Bugün[01 Ocak 2026]
itibarı ile 9.229 başlık/FaRk ile birlikte,
9.229 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(22/38)


- TEDHİŞ ile TEDHİŞLİ ile TEDHİŞÇİ/LİK ile TEDHİŞSİZ


- TEDİP HAKKI değil/yerine/= USLANDIRMA ÜLEVİ


- TEDİP/TEDİB[Ar.] değil/yerine/= USLANDIRMA, YOLA GETİRME, TERBİYE ETME


- TEDİRGİNLEŞMEK ile TEDİRGİN/LİK


- TEDİRGİN/LİK ile/ve/<>/>/< GERGİN/LİK


- TEDİRGİNLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HEYECAN


- TEDİRGİNLİK ile/ve/||/<> HUZURSUZLUK


- TEDİRGİNLİK ile/ve/<> KORKU


- TEDİYE EMRİ değil/yerine/= ÖDEME BUYRUĞU


- TEDİYE[Ar.] değil/yerine/= ÖDEME

( Para vb. bir şey verme, ödeme. | Gerçekleşen bir alacağı para ile ödeme. )


- TEDİYE değil/yerine/= ÖDEME


- TEDİYE ile TEDİYE EMRİ


- TEDRÎCEN[Ar.] ile/ve/||/<> TEDRÎCÎ[Ar.]

( Azar azar, giderek, gittikçe. İLE Derece derece, yavaş yavaş olan. )


- TEDRÎS[Ar. < DERS] değil/yerine/= DERS VERME, OKUTMA


- TEDRİS ile TEDRİÇ ile TEDRİCİ


- TEDRİSAT[Ar.] değil/yerine/= ÖĞRETİM


- TEDSÎR[Ar.] ile ...

( Kuşun, yuvasını düzenlemesi/düzeltmesi. )


- TEDVÎN[Ar. < DÎVÂN] değil/yerine/= DERLEM/E

( Dîvân biçimine sokma. | Kitaplaştırma. | Yasalaştırma. [yazılı ve bütünlüklü duruma getirilen kurallar][İng. CODIFICATION] )


- TEDVİN değil/yerine/= DERLEYİ


- TEDVİR[Ar.] değil/yerine/= ÇEVİRME | YÖNETME, ÇEKİP ÇEVİRME


- TEE/TRANSÖZOFAGEAL EKOKARDİYOGRAFİ TRANSOESOPHAGEAL ECHOCARDIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= YEMEK BORUSUNDAN EKOKARDİYOGRAFİ


- [Ar.] TEEBBÎ ile/ve TEEMMÜM

( Birini, baba edinme. | Birini, evlât edinme. İLE/VE Ana edinme. | Çocuğun, anne tarafından tanınması. )


- TEEDDÜB[Ar.] değil/yerine/= UTANMAK


- TEEHHÜL[Ar. < EHL] ile TEEHHÜR[Ar. < TE'HÎR | çoğ. TEEHHÜRÂT]

( Ehlileşme. | Evlenme. İLE Sonraya, geriye kalma. | Gecikme. )


- TE'EKKEDENÎ'Ş-ŞEY'U[Ar.] ile ŞAKKA 'ALEYYE[Ar.]


- TEEKKÜL ile ...

( Yaranın açılıp büyümesi, oyulup açılması. )


- TEELLÜH ve KEMÂL


- Teemmül için DİNLE!!!


- TEEMMÜL ile/ve/<> TEFEKKUH

( İyice, etraflıca düşünme. İLE/VE/<> Fıkıh öğrenme. | Fıkıhta çok bilgili olma. )


- TEEN :/yerine GENÇ (13-19 YAŞ ARASI)


- TEENAGER :/yerine GENÇ, ERGEN


- TEENNÎ[< ENÂET] değil/yerine/= YAVAŞ GİTME, YAVAŞ HAREKET ETME, YAVAŞLIK; GECİKME | İLERİYİ DÜŞÜNEREK ACELESİZ, DİKKATLİ DAVRANMA


- TEENNÜS[Ar. < ÜNS] ile TEENNÜS[Ar. < ÜNS]

( Dişil/müennes olma. | Kadın gibi hareket etme, kadınlaşma. İLE Alışma, Ünsiyet peyda etme. )


- TEESSÜF[Ar.] ile NEDEM[Ar.]


- TEESSÜF[Ar.] değil/yerine/= YERİNME

( Acınmak. | Pişman olmak. )


- TEESSÜM[< İSM] ile ...

( GÜNAHTAN KAÇINMA )


- TEESSÜR[Ar.] ile TEESSÜR[Ar. < ESR, ESÂRET | çoğ. TEESSÜRÂT]

( Oyalandırma, işten alıkoyma. İLE Kederli ve üzüntülü olarak duygulanma, içlenme. | Bir şeyin etkisini duyma. | Acı, keder duyma. )


- TEESSÜS[Ar.] değil/yerine/= KURULMA, ORTAYA ÇIKMA | YERLEŞME, TEMELLEŞME, KÖKLEŞME


- TEEYYÜT[Ar.] değil/yerine/= DOĞRU ÇIKMA, GERÇEKLENME


- TEF[Fars.] ile TEF[Fars.]

