E ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 49.818 başlık/FaRk ile birlikte,
49.818 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(13/201)
- ARABÎ[Ar.] ile A'RÂBÎ[Ar. çoğ. EÂRÎB]/[Fars. BÂDİYE-NİŞÎN]
( Arap budununa/kavmine ait olan/lar. | Arapça, Arap dili. İLE Çölde yaşayan Arap. )
- ARABULUCU ile/değil UZLAŞTIRMACI
- ARAÇ AKILSALLIĞI ile/ve/<> DEĞER AKILSALLIĞI
- ARAÇ [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]
- ARAÇ [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- ARAÇ ile/ve GEREÇ
- ARAÇ = VASITA = MEANS, VEHICLE[İng.] = MOYEN[Fr.] = MITTEL[Alm.] = MEZZO[İt.] = MEDIO[İsp.] = VIA, RATIO[Lat.] = (HO) POROS[Yun.] = VESÎLE, VÂSİTA[Ar.] = VESÎLE[Fars.] = MIDDELEN[Felm.]
- ARAÇ ile/ve YÖNTEM
( VEHICLE/TOOL vs./and METHOD )
- ARAÇ-GEREÇ
- ARAÇLAR/BİLGİLER/TUTUMLAR:
KURUCU ile/ve/||/<> TAŞIYICI ile/ve/||/<> ÖĞRETİCİ
- ARAÇLARDAN İNERKEN VE KAPILARINI AÇARKEN:
SOLDAN ile/ve/değil/yerine SAĞDAN
( Araç yolcularının, inecekleri zaman, sol kapıyı değil sağ kapıyı kullanmalarına özen gösterelim. Sürücülerin de özellikle bisikletliler, motorsikletliler ve hatta yayaları düşünerek, aniden çıkış yapmamaları gerektiğini her zaman için anımsatalım ve birbirimizi uyaralım. Aniden açılan kapılar yüzünden yaşanılan gereksiz ve büyük kazaları, bilinçli ve dikkatli davranarak önlemek olanaklıdır. Lütfen araçtan ani çıkışlar yapmadan ayna kullanarak kapıları açalım! )
- ARAÇLARDAN(OTOBÜS, TREN, VAPUR VS.) ÇÖP ATMAK yerine CEPTE/ÇANTADA TUTMAK
- Arada bir KONUŞ!!!
- ARADA KALMAK ile/değil/yerine ARADA OLMAK
- ARADA KALMAK ile/ve/||/<>/< ZOR DURUMDA KALMAK/ZOR DURUMA DÜŞMEK
- ARADA (OLMAK) ile/ve/değil/yerine AKIŞTA (OLMAK)
- ARADIĞIN SÜRECE/KADAR ARARIM değil ARAMADIĞIN KADAR ARAMAM
- ARAGONİT[Fr. < ARAGONITE] -
( Beyaz, yeşil, mavimsi gri renkte billurlaşmış bir kalsiyum karbonat türü. )
- A'RÂK[Ar.] ile A'RÂK[Ar. < IRK] ile ARAK[Ar.] ile ARAKK[Ar.]
( Ter. | Üzüm ve çeşitlerinden çekilip elde edilen ispirto, rakı. İLE Kökler, damarlar. İLE Rakı. İLE [daha/çok/pek] İnce. )
- ARAKIYE ile ARAKIYE/MEY
( Dervişlerin giydiği, tiftikten yapılmış ince külâh. İLE Küçük zurna. [Doğu Anadolu'da kullanılır.] )
- ARALARINDA ASAL ile/||/<> ORTAK BÖLEN
( Aralarında asal OBEB=1 İLE ortak bölen >1 ortak faktör. )
( Formül: gcd(a ileb) = 1 İLE gcd(a ileb) > 1 )
- ARALIĞI KAPATMAK ile/ve/||/<>/< UYUMLAŞ(TIR)MAK
- ARALIK SUYU ÇEŞMESİ :
( Sarıyer Şehit Mithat Caddesi (Yeni Yol) üzerindedir. Fırıncı Abbas Okumuşoğlu tarafından hayrat olarak yaptırılmıştır (1952). 1978 ve 2008 de onarım yapılmıştır. )
- ARALIK SUYU :
( Kestane Suyu Fabrikası ile Hünkâr Suyu mesiresi arasında bulunan ve koruma altına alınan kayalıklar arasında çıkan memba suyudur. )
- ARALIK/aralık ile Aralık
( Ara, boşluk. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Onikinci/son ay. )
- Aralıklı KONUŞ!!!
