M ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 35.603 başlık/FaRk ile birlikte,
35.603 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(127/144)
- TEŞRİH ile TEŞBİH
- TEŞRÎH[Ar. < ŞERH | çoğ. TEŞRÎHÂT] ile TEŞRÎHÎ[Ar.] ile TEŞRÎ/Î(LEGISLATIVE)[Ar.]
( Açma, yayma, etraflıca şerh etme/edilme. | Dilim dilim, parça parça kesme. | Bir ölü gövdesini kesip parçalara ayırma. Otopsi. | Anatomi. | İskelet. İLE Anatomiye özgü, anatomiyle ilgili. İLE Yasa ile, yasa ile ilgili. )
- TEŞRİHHANE[Ar. + Fars.] ile DERSLİK
( Otopsi yapılan yer. | Tıp fakültelerinde anatomi dersi yapılan yer. )
- TEŞRİK[Ar.] ile/ve/||/<> MÜŞTEREK[Ar.]
( Yaptığı bir işe birini ortak etmek. İLE Ortak. | Ortaklaşa, el birliğiyle yapılan/hazırlanan. | Ortaklaşa kullanılan. | Ortaklaşa, birlikte. )
- TEŞRÎK[Ar. < ŞARK] ile TEŞRÎK[Ar. < ŞİRK]
( Işıklandırıp parlatma. İLE Ortak/şerîk etme. | Allah'a ortak koşma. )
- TEST ile/ve/değil/||/<>/< CHECK
- TESTİ ile/ve KUMKUMA[Ar. < KUMKUME]
( ... İLE/VE Küçük testi. | Kötü, olumsuz bir özelliği kendinde fazlasıyla toplayan kişi, olay, olgu ya da yer. )
- TESTİCİLER SOKAK :
( Çayırbaşı mahallesi sokaklarındandır. Çömlekçiler sokağının arka tarafında bulunan bu sokakta eskiden Testici imalathaneleri bulunuyordu. Bu nedenle bu sokağa da "Testiciler Sokak" adı verilmiştir. )
- TESTİS-İ ile/değil TESTİ-Sİ
( Şu sayrının erbezi/testisi. İLE/DEĞİL Şu su/şerbet testisi. )
- TESTLERDE:
POZİTİF ile/ve NEGATİF
( Bulunmuşsa/varsa. İLE/VE Bulun(a)mamışsa/yoksa. )
( Anlamlandırması/yorumlaması, beklenilen/aranılan şeyin karşılığına göre değişir. [ur/bakteri vb. için bakılmışsa pozitif çıkması olumsuzdur/kötüdür fakat gebelik, aşının tutması vb. için bakılıyorsa pozitif çıkması olumludur/iyidir.] )
( POSITIVE vs./and NEGATIVE : ON TESTS )
- TEŞVİK ETMEK ile/değil ÇANAK TUTMAK
- TEŞVİK ile/ve/<> CEVAZ
- TESVÎK[Ar. < SEVK] ile TESVÎK[Ar. < MİSVÂK]
( Sürme, ileri gitme. İLE Dişleri, misvâk ile temizleme. )
( İSTİNÂN: Dişleri, macunla ya da tozla temizleme. )
- TEŞVİK-İ MESAİ değil TEŞRİK-İ MESAİ/İŞBİRLİĞİ
- TEŞVÎŞ[< ŞEVEŞE] ile KARIŞTIRMA, BULANDIRMA
( KARIŞTIRMA, KARMAKARIŞIK ETME, KARIŞIKLIK )
- TESVİYE/Cİ/LİK değil/yerine/= DÜZLEME/Cİ/LİK
- TESYÎL[Ar. < SEYL] ile TESYÎR[Ar. < SEYR]
( Sel gibi akıtma/akıtılma. | [kimya] Sert bir cismi, akıcı duruma getirme. İLE Yürütme, yürütülme. | Gönderme/gönderilme, yollama/yollanma. )
- TETABBU'[Ar. < TETABBUÂT] ile TETÂBU'[Ar. < TEBA | çoğ. TETÂBUÂT] ile TETEBBU'[< TEBA | çoğ. TETEBBUÂT]
( Tabiatlanma. İLE Aralıksız, birbiri ardından gelme. İLE Bir şeyi etraflıca tetkik etme, mahiyetini anlamaya çalışma, kapsamlı inceleme, bir şey hakkında geniş bilgi edinme. )
- TETÂBUK[Ar. < TIBK] değil/yerine/= UYMA, UYGUN GELME, UYGUN DÜŞME, KARŞILIK GELMESİ
- TETAHHUL[Ar.] ile TETAHHUR[< TEHÂRET, TUHR/TUHUR | çoğ. TETAHHURÂT]
( Dalak şişmesi. İLE Temizlenme. )
- TETANOZ/TETANOS[Fr.] değil/yerine/= KAZIKLI HUMMA
( İnsan ve hayvan gövdesine açık yaralardan giren, genellikle toprakta, gübrede yaşayan bir basilin yol açtığı, kasların sürekli ağrılı kasılmasıyla kendini gösteren ateşli ve tehlikeli bir hastalık. )
- TETİK ile TETİK
( Ateşli silahlarda ateşlemeyi sağlamak için çekilen küçük parça. İLE Çabuk davranan, çevik, dikkatli, uyanık. | Dikkat ve özen gerektiren, nazik. )
- TETİKLEME ile KIŞKIRTMA
( TRIGGER vs. PROVOKE )
- TETİKLEME ile/değil YANKILANDIRMA
- TETİKLEMEK ile KÖRÜKLEMEK
- TETİKLE(N)ME ile/ve DÖNÜŞÜM
- TETİKTE" OLMAK/KALMAK ile/ve/||/<> TEYAKKUZ
- TETRAHEDRAL İLE OKTAHEDRAL İLE KARE DÜZLEM ile/||/<> KOORDİNASYON GEOMETRİLERİ
( Metal kompleks şekilleri. )
( Formül: sp³ İLE sp³d² İLE dsp² )
- TETT ile/ve/||/<>/> STT/SKT
( Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi İLE/VE/||/<>/> Son Tüketim Tarihi/Son Kullanım Tarihi )
- TEVAFFUK[Ar. < VEFK] ile TEVÂFUK[Ar. < VEFK | çoğ. TEVÂFUKÂT]
( Başarma, muvaffak olma. İLE Uyma, uygun gelme. )
- TEVÂFUK ile TEVÂRÜS
- TEVAKKİ[Ar.] değil/yerine/= SAKINMA, KORUNMA, ÇEKİNME
- TEVAKKUF[Ar.] değil/yerine/= DURMA, DURAKLAMA | BAĞLI/İLGİLİ OLMA
- TEVÂLÎ[Ar. < VELY] ile TEVÂRÎ
( Birbiri ardından gelme, arası kesilmeksizin devam etme, sürme. İLE Bir şeyin arkasına saklanıp görünmez olma, gizlenme. )
- TEVÂLÜD[Ar. < VELED] ile TEVÂRÜD[Ar. < VÜRÛD]
( Doğma, doğurma. İLE Arka arkaya gelme, her yandan gelip birikme. | İki şairin, birbirinden habersiz olarak aynı dize[mısrâ] ya da iki dize[beyit] söylemesi/yazması. )
- TEVÂRÎ[Ar. < VERÂ] ile TEVÂRÎH[Ar. < TÂRİH]
( Bir şeyin arkasına saklanıp görünmez olma, gizlenme. İLE Tarihler. )
- TEVÂRÜS[Ar. < VERÂSET] ile/ve/> TEMELLÜK[Ar. < MELK/MÜLK] ile/ve/> TEMESSÜL[Ar. < MİSL] ile/ve/> TERCÜME[Ar. < TERCEME] ile/ve/> TELİF[Ar. < ÜLFET] ile/ve/> TEKELLÜM[Ar. < KELÂM]
( Birinden miras kalması, mirasa konma. | Kalıtım yoluyla birinden ötekine geçme. İLE/VE/> Kendine mâl etme. İLE/VE/> Benzeşme. | Özümleme. İLE/VE/> Çeviri. İLE/VE/> Birleştirmek. İLE/VE/> Dile getirmek, anlatmak, söylemek. )
- TEVÂTÜR ile ŞÂYİA
( ... İLE Yayılmış haber, yaygın olan, söylenti. )
- TEVÂTÜR ve/< TEBLİĞ
( Herşeyin senedi olması gerekmez. Tebliğ ve tevâtür de yeterlidir/geçerlidir. )
- TEVÂZÛ ("ETME[ME]K") ile/değil TENEZZÜL (ETME[ME]K)
( Küçük gibi görülen tenezzül makamı, saltanat makamından daha yüksektir. )
- TEVÂZÛ GÖSTERMEK ile TEVÂZU GÖSTERİSİNDE BULUNMAK
- TEVÂZU'[< VAZ (çoğ. TEVÂZUÂT)] değil/yerine/= ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK (GÖSTERME)
( ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK (GÖSTERME) )
- TEVÂZÛ ile DAAT
- TEVÂZÛ ile/ve HİKMET
- TEVÂZÛ ile SAFÂ'[Ar.]
