
G'LERDE
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA VE FARKINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 5068 başlık/FaRk ile birlikte,
5878 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(6/6)
- MÜSTAKBEL değil/yerine/= GELECEKTEKİ
- MÜSTELZİM[Ar.] değil/yerine/= GEREKTİREN | GEREKEN/GEREKLİ OLAN
- MÜTA[Ar.] değil/yerine/= GEÇİCİ KAZANÇ
- MUTAJENİK/MUTAGENIC[İng.] değil/yerine/= GEN DEĞİŞTİRICİ
- MUTAJENİTE/MUTAGENICITY[İng.] değil/yerine/= GEN DEĞİŞTİRICİLİK
- MÜTEADDİ değil/yerine/= GEÇİŞLİ
- MÜTEBAHHİR[Ar.] değil/yerine/= GENİŞ/DERİN BİLGİSİ OLAN
- MÜTEBESSİM[< BESM] değil/yerine/= GÜLÜMSEYEN/GÜLEÇ :)
- MÜTEKELLİM ile/ve MUHATAP ile/ve GAİP
( Ben. İLE/VE Sen. İLE/VE O. )
- MÜTEŞEBBİS[Ar.] değil/yerine/= GİRİŞİMCİ
- MÜTEŞEBBİS[Ar.] değil/yerine/= GİRİŞKEN/GİRİŞİMCİ
- MUTFAK ile GALİ[Fr. < Ar.]
( ... İLE Alçak ve altı düz gemi. | Gemilerin üst güvertelerinde ve palavralarında bulunan mutfak. )
- SALTIK/MUTLAK ile/ve GÖRELİLİK
( Göreli olan, mutlak kabul edildikçe, çatışma, kaçınılmazdır. )
- MUTLAK ile/ve/değil GÜVENİLİR
- MUTLAK/KAPSAMLI/TAMAMEN BAĞIŞIKLIK ile GÖRELİ BAĞIŞIKLIK
( En güçlü ve geniş bağışıklık olarak kabul edilen mutlak bağışıklığa göre şüpheli, sanık ve tanık, tanıklık yaptığı sıradaki verdiği beyânı ile ilgili hiçbir suçtan kovuşturulamaz. Fakat şüpheli, sanık ve tanığın, bağışıklık kapsamında ileri sürdüğü asıl suçla bağlantılı olmayan kanıtın kullanımı olanaklıdır. Savcının, kovuşturma yapmayacağına dair hukuka aykırı vaadi, mutlak bağışıklık sunmaz. Savcı, ancak gerçeğe ulaşmak için önem taşıyan durumlarda, bağışıklık tanınması konusunda mahkemeye öneride bulunabilir. Ayrıca, kişiye, mutlak bağışıklık tanınmışsa, savcı, bir sonraki ceza davasında kullandığı kanıtın, hukuka uygun ve bağışıklık ile elde edilen tanıklıktan bağımsız olduğunu kanıtlamak zorundadır. İLE Sadece, bağışıklık sağlanması yoluyla elde edilen beyân ve bu beyân aracılığıyla elde edilen kanıtlar, sanığın, bu suçlardan dolayı takip eden kovuşturmasında kullanılamaz. )
- MUTLULUK ile/ve GÜÇ
( HAPPINESS vs./and POWER )
- MUTLULUK = SAADET = HAPPINESS[İng.] = BONHEUR, FELICITÉ[Fr.] = GLÜCK[Alm.] = FELICITAS[Lat.] = FELICIDAD[İsp.]
- MUVAZZAF[Ar.] değil/yerine/= GÖREVLİ
( Bir görev ve hizmetle yükümlü olan kişi. | Silahlı Kuvvetler'de çalışan, meslekten subay ve astsubaylarla, askerlik hizmetini yapan erler. )
- MUVAZZAF değil/yerine/= GÖREVLİ
- MÜZAKERE[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= GÖRÜŞLEŞME/K
- MYSTERY :/yerine GİZEM
- NAFAKA[Ar.] YÜKÜMÜ değil/yerine/= GEÇİMLİK YÜKÜMÜ
- NAMAZ ile GECE NAMAZI(VİTR)
- NÂMİYE ile ĞAZİYE ile MÜVELLİDE
( Büyüme. İLE Beslenme. İLE Üreme. )
- NAMUS ile/ve GÜVEN
- NARBÜLBÜLÜ/ARDIÇKUŞU(TURDUS PILARIS[Lat.], ROBIN[İng.], Avrupa ve Asya ormanlarında yaşar.) ile/ve BAYIR KUŞU ile/ve ÇALI KUŞU ile/ve ÇAMURCUN ile/ve DALGIÇ KUŞU ile/ve DEVEKUŞU ile/ve FIRTINA KUŞU ile/ve GELİNKUŞU[Lat. OTOCORIS PENCILLATUS] ile/ve İNCİRKUŞU[Lat. ANTHUS TRIVIALIS] ile/ve İSHAK KUŞU/BATAKLIKBAYKUŞU[Fars. ŞEB-ÂVÎZ][ayağından asılarak başaşağı sarkar ve öter] ile/ve KARDİNALKUŞU ile/ve KARİYAMA(Güney Amerika'da) ile/ve KAŞIK GAGA ile/ve KAŞIKCI KUŞU ile/ve KEDİKUŞU ile/ve KELAYNAK[Sadece bu üç yerde: BİRECİK-URFA, FAS, PALMİRA ÇÖLLERİ-SURİYE][Lat. GERONTICUS EREMITA]17 Şubat, Birecik'te, Kelaynak Günü'dür! ile/ve KUYRUKKAKAN[Afrika ile/ve Asya'da][Lat. SAXICOLA] ile/ve MALURUS[Avustralya'da] ile/ve MAMO[Hawaii'de] ile/ve MANAKİN[Amerika'da] ile/ve MİNO[Asya'da] ile/ve MOA ile/ve MOHO ile/ve MUHABBET KUŞU ile/ve ÖRÜMCEK KUŞU[Lat. LANIUS] ile/ve TARLA KUŞU ile/ve YAĞMUR KUŞU ile/ve ALICI KUŞ ile/ve BOĞMAKLI KUŞ ile/ve MAKARALI KUŞ ile/ve SAKSAĞAN(AK'AK[Ar.], PÎSE[Fars.], PICA PICA[Lat.]) ile/ve SAKARMEKE ile/ve SIĞIRCIK(MÜRG-İ ZÎREK/ZÎREK-SÂR, LÂLESAR[Fars.], STURNUS VULGARIS[Lat.]) ile/ve İBİBİK, ÇAVUŞ KUŞU, HÜDHÜD[çoğ. HEDÂHİD][HÛC-I HÜDHÜD:
İbibik ibiği.](EBÜRREBÎ', UPUPA EPOPS[Lat.]) ile/ve ÖZKUŞU ile/ve PAPUÇGAGA[Afrika'da] ile/ve POTU(Güney Amerika'da) ile/ve POYRAZKUŞU ile/ve SUBAKALI ile/ve TORGU ile/ve TURAKO/MUZCUL(Afrika'da yaşar.) ile/ve UZUNBACAK ile/ve ÜVEYİK(TURTLE DOVE[İng.], STREPTOPELIA TURTUR[Lat.]) ile/ve YEŞİLBAŞ
( Kolombiya'da, dünyadaki tüm ülkelerdeki kuş türlerinden daha fazla kuş türü bulunur. )
- NAZ ile/ve/değil GAZ
- NAZAL değil/yerine/= GENİZCİL
- NAZARAN/KIYASLA değil/yerine/= GÖRE/ORANLA
- [ne] İNCİNME ile/ve/||/<>/ne de GÜCENME
- NECESSARY :/yerine GEREKLİ
- NEDENİNİ GÖRÜP:
GÖZARDI EDEN / KAYITSIZ KALAN(LARDAN OLMAK) ile/değil/yerine GÖRDÜKLERİNDEN HOŞLANMAYANLARDAN OLMAK
- ... NEDENİYLE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ... GEREĞİNCE
- NEDEN/SEL/LİK ile/ve GEREKÇE/Lİ/LİK
( [durumdan/olaydan] Önce. İLE/VE Sonra. )
( CAUSE vs./and JUSTIFICATION )
- NEFS/KAN ve/> GÖNÜL
( ... VE/> Nefsin imana gelmiş hali. )
- NEGATİF/POZİTİF TAM SAYILAR / SAYMA SAYILARI
ile
DOĞAL SAYILAR
ile
GERÇEK/GERÇEL/KARMAŞIK SAYILAR
ile
ORANTISAL/RASYONEL SAYILAR
( -3, -2, -1 / 1, 2, 3, ... ~
İLE
1, 2, 3, ... ~
İLE
-3, -2, -1 0 1, 2, 3, ... ~
İLE
0, 0.1, 0.2, 0.3 ... 0.8, 0.9, 1, 1.5, 2, 2.8, 3, ... ~
)
(
Sayı Türü | Açıklama | Örnek |
---|---|---|
Doğal Sayılar (N) | Sıfır ve pozitif tam sayılar | {0, 1, 2, 3, ...} |
Tam Sayılar (Z) | Negatif tam sayılar, sıfır ve pozitif tam sayılar | {... -2, -1, 0, 1, 2, ...} |
Rasyonel Sayılar (Q) | Kesir olarak tanımlanabilen sayılar | 1/2, -3/4, 5 |
İrrasyonel Sayılar | Ondalık gösterimi sonsuz ve döngüsel(periyodik) olmayan sayılar | √2, π, e |
Gerçek Sayılar (R) | Rasyonel ve irrasyonel sayıların birleşimi | √2, 3/4, -5 |
Karmaşık Sayılar (C) | Gerçek ve sanal bölümlerden oluşan sayılar | a + bi (i² = -1) |
Asal Sayılar | Sadece 1 ve kendine bölünebilen sayılar | 2, 3, 5, 7, 11 |
Çift Sayılar | 2 ile tam bölünebilen sayılar | 0, 2, 4, 6 |
Tek Sayılar | 2 ile tam bölünemeyen sayılar | 1, 3, 5, 7 |
Pozitif Sayılar | 0’dan büyük sayılar | 1, 2, 3, ... |
Negatif Sayılar | 0’dan küçük sayılar | -1, -2, -3, ... |
Sıfır (0) | Ne pozitif, ne de negatif olan nötr bir sayı | 0 |
- NEHY ile GÜNAH
( Olumsuzluk. | Yasaklama. İLE ... )
- NELER DOĞAR ve/||/<>/< GÜN DOĞMADAN
( Gün doğmadan, neler doğar. )
- NEM <> GAM
( Duvarı yıkar. <> İnsanı yıkar/bitirir[/öldürür]. )
- NEM ile GÖNEN
( ... İLE Ekilecek toprağın sulandırılması. | Nem, rutubet. | Nemli toprak. )
- NERGİSZAMBAĞI = GÜZELHATUNÇİÇEĞİ
( Soğanla üretilen, iri ve güzel çiçekli bir süs bitkisi. )
( AMARYLLIS )
- NERVOUS :/yerine GERGİN
- NEŞE ve/<>/< GÜVEN
- NEŞE = NEŞVE = MERRIMENT, CHEERFULNESS[İng.] = GAIETÉ[Fr.] = HEITERKEIT[Alm.] = HILARITAS[Lat.]
- NESNELLİKTE:
ÖLÇÜLEBİLİR/LİK ile/ve/||/<> KESTİRİLEBİLİR/LİK ile/ve/||/<> GÖZLEMLENEBİLİR/LİK
- NESNENİN DURUMLARINDA:
KATI ile/ve AMORF KATI ile/ve SIVI ile/ve GAZ ile/ve PLAZMA ile/ve SÜPER AKIŞKAN ile/ve SÜPER KATI ile/ve DEJENERE KATI ile/ve NÖTRONYUM ile/ve GÜÇLÜ SİMETRİK NESNE ile/ve ZAYIF SİMETRİK NESNE ile/ve KUARK-GLUON PLAZMA ile/ve FERMİYONİK YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞTIRMASI ile/ve ACAYİP NESNE
( ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE Bir gaz boşalma tüpünde, elektron ve artı iyonları, yaklaşık olarak eşit sayıda içeren, iyonlaşmış gaz ortamı. | Güneşteki ısıl nükleer tepkimelerin oluştuğu, çok yüksek sıcaklıkta oldukça yüksek derecede iyonlanmış, maddenin dördüncü durumu olarak da tanımlanan akışkan ortam. İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... )
( )
- NEWSPAPER :/yerine GAZETE
- NEY ile GİRİFT[Fars.]
( ... İLE Birbirinin içine girip karışmış, girişik, çapraşık. | [eski güzel yazı sanatında] Boş yer bırakmayacak biçimde, iç içe istif edilmiş yazı. | Türk müziğinde kullanılmış, neye benzeyen bir çalgı. )
- NEZÂRET MAKAMI değil/yerine/= GÖZETİM KATI/GÖZETİM ORUNU
- NEZÂRET değil/yerine/= GÖZALTI/GÖZETİM
- NEZÂRETHANE/NEZÂRET değil/yerine/= GÖZALTI YERİ/GÖZETKE
- NEZLE/DUMAĞI/TUMAĞI/İNGİN/ZÜKÂM[Ar.] ile GRİP ile KORONA(CORONA)/COVID-19 ile HANTA
( NEZLE
Nedeni: Çok sayıda virüs bu hastalığa yol açabilir.
Zamanı: Yılın her zamanı.
Yayılma şekli: Burun ya da ağız yoluyla giren zerreler.
Kuluçka Süresi: İki haftaya kadar çıkabilir.
Ateş: Zaman zaman.
Üşüme: Nadiren.
Kas Ağrısı: Zaman zaman.
Boğaz Ağrısı: Hafif ve aralıklı.
Öksürme: Yaygın.
İshal: Yaygın olabilir.
Kusma: Yaygın olabilir.
Zatürree: Hiç yaygın değil.
Tedavi: Belirtilere karşı reçetesiz ilâçlar.
Önlem: Elleri dikkatle yıkamak.
İLE
GRİP
Nedeni: A ya da B grip virüsü.
Zamanı: Sonbahar ve kış sonu.
Yayılma şekli: Burun ya da ağız yoluyla giren zerreler.
Kuluçka Süresi: İki gün.
Ateş: Genelde her zaman.
Üşüme: Yaygın.
Kas Ağrısı: Yaygın ve bazen ağır.
Boğaz Ağrısı: Acı verici ve daha inatçı.
Öksürme: Yaygın.
İshal: Yaygın değil.
Kusma: Genellikle görülmez.
Zatürree: Meydana gelebilir.
Tedavi: A... ya da R...
Önlem: Elleri dikkatle yıkamak. | Grip aşısı. )
( )
( )
( )
( )
( NEVÂZİL, SÜTÂ', ZÜKÂM ile ... ile ... )
- NİCEL ÇOKLUK ile/ve GENEL KABUL/LER
( QUANTITATIVE MAJORITY vs./and GENERAL ACCEPTANCE/S )
- [ne yazık ki]
NİCELİK EGEMENLİĞİ ile/ve/<> DEĞERSİZLİK ile/ve/<> GÖRELİLİK
- NİFAK değil/yerine/= GEÇİMSİZLİK/ANLAŞMAZLIK/ARABOZU
- NİGÂH-BÂN değil/yerine/= GÖZCÜ, BEKÇİ
- NIGHT :/yerine GECE
- NIM/NONİNVAZİV MONİTORİZASYON NONİNVASIVE MONİTORING[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN İZLEÇLEME
- NIMV/NONİNVAZİV MEKANİK VENTILASYON NONİNVASIVE MECHANICAL VENTILATION[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN MEKANİK SOLUTMA
- ..., ...'NIN:
"GÖSTERİSİ" değil GÖSTERGESİ
- NİŞASTA ile/ve/||/<>/> GLİKOJEN
( Bitkilerde enerji depolayan polisakkarit. İLE/VE/||/<>/> Hayvanlarda enerji depolayan polisakkarit. )
- NİSPET ile GÖRE
( RATIO vs. ACCORDING TO )
- NİSPET ile GÖRELİLİK/İZÂFET
( Bir değişkenin bir sabite oranı. İLE İki değişkenin birbirine bağlı oranı. )
( Birinin değişkenliğinde. İLE İkisinin de değişkenliğinde. )
( RATIO vs. RELATIVITY )
- NİSYAN ile GAFLET
( Kendi muhtaç himmete, bir dede
Nerede kaldı, gayrıya himmet ede )
- NİTELİK ile/ve GEÇERLİLİK
( QUALITY vs./and VALIDITY )
- NİV/NONİNVAZİV VENTILASYON NONİNVASIVE VENTILATION[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN SOLUTMA
- NİYET DİLLERİ ile/ve/<> GERÇEK DİLLER
( Amaca bağlandıkları zaman anlam oluşur. İLE/VE/<> Anlam, doğrudan üzerinde/içinde aranır/bulunur. )
( Arâmî, Âsır, Keldânî, Süryânî, İbrânî ve giderek Arâbî dillerin yapısı "niyet dili"dir. Bu kavram "niyete bağlı", "anlam/mânâ dili" niteliğini taşımaktadır. Niyet dillerinde yazı dili yalnızca ünsüzlerle kurulur ve okunurken ünlendirilir. Yunanca Hermes olarak kodlandırılmış olan sözcük aslen "HRM" olarak kodlanmakta ve "Hiram" diye ünlendirildiğinde "Nurlanmış" anlamına gelmektedir. )
( INTENTIONAL LANGUAGES vs./and/<> CORRECT LANGUAGES )
- NİYET ve/||/<> GAYRET ve/||/<> DİRÂYET[YETENEK]
- NİYET ile GELİŞİGÜZEL/LİK, GÖRELİ/LİK
- NİYET ile/ve/<> GEREKSİNİM
( INTENTION vs./and/<> NEED )
- NİYET ve/> GİRİŞİM
- NİYET ile/ve/||/<> GİZEM
- NO ADMITTANCE | GİRİLMEZ değil/yerine GİRİLMEZ (NO ADMITTANCE)
( Önce/üstte Türkçe'si, sonra/altında İngilizce'si. )
- noct. maneq.[Lat. < NOCTE MANEQUE] değil/yerine/= GECE VE SABAH
- noct.[Lat. < NOCTE] değil/yerine/= GECELEYİN, GECE VAKTİ
- NOISE :/yerine GÜRÜLTÜ
- NOKTA-İ NAZAR değil/yerine/= GÖRÜŞ/BAKIŞ AÇISI
- NOKTÜRNAL/NOCTURNAL[İng.] değil/yerine/= GECEYE İLİŞKIN
- NOMİNAL ÜCRET ile GERÇEK ÜCRET
- NONİNVAZİV MONİTÖRİZASYON /GİRİŞİMSEL OLMAYAN MONİTÖRİZASYON/NONİNVASIVE MONİTORING[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN İZLEME
- NONİNVAZİV/NONİNVASIVE[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN
- NONİNVAZİV VENTILASYON/NONİNVASIVE VENTILATION[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN SOLUTMA
- NÖRON/LAR ile/ve/<> GÖKADA/LAR
- NÖROPRAKSİ/NEUROPRAXIA[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ SİNİR İLETİ KESİNTISİ
- NOSTALJİ değil/yerine/= GÜNDEDÜN
- NOTA ile/ve GADUFU
( ... İLE/VE Japon müzik yazısı. )
- NÜMAYİŞ değil/yerine/= GÖSTERİ
- NÜMÂYİŞ[Fars.] değil/yerine/= GÖSTERİŞ
- NÜMUNE[Fars.]/MOSTRALIK[İt.] değil/yerine/= GÖSTERMELİK
( Göstermelik. | Kötü ya da yersiz davranışlarıyla göze batan kişi. )
- NUN HARFİNİN:
GÖRÜNEN ANLAMLARI ile/ve/||/<> GÖRÜNMEYEN ANLAMLARI
- ÖBEK ile GÖBEK
- ÖBEK = GROUP[İng.] = GROUPE[Fr.] = GRUPPE[Alm.] = GRUPO[İsp.]
- OBSERVATION :/yerine GÖZLEM
- OBSERVE :/yerine GÖZLEMLEMEK
- OBSERVER BİAS değil/yerine/= GÖZLEMCİ YANLILIĞI
- OBSERVER :/yerine GÖZLEMCİ
- OBZERVASYON/OBSERVATION[İng.] değil/yerine/= GÖZLEM
- PİŞİRME:
OCAKTA ile/ve FIRINDA ile/ve GÜNEŞİN ISITTIĞI TAŞTA
- OCT/OKT/OPTİK KOHERENS TOMOGRAFİ OPTIC COHERENCE TOMOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= GÖRME EŞEVRELİ KESITÇEKİM
- OR/ODDS RATIO[İng.] değil/yerine/= GÖRELİ ORAN
- ÖDEV ile/ve/||/<> GÖREV
- ODON-/ODONT-/ODONTİA- ile/||/<> GİNGİV-/GİNGİVO- ile/||/<> ULE-/ULO- ile/||/<> CEMENTO-
( Diş, dişli. Diş biçiminde, diş tedavisi, dişin durumu. İLE/||/<> Diş etleri ile ilgili. İLE/||/<> Diş etleri ile ilgili, skarla ilgili. İLE/||/<> Diş sementumu ile ilgili. )
- ODYOVİZÜEL değil/yerine/= GÖRSELİŞİTSEL
- ÖFKE ile/ve/||/<>/> GERGİNLİK
- ÖFKE ile/değil/yerine/>< GÜLÜMSEME :)
( Öfkenin uzaklaştırdığını, gülücükler geri getiremez. )
- OFTALMİK/OPHTHALMIC[İng.] değil/yerine/= GÖZ (İLİŞKİLİ)
- OFTALMOLOG değil/yerine/= GÖZBİLİMCİ
- OFTALMOLOJİ/K değil/yerine/= GÖZBİLİM/SEL
- OFTALMOSKOP/OPHTALMOSCOPE[İng.] değil/yerine/= GÖZ İÇİ GÖRECİ
- [ÖĞRENİYORUZ/ANLIYORUZ]
OKUDUĞUMUZU ile/ve/<> DUYDUĞUMUZU ile/ve/<>
GÖRDÜĞÜMÜZÜ ile/ve/<>
HEM DUYUP, HEM GÖRDÜĞÜMÜZÜ ile/ve/<>
TARTIŞTIĞIMIZI ile/ve/<> DENEYİMLEDİĞİMİZİ ile/ve/<>
ANLATTIĞIMIZI/ÖĞRETTİĞİMİZİ
( %10 ile/ve/<> %20 ile/ve/<> %30 ile/ve/<> %50 ile/ve/<> %70 ile/ve/<> %80 ile/ve/<> %95 )
( [WE LEARN, WHAT WE]:
READ vs./and/<> HEAR vs./and/<> SEE vs./and/<> SEE & HEAR vs./and/<> DISCUSS vs./and/<> EXPERIENCE vs./and/<> TEACH )
- ÖĞRETMEK ile/ve/<>/değil/yerine GÖSTERMEK
( [not] TO TEACH vs./and/<>/but TO SHOW
TO SHOW instead of TO TEACH )
- ÖKARYOT değil/yerine/= GERÇEK ÇEKİRDEKLİ
- ÖKE/DEHÂ ve/||/+/<>/> GÜZELLİK
- ÖKE = DÂHİ = GENIUS[İng.] = GÉNIE[Fr.] = GENIE[Alm.] = GENIUS < GIGNO:YARATIYORUM[Lat.] = GENIO[İsp.]
