Bugün[15 Kasım 2025]
itibarı ile 40.058 başlık/FaRk ile birlikte,
40.058 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(51/162)


- FAZİLET ile/ve EDÂ


- FAZÎLET[Ar.] değil/yerine/= ERDEM


- FAZÎLET ile/ve/||/<> MENFAAT ile/ve/||/<> MASLAHAT

( Bireyde. İLE/VE/||/<> Toplulukta. İLE/VE/||/<> Toplumda. )


- FAZÎLET ile/>< REZÎLET


- FAZL[Ar.] ile İHSÂN[Ar.]


- FAZLA BİLGİ ile FAZLADAN BİLGİ

( EXCESS INFORMATION vs./and EXTRA INFORMATION )


- FAZLA ENERJİ ve/<> KARMAŞA / KARGAŞA


- FAZLA FAZLA ile/değil FASLA FASLA

( ... İLE/DEĞİL Yer yer. )


- FAZLA FEDÂKÂR/LIK
ve/||/<>/>/ne yazık ki
(FAZLA) VEFÂSIZ/LIK

( Fedâkârlığın fazlası, vefâsızlığa neden olur. )


- FAZLA/GEREKSİZ/YERSİZ/BOŞ ...)
KONUŞMA! ile/ve/||/<>/< DÜŞÜNME!

( YAP! ile/ve/||/<>/< YAP! )


- FAZLA SAMİMİYET ile/ve/||/<> ÇOK SEVGİ ile/ve/||/<> ÇOK İYİLİK

( Saygıyı azaltır. İLE/VE/||/<> Nankörlük getirir ve sevileni uzaklaştırır. İLE/VE/||/<> Suistimal edilir. )


- [ne yazık ki]
(FAZLA) ŞIMARTILAN ÇOCUK ve/||/<>/> KENDİNDEN NEFRET EDEN ÇOCUK


- FAZLA ile/ve ÇEŞİTLİ


- FAZLA ile/ve/değil ETKİN

( [not] EXCESS vs./and/but ACTIVE | EFFECTIVE )


- FAZLA ile/ve SORUN

( EXCESS vs./and PROBLEM )


- FAZLA/LIK ile/değil AŞKIN/LIK


- FDA/FOOD AND DRUG ADMINISTRATION[İng.] değil/yerine/= ABD GIDA VE İLAÇ DAİRESİ


- FEAR & ANXIETY


- FEAR vs. AVOID


- FEAR vs. PRECAUTION


- FEAR vs./and PROTECTION


- FEASIBLE vs. POSSIBLE


- FEATURE vs. FUTURE


- FEATURE vs. QUALITY


- FECR (VAKTİ) ile FECR-İ KÂZİB[YALANCI FECR] ile FECR-İ SÂDIK[HAKİKİ FECR]

( Sabaha karşı, güneş doğmadan önce, ufkun gün doğusu tarafından görünen aydınlığı, tan yerinin ağarması. İLE Sabaha karşı, doğuda, amûdî biçimde görülen aydınlık. [Sahura kalkış.] İLE Şafak sökme, sabah, imsak. )


- FECR-İ ÂTÎ ile/ve/<>/> MİLLÎ EDEBİYAT

( )

( )


- FEDÂ ile/değil/yerine/>< ELVEDÂ

( Sevene can fedâ; sevmeyene elvedâ. )


- FEDÂÎ/SERDENGEÇTİ[Ar.] ile FEDÂKÂR/FİDÂ-KÂR[Ar., Fars.]

( Evre, safha. İLE Kendini ya da kişisel çıkarlarını esirgemeyen, fedâ eden, cömert, eli açık. )


- FEDÂKÂRLIK:
YAPTIKLARIN ile/değil YAPMADIKLARIN

( Başkaları için. İLE/DEĞİL Kendin için. )


- FEDÂ(KÂRLIK) ile FERÂGAT

( Sadakat. İLE/VE/||/<> Sevgi. )

( Mal/dan vermek. İLE/VE/||/<> "Can vermek" ve candan vermek. )

( Babadan gelen. İLE/VE/||/<> Anneden gelen. )

( Bedel ödemek. İLE/VE/||/<> Muhabbet. )


- FEDÂKÂRLIK > FERÂGAT > AŞK


- FEDÂKÂRLIK değil/yerine HAK/LAR


- FEDÂKÂR/LIK ile/ve/||/<>/> KAHRAMAN/LIK


- VAZGEÇME/FEDÂKÂRLIK[Ar.] değil/yerine/= ÖZVERİ, EL ÇEKME

( Temiz ve özverili bir hayat yaşayın, bu yeter. )

( Live a clean, selfless life, that is all. )

( EXTREME DEVOTION vs. SELF-SACRIFICE )


- FEDARASYON değil FEDERASYON


- FEDERASYON[Fr./İng. < FEDERATION] değil/yerine/= ÜSTBİRLİK


- (not FEEL GUILTY FOR) FEEL GUILTY ABOUT


- FEHÂMETLÜ DEVLETLÜ ile ÜBBEHETLÜ DEVLETLÜ

( Sadrazamlara, Mısır hidivi ve yabancı prenslere, eyalet beylerine hitapta kullanılan unvan. İLE Sadrazamlık etmişlere hitapta kullanılan unvan. )


- FEHÎM[Ar. < FEHM] ile FEHM[Ar.]

( Zeki, anlayışlı, akıllı. İLE Anlama, anlayış. )


- FEHM ile/ve/||/<> AKIL ile/ve/||/<> İLLET ile/ve/||/<> HİKMET

( Kavram. İLE/VE/||/<> Bağlam. İLE/VE/||/<> Neden/içsel. İLE/VE/||/<> Dışsal. )


- FEHM[Ar.] ile 'İLM[Ar.]


- FEHVA'L-HİTÂB[Ar.] ile DELÎLU'L-HİTÂB[Ar.]


- FEL FECRİ/FECİR değil VEL FECRİ/FECİR

( "Gözleri fel fecri okuyor." DEĞİL Gözleri vel fecri okuyor. )


- FELÂ[Ar.] ile FELÂH[Ar.] ile FELAH[Ar.]

