E ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 49.818 başlık/FaRk ile birlikte,
49.818 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(135/201)
- NUN HARFİNİN:
GÖRÜNEN ANLAMLARI ile/ve/||/<> GÖRÜNMEYEN ANLAMLARI
- NUN vs. NONE
- NÛR ve/<> HİDÂYET
( İman. VE/<> İslâm. )
- NUR ve/||/<> HİDÂYET(KILAVUZLAMA)
( Tevrat'ta. / İncil'de. / Kur'ân-ı Kerîm'de. / Kişide. )
( PHILO ve/||/<> SOPHOS )
- NUR ve/<> HİDÂYET(KILAVUZLAMA)
( Sevgi. VE/<> Adâlet. )
( Dışarıda adâlet, içeride sevgi. )
- NUR ve/||/<> İMAN
( Olsun! VE/||/<> Olsun! )
- NUR ile/ve KUDRET
- NÛR ve OLMAK
- NÛR ile/ve RUH
- NUR ile/ve/<> ŞEFKÂT
( İlâhî sevgi. İLE/VE/<> ... )
- NURLANMIŞ ve/||/<> ONURLANMIŞ
( Şehit. VE/||/<> Gazi. )
- NURULLAH ATAÇ ile NURULLAH ARDIÇ
- NURUOSMANİYE ÇEŞMESİ ile NURUOSMANİYE SEBİLİ
( Nuruosmaniye Camisi önünde, Kapalı Çarşı'ya bakan kapısının sol tarafındadır. İLE Nuruosmaniye Camisi önünde, Kapalı Çarşı'ya bakan kapısının sağ tarafındadır. )
( 1756'da, Sultan III. Osman'ın Rokoko üslûbunda yaptırttığı bir çeşmedir. [Mimar Hacı Mustafa Ağa yapıtıdır.] [Osman III Çeşmesi adıyla da bilinir.] İLE 1755'te, Sultan III. Osman'ın Türk Rokoko üslûbunda yaptırttığı bir sebildir. )
- NUS değil NUSH[Ar.](ÖĞÜT/NASİHAT)
- NÜSK/NÜSUK ile İBÂDET
- NUSRAT["NUSRET" değil!] ve/||/<>/>/< ERTUĞRUL
( Çanakkale'deki mayın gemimizin adı. VE/||/<>/>/< Japonya'ya gidip de dönemeyen gemimizin adı. | Tayyareci İsmail Efendi'nin, Kahire'ye gitmek üzere havalanan fakat Kaz Dağı'na düşen uçağının, Çanakkale Zaferi sırasında onarılarak mayınların gözlenmesini sağlayan Yüzbaşı Cemal'in uçtuğu uçağa verilen ad. )
( ve/||/<>/>/< )
- NUTFE ile/ve/<>/> ALAKA ile/ve/<>/> MUDĞA
- NUTKUN TUTULMASI ile BASİRETİN BAĞLANMASI
- NUTRİGENOMİCS ile/||/<> NUTRİTİON SCİENCE
( Nutrigenomics beslenmenin gen ifadesine etkisini incelerken İLE nutrition science genel beslenme ve sağlık ilişkisini inceler )
( Formül: Gene-diet interaction )
- NUTUK ATMAK ile/değil/yerine ÖĞÜT VERMEK
( Hiçbir ârif, "nutuk" atmaz. )
- NUTUK/HİTÂBE/DİSKUR değil/yerine/= SÖYLEV/SÖYLERGE
( ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABI
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk cumhuriyetini, ilelebet
muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.
Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir.
İstikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır.
Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraatini düşünmeyeceksin!
Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir.
İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, tüm dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın, tüm kaleleri zapt edilmiş, tüm tersanelerine girilmiş, tüm orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Tüm bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler.
Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler.
Millet, fakr u zarûret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen;
Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!
ATATÜRK
(Nutuk, 20 Ekim 1927)
)
- NUTUK:
İÇ KONUŞMA ve/||/<> DIŞ KONUŞMA
( Düşünme/düşünce. VE/||/<> Dil/söz. )
- NUTUK ile/ve/değil/yerine/<>/=/||/hem de ÖĞÜT
- NÜVE ile ÖZ | ÇEKİRDEK, GÖZE HÜCRE
( ÖZ | ÇEKİRDEK, HÜCRE )
- NÜZHE[Ar.] ile NÜZHET[Ar.]
( Kanuna benzer bir saz. İLE Neşe, eğlence, eğlenilecek yerlere gidip gezme. | Tazelik, sevinç, ferahlık. )
- NÜZL[Ar. çoğ. ENZÂL] ile NÜZÛL[Ar.]
( Konak yeri. | Misafir için hazırlanan yemek. İLE Aşağı inme. | Konağa inme, konaklama. | İnme, felç. )
- NÜZÛL-RÜCÛ ile HUBÛT-SU'ÛD
- NÜZÛL[Ar.] ile İNME
- O, BEN DEĞİLİM değil O, BEN DEĞİL
- O DA HAKLI, O DA, O DA ile/değil/yerine HER BİRİNDE, HAKLILIK PAYI VAR
- O DELİK DEĞİL ile/değil O, DELİK DEĞİL
- O DİLİ ve BİZ DİLİ ve BEN DİLİ
- O DÖNEMDE, ... ile/değil O DÖNEM DE, ...
( Dahi anlamındaki "de" ayrı yazılır! Lütfen! Sadece biraz (daha) özen! )
( Konfüçyüs: "Eğer konuşulan dil doğru değilse, o zaman söylenilen şey, söylenilmek istenen şey olmaz. O zaman, yapılması gereken yapılmaz ve eğer işler yapılmadan kalırsa, maneviyat ve sanat bozulur. O zaman, adâlet, sahtekârlıkla yürür. Eğer bu olursa, kişiler, kendini umutsuz bir karmaşanın içinde bulur. Bu nedenle, söylenilen şey, her şeyden önemlidir ve bu konuda dikkatsizlik yapılmamalıdır." )
- O) ELMA
- O GÜN, BUGÜNDÜR (DEĞİŞMEDİ, DÜZELMEDİ)
- O OLMAK ile/ve/değil/yerine KENDİN OLARAK, O OLMAK
( [not] BEING THAT LIKE vs./and/but BEING THAT BY SELF
BEING THAT BY SELF instead of BEING THAT LIKE )
- O PARAYI:
"BAYILMAK" ile/ve/||/<>/> "DOMALMAK"
- O SEBEPTEN yerine O NEDENLE
- O TARİHTE ile/ve/||/<> O DÖNEMDE
- O ZAMAN ile/ve/değil/yerine O TAKDİRDE
- O ile ...
