Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 14.450 başlık/FaRk ile birlikte,
14.450 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(30/59)


- KADER:
TESÂDÜF değil YEĞLEME/TERCİH


- KADER ile/ve/değil/||/<>/< AKIBET


- KADER ve/değil/yerine/||/<>/>/< EYLEM


- KADER ile/ve/||/<> KARMA

( ... ile/ve/||/<> )

( Karma ve Kader kavramlarını, kapsamlı bir biçimde anlamak ve görmek üzere "My name is Earl" dizisini baştan sona izlemenizi öneririz... )

( Karma'nın etkileyici ve ilham verici 10 yasası )


- KADER ile/değil TARİH


- KADI ile/ve/||/<> KÂTİP

( Yargıç. İLE/VE/||/<> Yazıcı ya da sekreter. )


- KÂDI ile MÜÇTEHİT[Ar.]

( Tanzimata kadar her türlü davaya, Tanzimat ile Medeni Kanun arasındaki dönemde ise yalnız evlenme, boşanma, nafaka, miras davalarına bakan mahkemelerin başkanları. İLE Ayet ve hadislere dayanarak yargıya varan, karar veren din düşünürü. )


- KADÎM[Ar. < KIDEM | çoğ. KUDEMÂ]["ka" uzun okunur] ile KADİM[Ar. < KADEM]["ka" uzun okunur]

( Eski. | Öncesini bilir kimse bulunmayan, öncesi bilinmeyen şey. | Başlangıcı olmayan, öteden beri varolan. | Eski zaman. İLE Ayak basan, varan/ulaşan. )


- KADÎM SANAT değil KADÎM KÜLTÜRLERİN SANATI

( Tiyatro[< değişim] )


- KADÎM değil/yerine/= ESKİL


- KADÎM ile HÂDÎS

( Başlangıcı ve sonu olmayan. İLE Oluşta olan. )


- KADÎM ve/<> KABUL


- KADÎM ve/<> ŞİMDİ

( Bugüne, şu AN'a (da) etki ediyorsa, kadîmdir. )


- KADÎM-İ ZÂTÎ ile/ve KADÎM-İ ZAMANÎ


- KADÎM'İN KIDEMİ/KEŞFİ(KEŞF-İ KADÎM) ile/ve/||/<> CEDÎD'İN VAADİ(/VÂZ-I CEDÎD)

( Geçmişte. İLE/VE Gelecekte. )

( Klasik geleneklerde esas olan. İLE/VE Modern zamanlarda ve arayışlarda. )

( Geçmiş dönemlerde, tarihin oluşması[tekâmülü], geçmiş üzerine/üzerindendi. )

( MA el-MÂHÛD )


- KADIN DOKTOR ile/ve/değil/||/<> KADIN DOKTORU


- KADIN/ERKEK GÖVDESİ/BEDENİ" değil/yerine/< DİŞİL/ERİL GÖVDE/BEDEN


- KADIN OLMAK değil/yerine ÖNCE ADAM/İNSAN OLMAK SONRA KADIN OLMAK

( Ayrımlar yerine bütünlük üzerine düşünülerek yapılanmak gerek! )


- KADIN, ...:
..., SEVMEDİĞİ KİŞİYE[ERKEK/KADIN] ...
ile/><
..., SEVDİĞİ KİŞİ[ERKEK/KADIN] İÇİN ...

( ... hiç acımaz. İLE/>< ... kendine hiç acımaz. )


- KADIN ile/değil KADINLIK/KADINLAR

( MER'A ile/değil NİSÂ )


- KADININ/ERKEĞİN ... değil KİŞİNİN YANLIŞLARI/YALANLARI([OLUMLU/OLUMSUZ] ÖZELLİKLERİ)

( "Erkeğin ya da kadının" olarak yanlış ve kötü/ye kullanılan (olumlu/olumsuz) "özellikler/i" ve genellemenin yanlışlığını taşı(t)mamak, farkındalık açısından öncelikli bir ayrımdır. )


- KADINLARIN:
KORUNMASI ile/yerine/değil ANLAŞILMASI/EĞİTİLMESİ


- KADINLARIN SEÇME VE SEÇİLME HAKKI:
BELEDİYE SEÇİMLERİ/NDE ile/ve/||/<>/> MILLETVEKİLLİĞİ/NDE

( 03 Nisan 1930 İLE/VE/||/<>/> 05 Aralık 1934 )


- KADIN/LIK ile/ve/||/<>/> ANNE/LİK

( Bebek doğurabilme olanağı. | Kendini doğurabilme olanağı ve olasılığı. İLE/VE/||/<>/> Bebeği doğurup bakabilme, yetiştirebilme. | Bebeğinden ve kendinden doğabilme, kendini gerçekleştirme. )


- KADİRŞİNAS[Ar. + Fars.] değil/yerine/= DEĞERBİLİR


- KADÜK[Fr. < CADUC] değil/yerine/= DEĞERİNİ/ÖNEMİNİ YİTİRMİŞ, GEÇERLİLİĞİ KALMAMIŞ, ESKİMİŞ


- KAF DAĞI ile/ya da/||/<> ÇİLE

( Kaf dağına mı çıksam?
Bir ömür, çile mi çeksem? )

( )


- KAFA TUTMAK ile/ve/||/<> DİKLENMEK/EFELENMEK


- KAFADÂR[Ar. + Fars.] değil/yerine/= İYİ/YAKIN ARKADAŞ

( Görüş ve anlayışları birbirine uyan kişilerden her biri, kafadaş, kafa dengi. )


- KAFAM KARIŞTI ile/ve/değil/yerine BİLMİYORUM


- KAFAMIZIN KARIŞMASI ile/ve/değil/||/<>/< EZBERİMİZİN BOZULMASI


- KAFANIN BASMAMASI ile/ve/||/<>/< KAPASİTE(Sİ)NİN YETMEMESİ


- KAFANIN ÇALIŞMASI ile/ve/değil/+/||/<>/> KAFANIN ÇALIŞTIRILMASI

( Zekâ. İLE/VE/DEĞİL/+/||/<>/> Akıl. )


- KAFANIN KARIŞMASI değil ZİHNİN BULANIKLAŞMASI


- KAFAYI ÇALIŞTIRMAK ve MESAFEYİ KORUMAK


- KAFESİN İÇİNDEN ÇIKMAK değil KAFESİ, İÇİNDEN ÇIKARMAK


- | KAFTAN ve CÜBBE | ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HIRKA

( | Sultan'da. VE Yargıç'ta. | İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Derviş'te. )


- KAFTAN ile/ve/değil/||/<> HİLAT

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> Sultanların, gönül almak, ödüllendirmek için birine giydirdikleri değerli kumaştan yapılmış kaftan. )


- KAĞIT PARANIN BASIMI ile/ve MADENÎ PARANIN BASIMI

( Merkez Bankası tarafından. İLE/VE Maliye Bakanlığı tarafından. )


- KÂĞITTA:
TERBİYECİ ile/ve/||/<>/> AHERCİ ile/ve/||/<>/> BOYAYICI ile/ve/||/<>/> TAMİRCİ