( O halde, o zaman. İLE Kurtuluş, selâmet, onma. | Mutluluk, kutluluk. İLE Başlangıç, iptida. )


- FELÂKET ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SELÂMET


- FELÂKET değil/yerine/= YIKIM/YIKINÇ


- FELÇ/C[Ar.] değil/yerine/= İNME


- FELSEFE ile/ve/||/<> BİLİM ile/ve/||/<> İDEOLOJİ


- FELSEFE:
AKLIN SORUNLARINA YANIT ARAMAK ve/<>/>
SORU(N)LARINA YANIT ARAMAK ve/<>/>
ETKİNLİK

( FELSEFE: Aklı kullanma sanatı. )


- FELSEFE:
BETİMLEME > KAVRAM

( Felsefe, betimlemeden, kavrama geçiştir. )


- FELSEFE/BİLİM/SANAT'TA:
SAYGI DUY(UL)MA ile/ve/||/<>/< SAYGI UYAN(DIR)MA


- FELSEFE-BİLİM TARİHİ ile/ve/||/<> ANADOLU'DA FELSEFE-BİLİM

( )


- FELSEFE DAĞI ile/ve/||/<> MATEMATİK ÇANTASI


- FELSEFE:
DÜŞÜNCE BİÇİMİ OLARAK ile/ve/değil/||/<>/>/< YAŞAM BİÇİMİ OLARAK


- FELSEFE:
DÜŞÜNCENİN ...
TARİFİ ile/ve/değil/||/<>/< TARİHİ


- FELSEFE:
DÜŞÜNME BAĞLAMI ile/ve/<> BİLGİ TÜRÜ


- FELSEFE:
DÜŞÜNMEK ve/||/<>/> BİLMEK ve/||/<>/> YAŞAMAK


- FELSEFE:
EĞİTİM ile/ve/değil/||/<>/> YETKİNLEŞTİRME


- FELSEFE:
İYİLİK ve/<> GÜZELLİK ve/<> DOĞRULUK


- FELSEFE/KAVRAM ANSİKLOPEDİSİNDE:
ARİSTOTELES ile/ve HEGEL


- FELSEFE/BİLİM/SANAT/...
KONUŞMAK" değil ÜZERİNE KONUŞMAK


- FELSEFE KONUŞMAK:
KEYFÎ değil ZORUNLULUKLA


- FELSEFE:
NESNEL İDEALİZM ile/ve/||/<> ÖZNEL İDEALİZM


- FELSEFE:
NİTELİKLİ SORU, SORMA "SANATI" ile/ve/||/<>
NİTELİKLİ, SORU SORMA "SANATI"


- FELSEFE:
NİYET ve/||/<>/+ OLGU


- FELSEFE ÖĞRENMEK değil/yerine FELSEFE YAPMAK


- FELSEFE ÖĞRENMEK ile/yerine/değil FELSEFE YAPMAYI ÖĞRENMEK


- FELSEFE:
"ÖĞRETİ" değil ETKİNLİK


- FELSEFE:
"ÖĞRETMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖĞRETİLENLERİ DÜŞÜNMEK


- FELSEFE(PHILO-SOPHIA):
BİLGELİK SEVGİSİ ile/ve/||/<> SEVGİNİN BİLGELİĞİ

( )


- FELSEFE SİSTEMİ ile FELSEFİ DÜŞÜNCE TARZI


- FELSEFE SORUSU/SORUNU ile/değil SORU-NUN/SORUNUN FELSEFESİ


- FELSEFE TARİHİ ile/ve/değil DÜŞÜNCE TARİHİ


- FELSEFE TARİHİ ile/ve/=/||/<>/>/< TARİH FELSEFESİ


- FELSEFE YANINDA/KARŞISINDA:
[ne] KEYFİYET ne de SANAT


- FELSEFE YAPMAK" ile/ve/||/<> "EDEBİYAT PARÇALAMAK"

( İkisi de doğru/geçerli değildir! Kişi/kim anlamıyorsa ve ilgilenmiyorsa o kişinin/kişilerin çarpıttığı/çevirdiği saçma ve boş bir sözdür. )


- FELSEFE:
"YETENEK/ZEKÂ" ile/ve/değil/||/<>/< ÇABA/EMEK


- FELSEFE:
ZEKÂYI ve/||/<>/> AKLI

( Keskinleştirmek amacıyla. VE/||/<>/> Yetkinleştirmek amacıyla. )


- FELSEFE ile/ve/< AMAÇ

( Amacı bilinmeyen şey, felsefeye konu olamaz. )


- FELSEFE ve/||/<> ANAHTAR KAVRAMLAR


- FELSEFE ile/ve ANLAMBİLİM(SEMANTİK)


- FELSEFE ve/||/<> AŞK ve/||/<> SANAT

( "Evet!" diyememektir. VE/||/<> "Hayır!" diyememektir. VE/||/<> Soruyu anımsayamamaktır. )


- FELSEFE ile BENGİ BİLGELİK

( ... İLE HİKMET-İ HÂLİDA, CÂVİDÂN-I HIRED, PHILOSOPHIA PERENNIS )


- FELSEFE ve BİLDİRİŞİM


- FELSEFE ve/||/<> BİLGE

( Gölgelerin, renkleri olduğunu öğretir. VE/||/<> Gölgelerin renklerini görebilir. )


- FELSEFE ile/ve BİLGELİK


- FELSEFE ile/ve DÜŞÜNCE

( Düşünce, düşünce başlar. [yere/aşağı düşünce!] )

( Bir yerini/dizini incitmeyen, düşünmeye başlamaz kolay kolay. )

( Dilin dilbilgisi. İLE/VE/<> Aklın dilbilgisi. )

( Yunan ökesi/dehası. VE Roma ökesi/dehası. )

( Aristoteles. İLE/VE Büyük İskender. )

( Tekillerden, tümeli görmeye çalışmak. İLE/VE Tekilde, tümeli görmek esastır. )

( Felsefe, matematiğin çalışma odasını, röntgen ışığıyla yansıtmaya çalışır. )

