Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 45.309 başlık/FaRk ile birlikte,
45.309 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(14/183)


- ÂS(İ)TÂNE -ile

( BÜYÜK TEKKE | MERKEZ | PAYİTAHT | EŞİK )


- AŞİYAN MEZARLIĞI :

( Bebek'le Rumelihisarı arasındadır. Sarıyer İlçesi sınırları buradan başlar. Rumelihisarı Kalesi bitişiğindedir. Önceleri "Kayalar Mezarlığı" olarak biliniyordu. Zaman zaman Rumelihisarı Mezarlığı da deniliyorsa da asıl daha ziyade Aşiyan Mezarlığı olarak bilinmektedir. Aşiyan Sarıyer ilçesini Beşiktaş'tan ayıran sınırdır. Bu mezarlıkta gömü yapılmaktadır. )


- ÂŞİYAN MEZARLIĞI değil KAYALAR MEZARLIĞI

( ÂŞİYAN[Fars.]: Yuva, ev. | Kuş[bülbül] yuvası. )

( ÂŞİYAN KÖŞKÜ: Tevfik Fikret'in yaptırdığı köşk. )


- AŞİYAN MÜZESİ :

( Rumelihisarı'nda Aşiyan Mezarlığı karşısındadır. Müze olarak kullanılan ev Şair Tevfik Fikret'e (1867 - 1915) aittir. Aşiyan (Yuva) adını taşıyan bu ev "Edebiyatı Cedideciler" yani (Yeni Edebiyatçılar) adına 1945 yılında müze yapılmıştır. Bu müze "Cedide Müzesi" adıyla da tanınır. )


- ASİYANOTİK değil/yerine/= MORARMAMIŞ


- AŞK

( AŞK-I CİSMÂNÎ: Maddî aşk, eşeysel arzulara dayanan sevgi.
AŞK-I DERÛN: Derinde, içte olan aşk, içten gelen arzu, istek.
AŞK-I EFLÂTÛNÎ: Platonik aşk, maddeci olmayan ideal aşk.
AŞK-I FAZL Ü HAKK: Fazilet ve doğruluk aşkı, sevgisi.
AŞK-I FÜSÛNKÂR: Sihirli, büyüleyici aşk.
AŞK-I HAKİKÎ: Gerçek sevgi, maddeye bağlı olmayan aşk.
AŞK-I İLÂHÎ: Tanrı aşkı.
AŞK-I MAKHÛR: Kahrolmuş, mahvolmuş aşk.
AŞK-I MARAZÎ: Düzensiz bir ruh halinin normal olmayan sevgisi.
AŞK-I MECÂZÎ: Allah sevgisine ulaşmak için O'nun yarattığı geçici suretlerden birini sevme.
AŞK-I MEMNÛ: Menedilmiş, yasaklanmış aşk.
AŞK-I MÜRDE: Ölmüş, bitmiş aşk.
AŞK-I RÛHÂNÎ: Manevî sevgi, Allah sevgisi.
AŞK-I SEHHÂR: Sihirleyici, büyüleyici aşk. )


- AŞK/IN:
"ACISI"(x ISTIRABI) ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< ANISI


- AŞK:
ANLAMAYAN İÇİN ile/değil/yerine ANLAYAN İÇİN

( Bir günlük. İLE/DEĞİL/YERİNE Ömürlük. )


- AŞK:
ARAYIŞ ile/değil/yerine/>/< ADAYIŞ/ADANIŞ


- AŞK:
[bazen]
CAN ile/<> GAM ile/<> HİÇ


- AŞK:
ÇOK UZAK ile/ve/<>/< FAZLA YAKIN


- AŞK ERBÂBI ile/ve ZEVK ERBÂBI


- AŞK "HASTALIĞI" değil ÂŞIK OLMAMA(NIN YARATTIĞI) SORUN/LARI


- AŞK (İLE) ve/||/<>/> (B)İLİM (İLE)

( Bulunur, bulmak gerekir. VE/||/<>/> Bilinir, bilmek gerekir. )


- AŞK/MÂŞUK ve/<> MASUMİYET/MASUM


- AŞK OLSUN ile/ve/||/<> AŞK OLSUN ile/ve/||/<> AŞK OLSUN

( Beğenilmeyecek bir davranış/tutum karşısında kınama, sitem bildiren söz. | "Aferin" anlamında bir davranışın, bir tutumun çok beğenildiğini bildiren söz. | Dervişler arasında kullanılan merhabalaşma. )


- AŞK/ÇOĞU DURUM:
[önce] AKIM ve/sonra/||/<>/> BAKIM


- AŞK:
"SANDIĞIMIZ KADAR" ile/değil YANDIĞIMIZ KADAR


- AŞK:
SİN ile/ve/||/<>/> ŞIN

( | HİPOTALAMUS ve/||/+ HİPOFİZ ve/||/+ EPİFİZ | ile/ve/||/<>/>
| İYİ/LİK ve/||/+ DOĞRU/LUK ve/||/+ GÜZEL/LİK | )


- AŞK:
"SÖZCÜK" değil SÖZLÜK


- AŞK:
VARKEN ile/ve/||/<> YOKKEN ile/ve/||/<> BİTİNCE

( (")Bıkılan("). İLE/VE/||/<> (")Aranılan("). İLE/VE/||/<> (")Özlenilen("). )


- AŞK YAŞAMI ile/ve/=/değil/yerine EŞEYSELLİK/SEKS YAŞAMI


- AŞK YÜZÜNDEN değil/yerine AŞK SÂYESİNDE


- AŞK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ADÂLET

( [ölçü/ölçüsüzlük] Bireyde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Toplumda. )


- AŞK ve/<> AF


- AŞK ile/ve/değil/<> AHİD'E VEFÂ


- AŞK ve/||/<>/>< AKIL

( Aklınızı kullandığınız kadar aşkınızı kullanmazsanız, denge/yi tutturamazsınız. )

( Sen, sen olduğun sürece o değilsin; o geldiğinde de sen olmazsın. )


- AŞK ile/ve ÂŞIK["AŞIK" değil!]

( Çaresizlik yoktur. İLE/VE Çaresizlik çoktur/yaşayabilir. )

( Birçok şeye [her şeye/herkese] yönelik olabilir. İLE/VE Tek bir şeye/kişiye yönelmiştir. )

( Aşk, daha çok, tek taraflıdır. )

( Aşk ehline, sultanların tahtı, tahta parçasından başka bir şey değildir. )

( AŞK :/= Yasaksa!... [Aşk, ancak yasak aşk ise süreklidir/sürdürülebilirdir.] )

( Mutlu aşk/âşık yoktur.(yoktur) )

( "Kör-kütük âşık olmak" değil bir "kütüğe" âşık olup kör olmak. )

( AŞK'I, ÂŞIKLAR BİLİR
[Başka da, hiçkimse bilemez.] )

( Âşık, türkü yakmazsa, aşka katlanamaz. )

( KENDİNDE VÜCÛD OLMAYAN ZÂT )

( I love my love, but my love doesn't love me as I love my love. )

( )

( "Çıkıktır o. Âşık olsan, duramazdın." )

( )

