Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 42.805 başlık/FaRk ile birlikte,
42.805 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(91/173)


- KOL SENTIR/CALL CENTER değil/yerine/= ÇAĞRI MERKEZİ


- KOL ile/ve/değil/||/<>/< BACAK

( Denge. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Güç. )


- KOL/EL ile KOL ile KOL

( İnsan gövdesinde, omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm. İLE Giyside gövdenin bu bölümünü saran parça. | Makinelerde tutup çevirmeye, çekmeye yarayan ağaç ya da metal parça. | Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal. | Bazı çalgıların elle tutulan sap bölümü. | Koltuk, divan vb.nin yan tarafında bulunan dayanmaya yarayan parça. | Bir halat oluşturan bükülmüş lif demetlerinden her biri. İLE Bir şeyin ayrıldığı bölümlerden her biri, dal, kısım, şube, branş. | İş takımı. | Kanat. | Dizi, düzen. )


- KÖL ile KÖL ile KÖL ile KÖLÜNG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Su birikintisi. İLE Gölcük. İLE Deniz. İLE Durgun bir suyun olduğu gölcük.[Kuşlar bu çevrede yuva yapar.] )


- KOLA ile KOLA ile KOLAGİLLER

( Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta. | Kâğıt ya da bez yapıştırmakta kullanılan kaynatılmış nişasta bulamacı. | Kolalama. İLE Kolagillerden, Afrika'nın sıcak bölgelerinde yetişen ve kola cevizi adıyla anılan, çekirdekleri kahveden daha uyarıcı olan bazı içeceklerde ve hekimlikte kullanılan bir bitki. [Lat. COLA ACUMINATA] | Bu bitkinin yaprağından çıkarılan kokulu bir nesneyle kokulandırılan ve içine şeker, karbonat katılarak yapılan, yararsız ve zararlı "içecek". İLE Ayrı taç yapraklı iki çeneklilerden, büyük ve küçük kola ağaçları gibi birçok türü içine alan bir bitki ailesi. )


- KOLAPS/COLLAPSE[İng.] değil/yerine/= GÖÇME | ÇÖKME | SÖNME


- KOLATERAL/COLLATERAL[İng.] değil/yerine/= YANDAL (DAMAR YA DA SİNİR)


- KOLAY DEĞİL fakat (DAHA FAZLA) ZORLAŞTIRMA(YABİLİRİZ)!


- KOLAY OLDUĞUNDAN YAPMAMAK
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
(YETERİNCE)
(B)İLGİLENMEDİĞİNDEN/ANLAMADIĞINDAN YAPMAMAK/ERTELEMEK


- KOLAY OLMAYAN:
UYUYANI UYANDIRMAK değil UYUMA TAKLİDİ YAPANI UYANDIRMAK


- KOLAY OLMAYAN/ZOR "YAŞAM" İÇİN ile/değil/yerine/>< KOLAY YAŞAM İÇİN

( "Kolay/kısa seçimler/sonuçlar". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kolay/kısa olmayan seçimler/süreçler. )


- KOLAY "YOL/YÖNTEM" ile/ve/değil/yerine/||/&gt;&lt;/< KOLAY OLMAYAN YOL/YÖNTEM

( [Yaşamı ...]
Zorlaş[tır]ır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>


- KOLAY ile/>< DEĞER

( Kolay, değerin düşmanıdır. )

( vs./and/||/<> VALUE )


- KOLAY ile/ve/değil EN KOLAY

( Doğa, kolayı değil en kolayı tercih eder. )

( [not] EASY vs./and/but THE EASIEST
Nature prefers the easiest, not the easy one! )


- KOLAY ile/ve UYGULAMA/PRATİK

( ÂSÂN ile/ve ... )

( EASY vs./and PRACTICAL )


- KOLAY ile/>< ZOR

( [hiçbir şey ...] Göründüğü kadar kolay değildir. İLE/VE/>< Zannedildiği kadar zor değildir. )

( EASY vs./>< DIFFICULT )


- KOLAYCILIK ile/ve/||/<> KAÇIŞ


- KOLAYCILIK ile/ve/değil/<> TESLİMİYET


- KOLAYCILIK ile/değil/yerine/>< YARDIM GEREKSİNİM EŞİĞİ


- KOLAYLAŞTIRICI ARABULUCU ile/ve/<> DEĞERLENDİRİCİ ARABULUCU


- KOLAYLAŞTIRICI/LIK ile/ve/||/<>/> VARSILLAŞTIRICI/LIK


- KOLAY/LIK ile YALIN/LIK / BASİT/LİK

( EASY/NESS vs. SIMPLE/NESS )


- KOLAY/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOĞRUDAN/LIK


- KOLAY/LIK ile/ve/<> YAKIN/LIK


- KOLAY(LIKLA) SÖYLEMEK ile/ve/değil/<> İNAN(M)IYOR OLMAK


- KOLÇAK ile KOLLUK ile KOLLUK

( Yalnız başparmağı ayrı, öteki dört parmağı bir örülmüş eldiven. Ceket ya da gömlek kollarının kirlenmesine engel olmak için bilekten dirseğe kadar geçirilen eğreti/çakma kolluk. | Kadınların dirseklerine kadar taktıkları basmadan yapılan süs eşyası. | Kola geçirilen işaretli bağ, pazubent. | Zırhın kola geçirilen parçası. | Koltuk ya da sandalyenin kol konacak parçası. | Çark kolu. İLE Gömlek kollarının ucundaki iliklenen bölüm, manşet. | İş yaparken giysiyi korumak için bilekten dirseğe kadar kola geçirilen, genellikle koyu renkli kumaştan dikilmiş parça. | Kollara takılan ve dikkati çekmesi istenen görevlilerin kimliklerini gösteren şerit. İLE Güvenliği sağlamakla görevli polis ya da jandarma. )