( [bkz.]
Kâğıtlar ve Su Damgaları - Süheyl Ünver - Türk Tarih Kurumu, Belleten
XVIII. ve XIX. yy.'da, Türkiye'de Kâğıt - Osman Ersoy (Prof.) - Ankara, 1963 )


- KÄHLER İLE CALABİ-YAU İLE HYPERKÄHLER ile/||/<> KOMPLEKS GEOMETRİ

( Kompleks manifold türleri. )

( Formül: Ric = 0 (Calabi-Yau) )


- KAHRAMAN >< KURBAN


- KAHRAMANLIK ve/||/<> AŞK

( Nasıl yaşayacağım? VE/||/<> Nasıl öleceğim? )


- KAHR (OLMAK) ile/ve/||/<>/> MAHV (OLMAK)


- KAİDE değil/yerine/= DURAÇ/TABAN/AYAKLIK


- KAİDE[Ar.] değil/yerine/= KURAL


- KÂİN ile KÂHİN

( Bulunan, var olan. İLE Doğaüstü yollardan gizli, bilinmeyen şeyleri, geleceği bilme iddiasında bulunan kişi. | Yahudilerin din reisi. )


- KAİNAT:
EVREN ile/ve/değil/<> YERYÜZÜ


- KÂİNAT ve/<> KANAAT


- KAKAO/HİNTBADEMİ ve/<> SU

( Kakaoyu suyla karıştırıp içen ilk kişiler, Mayalar'dır. )

( THEOBROMA CACAO et/<> ... )


- KÂKÜL[Fars.]["KAHKÜL" değil!] ile PERÇEM[Fars. :Bayrak.]

( Alna düşen, kısa kesilmiş saç. İLE Başlarını traş edenlerin, tepede bıraktığı saç tutamı. | Yele. | Kâkül. )


- KAL GELMESİ değil/yerine/>< KALK GELMESİ


- KÂL ile HÂL


- KÂL ve/> HÂL ve/> SÜKÛT


- KALABALIKLARDAN YANA OLMAK ile/değil/yerine HAKTAN YANA OLMAK

( image )


- KALABALIKLAŞTIKÇA:
"AKILLANAN/LAR" ne yazık ki APTALLAŞAN/LAR

( Hayvanlar. İLE/NE YAZIK Kİ Kişiler. )


- KALAK ile KALAK

( Gelin tâcı. İLE Tezek yığını. )


- KALAN SAĞLAR ile/ve/||/<> KALAN SAHALAR
(BİZİMDİR)


- KALBİN YOLU ile/ve/||/<> ZİHNİN YOLU

( Hoştur fakat tehlikelidir. VE/||/<> Sıradandır fakat güvenlidir. )


- KALBURA ile/ve/||/<> KEVGİRE DÖNMEK/ÇEVİRMEK


- KALDIRMA:
KORUMA ile/ve/||/<> YOK ETME

( KATERGEIN )


- KALDIRMAK ile/değil/yerine İYİLEŞTİRME


- KALDIRMAK/KALDIR(A)MAMAK ile TAŞIMAK/TAŞI(YA)MAMAK


- KALDIRMAK ile/değil/yerine YAY(IL)ARAK GÖSTERMEME/GÖRÜNMEME


- KALDIRMAK/BİTİRMEK ile/ve/<>/değil/yerine DARALTMAK


- KALEM TÜKETMEK ile/ve/değil/daha çok/+/||/<>/&gt;&lt;/< SİLGİ TÜKETMEK


- KALEM ile/||/<> GENELGE/TAMİM ile/||/<> MUHTIRA ile/||/<> HATT-I HÜMÂYUN ile/||/<> NOTA ile/||/<> NİŞANCI

( Resmî belgeleri hazırlayan yazıcıların çalıştığı yer. İLE/||/<> Yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasında yol göstermek. İLE/||/<> Herhangi bir şeyi anımsatma, uyarma amacıyla yazılan yazı. | Bir devletin başka bir devlete politik sorunlarla ilgili olarak yolladığı uyarı yazısı. İLE/||/<> Sultan tarafından herhangi bir iş için çıkarılan yazılı emir. İLE/||/<> Bir devletin başka bir devletle ya da elçisine yaptığı bildiri. İLE/||/<> Osmanlı yasalarını iyi bilen, yasalar konusunda Dîvân'a görüş veren yabancı devletlerle yazışmaları hazırlayan, Sultan mektuplarına tuğra çeken, Divan-ı Hümayûn üyesi. )


- KALICI ile/ve/değil/||/<>/< GEÇERLİ


- KALICILIK ile/ve/değil/||/<>/> BAĞLAYICILIK


- KALICILIK =/< KENDİNDEN KAYBOLUŞ


- KALICI/LIK ile/ve/||/<>/> SÜRDÜRÜLEBİLİR/LİK


- KALICI/LIK ile/ve/değil/yerine SÜREKLİ/LİK

( [not] PERMANENCE vs./and/but CONTINUOUS/NESS
CONTINUOUS/NESS instead of PERMANENCE )


- KALICI/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UZUN SÜRELİ/LİK


- KALİFİYE/VASIFLI değil/yerine/= NİTELİKLİ


- KALINKAFALI/LIK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< HAYAL GÜCÜNÜN OLMAMASI


- KALIN/LIK / KABA/LIK değil/yerine/>< İNCE/LİK

( Kişinin, kırılma nedeni. >< Herşeyin kırıldığı nokta. )


- KALINTI ile/ve/||/<> BULUNTU


- KALINTI ile/ve/<>/değil İZ


- KALIP/LAR ile/ve/<> KABUL/LER

( Az bilenlerde/okumuşlarda. İLE/VE/<> "Çok" "bilenlerde"/"okumuşlarda". )


- KALİTE/Lİ[Fr./İng. < QUALITY] değil/yerine/= NİTELİK/Lİ


- KALITIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;/&lt; KATILIM

( [not] HERITAGE vs./and/but/||/<>/>/< PARTICIPATION
PARTICIPATION instead of HERITAGE )


- KALKAN ile KALKAN

( Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık. | Toplum olaylarında güvenlik görevlilerinin çeşitli saldırı araçlarından kendilerini ve başkalarını korumak için kullandıkları, özel olarak yapılmış korumalık. | Koruyucu. İLE Yan yüzergillerden, büyük, yassı, derisi düğme ya da çivi denilen birtakım sivri kemiklerle örtülü balık. )


- KALKIN(DIR)MA ile UYGARLAŞMA


- KALKMAK ile/ve/||/<> KALGIMAK

( ... İLE Sıçramak, fırlamak, şaha kalkmak. | Öfkeyle kalkmak. | Çapkınlık, serserilik yapmak. )


- KALKOJEN[Fr. < CHALCOGENE] ile KALKOLİTİK[Fr. < CHALCOLITIQUE]

( Periyodik dizgede, altıncı öbekteki oksijen, kükürt, selenyum, tellür, polonyum öğelerinin genel adı. İLE Bakırın kullanılmaya başlamasıyla nitelenen [tarih öncesi dönem]. )


- KALLEŞ/LİK ile/değil/yerine KARDEŞ/LİK


- KALP KIRMAK değil/yerine/>< ÖZÜR DİLEMEK

( Zulm eder. DEĞİL/YERİNE/>< Feth eder. )


- KALP ve/+/<> OMURGA

( İhtiyâr. VE/+/<> İrâde. )

( [ebced] 66 VE/+/<> 33 )


- KALP ve SES

( İkisini de yumuşatmak gerekiyor. )

( HEART and SOUND )


- KALSİYUM / KALSEMİ

( ... İLE Kandaki kalsiyum miktarı. )


- KÂM[Ar.] ile/ve/değil/yerine/<>/< GAM[Ar.]

( Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/< Tasa, kaygı, üzüntü. )


- KÂM[Fars.] ile/ve/değil/yerine/||/<> RÂM[Fars.]

( Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Boyun eğen, kendini başkasının buyruğuna bırakan. )


- KAMANÇO[İt. < CANGIA] değil/yerine/= YÜKLEME, AKTARMA, ELDEN ELE GEÇİRME


- KAMBRİYEN -ile

( Birinci Çağın ilk dönemi ve bu dönemde oluşmuş yer katmanları. )


- KAMBRİYUM ile ARKEEN[Fr. ARCHÉEN < Yun.]

( ... İLE Kambriyumlardan önce oluşan, en eski yer katı. )


- KAMBUR ile KAMBUR

( Bel ya da göğüs kemiğinin eğrilmesi, raşitizm sonucu, sırtta ve göğüste oluşan tümsek. | Bazı hayvanların sırtındaki çıkıntı. | Gövdesinde bu tümsek bulunan kişi. | Sıkıntı, dert. İLE Yapı ya da eşyada dışarıya doğru eğrilme. | Ütü yastığı. )


- KAMÇILILAR -/

( Haşlamlılar sınıfından, kamçı biçiminde bir örgenle hareket eden, denizlerde, tatlı sularda ya da asalak durumunda, insan ve hayvanlarda yaşayan, mikroskobik, tek hücreli hayvanlar ailesi. )


- KÂMİL ile/ve/||/<> KÂZIM

( Olgun. İLE/VE/||/<> Öfkesini tutan/yutan. )


- KAMU -ile

( Tüm, hep, hepsi. )


- KAMU DENETÇİ/LİĞİ/MUHTESİB(OMBUDSMAN/LIK) ile/ve/||/<> ARABULUCU/LUK

( ... ile/ve/||/<> MUSLİHÛN )


- KAMU TÜZESİ/HUKUKU ile/ve/||/<>/> DEVLETLER TÜZESİ/HUKUKU ile/ve/||/<>/> DÜNYA VATANDAŞLIĞI TÜZESİ/HUKUKU


- KAMU ile/ve/||/<>/> ÖZEL ile/ve/||/<>/> VAKIF


- KAMUOYU ile KAMU VİCDANI


- KAMUTAY ile/ve/||/<> KURULTAY[Moğolca]

( Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin genel kurulu. İLE Ulusal ya da uluslararası bilimsel toplantı. | Bir kuruluşun, gündemindeki sorunları, temel konuları konuşmak ve yeni kurullar seçmek üzere belirli sürelerle ya da gerektikçe yaptığı genel toplantı. | Eski Türkler'de, devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı kurul/meclis. )


- KAMUTAY ile/ve/||/<>/> OĞUŞLUK KAMUTAYI ile/ve/||/<>/> ULUS KAMUTAYI ile/ve/||/<>/> URAY KAMUTAYI

( MECLİS ile/ve/||/<>/> AİLE MECLİSİ ile/ve/||/<>/> MİLLET MECLİSİ ile/ve/||/<>/> BELEDİYE MECLİSİ )


- KÂN(OLUŞ) ||/>
MEKÂN ile/ve/||/<>/> DUYU ile/ve/||/<>/> DUYGU ile/ve/||/<>/> HAL ile/ve/||/<>/> MAHAL ile/ve/||/<>/> MAKAM
||/> AKIL/KAVRAM


- KAN ÖBEKLERİ(GRUPLARI): İNSANDA ile HAYVANDA

( Başlıca, 4 kan öbeği vardır. Bunlar (A), (B), (AB) ve (0)'dır. Bunlara ek olarak, bazı alt öbekler de vardır. Ayrıca, kanda, Rh etmenleri de bulunmaktadır.

Bunlar (Rh pozitif) ve (Rh negatif) olarak adlandırılırlar. Kan naklinde, verilecek kanın ve alacak kişinin kan öbeğinin bilinmesi çok önemlidir. Yanlış kan verilmesi, ölüme dahi yol açabilir.

Bazı durumlarda (0) öbeği kan, (A), (B) ve (AB) öbeklerine verebilir. Bu bakımdan (0) öbeğine, "genel kan verici" denilir. (AB) öbeği ise her öbekten kan alabileceğinden dolayı "genel kan alıcı" olarak adlandırılır. İLE
Domuzlarda 16, ineklerde 12, köpeklerde 7, kedilerde ise 2 kan öbeği vardır. )

( KAN VERMENİN YARARLARI

Kan vermenin hiçbir zararı ya da tehlikesi olmadığı gibi, tam aksine insan sağlığına yararı vardır.

18-65 yaş arası sağlıklı her kişi, 3 ayda bir kan verebilir. Gövdede, 300-400 ml. kan eksikliğinde, bünye bunu kapatmak için derhal çalışmaya başlar. Kemik iliği, kana döktüğü hücrelerin sayısını artırır. Bir yandan, taze kan, organlara oksijen taşınmasını kolaylaştırır. Kişi, canlılık kazanır. KAN VEREN, kendi sağlığına hizmet ederken, çok daha önemlisi YAŞAM KURTARIR. )

( SIKÇA SORULAN SORULAR

* Kimler kan bağışlayabilir?
18 - 65 yaş arası önemli bir sağlık sorunu olmayan, gövde ağırlığı 50 kg.'ın üzerinde olan kişiler.

* Ne sıklıkla kan verilebiilir?
Bağışlar arasında üç ay ara olacak biçimde yılda dört kez kan bağışlanabilir.

* Kan bağışlamaya gelirken yanımda neler getirmeliyim?
Resmi kimlik belgesi yeterlidir. (Yasal zorunluluk)

* Kan bağışı ne kadar zaman alır?
Kayıt, muayene, kan verme ve ikram işlemlerinin tamamı 30 - 35 dakika sürer.

* Acı hisseder miyim?
Evet çok az ama büyük acılar yaşamaktansa küçük acılara katlanmak gerekir.

* Her bağışımda formu doldurmam gerekli mi?
Evet. Formdaki sorulara vereceğiniz samimi ve doğru yanıtlar yapılacak tüm tarama testlerinden daha değerlidir.

* Gövdemizde ne kadar kan vardır?
Erişkin bir insanda, uygun kilonun %8'i kadar kan vardır. Yaklaşık olarak, 5.000 - 6.000 ml. olarak hesaplanmaktadır.

* Ne kadar kan alınıyor?
1 ünite. (450 ml. +/- 10 ml.)

