Bugün[17 Kasım 2025]
itibarı ile 35.603 başlık/FaRk ile birlikte,
35.603 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(36/144)


- DNA DİZİLEME ile/||/<> RNA DİZİLEME

( DNA dizileme genom İLE RNA dizileme transkriptom. )

( Formül: Genome İLE transcriptome )


- DNA İLE FİNGERPRİNT İLE TOXİCOLOGY ile/||/<> ADLİ BİLİMLER

( Suç araştırmalarında bilimsel yöntemler. )

( Formül: CODIS: 20 STR locus )


- DNA İLE RNA İLE PROTEİN ile/||/<> SENTRAL DOGMA

( Genetik bilgi DNA→RNA→Protein yönünde akar (sentral dogma). )

( Formül: DNA → RNA → Protein )


- DNA MISMATCH REPAIR[İng.] değil/yerine/= DNA YANLIŞ EŞLEŞME ONARIMI


- DNA ONARIM ile/||/<> DNA REPLİKASYON

( Onarım hasarı düzelt, replikasyon kopyala. )

( Formül: Repair İLE duplication )


- DNA ORİGAMİ İLE PROTEİN DESİGN İLE MOLECULAR MACHİNE ile/||/<> MOLEKÜLER NANOTEKNOLOJİ

( Moleküler seviyede yapı tasarımı. )

( Formül: Rotor İLE piston İLE gear )


- DNA POLİMERAZ ile/||/<> RNA POLİMERAZ

( Primer gerek 3"→5". İLE Primer gerekmez. )

( Formül: Replikasyon İLE transkripsiyon )


- DNA REPLİKASYONU ile/||/<> DNA TAMİRİ

( Replikasyon kopyalama, tamir hata düzeltmedir )

( Formül: S fazı İLE sürekli )


- DNA:
TÜM CANLILAR ile AHTAPOTLAR

( Oldukça gelişmiş beyinleri ve mükemmel seviyede problem çözme becerileriyle omurgasız hayvanların en karizmatik üyeleri olan ahtapotların gen dizilimlerinin öteki tüm canlılardan farklı olduğu ortaya çıktı.

33 bin protein kodlayan gen ile daha önce hiç karşılaşılmamış bir yapıda genoma sahip olduğu ortaya çıkan ahtapotlarla ilgili Chicago Üniversitesi’nden Dr. Clifton Ragsdale şunları söyledi:
"Bu zamana kadar yapılan araştırmalar, 8 kola sahip olan bu canlıların dünya üzerinde yaşayan tüm hayvanlardan farklı bir yapıda olduklarını ortaya çıkardı. Ahtapotlar, müthiş büyüklükte bir beyne ve sıradışı problem çözme yeteneğine sahipler."

Araştırmacılara göre ahtapotun genomu, zıplayan gen adına sahip olan transpozon dizilerine sahip. Kendini genom içinde tekrar düzenleyebilen transpozonun ahtapotlar üzerinde ne gibi bir etki yarattığı henüz net olarak bilinmese de sinir dokularında yüksek seviyede bulunduğunu tespit edilmiş.

Yine Chicago Üniversitesi’nden Caroline Albertin:
"Birkaç değer farkı dışında ahtapotun genomunun yeniden düzenlenmiş bir omurgasızın genomunu andırdığı görülüyor. Bunu, genomu blender’a koyup karıştırmak gibi düşünebilirsiniz. Bu da genlerin farklı bir ortamda yer almalarına sebep oluyor ki bu hiç karşılaşmayı beklediğimiz bir şey değildi" dedi. )


- DNA VİRUS İLE RNA VİRUS İLE RETROVİRUS ile/||/<> VİRÜS TÜRLERİ

( Genetik materyal bazlı sınıflandırma. )

( Formül: RNA → DNA (reverse) )


- DNA YAPISI ile/ve/||/<>/> DNA KARARLILIĞI


- DNA ve/||/<>/> DİZİLEME YÖNTEMLERİ

(

DNA Dizileme Yöntemleri

Yöntem İlke Nasıl Çalışır? Artıları Eksileri
Sanger Dizileme
(1977)(Frederick Sanger ve takımı)
Zincir sonlandırma yöntemi; dideoksinükleotidlerin kullanımı ile DNA sentezinin durdurulması.
  • Tek zincirli bir DNA molekülü çoğaltılır.
  • DNA polimeraz enzimi, nükleotidleri diziyi tamamlamak için ekler.
  • Dideoksinükleotidler (ddNTPs), DNA sentezini durdurur ve farklı uzunluklarda DNA parçaları oluşur.
  • Parçalar jel elektroforezi ya da kapiler elektroforez ile ayrıştırılır.
  • Parçaların boyutuna göre dizilim belirlenir.
  • Yüksek doğruluk.
  • Uzun okuma uzunluğu (~800-1000 baz çifti).
  • Küçük ölçekli projeler için ideal.
  • Yavaş ve maliyetli.
  • Büyük ölçekli genom projelerine uygun değil.
Illumina Dizileme Reversible terminator yöntemi; flüoresan işaretli nükleotidlerin eklenmesi ve kamera ile sinyal kaydı.
  • DNA küçük parçalara bölünür ve adaptörler eklenir.
  • Parçalar cam yüzeyde çoğaltılır (klonal amplifikasyon).
  • Flüoresan işaretli nükleotidler sırayla eklenir ve her adımda kamera ile sinyal kaydedilir.
  • Yüksek doğruluk.
  • Yüksek veri çıktısı.
  • Genom ölçekli dizileme için uygun.
  • Kısa okuma uzunluğu (~150-300 baz çifti).
  • Veri çözümlemesi için güçlü yazılımlar gerekir.
PacBio (SMRT) Dizileme Tek molekül üzerinden gerçek zamanlı dizileme; flüoresan işaretli nükleotidlerin polimeraz etkinliğiyle izlenmesi.
  • DNA polimeraz, DNA'yı doğal ortamında kopyalar.
  • Flüoresan işaretli nükleotidler kullanılır.
  • Okuma, polimeraz etkinliğinin anında kaydedilmesiyle yapılır.
  • Uzun okuma uzunluğu (~10-15 kilobaz ya da daha fazla).
  • Epigenetik modifikasyonların doğrudan tespiti.
  • Yüksek hata oranı (biyoinformatik düzeltme gereklidir).
  • Maliyetlidir.
Oxford Nanopore Dizileme DNA'nın nanoporlardan geçirilmesi sırasında elektriksel sinyal değişikliklerinin kaydedilmesi.
  • DNA molekülü nanopordan geçerken her baz farklı bir elektrik sinyali üretir.
  • Sinyaller çözümlenerek dizilim oluşturulur.
  • Çok uzun okuma uzunlukları (milyon baz çiftine kadar).
  • Taşınabilir araçlarla hızlı dizileme.
  • Gerçek zamanlı çözümleme olanağı.
  • Daha düşük doğruluk (öğrenme algoritmaları ile düzeltilir).
  • Yüksek başlangıç maliyeti.

