Bugün[18 Kasım 2025]
itibarı ile 3.183 başlık/FaRk ile birlikte,
3.183 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(4/14)


- ÇİL ÇİL (ALTIN)


- CİNS ile/ve/||/<>/> NEV/TÜR ile/ve/||/<>/> FASL ile/ve/||/<>/> HASSA ile/ve/||/<>/> ARAZ


- CİRO ile/değil BİLÂNÇO

( [not] ENDORSEMENT vs./but BALANCE )


- CİRO ile/ve/||/<> KÂR ile/ve/||/<> NAKİT

( Plastik top. İLE/VE/||/<> Plastik top. İLE/VE/||/<> Demir top. )

( ENDORSEMENT vs. PROFIT )


- ÇİZGİSEL ile/değil/yerine DOĞRUSAL


- CİZYE ile HUMUS ile FEY


- CİZYE[Ar.] ile MAKTÛ' CİZYE[Ar.]

( Müslüman olmayan teb'adan alınan vergi. İLE Fetih sırasında, ahâlîsi Müslüman olmayan yerlerin halkından sulh yoluyla tâyin olunan maktû bedel, vergi. )


- ÇOĞALTMAK ile/ve ARTIRMAK

( TO INCREASE vs./and SAVING/ECONOMIZING )


- ÇOĞU ŞEYİ BİLMEMEK/BİLMİYOR OLMAK ile/değil/yerine BAZI ŞEYLERİ BİLMEMEK/BİLMİYOR OLMAK


- ÇOĞUNLUK ile BÜYÜK/GENİŞ ÇOĞUNLUK

( MAJORITY vs. WIDED MAJORITY )


- ÇOĞUNLUK ile/değil/yerine/<> YETERSAYI

( ... ile/değil/yerine/<> NİSAP )


- ÇOĞUNLUKÇULUK ile/değil/yerine ÇOĞULCULUK


- ÇOĞUNLUKLA) TÜM DÜNYADA/KÜLTÜRLERDE ile/ve İSLÂM'DA ile/ve HRİSTİYANLIK'TA ile/ve YAHUDİLİK'TE


- ÇOK İKEN ve/||/<> AZ İKEN

( Çok tüketme/yelim! VE/||/<> Çok çalış/alım! Dilenme/yelim! )


- ÇOK KATLI PAZARLAMANIN YAPISI VE İŞLEYİŞİ ile PİRAMİT ŞEMA ORGANİZASYONLARININ YAPISI VE ÖZELLİKLERİ

( ÇOK KATLI PAZARLAMA ŞİRKETLERİ İLE PİRAMİT ŞEMA ORGANİZASYONLARININ YAPISAL FARKLILIKLARI ÜZERİNE BİR İNCELEME - Nihal Paşalı )


- ÇOK SÖZ ile/ve/<> ÇOK MAL

( Yalansız olmaz. İLE/VE/<> Haramsız olmaz. )


- ÇOK ile BOL

( ... ile VÜS'AT[: Genişlik, bolluk. | Para durumu. | Boş meydan, fırsat. | Genlik.] )

( BİSYÂR ile GÜMRÂH )

( A LOT vs. ABUNDANCE )


- ÇOK ile BOL BOL

( A LOT vs. ABUNDANTLY/AMBLY )


- ÇOK ile DELİM

( ... İLE Çok, fazla, ziyade. )


- ÇOK ile FURYA[İt. < FURIA]

( ... İLE Olağandan çok fazla bulunma durumu. )


- ÇOK ile HIZLI

( A LOT vs. RAPID )


- ÇOK ile PEK


- ÇOK ile SIK SIK

( A LOT vs. OFTEN )


- ÇOK ile SÜREKLİ

( A LOT vs. CONTINUAL )


- ... ÇOK GELİŞİYOR ile ... HIZLI GELİŞİYOR


- ÇOKLUK ile SÜREKLİLİK

( ABUNDANCE vs. CONTINUITY )


- CONVERSION vs. CONVERTIBLE


- ÇÖZÜLMÜŞ/LÜK ile/ve/||/<> AŞILMIŞ/LIK


- ÇÖZÜM ile ÇARE

( Genel ya da kavramsal bir olguya işaret eder. İLE Belirli bir olgu ya da soruna işaret eder. )

( Çare/ler...
Bbiledegil.blogspot.com.tr/2015/02/careler.html )

( ... ile BEYÂRİŞ )

( SOLUTION vs. WAY/HELP )


- ÇÖZÜM ile İDEAL

( SOLUTION vs. IDEAL )


- ÇÖZÜM ile YANIT

( Geciken yanıt yanlış yanıttır. )

( Bir sorunun doğru çözümü, onun ancak evrensel, tarafsız bir araştırma ve sorgulama içinde çözümlenmesiyle bulunabilir. )

( Her sorunun kökeni geçmişte, çözümü gelecektedir. )

( SOLUTION vs. ANSWER/RESPONSE
Delayed response is wrong response.
Only in the dissolution of the problem in the universal solvents of enquiry and dispassion, can its right solution be found. )


- ÇÖZÜMLEME/ANALİZ ile/ve ELEŞTİRİ

( ANALYSIS vs./and CRITIQUE )


- ÇÖZÜMLEME ile ETKİLE(N)ME

( ANALYSIS vs. TO (GET) EFFECT )


- ÇÖZÜMLEME ile/ve ÖZGÜRLEŞTİRME

( TO ANALYSE vs./and TO FREE )


- ÇÖZÜMLEME ile/ve RAHATLATMA

( TO ANALYSE vs./and TO RELIEVE/RELAX )


- ÇÖZÜMLEME ile/ve SERİMLEME


- CRUZERO -ile

( Para birimi. )


