N ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 40.058 başlık/FaRk ile birlikte,
40.058 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(112/162)
- ÖNCELİKLİ ile/ve/değil ÖNCELİKLERLE ÖRTÜŞEN
- ÖNCELİKLİ/LER ile/ve GENEL
( İnsanda. İLE/VE Doğada. )
( For human. VS./AND On nature. )
( PRIORITY vs./and GENERAL )
- ÖNCE/Sİ ve/<> BİLİNC/İ
- ÖNCE/Sİ ile/ve (...) SONRA/SI["SORA/SORNA" değil!]
( BEFORE [...] vs./and AFTER [...] )
- ÖNCESİ-SONRASI:
TEKERLEK ve YELKEN ve YAZI
- ONCHO-/ONCO-/-ONCUS ile/||/<> -PHYMA ile/||/<> ADEN-/ADENO- ile/||/<> -OMA
( Tümör, belirli bir yerdeki tümör. İLE/||/<> Derinin bir bölümünün şişmesi, tümör. İLE/||/<> Bez ile ilgili [adenom: Bez tümörü]. İLE/||/<> Tümör ya da patolojik durum. )
- ÖNCÜ, ATIL (ANK.) 1930) :
( Öğrenimini tamamladıktan sonra İktisatçı olarak iş hayatına atıldı. Çeşitli şirketlerde üst düzey yöneticilik yaptı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- ÖNCÜ ve/||/<> İNCİ
- ÖNCÜ ile/ve/||/<> ÖNCÜL
- ÖNCÜ ile/ve/değil/||/<> ÖNE GEÇEN/ÇIKAN
- ÖNCÜLLER ile/ve/||/<> KESİNLİK
- ÖNCÜLLER = MUKADDEMAT = PREMISS[İng.] = PRÉMISSES[Fr.] = PRÄMISSE[Alm.] = PRAEMISSA[Lat.] = ESTABLECIMIENTO[İsp.]
- ÖNCÜLLER ile/ve/||/<> ÖNCELİK
- ÖNCÜLÜK ETMEK ile VESİLE OLMAK
- ONDA "VAR OLMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<> ONUNLA "VAR OLMAK"
- ONDALIK KESİR ile/||/<> ADİ KESİR
( Ondalık virgüllü, adi kesir çizgili gösterimdir )
( Formül: 0.5 İLE 1/2 )
- ONDALIK SAYILARDA:
NOKTA ile/ve/||/<> VİRGÜL
( "Ondalık Sayılarda Nokta mı, Virgül mü?" yazısı için burayı tıklayınız... )
- ÖNDE GELEN ile/ve/değil DİKKATE DEĞER
- ÖNDE OLAN/OLMASI GEREKEN:
EŞEYSELLİK(ERİLLİK/DİŞİLLİK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEVGİ
- ÖNDERLER":
"MELEK" ile/ve/||/<> "İNSAN"
( Daha kötüleriyle kıyaslanınca. İLE/VE/||/<> Daha iyileriyle kıyaslanınca. )
- ÖNDERLİK BUNALIMI/KRİZİ ile/ve/<> ÖZERKLİK BUNALIMI/KRİZİ
- ÖNDER/LİK ile/ve ÖNCÜ/LÜK
(
)
- ÖNE ÇIKARMA ile TEMEL/E ALMA
- ÖNE ÇIKARMAK ile MERKEZE ALMAK
- (not ONE TIME) ONCE
- ONE vs. UNITY vs. INTEGRITY
- ÖNEM ARZ ETMEK ile ÖNEM ATFETMEK
- ÖNEM VERMEK / ÖNEMLİ GÖRMEK
ile/ve/||/<>/>
ÖNCELİKLİ GÖRMEK
- ÖNEM ile/ve/<> ANLAM
( IMPORTANCE vs./and/<> MEANING )
- ÖNEM ile/ve/<> DEĞER
( IMPORTANCE vs./and/<> VALUE/WORTH )
- ÖNEM/DEĞER ile "ÖLÇÜSÜ"
( Sayılması olanaklı şeyler, her zaman önemli olmayabilir. İLE Önemli şeyler ise her zaman sayılamayabilir. )
- ÖNEMİ YOK ile/değil BELİRLEYİCİLİĞİ YOK
- ÖNEMİ/ETKİYİ:
ARTIRMA ile/>< AZALTMA
- ÖNEMLİ FARK ile/ve BÜYÜK FARK
- ÖNEMLİ GÖRMEK ile ÖNEMLİ KILMAK
- ÖNEMLİ OLAN" ile/ve/değil/yerine ÖNEMİ OLAN
( Herşeyin bir (az/orta/çok) önemi(değeri) vardır fakat önemli olup olmamayı, öncelik belirler. )
- ÖNEMLİ(ÖNCELİKLİ) ile/ve/değil/yerine/<>/>< DEĞERLİ
( Siyaset ve ticaretin itibar ettiği. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< İlim ve irfanın itibar ettiği. )
( [not] IMPORTANT(PRIOR) vs./and/but/<>/>< PRECIOUS/VALUABLE
PRECIOUS/VALUABLE instead of IMPORTANT(PRIOR) )
- ÖNEMLİ ile/ve/fakat/||/<> AYRI
- ÖNEMLİ ile/ve İLGİNÇ
( IMPORTANT vs./and INTERESTING )
- ÖNEMLİ ile/ve ÖZEL
( IMPORTANT vs./and SPECIAL/PRIVATE )
- ÖNEMLİ ile/ve/<> ÜZERİNDE DURULMASI GEREKEN
- ÖNEMSEME ile/||/<> VURGULAMA
- ÖNEMSEMEK ile/ve/||/<>/> BENİMSEMEK
- [ne yazık ki]
ÖNEMSE(ME)MEK ile/ve/değil/||/<>/< ÇIKAR(SIZLIK)
- ÖNEMSİZ ile/ve/değil İKİNCİL
( [not] UNIMPORTANT vs./and/but SECONDARY )
- ONENESS vs. UNITY
- ÖNERGE ile/değil ÖNERME
- ÖNERİ ile ÖĞÜT
( NUSH İLE USLANMAYANI ETMELİ TEKDÎR TEKDÎR İLE USLANMAYANIN HAKKI KÖTEKTİR )
( ... ile NUSH, IZA, MEV'İZE[< VA'Z] )
( ... ile PEND )
( SUGGESTION vs. ADVICE )
- ÖNERME İLE YÜKLEM İLE MODAL ile/||/<> MANTIK TÜRLERİ
( Farklı mantık sistemleri. )
( Formül: p → q ≡ ¬p ∨ q )
- ÖNERME(KAZA, KAZİYE) ile KIYAS(BURHAN, [DEMONSTRATION])
- ÖNERME ile/değil DİYALEL[Fr. < Yun.]
