E ile biten FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 11.178 başlık/FaRk ile birlikte,
11.178 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(33/46)
- ÖZÜMLEME/ASİMİLASYON/ANABOLİZMA[Fr. < ANABOLISME] ile/ve/||/<>/>/>< YADIMLAMA/DİSİMİLASYON/KATABOLİZMA[Fr. < CATABOLISME] ile/ve/||/<>/>/>< ÖZÜMLEME-YADIMLAMA/METABOLİZMA/METABOLISM[İng.]
( Canlı var olanların, dışarıdan aldığı besinleri, değişikliğe uğratarak yeni bir bileşimle, organizmanın gereksinim duyduğu nesneler durumuna getirmek. | Edinilmiş olan verileri, bireyin öz malı durumuna getirmek. İLE/VE/||/<>/>/>< Canlı protoplazmayı yapan, büyük ve karmaşık yapılı moleküllerin enerji çıkararak yanması. İLE/VE/||/<>/< Canlılardaki tüm kimyasal tepkimelerin toplamı. )
( [Hormonlar:] Testosteron, östrojen, büyüme hormonu, insülin. İLE/VE/||/<>/>/>< Kortizol, Glukagon, adrenalin, sitokinler. İLE/VE/||/<>/< ... )
( Protein sentezi tepkimeleri
Yağ sentezi tepkimeleri
Dehidrasyon
Fotosentez
Karbonhidrat sentezi
Mitoz
Kas oluşturmak amaçlı fiziksel egzersiz
Kemosentez
Kalvin döngüsü
İLE/VE/||/<>/>/><
Hidroliz
Sindirim
Hücresel solunum
Fermantasyon
Aerobik fiziksel egzersiz
Krebs döngüsü
Nükleik Asitlerin Parçalanması
Glikoz
İLE/VE/||/<>/>/><
... )
( [Enerji] Harcanır. İLE/VE/||/<>/>/>< Harcanmaz. İLE/VE/||/<>/>< ... )
( İkisi de hormonların, şekerlerin, enzimlerin, üreme, gözelerinin büyümesi ve doku onarımı gibi çok sayıda nesnenin üretilmesi için gereksinim duyulan enerjinin oluşturulmasından sorumludur. )
( İkisinin de tek göze içinde de çalışması olanaklı ve olasılıklıdır. )
( ... İLE/VE/||/<>/>/>< En fazla olduğu bölge, karaciğerdir. Bir saat içinde binlerce yıkım etkinliği karaciğer içinde gerçekleştirilebilmektedir. Gözelerde gerçekleşen yıkımların sağlıklı bir biçimde gerçekleştirilebilmesi için hafif gıdalarla beslenmekte yarar vardır. Ağır gıdalarla beslenen kişilerde karaciğer daha fazla yorulur ve bu nedenle zamanla tükenmesine neden olur. İLE/VE/||/<>/< ... )
- ÖZÜMSEME ile/ve/değil ÖZÜMLEME
- ÖZÜNDE ile ARKASINDA ile ALTINDA
( IN THE ESSENCE vs. BEHIND OF vs. BELOW )
- ÖZÜNDE ... ile/ve/<> SONUÇTA ...
- ÖZYİNELEME ile YİNELEMELİ
( RECURSION vs. RECURSIVE )
- P İLE NP İLE PSPACE İLE EXPTIME ile/||/<> KARMAŞIKLIK SINIFLARI
( Hesaplama karmaşıklığı hiyerarşisi. )
( Formül: P ⊆ NP ⊆ PSPACE )
- P-VALUE ile/||/<> SİGNİFİCANCE LEVEL
( P-value gözlenen data olasılığı, significance α eşik. )
( Formül: Observed İLE threshold )
- PAÇA[Fars. < PÂÇE] ile KONÇ
( Pantolon, don, şalvar vb. giyeceklerde bacakların çıktığı aşağı bölüm. İLE Ayağa giyilen şeylerde ayak bileğinden baldıra doğru olan bölüm. )
- PACE :/yerine HIZ, TEMPO
- PACE vs./and/||/<> SPACE
(
| Kavram | Açıklama | Örnek Kullanım |
|---|---|---|
| PACE | Bir süreçteki ilerleme hızı; özellikle öğrenme, gelişim ya da değişimin temposu. Bireysel farklara saygı için önemlidir. | Öğrencilerin kendi öğrenme sürecine[pace] göre ilerlemesine izin verilmelidir. |
| SPACE | Fiziksel ya da zihinsel boşluk/alan; hareket özgürlüğü, etkileşim ve yaratıcılık için gerekli ortam. | Yaratıcı düşünce için fiziksel ve zihinsel alan[space] sağlamak gerekir. |
| PACE and SPACE | Öğrenme ve gelişim süreçlerinde hem hız, hem de alan dengesinin gözetilmesi gerekir. | Etkin öğrenme için çocuklara uygun hız[pace] ve özgür alan[space] sunulmalıdır. |
- PACKAGE :/yerine PAKET
- PACT vs. TO COMPROMISE
- PAGE :/yerine SAYFA
- PAGODA ile STUPA ile TEMPLE
( Mutlaka su kıyısında olan Manastır-Okul-Dinlenme alanları ve vaaz verilen yer içeren tapınak biçimi. İLE Sivri ucu yukarıda, çan biçiminde, su kıyısı olmayan küçük ibadet yerleri. İLE İçinde büyük Buda heykelinin olduğu en büyük eğitim ve tapınma yapısı. )
