Bugün[17 Kasım 2025]
itibarı ile 35.603 başlık/FaRk ile birlikte,
35.603 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(8/144)


- AMME HÜKMİ ŞAHSİYETİ[Ar.] değil/yerine/= KAMU TÜZEL KİŞİLİĞİ


- AMNEZİ[Fr. < AMNESIE] ile PARAMNEZİ

( Bellek yitimi. İLE Bellek bozukluğu. )


- AMNİOTA ile/||/<> ANAMNİOTA

( Amniota amniyon zarı İLE anamniota yok. )

( Formül: Amniotic egg İLE aquatic )


- AMNİYON/AMNİYOS[Alm. < Yun. < AMNION/AMNIOS] değil/yerine/= DÖL KESESİ

( AMNİYOSKOPİ[Fr.]: Amniyos sıvısının incelenmesi. )


- AMOR[Fr.] ile AMOR[Fr.]

( Bir tür kumaş. İLE "Öl! Öldürün!" buyruğu. )


- AMORAL[Fr.] değil/yerine/= TÖRE/AHLÂK DIŞI


- AMORE ve/||/<>/< MORE ve/||/<>/< ORE ve/||/<>/< RE

( Sevgi/Aşk. VE/||/<>/< Ahlâk. VE/||/<>/< Söz. VE/||/<>/< Eylem. )


- AMORF İLE KRİSTAL İLE KUASİKRİSTAL ile/||/<> KATI DÜZEN TÜRLERİ

( Atomik düzenleme seviyelerine göre katılar. )

( Formül: Penrose döşeme )


- AMORF POLİMER ile/||/<> KRİSTALİN POLİMER

( Amorf düzensiz saydam, kristalin düzenli opak. )

( Formül: PS İLE HDPE )


- AMOROSO[İt.] değil/yerine/= SEVECENLİKLE, SEVGİYLE [MÜZİK]


- AMPA İLE NMDA İLE KAİNATE ile/||/<> GLUTAMAT RESEPTÖRLERİ

( Farklı glutamat reseptör türleri. )

( Formül: Mg²⁺ blok (NMDA) )


- AMPELOGRAFİ[Fr.] değil/yerine/= ASMA BİLİM


- AMPER ile/||/<> YASASI

( Ampere yasası İLE elektrik akım birimi )

( André-Marie Ampère tarafından 1827 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1775-1836) (Ülke: Fransa) (Alan: Fizik, Matematik) (Önemli katkıları: Elektrodinamik, amper birimi) )


- AMPERE YASASI ile/||/<> FARADAY YASASI

( Ampere akımın manyetik alanı, Faraday değişen manyetik alanın elektromotor kuvveti )

( Formül: ∮B·dl = μ₀I İLE ε = -dΦ_B/dt )

( Michael Faraday tarafından 1831 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1791-1867) (Ülke: İngiltere) (Alan: Fizik, Kimya) (Önemli katkıları: Elektromanyetik indüksiyon, elektroliz) )


- AMPİRİK/EMPİRİK[İng. < EMPIRICAL] değil/yerine/= DENEYSEL/DENEYİMSEL, GÖRGÜL / DOLAYSIZCA


- AMPİRİK ile EMPİRİK

( İkisi de aynı anlamda fakat seslendirilişleri kişilerin yeğlemesine göre değişiyor. )


- AMU ile/ve/= DALTON

( AMU ve DALTON aynı birimdir. )

( Nötron ve protonun kütleleri yaklaşık bir dalton'dur. [Bir elektronun kütlesi nötron ya da protonun kütlesinin 1/2.000'i kadar olduğu için, atomun toplam kütlesi hesaplanırken, bu miktar ihmal edilir.] )

( DALTON YASASI: Bir ideal gaz karışımının toplam basıncı, karışımı oluşturan gazların kısmî basınçlarının toplamına eşittir. )


- AMUT/AMUD(UYLA)[Ar.] ile ÂMÛT[Fars.] ile HAMUD(UYLA)[/HAMUTFars. < HAVUT / (Slav.?)]

( Sütun, direk. | Değnek, sopa. | Başka bir hatla 90 derece açı yaparak birleşen hat, dikme. | Kumandan/komutan, önder. | Dik, dik durumda. Dikme, direk, sütun. İLE Yalçın kayalarda ve yüksek yerlerde bulunan kuş yuvası. İLE Deve semeri. | Arabaya koşulan hayvanın boynuna geçirilen ağaç ya da meşin çember. )


- AMUZİ[Fr.] değil/yerine/= MÜZİK YETENEKLERİNDE BOZUKLUK


- AMYOSTENİ[Fr.] değil/yerine/= ENERJİ YOKLUĞU[İSTENÇLİ/İRÂDÎ HAREKETLERDE]


- AN [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- ÂN ve MEKÂN ile/ve/||/<> ZAMAN ve ZEMİN


- AN [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- AN ile AN ile AN

( Zamanın bölünemeyecek kadar kısa bir bölümü. Kıpı, lahza, dem. İLE İki tarla arasındaki sınır. İLE Canlının, duygu ve davranışlar dışındaki süreç ve etkinliklerinin bütünlüğü.[An bulanıklığı/yorgunluğu.] )

( MOMENT vs. EDGE vs. MIND )


- AN ile/ve/||/<>/> ANI


- TİN/AN ile/ve/||/<> ANLAK ile/ve/||/<> ANLIK ile/ve/||/<> US

( RUH ile/ve/||/<> ZEKÂ ile/ve/||/<> ZİHİN ile/ve/||/<> AKIL )

( Akıl;
* Sınır tayin eder;
* Kendine rakip kabul etmez;
* Buyurucudur )

( Akıl yönetimindeki zihin, düşünceyi verir. )

( Ayna güneşi çekmek için hiçbir şey yapamaz. O sadece parlaklığını koruyabilir. Zihin de hazır olur olmaz güneş onun içinde parlar. )

( Karmaşamız(teşevvüş), yalnızca zihnimizdedir. )

( Berrak bir zihin ve temiz bir kalp için çaba gösterin. )

( Duygu ve düşünceyi olağan koşullarda ayırd edemeyiz, ancak akıl bunu sağlar. )

( Zekâ, özgürlüğe açılan kapıdır ve uyanık dikkat, zekânın anasıdır. )

( Zekâ, bilme gücünün, zihindeki yansımasıdır. )

( Zekâ, doğruluk, Hürmüz'ün; cehalet, yalan ise Ehrimen'in sıfatlarıdır. )

( Our confusion is only in our mind.
Seek a clear mind and a clean heart. )

( ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> Türevsel bir yeti/meleke olarak müdrike. İLE/VE/||/<> Çıkarım yetisi/melekesi olarak akıl.[bkz. KANT] )

( GEIST mit/und/||/<> INTELLIGENZ mit/und/||/<> VERSTAND mit/und/||/<> VERNUNFT )

( RUH ile/ve/||/<> ZEKÂ ile/ve/||/<> ZİHİN ile/ve/||/<> AKIL )

( SOUL vs./and/||/<> INTELLIGENCE vs./and/||/<> MIND vs./and/||/<> REASON )


- ÂN ve/||/<>/> CÂN ve/||/<>/> CANÂN ve/||/<>/> CİHÂN


- ÂN ile/<> ESNÂ

( En kısa zaman birimi. İLE/<> Ara, aralı, vakit, sıra. )


- ANA ARTER değil ARTER


- ANA ÇELİŞKİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANA UC


- ANA GİBİ YÂR, BAĞDAT GİBİ DİYÂR OLMAZ değil ENÂ GİBİ YAR(UÇURUM), BAĞDAT GİBİ DİYÂR OLMAZ


- ANA KÖKENİ" değil KÖKENİ (ya da ANA NEDENİ)


- ANA KOL İLE KIRMIZI DEV İLE BEYAZ CÜCE ile/||/<> YILDIZ EVRİM AŞAMALARI

( Yıldızların yaşam döngüsü aşamaları. )

( Formül: M < 1.4 M☉ → Beyaz cüce )


- ANA KOL ile/||/<> DEV KOLU

( Ana kol H füzyonu dengede İLE dev kolu He füzyonu genişleme. )

( Formül: H→He İLE He→C )


- ANA KUCAĞI ve/<> BABA OCAĞI


- Ana nüsha, aynen kopye edilmelidir. Satır satır, ana nüshaya uygun olarak bu istinsah işi yapılmalıdır. ve/> Sonra ana nüsha öteki nüshalarla yaprak yaprak kontrol edilmeli, farklılıklar çıkarılmalıdır.