Sanger Dizileme ve Yeni Kuşak Dizileme Karşılaştırması

Özellik Sanger Dizileme Yeni Kuşak Dizileme (NGS)
Hız Yavaş Çok hızlı
Doğruluk Yüksek Yüksek (bazı platformlarda daha düşük olabilir)
Okuma Uzunluğu ~800-1000 baz çifti ~150-15.000+ baz çifti (platforma bağlı)
Kapasite Küçük ölçekli projeler için uygun Tüm genom projeleri için uygun
Maliyet Büyük projeler için daha yüksek maliyet Büyük projelerde daha düşük maliyet
Kullanım Alanı Gen doğrulama, küçük gen bölgeleri Genomik çözümleme, transkriptom, epigenom
)


- DNA ile/||/<> KRİSTALOGRAFİ

( DNA X-ışını kristalografisi İLE Fotoğraf 51 )

( Rosalind Franklin tarafından 1952 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1920-1958) (Ülke: İngiltere) (Alan: Biyoloji, Kimya) (Önemli katkıları: DNA X-ışını kristalografisi) )


- DNA ile/||/<> RNA

( DNA çift sarmal kalıtsal bilgi İLE RNA tek zincir protein sentezidir )

( Formül: Deoksiriboz İLE riboz )

( James Watson ve Francis Crick tarafından 1953 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1916-2004) (Ülke: İngiltere) (Alan: Biyoloji) (Önemli katkıları: DNA çift sarmal yapısı) (Nobel: 1962) )


- DNA ile/||/<> SARMAL

( DNA çift sarmal yapısının keşfi )

( James Watson tarafından 1953 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1928-) (Ülke: ABD) (Alan: Biyoloji) (Önemli katkıları: DNA çift sarmal yapısı) (Nobel: 1962) )


- DOBRA/LIK ile/ve/değil/||/<>/> KABA/LIK


- DOBRAS -ile

( Sao Tome'nin para birimi.[1$ = 17 Dobras] )


- DOÇENT değil/yerine/= BİLGEN


- DOĞ, HAYDAR (GÖNEN; 1881 - 1955) :

( Genç yaşta İğneada'ya yerleşti. İstanbul'un işgalinden sonra Trakya'da kurulan Trakya Paşaeli Müdafaa - ı Hukuk Cemiyetine katıldı. Bu cemiyet Anadolu Müdafaa - ı Hukuk Cemiyeti ile birleşerek Anadolu ve Rumeli Müdafaa - ı Hukuk Cemiyeti adını aldı. Milli Mücadele sonrası İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. İstanbul'a gelerek Sarıyer/Yenimahalle'ye yerleşti ve orman ürünleri ticareti ile uğraştı. 1949'da ticaret hayatından çekildi. Sarıyer Yoksulları Koruma Yurdu (1932) ve Sarıyer Spor Kulübü (1940) kurucularındandır. Her iki Dernekte başkan olarak görev yaptı. )


- DOĞA ARAŞTIRMALARI ile/ve DOĞA FELSEFESİ ile/ve DOĞA BİLİMİ ile/ve DOĞAL TÜZE(HUKUK)

( Doğadaki olguları toplama. İLE/VE Bu olguların nedensel bağlarını tespit etme. İLE/VE Bu olguların "nasıl"lıklarını tespit etme. )

( Tekilleri araştırmak. İLE/VE/||/<> Hareket ve sükûn nedenlerini araştırmak. İLE/VE/||/<> Deneysel verileri, matematikselleştirerek araştırma. )


- DOĞA ARAŞTIRMALARINA YÖNELİK FARMAKOLOJİ ile KİMYACILARIN FARMAKOLOJİSİ


- DOĞA (DÜZENİ) ile/ve TOPLUM (DÜZENİ)

( Madenler, bitkiler ve hayvanlar.[MEVÂLİD-İ SELÂSE] İLE/VE İnsan. )

( Olan. İLE/VE Oldurulan/olmayan. )


- DOĞA, İNTİKAMINI ALIR değil DOĞA, SON SÖZÜ SÖYLER


- DOĞA:
"MİRAS" (ATALARDAN) değil ÖDÜNÇ (ÇOCUKLARIMIZDAN)


- DOĞA NESNELERİ ile/ve/değil KÜLTÜR NESNELERİ


- DOĞA:
ÖZ ve/||/<> BİÇİMİN BİRLİĞİ


- DOĞA [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- DOĞA TARİHİ MÜZESİ

( www.mta.gov.tr sitesini ve müzesini özellikle görmenizi ve incelemenizi öneririz. )


- DOĞA VAROLANI ile/ve/değil/yerine EYLEM VAROLANI (OLMAK)


- DOĞA VAROLANI ile/ve/<> SONRA/NIN VAROLANI

( Hayvan. İLE/VE/<> İnsan. )


- DOĞA ve/<> BİLGİ ve/<> KILAVUZ

( Rahman. VE Rahmet. VE Rahim. )


- DOĞA ile/ve/değil DOĞA NESNELERİ


- DOĞA ile/ve/<> DOĞALLIK

( Aşılamaz! İLE/VE/<> Aşılabilir [ve fakat aşılmadığı oranda da isabet kaydedilir.] )


- DOĞA ve/||/<>/> DOYA DOYA


- DOĞA ile/ve/||/<>/< DUYU


- DOĞA ile/ve/||/<>/> EKİN

( Uzam/mekân. Döngüseldir.[zaman yoktur] İLE/VE/||/<>/> Süreç ve zaman üzerinedir. )

( Uzam. İLE/VE/||/<>/> Dönüştürülmüş doğa. )

( NATURE vs./and/||/<>/> CULTURE )


- DOĞA ile/ve ETKİ

( Bilinçli deneyimlerin bütünlüğü doğadır. )

( Her canlının öteki canlıdan farklı bir değerler dizisi vardır. )

( Doğa, kolayı değil en kolayı tercih eder. )

( NATURE vs./and EFFECT/IMPACT )


- DOĞA ile/ve/||/<>/> EYLEM

( Koşullu. İLE/VE/||/<>/> Koşulsuz. )

( NATURE vs./and/||/<>/> ACTION )


- DOĞA ile/ve GEREKSİNİM

( Kişileri, dilin seslerini çıkarmaya iten, doğadır. İLE/VE Şeylerin adlarının ortaya çıkmasını sağlayan, gereksinimlerdir. )

( CIK CIK ile/ve IH IH )


- DOĞA ve/=/<> HAREKET VE SÜKÛNUN İLKESİ

(
HAREKET ve İLKESİ | TEK YÖNLÜ           | ÇOK YÖNLÜ
İrâdesiz
                       | Unsur(Doğa)           | Bitki(Bitkisel Nefs)
İrâdeli                          | Felek[Felekî Nefs]   | Canlı[Hayvanî Nefs]   )


- DOĞA ve/<> İLKE ve/<> İNSAN

( NATURE and/<> PRINCIPLE and/<> HUMAN )


