R ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 45.309 başlık/FaRk ile birlikte,
45.309 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(68/183)
- HAMMAL değil HAMAL
- HAMSİ LİMANI KOYU :
( Garipçe köyü sınırları içindedir. Büyükliman Plajı ve Çalıburnu geçildikten sonraki koya Hamsi Limanı denir. Küçük bir koydur. Yat ve kotralar burada demirler. )
- HAMSİ ile/ve/değil/||/<>/< HAMSE
- HAMUR ile/ve/<> ÇAMUR
- HAMUR/SUZ ile/ve/=/||/<> DÜNYA
- HÂMÛŞ/SÂKİT[Ar. < SÜKÛT]/SAMUT[Fars.] ile HAMÛŞ/HAMUŞ/HÂMUŞ/HÂMÜŞ[Fars.]
( Susmuş, sessiz. | Mevlânâ'nın bazı gazellerinde kullandığı takma adı/mahlası. İLE "HÂMÛŞ" sözü/sözcüğünün hafifletilmiş ve çeşitli kullanımları. [çoğ. HÂMÛŞÂN: Mevlevi mezarlıklarına verilen ad] )
- HANA ile HATA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ana. İLE Ata. )
- HANÇERLİ ÇAVUŞ SOKAK :
( Büyükdere Mahallesi sokaklarından biridir. Belediye görevlisi çavuş görevi sırasında ve görevi dışında hançerini belinden çıkarmamakta ısrar ettiğinden bu lakapla anılmış ve oturduğu sokağa "Hançerli Çavuş Sokak" adı verilmiştir. )
- HANCI, ORHAN (1923 - 202) :
( Rumelihisarlıdır. Ticaretle uğraşır. İki dönem R. Hisar muhtarı olarak görev yaptı. )
- HAND :/yerine EL
- HANDFUL :/yerine AVUÇ DOLUSU, AZ MİKTAR
- HANDİKAP"[İng. < HANDICAP] değil/yerine/= ENGEL
- HANDLE :/yerine İDARE ETMEK, SAP
- HÂNE[Ar. < HÂNÂT] ile HÂNE[Fars.]
( Meyhane. İLE Ev. | Bir şeyin bölündüğü, ayrıldığı kısımlardan her biri. | Basamak.[matematik] | Hayâlî me'vâ. | Türk müziğinde bir müzik parçasının oluşturulduğu lâhnî topluluklara verilen bir ad. | Halk şairlerinin beyte verdikleri ad. )
- HÂNE[Fars.] ile/değil/yerine/||/<>/< BASAMAK
- HÂNE ile/||/<> MENZİL ile/||/<> RAB ile/||/<> MÜSTEGAL[ÇOĞ. MÜSTEGALLÂT] ile/||/<> TARÎK-İ HÂS
- HANEDÂN ile HANEDÂN ile HANEDÂN
( KÖKTEN ASÎL VE BÜYÜK AİLE, OCAK ile CÖMERT ile KAPISI AÇIK )
- HANEDÂN değil/yerine/= SOY
- HANEDANLIK değil HANEDAN
- HANEF[Ar.] ile HAYF[Ar.]
- HANG :/yerine ASMAK
- [HANGİ]
(")HAKLA?(") (HİZMET)
ile/ve/değil/yerine/||/<>
AKLA? (HİZMET)
- HANGİMİZ ...? ile/ve/değil KAÇIMIZ ...?
- HANİ ile BARİ
- HANIM HANIMCIK -ile
- HANIMELİ ile HANIM ELİ
( Çiçek. İLE Eşin/kadının eli ya da emeği, hizmeti, katkısı, bakımı. )
- HANIM-HANIMCIK (OTURMAK, HAREKET ETMEK)
- HANÎS[Ar.] ile HÂNİS[Ar.]
( Yemini bozup altından çıkmayan. İLE Ettiği yemini yerine getirmeyen. )
- HAN/KERVANSARAY ile/||/<> SULTANHANI ile/||/<> RİBAT
( Kervan yolları üstünde belirli aralıklarla yapılmış olan konaklama yapılarıdır. Genel adı "Han"dır. (Bkz. Ribat, Sultanhanı) Ticari ve yarı askeri sivil mimarlık örnekler olan bu yapılar, kent içlerinde de bulunabiliyordu. İLE/||/<> Anadolu Selçuklu döneminde çoğu sultanlar tarafından yaptırılan han ve kervansaraylar için kullanılan sanat tarihi deyimi. Genellikle biri kapalı, öteki açık avludan oluşan iki bölümlü bir şema gösterirler. Açık avlu ortasında "köşk mescit" bulunur. Taş süslemeler özellikle girişlerde yoğunlaşır. Her türlü konaklama gereksinimini karşılayan vakıf kuruluşlardı. İLE/||/<> Kaynağı ileri karakol anlamında olan yarı askerî yapılar. Sonradan, han ve kervansaraylar için geç döneme kadar kullanılan yerleşik bir terim. )
- HANÜMAN[Fars.] değil/yerine EV/BARK/OCAK
- ANYAYI KONYAYI ('YI GÖRMEK/GÖRÜRSÜN!) değil HANYA-KONYA ('YI GÖRMEK/GÖRÜRSÜN!)