( ... İLE/DEĞL Bir önermeyi, başka bir önerme ile tanıtlamak yoluyla sürdürülmeye çalışılan, zorlama felsefe, üstü örtülü bir tür kısırdöngü. )
- ÖNERME = KAZİYE = PROPOSITION[İng., Fr.] = LEHRSATZ[Alm.] = PROPOSITIO[Lat.] = PROPOSICION[İsp.]
- ÖNERME ile/ve/değil/||/<>/> ÖNERİ
( [not] PROPOSITION vs./and/but/||/<>/> SUGGESTION )
- ÖNERME ile/ve/değil/||/<>/< ÖRNEK
- ÖNERME ile/ve/||/<>/>< TERS EVİRME
( ... İLE/VE/||/<>/>< Olumlu ya da olumsuz olan bir önermenin konusunun tersini, yüklem ve yüklemin tersini konu yapma. )
- ÖNERMEK ile/ve/<> KULLANMAK
( TO SUGGEST/RECOMMEND vs./and/<> TO USE )
- ÖNERMEK ile/değil ÖNE SÜRMEK
- ÖNERMEK ile/ve YÖNLENDİRMEK
- ONG[Çigil] ile ONGAMUK/ONGAMUQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Sağ. [ONG ELİG: Sağ el.] İLE Sağ elini kullanan kişi. )
- ÖNGÖREBİLDİĞİMİZ ...:
ORANDA ile/ve/||/<> DOĞRULTUDA
- ÖNGÖRÜ ile/değil/yerine AÇIKLAMA (OLARAK)
- ÖNGÖRÜ ile DURUGÖRÜ
( FORSIGHT/PREDICTION vs. CLAIRVOYANCE )
- ÖNGÖRÜ ile/||/<> KESTİRİM
- ÖNGÖRÜ ile/ve/||/<>/> ÖNERME
( vs./and/||/<> PROPOSITION )
- ÖNGÖRÜ ile/ve/değil/yerine/<> VERİ
( vs./and/||/<>/and/but/< DATA
DATA instead of FORECAST )
- ÖNGÖRÜ ile/ve YORUM
- ÖNGÖRÜLEBİLİR BİLİNMEYEN ile/ve/<> BİLİNEMEYECEK BİLİNMEYEN
( PRUDENT UNKNOWN vs./and/<> UNKNOWN WHICH IS NOT ABLE TO KNOW )
- ÖNGÖRÜLEBİLİR/LİK ile/ve/||/<> BİLİNEBİLİR/LİK
- ÖNGÖRÜMÜZ ...:
BİR YILLIK İSE ile/ve/değil/||/<>/>/<
ON YILLIK İSE ile/ve/değil/||/<>/>/<
YÜZ YILLIK İSE
( Tohum ekelim. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Fidan dikelim. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Çocuk eğitelim. )
- ÖNGÖRÜSÜZLÜK ile/ve/< BİLGİSİZLİK/CEHALET
( CEHALET: Dönüp dolaşmak, sabitesi olmamak. )
( Cehalet diye bir şey yoktur, yalnızca dikkatsizlik ve ilgisizlik vardır. )
( Cehalet neden acı verici olsun? Acı verici durumlar ve sonu gelmez yanılgıların kaynağı olan arzu ve korkunun kökeninde o vardır. )
( Kederin nedeni, cehalettir. Mutluluk anlayışı izler. )
( Bilgisizliğin belirtisi, adâletsizlik ve trajediye olan inancın derinliğidir. )
( Üzüntü, zihinsel bir acıdır (ıstırap) ve acı, mutlaka dikkat ister. Ona dikkatinizi verdiğinizde, çağrı durur ve cehalet sorunu da kaybolur. )
( Bilmeyene yaraşan ceza, bilen birinden öğrenmektir. )
( Bilgisizlik, öğrenim ile de öğrenilir. )
( Meğer, cehalet, esaretten betermiş. )
( Cehalet, tahsil ile tahsil olunur. )
( There is nothing like ignorance, only inattention.
Why should ignorance be painful?
It is at the root of all desire and fear, which are painful states and the source of endless errors.
Ignorance causes sorrow. Happiness follows understanding.
Worry is mental pain and pain is invariably a call for attention. The moment you give attention, the call for it ceases and the question of ignorance dissolves. )
( FORESIGHTLESSNESS vs./and/< IGNORANCE )
- ONGÜJİN ile GULYABANİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( "Çölden geçenlere saldıran bir gulyabani". İLE ... )
- ONGUN/ARMA[İt.] ve TUĞRA
( Bir devletin, bir hanedanın ya da bir kentin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf ya da biçim. | Bir kuruluşun simgesi olarak kabul edilen simge. | Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı. İLE Osmanlı sultanlarının imza yerine kullandıkları, özel bir biçimi olan simgeselleşmiş işaret. | Tura. )
- ONGUN ile ONGUN/TOTEM[Fr.]