( Birleştirmek/birlikte tutmak gerekiyor. )

( Hayranlık. VE Hayret. )

( Zanaat. VE Teknokrasi, işçilik. VE İdeoloji. )

( İdeoloji. İLE/DEĞİL/YERİNE Felsefe. )

( Hayret. VE/<> Hayranlık. VE/<> Aşk. )

( Hikmet, teolojik; illet, metafizik; sebep, fizik nedenleri aramaktır. )

( Hikmet: Nasıl ise onu o biçimde bilmek. )

( Hikmet: Varolanları, nasılsa o biçimde ve tâkatı kadar bilmek. )

( Hikmet: Olgunlaşmayı istemek. )

( Hikmet: Doğada ve zamanda illetlendirmek. )

( Hikmet: Gizil durumda, tüm erdemleri içerir. )

( Hikmet Tanrısı: ENKİ )

( Hikmet: İstikmal el-Nefs. )

( Hikmet: "En Yüksek Hikmet". Onu kazanmış olmaya(onun iktinâ'ına) "'İlm", o ilme meleke kazanmış olmaya "Felsefe". )

( FELSEFE: KAVLÎ HİKMET )

( PHIL0-SOPHOS ile/ve SOPHOS )

( el-Hikmet: ilmun bi-a'yan'il-mevcudât alâ ma hiye fi'nefs'il emr bi-kaderi takat'il-beşeriyye )

( Fikir üretir. İLE/VE Tedbir üretir. )

( Nazarî hikmet. VE Amelî hikmet. )

( ... İLE HİKMET-İ HÂLİDA, CÂVİDÂN-I HIRED, PHILOSOPHIA PERENNIS )

( Genel felsefe eserlerinin adı olarak bu ad kullanılır. İLE/VE İlm-i mantık'ın başka bir adıdır. Pek çok mantık kitabı bu adı taşır. İLE/VE Abdurrahman Hazinî'nin eserinin adıdır. Eser, çekim ve cisimlerin özgül ağırlıklarından bahseder. Modern döneme kadar konuyla ilgili en önemli çalışmadır. İngilizce çevirisi de vardır. )

( Kişinin [ve evrenin] sorularına aklın sınırları içinde kalarak yanıt vermeye çalışmak. VE Anlama ilişkin soruların akıl ile değil kurguyla yapılacağına yönelik yaklaşımı felsefenin soruları içinde kalarak yanıtlamaya çalışmak. )

( GAZALİ ve KANT )

( Kişinin, kendine soru sormaya başlamasıyla devreye girer. )

( PHILOSOPHY vs./and THOUGHT )


- FELSEFE ile/ve EDEBİYAT

( Zihne/akla hitap/etki eder. İLE/VE Kalbe hitap/etki eder. )

( Edebî olmayanı, kalbe hitap/etki etmez. İLE/VE Felsefî olmayanı, zihne/akla hitap/etki etmez. )


- FELSEFE ile/ve/değil/<> EROSEFE


- FELSEFE ile "FELSEFE"

( Kavramsal matematik. | Anlamanın, anlaşılmasının çabası. | Biçimselleştirilmiş mantığın doruğu. İLE ... )


- FELSEFE ile/ve/değil FELSEFE-BİLİM


- FELSEFE ile/ve FELSEFE ÜZERİNE FELSEFE


- FELSEFE ile "FELSEFELER"


- FELSEFE ile FELSEFENİN BİLGİSİ


- FELSEFE ile FELSEFÎ ÖYKÜ


- FELSEFE ile/ve/<> FİLOZOF

( Felsefe, filozofla konuşmaktır. )


- FELSEFE ile/ve/= HİKMET

( Hikmet teolojik, illet metafizik, sebep fizik nedenleri aramaktır. )

( Hikmet: Nasıl ise onu o biçimde bilmek. )

( Hikmet: Varolanların kendini nasılsa o biçimde tâkatı kadar bilmek. )

( Hikmet: Olgunlaşmayı istemek. )

( Hikmet: Doğada ve zamanda illetlendirmek. )

( Hikmet: Gizil halde, tüM erdemlerin hepsini içerir. )

( Hikmet Tanrısı: ENKİ )

( Hikmet: İstikmal el-Nefs. )

( Hikmet: "En Yüksek Hikmet". Onu kazanmış olmaya(onun iktinâ'ına) "'İlm", o ilme meleke kazanmış olmaya "Felsefe". )

( FELSEFE: KAVLÎ HİKMET )

( PHIL0-SOPHOS ile/ve SOPHOS )

( el-Hikmet: ilmun bi-a'yan'il-mevcudât alâ ma hiye fi'nefs'il emr bi-kaderi takat'il-beşeriyye )


- FELSEFE ve/||/<>/> İDEOLOJİ ve/||/<>/> TÜZE

( Başlar. VE/||/<>/> Deneyimlenir. VE/||/<>/> Düzenlenir. )


- FELSEFE ile/ve/||/<> İNSAN

( vs./and/||/<> HUMAN/PERSON )


- FELSEFE ile/ve İNSAN BİLGİSİ


- FELSEFE ve/<> İNSAN-İNSAN İLİŞKİSİ


- FELSEFE ile/ve KELÂM

( Kelâmın anlaşılmayanı kabuğu, anlaşılanı içidir. )

( PHILOSOPHY vs./and ISLAMIC THEOLOGY )


- FELSEFE ile/ve KÜLTÜR


- FELSEFE ile/ve KURAMSAL/TEORİK AKIL


- FELSEFE ile/ve MATEMATİK

( Tekillerden tümeli görmeye çalışmak. İLE/VE Tekilde tümeli görmek esastır. )

( Felsefe, matematiğin çalışma odasını röntgen ışığıyla yansıtmaya çalışır. )

( Kavramlarla ilgili etkinlik. İLE/VE Kavram inşâ etmek. )

( PHILOSOPHY vs./and MATHEMATICS )


- FELSEFE ile/ve METAFİZİK ile/ve MİSTİSİZM["MİSTİZİM" değil!]

