E ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 49.818 başlık/FaRk ile birlikte,
49.818 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(55/201)
- EGET ile GELİN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Gerdek gecesi geline hizmet için yollanan genç kız. İLE ... )
- EĞİÇ -ile
( Yemiş koparırken, dalları çekmeye yarayan araç. )
- EĞİLİM ile/ve/<> EĞİTİM
( TENDENCY vs./and/<> EDUCATION )
- EĞİLİM ile/ve/||/<>/> EYLEM
- EĞİLİM ile/ve/<> İLGİ
( Tanım: Nedenleri zihinsel/duygusal olarak belirli ya da belirsiz etkilenim süreci. İLE/VE/<> Zihinde ya da duygularda bir karşılık/anlam oluşması ve içsel geribildirimi. Sözlükte: Benimseme, benimseyiş, eğinim, heves, ilgi, ilgilenme, istidat, merak, meyil, meyletme, önemseme, temayül, yetenek, yönelim, yöneliş, yönelme, yönseme )
( TENDENCY vs./and/<> INTEREST )
( PROPENSI cum/et/<> ... )
- EĞİLİM ile/ve/<> YÖNELİM
( SAMSKARA )
- EĞİLİMLİ ile/değil EĞİMLİ
- EĞİLME:
BARDAK ile/ve/değil/||/<>/>/< SÜRAHİ
( Çırak. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Usta. )
( Derin olan, dolu olan, usta olan, boyun büker/bükmelidir! Çırak değil! )
- EĞİLMEDE:
"ÇIKAR" / "ÜSTÜNLÜK" ile/değil/yerine SAYGI
( Nokta kadar "çıkar/ın" için, virgül kadar eğilme! / Kimse, kimseden "üstün" ya da yukarıda değildir/olamaz. İLE/DEĞİL/YERİNE Bir kişinin, hizmetine, emeğine, çabasına saygı duyuyorsak... )
- EĞİLMEK ve/||/<> BAŞAK
( Kişiler, başağa benzer. İçi boşken havadadır, doldukça eğrilir. )
- EĞİLMEK ile/ve/değil/yerine ÇÖMELMEK
( Yerden bir şeyi alacağamız zaman belden eğilerek değil dizleri kırıp çömelerek yükü dizlere vermek gerekir! )
- EĞİLMEK değil/></değil ÇÖMELMEK( Yerden bir şeyi alacağamız zaman belden eğilerek ve dizleri kırıp çömelerek yükü dizlere vermek gerekir! )
- EĞİLMEK ile/değil DİZLERİ KIRARAK YERE YAKLAŞMAK
( Belden eğilmek çok dikkat edilmesi gereken bir eylemdir. Olabildiğince dikkat ederek belden eğilmemek gerekir. Yerden bir şey alınacağı, özellikle kaldırılacağı zaman mutlaka dizleri kırarak yere yaklaşıp, bacak kuvvetiyle doğrulmaktır doğru olan. )
- EĞİLMEK ile DOMALMAK
- EĞİLMEK["EYİLMEK" değil!] ile "EĞİLMEK"
( Fiziksel. İLE Yönelmek. )
- EĞİM ile/ve/||/<> ALAN
( SLOPE/INCLINATION vs./and/||/<> AREA )
- EĞİM ile EĞİN
( Eğilmiş olma durumu. | Bir yüzeyin, yatay düzleme doğru eğilmesi, eğiklik. İLE Arka, sırt. | Gövde. | Boy bos, endam. )
- EĞİM ile YATIM
( ... İLE Gemi direklerinin, başa ya da kıça doğru olan eğimi. )
- EĞİM ile YÜKSEKLİK/RAKIM
- EĞİP BÜKME
- Eğiterek KONUŞ!!!
- EĞİTİLMEK ile/ve/yerine EĞİTİMİ, KENDİ EĞİMLİLİĞİNDE TUTMAK
- EĞİTİLMİŞ/LİK ile/ve/||/<>/< ADANMIŞ/LIK
- EĞİTİM:
"BOŞ KABI DOLDURMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KIVILCIMLA ATEŞ YAKMAK
- EĞİTİM > ÖZGÜVEN ve/||/<>/> ÖZGÜVEN > ÜMİT ve/||/<>/> ÜMİT > BARIŞ
- EĞİTİM:
SÜS ile/ve/||/<> SIĞINAK
( İyi/bahtiyâr zamanlarda/koşullarda. İLE/VE/||/<> Kötü/bedbaht zamanlarda/koşullarda. )
- EĞİTİM ve/||/<> ÇOK SESLİLİK
- EĞİTİM ile/ve/||/<>/> DENETİM
- EĞİTİM ile/||/<> DENETİM
- EĞİTİM ile/ve/<> DONANIM
( EDUCATION vs./and/<> RIGGING )
- EĞİTİM ile/ve/> DUYARLILIK
( EDUCATION vs./and/> SENSITIVENESS )
- EĞİTİM ile/ve/||/<> EDİNİM
- EĞİTİM ile/ve/||/<> GÖRGÜ
- EĞİTİM ile/ve/<> KÜLTÜR
( EDUCATION withand/<> CULTURE )
- EĞİTİM = TERBİYE = EDUCATION[İng., Fr.] = ERZIEHUNG[Alm.] = EDUCAIÓN[İsp.]
- EĞİTİM:
GERÇEKLERİN ÖĞRETİLMESİ ile/ve/değil/||/<>/< DÜŞÜNMEK İÇİN AKLIN EĞİTİLMESİ
- EĞİTİMİN:
KÖKLERİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> MEYVESİ
( Acı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Tatlı. )
- ERDEM:
EĞİTİMLE ile/ve/||/<>/< ALIŞKANLIKLARLA ile/ve/||/<>/< DOĞAL
- EĞİTİM/LER ile/ve/||/<>/> AKLA EĞİTİM/KATILIM
- EĞİTİM/ÖĞRETİM:
KAZANIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< PAYLAŞIM/AKTARIM
- EĞLENCE ile/ve/değil/yerine EYLEMCE
- EĞLENCE ile/ve/<> HEYECAN
- EĞLENCE ile TOY
( ... İLE Yemekli eğlence. )
- Eğlenceli KONUŞ!!!