- GÜÇ/DAYANIKLILIK/DENGE:
KOL/DA ile/ve/değil/||/<>/< BACAK/TA

( Yüzmede[özellikle suyun üstünde durmada], tutunma ve tırmanmada kolun gücüne değil bacakların gücüne ve olanaklarına yönelmek/odaklanmanın önceliği ve farkındalığı... )


- KÖLE OLMAK ile "ROBOTLAŞMAK"

( Geçmişin tehlikesiydi. İLE Geleceğin tehlikesi. )


- KÖLE ile/>< EFENDİ

( Köleler, efendilerine olan sadakati, efendilerini köleleştirmek için yapar. )


- KÖLE ile/değil/yerine GÖNÜLLÜ "KÖLE"


- KÖLE ile/değil/<>/< İŞÇİ

( [not] SLAVE vs./but/<>/< WORKER )


- KÖLE ile MEVÂLİ

( ... İLE Âzâdlı köle. )


- KÖLE ile SERF[Lat.]

( ... İLE Derebeylik toplum düzeninde, toprakla birlikte alınıp satılan köle. )


- KOLEJ değil/yerine/= ÖZEL OKUL | BİLGİTEY


- KOLEKSİYON[Fr./İng.] değil/yerine/= DERLEM


- KOLEKTİF değil/yerine/= ORTAK(LAŞA)


- KOLEKTÖR[Fr. < COLLECTEUR] değil/yerine/= TOPLAÇ

( Atık suların akmasını sağlayan boru. | Elektrik dinamolarında, hareketli bölümün üzerindeki iletken devrelerde oluşan akımı toplayıp tek bir devreye veren araç. )


- KÖLELEŞTİRENLER:
"SEVİLME İSTEĞİ/BEKLENTİSİ" ve/||/<>/> "BEĞENİLME İSTEĞİ/BEKLENTİSİ" ve/||/<>/> "TAKDİR EDİLME İSTEĞİ/BEKLENTİSİ"


- [ne yazık ki]
KÖLELİK ile/ve/||/<>/> BORÇ KÖLELİĞİ


- KÖLE/LİK ile/ve ŞAŞKIN/LIK


- KOLİGATİF ile/||/<> KONSTİTÜTİF

( Koligatif sayıya bağlı ΔTf İLE konstitütif yapıya bağlı. )

( Formül: Van"t Hoff faktörü )


- KOLİK/COLIC[İng.] değil/yerine/= SANCI


- KÖLİK ile KÖLİGE ile KÖLİKLİG/KÖŞİKLİG ile KÖŞİGE ile KÖLÜK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gölge. İLE Koyu gölge. İLE Gölgelik yer. İLE Zayıf gölge. İLE Ödünç alınan. )


- KOLİK[Fr. < COLIQUE] değil/yerine/= SANCI

( Bağırsak, böbrek gibi içi boş organlarda, aralıklı duyulan güçlü sancı. )


- KOLIMASYON/COLLIMATION[İng.] değil/yerine/= IŞIN YÖNLENDİRME


- KOLIMATÖR/COLLIMATOR[İng.] değil/yerine/= IŞIN YÖNLENDİRICİ


- KOLİT[Fr. < COLITE] ile/ve/||/<> ANTERİT[Fr. < ANTERITE]

( Kalın bağırsak yangısı/iltihabı. İLE/VE/||/<> İnce bağırsak yangısı/iltihabı. )


- KOLKOLA" değil KOL KOLA


- KOLLARI:
SIYIRMAK ile/değil KIVIRMAK


- KOLLİGATİF ÖZELLİK ile/||/<> KİMYASAL ÖZELLİK

( Kolligatif sayıya, kimyasal yapıya bağlıdır )

( Formül: Kaynama noktası yükselmesi )


- KOLLİGATİF ÖZELLİK ile/||/<> YOĞUN ÖZELLİK

( Kolligatif parçacık sayısına, yoğun madde miktarından bağımsız. )

( Formül: ΔTf İLE yoğunluk )


- KOLLOİDAL değil/yerine/= TUTKALSI


- KOLMOGOROV İLE COX İLE DE FİNETTİ ile/||/<> OLASILIK AKSİYOMLARI

( Olasılık kuramınin farklı temelleri. )

( Formül: P(Ω) = 1 İLE P(A∪B) = P(A) + P(B) if A∩B = ∅ )


- KOLOFAN[Fr. < COLOPHANE] ile KOLOFAN

( Hidratlı doğal kalsiyum sülfat. İLE Çam sakızının damıtılmasıyla oluşan, saydam, sarı renkli reçine. [Anadolu'da bir Lidya kentinin adından] )


- KOLOİDAL ile/||/<> GERÇEK ÇÖZELTİ

( Koloidal çözeltilerde parçacıklar 1-1000 nm arası, gerçek çözeltilerde moleküler boyutta )

( Graham tarafından 1861 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1805-1869) (Ülke: İskoçya) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Graham yasası, kolloid kimyası) )


