T ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 42.805 başlık/FaRk ile birlikte,
42.805 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(10/173)
- ANLAM ile KAVRAM
( vs./and/||/<> CONCEPT )
- ANLAM ile/ve/<> SORUMLULUK
( MEANING vs./and/<> RESPONSIBILITY )
- ANLAM ile/ve/<> TAD
( Bir şeyin anlamı olmazsa, tadı/lezzeti de olmaz. )
( MEANING vs./and/<> EFFECT )
- ANLAM ve/<> TARİH ve/<> DİL
( MEANING/SENSE and/<> HISTORY and/<> LANGUAGE )
- ANLAM/A ile/ve/<> ANLAMLANDIRMA
( TO UNDERSTAND vs./and/<> TO GIVE A MEANING )
- ANLAMA = FEHM, İDRAK = UNDERSTANDING, COMPREHENSION[İng.] = COMPRENDRE[Fr.] = DAS VERSTEHEN, HET VERSTAAN[Alm.] = ENTENDER, COMPRENDER[İsp.] = COMPREHENSIO[Lat.] = HE DIANOIA[Yun.] = MEFHUM[Ar.] = DARK[Fars.]
- ANLAMA ile/ve/=/||/<>/> SOYUTLAYABİLME
- ANLAMA ile/ve YORUMLAYICI ANLAMA
- ANLAMA ile/ve/değil/yerine ZEVK ETME
- ANLAMADAN-DİNLEMEDEN (KONUŞMAK)
- ANLAMADIĞI YA DA "BEĞENMEDİĞİ" KARŞISINDA:
(NE DEMEKSE?)
"BEYNİN YANMASI" ile/ve/||/<> "KULAĞIN TIRMALANMASI" ile/ve/||/<> "GÖZÜN KANAMASI"
- Anlamadıklarını, anlamanın kurallarıyla KONUŞ!!!
- ANLAMAK/ANLAMAMAK ile/ve/değil/yerine (EN AZINDAN) BİRAZ BİLGİ SAHİBİ OLMAK
- ANLAMAK ve/||/<>/>/< AKILLANMAK
- ANLAMAK ve/||/<> ANILARI OLMAK
( Ancak, anıları olanlar anlar. )
- ANLAMAK ve/||/<>/>/< BÜYÜMEK
- ANLAMAK ve/||/=/<> DOĞMAK
- ANLAMAK ve/<> HALE BÜRÜNMEK
- ANLAMAK ile/ve/değil/yerine/> İÇSELLEŞTİRMEK
- ANLAMAK ile/ve İDRAK ETMEK
- ANLAMAK ile/ve KAVRAMAK
( Anlamaya yardımcı olmak, gerçek yardımdır. )
( TO UNDERSTAND vs./and TO COMPREHEND
Helping to understand is real help. )
- ANLAMAK ve/||/<> UYGULAMAK
- ANLAMAK ile/ve/||/<> "YAKALAMAK"
- ANLAMAK ile/ve YANLIŞ ANLAMA(MA)K
( "MEANING" vs./and (NOT TO) WRONG MEANING )
- ANLAMAK ile "YARGI/LAMAK"
( Nezâketle dinlemek, akıllıca yanıt vermek, dengeli inceleme ve tarafsız karar vermek yargıcın özelliklerindendir. )
( TO UNDERSTAND vs. TO JUDGE/MENT )
- ANLAMAK ve/||/<>/>/< YAŞAMAK
- ANLAMAK ile/ve/||/<>/>/< YORUMLAYARAK ANLAMAK
- ANLAMAK/ANLA(YA)MAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< VERMEK/VER(E)MEMEK
- ANLAMAMAK ile/değil/yerine/>< ANLAMAK
( En ağır yük. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sıfır yük. )
( [not] NOT TO UNDERSTAND vs./but/>< TO UNDERSTAND
TO UNDERSTAND instead of NOT TO UNDERSTAND )
- ANLAMAMAK ile/değil ANLAYAMAMAK ile/değil KENDİNCE/KEYFİNCE ANLAMAK
( Düşünme becerisinin gelişmemiş olması nedeniyle. İLE/DEĞİL Veri yetersizliği/eksikliği nedeniyle. )
- ANLAMAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< "BİLMEMEK / İLGİLENMEMEK / KATILMAMAK"
- ANLAMAMAK ile İLGİLENMEMEK
- ANLAMAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< İŞİNE GELMEMEK
- ANLAMA(MA)K ile/değil KABUL ETME(ME)K
( [not] (NOT) TO UNDERSTAND vs./but (NOT) TO ACCEPT )
- ANLA(MA)MAK ile KAFANIN BASMA(MA)SI
- ANLAMAMAK ile/ve/değil (KONUYU) "KABUL EDEMEMEK"/KONUYA (VE AYRINTILARINA) "DİRENMEK"
- ANLAMAMAK ile/ve/<>/değil TEMBELLİK
( [not] NOT TO UNDERSTAND vs./and/<>/but LAZINESS/INDOLENCE )
- [ne yazık ki]
"ANLAMAMAZLIKTAN GELMEK" ile/ve/||/<> "İŞİNE GELMEMESİ"
- ANLAMAMIŞSIN/YANLIŞ ANLAMIŞSIN / ANLAMAMIŞSIN/YANLIŞ ANLAMIŞSIN değil SANIRIM ANLATAMAMIŞIM / ANLATAMAMIŞIMDIR BELKİ/SANIRIM
- ANLAMANIN:
SESİ ile/ve KURALLARI
( Hmmm.[içinden ve/ya da sesli!] İLE/VE 1. Nötr olmak. | 2. Nitelikli soru sormak. )
- ANLAMAYAN" VAR MI? / "KİM/LER ANLAMADI"? ile/değil/yerine/||/>< ANLAYAN VAR MI? / ANLAYAN KİM/LER?