- Eğlendirerek KONUŞ!!!
- EĞLENEBİLDİKLERİN ile/ve/||/<> ANLATABİLDİKLERİN ile/ve/||/<> AĞLAYABİLDİKLERİN
( Arkadaş. İLE/VE/||/<> Dost. İLE/VE/||/<> "Kardeş". )
- EĞLENMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EYLEMEK
- EĞLENMEK ile/ve/değil/||/=/<> OYALANMAK
( [not] TO ENJOY vs./and/but/||/=/<> TO DAWDLE )
- EĞLENMEYİ SEVMEK
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
ÖĞRENMEYİ SEVMEK
( Sıradan kişilerin peşinde koştuğu. İLE/DEĞİL/YERİNE Sıradışı kişilerin aradığı. )
- EGO IN EXPERIENCE vs. EGO IN OBSERVATION
- EGO ile/<>/> LEGO
( "Adamın egosunu lego yaparız." )
- EGOISM ile EGOTISM ile EGOTHEISM
- EGOİST/HODKÂM/HODBİN[Fars.] değil/yerine/= BENCİL/LİK
- EGO/N/(/U) ile/değil/yerine BENLİK/ĞİNİ
( Yok bil! İLE/DEĞİL/YERİNE Var bil! )
- EĞRELTİ OTU ile/ve/||/<> KANSER
- EĞRİ-BÜĞRÜ(İVİCAÇLI)
( A'VEC )
- EĞRİ KEMER :
( Belgrad Ormanları içindeki kemerlerden biri olup Kemerburgaz girişindedir. Bu kemere Kovuk Kemer'de denilmektedir. Kemer Bizans İmparatoru Andronikos tarafından yaptırılan kemer 1563 yılındaki büyük selden zarar görünce Mimar Sinan tarafından yıkılan kemerin temelleri üzerine 1563/1564) yıllarında yeniden inşâ edildi. )
- EĞRİ OTURMAK ve/fakat/||/<> DOĞRU SÖYLEMEK
- EĞRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/></>/< DOĞRU
( Doğrulabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Eğrilebilir. )
( Ne "eğriler", doğrula; ne "doğrular", eğrile. )
( Oturalım. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Konuşalım. )
- EĞRİ ile HELİS[Fr. < Yun.]
( ... İLE Bir silindirin anadoğrularını, sabit bir açı altında kesen eğri. )
- EĞRİLİK İLE BURULMA İLE FRENET ile/||/<> EĞRİ KURAMSİ
( Uzayda eğrilerin karakteristikleri. )
( Formül: κ = |r' × r'|/|r'|³ )
- EGRİM ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Girdap, suyun toplandığı yer. )
- EĞRİSİ/YLE DOĞRUSU/YLA
- EGVÂL[Ar. < GUL] ile EGVÂR[Ar. < GAVR]
( Büyük kazalar, felâketler. | Şeytanlar, türlü biçim alan periler. | Gulyabaniler, gövdesi olmayan hayvanlar. İLE Dipler, çukurlar. Sonlar. )
- EGZERSİZ[İng. < EXERCISE] ile/değil/yerine ALIŞTIRMA ÇALIŞMA
- EHAD[Ar.] ile EHADD[Ar. < HADD]
( Tek, bir, ilk sayı. İLE Daha keskin. )
- EHÂLÎ/AHÂLİ[Ar. < EHL] ile EHÂLÎL[Ar. < İHLÎL]
( Bir mahallede/semtte/kasabada/köyde yerleşip oturanlar. | Halk, umûm. İLE Penis deliği. )
- EHASS[Ar. < HASİS] ile EHASS[Ar. < HÂSS]
( Daha cimri, çok pinti. | Çok/en bayağı. İLE En özel. | Başlıca. )
- EHEMMİYET[Ar.] değil/yerine/= ÖNEM, DEĞERLİLİK
- EHLEN ile/ve/||/<>/> SEHLEN
( Beceriyle. İLE/VE/||/<>/> Kolaylıkla. [hoş geldiniz ve sefalar getirdiniz] )
- EHL-İ CENNET ile EHL-İ NÂR
- EHL-İ DİL ile/ve/>/değil/yerine GÖNÜL EHLİ
- EHL-İ NAZAR ile EHL-İ KEŞF
- EHL-İ SALİP = HAÇLILAR
- EHL-İ SÜNNET ile/değil/yerine EHL-İ SÜNNET VEL CEMAAT
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE İmâmetin dışarıda bırakılmasıyla. )
- EHLİHİBRE/EHLİVUKÛF/EKSPER değil/yerine/= BİLİRKİŞİ/UZMAN
- EHLİLEŞTİRME ile EVCİLLEŞTİRME
( Seçici çiftleştirme. İLE İnsanla birlikte hareket ettirebilme/yaşatma ve insana zarar vermeyecek biçimde eğitmek. )
( [her biri, yaklaşık olarak]
* REN GEYİĞİ: M.Ö. 12.000
* KÖPEK [Avrasya ve Kuzey Amerika'da]: 12.000
* KOYUN [Güneybatı Asya'da]: 8.000
* AT [Türkistan'da]: M.Ö. 6000 - 8000
* SIĞIR [Güneybatı Asya, Hindistan, Kuzey Afrika'da]: M.Ö. 6000 )
- Ehline KONUŞ!!!
- EHLİYET ile/ve SELÂHİYET
- EHLİYETE, KISMÎ/TAM ENGEL OLABİLECEKLER:
CİNNET ile/ve/||/<> SAĞIRLIK ile/ve/||/<> UNUTMA(NİSYAN) ile/ve/||/<> UYKU ile/ve/||/<> SARA ile/ve/||/<> HASTALIK(MARAZ) ile/ve/||/<> SAKATLIK(MALÛLİYET) ile/ve/||/<> BUNAMA(ATEH) ile/ve/||/<> CEHİL ile/ve/||/<> SARHOŞLUK(SEKİR) ile/ve/||/<> HAFİFLİK(HEZEL) ile/ve/||/<> İSRAF ile/ve/||/<> ESÂRET ile/ve/||/<> ENGEL(ZECİR) ile/ve/||/<> YOLCULUK(SEYAHAT)
( ALIENATION et/||/<> SURDITE et/||/<> FAIBLESSE DE LA MEMOIRE et/||/<> LE SOMMEIL et/||/<> EPILEPSIE et/||/<> LA MALADIE et/||/<> INFIRMITE et/||/<> LA SECONDE ENFANCE et/||/<> L'IGNORANCE et/||/<> L'IVRESSE et/||/<> LA LEGERETE et/||/<> LA PRODIGALITE et/||/<> ESCLAVAGE et/||/<> LA CONTRAINTE et/||/<> LE VOYAGE )
- EHLULLÂH ile EVLİYAÛLLÂH
( Ehlullahın simgesi göçmen kuşlarıdır. )
- EHVÂ'[Ar. < HEVÂ'] ile EHVÂL[Ar. < HEVL] ile EHVÂR[Fars.]
