Bugün[01 Ocak 2026]
itibarı ile 5.303 başlık/FaRk ile birlikte,
5.303 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(7/23)


- KABUL GÖRME ile/ve/değil/||/<> ÖNDE YER ALMA


- KABUL İLİŞKİSİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YADSIMA İLİŞKİSİ


- KABUL:
EDERSEN ile "ETMEZSEN"

( Ahbab. İLE Garib. )


- KABUL/LER ile/ve/değil/<> GELENEK/LER


- KABUL ile/ve/<> DESTEK


- KABUL ile/ve EZBER

( Dönüştürücü. [Kalb/tekallüb] İLE/VE Kalbe yazmak. )

( ... ile/ve BERM[: Ezberleme, hatırda tutma.] )

( ACCEPTANCE vs./and MEMORIZING )


- KABUL ile/ve/değil/<> İÇSELLEŞTİRME


- KABUL ile/ve İNANCA

( ACCEPTANCE vs./and ASSURANCE )


- KABUL ile/ve/||/<>/>/< İTİBAR

( ... İLE/VE/||/<>/>/< Saygı gösterme. | Önem verme. | Onur/şeref, haysiyet. | Bir şeyin, gerçek değil kararlaştırılan değeri. | İbret alma. | [ticaret] Söz ya da imzanın değeri. [İng./Fr. CREDIT] | Değer. )


- KABUL ile/ve/<> KALIB KABUL ile/ve/<> KALIP


- KABUL ile/ve/||/<>/< MAKBUL


- KABUL ile/ve MERHAMET

( ACCEPTANCE vs./and MERCY )


- KABUL ile/ve/değil OYUN

( [not] ACCEPTANCE vs./and/but GAME )


- KABUL ile/ve/||/<>/< RIZÂ


- KABUL ile/ve/<> SIRADÜZEN/HİYERARŞİ


- KABUL ile SÖYLEM

( ACCEPTANCE vs. DISCOURSE, DISSERTATION )


- KABUL ile SÖYLEM


- KABUL ve/< TAHSÎN

( ACCEPTANCE and/< TO SEE NICE )


- KABUL ve TAHSİN


- KABUL ile TAYİN


- KABUL ile/değil/yerine TEMELLENDİRME


- KABUL ve/<> UYGUN DAVRANIŞ

( ACCEPTANCE and/<> APPROPRIATE BEHAVIOUR )


- KABUL ile/ve YADSIMA

( ACCEPTANCE vs. TO DENY/REJECT )


- KABULLEN(E)MEMEK ile DAYAN(A)MAMAK

( NOT (ABLE) TO ACCEPT vs. NOT TO WITHSTAND )


- KABULLEN(EBİL)MEK ile DAYANMAK/DAYANABİLMEK

( Her ne gelirse, sarsılmadan dayanmanın soyluluğu ve erdemi vardır fakat anlamsız işkence ve aşağılanmayı reddetmenin onurluluğu[vakarı] da vardır. )

( (ABLE) TO ACCEPT vs. (NOT ABLE) TO WITHSTAND
There is noble virtue in unshakable endurance of whatever comes, but there is also dignity in the refusal of meaningless torture and humiliation. )


- KABULLEN(ME)MEK ile "KATLAN(MA)MAK"

( TO (NOT) ACCEPT vs. TO (NOT) BEAR/STAND )


- KABULLENMEK değil/yerine DÜŞÜNMEK


- KABULLENMEK ile KABULLENDİRMEK ile KABULLENEBİLMEK ile KABUL ile KABUL GÜNÜ ile KABUL YERİ ile KABUL ODASI ile KABUL RESMİ ile KABUL SALONU ile KABUL TÖRENİ ile KABUL KREDİSİ


- KABULLENMEK ile/ve/<> KOŞULLANMAK


- KABULLENMEK ile TEŞEKKÜR ile TEŞEKKÜR

( ACKNOWLEDGE vs. ACKNOWLEDGEMENT vs. ACKNOWLEDGMENT )

( اقرار کردن ile اذعان ile اعتراف ile شهادت نامه ile اقرار )

( EGHARAR KARDAN ile EZAN ile ETERAF ile SHEHADAT NAMEH ile EGHARAR )


- KABULLER ile/ve/||/<> SINIRLAMALAR


- KABURGA ile GEĞREK

( ... İLE Yumuşak kaburga kemikleri. | Kaburganın alt yanında bulunan boşluklardan her biri. )


- KABURGA ile KABURGALI ile KABURGASIZ


- KABURGALAR ile/ve UCLARI SERBEST OLAN 11. 12. KABURGALAR

( ADLÂ'[< DIL]: Kaburgalar. | Geometrik şekillerin kenarları. İLE/VE ... )

( RIBS/BREAST BONES vs./and FLOATIN RIBS )


- KÂBUS[Ar.] değil/yerine/= KARADÜŞ/KARABASAN

( Sıkıntılı ve korkulu düş. | Birinin, içinde bulunduğu karmakarışık, sıkıntılı durum. | Acı, sıkıntı, korku veren olay. )


- KABUS ile KABUSLU ile KABUSSUZ


- Kabut et! ve DİNLE!!! -ve


- Kabut et! ve SUS!!!


- KABZ/KONSTİPASYON değil/yerine/= PEKLİK


- KABZ değil/yerine/>< FERÂGAT


- KABZ ile HABS

( El ilet tutma. | Avuç içine alma, kavrama. | Azrail tarafından ruh teslim alınma, ölme. | Peklik, kabız. İLE Hapis, alıkoyma, bir yere kapama, salıvermeme. | Tutma, zaptetme. )


- KABZ ile KABZ

( AVUÇ İÇİNE ALMA, EL İLE TUTMA, KAVRAMA | GÖNLE GELEN SIKINTI | HAK VÂRİDÂTINDAN KESİLEN ile AZRAİL TARAFINDAN RUH TESLİM ALINMA, ÖLME )


- KABZA ile/ve/||/<> BARÇAK

( ... İLE/VE/||/<> Kılıç kabzasının siperi. )


- KABZA değil/yerine/= TUTAK/SAP


- KABZIMAL[Ar.] ile MADRABAZ[Fars.]