- CUMA AKŞAMI ile/ve/değil PERŞEMBE AKŞAMI

( Gün, arka arkaya iki günün ikindi zamanı/vakti arası olduğundan dolayı "Cuma akşamı/gecesi", Perşembe gününün akşamı ve gecesidir. )

( ÂDÎNE[Ar.]: Cuma günü. )

( PERŞEMBE[< Fars. PENCŞENBİH: Beşinci gün.] )

( ŞENBİH[Fars.]: Gün. | Cumartesi[Ar. SEBT]. )

( PAZAR[Fars. YEKŞENBİH] )

( PAZARTESİ[Fars. DÜŞENBİH] )

( SALI[Fars. SEŞENBİH] )

( ÇARŞAMBA[Fars. ÇEHÂR-ŞENBİH] )


- CUMHURİYET/ATA ALTINI ile REŞAT ALTINI

( Öteki altınlarla arasında fark yoktur! İkisi de 24 ayar ve 6.66 gramdır. )

( ... İLE Sultan Mehmet Reşat'ın [1844-1918] iktidarı sırasında çıkarılmış altın. )

( Değeri daha fazladır. İLE İlk çıkarıldığında değeri 108 kuruştu. Zamanla kâğıt para ile arası açılmıştır. İLE Cumhuriyet ziynet altını. [“Tam altın" diye anılır.] )

( )

(

s
Cumhuriyet Altını – Reşat Altını – Tam Altın Karşılaştırması
Özellik Cumhuriyet (Ata) Altını Reşat Altını Tam (Ziynet) Altın
Ayar 22 (91,6%) 22 (91,6%) 22 (91,6%)
Ağırlık 7,216 g 7,216 g 7,016–7,216 g
Ön Yüz Atatürk portresi Sultan Reşat tuğrası Süs motifleri
Arka Yüz Türkiye Cumhuriyeti, basım yılı Osmanlıca yazı, basım yılı Çiçek/işleme desenleri
Basım Yeri T.C. Darphanesi Osmanlı Darphanesi T.C. Darphanesi
Kullanım Alanı Yatırım + Ziynet Koleksiyon + Ziynet Ziynet (takı)
Piyasa Değeri En güvenilir yatırım altını Koleksiyon değeri olabilir Takı değeri ön planda
)

( Değeri daha fazladır. İLE İlk çıkarıldığında değeri 108 kuruştu. Zamanla kâğıt para ile arası açılmıştır. )


- CUMHURİYET ile/ve DEMOKRASİ

( Belirli (bir) ideolojide. İLE/VE İdeolojiler arasında. )

( ONAFHANKELIJKHEIDPLEIN
[Paramaribo'daki, Cumhuriyet Meydanı'nın yerel adı.] )


- CUMHURİYET[Ar.] ile/ve ELERKİ/KAMUERK


- CUNDA[< İt.] ile CUNTA[< İsp.]

( Yatay serenlerin, iki başı. İLE Bir ülkede, yönetime el koyan kişilerden oluşan kurul. )


- CÜZDAN(/LI) değil/yerine VİCDAN(/LI)


- DAĞINIK ile/değil YAYILMIŞ


- DAHA ile ÇOK

( MORE vs. MUCH/MANY )


- DAHA ... ile/ve (fakat)/ne yazık ki/||/<>/>< DAHA ...

( "Daha yüksek binalarımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha kısa sabrımız var.
"Daha geniş otoyollarımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha dar bakış açılarımız var.
"Daha büyük evlerimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha küçük ailelerimiz var.
"Daha çok ev gereçlerimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az zamanımız var.
"Daha çok eğitimimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az sağduyumuz var.
"Daha fazla bilgimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az bilgeliğimiz var.
"Daha çok uzmanımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha çok sorunumuz var.
"Daha çok ilacımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az sağlığımız var.
"Daha çok mal varlığımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az değerlerimiz var.
"Daha rahat geçinmeyi öğrendik." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Yaşam kurmayı öğrenemedik.
"Daha büyük işler yaptık." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha iyi işler yapamadık.
"Daha çok harcıyoruz." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az şeye sahibiz.
"Daha fazla satın alıyoruz." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az hoşnut kalıyoruz.
"Daha fazla söylüyoruz." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az konuşuyoruz.
Daha çok nefret ediyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az seviyoruz.
Daha az gülüyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha çok somurtuyoruz.
Daha çok sigara, alkol, şeker tüketiyoruz. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha savurganca para harcıyoruz.
Daha hızlı araba kullanıyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha çabuk kızıyoruz.
Daha geç saatlere kadar oturuyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha yorgun kalkıyoruz.
Daha az okuyor, daha çok televizyon izliyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az şükrediyoruz.
Yaşamımıza, yıllar kattık. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Yıllarımıza, yaşam katamadık.
Uzayı fethettik. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< İç dünyamızı fethedemedik.
Havayı temizledik. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Ruhumuzu kirlettik.
Atoma hükmettik. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Önyargılarımıza hükmedemedik.
)


- DAİMA[Ar.] yerine SÜREKLİ


- DAKKA" ile/değil DAKİKA

( Kapı çalıcı. | Kapı kapı dolaşan, eşik aşındıran. İLE Bir saatin altmışta biri ya da altmış saniyenin toplamı. )


- DALYA[< İt.] ile DALYA[< DAHL(İsveç'li bitkibilimci)]

( Bir şey sayılırken, birim olarak alınan sayıya gelince söylenilen uyarma sözü. İLE Yıldızçiçeği. )

( ... cum DAHLIA )


- DALYA[İt. < TAGLIA] ile JÜBİLE[Fr. < İbr.]

