Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 2.765 başlık/FaRk ile birlikte,
2.765 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(3/12)


- DİL ve/<> İLİM ve/<> TEFEKKÜR ve/<> TAKVÂ


- DİL ile/ve TARİH

( Herşeye yayılmış olan en genel temsil. İLE/VE ... )

( Dil, zihin tarafından, zihin için meydana getirilmiştir. )

( Dil, varlığın evidir. )

( Zihin, dili biçimlendirir ve dil de zihne biçim verir. )

( Konfüçyüs: "Eğer konuşulan dil doğru değilse o zaman söylenilen söz, söylenilmek istenen şey olmaz. O zaman, yapılması gereken yapılmaz ve eğer işler yapılmadan kalırsa, maneviyat ve sanat bozulur. O zaman, adâlet, sahtekârlıkla yürür. Eğer bu olursa, kişiler, kendilerini umutsuz bir karmaşanın içinde bulur. Bu nedenle, söylenilen şey her şeyden önemlidir ve bu konuda dikkatsizlik yapılmamalıdır." )

( Language is an instrument of the mind. It is made by the mind, for the mind. )

( LANGUAGE vs./and HISTORY )


- DİLBİLİM ve/||/<>/> DİL ve/||/<>/> TÜMELLER ve/||/<>/> TANIM ve/||/<>/>
ÖNERME ve/||/<>/> YARGI ve/||/<>/> ÇIKARIM ve/||/<>/> TASIM/KIYAS


- DİN ile/ve/değil/||/<> MEZHEB/MEZHEP ile/ve/değil/||/<> TARİKAT

( Bir dinin çeşitli görüş ayrılıkları nedeniyle ortaya çıkan kollarından her birine verilen ad.["DOKTRİN" olarak da adlandırılır] | Yol. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Aynı dinin içinde bazı yorum ve uygulama farklarına dayanan, bazı ilkelerde birbirinden ayrılan Tanrı'ya ulaşma ve onu tanıma yollarından her biri. | Bir şeyhe bağlı kişiler için konulmuş olan manevi, ahlâkî ve toplumsal kuralların tümü ve bu kurallara göre örgütlenmiş kurum. | Yol. )


- DİNÎ TERBİYE ile/ve TASAVVUFÎ TERBİYE


- DİNLEMEK ile/ve "TAKİP ETMEK"

( TO LISTEN vs./and "TO FOLLOW UP" )


- DIRAFT[İng. < DRAFT] değil/yerine/= TASLAK


- DISCUSS :/yerine TARTIŞMAK


- DISCUSSION :/yerine TARTIŞMA


- DİSGUZİ/DYSGEUSIA[İng.] değil/yerine/= TAT ALMA BOZUKLUĞU


- DISH :/yerine TABAK


- DIŞSAL ile/ve/<> TARİHSEL


- DİVAN DÜZYAZILARINDA:
TEZKİRE ile/ve TARİH ile/ve SEFARETNAME ile/ve SEYAHATNAME ile/ve SİYASETNAME ile/ve MÜNAZARA ile/ve MÜNŞEAT ile/ve EVLİYÂ TEZKİRESİ ile/ve KISAS-I ENBİYÂ


- DÎVÂN EDEBİYATI ile TANZİMAT EDEBİYATI


- DİVAN ŞİİRİ TÜRLERİ [DİNSEL OLMAYAN/LAR]:
BAHÂRİYE ile/ve/<> CEMREVİYE ile/ve/<> FAHRİYE ile/ve/<> IYDİYE ile/ve/<> MEDHİYE ile/ve/<> MERSİYE ile/ve/<> HİCVİYE ile/ve/<> GAZAVATNÂME ile/ve/<> SAKİNÂME ile/ve/<> HAMAMNÂME ile/ve/<> SAHİLNÂME ile/ve/<> KIYÂFETNÂME ile/ve/<> SURNÂME ile/ve/<> LÛGAZ ile/ve/<> MUAMMÂ ile/ve/<> HEZLİYÂT ile/ve/<> TARİH DÜŞÜRME ile/ve/<> ŞEHR-ENGİZ ile/ve/<> DÂRİYE

( XIII. yy.'dan, XIX. yy.'a kadar, 3182 Dîvân Şairi vardır. )

( Bahar nitelemeleriyle başlanarak birini övmek için yazılan kasîde. | Baharın gelişiyle doğanın uyanışını, değişimini, güzelleşmesini konu edinen kasîdeler. İLE/VE/<>
Bayramlar, baharlar gibi cemre vesilesiyle, dönemlerindeki önemli kişiler için yazılan şiirler. İLE/VE/<>
Bir kişinin[devletli, bir başka şair ya da şairin kendinin] övüldüğü şiirler. İLE/VE/<>
Dönem büyüklerinden birini bayramın gelişi dolayısıyla öven kasîde türü. İLE/VE/<>
Bir kişiyi [devlet ya da tasavvuf ileri gelenlerini] övmek için yazılan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Bir ölenin/vefâtın ardından duyulan acıyı anlatmak, öleni övmek için yazılan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Bir kişiyi, kurumu, toplumsal olayı, geleneği yeren/taşlayan manzum türü. [Siham-ı Kaza - Nef'î] İLE/VE/<>
Savaşları, kahramanlıkları, zaferleri anlatan manzum ya da mensur yapıtlar. [İlk gazavatnameler XV. yy.'da yazılmaya başlanmıştır] İLE/VE/<>
İçki ve içki âlemlerinin övülerek anlatıldığı manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Hamamları, hamam eğlencelerini ve hamamdaki güzelleri betimlemek üzere yazılan manzum yapıtlar. [ilki: Deli Birader - Gazalî] İLE/VE/<>
İstanbul kıyıları ile buralardaki yerlerinin anlatıldığı şiirlerin genel adı. [Fennî] İLE/VE/<>
Kişilerin karakterlerini, fiziksel görünümlerini [göz rengi, boy uzunluğu/kısalığı vb.] temel alarak açıklamaya çalışan yapıtlar. İLE/VE/<>
Sarayın mutlu günlerini [evlenme, doğum şenlikleri vb.] anlatann manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Hece vezniyle yazılmış manzum bilmece. İLE/VE/<>
Belirli kurallara göre düzenlenip çözülebilen manzum bilmece. İLE/VE/<>
Alaylı bir dille yazılmış manzum türü. [zarif bir nükte ya da güzel bir mazmun kadar kaba şakalara, taşlamalara ve sövgülere de yer verilir] İLE/VE/<>
Önem verilen bir olayın ya da bir yapının kuruluş yılını bildiren bir tümce, bir mısra ya da beyit yazmak. İLE/VE/<>
[Fars.: "Şehir karıştıran"] Bir kenti, o kentin güzelliklerini, doğal ve sosyal özelliklerini anlatan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Yeni yaptırılmış saray, köşk, yalı benzeri binalar için yazılmış kasîdeler. )


