Bugün[20 Kasım 2025]
itibarı ile 11.178 başlık/FaRk ile birlikte,
11.178 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(32/46)


- ONARARIEAE = HULFAÎYE


- Önce bir DİNLE!!!


- ONCE :/yerine BİR KERE


- ÖNCE ile/değil İLK


- ÖNCELİK = PRIORITY/PRECEDENCE[İng.] = [Fr.] = [Alm.] = [İt.] = [İsp.]


- ÖNCELİKLE ile/ve/||/<> BAŞTA


- (ÖNCELİKLİ/ÖNEMLİ/[ÖNCEKİ] OLMAZSA OLMAZ)
KAVRAM ÇİFTLERİ:

ÖNCELİK ve/||/<>/> SONRALIK
ve/||/<>
VAR OLAN ve/||/<>/> BİLGİ
ve/||/<>
NESNE/TEK ve/||/<>/> ÖTEKİ/LER
ve/||/<>
SÜREÇ ve/||/<>/> SONUÇ
ve/||/<>
YÖNTEM/USÛL ve/||/<>/> İÇERİK/ESAS
ve/||/<>
BAĞLAM ve/||/<>/> ANLAM
ve/||/<>
ÇÖZÜMLEME ve/||/<>/> ÇÖZÜM
ve/||/<>
ÖNCÜL ve/||/<>/> ÖNERME
ve/||/<>
SAYGI ve/||/<>/> SEVGİ
[en az %99 ve/||/<>/> en az %1]
ve/||/<>
US/AKIL ve/||/<>/> ANLIK/ZEKÂ
ve/||/<>
EMİK/BEYİN ve/||/<>/> ANLIK/ZİHİN
ve/||/<>
DİRENÇ/İHTİYÂR ve/||/<>/> İSTENÇ/İRÂDE
ve/||/<>
DEVİM/HAREKET ve/||/<>/> ZAMAN
ve/||/<>
AN ve/||/<>/> ZAMAN

( Düşünme, konuşmak ve yaşamak üzere bilinmesi ve uygulanması gereken öncelikli ve olmazsa olmaz kavram çiftleri... [önceki olmadan sonraki olmaz!] )


- ÖNCESİZLİK-SONRASIZLIK = EZELİYET-EBEDİYET = ETERNITY[İng.] = ÉTERNITÉ[Fr.] = EWIGKEIT[Alm.] = AETERNITAS[Lat.] = ETERNIDAD[İsp.]


- ÖNCÜLLER = MUKADDEMAT = PREMISS[İng.] = PRÉMISSES[Fr.] = PRÄMISSE[Alm.] = PRAEMISSA[Lat.] = ESTABLECIMIENTO[İsp.]


- ONDÜLE[Fr.] değil/yerine/= DALGALI / KIVRIMLI / KIVRILMIŞ


- (not ONE TIME) ONCE


- ONE :/yerine BİR


- ÖNEKLEME ile ...

( PREFIXATION )


- ÖNEMSEME ile/||/<> VURGULAMA


- ÖNEMSİZ/LİK ile GÖZDEN DÜŞ(ÜR)ME


- ÖNERGE ile/değil ÖNERME


- Önerileri DİNLE!!!


- ÖNERME(KAZA, KAZİYE) ile KIYAS(BURHAN, [DEMONSTRATION])


- ÖNERME ile DENKLEM

( vs./and/||/<> EQUATION )


- ÖNERME ile/değil DİYALEL[Fr. < Yun.]

( ... İLE/DEĞL Bir önermeyi, başka bir önerme ile tanıtlamak yoluyla sürdürülmeye çalışılan, zorlama felsefe, üstü örtülü bir tür kısırdöngü. )


- ÖNERME ile İDDİA


- ÖNERME ile İNANCA


- ÖNERME ile/ve/değil/||/<>/< KAVRAM


- ÖNERME = KAZİYE = PROPOSITION[İng., Fr.] = LEHRSATZ[Alm.] = PROPOSITIO[Lat.] = PROPOSICION[İsp.]


- ÖNERME ile/ve ÖNCÜL


- ÖNERME ile/ve/değil/||/<>/> ÖNERİ

( [not] PROPOSITION vs./and/but/||/<>/> SUGGESTION )


- ÖNERME ile/ve/değil/||/<>/< ÖRNEK


- ÖNERME ile/ve/||/<>/>< TERS EVİRME

( ... İLE/VE/||/<>/>< Olumlu ya da olumsuz olan bir önermenin konusunun tersini, yüklem ve yüklemin tersini konu yapma. )


- ÖNERME ile/ve VARSAYIM


- ÖNGÖRME/ÖNGÖREBİLME ile KESTİRME/KESTİREBİLME


- ÖNGÖRÜ ile/ve/||/<>/> ÖNERME

( vs./and/||/<> PROPOSITION )


- ÖNGÖRÜMÜZ ...:
BİR YILLIK İSE ile/ve/değil/||/<>/>/<
ON YILLIK İSE ile/ve/değil/||/<>/>/<
YÜZ YILLIK İSE

( Tohum ekelim. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Fidan dikelim. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Çocuk eğitelim. )


- ONİKOFAJİ değil/yerine/= TIRNAK KEMİRME


- ONLARIN TEKELİNDE ile/ve/değil/yerine/<> ONLARLA ÖZDEŞ


- ÖNLEME ile BASTIRMA

( TO PREVENT vs./and TO SURPASS )


- Önlemleri DİNLE!!!


- ONLINE[İng.] değil/yerine/= ÇEVRİMİÇİ


- ONLİNE[İng.] değil/yerine/= ÇEVRİMİÇİ


- ONLINE :/yerine ÇEVRİMİÇİ


- ONLY :/yerine SADECE


- ONS[Fr.]:
FRANSA'DA ile İNGİLTERE'DE

( 30,59 gr. İLE 28,349 gr. )


- ONTO :/yerine ÜZERİNE


- ONU SÖYLEMENİN ANLAMI NE? ile/ve ONU SÖYLEMENİN ÂLEMİ NE?