- PAIN vs. ACHE
- PAIN vs. ACHE
- PAKET[Fr. < PAQUET] ile AMBALAJ[Fr. < EMBALLAGE]
( İçinde bir ya da birçok nesne bulunan, kâğıda sarılarak ya da kutuya konularak bağlanmış, elde taşınacak büyüklükte nesne. | Kâğıda sarılarak ya da bir kutuya konularak satışa hazır duruma getirilmiş, belirli bir miktarda olan yiyecek, ilaç vb. | Dolu toplu taşıma aracı. İLE Nesneleri sarmaya yarayan mukavva, kâğıt, tahta, plastik vb. malzeme. )
- PALE :/yerine SOLGUN
- PALM :/yerine AVUÇ İÇİ, PALMİYE
- PALMIERS = NAHLÎYE
- PALMİYE ile/ve AREKA
( ... İLE/VE Bir tür palmiye. )
- PALMİYE ile DARDAĞAN
( ... İLE Palmiye cinsinden bir ağaç. | Bu ağacın, çitlembik büyüklüğünde, sert çekirdekli, tatlı yemişi. )
( ... cum MILIUM EFFUSUM )
- PALMİYE ile/ve LATANYA[Karayip dilinden]
( ... İLE/VE Kimi türleri, evlerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, kimi türlerinin de dokumalık iplik elde edilen bir tür palmiye. )
( ... cum/et LATANIA RUBRA )
- PALMİYE ile/ve PANAMA ŞAPKASI PALMİYESİ
( ... İLE/VE Panama şapkası, bu palmiyenin liflerinin dokunmasıyla yapılır. )
( En iyi nitelikte olan SUPERFINO şapkasının yapımı 5 ay sürebilir. )
( [Yerli][Lifinin adı] ... ile/ve JIPIJAPA, TOQUILLA )
( [Lifinin adı] ... cum/et CARLUDOVICA PALMATA )
- PALMİYE ile/ve RAFİT
( ... İLE/VE Bir tür palmiye. )
- PALMİYE ile RAFYA[Fr. < RAPHIA][Madagaskar yerlilerinin dilinden]
( ... İLE Afrika ve Amerika'da yetişen, iri gövdeli, uzun yapraklı palmiye. | Bu palmiyenin, dokuma işlerinde kullanılan lifleri. | Palmiye liflerinden yapılmış olan. )
- PALMİYE ile SIKALAR
( ... İLE Açıktohumlulardan, parklarda süs bitkisi olarak yetiştirilen, yurdu Güney Asya olan, palmiyelere benzer ağaç ve ağaççıkları içine alan bir aile. )
- PALMİYE ile SU PALMİYESİ
- PALMİYE ile YERLİ PALMİYE/DATÇA HURMASI
- PALMİYE ile/<> YÜRÜYEN PALMİYE
- PALPABIL/PALPABLE[İng.] değil/yerine/= ELE GELİR
- PALYATİF/PALLIATIVE[İng.] değil/yerine/= RAHATLATICI
- PAMFİLYA ve/||/<>/> PERGE
( Perge, M.ö. 1200 yıllarında, Pamfilya'nın kültür merkeziydi. )
- PAMUK:
NESNE ile/ve/değil/||/<>/< BİTKİ
- PANGENE ile/||/<> KALITIM
( Pangene hipotezi )
( Hugo de Vries tarafından 1889 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1848-1935) (Ülke: Hollanda) (Alan: Botanik, Genetik) (Önemli katkıları: Mutasyon teorisi) )
- PANGRAM:
İNGİLİZCE'DE ile TÜRKÇE'DE
( Bir dildeki tüm harfleri içeren, kısa, gerçekçi olmayan tümcelerdir. )
( The quick brown fox jumps over the lazy dog. İLE Pijamalı hasta, yağız şoföre çabucak güvendi. )
- PANİK YAPMA! ile ACELE ETME!
- PAPA'NIN:
SOYUNMASINDA ile GİYDİRİLMESİNDE
( Bir rahip yardımcı olur. İLE İki rahibe yardımcı olur. )
- PAPATYA ile/değil GÜMÜŞDÜĞME
- PAPILIONACÉES = FERÂŞÎYE
- PAPUA YENİ GİNE'DE:
İNGİLİZCE ile/ve/<> PİDGİN
( Resmi dil. İLE/VE/<> Halkın kullandığı bozuk İngilizce.[Zaman kipi yoktur.]
[EM WANEY: Bu nedir? | YU ONAIT: Nasılsın?] )
- PAPUS = KANZA'A = AIGRETTE
- PARA:
AKÇE ile/ve/||/<> SULTANÎ ile/ve/||/<> DUCAT ile/ve/||/<> FLORINS ile/ve/||/<> GURUS ile/ve/||/<> ŞÂHÎ
( Osmanlı'da. İLE/VE/||/<> Osmanlı'da. İLE/VE/||/<> İLE/VE/||/<> Venedik'te. İLE/VE/||/<> Macaristan'da. İLE/VE/||/<> Avrupa'da. İLE/VE/||/<> İran'da. )
- PARA:
GEREKSİNİM değil MASKELEME
- PARA HARCAMAK:
"SAHİP OLMAK" İÇİN ile/değil/yerine DENEYİM KAZANMAK ÜZERE
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Daha mutlu kılar. )
- PARA ile MAHMUDİYE
( ... İLE Bugün süs altını gibi kullanılan, Sultan II. Mahmut zamanında basılmış, ince altın sikke. )
- PARA ile SILE[Ar.]
( ... İLE Bir şaire, yazdığı övgü karşılığı verilen para. )
- PARADOKS[Fr. < Yun.] ile/ve ŞAŞKINLIK/HAYRET[Ar.]/APORIA[Yun.]/THAUMAZEIN[Yun. < THAUMA: Mucize.]