( ANA )
- O ile/ve/<> BEN/BİZ
- O ile o
( Senden sana giderken/geçerken bile BEN/O vardır. )
- O ile VA ile OB OB
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir buyruğun yerine getirilmesinin reddedildiğini belirten ilgeç. İLE Birinin başka birine verdiği buyruğun yadsınmasına ilişkin ikinci kişinin kullandığı bir reddetme ilgeci. İLE Bir şey hakkında palavra atana ve kanıtlayamayana söylenen söz. )
- O³ ve/<> O²
( Küp ve/<> Kare )
- OBA ile/ve/||/<>/> ORDU
( Kız çocuklarıyla kurulmak ve sürdürülmek istenen. İLE/VE/||/<>/> Erkek çocuklarıyla kurulmak ve sürdürülmek istenen. )
- obduc.[Lat. < OBDUCE, OBDUCATUR] değil/yerine/= SÜRÜLSÜN
- ÖBEK ile GÖBEK
- ÖBEK = GROUP[İng.] = GROUPE[Fr.] = GRUPPE[Alm.] = GRUPO[İsp.]
- ÖBEK ile/ve/||/<> ZİNCİR
- OBEZİTE İLE İLİŞKİLİ MİKROBİYOTA ile/||/<> ZAYIFLARLA İLİŞKİLİ MİKROBİYOTA
( Obezlerde Firmicutes/Bacteroidetes oranı yüksek İLE zayıflarda bu oran düşüktür. Obezite mikrobiyotası daha fazla enerji hasadı İLE zayıf mikrobiyotası daha az enerji hasadı sağlar. )
( Jeffrey Gordon tarafından 2006 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1947-) (Ülke: ABD) (Alan: Gastroenteroloji, Mikrobiyoloji) (Önemli katkıları: Bağırsak mikrobiyotasının obezite ve metabolizmadaki rolü) )
- OBEZİTE ile/||/<> KAŞEKSİ
( Aşırı gövde yağı birikimi. İLE/||/<> Aşırı kilo kaybı ve kas erimesi. )
- OBEZİTE ile/||/<> METABOLİK BELİRGE/SENDROM
( Aşırı gövde yağı birikimi. İLE/||/<> Birlikte görülen yüksek tansiyon, yüksek kan şekeri ve olağandışı kolesterol seviyeleri. )
- OBJE[Fr./İng. < OBJECT] değil/yerine/= NESNE
- OBJECT vs. OBJECT
( Özne/kişi/birey/denek. İLE Nesne. )
- OBJEKTİF["OBJEKTİV" değil!]/OBJECTIVE[İng.] değil/yerine/= NESNEL | MERCEK DÜZENEĞİ
- OBJEKTİF[Fr./İng.] değil/yerine/= MERCEK
( Fotoğraf makinesi, mikroskop, dürbün vb. optik araçlarda nesnelerden gelen ışınları alıp ekran üzerine aktaran mercek ya da mercek düzeni. | Nesnel[subjektif] karşıtı. )
- OBJEKTİF değil/yerine/= NESNEL
- OBJEKTİF SUBJEKTİF
- OBJEKTİF ile/ve/||/<>/> TELEOBJEKTİF
( Fotoğraf makinesi, mikroskop, dürbün vb. optik araçlarda nesnelerden gelen ışınları alıp ekran üzerine aktaran mercek ya da mercek düzeni. İLE/VE/||/<>/> Çok uzağı gösteren mercek. )
- OBJEKTİFTE:
STANDART ile/ve DSLR
- OBLIGATION vs. IF NOT BE, WILL NOT
- [not] OBLIGATION vs./and RESPONSIBILITY
- OBRİGADO[Lat.] ile OBRİGADA[Lat.]
( Teşekkür ederim. İLE Teşekkür ederim. )
( Brezilya'lı erkeklerin kullanımı. İLE Brezilya'lı kadınların kullanımı. )
- OBSERVATION vs. OBSERVANCE
- OBSESİF değil/yerine/= TAKINTILI
- ZULMET-İ CEHL-İ İLTİZAM[Ar.]/OBSKÜRANTİZM[İng. < OBSCURANTISM] değil/yerine/= BİLMESİNLERCİLİK
- OBSTINACY vs.
- OBSTRUCTIVE vs. OBSTINATE vs. OBDURATE vs. DISOBEDIENT vs. MULISH vs. REALCITRANT vs. STUBBORN
- OBSTRUSIVE vs. OBSTRUCTIVE
- ÖBÜR/ÖTEKİ DİLLER ile/ve/<>/değil/yerine TÜRKÇE
( [not] OTHER LANGUAGES vs./and/<>/but TURKISH )
- ÖBÜR DÜNYA BİLGİSİ = İLM-ÜL-AHİRET = ESCHATOLOGY[İng.] = ESCHATOLOGIE[Fr., Alm.] = ESCHATON:SON LOGOS[Yun.]
- ÖBÜRSÜ değil ÖBÜRÜ
- OBUZ ile OY OBUZ ile OBUZLUG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Engebeli, bozuk arazi. İLE Sarp arazi. İLE Arazisi sarp olan ülke. )
- OC DİLİ ile/ve OIL DİLİ ile/ve Sİ DİLİ
- ÖÇ değil ÖC
( Kötü bir davranış ya da sözü cezalandırmak için kötülükle karşılık verme isteği ve eylemi, intikam. )
- ÖÇ ile/ve/||/<> ÖD
( Acı, öfke. İLE/VE/||/<> Öd, safra. )
- OCAĞI SÖNDÜRMEK yerine OCAĞI DİNLENDİRMEK
- OCAĞI YAKMAK yerine OCAĞI UYANDIRMAK
- OCAK ile ...
( HANEDAN | BEKTÂŞİYE'DE, OCAĞIN SAĞINDA VE SOLUNDA SEYYİD ALİ VE HORASAN POSTU VARDIR )
- OCAK ile KUCAK ile TUZAK
( ... ile ... ile DÂM )
- OCAK ile KÜLHAN[Fars.]/CEHENNEMLİK
( ... İLE Hamamları ısıtan, hamamın altında bulunan kapalı ve geniş ocak. )
(
)
- OCAK ile PARSEL[Fr. < PARCELL]
- OCAK ile/ve/||/<>/> SOFRA
- OCAKLI ile/||/<> PAŞMAKLIK/ARPALIK
( Osmanlı`da gelirleri kale koruması ve tersane giderlerine ayrılan topraklar. İLE/||/<> Osmanlı'da evlenen hanedan üyesi kızlara ya da padişahın eşlerine verilen miri araziler. Gelirleri padişah kızlarına, annesine ve eşlerine ayrılan toprak. )
- OÇAK/OÇAQ ile/ve/||/<>/> OÇAKLIK/OÇAQLIK
- Ocakta KONUŞ!!!
