N ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 2.865 başlık/FaRk ile birlikte,
2.865 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(9/13)
- NEYSE Kİ ... ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NE GÜZEL/HOŞ Kİ ...
- NEYSE Kİ ... ile/ve/değil/yerine/||/<>/< (NE) İYİ Kİ ...
- NEYSE ile NEYSE
( ANYWAY vs. ANYWAYS )
( بهرحال ile بهرصورت ile عليي حال ile درهرصورت ile باري )
( BACPARHAL ile BACPARSORT ile عليي حال ile DAREARSORT ile باري )
- NEYSE ... değil/yerine PEKİ ...
- NEYZEN/LİK ile NEYZEN BAKIŞLI
- NEYZEN/NÂYÎ[Fars.] ile ...
( Ney üfleyen. )
- NEZ'[Ar.] ile NEZ'[Ar.]
( Bozma, halkı birbirine düşürme. İLE Bir şeyi yerinden koparma, sökme. | Kaldırma, yok etme. | Can çekişme. )
- NEZÂFET ile/ve/||/<> NEZÂHET[< NEZH(NEZİH)] ile/ve/||/<> NEZÂKET[Farsça NÂZİK'ten, Arapça kalıbına yakıştırılarak]
( Temizlik, paklık. İLE/VE/||/<> Ahlâk temizliği. | İncelik. İLE/VE/||/<> Kişilere saygılı ve incelikle davranma. )
- NEZÂFET ile TEMİZLİK, PÂKLIK | TAM SAĞLIK VE SELÂMET
( TEMİZLİK, PÂKLIK | TAM SAĞLIK VE SELÂMET )
- NEZÂHET[< NEZH(NEZİH)] ve/||/<> RİKKAT
( Ahlâk temizliği. | İncelik. VE/||/<> İncelik. | Merhamet, acıma. )
- NEZÂKET:
BAŞKASINI RAHATSIZ ETMEMEK değil BAŞKASI İÇİN RAHATSIZLIK DUYMAK
- NEZÂKET [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- NEZÂKET[Farsça NÂZİK'ten, Arapça kalıbına yakıştırılarak] ile/ve/<>/< ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK/TEVÂZU'/TADA'DU'[< Dİ'DA]
( Özüne varmanın ilk adımı, alçakgönüllülüktür. )
- NEZÂKET >< AZÂMET
( Nezâket, azâmetten korkar. )
- NEZÂKET ile CESÂRET
- NEZÂKET ile/ve/<> EDEB
- NEZÂKET ile/ve EHLİYET
- İNCELİK/NEZÂKET[Ar.] ile/<> İKİYÜZLÜLÜK/RİYÂ[Ar.]
( Nezâkette, çoğunlukla, bir parça ikiyüzlülük saklıdır/vardır. )
- NEZÂKET ile/ve/<> KÜLTÜR
( POLITENESS vs./and/<> CULTURE )
- NEZÂKET ile/ve NEDÂRET
- NEZAKET ile NEZAKETLİ/LİK ile NEZAKETSİZ/LİK ile NEZAKETSİZCE
- NEZÂKET ile REZÂLET
- NEZÂKET ile/ve/||/<> ZARÂFET ile/ve/||/<> MELÂHAT ile/ve/||/<> LETÂFET
( Nefsi, kötü ve yerilmiş huylardan arındırmak. İLE/VE/||/<> Aklı, kötü düşüncelerden, kuruntu/vehm ve kuşku/şüphe/zanlardan arındırmak. İLE/VE/||/<> Kalbe ait bâtınî arınma. İLE/VE/||/<> Hakk'tan başkasına bakmaktan arınmak. )
- NEZÂKET:
PARASIZLIKTAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AYRINTILARI ANLAMIŞLIKTAN
- NEZÂKET/EN değil/yerine/= İNCELİK/TEN
- NEZAKETSİZ/LİK değil/yerine/= KABA/LIK
- NEZAKETSİZLİK ile ZARİF OLMAYAN
( INELEGANCE vs. INELEGANT )
( بي ظرافتي ile نازيبائي ile بي لطافت )
( BEY ZARAFTY ile نازيبائي ile BEY LATAFT )
- ... NE ZAMAN ... değil ... OLDUĞUNDA
- NEZÂRET MAKAMI değil/yerine/= GÖZETİM KATI/GÖZETİM ORUNU
- NEZÂRET[Ar. < NAZAR] ile/ve/<> VEKÂLET/VEKİLLİK[Ar.]
( Bakma, bakış, etrafı görme, seyir. | Gözetme, gözden geçirme, denetim. | İdâre, reislik. | Nâzırlık, vekillik. İLE/VE/<> Başkasının işini görmeye görevli ve/ya da yetkili olma. | Birini, kendi yerine geçirme. | Birinin yerini tutma. | Vekillik, nezâret. | Vekilin, görev yaptığı yer/bina. )
- NEZÂRET ile/ve/||/<> BASÎRET
- NEZÂRET değil/yerine/= GÖZALTI/GÖZETİM
- NEZÂRET[Ar.] ile NEZÂRET[Ar. < NAZAR]
( Tazelik, parlaklık. İLE Bakma, bakış, etrafı görme, seyir. | Gözetme, gözden geçirme, denetim, kontrol. | İdare, reislik. | Bakanlık/nâzırlık, vekillik. )
- NEZARET ile NEZARETLİ ile NEZARETSİZ
- NEZÂRETHANE/NEZÂRET değil/yerine/= GÖZALTI YERİ/GÖZETKE
- NEZDİNDE ile/ve/||/<>/< ADDETMEK
( Yanında, huzurunda, gözetiminde. İLE/VE/||/<>/< Saymak. )
- NEZİF[Ar. < NEZF] değil/yerine/= KANAMA
( Gövdenin herhangi bir yerinden kan akması, kan gelmesi. | Manevi acıların yeniden etkisini duyurması, depreşmesi. )
- NEZİH (OLMAK) ile/değil MÜSTERİH (OLMAK)
- NEZÎL[Ar. < NÜZL] ile NEZÎR[Ar. < NEZR | çoğ. NÜZERÂ, NÜZÜR]
( Konuk, misafir. İLE Birini, doğru yola sokmak için gözdağı vererek korkutma. | Hz. Muhammed'in adlarından. )
- NEZÎR[< NEZR] ile ...