- DİVAN ile/ve/||/<> TAŞRA DİVANLARI


- DİYAGNOSTİK/DİAGNOSTIC[İng.] değil/yerine/= TANISAL


- DİYAGNOZ/DİAGNOSIS[İng.] değil/yerine/= TANI


- DİZAYN EDİLMİŞTİR değil/yerine/= TASARLANMIŞTIR


- DİZAYN/DESİGN[İng.] değil/yerine/= TASARIM


- DOĞA = TABİAT = NATURE[İng., Fr.] = NATUR[Alm.] = NATURA[Lat.] = PHYSIS[Yun.] = NATURALEZA[İsp.]


- DOĞA ile/>< TARİH

( NATURE vs./>< HISTORY )


- DOĞA ile/ve/||/<> TARİH

( Hepimizin[tüm varolanların] mekânı. İLE/VE/||/<> Kişinin mekânı. )

( Mekânda dışsallaşan. İLE/VE/||/<> Zamanda dışsallaşan. )


- DOĞA ile/ve TARİH/TOPLUM DÜNYASI

( Süreklilik. İLE/VE Süreksizlik. )


- DOĞAL ile/ve/değil TARİHSEL


- DOĞAL ile/değil TARİHSEL


- DOĞRU/LUK ile/ve TATMİN EDİCİ/LİK


- DOĞRULAMA, OLUMLAMA = TAHKİK = VERIFICATION[İng.] = VÉRIFICATION[Fr.] = VERIFIKATION[Alm.] = VERIFICACION[İsp.]


- DOLANDIRICI ile TAVCI

( ... İLE Birini kandırarak, yüze gülerek aldatan kişi. | Yurt dışından geldiğini söyleyerek üzerindeki değeri düşük altın ya da mücevherleri çok değerli gösterip dolandırıcılık yapan kişi. )


- DOLU ile TAM

( FULL vs. COMPLETE )


- DÖPİYES[Fr. DEUX-PIÈCES] ile/değil TAYYÖR[Fr. TAILLEUR]

( Yalnızca ceket ve etekten oluşan iki parçalı kadın giysisi. İLE/DEĞİL Ceket, etek ve bluzdan oluşan üç parçalı kadın giysisi. )


- DORUM/KÖŞEK/KÖÇEK/POTUK/TAYLAK/YELEK ile TAYLAN

( Bir yaşına kadar olan deve yavrusu. İLE İki yaşında deve yavrusu. )


- DOYGUNLUK ile/ve/değil/yerine TADINA VARMAK


- DRAFT :/yerine TASLAK


- DRG/DIAGNOSTIC-RELATED GROUPS[İng.] değil/yerine/= TANI İLİŞKİLİ ÖBEKLER


- DÜN ile/ve TÂR

( Gece. İLE/VE Karanlık. )


- DÜŞÜNCE ile/ve TANRI

( IDEA vs./and THE GOD )


- DÜŞÜNMEK ile TAKILMAK


- DUYU ve/||/<>/> ALGI ve/||/<>/> BETİMLEME/TASVİR ve/||/<>/> TASARIM ve/||/<>/> TANIM ve/||/<>/> AD/SÖZCÜK ve/||/<>/> KAVRAM/SOYUTLAMA


- DUYULARDA:
| GÖRME, DUYMA ve DOKUNMA |
ile/ve/değil/||/<>
TATMA ve KOKLAMA


- DUYULARDA:
GÖRME VE DUYMA ile TATMA VE KOKLAMA VE DOKUNMA/LÂMİSE[Ar.]

( Temsil edilebilirlik sağlayan. İLE Temsil edilebilirlik sağlayamayan. )

( "Süreklilik" sağlar. İLE "Geçici"dir. )

( Duyulara açık olan, en örtük olandır! )


- DUYUM ile TAHMİN


- EDEBİYAT ile/ve TARİH

( Bilim olarak görülmese de her âlimin bilmesi gerekir. )


- EDİLGEN/LİK(PASİF/LİK) ile/ve/değil TAM YERİNDE OLMAK


- EKİN/KÜLTÜR ve/||/<>/> TAT


- EKİP/TEAM[İng.] değil/yerine/= TAKIM


- EKİZDE(FOTOĞRAFTA):
TAFK ile/ve/||/<>/> İFSAK ile/ve/||/<>/> TAFK ile/ve/||/<>/> AFSAD ile/ve/||/<>/> AFAD

( [kuruluş yılı] 1950 ile/ve/||/<>/> 1959 ile/ve/||/<>/> 1959 ile/ve/||/<>/> 1977 ile/ve/||/<>/> 1979 )


- EKSİKLİK ile/ve/||/<> TAMAMLANAMAZLIK


- ELDE ETMEK ile/ve/değil TAHSİL ETMEK


- ELE ALMAK ile TARTIŞMA

( "DISCUSS" vs. ARGUE )


- ELE ALMAK ile TARTIŞMA

( DISCUSS vs. ARGUE )


- ELEMENT ile/||/<> TAHMİN

( Bilinmeyen elementlerin özelliklerini tahmin )

( Dmitri Mendeleev tarafından 1871 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1834-1907) (Ülke: Rusya) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Periyodik tablo) )


- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TARTIŞMA

( vs./and/||/<>/and/but/< DISCUSSION
DISCUSSION instead of CRITICISM )


- ELEŞTİRİ ile/ve TAVIR

( CRITIQUE vs./and MANNER )


- ELEŞTİRMEK ÜZERE BİLGİ TOPLAMAK/CIMBIZLAMAK ile/değil/>< (TAM/DOĞRU/SAMİMİ) DİNLEMEK


- EMİR ile/değil/yerine/||/></< TAKDİR


- EMİR ile TÂLİMAT


- EN BÜYÜK SORUNLAR:
KENDİNDEN MEMNUN OL(A)MAMA ile/ve/||/<> TATMİN OL(A)MAMA


- EN ile/ve/||/<> TAM

( WIDTH vs./and/||/<> COMPLETE/FULL )