( Çok verimli, bol, eksiksiz. | Yarar duruma gelmiş, | bayındır. | Mutlu. | Kutlu, uğurlu. İLE İlkel toplumlarda topluluğun kendinden türediği sanılarak kutsal sayılan hayvan, ağaç, rüzgâr vb. doğal nesne ya da olay. | Arma[İt.]. )
- ÖN-İKONOGRAFİ ile İKONOGRAFİ ile | İKONOLOJİ
( Tanımlama. İLE Çözümleme. İLE | Yorumlama. )
( Olgusal. İLE | Özsel. )
( Biçim. İLE | İçerik. )
- ÖNİŞ, YUSUF ZİYA (İST. 1892 - 1960) :
( Galatasaray'da futbola başladı. Tahsil için İsviçre'ye gittiğinde Servette takımında oynadı. Yurda döndüğünde İsviçre'den beraberinde getirdiği yönetmelikleri Türkçe'ye çevirerek İdman Cemiyetleri İttifakının kurulmasına öncülük etti.1923'te ilk futbol federasyonunun kurulması çalışmalarına katıldı ve ilk başkanı olarak görev yaptı. 1926'ya kadar bu görevi üç kez üstlendi. 1933'te Galatasaray'dan ayrılarak çok büyük başarılar elde eden Güneş Kulübü'nü kurdu ve 1938'e kadar bu kulüp başkanlığını yaptı. Güneş Kulübü'nün kapanması üzerine tekrar Galatasaray'a döndü ve 1950 - 1952 döneminde başkanlığını yaptı. İşinin ehli ve çok otoriter olması nedeniyle "İmparator" lakabıyla anılan Yusuf Ziya Öniş, yalısının bulunduğu Sarıyer'in adını taşıdığı kulüpte Fahri Başkanlık yaptı. vefâtından sonra Sarıyer Stadına "Yusuf Ziya Öniş Stadı" ismi verildi. )
- ÖNKABUL ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< ÖNYARGI
( Çoğu kişi, zihinindeki önyargıları başka bir biçimde düzenlerken düşündüğünü zannetmektedir. )
( Önyargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur. )
( PRE ACCEPTANCE vs. PREJUDICE )
- ONKOGEN İLE TÜMÖR SUPRESÖR İLE DNA TAMİR ile/||/<> KANSER GENLERİ
( Kanser gelişiminde rol oynayan gen türleri. )
( Formül: p53: "Genomun koruyucusu" )
- ONLAR GİBİ OLMAK ile ONLARDAN OLMAK
- ONLARIN TEKELİNDE ile/ve/değil/yerine/<> ONLARLA ÖZDEŞ
- ONLA/ŞUNLA-BUNLA değil ONUNLA/ŞUNUNLA-BUNUNLA
- ÖNLEM ALMALI:
SEL ALMADAN ile/ve/||/<> YEL ALMADAN ile/ve/||/<> TOPRAK ALMADAN ile/ve/||/<> ALEV ALMADAN
- ÖNLEM ile/ve UYARI
( PRECAUTION vs./and CAUTION )
- ÖNLEME:
GENEL ile/ve/||/<> ÖZEL
( Topluma yönelik.[Koruma amacıyla.] İLE/VE/||/<> Kişiye yönelik.[Engel olabilmek üzere.] )
( Olumlu ya da olumsuz durumlar için. )
- ÖNLEMEK ile/ve/||/<> ÖNÜNE GEÇMEK
- ÖNLENEBİLİR ile/ve/değil/||/<>/>/< ÖNGÖRÜLDÜĞÜNDE ÖNLENEBİLİR
- ONLY vs. ESPECIALLY
- ONLY ... vs. JUST ...
- [not] (ONLY) TO TALK THE PROBLEMS vs./and TO SEARCH/FIND SOLUTION FOR PROBLEMS
- ONMAK/ONAR ile/ve/||/<> ONAMAK
( Daha iyi bir duruma girmek, salah bulmak. | Eksiği kalmayıp gönül ferahlığına ermek, mutlu olmak. | Sayrılıktan, dertten kurtulmak, şifa bulmak, felâh bulmak, iflâh olmak. İLE Uygun bulma. )
( ONMAZ: İyilişme olanağı bulunmayan. )
- ÖNSEL ile ÖNCÜL
- ÖNSEZİ = HİS-İ KABL EL-VUKÛ = PRESENTIMENT[İng., Fr.] = AHNUNG[Alm.]
- ... değil ÖNSÖZ
- ÖNSÖZ AÇMAZI ile/ve/||/<> PİYANGO AÇMAZI
- ÖNSÖZ ve/||/<> İLK BÖLÜM
- ONTİK ile ONTOLOJİK
- ONTOGENEZ değil/yerine/= BİREYOLUŞ
- ONTOLOJİ ile/ve/||/<>/> EPİSTEMOLOJİ ile/ve/||/<>/> METAFİZİK
( Nesnelerle uğraşmak. İLE/VE/||/<>/> Nesnelerle uğraşma yöntemi. İLE/VE/||/<>/> İlkelerle/kavramlarla uğraşmak. )
( Tohum. İLE/VE/||/<>/> Ağaç. İLE/VE/||/<>/> Su. )
( Metafizik:
1- Varolan ve varlığın bilimi/bilgisi.
2- Sonsal gerçekler.
3- Bütünün ve tümelin bilgisi.
4- İlk, ilkelerin bilimi/bilgisi. )
( Metafizik yapma biçimleri:
* KELÂMÎ
* İRFÂNÎ
* İŞRÂKÎ
* MEŞŞAÎ )
( Kelâmî felsefenin hikmeti, tasavvuf; meşşai felsefenin hikmeti, işrâkiliktir. )
( İşrâkilik, meşşailerin tasavvufu; irfan, kelâmın tasavvufudur. )
( Felsefenin, felsefeleşmiş biçimi/durumu, metafiziktir. )
( Metafizik: Kavramsal çözümleme[analiz]. Kavramların, kavramsal ilişki ve yargıların çözümlemesi. )
( Gövde. İLE/VE/||/<>/> Gölge. İLE/VE/||/<>/> Boşluk[herşeyi kapsayan]. )
( Havuz. İLE/VE/||/<>/> Su. İLE/VE/||/<>/> Kişi/insan ve/ya da yüzme. )
- ONU DÜŞÜNMEK/HİSSETMEK ile/ve ONUN GİBİ DÜŞÜNMEK/HİSSETMEK
( Sevgi. İLE AŞK. )
( Sevgi. İLE Koşulsuz Sevgi. )
- ONU(/BENİ/SENİ) "BÖLMEK/KESMEK" değil SÖZÜ/KONUYU/AKIŞI "BÖLMEK/KESMEK"
- ÖNÜMÜZDE ile/ve/||/<> ELİMİZDE
- ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA ile/değil BİR SONRAKİ HAFTA
- ONUN-BUNUN PEŞİNDEN KOŞ(MAK) ile/değil/yerine ONUN PEŞİNDEN KOŞ!
- ONUN-BUNUN (SÖZÜYLE HAREKET ETMEK)
- ONUN/SENİN) GÜZELLİĞİNE BAKMAK ile/değil/yerine GÜZELLİĞE BAKMAK
- (ONUN İÇİN:)
[ne] ŞER ile/ve/değil/yerine/ne de/||/<>/< ŞEN
- ONUN NEZDİNDE ile/yerine ONA GÖRE
( NEZD[Fars.]: Yan, kat. | Göre, nazarında, fikrince. )
- ONUN/SENİN "İÇİN" KONUŞMAK ile/yerine ONUN/SENİN YERİNE KONUŞMAK
- ONUR/ŞEREF ve CESÂRET
- ONUR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLGELİK
- ONUR ve/||/<>/>/< FARKINDALIK
- ONUR = HAYSİYET = DIGNITY[İng.] = DIGNITÉ (HUMAINE)[Fr.] = WÜRDE, MENSCHENWÜRDE[Alm.] = DIGNITAS[Lat.] = DIGNIDAD[İsp.]