- ANLAMAYA/ÖĞRENMEYE:
AÇIK ile/ve/||/<>/> ÂŞIK
- ANLAMAYI:
"UZATMAK" değil BİR AN ÖNCE/EN KISA SÜREDE
- ANLAMBİLİM = SEMANTICS[İng.] = SÉMANTIQUE[Fr.] = WORTBEDEUTUNGSLEHRE, SEMANTIK[Alm.] = SEMANTICO[İt., İsp.] = İLM el-DELÂLET[Ar.] = NAMÛGÂRŞİNASÎ[Fars.] = SEMANTIEK[Felm.]
- ... ANLAMDA ile/ve/değil/||/<>/< ... ALANDA
- ANLAMDIRMAK değil ANLAMLANDIRMAK
- ANLAMIN:
KAYMASI ile İÇİNİN BOŞALMASI
( İkisi de, kavramın dizgesinden/bağlamından çıkmasıyla oluşmaya başlar. )
- ... ANLAMINDA ile/ve/<> ... ORANINDA
- ANLAMIYORSUN! / BENİ ANLAMIYORSUN! ile/değil/yerine SÖYLEDİKLERİMDE ANLAŞILMAYAN NEDİR?
( İkisi de, çok yanlış "ifade"lerdir! İkisinin yerine de,
"Söylediklerimde, anlaşılmayan nedir?" /
"Söylediklerimde, anlaşılmayan neyse onu açayım..." vb.,
kişiyi hedef almayan, konuşulan konunun üzerinde durulacak kavramları ve ifadeleri kullanmak gerekir! )
- ANLAMIYORUM ile/ve/değil/||/<>/>/< AKLIMDA(/ZİHNİMDE) TUTAMIYORUM
- ANLAM/KAVRAM ve/||/<> NİTELİK ve/||/<> İLİŞKİ ve/||/<> KİPLİK
- ANLAMLANDIRAMAMAK ile/ve/||/<>/> TAKILI KALMAK
- ANLAMLANDIRMAK ile/ve/||/<>/>/< ADLANDIRMAK
- ANLAMLANDIRMAK ile/ve/<>/> KAVRAMAK
- ANLAMLI BAKMAK ile ALICI GÖZÜYLE BAKMAK
- ANLAM/LI = MEAN/ING[İng.] = SIGNIFICATION[Fr.] = BEDEUTUNG[Alm.] = SIGNIFICATO[İt.] = SIGNIFICACION[İsp.] = SIGNIFICATIO[Lat.] = HE DIANOIA, HE DÜNAMIS[Yun.] = MEDLÛL, DELÂLET[Ar., Fars.] = BETEKENIS[Felm.]
- Anlamlı KONUŞ!!!
- ANLAMSAL ÖLÇÜT ile BİÇİMBİLİMSEL ÖLÇÜT ile SESBİLİMSEL ÖLÇÜT
( SEMANTIC CRITERIA vs. MORPHOLOGICAL CRITERIA vs. PHONOLOGICAL CRITERIA )
- ANLAMSIZ ile/ve/||/<> GEREKSİZ ile/ve/||/<> OLANAKSIZ
- ANLAMSIZLIK ve KAVRAMSIZLIK ve İNSANSIZLIK
( Kişi kendi çabalarına yön verecek ışığı hayal gücünün imgelerinden değil, açık seçik düşünülmüş kavramlardan almalıdır. )
- ANLAMSIZ/LIK ile/ve "UZAK/LIK"
( Ederler dâvâsını, bilmezler mânâsını. )
( MEANING/LESS/NESS | ABSURDITY vs./and "DIGRESS" )
- ANLASAN ile ANLARSAN
- ANLAŞARAK, ANTLAŞMAK ile/ve/||/<> ANTLAŞARAK, ANLAŞMAK
- Anlaşarak KONUŞ!!!
- ANLAŞILABİLİR/LİK ile/ve/||/<>/< YALIN/LIK
- ANLAŞIL(A)MAZLIK ile/değil BİLMEMEK, BİLMEK İSTEMEMEK
- ANLAŞILAN/ANLAŞILIR/DOBRA[Bulg.] ile/ve/||/<>/> AŞILAN/AŞILIR
- ANLAŞILMA "BEKLENTİSİ" ile/değil/yerine/>< ANLAMAK
- ANLAŞILMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAMAYA ÇABALAMAK
( Gereksinim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Gereken. )
- ANLAŞILMAMA ile/değil KABUL EDİLMEME/GÖRMEME
- ANLAŞILMAMAK ile/ve/<>/değil/yerine/en azından YANLIŞ ANLAŞILMAMAK
- ANLAŞILMAMAK/ANLAŞILAMAMAK ile/ve/> YANLIŞ ANLAŞILMAK
( Kişiyi, en çok zorlayan, en ağrına giden şey anlaşıl(a)mamaktır. İLE/VE/> Anlaşılamamaktan daha zoru da vardır, o da yanlış anlaşılmış olmaktır. )
( Bir bitki için, güneşe yönelememek ve bir üst hareket eden canlı zincirine katılamamak, onlara "hizmet edememek"; bir aslana kediymişcesine yaklaşmak, pireyi yürütmek ne kadar ağır bir durumsa!... )
- ANLAŞILMASI AMACIYLA ile/ve/değil PEKİŞTİRMEK ÜZERE
- ... ANLAŞILMAZ! ile/değil/yerine HERKES, KABI KADARINI ALIR
- Anlaşılmak için KONUŞ!!!
- ANLAŞMA ile/ve/değil/<> ANTLAŞMA
( Anlama durumunun, kişilerin birbirinin dediklerini, konusu geçen noktayı ve içeriğini/kapsamını/ayrıntılarını duymuş, bilmiş, anlamış ve belirli bir yönde düşünce, duygu ve amaç bakımından birleşmiş olmayı belirtmektedir. İLE/VE/DEĞİL/<> Ahidleşme[toplulukta/toplumda] ve/ya da muahede[iki kişinin], karşılıklı olarak bağlayıcılık özelliğiyle/koşullarıyla sözleşmesi, yeminleşmesi. )
( [not] TO UNDERSTAND EACHOTHER vs./and/<>/but PACT/TREATY )
- Anlaşmak için SUS!!!
- ANLAŞMALI!
