T ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 42.805 başlık/FaRk ile birlikte,
42.805 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(137/173)
- [ne yazık ki]
SEVGİSİZ/LİK ile/ve/||/<> İLETİŞİMSİZ/LİK ile/ve/||/<> İLGİSİZ/LİK
( [kişileri] Geçimsiz yapar. İLE/VE/||/<> Birbirine düşman eder. İLE/VE/||/<> Güzellikleri yok eder. )
( [ne yazık ki] Bireyleri sevemeyenler, "insanlık" kavramına sığınır... )
- [ne yazık ki]
SEVGİSİZLİK ve/||/<>/> KAYITSIZLIK
- Sevgiyle KONUŞ!!!
- SEVİ = AŞK = LOVE[İng.] = AMOUR[Fr.] = LIEBE[Alm.] = AMOR, CARITAS[Lat.] = PHILIA, EROS, AGAPE[Yun.] = AMOR[İsp.]
- SEVİLEN ve SEVİLENİN ARKADAŞLARI/ÇEVRESİ ve SEVİLENİ SEVENLERİ SEVMEK
- SEVİLİYORSAK ile SEVİLMİYORSAK
( Gurur duyup sarılalım. İLE Saygı gösterip uzaklaşalım. )
- SEVİLME İSTEĞİ/BEKLENTİSİ ile/ve/değil/yerine/||/<> SEVMEK
( Hiçbir zaman doymazsın. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Ancak, sevdikçe doyarsın. )
- SEVİLMEK ile/ve/değil/<> ANLAŞILMAK
- SEVİNÇ:
İYİ ŞEYLER OLDUĞUNDA ve/||/<> KÖTÜ ŞEYLER OLMADIĞINDA
( Her zaman. VE/||/<> Çoğunlukla ve/ya da bazen. )
- SEVİNÇ = JOY, GLADNESS[İng.] = ÉPANOUISSEMENT[Fr.] = FREUDE[Alm.] = GAUDIUM[Lat.]
- SEVİNÇ ile/ve KIVANÇ
( Kişinin tek sevinci, emeğinin ürünüdür. )
( ŞÂDÂN[Fars.]: Sevinçli, keyifli. )
( [argo] ŞİNANAY ile/ve ... )
( SÜRÛR ile/ve TEŞEKKÜR )
( ŞÂD-MÂN ile/ve ... )
( ŞİNANAY ile/ve ... )
- SEVİNÇ ile/ve/değil/yerine NEDENSİZ SEVİNÇ
- SEVİNÇ ile/ve/değil/<> NEDENSİZ SEVİNÇ
- SEVİNCE ile/ve/||/<>/> SEVİNCE[< SEVİNÇ'E]
( Sevdiğimizde. İLE/VE/||/<>/> Sevinçli olmaya/olma durumuna. )
- SEVİŞME/DÜZÜŞME ile/ve TARTIŞMA/"KAVGA" SONRASI SEVİŞME/DÜZÜŞME
- SEVİŞME ile/ve/||/<> ŞEFKAT
- SEVİYE ile/ve/||/<> DERİNLİK
- SEVİYE[Ar.] değil/yerine/= DÜZEY
- SEVİYE ile/değil/yerine FREKANS
( [not] LEVEL vs./but FREQUENCY
FREQUENCY instead of LEVEL )
- SEVİYELİ/LİK / SEVİYESİZ/LİK ile/ve/||/<>/> SEVİYESİ
- SEVİYESİZ/KARŞILIKSIZ/TUTARSIZ İDDİA ile/yerine/değil SEVİYELİ İDDİA
( [not] INCONSISTENT ASSERTION vs./but ASSERTION IN OUTSTANDING
ASSERTION IN OUTSTANDING instead of INCONSISTENT ASSERTION )
- SEVİYESİZLEŞME ile/ve/||/<>/> YOZLAŞMA
- SEVK ile/ve/>/değil/yerine İDRAK
- ŞEVK ve/||/<> ŞEHVET
- ŞEVKÂT[Ar. < ŞEVK | çoğ. EŞVÂK] ile/değil ŞEFKÂT/ŞEFÂKÂT[Ar.]
( Şiddetli istek, keyif, neşe, sevinç. İLE/DEĞİL Sevecenlik. | Acıyarak, esirgeyerek, merhamet ederek sevme. )
- ŞEVKET[Ar.] değil/yerine/= BÜYÜKLÜK, ULULUK, YÜCELİK
- ŞEVKÎ[Ar.] ile ŞEVKÎ[Ar.]