- ÖKELİK = DÂHİLİK = GENIALITÉ[Fr.] = GENIALITÄT[Alm.]
- ÖKLİD GEOMETRİSİ:
YER/DÜNYA İÇİN değil GÖK İÇİN
- OKTAV ile/ve/< GAM ile/ve/< AKOR(D)[< Lat. ADCORDIS: Akıl ve gönüle doğru.]
( İki Do arası. Sekiz sesten oluşan ses. İLE/VE Notaların baştan sona ve/ya da sondan başa tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE/VE Üç ya da daha çok sesten oluşan üçlü aralıklar biçiminde dizilebilen her uyum. | En az üç sesin aynı anda çalınması. )
( Türk mûsikîsinde Akord Ney'e göre yapılır. )
( OCTAVE vs./and SCALE(/HEXACHORD) vs./and ACCORD )
- OKÜLER değil/yerine/= GÖZLEÇ
- OKUMA:
DOĞRUSU ile/ve/||/<>/> GÜZELLEŞTİRME
- OLABİLİR ile GİBİ
( PROBABLE vs. LIKE )
- OLANAKLAR ve/||/<>/>/< GELİŞME HAKKI
- OLANAKLILIK ile/ve/<> GEÇERLİLİK
- OLANAKLILIK ile/ve/<> GERÇEKLİK
- OLASI/LIK ile/ve/||/<> GÖRELİ/LİK
- OLAY ve/<> GELİŞİGÜZEL/LİK
- ÖLÇÜSÜZ/LÜK ile/ve/değil/||/<> "GEMSİZ/LİK"
- ÖLÇÜT ile/ve/||/<> GEREKÇE
- OLDUĞUN GİBİ GÖRÜNMEK/KONUŞMAK ile/ve/<> GÖRÜNDÜĞÜN/KONUŞTUĞUN GİBİ OLMAK
( Kendinizi olduğunuz gibi bilmek için tüm fikirlerden vazgeçiniz. )
( TO VISUALIZE LIKE HOW/WHAT YOU ARE vs./and/<> TO BE LIKE HOW/WHAT YOU ARE
To know yourself as you are, give up all ideas. )
- OLGU ile GERÇEK
( FACT vs. REAL/ITY )
- OLGU ile/ve/değil/<> GÖRÜNÜŞ
- OLGUCULUK/POZİTİVİZM ile GÖRÜNGÜ BİLİM/FENOMENOLOJİ
( Bilginin sadece gözlemlenebilir ve ölçülebilir olgulara dayandığını savunan felsefi yaklaşım. İLE Bilinç ve deneyimlerin yapısını inceleyen felsefi yaklaşım. )
- OLGUN BİRİKİM ve/||/<> GENÇ ENERJİ
- OLGUN/LUK ve/||/<> AKILLI/LIK ve/||/<> GÜÇLÜ/LÜK
( Hatalarımızı kabul edebilecek kadar. VE/||/<> Hatalarımızdan ders alabilecek kadar. VE/||/<> Hatalarımızı düzeltebilecek kadar. )
- ÖLÜLER KİTABI değil GÜNIŞIĞINA ÇIKIŞ KİTABI
- ÖLÜM KORKUSU < GÖVDE ZANNI
- ÖLÜM ile/ve GÖMÜT/SİN OBRUĞU/MEZAR/MAKBER/E / MERKAD/MERKAT/METFEN[Ar.], GÛR[Fars.], MAŞATLIK[Yahudi mezarlığı], DARÎH/ZARÎH[Ar.]/NEKROPOL[Yun.]
( Ölüler kokmasın diye, derin çukurlara gömülür. Ölçünün olmadığı dönemlerde bu çukurların derinliğini "mezarı kazanın beline kadar" diyerek ölçüye vurmuşlardır. Bu, "bele kadar" ölçüsü, eril gövdeler içindir. Dişil gövdeler daha yağlı olduklarından, onların mezarlarını, "mezarı kazanın göğsüne kadar" diyerek tarif etmişlerdir. )
( Yakının ölümünü kabul aşamaları: Reddediş > Öfke > Uyum > Üzüntü > Kabul )
- OLUMSUZ KOŞULLAR:
GEÇİRİCİ ile/ve/değil/yerine/<> GEÇİCİ
- OLUMSUZ ÖZGÜRLÜK ve/= GEREKSİNİM
( NEGATIVE FREEDOM vs./and/= NEED )
- OLUMSUZLUĞU/SORUNU/ÇÖZÜMÜ:
HESABA KATMAMIŞ OLMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< GÖZE ALMIŞ OLMAK
- OLUMSUZLUK ile GÜVENSİZLİK
( NEGATIVENESS vs. DISTRUSTFULNESS/LACK OF CONFIDENCE )
- OLUŞ = SAYRURET, TEKEVVÜN = BECOMING, GENESIS[İng.] = DEVENIR, GENÉSE[Fr.] = WERDEN, GENESIS[Alm.] = FIERI < IN FIERE: OLUŞ HALİNDE[Lat.] = GENESIS[Yun.]
( Kesintisiz/sürekli doğuş. )
- ÖNCELİKLİ/LER ile/ve GENEL
( İnsanda. İLE/VE Doğada. )
( For human. VS./AND On nature. )
( PRIORITY vs./and GENERAL )
- ÖNE GEÇMEK ile/ve/değil GÜNDEMDE KALMAK
- ÖNEMSİZ/LİK ile GÖZDEN DÜŞ(ÜR)ME
- ONGÜJİN ile GULYABANİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( "Çölden geçenlere saldıran bir gulyabani". İLE ... )
- ONUN/SENİN) GÜZELLİĞİNE BAKMAK ile/değil/yerine GÜZELLİĞE BAKMAK
- ÖNYARGI ile/ve/||/<> GENELLEME
( Ne kadar genelleme yapılıyorsa düşünce de o derece yoktur. )
( PREJUDICE vs./and/||/<> GENERALIZATION )
- OPAL ile/||/<> GARNET
( Işığı farklı açılardan farklı renklerde yansıtır. İLE/||/<> Genellikle kırmızı tonlarda olan bir taş. )
- OPTİK/OPTIC[İng.] değil/yerine/= GÖZ YA DA GÖRME (İLİŞKİLİ)
- OPTİK değil/yerine/= GÖRCÜL/IŞIKBİLİM
- ORAN/TI/LI/LIK / NİSBÎ ile/ve/<> GÖRELİ/LİK / İZÂFİYET
( PROPORTION vs./and/<> RELATIVITY )
- ORB- ile/||/<> GYRO- ile/||/<> CİRCUM- ile/||/<> CİNG-
( Halka, daire. İLE/||/<> Halka, daire, gyrus. İLE/||/<> Çevresinde, hakkında, ilgili. İLE/||/<> Çevreleme, girinci. )
- ÖRDEK ile GAGALIMEMELİ/ORNİTORENK
( ... İLE Gövdesi kunduza benzeyen, ördek gibi gagası olan ve ayakları perdeli Avustralya'ya özgü bir hayvan. Hem yumurtlayan hem de memeli olan tek hayvandır. )
( ... İLE Geceleri beslenir, gündüzleriyse yuvalarında uyuklarlar. [ya da bir kayanın, ağaç kökünün altında] )
( ... İLE Gagaları 40.000 alıcıyla kaplıdır. [60.000 hareket algılayıcıları vardır ve bunlar da hem göz, hem de el gibi hareket eder, mekanik ve elektriksel veriyi birleştirir ve karanlık sualtı dünyasının net bir resmini çizmesine yardımcı olur] )
( ... ile )
( BATT ile SEDYE-İ VAHÎD-ÜS-SUKBE )
( DUCK vs. DUCKBILL/ORNITORENG )
( ... avec ORNITHORYNQUE )
( ANAS cum ORNITHORHYNCHUS ANATINUS / PLATYPUS )
- ÖRGÜ ve/||/<>/> GÖRGÜ
- ORMAN TAVUĞU ile GÖLGELİ ORMAN TAVUĞU
( )
- ORTA AMERİKA CUMHURİYETİ:
EL SALVADOR ve/<> HONDURAS ve/<> GUATEMALA ve/<> NİKARAGUA ve/<> KOSTA RİKA
( Orta Amerika Cumhuriyeti, 1843 yılında, beş ayrı ülkeye bölündü. )
- ORTAÇAĞ:
ERKEN ile/ve/<>/> YÜKSEK/KLASİK ile/ve/<>/> GEÇ
( ORTAÇAĞ: Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden [476] başlayarak, 1453 ya da 1492'ye kadar süren çağ. )
( 476 - 1000 arası. ile/ve/<>/> 1000 - 1300 arası. ile/ve/<>/> 1300 - 1453/1492 arası. )
( )
- ORTAK DUYU = HİSS-İ MÜŞTEREK = COMMON SENSE[İng.] = SENS COMMUN[Fr.] = GEMEINSINN[Alm.] = SENSUS COMMUNIS[Lat.] = KOINE AISTHESIS[Yun.] = COMÚN SENTIDO[İsp.]
- ORTAK KAVRAMLAR = COMMON NOTIONS[İng.] = NOTIONS COMMUNES[Fr.] = GEMEINBEGRIFFE[Alm.] = NOTIONES COMMUNES[Lat.]
- ORTAKLAŞALIK = CEMAAT = COMMUNITY[İng.] = COMMUNAUTÉ[Fr.] = GEMEINSCHAFT[Alm.] = COMUNIDAD[İsp.]
- ORTAKLIK ile/ve/değil/yerine/<> GÜÇ BİRLİĞİ
- ORTALAMA (OLARAK) ile/ve GENELLEME
( ON AN AVERAGE vs./and GENERALIZATION )
- ORTALAMA ile/ve/||/<> GAUSS(ÇAN) EĞRİSİ
- ÖRTBAS["ÖRTPAS" değil!] ETMEK ile KORUMAK ile BASTIRMAK ile GÖZARDI ETMEK
( ... vs. TO IGNORE )
- ÖRTÜLÜ ile/ve/<> GÖRÜNMEYEN
- ÖRÜMCEKLER ve/||/<> GÖZLERİ
( )
- ÖRÜNTÜ KURMA DÜRTÜSÜ ve/||/<> KEŞİF ve/||/<> DUYUSAL/EŞEYSEL ve/||/<>
BAĞLANMA ve/||/<> BAKICILIK ve/||/<> YAKINLIK ve/||/<> GERİ ÇEKİLME/KAÇINMA/ÖFKE/ZITLIK
( Kişinin ve bebeğin, ilk harekete geç(iril)en, yönelim, donanım ve gereksinimleri... )
- ÖRÜNTÜ ile/ve/<> GÖRÜNTÜ
( PATTERN vs./and/<> APPEAR )
- OSMANLI < GERMİYANOĞULLARI
( Siyasi oluşum. < İlmî geçmiş. )
- OT ile/değil/yerine GÜL
( Bir ayda yetişir. İLE/DEĞİL/YERİNE Bir yılda yetişir. )
- OTARŞİ değil/yerine/= GÖNENÇLİK
- ÖTMƏK[Azr.] = GEÇMEK, GEÇİP GİTMEK, GELİP GEÇMEK[Tr.]
- OTOPSİDE AÇILMASI GEREKEN BOŞLUKLAR:
BAŞ ile/ve/||/<> GÖĞÜS ile/ve/||/<> KARIN
( )
- OTOZOM/AUTOSOME[İng.] değil/yerine/= GÖVDE KROMOZOMLARI
- OTOZOMAL/AUTOSOMAL[İng.] değil/yerine/= GÖVDE KROMOZOMU (İLİŞKİLİ)
- OTRAN ile GİYECEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Don. Giysi. İLE ... )
- OVERALL :/yerine GENEL
- OVERLOOK :/yerine GÖZ ARDI ETMEK
- ÖVMEK ile/ve/||/<>/>< GÖMMEK
- OYNAYAN/LAR ile/yerine GİBİ YAPANLAR
- ÖZ ve/=/||/<>/>/< GÖZ ve/=/||/<>/>/< SÖZ
( Özü ağlamayanın, gözü ağlamaz. )
( Benzi sarı, gözleri yaş; hali bilen, dertli kar(ın)daş/arkadaş. )
- ÖZEL YAŞAM ile/ve/değil GİZLİ YAŞAM
- ÖZEL ile GİZLİ
( SPECIAL/PRIVATE/CONFIDENTIAL vs. SECRET/HIDDEN )
( ... ile CANG )
- ÖZEL ile/ve/<>/hem de GÖZEL
( SPECIAL vs./and/<>/also BEAUTIFUL )
- ÖZELLİK ile GİZİL
( Gizil olan, düşünme yoluyla uygulayımsal/fiilî duruma gelir. )
( SPECIALITY vs. POTENTIAL
The potential becomes actual by thinking. )
- ÖZELLİK ile/ve GÜZELLİK
( SPECIALITY vs./and BEAUTY )
- ÖZERK GÖZE ÖLÜMÜ/OTOFAJİ ile/ve/||/<>/> GÖZE ÖLÜMÜ/APOPTOZ
( Gözenin, kendi bileşenlerini ve proteinlerini parçalayıp yeniden kullanması. İLE/VE/||/<>/> Gözenin, programlı ölümü. )
- ÖZERKLİK ve/||/=/<> GÖRELİ ÖZGÜRLÜK
- ÖZET ile/ve/||/<> GİRİŞ
- ÖZGÜRLÜK ile/ve GÜVENLİK
( FREEDOM vs./and SECURITY )
- ÖZGÜR/LÜK ile/ve GÜZEL/LİK
( FREEDOM vs./and BEAUTY )
- ÖZGÜVEN ile GÖRGÜSÜZLÜK
( Fazla gevşek ya da fazla özgüvenli olunmamalı. )
( HAMHALAT: Kaba saba, görgüsüz. )
( SELF CONFIDENCE vs. LACK OF MANNERS )
- [ne yazık ki]
"ÖZGÜVENLİ" CAHİL ile/ve/||/<> GÖRGÜSÜZ VARSIL ile/ve/||/<> SIMARTILMIŞ APTAL ile/ve/||/<> ÇOCUK DAVRANIŞLI "YETİŞKİN"
- ÖZLEM ve/||/<>/> GÖZLEM ve/||/<>/> SÖZLEM ve/||/<>/> EYLEM ve/||/<>/> İŞLEM ve/||/<>/> İZLEM
- OZMOLARITE/OSMOLARITY[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞİMLİK
- OZMOMETRİ/OSMOMETRY[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞİM ÖLÇÜMÜ
- OZMOS[Fr.] değil/yerine/= GEÇİŞME
- OZMOTİK/FRAJİLITE OSMOTIC FRAGILITY[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞİM KIRILGANLIĞI
- OZMOTİK/OSMOTIC[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞİMLİ
- ÖZNELLİK ile/ve/||/<> GELECEĞE AÇIKLIK
- ÖZNELLİK ile/ve/||/<> GENETİK
- PACS/PICTURE ARCHIVING AND COMMUNICATION SYSTEMS[İng.] değil/yerine/= GÖRÜNTÜ SAKLAMA/ARŞİVLEME VE İLETİŞİM DÜZENLERİ
- PALESTRA ile/ve/||/<>/> GMYNASIUM
( Çalışma alanı. İLE/VE/||/<>/> Yarışma alanı. )
( Sadece sporcuların alanı. İLE/VE/||/<>/> Sporcuların ve izleyicilerin alanı. )
- PALYATİF[Fr.]/MUVAKKAT[Ar.] değil/yerine/= GEÇİCİ
- PALYATİF/MUVAKKAT değil/yerine/= GEÇİCİ
- PAMUK ile/ve/değil/yerine/<>/> İP ile/ve/değil/yerine/<>/> KUMAŞ ile/ve/değil/yerine/<>/> GİYSİ ile/ve/değil/yerine/<>/> MARKA
( 1 TL. ile/ve/<>/> 10 TL. ile/ve/<>/> 100 TL. ile/ve/<>/> 1000 TL. ile/ve/<>/> 10.000 TL. )
- PANAMA KANALI:
ATLANTİK GEÇİDİ ve/||/<>/>/< GATUN GÖLÜ ve/||/<>/>/< GAILLARD GEÇİDİ
- PANGOLİN ile GÜNEY AFRİKA PANGOLİNİ
( Günde, 200.000'e varan karınca yer. )
- PANORAMA değil/yerine/= GENGÖRÜNÜ
- PANORAMİK değil/yerine/= GENGÖRÜNÜL
- PAPA'NIN:
SOYUNMASINDA ile GİYDİRİLMESİNDE
( Bir rahip yardımcı olur. İLE İki rahibe yardımcı olur. )
- PAPATYA ile/değil GÜMÜŞDÜĞME
- PARA:
AKÇE ile/ve/||/<> SULTANÎ ile/ve/||/<> DUCAT ile/ve/||/<> FLORINS ile/ve/||/<> GURUS ile/ve/||/<> ŞÂHÎ
( Osmanlı'da. İLE/VE/||/<> Osmanlı'da. İLE/VE/||/<> İLE/VE/||/<> Venedik'te. İLE/VE/||/<> Macaristan'da. İLE/VE/||/<> Avrupa'da. İLE/VE/||/<> İran'da. )
- PARA = MONEY[İng.] = ARGENT[Fr.] = GELD[Alm.] = DENARO[İt.] = DINARO[İsp.]
- PARİS KOMÜNÜ ile/ve/||/<>/> GEZİ PARKI
( 83 gün sürmüştür. İLE/VE/||/<>/> 22 gün sürmüştür. )
- PARMAKLA GÖSTERMEK ile/değil/yerine GÖSTERMEK
- PASAJ/PASSAGE[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞ | GEÇİT
- PASS :/yerine GEÇMEK, PAS
- PASSAGE :/yerine GEÇİT
- PAST :/yerine GEÇMİŞ
- PATIRTI ile GÜMBÜRTÜ
- PAZU GÖSTERMEK" ile/değil/yerine/||/<>/></< GÖNLÜNÜN GENİŞLİĞİ
- PEHLİVAN[Fars.] değil/yerine/= GÜREŞÇİ
- PEKİN = EMİNL = CERTAIN[İng., Fr.] = GEWIß[Alm.] = CERTUS[Lat.]
- PEKİNLİK = EMİNLİK = CERTAINTY[İng.] = CERTITUDE[Fr.] = GEWIßHEIT[Alm.] = CERTITUDINEM[Lat.]
- PENGUEN ile/ve/<> GALAPAGOS PENGUENİ
( ... İLE/VE/<> Galapagos Adaları'nda yaşamaktalardır. )
- PENGUEN ile GENTOO PENGUENİ
( ... İLE Güney Kutbu'nun kuzeye doğru olan karasal noktalarında yaşarlar. )
( ... İLE 35 km. hızla yüzerler. )
( ... cum PYGOSCELIS PAPUA )
- PENGUEN ile GÜNEY AFRİKA/"EŞEK" PENGUENİ
( 18 saate kadar durmaksızın avlanabilirler ve suyun altında kalabilirler. İLE ... )
( 13 mil hızla yol alabilirler. İLE ... )
( 175 m. kadar dalabilirler. İLE ... )
( ... İLE Cape yarımadasının belirli bir noktasında yaşarlar. )
( ... İLE Gebelik süreleri, 40 gündür. )
- PENGUEN ile GÜNEY KAYA (ROCKHOPPER) PENGUEN
( ... İLE Batı Pasifik ve Hint Okyanusları'nın alt antarktika sularında ve Güney Amerika'nın güney kıyılarında görülür. )
- PEPTİD BAĞI ile/||/<> GLİKOZİD BAĞI
( İki yaşamsal/amino asit arasında oluşan bağ. İLE İki şeker birimi arasında oluşan bağ. )
- PERDE ile GERGİ
( ... İLE Perde. | İp, kayış, tel vb. gerginleştirme işinde kullanılan araç. )
- PERDE değil/yerine/= GERGİ/GERELTİ
- PERFORM :/yerine GERÇEKLEŞTİRMEK
- PERGOLA[İt.] değil/yerine/= GÖLGELİK/ÇARDAK
- PERIHELION değil/yerine/= GÜNBERİ
- PERSPEKTİF değil/yerine/= GÖRÜNGE/BAKIŞ AÇISI
- PEZEVENK[Erm.] ile/ve/||/<> GAVAT/KAVAT[Ar. < KAVVÂD]
- PİÇ ile GÖBEL
( ... İLE Babası belirli olmayan çocuk. | Kimsesiz, başıboş çocuk. | Çocuk. | Sınırları ayırmak için tarla kenarlarında yapılan toprak tepecikler. )
- PİDE ile GÖMBE
( ... İLE Mayalı ya da mayasız, yağlı ya da yağsız olarak yapılan bir tür kül pidesi. )
- PİJAMA[Fr. < Hint dillerinden] değil/yerine/= GECELİK
- PINOSITOZ/PINOCYTOSIS[İng.] değil/yerine/= GÖZE SIVI İÇİMİ
- PİRAMİTLER:
[BOSNA ile GİZA ile TİKAL ile MAURITIUS ile KOHKER ile GUIMAK ile ENDONEZYA ile JİLİN ile BEYAZ ile KUKULKAN ile SUDAN ile SUALTI ile KÜBA ile YONAGUNİ ile BALİ ile MAYA ile JAVA ile KAMBOÇYA ile AVUSTRALYA ile GUATEMALA] ile
MODERN PİRAMİTLER
[MOSKOVA ile KANADA ile CEITUS ile MEMPHIS ile LAS VEGAS]
( [Bosna'da. İLE Mısır'da. İLE Guatemala'da. İLE Mauritius'ta. İLE Kamboçya'da. İLE Kanarya Adaları'nda. İLE Endonezya'da. İLE Kuzeydoğu Çin'de. İLE Çin'de. İLE Meksika'da. İLE Sudan'da. İLE Portekiz açıklarında. İLE Küba açıklarında. İLE Japonya'da. İLE Bali adalarında. İLE Güney Amerika'da. İLE Java adalarında. İLE Kamboçya'da. İLE Avustralya'da. İLE Guatemala'da.]