- ANLATABİLDİĞİN ile/ve/değil/yerine (ÇOK) İYİ ANLATABİLDİĞİN
( [not] WHICH YOU CAN EXPLAIN vs./and/but WHICH YOU CAN EXPLAIN VERY GOOD
WHICH YOU CAN EXPLAIN VERY GOOD instead of WHICH YOU CAN EXPLAIN )
- ANLATABİLMEK ile/ve/değil/||/<>/< YALIN ANLATABİLMEK
- ANLATAMAYACAĞINDAN(< BİLMEDİĞİNDEN) DOLAYI ANLATAMAMAK ile/ve/değil/||/<>/< "ANLATMAM/ANLATMAYACAĞIM" KARARI NEDENİYLE ANLAT(A)MAMAK
- ANLAT(A)MAZSAK:
ÖĞRENEMEYİZ ile/ve/||/<>/> ÖĞRETEMEYİZ
- ANLATIM/AKTARIM:
YASALARLA ile/ve/<>/> MESELLERLE ile/ve/<>/> MİSALLERLE ile/ve/<>/> MASALLARLA ile/ve/<>/> KAVRAMLARLA
( Hz. Musa ve döneminde/dilinde. İLE/VE/<>/> Hz. İsa ve döneminde/dilinde. İLE/VE/<>/> Hz. Muhammed ve döneminde/dilinde. İLE/VE/<>/> Âriflerin dilinde. İLE/VE/<>/> Filozofların dilinde. )
( Tevrat'ın dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> İncil'in dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> Kur'ân-ı Kerîm'in dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> Âriflerin dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> Filozofların dili/usûlü/üslûbu. )
( Herkese, herkes için. İLE/VE/<>/> Yetişkinlere, yetişkinler için. İLE/VE/<>/> Gençlere, yetişkinlere, yetişkinler için. İLE/VE/<>/> Çocuklara, gençlere, yetişkinlere, sanatçılara. / Yetişkinler ve sanatçılarla. İLE/VE/<>/> Bilgelik aşkı olan herkese, bilgelerle, filozoflarla. )
- ANLATIM ile/ve/<> AKTARIM
- ANLATIMDA:
...'YI "BİLİYORSUNUZ" değil/yerine ...'YI BİLDİĞİNİZİ VARSAYIYORUM
- ANLATIMI/NI/SÖZÜ:
KISA "KESMEK" değil KISA TUTMAK
- ANLATIMLARDA:
BİRAZ SONRA değil DAHA SONRA, BİR SÜRE SONRA
- ANLATMAK ile/ve/değil/||/<>/> ANIMSA(T)MAK
- ANLATMAK ile/ve/<> ANLAMAK
( İFADE ile/ve/<> İSTİFADE )
- ANLATMAK ile/ve "GEVEZELİK"
( EXPLAINING vs./and "CHATTERING" )
- ANLATMAK ile/ve/<> ÖĞRENMEK ÜZERE/İÇİN ANLATMAK
( TO EXPLAIN vs./and/<> TO EXPLAIN TO/FOR TO LEARN )
- ANLATMAK ile/ve ÖYLE/ŞÖYLE/BÖYLE ANLATMAK
- ANLATMAK ile/ve PAYLAŞMAK
( EXPLAINING vs./and SHARING )
- ANLATMAN" ile/değil ANLATIMIN
- METİN:
ANLATMAYA BAĞLI ile/ve/||/<> GÖSTERMEYE BAĞLI
- ANLAYABİLMEK ve/||/<>/</> ANLATABİLMEK
( Bir şeyi anlayabilmenin en iyi yolu, onu, en iyi biçimde anlatabilmeye çalışmaktır. )
- ANLAYACAĞINIZ BİÇİMDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLATABİLECEĞİM BİÇİMDE
- ANLAYAMAMA ile/ve/||/<> YORUMLAYAMAMA
- ANLAYAMAMAK ile/ve/<> AÇIKLAYAMAMAK
- ANLA(YA)MAMAK ile/ve/değil KABULLEN(E)MEMEK
- ANLA(YAMA)MAK ile/ve KAVRA(YAMA)MAK
( Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul-zurna az! )
( "Karga'nın Bülbül'ü, Bülbül'ün Karga'yı anlaması fakat aradakilerin anlayamaması" )
( (LACK OF) MEANING vs./and (LACK OF) COMPREHEND )
- ANLAYAMAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< (YETERİ KADAR) İLGİLENEMEMEK
- ANLAYAN ile/ve UYGULAYAN ile/ve ÖNEMSEMEK
- ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ, ANLAMAYANA DAVUL-ZURNA AZ ile/ve/<> BİR TÜMCE YETER SÖZDEN ANLAYANA, DESTAN YAZSAN FARK ETMEZ, SÖZDEN ANLAMAYANA
- ANLAYICI ile/ve ANLAMLANDIRICI
- ANLAYIŞ ile/ve DEĞİŞİM
( PARADIGM vs./and ALTERATION )
- ANLAYIŞ ile/ve HOŞGÖRÜ
( COMPREHENSION/UNDERSTANDING vs./and TOLERANCE )
( ... ile/ve UPARATI )
- ANLAYIŞ ile/ve OLUŞ
( COMPREHENSION/UNDERSTANDING/PARADIGM vs./and BEING )
- ANLAYIŞ ile/ve/<> TANIM
- ANLAYIŞ ile/ve/değil/yerine YAKINLIK
( Herkese ve her şeye gösterme! İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Her zaman, herkese ve her şeye göster! )
- ANLAYIŞ ile/ve/||/<> YAKLAŞIM
- ANLAYIŞ ile/ve/değil/yerine/<> YOL GÖSTERMEK
- ANLAYIŞ ile/ve/değil/||/<>/> YORUM
- ANLAYIŞ ile/ve ZEVK
( COMPREHENSION/UNDERSTANDING/PARADIGM vs./and PLEASURE )
- ANLAYIŞLI ile/ve/değil FEDÂKÂR
- Anlayışlı ol ve KONUŞ!!! -ve
- ANLI ŞANLI -
- ANLIK/ZİHİN > US/AKIL ve/||/<>/> BETİMLEME > KAVRAM ve/||/<>/> OLASILIK > ZORUNLULUK (BİLİNCİ)
- ANLIK/ZİHİN ile/ve/||/<> ACUN/DÜNYA / GALAKSİ
- ANLIK = ZİHİN = MIND[İng.] = MENS[Lat.]