( KORKUTMA, BİRİNİ, DOĞRU YOLA SOKMAK İÇİN GÖZDAĞI VEREREK KORKUTMA )
- NEZÎR ile/ve/değil/yerine BEŞÎR
( Korkulacak şey, henüz ortada yokken, musibet başa gelmeden önce uyaran kişi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Nimetleri, ikramları henüz kendine ulaşmadan önce o nimetlerin güzelliğini gösteren, bildiren kişi. )
( Korkutucu değil, uyarıcı. )
( Kur'an-ı Kerim'in adlarındandır. )
( Allah'ın 1001 esmasındandır. )
( "Şuradan giderseniz düşersiniz" gibi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE "Şöyle yaparsanız, şu ödülü kazanırsınız" gibi. )
( Kişinin, başına gelebilecek kötülüğü yaşamaması için kişiye anlatan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kişinin, henüz yaşamadan önce deneyimleyebileceği şeyleri müjdeleyen. )
- NEZLE/DUMAĞI/TUMAĞI/İNGİN/ZÜKÂM[Ar.] ile ALERJİ
- NEZLE/DUMAĞI/TUMAĞI/İNGİN/ZÜKÂM[Ar.] ile GRİP ile KORONA(CORONA)/COVID-19 ile HANTA
( NEZLE
Nedeni: Çok sayıda virüs bu hastalığa yol açabilir.
Zamanı: Yılın her zamanı.
Yayılma biçimi: Burun ya da ağız yoluyla giren zerreler.
Kuluçka Süresi: İki haftaya kadar çıkabilir.
Ateş: Zaman zaman.
Üşüme: Nadiren.
Kas Ağrısı: Zaman zaman.
Boğaz Ağrısı: Hafif ve aralıklı.
Öksürme: Yaygın.
İshal: Yaygın olabilir.
Kusma: Yaygın olabilir.
Zatürree: Hiç yaygın değil.
Tedavi: Belirtilere karşı reçetesiz ilâçlar.
Önlem: Elleri dikkatle yıkamak.
İLE
GRİP
Nedeni: A ya da B grip virüsü.
Zamanı: Sonbahar ve kış sonu.
Yayılma biçimi: Burun ya da ağız yoluyla giren zerreler.
Kuluçka Süresi: İki gün.
Ateş: Genelde her zaman.
Üşüme: Yaygın.
Kas Ağrısı: Yaygın ve bazen ağır.
Boğaz Ağrısı: Acı verici ve daha inatçı.
Öksürme: Yaygın.
İshal: Yaygın değil.
Kusma: Genellikle görülmez.
Zatürree: Meydana gelebilir.
Tedavi: A... ya da R...
Önlem: Elleri dikkatle yıkamak. | Grip aşısı. )
(
)
(
)
(
)
(
)
( NEVÂZİL, SÜTÂ', ZÜKÂM ile ... ile ... )
- NEZLE ile NEZLELİ ile NEZLE OTU
- NEZLE ile/||/<> SAMAN NEZLESİ/HAY FEVER
- NEZLİNDE/NEZLİMDE / NEZNİNDE/NEZNİMDE" değil NEZDİNDE/NEZDİMDE
( Yanında, huzurunda, gözetiminde. )
- NEZR ile ...
( ADAK, ADAMA )
- NƏĞMƏ[Azr.] = ŞARKI[Tr.]
- NFT:
EMANETE DAYALI OLAN ile EMANETE DAYALI OLMAYAN
( )
- NGS İLE SANGER İLE NANOPORE ile/||/<> DNA DİZİLEME TEKNOLOJİLERİ
( Farklı nesil dizileme yöntemleri. )
( Formül: Okuma uzunluğu: Sanger < NGS < Nanopore )
- NHS/NATIONAL HEALTH SERVICE[İng.] değil/yerine/= ULUSAL SAĞLIK SERVİSİ (INGILTERE)
- CUSANUS ve/||/<>/> KOPERNİK ve/||/<>/> PARASELSUS
( 1401 - 11 Ağustos 1464 VE/||/<>/> 19 Şubat 1473 - 24 Mayıs 1543 VE/||/<>/> 1493 - 24 Eylül 1541 )
- NICE :/yerine HOŞ
- [ne yazık ki]
NİCE KİŞİLER ile NİCE GİYSİLER
( [ne yazık ki] Görürüz, üstünde giysi olmayan. İLE Görürüz, içinde insan olmayan. )
- NİCEL ÇOKLUK ile/ve GENEL KABUL/LER
( QUANTITATIVE MAJORITY vs./and GENERAL ACCEPTANCE/S )
- NİCELEMEK ile NİCE/LİK ile NİCEL ile NİCE NİCE
- [ne yazık ki]
NİCELİK EGEMENLİĞİ ile/ve/<> DEĞERSİZLİK ile/ve/<> GÖRELİLİK
- NİCELİK ile/ve/||/<>/> BİLİNMEYEN NİCELİK
- NİCELİK = KEMİYET = QUANTITY[İng.] = QUANTITÉ[Fr.] = QUANTITÄT[Alm.] = QUANTITAS[Lat.] = POSOFEI[Yun.] = CANTIDAD[İsp.]
- NİCELİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NİTELİK
( Bölünebilir olan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bölünemez olan. )
( Altın, altınlık niceliğinde, altınlık niteliklerini barındırır. )
( ARITHMOS ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EIDOS )
( [not] QUANTITY vs./and QUALITY
QUALITY instead of QUANTITY )
- NİCELİK:
SÜREKLİ ile/ve/||/<> AYRIK
( [Parçalar arasında ...]
