Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

MANTIK ve KELÂM'da

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



EN SON YAPILMIŞ OLAN EKLEMELER
[ 06 November - 02 December 2024 arasında... ]

[02 December 2024]
Bugün itibariyle yapılmış olan eklemeler aşağıdaki gibidir.
[ 06 November - 02 December 2024 arasında... ]
( 14 yeni ekleme, 0 katkı(bilgi/açıklama) )

- SAÇMA/LIK:
KİŞİNİN ÇIĞLIĞI
ile/ve/ne yazık ki/||/<> DÜNYANIN SESSİZLİĞİ/SUSKUNLUĞU
[Eklenme Tarih ve Saati: 02 December | 00:52 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/69470(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- DEVİNİM ile/ve/||/<>/> DEVİR
[Eklenme Tarih ve Saati: 27 November | 13:48 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/69449(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- NİTELİK ile/ve/değil/||/<>/< KAPSAM
[Eklenme Tarih ve Saati: 27 November | 13:36 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/69445(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- İNDİRGEMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YALINLAŞTIRMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 27 November | 12:52 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/69444(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KESİN/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLİM/SEL
[Eklenme Tarih ve Saati: 26 November | 13:02 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/69442(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- BELİRSİZLİK ile/ve/değil/||/<>/< GERİLİM
[Eklenme Tarih ve Saati: 24 November | 21:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/69426(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- ÖLÇMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TARTMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 19 November | 01:57 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/69413(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- NESNEL ÜRÜNLER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜŞÜNSEL "ÜRÜNLER"
[Eklenme Tarih ve Saati: 19 November | 00:19 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/69401(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- ÖNEMLİ ile/ve/fakat/||/<> AYRI
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 November | 22:18 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/69393(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- RİSÂLE ile/ve/||/<> METİN
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 November | 21:26 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/69376(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- TEFSİR ile/ve/||/<> HADİS ile/ve/||/<> FIKIH ile/ve/||/<> KELAM ile/ve/||/<> TASAVVUF
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 November | 21:09 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/69371(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- ASLÎ ile/ve/||/<>/> TALÎ
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 November | 21:03 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/69369(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- YALAN ile/ve/=/||/<> ÇÖP
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 November | 17:38 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/69359(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- AYKIRI ile/ve/değil/||/<>/< ORANTISIZ
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 November | 20:51 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/69319(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]


- ...'YA GEREK YOK ile/değil/yerine ... YETERLİ


- (BAZI TANINMIŞ) FİLOZOF ve BİLGİNLER


- (BELİRLİ) BİR MİKDAR ile BİR ÖLÇEK


- [Ar.] KADEM[Ar.] ile KADEM[Ar.]


- [Ar.] SANDIK ile SANDUKA


- [Fr.] MİLİMETRE ile MİNİMETRE


- [Fr.] SANTİAR ile/ve/<> SANTİGRAM ile/ve/<> SANTİGRAT ile/ve/<> SANTİLİTRE ile/ve/<> SANTİM ile/ve/<> SANTİMETRE


- [ne yazık ki]
!FAHİŞ/FUHUŞ ile/ve/||/<> !MURABAHA/TEFECİLİK


- [ne yazık ki]
"DAHA FAZLASI" değil/yerine/>< GEREKLİ/YETERLİ OLAN


- [ne yazık ki]
SÖZDE, ÖLÇÜ BİLMEMEK/BİLMEYEN ve/||/<> EDEPSİZLİKTE SINIR TANIMAMAK/TANIMAYAN


- [Yun.] DEKAGRAM ile DEKALİTRE ile DEKAMETRE


- ÖLÇÜLER('İ)

( EVZÂN[< VEZN]: Tartılar, ağırlıklar, ölçüler.
MESÂHA/MİSÂHA/MİSÂHAT: Ölçme.[yer] )


- 1 MİL ile/ve/<> GOMİNA


- ABBE KIRILMA ÖLÇÜTÜ ve/||/<> ABBE KURAMI ve/||/<> ABBE ÖLÇÜTÜ ve/||/<> ABBE PRİZMASI ve/||/<> ABBE SAYISI ve/||/<> ABBE YOĞUNLAŞTIRICISI


- ABELL KATALOĞU ile/||/<> ABELL YARIÇAPI


- ABRAMS DENEYİ ve/<>/< ABRAMS KURALI


- AÇILI IŞIKÖLÇER ile/ve/||/<> AÇILI IŞINIMÖLÇER


- ADÂLET ile/ve/||/=/<>/< DENGE, ÖLÇÜLÜLÜK/İTİDÂL[< ADL]

( JUSTICE vs./and/||/=/<>/< BALANCE )


- ADÂLET ve/=/<> ÖLÇÜ/LÜLÜK

( JUSTICE and/=/<> MODERATION )


- ADENOZİN MONOFOSFAT[C10H14N5O7P] ile/||/<>/> ADENOZİN DİFOSFAT[C10H15N5O10P2] ile/||/<>/> ADENOZİN TRİFOSFAT


- ADIM ile ADIM


- ADIM ile/ve AYAK


- AĞIL ile KÜM


- AHLÂKSIZLIK ile/değil AHLÂK ÖLÇÜTLERİNİN BULUNMAMASI


- AKIL:
ÖLÇÜLEBİLİR ile/ve/değil/||/<>/< ÖLÇEN/R


- AKIL ve/||/<> ZORUNLULUĞUN GETİRDİĞİ


- AKR


- AKR[Fr.] değil/yerine/= EKİLİ TOPRAK YÜZEY ÖLÇÜSÜ BİRİMİ


- AKSAK ile AKSAK


- AKSELEROMETRE[Fr.] değil/yerine/= İVMEÖLÇER


- ALAN ile/ve/||/<>/> ALAN ÖLÇÜMÜ


- ALTİMETRE[Fr.] değil/yerine/= YÜKSEKLİKÖLÇER


- ALTIN ORAN ve/<> FIBONACCI SAYILARI/DİZİSİ

( GOLDEN PROPORTION/RATIO/MEAN/SECTION and/<> FIBONACCI NUMBERS/SERIAL )


- ALTIN ZEHİRLİ OK KURBAĞASI ile KARA AYAKLI OK KURBAĞASI

( PHYLLOBATES TERRIBILIS cum PHYLLOBATES BICOLOR )


- ALTIN ve GÜMÜŞ/FIDDA/SÎM/NUKRA

( L'OR et L'ARGENT )

( GOLD und SILBER )

( ZEHEB, NAZAR/NAZÂRET / NADAR/MADÂRET ve FIDDA
NESÎK[: Altın. | Gümüş.] )

( ZER ve SÎM )

( GOLD and SILVER )


- AMBAR ile YARIM AMBAR


- AMME ZİRAİ[Ar.] ile KERAH


- ANEMOMETRE değil/yerine/= YELÖLÇER


- ANLAMSAL ÖLÇÜT ile BİÇİMBİLİMSEL ÖLÇÜT ile SESBİLİMSEL ÖLÇÜT

( SEMANTIC CRITERIA vs. MORPHOLOGICAL CRITERIA vs. PHONOLOGICAL CRITERIA )


- AR[Fr. < Lat.] ile AR ile Ar


- AREOMETRE[Yun. ARAIOS: Sulu, az koyu. | METRON: Ölçü.] değil/yerine/= SIVIÖLÇER


- ARGÜMAN[İng. < ARGUMENT] değil/yerine/= (İKNA EDİCİ, YETERLİ/YETKİN) KANIT | SAV


- ARİTMETİK/ASTRONOMİ ile/ve GEOMETRİ ile/ve ŞİİR ile/ve MÜZİK


- ARİTMETİK ile/ve/||/<> LOGARİTMA[Yun.]


- ARŞIN ile ÇARŞI ARŞINI ile MİMAR/BİNA ARŞINI(ZİRA-I MİMARİ)/PARMAK ile YENİ ARŞIN


- ARŞIN ile URUP[Ar.]


- ARÛZ[Ar.] ile REMEL[Ar.]


- ARUZ[Ar.] ile/ve/||/<> TAKTÎ[Ar.]


- AŞAR/AŞARÎ[Ar.] değil/yerine/= ONDALIK


- ASGARİ MÜŞTEREK değil/yerine/= ORTAK PAYDA


- ASGARİ ile/ve/<> BAŞLANGIÇ



devamı için burayı tıklayınız...





www.FaRkLaR.net/matematik

www.FaRkLaR.net/fizik

www.FaRkLaR.net/kimya

www.FaRkLaR.net/Mantik

www.FaRkLaR.net/Nesneler

www.FaRkLaR.net/tuze


- [SORUNSAL]
AKLIN:
NEYİ BİLİP ile/ve/||/<> NEYİ BİLEMEYECEĞİ


- ARISTO VE İBNİ SİNÂ VE IMMANUEL KANT ile/ve ARISTO VE İBNİ SİNÂ VE KUTBUTTİN RÂZÎ VE IMMANUEL KANT


- ARİSTO ve HAREZMİ


- ARİSTOTELES MANTIĞI/SERT CİSİMLER MANTIĞI ile/ve BULANIK MANTIK


- ATOMCU KELÂM ile/ve İBN-İ SÎNÂ'CI KELÂM


- AVUKAT/EUATHLOS AÇMAZI ile/ve/||/<> KÖPRÜ AÇMAZI ile/ve/||/<> İKİ ZARF AÇMAZI ile/ve/||/<> UYUYAN GÜZEL AÇMAZI


- CÂMİ ve/||/<> MÂNİ


- DENKÖBEKLER/SONSAL SINIFLAMALAR/KATEGORİLER:
ARİSTOTELES'TE ile/ve/<>/> FARABÎ'DE ile/ve/<>/> KANT'TA


- GAZÂLÎ ve FAHREDDİN RÂZİ


- GAZZÂLÎ ÖNCESİ ile/ve SONRASI


- GEORG CANTOR ile MORITZ BENEDIKT CANTOR


- HEGEL'DE:
MANTIK BİLİMİ = METAFİZİK


- İÇİNDE ile/ve/değil/||/<>/>/< İÇİNDEKİ İÇİNDE(FİH-İ MA FİH)


- İSTENÇ/İRÂDE VE SİNİRBİLİM DENEYLERİNDE:
LIBET ile/ve/||/<> HAGGARD VE EIMER ile/ve/||/<> HAYNES ile/ve/||/<> FRIED


- KATEGORİLER:
ARİSTOTELES'TE ile/ve/||/<>/> KANT'TA ile/ve/||/<>/> HEGEL'DE


- KENDİLİĞİNDENLİK ile/ve/||/<>/= RASTGELELİK


- KONUT/MESKEN[Ar.] ile KONUT


- LEOPOLD LÖWENHEIM ve/||/<> THORALF SKOLEM (KURAMI)


- RUSSELL AÇMAZI ile/ve/||/<> CANTOR AÇMAZI ile/ve/||/<> RICHARD AÇMAZI ile/ve/||/<> YALANCI AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI ile/ve/||/<> YABLO AÇMAZI ile/ve/||/<> BERRY AÇMAZI ile/ve/||/<> HETEROLOJİK AÇMAZ


- SAÇMA/LIK:
KİŞİNİN ÇIĞLIĞI ile/ve/ne yazık ki/||/<> DÜNYANIN SESSİZLİĞİ/SUSKUNLUĞU


- SATRANÇ ile/ve/||/<> KÖRLERİN SATRANCI ile/ve/||/<> KÖRLEME SATRANÇ


- ŞEMSEDDİN SEMERKANDÎ


- SONSUZ/LUK ile/ve/||/<> Pİ ile/ve/||/<> GOOGOLPLEX ile/ve/||/<> GRAHAM ile/ve/||/<> RAYO


- ÜMİT YİTİMİ ile/ve/||/<>/>/< UTANÇ



devamı için burayı tıklayınız...


 


 



- MANTIK ile/ve BİÇİMSEL MANTIK
( MANTIK: Biçimsel düşünmenin kurallarını tespit eden alan. | Tanım yapma bilimi. | Zihni, fikirde hatadan koruyan alet. )
( Düşüncenin iskeletidir. )
( Nutkiyetin biçimsel yapısının incelenmesi. )
( Mantık, aklın kurallılığını aramaktır. )
( Mantık, belirsizliği kaldırmaz. )
( EDEB-ÜL AKL )
( ESEME )

- AKLIN İLKELERİ ile/ve AKLIN İŞLEVLERİ
( * ÖZDEŞLİK [birliği verir]
* ÇELİŞMEZLİK [çokluğu verir]
* 3.[ÜÇÜNCÜ] DURUMUN/ŞIKKIN OLANAKSIZLIĞI [değeri verir]

ile/ve

* TÜMEVARIM
* TÜMDENGELİM )

- MANTIK ile/ve BULANIK MANTIK
( LOGIC with/and FUZZY LOGIC )

- MANTIK ile/ve DAİRESEL MANTIK
( LOGIC with UROBORIC LOGIC )

- KLASİK MANTIK ile/ve MODERN MANTIK
( Dile dayalı kavram, tanım, önerme ve çıkarımı esas alır. İLE/VE
Simgelere dayalı önerme ve çıkarımı esas alır. )

- ÇOKLU MANTIK ile/ve SAÇAKLI MANTIK

- MANTIK KALIPLARI ile/ve/değil/yerine MANTIK

- MANTIK ile/ve DÜZEN

( İLM-ÜN MİZÂN )

- MANTIK ile/değil OLASILIK

- MANTIK ve TÜMDENGELİM

- MANTIK ile/ve EYTİŞİM/DİYALEKTİK

- MANTIK ile/ve/değil/yerine YÖNTEM

- MANTIK ile/ve/<> HAL EHLİ OLMAK

- MANTIK ve PERSPEKTİF

- MANTIKLI DÜŞÜNMEK ile/ve MANTIK BİLMEK

- ARİSTOTELES MANTIĞI/SERT CİSİMLER MANTIĞI ile/ve BULANIK MANTIK

- "BULANIK MANTIK" değil BULANIĞIN MANTIĞI

- OLASILIK ile/ve/değil BULANIK MANTIK

( Bilgisizlikte. İLE/VE/DEĞİL Bilgiye dayalı. )

- MANTIK ile/ve DİL
( Mantık, dili düzeltmez ve fakat güçlendirir. )

- DİLBİLİM ve/> DİL ve/> TÜMELLER ve/> TANIM ve/> ÖNERME ve/> YARGI ve/> ÇIKARIM ve/> KIYAS

- MANTIK ve GEOMETRİ(HENDESE)

( ... VE Aksiyomatik olarak kurulan ilk ilim. )
( Mantık bilmeyenin ilmine itibar edilmez; geometri/matematik bilmeyen fetvâ veremez. )