- ANLIK(TA)/ZEKÂ(DA):
ALDANMAMAK ile/ve/||/<>/> ALDATABİLMEK
- ANLIK/ZİHİN:
SABİT ile/değil/yerine/>< GELİŞİME AÇIK/YAKIN
( "Zeki görünme isteğinde olur." İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Öğrenme isteğine sahip olur. )
( Zorluklardan kaçınır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Zorluklara kucak açar.
Engellerde, kolaylıkla vazgeçer. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Terslikler karşısında sağlam durur.
Çabayı, yararsız görür. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çabayı, ustalığa giden yol olarak görür.
Yararlı olumsuz geribildirimleri "gereksiz görür." İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Eleştirilerden öğrenir. )
- ANN/ARTIFICIAL NEURAL NETWORK[İng.] değil/yerine/= YAPAY SİNİR AĞI
- ANNE(/ANA) OLMAK ile/yerine ANNE(/ANA) KALMAK
- ANNE SÜTÜ:
ERİL BEBEK İÇİN ile/ve/||/<> DİŞİL BEBEK İÇİN
( Daha zengin ve enerji yoğun. İLE/VE/||/<> Potasyum ve kalsiyumca daha zengin. )
- ANNE SÜTÜ ve/=/<> ŞEFKÂT
- ANNE ve/||/<>/+ BABA ve/||/<>/> ÇOCUK
( ... ve/||/<>/+ ... ve/||/<>/> Sonuç. )
- ANNE ile/ve/ya da/||/<> BAKICI
- ANNE ile/ve/> MÜREBBÎ ile/ve/> RAB
( [bebeği/çocuğu] 1 yaşına kadar. İLE/VE/> 18 yaşına kadar. İLE/VE/> Ömrünün sonuna kadar. )
- ANNE/BABA-ÇOCUK ve/<> İMAM-CEMAAT
( Ebeveynlerle çocukların bazı durum ve ilişkilerinde, ebeveynlerin bazı yanlışları/hataları, "imam-cemaat" ilişkisindeki gibi dengesiz, abartılı ve uclarda olabilir. )
- ANNE-ÇOCUK İLİŞKİSİ ile/ve/değil/< ANNE-BEBEK İLİŞKİSİ
- ANNE-ÇOCUK İLİŞKİSİNDE:
[ne yazık ki]
İHMÂL (EDEN) ile/ve/ya da/||/<> İŞGÂL (EDEN) ile/ve/ya da/||/<> İSTİSMÂR (EDEN)
( [Sağaltıcıya/terapiste ve sürece] Uyum gösterir. İLE/VE/YA DA/||/<> Uyum göstermez. İLE/VE/YA DA/||/<> Uyum göstermez. )
- ANNELİK:
"DOĞURMAK" (İLE) ile/ve/değil/||/<>/> EMZİRMEK/HİZMET (İLE)
- ANNENİ:
İNCİTME! ve/||/<> AZARLAMA!
- ANNENİN:
GÜNDÜZ SÜTÜ ile/ve GECE SÜTÜ
- ANNIVERSARY :/yerine YILDÖNÜMÜ
- ANNOUNCE :/yerine DUYURMAK
- ANNOUNCEMENT vs. ADVERTISEMENT
- ANNUAL :/yerine YILLIK
- ANNUİTE[Fr.] değil/yerine/= SÜREKLİ GELİR | BİR BORCUN DÖRT YIL İÇİNDE FAİZİYLE BİRLİKTE ÖDENMESİ GEREKEN TUTARI
- ANNÜLE[Fr.] değil/yerine/= VAZGEÇMEK
- ANODİN[Fr.] ile ANTALJİK[Fr.]
( Ağrı kesici ilaç. İLE Ağrı kesici. )
- ANOFTALMİ[Fr.] değil/yerine/= DOĞUŞTAN GÖZ YOKSUNLUĞU
- ANOKSİ[Yun.] ile HİPOKSİ[Yun.]
( Kanda/dokuda oksijen(O2) yokluğu. İLE Oksijenin(O2) dokuda azalması, yeterince bulunmaması. )
- ANOKSİ değil/yerine/= OKSİJENSİZLİK
- ANOMAL[Fr.] ile ANORMAL[Fr./İng.]
( Düzensiz, yolsuz. İLE Yerleşmiş düzene, alışkanlık ve kurallara aykırı/lık. )
- ANOMALİ[Fr. < ANOMALIE] değil/yerine/= AYKIRILIK/BOZUKLUK/SAPAKLIK
( Belirli bir ölçüye, belirli kurala uymama durumu. | Sayrılık niteliğinde olmamakla birlikte, normalden belirgin durumda sapma gösterme durumu. )
- ANOMALİ/ANOMALY[İng.] değil/yerine/= SAPAKLIK
- ANOMALİ ile/||/<> ANORMAL/LİK
( Sapaklık. İLE Olağandışı/lık, doğal olmayan. )
- ANOMİ ile HİÇÇİLİK/NİHİLİZM
( ... ile LEYSİYYE )
( ... vs. NIHILISM )
( ... avec NIHILISME )
- ANOMİ/ANOMIA[İng.] değil/yerine/= SÖZCÜK BULAMAMA | DEĞER YOKSULLUĞU
- ANONA[İsp.] değil/yerine/= EKVATORDA YETİŞEN BİR MEYVE AĞACI
- ANOPSİ/ANOPSIA[İng.] değil/yerine/= GÖRMEZLİK
- ANOPSİ[Fr.] değil/yerine/= YUKARI ŞAŞILIK
( Göz küresinin yukarı kayması biçiminde beliren şaşılık. )
- ANORAK[Fr.] değil/yerine/= BAŞLIKLI KISA CEKET
- ANOREKSİYA ile/ve/||/<>/> KAŞEKSİA[Fr. < CACHEXIE]
( İştahsızlık. İLE/VE/||/<>/> Kötü beslenme, süreğen ya da kötücül bir hastalığın seyri sırasında oluşan ileri derecede zayıflık, bitkinlik ve çöküntü durumu. )
- YİYESİZLİK/ANOREKSİ/YA ile PAROREKSİA ile HİPOROREKSİA
( "Çiğneyip Tükürmenin Fizyolojisi ve Sefalik Tepki" yazısı için burayı tıklayınız... )
( ANOREXIA vs. PAROREXIA vs. HIPOROREXIA )
- ANOREKSİYA ile PELLEGRA
( İştahsızlık. İLE Vitaminsizlikten kaynaklanan hastalık. )
- ANORKİDİ[Fr.] değil/yerine/= BİR CANLIDA ERBEZLERİNİN BULUNMAMASI
- ANORMAL[İng.]/A(B)NORMALİTE ile İLGİNÇ | AÇIK/ŞEFFAF/DÜRÜST | DÜZGÜSÜZ | OLAĞANDIŞILIK | BOZUKLUK
- ANOSMİ[Yun.] ile/ve/||/<> ANOSMATİK[Fr.]