( Zilli bir kasnağa geçirilmiş çalgı. İLE Sıcaklık[hararet]. | Buhar. )


- TEF ile TEFE ile TEFECİ/LİK ile TEFELİ


- TEF ile/ve/değil/<> ZİLLİ TEF


- TEFAHHUS[Ar. < FAHS | çoğ. TEFAHHUSÂT] ile TEFAHHUŞ[Ar. < FUHŞ]

( İnceden inceye araştırma. İLE Açık saçık, âdî sözcükler kullanma, müstehcen bir biçimde konuşma. )


- TEFÂHÜR[< FAHR] değil/yerine/= ÖVÜNME | ÖVÜNÇ


- TEFAKKÜH ile TEFKÎH

( Yemiş toplama, yemiş yeme. İLE Yemiş yedirme. )


- TEFÂVÜD[Ar.] ile YARARLAŞMA, BİRBİRİNDEN YARARLANMA

( YARARLAŞMA, BİRBİRİNDEN YARARLANMA )


- TEFCİR[Ar.]/DRENAJ[Fr.] değil/yerine/= AKAÇLAMA

( Toprakta bitkilerin yetişmesine zararlı olan fazla suların akıtılması. | Yarada biriken sıvıyı akaçla boşaltma. )


- TEFE ile KEFE[Ar. < KEFFE] ile KEFE

( Dokuma tezgâhında, tarağı tutan ağaç ya da metal parça. İLE Terazi gözlerinden her biri. İLE Atların tüylerini parlatmak için kullandığı bir araç türü. )


- TEFE ile TEF'E KOYMAK

( Dokuma tezgâhında, tarağı tutan ağaç ya da metal parça. İLE Biri hakkında alaylı dedikodu yapmak. )


- TEFE ile TEFELİ ile TEFECİ

( Dokuma tezgâhında tarağı tutan ahşap ya da metal parça. İLE Sık dokunmuş bez. İLE El altından yüksek faizle ödünç para veren kişi, faizci, murabahacı. )


- TEFEKKUH[Ar. < FIKH] ile TEFAKKÜH[Ar.]

( Fıkıh öğrenme. | Fıkıhta çok bilgili olma. | Taakkul, tefehhüm. İLE Hoşlanma, şaşırma. | Pişman olma. | Yemiş toplama, yemiş yeme. )


- TEFEKKUH[< FIKH] ile/ve/<> TEFEHHÜM[< FEHM]

( Fıkıh öğrenme. | Fıkıhta çok bilgili olma. İLE/VE/<> Yavaş yavaş anlama, farkına varma. )


- TEFEKKÜR ETMEK değil/yerine/= DÜŞÜNÜMLEMEK


- Tefekkür için DİNLE!!!


- TEFEKKÜR ile ASLINA DÖNDÜREN TEFEKKÜR

( CONTEMPLATION vs. CONTEMPLATION IN WHICH GET TURNS TO THE BASE )


- TEFEKKÜR ile/ve ASLINA DÖNDÜREN TEFEKKÜR


- TEFEKKÜR ile DALGIN ile ÇAĞDAŞLIK ile ÇAĞDAŞ ile MODERN ile KÜÇÜMSEME ile AŞAĞILIK ile AŞAĞILAYICI

( CONTEMPLATION vs. CONTEMPLATIVE vs. CONTEMPORANEITY vs. CONTEMPORANEOUS vs. CONTEMPORARY vs. CONTEMPT vs. CONTEMPTIBLE vs. CONTEMPTUOUS )

( غور ile تفکري ile معقول ile معاصر بودن ile همزماني ile هم عصر ile معاصر ile هم دوره ile همزمان ile استحقار ile خواري ile حقارت ile استهزاء آميز ile قابل تحقير )

( غور ile تفکري ile MAGHOL ile MOASER BODAN ile CPEHMAZMANY ile NPAM ASR ile MOASER ile NPAM DOREH ile CPEHMAZMAN ile ESTAHGHAR ile KHARY ile HAGHART ile ESTEHAZA AMYZ ile GHABEL TAHGHYR )


- TEFEKKÜR değil/yerine/= DÜŞÜNÜM


- TEFEKKÜR ve/> İSTİ'DÂD


- TEFEKKÜR ile/ve/> TAAKKUL

( Her kişinin becerisidir. [kendince ve kabı kadar] İLE/VE/> Er kişinin becerisidir. )


- TEFEKKÜR ve TEAMÜL

( Nazarî hikmet. VE Amelî hikmet. )


- TEFEKKÜR[Ar.] ile TEDEBBÜR[Ar.]


- TEFEKKÜR[Ar.] ile TEFAKKUR[Ar. < FAKR]

( Düşünme. İLE Fukaralaşma. )


- TEFEKKÜR ile/ve/<>/> TEMÂŞÂ[Fars.]

( MEDİTASYON ile/ve/<>/> KONTEMPLASYON )

( Düşünme. İLE/VE/<>/> Bakıp izleme, hoşlanarak bakma. | Bakan ve bakılanın, eş zamanlı hareketi. | Gezme. | İzlenilecek görüntü, görülmeye değer şey. | Oyun, temsil, piyes, tiyatro. )

( MEDITATION vs./and/<>/> CONTEMPLATION )


- TEFEKKÜR ve/||/<>/> TERTİP/TERTİB


- TEFEKKÜR ile/ve/<> TEŞEKKÜR


- TEFEKKÜR ile/ve TEZEKKÜR

( FRONESİS ile/ve NOESİS )


- TEFEKKÜR ile TEZEKKÜR ile TEFAKKUH ile İTTİKA ile İSTİMA' ile YAKÎN


- TEFERREDE[Ar.] ile TEVAHHADE[Ar.]