- DOĞA ve/>/ve/<> İMGE ve/>/ve/<> SİMGE

( NATURE and/> IMAGE and/<> SYMBOL )


- DOĞA ile/ve/> İNSAN

( Geleceği olmaz. İLE/VE/> Geleceği vardır. )

( Seni attan ve ottan ayıran özelliklerin olmalı! )

( Sadece kişi, ötesine geçebilir fakat üstüne çıkamaz. )

( İkisi de en zordur ve en sondur. )

( Kişiler, kendi amaçları olduğunu sansalar bile, bilmeden, doğanın amacına doğru hareket ederler. )

( NATURE vs./and/> HUMAN )


- DOĞA ve/<> KÜLTÜR

( Birincil düzen/doğa. VE/<> İkincil düzen/doğa. )

( Işığı, gölgeyle terbiye eden. VE/<> Noktayı, virgülle devam ettiren. )


- DOĞA ve/||/<> MANTIK ve/||/<> TİN


- DOĞA ile/ve/||/<>/> NEFS


- DOĞA ile/>< TARİH

( NATURE vs./>< HISTORY )


- DOĞA ile/ve/||/<> TARİH

( Hepimizin[tüm varolanların] mekânı. İLE/VE/||/<> Kişinin mekânı. )

( Mekânda dışsallaşan. İLE/VE/||/<> Zamanda dışsallaşan. )


- DOĞA ile/ve TARİH/TOPLUM DÜNYASI

( Süreklilik. İLE/VE Süreksizlik. )


- DOĞA ile/ve/= TÜMEL AHLÂK


- DOĞA ile/ve/||/<> YAKIN DOĞA

( Varolan. İLE/VE/||/<> Gövdemiz. )


- DOĞA ile/ve/||/<> YAŞAM

( Aynı. İLE/VE/||/<> Ayrı. )

( Doğru. İLE/VE/||/<> Yanlış. )

( NATURE vs./and/||/<> LIFE )


- DOĞACILIK/"DOĞASEVERLİK":
[ne yazık ki]
BAHÇE/DE İSE ile/ve/değil/yerine/||/>< ORMAN/DA İSE

( Çoğunlukta. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Azınlıkta. )

( Bilgisizlik ve bilinçsizlikte. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Bilgi ve bilinçlilikte. )


- DOĞAÇLAMA ile KOMPOZİSYON


- DOĞAÇLAMA ve/=/<> MANEVİ BAĞ

( Doğaçlama, kişinin kendi manevi bağıdır. )


- DOĞADA/BİLİMDE:
ÖMRÜ değil YARI ÖMRÜ


- DOĞADA, "BÜTÜN VARLIKLAR" değil TÜM VAROLANLAR

( Vucud = Varlık ve Mevcud = Varolan ayrımı. )


- DEĞİŞİM ve GELİŞİM:
DOĞADA ile/ve/||/<>/> EKİNDE ile/ve/||/<>/> DEVLETTE ile/ve/||/<>/> ALTYAPIDA ile/ve/||/<>/> TİCARETTE ile/ve/||/<>/> MODADA ile/ve/||/<>/> TEKNOLOJİDE

( Milyonlarca yılda. İLE/VE/||/<>/> Binlerce yılda. İLE/VE/||/<>/> Yüzyıllarda. İLE/VE/||/<>/> Onlarca yılda. İLE/VE/||/<>/> Yıllarda. İLE/VE/||/<>/> Aylarda. İLE/VE/||/<>/> Günlerde. )


- OLASILIK:
DOĞADA/DEVİMDE/NESNELERDE ile/ve/||/<>/> DAVRANIŞTA/EYLEMDE(KİŞİDE) ile/ve/||/<>/> ZİHİNDE/DÜŞÜNCEDE/SÖZDE


- DOĞADA / VERİLİ VAROLANDA:
3 KEZ VERİLİ VAROLAN ile/ve 2 KEZ VERİLİ VAROLAN ile/ve 1 KEZ VERİLİ VAROLAN

( İnsan. İLE/VE Hayvan. İLE/VE Bitki ve nesne/ler. )

( Kendini kendine konu kılabilen. İLE/VE Güdü(m)lü. İLE/VE Âtıl. )

( Yer değiştirebilen bir merkezlilikte. İLE/VE Merkezsiz. İLE/VE Merkezsiz. )


- DOĞADA:
"YASALAR" değil GÜÇLER


- DOĞADA ile/ve/<> İNSANDA

( İnsan yoktur. İLE/VE/<> Doğa vardır. )


- DOĞADA/BİLİMDE:
KARARSIZ değil YARI KARARLI/LIK


- DOĞAL AHLÂK ile/ve AKLÎ AHLÂK ile/ve ŞER'Î AHLÂK

( NATURAL MORALS vs./and MENTAL MORALS vs./and MORALS OF LAW )


- AHLÂK:
DOĞAL ile/ve/||/<>/> EKİNSEL ile/ve/||/<>/> TARİHSEL


- DOĞAL BAĞIŞIKLIK ile/||/<> KAZANILMIŞ BAĞIŞIKLIK

( Doğal hızlı-spesifik değil, kazanılmış yavaş-spesifik )

( Formül: TLR tanıma İLE Antikor üretimi )


- DOĞAL BESLENMEDE:
MESAFE ile/ve/||/<> ZAMANLAMA ile/ve/||/<> TOHUM ile/ve/||/<> KAYNAK ile/ve/||/<> İŞLEME ile/ve/||/<> SAĞLIK ile/ve/||/<> CANLILAR

( Yakın. İLE/VE/||/<> Döngüsel. İLE/VE/||/<> Yerli. İLE/VE/||/<> Aracısız. İLE/VE/||/<> Organik/zehirsiz. İLE/VE/||/<> Dirimsel çeşitlilik. )


- DOĞAL BİLİNÇ ile/ve/<> EYTİŞİMSEL BİLİNÇ


- DOĞAL BİLİNÇ ve/||/<> ÖZ BİLİNÇ


- DOĞAL DEĞİŞİM ile YAPAY/SUNİ DEĞİŞİM

( NATURAL ALTERATION vs. ARTIFICIAL ALTERATION )


- DOĞAL DİLLER ile BİÇİMSEL/FORMEL DİLLER ile ALAN DİLLERİ


- DOĞAL DURUM:
"DURMAK" değil HAREKET


- DOĞAL GÖSTERGE/LER ile/ve/||/<>/> YAPAY GÖSTERGE/LER


- DOĞAL İLE KAZANILMIŞ ile/||/<> BAĞIŞIKLIK TÜRLERİ

( İki temel bağışıklık sistemi. )

( Formül: IgG > IgA > IgM > IgE > IgD )


- DOĞAL İLE TAM İLE RASYONEL İLE GERÇEL ile/||/<> SAYI KÜMELERİ

( Sayı kümelerinin genişleme hiyerarşisi: ℕ ⊂ ℤ ⊂ ℚ ⊂ ℝ )