( İstekler, arzular, şehvetler, hevesler, meyiller. İLE Korkular, dehşetler. İLE Şaşkın, sersem, alık. )
- EHVEN-İ ŞER[Ar.] değil/yerine/= KÖTÜNÜN İYİSİ
- EHVEN ile EFDAL
- EIDOKSOS ve ARİSTO
( Akademi'nin kurulmasında! )
- EİGENVALUE ile/||/<> EİGENVECTOR
( Eigenvalue skaler λ İLE eigenvector yön koruyan v. )
( Formül: Av = λv )
- EINSTEIN ve/||/<> ROSEN (KÖPRÜSÜ)/SOLUCAN DELİĞİ
( Nathan Rosen ve Albert Einstein tarafından ileri sürülmüştür. Genel olarak beyaz delikler ve kara delikler arasındaki bağlantıya, "solucan deliği" denilmektedir. Bu bağlantı sayesinde, zamanda kısayol bir yol oluşturmaktadır. Kara deliğin en dip noktasında hacim sıfırdır ve yoğunluk sonsuzdur. Yani, kara deliğin dibinde çok güçlü bir çekim etkisi vardır. Bu yüzden buradaki zaman ve mekân bilinenin dışındadır. Bu kuram ile iki kara deliğin farklı boyutlarda bağlanması ile çekim etkisinden yararlanılarak bir kara deliğin içine girip öteki kara deliğin içinden kısa bir zamanda çıkılabilir. )
- EINSTEIN ile/ve/||/<> SÜRÜCÜSÜ
- EJDER(DRAGON) ile BOYNUZLU DAĞ EJDERİ
(
)
- EJDERHA (DRAGON) ile YAPRAKSI DENİZ EJDERİ
( SU'BÂN, TİNNÎN ile ... )
( BÜRSÂN, BERGAMÂN ile ... )
- EJDERHÂ/EJDEHÂ[Fars.] -ile
( Büyük yılan. )
- EJEKSİYON ile EJEKÜLASYON ile EJEKÜLAT
( Fışkırma. İLE Boşalım, bel gelmesi. İLE Meni, belsuyu. )
- EK İŞ ile/ve/değil TEK İŞ
- EK OLMAK değil/yerine HAK OLMAK
- EK ile/ve/değil İKİNCİL
- EK ile/ve İLİNEK
- EK ile/ve/<> ÖRNEK
- EKALLİYET[Ar.] değil/yerine AZINLIK
- EKARTE[Fr. < ÉCARTÉ] (ETMEK) ile/ve/||/<> EKARTÖR
( Dışlamak, ayırmak, konu dışında tutmak. İLE/VE/||/<> Ayırgaç. )
- EKBER[< KEBÎR (çoğ. EKÂBİR)]:
EN BÜYÜK -<
- EKBİÇ SOKAK :
( Çayırbaşı Mahallesi sokaklarından biridir. Çayırbaşı büyük çayırlığı ile bilinen bir yerdi. Bu büyük ve verimli alan hem ekim alanı hem de mesire olarak kullanılıyordu. Bu nedenle burada meydana gelen sokaklardan birine "Ekbiç Sokak" adı verildi. )
- EKG ile EEG
( Kalp gözlem aygıtı. İLE Beyin gözlem aygıtı. )
( Electrocardiogram. İLE Electroencephalogram. )
- EKİM/ekim ile/ve/||/<> Ekim
( Toprağa tohum/bitki yerleştirme. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Eylül'den sonraki ay. )
- EKİM ile EKİN[Oğuz] ile EKİNÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir kerede ekilecek büyüklükte olan yer. İLE Ekilmiş toprak. İLE Herhangi bir şey sayılırken ikinci olan. )
- EKİMOTİK ile EKİMOZ
( Morarmış. İLE [deride] Morartı, göğerti. )
- EKİMOZ -ile
( Çarpma ya da vurmadan dolayı deri üzerinde meydana gelen siyah, mor ya da sarımsı çürük, bere. )
- EKİN(KÜLTÜR):
MİRAS değil EMÂNET
- EKİN/KÜLTÜR ile/ve/<> ANLATI
- EKİN/KÜLTÜR = İKİNCİ/L DOĞA
- EKİN/KÜLTÜR ve/<> SEVGİ
( CULTURE and/<> LOVE )
- EKİN ile ALACATEK
( ... İLE Olgunlaşmamış ekin. )
- EKİN ile/ve/<> FİREZ
( ... İLE/VE/<> Ekin. | Yeni çıkmaya başlamış ekin. | Biçilmiş tarlada kalan tahıl kökleri, anız. )
- EKİN ile HALAZA
( ... İLE Ekinler biçilirken, tarlaya dökülen tanelerden, ertesi yıl kendiliğinden yetişen ekin. )
- EKİN ile/||/<> HASAT ile/||/<> HARMAN
( Tarlada izi olmayanın, hasatta yüzü olmaz. )
- EKİNCİ KÖŞKÜ :
( Yenimahalle'nin üst kısmında olup Özengi Ağası sokağındadır. Köşkün 19. yy sonlarında yapıldığı sanılıyor. Köşk el değiştirmiş olup bakıma muhtaçtır. )
- EKİNCİ YALISI :
( Tarabya'da Kireçburnu Caddesi üzerindedir. Yalı sahibi olan Ali Rıza Ekinci'nin adı ile anılmaktadır. )
- EKİNCİ, MUSTAFA (SEYHAN, 1943) :
( Üniversite öğreniminden sonra iş hayatına başladı. Şirketlerini Ekinciler Holding bünyesinde topladı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- EKİNCİ, YUSUF ZİYA (ERZURUM, 1887 - 1949) :
( Sarıyer/Yenimahallelidir. Askeri okulları bitirdikten sonra Kurmay subay olarak orduya katıldı. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda Kurmay Binbaşı rütbesi ile 4. Kolordu Kurmay Başkanı olarak görev yaptı. Tümgeneral rütbesi ile emekli oldu. )