Sınır varsa. İLE/VE/||/<> Sınır yoksa. )
- NİCELİKLER ile YER/MEKÂN
( [zıtlık/zıddı] Yoktur. İLE Vardır. )
- NİCELİKLİ ile NİCELİKSEL
- NİCELİKSEL MATEMATİK ile KAVRAM MATEMATİĞİ
- NİCELİKSEL VAROLAN ile/ve/değil/||/<> NİTELİKSEL VAROLAN
( Cansızlar, bitkiler ve hayvanlar. İLE/VE/DEĞİL/||/<> İnsan. )
- NİÇİN? ile/ve/değil/yerine/önce/||/<>/>/< NASIL?
( Ne için? İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/<>/>/< Ne asıl? )
( Niçin'i olan, nasıl'a [biraz/bazen] "katlanabilir". )
( Sokrates öncesi > Sokrates > Platon > Aristoteles. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/<>/>/< Aristoteles > Descartes > Newton > Kant > Hegel ve sonrası. )
- NICOLAS COPERNICUS
- NICOLAUS CUSANUS ile/ve/||/<> ANAXAGORAS
- NICOTIANA RUSTICA ile NICOTIANA TABAKUM
( Rusya ve Hindistan'da yetişir. İLE Dünyanın çoğu bölgesinde bulunanın adıdır. )
- NİDA PARK – AYŞEN GRUDA :
( Huzur Mahallesinde olup, Sarfit Huzur Spor Kempleksi içinde olup, 2.000,00 m²'lik bir alanı kapsalmaktadır. )
- NİDÂ ile ...
( ÇAĞIRMA, SESLENME | SU VERME )
- NİDÂ[Ar.] ile SIYÂH[Ar.]
- NİDANA ile ...
( Karma ilişkisi süreci. )
- NİDUS[İng.] değil/yerine/= YUVA
- NİE değil NİYE?
- NIELS BOHR ve/||/<> ALBERT EINSTEIN
(
)
- NIELS HENRIK ABEL ve/||/<> EVARISTE GALOIS ve/||/<> ŞÂNİZÂDE ATÂULLAH EFENDİ
( 05 Ağustos 1802 - 06 Nisan 1829 VE/||/<> 25 Ekim 1811 - 31 Mayıs 1832 VE/||/<> 1771 - ? )
( GALOIS KURAMI: Gauss'un kullandığı bazı teknikleri genelleştirerek, derecesi dörtten büyük olan her polinom için çalışacak bir kök bulma yöntemi oluşturmanın neden olanaksız olduğunu açıklar. İçinde kökleri aradağımız sayı dizgeleri "nesneler" ile kökleri kendi arasında döndüren permütasyon "öbekleri" arasında daha önce gözlemlenmemiş ilişkiler bulur. Bu ilişkiler yumağına, bugün genel olarak verilen addır. )
- NIELS HENRIK DAVID BOHR ve/||/<> MAX BORN
( 07 Ekim 1885 - 18 Kasım 1962 ve/||/<> 11 Aralık 1882 - 05 Ocak 1970 )
- NİFAK değil/yerine/= GEÇİMSİZLİK/ANLAŞMAZLIK/ARABOZU
- NİFÂK ile/değil/yerine/>< İNFÂK
( (")Saklıyorsak("). İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Veriyorsak. )
( İnfâk, nifâğın panzehiridir. )
- NİFAK ile NİFAKÇI/LIK ile NİFAK TOHUMU
- NİFÂK ve/>< TEDBİRÂT
- NİGÂH[Fars.] ile BAKIŞ
( BAKIŞ, BAKMA )
- NİGÂH-BÂN değil/yerine/= GÖZCÜ, BEKÇİ
- NİGÂL[Fars.] ile NİGÂR[Fars.] ile Nigâr[Fars.]
( Yeni. | Yeni, son zamanlarda çıkmış. | Taze, körpe. İLE Resim. | Resim gibi güzel sevgili. | Resmedilmiş, resmi yapılmış. | Put. | Türk müziğinin en az altı yüzyıllık bir mürekkep makam. İLE Ünlü hanım şairlerimizdendir. Aks-i sadâ, Efsûs, Nîran adlı kitapları vardır.[1856 - 1918] )
- NİĞDE ile NİĞDELİ/LİK
- NIGHT :/yerine GECE
- NIH/NATIONAL INSTİTUTES OF HEALTH[İng.] değil/yerine/= ULUSAL SAĞLIK ENSTİTÜLERİ (ABD)
- -NİH[Fars.] ile -NİH[Fars.]