- KOLOİT[Fr. < COLLOIDE] ile/ve/||/<> KOLOİDAL[Fr. < COLLOIDAL]

( Jelatin niteliğinde olan ve suda dağılmışı zarlardan geçmemekle billursulardan ayırt edilen nesnelerin genel adı, billursu karşıtı. İLE/VE/||/<> Zamk, jelatin yapısında olan, koloit nitelikleri taşıyan. )


- KOLON[Fr. < COLONNE] ile KOLON[Fr. < CÔLON]

( Dikme/sütun. | Katlardaki döşemeleri birbirine bağlayan düşey boru. İLE Kalın bağırsağın gödenden önceki bölümü. )


- KOLON[Fr. < COLONNE] ile/değil HOPARLÖR[Fr. < HAUT-PARLEUR < HAUT: Yüksek < Lat. ALTUS(> İt. ALTO) + PARLEUR: Konuşan.(Fr. PAROLE: Söz. > PAROLA: Gizli söz/cük. PALAVRA[< PALABRA])]

( Dikme/sütun. | Katlardaki döşemeleri birbirine bağlayan düşey boru. İLE/DEĞİL Elektrik dalgalarını ses dalgasına çeviren ve gerektiğinde sesi yükseltmeye yarayan aygıt. | Radyo, pikap, teyp vb. araçlarda sesi işitilebilecek duruma getiren aygıt. )


- KOLONİZASYON/COLONIZATION[İng.] değil/yerine/= ÖZDEŞ KÜMELENME


- KOLONİZASYON ile/||/<> MANDA

( Bir ülkenin başka bir ülke üzerinde egemenlik kurarak o ülkenin maddi ve manevi kaynaklarını kendi yararına kullanacak biçime getirmesi. İLE Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra bazı az gelişmiş ülkeleri, kendini yönetecek bir düzeye eriştirip bağımsızlığa kavuşturuncaya dek Milletler Cemiyet adına yönetmek için bazı büyük devletlere verilen vekillik. )


- KOLŞİSİN TEDAVİSİ (BEHÇET) ile/||/<> KORTİKOSTEROİD TEDAVİSİ (BEHÇET)

( Kolşisin hafif-orta Behçet için İLE kortikosteroid şiddetli tutulum için kullanılır. Kolşisin nötrofil aktivitesini azaltır İLE kortikosteroid genel inflamasyonu baskılar. Kolşisin yan etkileri az İLE kortikosteroid uzun dönem komplikasyonlar yapar. )

( Hulusi Behçet tarafından 1937 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1889-1948) (Ülke: Türkiye) (Alan: Dermatoloji, İmmünoloji) (Önemli katkıları: Behçet hastalığını 1937 yılında tanımladı. Üçlü semptom kompleksini (ağız yaraları, genital yaralar, göz iltihabı) bir hastalık olarak ortaya koydu. İsmini taşıyan ilk Türk doktor.) )


- KOLTUK ile KOLTUK


- KOLYE[Fr. < COLLIER] değil/yerine GERDANLIK

( Çoğu değerli taş ve madenlerden ya da altın paradan yapılmış, boyna takılan takı. )


- KOMBİNASYON/COMBİNATION[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİM


- KOMBINE/COMBINED[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİK


- KOMBİNEZON[Fr. COMBINAISON]/KOMBİNASYON[İng. COMBINATION] ile/değil/yerine/= DÜZENLEME | BİRLEŞTİRME

( Kadınların giydikleri kısa ve kolsuz iç çamaşırı. İLE/DEĞİL/YERİNE/= Bir işi başarıya ulaştırmak için alınan önlemler, düzenleme. | Birleştirme. )


- KÖMÇÜ/KÖMÜÇ ile KÖMEÇ ile KÖMİÇE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gömü, define. İLE Küllerin içine gömülerek pişirilen yassı ekmek. İLE Sivrisinek. )


- KOMEDİ[İng. < COMEDY] değil/yerine/= GÜLDÜRÜ


- KOMEDİ ile KOMİK

( Sanatçının yaptığı. İLE Abartanın, dozu kaçıranın yaptığı. )


- KOMENSALİZM ile/||/<> MUTUALİZM

( Komensalizm tek yarar İLE mutualizm karşılıklı yarardır )

( Formül: +/0 İLE +/+ )


- KOMENSALİZM ile/||/<> PARAZİTİZM

( Komensalizmde bir tür yarar diğeri etkilenmezken İLE parazitizmde bir tür yarar diğeri zarar görür )

( Formül: Simbiyotik ilişki )


- KOMİK ile GÜLÜNÇ


- KOMİK ile/ve/değil "İNANILMAZ"


- KOMİK ile/ve/değil/||/<>/> SAÇMA


- KOMİK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<> VAHİM


- KOMİK ile/ve/değil/||/<>/> YAZIK


- KOMİSYON ile !RÜŞVET

( COMMISION vs. BRIBE )


- KOMİSYON[Fr., İng.]/SİMSARİYE[Ar.] değil/yerine/= YÜZDE


- KOMİSYONCU/SİMSAR[Ar.] değil/yerine/= ARACI


- KOMİTA[Lat./Sırpça] ile KOMİTE[Fr. < ]

( Siyasi bir amaca ulaşmak için silah kullanan gizli topluluk. İLE Alt kurul. )


- KOMİTE değil/yerine/= KURUL


- KOMMENSALİZM ile/||/<> AMENSALİZM

( Kommensalizm +/0 tek fayda zarar yok İLE amensalizm 0/- tek zarar. )