- EKİNDİ ile EKİNDİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ekilmiş. İLE İkindi namazı vakti. )
- EKİN/KÜLTÜR ve/=/||/<>/>/< ÇOCUKLARARASILIK/ÇOCUKLAR ÜZERİNDEN/ARACILIĞIYLA
- EKİN/KÜLTÜR ve/||/<>/> TAT
- EKİN/KÜLTÜR ve/> TÖRE
( Temeli/altyapıyı sunar. VE/> Sürekliliği sunar/sağlar. )
- EKİNOKS/EQUINOX değil/yerine/= ILIM, GÜN TÜN EŞİTLİĞİ
- EKİNOKS ile EKİNOKS
( Gece ile gündüzün eşit olduğu gün. İLE Evliyaotu, korunga. )
- EKİP ve/||/<>/> BİÇMEK
- EKMEK/EKİP ile/ve/||/<> DİKMEK[< TİKMEK]
( Tohum, ekilir. İLE/VE/||/<> Ağaç, dikilir. )
- EKİP ile/ve/değil KONVOY
- EKİZDE(FOTOĞRAFTA):
70'LER ile/ve/||/<>/> 80'LER ile/ve/||/<>/> 90'LAR ile/ve/||/<>/> 2000'LER ile/ve/||/<>/> 2010'LAR
( Sayın Özcan Yurdalan'ın sunumunu, burayı tıklayarak dinleyebilirsiniz... )
- EKİZDE(FOTOĞRAFTA):
ANALOG ile/ve/||/<>/> DİJİTAL
- EKİZDE/FOTOĞRAFTA:
ANALEMMA ile/ve/||/<> TUTULEMMA
( Bir gök cisminin bir başka gök cisminden gözlendiği zaman, gökküre üzerinde günün belirli bir anındaki ortalama konumuna göre yıl içindeki hareketini gösteren eğridir. Bir analemma fotoğrafı, yıl içinde farklı günlerde hep aynı saatte güneşin fotoğrafını çekerek elde edilebilir. İLE/VE/||/<> Analemma'nın güneş tutulması içereni. )
- EKİZDE/FOTOĞRAFTA:
ORTOKROMATİK ile/ve/||/<> PANKROMATİK/PANORAMİK
- EKİZOĞLU, PROF. DR. ABDİ (MARMARİS, 1947) :
( İ.Ü. Orman Fakültesi Öğretim Üyesi. İlk ve orta öğrenimini Marmaris'te yaptı. 1965'te Edremit Lisesinden mezun oldu ve girdiği İ.Ü. Orman Fakültesinden 1969'da Orman Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. Değişik yerlerde görev yaptıktan ve askerliğini bitirdikten sonra 1975'te İ.Ü. Orman Fakültesi Ormancılık Politikası Kürsüsüne asistan olarak atandı. 1976'da girdiği İ.Ü. İktisat Fakültesi Maliye ve Sosyal Siyaset Bölümünden lisans öğrenimini tamamlayarak 1981'de mezun oldu. 1985'te "Türkiye'de Yonga Levha Endüstrisi, Sorunları ve Çözüm Yolları" adlı tezi ile "Orman Ekonomisi Bilim Dalında Doktor" unvanını aldı. 1989'da Doçent ve 1995'te de Profesör oldu. 1998'de Orman Mühendisliği Bölüm Başkanlığı görevine atandı ve bu görevini üst üste iki kez 2004 tarihine kadar yürüttü. 2004 - 2007 yılları arasında İ.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyeliği görevini üstlendi. Bilahare üç yıl için aynı göreve bir kez daha seçildi. 2008'de İ.Ü. Senato üyeliğine seçildi ve bu görevini 2009'a kadar devam ettirdi. Ekizoğlu'nun 7 kitabı ve pek çok bilimsel makalesi var. Kitapları: Türkiye'de Yonga Levha Endüstrisi Sorunları ve Çözüm Yolları, 1985", "Türkiye'de Parke Endüstrisinin Bugünkü Yapısı ve Sorunları (R. Kantay ile birlikte) 1989", "Ormancılık Politikası (M. Özdönmez, T. İstanbullu, A. Akesen ile birlikte), 1996", "Yönetim ve Organizasyon (M. Özdönmez, A. Akesen ile birlikte) 1998", "Ormancılık Yönetim Bilgisi (M. Özdönmez, A. Akesen ile birlikte) 1998", "Halkla İlişkiler (M. Özdönmez, A. Akesen ile birlikte) 1999" ve "Ormancılık Politikası (C. Erdönmez, S. Özden, E. Atmış, A. Akesen ve Y. Kuvan ile birlikte) 2010" ve ayrıca pek çok bilimsel makalesi var. )
- EKKİ ile EKKİZ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İki sayısı. İLE İkiz. )
- EKLEKTİK "OLAN" ile/ve/değil/||/<>/< BÜTÜNCÜL/ENTEGRATİF OLAN
- EKLEKTİK değil/yerine/= DERLENMİŞ
- EKLEM ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ANKİLOZ[Fr. < Yun. < ANKYLOSE]
( ... İLE Oynar eklemlerde oynaklığın kalmamasıyla eklemin işlemez duruma gelmesi, eklem kaynaşması, oynaklığın yitimi. )
- EKLEM ile DÖNER EKLEM
( JOINT vs. TROCHOID )
- EKLEM ile PARMAĞIN OYNAK YERİ
( MAFSAL[çoğ. MEFÂSIL] ile ... )
( JOINT vs. KNUCKLE )
- EKLEMEK ile/ve YÜKLEMEK
( TO ADD vs./and TO LOAD )
- EKLEMEK/ÇIKARMAK ile DEĞİŞTİRMEK
( TO ADD/EXTRACT vs. TO CHANGE )
- EKLEMLENME ile/değil/yerine/||/>< DİKİŞSİZLİK