( Kent, belde. İLE "koyan" anlamıyla birleşik sözcükler yapar.[KADEM-NİH: Ayak koyan, ayak basan.] )
- NİHAÎ HEDEF değil/yerine/= SON KESİN EREK
- NİHAÎ ile/ve/değil/yerine CÂMİ
- NİHAİ ile NİHAİ KARAR
- NİHÂÎ değil/yerine/= SONSAL
- NİHAL, ŞÜKUFE (İST. 1896 - 1973) :
( Edebiyatçı Yazar olup, Rumelihisar'lıdır. İstanbul'da doğdu. Babasının memuriyeti nedeniyle çocukluğu değişik yerlerde geçti. Seçkin okullarda okuyarak çok iyi eğitim aldı. Küçük yaştan itibaren memleket sorunları ile ilgilenmeye başladı. İlk evliliğini 1912 yılında Mithat Sadullah (Sander) ile yaptı. Oğlu dünyaya geldikten kısa bir süre sonra eşinden ayrıldı. İttihat Terakki yönetiminin kadınlara tanıdığı özel haktan yararlanarak öğretim süreci üç yıl olan Darülfünun edebiyat bölümüne kaydoldu. Kısa bir süre sonra aynı sınıfta okuyan arkadaşı Ahmet Hamdi (Başar) ile ikinci evliliğini yaptı. Kadınlara daha çok sosyal haklar verilmesi için başlatılan harekete öncülük etti. Kadınlar Fırkasının (Parti) kurulmasını sağladı. Akabinde hala faaliyetine devam eden Türk Kadınlar Birliği'ni kurdu. Şiirlerini hece ölçüsü ile yazdı. Yıldızlar ve Gölgeler (Aruz Ölçüsü, 1919), Hazan Rüzgârları (1927), Gayya (1930), Yakut Kayalar (1931), Su (1933), Sıla Yolları (1935), Sabah Kuşları (1943), Yerden Göğe (1960) isimlerini taşıyan 8 şiir kitabı yayınlandı. Ayrıca ölümünden sonra oğlu Nejat Sander tarafından "Şükufe Nihal/Şiirler (1975); Renksiz İstırap (1928), Yakut Kayalar (1931), Çöl Güneşi (1933) Yalnız Dönüyorum (1938) ve Domaniç Dağlarının Yolcusu (1946), Çölde Sabah Oluyor ve Vatanım İçin (1955) isimlerini taşıyan 7 romanı ve Tevekkülün Cezası (1928), Gezi Notları ve Finlandiye (1935) isimlerini taşıyan üç öyküsü yayınlandı. Şiirleri ve makaleleri; Türk Kadını, Haftalık Gazete, Yeni Mecmua, Hayat, Sus, Dergâh Kadın Yolu, Tan, Çınaraltı, Kadın Gazetesi ve Türk Yurdu gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Bilhassa kadın hakları ile ilgili büyük uğraş verdi, makaleler yazdı. 1962'de geçirdiği trafik kazasını takiben felç oldu ve uzun süre huzurevinde kaldıktan sonra 1973'te vefât etti. )
- NİHÂLE[Fars.] değil/yerine/= ALTLIK
- NİHÂN[Fars.] ile/||/<> PİNHÂN[Fars.]
( Gizli, saklı. | Sır. | Bulunmayan, görünmeyen. İLE/||/<> Gizli, saklı, gizlenmiş. )
- NİHÂVEND ile NİHÂVEND
( Makam. İLE İran'ın batısında bulunan şehir. )
- NİHÂVEND[Fars.] ile NİHÂVEND[Fars.]
( İran'ın batısında bulunan ünlü bir şehir. İLE Türk müziğinde bir makam. )
- NİHÂYET/ÂKIBET değil/yerine/= SONUNDA/ÖNÜNDE SONUNDA
- NİHÂYE/T:
Son, uc. | Son derece. -<
- NİHÂYETE ERDİRMEK yerine SIRLAMAK
- NİHÂYETE ERDİRMEK yerine SIRLAMAK
- NİHÂYET-İ AZM[Ar.] değil/yerine/= KEMİK UCU
( Kemik ucu. )
- NİHAYETLENMEK ile NİHAYETLENDİRMEK ile NİHAYET ile NİHAYETSİZ/LİK
- NİHAYETSİZ değil/yerine/= SONU GELMEZ/BİTİP TÜKENMEZ/BİTMEZ TÜKENMEZ
- NİHİLİST değil NİHİLE OLMAK
- NİHORİ ERKEK İLKOKULU :
( Yeniköy'de açılan ilkokul, 1848 yılında eğitime açılan Nihori Erkek İlkokuludur. Bu okul Rum cemaatin yardımları ile açılmıştı. Azınlıklar ülkeyi terk ettikten sonra okul kapanmak zorunda kaldı. )
- NIJDAG = BİLEGİTAŞI
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- NİJER ile NİJERYA
( NIGER vs. NIGERIA )
- NİKAB ile ...
( PEÇE, YÜZ ÖRTÜSÜ )
- NİKAB["ka" uzun okunur] ile NİKÂB[Ar.]
( Peçe, yüz örtüsü. | Perde, örtü. İLE Kuşçu eldiveni. )
- NİKABET[Ar. < NAKABET | çoğ. NUKABÂ] ile NİKÂBET[Ar.]
( Bir kavim ya da kabilenin reisi ya da vekili. | Bir tekkede, şeyhin, yardımcısı olan en eski dervişi ya da dedesi. İLE Rüzgârın, ters yönlerden esmesi. )
- NİKAH KIYMAK değil/yerine/= EVERMEK
- NİKAH MEMURU değil/yerine/= EVERMECİ
- NİKÂH ile/ve DÜĞÜN
- NİKÂH ile/ve DÜĞÜN/KÜDEN[dvnlgttrk]
- NİKAH değil/yerine/= EVERME
- NİKÂH ve SİFAH
- NİKAHLAMAK ile NİKAHLANMAK ile NİKAH/LIK ile NİKAHLI/LIK ile NİKAHSIZ/LIK ile NİKAH MEMURU ile NİKAH ŞEKERİ
- NİKAHTA:
TANIKLIK/ŞEHÂDET ve/||/<>/> İHİTİYÂR/RIZÂ ve/||/<>/> SÜRESİZLİK
- NİKAT[Ar. < NOKTA]["ka" uzun okunur] ile NİKÂT[Ar. < NÜKTE]
( Noktalar. İLE Herkesin anlayamadığı ince anlamlar. | İnce anlamlı, zarif ve şakalı sözler. )
- NİKELLEMEK ile NİKEL ile NİKELLİ ile NİKELSİZ ile NİKEL KAPLAMA
- NİKMET ile/> HİKMET
- NİKRİS/NİKRÎS[Ar. < NEKARÎS] ile NÎKRÎZ/NÎRÎZ[Fars.]
( Ayak parmaklarında, topuklarda ve eklemlerde meydana gelen ağrılı hastalık. [Fr. GOUTTE] İLE Türk müziğinin en eski bileşik makamlarından. )
- Nîl ile NÎL[Ar.]
