
Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim
G'LERDE
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA VE FARKINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 4793 başlık/FaRk ile birlikte,
5604 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(5/6)
- GÜRÜLTÜ ile YAYGARA
( ... İLE Gereksiz olarak yüksek sesle bağırıp çığırma. )
- GÜRÜLTÜ-PATIRTI (ÇIKARMAK)
- GÜRÜLTÜSÜZLÜK ile/ve/||/<>/> SESSİZLİK/SAKİNLİK
( ŞÛR[Fars.]: Gürültü, şamata. )
( Gereksiz dış etmenlerin (sesin) bulunmamasıyla. İLE/VE/||/<>/> Kendiliğinden, doğal olarak. )
( SILENCE vs./and/||/<>/> QUITENESS )
- GURUP[Ar. < GURUB/GARB] ile/değil GRUP
( Batı. İLE/DEĞİL Öbek. )
- GURUR:
"GÜÇLÜ" KILAR ve fakat MUTLU ETMEZ
- GURUR ve KİBİR | ile/ve/değil/yerine ONUR
( Başkalarının sırtına basarak. VE Başkalarını bastırarak. | İLE/DEĞİL/YERİNE Kendi ayaklarının/duruşunun üzerinde yükselme. )
( Arpa yiyende, kibir olmaz. )
( NAHHÂT[Ar.]: Kibirli, gururlu. )
( Kibir, kişinin, kendine "iltifatıdır". [iltifat, en karşı konulamaz olanlardandır] )
( BÂD-DÂR[Fars.]: Kibirli. | Şişman. | Deli. | Hiçbir işle ilgisi olmayan. )
( Kibir, bele bağlanmış taş gibidir. Onunla, ne yüzülür, ne de uçulur. )
- GURUR VEREN İBÂDET değil/yerine ÜZÜNTÜ VEREN GÜNAH
- GURUR >< AŞK
- GURUR ile/ve/değil/||/<>/< BİLGİSİZLİK/CEHÂLET
- GURUR = GLORY, SELF-EXALTATION[İng.] = GLOIRE[Fr.] = EHRE[Alm.] = GLORIA[Lat.]
- GURÛR[Ar.] ile HAD'[Ar.]
- GURUR ile/değil İNAT
( [not] PRIDE vs./but OBSTINACY )
- GURUR değil/yerine/>< MUTLULUK
( Neden, çocuklar, kavga ettikten sonra hemen barışıp birlikte oynamaya devam ederler? Çünkü, onların mutluluğu, gururdan daha değerlidir. )
- GURUR ile/ve/değil/yerine ONUR
( Başkasının sırtına basarak birşey olmaya çalışmak. Başkalarını ezerek büyüklenme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kendi kaynaklarının/duruşunun üzerinde yükselme. )
( [not] PRIDE vs./and/but HONOUR
HONOUR instead of PRIDE )
- GURUR >< VAKUR
( Nefsini dik tutma. >< Yol(un)da olma. )
- GURUR(LU OLMAK)/MAĞRUR ile/değil/yerine VAKUR (OLMAK)
- GURURUNU/N KIRMAK/KIRILMASI ile/ve/||/<>/> KÜÇÜK DÜŞ(ÜR/ÜL)MEK
- GURUTVA
( Ağırlık. )
- GÜRZ ile/||/<> GÜRZ-İ GİRÂN ile/||/<> BOZDOĞAN
( Uzun saplı, büyük demir topuz. İLE/||/<> İri, ağır topuz. İLE/||/<> Yeniçeriler tarafından kullanılan ve atların eyerinde asılı duran, altı toplu gürz. )
- GUSSA[Ar. çoğ. GUSAS] değil/yerine/= TASA, KAYGI, KEDER
- GUSÛL ile/ve/||/<>/< USÛL
( Usûlsüz, gusûl olmaz. )
- GUT ve/||/<> SERTLEŞME SORUNU ve/||/<> KALP KRİZİ
( Erkeklerde Kol Kola Gezen Üç Rahatsızlık - Murat Kınıkoğlu [Dr.] )
- guttat.[Lat. < GUTTATIM] değil/yerine/= DAMLA DAMLA
- GÜVE ile ATLAS GÜVESİ/KELEBEĞİ
( ... İLE Böceklerin en büyüğüdür. )
( ... İLE Ancak, bir haftadan biraz fazla yaşarlar. )
( ... İLE Büyürlerken, dört kez deri değiştirirler. )
( ... İLE Kanat uzunlukları, 30 cm.'yi bulabilir. )
( ... İLE Kanat ucları, kobranın başına benzer. )
( ... İLE Ağızları olmadığından dolayı, tüm enerjilerini, eş bulmak için kullanırlar. )
- GÜVE ile AY GÜVESİ
( Kurtçuğu, yapağı, kumaş ve dokuma yiyen, pulkanatlılardan bir böcek. İLE ... )
( CLOTHES MOTH vs. MOON CLOTHES MOTH )
( TINEA PELLIONELLA cum ... )
- GÜVE ile/ve/<> TEMBEL HAYVAN GÜVESİ/BRADIPUS GÜVESİ
- GÜVE ile VENEZUELLA KANİŞ GÜVESİ
( ... İLE 2009 yılında, Venezuella'nın Gran Sabana bölgesinde, Arthur Anker[Dr.] tarafından keşfedilmiş, "yeni" sayılabilecek bir güve türüdür.
En dikkat çeken özellikleri; bol tüylü, 6 ayaklı ve tüylerine nazaran renkli bir anteni olmasıdır.
Bulunuş öyküsü:
Arthur Anker, her zaman yaptığı gezilerden birini yapar. Gran Sabana bölgesinde yaptığı gezide de çok sayıda fotoğraf çekip sosyal medyadaki hesabına ekler. O fotoğraflar arasında en çok ilgi çeken bu güvenin fotoğrafı olur.
Güve, sosyal medyada fenomen olur ve bilimkişileri arasında tartışmalara yol açar. Hem Anker, hem de bazı bilimkişileri, bu güveyi sınıflandırmak için uğraşmaya başlar.
"Diaphora mendica" ve Muslin güveleriyle benzer özelliklere sahip olsa da tahmin edilen Lepidopteran ailesinden olan Artace cinsindendir.
Ancak henüz hangi taksonomik öbeğe ait olduğuna karar verilemediğinden resmi bir adı dahi yoktur. )
( )
- GÜVEMERİĞİ/GÖVEMERİĞİ = GEYİKDİKENİ/AKDİKEN
( Hünnapgillerden, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan bir bitki cinsi. )
( RHAMNUS CATHARTICA )
- GÜVEN!:
GÜLÜŞÜN ARDINDAKİ KEDERE ve/||/<> ÖFKENİN ARDINDAKİ SEVGİYE ve/||/<> SESSİZLİĞİN ARDINDAKİ NEDENE
- GÜVEN KAPISI ARAYIŞI ></< ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ/YARALANMASI
- GÜVEN KAYBETMEK yerine PARA KAYBETMEK/PARASIZ KALMAK
( TO LOSE MONEY instead of TO LOSE TRUST )
- GÜVEN:
"KAZANILAN" değil İNŞÂ EDİLEN
- GÜVEN KAZANMA ile/ve/<>/||/değil/yerine GÜVENİ/Nİ SARSMAMA
- GÜVEN KAZANMA ile/ve/<>/değil/yerine KENDİNİ TANITMA
( Yeterli gelmeyebilir. İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Hem yeterli gelir, hem geliştirir/ilerletir, hem de güven sunar/kazandırır. )
- GÜVEN ile APTALLIK
( TRUST vs. FOOLISHNESS )
- GÜVEN ile BEKLENTİ
( Beklenti, bizi güvensiz kılar. )
( Amacınızın herhangi bir beklenti taşımayan salt iyi niyet olduğundan emin olun önce. )
( Elinizde mevcut olandan eminseniz, nihai olana asla ulaşamazsınız. )
( CONFIDENCE vs. EXPECTATION )
- GÜVEN ile ÇOKLUĞA GÜVEN
( TRUST vs. TRUST TO THE ABUNDANCE )
- GÜVEN = CONFIDENCE[İng.] = SÉCURITÉ[Fr.] = ZUVERSICHT[Alm.] = SECURITAS[Lat.]
- GÜVEN ile DAYANMA
( Güvenmek, sırtını dayama anlamında bir rahatlık/saptırma gerekliliği ya da anlamına gelmez. )
( İyiye güven duymak olumludur. )
( Güven, özgüven/enerji getirir. )
( Güven, deneyimle birlikte gelir. )
( Yoğun bir deneyim yaşayan insan güven ve cesâret yayar. )
( GÜVEN: İnancın bilincinde olmak. )
( Hayatın her yolunda, başlangıçta güven esastır. )
( Kendi düşünce berraklığınıza, amaçtaki safiyetinize ve eylemdeki dürüstlüğünüze güvenin. )
( Kişiye dayanma, ölür; ağaca dayanma, kurur. )
( Ona güven ama dayanma! [Trust but do not rely!]
CONFIDENCE vs. RELY
Energy comes vs. confidence.
Confidence comes vs. experience.
In every walk of life initial trust is essential. )
( SECURITAS cum ... )
- GÜVEN ve/||/<> DERİNLİK ve/||/<> SEVGİ
( Söz ile yapılan iyilik. VE/||/<> Düşünce ile yapılan iyilik. VE/||/<> Vererek yapılan iyilik. )
- GÜVEN ile/ve/<> İNANÇ
( TRUST vs./and/<> BELIEF )
- GÜVEN ile/ve/<> İNANDIRICILIK
( TRUST vs./and/<> PLAUSIBILITY )
- GÜVEN ve/<>/< ÖZEN
( TRUST and/<>/< CARE )
- GÜVEN ile/ve/||/<>/< ÖZGÜVEN
( Özgüveni olmayana, kimse güvenmez. )
- GÜVEN ile/ve/değil/<> SAYGINLIK(İTİBAR)
( [not] TRUST vs./and/but/<> ESTEEM, REPUTATION )
- GÜVEN ile/ve/||/<> SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
- GÜVEN ile/>< ÜMİTSİZLİK
- GÜVENCE ile/ve DAYANAKÇA
- GÜVENCE ile GARANTİ
( GUARANTEE vs. GUARANTY )
- [NE YAZIK Kİ]
GÜVENEMEMEK ile/ve/||/<>/> KESTİREMEMEK
- GÜVENEN/E ve/||/<> YALAN SÖYLEYEN/E
( Yalan söyleme! VE/||/<> Güvenme! )
- GÜVENİLİR ...:
YOL ile/ve/||/<> BAĞ/İP
- GÜVENİLİRLİK ile/ve/> SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
( SİKA[< VÜSÛK]: Güven, emniyet. | Güvenilir/inanılır kişi. )
( RELIABILITY vs./and/> SUSTAINABILITY )
- GÜVENİLMEZLER:
KIŞ GÜNEŞİ ve/||/<> SULTANLARIN GÜLMESİ ve/||/<> DURGUN DENİZ ve/||/<> AMİRLERİN İLTİFATI ve/||/<> DÜŞMANIN ÖĞÜDÜ ve/||/<> BAZI KADININ CİLVESİ/ZÂHİDLİĞİ
( ŞEMS-İ ŞİTÂ ve/||/<> DAHK-I HÜMÂ ve/||/<> SÜKÛNET-İ DERYA ve/||/<> İLTİFAT-I UMERÂ ve/||/<> NASİHAT-İ ADÂ ve/||/<> CİLVE-İ/ZÜHD-Ü NİSÂ )
- GÜVENİRLİK değil GÜVENİLİRLİK
- GÜVENLİ BAĞLANMA ile GÜVENSİZ BAĞLANMA ile BAĞLANTI NESNESİNİN OLMAMASI
- GÜVENLİ ile/ve/değil/||/<>/< AVANTAJLI
- GÜVENLİ ile/ve TEKİN
( ... İLE/VE Boş, içinde kimse bulunmayan. | Güvenilir (kişi, yer). | İçinde doğaüstü "varolanlar" bulunmadığına inanılan (yer). | Eski Türklerde bir babanın taşınmaz mallarının mirasçısı olan en küçük oğlu. )
- Güvenliğin için DİNLE!!!
- Güvenliğin için KONUŞ!!!
- Güvenliğin için SUS!!!
- GÜVENLİK/EMNİYET KEMERİ ve/||/<>/> YAŞAM
( Güvenlik kemeri, bizi, yaşama bağlar. )
( Trafik kazalarında yaşamını yitiren sürücülerin %80'inin, kemer takmadığı tespit edilmiştir ne yazık ki. )
- GÜVENLİK ile/ve/||/<> DÜZEN
- GÜVENLİK ile/ve/||/<>/>/< GÜVEN
- GÜVEN/LİK ile/ve/||/<>/> GÜVENCE
( Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanaat verici belge, delil, iz, argüman. | Anlaşmazlık konusu olan şeyde, yargıcın kanılarını oluşturan şey, delil. | Sonurguya ulaşan bir uslamlamanın dayandığı gerçek, delil. )
- GÜVENLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/</>< ÖZEL YAŞAMIN GİZLİLİĞİ
- GÜVENLİK ve/||/<> SIRADÜZEN/HİYERARŞİ
- GÜVENLİK ile/ve TEDBİR
( ASPHALEIA ile/ve ... )
( SECCURITY vs./and PRECAUTION )
- Güvenmek için DİNLE!!!
- GÜVENMEK:
"O, BUNU YAPMAZ" ile/değil/yerine "O, BUNU YAPTIYSA, BİR BİLDİĞİ VARDIR"
- GÜVEN/MEK ile/ve/fakat/||/<>/> DOĞRULA/MAK
- GÜVENMEK ile/ve SAĞLAMLAŞTIRMAK
( TO TRUST vs./and TO CONSOLIDATE )
- GÜVENSİZ BAĞLANMADA:
KARARSIZ ile KAÇINGAN
- GÜVENSİZLİK ile/ve/değil BELİRSİZLİK
( [not] DISTRUSTFULNESS/LACK OF CONFIDENCE vs./and/but INDEFINITENESS )
- [ne yazık ki]
GÜVENSİZLİK ile/ve/||/<> BENCİLLİK ile/ve/||/<> AHLÂK
( )
- GÜVENSİZLİK ile/ve/değil EMİNSİZLİK
( [not] DISTRUSTFULNESS/LACK OF CONFIDENCE vs./and/but LACK OF SURE )
- GÜVERCİN ile ALASUN
- GÜVERCİN ile GÖÇMEN GÜVERCİN
( ... İLE Ne yazık ki, soyu tükenmiştir. :( )
( ... cum ECTOPISTES MIGRATORIUS )
- GÜVERCİN ile GUGUK KUŞU
( )
( COLUMBA cum CUCULUS CANORUS )
- GÜVERCİN ile JAMBU
( ... ile )
- GÜVERCİN ile KAYA/YABANİ/BAYAĞI GÜVERCİNİ
( )
( Evcil güvercinler renk ve desen olarak çok fark gösterir. İLE İki kanadında, iki siyah çubuk dışında soluk gri renklidir. )
( Yaban ortamında, kayalıklar, yuvalama ve üreme için kullanılır. )
( Kökeni Avrupa, Kuzey Afrika ve Asya'nın Batı'sına dayanan kaya güvercini, dünya üzerindeki kentlere yerleşmiştir. )
( COLUMBA cum COLUMBA LIVIA )
- GÜVERCİN/KÖGÜRÇGÜN[dvnlgttrk] ile KUMRU/HAKURAN
( Cebrail[RUH'ÜL KUDÜS]'i simgeler. İLE ... )
( YEMÂME[Ar.]: Ehlî güvercin. )
( PALAZ: Güvercin yavrusu. )
( MUTÂAME: Güvercinlerin öpüşmesi.
HAMÂME, VERKA[çoğ. VERÂKI] ile KUMRÎ[çoğ. KAMÂRÎ] )
( KEBÛTER, KEFTER, MÜRG-İ NÂME-BER ile ... )
( PIGEON vs. DOVE )
( COLUMBA cum STREPTOPELIA )
- GÜVERCİN ile MAĞ, PAL, TAHTALI
- KEKLİK ile BAYAĞI KAR KEKLİĞİ/RİEKKO
( ... cum LAGOPUS LAGOPUS )
- GÜVERCİN ile YOLCU GÜVERCİNi
( PIGEON vs. PASSENGER PIGEON )
- GÜVERTE ile PALAVRA[İsp. < PALABRA]
( ... İLE [eskiden] Genellikle posta vapurlarında, üst güvertenin altındaki güverte. | [argo] Herhangi bir konuda, gerçeğe aykırı, uydurma söz ya da haber. Uzun ve boş konuşma. )
- GUY vs. GAY
- GÜYA ile HESAPTA
- GÜYA ile KENDİNCE
- GÛYÂ değil/yerine/= SÖZDE/SANKİ/SÖZÜMONA
- GÜYA değil/yerine/= SÖZÜM ONA/SANIRSIN Kİ
- GÛYENDE[Fars.]
( Saz çalan ve şarkı söyleyen. | Öykü anlatan. )
- GÜYÜM değil GÜĞÜM
- GÜZ ile GUZ
( Bahar. İLE Gölgede kalan, güneş almayan köşe. )
- GÜZÂRİŞ[Fars.] ile GÛRÂB[Fars.]
( Düş yorma, rüya tâbir etme. İLE Geçme, geçiş. )
- GÜZEL AHLÂK ve/=/<> İLİM
- GÜZEL/LİK (ARAYIŞI) ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/< "YENİ/LİK" ("İSTEĞİ/BEKLENTİSİ")
- GÜZEL/ÇİRKİN diye bir şey yok!
( There is no "BEAUTIFUL"/"UGLY"! )
- GÜZEL DEĞİL değil BAKILIŞI (YETERİNCE) GÜZEL DEĞİL
- GÜZEL EKİZ(FOTOĞRAF) ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ANLATAN EKİZ(FOTOĞRAF)
- GÜZEL GENÇ ve/||/<> GÜZEL YAŞLI
( Doğanın yapıtıdır. VE/||/<> Sanatın yapıtıdır. )
- GÜZEL GÜZEL (ÇALIŞMAK, KONUŞMAK, OYUN OYNAMAK)
- GÜZEL İNSAN değil/yerine İNSANDAKİ GÜZELLİK
- GÜZEL KUR'AN OKUYOR değil AĞZI KUR'AN'A YAKIŞIYOR
- GÜZEL/LER ile/ve/||/<>/> GÜZELLİK
( Duyumsanan/görülen, görerek. İLE/VE/||/<>/> Düşünülen, düşünerek. )
- GÜZEL OLAN, SEVGİLİDİR değil/yerine SEVGİLİ OLAN, GÜZELDİR
- GÜZEL (OLAN) ile/değil İSTEDİĞİM GİBİ (OLAN)
( [not] THE BEAUTIFUL vs./but WHICH/WHAT I WOULD LIKE TO )
- GÜZEL OLANLAR:
DURUNCA/SUSUNCA ile/ve/yerine KONUŞUNCA ile/ve/yerine HEM DURUNCA/SUSUNCA, HEM KONUŞUNCA
- GÜZEL ÖRNEK ile/ve/değil/||/<>/< İYİ ÖRNEK
- GÜZEL SÖZ ile/ve GÜZEL EYLEM
- GÜZEL ile/ve/değil AHSEN
( ... İLE/VE/DEĞİL Güzellerin güzeli. | Kaybedilemeyecek derecede güzellik. )
- GÜZEL ile/ve/değil DİKKAT ÇEKİCİ
( Güzel ol, âşık bol! )
- GÜZEL ile/ve/değil ETKİLEYİCİ
( Tümüyle güzellik yoktur! Her zaman, 1 [ya da 2 yanı] baskındır/etkiler ve ona göre ilgi görür. )
- GÜZEL ile/ve/değil/||/<>/< FARKLI
- GÜZEL = GÖZ-EL = BEAUTIFUL[İng.] = BEAU[Fr.] = SCHÖN[Alm.] = KALOS[Yun.] = HERMESO/SA, BELLO[İsp.]
- GÜZEL ile/ve/||/<>/> GÜZİDE[Fars.]
- GÜZEL ile/ve/değil "HAVALI"
- GÜZEL ile HOŞ
- GÜZEL ile/ve/değil/||/<> IŞILTILI
- GÜZELAVRAT OTU/BELLADONNA ile/ve/||/<>/> ATROPİN
( Patlıcangillerden, pis kokulu, çok yıllık ve otsu bir bitki. İLE/VE/||/<>/> Güzelavrat otundan çıkarılıp tıpta kullanılan zehirli bir nesne. )
- GÜZELDE/GÜZELLİKTE ARANANLAR:
BAKIŞIM/LI(SİMETRİ/K) ve ORANTI/LI(EURYTMIE) ve UYUM/LU(HARMONİ/K)
( DÜZGÜN ve DÜZENLİ ve DİZGELİ ve AÇIK/LIK/PARLAK/LIK(CLARITAS/MUŞÂ'ŞÂA) )
- GÜZELE, GÜZEL DEMEM, GÜZEL, BENİM OLMADIKÇA yerine/değil GÜZELE, GÜZEL DERİM, GÜZEL, BENİM OLSUN DİYE! / BENİM OLAN, GÜZEL OLSUN DİYE!
- GÜZELİ SEVMEK ile/ve/değil/yerine/<> GÜZELLİĞİ SEVMEK
- DÜŞKÜNLÜK:
GÜZELLİĞE ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DÜRÜSTLÜĞE
- GÜZELLİĞİN DÖRT TÜRÜ
- GÜZELLİĞİN:
İDRAKİ ile/ve/<> İFADESİ
( Ancak sendeki güzellik kadar. İLE/VE/<> Ancak sendeki güzellik kadar. )
- GÜZELLİK FELSEFESİ ile SANAT FELSEFESİ
- GÜZELLİK:
İZLENİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YAŞANILAN
- GÜZELLİK:
MANTIK'TA ile ESTETİK'TE
( Doğruluk. İLE Güzellik. )
( GÜZEL: Amacı olmayan amaçlılık. )
- GÜZELLİK [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- GÜZELLİK YAPMAK ile KIYAK GEÇMEK
- GÜZEL/LİK ve AHLÂK
- GÜZELLİK ile/ve/hem de AKIL
( Güzellik ondur, dokuzu don-dur. )
( Güzele kırk günde doyulur, iyi huyluya kırk yılda doyulmaz. )
( Güzel bürünür, çirkin görünür. )
- GÜZELLİK ve/=/< ARINMA
( BEAUTY and/=/< PURIFICATION )
- GÜZELLİK ile/ve/||/<>/>/< AŞK
( GÜZELLİK: Aşkın olmadığı yerde ne işim var?! VE AŞK: Güzelliğin olmadığı yerde ne işim var?! )
( ... İLE/VE/||/<>/>/< Güzelliğe duyulan özlem. )
( BEAUTY and/<> LOVE )
- GÜZEL/LİK ile BAKIMLI/LIK
( BEAUTINESS vs. WELL CARED )
- GÜZELLİK = BEAUTY[İng.] = BEAUTÉ[Fr.] = SCHÖNHEIT[Alm.] = PULCHRITUDO[Lat.]