- ONUR ile KORKU
( Dengesini iyi ayarlamak gerek! )
( Onurun, korkunun önüne geçerse canını kaybedersin! Korkun, onurunun önüne geçerse vatanını kaybedersin! )
- ÖNYARGI ile/ve/||/<> GENELLEME
( Ne kadar genelleme yapılıyorsa düşünce de o derece yoktur. )
( PREJUDICE vs./and/||/<> GENERALIZATION )
- ÖNYARGI ile/ve/değil/yerine ÖN ANLAMA
( [not] PREJUDICE vs./and/but PRE-UNDERSTAND
PRE-UNDERSTAND instead of PREJUDICE )
- ÖNYARGI ile/değil/yerine/>< ÖNGÖRÜ
- ÖNYARGI = PEŞİN HÜKÜM, FİKR-İ BATIL, İTİKAT-I BATIL = PREJUDICE[İng.] = PRÉJUGÉ[Fr.] = VORURTEIL[Alm.] = PRAEJUDICIUM[Lat.] = PERJUICIO[İsp.]
- ÖNYARGI ile/ve/değil/||/<>/> SONUÇ ODAKLILIK
- ÖNYARGILARINI DÜZENLEMEK ile/değil/yerine/>< DÜŞÜNMEK
- ÖNYARGILARINI YENİDEN DÜZENLEMEK ile/değil/yerine DÜŞÜNMEK
- OO- ile/||/<> OVİ-/OVO- ile/||/<> OÖPHOR-/OÖPHORO- ile/||/<> OVARİ-/OVARİO-/OARİ-/OARİO- ile/||/<> SALPİNG-/SALPİNGO-/-SALPİNX ile/||/<> ORCHİ-/ORCHİD-/ORCHİDO-/ORCHİO-/-ORCHİSM ile/||/<> OSCHE-/OSCHEO- ile/||/<> BLAST-/-BLASTİC/BLASTO-/-BLASTY ile/||/<> -SPERM/SPERM-/-SPERMA/SPERMAT-/SPERMATO-/-SPERMİA/SPERMO-
( Yumurta. İLE/||/<> Yumurta. İLE/||/<> Yumurtalık, yumurtalığa ait, ovaryum. İLE/||/<> Yumurta/ovaryum ile ilgili. İLE/||/<> Tüp, boru, Östaki ya da Fallop tüpleri. İLE/||/<> Testis, testis ile ilgili durum. İLE/||/<> Testis torbası, skrotum. İLE/||/<> Germ; döl; öz; ateşleme, patlama; tomurcuk, tomurcuklanma, filizlenme ile ilgili, doğurgan göze ile ilgili, ana göze ile ilgili. İLE/||/<> Tohum, döl, semen. )
- OOOH değil/yerine AAAH
- OP-/OPTO- ile/||/<> -OPSİS/OPHTHALM-/OPHTHALMO- ile/||/<> -OPİA ile/||/<> -OPSİA/-OPSİS/-OPSY ile/||/<> -OPY ile/||/<> CERAT-/CERATO-/KERA-/KERAT-/KERATO- ile/||/<> OCUL-/OCULİ-/OCULO- ile/||/<> CORE-/CORO-/-CORİA ile/||/<> PHAC-/PHACO- ile/||/<> ANİSOKORİ ile/||/<> DACRY-/DACRYO- ile/||/<> LACRİMO-/LACHRYMO- ile/||/<> CYCL-/CYCLO- ile/||/<> TARS-/TARSO- ile/||/<> İRİD-/İRİDO- ile/||/<> CANTH-/CANTHO- ile/||/<> BLEPHAR-/BLEPHARO-/-BLEPHARON ile/||/<> -SCOPE/-SCOPİC/-SCOPY ile/||/<> PHOR-/-PHORE/-PHORİA/PHORO-/-PHOROUS ile/||/<> ASTHENO-
( Görme, optik. İLE/||/<> Göz. İLE/||/<> Göz, göz kusuru ile ilgili. İLE/||/<> Özel görme ya da görünüm tipi ile ilgili. İLE/||/<> Boynuzsu doku | Kornea. İLE/||/<> Göz, gözle ilgili, göze ait. İLE/||/<> Lens ya da göz merceği ile ilgili. İLE/||/<> Göz bebekleri/Pupiller ile ilgili. İLE/||/<> Göz bebeklerinin farklı büyüklükte olması. İLE/||/<> Göz yaşları ile ilgili. İLE/||/<> Gözyaşı ve ilgili yapılarla ilgili. İLE/||/<> Devir, halka, daire, dairesel, gözün silier nesnesi ile ilgili. İLE/||/<> Göz kapaklarının kenarları ile ilgili, ayağın tarsal bölümü ile ilgili. İLE/||/<> İris. İLE/||/<> Gözün köşeleri ile ilgili, kontusla ilgili. İLE/||/<> Göz kapakları, kirpiklerle ilgili. | Göz kapağı hastalıkları ile ilgili. İLE/||/<> İnceleme için kullanılan araç, görmeyi sağlayan araç, görme, inceleme. İLE/||/<> Taşıyan, yüklenen, görme ekseninin dönmesi. İLE/||/<> Güçsüzlük, zayıflık [astenopi: Göz yorgunluğu]. )
- OPAL[Sans.] ile OPALİN[Fr.]