* Sarılık geçirdim, kan bağışlayabilir miyim?
B ve C tipi geçirenler hiçbir zaman kan bağışı yapamazlar.

* Kan bağışlandıktan sonra herhangi bir değişiklik hisseder miyim?
Tavsiyelere uymuş iseniz yarım saat içinde günlük etkinliklerinize dönebilirsiniz. Ancak, aşırı dikkat gerektiren; uçak pilotu, iş makinesi operatörü, sürücülük gibi mesleklerde çalışanlar ve sporcuların kan bağışladıkları gün dinlenmeleri önerilir.

* Kanım kullanılmadan önce test ediliyor mu?
Mutlaka!
HIV[AIDS], HCV[C tipi sarılık], HBV[B tipi sarılık], Frengi[Sfilis] ve kan öbeği testi her bağışta yapılır. Lütfen (herhangi bir kuşkunuz nedeniyle) test sonucunuzu öğrenmek için kan bağışlıyorsanız, bunu yapmaktan vazgeçiniz.

* Test sonuçları pozitif (+) bulunmuşsa?
Paniğe kapılmayın, bu durumda doğrulama testleriniz yapılarak kan merkezi doktoru tarafından size bilgi verilecektir.

* Kansız kalır mıyım?
Hayır, bağış öncesi yapılan test sonucu kan düzeyi düşük [anemik] kişilerden kan alınamaz.

* Kilo alır mıyım / verir miyim?
Hayır. Kan bağışının bilimsel olarak kanıtlanmış bu tür yan etkileri yoktur.

* İlâç kullanıyorum, kan bağışlayabilir miyim?
Bazı ilâçlar kan bağışı için engel oluşturabilirler, bu durum tüm ilâçlar için geçerli değildir. Lütfen kullandığınız tüm ilâçları kan merkezi doktoruna bildiriniz.

* Kan bağışlamak alışkanlık ya da bağımlılık yapar mı?
Bilimsel olarak kan bağışının bağımlılık yaptığını gösteren bir çalışma yoktur.

* Kan bağışladığım zaman, AIDS ya da herhangi bir hastalık bulaşır mı?
Kan alım işlemlerinde kullanılan iğneler tek kullanımlık ve sterildir. Bu nedenle, AIDS gibi herhangi bir hastalığın bulaşma olasılığı yoktur. )

( )


- KAN BİRLİĞİ ile/ve/yerine/değil CAN BİRLİĞİ


- KAN TÜKÜRÜP ve/fakat/||/<>/> "KIZILCIK ŞERBETİ İÇTİM" DEMEK


- KANAAT değil/yerine/= KANI/KANIKLIK


- KANAAT ile/ve/değil/yerine KANIT


- KANAATKÂR değil/yerine/= YETİNGEN

( Kazandığı ile meşgul olup, başkasının kazandığı ile meşgul olmamak. )


- KANADI OLMAK/ÇIRPMAK ile/ve/fakat/||/<>/> UÇAMAMAK


- KANAL KAPASİTESİ İLE HATA DÜZELTME İLE SIKIŞTIRMA ile/||/<> İLETİŞİM TEOREMİ

( Shannon ın temel teoremleri. )

( Formül: C = B log₂(1 + SNR) )


- KANAL değil/yerine/= ARK/HARK

( İçinden su akıtmak için toprağı kazarak yapılan açık oluk. )


- KANAL ile LAĞIM[Yun.]/GERİZ/KERİZ/KEHRİZ/KARIZ[Fars.]

( ... İLE Bir yerleşim merkezinde, kirli suların akıp gitmesi için yeraltında açılmış ark. | Düşmanın kale duvarlarını yıkmak ya da düşmesi ordugâhına zarar vermek amacıyla, düşman siperlerine doğru yer altından açılan yol. )

( TURFAN KARIZLARI: Yeraltı su kanalları.
Lağım ya da yer altından giden su kanalı anlamındadır. Burada kullanılan lağım sözcüğü ilk anda bugün büyük şehirlerde kullanılan atık su yollarını çağrıştırsa da asıl anlamı yer altına açılan tünel, kanaldır. Osmanlı ordusunda, fethedilmek istenen kalelerin etrafı sarıldığında, yer altından tüneller açarak kale duvarı altına ve girişine patlayıcı yerleştirip, kale duvarlarının ya da kapısının yıkılmasını sağlayan asker grubuna "lağımcı" denirdi. "Karız" sözcüğü; kehriz, lağım ve yeraltı su yolu demektir. Suyun aktığı yeraltı kanalı anlamına gelen "teşme" olarak da geçmektedir. )

( [argo] KARIZ/KEHRİZ: Bugün Anadolu'da "keriz" olarak kullanılan bu sözcük, sebil, herkesin kullanımına açık çeşme anlamındadır. Malını mülkünü herkesin kullanmasında sakınca görmeyen, malını sebil gibi dağıtan kişiler için kullanılmaktadır. )

( KARİZÇİ: Kuyu kazan kişi. )


- KANALİZASYON ve/||/<> HAMAM ve/||/<> KÜTÜPHANE

( Kentin kirini alır götürür. VE/||/<> Gövdenin kiri temizlenir. VE/||/<> Aklın boşlukları/"tozları" alınır. )

( Pis ve atık suların özel kanallar aracılığıyla belirli merkezlerde toplanıp atılmasını sağlayan düzen, lağım döşemi. VE/||/<> Yıkanılacak yer, yunak, ısıdam. | Para karşılığında yıkanma işinin yapıldığı yer. VE/||/<> Betiklik/kitaplık. | Betik satılan dükkân, betikevi. )


- KANAT ile/değil KANAAT

( Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan örgen. | Balıklarda yüzgeç. | Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin etkilediği yatay yüzey. | Kapı, pencere, dolap gibi dikine açılıp kapanan şeylerin kapağı. | Yan, taraf. | Meclis, parti vb. topluluklarda düşünce yönünden özellik gösteren taraflardan her biri. | Fırıldak biçiminde olan şeylerde kol. | Angıç. | Savaş düzenindeki ordunun iki yanından her biri, cenah. | Futbol, hentbol vb. takım oyunlarında hücum hattının sağ ve sol bölümü. İLE/DEĞİL Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum. | Kanma, inanma. | Kanış, kanı, inanç, düşünce. )


- KANDIRMA ile/ve/<>/> "YUTTURMA"


- KANDIRMA/CA ile/ve/değil ŞAŞIR(T)MA/CA ile/ve/değil YANILTMA/CA / YANILSAMA


- [ne yazık ki]
KANDIRMADA:
"APTAL/LIĞIMIZ" ile/ve/değil/||/<>/< "ONUN/ONLARIN" KARAKTERSİZ/LİĞİ

( Olmuyor. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Oluyor. )


- KANDIRMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ALGI OLUŞTURMAK


- KANDIRMAK ile/<> "ATLATMAK"