- ANA TÜMCE -ile

( MAIN CLAUSE )


- ANA ile ANA ile ANA ile ANA(ANNE)

( Pencere anası, telaro. İLE Daha sonra sürülecek sıvanın kalınlığını ayarlamak için bir duvara vurulan alçı ya da sıva mastar, sıva anası. | Mermer, palladyen, mozaik gibi bir gereçle kaplanacak döşemelerin üzerine, düzlüğü ya da gerekli eğimleri sağlamak üzere aynı gereçten yer yer yapılan ve uygulamada üst noktalarına uyulan kılavuz tümsek. İLE Yaklaşık boyutları, 30/30 cm. olan, kerpiç blok. İLE Anne. )


- ANABELİAN GEOMETRY ile/||/<> CLASSİCAL GALOİS THEORY

( Anabelian geometry cebirsel eğrileri Galois grubuyla yeniden inşa ederken İLE classical Galois theory alan genişlemelerini inceler )

( Formül: Geometric fundamental group )


- ANABOLİK ile/||/<> ANABOLİZM[A] ile/||/<> ANABOLİZAN ile/||/<> ANAEROB[İK] ile/||/<> ANAEROP

( Özümsel/yapımsal. İLE/||/<> Özümleme/yapım. İLE/||/<> Dirimleyici. İLE/||/<> Oksijensiz [yaşayan], havacıl olmayan, havasız, oksijensiz. İLE/||/<> Hava sevmez. )


- ANABOLİZMA[Fr.] ve/||/<> ANABOLİZAN[Fr.]

( Özümleme işlemlerinin tümü. VE/||/<> Proteinlerin kolay sentezlenmesini sağlayıp aşırı parçalanmasını azaltarak özümlemeyi artıran nesne. )


- ANABOLİZMA ile/||/<> KATABOLİZMA

( Anabolizma yapım İLE katabolizma yıkım reaksiyonlarıdır )

( Formül: Protein sentezi İLE sindirim )


- ANACIL ile ANAÇ

( Annesine düşkün. İLE Şefkatli, anne gibi davranan. | Yavru yetiştirecek duruma gelmiş olan hayvan. | Yemiş verecek durumdaki ağaç. | İri, kart. | Kurnaz. | Deneyimli, bilgili. | Başına buyruk. )


- DOĞUM/DOĞAN:
ANADAN ile/ve/<> EĞİTİMDEN ile/ve/<> KENDİNDEN

( Beşer/beden. İLE/VE/<> İnsan. İLE/VE/<> Adı anılan/anılmayan. )


- ANADOLU HİSARI(GÜZELCEHİSAR/YENİCEHİSAR) ile/ve ANADOLU HİSARI

( Kale. [65 x 80 m.lik bir alanı kaplar. Duvarları 2.5 m. kalınlığındadır. 3 kulelidir.] İLE/VE Semt. [Adını bu kaleden almıştır] )


- ANADOLU KÜLTÜRÜ ile/ve/<> ANADOLU KÜLTÜRLERİ

( )


- ANADOLU MERKEZLİ DÜNYA TARİHİ


- ANADOLU MESLEK LİSESİ :

( Darüşşafaka Mahallesindeki Cumhuriyet Lisesi bünyesinde açılmış ve eğitim vermektedir. )


- ANADOLU NEOLİTİĞİ ile/||/<> MEZOPOTAMYA NEOLİTİĞİ

( Anadolu Neolitiği MÖ 9000'de yerleşik İLE Mezopotamya Neolitiği MÖ 8000'de gelişti. Anadolu kuru tarım İLE Mezopotamya sulama tarımı yaptı. Göbeklitepe Anadolu'nun İLE Mezopotamya'dan önce gelişmiş kültür merkezini gösterir. )

( Klaus Schmidt tarafından 1995 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1953-2014) (Ülke: Almanya) (Alan: Arkeoloji) (Önemli katkıları: Göbeklitepe'yi keşfetti ve kazılarını yönetti (1995-2014), Neolitik Devrim teorilerini değiştirdi, tapınak-yerleşim önceliği hipotezi) )


- ANADOLU SOKAK :

( Çayırbaşı Mahallesi sokaklarından biridir. 1950 ve 1960'lı yıllarda Çayırbaşı çok göç aldı ve yeni yeni sokaklar meydana geldi. Anadolu'dan göç edenlerin yoğun olarak iskan oldukları bu sokağa "Anadolu Sokak" adı verildi. )


- ANADOLU UYGARLIĞI ile/ve/değil ANADOLU UYGARLIKLARI


- ANADOLU ile/ve/||/<> RUMELİ

( Celâl. İLE/VE/||/<> Cemâl. )

( Asya kıtasında bulunan topraklarımıza verilen ad. İLE/VE/||/<> Avrupa kıtasında bulunan topraklarımıza verilen ad. )


- ANADOLU'DA:
HELVA "KARMAK/KARIŞTIRMAK" ile/ve/değil/||/<> HELVA BASMAK


- ANAFARTALAR İLKÖĞRETİM OKULU :

( Uskumruköy'de Arıköy Sitesi içinde Anafartalar İlköğretim okulu adı ile 2003'te açıldı. Etüd ve beslenme uygulamalı okuldur. )


- ANAFAZ ile/||/<> TELOFAZ

( Anafaz kromozom ayrılma İLE telofaz çekirdek reform. )

( Formül: Separasyon İLE reform )


- ANAHTAR ile/ve ÜST BAŞLIK


- ANAKİKLİK/PALİNDROM ile AMBİGRAM

( Tersinden okununca da aynı anlamı veren sözcük ya da tümce. İLE Tersine çevirme. Sunulduğu biçimiyle okunabildiği gibi tam tersine çevrildiğinde de okunabilen görseller. )

( SANMA ŞAHIM | HERKESİ SEN | SÂDIKÂNE | YÂR OLUR
HERKESİ SEN | DOST MU SANDIN | BELKİ O | AĞYÂR OLUR
SÂDIKÂNE | BELKİ O | ÂLEMDE BİR | DİLDÂR OLUR
YÂR OLUR | AĞYÂR OLUR | DİLDÂR OLUR | SERDÂR OLUR

YAVUZ SULTAN SELÎM )

( )


- ANAKİKLİK ile AMBİGRAM


- ANAKRONİK değil/yerine/= ÇAĞAŞIMSAL, ÇAĞI GEÇMİŞ/ÇAĞA UYMAZ/ESKİMİŞ


- ANAL ile/değil ALAN


- ANALİST[Fr./İng.] değil/yerine/= ÇÖZÜMLEYİCİ


- MANTIK:
| ANALİTİK APRIORI >< SENTETİK APRIORI | ile/ve/||/<>/> SENTETİK APOSTERIORI

( Mantık. İLE/VE/||/> Matematik. İLE/VE/||/<>/> Fizik. )