- ÖNÜMÜZDE ile/ve/||/<> ELİMİZDE


- (ONUN) İÇİN ile (ONDAN) DOLAYI ile (O) NEDEN(İY)LE


- ONUN NEZDİNDE ile/yerine ONA GÖRE

( NEZD[Fars.]: Yan, kat. | Göre, nazarında, fikrince. )


- ONUN/SENİN YERİNE değil ONUN/SENİN İÇİN


- Önünde DİNLE!!!


- ONUR = HAYSİYET = DIGNITY[İng.] = DIGNITÉ (HUMAINE)[Fr.] = WÜRDE, MENSCHENWÜRDE[Alm.] = DIGNITAS[Lat.] = DIGNIDAD[İsp.]


- ÖNYARGI ile/ve/||/<> GENELLEME

( Ne kadar genelleme yapılıyorsa düşünce de o derece yoktur. )

( PREJUDICE vs./and/||/<> GENERALIZATION )


- ÖNYARGI = PEŞİN HÜKÜM, FİKR-İ BATIL, İTİKAT-I BATIL = PREJUDICE[İng.] = PRÉJUGÉ[Fr.] = VORURTEIL[Alm.] = PRAEJUDICIUM[Lat.] = PERJUICIO[İsp.]


- Önyargısız DİNLE!!!


- OOSFER[Yun. OON: Yumurta. | SPHAIRA: Toparlak.] ile OOSİT[Yun. OON: Yumurta. | KUTOS: Göze.]

( [bitkilerde] Eril gamet tarafından döllenerek, yumurtayı oluşturan dişil gamet. İLE Büyüme evresini tamamlamış fakat henüz döllenebilecek duruma gelmemiş dişil gamet. )


- OPAK/OPAQUE[İng.] değil/yerine/= IŞIKGEÇİRMEZ


- OPERABL/OPERABLE[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT EDİLEBİLİR


- OPERATE :/yerine ÇALIŞTIRMAK


- OPERATİONS RESEARCH ile/||/<> MANAGEMENT SCİENCE

( Operations research matematik optimizasyon teknikleri kullanırken İLE management science yönetim kararları için daha geniş yaklaşım benimser )

( Formül: Linear programming )


- OPPOSE :/yerine KARŞI ÇIKMAK


- OPPOSITE :/yerine ZIT, KARŞI


- Oradaki'ni burada kılmak için DİNLE!!!


- ORAN İLE ORANTI İLE YÜZDE ile/||/<> ORAN KAVRAMLARI

( Nicelikler arası ilişkiler. )

( Formül: φ = (1+√5)/2 )


- ORAN ile/ve/||/<> YERLEŞTİRME


- ORANGE :/yerine PORTAKAL, TURUNCU


- ORANTISIZ ÖFKE ile/değil/yerine ÖFKE


- ORBİT/ORBİTAL ile/ve/değil/yerine/= YÖRÜNGE

( Bir elektronun yerini belirleme olasılığı en yüksek olan belirsiz bir alanı. İLE/VE/||/<> Uzaydaki bir nesnenin kütle çekimi nedeniyle başka bir nesnenin etrafından geçtiği eğrili yol. | Bir gök cisminin hareketi süresince izlediği yol. | Hareketli bir noktanın izlediği ya da çizdiği yol. )


- ORCHIDÉES = SALEBÎYE


- ÖREK ile ÖREKE

( Başıboş gezen hayvan sürüsü. İLE Eğrilmekte olan keten gibi şeylerin tutturulduğu, bir ucu çatal değnek. | Ebelerin gebelere doğum yaptırmak üzere bacakları ayırarak doğum yaptırmaya yaran oturağı. | [mecaz, argo] Dişil eşeysel örgeni benzetmesi. ["Ebenin/ananın örekesi."] )


- ORGAN HARVESTING[İng.] değil/yerine/= AKTARIM İÇİN ÖRGEN ELDE ETME


- ORGANİK DÜŞÜNCE ile KATEGORİK DÜŞÜNCE


- ORGANİK DÜŞÜNCE ile SINIFSAL DÜŞÜNCE

( ORGANIC THOUGHT vs. CATEGORIC THOUGHT )


- KİMYA/FİZİK/DOĞA/NESNE:
ORGANİK (KİMYA)(BİLEŞİK/LER) ile/ve/||/<>/>< İNORGANİK/ANORGANİK (KİMYA)(BİLEŞİK/LER)

( Karbon temelli bileşiklerin yapısını, özelliklerini ve tepkimelerini inceler.[proteinler ve karbonhidratlar] İLE/VE/||/<>/>< Karbon dışındaki ögelerin ve bileşiklerin kimyasını inceler.[tuzlar ve mineraller] )

( Karbon bileşiklerini inceleyen kimya dalı. İLE/VE/||/<>/>< Karbon dışındaki ögelerin bileşiklerini inceleyen kimya dalı. )


- ORGANIZE :/yerine ORGANİZE ETMEK


- ORGANOİD TECHNOLOGY ile/||/<> CELL LİNE CULTURE

( Organoid technology 3D organ benzeri yapı kültürüyken İLE cell line culture 2D monokultur sistemidir )

( Formül: 3D differentiation )


- ÖRGEN BAĞIŞI ve/> KADAVRA[İt. < CADAVERE] BAĞIŞI

( TAHNÎT: Cesetlerin çürümemesi için içinin boşaltılıp ilâçlanması. )

( KADAVRA[İt. < CADAVERE]: Tıp öğretiminde, üzerinde çalışma yapılan ölü insan ya da hayvan gövdesi. )


- ÖRGEN NAKLİNDE, ÖRGENİN CANLI OLDUĞU SÜRE ile ...