( Mısır'da geçen, Akdeniz'e dökülen ünlü ırmak. İLE Çivit otu. )
- NİL ve/<> VICTORIA
( Dünyanın en uzun ırmağı.[6400 km.] VE/<> Dünyanın en büyük ikinci gölüdür.[Marmara Denizi'nden 5 kat daha büyüktür.] )
- NİLÜFER ile/değil ÇADIRÇİÇEĞİ
( ... İLE/DEĞİL Nilüfergillerden, Çin ve Amerika'da ırmaklarında yetişen, büyük yapraklı bir bitki. )
( ... cum EURYALEFEROX )
- NİLÜFER ile HİNTFULÜ/MISIRFULÜ
( ... İLE Beyaz renkli bir nilüfer türü. )
( ... cum NELUMBIUM )
- NİLÜFER ile/ve/< LOTUS[Lat. < Yun.]
( Yaprakları yuvarlak ve geniş, durgun sularda ya da havuzlarda yetişen bir su bitkisi. İLE/VE/< Nilüfer cinsinden birçok bitkiye verilen genel ad. )
( NYMPHEA cum/et/< ... )
( ÂBRÛD, ÂBÛ ile/ve/< ... )
- NIM/NONİNVAZİV MONİTORİZASYON NONİNVASIVE MONİTORING[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN İZLEÇLEME
- NÎM[Fars.] ile NÎM[Fars.]
( Makam. İLE Yarı, yarım, buçuk. )
- NİMÂL[Ar. < NEML] ile NİMÂR[Ar. < NİMR]
( Karıncalar. İLE Kaplanlar. )
- NİMBUS[Lat.] değil/yerine/= KARA BULUT
- NİMET[Ar.] değil/yerine/= ERGİ
- NİMET ile HAYIRSEVER ile HAYIRSEVER KADIN
( BENEFACTION vs. BENEFACTOR vs. BENEFACTRESS )
( احسان ile هبه ile صاحب خير ile باني خير ile نيکوکار ile ولينعمت ile صاحب کرم ile واقف ile زن نيوکار )
( EHSAN ile NPABEH ile SAHEB KHYR ile باني خير ile NEYKOKAR ile ولينعمت ile SAHEB KARAM ile VAGHOF ile ZAN NEYVEKAR )
- NİMET ile LÜTUF ORTAKLIĞI
( BOON vs. BOON COPPANION )
( هم پياله ile هم بزم )
( NPAM PEYALEH ile NPAM BOZM )
- NİMET ve/<> MEZİYET
- NİMET ve MUHABBET
( Kalıba. VE Ruha. )
- NİMET ile NİKMET
( ... İLE Şiddetli cezâ. )
- NİMET[Ar.] ve/<> RAHMET[Ar.]
- NİMET ve/<> ŞÜKÜR
( Nimetin şükrü, nimetten daha değerlidir. )
( Bir nimetin çok olması, onun nimet olmadığını göstermez. )
- NİMET değil/yerine/= YİYGİ
- NÎM-İ CEHL[Fars.] ile NÎM-İ CEHL[Fars.]
( Usûl. İLE Yarım bakış. )
- NIMV/NONİNVAZİV MEKANİK VENTILASYON NONİNVASIVE MECHANICAL VENTILATION[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN MEKANİK SOLUTMA
- ...'NIN ADINA değil ... ADINA
- (...'NIN) ALTI ile 6 (ALTI)
- ...'NIN(BEKLEMENİN/DÜŞÜNMENİN VB.):
"ÂLEMİ" YOK! değil GEREĞİ YOK!
- ...'NIN ...:
"BİTECEĞİ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SÜRMEYEBİLECEĞİ
- ...'NIN DEDİĞİ ile/ve/değil/||/<>/> ...'NIN BİLDİRDİĞİ
- ...NIN "DOKUNMA/SI" ile/ve/yerine ...NIN ETKİ ETME/Sİ
- [...'NIN ...]
... DUYUMSANDIĞI/HİSSEDİLDİĞİ ile/ve/değil/||/<>/< ... YANSIDIĞI
- -NIN EKİ ve -DIR EKİ
( 'S to IS )
- ...'NIN EVİNDE YAŞAMAK ile/yerine ...'NIN EVİNDE KALMAK
- ...NIN GERÇEKLEŞMESİ ile/değil ... NIN YAŞANMASI
- ..., ...'NIN:
"GÖSTERİSİ" değil GÖSTERGESİ
- ...'NIN "İSTEDİĞİ" / "BEKLEDİĞİ" ile/değil/yerine/>< DAVET ETTİĞİ
- ...'NIN:
KANITI ile/değil GÖSTERGESİ
- ...'NIN:
"KARŞITI" ile/değil DIŞINDA KALAN/BIRAKILAN
- ...NIN KARŞITI ile/değil ...NIN KARŞILIĞI
- ...'NIN KENDİ ile ...'NIN NEDENİ
( Nedenler sayısızdır, tek neden fikri bir yanılsamadır. )
( Her bir şeyin sayısız nedeni vardır. )
( Sizi güldüren ya da ağlatan bir mektup alırsınız, bunun nedeni olan postacı değildir. )
( For everything there are innumerable causes. )
( Causes are numberless; the idea of a sole cause is an illusion.
You get a letter that makes you laugh or cry. It is not the postman who does it. )
( THE SELF OF ... vs. THE REASON OF ... )
- ...'NIN:
"MUTFAĞI" ile/ve/||/<> "ARKA SOKAKLAR"
- ...NIN:
NE ANLAMA GELDİĞİ ile/ve/||/<> TANIMI/BELİRTİLİŞİ/İFADESİ
- ...NIN NEDENİ ile/ve/değil/yerine ...NIN İLİŞKİSİ
- ...'NIN:
"ONURU" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLURU
- ...'NIN SANATI ile ... SANATI
( "ART OF ..." vs. "... ART" )
- ...NIN SÜRECİ ile/ve ...NIN SÜRECİ
( PROCESS OF ... vs./and PROCESS OF ... )
- ...'NIN:
TANIMI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLI OLDUĞU/OLABİLECEĞİ YER
- ...'NIN TANRI'SINDA değil ...'NIN TANRI ANLAYIŞINDA
- ...NIN:
"ÜRÜNÜLER" değil ÜRÜNLERİ
- ...'NIN ...:
YALANCI/SI ile/değil AKTARICI/SI
- ...NIN YARARLARI NEDİR? değil ...NIN YARARLARI NELERDİR?