( Formül: ℕ ⊂ ℤ ⊂ ℚ ⊂ ℝ ⊂ ℂ )


- DOĞAL İLE TAM İLE RASYONEL İLE REEL İLE KOMPLEKS ile/||/<> SAYI KÜMELERİ

( Matematikteki temel sayı sistemleri. )

( Formül: i² = -1 )


- DOĞAL KORUNMA YÖNTEMLERİ ile/ve/||/<>/> BILLINGS YÖNTEMİ

(

Billings Yöntemi Servikal Mukus Değişiklikleri

Dönem/Faz Servikal Mukus Özellikleri Duyu ile Algılanışı / Gözlemlenen Değişiklikler Yorum / Anlamı
Âdet Sonrası / Düşük Doğurganlık Dönemi
  • Az miktarda mukus bulunur.
  • Mukus genellikle koyu renkli, viskoz ve opaktır.
  • Parmaklarda yapışkan, nemsiz bir duyu.
  • Çok belirgin esneklik yoktur.
Doğurganlık düşüktür; yumurtlama uzak, rahim iç ortamı henüz doğurganlığa uygun duruma gelmemiştir.
Yumurtlamaya Hazırlık Dönemi
  • Mukus oranı artmaya başlar.
  • Mukusun kıvamı hafifçe incelir, kremsi ve biraz daha saydam duruma gelir.
  • Parmaklarda daha nemli, hafif kaygan bir duyu yaşanır.
  • Esneklik artmaya başlar.
Doğurganlık artmaktadır; gövde yumurtlamaya hazırlanır ancak henüz en verimli özelliklere ulaşmamıştır.
Yumurtlama(Fertil) Dönemi
  • Mukus oranı en yüksek seviyeye çıkar.
  • Tamamen şeffaf, bol, esnek ve ince ip biçiminde uzayabilir.
  • Parmaklarda belirgin biçimde esnek ve kaygan bir duyu verir.
  • İnce ip gibi çekilebilir.
Doğurganlık doruktadır. Bu dönem, sperm için en uygun ortamı sunar ve yumurtlamanın gerçekleştiğini, yumurtanın bağımsız bırakıldığını gösterir.
Yumurtlamadan Sonraki Dönem / Doğurganlık Düşüşü
  • Mukus oranı azalır.
  • Mukus, yeniden koyulaşır, yapışkanlaşır ve opaklaşır; esneklik, belirgin biçimde kaybolur.
  • Parmaklarda tekrar yapışkan, nemsiz ve esneklikten yoksun bir duyu verir.
Doğurganlık azalır; bu durum, yumurtlamadan sonra gövdenin doğurganlığı azaltmaya yönelik hazırlık sürecinde olduğunu gösterir.
)


- DOĞAL KÜRESELLEŞME ile/ve/||/<> YÖNLENDİRİLEN KÜRESELLEŞME


- DOĞAL NESNELER ile/ve GEOMETRİK NESNELER

( Şekil. İLE/VE Suret. )


- DOĞAL OLANI O/ŞU/BU ile/ve/değil/yerine DENGELİ/UYUMLU OLANI O/ŞU/BU


- DOĞAL OLANLARIN:
REDDİ, YOK SAYILMASI değil/yerine DENETİM ALTINDA TUTULMASI


- DOĞAL OLARAK ile/ve/değil/yerine KENDİLİĞİNDEN


- DOĞAL OLMALI!


- DOĞAL SEÇİLİM İLE YAPAY SEÇİLİM İLE CİNSEL SEÇİLİM ile/||/<> EVRİM MEKANİZMALARI

( Evrimsel değişimi yönlendiren üç seçilim türü. )

( Formül: w = 1 - s (fitness) )


- DOĞAL SEÇİLİM ile/ve/||/<> EŞEYSEL SEÇİLİM


- DOĞAL SEÇİLİM ile/||/<> GENETİK SÜRÜKLENME

( Seçilim adaptif yönlü, drift rastgele. )

( Formül: Fitness İLE şans )


- DOĞAL SEÇİLİM ile/||/<> YAPAY SEÇİLİM

( Doğal çevre baskısı, yapay insan seçimidir )

( Formül: Evrim İLE ıslah )


- DOĞAL SEMERE ile UYGAR/MEDENÎ SEMERE

( Doğal. İLE Antlaşma ya da yasalar ile belirlenmiş. )

( SEMERE: Meyve. | Yarar, verim. | Sonuç. | Bir şeyden elde edilen gelir. )


- DOĞAL VE ZORUNLU ile DOĞAL AMA ZORUNLU DEĞİL ile NE DOĞAL, NE DE ZORUNLU

( Doğal Hal'de, "Ben şuyum, ben oyum" yoktur. )

( There is no 'I am this', 'I am that', in the natural state. )

( NATURAL AND COMPULSORY vs. NATURAL BUT NOT COMPULSORY vs. NEITHER NATURAL, NOR COMPULSORY )


- DOĞAL/TABİÎ YAŞAM/ÖMÜR ile ÖMR-Ü SÂNİ

( ... İLE Yapıt bırakanların yaşamı. )


- DOĞAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOĞAYA UYUMLU


- DOĞAL ile/değil "GELİŞTİRİLMİŞ/OLUŞTURULMUŞ"


- DOĞAL ile MEŞRÛ

( NATURAL vs. LEGAL )


- DOĞAL ile/ve/değil/||/<>/>/< OLMASI GEREKEN


- DOĞAL ile/ve/değil TARİHSEL


- DOĞAL ile/değil TARİHSEL


- DOĞAL ile/ve/||/<>/> TİNSEL ve TOPLUMSAL


- DOĞALLIK ile/ve/||/<> İÇTENLİK

( ... İLE/VE/||/<> Kanıta gereksinimi olmayan doğallık. )


- DOĞAL/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<> KENDİLİĞİNDEN/LİK


- DOĞALLIK ile/ve/<> KENDİLİK

( NATURALNESS vs./and/<> SELF-NESS )

( ZIRAN ile/ve/<> ... )


- DOĞAMIZA UYGUN OLAN/OLMAYAN ile/ve/<> "YARAYAN"/"YARAMAYAN"


- DOĞAN/ATMACA/SAKR[Ar.] ile ZAĞANOS/BÎSER/BÎSERE[Fars.]