( Dikenle ilgili. İLE Şevkle, neşe ile ilgili. )
- SEVMEK:
"ÇİFTLEŞMEK" değil TEKLEŞMEK
- SEVMEK:
"İŞİNE GELDİĞİ GİBİ" ile/değil/>< İÇİNDEN GELDİĞİ GİBİ
- SEVMEK:
ÖZLEMEK ve/||/<>/>/< GÖRÜNCE SEVİNMEK
- SEVMEK:
"SAHİP OLMAK" ile/değil/yerine/< DEĞER VERMEK
- SEVMEK:
SIRADIŞI ŞEYLER YAPMAK değil SIRADAN ŞEYLERİ, ÖZENLE YAPMAK
- SEVMEK ile/ve/+/||/<>/>/< (DAHA ÇOK) SEVMEYİ İSTEMEK/YEĞLEMEK
- SEVMEK ile/ve/<> DEĞER VERMEK
( TO LOVE vs./and/<> TO APPRECIATE )
- SEVMEK ile/ve/=/||/<>/>/< DEĞERLENDİRMEK
- SEVMEK ve/<> GÖZE ALMAK
- SEVMEK ve/=/||/<>/< GÜVENMEK
( Sevmek, güvenmektir. )
- SEVMEK ile/ve KORUMAK
( TO LOVE vs./and PROTECTION )
- SEVMEK ve/> ÖZENMEK
( TO LOVE and/> TO TAKE PAINS )
- SEVMEK ve/||/<>/> SEVDİRMEK ve/||/<>/> SEVİNDİRMEK
- SEVMEK ve/||/<>/>/< SEVİLMEK
( Bir şey. VE/||/<>/>/< Çok şey. )
( Cesaret verir. VE/||/<>/>/< Güç verir. )
( Kimseye, kendinizi sevdirmeye kalkmayın! Yapılması gereken tek şey, kendinizi sevilmeye bırakmaktır. )
( TO LOVE and/||/<>/>/< TO BE LOVED )
- SEVMEMEK ile/değil/yerine/>< SEVMEK
( Ölmek. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< ("Istırap") Yaşamak. )
- SEVME/SEVGİ ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< İŞİNE YARAMA
( Çoğunlukla, kişilerin ne kadar işine yarıyor/yaramıyorsak, bizi o kadar çok/az "severler". )
- SEVMEYİ BIRAKMAK ile/değil/yerine SEVGİMİZİ GÖSTERMEYİ BIRAKMAK
- SEVR "ANTLAŞMASI" değil/yerine LOZAN ANTLAŞMASI
( 1920 değil/yerine 1923 )
( )
- SEX :/yerine CİNSİYET, SEKS
- SEXUAL :/yerine CİNSEL
- ŞEY:
CİSİM ANLAMINDA ile/ve VAR ANLAMINDA
( THING: MEANING IN SUBSTANCE vs./and MEANING IN EXISTS )
- ŞEY[çoğ. EŞYÂ] ile/||/<> MÂL[çoğ. EMVÂL] ile/||/<> KA'B/MUKA'AB ile/||/<> MÂLÜ'L-MÂL ile/||/<> MÂLÜ'L-KA'B
( Cebirsel denklemde bilinmeyen, yani ["x"]. İLE/||/<> Cebirsel denklemde bilinmeyenin tam kare durumu,.["x2"]. İLE/||/<> Küp. | Cebirsel denklemde bilinmeyenin tam küp durumu. ["x3"]. İLE/||/<> Cebirsel denklemde bilinmeyenin dördüncü üs derecesinde olması. ["x4"]. İLE/||/<> Cebirsel denklemde bilinmeyenin beşinci üs derecesinde olması. ["x5"]. )
- ŞEY ve/||/<>/> İSTİMÂ[< SEM] ve/||/<>/> TÂAT
( ... VE/||/<>/> Dinleme/dinlenilme, duymalar/işitme. | Dinleyip kabul etme. | Kulak verip dinleme. VE/||/<>/> Allah'ın emirlerini yerine getirme, ibâdet. )
- ŞEY ile/ve/||/<>/> MAL
( [cebirde]
Bilinmeyen.[X] İLE/VE/||/<>/> İkinci dereceden bilinmeyenin kuvveti.[x2] )
( THING vs./and/||/<>/> PROPERTY/GOODS )
- ŞEY ile/ve/||/<> NESNE ile/ve/||/<> GÖSTERGE
( )
( THING vs./and/||/<> OBJECT vs./and/||/<> INDICATOR )
- ŞEY ve/<> SAYI
( THING and NUMBER )
- ŞEY ile/ve/||/<> TANRI
- ŞEY = THING[İng.] = CHOSE[Fr.] = DING[Alm.] = RES[Lat.] = ENS[Skolastik'te]
- SEYÂHAT[Ar. < SİYAHAT] değil/yerine/= GEZİ/YOLCULUK
- SEYAHATNÂME ile/ve SEFÂRETNÂME
- SEYELAN[Ar.] değil/yerine/= AKI
( Herhangi bir kuvvet alanında, belirli bir düzlemin belirli bir bölümünden geçtiği varsayılan güç çizgileri. )
- SEYELÂN[Ar.] değil/yerine/= AKMA, AKINTI | AKI
- ŞEYHÎ[Ar.] ile ŞEYHÎ[Ar.] ile ŞEYHÎ[Ar.]
( Divanından başka "Hüsrev ve Şîrîn", "Harnâme" adında ve mesnevi tarzında iki kitabı vardır. Divanı, TDK tarafından 1942'de bastırılmıştır.[Sinan][ö. 1422 - Kütahya] İLE En çok tanıtan kitabı Nev'îzâde Atâî'nin "Şakayik-i Nu'mâniyye Zeyli"ne zeyil olarak yazdığı "Vekayi-ül-fuzalâ" adındaki tezkiresidir.[Hicrî 1044-1143 yılları arasında yetişmiş âlim, şâir ve devlet adamlarının hal tercümelerini yazmaktadır.][1667 - 1732] İLE İlmî, tarih bilgisi ve şairliği ile tanınmıştır.[Abdülhamîd][ö. 1639] )
- ŞEYH-ÜL İSLÂM ile/||/<>/> DİYÂNET İŞLERİ BAŞKANI
( Osmanlı Devleti'nde kabinede din işlerine bakmakla birlikte, dünya işlerini de din bakımından yürüten üye. İLE/||/<>/> ... )
- ŞEYHÜLİSLÂM (OLABİLMEK)
( En az 35 yıl hizmet ve ilmî çalışma gerektirir. )
( Medreseyi tamamladıktan sonra...