( Kökleşmiş kanışlara aykırı olarak ileri sürülen düşünce. İLE/VE ... )
- PARAKETE[İt.] ile PAREKETE
( Geminin saatteki hızını ölçmek üzere bir ucu denize atılan araç. )
- PARAKRİN/PARACRINE[İng.] değil/yerine/= YEREL HORMON
- PARALEL ile/ve VE
( PARALLEL vs./and AND )
- PARALOJİ/PARALOGIA[İng.] değil/yerine/= YANLIŞ AKIL YÜRÜTME
- PARAMETER vs. VARIABLE
- PARAMETRE ile AÇI
( PARAMETER vs. ANGLE )
- PARAMETRE ile/değil/yerine BİLEŞEN
- PARAMETRE ile/||/<> İSTATİSTİK
( Parametre evren ölçüsü, istatistik örnek ölçüsüdür )
( Formül: μ ileσ İLE x̄ iles )
- PARAMETRE ile KOMPARTIMAN
- PARANIN İŞLEVLERİNDE:
HESAP BİRİMİ ile/ve/||/<>/> MÜBÂDELE ile/ve/||/<>/> MUHÂFAZA
- PARAPET[İt.] ile/= KÜPEŞTE[Yun.] ile/= KORKULUK
( Gemi küpeştesi[Yun.]. | Korkuluk. | Pencere önlerindeki dar çıkıntı. İLE/= Gemide güverte hizasında ıskarmoz bağlarına tutturulan dikmelerin dış yüzlerine kaplanan kaplamaların oluşturduğu siper, borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarı kalan bölüm. | Duvarların üzerine, balkon ya da pencerelerin içine çimento ve mozaik karışımı ile yapılan dolgu set. )
- PARÇA ile/ve/||/<> LEKE
- PARÇA[Fars. < PÂÇE] ile SONAT[Fr. < SONATE]
( ... İLE Bir ya da iki çalgı için yazılmış, üç ya da dört bölümden oluşan müzik yapıtı. | Çeşitli türlerde [Allegro, Adacco, Andante] üç ya da dört bölümden oluşan müzik parçası. )
- PARÇA ile/değil/yerine ÜYE
- PARÇALI YAPRAK = VARAK-I MÜNKASİM = FEUILLE DIVISÉE
- PARÇALI YAPRAK = VARAK-I MÜREKKEBE = FEUILLE COMPOSÉE
- PARDESÜ[Fr.] ile CÜPPE[Ar.]
( Serin havalarda, giysilerin üzerine giyilen ince üstlük. İLE Hukukçuların, bilimteylerde, belirli bir aşamaya ulaşmış bilimkişileri, dinadamlarının giysi üzerine giydikleri, uzun yenleri geniş, düğmesiz giysi. )
( Mİ'TAF ile CÜBBE )
- PÂRE[Fars.] ile -PÂRE[Fars.]
( Parça. | Tane, adet. | Sayı, bölük. | Para. İLE "parça" anlamıyla bileşik sözcükler yapar.[SEMS-PÂRE: Güneş parçası, güzel. | YEK-PÂRE: Tek/bir parça.] )
- PAREKENDE değil PERAKENDE
- PARENKİMA = NESC-İ HÜCREVÎ = TISSU CELLULAIRE
- PARENTERAL NÜTRİSYON/PARENTERAL NUTRITION[İng.] değil/yerine/= SINDIRİM YOLU DIŞI BESLENME
- PARİPİNNAT YAPRAK = VARAK-I RÎŞÎ-İ TEV'EMÎ = FEUILLE CONJUGUÉE, FEUILLE PARIPENNÉE
- PARKE ile MARLEY[bir marka adından]
( Küçük, biçimli tahta parçalarının, belirli bir düzene göre yerleştirilmesiyle yapılan döşeme. | Düzgün bir biçimde yontulmuş, köşeli taşlarla yapılmış kaldırım. İLE Yapılarda, düşeme gereci olarak kullanılan plastik madde. )
- PARKE[Fr. PARQUET] değil/yerine/= SAVCI
( Eskiden, hakim kürsüsünden aşağıda ve yerde oturmaları nedeniyle savcılara, parke adı verilirmiş. )
- PARLAK ile/||/<> ARJANTE[Fr.]
