/yerine/= TARİH SIRASI
- KUDRET[Ar.] ile TÂKAT[Ar.]
- KUDRET ile TASARRUF
( CAPABLE vs. SAVING )
- KUKUMAV ile TAPERA
( ... İLE Bir tür küçük kukumav. )
- KÜLLİYEN[Ar.] değil/yerine/= TAMAMEN, TÜMÜYLE
- KÜLT[Fr. < Lat.] değil/yerine/= TAPINÇ/TAPMA | DİN | DİNSEL TÖREN
- KUM ÇÖLÜ ile/ve TAŞ ÇÖLÜ ile/ve KAYA ÇÖLÜ
- KUMAŞ ile TARAZLAMAK
( ... İLE Tezgâhtan çıkan kumaşın tarazlarını ayıklamak. )
- KUNZİT ile/||/<> TANZANİT
( Pembe ila mor renkte bir spoddumen. İLE/||/<> Mavi ve mor tonlarında bir zoisit türü. )
- KÜR/CURE[İng.] değil/yerine/= TAM SAĞALTIM
- KURNAZ ile/ve/||/<> TATLI SU KURNAZI
- KURU MEYVE ile/ve TAZE MEYVE
( KAK: Meyve kurusu, dilimlenmeden kurutulmuş meyve. )
- KURU OT ile/ve/değil/||/<>/< TAZE OT
- KURU SARIMSAK ile/ve TAZE SARIMSAK
( ... İLE/VE Yedikten sonraki ağız kokusu daha fazla olabilir. )
- KURUCU/YAPICI SURETLER(ES-SUVERU'L-MUKAVVİME) ile TAMAMLAYICI SURETLER(ES-SUVERU'L-MUTEMMİME)
( Nutkiyet/düşünmenin kişinin faslı/ayrımı olması gibi. İLE ... )
- KURYE[Fr. < COURRIER] değil/yerine/= TAŞIYICI
( Genellikle elçilik postasını yerine ulaştırmakla görevli kişi. | Posta, kargo, mektup vb. gönderileri alıcıya ulaştıran kişi. | Uçakla gönderilen mektup, koli ya da havale. | Düzenli olarak ticari bir hizmet gören taşıt. )
- KUŞ ile TARAGOZ KUŞU
( El Salvador'un simgesi olan yeşil-mavi kuyruklu bir kuş. )
- KUŞLU ve/||/<>/> TAKVİM
( 2021 yılı Kuşlu Takvim için burayı tıklayınız... )
(
)
- KUTSAMA ile TANRISALLAŞTIRMA
- KUYÛD ile/||/<> KUYÛD-I KADÎME ile/||/<> TERKÎN ile/||/<> TASDİKLİ YOKLAMA DEFTERİ
( Kayıtlar. İLE/||/<> Eski Kayıtlar. İLE/||/<> Silme, kayıttan düşürme. İLE/||/<> Tasdik edilmiş defter.[Yoklama memurları, ihtiyar heyetleri ve idare kurullarınca] | İl ve ilçe idare heyetlerinin tasdikinden geçmemiş, tahakkuk ettirilen tapu harçları tahsil yönüne gidilmemiş ve Defterhane'ye gönderilmemiş yoklama esas defterleridir. Hukuki kıymeti yoktur. Ancak isbat vesikası mahiyetindedir. )
- LÂKAP(/B) değil/yerine/= TAKMA AD | SAN/UNVAN["ÜNVAN" değil!]
