Bugün[20 Kasım 2025]
itibarı ile 3.263 başlık/FaRk ile birlikte,
3.263 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(8/14)


- SAHİFE[Ar.] değil/yerine/= YAPRAK


- SAHİFE ile/ve TOMAR[Yun.] ile/ve KİTAP

( ... İLE/VE Dürülerek, boru biçimi verilmiş kâğıt. İLE/VE ... )


- SAHİH (OLAN) ile/ve SALİH (OLAN)

( Bilinmeli. İLE/VE Uygulanmalı. )


- SAHİH[Ar.]["SAİH" değil!] değil/yerine/= DOĞRU


- SAHİH ile/ve SÂDIK


- SAHİH ile SAKÎM


- SAHİH ile/ve SARİH

( Bahs'te. İLE/VE Keşf'te. )


- SAHÎK[Ar.] ile SÂHİK[Ar.]

( Uzak. | Çok karışık anlaşılmaz söz. İLE Ezip döven. )


- ŞÂHİKA[Ar.] ile FERİŞTAH[Fars. FİRİŞTE]

( Doruk, zirve. | En üst derece. İLE En iyi, en üstün. )


- SAHİL "KENARI" değil SAHİL


- SAHİL PARKI :

( İstinye Mahallesindedir. 1.034,93 m²'lik bir alanı kapsar, 185,93 m²'lik yeşil alanı, 46,59 m²'lik çocuk oyun alanı ve park içinde 442 m²'lik tesisi bulunmaktadır. )


- SAHİL[Ar.] değil/yerine/= KIYI/YAKA/YALI


- SÂHİL[Ar.] ile SAHÎL[Ar.] ile SÂHİL[Ar.]

( Kişneyici, kişneyen. İLE At kişnemesi. İLE Deniz/ırmak/göl kenarı, kıyı, yalı. )


- SAHİL ile/ve/değil EŞİK


- ŞAHİN, ÖZCAN (SARIYER, 1938) :

( Serbest meslek sahibidir. Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )


- SAHÎN[Ar. < SUHÛNET] ile SAHÎN[Ar. < SİHAN]

( Sıcak, kızgın, ısınmış. İLE Kalın. | Sık. | Katı, pek. )


- SAHIN/SAHN[Ar.] değil/yerine/= NAMAZ KILMA YERİ


- ŞAHİN ile ARI ŞAHİNİ

( ... İLE Yerde, şahinden daha fazla zaman geçirir. )

( ... İLE Ormanlarda, özellikle ibreli ormanlarda yuva yaparlar. )

( ... vs. HONEY BUZZARD )

( ... cum PERNIS APIVORUS )


- ŞAHİN ile BAYAĞI ARI ŞAHİNİ

( ... cum PERNIS APIVORUS )


- ŞAHİN ile/değil BAYSUNGUR

( ... İLE/DEĞİL Şahin cinsinden, yırtıcı bir kuş. )


- ŞAHİN ile BEYAZ ŞAHİN

( ... İLE Tamamen beyaz değillerdir. [Sadece tüylerinin bir bölümü beyazdır.] )


- ŞAHİN ile BOZKIR ŞAHİNİ


- ŞAHİN ile GALAPAGOS ŞAHİNİ


- ŞAHİN ile KIZIL KUYRUKLU ŞAHİN

( İlgili yazı ve ayrıntıları için burayı tıklayınız... )

( ... cum BUTEO JAMAICENSIS )


- ŞAHİN ile KIZIL ŞAHİN

( ... İLE Şahinden biraz daha büyük, uzun kanatlı ve uzun kuyrukludur. )

( ... İLE Ovalar, bozkır, dağlar ve benzer açık arazilerde yaşarlar. )

( ... vs. LONG-LEGGED BUZZARD )

( ... cum BUTEO RUFINUS )


- ŞAHİN ile LAÇİN

( ... İLE Atmaca, doğan. | Çıkılması güç, kayalık yer. )


- ŞAHİN ile PAÇALI ŞAHİN

( ... İLE Sesi şahinde pes ve gürdür. )

( ... İLE Tundra, açık araziler, turbalıklar, kumullar ve bataklıklarda ürerler. )

( ... vs. ROUGH-LEGGED BUZZARD )

( ... cum BUTEO LAGUPUS )


- ŞAHİNÇİFTÇİ, ERMAN (YALOVA, 1987) :

( Rumelikavaklıdır. Sarıyer Spor Kulübü altyapısında oynamış ve başarılı olarak profesyonel takım karosuna alındı. Sarıyer'de 7 sezon (2004 - 2011) profesyonel takım kadrosunda bulunmuş ve bu süre içinde 84 lig, 5 Türkiye Kupası olmak üzere 89 resmi ve ayrıca 32 özel maçla birlikte 121 lacivert beyazlı formayı giydi. R. Kavağı Spor Kulübü, G. Saray, Sarıyer, Van B.Ş. Belediye, Ofspor, Pazarspor, Kızılcabölükspor, Sultanbeyli Belediye, Arsin Spor ve Artvin Hopa Spor kulüplerinde oynadı. )


- ŞAHİNYAN\'IN YALISI :

( Yehimahalle Karakütük Caddesi üzerinde idi. Bu muhteşem tarihi yalı sahip değiştirdikten sonra yıkılıp yerine beton bina yapıldı. )


- SAHİP ÇIKMAK ile/ve/değil PAYLAŞAMAMAK


- SAHİP ÇIKMAK ile SAVUNMAK

( TO CLAIM vs. TO DEFEND )


- SAHİP OLMA ile/ve/değil SAHİP OLDUĞUNU SÜREKLİ KILMAK


- SAHİP OLMADIĞIN ŞEY/DEĞER/OLANAK/KOŞUL ve BULUNMADIĞIN YER

( Vazgeçemeyiz. VE Terk edemeyiz. )


- SAHİP OLMAK ile AİT OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRLİKTE VE BÜTÜN OLMAK


- SAHİP OLMAK ile EDİNMEK

( Biri olmadan ötekine sahip olamazsınız. )

( Algıladığınız hiçbir şey sizin değildir. )

( Gerçekten sahip olduğunuzu kaybedemezsiniz. )

( TO HAVE vs. TO GET
You cannot have one without the other.
Nothing you perceive is your own.
What you truly have you cannot lose. )