( ... İLE/||/<> Gümüş gibi parlak. )
- PARLAMA ile ALEVLENME
( İŞTİAL: Tutuşma, parlama, alevlenme. )
- PARLAMA ile ÇÖKME
- PARMAKSI PARÇALI YAPRAK = VARAK-I ISBI'Î = FEUILLE DIGITÉE
- PARODİ[Fr. < Yun.] ile PASTİŞ[Fr. < PASTICHE]
( Ciddi sayılan bir yapıtın, bir bölümünü ya da tamamını alaya alarak, biçimini bozmadan ona bambaşka bir öz vererek, biçimle öz arasındaki bu ayrılıktan, gülünç etki çıkaran tür. İLE Başka sanatçıların yapıtlarını taklit yoluyla oluşturulan sanat yapıtı. | Bir ekolün özelliklerine göre oluşturulan yapıt. )
- PARSE[İng.] ile/değil/yerine İNCELEME
( Bir tümce ya da sözcüğü, dilbilgisi açısından incelemek. )
- PART vs. SIDE
- PART TAYM/PART TIME değil/yerine/= YARIM GÜN
- PART TİME[İng.] değil/yerine/= YARI ZAMANLI
- PART-TIME[İng.] değil/yerine/= YARI ZAMANLI
- PART vs. WHOLE
- PARTİAL DERİVATİVE ile/||/<> TOTAL DERİVATİVE
( Partial ∂f/∂x tek değişken, total df/dx tüm değişkenler. )
( Formül: Single variable İLE all variables )
- PARTICIPATE :/yerine KATILMAK
- PARTICIPATION vs./and TO SHARE
- PARTICULARLY :/yerine ÖZELLİKLE
- PARTİKÜL/PARTICLE[İng.] değil/yerine/= PARÇACIK
- PARTNER ile KAVALYE
- PAS ile PAS[Fr. < PASSE] ile PASPAS
( Su içinde ve nemli havada metallerin, özellikle demirin yüzeyinde oksitlenme sonucunda oluşan nesne. | Bazı asalak mantarların çeşitli bitkilerde oluşturduğu portakal sarısı ya da kahverengi lekeler, küf. | Bu lekelerden ileri gelen bitki hastalığı. | Demir ya da demir alaşımlarının aşınması sonucunda ortaya çıkan ve esas itibarıyla demir oksit ve hidroksitten oluşan aşınma türü. | Bar. İLE Bazı top oyunlarında oyunculardan birinin topu takım arkadaşına atması. | Bazı iskambil oyunlarında sırası kendisine gelen oyuncunun oyuna o elde katılmayacağını belirten bir söz. | Bazı iskambil oyunlarında “geçiniz” anlamında bir söz. İLE Ayakkabıların altını temizlemek için kapı önlerine konulan kıl, plastik vb.den yapılmış yüzü tırtıklı silecek. )
- PASAJ/PASSAGE[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞ | GEÇİT
- PASAPORT ile/ve LESEPASE
( ... İLE/VE Sınırı geçmek için verilen yazılı izin. )
- PASİF-AGRESİF/PASSIVE-AGGRESSIVE[İng.] değil/yerine/= EDİLGEN-SALDIRGAN
- PASİF/PASSIVE[İng.] değil/yerine/= EDİLGEN
- PASİFİKASYON değil/yerine/= ETKİSİZLEŞTİRME
- PASPAL[Yun.] ile PESPÂYE[Fars. PEST-PÂYE] ile PEJMURDE[Fars. < PİJMURDE]/SALAŞ
( Çok kepekli un. | Bakımsız, dağınık, pis. İLE Alçak, aşağılık. İLE Eski püskü, yırtık. | Dağınık, perişan. )
- PASSAGE :/yerine GEÇİT
- PASSION vs./and ATTITUDE
- PATE ile ...
( Ahşap evlerin üzerinde bulunduğu direklerin üzerinden farelerin çıkamaması için kullanılan ara taş. )
- PATEN ile ROLLERBLADE
- PATERN ANALİZ/PATTERN ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= ÖRÜNTÜ ÇÖZÜMLEME
- PATH vs. LANE
- PATRON ile AİLE ile SEVGİLİ/EŞ
( [ne yazık ki]
Köle gibi olmamızı/çalışmamızı ister/bekler. İLE/VE/||/<> Kendi istedikleri gibi olmamızı ister/bekler. İLE/VE/||/<> Sürekli değişmemizi ister/bekler. )
- PAUSE :/yerine DURAKLATMAK, MOLA
- PAVANE ile ...
( Avrupa kökenli bir dans. )
- PAY ile/ve NASİP/BEHRE[Fars.]
- PÂYE[Fars.] değil/yerine/= AŞAMA
- PAYE[Fars.] ile/ve/değil/||/<>/< PAY/ÜLEŞ/HAK/HİSSE/SEHİM
( Aşama, rütbe. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Birden fazla kişi arasında bölüşülmüş bir bütünden, bu kişilerin her birine düşen bölüm. | Eşit bölüm. | Ticari bir işlemde zarar tehlikesine karşı ayrılan para, marj. | Bayağı kesirlerden birinin eşit parçalardan kaç tane aldığını gösteren sayı. | Katkı. )
- Paylaşanı DİNLE!!!
- Paylaşım için DİNLE!!!
- PAYMENT :/yerine ÖDEME
- PAYPLAN[İng. < PIPELINE] değil/yerine/= BORUYOLU
- PAZARLAMA ile HİLE
( MARKETING vs. TRICK )
- PAZARTESİ'NE değil PAZARTESİ'YE
- PBFT/PRACTICAL BYZANTINE FAULT TOLERANCE[İng.] değil/yerine/= UYGULAYIMSAL BİZANS HATA TOLERANSI
- PCO&SUP2;/PARTIAL CARBON DIOXIDE PRESSURE[İng.] değil/yerine/= PARSİYEL KARBONDİOKSİT BASINCI
- PE[Fars.]
- PEACE :/yerine BARIŞ
- PEAK :/yerine ZİRVE
- PEÇE[Ar.] ile PEÇE[Ar.]
( Sarmaşık. | Yavru.[insan ve hayvanda] | Çocuk, oğlan. İLE Eskiden ülkemizde, bugün kimi ülkede bayanların sokakta yüzlerine örttükleri ince siyah örtü. | Bir şeyi gizlemek için üzerine çekilen örtü. | Yıldız resimlerinin alındığı plakların yüzeyinde görülen hafif karartı. )
- PEÇE ile/değil PERDE
- PEDİKÜL/PEDICLE[İng.] değil/yerine/= AYAK, AYAKÇIK | SAP
- PED-/-PEDE/PEDİ-/PEDO-/PAED-/PAEDO- ile/||/<> HEBE-
( Çocuk. İLE/||/<> Ergenlik, ergenlik çağında. )
- PEDÜNKÜL/PEDINCLE[İng.] değil/yerine/= SAP
- PEJMURDE[Fars.] değil/yerine/= SALAŞ
( Eski püskü, yırtık. | Dağınık, perişan. )
- PEKİNLİK = EMİNLİK = CERTAINTY[İng.] = CERTITUDE[Fr.] = GEWIßHEIT[Alm.] = CERTITUDINEM[Lat.]
