Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 49.818 başlık/FaRk ile birlikte,
49.818 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(186/201)


- UZUNYA DERESİ :

( Demirciköy'ün doğu tarafından çıkar ve denize kadar ulaşır. Yaz kış su akarı bulunmaktadır. )


- UZUNYA KOYU :

( Demirciköy'ün deniz sahilindeki tek koyudur. Koydan uzun yıllar kum alınması nedeni ile koy içerilere doğru biraz daha büyüme göstermiştir. )


- UZUNYA PLAJI :

( Demirciköy sınırları içinde ve Uzunya koyunu boydan boya kaplayan ilçenin önemli plajlarından biridir. Koy boydan boya plaj ve dilence yeri olarak kullanılmaktadır. Plajda her türlü ihtiyacı karşılayan tesis bulunuyor. Ayrıca çadır kurularak kamp yapılacak alan da bulunmaktadır. )


- VAAD/VÂDE ile/ve BORÇ

( Vâde, söz demektir. )

( Sakın para için evlenmeyin! Çok daha uygun koşullarda borç bulabilirsiniz. )


- VAAD ile TAAHHÜT/D


- VAAZ KÜRSÜSÜ ile/||/<> SON CEMAAT YERİ ile/||/<> SAKIF ile/||/<> HÜNKÂR MAHFİLİ

( Belirli gün ve saatlerde, imamın vaaz vermek için çıktığı, koltuk ya da küçük balkon biçimindeki bölüm. İLE/||/<> XIV. yüzyıldan itibaren cami ve mescitlerde yaygın olarak kullanılan, ana mekânın dışında yarı açık hazırlık bölümü. İLE/||/<> Camilerde son cemaat yerinin dışında ek bir bölüm. Özellikle iç avlusu olan yapılarda, cemaatin hava şartlarından korunması amacına yöneliktir. İLE/||/<> Camilerde hükümdara ayrılan bölüm.[Bazen galerinin bir bölümü, bazen ayrı bir daire biçimindedir.] )


- VABESTE[Fars.] değil/yerine/= BAĞLI


- VAC/VAK/VACUUM ASSISTED CLOSURE[İng.] değil/yerine/= VAKUM YARDIMLI YARA KAPATMA, NEGATİF BASINÇLI YARA KAPATMA


- VACİB ile MUHTAR


- VÂCİBU'L-VUCÛD yerine KÂDİRU'L-MUHTÂR


- VÂCİB-ÜL VUCUD ve/||/<>/> VAHDET-İ VÜCUD

( Var oluşu gerekli olan. | Allah. VE/||/<>/> Varlığın tek oluşu. | Tasavvuf. )


- VÂCİD[Ar.] ile VÂCİZ[Ar.]

( Vücûda getirici/getiren. | Zengin. [Allah'ın sıfatıdır.] İLE Kısa. )


- VÂCİB ile KADÎM


- VACİB ile MÜMKÜN

( Varlığını kendinden alan. İLE Varlığını dışarıdan alan. )


- VA'D[Ar.] ile VÂD[Ar.]

( Söz verme, üstüne alma. | Yapılmasına söz verilen şey. İLE Oğul. )


- VÂDE FARKI değil/yerine/= SÜREV ARTISI


- VÂDE FARKSIZ değil/yerine/= SÜREV ARTISIZ


- VÂDE[Ar.] değil/yerine/= ERİM


- VÂDELİ HESAP değil/yerine/= SÜREVLİ SAYANAK


- VÂDESİZ HESAP değil/yerine/= SÜREVSİZ SAYANAK


- VÂDİ[Ar.]/KANYON[Fr. < CANYON]/KLÜZ[Fr. < CLUSE] değil/yerine/= KOYAK/KAPUZ/DAR BOĞAZ

( Bir akarsuyun kalkerli bir alanda oyarak oluşturduğu, bir kıvrımı keserek iki yandaki çukurlukları birleştiren, dar ve boğaz biçimindeki geniş aralık. )


- VAGON[Fr./İng. < WAGON] ile/ve/||/<> FURGON[Fr. < FOURGON]

( ... İLE/VE/||/<> Nesne vagonu. )


- VÂH[Ar.] ile VÂH/VÂHA[Ar. çoğ. VÂHÂT]

( Vâh, yazık, ay. İLE Çöl ortasında suyu ve yeşilliği olan yer. )


- VAHÂ[Ar.] ile ILGIM/SERAP/YALGIN/PUSARIK

( Çöl ortasında suyu ve yeşilliği olan yer. İLE ... )

( OASIS vs. MIRAGE )


- VAHÂMET ile/ve/<> HEZİMET


- VAHDET ile/ve/<> TEVHÎD

( Olgu/durum. İLE/VE/<> İlke/kavram. )

( Durum. İLE/VE/<> Eylem. )

( ... İLE/VE/<> Kendinden memnun olmak. )

( TEVHÎD'E GEL, TEVHÎD'E
ZİKR ET! HAKK'I, HER YERDE )

( İnsan - İnsan ilişkisi. İLE/VE/<> İnsan - Tanrı ilişkisi. )


- VAHDET ile VUSLAT


- VAHDET-EL VÜCÛD ile/ve/||/>/< VAHDET-EL MEVCÛD

( Çeşitlilik. İLE/VE/||/>/< Aynılaşma. )


- VAHDET-İ ŞUHÛD ile/ve/||/<>/hem de VAHDET-İ KUSÛD ile/ve/||/<>/hem de VAHDET-İ MEVCÛD ile/ve/||/<>/hem de VAHDET-İ VUCÛD

( UNITY OF WITNESSING vs./and/||/<>/also UNITY OF INTENTION vs./and/||/<>/also UNITY OF EXISTENCE vs./and/||/<>/also UNITY OF BEING )


- VAHDET-İ VUCUD ve/||/<> HALK-I CEDÎD


- VAHDET-İ VUCUD ile HEPTANRICILIK/TÜMTANRICILIK/PANTEİZM

( HAKK <> DOĞA ile HAKK > DOĞA )


- VAHDET-İ VÜCÛD ile/ve VAHDET el-VÜCÛD


- VAHDET-İ VUCUD ile VAHDET-İ ŞÜHÛD


- VAHDET-İ VÜCÛD ile VAHDET-İ VÜCÛD


- VAHİ[Ar.] ile/değil/>< VAHİY[Ar.]