- ARAM UT ile/= ARAM UT
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Uygur ülkesinin yakınındaki bir Türk kavmi. İLE Bir yer adı. )
- ÂRÂM[Ar. < İREM] ile ÂRÂM[Fars.]
( Çölde, özellikle konulan belirteç/nişan. İLE Durma, eğlenme, dinlenme. | Yerleşme, dinlenme, karar kılma. )
- ARAMA EMRİ ile/ve/değil/<> YAKALAMA EMRİ
- ARAMA ile ARAŞTIRMA
( Arayan ve aranılan birdir ve önemli[öncelikli] olan, yalnızca arayıştır. )
( The seeker and the sought are one and the search alone matters. )
( SEARCH vs. RESEARCH )
- ARAMA ile/ve/<> BULMA
( Aramakla bulunmaz fakat bulanlar aramış olanlardır. )
( Arayan aradığı sürece ayrı kalır. )
( TO SEARCH vs./and/<> TO FIND )
- ARAMA ile/ve/||/<> TARAMA
- ARAMADIĞIMIZI BULAMAMAK ile/ve/||/<> DOLDURMADIĞIMIZI BOŞALTAMAMAK ile/ve/||/<> SAHİP OLMADIĞIMIZDAN VAZGEÇEMEMEK ile/ve/||/<> BULUNMADIĞIMIZ YERİ TERK EDEMEMEK
- ARAMAK ile/ve/değil/yerine/<> BULMAK İÇİN/ÜZERE ARAMAK
- ARAMAK ile/ve/||/<> DENK GELMEK/DENK GETİRMEK ile/ve/||/<> YAKALAMAK
- ARAMAK ile/ve/<> PAYLAŞMAK
( Bazı şeylerin paylaşıldığı kişi aranır. Birinin bizi uzun süre sonra ya da -maddi, manevi- bir gereksinimi doğrultusunda araması çıkar değil/olmayabilir, zihnimizde ve gönlümüzde bir yeri olduğundandır. )
( Sahip olduğunuz her şeyi, her kimin gereksinimi varsa, onunla severek paylaşın. )
( TO CALL/TO SEEK/TO SEARCH vs./and/<> TO SHARE )
- ARAMAK ile/ve PAYLAŞMAK
( TO SEARCH vs./and TO SHARE )
- ARAMAK = SEARCH/SEEK/LOOK FOR[İng.] = CHERCHER[Fr.] = SUCHEN[Alm.] = CERCARE[İt.] = BUSCAR[İsp.]
- ARA/MAKAV/MACAW:
MAVİ SARI ile/ve/||/<> SARI KIRMIZI ile/ve/||/<> MAVİ GÖĞÜSLÜ ile/ve/||/<> MAVİ BAŞLI ile/ve/||/<> YEŞİL KANATLI ile/ve/||/<> ASKER ile/ve/||/<> HAHN ile/ve/||/<> HYACINTH ile/ve/||/<> SPIX
( ARA ARARAUNA cum ARA MACAO cum ARA GLAUCOGULARIS cum ARA COULONI cum ARA CHLOROPTERA cum ARA MILITARIS cum ARA NOBILIS cum ARA ANODORHYNCHUS HYACINTHINUS )
- ARÂMÎ ile/ve ARABÎ
- ARAMIZ BOZULMASIN ile/ve/||/<> TADIMIZ KAÇMASIN
- ARANAN ile/ve/<>/> ARINAN
- ARANIP TARANMA
- ARANJE[Fr.] ile/ve/||/<>/> ARANJMAN[Fr.] ile/ve/||/<>/> ARANJÖR[Fr.]