- LANSE ETME değil/yerine/= TANITMA
- LANSMAN[Fr. < LANCEMENT] yerine TANITIM/SUNUM
- LAPİDARİAN ile TAŞ MEZAR TAŞI
( LAPIDARIAN vs. LAPIDARY )
( گوهر شناس )
( GOUSAR SHENAS )
- LÂTİF ve/<> TATLI
- LEMUR ile TAÇLI LEMUR [PROSIMIAE]
- LEZZET[Ar.]/TAT ile TATMAK
( Lezzet yeterli miktarda kalarak oluşur. )
( Ağız yoluyla alınan tat. | Herhangi bir şey karşısında duyulan zevk, haz.[mecâz] İLE Canlıların besinlerdeki uçucu olmayan bileşikleri damak, boğaz ve dil yüzeyindeki mukoza noktaları aracılığıyla algıladığı duyum. )
( FLAVOR vs. TO TASTE )
( RASA ile ... )
- LEZZET ile LEZZETLİ ile TATSIZ
( FLAVOR vs. FLAVORFUL vs. FLAVORLESS )
( مزه دار کردن ile طعم ile مزه ile مزه وبو ile خوش رايحه ile بي طعم )
( MAZEH DAR KARDAN ile TAM ile MAZEH ile مزه وبو ile KHOSH RAYHEH ile BEY TAM )
- LİTOLOJİ[Fr., İng.] değil/yerine/= TAŞBİLİM
- LİTOSFER değil/yerine/= TAŞYUVARI/TAŞKÜRE
- LÛT GÖLÜ ile/ve/<> TABERYA GÖLLERİ
( Deniz seviyesinden 400 m. aşağıda olan Lût Gölü, Ürdün ile İsrail sınırındadır. İLE/VE/<> Dünyanın en alçak ırmağı olan Şeria Irmağı, Lût Gölü ile deniz seviyesinden 210 m. aşağıda bulunan Taberya Gölleri'ni birbirine bağlayan ırmaktır. )
- MÂBED/MÂBET[Ar.] değil/yerine/= TAPINAK
- MAGNEZYUM ile TALK[Ar.]
( Atom numarası 12, atom ağırlığı 24,30, yoğunluğu 1,7 olan, gümüş renginde, parlak bir alevle yanan, çok hafif bir öğe. [simgesi Mg] İLE Genellikle açık yeşil, toz durumundayken yağlı bir görünümde, özgül ağırlığı 2,7, sertliği 1 olan, hidratlı doğal magnezyum. )
- MAHLAS ile/ve/||/<> TAPŞIRMA
( Şair ya da yazarların kullandığı takma ad. İLE/VE/||/<> Şairin adına son dörtlükte yer vermesi. )
- MAKAM ile/ve TAHT
( ... ile/ve ERÂİK[< ERÎKE] )
- MAKAMDA BULUNMA:
MÂRİFET'TEN ile/ve/değil/||/<>/< TÂLİP ÇIKMAMIŞ OLMASINDAN DOLAYI
- MANGA ile/ve/||/<>/> TAKIM ile/ve/||/<>/> BÖLÜK ile/ve/||/<>/> TABUR ile/ve/||/<>/> ALAY ile/ve/||/<>/> TUGAY/LİVA ile/ve/||/<>/> TÜMEN/FIRKA ile/ve/||/<>/> KOLORDU ile/ve/||/<>/> ORDU ile/ve/||/<>/> KUVVETLER ile/ve/||/<>/> GENEL KURMAY
( Onbaşı/çavuş/asteğmen/teğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Üstteğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı/yarbay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Albay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tuğgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tümgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Korgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneraller yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )
( 10 er. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[4/5] manga. İLE/VE/||/<>/> Birkaç takım. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[dört] bölük. | Küme, yığın, grup. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tabur. İLE/VE/||/<>/> Birkaç alay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tugay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tümen. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kolordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç ordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kuvvet. )
( [OSMANLI'da] Mülâzım-ı Sânî yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mülâzım-ı Evvel yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kolağası yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kaymakam yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Miralay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva/Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferikler yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )
( SECOND LIEUTENANT vs./and/||/<>/> (FIRST) LIEUTENANT vs./and/||/<>/> CAPTAIN vs./and/||/<>/> MAJOR/COMMANDANT vs./and/||/<>/> LIEUTENANT COLONEL vs./and/||/<>/> COLONEL vs./and/||/<>/> BRIGADIER GENERAL vs./and/||/<>/> MAJOR GENERAL vs./and/||/<>/> LIEUTENANT GENERAL vs./and/||/<>/> GENERAL vs./an/||/<>/> GENERALS vs./and/||/<>/> HEAD OFFICER )
( II. Dünya Savaşı "WEHRMACHT", Kara Kuvvetleri (HEER), Deniz Kuvvetleri (KRIEGSMARINE), Hava Kuvvetleri (LUFTWAFFE) ve Özel "SS" Birlikler'inden oluşuyordu. )
( RİYALA[İt.]: Osmanlı donanmasında, Tümgeneral'e eş bir rütbe. )
- MANİK ATAK/MANIC EPISODE[İng.] değil/yerine/= TAŞKINLIK DÖNEMİ
- MANİK-DEPRESİF PSİKOZ değil/yerine/= TAŞKIN-ÇÖKÜMLÜ ÇILDIRI
- MANNER :/yerine TAVIR, TUTUM
- MANTIKİYAT ile/ve/> TABİİYAT ile/ve/> RİYÂZİYAT ile/ve/> İLÂHİYAT
- MARUZ KALMAK ile/değil/yerine TÂBÎ OLMAK
- MÂRUZ KALMAK ile/ve/<>/değil TÂBİ TUTULMAK
- MASA'nın Var'ı. ile AĞAÇ'ın Var'ı. ile TANRI'nın Var'ı.