İLE
Modern:
[Rusya'da. İLE Kanada'da. İLE Roma(İtalya)'da. İLE Amerika'da. İLE Amerika'da.] )
( En çok piramitin bulunduğu ülke, Mısır değil Sudan'dır[220 piramit bulunmaktadır.] )
- PIRASA ile/||/<> GÖMÜ PIRASA
( ... İLE/||/<> Katmanları daha incedir. )
- PLANET :/yerine GEZEGEN
- PLANETARYUM[Fr.] değil/yerine/= GÖKEVİ/GEZEGENEVİ
- PLATON ile GEMISTUS PLETHON
( Sokrates'in öğrencisi, Aristoteles hocası Yunan filozof. İLE Bizanslı düşünür. Platon'u çok sevdiği için adının Bizans Rumcası'nda okunuşunu kendine soyad edinmiştir. Uzun süre Osmanlı coğrafyasında sufî çevrelerde bulundu; İbn Arabî sisteminden etkilendi. Dinlerin aşkın birliğini savundu. Öte yandan Bizans'ın yeniden dirilmesi için Ahî teşkilâtını model alan bir çalışma başlattı ve Eski Yunan mitolojisini inceleyen bir eser kaleme aldı. Rumcası yakılan bu eserin Fatih Sultan Mehmed'in emriyle yapılan Arapça tercümesi günümüze gelmiştir. )
- PLAZİ/PLASIA[İng.] değil/yerine/= GELİŞME
- PLAZMA KİMYASI ile/||/<> GAZ PLAZMA KİMYASI
( Plazma durumundaki nesnelerin kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Gaz plazma durumundaki nesnelerin kimyasını inceleyen bilim dalı. )
- PLUTON:
GEZEGEN ile/ve/değil GAZ BULUTU
( Yoğunlaşırsa. İLE/VE/DEĞİL Kümelenirse. )
- POR/PORE[İng.] değil/yerine/= GÖZENEK
- POROZİTE/POROSITY[İng.] değil/yerine/= GÖZENEKLİLİK
- PORT/PORTA[İng.] değil/yerine/= GİRİŞ YERİ
- PORTAKAL ile GREYFURT/ALTINTOP/KIZMEMESİ
( ORANGE vs. GRAPEFRUIT )
( CITRUS SINENSIS cum CITRUS PARADISI )
- POSTÜR/POSTURE[İng.] değil/yerine/= GÖVDE DURUŞU
- POTENT[İng.] değil/yerine/= GÜÇLÜ
- POWER OF ATTORNEY ile/ve/||/<> GENERAL POWER OF ATTORNEY ile/ve/||/<> SPECIAL/EXCLUSIVE POWER OF ATTORNEY
( Vekâletnâme. İLE/VE/||/<> Genel vekâletnâme. İLE/VE/||/<> Özel vekâletnâme. )
- POWER :/yerine GÜÇ
- POWERFUL :/yerine GÜÇLÜ
- PRENS[Fr./İng. < PRINCE] ile/||/<> GİRAY ile/||/<> ARŞİDÜK[Fr. < ARCHIDUC]/ARŞİDUKA ile/||/<> VOYVODA
( Hükümdar ailesinden olan erkeklere verilen unvan. | Bir prensliğin başında bulunan. | Bazı ülkelerde en yüksek "!soyluluk" unvanıydı. İLE/||/<> Kırım hanlarına ve han ailesinden olan prenslere verilen san. İLE/||/<> Avusturya - Macaristan prenslerine verilen unvan. İLE/||/<> Slav dillerinde kumandan ya da prens anlamına gelir. [Osmanlı'da, Eflak ve Boğdan'ı topraklarına katmadan önce bu ülkelerin kralları voyvoda adıyla anılmaktaydı. Osmanlı zamanında aynı terim, Eflak ve Boğdan vilâyetlerine Sultan tarafından tayin edilen valiler için kullanılmaya devam etti. Voyvodalar, Osmanlı'nın kadrolarında sancak beylerine eşit konumdaydı.][Anadolu ve Rumeli'deki resmî Hıristiyan yöneticilere de bu ad verilmiştir.] )
- PRETTY :/yerine GÜZEL, OLDUKÇA
- PRIDE :/yerine GURUR
- PRIVACY :/yerine GİZLİLİK
- PRN/PRO RE NATA[İng.] değil/yerine/= GEREKSİNIM DURUMUNDA, İHTİYAÇ HALİNDE
- PRÖMİYE(PREMIER) ile GALA
- PROTEİN ile/ve/<> GLOBÜLİN[Fr.]
( ... İLE/VE/<> Kanı oluşturan maddelerden biri olan iri moleküllü protein. )
- PROUD :/yerine GURURLU
- PSİKOSEKSÜEL EVRELER ile/ve/||/<>/> GELİŞİM EVRELERİ
- PUAN MUN JON:
KUZEY KORE ve/<> GÜNEY KORE
( Kore'yi ikiye bölen, 38. paralelde bulunan bir köy. )
( [o dönemde] Sovyetler Birliği'nin egemenliğindeydi. VE/<> ABD'nin egemenliğindeydi. )
( Kuzey Kore ile Güney Kore arasındaki bazı FaRkLaR'ı görmek için burayı tıklayınız... )
- PUPILLA[İng.] değil/yerine/= GÖZBEBEĞİ
- PUŞKİN ve/||/<> GOGOL ve/||/<> GONÇAROV ve/||/<> DOSTOYEVSKİ ve/||/<> TURGENYEV ve/||/<> TOLSTOY ve/||/<> ÇEHOV ve/||/<> GORKİ ve/||/<> ZAMYATİN ve/||/<> BULGAKOV ve/||/<> PASTERNAK
( 1799 - 1837 ve/||/<> 1809 - 1852 ve/||/<> 1812 - 1891 ve/||/<> 1821 - 1881 ve/||/<> 1818 - 1883 ve/||/<> 1828 - 1910 ve/||/<> 1860 - 1904 ve/||/<> 1868 - 1936 ve/||/<> 1884 - 1937 ve/||/<> 1891 - 1940 ve/||/<> 1890 - 1960 )
( )
- Q.İ.D./QUATER İN DİE, FOUR TIMES A DAY[İng.] değil/yerine/= GÜNDE DÖRT KEZ
- q.i.d.[Lat. < QUATER IN DIE] değil/yerine/= GÜNDE DÖRT KEZ
- QUITO ve/<> GUAYAQUIL
( Ekvador'un başkenti. VE/<> Ekvador'un en önemli liman kenti ve ticaret merkezi. )
- quot. op. si.[Lat. < QUOTIES OPUS SIT] değil/yerine/= GEREKLİ ÖLÇÜDE
- RAFAEL/RAPHAEL/RAFFAELLO ile GUIDO RENI
( ... İLE Rafael'in çalışmalarının/tablolarının taklitlerini yapmıştır. )
( 06 Nisan 1483 - 06 Nisan 1520 İLE 04 Kasım 1575 - 18 Ağustos 1642 )
- RAHATSIZ OLMAK ile GOCUNMAK
( TO BE DISTURBED vs. TO TAKE OFFENCE (AT) )
- RAKİT[Ar.] değil/yerine/= GÖL
( Durgun su. )
- RAMAZAN ile/ve/||/<>/> GAMLI RAMAZAN
( ... İLE/VE/||/<>/> 1812 ve 2020 yılındaki Ramazan ayı. )
( )
- RASAT[Ar.] değil/yerine/= GÖZLEM
- RASATHANE/OBSERVATUVAR değil/yerine/= GÖZLEMEVİ
- RASTGELE/LALETTAYİN değil/yerine/= GELİŞİGÜZEL
- RASYON/RATION[İng.] değil/yerine/= GÜNLÜK BESİN
- REABSORPSİYON/REABSORPTION[İng.] değil/yerine/= GERİ EMILIM
- REAL-TIME[İng.] değil/yerine/= GERÇEK ZAMANLI
- REAL :/yerine GERÇEK
- REALİST değil/yerine/= GERÇEKÇİ
- REALITE/REALITY[İng.] değil/yerine/= GERÇEKLİK
- REALITY :/yerine GERÇEKLİK
- REALİZM değil/yerine/= GERÇEKÇİLİK
- REALLY :/yerine GERÇEKTEN
- REBOUND[İng.] değil/yerine/= GERİ TEPİM
- REDDETMEK ile/ve/||/<> "GERİ ÇEVİRMEK"
( Aslımıza geri dönüş yolu, reddetme ve geri çevirmeden geçer. )
( The way back to ourselves is through refusal and rejection. )
- REDDETMEK ile/ve/değil/yerine GÖZ ARDI ETMEK
( [not] TO DENY | REJECT vs./and/but TO IGNORE
TO IGNORE instead of TO DENY | REJECT )
- REDDİYE ile/ve/değil/||/<>/< GÖNDERME
- REAL[İng.]/REEL[Fr.] değil/yerine/= GERÇEK
- REFAH[Ar.] yerine GÖNENÇ
( Bolluk, rahatlık ve varlık içinde, iyi olanaklarda yaşama. )
- REFLÜ/REFLUX[İng.] değil/yerine/= GERİ KAÇIŞ
- REFLÜ ile/||/<> GASTRİT
( Mide asidinin yemek borusuna geri kaçması ile yanma ve ağrı. İLE/||/<> Mide zarının yangılanması ile mide ağrısı ve hazımsızlık. )
- REGRESİF/REGRESSIVE[İng.] değil/yerine/= GERİLEYİCİ
- REGRESYON/REGRESSION[İng.] değil/yerine/= GERİLEME
- REGÜRJITAN/REGURGITANT[İng.] değil/yerine/= GERİ AKAN
- REGÜRJITASYON/REGURGITATION[İng.] değil/yerine/= GERİ AKIŞ
- REHÂVET değil/yerine/= GEVŞEKLİK
- REINFORCE :/yerine GÜÇLENDİRMEK
- REKLÂM VE GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ ve GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ ve SİGARA SORUNU
( )
- RELIABILITY COEFFICIENT[İng.] değil/yerine/= GÜVENİLİRLİK KATSAYISI
- RELIABILITY[İng.] değil/yerine/= GÜVENİLİRLİK
- RELY :/yerine GÜVENMEK
- RENK ile/ve/||/<>/> GÖRKEM/ÂLÂYİŞ[Fars.]
- RENKLİ GÖZ/LÜ ile GÜZELLİK
- REQUIRE :/yerine GEREKTİRMEK
- REQUIREMENT :/yerine GEREKSİNİM
- RESİF KÖPEKBALIKLARINDA:
BEYAZ YÜZGEÇLİ ile SİYAH YÜZGEÇLİ ile GRİ
- RETARDASYON/RETARDATION[İng.] değil/yerine/= GERİLİK, | GECİKME
- RETARDE/RETARDED[İng.] değil/yerine/= GERİ KALMIŞ
- RETİNA DEKOLMANI ile/||/<> GLOKOM
( Retinanın altındaki destek dokudan ayrılması ile görme kaybı. İLE/||/<> Göz içi basıncının artması ile optik sinir hasarına yol açan bir durum. )
- RETİNİTİS PİGMENTOSA ile/||/<> GLOKOM
( Retina gözelerinin bozulması ile gece körlüğü ve görme kaybı. İLE/||/<> Göz içi basıncının artması ile optik sinir hasarına yol açan bir durum. )
- RETROGRAT AMNEZİ/RETROGRADE[İng.] değil/yerine/= GERİYE DOĞRU BELLEK YİTIMİ
- RETROGRAT/RETROGRADE[İng.] değil/yerine/= GERİYE DOĞRU
- RETROSPEKTİF ÇALIŞMA/RETROSPECTIVE STUDY[İng.] değil/yerine/= GERİLEYİK ÇALIŞMA
- RETROSPEKTİF/RETROSPECTIVE[İng.] değil/yerine/= GERİLEYİK
- RETROVERSİYON/RETROVERSION[İng.] değil/yerine/= GERİYE DÖNÜKLÜK
- RETURN :/yerine GERİ DÖNMEK
- REUPTAKE[İng.] değil/yerine/= GERİ ALIM
- REVAÇTA[Ar.] değil/yerine/= GÖZDE/TUTULUR
- REVELATION değil/yerine/= GİZAÇILIM
- REVENUE :/yerine GELİR
- REVERSİBIL/REVERSIBLE[İng.] değil/yerine/= GERİ DÖNEBİLİR
- REVİZYON/REVISION[İng.] değil/yerine/= GÖZDEN GEÇİRME
- REZORPSİYON/RESORPTION[İng.] değil/yerine/= GERİ EMILIM
- RHEA ile GAIA
- RİÂYET değil/yerine/= GÜTME, GÖZETME | UYMAK, SAYGI, SAYMA | AĞIRLAMA
( GÜTME, GÖZETME | UYMAK, SAYGI, SAYMA | AĞIRLAMA )
- RİZOM:
KÖK değil GÖVDE
- RODIN ile GIACOMETTI
- RÖFLE ile MEÇ ile GÖLGE ile BALYAJ ile BOYA ile DİP BOYA
- RÖLAKSAN/RELAXANT[İng.] değil/yerine/= GEVŞETICİ
- RÖLAKSASYON/RELAXATION[İng.] değil/yerine/= GEVŞEME
- RÖLATİF/RELATIVE[İng.] değil/yerine/= GÖRECELİ
- İZÂFİ[Ar.]/RÖLATİF[İng.] değil/yerine/= GÖRELİ
- ROSE :/yerine GÜL
- RUBA[İt.] değil/yerine/= GİYSİ
- RUH:
"BİLİNEMEYEN" ile/ve/değil/||/<>/< GÖRÜNEMEYEN
- RUMBA ile/ve/<> GUANGUANCO
( ... İLE/VE/<> Rumba'nın bir türü. )
- RUMINASYON/RUMINATION[İng.] değil/yerine/= GEVİŞ GETİRME | DÜŞÜNÜP DURMA
- RÜYET değil/yerine/= GÖRÜLÜM
- YEL/RÜZGÂR YÖNLERİNDE:
YILDIZ ile KIBLE ile GÜNDOĞUSU ile GÜNBATISI
( Kuzey. İLE Güney. İLE Doğu. İLE Batı. )
- RUZNAME[Fars.] değil/yerine/= GÜNLÜK/GÜNCE
( Günlük olayların yazıldığı defter. | Gündem. | Olayların zaman sırasına göre yazılmış bulunduğu defter. )
- s. op. s.[Lat. < SO OPUS SIT] değil/yerine/= GEREKTİĞİNDE, GEREK GÖRÜLÜRSE
- SACHER-MASOCH ile/ve/||/<>/> RICHARD FREIER von KRAFT-EBING ile/ve/||/<>/> SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/> THEODOR REIK ile/ve/||/<>/> JACQUES LACAN ile/ve/||/<>/> GILLES DELUZE
( [Mazoşizm Üzerine Kitaplar/ı...]
1870'te. İLE/VE/||/<>/> 1886[Eşeyselliğin Psikopatolojisi] İLE/VE/||/<>/> 1905[Eşeysellik Kuramı Üzerine Üç Deneme], 1920[Haz İlkesinin Ötesinde], 1924[Mazoşizmin Ekonomik Sorunu] İLE/VE/||/<>/> 1957[konuşması], 1973[Aşk ve Şehvet Üzerine] İLE/VE/||/<>/> 1964[XI. Seminer] İLE/VE/||/<>/> 1967[Sacher-Masoch'un Sunumu] )
- SÂDIK[< SIDK] ile GÜVENİLİR
( DOĞRU, GERÇEK | SADÂKATİ, İÇTEN BAĞLILIĞI OLAN )
- SAFE :/yerine GÜVENLİ
- SAFETY :/yerine GÜVENLİK
- SAFF[Ar.] ile GUFRÂN[Ar.]
- SAFİR değil/yerine/= GÖKÇETAŞ
- SAFİR değil/yerine GÖKYAKUT
( Mavi renkli, değerli bir korindon türü. )
- SAĞALTIM AMAÇLI ile/ve/değil/||/<>/> GELİŞ(TİR)ME AMAÇLI
- SAĞDUYU = HASSE-İ SELİME = GOOD SENSE[İng.] = BON SENS[Fr.] = GESUNDER VERSTAND[Alm.]
- SAĞI ile/ve GUANO[İsp. < Peru dilinden]
( Kuş gübresi. İLE/VE Denizkuşu gübresi. )
- SAĞLAMAK ile/ve GERÇEKLEŞTİRMEK
( TO OBTAIN vs./and TO REALIZE )
- SAĞLAMLIK AÇMAZI ile/ve/||/<> GEÇERLİLİK AÇMAZI ile/ve/||/<> YALANCI AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI
- SAĞLAM/LIK ile/ve GEÇERLİ/LİK
( "COOL/NESS" vs./and VALID/ITY )
- SAĞLIK ile/ve GÜÇ/KUDRET
(
)
( HEALTH vs./and POWER )
- SAĞLIK = HEALTH[İng.] = SANTÉ[Fr.] = GESUNDHEIT[Alm.] = SALUTE[İt.] = SALUD[İsp.]
- ŞAHAB/ŞİHÂB[Ar.]/METEOR(İT) değil/yerine/= GÖKTAŞI
( Havayuvarı içinde oluşan sıcaklık değişmeleri, yel, yıldırım, yağmur, dolu gibi olaylara verilen ad. | Akanyıldız. )
- ŞAHİN ile GALAPAGOS ŞAHİNİ
- TANIK/ŞAHİT ile/ve/değil GÖZLEMCİ
- KENDİLİK:
SAHTE ile/değil/yerine/>< GERÇEK
- SAHTE PARA ile/değil/yerine/>< GERÇEK PARA
- SAHTE ile/değil/yerine GEÇİCİ
- ŞAKA GİBİ ile/ve/=/||/<>/< GİBİ GİBİ
- ŞAKAİK değil/yerine/= GELİNCİK ÇİÇEĞİ
( GELİNCİK ÇİÇEĞİ )
- ŞAKAYIK ile GELİNCİK
( Çin ve Japonya kültüründe zenginliğin simgesi/göstergesidir. İLE ... )
( PAOENIA cum PAPAVER RHOEAS )
- SAKİNLEŞME:
AKILDA ve/||/<> GÖNÜLDE
( Bilgi ile. VE/||/<> Sevgi ile. )
( Elinde getiren, karnında götürür; aklında getiren, gönlünde götürür. )
- SAKLANMAK ile/ve/değil/yerine GERİDE DURMAK
- SAKLI ile/ve/değil GİZLİ
- SALİSİLİK ASİT ile GLİKOLİK ASİT
- SALKIM, RASEMUS, RASEM = ANKÛD = GRAPPE
- SALTIK GÖRÜNÜŞLER ile/değil GÖRÜNÜŞLERİN SALTIK İLKESİ
( [not] ABSOLUTE APPEARANCES vs./but ABSOLUTE PRINCIPLE OF THE APPEARANCES )
- PARLAKLIK:
SALTIK/MUTLAK ile/ve/||/<> GÖRÜNÜR
- SAMANYOLU/SAMANUĞRUSU/HACILARYOLU/KEHKEŞAN[Fars.] değil/yerine GÖKYOLU
( Açık gecelerde, gökyüzünde boydan boya görülen, uzun, yıldız kümesi. )
- [ne yazık ki]
ŞAMAR OĞLANI (NA DÖN[DÜR/ÜL]MEK) ile/ve/||/<> GÜNAH KEÇİSİ (İLÂN ETMEK/EDİLMEK)
- SANAT:
GEÇMİŞİ GERİ ALMAK ile/ve/değil/||/<>/> GELECEĞİ ÖNGÖREBİLMEK
- SANAT ...:
GEÇMİŞ/TEN ile/ve/||/<>/> BUGÜN/E ile/ve/||/<>/> GELECEK/E
( Kopuk olmamalı. İLE/VE/||/<>/> Hitap etmeli. İLE/VE/||/<>/> Dönük olmalı. )
( MÂZÎ ile/ve/||/<>/> HÂL ile/ve/||/<>/> İSTİKBÂL )
- SANATÇI:
SAHTE ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GERÇEK
( Taklit eder. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Alır/"çalar". )
- SANKİ ile GİBİ
( AS IF vs. LIKE )
- SANSAR ile GRİSON
( ... İLE Ekvador - Latin Amerika’da yaşayan bir cins yarı sucul sansar. )
( )
- ŞANZIMAN değil/yerine/= GÜÇAKTAR
- SAP, DÖNER; KESER, DÖNER ve/||/<>/> GÜN GELİR, HESAP DÖNER
- SARAY DANSLARINDA:
MENUETTO ile/<> GIGUE ile/<> SARABANDE ile/<> ALLAMANDE
- SARIŞIN ile GÖKMEN
( ... İLE Mavi gözlü sarışın. )
- SARKMA ile/ve GECİKME
( [buluşma dakikasından önce] Haber verilmişse/verilirse. İLE/VE Haber verilmemişse. )
- ŞÂŞAA/LI["ŞAŞALI" değil!] değil/yerine/= GÖRKEM | PARILTI, PARLAKLIK
- ŞAŞKINLIK ile "GÖT OLMAK"
- ŞAŞKIN/LIK ile/ve/<> GÜVENSİZ/LİK
- ŞATAFAT değil/yerine/= GÖRKEM
- SATMAK ile GÖTÜRÜ SATMA
( ... ile MÜCÂZEFE )
- [ne yazık ki]
SAVAŞLARDA:
PARTİZAN ile/<> GERİLLA ile/<> TERÖR
- SAVCI/LIK ile GENEL SORGU SAVCI/LIĞI
- SAVUNMA ve/||/<> GÜDÜLENME ve/||/<> KAYGI
- SAYGI ile/ve/||/> DÜRÜSTLÜK ile/ve/||/> GÜVEN ile/ve/||/> BAĞLILIK/SADÂKAT
( Gösterilir(se). İLE/VE/||/> Değerlenir. İLE/VE/||/> Kazanılır. İLE/VE/||/> Sağlanır. )
( Earned. vs./AND/||/> Appreciated. vs./AND/||/> Gained. vs./AND/||/> Returned. )
( Yükün dürüstlükse, gücün düşer belki fakat "başın düşmez". )
( RESPECT vs./and//||/> HONESTY vs./and/||/> TRUST vs./and/||/> LOYALTY )
- SAYGINLIK/PRESTİJ[Fr.,İng. < PRESTIGE] ile GÖSTERİŞ
( ... ile NÜMÂYİŞ )
( ... ile AFİLİ[Gösterişli, çalımlı.] )
- SAYTEYŞIN değil/yerine/= GÖNDERİ
- SCHILLER ve/||/<> GOTTFRIED KÖRNER İLE KALLIAS (GÜZELLİK ÜZERİNE)
- SEBZE/SEBZEVAT/ZERZEVAT değil/yerine/= GÖVERİ/GÖVERTİ/GÖVLÜK/YEŞERTİ/YEŞİLLİK
- SEÇİLMEK ile/ve/değil/||/<>/> GÖREVE GELMEK
- SEÇME ile/ve GÖZARDI ETME
( TO CHOOSE vs./and TO IGNORE )
- SEÇMEK/YEĞLEMEK VE SONRASINDA GÖRMEK/DENEMEK ile/ve/değil/yerine GÖRMEK/DENEMEK VE SONRASINDA SEÇMEK/YEĞLEMEK
( [not] TO CHOOSE/PREFER AND THEN TO SEE/TRY vs./and/but TO SEE/TRY AND THEN TO CHOOSE/PREFER
TO SEE/TRY AND THEN TO CHOOSE/PREFER instead of TO CHOOSE/PREFER AND THEN TO SEE/TRY )
- SECURE :/yerine GÜVENLİ
- SECURİTY[İng.] değil/yerine/= GÜVENLİK
- SECURITY :/yerine GÜVENLİK
- ŞEDDÂDÎ BİNA değil/yerine/= GÖKDELEN
- SEE :/yerine GÖRMEK
- SEEM :/yerine GÖRÜNMEK
- ŞEHÂDET ÂLEMİ ile/ve GAYB ÂLEMİ
- ŞEHİT ile/ve/||/<>/< GAZİ
( Nurlu. İLE/VE/||/<>/< Onurlu. )
( Toplum ve hizmet için canından vazgeçen. İLE/VE/||/<>/< Toplum ve hizmet için yola çıkan. )
- SEHV[Ar.] ile GAFLET[Ar.]