( Aşk ile yürüyen, sırtında, dünyayı taşır...
Aşksız yürüyen, "beden" diye bir ceset taşır. )

( LOVE vs./and LOVER )


- AŞK ve/<> AŞKINLIK


- AŞK ile/ve/değil ÇEKİM/CÂZİBE


- AŞK ile/ve/<>/> CESÂRET

( FALL IN LOVE vs./and/<>/> COURAGE )


- AŞK ile/ve/değil/yerine/<> COŞKU

( FALL IN LOVE vs./and/<> EXUBERANCE )


- AŞK ile/ve DALÂLET

( FALL IN LOVE vs./and ABERRATION )


- AŞK ve/||/<> DAYANÇ/SABIR


- AŞK ile/ve/> DERT

( Aşkın gıdası, derttir. )

( Söylemem derdimi, hemderde bile! )

( Aşk adamı inletir, dert adamı söyletir. )

( Dinletir. İLE/VE/> Söyletir. )

( FALL IN LOVE vs./and/> TROUBLE )


- AŞK ile/ve DEVAMLILIK

( FALL IN LOVE vs./and CONTINUITY )


- AŞK ile/ve/||/<>/> EŞEYSELLİK/SEKS

( BÂH-NÂME[Ar., Fars.]: Eşeyselliği konu alan kitap. )

( EŞEYSELLİK (SEKS) :
- Eşey Bilim: Seksoloji.

- Latince "sexus".

- Eşeysel çekim(cazibe): seksapel (ingilizce "sexappeal").

- Orpheus("Nur ile şifa veren"). (Fenike dilinde Nur anlamına gelen Aur, Yunanca'da Arpha ile şifa anlamına gelen Rafae sözcüklerinden oluşmuştur ve "Nur ile şifa veren" anlamına gelmektedir.)

- Üçlemeler(Triad'lar)... (Sevgi-Sezgi-Bilgi), (Güzellik-Bilgi-Güç), (Sevgi-Arınma-Aydınlanma), (Güzel-İyi-Doğru).

 

American Heritage Sözlüğü'nde

- Sex: 1. a. The property or quality by which organisms are classified according to their reproductive functions. b. Either of two divisions, designated male and female, of this classification.
2. Males or females collectively.
3. The condition or character of being male or female; the physiological, functional, and psychological differences that distinguish the male and the female.
4. The sexual urge or instinct as it manifests itself in behavior.
5. Sexual intercourse.
6. The genitalia.
sexed, sexing, sex.es: To determine the sex of (young chickens).

- sex appeal: n. Physical attractiveness or personal qualities that arouse sexual interest in another person.

- sex cell: n. A gamete.

- sex chromosome: n. Either of a pair of chromosomes, usually, designated X or Y, in the germ cells of human, most animals, and some plants, that combine to determine the sex of an individual, XX resulting in a female and XY in a male.

- sex gland: n. A testis or ovary; gonad.

- sex hormone: n. Any of various animal hormones, such as estrogen and androgen, affecting the growth of function of the reproductive organs and the development of secondary sex characteristics.

- sex.ism: n. Discrimination based on sex, esp. discrimination against women. 2. Attitudes or conditions that promote stereotyping of social roles based on gender. -sex'ist adj. & n.

- sex.less: adj. 1. Lacking sexual characteristics; neuter. 2. Arousing or exhibiting no sexual interest or desire; asexual. -sex'less.ly adv. -sex'less.ness n.

- sex linkage: n. The condition in which a gene responsible for a specific phenotypic trait is located on the X choromoseome, resulting in sexually dependent inheritance of the trait.

- sex-linked: adj. 1. Carried by a sex chromosome, esp. an X chromosome. Used of genes. 2. Sexually determined. Used esp. of inherited traits.

- sex.ol.o.gy: n. The study of human sexual behavior. -sex'o.log'ic, sex'o.log'i.cal adj. -sex.ol'o.gist n.

- sex.pot: n. Informal. A strikingly sexy person.

- sex.tant: n. 1. A navigational instrument used for measuring the altitudes of celestial bodies. 2. Sextant. Sextans. [NLat. sextans, sextant- < Lat., sixth part(from its being graduated in sixths of a circle) < sextus, sixth.]

- sex.tile: adj. Designating the position of two celestial bodies when they are 60 degrees apart. [Lat. sextilis, one sixth < sextus, sixth.]

- sex.u.al: adj. 1. Of, pertaining to, affecting, or characteristic of sex, the sexes, or the sex organs and their functions. 2. Implying or symbolizing erotic desires or activity. 3. Of, pertaining to, or designating reproduction involving the union of male and female gametes. [LLat. sexualis < Lat. sexus, sex.] -sex'u.al.ly adv.

- sexual intercourse: n. Coitus, esp. between humans.

- sex.u.al.i.ty: n. 1. The conditionof being characterized and distinguished by sex. 2. Concern with or interest in sexual activity. 3. The quality of possessing a sexual character or potency.

- sex.u.al.ize: tr.v. -ized, -iz.ing, -iz.es. To make sexual in character or quality.

- sex.y: adj. -i.er, -iest. Arousing or tending to arouse. sexual desire or interest. -sex'i.ly adv. -sex'i.ness n.

- sexual selection: n. Darwinian adjunct of natural selection hypothesizing the preffered hereditary selection of characteristics involved in male courtship displays and combat.

 

- sex: pref. Six; sexpartite. [Lat. sex, six.]

- sex.a.ge.nar.i.an: n. A person who is sixty years old or between the ages of sixty and seventy.
adj. 1. Being sixty years old or between the ages of sixty and seventy. 2. Of or pertaining to a sexagenarian. [Lat. sexagenarius, sexagenary]

- sex.ag.e.nar.y: adj. 1. Pertaining to or proceeding by sixties. 2. Sexagenarian. -n., pl. -ies. A sexagenarian. [Lat. sexagenarius < sexageni, sixty each < sexaginta, sixty < sex, six.]

- Sex.a.ges.i.ma: n. The Second Sunday before Lent. [LLat. sexagesima < Lat. sexagesimus, sextieth < sexaginta, sixty < sex, six.]

- sex.a.ges.i.mal: adj. Of, relating to, or based on the number 60. [< Lat. sexagesimus sixty.]

- sex.cen.te.nar.y: adj. Pertaining to 600 or to a 600-year period. -n., pl. -ies. A 600th anniversary or its commemoration. [< Lat. sexcenteni, six hundred each : sex, six + centeni, a hundred each < centum, hundred.]

- sex.en.ni.al: adj. 1. Occurring every six years. 2. Relating to or lasting six years. -n. An event that occurs ever six years. [Lat. sexennium, of six years : sex, six + annus, year.] -sex.en'ni.al.ly adv.

- sex.par.tite: adj. Composed of or divided into six parts, as a groined vault.

- sext(also Sext): n. Eccles. 1. The fourth of the seven canonical hours. 2. The time of day set aside for sext, usually the sixth hour, or noon. [ME sexte < Lat. sexta(hora), sixth(hour) < sextus, sixth.]

- sex.tan: n. A malarial fever with paroxysms recurring every six days. -adj. Occurring or recurring every six days. [NLat. sextana(febris), sextan(fever) < Lat. sextus, sixth.]