- MASAL ile TANDIRNÂME
( ... İLE Tandır başında oturulurken söylenen ya da okunan masal. | Bilgisiz kişilerin inandığı saçma düşünceler ve bu düşüncelerin yazıldığı sanılan kitap. )
- MASTÜRBASYON:
EL/PARMAK İLE ile ARAÇ İLE ile [tazyikli] SU İLE
- MATBÛ ile/ve TAŞ BASKI/TAŞ BASMASI
- MATEMATİK/TIP TARİHİ ile/ve/||/<> TARİHTEKİ MATEMATİK/TIP
- MAVRİ MİRA ile/||/<> MEGALO İDEA ile/||/<> TAŞNAK SÜTYUN
( Kara Kader. İstanbul'da kurulan bir Rum örgütü. İstanbul'un ve Rumların yaşadığı bazı bölgelerin Yunanistan'a katılmasını öngören topluluk. İLE/||/<> Ege'nin iki yakasını Yunanistan'ın hakimiyetine sokma ideali. İLE/||/<> 1840'da kurulan, D. Anadolu'da bir Ermeni devleti kurmayı amaçlayan, Milli Mücadele'ye zararlı bir dernek. )
- MAYDANOZ ile/ve/<>/> TABULİ
( ... İLE/VE/<>/> İnce bulgurlu, maydanoz salatası. [Lübnan mutfağı mezelerinden] )
- MECÂL[Ar.] ile TÂKAT[Ar. < TÂK]
( Güç, kuvet. | Fırsat, olanak. İLE Güç, dinçlik. | İktidar. )
- MEDH[Ar.] ile TAKRÎZ[Ar.]
- MEET :/yerine TANIŞMAK, BULUŞMAK
- MEFHUM ile/ve TASAVVUR
( Mâhiyeti saf zihni olanlar. İLE/VE Dış dünyada kökü olanlar. )
( MEFHUM: Temsil edilen. | Temsil edilemeyen. )
( TASAVVUR: Resim + kavram. )
( ... İLE/VE Suret. )
( ... cum/et CONCEPT )
- MEME KANSERİNDE:
İLERİ EVRE / ÖLÜM değil/yerine TARAMA
( Memedeki olası kanserleri hücrelerin, 2., 3., 4. evrelerde tespit edilmesi ya da ölümle sonuçlanabilecek çok geç evrelerde tanı koymak. DEĞİL/YERİNE Mamografinin, 40 yaşından sonra her yıl düzenli olarak yaptırılması ve elle takip edilmesiyle gecikmiş olmamak için tarama ve korunmanın önemi/farkı çok büyüktür. )
- MEMNUN (OLMAK) ile/ve/||/<> HOŞNUT (OLMAK) ile/ve/||/<> TATMİN (OLMAK)
- MEMNUNİYETSİZLİK ile TATMİN EDİCİ DEĞİL ile MEMNUN DEĞİL ile MEMNUN OLMAMAK
( DISSATISFACTION vs. DISSATISFACTORY vs. DISSATISFIED vs. DISSATISFY )
( نارضايتي ile ناخشنودي ile ناخرسندي ile عدم رضايت ile عدمرضايت ile ناخرسندکننده ile ناراضي ile ناخرسند کردن ile ناراضي کردن ile ناخشنود کردن )
( NAREZAYTY ile NAKHSHNODY ile NAKHARSANDY ile ADAM REZAYT ile عدمرضايت ile NAKHARSANDKONANDEH ile NARAZY ile NAKHARSAND KARDAN ile NARAZY KARDAN ile NAKHSHNOD KARDAN )
- MENKUL değil/yerine/= TAŞINIR
- MERCİMEK ve/||/<> TARHUN[Ar.]