- ŞEHVET ile/ve/||/<>/> GULMET
( Maddeye olan bağımlılık. | Anımsamak - imgelemek - ummak/beklentide olmak. İLE/VE/||/<>/> Şehvet fazlalığı. )
- ŞEKER SAYRILIĞI ile GİZLİ ŞEKER SAYRILIĞI
( DIABETES INSPIDUS vs. DIABETES MELLITUS )
- SEKŞIN[İng. < SECTION] değil/yerine/= GRUP
- SELEN TİTREŞİMLERİNDE:
BAŞ ile/ve/||/<> BURUN ile/ve/||/<> GÖĞÜS
( Tiz selenin oluştuğu yer. İLE/VE/||/<> Nazal selenin oluştuğu yer. İLE/VE/||/<> Pes selenin oluştuğu yer. )
- SELFI(E) değil/yerine GÖRÇEK/ÖZÇEKİM/KENDİCE
- SELÜLER/CELLULAR[İng.] değil/yerine/= GÖZESEL
- SELÜLİSIDAL/CELLULICİDAL[İng.] değil/yerine/= GÖZE ÖLDÜRÜCÜ ETKİ
- SELÜLOZ değil/yerine/= GÖZECİK
- ŞEMA:
KENDİ ile/ve/||/<>/> DIŞ DÜNYA ile/ve/||/<>/> GELECEK
- SEMÂ değil/yerine/= GÖK/GÖKYÜZÜ
- SEMÂVÎ[Ar.] değil/yerine GÖKÇÜL/GÖKSEL
- SEMÂVÎ[Ar.] değil/yerine/= GÖKSEL
- SEMİYOLOJİ[Fr.]/SEMIOLOGY[İng.] değil/yerine/= GÖSTERGEBİLİM/BELİRTİ BİLİMİ
( Hastalıkların belirti ve işaretleriyle ilgilenen tıp dalı. | Göstergebilim. )
( )
- ŞEMSİYE[Ar.] değil/yerine/= GÜNEŞLİK/GÜNCEK
- SEND :/yerine GÖNDERMEK
- (SENİN) DEDİĞİN (GİBİ) OLSUN (DİYE) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖNLÜN OLSUN (DİYE)
- SERAP ile GERÇEK
( MIRAGE vs. REALITY )
- SEREN ile GABYA
( Yelkenli gemilerde, üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanılan gönder. | Konut kapılarında, menteşe ve kilidin takıldığı, düşey konumdaki kalın parça. İLE Ana direklerin üzerine sürülen çubuklara ve ana direklerin üstlerinde bulunan serenlere verilen ad. )
- SERPİLME ile/ve/||/<> GELİŞME
- SETR/SÜTRE/SUTRE[Ar.] ile HİCÂB[Ar.] ile GITÂ'[Ar.]
- SEVAP ile/ve GÜNAH/VEBÂL
( Hayıra uygun olan. İLE/VE Benliğine öncelik vermek. )
( Sevabın anlamı, anlayıp öğrenmektir. )
( En güzel sevap, anlamaktır. )
( Günahlarımız aklımıza yazılı, vicdanımıza kazılıdır. )
( SA'BE: İsabet. )
( Kişinin en kolay işlediği günah, en büyük günahıdır. )
( Sevap sözcüğüyle, elbise anlamına gelen "Sevb" sözcüğü aynı köktendir. Sevap, "manevi elbise" demektir. )
( Sevabın amacı, bilgi, ilim ve aşktır. )
( Sevap, yapılan şeyin anlamını anlamak, bir işi bilerek yapmaktır. )
( En güzel sevap, anlamaktır. )
( Ateşe dayanabileceğin kadar günah işle. )
- SEVDİĞİN ile/değil/yerine GÜVENDİĞİN
- SEVDİĞİNİ:
"SÖYLEYEN" ile/ve/değil/||/<>/> GÖSTEREN
- SEVDİKÇE > GÜLER YÜZ/LER :)
- SEVGİ GÜLÜCÜĞÜ ile GÜLÜMSEME
- SEVGİ:
SÖZ/SES ve/||/<> GÖZ ve/||/<> ÖZ
( Sevgi, gözden alınır, gözden verilir.
Sonra da, özden ve özden yaşanır. )
( Kaynağı sende olanı, başkasından bekleme! )
- SEVGİ VE SADELİK ve/||/<>/< GÜLÜMSEME :) VE SAMİMİYET
- SEVGİ ve/<> GÜLÜMSEME :) ve/<> ADAMLIK ve/<> MUTLULUK
( Gözde. VE/<> Yüzde. VE/<> Özde. VE/<> Azda. )
- SEVGİ ile/ve/<> GÜZELLİK
( Sevdiğinden dolayı güzel bulmak, güzel olduğundan dolayı sevmek. )
- SEVGİLİ ve/değil GÖLGE
- SEVGİLİNİN:
SÖZLERİ ile/ve/değil/yerine/||/<> GÖZLERİ
( Dürüstlüğün göstergesi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Samimiyetin belirtisi. )
- SEVİMLİ ile/ve GÖSTERİŞLİ
( Ördek. İLE/VE Kuğu. )
- SEVİNÇ = JOY, GLADNESS[İng.] = ÉPANOUISSEMENT[Fr.] = FREUDE[Alm.] = GAUDIUM[Lat.]
- SEVMEK:
ÖZLEMEK ve/||/<>/>/< GÖRÜNCE SEVİNMEK
- SEVMEK ve/<> GÖZE ALMAK
- SEVMEK ve/=/||/<>/< GÜVENMEK
( Sevmek, güvenmektir. )
- SEVMEZ ve GİTMEZ
( Her gelen. VE Hiçbir seven. )
- ŞEY ile/ve/||/<> NESNE ile/ve/||/<> GÖSTERGE
( )
- SEYÂHAT[Ar. < SİYAHAT] değil/yerine/= GEZİ/YOLCULUK
- SEYİR ile GELİŞİM
- SEYİR[Ar.] ile/değil/yerine GİDİŞAT
- SEYRÂN[Ar.] değil/yerine/= GEZME/GEZİNME/GEZİNTİ
- SEYR-Ü-SEFER[Ar.]/TRAFİK[Fr., İng.] değil/yerine/= GİDİŞ-GELİŞ
- SEYYAH[Ar.]/TURİST[İng.] değil/yerine/= GEZGİN
- SEYYAH/TURİST değil/yerine/= GEZGİN
- SEYYÂR[Ar. < SEYR] değil/yerine/= GEZGİN/GEZİCİ
( Belirli bir yeri olmayan. | Kolay taşınabilen, katlanarak taşınabilir olan. )
- SEYYAR değil/yerine/= GEZER
- SHADE :/yerine GÖLGE
- SHADOW :/yerine GÖLGE
- SHIP :/yerine GEMİ
- SHIRT :/yerine GÖMLEK
- SHOW :/yerine GÖSTERMEK, ŞOV
- SİBERNETİK değil/yerine/= GÜDÜMBİLİM
- SIÇAN ile GELENİ/TARLASIÇANI
- SIÇRAMAK ile GEÇMEK
- ŞİDDETLİ UYARI ile/ve GERÇEK/LİK
( "STRONG" WARNING vs./and REAL/ITY )
- SIDKIN SIYRILMASI ile/ve/<> GÖZÜNDEN DÜŞMEK
- ŞİFONER[Azr.] = GARDIROP[Tr.]
- ŞİFRE değil/yerine/= GİZGE
- SIĞ ile/ve/||/<> KOF ile/ve/||/<> GÜDÜK
- SIGHT :/yerine GÖRÜŞ, MANZARA
- SIĞINMACI ile/ve/||/<> GÖÇMEN ile/ve/||/<> MÜLTECİ
( ASYLUM SEEKER vs./and/||/<> MIGRANT vs./and/||/<> REFUGEE )
- ŞİİR ile/ve/||/<> GARAMİ[Ar.]
( ... İLE/VE/||/<> Düşünceden çok, canlı duygulara ve aşka dayanan sanat yapıtı. )
- ŞİİR ile/ve/<> GELİŞ(TİRİL)MİŞ DİL
- ŞİİR = POEM[İng.] = POÈME[Fr.] = GEDICHT[Alm.] = POEMA[İt., İsp.]
- ŞİKÂYET ile GAMMAZLAMA
( TO COMPLAIN vs. TO SQUEAL/SNITCH )
- ŞİKÂYET ile/ve/<>/değil GEREKSİNİM/İHTİYAÇ
- S.KİLMİŞ GÖTÜN DAVASI OLMAZ ile/ve GEÇTİ BOLUN PAZARI, SÜR EŞEĞİNİ NİĞDE'YE
- SIKINTI ZAMANINDA ALLAH DEMEK yerine GENİŞ ZAMANDA ALLAH'I ZİKRETMEK
- ŞIK/LIK ile GÜZEL/LİK
( SMARTNESS vs. BEAUTINESS )
- SİLİKON ile/ve/değil/yerine GRAFEN
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Saf karbonun saydam biçimi. )
( Ayrıntıları için burayı tıklayınız... )
- SİLÜET[Fr. < SILHOUETTE] değil/yerine/= GÖLGE/KARALTI/KARARTI
- SILVER :/yerine GÜMÜŞ
- SIN :/yerine GÜNAH
- SİNİR GÖZESİ(NÖRON) ile/ve GLİA GÖZESİ
( Sinir uyaranlarını ileten gözeler. İLE/VE Sinir gözelerini destekleyen ve koruyan gözeler.[İşlevleri tam anlamıyla açıklığa kavuşmamıştır.][Sinir gözelerinin çalışmasını destekleyici ve onları besleyici işlevleri vardır.][Bellekte önemli rol oynar.] )
( ... İLE/VE Nöronların 50 katı kadardır. )
( ... İLE/VE Beynin yapısal çerçevesini oluşturur, nöronları idare ederek temizlik işlevi görür ve nöronlar öldükten sonra kalıntıları temizler. )
( ASAB ile/ve ... )
- SİNİR ile/ve/||/<> GÜÇ ile/ve/||/<> VAJİNA/PENİS/PARA
( "Düşünüyorum, dinliyorum, okuyorum, anlıyorum ve gelişmek istiyorum" düşünce ve çabası içinde olan [dişil ya da eril] her bireyin, zorunlu olan paylaşım ve dayanışmayla bazı şeylerden yararlanmak[/istifade etmek] ve birbirine zarar vermemek üzere nitelikli bir yaşam sürmek için uzaklaşması, terk/istifâ etmesi gerekenlerdir. )
- SINIR ile/ve GÜNEŞ SİSTEMİNİN SINIRLARININ ÖTESİ
( BORDER vs./and ULTRAMUNDANE )
- SINIR = HAT/HADD, HUDUT = LIMIT[İng.] = LIMITE[Fr., İsp.] = GRENZE[Alm.] = LIMITIS[Lat.] = PERAS[Yun.]
- SINIR ile/ve/||/<> KIYI ile/ve/||/<> UFUK ile/ve/||/<> YERYÜZÜ ile/ve/||/<> GÖKYÜZÜ ile/ve/||/<> KÜRE ile/ve/||/<> ARAF ile/ve/||/<> EŞİK ile/ve/||/<> BAĞLAÇ ile/ve/||/<> KURGU
( Önemli eşikler ve sınırlar. )
- SINIRLAMA/KISITLAMA ile/<> GİZLİLİK
- SINIRLANDIRMADA:
YASALILIK ve/||/<> GEÇERLİLİK(MEŞRÛİYET) ve/||/<> TOPLUMSAL GEREKLİLİK
- ŞIRA ile GÜNBALI
( ... İLE Güneş altında bırakılarak koyulaştırılmış üzüm şırası. )
- SİRÂYET[Ar.] değil/yerine/= GEÇME/BULAŞMA
- SIR/ESRAR değil/yerine/= GİZ
- ŞİRİN/LİK ile GÜZEL/LİK
- SIRITMAK ile/değil/yerine GÜLMEK
( Aptallık, şaşkınlık, kurnazlık ya da alay belirtir biçimde gülmek. [Durumdaki hoşluğa ya da durumun algılanamamasında düşünsel/duygusal karşılığı olmadan yüz kaslarını düşünce komutlarıyla güler konuma getirmek.] İLE ... )
( TO GRIN vs. LAUGHING
LAUGHING instead of TO GRIN )
- ŞİRK ile GAFLET
- SİRKADİYEN/CIRCADIAN[İng.] değil/yerine/= GÜNLÜK
- SİRKADİYEN RITIM/CIRCADIAN RHYTHM[İng.] değil/yerine/= GÜNLÜK DİZEM
- SIRTINI DAYAMAK ile/değil/yerine/>< GÜVENMEK
- SİSTEM = MANZÛME = SYSTEM[İng.] = GLIEDERUNG, LEHRBAU, SYSTEM[Alm.] = SYSTÈME[Fr.] = SÜSTEMA[Yun.] = SİSTEMA[İt.]
- SITASYON/CITATION[İng.] değil/yerine/= GÖNDERME, ATIF
- SITOGENETİK/CYTOGENETICS[İng.] değil/yerine/= GÖZE GENETİK BİLİMİ
- SITOGENEZ/CYTOGENESIS[İng.] değil/yerine/= GÖZE GELİŞİMİ
- SITOLİZ/CYTOLYSIS[İng.] değil/yerine/= GÖZE ERİMESİ
- SITOLOJİ/CYTOLOGY[İng.] değil/yerine/= GÖZE BİLİMİ
- SİTOLOJİ[Fr., İng.] ile GÖZEBİLİM
( Hücre bilimi. )
- SITOLOJİK/CYTOLOGIC[İng.] değil/yerine/= GÖZE BİLİMSEL
- SITOLOJİK TETKİK/CYTOLOGIC EXAMINATION[İng.] değil/yerine/= GÖZE BİLİMSEL INCELEME
- SITOMETRİ/CYTOMETRY[İng.] değil/yerine/= GÖZE ÖLÇÜMÜ
- SITOPLAZMA/CYTOPLASM[İng.] değil/yerine/= GÖZE SIVISI
- SİVİLCE değil "GAMZE"
( Âşık için! )
- SİVRİSİNEK ile/ve GÖLE/K
- SİYABEND[Fars.] değil/yerine/= GÖLGE
- SİYASETNAME ile/ve/değil/||/<> GENELGE
- KÜFÜR:
[ne yazık ki]
SİYASETTE değil/yerine/>< GECE ve TOPRAK ve DENİZ ve DOST
( Hakikati örter. DEĞİL/YERİNE/>< Dünyayı örter. VE Tohumu örter. VE Dibini örter. VE Dostun, ayıbını örter. )
( KÜFR: Bir şeyin üzerini örtmek. )
- SİYEK ile/ve/||/<> GÖDEN
( Sidiktorbasından başlayarak, dışarıya kadar uzanan sidikyolunun son bölümü. İLE Kalınbağırsağın son bölümü. )
- SKOLASTİK değil/yerine/= GÖRENEKÇİ
- SKOPİ/SCOPY[İng.] değil/yerine/= GÖREÇLEME
- SKY :/yerine GÖKYÜZÜ
- SMILE :/yerine GÜLÜMSEMEK
- SOGİ ile/ve GO
( Japon satrancı. İLE/VE Çin satrancı. )
( Japanese chess. WITH/AND Chinese chess. )
- SOHBET = CONVERSATIN/CHAT[İng.] = CAUSETTE[Fr.] = GESCHWÄTZ[Alm.] = CONVERSAZIONE[İt.] = CHARLA[İsp.]
