Bugün[20 Kasım 2025]
itibarı ile 11.178 başlık/FaRk ile birlikte,
11.178 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(38/46)


- SİNGLE ATOM İLE CLUSTER İLE NANOPARTİCLE ile/||/<> KATALİZÖR BOYUTLARI

( Farklı boyutlardaki katalizör yapıları. )

( Formül: Aktivite ∝ 1/d )


- SINGLE :/yerine TEK, BEKAR


- SINIF = CLASS[İng.] = CLASSE[Fr.] = KLASSE[Alm.] = CLASSIS[Lat.] = CLASE[İsp.]


- SINIF ile/ve ŞUBE

( CLASS vs./and DEPARTMENT/SECTION )


- SINIF/DERSHANE değil/yerine/= ÖĞREŞLİK/ÖĞRETEY


- SINIFLANDIRMA HATALARI:
BÜTÜNLEME ile/ve/||/<> İNDİRGEME

( FALLACY OF COMPOSITION vs./and/||/<> FALLACY OF DIVISION )


- SİNÎN[Ar. < SENE] ile Sînîn[Fars.]

( Yıllar. İLE Sînâ Dağı, Tûr-i Sînâ. )


- SİNİR ile AK MADDE

( ... İLE Demet durumundaki sinir liflerinden oluşan beynin iç, omuriliğin dış tabakası. )


- SINIR ile/ve/değil/yerine/<> ÇARE

( Çare/ler... [için burayı tıklayınız] )


- SINIR ile/ve/<>/değil/yerine ÇERÇEVE


- SİNİR ile/ve/||/<> DAMAR ile/ve/||/<> AKKAN/LENF[Fr. < LYMPHE]

( Duyu ve hareket uyarılarını, beyinden örgenlere, örgenlerden beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet. İLE/VE/||/<> Canlı varolanlarda kanın ya da besleyici sıvıların dolaştığı kanal. İLE/VE/||/<> Damarlarda dolaşan kanla, doku öğeleri arasında aracı görevi yapan, kan plazması ve lenfositten oluşan saydam, sarı renkte bir sıvı. )


- SINIR = HAT/HADD, HUDUT = LIMIT[İng.] = LIMITE[Fr., İsp.] = GRENZE[Alm.] = LIMITIS[Lat.] = PERAS[Yun.]


- SINIR ile/ve/||/<> KIYI ile/ve/||/<> UFUK ile/ve/||/<> YERYÜZÜ ile/ve/||/<> GÖKYÜZÜ ile/ve/||/<> KÜRE ile/ve/||/<> ARAF ile/ve/||/<> EŞİK ile/ve/||/<> BAĞLAÇ ile/ve/||/<> KURGU

( Önemli eşikler ve sınırlar. )


- SİNİRCE ile/değil/yerine KORUYUCULUK

( TAASSUB ile/değil/yerine MUHAFAZAKÂRLIK )


- SINIRLAMA ile/ve/<> BÖLÜMLEME


- SINIRLAMA ile/ve/<> ÇERÇEVELEME

( LIMITING vs./and/<> TO FRAME )


- SINIRLAMA ile/ve/< İNDİRGEME

( INTERFERENCE vs./and/< REDUCTION )


- SINIRLANDIR(IL)MA ile/ve/||/<>/> YÖNLENDİR(İL)ME


- SINIRLANDIRMA ile/ve/değil/||/<>/< ÇERÇEVELENDİRME


- SINIRLANDIRMA ile/ve (ÖZEL) YÖNLENDİRME


- SINIRLANDIRMA ile/ve/||/<>/> SİNİRLEN(DİR)MEME


- SINIRLAR:
GÖVDEDE ile/ve/||/<>/> DUYUDA ile/ve/||/<>/> BEYİNDE

( - İnsan gövdesinde 100 trilyon göze(hücre) vardır. [Bu gözelerden 50 milyonu her saniye yenilenir. Her gözede ise 15 milyar atom vardır.]
- Kalp, kanı 30 metre yüksekliğe fışkırtabilecek kadar güçlüdür.
- Kalp, bir dakikada gövdemizdeki kanın tamamını dolaştırır.
- Kan, bir günde gövdemizde tam 96 bin 540 km. yol alır.
- Kalp, yaşam boyunca iki buçuk milyar kereden daha fazla atar. 200 milyon litreye yakın kan pompalar.
- Toplam alyuvar sayısı [eritrosit] 25 trilyondur.
- Toplam akyuvar sayısı [lökosit] 25-100 milyar arasıdır.
- Çenemiz, bir şey çiğnerken 100 kiloya kadar basınç uygular.
- Gövdemizde 650 kas vardır, en güçlü kasımız da dilimizdir.
- Beynimizde 100 milyar sinir gözesi vardır ve bu gözelerin gönderdiği iletiler, saatte 274 km hızla yayılır.
- Bağırsaklarımızın toplam uzunluğu 200 metredir.
- Gövdemiz, Yaşam boyunca 20 kilo deri atar.
- Derideki sinirlerin uzunluğu 72 km.'yi bulur.
- Kişi, bir günde yirmidört bin kez soluk alıp verir.
- İnsan gövdesindeki damarlar, uc uca getirilse oluşan uzunluk, dünyayı iki kez dolaşır. [40.000 km. x 2 = 80.000 km.] )


- Sinirli olduğunda DİNLE!!!


- SİNNEN[Ar. < SENE] ile SİNNÎ[Fars.]

( Yaşça, yaş bakımından. İLE Dişe ait, dişle ilgili. )


- SİPER[Fars.]/KAZAMAT[Fr. < CASEMATE] değil/yerine/= KUYTU, DULDA[yerel]

( KAZAMAT: Toplardan, bombalardan korunmak için yerin altına kazılmış siper. )


- SİPER-İ SAİKA[Ar.]/PARATONER[Fr. < PARATONNERRE]["PARATONEL" değil!] değil/yerine/= YILDIRIMSAVAR/YILDIRIMKIRAN/YILDIRIMLIK


- ŞIRA ile HARDALİYE[Ar.]

( ... İLE İçine hardal katılarak yapılan üzüm şırası. )


- SIRADANLAŞMA ile/ve/||/<> NORMALLEŞME


- ŞÎRÂZE[Fars.] ile ...