( Derlenmiş, düzenlenmiş. İLE/VE/||/<> Belirli bir yönteme göre yerleştirme, düzenleme. İLE/VE/||/<> Düzenlemeci. )
- ARANJMAN[Fr./İng. < ARRANGEMENT] değil/yerine/= DÜZENLEME
- ARANMAK ile/ve/değil ARINMAK
- ARANMAK ile/ve/değil/yerine ARINMAK
- ARANMAK ile/ve KAŞINMAK
- ARAP EMİNİ MESCİDİ :
( Rumelihisarı'nda Defterdar Mustafa Efendi tarafından yaptırılan bu mescit de yıkılıp yok oldu. )
- ARAP MAHALLESİ :
( Kumsal (Hacı Ömer) Meydanı solundaki Sefir sokaktan başlar ve bu sokağın solundan Yalçınkaya sokağını takiben Aralık suyuna kadar olan ve Şehit Mithat Caddesinden sınır alan bölgeye Arap Mahallesi denir. Bu mahalle halkı, genellikle Saray'dan, paşa ve ağa konaklarından azat edilen, çıkarılan veya kovulan Arap (Zenci) kökenlilerin toplu olarak oturdukları bir yerleşim bölgesi olduğu için bu isimle anılır. Ne var ki büyük Sarıyer Seli (1916) fazlaca yıkım yedi, büyük Sarıyer Yangın'ında (05.10.1923) tamamen yanıp kül oldu. Boş kalan alan üzerinde 1935'ten sonra yapılaşma başladı ve bu günkü durum meydana geldi. Arap Mahallesinin bir ismi de, büyük yangında yanıp kül olduğu için "Yangın Yeri" dir. )
- ARAP ÖLDÜREN DERESİ :
( Sezener Çiftliği'nin batısından ve Arap Öldüren mevkiinin alt kısımlarından çıkar. Vadide, Sarıyer deresinin ana kolu olan Bekardere ve Kılıçpınar deresi ile birleşir. )
- ARAP ÖLDÜREN MEVKİİ :
( Maden mahallesinin üst kısmında ve Zekeriyaköy sınırları içinde bulunan Nalbant Çeşme mevkii ile Zekeriyaköy Sapağı arasında kalan yer "Arap Öldüren Mevkii" dir. Nalbant Çeşme mevkiinin en üst ve yüksek noktasıdır. Buraya Arap Öldüren denmesinin nedeni yaz kış çok rüzgârlı ve bilhassa kış aylarında müthiş soğuk olmasıdır. Eski bir tarihte Sarıyer'den yaya olarak Zekeriyaköy'e giden bir Arabın bu mevkiiyi geçememesi ve soğuktan ölmesi nedeni ile bu ismi aldığı söylentisi yaygındır. Eskiden Nalbant Çeşme, Arap Öldüren ve Zekeriyaköy başı arasında at yarışları yapılırdı. )
- ARAP SABUNU değil/yerine/>< RAB SABUNU
- ARAP TASAVVUFU ile/ve İRAN TASAVVUFU ile/ve ANADOLU TASAVVUFU
( Bilimsel/İlmî. İLE/VE Sanatsal. İLE/VE Eylemsel. )
- ARAP ile ÂRÂP
( Irkı tanımlama. İLE "...-cı" olma(savunma, koruma, kayırma) )
- ARAPAYMA BALIĞI ile ARANOVA BALIĞI ile TAMBAKUİ BALIĞI
( 3 m. uzunluğunda ve 160 kg. ağırlığındadır. İLE ... İLE 40 kg. ağırlığındadır. )
( Sürü olarak avlanırlar. İLE ... İLE ... )
( Amazon ormanlarında yaşarlar. )
- ARAPÇA HAT KALEMİ ile İBRÂNİCE HAT KALEMİ
- ARAPÇA ile/ve/||/<> FARSÇA ile/ve/||/<> TÜRKÇE
( Felsefe/bilim dili. İLE/VE/||/<> Sanat dili. İLE/VE/||/<> Eylem dili. )
( Fasîh. İLE/VE/||/<> Lâtif. İLE/VE/||/<> Zarif. )
- ARAPÇA'DA:
GÖZ ile/ve/||/<> KÖR
(
)
( Bir noktanın eksikliği, gözü kör eder. )
- ARARAT = ARASAT
- A'RÂS[Ar. < URS] ile A'RÂS[Ar.] ile ARAS[Ar.]