( Meyve sebze üreticileri ile satıcılar arasında, aracılık eden kişi. İLE Sebze, meyve gibi yiyecekleri, yerinden getirterek, toptan satan kişi. | Hile yapan, hileci. )


- KABZİYET ile GAZAP

( Allah'ın verdiği sıkıntı. İLE Kuldan kaynaklanan sıkıntı. )


- KAÇ TANESİYLE değil KAÇIYLA


- KAÇ YAŞINDASIN? yerine BÖYLE BİR SORU SORMA! (DAHA İYİ)

( Kişilerin yaşı, sorulmaması gereken sorulardan biridir.(Bay/Bayan farketmez). Kişi kendi paylaşmak istediğinde öğrenilecek bir konudur. Kişiler, sorulduğu için yanıtlamak zorunluluğunda bırakılmamalıdır. )


- KAÇAK-GÖÇEK (YAŞAMAK)


- KAÇAK/LIK ile KAÇAKÇI/LIK


- KAÇAK ile GİZLİ ile YERALTI

( ILLEGAL vs. SECRET/HIDDEN )


- KACAK ile KAÇAK

( Mutfak araçları, kap kacak. İLE Bir kapalı kaptan, bir borudan sızan gaz ya da sıvı. | Gizlice kaçırılmış olan mal ya da nesne. | Bağlı bulunduğu yerden ya da yasadan kaçan, uzaklaşan. | Yasaca yapılması yasak olan ya da yapılması için gerekli izin alınmayan. | Yasaca belirtilmiş gerekli gümrük ve vergileri ödenmeden bir yere sokulan ya da bir yerden çıkarılan. | Yasalara, kurallara uymayarak, gizlice. )


- KAÇAK ile KAÇIK ile KAÇINTI ile KAÇKIN

( Bir kapalı kaptan, bir borudan sızan gaz ya da sıvı. | Gizlice kaçırılmış olan mal ya da nesne. | Bağlı bulunduğu yerden ya da yasadan kaçan, uzaklaşan. | Yasaca yapılması yasak olan ya da yapılması için gerekli izin alınmayan. | Yasaca belirtilmiş gerekli gümrük ve vergileri ödenmeden bir yere sokulan ya da bir yerden çıkarılan. | Yasalara, kurallara uymayarak, gizlice. İLE İlmeği kaçmış (çorap vb.). | Bir yana kaçmış, kaymış. | Bazı davranışları dengesiz olan, zıvanasız. | Çorabın ilmeği kaçmış yeri. İLE Erken doğan kuzu. | Sızıntı, kaçak. İLE Bir yerden ya da bir işten kaçmış kişi. | Toplumdan uzak duran, toplum içine çıkmak istemeyen kişi. )


- KAÇAK ile KAÇKIN


- KAÇAK ile SÖZLEŞME ile SÖZLEŞMELİ İŞ ile SÖZLEŞMELİ ile KASILABİLİR ile KONTRAKTİLİTE ile MÜTEAHHİTLİK ile SÖZLEŞME TARAFI ile KASILMA ile MÜTEAHHİT ile SÖZLEŞMEYE BAĞLI ile YALANLAMAK ile KENDİSİYLE ÇELİŞMEK ile ÇELİŞKİ ile ÇELİŞKİLİ ile MEKANİZMA ile ZITLIK ile AYKIRI ile AKSİNE ile AKSİNE ile ZITLIK

( CONTRABAND vs. CONTRACT vs. CONTRACT WORK vs. CONTRACTED vs. CONTRACTILE vs. CONTRACTILITY vs. CONTRACTING vs. CONTRACTING PARTY vs. CONTRACTION vs. CONTRACTOR vs. CONTRACTUAL vs. CONTRADICT vs. CONTRADICT ONESELF vs. CONTRADICTION vs. CONTRADICTORY vs. CONTRAPTION vs. CONTRARIETY vs. CONTRARIOUS vs. CONTRARY vs. CONTRARY TO vs. CONTRAST )

( اجناس قاچاق ile موافقتنامه ile مبتلا شدن ile به مقاطعه دادن ile مقاطعه ile هم کشيدن ile منقبض شدن ile منقبض کردن ile ترنجيدن ile مقاطعه کردن ile پيمان ile کنترات کردن ile عقد ile عهدنامه ile موافقت نامه ile کنترات ile پيمان کاري ile منقبض ile ادغام شونده ile قابل انقباض ile قابلت انقباض ile قابليت انقباض ile پيمان کار ile متعاهد ile همکشي ile انقباض ile گرفتگي ile ادغام ile مقاطعهکار ile مقاطعه کار ile پيماني ile مقاطعه اي ile عهدي ile ماهده اي ile کنتراتي ile تناقض داشتن ile خلاف گفتن ile ضد و نقيض گفتن ile مغايرت ile نقيضه ile تباين ile تناقض ile ناقض ile مباين ile مغاير ile نقيض ile تناقض دار ile متناقض ile تمهيد ile ضد و نقيض ile عناد آميز ile ضد ile معکوس ile خلاف ile عکس ile مباينت ile کنتراست )

( AJENAS GHACHAGH ile MOVAFEGHTENAMEH ile MOBTELA SHODAN ile BAH MOGHATEH DADAN ile MOGHATEH ile NPAM KESHYDAN ile MONAGHABZ SHODAN ile MONAGHABZ KARDAN ile ترنجيدن ile MOGHATEH KARDAN ile PEYMAN ile KONTERAT KARDAN ile AGHAD ile EADNAMEH ile MOVAFEGHT NAMEH ile KONTERAT ile PEYMAN KARY ile MONAGHABZ ile EDGHAM SHVANDEH ile GHABEL ENGHABAZ ile GHABLAT ENGHABAZ ile GHABELYT ENGHABAZ ile PEYMAN KAR ile MOTEANPAND ile همکشي ile ENGHABAZ ile GARAFTAGY ile EDGHAM ile MOGHATEAKAR ile MOGHATEH KAR ile پيماني ile MOGHATEH AY ile عهدي ile MANPANDEH AY ile KONTERATY ile TANAGHZ DASHTAN ile KHLAF GOFTAN ile ZED VE NAGHYZE GOFTAN ile MOGHAYRAT ile نقيضه ile تباين ile TANAGHZ ile NAGHZ ile مباين ile MOGHAYR ile NAGHYZE ile TANAGHZ DAR ile MOTENAGHZ ile TAMEHYD ile ZED VE NAGHYZE ile ANAD AMYZ ile ZED ile MAKOOS ile KHLAF ile AKS ile مباينت ile KONTERAST )


- KAÇAMAK ile KAÇ ile KAÇA ile KAÇI ile KAÇ KAÇ ile KAÇA KAÇ ile KAÇAMAKLI ile KAÇAMAK YOL


- KAÇAMAK ile KAÇAMAK

( Hoş görülmeyen bir şeyi, ara sıra yapma. | Bir şeyi, belirli etmeden, gizlice yapmaya çalışma. | Bir şeyden kaçınma yolu. | Kaçılacak yer. | Başkalarına belirli etmeden, gizlice yapılan. İLE Mısır unundan yapılan yağlı bir yemek. )