- KANDIRMAK ile/değil/yerine/>< KABUL/RÂZI ETTİRMEK


- KANDIRMAK ile/değil OYALAMAK


- KANGAL[Yun.] ile KANGAL ile Kangal

( Tel, kurşun boru gibi uzun ve bükülebilir şeylerin halka biçiminde sarılmasıyla yapılan bağ. | Bu biçimde bükülmüş şeylerin her bir halkası. İLE Deve dikeni. | Kangal ilçesine özgü bir köpek. İLE Sivas iline bağlı ilçelerden biri. )


- KANIKSAMAK ile/ve/<> YADIRGAMAZ OLMAK

( ... ile/ve/<> İSTİNAS )


- KANIKSAMAK ile/ve/||/<>/> ÖZÜMSEMEK ile/ve/||/<>/> İÇSELLEŞTİRMEK


- KANIN AKMASI ile/değil/yerine/>< MÜREKKEBİN AKMASI


- KANIT ARAMAK ile/değil/yerine KAVRAYIŞ


- KANIT ve/||/<>/< KAVRAM

( EVIDENCE and/||/<>/< CONCEPT )


- KANIT ile/ve/||/<> SAĞLAMA


- KANIT/BURHAN ile/ve/||/<> KESİNLİK/YAKÎN


- KANITLAMAK ile/ve/||/<>/> İKNÂ ETMEK


- KANITLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< TEMELLENDİRMEK


- KANIT(LANABİLİRLİK) ile/ve/||/<> ZORUNLULUK


- KANITLAYAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DESTEKLEYEN


- KANMA ile/ve/||/<>/> KANIŞ

( Söylenilen sözün, anlatılan konunun doğruluğuna inanmak. | Tatlı sözlere aldanmak. | Bir gereksinimini, bir isteğini yeteri kadar karşılamış olmak, doymak. | Yetinmek, iktifa etmek. İLE/VE/||/<>/> Kanma durumu. | Kanı, kanaat. | Aldanış, kanma. )


- KANMAK/KANDIRMAK ile/ve/değil/yerine/<>/> İKNA (OLMAK/ETMEK)


- KANON = KANUN, KAİDE = CANON[İng., Fr., İsp.] = KANON[Alm., Yun.]

( Herhangi bir konuda yetkelerin belirlediği seçimler bütünü. | Eşit aralıklarla ilerleyen ancak birlikte değil, art arda duyulan iki ya da daha çok sesin birbirini sürekli taklit etmesiyle oluşan bütün. )


- KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME(KHK) ile/ve/değil/yerine/||/<> YASA


- VARSIL/ZENGİN OLMAK:
KANUN KADAR değil KARUN KADAR


- KÂNUN ile KURAL


- KAODAİZM -ile

( Vietnam'ın, Tay Ninh kentinde, Budizm, Taoizm, Katolik Hristiyanlık ve Konfüçyüs'ten etkilenerek 1928 yılında, Cao Dai tarafından oluşturulmuş bir din. Victor Hugo'nun eserleri de bu dinin ilkelerinin belirleyicilerinden biri olmuştur.[Tay Ninh'deki mabedleri, 1932 yılında tamamlanmıştır.]

"Tek göz", bir simge olarak kullanılmaktadır.[Yaşamın ve ibadetin yolu olan ve kalbe yakın olduğundan dolayı olarak değerlendirilen sol göz.]

06:00, 12:00, 18:00 ve 00:00'te olmak üzere, günde dört kez ibadet etmektelerdir. Törenlerde, kadın-erkek ayrımı olmaksızın yanyana yer alır.

5 ana ilkeleri vardır:
1. Kimseyi öldürme!
2. Yalan söyleme!
3. Hırsızlık yapma!
4. Tek eşli ol!
5. Alkollü içki içme! )


- KAOS = CHAOS[İng., Fr., Alm.] = KHAOS:UÇURUM[Yun.] = CAOS[İsp.]


- KAOS ile/ve/değil/||/<> TENÂKUZ


- KAOS[Yun.] ile KOMPLEKS[Fr./İng.]

( Uçurum. | "Karmaşa". İLE Karmaşık. )


- KAP ile/değil DAĞAR

( ... İLE/DEĞİL Ağzı yayvan, toprak kap. | Dağarcık. )


- KAPALI KAPI ile/değil YANLIŞ ANAHTAR


- KAPALI ile/ve/||/<> DOLAYLI


- KAPAMAK ile KAPATMAK

( Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek. | Hava bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak. | Bir şeyin görünmesine engel olmak. | Geçişi engellemek. | Tıkamak, içini doldurmak. | Su, elektrik gelişini kesmek. | Çalışamaz, görev ve iş yapamaz duruma getirmek. | Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmak. | Bir yere sokup dışarı çıkmasına engel olmak, hapsetmek. | Ortalıktan alıp saklamak. | Karşılamak, denk gelmek. İLE Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek. | Kapamak. | Bir kadınla nikâhsız yaşamak. | Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek. | Herhangi bir yerin tüM tüketimlerini üstlenip başkalarını içeri almadan isteği doğrultusunda eğlenmek. | Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek. )


- KAPAN ile/ve/||/<> BUNALIM


- KAPAN ile/değil/yerine TUZAK

( Nesne. İLE Kavram. )


- KAPAT! ile/ve/||/<> YARDIR!

( "Çok hızlı ya da yoğun yapmak/yaşamak" üzere verilen "destek" ve/ya da coşku "sözleri"... )


- KAPATMAK ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/>< ÜSTÜNÜ ÖRTMEK


- KAPI ile/ve/||/<> GEÇİT


- KAPI ile/ve/gibi/||/<>/> TAPU


- KAPI ve/||/<>/> YAPI


- KAPILANMA ile/ve/||/<> SABİTLENME


- KAPİTALİSTLEŞME ile/ve/||/<> ULUSLAŞMA ile/ve/||/<> BİREYLEŞME

( Kâğıt para. İLE/VE/||/<> Gazete. İLE/VE/||/<> Roman. )


- KAPİTALİZM:
MAL ÜRETİMİ ile/ve/değil/||/<>/< MÜŞTERİ ÜRETİMİ


- KAPİTALİZM:
ÜRÜN ÜRETME değil/ne yazık ki/>< MÜŞTERİ ÜRETME


- KAPİTÜLASYON[Fr./İng.]/İMTİYAZ[Ar.] AYRICALIK

( Bir ülkede yurttaşların zararına olarak yabancılara verilen ayrıcalık hakları. | [belirli koşullarla] Teslim olma, teslimiyet, silahları bırakma. | Teslim antlaşması, teslim koşullarını içeren belge. | Özet, hulâsa. )


- KAPLAN ile HAZAR KAPLANI

( )

( ... İLE Hazar Denizi etrafında yaşamışlardır. En son, 1970 yılında türünün son örneğinin ölümüyle soyları tükenmiştir. )


- KAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ALMAK


- KAPORA[İt. < CAPARRA] değil/yerine/= GÜVENMELİK


- KAPSAM ile/ve/= BÜTÜNLÜK

( ŞÜMÛL ile/ve/= ... )


- KAPSAM ile İSTİAP

( ... İLE İçine alma, içine sığdırma. )