- ENDÛH[Fars.] değil/yerine/= TASA, KAYGI, SIKINTI


- ENGELLERDE/MÂNİ:
ŞER'Î MÂNİ ile/ve/||/<> TABİÎ'Î MÂNİ ile/ve/||/<> ÖRFE DAYANAN MANİÎ ŞER'Î


- ENTIRELY :/yerine TAMAMEN


- EPİGRAF değil/yerine/= TANIMLIK


- EREK ile/ve TAVIR

( AIM vs./and MANNER )


- EROS ve/||/<> LİBİDO
ile/ve/||/<>/<
TANATOS ve/||/<> DESTRUDO

( Eşeysel ve varoluş yönünde dürtü ve güdü. İLE/VE/||/<>/< Varoluşsal dürtü ve güdü. )

( SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/< EDOARDO WEISS )


- EROS ile TANATOS


- EŞ ÖZDEŞİM ile TAMAMLAYICI ÖZDEŞİM


- EŞANTİYON/PROMOTIONAL MATERIAL[İng.] değil/yerine/= TANITMALIK


- ESAS ile TAMAMLAYICI

( BASE vs. COMPLEMENTARY )


- EŞİT OLAMAMA ile/ve/||/<> TAYİN EDİLEMEME


- ESKİZ değil/yerine/= TASLAK


- ESKİZ değil/yerine/= TASLAK


- EŞSÖZ = İADE-İ MÂNÅ = TAUTOLOGY[İng.] = TAUTOLOGIE[Fr., Alm.] = TAUTOLOGIA[Yun.] = COSA FINALIS


- ESTETİK ile/ve/||/<> TARİH


- ESTIMATE :/yerine TAHMİN ETMEK


- ETEK ile/ve TARLATAN[Fr.]

( ... İLE Kabarık görüntü vermek için değişik malzemelerle yapılan bir tür iç giysisi. )


- ETKİLEMEK ile/ve/<> "TAMAMLAMAK


- EVİN/EWİN ile TAHIL
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Tahıl tanesi, tohum. İLE ... )


- EVRİM:
DİRİMSEL ile/değil TARİHSEL


- EXACT :/yerine TAM, KESİN


- EXACTLY :/yerine TAM OLARAK


- EXPENDITURE and PUBLIC EXPENDITURE and TAX EXPENDITURE

( Gider, harcama, masraf. VE Kamu giderleri. VE Vergi gideri. )


- EYTİŞİM/DİYALEKTİK:
DOĞAL ile/ve/||/<> TARİHSEL


- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile/ve/||/<> TARİH


- EZBER ile/ve/||/<> TAKLİT


- FAMILIAR :/yerine TANIDIK


- FANATİKLEŞ(TİR)ME ile/ve/||/<> TARAFTARLAŞ(TIR)MA


- FARE ile/ve/||/<> TAVŞAN


- FASON ile/ve TAŞERON


- FECİR değil/yerine/= TAN


- FELSEFE TARİHİ ile/ve/=/||/<>/>/< TARİH FELSEFESİ


- FELSEFE ile/ve TASAVVUF

( Akla, biçim verir. İLE/VE Nefse, biçim verir.["Akıl kârı" değildir.] )


- FELSEFE ile/ve/<> TARİH


- FELSEFE ve/<> TASAVVUF

( Aklın hikmetli dilidir. VE/<> Ahlâkın hikmetli dilidir. )


- FELSEFE ve/<> TIP ve/<> TARİH

( Tabakât Literatürü Üzerine Bir İnceleme
[ www.klasikyayinlari.com/ebooks/default.aspx?kitapid=123 ] )


- FELSEFİ ÖZDEKÇİLİK/MATERYALİZM ile TARİHSEL ÖZDEKÇİLİK/MATERYALİZM

( Gerçekliğin nesnel unsurlardan oluştuğunu savunan felsefi görüş. İLE Tarihin sınıf çatışmaları ve ekonomik etmenlerle biçimlendiğini savunan görüş. )


- FESİH ile/||/<> İLGÂ[Ar. < LAĞV] ile/||/<> TASFİYE[Ar. < SAFVET/SAFÂ: Saf, duru olmak.]

( Verilmiş bir yargıyı kaldırma, bozma. | Dağıtma, dağıtılma, lağıv. İLE Bir şeyin varlığını ortadan kaldırma. İLE Arıtma/arıtım/arıtılma, ayıklama, temizleme, saflaştırma/saflaştırılma. | Bir kuruluşun iflâsı ya da kapanması sonunda hesaplarının kapatılıp kalan maddî varlığın, mal ve paranın alacaklılara dağıtılması. | Bir kuruluşta işçi ve memur çıkarma. | Görevine son verme. )


- FETİŞ ile TAPMA/TAPINMA, TAPINCAK

( FETISH vs. TO ADORE/WORSHIP )

( ... cum DEVOTIO )


- FETVÂ ile/ve TAKVÂ


- FEYEZAN/SEYLAP değil/yerine/= TAŞKIN


- FFP/FRESH FROZEN PLASMA | FİLTERING FACE PİECE[İng.] değil/yerine/= TAZE DONMUŞ PLAZMA | YÜZE SÜZGEÇLENEN PARÇA


- Fİ'L[Ar.] ile HALK[Ar.] ile TAĞYÎR[Ar.]


- FIBONACCI ile/ve/||/<>/> TARTAN

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> Aşağıda ve sıkça gördüğünüz kumaş, dönem dönem moda olan, genelde battaniyelerde karşımıza çıkan, geleneksel "İskoç deseni"ni de anımsatıyor. Bu tarz desenlere, "tartan" adı veriliyor.

Geçtiğimiz yıllarda bu tartanlardaki çizgilerin kalınlığının 1,1,2,3,5,8,13,21... biçiminde devam eden Fibonacci sayılarına göre oluşturulduğu fark edildi.