( Boş, saçma. İLE/DEĞİL/>< Tanrı tarafından, bir buyruk ya da düşüncenin, peygambere bildirilmesi. )


- VÂHİD ile/ve ÂHİD/AHÂD

( Bir, ikincisi düşünülemeyen. Sıfat. İLE/VE Tek. Zât. )


- VÂHİD[Ar.] ile FERD[Ar.]


- VÂHİD[Ar.] ile MÜNFERİD[Ar.]


- VÂHİD[Ar.] ile VAHÎD[Ar.] ile FERÎD[Ar.]


- VAHİDİYETTE KESRET ile KESRETTE VAHİDİYET ile KESRETTE VAHİD

( Kesreti saklayamazsın fakat birliği/tevhidi istediğin kadar saklayabilirsin. )

( Asıl tevhid, kesretten sonraki tevhiddir. )

( İş, bu kesreti tevhid etmektedir. )

( Kesreti saklayamazsın fakat birliği, tevhidi istediğin kadar saklayabilirsin. )


- VAHİD-ÜR-RAHÎM[Ar.] ile ...

( En çok bir yavru yapan hayvanlar. )


- VAHİH değil VAHİY


- VAHİM/ÜZÜCÜ OLAN:
YALAN SÖYLEMİŞ OLMASI ile/ve/değil/||/<>/> ONA BİR DAHA GÜVENEMEYECEK OLMAK


- VÂHİM[Ar. < VEHM] ile VAHÎM[Ar. çoğ. VİHÂM, VAHÂMÂ]

( Kuran, kuruntulu. İLE Ağır, sonu tehlikeli, çok korkulu. )


- VAHİM ile/ve/değil/> VAHŞET


- VÂHİME ile ...

( Gerçekliği olmayan değerler üretmek. )


- VAHİY DİNLERİ ile/ve EVRENSEL DİNLER


- VAHİY ile/ve "KUTSAL" METİN


- VAHS/VEHS[Ar.] ile VAHZ[Ar.]

( Ayak altında çiğneme. | Kırma. İLE Çimdikleme. | Sivri bir şey batırarak acıtma. | Isırma, sokma. )


- VAHŞET ile/ve VAHÂMET["VEHÂMET" değil!]


- VAHŞET[Ar.] değil/yerine/= YIRTINÇ/ACIMASIZLIK


- VAHŞİ ile/değil GÖÇER


- VAHŞİ ile/ve/değil/||/<> İLKEL


- VAHŞÎ[Ar.] ile Vahşî[Ar.]

( Yabanî, insandan kaçan. | Ürkek, korkak. | Merhametsiz, duygusuz. İLE Uhud Gazâsı'nda, Hz. Hamza'yı öldüren köle. )


- VAHŞİ[Ar.] değil/yerine/= YABANIL


- VAHŞ/VAHÎŞ[Ar.] ile VAHŞ[Ar. çoğ. VAHŞÂN, VUHÛŞ]

( Dört ayaklı hayvanlarda görülen bir hastalık. İLE Yabani, ürkek, insandan kaçan hayvan. | Issız, tenha yer. )


- [Ar.] VAHŞ[çoğ. VUHÛŞ] ile VUHÛŞ-İ BERRİ

( Yabani hayvanlar. İLE Karada yaşayan yabani hayvanlar. )


- VAÎD[Ar.] ile VÂİZ[Ar. < VA'Z | çoğ. VÂİZÂN, VU'ÂZ]

( Birini iyiliğe sevk ve kötülükten uzaklaştırmak için korkutma, yıldırma. İLE Dini öğütlerde bulunan.[ibâdet yerlerinde] )


- VÂİZ[< VA'Z] ile ...

( DÎNÎ ÖĞÜTLERDE BULUNAN (İBADET YERLERİNDE) )


- VAJİNA ile/ve DÖLYATAĞI

( MEHBİL: Dölyolu. )

( VAGINA vs./and WOMB )


- VAJİNA ile/ve/değil EŞİK


- VAK'A ile/ve/<> KAZÂ


- VAK'A ile/ve VAKIA

( Olay, olgu. İLE/VE Gerçeklik. [Düştüğü gibi.] )

( Tekrarlanmayan. İLE/VE Tekrarlanabilir olan. )


- VAK'A ile/ve VAKIA

( Tekrarlanmayan. İLE/VE Tekrarlanabilir olan. )


- VAK'A-NÜVİS[Ar., Fars.]/KRONOGRAF[Fr. < choronographe] değil/yerine/= SÜREYAZAR

( Zamanın/dönemin olaylarını saptamakla görevli kişi. | Osmanlı Devleti'nde zamanın olaylarını tespit etmek ve yazmakla görevli devlet tarihçisi. )


- VAKÂR[Ar.] değil/yerine/= AĞIRBAŞLILIK, TEMKİNLİLİK


- VAKD[Ar.] ile VAKT/VAKİT[Ar. çoğ. EVKAT]

( Ateşin yanması, tutuşması. İLE Vakit, zaman. | Saat, günün çeşitli saatleri. | Mevsim. | Uygun zaman. | Boş zaman. | Geçim. | Çağ, zaman. | Fırsat. | Belirli/belirtilen zaman. )


- VAKF-I MÜŞTEREK ile VAKF-I MEVKUF


- VAKFİYE/VAKIFNÂME ile/ve/||/<> VELÂYET/TEVLİYET ile/ve/||/<> MÜTEVELLİ/NÂZIR


- VÂKÎ[Ar.] ile VÂKİ'[Ar. < VUKU'] ile VAKİH[Ar.]

( Koruyan, saklayan. | Önleyici tedbir, ilâç. İLE Olan, düşen, olagelen, rastlayan, vuku' bulan. | Geçen, geçmiş olan. İLE Edepsiz, utanmaz, hayâsız. )


- VÂKIÂ[Ar.] ile VÂKIA[Ar. çoğ. VÂKIÂT] ile VAKİA[Ar. çoğ. VAKAYİ']

( Gerçek, gerçi, her ne kadar. İLE Olmuş bir iş, vuku' bulmuş, gerçek. | Düş, rüya. | Cenk, savaş. İLE Olay, vak'a, hadise. )


- VAKIF MEMBA SUYU (YERLİ SU) :

( Sarıyer'in çok kullanılan memba sularındandır. Kocataş dağ silsilesinin altından çıkar. Suyu galeride toplanır ve Ortaçeşmeden Sarıyer'deki 7 çeşme ve hamama tevzi edilir. Suyun sertlik derecesi 8'dir. )


- VAKIF TEMELLERİ/AMAÇLARI:
HAYRAT ile/ve/||/<> AKARAT ile/ve/||/<> VAKIF

( Düşünsel/fikrî temel. İLE/VE/||/<> Amaç/gaye aracı/vasıtası. İLE/VE/||/<> Yaşamsallık/hayatiyet ve hukuksallık. )