( EN ÇOK 6 SAAT )


- ÖRGEN ile/ve/||/<> TAL[Fr. THALLE]

( ... İLE Kök, sap ve yaprak biçiminde farklılaşmamış bir bitkinin yaşama ve büyüme örgeni. )


- Örgenlerini DİNLE!!!


- ÖRGEN/ORGAN, UZUV = ÂLET = ORGANE


- ÖRGÜTLENME ile/ve SIÇRAMA


- ÖRGÜTLENME ile/değil/yerine SOHBET/MUHABBET


- ÖRGÜTLENME ve/||/<> YAPILANMA


- ORİENTABLE İLE NON-ORİENTABLE ile/||/<> YÜZEY YÖNLENDİRİLEBİLİRLİĞİ

( Yüzeylerin iki yüzlülük özelliği. )

( Formül: χ(Möbius) = 0 )


- ORİENTABLE ile/||/<> NON-ORİENTABLE

( Orientable sürekli normal vektör İLE non-orientable Möbius. )

( Formül: Consistent orientation İLE twisted )


- ORIGINAL/AUTHENTIC vs./ ve FREE

( ÖZGÜN ile/ve ÖZGÜR )


- ORİJİNALİTE değil/yerine/= ÖZGÜNLÜK


- ORJİNALİTE" değil/yerine/= ÖZGÜNLÜK


- ORKİDE ile KOVA ORKİDE


- ORKİDE ile/||/<> LİKYA ORKİDESİ


- ORKİDE ile MAYMUN ORKİDESİ

( )


- ORKİDE ile/ve VANDA

( ORCHID vs./and ... )

( BARLIA ROBERTIANA cum/et ... )


- ORMAN ile CENGEL[< Fars. < Hintçe]

( ... İLE Otlarla örtülü, geniş, Hindistan ormanlarına verilen ad. )

( FOREST vs. JUNGLE )


- ORMAN/MEŞE ile KORU


- ÖRNEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BENZETME


- OROBANCHEAE = BÎKÎYE


- ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ'NDE:
HASTALIK ve/<> HASTAHANE

( Orta Afrika Cumhuriyeti'nde, hastahane ve sağlık hizmetleri çok kötü olduğundan, hasta olmamak için -umarız bir gün düzelene kadar- hastahaneye gitmemek bile gerekebilir. )


- ORTAK DUYU = HİSS-İ MÜŞTEREK = COMMON SENSE[İng.] = SENS COMMUN[Fr.] = GEMEINSINN[Alm.] = SENSUS COMMUNIS[Lat.] = KOINE AISTHESIS[Yun.] = COMÚN SENTIDO[İsp.]


- ORTAK KAVRAMLAR = COMMON NOTIONS[İng.] = NOTIONS COMMUNES[Fr.] = GEMEINBEGRIFFE[Alm.] = NOTIONES COMMUNES[Lat.]


- ORTAKLAŞALIK = CEMAAT = COMMUNITY[İng.] = COMMUNAUTÉ[Fr.] = GEMEINSCHAFT[Alm.] = COMUNIDAD[İsp.]


- ORTALAMA (OLARAK) ile/ve GENELLEME

( ON AN AVERAGE vs./and GENERALIZATION )


- ORTAYA ÇIKARMA ile/ve/||/<> TEMELLENDİRME


- ORTAYA ÇIKMA ile KENDİNİ GÖSTERME


- ÖRTÜ ile PUŞİDE[Fars.]

( ... İLE Türbelerde sandukaların üzerine örtülen süslü kumaş. )


- ÖRTÜK BİLME ile/ve/||/<> EKİNSEL/KÜLTÜREL BİLME


- ÖRTÜK TASIM = KIYAS-I MATVİ = ENTHYMEME[İng.] = ENTHYMÈME[Fr.] = ENTHYMEM[Alm.] = ENTHYMEMA[Yun.]


- ÖRTÜK = ZIMNİ = IMPLICIT[İng.] = IMPLICITE[Fr.] = IMPLIZITE[Alm.]


- ÖRTÜNME ile/değil SIRLANMA

( Kalbini örten kişi/kadın, çırılçıplak gezse, çıplak değildir. )


- ÖRTÜŞME ile/ve/||/<> BAĞDAŞMA


- ÖRTÜŞME ile BİRLEŞME

( INTERSECTION vs. TO CONJUNCTION )


- ÖRTÜŞME ile/ve BULUŞMA

( INTERSECTION vs./and TO BRING TOGETHER )


- ÖRTÜŞME ile BULUŞMA


- ÖRTÜŞME ile/ve/||/<>/> DOĞRULAMA


- ÖRTÜŞME ile/ve/||/<>/> TAMAMLAMA


- ÖRTÜŞME = TETABUK = COINCIDENCE[İng.] = COÏNCIDENCE[Fr.] = KOINZIDENZ[Alm.] = COINCIDENTIA[Lat.] = COINCIDIR[İsp.]