- EKLENEBİLİR/LİK ile/ve/değil/||/<> EKLEMLENEBİLİR/LİK
- EKLETİZM" değil EKLEKTİZM
- EKMEĞİN:
"KÖŞESİ" değil UCU
- EKMEĞİN SERTLEŞMESİ ile/ve/<> BİSKÜVİNİN YUMUŞAMASI
( ... İLE/VE/<> Ekmektekinden, 70 kat daha fazla şeker vardır ve bu şeker, pudra şekerdir. )
- EKMEĞİN, YEMEĞİN YANINDA KATIK OLMASI ile/ve/yerine YEMEĞİN, EKMEĞİN YANINDA KATIK OLMASI
( Para olmadığında. İLE/VE/YERİNE Para olduğunda. )
( İDÂM[Ar.]: Katık, ekmeğe katık edilen şey. )
- EKMEK BULAMAYANLAR PASTA YESİN:
PASTA değil ÇÖREK
( Sözde geçen, pasta değil "brioche" adı verilen ve ekmeğe çok benzeyen bir çörekti. Bu sözü söyleyen de Marie Antoinette değildi. Bu söz, 1760'tan beri "Aristokratik" çürümenin betimlemesi olarak yazılı bir biçimde kullanılıyordu. Jean-Jacques Rousseau, bu sözü 1740'ta duyduğunu ileri sürüyordu. )
- EKMEK UNU ile/<> KEK UNU ile/<> PASTA UNU ile/<> ÇOK AMAÇLI UN
- EKMEK ile EKMEK
( Undan yapılan yiyecek. İLE Bir tohumu/bitkiyi toprağa gömmek/dikmek. )
- EKMEK ile/ve/||/<> EKMEK MEYVESİ
( ... İLE/VE/||/<> Pasifik okyanusundaki yüzlerce adada temel besin kaynağı, bol nişastalı bu meyve, pişirildiğinde ekmek gibi besleyici bir gıdaya dönüşüyor.
Ayrıca, öğütülüp un haline getirilerek glütensiz ekmek yapımında da kullanılabiliyor.[Tek bir ekmek ağacı yıl boyunca bir aileyi rahatlıkla besleyebilecek özellik ve bollukta.]
Ekmek meyvesinin farklı çeşitlerinden kızartma ve tatlı, yapraklarından salata, gövdesinden kano ve ev yapılabiliyor. )
(
)
- EKMEK ve/||/<> KÂĞIT
( Gövdenin beslenmesinde. VE/||/<> Zihnin/gönlün beslenmesinde. )
- EKMEL[< KÂMİL] -ile
( DAHA (EN) KÂMİL, MÜKEMMEL VE KUSURSUZ, EKSİKSİZ OLAN )
- EKO/AKS/AKSİSEDÂ/İNİKÂS[Ar. < AKS (çoğ. İN'İKÂSÂT)] değil/yerine/= YANKI/YANSI
( Işığın, parlak bir yere çarpıp geriye doğru yön değiştirerek kaynağını göstermesi. | Tepke. )
- EKO TON ile EKO DÜZEN ile EKO TOP
( İki farklı eko düzen arasında geçiş bölgesi. İLE Canlıların ve çevresel etmenlerin bir arada bulunduğu ve etkileşimde bulunduğu düzen. İLE Belirli bir alanın dirimbilimsel ve fiziksel özelliklerine sahip küçük eko düzen. )
- EKOKÖYLERDE...
( Dünyanın En Güzel Ekoköyleri... )
- EKOLOJİ/EKOLOG değil/yerine/= ÇEVREBİLİMCİ
- EKOLOJİ ile/||/<> TERİM
( Ekoloji terimini ilk kullanan )
( Ernst Haeckel tarafından 1866 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1834-1919) (Ülke: Almanya) (Alan: Zooloji) (Önemli katkıları: Ekoloji terimi, biyogenetik yasa) )
- EKOLOJİK SÜKSESYON ile/||/<> KLİMAKS TOPLUM
( Süksesyon zaman değişimi, klimaks son aşama. )
( Formül: Dinamik İLE stabil )
- EKONOMİ ile/ve/||/<> ASKERİYE
- EKONOMİ ile/||/<> TOPLUM
( İktisadi döngüler ve toplumsal değişim kuramı )
( İbn Haldun tarafından 1377 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1332-1406) (Ülke: Tunus) (Önemli katkıları: Mukaddime, tarih felsefesi, sosyoloji) )
- EKONOMİDE:
DOĞRUSAL ile/değil/yerine/> GERİDÖNÜŞÜMLÜ ile/değil/yerine/> DÖNGÜSEL
(
)
( Al > Yap > Kullan > Çöpe at
İLE/DEĞİL/YERİNE/>
Al > Yap > Kullan > Geri dönüştür > Çöpe at
İLE/DEĞİL/YERİNE/>
Al > Yap > Kullan > Tamir et / Tekrar kullan > Geri dönüştür/döndür > Yap > Kullan > Tamir et / Tekrar kullan )
( [not] LINEAR ECONOMY vs./but/> RECYCLING ECONOMY vs./but/> CIRCULAR ECONOMY )
- EKONOMİDE:
ÜRETMEDEN, BÜYÜME değil ŞİŞ(İR)ME
( Üretimin ve sürekliliğin olmadığı hiçbir ekonomide, büyümeden bahsedilemez. Olsa olsa, ancak bir iğne ucu kadarlık bir etki ile patlayacak, şişmiş bir balon söz konusudur. )
- EKONOMİK DEĞER ile/ve ESTETİK DEĞER
( ECONOMIC VALUE vs./and AESTHETIC VALUE )
- EKOSİSTEM ile/||/<> BİYOM
( Ekosistem yerel canlı-çevre İLE biyom geniş iklim bölgesi. )
( Formül: Lokal İLE küresel )
- EKOSİSTEM ile/||/<> HABİTAT
( Ekosistem canlı-cansız bütünü İLE habitat yaşam alanıdır )
( Formül: Orman ekosistemi İLE ağaç kovuğu )