Kasabada/Şehirde Kadı Yardımcılığı > Küçük Şehir Kadılığı > Büyük Şehir Kadılığı > Üsküdar Kadılığı > Eyüp Sultan Kadılığı > Galata Kadılığı > İstanbul Kadılığı görevlerinden sonra Rumeli Kazaskeri olunur ve en son Anadolu Kazaskeri olduktan sonra ancak Şeyhülislâm olunurdu. )
( İlk Şeyhülislâm, Celâlzade Hızır Bey'dir. [Fatih Sultan Mehmet döneminde] )
( En uzun süre Şeyhülislâm'lık görevi yürütenler: Ebû Suud [29 yıl], Molla Fenârî [24 yıl], Zembilli Ali Efendi [23 yıl], Yahya Efendi [18,5 yıl]. )
( 131 Şeyhülislâm'ın 21'i şairdi. Ancak beşinin Divân'ı elimizdedir. )
( Bu makam, Kanuni Sultan Süleyman zamanında, saltanattan sonra gelen yer olarak sayılmıştır. )
( [HİZMET-İ/MAKAM-I/MANSIB-I/MESNED-İ İFTÂ'] )
- ŞEY'İN/BİLGİNİN/(B)İLİMİN/KİŞİNİN:
KENDİ ile/ve ZAMANI, MEKÂNI ve KOŞULLARI
( Kavram. İLE/VE Matematik geometri, aritmetik. [Hareketi de katarsak bilim olur.] )
- SEYİR[Ar.] ile/değil/yerine GİDİŞAT
- SEYİRCİ[Ar.] yerine İZLEYİCİ, DİNLEYİCİ
- ŞEYLERİ:
HAYAL ETTİĞİMİZ GİBİ GÖRMEK yerine (ONLARI) OLDUKLARI GİBİ GÖRMEK
( Hayal ettiklerinizin varlığını reddetmeniz daha akıllıca olurdu. )
( Eğer kendinizi her zaman sınamazsanız, gerçek ile hayali ayırt edemezsiniz. )
( Sizi kendinize karşı kör eden, sizin davranışlarınızdır. )
( Düşüncelerinizi ve duygularınızı, sözlerinizi ve eylemlerinizi yakından izlemedikçe ve nedenini ve nasılını bilmeden sizde meydana gelen değişimlere hayretle bakmadıkça, gerçeğe vardığınızı nasıl söyleyebileceksiniz? )
( Düşünülüp hayal edilebilen hiçbir şeyin kendiniz olamayacağını bir kez anladığınızda, imgelemelerinizden kurtulmuş olursunuz. )
( You would be wiser to deny the existence of what you imagine.
If you do not test yourself all the time, you will not be able to distinguish between reality and fancy.
It is your behaviour that blinds you to yourself.
How do you know that you have realised unless you watch your thoughts and feelings, words and actions and wonder at the changes occurring in you without your knowing why and how?
Once you have understood that nothing perceivable, or conceivable can be yourself, you are free of your imaginations. )
( THE THINGS: TO SEE WHAT EVER THEY ARE, AS BEING instead of TO SEE HOW YOU IMAGINE/DREAM )
- ŞEYLERİN DOĞASI = UNIVERSE, NATURE[İng.] = NATURE[Fr.] = NATURDER DINGE[Alm.] = RERUM RATURA[Lat.]
- ŞEY/LİK ile/ve/+ ŞEY ile/ve/+ ŞEY
( THE THING/NESS vs./and THE THING + THE THING )
- SEYR ile İSRÂ
( Yürüme, yürüyüş, gitme, hareket. | Yolculuk. | Gezme, gezinme. | Eğlenmek üzere bakma. | Uzaktan bakıp karışmama. | Gezilecek, görülecek şey/yer. İLE Gece yürüyüşü. )
- SEYRÂN[Ar.] değil/yerine/= GEZME/GEZİNME/GEZİNTİ
- SEYREKLEŞME ile/değil SEYRELME
( Özellikle saçlar için... )
- SEYRETMEK yerine DİNLEMEK
- SEYR-Ü-SEFER[Ar.]/TRAFİK[Fr., İng.] değil/yerine/= GİDİŞ-GELİŞ