- ÖRTÜŞME ile/ve/değil/||/<>/< TUTARLILIK


- ÖRTÜŞME ile/ve/<> UYUMLULUK


- ÖRÜMCE ile ÖRÜMCEK

( Yeşil renkli tırtılları, incirde yaprak ve ham meyve kemiren kelebek. İLE Örümcekler takımından, eklemli hayvan. | Örümceğin ördüğü. | Yürüteç. )

( ANTHOPHILA PARIANA cum ARANEA )


- ÖRÜNTÜLENDİRME ile/ve/||/<> YAPILANDIRMA


- OSA/OBSTRUCTIVE SLEEP APNEA OBSTRÜKTİF[İng.] değil/yerine/= UYKU APNE


- OSAS/OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMU OBSTRUCTIVE SLEEP APNEA SYNDROME[İng.] değil/yerine/= TIKAYICI UYKU-SOLUK DURMASI BELİRGESİ


- OSIFIKASYON/OSSIFICATION[İng.] değil/yerine/= KEMIKLEŞME


- OSİLOSKOP/OSCİLLOSCOPE[İng.] değil/yerine/= ELEKTRİK SİNYAL GÖRECİ


- OSKÜLTASYON/AUSCULTATION[İng.] değil/yerine/= DİNLEME


- OSKÜLTASYON değil/yerine/= DİNLEME

( )


- OSMANELİ(BİLECİK) < LEFKE


- OSNABRUCKER ve/||/<> ÇANAKKALE

( Çanakkale Anıtı bulunmaktadır. VE/||/<> Almanya'nın, Osnabrucker kenti adına bir park bulunmaktadır. )


- OT = HAŞÎŞE = HERBE


- OT ile/ve/değil SEBZE


- OTAĞTEPE PİKNİK YERİ : OTAĞ TEPE

( Belgrad Ormanında ve Büyük Bendin yakınındadır. Otağtepe'nin bir adı da Otağı Hümayün Tepedir. Fatih Sultan Mehmet İstanbul'a gelince otağını bu tepeye kurdurttuğu için bu ismi almıştır. Eşsiz bir güzelliğe sahip olan Otağtepe hemen yakınındaki Büyük Bend ile gelenler için mükemmel bir yerdir. )


- OTAMA ile İLAÇLA TEDAVİ ETME

( İlâçla tedavi etme. )


- ÖTANAZİ["ÖTENAZİ" değil!]/EUTHANASIA[İng.]/EUTHANASIE[Fr.]/STERBEHILFE[Alm.] ile ÖLÜM İSTEĞİ VE HAKKI


- ÖTE ile BULAŞICI/SİRET


- ÖTE ile/ve İLERİ

( FURTHER vs./and FORWARD )


- ÖTEKİLERE (")MUHTAÇ OLMA(") ile/ve/değil/||/<>/> ÖTEKİLER İÇİN SÜRDÜRME


- [ne yazık ki]
!ÖTEKİLEŞTİRME ile/ve/||/<>/> !DÜŞMANLAŞTIRMA


- ÖTEKİLEŞTİRME ile "ETİKETLEME" ile "DAMGALAMA"


- ÖTEKİLEŞTİRME ile/değil/yerine/>< HAK/LAR


- ÖTEKİLEŞTİRME ile/ve/değil/||/<> KORUYUCULUK/MUHAFAZAKÂRLIK


- ÖTEKİLEŞTİRME değil/yerine/>< [sadece] ÖTEKİ/BAŞKASI


- ÖTEKİLEŞTİRME ile/değil TANIYAMAMA


- [ne yazık ki]
ÖTEKİLEŞTİRME ile/ve/<> TEKTİPLEŞTİRME


- ÖTE(SİNDE) = BEYOND[İng.] = AU DELÀ DE[Fr.] = JENSEITS[Alm.] = PIÙ IN LÀ DI[İt.] = MÁS ALLÁ[İsp.]


- ÖTESİNDE ile DIŞINDA

( BEYOND vs. OUTSIDE )


- OTHERWISE :/yerine AKSİ TAKDİRDE


- OTİZM ile/değil LYME


- ÖTME ile/ve ÇİLEME/ŞAKIMA

( ... İLE/VE Bülbüllerin ötmesi. )

( HEDHEDE: Kuşun ötmesi, devenin bağırması/anırması. Ötme, bağırma.
TEGARRÜD[çoğ. TEGARRÜDÂT]: Kuşun, lâtif, hoş ve nağmeli bir şekilde ötmesi. )


- ÖTME ile KUĞURMA

( ... İLE Güvercinin ötmesi. )


- ÖTME ile/ve/<> SAYRAMA

( ... İLE/VE/<> Bazı kuşların, peşpeşe, gittikçe yükselen bir sesle ötüşü. )


- ÖTME ile/değil ÜVEYME

( ... İLE/DEĞİL Göğsünden ötmek. [güvercin, kumru gibi kuşlarda] )


- OTOKLAV/AUTOCLAVE[İng.] değil/yerine/= BASINÇLI MİKROPKIRAN KAZAN


- OTOLİT ile OTOLİTLEŞME

( İç kulakta dengeyi sağlayan kalsiyum karbonat kristalleri. İLE Kalsiyum karbonat kristallerinin oluşum süreci. )


- OTOMASYON/AUTOMATION[İng.] değil/yerine/= ÖZ İŞLEME


- OTOMATİĞE BİNME değil OTOMATİĞE BAĞLAMA


- [ne yazık ki]
OTORİTER/LEŞME ile/ve/<> TOTALİTER/LEŞME


- OTORİZASYON[İng. < AUTHORISATION] değil/yerine/= YETKİLENDİRME


- OTOZOM/AUTOSOME[İng.] değil/yerine/= GÖVDE KROMOZOMLARI


- OTSU = HAŞÎŞÎ = HERBACÉ


- OUTCOME :/yerine SONUÇ


- OUTER SPHERE ile/||/<> INNER SPHERE

( Outer elektron direkt, inner köprü ligand transfer. )

( Formül: Marcus İLE Taube )


- OUTSIDE :/yerine DIŞINDA, DIŞARIDA


- OVAL[Fr. < OVALE] ile ELİPS[Fr. < ELIPSE]

( Yumurta biçiminde olan, yumurtamsı. | Özellikle elips gibi iki bakışım ekseni olan kapalı eğrinin oluşturduğu biçim. İLE Tüm noktalarının belirli iki ayrı noktaya olan uzaklıklarının toplamı birbirine denk olan kapalı eğri. | Eksilti. )


- OVAT YAPRAK, YUMURTANIN BOYUNA KESİTİ BİÇİMİNDE OLAN YAPRAK = VARAK-I BEYZÎ = FEUILLE OVALE


- OVERCOME :/yerine ÜSTESİNDEN GELMEK


- OVERDOSE[İng.] değil/yerine/= DOZ AŞIMI


- ÖVGÜ = PRAISE[İng.] = LOUANGE[Fr.] = LOB[Alm.] = LAUS[Lat.]