- GAZZÂLÎ ÖNCESİ ile/ve SONRASI
( Meşşaîlerin diliyken, Gazzâlî sonrasında, aklın küllî dili haline geldi. Bu nedenle Kategoriler konusu Mantık'tan çıkartılıp Fizik'e aktarıldı. )

- MANTIK ve ARISTOTELES

- MANTIK ve İBNİ SİNÂ

- MANTIK'TA: ARİSTOTELES ile/ve/değil KANADA

( Yunan. İLE/VE/DEĞİL Hint. )

- ARISTO VE İBNİ SİNÂ VE IMMANUEL KANT ile/ve
ARISTO VE İBNİ SİNÂ VE KUTBUTTİN RÂZÎ VE IMMANUEL KANT

- ARİSTO ve HAREZMİ

- GAZÂLÎ ve FAHREDDİN RÂZİ

- ŞEMSEDDİN SEMERKANDÎ
NECMEDDİN KAZVİNÎ
SIRÂCEDDİN URMEVÎ
KUTBUDDİN RAZÎ
SEYYİD ŞERİF CÜRCÂNÎ
MOLLA FENÂRÎ
İSMAİL GELENBEVÎ
ALİ SEDAT
ABDÜLNÂFİ EFENDİ

- 1250 ve 1450 arası

- MANTIK ile/ve FİZİK

( LOGIC with/and PHYSICS )

- MANTIK ile/ve VARLIK
( LOGIC with/and ONTOLOGY )

- MANTIK ile/ve ÖLÇÜ
( LOGIC with/and MODERATION )

- MANTIK ile/ve TUTARLILIK
( LOGIC with/and CONSISTENCY )

- MANTIK ile/ve ESTETİK
( İdrakin/düşüncenin kurallarını inceler. İLE/VE Vicdanın/duygunun kurallarını inceler. )

- MANTIK ile/ve ALGI DÜZENEĞİ(/"DÜŞÜNCE KALIBI")(/PARADİGMA)

- MANTIK ile/ve BİÇİMSELLEŞTİRİLMİŞ MANTIK

( LOGIC with/and SHAPED LOGIC )

- MANTIK ile ÇIKARIM
( LOGIC with INFERENCE )

- MANTIK ile/ve TUTARLILIK

- MANTIK(SAL) ile/ve MATEMATİK(SEL)

- MANTIKSAL ÖNCELİK ile/ve ONTOLOJİK ÖNCELİK

- DÜŞÜNSEL ile/ve MANTIKSAL

( INTELLECTUAL with/and LOGICAL )

- MANTIKÇA DÜŞÜNMEK ile/ve VARLIKÇA DÜŞÜNMEK

- MANTIK ile/ve İŞLEYİŞ

- MANTIK ile/ve ÇIKARIM

( LOGIC with/and INFERENCE )

- MANTIK ile "SİYASET"

- MANTIK ile/ve HESAP ETMEK

- MUKADDEM ile/ve TÂLÎ

( Mantık ilmini tasavvur etmezsen İLE/VE mutlak mechulün tâlibi olursun! )
( Tâlî olan bâtılsa, mukaddem de bâtıldır! )

- MANTIK BİLİMİ(HEGEL)

- Düşünce Tarihinde Mantık:
Aristoteles Mantığından Bulanık Mantığa


- Mantıkta Kullanılan Lafızlar-I

- Mantıkta Kullanılan Lafızlar-II

- KELÂM ile TASAVVUF

- KELÂM: TAAYYÜN (tas.)

- KELÂM ile FELSEFE
( KÂDİR-İ MUHTAR )



- KELÂM ile KELİME/SÖZCÜK
( Kelâmın anlaşılmayanı kabuğu, anlaşılanı içidir. )

- SÖZCÜK ile/ve ANAHTAR

- KELÂM ve İNSAN

( Kelâm, kelâm oluşu bakımından tektir. Bölünme kelâmda değil, konuşulan şeydedir. Emir, yasaklama, haber verme ve istemek kelâmda tektir. )
( [İbn. Arabî, Fütuhât-ı Mekkiye] )

- KELÂM ve MÂNÂ

- KELÂM ile/ve VAHDET-İ VÜCÛD

- KELÂM ile/ve FELSEFÎ KELÂM

( Sem'î Kelâm. İLE/VE Nazarî kelâm. )
( CELiL'ÜL KELÂM ile/ve DAKİK'ÜL KELÂM )
( İslâm kelâm tarihinde, naklî kanıtlara dayanarak temellendirilen bilgilerin oluşturduğu dizge.
Özellikle akaid ve itikada ilişkin bilgiler. İLE/VE
Aklî felsefe [varlık, doğa, insan, toplum vs...].
İslâm kelâm geleneğinde, naklî kanıtlara dayanmaksızın olgu ve olaylar hakkında aklî sınırlar içerinde üretilen bilgilerin oluşturduğu dizge. )

- ATOMCU KELÂM ile/ve İBN-İ SÎNÂ'CI KELÂM

- KELÂM ve/<> İRFAN

- DELİL ile/ve İTİRAZ

( Hem filozofların, hem kelâmcıların birbirlerine yönelik yaptığı. )
( DELİL: Burhanın zihinde olması. (İNNE/İNNİ) )

- KELÂMİ TEKKESİ

- KELÂM: İslâmî ilimlerin şemsiyesi.

- LAFIZ + MÂNÂ + NAZIM = KELÂM

( KELİME )

- LAFIZ ile/ve KELİME
( Anlamsız. İLE/VE Anlamlı. )

- KELÂM: USUL'UD DÎN

- KELÂM

- MÜTEKKELLİMİN/KELÂMCILAR:
Duyusal, duygusal ve düşünsel içeriği olmayan hiçbir şey üzerine konuşmazlar.

- SÖZLÜKTE KELÂM:
( 1. Söz, lâkırdı.[bkz.: kavl, suhen].
2. [gramer] söz, ibâre, fıkra; tümceler ya da tümcecikler.
3. Söyleyiş, nutuk.
4. Dil, lehçe.
5. Allah'dan ve Allah'ın birliğinden bahseden ilim.
6. Kur'an. [bkz. Fürkan].
Agaz-ı kelâm: söze başlama.
Batiy-yül-kelâm: ağır ağır, zorlukla konuşan.
Hâsıl-ı kelâm, Hulâsa-i kelâm: sözün kısası.
İlm-i Kelâm: Allah'ın birliğini ve Allah ile ilgili bahisleri akıl ve mantık ile ispat eden ilim.
İrâd-ı kelâm: söz söyleme.
Mâ lâ kelâm: söz götürmez, diyecek yok.
Mîr-i kelâm: düzgün, temiz ve zarif söz söyleyen.
Netice-i kelâm: sözün kısası.
Redd-i kelâm: karşılık verme, yanıt verme.
Takrîr-i kelâm: söyleme.
kelâm-ı Arab: Arap dili ya da lehçesi.
kelâm-ı kadîm: Kur'an.[bkz. Fürkan, Hitâb, kelâm-Ullah, Kitâb, Mushaf, Necm, Nûr].
kelâm-ı kibâr: atasözü hükmüne geçmiş hikmetli, meşhur söz.
kelâm-ı mahrem: gizli söz.
kelâm-ı manzûm: manzum söz.
kelâm-ı mensûr: nesir söz.
kelâm-ı nefsî: içten konuşma, Allah'ın lâfz, harf ve ses olmayan zâtî kelâmı, [fransızca] endophaise.
kelâm-ı resûl: Hz. Muhammed'in sözü, Hadîs.
kelâm-ı tünd: sert söz.
kelâm-Ullah[Allah'ın sözü]: Kur'an.

( Kelâm belli bir Nebi'nin getirdiği vahye müstenid(/dayanarak) olarak evreni nazarî olarak yorumlamaktır. )

( Molla Fenarî: Osmanlı Kelâm düşüncesinin kurucusu. )
( Fahreddin Râzî, Seyfeddin Âmidî, Kadı Beyzâvî, Adududdin Îcî, Şemseddin İsfehânî, Sadeddin Taftazanî, Seyid Şerif Cürcânî ve Ali Kuşçu ) (En önemli mütekellimler)

- KELÂM ile KAVL-İ ŞÂRİH
( Söz. İLE Açıklayıcı Söz. | Tanım. | Bir şeyin ne idüğünü/olduğunu belirleyen söz öbeği. )

- KAVL ile/ve LAFZ

- KELÂM ile/ve AKAİD/AKÎDE

( Amacı dinî olmakla birlikte temellendirmesi akılsal olan bilim dalı. İLE/VE
İnanca ilişkin ve sem'î[ilgili dinin kutsal metninden alınma] kanıtlara dayalı bilim dalı. )
( Matematik mutlak, fizik mukayyettir. Akaid mutlaktır. )
( NESEF-İ AKAİD'ini okumanızı salık veririz. [TAFTAZÂNİ'nin şerhinden yararlanılabilir.] )

- SELÂM-KELÂM
( Önce Selâm, sonra Kelâm ! )

- KİBAR-I KELÂM= BÜYÜKLERİN KELÂMI

- KONUŞMA/SÖZ ile DİL
( * Her konuşmanın öznesi vardır. - Dil'in yoktur.
* Her konuşmanın muhatabı vardır. - Dil'in yoktur.
* Her konuşmanın şimdisi vardır. - Dil'in zamanı yoktur.
* Her konuşma bir şeye dairdir. - Dil herşey hakkındadır. )
( Dil konuşur, kişi, dile uyduğu kadar konuşur. )

- YA/YA DA ile HEM/HEM DE ile NE/NE DE

- p ile q

- A, A'dır ile A = A

- ÂĞYÂRINI MÂNÎ ve/<>/> EFRÂDINI CÂMÎ

( Bir kavramın tüm bireylerini kuşatıp ötekileri dışarıda bıraktığında kullanılan bir deyim. )
( "İnsan, düşünen bir canlıdır" tanımı verildiğinde bu tanımın içine tüm insan bireylerini içerir. Girmeyen hayvan(behaim) vs. dışarıda bırakır. )

- FÎKRÎ ile LAFZÎ(MANTIK/NUTK(Düşünme-Konuşma)'da)
( Lafzî nutk, insan gövdesinin bir örgeni olan dilden kaynaklanarak, gövdenin öteki bir örgeni olan kulağa ulaşan ses ve yazaçlardan(hecelerden) oluşur; dolayısıyla cisim ve duyularla ilgilidir. Bu yüzden kelâmın ne olduğu, nasıl oluştuğu, anlamı nasıl gösterdiği(delâlet) vb. konuların mantık çerçevesinde incelenmesine Dil Mantığı(İlmu'l-Mantıki'l-luğavî) adı verilir. İLE
Fikrî nutk ise, insan/kişi zihninin(nefs) var olanların anlamını özleri itibariyle tasavvurundan başka bir şey olmayıp ruh ve akılla ilgilidir. Bu bağlamda zihnin varlıkların anlamlarını özleri itibariyle idrâki, ilham ve vahyin keyfiyeti gibi konuların mantık çerçevesinde ele alınıp incelenmesine de Felsefî Mantık (İlmu'l-Mantıki'l-felsefî) denilir. )

- SÖZLER(EKÂVÎL)
( İhvân-ı Safâ'ya göre anlam ile lâfızın bir araya gelmesiyle sözler oluşur. Bunlar beş çeşittir;
* Lâfız itibariyle aynı, anlamca farklı olanlar(Su gözü, insan gözü)
* Lâfız bakımından farklı, anlamı aynı olanlar("Hınta"(Buğday) ve "Bürr"(Buğday) )
* Lâfız ve anlamca farklı olanlar(Taş ve ağaç)
* Lâfzı ve anlamı örtüşenler("İşte bu adı Zeyd olan, insandır" ya da "Bu kişinin adı Amr'dır")
* İsmi türetilmiş olanlar(Dövmekten(darb) dövülen'in(Madrûb) türetilmesi gibi.) )

- İHTİSÂR[Ar. < HASR]/İKTİSÂR/SIMPLIFICATION[Fr., İng.]: Kısaltma tekniği.

- KURUCU/YAPICI SURETLER(ES-SUVERU'L-MUKAVVİME) ile
TAMAMLAYICI SURETLER(ES-SUVERU'L-MUTEMMİME)

( Nutkiyet/düşünmenin, insanın faslı/ayrımı olması gibi. İLE ... )

- İKTİSAR ile/ve/> İKTİSAT ile/ve/> İSTİKRÂ
( Başlangıç. İLE/VE/> Orta. İLE/VE/> İleri. )

- METİN/TEXT[İng.]: Sağlam, kıymetli, kavî. (TEXT: Sıkı örülmüş olan.)

- METİN ile/ve/= SÖZLÜK

- METİN ve HOCA

( Hangi metin ve hangi hocadan ders alındığı önemlidir. )

- TABÎ'Î ile AKLÎ ile MANTIKÎ
( Küllîlerin çokluk öncesinde Tabî'î. İLE Çokluk halinde Aklî. İLE Çokluktan sonra da Mantıkî. )

 

LÂFIZ

- ÇEŞİTLERİ BAKIMINDAN ve DELÂLET BAKIMINDAN

- MÜFRED(YALIN) ile MÜREKKEB(BİRLEŞİK)

( Küllî anlam bir tek lâfızla gösterildiğinde "müfred" adını alır. İLE
İki lâfız birleştirilerek gösterildiğinde "mürekkeb" adını alır. )[ Takyîd(kayıt) ve iştirât(şart) türünden olmalı] (İhbar türünden değil). )

- MÜFRED ile MÜFRED
( Yalın. İLE Tekil. )

- MÜFRED ile MÜELLEF
( İnsan(İn-san)(İ-n-s-a-n). İLE Taş atan. )

- MÜREKKEB ile MÜELLEF
( Ayrım olmaz. İLE Ayrım olur/olabilir. )

- TAM MÜREKKEB ile/ve TAM OLMAYAN MÜREKKEB
( Haber | İnşa İLE/VE ... )
( Doğru ve yanlışa olasılığı olanlar.[tam haber tümceleridir!] İLE/VE ... )

- KÜLLÎ ile CÜZ'Î
( Tümel.(Anlamın düşünülmesi ona olan ortaklığı engellemez). (Mefhum'u olan.) İLE
Tikel.(Anlamın düşünülmesi ona olan ortaklığı engeller. ) )
( İnsan. İLE Zeyd[/Ad/İsim]. )
( Zâtî. İLE Arazî. )
( Metafizik ve ... İLE Doğa bilimleri. )
( 1. CEVHER ile/ve 2. CEVHER )

- EBYAZ ile BEYAZ
( Cüz. İLE Küll. )

- CEVHER ile/ve ARAZ
( [Fıkıh'ta] AYN ile/ve MENFAAT )

- ZÂTÎ ile ARAZÎ
( Öze ilişkin.(Tikellerin gerçekliğinde yer alır.) İLE
İlineksel.(Tikellerin gerçekliğinde yer almaz.) )
( İnsan ve ata nispetle "canlı". İLE İnsana nispetle "gülen". )

- ARAZ-I-LÂZIM ile ARAZ-I-MUFÂRIK
( Gerekli araz.[Mâhiyetten ayrılması olanaksızdır] İLE
Ayrılabilir araz.[Mâhiyetten ayrılması olanaksız değildir.] )

- MÜTTEHİDİN BİZZÂT, MUHTELİF-ÜN BİL-İTİBAR
( Farklı açılardan değerlendirdiğimiz halde aynı şeyden bahsetmek. )

- 5 TÜMEL/KÜLLÎ/SES/LÂFIZ/YANIT(KÜLLÎYAT-I HAMS)
* CİNS
* NEVİ'(TÜR)
* FASIL(AYRIM)
* HASSA(ÖZELLİK)
* ARAZ(İLİNEK)
( "O nedir?" sorusuna keyfiyet cihetinden(açısından) yanıt verirsek CİNS; kevmiyet cihetinden(açısından) yanıt verirsek NEV'dir. )
( İki farklı NEV'i keyfiyet cihetinden(açısından) ayıran şey FASIL'dır. )
( Bir hakikate taalluk ediyorsa HASSA; birden çok hakikate taalluk ediyorsa ARAZ'dır. )
( ARAZ'A ÖRNEK: Dahık(Gülen), Yazı yazabilen. )
( ARAZ: İNFİKAK ile HAKİKAT açısından. )

(Delâlet Bakımından)
- Bİ'L-MUTÂBAKA ile Bİ'T-TAZAMMUN ile Bİ'L-İLTİZÂM

( Örtüşme. İLE İçlem. İLE Gereklilik. )

- TEZÂYÛF/CONNOTER[Fr.]: Birbirini aynı anda gerektiren.