( Koku yitimi. İLE/VE/||/<> Beynin koku alma bölümü az gelişmiş olan. )
- ANOSOGNOZİ ile/ve/<> YARISAL BOŞLAMA(İHMAL)
( Anosognozi, daha çok felçli bireylerde görülen, gövdesinin kötürüm bölümünün, kötürüm olduğunun farkında olmamaya ya da buna inanmamaya neden olan bir sinir sayrılığıdır(hastalığıdır). [Anosognozik bir kötürüm sayrının(hastanın), elinin önüne bir kalem koyup bunu kaldırmasını isterseniz, "yorgunum" ya da "kalem gereksinimim yok" gibi yanıtlar alırsınız. Eli felçli olduğundan dolayı, alamayacağının farkında bile değildir. Bazı ileri örnekler de, körken, hâlâ görebildiğini sanabilir. Beynin sağ tarafındaki bir bozulma, bu sayrılığa yol açıyor.] İLE/VE/<> Bu beyin bozulumu sayrılığını yaşayanlar, kendilerinin ve çevrelerinin sadece yarısını algılayabiliyor. [ Sayrı, erkekse, yüzünün sadece bir yarısını traş eder. Öteki yarısının farkında bile değildir. Bir tabak yemek verseniz, sadece yarısını yiyip, yemeğin çok az olduğundan yakınırlar. Çevrelerinin ve gövdelerinin sadece yüzde ellisini algılarlar. ] )
( ANOSOGNOZIA vs./and/<> HEMISPATIAL NEGLECT )
- ANOT İLE KATOT İLE ELEKTROLİT ile/||/<> ELEKTROKİMYASAL BİLEŞENLER
( Elektrokimyasal hücrenin temel parçaları. )
( Formül: Anot: Zn → Zn²⁺ + 2e⁻ )
- ANOT ile/||/<> KATOT
( Anotta oksitlenme İLE katotta indirgenme olur )
( Formül: Oksidasyon İLE redüksiyon )
- ARTI UC/ANOT[Fr. < ANODE] ile/ve/||/<>/>< EKSİ UC/KATOT[Fr. < CATHODE] ile/ve/||/<>/>< ANTİKATOT[Fr. < ANTICATHODE]
( Redoks tepkimelerinde, yükseltgenmenin gerçekleştiği elektrottur. Katot'un tersi olarak tanımlanabilecek, artılığı ve eksiliği duruma göre değişen iletken uc. Elektroliz tepkimesinde, anot artı ucta olur. İLE/VE/||/<>/>< İndirgenmenin gerçekleştiği elektrottur. Anot'un antisi olarak tanımlanabilecek, pozitifliği ve negatifliği duruma göre değişen iletken uctur. Devreden akım geçirmesi için dış etkiye gerek yoksa, katot, eksi uc olur. Galvanizli olan kimyasal pil reaksiyonunda ise katot, artı yüklü olur. Katot, bir elektrokimyasal hücrede, indirgenmenin meydana geldiği elektrottur. Bir elektrolizde, Hidrojen'in de açığa çıkmasını önlemek için kullanılır. Eksi uc ya da Negatif yüklü elektrot anlamını taşır. Devreden akım geçirmesi için dış etkiye gerek yoksa, katot eksi uc olur. Galvanizli olan kimyasal pil reaksiyonunda ise katot artı yüklü olur. Katot, daha çok, sıvı ve gazlar üzerinden akım iletilen düzenlerde negatif elektrottur. Elektron tüplerinde ya da lambalarda, ısıtılarak elektron yayan eleman ve elektroliz düzenlerinde bataryanın negatif kutbunun bağlandığı elektrot, katot adını alır. Elektronlar bu elektrot sayesinde sisteme girer. Elektron tüplerinde ve gazlı deşarj lambalarında kullanılan katotlar, soğuk ve sıcak (termoiyonik) olmak üzere iki bölümde incelenebilir. İLE/VE/||/<>/>< Basıncı azaltılmış bir elektrik boşalma tüpünde, katot ışınlarını durdurmak için tüp içerisinde katot karşısına yerleştirilen genellikle metal yaprak. )
( Elektronların çıktığı elektrot. İLE/VE/||/<>/>< Elektronların girdiği elektrot. İLE/VE/||/<>/>< X-ışını tüplerinde elektronların hedef aldığı elektrot. )
( [Yun.] ANOHODOS[ANO: Yukarı. HODOS: Yol.] ile/ve/||/<>/>< KATAHODOS[KATA: Aşağı. HODOS: Yol.] )
- ANOTHER :/yerine BAŞKA
- ANOVA ile/||/<> REGRESSİON
( ANOVA grup ortalama karşılaştırma İLE regression ilişki modelleme. )
( Formül: Group comparison İLE relationship modeling )
- ANOZMİ/ANOSMIA[İng.] değil/yerine/= KOKU ALAMAMA
- ANOZOGNOZİ/ANOSOGNOSIA[İng.] değil/yerine/= HASTALIĞINI BILMEZLİK
- ANRAJE[Fr.] değil/yerine/= KUDURMUŞ
- ANSAMBL[Fr.] değil/yerine/= ESKİ SOVYETLER'DE VE TÜRK CUMHURİYETLERİNDE, MÜZİK VE OYUN TOPLULUKLARI | TOPLULUK, BÜTÜNLÜK
( Dizenin son sözcüğüyle sonraki dizeyi başlatma sanatı. )
- ANŞANTE/ANJANTE[Fr.] değil/yerine/= BÜYÜLENMİŞ, HAYRAN
- ANSEFAL[Fr.] >< ANANSEFAL[Fr.]