- DOĞAN, OKTAY (MERSİN, 1950) :

( İlkokulu ve ortaokulu Mersin'de, lise ve yüksek okulu İstanbul'da okudu. 1972'de kamuda memuriyete başladı ve 2015 yılında emekli oldu. Sarıyer Spor Kulübü basketbol takımında oynadı. Üyesi olduğu Sarıyer Spor Kulübünde bir dönem (2007/2008) Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaparken uzun yıllar da Denetleme Kurulu Üyesi olarak vazife aldı. Bir süre memur sendikalarında da görev yaptı. Sarıyer Spor Kulübü Divan Kurulu Üyesi olup, 1940 Sarıyerli Sporcular Derneği üyesidir. Bu dernekte yönetim kurulu üyesi olarak uzun yıllar görev yaptı ve halen başkanlık görevini (2019 itibariyle) devam ettirmektedir. )


- DOĞAN ile DOĞAN GÖRÜNÜMLÜ ŞAHİN


- DOĞANEVLER KOCATEPE CAMİİ :

( Reşitpaşa mahallesinin Doğanevler semtinde inşâ edilen bir cami olup, tarihi özelliği yoktur. )


- DOĞANEVLER PARKI :

( Reşitpaşa Mahallesindedir. 215,98 m²'lik bir alanı kapsar, 50,81 m²'lik yeşil alanı, 69,15 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )


- DOĞANIN AŞILMASI ve/<> BEŞERİLİĞİN AŞILMASI

( Tarih ile. VE/<> İnsan olmakla. )


- DOĞANIN/NESNELERİN OKUNMASINDA:
DİL ile/ve/<> MATEMATİK ile/ve/<> İLİŞKİSEL ile/ve/<> DİL-MATEMATİK KESİŞİMİNDEN


- DOĞANIN:
"YARATMASI" değil BARINDIRMASI


- DOĞASI" değil YAPISI VE İŞLEYİŞİ


- DOĞAÜSTÜ = FEVK-AT-TABİA = SUPERNATURAL[İng.] = SURNATUREL[Fr.] = ÜBERNATÜRLICH[Alm.]


- DOĞAYA DOĞAN ile/ve/değil/||/<>/> YAŞAMA DOĞAN

( Behaim["hayvan"]. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Beşer/İnsan. )

( Yaşam, yaşamla beslenir. [Doğada bu süreç zorunluludur, toplumda ise gönüllü olmalıdır.] )

( Yaşamın tamir edemediğine ölüm son verir. )

( [not] TO BORN IN NATURE vs./and/but TO BORN IN LIFE
What life cannot mend, death will end. )


- DOĞA'YA DOĞAN ile/değil YAŞAM'A DOĞAN

( Behaim[hayvan]. İLE/DEĞİL İnsan. )


- DOĞAYA YAKIN OLMALI!


- DOĞAYI BİLMEK ile/ve DOĞA AYNASINDA, KENDİNİ BİLMEK


- DOĞDUĞUMUZ YER ile/ve/değil/yerine/> DOYDUĞUMUZ YER ile/ve/değil/yerine/> DOLDUĞUMUZ YER


- İNAK/DOGMA ile/ve BELİRLENİM

( DOGMA vs./and DETERMINATION )


- DOGMA ile DOĞMA


- DOGMA[Yun.] değil/yerine/= İNAK


- DOĞMAMIŞ ÇOCUĞA DON BİÇMEK ile/değil DEREYİ GÖRMEDEN, PAÇALARI SIVAMAK


- DÖĞME ile/değil DÖVME

( Döğülüp kabuğu çıkartılmış buğday, yarma. | Kepeği alınan buğdaydan yapılan pilav. | Ahlat, armut gibi yemişlerin tokmakla ezilerek kurutulmuşu. | Ceviz, dut kurusu, fındık, pestil, şekeri birlikte döğerek yapılan yiyecek. | Kadınların yüzünün iki yanına takılan altın süs. | Buğdayın ıslatılarak taş altında kabuklarından ayırt edilen biçimi. | Dayanıklı odun, kaim odun. | Bakır ya da sarı levhaları çekiçle biçimlendirme işi. [Alm. getriebene Arbeit] İLE [ne yazık ki] Dövme durumu, vurma, "pataklama, sopalama". | Isıtılarak dövülerek biçim verilmiş metal nesne. | Dövülerek yapılan. | Yarma. )


- DOĞRU BİLDİĞİNİ YAPMAK ile/değil CANININ İSTEDİĞİNİ YAPMAK [değil/yerine/daha iyisi YAPMAMAK]


- DOĞRU-DÜRÜST[Fars.] ile/değil/yerine/||/<> DOĞRU-DÜZGÜN


- DOĞRU DÜŞÜNME ile/ve/<> DOĞRU İSTEME

( Kazandığın zaman pişman olacağın, kaybettiğin zaman üzüleceğin şeyleri isterken dikkatli olmak gerek. )

( Bir şey iyi olduğu için istenmez, istendiği için iyidir. )

( RIGHT THINKING vs./and/<> RIGHT REQUESTING )


- DOĞRU DUYU/HİS ile/ve NASIL ÖĞRENİLECEĞİNİ BİLMEK

( Doğru hisse sahip olan, nasıl öğreneceğini bilir. )

( RIGHT SENSE vs./and TO KNOW HOW TO LEARN )


- DOĞRU İŞ"İ YAPMAK ile/ve/||/<>/< İŞİ DOĞRU YAPMAK

( Us. İLE/VE/||/<>/< Anlık/bilgi. )


- DOĞRU İŞİN YAPILMASI ile/ve/<> İŞİN, DOĞRU YAPILMASI

( Etkililik. İLE/VE/<> Etkinlik. )


- DOĞRU OLAN ile/ve OLMASI GEREKEN

( WHICH IS RIGHT vs./and HAS TO BE )


- DOĞRU SEÇİM ile/ve/<> DENGELİ TÜKETİM


- DOĞRU SORULARIN YANITLARI ile/ve/||/<> DOĞRU YANITLARIN SORULARI


- DOĞRU SÖYLEYEN ile/değil/yerine/ya da/>< "ÇOK İYİ YALAN SÖYLEYEBİLEN"


- DOĞRU/YANLIŞ! SÖYLÜYORSUN! değil DOĞRU!/YANLIŞ!


- DOĞRU SÖYLÜYORSUN yerine SÖYLEDİĞİN SÖZ DOĞRU


- DOĞRU TUTUŞ ile/ve/<>/>/< DOĞRU DURUŞ


- DOĞRU-YANLIŞ YOK/TUR! ile/değil/ya da [BAĞLAMINDA ve GÖRELİ OLARAK] DOĞRU-YANLIŞ OLMAZ/OLMAYABİLİR

( Doğru-yanlış, bir şeyin ne olmadığı ve olmayacağı üzerine buluşmak olduğundan, olan/lar, olabilecek/ler üzerine kullanıl(a)maz/değildir! )


- DOĞRU-YANLIŞ ile DOĞRU-YALAN

( RIGHT-WRONG vs. TRUE-FALSE )


- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil/yerine EN AZ YANLIŞ

( Bazen/bazı durum/konu/olaylarda, doğru ya da yanlış üzerinden değil, en az yanlışı düşünerek[hesaplayarak, göze alarak] hareket etmek, karar almak durumunda/zorunda kalabilir/olabilirsiniz. )


- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil GEÇERLİ/GEÇERSİZ

( [not] TRUE/FALSE vs./and/but VALID/INVALID )


- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil İDEOLOJİK TUTUM

( [not] TRUE/FALSE vs./and/but IDEOLOGICAL ATTITUDE )