- ANALİTİK İLE ORGANİK İLE İNORGANİK İLE FİZİKOKİMYA ile/||/<> KİMYA DALLARI

( Kimyanın ana alanları. )

( Formül: Interdisipliner alan )


- ANALİTİK YARGI ile/ve SENTETİK YARGI

( A, A'dır. İLE/VE A, B'dir. )


- ANALİTİK ile/ve/||/<>/> SENTETİK

( İkili. İLE/VE/||/<>/> Üçlü. )

( [bilgiyi] Genişletmiyorsa. İLE/VE/||/<>/> Genişletiyorsa. )

( Apriori. İLE/VE/||/<>/> Aposteriori. )


- ANALİZ[İng.]/TAHLİL[Ar.] yerine ÇÖZÜMLEME/ÇÖZGÜ


- ANALİZ ile/||/<> SENTEZ

( Analiz parçalara ayırma İLE sentez birleştirme yöntemidir )

( Descartes tarafından 1637 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1596-1650) (Ülke: Fransa) (Alan: Felsefe, Matematik) (Önemli katkıları: Kartezyen koordinat sistemi, cogito ergo sum) )


- ANALİZÖR[Fr.] değil/yerine/= ANALİZ YAPAN ARAÇ YA DA ÖRGEN


- ANALJEZİ/ANALGESIA[İng. < Yun.] ile ANALJEZİK/ANALGESIC[İng. < Yun.]

( Ağrı kesimi/ağrı yitimi. İLE Ağrı kesici/ağrı keser. )


- ANALOG İLE DİGİTAL İLE VARİATİONAL ile/||/<> KUANTUM SİMÜLASYON

( Kuantum sistemleri simüle etme. )

( Formül: H_sim ≈ H_target )


- ANALOJİ[Yun.]/KIYAS[Ar.] değil/yerine/= ÖRNEKSEME


- ANALYSIS vs. INTERPRETATION


- ANALYTİC FUNCTİON ile/||/<> HARMONİC FUNCTİON

( Analytic kompleks türev, harmonic Laplace=0. )

( Formül: Complex differentiable İLE Δu=0 )

( Pierre-Simon Laplace tarafından 1799 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- ANALYTİCAL CHEMİSTRY ile/||/<> PREPARATİVE CHEMİSTRY

( Analytical chemistry bileşenlerin analiz ve ölçümünü yaparken İLE preparative chemistry büyük miktarda saflaştırma yapar )

( Formül: Quantitative analysis )


- [ne yazık ki]
!"ANAM, AVRADIM OLSUN" ve/||/<> !ANASINI SATAYIM

( Bu iki rezil lâf söylenmesin ve bu saçmalıkları duymayalım artık!!! )


- ANAMNEZ[İng. < ANAMNESIS] değil/yerine/= ÖYKÜ ALMA / SAYRILIK ÖYKÜSÜ/GEÇMİŞİ


- ANANDA MUTLULUK

( Mutluluk. )


- ANANE ile/ve/||/<>/>/< AN İLLÂH


- ANÂNE[Ar.] ile AN'ANE[Ar. çoğ. AN'ANÂT]

( Bir bulut. İLE Gelenek, rivâyet. | Açıklamalar, tafsîlât. )


- AN'ANE ile/değil ANNEANNE

( Gelenek. İLE/DEĞİL Annenin annesi. )


- ANANE/Vİ[Ar.] değil/yerine/= GELENEK/SEL


- ANÂSIR-I ERBA'ANIN YEDİ TABAKASI

( * ATEŞ TABAKASI(TABAKA-İ NÂRİYYE)
* DUHANİYE TABAKASI(TABAKA-İ DUHÂNİYYE)
* ZEMHERİYYE TABAKASI(TABAKA-İ ZEMHERİYYE)
* BUHARİYYE TABAKASI(TABAKA-İ BUHÂRİYYE)
* SU TABAKASI(TABAKA-İ MÂİYYE)
* TİNİYYE TABAKASI(TABAKA-İ TİNİYYE)
* HÂLİS TOPRAK TABAKASI(TABAKA-İ HÂLİSE) )


- ANATAZ[Fr.] değil/yerine/= DOĞAL TİTAN OKSİT


- ANATOMİ = ANATOMY[İng.] = ANATOMIE[Fr., Alm.] = ANATOMIA[İt., İsp., Lat., Yun.] = 'İLM el-TEŞRİH[Ar.] = KÂLBUDŞENÂSÎ[Fars.] = ONTLEEDKUNDE[Felm.]


- ANATOMİ ve ETİYOLOJİ ve PATOLOJİ


- ANATOMİ ile/||/<> FİZYOLOJİ

( + TIP )

( ANATOMY vs./||/<> PHYSIOLOGY )


- ANATOMİ ile HİSTOLOJİ ile İŞLEV/FONKSİYON


- ANATOMİ KARŞILAŞTIRMALI ANATOMİ


- ANATOMİ/ST / TEŞRİH/Çİ değil/yerine/= YİNBİLİM/Cİ


- ANAXIMANDER ile ANAXIMENES


- ANAYASA:
DEVLETİN SINIRLANDIRILMASI ve/||/<> TEMEL HAKLAR VE BİREY HAKLARININ GÜÇLENDİRİLMESİ


- ANAYASANIN ...:
DÖRT YASASI ile/ve/değil/||/<> DÖRDÜNCÜ YASASI


- ANAYOL(CADDE) ile SOKAK

( MAIN ROAD vs. STREET )


- ANBAR[Fars.] değil/yerine/= AMBAR


- ANCA BERABER ile/ve/||/<>/> KANCA BERABER


- ANCA ile/değil ANCAK


- ANCAK ile/ve/||/<>/> ANCAK VE ANCAK

(

Kavram Açıklama Örnek
Ancak - Daha genel bir koşul ya da sınırlamayı tanımlar.
- Karşıtlık ya da sınırlama belirtmek için kullanılır.
- "Sınavı geçebilirsin, ancak daha çok çalışman gerekiyor."
- "Bu işi ancak deneyimli biri yapabilir."
Ancak ve Ancak - Kesinlik ve çift yönlü bir bağımlılığı tanımlar.
- İki durumun birbirine bağlı olduğunu ve biri olmadan ötekinin gerçekleşemeyeceğini gösterir.
- "Bir biçim, ancak ve ancak dört kenarı eşit ve açıları dikse karedir."
- "Bu görev, ancak ve ancak herkes zamanında teslim ederse tamamlanır."
)


- ANDERSON İLE MOTT İLE PEİERLS ile/||/<> FAZ GEÇİŞLERİ

( Farklı lokalizasyon ve geçiş mekanizmaları. )

( Formül: ξ ∝ |E - Ec|⁻ν )


- ANDIRIM ile/ve/||/<> BENZEŞİM


- ANDIRIM ile/ve/||/<> İMGELEM


- ANDREI KOLMOGOROV

( S = klogW )


- ANDROJEN[Fr.] değil/yerine/= BÖBREK ÜSTÜ BEZİ TARAFINDAN SALGILANAN ERİLLİK HORMONU


- ANDROJİNİ/HÜNSÂ(ERSELİK)/HERMAFRODİT/MİZVÂCE -ile

( Bir bireyde, hem erile, hem dişile özgü özelliklerin bulunması durumu. )


- ANDROLOJİ[Fr.] ile ANDROLOG[Fr.]