- PİŞİRME:
OCAKTA ile/ve FIRINDA ile/ve GÜNEŞİN ISITTIĞI TAŞTA
- ÖD AĞACI ile KARTAL AĞACI
( Dulaptalotugillerden, sıcak ülkelerde yetişen, tropik bölgelerde yetişen, odunu ve kabuğu hoş kokulu bir ağaç. | Tütsü. | Tesbih yapılır. İLE Dulaptal otugillerden, Hindistan'da yetişen, odunu öd ağacı gibi kokan bir ağaç. )
( AQUILLARIA AGOLIOCHIA cum ... )
- ÖD/SAFRA KESESİ ile SİDİK/İDRAR KESESİ
( ... ile MESÂNE )
( ... ile ÂB-DÂN )
( GALL BLADDER vs. URINARY BLADDER )
- OD ile KIVILCIM
( ... ile ŞERARE[çoğ. ŞERER] )
( ÂTEŞ ile ÂYİJ, ÂYÎJEK )
( FLAME vs. SPARK )
( TEJAS ile ... )
- ÖD ile ÖD ile ÖT
( Safra. İLE Hz. Muhammed'in ruhaniyetine işarettir. İLE Kuşların ötmesi. | [argo] Konuşmak/konuşturmak, itiraf etmek/ettirmek[ötmek/öttürmek]. )
- OD ile/ve/=/||/<>/< OT
( Ateş. İLE/VE/||/<> Toprak üstündeki bölümleri odunlaşmayıp yumuşak kalan, ilkbaharda bitip bir iki mevsim sonra kuruyan küçük bitkiler. | Ateş. )
( FIRE vs./and/=/||/<>/< GRASS/HERB )
- ODA KAPISI ile/||/<> HASTANE ODASI KAPISI
- ODA [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]
- ODA [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- ODA ile KÖY ODASI
( ... İLE Köylülerin çeşitli toplantılar yaptığı ya da konukların köyde kalması için hazırladıkları yer. )
- ODA ile/ve/||/<> OTAĞ/ÇERGE
( Evin ya da herhangi bir yapının oturma, çalışma, yatma gibi işlere yarayan, banyo, salon, giriş vb. dışında kalan, bir ya da birden fazla çıkışı olan bölmesi; göz. | Serbest meslek adamlarını içinde toplayan resmî birlik. | Yeniçeri kışlası. | Köy odası. | Daire. İLE Büyük ve süslü çadır. )
- ODABAŞI CAMİSİ ile ...
( Şehremini/Çapa Odabaşı'ndadır. 1562'de, Has (Saray) Odabaşı (Komutanı) Behruz Ağa tarafından yaptırılmıştır. [Mimar Sinan yapıtıdır.] )
- ODABAŞI, ARİF (SARIYER/YENİMALALLE, 1957) :
( Sarıyerlidir, balıkçı reisidir. Sarıyer İlkokulu, Sarıyer Orta Okulu ve Sarıyer Lisesinden mezun oldu. Bir süre Elmadağ Gazetecilik Yüksek Okulunda okudu ise de okulu yarım bıraktı. Sarıyer Spor Kulübünde futbol oynadı. Üyesi olduğu Sarıyer Spor Kulübünde 2 dönem (4 yıl) Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptı Sarıyer'den başka, Ortaköy, Emirgan, Maden ve Yenimahalle Spor Kulüplerinde futbol oynadı. Yenimahalle Spor Kulübünde Yönetim Kurulu üyesi ve daha sonra da kulüp başkanı olarak sorumluluk üstlendi. Sarıyer Spor Kulübü Divan Kurulu Üyesidir. )
- ODABAŞI, EYÜP (SARIYER, 1951 - 2015) :
( Galatasaray Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinden Makine Mühendisi olarak mezun oldu. Ticarete atıldı. Sarıyer Spor Kulübü altyapısında futbola başladı, yaş gruplarında oynayarak profesyonel takıma kadar yükseldi. Sarıyer forması altında 1 kez Amatör, 1 kez de Ümit Milli oldu. Sarıyer'den sonra Fenerbahçe'ye transfer etti. Bu kulüpte iki sezon oynadıktan sonra Trabzonspor'a transfer oldu. Bir süre de Karabükspor'da oynadıktan sonra futbolu bıraktı. 1981'de Sarıyer Spor Kulübü yönetim kuruluna seçildi. Aralıksız olarak 1995 yılına kadar Kulüp yönetim kurulunda genel kaptan olarak görev yaptı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 24 yıl ile en uzun süre yöneticilik yaparak tarihe geçti. Türk Futbol Vakfı, Yenimahalle Spor Kulübü, 1940 Sarıyerli Sporcular Derneği kurucu üyesidir. Sarıyer Spor Kulübü Divan Kurulu üyesidir. Sarıyer Yerel Haber Gazetesinde köşe yazarlığı yapmıştır. )
- ODABAŞI, PROF. DR. TURGAY (MİLAS, 1935 - 2003) :
( Üniversite Öğretim Üyesi. İlk ve ortaokulu Milas'ta okudu ve 1954 yılında İzm ir Atatürk Lisesinden mezun oldu. 1959'da İ.Ü. Orman Fakültesinden "Orman Yüksek Mühendisi" olarak mezun oldu.. Orman teşkilatında bir süre görev yaptıktan sonra 1961'de İ.Ü. Orman Fakültesi Silvikültür Kürsüsüne asistan atandı. "Lübnan Sediri ve Tohumu Üzerine Araştırma" tezi ile 1957'de "Ormancılık Bilimleri Doktoru" unvanı aldı. 1973'te "Türkiye'de Baltalık ve Korulu Baltalık Ormanları ve Bunların Koruya Dönüştürülmesi Olanakları Üzerine Araştırmalar" tezi ile "Üniversite Doktoru" oldu. Ve 1976'da Silvikültür Kürsüsüne Doçent olarak atandı. 1982'de "Üniversite Profesörü Unvanı" nı kazandı ve 1993'te Silvikültür Anabilim Dalı Başkanı oldu. Bu görevini emekli olana kadar devam ettirdi. Yayınlanmış ders kitaplardı ve pek çok bilimsel makalesi var. )
- ODABAŞI, YAKUP (SÜRMENE, 1915 - 2000) :
( Sarıyerli balıkçı reislerindendir. İhtilaflı olayları çözmekte ustalığı ve pratik hesaplamalar yaparak problemleri çözmekte usta olduğu için "Canlı hesap makinesi" olarak tanınır. Pek çok dernek yönetim kurullarında görev aldı. )
- ODAK NOKTASI/NESNE ile/ve/değil/||/<>/< ZİHİNDEKİ(BELLEKTEKİ) ULAŞILMAZLIĞI
- ODAK ile TEMEL
( FOCAL POINT vs. BASE )
- ODAKLANMA ile/ve ADANMA
( FOCUSING vs./and TO BE DEVOTED )
- ODAK/LANMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖNCELİK/LENDİRME
- ODAKLANMA ile YOĞUNLAŞMA/KONSANTRASYON
( FOCUS vs. CONCENTRATION )
- ODAK(LANMAK İÇİN):
OKU ile/ve/||/<>/> DÜŞÜN ile/ve/||/<>/> ANLA ile/ve/||/<>/> KONUŞ
- ODAKLAŞMAK değil ODAKLANMAK
- ODALARDA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ORALARDA
( Işıksız olmak... )
( )
- ODASINA:
"ÇEKTİ" ile/değil/yerine/>< ÇAĞIRDI
- ODD vs. EVEN
- OR/ODDS RATIO[İng.] değil/yerine/= GÖRELİ ORAN
- ODE İLE PDE İLE STOCHASTİC ile/||/<> BİYOLOJİK MODELLEME
( Matematiksel biyoloji yaklaşımları. )
( Formül: dX/dt = αX - βXY )
- ÖDEME ile/||/<> APEL[FR. < APPEL]
( ... İLE//||/<> Bankacılıkta, şirket sermayesinin ödenmeyen bölümü için yapılan ödeme çağrısı. | Briçte, oyuncunun ortağından oynamasını istediği kâğıt. )
- ÖDEME ve/||/<>/> AVİSTO[İt. < A VISTA]
( ... VE/||/<>/> Ödenmesi gereken poliçelere yazılan ve "görüldüğünde" anlamına gelen bir terim. )
- ÖDEME ile CEREME/CERİME
( ... İLE Başkası tarafından yapılan ya da kaza sonucu ortaya çıkan zararı ödeme. )
- ÖDENTİ ile/<> ÖDENEK ile/<> ÖDEME
( AİDAT ile/<> TAHSİSAT ile/<> TEDİYE )
- ODEON[Fr.] ile ODİTORYUM[Lat.]
