
SANAT'ta
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 6091 başlık/FaRk ile birlikte,
7146 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(4/7)
- GELİŞİM ile/ve/> YENİLİK
( DEVELOPMENT/IMPROVEMENT vs./and/> INNOVATION/REFORM/NEWNESS )
- GELİŞİM/DEĞİŞİM:
YUKARIDAN, AŞAĞI ile/ve/değil/yerine/||/<> İÇTEN, DIŞA
(
)
- GELİŞME ile/ve/<> DÖNÜŞME
- GELİŞME ile/ve/değil/yerine/||/<> OLGUNLAŞMA
- GELİŞMİŞ/LİK ve/||/<>/> YALINLAŞ(TIRIL)MIŞ/LIK
( Yalınlaşmak/yalınlaştırabilmek, gelişmişliğin, en son durumudur. )
- GELİŞTİRME ile/ve/<> ÖNÜNÜ/ÖTESİNİ AÇIK TUTMAK
( TO DEVELOP vs./and/<> TO MAKE/KEEP OPEN THE FURTHER )
- [ne yazık ki]
GEMİNİN BATMASI ile/ve/değil/||/<>/> SULARIN ÇEKİLMESİ
( Her zaman gemiler batmaz. Bu kez sular çekildi. )
- GENÇ OLMA İSTEĞİ/GENÇLEŞMEK değil/yerine DİNÇ OLMA İSTEĞİ/DİNÇLEŞMEK
- GENEL DUYULAR ile/ve/<> ÖZEL DUYULAR
( Görme, İşitme, Dokunma. İLE/VE/<> Koklama, Tatma. )
( Bellek kayıtları yoğundur. İLE/VE/<> Bellek kayıtları hafiftir. )
- GENEL-GEÇER ile/ve/değil/||/<> DEĞİŞMEZ
- GENEL" ile/ve/değil/yerine/||/<> YAYGINLIK
- [ne yazık ki]
GENELLEME ve/||/<>/< BİLGİSİZLİK
- [ne yazık ki]
GENELLEME ile/ve/||/<>/< "İDDİA"
( [ne yazık ki] Ne kadar çok "genelleme" yapı(lı)yorsa, o kadar çok iddia edilir/eder. )
- GENELLEME ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YORUM
- GENELLEMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<> ADLANDIRMAK
- GENELLİKLE ile/ve/değil/||/<>/< BÜYÜK/YÜKSEK OLASILIKLA
- GENELME ile GENELEME ile GENELLEME
( Genişleme. İLE Bir düşüncenin, farklı sözlerle, yeniden/tekrar anlatılması. İLE Bir ya da birkaç özel/tekil veriyi/durumu, herşeyi/herkesi katarak ve tek bir şeye indirgeyerek açıklamaya çalışma "iddiası"/zayıflığı.[Tüm genellemeler, yanlıştır! Bu bile!] )
( ... ile ... ile TAMİM )
- GENİŞ ZAMAN ile/ve/<> GENELLEŞTİRME
- GENİŞ ZAMANDA ile/ve/||/<> DAR ZAMANDA
( Sıkı olabilirsek. İLE/VE/||/<> Ferah olabiliriz. )
- GENİŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KAPSAMLI
- GENİŞ ile/ve/||/<>/< KUŞATICI
- GENİŞLEME ile/ve/<> SEYRELME
- GERARDO MATOS RODRIGUEZ ve EDUARDO GALEANO
( "La Comparsita" tangosunun bestecisi. VE Latin Amerika'yı şiir tadındaki yazılarıyla anlatan yazar.["Aşkın ve Savaşın, Gündüz ve Geceleri" adlı kitabını okumanızı salık veririz.] )
( İkisi de, Uruguay'lıdır. )
- GERÇEK KİŞİ:
[ya] KAÇAR ile/ve/||/<> "ZARAR VERİR"
- MUTLULUK:
GERÇEK ile/ve/||/<> GÖRELİ
- GERÇEK YAŞAM ile/ve/<> SİNEMA
( Gerçek yaşamda, taklit ederiz. İLE/VE/<> Sinemada, gerçek oluruz. )
- GERÇEKÇİ YAKLAŞIM ile/ve/||/<> AKLÎ GÖRÜ
- GERÇEKLERİ DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/||/<>/>/< GERÇEKLERİ ORTAYA ÇIKARABİLECEKLERİ DÜŞÜNMEK
- GERÇEKLEŞME ile/ve/||/<> EKSİKSİZLEŞME
- GERÇEKLEŞTİREBİLECEKLERİMİZ/ÖĞÜTLEYEBİLECEKLERİMİZ:
BAŞARILI "OLUP/OLMAMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< MUTLU OLMAK
- GERÇEK/LİK ile/ve/=/||/<> BÜTÜN/LÜK
- GERÇEK/LİK ile/ve GEREKLİ/LİK
( REAL/ITY vs./and NECESS/ITY )
- GERÇEKLİK ile/ve/<>/değil/yerine GÖRÜNÜŞ
( Düzen vardır. İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Düzen yoktur. )
( Kişinin durduğu yere göre değişir. )
( Suda dans eden ay suda görünür, ama onun nedeni su değil, gökteki aydır. )
( Dünya size, karşı konulmaz biçimde gerçek görünür, çünkü her an onu düşünmektesiniz; onu düşünmeyi bırakın, o sis içinde eriyip gidecektir. )
( Berrak görebilmeniz için zihniniz saf ve bağımlılıktan yoksun olmalıdır. )
( Sadece söze dayanan kanı yeterli değildir. Ancak katı gerçekler, kişinin, kendi hakkında kurduğu imajın hiçbir şey ifade etmediğini gösterebilir. )
( Kendiniz olduğuna inandığınız varolana bakın ve anımsayın - siz, gördüğünüz değilsiniz. )
( Kendi gerçeğinizi kendi bulduğunuzca, içtenlikle yaşayın. )
( Hareket eden'in içinde devinimsiz olan'ı, değişenin içinde değişmez olanı ayırt edebilmeyi öğrenelim, ta ki tüm farkların sadece görünüşte olduğunu ve birliğin gerçek olduğunu idrak edinceye kadar. )
( Gerçeklik, dönüştürülmesi olanaklı olandır. )
( )
( PHENOMENON instead of REALITY
Changes indepence of the position of the person.
The moon dancing on the water is seen in the water, but it is caused by the moon in the sky and not by the water.
The world appears to you so overwhelmingly real, because you think of it all the time; cease thinking of it and it will dissolve into thin mist.
To see clearly, your mind must be pure and unattached.
Mere verbal conviction is not enough. Hard facts alone can show the absolute nothingness of the self-image.
Look at the being you believe you are and remember - you are not what you see.
Earnestly live your truth as you have found it.
Learn to distinguish the immovable in the movable, the unchanging in the changing, till you realise that all differences are in appearance only and oneness is a fact.
The moon dancing on the water is seen in the water, but it is caused by the moon in the sky and not by the water. )
( ŞE'NİYYET[< ŞE'NÎ: Gerçek] ile/ve/<>/değil/yerine KİSVET[çoğ. KÜSÂ][KİSVE değil!]: Elbise. | Özel kıyafet. | Kisbet, yağlı güreş yapan pehlivanların giydikleri paçalı meşin pantolon. | Bir kimsenin/şeyin dış görünüşü. )
( [not] REALITY vs./and/<>/but PHENOMENON )
( RÉALITÉ avec/et/<> ASPECT )
- GERÇEK/LİK ile/ve/||/<> USSAL/LIK
- GEREK NEDEN ile/ve/||/<>/> EREK NEDEN
- GEREKLİLİK:
BİLMEK ile/ve/değil/<> YAPMAK
- GEREKLİLİK/ZORUNLULUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖNÜLLÜLÜK
- GEREKSİNİM ile/ve GEREKLİLİK
( Gereksiniminiz olduğuna inandıklarınız, gereksiniminiz olanlar değildir. )
( Eğer gereksiniminiz olmayanları istemezseniz gereksiniminiz olan şeyler size gelecektir. )
( Kendiniz olmaktan başka hiçbir şeye gereksiniminiz yok. )
( Gereksiniminiz olan her şey, sizin içinizde. )
( NEED vs./and NECESSITY
What you believe you need is not what you need.
What you need will come to you, if you do not ask for what you do not need.
You need nothing except to be what you are.
All you need is already within you. )
- GEREKSİNİM ile/ve/değil/||/<>/< TAMAMLAYICI/LIK
- GEREKSİNİMLER ve İLİŞKİLER SIRADÜZENİ:
DİRİMSEL ve/||/<>/> BİLİŞSEL ve/||/<>/> DAVRANIŞSAL
- GEREKSİNİMLER ile/ve/||/<> DEĞERLER ile/ve/||/<> ANLAMLAR
- GEREKSİZ TEKRAR(TOTOLOJİ) ile SAÇMALAMAK
( TAUTOLOGY vs. TO BULLSHIT )
- GEREKSİZ/YERSİZ/ANLAMSIZ "TEPKİ VERMEK" ile/ve/değil/yerine HAREKETE GEÇMEK
( Sadece aptallar, gereksiz/yersiz/anlamsız "tepki verir". )
- GEREKTİĞİ KADAR DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK/YAPMAK ile/ve DEĞERİ/DEĞDİĞİ KADAR DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK/YAPMAK
- GERGİN/LİK ile/ve/||/<> TEDİRGİN/LİK
- GERİ KALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> UZAK KALMAK
- GERİBİLDİRİM'DE:
"HIIIIII" ile/değil/>< HMMM
( Dinleyenin, küçümseyici/reddedici, kinâyeli bir tutum göstererek çıkardığı ses. İLE/DEĞİL/>< Dinleyenin, sözü/konuyu, tam olarak anlamasıyla çıkardığı ses. )
- GERİLİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DENGE
- GERİLİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DENGE
- GERİLİM ile/ve/değil/||/<>/< GİDİŞ-GELİŞ
- GERİLİM ile/ve/değil/||/<> İKİLEM
- GERİLİM ile/ve/değil/yerine SALINIM
- GERİLİMDE:
GERİLEME ile/değil/yerine İLERLEME
- GERİLİYOR/UZ[< GERİLEMEK] ile GERİLİYOR/UZ[< GERİLMEK]
- GERİSİ GELİR ile/ve/||/<> SONU GELMEZ
- GEVEZELİK ve/||/<> GAFLET
( Bilgelik/hikmet/irfan bulunmayan söz. VE/||/<> Düşünce ve bilgi bulunmayan susma/sükût. )
- GİBİ GİBİ ile/değil/yerine GİBİ
- ... GİBİ ile ...'YA GÖRE
- GİDERİNİ, GELİRİNE GÖRE AYARLAMAK/DÜŞÜREBİLMEK ile/ve/||/<>/> GELİRİNİ, GİDERİNE GÖRE AYARLAMAK/YÜKSELTEBİLMEK
- GINÂÎ[Ar.]/LİRİK[Fr.] değil/yerine/= KOŞUK
( LİRİK: Coşkun, esinle dolu. | Eski Yunan yazısında, lir eşliğinde söylenilen. Koşuk. | Çok etkili, coşkun, genellikle kişisel duyguları dile getiren yazın. )
- GİRDİ ile/ve/||/<>/> ETKEN
- GİRDİ ile/ve/||/<>/> KAZANIM
- GİRDİLER DÖRTLÜSÜ ile/ve/<> YAŞAM DÖRTLÜSÜ ile/ve/<> UYUM DÖRTLÜSÜ ile/ve/<> DEĞERLER DÖRTLÜSÜ
( Sayın Gökçen ADAR'ın, "Yaşamla Flört" adlı kitabını okumanızı salık veririz. )
( Olumlu/Pozitif | Olumsuz/Negatif | Nötr | X [Belirsiz, merak uyandıran]. İLE/VE/<>
İş | Sosyal | Aile | Özel. İLE/VE/<>
Beklenti | Ortam | Olanak | Zaman. İLE/VE/<>
Vizyon | Misyon | Nosyon | Gusto[Zevk ve heyecan niteliği, estetik değerler]. )
( INPUT QUARTET vs./and/<> LIFE QUARTET vs./and/<> HARMONY QUARTET vs./and/<> VALUES QUARTET
Positive | Negative | Neuter | X [Indefinite]. WITH/AND/<>
Business | Social | Family | Private. WITH/AND/<>
Expectation | Environment/Ambience | Possibility | Time. WITH/AND/<>
Vision | Mission | Notion | Gusto. )
- GİRİFT[Fars.] değil/yerine/= GİRİŞİK/ÇAPRAŞIK
- GİRİŞ-GELİŞME-SONUÇ ile/ve/değil/yerine/||/<> SÜREÇ-SONUÇ / USÛL-ESAS
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Süreç olmadan(düşünülmeden/konuşulmadan), sonuca; yöntem(usûl) olmadan, asıl(esas) konuya geçilemez/değinilemez! )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Konuşuruz[konuşmalıyız!], etkin susmak üzere; susarız[susabilmeliyiz!], yetkin konuşmak üzere! ["Söyleyerek" değil söyleşerek/konuşarak!] )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Tümdengelim yapabilmek için tümevarımsal düşünmüş olmak gerekir! )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Anlamak için konuşmak; konuşmak için dinlemek; dinlemek için de susabilmek gerekir! [Anlamanın iki temel koşulu: 1. Nötr olmak/olabilmek. | 2. (Nitelikli) Soru sormak.] )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Algı düzenimizi (paradigmamızı) düzeltmek/değiştirmek/geliştirmek üzere, zaman zaman/sık sık "fabrika ayarlarımıza" dönmek gerekir. [Yaşamın ve özellikle de gündelik yaşamın/konuların hızına/yoğunluğuna (fazla) kapılmamak için!] )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Çıkarlarımıza yönelik/uygun olarak, "kazanın" "doğurduğuna" inanma eğilimi gösterirken; sonuç odaklı/merkezli olmamak üzere, "kazanın" "öldüğünü" kabul edebilme ve düşünme gücünü kullanmaya cesâret etmemiz gerekir. )
- GİRİŞ ile/ve/||/<> ALTYAPI
- GİRİŞ ile/ve/||/<>/> GELİŞME ile/ve/||/<>/> SONUÇ
- GİTMEK ile/ve/değil/yerine HAREKET (ETMEK)
( ZİHAP ile/ve/değil/yerine ... )
( [not] TO GO vs./and/but TO MOVE
TO MOVE instead of TO GO )
- GİYSİ ile YAPIK
( ... İLE Belleme. | Yeniçeriler'in giydikleri üstlük. )
- GİZEM ile/değil BELİRSİZLİK
- GİZLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> TERSİYLE GÖSTERMEK
- GİZLEYEREK AÇMAK ile/ve AÇARAK GİZLEMEK
- GİZLİ ile/ve/değil/||/<> GİZEMLİ
- GİZLİ/LİK ile/ve/değil/<> GÖRÜLMESİ/DUYULMASI/BİLİNMESİ İSTENİLMEYEN
- GLOBAL/LEŞ(TİR)MEK değil/yerine/= KÜRESEL/LEŞ(TİR)MEK
- GOETHE["GÖTE" değil!] ve/||/<> HERDER
- ABECELERDE:
GÖKTÜRK ve/||/<>/> UYGUR ve/||/<>/> ARAP ve/||/<>/> LATİN
- GÖLGE ile/ve/||/<> İZ
- GÖMMEK değil/yerine/>< GÖRMEK
- GÖNDERME" ile/ve/<> ANIMSATMA
- GÖNDERME" ile/ve/değil/yerine BAŞVURU
- GÖNDERME ile/ve/değil/||/<>/< ÇAĞRIŞIM
- GÖNDERME ile/ve/değil/yerine/<> KATKI
- GÖNENCE/KONFOR değil/yerine/>< EYTİŞİM/DİYALEKTİK
- GÖNÜL:
ONA...
KAYAR ve/||/<>/> KAÇAR
- GÖNÜLLÜ ile/ve/||/<> GÖNÜLVEREN
- GÖNÜLLÜ/LÜK ile/ve/||/<> ADANMIŞ/LIK
- GÖNÜLLÜLÜK ile/ve/||/<> NEŞE
- GÖRDÜĞÜM KADARIYLA ile/ve/||/<> BÜYÜK/AZ OLASILIKLA
- GÖREBİLDİĞİMİZ IŞIK:
KIRMIZI ile/ve/<> MOR ARASI
( 400 nanometre. İLE/VE/<> 700 nanometre arası. )
( [Güneşten gelen beyaz ışığın, yansıma ve kırılmasıyla birlikte]
Az saçılmayla. İLE/VE/<> Çok saçılmayla. )
- GÖRECE/Lİ/LİK" ile/ve/değil GÖRELİ/LİK
- GÖRELİ/İZÂFÎ[Ar.] ile ÎTİBÂRÎ
- GÖRELİ ile/ve/||/<> DURUMA GÖRE
- GÖRELİ ile/ve/||/<> İLİŞKİSEL
- GÖRELİ/LİK ile/>< AHLÂK
- GÖRELİ/LİK ile/ve/||/<> YARARCI/LIK
- GÖREMEZSİN ile/değil GÖRÜNMEZ
- GÖREV ve/değil/||/<> İŞLEV
- GÖREVİNİ YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> GEREĞİNİ YAPMAK
- GÖRGÜ ile/ve/> UFUK
( Görgülü kuşlar, gördüğünü işler. )
- GÖRKEM:
BAKILANDA ile/ve/değil/||/<>/< BAKIŞTA
- GÖRME ile/ve/<> NÜFÛZ ETME
- GÖRMEK (BAKMAK) = REGARD[İng.] = CONSIDÉRER[Fr.] = BETRACHTEN[Alm.] = CONTEMPLOR[Lat.]
- GÖRMEK ile/ve/||/<>/> BAKMAK
( İşlevsel/lik. İLE/VE/||/<>/> Niyetli, bilinçli, amaçlı. )
( GÖRMEK: Can kulağıyla dinlemek. )
( Görmek, dinlemek ile başlar. )
( )
( İnsanın her bir gözü, doğrudan doğruya karşıya baktığı zaman, burundan dışarı doğru 95 derecelik bir görüş alanına sahiptir.
Ayrıca, gözlerimiz sayesinde burundan aşağıya doğru 75 derece,
burna doğruysa 60 derecelik bir açıyı görebiliriz.
İki gözün görüş açısının, yani sol gözümüzün burna ve sağa doğru 60 derecelik görüş alanıyla,
sağ gözümüzün burna ve sola doğru 60 derecelik görüş alanının çakıştığı bölge, kabaca 3 boyutlu görüş alanımızdır.
Bu 3 boyutlu görüş alanı, sadece 114 derecelik bir alanı kapsar.
Bu iki alanın çakışması sayesinde derinlik algılanabilir.
114 derecenin geri kalan alanında teknik olarak 2 boyutlu görebiliriz ve
derinlik algısı yok denecek kadar azdır.
İki göz hesaba katıldığında, insanın yatayda (göz ekseninde)
180 dereceden birazcık büyük bir görüş alanı vardır.
Bunun üzerine göz hareketleri de görüş alanını değiştirir.
Her bir gözümüz, yuvası içinde 90 dereceye yakın bir açıyla sola ya da sağa dönebilir.
Bu sayede, kafamızı hareket ettirmeksizin,
görüş alanımız göz ekseninde 270 dereceye kadar ulaşabilir.
Kafamız da 100-130 dereceye kadar sağa ya da sola dönebilir.
Bu sayede görüş alanımızı toplamda 340-350 dereceye kadar çıkarmamız mümkündür.
Kafa ve boyun hareketine, göğüs ve bel dönüşü (rotasyonu) da eklenirse,
bacakları hareket ettirmeksizin 360 dereceyi görmemiz olanaklıdır.
Her bir gözümüzde, dimdik ileri baktığımızda 12-15 derece dışa,
1.5 derece aşağıya denk gelecek biçimde optik sinirin retinayı yararak girdiği kör nokta bulunur.
Bu kör nokta, görüş alanını gövde eksenimizde 7.5 derece,
göz eksenimizde 5.5 derece kısıtlayan bir evrimsel kusurdur. )
( BASAR ile/ve/||/<>/> NAZAR )
( DÎDÂR: Görme, görüş gücü. İLE/VE/||/<>/> ... )
( TO SEE vs./and/||/<>/> TO LOOK )
- GÖRMEK ile/ve/||/<>/> BAKMAK ile/ve/||/<>/> İZLEMEK
( Denk gelerek, istemeden de görülmüş olabilir. İLE/VE/||/<>/> Dikkati yönelterek. İLE/VE/||/<>/> Bakışı kararlı bir biçimde sürdürerek. )
( BASAR ile/ve/||/<>/> NAZAR ile/ve/||/<>/> SEYİR/SEYR )
( TO SEE vs./and/||/<>/> TO LOOK vs./and/||/<>/> TO WATCH )
- GÖRMEMEK ile GÖRÜNENİ GÖRENİ GÖRMEMEK
( Nakışa bak, nakkaşı anla! )
- [önce] | "GÖRMEMEZLİKTEN GELİRLER"
sonra
"ALAY EDERLER"
sonra
"SAVAŞIRLAR" |
ile/değil/yerine/||/>/><
[sonunda]
KAZANIRSIN
- GÖRSEL/LİK ile DIŞSAL/LIK
( DIŞSALLIĞI İLE ALGINDA, İÇSELLİĞİ İLE AKLINDA )
( VISUAL/NESS vs. EXTERIOR/NESS )
- GÖRÜLEN ile/ve GÖRÜLMEYEN
( VISIBLE vs./and INVISIBLE )
- GÖRÜM" (DİYE) değil GÖREYİM (DİYE)
- GÖRÜNEN UYUM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖRÜNMEYEN UYUM
- GÖRÜNMEZ KAZA" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< GÖRÜNÜR(ÖNGÖRÜLEBİLİR) "GÖRÜNMEZ KAZA"
- GÖRÜNTÜ/FOTOĞRAF:
ÇEKMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TASARLAMAK
- GÖRÜNTÜ ile GÖRSEL
- GÖRÜNTÜ ile/ve GÜZELLİK
( Rüya. İLE/VE Gerçek. )
( APPEARANCE vs./and BEAUTY )
- GÖRÜNTÜNÜN/MANZARANIN:
EN ÇİRKİNİ/KORKUNCU ile/değil/yerine/>< EN GÜZELİ
( Somurtan bir "yüz". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gülen bir yüz. :) )
( Gülen İnsan Yüzünün Görsel FaRkLaR'ı için burayı tıklayınız... )
( Kara delik. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güneş. )
(
ile/değil/yerine/><
)
- GÖRÜNTÜSELLİK
( ICONICITY )
- GÖRÜNTÜSÜ ile/ve/değil/yerine İŞLEVSELLİĞİ
( [Beynin] Sağ yarımküresi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Sol yarımküresi. )
- GÖRÜNÜR HAREKET ile/ve GERÇEK HAREKET
( VISIUAL/EXTERNAL MOVEMENT vs./and REAL MOVEMENT )
- GÖRÜNÜR HAREKET ile/ve GERÇEK HAREKET
- GÖRÜNÜRLÜK ile/ve/<> SAYDAMLIK
- GÖRÜNÜŞ ile/ve DUYARLILIK
( APPEARANCE vs./and SENSITIVITY )
- GÖRÜNÜŞ/LER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HAREKET/LER
- GÖRÜŞ ile/ve/||/<>/< GÖRMÜŞ/LÜK
- GÖRÜŞ ile/ve/||/<> YORUM
- GÖSTERGE = İŞARET = SIGN[İng.] = SIGNE[Fr.] = ZEICHEN[Alm.] = SIGNUM[Lat.] = SENAL[İsp.]