- DOĞRU/YANLIŞ ile İYİ/KÖTÜ ile GÜZEL/ÇİRKİN/YÜCE

( Genelde kötü ve iyi, bir âdet ve gelenek meselesidir ve sözcüklerin nasıl kullanıldığına göre, ya sakınılır ya da hoş karşılanır. )

( Mükemmel olmayanı, mükemmel olan uğruna seve seve fedâ edersek, iyi ve kötü "tartışmaları" artık olmayacaktır. )

( Kötülük, hiçbir zaman hem iyiliği, hem de kendini tanıyamaz; iyilikse eğitildikçe zamanla hem kendine, hem de kötülüğe ilişkin bilgilerle donanır. )

( YÜCE: Fizik ya da metafizik güçlerden koruyan. )

( Usually the bad and the good are a matter of convention and custom and are shunned or welcomed, according to how the words are used. )

( RIGHT/WORNG vs. GOOD/BAD vs. NICE[/BEAUTIFUL]/UGLY )


- DOĞRU/YANLIŞ ile İYİ/KÖTÜ ile GÜZEL/ÇİRKİN/YÜCE


- DOĞRU ile AÇIORTAY

( ... İLE Bir açısal bölgeyi, ölçüleri birbirine eşit olan iki açısal bölgeye ayıran doğru. )


- DOĞRU ile/ve/||/<>/> ÇAP

( RIGHT/TRUE vs./and/||/<>/> DIAMETER )


- DOĞRU ile/||/<> DOĞRU PARÇASI

( Doğru sonsuz İLE doğru parçası sınırlıdır )

( Formül: Sonsuz İLE [A ileB] )


- DOĞRU ile/ve/yerine/değil GEREKTİĞİ GİBİ

( Eğer doğru ise başka türlü olamaz. )

( Doğru kendini öne sürmez, o sahtenin sahte olarak görülmesi ve reddedilmesinde yatar. Zihin sahte olan tarafından kör edilmişken doğruyu aramak yararsızdır. Doğru olanın sezilebilmesi için önce sahtenin tamamen temizlenip yok edilmesi gerekir. )

( RIGHT vs./and TO BE REQUIRED/NEEDED )


- DOĞRU ile HAYIRLI


- DOĞRU ile/ve/değil/yerine/||/<> KISMEN DOĞRU


- DOĞRU ile/değil SABİT(E)

( [not] RIGHT vs./but CONSTANT )


- DOĞRU = TRUE[İng.] = VRAI[Fr.] = WAHR, RICHTIG[Alm.] = VERUS[Lat.] = VERDADERO[İsp.]


- DOĞRU ile/ve/<> TÜMEL


- DOĞRU ile/ve YANLIŞ

( Amacına yakınlaş(tır)mak. İLE/VE Amacından uzaklaş(tır)mak. )

( RIGHT/TRUE vs./and WRONG/FALSE )


- DOĞRU ile YANLIŞ

( Doğru/nun kullanım/ı ile. İLE Yanlış/ın kullanım/ı ile. )

( Ne doğrular var, adamı, yoldan eder;
Ne yanlışlar var, insanı, adam eder. )


- DOĞRUCA (ÜZERİNE) BAKIŞ ile/yerine SÜREGİDEN BAKIŞ

( DIRECT LOOKING vs. LOOKING PERIODICAL
LOOKING PERIODICAL instead of DIRECT LOOKING )


- DOĞRUCU ile DOĞURUCU


- DOĞRUDAN >< DOLAYLI ile/ve/||/<> KOŞULLU >< KOŞULSUZ


- DOĞRUDAN KAYIP ile DOLAYLI KAYIP

( Herşeyi kaybetmekle, gerçekten herşeyi kazanmış olursunuz. )

( Asla kaybedilmemiş olan asla bulunamaz. )

( DIRECT LOSS vs. INDIRECT LOSS
By losing all you gain all.
What was never lost can never be found. )


- DOĞRUDAN SEN ile/ve/<> DOLAYLI SEN

( Kendin. İLE/VE/<> Çocuğun. )


- DOĞRUDAN SÖYLEMEK ile AÇIK AÇIK SÖYLEMEK/KONUŞMAK

( TO SAY DIRECTLY vs. TO SAY/TALK FRANKLY/OPENLY )


- DOĞRUDAN YARDIM ile/değil/yerine DOLAYLI YARDIM

( Politikacıdan gelir. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilgelerden gelir. )


- DOĞRUDAN ile SONRADAN


- DOĞRUDANLIK ile/ve/<> BİRE BİR


- DOĞRUDUR ile DOĞRU DUR!


- DOĞRULAMA, OLUMLAMA = TAHKİK = VERIFICATION[İng.] = VÉRIFICATION[Fr.] = VERIFIKATION[Alm.] = VERIFICACION[İsp.]


- DOĞRULAMAK ile/ve/<> DOLDURMAK


- DOĞRULAMAK ile/ve/değil KANITLAMAK

( [not] TO VERIFY vs./and/but TO PROVE )


- DOĞRULAMAK = VERIFY[İng.] = VÉRIFIER[Fr.] = VERIFIZIEREN[Alm.]


- DOĞRU-LAMAK ile YANLIŞ-LAMAK

( TO VERIFY vs. ... )


- DOĞRULUK İLE KESİNLİK İLE DUYARLILIK ile/||/<> ANALİTİK PARAMETRELER

( Doğruluk gerçek değere yakınlık, kesinlik tekrarlanabilirlik, duyarlılık ise en küçük ölçüm kabiliyetidir. )

( Formül: Hata = |Xölçülen - Xgerçek| )


- DOĞRULUK:
TUTARLILIK ile/ve/değil/||/<>/< UYGUNLUK


- DOĞRULUK ve/||/<>/>/< AŞK

( Kalemimiz olsun. VE/||/<>/>/< Mürekkebimiz olsun. )


- DOĞRU/LUK ile/ve/değil GEÇERLİ/LİK

( [not] RIGHT/RIGHTEOUSNESS vs./and/but VALID/VALIDITY )


- DOĞRULUK = HAKİKAT = TRUTH[İng.] = VÉRITÉ[Fr.] = WAHRHEIT, RICHIGKEIT[Alm.] = VERITAS[Lat.] = ALÉTHEIA[Yun.] = VERDAD[İsp.]