İlk tasarımcıların neden bu biçimde döşeme yaptığıyla ilgili bir bilgimiz olmasa da böyle bir ilişki olduğunu görmek çok heyecan verici... )

( )


- FİİLLERDE:
MEMNÛ ile/ve/||/<> TAVSİYEYE ŞÂYÂN / GAYR-I ŞÂYÂN ile/ve/||/<> MUBAH


- FIKIH ile TARİHÎ BİLGİ

( Olması/Olmaması Gereken İLE "Ne olmuş" olduğu )


- FIKIH ve/> TASAVVUF

( "Tasnif'ul Ulûum" kitabında Tasavvuf: "İmanın meyvesi ve İslâm'ın neticesi."/"Hüve semeretül iman ve neticetü'l-İslâm" )

( İman ve itikadı anlatan geniş ve derin ilim.[Bu ilmi anlatan kitaplara AKÂİD de denilir.] VE Gövde ile yapılacak ahkâm-ı islâmiye'yi bildiren ilim ve kitapları. VE Halk için, tahsili olmayanlar için yazılmış olan ve herkesin bilmesi, inanması ve yapması gereken kelâm, ahlâk ve fıkıh bilgilerini kısaca ve açıkça anlatan ilim ve kitapları. )


- FİLOGENİ ile/||/<> TAKSONOMİ

( Filogeni evrimsel akrabalık İLE taksonomi sınıflandırma. )

( Formül: Relationships İLE categorization )


- FIX :/yerine TAMİR ETMEK


- FLAVOR :/yerine TAT


- FOLLOW :/yerine TAKİP ETMEK


- FOSİLBİLİM değil/yerine/= TAŞILBİLİM


- FOSİLLEŞME değil/yerine/= TAŞILLAŞMA


- FRAKSİYONEL KUANTUM HALL ile/||/<> TAMSAYI KUANTUM HALL

( Fraksiyonel kuantum Hall güçlü elektronlar arası etkileşimden kaynaklanırken, tamsayı hali tek elektron etkisidir )

( Formül: ν = 1/3 )


- FRESH :/yerine TAZE


- FULL-TIME[İng.] değil/yerine/= TAM GÜN


- FULLY :/yerine TAMAMEN


- GAUSS İLE EİSENSTEİN İLE HURWİTZ ile/||/<> TAM SAYI HALKALARI

( Farklı sayı sistemlerindeki tam sayılar. )

( Formül: N(a+bi) = a² + b² )

( Carl Friedrich Gauss tarafından 1801 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1777-1855) (Ülke: Almanya) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Sayılar teorisi, istatistik, manyetizma) )


- GAYRET ile/ve TAHSİL

( Kişiden. İLE/VE Allah'tan. )


- GAYRİMENKUL[Ar.] değil/yerine/= TAŞINMAZ


- GAZETE ile TAKVİM-İ VEKÂYİ

( ... İLE Osmanlı Devleti'nin ilk resmi gazetesi. 01 Kasım 1831'de yayımlamaya başlamıştır. Siyasal haberlerin ve bildirilerin yanı sıra, yasaları, tüzükleri de tam metin verir, ayrıca iç ve dış önemli olaylarla fen, sanat, ticaret ve ziraat İLE ilgili haberler de içerirdi. )


- GEÇERLİLİK ve/||/<> TUTARLILIK ve/||/<> TARİHSELLİK


- GELİŞİM ile/ve TAMAMLANMA

( DEVELOPMENT vs./and TO GET COMPLETE, COMPLEMENT )


- GENELLEŞTİRME = TAMİM = GENERALIZATION[İng.] = GÉNÉRALISATION[Fr.] = GENERALISATION[Alm.] = GENERALIS[Lat.]


- GERÇEK "BİR ..." ile/değil "TAM BİR ..."


- GEREKSİNİM/AÇLIK:
UYARILMA ile/ve/||/<>/> TANINMA ile/ve/||/<>/> YAPILANDIRMA


- GEREKSİNİM ile/ve/değil/||/<>/< TAMAMLAYICI/LIK


- GEZEGEN ADLARI ve/> TANRI ADLARI


- GİZEMCİLİK(MİSTİSİZM) ile/ve TASAVVUF


- GİZEMCİLİK = TASAVVUF = MYSTICISM[İng.] = MYSTICISME[Fr.] = MYSTIZISMUS[Alm.]


- GNOZİ/GNOSIA[İng.] değil/yerine/= TANIMA


- GOD :/yerine TANRI


- GÖLGE ile TAM GÖLGE

( Gölge, varolanı gösterir. )

( SHADOW vs. UMBRA )


- GÖLGEBALIĞI ile TAŞLEVREĞİ/MİNAKOP

( Alabalıkgillerden, uzunluğu 20-50 cm., sırt yüzgeci büyük, tatlı su balığı. İLE Gölgebalığıgillerden, büyük, Atlantik, Akdeniz ve Karadeniz'de yaşayan bir balık. )

( THYMALLUS THYMALLUS cum UMBRINA CIRHOSA )


- GÖRÜ:
BÜTÜNSEL ile/ve/=/||/<> TANRISAL


- GÖRÜ ile/ve TANIKLIK


- GÖSTERMEK ile/ve/||/<> TANITMAK


- GÖZLEMLEMEK ile/ve/||/<> "TARTMAK"


- GÖZLEMLEMEK ile TARAMAK

( TO OBSERVE vs. TO SCAN )


- GÖZYAŞI:
[ACI ile/ve TUZLU] ile/ve/değil/yerine/>< TATLI (ise)

( [ağlama] [ İstekler/in(nefs) içindir. İLE/VE Mal/mülk/çıkar içindir. ] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Hak/k ile... )


- GRAIN :/yerine TAHIL


- GRANÜL/GRANULE[İng.] değil/yerine/= TANECİK


- GRANÜLASYON/GRANULATION[İng.] değil/yerine/= TANECİKLENME


- GRANÜLER/GRANULAR[İng.] değil/yerine/= TANECİKLİ


- GUESS :/yerine TAHMİN ETMEK


- GÜFTÂR-I ŞİRİN[Fars.] değil/yerine/= "TATLI" SÖZ


- GUN :/yerine TABANCA, SİLAH


- GÜNEŞ/KARANLIK ile/ve/||/<>/< TAN/FECİR

( ... İLE/VE/||/<>/< Güneş doğmadan önceki alaca karanlık. )


- GÜNLÜK "AHLÂK" ile/ve TASAVVUF AHLÂKI

( DAILY MORALS vs./and MORALS OF SUFISM )


- GUSSA[Ar. çoğ. GUSAS] değil/yerine/= TASA, KAYGI, KEDER


- HABERCİ "RÜYA" ile "TAMAMLAYICI RÜYA"


- HADİSTE:
TEDVİN DÖNEMİ ile/ve/||/<>/> TASHİH DÖNEMİ


- HAK ve/||/<> TAŞ

( Yerini bulur. VE/||/<> Gediğini bulur. )


- HAKİKAT >< HURÂFE ile/ve/<> TARİHÇİ

( Hakikat gibi, hurâfelerin de, tarihçinin işine geleni vardır, gelmeyeni de. )


- HAKİKAT ve/||/<>/= TAŞ/BİTKİ/HAYVAN


- HAKK:
DOĞA ve/<> TARİH

( HAKK: Doğa ile tarihin birliği. )