- Sex.tans: n. A constellation in the equatorial region of the sky near Leo and Hydra. [NLat., sextant.]

- sex.tet: n. 1. Mus. a. A group composed of six vocalists or musicians. b. A musical composition written for six performers. 2. A group of six persons or things. [Alteration of SESTET.]

- sex.til.lion: n. 1. The cardinal number written 10*21. 2. Chiefly Brit. The cardinal number written 10*36. [Fr. sex-, six (Lat. sex) + million, million.] -sex.til'lion adj. & pron.

- sex.til.lionth: n. The ordinal number that matches the number sextillion in a series. 2. One of sextillion equal parts. -sex.til'lionth adj. & adv.

- sex.to.dec.i.mo: n. pl. -mos. 1. The page size of a book composed of printer's sheets folded into 16 leaves or 32 pages. 2. A book composed of sextodecimo pages. [Lat. sextodecimo, ablative of sextusdecimus, one sixteenth : sextus, sixth + decimus, tenth < decem, ten.]

- sex.ton: n. An employee or officer of a church who is responsible for the care and upkeep of church property and sometimes for ringing bells and digging graves. [ME segerstone < AN segerstaine < Med. Lat. sacristanus, sacristan.]

- sexton beetle: n. The burying beetle.

- sex.tu.ple: tr. & intr.v. -pled, -pling, -ples. To multiply or be multiplied by six. adj. 1. Containing or consisting of six parts; sixfold. 2. Larger or greater by sixfold; multiplied by six. 3. Mus. Having six beats to the measure. -n. A number six times larger than another. [Prob. SEX- + (QUIN)TUPLE] - sex.tu'ply adv.

- sex.tu.plet: n. 1. One of six delivered at one birth. 2. sextuplets. The six offspring of one birth. 3. A group of six similar persons or things; sextet. [SEXTU(PLE) + (TRI)PLET.]

- sex.tu.pli.cate: adj. 1. Six times as many or as much; sixfold. 2. Raised to the sixth power. -tr.v. -cat.ed, -cat.ing, -cates. To sextuple. -n. One of six similar things. [SEXTU(PLE) + (DU)PLICATE.] - sex.tu'pli.cate.ly adv. -sex.tu'pli.ca'tion n. )

( LOVE vs./and/||/<>/> SEX )

( ... ile MÜCAMAA )


- AŞK ile/ve/> EŞK[Fars.]

( ... İLE/VE/> Gözyaşı. )


- AŞK = (FALL IN) LOVE[İng.] = AMOUR[Fr.] = LIEBE[Alm.] = AMORE[İt.] = AMOR[İsp., Lat.] = HO ER.S, HE FILIA, HE AGAPE[Yun.] = İŞK[Ar., Fars.] = MIN[Felm.]


- AŞK ve/> FEDÂKARLIK

( FALL IN LOVE and/> SACRIFICE )


- AŞK ve FEDÂKÂRLIK


- AŞK ile GARÂM


- AŞK ve/||/<> GÖNÜL

( İmam. VE/||/<> Cemaat. )


- AŞK ile/ve/<>/> GÜLMEK :)

( Sen gülersen, hayat güler. :) :) :) )

( LOVE vs./and/<>/> TO LAUGH )


- AŞK ve HAKK

( Nefisle karışık aşk zillete, Allah'la karışık aşk da devlete götürür. )

( İrfaniyetle ilmin, ilimle ibâdetin araları, birer asır kadar uzaktır. Fakat aşk, bu mesafeyi bir adımda aşar gider. Aşksız da olur ama beşer ömrü yetmez. )


- AŞK ile HAYALPERESTLİK


- AŞK ile/ve/<> HELÂK OLMAK

( Aşk/âşık olmadan helâk olunmaz. )


- AŞK ile HIRS

( LOVE vs. GREED )


- AŞK ve İCÂD ETMEK


- AŞK ile/ve İHLÂS

( Aşk kelâmını anlamak için âşık olmak gerektir. )

( Âşıklar ölmez! Ölen, hayvân imiş. )

( Aşkta herşeyin mânâsı var, davası yok. )

( AŞK: VASITA-İ VUSLAT-İ İLÂHÎ )


- AŞK ve/> İHSAN


- AŞK ile/ve/değil/||/<>/< İLK GÖRÜŞTE AŞK


- AŞK ve/> İRFAN

( FALL IN LOVE and/> WISDOM )


- AŞK ve/> İRFAN


- AŞK ile/< IŞK

( ... İLE/< Sarmaşık. )


- AŞK ile/ve İŞTİYÂK


- AŞK ve/<> KAVUŞMA(VUSLAT)

( İkisi de AN'dadır. )


- AŞK >< KAYITSIZLIK [NEFRET değil!]


- AŞK ve/<> KEMÂL

( AŞK: Kendi olgunluğuna/kemâline olan/yönelik tutku/şevk. )


- AŞK ve/||/<>/>/< MAHVİYET


- AŞK ve/<> MEŞK


- AŞK ve MUHABBET ve CEZBE

( Allah'a duyulan. VE İnsan'a duyulan. VE ... )


- AŞK ile/ve/değil/||/<>/< "OLMAZIN"(ÇOK DÜŞÜK OLASILIĞIN) HEYECANI("GERÇEKLEŞME DÜŞÜNCESİ/DÜŞÜ/BEKLENTİSİ")


- AŞK ile/ve/||/<> ONUR


- AŞK ve/||/<>/> ŞAİR/ŞİİR

( Aşkın dokunuşlarıyla herkes şair olur. )


- AŞK ve/<> SAVUNMASIZLIK


- AŞK ile/ve/> SAYGI

( FALL IN LOVE vs./and/> RESPECT )


- AŞK ile/ve/||/<> SEVDÂ

( Hevesin geçene kadar. İLE/VE/||/<> Soluğun yetene kadar. )

( ... İLE/VE/||/<> Kalbin ortasındaki kararmaya yüz tutmuş kan. | Aşk, sevgi. | Aşırı sevgiden doğan bir çeşit hastalık. | İstek, heves, arzu. | Çok kara/siyah. | Eskilerin, insan mizâcında kabul ettikleri dört hılttan biri. )


- AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( İçine girme isteği/coşkusu ile. İLE/VE/||/<>/> İçine alma isteği/coşkusu ile. )

( Dudaklarından öpme/öpülme isteği/coşkusu ile. İLE/VE/||/<>/> Yanaklarından öpme/öpülme isteği/coşkusu ile. )

( Gönüldeki durum, kişiye hâkim oluyorsa. İLE/VE/||/<>/> Kişi, gönlündeki duruma hâkim olabiliyorsa. )

( Aşk, düzenliyi ve güzeli, akla ve mûsikî eğitimine uygun bir biçimde sevmektir. )

( Aşk, bilincin kaymasıdır. )

( Özne ile nesnenin, sarmal birliği. )

( Kişinin, aslını bulma zevki. )

( Muhabbet Yolu, Aşk Apartmanı, No.1, o kapıdan gir! )

( Aşkta, herşeyin mânâsı var, davası yok. )

( Aşkta, özün yanmaya, gözün ağlamaya başlar. )

( Meyl edip muhabbet ettiğin şeyin, olmaması durumu. )