- DOĞRULUK ve/||/<> İYİLİK ve/||/<> YÖN(ELİM)/İSTİKÂMET

( Hak ve hakikatte. VE/||/<> Eylemde. VE/||/<> Davranışta. )

( el-SIDK fi'l-HAKK ve/||/<> el-HAYR fi'l-AMEL ve/||/<> el-İSTİKAMET fi'l-AHVAL )


- DOĞRU/LUK ile/ve KESİN/LİK

( STRAIGHT/NESS vs./and DEFINITE/NESS )


- DOĞRU/LUK ile/ve/> UYGULANABİLİR/LİK


- DOĞRU/LUK ile YANLIŞ/LIK

( Yanlış, "gücünün artmasıyla" hiçbir zaman doğru duruma geçmez/geçir(t)ilemez. )

( RIGHT/TRUE (HONESTY) vs. WRONG/FALSE )


- DOĞRULUK ile/ve/||/<>/>/< YARDIM


- DOĞRULUM/YÖNELİM ile KEMOTROPİZM ile YEREDOĞRULUM ile SUYA DOĞRULUM ile IŞIĞA DOĞRU EĞİLİM ile ISI KAYNAĞINA YAKLAŞMA

( DOĞRULUM/YÖNELİM: Bitki ve hayvanların, besin, ısı gibi uyarıcıların etkisi ile bu uyarıcılara ya da tersine yer değiştirmeleri. İLE KEMOTROPİZM: Kimyasal maddelerin etkisiyle bitkilerde görülen, maddeye doğru ya da ters yöne yönelme durumu. İLE YEREDOĞRULUM: Bitkilerde kök ve sapların, yerçekimi etkisi ile belirli bir doğrultu alma özellikleri. İLE SUYA DOĞRULUM: Bitkilerin suya doğru eğilimi. İLE IŞIĞA DOĞRU EĞİLİM (Fototaksi, ışık göçüm): a) Bir hücrelilerde birdenbire aydınlanma sonucu görülen tepkime. | b) Bitki gövdelerinin ışığa doğru dönmeleri. İLE ISI KAYNAĞINA YAKLAŞMA: Bir ısı kaynağına yaklaşma ya da uzaklaşma. )

( TROPISM vs. CHEMOTROPISM vs. GEOTROPISM vs. HYDROTROPISM vs. PHOTOTROPISM vs. THERMOTROPISM )


- [ne yazık ki]
DOĞRU OLDUĞUNU BİLDİĞİN HALDE, YAPMAMAK ile/ve/<> YANLIŞ/HATALI/EKSİK OLANI, BİLMENE KARŞIN, YAPMAK


- DOĞRU/SÂDIK ile/ve/değil/yerine OLDUĞU GİBİ

( Doğru, gün gibi âşikârdır. )

( RIGHT vs./and AS WHAT IT IS )


- DOĞRUSAL HAREKET ile/ve DAİRESEL/DÖNGÜSEL HAREKET

( HAREKET-İ MÜSTAKİME ile/ve HAREKET-İ MÜSTEDİRE )


- DOĞRUSAL ZAMAN ANLAYIŞI ile/ve/<> DÖNGÜSEL ZAMAN ANLAYIŞI

( LINEAR TIME PARADIGM vs./and/<> VICIOUS CIRCLE TIME PARADIGM )


- DOĞRUSAL ile ÇEVRİMSEL


- DOĞRUSAL ile/||/<> DOĞRUSAL OLMAYAN

( Doğrusal sistemler süperpozisyon ilkesine uyarken İLE doğrusal olmayan sistemler uymaz )

( Henri Poincaré tarafından 1890 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1854-1912) (Ülke: Fransa) (Alan: matematik) )


- DOĞRUSUN!/YANLIŞSIN! değil DOĞRU!/YANLIŞ!


- DOĞRUYA DOĞRU ile DOĞRU'YA DOĞRU

( Bir doğru karşısında başka bir doğru daha. İLE Doğrunun bulunması ve bilinmesi yolunda/yönünde. )


- DOĞRUYA EN YAKIN ile/ve YANLIŞTAN EN UZAK

( THE CLOSEST TO THE STRAIGHT vs./and THE FAREST FROM THE FALSE )


- DOĞRU/YETKİN DAVRANIŞ/EYLEM(SÂLİH AMEL):
BARIŞ ve/<> KURTULUŞ[KURTARICI EYLEM]

( Kendinle. VE/<> Hizmetle/eylemle. )


- DOĞRUYSA ile/ve/değil/yerine NE KADAR DOĞRUYSA


- DOĞRUYU SÖYLEME ZORUNLULUĞU ile/ve/değil/||/<> GÜVENİLİRLİK

( Hukukçular, güvenilir kişilerdir; ancak, doğruyu söylemek zorunda değillerdir. )


- DOĞRUYU SÖYLEMEK, HER ZAMAN DOĞRU DEĞİLDİR değil HER DOĞRUYU, HER ZAMAN VE HER YERDE SÖYLEMEMEK GEREK

( "Doğruyu söylemek, her zaman doğru değildir" diyenler, kendileri için "en yararlı olabilecek" yanlışı söylemek için en uygun zamanı bekleyenlerdir... )


- DOĞRUYU ÜRETMEK ile/ve/değil/||/<> DOĞRULANMIŞI ÜRETMEK


- DOĞU FELSEFESİ ile/ve/değil DOĞU BİLGELİĞİ/İRFÂNI


- DOĞU/MAŞRIK[Ar. < ŞARK] ile MAĞRİP/MAĞRİB[Ar. < GARB]

( DOĞU, GÜNEŞİN DOĞDUĞU TARAF )


- DOĞUCU ile/ve/değil/yerine/||/>< DOĞULU


- DOĞUM PSİKOZU ile/ve/<>/> LOHUSA SENDROMU

( )


- DOĞUM/ÖLÜM TARİHİ ile/ve/değil KAYIT TARİHİ


- DOĞUM VE ÖLÜM:
1'ER KERE ile/ve/değil/<>/> 2'ŞER KERE

( [doğum] Anadan. İLE/VE/DEĞİL/<>/> Babadan. )

( [ölüm] Ölünce. İLE/VE/DEĞİL/<>/> Ölmeden önce. )

( Beşer. İLE/VE/DEĞİL/<>/> İnsan. )


- DOĞUM ve/> BÜYÜME ve/> GELİŞİM

( Aşk ile. VE/> Şevkât ile. VE/> Muhabbet ile. )

( İSTİHLÂL[Ar. < HİLÂL]: Çocuğun doğar doğmaz ağlamaya başlaması. )

( TELAHHUM[Ar. < LAHM]: Semirme, etlenme. )

( TERBİYE[Ar.< RÜBÜV]: Besleyip büyütme, beslenip büyütülme. | Eğitim. | Görgü. | Alıştırma. | Hafif cezalandırma. | Bazı yemeklere konulan limon, sirke, salça gibi şeyler. | Alıştırma.[hayvan] | Tavsiye, kayırma, koruma. )


- DOĞUM ile DOĞUŞ


- DOĞUM ile/ve/değil EŞİK


- DOĞUM ile/ve/=/:/<> EVRENDOĞUM

( İNSAN! )


- DOĞUM ile/ve GELİŞİM


- DOĞUM ile LAMAZE DOĞUM


- DOĞUM ile TÜREME


- DOĞUM ile/ve/||/<>/> YAŞAM ile/ve/||/<>/> ÖLÜM

( [öncelik-sonralık] ... İLE/VE/||/<>/> Vardır. İLE/VE/||/<>/> Söz konusu bile değildir. )