( Bir şey sayılırken, birim olarak alınan sayıya gelince söylenilen uyarma sözü. İLE Eski Ahit'e göre, Yahudilerde, elli yılda bir Tanrı'ya ve dinlenmeye ayrılan yıl. | Katoliklerde, Roma'ya Hacc'a gidenlerin, kilisece günahlarının tam olarak bağışlandığı yıl. | Evliliğin ellinci yılında düzenlenen kutlama şenliği. | Bir meslekte uzun süre başarılı olarak çalışanlar için düzenlenen tören. )


- DAMA ile/ve ÇİN DAMASI


- DAMA ile/değil/yerine SATRANÇ

( 2000 sonrası. İLE/DEĞİL/YERİNE 2000 öncesi. )


- DAMGA ile/ve/değil MARKA


- DAMPİNG[İng.] ile/>< ANTİDAMPİNG[İng.]

( Düşürüm. İLE/>< Karşı düşürüm. )


- DÂNİK[Ar.] -ile

( Bir dirhemin dörtte(/altıda) biri. | Mangır. )


- DARA DÜŞMEK ile DÂRA GELMEK

( İdam edilmek, dâr ağacına gelmek. )


- DARALTMA ile İNDİRGEME

( TO NARROW vs. REDUCTION )


- DA'VÂ[Ar.] ile DÂV[Ar.]

( Şikâyetçi olarak mahkemeye başvurma. | Sorun, mesele. | Bir konu/sorun üzerinde özel bir düşünce sahibi olma, iddia. İLE Satranç, dama, tavla gibi oyunlarda tutulan sıra, nöbet. | Oyunda sürülen para. | Sövme. | Dâvâ. | Duvar sırası. )


- DÂVÂ ile/ve/||/<>/< DÂVET

( TRIAL vs./and SUMMON/SUMMONS )


- DAYANAK ile DAYANAKÇA


- DAYANÇ/SABIR ile/ve BAŞARI

( Eğer sabır gösterirseniz, başarmamak olanaksızdır. )

( If you persevere, there can be no failure. )

( Büyük başarıların sahipleri, küçük işleri titizlikle yapabilme sabrını gösteren kişilerdir. )

( PATIENCE vs./and SUCCESS )


- DAYAN(DIR)MAK ile "TAKILMAK"


- DAYANIKLILIK = FORTITUDE[İng.] = FORCE D'ÂME[Fr.] = GEISTESKRAFT[Alm.] = FORTITUDO[Lat.]


- DAYATMA ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< BASKI


- DAYATMA ile BASTIRMA


- DAYATMA değil/yerine ESİNLENME

( [not] TO INSIST but TO BE INSPIRED
TO BE INSPIRED instead of TO INSIST )


- DAYATMA ve GASP


- DAYATMA ile/değil/yerine ÖĞRETME[ANLATMA/GÖSTERME]


- DEF ETMEK ile/ve DEFN ETMEK


- DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ ve/< KOLAYLIK


- DEĞER ile ANLAM ile KARŞILIK

( WORTH vs. MEANING vs. EQUIVALENT )


- DEĞER ile/ve/<> BAĞIL DEĞER

( ... İLE/VE/<> Bir aritmetik sayısının, önüne (+) ya da (-) imleri yazıldıktan sonraki değeri. | Bir sayının, rakamlarından her birinin, bulunduğu basamağa göre aldığı değer. )


- DEĞER ve/=/||/<> EMEK


- DEĞER ile KARŞILIK

( VALUE vs. EQUIVALENT )


- DEĞER ile KRİTER

( WORTH vs. CRITERION )


- DEĞER ile/ve/<>/< KULLANIM DEĞERİ ile/ve/<>/< PAYLAŞIM DEĞERİ ile/ve/<>/< DEĞİŞİM/SOYUT DEĞERİ ile/ve/<>/< ÜRETİM DEĞERİ ile/ve/<>/< ARTI DEĞERİ


- DEĞER = MERIT[İng.] = MÉRITE[Fr.] = VERDIENST[Alm.] = MERITUS[Lat.]


- DEĞERİNİ BİLMEK ile ELİNDE TUTMAYA ÇALIŞMAK

( TO KNOW THE VALUE OF ... vs. TRYING TO HOLD )


- DEĞERLENDİRME ile HESAPLAMA

( TO ESTIMATE vs. TO RECKON )


- DEĞERLENDİRME ile NİTELENDİRME

( TO ESTIMATE vs. TO CHARACTERIZE/TO DESCRIBE )


- DEĞERLİ TAŞ/CEVHER ile/ve/<> GANG[Alm.]

( ... İLE/VE/<> Bir maden cevherini, bir değerli taşı saran değersiz madde. )


- DEĞERLİ/LİK / DEĞERSİZ/LİK ile/ve/değil/yerine/<> GEÇERLİ/LİK / GEÇERSİZ/LİK


- DEĞİNMEK ile İŞLEMEK

( TO MENTION vs. TO PROCESS )


- DEĞİŞİK/LİK ile FARKLI/LIK

( CHANGE/ALTERATION vs. DIFFERENCE )


- DEĞİŞİK/LİK ile İLGİNÇ/LİK

( CHANGE/ALTERATION vs. TO BECOME INTERESTED )


- DEGİŞİK/LİK ile ÖZEL/LİK

( CHANGE/ALTERATION vs. SPECIAL/ITY )


- DEĞİŞİM ARACI ile/ve/değil/||/<>/< DEĞER


- DEĞİŞİM ile DEĞİŞİNİM

( ALTERATION/VARIATION vs. MUTATION )


- DEK ile DEK[Fars.] ile DEK/TEK

( "...ya kadar" gibi, bir eylemin sona erdiği noktayı ya da zamanı anlatır. Bir işin, bir durumun sona erdiği zamanı ya da yeri gösteren bir söz; kadar, değin. | Belirtilen zamanı, yeri vb.ni içine almayacak bir biçimde; kadar, değin. İLE Düzen, hile, desise, entrika. | Dilenci. | Tokuşma, çatışma. | Sağlam. İLE Tek. )


- DELİ OLMAK ile/ve/değil/||/<>/< ZIRVA BULABİLMEK

( "Deliyim" demek bir şey değil. Önemli olan, zırva bulabilmek. )


- DEM ve/||/<> GAM ve/||/<> SERENCÂM[Fars.]