( Neyin ne olduğunu ve nasıl olduğunu/olmadığını görmek/anlamak. )
( Hanya: Girit adasında bir kent. [ANYA değil HANYA!] )
- HANYA'YI-KONYA'YI GÖRMEK ile "EBESİNİN ÖREKESİNİ/AMINI/NİKAHINI" GÖRMEK
- HAPI YUTTUK" ile/ve/||/<> "AYVAYI YEDİK"
- HAPLOİD ile/||/<> DİPLOİD
( Haploid tek set kromozom İLE diploid çift set. )
( Formül: n İLE 2n )
- HAPLOİT/HAPLOID[İng.] değil/yerine/= YARI KROMOZOMLU
- HAPLOİT ile/||/<> DİPLOİT
( Haploit tek kromozom seti (n) İLE diploit çift settir (2n) )
( Formül: Gamet İLE vücut hücresi )
- HAPPEN :/yerine OLMAK, MEYDANA GELMEK
- HAPPY :/yerine MUTLU
- HAPSETME ile/||/<> ASİMPTOTİK ÖZGÜRLÜK
( Hapsetme düşük enerji serbest kuark yok, asimptotik yüksek enerji serbest. )
( Formül: IR İLE UV )
- HAPŞIRIRKEN:
AÇIĞA/HAVAYA DOĞRU değil/yerine/>< ELİMİZLE/KOLUMUZLA AĞZIMIZI KAPATARAK
- HAPTİK DISKRİMINASYON/HAPTIC DISCRIMINATION[İng.] değil/yerine/= DOKUNSAL AYIRT ETME
- HAPTİK/HAPTIC[İng.] değil/yerine/= DOKUNSAL
- HAR VURUP HARMAN SAVURMAK ile BOL KESEDEN HARCAMAK/SAVURMAK
- HARAÇ ile/değil/yerine/>< ARAÇ
- HARAÇ[Ar. < HARÂC] ile/ve/||/<> BAÇ[Fars. < BÂC] ile/ve/||/<> BÂD-I HAVA
( Bir yerden, bir kimseden zorbalıkla alınan para. | Osmanlı Devleti'nde Müslüman olmayanların devlete ödemekle yükümlü oldukları vergi. | Osmanlı Türklerinde genellikle toprak sahiplerinden devletçe alınan vergi. İLE/VE/||/<> Osmanlı Devleti'nde gümrük vergisi. | Zorla alınan para. İLE/VE/||/<> Topraksız köylüden alınan kazanç vergisi. )
- HARAKET değil HAREKET
- HARAKİRİ ile/ve/||/<> SEPPUKU
- HARALA-GÜRELE (YAŞAMAK, UĞRAŞMAK)
- HARAM ile/değil/yerine/>< HUZUR
( Haramda huzur ararsan, huzur sana haram olur. )
- HARÂM[Ar.] ile MAHZÛR[Ar.]
- HARAM ile MEKRUH
- HARÂM[Ar.] ile SUHT[Ar.]
- HARÂMÎ/KORSAN[İt./Lat. < KORSO] ile/ve IZBANDUT[İt. SBANDATO < Cerm.] ile/ve EŞKIYÂ/PİRAT
( Bir devletin koruması altında ve uluslararası kurallara göre tâbi olarak hareket eder/di. İLE/VE Görünüşü ve davranışı ile korku veren, iriyarı adam. | Rum korsanlarına verilen ad. İLE/VE Deniz haydutu. )
( Haksız saldırıları dava etme olanağı/hakkı söz konusudur. İLE/VE ... İLE/VE Hiçbir hak söz konusu değildir. )
- HARARET[Ar.] değil/yerine/= COŞKUNLUK
- HARÂRET[Ar.] değil/yerine/= ISI
- HARÂRET değil/yerine/= SICAKLIK; ISI; SUSUZLUK
- HARARET-İ GARÎZİYYE değil/yerine/= DOĞAL ISI
- HARAZA ile HARAZA
( Kavga, gürültü, karışıklık. | Öfke, sinir. İLE Sığırın öd kesesinden çıkan taş. )
- HARBİ ile HARBİ
( Ateşli silahların içini temizlemekte kullanılan çubuk, harbe. | Doğru, hilesiz, temiz, mert. İLE Savaşla ilgili. Osmanlı Devleti'yle henüz barış durumunda bulunmayan, bir antlaşma yapmamış devletler ve bu devletlerin uyrukları. | Osmanlı ülkelerinde ticaretle uğraşan yabancı uyruklulara verilen ad. )
- HARBİDEN yerine GERÇEKTEN
- HARBİYE ÇİÇEK ÇEŞMESİ :
( Tarabya'da çarşı içinde ve Karakolun karşısındadır (M.1996). Tamamıyla mermer olan çeşme dört sütunludur. Çatının cephe yüzlerinde "Bismillahirrahmanirrahim" besmele yazısı yer almaktadır. Ön cephedeki kitabesinin üst kısmında hayratı yapan Harbiye Çiçek'in bir resmi konulmuş, alttaki kitabede şöyle bir yazı vardır: Harbiye Çiçek hayratı, 1996". Çeşmenin suyu memba suyu olup, üç cephesindeki musluğundan su akışı vardır. Çeşme aslında 1972 yılında bir kısım Tarabyalı hayırsever tarafından yapılmıştır. Ancak, Harbiye Çiçek isimli hayırsever tarafından bugünkü duruma getirilmiştir. )
- HARBİYE ile Harbiye ile Harbiye
( Savaş işleri. İLE Subay yetiştiren yüksekokul, Harp Okulu. İLE Elmadağ - Taksim ile Pangaltı - Nişantaşı arasındaki bölgenin adı. )
- HARBOUR vs. JETTY vs. PIER vs. PORT vs. QUAY vs. WHARF
- HARÇ BİTTİ ve/||/<>/> YAPI PAYDOS
- HARÇ[Ar. < HARC] ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< HARAÇ[Ar. < HARÂC]/BAÇ[Fars. < BÂC]
( Harcanan para. | Yükseköğrenim öğrencilerinin ödemek zorunda olduğu katkı payı. İLE Bir yerden, birinden zorbalıkla alınan para. )
- HARÇ ile/ve/||/<> SIVA
( Harcanan para, masraf. | Yükseköğrenim öğrencilerinin ödemek zorunda olduğu katkı payı. | Giysiler dikilirken kullanılan tamamlayıcı ya da süsleyici şeyler. | Bahçıvanlıkta, değişik nitelikteki toprak vb. maddelerin karıştırılmasıyla hazırlanmış toprak. | Bir yemeğin yapılmasında kullanılan ve tat veren maddelerin tümü. | Resmî işlerde, devlet veznesine yatırılan para. | Yapıda tuğla ya da taşların örgüsünü sağlamlaştırmak, duvarları sıvamak için kullanılan, toprak, saman, kum, kireç, çimento vb. şeyleri su ile kararak yapılan karışım. İLE/VE/||/<> Herhangi bir yapıdaki yüzeyleri düzgünleştirmek için kullanılan, yarı akışkan, kum, kireç, çimento karışımı ya da toprak harç. | Bir yapının, duvarlarına sürülen, ince harç tabakası. )
- HARCADIKLARINDAN KALANI BİRİKTİRMEK değil/yerine/>< BİRİKTİRDİKTEN SONRA, KALANI HARCAMAK
- HARCAMA değil/yerine/= GİDER
- HARCAMA ile/ve/<>/> YALNIZLIK
( Kazanmak için etrafındakileri harcayanların elde edeceği şey "galibiyet" değil yalnızlıktır. )
- HARCAMALARINDAN KALANI TASARRUF ETMEK değil/yerine TASARRUFLARINDAN KALANI HARCAMAK
- HARCANILACAK PARA ile/ve BİRİKTİRİLECEK/SAKLANILACAK PARA
( THE MONEY TO SPEND vs./and THE MONEY TO SAVE )
- HARCIRAH[Ar., Fars.] değil/yerine YOLLUK
- HARCIRAH[Ar.] değil/yerine/= YOLLUK
- HARD ASİT ile/||/<> SOFT ASİT
( Hard küçük yüksek yük Al³⁺, soft büyük polarize Hg²⁺. )
( Formül: HSAB teorisi )
- HARD-SOFT ACİD-BASE ile/||/<> HSAB KURAMSİ
( Asit ve bazların sınıflandırılması. )
( Formül: Hard-Hard > Hard-Soft )
- HARD[Ar.] ile KASD[Ar.]