( Nikâh törenleri. | Düğünler. | Evliler. İLE Arsalar, boş topraklar. İLE Yorgunluk, bitkinlik. )
- ARASTA ile/||/<> ŞADIRVAN ile/||/<> TABHANE ile/||/<> DARUŞŞİFA
( Çarşı, dizi dükkânlar. Bazen önlerinde revak ya da karşılıklı sıraların arasında örtü bulunanlar, bir tür kapalı çarşı oluşturur. İLE/||/<> Bir çeşit meydan çeşmesi. Özellikle cami avlularında, çepeçevre muslukları olan çokgen su tesisi. İLE/||/<> Konukevi/misafirhane. | Dini yapıların bir bölümü.[Özellikle gezici dervişlerin konuk edildiği oda.] İLE/||/<> Şifahane, hastahane gibi sağlık kuruluşlarına verilen eski adlardan biri. )
- ARAŞTIRICI ile/değil/||/<> ARACI/UZMAN/HAFİYE[Ar.] ile/değil/||/<> CASUS
( [not] DETECTIVE vs./but/||/<> AGENT vs./but/||/<> SPY )
- ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ ile/ve/||/<> ÖĞRETİM GÖREVLİSİ
( 2547 sayılı yasanın 50/d durumuna göre sözleşmeli olarak atanabilir.[Araştırma görevlisinin ders verme yükümlülüğü yoktur. Ancak doktorasını bitiren araştırma görevlisi, kendi isteği doğrultusunda ders verebilmektedir. Ders vermediklerinden, ek dersten yararlanamaz.] İLE/VE/||/<> 2547 sayılı yasanın 31. bölümüne göre tek durumda atanır. [Haftalık asgari 12 saat ders verme zorunluluğu vardır. 12 saatten fazla verilen dersler için ek ders ücreti alır.] )
( 35 yaş sınırı vardır. İLE/VE/||/<> Yaş sınırı yoktur. [En çok iki yıl süreyle atanır.] )
( Tüm araştırma görevlisi kadrolarına başvurabilmek için ALES'ten en az 70 ve yabancı dilden en az 50 puan olması gerekmektedir. İLE/VE/||/<> Fakülte ve dört yıllık eğitim veren yüksekokullarına atanabilmek için ALES'ten en az 70 ve yabancı dilden 50 puan olması gerekir.[MYO öğretim görevlisi kadrolarında "Yabancı Dil" zorunluluğu yoktur.] )
( Yönetim görevi alamaz. İLE/VE/||/<> Yönetim görevi alabilir.[Yönetim görevi aldığında haftalık en az vermesi gereken ders saati yükü düşer.] )
( İkisi de ÖSYM ve Açıköğretim sınavlarında görev alabilir. )
- ARAŞTIRMA (YAPMAK) ile ÇALIŞMA (YAPMAK)
( RESEARCH vs. TO STUDY/WORK )
- ARAŞTIRMA YÖNTEMİ ile/ve/||/<>/> SUNUM YÖNTEMİ
( Tarihsel. İLE/VE/||/<>/> Kavramsal. )
- ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ ile DENEYSEL TASARIM
( Bilimsel araştırmalarda veri toplamak ve çözümlemek için kullanılan yöntemler. İLE Bir deneyin nasıl yapılacağını ve verilerin nasıl yorumlanacağını belirleyen bir plan. )
- ARAŞTIRMA ile/ve GÖZLEM
( RESEARCH vs./and OBSERVATION )
- ARAŞTIRMA ile İNCELEME ile ÇÖZÜMLEME/ANALİZ
( TA'MÎK[Ar. < UMK | çoğ. TA'MÎKÂT]: Derinleştirme, derin kazma. | Esasına varacak biçimde araştırma, inceleme. )
- ARAŞTIRMA/ÇALIŞMA DÖNEMLERİNDE:
KULUÇKA ile/ve/||/<>/> BELGE TOPLAMA ile/ve/||/<>/> OLGUNLAŞTIRMA(OKUMA) ile/ve/||/<>/> YAZMA
- ARAŞTIRMACI ile/ve/||/<>/> UYGULAYICI
- ARAŞTIRMA-GELİŞTİRME[AR-GE] ile/ve/||/<>/> ÜRÜN GELİŞTİRME
- ARAS[yerel < Isparta bölgesi] ile/ve/<> ARASTA[Fars. ARASTE: Süslenmiş.] ile/ve/<> ARASTAK[Fars.]