( ... İLE Saflık, berraklık. | Kişinin kendine ve başkasına iltifat etmediği hali. )
( ... İLE Bazı kabullerde, ilim ve iltifat tecellinin tertemiz olmasına engeldir. Telvin[< LEVN Ar.(: renk verme, boyama)] bu ilim ve iltifattır. )
- TEVÂZÛ ile/değil/< TEFÂHÜR[< FAHR)
- TEVÂZU'[Ar. < VAZ | çoğ. TEVÂZUÂT] ile TEVAZZU'[Ar.] ile TEVAZZUH/TAVAZZUH[Ar. < VUZÛH | çoğ. TETEBBUÂT]
( Alçakgönüllülük (gösterme). İLE Konulma, konuluş. İLE Açıklanma, açıklığa kavuşma, aydınlanma. )
- TEVÂZÜN[< VEZN] değil/yerine/= TARTIDA BİR OLMA, DENK OLMA, DENGEDE BULUNMA
- TEVBE ile İ'TİZÂR
( Tövbe, işlenmiş bir günah ya da suçun bir daha işlenmeyeceğine dair verilen söz. | Kulun, sahf bir kalple Hakk'a yönelmesi, tekrar günah işlememeye ahd etmesi. İLE Özür dileme, bir şeyin, kendinden uzaklaştırılması. )
- TEVBÎH ile TEKDÎR ile MUÂHEZE[< AHZ | çoğ. MUÂHEZÂT]
( Azarlama, paylama. | Memurlara uygulanan bir disiplin cezası. İLE Bulandırma. | Kederlendirme. | Azarlama. | Öğrenciye verilen ve siciline işlenen bir cezâ. İLE Azarlama, paylama, çıkışma, darılma. | Tenkîd. )
( ... İLE Tevbîhten daha ağırdır. )
( Nush ile uslanmayanı, etmeli tekdîr
Tekdîr ile uslanmayanın hakkı kötektir! )
- TEVCÎH[< VECH] değil/yerine/= ÇEVİRME, YÖNELTME, DÖNDÜRME | SÖZ ATMA, BAKMA | ANLAM VERME, YORUMLAMA | RÜTBE, MEVKİ VERME
- TEVCÎH[AR. < VECH] ile/ve/||/<> TEVDÎ[AR. < VED]
( Çevirme, yöneltme, döndürme, söz atma, bakma, anlam verme, yorumlama, rütbe/mevki verme. İLE Bırakma, emânet etme, vedâlaşma. )
- TEVDÎ (ETMEK) ile/ve/||/<> HAVÂLE (ETMEK)
( Bırakma, emânet etme. | Vedâlaşma. İLE/VE/||/<> Bir işi bir başkasının sorumluluğuna bırakma, ısmarlama, devretme. | Banka, postane vb. aracılığıyla gönderilen para. | Postane, banka vb. aracılığıyla para gönderildiğinde gönderenle alacak olanın adları ve para miktarı yazılı kâğıt, havale kâğıdı, havalename. | Genellikle çocuklarda görülen, ateşli ya da ateşsiz olan çırpınma nöbetleri. | Bir arsayı çevirmek, kapamak için çekilen perde ya da duvar. | Yüksek ve büyük bir görünüşü olma. )
- TEVDÎ[Ar. < VED] değil/yerine/= BIRAKMA, EMÂNET ETME | VEDÂLAŞMA[Ar.]
- TEVECCÜH[< VECH] değil/yerine/= ÇEVRİLME, YÖNELME, DOĞRULMA | BİR YERE DOĞRU HAREKET ETME | GÜLERYÜZ GÖSTERME, YAKINLIK DUYMA | HOŞLANMA, SEVGİ | NASİP VE MÜYESSER OLMA
- TEVECCÜH değil/yerine/= GÜLERYÜZ/İLGİ
- TEVEKKELÎ[Ar.] değil/yerine/= NEDENSİZ, BOŞ YERE/BOŞUNA
- TEVEKKÜL ve/||/<> AŞK
- TEVEKKÜL ve/||/<> İHLÂS
- TEVEKKÜL ile/ve/<> İTİMAT
- TEVEKKÜL ve/||/<>/> RIZÂ ve/||/<>/> SABIR
( Ulaşamadığına gösterdiğin. VE/||/<>/> Ulaştığına gösterdiğin. VE/||/<>/> Kaybettiğine gösterdiğin. )
- TEVEKKÜL ile SABIR
- TEVEKKÜL ve (SONRASINDA DEĞİL!)