- VAKIF[Ar. < VAKF: Duruş, durma.]/TESİS ile DERNEK/CEMİYET

( Bir mülkü kamu yararına -satılmamak kaydıyla- sonsuz olarak tahsis etmek. İLE Çıkarlarını savunmak, belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere kurulan yasal topluluk. )

( FOUNDATION vs./and ASSOCIATION )


- VÂKIF ile/ve ÂGÂH

( Sahip olan. İLE/VE Farkında/uyanık olan. )


- VÂKIF ile/ve ÂGÂH

( Sahip olan. İLE/VE Farkında/uyanık olan. )

( Bilen bilir bizi, bilmeyen ne bilir bizi. )


- VAKIF ile/ve/||/<> İNFAK


- VAKIF ile/ve/||/<> İRSÂDÎ VAKIF


- VAKIF ile VÂKIF (/OLMAK)

( Para, mülk. İLE Bilmek. | Vakfeden. Bir şeyi, vakıf haline getiren. )


- VAKIFLAR [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- VAKIFLAR [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- VÂKIF/VUKÛFİYET ile/ve/||/<> FARKINDA/LIK


- VAKİT ile/ve AKİT


- VAKİT ile/ve/<> DEM

( Belirli bir zaman dilimine anlam/değer verilmiş/yüklenmiş süre. İLE/VE/<> Kişinin, bu belirli zaman diliminde yaşadığı hal. )

( Zamanın tayinine vakit, vaktin içindeki hazza dem denilir. )


- VAKİT ile/ve/<> NAKİT

( TIME vs./and/<> CASH MONEY )


- VAKİTLİCE ile ZAMANINDA


- VAKSİNASYON/VACCINATION[İng.] değil/yerine/= AŞILAMA


- VAKT-İ MERHÛN değil/yerine/= BEKLENİLEN ÇAĞ VE ZAMAN


- VAKUM ENERJİSİ ile/||/<> SIFIR NOKTA ENERJİSİ

( Vakum enerjisi boş uzayın kuantum dalgalanmalarıyken İLE sıfır nokta enerjisi harmonik osilatörün minimum enerjisidir )

( Formül: E_0 = ½ħω )


- VAKUM/VACUUM[İng.] değil/yerine/= HAVASIZ BOŞLUK


- VAKUOL ile/||/<> VEZİKÜL

( Vakuol büyük depo İLE vezikül küçük taşıyıcıdır )

( Formül: Depolama İLE transport )


- VALANS BANDI ile/||/<> İLETKENLİK BANDI

( Valans dolu elektronlar, iletkenlik boş ya da kısmen doludur. )

( Formül: HOMO İLE LUMO )


- VALANS ELEKTRON ile/||/<> İÇ ELEKTRON

( Valans dış kabuk, iç elektronlar içeridedir )

( Formül: Kimyasal bağ yapan İLE korumalı )


- VALANS İLE İLETİM İLE YASAK BANT ile/||/<> ENERJİ BANTLARI

( Katılarda elektron enerji seviyeleri. )

( Formül: Metal: E_g = 0 İLE Yalıtkan: E_g > 3 eV )


- VALDE SULTAN BENDİ :

( Belgrad ormanı içindedir. Acı Elma Deresinin bir kolu üzerindedir. Bend, Sultan III. Selim'in (1761 - 1808) annesi Mihrişah Sultan (ö. 1805) tarafından Mimar Kirkor Amira Balyan'a (1764 - 1831) yaptırılmıştır. 70,30 m uzunluğunda, 11,50 m yüksekliğinde olup 255.000 m³ su kapasitelidir. Bu bende Mihrişah Sultan Bendi de denilmektedir. )


- VALENCE TAUTOMERİSM ile/||/<> REDOKS İZOMERİ

( Valence e⁻ metal-ligand kayması, redoks farklı oksidasyon. )

( Formül: Dinamik İLE statik )


- VALEYBOL değil VOLEYBOL


- VALF[İng.] değil/yerine/= VANA


- VALİ[EPARHOS]:
< LONCA ÖRGÜTÜ ile/ve/||/<> LAGATARIOS ile/ve/||/<> SIMPANOS

( Genel denetimi sağlayanlar. İLE/VE/||/<> Yabancı tüccarların denetimini sağlayanlar. İLE/VE/||/<> Esnaf localarını denetleyenler.[2 kişi] )


- VALİ ile TEKFUR[Erm. < TAKAVOR: Taç taşıyan.]

( ... İLE Bizans döneminde vali düzeyinde olan yöneticilerle Anadolu ve Rumeli'deki Hıristiyan beylerine verilen ad.
Osmanlı Türkçesi'nde, Hıristiyan hükümdarlara verilen bir sandır.]
[Bizans'ta merkez dışındaki kentlerin müstakil valilerine Tekfur denirdi. Bunların idari ve askeri görevleri vardı. Türkiye Selçukluları ve Osmanlı'nın ilk dönemlerinde Tekfurlarla çok sıkı ilişki kuruldu. Tekfurlar Türk akınlarından korunup bağımsızlıklarını korumak için Türklere çok miktarda vergi verirdi. Tekfurların bazıları, durumlarını koruyabilmek için Türk kumandan ve beyleriyle akraba olma yollarına başvururdu. Bu nedenle, çoğu Tekfur, kızını Türk kumandan ya da oğluna gelin verirdi. Bu Tekfur'ların içinden, Müslüman olanlar da oldu. Bunlardan Harman kaya Tekfuru Köse Mihal, en ünlüsüdür. Osmanlı'ya ve İslâmiyet'e hizmetlerde bulunmuştur. Bizans yıkılınca, tekfurluk da tamamen tarihe karışmıştır.] )


- VÂLİ ve/||/<> VELÎ ve/||/<> HÂMİ ve/||/<> RÂB

( [Koruyucu] Dışta. VE/||/<> İçte. )

( Maddî koruyucu. VE/||/<> Manevî koruyucu. )


- VALID KNOWLEDGE/INFORMATION/DATA vs. INVALID KNOWLEDGE/INFORMATION/DATA


- VÂLİD ile/ve/<> VÂLİDE


- VÂLİD[Ar. < VİLÂDET] ile VÂLİDE[Ar.]