- ... NIN ÂLEMİ YOK ile ...NIN GEREĞİ YOK
- NİNE/EBE ile ANNEANNE/BABAANNE
( Nine, (daha çok) hem babanın, hem annenin annesi, hatta anneannenin annesi için seslenme nitelikli bir söz. İLE Annenin ya da babanın annesi olduğunu belirten sözler. )
- NINE :/yerine DOKUZ
- NİNE ile HAMİNNE[< HANIM NİNE]
( ... İLE Ailedeki yaşlı ve saygın kadınlara verilen san. )
- NİNNİ/BENGERE[Fars.] ile ...
( Bebekleri/çocukları uyutmak üzere söylenilen şarkı. )
- NİPEL[Fr.] değil/yerine/= BAĞLANTI PARÇASI
( İki bağlantı parçasını, birbirine yakın olarak eklemekte kullanılan özel parça. )
- NİPPON (JAPONYA) ile ...
( Yüksek Güneş Ülkesi. )
- NÎRÂN ile/ve/<> ZÎFÂN ile/ve/<> KURBÂN
( Canını, ateşe. İLE/VE/<> Malını, misafire. İLE/VE/<> Yakınını, Allah'a. )
- NİRENGİ ile/ve/||/<> EKSEN ile/ve/||/<> HİZA
- NİRENGİ ile NİRENGİ NOKTASI ile NİRENGİ HARİTASI
- NİRENGİ[Fars.] değil/yerine/= TEPE NOKTA
( Belirli sayıda noktanın konumunu, kesinlik içinde saptayabilmek için, bu noktaları, tepe olarak kabul ederek, bir alanı üçgenlere bölme. )
- NİRGUNA ile ...
( Koşulsuz, vasfı ve niteliği bulunmayan. )
- NİRMANAKAYA ile ...
( Dönüşüm Elbisesi/Gövdesi. Buda ve Bodhisattvalar sıradan bireylerin gövdelerine benzer fiziksel özellikler alarak, onları kurtarmaya çalışırlar. )
- NIRS/NEAR INFRARED SPECTROSCOPY[İng.] değil/yerine/= YAKIN KIZILÖTESİ İZGESEL GÖRÜNTÜLEME
- NİRVANA[Sansk.] = NİBBAHA[Palice] = SATORİ[Zen, Jap.]
- NİRVANA = NIBBANA[Palice]
- NİRVANA[Sansk.](NİBBAHA[Pali])(SATORİ[ZEN, Jap.]) ile NİRVANE ile NİRVANİ ile ...
( Aydınlanma. (ZEN'de, Satori) Yaşam ışığının nihai eriyişi ve sönüşü. Maddeden kurtuluş, En Yüce Ruh (Brahman) ve yeniden birleşme. Budist summum bonumilkesi. En son Gerçeklik. Saltık Hakikat. Aydınlandıkları zaman, yanıltıcı egolarının bilinciyle sınırlı olmayan bir duruma giren kişilerin son durumu. Bağımlılıklardan, tutkulardan, yanılsamalardan kurtulup, uyanıp aydınlanma sonucu ulaşılan iç suskunluk, iç barış. (Tasavvuf'ta ile ABCDEF ( İşrak) İLE Bağımsızlığa, iç özgürlüğe ulaşmış kişi. İLE Nirvana'yı arayan. )
- NİRVANA[sansk. MOKSHA] ile SATORİ
( Aydınlanma tanımının Budizm'deki karşılığı. İLE Aydınlanma tanımının Zen'deki karşılığı. )
- NİRVİKALPA ile ...
( Tasavvur ya da kavrayış yeteneğinden arı, zihinsel değişiklikler geçirmeyen. )
- NİŞ/NICHE[İng.] değil/yerine/= OYUK
- NİŞ ile HABİTAT
( Bir organizmanın ekodüzendeki rolü. İLE Bir organizmanın yaşadığı çevre. )
- NİŞ ile/||/<> HABİTAT
( Niş ekolojik rol İLE habitat yaşam yeridir )
( Formül: İşlev İLE yer )
- NİŞ ile/||/<> MÜCEVHER ile/||/<> YAŞAM/HAYAT AĞACI
( Duvarda küçük ölçüde ve düzgün girinti. İLE/||/<> Kıymetli taşlarla bezenmiş. İLE/||/<> İpek ve İslâm öncesi süsleme sanatlarında ve benzeri ağaçlar.[Cenneti simgeleyen resimlerde ya da süslemelerde bakışım ekseni olarak çokça görülür.] )
- NÎŞ[Fars.] ile NİŞ[Fr./İng. < NICHE]
( İğne[arı, akrep gibi böceklerde]. | Zehir, ağı. | Diken. İLE Duvar içinde bırakılan oyuk. )
( Niş pazarlama, pazardaki hizmetlerdeki boşlukların doldurulması amacı ile yapılmaktadır. Bu pazarlama çeşidinde herkese hizmet verilmemektedir. Daha küçük bir grup niş pazarlamadan yararlanabilmektedir. Niş pazarlama, hedefindeki kişilerin isteği doğrultusunda sürekli bir biçimde yenilikler yapmak zorundadır.
Niş Pazarlama, İngilizce'de Niche marketing adı ile anılmaktadır. Bu pazarın belirli başlı özellikleri bulunur.
- Niş pazarlama, küçük kitleleri hedef almış olan bir pazarlama yöntemi olarak karşımıza çıkar.
- Niş pazarlama, yönteminde maliyetin üzerine ciddi bir kâr konulmaktadır. Bu nedenle de önemli oranlarda kâr elde etmek olanaklıdır.