- ÖVGÜYE LÂYIK OLAN ile/ve/<> İLK İLKE


- ÖVME ile KÖTÜLEME

( Memnun ettiğin zaman, sende olmayan şeylerle seni öven kişi, kızdırdığın zaman da seni, sende olmayan şeylerle kötüler. )


- ÖVME ile/ve NAAT[Ar.]

( ... İLE/VE Bir şeyin, niteliklerini övme. )


- ÖVME ile/ve YÜCELTME

( TO PRAISE vs./and TO EXALT )


- OVÜL, TOHUM TASLAĞI, YUMURTACIK = MÜVEYZENE = OVULE


- ÖVÜNME ile/ve/değil "KORKUTMA" (ÇABASI/ZANNI)


- ÖVÜNMEK İÇİN ile/değil/yerine (BİR) (DAMLA) (DAHA) İYİLİK/GÜZELLİK OLSUN DİYE

( İyiliğimizi yaptık, Good4Trust.org denizine attık...

Tüm ekibi, iyilikleri ve emekleri için tebrik ediyoruz...

Biz de böylesi hoş bir düşünce ve girişim için tüm ekibe teşekkürlerimizle sarılıyor ve yansımalı/dönüştürücü iyiliklerimizi paylaşmaya devam ediyoruz...

İyiliksever arkadaşlar! Siz de bu birlikteliğe katılabilirsiniz...
www.Good4Trust.org )


- OWE :/yerine BORÇLU OLMAK


- OXYMORON ile EUPHEMISM(ÖFEMİZM)/ÖRTMECE

( Abartılı pekiştirme. İLE Kaba ya da ağır bir söz yerine aynı anlamı veren daha hafif bir söz. )

( "OXYMORON"LAR

* NEDENSİZ NEDEN
* FARKINDALIĞIN DUYARLILIĞI
* YOĞUNLUĞUNDAN ALGILANAMAMA

* "KORKUNÇ GÜZEL"

* "KORKUNÇ KOMİK"

* "KORKUNÇ TİTİZ"

* "DEHŞET GÜZEL"

* "DEHŞET ÖRNEK"

* "DEHŞET ÖNEMLİ"

* "MÜTHİŞ KÖTÜ"

* "MANYAK İYİ"

* "MANYAK BİŞEY"

* "AŞIRI SAĞLIKLI"

* "AŞIRI SEVGİ/SEVMEK"

* "ACAYİP BEĞENMEK"

* "ACAYİP ZEVKLİ"

* "ACAYİP MUHTEŞEM"

* "ACAYİP ÇOK"

* "AŞIRI UYGUN"

* "MUHTEŞEM ŞAİBE"

* "ŞİDDETLE İSTEMEK"

* "ŞİDDETLE ÖNERMEK"

* "ŞİDDETLİ SEVGİ"

* "ŞİDDETLİ DİKKAT"

* "SIKI YAĞMAK"

* "FELÂKET GÜZEL"

* FELÂKET DİNLENDİRİCİ

* "FENA ALBÜM"

* "KÖTÜ OLMAK"

* "KÖTÜ DEZAVANTAJ"

* "PİS ÇARPMAK/BAKMAK"

* "PİS YAKALADIN"

* "PİS (BİR) DURUM"

* "AKILLARA ZARAR ..."

* "DELİ PARA"

* "KÖPEK PARA"

* "TATLI BELA"

* "TATLI ACI"

* "ÇOK AZ"

* "PİS AĞRI"

* "PİS ATLAMAK/BAKMAK/ÇARPMAK"

* "HİÇ YOK"

* "BİRAZ FAZLA"

* "GEVEZE SUSUŞ"

* "DOLU BOŞLUK"

* "ZERREDEKİ OKYANUS"

* "NOKTANIN SONSUZLUĞU"

* "MUHTEŞEM HATA"

* "MÜTHİŞ FELÂKET"

* "FELÂKET MUHTEŞEM"

* "FEVKALÂDE RAHATSIZ EDİCİ"

* "VALLAHİ ÖYLE GALİBA"

* (GÜZEL İÇİN:) "ÂFET"

* "FUCK'N UNBELIEVABLE"

* "DEAFENING SILENCE"

* "MOURNFUL OPTIMIST" )


[Yukarıdakilerin hiçbiri zorlama, uydurma sözcükler değil bir biçimde, bazı yerlerde kullanılmış, görülmüş/duyulmuş "tamlama"lardır.] )


- OXYMORON ile REDUNDANCE

( Abartılı pekiştirme. İLE Gereksiz tekrar. | Ağdalı ifade. )

( Yukarıdakilerin hiçbiri zorlama, uydurma sözcükler değil, bir biçimde, bir yerlerde kullanılmış, görülmüş/duyulmuş "tamlama"lardır. )