- TEVEKKÜL ve/||/<>/> TEVEKKEL
( Herhangi bir işte elinden geleni yapıp daha sonrasını Allah'a bırakma. VE/||/<>/> Bazı/çoğu şeyi oluruna bırakan. )
- TEVEKKÜL ve/||/<>/< TEVHİD
- TEVELLU'[Ar.] ile TEVELLÜH[Ar. < VELEH | çoğ. TEVELLÜHÂT]
( Sevme, aşk ve ilginin oluşması. İLE Şaşakalma. )
- TEV'EM[Ar.] ile İKİZ | EŞ, BENZER
( İKİZ )
( EŞ, BENZER )
- TEVESSÜL ile/ve/||/<> TENEZZÜL
- TEVETTÜR[Ar. < VETR/VİTRET] değil/yerine/= GERİLME, GERGİN DURUMA GERME | GERİLİM
- TEVFİK FİKRET (İST. 1867) :
( Rumelihisar hayranı olup, burada ikamet etmiştir. Esas adı Mehmet Tevfik'tir. Edebiyat - ı Cedide şairidir. Galatasaray Lisesini birincilikle bitirdi. Mezuniyetten sonra Hariciye Vekâletinde (Dışişleri Bakanlığı) bilahare de Maarif (Milli Eğitim) Kalemi'nde çalıştı. Yüksek Ticaret Okulu'nda Fransızca ve Türkçe dersler verdi. Şiir yarışmalarına katıldı ve birincilikler kazandı. 1894'te Malumat Gazetesi kurucuları arasında yer aldı. Aynı yıl Galatasaray Lisesinde (Mekteb - i Sultani) öğretmenliğe başladı. Okuldan 1895'te ayrıldı fakat bir yıl sonra Robert Kolej'de Türkçe öğretmenliğine atandı. 1896'da Servet - i Fünun Dergisinde görev yapmaya başladı. Servet - i Fünun topluluğunun ve akımının yaratılmasında öncü oldu ve bu hareketin adına Edebiyat - ı Cedide adı verildi. Bu ekolde kendisi ile birlikte; Halit Ziya, Cenap Şahabettin, İsmail Safa, Mehmet Rauf, Samipaşazade Sezai, Hüseyin Cahit, Ahmet Şuayip, Hüseyin Siret gibi isimler bulunuyordu. 1897 Osmanlı –Yunan Savaşı sırasında yurt ve ulus sevgisini işleyen şiirler yazdı. Sultan Abdülhamit'in baskısına karşı çıkar, yazılar ve şiirler yazar, bu nedenle gözaltına alındı ve sürekli izlendi. 1900 yılında ilk kitabı olan Rubab - ı Sikeste (Kırız Saz) yi yayımladı. 1902'de kız kardeşini, 1905'te babasını kaybedince, babasının Aksaray'daki evini satarak Rumelihisarı'nda planlarını kendi yaptığı ve ölene kadar oturduğu Aşiyan isimli köşkü yaptırdı. 1908 Meşrutiyetin ilanında memnun olur ve Tanin Gazetesini arkadaşları ile birlikte çıkarır. Gazete bir süre sonra baskıcı rejim kuran İttihat Terakkinin sözcüsü haline gelince gazeteden ayrıldı. 1909'da Galatasaray Lisesine Müdür oldu. Fakat Maarif Nazırının (Milli Eğitim Bakanının) yetkilerine müdahale etmesi üzerine istifa ederek ayrıldı ve Robert Kolej öğretmenliğe başladı. Balkan ve Trablusgarp savaşlarında yorgun çıkan Osmanlıların Almanya'nın saflarında sava girmesine karşı çıkar. Bu nedenle siyasetçilerle arası açılır. Yazdığı şiirlere Mehmet Akif tarafından karşılık verilir. Tevfik Fikret Mehmet Akif çatışması günümüze kadar yankı yapar. Gençliğinde verem hastalığı ile boğuştu, yaşlılığında da böbreklerinden rahatsızlandı ve ölmeden önce "...Dünyada şimdi ben dahi bir fazla sikletim" mısralarını yazdı ve 19 Ağustos 1915'te öldü. Eyüp'teki aile mezarlığına gömüldü. Vasiyeti üzerine 1961'deki doğum yıldönümünde mezarı Aşiyana taşındı.. İkamet ettiği Aşiyan isimli evi ölümünden sonra müze haline getirildi. Eserleri: Rubab - ı Şikeste, Trih - i Kadim, Haluk'un Defteri, Rubabın Cevabı, Şermin ve Hasta Çocuk'tur. İsimleri sayılan kitaplara girmeyen şiirlerini (Rubabın Cevabı, Tarih - i Kadim, Doksan Beşe Doğru ve diğerleri) Cevdet Kudret tarafından 1952'de yeniden derlenip yayınlandı. )
- TEVFİK FİKRET ile/ve/||/<>/> ATATÜRK
( Kimseden ümmîd-i feyz etmem, dilenmem perr-ü-bâl
Kendi cevvim, kendi eflâkimde kendim tâirim,
İnhinâ tavk-ı esâretten girandır boynuma;
Fikri hür, irfanı hür, vicdânı hür bir şâirim.
(Kimseden bir yarar ummam ben, dilenmem kol kanat.
Kendi boşluk, kendi gökkubbemde kendim gezginim.
Bir eğik baş, bir boyunduruktan ağırdır boynuma;
Fikri hür, irfânı hür, vicdanı hür bir şairim.)
Tevfik Fikret )
( )
- TEVFİKAN[Ar.] değil/yerine/= UYARAK, UYGUN OLARAK, ...'E GÖRE
- TEVFİKAT:
TAM ile/ve/değil/yerine/<> KISMÎ
( Ayrıntılarını okumak için burayı tıklayınız... )
- TEVHİD:
EYLEMDE ve ÖLÜMDE
- TEVHÎD[< VAHDET] ile/ve/<> MÜNÂCÂT[< NECV]
( Klasik Türk dînî şiir müziğinde bir biçim. Güftesinin konusu Allah'ın birliğidir. Allah'ın tevhîd ve azameti hakkındadır. İLE/VE/<> Allah'a dua etme, yalvarma. | Allah'a dua konulu manzûme. Divan Edebiyatı'nda, Tanrı'yı öven koşuk türü ya da koşuğun bir bölümü. )
- TEVHÎD ve/< ADÂLET ve/< MUHABBET
- TEVHİD ile/ve AMEL
( İlimlerin amacı. İLE/VE Amellerin amacı. )
( Amellerin en hayırlısı, az da olsa sürekli olandır. )
( Tevhid insan üzerinedir. )
- TEVHÎD değil/yerine/= BİREŞİM
( Ayrımları/nı gösteren birlik. )
( BİR KILMA, BİR ETME, BİRLEŞTİRME | BİR SAYMA, BİR OLARAK BAKMA, BİRLİĞİNE İNANMA | ALLAH'IN BİRLİĞİNE İNANMA | "LÂİLÂHE-İLL-ALLAH"(KELİME-İ TEVHİD) SÖZÜNÜ TEKRARLAMA )
- TEVHİD ile/ve/||/<> FITRAT
- TEVHİD ve/<> İLİM ve/<> TERBİYE ve/<> EDEB
- TEVHÎD ile/ve/<> İTTİHÂD
- TEVHİD ve SEVGİ
( AKLIM BENİ YANILTMADI KALBİM DE AKLIMI TEKZİP ETMEDİ )
- TEVHİD ve SÜKÛNET
( Tevhîd, sükûnettir. )
- TEV'ÎD[Ar. çoğ. TEV'ÎDÂT] ile TEHDÎD[HÜDÛD | çoğ. TEHDÎDÂT]
( Sözle korkutma. İLE Birinin gözünü korkutma, göz dağı verme. )
- TE'VÎD[Ar.] ile TEV'ÎD[Ar. çoğ. TEV'ÎDÂT]
( Eğriltme, eğritilme. İLE Sözle korkutma. )
- TEVİL ve İLİM
- TE'VÎLEN[Ar. < MEÂL] ile TE'VÎLÎ[Ar. < MEÂL]
( Te'vîl ederek, sözü çevirerek. İLE Te'vîl ile ilgili. )
- TEVİL-İ GARİB ile TEVİL-İ BAİD ile TEVİL-İ MÜSTEBÂD