( Olsun! VE/||/<> Olmasın! VE/||/<> Hayrolsun! )


- DEMEK İSTEMEK ile DEMEYE GETİRMEK


- DEMOKRASİ:
DİSİPLİN REJİMİ ile/değil DİSİPLİNLİ REJİM


- DEMOKRASİ ve/||/<> GÜVENLİK ve/||/<> EKONOMİ ve/||/<> İKLİM


- DEMOKRASİ ile/ve/değil !SIRA


- DEMOKRASİ ile/ve TEMSİLÎ DEMOKRASİ

( 500 kişiye kadar uygulanabilen. İLE/VE Temsilcilerle uygulanabilen. )


- DENEME SÜRECİ ile DEMLENME SÜRECİ


- DENEME ile DENETLEME


- DENEME ile/ve/değil SAĞLAMA

( [not] TO TEST vs./and/but TO CHECK )


- DENEMEK ile/ve SINAMAK

( TO TEST vs./and TO EXAMINE )


- DENETİM/KONTROL ile/ve DENEME

( En önemli sözcük "Denemek"tir. )

( Başarıncaya kadar denemeye devam edin! )

( CONTROL vs./and TEST )


- DENETİMCİ/LİK ile/ve/<> KATILIMCI/LIK


- DENETİM/KONTROL ile/ve/<> HAKİMİYET

( CONTROL vs./and/<> SOVEREIGNTY/DOMINATION )


- DENETLEME ile/ve TEKRAR

( INSPECTION vs./and REPETITION )


- DENETLENEMEZLİK ve/<> DÖNÜŞÜM


- DENETLEYEBİLMEK ile/ve/= BİLMEK

( ABLE TO INSPECT vs./and/= TO KNOW )


- DENİZ TAŞITLARINDA:
SANCAK ile/ve/||/<>/>< İSKELE

( Sağ yanı. İLE/VE/||/<>/>< Sol yanı. )


- DENKLİK ile İZDÜŞÜM


- DERİN OLAN değil KISA OLAN

( Kuyu. DEĞİL İp. )


- DERİNLİK ile/ve/değil EVRE


- | DESPOT ile/<>/> SÜRÜ |
değil/yerine
YURTTAŞ

( | Yönetmeyi bilen, yönetilmeyi bilmeyen. İLE Yönetilmeyi bilen, yönetmeyi bilmeyen. | DEĞİL/YERİNE Yönetmeyi ve yönetilmeyi bilen. )


- DESTE ile DÜZİNE

( 10 ile 12 )


- DEVALÜASYON/DEVALUATION[İng.] değil/yerine/= DEĞERSİZLEŞTİRME


- DEVAM EDEN değil/yerine/= SÜREGELEN


- DEVE-CÜCE OYUNU ile/değil/yerine AŞURE OYUNU


- DEVİM ile/ve/<> DEVİNİM

( Hareket. İLE/VE/<> Çeşitleri. )


- DEVİR/ASIR değil/yerine/= ÇAĞ/DÖNEM


- DEVİR ile DEVİR

( Çağ. İLE Dönme, dönüş. | Dolaşma. | Aktarılma. | Bir malın iyeliğini ya da bir mal üzerindeki hakkı, bir başkasına geçirme. | Bir görevin, bir kişiden, bir başkasına geçmesi. | Sürekli ve düzenli değişme, çevrim. | Bir devinim, birbirinin aynı olan ve eşit zamanlarda yapılan başka devinimlerden oluştuğunda, devinimlerin her biri ya da bunların yapılması için geçen her zaman aralığı, periyot. )

( CYCLE/PERIOD vs. CYCLE/PERIOD )


- DEVİR[Ar.] ile TESELSÜL[Ar.]

( Dönme, dönüş. | Aktarılma. | Bir malın mülkiyetini ya da bir mal üzerindeki hakkı bir başkasına geçirme. | Bir görevin birinden bir başkasına geçmesi. | Sürekli ve düzenli değişme, çevrim. | Bir hareket, birbirinin aynı olan ve eşit zamanlarda yapılan başka hareketlerden oluştuğunda hareketlerin her biri ya da bunların yapılması için geçen her zaman aralığı, periyot. | Dolaşma. İLE Zincirleme. | Birbirine bağlı, birbiri ile ilgili şeylerin oluşturduğu dizi, sıra, silsile. | Birden fazla kimsenin bir borçtan dolayı sorumlu olması. )


- DEVLET DÜZENİ ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<> HÜKÜMET DÜZENİ


- DEVLET:
ÖZGÜRLÜK ve/||/<> TUTKU ve/||/<> GENEL ve/||/<> ÖZEL ve/||/<> NESNEL ve/||/<> ÖZNEL

( Devlet, özgürlükle tutkunun, genelle özelin, nesnelle öznelin bireşimini[/tevhîdini] sağlar. [Devlet, sadece, bürokratik ve politik bir örgüt değildir!] )


- DEVLET ile HÜKÜMET


- DEVLET ve ÖMÜR


- DEVLET ile/ve/||/<> VATANDAŞ

( Sadece yükümlülükleri vardır. [Hak sahipliği söz konusu değildir.] İLE/VE/||/<> Hakları ve yükümlülükleri vardır. )