- HARD :/yerine ZOR, SERT
- HARDAL[Ar.] ile HARDALA[Ar.]
( Sofrada kullanılan. İLE Hardal tanesi. )
- HARDLY :/yerine NEREDEYSE HİÇ
- HARDY SPACE ile/||/<> BERGMAN SPACE
( Hardy H^p boundary değer, Bergman L² area measure. )
( Formül: Boundary İLE area integrability )
- HARDY-RAMANUJAN ile/||/<> ERDŐS-KO-RADO
( H-R asimptotik formül, E-K-R kombinatorik set. )
( Formül: Partisyon İLE intersection )
- HARDY-WEİNBERG İLE WRİGHT-FİSHER İLE MORAN ile/||/<> POPÜLASYON GENETİĞİ MODELLERİ
( Popülasyon genetiğinde kullanılan farklı matematiksel modeller. )
( Formül: p² + 2pq + q² = 1 )
( G.H. Hardy tarafından 1908 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1877-1947) (Ülke: İngiltere) (Alan: biyoloji) )
- HARDY-WEİNBERG ile/||/<> EVRİM
( H-W denge sabit, evrim değişim. )
( Formül: Equilibrium İLE change )
( G.H. Hardy tarafından 1908 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1877-1947) (Ülke: İngiltere) (Alan: biyoloji) )
- HARE[Ar.]/MENEVİŞ[Fars.] değil/yerine/= DALGIR
( Bir yüzeyde, renk dalgalanması sonucu görülen parlaklık. | Terementi ağacının tohumu. )
- HAREKET:
CEVHER'DE ile NİCELİK'TE ile NİTELİK'TE ile MEKÂN'DA
- HAREKET DURUMUNDAKİ TEK BUZUL:
PERITO MORENO
( Dünyanın, hareket halindeki tek buzulu olan bu buzul, adını, Patagonya'da uzun süre bilimsel çalışmalar yapan, Şili-Arjantin sınırının da çizilmesine yardımcı olan, ancak bu buzulu hiç görememiş olan Francisio Moreno'dan almıştır. [Buzullar, genellikle yükseklerde (Tibet, Himalaya gibi) ya da Kutup'a çok yakın enlemlerde (Grönland, Alaska, Antartika gibi) oluşur. Bu durumda, iki etmen de bulunmamaktadır. Bu buzulu, bol kar, rüzgâr ve nem ortaya çıkarmıştır.] )
( 257 km² yüzeye, 34 km. uzunluğa ve 4 km. genişliğe sahiptir. Gölle buluştuğu noktada yüksekliği 60 m.[su altında 100 m. daha | gölden 6 km. geride ise 400 m.] )
( Her gün 1-2 cm. ilerleyen buzulun hacminde pek bir azalma olmadığı belirtiliyor. )
- HAREKET DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> DOLAŞIM DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> SOLUNUM DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> SİNİR DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> SİNDİRİM DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> BOŞALTIM DÜZENİ/SİSTEMİ
( Kemikler, eklemler ve kaslar. İLE/VE/||/<> Kalp, damar, kan. İLE/VE/||/<> Solunum yolu ve akciğerler. İLE/VE/||/<>. İLE/VE/||/<> Beyin, beyincik, omurilik, omurilik soğanı. İLE/VE/||/<> Dil ve dişler, yemek borusu, mide, karaciğer, safra kesesi, pankreas, bağırsaklar. İLE/VE/||/<> Böbrek, sidik/idrar kesesi, sidik/idrar kanalları. )
( Zehirlenmelerde genel belirtiler:
Sindirim sistemi bozuklukları: Bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal.
Sinir sistemi bozuklukları: Bilinç kaybı, havale, rahatsızlık hissi, hareketlerde uyumsuzluk.
Solunum sistemi bozuklukları: Soluk darlığı, morarma, solunum durması.
Dolaşım sistemi bozuklukları: Nabız bozukluğu, kalp durması.