( Yakın yorum. İLE Uzak yorum. İLE Zoraki yorum. )
- TEVKİÎ ile/||/<> SÜLÜS ile/||/<> RİK\'A ile/||/<> KÛFÎ ile/||/<> NESİH ile/||/<> MURAKKA ile/||/<> MÜSELSEL ile/||/<> DİVANÎ
( Sözcüklerin arası birleştirilerek yazılan bir yazı biçimi.[Resmî yazışmalarda kullanılan bir yazı çeşidiydi.][Sülüse benzeyen daha yumuşak hatlı ve hareketli büyük boy yazılar.] İLE/||/<> Yuvarlak karakterli, daha çok kitabelerde kullanılan, kitaplarda ise başlıklara mahsus büyük boy bir yazı üslûbu. İLE/||/<> Türklerin ortaya çıkardığı bir yazı çeşidi. "Mim"lerin gözü kapanmış, "Sin" ve benzeri harflerin dişleri kalkmış, noktalar çizgilere dönüşmüştür. Daha çok el yazısında kullanılır. İLE/||/<> Arap harflerinin düz ve köşeli olarak kullanılmasıyla oluşmuş erken dönem İslâm yazı türü ve bundan geliştirilmiş bir yazı türü. İLE/||/<> Metinlerin kopya edilerek çoğaltılmasında kullanılan yuvarlak karakterli bir yazı üslûbu. İLE/||/<> İstenilen kalınlığı sağlayacak kadar kâğıdın birinin suyunu ötekinin aksi yöne gelecek biçimde kola ile yapıştırılmasıyla elde edilen mukavvadan yapılan albüm. Üzerine hatların ayrı ayrı kâğıtlara yazılarak hatlar, minyatürler, varaklar v.s. yapıştırılır. İLE/||/<> Tüm yazaçları/harfleri ve sözcükleri birbirine bitişik olarak yazılan bir yazı biçimi. İLE/||/<> Türklere özgü hareketli ve girişik bir yazı üslûbudur. Harfler ve sözcükler, birbirine kaynaşmıştır. )
- TEVKÎL[Ar. < VEKÂLET] ile TEVKÎR[Ar. < VEKAR | çoğ. TEVKİRÂT]
( Vekil etme. İLE Güzel karşılama, ağırlama, ululama. )
- TEVLİT[Ar.] değil/yerine/= DOĞURMA, DOĞURTMA | NEDEN OLMA, OLUŞTURMA
- TEVLİYET[Ar.] değil/yerine/= VAKIF MALLARINA BAKMA GÖREVİ
- TEVSİK[Ar.] değil/yerine/= BELGELEME
- TEVZÎ'[< VEZ |çoğ. TEVZÎÂT] ile TEVZÎÎ[Ar.]
( Dağıtma/dağıtılma. | Herkese payını dağıtma, üleştirme. İLE Dağıtma, üleştirme ile ilgili. )
- TEYAKKUZ[Ar.] değil/yerine/= SAKLIK/ANIKLIK/UYANIKLIK
- TEYEMMÜM[Ar. < YEMAM] ile TEYEMMÜN[Ar. < YÜMN]
( Su bulunmayan yerde su niyetiyle toprak, kum vb. şeylerle abdest alma. İLE Uğur sayma, uğur olarak kabul etme. )
- TEYİD ile TASDİK
- TEYZE ile YENGE/BULA
( Annenin kız kardeşi ya da ablası. İLE Amca ya da dayının eşi.[< "yeni gelen" ya da "yanına gelen"] )
- TEZ ile/||/<> ANTİTEZ-SENTEZ
( Diyalektik yöntem )
( Georg Wilhelm Friedrich Hegel tarafından 1807 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1770-1831) (Ülke: Almanya) (Alan: Felsefe) (Önemli katkıları: Diyalektik, mutlak idealizm) )
- SAV/TEZ ile/ve/||/<>/> | ÖNSAV/HİPOTEZ ile/ve/||/<>/> KARŞISAV/ANTİTEZ | ile/ve/||/<>/> BİREŞİM/SENTEZ
( Sav. İLE/VE/||/<>/> | Varsayım[ispatta geçici olarak kabul edilen doğrular][faraziye]. İLE/<> Karşı Sav. | İLE/VE/||/<>/> Bireşim. )
- TEZ ile SAV
( Ödev. İLE Mantıkça sıkı dokunmuş bir çıkarımlar dizisinin vargı'sıdır. )
( THESIS "AS HOMEWORK" vs. THESIS )
- TEZ ile TAVIR
- TEZ[Fars.] ile TEZ[Fr.]
( Çabuk olan, hızlı. | Hızlı bir biçimde. İLE Sav. | Üniversitelerde öğrencilerin ya da öğretim üyelerinin hazırlayıp bazen bir sınav kurulu önünde savundukları bilimsel çalışma. )
- TEZAD ile/ve KOMİK
- TEZAD ile/ve/> MİZAH
( OPPOSITION vs./and/> COMEDY )
- TEZAHÜR ile/ve/||/<>/> TESİR
- TEZÂYÛF/CONNOTER[Fr.] ile BİRBİRİNİ AYNI ANDA GEREKTİREN
( Birbirini aynı anda gerektiren. )
- TEZCAN, HALİM (İST. 1926 - 1972) :
( İnşaat müteahhitliği ile iş hayatına atıldı. Pek çok stadın çimlendirilmesi işini üstlendi. 2 dönem Sarıyer Spor Kulübü'nde başkan olarak görev yaptı. )
- TEZCAN, İLHAN (ZEKERİYAKÖY/SARIYER, 1936) :
( Eğitimci. İlkokulu Zekeriyaköy'de okudu. Eğitimine Köy Enstitüsünde okuyarak devam etti. Önce Kepirtepe, sonraları değişik nedenlerle Arife ve Düziçi Köy Enstitülerinde eğitimine devam etti ve öğretmen olarak meslek hayatına atıldı. Siirt Meleton Nahiyesi, İstanbul Rumelifener'i, Maden, Büyükdere Mehmet İpgin İlköğretim okullarında öğretmen olarak görev yaptı. 1977 - 1982 yılları arasında Sarıyer İlçesi İlköğretim Müdürü olarak görev yaptı. 1982 yılında Sarıyer Kaymakamlığına vekâleten baktı ve aynı yıl içinde emekli oldu. )
- TEZEHHUR[Ar.] ile TEZEHHÜR[Ar. < ZEHRE | çoğ. TEZEHHÜRÂT]
( Denizin köpürüp taşması. İLE Çiçeklenme. | [kimya] Çiçeksime, tuzlanma.[Fr. EFFLORESCENCE] | Üst derinin üstünde görülen ufak ufak kabarcıklar. )
- TEZEKKÜR ile/ve/||/<>/> TEDEBBÜR
( Geçmişe yönelik. İLE/VE/||/<>/> Geleceğe yönelik. )
( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
- TEZELLÜL ile/değil/yerine/< TEVÂZÛ
( Aşağılanma. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Alçakgönüllülük. )
( "Alçakgönüllüğün" aşırısı ve sonu. İLE/DEĞİL/YERİNE/< ... )
- TEZGÂH ile/ve/||/<> BANGO
- TEZGÂH[Fars. < DESTGÂH] ile ISDAR/ISTAR
( Genellikle dükkânlarda satıcıların önündeki uzun masa. | Kahve, meyhane vb.nde müşterilerin üzerinde yiyip içtikleri uzun masa ya da büfe. | Üzerinde genellikle el ya da küçük makinelerle iş görülen yapım aracı. | Tersane. | Genellikle yasal olmayan bir işi yapmak için tutulan uygunsuz yol. İLE Halı, kilim dokunan tezgâh. )
- TEZGÂHLAMAK ile DOLANDIRMAK
( Dokunacak bezi tezgâha yerleştirmek. | Bir iş için hazırlık yapmak, işe girişmek. | Yasal olmayan bir işi gerçekleştirmek için plan yapmak. İLE Dolanma işini yaptırmak. | Dolaştırmak. | Birini aldatarak parasını ya da malını elinden almak. )
- TEZGÂHTAR ile ESNAF/SÛKA[Ar.]