( Baba. İLE Ana, doğuran. )


- VALİDE ADLE KURAN KURSU :

( Maden Mahallesinde Kilyos Caddesi üzerinde olup 2005'te öğretime açıldı. )


- VALİDE BENDİ YANINDAKİ ÇEŞME :

( Valide Bendin yanında olup küçük meydan çeşmesi hüviyetindedir. Kim tarafından ve hangi tarihte yapıldığı bilinmiyor. )


- VALİDE ÇEŞMESİ / BEZMİÂLEM SULTAN ÇEŞMESİ ile VALİDE ÇEŞMESİ / GÖKSU ÇEŞMESİ ile VALİDE ÇEŞMESİ

( Maçka'da, Spor Caddesi'ndedir. İLE Küçüksu iskelesinde, Küçüksu Kasrı karşısındadır. İLE Aksaray meydanında, Valide Sultan Camisi yanındadır. )

( Sultan Abdülmecid, annesi Bezmiâlem Sultan'ın anısı için yaptırtmıştır. [1839] İLE Sultan III. Selim, annesi Mihrişah Sultan anısı için yaptırtmıştır. [1806] İLE 1871'de, Sultan II. Mahmud'un eşi Pertevniyal Sultan tarafından. [Pertevniyal Sultan Çeşmesi adıyla da bilinir.] )


- VALİDE/PERTEVNİYAL SULTAN CAMİSİ ile VALİDE SULTAN CAMİSİ / YENİ CAMİ

( Aksaray meydanının köşesindedir. İLE Eminönü'ndedir. )

( Sultan Abdülaziz, annesi Pertevniyal Sultan anısı için yaptırmıştır. [1871] İLE 1590'da, Sultan III. Murad'ın eşi Safiye Sultan tarafından başlatılmıştır. Sultan IV. Mehmed'in annesi Turhan Hatice Sultan tarafından tamamlanmıştır. [Plânları Mimar Davud Ağa tarafından, tamamlanması Mimar Mustafa Ağa tarafından.] )


- VALİDE SEBİLİ ile VALİDE ÇİNİ SEBİLİ ile VALİDE-İ CEDİT SEBİLİ / YENİ VALİDE SEBİLİ

( Eminönü'nde, Bahçekapı'da, İş Bankası yanındadır. İLE Üsküdar'da, Toptaşı'nda, Çinili Cami yanındadır. İLE Üsküdar'da, Yeni Valide Camisi köşesindedir. )

( 1663'te, Sultan IV. Mehmet'in annesi Turhan Sultan tarafından. İLE 1640'ta, Sultan I. Ahmed'in eşi Kösem Sultan tarafından. İLE 1709'da, Sultan IV. Mehmed'in eşi Gülnûş Sultan tarafından. )


- VÂLİDE SULTAN ile ...

( Osmanlı'larda Sultan'ın annesi. [Protokolda Sultan'dan sonra gelir.] )


- VÂLİDE[Ar.] değil/yerine/= ANNE/ANA


- VALLÂHİ ile/ve BİLLÂHİ ile/ve TALLÂHİ

( Üçüncü derece yemin/kasem. İLE/VE İkinci derece yemin/kasem. İLE/VE Birinci derece yemin/kasem. )


- VALS ile/değil/< SEMÂ

( [not] WALTZ vs./but/< WHIRLING )


- VALS ile YAVAŞ(SLOW) VALS/İNGİLİZ VALSİ

( XVIII. yüzyılda, Bavyera(Almanya) ve Avusturya Alpleri yöresine özgü, geleneksel halk dansı olan Landler'den doğup gelişen ve Habsburg Sarayı'nda oynanmasından sonra popüler olan Vals, Fransa'ya özgü bir danstır ve çeşitli türleri arasında en ünlüsü, hızlı dönüşlerle yapılan Viyana Valsi'dir. Önceleri, çeşitli dönüş ile tepinmeden sonra düşey sıçramalarla gerçekleştirilen ve bir köylü dansı olarak kabul edilen Vals, yıllar geçtikçe eklenen, yerde kayma ve dönme adımları ile bir burjuva ve yüksek sosyete dansına dönüşür. Çiftlerin birbirine sarılarak kendi etraflarında çember çizip dönmelerinden oluşan Vals, ülkemizde, Tanzimat Dönemi'nde başlar. Cumhuriyet Dönemi'nde de Cumhurbaşkanlığı Filarmoni ve Senfoni orkestralarının konserleri aracılığıyla icra edilir.

İLE

"İngiliz Valsi" olarak da bilinen Slow Vals, ¾'lük ölçüyle yavaş ve romantik bir yapıyla uygulanır. Adından da anlaşılacağı üzere, yavaş tempoda yapılan Slow Vals, Viyana Valsi'nin klasik yapısına karşın çok daha gelişmiş ve değişik figürler içeren Slow Vals, standart salon danslarının en bilinenidir. )


- VALUE vs. EQUIVALENT


- VÂMIK[Ar.] değil/yerine/= SEVEN, ÂŞIK, SEVDÂLI


- VAMP ile NEMFOMANYAK

( Filmlerde uğursuz kadın rolü yapan sanatçı. | Maceraperest kadın, eril peşinde koşan dişil kişi. İLE Eşeysel güdüsü aşırı olan dişil kişi. )


- VAMPİR ile/değil YARASA/AYA YERSGÜ[Çigil][< divanlugatturk]

( ... İLE/DEĞİL Ön ayakları perdeli kanat biçiminde gelişmiş, gövdesi yumuşak sık kıllarla kaplı, iskeletleri hafif yapılı, uçabilen, memeli hayvan. )

( ... ile/değil Yarasa )

( ... İLE/DEĞİL "Güzelliğim" "fazla görülmesin" diye gece uçar. )

( Dünyada 1300 civarında yarasa çeşidi bulunmaktadır. Sadece Küba'da, 27 farklı çeşit yarasa bulunmaktadır. )

( ... ile/ve HUFFÂŞ/E[çoğ. HAFÂFÎŞ], VATVÂT[çoğ. VATÂVÎT] )

( ... ile/ve MÜRG-İ BÂG/BÂM/ÇEMEN/HOŞ-HÂN, ŞEB-ENGÎZ, ŞEB-PER/ŞEB-PERE )

( ... cum VESPERTILIO )


- VAN DER WAALS GÜÇLERİ ile HİDROJEN BAĞI

( Zayıf, geçici dipol-dipol etkileşimler. İLE Hidrojenin, F, O ya da N ile yaptığı güçlü dipol-dipol etkileşimler. )


- VAN DER WAALS KUVVETİ ile/||/<> HİDROJEN BAĞI

( vdW zayıf dipol ~meV, H-bağı güçlü yönelimli ~100meV. )

( Formül: Evrensel İLE spesifik )


- VAN"T HOFF DENKLEMİ ile/||/<> LE CHATELİER İLKESİ

( Van"t Hoff K(T) nicel, Le Chatelier nitel tahmin. )

( Formül: dlnK/dT = ΔH°/RT² )

( Jacobus Henricus van 't Hoff tarafından 1884 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- VANADYUM[Fr.]