- DEVLETİN MİLLETİ değil MİLLETİN DEVLETİ


- DEVLETİN SÜREKLİLİĞİ/KALICILIĞI ile/ve/||/<> TOPLUMUN SÜREKLİLİĞİ/KALICILIĞI

( Siyaset ile. İLE/VE/||/<> Bilgi ve dil ile. )

( [simgesi/değeri/ölçütü] Bayrak. İLE/VE/||/<> Sancak. )

( BEKÂ-İ DEVLET ile/ve/||/<> BEKÂ-İ MİLLET )


- DEVİR/DEVR ile/değil/yerine BEREKET


- DEVREYE GİRME ile GÜNDEME GELME


- DEVRİLE DEVRİLE ile/değil/yerine/||/<>/></> EVRİLE EVRİLE


- DEVRİM ile BAŞKALDIRI

( Sürekli devrim, sürekliliği ortadan kaldırır. )

( Baskıya/dayatmalara başkaldırmayan kişi, en başta, kendine karşı adâletsizdir. )

( REVOLUTION vs. REBELLION )


- DEVRİM ile/ve/değil DARBE


- DEVRİM ile/ve/değil/yerine/<> DEĞİŞİKLİK


- DEVRİM ile/ve/değil/yerine/<>/> DEVİNİM

( [not] REVOLUTION vs./and/but/<>/> MOVEMENT
MOVEMENT instead of REVOLUTION )


- DEVRİM ile/ve/>/değil/yerine EVRİM

( Nedenlerini bilmediğimiz olaylara verdiğimiz ad. İLE/VE/>/DEĞİL/YERİNE Nedenlerini/nasıllarını, süreçlerini ve sonuçlarını bildiklerimiz. )


- DEVRİM ve/ne yazık ki/||/<>/> !KIYIM


- DEVRİYE değil/yerine GEZGE


- DIMDIZLAK


- DİN ile/ve GELENEK

( DİN: İnançlar ağı. )

( RELIGION vs./and TRADITION )


- DİNDİRMEK ile GİDERMEK

( TO QUENCH vs. TO CEASE/STOP )


- DİP ile KÖK

( Eğer kökler sağlıklıysa ve iyi sulanıyorsa, meyveler elbette lezzetli olacaktır. )


- DİP ile UC

( BOTTOM vs. TIP )


- DİREKLER ARASI ETKİNLİKLERİ:
KIŞ RAMAZANLARINDA değil YAZ RAMAZANLARINDA


- DİRENMEK ile/ve DAYANMAK

( ... ile/ve İRTİFAK )


- GEREKSİNİM/LER:
DİRİMSEL ile/ve/||/<>/> ZİHİNSEL

( Sınırlı. İLE/VE/||/<>/> Sınırsız. )


- DIŞ BARIŞ ve/<>/< İÇ BARIŞ

( İç barışı sağlayamayan, dış barışı gerçekleştiremez.
Dış barışa hizmet etmeyen, iç barışa ulaşamaz! )


- DIŞ DÜNYA ile/ve/değil/yerine TOPLUM


- DIŞ KOŞULLAR ile/ve/<> İÇ KOŞULLLAR

( İç koşulları yönlendirir. İLE/VE/<> Dış koşulları biçimlendirir. )


- DIŞAVURUM ile DIŞKI

( EXPRESSION vs. FECES/EXCREMENT )


- DIŞAVURUM ile HAYKIRIŞ

( EXPRESSION vs. SHOUT )


- DIŞAVURUM ile PAYLAŞIM

( EXPRESSION vs. SHARING )


- DIŞAVURUM ile/ve/||/<> UZANTI


- DİSİPLİN ile DİZGE

( Ana ilke altındaki ayrımlar. )

( DISCIPLINE vs. SYSTEM )


- DİSİPLİN ve EDEB

( DISCIPLINE and BREEDING )


- DİSİPLİN ile KATILIK

( DISCIPLINE vs. STERNNESS )


- DİSİPLİN ile KONTROL


- DİSİPLİN ile/ve SORUMLULUK

( DISCIPLINE vs./and RESPONSIBILITY )


- DİSİPLİN ile STRES


- DİSİPLİN ile TİTİZLİK

( DISCIPLINE vs. FASTIDIOUSNESS/FUSSINESS )


- DIŞLAŞIM ile DIŞAVURUM


- DIŞLAŞMIŞ GÜÇ ile/ve GÜCÜN DIŞLAŞMIŞ OLANLARI

( EXTERNALIZED POWER vs./and THE POWERS WHICH EXTERNALIZED )


- DIŞSATIM ile/ve DIŞALIM

( İHRACAT/TASDÎR ile/ve İTHALAT/İSTİRÂD )

( EXPORT vs./and IMPORT )


- DİVÂN-I MUHASEBAT[Ar.] değil/yerine/= SAYIŞTAY


- DİZGE ile SÜREKLİLİK

( SYSTEM vs. CONTINUITY )


- DİZİ ile ALMAŞIK

( ... İLE Farklı iki öğenin, ardışık olarak birbirini izlemesinden meydana gelen (dizi). )


- DOBRAS -ile

( Sao Tome'nin para birimi.[1$ = 17 Dobras] )


- DOĞA-KÜLTÜR ÇATIŞMASI ve/< MODERN/LİK-DİNDAR/LIK ÇATIŞMASI


- DOĞAÇLAMA ile KENDİLİĞİNDENLİK


- DEĞİŞİM ve GELİŞİM:
DOĞADA ile/ve/||/<>/> EKİNDE ile/ve/||/<>/> DEVLETTE ile/ve/||/<>/> ALTYAPIDA ile/ve/||/<>/> TİCARETTE ile/ve/||/<>/> MODADA ile/ve/||/<>/> TEKNOLOJİDE