- NEV-İ HAKİKÎ(NEV'UL ENVA) ile NEV-İ İZÂFÎ

 

AÇIKLAYICI SÖZ(KAVL-İ ŞÂRİH)(TARİF)

- HADD-İ TÂM(MÂHİYET) ile/ve HADD-İ NÂKIS ile/ve RESM-İ TÂM ile/ve RESM-İ NÂKIS

( Tam tanım.(yakın(karib) cins + yakın fasıl)[İnsan, düşünen canlıdır]. İLE/VE
Eksik tanım.(uzak(baid) cins + yakın fasıl)[İnsan, düşünen cisimdir]. İLE/VE
Tam tanıtım.(yakın(karib) cins + gerekli özellik)[İnsan, gülen canlıdır]. İLE/VE
Eksik tanıtım.(uzak(baid) cins + gerekli özellik)[İki ayak üzeri yürüyen, tırnakları geniş, tüysüz/kılsız, dik yürüyen, tab'an gülen] )

- TANIM(HADD) ile TANITIM(RESM)
( DEFINITION with DESCRIPTION )

- TANIM ile/ve/=/<> HADD

- TANIM(HADD) ile TANIMLANAN(MAHDÛD)

- TANITIM(RESM) ile TANITILAN(MERSÛM)

- MATEMATİKSEL CİSİM ile FİZİK CİSİM

- SEMÂVÎ CİSİM ile DÜNYEVÎ CİSİM

( Klâsik kozmolojide ayüstü âlemde esir maddesinden oluştuğu kabul edilen Nûrânî nesneler. İLE Ayaltı âlemde dört unsurdan oluşan nesneler. )

- İCTİMA-İ NAKİZEYN ile İRTİFA-İ NAKİZEYN

- CİSİM:
Ebâdı selâseyi kâbil olan şey.
( Ebâdı selâseyi kâbil: En-boy-derinlik'e taksim olan şey. )

- NÂMİYE ile ĞAZİYE ile MÜVELLİDE
( Büyüme. İLE Beslenme. İLE Üreme. )

- PANTEİZİM ile MİMAR TANRI ile YARATICI TANRI

- DİN: İTİKAT ile/ve İBÂDET ile/ve MUAMELÂT

- HALK-İ ZAMANÎ ile HALK-İ MEKÂNÎ

- BÜYÜK LOGOS ile/ve KÜÇÜK LOGOS

( Klâsik kozmolojide evrene içkin(müdebbir) akıl. İLE/VE Büyük ustan/akıldan/logostan pay alan insanın ve bireyin nutkiyeti. )

 

ÖNERMELER: Yargı[hüküm] bildiren tümce.(KAZİYE >[Kadı])

- MÛCİBE[İCAB] ile SÂLİBE[SELB]

( Olumlu[vücub(çoğul) <- vacib]. İLE Olumsuz. )

- KÂZİB(KİZBİYET) ile SÂDIK(SIDKIYET)
( Vakıaya mutabık olup olmaması açısından. )
( Vakıanın önermeye mutabık olup olmaması açısından Hakikat ya da Bâtıl. )

- HAMLİYYE ile ŞARTIYYE
( Yüklemli[sözcük, ya edat, ya isim, ya fiil.].(Basîta). İLE Koşullu[şartlı]. )

- ŞAHSİYYE ile TABİYYE

- MÜHMELE ile MAHSURA

- KÜLLİYE ile CÜZZİYE(İSNAD'A BAĞLI)(KEMMİYET'E GÖRE)

( Tüm bireyler ölümlüdür. İLE Bazı bireyler doktordur. )

- CÜZZÎ ile CÜZ
( Zihnî. İLE Vücudî. )

- KÜLLÎ ile KÜLL
( Zihnî. İLE Vücudî. )

 

(YÜKLEMLİ ÖNERME)
- MEVZÛ' ile/ve/+ MAHMÛL

( Konu. İLE/VE/+ Yüklem )

- MEVZÛ + GÂYE

- MEVZÛ'NUN NİCELİĞİ ile MAHMÛL'ÜN NİCELİĞİ

- MAHSÛSA ile KÜLLİYYE MÜSEVVERE ile CÜZ'İYYE MÜSEVVERE ile MÜHMELE

( Özel/Tekil(Zeyd yazıcıdır. Zeyd yazıcı değildir.) İLE
Tümel belirtili(Her birey, yazıcıdır. Hiçbir birey yazıcı değildir.) İLE
Tikel belirtili(Bir kısım birey, yazıcıdır. Bir kısım birey, yazıcı değildir.) İLE
Belirtisiz(İnsan, yazıcıdır. İnsan, yazıcı değildir.)

- et-TENÂKUZ ile el-AKS
( Çelişki.(Aralarında konu, yüklem, zaman, mekân, izâfet, güç, fiil, parça bütün ve şart birliği bulunan, özü gereği biri doğru öbürü yanlış olan iki önermenin olumluluk-olumsuzluk farkıdır.)
( Biri olumlu öbürü olumsuz iki tümel arasında çelişki ortaya çıkmaz. Her birey, yazıcıdır. Hiçbir birey, yazıcı değildir.)
( Biri olumlu öbürü olumsuz iki tikel arasında da çelişki ortaya çıkmaz. Bir kısım birey, yazıcıdır. Bir kısım birey, yazıcı değildir.)

- TEZAD ile TENÂKUZ
( KARŞIT ile ÇELİŞİK/ÇELİŞKİ )
( ÇELİŞKİ/TENAKUZ
: Hem nitelik, hem nicelik. )

- TEZAD ile TAHDE TEZAD

- MEVZU - MAHMUL - ZAMAN - MEKÂN - İZÂFET - KUVVE - FİİL - CÜZ - KÜLL - ŞART

- FİİL ile/ve İNFİAL

- TÜMEL OLUMLU x TİKEL OLUMSUZ ile TÜMEL OLUMSUZ x TİKEL OLUMLU

( Her insan[birey], canlıdır. ------------ Bir kısım insan[birey], canlı değildir. İLE
Hiçbir insan[birey], canlı değildir. ------------ Bir kısım insan[birey], canlıdır. )

- ZORUNLU DOĞRU ile/ve ZORUNLU YANLIŞ

Döndürme/çevirme(el-aks).(Bir önermenin olumluluğu ya da olumsuzluğu, doğruluğu ya da yanlışlığı, olduğu gibi bırakılarak konusunun yükleme, yükleminin de konuya dönüştürülmesidir.)

- TÜMEL OLUMLU ==> TİKEL OLUMLU ile TÜMEL OLUMSUZ ==> TÜMEL OLUMSUZ ile TİKEL OLUMLU ==> TİKEL OLUMLU
( Her insan[birey], canlıdır. Bir kısım canlı, insandır.) İLE
( Hiçbir insan[birey], taş değildir. Hiçbir taş, insan değildir.) İLE
( Bir kısım insan[birey], canlıdır. Bir kısım canlı, insandır.)

- TİKEL OLUMSUZ
( Çünkü
Bir kısım canlı, insan değildir.(doğru)
Bir kısım insan[birey], canlı değildir.(ise yanlış) )

(KOŞULLU ÖNERME/ŞARTLI)
- MUKADDEM + TÂLÎ

( Öncül. + Sonuç. )

- MUKADDİME ile/değil MUKADDEME
( Önsöz. İLE/DEĞİL Öncül. )

- MUTTASILA(İTTİSAL) ile MUNFASILA(İNFİSAL)
( Kesintisiz, bitişik.(Güneş doğmuş[tur] ise gündüz olmuştur). İLE Kesintili, ayrık.(Sayı ya çifttir ya tektir). )

- MUNFASILA:
MANİATÜ'L-CEM VE'L-HULUV MEAN ile MANİATÜ'L-CEM FAKAT ile MANİTATÜ'L-HULUV FAKAT

( Sayı ya çifttir ya tektir. İLE Bu şey ya taştır, ya ağaçtır. İLE Zeyd ya denizdedir, ya boğulmamıştır. )

(Kesintisiz)
- LUZÛMİYYE ile İTTİFÂKIYYE

( Gereklilik bildiren.(Eğer Güneş doğarsa gündüz olur). İLE Rastlantı bildiren.(Eğer insan[birey], düşünense, eşek de anırandır). )

(Kesintili)
- GERÇEK KESİNTİLİ(HAKÎKİYYE) ile SADECE İKİ ŞIKKI UZLAŞTIRMAYI ENGELLEYEN ile SADECE İKİ ŞIKKI DA BOŞA ÇIKARMAYI ENGELLEYEN

( İki şıkkı uzlaştırmayı ve boşa çıkarmayı birlikte engelleyen.(Sayı, ya çifttir ya tektir.)
Bu şey, ya ağaçtır, ya da taştır.
Zeyd, ya denizdedir, ya da boğulmaz. )

 

KIYAS(İSTİDLÂL)(HÜCCET)[Unsurlar, şekiller ve nicelik bakımından]

- SUĞRÂ ile KÜBRÂ ile MATLÛB/MÜDDEA

( Küçük öncül. İLE Büyük öncül. İLE Sonuç. )
( HADD-İ ASĞAR(KONU/KÜÇÜK TERİM) ile HADD-İ EVSAT(YÜKLEM/ORTA TERİM) )
( HADD-İ EVSAT(KONU/ORTA TERİM) ile HADD-İ EKBER(YÜKLEM/BÜYÜK TERİM) )
( HADD-İ ASĞAR(KONU/KÜÇÜK TERİM) ile HADD-İ EKBER(YÜKLEM/BÜYÜK TERİM) )

- EL-KIYÂSU'L-İKTİRÂNÎ ile EL-KIYÂSÜ'L-İSTİSNÂÎ
( Bağlantılı kıyas. [Mukaddemelerin aynısı, neticede yer almazsa, tekrarlamazsa]. İLE İstisnâlı Kıyas. [Mukaddemelerin aynısı, neticede yer alırsa, tekrarlarsa]. )

- AÇIK KIYAS ile/ve KAPALI KIYAS
( KIYÂS-I CELÎ ile/ve KIYÂS-I HAFÎ )

(SUĞRÂ+KÜBRÂ=ŞEKİL/SURET)
- I. ŞEKİL ile II. ŞEKİL ile III. ŞEKİL ile IV. ŞEKİL

( Orta terim(Hadd-i Evsat), suğrâda yüklem, kübrâda konu, § suğrâ olumlu, kübrâ tümel olursa sonuç verir. )
( Orta terim, suğrâda yüklem, kübrâda yüklem, § suğrâ olumlu, öncüllerden biri olumlu biri olumsuz ise sonuç verir. )
( Orta terim, suğrâda konu, kübrâda konu )
( Orta terim, suğrâda konu, kübrâda yüklem, § insan doğasına aykırıdır. )
(I. ŞEKİL)
- 1. KALIP(DARB) ile 2. KALIP ile 3. KALIP ile 4. KALIP

( Her cisim birleşiktir. Her birleşik yaratılmıştır. O halde her cisim yaratılmıştır. )
( Her cisim birleşiktir. Hiçbir birleşik öncesiz değildir. O halde her cisim öncesiz değildir. )
( Birkısım cisim birleşiktir. Her birleşik yaratılmıştır. O halde birkısım cisim yaratılmıştır. )
( Birkısım cisim birleşiktir. Her birleşik öncesiz değildir. O halde birkısım cisim öncesiz değildir. )

(BAĞLANTILI/İSTİSNÂLI KIYAS)
- Bağlantılı Kıyas

( İki yüklemli önerme. Her cisim birleşiktir. Her birleşik yaratılmıştır. O halde her cisim yaratılmıştır. )
( İki kesintisiz-şartlı önerme. Eğer güneş doğarsa gündüz olur. Gündüz olursa yeryüzü aydınlanır. Güneş doğarsa yeryüzü aydınlanır. )
( İki kesintili-şartlı önerme. Her sayı ya çift ya tektir. Her çift ya çiftin çifti ya tekin çiftidir. Her sayı ya tek ya çiftin çifti ya tekin çiftidir. )
( Bir yüklemli bir kesintisiz. Bu şey, insan ise o, canlıdır. Her canlı, cisimdir. Bu şey, insan ise o canlıdır. )
( Bir yüklemli bir kesintili. Her sayı ya çifttir ya tektir. Her çift iki eşit parçaya bölünür. Her sayı ya tektir ya iki eşit parçaya bölünür. )
( Bir kesintisiz bir kesintili. Bu şey, insan ise o canlıdır. Her canlı ya beyazdır ya siyahtır. Bu şey, insan ise ya beyazdır ya siyahtır. )
- İstisnâlı Kıyas
( Kesintisiz-şartlı önerme. § öncülün istisnası sonucun kendisini verir § Eğer bu, insan ise o canlıdır. Fakat o, insandır. O halde o, insandır. )
( Kesintisiz-şartlı önerme. § sonucun çelişiğinin istisnası öncülün çelişiğini verir § Eğer bu, insan ise o canlıdır. Fakat o canlı değildir. O halde o, insan değildir. )
( Gerçek kesintili-şartlı önerme. § iki şıktan birinin istisnası öbürünün çelişiğini verir § Bu sayı ya çifttir ya tektir. Fakat o tektir. Şu halde o çift değildir. )
( Gerçek kesintili-şartlı önerme. § iki şıktan birinin çelişiğinin istisnası öbürünün kendisini verir § Bu sayı ya çifttir ya tektir. Fakat o tek değildir. Şu halde o çifttir. )