- PEKİŞTİRME ile/ve/||/<> VURGU/ÜNLEM
( Bazı sözler, argolar ve küfürler, sözcüğün birebir anlamı/karşılığı için kullanılmaz. Daha çok pekiştirme sıfatı ya da vurgu, ünlem olarak kullanılır. )
- Pekiştirmek için DİNLE!!!
- PELE[Fars.] ile PELLE[Fars.]
( Terazi kefesi. | Merdiven basamağı. | Çark dişi. İLE Pele. | Derece. | Merdiven basamağı. )
- PELE[Fars.] ile PELLE[Fars.]
( Terazi kefesi. | Merdiven basamağı. | Çark dişi. İLE Pele. | Derece. | Merdiven basamağı. )
- | PELTE/PALUZE ile ELMÂSİYE/JÖLE | ile/yerine MURABBÂ
( | Meyvesularının nişastayla ve bir miktar şeker ile koyulaştırılması/kaynatılmasıyla elde edilen tatlı. | Bu kıvamda olan madde. | Koloidal bir katı içine bir sıvının işlemesinden sonra, ya bu sıvıya daldırılan koloidin, doğrudan doğruya şişmesiyle ya da sıcakta hazırlanan, oldukça derişik çözeltinin soğutularak kıvamlaşmasıyla oluşan esnek madde. İLE Meyvesularının jelatin ve şekerle koyulaştırılması/kaynatılmasıyla elde edilen tatlı. | İLE/YERİNE Meyvesularının katkısız olarak -kısık ateşte- uzun süre kaynatılıp koyulaştırılmasıyla elde edilen tatlı. [az miktarda şeker katılabilir][Jöle de denilir fakat içinde jelatin yoktur!] )
( Sayın Gökçen ADAR'ın, yemek kitaplarına ulaşmanızı salık veririz. )
- PELTE ile/değil PIHTI
- PELTEK ile PEPE
( Dilini, dişlerinin arasına alır gibi konuşan ve bu yüzden, s, z gibi sesleri kusurlu söyleyen. | Tutuk, titrek bir biçimde. İLE Dudak sesleriyle başlayan sözcüklerin ilk seslerini güçlükle söyleyen ve birkaç kez yineledikten sonra arkasını getirebilen, tutuk dilli. )
- PELTEKLİKTE:
Z'LEŞTİRME ile/||/<> S'LEŞTİRME ile/||/<> C'LEŞTİRME ile/||/<> L'LEŞTİRME
( Jale > Zale | Jilet > Zilet
İLE/||/<>
Paşa > Pasa | Kışlık > Kıslık | Şapka > Sapka
İLE/||/<>
Jandarma > Candarma | Jilet > Cilet
İLE/||/<>
Birader > Bilader | Berber > Belber | Merhem > Melhem | Terlik > Tellik )
- PENBE değil PEMBE
- PENÇE[Fars.] ile AYAK/PATİ
( Yırtıcı hayvanların ön ayaklarının parmaklarıyla tırnakları. | Etkisinden kurtulmak olanaksız, etkisi çok olan güç. | Ayakkabının tabanındaki kösele. İLE Kedi, köpek için ön ayak. | Küçük çocuk ayağı. )
( ZIFR ile ... )
( PAW/CLAW vs. FOOT/... )
- PENÇE ve PARMAKLAR
( ŞEHÂDET - ORTA - YÜZÜK - SERÇE
BAŞ )
( HASANEYN[ÇİFTE GÜZELLİK] )
- PENÇE/PENCE[Fars.] ile HILÂB[Ar.]
( Yırtıcı hayvanların ön ayaklarının parmakları ve tırnakları. İLE Yırtıcı kuş ve hayvan pençesi. )
- PENCERE ile ARNAVUTBACASI
( ... İLE Tavan arasına ışık sağlayan, çatı penceresi. )
- PENCERE ile AYPENCERE
( ... İLE Yarım daire biçiminde pencere. )
- PENCERE[Fars.] değil/yerine/= BAKANAK
- PENCERE ile/ve/değil EŞİK
- PENCERE ile LOMBOZ[İt./Yun.]
( ... İLE Kamaralarla alt güverteleri aydınlatmak için bordalardan ve güvertelerden açılan yuvarlak pencere. )
- PENCERE değil/yerine/= ODAGÖZ
- PENCERE[Fars.] ile PERVÂZ[Fars.]
( ... İLE Kapı, pencere gibi yerlerin kenarlarına geçirilen ensiz parça. | Giysilerin, yaka, kol, etek gibi yerlerine ya da kumaştan yapılmış öteki eşyaların kenarlarına geçirilmiş, dar, uzun parça. | Cilt kapağının iç tarafına konulan parça. )
- PENCERE ile TEMEK
( ... İLE Ahırdaki pisliği dışarı atmak için kullanılan kapaklı ya da kapaksız delik/pencere. )
- PENCERE ile/ve/||/<> TEPE CAMI
( ... İLE/VE/||/<> Tavanda ya da tavana yakın yerde, tepeye yakın bulunan pencere. )
- PENETRANS/PENETRANCE[İng.] değil/yerine/= İÇE GEÇİŞ, İÇE İŞLEME
- PENETRASYON/PENETRATION[İng.] değil/yerine/= DELME | İÇE GEÇME
- PENROSE İLE CCC İLE MULTİVERSE ile/||/<> KOZMOLOJİ MODELLERİ
( Evrenin yapısı ve evrimi kuramları. )
( Formül: E = mc²√(1-rs/r) )
- PENS[Fr.] değil/yerine/= KISKAÇ/MAŞA[Fars. < MAŞE: Tetik.]