( Milyonlarca yılda. İLE/VE/||/<>/> Binlerce yılda. İLE/VE/||/<>/> Yüzyıllarda. İLE/VE/||/<>/> Onlarca yılda. İLE/VE/||/<>/> Yıllarda. İLE/VE/||/<>/> Aylarda. İLE/VE/||/<>/> Günlerde. )


- DOĞAL KÜRESELLEŞME ile/ve/||/<> YÖNLENDİRİLEN KÜRESELLEŞME


- DOĞAL ile/değil "GELİŞTİRİLMİŞ/OLUŞTURULMUŞ"


- DOGMA ile DOĞMA


- DOGMA ile NAS


- DOGMA ile VARGI

( DOGMA vs. VERDICT )


- DOĞRU BİLDİĞİNİ YAPMAK ile/değil CANININ İSTEDİĞİNİ YAPMAK [değil/yerine/daha iyisi YAPMAMAK]


- DOĞRU OLMAYAN ile YALAN

( NOT TRUE vs. LIE )


- DOĞRUDAN KAYIP ile DOLAYLI KAYIP

( Herşeyi kaybetmekle, gerçekten herşeyi kazanmış olursunuz. )

( Asla kaybedilmemiş olan asla bulunamaz. )

( DIRECT LOSS vs. INDIRECT LOSS
By losing all you gain all.
What was never lost can never be found. )


- DOĞRUDAN ile BAŞTAN(/KAFADAN)


- DOĞRUDAN ile DOLAYIMLI


- DOĞRUDAN ile DOLAYLI

( DIRECT vs. INDIRECT )


- DOĞRUDAN ile KENDİLİĞİNDEN


- DOĞRUDAN ile SONRADAN


- DOĞRUDANLIK ile/ve/<> BİRE BİR


- DOĞUM ile DOĞUŞ


- DOĞUM ile/ve GELİŞİM


- DOKÜMAN[Fr., İng. < DOCUMENT]["DÖKÜMAN" da değil!] değil/yerine/= BELGE


- DOLANDIRMAK ile DOLAŞTIRMAK


- DOLANDIRMAK ile UZATMAK


- YATIRIM:
"DOLAR"A ile/değil/yerine DOĞAYA


- DOLAYLI ELERKİ(DEMOKRASİ) ile/değil/yerine DOLAYSIZ/TEMSİLSİZ ELERKİ(DEMOKRASİ)


- DOLAYLI OLARAK ile ÜZERİNDEN


- DOL(DUR)MAK ile/ve BOŞAL(T)MAK

( TO (GET) FILL vs./and TO DISCHARGE )


- DOLMUŞ ile BİRİKMİŞ


- DOLU ile TAM

( FULL vs. COMPLETE )


- DOLU ile YOĞUN

( FULL vs. DENSE )


- DOMİNO ile MAHJONGG


- DÖNEM ile ANTİKİTE[Fr.]

( ... İLE Antik devir, ilk/eski çağ. | Eski Yunan/Roma uygarlıkları. )


- DÖNÜŞLÜ -ile

( REFLEXIVE )


- DÖNÜŞÜM ile/ve/değil/||/<>/< DÖNGÜ

( [not] TRANSFORMATION vs./and/||/<>/but/< CYCLE
CYCLE instead of TRANSFORMATION )


- DÖNÜŞÜM ile/ve/||/<>/> "SIÇRAMA"


- DÖRT PARMAK ve/<> BAŞPARMAK

( [elini, kalbinin üzerine getirdiğinde] Geleneği/e işaret eder. VE/<> Kişiyi/e[seni/sana] işaret eder. )


- 4 YÖN ile/ve/<> KOZMİK YÖN/2 KONUM


- DÖVİZ ile DÖVİZ[Fr. < DEVISE]

( Yabancı ülke parası. İLE Herhangi bir konuyu tanıtma, duyurma, propaganda yapma amacıyla üzerine yazı yazılmış bez ya da karton. )


- DÖVİZİN "YÜKSELMESİ" ile/değil/yerine/||/<>/< ÜLKENİN PARA DEĞERİNİN KAYBETMESİ


- DOYGU/RIZK:
BOL ile/ve/<>/değil/yerine BEREKETLİ


- DOZUNU KAÇIRMAK ile ABARTMAK

( TO OVERDO vs. TO EXAGGERATE )


- DÜĞÜM ile/değil/yerine DÜĞÜN

( Kişiye[zih(ni)ne], durumlara/koşullara göre değişir. )


- DÜN ile YARIN ile/ve/değil/yerine/||/=/<>/< BUGÜN

( Gitti mi gelmez. İLE Gelir mi bilinmez. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/<>/< [ne yazık ki] Değeri bilinmez. )

( Yarın, bugünün öğrencisidir.
[Lat.] Discipulus est prioris posterior dies. )

( ... ile FERDA ile/ve/değil/yerine/||/=/<>/< ... )


- DÜN ile/ve TÂR

( Gece. İLE/VE Karanlık. )


- DÜN/LER ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< GÜN/LER

( Unutulabilirler. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Yaşanılması gerekenler, yaşanılacaklar. )

( Unutulabilecek ve bağlamında unutulabilmesi gereken. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Yaşanılabilecek ve yaşanılması gereken. )


- DÜNYA KADAR MAL ile/ve/değil/yerine/>< FINDIK KADAR .M


- DÜNYA KEDİ GÜNÜ ile/ve/||/<> ULUSLARARASI KEDİ GÜNÜ

( 17 Şubat İLE/VE/||/<> 08 Ağustos )

( Uluslararası Kediler Günü, 08 Ağustos'ta kutlanıyor. Ayrıca, 17 Şubat'ta, Dünya Kedi Günü kutlanıyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde(ABD), 29 Ekim'de; Rusya'da, 01 Mart'ta; Avrupa'daki çoğu ülkede ise 17 Şubat'ta kutlanıyor. Dünya Kedi Günü ile karıştırılan Uluslararası Kedi Günü, 2002 yılında Uluslararası Hayvan Refahı Fonu tarafından oluşturuldu. )

( www.6Dtr.com/OZELGUNLER

Özel/Önemli Günler Takvimi'ni, şu html kodunu kopyalayıp istediğiniz sayfada yayınlayabilirsiniz...