( Ciltçilikte, kitap yapraklarını düzgün tutmaya yarayan ibrişimden örülmüş ince şerit. | Pehlivan kispetinin paçası. | Esas, düzen, nizam. )


- SIRF VARLIK(ENE) ile/ve MUTLAK VARLIK ile/ve MUKAYYET VARLIK

( Deneyimi olanaklı kılan Mutlak'tır. Onu gerçektleştiren ise Öz Varlık'tır. )


- ŞIRINGA[İng. < SYRINGE]/ENJEKTÖR değil/yerine/= İĞNE


- SİRKE ile/ve/||/<> ASETİK[Fr. < ACÉTIQUE]

( ... İLE Sirkeyle ilgili, sirkeyle aynı özellikleri taşıyan. )


- SİRKE[Ar.] ile SİRKE[Ar.]

( Ekşimiş üzüm suyu. | Birtakım kimyasal yöntemlerle hazırlanmış bileşiklerin ortak adı. İLE Bit, tahtakurusu gibi asalak böceklerin yumurtası. )


- ŞİRKETLER, HİZMETLERİNDE:
UCUZ İSE ile/ya da/<> HIZLI İSE ile/ya da/<> NİTELİKLİ İSE

( Niteliksiz ve hızlıdır. İLE/YA DA/<> Ucuz ve niteliksizdir. İLE/YA DA/<> Pahalı ve yavaştır. )

( Dünyada, hiçbir şirket, bir işi, hem ucuz, hem hızlı, hem de nitelikli yapamaz. )


- ŞİRPENÇE[Fars.] değil/yerine/= ASLANÇIBANI/KIZILYARA

( Deri altı hücre dokusunun ve yağ bezlerinin yangılanmasından oluşan, genişlediğinde çok tehlikeli olabilen, stafilokokların neden olduğu bir kan çıbanı. )


- SIRS/SYSTEMIC INFLAMMATORY RESPONSE SYNDROME[İng.] değil/yerine/= SİSTEMİK ENFLAMATUVAR YANIT SENDROMU, SİSTEMİK YANGISAL YANIT BELİRGESİ


- SIRTTA TAŞINAN GİYSİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YÜZDE TAŞINAN İFADE


- ŞİŞE değil/yerine/= KÜÇÜK ŞİŞE/FLAKON


- ŞİŞE ile POTKAL[İt.]

( ... İLE Kaza ya da başka bir olayı karadakilere bildirmek için gemilerden denize salınan, içinde mektup olan şişe. )


- ŞİŞE ile/ve/değil/yerine/<> SAĞRAK/KADEH


- ŞİŞE[Fars. :Cam.] ile ŞİŞE

( İçerisine sıvı konulan, cam ya da plastikten yapılmış, dar ağızlı uzun kap. | Bu kabın aldığı miktarda olan. | Gaz lambasında fitil çevresine konulan cam koruyucu. İLE Tavan tahtaları arasındaki açıklığı kapatmak için uzunluğuna çakılan çıta. )


- ŞİŞE ile SÜBEK

( ... İLE Bazı yerlerde, beşikteki çocukların bacakları arasına yerleştirilen sidik şişesi ya da sidiği bir kaba akıtacak boru. )


- ŞİŞE ile/||/<> SÜRAHİ


- ŞİŞİRME ile "ŞİŞİRME"/ŞİŞİRMECE

( Şişirme işi. İLE Baştan savma, kötü iş. )


- ŞİŞMANLIK(OBEZİTE) <>/> KÖTÜRÜMLÜK(FELÇ)

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )


- ŞİST[Fr. SCHISTE] değil/yerine/= KAYAÇ

( Kolayca yapraklara ayrılabilen, silisli, alüminli tortul kayaçların genel adı. | Kömürle karışık, tüm moloz maddelerinin bilimsel adı. | Kil taşı. )


- SİSTEM = KAİDE, KÂ'İDE = SYSTÈME, MÉTHODE


- SİSTEM = MANZÛME = SYSTEM[İng.] = GLIEDERUNG, LEHRBAU, SYSTEM[Alm.] = SYSTÈME[Fr.] = SÜSTEMA[Yun.] = SİSTEMA[İt.]


- SİSTEM[İng., Fr.] ile/ve ŞABLON[Alm. SCHABLONE]

( Düzen. | Bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzeni. | Yol, yöntem. | Bir aracı oluşturan düzen, düzenek/tertibat. | Model, tip. | [felsefe] Dizge. İLE Üzerindeki harf ve biçimlerin çevre çizgileri kalem ucu girecek biçimde oyuk olan, bu çizgilerden kalemle istenilen biçim elde edilen, metal ya da plastikten cetvel. | Değişik alanlarda düzeltme, belirleme, ölçme, denetleme işlerinde kullanılan ve yaptığı işe göre yapısı değişen araç. | Çok kez tekrarlandığından, kanıksanmış basmakalıp örnek. )

( SYSTEM vs./and TEMPLATE )


- SİSTEMATİZASYON değil/yerine/= DİZGELEŞTİRME


- SİSTEM/MANZUME değil/yerine/= DİZGE


- ŞİTÂİYYE[Ar.] değil/yerine/= KIŞLIK KONUT


- SİTÂRE[Ar. < SETR | çoğ. SETÂİR] ile SİTÂRE[Fars. çoğ. SİTÂREGÂN]

( Örtünülecek, perdelenecek şey. İLE Yıldız. | Taih, kader, baht. )


- SITE :/yerine ALAN, SİTE


- SİTE[Fr. < Yun.] ile POLİS[Fr. < Yun.]

( Daha çok, belirli meslek bireyi için yapılmış ya da belirli amaçlarla kurulmuş konutlar topluluğu. | İlkçağda, kendi yasalarıyla yönetilen, bir ya da birkaç kentten oluşan devlet. | Kent. İLE Kent. | Kent düzenini sağlayan yetkilendirilmiş güç. )


- SİTEM ile KİNÂYE


- SITOLOJİK TETKİK/CYTOLOGIC EXAMINATION[İng.] değil/yerine/= GÖZE BİLİMSEL INCELEME


- SİTTİN SENE ile Fİ TARİHİNDE

( 60 yıl. | Sonu gelmeyecek kadar uzun zaman. )


- ŞİVE[Fars.] değil/yerine/= AĞIZ

( Naz, eda. | Söyleyiş, yerli ya da yabancı konuşma tarzındaki söyleyiş özelliklerinin bıraktığı genel izlenim. )


- SİVİLCE ile ERGENLİK SİVİLCESİ/ERGENCE/AKNE[Yun.] ile SİVİLCEMSİ/AKNEİFORM

( SİVİLCE TERİMLERİ
ANDROJEN
Temel erkeklik hormonu; ancak daha düşük düzeyde bayanlarda da bulunur.