( Formül: Neutral benefit İLE neutral harm )


- KOMMOSYO/COMMOTIO[İng.] değil/yerine/= SARSINTI


- KOMORBİDİTE/COMORBIDITY[İng.] değil/yerine/= EŞSAYRILIK


- KOMPAKSİYON/COMPACTION[İng.] değil/yerine/= KİLITLENME | TAKILMA


- KOMPAKT/COMPACT[İng.] değil/yerine/= SIKI | YOĞUN


- KOMPAKT UZAY ile/||/<> HAUSDORFF UZAYI

( Kompakt her açık örtüden sonlu alt örtü, Hausdorff farklı noktalar ayrılabilir )

( Formül: Heine-Borel teoremi İLE T₂ ayırma aksiyomu )


- KOMPAKT ile/||/<> BAĞLI

( Kompakt her açık örtüden sonlu alt örtü İLE bağlı iki açık ayrık yok. )

( Formül: Cover İLE separation )


- KOMPAKT ile/||/<> NON-KOMPAKT

( Kompakt kümeler kapalı ve sınırlı İLE non-kompakt kümeler bu özelliklerden birini taşımaz )

( Heine tarafından 1872 yılında keşfedildi/formüle edildi. (Ülke: Bilinmiyor) (Alan: matematik) )


- KOMPANSASYON/COMPENSATION[İng.] değil/yerine/= ÖDÜNLEME | DENGELEME


- KOMPANSATUVAR/COMPENSATORY[İng.] değil/yerine/= ÖDÜNLEYİCİ | DENGELEYİCİ


- KOMPANSE/COMPENSATED[İng.] değil/yerine/= ÖDÜNLENMİŞ | DENGELENMİŞ


- KOMPARATİF/COMPARATIVE[İng.] değil/yerine/= KARŞILAŞTIRMALI


- KOMPARTIMAN/COMPARTMENT[İng.] değil/yerine/= ODACIK | BÖLÜM


- KOMPETAN[Fr./İng. < COMPETENT]["KOMPEDAN" değil!] değil/yerine/= UZMAN, YETKİN


- KOMPETİTİF/COMPETITIVE[İng.] değil/yerine/= YARIŞMALI


- KOMPETİTİF İNHİBİSYON ile/||/<> NON-KOMPETİTİF

( Kompetitif aktif bölge yarışma, non-kompetitif başka bölge. )

( Formül: Km artar İLE Vmax azalır )


- KOMPLEKS ile KARMAŞA/KARMAŞIK


- KOMPLEKS/COMPLEX[İng.] değil/yerine/= KARMAŞIK | BİRLEŞİM | KARMAŞA


- KOMPLEKS ile RAFİNE


- KOMPLEKS ile/||/<> SAYI

( Kompleks sayıların sistematik kullanımı )

( Rafael Bombelli tarafından 1572 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1526-1572) (Ülke: İtalya) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Karmaşık sayılar) )


- KOMPLEKSİTE/COMPLEXITY[İng.] değil/yerine/= KARMAŞIKLIK


- KOMPLEKSLİ değil/yerine/= ALINGAN


- KOMPLET/COMPLETE[İng.] değil/yerine/= TAM


- KOMPLİKASYON/COMPLICATION[İng.] değil/yerine/= ART SORUN


- KOMPLİKASYON/İHTİLAT değil/yerine/= KARMAŞIKLIK


- KOMPLİKE/COMPLICATED[İng.] değil/yerine/= KARMAŞIK


- KOMPLİKE[Fr. < COMPLIQUE] yerine KARMAŞIK


- KOMPLİMAN[Fr. < COMPLIMENT]/İLTİFAT[Ar.] değil/yerine/= İNCELİK

( Gönül okşayıcı, hoşa giden söz. | Koltuklama. )


- KOMPLİYANS/COMPLIANCE[İng.] değil/yerine/= UYUNÇ


- KOMPLO TEORİSİ ile/değil/yerine TEORİ/KURAM

( [düşük/yüksek olasılıklı] Akıl hastalığı içinde. İLE/DEĞİL/YERİNE Akıl[felsefe/bilim/sanat] ile. )


- KOMPLO/TERTİP[Ar.] değil/yerine/= KURMACA


- KOMPONENT/COMPONENT[İng.] değil/yerine/= ÖGE, BİLEŞEN


- KOMPOZİSYON/COMPOSITION[İng.] değil/yerine/= BİLEŞİM


- KOMPOZİT/COMPOSITE[İng.] değil/yerine/= BİLEŞİK


- KOMPRADOR[Fr. < COMPRADOR] değil/yerine/= ARACI

( Aracı. | Çok zengin kişi. | Uzak Doğu ülkelerinde yabancı ortaklıklar hesabına iş sözleşmesi yapan yerli aracı. )