- ŞEYTAN ve LÜTÛF
( İnsandaki kötü sıfatları, insana yakıştırmamamız içindir. [Allah'ın insana bir lütfudur.] )
- RÜYA:
ŞEYTANÎ ile NEFSÎ ile DÜNYEVÎ ile RAHMÂNÎ
( Kötülüklerin görülmesi. İLE Ulaşma odaklı. İLE Olduğu gibi. İLE Manevi. )
- ŞEYTANI/SÜTUNU TAŞLAMAK değil KAFANI/KENDİNİ TAŞLAMAK
- ŞEYTANTIRNAĞI ile ŞEYTANTIRNAĞI
( Çançiçeğigillerden, genellikle dağlarda yetişen bir çeşit bitki. (Phyteuma) İLE Tırnak kesiminden sonra tırnağın kenarında kalan küçük tırnak parçası. )
- SEYV[İng. < SAVE] değil/yerine/= KAYDETMEK/KORUMAK
- SEYYAH[Ar.]/TURİST[İng.] değil/yerine/= GEZGİN
- SEYYÂL[Ar.] değil/yerine/= AKIŞKAN
- SEYYÂL[< SEYELÂN] ile LÂTİF
( Akıcı, akan. | Akışkan. İLE Yumuşak, hoş, güzel, nazik. | İnce. )
- SEYYANEN[Ar.] değil/yerine/= EŞİT OLARAK
- SEYYANEN[Ar. + Fars.] değil/yerine/= EŞİTÇE
- SEYYÂR[Ar. < SEYR] değil/yerine/= GEZGİN/GEZİCİ
( Belirli bir yeri olmayan. | Kolay taşınabilen, katlanarak taşınabilir olan. )
- SEYYİÂT[< SEYYİE] değil/yerine/= KÖTÜLÜKLER | SUÇLAR, GÜNAHLAR | KÖTÜLÜĞE KARŞILIK ÇEKİLEN SIKINTILAR
- SEYYİAT ile/değil/yerine/>< HASENAT
- SEYYIAT-I SUBÛD ile SEYYIAT-I VÜCÛD
- SEYYİD BEY ve/||/<> ADÂLET
( Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nın 1., 2., 3. Dönem İzmir ve 22 Ekim 1916'da Ayan Âzâsı, II. Dönem İzmir Milletvekili ve V. İcra Vekilleri Heyeti ile I. TC Hükûmeti'nde Adâlet Bakanı.[1873 - 08 Mart 1925] )
- SEYYİD ile ...
( EFENDİ, BEY; AĞA; İLERİ GELEN, BAŞ, BAŞKAN | HZ. MUHAMMED'İN TORUNU HZ. HASAN'IN SOYUNDAN OLAN KİMSE )
- SEYYİD[Ar.] ile HUMÂM[Ar.]
- SEYYİD ile/ve ŞERİF
( Hz. Hüseyin'in çocuk ve torunlarına verilen ad/değer. İLE/VE Hz. Hasan'ın çocuk ve torunlarına verilen ad/değer. )
( NAKÎB-ÜL EŞRÂF )
- SEYYİE[Ar.] değil/yerine/= KÖTÜLÜK
- SEZA[Fars.] değil/yerine/= UYGUN
- SEZÂB/SEDÂB[Ar.] ile SEZÂB[Ar.]
( Sedefotu. İLE Su teresi. )
- SEZGİ/ÖKE(DEHÂ):
ZEKÂ ve/+ İÇGÜDÜ
- SEZGİ/SEZGİSELLİK ile/ve/değil/<> BÜTÜNLÜK/BÜTÜNSELLİK
- SEZGİ ile/ve/değil/||/<>/< ALIŞKANLIK
- SEZGİ ile/ve APAÇIK GÖRMEK
( INTUITION vs./and TO SEE OBVIOUS )
- SEZGİ = HADS, TEHADDÜS = INTUITION[İng., Fr.] = ANSCHAUUNG[Alm.] = INTUITIO-INTUITUS < IN-TUERI:İÇİNİ GÖRME[Lat.] = NOESIS[Yun.] = INTUICIÓN[İsp.]
- SEZGİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KAVRAM
- SEZGİ" ile/değil "NİYET OKUMASI"
- SEZGİ ile ÖNSEZİ
- SEZGİ ile/ve/değil/yerine/||/<> SAĞDUYU
- SEZGİ ile/ve TEVHİD
- SEZGİ ile/ve/değil/||/<>/< USTALIK
- SEZGİSEL ile/değil/yerine/||/<>/< ÇAĞRIŞIMSAL
- SEZGİSEL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜŞÜNSEL
( NOESİS ile NOEMA )
- SEZGİSEL ile/ve/<> İMGESEL
- SEZGİSEL/ÇAĞRIŞIMSAL değil/yerine/>< KAVRAMLARLA
- SEZGİYİ HAREKETE GEÇİRMEK ile/ve SEZGİYİ OLGUNLAŞTIRMAK
( ACTING THE INTUITION vs. RIPENING THE INTUITION )
- SEZON[Fr., İng.] değil/yerine/= DÖNEM/MEVSİM
- SƏNƏT[Azr.] = SANAT[Tr.]