( Çeşitli biçim ve büyüklükte, maşa ya da kıskaç. | Giysilerde, kimi yerinden içeri doğru daraltılarak dikilmiş bölüm. )
- PENSE ile KERPETEN
( PLIERS vs. PINCERS )
- PENUMBRA[İng.] değil/yerine/= YARI GÖLGELEME
- PEOPLE :/yerine İNSANLAR
- PERAKUT/PERACUTE[İng.] değil/yerine/= AŞIRI IVEGEN
- PERCEIVE :/yerine ALGILAMAK
- PERCENTAGE :/yerine YÜZDE ORANI
- PERCEPTION OF SERIAL TIME vs. PERCEPTION OF CONTINUAL TIME
- PERDE ile/değil/yerine BASAMAK
- PERDE ile BRİZBİZ
( ... İLE Pencerelerin çerçevesine, içeriden tutturulan ince perde. )
- PERDE ile EFRİZ/FRİZ[Fr.]
( ... İLE Tavandan inerek sahnenin üst bölümünü, sahne boyunca kaplayan, kısa, dar perde. | Eski Yunan ve Roma yapılarında, taban kirişi ile çatı arasında kalan, üzeri boydan boya kabartmalarla süslü bölüm. )
- PERDE ile GERGİ
( ... İLE Perde. | İp, kayış, tel vb. gerginleştirme işinde kullanılan araç. )
- PERDE değil/yerine/= GERGİ/GERELTİ
- PERDE ile İNCE PERDE/BÜRGÜ
- PERDE ile KATMAN
( PITCH vs. LAYER )
- PERDE[Fars.]/STOR[Fr. < Lat.] değil/yerine/= ÖRTÜ
( Ağaç, kumaş vb.nden yapılmış, bir kanal içinde hareket ederek açılıp kapanan perde. )
- PERDE ile PERDELEME
- PERDE ile/ve TARABA
( ... İLE/VE Tahta perde. )
- PERDE ile TÛL
( ... İLE Uzunluk. [Tûl perde] | Zaman çokluğu, uzun süre. | Boylam. [TÛL DAİRESİ] )
- PERDE[Fars.] ile TÜL[Fr. < TULLE]
( Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye ya da bir açıklığın önüne gerilen örtü. | Üzerine bir nesnenin görüntüsü yansıtılan saydam olmayan yüzey. | İki yeri birbirinden ayıran bölme. | Seste pes perde. | Doğruyu görmeye engel olan şey. | Kaz, ördek, martı gibi hayvanların parmaklarını birbirine bitiştiren zar. | Bir müzik parçasını oluşturan seslerden her birinin kalınlık ya da incelik derecesi. | Bu ses derecelerini sağlamak için çalgılarda bulunup parmaklarla basılan yer. | Katarakt. | Bir sahne eserinin büyük bölümlerinin her biri. İLE Çok ince gözenekli pamuk ya da sentetik dokuma. | Bu dokumadan yapılmış olan. )
- PERDE ile/ve/<> YANILSAMA
- PERDELE(N)ME ile/ve/||/<> BULANIKLAŞ(TIR)MA
- PERESE ile ...
( Duvarcıların doğrultu bulmakta kullandıkları çekül ipi. )
- PERFECTLY :/yerine MÜKEMMEL ŞEKİLDE
- PERFECTOİD SPACE ile/||/<> ADİC SPACE
( Perfectoid space Frobenius etkisi olmayan p-adik geometri nesneleriyken İLE adic space genel p-adik analitik geometri nesneleridir )
( Formül: Tilting correspondence )
- PERFORASYON/PERFORATION[İng.] değil/yerine/= DELINME
- PERFORMANS/PERFORMANCE[İng.] değil/yerine/= VERİM | BAŞARIM | GÖSTERİ
- PERGENDE ile/> FİRKATA ile/> KALİATA ile/> KADIRGA
- PERİFERİ[Fr. < PÉRİPHÉRİE] değil/yerine/= KIYI | ÇEVRE | UC
- PERIGEE değil/yerine/= YERBERİ
- PERIOPERATİF/PERIOPERATIVE[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT SÜRECİ
- PERİYOT/PERIOD[İng.] değil/yerine/= DÖNEM, DEVRE
- PERMEÇE ile/ve FİLADUR
( Yedek olarak kullanılan ince halat. İLE/VE İnce ve katranlı halat. )
- PERMISSION vs./and APPROVE
- PERSANTIL/PERCENTILE[İng.] değil/yerine/= YÜZDELİK
- PERSECUTE vs. PROSECUTE
- PERSONALİZED MEDİCİNE ile/||/<> POPULATİON MEDİCİNE
( Personalized medicine bireysel genetik profil odaklıyken İLE population medicine genel popülasyon istatistikleri odaklıdır )
( Formül: Pharmacogenomics )
- PERSPECTIVE :/yerine BAKIŞ AÇISI
- PERSPEKTİF/PERSPECTIVE değil/yerine/= BAKIŞ AÇISI
- PERSUADE :/yerine İKNA ETMEK
- PERT[Fr. < PERTE] değil/yerine/= DEĞERSİZLEŞME, ZARAR
- PERVÂZ[Fars.] ile -PERVÂZ[Fars.] ile PERVÂZE[Fars.] ile PERVÂZÎ[Fars.]