( ... İLE/VE Metafizik sözü ilk defa Peripatos'culardan Rodos'lu Andronikos (M.Ö. I. yy.) tarafından kullanıldığı öne sürülür. İLE/VE ... )

( METAFİZİK: BİLGİ - VARLIK - AHLÂK )

( MİSTİSİZM VE FELSEFE - WALTER T. STACE - İNSAN YAY.
PHILOSOPHY vs./and METAPHYSICS vs./and MYSTICISM )

( ... ile/ve XIN ER SHANG XUE ile/ve XUAN )


- FELSEFE ile ÖLÜ FELSEFE


- FELSEFE ve/||/<>/> ÖZBİLİNÇ


- FELSEFE = PHILOSOPHY[İng.] = PHILOSOPHIE[Fr., Alm.] = PHILOSOPHIA(PHILIA:SEVGİ, SOPHIA:BİLGELİK)[Yun.] = FILOSOFIA[İsp.]


- FELSEFE ve PSİKOLOJİ


- FELSEFE ve SANAT ve GÖRELİLİK


- FELSEFE ve/||/<> SANAT ve/||/<> KEŞİF

( Soyutlayarak[tenzih ederek]. VE/||/<> Benzeterek[teşbih ederek]. VE/||/<> Bireştirerek[tevhîd ederek]. )

( Akıl ile. VE/||/<> Hayal ile. VE/||/<> Kalp ile. )


- FELSEFE ile/ve/||/<>/< ŞAŞMA/HAYRET

( Felsefenin başlangıcı, şaşmadır/hayrettir. )

( )


- FELSEFE ile/ve SAVAŞ TARİHİ

( Aristoteles. İLE/VE Büyük İskender. )


- FELSEFE ile/ve ŞİİR


- FELSEFE ile/ve/<> SÜREÇLİ FELSEFE


- FELSEFE ile/ve/<> TARİH


- FELSEFE ve/<> TIP ve/<> TARİH

( Tabakât Literatürü Üzerine Bir İnceleme
[ www.klasikyayinlari.com/ebooks/default.aspx?kitapid=123 ] )


- FELSEFE ile/ve/||/<> YORUMBİLİM

( Toplumu yapılandırır. İLE/VE/||/<> Bireyi yapılandırır. )


- FELSEFE/BİLİM/FİZİK/DOĞA:
"DİYOR Kİ" ... değil İLKELERİ/YASALARI/ZORUNLULUKLARI ÇERÇEVESİNDE ...

( Anlamı ve ayrıntıları kişiselleştirmeden! Öykünce/fabl çeşidine katmadan/düşürmeden! )


- FELSEFE:
"ŞAPŞALLIK" ile/ve/değil/||/<>/< ŞAŞIRMAK

( Felsefe, yaşam, durum, konu ve süreçteki [olası] her ayrıntıya, sürekli bir bebek ve çocuk şaşkınlığında[sevimli "şapşallığı" gibi] fakat sorumlulukla, iddiasızca, duygusal değil ölçüyle ve yetişkince bakabilme çabası, özeni, saygısı, emeği ve sürecidir. )


- FELSEFECİ ile/ve FİLOZOF


- FELSEFE'DE MÎLÂDLAR:
TEKERLEK ve YELKEN ve YAZI


- FELSEFE'DE SEZGİ ile NIETZSCHE'DE SEZGİ

( Kavramlaştırılmamış her türlü düşünce. İLE İçgüdü. )


- FELSEFE'DE:
SORUN ÇÖZMEK ile/ve ETKİNLİK/FAALİYET


- SÖZCÜK/LER:
FELSEFEDE ile/ve/||/<> BİLİMDE ile/ve/||/<> YAZINDA/EDEBİYATTA

( Kavram. İLE/VE/||/<> Terim. İLE/VE/||/<> Deyim. )


- [FELSEFEDE/TASAVVUFTA] (BAZI/ÇOĞU) (ÖZEL ŞEY["AYRINTI/İÇERİK/DERİNLİK/YOĞUNLUK/KABALIK/İNCELİK"]):
"BAYIL" DİYE değil/yerine "AYIL!" DİYE


- FELSEFENİN GEÇMİŞİ ile GEÇMİŞTEKİ FELSEFE


- FELSEFE('NİN "KUSURU"):
ÖNCESİ var SONRASI [yok]

( Öncesinin var olup ve fakat sonrasının olmaması. )


- [ne yazık ki]
"... FELSEFESİ" ile/ve/||/<> "... SANATI" ile/ve/||/<> "... DUYGUSU" ile/ve/||/<> "... DİLİ" ile/ve/||/<> "... AKLI"

( Ne yazık ki, her durum ya da sözcüğün yanına/sonuna bu üç sözcüğün "getirilmesi/kullanılması", çok yaygın görülmektedir. Öncelikle kendimizden başlayıp bu yanlıştan ve kötü alışkanlıktan kurtulmak ve uzak durmak gerekiyor!
OLMAZ!
- ADÂLET "DUYGUSU/SANATI"
- ...[NESNE] "FELSEFESİ" )


- FELSEFESİZ ...:
BİLİM ile SANAT ile HUKUK/DİN ile YAŞAM

( Kör. İLE "Süsleme". İLE "Kural". İLE Yaşanmamış. )


- FELSEFESİZ SANAT ve FELSEFESİZ BİLİM ve FELSEFESİZ FELSEFE

( Zanaat. VE Teknokrasi, işçilik. VE İdeoloji. )


- FELSEFEYE GİRİŞ KİTAPLARI ile/ve/değil/yerine/<> FELSEFE TARİHİ KİTAPLARI


- FELSEFEYE/BİLİME/SANATA/DİLE/TARİHE/HUKUKA/DİNE ...:
"GÖRE" ... ile/değil -DE ...