- SAHİP OLMAK ile/ve/<> HAKİM OLMAK

( OWNERSHIP vs./and/<> ABLE TO DOMINATE )


- SAHİP OLMAK ile/değil KENDİNDE VAR (OLDUĞUNU BİLMEK/ANIMSAMAK)


- SAHİP OLMAK ile/yerine KURUCU(SU) OLMAK

( OWNER vs. FOUNDER
FOUNDER instead of OWNER )


- SAHİP OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< LÂYIK OLMAK


- SAHİP OLMAK ile/ve/değil/yerine/ya da/||/<> OLMAK

( Erich Fromm'un, "Sahip Olmak ya da Olmak" adlı kitabını da okumanızı salık veririz. )


- SAHİP OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> SAHİP ÇIKMAK


- SAHİP OLMAK ile/ve/fakat/||/<>/< SAHİP OLDUĞUMUZLA VE/YA DA SAHİP OLMAKLA PERDELENMEMEK


- SAHİP OLMAK ile/değil/yerine ŞAHİT OLMAK


- SAHİP OLMAK ile/ve/değil/||/<>/< SATIN ALMAK


- SAHİP OLMAK ve/||/>/< TERK EDEBİLMEK

( Ancak, sahip olunabilen, terk edilebilir. )

( Önemli[öncelikli] olan, en çok şeye sahip olmak değil en az şeye gereksinim duymaktır. )

( Bir şeye sahip olmak istiyorsan, onu, zihninden, dilinden ve gönlünden çıkarmalısın! )

( İstediğiniz bazı şeylere sahip olamamak, mutluluğun bir parçasıdır. )

( OWNERSHIP and/> ABLE TO LEAVE )


- SAHİP OLMAK ve TERK EDEBİLMEK

( Ancak sahip olunabilen terk edilebilir. )


- SAHİP OLMAK ile/ve TÜKETMEK

( TO HAVE vs./and TO CONSUME )


- SAHİP/MÂLİK[Ar.] değil/yerine/= İYE


- SAHİP değil/yerine/= İYE


- SAHİPLENME ile/değil/yerine/< AİDİYET

( Kentte. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Köyde, doğada. )


- SAHİPLENME ile/ve/değil/||/<> KIŞKIRTMA/AJİTASYON


- SAHİPLENME ile/ve/||/<> KOLLAMA


- SAHİPLENME ile/ve/||/<> SÜREKLİ KILMA ile/ve/||/<> BİRİKTİRME


- SAHİPLENMEK ile/yerine SAHİP ÇIKMAK

( TO POSSESS vs. TO CLAIM
TO CLAIM instead of TO POSSESS )


- SAHİPLENMEK ile/değil/yerine SEVMEK/SEVGİ

( Sevgi özgür bırakıcıdır, olmalıdır! Sahiplenmeden! )

( [not] TO CLAIM vs./but TO LOVE / THE LOVE
TO LOVE / THE LOVE instead of TO CLAIM )


- SÂHİR[Ar. < SİHR] ile SÂHİR[Ar. < SEHER] ile SÂHİR[Ar. < SAHR]

( Büyücü. | Büyüleyici etki yaratan güzel. İLE Gece uyumayan, uykusuz. İLE Maskaralık eden. )


- SAHÎRE[Ar.] ile SÂHİRE[Ar. çoğ. SÂHİRÂT, SEVÂHİR]

( Yeryüzü. İLE Büyücü. )


- SÂHİRE ile ...

( YERYÜZÜ, UYANIK GÖZ VE GÖZLERE SERAP GÖRÜNEN YERYÜZÜ )


- ŞAHIS ŞİRKETİ ile/ve LİMİTED ŞİRKET


- ŞAHIS ZAMİRİ/ADILI ile/ve İŞARET ZAMİRİ/ADILI


- ŞAHIS[Ar. ŞAHS] ile ŞÂHIS

( Kimse, kişi. İLE Sırık. )


- ŞAHIS[Ar.] değil/yerine/= KİŞİ/BİREY


- ŞAHIS ile/ve/||/<>/> TEŞAHHUS

( Kimse, kişi. | Bir insanın görünen biçimi. İLE/VE/||/<>/> Şahıs biçimine girme, cisimlenme. | Kendini belirli etme, ayrılarak belirme, ortaya çıkma. )


- ŞÂHİT/ŞÂHİD[Ar.]["ŞAİT" değil!] değil/yerine/= TANIK


- ŞÂHİT ile/ve/||/<> NOTER


- ŞAHİT ile/değil ŞAYET


- ŞÂHİT ile ŞEHÎT

( Dünyaya gelerek. İLE/VE/||/<>/> Dünyadan giderek. )

( İzleyerek yaşayan. İLE/VE/||/<>/> Katılarak, deneyimleyerek yaşayan. )

( Sahip olan. İLE/VE/||/<>/> Olan. )


- ŞAHKÜL" değil ŞÂKÜL


- SAHN-İ ÇEMEN ile SAHN-İ GÜLŞEN ile SAHN-İ LÂLE-ZÂR

( Bahçenin ortası. İLE Gül bahçesinin ortası. İLE Lâle bahçesinin ortası. )


- SAHN-İ SEMÂN/Î ile ...

( İBTİDÂ-Yİ HÂRİC VE İBTİDÂ-Yİ DAHİL KISIMLARINDAN SONRA GELEN | SEKİZ MEDRESE MEYDANI | FÂTİH MEDRESESİ, FÂTİH CAMİİ'NİN İKİ TARAFINDAKİ KÂRGİR VE KURŞUNLU SEKİZ MEDRESE | İLMİYE MEDRESE TEDRÎSÂTINDA BİR DERECE )


- SAHN[Ar.] ile SAHN[Ar.] ile SAHN[Ar.]

( Sıcaklık, hararet. İLE Avlu. | Evin ortasındaki açıklık. | Oyuk, boşluk, boş yer. | Orta, meydan, aralık; cami ve medreselerde toplanmaya yönelik üstü kubbeli, örtülü yer. | Büyük kâse. | Sahan. | Sahne. | Zil. | Kulağın dış boşluğu. İLE Kırma. )


- SAHNÂN/SAHANÂN/SUHNÂN[Ar.] ile SAHNÂN[Ar.]