- KOMPRADOR[Fr. < COMPRADOR] değil/yerine/= İŞBİRLİKÇİ


- KOMPRES/COMPRESS[İng.] değil/yerine/= BASKIT


- KOMPRESÖR/COMPRESSOR[İng.] değil/yerine/= SIKIŞTIRICI


- KOMPRESYON/COMPRESSION[İng.] değil/yerine/= BASI


- KOMPRIMEV COMPRIME[İng.] değil/yerine/= HAP


- KOMPÜLSİF/COMPULSIVE[İng.] değil/yerine/= ZORLANTILI


- KOMPÜLSİYON/COMPULSION[İng.] değil/yerine/= ZORLANTI


- KOMŞU, KOMŞUNUN KÜLÜNE (BİLE) MUHTAÇTIR değil KOMŞU, KOMŞUNUN 'KÜLL'ÜNE MUHTAÇTIR

( Komşu, komşunun her şeyine muhtaçtır. "Kül"(Küllî, Külliyat), "hepsi, her, tamamı" gibi anlamlarda kullanılır. Eğer yanan şeyden arta kalan anlatılmak istenirse, "bile"(... külüne bile ...) eklenerek kullanılabilir. )


- KOMŞU ile/ve/değil AKRABA

( Çoğu zaman ve durumda komşu akrabadan daha yakındır! )

( Komşu komşunun küll'üne[herşeyine] muhtaçtır. )

( Hayır dile komşuna, hayır gelsin başına. )

( CÂR[çoğ. CÎRÂN] ile/ve EKARİB[< AKREB (< KARÎB: Yakın.) (< KURB: Yakınlık. [KURBİYET: Arapça dilbilgisi yönünden yanlış olmakla birlikte kullanılmaktadır.])] )

( NEIGHBOUR vs./and RELATIVE )


- KOMŞU ile/ve ÖTEKİ

( NEIGHBOUR vs./and OTHER )


- KOMŞUDA PİŞER ve/||/<>/> BİZE DE DÜŞER


- KOMÜNİKAN/COMMUNICANT[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTILI


- KOMÜNİKASYON/COMMUNICATION[İng.] değil/yerine/= İLETİŞİM


- KOMÜNİKASYON değil/yerine/= İLETİŞİM


- KOMÜNİZM = COMMUNISM[İng.] = COMMUNISME[Fr.] = KOMMUNISMUS[Alm.] = COMMUNIS:ORTAK[Lat.] = COMUNISMO[İsp.]


- KÖMÜR ile/ve CEMRE

( ... İLE/VE Ateş halinde kömür. | Kor halinde ateş. )

( KÖMÜR (ORHAN KURAL) kitabından yararlanabilirsiniz. )

( FAHM ile/ve ... )


- KÖMÜR ile MARSIK

( ... İLE Üretilirken gerektiği kadar yakılmadığından, tüterek ve koku vererek yanan, niteliksiz odun kömürü. | Zayıf ve teni koyu renkte olan. )


- KÖMÜR değil/yerine/>< ÖMÜR

( Kömür gibi bir hiç uğruna, yüzlerce güzelim kömür gözlümüzün, gözlerinin pırıltılarını ve gölgelerini kalbimizde yaşatmaya devam edeceğiz!

Bir şeylerin ihtirası yüzünden, ölmeden önce ölemeyip işçilerin ölmesine göz yumabilenler içinse, ne desek az, ne desek çok olacağından ve onların da sonlarının, gölgeleriyle ortada olduğunu anımsamamız, belki bir nebze daha teselli olabilir ümidiyle...

:( ((((

" 'Küçük' bireylerin, gölgeleri büyüdükçe, güneş, batıyor demektir."

)


- KOMUTAN/KUMANDAN[Fr. < COMMANDANT] ile MALKOÇ

( ... İLE Osmanlı'da, Akıncılar Ocağı'nın komutanı. )


- KOMUTAN ile MİR[Fars.]

( ... İLE Baş, kumandan, amir. | Bey. )


- KOMÜTATÖR[Fr. < COMMUTATEUR] değil/yerine/= ÇEVİRGEÇ/ANAHTAR


- KON(N)EKTÖR[Fr. < CONNECTEUR] değil/yerine/= BAĞLAYICI

( Demir yollarında fren kumanda kollarını dingilin üzerine bağlayan ve iki ucunda da kumanda kolunun girmesine uygun deliği bulunan parça ya da düzen. )


- KON! UÇ! ve KONUŞ!!!


- KÖN ile KÖNÇÜK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İnsan ve at derisi. İLE Yaka. )


- KONAK ile KONAK ile Konak

( Büyük ve gösterişli ev. | Vali, kaymakam gibi yüksek dereceli devlet görevlilerinin resmî konutu. | Konakçı. | Araçla bir günde alınan yol. | Yolculukta geceyi geçirmek için inilen, konaklanılan yer. İLE Kundak çocuklarının başlarında görülen kepek tabakası. | Gözde oluşan ince tabaka. İLE İzmir iline bağlı ilçelerden biri. )


- KONAR-GÖÇER


- KONAR GÖÇER/LİK ile/ve/||/<> YÜZER GEZER/LİK


- KONDANSASYON/CONDENSATION[İng.] değil/yerine/= YOĞUNLAŞMA


- KONDANSATÖR[Fr.] değil/yerine/= YOĞUNLAÇ

( İçinde, akımsız elektrik yükü biriktirilen aygıt. )


- KONDISYON/CONDİTION[İng.] değil/yerine/= DURUM | KOŞUL


- KONDİSYON[Fr./ing. < CONDITION]/ŞART[Ar.] değil/yerine/= KOŞUL


- KONDISYONEL/CONDİTIONAL[İng.] değil/yerine/= KOŞULLU


- KONDO İLE RKKY İLE DOUBLE EXCHANGE ile/||/<> MANYETİK ETKİLEŞİMLER

( Malzemelerdeki manyetik mekanizmalar. )