( Alanlar ve kavramlar, kişi olmadığından, "... göre" sözcüğünün kullanımı burada yanlıştır. "Felsefede/bilimde/dilde/sanatta ..." biçiminde bulunma durumu["-de ..."] ile kullanılabilir. )


- FELSEFEYİ ANLAMAK ile/ve/||/<> FELSEFE İLE ANLAMAK


- FELSEFÎ ANLAYIŞ VE BİLİMSEL TUTUM/DURUŞ VE SANATSAL DUYARLILIK ve/< BEREKET


- FELSEFİ DİSİPLİN ile EPİSTEMOLOJİ


- FELSEFİ GÖRÜŞ/LER ile/ve GÖRELİ FELSEFÎ GÖRÜŞ/LER


- FELSEFÎ KAYGI ile/ve/değil FELSEFÎ YAKLAŞIM


- FELSEFÎ MİT ile/ve/<> ŞİİRSEL MİT


- FELSEFİ ÖĞRETİ ile FELSEFİ SİSTEM


- FELSEFÎ SORU/SORGULAMA ile/ve/= DEĞERLENDİRME


- FELSEFÎ SÖYLEM/DİSKUR ile/ve FELSEFÎ EDİM


- FELSEFÎ SÖZLÜK ile/ve/değil/yerine FELSEFÎ ANSİKLOPEDİK SÖZLÜK


- FELSEFÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KAVRAMSAL


- FENÂ ile/ve/||/<> MAHV

( Yok olma, yokluk, geçip gitme. | Kötü, iyi olmayan, uygunsuz olan. İLE Yok etme, ortadan kaldırma, harâb etme, perişân etme, batma, bitme, yok olma. | [tas.] Kişisel/beşerî eksikliklerden/yetersizliklerden/olumsuzluklardan kurtulma durumu/hâli. )


- FENÂ[Ar.] ile NEFÂD[Ar.]


- FENAFİŞŞEYH ile FENAFİRRESUL ile FENAFİLLÂH


- FENÂLAŞMAK değil/yerine/= KENDİNDEN GEÇMEK


- FENÂ-YI HÂDİS ile FENÂ-YI KADÎM


- FENER ADASI ile/ve İNCİRLİ ADASI

( Pendik - Tuzla arasında kıyıya yakın olan adalar. [5 ada] )


- FENER ile/ve/||/<>/> AYAKLI FENER/FANUS[Ar.]

( ... İLE/VE/||/<>/> Süslü, ayaklı fener. | Saat, mikroskop vb. araçları tozdan korumak için üzerine kapatılan, yarım küre biçiminde cam kap. | Genellikle silindir biçiminde olan mum, gaz lambası vb. aydınlatma araçlarının çevresini kapatarak rüzgârdan koruyan cam. | Hamam kubbelerinde içeri aydınlık girmesi için bırakılan deliklerin üzerine konan şişkin cam. )


- FENERLİ BOSTAN SOKAK :

( Rumelihisar Mahallesi sokaklarından biridir, R. Hisar'ın üst kısımlarında bulunan bostana (büyük tarlaya) sahibinin gece gündüz fenerli gitmesi nedeni ile sokaklardan birine "Fenerli Bostan Sokak" ismi verilmiştir. )


- FENERLİ TÜRBE SOKAK :

( Rumelihisarı Mahallesi sokaklarından biridir. R. Hisarı mezarlıklarında bulunan türbelerden birinde devamlı fener yandığı için sokaklarından birine "Fenerli Türbe Sokak" adı verilmiştir. )


- FENNEN[Ar.] ile FENNÎ[Ar.]

( Fen aracılığıyla, fen ile, fenne uygun olarak. İLE Fen ile ilgili olan. )


- FENOTİP/İK / PHENOTYP/IC[İng.] değil/yerine/= DIŞ GÖRÜNÜM/SEL


- FEODAL < VIEH[Alm.][:
Mal = Davar]


- FEODALİTE değil/yerine/= DEREBEYLİK


- FER'[Ar. çoğ. FÜRÛ] ile FERR[Ar.] ile FER[Ar.]

( Dal, budak. | Tomurcuk. | Bir aslın sonucu. | İkinci derecede önemli olan. İLE Kaçma, firâr. [KERR Ü FERR: Saldırma ve çekilme.(KELLİ-FELLİ değil KERLİ-FERLİ!)] İLE Parlaklık, aydınlık. | Zînet, süs, bezek. | Kuvvet, nüfuz, iktidar. )


- FER[Ar.] ile/ve/||/<>/> FER'İ[Ar.] ile/ve/||/<>/> FERİH[Ar. < FERAH]

( Dal, budak. İLE/VE/||/<>/> Asıla değil fer'e ait olan, ayrıntılarla ilgili, ayrıntı niteliğinde olan. | İkinci dereceden. İLE/VE/||/<>/> Neşeli, sevinçli[< sevinmek]. )


- FERÂĞ[Ar.] ile FERÂG[Ar.]

( Vazgeçme, bırakıp terk etme. | Bir mülkün tasarruf, sahip olma hakkını başkasına terk etme. | Dinlenme, istirahat. | Hiçbir işle meşgul olmama, rahat etme. İLE Serin rüzgâr. )


- FERÂĞ ile/||/<> VEFÂEN FERÂĞ ile/||/<> MERHÛN ile/||/<> GAYR-İ MENKÛL ile/||/<> MEVRÛS MAL ile/||/<> İNTİFÂ ile/||/<> MERİYET/MERİYYET ile/||/<> SÜBÛT-I-ŞERİ

( Satış[Bir mülkün tasarruf, sahip, olma hakkını başkasına terk etme. | Arazi yasasında ise mîrî ya da vakıf arazisinin yararlanma hakkının satışı. İLE/||/<> Taşınmaz mal rehni. İLE/||/<> Rehnedilen mal. İLE/||/<> Taşınmaz mal. İLE/||/<> Miras yolu ile edinilen mal. İLE/||/<> Yararlanma, kullanma. İLE/||/<> Yürürlük. İLE/||/<> Şer'i esaslara göre sabit olan haklar. )


- FERÂGAT AHLÂKI ile/ve/değil/yerine ANNELİK AHLÂKI

( [not] MORALS OF ABNEGATION vs./and/but MORALS OF MOTHER
MORALS OF MOTHER instead of MORALS OF ABNEGATION )