( TEZGÂH[< Fars. DEST-GÂH: Dokuma aleti, atölye. | Zenginlik.] )
- TEZGÂHTAR ile "TEZGÂHTAR"
( Satışla uğraşan. İLE Üçkağıtçı. )
- TEZVEREN DEDE SOKAK :
( Rumelihisar sokaklarından biridir. Tezveren Dede İstanbul'daki yatırlardan biridir. Bu nedenle sokağa "Tezveren Dede Sokak" ismi verilmiştir. )
- TEZVÎR[< ZEVR | çoğ. TEZVÎRAT] değil/yerine/= YALAN DOLAN | ARABOZUCULUK
- TEZYÎF[Ar. < ZEYF] ile/ve/||/<> İSTİHFAF[Ar.]
( Değersiz gösterme. | Alay etme. İLE/VE/||/<> Küçümseme, hor görme, tahkir. )
- TEZYÎF[Ar. < ZEYF] ile/ve/||/<> TAHKİR[Ar.]
( Değersiz gösterme. | Alay etme. İLE/VE/||/<> Aşağılama, onur kırma, onuruna dokunma. | Hakaret. )
- [ne yazık ki]
TEZYÎF[Ar. < ZEYF] değil/yerine/= DEĞERSİZ GÖSTERME | ALAY ETME
- TEZYİNAT[Ar.] değil/yerine/= SÜSLER/BEZEKLER
- TG İLE TM İLE TC İLE TD ile/||/<> POLİMER GEÇİŞ SICAKLIKLARI
( Kritik termal geçiş noktaları. )
( Formül: Tg ~ 0.67 Tm (K) )
- TG İLE TM İLE TD ile/||/<> POLİMER GEÇİŞ SICAKLIKLARI
( Polimerlerin kritik sıcaklıkları. )
( Formül: Tg < Tm < Td )
- TGA ile/||/<> DSC
( TGA kütle kaybı termal İLE DSC ısı akışı faz geçişleri. )
( Formül: Δm İLE ΔH )
- TH1 İLE TH2 İLE TH17 İLE TREG ile/||/<> T HÜCRE ALT GRUPLARI
( CD4+ yardımcı T hücre türleri. )
( Formül: IFN-γ İLE IL-4 İLE IL-17 İLE TGF-β )
- TH1 ile/||/<> TH2
( Th1 hücresel bağışıklık virus İLE Th2 hümoral allerji. )
( Formül: Cell-mediated İLE humoral )
- THALES KURAMI ve/||/<> ÜÇGENLER KURAMI
( Piramidin yüksekliğini bulmak için yere dikilen bir çubuğun gölgesinin uzunluğunun, çubuğun uzunluğuna eşit olmasını beklemek ve o anda piramidin gölgesinin uzunluğunu ölçerek piramidin yüksekliğinin ölçülmesi. | Bir dik üçgende, dik açının tepe noktasından hipotenüse indirilen dikmenin, iki tarafında kalan iki üçgen, birbirine ve asıl üçgene benzer üçgenlerdir. VE/||/<> ... )
- THALES ve/||/<>/> ANAKSİMANDROS/ANAKSİMENDER
( ...[M.Ö. 624 - 546] VE/||/<>/> Thales'in öğrencisi.[M.Ö. 610 - 546/545] )
( Anaksimandros, dünyanın tepsi gibi değil küre gibi olduğundan ilk kuşkulanmış kişidir.[Dünyanın eğimini bile ölçmüştür.] )
( [2. | 3. | 4. | 5. | 6. | 7. dersler...] )
- THALES ile/ve/değil PARMENİDES
( İlk filozof, Thales değil Parmenides olarak kabul edilir. )
( PARMENİDES - PERİ PHYSEOS(DOĞA ÜZERİNE) )
- THE THING, IF HAPPENS, WOULD NOT BE A PROBLEM vs. THE THING, WHICH WOULD BE BETTER IF NOT HAPPENS
- THE TRUMAN SHOW ve/<>/> ASCENSION
( Film.[Jim Carrey] VE/<> Dizi.[3 bölüm] )
- THEIA ile/ve/||/<> DÜNYA
( İlgili konuşmayı izlemek için burayı tıklayınız... )
- THEOTOKOS/PANAGİA MANASTIRI :
( Rumelikavağı'nın Mavramolos (Karataş) mevkiinde Hıristiyanlık döneminde Meryem Anaya sunulan Theotokos (Panagia) manastırı yapıldı. Burada Meryem Ana Kilisesinin günü olan 15 Ağustosta büyük panayır kurulurdu. Zamanla kilise yıkıldı. 1617'de iki hücrelik kısmı kaldı. Manastır ve kilise 1690'da yeniden yaptırıldı ise de Osmanlı yönetiminden izin alınmadan yaptırıldıkları için Damat Şehit Ali Paşa tarafından yıktırıldılar. )
- THERMOPHİLE İLE PSYCHROPHİLE İLE HALOPHİLE İLE ACİDOPHİLE ile/||/<> EKSTREMOFİLLER
( Ekstrem ortam organizmaları. )
( Formül: Tmax = 122°C )
- THERMOPLASTİC İLE THERMOSET İLE ELASTOMER ile/||/<> POLİMER SINIFLARI
( Temel polimer malzeme türleri. )
( Formül: Tg < T < Tm )
- THETA ÇÖZÜCÜ ile/||/<> İYİ ÇÖZÜCÜ
( Theta Χ = 0.5 ideal, iyi Χ < 0.5 genişleme. )
( Formül: Flory İLE excluded volume )
- THETA FUNCTİON ile/||/<> ETA FUNCTİON
( Theta θ(z,τ) quasi-periodic, eta Dedekind η(τ). )
( Formül: Quasi-periodic İLE modular form )
- THING ile ENTITY
- THING vs./and/<> THINK
- THOMAS HENRY HUXLEY ile
( 04 Mayıs 1825 - 29 Haziran 1895 İLE 26 Temmuz 1894 - 22 Kasım 1963 )
- THOMAS PAINE ile/ve/||/<>/>< EDMUND BURKE
- THOMAS YOUNG
- TİARA ile ...