< iframe src="https://www.google.com/calendar/embed?src=bnu9bqjgmq24m6ciq9cr2q5ne0%40group.calendar.google.com&ctz=Europe/Istanbul" style="border: 0" width="600" height="600" scrolling="no" > )


- DÜNYA:
NESNELER değil OLGULAR

( Dünya, nesnelerin değil olguların toplamıdır. )


- YALAN:
DÜNYADA ve/||/<> SİYÂSETTE ve/||/<> TİCARETTE ve/||/<> FELSEFEDE ve/||/<> EDEBİYATTA ve/||/<> GAZETECİLİKTE ve/||/<> GENÇLİKTE

( Vefâ. VE/||/<> Vaad. VE/||/<> Reklam. VE/||/<> Safsata. VE/||/<> Mecaz. VE/||/<> Haber. VE/||/<> Aşk. )


- [ne yazık ki]
"DÜNYANIN DAR GELMESİ" ile/ve/değil/<> "KÖŞELERİN KAPILMASI/TUTULMASI OYUNU/ÇABASI/YANILSAMASI"


- DURDURMAK ile/ve/değil SABİTLEMEK


- DURUM ile BADİRE

( ... İLE Birdenbire ortaya çıkan tehlikeli durum. )


- DURUM ile/ve/değil/<> ÖTESİ


- DURUM = VAZİYET = SITUATION[İng., Fr., Alm.] = SITUS[Lat.] = SITUACION[İsp.]


- DURUM/LAR ile/ve/||/<>/> KOŞUL/LAR ile/ve/||/<>/> KARAR/LAR


- DÜŞMEK ile İNMEK


- DÜŞÜK ile HAFİF/YEĞNİ


- DÜŞÜNCE ile/ve/+/<>/> İNANÇ ile/ve/+/<>/> İMAN

( Bilgi ve/+ yorum. [D] İLE/VE/+/<>/> Düşüncenin karesi. [D²] İLE/VE/+/<>/> Düşüncenin küpü. [D³] )

( [Kanıt gereksinimi] Vardır. İLE/VE/+/<>/> Daha çoktur. İLE/VE/+/<>/> Hem vardır, hem yoktur; ne vardır, ne de yoktur. )


- DÜŞÜNCE ile TEKLİF

( IDEA, THOUGHT vs. PROPOSAL )


- DÜŞÜNMEDEN ile/ve/değil/yerine KENDİLİĞİNDEN

( ... ile/ve/değil/yerine TAV'Î[< TAV] )


- DUYARLI/LIK/HASSASİYET ile TİTİZ/LİK

( Durumunuzun ne denli nazik olduğunu fark ettiğiniz anda uyanık ve tetiksizsinizdir. )

( SENSITIVENESS vs. FASTIDIOUSNESS/FUSSINESS
The moment you have seen how fragile is your condition, you are already alert. )


- GEÇMİŞ ZAMAN:
DUYULAN ile/ve/||/<> GÖRÜLEN


- DÜZEN KURMAK ile STANDARTLARI OTURTMAK


- DÜZEN ile/ve DENGE ile/ve UYUM

( Düzenli bir hayat yaşayın ama onu kendi içinde bir amaç haline getirmeyin. )

( SETTING/ORDER/REGULARITY vs. BALANCE
Live an orderly life, but don't make it a goal by itself. )


- DÜZEN ile/ve DİSİPLİN

( Disiplin için "Sevgiyle Disiplin-Fitzhugh Dodson-Kuraldışı Yay." kitabından yararlanmanızı salık veririz. )

( REGULARITY vs./and DISCIPLINE )


- DÜZEN ile/ve DİZGE/SİSTEM

( Kurulabilir en geniş düşünce kalıpları. )

( SETTING/ORDER/REGULARITY vs./and SYSTEM )


- DÜZEN ile İRÂDE

( REGULARITY vs. WILL )


- DÜZEN ile İSTİKRAR

( REGULARITY vs. STABILITY )


- DÜZEN ile KAOS

( ORDER vs. CHAOS )


- DÜZEN ile OTOMATİĞE BAĞLAMAK

( REGULARITY vs. TO AUTOMATIZE )


- DÜZEN ile SİMETRİ


- DÜZEN ile SÜREKLİLİK

( ORDER vs. CONTINUITY )


- DÜZEN ile/ve TEKRAR

( ORDER vs./and REPETITION )


- DÜZEN ile/ve UYGUNLUK

( ORDER vs./and APPROPRIATENESS )


- DÜZEN ile/ve UYUM

( Düzen ve uyumu içinizde aramalısınız. )

( ORDER vs./and HARMONY
To find order you must search within. )


- DÜZEN ile UYUMSAL ORAN

( REGULARITY vs. HARMONIOUS PROPORTION )


- DÜZEN'İN:
İÇTE ARANMASI ile DIŞTA ARANMASI

( İçinize yönelin ve ne olmadığınızı keşfedin. )