- FERÂGAT AHLÂKI > AŞK AHLÂKI


- FERÂGAT ve/> İŞTİYÂK ve/> AŞK


- FERÂGAT(BEZL) ile TERK

( Canına kıymazsan, seyahat etme! )

( ABNEGATION vs. ABANDONMENT )


- FERÂGAT ile/ve/<> TESLİMİYET


- FERAH FEZA (OTURMAK)


- FERAH PARK SİNEMASI :

( Sarıyer Mesarburnu Caddesi üzerindeydi. Bülbül Sokağını Sarıyer'e doğru geçtikten sonra ilk binanın yanında bulunan geniş bir alan üzerinde 1934 yılında Sinemacı Enver Şimşek tarafından açıldı. Uzun yıllar yazlık sinema olarak hizmet verdi. Kapalı sinema olan Gezi Sinemasının açılması ile 1960'lı yıllarda Ferah Sineması da tarihe karıştı. )


- FERAH PARK :

( Ferahevler Mahallesindedir. 1.120,00 m²'lik bir alan üzerinde kuruldu. 660,00 m²'lik yeşil alanı, 150,00 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )


- FERAH[Ar.] ile FERÂH[Ar.]

( Gönül açıklığı, sevinç, sevinme. İLE Bol, geniş, yayvan, açık. )


- FERAH ile REFAH


- FERAH[Ar.] ile SÜRÛR[Ar.]


- FERAHEVLER CAMİİ :

( Ferah Evler camilerinden biri olup, kaymakamlığın karşısındadır. )


- FERAHEVLER MERKEZ CAMİİ :

( Yavuz Sultan Mahallesindeki merkez camidir ve tarihi bir özelliği yoktur. )


- FERAHEVLER SAĞLIK BİRİMİ :

( Yavuz Sultan Mahallesinde Sarıyer Sağlık Grup Başkanlığına bağlı olarak sağlık hizmeti vermektedir. )


- FERAHFEZA[Ar. + Fars.] ile FERAHNAK[Ar. + Fars.]

( Türk müziğinde, yegâh perdesinde karar kılan makamlardan biri. İLE Türk müziğinde, bir birleşik makam. )


- FERAHLATMA ve/<> KOLAY(LIK)(ÂSÂN[Fars.])


- FERÂMÛŞ[Fars.] ile FERÂMÜŞ[Fars.]

( Unutma, hatırdan çıkma. İLE Ferâmûş'un hafifletilmişi. )


- FERÂSE ile FERÂŞE/PERVÂNE[Fars.]/USKUR[< İng.]

( Kısrak. İLE Geceleri, ışığın etrafında dönen küçük kelebek. Fırıldak. | Çark. | Haberci, kılavuz. | Şems-i Tebrizi. )


- FERÂSET/FİRÂSET[Ar.] ile FERÂŞET[Ar.]

( Anlayışlılık, çabuk seziş. | Binicilik, at yetiştirme bilgisi. | Yiğitlik, mertlik. İLE Kâbe süpürücüsünün hizmeti. )


- FERÂSET[< FERES] ile/ve/||/<>/> SALÂT

( 1. ile/ve/||/<>/> 2. )


- FERÂSET[Ar. < FERES(Çok hızlı giden at)] değil/yerine/= SEZGİ/SEZİ/SEZİŞ/ANLAYIŞ

( ZEKÂNIN İNCELMİŞ VE HIZLANMIŞI | EDEB'İN KALBE İNİŞİ | ANLAYIŞTA ÖNE GEÇME | ZEKÂNIN GÖVDEYİ KONTROL ALTINA ALMIŞ ŞEKLİ. (AKIL-ZEKÂ-FERASET) [AYNI ŞEYİN DEĞİŞİK MERTEBELERDE ALDIĞI ADLAR] )


- FERC[Ar. çoğ. FÜRÛC] ile FEREC[Ar.]

( Aralık, yarık, çatlak. | Dişilik örgeni, avret, utyeri, edep yeri. İLE Gam, tasa ve sıkıntıdan kurtulma. Kederden, darlıktan sonra gelen sevinç, teselli. | Zafer. )


- FERÇ/FERC[Ar.] ile/değil FECR[Ar.]

( Dişillerde üreme örgeninin dış bölümü. İLE/DEĞİL Güneş doğmadan önce ortalığın ağarmaya başladığı vakit, tan vakti. | Güneş doğmadan önce gün doğusunda görülen aydınlık, tan kızıllığı. )


- FERDA[Fars.] ile FERDE

( Gelecek zaman, yarın. İLE Küçük denk, top. )


- FERDİYET-İ SELÂSE:
ZÂT ve/||/<>/> İHTİYÂR/İRÂDE ve/||/<>/> SÖZ/EYLEM


- FERFORJE[Fr. < FER FORGÉ] değil/yerine/= DÖKME DEMİR

( Kapılara, pencerelere ya da evlerin iç bölümlerine süsleme amacıyla yapılıp takılan dövme demir. )


- FERHAT[Ar.] ile FERHÂD[Ar.]

( Sevinç, neşe. İLE Ferhâd ve Şîrîn adıyla ünlü olan eski bir öykünün erkek kahramanı olup Şîrîn'in âşıkıdır. )


- FERÎD[Ar. < FERD] ile FERÎD[Fars.]

( Tek, eşsiz, eşi olmayan. Tasım/kıyas kabul etmez, ölçüsüz. Üstün. İLE Avcı kuş. | Donmuş, katılaşmış şey. )


- FERÎD/E[Ar.] ile FERÎDE[Ar.]

( Tek, eşsiz, eşi olmayan. Tasım/kıyas kabul etmez, ölçüsüz. Üstün. İLE Kendi oyuyla hareket eden, kibirli, gururlu. )


- FERİH[Ar.] ile SÜRÛR

( Çok sevinçli, neşeli. İLE Neşe. )


- FERÎK[Ar.] ile FERÎK[Ar.]

( Askerî kolordu komutanı, korgeneral[birinci ferîk], tümgeneral[ikinci ferîk]. | İnsan topluluğu, cemâat. İLE Buğday tanesinin olgunu, öğütülecek duruma gelmişi. )


- FERİK[Fars.] ile FERİK[Ar.]