- GÖSTERGE ile/ve/değil/||/<> ÖLÇÜT
- GÖSTERİ ile/ve/değil DİNLETİ
- GÖSTERİMİ OLAN ile GÖSTERİMİ OLMAYAN
- GÖSTERİMSEL
( DEICTIC )
- GÖSTERME ile/ve/değil/yerine İMLEMEK/İŞARET (ETME)
( [not] TO SHOW vs./and/but TO INDICATE
TO INDICATE instead of TO SHOW )
- GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖRTEREK GÖSTERMEK
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Sanat. )
- GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine/<> SİMGELERLE/ÖYKÜLERLE/MASALLARLA ANLATMAK
- GÖSTERMEK ile/ve/||/<> TANITMAK
- GOTİK ile/||/<> ULUSLARARASI GOTİK ile/||/<> STİL GALANTE
( Avrupa'da Ortaçağ mimarisine verilen ad. XII. yüzyılın ortasından Rönesans'a kadar süreci içeren Gotik, resim ve heykel de kapsayan geniş bir sanat akımıdır. Geç Gotik, Uluslararası Gotik (Bkz. "Bkz." ile geçen madde) altı bir dönemi niteler. İLE/||/<> XIV. yüzyıl sonunda ilk kez Fransız sarayında beliren bir sanat üslûbu. Bir üslûp olarak temelde Gotik'e bağlı olan bu anlayışta özellikle manzara ayrıntılarına, hayvanlara ve giysilere gerçekçi bir yaklaşım söz konusudur. Ama bu gerçekçilik, daha geç dönemin esinini doğadan alan ve Masaccio ile Donatello'nun yapıtlarında anlatımını bulan gerçekçi yaklaşımdan farklıdır. İLE/||/<> Zarif üslûp. Almanya'da XIV. yüzyıl sonu ile XV. yüzyıl başında egemen olmuş bir sanat anlayışı. Uluslararası Gotik'le sıkı sıkıya ilişkili olan bu anlayışta, figürler yumuşak, zarif ve incelikli bir biçimde betimlenir, sıcak renklerle boyanırdı. )
- GÖVDE AMELİYATI ile/ve/||/<> MANEVİ AMELİYAT
( [Kişinin] Uyut(ul)ması gerekir. İLE/VE/||/<> Uyan(dırıl)ması gerekir. )
- GÖVDE ve/||/<> ZİHİN ve/||/<> KALP ve/||/<> HİÇ
( Deneyim aradığımızda. VE/||/<> Bilgiyi aradığımızda. VE/||/<> Tanrı'yı aradığımızda. VE/||/<> Hakikati aradığımızda. )
- GÖZ:
GÜNEŞ ve/<> GÜZELLİK
- GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURMAK ile/ve/ya da ÇÖZMEK
- GÖZ ve/||/<>/>/< AKIL
( Göz, odur ki; dağın arkasını göre! VE/||/<>/>/< Akıl, odur ki; başına geleni/geleceği bile! )
- GÖZ ve/<> BİLİNÇ
( Göz ve bilinç, tüm dünyayı gördüğü halde, kendini [pek] [kolay kolay] göremez. )
- GÖZ ile/ve GÖZDEKİ ANLAM VE DERİNLİK
- GÖZ ve/||/<> KALP
( Gülmek için!... :) VE/||/<> Sevmek için!... )
- GÖZ ile/ve/=/<> KİŞİLİK/AKIL
- GÖZDEN DÜŞME ile/ve/<>/>< YÜCELME
( İkisi de, kişiyi eşit şaşırtır. )
- GÖZDEN GEÇİRME ile KOLAÇAN ETME
( ... İLE Herhangi bir amaçla çevreyi dolaşıp pek belirli etmeksizin gözden geçirme. )
- GÖZDEN GEÇİRMEK ile/ve/||/<> GÖZLEMLEMEK
- GÖZDEN GEÇİRMEK ile İRDELEMEK
- GÖZE BATMA ile/değil/yerine GÖZE ÇARPMA
- GÖZLEM ile HESAP
- GÖZLEM ile/ve/değil/||/<> ÖNGÖRÜ
- GÖZLEMEK ile/değil GÖZLEMLEMEK
- GÖZLEMLEMEK ile/ve/||/<> "TARTMAK"
- GÖZLEMSEL BİLGİ ile/ve KATILIMSAL BİLGİ
( OBSERVAL KNOWLEDGE vs./and PARTICIPAL KNOWLEDGE )
- GÖZÜTOK/LUK ile TUZUKURU/LUK
- GRAFİK DİZAYN/IR / DESİGNER değil/yerine/= ÇİZGE TASARIM/CI
- GRAFİK değil/yerine/= ÇİZGE
- GRAFOLOJİ değil/yerine/= YAZIBİLGİSİ
( El yazısından, yazanın karakter ve duygularını anlamayı amaç edinen inceleme yöntemi. )
- GRAVÜR[Fr.] ile RÖLYEF[Fr.]
( Kazıma resim. İLE Kabartma. )
- GROTESK[Fr.]
( Eskiçağ Roma yapılarında bulunan, tuhaf, gülünç figürlerden oluşmuş süsleme biçemi. | Kaba gülünçlüklerden, tuhaf ve olmayacak şakalaşmalardan yararlanan, karşıt görüntüleri, bağdaşmaz durumları şaşırtıcı biçimde birleştiren güldürü biçimi. )
- GÜÇ/KUDRET:
BEL ÜSTÜ ile/ve/<> BEL ALTI
( Erilde. İLE/VE/<> Dişilde. )
( [daha çok] Erillerin, govdesi ve kolları güçlüdür/dayanıklıdır. İLE/VE/<> Dişillerin, bacakları güçlüdür/dayanıklıdır. )
- GÜÇ ile/ve DİRENÇ
( POWER vs./and RESISTANCE )
- GÜÇ ile/ve GÜZELLİK
( Kendinden. İLE/VE/||/<>/> Yansıma. )
( POWER vs./and BEAUTY )
- GÜÇ ile/ve/||/<> SORUMLULUK
- GÜÇLENDİRME ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SAĞLAMLAŞTIRMA/BERKİTME
- GÜÇLEN(DİR)ME ile/ve/||/<>/< DEVİN(DİR)ME/HAREKETLEN(DİR)ME
- GÜÇLENMEK ile/ve/||/<>/> YÜKSELMEK
- GÜÇLÜ OLAN ile/değil/yerine (")HAKLI(") OLAN
( Güçlü olan, haklı değildir! Haklı olan ise güçlü olandır! )
- GÜÇLÜ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DONANIMLI
- GÜÇLÜ ile/ve/değil/||/<>/> ETKİLİ
- GÜÇLÜ ile/ve/değil/||/<>/>/< SÜREKLİ
- GÜÇSÜZ/LÜK ile/ve/||/<>/> İSTEKSİZ/LİK
- GÜDÜ:
ZİHİNSEL ile/ve/||/<> FİZYOLOJİK ile/ve/||/<> TOPLUMSAL
- GÜDÜ ile CEZBE
( İtim. İLE Çekim. | Tarikat ehlinin kendinden geçme durumu. )
- GÜDÜK ile KADÜK[Fr.]
( Eksik yanı olan, tamamlanmamış, kısa. | Kuyruğu kesik ya da kopmuş. | Yetersiz, sonuç vermemiş. İLE Değerini/önemini yitirmiş, geçerliliği kalmamış, eskimiş. )
- GÜDÜLENME ile/ve/||/<>/> ALIŞKANLIK
( Başlamak üzere. İLE/VE/||/<>/> İlerlemek üzere. )
- GÜDÜLENMEDE:
ALGI ve/||/<>/> SEÇME ve/||/<>/> ÖZERKLİK ve/||/<>/> ÖZYETKİNLİK
- GÜDÜLENMEDE:
İLİŞKİLİLİK ve/||/<>/> GÜVEN ve/||/<>/> ŞEFKÂT ve/||/<>/> ÖZGÜNLÜK
- GÜDÜLENMEDE:
UYARILMA ve/||/<>/> MERAK ve/||/<>/> DENETİM ve/||/<>/> OLGUNLAŞMA
- GÜDÜLENMEDE/HAREKETE GEÇMEDE:
[bazen/biraz] HEYECAN/COŞKU/ÜMİT ile/ve/bazen/biraz da/||/<> OLANAK
- GÜFTÂR[Fars.] ile/ve/+/değil/yerine/||/<>/> KÂR[Fars.]
( Söz. İLE/VE/+/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı. | İş. | Yarar, fayda. | Üretim etmenlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay. | Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki fark. )
- GÜFTÂR[Fars.] ile SÖZ
( SÖZ )
- GÜL GİBİ ve/||/<> GÜN GİBİ
- GÜLDÜRÜ/KOMEDİ[Fr.] ile GÜLMECE/MİZAH[Ar.]/HUMOR[Fr. < HUMOUR]
( Gövdeyle ilgili, gövde üzerine. İLE Zihin/akıl yürütmeyi gerektiren. )
( Gördüğü üzerinden ve doğrudan. İLE Olumsuz olanı, olumluya çevirme. )
( GARGANTUA - Francois RABELAIS )
- GÜLLÜ AGOP (VARTOVYAN) =/> GÜLLÜ YAKUP
( Osmanlı dönemi tiyatro oyuncusu ve yönetmeni ve Türk tiyatrosunun kurucularındandır. Oyunculuğundan ziyade kurduğu ve yönettiği tiyatro toplulukları ile başarı kazanan bir sanatçıdır.[1840-1902] )
- GÜLME! ve/ya da AĞLAMA! ve/ya da LANETLEME!
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
SADECE ANLA!(MAK)
( NON RIDERE vs. NON LUGERE vs. NEQUE DETESTARI |
SED INTELLIGERE )
- GÜLMEK ve/||/<>/> EĞLENMEK ve/||/<>/> GEZMEK ve/||/<>/> DÜŞÜNMEK ve/||/<>/> ÖNERMEK ve/||/<>/> ÖNEMSEMEK ve/||/<>/> SEVMEK
( 10 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 20 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 30 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 40 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 50 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 60 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 70 yaşındaymış gibi. )
- GÜLTEN DAYIOĞLU ve/||/<> REŞAT NURİ GÜNTEKİN
( )
- GÜLÜMSEME :) ve/||/<> DUCHENNE GÜLÜMSEMESİ :)
( ... VE/||/<> Gözlerin yanındaki, "kaz ayakları" denilen çizgileri yukarı doğru olanların, yaşamlarının, olmayanlara göre 8.5 yıl daha uzun yaşadıklarını tespit etmişler. :) )
- GÜLÜN (DAHA) GÜZELİ ve/||/<>/> DOSTUN (DAHA) GÜZELİ ve/||/<>/> İNSANIN (DAHA) GÜZELİ
( Çiçek veren. VE/||/<> Vefâsı uzun süren. VE/||/<> Selâm veren ve gülümseyen. :) )
- GÜNCEL ile ÇAĞDAŞ
- GÜNCEL = FİİLİ = ACTUAL[İng.] = ACTUEL[Fr.] = AKTUELL[Alm.] = REAL[İsp.]
- GÜNDELİK METİN ile KURMACA METİN ile KULLANMALIK METİN
- GÜNEŞ IŞIĞI ve/||/<> BİLGİ AYDINLIĞI
- GÜNEŞE:
ARKAMIZI DÖNMEK değil/yerine/>< YÜZÜMÜZÜ DÖNMEK
( Gölgeleri/sorunları, önümüzde gösterir ve ümit yitiricidir. DEĞİL/YERİNE/>< Gölgeleri/sorunları, ardımızda bırak(tır)ır. )
- GÜNLÜK HAREKET/LER ile/ve DÜZENSİZ HAREKET/LER
( ... ile/ve TERÂCÛİYYİN )
( ... vs./and RETROGRADE )
- GÜNLÜK KONUŞMALARIN SIRADANLIĞINDA/YALINLIĞIYLA:
AMAÇLI ile/ve/||/<> BİLEREK ile/ve/||/<> BİLMEDEN ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜKLÜ
( Reklam. İLE/VE/||/<> Evlilik. İLE/VE/||/<> Dostluk. İLE/VE/||/<> Sanat. )
( Kitlelere "oynanıyorsa". İLE/VE/||/<> Saygıyla bütünleşilecekse. İLE/VE/||/<> Sevgiyle yaklaşılıyorsa. İLE/VE/||/<> Susulabiliyorsa. )
( )
- GÜPGÜZEL
- GÜRÛH[Fars.] ile GÜRÛH-I NÂCİ
( Cemaat, bölük, takım. | Değersiz, aşağı görülen, küçümsenen topluluk, derinti, sürü. İLE Kurtulmuş topluluk. )
- GÜVEN ve/||/<> DERİNLİK ve/||/<> SEVGİ
( Söz ile yapılan iyilik. VE/||/<> Düşünce ile yapılan iyilik. VE/||/<> Vererek yapılan iyilik. )
- GÜVEN ile/ve/||/<> SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
- GÜVENLİ ile/ve/değil/||/<>/< AVANTAJLI
- GÜZEL AHLÂK ve/=/<> İLİM
- GÜZEL/LİK (ARAYIŞI) ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/< "YENİ/LİK" ("İSTEĞİ/BEKLENTİSİ")
- GÜZEL/ÇİRKİN diye bir şey yok!
( There is no "BEAUTIFUL"/"UGLY"! )
- GÜZEL DEĞİL değil BAKILIŞI (YETERİNCE) GÜZEL DEĞİL
- GÜZEL EKİZ(FOTOĞRAF) ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ANLATAN EKİZ(FOTOĞRAF)
- GÜZEL GENÇ ve/||/<> GÜZEL YAŞLI
( Doğanın yapıtıdır. VE/||/<> Sanatın yapıtıdır. )
- GÜZEL GÜZEL (ÇALIŞMAK, KONUŞMAK, OYUN OYNAMAK)
- GÜZEL İNSAN değil/yerine KİŞİDEKİ(/İNSANDAKİ) GÜZELLİK
- GÜZEL KUR'AN OKUYOR değil AĞZI KUR'AN'A YAKIŞIYOR
- GÜZEL/LER ile/ve/||/<>/> GÜZELLİK
( Duyumsanan/görülen, görerek. İLE/VE/||/<>/> Düşünülen, düşünerek. )
- GÜZEL OLAN, SEVGİLİDİR değil/yerine SEVGİLİ OLAN, GÜZELDİR
- GÜZEL (OLAN) ile/değil İSTEDİĞİM GİBİ (OLAN)
( [not] THE BEAUTIFUL vs./but WHICH/WHAT I WOULD LIKE TO )
- GÜZEL OLANLAR:
DURUNCA/SUSUNCA ile/ve/yerine KONUŞUNCA ile/ve/yerine HEM DURUNCA/SUSUNCA, HEM KONUŞUNCA
- GÜZEL ÖRNEK ile/ve/değil/||/<>/< İYİ ÖRNEK
- GÜZEL SÖZ ile/ve GÜZEL EYLEM
- GÜZEL ile/ve/değil AHSEN
( ... İLE/VE/DEĞİL Güzellerin güzeli. | Kaybedilemeyecek derecede güzellik. )
- GÜZEL ile/ve/değil DİKKAT ÇEKİCİ
( Güzel ol, âşık bol! )
- GÜZEL ile/ve/değil ETKİLEYİCİ
( Tümüyle güzellik yoktur! Her zaman, 1 [ya da 2 yanı] baskındır/etkiler ve ona göre ilgi görür. )
- GÜZEL ile/ve/değil/||/<>/< FARKLI
- GÜZEL = GÖZ-EL = BEAUTIFUL[İng.] = BEAU[Fr.] = SCHÖN[Alm.] = KALOS[Yun.] = HERMESO/SA, BELLO[İsp.]
- GÜZEL ile/ve/||/<>/> GÜZİDE[Fars.]
- GÜZEL ile/ve/değil "HAVALI"
- GÜZEL ile HOŞ
- GÜZEL ile/ve/değil/||/<> IŞILTILI
- GÜZELDE/GÜZELLİKTE ARANANLAR:
BAKIŞIM/LI(SİMETRİ/K) ve ORANTI/LI(EURYTMIE) ve UYUM/LU(HARMONİ/K)
( DÜZGÜN ve DÜZENLİ ve DİZGELİ ve AÇIK/LIK/PARLAK/LIK(CLARITAS/MUŞÂ'ŞÂA) )
- GÜZELE, GÜZEL DEMEM, GÜZEL, BENİM OLMADIKÇA yerine/değil GÜZELE, GÜZEL DERİM, GÜZEL, BENİM OLSUN DİYE! / BENİM OLAN, GÜZEL OLSUN DİYE!
- GÜZELİ SEVMEK ile/ve/değil/yerine/<> GÜZELLİĞİ SEVMEK
- DÜŞKÜNLÜK:
GÜZELLİĞE ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DÜRÜSTLÜĞE
- GÜZELLİĞİN DÖRT TÜRÜ
- GÜZELLİĞİN:
İDRAKİ ile/ve/<> İFADESİ
( Ancak sendeki güzellik kadar. İLE/VE/<> Ancak sendeki güzellik kadar. )
- GÜZELLİK FELSEFESİ ile SANAT FELSEFESİ
- GÜZELLİK:
İZLENİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YAŞANILAN
- GÜZELLİK:
MANTIK'TA ile ESTETİK'TE
( Doğruluk. İLE Güzellik. )
( GÜZEL: Amacı olmayan amaçlılık. )
- GÜZELLİK [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- GÜZELLİK YAPMAK ile KIYAK GEÇMEK
- GÜZEL/LİK ve AHLÂK
- GÜZELLİK ile/ve/hem de AKIL
( Güzellik ondur, dokuzu don-dur. )
( Güzele kırk günde doyulur, iyi huyluya kırk yılda doyulmaz. )
( Güzel bürünür, çirkin görünür. )
- GÜZELLİK ve/=/< ARINMA
( BEAUTY and/=/< PURIFICATION )
- GÜZELLİK ile/ve/||/<>/>/< AŞK
( GÜZELLİK: Aşkın olmadığı yerde ne işim var?! VE AŞK: Güzelliğin olmadığı yerde ne işim var?! )
( ... İLE/VE/||/<>/>/< Güzelliğe duyulan özlem. )
( BEAUTY and/<> LOVE )
- GÜZEL/LİK ile BAKIMLI/LIK
( BEAUTINESS vs. WELL CARED )
- GÜZELLİK = BEAUTY[İng.] = BEAUTÉ[Fr.] = SCHÖNHEIT[Alm.] = PULCHRITUDO[Lat.]