( ... VE/||/<> Birleşikgillerden, tıpta kullanılan, güzel kokulu bir bitki. )
( ... cum ARTEMISIA DRACUNCULUS )
- MEREMMET/Çİ[Ar.] değil/yerine/= TAMİR/Cİ
- MERIT PTAH ve/||/<> ENHEDUANNA ve/||/<> AGANICE ve/||/<> TAPPUTI-BELATIKALLIM ve/||/<> SONDUK ve/||/<> THEANO ve/||/<> AGLAONIKE ve/||/<> ASPASIA ve/||/<> HIPPARCHIA ve/||/<> PAN CHAO ve/||/<> HYPATIA
( Merit Ptah bilindiği kadarıyla, tarihte kayıtlı en eski kadın hekim ve bilim tarihinde adı geçen ilk kadındır. Krallar Vadisi'ndeki bir Mısır mezarına resmi çizilidir. Burada Merit Ptah, oğlu olan yüksek bir rahip tarafından "başhekim" olarak tasvir edilmiştir.
VE/||/<>
Astronom, matematikçi ve şair. Ay Tanrısı Nanna'nın Ur Kenti'ndeki ana tapınağının başrahibesi Enheduanna, yıldızlar ve ayın döngülerini kaydetmek için gözlemciler görevlendiren ilk rahibedir. Döneminde, gökcisimlerinin hareketlerini gösteren haritalar yapılmıştır. Enheduanna,ilk dinsel takvimlerden biri olan ay takviminin oluşturulmasına katkıda bulunur. Bu takvim, günümüzde hâlâ Paskalya Yortusu, Hamursuz Bayramı gibi dinsel uygulamaları tarihlendirmek için kullanılır. Çalışmalarının ve ilahilerinin yanında, Enheduenna'nın 42 epik şiiri de tabletler üzerinde günümüze ulaşmıştır. Kayıtlı edebiyat tarihinde birinci tekil şahıs kullanarak yazan ilk kişidir.
Enheduanna'ya ait taştan bir disk ve iki mühür günümüze kadar ulaşmıştır. Disk üzerinde üç yardımcısıyla birlikte görülen Enheduenna'nın kabartması profildendir. Bu kabartmanın arkasında, Enheduanna, "Nanna'nın (Ay Tanrısı) karısı ve Sargon'un kızı" olarak tanımlanır.
VE/||/<>
Doğa filozofu. Aganice, gezegenlerin hareketlerini tahmin edebilmek için bir sistem geliştirmiştir.
VE/||/<>
Mezopotamyalı kimyager. Tapputi-Belatikallim, çeşitli kimyasallarla çalışmalar yaparak parfüm ve kozmetik malzemeler elde etmiştir. Tapputi Belatikallim'in adı, günümüze bir tablet üzerinde gelmiştir.
Parfüm üretimi Mezopotamya'da çok önemliydi. Çünkü aromatik maddeler, kozmetik dışında ilaç ve dinsel amaçlarla da kullanılırdı. Parfümcülük araçları ve tarifleri, aşçılıkta kullanılanlara benzerdi. Parfüm üretiminde kullanabilmek için, bitkilerin özütlerini çıkaracak farklı kimyasal teknikler geliştirilmişti.
VE/||/<>
Silla Krallığı'nın kraliçesi ve astronom. Sonduk, Uzakdoğu'da bilinen ilk gözlemevini inşa ettirmiştir. Hanedanındaki tüm erkeklerin ölmüş olması nedeniyle MÖ 634'de tahta oturan Kraliçe Sonduk, MÖ 647'ye kadar Silla Krallığı'nı (bugünkü Kore) yönetir. Bu krallığa yöneticilik yapacak üç kadından ilkidir. Savaşlarla geçen hükümranlığı sırasında, krallığını bir arada tutabilmeyi başarır ve Çin'le ilişkilerini geliştirir. Sonduk'un yaptırdığı, ay ve yıldızların kulesi (Ch'omsong-dae) adıyla anılan gözlemevi, eski Silla Başşehri Kyongju'da, günümüze kadar ulaşmıştır.