( Sıcak gün. | Sıcak, kızgın. İLE Çifte zil. )


- SAHNE ALMAK değil/yerine SAHNEYE ÇIKMAK


- SAHNE ÇALMAK ile/değil ÖNEMİNE BİNAEN


- SAHNE TOZU YUTMAK ile/ve/||/<> MÜREKKEP YALAMAK


- SAHNE[Ar. < Yun.] değil/yerine/= KÖRÜNÇ/GÖRÜNÇ, SEKİ


- SAHNE[Ar. < Yun.] ile/ve/||/<> PARTER[Fr.]

( ... İLE/VE/||/<> Tiyatro, sinema gibi yerlerde, sahnenin bulunduğu ilk kata ve burada bulunan koltuklara verilen ad. )


- SAHNE ile/değil/yerine ESAS


- SAHNE ile KONDÜVİT/KONDÜİT[Fr. < CONDUITE]

( ... VE/||/<> Tiyatroda sahneye çıkma sırası gelen kişileri uyarmakla görevli kişi. )


- SAHNE ve/||/<>/>/< KULİS[fFr. < COULISSE]

( İzleyicilerin kolayca görebilmeleri için genellikle yerden belirli bir ölçüde yüksek yapılan, oyun, müzik vb. gösteri yapmaya uygun yer, oyunluk. | Görüntü. | Tanık olunan, gözlenen olay. | Bir konu ya da çalışma çevresi, çalışma dalı. | Bir oyun ya da filmin başlıca bölümlerinden her biri. VE/||/<>/>/< Sahnenin gerisinde ve yanlarında bulunan bölüm. | Borsa dışında alışveriş yeri. | Bir amaca ulaşabilmek için ilgili kişiler arasında özel çalışma yapılan yer. | Bir işin, bir hareketin gizli hazırlık konuşması. )


- SAHNE ile RAMP[Fr.]

( Tiyatro sahnesinde izleyiciye en yakın yer. )


- SAHNE ile ŞANO[İt. SCENA]

( ... İLE Tiyatro sahnesi. )


- SAHNELEME ve/||/<>/> YAZMA


- SAHR[Ar.] ile SAHR/SUHÛR[Ar. < SAHRE]

( Kaya. İLE Büyük taşlar, kayalar, maden kütleleri. )


- SAHRA ÇÖLÜ ile ÇÖL

( Yılda sadece 25 mm. yağış alır. İLE Yılda 254 mm.'den az yağış alan yer. )

( Dünya yüzeyinin 3'te 1'i, çöllerden oluşmaktadır. )

( Sahra Çölü, en büyük çöldür. [Amerika Birleşik Devletleri'nin yüzölçümü kadardır.] İLE ... )

( ... ile KAFR, BÂDİYE, BEDÂVET, BEVBÂT, FEYFÂ', MERVAHA[çoğ. MERÂVÎH: Ova, çöl. | Her tarafından rüzgâr esen yer.], TÎH[Çöl. | Mısır ile Şam arasında, Sînâ Dağı'nın bulunduğu yarımadada bir çölün adı.]
KAFR[çoğ. KUFÂR]: Susuz, otsuz, ıssız çöl. )

( ... ile DEŞT, BEYÂBÂN )


- SAHRA[Ar.] değil/yerine/= ÇÖL


- SAHRA[Ar.] değil/yerine/= KIR | ÇÖL


- SAHRA değil/yerine/= KIR


- ŞAHREM ŞAHREM (AYRILMAK)

( Parçalanmış, yarılmış olarak. )


- SAHRUBAN ile ...

( KERVAN BAŞI )


- ŞAHS[Ar.] ile ÂL[Ar.]


- ŞAHS[Ar.] ile CÜSSE[Ar.]


- ŞAHS[Ar.] ile ŞEBAH[Ar.]


- ŞAHS[Ar.] ile TALEL[Ar.]


- ŞAHS/ŞAHIS/FERT/FERD/INDIVIDU değil/yerine/= BİREY


- ŞAHSEN[Ar.] değil/yerine/= KİŞİSEL OLARAK


- ŞAHSEN ile/ve/||/<> BİZZAT


- ŞAHSİ (HAKLAR) değil/yerine/= KİŞİSEL (ÜLEVLER)


- ŞAHSÎ[Ar.] değil/yerine/= KİŞİSEL


- ŞAHSİLEŞTİRMEK ile ŞAHSİ-LEŞ-TİRMEK


- ŞAHSINA MÜNHASIR değil/yerine/= KENDİNE ÖZGÜ


- ŞAHSİYET (HAKLARI) değil/yerine/= KİŞİLİK (ÜLEVLERİ)


- ŞAHSİYET(Lİ/SİZ) değil/yerine/= KİŞİLİK(Lİ/SİZ)


- ŞAHSİYYE ile TABİYYE


- ŞAHSULTAN ÇEŞMESİ ile ŞAHSULTAN SEBİLİ

( İkisi de Eyüp'te, Zal Mahmud Paşa Camisi yakınında, Şah Sultan Camisi yanındadır. )

( İkisi de 1800'de, Sultan III. Mustafa'nın kızı Şahsultan tarafından yaptırılmıştır. )


- SAHTE BİLİM ile/değil/yerine/>< BİLİM


- SAHTE KENDİLİK ile/ve/||/<> TAM NESNE-TAM KENDİLİK


- SAHTE PARA ile/değil/yerine/>< GERÇEK PARA


- SAHTE/LİK ile/değil/yerine/>< İÇTEN/LİK


- SAHTE ile/ve/<> "YARIM"


- SAHTE değil/yerine/= DÜZME/DÜZMECE


- SAHTE ile/ve/değil/||/<>/> GEÇERSİZ


- SAHTE ile/değil/yerine GEÇİCİ


- SAHTE ile KURGU

( FAKE vs. FICTION )


- SAHTE ile/değil SANKİ


- SAHTE ile/ve/||/<> TAKLİT


- SAHTE ile/ve YANILSAMA

( FAKE vs./and ILLUSION )


- SAHTEKÂR değil/yerine/= DÜZMECİ


- SAHTEKÂR ile HİLEKÂR

( Sahtekâr kişi, sahici kişinin gözüne bakamaz. )


- SAHÛR[Ar.] ile SAHÛR[Ar. < SİHR] ile SÂHÛR[Ar. < SAHRE] ile SÂÛR[Ar. < SA'R]

( Temcit yemeği, sahur. İLE Gece uyanıklığı, uykusuzluk. | Ay ağılı. İLE Dünyanın aya düşen, ay tutulmasını oluşturan gölgesi. İLE Ocak, fırın. )


- SAHUR ve/<> SEHER


- SAHUR ile/ve/<> SEHER


- SAHV ile ...