- KAPSAM ile/||/<> KAPSAM


- KAPSAMI AŞAN ile/ve/||/<> KAPSAM DIŞINDA KALAN


- KAPSAM/LI ile/ve/||/<> KAPASİTE/Lİ


- KAPSAM/LI ile/ve/||/<> NİTELİK/Lİ


- KAPSAYICI/LIK ile/ve/||/<> KUCAKLAYICI/LIK


- KAPSAYICI/LIK ile/ve/||/<> OKŞAYICI/LIK


- KAPSÜL[Fr. < CAPSULE] -/

( Ateşli silahlarda, horozun ya da iğnenin çarpmasıyla ateş alan, bir tür özel barutla dolu, küçük, yuvarlak metal parça. | Bazı ilaçların, kolay yutulmak üzere içine konulduğu, ilacın yapısını etkilemeyen jelatinden kap. | Laboratuvarlarda kullanılan yarım küre biçimindeki kap. | Raflı mobilyalarda rafları taşımak için yan tablalara açılan deliklere çakılan ortası delik ve silindir biçimli metal ya da plastik araç.| Oturma mobilyalarının, masa, sehpa vb. eşyaların ayaklarının altına çakılan, genellikle üç tırnaklı ya da ortadan çivili, tepesi bombeli, kalın sacdan pres yapılarak elde edilen araç. | Bazı bitkilerde tohumları içinde taşıyan kuru kabuk. | Bir örgeni ya da yapıyı çevreleyen kese biçiminde zar. | Oyuncak tabancalarda kullanılan, şerit biçiminde iki kâğıt tabaka arasına konmuş patlayıcı madde. | Şişe kapağı. )


- KİŞİ/İNSAN:
KÂR VAROLANI ile/değil/yerine DEĞERLER VAROLANI


- KÂR değil/yerine AR


- [ne]
([ne yazık ki] [ya]) "KÂR" ne de/ya da İNKÂR


- KÂR[Fars.] ile/ve/||/<> KÂM[Fars.]

( Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı. | İş. | Yarar, fayda. | Üretim etmenlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay. | Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki fark. İLE/VE/||/<> Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. )


- KARA KAPLUMBAĞASI ile BATAKLIK KAPLUMBAĞASI ile TATLISU KAPLUMBAĞASI ile DENİZ KAPLUMBAĞASI

( Bilinen, 200'den fazla çeşidi bulunmaktadır. Türkiye'de, 10 kaplumbağa türü bulunmaktadır. )

( ... İLE ... İLE ... İLE Türkiye'deki yuvalama kumsalları: Türkiye'nin Akdeniz kıyılarında belirlenmiş ve resmî olarak kabul edilmiş 21 yuvalama kumsalı bulunuyor. Bu kumsallar, Batı'dan Doğu'ya şöyle sıralanmaktadır: Ekincik, Dalyan, Dalaman, Fethiye (Muğla), Patara, Kale, Kumluca, Çıralı, Tekirova, Belek, Kızılot, Demirtaş, Gazipaşa (Antalya), Anamur, Göksu Deltası, Alata, Kazanlı, Davultepe (Mersin), Akyatan, Yumurtalık (Adana) ve Samandağ (Hatay). )

( [yaşam alanları] Dağlık, ormanlık hatta çöl ortamlarında bile rastlanmaktadır. İLE ... İLE Karadan, su yaşamına geçen hayvanlardandır. Tropikal ve alt tropikal iklim bölgelerinde yaşarlar. İLE Hem karada, hem de suda yaşarlar. Dünyanın orta bölgelerinde, tropikal bölgelerine yakın denizlerinde, açık okyanuslarda, kıyı habitatları özellikle tropikal ve ılıman bölgelerde, Hint Okyanusu, Atlantik Okyanusu, Pasifik Okyanusu, Karayipler ve Akdeniz'de yaşarlar. )

( [yaşam süreleri] ... İLE ... İLE ... İLE 25-50 yıldır. )

( ... İLE ... İLE ... İLE Dünya denizlerinde yaşayan yedi deniz kaplumbağası türü:[Dermochelys coriacea, Eretmochelys imbricata, Lepidochelys kempii, Lepidochelys olivacea, Chelonia mydas, Caretta caretta, Natator depressus] )

( Ayaklarında, beş parmak bulunmaktadır. Çiftleşmeyi kolaylaştırabilmek için karın alt kabuğu, erillerde daha güçlü ve içe doğru çöküktür. Erillerin, ön bacak tırnaklarından biri, dişiyi çiftleşme sırasında kavrayabilmek üzere daha uzundur. İLE ... İLE Parmakları arasında yarım perde biçimlenmiştir. Ayakları ve sırt kabukları biraz daha küçülmüş, uzamış ve yüzmeye uygun bir duruma gelmiştir.[Fırat kaplumbağasında, kabuk, tam sertleşmemiş bir yapı gösterir.] İLE Ayakları, yüzmeye uygun palet benzeri biçim almıştır. Tırnaklardan bir ya da ikisi kalmıştır. Kabukları, kayık benzeri, uzun bir biçim almış, baş ve ön ayakların bulunduğu yerden, kabuk, daha geri çekilmiştir. )

( Kaplumbağalar, kıçlarından da soluk alabilirler. )

( SELÂHİF[< SULHAFÂT, SULAHFÂT ]: Kaplumbağalar. )

( TURTLE vs. TORTOISE vs. ... )

( SULHAFÂH | TURÂBİYYE ile ... ile ... )

( TESTUDO avec ... avec ... )


- KARA MEMELİLERİ ile/ve DENİZ MEMELİLERİ

( Doğumda, önce başları çıkar. İLE/VE Doğumda, önce kuyrukları çıkar. )

( ... İLE/VE Dünyada 85 tür deniz memelisi bulunmaktadır. )

( ... İLE/VE Deniz memelilerinin 10 türü, toplu olarak intihar etmektedir. )


- KARA ile/ve/||/<> DENİZ

( BLACK vs./and/||/<> SEA )


- KARABAŞ MARTI ile BÜYÜK KARABAŞ MARTI

( BLACK-HEADED GULL vs. GREAT BLACK-HEADED GULL )

( LARUS RIDIBUNDUS cum LARUS ICHTHYAETUS )


- KARABAŞ MARTI ile KÜÇÜK KARABAŞ MARTI

( BLACK-HEADED GULL vs. BONAPART'S GULL )

( LARUS RIDIBUNDUS cum LARUS PHILADELPHIA )


- KARABAŞ MARTI ile KÜÇÜK MARTI

( BLACK-HEADED GULL vs. GREAT BLACK-HEADED GULL )

( LARUS RIDIBUNDUS cum LARUS ICHTHYAETUS )


- KARACA ile KARACA ile KARACA

( Rengi karaya yakın olan, esmer. İLE Üst kol. İLE Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir hayvan. )


- KARACIL OMURGALILAR:
SÜRÜNGENLER ile/ve/<> KUŞLAR ile/ve/<> MEMELİLER


- KÂR-ÂGÂH[Ar.] ile KARÂR-GÂH[Ar., Fars.]