)
- HAREKET EDEN/ETTİREN ile/ve DEĞİŞEN
( Bir cismin belirli konumlarda belirli aralıklarda bulunması. İLE/VE ... )
( * Hareket nedir? * Şey nedir? * İlke nedir? * Aralarındaki ilişki nedir? İLE/VE Değişenin bilgisi elde edilebilen şey değildir, kesin olarak elde edilemez. )
( ACTIVATOR vs./and ALTERATION )
- HAREKET EDEN ŞEY ile HAREKET ETMESİ BAKIMINDAN ŞEY
- HAREKET ETMEK değil/yerine/= DAVRANMAK
- HAREKET:
GÖRELİ ile/ve/<> BAĞIL
- HAREKET:
NESNENİN/DURANIN, KENDİNİ BULUNDUĞU DURUMDAN/NOKTADAN OLUMSUZLAMASI/DIŞARI ÇIKARMASI ile/ve/||/<>/> YENİDEN OLUMLAMASI/YAPILANMASI
- HAREKET:
NOKTA ve/<> HAT ve/<> SATIH/YÜZEY ve/<> HACİM/CİSİM
- HAREKET ile/ve ARDIŞIKLIK
- HAREKET ile/ve BELİRLEYİCİLİK
( MOVEMENT vs./and DETERMINATION )
- HAREKET ile/ve BELİRSİZLİK
( MOVEMENT vs./and INDEFINITENESS )
- HAREKET ve/<> BEREKET
( Varoluşu sağlar. VE/<> Varoluşun sürekliliğini sağlar. )
- HAREKET ve/<> BİÇİM ve/<> UZAM
- DEVİNİM/HAREKET[Ar.] ile/ve/değil/||/<>/> DAVRANIŞ
( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Bilinçsiz/bilinçli hareket. )
( [not] MOVEMENT vs./and/but/||/<>/> BEHAVIOUR )
- HAREKET ile/ve/değil DEĞİŞİM
( [not] MOVEMENT vs./and/but ALTERATION )
( GAMANA ile/ve/yok/değil VIPARINAMA )
- HAREKET ve/<> DİNGİNLİK
- HAREKET ile/ve DİRİLİK
- HAREKET ile/ve/||/<> DUYGU
( MOTION vs./and/||/<> EMOTION )
- HAREKET ve/||/<> DUYGULANIM ve/||/<> BENZETME
( İki kişi arasındaki tüm ilişkilerde ve temelinde, anne ile çocuğun ilişkisinde, yerli yerinde ve yeterince bulunması gerekenler... )
- HAREKET ile/ve ETKİLEŞİM
- HAREKET ile/ve ETKİNLİK
( Hareket, tamamlanmamış etkinlik; etkinlik ise tamamlanmış harekettir. )
( Geçmiş-Şimdi-Gelecek'in bütünlüğü. )
( MOVEMENT vs./and ACTIVITY )
- HAREKET ile EYLEM
( MOVEMENT vs./and/||/<>/> ACTION )
- HAREKET ve/> EYLEM ve/> YAŞAM ve/> BİLİNÇ
( HAREKET: Bil-kuvve olanın, bil-fiil olması için gerekli çaba. )
( MOVEMENT and/> ACTION and/> LIFE and/> CONSCIOUSNESS )
- HAREKET ile/ve FİİL
- HAREKET ve/||/<>/>/< HAKİKAT
- HAREKET ve/= HAKK
- HAREKET ile HAREKÂT
- HAREKET ile/ve HAREKETİN AMACI
( MOVEMENT vs./and THE AIM OF THE MOVEMENT )
- HAREKET ve/<> HAREKETTE DİNGİNLİK
- HAREKET ile/ve HİKMET
- HAREKET ile/ve İMAR
( MOVEMENT vs./and TO IMPROVE )
- HAREKET ile İNTİKAL
( MOVEMENT/MOTION vs. TRANSITION )
- HAREKET[Ar.] ile IZDIRÂB[Ar.]
- HAREKET ve KEMÂL/SINIR
( Her hareket, kemâline erer/sonlanır. )
- HAREKET ile/ve/değil KESİNTİSİZLİK
- HAREKET ile/ve KIMILDAMA
- HAREKET ile KIPIRTI
- HAREKET ile/ve KUVVET
( MOVEMENT vs./and POWER )
- HAREKET ve NESNE
( MOVEMENT and MATTER )
- HAREKET[Ar.] ile NUKLE[Ar.]
- HAREKET" ile/ve "NUMARA"
- HAREKET ve OLUŞ ve YOKOLUŞ
- HAREKET ve SABİTLİK
( MOVEMENT and CONSTANCY )
- HAREKET ile SES ile KONUŞMA
( MOVEMENT vs. VOICE vs. SPEECH/TO TALK )
- HAREKET ile/ve ŞEY
( Çırpıntı ve su ayrı değildir. Bizi suyun var oluşundan haberdar eden de o çırpıntıdır. )
( vs./and/||/<> THING )
- HAREKET ile/ve SINIRLILIK
- HAREKET ve/<> SÜKÛN
( Kendi halini/yerini bulmak/bulmaya çalışmak. VE/<> Tamamlanma. )
( Hareket, sükûn ister. VE/<> Sükûn/et, hareketin ademidir/yokluğudur. )
( Kasların, harekete; zihnin, sükûna gereksinimi vardır. )
( Özde, hareket aranmaz/"bulunmaz". )
( DOĞA: Hareketin yasalarının bilimi. )
( HAREKET: Doğal yerinde bulunmama. )
- HAREKET ve/> SÜREKLİLİK
( MOVEMENT/MOTION and/> CONTINUITY )
- HAREKET ile/ve SÜRÜKLENME
( MOVEMENT vs./and TO DRAG )
- HAREKET ile/ve/<> TELÂŞ
- HAREKET ve/> TİN/PSİŞE ve/> ZEKÂ
( Değiştirir. VE/> Birleştirir. VE/> Dönüştürür. )
( Alterates. AND/> Combines. AND/> Tranforms. )
( MOVEMENT and/> PSYCHE and/> INTELLIGENCE )
- HAREKET ve/> ÜMİT/UMUT
( MOVEMENT and/> HOPE )
- HAREKET ile/ve/||/<> UYUMLULAŞTIRILMIŞ HAREKET
- HAREKET ile/ve/değil YER DEĞİŞTİRME(İNTİKAL)
( Basit düzeydeki zihinlerde, hareket, yer değiştirme olarak yorumlanır. )
- HAREKET ve/> YÖN
( Hareketin başladığı andan itibaren yön oluşmaya başlar. )
( Hareketin, yöne gereksinimi vardır. )
( Yön, İbni Sinâ'nın tüm kitapları, ayrı ayrı ve başlı başına bir bölümdür. )
( MOVEMENT and/> DIRECTION )
- HAREKET/DEVİM ile/ve ETKİNLİK/DEVİNİM
( MOVEMENT vs./and ACTION )
- HAREKET-İ MÜSTAKÎME ile HAREKET-İ UFKİYE ile HAREKET-İ MENKÛSE
- HAREKETİ-İ İRÂDİYE ile İRÂDE-İ AKLİYE
( Hayvan/da. İLE İnsan'da. )
- HAREKETİN KAYNAĞI ile BİLGİNİN KAYNAĞI
- HAREKET'İN:
NEDEN'İ ile/ve NASIL'I
- HAREKETİN SÜREKLİLİĞİ:
DOĞADA ile/ve/<> YAŞAMDA
( Sürekli oluşum. İLE/VE/<> Sürekli insanlaşma. )
( Yaşamdaki temeddün, doğadaki tekevvün'ün devamıdır. [ve bunun da sonsal amacı, kişinin, daha da insanlaşarak, olgunluğa/kemâle ermesidir.] )
( DOĞA: Hareket ile sükûnun ilkesi. )
( TEKEVVÜN ile/ve/<> TEMEDDÜN )
- HAREKETLİ/LİK ile/ve/<> ETKİN/LİK
- HAREKETSİZ DİRENİŞ ile/ve/||/<> SESSİZ ÇIĞLIK
- HAREKETSİZLİK ve/||/<>/> ÇÜRÜME
- HAREKET'TE:
İŞÂRÂT-I HİSSİYE ile/ve MAKSADÜ'L HAREKET
- HAREKET'TE:
YER DEĞİŞTİRMEK değil KENDİ İÇİNDE DEĞİŞMEK
- HAREKETTE YETENEK:
ÖNGÖRÜLEBİLİR ile/ve/||/<> ÖNGÖRÜLEMEYEN
- HAREM[Ar.] ile HAREM[Ar.]