( Papalık'ın simgesi olan üç katlı taç. )
- TİBET MANDALASI ile/ve/||/<> HİNT MANDALASI
( )
- TİCARET, BİLİM VS. ile SANAT ve FELSEFE
( Ortalama akıl, yeterlidir. İLE Ortalama akıl, yetmez. )
- TİCARET:
T ile/ve/||/<> İ ile/ve/||/<> C ile/ve/||/<> A ile/ve/||/<> R ile/ve/||/<> E ile/ve/||/<> T
( Tecrübe/deneyim. İLE/VE/||/<> İtibar/saygınlık. İLE/VE/||/<> Cesaret. İLE/VE/||/<> Risk. İLE/VE/||/<> Emek. İLE/VE/||/<> Tedbir. )
- TİCARET ile/değil KAÇAKÇILIK
- TİCARETLE KAZANILAN PARA (-NIN RİSK EDİLMESİ) ile EMEKLE KAZANILAN PARA (-NIN RİSK EDİLMESİ)
- TİCARETTE:
PARA ARTIRMAK değil/yerine ÜRÜN ARTIRMAK
- TIKA-BASA (YEMEK, DOLDURMAK)
- TIKAÇ ile/ve/değil/yerine/>< TAÇ
- [ne yazık ki]
TIKANIKLIK ile/ve/||/<> KISIR DÖNGÜ
- TIKANMA ile/ve/||/<> ENGELLENME
- TIKANMAK ile TAKILMAK
- TIKANMAK ile/ve/||/<>/>/< TÜKENMEK
- TİKEL ile/ve/||/<>/< EVRENSEL
- TİKEL ile/ve/<> TÜMEL
( Dışarıda. İLE/VE/<> Zihinde. )
( Zihin ile. İLE/VE/<> Akıl ile. )
- TİKEL/LER ile/ve/||/<> NİTELİK/LER ile/ve/||/<> İLİŞKİ/LER
- TIKILIP KALMAK ile SIKIŞMAK
- TIKINMA/K ile/değil/yerine YEME/K
( Eline geçen yiyeceği oburca yemek. İLE/DEĞİL/YERİNE Yemek yemek. )
- TIKMAK ile/ve/<>/> TEPMEK
- TIKMAK ile/ve/||/<>/> TIKAMAK
- TİLKİ ile ÇAKAL
( Gebelik süreleri, 50-54 gündür. İLE ... )
( Tilki, hileyi simgeler. İLE ... )
( KELÎLE ile DİMNE )
( KELÎLE ve DİMNE (BEYDEBÂ) adlı kitabı okumanızı salık veririz. )
( ANUBIS: Çakal Tanrı. )
( ... İLE Avının üzerine atılmağa hazır kişi. | Dehşet günlerinde vurgunculuk yapan kişi. | Gösterişli cenaze törenleri düzenleyen kişi. )
( SA'LEB, KELBİYYE-İ SA'LEBİYYE, VA' ile İBNÜ'L ÂVİ, KELBİYYE-İ ŞEGALİYYE )
( RÛBÂH/RÛBEH ile ŞEGAL[ga uzun okunur] )
( FOX vs. JACKAL )
( RENARD avec CHACAL/CHAKAL[< Türkçe] )
( FUCHS mit SCHAKAL )
( VULPES cum CANIS AUREUS )
( ZORRO con CHACAL )
( VOLPE con SCIACALLO, SCIACAL, JACAL[< Türkçe] )
- TİLMÎZ[Ar.]["TIRMİZ" değil!] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TÂLİP[Ar. < TÂLİB]
- TİM[İng. < TEAM] değil/yerine/= BİRLİK, TAKIM
( Güvenlik güçlerinde belirli bir iş ya da hizmeti başarabilecek güçteki en küçük birlik, takım. )
- TIMAR ile TIMAR
( Hayvanlarının kıllarını, derisini temizleme. | Ağaç bakımı. | Yara bakımı. İLE Anadolu Selçukluları ve Osmanlı'larda, belirli görev ve hizmet karşılığında kişilere verilen, yıllık geliri 3.000 - 20.000 akçe olan toprak. | Osmanlı'da kamu arazisi [mirî] içinde, yönetimi sipahiye bırakılmış olan verimli topraklara verilen ad. [Tımar düzeni, merkezden denetlenen büyük bir sipahi gücü besleyerek sultanın ordusuna asker sağlamak için tasarlanmıştır. Tımara hak kazanan kişi, ancak askeri sınıftan olabilirdi. Reayaya tımar vermek kesinlikle yasaktı.][Tımar düzeni, 1839'da Tanzimat Fermanı'yla kaldırılmıştır.] )
- TİMBRE değil/yerine/= TINI, SOLUK
- TİMBUKTU < TİN-BUKTU
( Mali'nin bir kenti. < [: Su kaynağının göbeği.] )
- TİME CRYSTAL ile/||/<> SPACE CRYSTAL
( Time crystal zamanda periyodik yapı gösterirken İLE space crystal uzayda periyodik atom dizilimi gösterir )
( Formül: Temporal periodicity )
- TİME SERİES ANALYSİS ile/||/<> CROSS-SECTİONAL ANALYSİS
( Time series analysis zamana bağlı veri dizilerini incelerken İLE cross-sectional analysis belirli zamandaki gözlem kesitini inceler )
( Formül: ARIMA model )
- TİMSAL[Ar.] değil/yerine/= SİMGE
- TİMURCUOĞLU, NAİL U. (TRABZON, 1970) :
( Kartal S.K. den transfer edildi ve 5 sezon (1997 - 2002) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 136 lig, 5 kupa, 2 turnuva olmak üzere 143 resmi ve 48 özel maçla birlikte toplam olarak 191 maçta oynadı. Lig maçlarında 65, kupa maçlarında 1, turnuva maçlarında 1 ve özel maçlarda 19 olmak üzere toplam olarak takımına 86 gol kazandırdı. )
- TİN:
DUYARLILIK ile/ve/||/<> HAYAL GÜCÜ ile/ve/||/<> İRÂDE
- TİN:
NESNEL ile/ve/||/<> ÖZNEL
( Devlette. İLE/VE/||/<> Bireyde. )
- TİN TİN (GİTMEK/YÜRÜMEK)
( Sessiz, patırtısız bir biçimde. )
- TİN ile İÇGÜDÜ
( SPIRIT vs. INSTINCT )
( JINGSHEN ile BENNENG )
( ... ile İNSİYAK/SEVK-İ TABİİ )
- TİN ile/ve KÜLTÜR
( Üretilenlerin, birlik sezgisi. | İnsan eliyle üretilmişler/oluşturulmuşlar. | İnsanı oluşturan ve insandan oluşan herşey. | Nedenselliği, kendinde/içkin olan. | Düşüncenin kaynağı olan (düşünce). )
( TİN: Düşüncenin edimselliği. )
( SPIRIT vs./and CULTURE )
( JINGSHEN ile/ve VENHUA )
- TÎN ve/||/+/<> MÂRİC
( Toprak ve su. VE/||/+/<> Ateş ve hava. )
- TİN ve/||/<>/< ŞAŞMA
( Şaşma, tin'in kapısıdır. )
- TİN/AN = SPIRIT[İng.] = ESPRIT[Fr.] = GEIST[Alm.] = SPIRITUS[Lat.] = PNEUMA, NOUS[Yun.] = ALIENTO[İsp.]