- SF/SALINE SOLUTION[İng.] değil/yerine/= SERUM FİZYOLOJİK
- SFEN ile/||/<> TURMALİN
( Sarı-yeşil renkte ve yüksek dispersiyona sahip bir mineral. İLE/||/<> Birçok renkte bulunabilen bir taş. )
- SFENKS[Yun.] değil/yerine/= YONTU
( Yunan mitolojisinde, geçen yolculara, bazı bilmeceler sorarak, bilmeyenleri yuttuğuna inanılan söylence canavarı. | Mısır'da, eski Mısır'lılar çağından kalma kadın başlı, aslan gövdeli yontu. )
- SFERİK/SPHERICAL[İng.] değil/yerine/= KÜREMSİ
- SFİGMOMANOMETRE/SPHYGMOMANOMETER[İng.] değil/yerine/= KAN BASINÇÖLÇER
- SFS/SEQUENTIAL FORWARD SELECTION[İng.] değil/yerine/= SIRALI İLERİ YÖNLÜ SEÇİM
- SFT/PULMONARY FUNCTION TESTS[İng.] değil/yerine/= SOLUNUM İŞLEV TESTLERİ
- SGK'DA:
4A ile 4B ile 4C
- SHA İLE MD5 İLE BLAKE2 ile/||/<> HASH FONKSİYONLARI
( Tek yönlü özet fonksiyonları. )
( Formül: H: {0 ile1}* → {0 ile1}ⁿ )
- SHADE :/yerine GÖLGE
- SHADOW :/yerine GÖLGE
- SHAKE :/yerine SALLAMAK
- SHALL :/yerine -ECEK, -ACAK
- SHAME vs. ABSTAIN
- SHANNON İLE KOLMOGOROV İLE ALGORİTMİC ile/||/<> ENTROPİ TÜRLERİ
( Bilgi miktarının farklı ölçüleri. )
( Formül: H(X) ≤ log n )
- SHANNON İLE KOLMOGOROV İLE QUANTUM ile/||/<> BİLGİ KURAMLERİ
( Farklı bilgi ölçüm yaklaşımları. )
( Formül: H = -Σp log p )
- SHAPE MEMORY İLE SELF-HEALİNG İLE STİMULİ-RESPONSİVE ile/||/<> AKILLI MALZEMELER
( Uyaranlara tepki veren malzemeler. )
( Formül: Af ⇌ Ms (NiTi) )
- SHAPE-MEMORY MATERİAL ile/||/<> FİXED-SHAPE MATERİAL
( Shape-memory material uyarıyla orijinal şeklini hatırlarken İLE fixed-shape material şekil değişikliği göstermez )
( Formül: Two-way memory )
- SHAPE :/yerine ŞEKİL, ŞEKİLLENDİRMEK
- SHAPE/FORM vs./and CONTENT
- SHAPE/MORPH and ORDER/REGULARITY
- SHAPLEY İLE BANZHAF İLE CORE ile/||/<> KOALİSYON OYUNLARI
( İşbirlikçi oyun çözümleri. )
( Formül: φᵢ = Σ[S⊆N\{i}] marginal katkı )
- SHAPLEY İLE NUCLEOLUS İLE CORE ile/||/<> KOOPERATİF ÇÖZÜMLER
( İşbirlikli oyunlarda paylaşım yöntemleri. )
( Formül: φᵢ = Σ(|S|!(n-|S|-1)!/n!)(v(S∪{i})-v(S)) )
- SHARE :/yerine PAYLAŞMAK
- SHARING vs./and APPROACHING
- SHARING vs./and SOLIDARITY
- [not] SHARING vs./and TO LIVE/FEEL THE SHARING
- SHARP :/yerine KESKİN
- SHARPLESS İLE JACOBSEN İLE SHİ ile/||/<> ASİMETRİK EPOKSİDASYON
( Enantioselektif oksijen transfer. )
( Formül: ee > 95% )
- SHE :/yerine O (KADIN)
- SHEAF KURAMSİ ile/||/<> KATEGORİ KURAMSİ
( Sheaf kuramı yerel-global veri ilişkilerini incelerken İLE kategori kuramı genel matematiksel yapılar arası morfizmleri inceler )
( Formül: Presheaf → Sheaf )
- SHEAF ile/||/<> PRESHEAF
( Sheaf gluing axiom İLE presheaf sadece restriction. )
( Formül: Gluing property İLE restriction only )
- SHEATH[İng.] değil/yerine/= KILIF
- SHEET :/yerine ÇARŞAF, SAYFA
- SHELDON GLASHHOW ve/||/<> STEVEN WEINBERG ve/||/<> ABOUS SALAM
( 1979 yılı Nobel Ödülü sahipleri... )
- SHELF :/yerine RAF
- SHELL :/yerine KABUK
- SHELTER :/yerine SIĞINAK
- SHG İLE THG İLE SPDC İLE FWM ile/||/<> NONLİNEER OPTİK
( Yüksek yoğunlukta ışık-madde etkileşimi. )
( Formül: P = ε₀(χ⁽¹⁾E + χ⁽²⁾E² + ...) )
- SHIFT :/yerine VARDİYA, DEĞİŞTİRMEK
- SHINE :/yerine PARLAMAK
- SHIP :/yerine GEMİ
- SHIRT :/yerine GÖMLEK
- SHIT :/yerine BOK
- SHOCK vs. BEING SHOCKED
- SHOCK :/yerine ŞOK
- SHOE :/yerine AYAKKABI
- SHOOT :/yerine ÇEKİM YAPMAK, VURMAK
- SHOOT vs./and SPARK
- SHOOTING :/yerine ATEŞ ETME, ÇEKİM
- SHOP :/yerine ALIŞVERİŞ YAPMAK, DÜKKAN
- SHOPPING :/yerine ALIŞVERİŞ
- SHOR İLE GROVER İLE DEUTSCH ile/||/<> KUANTUM ALGORİTMALARI
( Kuantum bilgisayar algoritmaları. )
( Formül: O(√N) Grover )
- SHORE :/yerine KIYI
- SHORT :/yerine KISA
- SHORTLY :/yerine KISA SÜRE SONRA
- SHOT :/yerine ATIŞ, ŞUT
- SHOULD :/yerine -MELİ, -MALI
- SHOULDER :/yerine OMUZ
- SHOUT :/yerine BAĞIRMAK
- SHOW :/yerine GÖSTERMEK, ŞOV
- SHOWER :/yerine DUŞ
- SHRUG :/yerine OMUZ SİLKMEK
- SHUNT[İng.] değil/yerine/= ŞANT
- SHUT :/yerine KAPATMAK
- SI İLE CGS İLE IMPERİAL ile/||/<> BİRİM SİSTEMLERİ
( Farklı ölçüm sistemleri. )
( Formül: m İLE kg İLE s İLE A İLE K İLE mol İLE cd )
- si ile Si
( Gam dizisinde, la ile do arasındaki ses. | Bu sesi gösteren nota imi. İLE Silisyum'un simgesi. )
- ŞİÂ'[Ar. < ŞUÂ] ile ŞÎA/ŞİYA/EŞYÂ[Ar.]