( Jacques Charles tarafından 1859 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1809-1882) (Ülke: İngiltere) (Alan: Biyoloji) (Önemli katkıları: Evrim teorisi, doğal seçilim) )
- EKOTON ile/||/<> EKOKLİM
( Ekoton geçiş bölgesi İLE ekoklim yerel iklimdir )
( Formül: Sınır İLE mikroiklim )
- EKRAN ile/değil ERKÂN
- EKRAN ve/<> LİTYUM
( ... VE/<> Bilgisayar ekranlarının yapımında kullanılan "lityum"u üreten tek ülke, Şili'dir. )
- EKRANDA:
LED ile PLAZMA ile LCD
( LED'ler ile aydınlatılan sıvı kristal ekranlardır. İLE İki cam arasında düzgün dağılmış ve içinde xenon ve neon gazlarının bulunduğu fosfor kaplı gözeler sayesinde görüntü elde edilir. İLE Floresan lambalarla aydınlatılan sıvı kristal ekranlardır. [Yapısal olarak plastik bir tabaka içindeki sıvı kristalin üretilen ışığı yansıtması mantığına dayanır.][Ekran tepki süresi düşük olan ekranlarda görüntü bulanıktır.] )
(
)
( LIGHT EMITTING DIODE vs. PLASMA vs. LIQUID CRYSTAL DISPLAY )
- EKREM REŞİT REY ve/||/<> CEMAL REŞİT REY
( ["Lüküs Hayat" oyununun]
Yazarı. VE/||/<> Müzik yapımcısı. )
- EKREM[Ar.]/CÖMERT[Fars. CEVÂN+MERD] ile (EN) ELİAÇIK
( EN KERÎM, EN CÖMERT )
- EKSEN ile GÖKEKSENİ
( ... İLE İki ucu, sonsuza uzatılmış olarak düşünülen yer ekseni. | Günlük devinmede, yıldızların çevresindeki eksen. )
- EKSEN/MİHVER[Ar. çoğ. MAHÂVİR] ile/<> ORTAY
( Bir cismi, iki eşit parçaya bölen, gerçek ya da sanal çizgi. | Üzerinde bir pozitif yön varsayılan sonsuz doğru. | Dingil. İLE/<> [mat.] Bir düzlem biçimin aynı yöndeki koşut tüm kirişlerini eşit parçalara bölen çizgi. | Bir uzayı, bir yüzeyi, iki eşit parçaya bölen çizgi/düzlem. )
( MİHVER ile/<> ... )
- EKSERCİ SOKAK :
( Büyükdere Mahallesi sokaklarından biridir. Bu sokakta çivi yapan dükkân ve ustalar bulunuyordu. Bu nedenle sokağa "Çivi Sokak" ismi verilmişse de bilahare sokağın ismi "Ekserci Sokak" olarak değiştirildi. Ekser'in karşılığı da "Büyük Çivi" olduğu için her iki isim birbirine uyum gösterir. )
- EKSERİYET değil/yerine/= ÇOĞUNLUK
- EKSES, EXCESS ile EKSESİF
( Çokluk, fazlalık. İLE Aşırı. )
- EKSFOL(İ)(Y)ATİF ile EKSFOLİ(Y)ASYON
( Pullanımlı, dökülen, soyulgan. İLE Pullanma, dökülme, soyulma. )
- EKSİ (2500)" değil M.Ö. 2500
- EKŞİ MAYA(BUĞDAYÇAVDAR/YULAF/...) ile/<> YAŞ MAYA ile/<> ETKİN KURU MAYA ile/<> HAZIR/ÇABUK(INSTANT) KURU MAYA
- EKSİ SAYI ve EKSİ ENERJİ
( http://www.HalukBerkmen.net/pdf/200.pdf )
- EKSİ SONSUZ ile/ve/>< ARTI SONSUZ
- EKŞİ, OKTAY (MESUDİYE, 1932) :
( Yeniköylüdür. Çok genç yaşta bir özel ajansta gazeteciliğe başladı (1952). Bir süre sonra Dünya Gazetesine geçerek muhabirliğe başladı. 22 yaşında Dünya Gazetesinin Ankara temsilcisi oldu ve bu görevini 1960 yılına kadar sürdürdü. 27.05.1960 ihtilalini takiben Dünya Gazetesinden ayrılarak Öncü Gazetesinde istihbarat şefi olarak göreve başladı. 1961 Anayasasını hazırlamak için kurulmuş olan Kurucu Meclis'e Basın Temsilcisi olarak görev aldı. Kurucu Meclis üyeliğinden sonra Ulus Gazetesinde bir yıl süre ile istihbarat şefi olarak çalıştı. İngiltere'ye lisan öğrenmek için gitti ve üç yıl süre ile Londra'daki Türkiye Başkonsolosluğunda yerel kâtiplik yaptı. 1966'da yurda döndü ve Yeni Gazete'nin Ankara temsilcisi oldu. Bu görevini sürdürürken, yoğun işleri nedeniyle yarım kalan üniversite öğrenimini tamamlamaya çalıştı ve 1967'de A.Ü. Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Çok uzun bir dönemden beri Hürriyet Gazetesi Başyazarı olarak çalışmaktadır. )
- EKSİ ile/ve/değil/<> ARTI
( Bazen, bazı (")eksikler/eksiklikler("), artı(ya) olabilir(/dönüşebilir.) )
- EKSİBE[Ar.] değil/yerine/= KUMUL
- EKŞİG = EKŞİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ekşi olan herhangi bir şey. İLE ... )
- EKSİK-GEDİK (GİDERMEK)
- EKSİK NEDEN ile/ve HAZIRLAYICI NEDEN
- EKSİK NEDEN ile/ve HAZIRLAYICI NEDEN
- EKSİK OLABİLİR ile/ve/||/<>/< ATLANABİLİR
- EKSİK ile/değil/yerine EKSİKLİ
( [not] DEFICIENCY vs./but DEFECT WITH ...