- KAÇAN SEÇİLİM ile/||/<> İYİ GEN

( Kaçan Fisher pozitif geribildirim, iyi gen kalite. )

( Formül: Arbitrary İLE quality )


- KAÇAN/LAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KALAN/LAR


- KAÇAN/LAR ile/ve/değil/yerine/>< KALAN/LAR


- KAÇAN ile/değil/yerine/>< KAZANAN

( Kazanamaz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kaçmaz. )


- KAÇAR, ABDULLAH (İST. 1917 - 1987) :

( Sarıyerlidir. Çocuk yaşta bisiklet sporuna başlamış ve kısa sürede Türkiye'nin sayısı bisikletçilerinden biri oldu. "Çolak Abdullah" ismi ile tanınır. 1936 - 1943 yılları arasında arka arkaya yedi yıl şampiyon olmak başarısını gösterdi. Çocuk yaşta sakatlık geçirdi ve kolu çolak kaldı. Çok iyi ve hızlı bisiklet kullanırdı. Şampiyon olduğu bir yarıştan sonra Atatürk kendisine bir bisiklet hediye etmiş ve soyadının da "Kaçar" olmasını istemiş, bu nedenle "Kaçar" soyadı aldı. Hayattan ayrılana kadar bisiklet sporu ile iç içe kaldı. Sporcu, antrenör ve federasyon görevlisi olarak sorumluluklar üstlendi. )


- KAÇAR/I TUTAR/I (OLMAMAK)


- KAÇIK/LIK ile KAÇIKÇA ile KAÇIK ÖZ


- KAÇILMAZ ile/değil KAÇINILMAZ


- KAÇIMSAMAK ile KAÇIMSAR


- KAÇINILABİLİR ile KAÇINMAK ile KAÇMAK

( EVADABLE vs. EVADE vs. EVADING )

( طفره پذير ile در رفتن ile طفره زدن ile از سر باز کردن )

( TAFAREH PAZYR ile DAR RAFTAN ile TAFAREH ZADAN ile AZ SAR BAZ KARDAN )


- KAÇINILMAZ ile KAÇINILMAZ OLARAK

( INEVITABLE vs. INEVITABLY )

( قريب الوقوع ile حتمي الوقوع ile نا گزير ile نا چار ile اجتناب ناپذير ile ناگزير ile ناچار )

( قريب الوقوع ile حتمي الوقوع ile NA GOZYR ile نا چار ile EJTENAB NAPAZYR ile NAGZYR ile NACHAR )


- KAÇINILMAZLIK ile KAÇINILMAZ

( INELUCTABILITY vs. INELUCTABLE )

( نا گزيري ile چاره ناپذير )

( NA GOZYRY ile CHAREH NAPAZYR )


- KAÇINMA ile/ve/||/<>/> HOŞGÖRÜ ile/ve/||/<>/> TOPARLANMA


- KAÇINMA ile KAÇGÖÇ

( ... İLE Dinî bir yaklaşımla, müslüman kadınların, erkeklere görünmemeleri, birarada oturup konuşmaktan kaçınmaları. )


- KAÇINMAK ile KAÇINDIRMAK ile KAÇINABİLMEK ile KAÇINCI ile KAÇIN KURASI


- KAÇINMAK ile ÖNLENEBİLİR ile KAÇINMA ile KAÇINILDI ile KAÇINMAK

( AVOID vs. AVOIDABLE vs. AVOIDANCE vs. AVOIDED vs. AVOIDING )

( اجتناب کردن ile پرهيز کردن ile تحاشي کردن ile احتراز کردن ile اعراض کردن ile شانه خالي کردن ile طفره رفتن از ile پرهيختن ile اجتناب پذير ile حذر ile اجتناب ile تحاشي ile احتراز ile تجنت ile محذور ile اعراض )

( EJTENAB KARDAN ile PAREHYZ KARDAN ile TAHASHY KARDAN ile EHTARAZ KARDAN ile ARAZ KARDAN ile SHANEH KHALY KARDAN ile TAFAREH RAFTAN AZ ile پرهيختن ile EJTENAB PAZYR ile HAZR ile EJTENAB ile تحاشي ile EHTARAZ ile تجنت ile MOHAZOR ile ARAZ )


- KAÇIRMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YETİŞEMEMEK


- KAÇIRMAK ile "ISKALAMAK" ile "ES GEÇMEK"


- KAÇIRMAK ile ADAM KAÇIRAN ile ADAM KAÇIRMA

( KIDNAP vs. KIDNAPPER vs. KIDNAPPING )

( آدم سرقت کردن ile آدم دزدي کردن ile ربودن ile دزدانسان ile بچه دزد ile آدم ربا ile آدم دزد ile آدمربايي )

( ADAM SARGHT KARDAN ile ADAM DOZDY KARDAN ile RABUDAN ile DOZDANSAN ile BECHEH DOZD ile ADAM RABA ile ADAM DOZD ile ADMARBAYY )


- KAÇIRMAK ile KAÇIRILDI ile KAÇIRAN

( ABDUCT vs. ABDUCTED vs. ABDUCTOR )

( آدمدزد ile آدمربا ile ربودن ile ربودهشده )

( ADMADZAD ile ADMARBA ile RABUDAN ile RABUDEHASHODEH )


- KAÇIRMAK ile KAÇIRTMAK ile KAÇIRILMAK ile KAÇIRABİLMEK ile KAÇIRIVERMEK


- KAÇIRMAK ile KAYBETMEK

( TO MISS vs. TO LOSE )


- KAÇIŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARAYIŞ


- KAÇIŞ ile/değil/yerine/>< TANIM


- KAÇIŞMAK ile KAÇIŞILMAK ile KAÇIŞ ile KAÇIŞ RAMPASI


- Kaçırmamak için DİNLE!!!


- Kaçırmamak için SUS!!!


- KAÇKAR DAĞLARI ile/ve KÜRE DAĞLARI


- KAÇKAR ile/değil KAŞKAR


- KAÇKARLAR ile/ve/||/<> KALÇARLAR


- KAÇKIN ile/ve/||/<> UÇKUN


- KAÇLI ile KAÇLIK


- KAÇMA ile/ve/<> KENDİNDEN KAÇMA

( Geçenlerde, bir şair arkadaşımla konuşuyordum. İlk kez yurtdışına çıkmıştı. İzlenimlerini sorduğumda, kestirme bir yanıt verip "Dünyam daraldı" dedi. Bu sözüne şaşırdığımı görünce sözlerini sürdürdü. "Eskiden, kaçıp gideceğim yerlerin var olduğunu bilmek, bir ölçüde rahatlatıyordu beni. Fakat şimdi anladım ki, kaçıp gidilecek bir yer yokmuş." )


- Kaçmak için DİNLE!!!