- GÜZELLİK ile/ve BİLEŞİK
- GÜZELLİK ve/||/<> BİRİNİ SEVMEK
( Dünyayı kurtaracak. VE/||/<> ile başlayacak herşey. )
( )
- GÜZELLİK ile/ve/||/<> BÜTÜNSEL KAVRAYIŞ
- GÜZELLİK ile/ve/değil/yerine CÂZİBE
- GÜZELLİK ile/ve/değil/||/<>/< ÇEŞİTLİLİK
- GÜZEL/LİK >< ÇİRKİN/LİK
( HÜSN >< KUBH )
- GÜZEL/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DÜRÜST/LÜK
- GÜZELLİK ile/ve/< DÜZEN
( GÜZELLİK: GERÇEĞE ÖZGÜ İNCELİĞİN PARLAKLIĞI [HAKİKATİN ŞÂŞA-İ LETÂFETİ - RECAİZÂDE EKREM BEY] )
( BEAUTY vs./and/< ORDER )
( YOUMEI ile/ve/< ... )
- GÜZEL/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜZGÜN/LÜK
- GÜZELLİK ile/ve EDÂ
- GÜZELLİK ile/ve/<> EDEB
( Güzeli güzel yapan edeptir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir. )
- GÜZELLİK ile/ve/<> EDEB
- GÜZELLİK >< FAZLALIK
( Güzellik, fazlalıklardan arınmışlıktır. )
- GÜZELLİK ile İÇTENLİK/CANA YAKINLIK
( İçtenlik vermez. İLE Güzellik verir. )
- GÜZEL/LİK ile İDDİALI GÜZEL/LİK
- GÜZEL/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<> İLGİNÇ/LİK
- GÜZELLİK ile/ve/<> İNCELİK
- GÜZELLİK ile/ve/değil IŞILTI
( Güzel yüzün, süse/boyaya/makyaja gereksinimi yoktur/olmaz! [Fars. Hâcet-i meşşâta nîst rûy-ı dil-ârâmrâ - Hâfız-ı Şirâzî] )
- GÜZELLİK ile/ve/||/<> ÖZELLİK
( BEAUTY(TIFERET[Kabala]) vs. FEATURE )
- GÜZELLİK ve/||/<>/> ÖZGÜRLÜK
( Güzellik, özgür kılar. )
- GÜZELLİK ile/ve/||/<> SEVDÂ
( Güzelliğin beş para etmez, bende/onda bu sevdâ olmasa. )
- GÜZELLİK ve/||/<>/> SONSUZLUK
( Ancak, güzellikte sonsuzluğa ulaşabiliriz. )
( Tüm tekil parçaların her biri, özünü sınırlandırarak uyumlulaşmışsa ve bütün, o tekil parçaların özgürlüğünün sonucuysa güzel olarak nitelendirilir. )
- GÜZEL/LİK ile/ve SÜRÜKLEYİCİ/LİK
( BEAUTY vs./and FASCINATING )
- GÜZELLİK ve VASIF
( BEAUTY and QUALITY )
- GÜZEL/LİK ile YETERLİ/LİK
( BEAUTY/NESS vs. SUFFICIENCY )
- GÜZEL/LİK ile/ve/<>/>< YÜCE/LİK ile/ve/<>/>< YALIN/LIK (GELİŞMİŞ/LİK)
( Hz. Muhammed. İLE/VE/<>/>< Hz. Âlî. )
- GÜZELLİKTE:
3 BEYAZ ve/<> 3 SİYAH ve/<> 3 KIRMIZI
( Ten, diş ve el. VE/<> Göz, kaş ve kirpik. VE/<> Yanak, dudak ve tırnak. )
- GÜZERGÂH/[Fars.]/ROTA[İt.]/DESTİNASYON[İng. < DESTINATION] değil/yerine GEÇEKYOL, İZLENİLEN YOL
- GÜZLEK ile GÜZLÜK
( Güz yağmuru. | Güz mevsiminin geçirildiği yer. İLE Güzün yapılan. | Güzün ekilen tahıl. )
- GVB/GENE DATA BANKS[İng.] değil/yerine/= GEN VERİ BANKALARI
- GVHD/GRAFT-VERSUS-HOST HASTALIĞI GRAFT-VERSUS-HOST DISEASE[İng.] değil/yerine/= KONAĞA KARŞI YAMA SAYRILIĞI
- GVKY/GENERAL DATA PROTECTION REGULATION[İng.] değil/yerine/= GENEL VERİ KORUMA YÖNETMELİĞİ
- GYC/WEARABLE AID DEVICE[İng.] değil/yerine/= GİYİLEBİLİR YARDIM AYGITLARI
- HABER VERMEK:
GEÇMİŞTEN ile GELECEKTEN
( Herkes. İLE Peygambere özgü. )
- HAÇ[Fars. < HAC] ile/||/<> GAMALI HAÇ/SWASTİKA
( ... İLE/||/<> Kollarının ucları saat ibresi yönünde, dik açı yaparak kıvrılmış eşit kollu haç. )
- HÂCET-İ ZÂTÎ ile GANİYYÜ-Z-ZÂTÎ/GINA-YI ZÂTÎ
- HADDİNDEN FAZLA değil/yerine/= GEREĞİNDEN ÇOK
- HADEME ile/ve GÜLLABİ/Cİ
( ... İLE/VE Akıl hastahanelerinde. )
- HÂDİSE ile/ve GÖSTERGE
- HAFİFE ALMAK ile/ve/<> GENELLEMEK
- HAK:
KESİNLİK ve/||/<> DOĞRULUK ve/||/<> GENELLİK
- HAK ve/||/<>/> GÜÇ
- HAK ile/ve/<> GÜVENCE
- HAK-HUKUK ile GAK-GUGUK
( Her zaman için. İLE Bazen/bugün. )
- HAKİKAT GERÇEKLİK
- HAKİKATEN/SAHİDEN değil/yerine/= GERÇEKTEN
- HAKİKAT/REALİTE değil/yerine/= GERÇEKLİK
- HAKİKİ CEVHER ile/ve GÖRELİ CEVHER
( Tanrı. İLE/VE Yaratılanlar. )
( Descartes! )
- HAKİM ... ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GALİP ...
- HAKK:
GÖRDÜĞÜMÜZ değil GÖRDÜKLERİMİZDE YANSIR(TECELLÎ EDER)
- HAKK-I MÜRUR değil/yerine/= GEÇİT ÜLEVİ
- HAKKIYLA değil/yerine/= GEREĞİYLE
- HAKLI OLANI, GÜÇLÜ KILAMAMAK ve/ne yazık ki/> GÜÇLÜ OLANI, "HAKLI KILMAK"
- HAKSIZ "GÜÇ" ile GÜÇSÜZ HAK
( Zulüm oluşturur. İLE Çözümsüzlük/çaresizlik oluşturur. )
- HALAT ile GOMBA
( Hasır halat. )
- HALAT'LARDA:
BRAGA/MARSPET/PATRISA ile/ve GOMANA ile/ve KANDİLİSA ile/ve İSTRUMAÇA ile/ve VARAGELE ile/ve YOMA
( Gemilerde kullanılan halat. İLE/VE Gemi demirinin bağlı olduğu halat. İLE/VE Gemideki serenleri kaldırmaya yarayan halat. İLE/VE Birbirine takılmış halat. İLE/VE Bir şeyi bir yerden başka bir yere çekmek için kullanılan halat. İLE/VE 3-4 kat kol bükülmüş halat. )
- HALİHAZIR HARİTA değil/yerine/= GÜNCEL-DURUM ÇİZİNCİ
- HAM ile GÖK
- HAMİLE değil/yerine/= GEBE
- HAMİLE[Ar.] değil/yerine/= GEBE/YÜKLÜ
- HANIMBÖCEĞİ = GELİNBÖCEĞİ
- HÂR ile GÜLİZAR
- HARBİDEN yerine GERÇEKTEN
- HARCAMA değil/yerine/= GİDER
- HARICİYE/GENERAL SURGERY[İng.] değil/yerine/= GENEL CERRAHİ
- HARIDVAR ve/> GANGAMAYA ve/> GANJ
- HASEN[Ar.] değil/yerine/= GÜZEL
- HAŞMET[Ar.] yerine GÖRKEM
- HASRET ve/<> GURBET
- HASSASİYET ile/ve GÜÇ
( SENSITIVENESS vs./and POWER )
- HASTALIKLARI TEDAVİDE:
DURDURMA ile/ve/||/<>/>/< GERİLETME
- HATA ile/ve/||/<>/< GURUR
- HAVA[Ar.] değil/yerine/= GÜNZEL | EZGİ | KALIK
- HAVA/CI/LIK değil/yerine/= GÖĞEY/Cİ/LİK
- HAVAÎ değil/yerine/= GÖĞELİ
- HAVALANDIRMAK değil/yerine/= GÖĞELTMEK
- HAVALANMAK değil/yerine/= GÖĞELMEK
- HAVALI ile/ve/<>/değil/yerine GÖSTERİŞLİ
- HAYAL ile GERÇEKLİK
( Kusursuzdur. İLE "Kusurludur." )
( "Paris". İLE Bitlis. )
- HAYAL ile/ve/||/<>/> OLANAKLI ile/ve/||/<>/> GERÇEK
( Konuşuyorsak. İLE/VE/||/<>/> Öngörüyorsak. İLE/VE/||/<>/> Planlıyorsak. )
- [ne yazık ki]
HAYRANLIK DUYANI ve/||/<> GÖRMEMEZLİKTEN GELENE
( Görmemezlikten geliyoruz. VE/||/<> Hayranlık duyuyoruz. )
- HAZ = PLEASURE, JOY[İng.] = PLAISIR, JOIE[Fr.] = LUST[Alm.] = LAETITIA[Lat.] = HEDONE[Yun.] = GUSTO, PLACER[İsp.]
- HAZFETMEK[Ar.] değil/yerine GİDERMEK/KALDIRMAK
- HAZIMSIZLIK değil/yerine/= GÜÇ SİNDİRİM
- HEDEF ile/değil GÖZLEĞİ
( ... İLE/DEĞİL Gözetleme yeri. | Dağların yüksek yerlerinde, nişan almak için ağaç ya da taştan yapılan belirli yer. )
- HELEN ile GREK
- HELYOTERAPİ/HELIOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= GÜNEŞLE SAĞALTIM
- HEMM[Ar.] ile GAMM[Ar.]
- HERDER ve/||/<>/> GOETHE ve/||/<>/> SCHILLER
( 25 Ağustos 1744 - 18 Aralık 1803 VE/||/<>/> 28 Ağustos 1749 - 22 Mart 1832 VE/||/<>/> 10 Kasım 1759 - 09 Mayıs 1805 )
- HERMANN von MEYER ve/<>/> GERHARD HEILMANN
( 03 Eylül 1801 - 02 Nisan 1869 ve/||/<> 25 Haziran 1859 - 26 Mart 1946 )
- HERŞEY ile/ve GÜVENİLİRLİK
( Masum ve basit olana güvenme cesâretine pek az kişi sahiptir. )
( EVERYTHING vs./and RELIABILITY
Very few are those who have the courage to trust the innocent and the simple. )
- HESAP ile/ve GEREKÇE
- HESAP ile/ve GÖZLEM
( TO THINK vs./and OBSERVATION )
- HEVES ile GIPTA
- HEVESKÂR ile/ve/değil/yerine GAYRETKÂR
( Olgun kişi, kişileri topluma yararlılık konusunda heveslendirerek, iyi çalışmalarını sağlar. )
- HEYECAN ile GERGİNLİK
- HEYELAN[Ar.][HEYALAN değil!] değil/yerine/= GÖÇÜ/KAYŞA
( Toprak kayması. )
- HİCRET[Ar. < HECR] değil/yerine/= GÖÇ
( Göç. | Hz. Peygamber'in, Mekke'den, Medine'ye göç etmesi.[İslâm tarihinin/takviminin başı][Hicret-i Nebeviye] )
- HIGGS BOZONU ile/ve/||/<> GRAVITON
( Standart Model'deki fermiyonlara kütle kazandırmak için var olduğu öne sürülmüş, spini 0 olan parçacık. [H ya da h olarak kısaltılır.][Peter Higgs, Gerald Guralnik, Richard Hagen, Tom Kibble, François Englert ve Robert Brout tarafından 1960'larda öne sürülen ve 04 Temmuz 2012'de, CERN'deki araştırmalarda, özellikleri Higgs bozonuna benzeyen bir parçacığın gözlemlenmesiyle 2013 yılının Mart ayında kütlesi yaklaşık 125 GeV/c2 olan bir parçacık gözlemlediklerini ve ayrıntılı çözümlemelerin, bu parçacığın bir Higgs bozonu olduğunu gösterdiğini açıkladılar.] İLE/VE/||/<> Günümüze kadar varolduğu kanıtlanamamış, kütleçekim kuvvetini ilettiği varsayılan, sanal bir parçacık. [Genel Görelilik kuramının önemli bir parçasıdır. Graviton'un varoluşu, etkileri sayesinde bilinmektedir fakat onu ölçmek ya da gözlemlemek olanaksızdır.] )
- HİNDİ/GÜLÜK ile GURK | BABA HİNDİ
( ... İLE Eril hindi. )
( Kökenleri Meksika ve Kuzey Amerika'dır. )
( "Hindi" adı, İspanyol'ların Amerika'ya "Indies" demesinden dolayıdır. )
( Amerika yerlilerinin kullandıkları ad "FURKEE"dir. [Pilgrim Fathers] )
( İngilizce'de "turkey"[Baş harfi(t) küçük olarak!] olarak geçmesinin nedeni, hindinin ticaretini İspanya'dan tüm Avrupa'ya yapanların Türk tüccarlar olmasıdır. [Avrupa'ya hindinin gelişi 1520'lerdir.] )
( "TÜRKİYE HOROZU" [Eskiden İngiltere'de hindileri satanlardan dolayı] )
( Portekiz'liler, hindi için "PERU" adını kullanır. )
( [İbranice] MEKARKERİM )
( Hindi sesi çoğu dilde "GLU GLU" ya da "KRUK KRUK" olarak yazılır. )
( ile ... )
( DİKÜN RUMİY ile ... )
( HURÛS-İ HİNDÎ ile ... )
( [Choctaw dilinde] FAKİT [Hindinin çıkardığı sesi benzettikleri sözcük olarak] )
( MELEAGRIS GALLOPAVO[beçtavuğu, tavuskuşu] )
- HİNDİBA[Ar.]/ANDİV[Fr.] değil/yerine/= GÜNEĞİK
- HİPOFİZ BEZİ ile KALKANBEZİ/TİROİD BEZİ ile PARATİROİD BEZİ ile LENF BEZİ ile BÖBREK ÜSTÜ BEZİ ile PANKREAS BEZİ ile EŞEYSEL BEZ ile İÇ SALGI BEZLERİ ile GASTRİT SUYU BEZİ ile GÖĞÜS KEMİĞİ ARKASINDA BULUNAN İÇSALGI BEZİ/TİMUS
( PITUITARY GLAND vs. THYROID GLAND vs. PARATHYROID GLAND vs. ADENOID (GLAND) vs. ADRENAL (GLAND) vs. PANCREATIC GLAND vs. GONADIAL GLAND vs. ENDOCRINE GLANDS vs. PEPTIC GLAND vs. THYMUS )
- HİPOKRAT ile/ve/||/<>/> GALEN ile/ve/||/<>/> İBN-İ SİNÂ
- HİPOSTENİ/HYPOSTENIA[İng.] değil/yerine/= GÜÇ DÜŞÜKLÜĞÜ
- HIRS değil/yerine GEREKSİNİM
( Dünya, herkesin gereksinimine yetecek kadarını sunar; fakat herkesin hırsına yetecek kadarını değil. )
- HİSS[Ar. çoğ. AHSÂS] değil/yerine/= GÜÇLÜ DUYGU, DUYMA GÜCÜ
- HIYAR yerine GÖĞEN YEMİŞİ
- HIZLILIK ve/<> TEKNİK ve/<> GÜÇLÜLÜK ve/<> ESNEKLİK
- HİZMET ve/||/<>/< GÖNÜLLÜLÜK
( SERVICE and/||/<>/< VOLITIONAL )
- HİZMETNİŞİN değil/yerine/= GÖREV ALAN, HİZMET EDEN, HİZMET EDENLERDEN
- HÖDÜK/LÜK ile/ve/değil/<> GÜDÜK/LÜK
( Görgüsüz, kaba, anlayışı kıt kişi. İLE/VE/DEĞİL/<> Eksik yanı olan, tamamlanmamış, kısa. | Kuyruğu kesik ya da kopmuş. | Yetersiz, sonuç vermemiş. )
- HOL[İng. HALL]/KORİDOR[Fr. CORRIDOR]/SOFA[Ar.] değil/yerine/= GEÇENEK, ARALIK
( Evlerde, oda kapılarının açıldığı genişçe yer. )
( BAKLA SOFA
FASULYE ODA )
- HOMEOSTAZİ ile GERİ BİLDİRİM/BESLEME MEKANİZMASI
( Bir canlıda iç ortamın kararlı tutulması süreci. İLE Dirimbilim düzenlerinde denetlemeyi sağlayan geri bildirim süreçleri. Bir düzendeki bir değişimi algılayarak ve bu değişime karşıt yönde bir tepki üreterek düzenin dengesini korumaya yardımcı olan mekanizmalar. )
- HOROZ ile GUYANA'LI KAYA HOROZU
( )
( )
( ... İLE Güney Amerika'nın yağmur ormanlarında yaşarlar. )
( ... cum RUPICOLA )
- HOŞ VE ETKİLİ KONUŞMAK:
"FEDÂKÂRLIK" değil GEREKLİLİK
- HOŞ ... ile/ve/||/<> GERÇİ ...
- HOŞLANIP HOŞLANMAMA ile/ve/değil/||/<>/< GÜDÜLENİP GÜDÜLENMEME
- HÜCRE[Ar.]/CELL[İng.] değil/yerine/= GÖZE
- HÜCRE/BEYİN/ZİHİN ile/ve/||/<>/> GÖVDE
- HÜCRE/VÎ değil/yerine/= GÖZE/CİL
- HUDUS ile/ve/||/<> ZAMAN ile/ve/||/<> NİSAP ile/ve/||/<> GÜN ile/ve/||/<> RES ile/ve/||/<> KÂBE ile/ve/||/<> NEŞV-Ü-NEMÂ ile/ve/||/<> KAST VE NİYET ile/ve/||/<> HÜKÜMLER ile/ve/||/<> BEKÂ ile/ve/||/<> MEŞRÛ TASARRUF
- TÜZE/HUKUK:
BAŞLANGIÇTA ile/ve/değil/||/<>/> GÜNÜMÜZDE
- HUKUK:
ZORUNLULUK ile/ve/değil/||/<>/< GEREKLİLİK
- HÜKÜMSÜZ değil/yerine/= GEÇERSİZ
- HÜKÜMSÜZLÜK değil/yerine/= GEÇERSİZLİK
- HURİ ile GILMAN
( İkisi de, kendini bil(e)meyen ruhlardır. )
- HÜSNÜYUSUF değil/yerine/= GUGUÇİÇEĞİ
( Karanfilgillerden, bazı türleri bahçelere süs olarak dikilen bir bitki. )
( DIANTHUS BARBATUS )
- [NE YAZIK Kİ]
HUYSUZ ile/ve/||/<>/> GEÇİMSİZ
- HUZUR/MUTLULUK:
KİŞİNİN ...
GİDİŞİYLE ile/ve/||/<> GELİŞİYLE
- HZ. MEVLÂNÂ:
GÖZLENİLEN ile/ve/||/<> ÖZLENİLEN ile/ve/||/<> GİZLENİLEN ile/ve/||/<> İZLENİLEN
- HZ. MUHAMMED'E SEVDİRİLMİŞ OLANLAR["SEVDİKLERİ" olarak değil!]:
KOKU ve/||/<>/> DİŞİL(KADIN) ve/||/<>/> (GÖZÜMÜN NURU) NAMAZ
- İADE[Ar.] ETMEK değil/yerine/= GERİVERİ/GERİ VERMEK/ÇEVİRMEK
- İADE/Lİ TAAHHÜTLÜ değil/yerine/= GERİ GÖNDERİM/Lİ
- İBÂDET/BULUŞMA/TOPLANMA YERLERİ'NDE:
CAMİ/MESCİD ile/ve CEMEVİ ile/ve KİLİSE(< EKLESIA | BÎA[Ar. çoğ. BİYÂ'], DEYR[Fars.] ) ile/ve HAVRA[İbr.]/SİNAGOG[Yun.]/TABERNACLE ile/ve BURKAN EVİ/PAGODA[< OHATAGORBA/DATUGARBA (< GORBA/GARBA[< RAHİM/UTERUS])], VİHARA ile/ve ŞRAYN/SHRINE ile/ve PRASADA ile/ve ZİGURAT ile/ve (DOĞA) ile/ve FU YUN-SE ile/ve GÜNEŞ MÂBEDİ
( İslâm'da. İLE/VE Alevilik'te. İLE/VE Hristiyanlık'ta. İLE/VE Yahudilik'te/Kabala'da. İLE/VE Burkancılık'ta/Budizm'de. İLE/VE Şintoculuk'ta. [Buda heykeli bulunmaz] Mezopotamya'da, Sümerler'de ilk tapınaklardır. İLE/VE Hind mâbedi. İLE/VE Şamanlık'ta. İLE/VE Şamanlık'ta.[Çinlilerin verdiği addır.] İLE/VE Dünyadaki 7 güneş mâbedinden 4'ü Türkiye'de, Fırat'tadır. )
( HOCA/DRUİT/MAKA[Tatarca] ile/ve DEDE/DEDE-BABA ile/ve PAPAZ ile/ve HAHAM ile/ve GURU, LAMA ile/ve ... ile/ve ... ile/ve "BÜYÜCÜ/ARRÂFE" ile/ve ... ile/ve KAM ile/ve ... )
( SANAL CAMİLER )
( GELENEKTEN GELECEĞE CAMİLER - SÜLEYMAN FARUK GÖNCÜOĞLU, ZELİHA KUMBASAR )
( Hünkâr[Sultan] Mahvil'lerinin girişi Kıble'dedir. )
( Yüreğinde bir tapınağı olmayan, hiçbir tapınakta bulamaz yüreğini! )
( CAMİLERİN İLGİNÇ ÖYKÜLERİ... )
- İBN HALDUN ile/ve GELİBOLU'LU ÂLİ EFENDİ
- İBN-İ HEYSEM ile/ve/||/<>/>< GALILEO
( )
- İBRE değil/yerine/= GÖSTERGE/İĞNE
- İÇ SEVİNÇ ve/<> GÜLÜMSEME :)
( Aydınlanmış kişideki durum/lar. )
- KOŞULLAR:
İÇ ile/ve/||/<> DIŞ ile/ve/||/<> GENEL ile/ve/||/<> ÖZEL ile/ve/||/<> KİŞİSEL ile/ve/||/<> FİZİKSEL ile/ve/||/<> ZİHİNSEL ile/ve/||/<> ZORUNLU ile/ve/||/<> İTİBARİ ile/ve/||/<> YAKIN ile/ve/||/<> UZAK
- İCAP/ÎCÂB değil/yerine/= GEREK/GEREKLİLİK
- ... İCABI yerine ... GEREĞİ
- İCABINA BAKMAK değil/yerine/= GEREĞİNİ YAPMAK
- İCAP ETMEK değil/yerine/= GEREKMEK
- İCAPÇI değil/yerine/= GEREKÇİ
- İCBAR ETMEK/MECBUR ETMEK değil/yerine/= GÜCEMEK
- İCBAR değil/yerine/= GÜCEM
- İÇGÜDÜ ile/ve GEN
( INSTINCT vs./and GENE )
- İÇİÇE/LİK ile/ve GEÇİŞLİ/LİK
- İÇİÇE/LİK ile/ve/> GÖRELİ/LİK
( NESTED/NESS vs./and/> RELATIVITY )
- İÇİM 3.5 ATIYOR değil GÖTÜM 3.5 ATIYOR
- ... İÇİN ile/değil/yerine ... GEREĞİ(NCE)
- İÇİNDE OLMAK ile/ve GÖMÜLÜ OLMAK
( TO BE IN IT vs./and TO BE EMBEDED )
- İÇTİHAT, İÇTİHÂD değil/yerine/= GÖRÜŞ; ANLAYIŞ/KAVRAYIŞ
( Görüş, özel görüş, anlayış, kavrayış. | Yasada ya da örf ve âdet tüzesinde uygulanacak kuralın açıkça ve ikirciksiz olarak bulunmadığı konularda, yargıcın ya da tüzecinin düşüncelerinden doğan sonuç. )
- İDDİA ile/ve/||/<>/> GEREKÇE
( ASSERTION vs./and/||/<>/> JUSTIFICATION )
- İDDİA ile/ve/değil/yerine GÖRÜŞ
( [not] CLAIM vs./and/but OPINION
OPINION instead of CLAIM )
- İDEAL GAZ ile/>< GERÇEK GAZ
( İdeal gaz yasalarına uyan gaz. İLE/>< İdeal gaz yasalarına tam olarak uymayan gaz. )
- İDEAL OLAN ile/ve GERÇEK OLAN
( Değişmeyen. İLE/VE Değişen. )
( İdeal olanlar içeriksizdir. )
- İDEAL OLAN ile/ve GERÇEK OLAN
- İDEAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GEREKLİLİK
- İDRAK ve/<> GAYRET
- İĞBİRAR[Ar.] değil/yerine/= GÜCENME
- IGUANA ile GALAPAGOS KARA IGUANASI ile GALAPAGOS DENİZ IGUANASI
- İHÂNET ile/ve/<> GÜNAH
- İHMAL ile GÖZARDI
( NEGLIGENCE vs. TO IGNORE )
- İHTİŞÂM değil/yerine/= GÖRKEM/GÖZALICILIK
- İHTİYAÇ HALİNDE[Ar.] değil/yerine/= GEREK OLDUĞUNDA
- İHTİYAÇ HASIL OLUNCA değil/yerine/= GEREKTİĞİNDE
- İHTİYAÇ ile/yerine GEREKSİNİM
- İHTİYACA CEVAP VERMEK değil/yerine/= GEREKSİNİMİ KARŞILAMAK
- İHTİYÂR-LAMA ve/> GENÇLEŞME
( İhtiyarlayan, yani ne yapmayacaklarını bilen kişi, gençleşmeye de başlar. )
- II. ANALİTİK ve/+ GÖRSELLİK[Cetvel, pergel vb.]