 

KIYAS(Nitelik ve değer açısından)

(Beş Sanat.)
- EL-BURHÂN ile CEDEL ile HATÂBE(T) ile ŞİİR ile MUĞÂLATA/SAFSATA

( İspat. Kesin sonuç olmak amacıyla kesinlik taşıyan öncüllerden oluşturulan kıyas. İLE
Diyalektik. Yaygın olarak bilinen önermelerden oluşan kıyas. İLE
Retorik. Güvene bağlı olarak kabullenilen(makbûlât) önermelerden oluşan kıyas. İLE
Poetik. İnsan ruhunu mutluluğa ya da mutsuzluğa yöneltici etkisi olan önermelerden oluşan kıyas. İLE
Sofistik. Gerçeğe benzer ya da yaygınlık kazanmış yalan ya da kuruntudan oluşan önermelerden oluşan kıyas. )
( Safsata Türleri )

(İspat/el-burhân)
( Kesinlik taşıyan öncüller(el-yakîniyyât)
- EVVELİYÂT ile MÜŞÂHEDÂT ile MÜCERREBÂT ile HADSİYÂT ile MÜTEVÂTİRÂT ile FITRÎYÂT(KIYASI KENDİNDE ÖNERMELER)

( Aksiyomlar. Bir ikinin yarısıdır. Bütün parçadan daha büyüktür. İLE
Gözlemler. Güneş aydınlatıcıdır. Ateş yakıcıdır. İLE
Deneyimler. Sakmunya safra gidericidir. İLE
Sezgiler. Ay, ışığını Güneşten alır. İLE
Doğru haberler. Hz. Muhammed peygamberlik iddia etti ve mûcize gösterdi. İLE
Zihinde mevcut "iki eşit parçaya bölünme" ilkesine dayanan "Dört çifttir" önermesi gibi. )

- YAKÎNİYÂT ile/ve MEŞHÛRÂT ile/ve MÜSELLEMÂT ile/ve MAKBÛLÂT ile/ve ZANNİYÂT ile/ve MUHAYYELÂT ile/ve VEHMİYÂT
( Yakîniyât: En üst derecedeki önerme. - Bedihiye. - Nazariye.
Bedihiye: Apaçık. - Bedâhet-i Akliye. - Bedâhet-i Hissiye.
Bedâhet-i Akliye: - Evveliyât. - Fıtriyât.
Bedâhet-i Hissiye: - Müşâhedât. - Hadsiyât. - Mücerrebât. - Mütevâtirât. )
( VÂHİME: Gerçekliği olmayan değerler üretmek. )

- MATBUÂT ile/ve/> MAHSUSÂT ile/ve/> MAKULÂT ile/ve/> MENKULÂT

- MASDAR ile HASIL MİNEL MASDAR ile HASIL BİL MASDAR

- BURHAN TÜRLERİ

( I. - Burhân-ı Vicdânî/Kalbî, - Burhân-ı Nazarî.
II. - Burhân-ı Tecrübî, - Burhân-ı Mahlût.
III. - Burhân-ı Limmî(Sonsal/Deneysel/Aposteriori), - Burhân-ı İnnî(Önsel/Kuramsal/Apriori).
IV. - Burhân-ı Riyâzî: *Burhân/İsbat bi'l-hutut(1. Terkîbî, 2. Tahlîlî), * Burhân/İsbat bi'l-misal.
V. - Burhân-ı Hulfî/Nakz. )

- MEVÂD-ÜL AKLÎSE: KIYASIN MADDELERİ[MADDET-ÜL KIYAS]

- MÜSNED-ÜN İLEYH ile MÜSNED [Belâgatta]

( Mevzû. İLE Mahmul. [mantıkta] )
( Zât. İLE Sıfat. [kelâmda, felsefede] )
( Mübtedâ. İLE Haber. [nahivde] )
( Mahkumun aleyh. İLE Mahkumun bih. [mantıkta, fıkıhta] )
( Cevher. İLE Araz. [kelâmda, felsefede] )

 

- İLM-İ HUDÛRÎ ile/ve/<> İLM-İ HUSÛLÎ
( Bilen ile bilinenin aynı olduğu ilim. İLE/VE/<> Bilen ile bilinenin ayrı olduğu ilim. )
( Hazır/huzur olan. İLE/VE/<> Edinilen. Hasıl olan. )
( Sûfi'nin bilgisi. İLE/VE/<> Âlim'in bilgisi. )
( Ancak husûlî ilim ikiye ayrılır. )

- HUDÛRÎ ile/ve HUSÛLÎ
( Ancak gaflet vardır/olur. İLE/VE Cehâlet vardır/olabilir. )
( Hata yoktur/olmaz. İLE/VE Hata olabilir. )

- TASAVVUR(KAVRAM) ile TASDİK(YARGI)
( Yargısız kavram. İLE Yargı ile birlikte bulunan kavram. Yargı/hüküm içermesi gereken kavram/tasavvur. )
( Kavram. İLE/VE Önerme + Çıkarım. )
( NEDİR? - HANGİ? ile/ve HEL - LİME )
( MA - EYYU ile/ve -MIDIR? - NİÇİN? )
( Felsefecilere(hukemaya) göre Tasavvur:
* Tasavvur-ı sazic[çıplak/salt/yargısız tasavvur]
* Tasavvur mea hükm(in)[Yargıyla birlikte bulunan tasavvur]
Kelâmcılara(mütekellime) göre Tasavvur:
Tasavvurat-ı Selâse + Hüküm = Kaziye = Tasdik )

- TASAVVUR Bİ VECHİN MA ve TASAVVUR Bİ-RESMİHİ
( Mutlak ve mechul. VE Basiret üzere taleb. )

- KISIM ile/ve KASÎM
( Tasavvur ve tasdik, ilmin kısmıdır. İLE/VE Tasdik ve tasavvur, birbirinin kasîmidir. )
( Kısımlarla maksim arasında umum-husus-mutlak vardır. İLE/VE İki kasîm arasında mübayenet vardır. )

- İDRAK ile/ve/= TASAVVUR

- ŞÜPHE ve/< TASAVVUR

( Tasavvur olmadan şüphe oluşmaz/edilmez. )

- TASDİK: 3 TASAVVUR[İNTİKAŞ - İRTİSAM - İNTİBÂ] + HÜKÜM

- TASDİKİN MUKÂBİLİ ile/ve İLMİN MURÂDİFİ

- İLİM: YARGI/HÜKÜM ile/ve/değil/ya da YARGI/HÜKÜM OLMASA DA

-
[yargı/hüküm bulunsa da, bulunmasa da] İLİM: TASAVVUR MERHU HÜKM (TASDİK) ile/ve TASAVVUR FEKAT/SÂZEC/LÂ HÜKME MA'HÛ
( Yargı içermesi gereken. İLE/VE Yargı içermemesi gereken. )
( Bi şart. İLE/VE Bilâ şart. )

- ANALİTİK YARGI ile/ve SENTETİK YARGI
( A A'dır. İLE/VE A B'dir. )

- SAİL ile MUTERİZ
( Yargıya ve kavrama/delillerine itiraz eden. İLE Sadece yargıya itiraz eden. )

- TASAVVUR ile/ve MEVZÛ ile/ve MAKSAT

- MEBADÎ ile MAKSAT

- ÖNERME(KAZA, KAZİYE) ile KIYAS(BURHAN, [DEMONSTRATION])

- CÜMLE/TÜMCE ile KAZİYE

( Dilbilimde. İLE Mantıkta. )

- ÖNERİ ile/değil ÖNERME

- TEKVİNÎ ÖNERME ile/ve TEKLİFÎ ÖNERME ile/ve İHBARÎ ÖNERME ile/ve TEVİLÎ ÖNERME ile/ve İNŞAÎ ÖNERME

- KELÂM-I İHBARÎ ile KELÂM-I İNŞAİ

( Önerme. İLE Temenni, emir ve benzeri tümceler. )

- TAMLAMA ile TÜMCE/CÜMLE

- İSİM TAMLAMASI ile SIFAT TAMLAMASI

( TERKİB-İ İZÂFET ile TAKYİD-İ TERKİB )

- TAM NİSBET / NİSPET-İ TÂMME ile NİSPET-İ NÂKISA / GAYR-I TAM NİSBET
( İnşâî | Haberî[İsim | Fiil] İLE/VE Takyidî | İzâfî )
( Nispet-i Tâmme= Tümce(cümle)
* HABERİYE(-İsim(dır/dir) ve -Fiil(saklı dır/dir)
* İNŞÂİYE(Emir, Soru, Nehiy, Temenni). İLE
Nispet-i Nakısa(Eksik nispet)= Tamlama )

- HÜKÜMSEL NİSPET: Hükme götürecek şekilde ilişki kurmak.

- NİSPET ile/ve ŞART

- NİSPET ile/ve İZÂFE

- NİSEB-İ ERBAA

( Aks nispetle ilgilidir.
1- Müsavat ( - Her insan, nâtıktır. - Her nâtık, insandır. )
2- Mübayenet ( - Hiçbir insan, taş değildir. - Hiçbir taş, insan değildir. )
3- Umum - Husus - Min-vech ( - Bazı insanlar, beyazdır. - Bazı beyazlar, insandır. )
4- Umum - Husus - Mutlak ( - Her hayvan, insandır.[Yanlış!] - Her insan, hayvandır.[Doğru!] )
[Hayvan[külli]: - İnsan(- Hayvan[cüz-i eamm], - Nâtık[cüz-i müsavî])(postulat); - At; - Eşek; - Köpek] )

- TÜMCE ile ÖNERME(KAZİYYE)
( Doğru ya da yanlış yansıtan tümceye "kaziyye"(Önerme/Hükm/Kada) denir.
Kaziyye, felsefecilere göre 3, mantıkçılara göre 4 unsurdan meydana gelir. )
Fârâbî'ye göre iki çeşit kaziyye vardır;
* Yüklemli önerme(el kazıyyetü'l-hamliyye) [-Konu(mevzû), -Yüklem(mahmûl)]
* Şartlı önerme(el-kazıyyetü'ş-şartıyye) (iki yüklemli önermenin bir "şart edatı" ile bağlanması)

- NEFSÎ ile LAFZÎ

- LAFZ ile MÂNÂ ile NAZM

- LAFZ-I DÂLL ile LAFZ-I GAYR-I DÂLL

( Sözcük(kelime). İLE Lafız(Ağızdan çıkan ses). )

- DELÂLET-İ LAFZİYE ile DELÂLET-İ GAYR-I LAFZİYE
( Sesli/Sözlü delâlet. İLE Sessiz/Sözlü delâlet. )
( Tabii | Vazî | Aklî İLE/VE Tabii | Vazî | Aklî )
( İkisi de; Tabiiye, Akliye, Vaz'iye olarak 3'e ayrılır. )
( Delâlet-i Gayr-ı Lafziye'ye örnekler;
* Tabiiye(Aşık, maşuku rüyet zamanında(gördüğünde), vech-i aşıkta zuhur eden kırmızılık)
* Akliye[Kardaki (ayak/dal vs.) iz(i)]
* Vaz'iye[ (-Duman işaretleri, -Trafik lambaları) (uylaşım(sal)) (muvadaa/karşılıklı konmak) (dil) (mantık)] ) ( Delâleti(rehberi) olmayan, dalâlete düşer. )

- DELÂLET: AKLÎ/ZÂTÎ ile/ve TABİÎ ile/ve VAZ'Î
( Lafzî. | Gayr-ı lafzî. İLE/VE Lafzî. | Gayr-ı lafzî. İLE/VE Lafzî. | Gayr-ı lafzî. )

- DÂL ile/ve/> DELÂLET

- DELÂLET ile/ve/<> MUTABAKAT

- VACİP ile MÜMKÜN

( Varlığını kendisinden alan. İLE Varlığını dışarıdan alan. )

- KADÎM ile HÂDİS

- SELBÎ ile SUBUTÎ

( Bir şeyin bir şeye subutu, kendisine ispat edilenin önceden müsbet olmasını gerektirir. )

- TENZİH ile TEŞBİH

- A'YAN ile A'RAZ

- BASİT ile MÜREKKEB

- LÂTİF ile KESİF

- ATOM ile MONAD

- ATOM ile ZERRE

- ZERRE ile MONAD

- LEZÂYİZ-İ/LEZZET-İ CİSMÂNİYE ile/ve SIFÂT-I KEMÂLİYE

- HAYAL ile VEHİM/FACULTE ESTIMATIVE[Fr.]

- TELÂZUM:
Birbirini gerektirme ilişkisi.