- Kaçmak için SUS!!!


- KAÇMAK/KAÇIŞ ile/değil/yerine/>< ÖZGÜRLÜK


- KAÇMAK ile "KAÇMAK"

( Kendi anlamı. İLE İzin istemek/izin isteyerek/bildirerek ayrılma.(Deyim/argo). )

( Hızla koşup bir yere saklanmak. | Kimseye bildirmeden bulunduğu yerden ayrılmak, firar etmek. | Kendini göstermemek, rastlaşmamaya çalışmak. | Kaçınmak. | Gaz, sıvı vb. şeylerin sızması. | İpinin kopması. | Girmek. | Bir yana doğru kaymak. | Görünmeden gitmek, savuşmak, sıvışmak. | Hızlı koşmak. | Yok olmak. | Benzemek, andırmak. | Kaçgöçe uymak. | Kadının, yasalara ve aile isteklerine karşı gelerek evlenmek için evinden ayrılması. | Rengi ağarmak, uçmak. | Yarışçının ötekilerden hızla ayrılıp arayı açması. | Futbol ve basketbolda, engelleyen adamdan kurtulmak ya da pas alabilmek için boş alana koşmak. İLE ... )


- KAÇMAK ile/ve/değil/yerine (GERİ) ÇEKİLMEK


- KAÇMAK ile/ve/değil ANLAMSIZ/DEĞERSİZ BULMAK, DEĞER VERMEMEK


- KAÇMAK ile/ve/||/<>/> BAĞLANMAK


- KAÇMAK ile/ve/||/<> ÇAMURA YATMAK


- KAÇMAK ile/ve/değil/yerine/<> GİTMEK

( Sevdiklerinle arana mesafe girdiği oranda, varış yerinin de hiçbir anlamı kalmaz. )


- KAÇMAK ile/değil HIZLI YÜRÜMEK/KOŞMAK

( ... ile/değil BESBESE )


- KAÇMAK ile/değil/yerine KAÇINMAK

( Tüm canlılarda. İLE/DEĞİL/YERİNE Hayvanlarda[kısmen] ve insanda. )


- KAÇMAK ile KAÇMAK

( FLEE vs. FLEEING )

( پا به فرار گذاردن ile گريز کردن ile پا به فرار گذاشتن ile بسرعت رفتن ile گريزان ile گريزنده ile تواري )

( PA BAH FARAR GOZARDAN ile GARYZ KARDAN ile PA BAH FARAR GOZASHTAN ile BASARAT RAFTAN ile GARYZAN ile GARYZANDEH ile تواري )


- KAÇMAK ile/değil/yerine/>< KALMAK


- KAÇMAK ile/ve/değil/ne yazık ki KOLAYINA KAÇMAK


- KAÇMAK ile/ve SAKLANMAK


- KAÇMAK ile SIVIŞMAK/TÜYMEK/FIYMAK


- KAÇMAK ile TEHLİKEDEN KAÇMAK ile KAÇIŞ MEKANİZMASI ile İLE KAÇMAK ile KAÇIŞ ile KAÇIŞ TEKERLEĞİ ile KAÇIŞ

( ESCAPE vs. ESCAPE DANGER vs. ESCAPE MECHANISM vs. ESCAPE WITH vs. ESCAPEMENT vs. ESCAPEMENT WHEEL vs. ESCAPING )

( رهايي يافتن ile گريز ile فرار ile از دست گريختن ile متواري شدن ile در رفتن ile فرار کردن ile فرار دادن ile گريختن ile در رفتآن ile جان بدر بردن ile رستن ile از خطر جستن ile وسيله فرار ile طفره وتعلل ile دربردن ile مزاج گوي ile چرخ دنگ )

( RAYAAYY YAFTAN ile GARYZ ile FARAR ile AZ DAST GARYKHTAN ile MOTVARY SHODAN ile DAR RAFTAN ile FARAR KARDAN ile FARAR DADAN ile GARYKHTAN ile DAR RAFATAN ile JAN BADAR BARDAN ile رستن ile AZ KHATAR JASTAN ile VESYLAH FARAR ile TAFAREH VOTALAL ile DARBARDAN ile MOZAJ GOY ile CHARKH DANG )


- KAÇMAK ile/ve/değil/yerine ÜSTLENMEMEK


- KAÇMAK ile/ve/değil/yerine UZAK DURMAK

( UZAK DUR!
* Karnı tokken sızlanandan
* Zevk sürerken sıkılandan
* El içinde ağlayandan
* Dost sözünden gocunandan
* Kuşkusuyla buz tutandan
* Düşmanına dost durandan
* Suretiyle kandırandan
* Aynalardan kovulandan
* Şeytanıyla yarışandan
* Sevabını anlatandan
* Günahına kulp takandan

Mete Özgencil )


- KAÇMAK ile/değil/yerine UZAK DURMAK


- KAÇMAK ile/değil/yerine VAZGEÇMEYİ BİLMEK/BECERMEK


- KAÇTA DÖNEBİLECEĞİM HAKKINDA HİÇBİR BİLGİM YOK değil KAÇTA DÖNEBİLECEĞİM HAKKINDA HİÇBİR FİKRİM YOK


- KÂD[Ar.] ile KADD[Ar.] ile KÂD[Ar.]

( Mahzûn olma. İLE Boy. İLE Hırs. )


- KADÂ İLEYHİ[Ar.] ile KADÂ BİHÎ[Ar.]


- KADÂ[Ar.] ile HÜKM[Ar.]


- KADÂ[Ar.] ile KADER[Ar.]


- KADAR değil/yerine/= ... DEK/... DEĞİN


- KADAR değil/yerine/= DENLİ


- KADARSIYLA değil KADARIYLA


- KADASTROLAMAK ile KADASTROLANMAK ile KADASTRO


- KADAVERİK/CADAVERIC[İng.] değil/yerine/= KADAVRA KAYNAKLI


- KADAVRA DONÖR/CADAVERIC DONOR[İng.] değil/yerine/= ÖLÜ GÖVDESİNİ BAĞIŞLAYAN


- KADAVRA/CADAVER[İng.] değil/yerine/= ÖLÜ GÖVDE


- KADAVRALAŞMAK ile KADAVRA


- KADAYIF[Ar. < KATAİF] ile TEL KADAYIF ile KÜNEFE

( Undan yapılan, tatlı olarak tüketilen türlü biçimlerde yiyecek. )


- KADAYIF ile KADAYIFÇI/LIK


- KADD[Ar.] ile KATT[Ar.]