( Formül: TK ~ exp(-1/Jρ) )


- KONDRİKTHYES ile/||/<> OSTEİKTHYES

( Kondrikthyes kıkırdak balık İLE osteikthyes kemik balık. )

( Formül: Cartilage İLE bone fish )


- KONDUKTOMETRİK SENSÖR ile/||/<> POTANSİOMETRİK SENSÖR

( Konduktometrik sensör elektrik iletkenlik değişimini ölçerken İLE potansiometrik sensör potansiyel farkı ölçer )

( Formül: σ = 1/R )


- KONDÜKTÖR ile/||/<> İZOLATÖR

( Kondüktörler elektriği iletirken, izolatörler elektriği iletmez )

( Faraday tarafından 1833 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1791-1867) (Ülke: İngiltere) (Alan: Fizik, Kimya) (Önemli katkıları: Elektromanyetik indüksiyon, elektroliz) )


- KONDÜKTÖR değil/yerine/= KILAVUZ


- KONDURAMAMAK ile/ve/||/<> YAKIŞTIRAMAMAK


- KONDÜVİT/CONDUİT[İng.] değil/yerine/= YAPAY-BİYOLOJİK YOL


- KONFERANS[Fr./İng. < CONFERENCE] değil/yerine/= KONUŞMA/KONUŞTAY


- KONFERANS[Fr.] ile SEMİNER[Fr.]

( CONFERENCE vs. SEMINAR )


- KONFİGÜRASYON/CONFİGURATION[İng.] değil/yerine/= BİÇİM | DİZİLENİM


- KONFİRMASYON/CONFİRMATION[İng.] değil/yerine/= DOĞRULAMA


- KONFLİKT/CONFLICT[İng.] değil/yerine/= ÇATIŞMA


- KONFOBÜLASYON/CONFABULATION[İng.] değil/yerine/= MASALLAMA


- KONFOR ALANI ile/değil/ne yazık ki "KAYGI/KORKU" ALANI


- KONFOR "ZİNCİRİNİ":
"KORUMAK/SÜRDÜRMEK" ile KIRMAK


- KONFOR ile/ve/değil/||/<>/< ASGARİ ARAÇ


- KONFOR[İng. < COMFORT] değil/yerine/= GÖNENCE


- KONFORMER İLE KONFİGÜRASYON İLE KONSTİTÜSYON ile/||/<> İZOMERİ TÜRLERİ

( Moleküllerin farklı düzenleme biçimleri. )

( Formül: ΔE = RT ln K )


- KONFRONTASYON/CONFRONTATION[İng.] değil/yerine/= YÜZLES¸TİRME


- KONFÜZYON/CONFUSION[İng.] değil/yerine/= BİLİNÇ BULANIKLIĞI


- KÖNGLEK ile KÖNGÜL/KÖNGÜLLÜG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gömlek. İLE Kalp, gönül, akıl. )


- KONGLOMERA[Fr. < CONGLOMERAT] değil/yerine/= YIĞIŞIM


- KONGRE[Fr./İng. < CONGRES] ile KONKRE[Fr. < CONCRET]

( Çeşitli ülkelerden yöneticilerin, elçilerin, delegelerin katılmasıyla yapılan toplantı. | Kurultay. | Amerika Birleşik Devletleri'nde Temsilciler Meclisi ile Senatonun bir aradayken aldıkları ad. İLE Somut. )


- KONGRE[Fr. < CONGRES] değil/yerine/= KURULTAY


- KONGRÜENS değil/yerine/= EŞLEŞİM


- KÖNGÜZ ile/||/<>/< GÜBRE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gübre yığını.[Dışkının ve sidiğin karışıp kaynaştığı bir öbek.] İLE/||/<>/< ... )


- KÖNİ ile KÖNİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Düz, düzgün. İLE Güvenilir kişi. )


- KONİK/CONIC değil/yerine/= SÜĞÜRÜ


- KONİKLER:
ELİPS[Fr. < Yun.]/İHLÎCÎ[Ar.] ile PARABOL[Fr. < Yun.] ile HİPERBOL[Yun.]

( [yörüngelerde][dış merkezlik] 0-1 arasındaysa. İLE 1 ise. İLE 1'den büyük ise.
[dış merkezlik(eccentricity): Odak uzaklığının, yarı-büyük eksene bölünmesi.] )

( Tüm noktalarının, odak denilen, belirli iki ayrı noktaya olan uzaklıklarının toplamı birbirine denk olan eğri. İLE Bir düzlemin, odak denilen sabit bir noktadan ve doğrultman denilen sabit bir doğrudan, eşit uzaklıktaki noktalarının geometrik yeri. İLE Bir düzlemin, odak denilen durağan iki noktaya uzaklıkları değişmeyen noktaların geometrik yeri olan eğri. )

( Uzay bilgisi ve araştırmalarının başlangıcı olan, koni kesitleri buluşuyla ünlenen ve Perge'li olan matematikçi Apollonius'a, "Geometrinin Altın Çağının Son Temsilcisi" unvanı verilmiştir.[Koni kesitleri üzerine 8 ciltlik bir kitap yazmıştır.][Ancak ilk dört cildinin kopyaları günümüze kadar gelebilmiştir.][Bergama kralına ithaf ettiği son dört cildin 5., 6. ve 7. ciltleriyse Arapça çevirileriyle günümüze kadar gelebilmiştir. Ne yazık ki, son cilt ise kayıptır.][İbnül Heysem çevirisi olan el yazmaları ve Beni Musa[Musa Oğulları(Muhammed, Ahmed ve Hasan)]'nın (Hilal ve Harran'lı Tabit adlı iki matematikçi yardımıyla), "Kitab-ı Mahrutat" adlı çevirilerdir.(Apollionius'tan bin yıl sonra) Bunlardan biri Süleymaniye Kütüphanesi'nde, biri Oxford'da, öteki ise Tahran'da bulunmaktadır.] )