( DIVINE TRUTH: NATURE and/<> HISTORY )


- HAL ve/> MAHAL ve/> TAHALLÜL


- HAL ile/ve/||/<> TAKAT


- HALÂVET[Ar.] ile TATLILIK, ŞİRİNLİK | ZEVK

( TATLILIK, ŞİRİNLİK | ZEVK )


- HALİL < TAHALLÜL


- HÂMİL[Ar.] değil/yerine/= TAŞIYAN


- HAMİLİNE MUHARRER SENET değil/yerine/= TAŞIYANA YAZILI BELGİT


- HÂNE ile/||/<> MENZİL ile/||/<> RAB ile/||/<> MÜSTEGAL[ÇOĞ. MÜSTEGALLÂT] ile/||/<> TARÎK-İ HÂS


- HARCAMALARINDAN KALANI TASARRUF ETMEK değil/yerine TASARRUFLARINDAN KALANI HARCAMAK


- HASAT ile TAHSİLAT

( Ürün kaldırma, ekin biçme işi. | Bu yolla elde edilen ürün. İLE Alacakların toplanması ya da süresi içinde ödenmeyenlerin yasal yollarla alınması. )


- HATM[Ar.] ile TAB'[Ar.]


- HATT ile/||/<> TAHCÎR

( Çizgi, sınır çizgisi. İLE/||/<> Arazinin çevresinde başkaları tarafından el konulmaması için taş ve benzeri şeyler koymak. )


- HAVL = TÂKAT


- HAYAL ile/ve/değil TAHMİN

( [not] TO IMAGINE vs./and/but ESTIMATE/CONJECTURE )


- HAYSÜ:
TALİL ile TAKYİD ile ITLAK


- HAYYİZ[Ar.] ile/ve/||/<>/> TAHAYYÜZ[Ar.]

( Mekân, mevki, sâha. İLE/VE/||/<>/> Yer tutma, önemli bir yeri olma, saygıya/hürmete, îtibâra nâil olma. | [nesneler için] Boşlukta bir yer tutma, yer işgal etme. )


- HAZIR OLMAK/OLAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TÂLİP OLMAK/OLAN


- HELÂL ile TAYYİP


- HELVA ile/ve TATLI

( Eskiden, tatlının genel adı, Helva idi. )


- HEREKE ile/ve KAYSERİ ile/ve BÜNYAN ile/ve YAHYALI ile/ve TAŞPINAR ile/ve SİVAS ile/ve KARS ile/ve BERGAMA ile/ve LADİK ile/ve MİLAS ile/ve ISPARTA


- HERHANGİ BİR ARKADAŞININ, SENİ, PARA İSTEMEK İÇİN ARAMASI ile TANIDIĞIN VE SEVDİĞİN BİR ARKADAŞININ, SENİ, PARA İSTEMEK İÇİN ARAMASI


- HEVESKÂR ile TALEBE

( İsteme[/eğilimli]. İLE Gayret eden, İsteyen[talep eden]. )


- HEVESKÂR ile/değil/yerine TALEPKÂR

( Tembel olur. İLE/DEĞİL/YERİNE Gereğini yerine getirebilecek kadar çalışkan olur. )


- HİÇ TARTIŞMASIZ/KATKISIZ/PEŞİNATSIZ ... değil TARTIŞMASIZ/KATKISIZ/PEŞİNATSIZ ...


- HİKMET ve/<> TABİAT

( Ancak, hayvanlar hikmet aramaz. )

( WISDOM and/<> NATURE )


- HİNDİ:
turkey ile/||/<> PERU ile/||/<> ETİYOPYA KUŞU ile/||/<> BUKALEMUN ile/||/<> FRANSIZ KIZI/ĞALOPÛLÂ ile/||/<> TACCHINO[: Kuş.]

( Türkçe'de
İngilizce'de. İLE/VE/||/<> Portekizce'de. İLE/VE/||/<> Arapça'da. İLE/VE/||/<> Farsça'da. İLE/VE/||/<> Yunanca'da. İLE/VE/||/<> İtalyanca'da. )


- HIRPALAMAK ile TARTAKLAMAK

( Örseleme. | Dövmek. | İtip kakmak, azarlamak ya da yıpratmak. İLE Çekerek ve iterek hırpalamak. )


- HİSSE SENEDİ ile TAHVÎL[< HAVL]

( Ortaklık. İLE Borç/Alacak Senedi. )

( Tüzel(Hukuki) Açıdan FaRkLaR

TAHVİLLER HİSSE SENETLERİ
1 Tahvil, bir borç senedidir.

Hisse senedi ise, bir mülkiyet senedididr.

2 Tahvil sahibi, tahvil çıkaran kuruluşun uzun vadeli alacaklısıdır.

Hisse senedi sahibi, hisse senedini çıkaran kuruluşun ortağıdır.
3 Tahvil sahibinin bir şirkete sağladığı sermaye, yabancı sermayedir. Hisse senedi sahibi, şirkete belirli bir oranda sahiptir. Kullandırdığı sermaye, özsermayedir.
4 Tahvil sahibi, şirketin aktifi üzerindeki alacağından başka hiçbir hakka sahip değildir. Şirketin yönetimine katılamaz. Buna karşılık, şirketin brüt kârından, önce tahvil sahiplerine faiz ödenir. Bundan sonra, bilanço kâr gösterirse, hisse senetlerine temettü ödenir. Tahvil sahipleri, alacaklarını aldıktan sonra, şirketin mal varlığı üzerinde hiçbir hak iddia edemezler. Hisse senedi satın alarak şirketin ortağı olan hak sahipleri, kendilerine tanınan tüm ortaklık haklarından yararlanabilirler.
5 Tahvilde kesin bir vade vardır. Bu vade sonunda, tahvil sahibi ile şirket arasındaki hukuki ilişki sona erer. Hisse senedinde vade olmadığı gibi, hisse senedi sahibi ile şirket arasındaki ilişki ebedidir, sadece hisse senedinin sahibi değişebilir.
6 Tahvilin getirisi belirli ve sabittir. (değişken faizli tahvillerde faiz oranları ancak iktisadi şartlar değiştiğinde mevzuat değişikliği ile değişebilir.) Hisse senedinin getirisi, hisse senedi değerinde meydana gelen artış ve şirketin dağıtacağı kar payıdır. Ancak senet sahibinin hangi yıl ne kadar gelir elde edeceği, hatta gelir elde edip edemeyeceği, belirli değildir.
7 Tahviller, mevzuatta itibari değerinin altında bir değerle (iskontolu olarak) ihraç edilebilir. Hisse senetleri, itibari değerin altında bir fiyatla satılamazlar.
8 Tahviller, şirketler dışında devlet ve belediyeler gibi tüzel kişiliğe sahip kamu kuruluşları tarafından da çıkarılabilir. Birer katılma payını ifade eden hisse senetleri, anonim şirketler tarafından ihraç edilebilirler. (sermayesi paylara bölünmüş komandid şirketler de hisse senedi çıkarabilmekte, ancak bunlar, halka arz yoluyla satılamamaktadır.)
9 Tahviller, bir itfa planı dahilinde itfa edilir. Hisse setlerinde, ilkesel olarak itfa söz konusu değildir. Ancak isteğe bağlı olarak, hisse senetlerinin bir bölümü itfa edilebilir ki, bunun anlamı sermaye azaltımıdır. Hisse senetlerinin tamamen itfası ise, şirketin tasfiyesi demektir.