( Herkesin girmesine izin verilmeyen, saygıdeğer ve kutsal yer. | Hac zamanında ihrâma girilen yerden itibaren Kâbe'ye doğru olan bölüm. | Önceleri, saraylarda ve büyük konaklarda bulunan hanımlar dairesi. | Nikâhlı hanım, zevce. İLE "mefâilün"den "me"yi atarak "fâilün" sözcüğünü "mef'ûlün"e çevirme. )
- HAREM ile/||/<> HAREM-İ HÜMÂYUN ile/||/<> HATUN ile/||/<> MELİKA ile/||/<> KARİN ile/||/<> KURENA ile/||/<> VALİDE SULTAN
( Saray ve konaklarda kadınlara ayrılan yer. İLE/||/<> Topkapı Sarayı'nın harem dairesine verilen ad. İLE/||/<> Yüksek makamdaki kadınlara ve hakan eşlerine verilen ad. İLE/||/<> Padişah karısı. İLE/||/<> Padişah yakınlarına ve emrinde bulunanlara verilen ad. İLE/||/<> Padişaha yakın olan görevliler, mabeyinciler. İLE/||/<> Padişahın annesine verilen ad. )
- HAREM ile MAKSÛRE
( Herkesin girmesine izin verilmeyen, saygıdeğer ve kutsal yer. | Hac zamanında ihrâma girilen yerden itibaren Kâbe'ye doğru olan bölüm. | Önceleri, saraylarda ve büyük konaklarda bulunan hanımlar dairesi. | Nikâhlı hanım, zevce. İLE Camilerde, parmaklıklarla çevrilmiş yer. | Bir evin, yabancıların girmesine izin verilmeyen bölümü. )
- HARF (KULLANIMI) ile/ve RAKAM (KULLANIMI)
( Sürekli nicelik ve süreksiz nicelik farkını karşılayabilmeye yarar. )
( Rakamların, değerlerle karışmamasını da sağlar. )
( NAKŞ ETMEK )
( Türk abecesinde en yüksek dereceye sahip olan yani en sık kullanılan yazaçlar, A, E, İ, N, R, L; üst-orta derecede olanlar, I, D, K, M; alt-orta derecede olanlar, U, Y, T, S, B, O; düşük dereceli olanlar, Ü, Ş, Z, G, Ç, H, Ğ, V, C, Ö, P, F, J'dir.
Gazete köşe yazıları ve 9 yazara ait 37 kitaptan elde edilmiş, 11 milyon karakterden oluşan 13.4 MB boyutundaki metin seti üzerinden elde edilmiş Türkçe yazaçlara ait kullanım sıklıkları aşağıdaki adreste belirtilmiştir.
Türk abecesindeki yazaçların kullanım sıklıkları )
( İngilizce'de:
E T A O I N S H R D L C U M W F G Y P B V K J X Q Z
Almanca'da:
E N I S R A T D H U L G C O M W B F K Z Ü V P Ö Ä ß J Y X Q
İspanyolca'da:
E A O S R N I D L C T U M P B G V Y Q H F Z J X W K
Fransızca'da:
E S A I T N R U L O D C P M É V Q F B G H J À X Y È Ê Z W Ç Ù K Î Œ Ï Ë
Çekçe'de:
O E A N T I V L S R D K U P Í M C H Á Z Y J B Ř Ě É Č Ž Ý Š Ů G F Ú Ň W Ď Ó X Ť (Q) (časopis, 2500 besed)
Lehçe'de:
A I E O N Z W S C R Y T K D P M J U L Ł G B H Ą Ę Ó Ź Ś Ć Ń F Ż X V (Q) (časopis, 11.000 besed)
Rusça'da:
О Е А И Н Т С В Л Р К Д М П У Ы Я Г Б З Ч Й Х Ж Ш Ю Ц Щ Э Ф Ё (Solženicin, 86.000 besed)
О Е А И Н Т С Р В Л К М Д П У Ы Я Г З Б Ч Й Ж Х Ю Ш Ц Щ Э Ф Ё (časopis 25.000 besed) )
( FaRkLaR Kılavuzu'ndaki sözcüklerin yazaçlara göre kayıt oranı )
- HARF[Ar.] değil/yerine/= İMCE/İMLEÇ/YAZAÇ/TANIK/KIMSA
- HARF[Ar.] yerine KIMSA/YAZAÇ/İMCE
- HARF ile/ve/<>/> SESLEM/HECE
( HARF ile/ve el-MAKTA )
- HARFİYAT değil HAFRİYAT
( ... DEĞİL Toprağı kazma, kazı. )
- HARF-KEŞ[Ar.] ile HARF-ZEN[Ar.]