( Işın, güneşten ya da başka bir ışık kaynağından uzanan tel ışıklar. | Vektör. İLE Taraflılar, yardımcılar (topluluğu). | Hz. Ali taraflısı. | Şiîlik. )
- ŞİÂR[Ar. < ŞA'R] ile ŞİÂR[Ar. çoğ. ŞAÂYİR] ile -ŞİÂR[Ar.]
( Kıllar. İLE İşaret, iz, alâmet. | Ayırıcı işâret, ayırdedici âdet. | Hacı olmak için Mekke'de yapılann tören/ler. İLE "İyi, üstünlük veren işâret, âdet" anlamlarında gelerek birleşik sözcükler meydana getirir.[MERHAMET-ŞİÂR: Merhametli. | ŞÖHRET-ŞİÂR: Ünlü.] )
- ŞİAR ile ŞİYAR
- ŞİAR[Ar.] değil/yerine/= BELGİ | ÜLKÜ
( Duyuş, düşünüş ve inanıştaki ayırıcı özellik. )
- ŞİB[Ar.] ile ŞİB'/ŞİBA'[Ar.] ile Şİ'B[Ar. çoğ. ŞİÂB]
( İniş, aşağı doğru eğiklik. İLE Doyma, tokluk. İLE Dar yol, keçiyolu, dağ yolu. | Oymak, kabile. | Küçük akarsu yatağı. )
- SİBER SAMİMİYET ile/ve/||/<> STERİL TEMAS
- SİBİRYA'DA:
ÖZEL ARAÇ ile/ve/değil/<> TAKSİ
- SİBİRYA'DAKİ TÜRK BOYLARI ile/ve SİBİRYA DIŞINDAKİ TÜRK HALKLARI
( Çok uzakta kalmalarından dolayı, atalarının dini olan Şamanlığı devam ettirmişler. İLE/VE İslâm'ı kabul ederek, eski Şaman din anlayış ve uygulamalarından uzaklaşmışlardır. )
- SICAĞI SICAĞINA (HALLETMEK)
- SICAK GÖZYAŞI ile SOĞUK GÖZYAŞI
( Acı gözyaşı. İLE Sevinç gözyaşı. )
( Niyete göre de değişir. )
( Gözyaşı, göze kaçan birçok maddeyi eritebilecek keskinliktedir. Geceleri tırnak kesilmemesinin nedeni ise gözyaşının tırnağı eritememesinden dolayı sıçrayıp da göze kaçmaması/batmaması içindir. [Yani, hurafe/bâtıl inanç değildir, dikkat etmek gerekir.] )
( Elmas doğadaki en sert maddedir. Elması eritebilen tek şey, gözyaşıdır. Gözyaşının eritemediği tek şey ise tırnaktır. )
( EŞK-BÂR/EŞK-RÎZ[Fars.]: Çok ağlayan, gözyaşı döken. )
- HARFLER:
"SICAK" ile/ve/+/||/<> "SOĞUK"
( Sağ. İLE/VE/+/||/<> Sol. )
( 14 harf. İLE/VE/+/||/<> 14 harf. )
- SICAK SAVAŞ" ile SOĞUK SAVAŞ
(
Sıcak Savaş ile Soğuk Savaş Arasındaki Farklar
| Özellik | Sıcak Savaş | Soğuk Savaş |
|---|---|---|
| Tanım | Doğrudan askeri çatışmaların yaşandığı savaş türüdür. | Doğrudan askeri çatışma olmadan siyasi, ekonomik ve teknolojik mücadelelerin yaşandığı çatışma durumudur. |
| Koşullar |
|
|
| Çatışma Türü | Doğrudan askeri çatışmalar. | Dolaylı mücadeleler (siyasi, ekonomik, teknolojik). |
| Askeri Operasyonlar | Etkin ve yaygın. | Sınırlı ya da dolaylı (vekâlet savaşları). |
| Can Kaybı | Yüksek. | Düşük ya da dolaylı. |
| Fiziksel Tahribat | Yaygın ve doğrudan. | Sınırlı ya da yok. |
| Araçlar | Silahlar, askeri birlikler. | Propaganda, casusluk, ekonomik yaptırımlar. |
| Örnekler | I. ve II. Dünya Savaşları, Kore Savaşı, Vietnam Savaşı. | ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaş. [1947-1991] |
- SICAK YEREL YELLERDE:
FÖHN ile SİROKKO
( Bitkilere kurutucu etki yapan rüzgârlar. [Bir dağ yamacını aşarak başka bir yamaçtan aşağı doğru esen rüzgârın sıcaklığı artar, çevrede nem açığı oluşur.] [Türkiye'de Kuzey Anadolu dağları ile Toroslar'da etkilidir.] İLE Büyük Sahra'dan, İtalya'nın güneyine doğru esen sıcak ve kuru rüzgâr. [Akdeniz'den geçerken nem aldığından İtalya'nın güney kıyılarına yağış bırakır.] )
- SICAK YİYECEĞİ/İÇECEĞİ:
ÜFLEMEK değil/yerine SOĞUMASINI BEKLEMEK
- SICAKLIK İLE ISI İLE İÇ ENERJİ İLE ENTALPİ İLE ENTROPİ ile/||/<> TERMODİNAMİK DEĞİŞKENLER
( Termodinamik sistemin farklı özelliklerini tanımlayan birbiriyle ilişkili büyüklüklerdir. )
( Formül: dU = TdS - PdV İLE H = U + PV )
- SICAK/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<> TAZE/LİK
- SICAKLIKÖLÇER/TERMOMETRE[Fr. < Yun.] ile YÜKSEK SICAKLIKÖLÇER/PİROMETRE[Fr.]