( Eski Yunan'da, müzisyenlerin konser verdiği, basamaklı yer. İLE Dinleme salonu. )
- ÖDEŞMEK ile/ve/<> BOY ÖLÇÜŞMEK
- ÖDEV AHLÂKI ile/ve FERÂGAT AHLÂKI ile/ve USTA AHLÂKI
( MORALS OF DUTY vs./and MORALS OF ABNEGATION vs./and MORALS OF MASTER )
- ÖDEV ile/değil/yerine ERDEM
( "Yükleme." İLE/DEĞİL/YERİNE "Yüklenme." )
- ÖDEV ile/ve/||/<> GÖREV
- ÖDEV = VAZİFE = DUTY[İng.] = DEVOIR[Fr.] = PFLICHT[Alm.] = DEON, KATHETON[Yun.] = OFFICIUM[Lat.] = DEBER[İsp.]
- ÖDE(YE)MEMEK ile/ve ZORUNLU BORÇ ALMAK
- ODGUÇ ile OTUNG ile OTUNGLUK/OTUNGLUQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yanan odun parçası. İLE Odun. İLE Odunluk. )
- ODİT/AUDIT ile/||/<> ODİTÖR/AUDITOR
( Dinleyiciler. İLE/||/<> İşitsel. )
- ODON-/ODONT-/ODONTİA- ile/||/<> GİNGİV-/GİNGİVO- ile/||/<> ULE-/ULO- ile/||/<> CEMENTO-
( Diş, dişli. Diş biçiminde, diş tedavisi, dişin durumu. İLE/||/<> Diş etleri ile ilgili. İLE/||/<> Diş etleri ile ilgili, skarla ilgili. İLE/||/<> Diş sementumu ile ilgili. )
- ODUG ile ODUGLUK/ODUGLUQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Uyanık[uyumayan]. İLE Uyanıklık ya da bilinçlilik. )
- ÖDÜL ile/ve/değil/||/<>/< UYARAN
- ÖDÜN VERMEK ile/ve/||/<> AĞIR BEDELLER ÖDEMEK
- ÖDÜN VERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ALTTAN ALMAK
- ÖDÜN VERMEK ile/değil/yerine ÖNCELİK YÖNETİMİ
- ODUN = HAŞEB = BOIS
- ODUN ile TAHTA
- ÖDÜNÇ ile BORÇ
( KARZ-I HASEN: Faizsiz verilen borç. | Ödeme yapamayan borçlunun, helâl ederek borcundan vazgeçmek. )
( KARZ ile İKRAZ )
( LOANED vs. DEBT )
- ODUNCUBAŞI YALISI :
( Rumelihisarı Yahya Kemal Caddesi üzerindeki Oduncubaşı yalısı semtin tarihi eserlerinden olup 19. yy. sonlarında yapılmıştır. Yalı bilahare İsmail Aşir Efendi tarafından satın alınmış, sonra da bu kişinin varislerine kaldı. Yalının son sahibi Ayşe Handan Aral ve diğer hissedarlardır. )
- ODUNLU, ODUNSU = HAŞEBÎ = LIGNEUX
- OEDIPUS KARMAŞIKLIĞI/KOMPLEKSİ ve/||/<> ELEKTRA KARMAŞIKLIĞI/KOMPLEKSİ
( Eril çocuklarda. VE/||/<> Dişil çocuklarda. )
- OEDIPUS:
ŞİŞ AYAK ile/ve/||/<> BİLEN AYAK(KİŞİ)
( )
- OF ŞOR[İng. < OFF SHORE] değil/yerine/= KIYI BANKACILIĞI
- OFFEROR ile OFFEREE
( İcapçı. İLE Kabulcü. )
- OFİS değil/yerine/= İŞLİK, İŞ YERİ, YAZIHANE
- OFİS[İNG. < OFFICE] değil/yerine/= YAZIHANE
- ÖFKE(> ADRENALİN >) ve/> KALP KRİZİ
( Keskin sirke, küpüne zarar. )
- ÖFKE GÜCÜ" ve "İSTEK/ARZU GÜCÜ" | ile/ve/değil/yerine/<>/> DÜŞÜNME/DÜŞÜNCE/AKIL GÜCÜ
( Öfkeni, akılla yenemiyorsan, kendini, insandan sayma! )
( Öfkenin her zaman bir nedeni vardır fakat iyi bir nedeni yoktur. )
- ÖFKE:
KUDRET ile/ve/değil/yerine ŞECAAT
- ÖFKE = ANGER[İng.] = COLËRE[Fr.] = ZORN[Alm.] = ira[Lat.]
- ÖFKE ile/ve/değil/yerine/>< ANLAMA
( Öfkenin olduğu yerde anlama, anlamanın olduğu yerde öfke barın(a)maz. )
- ÖFKE ile/değil BATKI/HÜSRAN
- ÖFKE ile/ve/=/||/<> BİR ATIMLIK BARUT/OK
- ÖFKE ile/ve/değil/||/<>/< ÇARESİZLİK
- ÖFKE/GADAP ile CELÂLLENME
( Hiçbir şeyi gözü görmeyecek biçimde kızmak. İLE Haksızlığa karşı haklı olarak gösterilen tepki. )
- ÖFKE ile/değil/yerine/>< GÜLÜMSEME :)
( Öfkenin uzaklaştırdığını, gülücükler geri getiremez. )
- [hem] "ÖFKE" ile/ve/hem de/||/<>/>< "HAYRANLIK"
- ÖFKE ile/ve/||/<> HIRS
( [gelirse/yönetilemezse ...]
Akıl gider. İLE/VE/||/<> Edep gider. )
- ÖFKE ile HIŞIM/HIŞM[Fars.]