- İKBALPEREST değil/yerine/= GÜN DÜŞKÜNÜ
- İKİNCİL KORUMA ile İNSANİ KORUMA ile GEÇİCİ KORUMA
( YUKK 63 ile ... ile ... )
- İKİRCİK ile/ve GÜVENSİZLİK
( HESITATION vs./and DISTRUSTFULNESS )
- İKİYÜZLÜLÜK ile/ve/>/değil/yerine GÖSTERİŞ BUDALALIĞI
- İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ değil/yerine/= GEÇİMGE VE YÖNETİM BİLİMLERİ ALANDALI
- İKTİSADİ DEVLET TEŞEKKÜLÜ değil/yerine/= GENERKİL GEÇİMGE KURULUŞU
- İKTİSAT/İKTİSADİ[Ar.]/EKONOMİ/K[İng. < ECONOMY] değil/yerine/= GEÇİMGE/GEÇİMSEL
- İLCAM[Ar.] değil/yerine/= GEMLEMEK, DİZGİNLEMEK
- İLERİ GİDEBİLMEK ve/||/<>/< GERİ GİDEBİLMEK
- İLERİ GİTME! ve/||/<> GERİDE KALMA!
( [vururlar] Başına. VE/||/<> Kıçına. )
- İLERİ ile GERİ
- İLERİ ile GERİ
- İLERİCİ/LİK ile/ve/<> GENİŞ BAKIŞLI/LIK
- İLERLEME ile GELİŞME ile DEĞİŞME
( İlerlemenin yolu sakin bir ısrarlılıkta yatar. )
( ADVANCE vs. PROGRESS/DEVELOPMENT/IMPROVEMENT vs. CHANGE )
- İLGİ ve/<> GEREKSİNİM
( Başlangıçta gerekli olan. VE/<> Tamamlamak ve başarmak için gerekli olan. )
- İLİM-İRFAN ve FİKİR-FELSEFE ve GÜZEL SANATLAR
- İLİŞKİ ile/ve GEÇİŞ
( Geride kalanı unutmadan ilerlemek olanaklı değildir. )
( RELATION vs./and TRANSITION )
- İLİŞKİ ile/ve/<> "GEÇİŞ"
- İLİŞKİ ile/ve GÖRELİLİK/İZÂFET
( RELATION vs./and RELATIVITY )
- İLİŞKİLİLİK ile/ve/<>/değil GEÇİŞLİLİK
- İLK KORKU[PRIMAL FEAR] ile/ve/||/<>/> UNBREAKABLE ile/ve/||/<>/> SPLIT ile/ve/||/<>/> GLASS
( Dört filmi de sırasıyla izlemenizi salık veririz... )
( |
)
- İLKBAHAR NOKTASI ile SONBAHAR NOKTASI ile GÜN-TÜN EŞİTLİĞİ(EKİNOKS)
( 21 Mart. İLE 21/23 Eylül. İLE ... )
( ARISTARKOS: İlk büyük keşif olarak ekinoks noktalarını keşfetmiştir. )
( March 21. İLE September 21/23. )
( SPRING(VERNAL) EQUINOX vs. AUTUMNAL(FALL) EQUINOX vs. EQUINOX )
( ... avec ... avec ÉQUINOXE )
( ... ile ... ile TESÂVÎ-İ LEYL Ü NEHÂR )
- İLÜSTRASYON[İng. < ILLUSTRATION] ile GÖRSELLEŞTİRME
( Resimlerle süsleme. )
- İLTİFAT DEĞİL!:
[ya] KİNÂYE ile/değil/ya da GERÇEK
- İLÜZYON değil/yerine GÖZBAĞI
- İMAJ/IMAGE[İng.] değil/yerine/= GÖRÜNTÜ | İMGE
- İMAM ile/ve GÖZETİLEN KALP
- İMAN:
İNANÇ ve/>/+ GÜVEN
- İMAN ve/> GÜVENLİ/RAHAT HAREKET ALANI
- İMPERMEABL/IMPERMEABLE[İng.] değil/yerine/= GEÇİRİMSİZ
- İNAN = İMAN = FAITH[İng.] = FOI[Fr.] = GLAUBE[Alm.] = FIDES[Lat.] = FE[İsp.]
- [İNANÇ +]
KUŞKU ile/ve/||/<> CEHALET ile/ve/||/<> GAFLET ile/ve/||/<> HIRS ile/ve/||/<> KİBİR
( Nifak. İLE/VE/||/<> Taassub. İLE/VE/||/<> Gösteriş. İLE/VE/||/<> Fesad. İLE/VE/||/<> Zulüm. )
- İNANÇ(PISTIS) ile GNOSIS
- İNANÇ ile GÜVEN
( FAITH/BELIEF vs. CONFIDENCE/TRUST )
- İNANÇ = İTİKAT = BELIEF[İng.] = CROYANCE[Fr.] = GLAUBE[Alm.] = FE, CREENCIA[İsp.]
- İNANILACAK BİLİM değil/yerine GÜVENİLİR BİLİM
- İNANMA +/+/+ BİLME +/+/+ DÜŞÜNME +/+/+ GÜZELLİK
( Din. + Bilim. + Felsefe. + Estetik. )
- İNCELİK ile/ve/||/<> DOĞRULUK ile/ve/||/<> GÜZELLİK
( Belde değil dilde. İLE/VE/||/<> Sözde değil özde. İLE/VE/||/<> Yüzde değil yürekte. )
- İNCİNMEK ve/||/<>/> GELİŞMEK
- İNDİRGEMECİLİK ile/ve/||/<> GEREKİRCİLİK ile/ve/||/<> NESNELLİK
- İNFAK değil/yerine/= GEÇİNDİRİ
- İNİŞ >< ÇIKIŞ ile/ve/||/<> GİDİŞ >< GELİŞ
- İNİSİYATİF ile/ve/<> GÖNÜLLÜLÜK
( Hem bireysellikte, hem/ve de toplumsallıkta. )
- İNKİŞAF/TEKÂMÜL[Ar.] değil/yerine/= GELİŞİM/GELİŞME
- INLET[İng.] değil/yerine/= GİRİM
- İNME ile/||/<> GEÇİCİ İSKEMİK ATAK
( Beyne giden kan akışının kesilmesi ile kalıcı hasar oluşması. İLE/||/<> Beyne giden kan akışının geçici olarak kesilmesi. )
- INPUT[İng.] değil/yerine/= GİRDİ
- İNŞAAT:
"KABA" ile/ve/değil/||/<>/< GÖRÜNEN
- İNSAN GENOMU ile GÖZE KLONLAMA
( İnsanın tüm genetik bilgisinin haritası. İLE Gözelerin genetik olarak kopyalanması süreci. )
- İNSAN ile/ve/||/<>/> GELECEK
( İnsan, geleceği geldirendir. )
- İNSAN[Ar.]/ZÂT[Ar.] =/||/<>/< GÖZBEBEĞİ
- İNSAN ve/||/<> GÜVEN
( İNSAN: Kendine, insan emânet edilebilen. )
- İNSANDA:
BAKTERİ SAYISI ile GÖZE(HÜCRE) SAYISI
( 40 milyon. İLE 30 milyon. )
- İNSANIN "DOĞASI" değil İNSANIN YAPISI(ya da GÖVDE/BEDEN/BİREYİN GÖVDESİ/DOĞA)
- İNSAN/KİŞİ ve/<> GÖRÜNMEYEN VAROLAN
- İNSAN/LIK ve/<>/= GÜZEL AHLÂK
( İNSAN: Doya doya, insanlığını yaşayan. )
- İNSAN/LIK ve/<>/= GÜZEL AHLÂK
- INSIDANS/INCIDENCE[İng.] değil/yerine/= GÖRÜLME SIKLIĞI
- INSPEKSİYON/INSPECTION[İng.] değil/yerine/= GÖZLE İZLEME
- INSÜFLATÖR/INSUFFLATOR[İng.] değil/yerine/= GAZ ÜFLEYİCİ
- INTERSELÜLER/INTERCELLULAR[İng.] değil/yerine/= GÖZELERARASI
- İNTİKAL[Ar.] değil/yerine/= GEÇİNÇ | GEÇİŞ | GEÇİŞSİZ
- İNTİKAM ALMAK" ile/değil/yerine/>< GÖNÜL ALMAK
- İNTRAKORPOREYAL/İNTRACORPOREAL[İng.] değil/yerine/= GÖVDE İÇİ
- INTRODUCER[İng.] değil/yerine/= GİRGEÇ
- INTROITUS[İng.] değil/yerine/= GİRİM
- İNVAZİV/INVASIVE[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL | YAYILMACI
- İNVAZİV RADYOLOJİ/INTERVENTIONAL RADIOLOGY[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ
- İRÂDÎ ERDEMLER ile GAYRİ İRÂDÎ ERDEMLER
( Varlık[Vucud]'a yönelik. İLE Varolan[Mevcud]'a yönelik. )
( Kendini bulduran. İLE Allah'ı bulduran. )
- İRAT SENEDİ değil/yerine/= GELİR BELGİTİ
- IRMAK ile/ve GADIR
( ... İLE/VE Küçük ırmak. )
- IRMAK ile/ve/<> GELEĞEN
( ... İLE Ana ırmağa karışan akarsu. )
- IRMAK ile/ve GÖL ile/ve DENİZ ile/ve ANADENİZ/OKYANUS
( OKYANUS: BAHR-İ MUHİT/LEBLÂYE[KARA VE YEŞİL DENİZ] )
( ÂB-I REVÂN: Akarsu, ırmak. )
( KOKYTOS ve STYKS, yeraltı ırmaklarıdır. )
( En uzun ırmaklar:
Nil (Afrika) - 6,690
Amazon (Güney/South Amerika) - 6,570
Mississippi (Missouri) (ABD/US) - 6,212
Yangtze (Çin/China) - 5,520
Irtysh (Rusya/Russia) - 5,410
Hwang Ho (Çin/China) - 4,672
Congo (Afrika) - 4,667
Amur (Asya/Asia) - 4,509
Lena (Rusya/Russia) - 4,296
Mackenzie (Kanada/Canada) - 4,241 )
( ŞEH-RÛD ile/ve İSTEL ile/ve DERYÂ ile/ve ... )
( NEHİR[çoğ. ENHÂR] ile/ve BUHAYRA ile/ve BAHR[çoğ. BİHÂR] ile/ve UMMÂN/UKYÂNUS )
- IRREVERSİBIL/IRREVERSIBLE[İng.] değil/yerine/= GERİ DÖNÜŞSÜZ
- İRTİCA değil/yerine/= GERİCİLİK
- [ne yazık ki]
İRTİKÂB ile/ve/||/<> RÜŞVET ile/ve/||/<> ZİMMET ile/ve/||/<> GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA
( [TCK md.] 250 ile/ve/||/<> 252 ile/ve/||/<> 247 İLE/VE/||/<> 257 )
( Kamu görevlisinin (memur, bilirkişi vb.), icra ettiği kamu görevinin kendine sağladığı nüfûzu kötüye kullanarak, muhatap olduğu kişilerden yarar sağlamaya ya da bu kişileri yarar sağlama yönünde vaatte bulunmaya yönlendirmesi ile oluşur. Kamu görevlisinin tek taraflı olarak mağdurun irâdesini etkilemesi sonucunda işlenen bir suçtur. Seçimlik hareketli bir suç olup kamu yönetiminin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlar arasındadır. [ “Özgü suç” olarak kabul edilen suçlardandır.][İrtikap suçunun edimcisi, kamu görevlisidir. Kamu görevlisi dışındaki kişilerin irtikap suçu işlemesi olanaklı değildir. Kamu görevlisi olmayan kişiler, suça katıldıklarında, irtikap suçuna yardım etme ya da azmettirme gibi katılım vargıları gereği yargılanabilirler.]
İLE/VE/||/<>
Görevinin gereği olan bir işi yapması ya da yapmaması için doğrudan ya da aracılarla bir kamu görevlisine ya da başka bir kişiye çıkar sağlanması.[Dört yıldan on iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaktadır.]
İLE/VE/||/<>
Üstünde olan şey. | Kurum ve kuruluşlarda çalışanlara ya da para işleri ile uğraşan görevliye imza karşılığı teslim edilen para ya da eşya. | Birinin, yasal olmayan yollardan üzerine geçirip ödemeye zorunlu olduğu para. | Bir ticaret kuruluşunun borçlarının tümü.
İLE/VE/||/<>
Kamu görevlisinin görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmesiyle oluşan genel bir suçtur. )
- İSABET ALMAK değil/yerine/= GİRTVURULMAK
- İSABET ETMEK değil/yerine/= GİRTVURMAK
- İSABET değil/yerine/= GİRTVURUŞ
- İŞBİRLİĞİ ile/ve/<> GÜÇ BİRLİĞİ
- IŞIK HIZI:
[ne] KAYNAĞA ne de GÖZLEMCİYE [BAĞLIDIR]
( c = 1/ε0μ0 = 3 x 10üzeri8 m/s )
- IŞIK YILI ile/ve GAUSS YILI
( Işığın bir yılda boşlukta aldığı mesafe. [Zaman birimi değildir!] İLE/VE 1 Astronomik Birimi[AU], kütlesi sıfır kabul edilen bir taneciğin 1 Gauss yılı[365,256.898.300 gün] sürede çizdiği düzgün dairesel yörüngenin yarıçapı olarak kabul edilmiştir. )
( 1 ışık yılı = 63.241 AU [ 1 AU = 149.597.870.691 ± 30 m. ] | [9.5 Trilyon km. / 9.460.718.940.369.531 m. ± 1.897.230 m.] )
( Astronomik Birim [AU], Dünya'nın Güneş çevresinde çizdiği eliptik yörüngenin büyük ekseninin yarısı kabul edilir. )
( Dünya ile Ay arasındaki en fazla mesafe 1.3 ışık saniyesidir. )
( Dünya ile Güneş arasındaki en fazla mesafe 499 ışık saniyesidir [8.3 ışık dakikası]. )
( Güneş Sistemi'nin çapı yaklaşık 150 ışık saatidir. )
( Oort Bulutu[güneşin etrafında dönen kuyrukluyıldızlar kümesi] yaklaşık 2 ışık yılı çapındadır. )
( Güneş'e en yakın yıldız sistemi olan Alfa Centauri yıldız sistemi, Güneş Sistemi'nden yaklaşık 25 astronomik birim, yani 3,75 milyar km. uzaklıktadır. )
( Samanyolu Galaksisi'nin çapı 100.000 ışık yılı kadardır. )
( Samanyolu'nun komşu galaksilerinden Andromeda, bize 2.4 - 2.7 milyon ışık yılı uzaklıktadır. )
( Güneş'ten sonra dünyaya en yakın yıldız olan Proxima Centauri, 4.2 ışık yılı uzaklıktadır. )
( LIGHT YEAR vs./and GAUSS YEAR )
- IŞIK ile GAZIŞI
( ... İLE Termik etki olmaksızın, kendiliğinden görülen ışık. [Radyum, gazışıl bir öğedir.] )
- IŞIK ile/değil/yerine/||/<>/< GELECEK (VAR/VAAD EDİYOR)
- IŞIK ile/ve/||/<> GÜNEŞ IŞIĞI
( ... ile/ve/||/<> FÜRÛG-İ ÂFTÂB )
( SET ile/ve/||/<> JANSET )
- İŞKAL ETMEK değil/yerine/= GÜÇLEŞTİRMEK/ÇETİNLEŞTİRMEK
- İŞKAL değil/yerine/= GÜÇLEŞTİRME
- İSLÂM TASAVVUFU ile/ve KABBALAH(YAHUDİ TASAVVUFU) ile/ve GNOSTİZM(HRİSTİYAN TASAVVUFU)
- İŞLEMEK ile/ve/||/<>/> GELİŞTİRMEK
- İŞLEV ile/ve GÖRÜNÜŞ
( FUNCTION vs./and APPEARANCE )
- İSPİNOZ ile GALAPAGOS VAMPİR İSPİNOZU
( ... İLE Penguenlerin kanını emiyorlar. )
- İSPİYON ile GAMMAZLAMA
- İŞTAHSIZLIK ile/> GIDASIZLIK
( ANOREXIA vs./<> MALNUTRATION )
- İSTANBUL:
GÜNDÜZ ve/||/<> GECE
( Bektaş Musa )
(
Galata Kulesi
Beyazıt Kulesi
Çemberlitaş
Bozdoğan Kemeri
Sultanahmet Camii
Yeni Cami
Taksim Cumhuriyet Anıtı
)
- İSTATİSTİKSEL/LİK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> GENELLEYİCİ/LİK
- İŞTE:
"GÖNÜL EĞLENDİRMEK" ile/ve/değil/yerine/||/></< GÖNÜLLÜLÜK
- İSTEK ile/ve/<> GAYRET
( YISA[İt.]: Gayret vermek için söylenilen söz. )
( REQUEST vs./and/<> EXERTION )
- İSTEK ile/ve/||/<>/> GEREKSİNİM(İHTİYAÇ) ile/ve/||/<>/> HİZMET
( WANT vs. NEED )
- İSTEK/LER ile/ve/değil/yerine GEREKSİNİM/LER
( Sınırsız. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Sınırlı. )
( [not] REQUEST/S vs./and/but NEED/S
NEED/S instead of REQUEST/S )
- İSTEKSİZ/LİK ile GÖNÜLSÜZ/LÜK
( ... İLE %51 isteksizlik ya da isteyip istemediği belirli olmama. )
- İSTEMEK ile/ve/değil/yerine/hem de/+/||/<>/> GERÇEKTEN İSTEMEK
( Zihindeki günlük 40-50.000 düşüncenin büyük bir bölümünün tanımlanmamış/netleşmemiş, pasif temelli, sıradan, dayanaksız, isteme eylemi. İLE Sıradan isteğin bir üst aşaması olan gerçekten istemenin, gerekeni yaparak ve istenenin umudu ve çabası, içtenliği, samimiyeti ve ciddiyeti ile istemek. )
( İstemekle tamamına ve daha da fazlasına sahip olabilirsiniz. )
( EĞİNİK: İçten istemek. )
( İSTİD'Â'[Ar. < DUA]: Yalvararak isteme. | Dilekçe. )
( You can have the whole of it and more for the mere asking. )
( [not] TO ASK/REQUIRE vs./and/but/also REALLY/DEEPLY WANT/REQUEST
REALLY/DEEPLY WANT/REQUEST instead of TO ASK/REQUIRE )
( [nicht] FORDERN/WOLLEN mit/und TATSÄCHLICH FORDERN/WOLLEN )
- İSTEMEK GEREKENİ YAPMAK
- İSTEMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine GEREK GÖRMEMEK
- İSTENİLEN ile/ve/<>/değil/yerine GEREKSİNİM
( "Bilir/ler." İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Bil(e)mez/ler. )
( Gereksiniminiz olmayan şeyler alırsanız, çok yakın gelecekte, gereksinim duyduğunuz şeyleri satmak zorunda kalırsınız. )
- İSTİKBAL değil/yerine/= GELECEK
- İŞTİYÂT[Ar.] ile GAZAB[Ar.]
- İSTİZAH[Ar.] değil/yerine/= GENSORU
( Herhangi bir konuda, açıklayıcı bilgi isteme, bir sorunun açıklanmasını isteme. )
- İSTİZAH değil/yerine/= GENSORU
- İTHAM ile/ve/<> GENELLEME
- İTİMAT EMNİYET ETMEK değil/yerine/= GÜVENMEK/GÜVEN DUYMAK
- İTİMAT MEKTUBU değil/yerine/= GÜVEN İLETESİ
- İTİMAT TELKİN ETMEK değil/yerine/= GÜVEN AŞILAMAK
- İTİMAT[Ar.] değil/yerine/= GÜVEN/GÜVENÇ
- İTİMAT değil/yerine/= GÜVEN/GÜVENÇ
- İTİMATLI değil/yerine/= GÜVENİLİR
- İTİMATSIZ/EMNİYETSİZLİK değil/yerine/= GÜVENSİZLİK / GÜVENMEZ/LİK
- İTİMATSIZ/EMNİYETSİZ değil/yerine/= GÜVENİLMEZ
- İTİRAF ile/ve/||/<> (")GÜNAH ÇIKARMA(")
- İYİ ile/ve DOĞRU ile/ve GÜZEL
( Duyu ve duygu. İLE/VE Düşünce. İLE/VE Duyu ve duygu ve düşünce. )
( Davranış. İLE/VE Düşünce. İLE/VE Bütünlük. )
- İYİ ile/ve/<> GÜZEL
( Ayrıntıdır/ayrıntılardadır. İLE/VE/<> Bütündür/bütünlüktedir. | İyilerin biraradalığı/toplamıdır. )
- İYİ = HAYIR = GOOD[İng.] = BIEN[Fr.] = GUT[Alm.] = BONUS[Lat.] = AGATHOS[Yun.] = BUENO/NA[İsp.]