( Atom numarası 23, atom ağırlığı 51, yoğunluğu 5.7 olan ve 1710 °C'de ergiyen, beyaz bir öğe. Simgesi: V )


- VANDAL/LIK ile !BARATARYA

( Miladın, başlangıç yıllarında yaşayan ve Roma İmparatorluğu ile yaptığı savaşlarda, acımasızlığı ile ün salan bir Doğu Germen halkı. | Eski kültür ve sanat anıtlarını yakıp yıkan; bunların değerini bilmeyen kişi ya da halk. İLE Kaptanın, tayfaların, gemi sahibine, armatöre ya da sigorta ortaklığına, bilerek verdiği zarar. )


- VANLI, MUSTAFA (RİZE, 1934) :

( Petrol işletmeciliği yaptı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )


- VANTİLATÖR değil/yerine/= ESTİREÇ/YELVEREN


- VANTOK KÜLTÜRÜ ile ...

( "Tek ağız" anlamına gelen, Papua Yeni Gine'de bulunan bir kabilenin, üyelerinin aynı dili kullanmalarıyla birbirini her yönden korudukları bir kültür. )


- VANTRİLOK[Fr. VENTRE ile ...


- VANTUZ[Fr. < VENTOUSE] değil/yerine/= ÇEKMEN

( Türlü hayvanlarda, asalaklarda, yer değiştirmeye, kendini bir yere bağlamaya ya da yutmaya yarayan örgen. | Şişe çekmekte kullanılan araç. )


- VANTUZ ile VAKUM

( Çekip emmeye yarayan şişe vb. alet; çekmen. | Çeşitli hayvanlarda yer değiştirmeye, kendini bir yere bağlamaya ya da yutmaya yarayan örgen. İLE Havası alınmış. | Basıncı düşürülmüş. )


- VAPUR ile/ve/||/<> BANDIRMA VAPURU

( )


- VAPUR ile ÇATANA/İSTİMBOT

( ... İLE Küçük vapur. )


- VAPUR ile GEMİ/KEMİ[dvnlgttrk]

( MELLÂH: Denizci, gemici, kaptan. )

( [Kofti] ... ile KAY )

( SÂBÎHA[< SİBÂHAT], SEFÎNE[çoğ. SEFÂİN, SÜFÜN] )

( STEAMER vs. SHIP )

( ... ile SEFİNE )


- VAR DA MI ile YOK DA MI
YOK?


- VAR ETMEK ile/değil İDRAK ETMEK


- VAR ETMEK ile/ve/<> SAHİP ÇIKMAK


- VAR İKEN) "YOK" ile (YOK İKEN) "VAR"

( Dememeli[/sin/yiz]! [ya da çok dikkatli olmak gerekir] İLE Diyemezsin! [dersen de sonraki bedeli çok ağır olur!] )


- VAR İLE CVAR İLE STRES TEST ile/||/<> RİSK ÖLÇÜMLERİ

( Finansal risk değerlendirme yöntemleri. )

( Formül: VaR_α = F^(-1)(α) )


- VAR KOŞULLARINDA
ile/ve/değil/||/<>/<
DAR KOŞULLARINDA


- VAR OLAN ve/<> GÖLGE


- VAR OLAN ve/<> GÖRÜNMEYEN VAR OLAN

( Evrendeki her şey. VE/<> İnsan. )


- VAR OLAN ile/ve/||/<> İŞARET EDİLEBİLİR OLAN


- VAR OLAN ile/ve/değil/<> SÖZ KONUSU OLAN

( Bulunuş. İLE/VE Buluş. )

( ... İLE Fiziğin konusu olanları/olabilecekleri konu kılmaz. )

( Varlık, metafiziğin söz konusudur. )

( EXISTENCE vs./> CONTINUITY )


- VAR/OLANI:
TÜKETMEK ile/ve/değil/yerine/<>/< YÖNETMEK


- VAR OLMAK =< ALGILANMIŞ OLMAK
ile/ve/||/<>/>
ALGILAMAK ya da ALGILAYAN OLMAK

( Nesne. VE/||/<>/> Tin. )

( George Berkeley )

( ESSE EST PERCIPI and/||/<>/> ESSE EST PERCIPERE )


- VAR OLMAK ile/ve/||/<>/> KİŞİ/İNSAN OLMAK

( Doğada. İLE/VE/||/<>/> Ancak, başka bir insan ile. )


- VAR OLUŞUMUZ:
"DÂVÂ" İÇİN ile/değil/yerine/>< SEVGİ/SEVİ İÇİN


- VAR ile/ve SABİT(/HAL)

( VAR(DIR): Çelişkiye düşmeksizin düşünülebilir olan. )


- VAR ile "VAR OĞLU VAR"


- VAR ve/||/<> VAR'IN BİLGİSİ ve/||/<> VAR'IN PAYLAŞILABİLİRLİĞİ

( Vardır. VE/||/<>/> Bilinebilir. VE/||/<>/> Her zaman, zemin ve koşulda. )


- VAR ile/>< YOK

( Sende varsa. İLE/>< Sende yoksa. )

( Herkeste. İLE/>< Hiçkimsede. )

( EXISTS/PRESENT vs./>< ABSENT/NONE )


- VARDA[İt.] ile VARDAKOSTA[İt.] ile VARDA BANDIRA

( Dikkat et, savul, destur! İLE Kıyıları koruyan gemilere verilen ad. | İriyarı ve gösterişli kadın. İLE İşaretçi er. )


- VAR'DAN VAROLAN ile/ve/değil/||/<>/> YOK'TAN VAROLAN

( Doğa. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> İnsan. )


- VARDAR, BARBAROS (PAZAR, 1952) :

( Armatör. Vardar Denizcilik Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı. Rumelikavak ve Sarıyer Spor Kulübü üyesi. Rumelikavak Spor Kulübünde bir dönem Başkan olarak görev yaptı. )


- VARDARLIOĞLU, TEVFİK (KIPRIL, 1920 - ?...) :

( İşadamı. Marangoz olarak iş hayatına atıldı. Üyesi olduğu Sarıyer Spor kulübünde bir dönem (1958 - 1959) Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. )


- VÂRESTE[Fars.] değil/yerine/= KURTULMUŞ | SERBEST, RAHAT | İLİŞİKSİZ


- VARGI <> SONUÇ | > ORTA


- VARGI = NETİCE = CONSEQUENCE[İng.] = CONSÉQUENCE[Fr.] = KONSEQUENZ, FOLGERUNG[Alm.] = COMSEQUENTIA[Lat.] = CONSECUENCIA[İsp.]