( İş bilir, uyanık. İLE Bir yerde oturup karar kılınacak, dinlenilecek yer. | Bir ordu kurmay kurulunun bulunduğu yer/merkez. )


- KARAGÖZ ile KARAGÖZ

( İzmaritgillerden, 25-30 santimetre uzunluğunda, enli, boz renkli bir balık. | Güldürüp eğlendiren kişi. İLE Mukavvadan kesilip boyanmış insan biçimlerini beyaz bir perde üzerine arkadan ışık vererek yansıtma yoluyla oynatmaya dayalı bir gösteri oyunu. | Bu oyunda halk görüşünü ve duyuşunu veren kişi. )

( SARGUS SARGUS cum ... )


- KARAKOL ile/ve/||/<>/> İLERİ KARAKOL


- KARAKTER[Fr., İng. < CHARACTER < Yun.]/SECİYE[Ar.] değil/yerine/= ÖZYAPI/IRA/İMCETÜR


- KARAKTERİSTİK/CHARACTERISTIC[İng.] değil/yerine/= AYIRT EDİCİ


- KARAKULAK ile KARAKULAK/MİNEKOP ile KARAKULAK

( Kedigillerden, çakala benzer vahşi bir hayvan. İLE Balık. İLE Osmanlı Devleti'nde emir çavuşu, haberci. )

( CARACAL MELANOTIS cum UMBRINA CIRROSA cum ... )


- KARAKURUM:
HUNLAR ile/ve GÖKTÜRKLER ile/ve MOĞOLLAR

( Karakurum, tarihin en geniş topraklara sahip üç imparatorluğunun merkezi olmak üzere, bomboş bir arazinin ortasında kurulmuş ve Hunlar'a, Göktürkler'e ve Moğollar'a başkentlik etmiştir. )


- KARALAMA ile/ve/||/<>/>/< DIŞLAMA


- KARALAMAK ile/ve/||/<> YÜKLENMEK


- KARAMAN ile KAHRAMAN


- KARAMSAR/LIK >< İYİMSER/LİK ile/değil/yerine/>< GERÇEKÇİ/LİK

( Yelden yakınır. >< Yelin değişmesini bekler. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yelkenleri/ni ayarlar. )


- [ne yazık ki]
KARAMSAR/LIK ve/||/<> KARARSIZ/LIK


- KARAMSARLIK değil/yerine/>< KAVRAMSALLIK


- KARAMSAR/LIK ve/||/<>/>/< KORKAK/LIK


- KARANFİL[Ar. < KARANFUL] ile KARAMUK

( Karanfilgillerden, güzel renkli çiçekler açan bir süs bitkisi. | Mersingillerden, Molük Adaları'nda, Filipinler'de ve Hindistan'da yetişen ve yaprakları sürekli yeşil kalan bir ağaç.[Caryophyllus aromaticus] | Bu ağacın karanfil yağı elde edilen ve baharat olarak kullanılan, ağız kokusunu gideren, acımsı, koyu renkli, küçük çivi biçimindeki tomurcuğu. İLE Karanfilgillerden, ekin tarlalarında biten, yaprakları karşılıklı, çiçeği pembe mor renkte, zararlı bir bitki. | Gövdede, kara renkli kabarcıklara neden olan bir hastalık. | Koyunlarda görülen bir hastalık türü. )

( DIANTHUS CARYOPHYLLUS cum AGROSTEMMAGITHAGO )


- KAPILMAYALIM!:
KARANLIĞA ve/||/<> KARAMSARLIĞA


- KARA/NLIK ile/ve/||/<> BELİRSİZ/LİK


- KARANLIK ile/ve/||/<> BULANIK


- KARANLIK ile/ve/yerine KANDİL (-İN UYANDIRILMASI)


- KARANLIK ile/ve/||/<> UFUK ÇİZGİSİNİN ALTI


- KARAR:
"ISMARLAMA" ile/ve/<> BAŞTAN SAVMA


- KARAR VERELİM! ve/||/<> HAZIRLANALIM! ve/||/<> BAŞLAYALIM! ve/||/<> ÖĞRENELİM! ve/||/<>
ÇALIŞALIM! ve/||/<> DİNLEYELİM! ve/||/<> ÇABALAYALIM! ve/||/<> GÜLÜMSEYELİM! :)

( [başkaları] Ertelese de. VE/||/<> Düşlere dalsa da. VE/||/<> Sonraya bıraksa da. VE/||/<> Uyusa da. VE/||/<> Dilese de. VE/||/<> Konuşsa da. VE/||/<> Vazgeçse de. VE/||/<> Kaşlarını çatsa da. )


- KARAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜŞÜNMEK


- DEĞİŞİM:
KARARDA ile/ve/||/<> YAŞAMDA ile/ve/||/<> KİŞİDE

( Bir sözcükle. İLE/VE/||/<> Bir duyguyla. İLE/VE/||/<> Bir kişiyle[seninle/onunla]. )


- KARARIMIZI MANTIKSALLAŞTIRMAK ile/ve/değil/yerine/>< UYGUN MANTIKTA KARARLILIK GÖSTERMEK


- KARARLI/LIK ile/ve/||/<> (ALÇAK)GÖNÜLLÜ/LÜK


- KARARLI/LIK ve/||/<>/< DAYANIKLI/LIK


- KARARLILIK yerine/ya da SEVGİ

( Sevgi )


- KARARLI/LIK ve/||/<> TUTARLI/LIK


- KARARSIZLIK ile/değil/yerine/>< KARARLILIK

( Kör bir bıçak gibidir.[parçalar/yırtar] İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Keskin bir bıçak gibidir.[bir kerede ve dümdüz keser] )


- | KARARSIZLIK ve/ya da KORKAKLIK |
ile/değil/yerine/><
CESÂRET

( | Tehlikeye sokar. VE Ölüme götürür/götürebilir. | İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Zafere taşır. )


- KARARTMA ile KARARTMAK

( Savaş durumunda düşman uçaklarından korunma amacıyla ışıkları örtme ya da söndürme biçiminde alınan önlemlerin tümü. İLE Rengini karaya çevirmek, esmerleştirmek, siyahlaştırmak. | Karanlık duruma getirmek. | Işığı kısmak ya da örtmek. | Kötü bir duruma getirmek. )


- KARA/TOPRAK UYGARLIĞI ile/ve/||/<>/> DENİZ UYGARLIĞI

( Bizim gibi olanlarla aynı zaman, zemin ve koşullarda gerçekleşebilir. İLE/VE/||/<>/> "Bizim gibi" olmayanlarla ilişkiye girme yetisinin ortaya çıktığı zemin ve koşullarda gerçekleşir. )


- KARAVAŞ ile YARDIMCI

( Cariye, yardımcı kız. )


- KARBONUN TEPKİMESİ -ile

( -20 °C ilâ 120 °C )


- KARDEŞLİK ve/||/<>/< ÖZGÜVEN (İLE)


- KARDEŞSİNİZ":
KAVGADA ile EVLİLİKTE


- KAREEM ABDUL JABBAR ve/||/<>/> JOHN WOODEN

( )


- KARGA BURNU değil KARGABURNU

( Ucları karga gagası gibi kıvrık olan araçların ortak adı. | Tel bükmekte kullanılan ve ucları sivri koni biçiminde olan metalden bir kıskaç türü. | Sanayide küçük ve yuva içine yerleştirilmiş vidaları sökmeye yarayan ince, uzun ağızlı araç. 4. isim, halk ağzında Kapı mandalı. )


- KARGA-TULUMBA[değil!][İt. < CARGA LA TROMBA] değil YELKENLERİ TOPLA


- KARGA değil/yerine/>< BÜLBÜL

( Çöplüğe götürür. DEĞİL/YERİNE/>< Güle götürür. )


- KARGA ile/ve/değil/yerine/||/<> KARTAL

( image )

( Bir kartalı gagalamaya cüret eden tek kuş, kargadır.