( Çarşı. İLE/VE/<> Eskiden, çarşılarda aynı çeşit mal satan esnafın bulunduğu bölüm. | Üstü örtülü ya da dükkânlarının önü saçaklı çarşı. [Eskiden, arasta, külliyelerin bir bölümünü meydana getirirdi.] | Ordu çarşısı. [Eskiden, ordugâhta kurulan seyyar çarşı.] İLE/VE/<> Yapıların üzerine gelen süslü saçak. | Tavan. | Yatak sayvanı. )
- ARAYAN, BULUR!:
[ya] BELÂ ya da MEVLÂ
- ARAYAN KİMSENİN OLMAMASI ile/ve ARANABİLECEK KİMSENİN OLMAMASI
- ARAYAN-SORAN (OLURSA)
- ARAYIP SORMAK
- ARAYIŞ ile/ve/||/<> "ANLAYIŞ"
- ARAZ ile ARAÇ
- A'RÂZ[Ar. < ARAZ] ile ARAZ[Ar.] ile A'RÂZ[Ar. < IRZ]
( İşâretler, alâmetler. | Tesâdüfler, hastalık alâmetleri. | Kazalar, felâketler. İLE İşâret, alâmet. | Tesâdüf. | | Kaza, felâket. | [Felsefede] Kendi kendine varolmayıp başka bir cevherle meydana gelen hal ve keyfiyet. İLE Irzlar, namuslar. )
- ARAZ[Ar.]/SEMPTOM[Fr. < Yun.]/SYMPTOM[İng.] ile/ve/değil/yerine/=/||/<> BELİRTİ
( Sayrının duyumsadığı ve tanımladığı rahatsızlıklar. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<> Hekimin gözlemlediği ve ölçtüğü sayrılık göstergeleri. )
- ARAZ ile/ve/||/<> SIFAT ile/ve/||/<> MÂNÂ ile/ve/||/<> İLLET
- ARAZBÂR ile ARAZBÂR-PÛSELİK ile ARAZBÂR-ZEMZEM
( Türk mûsikîsinin pek eski birleşik(mürekkeb) makamlarındandır. [Nevâ'da beyâtî ve rast beşlisi'nin çârgâh'taki şeddi ve uşak dörtlüsünün birleşmesinden meydana gelmiştir.] İLE III. Selim'in ihtirâ[benzeri görülmemiş bir şey icâd etme] ettiği birleşik(mürekkeb) makamlardan biridir. [Arazbâr mürekkebine bir pûselik dörtlüsü ya da beşlisi eklenerek meydana gelmiştir.] İLE Nasır Abdülbâkî'nin tetkik ve tahkikinde adı geçen makam. )
- ARAZ-I-LÂZIM ile ARAZ-I-MUFÂRIK
( Gerekli araz.[Mâhiyetten ayrılması olanaksızdır] İLE Ayrılabilir araz.[Mâhiyetten ayrılması olanaksız değildir.] )
- ARÂZİ ile ARAZÎ
- ARÂZİ[Ar. < ARZ] ile A'RÂZÎ[Ar.]
( Yerler, topraklar. İLE Ârızî, tesâdüfî, rastgele. )
- ARAZİ[Ar. < ARZ] ile/ve/<> ARSA[Ar.]