( Beyin ve yardımcı örgenleri, tüm beyin. >< Beyinden yoksun, ucube. )
- ANSEFALİT[Fr.] ile/ve/||/<> ANSEFALOZ[Fr.] ile/ve/||/<> ANSEFALİPATİ[Fr.]
( Beyin yangısı. İLE/VE/||/<> Bir yangı olmaksızın kafanın şişmesi. İLE/VE/||/<> Beyinle ilgili her türlü sayrılık. )
- ANSEFALİT[Fr.] ile NEVRİT[Fr.]
( Beyin dokusu yangısı/iltihabı/lezyonu. İLE Sinir yangısı. )
- ANSİKLOPEDİ ile/||/<> BİLİM
( Marifetname İLE dönemin bilimsel bilgilerini toplayan ansiklopedi )
( Erzurumlu İbrahim Hakkı tarafından 1756 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1703-1780) (Ülke: Osmanlı/Erzurum) (Önemli katkıları: Marifetname, ansiklopedik eser) )
- ANSİKLOPEDİ ile/ve/<>/yerine INTERNET
( ENCYCLOPEDIA vs./and/<> INTERNET
INTERNET instead of ENCYCLOPEDIA )
- ANSİKLOPEDİYE GİREN ile MEZARA GİREN
- ANŞÖVİYMAN[Fr.] değil/yerine/= KEMİK İLİĞİNE BİR BAŞKA KEMİK SOKULARAK YAPILAN BİR TÜR KIRIK KEMİK AMELİYATI
- ANSTABİL ANJİNA PEKTORİS/UNSTABLE ANGINA PECTORİS[İng.] değil/yerine/= KARARSIZ GÖĞÜS AĞRISI
- ANSTABİL/UNSTABLE, LABILE[İng.] değil/yerine/= KARARSIZ
- ANSWER vs. EQUIVALENT
- ANSWER :/yerine CEVAP
- ANTAGONİZM[Fr.] ile ANTAGONİST[Fr.]
( Karşıtlık. Karşıt etkinlik. | Düşmanlık. İLE Düşmanca. | Karşıt/koşut etkin. )
- ANTAGONİZMA ile/||/<> ANTAGONİST
( Karşıt etkinlik. İLE/||/<> Karşıt etkin. )
- ANTANT[Fr.]["ANTAT" değil!] (KALMAK) değil/yerine/= ANTLAŞMAK
- ANT-/ANTİ- ile/||/<> ANTRİ- ile/||/<> OB- ile/||/<> RE- ile/||/<> DE- ile/||/<> DİS- ile/||/<> ANT- ile/||/<> NON-
( -e karşı, karşıt, yerine, zıt. [antibiyotik: Bakterilere karşı kullanılan ilaç.] İLE/||/<> Karşıt, önünde, üzerinde, -e doğru, karşıt yönde. İLE/||/<> Geri, geride, tekrar, karşıt, yeniden. İLE/||/<> -e karşı, karşıt, zıt. İLE/||/<> -den uzakta, bütünü ile, aşağı, kopmuş, yoğunlaşma, bitme, ayrılma, karşıt, ters, bozma, olumsuz, sakin, eksik, yoksun, aşağı, ayrı, değişik. İLE/||/<> Ayrılma, karşıt, ters, bozma, olumsuz, eksik, yoksun değil. İLE/||/<> Bir şeyden türeyen, bir şeyden çıkan. İLE/||/<> Değil, hayır, olmayan, olumsuz. )
- ANTASİT değil/yerine/= ASİT GİDERİCİ
- ANTE- ile/||/<> ANTER-/ANTERO- ile/||/<> FRONT-
( Sıra, yerleşim ve zamansal olarak önce, ön, ön alan [antepartum: Doğum öncesi]. İLE/||/<> Ön, öne doğru, önde. İLE/||/<> Alın, ön. )
- ANTEFİKS[Lat. ANTEFIXA] ile ANTEMİYON[Yun. ANTHOS: Çiçek.]
( Eskiden, kiremitlerin uclarını tutmak üzere, yapıların çatılarına ya da frizlerine konulan, çoğu pişmiş topraktan yapılmış süslere verilen ad, kiremit ağızlığı. Saçak uclarına yerleştirilen antefikslerden, kimi zaman çörten olarak da yararlanılırdı. Antefikslerin bir başka türü de iç ve dış frizlerin süslenmesinde kullanılan küçük, alçak kabartmalardır. İLE Eski Yunan ve Roma mimarlıklarında, mermer antefikslerde ya da silmelerde görülen, hanımelini andırır, oymalı bir çeşit süsleme. )
- ANTEGRAT/ANTEGRADE[İng.] değil/yerine/= İLERİYE DOĞRU
- ANTEGRAT ile/||/<> ANTERİYOR ile/||/<> ANTEROİNFERİYOR ile/||/<> ANTEROLATERAL ile/||/<> ANTEROPOSTERİYOR ile/||/<> ANTEROSUPERİYOR ile/||/<> ANTEŞEKSİYON
( Öne doğru. İLE/||/<> Ön. İLE/||/<> Ön aşağı İLE/||/<> Ön dış yan. İLE/||/<> Ön arka. İLE/||/<> Ön yukarı. İLE/||/<> Öne bükülme. )
- ANTEN[Fr. < ANTENNE] ile/ve UYDU ALICISI
( Boşluktaki elektromanyetik dalgaları alan, yayınlayan iletken araç. )
- ANTENATAL ile/||/<> ANTEMORTEM
( Doğum öncesi. İLE/||/<> Ölüm öncesi. )
- FISTIK:
ANTEP ile/||/<> SİİRT ile/||/<> İRAN
- ANTEP/ŞAM FISTIĞI ile SİİRT FISTIĞI ile ÇAM FISTIĞI
- BAŞÇIK/ANTER[Fr.] = HAŞEFE[Ar.] = ANTHÈRE[Fr.]