- TINGIR MINGIR ile LANGIR LUNGUR
( Kuru, çınlamalı ve yankılı bir sesle. İLE Metalsi bir ses çıkararak. | [mecaz] Dikkatsizce, savruk bir biçimde. )
- TINGIR TINGIR
- TINGIR ile TINGIRTI ile TINI ile TINLAMA
( Metal bir nesnenin sert bir yüzeye düştüğü zaman çıkardığı ses. | Parasız, züğürt. | Boş. | Para. İLE Tıngırdayan bir şeyin çıkardığı sesin adı. İLE Türlü müzik araçlarının verdiği sesleri birbirinden ayırt etmeyi sağlayan ses özelliği. | Bir nesnenin titreşiminden çıkan sesi, başka nitelikteki bir nesnenin aynı yükseklikte çıkan sesinden ayırt ettiren özellik, tınnet. | Söyleniş biçimi, vurgusu. İLE "Tın" sesinin biraz sürüp gitmesi, çınlaması. )
- TINI değil/yerine/= SOLUK
- TİN'İN DOYUMU:
SEVİLEREK değil SEVEREK
- TINMAZ, HÜSEYİN (1942) :
( Rumelikavaklı işadamı. Rumelikavak Spor Kulübü Üyesidir. Bu kulüpte uzun süre Yönetici ve bir dönem de Başkan olarak görev yaptı. Rumelikavak Güzelleştirme Derneği ve Sarıyer Spor Kulübü üyesidir. )
- TİNSEL BENLİK ile/ve/<> AŞKIN BENLİK
( SPIRITUAL SELF vs./and/<> TRANSCENDENTAL SELF )
( JINGSHEN ZIWO ile/ve/<> CHAOYUE ZIWO )
- TİN/SEL ile/ve TOPLUM/SAL
( SPIRITUAL vs./and SOCIAL )
- TİP I İLE II İLE III İLE IV ile/||/<> AŞIRI DUYARLILIK
( Dört tip alerjik reaksiyon. )
( Formül: Histamin (Tip I) )
- TİP IA SÜPERNOVA ile/||/<> TİP II SÜPERNOVA
( Tip Ia süpernova beyaz cüce patlaması İLE Tip II süpernova kütleli yıldız çöküşüdür. Tip Ia standart mum İLE kozmolojik uzaklık ölçer. Tip Ia karbon-oksijen beyaz cüce İLE Tip II hidrojen zarfı içerir. )
- TIP TARİHİNDEKİ DÖNEMLER:
GİZEMCİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AKILCI ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YENİLİKÇİ
- TIP TIP = KÜÇÜK VE HAFİF BİÇİMDE
- TİP-1 BULANIK ile/||/<> TİP-2 BULANIK
( Tip-1 tek üyelik derecesi, Tip-2 üyelik derecesinin kendisi de bulanık )
( Jerry Mendel tarafından 1999 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1822-1884) (Ülke: Avusturya) (Alan: Biyoloji) (Önemli katkıları: Kalıtım yasaları, modern genetiğin kurucusu) )
- TIP ile/||/<> ANATOMİ
( Kulliyyat fi-Tibb, tıp ansiklopedisi )
( İbn Rüşd (Averroes) tarafından 1162 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1126-1198) (Ülke: Endülüs) (Önemli katkıları: Aristoteles yorumları, felsefe ve tıp çalışmaları) )
- TIP ile/||/<> FELSEFE
( Tıp ve felsefeyi birleştiren bütüncül yaklaşım )
( İbn Sina (Avicenna) tarafından 1025 yılında keşfedildi/formüle edildi. (980-1037) (Ülke: İran/Buhara) (Alan: biyoloji) (Önemli katkıları: El-Kanun fi Tıb kitabı, tıp ansiklopedisi, felsefe ve mantık çalışmaları) )
- TİP[Fr./İng. < TYPE] ile TİPLEME
( Öykü, roman, tiyatro gibi uzun anlatıma dayalı edebî yapıtlarda kişi kadrosu içinde yer alan ve belirli bir düşüncenin, topluluğun zihniyetini ve ideolojinin temsilciliğini yüklenen kişi. | Kendine özgü kişiliği olmayan, genellikle bilinen kalıplardaki kişileri gösteren oyun kişisi. İLE Belirli bir tipin tüm çapraşık özelliklerini, bunu en iyi, en rahat, en inandırıcı biçimde temsil edebilecek kişiyle canlandırmak. )
- TIPA TIP (AYNI OLMAK)
( Benzemek. )
- TIPKIBASIM ile TIPKIÇEKİM
( Bir yazı, desen, tablo vb.nin fotoğrafından kalıp çıkarılarak yapılan aynı basımı. İLE Bir yazı, kitap ya da biçimin fotoğraf yoluyla kopyasını çıkarma yöntemi, fotokopi. | Bu yöntemle elde edilen kopya, fotokopi. )
- TİPOGRAFYA/TİPOGRAFİ[Fr.] değil/yerine/= BASKI YÖNTEMİ | BASIM
( Kabartma biçimlerle ilgili baskı yöntemi. | Basım. )
- TIPTA, 4P: PREDİKTİF ve/||/<> PREVANSİYON ve/||/<> PERSONALISED ve/||/<> PROAKTİF
- TIRAK ile -TIRAK/TRAK[Fr. < TRAC] ile TRAKA[İt.] ile TRAKE[TRACHÉE < Lat. < Yun.] ile TRAKİT[Fr. TRACHYTE < Yun.] ile TRAKTÖR[Fr. TRACTEUR < Lat.] ile TRAKUNYA[Yun. DRANKONTION]
( Çarpan ya da kırılan bir şeyin çıkardığı tok ses. İLE Benzer/yaklaşık.[mavimsi / kırmızımsı vb.] | Oyuncunun sahneye çıkacağı sırada ya da oyun sırasında, kaygıya ve/ya da korkuya kapılması, rolünü unutması. İLE Yelkenli teknelerde bir mandar aracılığıyla çekilerek direğe çıkıp bakım ve onarım yapılan oturaklı sepet. İLE Soluk borusu. | Eklem bacaklılarda bulunan solunum kanalı. İLE Fazla miktarda feldispat, çok az kuvarz içeren, kırılınca pürüzlü bir yüzeye sâhip olan açık renkli volkan taşı. İLE Tekerlekleri arâzi ve sürülmüş tarla gibi yumuşak zeminde dönebilen/devinebilen, genellikle çift sürmede kullanılan, arkasına römork takılarak kamyon görevi gören motorlu taşıt. İLE Çarpan balık. )
- TİRB[Ar.] ile/ve/||/<> ZEMÎL[Ar.] ile/ve/||/<> SEMÎR[Ar.] ile/ve/||/<> SAHİB[Ar.] ile/ve/||/<> REFÎK[Ar.] ile/ve/||/<> HİLL[Ar.] ile/ve/||/<> NECİY[Ar.]