Ekonomik Açıdan FaRkLaR

Tahvil ile hisse senedi arasındaki en önemli ekonomik fark, risk konusudur. Tahvil sahibi, tahvil ihraç eden şirketin kâr-zarar riskine katılmaz. Tahvil sahibi için risk, ancak şirketin tahvil anapara ve faizlerini ödeyemeyecek duruma gelmesi halinde söz konusudur. Bu durumda da, hisse senedine karşı avantajlı dır. Tahvil bir borç senedi olduğuna göre, borcun anapara ve faizleri gereğinde yargı yollarına başvurmak suretiyle tahsil edilebilir. Şirketin iflası ya da tasfiyesi halinde de, tasfiyeden öncelikle borçlar ödeneceğinden dolayı, tahvil sahipleri hisse senedi sahibinden önce alacaklarını alır. Hisse senedi sahipleri ise, ancak şirketin mal varlığından tüm borçlar ödendikten ve tasfiye masrafları çıktıktan sonra, kalanı, hisseleri oranında paylaşırlar.

Yalnız, tahvil alacaklıları icra, iflas ve tasfiyede yeterince korunmuş değillerdir. TTK, tahvili kıymetli evrak saydığı halde, İcra İflas Kanunu tahvili bono, çek ve poliçe gibi mütalaa etmemiş, öncelik bakımından adi borç senedi gibi ticari senetlerin gerisinde bırakmıştır.

Türkiye'de, Kurul'ca kayda alınan, satışı yapılacak sermaye piyasası araçlarının ihraç değerinin binde üçü tutarında bir ücret Kurul nezdindeki bir "özel hesaba yatırılmaktadır. Bu oran, gerektiğinde Bakanlar Kurulu'nca azaltılabilir. Bu kapsamda, tahvil ihraçları için de bu ücret yatırılmaktadır. Özel hesap, Sermaye Piyasası Kurulu'nun giderlerini karşılamak amacıyla kurulmuştur. Batı ülkelerinde ise, kamu otoritesi tarafından oluşturulan fonlara/hesaplara, her tahvil ihracı dolayısıyla ihraç eden şirketlerce belirli bir oranda prim yatırılmakta, tahvil ihraç eden bir şirket tahvillerinin anapara ya da faizlerini ödeyemediği takdirde, tahvil sahiplerinin alacakları tamamen ya da belirli bir oranda bu sigorta fonundan ödenmektedir.

Hisse senedi sahipleri ise tamamen risk altındadır. Bu risklerden biri temettü alıp almama riskidir. Hisse senedi yatırımı tahvillere nazaran daha riskli bir yatırım konusudur.

Tahvil ve hisse senetlerinin önemli bir ekonomik farkı da, tahvillerin sabit gelirli, hisse senetlerinin de değişken gelirli olmasıdır. Tahvillerde faiz oranlarını devlet tayin eder. Faiz oranlarının enflasyonun altında tutulduğu çok görülmüştür. Bu durumda tahvilin gerçek geliri sıfır olabileceği gibi, 1978-1980 yılları arasındaki dönemde görüldüğü gibi negatif bir duruma da gelebilir. )


- HISTORIAN :/yerine TARİHÇİ


- HISTORIC :/yerine TARİHİ


- HISTORICAL :/yerine TARİHSEL


- HISTORY :/yerine TARİH


- HIV ile/ve/||/<>/> TAT

( ... İLE/VE/||/<>/> HIV'in konakçı gözede çoğalmasını sağlayan çoğu dirimsel etmenin üretiminde ve organizasyonunda belirleyici durumdadır. )

( HUMAN IMMUNODEFICIENCY VIRUS vs./and/||/<>/> TRANS-ACTIVATOR OF TRANSCRIPTION )


- HİZMETÇİ ile/ve/değil/||/<> TABLAKÂR


- HOCALAR İÇİN YAZILAN METİN(KİTAP) ile TALEBELER/TEK BAŞINA OLANLAR İÇİN YAZILAN KİTAP


- HOLIDAY :/yerine TATİL


- HOROZ ile/ve KAZ ile/ve KARGA ile/ve TAVUSKUŞU

( Şehveti simgeler. İLE/VE Hırsı simgeler. İLE/VE Tûle emeli simgeler. İLE/VE Kibri/makamı simgeler. )

( Dışarıdaki değil içteki kuşları kontrol etmek gerek. )

( Eşek de sadece açlık ve şehveti için anırır. )


- HOROZ ile/ve/<> TAVUK

( Şehveti simgeler. İLE/VE/<> ... )

( ... ile/ve/<> TOK[Tuna Bulgarları'na ait kitâbelerde] )

( Horoz ile/ve/<> Tavuk )

( image )

( DÎK/DİYK[çoğ. DİYEKE, EDYÂK] ile/ve/<> DECÂC, DİCÂC/E, DÜCÂC/E[çoğ. DÜCÜC] | DÜCÂCİYYE[: Tavukgiller] )

( HURÛS ile/ve/<> MÂKİYÂN
HÛD-İ/HÛC-İ HURÛS, LÂLEK/Â: Horoz ibiği. )

( ROOSTER vs./and/<> CHICKEN )

( GALLUS cum/et/<> GALLIN/A/E )

( EL GALLO con/y/<> LA GALLINA )

( ... avec/et/<> CRÊTE )


- HOŞGÖRÜ/İYİGÖRÜ = MÜSAMAHA, TESAMUH = TOLERANS[İng. < TOLERANCE] = TOLÉRANCE[Fr.] = TOLERANZ[Alm.] = TALERANTIA < TOLERARE[Lat.]