- İYİLEŞTİRMEK ile/ve/||/<>/> GELİŞTİRMEK
- İYİLİĞİN KOŞULLARI:
HIZLI(EN KISA SÜREDE) OLMALI ile/ve/||/<>/> GİZLİ OLMALI ile/ve/||/<>/> GÖZDE BÜYÜTÜLMEMELİ ile/ve/||/<>/> SÜREKLİ OLMALI ile/ve/||/<>/> YERİNİ BULMALI
- İYİLİK YAPMAK ÜZERE/İÇİN ile/ve/değil/yerine/||/<> GEREĞİNİ YAPMAK/YAPARAK
- İYİLİK değil OLDUĞU/GEREKTİĞİ BİÇİMDE/GİBİ
- İYİMSER/LİK VE/VEYA ANLAYIŞLI/LIK değil/yerine GERÇEKÇİLİK VE/VEYA (İSABETLİ) ÖNGÖRÜ
- İZ ve/<> GÖZ
( Tarlada izi olmayanın, hasatta gözü ol(a)maz. )
- İZÂFÎ[Ar.] yerine GÖRELİ
- İZALE [< ZEVAL] değil/yerine/= GİDERME, GİDERİLME; YOK ETME
- İZİN VERMEK ile "GÖZ YUMMAK"
- İZİN VERMEK ile/ve GÖZ YUMMAK
- İZİNSİZ GÖSTERİ/YÜRÜYÜŞ değil/yerine GÜVENLİK İÇİN HABER VERME GEREKLİLİĞİ
- JERSEY ADASI ile/ve/<> GUERNSEY
( Victor Hugo, Jersey Adası'nda, kanal adalarından olan Guernsey'e sürgüne gönderilmiştir ve ünlü kitabı "Sefiller"i burada kaleme almıştır.[1850] )
- JİGOLO ile/değil GENÇ SEVGİLİ
- JOSEPH JOHN THOMSON ile/ve/||/<>/> GEORGE PAGET THOMSON
( [Nobel Fizik Ödülü'nü ...]
Elektronların, parçacık olduğunu göstererek kazandı.[1906] İLE/VE/||/<>/> Elektronların, dalga biçiminde olduğunu göstererek kazandı.[1937] )
( 18 Aralık 1856 - 30 Ağustos 1940 İLE/VE/||/<>/> 03 Mayıs 1892 - 10 Eylül 1975 )
( Babası. İLE/VE/||/<> Oğlu. )
( )
- JOSEPH PULITZER ile GEORGES POLITZER
( 10 Nisan 1847 - 29 Ekim 1911 ile 03 Mayıs 1903 - 23 Mayıs 1942 )
- JÜPİTER/GALILEO UYDULARI:
IO ile/ve/||/<> EUROPA ile/ve/||/<> GANYMEDE ile/ve/||/<> CALLISTO
- JÜVENİL/JUVENILE[İng.] değil/yerine/= GENÇ
- K ile G
- KABA ile/ve/değil/<> GELİP GEÇİCİ
- KABALIK ve/||/<>/< GÜÇLÜ TAKLİDİ
( Kabalık, zayıf kişinin, güçlü taklididir. )
- KÂBİL-İ DEVİR değil/yerine/= GEÇİRİLEBİLİR
- KABOTAJ[Fr. < CABOTAGE] değil/yerine/= GEMİ İŞLETME
( Bir ülkenin iskele ya da limanları arasında gemi işletme işi. )
- KABUL ETMEK ile/ve/değil/yerine "GÖZE ALMAK"
- KABUL ETMEK ile GÜZEL GÖRMEK(TAHSÎN[< HÜSN])
( TO ACCEPT vs. TO SEE NICE )
- KABUL/LER ile/ve/değil/<> GELENEK/LER
- KABURGA ile GEĞREK
( ... İLE Yumuşak kaburga kemikleri. | Kaburganın alt yanında bulunan boşluklardan her biri. )
- KABZİYET ile GAZAP
( Allah'ın verdiği sıkıntı. İLE Kuldan kaynaklanan sıkıntı. )
- KAÇAK ile GİZLİ ile YERALTI
( ILLEGAL vs. SECRET/HIDDEN )
- KAÇMAK ile/ve/değil/yerine (GERİ) ÇEKİLMEK
- KAÇMAK ile/ve/değil/yerine/<> GİTMEK
( Sevdiklerinle arana mesafe girdiği oranda, varış yerinin de hiçbir anlamı kalmaz. )
- KÂFİR ile GAFİL
- KÂĞIT ve/||/<>/> GAZETE ve/||/<>/> ROMAN
( [olmasaydı, ...] Kapitalizm olmazdı. VE/||/<>/> Ulus olmazdı. VE/||/<>/> Birey olmazdı. )
( "Kitap, Kütüphane, Yazı, Okuma Kültürü, Yayıncılık" Konulu Kitaplar )
- KAHR ile GADAP
- KALEM ile/||/<> GENELGE/TAMİM ile/||/<> MUHTIRA ile/||/<> HATT-I HÜMÂYUN ile/||/<> NOTA ile/||/<> NİŞANCI
( Resmî belgeleri hazırlayan yazıcıların çalıştığı yer. İLE/||/<> Yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasında yol göstermek. İLE/||/<> Herhangi bir şeyi anımsatma, uyarma amacıyla yazılan yazı. | Bir devletin başka bir devlete politik sorunlarla ilgili olarak yolladığı uyarı yazısı. İLE/||/<> Sultan tarafından herhangi bir iş için çıkarılan yazılı emir. İLE/||/<> Bir devletin başka bir devletle ya da elçisine yaptığı bildiri. İLE/||/<> Osmanlı yasalarını iyi bilen, yasalar konusunda Dîvân'a görüş veren yabancı devletlerle yazışmaları hazırlayan, Sultan mektuplarına tuğra çeken, Divan-ı Hümayûn üyesi. )
- KALICI ile/ve/değil/||/<>/< GEÇERLİ
- KALIN BAĞIRSAK ile/ve/>/> GÖDEN[< GÖD/GÖT]/REKTUM
( ... İLE/VE/> Kalınbağırsağın son bölümü. )
( MAYASIL/BÂSÛR[Ar.]/HEMAROİD/HÉMORROÏDES[Fr.]: Kalın bağırsakta ve makadın etrafındaki siyah kan damarlarının şişmesinden ve bazen yangılanmasından dolayı, makadın içinde ve dışında oluşan memeler yüzünden, makattan, kan ya da cerahat gelmesi. )
- KALIN OYLUMLU/HACİMLİ değil GENİŞ OYLUMLU/HACİMLİ
- KALIN ile/ve GENİŞ
- KALITIM ile GENETİK
( Canlıların özelliklerinin ebeveynlerden yavrulara aktarılması. İLE Kalıtımın biyolojik temeli olan bilim dalı. )
- KALP GÖZÜ(FUAD, BASİRET) ile/ve GÖZ
( ... İLE/VE Can alıp, veren. [Azrail] )
( Göz açık olmalı, aklını bulunduğu yere almalı. )
- KALP ile/ve GÖNÜL
- KALP değil/yerine/= GÖNÜL/YÜREK
- KÂM[Ar.] ile/ve/değil/yerine/<>/< GAM[Ar.]
( Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/< Tasa, kaygı, üzüntü. )
- KAMET[Ar.] ile GAMET[Fr. < Yun.]
( Boy. | Camide, namaza kalkmak için okunan ezan. İLE Eril ya da dişil üreme gözesi. )
- KAMPİMETRİ/CAMPİMETRY[İng.] değil/yerine/= GÖRME ALAN ÖLÇÜMÜ
- KAMUFLAJ değil/yerine/= GİZLEYİ
- KAMUFLE ETMEK değil/yerine/= GİZLEYİLEMEK
- KANATA[İt. < CANETTA] ile GÜĞÜM[Yun.]
( Ağzı geniş, tek kulplu su kabı. İLE Yandan kulplu, boynu uzun, genellikle bakırdan su kabı. )
- KANDIRMAK ile/ve/değil "GÖZÜNÜ BOYAMAK"
- KANIT/LAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖSTERGE/LER
- KANSER ile GANSER (SENDROMU)
- KANSER/SİN/İZ değil/yerine (GÖVDENİZDE) BİR TÜMÖR VAR
- KANT'TA, TEMEL AYRIMLAR:
A PRIORI | A POSTERIORI ile/ve/||/<> TEZÂHÜR | KENDİNDE ŞEY ile/ve/||/<> GÖRÜ | KAVRAM
( ... und ERSCHEINUNG | DING AN SICH und ANSCHAUUNG | BEGRIFF )
- KAP ile GÜLABDAN[Fars.]
( ... İLE Gülsuyu serpmek/dökmek için kullanılan, ağzı emzikli, armut biçiminde küçük kap. )
- KAP ile GÜVEÇ
( ... İLE İçinde yemek pişirilen toprak kap. | Bu kapta pişirilen yemek. )
- KAPALI/LIK ile ÖRTÜK/LÜK ile GİZLİ/LİK
- KAPARİ[Yun.] değil/yerine/= GEBRE OTU
- KAPI ile/ve/||/<> GEÇİT
- KAPİTALİZM:
BUGÜN TEMELLİ değil GELECEĞE ODAKLI
- KAPLAN ile/ne yazık ki GÜNEY ÇİN KAPLANI
( ... İLE/NE YAZIK Kİ Soyu tükenmiştir. :( (((((( )
- KAPLUMBAĞA ile GÖKKUŞAĞI KAPLUMBAĞASI
( ... ile )
( ... vs. RAINBOW TURTLE )
- KAPLUMBAĞA ve/||/<> GORİL ve/||/<> FİL
( [karadaki] En yaşlı. VE/||/<> En güçlü. VE/||/<> En büyük. )
- KAPORA[İt. < CAPARRA] değil/yerine/= GÜVENMELİK
- KAPRİS[Fr./İng. CAPRICE] ile GURUR
( Geçici, düşüncesizce, değişken istek. | Huysuzluk. İLE Kendini beğenme, büyüklenme, benlik, kibir. | Övünme. Kurum, çalım. )
( CAPRICE/WHIM vs. PRIDE )
- KÂR ile GETİRİM/RANT[Fr.]
( ... İLE Bir mal ya da paranın, belirli bir süre içinde emek verilmeden sağladığı gelir. )
- KARAKURUM:
HUNLAR ile/ve GÖKTÜRKLER ile/ve MOĞOLLAR
( Karakurum, tarihin en geniş topraklara sahip üç imparatorluğunun merkezi olmak üzere, bomboş bir arazinin ortasında kurulmuş ve Hunlar'a, Göktürkler'e ve Moğollar'a başkentlik etmiştir. )
- KARAMSAR/LIK >< İYİMSER/LİK ile/değil/yerine/>< GERÇEKÇİ/LİK
( Yelden yakınır. >< Yelin değişmesini bekler. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yelkenleri/ni ayarlar. )
- KARANLIK ile/değil GÖLGE
( ... İLE/DEĞİL Göreli karanlık. )
- KARAR VERELİM! ve/||/<> HAZIRLANALIM! ve/||/<> BAŞLAYALIM! ve/||/<> ÖĞRENELİM! ve/||/<>
ÇALIŞALIM! ve/||/<> DİNLEYELİM! ve/||/<> ÇABALAYALIM! ve/||/<> GÜLÜMSEYELİM! :)
( [başkaları] Ertelese de. VE/||/<> Düşlere dalsa da. VE/||/<> Sonraya bıraksa da. VE/||/<> Uyusa da. VE/||/<> Dilese de. VE/||/<> Konuşsa da. VE/||/<> Vazgeçse de. VE/||/<> Kaşlarını çatsa da. )
- KARAR ile/ve/değil GEREKLİLİK
( [not] DECISION vs./and/but NECESSITY )
- KARATAVUĞUN ÖTÜŞÜ ...:
SABAHA KARŞI ile/ve/ya da/||/<> GÜN BATIMINDAN SONRA
- KARBON ile GRAFİT[Fr. < Yun.]
( Atom numarası 6, atomsal kütlesi 12.01115, yoğunluğu 3.52 g/cm³, ergime derecesi 3500 °C, kaynama derecesi 4800 °C, elmazs, kömür ve grafit olarak serbestçe bulunan ve organik bileşiklerin ana elementini oluşturan, ısı ve elektriği oldukça iyi ileten, atomları, karbonda kristal yapının büyük bir sertlik kazanmasına yol açan, eşit aralıkta ve dört yüzlü, grafitte düzgün altıgen kafesler oluşturarak üst üste katmanlar biçiminde dizilmiş olan, duruma göre elektroartı ya da elektroeksi olabilen, doğal karbonun %98.9'unu oluşturan 12 kütle numaralı kararlı izotopu, tam olarak 12 birimlik atomik kütlesiyle en son atomsal kütle birimi [bağıl çekirdeksi kütle birimi] olarak, radyoaktif da denilen 14 kütle numaralı doğal radyoaktif izotopu, yayınladığı 156keV enerjili beta [β"] ışınları ve 5780 yıl yarılanma süresiyle, yaş belirlemede ve fotosentezde, karbonun metabolik yolunun açıklanmasında kullanılan, periyodik cetvelin dördüncü sütununda yer alan ametal. [Simgesi: C]
İLE
Kurşunkalem ve bazı aygıt parçalarının yapımında kullanılan, yumuşak, kolaylıkla toz durumuna gelebilen, gri siyah renkli, yapay olarak billurlaşabilen, bir çeşit doğal karbon. )
( CARBON vs. GRAFIT )
( LE CARBONE avec GRAFIT )
( KOHLENSTOFF mit ... )
- KARIN ile GÖBEK
( BECRÂ'[Ar.]: Göbeği çıkık [kadın]. | Yüksek [yer, tepe]. )
( ... ile SÜRRE, SÜRR[: Yeni doğmuş bebeğin kesilmiş göbeği.], CE'BE[: Göbek bölgesi.] )
( ... ile NÂH, NÂF )
( ABDOMEN/PAUNCH vs. NAVEL )
- KARŞI OLMAK ile GEÇİŞTİRMEK
- KARŞI ile TERS ile GERİ
- KARŞILAMAK ile GÖĞÜSLEMEK
- KARŞILAŞMAK ile GÖRÜŞMEK
- KARŞILIKSIZ HİZMET ile/ve/<> GÖNÜLLÜ HİZMETÇİLİK
- KARŞITLIK = TEZAT, ZIDDİYET = CONTRARIÉTÉ[Fr.] = GEGENSATZ[Alm.] = CONTRARIETAS[Lat.]
- KAS ile/ve/değil GRUP KAS
( ... İLE/VE/DEĞİL Tek bir kas gibi görünen fakat birkaç kastan meydana gelen kas. )
- KASKO[İt. < CASCO] değil/yerine/= GÜVENCELİK
- KATAPLEKSİ/CATAPLEXIA[İng.] değil/yerine/= GEVŞEYİKALIM
- KATKI ile/ve/<> GELİŞME
- KATKI ile/ve/<> GENİŞLETME
- KATMANDU'DAKİ TAPINAKLAR:
SWAYAMBHUNATH ile/ve/||/<> BOUDHANATH ile/ve/||/<> PASHUPATINATH ile/ve/||/<> BACHARESVARI ile/ve/||/<> KAMASUTRA ile/ve/||/<> GUHYESVARI ile/ve/||/<> NYATOPOLA-BHIMSEN
- KAUÇUK[Fr. < CAOUTCHOUC] ile GÜTAPERKA[Malezya dilinden]
( Gövdesi odunsu, öz suyu yapışkan, süt kıvamında, yaprakları oval biçimli, parlak ve kalın, sıcak ülke bitkisi, lastik ağacı, kauçuk. | Amerika, Asya ve Afrika'nın çeşitli ağaçlarından, özellikle lastik ağacından ya da bazı petrol artıklarının birleşiminden elde edilen, dayanıklı ve esnek nesne. | Bu nesneden yapılmış olan. İLE Sumatra'da ve çevresindeki adalarda yetişen büyük bir ağaçtan elde edilen, kablo yapımında kullanılan, kauçuğa benzer, yapışkan bir madde. )
- KAVÎ değil/yerine/= GÜÇLÜ
- KAVRAM ve/||/<> GÖRÜSEL KARŞILIK
- KAYA ile GNAYS[Alm.]
( ... İLE Kuvars, mika ve feldispattan bileşmiş kayaç. )
- KAYAÇ ile GABRO[İt.]
( ... İLE Renkli minerallerden [amfibol, piroksen, olivin] oluşan, bir tür kayaç. )
- KAYASAL GEZEGENLER ile GAZ DEVLERİ
( )
( - Tamamı atmosfere sahiptir ancak atmosferleri çeşitlilik gösterir.
- Sadece dünya atmosferinde oksijen bulunur.
- Dünya ve Mars, yaklaşık aynı hızda kendi çevresinde döner.
[Merkür çok daha yavaştır. Venüs, yavaş ve ters yönde dönüş yapar.]
- Sadece Dünya ve Mars'ın uydusu vardır.
- Sadece Dünya ve Merkür'ün manyetik alanı vardır. )
(
Özellik | Kayasal Gezegenler | Gaz Devleri |
---|---|---|
Yapı | Katı kayalık yüzey. [Dünya ve Mars] | Gaz ve sıvıdan oluşan dev gezegenler. [Jüpiter ve Satürn] |
Atmosfer |
|
Yoğun hidrojen ve helyum tabakasından oluşur. |
Oluşum Yeri | Güneş'e yakın, yüksek sıcaklık bölgelerde oluşmuştur.[Başka hiçbir şey bu bölgede yoğunlaşamaz.] | Güneş'ten uzak, düşük sıcaklık bölgelerde oluşmuştur. |
Dönüş Hızı |
|
Genellikle hızlı dönüşü vardır. [Jüpiter 10 saatte bir döner] |
Uydu ve Manyetik Alan |
|
|
Düzendeki Etkisi | Yoğunlaşan nesnelerle oluşmuş küçük gezegenler. |
|
Gaz Devleri ve Gezegen Artıkları | Asteroitler ve meteoroidler, kayasal yapıdadır. [Asteroitler daha büyüktür.(Vesta, 525 km. çapındadır.)] |
|
- KAYGI ile/ve/||/<>/< GERÇEK YÜZ
( Kişilerin gerçek yüzü, kaygıların/ın arttığı yerde açığa çıkar. )
- KAYGI ile/ve/||/<> GEREKSİNİM
- BAĞLANMA:
KAYGILI <> KAÇINGAN
ile
GÜVENLİ <> KAYITSIZ-KAÇINGAN <> KORKULU-KAÇINGAN <> TAKINTILI
(
Düşük Kaygı
Düşük Kaygı
Yüksek Kaygı
Yüksek Kaygı
Yetişkin bağlanma biçimleri, iki temel bağlamda sınıflandırılır...
- Kaygı: İlişkilerde terk edilme korkusunun şiddetini gösterir.
- Kaçınma: Yakınlık kurmaktan rahatsızlık duyma derecesini yansıtır.
Dört Temel Biçim:
- Güvenli (Secure): Dengeli ilişkiler kurabilenler.
- Kayıtsız-Kaçıngan (Dismissing-Avoidant): Yakınlıktan kaçınan, bağımsızlığı vurgulayanlar.
- Takıntılı (Preoccupied): Aşırı ilişki odaklı, onay gereksinimi yüksek bireyler.
- Korkulu-Kaçıngan (Fearful-Avoidant): Yakınlık istemesine karşın reddedilmekten korkanlar.

(
Bağlanmada, Güvenli, Kaçıngan, Kaygılı, Takıntılı FaRkLaR'ı...
Türkçe | İngilizce | Kaygı Seviyesi | Kaçınma Seviyesi |
---|---|---|---|
Güvenli Bağlanma | Secure Attachment | Düşük | Düşük |
Kayıtsız-Kaçıngan | Dismissive-Avoidant Attachment | Düşük | Yüksek |
Korkulu-Kaçıngan | Fearful-Avoidant Attachment | Yüksek | Yüksek |
Takıntılı | Anxious-Preoccupied Attachment | Yüksek | Düşük |
- Bağlanma Kuramı: Attachment Theory (John Bowlby)
- Kaygılı Bağlanma: Anxious Attachment (genel)
- Kaçıngan Bağlanma: Avoidant Attachment (genel)
- Düzensiz Bağlanma: Disorganized Attachment (çocuklukta görülen karmaşık biçim)
( ATTACHMENT: AVOIDANCE <> ANXIETY vs. SECURE <> DISMISSING AVOIDANT <> FEARFUL AVOIDANT <> PREOCCUPIED )
- KAYIK/SANDAL ile GONDOL
( ... İLE Venedik'te, kanal içinde, kişileri taşıyan, uzun, süslü, romantizmin simgelerinden biri olmuş kayık. )
- KAYITSIZ/LIK ile VURDUMDUYMAZ/LIK ile GAMSIZ/LIK
( Kişi ne yaparsa, kendi yapar, kendine yapar fakat bazı tutumlarla etrafındakilere de zarar verebilir! )
- KAYRA = İNÂYET = GRACE[İng.] = GRÂCE[Fr.] = GNADE[Alm.] = GRATIA[Lat.] = KHARIS[Yun.] = GRACIA[İsp.]
- KAZÂ ile GAZÂ
- KAZANILMIŞ YETİLER ile/ve İŞLETİLEBİLİR YETİLER ile/ve GELİŞTİRİLEBİLİR YETİLER
( OBTAINED FACULTIES vs./and OPERATABLE FACULTIES vs./and IMPROVABLE FACULTIES )
- KEÇİ ile/ve GORAL
( ... İLE/VE Keçiye benzer bir memeli. )
- KEDİ ile GELİNCİK KEDİSİ
- KEDİ ile GEOFFREY KEDİSİ
( )
( ... İLE Bolivya ve Güney Brezilya'dan itibaren güneye doğru Patagonya'ya kadar, Güney Amerika'nın güney yarısında yaşar. Sadece Andlar'ın doğusunda bulunur. Ağaç bulunan tundralar ve aynı biçimdeki ormanlar yaşam alanıdır. )
( Alt türleri
Leopardus geoffroyi geoffroyi: Merkezî Arjantin
Leopardus geoffroyi euxantha: Kuzey Arjantin, Batı Bolivya
Leopardus geoffroyi leucobapta: Patagonya
Leopardus geoffroyi paraguae: Paraguay, Güneydoğu Brezilya, Uruguay, Kuzey Arjantin
Leopardus geoffroyi salinarum: Kuzeybatı ve Merkezî Arjantin )
( ... cum LEOPARDUS GEOFFROYI )
- KEKELEME ile/ve/değil/||/<>/< GEVELEME
- KEKE / KEKEME/LİK ile/ve/||/<> GEÇ KONUŞMA
- KELEBEK ile/ve GECE KELEBEĞİ/PERVÂNE
( Tad alma duyusu ayağında olan hayvan. İLE/VE Geceleri ışığın etrafında dönen küçük kelebek. )
( Işık pervaneleri çekmez, onlara yönlerini şaşırtır. )
( Pervaneler giysileri yemezler. Giysileri yiyen onların tırtıllarıdır. )
- KELER ile GÜNEY KAYA KELERİ
( ... İLE Güney Afrika'da yaşarlar. )
- KELTLER ile/ve İTALİKLER ile/ve GERMENLER
- KEMÂL ve/||/<>/< GÜZELLİK
- KEMÂL'İ TAHSİL ve GÜZEL'İ MÜŞÂHEDE
( Kemâlât, geçtiğimiz yolu unutmayıp, oraya kişileri götürmek üzere geri dönmektir. )
- KENDİNDE ile GİYDİRİLMİŞ
( ON SELF vs. TO DRESS )
- FIRSAT VERMEK:
KENDİNE ve/||/<>/> ÖTEKİLERE ve/||/<>/> YAŞAMA ve/||/<>/> GELECEĞE
- KENDİNİ BİLMEK ve/> GÖZYAŞINI SİLMEK
( Kişi, kendini bilmekte/bilmekle doyuma ulaşır. )
- KENDİNİ TANI = RECOGNIZE YOURSELF[İng.] = GNOTHI SEAUTONU
- KERTENKELE ile/ve GEKO
- KERTENKELE ile GİLA KERTENKELESİ/"CANAVARI"
( ... İLE Amerika'nın, tek zehirli kertenkelesidir. )
- KESELİ SIÇANLARDA:
KESELİ ile BASİT KESELİ ile BEYAZ KULAKLI ile BÜYÜK KULAKLI ile ANDEAN BEYAZ KULAKLI ile GUIAN BEYAZ KULAKLI ile KUZEY AMERİKA
(
KESELİ SIÇAN
ile
BASİT KESELİ SIÇAN
ile
BEYAZ KULAKLIKESELİ SIÇAN
ile
BÜYÜK KULAKLI KESELİ SIÇAN
ile
ANDEAN BEYAZ KULAKLI KESELİ SIÇAN
ile
...