- GÜZELLİK ile/ve BİLEŞİK
- GÜZELLİK ve/||/<> BİRİNİ SEVMEK
( Dünyayı kurtaracak. VE/||/<> ile başlayacak herşey. )
( )
- GÜZELLİK ile/ve/||/<> BÜTÜNSEL KAVRAYIŞ
- GÜZELLİK ile/ve/değil/yerine CÂZİBE
- GÜZELLİK ile/ve/değil/||/<>/< ÇEŞİTLİLİK
- GÜZEL/LİK >< ÇİRKİN/LİK
( HÜSN >< KUBH )
- GÜZEL/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DÜRÜST/LÜK
- GÜZELLİK ile/ve/< DÜZEN
( GÜZELLİK: GERÇEĞE ÖZGÜ İNCELİĞİN PARLAKLIĞI [HAKİKATİN ŞÂŞA-İ LETÂFETİ - RECAİZÂDE EKREM BEY] )
( BEAUTY vs./and/< ORDER )
( YOUMEI ile/ve/< ... )
- GÜZEL/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜZGÜN/LÜK
- GÜZELLİK ile/ve EDÂ
- GÜZELLİK ile/ve/<> EDEB
( Güzeli güzel yapan edeptir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir. )
- GÜZELLİK ile/ve/<> EDEB
- GÜZELLİK >< FAZLALIK
( Güzellik, fazlalıklardan arınmışlıktır. )
- GÜZEL/LİK ile İDDİALI GÜZEL/LİK
- GÜZEL/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<> İLGİNÇ/LİK
- GÜZELLİK ile/ve/<> İNCELİK
- GÜZELLİK ile/ve/değil IŞILTI
( Güzel yüzün, süse/boyaya/makyaja gereksinimi yoktur/olmaz! [Fars. Hâcet-i meşşâta nîst rûy-ı dil-ârâmrâ - Hâfız-ı Şirâzî] )
- GÜZELLİK ile/ve/||/<> ÖZELLİK
( BEAUTY(TIFERET[Kabala]) vs. FEATURE )
- GÜZELLİK ve/||/<>/> ÖZGÜRLÜK
( Güzellik, özgür kılar. )
- GÜZELLİK ile/ve/||/<> SEVDÂ
( Güzelliğin beş para etmez, bende/onda bu sevdâ olmasa. )
- GÜZELLİK ve/||/<>/> SONSUZLUK
( Ancak, güzellikte sonsuzluğa ulaşabiliriz. )
( Tüm tekil parçaların her biri, özünü sınırlandırarak uyumlulaşmışsa ve bütün, o tekil parçaların özgürlüğünün sonucuysa güzel olarak nitelendirilir. )
- GÜZEL/LİK ile/ve SÜRÜKLEYİCİ/LİK
( BEAUTY vs./and FASCINATING )
- GÜZELLİK ve VASIF
( BEAUTY and QUALITY )
- GÜZEL/LİK ile YETERLİ/LİK
( BEAUTY/NESS vs. SUFFICIENCY )
- GÜZEL/LİK ile/ve/<>/>< YÜCE/LİK ile/ve/<>/>< YALIN/LIK (GELİŞMİŞ/LİK)
( Hz. Muhammed. İLE/VE/<>/>< Hz. Âlî. )
- GÜZELLİKTE:
3 BEYAZ ve/<> 3 SİYAH ve/<> 3 KIRMIZI
( Ten, diş ve el. VE/<> Göz, kaş ve kirpik. VE/<> Yanak, dudak ve tırnak. )
- HABB/E[Ar.] değil/yerine/= EVİN
( Tahıl tanesi. | Su kabarcığı. | Karagöz, Matiz, Külhanbeyi tiplerinin, "Yemek yemek" anlamında kullandığı söz. | Dervişlerin giydiği haydâriye'nin yakasına takılan iki yuvarlak taş.[Bu taşlar, necef ya da akik olur.(Haseneyn'in muhabbetine nişâne)] )
- HABERCİ ile/ve/değil/||/<> ANLATICI
- HABERİNİN OLMAMASI ile/ve/||/<>/ne yazık ki HABERİNİN OLMAMASINDAN, HABERİNİN OLMAMASI
- HACİM/CİRİM[Ar.] değil/yerine/= OYLUM/SIYGI
( Bir nesnenin, uzayda doldurduğu boşluk. | İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş. | [resimde] Derinlik, üç boyutluluk etkisi. | [mimarlıkta] Yer/mekân. )
( 1 cubic kilometer [km3] = 1000000000 cubic metre/meter[m3]
1 cubic centimeter [cm3] = 1.0E-6 cubic metre/meter[m3]
1 cubic millimeter [mm3] = 1.0E-9 cubic metre/meter[m3]
1 liter [L, l] = 0.001 cubic metre/meter[m3]
1 milliliter [mL] = 1.0E-6 cubic metre/meter[m3]
1 gallon (US) [gal (US)] = 0.0037854118 cubic metre/meter[m3]
1 quart (US) [qt (US)] = 0.0009463529 cubic metre/meter[m3]
1 pint (US) [pt (US)] = 0.0004731765 cubic metre/meter[m3]
1 cup (US) = 0.0002365882 cubic metre/meter[m3]
1 tablespoon (US) = 1.47868E-5 cubic metre/meter[m3]
1 teaspoon (US) = 4.92892159375E-6 cubic metre/meter[m3]
1 cubic mile [mi3] = 4168181825.4406 cubic metre/meter[m3]
1 cubic yard [yd3] = 0.764554858 cubic metre/meter[m3]
1 cubic foot [ft3] = 0.0283168466 cubic metre/meter[m3]
1 cubic inch [in3] = 1.63871E-5 cubic metre/meter[m3]
1 cubic decimeter [dm3] = 0.001 cubic metre/meter[m3]
1 exaliter [EL] = 1.0E+15 cubic metre/meter[m3]
1 petaliter [PL] = 1000000000000 cubic metre/meter[m3]
1 teraliter [TL] = 1000000000 cubic metre/meter[m3]
1 gigaliter [GL] = 1000000 cubic metre/meter[m3]
1 megaliter [ML] = 1000 cubic metre/meter[m3]
1 kiloliter [kL] = 1 cubic metre/meter[m3]
1 hectoliter [hL] = 0.1 cubic metre/meter[m3]
1 dekaliter [daL] = 0.01 cubic metre/meter[m3]
1 deciliter [dL] = 0.0001 cubic metre/meter[m3]
1 centiliter [cL] = 1.0E-5 cubic metre/meter[m3]
1 microliter [µL] = 1.0E-9 cubic metre/meter[m3]
1 nanoliter [nL] = 1.0E-12 cubic metre/meter[m3]
1 picoliter [pL] = 1.0E-15 cubic metre/meter[m3]
1 femtoliter [fL] = 1.0E-18 cubic metre/meter[m3]
1 attoliter [aL] = 1.0E-21 cubic metre/meter[m3]
1 cc [cc, cm3] = 1.0E-6 cubic metre/meter[m3]
1 drop = 5.0E-8 cubic metre/meter[m3]
1 barrel (oil) [bbl (oil)] = 0.1589872949 cubic metre/meter[m3]
1 barrel (US) [bbl (US)] = 0.1192404712 cubic metre/meter[m3]
1 barrel (UK) [bbl (UK)] = 0.16365924 cubic metre/meter[m3]
1 gallon (UK) [gal (UK)] = 0.00454609 cubic metre/meter[m3]
1 quart (UK) [qt (UK)] = 0.0011365225 cubic metre/meter[m3]
1 pint (UK) [pt (UK)] = 0.0005682613 cubic metre/meter[m3]
1 cup (metric) = 0.00025 cubic metre/meter[m3]
1 cup (UK) = 0.0002841306 cubic metre/meter[m3]
1 fluid ounce (US) [fl oz (US)] = 2.95735E-5 cubic metre/meter[m3]
1 fluid ounce (UK) [fl oz (UK)] = 2.84131E-5 cubic metre/meter[m3]
1 tablespoon (metric) = 1.5E-5 cubic metre/meter[m3]
1 tablespoon (UK) = 1.77582E-5 cubic metre/meter[m3]
1 dessertspoon (US) = 9.8578431875E-6 cubic metre/meter[m3]
1 dessertspoon (UK) = 1.18388E-5 cubic metre/meter[m3]
1 teaspoon (metric) = 5.0E-6 cubic metre/meter[m3]
1 teaspoon (UK) = 5.9193880208333E-6 cubic metre/meter[m3]
1 gill (US) [gi] = 0.0001182941 cubic metre/meter[m3]
1 gill (UK) [gi (UK)] = 0.0001420653 cubic metre/meter[m3]
1 minim (US) = 6.1611519921875E-8 cubic metre/meter[m3]
1 minim (UK) = 5.9193880208333E-8 cubic metre/meter[m3]
1 ton register [ton reg] = 2.8316846592 cubic metre/meter[m3]
1 ccf = 2.8316846592 cubic metre/meter[m3]
1 hundred-cubic foot = 2.8316846592 cubic metre/meter[m3]
1 acre-foot [ac*ft] = 1233.4818375475 cubic metre/meter[m3]
1 acre-foot (US survey) = 1233.4892384682 cubic metre/meter[m3]
1 acre-inch [ac*in] = 102.790153129 cubic metre/meter[m3]
1 dekastere = 10 cubic metre/meter[m3]
1 stere [st] = 1 cubic metre/meter[m3]
1 decistere = 0.1 cubic metre/meter[m3]
1 cord [cd] = 3.6245563638 cubic metre/meter[m3]
1 tun = 0.9539237696 cubic metre/meter[m3]
1 hogshead = 0.2384809424 cubic metre/meter[m3]
1 board foot = 0.0023597372 cubic metre/meter[m3]
1 dram [dr] = 3.6966911953125E-6 cubic metre/meter[m3]
1 cor (Biblical) = 0.22 cubic metre/meter[m3]
1 homer (Biblical) = 0.22 cubic metre/meter[m3]
1 bath (Biblical) = 0.022 cubic metre/meter[m3]
1 hin (Biblical) = 0.0036666667 cubic metre/meter[m3]
1 cab (Biblical) = 0.0012222222 cubic metre/meter[m3]
1 log (Biblical) = 0.0003055556 cubic metre/meter[m3]
1 Taza (Spanish) = 0.0002365882 cubic metre/meter[m3]
1 Earth's volume = 1.083E+21 cubic metre/meter[m3] )
( 1 barrel dry (US) [bbl dry (US)] = 115.6271236039 liter [L,l]
1 pint dry (US) [pt dry (US)] = 0.5506104714 liter [L,l]
1 quart dry (US) [qt dry (US)] = 1.1012209428 liter [L,l]
1 peck (US) [pk (US)] = 8.8097675424 liter [L,l]
1 peck (UK) [pk (UK)] = 9.09218 liter [L,l]
1 bushel (US) [bu (US)] = 35.2390701696 liter [L,l]
1 bushel (UK) [bu (UK)] = 36.36872 liter [L,l]
1 cor (Biblical) = 219.9999892918 liter [L,l]
1 homer (Biblical) = 219.9999892918 liter [L,l]
1 ephah (Biblical) = 21.9999989292 liter [L,l]
1 seah (Biblical) = 7.3333329764 liter [L,l]
1 omer (Biblical) = 2.1999998929 liter [L,l]
1 cab (Biblical) = 1.2222221627 liter [L,l]
1 log (Biblical) = 0.3055555407 liter [L,l] )
- HADD-İ ZÂTINDA ile AYNI ZAMANDA
( Özünde, merkezinde, gerçeğinde, doğrusu şu ki. İLE Bununla birlikte. )
- HADDİNİ BİLMEK ile/ve HAKKINI BİLMEK
( Olgunlaşmayan meyveye, el uzanmaz. )
( TO KNOW THE LIMIT vs./and TO KNOW THE RIGHTS )
- HÂDİ'[Ar. < HADÎA] ile HÂDÎ[Ar.] ile HÂDÎ[Ar. < HİDÂYET | çoğ. HEVÂDÎ, HÜDÂT] ile HAYDİ![Ar.]
( Hileci, dolapçı. | Fena, bozuk. İLE Sırada ilk, birinci. | Yenilene yardım eden, yardımcı. İLE Doğru yolu gösteren, hidâyet eden. | Kılavuz, rehber. | Önde giden. | Mızrak ucu. İLE "Hareket geç!" )
- HAFİFE ALMA ile/değil/yerine ELEŞTİRİ
- PLANLAMAK:
HAFTA İÇİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HAFTA SONU
- HAİLE[Ar.] ile/değil/yerine ÜZÜCÜ/AĞLATICI
( Çok acıklı olay. | Koşuk biçiminde yazılmış ağlatı. İLE ... )
- HÂİZ ile HÂKİM
( Sahip, taşıyan. İLE Egemenliğini yürüten, buyruğunu yürüten, sözünü geçiren. | Başta gelen, başta olan, baskın çıkan. | Duygu, davranış vb.ni iradesiyle denetleyebilen kimse. | Yüksekten bir yeri bütün olarak gören. | Yargıç. | Bilge. | Baskın. )
- HAKİKAT:
ACITSA DA ile/ve/||/<>/> ACI DEĞİLDİR
- HAKİKAT BİLGİSİ ile/ve/||/=/<>/>/< KENDİNİN BİLGİSİ
- HAKİKAT:
ÖĞRENİLEBİLİR fakat ÖĞRETİLEMEZ
( Belki. FAKAT Asla! )
- HAKİKAT ile/ve KEMÂLÂT
( İzi yoktur ki izinden biline, Dahi tozmaz ki tozundan biline, Sen anı sanma sözünden biline, Hakikat ehlinin olmaz nişanı. )
( GÜZELLİK/KEMÂL: * TENASÜB-Ü ÂZÂ(ÖRGENLERİN UYUMU) * AKIL * AHLÂK * ÇÖZÜM ÜRETEBİLMEK )
( Kemâlâtın en büyüğü, kişinin kendini herkesten küçük görmesidir. )
( Hakikat, tüm âleme değil ancak ehline gösterilir. )
( Hakikat karşılığında ne para alınır, ne de bir şey. )
( Hakikati biliyorsan ölümü iste! )
( Kelâmı, hakikati zamanından önce kulağımıza çalsalar, zeytinyağıyla şişirilen ve çürüyen incire benzeriz. )
- HAKİKAT =/||/<> NOKTA
- HAKİKAT ve/||/<>/> ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/> DOYUM
- HAKİKAT/İ ile/ve/değil/<> OLGUSALLIK/I
- HAKİKATLERİN SANATI ile SANATIN HAKİKATLERİ
- HAKİKATTE:
YALAN ile/ve/||/<> YANLIŞ
- HAKİKİ OLMAYAN ile/değil/yerine/>< HAKİKİ
( Yinelemesinde yiten. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yinelemesinde yitmeyen. )
- HAKİM ... ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GALİP ...
- HAKİM BAKIŞ ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/< YAYGIN BAKIŞ
- HÂKİM OLMAK ile/ve/<> VÂKIF OLMAK
- HAKK ve/||/=/<> HAREKET[BİZÂTİHÎ]
- HAKKÂK değil/yerine/= OYMACI
( Oyma/hak işleri yapan zanaatkâr. )
- HAKKINDA KONUŞMAK ile DEDİKODU
( Çocukların ağzı fakat "büyüklerin" içi konuşur. )
( Konuştuğunda hayır söyle ya da sus! )
( "Bir Dedikodu Ne Kadar Hızlı Yayılabilir?" yazısı için burayı tıklayınız... )
( TO TALK ABOUT vs. GOSSIP )
- HAKLARI:
TESİS ETMEK ve/||/<>/>/< TESLİM ETMEK
- HAKLI ÇIKMAK ile/değil/yerine/>< HAKLI OLMAK
- HAKLI OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKLI OLMAK
- HAKLI ile HAKİKİ
- HAKSIZLIK ile/değil BİLİNÇ FARKLILIKLARI
- HAL ile HÂL/GÖVEÇLİK ile HAL[Fr. < Cerm.] ile HAL
( Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların ya da taşıdığı niteliklerin tümü, durum. | Davranış. | Şimdiki zaman, içinde yaşanılan zaman. | Güç, kuvvet, takat. | Kötü durum, sıkıntı, dert. İLE Genellikle üstü kapalı pazaryeri. İLE Çözme, çözülme eritme, karışık bir sorunun içinden çıkma, sonuca varma. İLE Tahttan indirme. )
- HÂLÂ ile/ve/değil/||/<> HENÜZ
- HALAY ile HORON
( Doğu'da. İLE Karadeniz'de. )
- HALDUR HULDUR (HAREKET ETMEK)
- HÂLE[Ar.] değil/yerine/= AYLA
( Bazı yıldızların, özellikle ayın çevresinde görülen geniş ve aydınlık teker. | Hristiyanlıkta aziz sayılanların resimlerinde başları çevresinde çizilen daire. | Bazı kutsal kişilerin başı etrafında gösterilen ışık çevresi. )
- HALK YÖNETİMİ ile/ve/||/<> ÜNİVERSİTE ile/ve/||/<> TİYATRO ile/ve/||/<> SPOR
( İyonya'lıların, insanlığın gelişimindeki önemli katkı eşikleri. )
- HALT (ETMEK) ile/değil/yerine/||/>< HALK (ETMEK)
( Uygunsuz söz söyleme, uygunsuz iş yapma. | Uygun olmayan, beğenilmeyen. | Bir şeyi başka bir şeyle karıştırma. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Oluşturma, "yaratma". )
- HAM ile/ve/değil/||/<> BİÇİMSİZ
- HAMAL/LIK ile/ve/||/<> HAİN/LİK
( (")Düşmanından("), bir şey almayanların durumu. İLE/VE/||/<> (")Düşmanından("), yanlış şeyler alanların durumu. )
- HAMD/MEDED ile/ve ŞÜKÜR ile/ve MEDİH ile/ve HİMMET
( Genel. İLE/VE Özel. İLE/VE ... )
( Gövdemin her zerresi gelse de dile şükrünün binde birini yapamaz bile )
- HAMLE[Ar.] değil/yerine/= ATILIM/ATAK
( İleri atılma, atılım. | Saldırış, savlet. | Satrançta ve damada, taş sürme eylemi. | Atak. )
- [HANGİ]
(")HAKLA?(") (HİZMET)
ile/ve/değil/yerine/||/<>
AKLA? (HİZMET)
- HANIM-HANIMCIK (OTURMAK, HAREKET ETMEK)
- HARAKET değil HAREKET
- HARARET[Ar.] değil/yerine/= COŞKUNLUK
- HARÇ BİTTİ ve/||/<>/> YAPI PAYDOS
- HAREKET:
CEVHER'DE ile NİCELİK'TE ile NİTELİK'TE ile MEKÂN'DA
- HAREKET DURUMUNDAKİ TEK BUZUL:
PERITO MORENO
( Dünyanın, hareket halindeki tek buzulu olan bu buzul, adını, Patagonya'da uzun süre bilimsel çalışmalar yapan, Şili-Arjantin sınırının da çizilmesine yardımcı olan, ancak bu buzulu hiç görememiş olan Francisio Moreno'dan almıştır. [Buzullar, genellikle yükseklerde (Tibet, Himalaya gibi) ya da Kutup'a çok yakın enlemlerde (Grönland, Alaska, Antartika gibi) oluşur. Bu durumda, iki etmen de bulunmamaktadır. Bu buzulu, bol kar, rüzgâr ve nem ortaya çıkarmıştır.] )
( 257 km² yüzeye, 34 km. uzunluğa ve 4 km. genişliğe sahiptir. Gölle buluştuğu noktada yüksekliği 60 m.[su altında 100 m. daha | gölden 6 km. geride ise 400 m.] )
( Her gün 1-2 cm. ilerleyen buzulun hacminde pek bir azalma olmadığı belirtiliyor. )
- HAREKET EDEN/ETTİREN ile/ve DEĞİŞEN
( Bir cismin belirli konumlarda belirli aralıklarda bulunması. İLE/VE ... )
( * Hareket nedir? * Şey nedir? * İlke nedir? * Aralarındaki ilişki nedir? İLE/VE Değişenin bilgisi elde edilebilen şey değildir, kesin olarak elde edilemez. )
( ACTIVATOR vs./and ALTERATION )
- HAREKET EDEN ŞEY ile HAREKET ETMESİ BAKIMINDAN ŞEY
- HAREKET:
GÖRELİ ile/ve/<> BAĞIL
- HAREKET:
NESNENİN/DURANIN, KENDİNİ BULUNDUĞU DURUMDAN/NOKTADAN OLUMSUZLAMASI/DIŞARI ÇIKARMASI ile/ve/||/<>/> YENİDEN OLUMLAMASI/YAPILANMASI
- HAREKET:
NOKTA ve/<> HAT ve/<> SATIH/YÜZEY ve/<> HACİM/CİSİM
- HAREKET ile/ve ARDIŞIKLIK
- HAREKET ile/ve BELİRLEYİCİLİK
( MOVEMENT vs./and DETERMINATION )
- HAREKET ile/ve BELİRSİZLİK
( MOVEMENT vs./and INDEFINITENESS )
- HAREKET ve/<> BEREKET
( Varoluşu sağlar. VE/<> Varoluşun sürekliliğini sağlar. )
- HAREKET ve/<> BİÇİM ve/<> UZAM
- DEVİNİM/HAREKET[Ar.] ile/ve/değil/||/<>/> DAVRANIŞ
( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Bilinçsiz/bilinçli hareket. )
( [not] MOVEMENT vs./and/but/||/<>/> BEHAVIOUR )
- HAREKET ile/ve/değil DEĞİŞİM
( [not] MOVEMENT vs./and/but ALTERATION )
( GAMANA ile/ve/yok/değil VIPARINAMA )
- HAREKET ve/<> DİNGİNLİK
- HAREKET ile/ve DİRİLİK
- HAREKET ile/ve/||/<> DUYGU
( MOTION vs./and/||/<> EMOTION )
- HAREKET ve/||/<> DUYGULANIM ve/||/<> BENZETME
( İki kişi arasındaki tüm ilişkilerde ve temelinde, anne ile çocuğun ilişkisinde, yerli yerinde ve yeterince bulunması gerekenler... )
- HAREKET ile/ve ETKİNLİK
( Hareket, tamamlanmamış etkinlik; etkinlik ise tamamlanmış harekettir. )
( Geçmiş-Şimdi-Gelecek'in bütünlüğü. )
( MOVEMENT vs./and ACTIVITY )
- HAREKET ile EYLEM
( MOVEMENT vs. ACTION )
- HAREKET ile EYLEM
( MOVEMENT vs. ACTION )
- HAREKET ve/> EYLEM ve/> YAŞAM ve/> BİLİNÇ
( HAREKET: Bil-kuvve olanın, bil-fiil olması için gerekli çaba. )
( MOVEMENT and/> ACTION and/> LIFE and/> CONSCIOUSNESS )
- HAREKET ile/ve FİİL
- HAREKET ve/||/<>/>/< HAKİKAT
- HAREKET ve/= HAKK
- HAREKET ile HAREKÂT
- HAREKET ile/ve HAREKETİN AMACI
( MOVEMENT vs./and THE AIM OF THE MOVEMENT )
- HAREKET ve/<> HAREKETTE DİNGİNLİK
- HAREKET ile/ve HİKMET
- HAREKET ile/ve İMAR
( MOVEMENT vs./and TO IMPROVE )
- HAREKET ile İNTİKAL
- HAREKET ve KEMÂL/SINIR
( Her hareket, kemâline erer/sonlanır. )
- HAREKET ile/ve/değil KESİNTİSİZLİK
- HAREKET ile/ve KIMILDAMA
- HAREKET ile KIPIRTI
- HAREKET ile/ve KUVVET
( MOVEMENT vs./and POWER )
- HAREKET ve NESNE
( MOVEMENT and MATTER )
- HAREKET" ile/ve "NUMARA"
- HAREKET ve OLUŞ ve YOKOLUŞ
- HAREKET ve SABİTLİK
( MOVEMENT and CONSTANCY )
- HAREKET ile SES ile KONUŞMA
( MOVEMENT vs. VOICE vs. SPEECH/TO TALK )
- HAREKET ile/ve ŞEY
( Çırpıntı ve su ayrı değildir. Bizi suyun var oluşundan haberdar eden de o çırpıntıdır. )
( MOVEMENT vs./and THING
The commotion and the water are not separate. )
- HAREKET ile/ve SINIRLILIK
- HAREKET ve/<> SÜKÛN
( Kendi halini/yerini bulmak/bulmaya çalışmak. VE/<> Tamamlanma. )
( Hareket, sükûn ister. VE/<> Sükûn/et, hareketin ademidir/yokluğudur. )
( Kasların, harekete; zihnin, sükûna gereksinimi vardır. )
( Özde, hareket aranmaz/"bulunmaz". )
( DOĞA: Hareketin yasalarının bilimi. )
( HAREKET: Doğal yerinde bulunmama. )
- HAREKET ve/> SÜREKLİLİK
- HAREKET ile/ve SÜRÜKLENME
( MOVEMENT vs./and TO DRAG )
- HAREKET ile/ve/<> TELÂŞ
- HAREKET ve/> TİN/PSİŞE ve/> ZEKÂ
( Değiştirir. VE/> Birleştirir. VE/> Dönüştürür. )
( Alterates. AND/> Combines. AND/> Tranforms. )
( MOVEMENT and/> PSYCHE and/> INTELLIGENCE )
- HAREKET ve/> ÜMİT/UMUT
( MOVEMENT and/> HOPE )
- HAREKET ile/ve/||/<> UYUMLULAŞTIRILMIŞ HAREKET
- HAREKET ile/ve/değil YER DEĞİŞTİRME(İNTİKAL)
( Basit düzeydeki zihinlerde, hareket, yer değiştirme olarak yorumlanır. )
- HAREKET ve/> YÖN
( Hareketin başladığı andan itibaren yön oluşmaya başlar. )
( Hareketin, yöne gereksinimi vardır. )
( Yön, İbni Sinâ'nın tüm kitapları, ayrı ayrı ve başlı başına bir bölümdür. )
( MOVEMENT and/> DIRECTION )
- HAREKET/DEVİM ile/ve ETKİNLİK/DEVİNİM
( MOVEMENT vs./and ACTION )
- HAREKET-İ MÜSTAKÎME ile HAREKET-İ UFKİYE ile HAREKET-İ MENKÛSE
- HAREKETİ-İ İRÂDİYE ile İRÂDE-İ AKLİYE
( Hayvan/da. İLE İnsan'da. )
- HAREKETİN KAYNAĞI ile BİLGİNİN KAYNAĞI
- HAREKET'İN:
NEDEN'İ ile/ve NASIL'I
- HAREKETİN SÜREKLİLİĞİ:
DOĞADA ile/ve/<> YAŞAMDA
( Sürekli oluşum. İLE/VE/<> Sürekli insanlaşma. )
( Yaşamdaki temeddün, doğadaki tekevvün'ün devamıdır. [ve bunun da sonsal amacı, kişinin, daha da insanlaşarak, olgunluğa/kemâle ermesidir.] )
( DOĞA: Hareket ile sükûnun ilkesi. )
( TEKEVVÜN ile/ve/<> TEMEDDÜN )
- HAREKETLİ/LİK ile/ve/<> ETKİN/LİK
- HAREKETSİZ DİRENİŞ ile/ve/||/<> SESSİZ ÇIĞLIK
- HAREKETSİZLİK ve/||/<>/> ÇÜRÜME
- HAREKET'TE:
İŞÂRÂT-I HİSSİYE ile/ve MAKSADÜ'L HAREKET
- HAREKET'TE:
YER DEĞİŞTİRMEK değil KENDİ İÇİNDE DEĞİŞMEK
- HAREKETTE YETENEK:
ÖNGÖRÜLEBİLİR ile/ve/||/<> ÖNGÖRÜLEMEYEN
- HARF (KULLANIMI) ile/ve RAKAM (KULLANIMI)
( Sürekli nicelik ve süreksiz nicelik farkını karşılayabilmeye yarar. )
( Rakamların, değerlerle karışmamasını da sağlar. )
( NAKŞ ETMEK )
( Türk abecesinde en yüksek dereceye sahip olan yani en sık kullanılan yazaçlar, A, E, İ, N, R, L; üst-orta derecede olanlar, I, D, K, M; alt-orta derecede olanlar, U, Y, T, S, B, O; düşük dereceli olanlar, Ü, Ş, Z, G, Ç, H, Ğ, V, C, Ö, P, F, J'dir.