( Aşk/Âşık! Ölümden ne korkarsın? Korkma! Ebedî varsın! )

( Dün olmayan. | Güzelliğe duyulan özlem. İLE/VE/||/<>/> ... )

( İTİLÂK: Birinin sevgisine yakalanma, tutulma. )

( Aşk ehline, önce dert düşer, aşk değil! )

( Bağımlılık gibidir.[Kaybedince/kaybedersek, kendini kaybetmiş gibi oluruz/olabiliriz.] İLE/VE/||/<>/> Bağlılık gibidir.[Kaybedince/kaybedersek, bir parçamızı kaybetmiş gibi oluruz/olabiliriz.] )

( Yakıcı. İLE/VE/||/<>/> Isıtıcı. )

( "Seni seviyorum..." [Çünkü sana gereksinimim var.] İLE/VE/||/<>/> Sana gereksinimim var. [Çünkü seni seviyorum...] )

( Coşkulu, tutkulu yaşanır. İLE/VE/||/<>/> Farkındalıklı, derinlikli, dingin ve doyurucudur. )

( Başımızı döndürür. İLE/VE/||/<>/> Dünyayı döndürür. )

( FALL IN LOVE vs./and/> LOVE )


- AŞK[Ar.] değil/yerine/= SEVİ


- AŞK ile/ve/> SIDKIYET

( Birinde kül olduysan, başkasını ısıtamazsın. )


- AŞK ile/ve/||/<>/> ŞİİR

( Aşk (bile), şiirin bahanesidir. )

( ... İLE/VE/||/<>/> Birinin unuttuğunu, öbürüne unutturmayan söz. )


- ASK :/yerine SORMAK


- AŞK ile/ve ŞÜKÜR

( FALL IN LOVE vs./and GRATITUDE )


- AŞK ile/ve ŞÜKÜR


- AŞK >< TAASSUB


- AŞK ile TAŞKIN SEVGİ, ĞARAM/GARAM


- AŞK ile/ve/<> (")TİTİZLİK(")

( FALL IN LOVE vs./and/<> (")FASTIDIOUSNESS/FUSSINESS(") )


- AŞK ile/ve/değil/||/<> TUTKU

( Bilincin kayması. | Zihnin by-pass'ı. İLE/VE/DEĞİL ... )

( AŞK: Kendi kendini deneyimleme. )

( AŞK: Kara baht. )

( AŞK: Uykuya dalmadan önceki son düşündüğün ve uyandığındaki ilk düşündüğün. [tabii uyuyabiliyorsan] )

( AŞK: Kendi bilgisinin bittiği yerde, aczin başladığı zaman bilinebilir. )

( [not] LOVE vs./and/but PASSION )


- AŞK ile/ve/>/değil VEFÂ

( NE MÜMKÜNDÜR VEFÂ BULMAK CİHANIN BÎ-VEFÂSINDAN
MUHİB-İ SÂDIKI YEĞDİR KİŞİNİN AKRABASINDAN )


- ÂŞK/ÂŞIK ile/ve/<> YANAK

( Âşıkların alınyazısı, sevgililerinin yanaklarında yazmaktadır. )


- AŞK ile/ve YORGUNLUK


- AŞK ve/<> ZÂT

( Zât(ın)'a yol, sadece/ancak AŞK'tır. )


- AŞK ile/ve/||/<> ZEN

( FALL IN LOVE vs./and ZEN )


- AŞKA DÜŞMEK:
GÖNÜL İLE ile ZEKÂ İLE ile AKIL İLE ile DUYGU İLE ile DÜŞMEZSEK

( Yanarız. İLE Kavruluruz. İLE Çıldırırız. İLE Gülünç oluruz. İLE Kalabalığa karışıp ezilir gideriz. )


- ASKA'[Ar. < SUK] ile ASKA'[Ar.]

( Bölgeler. | Çeşme duvarlarının bölmeleri. İLE Kanarya. [kuş] )


- AŞKÂR[/Â/E], ÂŞİKÂR/E[Ar.] ile AŞKAR[Ar.]

( Belirli, açık, meydanda. İLE Koyu al. | Kızıl saçlı adam. | Doru[gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi kara] at. )


- ASKARİS değil/yerine/= YUVARLAK BAĞIRSAK SOLUCANI


- AŞK:
DOKUNMAYA KIYAMAMA ile/ve/||/<>/>< KIYASIYA DOKUNMA İSTEĞİ (ARASINDALIK)


- ASKER SUYU ÇEŞMESİ :

( Yenimahalle'nin Havantepe mevkiinde ve Rumelikavağı'na bakan yamaçtadır. Çeşme bu alanda konuşlanan askeri birliğin ihtiyacını karşıladığı ve askeri birlikçe uzun yıllar korunması ve bakımı yapıldığı için "Asker Suyu" adını almıştır. )


- ASKER[Fars.] ile ASKER, CÜND[Ar.], LEŞKER[Fars.]

( Devredici, seyyar. İLE Er. )


- ASKER ile KAPIKULU

( ... İLE Osmanlı'larda, devletten ödenek alan, sürekli görev yapan atlı ve yaya askerlerden oluşan teşkilat. )


- ASKER ile/ve/||/<> KARACI

( Kara kuvvetlerine bağlı subay, astsubay ya da er. )


- ASKER ile KARAKULLUKÇU

( ... İLE Yeniçeri Ocağı bölüklerinde odaları ve odaya gelen konukların ayakkabılarını temizleme, yemek kaplarını yıkama vb. işlerle görevli er. )


- ASKER ile KOMANDO[Fr. < COMMANDO]

( ... İLE Özel yetiştirilmiş askerlerden oluşan birlik. | Bu birlikte görevli asker. | Vurucu güç. )


- ASKER ile PENCİK[Fars.]

( ... İLE Asker yetiştirilmek üzere, savaş tutsaklarından, beşte bir oranında ayrılan acemioğlan adaylarına verilen ad. )


- ASKER ile SEKBAN[Fars.]

( ... İLE Osmanlılar'da, sınır boylarında görev yapan bir sınıf asker. | Eyalet paşaları ve sancak beylerine bağlı olarak görev yapan bir sınıf asker. )


- ASKER ile/ve/||/<>/>< SİVİL

( Kep ile postal arasında sıkışıp kalma(!) İLE/VE/||/<>/>< Cüzdan ile vicdan arasında sıkışıp kalma(!) )


- ENGELLEM/AMBARGO[Fr.]:
SÜEL/ASKERÎ değil/yerine/= GEÇİMSEL/EKONOMİK değil/yerine/= YÖNETKİL/SİYASİ


- ASKERÎ ATAŞE değil/yerine/= SÜEL ELÇİGE


- ASKERİ İSKELE :

( Çayırbaşı'nda, Tekel iskelesi yanındaki ikinci iskele Marmara ve Boğazlar Sahil Güvenlik Kumandanlığına ait olup, iskelede güvenlik ve kontrol ile ilgili gemiler bulunmaktadır. )


- PİLOT:
ASKERİ ile SİVİL


- ASKERÎ ŞAHISLAR değil/yerine/= SÜEL KİŞİLER


- ASKERÎ ile/değil ASGARÎ


- ASKER/POLİS ile ZAPTİYE[Ar.]