VE/||/<>
Pisagorcu, Antik Ege'li filozof. Pisagor'un yandaşı ve karısı olan Theano, Pisagor'dan sonra Pisagorcu topluluğu yönetmiştir. Onun döneminde Pisagor öğretisi, Antik Ege'nin tümüne ve Mısır'a dek yayılır. Theano, yaşadığı zamanda hastalık sağaltıcı özelliğiyle de tanınmaktadır.
Theano başlangıçta, Pisagor'un dinleyicisidir. Ciddi ve sert ahlaklı filozofu, erdemleri ve bilgiye susamışlığıyla etkiler, böylece evlenirler. Yerel yönetim üzerindeki etkileriyle tepki çeken Pisagor'cu topluluk, en sonunda düşmanlarının saldırısına uğrar. Pisagor'un bu saldırıdan sağ çıkıp çıkmadığı bilinmemektedir. Ama bu olaylardan sonra dağılan Pisagor'cu topluluğu tekrar toparlayan Theano olmuştur. Kızları Damo, Mya, Arignote birlikte topluluğu manevi olarak bir arada tutmaya çalışmıştır.
Theano'dan bize anlamlı, kısa sözler ve ahlak öğütlerinden oluşan toplu anlatılar kalmıştır. Bir yandan kendi düşüncelerini, ama öbür yandan Pisagor'un düşüncelerini yazmıştır.
VE/||/<>
Antik Egeli, astronom. Aglaonike, ay tutulmalarının zaman ve konumunu tahmin etme konusunda uzmanlaşmıştır. Teselya'da yaşadı. Zamanın yaşayan kişileri, Aglaonike'nin istediğinde ayı kaybedebildiğini sanmış; bu niteliğini cinsiyetinden ötürü, bilimsel birikiminden çok güçlü bir büyücü olmasına bağlamışlardır. Tarihin ilk kadın astronomlarından olan Aglaonike'nin adını Venüs gezegeninde bir krater yaşatıyor.
VE/||/<>
Antik Ege'de yaşamış, Milet'li filozof. Aspasia Antik Ege düşüncesinde, özellikle Sokrates üzerinde etkili olmuştur. Sokrates'in Aspasia ile felsefi konuşmalar yaptığı ve bu düşünce alışverişinden çok şeyler öğrendiği bilinir. Hatta Sokratik yöntem olarak bilinen yöntemin, gerçekte Aspasia'nın yöntemi olduğunu ve öğrencisi Sokrates'in bunu gençlik yıllarında ondan öğrendiği tahmin edilmektedir.
Aspasia, 20'li yaşlarında Atina'ya gider ve kendinden 30 yaş büyük devlet adamı Perikles'le evlenir. Aspaisa'nın Perikles'in politikaları üzerinde çok etkili olduğu bilinir. Hatta, Perikles'in bazı konuşmalarını Aspasia'nın yazdığına ilişkin kanıtlar vardır.
Aspasia Atina'da Anaxagoras, Archimedes, Sophokles ve Sokrates gibi birçok filozofun müdavimleri arasında olduğu, devlet adamları, sanatçılar ve iyi eğitim almış kadınların geldiği, tartışmaların yapıldığı bir salon açar. Böylelikle bir kadın, Atina düşünce yaşamını derinden etkileyen bir oluşumu gerçekleştirmiş olur.
Aspasia'nın salonu uzun yıllar açık kalır ve Aspasia "üst düzeyde diyalektik ve retorik hocası" olarak aranan bir kişi olmayı sürdürür. Bugün Aspasia'nın bir büstü, İzmir Arkeoloji Müzesi'nde de yer almaktadır.
VE/||/<>
Kinik okulundan, Antik Ege'li filozof. Hipparchia felsefesiyle, Sokrates'in öğrencisi Antisthenes'in kurduğu Kinik okulundan sayılır. Kadınların geleneksel rollerinden kurtulmaları için de mücadele etmiştir. Ailesi, soylu ve zengindir. Hipparchia erkek kardeşi aracılığıyla, Kinik filozoflardan Krates ile tanışır. Kinizm, gereksinimsizlik öğretisini temsil etmektedir. Bu öğreti, gereksinimlerin insanı toplumun kurallarına ve zorlamalarına bağladığını söylerdi. Hipparchia, Krates'in öğretisinden o kadar etkilenir ki ailesinin karşı çıkmasına rağmen onunla evlenir ve devamında onun yoksul, göçebe hayatına katılır.