( Hayvanların, civcivlikten çıkmış yavruları. | Gevrek bir elma türü. İLE Tümgeneral ya da Korgeneral. )


- FERÎKAN["ka" uzun okunur] ile FERÎKAYN[Ar.]

( Topluluklar. İLE İki askerî fırka, iki taraf. )


- FERİŞTAH[Fars. < FİRİŞTE] değil/yerine/= UZMAN / EN YETKİLİ


- FERMÂ[Fars.] ile FERMÂN[Fars.]

( Buyuran, emreden, âmir. | Süren. İLE Buyruk, emir. | Sultan tarafından verilen yazılı emir, berat, buyrultu. )


- FERMAN[Fars.] ile/ve/||/<> TEVKİ[Ar.]

( ... İLE/VE/||/<> Sultan fermanlarına çekilen tuğra. | Bu tuğrayı taşıyan ferman. )


- FERMAN[Fars.] değil/yerine/= YARLIK/BUYRUK


- FERMANTASYON/FERMENTATION[İng.] değil/yerine/= MAYALANMA


- FERMANTASYON[Fr.]/TAHAMMÜR[Ar.] değil/yerine/= MAYALANMA

( Organik maddelerin bazı mikroorganizmalarca salgılanan enzimlerin etkisiyle uğradığı değişiklik. | Sıvı ya da hamur durumunda bulunan organik maddelerin, kendiliğinden kabarıp köpürerek gaz çıkarması durumu. )


- FERMAR değil FERMUAR


- FERMAT İLE MERSENNE İLE FİBONACCİ ile/||/<> ÖZEL SAYI DİZİLERİ

( Matematiksel öneme sahip sayı dizileri. )

( Formül: φ = (1+√5)/2 )


- FERMAT İLE MERSENNE İLE SOPHİE GERMAİN ile/||/<> ÖZEL ASAL SAYILAR

( Farklı özellikteki asal türleri. )

( Formül: M₈₂₅₈₉₉₃₃ = 2^82589933 - 1 )


- FERMENT ile FERMENTASYON

( Maya. İLE Mayalanma. )


- FERMİ SIVISI İLE LUTTİNGER SIVISI İLE NON-FERMİ ile/||/<> ELEKTRON SIVILARI

( Çok elektron sistemlerinin davranışı. )

( Formül: τ ∝ T⁻² (Fermi) )


- FERRAKAHÛ[Ar.] ile BESSEHÛ[Ar.]


- FERRİ-/FERRO- ile/||/<> SİDER-SİDERO-

( Demir, demirli. İLE/||/<> Demir. )


- FERROELEKTRİK İLE PİEZOELEKTRİK İLE PİROELEKTRİK ile/||/<> ELEKTRİK ÖZELLİKLER

( Katıların özel elektrik davranışları. )

( Formül: d₃₃ piezoelektrik katsayı )


- FERSAH[Ar.]/FERSENG[Fars.] ile -FERSÂ[Fars.]

( Çeşitli mesafelere karşılık gelen değerde bulunan bir uzunluk ölçüsü. | Üç millik bir deniz mesafesi. İLE İki askerî fırka, iki taraf. )


- FERSUDE[Fars.] değil/yerine/= ESKİMİŞ, YIPRANMIŞ, AŞINMIŞ


- FERTİL ile FERTİLİZASYON

( Döllenebilen, dölleyebilen. İLE Döllenme, dölleme. )


- FERYAT/FERYÂD değil/yerine/= HAYKIRIŞ


- FERZ[Fars.]:
Vezir'in yerine geçen taş. -yerine


- FES ÇEŞİTLERİ ile/ve KAVUK ÇEŞİTLERİ

( * AZİZİYE * HAMİDİYE * MECİDİYE ile/ve ... )


- FE'S[Ar. çoğ. FÜÛS] ile FES[Ar. < FAS]

( İki yüzlü balta. İLE Şapka yerine kullanılan, kırmızı, kalın çuhadan yapılmış, tepesinde püskülü olan, silindir biçiminde başlık. )


- FES[< Fas] ile/değil FESH

( Şapka yerine kullanılan, kırmızı, kalın çuhadan yapılmış, tepesinde püskülü olan, silindir biçiminde başlık. İLE/DEĞİL Verilmiş bir yargıyı/kararı, bozma, kaldırma. | Dağıtma, dağıtılma, kapatma. )


- FESAD ile/||/<> FENÂ


- FESÂD[Ar.] ile GAYY[Ar.]


- FESÂD[Ar.] ile KABÎH[Ar.]


- FESAHAT(FASİH) ile BELAĞAT(BELİĞ)


- FESÂHÂT değil FASÂHÂT

( Hoş ve açık konuşma, uzdillilik, iyi söz söyleme becerisi. )


- FESAHAT[Ar.] ile/ve/||/<> FETAHAT[Ar.] ile/ve/||/<> FETAKAT

( Dilin açıklığı. İLE/VE/||/<> Birinin kapıyı/kutuyu vb. açması. İLE/VE/||/<> Bir nesnenin gevşeyip açılması. )


- FESAT[Ar.] KARIŞTIRMAK değil/yerine/= DOLAN KATMAK


- FESİH ile/||/<> İLGÂ[Ar. < LAĞV] ile/||/<> TASFİYE[Ar. < SAFVET/SAFÂ: Saf, duru olmak.]