Gazete köşe yazıları ve 9 yazara ait 37 kitaptan elde edilmiş, 11 milyon karakterden oluşan 13.4 MB boyutundaki metin seti üzerinden elde edilmiş Türkçe yazaçlara ait kullanım sıklıkları aşağıdaki adreste belirtilmiştir.
Türk abecesindeki yazaçların kullanım sıklıkları )
( İngilizce'de:
E T A O I N S H R D L C U M W F G Y P B V K J X Q Z
Almanca'da:
E N I S R A T D H U L G C O M W B F K Z Ü V P Ö Ä ß J Y X Q
İspanyolca'da:
E A O S R N I D L C T U M P B G V Y Q H F Z J X W K
Fransızca'da:
E S A I T N R U L O D C P M É V Q F B G H J À X Y È Ê Z W Ç Ù K Î Œ Ï Ë
Çekçe'de:
O E A N T I V L S R D K U P Í M C H Á Z Y J B Ř Ě É Č Ž Ý Š Ů G F Ú Ň W Ď Ó X Ť (Q) (časopis, 2500 besed)
Lehçe'de:
A I E O N Z W S C R Y T K D P M J U L Ł G B H Ą Ę Ó Ź Ś Ć Ń F Ż X V (Q) (časopis, 11.000 besed)
Rusça'da:
О Е А И Н Т С В Л Р К Д М П У Ы Я Г Б З Ч Й Х Ж Ш Ю Ц Щ Э Ф Ё (Solženicin, 86.000 besed)
О Е А И Н Т С Р В Л К М Д П У Ы Я Г З Б Ч Й Ж Х Ю Ш Ц Щ Э Ф Ё (časopis 25.000 besed) )
( FaRkLaR Kılavuzu'ndaki sözcüklerin yazaçlara göre kayıt oranı )
- HARF ile/ve/<> ANTROPOMORF HARF
( ... İLE/VE/<> İnsan yüzü şeklinde büyük harf. [Bu harfleri, özellikle VIII. - XI. yy.lar arasında, minyatürcüler kullanmışlardır.] )
- HÂRİF[Ar.] ile HARÎF[Ar. < HİRFET] ile HARÎF
( Yemiş toplayan. İLE Meslektaş, sanat arkadaşı. | Herif, adi ve bayağı adam.| Teklifsiz dost. İLE Sonbahar, güz. )
- HARÎKA[Ar.] ile HÂRİKA[Ar. < HAVÂRIK] ile HÂRİKA[Ar.]
( Bulamaç, yulaf vs. lapası. | Acı, sızı. İLE Olanakların üstünde olup kişide hayret uyandıran. İLE Ateş, od. )
- HARIL HARIL ile HALDIR HALDIR (ÇALIŞMAK)
- HAS/MAHSUS[Ar.] değil/yerine/= ÖZE/ÖZGÜ
( Bir cinste ya da bireyde bulunan, aynı cinsten başka hiçbir türde ya da bireyde rastlanılmayan. )
- HASEBİYLE değil/yerine/= NEDENİYLE
- HASEN[Ar.] değil/yerine/= GÜZEL
- HÂSILAT[Ar.] ile PARSA[Fars.]
( Ürün. | Gelir, kazanç. İLE Bir izleyici topluluğu önünde yapılan gösteriden sonra toplanan para. )
- HASRET ve/> SANAT
( Hasret ortadan kalktığında, sanat ortaya çıkar. )
- HASSAS[Ar.]/SANTİMANTAL[Fr.] değil/yerine/= DUYARLI
- HASSASİYET ve/<>/>/< HAYSİYET
- HASSAS/LIK ile DUYARLI/LIK
( SENSITIVE/NESS vs. AWARE/NESS )
- HAT(HÜSN-İ HAT) ile/||/<> HATTAT
( Arap harfleriyle güzel yazı yazma sanatı. İLE/||/<> Güzel yazı yazan sanatçı. )
- HATA ile/ve/değil/||/<>/< ÇIKMAZ "SOKAK"
( İnsanda/kişide[kişinin emeğinde, üretiminde, davranış ve tutumunda, sözünde/yazısında/çiziminde, yeğlemesinde ve seçiminde] İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Doğada/fizikte/kimyada, dirimbilimde. )
- HATA ile/ve/||/<>/> HASAR
- HATÂ[Ar.] ile/değil HATTÂ[Ar.]/DAHASI ile/değil HATTA
( Yanlış. İLE Dahası. İLE Sınırda[hat üzerinde]. )
- HATAİ/HATAYİ ile/||/<> ALTILI ÇİÇEK
( Doğu Asya kökenli süsleme motifleri öbeği. Stilize edilmiş şakayık, nar, iri gonca ve sapları başlıca ögeleridir. İLE/||/<> Enine kesitli altı yapraklı hatayi. )
- HATALARI/NI ...:
KABUL ET! ve/||/<>/> DERS AL! ve/||/<>/> TEKRARLAMA!
- HATÂT[Ar.] ile HATÂT[Ar.] ile HATTÂT[Ar.]
( Cilt yangısından/iltihabından meydana gelen kabukların soyularak iyi olanları. İLE Bağırma, çığırma. İLE El yazısı çok güzel olan sanatkâr. Hatt[güzel yazı] sanatçısı. )
- HATÂYÎ[Ar.] ile Hatâyî[Ar.]
( Hatay kumaşı. | Süslemede/tezhipte açılmış nilüferi andıran bir çiçek motifi. | Tezhipte, merkezini hatâyî denilen çiçek motifi işgal etmek üzere birbirine geçmiş spiral dallardaki çiçek motiflerinden oluşan süsleme tarzı. | Güzel sanatlarda kullanılan ve Çin'de pirinçten yapılan bir kâğıt cinsi. İLE Hatay'a ait, Hatay ile ilgili. )
- HÂTEM ile HÂTEM
( MÜHÜR, ÜSTÜ MÜHÜRLÜ YÜZÜK | EN SON, NİHAYETE ERDİREN ile HITAM )
- HATT ile/ve/||/<> ÖTEKİ SANATLAR
- HATTÂT
( EL YAZISI ÇOK GÜZEL OLAN | SANATKÂR )
- HATTAT HÂMİD
- HAT/YÜZ ile/ve/||/<>/> SÜSLEME/BEZEME/TEZYÎN
( LINEAMENT vs./and/||/<>/> ORNAMENT )
- HAVA ATMAK ile/ve/değil/yerine/||/>< HAVA KATMAK
- HAVA "ATMAK" ile/değil/yerine PAYLAŞMAK
- HAYAL GÜCÜ:
TEKRARLAYICI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YARATICI
( IMAGINATION: PRODUCTIVE instead of/vs./||/<>/> REPRODUCTIVE )
- HAYAL ile/ve/değil/||/<>/< ARAYIŞ
- HAYÂL değil/yerine/= DÜŞ(LEM)/SAYIK
- HAYAL ile/ve/||/<>/> OLANAKLI ile/ve/||/<>/> GERÇEK
( Konuşuyorsak. İLE/VE/||/<>/> Öngörüyorsak. İLE/VE/||/<>/> Planlıyorsak. )
- HAYAL ile/ve/değil TAHMİN
( [not] TO IMAGINE vs./and/but ESTIMATE/CONJECTURE )
- HAYALÎ[Ar.]/FANTASTİK[Fr. FANTASTIQUE/İng. FANTASTIC] değil/yerine/= DÜŞLEMSEL
- HAYALÎ ile/değil/yerine/>< HAKİKÎ
- HAYAL(İN)DEN "YOLA ÇIKMAK" ile/değil/yerine HAYALLER(İN)DEN YARARLANMAK
- HAYALÎYÛN ile/ve/||/<>/>< HAKİKİYÛN
- HAYIR! DİYEBİLMEK ve/||/<>/> ÖNCELİKLİLERİN BELİRLENMESİ ve/||/<>/> YAKINMAMAK
- HAYIR = NO[İng., İt., İsp.] = NON[Fr.] = NEIN[Alm.]
- HAYR:
SÖZ (İLE) ile/ve/||/<> SÜKÛT (İLE) ile/ve/||/<> NAZAR (İLE) ile/ve/||/<> AMEL (İLE)
- HAYR ile/ve/||/<> TEVHÎD
- HAYRANLIK ile/ve/||/<>/> İÇSELLEŞTİRME
- HAYRANLIK ile/ve/değil/||/<>/< MAĞLUP OLMUŞ KISKANÇLIK
- HAYRET ile/ve/||/<>/> DİKKAT ile/ve/||/<>/> MERAK ile/ve/||/<>/> BİLME
- HAYRET ile/> HAŞYET
( ... İLE/> Hayretin dehşeti, ürperme. )
- HAYRET ile/ve UYANIŞ
( Hayret ve merak, bilgeliğin şafağıdır. )
( Ancak, hayrette olduğunuz zaman, gerçeği bilebilirsiniz. )
( Wonder is the dawn of wisdom.
You can know reality only when you are astonished. )
( ASTONISHMENT/AMAZEMENT vs./and AWAKENING )
- HAYVAN GİBİ YAŞAYAN "KİŞİ/İNSAN" ile/değil/>< İNSAN GİBİ HAREKET EDEN "HAYVAN"
- HAYVAN SÜRÜSÜ ile/ve/||/>< İNSAN TOPLULUKLARI
( Kalabalıklaştıkça akıllanır. İLE/VE/||/>< Kalabalıklaştıkça aklını kaybeder. )
- HAYVANLAR (ÂLEMİ) ve/<> NE OLMADIĞININ/OLMAYACAĞININ GÖSTERGELERİ
- HAYVAN/LIK ile/değil/yerine/>< HAYRAN/LIK
- HAYYİZ[Ar.] ile/ve/||/<>/> TAHAYYÜZ[Ar.]
( Mekân, mevki, sâha. İLE/VE/||/<>/> Yer tutma, önemli bir yeri olma, saygıya/hürmete, îtibâra nâil olma. | [nesneler için] Boşlukta bir yer tutma, yer işgal etme. )
- HAZ ile/ve/değil/yerine/<>/> İHTİZAZ
( Gövdesel. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> Zihinsel. )
- HAZ ile/değil/yerine OLGUNLUK
( Olgunluk, hazzı erteleyebilme becerisidir. )
- HAZCI/LIK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< BİLGİSİZ/LİK VE BİLİNÇSİZ/LİK
- HAZIR OLMAK/OLAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TÂLİP OLMAK/OLAN
- HAZIRLAMA ile/ve/||/<>/> SUNMA
- HEBÂ değil/yerine/>< ÇABA
- HECCAV[Ar.] değil/yerine YERGİCİ
- HEDEFİ BELİRLEMEK ile/ve/||/<>/> ÇITAYI YÜKSELTMEK
- [hem] ÇOK OKUYAN ile/ve/||/<>/hem de ÇOK GEZEN
( Hangisi daha çok bilir?" sorusuna, birinden yana, iki yaklaşımda bulunuluyor. Doğru yanıt diye bir şey yok! İkisi de doğru ya/ya da yanlış olabilir. Fakat bilinebilecek bir şey varsa, o da ikisini de yapanın hiçbir şey bilmediğidir. Yani ne kadar bilmediğini anlayarak ve ne kadar daha anlaması gerektiğini anlar. "ŞİO ME NİHİL ŞİRE"[En iyi bildiğim şey, hiçbir şey bilmediğim!"] )
- HEM ..., HEM DE ... ile DURUMA GÖRE ...
- HEMEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SICAĞI SICAĞINA
- HEMZEMİN ve/<> HEMDEM
- HEPİMİZ:
AYNIYIZ değil AYNI DEĞERDEYİZ
- HEPİMİZİN "HAYATLARI" değil HAYATI
- HER ANLAM/DA ile/ve/değil/||/<>/< HER ALAN/DA
- HER BİLDİĞİMİZİ ... ile/ve/||/<> HER SÖYLEDİĞİMİZİ ...
( Söylemiyoruz! İLE/VE/||/<> Biliyoruz! )
- HER GÜN ...:
BİR ile/ve/||/<>/> ÜÇ ile/ve/||/<>/> BEŞ
İŞ/GÖREV
( [Her gün ...]
Büyük bir işi/görevi yerine getirebilmek. İLE/VE/||/<>/> En az üç orta işi/görevi yerine getirebilmek. İLE/VE/||/<>/> En az beş küçük işi/görevi yerine getirebilmek. )
- HER KOŞUL ALTINDA GEÇERLİLER ile/ve/||/<>/> MÜKEMMELLEŞME
- (HER KOŞULDA) YAP!:
NE YAPABİLİYORSAN ile/ve/||/<> NE KADARINA SAHİPSEN ile/ve/||/<> NEREDEYSEN
( (IN ANY CONDITION) DO:
WHAT YOU CAN vs./and/||/<> WHAT YOU HAVE vs./and/||/<> WHERE YOU ARE )
- HER ŞEYİN KONUŞULABİLİRLİĞİ ile/ve/||/<>/>/< SÖYLEDİKLERİNİ TAMAMLAMASINI BEKLEMEK
- HERCÂÎ[Fars.] değil/yerine/= YELTEK/GELGEÇ
( İsteğinde kararlı olmayan ya da konudan konuya geçiveren. | Aşkta, değişken, vefâsız. )
- HERKES, "HER ŞEYİN FARKINDA"
ile/değil/||/<>/<
"HİÇKİMSE, HİÇBİR ŞEYİN FARKINDA DEĞİL" DEĞİL
- HERKES YAPIYORSA BIRAK YAPSINLAR | KİMSE YAPAMIYORSA BEN NASIL YAPAYIM ile/değil/yerine/>< HERKES YAPIYORSA BEN DE YAPABİLMELİYİM | KİMSE YAPAMIYORSA BEN YAPAYIM
- HERO ve/||/<> İLKBAHAR, YAZ, SONBAHAR, KIŞ... VE İLKBAHAR
( ve/||/<>
)
( )
- HERŞEYİ BİLEN ile/değil KENDİNİ BİLEN
- HERŞEYİ KAPSAYICI/LIK ile/ve/değil/<> HİÇBİR ŞEYE İNDİRGENEMEZ/LİK
- HERŞEYİ YAZMAK ile/ve/değil/yerine YAZILABİLDİĞİ KADAR/INI YAZMAK
- HERŞEYİN DÜZELECEĞİNE ve/||/<> HERŞEYİ DÜZELTEBİLECEĞİNE ve/||/<> HERŞEYİN BİTECEĞİNE
( İnanarak dileyelim! VE/||/<> İnanarak çabalayalım! VE/||/<> İnanarak sabredelim! )
- HESAP SORMAK ile/değil/yerine ÇÖZÜM/KATKI SUNMAK
- HESAPLAMA:
MÜHENDİSLİK ve/||/<> LOJİSTİK
- HESAPLAMA ile/ve/<> AÇIKLAMA
- HESAPLAŞMA ile/ve/değil/yerine YÜZLEŞME
- HETEROJEN (KARIŞIMLAR) ile HOMOJEN (KARIŞIMLAR)
( Gözle ayırt edilebilen farklı fazlardan oluşur. İLE Tek bir fazda homojen bir biçimde dağılmış nesnelerden oluşur. )
- HEVESKÂR ile/ve/değil/yerine GAYRETKÂR
( Olgun kişi, kişileri topluma yararlılık konusunda heveslendirerek, iyi çalışmalarını sağlar. )
- HEVESKÂR ile TALEBE
( İsteme[/eğilimli]. İLE Gayret eden, İsteyen[talep eden]. )
- HEVESLİ ile/ve HAZIR
- HEYBE/ÇANTA ile/ve/||/<> CEP
( Bilgiyi, heybene/çantana at / cebinde bulunsun! [Ne zaman, nerede, nasıl işe yarayabileceği bilinmez!] )
- HEYECAN[Ar.] değil/yerine/= COŞUNTU
- HEYECAN ile/ve/değil/||/<>/< ÜMİT
- HEYKEL[Ar.] değil/yerine/= ANIT/YAPIT/YONTU
( STATUE vs. MONUMENT )
- HEYKEL ile KOLOSAL
( ... İLE Büyük boyutlu ve masif mimari ögeleri ve heykelleri niteler. )
- HEYKEL ile PIETA
( ... İLE Kucağında, ölü İsa Mesih'i tutan Meryem Ana heykeli. )
- HEYKEL ile/ve TORS
( ... İLE/VE Gövde heykeli. )
- HİÇ ABARTISIZ" değil ABARTISIZ/MÜBALAĞASIZ
- HİÇ VAR OLMAMAK değil/yerine "TELEF OLMAK"
- HİÇ ile/ve/||/<> HİÇ-"LİK"
- HİCAP[Ar.] ile/ve/||/<> HÂCİP[Ar.]
( [örtülmesi gerekeni ...]
Örtmek. İLE/VE/||/<> Örten. )
- HİÇGÖRÜ ile/değil/yerine/>> İÇGÖRÜ
- HİCİV/HİCV[Ar. < (aslı) HECV]/SATİR değil/yerine/= YERGİ/TAŞLAMA[Ar. TÂRÎZ]
( Birini, bir toplumu, bir düşünceyi, bir nesneyi ya da bir göreneği yermek için yazılmış yazı/şiir ya da söylenmiş söz. İLE "Taşlamak." | Sert madenleri aşındırıcı bir taşla parlatma ve yerine uymasını sağlama. | Alaylı halk şiiri. | Kapalı bir biçimde, dolaylı olarak söz söyleme, târîz. | Hakâret. )
( Terbiyesize, terbiyesizliğini, terbiyesizlik yapmadan ve onun seviyesine inmeden söylemek/yazmak. )
- HİÇLİK ile/değil BİLİNMEYEN
- HİCV[Ar.] ile ZEMM[Ar.]
- HİKMET ve/||/<> DENGE/İTİDAL
- HİMÂYE/T ile/ve/||/<>/>/< HÂMİ
( Koruma, kollama. İLE/VE/||/<>/>/< Koruyucu. )
( Hâmisi olmadığımız hiçbir alanın himâyesinde olamayız. )
- HİPERAKTİF ile/değil HAREKETLİ
( Öğrenme becerisi gösteremeyenler için geçerlidir. İLE ... )
( Nohut, boncuk vb. gibi şeyleri, önündeki ağzı dar şişeye 1-2-3 dk. boyunca doldurabiliyorsa ve dikkatini belirli sürelerde bir şeyler üzerinde tutabiliyorsa hiperaktif değildir! )
- HİRFET ile/||/<> HAKKAK
( Osmanlı'da, kunduracılık, duvarcılık, demircilik, marangozluk, dokumacılık gibi küçük el sanatlarına verilen ad. İLE/||/<> Tahta, taş ya da maden üzerine yazı ya da biçim kazıyan sanatçı. )
- [ne yazık ki]
HIRS ile/ve/||/<>/>/< TEERRÜB
( Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku. | Öfke, kızgınlık. İLE/VE/||/<>/>/< Kendini zeki göstermeye çalışma. )
- HİS" değil/yerine İZLENİM
- HİSS KABL-EL-VUKÛ'(HİSS-İ MUKADDEM) değil/yerine/= ÖNSEZİ, ÖNCEDEN HİSSETME [Fr. PRÉSSENTIMENT]
- HİSSE SAHİBİ/HİSSEDAR değil/yerine/= PAY İYESİ/PAYDAŞ
- HİSSETMEK" ile/ve/||/<> "GİBİ GELME"
- HİSS-İ SELÎM/İLHÂMÂT-I RABBÂNÎ/BON SENS[Fr.] değil/yerine/= SAĞDUYU
- HİTÂB/EN ile/değil İTHÂF/EN
- HİTAP ile/ve "ÇAĞRI"
- HİYERARŞİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HETERARŞİ
( Dikey (ilişki). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yatay (ilişki). )
- HİYEROFANİ ile EPİFANİ ile TEOFANİ
( Kutsalın dışlaşması/tezahürü. İLE On ikinci gün bayramı. [İsa'nın doğumundan oniki gün sonra kutlanması] [İsa'nın, Üç Müneccim tarafından ziyaretini kutlayan bir Hristiyan bayramı] İLE Epifani bayramının Ortodoksluk'taki adı. )
- HİYEROGLİF ile/ve/<> İKONOGRAFİ
( Doğa. İLE/VE/<> İnsan. )
- HIZ değil/yerine/>< DAYANÇ/SABIR
- HIZLI DÜŞÜNMEK ile/ve/değil DÜŞLEMEK / HAYAL (ETMEK)
- HIZLI GİTMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UZAĞA GİDEBİLMEK
( [... için/istiyorsak ...]
Yalnız gidilmeli. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Birlikte gidilmeli. )
- HIZLI GİTMESİNE NEDEN OLMAK ile/değil/yerine YAVAŞ GİTMESİNİ SAĞLAMAK
- HIZLI KONUŞMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKICI KONUŞMAK
- HIZLI ile/ve/değil/yerine HAREKETLİ
( [not] FAST vs./and/but ACTIVE
ACTIVE instead of FAST )
- HİZMET:
REHBETEN[Ar.] ile/değil/yerine/>< RAĞBETEN[Ar.]
( Korkarak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İsteyerek. )
- HİZMET ile/ve/||/<> İZZET
( ... İLE/VE/||/<> Büyüklük, yücelik, ululuk. )
- HÖDÜK/LÜK ile/ve/değil/<> GÜDÜK/LÜK
( Görgüsüz, kaba, anlayışı kıt kişi. İLE/VE/DEĞİL/<> Eksik yanı olan, tamamlanmamış, kısa. | Kuyruğu kesik ya da kopmuş. | Yetersiz, sonuç vermemiş. )
- HOLOGRAM ve/||/<> MIKNATIS
- HOLOGRAM ile ÜÇ BOYUTLU RESİM
- HOMOS[Yun.] ile/değil HOMO[Lat.]
( Eş, benzer, aynı. İLE/DEĞİL İnsan. )
- HORA[Yun.] ile/ve/||/<> HORAN[Yun.]
( Çok sayıda kişi tarafından el ele tutularak oynanan bir halk oyunu. İLE/VE/||/<> Horon. Doğu Karadeniz bölgesinde, kemençe ile oynanan halk oyunu. )
- HORON "VURMAK" değil HORON TEPMEK
- HOŞ SÖZ ile/ve/<> HOŞ EYLEM
( NICE WORD vs./and/<> NICE ACTION )
- HOŞ VE ETKİLİ KONUŞMAK:
"FEDÂKÂRLIK" değil GEREKLİLİK
- HOŞLANIP HOŞLANMAMA ile/ve/değil/||/<>/< GÜDÜLENİP GÜDÜLENMEME
- HUDÛD[Ar. < HADD] ile HUDÛD[Ar. < HADD]
( Sınırlar, uclar, bucaklar. İLE Yanaklar. | Yer kazmalar, yeri yarmalar. )
- HUKUK'UN YAYGINLAŞTIRILMASI ve/||/<>/> ÖZGÜRLÜĞÜN GÜVENCESİ
- HÜKÜMLÜ ile YÜKÜMLÜ
- HÜNER ile/ve/< MAHÂRET
- HURDA/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AVADANLIK
- HÜRMETKÂR[Ar.] değil/yerine/= SAYGILI
- HÜSNÜ ERTUĞRUL ve/||/<>/> MUHSİN ERTUĞRUL
( )
- HÜSN-Ü NİYET değil/yerine/= SAĞİSTEM
( İyi niyet. )
- HÜSRANINI BELİRTMEK/BİLDİRMEK:
"TEPKİ" ile/değil PAYLAŞIM
- HUY[Aniden "gelen"/çıkan.] değil/yerine/>< ERDEM
- HÜZÜN ve/<> HAZİNE
- HUZUR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAM
- HUZUR ile/ve/||/<>/> HUŞÛ
- HUZUR ve/<> SEVİNÇ
- HUZÛR ve/||/<> SÜRÛR
- HUZUR ve/<> ZEVK ve/<> AŞK
- HUZURSUZLUK >< UYGARLIK
- HZ. İBN ARÂBÎ ve/||/<> AZİZ PAVLUS (SEYAHATNÂMELERİ)
- İADE[Ar. < AVD] >< MÜSÂDERE[Ar. < SUDÛR | çoğ. MÜSÂDERÂT]
( Geri gönderme/çevirme. | Eski/önceki durumuna getirme. | Karşılık yapma. | Birinci dizenin son sözcüğünü, ikinci dizenin başında tekrarlayarak yazılan şiir. >< Tanzimat'tan önce, herhangi suçlu birinin malının, hükümetçe, sultan adına alıkonulması. | Yasak bir şeyin, yasaya uygun olarak alıkonulması/zabtı, zoralım. )
( CONVERSION/RETURN >< CONFISCATION )
- İBÂDET ile/ve/||/<>/< İŞTİYÂK
- İBÂRET ile/ve/<> İBRET
- İBKA'["ka" uzun okunur] ile İBKÂ[Ar.]