( Eril eşeysel örgenini incleyen bilim dalı. İLE Bu dalın uzmanı. )


- ÂNE, ÂSÂB[Ar.] -ile

( Kasık. | Kasık kılı. )


- ...ÂNE ile ...ÂNÎ


- ANEMİ[Fr.] ile PERNİSİYÖZ ANEMİ


- ANEMİ ile/||/<> POLİSİTEMİ

( Kanda düşük seviyede hemoglobin ya da kırmızı kan gözesi bulunması./Kanda yeterli oranda sağlıklı kırmızı kan gözesi bulunmaması. İLE/||/<> Kanda yüksek seviyede kırmızı kan gözesi bulunması. )


- ANEMOFİLİ[Fr.] değil/yerine/= ANEMOGRAF[Yun.] değil/yerine/= ANEMOKOR[Fr.] değil/yerine/= ANEMOMETRE[Fr.] değil/yerine/= ANEMOSKOP[Fr.]

( Yel ile tozlaşan bitkilerin tozlaşma biçimi. İLE Yelin yönünü ve hızını kaydeden araç. İLE Yel ile dağılan tohumlar ve tohumlardan üreyen bitki. İLE Yel ölçer. İLE Yelin yönünü belirten araç. )


- ANESTEZİ[Yun.] değil/yerine/= ANESTEZİYOLOJİ[Fr.] değil/yerine/= ANESTEZİK[Fr.] değil/yerine/= ANESTEZİST[Fr.] değil/yerine/= ANESTEZİYAN[Fr.]

( Duyu/m yitimi. İLE/VE/||/<> Anestezi bilimi ve onu tamamlayan tıbbî işlemlerin tümü. İLE/VE/||/<> Duyu yitimi sağlayan nesne. İLE/VE/||/<> Duyu yitimine yol açan nesne ya da sayrılıklar. )


- ANEUPLOİD ile/||/<> POLYPLOİD

( Aneuploid kromozom eksik/fazla İLE polyploid katları. )

( Formül: Anormal İLE 3n İLE 4n )


- ANGAJE[Fr./İng < ENGAGE] değil/yerine/= BAĞLAMAK/BAĞLANMAK


- ANGAJMAN[Fr./İng. < ENGAGEMENT] değil/yerine/= BAĞLANTI/ÜSTLENME


- ANGARYA[Yun.] değil/yerine/= YÜKLENTİ

( Bir kimseye ya da bir topluluğa zorla ve ücretsiz yaptırılan iş. (Yasaktır! [Anayasa md. 17]) | Usandırıcı, bıktırıcı, zorla yapılan iş. | Maldan ya da hizmetten ücretsiz yararlanma. Kölelik düzeninde köylünün derebeyine zorunlu ücretsiz hizmeti. | Savaş durumundaki bir devletin, kendi karasularındaki yabancı bir devletin ticaret gemilerine el koyarak bunlardan yararlanması. | Olağanüstü durumlarda, devletin vatandaşlara ait taşıtlarına el koyması. )


- ANGLE vs. DIRECTION


- ANGLEZ[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLİKAN[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLİKANİZM[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLİSİZM[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLO ARAP[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLO AMERİKAN[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLOFİL[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLOSAKSON[Fr.]

( İngiliz biçimi. | Çizgileri sağdan sola yatık eğik yazı. | Tek bir erkek tarafından yapılan çok canlı bir dans. İLE/VE/||/<> İngiliz kilisesine bağlı kişi. İLE/VE/||/<> İngiliz Hıristiyan topluluğunun mezhebi. İLE/VE/||/<> Başka dillere geçmiş İngilizce sözcük ve deyimler. İLE/VE/||/<> İngiliz ve Arap atlarının soylarından yetişmiş at. İLE/VE/||/<> Ataları İngiliz, kendi Amerika'lı olan. İLE/VE/||/<> İngiliz dostu. İLE/VE/||/<> Anadili İngilizce olan. )


- ANGULAR OVERLAP MODEL ile/||/<> KRİSTAL ALAN

( AOM ligand orbital overlap, CFT nokta yük. )

( Formül: Kovalent İLE iyonik )


- ANHASI-MİNHASI(YLA) -ile

( Tüm ayrıntılarıyla. | Tamam(ıyla)/Hepsi. )


- ANHİDROZ[Fr.] değil/yerine/= TER SALGISININ YOK OLMASI YA DA AZALMASI


- AN-I DAİM ile/ve HAKİKAT


- ÂN'I:
"KAYDETMEK" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< KAYBETMEK


- ÂN'I YAŞAMAK değil ÂN'IN FARKINDALIĞIYLA YAŞAMAK

( "Ân'ı, yaşamak" sözü, "anlık düşünmek, hareket etmek, günlük öteki işleri/durumları gözardı etmek, kenara koymak, askıya almak" ya da "keyfî, ben merkezci hareket etmek" olarak DEĞİL yaşamın, olay/olguların, çevrenin, kendinin/zihnin her durum ve sürecinde, farkındalıklı ve nitelikli yaşama çabası -iddiasında değil!- içinde olunması gerektiği, gerekenin, gerektiği koşullarda ve zamanda yerine getirilmesi gerektiği anlamına gelir. Ancak, bu biçimde, farkındalıklı düşünülür, eylemsel yaşanırsa, yaşamın içinde olunacağı, sorumluluk alarak, felsefî anlayış, bilimsel tutum ve sanatsal duyarlılık ile sağlanabilir. )

( "An'ı yaşamak" ya da "An'da yaşamak" deyimleri, eksik ya da yanlış kullanılmakta, algılanmaktadır ne yazık ki.

"An'ı yaşamak", gün boyunca yaptığın/yaşadığın biçimde, An'ı(nı) da farkındalıklı, verimli yaşamaya işaret etmek, dikkat çekmek üzere kullanılır/kullanılmalıdır. Bu algı ve yorumla, hem gün içinde yapılan/yaşanılan işlerdeki zorunlulukları/gereksinimleri yerine getirir gibi, An'ı da aynı zorunluluklar oranında yaşamayı, hem de An'ın yoğunluğundaki bilinci/ni, gün içindeki işlerde de devrede tutarak, verimli bir tam gün geçirmeyi anımsa(t)maya yöneliktir.

"An'da yaşamak" da aynı biçimde, günlük işlerdeki çokluk ve verimlilik gibi An'da da zamanı verimli kılacak, farkındalıklı bir tutum içinde yaşamayı anımsa(t)maya yöneliktir.

Yani...
"AN'I YAŞAMAK" değil AN'I, FARKINDALIKLI YAŞAMAK; "AN'DA YAŞAMAK" değil AN'DA, VERİMLİ/ÜRETKEN YAŞAMAK'tır! )


- ANI ile/ve/||/<> DÜŞ/HAYAL

( Geçmişe taşıyan. İLE/VE/||/<> Geleceğe taşıyan. )


- ANI ile/değil GÖZLEM


- ANİ ile/değil HANİ


- ANİ ile/değil HANİ

( Ansızın, birden. İLE/DEĞİL Nerede, ne oldu, nerede kaldı? )


- ANI ve/<> TANI


- ANİLİN[Fr.] değil/yerine/= YAPAY BOYA YAPIMINDA KULLANILAN ÇİVİT BİTKİSİNDEN YA DA TAŞKÖMÜRÜNDEN ELDE EDİLEN SIVI


- ANIMA MOTRIX ile/ve/||/<>/> VIS MOTRIX


- ANİMATO[Fr.] değil/yerine/= BİR MÜZİK PARÇASININ CANLI ÇALINACAĞI BİLGİSİ/UYARISI


- ANİMİZM ile/||/<> POLİTEİZM

( Animizm doğa güçlerine ruh atfı İLE politeizm çok tanrılı inanç sistemidir. Animizm avcı-toplayıcı İLE politeizm tarımsal toplumların inancıdır. Göbeklitepe hayvan sembolleri animizm İLE Çatalhöyük ana tanrıça figürleri politeizm geçişini gösterebilir. )


- ANIMSAMA ile/ve/||/<>/> ANIMSAMA TEPESİ

( ... İLE/VE/||/<>/> 17-25 yaş arası. )


- ANIMSAMA ile/ve/değil ÇAĞRIŞIM

( Şimdi'ye getirme. İLE/VE/DEĞİL Şimdi'yi, geçmişe/geçmiştekine taşıma/bağlama. )

( LETHOLOGICA: "Dilimin ucunda fakat söyleyemiyorum" durumu. )

( BERGÜZÂR: Andaç, hatıra, hediye. )

( [not] TO REMEMBER vs./and/but RECALL )


- ANIMSAMA ile/ve/||/<> HESABA KATMA


- ANIMSAMA ile/ve/||/<> ŞİMDİ\'YE/ŞU AN\'A GETİRME


- ANIMSAMA = TAHATTÜR = REMINISCENCE[İng.] = RÉMINISCENCE/RAPPELER[Fr.] = ANAMNESIS/ERINNERN[Alm.] = RECORDOR[Lat.] = ANAMNESIS[Yun.]