BEYAZ NOKTA
Cilt yüzeyinde görülen bazen beyazımsı, bazen de ciltle aynı renkte küçük pütürler, kapalı komedon olarak geçer.

FOLİKÜL
Ciltte bulunan, kıl kökünü barındıran, yağ bezinin bir kanal aracılığı ile içine açıldığı ve kendisi de bir gözenekle cilt yüzeyine açılan anatomik yapı. Bu gözenekler cildin hemen hemen tamamında bulunur. Salgılanan yağlı sebum gözenekler aracılığıyla cildin yüzeyine atılır.

HORMON
Gövdede değişik salgı bezlerinden salgılanan ve tüm gövde işlevlerini düzenleyen kimyasal nesneler.

KOMEDON
Siyah nokta ve pütürlerin genel adı.

LEZYON
Hekimler tarafından çeşitli oluşumları anlatmak için kullanılan bir terim.

MİKROKOMEDON
Gözle görülemeyen sadece büyüteç yardımıyla görülebilen, gözenekleri tıkamış tıkaçlar. Bunlar genelde, zaman içinde siyah ve/veya beyaz noktalara ve daha sonra da sivilcelere yol açarlar.

NODÜLER AKNE
Genellikle dışarı açılıp akmayan ama ele gelen bir sertlik biçiminde olan, iri, bir kısmı, üzerine basıldığıda ağrı veren büyük lezyonlar. Kist, nodüle benzer özellikleri de olan ama sonuçta farklı bir lezyondur. Bu durumdaki akneler düzelince genellikle iz ya da leke bırakır.

NON-KOMEDOJENİK
Bu terim genellikle, akne yapma riski olan kozmetik ürünlerin, akneye yol açmadıklarını anlatmak amacıyla kullanılır.

P. ACNES
Bir bakteri adı. Bu bakteri normalde de cildimizde bulunur. Ancak, gözenekler tıkandığıda dışarı atılamayan yağlı sebum maddesi içinde aşırı miktarlarda çoğalarak akneye yol açabilir.

PAPÜL
Küçük, çevresine göre kabarık, ancak iltihaplı beyaz "baş"ı olmayan kırmızı sivilceler.

PÜSTÜL
Çevresi kırmızı, çok büyük olmayan ama ortasında beyaz uç olan, irinli sivilceler.

SEBASE BEZ
Deriye yağını veren nesneyi salgılayan küçük bezler, yağ bezleri.

SEBUM
Yağ bezleri(sebase bezler) tarafından salgılanan yağdan zengin bir madde. Özellikle gençlik yıllarının başlarında çok fazla salgılandığı bilinmektedir.

SİYAH NOKTA
Cilt yüzeyinde görülen siyah küçük noktacıklar. Bulunduğu yerdeki gözeneklerin tıkanmış olduğu anlaşılır. Açık komedon olarak bilinir.

)

( BECE, BİSRE [BİSR: Gövdesi sivilceli kişi.], BESR/BESERE[çoğ. BESÛR] ile ...
TEBESSÜR: Sivilce çıkması. )

( PERÛŞ ile ... )

( PIMPLE vs. ACNE )


- SİVİLCE değil "GAMZE"

( Âşık için! )


- SİVİLCE ile/değil İSİLİK/ISIRGIN

( [not] PIMPLE vs./but PRICKLY HEAT )


- SİVİLCE ile ŞÎR-PENÇE[Fars. < ARSLAN-ELİ]

( İçinde irin bulunan, küçük, deri kabarcığı, en küçük çıban. İLE En çok ensede ve sırtta çıkan, çabuk genişleyen ve tehlikeli bir durumda olabilen, çoğu istafilokok mikrobundan ileri gelen bir kan çıbanı. )


- SIVIRYA[Yun.] değil/yerine/= ALABİLDİĞİNE

( [ticarette] Alabildiğine. | Sürekli olarak. | Birbiri ardı sıra. )


- SİVRİSİNEK ile KARAİĞNE


- SİYABEND[Fars.] değil/yerine/= GÖLGE


- SİYAH/KÖMÜR ile ANTRASİT[Fr. < ANTHRACITE]

( ... İLE Güçlükle tutuşan, koku, duman çıkarmadan büyük bir ısı vererek yanan bir taş kömürü türü. )


- SİYAHI[Azr.] = LİSTE[Tr.]


- SİYASAL FELSEFE ile/ve/||/<> SİYASET BİLİMİ


- [ne yazık ki]
SİYASET İLE ve/||/<> DİN İLE ve/||/<> FUTBOL İLE ve/||/<> SAVAŞ İLE

( Yanıltılırız. VE/||/<> Avutuluruz. VE/||/<> Uyutuluruz. VE/||/<> Korkutuluruz. )


- SİYASETNAME ile/ve/değil/||/<> GENELGE


- SİYASETNÂME ile ISLAHATNÂME ile NASİHATNÂME ile SİLSİLENÂME


- SİYÂSETNAME ile/ve/değil/||/<>/< NASİHATNAME


- SİZ KULLANIMINDA:
SAYGI ile MESAFE ile ÇOĞUL


- SIZE :/yerine BOYUT


- Sırrını paylaşanı DİNLE!!!


- SKALA/SCALE[İng.] değil/yerine/= ÖLÇEK


- SKALA/SCALE[İng.] ile SPEKTRUM/SPECTRUM[İng.]