( "OXYMORON"LAR
* NEDENSİZ NEDEN
* FARKINDALIĞIN DUYARLILIĞI
* YOĞUNLUĞUNDAN ALGILANAMAMA
* "KORKUNÇ GÜZEL"
* "KORKUNÇ KOMİK"
* "KORKUNÇ TİTİZ"
* "DEHŞET GÜZEL"
* "DEHŞET ÖRNEK"
* "DEHŞET ÖNEMLİ"
* "MÜTHİŞ KÖTÜ"
* "MANYAK İYİ"
* "MANYAK BİŞEY"
* "AŞIRI SAĞLIKLI"
* "AŞIRI SEVGİ/SEVMEK"
* "ACAYİP BEĞENMEK"
* "ACAYİP ZEVKLİ"
* "ACAYİP MUHTEŞEM"
* "ACAYİP ÇOK"
* "AŞIRI UYGUN"
* "MUHTEŞEM ŞAİBE"
* "ŞİDDETLE İSTEMEK"
* "ŞİDDETLE ÖNERMEK"
* "ŞİDDETLİ SEVGİ"
* "ŞİDDETLİ DİKKAT"
* "SIKI YAĞMAK"
* "FELÂKET GÜZEL"
* FELÂKET DİNLENDİRİCİ
* "FENA ALBÜM"
* "KÖTÜ OLMAK"
* "KÖTÜ DEZAVANTAJ"
* "PİS ÇARPMAK/BAKMAK"
* "PİS YAKALADIN"
* "PİS (BİR) DURUM"
* "AKILLARA ZARAR ..."
* "DELİ PARA"
* "KÖPEK PARA"
* "TATLI BELA"
* "TATLI ACI"
* "ÇOK AZ"
* "PİS AĞRI"
* "PİS ATLAMAK/BAKMAK/ÇARPMAK"
* "HİÇ YOK"
* "BİRAZ FAZLA"
* "GEVEZE SUSUŞ"
* "DOLU BOŞLUK"
* "ZERREDEKİ OKYANUS"
* "NOKTANIN SONSUZLUĞU"
* "MUHTEŞEM HATA"
* "MÜTHİŞ FELÂKET"
* "FELÂKET MUHTEŞEM"
* "FEVKALÂDE RAHATSIZ EDİCİ"
* "VALLAHİ ÖYLE GALİBA"
* (GÜZEL İÇİN:) "ÂFET"
* "FUCK'N UNBELIEVABLE"
* "DEAFENING SILENCE"
* "MOURNFUL OPTIMIST" )


- OY ile/ve/||/<> "KAFA/KELLE"


- OYA ile/ve/<> MİNE


- Öykü DİNLE!!!


- ÖYKÜ/HİKÂYE ile ROMAN

( TAHKİYE[< HİKÂYE]: Hikâye etme, anlatma. )

( )

( STORY vs. ARTICLE )


- ÖYKÜLEME ile BETİMLEME

( Olaylara daha çok sık yer verilir ve nesnel bir dil kullanılır. İLE Olaylardan çok kişisel düşüncelere, gözlemlere ve izlenimlere dayanır. )

( Yaşanılan olayları, "giriş - gelişme - sonuç" bölümlerine ayırarak anlatmak için başvurulur. İLE Bir karakterin fizikî ya da karakteristik özellikleri anlatılır. )


- ÖYKÜNME ile/ve/değil/<> ETKİLENME


- ÖYKÜNME = TAKLİT = IMITATION[İng., Fr.] = NACHAHMUNG[Alm.] = IMITATIO[Lat.] = MIMESIS[Yun.] = IMITACIÓN[İsp.]


- ÖYKÜNME ile YAPMACIK

( TETABBU' ile TEKELLÜF )

( TO IMITATE vs. TO PRETEND )


- OYLAŞMA/MÜZÂKERE:
MUHALEFETTE ile/ve/||/<>/> MAĞDURİYETTE


- ÖYLE BİRİSİNLE ... değil ÖYLE BİRİYLE ...


- ÖYLE, ÖYLE, ÖYLE, ... ile ÖYLE (DE) DEĞİL


- ÖYLE, ÖYLE, ÖYLE, ... ile ÖYLE (DE) DEĞİL


- ÖYLE["ÖLE" değil!] ile BÖYLE["BÖLE" değil!]

( Oradaki/zihindeki/paylaşılmaz. İLE Buradaki/görünür/görünür varsayma/paylaşılır. )

( Konuşma sırasında araya giren gereksiz/yerli-yersiz "Böyle" eklemelerine dikkat edilmeli, sakınılmalı/kaçınılmalıdır, yer verilmemelidir/kullanılmamalıdır. Kendi zihninizdeki süreci "Böyle" sözcüğünü kullanarak "anlatabildiğiniz düşüncesi"nden vazgeçmek gerekiyor. )

( [LIKE] THAT vs. [LIKE] THIS )


- ÖYLECE ile/ve AYNEN


- ÖYLESİNE ... ile/değil ÖYLESİ ...


- ÖYLESİNE ile SIRADAN


- ÖYLESİNE ile ŞÖYLESİNE


- Öyleyi Böyle yapmak için DİNLE!!!


- OYLUM/HACİM DEĞİŞTİRME ile/ve YER DEĞİŞTİRME


- OYUK ile/ve/değil/||/<>/> KAKLIK/MAĞARA[Ar. < MAGARE]

( İçi boş ve çukur olan. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Taşın/dağın içindeki geniş oyuk. )


- OYUN HAVASI ile KÖÇEKÇE

( ... İLE Çoğu karcığar ya da ağırlama makamında, kıvrak ve şen oyun havası. )


- OYUN ile/ve/değil CİLVE


- OYUNA GE(TİRİ)LME! değil/yerine/>< KENDİNE GEL!!!


- ÖZ IŞINLARI = EŞİ'A-İ NUHÂÎYE = PROLONGEMENTS MÉDULLAIRES, RAYONS MÉDULLAIRES


- ÖZ TÜRKÇE ile/ve/değil/yerine/||/<> TAM TÜRKÇE


- ÖZ ve/||/<>/= DÜŞÜNCE


- ÖZ = MUH, LİFÂFE-İ MUHHÎYE = ÉTUI MÉDULLAIRE


- ÖZ NE


- Ozanı DİNLE!!!