( AYILMA, AYIKLIK, KENDİNE GELME | HASTANIN İYİLEŞMESİ | HAKK'LA BEKÂ )


- SAHV ile/ve MAHV


- SÂİB[Ar.] ile SÂİB[Ar. < SEVÂB] ile SÂİB[Ar. < SE'B] ile SAİB[Ar.] ile SAHİB[Ar.]

( Bir yerle, bir şeyle ilişiği olmayan. İLE Yanlışsız, doğru, yanlışlık yapmayan. | Amaca, hedefe uygun. | Hedefe doğru ulaşan. İLE Yağmur getiren bora[İt. < Yun.][: genellikle arkasından yağmur getiren sert ve geçici rüzgâr/yel.]. İLE Çarmıha germek. İLE Sahip[mâlik]. | Bir vasfı olan[hâiz]. | Koruyan[hâmî]. | Bir iş yapmış olan. | Sürekli sohbette bulunan. | Hak yolunu göstermek isteyen mürşid. )


- ŞAİBE[< ŞEVB | çoğ. ŞEVÂİB] ile/değil ŞÂYİA[çoğ. ŞÂYİÂT]

( Leke, kusur, ayıp; noksan, nakîsa. | Art düşünce. | Hile. | Kir, leke | Kötü eser, iz. İLE/DEĞİL Yayılmış haber, yaygın olan, söylenti. )


- SÂİBE[Ar.] ile SÂİBE[Ar. < SEVÂB] ile ŞAİBE[Ar. < ŞEVB | çoğ. ŞEVÂİB]

( Başıboş bırakılmış hayvan, dişil deve. İLE Saib'in dişili/müennesi. İLE Leke, kusur, ayıp; noksan, nakîsa. | Art düşünce. | Hile. | Kir, leke | Kötü eser, iz. )


- SAİD HALİM PAŞA (KAHİRE, 1863 - 1921) ile/ve/||/<>/> SAİD HALİM PAŞA YALISI

( Mısır Hidivi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın torunu ve Halim Paşa'nın oğludur. Tahsilini İsviçre'de yaptı ve Siyasal Bilgiler okudu. Farsça, Arapça, İngilizce, Fransızca bilen Said Halim Paşa Mısırlı bir prens olmasına karşın ömrünün büyük kısmını İstanbul Yeniköy'de geçirdi. Sultan II. Abdülhamit tarafından 1888'de paşalık unvanı verilerek Şurayı Devlet azası yapıldı. 1908'de İstanbul'a geldi ve Yeniköy Belediye Dairesi Reisliği yaptı. 1912'de Şurayı Devlet başkanı yapıldı. İttihat ve Terakki Cemiyeti Kâtibi Umumisi oldu. 1913'te ikinci defa Şurayı Devlet Başkanı yapıldıktan üç gün sonra Hariciye Nazırı Mahmut Şevket Paşa'nın öldürülmesi üzerine Sadrazamlığa getirildi. I. Dünya Savaşına karşı idi. Bu nedenle savaşa girilince istifa etti. Ancak Sultan Reşat'ın ısrarı ile istifasını geri aldı ve tekrar sadrazamlık görevini üstlendi. 1917'de istifa edince Sadrazamlığa Talat Paşa getirildi. Mondros Mütarekesinden sonra Malta'ya sürüldü (1919). İkinci İnönü zaferinden sonra İngilizlerle yapılan antlaşma gereği Malta sürgünleri serbest bırakıldı. Damat Ferit Hükümetini tasvip etmediği için Türkiye'ye dönmedi ve İsviçre'ye gitti. Bir süre sonra İtalya geçti ve Roma'da bir Ermeni militan tarafından vurularak öldürüldü.

İLE/VE/||/<>/>

Yeniköy, Köybaşı Caddesinde 117 kapı No. lu muhteşem yalı Sait Halim Paşa Yalısıdır. Yalı deniz kenarında olup, iki köşesinde iki aslan heykeli bulunduğu için yalıya "Aslanlı" yalı da denilmektedir. 1535 m²'lik bir bahçe içinde bulunan yalı Hidiv Abbas Halim Paşa ve kardeşi Sait Halim Paşa tarafından 1890'da yaptırıldı. Yalı Sait Halim Paşa'nın ismi ile anılmaktadır. Paşanın vefâtı ile varislerine kalan yalı Turizm Bankasına geçti ve bir süre yabancılar tarafından kumarhane olarak kullanıldı. Kumarhanenin buradan taşınması üzerine uzun süre boş tutulan yalı daha sonra restaurant ve gece kulübü olarak kullanıldı. Bir süre başbakanlık konutu olarak da kullanılan bina 1980 - 1984 yılları arasında büyük onarım gördü. 1995'te yangın geçiren yalı Turizm Bakanlığınca onarıldı ve 2004'te 49 yıllığına Göçtür Turizm firmasına kiralandı. )


- SÂİD[Ar. < SUÛD] ile SÂİD[Ar. çoğ. SEVÂİD] ile SAÎD[Ar. < SUÛD]

( Yukarı çıkan, yükselen, kalkan/kalkıcı. | Ön kol. | Pestten tize doğru giden çıkıcı dizi.[>< NÂZİL(İNİCİ): Tizden peste doğru] İLE Kolun dirsekle bilek arasındaki bölümü. İLE Yüksek. | Yukarı çıkan. )


- SÂİK[Ar. < SÂKA] ile SÂİK[Ar. < SEVK]

( Ardçı.[askeriyede] İLE Götüren, sevk eden. | Süren/sürücü. | Güdü.[MOTIVATION(İng.), MOTIF(Fr.)] )


- SAİKA[Ar.] değil/yerine/= YILDIRIM | NEDEN


- SAİKLER/LE değil SAİK/LE

( "Saik", sevk sözcüğünün çoğulu olduğundan, çoğul olana bir "-ler" eki daha olmaz/kullanılamaz. )


- SÂİL[Ar. < SAVLET] ile SÂİL[Ar. < SUÂL]

( Saldırıcı/saldıran. İLE Soran, suâl eden. | Dilenci. | Akıcı/akan.[< SEYELÂN] )