- ASKETİZM değil/yerine/= ADANMIŞLIK, ÇİLECİLİK


- AŞK'I BESLEYENLER ile AŞK'I ÖLDÜRENLER

( * MUTLULUK
* HOŞGÖRÜ
* SEVGİ
* İLGİ
* TEN UYUMU
* DOKUNMA
* BİRLİKTE ZAMAN GEÇİRME
* UYUM
* NEŞE
* ÖZLEM
* FEDÂKÂRLIK
* KISKANÇLIK
* PAYLAŞIM
* SEVGİ VE AŞK SÖZCÜKLERİ
* ROMANTİZM
* SADAKAT
* ÖZEN
* SAYGI
* CESARET
* ÇILGINLIK
* ONAYLAMA
* DÜRÜSTLÜK
* DUYARLILIK

ile

* İHMAL
* İLETİŞİM AZLIĞI
* ÇATIŞAN KİŞİLİK
* BASKICI TUTUMLAR
* SÖZEL VE FİZİKSEL ŞİDDET
* ONU TANIMAMAK
* UMUTSUZLUK
* [BAZEN] EVLİLİK )


- AŞKI DOĞURMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AŞKLA DOĞURMAK


- AŞK-I HAKÎKÎ/İLÂHÎ ile/ve AŞK-I MECÂZÎ


- AŞKI:
OLUŞTURAN ile/ve/||/<>/> ARTIRAN


- AŞKIM" ile/ve "İMANIM"


- AŞKIN, ...:
KAPIYI ÇALMASI ile/ve/||/<>/> BACAYI SARMASI


- AŞK'IN "AZALMASI/DÜŞMESİ" ile/ve/değil/<> KANIKSAMA


- AŞKIN "AZLIĞI" ile/ve/değil/||/<>/< ÇARESİZLİĞİN ÇOKLUĞU


- AŞK'IN:
BEDELİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KUDRETİ


- AŞKIN EKSİKLİĞİ ile/değil/ne yazık ki/< ARKADAŞLIĞIN EKSİKLİĞİ


- AŞK'IN FİZYOLOJİSİ

( 1. FAZ:(AMFETAMİN FAZI)(6 AY - 3 YIL)
FENİLETİLAMİN
DOPAMİN
NOREPİNEFRİN
2. FAZ: ENDORFİN FAZI
GÜVEN
3. FAZ: OKSİTOSİN FAZI
VAZOPRESSİN + ÖSTROJEN
TESTOSTERON
SERATONİN > MELATONİN
RAHATLAMA > UYUKLAMA(ASETİLKOLİN-UYKUDA SALGILANIR)
(BESLENME)

- AŞK'I BESLEYENLER ile AŞK'I ÖLDÜRENLER
AŞK'I BESLEYENLER
:
( * MUTLULUK
* HOŞGÖRÜ
* SEVGİ
* İLGİ
* TEN UYUMU
* DOKUNMA
* BİRLİKTE ZAMAN GEÇİRME
* UYUM
* NEŞE
* ÖZLEM
* FEDÂKÂRLIK
* KISKANÇLIK
* PAYLAŞIM
* SEVGİ VE AŞK SÖZCÜKLERİ
* ROMANTİZM
* SADAKAT
* ÖZEN
* SAYGI
* CESARET
* ÇILGINLIK
* ONAYLAMA
* DÜRÜSTLÜK
* DUYARLILIK )

AŞK'I ÖLDÜRENLER:
( * İHMAL
* İLETİŞİM AZLIĞI
* ÇATIŞAN KİŞİLİK
* BASKICI TUTUMLAR
* SÖZEL VE FİZİKSEL ŞİDDET
* ONU TANIMAMAK
* UMUTSUZLUK
* [BAZEN] EVLİLİK ) )


- AŞK'IN GETİRDİĞİ TUTKU ile/ve TUTKUNUN GETİRDİĞİ BELÂ


- AŞKIN KİŞİ ile/ve/<> AŞK('IN) KİŞİSİ


- AŞKIN OLMAMA ile/değil ZORUNLU OLMA


- AŞKIN YAKIŞTIĞI:
"CANI SENİ/ONU ÇEKENE" değil KENDİNDEN/CANINDAN GEÇENE


- AŞKIN ile AŞKIN

( Sevdiğin, âşık olduğun kişi. İLE Aşan. )


- AŞKINLIĞA ULAŞMAK ile/ve/değil/yerine AŞKINLIĞIN, KİŞİDE AÇIĞA ÇIKMASI


- AŞKINLIK:
ZİHİNDEN "KURTULMA" ve/||/<> AKILDAN "KURTULMA"


- AŞKIN/LIK" ile/değil/ne yazık ki ABARTI ya da BENZETME/MECAZ


- AŞKIN/LIK ile/ve/||/<>/> BİR/LİK


- AŞKINLIK ile/ve/> GÖREVDEŞLİK/SİNERJİ

( TRANSCENDENCY vs./and/> SYNERGY )


- AŞKIN/LIK ile/ve/<>/> İÇKİN/LİK


- AŞKIN/LIK ile/ve/||/<>/>/>< İÇKİN/LİK

( Evrenseller. İLE/VE/||/<>/>/>< İçerikleri. )

( Değişmez. İLE/VE/||/<>/>/>< Değişken. )

( Yaşam. İLE/VE/||/<>/>/>< Yaşama kattıkların. )

( Adâlet. İLE/VE/||/<>/>/>< Yasa. )

( Tek bir nesneye ait olan. İLE/VE/||/<>/>/>< Tek bir nesneye ait olmayan. | Âleme bulaşan. )

( TRANSCENDENT/TRANSCENDENCY vs./and/||/<>/>/>< IMMANENT )

( SAMADHI ile/ve/||/<>/>/>< SAMAVAYA )

( CHAOYUE ile/ve/||/<>/>/>< ... )


- AŞKINLIK ve/||/<>/< İLKELERİN OYNANAMAZLIĞI


- AŞKINLIK ve/||/<> KUŞATICILIK


- AŞKIN/LIK = MÜTEAL = TRANSCENDENT, BEYOND[İng.] = TRANSCENDANT, AU DELÀ DE[Fr.] = TRANSZENDENT, JENSEITS/DAS JENSEITIGE[Alm.] = OLTRE[İt.] = MAS ALLA DE[İsp.] = TRANS, TRANSCENDENS, ULTRA[Lat.] = PERA(N)[Yun.] = MÂVERA/Î[Ar.] = MÂFEVK[Fars.] = BOVENGAAND[Felm.]


- AŞKINLIK ve/||/<>/< ZAMANSIZLIK


- AŞKINLIKTAKİ İÇKİNLİK ile/ve/||/<> İÇKİNLİKTEKİ AŞKINLIK


- AŞKINSAL İDEALİZM ile/ve/||/<> ÖZNEL İDEALİZM ile/ve/||/<> AŞKINSAL VE ÖZNEL İDEALİZM ile/ve/||/<> ESTETİK İDEALİZM ile/ve/||/<> SALTIK İDEALİZM

( Kant ve Schelling. İLE/VE/||/<> Fichte. İLE/VE/||/<> Schleiermacher. İLE/VE/||/<> Schiller. İLE/VE/||/<> Hegel. )


- AŞKINSAL ile AŞKIN

( Deneyimde kendi olarak ortaya çıkmamakla birlikte, deneyimi olanaklı kılan. İLE Görüde temsil olanağı bulunmayan ve bu itibarla aşkınsal unsurlarca kuşatılamayan. )

( TRANSCENDENTAL vs. TRANSCENDENT )


- AŞKINSAL = TRANSCENDENTAL[İng., Fr.] = TRANSZENDENTALE[Alm.] = TRANSCENDENTALIS[Lat.]