- ÖZBEKÇE ile TÜRKÇE

( İÇKİ İŞLERİ BAKANLIĞI = İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
DÖNEK = BARDAK
AHMAK = DURAK
KERHANE = İŞYERİ
YAMAN = KÖTÜ, YARAMAZ )


- ÖZDEK = MADDE = MATTER[İng.] = MATIÈRE[Fr.] = MATERIE[Alm.] = MATERIA, MATERIES[Lat.] = HYLE[Yun.] = MATERIA[İsp.]


- ÖZDEŞ = AYNÎ = IDENTICAL[İng.] = IDENTIQUE[Fr.] = IDENTISCH[Alm.] = IDENTICUS[Lat.] = IDÉNTICO/CA[İsp.]


- ÖZDEŞLEŞME ile/değil/yerine SOYUNMA


- ÖZDEŞLEŞTİRME ile KENDİNDE BULMAK/GÖRMEK

( Ne olmadığımızı bilmek yeterlidir. Ne olduğumuzu bilmemiz gerekmez. Ne olduğumuzu bilmek için ne olmadığımızı bulmamız gerekir. Ne olduğumuzu tarif, tümüyle red dışında olanaklı değildir. )

( Ancak kendi farkındalığınız ve kendi çabanızla keşfettikleriniz sizin işinize her zaman yarayacak olanlardır. )

( Kendinize saygıyla ve sevgiyle yaklaşınız. )

( Kişi, kendinin ışığıdır. )

( Kendi hakkınızdaki yanlış düşünceleri terk edin. )

( Algılanabilir ya da akıl-alabilir bir şey olmadığınızı ve bilinç alanında beliren hiçbir şeyin öz varlığınız olamayacağını bir kez anladıktan sonra, daha derin bir kendini-biliş'e götürecek tek yol olan, herhangi bir şeyle özdeşleşme alışkanlığını kökünden kazıma işine girişeceksiniz. )

( Aranacak ve bulunacak hiçbir şey yoktur, çünkü kaybedilmiş bir şey yoktur. )

( Sakin kalın, sessiz kalın. O, ortaya çıkacaktır. Daha doğrusu, bizi içine alır. )

( Herşey ya kendinde ya da başkasındadır. )

( To know what you are, find what you are not!
Only what you discover through your own awareness, your own effort, will be of permanent use to you.
Approach your self vs. reverence and love.
Remove and abandon your wrong ideas about yourself.
Once you have understood that you are nothing perceivable or conceivable, that whatever appears in the field of consciousness cannot be your self, you will apply yourself to the eradication of all self-identification, as the only way that can take you to a deeper realisation of your self.
There is nothing to seek and find, for there is nothing lost.
Keep quiet, keep silent; it will emerge, or rather, it will take you in. )

( It is enough to know what we are not. We need not know what we are. To know what we are, we must find what we are not. What we are cannot be described, except as total negation. )

( IDENTIFICATION vs. TO FIND/SEE ON/IN SELF )


- ÖZDEŞLEŞTİRME ile/ve/||/<> KÖRLÜK


- ÖZDEŞLEŞTİRME ile YÜCELTME


- ÖZEL KÜME ile/ve/değil/||/<> ALT KÜME


- ÖZEL = HUSUSİ = SPECIAL[İng.] = SPÉCIAL[Fr.] = BESONDERE[Alm.] = ESPECIAL[İsp.]


- ÖZELDE ile/ve "DAR ANLAMDA"


- ÖZE-LİKLE değil/< ÖZELLİKLE

( Vurgu ve harfi tam/doğru seslendirerek! [Dudak ve bilgi tembelliği yapmadan!] [Harfleri biraraya getirerek değil kulak dolgunluğuyla, doğrusu nasıl söyleniyorsa o biçimde söyleyerek!] )


- ÖZELLİKLE ile EKSTRADAN


- ÖZELLİKLE(BİLHASSA) ile TAM TERSİNE/AKSİNE(BİLAKİS)


- ÖZEN/ÇABA/EMEK:
OLABİLECEK EN ÜST SEVİYE ile/ve/||/<> (AYRI AYRI) BENİM/SENİN/ONUN YAPABİLECEĞİ EN ÜST SEVİYE


- ÖZEN ve/<> ÖZÜMSEME


- ÖZENDİRME ile/ve/değil/yerine (SADECE) ANLATIM

( [not] TO ENCOURAGE vs./and/but (ONLY) EXPLAINING
(ONLY) EXPLAINING instead of TO ENCOURAGE )


- ÖZEN/ÖZENME ile/ve/||/<> TERESSÜL[< RESEL]

( ... İLE/VE/||/<> Yavaş yavaş, dikkatle görme. | Harflerin mahreçlerine ve kısaltılıp uzatılmalarına uyma. )


- ÖZERKLİK = MUHTARİYET = AUTONOMY[İng.] = AUTONOMIE[Fr., Alm.] = AUTOS:KENDİ, NOMOS:YASA[Yun.] = AUTONOMÍA[İsp.]

( İçişlerinde özgür, dışişlerinde merkeze bağlı olma durumu. )


- ÖZGE ile BAŞKA

( Başka. )


- ÖZGÜLÜK = HASSA = PROPERTY, PROPRIETY, OWNERSHIP[İng.] = PROPRIÉTÉ[Fr.] = EIGENSCHAFT[Alm.] = PROPRIETAS[Lat.] = PROPIEDAD[İsp.]


- ÖZGÜR İRÂDE değil İHTİYÂR

( "Özgür İrâde", yanlış bir tanım ve "tamlama"dır. (İngilizce "Free Will"den bire bir çeviri olduğundan, Türkçe'nin yapısına ve kullanımına uymaz.)