GUIANAN BEYAZ KULAKLI KESELİ SIÇAN )
( OPPOSSUMS: OPPOSSUM vs. COMMON OPPOSSUM vs. WHITE-EARED OPPOSSUM vs. BIG-EARED OPPOSSUM vs. ANDEAN WHITE-EARED OPPOSSUM vs. GUIANAN WHITE-EARED OPPOSSUM )
( DIDELPHIS: DIDELPHIS VIRGINIANA cum DIDELPHIS MARSUPIALIS cum DIDELPHIS ALBIVENTRIS cum DIDELPHIS AURITA cum DIDELPHIS PERNIGRA cum DIDELPHIS IMPERFECTA )
- KESİN İFADELER ile GENİŞ ZAMANLI İFADELER
( Vardır. İLE Var. )
- KESİNCİLİK/ABSOLUTİZM ile GÖRELİLİK/RELATİVİZM
( Mutlak ve evrensel doğruların varlığını savunan görüş. İLE Doğruların kişi, kültür ya da bağlama göre değiştiğini savunan görüş. )
- KESİNLİK = YAKÎN, MEVSUKİYET = CERTAINTY, CERTITUDE[İng.] = CERTITUDE[Fr.] = GEWISSHEIT[Alm.] = CERTITUDO[Lat.]
- KESTANE ile GÖLKESTANESİ
( ... İLE Meyvesi kestane gibi yenilen ve suda yetişen bir bitki. )
( ... cum TRAPA NATANS )
- [ne yazık ki]
"KEYFÎLİK" ile/değil/yerine GÖRELİLİK
- KEYİF değil/yerine/>< GEREKSİNİM
- KEYİF ve/<> GÜVENLİK
- KEZ değil GEZ
( Kere. DEĞİL 66 cm. [özellikle okçulukta kullanılan bir ölçü] )
- KHAOS ve GAIA ve EROS
- KİBE[Oğuz] ile GÜN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Az sayıda gün. İLE ... )
- [ne yazık ki]
KİBİR ile/ve/<> GİZLİ KİBİR
- KIÇIN KIÇIN = GERİ GERİ (UZAKLAŞMAK)
- KILAVUZ = REHBER = GUIDE[İng., Fr.] = FÜHRER[Alm.] = GUIDA[İt.] = GUÍA[İsp.]
- KILÇIK ile GELMİÇ[Fars.]
( Balıkların eti arasında bulunan diken gibi ince ve küçük kemik. | Fasulye, bakla vb. sebzelerin yeşil kabuğunda ve ekin başaklarında bulunan sert ve kıl gibi uzun lif. | Alttaki güreşçinin, kuyruk sokumunu hızla ve birdenbire havaya kaldırarak sırtına abanmış olan güreşçinin dengesini bozup onu ön ya da yan tarafına aşırıp atması. İLE İri balıklarda, kılçık durumunda olan kemik. )
- KILIÇ ve/<> GEZLİK
( ... VE/<> Eğri kılıçların ağız bölümü. )
- KİLİSELERDE:
GREK ORTODOKS ile GREGORYEN ERMENİ ile SLAV(BULGAR) ORTODOKS ile SÜRYANİ
( AYA ile başlıyorsa. [AYASOFYA, AYA İRİNİ gibi] İLE SURP ile başlıyorsa. İLE SVETİ ile başlıyorsa. İLE MOR/MAR ile başlıyorsa. )
- [ne yazık ki]
!KİN ile/<> !GILLÜGİŞ/GILLIGIŞ
( ... İLE/<> Gizli kin, gizli ve kötü erek/amaç. )
- KİNÂYE ile "GÖNDERME"
- KINKAKUJI ile/ve GINKAKUJI
( Altın Tapınak. İLE/VE Gümüş tapınak.[Adını gümüş renkli kum zemininden alır.] )
( Kyoto'daki en bilinen Pagoda'lardır. )
- KIRILMA ve/> DEĞİŞİM ve/> GÜÇLENME ve/> UMURSAMAMA
- KIRILMAMA NOKTASINDAKİ KİŞİ İÇİN SÖYLENİLECEK OLAN:
[ya] KALPSİZ ile/ya da GÜÇLÜ
- KİRM[Fars.] ile/ve GÜRG-ZÂDE[Fars.]
( Kurt. İLE/VE Kurt yavrusu. )
- KIRMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GÖNÜL ALMAYI (DA) BİLMEK
( Herkesin yapabildiği/yapabileceği. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Bazılarının yapabildiği/yapabileceği. )
- KIRMIZI ile GÜVEZ
( ... İLE Mora çalan kırmızı. )
- KISA SÜRELİ ile/ve/<> GEÇİCİ
- KISALTMA ve/ya da HIZLANDIRMA ile/> GENELLEME ve İNDİRGEME
- KİŞİ:
"BÜYÜK" ile/ve/||/<> AKILLI ile/ve/||/<> GÜÇLÜ
( Hatalarını kabul edebildiği ölçüde. İLE/VE/||/<> Hatalarından ders çıkarabildiği ölçüde. İLE/VE/||/<> Hatalarını düzeltebildiği ölçüde. )
- KİŞİ ve/= GÖNÜL
( GÖNÜL BİRDİR!
["Benim gönlüm"/"Senin gönlün"ü olmaz!] )
( HUMAN and/= HEART )
- KİŞİ:
CAN ve/||/<>/> GÜÇ ve/||/<>/> /< İKRAR ve/||/<>/> /< ADÂLET ve/||/<>/> KEMÂL
( Kişi, doğar ve can kazanır. VE/||/<> />/< Canında güç kazanır/bulur. VE/||/<> />/< Gücünü, kararlarında/ikrarında bulur. VE/||/<> /< Kararında adâletli ise, erdemli olur. VE/||/<> />Adâletinde olgunluğu/kemâli bulursa, olgun/kâmil olur. )
- KİŞİ/İNSAN, GÖVDENİN İÇİNDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖVDE, KİŞİNİN DIŞINDA
- KİŞİLERE/İ:
[ne] DARILACAK KADAR GÜVENMEK ile/ve/ne de/||/<> GÖNÜL KOYACAK KADAR SEVMEK
- KİŞİLİK "(MESELESİ)" ile GURUR "(MESELESİ)"
- KİŞİNİN BAKIŞINDA:
GÖRÜNEN ile/ve/||/<> KENDİ ile/ve/||/<> GÖRÜNMEYEN
- KİŞİYE/KİŞİNİN:
SIĞINMA ile/ve/değil/||/<>/>/< GÜCÜNDEN YARARLANMA
- KİŞİYİ:
FARKLI KILAN ve/||/<> GÜÇLÜ KILAN ve/||/<> KENDİ KILAN
( Affettiklerimiz. VE/||/<> Sabrettiklerimiz. VE/||/<> Vazgeçtiklerimiz. )
- KISKANÇLIK ile/değil/yerine GIPTA
( İlgili olanağın o kişinin elinden çıkmasını istemek. [ve gerçekleşmesi için anlamsız sorunlar çıkarmaya çabalamak.] İLE/DEĞİL/YERİNE Kendi elinde de bulunmasını istemek [ve gereklerini yerine getirmeye çabalamak.] )
( Kişi, başkalarını kıskanarak, pek çok şanssızlığı üzerine çeker. )
( HASED, GAYRA ile/değil/yerine GIBTA )
( REŞK ile/değil/yerine BÜJHÂN )
( [not] JEALOUSY vs./but ADMIRE
ADMIRE instead of JEALOUSY )
( ZELOTYPIA cum/et ... )
- KISKANÇ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< GÜVENSİZ/LİK
- KIŞKIRTMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "GIDIKLAMA"
- KIVAN ile/||/<> GÜVEN
( Kıvanmak. İLE/||/<> Kendini beğenmek, gururlanmak; övünmek, iddia etmek. )
- KIYÂFET/KİSVE/ESVAP/LİBAS[Ar.}/KOSTÜM[Fr./İng. < COSTUME] değil/yerine/= GİYSİ/GİYİM/GİYECEK/OTRAN
- KIYAS ile GIYÂS
- KIZILCIK ile GERİMŞİK/GERMİŞİK
( ... İLE Yabani kızılcık. )
- KIZILGERDAN = | NAR BÜLBÜLÜ = KINALI = GÖĞSÜ KINALI |[yerel]
- KIZMAK ile/ve/değil/yerine GÜCENMEK
- KLASİK ile/ve/değil/yerine/<> GELENEKSEL
( CLASSICAL vs./and TRADITIONAL )
- KLASİK ile GELENEKSEL
( CLASSIC vs. TRADITIONAL )
- KLİNİK BİBLİYOTERAPİ ile/ve/||/<> GELİŞİMSEL BİBLİYOTERAPİ
- KÖK ve/<> GÖK
- KOLAPS/COLLAPSE[İng.] değil/yerine/= GÖÇME | ÇÖKME | SÖNME
- KÖLE ile/değil/yerine GÖNÜLLÜ "KÖLE"
- KÖLE ile/değil/yerine GULÂM
- KOLYE[Fr. < COLLIER] değil/yerine GERDANLIK
( Çoğu değerli taş ve madenlerden ya da altın paradan yapılmış, boyna takılan takı. )
- KOMEDİ[İng. < COMEDY] değil/yerine/= GÜLDÜRÜ
- KOMEDYEN değil/yerine/= GÜLDÜRMEN
- KOMİ[Fr. < COMMIS] ile/ve/||/<>/> GARSON[Fr. < GARÇON]
( Otel, pansiyon vb. yerlerde çalışan hizmetli. | Lokantalarda garson yardımcısı. İLE/VE/||/<>/> Lokanta, pastane vb. yerlerde müşterilere hizmet eden çalışan. )
- KOMİK ile GÜLÜNÇ
- KONFOR[İng. < COMFORT] değil/yerine/= GÖNENCE
- KÖNGÜZ ile/||/<>/< GÜBRE
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Gübre yığını.[Dışkının ve sidiğin karışıp kaynaştığı bir öbek.] İLE/||/<>/< ... )
- KONJESTİF/CONGESTIVE[İng.] değil/yerine/= GÖLLENDİRICİ
- KONJESTİYON/CONGESTION[İng.] değil/yerine/= GÖLLENME
- KONJONKTİVİTE değil/yerine/= GÖZ YANGISI
- KONSANTRASYON/CONCENTRATION[İng.] değil/yerine/= GÖZEÇLENME/YOĞUNLAŞMA/DERİŞİM
- KONTRAST MADDE/CONTRAST MEDIA[İng.] değil/yerine/= GÖRÜNTÜVERİR NESNE
- KONUŞMA/DA:
"YORGUNLUK" ile/değil/yerine GELİŞİM/DÖNÜŞÜM
- KONUŞMAK ile/değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR KONUŞMAK
( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )
( Lisanen konuşmak, halen anlaşmak! )
( Konuşmama gereksinimi/n kadar, konuşma gereksinimini anımsayarak KONUŞ!!!
Konuşma gereksinimi/n kadar, konuşmama gereksinimini anımsayarak KONUŞ!!!
Konuşmama gereği kadar, konuşma gereğini anımsayarak KONUŞ!!!
Konuşma gereği kadar, konuşmama gereğini anımsayarak KONUŞ!!! )
( [not] TO TALK vs./but TO TALK IN NECESSITY
TO TALK IN NECESSITY instead of TO TALK )
- KONUŞMAK ile/yerine GEREKTİĞİ KADAR KONUŞMAK
( İTNAP: Sözü boş yere uzatmak. )
( TO TALK vs. TO TALK IN NECESSITY
TO TALK IN NECESSITY instead of TO TALK )
- KONUŞMAK GEREKTİĞİ KADAR/ŞEKİLDE KONUŞMAK
- KONUŞMAK ile GEVEZELİK
( TO TALK vs. CHATTERING )
- KÖPEK ile/ve/<> GÖBELEZ
( .... İLE/VE/<> Köpek yavrusu. )
- KÖPEKBALIĞI ile GOBLİN KÖPEKBALIĞI
( ... İLE http://www.youtube.com/watch?v=GjRSlnJ1rA4 )
( ... ile )
- KÖPEKBALIĞI ile GRÖNLAND KÖPEKBALIĞI
( ... İLE 200-600 metre derinliklerde yaşayan, ağırlıkları 1 tonun üzerine çıkabilen ve uzunlukları 6,5 - 7 metreye kadar ulaşabilen köpekbalığı. )
( ... İLE Kuzey Anlantik Okyanusu, Kanada, İzlanda ve Norveç suları, ana yaşam bölgelerini oluşturmaktadır. Grönland civarında sıkça rastlandığından dolayı bu adla anılmaktadır. )
( ... İLE )
( ... cum SOMNIOSUS MICROPHALUS )
- KÖPRÜ ile GEÇEK
( ... İLE Çok geçilen yer, işlek yol. | Küçük, tahta köprü. )
- [ne yazık ki]
KOPUK/LUK ve/< GÜVENSİZ/LİK
- KÖR" ile "GÖREN"
( Köre renk, sağıra ahenk olmaz! )
- KORİDOR değil/yerine GEÇENEK
- KORKAN ile/değil/yerine/>< GÜVENEN
( "Sahiplenir". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sahip çıkar. )
- KORKMAK ile "GÖTÜN 3.5 ATMASI"
- KORKU ile/ve/||/<>/> AĞRI ile/ve/||/<>/> GERGİNLİK
- KORKU ile GERİLİM
- KORKUTUCU/LUK ile/||/>< GÜLÜNÇ/LÜK
( "Korkutucu olmaya" çalışırken, abartı ölçüsü artırılırsa korkutuculuktan kolaylıkla gülünçlüğe düşülebilir/düşülür. )
- KORPOREL/CORPOREAL[İng.] değil/yerine/= GÖVDESEL
- KORPUS/BODY, CORPUS[İng.] değil/yerine/= GÖVDE | CİSİM
- KORUMAK ile/ve GÖZETMEK
- KÖŞE ile/ve/değil/yerine/>< GEZİ
- KOŞUK ile GÜZELLEME
( ... İLE Halk yazınında, konusu sevi olan, lirik bir koşuk türü. | Şen, sevinçli duyguları anlatan türkülerde özel bir ezgi. )
- KOŞUK = KOŞMA = GAZEL
( İslâm'dan önce. = Halk yazınında. = Divan yazınında. )
- KÖTÜ BAKIŞ(NAZAR) ile/değil/yerine GÖZLEMLEYİCİ BAKIŞ
( Yiğidi mezara, deveyi kazana götürür. İLE/DEĞİL/YERİNE ... )
- KÖTÜ/LÜK ile/ve/<> GEREKSİZ YERE/LİK
- KÖTÜMSER/LİK >< İYİMSER/LİK ile/değil/yerine/>< GERÇEKÇİ/LİK
( [sadece] Tüneli "görür". >< Tünelin sonundaki ışığı "görür". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tünelle birlikte, ışığı ve gelebilecek treni görür. )
( [sadece] Her fırsattaki "zorluğu" "görür". >< Her zorluktaki "fırsatı" "görür". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Her fırsatla birlikte kolay olmayabilecekleri birlikte değerlendirir. )
- KOVBOY[İng. < COWBOY] ile/ve GOŞO
( Amerika'da. İLE/VE Güney Amerika'da. )
- KOYUN ile/ve GUSFEND
- KREDİBİLİTE değil/yerine/= GÜVENİLİRLİK
- KREM:
GÜNDÜZ ile GECE
- KREŞANDO değil/yerine/= GİDEREK ARTAN
- KREŞENDO/CRESCENDO[İng.] değil/yerine/= GİDEREK ARTAN
- KUCHING:
KUZEY ile/ve/<> GÜNEY
- KÜÇÜK ile GÜDÜK
- KÜFÜR ile GİZ/SIR
- KUKU[Fr.] = GUGUK
- KÜKÜRT ile/ve/<> SÜLFÜR ile/ve/<> GALENİT[Yun.]
( Atom numarası 16, atom ağırlığı 32.06 olan, doğada, arı ya da başka cisimlerle bileşik olarak bulunan, sarı renkli, 113 °C2de ergiyen ve 444 °C'de kaynayan öğe. İLE/VE/<> Kükürdün, başka bir öğeyle yaptığı bileşik. İLE/VE/<> İçinde doğal kurşun bulunan sülfür. )
- KÜL OLMAK" ile/ve/||/<> "GÜL OLMAK"
( Nefsini yakarak. İLE/VE/||/<> İyilik yaparak. )
- KÜL RENGİ ile GÜL RENGİ
( Odunun yanmasıyla oluşan, külün akla kara arasındaki rengi, gri. | Bu renkte olan. İLE Gül çiçeğinin rengi. | Bu renkte olan. )
- KÜL SERMEK ile/ve/||/<> GÜL SERMEK
( Bin kere gelenin önüne. İLE/VE/||/<> Bir kere gelenin önüne. )
- [ya/hem] KÜL ile/değil/yerine/hem de/ya da/||/<>/>< GÜL
( [ya/hem] Bir "bakış/algı/yorum". İLE/DEĞİL/YERİNE/HEM DE/YA DA/||/<>/>< Başka bir "bakış/algı/yorum". )
- KULAK ile/değil !GULAG
- [ne yazık ki]
"KULLUK" ile/ve/değil/<> GÖNÜLLÜ "KÖLELİK"
( Annelik. )
- KÜLTÜR ile/ve/||/<> GELİŞİM ODAKLI DEĞERLER KÜLTÜRÜ
- KUM ile GÖKKUMU
( ... İLE Göktaşlarında görülen, küresel tanecikler. )
- KUMAŞ ile GOBLEN[Fr.]
( ... İLE Kanaviçe ya da telleri sayılabilecek türde kumaş üzerine renkli iplikle yapılan özel bir işletme. | Özel iğneler kullanılarak bir kumaş üzerine renkli ipliklerin işlenmesi ile resim oluşturma sanatı ya da bu şekilde oluşturulan sanat yapıtına verilen ad. | Bu tür işlenmiş kumaş. )
- KÜME ile/ve/||/<>/> GÜÇ KÜMESİ
- KURAM ile/ve/< GÖZLEM
( THEORY vs./and/< OBSERVATION )
- KURBAĞA ile GECE KURBAĞASI
( )
( ... cum BUFOTES VIRIDIS )
- KURMACA GERÇEKLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜNDELİK GERÇEKLİK
- KURMAK ile/ve/> GELİŞTİRMEK
- KURŞUN ile/değil GRAFİTİ
- KURT ile/ve GÜRBÜZ
( ... İLE/VE Davar şeklinde kurt.[GURK: KURT, BUZ: DAVAR] )
( BİHÂK/BUHAK[Ar.]: Eril kurt. )
- KURUMSALLAŞMA YÖNETİMİNDE/ÖNDERLİĞİNDE, ÖNDER VE ÇALIŞANLAR:
BAŞLANGIÇTA ve/||/<>/> GEÇİŞTE ve/||/<>/> DENEYİMLİ ve/||/<>/> YETİŞMİŞ
( )
- KUŞ ile GRANDALA
( ... İLE Himalayalar’ın yüksekliklerinde yaşar. )
(
)
- KUŞ ile GÜMÜŞ YANAKLI BOYNUZ GAGALI KUŞ
- KUŞAK = NESİL[Ar.] = GENERATION[İng., Alm.] = GÉNÉRATION[Fr.] = GENERATIO < GENERARE:DOĞURMAK[Lat.] = GENERACIÓN[İsp.]
- KUSA'LI) NICOLAUS CUSANUS ile/ve/||/<>/> GIORDANO BRUNO ile/ve/||/<>/> HENRY MORE
( 1401 - 11 Ağustos 1464 İLE/VE/||/<>/> Ocak 1548 - 17 Şubat 1600 İLE/VE/||/<>/> 12 Ekim 1614 - 01 Eylül 1687 )
- KUŞATAMAMADA:
NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> YASALI/LIK ile/ve/||/<> GERÇEK/LİK ile/ve/||/<> RASTGELE/LİK
- KUŞKUCULUK ile/değil/yerine GÖRELİLİK
- KÜSTAHLIK değil "GÜÇLÜ OLMA(/GÖRÜNME)" TAKLİDİ
( Küstahlık, zayıf kişinin, güçlü olma çabasıdır/taklididir. )
- KUSURA BAKMA(MA)K ile/ve GÖNÜL KOYMA(MA)K
- KÜTLE ÇEKİMİ
ile/ve/+/||/<>
ELEKROMANYETİK ETKİLEŞİM
ile/ve/+/||/<>
GÜÇLÜ ÇEKİRDEK ETKİLEŞİMİ
ile/ve/+/||/<>
ZAYIF ÇEKİRDEK ETKİLEŞİMİ
( Nesneler arasındaki kütlesel çekim gücü, aralarındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı olarak değişir. )
( )
( )
( )
- KUTSAL/LIK ile/ve/||/<> GİZLİ/LİK
- KUVVET ile/ve/<> GRAMKUVVET/GRAMAĞIRLIK
( ... İLE/VE/<> Bir gram kütleye, 45° enlemindeki deniz yüzeyinde, Yer'in uyguladığı kuvvet. )
- KUVVET ile GÜÇ
- KÜYE ile GÜVE
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Güve.[Keçe ya da keçeye benzeyen şeyleri yiyen böcek.] İLE ... )
- KUYRUK SALLAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖZ KIRPMAK
- KUYU ile GAYYA[Ar.]