- AŞKLA ve/||/<> SEVGİYLE ve/||/<> MUHABBETLE

( Doğ(ur)mak. VE/||/<> Büyü(t)mek. VE/||/<> Geliş(tir)mek. )


- AŞKTA:
[ne] GÖZE ALABİLMEK ile/ve/ne de/||/<>/> GÖZÜNÜ ALABİLMEK


- AŞKTA:
DÜZLÜK ile/ve/||/<> "DÜZLÜK"

( Düzlükte yaşanıyor. İLE/VE/||/<> Tek aşta. )


- AŞKTA:
ÖLMEK ile DÖNMEK

( Var. İLE Yok. )


- [AŞKTA] SEVGİLİNİN:
"HERŞEYİ OLMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> "HİÇBİR ŞEYİ OLMAK"


- AŞKTA:
"SÖNMEK" ile/değil/yerine/>< "YANMAK"

( Yok. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Var. )


- AŞKTA:
TUTARSIZLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/< TUTARLILIK

( Tutmazsa/tutmazlarsa. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>


- AŞKTA:
"YANMAK" ile/>< "SÖNMEK"

( Var. İLE/>< Yok. )


- AŞKTA ve İŞTE ve DOSTTA

( Vasatından, uzak duralım! VE Kesatından, uzak duralım! VE Fesatından, uzak duralım! )


- AŞKTA:
DOYAMAMAK ile/ve/||/<>/> KIYAMAMAK

( Uyuma! Konuşalım... İLE/VE/||/<>/> Haydi uyu! Geç oldu. )


- AŞKTAN DOĞANLAR ile/ve/değil AŞKIN DOĞANLAR/VAROLANLAR

( Dünya/Batı. İLE/VE/DEĞİL Anadolu'da. )


- ASL[Ar.] ile CİZM[Ar.]


- ASL[Ar.] ile SİNH[Ar.]


- ASL[Ar.] ile ÜSS[Ar.]


- ASLA/ZİNHAR[Fars.] değil/yerine/= SAKIN/SAKIN OLA/KESİNKES


- ASLAN, ERHAN (TEKİRDAĞ, 1956) :

( Kocaelispor'dan transfer edildi (1985). İki sezon Sarıyer'de tescilli kaldı ve 39 lig, 3 kupa, 3 turnuva olmaz üzere 45 resmi ve 12 de özel olmak üzere 57 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 45, kupa maçlarında 3 ve özel maçlarda 13 olmak üzere toplam 53 gol yedi. 1 kez A Milli, 6 kez Amatör, 4 Ümit ve 21 A Genç olmak üzere 32 kez Milli Takım formasını giydi. )


- ASLAN, MEHMET (SÜRMENE, 1955) :

( Armatör. Üyesi olduğu Sarıyer Spor kulübünde üç dönem (1993/94, 1994/95 ve 2004/2005) yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Sarıyer Spor Kulübü Divan Kurulu üyesidir. Ayrıca Yenimahalle Spor Kulübünde yönetim kurulu üyesi ve başkan, Aliağa Spor Kulübünde de yönetim kurulu üyesi olarak görev aldı. Çeşitli mesleki kuruluşlarda üye olarak bulundu. Sarıyer Spor Kulübü, 1940 Sarıyerli Sporcular Derneği, Yenimahalle Spor Kulübü ve Aliağaspor Kulübü Derneği Üyesidir. )


- ASLAN ile DAĞ ASLANI/YENİDÜNYA ASLANI/PUMA/KUGAR

( ... İLE Avlarını sadece akşamları yerler. )

( ... İLE Gebelik süreleri üç aydır. Patogonya'da bulunan pumalar Nisan ayında doğum yaparlar. )

( ... ile KUGAR/PUMA )

( ... ile Puma | Puma )

( LION vs. COUGAR )

( FELIS LEO cum FELIS CONCOLOR )


- ASLAN ile KAPLAN/ESRİ[dvnlgttrk]

( Yemek için avlanır. Toksa saldırmaz. İLE Aç ya da tok olsa da saldırır. )

( Afrika'da yaşar. İLE Asya'da yaşar. )

( Dişilleri, hem daha hızlı, hem de daha çeviktir. İLE ... )

( Yüksek kolesterol hastalarıdır. İLE ... )

( Kükremeleri, birbiriyle iletişim kurmak içindir. [avını yıldırmak için değil!] İLE ... )

( Kükreyebilirler fakat mırıldanamazlar. [Boğaz kemikleri kedilerinki gibi katı değildir. Esnek bir kirişle bağlanmıştır. Böylece gırtlakları genişleyebilmekte ve titreşmektedir] İLE ... )

( En çok kaplan, Amerika'da yaşar. )

( 300 kadar vahşi Asya Aslanı, Hindistan'ın kuzeyindeki Gujarat'ta bulunan Gir Ormanı'nda yaşamaktadır. İLE Güney Çin Kaplanı'ndan sadece 30 tane kalmıştır. )

( Dünyada 5100 ile 7500 vahşi kaplan kaldığı tahmin edilmektedir. )

( ... İLE Hindistan kaplanları 3000 ila 4700 arasındadır. [100 yıl önce 40.000 kadardı] )

( ... İLE 3 m. ve 300 kg. kadar olanları vardır. )

( ... İLE 35 kg. kadar et yiyebilirler. )

( ... İLE Yalnız yaşar ve avlanırlar. )

( ... İLE Kendi bölgelerini oluşturmak üzere 200 km. kadar yol alabilirler. )

( ... İLE Yalnızca tüyleri değil, derileri de çizgilidir. )

( ... İLE Ayakları perdeli olduğundan çok iyi bir yüzücülerdir. 15 mil kadar yüzebilirler. )

( ... İLE Alkol kokusuna dayanamazlar. İçkili herkese saldırırlar. )

( Yavruların sadece %10'u 2 yaşını geçebilir. [ve de sadece şanslı olanlar 10 yaş ve üzerine ulaşabilir] İLE ... )

( Bir dişil aslan, kızıştığında, eril aslan dört gün boyunca sürekli ve belirli aralıklarla çiftleşir. [Günde 50 keze kadar çıkabilir] [Hayatta kalan her bir yavru için yaklaşık 3000 kez ilişkiye girmektelerdir] İLE ... )

( Gebelik süreleri 105-112 gündür. İLE Gebelik süreleri 155 gündür. )

( Güneşi simgeler. İLE [şiirlerde, Dîvân Edebiyatı'nda] "Leyla" sözü geçen/görülen yerde kaplan, karanlık ve yıldız vardır/aramak gerekir. )

( Saldırmayı simgeler. İLE Kibiri simgeler. )