( ... İLE Opali andıran, camdan yapılmış vazo, kupa gibi nesnelere verilen ad. )
- OPEN vs. DIM/FAINT
- OPEN vs. OPENNESS
- OPENNESS vs. TRANSPARENCY
- OPEN(NESS) vs./and APPROPRIATE(NESS)
- OPERA BİNASI <>/< SERGİ EVİ
( Ankara'da. )
- OPERA SALONU değil/yerine/= ÜNGÜTEY
- OPERA SANATÇISI değil/yerine/= ÜNGÜCÜ
- OPERA ile/değil/||/<>/> OPERET
- ÖPERKEN ile/ve/||/<>/> ÖZLERKEN
( Kokusunu içine çektiysek. İLE/VE/||/<>/> Burnunun direği sızlar. )
- OPERON ile/||/<> REGULON
( Operon tek promotor çoklu gen İLE regulon çoklu operondur )
( Formül: lac İLE trp SOS )
- OPITMAK/OPITMAQ ile OPRAMAK/OPRAMAQ ile OPRAQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir şeyi gizlemek/saklamak. İLE Yıpranmak. İLE Paçavraya dönmüş giysi ya da benzeri nesne. )
- ÖPMEK ve/||/<>/< ÖNEMSEMEK
- OPPORTUNITY vs./and AMBIENCE IN POTENTIAL
- (not OPPOSITE FROM) OPPOSITE TO
- OPPOSITE vs. INCONGRUOUS
- OPPOSITE vs. OTHER
- [not] OPPOSITE vs. OTHER TIP
( OTHER TIP instead of OPPOSITE )
- OPSİYON[İng. < OPTION] değil/yerine/= SEÇENEK/ÖZGESEÇİM
- OPTİK DİSK/OPTIC DISK[İng.] değil/yerine/= KÖR NOKTA
- OPTİK/OPTIC[İng.] değil/yerine/= GÖZ YA DA GÖRME (İLİŞKİLİ)
- OPTİK PAPİLLA/OPTIC PAPILLA[İng.] değil/yerine/= KÖR NOKTA
- OPTİMİZM/NİKBİNLİK değil/yerine/= İYİMSERLİK
- OPTİMUM ile MAKSİMUM
- OPTOGENETİCS İLE MAGNETOGENETİCS İLE CHEMOGENETİCS ile/||/<> HÜCRE KONTROLÜ
( Uzaktan hücre aktivitesi kontrolü. )
( Formül: λ = 470 nm (ChR2) )
- OR-/ORO-/OS- ile/||/<> ORO-/ORRHO- ile/||/<> URANO-/URAN-/URANİSCO- ile/||/<> SER-/SERO- ile/||/<> STOM-/STOMA-/STOMAT-/STOMATO-/-STOME/-STOMİA/-STOMO-/-STOMY ile/||/<> CİON-/CİONO-/KİONO-
( Ağız. İLE/||/<> Serum. İLE/||/<> Damakla ilgili. İLE/||/<> Serumla ilgili, seröz. İLE/||/<> Ağız ya da ağız benzeri giriş, ağzın durumu ya da tipi ile ilgili. İLE/||/<> Küçük dil, uvula ile ilgili. )
- ORADA-BURADA (DOLAŞMAK, TAKILMAK, YAŞAMAK)
- ORADAN ile/ve/||/<> BURADAN
- ORAK/KALIÇ / ORGAK/ORGAQ[dvnlgttrk] ile/ve/değil TIRPAN[Yun.]/BAŞTAR[< dvnlgttrk]
( Sapı kısa olan. İLE/VE/DEĞİL Sapı uzun olan. )
( Yarım çember biçiminde yassı, ensiz ve keskin metal bir bıçakla, buna bağlı bir saptan oluşan ekin, ot vb. biçme aracı. | Ekin biçme zamanı. | Ekin, ot vb. biçme işi. İLE/VE/DEĞİL Uzun bir sapın ucuna tutturulan, ot, ekin vb.ni biçmeye yarayan, hafifçe kıvrık, uzun çelik bıçak. | Güreşte devirmek amacıyla rakibin ayak bileklerine hızla ayak vurarak yapılan bir oyun. )
( DÂS, DÂSE ile/ve/değil ... )
- ORAL değil/yerine SÖZEL
- ORAN İLE ORANTI İLE YÜZDE ile/||/<> ORAN KAVRAMLARI
( Nicelikler arası ilişkiler. )
( Formül: φ = (1+√5)/2 )
- ORAN ile/ve/||/<> ANDIRIM
- ORAN ile/ve BAKIŞIM/SİMETRİ
( PROPORTION vs./and SYMMETRY )
- ORAN ile/ve/<> ORANTI
( PROPORTION vs./and/<> BALANCE/PROPORTION )
- ORAN ile/ve/||/<> YERLEŞTİRME
- ORANG = VARANG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Rum ülkesi yakınlarında bir yer adı.[Rum ülkesiyle karşılaştırıldığında kuzeyde yer alır.] )
- ORANGUTAN ile BORNEO ORANGUTANI
(
)
( ORANGUTAN vs. BORNEAN ORANGUTAN )
- ORAN/LI, (/ORANSIZ) ile/ve DENGE/Lİ, (/DENGESİZ)
- ORANTI/LI ile/değil BAĞLANTI/LI
- ORAN/TI/LI/LIK / NİSBÎ ile/ve/<> GÖRELİ/LİK / İZÂFİYET
( PROPORTION vs./and/<> RELATIVITY )
- [ne yazık ki]
ORANTISIZ GÜÇ ve/||/<>/< KÖR ŞİDDET
- ORANTISIZ GÜÇ ile/ve/||/<> ORANTISIZ HOŞGÖRÜ
- ORANTISIZ ÖFKE ile/değil/yerine ÖFKE
- ORANTISIZ ŞİDDET ve/<> ORANTISIZ GÜÇ
- [ne yazık ki]
ORANTISIZ (YORUM) ile AŞIRI (YORUM)
- ORB- ile/||/<> GYRO- ile/||/<> CİRCUM- ile/||/<> CİNG-
( Halka, daire. İLE/||/<> Halka, daire, gyrus. İLE/||/<> Çevresinde, hakkında, ilgili. İLE/||/<> Çevreleme, girinci. )
- ORBİT/ORBİTAL ile/ve/değil/yerine/= YÖRÜNGE
( Bir elektronun yerini belirleme olasılığı en yüksek olan belirsiz bir alanı. İLE/VE/||/<> Uzaydaki bir nesnenin kütle çekimi nedeniyle başka bir nesnenin etrafından geçtiği eğrili yol. | Bir gök cisminin hareketi süresince izlediği yol. | Hareketli bir noktanın izlediği ya da çizdiği yol. )
- ORCA'LARDA:
RESIDENTS ile/ve TRANSIENTS ile/ve OFFSHORES
( 25 ya da daha kalabalık öbekler halinde yaşarlar. İLE/VE 3-5'inin birarada bulunduğu, geçici olarak oluşturukları öbekler halinde yaşarlar. İLE/VE ... )
( Başta Somon olmak üzere sadece balıklar ile beslenirler. İLE/VE Yunuslar ve foklar olmak üzere sadece memelilerle beslenirler. İLE/VE ... )
( Orca'lar denizlerdeki en hızlı memelidir. [Avlarına saldırırken 30 mil'e ulaşırlar.] )
( Vancouver Adası'yla anakara arasında yaşarlar. İLE/VE Çeşitli bölgelerde geçici öbekler halinde yaşarlar. İLE/VE Açık denizlerde yaşarlar. )
- ÖRDEK ile (ARJANTİN) MAVİ GAGALI ÖRDEK
( ... İLE Omurgalılar arasında penisi en uzun olanıdır. [Kendi boyunun 2 katına, yani 43 cm.'ye kadar ulaşabilmektedir!] )
- ÖRDEK ile BAĞIRTLAK/BOZKIR TAVUĞU
( ... İLE Orta büyüklükte, bir cins göçebe ördek. )
( ... cum QUERQUEDULA )
- ÖRDEK ile ÇAKIRKANAT
( ... İLE Kanatları mavi hareli, bir ördek çeşidi. )
( ... cum ANAS CRECCA )
- ÖRDEK ile DENİZÖRDEĞİ/FIRTINAKUŞU
( ... İLE Perdeayaklılardan, kıvrık gagalı, açık denizlerde yaşayan bir kuş. )
( ... cum THALASSIDROMA PELAGICA )