- ÂKIL <-> AK(I)L <-> MAKÛL
- ÂLİM <-> İL(İ)M <-> MALÛM
- ÂŞIK <-> AŞK <-> MAŞÛK(A)

- HAL <-> HULUL <-> MAHAL

- DIHK -> DÂHIK -> DAHHAK

- MEFHÛM ile/ve MÂNÂ

( Nesnenin gösterdiği şey. | Demek istenilen şey. İLE/VE Lafzın gösterdiği şey. )
( Zihinde. İLE/VE Olguda/nesnede. )

- MUTABAKAT(Mantık) ile/ve TAZAMMUN ile/ve İLTİZAM
( Hakikat.(Dil) İLE Mecaz. İLE Kinâye. )
( Kuşatma. İLE/VE İçerme. )
( Kavramla nesnenin örtüşmesi. İLE/VE Bir kısmı dışarıda kalırsa. İLE/VE Bir anlamın bir kavrama bitiştirilmesi. )
( Mantık mutabakat üzerine yapılır. İLE/VE Tazammun ve iltizam ile edebiyat yapılır. )
( İnsan: Hayvan-ı Nâtık.(Kök) İLE
İnsan: -Hayvan, -Nâtık.(Akıl) İLE
Gerekli görme.(Çağrışım ile karıştırılmamalı) (İnsan: "İlim ve yazma kabiliyeti olandır.") )
( Vaz'i Lafzî Delâlet. )
( Vaz: Sesi anlama bitiştirme. )

- HAKİKAT ile MECÂZ ile KİNÂYE
( Kök.(Mutabakat). İLE İkinci anlam yüklemek.(Tazammun/Akıl). İLE Hakikat ile mecâz arasında bırakmak.(İltizam). )

- Hakikat ile hakikat

- ŞUMUL ile TAZAMMUN

( Kaplam. İLE İçlem. )

- KÂRİNE-İ MANİA('DA)
( Lafzın hakiki anlamıyla kullanılmasını sağlayan işaret. )
* AKLEN ile LAFZEN

- PARÇAYI ZİKR-BÜTÜNÜ KASIT ile BÜTÜNÜ ZİKR-PARÇAYI KASIT

- HULÛL-İ SERAYANÎ ile HULÛL-İ CİVARÎ

- MADDÎ ile SURÎ ile FAİL ile GÂÎ NEDENLER

- KURAL(LILIK) ile/ve NEDEN/SELLİK

- AKLÎ KAİDELER ile/ve ŞER'İ KAİDELER

- YASA/KANUN: KÜLLÎ KAİDELER

- KÜLLÎ-İ TABİÎ ile KÜLLÎ-İ MANTIKÎ ile KÜLLÎ-İ AKLÎ

- KÜLLÎ-İ MÜŞEKKEK ile KÜLLÎ-İ MÜTEVÂTI

( Kavramın kendi cüzlerine eşit olarak dağılmaması. İLE Kavramın kendi cüzlerine eşit olarak dağılması. )

- SUAL ile/ve SUAL
( Sormak. İLE/VE İstemek. )

- MAHİYET ile HAKİKAT ile HÜVİYET(KİMLİK)
( Bir kavramın efrad-ı zihniyesinde olan. İLE
Bir kavramın efrad-ı hariciyesinde olan. İLE
Hakikat mea't-teşahhus. )
( Mahiyet, taksim edilmez. )
( Mahiyetten istisna yapılmaz. )

- MUHTASAR ile MÜFİD
( Kısa, özlü. İLE Yararlı. )

- TARİF-İ LAFZÎ ile TARİF-İ İSMÎ ile TARİF-İ HAKİKÎ
( SÖZCÜK -> SÖZCÜK, [NOMINAL DEFINITION] ile TERİM[ISTILÂH], TANIM ile [ANKA KUŞU]

- LÛGAT ile KAMÛS
( Hakikî. İLE Sözlük/Ahit. )
( Lûgat'lerde Hakikî anlamı bulursunuz. İLE Sözlük ya da sözlükçelerde farklı anlamlar yüklenmiş olabilir. )

- MUARRİF ile MUARREF
( Tanımlayan. İLE Tanımlanan. )

- MAKÛLÂT değil MEKÛLÂT(KATEGORİLER)
( ... DEĞİL Deme, deyiş.)

- MÂKULÂT ile MÂHİYET

- MANTIKÎ MÂKULÂT ile/ve FELSEFÎ MÂKULÂT

( Dışarıda/hariçte tahakkuku yoktur. İLE/VE Nitelenmesi/ittisafı dışta/hariçte, bildirimleri/uruzu zihindedir. )

- MÂHİYET ve/> BEYAN

- AKSAM ile ENVA ile ESNAF

( Tekili "Kısım". İLE Tekili "Nev". İLE Tekili "Sınıf". )

- HAYVAN-I NÂTIK ile HAYVAN-I DÂHIK ile CİSM-İ DÂHIK

- ÖRNEK ve RESM-İ NÂKIS

- VÜCUT ile GÖVDE(BEDEN)

( Vücut, "Varlık" demektir. İLE Gövde, fiziği/organları tanımlar. )

- BİLGİ(EL-İLM) ile ÖĞRENİM(TE'ALLÜM) ile ÖĞRETİM(TA'LÎM)
( İhvân'ın Îsâgûcî'de ele aldığı konulardan biridir. Ona göre;
"Bilgi, bilinenin(nesne) bilenin(özne) zihnindeki suretinden; sanat ise bilen sanatkârın zihindeki bu suretleri dışa vurup maddeye uygulamasından başka bir şey değildir."
Öbür taraftan, öğreticinin nefsi(zihin) fiil halinde, öğrencininki ise güç halinde "bilen"(allâme)'dir. Bu durumda öğretim , güç halindeki bilgiyi fiil haline çıkarma, öğrenim ise güç halindeki bilginin fiil haline çıkmasından öte bir şey değildir. Hal böyle olunca özü itibariyle güç halinde bilen durumundaki cüz'î insan nefislerinin fiil halinde bilen felekî-küllî nefs tarafından fiil haline geçirilmesi gerekmektedir. )

- AĞAÇ ile AĞAÇ BİLGİSİ ile AĞACIN BİLGİSİ

- BİLMEK ile TANIMAK

( Bilmek, bilmeyi bilmektir. İLE İrfan + Marifet. )

- BİLMEK: FİZİK'TE ile/ve MANTIK'TA
( Nedenleri bilmek. İLE/VE Orta terimi bilmek. )

- TEK TEK ŞEYLERİ BİLMEK ile/ve İKİ ŞEYİ (NİSPETSİZ) BİLMEK ile/ve İKİ ŞEY ARASINDAKİ İLİŞKİYİ BİLMEK ile "...DIR" TASDİĞİNİ BİLMEK

- BİLGİ: FİİLÎ ve İNFİALÎ[YENİLENEN, TECEDDÜD EDEN]

( Bilinenden önce meydana gelen varolan bilgidir. VE Bilinenden sonra meydana gelen bilgidir. )
( Bilgi, bilinenden öncedir. VE Bilgi, bilinenden sonradır. )
( Bilgi, bilineni yaratıyor. VE ... )

- BİLGİÇ ile BİLGİN
( Bildiğini zannetme, gereksiz/yararsız/yersiz bilgi sahibi olma, zamansız/bağlantısız paylaşma çabası. Bilgi obezi.[Malûmat-füruş(luk)] İLE
Âlim. Derin ve geniş bilgilere sahip olan. )

- BİLGİN ile BİLGE
( ÂLİM ile ÂRİF )

- BİLGELİK ile BİLGİLİLİK

- ES-SURET'UL-HÂSILA ile HUSÛL'ÜS-SURET

( Bilgi(sonuç). İLE Bilme(süreç). )

- MADDE ile/ve SURET
( Cins. İLE/VE Fasıl. )

- KOŞULLU ile BİTİŞİK KOŞULLU ile AYRIK KOŞULLU

- MUKTEZÎ ile/ve ŞART ile/ve ADEMÜ'L-MANİA

( Yeterlilik. İLE/VE Koşul. İLE/VE Engelin olmaması. )

- ŞART ile/ve/<> ŞATR
( Koşul. | Durum, hal, vaziyet. | Yemin. İLE/VE/<> Yarı, yarım. | Bölüm, kısım, parça. | Mısra. )

- İNFİSAL ile İNKİSAM ile İNFİKAK

- İLİM ile ULUM

( Tekil.(Taksim edilir.) İLE Çoğul.(Tasnif edilir.) )

- MALUMAT ile İLİM

- İLİM ile İRFAN

( İlim; Evvel ile Ahir, Batın ile Zahir'i bilip, tüm bildiklerini en iyi/üst derecede bağlantırabilme/birleştirebilme uğraşıdır. İLE
İrfan; ilmin niteliklerinin üzerine ek olarak, hikmetine sahip olup, zaman ve zeminine/mekânına göre değerlendirme yapabilme durumudur. )
( İlim: - Kendini bilmek ve - Gayrıyı bilmek
İrfan: - İlm'ul-ilim ve - İlm'un Nefs )
( İlim: - İlm-i Hudurî ve - İlm-i Husulî )
( İlim: - Tasavvur(Kavram) ve - Tasdik(Yargı)
İlim: - Bilmek ve - Bilgi )
( İlimde marifet zât'ı bilmektir.
Eşyanın(nesnenin) akılda hasıl olan(meydana gelen) suretine ilim denir.
Hariçten kattı nazarla malûma ilim denir. )
( İhvân-ı Safâ, "Fasl fî ecnâsi'l-ulûm" başlığı altında ilimleri, -Riyâzî, -Dinî ve -Felsefî olmak üzere üç ana grupta toplamıştır. )
( Çeşm-i insaf gibi kâmile mîzân olmaz
Kişi noksanını bilmek gibi irfân olmaz. )

- ÂLİM ile ÂRİF
( Âlim; Evvel ile Ahir, Batın ile Zahir'i bilen, tüm bildiklerini en iyi/üst derecede bağlantırabilme/birleştirebilme seviyesine ulaşmış kişi. İLE
Ârif; aliminin niteliklerinin üzerine ek olarak, hikmetine sahip olup, zaman ve zeminine/mekânına göre değerlendirme yapabilen kişidir. )

- ÂGÂH ile ÂRİF

- CÂZİBE ile NÂMİYE ile HASSÂSE ile MÜDRİKE

- SÜREKLİ ile SÜREKSİZ
( MUNFASIL ile MUTTASIL )
( CONTINUAL with DISCONTINUOUS )

- TEFEKKÜR ile TEZEKKÜR

- SÜKÛNET ile SÜKÛT

( Sakinlik, hareketsizlik. İLE Sessizlik. )
( Durum. İLE Tutum. )

- YAKIN ile YAKÎN
( Yakın: mesafeyle ilgilidir(Uzakta olmayan) İLE
Yakîn: Kesinlik, Eminlik. )

- İLM el-YAKÎN ile AYN el-YAKÎN ile HAKK el-YAKÎN
( Okuyarak/duyarak eminlik. İLE Görerek eminlik. İLE Hakk'la, bizzat yaşayarak eminlik. )

- İLM-EL YAKÎN ile MAKBULÂT

- DÜŞÜNCE ile İNANÇ

- İNANÇ ile İMAN

- İMAN ile DİN

- KUVVET ile KUDRET

- KUVVET ile GÜÇ

- KUDRET ile GÜÇ

- MÜSPET ile MENFİ

( Olumlu. İLE Olumsuz. )

- İLLET ile/ve EVSÂT
( Fizikte! İLE/VE Mantıkta! )

- İLLET ile/ve/<> MALÛL
( Sebep. İLE/VE/<> Sonuç. )

- İLLET ile İLKE

- ORTADA/Kİ ile/ve/değil/yerine ARACI

( Uzak illet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yakın illet. )
( MUTAVASSIT ile/ve/değil/yerine VASITA )

- İLLET'TEN MALÛL'A ile MALÛL'DAN İLLET'E
( Delil. İLE Burhan-ı İnnî. )

- İLLETLER ve İLLETLER[tanımlarda]
( Fâil ve Gâyî ve Sûrî ve Maddî VE Sûrî ve Maddî )

- HABER/İHBAR ile İNŞA

- GAYR-I HABERİYE(İNŞAÎ) ile HABERİYE(MEŞKÛKE)

( Emir, nehy, soru. İLE Şekk, şüphe. )

- MÜNFERİCE ile/ve HADDE

- SAHİH ile/ve SÂDIK

- METÎN ile ŞERH

- ŞERH ile CERH

- ŞERH ile HÂŞİYE

- TÂLİK ile TÂLİK'UT TÂLİK(ÂT)

- İNŞA ile İCRA

- YARGI ile İKİRCİK(TEREDDÜT)

- BÖLÜŞTÜRME[TAKSİMAT] ile İKİRCİK(TEREDDÜT)

- TAKSÎM'DE: AKLÎ ile/ve İSTİKRAÎ

- SAKINCA ile ÇEKİNCE

- AKTARIM ile ÇABA

- "YA ..." ile "... YA ..."

( Tümce başında. İLE Tümce içinde, sözcük öncesinde. )

- HER ile TÜM

- TÜMDENGELİM ile TÜMEVARIM [ile TEMSİL]

( İlletlendirme, [Ta'lil]. İLE Genelleme, [İstikra][-Tam, -Eksik(Nakıs)][Mantıkçılar uğraşmaz] [İLE Bir cüzziden başka bir cüzziye geçiş.(Hüküm -> Hüküm, İllet -> İllet)(Kıyas-ı Fıkhî)(Analoji)(Mantıkçılar uğraşmaz)] )

- BİRİNCİ ile ÖNCÜL

- BEDİHÎ ile NAZARÎ

( Apaçık, besbelli, zarurî. İLE Teorik. )

- BEDÎHÎ: TANIMLANABİLİR YAPIDA OLMAYAN ile/ve DELİL GETİRİLEBİLİR YAPIDA OLMAYAN

- YAKÎNÎ ile NAZARÎ

( Kesin(lik). [Bedihiyat-ı Akliye, Bedihiyat-ı Hissiye]. İLE Teorik. )

- AKLİYE ile HİSSİYE
( - Evveliyât; - Fıtriyât. İLE - Müşahedât[- Akliye, - Hissiye]; - Mücerrebât[tecrub]; - Hadsiyât; - Mütevatirât. )

- AHLÂKSIZLIK ile APTALLIK
( [Kişiden] Hakikat isteniyor da dalga geçercesine yanıt veriliyorsa. İLE [Kişiyle] Dalga geçiliyor da kesin yanıt veriliyorsa. )

- TUTARLILIK ile DOĞRULUK

- ŞEKK ile ZAN ile TASDİK

( %50 %50; ne - ne. İLE [Öteki ucu: İlim.] İLE Câzim, sâbit, vakıaya mutabık. )

- ŞEKK ile/ve ZANN ile/ve ZAN-I GALİP ile/ve VEHİM ile/ve ŞÜPHE[< TEŞBİH]
( Birbirine muhalif iki şeyden birisini ötekine tercih etme sırasında kişide ortaya çıkan ikircik. Bir yargıda herhangi birini tercih etmeksizin "...dır" ile "...değildir" arasında yaşanan ikircik(tereddüt). İLE/VE
Birinin tercih edilip ötekinin terk edilememesi. İLE/VE
Birinin tercih edilip ötekinin terk edilebilmesi. [Yakîn(kesinlik) derecesindedir.] İLE/VE
Yargının tercih edilen tarafı. İLE/VE
Kavramın/olgunun gizliliği, karmaşıklığı ve kapalılığı. )

- ŞEKK ile ZANN ile TAHYİL
( %50 %50; ne o - ne o. İLE [Zıttı İlim.] İLE Câzim değil, sabit değil, vakıaya mutabık değil.[Tasavvur][Tasdikatten değil!] )

- TAHYİL ile YAKÎN
( Câzim değil, sabit değil, vakıaya mutabık değil. İLE Câzim, sâbit, vakıaya mutabık. )

- ŞEKK ile ŞÜPHE ile RAYB

- ŞÜPHE ile KUŞKU

- YAKİN ve ZANN

- ZANN ile ZANN-I GALİB

( %49 İLE %1 )

- ZANN ile VEHİM
( ... İLE İki olasılığın (güçlü/güçsüz) birine zihnin/nefsin katılımı. )

- VEHİM ve ŞEKK

- İNTİZAÎ ile/ve VEHMÎ

- ZANN - CEHİL ile İLİM - HİLİM

- CEHL ile/ve CEHL-İ BASİT ile/ve CEHL-İ MÜREKKEB ile/ve CEHL-İ MİK'AB[KÜP] ile/ve CEHL-İ MURABBÂ, TAKLİT