( ... İLE Cehennemde bulunduğu varsayılan bir kuyunun ya da derenin adı. )
- KUZEY DENİZİNDE:
KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> ÇUKÇİ DENİZİ ile/ve/||/<> DE LONG BOĞAZI ile/ve/||/<> DOĞU SİBİRYA DENİZİ ile/ve/||/<> LAPTEV BOĞAZI ile/ve/||/<> BOURHAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> LAPTEV DENİZİ ile/ve/||/<> OLENEKSKİY KÖFREZİ ile/ve/||/<> KATANSKİY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> VİLKİTSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> YENİSEY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA DENİZİ ile/ve/||/<> BAYDARATSKAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA BOĞAZI ile/ve/||/<> ÇEYŞSKAYA KOYU ile/ve/||/<> BEYAZ DENİZİ ile/ve/||/<> ONEGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KANDELAŞKA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DİVİNA KOYU ile/ve/||/<> BARENTS DENİZİ ile/ve/||/<> GRÖNLAND DENİZİ ile/ve/||/<> NORVEÇ DENİZİ ile/ve/||/<> KUZEY DENİZİ ile/ve/||/<> DANZİNG KÖRFEZİ ile/ve/||/<> RİGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FİNLANDİYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BOTNİ KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DANİMARKA BOĞAZI ile/ve/||/<> DAVIS BOĞAZI ile/ve/||/<> BALTIK DENİZİ ile/ve/||/<> LABRADOR DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> SMITH KÖRFEZİ ile/ve/||/<> NARES BOĞAZI ile/ve/||/<> LANCASTER BOĞAZI ile/ve/||/<> ARKTİK KOYU ile/ve/||/<> PR. REGENT BOĞAZI ile/ve/||/<> BOOTHIA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FOXE ÇANAĞI ile/ve/||/<> FOXE KANALI ile/ve/||/<> REPULSE KOYU ile/ve/||/<> CORAL LİMANI ile/ve/||/<> JAMES KOYU ile/ve/||/<> HUDSON BOĞAZI ile/ve/||/<> UNGAVA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FROBISHER KOYU ile/ve/||/<> CUMBERLAND KÖRFEZİ ile/ve/||/<> HOME KÖRFEZİ ile/ve/||/<> JONES BOĞAZI ile/ve/||/<> PEARY KANALI ile/ve/||/<> BARROW BOĞAZI ile/ve/||/<> FRANKLIN BOĞAZI ile/ve/||/<> VISCOUT MELVILLE BOĞAZI ile/ve/||/<> Mc CLURE BOĞAZI ile/ve/||/<> McCLINTOK KANALI ile/ve/||/<> KRALİÇE MAUD KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CORONATION KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PR. ALBERT KOYU ile/ve/||/<> AMUNDSEN BOĞAZI ile/ve/||/<> GALLER PRENSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> BEAUFORT DENİZİ ile/ve/||/<> PRODHOE KOYU ile/ve/||/<> KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> NORTON KOYU
- KUZEY KUTBU ile/ve GÜNEY KUTBU
( Düzlük değildir. Tepeler ve engebeler bulunur. İLE/VE Düzlüktür. )
( Antarktika'da kaydedilmiş en soğuk derece -89,2°C'dir. )
( Güneş sistemindeki en düşük sıcaklık Neptün'ün uydularından Triton'un yüzeyinde -235°C'dir. [Voyager II, 1989] )
- KUZEY KUTUP IŞIKLARI ile/ve/<> GÜNEY KUTUP IŞIKLARI
( NORTHERN LIGHTS vs./and/<> SOUTHERN LIGHTS )
( AURORA BOREALIS cum/et/<> AURORA AUSTRALIS )
- KUZEY YEMEN('LİLER) ile/ve/<> GÜNEY YEMEN('LİLER)
( [1990 öncesinde] İslâm'a sıkı sıkıya bağlıydı. İLE/VE/<> İlk ve belki de son Marksist bir Arap ülkesiydi. )
( Kuzey ve Güney Yemen'in sınırında bulunan bölgenin adı Dala'dır. )
- KUZEY YERUCU/ANTARTIC değil/yerine/= GÜNEY YERUCU
- KUZEY YERUCU/ARKTİK[Yun./İng.] ile GÜNEY YERUCU/ANTARTİKA
( Kuzey. İLE Güney. )
( ... İLE Hava, -93 °C'ye kadar düşebilir. )
( ARCTIC vs. ANTARCTICA
North. VS. South. )
- KUZEY ile/ve GÜNEY/KÜNEY
( Ekvatorun üstü. İLE/VE Ekvatorun altı. )
( ŞİMAL ile/ve CENUP )
( NORTH vs./and SOUTH )
- KUZGUN ile GÖKKUZGUN
( ... İLE Gökkuzgunumsular takımının, gökkuzgungiller ailesinden, başı, kanatları mavi, boynu ve karnı yeşil göçücü kuş. )
( ... cum CORACIAS GARRULUS )
- KVKK ile/ve/||/<> GDPR
- KYOTO ile/ve/||/<> TOKYO ile/ve/||/<> FUKUOKA ile/ve/||/<> HİROŞİMA ile/ve/||/<> İNOKAŞİRA ile/ve/||/<> GİNZA
( [Japonca'daki anlamı/karşılıkları]
Başkent. İLE/VE/||/<> Doğu başkenti. İLE/VE/||/<> Mutlu tepe. İLE/VE/||/<> Büyük ada. İLE/VE/||/<> Kuyubaşı. İLE/VE/||/<> Darphane. )
- LAKTASYON ile/||/<> GALAKTORE
( Doğum sonrası süt üretimi ve emzirme süreci. İLE/||/<> Emzirme dönemi dışında ya da aşırı süt üretimi. )
- LAKTAZ EKSİKLİĞİ ile/||/<> GALAKTOZEMİ
( Laktozun sindirilememesi. İLE/||/<> Galaktozun metabolize edilememesi ile ilişkili genetik bir durum. )
- LÂLE[Fars.] ile GELİNCİK/GÜN GÜLÜ
( ... ile HÜDDÜDÜ )
( TULIPA GESNERIANA cum PAPAVER RHOEAS )
- LALƏ[Azr.] = GELİNCİK ÇİÇEĞİ[Tr.]
- LAMA ile/ve/değil GUANAKO
( ... İLE/VE/DEĞİL Yabani lama. Lamaların atası. Güney Amerika ve özellikle Patagonya'da bulunur. )
( ile
)
- LATENT[İng.] değil/yerine/= GİZLİ | SESSİZ
- LAVUK[Kürtçe(Kurmanci) < LAWİK: Oğlan çocuğu. < LAW: Oğul/oğlan.][argo] değil/yerine/= GEREKSİZ KONUŞAN
( Gereksiz konuşan kişi. | Önemsiz konular üzerinde fazlaca duran, hareketleri ve sözlerinde meymenet olmayan kişi. )
- LAYİHA değil/yerine/= GÖRÜŞÇE
- LÂZIM/LÜZÛM(LU)[Ar.] değil/yerine/= GEREK(Lİ)
- LENF DOKUSU ile/ve YAĞ DOKUSU ile/ve KEMİK DOKUSU ile/ve KIKIRDAK DOKUSU ile/ve GÖZENEKLİ DOKU ile/ve DESTEK, BAĞ DOKUSU ile/ve EPİTEL DOKU ile/ve KAS DOKUSU ile/ve SİNİR DOKUSU
( ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> Göze sayısı az, göze arası nesnesi çok ve genellikle öteki dokuları birbirine bağlayarak destek görevi yapan doku. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... )
( ADENIT TISSUE vs./and ADIPOSE (FATTY) TISSUE vs./and BONY TISSUE vs./and CARTILAGE TISSUE vs./and CELLULAR TISSUE vs./and CONNECTIVE TISSUE vs./and EPITHELIAL TISSUE vs./and MUSCULAR TISSUE vs./and NERVOUS TISSUE )
- LEVAZIM değil/yerine/= GEREÇLER
- LEYLEK ile/değil GRİ BALIKÇIL
- LİNYİT değil/yerine/= GÖYNÜK
- LOGOS ile GEOMETRİ
- LOOK vs./||/<> STARE vs./||/<> GLANCE vs./||/<> GLIMPSE vs./||/<> GAZE
( Bakma. İLE/||/<> Dik dik bakma. İLE/||/<> Göz atma. İLE/||/<> Gözüne çarpma. İLE/||/<> [Bir şeye] Dikkatle bakma, gözünü ayırmama. )
- LURIANİK KABALA ile/ve GELENEKSEL KABALA
( Isaac Luria. İLE/VE Isaac the Blind. )
- LUSITROPİ/LUSITROPY[İng.] değil/yerine/= GEVŞEME GÜCÜ
- LÜZUM/HACET/İCAP değil/yerine/= GEREK/İSTER
- M.Ö. ile/ve/değil/||/<>/< G.Ö.
( Milattan önce. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Günümüzden önce. )
- MAĞRUR[Ar.] değil/yerine/= GURURLU
- MÂHİYET'TE VARLIK:
AYNİYET ile/ve GAYRİYET ile/ve CÜZZİYET
- MAHREM değil/yerine/= GİZLİ
- MAHREMİYET değil/yerine/= GİZLİLİK
- MAİŞETİ TEMİN[Ar.] değil/yerine/= GEÇİMİNİ SAĞLAMAK
- MAKABLE TEŞMİL değil/yerine/= GERİ YÜRÜTÜM
- MAKYAJ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜLÜMSE/MEK
( Kişinin en güzel/iyi/büyüleyici/olmazsa olmaz/değerli/etkili/sınırsız/sürekli makyajı, gülümsemesidir. )
- MÂLÂYÂNÎ ile/ve GIYBET
- MALZEME[Ar.] değil/yerine/= GEREÇ
- MANGA ile/ve/||/<>/> TAKIM ile/ve/||/<>/> BÖLÜK ile/ve/||/<>/> TABUR ile/ve/||/<>/> ALAY ile/ve/||/<>/> TUGAY/LİVA ile/ve/||/<>/> TÜMEN/FIRKA ile/ve/||/<>/> KOLORDU ile/ve/||/<>/> ORDU ile/ve/||/<>/> KUVVETLER ile/ve/||/<>/> GENEL KURMAY
( Onbaşı/çavuş/asteğmen/teğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Üstteğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı/yarbay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Albay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tuğgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tümgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Korgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneraller yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )
( 10 er. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[4/5] manga. İLE/VE/||/<>/> Birkaç takım. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[dört] bölük. | Küme, yığın, grup. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tabur. İLE/VE/||/<>/> Birkaç alay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tugay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tümen. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kolordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç ordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kuvvet. )
( [OSMANLI'da] Mülâzım-ı Sânî yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mülâzım-ı Evvel yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kolağası yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kaymakam yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Miralay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva/Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferikler yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )
( SECOND LIEUTENANT vs./and/||/<>/> (FIRST) LIEUTENANT vs./and/||/<>/> CAPTAIN vs./and/||/<>/> MAJOR/COMMANDANT vs./and/||/<>/> LIEUTENANT COLONEL vs./and/||/<>/> COLONEL vs./and/||/<>/> BRIGADIER GENERAL vs./and/||/<>/> MAJOR GENERAL vs./and/||/<>/> LIEUTENANT GENERAL vs./and/||/<>/> GENERAL vs./an/||/<>/> GENERALS vs./and/||/<>/> HEAD OFFICER )
( II. Dünya Savaşı "WEHRMACHT", Kara Kuvvetleri (HEER), Deniz Kuvvetleri (KRIEGSMARINE), Hava Kuvvetleri (LUFTWAFFE) ve Özel "SS" Birlikler'inden oluşuyordu. )
( RİYALA[İt.]: Osmanlı donanmasında, Tümgeneral'e eş bir rütbe. )
- MANİFESTASYON/MANIFESTATION[İng.] değil/yerine/= GÖRÜNÜR BELİRTİ-BULGU
- MANTIK ve/<> GEOMETRİ(HENDESE)
( ... VE Aksiyomatik olarak kurulan ilk ilim. )
( Mantık bilmeyenin ilmine itibar edilmez; geometri/matematik bilmeyen fetvâ veremez. )
( Kavramlarla uğraşır. VE/<> Niceliklerle uğraşır. )
- MANYAK ile/değil GÜVENİLİR "MANYAK"
- MANZARA değil/yerine/= GÖRÜNÜM/GÖREY
- MARTI ile GÜMÜŞ MARTI ile KÜÇÜK GÜMÜŞ MARTI
- MARUL ile/<> KIVIRCIK ile/<> GÖBEK ile/<> LOLOROSSO ile/<> ÇİN MARULU
- MAŞA ile GELBERİ
( ... İLE Büyük ocaklardan, ateşi dışarı çekmek için kullanılan uzun saplı demir araç. | Tırmık. | Ağaç dallarını budamak için kullanılan ağır demir. )
- MASLAHAT ile/ve MENFAAT ile/ve MAKSAT ile/ve GARAZ
- MASRAF[Ar.] değil/yerine/= GİDER
- MASRAF değil/yerine/= GİDER
- MATEMATİK[Fr.]/RİYAZİYE[Ar.] ile/ve/< GEOMETRİ[Fr. < Yun. GEO: Yer. | METRON: Ölçü.]
( Sayın İhsan Fazlıoğlu'nun yazılarını okumak için burayı tıklayınız... )
( )
( )
- MATEMATİK ile/ve GEOMETRİ ile/ve ASTRONOMİ ile/ve MÛSİKÎ
( RİYÂZÎ İLİMLER )
- MATERYAL/MATERIAL[İng.] değil/yerine/= GEREÇ | MADDE
- MALZEME[Ar.]/MATERYAL[İng. < MATERIAL / Fr. < MATERIEL] değil/yerine/= GEREÇ
- MATRİKS/MATRIX[İng.] değil/yerine/= GÖZELER ARASI DOLGU
- SU KULLANIM/AYAK İZİNDE:
MAVİ ile/ve/||/<>/> YEŞİL ile/ve/||/<>/> GRİ
( Bir ürünü üretmek için gereksinim duyulan yüzey ve yeraltı tatlı su kaynakları ölçüsü/oranı. İLE/VE/||/<>/> Bir ürünü üretmek için kullanılan toplam yağmur suyu ölçüsü/oranı. İLE/VE/||/<>/> Kirlilik yükünün ortadan kaldırılması ya da azaltılması için kullanılan tatlı su oranı. )
- MAVİ[Ar.] değil/yerine/= GÖK, GÖKÇE
- MAVİMTIRAK değil/yerine/= GÖKÇEMSİ/GÖKÇEMTIRAK/GÖKÇÜL/GÖKŞİN
- MAXWELL EŞİTLİKLERİNDE:
GAUSS YASASI ile/ve/||/<> GAUSS'UN MANYETİK YASASI ile/ve/||/<> FARADAY'IN TÜMEVARIM YASASI ile/ve/||/<> AMPER'İN DEVRE YASASININ DOĞRULAMASI
( )
( E [elektrik alanı] ve B [manyetik alan] )
- MAYMUN İŞTAHLI ile GEL-GİT GÖNÜLLÜ
- MAYMUN ile/ve GALAGO/OJAM/ÇALIBEBEĞİ/KÜÇÜK GECE MAYMUNU
( ... İLE Güney ve Ekvator Afrika'da yaşarlar. Uzun ve ince parmaklarının alt ucunda vantuz görevi gören etten çekmenler vardır. [Bunlar, hayvanın pençelerini kullanmadan koşa koşa ağaçlara tırmanmasını sağlar.] )
(
)
- MAYMUN ile GELADA
- MAYMUN ile GENON
- MAYMUN ile GERADA MAYMUNU
- MAYMUN ile GEREZA
- MAYMUN ile GİBON
- MAZERET-İ SAHİHA[Ar.] değil/yerine/= GEÇERLİ NEDENLİK
- MECBUREN değil/yerine/= GÜCÜNLÜCE
- MECBURİ HİZMET değil/yerine/= GÜCÜNLÜ İŞGÖRÜ
- MECBURİYET değil/yerine/= GÜCÜNLÜK
- MECBURÎ/ZARURÎ değil/yerine/= GÜCÜNLÜ
- MECZUB ile/>< GÂFİL
( Gereğinden fazla içe yönelirsek. İLE/>< Gereğinden fazla dışa dönüklük ve çenesi düşüklük. )
( İlimsiz hâl. İLE/>< Hâlsiz ilim. )
- MEDÂR-I MAİŞET değil/yerine/= GEÇİM DAYANAĞI
- GEL-GİT/MED-CEZİR:
DÜNYADA ile/ve/<> GÜNEY ÇİN DENİZİ'NDE
( ... İLE/VE/<> Her 6 saatte bir gerçekleşmektedir. Borneo Adası'ndaki, Malezya'nın Sarawak eyaletindeki Sarawak Irmağı'nın akış yönünün bile değişmesine neden olmaktadır. )
- MEDCEZİR[Ar.] değil/yerine/= GEL-GİT
- MEDİYASTİN[Fr.] değil/yerine/= GÖĞÜS
( Göğsün, yanlardan akciğerle, önden göğüs kemiği, arkadan omurga ile sınırlanan orta bölgesi. )
- MEFRUĞUNBİH değil/yerine/= GEÇİRİ KONUSU
- MEFRUĞUNLEH değil/yerine/= GEÇİRİ ALICI
- MEKÂN ve/<> GEZİ/NTİ
( BERÂY-İ TENEZZÜH[Fars.]: Gezinti için. )
- ÖYKÜLER:
MEMLEKET ile/ve/||/<> GURBET
- MEMURLUKTA, DİSİPLİN CEZALARI:
UYARMA ile KINAMA ile KISA SÜRELİ DURDURMA ile UZUN SÜRELİ DURDURMA ile GEÇİCİ OLARAK GÖREVDEN ÇIKARMA ile MEMURLUKTAN ÇIKARMA
- MENEND/MÂNEND değil/yerine/= GİBİ, EŞSİZ, ÖRNEKSİZ
- MERAK ile/ve GERİLİM
- MER-/-MERE/-MERİC ile/||/<> MER-/MERO- ile/||/<> GRAN-
( Bölüm, parça. İLE/||/<> Kalça. İLE/||/<> Parça. )
- MESAFE ile GENİŞLİK
( DISTANCE vs. WIDTH )
- MESAME[Ar. çoğ. MESAMAT] değil/yerine/= GÖZENEK/LER
- MESİRE[Ar.] değil/yerine/= GEZİNTİ/DİNLENME YERİ
- MESİRE değil/yerine/= GEZİYER
- METALLERDE:
ALKALİ ile/ve/||/<> TOPRAK ALKALİ ile/ve/||/<> GEÇİŞ METALLERİ ile/ve/||/<> TOPRAK ile/ve/||/<> KARBON ile/ve/||/<> AZOT ile/ve/||/<> OKSİJEN ile/ve/||/<> HALOJENLER ile/ve/||/<> SOY GAZLAR
( )
- METFUN[Ar.] değil/yerine/= GÖMÜLÜ
( Gömülmüş olan. )
- MEVCUT ile/değil GEÇERLİ
( EXIST vs./and VALID )
- MEVZÛ + GÂYE
- MEYVE KILIFI/KABUĞU, PERİKARP = GILÂF-I SEMERÎ = PÉRICARPE
- MİGREN ile/||/<> GERİLİM TİPİ BAŞ AĞRISI
( Başın bir tarafında zonklayıcı ve şiddetli baş ağrısı, bulantı ve ışığa duyarlılık. İLE/||/<> Başın iki tarafında sıkışma duyusu ile ilişkili bir baş ağrısı türü. )
- MİMARLIKTA:
DAYANIKLILIK ve SAĞLAMLIK ve/||/<>/> KULLANIŞLILIK ve UYGUNLUK ve/||/<>/> GÜZELLİK
( FIRMITAS et/||/<>/> UTILITAS et/||/<>/> VENUSTAS )
- MİNİMAL KENDİLİK'TE:
GÖVDE BAĞIMLI ile GÖVDE BAĞIMSIZ
( [MİNİMAL KENDİLİK: Deneyimlerin, "anlık" ve "aracısız" öznesi olan kendilik.]
Yeni doğan bebekler, gövdeleriyle ilişkili olarak minimal öz farkındalık sergiliyor. Çevrelerindekilerin mimiklerini, istemli bir biçimde taklit edebiliyor.
İLE
Yetişkinler, olgusal bir biçimde iç gözlem yoluyla kendiliklerini deneyimlerinin öznesi olarak deneyimleyebiliyor ve kavramsallaştırabiliyor. )
- MİNNET/TARLIK = GRATITUDE, GRATEFULNESS[İng.] = RECONNAISSANCE, OUGRATITUDE[Fr.] = DANK ODER DANKBARKEIT[Alm.] = GRATIA SEU GRATITUDO[Lat.]
- MİNTAN[Fars. < NİMTEN: Yarım gövde.] değil/yerine/= GÖMLEK
- MİNYATÜR[Fr.] ile GRAVÜR[Fr.]
( Çoğunlukla eski yazma kitaplarda görülen, ışık, gölge ve oylum duygusu yansıtılmayan küçük, renkli resim sanatı. | Bu biçimde yapılmış resim. | Bir şeyin küçük ölçekte kopyası ya da benzeri. İLE Ağaç, metal ya da taş bir yüzeye ayrı katlar halinde değişik boyalar sürüldükten sonra üstteki katları yer yer kazıyarak alttaki renklerden yararlanma tekniği. | Kazıma resim. )
( İki boyutlu. İLE (Kısmî) Üç boyutlu. )
( BİHZÂD: Büyük bir Türk minyatür ressamıdır. Herat'ta yaşamıştır. )
- ...MIŞ GİBİ ile/ve GİZLİ
- MİSKE = GAZOZ
- MİSTİFİKASYON değil/yerine/= GİZEMLEŞTİRME
- MİSTİK değil/yerine/= GİZEMCİ
- MİSTİK değil/yerine/= GİZEMLİ
- MİSTİK ile GNOSTİK
( Myster: Sır, Gizem. On: Kozmos, Varlık. Mysterion: Varlığın Gizemi. Mystic: Varlığın Gizemini Bilen )
( Gizemli. İLE İrfan Öğretisi(Hristiyan Gizemi olarak da geçer). )
( Mistik deneyim, gerçekliğin akıl-dışı ve doğrudan doğruya yaşanması demektir. )
( Mistik bilgi, hiçbir zaman salt gözlemle elde edilemeyen, ancak kişinin tüm benliğiyle olaya katılması sonucu yaşanan bilgi türüdür. )
( Mistik bilgiye ulaşmak demek, değişime uğramak ya da "bilmek", "değişmek" demektir. )
( MYSTIC vs. GNOSTIC )
- MİSTİSİZM değil/yerine/= GİZEMCİLİK
- MİTOKONDRİYAL SOLUNUM ile GÖZESEL SOLUNUM
( Mitokondrilerde gerçekleşen ve besinlerden enerji üretilen bir süreç. İLE Tüm canlı gözelerinde gerçekleşen ve besinlerden enerji üretilen genel bir süreç. )
- MODELİ ELE ALAN DÜZEN ile/ve GÖZLEMİ ELE ALAN DÜZEN
( THE SYSTEM WHICH CONSIDERS THE MODEL vs./and THE SYSTEM WHICH CONSIDERS THE OBSERVATION )
- MODERN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GENİŞLETİLMİŞ
- MOĞOLİSTAN'IN:
KUZEYİ/NDE ile/ve GÜNEYİ/NDE ile/ve ORTA BÖLÜMLERİ/NDE
( Ormanlar. İLE/VE Çöl. İLE/VE Bozkır. )
- MOR ile GÖĞEM
( ... İLE Yeşile çalar mor. )
- MOR[Yun.] değil/yerine/= GÖĞEZ/GÜVEZ
- MOTİVASYON[İng.] değil/yerine/= GÜDÜLE(N)ME
- MOTIVATION[İng., Fr., Alm.] değil/yerine/= GÜDÜLENİM
- MOZAİK ÇİNİ ile/||/<> VİTRAY ile/||/<> GÜL PENCERE
( Değişik renklerde sırlanmış levha ve parçaların alçı zemin içinde dondurulmasıyla elde edilen bir süsleme tekniği. İLE/||/<> Renkli camların belirli bir kompozisyon düzeni içinde bir araya getirilişi. Avrupa'da özellikle kiliselerin pencerelerini süsleyen vitraylarda, doğaya özgü motiflerin yanında dinsel konular da belirli bir düzen içinde resimlenmiştir. İLE/||/<> Genellikle Gotik katedrallerin cephelerinde yer alan daire biçimindeki vitraylı pencere. )
- MSP ile/ve/|| IBM NEXT-GEN ile/ve/|| GOOGLE AMBASSADOR
( Microsoft Student Partner. İLE/VE/|| IBM Next Generation. İLE/VE/|| Google Ambassador. )
( Kurumların, öğrenci temsilcilerinin yararlandıkları, uluslararası sistem, ağ ve program. )
- MUAYENE(DE):
GÖSTEREN ve/|| GÖZLEYEN
- MÜBAŞERET[Ar.] değil/yerine/= GİRİŞİM
( Bir işe başlama. )
- MÜBTESİM[< TEBESSÜM] ile GÜLÜMSEYEN, TEBESSÜM EDEN
- MÜCBİR SEBEP değil/yerine/= GÜCEYİCİ NEDEN
- MÜCBİR değil/yerine/= GÜCEYİCİ
- MUCİBİNCE değil/yerine/= GEREĞİNCE
- MUCİP SEBEP değil/yerine/= GEREKÇE
- MÛCİT/KÂŞİF değil/yerine/= GELİŞTİRİCİ/BULUCU/ORTAYA ÇIKARAN
- MÜDÂVİM[Ar.] değil/yerine/= GEDİKLİ
- MÜDDET-İ İDDET:
BOŞANMIŞ ile DUL ile GEBE
( 3 ay[üç âdet dönemi] İLE 4 ay, 10 gün. İLE Doğum ile kayıtlıdır. )
( Boşanmış bir kadının tekrar evlenebilmesi için beklemek zorunda olduğu süre. )
- MÜEKKED SÜNNET ile/ve GAYR-I MÜEKKED SÜNNET
( Öğle namazının ilk sünneti. İLE/VE İkindi ve yatsının ilk sünnetleri. )
( MÜEKKED: Kuvvetle emr olunmuş. )
- MUĞBER[Ar.] değil/yerine/= GÜCENMİŞ/GÜCENİK, KÜSKÜN
- MUHABBETİN/AŞKIN DERECELERİ'NDE:
MEYL ile/||/<>/> ARZU ile/||/<>/> SAHÂBET ile/||/<>/> GARÂM ile/||/<>/> VEDÂD ile/||/<>/> ŞEGAF ile/||/<>/> TEFÎN ile/||/<>/> TEABBÜD ile/||/<>/> HULLET ile/||/<>/> IŞK
( Öteki dillerde bizim "muhabbet" gibi çok anlamlı bir sözcük var mıdır bilmem. Ama şu kadarını söyleyeyim... Bizi bilmek demek, biraz da bu sözcüğü tüm anlamlarıyla bilmek demek...