( Uzunlamasına kesmek. İLE Enine kesmek. )


- KADDERA LEHÛ KEZÂ[Ar.] ile MENÂ LEHÛ KEZÂ[Ar.]


- KADEH[Ar.] ile KE'S[Ar.]


- KADEH[çoğ. AKDÂH] ile KADEH

( MÜRŞİDİN SÖZLERİ | İÇKİ BARDAĞI ile KALB )


- KADEH ile KADEH ARKADAŞI ile KADEH ARKADAŞLIĞI


- KADEH ile/ve/değil/yerine PİSAGOR'UN KADEHİ

( ... İLE Ölçüyü kaybedersen, herşeyi/ni kaybedersin. )

( ... İLE İçine konulan şarabın, kadehin ortasındaki çıkıntının seviyesini geçmesiyle, fazla olanı değil kadehin içindeki tüm sıvıyı, altındaki deliklerden akıtır. [Nerede duracağını ve ne kadar içmesi gerektiğini bilmeyenler için ve sınırlarını öğrenmeleri için yapılmıştır.] )

( | )

( )


- KADEM ve/<> HATEM


- KADEMELEMEK ile KADEMELENMEK ile KADEMELENDİRMEK ile KADEM ile KADEME ile KADEMLİ ile KADEMELİ ile KADEMSİZ/LİK ile KADEMESİZ ile KADEME KADEME ile KADEME İLERLEMESİ


- KADEMELİ ile KADEMELİ ÇÜRÜME ile KADEMELİ KAYBOLMA ile GİTGİDE ile KADEMELİ OLMA ile MEZUN OLMAK ile MEZUN ile KADEMELİ VERGİ ile MEZUN

( GRADUAL vs. GRADUAL DECAY vs. GRADUAL DISAPPEARANCE vs. GRADUALLY vs. GRADUALNESS vs. GRADUATE vs. GRADUATED vs. GRADUATED TAX vs. GRADUS )

( تدريجي ile فسادتدريجي ile محوتدريجي ile کم کم ile درجه به درجه ile به تدريج ile جسته جسته ile اندک اندک ile بمرور ile بتدريج ile نرم نرمک ile متدرجا ile خردخرد ile تدريجاً ile رفته رفته ile تدريج ile فارغ التحصيل ile آموخته ile مدرج کردن ile درجهدار ile ماليات تصاعدي ile فرهنگ عروضي )

( TADARYJY ile فسادتدريجي ile محوتدريجي ile KAM KAM ile DARJEH BAH DARJEH ile BAH TADARYJ ile JASTEH JASTEH ile ANDAK ANDAK ile بمرور ile BATADARYJ ile NARAM NARMAK ile متدرجا ile KHARDOKHARD ile TADARYJAN ile RAFTEH RAFTEH ile TADARYJ ile FARGH ELTAHSYLE ile AMUKHTEH ile MADARJ KARDAN ile DARJEKHODAR ile ماليات تصاعدي ile FAREANG ARUZY )


- KADEMELİ ile SINIFLANDIRMA

( GRADED vs. GRADING )

( نمره دار ile درجهدار ile نمره گذاري )

( NAMREH DAR ile DARJEKHODAR ile NAMREH GOZARY )


- KADER-KISMET


- KADER:
TESÂDÜF değil YEĞLEME/TERCİH


- KADER[Ar.] ile TAKDÎR[Ar.]


- KADER ile/ve/değil/||/<>/< AKIBET


- KADER ile/ve BUYRUK

( DESTINY vs./and ORDER )


- KADER ve/değil/yerine/||/<>/>/< EYLEM


- KADER ile/ve/<> FITRAT


- KADER ile KADERCİ/LİK ile KADERSİZ/LİK ile KADER BİRLİĞİ ile KADER ÇİZGİSİ


- KADER ile KADERLER

( FATE vs. FATES )

( نصيبب وقسمت ile تقدير ile بحث واقبال ile تقادير )

( NASYBEB VAGHASMAT ile TAGHADYR ile BAHS VAGHABAL ile تقادير )


- KADER ile/ve/||/<> KARMA

( ... ile/ve/||/<> )

( Karma ve Kader kavramlarını, kapsamlı bir biçimde anlamak ve görmek üzere "My name is Earl" dizisini baştan sona izlemenizi öneririz... )

( Karma'nın etkileyici ve ilham verici 10 yasası )


- KADER ile KEDER


- KADER ile/ve RASTLANTI/TESADÜF

( DESTINY vs./and COINCIDENCE )


- KADER ile/değil TARİH


- KADER ile/değil YAZGI


- KADER ile/değil YAZGI/"ALINYAZISI"

( [not] DESTINY vs./but ONE'S FATE )

( ... ile/değil MING )


- KADERDEN KAÇMAK değil BİR KADERDEN, BAŞKA BİR KADERE GİTMEK/GEÇMEK


- KADÎ/KADI/KAZI[Ar. < KAZÂ | çoğ. KUZÂT]["ka" uzun okunur] ile KADİH[Ar. < KADH]["ka" uzun okunur]

( Yapan, yerine getiren. İLE Kötüleyici, zemmedici. )


- KÂDI/LIK ile/değil NAİB/LİK


- KADI ile/ve/||/<> KÂTİP

( Yargıç. İLE/VE/||/<> Yazıcı ya da sekreter. )


- KADI ile/||/<> KAZASKER/SADIR

( Osmanlı Devleti'nde, Tanzimat Dönemi'ne kadar her türlü davâya, Tanzimat Dönemi ile Medeni Kanun'un kabulü arasındaki dönemde ise evlenme, boşanma, nafaka davalarına bakan mahkeme başkanı. İLE/||/<> Yargı düzeninde Şeyhülislam'dan sonra gelen en yüksek görevliye verilen san. | İlmiye sınıfının yüksek derecesinde bulunan devlet görevlisi. )


- KÂDI ile MÜÇTEHİT[Ar.]

( Tanzimata kadar her türlü davaya, Tanzimat ile Medeni Kanun arasındaki dönemde ise yalnız evlenme, boşanma, nafaka, miras davalarına bakan mahkemelerin başkanları. İLE Ayet ve hadislere dayanarak yargıya varan, karar veren din düşünürü. )


- KADI ile/||/<> TAHT KADISI

( ... İLE/||/<> İstanbul'un sorunları ile ilgilenen, ticaret, sanat, iaşe denetimlerini yapan, aynı zamanda başkentin en büyük yargıcı olan ilmiye mensubu. )


- KADİFE/VELUR[Fr.] ile/ve ÇATMA

( Yüzeyi belirli uzunlukta bırakılmış, ham madde lifleriyle kaplı, parlak, yumuşak kumaş. İLE Bir tür döşemelik kumaş. )


- KADİFE/VELUR[Fr.] ile PELÜŞ[Fr.]