- TEFERRUAT[Ar.] ile TAFSİLAT[Ar.]


- TEFERRUAT ile TEFERRUATLI ile TEFERRUATSIZ


- TEFERRU'/ÂT[çoğ.][< FER] ile TEFERRUH[< FERAH] ile TEFERRUĞ[Ar. < FERAĞ]

( Dallanma, dal budak salıverme. | Bölümlere ayrılma. | Bir kökten çıkıp ayrılma. | Ayrıntı/lar. İLE Ferahlama, içi açılma. İLE Vazgeçme, cayma. | Bir işi bitirip ondan kurtulma. | Satın alınan bir malın tapusunu üstüne geçirme. )


- TEFERRÜC ile ...

( Açılma, ferahlama. | Gezinti. | Gezintiye çıkıp gam dağıtma. )


- TEFERRÜS[Ar. < FERÂSET | çoğ. TEFERRÜSÂT] ile TEFERRÜŞ[Ar. < FERŞ] ile TEFERRÜZ[Ar. < İFRÂZ]

( Sezme, anlar gibi olma. İLE Yayılma, serilme. İLE Ayrılma. )


- TEFERRÜT[Ar.] değil/yerine/= TEK/YALNIZ OLMA

( Tek, yalnız olma, herkesten uzaklaşarak yalnız kalma. | Benzeri bulunmama, benzersiz olma, sivrilme. )


- TEFESSÜH[Ar. < FÜSHAT] ile TEFESSÜH[Ar. < FESH | çoğ. TEFESSÜHÂT]/SASIMA[Ar.]

( Açılma, genişleme. İLE Çürüme, çürüyüp dökülme, bozulma. | Bir nesnenin kokup dağılması. )


- TEFE'ÜL[< FÂL] değil/yerine/= HAYRA YORMA, UĞURSAMA, UĞUR SAYMA


- TEFEVVUK[Ar.] değil/yerine/= ÜSTÜNLÜK, ÜSTÜN GELME


- TEFEYYÜZ[Ar.] değil/yerine/= YÜKSELME, İLERLEME


- TEFHÎM[Ar.] ile TEFHÎM[Ar. < FAHM] ile TEFHÎM[Ar. < FEHM | çoğ. TEFHÎMÂT]

( Kömürleştirme. İLE Büyük sayma, ta'zîm. | Bir harfi kalın okuma. İLE Anlatma/anlatılma, bildirme/bildirilme. )


- TE'FÎK[Ar. çoğ. TE'FÎKÂT] ile TEVFÎK[Ar.] ile TEVFÎK["TEYFÎK" değil!][Ar. < VEFK | çoğ. TEVFÎKAT]

( Yalan söyleme. | Yalan, iftira etme. İLE Elçilikle yollama. İLE Uydurma, uygunlaştırma. | Allah'ın yardımına kavuşma. | Bir kırılmada kırılan parçaları birbirine geçirme. | Tezat yapmadan, bir sözcüğün anımsattığı başka sözcükleri de aynı ibarede söyleme. )


- TEFKÎH[Ar.] ile TEFKİH[Ar. < FIKH]

( Hoşlandırma, hayrete düşürme. | Yemiş yedirme. İLE Fıkıh öğretme. | Öğretme, anlatma. )


- TEFRÎD[Ar. < FERD] ile TEFRÎT[Ar. < FART]

( Dünyadan geçip yalnız Allah ile meşgul olma, kendini Allah'a adama. | Elektriklenmemesi istenilen şeyi elektrik aktaran cisimlerden ayırma. İLE Tersine aşırılık, ortalamanın çok altında kalma. [>< İFRÂT] )


- TEFRÎD[< FERD] ile/ve/<> TEVHÎD[< VAHDET]

( Dünyadan geçip sadece Allah ile meşgul olma, kendini Allah'a adama. İLE/VE/<> Bir kılma, bir etme, birleştirme. | Bir sayma, bir olarak bakma, birliğine inanma. | Allah'ın birliğine inanma. | Lâ-ilâhe-ill-Allâh sözünü tekrarlama. | Allah'ın varlığına ve birliğine dair yazılan manzûme. | Klasik Türk dînî şiir müziğinde bir biçim. [bkz. TEVHÎD ile MÜNÂCÂT] )


- TEFRÎH[Ar. < FERAH] ile TEFRÎH[Ar. < FERH]

( Ferahlandırma, gönül açma. İLE Korkusuz kalma. | Gelişme, filizlenme. | Yumurtadan çıkma zamanı. )


- TEFRİK İÇİN değil/yerine TEVHİD İÇİN!


- TEFRÎK[Ar.] ile ŞA'B[Ar.]


- TEFRÎK[Ar.] ile TEFKÎK[Ar.]