- SOLAR :/yerine GÜNEŞLE İLGİLİ
- SOLSTICE değil/yerine/= GÜN DÖNÜMÜ
- SOMATİK/BEDENSEL/SOMATIC[İng.] değil/yerine/= GÖVDESEL
- SOMATİZASYON/BEDENSELLEŞTİRME/SOMATIZATION[İng.] değil/yerine/= GÖVDESELLEŞTİRME
- SOMUT ile/ve GERÇEK/LİK
( CONCRETE vs./and REAL/ITY )
- SONBAHAR/HAZAN[Ar.] değil/yerine/= GÜZ/DÖKEN
- SONLU/LUK ile/ve/değil GEÇİCİ/LİK
( FINITENESS vs./and TRANSIENTNESS )
- SONLULUK ile/ve/değil/< GEÇİCİLİK
- SONRADAN AKLINA GELMESİ ile GEÇ ANLAMAK
( TO REMIND LATER vs. DELAYED MEANING )
- SONSUZLUK ve/<>/>< GERÇEKLİK
( Hak. VE/<>/>< Olumsallık[keyfîlik]. )
- SONSUZ/LUK ile/ve/||/<> Pİ ile/ve/||/<> GOOGOLPLEX ile/ve/||/<> GRAHAM ile/ve/||/<> RAYO
( ∞ İLE İLE Googol, matematikteki büyük sayılardan biridir ve 10 üzeri 100'e eşittir. Başka bir deyişle 1 googol, 1 rakamına yüz sıfır ekleyerek yazılır. Bu terim, Amerika'lı matematikçi Edward Kasner'ın yeğeni Milton Sirotta[1929–1980] tarafından 1938 yılında kullanılmaya başlanmıştır.[Milton, bu sırada dokuz yaşındaydı.] )
( Bir trilyon, oniki sıfırla yazılır. Yüz tane sıfır kullanırsak, buna, bir "gogol" denilir. Bir gogol sıfır kullanılarak yazılan sayıya, "gogolplex" denilir. Evrendeki tüm moleküllerin sayısını yazmak için 79 sıfır yetiyor. Bir milyon gün, ancak 2739 yıl oluyor. İstanbul'un fethinden bu yana, sadece 17 milyar saniye geçmiş. Yazının bulunuşundan bugüne ise ancak 189 milyar saniye geçmiş.[Bu, trilyonun ancak beşte biridir.] Bir kişinin yaşamı, ortalama 2 milyar saniyedir. )
( "Graham ve Rayo Sayısı" ile ilgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
- SONUÇ ile/ve/değil GÖSTERGE
( [not] RESULT/CONSEQUENCE vs./and/but SIGN )
- [ne yazık ki]
"SONUÇ ODAKLILIK" ile/ve/||/<> "GARANTİCİLİK"
( Bilgisiz ve anlayışsızların, süreci düşünemeyen, düşünmek istemeyenlerin, rahatı/keyfi yerinde olanların "zihni/tutumu". İLE/VE/||/<> Herşeyin, en başta hazır ve en iyi olmasını bekleyenlerin, geleceğe don biçebileceğini zannedenlerin "zihni/tutumu". )
- SONUÇTA ... ile/ve/değil/yerine/<> GEREKSİNİM
- SORGULA!:
ELİNİ ve/||/<> DİLİNİ ve/||/<> YOLUNU ve/||/<>
GÜNÜNÜ ve/||/<> GÖNLÜNÜ ve/||/<> SONUNU
( Kazandıkça, bölüşemiyorsan. VE/||/<> Konuştukça, kırıcı oluyorsan. VE/||/<> Yürüdükçe, hedeften çıkıyorsan. VE/||/<> Günler/yıllar geçtikçe, yerinde sayıyorsan. VE/||/<> Sevildikçe, vefâsızlaşıyorsan. VE/||/<> Hangi durumda olursan ol! )
- SORGULAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖZLEMLEMEK
- SORU (SORMAK):
ÖĞRENMEK İÇİN ile/ve/değil/bazen/||/<> ANLAMAK İÇİN ile/ve/değil/bazen/||/<> GERİBİLDİRİM/ONAY İÇİN
- SORUN ve/||/<>/> HEDEF ve/||/<>/> ENGEL ve/||/<>/> GÜÇ KAYNAĞI
- SOUTH :/yerine GÜNEY
- SOUTHERN :/yerine GÜNEYLİ
- ŞOV değil/yerine/= GÖSTERİ
- ŞOV[İng. < SHOW] değil/yerine/= GÖSTERİ
- SÖYLEYİŞ ile/||/<> YANSIMA ile/||/<> ULAM ile/||/<> KAPLAM ile/||/<> GÖÇÜŞME ile/||/<> YALINLAŞTIRMA/SADELEŞTİRME/HAFİFLETME/TAHFİF ile/||/<> KATMERLENME/MUZÂAF ile/||/<> AKIŞMA ile/||/<> BENZEŞİM ile/||/<> ÖTÜMLÜ/TİTREŞİMLİ/SEDÂLI ile/||/<> ÖTÜMSÜZ/TİTREŞİMSİZ/SEDÂSIZ
( Sesleme edimi sırasında seslerle bürünsel öğeleri söyleme, gerçekleştirme biçimi. İLE/||/<> Dış gerçeklik düzleminde var olan ses ya da gürültüleri, işitimsel izlenimi yansıtacak biçimde aktaran, adlandırılan gerçeği ses öykünmesi yoluyla belirten dilsel öğe. İLE/||/<> Dilbilgisel ya da anlamsal sınıflandırma birimi. Çeşitli ortak dilbilgisel ve anlamsal ölçütlere göre dil öğelerinin yerleştirildiği ya da oluşturduğu sınıf. İLE/||/<> Bir kavramın kapsamına giren, o kavramın tanımladığı öğelerin tümü. İLE/||/<> Bir sözcük içinde birbirini izleyen iki ses biriminin yer değiştirmesi. İLE/||/<> Kolaylık sağlama amacıyla sözcükten bazı yazaçların düşürülmesi. İLE/||/<> Bir sözcükte ortadaki yazaç ile son yazacın aynı yazaçla tekrarlanması. İLE/||/<> Kulağa hoş gelen seslerin birbirini izlemesi. İLE/||/<> Bir sesin söz zincirinde kendisinden önce ya da sonra gelen bir başka sesle birlikte bulunmasından doğan ve birinden öbürüne özellik aktanmı yoluyla gerçekleşen değişim. İLE/||/<> Ses tellerinin titreşimiyle nitelenen sesler için kullanılır. İLE/||/<> Ses telleri titreşmeden oluşan sesler için kullanılır (p, ç, q, k). )
- SOYUTLAMA ile GENELLEME
- SOYUTLANMA ve/<> GÜZELLİK
- SÖZ:
DİLLERDE ile/ve/||/<> GÖNÜLLERDE
( Destan olur. İLE/VE/||/<> Şiir olur. )
- SÖZ VERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜVEN VERMEK
( Güven veriyorsan, ayrıca söz vermen gerekmez. )
- SÖZ ile/ve/<> GARANTİ
( Neye söz verdiysen oradan hesaba çekilirsin. )
( VAAD ile TAAHHÜD/T )
( VAİT: Söz verme. Belirli bir şeyi yapmayı taahhüt. )
( TAAHHÜD[< AHD]: Bir işin yapılması üzerine resmi olarak sözleşme. )
( WORD vs./and/<> GUARANTEE )
- SÖZDEN ÖNCEKİ 3 EŞİK:
İYİLİK ve/||/<> İNCELİK ve/||/<> GEREKLİLİK
- SÖZÜM ONA .../SÖZDE ile GÜYA ... ile AKILLARI SIRA ...
- SPEKTRAL/SPECTRAL[İng.] değil/yerine/= GÖRÜNTÜSEL
- SPİNEL ile/||/<> GARNET
( Çeşitli renklerde bulunabilen bir mineral. İLE/||/<> Genellikle kırmızı tonlarda olan bir taş. )
- SSL/SECURE SOCKET LAYER[İng.] değil/yerine/= GÜVENLİ SOKET KATMANI
- STRANGE :/yerine GARİP, TUHAF
- STRENGTH :/yerine GÜÇ, KUVVET
- STRENGTHEN :/yerine GÜÇLENDİRMEK
- STRES OLDUM değil/yerine GERİLDİM
- STRES/STRESS[İng.] değil/yerine/= GERİLİM
- STRES değil/yerine/= GERGİNLİK
- STRESLİ değil/yerine/= GERGİN
- STRETCH :/yerine GERMEK, UZATMAK
- STRETCHING[İng.] değil/yerine/= GERME/GERİNME
- STRIKE :/yerine GREV, VURMAK
- STRONG :/yerine GÜÇLÜ
- STRONG :/yerine GÜÇLÜ
- STRONGLY :/yerine GÜÇLÜ ŞEKİLDE
- STRONGLY :/yerine GÜÇLÜ ŞEKİLDE
- SU AYGIRI(/DENİZ ÖKÜZÜ/ATBALIĞI) ile GERGEDAN
( ile
)
( HIPPOPOTAM: Irmak adı. )
( BERNÎK, FERES-ÜL-BAHR, HISÂN-I BAHRÎ, HISÂN-ÜL-BAHR ile GERGEDENN )
( GÂV-I BAHRÎ ile ERC )
( HIPPOPATAMUS vs. RHINOCEROS )
( HIPPOPATAMI cum RHINOCEROS UNICORNIS )
( ... con RINOCERONTE )
( ... ile RHINO[Burun]-KERAS[Boynuz] )
- SU TESTİSİ, SU YOLUNDA KIRILIR ile/değil/yerine GÖRGÜLÜ KUŞLAR, GÖRDÜĞÜNÜ İŞLER
- SUÇ VE CEZÂ ile/ne yazık ki/>< "GÜÇ VE CEZÂ"
- SUDAN ile/ve GÜNEY SUDAN CUMHURİYETİ
( Başkenti Hartum. İLE/VE Başkenti Juba. )
( Para birimi, Sudan Sterlin'i[SDG] İLE/VE Para birimi, Güney Sudan Lirası[SSP][1$ = 3.3][Mart 2012] )
- [ne yazık ki]
SUİKAST ile/ve/||/<> GASP
- SUN :/yerine GÜNEŞ
- SUN :/yerine GÜNEŞ
- SÜPERVİZÖR/"SÜPERVAYZIR"[İng. < SUPERVISOR] değil/yerine/= GÖZETMEN
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ile/ve/< GELENEK
- SÜREÇ ile/ve/<> GELİŞİM
- SÜREKLİ EKSİK ile/ve/<>/> "GEREKSİZ"
- SÜREKLİ/LİK ile/ve GELENEK/SEL
( CONTINUOUS vs./and TRADITIONAL )
- SÜREKLİLİK ile/ve GÜVEN
( Sürekliliği sağlayan, zihindir. )
( CONTINUITY vs./and TRUST/CONFIDENCE )
- SURET ile GEOMETRİK BİÇİM
- SURETA[Ar.] değil/yerine/= GÖRÜNÜŞE GÖRE, GÖRÜNÜŞTE | YALANDAN
- SÜRREALİST değil/yerine/= GERÇEKÜSTÜCÜ
- SÜRREALİTE/SÜRREAL değil/yerine/= GERÇEKÜSTÜ
- SÜRREALİZM değil/yerine/= GERÇEKÜSTÜCÜLÜK
- SÜRÜKLENME ile GECİKME
- SÜRVEYANS/SURVEİLLANCE[İng.] değil/yerine/= GÖZET-İZLE
- SUSABİLMEK ve/||/<> GÜLÜMSEYEBİLMEK :)
( Tüm sorulara, en iyi yanıt. VE/||/<> Tüm durumlara, en iyi karşılık. )
- SUSAMURU ile/<>/> GALAPAGOS DENİZ ASLANI
( LUTRA LUTRA cum ZALOPUS WOLLEBAEKI )
- SUSKUN/LUK ile/fakat/ne yazık ki "GEVEZE/LİK"
( [Her zaman] Bilgeliğin belirtisi değildir. İLE/FAKAT/NE YAZIK Kİ Aptallığın belirtisidir. )
- SUSMA:
TAM ile/ve/||/<> KISMÎ ile/ve/||/<> GEÇİCİ
( Şüpheli ya da sanığın, muhakemenin tüm aşamalarında, suçlamanın tümü bakımından susmasıdır. Tam susma, uygulamada çok sık rastlanılan bir susma çeşidi değildir. Şüpheli ya da sanığın, kendine yüklenen suç hakkında, hiçbir şey açıklamaması biçiminde ortaya çıkar. Ancak, şüpheli ya da sanığın, failliği hakkında tam bir inkârda bulunması, örneğin; "suçsuz olduğu"nu açıklaması ya da "olay yerinde bulunmadığı"nı söylemesi de, tam susma kapsamında değerlendirilmelidir. Şüpheli ya da sanığın, olaya ilişki herhangi bir açıklamada bulunmaksızın, kimliğine ve kişisel durumlarına ilişkin bilgileri vermesi durumunda da tam susma söz konusudur.
İLE/VE/||/<>
Şüpheli ya da sanığın, muhakemenin hangi aşamasında olursa olsun, kendine sorulan sorulardan bir kısmını yanıtlayıp, bir kısmını yanıtsız bırakması, kısmî susmadır. Örneğin; şüpheli ya da sanığın, cinayeti işlediğini kabul edip, neden işlediği ya da cinayet aracını nereye sakladığı konusundaki soruları yanıtsız bırakması gibi.
İLE/VE/||/<>
Şüpheli ya sanığın, muhakemenin bir aşamasında, olay hakkında konuşup, başka bir aşamasında susması, geçici susmadır. Örneğin, şüpheli ya da sanık, soruşturma evresinde konuşmuş fakat kovuşturma evresinde susmuşsa ya da soruşturma evresinde susup, kovuşturma evresinde konuşmuşsa, bu, geçici susmadır. )
- SUSMAK ile/ve/değil GEREKENİ YAPMAK
- T.I.D./TER IN DIE[İng.] değil/yerine/= GÜNDE ÜÇ KEZ
- TAASSUB ile/değil/yerine GELENEKSEL DEĞER/LER
- TABLO değil/yerine/= GÖRNÜK
- TABU ile/değil GELENEK
- TAHAKKUK[< HAKK] ile GERÇEKLEŞME, YERİNE GELME
( HAKÎKAT OLARAK MEYDANA ÇIKMA, GERÇEKLİĞİ ANLAŞILMA )
- TAHALLÜF[< HİLÂF] değil/yerine/= GERİDE KALMA, ARKADA BIRAKILMA | UYGUN GELMEME
- TAHIL ile/ve/<> GLÜTEN[Lat.]
( ... İLE/VE/<> Katı cisimlerin parçalarını birbirine yapıştıran madde. | Tahıl unlarından, nişasta çıkarıldıktan sonra geri kalan, albüminli madde. )
- TAHKİM[Ar.] değil/yerine/= GÜÇLENDİRME, BERKİTMEK
( Güçlendirme, sağlamlaştırma. | Antlaşmazlıkların, hakem yoluyla çözülmesi yöntemi. )
- TAHMİN ile/ve/değil/yerine GÖRÜŞ
( [not] TO GUESS vs./and/but OPINION
OPINION instead of TO GUESS )
- TAKA-TUKA değil/yerine/= GÜRÜLTÜ-PATIRTI
( Gürültü patırtı. | Basımevlerinde, kurşun dökülmüş, satır olarak dizilmiş harfleri iyice yerleştirmek için üzerlerine vurmaya yarar takoz. )
- TÂKAT değil/yerine/= GÜÇ
- TAKDİM-TEHİR[Ar.]/METATEZ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= GÖÇÜŞME
( Bir sözcük ya da rakamlar içinde, birbirini izleyen iki sesbirimin/rakamın yer değiştirmesi. [Türkçe'de, daha çok, r ya da l ünsüzünün bulunduğu sözcüklerde, birinci hecenin başındaki ses, birbirinin yerine geçer. Kibrit > kirbit, çömlek > çölmek] )
- TAKDİR[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GERİBİLDİRİM
- TAKI:
SAHTE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GERÇEK
( Varsıl taksa bile "gerçek". İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yoksul taksa bile "sahte". )
- TAKIMYILDIZI ile/<> GÜNEYBALIĞI
( ... İLE/<> Güney yarımkürede, bir takımyıldızı adı. )
- TAKINTI ile/değil/yerine GEREKENİ/GEREĞİNİ YAPMAK
- TALİH ile BAHT ile GÖNENMEK
- TAMAH ETMEK değil/yerine/= GÖZ İNDİRMEK
- TAMAMLANMAZLIK ve/||/<> GÖDEL
- TAMİM[Ar.]/SİRKÜLER[Fr.] değil/yerine/= GENELGE | GENELEME/GENELLEŞTİRME
- TAN/AYDINLIK/IŞTIN:
GEÇİCİ ile/ve/<> GERÇEK
( Tan yerinde, gün doğmadan beliren, sonradan kaybolan, geçici aydınlık/tan, yalancı tan. İLE/VE/<> Tan yerinde, gün doğuncaya kadar süren kesintisiz aydınlık. )
( FECR-İ KÂZİB ile/ve/<> FECR-İ SÂDIK )
- TANGA KÜLOT ile SLIP KÜLOT ile G STRING
- TANIKLIK ile/ve/||/<> İÇ TANIKLIK ile/ve/||/<> GELİŞTİRİCİ TANIKLIK
- TANIM ile/ve/||/<> GÖSTERGE
- TANIMAK ile/ve/<> GÜVENMEK
- TANIŞIKLIK ile/ve/> GÖRÜŞME
- TANIŞIKLIK ve/<> GÜVEN
- TANRI/OĞAN = ALLAH = GOD[İng.] = DIEU[Fr.] = GOTT[Alm.] = DEUS[Lat.] = THEOS[Yun.] = DIOS[İsp.]
- TANSİYOMETRE[Fr.] değil/yerine/= GERİLİMÖLÇER
- TANSİYON değil/yerine/= GERİLİM, GERGİNLİK, BASINÇ
- TANSİYON ile/ve/||/<> GÖVDE ISISI
( 50 - 100[küçük] | 100 - 140[büyük] İLE/VE/||/<> 36.5 )
- TANZANİT ile/||/<> GARNET
( Mavi ve mor tonlarında bir zoisit türü. İLE/||/<> Genellikle kırmızı tonlarda olan bir taş. )
- TAPINAKLARDA:
GÖBEKLİTEPE ve/||/<> NEVALİ-ÇORİ ve/||/<> JERF EL AHMAR ve/||/<> ARKAİM ve/||/<> GİLGAL ve/||/<> MALTA ADASI ve/||/<> CUICUILCO ve/||/<> KURGANLAR ve/||/<> SOLOVETSY ADALARI ve/||/<> STONEHENGE ve/||/<> AVEBURRY ve/||/<> CASTLERIGG ve/||/<> NEWGRANGE
( Urfa'da. VE/||/<> Urfa'da. VE/||/<> Suriye'de. VE/||/<> Rusya'da[Kazakistan'ın kuzeyinde]. VE/||/<> Golan tepelerinde.[İsrail'in doğusu] VE/||/<> Malta'da. VE/||/<> Meksika'da. VE/||/<> Altay Dağları'nda. VE/||/<> Rusya'da. VE/||/<> İngiltere'de VE/||/<> İngiltere'de VE/||/<> İngiltere'de VE/||/<> İrlanda'da. )
- TARASSUD[Ar. < RASAD] değil/yerine/= GÖZETME, BEKLEME, DİKKATLE BAKMA, GÖZLEME
- TARDİF DISKINEZİ/TARDIVE DYSKINESIA[İng.] değil/yerine/= GEÇ DEVİNIM BOZUKLUĞU
- TARDİF DISTONİ/TARDIVE DYSTONIA[İng.] değil/yerine/= GEÇ GERİM BOZUKLUĞU
- TARİH:
EYLEM ve/||/<> GEREKSİNİM
- TARİH:
GELECEK ve/||/<> GEREKSİNİM
- TARİH ile/değil GEÇMİŞ
( Kişilerin tarihi olmaz, geçmişi olur. )
( Gelecek açıktır, geçmiş ise sürekli "değişir!"[değiştirilir] )
( Human/people have not history, have past. )
( Geçmişlerini/tarihlerini bilmeyenler, şimdi'lerinde çırpınır, geleceklerinde boğulur. )
( TARİH: Gelecekte karşılaştığın geçmiş. )
( )
( [not] HISTORY vs./but PAST )
- TARİH ile/değil GEÇMİŞ
( Kişinin/bireylerin tarihi olmaz, geçmişi olur. )
( Gelecek açıktır, geçmiş ise sürekli "değişir!"[değiştirilir] )
( Human/people have not history, have past. )
( [not] HISTORY vs. PAST )
- TARİH ile/ve/<> GELENEK
( Geleneğin sürüşü resmi değildir ve gönüllü olarak yapılır. )
( HISTORY vs./and/<> TRADITION
The continuity of tradition is informal and voluntary. )
- GÜNEK | ESKİNÇ = TARİH[Ar.] = HISTORY[İng.] = HISTOIRE[Fr.] = GESCHICHTE[Alm.] = HISTORI < HISTOREIN:BİLMEYE ÇALIŞMAK, BİLMEK, ANLATMAK[Yun.] = HISTORIA[İsp.]
- TARLAKUŞU/TOYGAR/TURGAY/CÜSÂL[Ar.] ile/ve GELİNKUŞU
( Bir tür çayırkuşu. İLE/VE Bir tür iri tarlakuşu. )
- TART[Fr. < TARTE] ile/||/<> TARTÖLET ile/||/<> TURTA[İt. < TORTE] ile/||/<> PAY[İng. < PIE] ile/||/<> KİŞ[< QUICHE] ile/||/<> GALETTE
( Tatlı ya da tuzlu olabilir. [Modern tartlar, genellikle meyve tabanlıdır, bazen de koyu krema ile olabilir.] İLE/||/<> Üzeri açık ve içinde dolgu kreması olan tartın küçük çeşididir. Genellikle tek kişilik minik kalıplarda pişirilir. İLE/||/<> Altı hamur, arası dolgu[meyve/sebze] üzeri ise hamurla kapatılarak yapılan ve genellikle tuzlu olabilen bir hamur çeşididir. İLE/||/<> Altı hamur, arası meyve dolgulu, üzeri rende hamur ya da kafes şeklinde hamur parçalarıyla kapatılan bir pasta çeşididir. İLE/||/<> Tart gibi altı hamur üzeri ise tamamen tuzlu olarak hazırlanan sebze dolgulu bir hamur çeşididir. İLE/||/<> Tarta benzeyen bir tatlı türüdür.[Hamurundaki farklar nedeniyle tart ile birbirinden ayrılmaktadır. Galetta hamuru, pizza hamuru gibi açılır ve tart kalıbı yerine bir yuvarlak fırın kabının içine, dışarı taşacak biçimde fırın kağıdı serilip üzerine açılan hamur yerleştirilir. İçine meyveleri dizildikten sonra hamurun fazla kalan kenarları meyvelerin üzerine doğru kapatılır.] )
- TARTIŞMALI NEDEN SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
YANLIŞ NEDEN ile/ve/||/<> ÖNCESİNDE ile/ve/||/<> ORTAK ETKİ ile/ve/||/<> GÖZDEN KAÇIRILABİLİR NEDEN ile/ve/||/<> YANLIŞ YÖN ile/ve/||/<> KARMAŞIK NEDENLER
( FALLACY OF FALSE CAUSE vs./and/||/<> FALLACY OF "PREVIOUS THIS" vs./and/||/<> JOINT EFFECT vs./and/||/<> GENUINE BUT INSIGNIFICANT CAUSE vs./and/||/<> WRONG DIRECTION vs./and/||/<> COMPLEX CAUSE )
- TARTIŞMALI" ile/ve/<> GÜÇSÜZ/YETERSİZ
- TAŞ YAĞI = GAZ YAĞI
- TAŞ ile GAZTAŞI
( ... İLE Bileme işinde kullanılan, korindon ya da karborundum tanelerinden hazırlanan, bir tür taş. )
- TASAVVUF ile/ve/değil GNOSTİK ÖĞRETİLER
- TASIMDA/KIYASTA, ÖNERMELER:
EŞİT ya da GENEL
- TASK :/yerine GÖREV
- TASK :/yerine GÖREV
- TAVİZ VER(ME)MEK ile GERİ ADIM ATMA(MA)K
- TAVUKKARASI değil/yerine/= GECE KÖRLÜĞÜ
- TAVZİF ETMEK değil/yerine/= GÖREVLENDİRMEK
- TAVZİF[Ar.] değil/yerine/= GÖREVLENDİRME
- TAXMAQ[Azr.] = GEÇİRMEK[Tr.]