( ... İLE Bir yüzü uzun tüylü, yumuşak ve parlak, kadifeye benzer bir kumaş türü. )


- KADİFELEŞMEK ile KADİFELEŞTİRMEK ile KADİFE/LİK ile KADİFE ELLİ ile KADİFE DEVRİM ile KADİFE ÇİÇEĞİ


- KADIKÖY İSKELE CAMİSİ ile KADIKÖY CAMİSİ / OSMANAĞA CAMİSİ

( Kadıköy (Mustafa III) İskele Camisi. İLE Söğütlüçeşme Caddesi'nde iskele tarafında, çarşı önündedir. )

( 1741'de, Sultan III. Mustafa tarafından. İLE 1713'te, Bâbüssaâde Ağası Osman Ağa tarafından. [1813'te ve 1880'de yangın sonrası onarılmıştır.] )


- KADIKÖY ile KADIKÖY TAŞI


- KADÎM BİLGELİK:
DOLAYLI değil DOĞRUDAN


- KADÎM BİLGELİK:
TOPLUMSAL değil BİREYSEL


- KADÎM BİLGELİK ile/ve/<> KADÎM GELENEK

( ... İLE/VE/<> Kadîm Gelenek, hiçbir kültürün, milletin ve/ya da egemenliği altında değildir! Evrenseldir ve bu geleneğe ulaşmak, hünerdir. )

( ANCIENT/ETERNAL WISDOM vs./and/<> ANCIENT/ETERNAL TRADITION )


- KADÎM MATEMATİK'TE, ÜÇ SORUNSAL:
TESLÎS-İ ZÂVİYE ile/ve TADÎF-İ MEZBAH ile/ve TERBİ'-İ DÂİRE

( * Dar açının çizimle/geometrik olarak üç eşit parçaya bölünmesi. İLE/VE * Küpün iki katının alınması. İLE/VE * Dairenin kareleştirilmesi. )

( Daha geniş bilgi için burayı tıklayınız... )


- KADÎM SANAT değil KADÎM KÜLTÜRLERİN SANATI

( Tiyatro[< değişim] )


- KADÎM-İ ZÂTÎ ile/ve KADÎM-İ ZAMANÎ


- KADÎM'İN KIDEMİ/KEŞFİ(KEŞF-İ KADÎM) ile/ve/||/<> CEDÎD'İN VAADİ(/VÂZ-I CEDÎD)

( Geçmişte. İLE/VE Gelecekte. )

( Klasik geleneklerde esas olan. İLE/VE Modern zamanlarda ve arayışlarda. )

( Geçmiş dönemlerde, tarihin oluşması[tekâmülü], geçmiş üzerine/üzerindendi. )

( MA el-MÂHÛD )


- KADÎM[Ar. < KIDEM | çoğ. KUDEMÂ]["ka" uzun okunur] ile KADİM[Ar. < KADEM]["ka" uzun okunur]

( Eski. | Öncesini bilir kimse bulunmayan, öncesi bilinmeyen şey. | Başlangıcı olmayan, öteden beri varolan. | Eski zaman. İLE Ayak basan, varan/ulaşan. )


- KADÎM ile/ve ATİK


- KADÎM değil/yerine/= ESKİL


- KADÎM ile HÂDÎS

( Başlangıcı ve sonu olmayan. İLE Oluşta olan. )


- KADÎM ve/<> KABUL


- KADİM ile KADİMİ ile KADİM DOST


- KADÎM ve/<> ŞİMDİ

( Bugüne, şu AN'a (da) etki ediyorsa, kadîmdir. )


- KADIN -ile

( PARTHENOS )


- KADIN DOĞUM değil KADIN, DOĞUM


- KADIN DOKTOR ile/ve/değil/||/<> KADIN DOKTORU


- KADIN OLMAK değil/yerine ÖNCE ADAM/İNSAN OLMAK SONRA KADIN OLMAK

( Ayrımlar yerine bütünlük üzerine düşünülerek yapılanmak gerek! )


- KADIN ve ERKEK:
EŞİT ile/ve/değil/||/<>/>/< EŞ

( Eşitlik, ancak hak ve koşullar/olanaklar itibariyle, tüze ve tıpta geçerli olmak üzere, hâkim ve hekim önünde söz konusudur.

Hiçkimse de kimseyle kıyaslanamaz ve ölçülendirilemezdir. Kadın ve erkek "farkı/ayrımı" ise anlamsız bir genelleme sonucunda oluşan gereksiz, yersiz, karşılıksız, anlamsız ve boş bir "çabadır"/zorlamadır. )


- KADIN, ...:
..., SEVMEDİĞİ KİŞİYE[ERKEK/KADIN] ...
ile/><
..., SEVDİĞİ KİŞİ[ERKEK/KADIN] İÇİN ...

( ... hiç acımaz. İLE/>< ... kendine hiç acımaz. )


- KADIN/ERKEK GÖVDESİ/BEDENİ" değil/yerine/< DİŞİL/ERİL GÖVDE/BEDEN


- KADIN/LIK ile/ve/||/<>/> ANNE/LİK

( Bebek doğurabilme olanağı. | Kendini doğurabilme olanağı ve olasılığı. İLE/VE/||/<>/> Bebeği doğurup bakabilme, yetiştirebilme. | Bebeğinden ve kendinden doğabilme, kendini gerçekleştirme. )


- KADIN değil/yerine DİŞİ/L

( Erkek, dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde,
Hakkın yarattığı her şey yerli yerinde.
Nazarımızda kadın, erkek farkı yok.
Noksanlıkla senin görüşlerinde. )


- KADIN ile/değil KADINLIK/KADINLAR

( MER'A ile/değil NİSÂ )


- KADIN ile KARI

( HÜRRE: Cariye(eme) ya da esir olmayan kadın. )


- KADIN ile/ve/||/<>/> MÜCEVHER ile/ve/||/<>/> ERKEK ile/ve/||/<>/> KADIN

( Birbirini tüketen döngü. )


- KADININ ... ile KÂDI'NIN ...