- TEFRİK ile TEFRİKA ile TEFRİKA ROMAN


- TEFRÎK[< FARK] ile/ve/<> TEMYÎZ[< MEYZ]

( Ayırma, ayırd etme, seçme. İLE/VE/<> Ayırt etme. | Mahkemelerce verilen kararın, yasa ve yöntem yönünden incelenmesini sağlayan yasal yol. | Yargıtay. )


- TEFRİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TEVHÎD

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> Tenzihte teşbihi, teşbihte tenzihi görmek. / Zahirde bâtını, bâtında zahirde görmek. )


- TEFRİKA değil/yerine/= İKİLİK


- TEFRİKA[Ar.] değil/yerine/= SÜRMECE | İKİLİK

( Gazete ya da dergilerde çıkan, birbirini tamamlayan yazılardan oluşan dizi. | Bu biçimde yayımlanan. | İkilik. )


- TEFRÎŞ, TEFRÎŞÂT[Ar. < FERŞ] değil/yerine/= DÖŞEME, DÖŞENME, DÖŞEMEÇ, YAYMA | EV EŞYASINI DÜZENLEME


- TEFRİS değil TEFSİR


- TEFRİT değil/yerine/= GERİDELİK/YETMEZLİK


- TEFSİR ETMEK/TABİR ETMEK değil/yerine/= YORUM/LAMAK


- TEFSİR ile/ve/||/<> HADİS ile/ve/||/<> FIKIH ile/ve/||/<> KELAM ile/ve/||/<> TASAVVUF


- TEFSİR ile MEAL


- TEFSİR ile/ve MUHTASAR ile/ve TELHİS ile/ve TAHRİR ile/ve TEHZİB, TECRİD, TENKİH, MUNTAHAB ile/ve ZEYL ile/ve TERCÜME


- TEFSİR ile/ve ŞERH

( Âyetler / Kur'an-ı Kerîm, tefsir edilir. İLE/VE Hadis, şerh edilir. )


- TEFSİR ile TÂBİR


- TEFSİR[< FESR] ile/ve/||/<> TEFSİL ile/ve/||/<> TE'VÎL[Ar. < MEAL] ile/ve/||/<> TERCÜME

( Olaylara bağlı yorum. | Kur'ân-ı Kerîm'in, anlam bakımından açıklaması. | Örtüyü açmak. İLE/VE/||/<> Yaramaz ve kötü/kem nesne. İLE/VE/||/<> Anlama bağlı yorum. | İlklemek, asla götürmek. | Sözü çevirme. İLE Çeviri. )


- TEFSİR ile/ve/yerine TEVİL

( Olaylara bağlı. İLE/VE/YERİNE İlkelere bağlı. )

( Olaylara bakışla/yönelişle. İLE/VE/YERİNE Evvele bakışla/yönelişle. )


- TEFSİRE[Ar.] ile ...

( Hekimin, sayrının sidiğindeki değerleri/sonuçları incelemesi. | Sayrının, hekim tarafından incelenmiş sidiği. )


- TEF'TE:
ZİLLİ ile/ve ZİLSİZ

( DÂİRE, DEFF[: Zilli ve pullu bir çembere gerilmiş deriden oluşturulan çalgı, daire.] )

( BÂTERE, DEF )


- TEFTE[Fars.] ile TEFTÎH[Ar. < FETH | çoğ. TEFTÎHÂT]

( Kızmış, kızgın, hararetli. İLE Açma. | Geğirme. )


- TEFTÎK[Ar. < FETK] ile TEFTÎK[Ar. < FETK]

( Yarma, yarılma. İLE Ditmek, didilmek, tarayıp açmak.[yün, pamuk vb.] )


- TEFTİŞ HEYETİ değil/yerine/= DENETLEME KURULU/DENETİM KURULU


- TEFTİŞ[Ar.] değil/yerine/= DENETLEME


- TEFTİŞ ile TEFTİŞ HEYETİ ile TEFTİŞ KURULU


- TEFTİŞ-İ MESÂHİF ile/ve/||/<>/> TETKİK-İ MÜELLEFAT
:MECLİSİ/DEFTERLERİ


- TEFVÎZ[Ar.]/İHÂLE değil/yerine/= UYGUN KOŞULLARLA VERME

( Sipariş etme. | Allah'tan bekleme. | Dağıtım. | Bir Taşınmaz malı, bilinen değeri karşılığı birine verme. )


- TEGAFÜL[Ar.] değil/yerine/= ANLAMAMAZLIKTAN GELME


- TEGANNİ[Ar.] değil/yerine/= YIRLAMAK, ŞARKI SÖYLEME


- TEGAVVÜL[Ar.] ile TEGAVVÜR[Ar. < GAVR]

( Renkten renge girme. İLE Derin/e dalma. | Bir şeyin aslını arama. )


- TEĞET:
| FAKİR ve ORTA İÇİN | ile/değil/ne yazık ki ZENGİN İÇİN

( )


- TEĞET/MÜMAS[Ar. < MÜMASS] ile/değil TEYİT

( Bir eğrinin yanından geçen ve ona ancak bir noktada değen doğru. İLE/DEĞİL Doğrulama. )


- TEGU/LAGARTO[İsp.] ile KIRMIZI TEGU ile ALTIN/SİYAH TEGU/KAPLAN KERTENKELE

( Teiidae ailesindeki bir kertenkele türüdür. İLE Batı Arjantin, Bolivya ve Paraguay'a özgü bir kertenkele. İLE Bir tegu türüdür. )

( SALVATOR MERIANAE cum TUPINAMBIS RUFESCENS cum TUPINAMBIS TUGUIXIN/TUPINAMBIS NIGROPUNCTATUS )

( TEGU vs. RED TEGU vs. GOLD TEGU )


- TEHÂBB ile ...