- SAİL ile MUTERİZ

( Yargıya ve kavrama/delillerine itiraz eden. İLE Sadece yargıya itiraz eden. )


- SAİP ÖZDEN YALISI :

( Yeniköy Köybaşı Caddesi üzerindeki 137 kapı Nolu yalı 1851 yılında inşâ edilmiş köşk tipi ahşap yapılardan bir örnek yapıdır. Yalının son sahibi ise Murat Saner'dir. )


- ŞAİR NİGAR HANIM (İST. 1862 - 1918) :

( Rumelihisar'da oturmuştur. Edebiyatçı olup zamanının önemli hanım şairlerindendir. Edebiyat toplantılarının evde yapılmasını başlatan öncü bir şairdir. )


- ŞAİR NİGAR İLKÖĞRETİM OKULU :

( Rumelihisar'daki Şair Nigar İlköğretim Okulu, Beyoğlu 27. Mektebi olarak Kadın Mektebi Sokakta 1952 yılına kadar hizmet verdi. Okul 1953'te Kışlak sokaktaki yeni binasına taşındı. 1977'de okula yeni ilaveler yapıldı ve 1997/98 ders yılında İlköğretim okuluna dönüştürüldü. )


- ŞAİR-İ KESBÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ŞAİR-İ VEHBÎ


- ŞAİR-SÛFÎ ile/ve SÛFÎ-ŞAİR


- ŞAİR[Ar.]/POET[İng.] değil/yerine/= OZAN


- SAİR[Ar.] değil/yerine/= BAŞKA, ÖTEKİ


- ŞAİR[Ar.] değil/yerine/= OZAN

( Şiir söyleyen ya da yazan kişi. | Hayal gücü geniş olan, duyarlı, duygulu kişi. )

( )


- SAÎR[Ar.] ile SÂİR[Ar. < SEYR] ile ŞÂİR[Ar. < Şİ'R]

( Ateş, alevli ateş. | Tamu, cehennem. İLE Harekette olan, yürüyen, seyir eden. | Bir şeyden kalan başka şey. | Geçen, dolaşan. | Başka, öteki/diğer, gayri. İLE Ozan, şiir yazan/yazarı. )


- ŞAÎR[Ar.] ile ŞÂİR[Ar. < Şİ'R | çoğ. ŞÂİRÂN, ŞUARÂ]

( Arpa. İLE Şair, ozan. )


- ŞAİR ile/ve/||/<> DELİ ile/ve/||/<> MECNÛN


- ŞAİR ile/ve DERVİŞ


- ŞAİR ile MÜFLİK

( ... İLE Birinci sınıf şair. )


- ŞAİR ile/ve/||/<> NÂZIM


- ŞAİR ile ŞAHİR

( İsmet Özel'in, "Şiir Okuma Kılavuzu" kitabında, açıklamasını bulabilirsiniz. )

( Bir şaire, bir beyit yeter. )

( Şairlerin en kötü "şiirleri", yaşamlarıdır. )


- ŞAİR ve/||/<> SARAYBOSNA'LI ŞAİR

( )


- ŞAİRÂNE[Ar.]/POETIC[İng.] değil/yerine/= OZANCA


- ŞÂÎRE[Ar. çoğ. ŞÂİRÂT, ŞEVÂİR] ile ŞAÎRE[Ar.]

( Bayan şair. İLE Arpa danesi, tek bir arpa. | Arpacık.[çoğ. ŞAÂYİR][Fr. ORGELET] )


- SÂİRFİLMENÂM[Ar.]/SOMNAMBULE[Fr.] değil UYURGEZER


- Şairi DİNLE!!!


- ŞAİRİN ŞİİRİ ile ŞİİRİN ŞİİRİ


- SAİT FAİK ABASIYANIK MÜZESİ =/< SPANUDİS KÖŞKÜ

( Burgazada'dadır. [Lütfen müzelerimizi ziyaret edelim!] )


- SAİT İBRAHİM ESİ /F. SELMAN KABİBAY YALISI :

( Yeniköy Tarabya Yolu üzerindedir. 1885 yılında inşâ edilmiştir. )


- SAİY:
SAFA ve/<> MERVE

( Safa'dan başlayarak, Safa ile Merve arasında, 4 gidiş ve 3 gelişten oluşan Saiy görevi, Hacc'ın başka bir bölümünü oluşturmaktadır. )


- SAK, AHMET (SARIYER, 1939 - 2005) :

( Balık ticareti yapıyordu. Sarıyer Balık Satıcıları Derneği Kurucu Başkanı olarak uzun yıllar görev yaptı. Üyesi olduğu Sarıyer Spor Kulübünde bir dönem (1990 - 1991) Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Sarıyer S.K. nün Kulübün Divan Kurulu Üyesidir. )


- SÂK[Ar. çoğ. SİKAN, SÛK] ile SAK/SAKK[Ar. çoğ. SİKÂK, SUKÛK]

( Baldır, incik. | [botanikte] Sap. | [geom.] Kenar. İLE Şer'î mahkemeden verilen îlâm, berat, kadı hücceti ve bunun gibi yazılardaki tabirler, deyimler. | Vesîkalar. )


- SAK/SAC[İng.] değil/yerine/= KESE


- SAK ile SAK[Ar.]

( Uyanık, gözü açık. | Uykusu hafif. İLE Sap. )


- ŞAK ile ŞAKK[Ar.]

( Eni geniş bir şeyle vurulduğunda çıkan ses. İLE Yarma, yarılma. | Yarık, çatlak. )


- ŞAKA GİBİ ile/ve/=/||/<>/< GİBİ GİBİ


- SAKA KUŞUNUN BIYIKLARI ...:
SİYAHSA ile/ve/||/<> BEYAZSA

( Erildir. İLE/VE/||/<> Dişildir. )


- ŞAKA YAPMAK değil/yerine LÂTÎFE[Ar.]/ESPRİ[Fr., Lat.] YAPMAK

( Kişiye yönelik. DEĞİL/YERİNE Duruma, olguya, kavrama yönelik. )

( Aradaki ilişki ne kadar yakın olursa olsun, hangi şakanın kimi, ne kadar etkileyeceği, rahatsız edebileceği bilinmez! )

( Aşağılama. DEĞİL/YERİNE Yüceltme. )


- ŞAKA YAPMAK ile LAUBALİLİK


- ŞAKA-MAKA


- SÂKA[Ar. < SEVK/SAİK]/BEYYÂB ile ...