( Verilmiş bir yargıyı kaldırma, bozma. | Dağıtma, dağıtılma, lağıv. İLE Bir şeyin varlığını ortadan kaldırma. İLE Arıtma/arıtım/arıtılma, ayıklama, temizleme, saflaştırma/saflaştırılma. | Bir kuruluşun iflâsı ya da kapanması sonunda hesaplarının kapatılıp kalan maddî varlığın, mal ve paranın alacaklılara dağıtılması. | Bir kuruluşta işçi ve memur çıkarma. | Görevine son verme. )


- FESLEĞEN ile YERFESLEĞENİ

( ... İLE Sütleğengillerden, otsu ya da odunsu, sürüngen gövdeli bitki. )

( OCIMUM BASILICUM cum MERCURIALIS )


- FESLERDE:
MAHMUDÎ ile/ve/<> MECÎDÎ ile/ve/<> AZİZÎ ile/ve/<> HAMİDÎ


- FETÂ[Ar. çoğ. FİTYÂN] ile FETHA[çoğ. FETEHÂT]

( Genç, delikanlı, yiğit, mert. | Cömert. Eli açık. İLE Arapça sözcüklerin üzerine konulan üstün işareti. | Delik. )


- FETAL ALKOL BELİRGESİ/SENDROMU ile/||/<> DOWN BELİRGESİ/SENDROMU

( Gebelik sırasında alkol tüketimi sonucu bebekte gelişimsel bozukluklar. İLE/||/<> Genetik bir kromozom bozukluğu ve zihinsel gerilik. )


- FETAL/FÖTAL ile FETUS/FÖTUS/FÖTÜS

( Dölüt [ile ilgili]. İLE Dölüt. )


- FETCH vs. BRING


- FETHA ile/ve KESRE/ESRE/HAFZ ile/ve HEMZE ile/ve ÖTRE/ZAMME ile/ve ŞEDDE/TEŞDÎD ile/ve TENVÎN ile/ve NASB ile/ve REF ile/ve İLLET ile/ve MEDD/E ile/ve MEDD-İ LÎN ile/ve LÎN ile/ve VAV-I ATIFA

( a ya da e [düz ve geniş ünlü] okutan üstün imi. İLE/VE/||/<> ı ya da i [düz ve dar ünlü] okutan im. İLE/VE/||/<> Elif, vav, ye, he üzerine konan işaret - gırtlak vuruşu; elifin adı. İLE/VE/||/<> o, ö, u, ü [yuvarlak ünlü] okutan ötre imi. İLE/VE/||/<> Bir yazacı çift okutan ve şedde denilen im. İLE/VE/||/<> Sözcüğün sonunu, nun gibi okutmak üzere konan iki üstün[-en], iki esre[­-in], iki ötre[-ün]. İLE/VE/||/<> Yazacın etha'lıymış gibi a ya da e'yle okunması. İLE/VE/||/<> Bir sözcüğü zammeli[ötre - yuvarlak ünlülü (o, ö, u, ü)] okuma. İLE/VE/||/<> Çeker harfleri[matres lectionis] elif, vav, ye yazaçlarından biri. İLE/VE/||/<> elif, vav, y e'yi çekerek uzatma. İLE/VE/||/<> vav ile ye sesçil imsiz[harekesiz] olup kendinden önceki yazaç üstün imi almışsa medd-i lîn olur. İLE/VE/||/<> Yumuşatarak çekme. İLE/VE/||/<> Atıf vavı. Bağlaç. Arapça ya da Farsça iki sözcüğü birbirine bağlarken, ilk sözcük ünsüzle bitmişse bu yazacı ü gibi okutur [ilim ve irfan~ilm ü irfan], ünlüyle bitmişse iki sözcüğü bağlayan vav, vü biçiminde okunur [kaza ve kader / kaza vü kader]. )


- FETİH ile/||/<> FÜTUHAT ile/||/<> FETİHNÂME[İng. MESSAGE ANNOUNCING A CONQUEST | FR. MESSAGEM DE COMQUETE | ALM. BERICH (M) ÜBER EINE EROBERUNG] ile/||/<> FATİH

( Bir kenti ya da ülkeyi savaşarak alma. İLE/||/<> Fetihler, zaferler. İLE/||/<> Savaşlar sonunda kazanılan zaferleri, bir yerin alındığını müjdelemek için hükümdarların, fethedilen yerleri, komşu hükümdarlara, yabancı devlet adamlarına, hanlara, prenslere/şehzâdelere ve valilere bildirmek üzere yazılan resmi mektup. İLE/||/<> Fetheden, İslâm devletlerinde bir ülkeyi ya da kenti savaşarak alan hükümdar ya da komutana verilen san. )


- FETİH ile İSTİLÂ

( Ruhun kalbe sahip olması. İLE Nefsin kalbe sahip olması. )


- FETK[Ar.] ile FASL[Ar.]


- FETVÂ ile/ve/||/<>/< İCTİHÂD

( ... İLE/VE/||/<> Müçtehitler tarafından kabul[ittihaz] edilen ictihâdın ifade biçimi. | İctihâd ile ortaya çıkan sonuçların, ifade edilmesinde bir araç. )

( EFFORT VEGISLATIF avec AVIS DOCTRINAL )


- FETVÂ ile KAZA-İ KARAR


- FEVK[Ar.] ile A'LÂ[Ar.]


- FEVK ile/||/<> FEVKÂNÎ ile/||/<> FEVKÂNÎ TAHTÂNÎ

( Üst. İLE/||/<> Binanın üst bölümü, binanın üst katı. İLE/||/<> Altlı üstlü. )


- FEVKALÂDE/HARİKA değil/yerine/= ÇOK GÜZEL/OLAĞANÜSTÜ


- FEVKALADE SIKINTILI değil FAZLASIYLA SIKINTILI


- FEVK[Ar.] değil/yerine/= ÜST / YUKARI


- FEVREN[Ar.] ile FEVRÎ[Ar.]

( Çarçabuk, birdenbire. İLE Birdenbire, düşünmeden yapılan hareket. )


- FEVRÎ[Ar.] değil/yerine/= PARLAGAN


- FEVT ile/||/<> MEMÂT ile/||/<> MATÛH/E

( Ölüm. İLE/||/<> Ölüm. İLE/||/<> Bunamış, bunak. | Sakat, kötürüm, amelmânde. )


- FEVZ[Ar.] ile NECÂT[Ar.]


- FEVZ[Ar.] ile ZAFER[Ar.]


- FEW vs. SECRET/HIDDEN


- GANÎMET[Ar.] ile FEY'[Ar.]


- FEYEZAN/SEYLAP değil/yerine/= TAŞKIN

Bugün[15 Kasım 2025]
itibarı ile 40.058 başlık/FaRk ile birlikte,
40.058 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(51/162)