( SEVİŞME, DOSTLUK PEYDÂ ETME )


- TEHÂCÎ[Ar. HECÂ] ile ...

( Hicv etme, hicivleşme. )


- TEHÂCÜM[< HÜCÛM] değil/yerine/= SALDIRMA | ÜŞÜŞME, TOPLAŞMA


- TEHÂLÜF[Ar. < HALF] ile TEHÂLÜF[Ar. < HULF | çoğ. TEHÂLÜFÂT]

( Yargıcın iki tarafa da yemin verdirmesi. İLE Birbirine karşıt olma, birbirine uymama. | Aykırılık. )


- TEHALÜK[Ar.] değil/yerine/= ÇOK İSTEME, CAN ATMA


- TEHASSÜS ile ...

( [bkz. TAHASSUS] )


- TEHDİT ile/değil/yerine/></> DÜZEN

( Herhangi bir yerdeki adâletsizlik. İLE/DEĞİL/YERİNE/> Her yer, zaman ve koşulda adâlet. )


- TEHDİT ile/değil "GÖZDAĞI VERMEK"


- TEHDİT değil/yerine/>< İKNA


- TEHDİT ile/değil/yerine KESİN UYARI/ULTİMATOM

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Kesin ve dönülmez söz. Son söz. | Bir devletin öteki devlete karşı zora başvuracağını bildirmesi. )

( [not] THREAT vs./and/but ULTIMATUM
ULTIMATUM instead of THREAT )


- TEHDİT ile/ve/> KORKU

( MENACE vs./and/> FEAR )


- TEHDİT değil/yerine/= KORKUTU/GÖZDAĞI


- [ne yazık ki]
TEHDİT ile ŞANTAJ[Fr. CHANTAGE]

( Gözdağı. İLE Herhangi bir çıkar sağlamak amacıyla bir kimseyi, kendiyle ilgili lekeleyici, gözden düşürücü bir haberi yayma ya da açığa çıkarma tehdidiyle korkutma. )


- TEHDİT ile TAHDİT


- TEHDİT ile/ve/||/<>/> TEDİRGİNLİK


- TEHDİT ile TEHDİTLİ ile TEHDİTSİZ


- [ne yazık ki]
!TEHDİT ile/ve/||/<> TEHLİKE


- TEHDİT değil/yerine TEKLİF


- TEHDİT ile/değil/yerine TESPİT


- TEHDİT ile/ve/değil/yerine UYARI

( [not] THREAT vs./and/but WARNING
WARNING instead of THREAT )


- TEHDİT ile/ve/<> YASAK


- [ne yazık ki]
TEHDİT ETMEK ile/ve/değil/||/<>/< "ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERMEK"


- TEHDİTKÂR[Ar.] değil/yerine/= KORKUTULU/GÖZDAĞILI


- TEHDİTSİZ[Ar.] değil/yerine/= KORKUTUSUZ/GÖZDAĞISIZ/GÖZDAĞI VERMEDEN/OLMADAN


- TEHECCÜD[< HECD]["TEHECVÜD" değil!] değil/yerine/= GECE UYANIP NAMAZ KILMA | GECE KILINAN NAMAZ


- TEHECCÜD NAMAZI ile/ve/<>/değil VİTR NAMAZI

( İkinci 3/1'lik bölümde kılınır.[Her 2 rekâtta bir selam verilerek kılınır.] İLE/VE/<>/DEĞİL Gecenin, son 3/1'lik bölümünde kılınan/kılınacak namazdır.[Eğer geceleyin uyanamama olasılığı varsa ancak bu durumlarda yatsı namazının ardından kılınabilir.][Yine de, kalkılamamışsa, sabah namazından önce kılınır.] )


- TEHEMTEN[Fars.] ile Tehem-ten[Fars.]

( İri yarı, boylu bolu yiğit. İLE Eski İran kahramanı Zal oğlu Rüstem'in takma adı. )


- TEHEVVÜR[Ar. < HEVR] değil/yerine/= İLERİ ÖFKE/GAZAP, ÖFKELENME, KÖPÜRME


- TEHEYYÜÇ[Ar.] ile/ve/||/<>/> TEHYİÇ[Ar.]

( Coşma, heyecanlanma. İLE/VE/||/<>/> Coşturma, heyecanlandırma. )


- TEHİ[Fars.] değil/yerine/= BOŞ


- TEHİ ile TEHİR ile TEHİRLİ ile TEHİRSİZ


- TEHÎL[Ar.] ile TEHÎR[Ar. < AHAR]

( Konuğa, "hoş geldiniz!" demek olan "ehlen ve sehlen" tümcesini söylemek. | Ehliyetli kılma. | Lâyık, müstahak görme/görülme. | Ürkekliği giderme, alıştırma. İLE Erteleme, sonraya/geriye bırakma. )


- TEHİR[Ar. < AHAR | çoğ. TEHÎRÂT] ile TECÎL[Ar. < ECL | çoğ. TECÎLÂT]

( Erteleme, sonraya/geriye bırakma. İLE Belirli bir zamana kadar erteleme, sonraya/geriye bırakma. )


- TE'HÎR[< AHAR] ile ...