( Genellikle ölçü aletlerinde gösterge çizelgesi. | Bir rengin belirli bir tonunun sağa doğru giderek artan oranda beyaz, sola doğru giderek artan oranda siyah katılarak elde edilebilen türevlerini gösteren cetvel. | Bir bestede kullanılabilecek aynı türden sesler kümesi. | Gam. İLE Çeşitlilik. )


- SKANDAL[FR. < SCANDALE] ile/||/<> KRİZ


- SKI ile/ve BLADE


- SKOLASTİK ile SKOLASTİK FELSEEFE

( Devrini tamamlamış düşünce düzeni. İLE İnanç ve bilgiyi kiliseyle, özellikle Aristoteles'in bilimsel sistemini uyumlu bir biçimde birleştirmeye çalışan, ortaçağ felsefesi. | Bu felsefeyle ilgili olan. | [mecaz] Ortaçağ yöntemlerine uygun, eski. )


- SKOPİ/SCOPY[İng.] değil/yerine/= GÖREÇLEME


- SKOR/SCORE[İng.] değil/yerine/= SAYI


- SKORLAMA/SCORING[İng.] değil/yerine/= SAYILAMA | PUANLAMA | DEĞERLENDİRME


- SKYPE ile/ve/||/<> WHATSAPP ile/ve/||/<> TELEGRAM


- SKYRMİON İLE HOPFİON İLE MONOPOLE ile/||/<> TOPOLOJİK SOLİTONLAR

( Topolojik korumalı yapılar. )

( Formül: Q = (1/4π)∫n·(∂xn×∂yn)dxdy )


- SLASH vs. VIRGULE


- SLAVE :/yerine KÖLE


- SLAYT/SLİDE[İng.] değil/yerine/= SAYDAM, YANSI


- SLICE :/yerine DİLİM


- SLIDE :/yerine KAYMAK, SLAYT


- SLIGHTLY :/yerine HAFİFÇE


- SLOGAN[Fr./İng.]/KLİŞE[Fr. < CLICHÉ]/MOTTO[İt.] ile/değil/yerine/>< DÜŞÜNME/DÜŞÜNCE

( Kısa ve çarpıcı, propaganda sözü. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Düşünülmüş söz. )


- SMART GRİD ile/||/<> KLASİK ŞEBEKE

( Smart çift yönlü optimizasyon, klasik tek yön dağıtım. )

( Formül: IoT sensör İLE analog )


- SMILE :/yerine GÜLÜMSEMEK


- SİMİTSONİT/E ile/||/<> HEMİMORFİT/HEMİMORPHİTE

( Çinko karbonat mineralidir ve genellikle mavi-yeşil renkte olur. İLE/||/<> Çinko silikat mineralidir ve beyaz, mavi ve kahverengi renklerde bulunabilir. )


- SMOKE :/yerine DUMAN, SİGARA İÇMEK


- SMS/SHORT MESSAGE SERVICE[İng.] değil/yerine/= KISA İLETİ HİZMETİ


- SNARE[İng.] değil/yerine/= KAPAN


- SNOB/İZM değil/yerine/= ZÜPPE/LİK


- SNOMED/SYSTEMATIZED NOMENCLATURE OF MEDICINE[İng.] değil/yerine/= DÜZENLİ TIP TERMINOLOJİSİ


- SNUGGLE ile/ve/||/<>/> CUDDLE


- SO-CALLED :/yerine SÖZDE


- SOBA[Macarca SZOBA] ile ŞÖMİNE[Fr. CHEMINEE]

( İçinde, kömür, odun ya da gaz yakılan, elektrikle de çalıştırılabilen ısınma aracı. İLE Odalarda, genellikle duvar kenarlarında tuğla ya da taştan yapılmış, bacası olan yer, ocak. )


- SOFA/SEQUENTIAL ORGAN FAILURE ASSESSMENT[İng.] değil/yerine/= ARDIŞIK ÖRGEN YETMEZLİĞİ DEĞERLENDİRME


- SOFRA[Ar. < SUFRE] ile/ve MÂİDE[Ar.]

( ... İLE/VE Üzerinde yemek bulunan, kurulmuş sofra. | Yemek, ziyafet. )


- SOFTA[Ar. < SÛHTE] ile MOLLA[Ar.]

( Medrese öğrencisi. | Yanmış, tutuşmuş, talebe, talep eden. | [mecaz] Bir görüşe/inanışa, körü körüne bağlanan kişi. | [mecaz] Yaşadığı çağın gerisinde kalmış geri kafalı kişi. İLE Büyük kadı. | Medrese öğrencisi. | Büyük bilgin. )


- SOFTVEYR[İng. < SOFTWARE] değil/yerine/= YAZILIM


- SOFTWARE :/yerine YAZILIM


- SOĞAN = BASAL = BULBE


- SOĞUK KARANLIK MADDE ile/||/<> SICAK KARANLIK MADDE

( Soğuk karanlık madde yavaş hareket eden parçacıklar İLE sıcak karanlık madde hızlı parçacıklardır. Soğuk karanlık madde yapı oluşumu İLE galaksi oluşumunu açıklar. Soğuk karanlık madde WIMP gibi ağır parçacıklar İLE sıcak karanlık madde nötrinolar olabilir. )


- SOĞURMA ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> SÖMÜRME


- SOHBET:
VAROLUŞ ve/<> İNSAN ÜZERİNE


- SOHBET = CONVERSATIN/CHAT[İng.] = CAUSETTE[Fr.] = GESCHWÄTZ[Alm.] = CONVERSAZIONE[İt.] = CHARLA[İsp.]


- SOKRATES ve/||/<>/> DESCARTES ve/||/<>/> FICHTE

( FICHTE: Çam ağacı. )


- SOLANACEAE = BAZINCÂNÎYE


- SOLİDARİST/SOLİDARİZM/SOLİDARİTE[Fr.] değil/yerine/= DAYANIŞMACI/LIK


- SOLİTON ile/||/<> LİNEAR WAVE

( Soliton dağılmayan nonlinear dalga paketyken İLE linear wave dispersiyon gösteren lineer dalgadır )

( Formül: KdV equation )


- SOLOMON ADALARI'NDA:
İNGİLİZCE ve/<> PİSİN

( ... VE/<> Yerel dil. )


- SOLOMON ADALARI'NDA:
ORKİDE ve/<> ÇOK ÇEŞİTLİ BİTKİLER

( 230 çeşit. VE/<> 4500 çeşit. )


- SOLOMON ADALARI'NDA:
YEREL DİLLER ile/ve/<> AĞIZ/ŞİVE

( 63 yerel dilde. İLE/VE/<> Çok çeşitli ağızlarda konuşuluyor. )