- KADININ/ERKEĞİN ... değil KİŞİNİN YANLIŞLARI/YALANLARI([OLUMLU/OLUMSUZ] ÖZELLİKLERİ)

( "Erkeğin ya da kadının" olarak yanlış ve kötü/ye kullanılan (olumlu/olumsuz) "özellikler/i" ve genellemenin yanlışlığını taşı(t)mamak, farkındalık açısından öncelikli bir ayrımdır. )


- KADINLAR ve/ne yazık ki/||/<>/> ÖLDÜRÜLEN KADINLAR :( ((((((

( Anıt Sayaç :( (((((( )


- KADINLARIN SEÇME VE SEÇİLME HAKKI:
BELEDİYE SEÇİMLERİ/NDE ile/ve/||/<>/> MILLETVEKİLLİĞİ/NDE

( 03 Nisan 1930 İLE/VE/||/<>/> 05 Aralık 1934 )


- KADINLARIN:
KORUNMASI ile/yerine/değil ANLAŞILMASI/EĞİTİLMESİ


- KADINLAŞMAK ile KADINLAŞTIRMAK ile KADI/LIK ile KADIN/LIK ile KADINCA ile KADINLI/LIK ile KADINSAL/LIK ile KADINSIZ/LIK ile KADIN AVCISI ile KADIN BAŞINA ile KADIN KADINA ile KADIN BERBERİ ile KADIN TERZİSİ ile KADIN HAREKETİ ile KADIN KADINCIK ile KADIN TİCARETİ ile KADINLAR HAMAMI ile KADINLI ERKEKLİ ile KADIN HASTALIKLARI


- KADINSI ile KADINLIK ile FEMİNİZM ile KADINLAŞTIRMAK

( FEMININE vs. FEMININITY vs. FEMINISM vs. FEMINIZE )

( مادين ile زن صفت ile مونث ile تانيث ile مادگي ile زنانگي ile طرفداري اززنان ile زنانه شدن ile زن صفت کردن ile زنانه کردن )

( مادين ile ZAN SAFT ile MONS ile تانيث ile مادگي ile ZANANGY ile TARAFDARY AZZANAN ile ZANANEH SHODAN ile ZAN SAFT KARDAN ile ZANANEH KARDAN )


- KADINSILAŞMAK ile KADINSI/LIK


- KADİR CONKER YALISI :

( Yenimahalle Pazarbaşı Karakütük Caddesi üzerinde bulunan bu yalı önceleri iki katlı ahşap bir evdi. Evi satan alan Kadir Conker eski evi yıkarak yalıya dönüştürdü. Yalı zarafeti ile görülmeye değer yalılardan biridir. )


- KADİR GECESİ ile/ve/değil/<> KADİR-KIYMET BİLDİĞİN GECE


- KADİR-KIYMET (BİLME(ME)K)


- KADÎR[Ar. < KUDRET] ile KADİR["ka" uzun okunur] ile KADR[Ar.]

( Tükenmez kudret sahibi olan Allah.[Allah'ın adlarından] İLE Güçlü, kuvvetli, kudretli, kudret sahibi. | Allah. İLE Değer, itibar. | Onur, şeref, haysiyet, meziyet. | Derece, rütbe. | Yıldızları, parlaklık derecelerine göre birbirinden ayırdetmek için yapılan sınıflandırmada her dereceden biri.[Birinci kadirden(en parlak) altıncı kadire kadar olan yıldızlar gözle görülebilir; teleskobun kuvveti arttıkça daha küçük kadirdeki yıldızları görmek olanaklıdır.][Güneşin parlaklığı sıfırıncı kadirdendir.] )


- KADÎR[Ar.] ile KAVÎ[Ar.]


- KÂDİR[Ar.] ile MUKÎT[Ar.]


- KÂDİR[Ar.] ile MÜTEMEKKİN[Ar.]


- KADÎR[Ar.] ile RABB[Ar.]


- KADİR ile/ve/||/<> HIZIR


- KADİR ile KADİRİ/LİK ile KADİRLİ ile KADİR GECESİ


- KÂDİR ile/ve MÂLİK


- KADIRGA ile BAŞTARDE/BASTARDA[İt.]

( ... İLE Osmanlı donanmasında kullanılan, kadırga türünden bir savaş gemisi. )


- KADIRGA ile KADIRGA BALIĞI


- KADIRGA ile/ve/<> KALYON

( Hem yelken, hem de kürekle yol alan, özellikle Akdeniz'de kullanılmış bir savaş gemisi. İLE/VE/<> Yelkenle ve kürekle yol alan savaş gemilerinin en büyüğü olan yelkenli gemi. )


- KADİRŞİNAS[Ar. + Fars.] değil/yerine/= DEĞERBİLİR


- KADİRŞİNAS/LIK değil/yerine/= DEĞERBİLİR(LİK)/İYİLİKBİLİR(LİK)


- KADÎRUN 'ALEYHİ[Ar.] ile KADÎRUN 'ALÂ Fİ'LİHÎ[Ar.]


- KADIZÂDE MEHMET EFENDİ ile/değil KADIZÂDE AHMET EFENDİ


- Kadını DİNLE!!!


- KADMİYUM ile KADMİYUMLU


- KADR -ile


- KADR ile/ve KADER/KADAR ile/ve KADER

( Parlaklık. İLE/VE Ölçü. | Ölçüsünde, derecesinde. | Büyüklüğünde, genişliğinde. | Dek. | Gibi. | Denli. | Süre belirten bir söz. | Miktarda, derecede. | Bir sayıdan sonra geldiğinde, kesinlikle belirli olmayan bir niceliği belirten söz. İLE/VE Özgürlük. )


- KADRAJ[Fr. CADRAGE] değil/yerine/= ÇERÇEVEYE ALMAK

( Sinema ve fotoğrafçılıkta, görüntüyü, çerçeve içine alma. )


- KADRAJ değil/yerine/= DÖRDEN


- KADRAN[Fr. < CADRAN] ile/ve/||/<> KADRAJ[Fr. < CADRAGE]

( Saat, pusula vb. araçlarda, üzerinde yazı, rakam ya da başka işaretler bulunan düzlem. | Ölçek. İLE/VE/||/<> Sinema ve fotoğrafçılıkta, görüntüyü, çerçeve içine alma. )


- KADRAN/QUADRANT[İng.] değil/yerine/= DÖRTTE BİR


- KADRAN ile KADRANLI


- KADRAN değil/yerine/= ÖLÇEK


- KADRO[İt. QUADRO] ile KADRO[İt. QUADRO]

( Bir kamu kuruluşunun, bir işletmenin, denetim ya da yönlendirme işlerini gerçekleştirenler ve bunların taşıdığı ödev, yetki ve sorumlulukların hepsi. | Bir işte görev alan kişi ya da kişiler, ekip. | Bu kişi ve sorumlulukları sayı, nitelik ve aşamalarıyla gösteren çizelge. | Bu çizelgedeki yer. İLE Bisiklet ve motosiklette, iskeleti oluşturan metal bölüm. )