- Niş pazarlamada, üretim ve pazarlama oldukça düşüktür. Ancak kazanılan paralar oldukça tatmin edicidir.
- Niş pazarlamada, müşteri gereksinimine göre ürün üretilmektedir.
- Niş pazarlama, kitlesi küçük olması nedeni ile pazarlama iletişimine ayrılan para oldukça azdır.
- Niş pazarlama yapılırken, üretimin özgün olması ve üretimi yapan şirketin alanında uzman olması oldukça önemlidir.
- Tüketici güvenini kazanmak ve tüketiciyi memnun etmek, niş pazarlamada çok daha kolay bir biçimde yapılabilmektedir.
Niş Ürün, Niş Parfüm, Niş Pazar ve Niş Boyut Ne Anlama Gelir?
Niş pazarlamada üretilen niş ürünlerin herhangi bir alternatifinin bulunmaması oldukça önemli bir konudur. Niş pazarlama stratejilerinde hedef kitle oldukça küçük olmaktadır. Bazı kişiler tarafından bu pazar türünde rekabet olmadığı düşünülebilir. Ancak niş pazarlamadaki rekabet oldukça fazladır.
Niş pazarlama, yapmak oldukça dar bir bölgede pazarlama yapmak demektir. Bunun yanında bu dar bölgede pek çok rekabet eden şirket olması da olanaklıdır. )
- NİSA ile NİSAİ ile NİSAN ile NİSAP ile NİSAN BİR ile NİSAN YAĞMURU ile NİSAN BİR ŞAKASI
- NİŞABUREK[Fars.] -ile
( Türk müziğinde, rast makamı ve uşşak makamının, pûselik "si" perdesiyle oluşmuş bir makam. )
- NİŞADIR ile NİŞADIR RUHU ile NİŞADIR KAYMAĞI
- NİSAİYE ile NİSAİYECİ/LİK
- NİSAİYE/JİNEKOLOJİ değil/yerine/= KADIN-DOĞUM SAYRILIKLARI
- NİSÂL[Ar. < NASL] ile NİSÂR[Ar.] ile -NİSÂR[Ar.]
( Temrenler, ok, kargı gibi şeylerin uclarındaki sivri demirler. İLE Saçma, serpme. | Saçı, düğünde saçılan para. İLE "Saçan/saçıcı" anlamlarına sözcükleri sıfatlandırır.[PERTEV-NİSÂR: Işık saçan.] )
- NİSAN YAĞMURU:
SEDEFİN AĞZINDA ile YILANIN AĞZINDA
( İnci. İLE Zehir. )
- NİSAN YAĞMURU ile/ve MAYIS YAĞMURU
( Nisan yağar sap olur, Mayıs yağar çeç olur. [çeç: Tahıl yığını] )
( Nisan yağmuru, sadef'in karnına düşünce inci, yılanın ağzına düşünce zehir olur. )
( Nisan yağmuru ekinlerin sapını geliştirir. Mayıs yağmuru başakların dolgunlaşmasına yarar. )
- NİŞÂN[Fars.] ile -NİŞÂN[Fars.]
( İz, belirti. | İşaret, fabrika işareti. | Yara izi. | Amaç, hedef, vurulması istenilen nokta. | Vurulacak noktaya silahı çevirme. | Sevgililik işareti. | Bu işareti takmak üzere yapılan tören. | Hatıra için dikilen taş. | Tuğra. | Taltif için verilen madalya. | Ferman. İLE "duran, dikilen, kalan" gibi anlamları gelerek bileşik sıfatlar yapar.[HATIR-NİŞAN: Unutulmayan, akılda kalan.] )
- NİŞÂN ile NÎSÂN[Süryanice]
( İz, belirti. | İşaret. İLE Nisan ayı. )
- NİŞAN ile/||/<> URA
( ... İLE/VE/||/<> Sınır nişanı. )
- NİŞANCA ile NİŞANCA
( Eyüp'te, Topçular - Defterdar arasındaki semt. İLE Fatih'te, Beyceğiz Mahallesi'nde, Nişancı Mehmet Paşa Camisi'nin bulunduğu semt. )
( İkisi de adını, bu semtte bulunan camiden almıştır. )
- NİŞANLAMAK ile NİŞANLANMAK ile NİŞANLAYABİLMEK ile NİŞAN/LIK ile NİŞANE ile NİŞANCI/LIK ile NİŞANLI/LIK ile NİŞANSIZ ile NİŞAN YÜZÜĞÜ ile NİŞAN HALKASI
- NİŞANTAŞI ile NİŞANTAŞI
( Şişli - Teşvikiye arasında bulunan ve adını burada bulunan nişantaşından alan semt. İLE Vali Konağı - Teşvikiye caddelerinin kesiştiği noktada bulunan, 1825'te Sultan II. Mahmud tarafından diktirilmiş yazılı sütun. )
- NİSANTAŞI ile NİŞANTAŞI
- NİSAP değil/yerine/= YETER SAYI
- NİSARGA ile ...
( Doğal, yaradılıştan olan. )
- NİŞASTA ile FEKÜL[Fr.]
( ... İLE Patates gibi bazı bitkilerin yumrularında bulunan nişasta. )
- NİŞASTA ile/ve/||/<>/> GLİKOJEN
( Bitkilerde enerji depolayan polisakkarit. İLE/VE/||/<>/> Hayvanlarda enerji depolayan polisakkarit. )
- NİŞASTA ile/ve/<>/> HELME
( ... İLE/VE/<>/> Fasulye, pirinç, buğday gibi taneler, kaynatıldığında, nişastanın çökelmesiyle oluşan koyu sıvı. | Bazı bitkilerin, kök, çiçek ve tohumlarında bulunan koyu kıvamlı madde. )
- NİŞASTA ile PATATES NİŞASTASI/FEKÜL[Fr.]