( Çiçeklerin tohum taşıyan torbası. )
- ANTERİOR/ANTERIORIİng.] değil/yerine/= ÖN | ÖNDE
- ANTERİOR ile/||/<> ANTERO-İNFERİOR ile/||/<> ANTERO-İNTERİOR ile/||/<> ANTERO-LATERAL ile/||/<> ANTERO-MEDİAN ile/||/<> ANTERO-POSTERİOR ile/||/<> ANTERO-SUPERİOR
( Ön. İLE/||/<> Ön-alt. İLE/||/<> Ön-iç. İLE/||/<> Ön-yan. İLE/||/<> Ön-orta. İLE/||/<> Ön-arka. İLE/||/<> Ön-üst. )
- ANTESEDAN/ANTECEDENT[İng.] değil/yerine/= SAYRILIK/HASTALIK GEÇMİŞİ
- ANTET/Lİ[Fr.] değil/yerine/= BAŞLIK/LI
( Ticari şirketlerde, resmi dairelerde kullanılan başlıklı kağıt ya da zarf. )
- ANTEVERSİYON ile/||/<> ANTEVERT
( Öne dönüklük. | Öne devrilme. İLE/||/<> Öne dönük. | Öne devrik. )
- ANTHRAC-/ANTHRACO- ile/||/<> MELAN-/MELANE-/MELANO- ile/||/<> -NİGRİN-
( Kömür, siyah renk ile ilgili [antrakoz: Akciğerlerde kömür tozu birikmesi]. İLE/||/<> Kara/siyah. İLE/||/<> Kara/siyah. )
- ANTHROP- ile/||/<> ANDR-/ANDRO- ile/||/<> ARRHENO-
( İnsanla ilgili. İLE/||/<> Erkek, erkek cinsi ile ilgili, erkekleştirici, erkeklikle ilgili. İLE/||/<> Erkek. )
- ANTİ LAİK ile/ve/||/<> FUNDAMENTAL
- ANTİ-TNF TEDAVİSİ (BEHÇET) ile/||/<> KONVANSİYONEL İMMÜNSÜPRESİF TEDAVİ
( Anti-TNF biyolojik ajan İLE konvansiyonel tedavi klasik immünsüpresiflerdir. Anti-TNF hedefli tedavi İLE konvansiyonel geniş immünsüpresyon yapar. Anti-TNF dirençli Behçette etkili İLE daha pahalı ve enfeksiyon riski taşır. )
( Hulusi Behçet tarafından 1937 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1889-1948) (Ülke: Türkiye) (Alan: Dermatoloji, İmmünoloji) (Önemli katkıları: Behçet hastalığını 1937 yılında tanımladı. Üçlü semptom kompleksini (ağız yaraları, genital yaralar, göz iltihabı) bir hastalık olarak ortaya koydu. İsmini taşıyan ilk Türk doktor.) )
- ANTİAGREGAN değil/yerine/= KÜMELEŞİM ÖNLER
- ANTIALERJİK[Fr.] değil/yerine/= ALERJİ SAĞALTIMINDA KULLANILAN İLAÇLAR
- ANTİBİYOTİK TEDAVİSİ ile/||/<> PROBİYOTİK TEDAVİSİ
( Antibiyotik bakterileri öldürür İLE probiyotik yararlı bakterileri ekler. Antibiyotik mikrobiyotayı bozar İLE probiyotik mikrobiyotayı dengeler. Antibiyotik geniş spektrumlu İLE probiyotik seçici etkilidir. )
( Alexander Fleming tarafından 1928 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1881-1955) (Ülke: İskoçya) (Alan: Biyoloji, Tıp) (Önemli katkıları: Penisilin keşfi) (Nobel: 1945) )
- ANTICIPATE vs. EXPECT vs. HOPE
- ANTICIPATE :/yerine BEKLEMEK
- ANTİDEMOKRATİK[Yun.] ile ANTİEMPERYALİST[Fr.] ile ANTİFAŞİZM/ANTİFAŞİST[Fr.] ile ANTİKAPİTALİZM[Fr.] ile ANTİKLERİKAL[Fr.] ile ANTİMİLİTARİST/ANTİMİLİTARİZM[Fr.] ile ANTİOTORİTER[Fr.] ile ANTİPARLEMENTER[Fr.] ile ANTİTEİZM[Fr.]