- HOŞGÖRÜ ile/ve TAHAMMÜL


- HULÛL ile/değil TAHALLÜL

( Haramdır. İLE/DEĞİL Helâldir. )

( Hz. İbrahim, tahallül ve halildir. )


- HURMA[Fars.] ile TRABZON HURMASI/ASYA/JAPON HURMASI/TAZE HURMA/CENNET ELMASI

( Hurma ağacı. | Palmiyegillerin eski çağlardan beri Kuzey Afrika'da kültürü yapılan, yemişlerinden yararlanılan, gövdesi uzun, yaprakları büyük ve dikenli bir ağaç. | Bu ağacın tatlı meyvesi. İLE Abanozgillerden, 15 metre kadar yükselebilen büyük bir ağaç. | Bu ağacın elma büyüklüğünde, turuncu renkte, hamken kekre olan, olgunlaştığında tatlılaşan meyvesi. )

( DATE vs. PERSIMMON )

( PHOENIX DACTYLIFERA cum DIOSPYROS KAKI )


- İ'ÂNE[Ar.] ile TAKVİYE[Ar.]


- İBÂDET ile/ve TAAT ile/ve İTAAT

( SAAT-İ VAHİDEDİR ÖMÜR CİHÂN SAAT-İ TAATE SARF EYLE HEMÂN )

( PUJA ile/ve ... ile/ve ... )


- İBÂDET ile/ve TAPINMA


- İCÂBET[Ar.] ile TÂ'AT[Ar.]


- İÇERME = TAZAMMUN = IMPLICATION[İng., Fr.] = IMPLIKATION[Alm.] = IMPLICATIO[Lat.]


- İÇLEM = TAZAMMUN = COMPREHENSION[İng.] = COMPRÉHENSION[Fr.] = INHALT[Alm.] = COMPREHENSIO[Lat.]


- İCTİHAD >< TAHKÎK


- İDDİA (ETMEK) ile TAAHHÜT (ETMEK)


- IDENTIFIKASYON/IDENTIFICATION[İng.] değil/yerine/= TANIMLAMA | ÖZDEŞLEŞTİRME


- IDENTIFY :/yerine TANIMLAMAK


- İDİŞ[YAGMA/TUKSI/YEMEK/OĞUZ/ARGU] ile TAS
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kadeh. İLE Her türlü çanak, kap. )


- İDRAK ile/ve/= TASAVVUR


- İFTİDA'[Ar. < FİDYE] ile/ve/||/<> TALAK[Ar.]

( [evliliğin sona ermesi] Kadının, kocasını boşaması. İLE/VE/||/<> Evliliğin sona ermesi. Erkeğin, karısını boşaması. )


- İFTİTÂH TEKBİRİ ile/ve/<> İSTİFTÂH TEKBİRİ ile/ve/<> TAHRİME TEKBİRİ ile/ve/<> TEŞRÎK TEKBİRİ

( Namaza başlarken alınan ilk tekbir. İLE/VE/<> Namaza başlarken alınan ilk tekbir. İLE/VE/<> İhrama girmek gibi yapılmaması gerekenlerin başladığı tekbir. İLE/VE/<> Arefe Günü, Sabah namazı ile başlayıp Kurban Bayramı'nın 4. günü ikindi namazına kadar, namazların farzını kılıp selâm verdikten sonra ara vermeden, yerinden kalkmadan, dünya kelâmı konuşmadan yerine getirilir ve vaciptir. )

( ... İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> Allah-u Ekber[Allah sözü farzdır, Ekber sözü vacib'tir. El kaldırıp kulağa götürmek ise sünnettir.] İLE/VE/<> Vaciptir. )

( "ALLAHÜ EKBER(ALLAH ULULARIN ULUSUDUR)", "ALLAHÜ EKBER, ALLAHÜ EKBER, LÂİLÂHE İLL'ALLAHÜ V'ALLAHÜ EKBER, ALLAHÜ EKBER VE Lİ-LLÂH-İL HAMD" )


- İHTİYÂR SAHİBİ (OLMAK/OLAN) ile/ve/<>/|| TASARRUF SAHİBİ (OLMAK/OLAN)


- İHTİYÂR ile/ve/||/<>/>/< TAKDİR


- İHTİYÂRÎ/TAHYİRÎ HÜKÜMLER:
CEVAZ ile/ve/||/<> İBÂHE/MUBAH ile/ve/||/<> NEDB ile/ve/||/<> İSTİHSAN ile/ve/||/<> TABİÎYET ile/ve/||/<> HELÂL


- İHVÂN[< ÂH] ile/ve/<> TÂLİB

( Sâdık, samimi, candan dostlar. | Tarîkat yoldaşları/arkadaşları. İLE/VE/<> İsteyen, istekli. )

( Amaçta bir olmak. İLE/VE/<> Aynı amacı arıyor/istiyor olmak. )


- İKİNCİLLEŞTİRME ile/ve/<> TARİHSELLENDİRME


- İKİRCİK ile/ve TARTIŞMA


- İKTİBÂS ile/değil/yerine TAHSİL


- İKTİBÂS ile/ve/<> TAKLİT


- İKTİZÂ ile/ve/||/<> TAHYİR ile/ve/||/<> VAZI


- İLERLEME/TERAKKİ ve/||/<>/< TAKLİT

( Taklit, ilerlemenin/terakkinin motorudur. )


- İLETİM ile/||/<> TAŞINIM (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)

( İletim katılarda, taşınım akışkanlarda ısı transferidir )

( Formül: Q=kAΔT/d İLE Q=hAΔT )


- İLİM ve/+/<> TASAVVUR

( ... VE/+/<> Bir şeyin sûretinin zihinde bulunması/oluşması. )

( Bir ilme başlamak, o ilmi tasavvur etmeye/etmeyi bağlıdır/gerektirir. )

( Bir şeyi, hiçbir yönünden bilmemek olanaksızdır. )

( Bir ilmi bilmek bile ucundan tutmaktır. )


- İLK TANIŞTIĞIMIZ GÜN değil TANIŞTIĞIMIZ GÜN


- İLM-İ MUTLAK ve/= TASAVVUR-U MUTLAK


- ILM/İLM[Ar.] ile TAKLÎD[Ar.]