VE/||/<>
Çin'li tarihçi ve yazar. Pan Chao, Çin İmparatorluğu'nun tarihini anlatan ve birkaç kuşak tarihçinin üzerinde çalıştığı Han'ın Kitabı'nı tamamlamıştır. Ayrıca 8 adet kronolojik tablo hazırlamış ve astronomi üzerine bir de tez yazmıştır. En ünlü yapıtı ise, Kadınlar İçin Dersler'dir (Nu Jie). Ahlaki öğütler içeren bu kitapta Chao, kadınların erkeklere "mutlak itaatini" önerir. Pan Chao, edebiyatçıların ürünleri üzerine yorumlar ve şiirler de yazmıştır.
VE/||/<>
İskenderiye'li filozof ve matematikçi. Hypatia, Antikçağ'ın son dönemlerinin en etkili ve önemli bilgini, Yeni Platoncu felsefenin temsilcisidir. Üniversitede felsefe, matematik ve astronomi dersleri vermiştir. Hypatia, İskenderiye Üniversitesi'nde matematik dersleri veren ve bu okulun yöneticiliğini de yapan babası Theon tarafından, "yetkin bir insan olması" amacıyla yetiştirilir. Hypatia daha genç yaşlarda, soru sormayı, araştırmayı ve kuşku duymayı öğrenir. Babası onun, el sanatları, şiir, felsefe, din, astronomi, astroloji ve matematik konularında eksiksiz bilgilenmesi için elinden geleni yapar.
Hypatia hitabet sanatında da gelişir; güzel ve etkili konuşmasını öğrenir. Hypatia biraz büyüdüğünde, dünyayı dolaşmaya çıkar. Roma'ya ve Atina'ya gider. Yeni Platoncu düşünür Plutarkhos'dan dersler alır. Kimi kaynağa göre 1 yıl, kimine göre 10 yıl sonra İskenderiye'ye döner. Aranan ve sevilen bir öğretmen olur. Avrupa, Asya ve Afrika'nın çeşitli bölgelerinden gelen öğrenciler, sınıfını ve evini doldurur. Hypatia, güzelliği, bilgisi ve zekâsıyla, saygı ve hayran lık uyandırmaktadır.
Hypatia matematik üzerine birçok yapıt yazmıştır. Ne yazık ki, çoğu ünlü İskenderiye yangınında zarar gören bu yapıtlardan günümüze parçalar ulaşmıştır. En önemli yapıtı, cebirin babası sayılan Diophantos'un Aritmetica'sına yaptığı 13 ciltlik yorumdur. Hypatia, Diophantos'un eşitliklerine alternatif çözümler üzerinde çalışmıştır. Bunlar sonradan, Diophantos'un yapıtları içine alınmıştır. Hypatia'nın Diophantos'un astronomi üzerine çalışmalarına katkıda bulunan bir yapıtı daha vardır. Yine, Pergeli Apollonius'un konikleri hakkında 8 ciltlik bir çalışma kaleme aldığı bilinmektedir. Bu yapıtında, Apollonius'un teorisini anlaşılır bir biçimde açıklamaya çalışmıştır. Bundan başka babasıyla birlikte, Öklit üzerine en az bir kitap yazdığı sanılmaktadır.
MS 4. yüzyılda İskenderiye yeni yeni gelişen Hıristiyanlık ve pagan dinlerin çatışmasına sahne olmaya başlamıştır. İskenderiye Patrikhanesi'nin başına, Kiril adında sofu bir Hıristiyan atanır. Hypatia da pagan olduğu için, Kiril tarafından kışkırtılmış kişilerin saldırısına uğrar. Saldırganlar üniversitenin önünde, arabasında yakaladıkları Hypatia'yı, önce soyar; sonra bedenini parçalara ayırıp, yakarlar.