( VERD[Ar.]: Rengi doru olan aslan. )

( EKLEF: Koyu renkli aslan. )

( ŞİBL: Aslan yavrusu. )

( YAGUS[Ar.]["gu" uzun okunur]: Aslan biçiminde olan eski bir putun adı. )

( Aslan ile Kaplan Aslan ile Kaplan
Kaplan
Kaplan )

( Bir günde, 50 kez çiftleşebilirler. İLE ... )

( ESED[çoğ. ÂSÂD], DIRGAM/ZIRGAM[çoğ. ZARÂGIM], DIRGAME/ZIRGAME["ga" uzun okunur], ABBÂS, HAYDAR, HERSEME, HİZEBR/HİZBER[çoğ. HEZÂBİR], LEYS, MEHÎB[< HEYBET], MERHÛB, NECÎD ile NEMİR, NİMR[çoğ. NİMÂR, NÜMÛR/NİMÜR], NİMRE[: Dişil kaplan.]
NEHÎM: Aslan kükremesi ve fil sesi. | ZEİR/ZE'R: Aslan kükremesi. )

( ŞÎR/NERRE-ŞÎR[: Eril aslan.] | ŞÎR-İ MÂDE: Dişil aslan. | ŞÎR-İ YELE: Güçlü, saldırıcı aslan. )

( Maalesef, Kafkaslar'daki son aslan X. yy.'da, Türkiye'de XIX. yy. sonlarında, İran'da ise 1941'de öldürülmüştür. İLE Hazar Denizi civarındaki kaplanların soyu 1950'lerde, Java ve Bali adalarındaki kaplanlar 1937 ile 1972 arasında tükenmiştir.
LION vs. TIGER )

( FELIS/PANTHERA LEO cum FELIS/PANTHERA TIGRIS )

( EL LEON con EL TIGRE )


- ASLANAĞZI/DANABURNU ile ASLANAĞZI

( Sıracagillerden, türlü renkte, güzel, kokusuz çiçekleri olan bir bitki. İLE Havuz kenarlarına konulan ve ağzından su akan aslan biçiminde süs taşı. )


- ASLANLI YALI = SAİD HALİM PAŞA YALISI


- ASLEEP :/yerine UYKUDA


- ASLI-ESASI (BULUNMAMAK/OLMAMAK)


- ASLÎ İŞTİRAK[Ar.] değil/yerine/= İLKİL KATILIM


- ASLÎ NÜSHA değil/yerine/= ÖZGÜN BELGE


- ASLÎ UNSURLAR ile/ve/||/<> KÜLLÎ KAİDELER


- ASLÎ ile ASİL


- ASLÎ ile/ve/||/<>/> TALÎ


- ASLINDA/ESASINDA ... ile/ve/değil/yerine BİR YANDAN DA ...


- ASLINDA ile/değil/yerine AÇIKÇASI


- ASLINDA ile/ve/değil/yerine AYNI ZAMANDA


- ASLINDA ile/ve/||/<> BAKTIĞINIZDA


- ASLINDA ... ile GERÇEKTE ...


- ASLINDA ile/ve/||/<> GERÇEKTEN


- ASLINDA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HALBUKİ


- ASLINDA ... ile/değil/yerine ÖNCELİKLE ,,,


- ASLINDA" ile/değil YAPILABİLİYOR/OLABİLİYOR

( Hayır! ["aslı"nın ne olduğunu (bu kadar çok ve boş) "bilme/iddia" etme!] İLE/DEĞİL Evet. )


- [ASLOLAN] DÜZÜŞMEK SEVİŞMEK!


- ASMA[Ar.] ile ASMA[Ar.] ile ASMA'[Ar.] ile ASMÂ[Ar.] ile ASMAH[Ar.]

( Asma işi/durumu. | Asılmış, asılı. | İLE Asmagillerden, dalları çardak üzerine yayılan üzüm vb. bitkiler. | Belirli bir tür üzüm veren bitki. [Lat. VITIS] İLE Uyanık ve "gözü açık" olan. | Keskin kılıç. İLE Eğri elli/bacaklı. İLE Pek kahraman, çok şecâatli. )


- AŞMA ile/ve/||/<> DÖNÜŞTÜRME


- AŞMA ile ESNETME


- AŞMAK ile/ve/değil ALIŞMAK

( [not] TO EXCEED vs./and/but TO GET USED TO )


- AŞMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ATLAMAK


- AŞMAK ile/ve/değil/yerine DEĞİŞTİRMEK/DÖNÜŞTÜRMEK


- AŞMAK ve/> ULAŞMAK


- AŞNA FİŞNE/HAŞNE FİŞNE = GİZLİ DOST/LUK


- AŞNU = ÖNCE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- ASO/ANTISTREPTOLYSIN O[İng.] değil/yerine/= ANTISTREPTOLİZİN O


- ASOSİYASYON/ASSOCIATION[İng.] değil/yerine/= ÇAĞRIŞIM | İLİŞKİLENDİRME


- ASOSİYATİF ile/||/<> DİSOSİYATİF

( Asosiyatif 7 koordinat ara İLE disosiyatif 5 koordinat. )

( Formül: A İLE D mekanizma )


- AŞOZ[Yun.] değil/yerine/= YUVA

( Ahşap gemilerin omurgalarının uzunluğunca ve iki yanında borda kaplamalarının en dar yüzünü yerleştirmek için açılan keskin, sivri köşeli yuva. )


- ASPECT :/yerine YÖN


- ASPEKT/ASPECT[İng.] değil/yerine/= GÖRÜNÜŞ


- ASPENDOS -ile

( Antalya yakınlarında M.Ö. II. yüzyılda kurulduğu sanılan tarihi şehir. )


- ASPERGER ile/||/<> OTİZM

( )


- ASPH/ASSOCIATION OF SCHOOLS OF PUBLIC[İng.] değil/yerine/= HEALTH KAMU SAĞLIĞI OKULLARI DERNEĞİ


- ASPİRASYON ile/||/<>/> ASPİRATÖR

( Emme, somurma/soğurma. İLE/||/<>/> Emmeç. )


- ASPİRASYON ile/||/<> ASPİRATÖR ile/||/<> ASPİRE ETMEK

( Emerek çekme. İLE/||/<> Emçek, emeç, emmeç. İLE/||/<> Emerek çekmek. )


- ASPİRATÖR[Fr. < ASPIRATEUR] değil/yerine/= EMMEÇ

( Havadaki duman, is, koku vb. yabancı nesneleri emerek dışarı atan aygıt. | Kendine bağlanan bir kabın içindeki gazı seyreltmeye ya da sıkıştırmaya yarayan, içinden bir sıvı geçirilerek çalıştırılan araç. )


- ASR[Ar.] ile DEHR[Ar.]