- TAY ile GÜRE
( Üç yaşına kadar olan at yavrusu. İLE Çiftleşmek isteyen kısrak ya da dişi eşek. | Bir yaşından, üç yaşına kadar olan tay. | Güçlü, dinç. | Çekingen, korkak, ürkek. )
- TAZELEYİCİ ve/||/<> GENÇLEŞTİRİCİ
( Uyku, yıkanma, sarılmak, birlik, oyun, hareket, çalışma, spor, felsefe, dil, bilim, doga, yeşil, sanat, sevgili, dost, sohbet. )
- t.d.[Lat. < TER DIE] değil/yerine/= GÜNDE 3 KEZ
- TEÂSÜR[Ar.] değil/yerine/= GÜZEL GEÇİNME, DİRLİK ETME
- TEATİ (ETMEK) değil/yerine/= GÖNDERİŞMEK
- TEBESSÜM değil/yerine/= GÜLÜMSEME
- TECELLİ ile/ve GÜZELLİK
( AHLÂK: Vahiy yoluyla gelen tecellî. )
- TEDBİR ile GEREKLİLİK
( PRECAUTION vs. NECESSITY )
- TEDFİN[Ar.] değil/yerine/= GÖMME
- TEDİRGİN/LİK ile/ve/<>/>/< GERGİN/LİK
- TEEN :/yerine GENÇ (13-19 YAŞ ARASI)
- TEEN :/yerine GENÇ (13-19 YAŞ ARASI)
- TEENAGER :/yerine GENÇ, ERGEN
- TEENAGER :/yerine GENÇ, ERGEN
- TEFRİT değil/yerine/= GERİDELİK/YETMEZLİK
- TEHDİT ile/değil "GÖZDAĞI VERMEK"
- TEHECCÜD[< HECD]["TEHECVÜD" değil!] değil/yerine/= GECE UYANIP NAMAZ KILMA | GECE KILINAN NAMAZ
- TEHİR/TAVİK[Ar.] değil/yerine/= GECİKTİRME | ALIKOYMA
- TEKİT[Ar.] değil/yerine/= GÜÇLENDİRME, SAĞLAMLAŞTIRMA | ÜSTELEME
( Bir düşünce ya da istek üzerinde durmak, direnmek, ısrar etmek. | Sayrılık, hastalığın yeniden ortaya çıkması, nüks etmesi, depreşmesi. )
- TELÂFÎ[Ar.] değil/yerine/= GİDERME
- TELÂFİSİ ZOR değil/yerine/= GİDERMESİ GÜÇ
- TELÂŞ ile/değil/yerine/>< GAİLE/UĞRAŞ
- TELEVİZYON[Fr./İng.] ile/ve/değil/yerine GÖSTERGE/GENEL AĞ/İNTERNET[İng.]
( BİZİM ÇOCUKLARIN PUTU
KÖŞEDEKİ KARAKUTU
EHL-İ KÜFÜR ÇEKTİ ŞUTU
KALEMİZE GOL EYLEDİ )
( Gün boyunca televizyon izlesen, bir sayfa kitap okumak kadar değeri/etkisi/katkısı olmaz. )
( Vericiden iletilen dalgaların görüntü ve ses olarak görünmesini ve duyulmasını sağlayan aygıt, televizyon alıcısı. İLE Bilgisayar ağlarının birbirine bağlanması sonucu ortaya çıkan, herhangi bir sınırlaması ve yöneticisi olmayan uluslararası bilgi iletişim ağı. )
- TEMAS ETMEK değil/yerine/= GÖRÜŞMEK
- TEMAS değil/yerine/= GÖRÜŞME
- TEMEL BİLİM = ESAS İLİM = SCIENCE FONDAMENTALE[Fr.] = GRUNDWISSENSCHAFT[Alm.]
- TEMEL = ESAS = GROUND, BASIS, FOUNDATION[İng.] = FONDEMENT, PRINCIPE[Fr.] = GRUND, GRUNDLAGE, FUNDAMENT[Alm.] = FUNDAMENTUM[Lat.] = FUNDACIÓN[İsp.]
- TEMELLENDİRME ile GEREKÇELENDİRME
( WELL-FOUNDING vs. JUSTIFING )
- TEMİNAT AKÇESİ değil/yerine/= GÜVENCE PARASI
- TEMİNAT MEKTUBU değil/yerine/= GÜVENCE BELGESİ
- TEMÎNÂT[Ar.] değil/yerine/= GÜVENCE
- TEMİZLEMEK ile/ve/<> GİDERMEK
( TATHÎR ile/ve/<> ... )
- TEMİZ/LİK ve/<> GÜZEL/LİK
- TEMPORALİTE değil GEÇİCİLİK
- TEMPORARY :/yerine GEÇİCİ
- TEMPORARY :/yerine GEÇİCİ
- TENSILE STRENGTH[İng.] değil/yerine/= GERILIM GÜCÜ
- TENSILE STRES/TENSILE STRESS[İng.] değil/yerine/= GERILIM DİRENCİ
- TENSILE[İng.] değil/yerine/= GERILIM
- TENSION :/yerine GERİLİM
- TENTE[İt. < TENDA] değil/yerine/= GÖLGELİK
- MERKEZCİLİK:
TEO ile/ve/<>/> HOMO ile/ve/<>/> ETNO ile/ve/<>/> GEO ile/ve/<>/> EGO ile/ve/<>/> ECO
- TEPE ile GERİŞ
( ... İLE Dağların üst bölümü. )
- TEPKİ (VERMEK) ile/ve/değil/yerine GERİBİLDİRİM
( AKS-ÜL-AMEL ile/ve/değil/yerine ... )
( [not] REACTION vs./and/but FEEDBACK
FEEDBACK instead of REACTION )
- TERİM:
AD ile/ve/||/<>/> GÖNDERİMİ
- TERK ETMEK ile/yerine GAİB OLMAK
( Duyup da/bilip de terk etmelidir. )
( SEN, SENİ TERK ETMEZSEN
"O",
"İÇİNDEYİM" KAHKAHASINI ATMAZ )
- TERK ETMEK ile/yerine GAİB OLMAK
( Duyup da/bilip de terk etmelidir. )
- TERMİT ile GÜNEYDOĞU ASYA AHŞAPTERMİTİ
( ... İLE Termit nüfusunun iki katıdır. )
( ... İLE 2.5 kat fazla yerler. )
( Kraliçe termit, hergün binlerce yumurtlar. [Yumurtalıkları genişledikçe kendi büyüklüğünün 300 katına kadar büyüyebilirler.] )
( Hindistan Kule Termiti [Odontotermes obesus], saniyede bir, günde 80.000'den fazla yumurta bırakırlar. )
( Formosa Termiti [Coptotermes Formosanus], karıncaları ve yuvarlak solucanları uzak tutmak için yuvasını naftalinle dezenfekte ederler. [Naftalin doğal olarak üretilmediğinden, hayvanın bunu nereden bulduğu ya da nasıl ürettiği bilinmiyor.] )
( Termitler tek eşlidir fakat Zootermopsis Nevadensis türünün %50'si eşlerini terk eder. )
( Hangi ağacı yiyeceklerine, çiğnemeye bağladıkları zaman çıkan titreşime göre karar verirler. [Ağaç lifleri çiğnendiği zaman çatırdar, bu ses, termit tarafından bir veri olarak algılanır ve ağacın tipini ve büyüklüğünü anlamalarını sağlar.] [Küçük ağaç parçalarını, mobilyaları büyük kütüklere tercih ederler.] )
( Ağaç yeme ve koloninin geri kalanını ağız ya da kıçlarından besleme işini kör işçiler yapar. )
( Bazı türlerde, işçiler, dışkılarını biraraya getirir ve üzerlerinde mantar yetişmesini sağlarlar. [Kuru mevsimlerde bile zengin protein kaynağına sahip olmalarını sağlar.] )
( Selülozu sindirebilmek için çok odalı mideleri vardır. [Bağırsaklarında 200 çeşit mikrop bulunur ve hepsi de ağaçtan enerji elde etmeye yardımcı olur.] )
( Betonun içine bile yuva yapabilirler. )
( Kuzey Amerika'daki binalara yangın ve su baskınlarından daha çok zarar verirler. [Dünya genelinde neden oldukları yıllık zarar 5 milyar doların üzerindedir.] )
( Didgeridoo[Aborjin'lerin üflemeli çalgısı] müzik aletleri, içi termitlerce oyulmuş okaliptüs yapraklarından yapılır. )
- TERSANE[İt.] değil/yerine GEMİLİK
- TERSANE[İt. < TERSANA] değil/yerine/= GEMİLİK
- TEŞDİT[Ar.] değil/yerine/= GÜÇ VERME | SAĞLAMLAŞTIRMA
- TEŞEBBÜS ETMEK değil/yerine/= GİRİŞMEK/EL ATMAK
- TEŞEBBÜS[Ar.] değil/yerine/= GİRİŞİM
- TEŞEBBÜS[Ar.] değil/yerine/= GİRİŞİM | GİRİŞME
- TEŞEMMÜS[Ar. < ŞEMS] değil/yerine/= GÜNEŞ ÇARPMASI
- TEŞHİR/EKSİBİSYON[< EXHIBITION]/UTAÇICILIK değil/yerine/= GÖSTERMECİLİK
- TESPİT ile GENELLEME
- TESTİ ile/ve GARGAR
( ... İLE/VE Süzgeçli testi. )
- TEVÂTÜR:
UYDURMA SÖZ değil GÜVENİLİR KİŞİLERDEN GELEN BİLGİ/HABER
- TEVECCÜH değil/yerine/= GÜLERYÜZ/İLGİ
- TEVETTÜR[Ar. < VETR/VİTRET] değil/yerine/= GERİLME, GERGİN DURUMA GERME | GERİLİM
- TEYİT MEKTUBU değil/yerine/= GEÇERLETKE
- TİBET BUDİZMİ'NDE:
KASİD ile/ve SAGYA ile/ve NINGMA ile/ve GELUGBA
( Beyaz Nilüfer Grubu. İLE/VE Çiçek Grubu. İLE/VE Kırmızı Grubu. İLE/VE Sarı Grubu. )
- t.i.d.[Lat. < TER IN DIE] değil/yerine/= GÜNDE 3 KEZ
- TIDAL[İng.] değil/yerine/= GEL-GİTSEL
- TİLKİ ile GÜMÜŞ TİLKİ
- TİMSAH GÖZYAŞI ile/değil/yerine/>< GÖZYAŞI
- TİMSAH ile/ve GAVYAL/HİNT GAVYALİ
( )
- TİMSAH ile/ve GİRYAL
- TİMSAH ile GÖZLÜKLÜ, KAYMAN TİMSAHI
- TİN/AN = SPIRIT[İng.] = ESPRIT[Fr.] = GEIST[Alm.] = SPIRITUS[Lat.] = PNEUMA, NOUS[Yun.] = ALIENTO[İsp.]
- TITICACA GÖLÜ[KUZEYBATI]:
"CHUCUITO GÖLÜ" ile/ve/<> "GRANDE GÖLÜ"
( Bolivya'lıların, gölün kuzeybatısında ve Peru tarafında bulunan %60'lık bölümüne verdikleri ad. İLE/VE/<> Peru'luların, gölün kendi tarafında bulunan bölüme verdikleri ad.[Tiquina adlı dar bir boğazla ayrılmaktadır.] )
- TİYATRO:
OYUNU, GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN ve/||/<> GERÇEĞİ, OYUNLAŞTIRMAK İÇİN
- TOHUM, BEZİR = BEZR = GRAINE
- TOHUM ile/ve/||/<>/> FİLİZ ile/ve/||/<>/> FİDAN ile/ve/||/<>/> GENÇ AĞAÇ ile/ve/||/<>/> YETİŞKIN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> ÇİÇEK VEREN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> MEYVE VEREN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> KORU ile/ve/||/<>/> ORMAN
( )
- TOHUMLAR = BÜZÛRÂT = GRAINES
- TOMURCUK ile GONCA[Fars. < GONÇE]/KONCA
( ... İLE Açılmamış çiçek. )
( Divan edebiyatında sevgilinin ağzı yerine kullanılır ve açılmamışlık özelliğiyle kendini gösterir. )
- TONİK/TONIC[İng.] değil/yerine/= GERGILİ | GÜÇLENDİRICİ
- TONİSITE/TONICITY[İng.] değil/yerine/= GERGİ
- TOP ile/ve/||/<>/< GÜLLE
- TOPAZ ile/||/<> GRANAT
( Çeşitli renklerde bulunabilir. İLE/||/<> Genellikle kırmızı tonlarda olan bir taş. )
- TOPLANTI ile/değil/yerine GÖRÜŞME
- TOPLU ile/ve GRUP
- TOPLUM = CEMİYET = SOCIETY[İng.] = SOCIÉTÉ[Fr.] = GESELLSCHAFT[Alm.] = SOCIETAS[Lat.] = SOCIEDAD[İsp.]
- TOPLUMSAL = SOCIAL[İng., Fr., İsp.] = GESELLSCHAFTLICH[Alm.] = SOCIALE[İt.]
- TOPRAĞI:
GÜNEŞTE SULAMAK ile/yerine GÖLGEDE/AKŞAMÜSTÜ SULAMAK
- TORAKS/THORAX[İng.] değil/yerine/= GÖĞÜS BOŞLUĞU, GÖĞÜS KAFESİ/KÜSRİ(KABURGA KEMİKLERİ)[dvnlgttrk]
- TÖRE ile/değil GELENEK
( Tarihsel deneyim. İLE/DEĞİL Toplumsal deneyim. )
- TÖVBE = GÖZYAŞI
( Yangın, gözyaşı ile söndürülmez. )
- TOZ = GUBÂR = POUDRE
- TPM/TEMPORARY PACEMAKER[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ KALP PİLİ
- ANANE/TRADİSYON değil/yerine/= GELENEK
- TRADITION :/yerine GELENEK
- TRADITION :/yerine GELENEK
- TRADITIONAL :/yerine GELENEKSEL
- TRADITIONAL :/yerine GELENEKSEL
- TRAJEDİ ve KÖTÜMSERLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GÜLDÜRÜ ve İYİMSERLİK
- TRANSGENİK/TRANSGENIC[İng.] değil/yerine/= GEN AKTARIMLI
- TRANSGENİK ile GENETİK DÜZENLEME
( Başka bir organizmadan gen aktarılmış canlılar. İLE Genleri laboratuvar teknikleriyle değiştirilmiş canlılar. )
- TRANSITION :/yerine GEÇİŞ
- TRANSITION :/yerine GEÇİŞ
- TRANSİZYON/TRANSITION[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞ, DEĞİŞME
- TRIP :/yerine GEZİ
- TRIP :/yerine GEZİ
- TRULY :/yerine GERÇEKTEN
- TRULY :/yerine GERÇEKTEN
- TRUNKAL/TRUNCAL[İng.] değil/yerine/= GÖVDESEL
- TRUNKUS/TRUNCUS[İng.] değil/yerine/= GÖVDE
- TRUST :/yerine GÜVENMEK, GÜVEN
- TRUST :/yerine GÜVENMEK, GÜVEN
- TRUTH :/yerine GERÇEK, HAKİKAT
- TRUTH :/yerine GERÇEK, HAKİKAT
- TTE/TRANSTORASİK EKOKARDİYOGRAFİ TRANSTHORACİC ECHOCARDIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= GÖĞÜS DUVARINDAN EKOKARDİYOGRAFİ
- TÜCCARLAR ile/ve GEZGİNLER ile/ve DERVİŞLER/SÛFÎLER
- TUĞLADA:
KİREMİT ile/ve/||/<> KIRMA ile/ve/||/<> YÜKSEK ISILI ile/ve/||/<> MERMER ile/ve/||/<> GAZBETON ile/ve/||/<> BİMS
( Toprak ve kil karışımından yapılır. Kiremit biçiminde olur. [Genellikle yapılarda duvar kaplaması, çatı kaplaması gibi dış cephe kaplamalarında kullanılır.]
İLE/VE/||/<>
Düzensiz biçimlerde kesilmiş parçalı tuğla çeşididir. Bu tuğla tasarımı, yapılarda, hava koşullarına dayanıklılık ve ısı yalıtımı sağlar. [Genellikle yapılarda sütun, kemer ve öteki yük taşıyıcı öğelerinin örtülmesinde, bazı yapıların da çatı ve cephelerinde dekoratif amaçlarla kullanılabilir.]
İLE/VE/||/<>
Kil ve toprak karışımından yapılır. [Yüksek sıcaklıklarda pişirilerek üretilir.] [Çok yüksek ısıya dayanıklı olduğundan, endüstriyel fırınlar, termik santraller, metalurji tesisleri, endüstriyel tesisler gibi yerlerde kullanılır.]
İLE/VE/||/<>
Yüksek dayanıklılığa sahip, ağır ve pahalı bir tuğla türüdür. [Genellikle yapılarda dekoratif amaçlar için kullanılır. Yapılarda duvar kaplaması, çatı kaplaması ve cephe kaplaması gibi amaçlar için de kullanılabilir.]
İLE/VE/||/<>
Beton ve kireçten yapılır ve gazla kurutularak üretilir. [Bu duvar çeşidi, yüksek ısı ve nem direnci ile düşük ağırlıkta olur.] [Yapılarda duvar kaplaması, çatı kaplaması ve cephe kaplaması gibi amaçlar için kullanılır.]
Beton, çimento, su, kum ve çeşitli agregaların karışımdan oluşan bir tuğla çeşididir. Gazbeton üretiminde, beton karışımının yapılmasından sonra, bu karışımın yüksek sıcaklıkta pişirilmesi ve gazla kurutulması işlemleri gerçekleştirilir. Bu işlemler sonucu, gazbeton malzemesi elde edilir.
[Gazbeton, yapılarda çeşitli amaçlar için kullanılabilir.
- Cephe kaplamasında hafif olması nedeniyle ciddi bir maliyet tasarrufu sağlar.
- Duvar örgüsünde yüksek ısı ve nem direnci nedeniyle yeğlenir.
- Yapı temelinde hafif olması nedeniyle taşıma kapasitesini artırdığından dolayı yeğlenir.
- İç duvar kaplamasında, iyi ısı ve ses yalıtımı sağladığından dolayı yeğlenir.
- Tavan kaplamasında, hafif olması nedeniyle taşıma kapasitesini artırdığından dolayı yeğlenir.
Öteki tuğla çeşitlerine oranla daha hafif olması nedeniyle yapıdaki yükü azaltarak taşıyıcı düzenekleri hafifletir. Fakat ne kadar hafif olsa da gazbetonun maliyeti öteki tuğla çeşitlerine göre daha pahalıdır.]
İLE/VE/||/<>
Betonarme yapıların duvarlarını, çatılarını ve çelik çubuklarını kaplamak için kullanılan ince taneli, toz durumunda bir malzemedir. Bu kaplama, yapının dayanaklılığını artırır ve çelik çubukların korozyona uğramasını önler. [Genellikle kireç, su ve kum gibi malzemelerden üretilir.]
[Betonarme yapılarda koruyucu görevi gören bims, genellikle şu amaçlar için kullanılır...
- Betonarme yapıların çelik çubuklarını kapladığından yapının dayanıklılığını artırmak amacıyla kullanılır.
- Çelik çubukları korozyona karşı korur ve bu sayede yapının ömrünü uzatır.
- Duvar ve çatılarda kaplama yapılarak, yapıya estetik bir görünüm kazandırılır ve yapının hava koşullarına dayanıklılığını da artırır.
- Betonarme yapıların bims kolonları, kemerleri ve öteki yük taşıyıcı öğelerinin kaplamasında da kullanılabilir.]
Gazbeton tuğla ile bims arasındaki FaRkLaR nelerdir?
Gazbeton, avantajlarına bakıldığında,
daha hafif olması nedeniyle uygulanabilirlik açısından daha uygulayımsaldır ve iş süresini kısaltır. Isı ve ses yalıtımı daha fazla olduğundan, yüksek sesli alanlarda rahatlıkla kullanıma uygundur.
İLE
Bims, sağlam yapısı, yangına dayanıklı olması açısından yeğlenen bir malzemedir.
Dezavantajlarına bakıldığında,
boşluklu yapısından dolayı nem geçirme oranı yüksek olduğundan, sonradan oluşan sıva çatlakları ve sıvanın uygulanış zorlukları gibi olumsuzlukları vardır. Aynı zamanda, performansına nazaran maliyeti de oldukça yüksektir.
İLE
Bims, kaplama görevi gördüğünden, uygulama açısından daha zahmetlidir. )
- TUHAF ile GARİP ile ACAYİP
- TUHAFİYE[Ar.] değil/yerine/= GİYİMSÜS
- TÜMDENGELİMSEL ile/ve/||/<> TÜMEVARIMSAL ile/ve/||/<> GERİÇIKARIMSAL
( Bütünden, parçaya. İLE/VE/||/<> Parçadan, bütüne. İLE/VE/||/<> Parçadan, parçaya. )
( DEDUCTIVE vs./and/||/<> INDUCTIVE vs./and/||/<> ABDUCTIVE )
- TÜMEVARIM ile/değil/ne yazık ki GENELLEME
- TÜMEVARIM ile/ve/değil GİZLİ TÜMDENGELİM
- TUN[Fars.] değil/yerine/= GİZLİ YER, KÖŞE BUCAK
- TURGOR[İng.] değil/yerine/= GERGİ, DOLGUNLUK
- TURİSTİK değil/yerine/= GEZİNSEL
- TURİZM değil/yerine/= GEZİNÇ
- TÜRKÜLERDE:
OYUN HAVALARI ile/ve LİRİK ile/ve DOĞA(PASTORAL) ile/ve YERGİ(SATİRİK) KONULU ile/ve SİMGELİ/TEMSİLÎ ile/ve KAHRAMANLIK VE SERHAT HAVALARI ile/ve TÖRENSEL VE GİZEM İÇERİKLİ ile/ve SOSYAL İÇERİKLİ ile/ve GURBET VE HASRET ile/ve MİZAHÎ VE ALAN OYUN ile/ve ÂŞIKLAMALAR ile/ve AĞIT VE KIRAN DESTANLARI ile/ve KARŞILIKLI DEYİŞLEME VE ATIŞMALAR
- TURNE değil/yerine/= GEZMECE
- TUTARLI/LIK ile/ve/<> GEÇERLİ/LİK
( CONSISTENCY vs./and/<> VALID/ITY )
- TUTMA ile/ve/> GENİŞLETME
( TO HOLD vs./and/> TO WIDEN )
- [ne yazık ki]
TUTUCU ile GERİCİ
- TUTUKLU/TUTUKLA(N)MA ile/ve/değil/||/<>/< GÖZALTINDA/GÖZALTINA ALMA
( [ancak özel ve zorunlu durumlarda] Yargıç dışında, ne savcı, ne de polis tutuklama yapabilir.[yaptıkları tutuklama değil gözaltına alma ve/ya da [sınırlılığında] bulundurmadır] )
( [not] ARREST vs./and/but/||/<>/< CUSTODY )
- TÜVÂNÂ[Fars. < TEVÂNÂ] değil/yerine/= GÜÇLÜ, DİNÇ, CANLI
- TUZ ile GÖZTAŞI
( ... İLE Kimi göz, deri, bitki sayrılıklarında ve bağcılıkta kullanılan, koyu mavi renkte, zehirli bir tuz, bakır sülfat[CuSO4]. )
- TUZAĞA DÜŞ(ÜR)MEK ile/ve/değil/||/<>/< GAFİL AVLA(N)MAK
- TÜZEL/HUKUKÎ ERDEMLER'DE:
GENELLİK ve/||/<> İLÂN ETME ve/||/<> GERİYE YÜRÜ(TÜLE)MEME ve/||/<> AÇIKLIK ve/||/<> ÇELİŞKİSİZLİK ve/||/<> UYMA OLANAĞI ve/||/<> KALICILIK ve/||/<> İLÂN EDİLEN KURAL İLE RESMÎ EYLEM ARASINDAKİ UYGUNLUK
- TUZU KURU OLMAK ile/değil GÖTÜNDE PİRELER UÇUŞMAK
- UC ile/ve GÜÇ
( TIP vs./and POWER )
- UÇUK ile GECEYANIĞI
( ... İLE Uçuk gibi, birdenbire oluşan, kabarcıklı deri döküntülerine verilen ad. )
- UFÛL[Ar.] ile GUYÛB[Ar.]