- ANIMSAMAK ve/<> İÇSELLEŞ(TİR)MEK


- ANIMSAMAK ile/ve/||/<>/> ÖĞRENMEK

( Günlük konuşmada kullandığımız ve düşüncemizdeki gibi gerçekleşmeyen öğrenme işlevi ve sürecinin, öğrenme çeşitlerini bilmenin de kaygının nedeni/kaynağı ve sürecinde, kaygı duygu-durum bozukluklarında, hem doğru tanımlamak, hem de tersine çevirmek üzere ne kadar işe yarayacağını anımsamak durumundayız.

Bilindiği üzere, psikoloji araştırma ve deneylerinde, hayvanlardan ve özellikle de çeşitli nedenlerden dolayı sıçanlardan da yararlanılır. Kişinin, zihinsel ve bu doğrultuda, davranışsal ve tutumsal çözümlemelerinde, anımsamanın ve öğrenmenin sürecini de sıçanlar üzerinden şöyle ilginç bir deneyle anla(t)ma olanağımız bulunuyor.

Anımsama ile Öğrenme arasındaki farkları değerlendirebileceğimiz en verimli örnek ve deney ise Su Labirenti'dir.[Water Mase]

Sıçanın, sıçrayarak dışarı çıkamayacağı, ancak yüzerek bir çıkışa ulaşabileceğini düşündüren, 50 - 60 cm. derinliğindeki ve birkaç metre çaptaki, görüş mesafesi sıfır olan, boyalı bir suyla dolu havuzu, yüzeyinde, dörde böldüğümüzü varsayalım.

Havuzun bir çeyreğinde bulunan ve su üzerinde, sıçanı, batmadan taşıyabilecek bir mantarın çaprazındaki bir noktadan da sıçanı havuza bıraktığımızda, havuzun tamamında, suyun içinde ve herhangi bir yerinde yüzerken mantarı keşfetmesi ve üzerine çıkması, sıçan için bir çıkış kapısı ve bir kayıt olarak yerini almıştır.

Sıçan, yine aynı havuzun bambaşka bir noktasından tekrar havuza bırakıldığında, aynı çeyrekte bulunan mantarın, birkaç saniye daha hızlı keşfedilmeye başlandığı gözlemlenmektedir. Bu süreç ve tekrar sayısı arttıkça, sıçan, havuzun neresinden suya bırakılırsa bırakılsın, sürenin kısalmasıyla ve doğrudan bulunduğu çeyreğe ve noktaya yüzme biçiminde bir sonuca ulaşmaktadır. Bu durum, sıçanın, mantarın bulunduğu çeyreği ve yeri, öğrenmiş olması değil anımsaması ile ifade edilmektedir.

İkinci aşamada, mantar, havuzun içinden alınır ve sıçan, tekrar farklı çeyreklerden havuza bırakılır. Hangi çeyrekten ve kaç kere suya bırakılırsa bırakılsın, doğrudan, mantarın bulunduğu aynı çeyreğe yüzmekte ve mantarın bulunduğu noktanın etrafında yüzmektedir. Bu daha kapsamlı durum, süreç ve sonuç ise öğrenme ile ifade edilmektedir.

Kaygının ortadan kaldırılması için bilginin yanı sıra, zihnin işleyişinin de bilinmesi, çok belirleyici ve kolaylaştırıcı bir katkı sağlamaktadır. )

(

Konu Açıklama
Morris Su Labirenti/Morris Water Mase Hayvanların öğrenme, bellek ve uzamsal becerilerini değerlendirmek için kullanılan bir davranışsal testtir.
1981 yılında Richard G. Morris tarafından geliştirilmiştir.
Nörobilim ve davranışsal bilimler için standart bir araçtır ve özellikle mekânsal bellek ile ilgili beyin bölgelerinin [örneğin, hipokampus] işlevlerini anlamada önemli bir rol oynar.
Yapı - Büyük, dairesel bir su havuzu.
- Havuzun içinde, su yüzeyinin hemen altında gizli bir platform.
- Su bulanıktır, böylece platform görerek değil dokunarak bulunur.
Amaç - Hayvanın gizli platforma ulaşmasını sağlamak.
- Mekânsal öğrenme ve belleği test etmek.
Kullanım Alanları - Mekânsal öğrenme ve belleği değerlendirmesi.
- Nörolojik bozuklukların incelenmesi (ör. Alzheimer, stres).
- İlaç etkilerinin test edilmesi.
Testin Çalışma Aşamaları Eğitim aşaması: Hayvan platformun yerini öğrenene kadar tankta birkaç kez test edilir.
Test aşaması: Platform kaldırılır veya yeni bir yere yerleştirilir; hayvanın önceki bilgileri kullanma becerisi değerlendirilir.
Ölçülen Parametreler - Platforma ulaşma süresi.
- İzlenen yolun uzunluğu.
- Platform çevresinde geçirilen süre (platform kaldırıldığında).
Avantajlar - Öğrenme ve belleği niceliksel olarak değerlendirme olanağı sağlar.
- Hayvanın doğal yüzme davranışlarını kullanır.
Dezavantajlar - Hayvanlar için suya maruz kalmak stres yaratabilir.
- Uygun araçlar ve teknik bilgi gerektirir.
- Görme engelli hayvanlar için uygun değildir.


Konu Açıklama
Öğrenme ve Anımsama ile İlişkisi Morris su labirenti, mekânsal öğrenme ve uzun süreli belleği ölçmek için kullanılır.

- Anımsama (Hafıza): Test aşamasında platform kaldırıldığında, hayvanın geçmiş deneyimlerini kullanarak platformun konumunu anımsama becerisi ölçülür.
- Öğrenme Süreci: Hayvan, tekrar edilen denemelerle platformun yerini öğrenir ve bu süreç hipokampal işlevleri yansıtır.
- Nörolojik Bozukluklar: Alzheimer, travmatik beyin hasarı gibi durumlarda öğrenme ve bellek bozulmaları bu test ile tespit edilebilir.
Depresyon ile İlişkisi Depresyon, öğrenme, bellek ve bilişsel süreçlerde bozulmalara neden olabilir.

- Stres ve Depresyonun Etkileri: Kronik stres ve depresyon, hipokampus oylumunda azalmaya ve bellek-öğrenme işlevlerinde bozulmaya yol açar.
- HPA Aksı ve Kortizol: Depresyonda artan kortizol düzeyleri hipokampal plastisiteyi olumsuz etkiler, bu da labirent performansının düşmesine neden olur.
- Antidepresan Tedaviler: Antidepresanlar hipokampus üzerindeki nöroplastik etkileri yoluyla bellek ve öğrenmeyi iyileştirebilir. Bu, test performansının artmasıyla gözlenebilir.
)

( Ahmet Çorak'ın Tezi ( .pdf olarak da buradan indirebilir ve okuyabilirsiniz...) | Ahmet Çorak'ın Sitesi )


- ANIMSAMALI!