( Yazı yazan, çizgi çeken. | Saçmasapan konuşup can sıkan. İLE Çalçene, geveze. )
- HARİ ile/ve/||/<> HAR
( Dişil. İLE/VE/||/<> Eril. )
- HARİÇ değil/yerine/= DIŞINDA
- HARICEN/EXTERNAL[İng.] değil/yerine/= DIŞTAN
- HARİCEN[Ar.] değil/yerine/= DIŞARIDAN/DIŞTAN
- HÂRİC-İ KISMET değil/yerine/= BÖLÜM
- HARİCÎ ile/ve AYNÎ
( EXTERNAL vs./and ... )
- HARİCİ ile/||/<> HARİCİYE
( Dış, dışarıdaki. | İslâm tarihinde, ne Hz. Ali'nin, ne de Muaviye'nin tarafında olanlara verilen ad. İLE Dışişleri (Bakanlığı). )
- HARICİYE/GENERAL SURGERY[İng.] değil/yerine/= GENEL CERRAHİ
- HÂRİF[Ar.] ile HARÎF[Ar. < HİRFET] ile HARÎF
( Yemiş toplayan. İLE Meslektaş, sanat arkadaşı. | Herif, adi ve bayağı adam.| Teklifsiz dost. İLE Sonbahar, güz. )
- HARÎK[Ar.] ile CAHÎM[Ar.] ile NÂR[Ar.] ile SA'ÎR[Ar.]
- HARÎKA[Ar.] ile HÂRİKA[Ar. < HAVÂRIK] ile HÂRİKA[Ar.]
( Bulamaç, yulaf vs. lapası. | Acı, sızı. İLE Olanakların üstünde olup kişide hayret uyandıran. İLE Ateş, od. )
- HARİKA ile/ve/||/<> ŞAHİKA
- HARIL HARIL ile HALDIR HALDIR (ÇALIŞMAK)
- HARÎM[Ar.] ile HARÎM[Ar.]
( Saygısız, çekinmez, kayıtsız. İLE Biri için kutsal olan şeyler. | Harem dairesi, harem. | Evin içi gibi başkasına kapalı olan yer. | Bir evin civârı. | Avlu. | Ortak, şerîk. | Hacıların, hac zamanında büründükleri örtü. )
- HÂRİS ile HÂRİS[< HİRÂSET] ile HARÎS[< HIRS]
- HARİTA[Ar.] değil/yerine/= ÇİZİNÇ
- HARİTA ile/||/<> COĞRAFYA
( Tabula Rogeriana, ortaçağ dünya haritası )
( İdrisi tarafından 1154 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1100-1165) (Ülke: Sicilya) (Önemli katkıları: Dünya haritası, coğrafya kitabı) )
- HARİTA ile/||/<> DENİZCİLİK
( Amerika kıtasını gösteren dünya haritası )
( Piri Reis tarafından 1513 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1465-1553) (Ülke: Osmanlı) (Önemli katkıları: Dünya haritası, Kitab-ı Bahriye denizcilik ansiklopedisi) )
- HARİTA/CILIK ile HALÎTA/CILIK / ALAŞIM/CILIK
(
)
- HARİTA ile/ve/<> PLANÇETE[Fr. < Yun.]
( ... İLE/VE/<> Harita çıkarmaya yarayan bir aygıt. )
- HARMANİ/YE, PELERİN değil/yerine ÜST GİYSİSİ
( Gövdeyi saran, kolsuz ve bazen kukuletalı bir çeşit üst giysisi. )
- (not HARMFUL FOR) HARMFUL TO
- HARMONİC İLE TİMBRE İLE TEMPERAMENT ile/||/<> MÜZİK KURAMSİ
( Sesin müzikal özellikleri. )
( Formül: f = 440 × 2^(n/12) Hz )
- KEÇİBOYNUZU / HARNUP/HARRUP[Ar.] ile KEÇİ BOYNUZU
( Bitki. İLE Keçinin boynuzu. )
- HARP/CENK değil/yerine/= SAVAŞ
- HARS[Ar.] ile KEZİB[Ar.]
- HARVESTING[İng.] değil/yerine/= ELDE EDİM
- HAS/MAHSUS[Ar.] değil/yerine/= ÖZE/ÖZGÜ
( Bir cinste ya da bireyde bulunan, aynı cinsten başka hiçbir türde ya da bireyde rastlanılmayan. )
- HAŞÂHİŞ[Ar. < HAŞHÂŞ] ile HAŞÂİŞ/HAŞÂYİŞ[Ar. < HAŞÎŞ]
( Haşhaşlar. | Gelincikgillerden, kapsüllerinden, afyon, tohumlarından da yağ çıkarılan bitki. İLE Kuru otlar. )
( PAPAVER SOMNIFERUM cum ... )
- HASAN EFENDİ (HACI) ÇEŞMESİ :
( Yeniköy'de cami yakınında sokak içerisinde ve su terazinin altında bulunduğu "İstanbul Çeşmeleri" kitabında kaydedilen bu çeşme bulunamamıştır. )
- HASAN PAŞA (KAPTAN GAZİ) ÇEŞMESİ :
( Altunkum'da ki bahçeli gazinoda bulunduğu (H.1347, M.1928) "İstanbul Çeşmeleri" kitabında belirtilen bu çeşme bulunamamıştır. Bu çeşmenin kitabesinde şöyle yazıyormuş: Sahib - ül hayrat Kapudan - ı derya Cezayirli/Gazi Hasan Paşa Çeşmesi". Bu çeşmenin üzerinde ayrıca bir de onarım kitabesi bulunuyormuş bu kitabede de şöyle yazıyormuş: Marmoloz (Mavramoloz) Dalyan Çeşmesi" (3 Mayıs 1928). )
- HASAN PAŞA (KAPTAN GAZİ) ÇEŞMESİ :
( Cezayirli Gazi Hasan Paşa Çeşmesidir. Yenimahalle Karakütük Caddesi üzerinde ve çarşı içinde, meydana girince sağ köşe başındadır. Hasan Paşa (Kaptan Gazi) tarafından (H.1199, M.1784) yılında yaptırılmış bir meydan çeşmesidir. Sarıyer Vakıf Memba Suyundan beslenmektedir. Kitabesinde şöyle yazmaktadır: Ol Cezayirli Hasan Paşa - ı Gazi namdır/Yapdı nice hayr cari ol şecaat kanıdır/ Bu denı dünya fani olduğun idrak idüp/Yapdı Sarıyer'de bir çeşme zülalin aynıdır/ Geldi üçler seyr idüp anı didim tarihini/ Bil bu mai su değil ayn - ül hayatın aynıdır" (1199). )