( Sürekli kılma, devamlı, daim, bâki. | Yerinde, önceki durumunda bırakma. | Sınıf geçememe. İLE Ağlatma. )
- İBRET[Ar.] değil/yerine/= ÖĞÜTÖRNEK
- İÇ VE DIŞ (BİLİNCİ):
HAYVANDA ile İNSAN'DA
( Yoktur. [Birdir!] İLE Vardır. )
- İÇ DÜZEN ve/||/<>/< NEDENSELLİK BAĞLARI
- EGEMENLİK:
İÇ ile/ve/||/<> DIŞ ile/ve/||/<> EVRENSEL
- İÇ İÇE GEÇMİŞ/LİK ile/ve/||/<> KATMANLI/LIK
- KOŞULLAR:
İÇ ile/ve/||/<> DIŞ ile/ve/||/<> GENEL ile/ve/||/<> ÖZEL ile/ve/||/<> KİŞİSEL ile/ve/||/<> FİZİKSEL ile/ve/||/<> ZİHİNSEL ile/ve/||/<> ZORUNLU ile/ve/||/<> İTİBARİ ile/ve/||/<> YAKIN ile/ve/||/<> UZAK
- İCÂBEN ile ALÇAKGÖNÜLLÜLÜKLE
- İCAZ ile/ve/||/<> İCÂZET
( Az sözle çok şey anlatma. İLE/VE/||/<> İzin, onay, onaylama. )
- İCÂZET[Ar.]/DİPLOMA[Fr./İng.] değil/yerine/= İZİN | ESKİ BİR YAZI TÜRÜ
- İCBÂR[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İCRÂ[Ar.]
- İCBÂR ile/değil/yerine İTİBÂR
- İÇERİĞİN:
BELİRSİZLİĞİ ile/ve/||/<> MUTLAKLIĞI
- İÇERİK DEĞER ile/ve/<> KÜLTÜREL DEĞER
( İç değerimizi bilmeliyiz, ona güvenmeliyiz ve günlük yaşantımızda istek ve korkularımızı fedâ ederek bunu belirgin kılmalıyız. )
( We must know our inner worth and trust it and express it in the daily sacrifice of desire and fear. )
( CONTENT VALUE vs./and/<> CULTURAL VALUE )
- İÇERİK ÖNEMLİ DEĞİL değil İÇERİĞİ, (BURADA/BUGÜN[ÇAĞIMIZDA]) ÖNEMLİ DEĞİL
- İÇERİK ve/||/<> BİÇİM ve/||/<> TEKNİK
- İÇERİK ile/ve/||/<> DEĞER
- İÇERME ile/ve/<> KAPSAMA
( Ayrıştırıcı/ayrıştırılmış. İLE/VE/<> Birleştirici/birleşik. )
( İçine almak, içinde bulundurmak. | Bir şeyin, başka bir şeyin varoluşunu gerektirmesi, birinin ötekini ister istemez düşündürmesi. İLE/VE/<> Sınırları içine başka konuları ya da anlamları alma durumu. )
( Bir kümenin/öbeğin/başlığın altında, belirli olan bir parçayı/üyeyi işaret etmek. İLE/VE/<> Bir kümenin/öbeğin/başlığın altında, olası dışarıda kalmış/kalabilecek parçalarına/üyelerine işaret etmek. )
( İçtekileri işaret eder. İLE/VE/<> Dıştaki çerçeveleyenin sınırlarını işaret eder. )
( TO CONTENT vs./and/<> TO CONTAIN )
( İHTİVÂ ile/ve/<> ŞÜMÛL )
- İÇERME = TAZAMMUN = IMPLICATION[İng., Fr.] = IMPLIKATION[Alm.] = IMPLICATIO[Lat.]
- İÇİNDE OLMAK ile/ve PARÇASI OLMAK
( TO BE IN IT vs./and TO BE PART OF )
- İÇİNE GİRİLEMEZLİK / NÜFÛZ EDİLEMEZLİK[İng. IMPENETRABILITY]:
ÂN'A ve/||/<> NESNEYE
( TEMPORAL and/||/<> SPATIAL )
- İÇİNE GİRMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNCELEMEK
- İÇİNİ DOLDURMAK ve/||/<>/> ARDINI GETİRMEK
- İÇİNİN ...:
KAYNAMASI ile/ve/||/<>/> KAYMASI
- SİMGE:
İÇKİN ile/ve/||/<> AŞKIN
- İCRÂ ve/> İHYÂ
- İCRACI ile DÜZENLEYİCİ(KOMPOZİTÖR)
- İCRA/CI ile/ve/<> SANAT/ÇI
- İÇSELLEŞTİRME ile/||/<> BENİMSEME
- İÇSELLEŞTİRME ve/||/<> COŞKU
- İÇSELLEŞTİRME ile/ve/||/<>/> KAVRAMA/KAVRAMSALLAŞTIRMA
- İÇSELLEŞTİRME ile/ve/||/<>/>/< KAYNAĞINA YÖNELME/KAYNAĞINDAN YARARLANMA
- İÇSELLEŞTİRMEK ile/değil (İYİ) ANLAMAK
- İÇSEL/LİK ile/ve/||/<> İLKESEL/LİK
- İCTİBÂ ile/ve/||/<>/> İSTİFÂ ile/ve/||/<>/> İHTAR ile/ve/||/<>/> İSTİNÂD
( Seçme. | Toplama. İLE/VE/||/<>/> Affını isteme. | Bir işten kendi isteğiyle çekilme. İLE/VE/||/<>/> Anımsatma. | Dikkatini çekme, tenbih. İLE/VE/||/<>/> Dayanma. | Güvenme. | Senet, delil, hüccet sayma. )
- İDÂRE[Ar.] ETMEK değil/yerine/= YÖNETMEK/YÖNETİM
- İDÂRÎ ile İRÂDÎ
( Yönetimsel. İLE Yapma bilgisi/isteği. )
- İDDİA ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> İNANÇ
- [ne yazık ki]
İDDİA ile/ve/||/<>/< ÖFKE
- İDDİA ile/değil/yerine/> ÖZGÜVEN
( Özgüven oluşunca/oluşursa, "iddia" sonlanır. )
- İDDİACI OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İDDİALI OLMAK
- İDEA:
RASYONEL ile/ve/||/<> ESTETİK
- İDEAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GEREKLİLİK
- İDOL ile/ve/||/<>/> İLÂH
- İDRAK[Ar.] değil/yerine/= ALIMLAMA
- İDRAK >< HAYRET
- İDRAK ve/||/<>/> İNŞÂ
- İDRAR YOLLARI HASTALIKLARI ile/ve/||/<> "İDRAK YOLLARI HASTALIKLARI"
( Gövdede. İLE/VE/||/<> Zihinde. )
- İFÂ[< VEFÂ] değil/yerine/= YERİNE GETİRME | BİR İŞİ YAPMA | İŞ GÖRME
- İFADE (EDİLEBİLEN) ile/ve/||/<>/>/< İŞARET (EDİLEBİLEN)
- İFADE değil/yerine/= DIŞAVURUM
- İFADE ile/ve/||/<>/> EDEBİ İFADE
- İFÂDE ile/ve/||/<>/> İSTİFÂDE
- İFRAT/TEFRİT ve/> TENKİT" değil/ne yazık ki/||/<>/< İFRAT ve/>< TEFRİT
- İFŞÂ ETMEK ile AFİŞE ETMEK
( İÇERİK[sanatta]: Yapıtın ifşâ ettiği fakat afişe etmediği. Sezdirdiği fakat göstermediği. )
- İFŞÂ ile İMÂ
( Gizli bir şeyi yayma, ortaya dökme, açığa vurma. İLE İşaret. | İşaretle/dolaylı anlatma. )
- İFŞÂ ile/ve/<> KEŞF
( Varoluş. İLE/VE/<> Şuur. )
( Yukarıdan aşağı.[İNZAL] İLE/VE/<> Aşağıdan yukarı.[URÛC] )
- İHLÂS:
YANLIŞIN KARŞITI değil YALANIN KARŞITI
- İHLÂS ve/||/<> SEKÎNE
- İHTİMÂL değil/yerine/= OLASILIK
- İHTİMAM[Ar. < HEMM] ile/ve/||/<>/>/< İTİBAR[Ar.]
- İHTİMAM[< HEMM] ile/ve/||/<> İTİNÂ[< UNİYY]
( Dikkatle, çabayla çalışma, özenle iş görme. İLE Çok dikkat etme. )
- İHTİMÂM[Ar. < HEMM] (GÖSTERMEK) değil/yerine/= ÖZEN (GÖSTERMEK)
- İHTİRAS ile İTİRAZ
- İHTİYACA CEVAP VERMEK değil/yerine/= GEREKSİNİMİ KARŞILAMAK
- İHTİYÂR SAHİBİ (OLMAK/OLAN) ile/ve/<>/|| TASARRUF SAHİBİ (OLMAK/OLAN)
- İHTİYÂR[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİMSÂK[Ar.]
( "Hayır!" deme bilgisi/becerisi, isteği. İLE/VE/||/<> Kendini/nefsini tutma. )
- İHTİYÂR ile/ve/||/<> ÖLÇÜLÜLÜK ile/ve/||/<> EMEK
( Kişiler arasında bu üçü dışında hiçbir ayrım yapamayız, yapmamak gerekir. )
- İHTİYÂR ile/ve/||/<>/> SABIR
- İHTİYÂR ile/ve/||/<>/>/< TAKDİR
- İHTİYÂREN[Ar.] ile/ve/||/<> İHTİYÂRÎ[Ar.]
( Olumsuzdan, yanlıştan, zararlıddan, kötüden uzak durarak, zihnini/dilini/gözünü/elini/belini çekerek. İLE/VE/||/<> Reddetmeyi ve "Hayır!" demeyi yeğleyerek.["Evet!" demekten, istenç/irâdeden(yapma isteğinden/bilgisinden) önce olarak.] )
- İHTİYÂT ile/ve/||/<>/< İHTİYÂR
- İHTİYAT/LI[Ar.] değil/yerine/= SAKINMA/SAKINGAN
( Herhangi bir korku ya da düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak uzak durmak, içtinap etmek. | Olabileceği düşünülen kötülüklere karşı önlemler almak. | Korumak, esirgemek, gözetmek. )
- İKAL ile/ve/||/<> AKIL
( İçten. İLE/VE/||/<> Dıştan. )
- İKÂME (ETME) değil/yerine/= ORNATMA
( Bir türün yerine onun değişik bir biçiminin geçmesi. | [kimya] Molekülün geri kalan bölümünde değişikliğe yol açmadan, bir atom ya da bir kök yerine bir başka atom ya da kökün geçmesi. | [mat.] Bir cebirsel ifadenin yerine bir başkasını koyma işlemi. )
- İKÂME[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İKMAL[Ar.]
- İKİ AYRI ŞEYİN BULUŞMASI ile/ve/değil VAROLANIN ALGILANMASI
- İKİ BİLİM:
REKLAMCILIK ile/ve/||/<>/> FİZİK
- [ne yazık ki]
İKİ BÜYÜK YANLIŞ(IMIZ):
DÜŞÜNMEDEN HAREKET ETMEK ve/||/<> HİÇ HAREKET ETMEDEN, SADECE/BOŞ BOŞ "DÜŞÜNMEK"
- [ne yazık ki]
2 x 2 = 4 "ETMESİN" ile/ve/||/<>/> 2 x 2 = 5 "ETSİN"
("DİLEĞİ/BEKLENTİSİ")
- İKİ KİŞİ ARASINDAKİ İLİŞKİYE/İLETİŞİME:
[ne yazık ki]
| "BEL ALTI/NDAN" "BAKAN/YAKLAŞAN" ile/ve/||/<> "KARINDAN" "BAKAN/YAKLAŞAN" ile/ve/||/<> "ZİHİN/DEN" "BAKAN/YAKLAŞAN" |
ile/değil/yerine/><
KALP/TEN BAKAN/YAKLAŞAN
( [ne yazık ki]
| "Eşeysel/cinsel ilişki ("olarak") görür." İLE/VE/||/<> "Çıkar ilişkisi ("olarak") görür." İLE/VE/||/<> "İdeolojik ilişki ("olarak") görür." |
İLE/DEĞİL/YERİNE/><
Yalnızca/koşulsuz, ilişki görür. / Yalnızca/koşulsuz, saygı ve sevgi ilişkisi görür. )
- İKİ SORUN:
ADÂLETSİZLİK ile/ve/||/<> ANLAMSIZLIK
( Tüze(hukuk) ile sağlanmaya/çözülmeye çalışılmaktadır fakat hukuka ulaşılamamıştır. İLE/VE/||/<> Sanat ile giderilmeye çalışılmaktadır fakat ne yazık ki, sanat, kişilere ulaşamamıştır. )
- İKİ YAN ile/ve/||/<> İKİ UC
- [ne yazık ki]
İKİ YANLIŞ!:
SUSULACAK YERDE, KONUŞMAK ve/||/<> KONUŞULACAK YERDE, SUSMAK
- İKİ YIL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ALTMIŞ YIL
( Konuşabilmek için gerekli zaman. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Susabilmek ve susabilmeyi anlayabilmek için geçen [ya da bu kadar uzun sürmeyebilecek] zaman. )
- İKİLEMLİ ile/değil İKİLİ
- TASIMIN/KIYASIN OLANAKLILIĞI:
İKİLİLERDE ile/ve/değil/||/<>/>/< ÜÇLÜLERDE
- İKİLİLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÜÇLÜLÜK
- İKİNCİ:
KEZ ile/ve/değil/||/<>/< BÖLÜM/AŞAMA
- İKİNCİL KAYNAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRİNCİL KAYNAKLAR
- İKİNCİL KAYNAKLARLA:
ÇÖZÜMLEME değil/yerine BETİMLEME
( İkincil kaynaklarla, belki betimleyici(tasvirî) çalışmalar yapılabilir fakat çözümleyici(tahlilî) çalışmalar yapılamaz! )
- İKİRCİK ile/ve/||/<> ÇATIŞMA
- İKİRCİK(TEREDDÜT) ile/değil DÜŞÜNÜYOR OLMAK
- İKİŞER İKİŞER ile TEKRAR TEKRAR
- İKNA OLMA(MA)K ile "AKLINA YATMA(MA)K"
( Kişileri kandırmak, kandırılmış olduklarına ikna etmekten daha kolaydır. )
- İKON ile İDOL/PUT
- İKONALARDA:
HZ. MERYEM ve HZ. MERYEM'İN YANINDAKİ
( Kilisenin kime ithâf edildiğini gösterir. )
- İKRAR ile/ve/||/<> İTİRAF
- İKTİBÂS ile İSTİMLÂK[< MİLK]
( Ödünç alma. | Bir sözcüğü, tümceyi ya da bunların anlamlarını, olduğu gibi alma/aktarma. İLE Bir yeri satın alma, mülk alma. | Kamulaştırma. Devletin, genelin yararına olarak bir şeyi sahibinden satın alması. )
- İKTİBÂS ve MEHAZ[< AHZ | çoğ. MEÂHİZ]
( Ödünç alma. | Bir sözcüğü, tümceyi ya da bunların anlamlarını, olduğu gibi alma/aktarma. VE Bir şeyin alındığı, çıkarıldığı yer; kaynak. [Bir yapıt yazılırken başvurulan.] )
- İKTİBÂS ile/ve/<> TAKLİT
- İLE BİRLİKTE ile/ve/değil/||/<>/< İLE BİR
- ... İLE SINIRLI OLDUĞUNU:
DİLE GETİRMEK ile/ve/||/<> ANIMSATMAK
- ... İLE BAŞ ETMEK ile MÜCADELE ETMEK
- İLELEBET[Ar.] değil/yerine/= SÜRGİT
- İLERİ GİDEBİLMEK ve/||/<>/< GERİ GİDEBİLMEK
- İLERİ GİTME! ve/||/<> GERİDE KALMA!
( [vururlar] Başına. VE/||/<> Kıçına. )
- İLERİ SÜRME = İDDİA = ASSERTION[İng., Fr.] = BEHAUPTUNG[Alm.] = ASSERTIO < ASSERERE[Lat.]
- İLERİCİ/LİK ile/ve/<> GENİŞ BAKIŞLI/LIK
- İLERİDE OLUR" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ŞİMDİ YAPARSA/M OLUR
- İLERİYE SÜRMEK değil İLERİ SÜRMEK
- İLERLEME ile ÇOĞALMA
- İLERLEME ile/ve/değil YOL ALIŞ
- İLERLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SÜRDÜRMEK
- İLERLEMELİ GÖRÜNÜŞ
( PROGRESSIVE ASPECT )
- İLERLEME/TERAKKİ ve/||/<>/< TAKLİT
( Taklit, ilerlemenin/terakkinin motorudur. )
- İLETİŞİM KURAMADIK" ile/değil/||/<>/> ANLAŞAMADIK
- İLETİŞİM TÜRLERİ:
KİTLE İLETİŞİMİ ile/ve/değil/||/<>/< ÖRGÜTSEL DÜZEY ile/ve/değil/||/<>/< ÖBEKLERARASI DÜZEY ile/ve/değil/||/<>/< KİŞİLERARASI DÜZEY ile/ve/değil/||/<>/< KİŞİSEL DÜZEY
- İLGİ (ALANI) ile/ve/||/<>/> ETKİ (ALANI)
- İLGİ UYANDIRMAK ile/ve CAZİBE YARATMAK/OLUŞTURMAK
- İLGİ ile/ve/<> SEMPATİ
( INTEREST vs./and/<> SYMPATHY )
- İLGİLENDİRİR ile BAĞLAR
- İLGİLENME ile/ve/||/<> İLİŞKİLENME
- İLGİLİ ile/ve İLİŞKİLİ
( INTERESTED vs./and CONNECTED/RELATED )
- İLHAM ile DEHÂ
- İLHAM ile İLHAN
( Esin. | Allah tarafından peygamberlerin ve seçkin kulların gönlüne verilen ilahi düşünce. İLE imparator. | İran Moğollarında hükümdarın unvanı. )
- İLHÂM/AT ile VESVESE
- İLİM ve/<>/>/< İRFAN ve/<>/>/< BURHAN ve/<>/>/< BEYAN
( Başkası. VE/<>/>/< Kendi. VE/<>/>/< Özü. VE/<>/>/< Bunların da merkezi/kaynağı. )
- İLİM-İRFAN ve FİKİR-FELSEFE ve GÜZEL SANATLAR
- İLİŞKİ:
MESAFELİ ile/ya da/||/<> YÜZEYSEL
- İLİŞKİ ile/ve BAĞLANTI
( RELATION vs./and CONNECTION )
- İLİŞKİLENDİRME ile/ve/<> ESİNLENDİRME
- İLİŞKİLENDİRME ile/ve ORANLAMA
- İLİŞKİLENDİRMEK ile/ve/<> DERİNLEŞTİRMEK
( TO GET RELATION vs./and/<> TO DEEPEN )
- İLİŞKİLEN(DİR)MEK ile/ve/||/<>/> DOKUMAK
- İLİŞKİLERİN:
AÇIK ANLAMLARI ile/ve/||/<> ÖRTÜK ANLAMLARI
- İLİŞKİ/Lİ ile İLİNTİ/Lİ
( RELATION vs./and CONNECTION )
- İLİŞKİYİ:
YÜRÜYÜŞ GİBİ SÜRDÜRMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DANS GİBİ SÜRDÜRMEK
- İLK ARACIN GELİŞTİRİLMESİ ile/ve/<>/> İLK ARAÇ > YAZI ile/ve/<>/> YAZI > MATBAA ile/ve/<>/> MATBAA > BİLGİSAYAR ile/ve/<>/> BİLGİSAYAR > İNTERNET ile/ve/<>/> İNTERNET > BLOK ZİNCİR
( 300.000 yıl öncesi. İLE/VE/<>/> 294.000 yıl. İLE/VE/<>/> 5430 yıl. İLE/VE/<>/> 450 yıl. İLE/VE/<>/> 40 yıl. İLE/VE/<>/> 30 yıl. )
- İLK DİL ile/ve EVRENSEL DİL
( Tüm dillerde ortak dilbilgisel ilkeler arayabiliriz ancak bu, zorunlu olarak bir ilk dile dönmemizi gerektirmez. )
- İLK HAREKET
- İLK KONULU TÜRK FİLMİ:
PENÇE ve/||/<>/> CASUS
( Sedat Simavi[1917] )
- İLK NEDEN ile/ve/||/<>/> YÖNELİM
- İLK OPERA
- İLK SİNEMA GÖSTERİMİ:
1895 ile/ve/||/<>/> 1896
( Dünyada. İLE/VE/||/<>/> Osmanlı'da/Türkiye'de. )
( Lumiere Kardeşler. İLE/VE/||/<>/> Manaki Kardeşler. )
( Paris'te. İLE/VE/||/<>/> Beyoğlu - İstanbul'da.[Avrupa Pasajı'nda.] )
- İLK TİYATRO VE OPERA
- İLKE ile/ve/||/<> ERDEM
- İLKE ve/||/<>/= ÜST SOYUTLAMA
- İLKE ile/ve/||/<> ZEMİN
- İLKEL ile/ve/değil/||/<> BİRİNCİL
( [not] PRIMITIVE vs./and/||/<>/but PRIMARY )
- İLKELER ile/ve/değil/||/<> İLKESELLİK
( Değişebilir/değiştirilebilir, geliştirilebilir, yok edilebilir. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Aşılamaz, geçilemez, ertelenemez, göz ardı edilemez, askıya alınamaz, kenara konulamaz. )
- İLKE/LER ile/ve/||/<>/>< KOŞUL/LAR
( İlkeler, koşullara göre oluşmazlar ve belirlenemezler! )
- İLKELERİM ile/değil/yerine İLKELER (VE İLKESELLİK)
- İLKEL/LİK değil/yerine/>< İLKELİ/LİK
( Kişiyi ayakta tutan, iskelet ve kas sistemi değil ilkeliliğidir. )
( )
( İlkel olmak istemiyorsak ilkeli olmak durumundayız. )
- İLKELLİK ile/ve/değil/yerine/||/=/<>/>> UYGARLIK
- İLKLER ve/<>/> İZLER
- İLKÖRNEK = ENMUZEC-İ EVVEL = ARCHETYP[İng.] = ARCHÉTYPE[Fr.] = ARCHETYP[Alm.] = ARKHÉTYPOS[Yun.]