- ÖRDEK ile DİK KUYRUK
- ÖRDEK ile DODO
( ... İLE 1700'de soyu tamamen tükenmiştir. )
( ... İLE 1865'te, Alice Harikalar Diyarı'nda kitabında görülene kadar unutulmuştu. )
( DUCK vs. DODO
[Hollanda'lılar] ... ile WALGVOGEL )
( ANAS cum RABHUS CUCULLATUS )
- ÖRDEK ile GAGALIMEMELİ/ORNİTORENK
( ... İLE Gövdesi kunduza benzeyen, ördek gibi gagası olan ve ayakları perdeli Avustralya'ya özgü bir hayvan. Hem yumurtlayan hem de memeli olan tek hayvandır. )
( ... İLE Geceleri beslenir, gündüzleriyse yuvalarında uyuklarlar. [ya da bir kayanın, ağaç kökünün altında] )
( ... İLE Gagaları 40.000 alıcıyla kaplıdır. [60.000 hareket algılayıcıları vardır ve bunlar da hem göz, hem de el gibi hareket eder, mekanik ve elektriksel veriyi birleştirir ve karanlık sualtı dünyasının net bir resmini çizmesine yardımcı olur] )
( ... ile
)
( BATT ile SEDYE-İ VAHÎD-ÜS-SUKBE )
( DUCK vs. DUCKBILL/ORNITORENG )
( ... avec ORNITHORYNQUE )
( ANAS cum ORNITHORHYNCHUS ANATINUS / PLATYPUS )
- ÖRDEK ile KILKUYRUK
( ... İLE Ördekgillerden, uzunluğu 55-65 santimetre, kuyruğu sivri, tüyleri ak yeşil karışık, gagası, ayakları mavi bir tür kuş. )
( ... cum ANAS ACUTA )
- ÖRDEK ile KUĞU
( ... İLE 25 boyun omurları vardır. )
( ... İLE İngiltere'deki tüm kuğular, Kraliyet ailesine aittirler. )
( BATT ile TEMMÜ )
( DUCK vs. SWAN
ile
)
( ANAS cum CYGNUS )
( ... con/y EL CISNE )
- ÖRDEK ile MANDALİNA ÖRDEĞİ
- ÖRDEK ile/ve MOSKOFÖRDEĞİ
- ÖRDEK ile PASBAŞ
- ÖRDEK ile/ve PATKA
( ... İLE/VE Bir tür deniz ördeği. )
- ÖRDEK ile/ve SUNA(KUŞAKLI ÖRDEK)
( ... İLE/VE Eril ördek. | Göl ördeği. )
( ... cum TADORNA TADORNA )
- ÖRDEK ile YABANÖRDEĞİ
( ... İLE Ördekgillerden, evcil ördeğe benzeyen, yeşil boynuzlu ördek. )
( ... cum ANAS BOSCHAS )
- ÖRDEK/BADİ ile KAZ
( 16 boyun omuru vardır. İLE ... )
(
ile
)
( İnsandan kaçıyorsa. İLE İnsanı kovalıyorsa. )
( ... ile BATT
İVZ: Gövdesi bodur olan. | Kaz; ördek. )
( MÜRG-İ ÂBÎ [SU KUŞU] )
( DUCK vs. GOOSE )
( ANAS cum ANSER )
( EL PATO con ... )
- ÖRDEKBAŞI ile ÖRDEKGAGASI
( Yeşil ile lacivert arası renk. | Bu renkte olan. İLE Açık turuncu renk. | Bu renkte olan. )
- ORDER vs./and REPETITION
- ORDI[< ORMAK/ORMAQ] ile ORDU ile ORDU ile ORDU/FERRAŞ ile ORDU ile ORDU/ARDUTAL
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir tarlayı ya da başka bir şeyi biçmek. İLE Bir Hakan'ın yaşadığı yer/yapı [sarayı].[KAŞGAR = ORDU KENT/ORDU KEND: Hakan'ların oturduğu kent.] İLE Balâsâgün yakınlarında bir yer. İLE Hakan'ın kalacağı yeri, yatağını düzenleyen, derleyen toplayan kişi. İLE Bir hayvanın yeraltındaki yuvası.[Sıçanın kovuğu, gelinciğin deliği] İLE Hamamotu.[Tüy dökücü bir nesnenin yapımında kullanılır.] )
- ORDİNO[İt.] değil/yerine/= BUYURGA/EMİR
( Bir poliçenin arkasına yazılan havale emri. | Tüccarın malını gümrükten çekebilmesi için gemi şirketinden, yük konşimentosuna karşılık verilen havale. | Denizcilik işletmelerinde, gemi adamlarını, gemilere atama belgesi. )
- ORDIR/ORDER[İng.] değil/yerine/= HEKİM İSTEMİ
- ORDUEVİ :
( Yenimahalle Pazarbaşı mevkiindeki ve deniz kenarındadır. Burada daha önceleri iki katlı bir dalyan evi bulunuyordu. Bu alan bilahare Deniz astsubay Orduevi olarak hizmet vermeye başladı. Kampus içinde misafirhanesi, restaurantı, çay bahçesi, gazinosu ile plajı ile hizmet veren bir orduevidir. )
- ORDUNUN DİLİ ile/ve SARAY'IN DİLİ
- ÖREK ile ÖREKE
( Başıboş gezen hayvan sürüsü. İLE Eğrilmekte olan keten gibi şeylerin tutturulduğu, bir ucu çatal değnek. | Ebelerin gebelere doğum yaptırmak üzere bacakları ayırarak doğum yaptırmaya yaran oturağı. | [mecaz, argo] Dişil eşeysel örgeni benzetmesi. ["Ebenin/ananın örekesi."] )
- ÖREKE KAYALIKLARI :
( Rumelifeneri Köyünün denize olan en uç noktasıdır. Bu kayalara Orakiye Kayalıkları, Öreke Taşı, Kanlı Kayalar, Kocataş, Körtaş, Mavi ve Kayalar denildiği gibi halk ağzı ile Roke Kayalıkları da denilmektedir. Efsanelere konu olan Öreke kayalıkları Rumelifeneri ile birlikte anılmaktadır. Bu kayalıklara antik çağda Kyanaeis ya da Symplegades, değişik zamanlarda Geant veya Bavonene kayalıkları da deniliyordu. Bizanslar döneminde bu kayalıkların en yüksek noktasına bir sütün dikilmiştir. Bu sütuna Pompeus sütunu veya İmparator Hadrianus'a ait olduğu da söylenmektedir. Bu sütun deniz kazalarının önlenmesi amacı ile dikilmiş, en tepe noktasına ateş yapılarak gemilere yol gösterici olmuştur. Sütun zamanla yıkılmış olup, üzerinde Latince yazılar olan kaidesi kalmıştır. Öreke kayalıklarına Symplegades denilmesinin nedeni sabit olan bu kayaların hareket ettiğini sanılması, birbirlerine yaklaştıklarına inanılmasından ileri geliyordu. Oysa bu olay med - cezir denilen suların yükselip çekilmesinden başka bir şey değildi. )
- ORG. EMİN ALPKAYA İLKÖĞRETİM OKULU :
( Yeniköy, Org. Emin Alpkaya İlköğretim okulu 1974'te Bağlar Baraka İlkokulu adıyla eğitim ve öğretime açıldı. Okulun adı bilahare Org. Emin Alpkaya İlköğretim Okulu olarak değiştirildi. )
- ORG ile/ve ARMONYUM/HARMONYUM[Fr.]/REGAL
( Erganun. İLE/VE Kamışlı org. | Dış görünüşü piyanoya benzeyen, körüğü ayakla işletilen küçük org. )
- ORG ile/değil/<> LATERNA[Lat.]