Muhabbeti; sevgi, aşk, sevdâ, dostluk, bağlılık, sohbet, yârenlik etmek anlamlarında kullanıyoruz. Birini sevdiğimizde ona muhabbet besleriz. Sevdiğimizle oturup konuştuğumuzda muhabbet etmiş oluruz. Bir erkek ile bir kadının birbirini tanımasına ve sevmesine vesile olanlara "muhabbet tellâlı" deriz. Ama konu tasavvuf olunca sözcük farklı anlamlar kazanmaya başlar.
Eskiler, muhabbeti, şiddetine göre on dereceye ayırmış. Öncesi ilgi duymak, sonrası muhabbetin şiddetiyle yok olmak olan muhabbet olmaz ise yolculuk da olmaz. Sırayla açıklayalım...
1. MEYL: Sözlükte bir yöne doğru yönelmek, eğilmek, eğik duruma gelmek anlamı verilmiş. Biz ise birine ya da bir şeye yönelmek, sevgi, ilgi göstermek, istek ve arzu duymak anlamlarında kullanıyoruz. Tasavvufta yolun en başındakilere muhib deriz. Muhib, ilgi duyan kişidir. Yolun başı ise ilgi duymaktır. O yüzden;
Âşık oldur kim kılar cânın fedâ cânânına
Meyl-i cânân itmesin her kim ki kıymaz cânına
(Fuzûlî)
İlgi duymaya başladığımız anda yolculuğumuz başlar. Çünkü meyl ile başlayan yolculuğun sonu bu uğurda canını vermektir.
2. ARZU: Meyl, irâdeye yükselirse arzu adını alır. İrâdeye yükselmesi ise yâri istemek ile olur. Ama bunun da bir bedeli vardır.
Cân la’lin eyler arzû yâr içmek ister kanımı
Yârâb ne vâdîdir bu kim cân teşne cânân teşnedir
(Bâkî)
3. SAHÂBET: Benimseyip koruma, kayırma suretiyle sâhiplenme, sâhip çıkma anlamlarında kullandığımız sözcük, Arapça olmasına karşın anlamını Türkçe'de kazanmış. Kişinin arzu ettiği kişiye karşı, gönlünden bir akış, bir eğilim peyda olması sonucunda da korumaya, sahiplenmeye başlar.
4. GARÂM: Olağanüstü sevgi, şiddetli arzu ve iştiyâk, büyük aşk anlamına gelen garâm, sevginin gönle âdeta yapışmasıdır.
Cenap Şehabeddin;
Uyan ey bister-i sînemde yatan tıfl-ı garâm
derken âşık olmaya başladığını ya da âşık olmak arzusunu dile getiriyordu.
5. VEDÂD: Sevgi, dostluk, muhabbet anlamlarına gelen vedâd, muhabbetin saf ve katıksız durumu. Gönülden öteki eşya ve kişilere olan ilginin atılması durumu. Aynı sözcükten türeyen vedûd ise “Kullarını çok seven, onları lûtfa, ihsâna gark eden; sevilmeye lâyık ve müstahak yalnız kendi olan” anlamında Allah’ın adlarındandır.
6. ŞEGAF: Sevginin kalbi istilâ etmesi, aşırı sevgi, mecnûnca, çılgınca sevme. Kalp, sevilen şey dışındakilerden temizlenince bu sefer sevgi coşmaya başlar, kalbin tamamını fetheder, istilâ eder.
7. TEFÎN: Örümcek ağı demek olan tefîn, aşkın bir üst derecesi. Kalbin her yanını istilâ eden sevgi, kalpten taşmaya başlar. Kalpten taşmaya başlaması ise kontrolün aşk sahibinin elinden çıkıp aşkın eline geçmeye başlamasıdır. Öyle ki aşk, örümceğin ördüğü ağ gibi kişinin her tarafını kapsar, örer, onu âdeta sıkı sıkı bağlar.
8. TEABBÜD: Kul köle olmak, tapınmak anlamındaki teabbüd, kişinin artık aşkın elinde oyuncak olduğu haldir. Bu durumdaki âşığı, Hayretî şöyle anlatır:
Gam yeriz kan yutarız kûşe-i mihnette müdâm
Sanma biz kevser-i cennât-ı naîmin kuluyuz
9. HULLET: Gerçek dostluk anlamındaki hullet, sevgiliden başka kimsenin kalmadığı durumu açıklamak için kullanılır. Hullette iki özellik bulunur. Biri sadâkât yani doğruluk, öteki de samimiyet. Aşkın sondan bir önceki durumudur. Artık aşkın gerçek olduğundan, heves ya da yanılsama olmadığından emin olunmuştur.
10. IŞK: Muhabbetin en son hali ve en aşırı derecesidir. Halkanın tamamlandığı son zincir. Zât, sıfata meylettiğinde, kalpte ortaya çıkarak tüm damarlarda akıp tüm organlara yayılan aşırı muhabbet. Hallâc’ın her tarafı kesildiğinde, kanının yerlere Allah Allah diyerek akmasının nedeni de Züleyha’nın kanının Yusuf diye diye akmasının nedeni de budur. Işk öyle bir durumdur ki kişinin nazarında, sevdiğinden başka bir şey olmaz ve tüm ilgisini sevdiğine gösterir. Sadece gözleriyle ve gönlüyle değil baştan ayağa tüm âzâsıyla sevdiğini müşâhede eyler.
Tasavvuf, meyl ile başlayıp ışk ile biten bir yolculuktur. O yüzden,
Muhabbet bir kef-i Dâvud’dur pûlâdı mûm eyler
(Suzî-i Prizrenî)
ve
Muhabbet öyle bir sırdır ki bin setr et nihân olmaz
(Îzzet Molla)
Işk sahipleri nerede olursa olsun hemen bilinir.
Son sözü de Fuzûlî söylesin:
Aşk imiş her ne vâr âlemde
Muhabbetiniz daim, aşkınız bâkî ve dâim olsun.
İsmail Güleç (Prof.Dr.) | www.ismailgulec.net
)
( Aşk Merdiveni [Diotima]
6. Basamak: Aşkın kendine duyulan aşktır. Kişi, güzelliği kendi biçiminde görür ve aşkın güzelliğini olduğu gibi sever. Her özel ve güzel olan, bu biçimle bağlantısı nedeniyle güzeldir.
5. Basamak: Genel olarak bilgiye duyulan aşktır.
4. Basamak: Yasalara ve kurumlara duyulan aşktır.
3. Basamak: Nefs sevgisidir. Bu, fiziksel özelliklerin bir kenara bırakıldığı, manevi ve ahlâkî güzelliğin sevgiyi tetiklediği aşamadır. Bu adımda, kişi, nitelikli zihinlere âşık olacaktır.
2. Basamak: Tüm güzel gövdelerin sevgisidir. Kişi, tüm gövdesindeki güzelliği görür ve farkları sevmeyi öğrenir.
1. Basamak: Tek bir gövdenin sevgisidir. Bu aşk, belirli bir gövdeye duyulur. Fiziksel özelliklere duyulan bir istektir. )
- MUHABİR[Ar.] değil/yerine/= GAZETECİ
- MUHÂCİR[Ar. < HİCRET] değil/yerine/= GÖÇMEN
( Göçmen, göç eden. | Bir ülkeden kalkıp, bir başka ülkede yerleşen. )
- MUHTAÇ OLMAK/İHTİYAÇ DUYMAK değil/yerine/= GEREKSİNMEK/GEREKSİNME DUYMAK
- MUHTAÇ değil/yerine/= GEREKSER
- MUHTEŞEM[Ar.] değil/yerine/= GÖRKEMLİ/GÖSTERİŞLİ
- MUKAVVİ[Ar.] değil/yerine/= GÜÇLENDİRİCİ
- MUKAYYET(BİTİMLİ/KAYITLI/SINIRLI) VARLIK ile GAYRİ-MUKAYYET VARLIK
( LIMITED EXISTENCE vs. EXCEPTION OF LIMITED EXISTENCE )
- MUKAYYET(BİTİMLİ/KAYITLI/SINIRLI) VARLIK ile GAYRİ-MUKAYYET VARLIK
( Kaydı, kayıttan âzâde olanlar anlar. )
( LIMITED EXISTENCE vs. EXCEPTION OF LIMITED EXISTENCE )
- MÜKEMMELİYETÇİ/LİK ile/ve/değil/<> GARANTİCİ/LİK
- MUKTEZA/MUKTEZİ[Ar.] değil/yerine/= GEREKLİ
( Gereken, gerekli olan. | Bir iş yapılırken, gerekli işlemlerin tümü. )
- MÜLTEFİT[Ar.] değil/yerine/= GÜLERYÜZLÜ
- MULTİPL SKLEROZ ile/||/<> GUİLLAİN-BARRÉ BELİRGESİ/SENDROMU
( Merkezi sinir düzeninde miyelin kılıfının hasarı ile ilişkili bir bağışıklık sayrılığı. İLE/||/<> Periferik sinir düzeninde miyelin kılıfının hasarı ile ilişkili bir bağışıklık sayrılığı. )
- MÜMİN/ZÂKİR ile GÂFİL/KÂFİR
( Zikrettiğinin farkında olan. İLE Zikrettiğinin farkında olmayan, zikrettiğini idrak edemeyen. | Güzeli görmeyen. )
( [gideceği yere] Koşa koşa giden. İLE/>< Sürüklene sürüklene götürülen. )
- MÜREFFEH değil/yerine/= GÖNENÇLİ
- MÜREKKEPBALIĞI ve/||/<> GELİNCİK ve/||/<> SALYANGOZ
( Avlarını, hipnoz ederek de avlayabilirler. )
- MÜRTECİ değil/yerine/= GERİCİ
- MÜSÂDERE (ETMEK) değil/yerine/= GÜCERLE ALIM/ALMAK
- MÜŞÂHEDE (ETMEK) değil/yerine/= GÖZLEM/LEMEK
- MÜŞÂHEDE[Ar. < ŞUHÛD] değil/yerine/= GÖRME | GÖZLEM
- MUSAKKÂ ile/||/<> GAYR-İ MUSAKKÂ
( Sulu[suyu olan] tarla. İLE/||/<> Susuz tarla. )
- MÜSÂMERE[Ar. < SEMR] değil/yerine/= GÖSTERİ
( Okullarda, öğrencilerin sunduğu, içeriğinde koşuk, oyun gibi gösterilerin yer aldığı eğlence. | Çoğunlukla akşam toplantısı/eğlencesi. )
- MÜŞKİLÂT[< MÜŞKİL] ile GÜÇLÜKLER, ZORLUKLAR
( GÜÇLÜKLER, ZORLUKLAR )
- MÜŞKÜL[Ar.] değil/yerine/= GÜÇ, ZOR, ÇETİN | ENGEL, GÜÇLÜK/ZORLUK
- MÜŞKÜLPESENT[Ar., Fars.] değil/yerine/= GÜÇ BEĞENEN, GÜÇBEĞENİR, TİTİZ
- MÜSTAKBEL[Ar. < KABL] değil/yerine/= GELECEK
( KARŞILANAN | ÖNDE BULUNAN, İLERİDEKİ, GELECEK )
- MÜSTAKBEL değil/yerine/= GELECEKTEKİ
- MÜSTELZİM[Ar.] değil/yerine/= GEREKTİREN | GEREKEN/GEREKLİ OLAN
- MÜTA[Ar.] değil/yerine/= GEÇİCİ KAZANÇ
- MUTAJENİK/MUTAGENIC[İng.] değil/yerine/= GEN DEĞİŞTİRICİ
- MUTAJENİTE/MUTAGENICITY[İng.] değil/yerine/= GEN DEĞİŞTİRICİLİK
- MÜTEADDİ değil/yerine/= GEÇİŞLİ
- MÜTEBAHHİR[Ar.] değil/yerine/= GENİŞ/DERİN BİLGİSİ OLAN
- MÜTEBESSİM[< BESM] değil/yerine/= GÜLÜMSEYEN/GÜLEÇ :)
- MÜTEKELLİM ile/ve MUHATAP ile/ve GAİP
( Ben. İLE/VE Sen. İLE/VE O. )
- MÜTEŞEBBİS[Ar.] değil/yerine/= GİRİŞİMCİ
- MÜTEŞEBBİS[Ar.] değil/yerine/= GİRİŞKEN/GİRİŞİMCİ
- MUTFAK ile GALİ[Fr. < Ar.]
( ... İLE Alçak ve altı düz gemi. | Gemilerin üst güvertelerinde ve palavralarında bulunan mutfak. )
- SALTIK/MUTLAK ile/ve GÖRELİLİK
( Göreli olan, mutlak kabul edildikçe, çatışma, kaçınılmazdır. )
- MUTLAK ile/ve/değil GÜVENİLİR
- MUTLAK/KAPSAMLI/TAMAMEN BAĞIŞIKLIK ile GÖRELİ BAĞIŞIKLIK
( En güçlü ve geniş bağışıklık olarak kabul edilen mutlak bağışıklığa göre şüpheli, sanık ve tanık, tanıklık yaptığı sıradaki verdiği beyânı ile ilgili hiçbir suçtan kovuşturulamaz. Fakat şüpheli, sanık ve tanığın, bağışıklık kapsamında ileri sürdüğü asıl suçla bağlantılı olmayan kanıtın kullanımı olanaklıdır. Savcının, kovuşturma yapmayacağına dair hukuka aykırı vaadi, mutlak bağışıklık sunmaz. Savcı, ancak gerçeğe ulaşmak için önem taşıyan durumlarda, bağışıklık tanınması konusunda mahkemeye öneride bulunabilir. Ayrıca, kişiye, mutlak bağışıklık tanınmışsa, savcı, bir sonraki ceza davasında kullandığı kanıtın, hukuka uygun ve bağışıklık ile elde edilen tanıklıktan bağımsız olduğunu kanıtlamak zorundadır. İLE Sadece, bağışıklık sağlanması yoluyla elde edilen beyân ve bu beyân aracılığıyla elde edilen kanıtlar, sanığın, bu suçlardan dolayı takip eden kovuşturmasında kullanılamaz. )
- MUTLULUK ile/ve GÜÇ
( HAPPINESS vs./and POWER )
- MUTLULUK = SAADET = HAPPINESS[İng.] = BONHEUR, FELICITÉ[Fr.] = GLÜCK[Alm.] = FELICITAS[Lat.] = FELICIDAD[İsp.]
- MUVAZZAF[Ar.] değil/yerine/= GÖREVLİ
( Bir görev ve hizmetle yükümlü olan kişi. | Silahlı Kuvvetler'de çalışan, meslekten subay ve astsubaylarla, askerlik hizmetini yapan erler. )
- MUVAZZAF değil/yerine/= GÖREVLİ
- MÜZAKERE[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= GÖRÜŞLEŞME/K
- NAFAKA[Ar.] YÜKÜMÜ değil/yerine/= GEÇİMLİK YÜKÜMÜ
- NAMAZ ile GECE NAMAZI(VİTR)
- NÂMİYE ile ĞAZİYE ile MÜVELLİDE
( Büyüme. İLE Beslenme. İLE Üreme. )
- NAMUS ile/ve GÜVEN
- NARBÜLBÜLÜ/ARDIÇKUŞU(TURDUS PILARIS[Lat.], ROBIN[İng.], Avrupa ve Asya ormanlarında yaşar.) ile/ve BAYIR KUŞU ile/ve ÇALI KUŞU ile/ve ÇAMURCUN ile/ve DALGIÇ KUŞU ile/ve DEVEKUŞU ile/ve FIRTINA KUŞU ile/ve GELİNKUŞU[Lat. OTOCORIS PENCILLATUS] ile/ve İNCİRKUŞU[Lat. ANTHUS TRIVIALIS] ile/ve İSHAK KUŞU/BATAKLIKBAYKUŞU[Fars. ŞEB-ÂVÎZ][ayağından asılarak başaşağı sarkar ve öter] ile/ve KARDİNALKUŞU ile/ve KARİYAMA(Güney Amerika'da) ile/ve KAŞIK GAGA ile/ve KAŞIKCI KUŞU ile/ve KEDİKUŞU ile/ve KELAYNAK[Sadece bu üç yerde: BİRECİK-URFA, FAS, PALMİRA ÇÖLLERİ-SURİYE][Lat. GERONTICUS EREMITA]17 Şubat, Birecik'te, Kelaynak Günü'dür! ile/ve KUYRUKKAKAN[Afrika ile/ve Asya'da][Lat. SAXICOLA] ile/ve MALURUS[Avustralya'da] ile/ve MAMO[Hawaii'de] ile/ve MANAKİN[Amerika'da] ile/ve MİNO[Asya'da] ile/ve MOA ile/ve MOHO ile/ve MUHABBET KUŞU ile/ve ÖRÜMCEK KUŞU[Lat. LANIUS] ile/ve TARLA KUŞU ile/ve YAĞMUR KUŞU ile/ve ALICI KUŞ ile/ve BOĞMAKLI KUŞ ile/ve MAKARALI KUŞ ile/ve SAKSAĞAN(AK'AK[Ar.], PÎSE[Fars.], PICA PICA[Lat.]) ile/ve SAKARMEKE ile/ve SIĞIRCIK(MÜRG-İ ZÎREK/ZÎREK-SÂR, LÂLESAR[Fars.], STURNUS VULGARIS[Lat.]) ile/ve İBİBİK, ÇAVUŞ KUŞU, HÜDHÜD[çoğ. HEDÂHİD][HÛC-I HÜDHÜD:
İbibik ibiği.](EBÜRREBÎ', UPUPA EPOPS[Lat.]) ile/ve ÖZKUŞU ile/ve PAPUÇGAGA[Afrika'da] ile/ve POTU(Güney Amerika'da) ile/ve POYRAZKUŞU ile/ve SUBAKALI ile/ve TORGU ile/ve TURAKO/MUZCUL(Afrika'da yaşar.) ile/ve UZUNBACAK ile/ve ÜVEYİK(TURTLE DOVE[İng.], STREPTOPELIA TURTUR[Lat.]) ile/ve YEŞİLBAŞ
( Kolombiya'da, dünyadaki tüm ülkelerdeki kuş türlerinden daha fazla kuş türü bulunur. )
- NAZ ile/ve/değil GAZ
- NAZAL değil/yerine/= GENİZCİL
- NAZARAN/KIYASLA değil/yerine/= GÖRE/ORANLA
- [ne] İNCİNME ile/ve/||/<>/ne de GÜCENME
- NEDENİNİ GÖRÜP:
GÖZARDI EDEN / KAYITSIZ KALAN(LARDAN OLMAK) ile/değil/yerine GÖRDÜKLERİNDEN HOŞLANMAYANLARDAN OLMAK
- ... NEDENİYLE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ... GEREĞİNCE
- NEDEN/SEL/LİK ile/ve GEREKÇE/Lİ/LİK
( [durumdan/olaydan] Önce. İLE/VE Sonra. )
( CAUSE vs./and JUSTIFICATION )
- NEFS/KAN ve/> GÖNÜL
( ... VE/> Nefsin imana gelmiş hali. )
- NEGATİF/POZİTİF TAM SAYILAR / SAYMA SAYILARI
ile
DOĞAL SAYILAR
ile
GERÇEK/GERÇEL/KARMAŞIK SAYILAR
ile
ORANTISAL/RASYONEL SAYILAR
( -3, -2, -1 / 1, 2, 3, ... ~
İLE
1, 2, 3, ... ~
İLE
-3, -2, -1 0 1, 2, 3, ... ~
İLE
0, 0.1, 0.2, 0.3 ... 0.8, 0.9, 1, 1.5, 2, 2.8, 3, ... ~
)
(
Sayı Türü | Açıklama | Örnek |
---|---|---|
Doğal Sayılar (N) | Sıfır ve pozitif tam sayılar | {0, 1, 2, 3, ...} |
Tam Sayılar (Z) | Negatif tam sayılar, sıfır ve pozitif tam sayılar | {... -2, -1, 0, 1, 2, ...} |
Rasyonel Sayılar (Q) | Kesir olarak tanımlanabilen sayılar | 1/2, -3/4, 5 |
İrrasyonel Sayılar | Ondalık gösterimi sonsuz ve döngüsel(periyodik) olmayan sayılar | √2, π, e |
Gerçek Sayılar (R) | Rasyonel ve irrasyonel sayıların birleşimi | √2, 3/4, -5 |
Karmaşık Sayılar (C) | Gerçek ve sanal bölümlerden oluşan sayılar | a + bi (i² = -1) |
Asal Sayılar | Sadece 1 ve kendine bölünebilen sayılar | 2, 3, 5, 7, 11 |
Çift Sayılar | 2 ile tam bölünebilen sayılar | 0, 2, 4, 6 |
Tek Sayılar | 2 ile tam bölünemeyen sayılar | 1, 3, 5, 7 |
Pozitif Sayılar | 0’dan büyük sayılar | 1, 2, 3, ... |
Negatif Sayılar | 0’dan küçük sayılar | -1, -2, -3, ... |
Sıfır (0) | Ne pozitif, ne de negatif olan nötr bir sayı | 0 |
- NEHY ile GÜNAH
( Olumsuzluk. | Yasaklama. İLE ... )
- NELER DOĞAR ve/||/<>/< GÜN DOĞMADAN
( Gün doğmadan, neler doğar. )
- NEM <> GAM
( Duvarı yıkar. <> İnsanı yıkar/bitirir[/öldürür]. )
- NEM ile GÖNEN
( ... İLE Ekilecek toprağın sulandırılması. | Nem, rutubet. | Nemli toprak. )
- NERGİSZAMBAĞI = GÜZELHATUNÇİÇEĞİ
( Soğanla üretilen, iri ve güzel çiçekli bir süs bitkisi. )
( AMARYLLIS )
- NEŞE ve/<>/< GÜVEN
- NEŞE = NEŞVE = MERRIMENT, CHEERFULNESS[İng.] = GAIETÉ[Fr.] = HEITERKEIT[Alm.] = HILARITAS[Lat.]