- İLÜSTRASYON[İng. < ILLUSTRATION] ile GÖRSELLEŞTİRME
( Resimlerle süsleme. )
- İLMEK İLMEK (İŞLEMEK/DOKUMAK)
- İLM-İ ZÂHİR ile/ve/<> İLM-İ BÂTIN ile/ve/<> İLM-İ LEDÜN
( İlimler üç bölüktür.
- Sülûk yoluyla elde edilen ilim.
- Keşfe dayanan ilim.
- Sırra bağlı ilim.[Hiçbir biçimde belirtilmez.] )
( Ledün ilmi, bilineni unutma ilmidir. )
( Ledün ilmi, öğrenmek değil, unutma ilmidir. )
( Bildiklerimizi unıta unuta, ilimsiz bir ilim zuhur eder. )
( Bilip unutacağız, sıra kendimize gelecek. Kendimizi de, önce bileceğiz, sonra unutacağız. )
( Bugünkü Cennet-i İrfâna dahil olsalar uşşak, Yarınki va'dolan hûri veyâ gılmanı neylerler... )
( Su. İLE/VE/<> Saf su gibidir. )
( Su. İLE/VE/<> Süt. )
- İLMİHAL =/< İLM-İ HÂL
- İLMİNE, İRFÂN (İSTEYEN/ARAYAN) ile/ve DERDİNE, DERMÂN (İSTEYEN/ARAYAN)
- İLTİFAT[Ar. < İLTAFAT] değil/yerine/= İLGİKAYRI(/DÖNMEK/İLGİLENMEK/YÖNELMEK)
- İLTİFAT ile/ve KİNÂYE
- İLÜSTRASYON ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SANAT
( Yöntemli. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yöntemsiz. )
- İMÂLE[Ar.] ile İMÂLE[Ar.]
( Meylettirme, bir tarafa eğme, yatırma. | Vezne uydurmak için, kısa heceyi gereğinden fazla uzun okuma. İLE [eskiden] İşçilere ödenen gündelik ücret. )
- İMAN ETTİM ve/||/<>/> TESLİM OLDUM
( AMENNA ve/||/<>/> ESLEMNA )
- İMAN ile/ve/||/<>/< EMAN
( Kendilik bilinci. İLE/VE/||/<>/< Güvenlik. )
( Kişide. İLE/VE/||/<>/< Mekânda. )
( Metafizik. İLE/VE/||/<>/< Fizik. )
- İMAN ve/> GÜVENLİ/RAHAT HAREKET ALANI
- İMÂN ile/ve/||/<> İMKÂN
- İMAN ve/||/<>/> ÖZGÜRLÜK
( Etkileşim durumunda olduğumuz ne varsa/oluyorsa, onlardan emin olduğumuz/olabildiğimiz oranda özgürüzdür/özgürleşiriz.[İman, dinsel ya da dinin sınırları/tekeli altında bir kavram değil emin olmaktır.] )
- İMAN ve/||/<>/< ÖZGÜVEN
- İMGE:
CANLANDIRAN ile/ve/||/<>/< "CANLI"
- İMGE = HAYAL = IMAGE[İng., Fr.] = BILD, VORSTELLUNG[Alm.] = IMAGEN[İsp.]
- İMGE ile İÇGÖRÜ
- İMGE ile/>< İLKE
( Çoğaltır. İLE Azaltır. )
- İMGE ile/ve/<> İMGE
( Patlayana kadar zamanla dolu olan. )
( IMAGE vs./and IMAGE )
- İMGE/LEME ile/ve/||/<> NESNE TAKLİDİ
- İMGE ile/ve/değil/<> SİMGE
( Zihinde ve zihnin tanımlanamaz ayrıntılarındaki/derinliklerindeki karşılığı/varlığı. İLE/VE/<> Zihindeki ayrıntıların ve kombinasyonların işaret, çizim, resim ve fotoğraflandırılmış, kabalaştırılmış[kesifleştirilmiş] hali. )
( [eski dönemlerde][> İMGE] IMAGO: Ölen (önemli) kişinin/kralın, -ölmeden önce- balmumundan yapılmış sûreti. | Çifte varoluş, ölümle yaşam arasında varolan. [Ölüme de gönderme yapan!] İLE/VE/<> ... )
( [M.S. I. yüzyıldaki kayıtlardan] Uzaklara giden sevdiği kişinin gölgesinin hatlarını/konturunu çıkarma. İLE/VE/<> ... )
( [modern dönemde] Anlamı, kendine sabitleyen, öznesine göndermeyen. [TEMSİL | İng. REPRESENTATION] İLE/VE/<> ... )
( Buluşturan/buluşturur. İLE Ayrıştıran/ayrıştırır ve buluşturan/buluşturur. )
( Kavramayı sağlatan. İLE Birliği sağlatan. )
( Aklın bilgiye ve hikmete kavuşması, neredeyse tüm uygarlıklarda ortak olarak Güneş, Işık, Nur simgeleri ile belirtilmektedir. )
( İmgeleme ve arzunun son bulmasıyla birlikte varlık da sona erer ve şu ya da bu oluş saf varoluşla kaynaşıp birleşir, ki onu tarif olanaklı değildir, o ancak yaşanabilir. )
( İşitilen ve okunan sözler ancak zihnimizde imgeler yaratır fakat biz zihinsel bir imge değiliz. )
( Gerçek olmayanı yaratan imgelemedir, onu devam ettiren ise arzudur. )
( İmgenin ardında ve ötesinde olan idrak ve eylem gücüsünüz. )
( Simgeler, tek bir anlama indirgenemez. )
( Simgenin imgesi olmaz ama imgenin simgesi olur. )
( Zihnimizin aynasında imgeler görünür ve kaybolur. Ayna kalır. )
( RÂBITA: İmge ile simgenin buluşturulması. )
( Sürekli dolaşımda olan/kalan/bırakılan. [JACQUES DERIDA (ö. 1930)] )
( The innards created by imagination and perpetuated by desire.
Words, heard or read, will only create images in your mind, but you are not a mental image.
You are the power of perception and action behind and beyond the image.
In the mirror of your mind images appear and disappear. The mirror remains. )
( IMAGE vs./and/<> SYMBOL )
( XINGXIANG ile/ve/<> ... )
- İMGELEM ile/ve/= HAYAL GÜCÜ
- İMGELEM = MUHAYYİLE = IMAGINATION[İng., Fr.] = EINBILDUNGSKRAFT[Alm.] = IMAGINATIO[Lat.] = PHANTASIA[Yun.] = IMAGINACIÓN[İsp.]
- İMGESEL DÖNEM ile/ve/||/<>/> SİMGESEL DÜZEN
( )
- İMGESEL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KAVRAMSAL
( Bireysel. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Toplumsal. )
- İMGESEL ile/ve/||/<>/> SEZGİSEL ile/ve/||/<>/> KAVRAMSAL
- İMGESELLİK ve/||/<> DOĞRUDANLIK
- İMLÂ[Ar. MELV] ile/ve/||/<> İMLÂ[Ar. < MEL]
( Yazım (kuralları).[< Söyleyip yazdırmak.] | Bir yapıtı ya da bir ezgiyi notaya alıp yazma. İLE/VE/||/<> [boşluğu/çukuru] Doldurmak. )
- İMLÂ ile/ve/||/<>/> MÜMLÎ
- İMTİHAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İMKÂN
- İMTİNÂ (ETMEK) ile/ve/||/<>/>/< İHTİYÂR (ETMEK)
- İMTİNA ile/ve/||/<>/< HAYÂ
- İMTİNA[Ar.] ile İMTİSAL[Ar. < MİSL]
( Kaçınma, sakınma, çekinme. İLE Gerekeni yapma. | Bir örneğe göre davranma, uyma, benzemeye çalışma. | Alınan buyruğa tümüyle uyma. [İNKIYÂD] )
- | "İNANAN" ile/ve/>< "KUŞKULANAN" |
değil/yerine/>
BAKMAYI BİLEN
( | "Mutludur." ile/ve/>< (")Bilgilidir.(") | DEĞİL/YERİNE Anlayandır. )
- İNANÇ(İTİKAT) ile/ve/değil/yerine/<>/>< MÜŞÂHEDE
- İNANÇ ile/ve/değil/||/<> DAVRANIŞ
( Seni, daha iyi bir insan yapan, "inançların" değil davranışlarındır. )
- İNANÇ ile/ve/<> İMAN
( Düşüncenin pekişmişliği. İLE/VE/<> İnancın pekişmişliği. )
( Herşeyin başlangıcı ve kaynağı olan düşünce, inancın da imanın da başlangıcı ve kaynağıdır. İLE/VE/<> İnanç, düşüncenin pekişmiş/yoğunlaşmış hali, iman da inancın pekişmiş/yoğunlaşmış halidir. )
( Kuramı, uygulamaya geçiren tek ve en önemli olgu. İLE/VE/<> ... )
( BELIEF vs./and/<> FAITH )
- İNANÇ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNSANLIK
( Sadece kişiyi ilgilendiriyor. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Herkesi ilgilendiriyor. )
( )
- İNANÇ ile/ve/değil/yerine/<>/>/< İTİBAR
- İNANÇ ile/ve/<> SEVGİ ile/ve/<> BİLGİ
( Toplumsal yönetimde, kişiler üzerinde oynanan alanlar. )
( BELIEF vs./and/<> LOVE vs./and/<> KNOWLEDGE )
- İNANDIĞINI BİLMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< BİLDİĞİNE İNANMAK
- İNANILACAK (OLAN) ile/ve ALKIŞLANILACAK (OLAN)
( Alkışı, en sessiz biçimde karşılayan, alkışı, hak etmiş demektir. )
- İNANMA +/+/+ BİLME +/+/+ DÜŞÜNME +/+/+ GÜZELLİK
( Din. + Bilim. + Felsefe. + Estetik. )
- İNANMADAN AİT OLMAK" ile/değil AİT OLMADAN İNANMAK
( [not] "BELONG WITHOUT BELIEVE" vs./but BELIEVE WITHOUT BELONG )
- İNANMAK ile/ve/||/<> İKNA OLMAK
- İNANMAK ve/<> ÜMİT ETMEK
( TO BELIEVE and/<> TO HOPE )
- İNANMAK ile/ve/||/<> "YEMEK"/"YUTMAK"
- İNÂYET ile/ve/||/<> İHTİRÂ[çoğ. MUHTERİAT]
( Dikkat, çaba, özenme. | İyilik, ihsan, lütûf. İLE Benzeri görülmemiş bir şey yaratma, vucuda getirme/getirilme. )
- İNCE "ELEYİP" SIK DOKUMAK değil İNCE EĞİRİP SIK DOKUMAK
- İNCE ve/||/<> İNCİ
- İNCELEMEK ile/ve/||/<>/>/< ARAŞTIRMAK ile/ve/||/<>/>/< SORGULAMAK
- İNCELEMEK ile İNCE ELEMEK
- İNCELEMEK ile/ve KURCALAMAK
( TO INVESTIGATE vs./and TO DELVE )
- İNCELİK ile/ve/||/<> DOĞRULUK ile/ve/||/<> GÜZELLİK
( Belde değil dilde. İLE/VE/||/<> Sözde değil özde. İLE/VE/||/<> Yüzde değil yürekte. )
- İNCELİK ve/||/<>/> İNCİNME
- İNCELİK/KALINLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARALIK
- İNCİTMEMEK ile/ve/||/<>/> İNCİNMEMEK
( Dilin susturulmasıyla. İLE/VE/||/<>/> Zihin ve kalbin susmasıyla. )
- INÇKIR ile/||/<> İNÇKİR ile/||/<> INGRAN/İNGREN
( Ağlamak[hıçkıra hıçkıra]. İLE/||/<> Ağlamak[ince sesle]. İLE Ağlamak[dertli olarak, gizli gizli ağlamak, inlemek] )
- İNDİRGEME ile/değil/yerine ATIF
- İNDİRGEME ile/ve/değil/yerine/>< DAYANDIRMA
- İNDİRGEME = İRCA = REDUCTION[İng.] = RÉDUCTION[Fr.] = REDUKTION[Alm.] = REDUCTIO[Lat.] = REDUCCION[İsp.]
- İNDİRGEME ile/ve/değil/yerine MODELLEME
- İNDİRGEME ile/değil/yerine/>< ÖRTÜŞTÜRME
- [ne yazık ki]
İNDİRGEME ile/ve/değil/||/<> YOK SAYMA
- İNDİRGEMECİLİK >< ÇEŞİTLİLİK
- İNDİRGEMEK ile/değil/yerine ANLAMAYA ÇALIŞMAK
- İNDİRGEMEK ile/ve/<> "DÜŞÜRMEK"
- İNDİRGEMEK ile (İÇİNİ) BOŞALTMAK
- İNDİRGEMEK ile/ve/<>/> KALIPLAŞ(TIR)MAK
- İNFÂK ile/ve/||/<> İBZÂL
( ... İLE/VE/||/<> Esirgemeden, bol bol verme, kullanma, yapma ya da söyleme. )
- İNİŞ >< ÇIKIŞ ile/ve/||/<> GİDİŞ >< GELİŞ
- İN'İSÂM[Ar.] ile/değil/yerine/>< İN'İSÂR[Ar.]
( Sıkılma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Koruma. )
- İNKÂR ETMEK ile ANLAMAK
( TO DENY vs. TO UNDERSTAND )
- İNKÂR:
KABUL ETMEMEK ile/değil/||/<> KARŞI GELMEK/ÇIKMAK
- İNKÂRCI/LIK ile/ve/değil/||/<>/< KUŞKUCU/LUK
- İNKİLAP[Ar. < KELB] ile/değil İNKILÂP[Ar. < KALB]
( Köpekleşme. İLE/DEĞİL Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik, iyileştirme, devrim. | Bir durumdan başka bir duruma geçiş, dönüşüm. )
- İNŞAAT ile İNŞAT
( Yapı işleri. | Yapmak, yapım. İLE Koşuk okuma. | Bir koşuğu, bir yazın yapıtını, topluluk önünde, yüksek sesle ve gerektiği biçimde okuma. )
- İNSAF ile/ve/<>/> İMAN
- İNSAN:
ANLAMAYANA ile/ve/||/<> "ANLAYANA"
( "Eksik" geliriz. İLE/VE/||/<> "Çok" geliriz. )
- İNSAN:
DOĞA VAROLANI ve/||/<>/> EĞİTİM VAROLANI
- İNSAN:
DÜNYANIN ve/||/<> TOPRAĞIN TUZU
( )
- İNSAN:
"ET/KEMİK" ile/ve/değil/||/<>/< ALGI
- İNSAN/KİŞİ:
KENDİ OLAN ile/ve/||/<> ARASINDA (SIKIŞIP) KALAN ile/ve/||/<> ÂŞIK OLAN
- İNSAN/KİŞİ ile/ve "AYNA"
( Ayna, görüntüyü yansıtır fakat görüntü, aynayı düzeltmez. )
( Kendinizi, aynadan ve görüntüden ayırd etmeyi öğrenin. )
( HUMAN vs./and MIRROR
The mirror reflects the image, but the image does not improve the mirror.
Learn to separate yourself from the image and the mirror. )
- İNSAN/KİŞİ ve/<>/= BİLİNÇ/FARKINDALIK
( İNSAN: Varolmayanın, varlaştırılma süreci. )
( HUMAN and/<>/= CONSCIOUSNESS/AWARENESS )
- İNSAN OLANLARIN DÜŞÜNEBİLİYOR OLMASI ile/değil DÜŞÜNEBİLEN HERKESİN, İNSAN OLMASI
- İNSAN:
SOĞUKTA ile/ve/değil/>< (")KARANLIKTA(")
( Yaşayamaz. İLE/DEĞİL/>< [Ancak/sadece, biyolojik (yığın) olarak] "Yaşar". )
- İNSAN YAPITI ile/değil/yerine/< DOĞA VAROLANI
- İNSAN ve/||/<> EMEK
- İNSAN ile/ve/||/<>/> GELECEK
( Kişi, geleceği geldirendir. )
- İNSAN[Ar.]/ZÂT[Ar.] =/||/<>/< GÖZBEBEĞİ
- İNSAN ile HERHANGİ BİR ŞEY('İ)
( Kişi, başlı başına bir şeydir! Hiçbir şeyle karıştırılamaz/karıştırılmamalıdır! )
( HUMAN vs. ANYTHING )
- İNSANA/KİŞİYE SIĞABİLEN/SIĞAMAYAN ve/=/||/<> EVRENE SIĞABİLEN/SIĞAMAYAN
( Evren. VE/=/||/<> İnsan. )
- İNSANCILLIK = POLITENESS, COURTESY[İng.] = HUMANITÉ[Fr.] = MENSCHENFEUNDLICHKEIT[Alm.] = HUMANITAS[Lat.]
- İNSANI İNSAN YAPAN" değil KİŞİYİ, İNSAN YAPAN ...DIR
- İNSANÎ KONULAR/DURUMLAR/OLAYLAR:
AŞILMASI GEREKEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAŞILMASI GEREKEN
- İNSAN'IN/KİŞİNİN DÜŞÜNMESİ ile/ve TANRI'NIN DÜŞÜNMESİ
( [mâhiyetçe değil derece olarak!] Bilkuvve'den bilfiil'e doğru. İLE/VE Bilfiil. )
- İNSANIN İNSAN OLMASI ile/ve/||/<> BİREYİN/KİŞİNİN İNSAN OLMASI
- İNSAN/LAR ile/değil/< KİŞİ/LER / BİREY/LER
( İnsan olmayanların[hayvan/bitki/nesne] bulunduğu yerde. İLE/DEĞİL/< Hayvan/bitki/nesnenin bulunmayıp sadece insanın bulunduğu ya da konu edildiği yerde. )
( Soyut, kümeleme ve kümenin "adı/etiketi/rengi". İLE/DEĞİL/< Kümenin öğeleri. )
( "İnsanlar" ve "kişiler" sözcükleri, birbirine benzer anlamları taşısa da önemli bir farkı gösterir. Genel olarak, "insan" ya da "insanlar" sözcüğü daha geniş bir kapsama sahiptir ve tüm insan kümesini, insan olmayanları yani tüm hayvan, bitki ve nesneleri dışarıda bırakacak biçimde tanımlar. "kişiler" sözcüğü daha özel bir anlam taşır ve "insan" kümesinin içinde bulunan bireyleri ya da çoğul olması durumunda belirli bir ya da birkaç topluluğu karşılar.
"İnsanlar doğayı kirletiyor." tümcesi, 8 milyarın tamamının doğayı kirlettiğini yansıtır ya da varsayarken,
"Kişiler, doğayı kirletiyor." tümcesi, belirli bireylerin ya da topluluğun doğayı kirlettiğini tam olarak ya da daha yetkin ve doygun tanımlar.
Bu nedenle, anlamın doğru biçimde aktarılabilmesi için nasıl kullanıldığına olabildiğince özen göstermek gerekir. )
( [not] HUMAN vs./but/< PERSON/PEOPLE )
( REN ile/değil/< MIN )
- İNSANLIĞIN:
KARDEŞLİĞİ ve/||/<> BİRLİĞİ ve/||/<> ÖZGÜRLÜĞÜ
- İNSANLIK DURUMU(") ile/değil/ne yazık ki/>< ÖNYARGI
- İNSANLIK İÇİN ile İNSANLIK ADINA
- İNSANLIK:
"SAHİP OLDUKLARIMIZ" değil PAYLAŞTIKLARIMIZ
- İNSAN/LIK ve/<>/= GÜZEL AHLÂK
( İNSAN: Doya doya, insanlığını yaşayan. )
- İNSAN/LIK ve/<>/= GÜZEL AHLÂK
- İNSANLIKTA, GELİŞİMİNDE VE (NESNEYİ/DÜŞÜNCEYİ) KAVRAMADA ...:
BAŞ PARMAĞIN GELİŞİMİ/KULLANIMI ve/||/<> ÇENENİN ÜÇÜNCÜ(İLERİ-GERİ) HAREKETİ (VE GÜCÜ/YETİSİ)
- İNSİCÂM ile MERBÛTİYET
( Yağmurun sürekli yağması. | Gitme, gidiş. | Düzgün söz. İLE Bağlılık, eklilik, ilinti. )
- İNŞİKÂK[< ŞAKK] değil/yerine/= YARILMA, ÇATLAMA | İKİYE AYRILMA
- İNSİYÂK[Ar.] değil/yerine/= İÇGÜDÜ | ARDI SIRA GİTME | BİR GÜCÜN ETKİSİYLE ÇEKİLİP GİTME
- İNTAÇ ile İNTİHA
( Bir işi sonuçlandırma, sona erdirme, bitirme. İLE Son, sona erme, sonu gelme. )
- İNTIBÂ[Ar.] değil/yerine/= İZLENİM
- İNTİHÂL ile/ve/||/<>/> İNTİHÂR
( Alıntı. İLE/VE/||/<>/> Kendini öldürmek. )
- İPE-SAPA (GELMEZ İŞ/SÖZ/HAREKET/DAVRANIŞ)
( BÎ-SER Ü BÛN )
- İPİN UCUNU KAÇIRMAK ile CILKINI ÇIKARMAK ile EŞEĞİN KULAĞINA(/..INA) SU KAÇIRMAK
- İPUCU ile/ve/değil/||/<>/< ÇAĞRIŞIM
- IQ ile/ve/||/<> CQ ile/ve/||/<> EQ ile/ve/||/<> SQ ile/ve/||/<> KQ
( Zihinsel Bölüm[Zekâ/Gelişim][IQ: Intelligence Quotient]
İLE/VE/||/<>
İletişimsel Bölüm[Zekâ/Gelişim][CQ: Communication Quotient]
İLE/VE/||/<>
Duygusal Bölüm[Zekâ/Gelişim][EQ: Emotional Quotient]
İLE/VE/||/<>
Tinsel Bölüm[Zekâ/Gelişim][SQ: Spiritual Quotient]
İLE/VE/||/<>
Gövdesel Bölüm[Zekâ/Gelişim][KQ: Kinesthetic Quotient] )
( )
- İRÂDE ile/ve/||/<> İSTİDÂD
- IRAKSAMA ile IRAKSAK
( Bir şeyin gerçekleşmesini uzak görmek, olacağına pek inanmamak. İLE Birbirinden gittikçe uzaklaşan ışınlar, çizgiler. )
( İSTİBAT ile ... )
- İRCÂ ve/||/<>/>/< İCRÂ
( Dönmek. VE/||/<>/>/< Uygulamak/eylemek/işlemek/yürütmek. )
- İRDELEME ile/ve/<> ÇÖZÜMLEME
- İRDELEMEK ile/ve/> İŞLEMEK
- İRTİBÂ[Ar.] ile İRTİBÂT[Ar. < RABT]
( Baharda, güzel bir yerde oturma. İLE Bağlanış, rabtedilme. | İlgi, ilgili olma. | Bağlantı, belirtilerin birbirini tutması. )
- İRTİCALEN[Ar.] değil/yerine/= DOĞAÇLAMA
- İRTİZÂK[RIZK] ile/ve/<> İRTİBAT[Ar. < RABT]
( Rızıklanma, rızk alma. İLE/VE/<> Bağlanış, bağlanma. | İlgi, ilgili olma. | Bağlantı. )
- İŞ ile/ve/||/<>/> BEN YAPMAZSAM HİÇKİMSENİN YAP(A)MAYACAĞI İŞ
- İŞ ve/<> (B)İLİM ve/<> İSTEK
( DAVRANIŞ/TUTUM ve/<> DÜŞÜNCE ve/<> DUYGU )
( Çalışarak, iş yaparak, kazanarak ve kazandırarak sağlanır ve dengelenir. VE/<> Akıl[doğru bağ/lar] ve ilim ile yapılandırılır. VE/<> Çeşitli fizyolojik ve psikolojik isteklerle ve eğlencelerle karşılanır. )
( Yarar/lılık ilkesiyle işler. VE/<> Doğru/luk ilkesiyle işler. VE/<> İyi ve güzel ilkeleriyle işler. )
( İlişkilerin yapılandığı üç alan. )
- İŞ" ile/ve/||/<> HAREKET
- İŞ ile/ve/||/<> ZAMAN
( Çok. İLE/VE/||/<> Az.["Yok" değil!] )
- İŞÂRÂT ile/ve/<> İBÂRÂT
- İŞARET ETMEK ile DİKKATLERİ ÇEKMEK/ÇEKMEYE ÇALIŞMAK
- İŞARET PARMAĞIYLA GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine/|| AYAK İZİ
- İŞARET değil/yerine/= İM/BELİRTİ/İZ, SİM
- İŞARET ile ÎMÂ
- İŞARET = SIGN[İng.] = MARQUE[Fr.] = ZEICHEN[Alm.] = SEGNO[İt.] = SIGNO[İsp.]