( Su taşıyan, sucu. )


- SAKA[Ar. < SEVK/SAİK]/BEYYÂB ile SAKA ile SAKA (TÜRKLERİ)

( Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kişi. İLE Serçegillerden, başında ve boynunda, kırmızı, sarı tüyler bulunan ve hoş öten bir kuş. İLE ... )

( ... cum CARDUELIS CARDUELIS )


- ŞAKA ile/ve/||/<>/> İNTİKAM


- ŞAKAİK değil/yerine/= GELİNCİK ÇİÇEĞİ

( GELİNCİK ÇİÇEĞİ )


- ŞAKAK/DULUK KISMI(LOBU) ile/ve ALIN VE ÇEPER KISMI(LOBU)

( Yanlamasına oluk[lateral fissure], şakak[temporal] kısmını alın ve çeper kısmından ayırır. )

( Ense kısmını ayıran bir yarık yoktur. )

( SUDG[çoğ. ASDÂG]: Şakak/lar. )


- ŞAKAK ile DULUK

( Göz, alın ve yanak arasında, elmacık kemiğinin üstünde bulunan, çukurumsu bölge. İLE Yüz. | Şakak. | Yüzün, şakakla çene arasındaki yanı. )


- SAKAL ile/ve/<> FAVORİ

( Ben Affleck


Bradley Cooper


David Beckham


Denzel Washington


George Clooney


Hugh Jackman


Jake Gyllenhaal


Kit Harington


Leonardo DiCaprio


Mel Gibson


Pierce Brosnan


Robert Pattinson


Shia LaBeouf


Tom Hardy


Viggo Mortensen
)

( LİHYE ile/ve/<> SEBELE )

( RÎŞ ile/ve/<> ...
BÂME: Uzun, sık ve kaba sakal.
BÂM TELİ: Sakalın dudağa bitişik olan kalın telleri. )

( BEARD vs./and/<> SIDEBURNS )

( BARB cum/et/<> ... )

( MÜSÂL ile/ve/<> ... )


- SAKAL ile HATT

( ... İLE Gençlerde yeni terleyen bıyık ya da sakal. )

( TEGİL: Sakalı yeni çıkmaya başlayan genç. )


- SAKAL ile KABA SAKAL

( ... İLE Gür ve geniş sakal/lı. )


- SAKALEYN ile ...

( YER VE GÖK MELEĞİ )


- SAKALLI HABEŞ/İPEK TAVUK ile SAKALSIZ HABEŞ/İPEK TAVUĞU

( image )


- SAKAM[Ar. çoğ. ESKAM] ile SAKAM[Ar. çoğ. ESKAM]["ka" uzun okunur]

( Hastalık, illet. İLE Hastalık, illet. )


- SAKAR[Ar.] ile SAKAR[Ar.]

( Bazı hayvanların, özellikle atların alınlarında bulunan beyaz leke, küçük akıtma. | Sık sık küçük, önemsiz kazalar yapan. İLE Tamu, cehennem.[Fars. DÛZAH] )


- SAKARİMETRE[Fr.] değil/yerine/= ŞEKERÖLÇER

( Bir sıvıda, çözelti durumunda bulunan şeker miktarını belirlemeye yarayan aygıt. )


- SAKARİN[Fr.] ile SAKAROZ[Fr. < Yun.]

( Genellikle şeker sayrılarının, şeker yerine kullandığı, madenkömürü katranından elde edilen, beyaz bir toz. İLE Şekerkamışı ya da şekerpancarından elde edilen bir tür şeker. [Simgesi: C12H22O11] )


- SAKAT[Ar.] değil/yerine/= ÇOLAK/SÖKEL


- SAKAT/ALÎL[Ar.] ile TOPAL

( ... İLE Yürürken, sağa sola bükülüp yuvarlanır gibi devinme nedeniyle verilen ad. )

( CRIPPLE/DISABLED vs. LAME )


- SAKATLANMAK[Ar.] değil/yerine/= ÇOLMAK


- ŞAKAYA/OLAYA GÜLMEK ile/yerine ESPRİYE/FIKRAYA GÜLMEK


- ŞAKAYIK ile AYIGÜLÜ

( Düğünçiçeğigillerden, çiçekleri türlü renkte, güzel bir süs bitkisi. İLE İkiçenekliler sınıfının, dügünçiçeğigiller ailesinden, bir şakayık türü. )

( PAEONIA cum PECONIA COROLLINA )


- ŞAKAYIK ile GELİNCİK

( Çin ve Japonya kültüründe zenginliğin simgesi/göstergesidir. İLE ... )

( PAOENIA cum PAPAVER RHOEAS )


- SAKE :/yerine HATIRINA


- SÂKİ-Yİ ŞEB ile ...

( Mehtap, ayışığı. )


- ŞÂKÎ[Ar. < ŞİKÂYET] ile ŞAKÎ[Ar. < ŞEKÂVET]

( Şikâyetçi, şikâyet eden. İLE Bahtsız, kötü hareketli, haylaz, habîs. | Yol kesen, haydut. )


- SAKÎ[Ar.] ile SÂKÎ[Ar. < SAKY | çoğ. SUKAT]

( Kırağı, çiy.[Fars. JÂLE, ŞEBNEM, BEŞG, BEŞM | Yun. DROSOSTALIDA] İLE Su veren/dağıtan. | Kadeh, içki sunan. | Baldıra, ya da baldır kemiğiyle ilgili. | İnsana/kişilere, Allah sevgisi/nuru saçan kişi. )