( Bir şeyi mutlak olarak bilmemek. İLE/VE
Bilmemek. Bilmediğini bilmek. İLE/VE
Bilmemek. Bilmediğini bilmemek fakat bildiğini iddia etmek. Olgu ve olaya uygun olmayan kesin inanç. İLE/VE
Bilmemek. Bilmediğini bilmemek fakat bildiğini iddia etmek. Bildiğinin en doğru/kesin olduğunu iddia etmek. İLE/VE
Ötekinin iddiasını/sözünü delilsiz/kanıtsız kabul etmek. )
( ... İLE/VE Tek boyutlu. İLE/VE İki boyutlu. İLE/VE Üç boyutlu. İLE/VE Dört boyutlu. )
( [Felsefe'de] BEBGAİYYE[Ar.]/PSITTACISME[Fr.]: Papağanlık. )
( Sadece bir iyi vardır, bilgi; sadece bir kötü vardır, cehalet. )
( TÂC MÂRİFET TÂCIDIR, SANMA GAYRI TÂC OLA
TAKLİT İLE TOK OLAN, HAKİKATTE AC OLA )

- HEVESKÂR ile TALEBE
( İsteme[/eğilimli]. İLE Gayret eden, İsteyen[talep eden]. )

- TÂLİB ile/ve ŞÂRİ
( ... İLE/VE Bir ilme başlayan. )

- MATLUB ile/ve/<>/= MEÇHUL

- CAHİL ile CESUR

( Davranışlarını kontrol edemeyen. İLE
Davranışın/ın sonunu hesap edememe. )

- CEVHER'DE HAREKET ile NİCELİK'TE HAREKET ile NİTELİK'TE HAREKET ile MEKÂN'DA HAREKET

- DİL FELSEFESİ'NDE: MANTIK ile/ve BELÂGAT ile/ve USUL-Ü FIKIH

- BELÂGAT'TA: BEYÂN[Ar.] ve BEDÎ ve MAÂNİ

( Birbirinden açık, değişik ifâde yollarını öğreten bölümü. VE Sözü sanatlarla güzelleştirmeyi öğreten bölümü. VE Dilin tümce yapısındaki incelikleri ve tümcenin konuya uygun kullanım yollarını öğreten bölümü. )

- İTTİSAF[Ar. < VASF] ve URÛZ[Ar. < ARZ]
( Nitelenme. VE ... )

- HAYSÜ: TALİL ile TAKYİD ile ITLAK

- ÖRF-Ü ÂAM ile ÖRF-Ü HÂSS

( Sözlük anlamıyla. İLE Terim anlamıyla. )

- SAÇMA ile ANLAMSIZ

 

ŞEMSİYYE'DE - [NECMEDDİN KAZVİNÎ]

- MÜKADDİME ve 3 MAKALE ve SONUÇ

( Mahiyeti ve Amacı. VE Müfredât | Kaziyeler ve Hükümleri | Kıyas. VE Kıyasın maddeleri | Eczay-ı Ulûm )
( Mukaddime olmaksızın bir ilme başlanamaz. )

 



KELÂM

Allah'ın sübûtî sıfatlarından olan kelâmın lügattaki karşılığı söz, anlam ifade eden kelime veya cümle; söyleyiş, nutuk, dil, Tanrı birliğinden bahseden ilim; Kur'an'dır.

Kelâm, esas itibarıyla, nefha-yı ilâhi(ilâhi nefes) ile çıkan bir mânâdır. Bu mânânın nefha-yı ilâhi ile çıkıyor olması, onun canlılığını gösterir, çünkü nefha-yı ilâhi canlıdır ve Allah'ın yarattığı en büyük nur olan sesle meydana çıkıp, sözle kâinatı döndürmektedir.

Kelâm, mânâ olduğu için görünmez. Görünebilmesi için bir elbise giymesi gerekir ki, bu elbiseye kelime yahut yerine göre, cümle adı verilmektedir. Bu duruma göre her mevcut, ilâhi kelâmı ihtiva eden bir elbise ya da kelimedir. Kâinatın "kün"(ol) emri ile meydana gelmesi ve "kâinatı çeviren sözdür" denmesinin nedeni budur.

Johanna, İncil'de, kelâma çok değer vermekte ve "Kelâm Allah idi, O'nun lütf ü inayetiyle aramızda sakin ve sakit oldu" demektedir.

Allah, zâtı itibarıyla sıfâttan münezzehtir ama sıfâtıyla bilinebildiği için, O'nun kelâm sıfatının elbiseleri olan kelimeleri de müşahhastır(şahıs suretinde görünmüş). İlminin meydana çıkıp, nakledilebilmesi kelâmla olduğu için kelâm, sıfâtı arasında ön sıralarda yer almaktadır.

İlâhi emirler kelâmla iletilir. Bu iletiliş zâtî ve sıfâtî yolla olabilir. Zâtî olanlar, kişinin kendi içinden, kalbinden gelen emirlerdir. Sıfâtî olanlarsa hicâb-ı kibriyaya bürünmüş bir kişi vasıtasyıla iletilenlerdir ki "tutmayana zararı vardır" denen emirler bunlardır.

Allah'ın kâinatı yaratış amacı özdür. Öz canlı olduğu için ondan çıkan söz de canlı ve dolayısıyla "Hayat veren ve öldüren"dir<3-156>, yani diriltir ve öldürür. Hele bu söz bir dirinin ağzından çıkmışsa...

Sözün etkinliği söyleyenin dirliği ile orantılı olarak artacağı için kendini ve sözün ne demek olduğunu bilenler ağızlarını kapatır, dillerini tutarlar. Çünkü bilirler ki kâinatı o söz idare etmektedir. Mürşitlerin konuşması, müritlerini eğitebilmek içindir.

Kelâmın güzelliği kemâl ile orantılıdır. İnsanın büyüklüğü de gövdesinin iriliğiyle değil, sözlerinin ululuğuyla belli olur. Onun için kâmil kelâmı daima güzeldir, sıcaktır, sevgi doludur ve kişiyi âbad eder. Konuşma, Hakk'ın mânâsını maddeye çevirmek anlamına geldiği için kâmil zâtlardan dedikodu mahiyetinde bir söz çıkması imkânsızdır. Çünkü dedikodu, esmaların, Hâlik'in ve insanın bilinmesinden kaynaklanan boş ve özsüz sözlerdir. Böylelerine söz değil laf denir. Bunlar saman gibidir ve ancak hayvan yemi olur. Rahmetli Osman Dede'nin "Derle, topla, at çöp sepetine" dediği laflar bunlardır.

Sözün etkinliği maddi dünyada bile böyledir. İki kişi bir konuda masa başında anlaşamazlarsa arbede çıkar. Eğer bu anlaşamayanlar devlet başkanı düzeyinde olursa, anlaşmazlık binlerce kişinin yaşamına mal olacak harplerle sonlanır.

Söz mânânın kılıfı olduğu için Allah bildirmek istediklerini Hakk elbisesi giymiş olanlara mânâ olarak verir. Onlar da bu mânâya bir söz elbisesi giydirerek halka anlatırlar. Söz denen bu elbise Türkçe, İngilizce, Arapça, Fransızca veya bir başka lisanda olabilir ki bu, o mânânın anlatılacağı kitleyle bağlantılıdır. Bu sözle ifade edilecek olan öz, yani mânâ, sıfattır. Sıfat da zâta mahsus olduğu için her şeyden âridir. Tıpkı zât gibi...

Özü bilenler, onun elbisesine değer vermez ve hangi elbiseyi giymiş olursa olsun o özü tanırlar. Ama özü bilmeyip sadece elbisede kalmış olanlar, elbise değiştiği anda şaşırıp kalırlar.

 

Kelâm sıfatının insandaki temsilcisi dildir. Dilin Farsçadaki karşılığı zebandır. Cehennemin bekçilerine zebani denmesi tesadüf değildir, çünkü dil iyi kullanıldığında çok faydalı bir yardımcı olduğu halde kullanmasını bilmeyenlerin elinde keskin bir kılıç gibidir. Hem kişinin karşısındakinde hem de kendinde şifa bulmaz yaralar açabilir.

İnsan ne kazanır ve kaybederse dilindendir. Dilini ve sözünü güzel kullanan dünya ve ahirette cennette, aksine hareket edense cehennemdedir. Çünkü gönül dille yapılır, dille kırılır...

Kelâm, insanda canlılığı korur. Çünkü yerinde kullanıldığında, öze işleyerek etkisini gösterir. Öyle olmasaydı öğretmenler öğrencilerini eğitip terbiye edebilir miydi?

Sözün öze işlemeyeni, tıpkı buz üzerine yazılmış yazıya benzer. Öze işleyeniyse mermere hâk edilmiş(kazınmış) gibidir ve kaybolmaz. Hazret-i Musa'ya ilk gelen Tevrat ayetleri şimşekle mermere hâk edildiği için, Museviler hâlâ o mermer levhaları arayıp durmaktadırlar.

Söz, nefesin yarattığı titreşimle dışarı çıktığı için kâinatta yayılır ve etkisini gösterir. Bu nefes sıcak veya soğuk olabilir. Sıcak nefesle çıkan sevgi dolu sözler karşıdakini rahatlatıp memnun ederken, soğuk nefesle çıkanlar kırıcı olur ve sevgiden noksan olduğu için dinleyeni kırıp huzursuz eder.

Kelâmın elbisesi olan kelimeler aynen canlılar gibi doğar, büyür ve ölür. Ölümsüz olan, kelimenin ifade ettiği mânâdır. Elbise olan kelimeler de diğer elbiseler gibi modaya tabidir. Modası geçen kelimelerin yerine her çağda yeni kelimeler konur. Kişi kendini kabul ettirmek istiyorsa, modayı takip etmek ve konuşma dilini yeni modaya uydurmak zorundadır.

Lütfi Filiz - Noktanın Sonsuzluğu - Cilt I, Sayfa 122,123,124,125,126,128

 

 

 

SÖZLER
 

 

Keleci bilen kişinün yüzünü ağ ede
bir söz,
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede
bir söz.


Söz ola kese savaşı, söz ola bitire başı,
Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede
bir söz.

 

 

 

Dil konuşur, insan ve kişi, dile uyduğu kadar konuşur.

Dili bilimden ayrı düşünmek veya bilimi dilden ayrı düşünebilmek olanaksızdır.

Bülbül, bülbüldür dil ondayken(yoksa serçe),
Gül, güldür gül ondayken(yoksa dikenlik)

Eline, diline ve beline sahip ol.

Dildir dilarayı eyler, dilber;
Dildir, dilarayı eyler, virân.

İnsan, dilinin arkasında gizlidir.

 

 

 

 

 

Cmabridge Üinversitesi'nde yaıpaln bir arşaıtrmaya gröe, bir szöcküdkei hafrlrein hnagi sıarda didizlikleri dğeil, ilk ve son hafrlrein dğoru yedre olamalrı öenm tşamıatkadır. Geirsi taammen kamradaşır ve ynie de surosnuz olraak okubanilir. Buunn sbeebi isnan benyinin her hafri tek tek dieğl szcökülrei bir btüün oralak omukadısır.

Aoccdrnig to a rscheearch at Cmabrigde Uinervtisy, it deosn't mttaer in waht oredr the ltteers in a wrod are, the olny iprmoetnt tihng is taht the frist and lsat ltteer be at the rghit pclae. The rset can be a total mses and you can sitll raed it wouthit porbelm. Tihs is bcuseae the huamn mnid deos not raed ervey lteter by istlef, but the wrod as a wlohe.

 

 

 


 

KİTAP DİZİNİ


 

îsâgûcî(Eisagoge)(Giriş/El-Medhal)(er-Risâletu'l-Esîriyye fi'l-mantık)(es-Sullemu'l-münevrak)
( Ebherî
Metin-Çeviri-İnceleme: Hüseyin Sarıoğlu - İz Yayıncılık )

Porphyrios'un Eisagoge'si

Çeşitli Îsâgûcî'ler
( Kindî(ö. 866), Ahmed ibn Tayyib es-Serahsî(ö. 896), Ebû Bekr Muhammed ibn Zekeriyyâ er-Râzî(ö. 925)'nin ihtisarları, Ebu'l-Ferec ibnü't-Tayyib(ö. 1020), Mettâ ibn Yûnus(ö. 940), İbnü'l-Hammâr(ö. 942), Fârâbî(ö. 950)'nin şerhleri; Fârâbî, İhvân-ı Safâ, İbn Sînâ(ö. 1037) ve Ebherî(ö. 1265). )

( MUHTASAR VE MÜFİT )
( KISA VE ANLAMLI )

 

İBN SîNÂ'nın Kitapları

- Mantıku'l-Meşrıkıyyîn
- Kasîdetu'l-muzdevîce fi'l-mantık
Bu kitapların da bir bölümünde mantığa yer vermiştir.
- Uyûnu'l-Hikme
- Kitabu'n-Necât
- el-İşârât ve't-tenbîhât
- eş-Şifâ(İbn Sînâ, bu eserinin el-Mantık kısmı dokuz bölümden oluşmaktadır.
* el-Medhal-îsâgûcî(Bu iki terimin "giriş" anlamına gelmesinin yanısıra, eserin sonunda "îsâgûcî Kitabı tamamlandı..." ifadesi yer almakta, dolayısıyla her iki terim birarada kullanılmaktadır.)
* el-Makûlât
* el-'İbâre
* el-Kıyâs
* el-Burhân
* el-Cedel
* es-Safsata
* el-Hatâbe
* eş-Şi'r
( İbn Sînâ )

 

EBHERÎ'nin Kitapları

* er-Risâletü'z-Zâhire
* er-Risâletü'l-Bâhire fi Makâleti'z-Zâhire
* Risâle fî fesâdi'l-ebhâsi'lleti vada'ahâ mübrizü'l-cedeliyyîn
* Tehzîbu'n-nuket
* et-Tehzîb fi'l-mantık
* Risâle fi'l-mantık

 

Bu kitapların da bir bölümünde mantığa yer vermiştir.
* Keşfu'l-hakâik fî tahrîri'd-dekâik
* Tenzîlü'l-efkâr fî ta'dîli'l-esrâr
* Zübdetü'l-esrâr
* Kitâbu Beyâni'l-esrâr
* Kitâbu Telhîsi'l-hakâik
* Kitâbu'l-Matâli'
* Kitâbu Zübdeti'l-hakâik
* Hidâyetü'l-Hikme

 

Medreselerde Okutulan Mantık Kitapları

1. ÎSÂGÛCÎ
2. FENÂRÎ
3. KUL AHMED
(KAVL-İ AHMED DEĞİL!)
4. TEHZÎB-İ MÎR
5. SEYYİD
6. KARA DÂVUD
7. 'İMÂD
8. MÎRZA-CÂN
9. MÎR