- ANIMSAMAMAK / ANIMSANMAMASI GEREKENLER
ile/ve/değil/yerine/||/<>/>
ANIMSAMAK / ANIMSAMAMIZ GEREKENLER

( Yaşadığımız, "olumlu"/"olumsuz", "büyük"/"küçük" herşeyi, sürekli anımsasaydık, delirirdik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Bazen/çoğunlukla, bazı "olumlu"/"olumsuz", "büyük"/"küçük" bilgi ve deneyimleri, delirmemek, kendimizi kaybetmemek/korumak, korkmak/korkabilmek ve varoluşumuzun sürekliliği için anımsamamız/anımsayabilmemiz gerekir. )


- ANIMSA(T)MA ile/ve/||/<> ANIŞTIRMA


- ANIMSA(YA)BİLMEDE:
ÖNCELİK ve/||/<> YOĞUNLUK ve/||/<> PEKİŞTİRME


- ANİONİC POLİMERİZASYON ile/||/<> CATİONİC

( Anyonik elektron verici, katyonik elektron çekici. )

( Formül: BuLi İLE BF₃ )


- ANIT ÇINAR AĞACI :

( Bilezikçi Çiftliğinde ve Bahçeköy caddesine yakın bir yerdedir. Ağaç bin yaşın üzerinde çevresi 15 - 20 metre, gövdesi kovuk olup, kovuk kısmı bir salon kadar büyüktür, içinde 25 - 30 kişi girip oturabilmektedir. )


- ANJİOGENEZ İLE METASTAZ İLE EMT ile/||/<> KANSER SÜREÇLERİ

( Kanserin yayılma mekanizmaları. )

( Formül: VEGF → Anjiogenez )


- ANJİOGENEZ ile/||/<> VASKULOGENEZ

( Anjiogenez mevcut tan dal İLE vaskulogenez yeni oluşum. )

( Formül: Dal İLE de novo )


- ANJİYOGRAFİ[Fr.] ile/ve/||/<> ANJİYOKARDİOGRAFİ[Fr.]

( Damarlara opak nesne verildikten sonra elde edilen radyografi. İLE/VE/||/<> Kalp boşlukları ve kalp tabanındaki büyük damarlar radyografisi. )


- ANJİYOLOJİ[Fr.] ile ANJİYOM[Fr.] ile ANJİYOSKOP[Fr.]

( Anatominin dolaşım örgenlerini inceleyen bölümü. İLE Damarların çoğalmasından ileri gelen tehlikesiz ur. İLE Kılcal damarları yerinden çıkarmadan, canlı üzerinde inceleme yapmaya yarayan büyüteç. )


- ANKASTRE[Fr.] değil/yerine/= BİR OYUĞA, YUVAYA YERLEŞTİRİLMİŞ TESİSAT


- ANKET[Fr. < Lat. INQUIRERE] değil/yerine/= SORMACA/SORUŞTURMA


- ANKİLOZ ile/||/<> ANKİLOZAN

( Kaynaşım. İLE/||/<> Kaynaşım yapan. )


- ANKLAV[Fr.] değil/yerine/= BİR DEVLETİN TOPRAKLARINDA, BAŞKA BİR DEVLETE AİT ARSA


- ANKLAV ile EKSKLAV

( Bir devletin toprak parçasının başka bir devletin topraklarıyla çevrelenmesi durumu.[Başka bir ülkenin sınırları içinde yer alan yabancı toprak parçası.][Lesotho, Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından çevrelenmiş bir anklavdır. | Vatikan da İtalya içinde yer alan bir anklavdır.] İLE Bir devletin topraklarının bir bölümünün, başka bir devletin toprakları nedeniyle ana ülkesinden ayrı kalması durumu.[Siyasi olarak bağlı olduğu ülkeye coğrafi açıdan bağlı olmayan toprak parçası.][Nahçıvan, Azerbaycan'a ait bir eksklavdır. | Alaska, ABD'ye ait bir eksklavdır çünkü ABD ile arasında Kanada bulunmaktadır. | Rusya'nın Kaliningrad bölgesi de eksklavdır. (Litvanya ve Polonya tarafından çevrelenmiştir.)] )

( Aynı toprak parçası ve çevreleyen ülke açısındandır. İLE Siyasi olarak bağlı olduğu ülke açısındandır. )

(

Anklav ve Eksklav Örnekleri

Bölge Bağlı Olduğu Ülke Çevreleyen Ülke(ler) Anklav mı? Eksklav mı?
San Marino San Marino İtalya Evet Hayır
Lesotho Lesotho Güney Afrika Evet Hayır
Kaliningrad Rusya Litvanya, Polonya Hayır Evet
Cebelitarık Birleşik Krallık İspanya Hayır Evet
Alaska ABD Kanada Hayır Evet
Ceuta İspanya Fas Hayır Evet
Melilla İspanya Fas Hayır Evet
Vatikandan çevrili Roma (Vatikan anklavı) İtalya Vatikan Hayır Evet
Nakhçivan Azerbaycan Ermenistan, İran, Türkiye Hayır Evet
)


- ANLA! ve/||/<>/> TAMAMLA!


- ANLADIĞIMIZI SANMAK ile/değil/yerine SANDIĞIMIZI ANLAMAK


- ANLADIĞINI SANMAK ile/ve/değil/||/<>/> BOĞMAK(MIŞ)

( Hiçbir ilişki ve süreç, tek taraflı değildir. Onun payı/hataları da ciddi bir orandadır. Tamamen senden dolayı değildir. Kendinde çok fazla "hata/suç/yanlış/yük" aramamak gerek. Pek kolay olamasa da "Bazen olur öyle" deyip geçebilmek, üstünde durmamak gerek... )


- ANLADIM değil PEKİ/Yİ["PİKİ" değil!] / hmmm

( [belirsiz/bilinmeyen bir şeyin sorulması/konuşulması durumunda] Belirsizliğe/bilinmeyene verilecek yanıt, "peki[pekiyi]" ya da "hmmm"dır. )


- ANLADIN MI? ile/değil/yerine ANLATABİLDİM Mİ?


- ANLAK/ZEKÂ ile DENEYİM/TECRÜBE

( Sahip olunan geçmiş eylem bilgilerinin ve sonuçlarının, şimdiki zamanda, uygulanabilir[/pratik] bilgi olarak, hızla ortaya çıkarılabilmesi Zekâ'ya işaret etmez. )

( INTELLIGENCE vs. EXPERIENCE )


- ANLAK/ZEKÂ" ile/ve/değil/||/<>/< BELLEK/HÂFIZA


- ANLAK = ZEKÂ = INTELLECT/INTELLIGENCE[İng.] = ENTENDEMENT/INTELLIGENCE[Fr.] = VERSTAND/INTELLIGENZ[Alm.] = INTELLECTUS/INTELLIGENITIA[Lat.] = INTELIGENCIA[İsp.]