- SOLSTICE değil/yerine/= GÜN DÖNÜMÜ


- SOLUCAN ile CHIKILIDAE

( ... İLE Hem karada, hem de suda yaşar. Dinazor çağından kalan bu canlının, Afrika ve Amerika'da, 186 türü bulunur. İlk kez Hindistan'da bulunmuştur.[Hindistan'a nasıl gelmiş olabileceği bilinemiyor.][Hindistan'lı SD Biju(Prof.) tarafından bulunmuştur.] )


- SOLUK BORUSU/TRAKE[Fr. < TRACHEE] ile/ve/||/<> YEMEK BORUSU/ÖZAFAGUS/GULLET

( WEASAND/TRACHEA vs./and/||/<> ESOPHAGUS )


- SOLUK ve/||/<> BESLENME ve/||/<> PSİKOLOJİ ve/||/<>
FİZYOLOJİ ve/||/<> EŞEYSELLİK ve/||/<> İLETİŞİM

( www.KendiniTANI.com )


- SOLUK = NEFES = BREATH[İng.] = SOUFFLE[Fr.] = ATEM[Alm.] = RESPIRO[İt.] = ALIENTO[İsp.]


- SOLUNUM/KALP DURMASINDA:
0 - 1 dk. ile/ve/||/<>/> 0 - 4 dk. ile/ve/||/<>/> 4 - 6 dk. ile/ve/||/<>/> 6 - 10 dk. ile/ve/||/<>/> 10 dk. ve üzerinde

( [Solunum ve/ya da kan dolaşımı durduğunda]
Kalp duyarlılığı. İLE/VE/||/<>/> Beyinde hasar olasılığı azdır. İLE/VE/||/<>/> 4 ilâ 6 dakikada hücreler ölmeye başlar. Beyinde hasar olasılığı artar. İLE/VE/||/<>/> Beyinde hasar olasılığı yüksektir. İLE/VE/||/<>/> 10 dakika ve üzerinde (beyin) ölümü gerçekleşir.[Soğuk ortamda bu süre uzar.] )

( )

( Solunum durması: Solunum hareketinin durması nedeniyle gövdenin yaşamak için gereksinimi olan oksijenden yoksun kalmasıdır.
[Hemen yapay solunuma başlanmaz ise bir süre sonra kalp durması oluşur.] İLE/VE/||/<>/> Kalp Durması: Bilinci kapalı kişide, büyük arterlerden nabız alınamaması durumudur. Kalp durmasına en kısa sürede müdahale edilmezse dokuların oksijenlenmesi bozulacağından dolayı beyin hasarı oluşur. Kişide solunum olmaması, bilincin kapalı olması, hiç hareket etmemesi ve uyaranlara yanıt vermemesi, kalp durmasının belirtisidir. )


- SOLUTION vs. RESULT/CONSEQUENCE


- SOLUTION vs./and GAME


- solv.[Lat. < SOLVE] değil/yerine/= ÇÖZ, ERİT


- SOLVE :/yerine ÇÖZMEK


- SOMATİZASYON/BEDENSELLEŞTİRME/SOMATIZATION[İng.] değil/yerine/= GÖVDESELLEŞTİRME


- SOME OF vs. SOME


- SOME :/yerine BAZI


- SOMEHOW :/yerine BİR ŞEKİLDE


- SOMEONE :/yerine BİRİ


- SÖMESTR/E[Fr.] değil/yerine/= YARIYIL


- SOMEWHAT :/yerine BİRAZ, BİR NEBZE


- SOMEWHERE :/yerine BİR YERDE


- SOMNOLANS/SOMNOLENCE[İng.] değil/yerine/= AŞIRI UYKU EĞİLIMİ


- SÖMÜRGE ile/değil SÖMÜRÜLGE

( Bir devletin kendi ülkesinin sınırları dışında egemenlik kurarak yönettiği ekonomik ya da siyasal çıkarlar sağladığı ülke, sömürülen ülke. İLE/DEĞİL Diline, değerlerine, gelişimine ve üretime katılmayan toplumların geldiği/geleceği nokta. )


- SÖMÜRME ile/ve/<> "SÖĞÜŞLEME"


- Sömürmek yerine DİNLE!!! -yerine


- SOMUT = MÜŞAHHAS = CONCRETE[İng.] = CONCRET[Fr.] = KONKRET[Alm.] = CONCRETUS[Lat.] = CONCRETO[İsp.]


- SON GÖRÜŞME


- SON "HADDE" değil SON RADDE


- SON MALZEME


- SON SÖZCÜKLERDEKİ SON HARF!: Z (Türkçe, İngilizce ve birçok dilin abecesinde) | OMEGA (Yunanca abecesinde) -ve


- SONA ERDİRME ile KURTULMA/KURTARMA

( Ancak Yaşamımızın muazzam kederini tamamen idrak ederek ona karşı isyan ettiğimiz zaman, bir çıkış yolu bulunabilir. )

( TO GET FINISH vs. TO RELEASE
It is only when you realise fully the immense sorrow of your life and revolt against it, that a way out can be found. )


- SONEK ile SONEKLEME

( SUFFIX )


- SONLANDIRMA ile/değil BÜTÜNE ERME


- SONLU = FINITE[İng.] = FINI[Fr.] = ENDLICH[Alm.] = FINITA[Lat.]


- DENKÖBEK/SONSAL SINIFLAMA = CATEGORY[İng.] = CATEGORIE[Fr.] = KATEGORIE[Alm.] = PRAEDICAMENTUM[Lat.] = KATEGORIA[Yun.] = CATEGORÍA[İsp.]


- SONSUZ = NAMÜTENAHİ = INFINITE[İng.] = INFINI[Fr.] = UNENDLICH[Alm.] = INFINITUS, INFINITA[Lat.] = INFINITO/TA[İsp.]