 

Medreselerde Okutulan Kelâm Kitapları

- 1. MONLÂ CELÂL
2. HALHÂLÎ
3. HAYÂLÎ
4. BAHR-I EFKÂR
5. SELKÛTÎ [SİYÂLKÛTÎ]
6. İSBÂT-I VÂCİB ŞERHİ

- I. el-AKAİDU'N-NESEFİYYE
I.1. ŞERHU'L-AKAİDİ'N-NESEFİYYE
I.1.a. HÂŞİYE ALÂ ŞERHİ'L-AKAİD
II. TEVALİU'L-ENVÂR MİN METÂLİ'İ'L-ENZÂR
II.1. METALİU'L-ENZÂR ALÂ TEVALİ'İ'L-ENVÂR
II.1.a. HÂŞİYE ALÂ METÂLİ'İ'L-ENZÂR
III. ŞERHU'L-MAKÂSID
IV. el-MEVÂKIF fî İLM el-KELÂM
IV.1. ŞERHU'L-MEVÂKIF
V. TECRÎDU'L-İTİKÂD ( et-TECRÎD fî İLM el-KELÂM ya da TECRÎDU'L-KELÂM )
V.1. ŞERHU'T TECRÎD
V.1.a. HÂŞİYE ALÂ ŞERHİ'T-TECRÎD
V.2. ŞERHU'T-TECRÎD
( Osmanlı medreselerinde okutulan ve yukarıda adları verilen kelâm ders kitapları, elbette, Osmanlı ulemâsının elinde mütedavil olan tüm kelâm eserlerini temsil etmez. Özellikle Gazzâlî sonrası Fahreddin Râzî (öl. 606/1209) çizgisindeki hemen hemen tüm kelâm kitaplarının nüshaları kütüphanelerde mevcuttu. Nitekim Fahreddin Razî'nin başta el-Muhassal'ı olmak üzere, el-Metalibu'l-âliye'si ve diğer kelâm eserleri; Seyfuddin el-Amidî'nin (öl. 631/1234) Ebkaru'l-efkar fi usuli'd-din ve Ğayetu'l-meram fi ilmi'l-kelam'ı , Tusî'nin Tecrid'inin diğer şerh ve haşiyeleri; İcî'nin el-Mevakıf'ının farklı şerhleri ilk elde dikkati çeken eserlerdir. Bu çalışmaların yanında İbn Haldun'un el-Mukaddime adlı kitabı da konuyla ilgili içerdiği bilgiler nedeniyle göz önünde bulundurulan bir eserdir. Bunun da ötesinde medrese kelâm ders kitapları, şerhleri, haşiyeleri ve tüm bunların nüshalarının üzerlerine düşünülen notlar(talikatlar) ayrıca incelenmesi gereken kaynaklardır. )
( Osmanlı Düşünce Geleneğinde 'Siyasî Metin' Olarak Kelâm Kitapları - İhsan Fazlıoğlu )

 

Piyasada Bulunabilecek Kelâm Kitapları

Osmanlı Düşünce Geleneğinde 'Siyasî Metin' Olarak Kelâm Kitapları
( Türkiye Araştırmaları LİTERATÜR Dergisi - Sayı 2, s.379-398 - 2003, İhsan Fazlıoğlu )

Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi

 
   

 

 


 

Sayın İhsan FAZLIOĞLU'na, Dücâne CÜNDİOĞLU'na, Mehmet ÖZTURAN'a, Furkan TORLAK'a, Aziz YARDIMLI'ya...
Mehmet Ali ÇALIŞKAN'a, Hasan YAŞAR'a, Ahmet SÜRURİ'ye...
paylaşımları için çok teşekkür ederiz.


   
Bugün[ 02 December 2024 ]
itibariyle 1613 başlık/FaRk ile birlikte,
2068 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(1/3)


- ... AYAKLARI ile/ve/||/<>/> ... AĞIZLARI


- ... İLE BAŞ ETMEK ile MÜCADELE ETMEK


- ... MANTIĞI ile/ve/değil/||/<>/< KABULÜ


- ... OLDUĞU İÇİN ile/ve/değil/yerine ...(DAN) (OLDUĞUNDAN) DOLAYI

( [adın/ismin] -e hali. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE -den hali. )

( DOYMAK İÇİN ile/ve/değil/yerine ACIKTIĞIMDAN DOLAYI )


- ... ŞEMASI ile ... AĞACI


- ... TEMEL/Lİ ile ... DAYANAK/LI


- ... YERİDİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ...YERİ OLABİLİR


- ... ZÂT-EN değil/yerine/>< ... BİLİYORSUNUZ


- ...:
KAYNAK/LI/LIK ile/ve/||/<> ODAK/LI/LIK ile/ve/||/<> AMAÇ/LI/LIK ile/ve/||/<> HEDEF/Lİ/LİK ile/ve/||/<> TEMEL/Lİ/LİK


- ...'NIN:
"KARŞITI" ile/değil DIŞINDA KALAN/BIRAKILAN


- ...'NIN:
TANIMI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLI OLDUĞU/OLABİLECEĞİ YER


- ...'YA NAZARAN ile/ve/değil ...'YA NİSPETEN


- ...'YA ÖZGÜ (OLMA) ile ...'YA AİT (OLMA)

( TO (BE) SPECIAL TO vs. TO (BE) BELONG TO )


- ...'YA SIĞMAYACAK ile/değil ... İLE SINIRLANDIRIL(A)MAYACAK


- ...YA DAİR ile/ve/||/<> ...YA DAHİL


- (B)İLİM/LER ile/ve/+/||/<>/> BİLGELİK/İRFAN/HİKMET

( İçtekileri, dışa alma, dışta görme/gösterme bilgisi. İLE/VE/+/||/<>/> Dıştakileri, içe alma, içte yaşama bilgisi. )

( Bilgisi.[hikmetin] İLE/VE/+/||/<>/> Kendi.[hikmetin] | İlmi, yaşama geçirme bilgisi. )

( [konunun] Öncesi[Evvel] | Sonrası[Âhir] | İçi[Bâtın] | Dışı [Zâhir] İLE/VE/+/||/<>/> Zamanı | Zemini )

( 4N İLE/VE/+/||/<>/> 2N )

( Nasıl?[Ne asıl?] | Niye?[Neye?] | Nereden? | Nereye? İLE/VE/+/||/<>/> Nerede? | Ne zaman? )

( Nasıl? İLE/VE/+/||/<>/> Niçin?[Ne için?] )

( Önü | Arkası | Sağı | Solu İLE/VE/+/||/<>/> Alt/ı ve üst/ü )

( Dört yön İLE/VE/+/||/<>/> Taban ve tepe )

( Yön İLE/VE/+/||/<>/> Konum )

( Değişken/araz. İLE/VE/+/||/<>/> Sabit/mutlak. )

( Akıl ile. İLE/VE/+/||/<>/> Akıl ve/+ gönül ile. )

( Görü. İLE/VE/+/||/<>/> Öngörü. )

( İdrak. İLE/VE/+/||/<>/> İz'an. )

( İdrak. İLE/VE/+/||/<>/> İlmi/ni idrak. )

( Rükû İLE/VE/+/||/<>/> Kıyam/Secde )

( Çevre İLE/VE/+/||/<>/> Çekirdek )

( Küre/Daire/Çember İLE/VE/+/||/<>/> Merkez/Nokta )

( Doğrusal. İLE/VE/+/||/<>/> Dairesel. Döngüsel. )

( Sözlük. İLE/VE/+/||/<>/> Kılavuz. )

( "Yatay". İLE/VE/+/||/<>/> "Dikey". )

( "Dikey". İLE/VE/+/||/<>/> "Yatay". )

( "Yabancı"/"tanıdık"/"uzak". İLE/VE/+/||/<>/> Tanıdık/yakın. )

( Sözcükler[Terimleri/Kavramları] | Tarih[/Tarihçesi] | Doğası[Kimyası/Biyolojisi/Anatomisi] | İşlevselliği[Fizik/Fizyoloji] İLE/VE/+/||/<>/> Koşullar[Zamanı ve Zemini(Yeri/Mekânı)] )

( Önce İLE/VE/+/||/<>/> Sonra )

( Âlim İLE/VE/+/||/<>/> Ârif )

( ben İLE/VE/+/||/<>/> BEN )

( Sıfat İLE/VE/+/||/<>/> Zât )

( Gövde İLE/VE/+/||/<>/> Öz )

( Gövde İLE/VE/+/||/<>/> Göz )

( Beden ilmi. İLE/VE/+/||/<>/> Ledün ilmi. )

( İlmin marifeti. İLE/VE/+/||/<>/> Marifetin ilmi. )

( Marifetin ilmi. İLE/VE/+/||/<>/> İlmin marifeti. )

( Tekillerin idrâki. İLE/VE/+/||/<>/> Tümellerin idrâki. )

( Müşkil çözer. İLE/VE/+/||/<>/> Akıl üretir. )

( Nesneyi/maddeyi idrak becerisi yüksek kişiler. İLE/VE/+/||/<>/> Nesneyi/maddeyi ve anlamı/mânâyı idrak becerisi yüksek kişiler. )

( İlm-i Hudurî. İLE/VE/+/||/<>/> İlm-i Husulî. )

( Tasdik[Yargı] İLE/VE/+/||/<>/> Tasavvur[Kavram] )

( Görerek/gözlemleyerek. İLE/VE/+/||/<>/> İşiterek/dinleyerek. )

( Düşünce ve gözlem ile. İLE/VE/+/||/<>/> Katılım ve sezgi ile. )

( Sözlük. İLE/VE/+/||/<>/> Kılavuz. )

( Yazı/şekil ile. İLE/VE/+/||/<>/> Gelenek ile. )

( Veri/ler ile. İLE/VE/+/||/<>/> Bilgi/bilgelik ile. )

( Nesneyi bilmek. İLE/VE/+/||/<>/> Kendini bilmek. )

( Yanıtlar ile. İLE/VE/+/||/<>/> Sorular ile. )

( Bilinebilecekleri ve yapılması gerekenleri bilmek. İLE/VE/+/||/<>/> Kaçınılması/yapılmaması gerekenlerden kaçınmak. )

( Cehâleti gideren. İLE/VE/+/||/<>/> Gafleti gideren. )

( Evreni tanımaya ve tanıtmaya çalışır. İLE/VE/+/||/<>/> İnsanı tanımaya ve tanıtmaya çalışır. )

( Doğayı tanımaya ve tanıtmaya çalışır. İLE/VE/+/||/<>/> İnsanı tanımaya ve tanıtmaya çalışır. )

( Herkes/e. İLE/VE/+/||/<>/> Bazıları/na. )

( İsteyene. İLE/VE/+/||/<>/> Hak edene. )

( Herkes bilebilir. İLE/VE/+/||/<>/> Bazıları bilir. )

( "40 yaş öncesi". İLE/VE/+/||/<>/> "40 yaş sonrası". )

( Bilmenin/bilginin sonucu. İLE/VE/+/||/<>/> Bilmenin/bilginin kendi. )

( Bilmek. İLE/VE/+/||/<>/> Bilmekten, [sürekli] "bilme"ye geçmek. )

( Kişi, bilmediğiyle karşılaşınca oluşmaya başlar. İLE/VE/+/||/<>/> Kişi, kendiyle karşılaşınca oluşmaya başlar. )

( Sizin araştırmalarınızla... İLE/VE/+/||/<>/> Birlikte paylaşımlarımızla... )

( Aramakla bulunabilir. İLE/VE/+/||/<>/> Aramakla bulunmaz. [Fakat bulanlar, aramış olanlarıdır!] )

( Fikri hür, vicdanı hür. İLE/VE/+/||/<>/> İrfanı hür. )

( Her yerde ve her şeyde. İLE/VE/+/||/<>/> Bizde! [ Bilim, doğanın her köşesinde var; görmesini bilirsek! İrfan/kültür, sokakta dolanır; almasını bilirsek! ] )

( Hem Doğu'da, hem Batı'da. İLE/VE/+/||/<>/> [daha çok] Anadolu'da ve Doğu'da! )

( Bazen birden, bazen zamanla kazanılır! İLE/VE/+/||/<>/> Zamanla kazanılır. )

( Yeterince çalışılırsa, -neredeyse- mutlaka! İLE/VE/+/||/<>/> Belki! )

( Çeşm-i insaf gibi kâmile mîzân olmaz
Kişi noksanını bilmek gibi irfân olmaz. )

( Kendini bilmek ve Dıştakini/Gayrıyı bilmek İLE/VE/+/<> İlm'ul-ilim ve - İlm'un Nefs )

( İlimde marifet zât'ı bilmektir. Eşyanın(nesnenin) akılda hasıl olan(meydana gelen) suretine ilim denir. Hariçten kattı nazarla malûma ilim denir. )

( İhvân-ı Safâ, "Fasl fî ecnâsi'l-ulûm" başlığı altında ilimleri, -Riyâzî, -Dinî ve -Felsefî olmak üzere üç ana grupta toplamıştır. )

( Nasıl/nelerin konuş(ul)abileceğini öğretir. İLE/VE/+/||/<>/> Nasıl/neleri konuşmayacağını ve susabilmeni gösterir. )

( Maluma bakar. İLE/VE/+/||/<>/> Mazerete bakar. )

( Tâbi ol! İLE/VE/+/<> Talip ol! )

( Bilgi[episteme]. İLE/VE/+/||/<>/> Bilgelik/irfan[gnosis]. )

( Genel rahmet. İLE/VE/+/||/<>/> Özel rahmet. )

( Geçmiş. İLE/VE/+/||/<>/> Gelecek. )

( Bileşikleri(mürekkebât) idrâktir. İLE/VE/+/<> Yalını(basît) idrâktir. )

( Mutlaktır. İLE/VE/+/<> Bilgisizlikten sonraki bir duruma özeldir. )

( Mutlaktır. İLE/VE/+/<> Yokluğun(adem) aracılık ettiği iki idrâkin sonucudur. )

( Mutlaktır. İLE/VE/+/<> Riyâzet yoluyla elde edilir. )

( Yöntemi zordur. İLE/VE/+/<> Yöntemi kolaydır. )

( İhtilâfı çoktur. İLE/VE/+/<> İhtilâfı azdır. )

( Neden-delili[burhân-i limmî] ile elde edilir. İLE/VE/+/<> Nasıl-delili[burhân-i innî] ile elde edilir. )

( Seni/onu, başkasına bildiren. İLE/VE/+/||/<>/> Seni, sana bildiren. )

( FERZÂN[Fars.]: İlim ve hikmet/irfan. )