- ANLAM -ile

( İnsanda ve kişide karşılığı bulunmayan şey, anlam değildir. )


- ANLAM:
ALGI/DÜZEN ve/||/<> İMGE


- ANLAM-ANLAYIŞ ile/ve/<> KAVRAM-KAVRAYIŞ

( MEANING-PARADIGM vs./and/<> CONCEPT-COMPREHENSION )


- ANLAM ARAYIŞI ile/ve/<> ANLAM ÇOKLUĞUNA YÖNELME


- ANLAM ARAYIŞI ile/ve/||/<> ANLAM VERME


- ANLAM:
BAĞLAM ile/ve/||/<> TANIM ile/ve/||/<> ÖLÇÜ


- ANLAM BİLİMİ ile DİL BİLİMİ ile YAZIN/EDEBİYAT BİLİMİ ile GÖK BİLİMİ ile HALK BİLİMİ ile İŞ BİLİMİ ile TOPLUM BİLİMİ ile TOPRAK BİLİMİ ile YER BİLİMİ/ARZİYAT

( İlim, gücümüz; iman, kılıcımız; sükût da delinmez zırhımız olsun! )


- ANLAM BOŞLUĞU ile/ve/değil ANLAM YİTİMİ

( [not] MEANING SPACE vs./and/but MEANING LOSS )


- ANLAM (BULMAK/ARAMAK) ve/<> HUZUR


- ANLAM BÜTÜNLÜĞÜ ile/ve PARÇA PARÇA ELE ALIŞ

( MEANING INTEGRITY vs./and HANDLE IN PIECE BY PIECE )


- ANLAM ÇOKLUĞU ile/ve/||/<> ÇAĞRIŞIMSALLIK


- ANLAM GENİŞLEMESİ ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ANLAM "ŞİŞ(İRİL)MESİ"


- ANLAM İYİLEŞMESİ ile/>< ANLAM KÖTÜLEŞMESİ


- ANLAM/KAVRAM:
NİCELİK EVRENSEL ve/||/<> TİKEL ve/||/<> TEKİL


- ANLAM KAYBI ile/ve/<> ANLAM KAYMASI


- ANLAM:
PARÇADA ile/ve/değil/||/<>/> BÜTÜNDE


- ANLAM [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- ANLAM SANATLARI'NDA:
İLHAM ile/ve/<> TEVRİYE[< VERÂ] ile/ve/<> İSTİHDAM ile/ve/<> MUGALATA-İ MANEVİYE ile/ve/<> TENÂSÜB[< NİSBET] ile/ve/<> LEFF Ü NEŞR ile/ve/<> TECÂHÜL-İ ÂRİF[/ÂNE/ÎN] ile/ve/<> HÜSN-İ TA'LÎL[< İLLET] ile/ve/<> SİHR-İ HELÂL ile/ve/<> İRSÂD ile/ve/<> MÜBALAĞA ile/ve/<> TEZAD ile/ve/<> İSTİĞRÂK[< GARK][GULÜVV] ile/ve/<> TEKRÎR[< KERR] ile/ve/<> RÜCÛ ile/ve/<> TEFRÎK[< FARK] ile/ve/<> KAT' ile/ve/<> TERDÎD[< REDD] ile/ve/<> İLTİFÂT ile/ve/<> TELMİH ile/ve/<> İRSÂL-İ MESEL

( İki ya da ikiden fazla anlamı olan bir sözcüğü, bir mısra ya da beyitte tüm anlamlarıyla kullanma sanatı. İLE/VE
Bir mısra ya da beyitte, birden fazla anlamı olan bir sözcüğü, anlamlarından sadece yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kastetme sanatı. İLE/VE
Bir mısra ya da beyitte, bir sözcüğü hem gerçek, hem mecaz anlamlarını kastederek kullanma sanatı. İLE/VE
Anlamı birden fazla olan sözcük ve deyimleri beyitin anlamını değişik biçimlerde açıklanabilecek biçimde kullanma sanatı. İLE/VE
Bir konuyla ilgili birden fazla sözcüğü bir mısra ya da beyitte sıralama amacı gütmeden kullanmak. İLE/VE
Bir beyitte yer alan, birbiriyle ilgili sözcüklerin sıralanmasıyla yapılan edebî sanat. İLE/VE
Bir anlam inceliği yaratmak ya da bir lâtife yapmak amacıyla, bilinmiyormuş ya da başka türlü biliniyormuş gibi gösterme sanatı. İLE/VE
Nedeni bilinen bir olayı, düşsel ya da gerçekdışı ve güzel bir olaya bağlama yoluyla yapılan edebî sanat. İLE/VE
Bir sözcüğü ya da söz öbeğini hem kendinden önceki sözcüklerin sonunda, hem sözcüklerin başında anlamlı olacak biçimde kullanma. İLE/VE
Bir mısranın secî ya da uyağını bir iki sözcükle ima etme sanatı. İLE/VE
Bir sözün etkisini güçlendirmek için bir şeyi abartılı biçimde az ya da çok göstererek ve lâtifeli bir biçimde anlatma. İLE/VE
İki duygu/düşünce/hayal arasındaki birbirine karşıt özellikleri birarada söyleme. İLE/VE
Över gibi görünerek yermek, yerer gibi görünerek övme sanatı. İLE/VE
Söyleyişi güçlendirmek için belirli bir anlamdaki sözcüğü ya da söz öbeğini yineleme sanatı. İLE/VE
Bir sözün anlamını, bir kavramın gücünü pekiştirmek için, o sözden/kavramdan cayar gibi görünüp cayılmış görünen sözü/kavramı daha güçlü biçimde belirtmek. İLE/VE
İki şey arasındaki farkı belirtmek. İLE/VE
Söyleyişin gücünü artırmak için, sözü [mısrayı, satırı] yarıda kesmek. İLE/VE
Sözü, beklenmedik, çarpıcı bir sonuca bağlama sanatı. İLE/VE
Şiirde bir duygulanma ya da duygu değişikliğiyle şiirdeki konuyu değiştirmeden seslenilen kişiyi ya da varolanı değiştirmek. İLE/VE
Bilinen bir olay, kişi ya da nükte, fıkra, atasözünü dolaylı biçimde anlatma, ima etme sanatı. İLE/VE
Bir düşünceyi pekiştirmek amacıyla bir atasözü ya da o değerde bir söz öbeğini alıntılamak/kullanmak. )


- ANLAM TEKLİĞİ ile/ve/||/<> GÖRÜNÜŞ ÇOKLUĞU


- ANLAM VAROLANI ile/ve BİLGİ VAROLANI

( Anlam üretimi varsa. İLE/VE Veri ve bilgi sahibi. )

( Aşkın. İLE/VE Özdeş. )

( İnsan. İLE/VE Beşer. )


- ANLAM VERMEK ile ANLAM YÜKLEMEK


- ANLAM YİTİMİ ile/ve DİRENÇ YİTİMİ

( LOSS OF MEANING vs./and LOSS OF RESISTANCE )


- ANLAM ile/ve ÂLEM


- ANLAM ile/ve ALT ANLAM

( ... ile/ve HIPONOIA )

( MEANING vs./and SUB MEANING )


- ANLAM ile/ve AMAÇ

( MEANING vs./and AIM )


- ANLAM ile/ve/<> AMAÇ


- ANLAM/MA'NÂ ile/ve AMAÇ

( Denilmek istenilen şey. İLE/VE İstenilenin düzenlenmesi. )

( MEANING vs./and AIM )


- ANLAM ile ANLAM VERİCİ

( Ne olmadığını anlamak, anlamaya olanak/ortam yaratır. )


- ANLAM ile/ve/<> ANLAM VERME

( MEANING vs./and/<> TO GIVE MEANING )


- ANLAM ile/ve/||/<>/> ANLAMA ile/ve/||/<>/> ANLAMLANDIRMA


- ANLAM ile/ve/<> ANLAMI ANLAMAK

( MEANING vs./and/<> TO UNDERSTAND THE MEANING )


- ANLAM ile/ve ANLAM'IN ANLAMI


- ANLAM ile/ve/<>/>/< BÜTÜNLÜK

( Anlam, bütünlük gerektirir. )

( Meaning needs integrity. )