- ŞAKÎ ile/değil/yerine/>< SAÎD

(

Başlık ŞAKÎ (شَقِيّ) SAÎD (سَعِيد)
Köken Ş–ق–ي / Ş–ق–و kökünden gelir. “Yarılmak, sıkıntı çekmek, bedbaht olmak” anlamındadır. س–ع–د kökünden gelir. “Mutluluk, baht açıklığı, iyi hâl” anlamındadır.
Temel Anlam Bedbaht, mutsuz, azaba uğrayan kişi. Mutlu, bahtiyar, kurtuluşa ermiş kişi.
Zıtlık İlişkisi Şakî >< Saîd karşıt anlamlıdır (bedbaht >< bahtiyar).
Kur’ân’daki Kullanımı “Şakî” olanlar, cehennemlik olarak tanımlanır. (Hud 11/105 - 107) “Saîd” olanlar, cennetlik olarak tanımlanır. (Hud 11/108)
Kader, İhtiyâr ve İrâde Bağlamı
  • Cebriyye’ye göre: önceden belirlenmiş bedbahtlık.
  • Mu‘tezile’ye göre: kişinin kendi fiiliyle kazandığı bedbahtlık.
  • Ehl-i Sünnet’e göre: Allah’ın ezelî ilminde bilinir; insan fiilinden sorumludur.
  • Cebriyye’ye göre: önceden belirlenmiş saadet.
  • Mu‘tezile’ye göre: kişinin iyi fiiliyle kazandığı saadet.
  • Ehl-i Sünnet’e göre: ilâhî bilginin konusu, irâdî fiilin sonucu.
Ahlâkî ve Ruhsal Yön
  • Kalp karanlığı ve gaflet.
  • Nefse uymak, hidâyeti reddetmek.
  • Azap, sıkıntı ve uzaklık hâli.
  • Kalp aydınlığı ve huzur.
  • İman, ihlâs ve salih amel.
  • Rahmet, sekinet ve yakınlık hâli.
Mekke Dönemi Müşrik ve inkârcı kesimler için kullanılmıştır. İlk mümin topluluk için kullanılmıştır.
Medine Dönemi Münâfıklar ve ikiyüzlüler için kullanılmıştır. Samimi mümin topluluğu için kullanılmıştır.
Raşid Halifeler Dönemi Adâletsiz, zulmeden kişiler için kullanılmıştır. Adâletli, takvâ sahibi yöneticiler için kullanılmıştır.
Tasavvufî Yorum Kalbin perdelenmesi, nefsin hâkimiyeti ve içsel sıkıntı hâlidir. Kalbin nurlanması, nefsin arınması ve ilâhî huzur hâlidir.
Sonuç İtibarı ile ... Şakâvet - Bedbahtlık, sapma ve azap durumudur. İman, ihtiyâr, irâde ve amel yönüyle kaybedilmiş bir dengedir. Saʿâdet - Hidayet, huzur ve kurtuluş durumudur. İman, niyet ve eylem bütünlüğünün sonucudur.
)


- SAKİL[Ar.]["SAKİR" değil!] değil/yerine/= AĞIR | KABA

( Ağır. | Sıkıntı veren, sıkıntılı. | Çirkin, kaba. | Türk müziğinde bir usûl. )


- SAKÎM[Ar. < SAKAMET] değil/yerine/= BOZUK/YANLIŞ/EKSİK

( Hasta, hastalıklı. | Yanlış. | Rivâyeti doğru, sağlam olmayan hadîs. )


- ŞAKIMAK ile "ŞAKIMAK"

( Ötücü kuşlar ezgili ses çıkarmak, ötmek, şakramak, terennüm etmek. İLE Çok konuşmak, çenesi düşmek. | Şarkıları/şiirleri hoş söylemek ya da okumak. )


- SAKIN HA! ile AMAN HA!


- SAKİN KALMALI!


- SAKİN OLMAK ile/ve/<> (KENDİNE) HÂKİM OLMAK


- SAKİN OLMAK ile/ve/||/<> SESSİZ OLMAK ile/ve/||/<> KENDİN OLMAK

( Huzur arıyorsak. İLE/VE/||/<> Bilgelik arıyorsak. İLE/VE/||/<> Aşk arıyorsak. )


- SAKIN!:
ADAMIN, YERE BAKANINDAN
ve/||/<>
SUYUN, YAVAŞ AKANINDAN


- SÂKİN[< SÜKÛN] / MUKÎM[< KIYAM] ile/ve ŞÂGİL[< ŞUGL]

( Konutta/meskende yaşayan/oturan, ikâmet eden. İLE/VE Meşgul eden, edici. | Meşgul olmayı gerektiren. | İşgâl eden, tutan. | Bir mülkte oturan. )


- SAKİN/LİK ile "AĞIR/LIK"

( Zihinsel. İLE Davranış ve tutumlarla. )

( Bilinçli/farkındalıklı iç devinimle. İLE Çevredekilerin bağdaştırdıkları/bekledikleri sıfatla. | [Mizactan dolayı da olabilir] )

( Sakin bir yaşama biçimine sahip kişiler, sıkı ve alçakgönüllü çalışmalarını sürdürmeli. )

( ... ile BETAET )


- SAKİN/LİK ile AĞIRBAŞLI/LIK

( ... ile REZÂNET )

( ... cum SOBRITEAS )


- SAKİN/LİK ile İÇİNE KAPANIK/LIK

( Bilinçle. İLE Olumsuz, zihinsel dalgalanmalarla. )


- SAKİN/LİK ile/değil KAYITSIZ/LIK

( Her sakin/lik görüntüsü sakinlik olmayabilir hatta kayıtsızlıktan/ilgisizlikten/içekapanıklıktan kaynaklanıyor olabilir! )


- SAKİN/LİK ile/ve/<> KETUM/LUK

( Etkili ve yaratıcı bir konumdaysa, kişi ketum olmalıdır. )


- SAKİN/LİK ile/ve/<> SESSİZ/LİK, SÜKÛNET

( CALM/NESS vs./and/<> QUIET/NESS )


- SAKİN/LİK ile SOĞUK/LUK

( Her sakin/lik görüntüsü sakinlik olmayabilir hatta anlamamasından/uzak kalmasından kaynaklanıyor olabilir! )


- SAKİN/MUKİM/MÜTEMEKKİN[Ar.] değil/yerine/= OTURAN/OTURGAN/YERLEŞİK


- SAKİN değil/yerine/= DİNGİN


- SAKİN değil/yerine/= DİNGİN/DURGUN


- SAKINAN GÖZE ÇÖP BATAR değil SAKINILAN GÖZE ÇÖP BATAR


- SAKINAN GÖZE ÇÖP BATAR değil SAKINILAN GÖZE ÇÖP BATAR


- SAKİNLEŞME:
AKILDA ve/||/<> GÖNÜLDE

( Bilgi ile. VE/||/<> Sevgi ile. )

( Elinde getiren, karnında götürür; aklında getiren, gönlünde götürür. )