- KONİZASYON/CONIZATION[İng.] değil/yerine/= KONİK KESİM


- KONJEKTÖR değil KONJONKTÖR


- KONJENITAL/CONGENITAL[İng.] değil/yerine/= DOĞUŞTAN


- KONJESTİF/CONGESTIVE[İng.] değil/yerine/= GÖLLENDİRICİ


- KONJESTİYON/CONGESTION[İng.] değil/yerine/= GÖLLENME


- KONJONKTİVİTE değil/yerine/= GÖZ YANGISI


- KONJONKTÜR değil/yerine/= TOPLU DURUM/GEÇERLİ DURUM


- KONJUGASYON ile/||/<> TRANSFORMASYON

( Konjugasyon göze teması İLE transformasyon serbest DNA alımıdır )

( Formül: Pilus İLE serbest )


- KONKLAV ile PAPA SEÇİM KURULU

( Yeni bir Papa seçmek için toplanmış kardinaller meclisi. )


- KONKOMITAN/CONCOMITANT[İng.] değil/yerine/= EŞLİK EDEN


- KONKORDAN/CONCORDANT[İng.] değil/yerine/= UYUMLU


- KONKORDANS/CONCORDANCE[İng.] değil/yerine/= UYUMLULUK


- KONKUR[Fr. < CONCOURS] değil/yerine/= YARIŞMA


- KONKÜZYON/CONCUSSION[İng.] değil/yerine/= SARSINTI


- KONMAK ile ÇÖKMEK


- KONMAK ile KONULMAK

( Kuş, kelebek, uçak, toz vb. bir yere inmek. | Yolculukta geceyi geçirmek için bir yerde kalmak, konuk olmak. | Kısa bir süre için bir yere yerleşmek, bir yeri yurt edinmek. | Bir şeyi emeksiz edinmek. İLE Koyma işinin yapılması, yapılmış olması. )


- KONNEKSİYON/CONNECTION[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTI


- KONNEKTİF DOKU/CONNECTIVE TISSUE[İng.] değil/yerine/= BAĞ DOKUSU


- KONNEKTÖR/CONNECTOR[İng.] değil/yerine/= BAĞLAYICI, BAĞLANTI (DONANIM)


- KONSANTRASYON İLE MOLARİTE İLE MOLALİTE İLE NORMALİTE İLE MOL KESRİ ile/||/<> DERİŞİM BİRİMLERİ

( Çözeltilerde çözünen madde miktarını ifade eden farklı birimlerdir. )

( Formül: M = n/V İLE m = n/mçözücü İLE χᵢ = nᵢ/Σn )


- KONSANTRASYON/CONCENTRATION[İng.] değil/yerine/= GÖZEÇLENME/YOĞUNLAŞMA/DERİŞİM


- KONSANTRATÖR/CONCENTRATOR[İng.] değil/yerine/= YOĞUNLAŞTIRICI


- KONSANTRE/CONCENTRATED[İng.] değil/yerine/= YOĞUNLAŞMIŞ | DERİŞİK


- KONSANTRE ile KONSANTRASYON

( CONCENTRATED vs. TO CONCENTRATE )


- KONSANTRİK/CONCENTRIC[İng.] değil/yerine/= EŞMERKEZLİ


- KONSENSÜS/CONSENSUS[İng.] değil/yerine/= UZLAŞMA, | OYDAŞMA


- KONSENSUS ile DİSİPLİN


- KONSENSUS[KONSENSÜS değil!] değil/yerine/= UZLAŞIM


- KONSENT/CONSENT[İng.] değil/yerine/= ONAM


- KONSEPT/CONCEPT[İng.] değil/yerine/= KAVRAM


- KONSEPT[İng. < CONCEPT] değil/yerine/= KAVRAM


- KONSER SALONU değil/yerine/= DİNLETEY


- KONSER[İng. < CONCERT] değil/yerine/= DİNLETİ


- KONSERSİYUM değil/yerine/= YARDIM YÜRÜTÜM BİRLİĞİ


- KONSERVATİF TEDAVİ/CONSERVATIVE THERAPY[İng.] değil/yerine/= MUHAFAZAKÂR SAĞALTIM


- MUHAFAZAKÂR[Ar.]/KONSERVATİF/CONSERVATIVE[İng./Fr.] değil/yerine/= | TUTUCU


- KONSERVATUVAR değil/yerine/= KORUNTAY


- KONSERVE KAPAĞININ AÇILMASINDA KAPAĞI:
KENDİNE DOĞRU ÇEKMEK değil/yerine İLERİ DOĞRU İTMEK

( Çok dikkat etmek gerek. Hiç farkında olmadan elinizi kesebilirsiniz! )


- HEYET[Ar.]/COUNCIL[İng.]/KONSEY[Fr. < CONSEIL] değil/yerine/= KURUL


- KONSOL[Fr. < CONSOLE] değil/yerine/= DOLAP

( Duvar kenarına yerleştirilen, üstüne ayna ve başka süs eşyası konulan, çekmeceli, dolaplı mobilya. | Yalnız bir yanındaki dayanak tarafından taşınan, öteki bölümleri boşlukta olan yatay yapı ögesi. )