( Yeryüzü parçası, yerey, yer, toprak. İLE Üzerinde yapı kurulmak üzere ayrılmış yer. Yasanın tanımlamasına göre, belediye sınırları içinde bulunup belediyece parsellenmiş arazi. )
- ARAZİ ile BATAKLIK
( FIELD vs. MARSH )
- ARAZİ ile BOSTAN[Fars. < BÛSTÂN]
( ... İLE Sebze bahçesi. | Kavun, karpuz tarlası. | Kavun ve karpuza verilen ortak ad. )
- ARAZİ ile ÇAL
( .. İLE Taşlık yer. )
- ARAZİ ile ÇİMENLİK
( FIELD vs. MEADOW )
- ARAZİ ile DAZ
( ... İLE Çıplak toprak. )
- ARAZİ ile/ve TOPRAK
( TOPRAK
Tarlam, sana üçyüz fidan aşılasam
Tarla coşar, fidan coşar, el coşar
Gücüm yetse, hemen işe başlasam
Kazma coşar, kürek coşar, bel coşar
Muhidime örnek olmak maksadım
Sevinir evlâdım, söylenir adım
Hız ile yürür idim olsa kanadım
Yolcu coşar, ayak coşar, yol coşar
Çalışırsan toprak verir cömerttir
Emeksiz istemek, dermansız derttir
Çalışmak, insana büyük servettir
Kese coşar, gönül coşar, el coşar
Yılda bir kez, çiçek açan ağaçlar
Hayatta insana ömür bağışlar
Her taraftan cıvıldaşır o kuşlar
Seher coşar, bülbül coşar, gül coşar
Güzelin kulağı, küpeyi saklar
Ağacın yaprağı, meyveyi koklar
Mehtap ile birleşince yapraklar
Gölge coşar, mehtap coşar, dal coşar
Yel, dala değdikçe, sor ki, dallar ne çeker
Durmaz inler, ırgalanır, Hû çeker
Demişler ki, bu derdi bu çeker
Veysel ağlar, sazı ile tez coşar
[ Veysel (Âşık) 'ın yazdığı ilk şiirdir. ]
[ Sürekli erişim adresi...
www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/12792 ]
)
( ... ile/ve TÜRÂB )
( ... ile/ve HÂK, ÂCÂK )
( ... ile/ve PİTHİRİ )
- ARAZİ[Ar.] değil/yerine/= YEREY
( Yeryüzünden bir parça. | Yerkabuğunun oluşumu bakımından ele alınan herhangi bir parçası. )
- ARAZÖZ[Fr. < ARROSEUSE] değil/yerine/= YOLSULAR
( Yolları ve yol kenarlarındaki yeşillikleri sulamakta kullanılan motorlu araç. )
- ARBEDE[Ar.]/HENGÂME[Fars.]/ÇINGAR[Yun.] değil/yerine/= ÇATIŞMA/HIRGÜR/KAVGA/GÜRÜLTÜ PATIRTI
- ARC LENGTH ile/||/<> CHORD LENGTH
( Arc eğri boyunca uzunluk, chord doğru mesafe. )
( Formül: Curved İLE straight distance )
- ARCHAEA ile/||/<> BACTERİA
( Archaea ekstrem ortam İLE bacteria normal. )
( Formül: Extremophile İLE common )
- ARCH-/ARCHE-/ARCHEO-/ARCHİ- ile/||/<> PALAE-/PALAEO-/PALEO-
( Eski, başlangıç, birinci, orijinal, ilkel, öncü. İLE/||/<> Eski, eski devirlere ait, ilkel. )
- ARCHO- ile/||/<> PROCT-/PROCTO-
( Rektal. İLE/||/<> Anüs, rektumla ilgili. )
- ÂRD[Fars.] -ile
( Buğday ve benzerlerinden öğütülen un. | Değirmen taşına buğdayı akıtan oluk. )
- ARDA ile/ve BAGET[Fr. < BAGUETTE]
( İşaret olarak yere dikilen çubuk. Uzun değnek. | Maden üzerine kazıma yapmak ve çıkrıkta çevrilen şeyleri yontmak için kullanılan çelik kalem. | Ardıl. İLE/VE İnce kısa değnek. | Bateri çalmaya yarayan ince, kısa çubuk. | Tıraşlanmış, dikdörtgen biçiminde değerli taş. | Düşük gramajlı ince, uzun ekmek. | Çorabı gergin tutmak ve düşmesini engellemek için kullanılan sert lastik. )
- ARDAK ile ARDIŞIK
( Mantarların etkisiyle ahşapta meydana gelen ve renk değişikliği doğuran çürüme başlangıcı. İLE Aynı öğenin birbiri ardına gelmesi. )
- ARDI ARDINA (DİZİLMEK)
- ARDI ARKASI (GELMEMEK)
- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT
- ARDIÇ ile KARAARDIÇ
( ... İLE Güney Avrupa'da yetişen bir tür ardıç. )
( ... cum JUNIPERUS SABINA )
- ARDIN ARDIN = GERİ GERİ/ARDI SIRA
- ARDINA KADAR AÇMA! ve/||/<> TAMAMEN KAPATMA!