( TO FIND ORDERLINESS: INSIDE/INSELF vs. OUTSIDE/OUTSELF
Go within and discover what you are not. )


- DÜZENLİ/LİK ile/ve/<> BÜTÜNLÜK/LÜ/LÜK


- DÜZENSİZLİK ile KEŞMEKEŞLİK

( LACK OF REGULARITY vs. DISORDER )


- DÜZEY ile DERECE


- EBED ile/değil SONRA


- EBEDÎ/İLÂ NİHÂYE[Ar.] değil/yerine/= SONSUZ/UÇSUZ


- ECEL ile/ve/||/<>/> AMEL ile/ve/||/<>/> EMEL


- EDİN(İL)ME ile/ve/<> ERİŞ(İL)ME


- EF'AL ile AMEL


- EFİ[Ar.] değil/yerine/= ÖNALIMCI

Bugün[18 Kasım 2025]
itibarı ile 3.183 başlık/FaRk ile birlikte,
3.183 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(4/14)
Erkek, dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde,
Hakkın yarattığı her şey yerli yerinde.
Nazarımızda kadın, erkek farkı yok.
Noksanlıkla senin görüşlerinde.


Söylediklerinize dikkat edin,
düşüncelere dönüşür...
Düşüncelerinize dikkat edin,
duygularınıza dönüşür...
Duygularınıza dikkat edin,
davranışlarınıza dönüşür...
Davranışlarınıza dikkat edin,
alışkanlıklarınıza dönüşür...
Alışkanlıklarınıza dikkat edin,
değerlerinize dönüşür...
Değerlerinize dikkat edin,
karakterinize dönüşür...
Karakterinize dikkat edin,
kaderinize dönüşür...


ZAMAN

Bankada bir hesap sahibi olduğunu düşün, hesabına her sabah $ 86.400 para yatırılıyor, fakat bu paranın hepsini akşama kadar harcamak zorundasın, ertesi güne transfer edilemez. Paranı kullansan da kullanmasan da hesap her akşam sıfırlanıyor. Ne yaparsın? Tabi ki hepsini harcamaya çalışırsın. Hepimiz Zaman adlı bu bankanın müşterileriyiz. Her sabah 86.400 saniyeye sahip oluyoruz, her akşam gün boyunca kullanmadığımız saniyelerimiz kadar zarara girmiş oluyoruz, yarına transfer edilemez. Her sabah hesabımız dolar, her akşam boşalır. Geri dönüş yok, saniyelerini ŞU AN`ı yaşayarak harca, en iyisi bunlarla iyi bir yatırım yap. Sağlık, mutluluk ve başarı için! Zaman kaçıyor. Her gün işinin en iyisini yap.

Bir senenin değerini anlamak için,
sınıfta kalmış bir öğrenciye sor.

Bir ayın değerini anlamak için,
8 aylık bir bebek doğuran anneye sor.

Bir haftanın değerini anlamak için,
haftalık dergi çıkaran bir editöre sor.

Bir saatin değerini anlamak için,
kavuşmayı bekleyen sevgililere sor.

Bir dakikanın değerini anlamak için,
trenini kaçıran yolcuya sor.

Bir saniyenin değerini anlamak için bir kazayı önleyemeyen sürücüye sor.

Bir saniyenin yüzde birinin değerini anlamak için olimpiyatlarda gümüş madalya kazanan koşucuya sor.

Her anını değerlendir, her dakikanı çok özel biriyle paylaş.
Zamanında ortak edebileceğin kadar özel biri. Unutma zaman hiç kimse için durmaz.

Geçmiş zaman Tarih,
Gelecek zaman Gizemli,
ŞU AN ise
sana verilen gerçek bir armağandır.

------------------------------

1000 yılın değerini anlamak için sene değerini iki hane olarak programlamış olan bir programcıya sorun.


100 yılın değerini anlamak için El değiştirmeye (Handover) tanık olmuş bir Hong Kong vatandaşına sorun.


70 yılın değerini anlamak için ölmekte olan bir insana sorun.
40 yılın değerini anlamak için çölde dolaşmış (traveled in the wilderness) bir Yahudi'ye sorun.
7 yılın değerini anlamak için 7 yıllık iznini (sabbatical leave) alamamış bir profesöre sorun.


5 yılın değerini anlamak için bir daha seçilememiş bir milletvekiline sorun.


Bir milisaniyenin değerini anlamak için şehri karanlığa gömen bir elektrik (power) mühendisine sorun.


Bir mikrosaniyenin değerini anlamak için pentium makine almış olan birine sorun.


Bir nanosaniyenin değerini anlamak için yeni terfi etmiş bir dijital devreler tasarımcısına sorun.


Bir pikosaniyenin değerini anlamak için birçok patentin sahibi olan analog devreler tasarımcısına sorun.


Bir femtosaniyenin değerini anlamak için Nobel Ödülü kazanmış fizikçiye sorun.




DAHA FAZLASINI YAPACAĞIM

Ait olmaktan daha fazlasını yapacağım,
Katılacağım.

İlgilenmekten daha fazlasını yapacağım,
Yardımcı olacağım.

İnanmaktan daha fazlasını yapacağım,
Anlayışlı olacağım.

Hayal kurmaktan daha fazlasını yapacağım,
Çalışacağım.

Ögretmekten daha fazlasını yapacağım,
İlham vereceğim.

Kazanmaktan daha fazlasını yapacağım,
Kazandıracağım.

Vermekten daha fazlasını yapacağım,
Hizmet edeceğim.

Yaşamaktan daha fazlasını yapacağım,
Büyüyeceğim.

Arkadaşlıktan daha fazlasını yapacağım,
Dost olacağım.

Denemekten daha fazlasını yapacağım,
BAŞARACAĞIM!