( ... İLE/DEĞİL/<> Kolu çevrilerek çalınan, sandık biçiminde bir tür org. )
- ORGANEL ile/ve/> ORGAN ile/ve/> ORGANİZMA
- ORGANİK DÜŞÜNCE ile KATEGORİK DÜŞÜNCE
- ORGANİK DÜŞÜNCE ile SINIFSAL DÜŞÜNCE
( ORGANIC THOUGHT vs. CATEGORIC THOUGHT )
- KİMYA/FİZİK/DOĞA/NESNE:
ORGANİK (KİMYA)(BİLEŞİK/LER) ile/ve/||/<>/>< İNORGANİK/ANORGANİK (KİMYA)(BİLEŞİK/LER)
( Karbon temelli bileşiklerin yapısını, özelliklerini ve tepkimelerini inceler.[proteinler ve karbonhidratlar] İLE/VE/||/<>/>< Karbon dışındaki ögelerin ve bileşiklerin kimyasını inceler.[tuzlar ve mineraller] )
( Karbon bileşiklerini inceleyen kimya dalı. İLE/VE/||/<>/>< Karbon dışındaki ögelerin bileşiklerini inceleyen kimya dalı. )
- ORGANİK KİMYA ile/||/<> İNORGANİK KİMYA
( Karbon bileşiklerinin kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Karbon dışındaki ögelerin kimyasını inceleyen bilim dalı. )
( Formül: C-H bağları İLE diğerleri )
( Friedrich Wöhler tarafından 1828 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1800-1882) (Ülke: Almanya) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Üre sentezi, organik kimya) )
- ORGANİK TARIM ile/ve/<> İYİ TARIM
- ORGANİK ile/ve/değil/yerine/||/<> SERTİFİKALI ORGANİK
- ORGANİZE/ORGANIZED[İng.] değil/yerine/= DÜZENLENMİŞ | YAPILANMIŞ
- ORGANİZMA ve KEMÂLÂT
- ORGANON ile/ve/||/<>/> KANON
- ORGANTİN[Fr.] ile ORGANZE[İt.]
( Seyrek dokunmuş, ince, sert bir kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. İLE Keten iplikle dokunmuş, tülbent inceliğinde, bir çeşit kolalı kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )
- ORGAN/UZUV değil/yerine/= ÖRGEN
- ÖRGEN BAĞIŞI ve/> KADAVRA[İt. < CADAVERE] BAĞIŞI
( TAHNÎT: Cesetlerin çürümemesi için içinin boşaltılıp ilâçlanması. )
( KADAVRA[İt. < CADAVERE]: Tıp öğretiminde, üzerinde çalışma yapılan ölü insan ya da hayvan gövdesi. )
- ÖRGEN ile/ve/||/<> TAL[Fr. THALLE]
( ... İLE Kök, sap ve yaprak biçiminde farklılaşmamış bir bitkinin yaşama ve büyüme örgeni. )
- ÖRGENDE:
KÖRELMİŞ ile İŞLEVSİZ
- ÖRGENLER/ORGANLAR, UZUVLAR, ÂLETLER = ÂLÂT = ORGANES
- ÖRGEN/ORGAN, UZUV = ÂLET = ORGANE
- ÖRGÜ ve/||/<>/> GÖRGÜ
- ÖRGÜ ile/ve/<> ÖRÜ
( Örnek eylemi ya da biçimi. | Tığ ya da şişlerle, ilmiklerin yan yana getirimesiyle örülerek yapılmış şey. | Örülmüş saç bölüğü, belik. | Dokumacılıkta atık ve çözgü ipliklerinin, dokumayı oluşturacak biçimde belirli bir desene göre kesişmesi. | Bazı sinir ya da damarların birbirine geçip dolaşmasından ortaya çıkan oluşum. | İletişim, ulaşım vb.'nin ülke yüzeyinde yayılmış biçimi. | Konunun ana çizgisi, oyunun işlenişi ya da çatısı. | Örülerek yapılmış olan. İLE Örnek işi. | Otlak. | Tarlalarda, sele karşı yapılmış set. | Yama olarak yapılan örgü. )
- ÖRGÜNLÜK ile/ve/<> YETKİNLİK
- ÖRGÜTLENME ve/||/<> YAPILANMA
- [ne yazık ki]
ÖRGÜTLÜ BİLİNÇSİZLİK ile/ve/||/<>/> BİLİNÇSİZLİĞİ ÖRGÜTLEMEK
- ORHAN ile/değil ORHUN
( Kentin yöneticisi/yargıcı. İLE/DEĞİL Orta Asya'da ırmak. )
- ORİENTABLE İLE NON-ORİENTABLE ile/||/<> YÜZEY YÖNLENDİRİLEBİLİRLİĞİ
( Yüzeylerin iki yüzlülük özelliği. )
( Formül: χ(Möbius) = 0 )
- ORİENTALİZM ile/||/<> ORİENTALİZAN/ŞARKKÂRÎ ÜSLÛP ile/||/<> NATÜRALİZM ile/||/<> SFUMATO
( Batı resim sanatında Delacroix gibi sanatçıların öncülüğünü yaptığı, konusunu Doğu'dan alan sanat yapıtlarına yer verilen üslûp. İLE/||/<> İ.Ö. VIII. yüzyılda gelişen kolonizasyon hareketlerinin sonucunda Doğu'ya özgü panter, aslan, geyik gibi hayvanların; lotus palmet gibi bitki ve çiçeklerin; sfenks, grifon gibi fantastik yaratıkların Yunan sanatında yaygın bir biçimde kullanılmasıyla oluşan üslûp. İLE/||/<> Sanat yapıtlarının doğal gerçekliğe uygun bir biçimde yapılmasını savunan anlayış. Batı sanatında Rönesans'la birlikte ortaya çıkan Natüralizm, çağımızın başlangıcına kadar etkili olmuştur. Natürallist üslûp içinde nesneler doğadaki gibi, insan gözünün gördüğü gibi betimlenirler. Araştırmacılar, natüralist üslûbun ilk belirtilerini İtalyan ressam Giotto'nun yapıtlarında bulur. Yine de natürallizmin en özgün anlatımı Rönesans sanatçılarının yapıtlarında görülür. İLE/||/<> Hava perspektifi. İlk kez Rönesans'ın büyük ustası Leonardo'nun yapıtlarında rastlanan bu yöntemde figürlerin arkasında uzanan manzara gittikçe soluklaşır, buğulu gri bir ton alır. Bu yolla izleyicide bir derinlik etkisi uyandırılır. Rönesans dönemine kadar çizgisel perspektifle sağlanan derinlik, bu buluşla daha inandırıcı ve gerçekçi bir boyut kazanmıştır. )