- SAKİNLEŞMEK[Ar.] değil/yerine/= DİNGİNLEŞMEK/DURGUNLAŞMAK/DURULMAK/YATIŞMAK


- SAKİNLEYİCİ değil SAKİNLEŞTİRİCİ


- SAKİNLİK:
MANTIKSIZLIĞI ANLAMA ile/ve/||/<> FARKINDALIĞI ARTIRMAK


- SAKİNLİK ile/ve DAYANÇ/SABIR

( Belirli bir bilgi ve bilinç/tutum gerektirir! )

( CALMNESS vs./and PATIENCE )


- SAKİNLİK ile/ve SAKİNLİK(YUMUŞAKBAŞLILIK)

( Yumuşaklık ve iyilik, kişiye anneannesinden mirastır. )

( QUIETNESS vs./and CALMNESS )


- SAKINMA ile MASKE


- SAKINMAK ile KAÇINMAK

( TO PROTECT vs. ABSTAIN, SHUN )


- SAKINMAK ile/ve/değil/yerine KORUMAK


- SAKIP SABANCI MÜZESİ (SSM) :

( Emirgan'da, ana cadde üzerinde olup deniz cephelidir. Atlı Köşk olarak bilinen bina ve müştemilatı Sabancı Ailesi tarafından müze olarak düzenlenmesi için Sabancı Üniversitesine verildi. Yapılan çalışmalar sonucunda müzede gerekli düzenleme yapılarak 2002'de ziyarete açıldı. 2005'te ise büyük yenilikler sonucunda Uluslar arası müzelerden biri haline getirildi. Müze çok zengin hat koleksiyonuna sahiptir. Müzede, sergi, konferans, gösteri, konser gibi etkinlikler yapılmaktadır. Müzede çok yönlü müzecilik hizmeti verilmektedir. )


- ŞAKIR ŞAKIR (AKMAK)


- ŞAKIR ŞUKUR

( Fazlaca şakırtı çıkararak. )


- ŞÂKİR[< ŞÜKÜR] ile MİNNETTÂR

( Şükreden, gördüğü iyilik için dua eden. İLE Birinden gördüğü iyiliğe karşı kendini borçlu sayan, gönül borcu olan kişi, gönül borçlusu. )


- SAKIRDAMAK ile ŞAKIRDAMAK

( Korkudan ya da soğuktan dolayı titremek. İLE "Şakır" diye ses çıkarmak. )


- ŞAKIRRÂK/ŞIKIRRÂK[Ar.] ile ŞAKRAK[Ar.]


- SAKIT[Ar.] ile Sakıt

( Düşen, düşmüş. | Hükmü kalmamış, eski önemini yitirmiş. | Düşük. İLE Merih, Mars. )


- SAKIZ AĞACI CAMİSİ = SAHAF MUSLİHİDDİN CAMİSİ

( Kasımpaşa'da, Sakız Ağacı semtindedir. )

( XVII. yüzyılda Sahaf Müslihiddin tarafından yaptırılmıştır. )


- SAKIZ AĞACI ile MAVİ SAKIZ AĞACI

( Antepfıstığıgillerden, meyvesi üzüme benzeyen ve yağlı, küçük bir ağaç. İLE Malawi'de bulunur. )

( PISTACIA LENTISCUS cum ... )


- SAKIZ AĞACI ile SAKIZ AĞACI ile SAKIZ AĞACI

( Cevizlik - Kazlıçeşme arasında bulunan bir semt. İLE Moda İskelesi - Mühürdar arasında bulunan bir semt. İLE Kasımpaşa'da bulunan bir semt. )


- SAKIZ ile ÇENGEL SAKIZI / KENGEL/KENGER SAKIZI

( ... İLE Kenger sütünden yapılan bir sakız türü. )


- SAKIZ ile KARDEŞKANI

( ... İLE Kardeşkanı ağacından alınan, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan, koyu renkte bir sakız. )


- SAKIZ ile/ve MERİNOS[Fr. < İsp. < Ar.]

( Tüyleri uzun koyun. İLE/VE En nitelikli tüylülerden olan koyun. )

( OVIS ARIES HISPANICA )


- ŞAKK-I GALSAMÎ[Ar.] ile ...

( Solungaç yarığı. )


- ŞAKK[Ar. çoğ. ŞÜKUK] ile ŞÂKK[Ar. < MEŞAKKAT]

( Yarma, yarılma, çatlama, yırtma, paralama, kırma. | Yarık, çatlak. İLE Eziyetli, zahmetli. )


- ŞAKK[Ar.] ile FALK[Ar.]


- SAKKARA PİRAMİDİ ile DAHSHUR PİRAMİTLERİ

( Kahire'nin 24 kilometre güneybatısında yer alan, Mısır'ın en eski başkenti Memphis'te yaşayanların defnedildiği bölge olarak kullanılmış Sakkara'da bulunmaktadır. [İnşâ: M.Ö. 2500] İLE Mısır'da, Kahire'nin yaklaşık 40 kilometre güneyinde, Nil'in batı kıyısındaki çölde bulunan bir kraliyet nekropolisidir. Dahshur, içinde bulunan piramitler ile tanınmaktadır ve bu piramitlerden ikisi, Mısır'daki en eski, en büyük ve en iyi korunmuş olanlarıdır. [İnşâ: M.Ö. 2613-2589] )

( Mısır'daki Giza Piramitleri, 165 adettir. )


- SAKLA BENİ, VARKEN; BULUNAYIM SANA, YOKKEN ile/ve SAKLA SAMANI, GELİR ZAMANI


- SAKLAMA(MA)K ile/ve/<> ESİRGEME(ME)K


- SAKLAMA ile BULUNDURMA


- SAKLAMAK ile/değil AYIRMAK

( [not] TO HIDE vs./but TO SEPARATE )


- SAKLAMAK ile/ve/<> BARINDIRMAK


- SAKLAMAK ile KORUMAK

( TO HIDE vs. TO SAVE )


- SAKLAMAK ile ÖRTMEK


- SAKLAMAK ile/ve/değil PAYLAŞMAMAK

( [not] TO CONCEAL vs./and/but NOT TO SHARE )


- SAKLAMAK ile/ve/||/<>/> SAYIKLAMAK

( Aşkı/nı. İLE/VE/||/<> Adı/nı. )

Bugün[20 Kasım 2025]
itibarı ile 3.263 başlık/FaRk ile birlikte,
3.263 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(8/14)