( Bir şeyin arkasında kaybolma. İLE Kaybolma. )
- ULURU ile/ve NAZCA ile/ve TRAXIEN ile/ve VALCOMANICA ile/ve GOZO
( Avustralya'da. İLE/VE Peru'da. İLE/VE Malta'da. İLE/VE İtalya'da. İLE/VE Malta'da. )
- ÜMİT ve/<> GÖNÜL
( HOPE and/<> HEART )
- UMUMİ MAĞAZA değil/yerine/= GENEL SAKLAK
- UMUM(Î) değil/yerine/= GENEL
- UMUMİYETLE değil/yerine/= GENELLİKLE
- UN:
GLÜTENLİ ile/değil/yerine/>< GLÜTENSİZ
- UNDERGO :/yerine GEÇİRMEK (SÜREÇ VB)
- UNDERGO :/yerine GEÇİRMEK (SÜREÇ VB)
- UNUTMAK ile/değil "BASTIRMAK" ile/değil GÖZ ARDI ETMEK
- UNUT(TUR)MAK ile/ve/değil/yerine/<>/>< GÜVEN
- ÜREME ile GELİŞİM
( Canlıların türlerini devam ettirmesini sağlayan süreç. İLE Bir canlının döllenmeden olgunluğa ulaşmasına kadar geçen süreç. )
- USDIŞI = GAYR-İ AKLÎ = IRRATIONAL[İng., Alm.] = IRRATIONNEL[Fr.]
- ÜŞENME ile/ve/||/<> "GÖZÜNDE BÜYÜLTME"
- ÜSKÜDAR'DA SABAH OLDU ile GEÇTİ BORUN PAZARI, SÜR EŞEĞİNİ NİĞDE'YE
- ÜST METİN İŞARETLEME DİLİ/HYPERTEXT MARKUP LANGUAGE/HTML[İng.] ile/ve/||/<> GENİŞLETİLEBİLİR İŞARET DİLİ/EXTENSIBLE MARKUP LANGUAGE/XML[İng.]
( Verileri ve içerikleri görüntülemek için kullanılır. İLE/VE/||/<> Verileri depolamak ve paylaşmak için kullanılır. )
( Etiketleri önceden tanımlanmıştır. İLE/VE/||/<> Etiketleri önceden tanımlanmamıştır. Kullanıcı kendi etiketlerini oluşturmaktadır. )
- ÜSTÜNDE DURMAMA ile GEÇİŞTİRME
- ÜSTÜNÜ ÖRTMEK ile GÖZARDI ETMEK
- USUALLY :/yerine GENELLİKLE
- USUALLY :/yerine GENELLİKLE
- UTANMAK ile/ve/değil/||/<>/< GARİPSEMEK
- UTANMAK ile GOCUNMA
( SHAME vs. TO TAKE OFFENCE (AT) )
- ÜVEYE EDERSEK ve/||/<> GELİNE EDERSEK
( [kendi] Çocuğumuzda buluruz! VE/||/<> Kızımızda buluruz. )
- UYANIK/LIK ile GERGİN/LİK
- UYANMAK ile/ve/değil/<> GÖZÜN AÇILMASI
- UYGARLAŞMA ile/ve/||/<>/< GÖÇ
- UYGUNLUK ile/ve GEÇERLİLİK
( APPROPRIATENESS vs./and VALIDITY )
- UYUMLU/LUK ile/ve GÜZEL/LİK
( HARMONY/HARMONIOUSNESS vs./and BEAUTY )
- UZADUYUM GÖSTERGE
- UZAK?:
MEMLEKET Mİ? ile/ve/||/<> YILDIZLAR MI? ile/ve/||/<> GENÇLİĞİM Mİ?
- UZAK ile/ve GAİB
- UZAK ile GEREKSİZ
( DISTANT vs. UNNECESSARY )
- UZAM/UZAY <-> ZAMAN <-> ÖZDEK <-> DEVİM <-> İVME <-> GÜÇ
- UZANTI ile/ve/<> GÖSTERİM/TEMSİL
- ÜZERİNDE DURMAK ile/ve GÖZARDI ETMEMEK
- ÜZÜM ile GELİNPARMAĞI
( ... İLE Uzun taneli bir üzüm türü. )
- UZUN UZUN BAKMAK ile GÖZ KIRPMAK
( ... İLE Bir kişinin, ortalama göz kırpma hızı, 100 - 400 milisaniye arasında gerçekleşmektedir. )
( LOOKING IN LONG PERIOD vs. WINK )
- VAHŞİ ile/değil GÖÇER
- VAKF-I AKAR/ASL-I VAKF değil/yerine/= GELİR KAYNAĞI
- VALIDASYON/VALIDATION[İng.] değil/yerine/= GEÇERLEME
- VALİDASYON değil/yerine/= GEÇERLEME
- VALİDE ETMEK değil/yerine/= GEÇERLEMEK
- VALİDİTE/VALIDITY[İng.] değil/yerine/= GEÇERLİLİK
- VAPUR ile GEMİ/KEMİ[dvnlgttrk]
( MELLÂH: Denizci, gemici, kaptan. )
( [Kofti] ... ile KAY )
( SÂBÎHA[< SİBÂHAT], SEFÎNE[çoğ. SEFÂİN, SÜFÜN] )
( STEAMER vs. SHIP )
( ... ile SEFİNE )
- VAR OLAN ve/<> GÖLGE
- VAR OLAN ve/<> GÖRÜNMEYEN VAR OLAN
( Evrendeki her şey. VE/<> İnsan. )
- VAR ile/ve GÜÇLÜ/ETKİLİ
( Birşeyin varolması için güçlü/etkili olması gerekmez. [ayrıca, varoluşu da gücünün göstergesidir] )
( EXIST vs./and POWERFUL/EFFECTIVE )
- VARLIK ile GÖLGE
( Gölge, silindirle ezilemez. )
- VAROLAN/VAROLUŞ ile/ve GEÇİCİ VAROLAN/VAROLUŞ
( EXISTENCE vs./and TEMPORARY EXISTENCE )
- VAROLAN ile/ve/değil GÖRÜNÜŞ
( [not] EXIST vs./and/but APPEARANCE )
- VAROLAN'DA:
DOĞRULUK ile/ve GEÇİCİLİK
( ON EXISTENCE: STRAIGHTNESS vs./and TEMPORARY )
- VAROLAN'IN(MEVCUDUN) DÖRT NEDENİ:
MADDÎ ile SURÎ/BİÇİMSEL(FORMEL) ile FAİL/ETKER ile GÂÎ/SONSAL
- VARSIL/ZENGİN ile/değil/yerine GANÎ
- VARSIL/ZENGİN ile/ve/<> GÖNÇ
( ... İLE Varlıklı. )
- VARYETE[Fr.] değil/yerine/= GÖSTERİ
( Şarkı, dans, hokkabazlık, temsil gibi, aralarında ilişki bulunmayan farklı oyunlardan oluşan gösteri. )
- VAŞAK ile/ve GAPAR
- VASİ değil/yerine/= GÖZETİCİ
- VATAN:
MEZAR ve/||/<> İNSAN ve/||/<> DİL ve/||/<> DÜZEN/NİZAM ve/||/<> TARİH ve/||/<> DESTAN/LAR ve/||/<> GAZÂVATNÂME ve/||/<> TÜRKÜ VE AĞIT ve/||/<> NİNE VE NİNNİ ve/||/<> ROMAN ve/||/<> HATIRAT
- VAZİFE değil/yerine/= GÖREV
- VED ile GÜL | DOSTLUK
- VEFÂ HAKKI değil/yerine/= GERİ ALIM ÜLEVİ
- VENTURE :/yerine GİRİŞİM, RİSK ALMAK
- VEP/VİZÜEL EVOK POTANSİYEL/VISUAL EVOKED POTENTIAL[İng.] değil/yerine/= GÖRSEL UYARILMIŞ GİZİL GÜÇ
- VERİLİ OLAN ile GERÇEK OLAN
( Gerçeğe varmış kişi, en içten kişidir. )
( Gerçeği arayışın kendi gerçeğin devinimidir. )
( Gerçeğin devam gereksinimi yoktur. )
( En iyi olan, yalnızca gerçek olandır. )
( Zaman ve uzay ile sınırlı ve bir tek kişi için geçerli olan, gerçek değildir. )
( Gerçek, herkes için her zaman geçerlidir. )
( Eğer anlatabilirseniz, o gerçek olan değildir. )
( Gerçeğe varış, kaynağı keşfetmek ve onda karar kılmaktır. )
( The realised person is the most earnest person.
The search for reality is itself the movement of reality.
Reality need not continue.
The real is your only good.
What is limited in time and space, and applicable to one person only, is not real.
The real is for all and forever.
If you can convey, it is not the real thing.
Realisation consists in discovering the source and abiding there. )
( BEING EMBEDED vs. BEING TRUE/REAL )
- VERMEK ile/ve/<>/değil GERİ VERMEK
- VESÂYET[Ar.] değil/yerine/= GÖZETME
- VESTIBÜL/VESTIBULE[İng.] değil/yerine/= GİRİŞ BOŞLUĞU | İÇ KULAK
- VİCDAN ile/||/<> GAM
- VİDEO değil/yerine/= GÖREZ
- VİKTORYA ÇAĞLAYANLARI değil/< GÜRLEYEN DUMANLAR ÇAĞLAYANI
( Dünyanın en geniş şelâlesi.[1700 m.][Debisi, en yağışlı dönemde 500 milyon litre][Ort. 100 m.'den dökülmektedir] )
( 1855 yılında, Dr. Livingstone, Mokololo kabilesine, hasta olarak bir hafta zorunlu konuk olduktan sonra 13 gün süren bir yolculuk sonunda kşefetmiş ve dönemin İngiltere kraliçesinin adını vermiştir.[Kraliçe Viktorya, kendi adını taşıyan bu şelâleyi hiçbir zaman görememiştir.] )
( Zimbabwe ve Zambiya doğal sınırını da oluşturmaktadır. Zimbabwe tarafında yer alan bıçak ağzı noktası[knife edge point] olarak anılan kayalıkların üstünden dökülür. )
( ... değil/< MOSİ OA TUNYA )
- VISIBLE :/yerine GÖRÜNÜR
- VISUAL :/yerine GÖRSEL
- VITREOUS HUMOR[İng.] değil/yerine/= GÖZ İÇİ SIVISI
- VİTRİNLERE/TEZGAHLARA UZUN UZUN BAKMAK ile/yerine GEREKENE, GEREKTİĞİ KADAR BAKMAK
( SHOPPING IN LONG PERIOD vs. LOOKING TO THE NECESSITY
LOOKING TO THE NECESSITY instead of SHOPPING IN LONG PERIOD )
- VİZÜEL AGNOZİ/VISUAL AGNOSIA[İng.] değil/yerine/= GÖRSEL TANIMAZLIK
- VİZÜEL ALGI/VISUAL PERCEPTION[İng.] değil/yerine/= GÖRSEL ALGI
- VİZÜEL/VISUAL[İng.] değil/yerine/= GÖRSEL
- VİZÜEL değil/yerine/= GÖRSEL
- VİZÜELİZASYON/VISUALIZATION[İng.] değil/yerine/= GÖRSELLEŞTİRME
- VİZYON[İng. VISION] değil/yerine/= GÖRÜŞ, GENİŞ ÖNGÖRÜ, GÖSTERİM
- VİZYONA GİRMEK değil/yerine/= GÖSTERİME GİRMEK
- VİZYON/EL / VİSİONAL değil/yerine/= GÖRÜM/SEL
- VOLONTER/VOLUNTARY[İng.] değil/yerine/= GÖNÜLLÜ
- VOLTAJ[Fr.] değil/yerine/= GERİLİM
- VOLUNTEER :/yerine GÖNÜLLÜ
- VOMBAT/WOMBAT ile GÜNEY, KILLI BURUNLU WOMBAT
( Keseli, kısa bacaklı memeli bir hayvan. Avustralya'da yaşar. İLE ... )
( Vombatlar, terleyemezler. )
( Kanguru gibi, vombatların da yavru keseleri vardır. )
( Her doğumda, tek yavru doğururlar. )
( PHASCOLOMYS URSINUS cum ... )
- VS. VS. ... ile/ve/||/<> GİBİ ... GİBİ ...
- VÜCUT ile/ve/değil/yerine GÖVDE(BEDEN)
( Vücut/vücud, "Varlık" demektir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Gövde, fiziği/örgenleri tanımlar. )
( Gövde olmadığında gövdeden ayrılmış değiliz -sadece Biz'iz. )
( Ne gövdeyiz, ne de gövde içindeyiz. )
( Küre ile gövde birdir. )
( Gövde üzerinde aşırı yoğunlaşma, kendi amacına ters düşer ve ters sonuç verir. )
( Gövdemiz [3 Boyutlu] [Google] [tarayıcınızın gelişmiş olması gerekmektedir] )
( Gövdemizde... )
( ... ile/ve/değil/yerine BER )
( SOMA: Hapis. )
( - En küçük göze: Sperm
- En büyük göze: Kadın yumurtası
- Gebelik dönemi: 280 gün [40 hafta]
- Ortalama yeni doğan bebek ağırlığı: 3 kg
- Kromozom Sayısı: 46 (23 çift)
- Normal gövde ısısı: 37 °C [98.4 f°]
- Yaşam döngüsü: 10 - 15 gün
- Yaşam döngüsünde kırmızı kan gözeleri: 120 gün
- Ortalama kan oylumu: 4 - 5 lt.
- Bir dakikada nabız oranı: 72 kez
- Kan viskosu: 4.5'e 5.5
- Evrensel bağışçı kan öbeği: 0
- Evrensel alıcı kan öbeği: AB
- En büyük akyuvar: Monocito
- Daha küçük beyaz kan gözesi: Lenfocito
- Alyuvar sayımının artması: Policitemia
- Gövdedeki kan bankası ve en büyük lenf örgeni: Dalak
- En büyük atardamar: Aort
- Normal tansiyon: 120/80 Mmhg
- Kan Ph: 7.4
- Normal kan kolesterol seviyesi: 100 mg/dl
- Kanın akıcı bölümü: Plazma
- Kalpte pompa sayısı: 2
- Ortalama ince bağırsak uzunluğu: 7 m
- Ortalama kalın bağırsak uzunluğu: 1.5 m
- Kemik sayısı: 206 [Yeni doğan: 306]
- Kaburga sayısı: 24 [12 çift]
- Omurga sayısı: 33
- Boyundaki omurga sayısı: 7
- Kafatasındaki kemik sayısı: 22
- Orta kulaktaki kemik sayısı: 6
- Yüzdeki kemik sayısı: 14
- Süt dişi sayısı: 20
- Göğüs kemik sayısı: 25
- Kollardaki kemik sayısı: 6
- Ayaklardaki kemik sayısı: 33
- Her bilekteki kemik sayısı: 8
- Eldeki kemik sayısı: 27
- En büyük ve güçlü kemik: Uyluk kemiği
- En küçük kemik: Orta kulak istilası
- En küçük kas: Orta kulak(Stapedius)
- Kas sayısı: 639
- Koldaki kas sayısı: 72
- En geniş örgen: Deri
- En büyük bez: Karaciğer
- En büyük endokrin bezi: Tiroidler
- Böbrek sayısı: 2
- İlk örgen nakli: Böbrek
)
( You are neither the body nor in the body.
Too much concentration on the body defeats its own purpose. )
( ESSE cum/et CORPUS HUMANUM )
- VÜCUT[Ar.] değil/yerine/= GÖVDE
- VÜCUT ile GÖVDE(BEDEN)
( Vücut, "Varlık" demektir. İLE Gövde, fiziği/organları tanımlar. )
- VURGU ile/ve/değil "GÖNDERME"
- VÜRUT[Ar.] değil/yerine/= GELİŞ/GELME
- WAD/WEARABLE AID DEVICE[İng.] değil/yerine/= GİYİLEBİLİR YARDIM AYGITI
- WALTER BENJAMIN ile/ve/||/<> GERSHOM SCHOLEM
( 15 Temmuz 1892 - 26 Eylül 1940 İLE/VE/||/<> 05 Aralık 1897 - 21 Şubat 1982 )
- WAN/WIDE AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= GENİŞ ALAN AĞI
- WCD/WEARABLE CLINICAL DEVICE[İng.] değil/yerine/= GİYİLEBİLİR TIBBİ AYGIT
- WEAR :/yerine GİYMEK
- WIDE :/yerine GENİŞ
- WIDE :/yerine GENİŞ
- WRD/WEARABLE REHABILITATION DEVICE[İng.] değil/yerine/= GİYİLEBİLİR SAĞALTIM AYGITI
- WT/WEARABLE TECHNOLOGY[İng.] değil/yerine/= GİYİLEBİLİR TEKNOLOJİ
- WTER ile/ve/<> GAICHA ile/ve/<> LOSSI
( Yeni Kaledonya'nın üç önemli adasından biri olan Lifou'da yaşayan 3 kabile.
[Lifou'nun başkentinin adı ise "We"dir.] )
- (ya da) "Gel! OL ve git!" öyle KONUŞ!!!
- ...YA "DEĞER"/"DEĞMEZ" ile/değil/yerine GEREKİR/GEREKMEZ
- ...'YA GELİN! ile GELİN
( Kişiler/e. İLE Kişi. )
- ...'YA:
"İNDİRMEK" ile "GÖTÜRMEK"
- YABANSI/ACAYİP[Ar. < ACAİB] ile/ve/||/<> GARAYİP[Ar.] ile/ve/||/<> [Ar. < GARAİB]
( Sağduyuya, göreneğe, olağana aykırı, garip, tuhaf, yadırganan, yabansı. | Şaşırma anlatan bir söz. İLE Görülmemiş, şaşılacak şeyler, işitilmemiş olaylar. )
- YADSIMA ile/ve/||/<> GÖZARDI ETME
- YADSIMAK ile/ve GELİŞTİRMEK
( TO DENY | REJECT vs./and TO DEVELOPE/IMPROVE )
- YAĞMUR ile/ve/> GÖKKUŞAĞI/ALKIM/ELEĞİMSAĞMA[ALÂİM-İ SEMÂ]/YAĞMURKUŞAĞI/EBEMKUŞAĞI/ARKANSİYEL[Fr.]