( Bizimle aynı yaşta olan. İLE/VE/||/<> İş arkadaşımız. İLE/VE/||/<> Oturduğumuz yerde bize arkadaşlık eden. İLE/VE/||/<> Bizimle geceleri konuşan. İLE/VE/||/<> Uzun süre bizimle arkadaşlık eden. İLE/VE/||/<> Yolculuk arkadaşımız. İLE/VE/||/<> Bizi kalbine yerleştiren. İLE/VE/||/<> Sırdaş. )
- TİRBUŞON[Fr. < TIRE-BOUCHON] değil/yerine/= BURGU
( Delik açmaya yarayan delgiye takılı sarma, yivli, keskin, çelik alet. | Tıpa çekmeye yarayan, ucu sivri ve helis biçiminde demir araç. | Yerin orta ve derin katmanlarına inebilmeyi sağlayan delici araç. | Telli sazlarda, telleri germeye yarayan mandal. )
- TİRE[Ar.] ile Tire[Ar.] ile TİRE[Fr. < TIRET]
( Dikişte kullanılan pamuk ipliği. | Pamuk ipliğinden yapılmış olan. İLE İzmir iline bağlı ilçelerden biri. İLE Kısa çizgi. | Uzun çizgi. )
( ... vs. ... vs. HYPEN )
- TIRESOME vs. TIRING
- TIRMÎZÎ ile/ve/değil TİLMÎZİ[Ar. | çoğ. TELÂMÎZ/E]
( ... İLE/VE/DEĞİL Öğrencisi/talebesi. | Çırağı. )
- TIRNAK İÇİNDE ile/ve/||/<> KENDİ İÇİNDE
- TIRNAK İÇİNE ALMAK ile/ve/||/<> PARANTEZ İÇİNE ALMAK
- TIRNAK MAKASI [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]
- TIRNAK MAKASI [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]
- TİROİT[Fr./İng.] ile/ve/||/<> TİROKALSİTONİN[Fr./İng. < THYROCALCITONINE] ile/ve/||/<> TİROKSİN[Fr./İng. < THYROXINE]
( ... İLE/VE/||/<> Kalkan[tiroit] bezinden salgılanan, kandaki kalsiyumu azaltan hormon. İLE/VE/||/<> Tiroit hormonlarının ilk keşfedileni. )
- TİROKSİN ile/||/<> PARATİROİD
( Tiroksin metabolizma hızı İLE paratiroid Ca dengesi. )
( Formül: Metabolism İLE calcium )
- TIRTIKLAMAK = ÇALMAK/AŞIRMAK
- TIRTIL ile/değil/<>/> NİMFA ile/değil/<>/> KELEBEK
( Tırtılın, "son" dediği şeye, dünyanın geri kalanı, "kelebek" der. )
- TİRYÂK[Ar., Fars. < Yun.] değil/yerine/= MACUN/PANZEHİR
( Bitkisel ve madensel nesnelerin karışımından yapılan macun. )
- TİRYÂKİ değil/yerine/= DÜŞKÜN
- TİRYAKİOĞLU, ALP (İST. 1943) :
( İşadamı. Ünivenbsi öğrenimini tamamladıktan sonra sanayici olarak iş hayatına atıldı. Üyesi olduğu Sarıyer Spor kulübünde bir dönem (1990 - 1991) Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. )
- TIS ile TISLAMAK
( Kaz, kedi, yılan vb.nin çıkardığı ses. İLE Kaz, kedi, yılan "tıs" diye ses çıkarması. | "Tıs" diye ses çıkarmak. | Ağır yük altında iniltiye benzer sesler çıkarmak. | Haksızlığını anlayıp susmak, sesi soluğu kesmek. )
- TİSSUE ENGİNEERİNG ile/||/<> ORGAN TRANSPLANTATİON
( Tissue engineering yapay doku üretimi yaparken İLE organ transplantation mevcut organ naklini yapar )
( Formül: Scaffold technology )
- TİT/URINALYSIS[İng.] değil/yerine/= TAM İDRAR TAHLİLİ
- [ne yazık ki]
PARA BATIRMA YANILIMINDA:
TITANIC ile/ve/||/<>/> CONCORDE
( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
( ON SUNK COST FALLACY: TITANIC and/||/<>/> CONCORDE )
- TITANIC ve/||/<>/> HALOMONAS TITANICAE
( Titanic, Atlas Okyanusu'nun 3657 m. derinliğine kadar battıktan sonra pasla beslenen Halomonas Titanicae adı verilen bir tür bakterinin, geminin yapımında kullanılan 50 bin ton demiri yavaş yavaş tükettiği ortaya çıkmıştır. )
( )
- TİTAN/YUM[Ti][Fr. < TITANE] ile TİTAN
( Atom numarası 22, atom ağırlığı 47,90, yoğunluğu 4,5 olan, 1675 °C'ye doğru eriyen, özellikleri bakımından silisyumla kalaya yaklaşan, parlak beyaz renkli, basit öğe. İLE Satürn'ün en büyük uydusudur ve yoğun bir atmosferi olduğu bilinen tek doğal uydudur. Titan'daki büyük su kütleleri gibi görünen bu okyanusların, metan gazının sıvı durumu olduğu görülmüştür. Yüzey sıcaklığı, yaklaşık olarak -180 °C'dir. )
- TİTİZLİK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÖZEN
- TİTİZLİK ile/ve/||/<>/> PİMPİRİK/LİK / PİMPİRMEK
( ... İLE/VE/||/<>/> Gereksiz yere titizlik gösteren. | Kuşkucu. | Çok yaşlı ve güçsüz kişi. | Harap, bozuk, virâne. )
- TITLE vs. NOUN/PROPOSITIONAL PHRASE
- TİTRASYON ile/||/<> DİLÜSYON
( Titrasyon analiz İLE dilüsyon seyreltmedir )
( Formül: Analiz İLE hazırlık )
- TİTREM ile TİTREŞİM
( Ses titreşimlerinin yükselip alçalması. İLE Küçük ve hızlı salınım, ihtizaz, vibrasyon, rezonans. | Bir noktanın, gözün göremeyeceği kadar kısaca kımıldanışı. )
- TİTREME ile TİTREŞİM
( İHTİZÂZ ile ... )
( VIBRATION vs./and FLUCTUATION )
- TİTREMEK/TİRİLDEMEK ile SAKIRDAMAK/SAKIRTI
( ... İLE Korkudan ya da soğuktan titremek. )
- TİTREŞİM ile/ve/<> DÖNÜŞÜM
( vs./and/||/<>/and TRANSFORMATION )
- TİYATRO:
OYUNU, GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN ve/||/<> GERÇEĞİ, OYUNLAŞTIRMAK İÇİN
- TİYATRO:
"ZENGİN MESLEĞİ" değil/fakat ZENGİN MESLEK
- TİYATRO ve/=/||/<> HALK SAĞLIĞI
- TİYATRO ile/ve/||/<> KUMPANYA[İt. < COMPAGNIA]
( ... İLE/VE/||/<> Genellikle yabancı sınai, ticari ortaklık. | Tiyatro topluluğu. | Aynı görüşü paylaşan, aynı eylemi yapanlar topluluğu. )
- TİZ[Fars.] değil/yerine/= İNCE, KESKİN (SES)
- TLR İLE NOD İLE RIG-I ile/||/<> PATTERN TANIMA RESEPTÖRLERİ
( Doğal bağışıklık sensörleri. )
( Formül: PAMP → PRR → İnflamasyon )
- TO APPROVE vs. TO GET FIXED
- TO ASSUME vs. TO PRESUME
- TO BE CONSOLED vs. TO BE INURED TO
- TO BECOME LOFTY, (TO EXALT/SUBLIMATE) vs. TO RISE/INCREASE, (TO PROMOTE)
- [not] TO BOAST vs. EXPRESSION OF HAPPINESS
- TO CREATE vs./and TO ACCEPT AS PRESENT/EXIST
- TO EXCEED vs. PROGRESS
- TO EXCLUDE vs. TO PRETEND NOT TO SEE/TO TURN A BLIND EYE
- TO GET IMPRESS vs. TO TAKE
- [not] TO GET READY vs./and PROGRAMMING
- [not] TO GET/GIVE PROMISE vs. TO GET/GIVE APPROVAL/CONSENT
itibarı ile 35.603 başlık/FaRk ile birlikte,
35.603 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(127/144)
(1996'dan beri)