( Öfkeyi sükûnetle, kötülüğü iyilikle, cimriliği cömertlikle ve yalanı gerçekle yenin. )
( Öfkeyi/gadabı tatmin etmek, hayvanlıktır. )
( Ancak öfkesini/hışmını yenen, yiğittir. )
( GAYZ, GAZAB ile TEECCÜM )
( ÂRÛDE: Öfkeli, kızgın, hırslı., RÎS ile HIŞIM )
( ANGER )
( IRA cum ... )
- ÖFKE yerine HÜZÜN
- ÖFKE ile/ve/||/<>/> KAYGI
( ANGER vs./and/||/<>/> ANXIETY )
- ÖFKE ile/ve/||/<> KEDER ile/ve/||/<> ÜZÜNTÜ ile/ve/||/<> STRES ile/ve/||/<> KORKU
( Karaciğeri yorar ve hasta eder. İLE/VE/||/<> Akciğeri yorar ve hasta eder. İLE/VE/||/<> Mideyi yorar ve hasta eder. İLE/VE/||/<> Kalbi ve beyni yorar ve hasta eder. İLE/VE/||/<> Böbrekleri yorar ve hasta eder. )
- ÖFKE ile/değil/yerine/>< ÖKE
- ÖFKE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAĞLIKLI ÖFKE
- ÖFKE ile/ve/ne yazık ki/> SALDIRI
- ÖFKE =/||/<> SAMAN ALEVİ
- ÖFKE ile/değil/yerine/>< ŞECÂAT
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Haksızlığa karşı olan öfke. | Yiğitlik, yüreklilik. )
( Öfkeyi, şecaate çeviren, merhamettir. )
( Merd-i kıptî, şecaat arz ederken sirkatin söylermiş. )
- ÖFKE ile/değil/yerine/>< ŞEFKÂT
( Uzaklaştırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yakınlaştırır. )
- ÖFKE ile/ve/||/<>/> SUÇLULUK DÜŞÜNCESİ/DUYGUSU
- ÖFKE ile/<> SUSMA/SÜKÛT
( Kızmış olduğunun göstergesidir. İLE/<> Kırılmış olduğunun göstergesidir. )
- ÖFKE ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< "TEPKİ"
- ÖFKE ile/ve/> UTANMAK
( Öfke gelir, göz kararır; öfke gider, yüz kızarır. )
( SCHALTER mit SCHALTER mit SCHALTER )
- ÖFKE ile/ve/değil/||/<>/< YOK SAYILMA
- [ne yazık ki]
ÖFKE ile/ve/||/>/<>/>< ZARAR
( Öfkeyle kalkan, zararla oturur. )
- ÖFLEYİP PÜFLEMEK / OFLAYIP PUFLAMAK
- OFLUOĞLU, VECİHİ (BARTIN 1950) :
( Pandomim sanatçısı, oyuncu, yönetmen ve öğretim görevlisi. Uzun yıllar Büyükdere'de ikamet etti. Trakya ve İstanbul üniversitelerinden mezun oldu. Pandomim sanatına 1965'te başladı. "Ölümden Daha Büyük Şeyler Var" adını taşıyan oyunla sahne hayatı başladı. Daha sonra "Hava Parası" ve "Fare Kapanı"nda oynadı. İstanbul Üniversitesi'nde öğretim görevlisi bir akademisyen. )
- OFTALMOLOG değil/yerine/= GÖZBİLİMCİ
- OG ile/||/<> ÖG
( Ovmak. İLE Öğütmek. )
- OĞ ile OĞURÇAK ile OĞURDAK ile OĞRAK ile OĞUR
( An. İLE/VE/||/<>/> Salise. İLE/VE/||/<>/> Saniye. İLE/VE/||/<>/> Dakika. İLE/VE/||/<>/> Saat. )
- OGAR ile OR ile OY
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Alnında beyaz bir leke olan.[at] İLE Rengi parlak kırmızımsı kahverengi ile koyu sarı arasında olan.[at] İLE Kül renginde.[at] )
- ÖGE(UNSUR) ile MUTLAK
( Daha altına inilemeyen. İLE ... )
( ELEMENT vs. ABSOLUTE )
- ÖGE/ÖĞE ile/ve/||/<>/> BİLEŞİK ile/ve/||/<>/> TEK GÖZELİ/HÜCRELİ ile/ve/||/<>/> CANLI ile/ve/||/<>/> ÇOK GÖZELİ/HÜCRELİ ile/ve/||/<>/> İNSAN
( Kimyasal olarak ayrıştırılamayan saf nesneler. İLE/VE/||/<>/> Bir ya da daha fazla ögenin kimyasal olarak birleşmesiyle oluşur. İLE/VE/||/<>/> Bir gözeden oluşan organizmalar. İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> Birden fazla gözeden oluşan organizmalar. İLE/VE/||/<>/> ... )
- ÖĞE ile PARÇA
( ELEMENT vs. PART )
- ÖĞE ile SONUNCUL ÖĞE
( CONSTITUENT vs. ULTIMATE CONSTITUENT )
- ÖĞE = UNSUR = ELEMENT[İng., Alm.] = ÉLÉMENT[Fr.] = ELEMENTUM[Lat.] = ELEMENTO[İsp.]
- ÖĞELER, UNSURLAR, ELEMENTLER = CEVÂHİR-İ BASÎTE = ORGANES ÉLÉMENTAIRES
- ÖĞELER ile/ve/||/<>/> KİMYASAL EVRİM ile/ve/||/<>/> DİRİMSEL(BİYOLOJİK) EVRİM
(
)
( Kimyasal evrimin, hidrojen siyanür[HCN] ve formaldehid[H2CO] gibi basit organik moleküllerin, abiyotik sentezleriyle başladığı sanılmaktadır. Bu moleküllerin oluşumuyla ilgili olası mekanizmalar bilinmektedir fakat oluşum oranları hakkında belirsizlikler bulunmaktadır. Gereken şey, reaktif olmayan atmosfer moleküllerinin, yeni moleküller oluşturmak üzere birbiriyle birleşmleri için reaktif bileşenlere ayrılmalarını sağlayacak bir enerji kaynağıdır. Şimşekler ve güneşten gelen mor ötesi ışınlar, yerin ilk zamanlarında, uygun enerji kaynağı yaratmış olabilir.
Polimerlerin, bileşenleri olan monomerlerden oluşmaları için enerji girişi gerekir. Polimerler ve öteki organik bileşikler, daha basit bileşikler olarak yalınlaştıklarında, enerji açığa çıkar.
Tüm organizmalarda, metabolik ve genetik aygıttan başka, protein ve başka polimerlerden oluşan zarlar bulunur. Bazı zarlar, hücreyi kuşatarak canlı protoplazmayı çevresindeki ortamdan ayırır; ötekiler ise iç zarlardır. Son araştırmalar, zarların sadece basit bir koruma olmadıklarını, hücrenin biyokimyasal işlemlerinin çoğunun zarlarda oluştuğunu göstermiştir. Örneğin, hücre çeperinin etkin işlevlerinden biri, çevredeki bileşenler ortamından hücre için gereken özütleme işleminin yapılması ve artık ürünlerin çevreye atılmasıyla ilgilidir. Kimyasal evrim, yaşam başlamadan önce yüksek olasılıkla ham biyolojik zarlar üretmek zorunda kalmıştır.