- HASAN PAŞA (KAPTAN GAZİ) ÇEŞMESİ :
( Garipçe Köyün batısında Büyükliman'da ve plaj içinde bulunan bu çeşme Cezayirli Gazi Hasan Paşa tarafından, Büyükliman'da bulunan tersane içinde yaptırılmıştır (H.11994, M.1784). Tersane zamanla yok olup gitmesine karşın, çeşme plaj içinde bulunmakta olup, su akışı yoktur. Kitabesinde şöyle yazmaktadır: Şevkile bir tarih - i mâ tenden çıkardım fikr idüp İtdi icra bu yeni Tersane de âb - ı lâtif 1199". )
- HASAN PAŞA (KAPTAN GAZİ) ÇEŞMESİ :
( Hacı Osman Bayırında olduğu (H. 1315, M.1897) "İstanbul Çeşmeleri" kitabında belirtilen ve kullanılmadığı bildirilen bu çeşmeye rastlanmamıştır. Büyük bir olasılıkla Hacı Osman yolu yapımı sırasında ortadan kaldırılmıştır. Çeşmenin ayna taşında çift çapa resmi ve kitabesinde şöyle bir yazı varmış. "Esbak Kapudan - ı derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa merhumun hayratıdır" (Sene 15 Eylül 1313). )
- HASAN PAŞA (KAPTAN GAZİ) ÇEŞMESİ :
( Çayırbaşı'ndaki Cerrah Mahmut Efendi Camii bahçe duvarına bitişik tek yönlü büyük hazneli duvar çeşmesidir (H.1197, M.1782). Bu camiye, onarımını yaptırdığı için Cezairli Gazi Hasan Paşa Camii de denilmektedir. Çeşmenin iki kitabesi vardır. Kitabelerin altında ise bir kabartma çapa resmi vardır. Kitabede şöyle yazmaktadır: Hâlâ Kapudan - ı Derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa Hazretleri işbu çeşmenin ve mâ - ı lezîzinin yollarının tamir - i küllî ile müceddeden tamir ve terminine muvaffak olmalarıyla nâm - ı nâm - ı müşireleri hayr ile tezkir olunmak niyaziyle bu mahalle işaret olunmuştur" (1197). Alttaki ikinci kitabede ise şöyle yazıyor: Bu çeşmede asla saka gediği yoktur" Bu ifadeden anlaşılmaktadır ki, sakaların (su satıcılarının) su alıp satması hakları yoktur (Su almaları yasaktır). )
- HASAN PAŞA (KAPTAN GAZİ) ÇEŞMESİ :
( "İstanbul Çeşmeleri" kitabında bu çeşmenin de Çayırbaşı'ndaki Cerrah Mahmut Efendi Camiinin önünde olduğu belirtilmektedir H.1197, M.1782). Ne var ki bu çeşmede yerinde yoktur ve herhangi bir kalıntısı da mevcut değildir. Yol tanzim çalışmaları ve ana caddenin genişletilmesi sırasında yıkılıp ortadan kaldırıldığı anlaşılmaktadır. )
- [ne yazık ki]
HASAN FEHMİ ile/ve/||/<> ABDİ İPEKÇİ ile/ve/||/<> ÇETİN EMEÇ ile/ve/||/<> UĞUR MUMCU ile/ve/||/<> ÖTEKİLER
( 06 Nisan 1909 tarihinde, Serbesti gazetesinin yazarı Hasan Fehmi, Galata Köprüsü'nde öldürülür... Hasan Fehmi, düşüncelerinden dolayı katledilen ilk gazetecidir. Bu nedenle, 06 Nisan, "Öldürülen Gazeteciler Günü" olarak anılır... )
- HASAN-ül BASRİ ile/ve/<>/< VÂSIL b. ATA
- HASAR[Ar.]/DAMAGE[İng.] değil/yerine/= ZEDELENME
- HASAR[Ar.] değil/yerine/= ÇIĞIM
- HAŞARI değil/yerine YARAMAZ
( Çok yaramaz çocuk. | Huysuz, azgın hayvan. )
- HASAT ile TAHSİLAT
( Ürün kaldırma, ekin biçme işi. | Bu yolla elde edilen ürün. İLE Alacakların toplanması ya da süresi içinde ödenmeyenlerin yasal yollarla alınması. )
- HASBEK, ALİ HAYDAR (FATİH, 1881 - 1958) :
( Sarıyerli hukuk adamı. Deli Müftüler ailesinin mensubu olup, dava vekili olarak yıllarca Sarıyerlilerin sorunlarının halli için uğraşı verdi. )
- HASEBİYLE değil/yerine/= NEDENİYLE
- HASED ile BUHUL ile ŞUH ile GIPTA
ile/değil/yerine/></>/<
SEHÂVET ile İSÂR ile CÛD ile FAKR ile MAHV
( | "Bende yok, onda da olmasın." İLE "Bende var ama onda olmasın". İLE "Onunki, benim olsun". İLE "Onda var, bende de olsun". |
İLE/DEĞİL/YERİNE/>>/<
| "Bende var ama onda da olsun". İLE "Benim değil onun olsun". İLE "Benim yok ama onun, olsun". İLE "Onda yok, bende de olmasın". İLE "[Paylaştığı/bölüştüğü halde ...] Bir şey mi vermişim/z?". | )
- HASED/HASET değil/yerine/= KISKANÇLIK, ÇEKEMEMEZLİK | HAKKI ÖRTMEK [KÖKÜ KÜFÜRDÜR]
- HASEN[Ar.] ile 'ADL[Ar.]
- HASEN[Ar.] değil/yerine/= GÜZEL
- HASEN[Ar.] ile HASENE[Ar.]
- HASEN[Ar.] ile MUBÂH/MÜBÂH[Ar.]