DEFECT WITH ... instead of DEFICIENCY )
- EKSİK ile HATA ile KASIT
( LACKING/DEFICIENCY vs. MISTAKE vs. INTENTION )
- EKSİK ile YARI/M
- EKSİKLERİMİZLE/HATALARIMIZLA:
"SAKLAMBAÇ OYNAMAK" ile/değil/yerine/>< YAKALAMACA OYNAMAK
- EKSİKLERİ/Nİ TAMAMLAMAK ile/ve/değil/||/<> FAZLALIKLARI/NI ATMAK
- EKSİK/LİK ile/ve/||/<>/>/< EZİK/LİK
- EKSİK/LİK ile/değil/yerine FARKLI/LIK
- EKSİK/LİK ile/ve/değil/yerine ÖRTÜK/LÜK
- EKSİK/LİK ile YETERSİZ/LİK
( "İstediğimiz bir şeyin", "olup" "olmaması", bizim için eşit değilse, hâlâ eksiğiz.
[Matlûbumuzun husûlü veya adem-i husûlü, nezdimizde, müsavî değilse, nâkısız!] )
( İstediğimiz oluyorsa "bir", olmuyorsa "bin" hayır aramak gerek. )
( DEFICIENCY vs. INSUFFICIENCY )
- EKSİKLİK ile/ve YOKSUNLUK
( DEFICIENCY vs./and DEPRIVATION )
- EKSİKLİKLER('İ) ile/ve AKSAKLIKLAR('I)
( DEFICIENCY/IES vs./and DEFECT/S )
- EKSİKLİKLERİN:
KABULÜ değil/yerine/>< GİDERİLMESİ
- EKSİKLİ/LİK ile/ve TUTARSIZ/LIK
( DEFECTIVE/NES vs./and INCONSISTENCY )
- EKSİKSİZLİK = PERFECTION[İng., Fr.] = VOLLKOMMENHEIT[Alm.] = PERFECTIO[Lat.]
- EKSİN/ANYON ile/ve/||/<>/>< ARTIN/KATYON
( Negatif yüklü iyon. İLE/VE/||/>< Pozitif yüklü iyon. )
- EKSİNTİ/FİRE[Yun.] ile/ve/<> PAÇAVRA
- EKSİTABİLİTE ile EKSİTABL/E ile EKSİTASYON ile EKSİTATÖR
( Uyarılganlık, uyarılabilirlik. İLE Uyarılgan, uyarılabilir. İLE Uyarma, uyarılma. İLE Uyarıcı. )
- EKSİTASYON/EXCITATION[İng.] değil/yerine/= UYARMA | TAŞKINLIK
- EKSITUS/EXITUS[İng.] değil/yerine/= ÖLÜM | ÇIKIŞ
- EKSPERİMENTAL/EXPERIMENTAL[İng.] değil/yerine/= DENEYSEL
- EKSPERTİZ değil/yerine/= UZMAN İNCELEMESİ
- EKSPİR(İ)YUM ile EKSPİRASYON
( Solukverim. İLE Solukverim, soluk verme, sonlanma. )
- EKSPLORASYON/EKSPLORE ETMEK ile. AÇIP İNCELEME
- EKSTRA ile EKSTRA-
( Artık, ek, fazladan. İLE -dışı. )
- EKSTRA/DAN ile FAZLA/DAN
- EKSTRAKORPORAL/EXTRACORPOREAL[İng.] değil/yerine/= GÖVDE DIŞI
- EKSTRANODAL/EXTRANODAL[İng.] değil/yerine/= DÜĞÜM DIŞI
- EKSTRAVERT/EXTRAVERT[İng.] değil/yerine/= DIŞA DÖNÜK | DIŞA AÇIK (KİŞİLİK)
- EKSTRE ile EKSTREM ile EKSTREMİTE
( Öz, özüt. İLE Aşırı, uc, en ucta, en kenarda. İLE Kol ya da bacak. )
- EKSTRE değil/yerine/= HESAP ÖZETİ
- EKSTRE/EXTRACT[İng.] değil/yerine/= ÖZÜT
- EKSTRENSEK/EXTRINSIC[İng.] değil/yerine/= DIŞSAL
- EKTÂR[Ar. < KETER] ile EKTÂR/AKTÂR[Ar. < KUTR]
( Şerefler, haysiyetler. Hasepler, nesepler. Mertebeler, dereceler. İLE Taraflar, yanlar. )
- EKTO-/EKZO- ile ENDO- ile EKSTRA-
( Dış-, dış [ile ilgili]. İLE İç-, iç [ile ilgili]. İLE -dışı. )
- EKTODERM İLE MEZODERM İLE ENDODERM ile/||/<> GERM TABAKALARI
( Üç temel embriyonik tabaka. )
( Formül: Triploblastik = 3 tabaka )
- EKTODERM ile/||/<> ENDODERM
( Ektoderm dış tabaka-sinir/deri İLE endoderm iç tabaka-sindirim/solunum )
( Formül: Epidermis İLE sinir (ekto) İLE Karaciğer İLE akciğer (endo) )
- EKTODERMA ile/||/<> ENTODERMA
( Ektoderma dış yaprak sinir İLE entoderma iç yaprak sindirim. )
( Formül: Gastrula katmanları )
- EKTOPİ ile EKTOPİK
( Yer dışılık [örgen]. İLE Yer dışı [örgen]. )
- EKTROPİON ile/||/<> ENTROPİON
( Göz kapağının dışa dönmesi. İLE/||/<> Göz kapağının içe dönmesi. )
- EKÜMENİK[Fr. OECUMÉNIQUE < Lat. OECUMENICUS < EYun. OIKOUMENIKOS] ile DİASPORA[Fr.]