( SONRAYA, GERİYE BIRAKMA, GECİKTİRME, GECİKTİRİLME )


- TEHİR ETMEK/TECİL ETMEK değil/yerine/= ERTELEMEK/SONRALAMAK


- TE'HÎR ile İHALETÜKE

( Zorunlu(/luklar) olarak(/içinde). İLE Keyfî. )


- TEHİR değil/yerine/= ÖTELEME/ERTELEME


- TEHİR-İ İCRÂ değil/yerine/= YÜRÜTMEYİ DURDURMA


- TEHİR/TAVİK[Ar.] değil/yerine/= GECİKTİRME | ALIKOYMA


- TEHİR/TECİL değil/yerine/= ERTELEME/SONRALAMA


- TEHLİKE ve/|| ÇÖZÜM


- TEHLİKE ve/> KURTULUŞ

( Kişi, düştüğü çukurdan, ancak, kendi çıkabilir. )

( MUHÂTARA[< HATAR] ve/> NECÂT )

( DANGER and/> SALVATION )


- TEHLİKE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLASILIK


- TEHLİKE ile TEHLİKELİ

( HAZARD vs. HAZARDOUS )

( ماجرا ile مخاطره آميز ile پرخطر ile خطرناک )

( MAJERA ile MOKHATEREH AMYZ ile PORKHATAR ile KHATRNAK )


- TEHLİKE ile TEHLİKELİ/LİK ile TEHLİKESİZ/LİK


- TEHLİKE ile TEHLİKELİ ile TEHLİKELİ YER ile TEHLİKELİ DURUM

( DANGER vs. DANGEROUS vs. DANGEROUS PLACE vs. DANGEROUS SITUATION )

( خطر ile مهلکه ile خطرناک ile پرخطر )

( KHATAR ile MOTEOLKEH ile KHATRNAK ile PORKHATAR )


- TEHLİKE ile/değil VAROLUŞ SORUNSALI


- TEHLİKEDE OLAN ile TEHLİKEYE ATMAK ile TEHLİKEYE ATMAK

( ENDANGENRED vs. ENDANGER vs. ENDANGERING )

( در مخاطره ile بمخاطره انداختن ile مخاطره )

( DAR MOKHATEREH ile BAMKHATEREH ANDAKHTAN ile MOKHATEREH )


- TEHLİKELİ:
AÇLIK ve TEHDİTTE ile/ve/<>/>< TOKLUK ve GÜÇLÜLÜKTE

( (")Hayvanlar("). İLE/VE/<>/>< [bazı/"bilinçsiz"] "Kişiler". )


- TEHLİKELİ ile/ve/değil/||/<>/< DUYARLI/HASSAS


- TEHLİKE/Lİ["TELİKELİ" değil!] ile/ve RİSK/Lİ

( Tehlike, insana zarar verebilecek bir olgu gibi yorumlansa da, doğru davranış biçimleriyle aynı tehlike, ilerleme ve iç gelişme de sağlayabilir. )

( Tehlike, bilinci/zihni güçlendirir ve içsel barışın, başarının en önemli kuralı olduğunu kavramamızı sağlar. )

( DANGER/OUS vs./and RISK/Y )


- TEHLİKEYE ATMAK ile TEHLİKE

( JEOPARDIZE vs. JEOPARDY )

( بمخاطره انداختن ile در خطر انداختن ile بخطر انداختن ile مخاطره ile گرفتاري حقوقي )

( BAMKHATEREH ANDAKHTAN ile DAR KHATAR ANDAKHTAN ile BAKHATAR ANDAKHTAN ile MOKHATEREH ile GARAFTARY HOQUQY )


- TEHLİKEYE ATMAK ile TEHLİKEYE ATILMIŞ

( JEOPERDIZE vs. JEOPERDIZED )

( در خطر انداختن ile بخطر انداختن ile در مخاطره )

( DAR KHATAR ANDAKHTAN ile BAKHATAR ANDAKHTAN ile DAR MOKHATEREH )


- TEHZÎB ile ...

( TERBİYE, ISLÂH ETME, DÜZELTME | TEMİZLEME | ÇOCUĞU "ADAM ETME" )


- TEİN[Fr.] ile/ve/||/<> KAFEİN[Fr.]

( Çayda bulunan ve kafein niteliğinde olan etkili madde. İLE/VE/||/<> Kahve ve çayda bulunan etkili madde. )

( İÇMEMEYİ YEĞLİYORUZ!

Yediğimiz, "kâr"; yemediğimiz, yarar!
Yaptığımız, "kâr"; yapmadığımız, yarar!
Aldığımız, "kâr"; verdiğimiz, yarar!

(Bir şey ki, yemesen de olur... YEME!
Bir şey ki, içmesen de olur... İÇME!
[tüm abur-cuburlar, et ve tüm hayvansal "ürünler",
kahve ve de özellikle sigara!] )


- TEİZM ile DEİZM

( Tanrı, kendini, insana, yine, Tanrı'nın insana bağışlamış olduğu Vahiy ile bildirir. İLE Kişi, Tanrı'yı, kendi insan Akıl'ını kullanarak bulur. )

( THEISM vs. DÉISM )


- TEJAS ile ...