- HASENÂT[< HASENE] ile İNFÂK
( İYİLİKLER, HAYIRLI İŞLER, GÜZELLİKLER )
- HASEP <> HASSA/HASİYET
( Kişisel özellikler, nitelikler. <> Özgülük, hassa. | Yarar, etki. )
- HAŞERE değil/yerine/= BÖCEK
- HASH FUNCTION[İng.] değil/yerine/= ÖZETLEME İŞLEVİ
- HASH İLE MAC İLE DİJİTAL İMZA ile/||/<> KRİPTOGRAFİK PRİMİTİFLER
( Temel güvenlik yapı taşları. )
( Formül: H(m) → sabit boyut )
- HASH[İng.] değil/yerine/= ÖZET DEĞER
- HAŞIL -ile
( Dokumacılıkta kullanılan, unlu ya da çirişli sıvı. [ÇİRİŞ: Çirişotunun kökünün öğütülmesiyle yapılan ve su ile karıştırılarak tutkal gibi kullanılan, esmer, sarı bir toz.] )
- HASIL ile HÂSIL[Ar.] ile HAŞIL
( Yeni başak tutmaya başlamış ekin. İLE Olan, ortaya çıkan, görünen. İLE Dokumacılıkta kullanılan, unlu ya da çirişli sıvı. [ÇİRİŞ: Çirişotunun kökünün öğütülmesiyle yapılan ve su ile karıştırılarak tutkal gibi kullanılan, esmer, sarı bir toz.] )
- HÂSILA[Ar.] ile/ve/<> HÂSILAT[Ar.]
( Bir işten elde edilen sonuç. Elde edilen kazanç. | Sonuç, netice. İLE/VE/<> Herhangi bir işten husûle gelen şeyler, temettü', yarar/fayda, îrât, vâridat, gelir, kazanç. | Ürün. )
- HÂSILAT[Ar.] ile PARSA[Fars.]
( Ürün. | Gelir, kazanç. İLE Bir izleyici topluluğu önünde yapılan gösteriden sonra toplanan para. )
- HASIM ile/değil/yerine HISIM
( Yağı, düşman. İLE/DEĞİL/YERİNE Akraba, yakın. )
- HAŞİN[Ar.] değil/yerine/= KATI, KESKİN, SERT, KIRICI
- HASİP HANIM YALISI :
( Rumelihisarı, Baltalimanı üzerinde bulunan bu tarihi yalı 18. yy. sonlarında yapılmış olup, Nasip Hanım'a aitti. 1902'de Posta ve Telgraf eski Nazırı Hüseyin Hasip Efendiye geçti. Tanker çarpması sonucu yıkılan yalı yeniden yapıldı ise de tarihi hüviyetini kaybetti. )
- HAŞ(I)R-NEŞ(İ)R OLMAK ile YAKINLIK
- HASÎR[Ar.] ile HÂSİR[Ar. < HASRET] ile HÂSİR[Ar. < HASÂR | çoğ. HÂSİRÂN, HÂSİRÎN, HÂSİRÛN] ile HÂSÎR[Ar.]
( Feri gitmiş, donuklaşmış göz. | Hasret çeken. İLE Hasret çeken, merâmına nail olmayan. | Çıplak, silahsız, eliboş, savunmadan âciz. İLE Zarara, ziyana uğrayan. İLE Hasır. | Söyler ya da okurken dili tutulan. )
- HAŞİV[Ar.] değil/yerine DOLDURMA
( Doldurma. | Yazıyı ya da konuşmayı gereksiz ayrıntılarla uzatma. )
- HAŞLAK, AHMET (İZMİR, 1971) :
( Pektim Spor Kulübünden transfer edildi ve iki sezon (1995 - 1997) lacivert - beyazlı kulüpte tescilli kaldı. Bu süre içinde 55 lig, 3 kupa olmak üzere 58 resmi ve ayrıca 29 özel maçla birlikte 87 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 5, özel maçlarda 2 gol attı. D.Ç. Karabükspor'a transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. )
- HASM[Ar.] ile HASM[Ar. çoğ. HUSÛM]
( Kesme, kesip atma, kesin olarak hal ve fasletme. İLE Düşman. | Karşı taraf, muhâlif. )
- HAŞMET[Ar.] yerine GÖRKEM
- HAŞMET ile HEYBET
( MAJESTY vs. GRANDEUR )
- HAŞR Ü NEŞR[Ar.] değil/yerine/= TOPLANMA VE DAĞILMA
- HASR[Ar.] ile İHSÂR[Ar.]
- HAŞR değil/yerine/= TOPLA(N)MA
- HASRET ve/<> GURBET
- HASRET[Ar.] ile/değil HASLET[Ar.]
( Özlem. İLE Huy, doğa, mizac. )
- HASRET ve/<> HÜZÜN
- HASRET değil/yerine/= ÖZLEM
( (")İnsan("), (")bireyler(") içinde, birey'e özlem duyarak yaşar. )
- HASRETMEK[Ar.] değil/yerine/= ÖZGÜLEMEK
- HAŞR[Ar.]-KALKMAK/KOPMAK -ile/ve/||/<>
( Gizlendiği yerden ortaya çıkmak.[HA-ŞA-RA > HA-ŞA-RE: Açıkta olmayan. Gizlendiği yerden çıkan.] İLE/VE/||/<> Oturduğu/görüldüğü yerden kalkmak.[Kıyam, kıyamet.] )
- HÂSS[Ar.] ile HUSÛS[Ar.]
- HASSA ile HASSAS
( Özgülük, özellik. İLE Duyum ve duyguları algılayan. | Çabuk duygulanan, duygun, duyar, duyarlı, içli, alıngan. | Çabuk etkilenen. | Yapımı ve bakımı özen isteyen, aksamadan, çok doğru çalışan, kesin ölçüler gerektiren işlerde kullanılan araç. )
- HASSAS (KONU) ile ÖZEL (KONU)
- HASSAS YAN" ile "YUMUŞAK KARIN"
- HASSAS değil/yerine/= DUYARLI
- HASSAS değil/yerine/= DUYARLI
- HASSAS[Ar.]/SANTİMANTAL[Fr.] değil/yerine/= DUYARLI
- HASSASİYET değil/yerine/= DUYARLILIK
- HASSASİYET ve/<>/>/< HAYSİYET
- HASSAS/LIK ile DUYARLI/LIK
( SENSITIVE/NESS vs. AWARE/NESS )
itibarı ile 45.309 başlık/FaRk ile birlikte,
45.309 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(68/183)
(1996'dan beri)