Hypatia'nın ölümü, Roma'nın Hıristiyanlaştığını ve aynı zamanda antik bilimlerin gerilediğini de gösterir. Hypatia, bugün Antikçağ'ın en çok tanınan bilim kadınlarındandır. )
( M.Ö. 2700
VE/||/<>
M.Ö. 22354
VE/||/<>
M.Ö. 1878
VE/||/<>
M.Ö. 1200
VE/||/<>
M.Ö. 600'ler
VE/||/<>
M.Ö. 500'ler
VE/||/<>
M.Ö. 500'ler
VE/||/<>
M.Ö. 460-401
VE/||/<>
M.Ö. 360-280
VE/||/<>
M.Ö. 50-112
VE/||/<>
M.Ö. 370-415 )
- MERKEZ ile/ve TAHT
( CENTER vs./and THRONE )
- METAL KAŞIK ile/yerine TAHTA KAŞIK
- MEVÂD-ÜL AKLÎSE değil/yerine/= TASIMIN/KIYASIN NESNELERİ[MADDET-ÜL KIYAS]
- MEYHÂNE[Fars.] ile TAVERNA[İt.]
( ... İLE Çalgılı meyhane. )
- MEZE ile TARATOR[Yun.]
( ... İLE Ceviz içi, sarımsak, tuz, ekmek içi ve tahinin, limon suyu ile çırpılmasından sonra kıyılmış maydanozla hazırlanan salça ya da sos. )
- MİHNET ile/ve/<> TÂKAT
- MIMESIS ile TAKLİT/İMİTASYON/IMITATION
( Mimesis, sözlü sanatlarda etkindir. İLE ... )
- MİNYATÜR ile/yerine/< TASVİR
- MİRÂC ve/=/||/<> TÂLİM
- MİSTİK değil/yerine TANIMLANAMAYAN ÖĞELER
- MİT ile/ve TARİH ÖNCESİ
- MOD/MODE[İng.] değil/yerine/= TARZ
- MODALITE/MODALITY[İng.] değil/yerine/= TARZ
- MONİZM:
MATERYALİZM ile/<> İDEALİZM ile/<> TARAFSIZ MONİZM
- MONOLİTİK KOLONLAR ile/||/<> TANECİKLİ KOLONLAR
( Monolitik kolonlar tek parça gözenekli yapıyken İLE tanecikli kolonlar küçük parçacıklarla doldurulmuş yapıdır )
( Formül: Düşük basınç düşüşü )
- MUADDEL ile/||/<> MUNKALİB ile/||/<> TEBÂDÜL ile/||/<> TAHVÎL
( Değiştirilmiş, tâdil edilmiş. İLE/||/<> Değişen. İLE/||/<> Değişme. İLE/||/<> Değiştirme. )
- MUAMMA ile/ve TA'MİYE
( Kişi adı üzerine bilmece. İLE/VE Muamma yapmak. )
- MUAREFE[Ar.] değil/yerine/= TANIŞMA, TANIŞIKLIK
- MÜBÂGAME değil/yerine/= TATLI DİLLİLİK
- MÜCERRED[Ar.] ile TAAZZÜB[Ar. < AZEB] ile TE'EBBÜD[Ar.]
( Tek, yalnız. İLE Evlenmeyip bekâr kalma. İLE Ürküp çekinme. | Evlenmeme. )
- MUCİZE[Ar.] değil/yerine/= TANSIK
- MÜCMEL ile/ve/değil/yerine/<> TAFSİL
( Kısa ve öz sözle anlatılmış. İLE/VE/<> Etraflıca, uzun uzun anlatma/açıklama. )
- MÜDAHALE EDEMEMEK ile/değil TAHAMMÜL EDEMEMEK
- MÜDAHALE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TASHİH
- MUHAMMES[< HUMS] ile TARDİYE ile TAHMÎS[< HUMS] ile TAŞTÎR[< ŞATR]
( Aynı vezinde beşer mısralık bendlerden oluşan nazım biçimi. İLE Beş mısralık bendlerden oluşan ve az kullanılan musammat türü. İLE Bir gazelin her beyitinin başına aynı ölçüde üç mısra ekleyerek oluşturulan muhammes. | Beşinci mısrası birinci bendin dört mısrasıyla uyaklı olmayan muhammes. [Hüsn-ü Aşk - Şeyh Galip] İLE Gazelin her beyitinin arasına üç mısra eklenerek düzenlenen biçim. [bir gazeli taştir eden şair, mahlasını son beyitte söyler] )