- ASRA/ALTIN ile/= ALTUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( "Alt, aşağı" anlamına gelen bir ilgeç. İLE/||/<>/> Altın. )


- ASRÎ/MODERN/MUASIR değil/yerine/= ÇAĞDAŞ


- ASRÎ[Ar.]/MODERN[Fr./İng.] değil/yerine/= ÇAĞDAŞ

( Zamana uygun. )


- AŞŞA" değil AŞAĞI


- ASSAULT :/yerine SALDIRI


- ASSERT :/yerine İDDİA ETMEK


- ASSESS :/yerine DEĞERLENDİRMEK


- ASSESSMENT :/yerine DEĞERLENDİRME


- ASSET :/yerine VARLIK


- ASSI değil/yerine/= YARARLI


- ASSIGN :/yerine ATAMAK


- ASSIGNMENT :/yerine ÖDEV


- ASSIST :/yerine YARDIM ETMEK


- ASSISTANCE :/yerine YARDIM


- ASSISTANT :/yerine ASİSTAN


- ASSİSTED DEVİCE değil/yerine/= DESTEKLEYİCİ AYGIT


- ASSIT/ASCITES[İng.] değil/yerine/= KARINDA SIVI TOPLANMASI


- ASSİT değil/yerine/= KARINDA SIVI BİRİKİMİ


- ASSOCIATE :/yerine İLİŞKİLENDİRMEK


- ASSOCIATION :/yerine DERNEK


- ASSOLİST ile SOLİST


- ASSUME :/yerine VARSAYMAK


- ASSUMPTION :/yerine VARSAYIM


- ASSURE :/yerine TEMİN ETMEK


- ASTENİ/ASTHENIA[İng.] ile/ve/||/<>/> ASTENİK/ASTHENIC[İng.]

( Güç yitimi. Gövde/beden düşkünlüğü. İLE/||/<>/> Düşkün. Gücü yitik. )


- ASTERNİ değil/yerine/= GÖĞÜS KEMİĞİ YOKLUĞU


- ASTHEN-/ASTHENO- ile/||/<> LEPT-/LEPTO-

( Zayıf. İLE/||/<> Küçük, ince, zayıf, ufak. )


- ASTHO/ASSOCIATION OF STATE AND TERRITORIAL HEALTH OFFICIALS[İng.] değil/yerine/= ULUSAL VE BÖLGESEL SAĞLIK GÖREVLİLERİ DERNEĞİ


- AST/MADUN[Ar.] >< MAFEVK[Ar.]

( Alt aşamada bulunan. / Alt. | Birinin buyruğu altında ona görevli. | Rütbe ya da kıdemce küçük olan asker. >< Üst aşamada bulunan. | Üst, yukarı. )


- ASTRONOMİ ile/ve/||/<> KOZMOLOJİ

( Nicelik. İLE/VE/||/<> Nitelik. )

( ASTRONOMY vs. COSMOLOGY )


- ASTROFİZİK değil/yerine/= GÖKFİZİĞİ


- ASTROLOJİ ile BURÇ

( )


- ASTROLOJİ" değil HASTROLOJİ

( )


- ASTRONOM[İng.] değil/yerine/= GÖKBİLİMCİ


- ASTRONOMİ[Fr./İng./Lat.]/FELEKİYAT[Ar.] değil/yerine/= GÖKBİLİM


- ASTRONOMİ ile/ve ASTROLOJİ

( Gökyüzü nesnelerinin[cirim] aritmetik hesaplamaları. İLE/VE Gökyüzü nesnelerinin[cirim] yeryüzüne etkileri. )

( Bâtın. İLE/VE Zâhir. )

( İLM-İ HEY'ET/FELEK ile İLM-İ AHKÂM-I NÜCÛM )


- ASTRONOMİ değil/yerine/= UZAYBİLİM


- ASTRONOMİK BİRİM[AB/AU] ile/||/<> ATOMİK KÜTLE BİRİMİ[DALTON(DA)[< JOHN DALTON]]

( Yaklaşık olarak 150 milyon kilometreyi ifade eder.[Güneş ile Dünya arasındaki uzaklık, zaman zaman değiştiğinden, en uzak oldukları nokta ile en yakın oldukları noktanın uzaklık ortalaması alınır. Böylece 1 astronomik birim[AB] 149,597,870,700 metre olarak kabul edilir.] İLE/||/<> Atomik boyutlardaki temel kütle ölçü birimi.[1 Atomik Kütle Birimi (AMU), Karbon-12 atomunun kütlesinin 1/12'sine eşittir.] )


- ASTRONOMİK[İng.] değil/yerine/= ABARTILI


- ASTRONOT[Fr. < ASTRONAUTE] = KOZMONOT[Fr. < COSMONAUTE]

( Uzaya çıkan kişi, uzay araştırmacısı. )


- ASTSUBAY ile BAŞGEDİKLİ

( ... İLE En yüksek rütbeli astsubay. )


- ÂSÛDE[Fars.] değil/yerine/= RAHAT, DİNÇ OLAN | SUSKUN


- ÂSUMAN[Fars. < ÂSMÂN] değil/yerine/= GÖKYÜZÜ


- AŞÛRE (TATLISI) ile/ve/değil/||/<>/< AŞÛRE (ÇORBASI/YEMEĞİ/AŞI)


- AŞURE[Ar. AŞURÂ] ile/ve/||/<>/> HELİSE KÖHLE SAVRMA KEŞKEK SAHRA AŞURESİ TUZLU AŞURE

( Tatlı olanı. İLE/VE/||/<>/> Tuzlu olanı. )


- ASURLULAR ile/ve/<> PERSLER


- ASVALT" değil ASFALT


- AŞVE[Ar.] ile AŞY[Ar.]

( Akşam karanlığı. | Akşam yemeği. İLE Akşam yemeği. )


- ASYMMETRİC SYNTHESİS ile/||/<> RACEMİC SYNTHESİS

( Asymmetric synthesis tek enantiomer üretirken İLE racemic synthesis iki enantiomeri eşit miktarda üretir )

( Formül: Chiral catalyst )


- ASYMPTOTİC SAFETY ile/||/<> RENORMALİZATİON

( Asymptotic safety kuantum gravityda UV tamamlanma sağlarken İLE renormalization divergansları kaldırır )

( Formül: β(g) = 0 )


- AT BUNLARI DIŞARI:
BAŞKALARINI değil KENDİNİ

( Kendinde bulunan farklı/çeşitli "zihinleri/kişileri", kendi kulağını tutarak dışarı atmak. )


- AT ÇEŞMESİ :

( Sarıyer Şehit Mithat Caddesi (Eski Yeni Yol) üzerinde, Yalçınkaya Sokağı başındadır. Çeşmenin ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Kitabesinde "Bu çeşmeden akan su suların en hasıdır/Rahmet olsun geçmişine Fırıncı Abbas'ın hayratıdır (1947)" yazısı bulunmaktadır. Çeşme yerinde vardı ama onarımını yaptıran fırıncı Abbas Okumuşoğlu, kendisi yapmış gibi kitabeye kayıt düşmüş! Bu çeşmeye At Çeşmesi denilmesinin nedeni, pazara giden hayvanların sulanması, su ihtiyaçlarının karşılanması için yalak yanında uzun bir beton yalak olmasıdır. Bu yalak zamanla kaldırıldı. Bu çeşmede Sarıyer belediyesi tarafından 2008'de tekrar onarıldı. )


- AT:
HİÇKİMSENİN ve/<> HERKESİN(BİNENİN)

Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 45.309 başlık/FaRk ile birlikte,
45.309 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(14/183)