( ... ile/ve/> ALKIM, EBEKUŞAĞI, EBEMKUŞAĞI, ELEĞİMSAĞMA, HACILARKUŞAĞI, YAĞMURKUŞAĞI, AL-YEŞİL KUŞAK )
( GAYS ile/ve/> ÂLÂİM-İ SEMÂ, KAVS-İ KUZAH )
( MATAR, BÂRÂN, BÂRİŞ ile/ve/> ÂDYENDE, ÂFENDÂK, SÂM, TÎRÂJE )
( RAIN vs./and/> RAINBOW )
- YAĞMUR ile GÜZLEK
( ... İLE Güz yağmuru. | Güz mevsiminin geçirildiği yer. )
- YAĞMURCUN ile GÜMÜŞ YAĞMURCUN
- KÖPRÜ:
YAKACAĞIN ile/ve/değil/yerine/>< GEÇECEĞİN
- YAKAMOZ[Yun.] ile/değil GÜMÜŞSERVİ
( ... İLE/DEĞİL Ayın, suya yansımasıyla oluşan parıltılı görünüm. )
- YAKIŞIKLI ile GÜZEL
( Baylar için kullanılır. İLE Bayanlar için kullanılır. Yüz güzelliği için özel bir sözcük vardır["Sabâhat"]. [Nadiren erkekler için de kullanılıyor.] ( Öz Türkçe'de "Göz-el"dir. Göze hitap eden. Zamanla "Güzel"e dönüşmüştür. )
( HANDSOME vs. BEAUTIFUL )
- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<> GERÇEĞİ ÇARPITMAK
- YALAN SÖYLEMEK ile/değil/yerine/>< GERÇEĞİ SÖYLEMEK
( Geleceğinizin önemli/belirleyici bir parçası olur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Geçmişinizdeki (herhangi) bir parçadır. )
( If you tell the truth, it becomes a part of your past. If you lie, it becomes a part of your future. )
( [not] TO LIE vs./but/>< TO SAY THE TRUTH
TO SAY THE TRUTH instead of TO LIE )
- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil/<>/< GİZLEMEK
- YALAN ile/değil/yerine/>< GERÇEK
( Yüksek sesle çıkar, gürültülüdür ve çok söz söyletir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sessizdir ve az söz söyletir. )
- YALANLAR:
AYAKKABICIDA ile/ve/||/<> EMLÂKÇIDA ile/ve/||/<> ÖĞRETMENLERDE ile/ve/||/<> ESNAFTA ile/ve/||/<> GALERİCİDE ile/ve/||/<> MEMURDA
( "Giydikçe açılır." İLE/VE/||/<> "Merkeze 10 dk." İLE/VE/||/<> "Zeki ama çalışmıyor." İLE/VE/||/<> "Bana gelişi bu." İLE/VE/||/<> "Dosta gider." İLE/VE/||/<> "Sistem gitti." )
- [ne yazık ki]
YALANLARLA OYALANMAK ile/değil/yerine/>< GERÇEKLERLE "YARALANMAK"
- YALIN/LIK ve/<> GÜZEL/LİK
( SIMPLE/SIMPLICITY and BEAUTY )
- YALNIZ/LIK ile/ve/> GÜVENSİZ/LİK
- YAMAÇ ile/ve GÜZEY
( ... İLE Az güneş alan çok gölgeli kuzey yamaç. )
( Dağların güzeyindeki karlar geç erir. )
- ...'YA/NA:
DAYANARAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜVENEREK
- YANILSAMA ile GERÇEKDIŞI
- YANILSAMA ile/ve GÜVENSİZLİK
( ILLUSION vs./and LACK OF TRUST/CONFIDENCE )
- YANILSAMADA/YANILTMADA:
"YERDEN KALDIRMA" ile/ve/||/<> "GÖRÜNÜŞTEN KALDIRMA" ile/ve/||/<> "ÜRETİM" ile/ve/||/<> "AKTARIM" ile/ve/||/<> "YER DEĞİŞTİRME" ile/ve/||/<> "İÇİNE GEÇİRME" ile/ve/||/<> "YENİDEN OLUŞTURMA" ile/ve/||/<> "KAÇIRMA/ÇIKARMA" ile/ve/||/<> "UZTAŞIMA" ile/ve/||/<> "ÖNGÖRÜ"
(
Bu gönderiyi Instagram'da gör)( LEVITATION vs./and/||/<> VANISH vs./and/||/<> PRODUCTION vs./and/||/<> TRANSFORMATION vs./and/||/<> TRANSPOSITION vs./and/||/<> PENETRATION vs./and/||/<> RESTORATION vs./and/||/<> ESCAPE vs./and/||/<> TELEPORTATION vs./and/||/<> PREDICTION )
- YANLIŞ ile/değil/yerine/||/<>/< GEREKSİZ
- YANLIŞ(HATÂ) ile GÜNAH
( Hiçbir günah yok, ki içinde sevap,
Hiçbir sevap yok, ki içinde günah olmasın. )( İlk günah, Olan'ı sınırlamaktır. Yapma! )
( Bilinçsizce hata/suç olur fakat günah olmaz! )
( MISTAKE vs. SIN )
- YANLIŞ ile KÖTÜ ile ÇİRKİN ile GÜNAH/YAZUK
( Akıl. İLE Ahlâk. İLE Estetik. İLE Din. )
( Kötülüğün engellenmesi, iyiyi elde etmekten önceliklidir. [Def-i mefâsıd/mazariyat, celb-i menâfiden/menfaatten evlâdır.] )
( Kötülük, yanlış anlamaların ve kötüye kullanmaların yarattığı sorunlara yanlış yaklaşımdır. )
( Kötülük, dikkatsizliğin gölgesidir. )
( Kimse, bile bile kötü değildir; her kötülük, bilgi sanılan bir bilgisizlikten gelir. )
( Sadece bir iyi vardır, bilgi; sadece bir kötü vardır, cehalet. )
( Daha yüksek bilginize ters düşen her ne yaparsanız, o günahtır. )
( Rational. VS. Ethic. VS. Aesthetics. VS. Religious.
Evil is in the wrong approach to problems created by misunderstanding and misuse.
Evil is the shadow of inattention.
Whatever you do against your better knowledge is sin. )( WRONG/MISTAKE vs. BAD vs. UNPLEASANT vs. SIN )
( ... ile KAKON ile AISKHOS ile ... )
- YANLIŞ/LIK ile/ve GEÇİCİ/LİK
( WRONG/FALSE vs./and TEMPORARY/TEMPORARINESS )
- YANSIMA ile/ve GÖSTERGE
( REFLECTION vs./and SIGN )
- YAPISAL İZOMER ile GEOMETRİK İZOMER
( Aynı molekül kalıpçasına/formülüne sahip farklı yapılar. İLE Aynı yapıya sahip farklı uzaysal düzenlemeler. )
- YAPMACIKLIK ile/ve GÖSTERMELİK
- YAPMAK ile/ve/değil/yerine/<> GERÇEKLEŞTİRMEK
- YAPRAK ile/ve GAZEL/KAZEL
( ... İLE/VE Sonbaharda kuruyan ağaç yaprağı. )
- YARALANMA/TRAVMA SAĞALTIMI/TERAPİSİ BASAMAKLARI/NDA:
İŞLEYİŞ ile/ve/||/<> KAPSAMA ile/ve/||/<> GÜÇLENDİRME ile/ve/||/<> BİLİŞSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞİŞİM ile/ve/||/<> İÇGÖRÜSEL VE DİNAMİK DEĞİŞİM( )
- YARARLI >< ZARARLI ile/ve/<>/> İYİ >< KÖTÜ ile/ve/<>/> DOĞRU >< YANLIŞ ile/ve/<>/> GÜZEL >< ÇİRKİN ile/ve/<>/> SEVAP >< GÜNAH
( Akl-ı temyizî. İLE/VE/<>/> Akl-ı amelî. İLE/VE/<>/> Akıl. Akl-ı Nazarî. İLE/VE/<>/> İç duyular. İLE/VE/<> Vicdan. )
( ... İLE/VE/<>/> Düşünce ve eylemin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<>/> Kavram ve nesnenin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<>/> Biçim ve içeriğin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<> ... )
( Spor. İLE/VE/<>/> Felsefe/Ahlâk. İLE/VE/<>/> Bilim. İLE/VE/<>/> Sanat. İLE/VE/<> Din. )
( İyi, yarar ve hazın sürekliliği olarak yorumlanır. )
( İyilik konusunda, kişiler, dört bölümdür:
1. Herkesten önce yapanlar: Bunlar, kerîmdir;
2. Taklit yoluyla yapanlar: Bunlar, hakîmdir;
3. Engelleyenler: Bunlar, eşkiyâdır;
4. Hoşlandıklarından dolayı yapanlar: Bunlar, kötü niyetlilerdir. )( Kendiniz için neyin iyi olduğunu bilmezken, başkaları için neyin iyi olduğunu nasıl bilebilirsiniz? )
( ... VS./AND/<>/> Appropriateness/harmony of thought and action. WITH/AND/<>/> Appropriateness/harmony of concept and object. WITH/AND/<>/> Appropriateness/harmony of shape and content. WITH/AND/<> ... )
( When you do not know, what is good for yourself; how can you know, what is good for others? )
( ... VS./AND/<>/> Ethic. VS./AND/<>/> Rational. VS./AND/<>/> Aesthetics. VS./AND/<> Religious. )
( Sport. VS./AND/<>/> Philosophy. VS./AND/<>/> Science. VS./AND/<>/> Aesthetics. VS./AND/<> Religion. )
( BEŞ AMAÇ/MAKÂSID-I HAMSE[Ar.]: (KORUNANLAR/SAĞLANANLAR)
CAN ile/ve/<>/> KUŞAK/NESİL ile/ve/<>/> AKIL ile/ve/<>/> MAL ile/ve/<>/> DİN )( NÂFİ'[< NEFY] >< ZARAR/MAZARRAT ile/ve/<>/> HAYR >< ŞER ile/ve/<>/> SIDK >< KİZB ile/ve/<>/> HÜSN >< KABÎH ile/ve/<> SEVAB-GÜNAH )
( BENEFICIAL >< HARMFUL vs./and/<>/> GOOD >< BAD vs./and/<>/> RIGHT >< WRONG/TRUE >< FALSE vs./and/<>/> BEAUTIFUL >< UGLY vs./and/<> MERIT [IN RELIGION] )
( ... ile/ve/<>/> TO AGATHON[iyilik] ile/ve/<>/> ... ile/ve/<>/> TO KALLOS[güzellik]/KALON/TOKALON ile/ve/<>/> ... )
( ... ile/ve/<>/> SHIVAM ile/ve/<>/> SATYAM ile/ve/<>/> SUNDARAM ile/ve/<> ... )
- YARARLI ile DOĞRU ile İYİ ile GÜZEL ile SEVAP
( Akıl. İLE Ahlâk. İLE Estetik. İLE Din. )
( Kavram ve nesnenin uygunluğu. İLE Düşünce ve eylemin uygunluğu. İLE Biçim ve içeriğin uygunluğu. İLE ... )
( Kendiniz için neyin iyi olduğunu bilmezken, başkaları için neyin iyi olduğunu nasıl bilebilirsiniz? )
( İyilik konusunda, kişiler, dört bölümdür:
1. Herkesten önce yapanlar: bunlar kerimdir.
2. Taklid yoluyla yapanlar: bunlar hakîmdir.
3. Engelleyenler: bunlar eşkiyadır.
4. Hoşlandıklarından dolayı yapanlar: bunlar kötü niyetlilerdir. )( DEMIURGE: İYİ İDEASI (TANRI VE DÜNYANIN MİMARI) )
( Rational. WITH Ethic. WITH Aesthetics. WITH Religious.
Appropriateness of concept and object. WITH Appropriateness of thought and action. WITH Appropriateness of shape and content. WITH ... )( RIGHT vs. GOOD vs. BEAUTIFUL vs. MERIT [IN RELIGION] )
( SATYAM ile SHIVAM ile SUNDARAM ile ... )
- YARGI:
TRANSANDANTAL ile/ve/||/<> GEREKİRCİLİK ve YANSIMALI ile/ve/||/<> ALGI ve DENEYİM( URTEIL )
- YARGILAMA ile/değil/yerine/>< GERİBİLDİRİM
- YARIN(LAR)A TAŞIMAK değil GELECEĞE TAŞIMAK
- YAŞ ile/yerine GÖRÜNÜM
- YASA = KANUN = LAW[İng.] = LOI[Fr.] = GESETZ[Alm.] = LEX[Lat.] = NOMOS[Yun.] = LEY[İsp.]
- YAŞAM ÖYKÜSÜNDE:
İLK ADIMLAR ve/||/<>/> BÜYÜME ve/||/<>/> EV ve/||/<>/> GÜÇ ve/||/<>/> EŞİNİ BULMA ve/||/<>/> EBEVEYNLİK( "NTV - Yaşam Öyküsü" bölümlerini izlemek için burayı tıklayınız... )
- YAŞAMIN:
"DAYATTIKLARI" ile/ve/değil/yerine/<> GETİRDİKLERİ- YAŞAMIN, NEYİ, (NE KADAR VE NE ZAMAN):
(")GETİRİP(") ile/ve/ya da/hem de/ne yazık ki/||/<> (")GÖTÜRECEĞİ(")- YAŞAMIN:
"UZUNLUĞU" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GENİŞLİĞİ- YAŞAMINA, GÜN EKLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< GÜNÜNE, YAŞAM EKLEMEK
- YAŞLANDIĞINDA/N DOLAYI OYNAMAYI/GÜLMEYİ BIRAKMAK DEĞİL ile/ve/değil/||/<> OYNAMAYI/GÜLMEYİ BIRAKTIĞINDA/N DOLAYI YAŞLANMAK
- YAŞLILARDA GÖRMEMİZ GEREKEN:
GEÇMİŞ ile/ve/değil/yerine/<> GELECEK- YATAN ASLAN" ile/değil/yerine/>< GEZEN TİLKİ
( Gezen tilki, yatan aslana yeğdir. )
- YATAY/LIK ile/ve GEÇİŞKEN/LİK
- YAYGIN ile GENİŞ
- YAYMAK ile GENİŞLETMEK
( EXTEND vs. WIDEN )
- YAYMAK ile GENİŞLETMEK
( EXTEND vs. TO WIDEN )
- YAZ GÜNÜ ile/ve/||/<>/> GEZ GÜNÜ
- YAZI ile GUBÂRÎ
( ... İLE Hat sanatındaki çok küçük yazılar. )
- YED-İ EMİN değil/yerine/= GÜVENELİ
- YEDİRMEK ile/ve GİYDİRMEK
- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ile/değil "GEREKLİ GÖRMEK"
- YELKENLİ ile GAGALI
( ... İLE Bir tür, Karadeniz yelkenlisi. )
- YEME-İÇME ve/||/<> SOLUK ve/||/<> YÜRÜME ve/||/<> HAREKET ve/||/<> UYKU ve/||/<> DÜŞÜNCE ve/||/<> CESÂRET ve/||/<> GÜNEŞLENME
( Hayvanlar gibi olsun... VE/||/<> Kaplumbağalar gibi olsun... VE/||/<> Güvercinler gibi olsun... VE/||/<> Maymunlar gibi olsun... VE/||/<> Köpekler gibi olsun... VE/||/<> Fil gibi olsun... VE/||/<> Dişi Aslan gibi olsun... VE/||/<> Ayı gibi olsun... )
- YEMEK ile/değil/yerine/>< GÜVÂR[Fars.]
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Hazmı kolay yemek. )
- YENİ BASKIDA:
GELİŞTİRİLMİŞ ile/ve/||/<> GENİŞLETİLMİŞ ile/ve/||/<> ZENGİNLEŞTİRİLMİŞ- YENİ ile GERİ (GELMEK)
- YENİ ile/ve GARİP
( NEW vs./and WEIRD )
- YENİ ile/değil GEÇMİŞE GÖRE YENİ
- YENİLEME ile GÜNCELLEME
( TO RENOVATE vs. TO UPDATE )
- YER VERMEK ile/ve/değil/||/<>/< GEÇİT VERMEK
- ENERJİ BAĞIMSIZLIĞI:
YERDE/N ile/ve/değil/yerine GÖKTE/N(
)
- YEREL DİL/LER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖVDE DİLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZİHİN DİLİ
( İşaretler/simgeler[yazılar/sözcükler], sesler aracılığıyla sürdürülen dil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Durum/duruş, davranış/tutum, el/yüz/göz[bakış, jest, mimik], işaret/simge, ses tonu/vurgusu aracılığıyla sürdürülen dil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İmgeler, nesneler, kavramlar, olay/olgu ve durumların kayıtlarının yoğrulduğu dil. )
( Ülkelerin/bölgelerin, toplulukların/bireylerin, ortak/uzlaşımsal olarak belirlediği/kullandığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Sınırların, bölgesel/yerel farkların bulun(a)madığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bireyin donanımı(geliş[me]mişliği] oranındaki. )
( IQ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EQ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SQ )
( [not] LOCAL LANGUAGE/S vs./and/but/||/<>/< BODY LANGUAGE vs./and/but/||/<>/< MIND LANGUAGE
[not] MIND LANGUAGE instead of BODY LANGUAGE instead of LOCAL LANGUAGE/S )- YERİNDE/LİK ile/ve GEÇERLİ/LİK
( CONGRUOUS vs./and VALID )
- YERLEŞİK ile/ve/<> GEZGİN
( İnsanlığın gelişimi ve dünya tarihi, bulunduğu olanakları[yer/bölge/koşulları], yeterli gören kişi/ler ile daha da ileriyi[öteyi/yukarıyı] düşünen, merak eden, isteyen/ler arasındaki ilişki[birlik/telik ya da çatışma] ile süregelmiştir.
Bu durum ve süreç, dünya ne kadar daha devam edecekse, en başta, felsefede, bilimde ve sanatta olmak üzere, o kadar daha aynen devam edecektir. Herhangi iki kişi arasında, erkek-kadın, ebeveyn-çocuk, yaşlı-genç, bilen-bilmeyen, zengin-fakir gibi, "doğu"-"batı" gibi her türlü ayrışma ve çatışma ile hem birbirini geliştirecek, hem de engel olacaklardır.
Aslolan ve anlaşılması gereken de şu ki, bu devinim/döngü, hiçbir zaman ve koşulda sonlan(a)mayacağından dolayı, bu süreçteki "zorlukların"/uğraşıların, yaşamın [ve anlamının], bireyler arasında değil doğayla/fizikle olduğunu anımsayarak, paylaşım ve dayanışma içinde, bilgilerimizi, farkındalıklarımızı paylaşarak ve ümit aşılayarak sürmesi gerektiğidir.
[ Başkalarından/dışarıdan, hazır gelmesini değil kendim(iz)den başlay(/t)arak! Şimdi, burada ve içinde bulunulan, yeterli/yetersiz, "olumlu/olumsuz", tüm koşullarda! Vazgeçmeden, ertelemeden, üşenmeden!] )- YERLEŞTİRMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GİYDİRMEK
- YERYÜZÜNÜ SÜSLEYEN ile/ve/değil GÖKYÜZÜNÜ SÜSLEYEN
- YEŞİL KİMYA ile/||/<> GELENEKSEL KİMYA
( Çevre dostu ve sürdürülebilir kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Geleneksel kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalı. )
- YEŞİLBAŞ ile/ve/||/<> GRİ BALIKÇIL ile/ve/||/<> UZUNBACAK
( Büyüklükleri, 50-65 cm. civarında, kanat açıklıkları 81-98 cm. genişliğindedir. Bitki ağırlıklı diyetinden ötürü yaklaşık 5 cm. civarında geniş gagaları bulunur. Ağırlığı 1 kg. civarında olduğundan, öteki birçok yaygın ördek türünden ağırlardır. İki cinsiyette de kanatlarının spekulum adı verilen bölgesinde, beyaz köşeli mavi renkte tüylere sahiplerdir. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... )
( ANAS PLATYRHYNCHOS cum ARDEA CINEREA cum HIMANTOPUS HIMANTOPUS )
- YETERSİZ/LİK ile/ve/<>/> GEÇERSİZ/LİK
- YETİ ile/ve GÜÇ
( Güç ve hayırlar herkes içindir ve isteyen herkese hazırdır. )
( Olgun kişi gücünü kullanmazken onun altındaki kişi gücünü sonuna dek tüketir. )
( Power and grace are for all and for the asking. )
( FACULTY vs./and POWER )
- YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> "GENETİK"( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> "GENETIC" FALLACY )
- YETKİN/LİK ve/<> GÜÇLÜ/LÜK ve/<> YETERLİ/LİK ve/<> YETENEKLİ/LİK
( Ne zaman ki güçlülük, tek çözüm olarak kalır; o zaman anlarsın, ne kadar güçlü olduğunu. )
( PERFECT/ION and/<> POWERFUL/NESS and/<> ENOUGH/SUFFICIENCY and/<> ABILITY/CAPACITY/SKILL )
- YEVM[Ar. çoğ. EYYÂM]/RÛZ[Fars.] değil/yerine/= GÜN
- YEVMİYE değil/yerine/= GÜNDE/LİK
- ...'YI:
"BOŞVERELİM" ile/değil/yerine GEÇELİM- ...'YI GEREKTİRİR ile/ve/değil/||/<> GETİRİR
- ...YI/UYUMU:
GÖSTERMEK ile/ve/||/<>/> GÖRMEYİ ÖĞRETMEK- [ne yazık ki]
YIKICI BENCİLLİK ile/değil/yerine/>< GÖZETICİ BENCİLLİK- YILAN ile GABON
( ... İLE Afrika'ya özgü zehirli bir yılan. )
- YILAN ile GILA
- YILDIZ KAYMASI" değil GÖKTAŞI
( "Yıldız kayması" diye adlandırılan durum, atmosfere girdiğinde, yanmaya başlayan, küçük göktaşlarıdır. )
- YILDIZ/LAR ile/ve/değil GEZEGEN/LER
( Sabittir. İLE/VE/DEĞİL Hareket eder. [Güneşin etrafında dolaşan] )
( Birbirine göre konumları değişmez. İLE/VE/DEĞİL Birbirine göre konumları değişir. )
( Kendiliğinden ısı ve ışık enerjisi yayar. İLE/VE/DEĞİL Güneş'ten aldığı ışığı yansıtır. )
( Dünya'dan uzaktır. İLE/VE/DEĞİL Dünya'ya yakındır. )
( Işıkları titreşir. İLE/VE/DEĞİL Işıkları titreşmez. )
( Sıcaklıkları çok yüksektir. İLE/VE/DEĞİL Soğuyarak katılaşmıştır. )
( Çok uzaktalardır. [Dolayısıyla hareketsizmiş gibi görünürler.] İLE/VE/DEĞİL Yakındalardır. [Dolayısıyla hareketleri kolayca gözlenir.] )
( Gökteki Yıldızlar - Erkin Koray
)( Yıldızların Altında... )
( NECM, KEVKEB, SİTÂRE, ZÜKÂ ile/ve SEYYÂRE )
( AHTER ile/ve ... )
( STAR vs./and PLANET )
- YOGİ ile GNANİ ile EYLEM İNSANI
( Gerçeği arayan bir YOGİ olur, bilgeliği arayan bir GNANİ olur, mutluluğu arayan biri ise EYLEM KİŞİSİ olur. )
- YOK DEMEK ile/değil/yerine GÖRMEMEZLİKTEN GELMEK
- YOK OLMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖRÜNMEME
- YOK ile/değil GEÇERLİ DEĞİL
- YOK ile/ve/değil/yerine GÖSTERİLEMEYEN
- YOK/LUK ile/ve/<>/değil GÖRÜNMEZ/LİK, BİLİNMEZ/LİK
( AMÂ: Görünmezlik yeri/"ülkesi". )
( [not] NONEXISTENCE vs./and/<>/but INVISIBLE, UNKNOWN )
- YOKSUNLUK ile/ve/değil/> GEREKSİNİM
( [not] DEFICIENCY vs./and/but/> NEED )
- YOKSUNLUK ile/ve GEREKSİNİM
( DEPRIVATION vs./and NEED )
- YOLCU ile/ve GEZGİN
( ... ile/ve SEYYAH )
( PASSENGER vs./and TRAVELLER )
- YOLCULUK:
HAYAL GÜCÜ yerine GERÇEKLER( Seyahat etmek, hayal gücümüzü, gerçeklerle dengeler ve bazı şeylerin nasıl olabileceklerini düşünmek yerine onları, oldukları gibi görmemizi sağlar. )
- YÖNETİCİ ile/ve/değil/yerine GİRİŞİMCİ
(6/6)
Bu kılavuz, 24 Haziran 2025 itibariyle 1 kez incelenmiş/okunmuştur.