- İSBA[Ar.] ile İSBÂH[Ar. < SEBH] ile İŞBÂ'[Ar. < ŞİB]
( Arapların uzunluk ölçüsü.[kadem'in 1/12'si] İLE Suda yüzdürme/yüzdürülme. İLE Karnını doyurma, doyrulma. | Doyma. | Çoğalma, çoğaltılma. | Arap nazımında, vezin ve kâfiye zorunluluğundan dolayı sözcüğe bir harf katma. )
- İŞÇİ ile/ve/||/<>/> USTA ile/ve/||/<>/> SANATKÂR
( Elleriyle çalışan. İLE/VE/||/<>/> Elleri ve aklıyla çalışan. İLE/VE/||/<>/> Elleri, aklı ve gönlüyle çalışan. )
- İŞE YARAYAN ile/ve/değil/||/<>/< İŞ GÖREN
- İŞİ:
BİLMEYEN ile/değil/yerine/>< BİLEN
( "Hocası". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yapıcısı. )
- ISI ve IŞIK...:
OLSUN ile/ve/||/<>/> DOLSUN
- IŞIĞI GÖRMEK ile/ve/değil/||/<>/< IŞIKLA GÖRMEK
( )
- IŞIK ile/değil/yerine/||/<>/< GELECEK (VAR/VAAD EDİYOR)
- IŞIK ile/ve/değil/yerine/||/>< KARANLIK
( Görmek isteyenler için. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Görmek istemeyenler için. )
- AD/İSİM ile/ve/||/<> ÖNAD/SIFAT ile/ve/||/<> EDİM/FİİL
( İşaret. İLE/VE/||/<> Nitelik. İLE/VE/||/<> Gerçekleşme. )
- ISIRMAK ile/değil/yerine "DİŞLERİNİ GÖSTERMEK"
- İŞİTMEK ile/ve DUYMAK/DİNLEMEK
( İşlevsel. İLE/VE Katılımcı. )
( TO HEAR vs./and TO LISTEN )
- ISLAH/ISLAHATÇ[Ar.] / REFORM/İST[İng.] değil/yerine/= İYİLTİM/Cİ, İYİLEŞTİRME/İYİLEŞTİRİCİ / DEĞİŞİKLİK/DEĞİŞTİRİCİ
- İŞLEMEK ile/ve/||/<>/> GELİŞTİRMEK
- İŞLEMEK ile/ve/<> İZLEMEK
- İŞLEMEK ile/ve/<> YOĞURMAK
- İŞLEME/NAKIŞ ile/ve/||/<> BRODE
( ... İLE/VE/||/<> Kâğıt ve kumaş gibi nesneler üzerine, makine ya da el ile yapılan kabartma biçimindeki işleme. )
- İŞLERİ(MİZİ)/GEREKSİNİMLERİ(MİZİ)(EŞİMİZE/YAKINLARIMIZA/ÇALIŞANLARA/BİRİLERİNE/TOPLUMA/ÖTEKİNE):
"YIKMAK(/YIKILMAK)" ile/değil/yerine/>< (HER KOŞULDA) KONUŞMAK/KONUŞABİLMEK
- İŞLET FİİLİN, DUYSUN KULAĞIN ve/||/<> NE VERİRSEN ELİNLE, O DA GELİR SENİNLE ve/||/<> SADECE İŞİNİ YAP, BIRAK ULUSUNLAR
- İŞLEV ile/ve TERETTÜB-ÜL ÂSÂR[Ar.]
( ... İLE/VE Varolanın içeriğine(mahiyetine) ilişkin niteliklerinin ortaya çıkması. )
- İŞLEVSELLİK ve/||/<> İŞE YARARLIK
- İSRAF ile/ve/||/<> ABARTI
- ISRAR ETME! ile/ve/||/<>/> (FAZLA) DİRENÇ GÖSTERME!
- ISRAR ETMEK değil/yerine/>< AŞMAK
- ISRAR ETMEK ile/değil/yerine/||/>< SADECE İSTEMEK/SORMAK
- ISRAR/CI/LIK ile/değil/yerine KARARLI/LIK
- İSRAR/LA değil ISRAR/LA
- ISTA
( Uluslararası tiyatro antropolojisi. )
- İSTANBUL ile/ve/||/<> (ÜSKÜDAR/LI) HOCA ALİ RIZA EFENDİ
( )
- GÖRMEK/BAKMAK:
"İSTEDİĞİNİ" ile/ve/değil/yerine/||/<> İSTEDİĞİN ŞEY İÇİN GEREKEN(LER)İ
- İSTEDİĞİNİ/AĞZINA GELENİ" "SÖYLEMEK" ile/değil/yerine/>/>< İSTEMEDİĞİN SÖZLERİ DUYMAK (ZORUNDA KALMAK/KALIR)
- İSTEK/TAMAH ile/ve/değil/yerine/>< KANAAT
( Zahmet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Rahatlık. )
- İSTEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AMAÇ
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> (Daha) İleri düşünenlerin sahip olduğu, peşinde gittiği. )
- İSTEK ile/ve/<> GAYRET
( YISA[İt.]: Gayret vermek için söylenilen söz. )
( REQUEST vs./and/<> EXERTION )
- İSTEMEDEN VERMEK ile/değil İSTENİLMEDEN VERMEK
- İSTEMEK ile/ve/<> İNANMAK
( İnan ya da terk et! )
( Believe it or leave! )
( TO ASK/REQUIRE vs./and/<> TO BELIEVE )
- İSTEMEK ile/ve/||/<>/> KARAR VERMEK
- İSTENÇ/İRÂDE:
UZAK ile/ve/||/<>/> ORTA ile/ve/||/<>/> YAKIN
( El. İLE/VE/||/<>/> Dil. İLE/VE/||/<>/> Bakış. )
- İSTENÇ/DİRETME/İRÂDE[EVET]
ile/ve/değil/yerine/önce/||/+/<>/>>/<
DİRENÇ/DİRENME/İHTİYÂR[< HAYIR]
( ile/ve/değil/yerine/önce/||/+/<>/>>/<
REVİYE[Ar.][>< BEDİHE])
( Yapma/yapabilme becerisi/isteği/coşkusu/olanağı/gücü. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Yapmama/yapmayabilme becerisi/isteği/coşkusu/olanağı/gücü. )
( "Zekâda", nefiste. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Akılda. )
( Seçim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Yeğleme/tercih. )
( Cins. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Fasl. )
( Varoluş/sal. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Varoluşunun sürekliliği için/yönünde. )
( Bir şeyi yapmanın, tek bir yolu yoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Yolu, tektir! [Yapmamaktır!] )
( Başı, ortası/süreci ve sonucu, akıl iledir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Özgüven iledir ve öz/güven sağlatır. )
( Parça. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Bütün. )
( Özgürlüğümüzü yitirdiğimizde, değerini bilmeye başladığımız, anladığımız ve anımsadığımız. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Özgürlüğümüzde, sürekli bilmemiz ve anımsamamız gereken. )
( Doğadaki tüm varolanlar gibi insanın gövdesi de gelişerek ve değişerek sürecini tamamlar. Gövdemiz itibariyle bitki ve hayvanların koşullarıyla birlikte bülûğa ermesiyle tanımlanan belirli yaş, dönem ve zihinsel seviyelerden geçerek herkesle eşit olanaklara, haklara ve kararlara sahip olmak üzere birey olmaya, reşit olmaya hak kazanırız.
Olanaklarımız, 18 yılımızı tamamlayana kadar, ağırlıklı olarak bitki ve hayvanlarla ortak olduğumuz gövdemizde, varoluşsal ve canlılık gereksinimlerimize, istediklerimize gözümüzü, ağzımızı, elimizi ve dilimizi, "Evet"lerimizi yöneltmeyle yani "yapma isteği/bilgisi" anlamına gelen irâdemiz aracılığıyla sağlanır.
Bu süreç, özellikle 1 yaşında, bazı sözcükleri söylemeye başlayarak; 2 yaşında, benlik algımızın kısmen gelişmişliğiyle erk karşısında, varolduğunu gösterebilmek üzere dışkı tutarak; 4 yaşında, kısmen başlayan öğrenim/eğitim becerisiyle; 7 yaşından itibaren bilinçlenerek; 18'den önce dereceli olarak, 12 - 15 yaş arasında ve 15 - 18 yaş arasında, ayırd etme[temyîz] ve hukuksal cezâ görme eşiğiyle; 16 yaşında, ebeveynin resmî izniyle dünyanın her yerine gidebilme; yine ebeveyn izniyle 17 yaşında evlenebilme eşiklerindeki kısmî hakları ile 18'den sonra da gözümüzü, ağzımızı, elimizi, belimizi ve dilimizi uzatmayabileceklerimiz için "Hayır!" diyerek, "yapmama bilgisi/isteği" olarak tanımlanan ihtiyârımız ve muhtariyetimizle yani kendimize ve çevremizdekilere zarar vermemek üzere, ancak bu koşullarla özgürlük hakkımızı elde ederiz ve yaşamımızı, yapmayabileceklerimiz üzerinden sürdürürüz.
Atacağımız her adımda, yapacağımız ve söyleyeceğimiz herşeyde, önce "Evet"imiz(irâdemiz) değil "Hayır!"ımız(ihtiyârımız) devrede olmak zorundadır. Birilerini yaralamak, öldürmek ya da insanlık suçlarına giren uyuşturucu("sigara vb". da) satmak gibi çevremize çeşitli zarar verebilecek eylemler ise en önemli ve olmazsa olmazımız, Sağlık ve Özgürlük'ün yitirilmesi, hastahane ya da hapishaneyle sınırlandırılmasıyla son bulmasıdır.
İlim ve irfanın öncelikleri, ilkeleri olan eline, diline ve beline hâkim olmak, tüm kadîm geleneklerin ortak uyarısıdır. Şiddet kontrolü, şiddetsizlik, zararsızlık; başkalarını, düşünce, söz ve hareketle incitmemek; yalan kontrolü ve dürüstlük; benimseme kontrolü ya da çalmama; eşeysel(cinsel) enerji kontrolü; mal/eşya biriktirme kontrolü, biriktirmemek; nefret kontrolü ve merhamet; kızgınlık kontrolü ve affetme; güçsüzlük kontrolü ve dayanıklılık; aşırılık kontrolü ve ılımlılık; yanlışlık kontrolü ve doğruluk da insan haklarının dışına çıkmamayı sağlayacak olan uyarılardır.
[ www.FaRkLaR.net/kisiselgelisim ve www.FaRkLaR.net/ilim-irfan sayfalarından da yararlanılabilir.]
Kendi haklarımızı ve başkalarının haklarını tanımamıza yardımcı olabilecek çok önemli iki çalışma ise bir kâğıda ya da bilgisayarda/cep telefonunda, iki ayrı sayfa oluşturup öncelikle "Ne yapmayabileceklerim"i/zi, ötekine ise tam ve kesin olarak "Hayır!" dediklerimizi, diyebileceklerimizi yazmamızdır.
Giyinmek, öncelikle toplum (ve düzeni/sağlığı) için
ancak daha sonra kişinin kendi içindir. )
( Gereksinimimize yönelterek, önceleyerek.[Kısa ve uzun süreli olarak tehlikeli/riskli/zararlı olup olmadığına fazla bakmaksızın.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Var oluşumuzu ve var oluşumuzun sürekliliğini önemseten, önceleyen.[Hem şu anda, hem de uzun süreli olarak.] )
( Bir şey ki, yapmasan da olur... YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur... SÖYLEME!
Yaptığımız, "kâr"; yapmadığımız, yarar!
Aldığımız, "kâr"; verdiğimiz, yarar!
Yediğimiz/içtiğimiz, "kâr"; yemediğimiz/içmediğimiz, yarar!
Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir/geliştir... Dünya/n değişsin//gelişsin! )
( Belediye. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Muhtarlık. )
( Görülen, gösterilen/gösterilebilen. | Görülebilir/lik, gösterilebilir/lik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Görülmeyen, gösterilmeyen ve gösterilemeyen. | Görülemez/lik, gösterilemez/lik. )
( "Evet!" diyebilme (olanağı/gücü). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< "Hayır!" diyebilme (olanağı/gücü). )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>>/< Nefsine muhâlefet etmek/edebilmek.[MUHALEFET-ÜN-NEFS] )
(
İhtiyâr ve İrâde | "Kader" - "İrâdenin Özgürce Kullanımı" Tartışması | Huyların Değişmesinin Olanağı | Mantıksal Belirlenimcilik | |
---|---|---|---|---|
Kindî | Bağdaşırcı | Belirlenimci/Bağdaşırcı | - | - |
Fârâbî | Bağdaşırcı | Bağdaşırcı | Bağdaşırcı | Bağdaşırcı |
Yahyâ İbn Adî | - | Bağdaşırcı | Belirlenimci | İrâdenin Özgürce Kullanımı |
Âmirî | Bağdaşırcı | Bağdaşırcı | - | - |
İbn Sînâ | Belirlenimci | Belirlenimci | Bağdaşırcı | Belirlenimci |
İbn Bâcce | Bağdaşırcı/İrâdeci | - | - | - |
İbn Rüşd | Belirlenimci/Bağdaşırcı | Belirlenimci/Bağdaşırcı | - | Bağdaşırcı |
"Meşşâî Felsefede Ahlâkî Determinizm ve Özgürlük" - Emre Çeliker

( WILL/WILLPOWER vs. RESISTANCE )
- ... İSTENCİ/İRÂDESİ ile/değil ... İSTEĞİ
( ... irâdesi[yapma/yapabilme gücü]. İLE/DEĞİL ... yönelimi. )
- İSTER İSTEMEZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİLİĞİNDEN
- İSTİARE değil/yerine EĞRETİLEME
- İSTİÂRE ile/ve/değil MECÂZ[< CEVAZ | çoğ. MECÂZÂT]
( Bir sözcüğü kendi anlamı dışında kullanarak, bir şeyi benzediği başka şeylerin adıyla anma sanatı. İLE/VE Sözcükleri gerçek anlamları dışında kullanma sanatı. )
- İSTİFÂDE ile/ve/<>/< İSTİFÂ
( İstifâ etmediğimizden, istifâde edemeyiz. )
- İSTİĞASE[Ar.] değil/yerine/= YARDIM İSTEMEK
- İSTİHKAK[Ar. < HAKK]["ka" uzun okunur] ile İSTİKÂK[Ar.] ile İŞTİKAK[Ar. < ŞAKK]
( Hakkı olma, hak kazanma. | Hak kazanılan şey. İLE Bitkilerin çokluktan dolayı birbirine dolaşık/sarmaşık olması. İLE Yarılmış bir şeyin bir bölümünü alma. | Aynı kökten çıkma, türeme. | Aynı kökten türemiş sözcükleri aynı mısra ya da beyitin içinde kullanma sanatı. [teslîm, selâmet, selâm] )
- İSTİHRAÇ[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= ÇIKARSAMA YAPMAK/SONUÇ ÇIKARMAK
- İŞTİKAK[Ar.]/ETİMOLOJİ[Fr./İng.] ile İHTİRÂ[Ar.]
( Ad ve fiillerin kök ya da gövdelerine yapım eki getirilerek sözcük kurma. | Aynı kökten gelen fakat ayrı anlamları olan sözcüklerle yapılan benzetme/cinas. İLE Bilinen bazı şeylerden yararlanarak düşünce gücüyle yeni bir şey bulma. | Benzeri görülmemiş bir şey oluşturma. )
- İSTİKÂMET ve/<> HÜRMET ve/<> KIRAAT
- İSTİKLÂL MARŞI ve/||/<>/< MEHMET ÂKİF ERSOY
( Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim, milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl...
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
"Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı;
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüdâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.
Ruhumun senden, İlâhi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar -ki şahadetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, İlahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!
Mehmet Âkif ERSOY )
- İSTİMAL[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİFÂDE[Ar.]
( Kullanım. İLE/VE/||/<> Yararlanma. )
- ISTIRAP ve HAREKET
- İSTİŞHÂD[Ar.] ile İSTİŞHÂD[Ar.]
( Tanık getirme, tanık gösterme. | Şehit olma. İLE Edebî bir düşüncenin sağlamlığını kanıtlamak için, değerli yapıtlardan örnek gösterme. )
- İSTİSNA ile KAİDE
( İstisnalar kaideyi bozmaz, kuvvetlendirir! )
( İstisnalar bilinmedikçe, kaide bilinmiyor demektir. )
- İŞTİYÂK[< ŞEVK] değil/yerine/= ÖZLEM, HASRET | YOĞUN İSTEK/ARZU
- İSYAN ile İTİRAZ
- İSYAN ile/ve/||/<> ŞİKÂYET
- İTAAT ile/değil/yerine/>< İTTİHAT
- İTAAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KABUL
- İTHAF ile/değil ATIF
- İTİBAR ETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAYGI GÖSTERMEK
- İTİBAR/HAYSİYET[Ar.] değil/yerine/= SAYGINLIK/ÖZSAYGI
- İTİBAR ile/ve/||/<> TAHAMMÜL
- İTİBARÎ[Ar.] değil/yerine/= SAYMACA
- İTİBÂRÎ ile/ve/değil/yerine UZLAŞIMSAL
- İTİBARIYLA değil/yerine/= İLE BİRLİKTE
- İTİBÂR/LI değil/yerine/= SAYGIN/LIK
- İTİMAT[Ar.] değil/yerine/= GÜVEN/GÜVENÇ
- İTİMATSIZ/EMNİYETSİZLİK değil/yerine/= GÜVENSİZLİK / GÜVENMEZ/LİK
- İTİNÂ ile/ve/||/<>/> İMTİNÂ
- İTİNÂ ve/||/<>/> İTİBAR
- İTİNÂ[Ar.] değil/yerine/= ÖZEN
- İTİP ile/ve/||/<> KAKMAK
( Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek. | Kapı, pencere vb.ni güç uygulayarak açmak ya da kapamak. | Bulunduğu yerden aşağı düşürmek. | Sürüklemek, sevk etmek. | Bir nesne ile belirli bir yakınlıktaki başka bir nesneyi kendinden uzaklaşmaya zorlamak, "çekme"nin karşıtı. İLE/VE/||/<> İtmek, vurmak. | Kakma yapmak. | Vurarak dar bir yere sokmak. )
- İTİRAF ile/ve/değil/||/<> AÇIĞA ÇIKARMAK
- İTMİNAN değil/yerine/= İNANMA, GÜVENME
- IYDİYE ile/ve KASÎDE
- İYİ AHLÂK ve DOĞRU DÜŞÜNME
- İYİ ANLAMAK ile/ve/||/<>/< YALIN ANLATABİLMEK
( Yalın anlatamıyorsak, yeterince / iyi anlamamışız demektir. )
( If we cannot explain simply, we don't understand it enough well. )
- İYİ EĞİTİM ile/ve/||/<>/< İYİ ÖĞRETMEN/EĞİTİMCİ
( Bazı şeyleri (yüksek oranda) değiştirebilir. İLE/VE/||/<>/< Herşeyi (tamamen) değiştirebilir. )
- İYİ "ETMEK" ile/değil İYİLEŞTİRMEK
- İYİ İŞ ve/||/<>/>/< USTA
- İYİ KULLANMAK ile/ve/||/<> YARARLANMAK
- İYİ OYNAYAN/LAR ile/değil/yerine/>< İYİ OLAN/LAR
- İYİ YAŞAMAK değil/yerine UYGUN OLMAK
- İYİ ile/ve/<>/> DAHA İYİ ile/ve/<>/> EN İYİ
( İnanırsak. İLE/VE/<>/> Sabredersek. İLE/VE/<>/> Vazgeçmezsek. )
- İYİ ile/ve DOĞRU ile/ve GÜZEL
( Duyu ve duygu. İLE/VE Düşünce. İLE/VE Duyu ve duygu ve düşünce. )
( Davranış. İLE/VE Düşünce. İLE/VE Bütünlük. )
- İYİ ile/ve/<> GÜZEL
( Ayrıntıdır/ayrıntılardadır. İLE/VE/<> Bütündür/bütünlüktedir. | İyilerin biraradalığı/toplamıdır. )
- İYİCENE, GÜZELCENE değil İYİCE, GÜZELCE
- İYİ/GÜZEL DİLEKLER [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- İYİ HİSSETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İYİCE HİSSETMEK
- İYİ-KÖTÜ AYRIMI YAPMAK/TELKİN ETMEK değil/yerine (SADECE) NE OLMADIĞINI BELİRTME (ÇABASI)
- İYİLEŞME ile/ve/değil/||/<>/< İLERLEME
- İYİLEŞMEK ile/ve/değil/||/<>/< (DAHA) İYİ HİSSETMEK
( Kişiler, çoğunlukla, psikoloğa/psikiyatriste, iyileşmeye değil "(daha) iyi hissetmek" üzere giderler. )
- İYİLEŞTİRİCİLER/DENGELEYİCİLER:
GÜNEŞ ile/ve/||/<> DİNLENME ile/ve/||/<> HAREKET/SPOR ile/ve/||/<> BESLENME ile/ve/||/<> ÖZGÜVEN ile/ve/||/<> ARKADAŞLAR
- İYİLEŞTİRMEK ile/ve/||/<>/> GELİŞTİRMEK
- İYİLİK EDENİN GÖREVİ ve/||/<> İYİLİK GÖRENİN GÖREVİ
( İyiliğini unutmak. VE/||/<> İyilik edeni unutmamak. )
- İYİLİK (YAPMAK):
"HERKESE ANLATILAN/ANLATIRSAK" ile/değil/yerine/||/<>/< HİÇKİMSEYE SÖYLEMESEK DE KENDİMİZ ANIMSIYORSAK ile/değil/yerine/||/<>/< KENDİMİZ BİLE UNUTMUŞSAK
( Ne vazgeçmek, ne de vazgeçmekten vazgeçmek. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Vazgeçmek. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Vazgeçmekten, vazgeçmek. )
( Kibir, kabalık. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Alçakgönüllülük, tevâzu. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yokluk bilinci, mahviyet. )
- İYİLİK YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> İYİ OLMAK
- İYİ/LİK ve/||/<>/< AŞKIN/LIK
- İYİLİK ve/||/<>/> SONSUZLUK ve/||/<>/> ÖZGÜRLÜK
- İYİLİKTE:
[ne yazık ki]
!"NEDEN ARAYIŞI" ve/<> !"ÖDÜL BEKLENTİSİ"
( Herhangi bir nedeni de olmaz/olmamalıdır ve hiçbir ödül beklentisi de oluşmamalıdır. İyilik, neden-sonuç ilişkisinin tamamen dışındadır ve ancak dışındaysa iyiliktir. )
- İYİLİKTE:
SAYMAK ile/değil/yerine SAÇMAK
- İYİ/YETERİNCE DÜŞÜNMEK ile/ve/||/<>/>/< İSABETLİ KARAR VERMEK
- İZ ile/ve/||/<>/> İZLENİM
- IZA[Ar.] ile IZÂA[Ar.]