( Demokrat olmayan. İLE Emperyalizme karşı olan. İLE Faşizme karşı tutum/kişi. İLE Kapitalizme, kapitalist rejime karşı tutum. İLE Fransa'da kilise kurulu düşüncelerine karşı olan. İLE Militarizme karşıt. / Askeri düşünceye ve askeri kurumlara karşı olma durumu. İLE Yetke tanımaz. İLE Parlementoya karşıt olan. İLE Tanrısal doğa ile insan doğasını birbirine karşıt olarak gören öğreti. )
- ANTİDEPRESAN değil/yerine/= ÇÖKKÜNLÜK GİDERİCİ
- ANTİDİYABETİK değil/yerine/= ŞEKER DÜŞÜRÜR
- ANTİDİYAREİK değil/yerine/= SÜRGÜN KESER
- ANTİDOT değil/yerine/= ZIT İLAÇ | AĞU TUTAN
- EMETİK ile/>< ANTİEMETİK
( Kusturucu. İLE/>< Kusma önler. )
- ANTİENFEKTİF değil/yerine/= BULAŞ KESEN
- ANTİENŞAMATUVAR değil/yerine/= YANGI GİDERİR
- ANTİFERROMANYETİK ile/||/<> FERRİMANYETİK
( Antiferro zıt spin iptal, ferri farklı büyüklük net. )
( Formül: TN İLE TC )
- ANTİFRİZ[İng. < ANTIFREEZE] değil/yerine/= DONDURMAZ
- ANTİHİPERTANSİF değil/yerine/= TANSİYON DÜŞÜRÜR
- ANTİJEN ile/||/<> ANTİKOR
( Antijen yabancı madde İLE antikor savunma proteinidir )
( Formül: Virüs proteini İLE IgG )
- ANTİK İLE KLASİK İLE MODERN İLE ÇAĞDAŞ ile/||/<> MATEMATİK TARİHSEL DÖNEMLERİ
( Matematiğin tarihsel gelişimi. )
( Formül: Milenyum problemleri )
- ANTİK YUNAN'DA:
HELEN DÖNEMİ ile/ve/<> HELENİSTİK DÖNEM ile/ve/<> ROMA DÖNEMİ
( M.Ö. VI. - IV. yy. İLE/VE/<> M.Ö. IV. - I. yy. İLE/VE/<> M.S. I. - V. yy. )
( )
- ANTİK[Lat.] ile ANTİKA[Lat.] ile ANTİKİTE[Fr.]
( Eski çağ işi, modası geçmiş. İLE Eski çağlardan kalma yapıt. | Davranışlarında tuhaflık görülen kişi. | Bir tür nakış. İLE Eski çağ, özellikle eski yunan ve Roma uygarlıkları. )
- ANTİK ile ARKAİK
- ANTİK[Lat.] ile/ve/değil KADÎM
( ANTIQUE vs./and ANCIENT )
( ... ile/ve GU )
- ANTİKA ile PİKO[Fr.]
( ... İLE Makinada yapılan, bir tür antika. )
- ANTİKİTE ile/||/<> AMPİR ile/||/<> SUBMİKEN
( Yaklaşık olarak M.Ö. VI. yy. ile M.S. III. yy. arasındaki Yunan ve Roma kültürlerine verilen ad. İLE/||/<> Batı dillerinde "Empire" olarak tanınan sanat akımının dilimizde kullanılan biçimi. Batı ülkelerinden alınan bir üslûp olup klasik antikitenin bazı özelliklerini yansıtır. İLE/||/<> M.Ö. 2000-1600 yılları arasında en parlak dönemini yaşayan Miken keramik sanatının İ.Ö. XII. yüzyıl sonlarında kısa bir dönem yeniden canlanması. Özellikle Atina'da söz konusu geçiş çağına verilen ad. )
- ANTİKOAGÜLAN/ANTICOAGULANT[İng.] değil/yerine/= PIHTIÖNLER
- ANTİKOAGÜLAN değil/yerine/= PIHTI ÖNLER
- ANTİKOAGÜLASYON/ANTICOAGULATION[İng.] değil/yerine/= PIHTI ÖNLEME
- ANTİKOMİNTERN[Fr.] ile ANTİKOMÜNİST[Fr.] ile ANTİKOMÜNİZM[Fr.]
( Komintern politikasına karşıt. İLE Komünizme karşıt. İLE Komünizm karşıtlığı. )
- ANTİKONVÜLSİF değil/yerine/= NÖBET KESER
- ANTİKOR[Yun.] değil/yerine/= KARŞIKOR
- ANTİLOJİ[Yun.] ile ANTİLOJİK[Fr.]
( Bir yazarın eserlerinde ileri sürdüğü felsefi görüşlerin çelişkili olabilmesi. İLE Mantığa karşıt olan. )
- ANTİLOJİ[Yun.] ile ANTOLOJİ[Yun.]
( Bir yazarın eserlerinde ileri sürdüğü felsefi görüşlerin çelişkili olabilmesi. İLE Yazın yapıtlarından seçkin parçaları bir araya toplayan betik. )
- ANTİLOP ile BEYAZ ANTİLOP(ADDAKS/ADDAX)
( ... İLE Sahara Çölü'nde yaşarlar. )
- ANTİMATTER ile/||/<> MATTER
( Antimatter zıt yüklü parçacıklarken İLE matter normal pozitif/nötr yüklü parçacıklardır )
( Formül: CP violation )
- ANTİNOMİ değil/yerine/= ÇATIŞKI
- ANTİPARANTEZ değil ANTRPARANTEZ[Fr. < ENTRE PARENTHESES] / ARA AYRAÇ (ya da ARTIPARANTEZ) / İSTİTRAT[Ar.]
( Söz arasında, sırası gelmişken. | Ayrıca. )
- ANTİPARAZİT[Ar.] değil/yerine/= ASALAKSAVAR
- ANTİPATİ[Yun.] ile/ve/||/<>/< ANTİPATİK[Yun.]
( Sevememezlik, soğukluk. İLE Sevimsiz, soğuk kişi. )
- ANTİPATİ değil/yerine/= ANTİPATİK
( Sevimsiz, sevilmeyen, itici, soğuk. )
- ANTİPATİ değil/yerine/= KARŞI/T DUYGU
- ANTİPIRETİK[Fr.] ile ANTİPIRİN[Fr.] ile ANTİTERMİK[Fr.]
( Ateşli durumlarda, gövde sıcaklığını düşüren ilaç. İLE Ateş düşürücü ve yatıştırıcı olarak kullanılan renksiz kristallerden biri. İLE Ateş düşürücü ilaçlar. )
- ANTİPİRETİK değil/yerine/= ATEŞ DÜŞÜRÜR
- ANTİPOT[Fr.] ile ANTİPOT[Fr.]
( Coğrafyada taban karşıtı. İLE Bitkilerde, kapalı tohumluların yumurta gözesi karşısında bulunan üç gözeden biri. )
- ANTİPROLİFERATİF değil/yerine/= ÇOĞALIM ÖNLER
itibarı ile 42.805 başlık/FaRk ile birlikte,
42.805 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(10/173)
(1996'dan beri)