Hücrenin ortaya çıkmasıyla birlikte yeryüzü tarihinin kimyasal çağı sona ermiştir. Ne yazık ki, kimyasal evrim, jeolojik kayıtlarda kesin bir iz bırakmamış. Yaşamın kökenini kavrayışımız, kurama, laboratuvarda yapılan benzetim çalışmalarına ve karşılaştırmalara dayanmaktadır. )
- ÖĞELER ile LANTAN DİZİSİ
( Kimyasal yollarla daha yalın maddelere ayrıştırılamayan maddeler. İLE Atom numarası 57 ile 71 arasındaki, seyrek bulunan elementlerin oluşturduğu grup. )
( Element Keşiflerinin Ülke Tablosu )
( ELEMENTS vs. LANTHANIDE SERIES )
- ÖĞELERİN/ELEMENTLERİN YAPILARI:
FİZİKİ ile/ve/||/<> KİMYEVİ
(
| AKTİNYUM | ||||||||||
| ALTIN | ||||||||||
| ALÜMİNYUM | ||||||||||
| AMERİKYUM | ||||||||||
| ANTİMON | ||||||||||
| ARGON | ||||||||||
| ARSENİK | ||||||||||
| ASATATİN | ||||||||||
| AZOT | ||||||||||
| BAKIR | ||||||||||
| BARYUM | ||||||||||
| BERKELYUM | ||||||||||
| BERİLYUM | ||||||||||
| BİZMUT | ||||||||||
| BOR | ||||||||||
| BROM | ||||||||||
| ÇiNKO | ||||||||||
| CiVA | ||||||||||
| CURiYUM | ||||||||||
| DEMİR | ||||||||||
| DİSPROSYUM | ||||||||||
| EINSTEINYUM | ||||||||||
| ERBİYUM | ||||||||||
| EUROPYUM | ||||||||||
| FRANSİYUM | ||||||||||
| FERMİYUM | ||||||||||
| FLOUR | ||||||||||
| FOSFOR | ||||||||||
| GADOLİNYUM | ||||||||||
| GALYUM | ||||||||||
| GERMANYUM | ||||||||||
| GÜMÜŞ | ||||||||||
| HAFNİYUM | ||||||||||
| HAHNYUM | ||||||||||
| HELYUM | ||||||||||
| HİDROJEN | ||||||||||
| HOLMİYUM | ||||||||||
| İNDİYUM | ||||||||||
| İRİDYUM | ||||||||||
| İTTERBİYUM | ||||||||||
| İTRİYUM | ||||||||||
| İYOD | ||||||||||
| KADMİNYUM | ||||||||||
| KALAY | ||||||||||
| KALSİYUM | ||||||||||
| KALİFORNİYUM | ||||||||||
| KARBON | ||||||||||
| KLOR | ||||||||||
| KRİPTON | ||||||||||
| KURCHATOVVUM | ||||||||||
| KROM | ||||||||||
| KOBALT | ||||||||||
| KSENON | ||||||||||
| KURŞUN | ||||||||||
| KÜKÜRT | ||||||||||
| LANTAN | ||||||||||
| LAWRENCİYUM | ||||||||||
| LİTYUM | ||||||||||
| LUTESYUM | ||||||||||
| MANGAN | ||||||||||
| MAGNEZYUM | ||||||||||
| MENDELEVYUM | ||||||||||
| MOBİLBEN | ||||||||||
| NEODİM | ||||||||||
| NEON | ||||||||||
| NEPTUNYUM | ||||||||||
| NİKEL | ||||||||||
| NİOBYUM | ||||||||||
| NOBELYUM | ||||||||||
| OKSİJEN | ||||||||||
| OSMİYUM | ||||||||||
| PALLADYUM | ||||||||||
| PLATİN | ||||||||||
| PLUTONYUM | ||||||||||
| PRASEODİM | ||||||||||
| PROMETYUM | ||||||||||
| PROTAKTİNYUM | ||||||||||
| POLONYUM | ||||||||||
| POTASYUM | ||||||||||
| SAMARYUM | ||||||||||
| SELENYUM | ||||||||||
| SERYUM | ||||||||||
| SEZYUM | ||||||||||
| SİLİSYUM | ||||||||||
| SKANDİYUM | ||||||||||
| SODYUM | ||||||||||
| STRONSİYUM | ||||||||||
| RADON | ||||||||||
| RADYUM | ||||||||||
| RENYUM | ||||||||||
| RODYUM | ||||||||||
| RUBİDYUM | ||||||||||
| RUTENYUM | ||||||||||
| TALYUM | ||||||||||
| TANTAL | ||||||||||
| TEKNESYUM | ||||||||||
| TERBİYUM | ||||||||||
| TELLUR | ||||||||||
| TİTAN | ||||||||||
| TULYUM | ||||||||||
| TORYUM | ||||||||||
| URANYUM | ||||||||||
| VANDANYUM | ||||||||||
| VOLFRAM | ||||||||||
| ZİRKONYUM |
- OGLA[Argu] ile OGLAGU
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Genç erkek. İLE Bolluk içinde büyümüş ya da buna alışmış kişi. )
- OĞLAK DÖNENCESİ ile/ve/>< YENGEÇ DÖNENCESİ
( Güney yarımkürede. İLE/VE/>< Kuzey yarımkürede. )
( Ekvator'un, 23° 26' güneyinden geçtiği varsayılan enlemdir. İLE/VE/>< Ekvator'un, 23° 26' kuzeyinden geçtiği varsayılan enlemdir. )
( 21 Aralık'ta.[Güneş, tam zenitte] İLE/VE/>< 21 Haziran'da.[Güneş, tam zenitte] )
( Güney Yarımküre'de yaz gündönümü.[Güney Yarımküre'de yaz gündönümü. | En uzun gün ve en kısa gece] İLE/VE/>< Kuzey Yarımküre'de yaz gündönümü[Kuzey Yarımküre'de yaz gündönümü. | En uzun gün ve en kısa gece] )
( Güney tropikal kuşağının kuzey sınırı. İLE/VE/>< Kuzey tropikal kuşağının güney sınırı. )
- ÖĞLE VAKTİ ile/ve ÖĞLEDEN ÖNCE ile/ve ÖĞLEDEN SONRA
- ÖĞLE ile/ve/||/<> İKİNDİ
( Gölgesizlik. İLE/VE/||/<> Gün geçişi. )
- ÖĞLEN (YEMEĞİ/TATİLİ/ARASI) değil ÖĞLE (YEMEĞİ/TATİLİ/ARASI)
( Halk dilinde. | Meridyen düzlemi.[NIFS-I NEHAR] DEĞİL Gün ortası.[Öğleden önce, öğleye doğru.] )
- OGLI ile HAVUÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yabani havuç.[Kaşgar kenti yakınlarında yetişen, beyaz ve tatlı bir havuç.] İLE ... )
- OGRAK/OGRAQ ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kara yıgaç/Qara yıgaç adındaki bir sınır bölgesinde yaşayan bir Türk kavmi. İLE ... )
- SAYGI DUYMAK/GÖSTERMEK | DUYAN/GÖSTEREN:
ÖĞRENCİ(N)DEN değil ÖĞRENCİ(N/Y)E
- Öğrendikten sonra KONUŞ!!!