Kartalın üstüne çıkar ve boynunu gagalar. Ancak kartal, yanıt vermez, karga ile savaşmaz. Zaman ya da enerji tüketmez. Sadece kanatlarını açar ve yükselmeye başlar.

Uçuş, ne kadar yüksekse, karganın soluk alması o kadar zorlaşır ve karga, oksijen eksikliğinden düşer.

Yaşamımızdaki böylesi "durum" ve "kargalarla" zaman kaybetmemeyi yeğleyelim.

Biz de onları sadece felsefe, bilim, sanat, tüze(hukuk), matematik, spor gibi alanlara; anlayış, şefkat, merhamet, zarâfet, hizmet, koşulsuz saygı ve koşulsuz sevgi gibi yükseklikler(imiz)e çıkarıp yolumuza devam edelim... )


- KARGAŞA ile/değil KARMAŞA

( Kişiler arasında. İLE/DEĞİL Kavram ve/ya da olgularda. )

( Karmaşa, görünüşte ve sözlerdedir. Var olan, vardır. O, ne nesnel, ne de özneldir. Madde ve zihin, ayrı değillerdir, onlar, tek enerjinin yüzleridir. Zihne, maddenin işlevi olarak bakın, işte size bilim; maddeye, zihnin ürünü diye bakın, işte size din. )

( Between people.
The confusion is apparent and purely verbal. What is, is. It is neither subjective nor objective. Matter and mind are not separate, they are aspects of one energy. Look at the mind as a function of matter and you have science; look at matter as the product of the mind and you have religion. Vs. About concepts and/or facts. )

( ŞÛRİŞ ile/değil ... )

( [not] TUMULT/ANARCHY vs./but CONFUSION )


- [ne yazık ki]
KARGAŞA ile VURTUT

( ... İLE Silah kullanılan kargaşa. | Uzun uzun çekişerek, sıkı pazarlık ederek. )


- KARÎ[Ar.] ile KARI

( Okuyucu, okur. İLE Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın. "KARI-KOCA" | Yaşlı. "KOCA KARI" )


- KARİDES ile ÇEKİRGE

( Denizde. İLE Karada. )

( ... ile MELÂH )


- KARİDES ile TAVUSKUŞU, PEYGAMBER DEVESİ KARİDESİ

( ... İLE Endonezya'da denizlerinde yaşarlar. )

( ... İLE En gelişmiş görüşe sahip hayvanlardandır. )


- KARÎHA değil/yerine/= DÜŞÜNME YETİSİ/GÜCÜ

( Kişide, kendiliğinde açığa çıkan düşünce ve amaç. | Doğa/tabiat. )


- KARILMA ile KARILMA

( Karma işlemi yapılması, karışma. İLE Hayvan çiftleşmesi. )


- KARIN ile MİDE[Ar.]["MİĞDE" değil!]

( ... ile KURSAK[Halk dilinde] )

( KURSAK: Kuşların yemek borusu üzerinde bulunan, yiyeceklerin toplandığı torba biçiminde şişkin örgen. | Böceklerin ve solucanların sindirim kanallarında bulunan, kuşların kursağına benzeyen yapı. )

( İnsan ve hayvanlarda, gövdenin, kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi. | Dölyatağı. | Bazı şeylerde, şiş ve iç bölüm. | Mide. | [mecaz] İç, gönül, akıl, kafa. | Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan duraklı dalgalarda, en büyük genlikle titreşen noktalar. İLE Omurgalılarda, sindirim sisteminin, yemek borusu ile onikiparmak bağırsağı arasında, besinlerin, sindirime hazır duruma getirildiği, omurgasız hayvanlarda, sindirim kanalının bu bölgeye karşılık olan bölgesi. | [mecaz] Karın, karın bölgesi. | [mecaz] Yemek yeme isteği. )

( ... ile RÂC )

( ABDOMEN vs. STOMACH )

( BUK ile MAGE )


- KÂRINCA KARARINCA (YAŞAMAK, DAVRANMAK)


- KARINCA ile/değil/yerine/>< ARI

( Hırstan ayak altında. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kanaatten el üstünde. )


- KARIŞAN/IN-GÖRÜŞEN/İN (OLMAMASI)


- KARIŞIK ile/ve/değil/||/<>/< ÇOK


- KARIŞIK ile/ve/değil KARMAŞIK

( [not] MIXED vs./and/but COMPLICATED )


- KARIŞIK/LIK ile/ve/değil/||/<>/< ÇEŞİTLİ/LİK


- KARIŞMAK:
NE YAPMAYACAĞI/NA / SÖYLEMEYECEĞİ/NE ile/değil
NE YAPTIĞINA/SÖYLEDİĞİNE

( Birine, ne yapmayacağını söylemek/anlatmak/göstermek karışmak değildir! ["Karışmak", yapılacak yanlış ya da doğru olan eylem/söz için kullanılabilir ancak.] )

( Kişilerin ne söyleyeceğini ya da yapacağını söylemeye, "müdahale" ya da "karışmak" denilebilir (belki ve çoğu şey için). Fakat ortak olan kavram, ifade, durum, davranış ve tutumlarda, toplumsal birlik, düzenlilik ve sürekliliğin sağlanması için gerektiğinde, hepimizin, birbirimize neyi yapamayacağını/yapmayabileceğini söylemesi kabalık ya da karışmak değildir! )


- KARIŞMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< ZORLAMAK


- KARİSOKE:
KARİ DAĞI ve/||/<> MİSOKE DAĞI

( Ruanda'da, gümüş sırtlı gorillerin yaşadığı bölgede, 18 yıl boyunca, gorilleri araştıran ve koruyan Dian Fossey'in[1932 - 1985], Kari ve Misoke dağlarının arasındaki bölgeye ve araştırmalarına verdiği ad. )

( Anthony Hopkins'in, "The Instinct" adlı filmini izlemenizi salık veririz. )


- KARIŞTIRMAK ile/ve YERİNE KOYMAK

( TO CONFUSE vs./and TO REPLACE )


- KARIŞTIRMAK ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/< ANLAYAMAMAK


- KARIŞTIRMAK ile/ve/değil/||/<>/< BİLMEMEK


- KARIŞTIRMAK ile İÇ İÇE GEÇİRMEK

Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 14.450 başlık/FaRk ile birlikte,
14.450 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(30/59)