- VARGI ile YARGI

( Verilen bir önermeden, çıkarsama yoluyla varılan sonuç. İLE Kavrama, karşılaştırma, değerlendirme gibi yollara başvurularak, kişi, durum ya da nesnelerin eleştirici bir biçimde değerlendirilmesi.[HÜKÜM] | Yasalara göre mahkemece bir olay ya da olgunun doğuşuna etken olan nedenlerin de göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi sonucu verilen karar.[KAZA] )

( RESULT vs. JUDGE )


- VARGIN, KUZEY (İST. 1940) :

( Uzun yıllar Sarıyer'de bulundu, ticaret hayatını sinema ve sahne hayatı ile birlikte devam ettirdi. Yeşilçam'da 1960'lı yıllarda jön olarak başladığı kariyerini ilerleyen dönemlerde ağırlıklı olarak kötü adamların oluşturduğu karakter rolleri ile devam ettiriyor. Yasak Sokaklar, Çılgın Gençlik, Ağlayan Kadın gibi pek çok filmde rol aldı. Bir Dağ Masalı, Seni Sevmek Kaderim gibi televizyonda gösterilen filmlerde rol aldı. )


- VARI YOKLAMAK ile YOKU YOKLAMAK

( "TO MAKE NONEXISTENCE" TO THE "EXISTENCE" vs. "TO MAKE NONEXISTENCE" TO THE "NONEXISTENCE" )


- VARIABLE(/VARIATION) vs./and RELATIVE(NESS)


- VÂRİD ile SU BULMA GÖREVLİSİ


- VÂRİDÂT[Ar. < VÂRİDE] ile/değil/yerine ESİN/İLHAM

( Yıllık/aylık gelir. | Hatıra gelen, içe doğan şeyler. İLE/DEĞİL/YERİNE Etkilenme, çağrışım ya da içe doğmayla akla gelen, yaratıcı düşünce, duygu. )


- VÂRİDÂT[Ar. < VÂRİDE] ile ŞUÛNAT/ŞÜÛNAT[Ar. < ŞU'ÜN < ŞE'N]

( Gelirler, gelir. | Kulun kastı ve dahli olmaksızın kalbe gelen mânâlar, feyizler, ilhamlar. İLE İşler, durumlar, olaylar, hâdiseler. )


- VARILAN/VARILACAK:
MEKÂN/MAHAL ile/ve/<> HAL(RIDVAN)


- VARIOUS vs. DIFFERENT


- VARİS[Fr. VARICE] ile VÂRİS[Ar. < VERÂSET]

( Toplardamar genişlemesi. [Daha çok bacaklarda görülür] İLE Kalıt/miras sahibi. )


- VARİYANT[İng. < VARIANT / Fr. < VARIANTE] değil/yerine/= DEĞİŞİKLİK, DÖNEMEÇ


- VARİYETE/VARIETY[İng.] değil/yerine/= ÇEŞİTLİLİK


- VARLIĞI İSTEMEK ve/||/<> YOKLUKTAN KAÇMAK


- VARLIĞIM ile BEN VARIM

( MY BEING vs. I EXIST )


- VARLIĞIN AÇIKLANABİLMESİ ile TANRI

( Ontolojik epistemoloji. İLE ... )


- VARLIĞIN BİLİNCİ ile/ve BİLİNCİN VARLIĞI

( CONSCIOUSNESS OF THE EXISTENCE vs./and EXISTENCE OF THE CONSCIOUSNESS )


- VARLIK BİLGİSİ ile/ve/= ALLAH'IN BİLGİSİ

( ONTOLOGY vs./and/= KNOWLEDGE OF GOD )


- VARLIK BİLİM BİLGİ BİLİM


- VARLIK FELSEFESİ/VAHDET-İ VÜCÛD ile/ve/sonra/> BİRİCİK OLMAK

( İlk felsefe. İLE/VE/SONRA/> En son. )


- VARLIK İLKELERİ ile/ve/> VAROLUŞ NİTELİKLERİ


- VARLIK SIRADÜZENİ(HİYERARŞİSİ) ile/ve BİLGİ SIRADÜZENİ(HİYERARŞİSİ)

( EXISTENCE HIERARCHY vs./and KNOWLEDGE HIERARCHY )


- VARLIK-BİLGİ TASAVVURU ile/ve AHLÂK TASAVVURU

( Varlık ve Bilgi Tasavvuru olmayanın, Ahlâk Tasavvuru olmaz. )

( Ahlâk, kendimiz ve başkalarıyla kurduğumuz ilişkiler bütünüdür. )

( Ahlâk: İnsanla/kişilerle ilgili bilgileri birleştirmek. )

( Ahlâk: Ödev sorumluluğu. )

( )

( EXISTENCE-KNOWLEDGE IMAGINATION vs./and MORALS IMAGINATION )


- VARLIK-BİLGİ TASAVVURU ile/ve AHLÂK TASAVVURU

( Varlık ve Bilgi Tasavvuru olmayanın Ahlâk Tasavvuru olmaz. )


- VARLIK-VAROLAN-ANLAM/BİLGİ


- VARLIK/VAROLUŞ ve/||/<> HAK ve/||/<> HAREKET


- VARLIK >< YOKLUK ile/ve/<> BAŞLANGIÇ >< BİTİŞ


- VARLIK-YOKLUK ile/değil VERİP-VERMEMEK


- VARLIK ile/ve/||/<> ÂLEM


- VARLIK ile ARA-VARLIK(NOUS)


- VARLIK ile/ve BİÇİM

( EXISTENCE vs./and FORM )


- VARLIK ile/ve BİR/LİK

( Çeşitlilik içinde birlik, doğaldır ve iyidir. )

( Herkes diye bir şey yok. Varlık birdir fakat biz kendimizi yok edersek görürüz. )

( )

( EXISTENCE vs./and UNITY )

( VÜCUD ile/ve VAHDET )

( HEN ile ON )


- VARLIK ve/=/<> BÜTÜNLÜK


- VARLIK ve/<> DARLIK


- VARLIK ve/= DİRENÇ[+]/DİRÂYET[YETENEK]


- VARLIK ile/ve ENSTRÜMAN

( EXISTENCE vs./and INSTRUMENT )


- VARLIK ile GÖLGE

( Gölge, silindirle ezilemez. )


- VARLIK ile/ve/||/<>/>/< GÖZLEM/NAZAR[Ar.]