( Öğüt, vaız, nasîhat. İLE Kaybetme, mahvetme, edilme. )
- İZÂFETEN[Ar.] ile İZÂFÎ[Ar.]
( Bir şeye ilişik/ait olarak. İLE Görelilikle/izâfetle ilgili. | Bağlı bulunduğu şey ile değişen. )
- İZAHAT ile/ve NASİHAT
- İZAHI OLMAYAN > MİZAH
( Açıklaması[izâhı] olmayan durumların, mizahı olur. )
- İZAHI yoksa/> MİZAHI
( Açıklması/izahı olmayanın, mizahı/gülmecesi olur. )
- İZAM ile İZAM
( Birini, gönderme, yollama. İLE Olduğundan büyük gösterme, büyütme, abartma. )
- İZÂN ve/<> FERÂSET
- İZDÜŞÜM ile/ve/<> UZANTI
- İZLEK ile/ve/||/<> SÜREK
- İZLEMEK ile/ve/||/<> TARAMAK
- İZLENİLESİ:
GÜLDÜRÜ ve/||/<> EĞLENCE
( TÜM ŞENER ŞEN, KEMAL SUNAL, CHARLIE CHAPLIN, JIM CARREY, EDDIE MURPHY FİLMLERİ
BAY EVET (YES MAN) (2008)
TERMINAL (2004)
BENDEN BU KADAR (AS GOOD AS IT GETS) (1997)
OYUN (THE GAME) (1997)
JUMANJİ (1995)
FORREST GUMP (1994)
BUGÜN, DÜNDÜ (GROUNDHOG DAY) (1993)
SALAK İLE AVANAK (DUMB AND DUMBER) (1994)
EVDE TEK BAŞINA (HOME ALONE) I, II (1990)
MR. BEAN (1990)
DİKKAT KÖPEK VAR (TURNER&HOOCH) (1989)
ÇIPLAK SİLAH (THE NAKED GUN) | 2.5 | 3.3 (1988, 1991, 1994)
BANA GÖZ KULAK OL (SEE NO EVIL, HEAR NO EVIL) (1989)
SOSYETE POLİSİ (BEVERLY HILLS COP) I, II, III, IV (1984, 1987, 1994, 2016)
POLİS AKADEMİSİ I, II, III (1984, 1985, 1986, 1987, 1988)
ÇOK GİZLİ (TOP SECRET) (1984) )
- İZLENİLESİ:
ÖNCELİKLİLER ve/ya da/||/<> AYRICALIKLILAR
( ESARETİN BEDELİ (SHAWSHANK REDEMPTION) (1994)
CESUR YÜREK (BRAVEHEART) (1995)
YEŞİL YOL (GREEN MILE) (1999)
(İzlemeden önce betiğini okumanızı salık veririz.)
FARELER VE İNSANLAR (OF MICE AND MEN) (1992)
(İzlemeden önce betiğini okumanızı salık veririz.)
İYİLİK BUL, İYİLİK YAP (PAY IT FORWARD) (2000)
ÖLÜ OZANLAR DERNEĞİ (DEAD POETS SOCIETY) (1989)
(İzlemeden önce betiğini okumanızı salık veririz.)
YEDİ (SEVEN) (1995)
TİBET'TE YEDİ YIL (SEVEN YEARS IN TIBET) (1997)
YENİ YAŞAM (CAST AWAY) (2000)
TRUMAN SHOW (1998)
YÜKSELİŞ (ASCENSION) (dizi)(3 bölüm) (2014)
ŞEYTANIN AVUKATI (DEVIL'S ADVOCATE) (1997)
MALICE (1993)
İHANET (THE EDGE) (1996)
İÇİMDEKİ DENİZ (2004)
PLATFORM (2019)
KÖRLÜK (BLINDNESS) (2008)
(İzlemeden önce betiğini okumanızı salık veririz.)
JOKER (2019)
LORENZO'NUN YAĞI (LORENZO'S OIL) (1992)
CAN DOSTUM (THE INTOUCHABLES) (2011)
İÇGÜDÜ (INSTINCT) (1999)
FİL ADAM (THE ELEPHANT MAN) (1980)
NELL (1994)
BABAM VE OĞLUM (2005)
GÖNÜL YARASI (2005)
ABİM (2009)
BENİM DÜNYAM (2013) / < (BLACK) (2005)
RASHOMON (1950)
LEON (1994)
YİĞİT (HERO) (2002)
İLKBAHAR, YAZ, SONBAHAR, KIŞ VE İLKBAHAR (SPRING, SUMMER, FALL, WINTER AND SPRING) (2003)
DELİ VE DAHİ (THE PROFESSOR AND THE MAD MAN) (2019)
RÜZGÂRI Dİ(ZGİ)NLEYEN ÇOCUK (THE BOY WHO HARNESSED THE WIND) (2019)
BALİNANIN SIRTINDA (WHALE RIDER) (2002)
HÜCRE NO:7 MUCİZESİ (MIRACLE IN CELL NO:7) (2013)
KIYIM GECESİ (FRACTURE) (2007)
MAÇ SAYISI (MATCH POINT) (2005)
BİR DÜŞÜŞÜN ANATOMİSİ (ANATOMY OF A FALL) (2023)
BÜYÜK HESAPLAŞMA (HEAT) (1995)
KARDEŞ GİBİLERDİ (SLEEPERS) (1996)
GÜLÜN ADI (THE NAME OF THE ROSE) (1986)
(İzlemeden önce betiğini okumanızı salık veririz.)
YATAĞIMDAKİ DÜŞMAN (SLEEPING WITH THE ENEMY) (1991)
YETER (ENOUGH) (2002)
KÜP (CUBE) I, II, III (1997, 2002, 2004)
OYUN (THE GAME) (1997)
BUGÜN, DÜNDÜ (GROUNDHOG DAY) (1993) :)
BENDEN BU KADAR (AS GOOD AS IT GETS) (1997)
YEŞİL KILAVUZ (GREEN BOOK) (2018)
12 YILLIK TUTSAKLIK (12 YEARS A SLAVE) (2013)
ŞİMDİ YA DA ASLA (THE BUCKET LIST) (2007)
SOFİ'NİN SEÇİMİ (SOPHIE'S CHOICE) (1982)
ÇİZGİLİ PİJAMALI ÇOCUK (THE BOY IN THE STRIPED PAJAMAS) (2008)
(İzlemeden önce betiğini okumanızı salık veririz.)
SCHINDLER'İN DİZİNİ (SCHINDLER'S LIST) (1993)
PİYANİST (2002)
SALAK İLE AVANAK (DUMB AND DUMBER) (1994) :)
BAY EVET (YES MAN) (2008) :)
FORREST GUMP (1994) :)
(İzlemeden önce betiğini okumanızı salık veririz.)
TEHLİKELİ YÜRÜYÜŞ (THE WALK) (2015)
(İzlemeden önce "TO REACH THE CLOUDS" betiğini okumanızı salık veririz.)
LA CASA DE PAPALLE (dizi) (2017 - 2020)
THELMA VE LOUISE (1991)
MİLYONLUK BEBEK (MILLION DOLLAR BABY) (2004)
BÖKE(ŞAMPİYON) (THE CHAMP) (1979)
HERŞEYİN KURAMI (THE THEORY OF EVERYTHING) (2014)
YAĞMUR ADAM (RAIN MAN) (1988)
LION (2016)
TEMPLE GRANDIN (2010)
GİZLİ SAYILAR (HIDDEN FIGURES) (2016)
EŞKIYA (1996)
KABADAYI (2007)
AŞK, TESADÜFLERİ SEVER (2011)
TESADÜF (SERENDIPITY) (2001)
MELEKLER ŞEHRİ(CITY OF ANGELS) (1998)
AŞK MASALI (MAID IN MANHATTAN) (2002)
İKNA (PERSUASION) (2022)
(İzlemeden önce betiğini okumanızı salık veririz.)
AŞK VE YAŞAM (SENSE & SENSIBILITY) (1995)
(İzlemeden önce betiğini okumanızı salık veririz.)
GÜN DOĞMADAN > GÜN BATMADAN > GECE OLMADAN
(BEFORE SUNRISE > BEFORE SUNSET > BEFORE MIDNIGHT)
(1995, 2004, 2013)
BARFİ (2012)
CESARETİN VAR MI AŞKA? (JEUX D'ENFANTS) (2003)
ÖZEL BİR KADIN (PRETTY WOMAN) (1990)
KORUMA (THE BODYGUARD) (1992)
HAYALET (GHOST) (1990)
TITANIC (1997)
KESİŞME (INTERSECTION) (1994)
AHLÂKSIZ TEKLİF (INDECENT PROPOSAL) (1993)
BİRKAÇ İYİ ADAM (A FEW GOOD MEN) (1992)
TERMINAL (2004)
BİZ MELEK DEĞİLİZ (WE ARE NOT ANGELS) (1989)
BENİM 533 ÇOCUĞUM VAR (STARBUCK) (2011)
ÇAŞIT OYUNU (SPY GAME) (2001)
SON KALE (THE LAST CASTLE) (2001)
SON SAMURAY (THE LAST SAMURAI) (2003)
SÜREKLİ GENÇ (FOREVER YOUNG) (1992)
VATANSEVER (THE PATRIOT) (2000)
KURTLARLA DANS (DANCES WITH WOLVES) (1990)
DOKUNULMAZLAR (UNTOUCHABLES) (1987)
ZAFER VE GURUR (PRIDE AND GLORY) (2008)
ÖZGÜN KIYIMLAR (RIGHTEOUS KILL) (2008)
SÖZLEŞME (THE CONTRACT) (2006)
ŞANTAJ (STONE) (2010)
KÖPEKLERİN GÜNÜ (DOG DAY AFTERNOON) (1975)
CASINO (1995)
İÇERİDEKİ ADAM (INSIDE MAN) (2006)
RONIN (1998)
KIRILMA NOKTASI (POINT BREAK) (1991)
KURDA TUZAK (ENTRAPMENT) (1999)
GERİ DÖNEN (THE REVENANT) (2015)
KAYA (THE ROCK) (1996)
SIKI DOSTLAR (GOOD FELLAS) (1990)
GUGUK KUŞU (ONE FLEWS OVER THE CUCKOO'S NEST) (1975)
BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK (1962)
RUANDA OTELİ (HOTEL RWANDA) (2004)
KUZULARIN SESSİZLİĞİ (THE SILENCE OF THE LAMBS) (1991)
UCUZ ROMAN (PULP FICTION) (1994)
TANGO VE CASH (1989)
DÖVÜŞ KULÜBÜ (FIGHT CLUB) (1999)
WHIPLASH (2014)
YABAN YAŞAMA DOĞRU (INTO THE WILD) (2007)
127 SAAT (127 HOURS) (2010)
96 SAAT (TAKEN) (2009)
KÖSTEBEK (2006)
21 (2008)
ENOLA HOLMES (2020) (B Niles <> 11-08-22)
AKLI HAVADA (UP IN THE AIR) (2009)
CEHENNEM SİLAHI (LETHAL WEAPON) II, III, IV (1989, 1992, 1998)
GELECEĞE DÖNÜŞ (BACK TO THE FUTURE) I, II, III (1985)
YAŞLI DELİKANLI (OLDBOY) (2003)
ŞARLO DİKTATÖR (1940)
ÇILGIN MAX (MAD MAX) I, II, III (1979, 1981, 1985)
İLK KORKU (PRIMAL FEAR) (1996)
KIRILAMAZ (UNBREAKABLE) (2000)
AYRIM (SPLIT) (2016)
CAM (GLASS) (2019)
DAĞCI (CLIFFHANGER) (1993)
ÇAKAL (JACKAL) (1997)
KAÇAK (FUGITIVE) (1993)
TUTUKLULAR (PRISONERS) (2013)
DENEY (THE EXPERIMENT) (2010)
AĞLATAN OYUN (THE CRYING GAME) (1992)
OMUZ OMUZA (JULIA ROBERTS) (1998)
AĞILI SARMAŞIK (POISON IVY) (1992)
OCEAN'S ELEVEN | TWELVE | THIRTEEN (2001, 2004, 2007)
HIZ TUZAĞI (SPEED) (1994)
DENİZDE İSYAN (CRIMSON TIDE) (1995)
AZINLIK RAPORU (MINORITY REPORT) (2002)
OLAĞAN ŞÜPHELİLER (USUAL SUSPECTS) (1995)
KÖSTEBEK (THE DEPARTED) (2006)
SIKIYSA YAKALA (CATCH ME IF YOU CAN) (2002)
CASUSLAR KÖPRÜSÜ (BRIDGE OF SPIES) (2015)
ZİNDAN ADASI (SHUTTER ISLAND) (2010)
YANILTICI (THE ILLUSIONIST) (2006)
SİHİRBAZLAR ÇETESİ (NOW YOU SEE ME) I, II (2013, 2016)
SOYGUN (HOLD UP) (1985)
DÜŞMAN (ENEMY) (2013)
AVUNTU (SOLACE) (2016)
JUMANJİ (1995)
ZOR ÖLÜM (DIE HARD) I, II, III (1988, 1990, 1995)
DEVLET DÜŞMANI (ENEMY OF THE STATE) (1998)
DENGESİZ (UNHINGED) (2020)
PARAZİT (PARASITE) (2019)
PERSON OF INTEREST (dizi) (2011)
MR. BEAN (1990)
EVDE TEK BAŞINA (HOME ALONE) I, II (1990)
DİKKAT KÖPEK VAR (TURNER&HOOCH) (1989)
SOSYETE POLİSİ (BEVERLY HILLS COP) I, II, III, IV (1984, 1987, 1994, 2016)
ÇIPLAK SİLAH (THE NAKED GUN) | 2.5 | 3.3 (1988, 1991, 1994)
POLİS AKADEMİSİ I, II, III (1984, 1985, 1986, 1987, 1988)
BANA GÖZ KULAK OL (SEE NO EVIL, HEAR NO EVIL) (1989)
ÇOK GİZLİ (TOP SECRET) (1984)
Güncellenme Tarihi > [karşıdaki sağ alt köşe --->] )
- İZLENİLESİ:
OYUNCULAR ve/||/<>/> TÜM FİLMLERİ
( CHARLIE CHAPLIN
ANTHONY HOPKINS
ROBERT DE NIRO
ŞENER ŞEN
KEMAL SUNAL
AL PACINO
MORGAN FREEMAN
TOM HANKS
JIM CARREY
EDDIE MURPHY
JACK NICHOLSON
MEL GIBSON
DENZEL WASHINGTON
STEVEN SEAGAL )
- İZLENİM ile ÇAĞRIŞIM
( IMPRESSION vs. ASSOCIATION )
- İZLENİMCİLK ile DIŞAVURUMCULUK
( Fransız zihniyetiyle. İLE Alman zihniyetiyle. )
( EMPRESSIONISM vs. EXPRESSIONISM )
- YANILSAMA:
JASTROW ile/ve/||/<> PUNZO
- JERSEY ADASI ile/ve/<> GUERNSEY
( Victor Hugo, Jersey Adası'nda, kanal adalarından olan Guernsey'e sürgüne gönderilmiştir ve ünlü kitabı "Sefiller"i burada kaleme almıştır.[1850] )
- .jpg ile/ve/||/<>/> .png
( Web ortamında daha fazla performans gösterir ve daha çok kullanılan biçimdir.[Transparan özelliği yoktur.][1986] İLE/VE/||/<>/> Arkaplan görselleri ve desenlerinde PNG biçimli görseller yeğlenilir.[Transparan özelliği vardır.][Logo ve ikon yapımında yeğlenilir.][Genellikle daha nitelikli olduğundan, JPG'den boyut olarak daha büyüktür.][1990] )
- KABA OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KİTABIN ORTASINDAN KONUŞMAK
- KABA ile/ve/değil/<> GELİP GEÇİCİ
- KABACA ... değil/yerine ANA AKIŞI İÇİNDE ...
- KABACA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANA HATLARIYLA
- KABA/LIK ile/ve/değil/<> SAF/LIK
- KABİLİYET[Ar.] değil/yerine/= YETENEK/BECERİ
- KABUĞUNA ÇEKİLMEK ile/değil/yerine/>< KABUĞUNU KIRMAK
- KABUKİ ile/ve BUNRAKU
( Geleneksel Japon tiyatrosu. İLE/VE Kukla tiyatrosu. )
- KABUKİ ile/ve BUNRAKU
( Geleneksel Japon tiyatrosu. İLE/VE Kukla tiyatrosu. )
- KABUL EDİLMESİ GEREKEN:
[ya] RASTGELELİK ya da/>< BİLİN(E)MEYEN/GİZLİ DEĞİŞKENLER
( Θ - φ )
- KABUL ETMEK ile/ve/değil/yerine "GÖZE ALMAK"
- KABUL ETMEK ile GÜZEL GÖRMEK(TAHSÎN[< HÜSN])
( TO ACCEPT vs. TO SEE NICE )
- KABUL GÖRME ile/ve/değil/||/<> ÖNDE YER ALMA
- KABUL ile/ve/değil/<> İÇSELLEŞTİRME
- KABUL ile/ve/||/<>/>/< İTİBAR
( ... İLE/VE/||/<>/>/< Saygı gösterme. | Önem verme. | Onur/şeref, haysiyet. | Bir şeyin, gerçek değil kararlaştırılan değeri. | İbret alma. | [ticaret] Söz ya da imzanın değeri. [İng./Fr. CREDIT] | Değer. )
- KABUL ile/ve/||/<>/< RIZÂ
- KABUL ile/değil/yerine TEMELLENDİRME
- KAÇMAK ile/değil/yerine KAÇINMAK
( Tüm canlılarda. İLE/DEĞİL/YERİNE Hayvanlarda[kısmen] ve insanda. )
- KAÇMAK ile/değil/yerine/>< KALMAK
- KADER:
TESÂDÜF değil YEĞLEME/TERCİH
- KADÎM SANAT değil KADÎM KÜLTÜRLERİN SANATI
( Tiyatro[< değişim] )
- KADINLARIN:
KORUNMASI ile/yerine/değil ANLAŞILMASI/EĞİTİLMESİ
- KADIN/LIK ile/ve/||/<>/> ANNE/LİK
( Bebek doğurabilme olanağı. | Kendini doğurabilme olanağı ve olasılığı. İLE/VE/||/<>/> Bebeği doğurup bakabilme, yetiştirebilme. | Bebeğinden ve kendinden doğabilme, kendini gerçekleştirme. )
- KADRAJ[Fr. CADRAGE] değil/yerine/= ÇERÇEVEYE ALMAK
( Sinema ve fotoğrafçılıkta, görüntüyü, çerçeve içine alma. )
- KADRAJ değil/yerine/= DÖRDEN
- KADRAN[Fr. < CADRAN] ile/ve/||/<> KADRAJ[Fr. < CADRAGE]
( Saat, pusula vb. araçlarda, üzerinde yazı, rakam ya da başka işaretler bulunan düzlem. | Ölçek. İLE/VE/||/<> Sinema ve fotoğrafçılıkta, görüntüyü, çerçeve içine alma. )
- KADÜK[Fr. < CADUC] değil/yerine/= DEĞERİNİ/ÖNEMİNİ YİTİRMİŞ, GEÇERLİLİĞİ KALMAMIŞ, ESKİMİŞ
- KAFADÂR[Ar. + Fars.] değil/yerine/= İYİ/YAKIN ARKADAŞ
( Görüş ve anlayışları birbirine uyan kişilerden her biri, kafadaş, kafa dengi. )
- KAFAMIZIN KARIŞMASI ile/ve/değil/||/<>/< EZBERİMİZİN BOZULMASI
- KAFANIN ÇALIŞMASI ile/ve/değil/+/||/<>/> KAFANIN ÇALIŞTIRILMASI
( Zekâ. İLE/VE/DEĞİL/+/||/<>/> Akıl. )
- KAFESİN İÇİNDEN ÇIKMAK değil KAFESİ, İÇİNDEN ÇIKARMAK
- KÂĞIT ve/||/<>/> KİTAP
( Gibi sessiz. VE/||/<>/> Gibi dolu. [olmayı yeğle(yebil)menin önemi/önceliği] )
- KAHİR EKSERİYET[Ar.] değil/yerine/= EZİCİ ÇOĞUNLUK
- KALBİN YOLU ile/ve/||/<> ZİHNİN YOLU
( Hoştur fakat tehlikelidir. VE/||/<> Sıradandır fakat güvenlidir. )
- KALDIRMA:
KORUMA ile/ve/||/<> YOK ETME
( KATERGEIN )
- KALDIRMAK ile/değil/yerine YAY(IL)ARAK GÖSTERMEME/GÖRÜNMEME
- KALEM İŞİ ile/||/<> ŞAM İŞİ ile/||/<> HALİÇ İŞİ
( Yapıların genellikle iç yüzeylerinin bezenmesinde kullanılan bir süsleme tekniği.[Boya, taş, ahşap yüzeyler üzerine fırça ile boyanan renkli nakışlar.] İLE/||/<> XVI. yüzyıl başında hem çini hem de keramiklerde kullanılan bir teknik.[En önemli özelliği, sırın pek parlak olmaması nedeniyle renklerin puslu görünmesidir. En karakteristik renkler, puslu bir yeşil ve mordur.] İLE/||/<> XV. yüzyıl sonunda mavi-beyaz tekniğin keramiklerde kullanılan bir uygulaması.[İnce spiral dallar üzerinde minik çiçekler, yapraklar yer alır.] )
- KALEM TÜKETMEK ile/ve/değil/daha çok/+/||/<>/>< SİLGİ TÜKETMEK
- KALEM ile/||/<> TAŞÇI/OYMACI KALEMİ
( ... İLE/||/<> Yontma işlerinde kullanılan, ucu sivri/keskin araç. )
- KALICI ile/ve/değil/||/<>/< GEÇERLİ
- KALICILIK ile/ve/değil/||/<>/> BAĞLAYICILIK
- KALICILIK =/< KENDİNDEN KAYBOLUŞ
- KALICI/LIK ile/ve/||/<>/> SÜRDÜRÜLEBİLİR/LİK
- KALICI/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UZUN SÜRELİ/LİK
- KALINKAFALI/LIK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< HAYAL GÜCÜNÜN OLMAMASI
- KALINTI ile/ve/<>/değil İZ
- KALIP/LAR ile/ve/<> KABUL/LER
( Az bilenlerde/okumuşlarda. İLE/VE/<> "Çok" "bilenlerde"/"okumuşlarda". )
- KALKIN(DIR)MA ile UYGARLAŞMA
- KALP (İLE) ve/||/<> DİL (İLE)
( İkrar. VE/||/<> Tekrar. )
- KALP KIRMAK değil/yerine/>< ÖZÜR DİLEMEK
( Zulm eder. DEĞİL/YERİNE/>< Feth eder. )