( Tüm piskoposlukların rûhânî meclislerini ya da tüm kiliseleri içeren, dünya genelinde Hıristiyan birliğine yönelik olan. İLE Herhangi bir ulusun ya da inanç mensuplarının ana yurdu dışında azınlık olarak yaşadığıı yer. | Herhangi bir ulusun yurdundan ayrılmış kolu. | Yahudilerin ana yurtlarından ayrılarak yabancı ülkelerde yerleşen kolları. )
- EKVADOR:
KIYI ve/<> ANDLAR ve/<> AMAZONLAR
( Ekvador, Sahil bölümü, And Platosu ve Amazonlar olmak üzere üç doğal coğrafi bölgede oluşmuş bir ülkedir. )
- EKVADOR ile/ve/<> GALAPAGOS ADALARI
( ... İLE/VE/<> Ekvador'un yaklaşık 1000 km. açığında, Büyük Okyanus'tadır. )
( ... İLE/VE/<> Rastgele serpiştirilmiş gibi duran ve irili ufaklı, 42 adadan oluşmaktadır. En büyük adası Isabela, en küçük adası ise Plazasur'dur.[13 km²] )
( ... İLE/VE/<> Ekvador Cumhuriyeti'nin bir ilini oluşturmaktadır.[Yönetim merkezi, San Cristobal adasında yer alan Puerto Baquerizo'dur.] )
( ... İLE/VE/<> İspanyolca'da, Kaplumbağa anlamına gelmektedir. )
( ... İLE/VE/<> Adaların tamamı volkaniktir. En büyüğü olan Isabella üzerinde, 2000'den fazla sönmüş yanardağ bulunmaktadır. Ferdinanda adasında, 1977'den beri 53 adet volkanik patlama tespit edilmiştir. )
( ... İLE/VE/<> Jeolojik yaşları, 70.000 - 3 milyon yıl arasında değişmektedir.[Daha genç olanlarda, toprak rengi daha koyudur.] )
( ... İLE/VE/<> 1535 yılında, Panama Psikoposu Thomas de Berlanga tarafından, yollarını kaybederek tesadüfen keşfedilmiştir. Daha sonra unutularak korsanların ve ne yazık ki, balina avcılarının barınağı olmuş. 1932 yılında ise Albay Hernandez komutasındaki bir Ekvador Birliği, adaları, Ekvador topraklarına katmıştır. 1959 yılında ise, ulusal parka dönüştürülmüştür. )
( ... İLE/VE/<> Kuzey ve Güney'inde farklı iklimler sürmektedir. )
( ... İLE/VE/<> Etobur yırtıcı hayvan bulunmadığında, dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan türler, bugüne kadar bu coğrafyada yaşamını sürdürmüştür. Hiçbiri, insanı düşman olarak algılamamakta ve insandan korkmamaktadır. )
( ... İLE/VE/<> İnsan yerleşimi, tüm adaların yüzölçümünün sadece %4'ü ile sınırlıdır.[Adaya giden turistler, ya 8 - 100 yolcu alabilen 80 gemiden birine binip 5 - 7 günlük adalar turuna çıkmaktadır ya da Santa Cruz adasındaki turistik merkez Puerto Ayora liman kentinde kalıp günlük turlara katılabilmektedir.] )
( ... İLE/VE/<> Charles Darwin, bilimsel araştırma ve gözlemlerini bu adalardan bazılarında yapmıştır. )
( ... İLE/VE/<> Soğuk suları, mercan oluşumuna izin vermemektedir ve çok zengin bir dirimsel[biyolojik] çeşitlilik bulunmamaktadır. )
( ECUADOR cont/et/<> GALAPAGOS[Tr. Kaplumbağa] )
- EKVÂS[Ar. < KEVS] ile EKVÂZ[Ar. < KÛZ]
( Yaşmaklar. İLE Kadehler, kâseler, bardaklar. )
- EKZİSTANSİYALİZM değil/yerine/= VAROLUŞÇULUK
- EKZOKRİN (BEZ) ile/ve/||/<> ENDOKRİN (BEZ)
( Salgılarını kanallarla gövde dışına/yüzeyine ya da boşluklarına ileten bezler. İLE/VE/||/<> Salgılarını doğrudan kana veren bezler. )
- EKZOKRİN ile/||/<> ENDOKRİN
( Ekzokrin bezler kanallarla İLE endokrin bezler doğrudan kana salgı yapar )
( Bernard tarafından 1855 yılında keşfedildi/formüle edildi. (Ülke: Bilinmiyor) (Alan: biyoloji) )
- EKZON İLE İNTRON İLE UTR ile/||/<> GEN YAPI ELEMANLARI
( Ökaryotik genlerin yapısal bölümleri. )
( Formül: Pre-mRNA → mRNA )
- EKZON ile/||/<> İNTRON
( Kodlayan. İLE/||/<> Kodlamayan. [DNA parçası, splicing] )
( Formül: Expressed İLE intervening
mRNA kalır. İLE Çıkarılır. )
- EKZOTERMİK ile/||/<> ENDOTERMİK
( Ekzotermik ısı verir İLE endotermik ısı alır )
( Formül: ΔH < 0 → Ekzotermik\nΔH > 0 → Endotermik\nΔG < 0 → Kendiliğinden )
- EKZOZ değil EGZOZ
- EL- -ile
( DEĞİŞİMDE DEĞİŞMEDEN KALAN | EN YÜKSEK VE TANIMLANAMAZ GERÇEKLİK | TEO, TAO, TE, T, THE )
- EL, AVUÇ, AYAK, KULAK İZLERİ ile/ve/değil/yerine DNA İZİ
- EL-AYAK (ÇEKİLİNCE)
- EL BEBEK, GÜL BEBEK (BAKMAK, YETİŞTİRMEK)
- EL-BEYİN İLİŞKİSİ/EYTİŞİMİ ile/ve/<> DİL-DÜŞÜNCE İLİŞKİSİ/EYTİŞİMİ
- EL BİLEĞİNİ OLUŞTURAN KEMİKLER ile EL BİLEĞİNE AİT
( CARPUS vs. CARPAL )
- EL DELİSİ ile/ve/||/<>/> EL AĞZI
- EL DELİSİ ile/ve/||/<>/> EV DELİSİ
- EL DUASI ile/ve DİL DUASI
( El duası olmadan, dil duası olmaz! )
( İSTİD'Â'[Ar. < DUA]: Yalvararak isteme. | Dilekçe. )
( Taşlı tarlalar, duaya değil kazmaya gereksinim duyar. )
- EL ELE TUTUNMUŞ değil EL ELE TUTUŞMUŞ
- EL ELE (VERMEK)
itibarı ile 49.818 başlık/FaRk ile birlikte,
49.818 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(55/201)
(1996'dan beri)