- İLTİFAT[Ar. < LÜTÛF[çoğ.] < LÂTİF(< L-T-F)(< LETÂFET)] ile/ve/||/<> TALTİF[Ar. < LÜTÛF < T-L-F]

( Sözel ya da duygusal bir övgü ve ilgi gösterme biçimi. | Birine güler yüz gösterme, hatırını sorma, tatlı davranma. | İlgi gösterme, rağbet etme. | Söz söylerken, daha çok etki sağlamak için beklenmedik bir anda sözü, konu ile çok yakından ilgili birine ya da bir şeye yöneltme. | Yüzünü çevirerek bakma. İLE/VE/||/<> Daha çok, somut bir ödül ya da onurlandırma anlamı taşır. | Birini ödüllendirmek, takdir etmek. Birine lütûf ve ikramda bulunmak. | Yumuşatma, güzelleştirme. | | İyi ve güzel davranarak gönül almak. | Birini nişan, madalya, aylık artırma vb. şeylerle ödüllendirme. )

( Kişiye/kişilere, (beklentisiz/karşılık beklemeksizin ve incelerek) gülümsemek/tebessüm, yüz/bakış, dans, müzik, ses, şiir, ince sözcük, selen/sedâ ve/ya da soluk/nefes(konuşma/yanıt) ikram etmek... )


- İLTİMAS ile ŞEFAAT ile İSAR ile TAFDİL[< FADL]

( Haksız yere, yasa ve kurallara uymaksızın kayırma, arka çıkma. | Birine herhangi bir konuda öncelik ve ayrıcalık tanıma. İLE Birinin suçunun bağışlanması ya da dileğinin yerine getirilmesi için o kişiyle Tanrı arasında, peygamberin yaptığı aracılık. İLE İkram; bahşiş. | Cömertlikle verme. | Dökme, saçma, serpme. | Kişinin, kendi, gereksinim duymasına karşın bahşiş vermesi. | Seçme. İLE Birini, ötekilerden üstün tutma. | En üstünlük. )


- İMAN ETMEK ile/ve TÂBİ OLMAK

( İnsan her şeye iman ederse, hiç canı sıkılmaz. )


- İMÂN ve/<> İLİM ve/<> TAKVÂ

( Gövde. VE/<> Koruyucu giysi. VE/<> En dış koruyucu giysi. )


- İMPAKSİYON/IMPACTION[İng.] değil/yerine/= TAKILMA


- İNANÇ ile TAKVÂ


- İNEK ile/değil TAKİN/KEÇİ ANTİLOBU

( ... İLE/DEĞİL Başı keçiye, gövdesi ineğe benzeyen, 4500 metrenin üzerindeki yüksekliklerde, Himalayalar'da [Bhutan, Burma, Nepal ve Myanmar'da] yaşayabilen bir hayvandır.[25 Kasım 1985'te, Bhutan'ın ulusal hayvanı olarak kabul edilmiştir.] )


- İNKOMPLET/INCOMPLETE[İng.] değil/yerine/= TAM OLMAYAN | TAMAMLANMAMIŞ


- İNSAN'IN/KİŞİNİN DÜŞÜNMESİ ile/ve TANRI'NIN DÜŞÜNMESİ

( [mâhiyetçe değil derece olarak!] Bilkuvve'den bilfiil'e doğru. İLE/VE Bilfiil. )


- İNSAN/KİŞİ:
DOĞA ve/<> TARİH

( Dirimsel[biyolojik] yanı, gövdesi itibariyle. VE/<> Zihni, bilgisi, deneyimleri, görgüsü, dili ve kültürü itibariyle. )


- INSTRUCTION :/yerine TALİMAT


- INTRODUCE :/yerine TANITMAK


- İP ile TARAZ/DARAZ

( ... İLE Taramak. | Düz ve parlak bir kumaşın üzerinde bulunan tel tel iplik. Dokumanın taraktan geçirilirken kopan ipliklerinden oluşan kabartılar. | (Saç için) Dağınık, biçim verilmemiş, kabarık. | Taraz sözcüğü Anadolu halk ağzında daraz biçiminde de söylenir. Bu sözcüğün kökünde daralmak, sıkılmak, dağılmak, kopmak, üşümekten tüyleri dikilmek vb. anlamlar vardır. )


- İPOTEK ile TAŞINMAZ YÜKÜ

( Bir borcun ödenmesini güvence altına almak için borç ödenince ortadan kaldırmak koşuluyla borçlu tarafından belirlenecek bir taşınmaz üzerine alacaklı lehine tapuya işlenen kayıt. İLE Söz konu taşınmaz sahibini başka bir kişiye yükümlü kılar.[Söz konusu olabilmesi için tapu kütüğüne tescil koşulu bulunmaktadır.] )


- İRÂDE[Ar.] ile TAHARRÎ[Ar.]


- İRÂDE[Ar.] ile TAVTÎNU'N-NEFS[Ar.]


- İRÂDE ile/ve/<> ŞEHVET ile/ve/<> TAMAH

( Varoluş ve sürdürme isteği. İLE/VE/<> Dürtü ve/ya da "güdü"ler aracılığıyla isteme. İLE/VE/<> İstemenin aşırılıkları. Açgözlülük, hırs. )

( CONATUS cum/et/<> APETITUS cum/et/<> CUPIDITAS )


- ISI YALITIMINDA:
BETON ile/değil/yerine/< AHŞAP ile/değil/yerine/< KÜTÜK ile/değil/yerine/< TAŞ ile/değil/yerine/< KERPİÇ ile/değil/yerine/< SAMAN

( Daha/en düşük. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Daha/en yüksek. )


- İSPAT değil/yerine/= TANITLAMA


- İSTATİSTİKSEL ANLAM/LILIK / YORUM ile/ve/<> TARİHSEL ANLAM/LILIK / YORUM


- İTAAT ile/ve/değil/yerine/<> "TAPMAK" ile/ve/değil/yerine/<> TESLİMİYET

( [not] OBEY vs./and "WORSHIP" vs./and/but/<> SUBMISSION
SUBMISSION instead of OBEY and "WORSHIP" )


- İTİBAR ile/ve/||/<> TAHAMMÜL


- İTTİBÂ[Ar.] değil/yerine/= UYMA, ARDISIRA GİTME, TÂBÎ OLMA


- İYİ ile/değil TAMAM


- İZLEM/STRATEJİ(K)[Fr. < Yun. STRATOS: Ordu. | AGO: Gütmek.] ile/ve/<> TAKTİK

( Üst kuram, kuram kurma kuramı. İLE/VE Stratejinin uygulanması. )

( STRATEGY vs./and TACTICS )

Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 2.765 başlık/FaRk ile birlikte,
2.765 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(3/12)