( İrfan öğretisi, insanlığı bir bütün olarak algılayıp insanlık değerlerine nerede olursa olsun, duyarlı olmayı öğretir. )

( Nesnesinde tutan. İLE/VE/+/||/<>/> Özneyi/kişiyi değiştiren. )

( Bilgisizliğe karşıdır. İLE/VE/+/||/<>/> Bağnazlığa karşıdır. )

( Bilge kişi, nutuk atan değil sabırlı olan, kin ve korkudan kurtulmuş olandır. )

( Kitaplarla. İLE/VE/+/||/<>/> İnsanla[kişilerle]. )

( Bildiğini, duyduğunu/gördüğünü, deneyini anlatır/aktarır. İLE/VE/+/||/<>/> Yaşadığını, deneyimlediğini paylaş(tır)ır. )

( Bilgisizlerin/cahillerin davet edildiği. İLE/VE/+/||/<>/> Bilenlerin davet edildiği. )

( Celâl'den. İLE/VE/+/||/<>/> Cemâl'den... )

( Zorunluluk. İLE/VE/+/||/<>/> Anlayış. )

( "Cehennem". İLE/VE/+/||/<>/> "Cennet". )

( Dıştakileri bilme. İLE/VE/+/||/<>/> Var olarak [amaca ve olgunluğa] dönüşerek bilme. )

( Parçaları bilme. İLE/VE/+/||/<>/> Bütünü/bütünlüğü bilme. )

( Nesneleri bilme. İLE/VE/+/||/<>/> Durumları bilme. )

( Kuramsal/teorik. İLE/VE/+/||/<>/> Uygulayımsal/pratik. )

( Göz ile, gözlemleyerek, araştırarak. İLE/VE/+/||/<>/> "Burun" ile, "koklayarak". )

( Dıştakiler, koşullar, durumlar, ayrıntılar. İLE/VE/+/||/<>/> İçselleştirme, saygı, çaba ve özen. )

( EPISTEME ile/ve/+/||/<>/> GNOSIS )


- (DİLİN) DİLBİLGİSİ ile/ve/<>/değil/yerine AKLIN DİLBİLGİSİ


- [ANLAM BAKIMINDAN] SÖZ/LÂFIZ:
HAS ile/ve/||/<> ÂAM ile/ve/||/<> MÜŞTEREK ile/ve/||/<> MÜNKER

( el-FAZÜ'L-HASSA ile/ve/||/<> el-FAZÜ'L-ÂMME ile/ve/||/<> el-FAZÜ'L-MÜŞTEREK ile/ve/||/<> el-FAZÜ'L-MÜNKERE )


- [BU/ŞU/O] ANLAMI:
"TAHSİL ETMEK" ile/ve/||/<>/>/< ZEVK ETMEK


- [FELSEFEDE/TASAVVUFTA] (BAZI/ÇOĞU) (ÖZEL ŞEY["AYRINTI/İÇERİK/DERİNLİK/YOĞUNLUK/KABALIK/İNCELİK"]):
"BAYIL" DİYE değil/yerine "AYIL!" DİYE


- [hem] ŞİFRELEME ile/ve/değil/yerine/hem de/<>/>/< VERİYİ/BİLGİYİ GİZLEME

( [not] CODING vs./and/but/also/<>/>/< STEGANOGRAPHY
STEGANOGRAPHY instead of CODING )


- [KISMÎ ANLAM BAKIMINDAN] SÖZ/LÂFIZ:
DELÂLET ile/ve/||/<> İŞARETLE DELÂLET ile/ve/||/<> DELÂLETLE DELÂLET ile/ve/||/<> İKTİZÂ ÜZERİNE DELÂLET

( DÂL Bİ'L-İBÂRE ile/ve/||/<> DÂL Bİ'L-İŞÂRE ile/ve/||/<> DÂL Bİ'D-DELÂLE ile/ve/||/<> DÂL Bİ'L-İKTİZÂ )


- [MEDLÛLERİ BAKIMINDAN HAFÎ] SÖZ/LÂFIZ:
HAFÎ ile/ve/||/<> MÜŞKİL ile/ve/||/<> MÜCMEL ile/ve/||/<> MÜTEŞEBBİH

( TERMES LATENTS avec/et/||/<> TERMES DIFFICILES avec/et/||/<> TERMES MYSTERIEUX avec/et/||/<> TERMES COLLECTIFS )


- [MEDLÛLERİ BAKIMINDAN] SÖZ/LÂFIZ:
NAS ile/ve/||/<> ZÂHİR ile/ve/||/<> MUHKEM ile/ve/||/<> MÜFESSER

( TERMES PEREMPOIRES avec/et/||/<> TERMES EVIDENTS avec/et/||/<> TERMES FORTIFIES avec/et/||/<> TERMES ANNOTES )


- [ne yazık ki]
!KEYFÎ "İDÂRE" ile/ve !KEYFÎ "İRÂDE"


- [ne yazık ki]
"SONUÇ ODAKLILIK/MERKEZLİLİK" ile/ve/||/<>/>/< TERBİYESİZLİK


- [ne yazık ki]
AZ BİLME ve/||/ne yazık ki/<>/> ÇOK SAVUNMA


- [ne yazık ki]
ÇELİŞKİ ile/ve/||/<> KISIR DÖNGÜ


- [ne yazık ki]
DAĞITMAK/DAĞILMAK ile/ve/||/<> SAVURMAK/SAVRULMAK


- [ne yazık ki]
DÜŞÜNEMEMEK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ADLANDIRAMAMAK/ANLAMLANDIRAMAMAK


- [ne yazık ki]
EZBERE YAŞAMAK ve/||/<>/> KÖTÜLÜK


- [ne yazık ki]
İNDİRGEME ile/değil/yerine/>< DAYANDIRMA


- [ne yazık ki]
İNDİRGEME ile/ve/değil/||/<> YOK SAYMA


- [ne yazık ki]
MANTIK DIŞI/LIK ile/değil "DUYGUSAL/LIK"


- [ne yazık ki]
YIKIM:
TASA ve/+/||/<>/> ÇELİŞKİ


- [ne] KARDAŞ, [ne de] ARKADAŞ ile/değil/sadece HALDAŞ

( Sükût kıvâmındaki çığlığı, ne kardaş, ne de arkadaş; sadece hâldaş olanlar duyar. )


- [önce] ÂĞYÂRINI MÂNÎ ve/sonra/||/<>/> EFRÂDINI CÂMÎ

( Bir kavramın tüm bireylerini kuşatıp ötekileri dışarıda bıraktığında kullanılan bir deyim. )

( "İnsan, düşünen bir canlıdır" tanımı verildiğinde bu tanımın içine tüm insan bireylerini içerir. Girmeyen hayvan[behaim] vs. dışarıda bırakır. )


- [SORUNSAL]
AKLIN:
NEYİ BİLİP ile/ve/||/<> NEYİ BİLEMEYECEĞİ

( IMMANUEL KANT )


- [ya] YENİLECEĞİZ değil/yerine/ya da/>< YENİLENECEĞİZ


- = ile =:

( Eşittir. İLE Tanım gereği. )


- | TOPLAMA ile ÇARPMA | ile/hem TOPLAMA ve/||/<>/hem de ÇARPMA

( |[tek başına] Kolay. İLE Kolay. | İLE [birlikte] [tasımla/nispeten] [ilk başta] [pek] !"Kolay değil". [gibi görünür] )


- | VARGI <> SONUÇ | > ORTA


- | VERİ ve/> BİLİ(ENFORMASYON) ve/> BİLGİ | ile/ve/+/<>/>/<
FARKINDALIK | BİLGELİK(İRFAN/HİKMET) ile/ve/+/<>/>/< ZARİFLİK/ZARÂFET

( BİLGİ: İnsan aklı sınırıları içerisinde evreni ve doğayı anlama çabası. )

( Bilgi, göklere uçabileceğimiz kanatlardır. )

( Yapmanız gereken şey farkında olmanın farkında olmaktır. )

( Tüm sonuçlarına katlanabilmektir. )

( Hiçbir uygarlık, varolan bilgiyle çatışmadan, bilgi üretemez. )

( KUTADGUBİLİG: Mutluluk/saadet veren bilgi, kutlu bilgi. Çinliler, ona Edebü'l-Mülûk der; Maçinliler, onu Enîsü'l-memâlik diye adlandırır. Bu meşrık ilinin büyükleri, buna doğruca Zînetü'l-ümerâ der.
İranlılar buna Şehnâme der, Turanlılar ise Kutadgu bilig diye anar. )

( | Yazaç/harf. VE/> Hece. VE/> Sözcük. |

İLE/VE/+/<>/>/<

Tümce. )

( | ... VE/> "Ne, ne zaman, nerede, kim?" soruları ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. VE/> "Nasıl?" sorusuyla ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. |

İLE/VE/+/<>/>/<

"Neden?" sorusuyla ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. )

( [bilginin/kavramın/nesnenin/olgunun] | Öncesi VE/> Sonrası VE/> İçi ve dışı |

İLE/VE/+/<>/>/<

Zamanı ve Zemini )

( | Letter, phoneme. AND/> Morpheme. AND/> Word. |

vs./AND/+/<>/>/<

Sentence. )

( | [by] ... AND/> "What, where, when, who?" questions and answers. AND/> "How?" question and answers. |

vs./AND/+/<>/>

"Why?" question and answers. )

( | Before AND/> After. AND/> Inside AND/> Outside |

vs./AND/+/<>/>/<

Time and place. )

( )

( DATA vs./and/<>/>/< INFORMATION vs. KNOWLEDGE vs. WISDOM, AWARENESS )


- 0[SIFIR]:
"YUTAN" ile/ve/değil/||/<>/< DURAN/DURDURAN / ARA


- 1. KALIP(DARB) ile 2. KALIP ile 3. KALIP ile 4. KALIP

( Her nesne, birleşiktir. Her birleşik, yaratılmıştır. O halde, her nesne, yaratılmıştır. )

( Her nesne, birleşiktir. Hiçbir birleşik, öncesiz değildir. O halde, her nesne, öncesiz değildir. )

( Bazı nesneler, birleşiktir. Her birleşik, yaratılmıştır. O halde, bazı nesneler yaratılmıştır. )

( Bazı nesneler, birleşiktir. Her birleşik, öncesiz değildir. O halde, bazı nesneler, öncesiz değildir. )


- 1. MONLÂ CELÂL


- 1250 ve 1450 arası


- 180 DERECE:
ÜÇGENİN ile/ve/değil/||/<>/< YARIM DAİRENİN


- 5 TÜMEL/KÜLLÎ/SES/LÂFIZ/YANIT(KÜLLÎYAT-I HAMS)

( * CİNS
* NEVİ'(TÜR)
* FASIL(AYRIM)
* HASSA(ÖZELLİK)
* ARAZ(İLİNEK) )

( "O nedir?" sorusuna keyfiyet cihetinden(açısından) yanıt verirsek CİNS; kevmiyet cihetinden(açısından) yanıt verirsek NEV'dir. )

( İki farklı NEV'i keyfiyet cihetinden(açısından) ayıran şey FASIL'dır. )

( Bir hakikate taalluk ediyorsa HASSA; birden çok hakikate taalluk ediyorsa ARAZ'dır. )

( ARAZ: İNFİKAK ile HAKİKAT açısından. )


- A = B ile/ve/||/<> A > B ile/ve/||/<> A < B
OLMAZSA, MATEMATİĞİN OLANAKSIZLIĞI


- A, A'dır ile/= A ile/= A


- A'YAN ile A'RAZ


- A'YEN[Ar.] ile ÂYEN, ÂHEN[Ar.]

( Büyük, iri gözlü. | Bakılan yer. | Çok açık, pek belirli. İLE Demir. )


- ABES değil/yerine/= GEREKSİZ/YERSİZ


- AÇIK KIYAS ile/ve KAPALI KIYAS

( KIYÂS-I CELÎ ile/ve KIYÂS-I HAFÎ )


- AÇIK ile/ve/||/<> AYIK


- AÇIKLAMA = İZÂH/AT, TAFSİLÂT, BEYÂN = EXPLANATION[İng.] = EXPLICATION[Fr.] = ERKLÄRUNG[Alm.] = SPIEGAZIONE[İt.] = EXPLICACIÓN[İsp.] = EXPLENATIO[Lat.] = HO EKS?G?SIS[Yun.] = İZÂH, BEYÂN[Ar.] = BEYÂNKÂRÎ(far.) = VERKLARING[Felm.]


- AÇIKLIĞA KAVUŞTURMAK ile/ve/değil/||/<>/< AÇIK KILMAK


- AÇIKLIK ile/ve/<> GÖRÜNÜRLÜK


- AÇIMLAMA ile/ve/<> GÖSTERME


- AÇMAZ/PARADOKS:
["GÖRÜNÜŞTE"]
KABUL EDİLEBİLİR ÖNCÜL ile/ve/+/||/<>/> KABUL EDİLEBİLİR AKIL YÜRÜTME ile/ve/+/||/<>/> KABUL EDİLEMEZ SONUÇ


- AÇMAZ ile AÇMAZ ile AÇMAZ

( Şahı koruyan taşlardan her birinin yerinden oynatılmaması durumu. İLE İçinden zor çıkılır durum. İLE Karşısındakine bir nükte ya da tekerleme söyleme olanağı veren söz. )


- AD DOLUNAN"/ADL OLUNMAK/ADLOLUNMAK ile/değil ADDOLUNMAK/ADDOLUNAN[Ar. + Tr.]

( Saymak, sayılan. )


- AD TAMLAMASI ile SIFAT TAMLAMASI


- AD/İSİM ile/ve/||/<> ÖNAD/SIFAT ile/ve/||/<> EDİM/FİİL

( İşaret. İLE/VE/||/<> Nitelik. İLE/VE/||/<> Gerçekleşme. )


- ADÂLET:
BİLGİNİN KONUSU ile/ve/değil/||/<> DÜŞÜNCENİN KONUSU


- ADÂLET=KUTUP YILDIZI:
GÖĞE ve/||/<>/> GÖNÜLE

( Doğar. VE/||/<>/> Işığını saçar/yayar. )


- ADÂLET ile/ve/||/=/<>/< DENGE, ÖLÇÜLÜLÜK/İTİDÂL[< ADL]

( Toplumla olan ilişkide. İLE/VE/||/=/<>/< Kişide. )

( İçte. İLE/VE/||/=/<>/< Dışta. )

( Güçler arasındaki denge. İLE/VE/||/=/<>/< ... )

( JUSTICE vs./and/||/=/<>/< BALANCE )


- ADÂLET ve/||/<>/> HUZUR

( Gücün, "haklı olduğu" yerde bekleme! VE/||/<>/> Güce tapan bireylerin olduğu yerde bekleme! )



(1/3)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 666 kez incelenmiş/okunmuştur.