( Sıcaklıkölçer. İLE Çok yüksek sıcaklıkları ölçmeye yarayan aygıt. )
- SIÇAN ile/||/<> APLAN ile/||/<> ARGÜN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( ... İLE Sıçan türünden küçük bir hayvan. İLE Sıçan türünden küçük bir hayvan. )
- SIÇAN ile KEME
( ... İLE Büyük sıçan. | Domalan. )
- SIÇAN ile KÖSÜRGE
- SİCİL[Ar.] değil/yerine/= KÜTÜK
- SİCİL ile SİLSİLE
- SİCİM KURAMI ile/ve/||/<> KUVANTUM RENK DİNAMİĞİ
- SİCİM KURAMI ile/ve/||/<> TÜM FİZİK KURAMLARI
- SICK :/yerine HASTA
- ŞİDDET" ></< "İKTİDAR"
( "iktidarın bitmeye başladığı yerde, şiddet başlar." )
- ŞİDDET ve/||/<> KÜFÜR
( [ne yazık ki] Kalbinde, muhabbet olmayanın (b)elinde. VE/||/<> Aklında, düşünce olmayanın dilinde. )
- ŞİDDET değil/yerine/>< ÖZEN
- ŞİDDET =/||/<>/>/< ÖZENSİZLİK
- [ne yazık ki]
ŞİDDET ve/||/<> TERBİYESİZLİK
- ŞİDDET[Ar. < ŞEDD] değil/yerine/= YEĞİNLİK
( Yeğin olma durumu. | Bir etkinliğin ya da bir gücün derecesi. | Bir ses çıkarılırken algılanan ve titreşimlerin genliğinden kaynaklanan özellik. )
- [ne yazık ki]
ŞİDDETİN MEŞRÛLAŞTIRILMASI ile/ve/<> ÖTEKİLEŞTİRME
- ŞİDDETLE değil/yerine HARARETLE
- [ne yazık ki]
ŞİDDETTE:
"YASA" ile "SUÇ"
( "Devlet uygularsa". İLE Kişi işlerse. )
- [ne yazık ki]
ŞİDDETTEN DOLAYI ... ile/ve/değil/ne yazık ki/<> "BİZİM/SEN"İN "SESSİZLİĞİNDEN/TEPKİSİZLİĞİNDEN DOLAYI ..."
- SIDE :/yerine TARAF
- SİDİK(ÇİŞ) TUTMAMALI!
- SIDK ile/ve HAK
( Önermenin gerçekliğe uygunluğu. İLE/VE Gerçekliğin önermeye uygunluğu. )
- SIDK[Ar.] ile İÇTEN BAĞLILIK
( Doğruluk, gerçeklik. | İçten bağlılık. )
- SIDKIN SIYRILMASI ile/ve/<> GÖZÜNDEN DÜŞMEK
- SIDKIN SIYRILMASI ile HOŞLANMAMAK
- SİDON SET ile/||/<> SUM-FREE SET
( Sidon tüm toplamlar farklı, sum-free a+b≠c koşulu. )
( Formül: Distinct sums İLE no internal sum )
- SİDRET-ÜL MÜNTEHÂ ile/ve/||/<> AŞK-I MÜNTEHA/MÜNEZZEH
( Yaratılmışlığın sınırı. | Son sedir ağacı. | Kâmilin kaşı, kirpiği. İLE Sınırsız/sonsuz/bitimsiz aşk. | Yalnızlar cenneti/çölü. | Yedi cennet/beyza ve/artı sekizinci cennet. )
- SİESTA ile/ve/||/<> FİESTA
( Öğle arası. İLE/VE/||/<> Şenlik. )
- ŞİF ile BEYLEM[Ar.]
( Pamuk kozası. | Şırası alınmış üzüm posası. İLE Açılmamış pamuk kozası. | Kazma, rende. )
- ŞİF[Erm.] değil/yerine/= KOZA | POSA
( Pamuk kozası. | Şırası alınmış üzüm posası. )
- ŞİFÂ ile/ve/||/<>/> SADRA ŞİFÂ
- ŞİFÂHEN ile/ve/||/<> ŞİFÂHÎ[>< TAHRİRÎ]
( Ağızdan, sözle söyleyerek. İLE Sözlü. )
- ŞİFÂHÎ BEYAN değil/yerine/= SÖZLÜ AÇIKLAMA
- ŞİFAİ ile/ve/||/<> PRAKRİT
( [Aktarım biçimi] Ağızdan ağıza, sözlü gelenek. İLE/VE/||/<> Halk arasında, konuşmada.