( Ateş. )


- TEK


- TEK AKIL


- TEK AN


- TEK ANADOLU


- TEK ANLAMLI = VAHİD-ÜL-MÂNÂ = UNIVOCAL[İng.] = UNIVOQUE[Fr.] = EINDEUTIG[Alm.] = UNIVOCUS[Lat.]


- TEK BAĞ


- TEK BAŞINA YEMEK ile/yerine/değil BİRİ(LERİ)YLE (PAYLAŞARAK) YEMEK

( Her açıdan daha bereketlidir. )


- TEK BAŞINA YÜRÜMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> KARANLIKTA YÜRÜMEK


- TEK BAŞINA ile/ve BAŞLI BAŞINA


- TEK BAŞINA ile/değil/yerine SADECE


- TEK BAŞINA ... ile/ve/||/<> TOPTAN ...


- TEK/BAZI) BİLİMBİREYLERİ


- TEK BİR ...


- TEK BİR KISALTILMASI VAR değil TEK BİR KISALTMASI VAR


- TEK BİR KİŞİNİN:
ÜZÜNTÜSÜ ve/||/<> MUTLULUĞU

( Tüm bireyleri mutsuz edebilir. VE/||/<> Herkesin yüzünü güldürebilir. :) )


- TEK BOYUTLULUK ile/değil/yerine/> DERİNLEŞME


- TEK ÇAPA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÇİFT ÇAPA


- TEK ÇEKİRDEKLİ/LER -<


- TEK ÇENEKLİLER ile/ve ÇİFT ÇENEKLİLER


- TEK ÇOCUK ile KARDEŞİ OLAN

( 10 oturum/seans gerektirir. İLE 5 oturum/seans yeterlidir. )


- TEK ÇOCUK ile/<> SON ÇOCUK


- TEK DİL


- TEK DOĞA


- TEK DOĞRU


- TEK DORUKLU ile/ve/||/<> ÇİFT DORUKLU


- TEK DÜNYA


- TEK DUVARLI CNT ile/||/<> ÇOK DUVARLI CNT

( SWCNT tek katman, MWCNT konsantrik çoklu. )

( Formül: 0.5-2nm İLE 5-100nm )


- TEK DÜZE ile/ve/değil/||/<> TEK TİP


- TEK EL ve/değil/yerine/||/<>/> İKİ EL

( 'in, nesi var? VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> 'in sesi var! )


- TEK ELİNİ KALDIRMAK ile İKİ ELİNİ BİRDEN KALDIRMAK

( "Durumu" kabul etmek. İLE "Durumu" kabul etmemek. )


- TEK EVREN


- TEK FAKAT ÇİFT YÖNLÜLER('İ)


- TEK GÖZELİ/HÜCRELİ ile/ve/||/<> TERLİKSİ

( ... İLE/VE/||/<> Bütün kirpiklilerden, durgun ve kirli sularda yaşayan, yassı gövdeli, tek hücreli hayvan. )

( ... cum/et/||/<> PARAMAECIUM )


- TEK GÜNEŞ


- TEK HANELİLER


- TEK HÖRGÜÇLÜ DEVE ile/ve ÇİFT HÖRGÜÇLÜ DEVE

( BÎSERÂK/BÎSEREK[Fars.]: İki hörgüçlü eril deve ile tek hörgüçlü dişil devenin yavrusu. | KÜRÜK[Fars.]: Deve yavrusu. )

( SENÂM[Ar. çoğ. ESNÂM]: Deve hörgücü. [SENÂM-ÜN-NAKA: Devenin hörgücü.] )

( KÛHÂN[Fars.]: Deve ya da sığır hörgücü. )

( HUMP[İng.]: Hörgüç. )

( Develer, hörgüçlerinde su değil yağ depolar. Bu yağ da enerji stoku olarak kullanılır. Suyun depolandığı yer gövdeleridir. Özellikle de kan dolaşım sistemleridir. Bu da onları su kaybından etkin bir biçimde korur. )


- TEK HÜCRE SEKANSLAMASI ile/||/<> BULK RNA SEKANSLAMASI

( Tek hücre sekanslaması bireysel hücre transkriptomunu verirken, bulk sekans hücre popülasyonu ortalamasını verir )

( Formül: scRNA-seq )


- TEK HÜCRELİ/LER -<


- TEK İPLİK ile İKİ İPLİK ile ÜÇ İPLİK


- TEK KAPI ile ...

( YANIK/HARUP KAPI )


- EV/MAĞAZA:
TEK KAPILI değil ÜÇ KAPILI

( Sibirya'da, her evin/mağazanın, üç kapısı bulunmaktadır. [Dışarıdan bir mekâna girdiklerinde, her kapı boşluğunda 10'ar saniye beklerler. -42 °C'den, +20 °C'ye girerken yaşanılan ısı farkının, gövde ve cilt üzerinde oluşturacağı olumsuz etkileri önlemek için alınan bir tedbirdir.] )


- TEK KİŞİLİK BİSİKLET ile/ve ÇİFT KİŞİLİK BİSİKLET (TANDEM)


- TEK KİŞİLİK YATAKTA:
TEK YATMAK ile/ve/yerine ÇİFT YATMAK


- TEK KULLANIMLIK ile TEK KULLANIMLIK ile İMHA ETMEK ile EĞİLİM ile TASARRUFLAR ile MÜLKSÜZLEŞTİRİLMİŞ ile MÜLKSÜZLEŞTİRME ile TASARRUF