- VARLIK ile/ve/= HAREKET

( EXISTENCE vs./and/= MOVEMENT )


- VARLIK ile/||/<> HİÇLİK

( Varoluşçuluk )

( Søren Kierkegaard tarafından 1843 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1813-1855) (Ülke: Danimarka) (Alan: Felsefe, Teoloji) (Önemli katkıları: Varoluşçuluk öncüsü) )


- VARLIK ile/ve İKİLEM

( EXISTENCE vs./and DILEMMA )


- VARLIK ile/ve/< İNSAN

( Kişinin, varoluşunu açıklayabilecek hiçbir örnek olamaz/yoktur. )

( EXISTENCE vs./and HUMAN )


- VARLIK ile/ve İNSAN


- VARLIK ve/<>/||/= İYİLİK


- VARLIK ve KÜRE

( Küre, varlığı simgeler. )

( ... VE Bir düzlemin üzerinde, aynı anda iki noktaya birden değemez. )

( EXISTENCE and SPHERE
The sphere symbolize the existence. )


- VARLIK ile/ve MANTIK

( EXISTENCE vs./and LOGIC )


- VARLIK ile/ve/<> METAFİZİK

( ... İLE Fiziğin konusu olanları/olabilecekleri konu kılmaz. )

( Varlık, metafiziğin söz konusudur. )


- VARLIK = MEVCUDİYET = BEING[İng.] = ÊTRE[Fr.] = SEIN, SEIENDE[Alm.] = ENS, ESSE[Lat.] = TO ON, EINAI[Yun.]


- VARLIK ile/ve MÜRİD


- VARLIK ile/ve MÜRİT

( EXISTENCE vs./and DISCIPLE )


- VAR-LIK ile/ve MUTLAK-LIK

( EXIST-ENCE vs./and ABSOLUTE-NESS )


- VARLIK ile/ve NOKTA

( Nokta, uzayın yokluğu, olumsuzlamasıdır. )

( Noktada yol yoktur. )

( ... İLE/VE Ahâdiyet simgesi. | Tanımsız. )

( EXISTENCE vs./and POINT )


- VARLIK ile/ve/||/<> ÖZ ile/ve/||/<> KAVRAM


- VARLIK ile/||/<> ÖZGÜRLÜK

( Varoluş özden önce gelir )

( Jean-Paul Sartre tarafından 1943 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1905-1980) (Ülke: Fransa) (Alan: Felsefe) (Önemli katkıları: Varoluşçuluk, özgürlük ve sorumluluk) )


- VARLIK ve RAHMET

( EXISTENCE and MERCY AND GRACE )


- VARLIK ile/ve RIZÂ'

( EXISTENCE vs./and CONSENT )


- VARLIK ile SAYI/SI

( EXISTENCE vs. QUANTITY OF EXISTENCE )


- VARLIK ile/ve SINIRLILIK

( EXISTENCE vs./and LIMITEDNESS )


- VARLIK ile VARLIK


- VARLIK ile/ve VARLIK OLARAK VARLIK

( ... ile/ve MİN-HAYSU-HÜVE-HÜVE )


- VARLIK/VUCUD ile/ve/değil/||/<>/> VAROLAN/VAROLUŞ/MEVCUDİYET

( Anlamın olduğu yerdir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Anlam aranmaz/bulunmaz. )

( Nedeni, kendinde olan. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Nedeni, dışarıda olan. )

( Aklın alanında/sınırlarında. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Zihnin alanında/sınırlarında. )

( VARLIK [< BARLIK] [Türkçe'de V ile başlayan sözcük yoktur.] )

( Tektir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Çoktur. )

( Varlık, ölçülebilir ile ölçülemezin; sınırlı ile sınırsızın; oranlanabilir ile oranlanamazın harmanıdır. )

( Kendi özüne bağlı olarak varoluş! )

( Varlığın, görünüşte ne başlangıcı ne de sonu vardır, çünkü o her an yeniden başlar. )

( Evrende, herhangi bir şey, ancak, ilişkileriyle varlaşır. )

( Birlik, barış ve varlık üretir. )

( Kendiyle çelişkide olanın, varlığı yoktur. Ya da anlık bir varlığı vardır ki, bu da aynı anlama gelir. )

( Varlaşma, ilişkilerin belirmesi; değişme, ilişkilerin değişmesi; gelişme, ilişkilerin çözülerek, ilgili nesne, olay, olgu için daha üst bir konumda, yeniden kurulmasıdır. )

( Varlığın ve yokluğun ötesinde, hakiki olanın sonsuzluğu yatar. )

( Varlığın, kendi hakkında bilinçli olması gerekmez. )

( Her ne görürseniz, o gördüğünüz, sürekli olarak sizin kendi varoluşunuzdur. )

( Bilincinde olmadığım bir şeyin, "var olmadığı"nı söylemek, tümüyle yanlıştır. )

( Bilinçli deneyiminiz dışında, var olduğunu iddia ettikleriniz, eldeki bilgilerden çıkarılmış sonuçlardır. )

( Bildiğinizi, sonuna kadar araştırın, inceleyin! Varoluşunuzun, bilinmeyen katmanlarına ulaşacaksınız. )

( VARLIK: İçerik(mahiyet) olarak harf, dışlaşmış(tezahür etmiş) olarak rakam. )

( Dış dünyada bulunan varolanların biçimleri, zihinde, kavramlar olarak bulunur. )

( Gerçek var oluşumuzun derin katmanlarına ulaştıkça, zihnimizin, yüzeydeki oyunlarının bizi pek az etkilediğini göreceğiz. )

( Varoluşta, süreklilik olamaz. )

( Kişi, kendi emeğinin varolanıdır. )

( Varlığın dört biçimi/yansıması:
* VUCUD-İ AYNÎ
* VUCUD-İ ZİHNÎ
* VUCUD-İ HATTÎ/KİTABÎ
* VUCUD-İ LİSANÎ/İBARÎ )

( VARLIK:
* Özne-nesne ilişkisinde somut(vucûd fi'l-a'yân [Ar.])
* Zihnî (vucûd fi'l-ezhân [Ar.])
* Sözlü (vucûd fi'l-ibâre [Ar.])
* Yazılı (vucûd fi'l-kitâbe [Ar.]) )