İrâdenin çeşitleri ya da özgür olanı/olmayanı yoktur. Kişiden(insandan) bağımsız ayrı ve tek başına da değildir. Ancak "irâdenin özgürce kullanılması" diye bir tanım olabilir.

İrâde, tekil bir kavram da değildir. Kişi için öncelikli/ağırlıklı olarak ihtiyâr ve sonrasında da irâde olarak işler. Bunlar ayrılamaz bir kavram çiftidir.

İrâde, bitki ve hayvan ile ortak olduğumuz gövdemizle sınırlı/çerçeveli bir olanak, araç ve işlevdir. Bir şeye yönelme, kas ve sinirleri seferber etme olanağı, yapma gücü ve bilgisidir. "Evet" diyerek yönelmedir. "Zekâ"[< tezkiye/keskinleştirilmiş/bileylenmiş] ile ilişkilidir.

İhtiyâr ise "Hayır!" diyebilme, yapmayabilme gücü ve bilgisidir. Sadece insana özgü bir olanak olarak, sorgulayarak, düşünerek ve ayırt ederek yeğleme/tercih olanağımızdır.[Muhtar/iyet] "Yöneldiğimiz/yönelebileceğimiz" düşünce, söz ve eylemden göz, söz ve elimizi/ayağımızı çekebilmemizdir.[EDEB]

2.5 yaş, 4 yaş 4 ay, 7 yaştaki ayırt edebilme[temyiz] becerisi ve yetkinliğiyle 13'ten gün alarak hak, fiili ve cezai ehliyet kazanma durumu, ihtiyârımızladır. 16'dan gün alarak bazı yetkinlikler itibarı ile bir seviye daha yukarı çıkarılır. 19'dan gün aldıktan sonra da aklî meleke kaybolmadığı sürece ve bunama, Alzheimer görülmedikçe yaşam boyunca öncelikle ihtiyâr sahibi olarak yaşamını sürdürürüz. )


- İSTENÇ = İRADE-İ CÜZİYE = FREE WILL[İng.] = LIBRE ARBITRE[Fr.] = WILLENSFREIHEIT[Alm.] = LIBERUM ARBITRIUM[Lat.] = LIBRE VOLUNTAD[İsp.]


- ÖZGÜRLEŞME ile/ve/||/<>/< YALNIZLAŞMA


- ÖZGÜRLEŞME ile/ve/değil/||/<>/> YALNIZLAŞMA


- Özgürlüğün için DİNLE!!!


- ÖZGÜRLÜĞÜNE MÜDAHALE değil YAKINLIK ya da SAMİMİYET


- Özgürlük için DİNLE!!!


- ÖZGÜRLÜK = HÜRRİYET = LIBERTY, FREEDOM[İng.] = LIBERTÉ[Fr.] = FREITHEIT[Alm.] = LIBERTAS[Lat.] = LIBERTAD[İsp.]


- ÖZGÜRLÜK ile/ve/<> YAPABİLME/EDEBİLME

( FREEDOM vs./and/<> ABILITY )


- Özgüvenin için DİNLE!!!


- ÖZLEM = LONGING, REGRET[İng.] = SOUHAIT, FRUSTRÉ[Fr.] = SEHNSUCHT[Alm.] = DESIDERIUM[Lat.]


- ÖZLEŞME ile/ve/değil/||/<> ÖZDEŞLEŞME


- ÖZLEŞTİRME ile/değil ÖZDEŞLEŞTİRME


- OZMOS[Fr.] değil/yerine/= GEÇİŞME


- ÖZNE ile/ve/||/<> ANLAK/ZEKÂ


- ÖZNE ile BİREY

( Kişi, sürekli; nesne, tanık ise öznedir ve onların karşılıklı bağımlılık biçimindeki ilişkileri, onların mutlak kimliklerinin yansımasıdır. )

( The person is always the object, the witness is the subject and their relation of mutual dependence is the reflection of their absolute identity. )

( SUBJECT vs. PERSON )


- ÖZNE ile ESTETİK ÖZNE


- ÖZNE ile/ve/değil/yerine ETKİN ÖZNE

( [not] SUBJECT vs./and/but ACTIVE SUBJECT
ACTIVE SUBJECT instead of SUBJECT )


- ÖZNE = FAİL, MEVZU = SUBJECT[İng.] = SUJET[Fr.] = SUBJEKT[Alm.] = SUBJECTUM[Lat.] = HYPOKEIMENON[Yun.] = SUJETO[İsp.]


- ÖZNE ile/ve SALTIK ÖZNE

( SUBJECT vs./and ABSOLUTE SUBJECT )


- ÖZNE ve/<> NESNE

( Özne, nesnesiyle birliktedir. )


- ÖZNE NESNE


- ÖZNE ile/ve/<> ÖZNE

( SUBJECT vs./and/<> SUBJECT )


- ÖZNEL = ENFÜSİ = SUBJECTIVE[İng.] = SUBJECTIF[Fr.] = SUBJEKTIV[Alm.] = SUBJECTIVUS[Lat.]


- ÖZNELLİK'TE ile/ve NESNELLİK'TE

( VARLIKBİLİMİ/ONTOLOJİ - BİLGİ BİLİMİ/EPİSTEMELOJİ ile VARLIKBİLİMİ/ONTOLOJİ - BİLGİ BİLİMİ/EPİSTEMELOJİ )


- OZON/OZONE[İng.] değil/yerine/= ÜÇ MOLEKÜLLÜ OKSİJEN


- ÖZÜMLEME ve/<> ÖZÜMLEMEDOKUSU

( ... VE/<> Bitkilerde, havadaki karbondioksidi, karbonhidrata çeviren, daha çok, yapraklarda bulunan doku. )

Bugün[20 Kasım 2025]
itibarı ile 11.178 başlık/FaRk ile birlikte,
11.178 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(32/46)