- SONSUZLUK:
NİCELİKTE ile/değil NİTELİKTE

( Yoktur. İLE/DEĞİL Vardır. )


- SONSUZ/LUK:
ÖZNE ile/ve/||/<> NESNE


- SONSUZLUK ile/ve/||/<>/> AN ile/ve/||/<>/> TERSİNEMEZLİK(ENTROPİ) ile/ve/||/<>/> HEM, HEM DE | NE, NE DE ile/ve/||/<>/> BİLE DEĞİL (<> / > / < BİLE DEĞİL) (<> / > / < BİLE DEĞİL) ... ∞


- SONUÇ İTİBARI İLE ile/ve/||/<> ESAS İTİBARI İLE ile/ve/||/<> ÖZ İTİBARI İLE


- SONUÇ ile/ve/<>/değil/yerine BİLEŞKE


- SONUÇ ile/ve/değil/yerine/||/<> DEĞERLENDİRME


- SONUÇ ile/ve/değil GÖSTERGE

( [not] RESULT/CONSEQUENCE vs./and/but SIGN )


- SONUÇ = NETİCE = CONCLUSION[İng., Fr.] = SCHLUSS, SCHLUSSATZ, KONKLUSION[Alm.] = CONCLUSIO[Lat.] = CONCLUSIÓN[İsp.]


- SONUÇTA değil ...'NIN SONUCUNDA / SONUÇ İTİBARİYLE


- Sonunda DİNLE!!!


- SONURGU = COROLLARY[İng.] = COROLLAIRE[Fr.] = ZUSATZ[Alm.] = COROLLARIUM[Lat.]


- SOOTHSAYING/PREDICTION/PROPHECY/AUGURY vs. FORESIGHT/PRUDENCE


- SOFİSTİKE/SOPHISTICATED :/yerine KARMAŞIK


- SORGU/İFADE TUTANAĞI:
ŞÜPHELİDE ile/ve/değil/||/<>/> OLAYDA TARAF VARSA

( [Kayıt/evrak/zabıt] Şüpheli sıfatıyla düzenlenir.[Suç isnâd edilen kişinin verdiği açıklamadır/ifadedir.] İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> "Bilgi alma" sıfatıyla düzenlenir. )

( Kolluk kuvvetleri tarafından. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Soruşturma savcısı tarafından alınır. )


- SORGULAMA ile/ve/> ÇÖZÜMLEME


- SORGULAMA ve/||/<>/> ÖZGÜRLEŞME


- SÖRKIL[İng. < CIRCLE] değil/yerine/= DÖNGÜ


- SORMAK = ASK[İng.] = DEMANDER[Fr.] = FRAGEN[Alm.] = DOMANDARE[İt.] = PREGUNTAR[İsp.]


- SORMAK:
[ya] MERAKTAN ile/ve/||/<>/ya da ÖYLESİNE


- SORU ile/ve/||/<>/> İLKE


- SORU ile/ve KUŞKU(/ŞÜPHE)

( QUESTION vs./and SUSPICION/DOUBT )


- SORU = QUESTION[İng.] = QUESTION[Fr.] = FRAGE[Alm.] = QUESTIONE[İt.] = CUESTIÓN[İsp.]


- SORULMAMIŞ/İSTENİLMEMİŞ ÖNERİ/TAVSİYE ile/ve/ne yazık ki/||/<>/< MASKELİ AŞAĞILAMA


- SORUMLULUK VERME ile/değil/yerine SORUMLULUK ALMA(YI SAĞLAMA)

( Sorumluluk verilmez, sorumluluk alınır. Sorumluluk alınması için koşullar, uygun yapıya büründürülür. )

( It's not right to "giving responsibility". Better to arrange conditions "to taking responsibility". )

( GIVING RESPONSIBILITY vs. TAKING RESPONSIBILITY
TAKING RESPONSIBILITY instead of GIVING RESPONSIBILITY )


- SORUMLULUK = MESÛLİYET = RESPONSIBILITY[İng.] = RESPONSABILITÉ[Fr.] = VERANTWORTUNG[Alm.]


- SORUMLULUK ile/ve ÜSTLENME

( Sorumluluklarımızdan kaçınırsak, sorumluluklardan kaçınmamızın olumsuz/ağır sonuçlarından kaçınamayız. )

( RESPONSIBILITY vs./and TO TAKE ON )


- SORUN:
(")TEMİZLEMEKTE(") ile/ve/değil/||/<> TEMİZLEMEZSEN/K BULAŞMASINDA/YAYILMASINDA


- SORUN ile/ve/değil DEĞERLENDİRME


- SORUN = MESELE = PROBLEM[İng., Alm.] = PROBLEME[Fr.] = PROBLEMA < PRO:ÖNE. BALLEIN:ATMAK[Yun.] = PROBLEMA[İsp.]


- SORUNLAR:
"DARBE" ile/değil/yerine PÜRÜZ


- SORUNLARDAN RAHATSIZ OLMAMAK/SORUNLARLA BAŞ ETMEK:
(AYRINTILARDA ...)
BİLGİSİZLİKLE/BİLİNÇSİZLİKLE ile/değil/yerine/>/>< BİLGİYLE/BİLİNÇLE


- SORUNSAL = İHTİMALİ = PROBLEMATIC[İng.] = PRBOLÉMATIQUE[Fr.] = PROBLEMATISCH[Alm.] = PROBLEMATIKOS[Yun.]


- ŞOSE[Fr. CHAUSSEE] ile ŞOSET[Fr. CHAUSETTE ]

( Genellikle taş kırıkları üzerine kum döşenip silindir geçirilerek yapılan yol. İLE Kısa çorap. )


- SOUND vs. SILENCE


- SOURCE :/yerine KAYNAK


- ŞÖVALE[Fr. CHEVALET] ile ŞÖVALYE[Fr. CHEVALIER]

( Tabloların üzerine konulup resim yapıldığı sehpa. İLE Eski Roma'da, üç sınıftan ikincisinin üyesi olan yurttaş. | Orta Çağ Avrupası'nda, özel eğitimle yetişmiş, belirli ülküler taşıyan, soylu, atlı savaşçı. | Derebeylik düzeninde, soyluluk unvanlarının en alt basamağı. | Günümüzde, Fransız hükûmetinin verdiği onur belgesi ve nişanı. )


- ŞOVENİZM[Fr. < CHAUVINISME] ile DÜŞMANLIK

( Kendi ulusunu öne çıkararak değişik ırk ve uluslar arasında düşmanlık yaratmayı amaçlayan ve bu yolda kışkırtmada bulunan aşırı akım. İLE ... )


- SOYAKTARAN:
Y ile/ve/||/<> X

( )


- SOYLA ile/||/<> SÖYLE

( Manzum söz söylemek, hitap/hitabet etmek. İLE/||/<> Belirsiz söylemek. )


- ŞÖYLE ile BÖYLE ile ŞÖYLE YA DA BÖYLE ile ŞÖYLE VE BÖYLE

( [LIKE] THAT vs. [LIKE] THIS vs. [LIKE] THAT OR THIS vs. [LIKE] THAT AND THIS )


- SÖYLE ile/değil ŞÖYLE


- SÖYLEDİĞİNE GÖRE ... ile/ve SÖYLEDİĞİ KADARIYLA ...