[Yazılılık durumu] Yazıya sonradan geçirilir. İLE/VE/||/<> Yazılı Hintçe’nin karşısında sözlü kökenlidir.
[Toplumsal düzey] Halk, ozan, meddah, halk bilgesi. İLE/VE/||/<> Halk, köylü, sıradan konuşur.
[Üst düzey dil karşılığı] Yazılı - edebî - medrese dili [Arapça/Osmanlıca]. İLE/VE/||/<> Hintçe [kutsal ve yazılı dil].
[İşlevi] Halk kültürünü, duyguyu, doğrudan anlatımı taşır. İLE/VE/||/<> Doğal konuşma, halk edebiyatı, sade tanım. )
- ŞİFAİ değil/yerine SÖZEL
- SIFAT-FİİL/PARTİSİP[Fr.] değil/yerine/= NİTEM EYLEM/ORTAÇ
( Tümleç alabilen, ad ve sıfat gibi kullanılan, eylem soylu sözcük. )
- SIFAT ile NİTELİK
( CAPACITY vs. QUALITY )
- SIFAT-I NOKSAN ile/değil/yerine/||/<>/>< SIFAT-I KEMÂL
( Bilgisizlik/cehalet. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Bilgililik/bilgelik. )
( Cehl. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< İlim. )
- SIFFEYN/SIFFİN SAVAŞI:
KARDEŞ KAVGASI ile/ve/değil/||/<>/>/< DEVRİM KARŞITLARIYLA DEVRİM ÇATIŞMASI ve/sonra tekrar/||/<>/> KARŞI DEVRİM
- SIFIR KAVRAMI ile/||/<> YOKLUK KAVRAMI
( Sıfır matematiksel bir sayı İLE yokluk felsefi bir kavramdır. Aryabhata sıfırı sayı olarak kullandı. )
( Aryabhata tarafından 500 yılında keşfedildi/formüle edildi. (476-550) (Ülke: Hindistan) (Alan: Matematik, Astronomi) (Önemli katkıları: Sıfır kavramı, ondalık sistem, trigonometri, güneş merkezli sistem teorisi) )
- SIFIR TOPLAMLI İLE KOOPERATİF İLE EVRİMSEL ile/||/<> OYUN TÜRLERİ
( Farklı oyun sınıflandırmaları. )
( Formül: Minimax = Maximin (sıfır toplam) )
- 0[SIFIR]:
"YUTAN" ile/ve/değil/||/<>/< DURAN/DURDURAN / ARA
- SIFIR ile/ve/değil SALT BOŞÇA/MUTLAK SIFIR
( ... İLE/VE/DEĞİL -273 Kelvin )
( Mutlak Sıfır yazısı için burayı tıklayınız... )
- SIFIR ile/||/<> SAYI
( Sıfır ve Hint-Arap rakam sistemi )
( Harezmi tarafından 825 yılında keşfedildi/formüle edildi. (780-850) (Ülke: Harezm) (Alan: matematik) (Önemli katkıları: Cebir ve algoritma, Hint rakamları, astronomi tabloları) )
- SIFIR ile/ve/değil/yerine/||/<> SINIR
- SIFIR[0] ile/ve SONSUZ
( Yutan sayılar. )
- SIFIRI TÜKETMEK değil ZAFİRİ TÜKETMEK
( ZAFİR: Soluk/nefes. )
- SIFIRLA İŞLEMLER ile/||/<> SAYILARLA İŞLEMLER
( Sıfırla işlemler özel kurallar gerektirir İLE sayılarla işlemler standart kurallara uyar. )
( Brahmagupta tarafından 628 yılında keşfedildi/formüle edildi. (598-668) (Ülke: Hindistan) (Alan: Matematik, Astronomi) (Önemli katkıları: Negatif sayılar, sıfırla işlemler) )
- ŞİFONYER[Fr. CHIFFONNIER] değil/yerine/= DOLAP
( Çekmecelerine, çamaşır konulan dolap. )
- ŞİFRE OLARAK KALMASI GEREKEN ile/ve DEŞİFRE EDİLMESİ GEREKEN
( HAS TO BE CIPHER/CODE vs./and HAS TO BE DECIPHERED )
- [hem] ŞİFRELEME ile/ve/değil/yerine/hem de/<>/>/< VERİYİ/BİLGİYİ GİZLEME
( [not] CODING vs./and/but/also/<>/>/< STEGANOGRAPHY
STEGANOGRAPHY instead of CODING )
- SİFTAH[Ar. < İSTİFTAH] değil/yerine/= İLK ALIŞVERİŞ/İLK KEZ
( Siftah etme. | Başlama, başlanılma. | Açma, açılma. )
- SİFTİNMEK/ZİFTİNMEK = OYALANMAK
( Oyalanmak, vakit geçirmek. | Bir yere sürtünerek kaşınmak. )
- sig.[Lat. < SIGNA, SIGNETUR] değil/yerine/= TARİF ET, İLÂCIN KULLANILIŞINI ETİKETE YAZ
- SIĞ ile/ve/||/<> KOF ile/ve/||/<> GÜDÜK
itibarı ile 42.805 başlık/FaRk ile birlikte,
42.805 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(137/173)
(1996'dan beri)