- MUHARRER ile/||/<> TAHRÎR ile/||/<> TEVSÎK ile/||/<> MÜLÂHAZAT
( Yazılı. İLE/||/<> Yazma. İLE/||/<> Vesikalandırma, sağlamlaştırma, yazılı duruma getirme. İLE/||/<> Açıklamalar. )
- MUKADDEM ile/ve/+ TÂLÎ
( Mantık ilmini tasavvur etmezsen İLE/VE/+ mutlak mechûlün tâlibi olursun! )
( Tâlî olan bâtılsa, mukaddem de bâtıldır! )
( Öncül. İLE/VE/+ Sonuç. )
- MUKADDES[< KUDS] ile TAKDÎS EDİLMİŞ, MÜBÂREK, KUTSAL, TEMİZ
- MÜLHİT[Ar.] değil/yerine/= TANRISIZ
- MUMYALAMA ile/ve/<>/değil/yerine TAHNÎT
- MÜSVEDDE ile/ve SEVAD ile/ve RİSÂLE ile/ve FEVAİD ile/ve ŞUKKA ile/ve TAİRE ile/ve KÜLLİYET ile/ve MECMUA ile/ve SEFİNE ile/ve KEŞKÜL ile/ve CÖNK ile/ve DİVÂN ile/ve MURAKKA
- MUTÂBAKAT(Mantık) ile/ve TAZAMMUN ile/ve İLTİZAM
( Hakikat.(Dil) İLE Mecaz. İLE Kinâye. )
( Kuşatma. İLE/VE İçerme. )
( Kavramla nesnenin örtüşmesi. İLE/VE Bir kısmı dışarıda kalırsa. İLE/VE Bir anlamın bir kavrama bitiştirilmesi. )
( Mantık mutabakat üzerine yapılır. İLE/VE Tazammun ve iltizam ile edebiyat yapılır. )
( İnsan: Hayvan-ı Nâtık.(Kök) İLE İnsan: -Hayvan, -Nâtık.(Akıl) İLE Gerekli görme.(Çağrışım ile karıştırılmamalı) (İnsan: "İlim ve yazma kabiliyeti olandır.") )
( Vaz'i Lafzî Delâlet. )
( Vaz: Sesi anlama bitiştirme. )
- MUTATABBİB değil/yerine TABİB
( Hekimlik taslayan. DEĞİL/YERİNE Hekim. )
- MÜTEMMİM CÜZ[Arç] değil/yerine/= TAMAMLAYICI PARÇA
- MÜTEMMİM[Ar. < TEMÂM] ile TAMAMLAYICI
( Tümleç. Herhangi bir sözcüğün anlamını tamamlayan. | Bütün haline getiren. )
- MUTLAK EŞİK DEĞERLERİNDE:
GÖRME ile/ve İŞİTME ile/ve TAT ALMA ile/ve KOKU ALMA(ŞAMME[Ar.], ODORAT[Fr.], SMELL[İng.]) ile/ve DOKUNMA
( Karanlık bir gecede 50 km.'den bir mum ışığı. İLE/VE Sessiz bir ortamda 5 metreden bir kol saatinin işleyişi. İLE/VE Sekiz litrelik bir suda bir çay kaşığı şeker. İLE/VE Altı odalı büyük bir evde bir damla esans. İLE/VE Bir santimetre yükseklikten yüzüne düşen bir sineğin kanadı. )
- MUTLAK < TALÂK
( Itlak olunmuş, salıverilmiş, başıboş bırakılmış. | Kayıtsız, şartsız. | Yalnız, tek, şart. | Herhangi bir şeye ilişik olmayan. < Evliliğin sona ermesi; eşlerin birbirini boşaması. )
- MUTLU OLABİLMEK ile/ve "TAM OLABİLMEK"
- MUTLULUK ile/ve/değil/||/<>/< TATMİN OLMA
- MÜVECCİBE[Ar.] değil/yerine/= TALKIM
( Ana sapın bir çiçekle sonuçlandığı, büyümeyi yan sapların sürdürdüğü bir tür uzama biçimi. )
- MUZİP değil/yerine/= TAKILGAN
- MYOTIS ile ROUSETTUS ile TADARIDA
( Ufak, kahverengi yarasa. İLE Meyve Yarasası. İLE ... )
(1996'dan beri)