- SÖYLEDİĞİNİZDE değil SÖYLEDİKLERİNİZDE


- SÖYLEME ile ANLATMA

( ... İLE Düşüncenin/konunun/olgunun/durumun aktarımı/paylaşımı. )

( SAYING vs. EXPLAINING )


- SÖYLENCE ile SÖYLENTİ


- SÖYLENCE = ÜSTURE = MYTHE[İng., Fr.] = MYTHOS[Alm., Yun.] = MITO[İsp.]


- SÖYLENCEBİLİM = İLM-İ ESATİR = MYTHOLOGY[İng.] = MYTHOLOGIE[Fr., Alm.] = MYTHOLOGIA[Yun.] = MITOLOGIA[İsp.]


- Söylenileni DİNLE!!!


- SÖYLENİŞ VE YAZILIŞLARI AYNI, ANLAMLARI FARKLI SÖZCÜKLERİ(ADAŞ)(HOMONYME)


- SÖYLEYİŞ/BİÇEM/ÜSLÛP:
YALIN/SADE ile YÜKSEK ile KARIŞIK


- SÖYLEYİŞ ile/||/<> YANSIMA ile/||/<> ULAM ile/||/<> KAPLAM ile/||/<> GÖÇÜŞME ile/||/<> YALINLAŞTIRMA/SADELEŞTİRME/HAFİFLETME/TAHFİF ile/||/<> KATMERLENME/MUZÂAF ile/||/<> AKIŞMA ile/||/<> BENZEŞİM ile/||/<> ÖTÜMLÜ/TİTREŞİMLİ/SEDÂLI ile/||/<> ÖTÜMSÜZ/TİTREŞİMSİZ/SEDÂSIZ

( Sesleme edimi sırasında seslerle bürünsel öğeleri söyleme, gerçekleştirme biçimi. İLE/||/<> Dış gerçeklik düzleminde var olan ses ya da gürültüleri, işitimsel izlenimi yansıtacak biçimde aktaran, adlandırılan gerçeği ses öykünmesi yoluyla belirten dilsel öğe. İLE/||/<> Dilbilgisel ya da anlamsal sınıflandırma birimi. Çeşitli ortak dilbilgisel ve anlamsal ölçütlere göre dil öğelerinin yerleştirildiği ya da oluşturduğu sınıf. İLE/||/<> Bir kavramın kapsamına giren, o kavramın tanımladığı öğelerin tümü. İLE/||/<> Bir sözcük içinde birbirini izleyen iki ses biriminin yer değiştirmesi. İLE/||/<> Kolaylık sağlama amacıyla sözcükten bazı yazaçların düşürülmesi. İLE/||/<> Bir sözcükte ortadaki yazaç ile son yazacın aynı yazaçla tekrarlanması. İLE/||/<> Kulağa hoş gelen seslerin birbirini izlemesi. İLE/||/<> Bir sesin söz zincirinde kendisinden önce ya da sonra gelen bir başka sesle birlikte bulunmasından doğan ve birinden öbürüne özellik aktanmı yoluyla gerçekleşen değişim. İLE/||/<> Ses tellerinin titreşimiyle nitelenen sesler için kullanılır. İLE/||/<> Ses telleri titreşmeden oluşan sesler için kullanılır (p, ç, q, k). )


- SOYUTLAMA ile DEĞİLLEME

( ABSTRACTION vs. NEGATION )


- SOYUTLAMA ile DEĞİLLEME


- SOYUTLAMA ile/ve EVRENSELLEŞTİRME

( ABSTRACTION vs./and UNIVERSALISATION )


- SOYUTLAMA ile/ve EVRENSELLEŞTİRME


- SOYUTLAMA ile GENELLEME


- SOYUTLAMA ile ÖTELEME


- SOYUTLAŞTIRMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YAŞAMA GEÇİRME


- SÖZ:
DİLLERDE ile/ve/||/<> GÖNÜLLERDE

( Destan olur. İLE/VE/||/<> Şiir olur. )


- SÖZ:
ÖRTÜK ile KİNÂYE


- Söz sahibi olmak için DİNLE!!!


- SÖZ VERME! ve/||/<> SÖZÜNDEN DÖNME!

( Ölsen de! VE/||/<> Ölsen de! )


- SÖZ/SORU)
"YÖNLENDİRME" ile YÖNELTME


- SÖZ = PHRASE[İng.] = EXPRESSION[Fr.] = ÄUßERUNG[Alm.] = ESPRESSIONE[İt.] = EXPRESIÓN[İsp.]


- SÖZ ile TERÂNE[Fars.]

( ... İLE Çok yinelendiğinden usanç verici bir durum alan söz. | Ezgi, nağme, makam. | Dört dizeden oluşan ve birinci, ikinci ve dördüncü dizeleri birbiriyle uyaklı olan şiir, dörtlük. )


- SÖZCELEME ile/||/<> SÖZ UZATIMI ile/||/<> EĞRETİLEME ile/||/<> TOPLULUK ADI

( İki susku arasında yer alan söz zinciri parçasını -yani sözceyi- belirli bir bağlam ve durum içinde gerçekleştirme. İLE/||/<> Değişik gösterenler aracılığıyla aynı gösterileni aynı sözcede yineleme. İLE/||/<> Düz değişmeceye karşıt olarak, dizisel bağıntılar düzleminde ortak anlambirimcikler kapsadığından aralarında eşdeğerlik ilişkisi kurulan anlamlı öğelerden birini öbürü yerine ve karşılaştırma yapılmasının sağlayan sözcükleri kaldırarak kullanma sonucu oluşan değişmece. İLE/||/<> Birçok öğeden oluşmakla birlikte bütünlük gösteren, birlik sunan bir topluluğa verilen tekil ad. )


- SÖZ(CÜK):
GERÇEK ile/ve/||/<>/> DEĞİŞMECE/MECAZ[Ar.] ile/ve/||/<>/>
DOKUNDURMA/KİNÂYE ile/ve/||/<>/> AÇIK/SARİH

( Çıkarımsal. İLE/VE/||/<>/> Hayal/Muhayyile. İLE/VE/||/<>/> Sezgi/Hads. İLE/VE/||/<>/> Apaçık. )

( Soğan. İLE/VE/||/<>/> Sarımsak. İLE/VE/||/<>/> Koku. İLE/VE/||/<>/> Yaygın koku. )

( )

( Söz(cük)leri/ni değiştir... Dünya/n değişsin...
)

( )

( LES TERMES VRAIS avec/et/||/<>/> LES TERMES S'APPLIQUANT PAR UNE EXTENTION LOGIQUE DE LEUR SENS avec/et/||/<>/> PAR ALLUSION avec/et/||/<>/> TERMES CLAIRES )


- SÖZCÜKLERDE...