( VUCÛD-U HARİCÎ: Varoluşunu, benim istencime/irâdeme borçlu olmayan. )

( VARLIK: Ne yapacağının araçlarını bilmek açısından bilmek. )

( Bütünlük. İLE/VE/DEĞİL/<> Parça. )

( İlkeseldir. İLE/VE/DEĞİL/<> Olmayabilir. )

( Becoming has, apparently, no beginning and no end, for it restarts every moment.
What contradicts itself, has no being. Or it has only momentary being, which comes to the same.
Beyond being and not-being lies the immensity of the real.
Being need not be self-conscious.
To say that what I am not conscious of does not exist, is altogether wrong.
What you claim exists outside conscious experience is inferred.
Whatever you see it is always your own being that you see.
Investigate what you know to its very end and you will reach the unknown layers of your being.
When you reach the deep layers of your true being, you will find that the mind's surface-play affects you very little.
There can be no continuity in existence. )

( Bâtın. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Zâhir. )

( [not] EXISTENCE vs./and/but/||/<>/> PRESENCE )

( HEN TO ON )

( CUNZAI ile/ve ... )


- VARLIK ile/ve/<> VAROLAN ile/ve/<> TİN

( Hakk. İLE/VE/<> Halk. İLE/VE/<> Hüve. )


- VARLIK ile/ve VAROLMA ile/ve YOKLUK

( Akla ilişkindir. İLE/VE Zamana ilişkindir. İLE/VE Zemine/mekâna ilişkindir. )

( ... İLE/VE Gerçeklik alanıdır. İLE/VE Gerçeklik kavramıyla karşılanamaz. )


- VARLIK ile VAROLUŞ


- VARLIK ve/<> VAROLUŞ ve/<> İNSAN


- VARLIK ve VAROLUŞ ve İNSAN


- VARLIK ile/ve/değil/<> YAŞAMSALLIK/HAYATİYET[Ar.]


- VARLIK ile/ve YOK VARLIK

( ... İLE/VE Tin. )

( Sadece kişi, yoktan varolur. )

( ONTOS ON >< UK ON )


- VARLIK ile/ve/değil/<> YOKLUĞUN VARLIĞI

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> İnsan. )


- VAR/LIK ile/>< YOK/LUK

( dır. İLE/>< değildir. )

( Sorun. İLE/>< Hiç. )

( Hiç. İLE/>< Sorun. )

( Dans var, dansçı yok; Dansçı var, dans yok. )

( Seviştirir. İLE/>< Dövüştürür. )

( [varolanın/nesnenin] Yüklem alabilmesiyle. İLE/>< Yüklem alamamasıyla. )

( EXISTENCE vs./>< NONEXISTENCE )


- VARLIK ile/ve YOKLUK

( İzzetiyet. İLE/VE Zilletiyet. )

( dır. İLE/VE değildir. )

( Kurtuluş, yokluktadır. Yani aczimizi anlayıp, tam bir teslimiyetle teslim olmaktadır. )

( Manevî ilmin nihayeti yokluktur. )

( VARLIK vs./and YOKLUK )


- VARLIK ile/ve YÖNTEM

( EXISTENCE OF WHAT vs./and METHOD )


- VARLIK ile/ve/<> YORUMLANMIŞ VARLIK

( ... İLE/VE/<> Dil. )


- VARLIKBİLİM ve HAKİKAT

( ONTOLOGY and TRUTH )


- VARLIKBİLİM = MEHBAS-İ VÜCUT = ONTOLOGY[İng.] = ONTOLOGIE[Fr., Alm.] = ONTOLOGIA[Lat.] = ON, ONTOS[Yun.]


- ... VARLIKLARINI SÜRDÜRÜYOR değil ... VAROLUŞLARINI SÜRDÜRÜYOR


- VARLIKSAL ile/ve/değil VAROLUŞSAL


- VARLIK-VAROLAN-ANLAM/BİLGİ


- VARMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YOLCULUK


- VARMIŞER, FARİS (İST. 1906 – 1986) :

( Yeniköy muhtarı olarak 30 yıl kadar görev yaptı. Yenköy'de yemeni/yazma işleri yapan bir atölyesi vardı, bu işini uzun yıllar devam ettirdi. Gençliğinde yağlı görüş yaptı. Sosyal çalışmaları ile tanınan bir kişiydi. )


- VAROLAN


- VAROLAN BİLİM(ONTOLOJİ) ile/ve VARLIK FELSEFESİ


- VAROLAN BİLİMİ ile/ve/||/<> UYGULAMALI VAROLAN BİLİMİ


- VAROLAN/VAROLUŞ GÜDÜSÜ:
AZ ENERJİ HARCAMA ile/ve ÇOK ENERJİ DEPOLAMA

( Kişi, ikisinin de dengesini kuran/sağlayandır. )


- VAROLAN [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- VAROLAN/MEVCÛD ile/ve/=/||/<>/> BİLİNEN/MALUM


- VAROLAN [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- VAROLAN [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- VAROLAN/VAROLUŞ ile/ve GEÇİCİ VAROLAN/VAROLUŞ

( EXISTENCE vs./and TEMPORARY EXISTENCE )


- VAROLAN ile BELİRLENİM

( EXIST vs. DETERMINATION )


- VAROLAN ile BELİRLENİM


- VAROLAN ile/ve/değil DUYU

( [not] EXIST vs./and/but SENSORIAL
[not] EXIST vs./and/but APPEARANCE
EXIST vs. DETERMINATION
EXIST vs./and CONCEPT
ON EXISTENCE: UNITY and IDENTITY and CONTINUITY and HOMOGENEITY
ON EXISTENCE: STRAIGHTNESS vs./and TEMPORARY
STRAIGHT/NESS vs./and DEFINITE/NESS
EXIST and TO COMPARE
EXIST vs./and IF NOT HAPPENS, NOTHING HAPPENS
EXISTENCE OBJECT vs./and EXISTENCE SUBJECT
NOT EXIST/NONEXISTENCE vs./and EXIST ON USE
EXISTENCE vs./and TEMPORARY EXISTENCE
[not] EXISTENCE vs./and/but SENSE )


- VAROLAN ile/ve/değil DUYUMLANAN

( [not] EXIST vs./and/but SENSORIAL )


- VAROLAN ile/ve/değil GÖRÜNÜŞ

( [not] EXIST vs./and/but APPEARANCE )

Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 49.818 başlık/FaRk ile birlikte,
49.818 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(186/201)