( STARCH vs. POTATO STARCH )
- NİŞASTA ile TAPYOKA[Fr. < TAPIOCA]
( ... İLE Manyok kökünden çıkarılan nişasta. )
- NİŞASTALANMAK ile NİŞASTA ile NİŞASTACI/LIK ile NİŞASTALI ile NİŞASTASIZ ile NİŞASTA ŞEKERİ ile NİŞASTA BUĞDAYI
- NİSBÎ ile KISMÎ
- NİSEB-İ ERBAA
( Yansıma[aks], oranla[nispetle] ilgilidir.
1- Eşitlik/Denklik[Müsâvât]
( - Her kişi, nâtıktır.
- Her nâtık, insandır. )
2- Karşıtlık/Uyuşmazlık[Mübâyenet]
( - Hiçbir insan, taş değildir.
- Hiçbir taş, insan değildir. )
3- Genel[Umum] - Özel[Husus] - Bağlamında/Açısında[Min-vech]
( - Bazı kişiler, beyazdır.
- Bazı beyazlar, insandır. )
4- Genel[Umum] - Özel[Husus] - Kesinlik[Mutlak]
( - Her hayvan, insandır.[Yanlış!]
- Her insan, hayvandır.[Doğru!] )
[Hayvan[küllî]:
- İnsan(- Hayvan[cüz-i eamm]
- Nâtık[cüz-i müsavî])(postulat);
- At; - Eşek; - Köpek] )
- NISF[Ar.]/NİM[Fars.] ile/ve/||/<>/> ADL/ADÂLET
( Bir şeyin yarısı. İLE/VE/||/<>/> Hakkın/payın doğru dağıtılması, ait olduğu yere/kişiye teslim edilmesi. )
- NISF ile/ve/||/<> CERH
( Yarım. İLE/VE/||/<> Yarmak. )
- NISF-I KUTUR değil/yerine/= YARIÇAP
- NİSHİREN[Jap.] ile ...
( Tendai Budizm okulundan türemiş yurt sevgisini herşeyden öne alan, çağımızda savaşçı Japon faşizmini etkilemiş olan Budist okulu. )
- NISIF ile NISIF KUTUR
- NİSPET ile GÖRE
( RATIO vs. ACCORDING TO )
- NİSPET ile GÖRELİLİK/İZÂFET
( Bir değişkenin bir sabite oranı. İLE İki değişkenin birbirine bağlı oranı. )
( Birinin değişkenliğinde. İLE İkisinin de değişkenliğinde. )
( RATIO vs. RELATIVITY )
- NİSPET ile ÎTİBAR
( RATIO vs. CONSIDERATION )
- NİSPET ile/ve İZÂFE
- NİSPET ile KIYAS
( Hind felsefesindeki temel kavram RTA, Yol (Rota, route, road) anlamına gelmektedir. Ratio'nun kaynağı olan Ratis ise, Lâtince'de, bağ çubuklarını boylarına göre düzlemektir, denk etmektir. Eski Yunan'da, muntazam dizilmiş kolye anlamında, "cosmos", düzenli evren ("Cosmos") ile, akıl, dil, "Logos (uyumlu dil ve Akıl)", "Nomos", "Ethos" [yüce değerlere yönelme] arasındaki eşdeğerlik demektir. Japonların "Kannagara no michi"si, Arapların "Şeria"sı da aynı, doğru yol, anlamındadır. )
( RATIO vs. TO COMPARE )
- NİSPET ile NİSPETLİ ile NİSPETÇİ/LİK ile NİSPETSİZ/LİK ile NİSPET EKİ
- NİSPET ile/ve ŞART
- NİSPETİYE CADDESİ :
( Rumelihisarı'ndan Levent'e kadar uzanan bir cadde olup, Nispetiye semtinin ismi caddeye verilmiştir. )
- NİSPİ ile NİSPİ TEMSİL ile NİSPİ ÇOĞUNLUK
- NISQ İLE FAULT-TOLERANT İLE ANALOG İLE DİGİTAL ile/||/<> KUANTUM BİLGİSAYAR ÇAĞLARI
( Kuantum hesaplama evreleri. )
( Formül: ~1000 logical qubits )
- NISQ ile/||/<> HATA TOLERANSLI
( NISQ gürültülü yakın dönem, toleranslı tam düzeltmeli gelecek. )
( Formül: ~100 qubit İLE 10⁶ qubit )
- NİSSARANA ile ...
( Sözel olarak "dışına çıkmak". Özgürlük, kurtuluş. Aydınlanmak, zihnimizi zincirleyen bağlardan kurtulmaktır.[Upanişadlar] )
- Nisyan etmeden KONUŞ!!!
- NİSYAN ile GAFLET
( Kendi muhtaç himmete, bir dede
Nerede kaldı, gayrıya himmet ede )
- NİSYÂN[Ar.] ile SEHV[Ar.]
- NİSYÂN[Ar.] değil/yerine/= UNUTUŞ
- NİTELEME ile/ve KAYITLANDIRMA
- NİTELEMEK ile NİTELENMEK ile NİTELENDİRMEK ile NİTELEYEBİLMEK ile NİTE/LİK ile NİTEL/LİK ile NİTELİKLİ/LİK ile NİTELİKSİZ/LİK ile NİTELİKLİ İŞÇİ ile NİTELEME SIFATI ile NİTELİKSİZ İŞÇİ
- NİTELENDİRİLEBİLİNİR değil NİTELENDİRİLEBİLİR
- [NİTELİĞİN GÖSTERGESİNDE]
DOST ile ÂŞIK
( Kavgada belirli olur. İLE Vedâda belirli olur. )
- NİTELİK:
OLUMLU ve/||/<> OLUMSUZ ve/||/<> SONSUZ
- NİTELİK ile/ve ANLAM
( vs./and/||/<> MEANING )
- NİTELİK ile AYIRT EDİCİ NİTELİK
( QUALITY vs. TRAIT )
- NİTELİK ile/ve DENGE
( QUALITY vs./and BALANCE )
- NİTELİK ile/ve DERİNLİK
( QUALITY vs./and DEPTH )
(1996'dan beri)