- NESNELLİKTE:
ÖLÇÜLEBİLİR/LİK ile/ve/||/<> KESTİRİLEBİLİR/LİK ile/ve/||/<> GÖZLEMLENEBİLİR/LİK
- NESNENİN DURUMLARINDA:
KATI ile/ve AMORF KATI ile/ve SIVI ile/ve GAZ ile/ve PLAZMA ile/ve SÜPER AKIŞKAN ile/ve SÜPER KATI ile/ve DEJENERE KATI ile/ve NÖTRONYUM ile/ve GÜÇLÜ SİMETRİK NESNE ile/ve ZAYIF SİMETRİK NESNE ile/ve KUARK-GLUON PLAZMA ile/ve FERMİYONİK YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞTIRMASI ile/ve ACAYİP NESNE
( ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE Bir gaz boşalma tüpünde, elektron ve artı iyonları, yaklaşık olarak eşit sayıda içeren, iyonlaşmış gaz ortamı. | Güneşteki ısıl nükleer tepkimelerin oluştuğu, çok yüksek sıcaklıkta oldukça yüksek derecede iyonlanmış, maddenin dördüncü durumu olarak da tanımlanan akışkan ortam. İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... )
( )
- NEY ile GİRİFT[Fars.]
( ... İLE Birbirinin içine girip karışmış, girişik, çapraşık. | [eski güzel yazı sanatında] Boş yer bırakmayacak biçimde, iç içe istif edilmiş yazı. | Türk müziğinde kullanılmış, neye benzeyen bir çalgı. )
- NEZÂRET MAKAMI değil/yerine/= GÖZETİM KATI/GÖZETİM ORUNU
- NEZÂRET değil/yerine/= GÖZALTI/GÖZETİM
- NEZÂRETHANE/NEZÂRET değil/yerine/= GÖZALTI YERİ/GÖZETKE
- NEZLE/DUMAĞI/TUMAĞI/İNGİN/ZÜKÂM[Ar.] ile GRİP ile KORONA(CORONA)/COVID-19 ile HANTA
( NEZLE
Nedeni: Çok sayıda virüs bu hastalığa yol açabilir.
Zamanı: Yılın her zamanı.
Yayılma şekli: Burun ya da ağız yoluyla giren zerreler.
Kuluçka Süresi: İki haftaya kadar çıkabilir.
Ateş: Zaman zaman.
Üşüme: Nadiren.
Kas Ağrısı: Zaman zaman.
Boğaz Ağrısı: Hafif ve aralıklı.
Öksürme: Yaygın.
İshal: Yaygın olabilir.
Kusma: Yaygın olabilir.
Zatürree: Hiç yaygın değil.
Tedavi: Belirtilere karşı reçetesiz ilâçlar.
Önlem: Elleri dikkatle yıkamak.
İLE
GRİP
Nedeni: A ya da B grip virüsü.
Zamanı: Sonbahar ve kış sonu.
Yayılma şekli: Burun ya da ağız yoluyla giren zerreler.
Kuluçka Süresi: İki gün.
Ateş: Genelde her zaman.
Üşüme: Yaygın.
Kas Ağrısı: Yaygın ve bazen ağır.
Boğaz Ağrısı: Acı verici ve daha inatçı.
Öksürme: Yaygın.
İshal: Yaygın değil.
Kusma: Genellikle görülmez.
Zatürree: Meydana gelebilir.
Tedavi: A... ya da R...
Önlem: Elleri dikkatle yıkamak. | Grip aşısı. )
( )
( )
( )
( )
( NEVÂZİL, SÜTÂ', ZÜKÂM ile ... ile ... )
- NİCEL ÇOKLUK ile/ve GENEL KABUL/LER
( QUANTITATIVE MAJORITY vs./and GENERAL ACCEPTANCE/S )
- [ne yazık ki]
NİCELİK EGEMENLİĞİ ile/ve/<> DEĞERSİZLİK ile/ve/<> GÖRELİLİK
- NİFAK değil/yerine/= GEÇİMSİZLİK/ANLAŞMAZLIK/ARABOZU
- NİGÂH-BÂN değil/yerine/= GÖZCÜ, BEKÇİ
- NIM/NONİNVAZİV MONİTORİZASYON NONİNVASIVE MONİTORING[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN İZLEÇLEME
- NIMV/NONİNVAZİV MEKANİK VENTILASYON NONİNVASIVE MECHANICAL VENTILATION[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN MEKANİK SOLUTMA
- ..., ...'NIN:
"GÖSTERİSİ" değil GÖSTERGESİ
- NİŞASTA ile/ve/||/<>/> GLİKOJEN
( Bitkilerde enerji depolayan polisakkarit. İLE/VE/||/<>/> Hayvanlarda enerji depolayan polisakkarit. )
- NİSPET ile GÖRE
( RATIO vs. ACCORDING TO )
- NİSPET ile GÖRELİLİK/İZÂFET
( Bir değişkenin bir sabite oranı. İLE İki değişkenin birbirine bağlı oranı. )
( Birinin değişkenliğinde. İLE İkisinin de değişkenliğinde. )
( RATIO vs. RELATIVITY )
- NİSYAN ile GAFLET
( Kendi muhtaç himmete, bir dede
Nerede kaldı, gayrıya himmet ede )
- NİTELİK ile/ve GEÇERLİLİK
( QUALITY vs./and VALIDITY )
- NİV/NONİNVAZİV VENTILASYON NONİNVASIVE VENTILATION[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN SOLUTMA
- NİYET DİLLERİ ile/ve/<> GERÇEK DİLLER
( Amaca bağlandıkları zaman anlam oluşur. İLE/VE/<> Anlam, doğrudan üzerinde/içinde aranır/bulunur. )
( Arâmî, Âsır, Keldânî, Süryânî, İbrânî ve giderek Arâbî dillerin yapısı "niyet dili"dir. Bu kavram "niyete bağlı", "anlam/mânâ dili" niteliğini taşımaktadır. Niyet dillerinde yazı dili yalnızca ünsüzlerle kurulur ve okunurken ünlendirilir. Yunanca Hermes olarak kodlandırılmış olan sözcük aslen "HRM" olarak kodlanmakta ve "Hiram" diye ünlendirildiğinde "Nurlanmış" anlamına gelmektedir. )
( INTENTIONAL LANGUAGES vs./and/<> CORRECT LANGUAGES )
- NİYET ve/||/<> GAYRET ve/||/<> DİRÂYET[YETENEK]
- NİYET ile GELİŞİGÜZEL/LİK, GÖRELİ/LİK
- NİYET ile/ve/<> GEREKSİNİM
( INTENTION vs./and/<> NEED )
- NİYET ve/> GİRİŞİM
- NİYET ile/ve/||/<> GİZEM
- NO ADMITTANCE | GİRİLMEZ değil/yerine GİRİLMEZ (NO ADMITTANCE)
( Önce/üstte Türkçe'si, sonra/altında İngilizce'si. )
- noct. maneq.[Lat. < NOCTE MANEQUE] değil/yerine/= GECE VE SABAH
- noct.[Lat. < NOCTE] değil/yerine/= GECELEYİN, GECE VAKTİ
- NOKTA-İ NAZAR değil/yerine/= GÖRÜŞ/BAKIŞ AÇISI
- NOKTÜRNAL/NOCTURNAL[İng.] değil/yerine/= GECEYE İLİŞKIN
- NOMİNAL ÜCRET ile GERÇEK ÜCRET
- NONİNVAZİV MONİTÖRİZASYON /GİRİŞİMSEL OLMAYAN MONİTÖRİZASYON/NONİNVASIVE MONİTORING[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN İZLEME
- NONİNVAZİV/NONİNVASIVE[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN
- NONİNVAZİV VENTILASYON/NONİNVASIVE VENTILATION[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN SOLUTMA
- NÖRON/LAR ile/ve/<> GÖKADA/LAR
- NÖROPRAKSİ/NEUROPRAXIA[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ SİNİR İLETİ KESİNTISİ
- NOSTALJİ değil/yerine/= GÜNDEDÜN
- NOTA ile/ve GADUFU
( ... İLE/VE Japon müzik yazısı. )
- NÜMAYİŞ değil/yerine/= GÖSTERİ
- NÜMÂYİŞ[Fars.] değil/yerine/= GÖSTERİŞ
- NÜMUNE[Fars.]/MOSTRALIK[İt.] değil/yerine/= GÖSTERMELİK
( Göstermelik. | Kötü ya da yersiz davranışlarıyla göze batan kişi. )
- NUN HARFİNİN:
GÖRÜNEN ANLAMLARI ile/ve/||/<> GÖRÜNMEYEN ANLAMLARI
- ÖBEK ile GÖBEK
- ÖBEK = GROUP[İng.] = GROUPE[Fr.] = GRUPPE[Alm.] = GRUPO[İsp.]
- OBSERVER BİAS değil/yerine/= GÖZLEMCİ YANLILIĞI
- OBZERVASYON/OBSERVATION[İng.] değil/yerine/= GÖZLEM
- PİŞİRME:
OCAKTA ile/ve FIRINDA ile/ve GÜNEŞİN ISITTIĞI TAŞTA
- OCT/OKT/OPTİK KOHERENS TOMOGRAFİ OPTIC COHERENCE TOMOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= GÖRME EŞEVRELİ KESITÇEKİM
- OR/ODDS RATIO[İng.] değil/yerine/= GÖRELİ ORAN
- ÖDEV ile/ve/||/<> GÖREV
- ODON-/ODONT-/ODONTİA- ile/||/<> GİNGİV-/GİNGİVO- ile/||/<> ULE-/ULO- ile/||/<> CEMENTO-
( Diş, dişli. Diş biçiminde, diş tedavisi, dişin durumu. İLE/||/<> Diş etleri ile ilgili. İLE/||/<> Diş etleri ile ilgili, skarla ilgili. İLE/||/<> Diş sementumu ile ilgili. )
- ODYOVİZÜEL değil/yerine/= GÖRSELİŞİTSEL
- ÖFKE ile/ve/||/<>/> GERGİNLİK
- ÖFKE ile/değil/yerine/>< GÜLÜMSEME :)
( Öfkenin uzaklaştırdığını, gülücükler geri getiremez. )
- OFTALMİK/OPHTHALMIC[İng.] değil/yerine/= GÖZ (İLİŞKİLİ)
- OFTALMOLOG değil/yerine/= GÖZBİLİMCİ
- OFTALMOLOJİ/K değil/yerine/= GÖZBİLİM/SEL
- OFTALMOSKOP/OPHTALMOSCOPE[İng.] değil/yerine/= GÖZ İÇİ GÖRECİ
- [ÖĞRENİYORUZ/ANLIYORUZ]
OKUDUĞUMUZU ile/ve/<> DUYDUĞUMUZU ile/ve/<>
GÖRDÜĞÜMÜZÜ ile/ve/<>
HEM DUYUP, HEM GÖRDÜĞÜMÜZÜ ile/ve/<>
TARTIŞTIĞIMIZI ile/ve/<> DENEYİMLEDİĞİMİZİ ile/ve/<>
ANLATTIĞIMIZI/ÖĞRETTİĞİMİZİ
( %10 ile/ve/<> %20 ile/ve/<> %30 ile/ve/<> %50 ile/ve/<> %70 ile/ve/<> %80 ile/ve/<> %95 )
( [WE LEARN, WHAT WE]:
READ vs./and/<> HEAR vs./and/<> SEE vs./and/<> SEE & HEAR vs./and/<> DISCUSS vs./and/<> EXPERIENCE vs./and/<> TEACH )
- ÖĞRETMEK ile/ve/<>/değil/yerine GÖSTERMEK
( [not] TO TEACH vs./and/<>/but TO SHOW
TO SHOW instead of TO TEACH )
- ÖKARYOT değil/yerine/= GERÇEK ÇEKİRDEKLİ
- ÖKE/DEHÂ ve/||/+/<>/> GÜZELLİK
- ÖKE = DÂHİ = GENIUS[İng.] = GÉNIE[Fr.] = GENIE[Alm.] = GENIUS < GIGNO:YARATIYORUM[Lat.] = GENIO[İsp.]
- ÖKELİK = DÂHİLİK = GENIALITÉ[Fr.] = GENIALITÄT[Alm.]
- ÖKLİD GEOMETRİSİ:
YER/DÜNYA İÇİN değil GÖK İÇİN
- OKTAV ile/ve/< GAM ile/ve/< AKOR(D)[< Lat. ADCORDIS: Akıl ve gönüle doğru.]
( İki Do arası. Sekiz sesten oluşan ses. İLE/VE Notaların baştan sona ve/ya da sondan başa tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE/VE Üç ya da daha çok sesten oluşan üçlü aralıklar şeklinde dizilebilen her uyum. | En az üç sesin aynı anda çalınması. )
( Türk mûsikîsinde Akord Ney'e göre yapılır. )
( OCTAVE vs./and SCALE(/HEXACHORD) vs./and ACCORD )
- OKÜLER değil/yerine/= GÖZLEÇ
- OKUMA:
DOĞRUSU ile/ve/||/<>/> GÜZELLEŞTİRME
- OLABİLİR ile GİBİ
( PROBABLE vs. LIKE )
- OLANAKLAR ve/||/<>/>/< GELİŞME HAKKI
- OLANAKLILIK ile/ve/<> GEÇERLİLİK
- OLANAKLILIK ile/ve/<> GERÇEKLİK
- OLAY ve/<> GELİŞİGÜZEL/LİK
- ÖLÇÜSÜZ/LÜK ile/ve/değil/||/<> "GEMSİZ/LİK"
- ÖLÇÜT ile/ve/||/<> GEREKÇE
- OLDUĞUN GİBİ GÖRÜNMEK/KONUŞMAK ile/ve/<> GÖRÜNDÜĞÜN/KONUŞTUĞUN GİBİ OLMAK
( Kendinizi olduğunuz gibi bilmek için tüm fikirlerden vazgeçiniz. )
( TO VISUALIZE LIKE HOW/WHAT YOU ARE vs./and/<> TO BE LIKE HOW/WHAT YOU ARE
To know yourself as you are, give up all ideas. )
- OLGU ile GERÇEK
( FACT vs. REAL/ITY )
- OLGU ile/ve/değil/<> GÖRÜNÜŞ
- OLGUCULUK/POZİTİVİZM ile GÖRÜNGÜ BİLİM/FENOMENOLOJİ
( Bilginin sadece gözlemlenebilir ve ölçülebilir olgulara dayandığını savunan felsefi yaklaşım. İLE Bilinç ve deneyimlerin yapısını inceleyen felsefi yaklaşım. )
- OLGUN BİRİKİM ve/||/<> GENÇ ENERJİ
- OLGUN/LUK ve/||/<> AKILLI/LIK ve/||/<> GÜÇLÜ/LÜK
( Hatalarımızı kabul edebilecek kadar. VE/||/<> Hatalarımızdan ders alabilecek kadar. VE/||/<> Hatalarımızı düzeltebilecek kadar. )
- ÖLÜLER KİTABI değil GÜNIŞIĞINA ÇIKIŞ KİTABI
- ÖLÜM KORKUSU < GÖVDE ZANNI
- ÖLÜM ile/ve GÖMÜT/SİN OBRUĞU/MEZAR/MAKBER/E / MERKAD/MERKAT/METFEN[Ar.], GÛR[Fars.], MAŞATLIK[Yahudi mezarlığı], DARÎH/ZARÎH[Ar.]/NEKROPOL[Yun.]
( Ölüler kokmasın diye, derin çukurlara gömülür. Ölçünün olmadığı dönemlerde bu çukurların derinliğini "mezarı kazanın beline kadar" diyerek ölçüye vurmuşlardır. Bu, "bele kadar" ölçüsü, eril gövdeler içindir. Dişil gövdeler daha yağlı olduklarından, onların mezarlarını, "mezarı kazanın göğsüne kadar" diyerek tarif etmişlerdir. )
( Yakının ölümünü kabul aşamaları: Reddediş > Öfke > Uyum > Üzüntü > Kabul )
- OLUMSUZ KOŞULLAR:
GEÇİRİCİ ile/ve/değil/yerine/<> GEÇİCİ
- OLUMSUZ ÖZGÜRLÜK ve/= GEREKSİNİM
( NEGATIVE FREEDOM vs./and/= NEED )
- OLUMSUZLUĞU/SORUNU/ÇÖZÜMÜ:
HESABA KATMAMIŞ OLMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< GÖZE ALMIŞ OLMAK
- OLUMSUZLUK ile GÜVENSİZLİK
( NEGATIVENESS vs. DISTRUSTFULNESS/LACK OF CONFIDENCE )
- OLUŞ = SAYRURET, TEKEVVÜN = BECOMING, GENESIS[İng.] = DEVENIR, GENÉSE[Fr.] = WERDEN, GENESIS[Alm.] = FIERI < IN FIERE: OLUŞ HALİNDE[Lat.] = GENESIS[Yun.]
( Kesintisiz/sürekli doğuş. )
- ÖNCELİKLİ/LER ile/ve GENEL
( For human. VS./AND On nature. )
( İnsanda. İLE/VE Doğada. )
( PRIORITY vs./and GENERAL )
- ÖNE GEÇMEK ile/ve/değil GÜNDEMDE KALMAK
- ÖNEMSİZ/LİK ile GÖZDEN DÜŞ(ÜR)ME
- ONGÜJİN ile GULYABANİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( "Çölden geçenlere saldıran bir gulyabani". İLE ... )
- ONUN/SENİN) GÜZELLİĞİNE BAKMAK ile/değil/yerine GÜZELLİĞE BAKMAK
- ÖNYARGI ile/ve/||/<> GENELLEME
( Ne kadar genelleme yapılıyorsa düşünce de o derece yoktur. )
( PREJUDICE vs./and/||/<> GENERALIZATION )
- OPAL ile/||/<> GARNET
( Işığı farklı açılardan farklı renklerde yansıtır. İLE/||/<> Genellikle kırmızı tonlarda olan bir taş. )
- OPTİK/OPTIC[İng.] değil/yerine/= GÖZ YA DA GÖRME (İLİŞKİLİ)
- OPTİK değil/yerine/= GÖRCÜL/IŞIKBİLİM
- ORAN/TI/LI/LIK / NİSBÎ ile/ve/<> GÖRELİ/LİK / İZÂFİYET
( PROPORTION vs./and/<> RELATIVITY )
- ORB- ile/||/<> GYRO- ile/||/<> CİRCUM- ile/||/<> CİNG-
( Halka, daire. İLE/||/<> Halka, daire, gyrus. İLE/||/<> Çevresinde, hakkında, ilgili. İLE/||/<> Çevreleme, girinci. )
- ÖRDEK ile GAGALIMEMELİ/ORNİTORENK
( ... İLE Gövdesi kunduza benzeyen, ördek gibi gagası olan ve ayakları perdeli Avustralya'ya özgü bir hayvan. Hem yumurtlayan hem de memeli olan tek hayvandır. )
( ... İLE Geceleri beslenir, gündüzleriyse yuvalarında uyuklarlar. [ya da bir kayanın, ağaç kökünün altında] )
( ... İLE Gagaları 40.000 alıcıyla kaplıdır. [60.000 hareket algılayıcıları vardır ve bunlar da hem göz, hem de el gibi hareket eder, mekanik ve elektriksel veriyi birleştirir ve karanlık sualtı dünyasının net bir resmini çizmesine yardımcı olur] )
( ... ile )
( BATT ile SEDYE-İ VAHÎD-ÜS-SUKBE )
( DUCK vs. DUCKBILL/ORNITORENG )
( ... avec ORNITHORYNQUE )
( ANAS cum ORNITHORHYNCHUS ANATINUS / PLATYPUS )
- ÖRGÜ ve/||/<>/> GÖRGÜ
- ORMAN TAVUĞU ile GÖLGELİ ORMAN TAVUĞU
( )
- ORTA AMERİKA CUMHURİYETİ:
EL SALVADOR ve/<> HONDURAS ve/<> GUATEMALA ve/<> NİKARAGUA ve/<> KOSTA RİKA
( Orta Amerika Cumhuriyeti, 1843 yılında, beş ayrı ülkeye bölündü. )
- ORTAÇAĞ:
ERKEN ile/ve/<>/> YÜKSEK/KLASİK ile/ve/<>/> GEÇ
( ORTAÇAĞ: Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden [476] başlayarak, 1453 ya da 1492'ye kadar süren çağ. )
( 476 - 1000 arası. ile/ve/<>/> 1000 - 1300 arası. ile/ve/<>/> 1300 - 1453/1492 arası. )
( )
- ORTAK DUYU = HİSS-İ MÜŞTEREK = COMMON SENSE[İng.] = SENS COMMUN[Fr.] = GEMEINSINN[Alm.] = SENSUS COMMUNIS[Lat.] = KOINE AISTHESIS[Yun.] = COMÚN SENTIDO[İsp.]
- ORTAK KAVRAMLAR = COMMON NOTIONS[İng.] = NOTIONS COMMUNES[Fr.] = GEMEINBEGRIFFE[Alm.] = NOTIONES COMMUNES[Lat.]
- ORTAKLAŞALIK = CEMAAT = COMMUNITY[İng.] = COMMUNAUTÉ[Fr.] = GEMEINSCHAFT[Alm.] = COMUNIDAD[İsp.]
- ORTAKLIK ile/ve/değil/yerine/<> GÜÇ BİRLİĞİ
- ORTALAMA (OLARAK) ile/ve GENELLEME
( ON AN AVERAGE vs./and GENERALIZATION )
- ORTALAMA ile/ve/||/<> GAUSS(ÇAN) EĞRİSİ
- ÖRTBAS["ÖRTPAS" değil!] ETMEK ile KORUMAK ile BASTIRMAK ile GÖZARDI ETMEK
( ... vs. TO IGNORE )
- ÖRTÜLÜ ile/ve/<> GÖRÜNMEYEN
- ÖRÜMCEKLER ve/||/<> GÖZLERİ
( )
- ÖRÜNTÜ KURMA DÜRTÜSÜ ve/||/<> KEŞİF ve/||/<> DUYUSAL/EŞEYSEL ve/||/<>
BAĞLANMA ve/||/<> BAKICILIK ve/||/<> YAKINLIK ve/||/<> GERİ ÇEKİLME/KAÇINMA/ÖFKE/ZITLIK
( Kişinin ve bebeğin, ilk harekete geç(iril)en, yönelim, donanım ve gereksinimleri... )
- ÖRÜNTÜ ile/ve/<> GÖRÜNTÜ
( PATTERN vs./and/<> APPEAR )
- OSMANLI < GERMİYANOĞULLARI
( Siyasi oluşum. < İlmî geçmiş. )
- OT ile/değil/yerine GÜL
( Bir ayda yetişir. İLE/DEĞİL/YERİNE Bir yılda yetişir. )
- OTARŞİ değil/yerine/= GÖNENÇLİK
- ÖTMƏK[Azr.] = GEÇMEK, GEÇİP GİTMEK, GELİP GEÇMEK[Tr.]
- OTOPSİDE AÇILMASI GEREKEN BOŞLUKLAR:
BAŞ ile/ve/||/<> GÖĞÜS ile/ve/||/<> KARIN
( )
- OTOZOM/AUTOSOME[İng.] değil/yerine/= GÖVDE KROMOZOMLARI
- OTOZOMAL/AUTOSOMAL[İng.] değil/yerine/= GÖVDE KROMOZOMU (İLİŞKİLİ)
- OTRAN ile GİYECEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Don. Giysi. İLE ... )
- ÖVMEK ile/ve/||/<>/>< GÖMMEK
- OYNAYAN/LAR ile/yerine GİBİ YAPANLAR
- ÖZ ve/=/||/<>/>/< GÖZ ve/=/||/<>/>/< SÖZ
( Özü ağlamayanın, gözü ağlamaz. )
( Benzi sarı, gözleri yaş; hali bilen, dertli kar(ın)daş/arkadaş. )