- KADROLAŞMAK ile KADROLANDIRMAK ile KADROLAŞTIRMAK ile KADRO ile KADROCU/LUK ile KADROLU/LUK ile KADROSUZ/LUK


- KADROLU ile SÖZLEŞMELİ


- KADÜK[Fr. < CADUC] değil/yerine/= DEĞERİNİ/ÖNEMİNİ YİTİRMİŞ, GEÇERLİLİĞİ KALMAMIŞ, ESKİMİŞ


- KAF "DAĞI" ile/değil BUZ DAĞI


- KAF (DAĞI) ve/<> ANKA (KUŞU)

( İnsan beyni/zihni. VE Yeğleme/tercih.[kılma/kılamama | yapma/yapamama] )


- KAF DAĞI ile/ya da/||/<> ÇİLE

( Kaf dağına mı çıksam?
Bir ömür, çile mi çeksem? )

( )


- KAF[Ar.] ile KÂF[Ar., Fars.] ile Kaf[Ar.] ile KÂF[Ar.]

( Osmanlı abecesinin yirmidördüncü harfidir.[ebced hesabında 100 sayısının karşılığıdır.] İLE kef harfinin başka bir okunuşu. İLE Masallarda, zümrüd-i anka kuşunun yaşadığı söylenilegelen dağ. | [Doğu budunları/kavimleri kozmolojisinde] Arz'ın etrafını çepeçevre kuşatan dağın adı. İLE Yaran/yarıcı. )


- KAF/CUFF[İng.] değil/yerine/= SARGAN


- KAFA DURUŞU ile İNATÇI

( HEADSTALL vs. HEADSTRONG )

( افسار ile خودسر ile مطلق العنان )

( AFSAR ile KHODSAR ile مطلق العنان )


- KAFA KARIŞTIRIYOR değil (BİLMEDİĞİMDEN) KAFAM KARIŞIYOR


- KAFA SESİ ile/ve/||/<> FALSETTO[İt.]


- KAFA TUTMAK ile/ve/||/<> DİKLENMEK/EFELENMEK


- KAFA/BAŞ ve/<> AYAK

( Serin tutulmalı. VE/<> Sıcak tutulmalı. )

( Kafa, tüm gövdenin 1/8'i oranındadır. [Altın Oran!] )

( Kopan bir kafanın bilincinin ne kadar süre yerinde kaldığını (kalıyorsa) sınamak olanaksızdır. En iyi tahminle 5 ila 13 saniye arasında olduğudur. )

( Akılsız başın cezasını, ayaklar çeker. )

( SEDİR AĞACI: Kafatası. )

( )


- KAFA/KELLE[Fars.] değil/yerine/= BAŞ


- KAFA ile BAŞ AĞRISI ile BAŞ VE AĞIZ ile BAŞ UŞAK ile BAŞ AŞÇI ile BAŞÖRTÜSÜ ile BAŞ DAMAT ile BAŞ YARGIÇ ile BAŞ METRESİ ile RAHİM BAŞI ile KAFA PARÇASI ile KAFA PİMİ ile MERKEZ ile KAFA DESTEĞİ ile KAFA TIRAŞI ile KAFA DURAK ile KAFA TAŞI ile KAFA YOLU ile KAFA RÜZGARI ile KAFA İŞİ

( HEAD vs. HEAD ACHE vs. HEAD AND MOUTH vs. HEAD BUTLER vs. HEAD CHEF vs. HEAD COVERING vs. HEAD GROOM vs. HEAD JUDGE vs. HEAD MISTRESS vs. HEAD OF UTERUS vs. HEAD PIECE vs. HEAD PIN vs. HEAD QUARTERS vs. HEAD REST vs. HEAD SHAVING vs. HEAD STALL vs. HEAD STONE vs. HEAD WAY vs. HEAD WIND vs. HEAD WORK )

( باسرتوپ زدن ile رئيس ile راس ile سر ile باشي ile دک ile رائس ile سردرد ile دک و دهن ile سرپيشخدمت ile سر آشپز ile مغرف ile ميرآخور ile سرحکم ile خانم رييس ile سيبک ile قسمت بالا ile سنجاق سر ile مرکز کار ile زيرسري ile سرتراشي ile کله گي ile سنگ قبر ile سنگ بنياد ile سنگ زاويه ile بلندي طاق ile باد مخالف ile فکر روشن )

( BASARTOP ZADAN ile رئيس ile RAS ile SAR ile BASHY ile DAK ile رائس ile SARDARD ile DAK VE DAHAN ile سرپيشخدمت ile SAR ASHPAZ ile مغرف ile MYRAAKHOR ile SARAHKAM ile KHANAM RYYS ile SYBAK ile GHASMAT BALA ile SANJAGH SAR ile MARKZ KAR ile ZYRASARY ile سرتراشي ile KALEH GY ile SANG GHBAR ile SANG BANYAD ile SANG ZAVYYEH ile BALANDY TAGH ile BAD MOKHALEF ile FEKAR ROSHEN )


- KAFA ile KAFACA ile KAFALI/LIK ile KAFASIZ/LIK ile KAFALICA ile KAFA SESİ ile KAFASIZCA ile KAFA DENGİ ile KAFA İŞÇİSİ ile KAFA KAĞIDI ile KAFA KOÇANI ile KAFA ÇIKIŞI


- KAFADAN ATMAK ile UYDURMAK


- KAFADAN ile KAFADAN KONTAK/LIK ile KAFADAN BACAKLILAR ile KAFADAN GAYRİMÜSELLAH


- KAFADÂR[Ar. + Fars.] değil/yerine/= İYİ/YAKIN ARKADAŞ

( Görüş ve anlayışları birbirine uyan kişilerden her biri, kafadaş, kafa dengi. )


- KAFAM KARIŞTI ile/ve/değil/yerine BİLMİYORUM


- KAFAMIZIN KARIŞMASI ile/ve/değil/||/<>/< EZBERİMİZİN BOZULMASI


- KAFANI/KIÇINI KAŞIYAMAMAK ile SIRTINDAN/KIÇINDAN TER AKMASI


- KAFANIN BASMAMASI ile/ve/||/<>/< KAPASİTE(Sİ)NİN YETMEMESİ


- KAFANIN ÇALIŞMASI ile/ve/değil/+/||/<>/> KAFANIN ÇALIŞTIRILMASI

( Zekâ. İLE/VE/DEĞİL/+/||/<>/> Akıl. )