( ... İLE/VE/||/<>/> Esneklik. İLE/VE/||/<>/> Sertlik. )


- DOĞURMAK ve/||/<>/> DOYURMAK | ile/ve/değil/||/<>/> YOĞURMAK


- DOĞURMAK >< ÖLÜM

( Doğurmayan ölür. )


- DOĞUŞ ile/ve/<> BİÇİMLENİŞ

( BIRTH vs./and/<> TO SHAPE UP )


- DOĞUŞ ile ORTAYA ÇIKIŞ


- DOĞUŞTAN BAĞIŞIKLIK ile/||/<> ADAPTİF BAĞIŞIKLIK

( Doğuştan doğuştan nonspesifik, adaptif öğrenilen spesifik. )

( Formül: Natural İLE acquired )


- DOĞUŞTAN HUYLAR ile YAPAY/SUNÎ HUYLAR ile ALACA

( HULKUN MATBU'UN ile TAHALLUKUN MASNU'UN ile Kötü huy. )

( VİLÂDÎ[Ar.]/CONGÉNITAL[Fr.]: Doğuştan. )

( ŞÎME[Ar.]: Huy, tabiat. )


- DOĞUŞTAN/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİLİĞİNDEN/LİK


- DOKANIR değil DOKUNUR


- DOKANMAK" değil DOKUNMAK


- %99,73 (ve üzeri):
DNA babalık tayini eşiği. -ve


- DOKTOR ile DOKTRİN

( Hekim. İLE Öğreti. )


- DOKTOR ile/ve (SÜREKLİ) TALEBE/ÖĞRENCİ

( Ancak doktorasını tamamlayan kişi öğrenciliğe tam olarak başlamış kişidir. )


- | DOKTOR ile HEKİM | ile/ve/değil/yerine TABİP

( | Fakültelerin bölümleri üzerine doktora yapmış kişi. Akademik bir derecenin adı. | Öğretme yeterliliği. İLE Hikmet sahibi. Doğruyu, yanlıştan ayırabilen kişi. | Tıp fakültesi öğrenimi/eğitimi almış pratisyen ya da eğitimini devam ettirmiş tüm hekimler. [Doğrudan doktora[Doktor] unvanı verildiğinden ve bu sıfatının öne geçirilmesinden dolayı doktor adı yerleş(tiril)miştir. | İLE/DEĞİL/YERİNE Tıp/tababet bilimiyle/ilmiyle uğraşan, insan gövdesiyle ilgili bilgiye sahip kişi. )

( | ... ile ... | ile/ve/değil/yerine BİCİŞK/BİZİŞK )


- DOKTRİNEL ile/<> DİDAKTİK


- DOKU ve KOKU/TAT ile/ve/||/<> DUYU(İŞİTME ve GÖRÜ/GÖRME)


- DOKU ile ÖZEK DOKU/PARANKİMA[Yun.]

( ... İLE Selülöz çeperleri kalınlaşmamış, odunlaşmamış olan, değişik görevler yapan gözelerin oluşturduğu doku. )


- DOKU ile PEKDOKU

( ... İLE Selülöz çeperleri değişik kalınlıkta gözelerden oluşan, dalların dik durmasını sağlayan doku. )


- DOKU ile SERTDOKU

( ... İLE Bitkilerde, diken, kabuk gibi sert bölümleri oluşturan, odunlaşmış destekdoku. )


- DOKU ile SÜNGER DOKU

( ... İLE Yaprağın alt yüzünde bulunan, seyrek gözeli, gözenekli ve az klorofilli özek doku. )


- DOKU ile YAĞDOKU

( ... İLE Gövdede, yağ tabaklarını oluşturan doku. )


- DOKUMA ve/||/<>/>/< OKUMA


- DOKÜMAN[Fr., İng. < DOCUMENT]["DÖKÜMAN" da değil!] değil/yerine/= BELGE


- DOKUN(DUR)MAK ile/||/<> DEĞ(DİR)MEK


- DOKUNAKLI ile/ve/||/<>/< DÜŞÜNDÜRÜCÜ/DUYGUSAL


- DOKUNARAK ile/ve/değil/yerine/||/<> YOKLAYARAK


- DOKUNMA COŞKUSU/TUTKUSU ile/ve/değil/yerine/<> GÖRME COŞKUSU/TUTKUSU


- DOKUNMA!:
ÖZELİNE ve/||/<> ÖZÜRÜNE ve/||/<> KUTSALINA


- DOKUNMA ve/||/<>/> YOĞRULMA


- DOKUNMAK ile/ve/||/<> ANLAMAK

( TO TOUCH vs./and/||/<> TO UNDERSTAND )


- DOKUNMAK ile/ve/||/=/<> ANMAK


- DOKUNMAK ile/ve/değil DEĞİNMEK

( Fiziksel. İLE/VE/DEĞİL Zihinsel/kavramsal. | Bağlantı kurmak, ilişkiye geçmek. )


- DOKUNMAK ile/ve DUYUMSAMAK/HİSSETMEK

( TOUCHING vs./and FEELING )

( SPARSA ile/ve ... )

( ... ile/ve QINGGAN[çoğ.: Hisler] )


- DOKUNMALI!


- DOKUNMUŞLUK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BİLMEK (VE UYGULAMAK)


- DOKUNULABİLİR/LER ile/ve/değil/yerine/||/<> GÖZLE(MLE)NEBİLİR/LER

( MELMÛS[< LEMS | çoğ. MELÂMÎS] ile/ve MERSÛD[< RASAD] )


- DOKUNULMAZ/LIK ile/değil/yerine AYRICALIK/LI


- DOKUNULMAZLIK ile/ve/değil/yerine KORUMA


- DOKUNUM ile DOKUNUŞ

( Çevremizdeki nesnelerin, sıcaklık/soğukluk, sertlik/yumuşaklık gibi niteliklerini, derimiz aracılığıyla bildiren duyarlık yeteneği. İLE Dokunmak eylemi ya da biçimi. | Dokuma ipliklerinin çaprazlama biçimi. )

( LAMİSE ile TEMAS )


- DOLANA KADAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/> OLANA KADAR

( Nicelik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Nitelik. )


- DOLANAN ile/değil DOLAŞAN


- DOLANDIRICI ile/değil KALPAZAN

( ... İLE/DEĞİL Sahte para basan ya da piyasaya süren kişi. | Yalan ve hile ile iş gören kişi. )


- DOLANDIRICI ile TAVCI

( ... İLE Birini kandırarak, yüze gülerek aldatan kişi. | Yurt dışından geldiğini söyleyerek üzerindeki değeri düşük altın ya da mücevherleri çok değerli gösterip dolandırıcılık yapan kişi. )


- DOLANDIRMAK ile DOLANDIRMAK

( Üçkağıt. İLE Uzatmak. )


- DOLANDIRMAMALI!

Bugün[17 Kasım 2025]
itibarı ile 35.603 başlık/FaRk ile birlikte,
35.603 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(36/144)