( Uçma, uçuş. | Saçak. | Göze/hücre. | Ayna. | Dolap. | Aynalı, ince ve uzun tahta. İLE "Uçan, uçucu" anlamlarıyla birleşik sözcük yapar.[BÂLÂ-PERVÂZ: Yüksekten uçan. | BÜLEND-PERVÂZ: İddialı, inatçı.] İLE Kır, gezinti için hazırlanan yemek. | Gece eğlencesi ışığı. | Altın ve gümüş yaprakların kırıntısı. İLE Divân-ı Hümâyün ve Defter-i Hâkânî kalemlerine devam ve hizmet etmeden ve de hâcegândan olmadan, yolunu bularak bu kalemlerden birinde ketebeden olduğuna dair kayıtlarına şerh verilen kişi. )
- PERVAZE ile PERVÂZE[Fars.]
( Uçan. İLE Kır gezisi için hazırlanan yemek | Altın ve gümüş yaprakların kırıntısı. )
- PERVERENDE[Fars.] ile/ve/||/<>/> PERVERDE[PELVERDE değil!][Fars.] ile/ve/||/<>/> PERVERD/-PERVER[çoğ. PERVERÂN][Fars.]
( Yetiştirici, terbiye edici. | Besleyici, büyütücü. İLE/VE/||/<>/> Beslenmiş, büyütülmüş, yetiştirilmiş. | Üzüm şırasından yapılan bir çeşit tatlı. İLE/VE/||/<>/> "Besleyen/besleyici, büyüten, yetiştiren/yetiştirici, koruyan, terbiye eden" anlamlarıyla birleşik sözcükler yapar.[DEHÂ-PERVER: Dâhî yetiştiren. | FUKARÂ-PERVER: Yoksul besleyen.] )
- PERVERÎ[Fars.] / PERVERİŞ[Fars.] / PERVERÎŞ-ÂMÛZ[Fars.] / PERVERÎŞ-YÂB[Fars.] / PERVERİŞ-YÂFTE[Fars.]
( Besleyicilik, büyütücülük, terbiye. | Seçme. | Sevme. İLE Besleyiş, besleme, beslenme. | İlerleme, terakkî. İLE Mânen yetiştiren, filozof. İLE Beslenen. | Yetiştirilen, terbiye gören, terbiye edilen. İLE Büyütülmüş, bakımlı, terbiyeli, terbiye edilmiş. )
- PEŞ PEŞE
- PEŞİN FİYATINA TAKSİTLE değil/yerine/= ÖN EDERİNE BÖLÜŞLE
- PEŞİNAT değil/yerine/= ÖN ÖDEME
- PEŞİNDE ile ARDINDA
- ... PEŞİNDE ile/ve/değil/<> ... DERDİNDE
- PESPEMBE
- PES Ü DÎVÂR[Fars.] ile/ve/değil/||/<>/< PES Ü PERDE[Fars.]
( Duvarın arkası. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Perdenin arkası. )
- PEYGAMBERDE:
HATA/GÜNAH değil ZELLE
( ... DEĞİL İyilerden en iyiyi seçememe. )
( Peygamberin hatası olmaz! Sadece iyilerden en iyiyi seçememe olabilir belki. )
- PEYMÂNE[Fars.] ile SAĞRAK/KADEH[Ar.]
( Kalp. (Eskiden kadehleri kalp biçiminde yaparlarmış.) | Büyük kadeh. İLE ... )
( Aynı/ortak kadehten içiliyorsa. İLE Her bir kişininki ayrıysa. )
- PH ile PUANTOMETRE
( Asitlik ya da bazlık derecesi. İLE Işık yeğinliğini/şiddetini ölçen aygıt. )
- PHASE vs. LAP/STAGE
- PHASE :/yerine AŞAMA
- PHI PHI DON ile/ve/<> PHI PHI LEE
( Büyük olan ve konaklama olanaklarının bulunduğu ada. İLE/VE/<> Maya Beach'in bulunduğu ada. [Leonardo DiCaprio'nun oynadığı The Beach filminin çekildiği yer.] )
( Tayland'ın ünlü iki adası. [Phuket ve Krabi'den turlarla da gidilebilmektedir.] )
- PHII/PUBLIC HEALTH INFORMATICS INSTİTUTE[İng.] değil/yerine/= HALK SAĞLIĞI BİLİŞİM ENSTİTÜSÜ
- PHILOSOPHY :/yerine FELSEFE
- PHONE :/yerine TELEFON
- PHOTOAFFİNİTY İLE ABPP İLE PROXİMİTY ile/||/<> PROTEİN ETİKETLEME
( Proteinleri işaretleme teknikleri. )
( Formül: Probe-UV-Protein )
- PHOTOCATALYSİS İLE BİOREMEDİATİON İLE ADSORPTİON ile/||/<> ÇEVRE TEMİZLEME
( Kirlilik giderme teknolojileri. )
( Formül: OH• radikal üretimi )
- PHRAGMEN-LİNDELOF ile/||/<> MAXİMUM PRİNCİPLE
( P-L açık domain maksimum, maximum kapalı domain. )
( Formül: Unbounded domain İLE bounded )
- PHRASE :/yerine İFADE
- PHYE ile/ve/<> PHYA
( Gövdesel ve fiziksel. İLE/VE/<> Ahlâksal ve siyasal. )
- PICTURE :/yerine RESİM
- PİDE ile FODLA[Ar.]