- KONSOLIDASYON/CONSOLIDATION[İng.] değil/yerine/= PEKİŞME | KATILAŞMA | BÜTÜNLEŞTİRME


- KONSOLİDASYON[İng. < CONSOLIDATION] değil/yerine/= SAĞLAMLAŞTIRMA | BÜTÜNLEŞME

( Borçlanmaların uzun süreli(vadeli) borç durumuna getirilmesi. )


- KONSOLİDE[Fr. < CONSOLIDE] değil/yerine/= VADESİ UZATILAN BORÇ


- KONSORSİYUM[Fr. < CONSORTIUM] değil/yerine/= KURULUŞLAR/ŞİRKETLER BİRLİĞİ


- KONSTANT/CONSTANT[İng.] değil/yerine/= SABİTE


- KONSTİTÜSYONEL/CONSTİTUTIONAL[İng.] değil/yerine/= YAPISAL, BÜNYESEL


- KONSTİTÜTİF ile/||/<> İNDÜKLENEBİLİR

( Konstitütif sürekli açık, indüklenebilir uyarıyla açık. )

( Formül: Always on İLE stimulus-dependent )


- KONSTRİKSİYON/CONSTRICTION[İng.] değil/yerine/= BÜZÜLME


- KONSTRİKTİF/CONSTRICTIVE[İng.] değil/yerine/= KISITLAYICI, DARALTICI


- KONSTRİKTÖR/CONSTRICTOR[İng.] değil/yerine/= DARALTAN


- KONSTRÜKTİVİZM[Fr. < CONSTRUCTIVISME] değil/yerine/= KURMACILIK

( Resim ve heykelde, yapıtı, geometrik öğeleri ile kurmayı temel alan anlayış. )


- KONSÜL[Fr. < CONSUL] ile BAŞKAN/YARGIÇ

( Görevini bir başka meslektaşıyla paylaşan yargıç. [Görev süresi 1 yıl olmak üzere][Eski Roma'da] )

( Roma'da, her yıl seçilen iki devlet başkanından her biri. | 1799'dan, 1804'e kadar Fransa'da birlikte görev alan üç devlet başkanından her biri. )


- KONSÜLTAN/CONSULTANT[İng.] değil/yerine/= DANIŞMAN


- KONSÜLTASYON/CONSULTATION[İng.] değil/yerine/= DANIŞIM


- KONSÜLTASYON[Fr./İng. < CONSULTATION]/KONSULTO[İt. < CONSULTO] değil/yerine/= DANIŞIM/DANIŞMA


- KONT[Fr. < COMTE] ile KONTES[Fr. < COMTESSE]

( Roma imparatorunun danışman olarak seçtiği kişi. | Derebeyi. | Batı toplumunda erkekler için kullanılan bir soyluluk unvanı. İLE Kont'un karısı. )


- KONTAK AÇISI ile/||/<> YÜZEY ENERJİSİ

( Kontak açı ıslanma <90° hidrofilik, yüzey enerji kohezyon. )

( Formül: θ İLE γ )


- KONTAMINASYON/CONTAMINATION[İng.] değil/yerine/= BULAŞMA


- KONTAMINE/CONTAMINATED[İng.] değil/yerine/= BULAŞMIŞ


- KONTEKS/T değil/yerine/= BAĞLAM


- KONTENJAN[Fr. < CONTINGENT] değil/yerine/= AYRILAN YER

( Bir yükümlülük ya da yararlanma işinde, o işin kapsamına girenlerin oluşturduğu belirli sayıdaki topluluk. | Bir kuruluşun ya da bir kimsenin seçip almakta yararlanabileceği sayı miktarı. | Bir malın, alım satım ya da dağıtım işinde, ilgililerin her birine düşen pay oranı. )


- KONTİNÜ/CONTİNUOUS[İng.] değil/yerine/= SÜREKLİ | KESİNTISİZ


- KONTÖR yerine SAYAÇ


- KONTRA[İt. < CONTRA] ile KONTRAST[Fr. < CONTRASTE]

( Karşıt, karşı, aksi. | Kontrplak. İLE Karşıt, karşıtlık. )


- KONTRAKSİYON/CONTRACTION[İng.] değil/yerine/= KASILMA


- KONTRAKTIL/CONTRACTILE[İng.] değil/yerine/= KASILABİLİR


- KONTRAKTILITE/CONTRACTILITY[İng.] değil/yerine/= KASILABİLİRLİK


- KONTRAKTÜR/CONTRACTURE[İng.] değil/yerine/= BÜZÜLÜ KALIM


- KONTRALATERAL/CONTRALATERAL[İng.] değil/yerine/= KARŞI YAN


- KONTRAST/CONTRAST[İng.] değil/yerine/= KARŞIT


- KONTRAST MADDE/CONTRAST MEDIA[İng.] değil/yerine/= GÖRÜNTÜVERİR NESNE


- KONTRAT[Fr. < CONTRAT] değil/yerine/= SÖZLEŞME


- KONTRENDİKASYON/CONTRAINDICATION[İng.] değil/yerine/= KULLANIM SAKINCASI

Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 42.805 başlık/FaRk ile birlikte,
42.805 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(91/173)