- ÖĞRENDİRİYOR değil ÖĞRETİYOR
- ÖĞRENECEK OLAN ile "AYAK UYDURACAK OLAN"
- ÖĞRENEN ANCAK DÜŞÜNMEYEN ile/ve/||/<> DÜŞÜNEN ANCAK ÖĞRENMEYEN
( Kaybolmuştur. İLE/VE/||/<> Tehlikededir. )
- ÖĞRENİLECEK OLAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TERK EDİLECEK OLAN
- ÖĞRENİLEMEZ ile/ve ANLAŞILAMAZ
( NOT ABLE TO LEARN vs./and NOT ABLE TO UNDERSTAND )
- ÖĞRENİLEN ÖZGÜRLÜK ile/değil/yerine ÖZGÜRLÜK
( [not] LEARNED FREEDOM vs./but FREEDOM
FREEDOM instead of LEARNED FREEDOM )
- ÖĞRENİLEREK ile/ve/değil SORGULANARAK
- ÖĞRENİM/ÖĞRETİM ÜNİVERSİTESİ ile/ve/değil/yerine ARAŞTIRMA ÜNİVERSİTESİ
- [ÖĞRENİYORUZ/ANLIYORUZ]
OKUDUĞUMUZU ile/ve/<> DUYDUĞUMUZU ile/ve/<>
GÖRDÜĞÜMÜZÜ ile/ve/<>
HEM DUYUP, HEM GÖRDÜĞÜMÜZÜ ile/ve/<>
TARTIŞTIĞIMIZI ile/ve/<> DENEYİMLEDİĞİMİZİ ile/ve/<>
ANLATTIĞIMIZI/ÖĞRETTİĞİMİZİ
( %10 ile/ve/<> %20 ile/ve/<> %30 ile/ve/<> %50 ile/ve/<> %70 ile/ve/<> %80 ile/ve/<> %95 )
( [WE LEARN, WHAT WE]:
READ vs./and/<> HEAR vs./and/<> SEE vs./and/<> SEE & HEAR vs./and/<> DISCUSS vs./and/<> EXPERIENCE vs./and/<> TEACH )
- ÖĞRENME ile/ve/<>/yerine ANLAMA
( Yapmak, onu bildiğini göstermektir. )
( Bir şeyi iyi anlayın, ulaşmışsınız demektir. )
( Öğrenmek, bildiğini fark etmektir. )
( Tekrarın etkili olabilmesi için anlamlı bir biçimde ve istekle yapılması gerekir. )
( Okuyarak ve/ya da gözlemleyerek ve/ya da deneyimleyerek. İLE/VE/<>/YERİNE Severek. )
( Understand one thing well, and you have arrived. )
( TO LEARN vs./and/<> MEANING
MEANING instead of TO LEARN )
- ÖĞRENME ile/ve/değil/yerine KOŞULLANMA
( DISCIPULUS: ÖĞRENME/LEARNING | DISCIPULA: DÜZEN TAKİBİ/MAINTAINANCE OF ORDER
[not] LEARNING vs./and/but CONDITIONING
CONDITIONING instead of LEARNING )
- ÖĞRENME ile/ve/||/<>/> PAYLAŞMA
- ÖĞRENME ile/ve/değil/<> SÜZME
- ÖĞRENME'DE:
KLASİK ile/ve EDİMSEL ile/ve PEKİŞTİRME ile/ve BİLİŞSEL ile/ve BİLGİSAYAR YARDIMIYLA
- ÖĞRENMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ALIŞMAK
- ÖĞRENMEK ile/ve/değil/<> DEĞER KAZANMAK
- ÖĞRENMEK ile/ve/<>/> "KALPTE BULMAK"
- ÖĞRENMEK ile/değil/yerine/||/<>/< KAVRAMAK
- ÖĞRENMEK/ÖĞRENMEMEK ile/ve/ya da "ÇİLESİNİ ÇEKMEK"
- [ne yazık ki]
ÖĞRENMEME ve/||/<>/> ÖĞRENİLEN YANLIŞLARDAN VAZGEÇMEME ve/||/<>/> YENİDEN ÖĞRENMEME
- ÖĞRETECEĞİN KADAR ile BİLMEN GEREKTİĞİ KADAR
( Leblebi kadar öğretebilmek için top kadar bilmek gerek. )
( Öğreteceğin kadar bilirsen öğretemezsin. )
( Bilmiyorsan, Öğret! )
( Öğrenmenin tek yolu uygulamadır. )
( Bir günde olmaz ama bir gün[de] olur. )
( Aramakla bulunmaz fakat bulanlar arayanlardır. )
( Arayan aradığı sürece ayrı kaldı çünkü aradığı kendindeydi. )
( AS MUCH AS TO TEACH vs. AS MUCH AS TO KNOW HOW MUCH YOU NEED
The only way to learn is by practice. )
- ÖĞRETEN ile/ve/||/<>/> ÜRETEN
- ÖĞRETİLEMEYEN ile/ve ÖĞÜTLENEMEYEN ile/ve ÖNERİLEMEYEN
( NOT ABLE TO TEACH vs./and NOT ABLE TO ADVICE vs./and NOT ABLE TO ADVISE )
- ÖĞRETİLEN DİL ile YAŞAYAN DİL
( Aralarında, -kimi zaman- birkaç on/yüz yıllık fark bulunabilir. )
- ÖĞRETİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DAHA FAZLASI
- ÖĞRETMEK ile/ve/<>/değil/yerine ANLA(T)MAK
( En iyi öğrettiğin şey en çok öğrenmen gereken şeydir. )
( Bir kişiye bilgimin bir bölümünü öğrettiğimde, o kişi, bunun öteki üç bölümünü öğrenemezse, dersimi bir kez daha yinelemem. )
( Hocanın derdi öğretmektir, küstürmek değil! )
( [not] TO TEACH vs./and/<>/but TO EXPLAIN
TO EXPLAIN instead of TO TEACH )
( JIAO ile/değil/yerine ... )
- ÖĞRETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DÜŞÜNMELERİNİ SAĞLAMAK
- ÖĞRETMEK ile/ve/<> FARK ETMEK/ETTİRMEK
( Öğretmek, başkalarına senin kadar iyi bildiklerini anımsatmaktır. )
( EACH ONE, TEACH ONE )
( TO TEACH vs./and/<> TO AWARE/TO MAKE SOMEBODY AWARE OF )
- ÖĞRETMEK ile/ve/<>/değil/yerine GÖSTERMEK
( [not] TO TEACH vs./and/<>/but TO SHOW
TO SHOW instead of TO TEACH )
- ÖĞRETMEK ile/ve/değil/yerine KEŞF ETTİRMEK
( [not] TO TEACH vs./and/but TO GET DISCOVER
TO GET DISCOVER instead of TO TEACH )
- ÖĞRETMEK ile/ve/değil/yerine/||/=/<>/< ÖĞRENMEK
( Öğretirken, kendini araya sokmamalı; öğrenirken, "ben varım" dememeli. )
( Öğretirken alçakgönüllülük, öğrenirken o bile değil [tam teslimiyet!(bilgiye tabii! kişiye değil!)]. )
( [öğrenmek] İki kere. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/=/<>/< Bir kere. )
( Ne yazık ki bildiğini kullanmayanların/uygulamayanların, aklını kullanmayanların/kullanmayacakların kapıldığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/=/<>/< Aklını kullananların/kullanacakların önceliği. )
( TO TEACH and/||/=/<>/< TO LEARN )
- ÖĞRETMEN, KAPLAN (TRABZON, 1937) :
( Trabzon İdmangücü'nden transfer edildi. Aralıklı olarak dört sezon (1957 - 1959 ve 1965 - 1967) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 29 lig, 1 kupa ve 5 turnuva maçı olarak 35 resmi ve 7 özel maçla birlikte toplam olarak 42 maçta oynadı. Fransa'ya giderek Sarıyer'den ayrıldı. )
- ÖĞRETMEN ile MÜRŞİT
( Öğretir. İLE Dertlendirir. )
- ÖĞRETMEN ile/ve/||/<>/> ÖĞRETİM ÜYESİ
( İlk ve orta derecede. İLE/VE/||/<>/> Evrenkentte/üniversitede/akademide. )
- ÖĞRETMENİ OLALIM! ve/||/+/<>/>/< ÖĞRENCİSİ OLALIM!