( ... İLE Çoğunlukla imaretlerde, yoksullara verilen, kepekli undan yapılmış, pideye benzer bir tür ekmek. )
- PİDE ile GÖMBE
( ... İLE Mayalı ya da mayasız, yağlı ya da yağsız olarak yapılan bir tür kül pidesi. )
- PİDE ile/||/<> KAHİ
( ... İLE/||/<> Emekliye ayrılacak yeniçeri aşçıların kendine sermaye toplamak için yapıp dağıttığı bir tür pide. )
- PİDE[Yun.] ile KİRDE[Fars. < GİRDE]
( Mayalı hamurdan yapılan, ince, yayvan yiyecek. İLE Genellikle mısır unuyla yapılan bir pide türü. )
- PİDE değil/yerine/= PÜŞKEL
- PIE :/yerine TURTA
- PIECE vs. ENTIRE/WHOLE
- PIECE :/yerine PARÇA
- PIERRE PAUL BROCA ile/ve/||/<> CARL VERNICKE
- PİGME ile ABORJİN ile AINU ile İNUİT
( Afrika yerlisi. İLE Yeni Zelanda yerlisi. [Lat.: Roma'lıların ilk ataları. | Yerliler. | İlk oturanlar.] İLE Japonya yerlisi. İLE Kuzey Amerika yerlisi. )
- PİGME ile/ve EFE
( Afrika yerlisi. İLE/VE Kongo'daki Pigme'ler. )
- PİLAV(/YEMEK) PİŞİRMEDE:
"DEMLENDİRME" ile/ve/||/<> "DİNLENDİRME"
- PILE :/yerine YIĞIN
- PİLONİDAL SİNÜS ile/ve/||/<> PİLONİDAL APSE
( Açıklamalarını okumak için burayı tıklayınız... )
- PİNA ile MİDYE
( Telli bir çalgı.[Çin kökenli] | Bir tür yumuşakça. | Midyenin büyüğü. İLE ... )
- PINE :/yerine ÇAM
- PINK :/yerine PEMBE
- PİNOSİTOZ değil/yerine/= ETME
- PIPE :/yerine BORU
- PİRE ile BİT
( Bit yiğitte, pire itte bulunur. [Rüstem Paşa'nın, Cüzzam'lı olmamasına bağlı olarak söylendiği varsayılmaktadır.] )
( [argo] ... ile MACAR )
( YAVŞAK: Bit yavrusu. )
( BÜRGÛS[çoğ. BERÂGÎS], HADÛŞ[: Sinek. | Pire.] ile KAML/KAMLE, KEHLE
MASS-I ADÎM-ÜL-CANÂHİYYE: Pireler. )
( ... ile ŞÜPÜŞ )
( FLEA vs. LOUSE [YOUNG LOUSE]
XENOPYSLLA )
( PULEX IRRITANS cum PEDICULUS )
( ... ile MACAR )
- PİRE ile BİTKİ PİRESİ
(
)
- PİRE yerine KALKAĞAN
- PİRE ile KÖPEK PİRESİ
( ... İLE Siphonaptera takımının gerçek pireler(Pulicidae) ailesinde yer alan, erginleri 2-3 mm boyunda, kırmızımsı esmer renkte, köpek, kedi, tavşan, sıçan ve insanı sokup emerek beslenen, kaşıntı ve gelişme geriliğine neden olan, veba hastalığının taşıyıcılığını yapan böcek türü. )
( FLEA vs. DOG FLEA )
( ... avec PUCE DU CHIEN )
( ... mit HUNDEFLOH )
( ... vs. CTENOCEPHALIDES CANIS )
- PİRE ile SU PİRESİ/BİTİ
( ... İLE Kabuklulardan, durgun sularda yaşayan bir hayvan. )
( ... cum DAPHNIA PULEX )
- PÎŞE[çoğ. PÎŞE-GÂN][Fars.] ile PÎŞE[Fars.]
( Sanat/zanaat, meslek. | İş. | Huy, tabiat, alışkanlık, âdet. | Kaval. İLE "alışmış, huy edinmiş" anlamlarına gelerek bileşik sözcükler oluşturur.[FESÂD-PÎŞE: Kötülük peşinde olan.] )
- PİŞİRMEDE:
ALEV ile/ve/||/<> ISI ile/ve/||/<> SÜRE
( Pişirilme amaç ve hedefine göre değişir ve iyi ayarlanması gerekir. )
- Pişman olmamak için DİNLE!!!
- PİŞMANLIK:
MERTEBE değil TEKALLÜB/DEVİNİM VE TÖVBE
- PİŞMANLIK = REPENTANCE[İng.] = REPENTIR[Fr.] = REUE[Alm.] = POENITENTIA[Lat.]
- PİST[Fr. < PISTE] ile/ve/||/<> KULVAR[Fr. < COULOIR]
( Gösteri yapmak, dans etmek vb. için düzenlenmiş, genellikle yuvarlak yer. | Bir havaalanında uçakların kalkıp inmesine, park yerlerine gidip gelmesine yarayan özel olarak hazırlanmış şerit. | Motorlu araçların yarışları ve koşular için özel olarak düzenlenmiş yer, yarışlık. İLE/VE/||/<> Yüzme ve atletizm yarışmalarında her yarışçıya ayrılan şerit. | İçinde bulunduğu ya da ilgili olduğu alan. )
- PITCH :/yerine SAHA, PERDE
- PİYADE = PAYTAK
( ... = Çarpık, eğri bacaklı. | Satrançta, piyade taşı. )
- PLACE vs. PALACE
itibarı ile 11.178 başlık/FaRk ile birlikte,
11.178 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(33/46)
(1996'dan beri)