( Anlamak, beğenmenin başlangıcıdır. )

( MEANING and/<> INTEGRITY )


- ANLAM ile/ve/değil/||/<> "ÇIKARIM"


- ANLAM ile/ve/> DAYANAK

( MEANING/SENSE vs./and/> SUPPORT )


- ANLAM ile/ve/||/<>/< DEĞER ile/ve/||/<>/< AMAÇ

( "Herkeste, [zannı] var." İLE/VE/||/<>/< "Herkeste var." İLE/VE/||/<>/< Herkeste yok. )

( MEANING and/< WORTH and/< AIM )


- ANLAM ile/ve/<> DERİNLİK

( Anlam, amaca yönelik olandır/olmalıdır. )

( MEANING vs./and/<> DEEPNESS )


- ANLAM ile/ve/değil EŞİK


- ANLAM ile/ve/> ETKİ

( Anlam varsa ifadesi sonsuza kadar gider. )

( MEANING vs./and/> EFFECT )


- ANLAM ve/=/||/<> FARK

( MEAN and/=/||/<> DIFFERENCE )


- ANLAM ile/ve İÇLEM

( ... İLE/VE Bir kavramın çağrıştırdığı kaplama giren niteliklerin ya da taşıdığı özelliklerin tümü. | Bir nesnenin içeriğini oluşturan şey. )


- ANLAM ile/ve/<> İMLEM

( MEANING vs./and/<> TO SYMBOLIZE )


- ANLAM ile/ve/<> İŞLEV

( MEANING vs./and/<> FUNCTION )


- ANLAM ile/ve KAVRAM

( MEANING/SENSE vs./and CONCEPT )


- ANLAM ile KAVRAM

( vs./and/||/<> CONCEPT )


- ANLAM ve KRİZ

( MEANING and CRISIS )


- ANLAM ile/ve/<> MUTLULUK

( MEANING vs./and/<> HAPPINESS )


- ANLAM ile/ve NEDEN/İLLET

( MEANING vs./and REASON )


- ANLAM ile/ve/<> SORUMLULUK

( MEANING vs./and/<> RESPONSIBILITY )


- ANLAM ile/ve/<> TAD

( Bir şeyin anlamı olmazsa, tadı/lezzeti de olmaz. )

( MEANING vs./and/<> EFFECT )


- ANLAM ve/<> TARİH ve/<> DİL

( MEANING/SENSE and/<> HISTORY and/<> LANGUAGE )


- ANLAM ile/ve/<> USTALIK

( MEANING vs./and/<> PROFICIENCY )


- ANLAM ile/ve YORUM

( MEANING vs./and INTERPRETATION )


- ANLAM/A ile/ve/<> ANLAMLANDIRMA

( TO UNDERSTAND vs./and/<> TO GIVE A MEANING )


- ANLAMA = FEHM, İDRAK = UNDERSTANDING, COMPREHENSION[İng.] = COMPRENDRE[Fr.] = DAS VERSTEHEN, HET VERSTAAN[Alm.] = ENTENDER, COMPRENDER[İsp.] = COMPREHENSIO[Lat.] = HE DIANOIA[Yun.] = MEFHUM[Ar.] = DARK[Fars.]


- ANLAMA ile/ve/=/||/<>/> SOYUTLAYABİLME


- ANLAMA ile/ve YORUMLAMA

( TO UNDERSTAND vs./and TO INTERPRET )


- ANLAMA ile YORUMLAMA


- ANLAMA ile YORUMLAMA


- ANLAMA ile/ve YORUMLAYICI ANLAMA


- ANLAMADAN-DİNLEMEDEN (KONUŞMAK)


- ANLAMADIĞI YA DA "BEĞENMEDİĞİ" KARŞISINDA:
(NE DEMEKSE?)
"BEYNİN YANMASI" ile/ve/||/<> "KULAĞIN TIRMALANMASI" ile/ve/||/<> "GÖZÜN KANAMASI"


- ANLAMAK/ANLAMAMAK ile/ve/değil/yerine (EN AZINDAN) BİRAZ BİLGİ SAHİBİ OLMAK


- ANLAMAK ve/||/<>/>/< AKILLANMAK


- ANLAMAK ve/||/<> ANILARI OLMAK

( Ancak, anıları olanlar anlar. )


- ANLAMAK ve/||/<>/>/< BÜYÜMEK


- ANLAMAK ile/ve/> DEĞİŞİM/DÖNÜŞÜM


- ANLAMAK ve/||/=/<> DOĞMAK


- ANLAMAK ile/ve EYLEM

( Eylemin en yüksek biçimi, dildir/sözdür. )

( TO UNDERSTAND vs./and ACTION )

( VERSTEHEN mit/und AKTION/HANDLUNG )


- ANLAMAK ile/ve/değil/yerine/> İÇSELLEŞTİRMEK


- ANLAMAK ile/ve İDRAK ETMEK


- ANLAMAK ile/ve KAVRAMAK

( Anlamaya yardımcı olmak, gerçek yardımdır. )

( TO UNDERSTAND vs./and TO COMPREHEND
Helping to understand is real help. )


- ANLAMAK ve/||/<> UYGULAMAK


- ANLAMAK ile/ve/||/<> "YAKALAMAK"


- ANLAMAK ile/ve YANLIŞ ANLAMA(MA)K

( "MEANING" vs./and (NOT TO) WRONG MEANING )


- ANLAMAK ile "YARGI/LAMAK"

( Nezâketle dinlemek, akıllıca yanıt vermek, dengeli inceleme ve tarafsız karar vermek yargıcın özelliklerindendir. )

( TO UNDERSTAND vs. TO JUDGE/MENT )


- ANLAMAK ve/||/<>/>/< YAŞAMAK


- ANLAMAK ile/ve/||/<>/>/< YORUMLAYARAK ANLAMAK


- ANLAMAK/ANLA(YA)MAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< VERMEK/VER(E)MEMEK


- ANLAMAK/ANLA(YA)MAMAK ile/ve/değil ALGILAMAK/ALGILA(YA)MAMAK


- ANLAMAMAK ile/değil/yerine/>< ANLAMAK

( En ağır yük. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sıfır yük. )

( [not] NOT TO UNDERSTAND vs./but/>< TO UNDERSTAND
TO UNDERSTAND instead of NOT TO UNDERSTAND )


- ANLAMAMAK ile/değil ANLAYAMAMAK ile/değil KENDİNCE/KEYFİNCE ANLAMAK

( Düşünme becerisinin gelişmemiş olması nedeniyle. İLE/DEĞİL Veri yetersizliği/eksikliği nedeniyle. )


- ANLAMAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< "BİLMEMEK / İLGİLENMEMEK / KATILMAMAK"


- ANLAMA(MA)K ile/ve İDRAK ETME(ME)K

( Haller sonsuz sayıdadır. Birini idrak edince hepsini idrak etmiş olursunuz. )

( (LACK OF) MEANING vs./and (NOT) TO COMPREHEND
The aspects are infinite in number. Realise one, and you will realise all. )


- ANLAMAMAK ile İLGİLENMEMEK


- ANLAMAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< İŞİNE GELMEMEK


- ANLAMA(MA)K ile/değil KABUL ETME(ME)K

( [not] (NOT) TO UNDERSTAND vs./but (NOT) TO ACCEPT )


- ANLA(MA)MAK ile KAFANIN BASMA(MA)SI


- ANLAMAMAK ile/ve/değil (KONUYU) "KABUL EDEMEMEK"/KONUYA (VE AYRINTILARINA) "DİRENMEK"

Bugün[17 Kasım 2025]
itibarı ile 35.603 başlık/FaRk ile birlikte,
35.603 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(8/144)