( Nefsimizin. VE/||/+/<>/>/< Vicdanımızın. )
- ÖĞRETMENİN/HOCANIN SAĞLAYABİLECEKLERİ:
EMNİYETİ SAĞLAMAK ile/ve BAŞLANGIÇTA UYGUN OLAN(LAR)I SUNMAK
- OGRUG ile OGRUG ile OGRUG/OVRUG/OWRUG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İlk.[OGRUG SÜNGÜBİ: Boyundaki ilk omur.] İLE Vadinin kıvrımı. İLE Kenar, sivri çıkıntı. )
- OĞUL -=
( Doğan demektir.
[ Önceleri erillikle sınırlı ya da "özdeş" değildi. ] )
- OĞUL/OGUL[dvnlgttrk] ile/<> SÜTOĞUL
( ... İLE/<> Bir kadının, kendi çocuğu değilken emzirdiği ve kocasının da evlat olarak benimsediği erkek çocuk. )
- OGULÇUK/OGULÇUQ ile OGULMUK/OGULMUQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Rahim. İLE Fasulyenin etrafına sarıldığı, destekleyici düz çubuk, sırık. )
- ÖĞÜNÇ, FERHUN (İST. 1952) :
( Bisikletçi, çok genç yaşta Sarıyer Kulübünde bisiklet sporuna başladı. Çok kısa bir çalışma döneminden sonra yarışmalara katıldı ve başarılı dereceler yaptı. Bakırköyspor'a transfer olduktan bir süre sonra Meriç Tekstil (Edirne)' e transfer etti. 1970'de Türkiye Gençler Şampiyonluğunu kazandı. 1971, 1972, 1974 ve 1975 yıllarında Büyükler Takım Yol ve Pist şampiyonluklarını kazandı. 1976'da Uluslararası Akdeniz Turu'nda sarı mayo giyerek birinci oldu. 50 den fazla milli oldu ve 1977 yılında ABD gitti. New York'da yaşamaktadır. )
- ÖĞÜT VERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İYİ/DOĞRU ÖRNEK OLMAK/GÖSTERMEK
( Yolu uzun. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yolu kısa. )
( Kolay. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< "Kolay değil". )
- ÖĞÜT ile/ve/||/<>/> ESİNLENME
- ÖĞÜT ile/ve/<>/>< HAKARET
( Bir insana, başkaları yanında verilen "öğüt", öğüt değil "küçük düşürme", "aşağılama" ya da "hakaret" olabilir/olur[bazen/çoğunlukla]. Kimseye ve de özellikle çocuklara, ne kıyas, ne de öğüt, doğru/uygun zaman, zemin ve koşullar oluş(turul)madıkça, yapılmamalıdır. )
- ÖĞÜT ile/ve/değil/yerine/||/<> (İYİ/YETERLİ/NİTELİKLİ) ÖRNEK
( Yolu, uzundur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Yolu, kısa ve etkilidir. )
- ÖĞÜT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖRNEK
( Yolu/süreci uzundur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yolu/süreci kısa ve etkilidir. )
- ÖĞÜTMEK ile/ve SİNDİRMEK
( Ağızda. İLE/VE Midede ve sonrasında. )
( Yediğinizi için, içtiğinizi yiyin! )
( NÂCÎ[Ar.]: Sindirimi kolay yiyecek. )
- ÖĞÜTMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/>< ÜRETMEK
- OĞUZ, CENGİZ (İST. 1949) :
( Büyükdere Spor Kulübünden transfer edildi ve altı sezon (1969 - 1975) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 90 lig, 1 kupa ve 17 Amatör lig maçı olmak üzere 108 resmi ve ayrıca 34 özel maçla birlikte 142 maçta Sarıyer takımında oynadı. Lig maçlarında 9, Amatör lig maçlarında 6 ve özel maçlarda 5 olmak üzere takımına 20 gol kazandırdı. Büyükdere'ye transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. Sanayici olarak iş hayatını devam ettiriyor. )
- OĞUZ, ERDOĞAN (İST, 1939) :
( 1953'te Fındıklı Orta Okulunu yarım bıraktı ve daha sonra ticaret hayatına atıldı. Siyasi hayata CHP saflarında başladı. Partilerin kapatılması üzerine yeni kurulan SODEP, SHP ve CHP de yer aldı. Bilahare ANAP'a katıldı, daha sonra da AKP de siyasi hayatına devam etti. 1984 - 2009 yılları arasında sürekli olarak 25 yıl Sarıyer Belediye Meclis üyesi olarak görev yaptı. Sarıyer Spor Kulübü, Sarıyerliler deneği (SA - DER), Kızılay gibi pek çok sportif, sosyal ve kültürel amaçlı pek çok dernekte üye olup görev yaptı. )
- Oğuz ile OĞUZ
( XI. yüzyılda, Harezm bölgesinde toplu olarak yaşayan ve daha sonra Batı'ya doğru göç ederek, bugünkü Türkmen, Azeri, Gagavuz ve Türkiye Türkleri'nin temelini oluşturan büyük bir Türk boyu. İLE İyi huylu kişi. )
- OGUZ ile OĞUZ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir Türk kavmi. | Türkmen. )
( [Yirmiiki koldan oluşur.] kınık/qınıq
kayıg/qayıg
bayundur
eve/yeve/ewe/yewe
salgur
afşar
begtili
bugduz
bayat
yazgır
eymür
kara bölük/qara bölük
alka bölük/alqa bölük
igdir
üregir/yüregir
tutırka/tutırqa
ula yondlug
toger
beçenek
çuvuldar
çepni
çaruqlug )
- OH OLSUN ile/değil/yerine/>< O OLSUN
itibarı ile 49.818 başlık/FaRk ile birlikte,
49.818 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(135/201)
(1996'dan beri)