- SÖZCÜKLERDE/TERİMLERDE:
KAYNAK ve/||/<>/> OLUŞ ve/||/<>/> SINIRLAMA ve/||/<>/> YAYILMA ve/||/<>/> YERLEŞME

( NEŞ'ET ve/||/<>/> TEKVÎN ve/||/<>/> TAHDÎD ve/||/<>/> İNTİŞÂR ve/||/<>/> İSTİKRÂR )


- SÖZDİZİMİNDE:
ÖZNE > EYLEM > NESNE ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÖZNE > NESNE > EYLEM

(

)


- SÖZ/LE ile/ve/değil/yerine HAL İLE


- SÖZLEŞME/BAĞIT ile/ve/değil ANTLAŞMA


- SÖZLEŞME = MUKÂVELE[Ar.] = CONTRACT[İng.] = CONTRAT[Fr.] = VERTRAG[Alm.] = CONTRAER[İsp.]


- SÖZLÜK:
ANLAM'DA ile/ve FELSEFE'DE


- SÖZLÜK = LÛGAT/KAMUS = DICTIONARY[İng.] = DICTIONNAIRE[Fr.] = WÖRTERBUCH[Alm.] = DIZIONARIO[İt.] = DICCIONARIO[İsp.]


- SÖZLÜK ile SÖZLÜK KÜTÜĞÜ ile SÖZLÜKBİRİM ile SÖZLÜKÇE ile SÖZLÜKSEL ile SÖZLÜKSEL BİÇİMBİLİM ile SÖZLÜKSEL KÜTÜK ile SÖZLÜKSEL BİÇİMBİRİM

( LEXICON vs. LEXICAL ENTRY vs. LEXEME vs. LEXICON vs. LEXICAL vs. LEXICAL MORPHOLOGY vs. LEXICAL ENTRY vs. LEXICAL MORPHEME )


- Söz/ü DİNLE!!!


- SÖZÜ:
SÖYLEMEDEN ÖNCE ile/ve/||/<> SÖYLEDİKTEN SONRA

( Önünde dur! İLE/VE/||/<> Ardında dur! )


- SÖZÜM ONA .../SÖZDE ile GÜYA ... ile AKILLARI SIRA ...


- SÖZÜN:
ÇEŞİTLERİ ile/ve/<> DERECELERİ/DEREKELERİ

( ŞİİR

   ^


ATASÖZÜ, DEYİM [KELÂM-I KİBAR, VECİZE]

   ^

[dereceleri]


--- SÖZ ---[(bilgili ve bilinçli) kişinin ağzından çıkan]

[derekeleri]

   v

LÂF / KÜNGE / JÂJ[Fars.] [Evin içinden çıkan çer-çöp.]

   v

KÜFÜR [Ar. < KFR: Örtme, gizleme.]

   v

TARİZ [Birini eleştirme, küçük düşürme ya da alay etmek amacıyla söylenilmek istenileni tam tersi bir anlamda bir sözle, incelikle ve lâtîfeyle[espriyle] anlatma sanatı.]

   v

HİCV [Ar. < HECV: Yergi, yermek.]

   v

HERZ[Ar.: Anlamsız, boş, saçma. | Hakaret. ], YÂVE, TÜRREHÂT / HERZE/BESBÂS[Fars.] )


- SP³ HİBRİTLEŞME ile/||/<> SP² HİBRİTLEŞME

( sp³ tetrahedral (109.5°), sp² düzlemsel (120°) )

( Formül: 4 sp³ orbital (CH₄) İLE 3 sp² + 1 p (C₂H₄) )


- SPACE and/||/<>/> TIME


- SPACE :/yerine UZAY


- SPADİKS = YILAN YASTIĞI ŞİŞİ = SPADICE


- SPATÜLSÜ YAPRAK = VARAK-I MİSVATÎ = FEUILLE SPATULÉE


- SPB/SEREBRAL PERFÜZYON BASINCI/ CEREBRAL PERFUSION PRESSURE[İng.] değil/yerine/= BEYİN KANLANMA BASINCI


- SPE ile/||/<> LLE

( SPE katı faz ekstraksiyon İLE LLE sıvı-sıvı partisyon. )

( Formül: Kartuş İLE ayırma hunisi )


- SPECIFICALLY :/yerine ÖZELLİKLE


- SPECTRAL SEQUENCE ile/||/<> EXACT SEQUENCE

( Spectral yakınsak yaklaşım, exact tam dizi. )

( Formül: Convergent approximation İLE exact )


- SPEKTROSKOPİ/SPECTROSCOPY[İng.] değil/yerine/= İZGESEL GÖRÜNTÜLEME


- SPEKÜLATİF[Fr., İng. SPECULATIVE] değil/yerine/= KURGUSAL | SAPTIRICI


- SPEYS/SPACE değil/yerine/= UZAY


- SPHERE ile/||/<> ELLİPSOİD

( Sphere sabit yarıçap İLE ellipsoid üç farklı yarı eksen. )

( Formül: Constant radius İLE three semi-axes )


- SPHERE değil/yerine/= YUVAR


- SPONTAN(İT)/E değil/yerine/= KENDİLİĞİNDEN/LİK


- SPOR = SPORT[İng., Fr., Alm., İt.] = DEPORTE[İsp.]

Bugün[20 Kasım 2025]
itibarı ile 11.178 başlık/FaRk ile birlikte,
11.178 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(38/46)