- ORİGAMİ ile/ve KİRİGAMİ
( Katlanarak olanı. İLE/VE Kesilerek olanı. )
- ORIGIN vs. ETYMOS
- ORIGINAL/AUTHENTIC vs./ ve FREE
( ÖZGÜN ile/ve ÖZGÜR )
- ORİJİN değil/yerine/= KÖKEN
- ORİJİNAL/ASIL değil/yerine/= ÖZGÜN
- ORİJİNAL değil/yerine/= ÖZGÜN
- ORİJİNALİTE değil/yerine/= ÖZGÜNLÜK
- ORILAMAK/ORILAMAQ ile ORILAMAK/ORILAMAQ ile ORLAŞMAK/ORLAŞMAQ / ORILAŞMAK/ORILAŞMAQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bağırmak. İLE Övünmek ve bu böbürlenmede aşırıya kaçmak. İLE Haykırış ve haykırışın yükselmesi, halkın haykırması. )
- ORJİNALİTE" değil/yerine/= ÖZGÜNLÜK
- ORKİDE:
"CENNET KUŞU" ile/ve/<> "KARDAN ATEŞ" ile/ve/<> "DANS EDEN KIZ" ile/ve/<> "YIKANAN ÇOCUK"
( Singapur'un başkenti Singapur'da bulunan Orkide Bahçesi'nde, orkide çeşitleri ve yerel dilde orkide çeşitlerine verilen adlar. )
( Singapur, yılda 10 milyon $'lık orkide ihraç etmektedir. )
- ORKİDE ile KOVA ORKİDE
- ORKİDE ile MAYMUN ORKİDESİ
(
)
- ORMAN FAKÜLTESİ :
( İlçedeki en önemli kurumlardan biri olan İ.Ü. Orman Fakültesi 1857'de Orman Mektebi Alisi olarak kuruldu. 1880'de Maden Mektebi ile birleşti ve Orman ve Maadin Mektebi adını aldı. 1893'te okul kapatıldı ve Orman dersleri Halkalı Ziraat Mektebine verildi. 1903'te okulun adı Halkalı Ziraat Mektebi oldu. 1910 yılında ise Orman Mektebi Alisi adıyla bir orman okulu kuruldu. Okul Sultanahmet Akbıyık'ta faaliyet gösterdikten sonra Sarıyer'deki Horozoğlu Konağına (Sarıyer Kültür Merkezi) daha sonra da Bahçeköy'e taşındı. 1919'da Muhtar Paşa Çiftliğinde sonra da Sarıyer'deki Yedi Sekiz Hasan Paşa Köşkü Orman Mektebi Alisi binası olarak kullanıldı. 1922'de tekrar Bahçeköy'e taşındı. Halen Bahçeköy'deki 17 hektarlık alana yayılan kampüsünde eğitim ve öğretime devam edilmektedir. Orman Mektebi Alisi 1934'te Orman Fakültesi adını aldı. Orman Mühendisliği ile birlikte 1982 yılında Orman Endüstri Mühendisliği, 1985 yılında ise Peyzaj Mimarlığı Bölümleri açılmıştır. Orman Fakültesi İstanbul üniversitesine bağlıdır. )
- ORMAN MEMBA SUYU :
( Kazım Karabekir mahallesi sınırları içinde olan ve üst kısımlarında bulunan orman içinden çıkan bir memba suyudur. )
- ORMAN MOĞOLLARI ile/ve BOZKIR MOĞOLLARI
- ORMAN TAVUĞU ile GÖLGELİ ORMAN TAVUĞU
(
)
- ORMAN, MEHMET (İST. 1952) :
( Emirganspor Kulübünden transfer edildi ve aralıklı olarak beş sezon (1973 - 1976 ve 1981 - 1982) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 148 lig, 8 kupa ve 2 turnuva maçı olmak üzere 158 resmi ve 44 özel maçla birlikte toplam olarak 202 maçta oynadı. Lig maçlarında 18 ve özel maçlarda 17 olmak üzere takımına 35 kazandırdı. )
- ORMAN/MEŞE ile KORU
- ORMAN ile/ve/değil/||/<>/> ÖRÜMCEK ORMANI
( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Gümüşhane'dedir. )
- ORMAN ile/ve/||/<> TARIM/ZİRAAT
- ORMAN ile TAYGA
( ... İLE Doğu Sibirya ormanları. )
- ORMANCILIK MESLEK YÜKSEK OKULU :
( Ormancılık Yüksek Okulu Orman Fakültesi bünyesinde 2000'de açılarak mesleki eğitim ve öğretim vermektedir. )
- ORMANGÜLÜ(KOMAR/KUMAR) ile/||/<> MOR ÇİÇEKLİ ORMANGÜLÜ
( RHODODENDRON cum/||/<> RHODODENDRON PONTICUM )
- ÖRNEĞİNİ BOLCA:
GÖRMEK ile/ve/||/<>/> BULMAK
- Örnek alarak KONUŞ!!!
- ÖRNEK ALMAK ile DERS ALMAK
- ÖRNEK ALMAK ile/ve ÖYKÜNMEK
itibarı ile 40.058 başlık/FaRk ile birlikte,
40.058 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(112/162)
(1996'dan beri)