( DISPOSABILITY vs. DISPOSABLE vs. DISPOSAL vs. DISPOSITION vs. DISPOSITIONS vs. DISPOSSESSED vs. DISPOSSESSION vs. DISPOSURE )

( مصرفي ile قابل عرضه ile درمعرض گذاري ile دراختيار ile طينت ile غلق ile طبع ile مشرب ile شيمه ile شيم ile محروم ile سلب مالکيت ile عرضه داشت )

( MASRAFY ile GHABEL ARZEH ile DARMARZ GOZARY ile DARAKHTYAR ile TYNAT ile غلق ile TAB ile MOSHARB ile شيمه ile SHYM ile MAHROM ile SALAB MALKYT ile ARZEH DASHT )


- TEK KULLANIMLIK/LAR -ve/

( * KİBRİT | * LENS | * FOTOĞRAF MAKİNESİ | * AMPUL/FLORASAN | * TÜP | * SAKIZ | * ETİKET | * YAPIŞTIRICI | * (BAZI/ÇEŞİTLİ) PLASTİK ÜRÜNLER | * (BAZI/ÇEŞİTLİ) SAĞLIK ÜRÜNLERİ | * (BAZI/ÇEŞİTLİ) TEMİZLİK ÜRÜNLERİ | * KULAK ÇÖPÜ | * AĞDA | * TUVALET KAĞIDI | * PED, TAMPON | * KONDOM/PREZERVATİF | * BİLET | * ŞİFRE, PAROLA, KOD )


- TEK NEDEN ile/ve/değil ÖNEMLİ NEDEN

( THE UNIQUE REASON vs./and THE IMPORTANT REASON
THE IMPORTANT REASON instead of THE UNIQUE REASON )


- TEK OLAN/LAR


- Tek ortak nokta susmak olduğu için SUS!!!


- TEK OTURUMLUK KİTAPLAR


- TEK PARMAKLILAR ile/ve/=/||/<> TEK TIRNAKLILAR

( Memeliler sınıfının otçul, geviş getirmeyen, beş parmaklı fil, üç parmaklı gergedan, tapir ya da bir parmaklı toynaklıları içine alan alt takımı, tek tırnaklılar. )


- TEK SAYI ile/||/<> ÇİFT SAYI

( Tek 2n+1, çift 2n formunda )

( Formül: 2n (çift) İLE 2n+1 (tek) )


- TEK ŞERİT ile/değil TEK YÖN


- TEK SİMGE


- TEK SU İÇMEYEN/LER ile ...

( BEYAZ TÜYLÜ LEMUR )


- TEK TANRICI ile/değil TEK TANRILI


- TEK TANRILI DİN/LER ile/ve TEK TANRILI VAHİY DİN(LER)İ


- TEK TARAFLI ile/değil TEK TARAF AĞIRLIKLI

( [not] SINGLE SIDED vs./but MAINLY SINGLE SIDED )


- TEK TEK CİSİMLERİN MEKÂNI ile/ve MUTLAK MEKÂN


- TEK TEK ŞEY ile HER ŞEY


- TEK TEK ŞEYLERİ BİLMEK ile/ve İKİ ŞEYİ (NİSPETSİZ) BİLMEK ile/ve İKİ ŞEY ARASINDAKİ İLİŞKİYİ BİLMEK ile/ve "...DIR" TASDİĞİNİ BİLMEK


- TEK TEK ŞEYLERİ BİLMEK ile/ve İKİ ŞEYİ (NİSPETSİZ) BİLMEK ile/ve İKİ ŞEY ARASINDAKİ İLİŞKİYİ BİLMEK ile/ve "...DIR" TASDİĞİNİ BİLMEK


- TEK TERİMLİ ile/||/<> ÇOK TERİMLİ

( Tek terimli monomial, çok terimli polinomdur )

( Formül: 5x İLE x²+2x+1 )


- TEK TİPLEŞTİRME" ile/değil ASGARİ KOŞULLAR


- TEK TIRNAK ( ' ) ile ÇİFT TIRNAK ( " )

( Dakikanın simgesi. İLE/VE/<> Saniyenin simgesi. )

( Kesme simgesi. İLE/VE/<> Kişisel tanım simgesi. )


- TEK TIRNAK ( ' ) ile KESME ( ' )


- TEK TOYNAKLILAR ile/ve/||/<> ÇİFT TOYNAKLILAR

( ... İLE/VE/||/<> Balinalar, bu takımda sınıflandırılır. )

( ARTIODACTYLA cum PERISSODACTYLA )


- TEK TÜK


- TEK TÜK

( TIP vs. FLY )


- TEK TÜK (OLMAK, KAZANMAK, RASTGELMEK)


- TEK TÜRKİYE


- TEK YANAK ile ÇİFT YANAK


- TEK YARIK KIRINIMI ile/||/<> ÇİFT YARIK GİRİŞİMİ

( Tek yarık kırınım deseni, çift yarık girişim deseni üretir. )

( Formül: I ∝ (sinβ/β)² İLE cos²δ )


- TEK YİYEN ile/ve/||/<> HAK YİYEN

( Tek ölür. İLE/VE/||/<> Zor/kötü ölür. )


- TEK YOL