( Kapatmaya gücünün yetmeyeceği kapıyı. VE/||/<> Açmaya yüzünün tutmayacağı kapıyı. )
- ARDIŞIK/LIK ile/ve/||/<> ÖNSEL/LİK
- ARDIŞIK/LIK ile/ve/||/<> ÖZDEŞ/LİK
- Ardından konuşma! Yüzüne KONUŞ!!!
- ARDUTAL/ORDU TAL ile/= HAMAMOTU
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- ARDUVAZ[Fr. < ARDOISE] değil/yerine/= KAYAĞAN TAŞ, kayrak
- AREA[Lat.] ile ARENA[Lat. HARENA: Kum, kumlu yer.] ile ARENİT
( Bölge, avlu, saha. | Yüzölçümü. | İlk Doğu kiliselerini çevreleyen, ağaçlı kutsal avlu. [Bu avlulardan bazıları, bölge papazlarının barınaklarına açılan revaklarla çevriliydi.] İLE Çok ince kum. | Antikçağda, anfitiyatro, hipodrom, sirk gibi yerlerin ortasında güreş, yarış, oyun gibi yerlerin ortasında, güreş, yarış, oyun gibi çeşitli gösteriler yapılan, üzerine kum serilmiş alan. | Siyasi çekişmelere sahne olan yer. İLE Kum böyüklüğünde taneciklerden oluşan tortul kayaçların genel adı. )
- ÂREC[Fars.] ile AREC ile A'REC[Ar.] / LENG[Fars.]
( Dirsek. İLE Topallık. İLE Topal, aksak. )
- ARENA[Fr.] ile AGORA[Yun.]
( Yarış, oyun vb. gösteriler yapılan alan. | Siyasi çekişmelerin geçtiği yer. İLE Yunan klasik devrinde, sitenin yönetim, politika ve ticaret işlerini konuşmak için halkın toplandığı alan, halk meydanı. )
- ARGO ile ADİCE/BAYAĞI/ÂMİYÂNE[Ar., Fars.]
- ARGO[Fr.] ile KÜFÜR[Ar.]
( SLANG vs. SWEARWORD )
- ARGO ile MÜSTEHCEN
- ARGO[Fr.] ile YÜKSEK ARGO ile DÜŞÜK ARGO
( [Türkmen, Gagauz, Özbek, Uygur, Tatar, Başkurt, Kumuk, Karaçay-Malkar, Nogay, Kazak, Kırgız, Altay, Hakas, Tuva, Şor Türkçe'lerinde] ARGO )
( Külhanbeylerin kullandığı söz ve deyimler. | Bir meslekte ya da toplumda kullanılan özel söz. )
( [Çin'de] HSIANG T'AN, HSIANG Ç'ANG )
( [Finlandiya'da] MONGERRUS )
( [Hindistan'da] SÂSÎ, DOM, NATÎ [Çingene dili asıllılardır], BALAÎBALAN )
( [Hollanda'da] BARGOENS )
( [İran'da] LÛTRÂ, ZEBÂN-I ZERGERÎ[kuyumcu dili], LOTİZEBÂNÎ, KURBATÎ/ESSÎM ARGOSU[Ar. İran'ın kuzeyinde] )
( [İspanya'da] CALO, [eskiden] GERMANIA )
( [İtalya'da] FURBESCO, ZERGA[Venedik'te], GERGO[Jargon anlamına] )
( [Macaristan'da] TOLVANJNYELV[hırsız dili] )
( [Mısır'da] HALEBÎ ARGOSU )
( [Norveç'te] FANTESPROG )
( [Portekiz'de] CALAO )
( [Romanya'da] ŞMECHEREASCA, LIMBA CARAITORILOR )
( [Rusça] ARGO [Kril abecesiyle APRO], VOROVSKIY YAZIK[hırsız dili] )
( [Yunanistan'da] MALLIARA GLOSA[bayağı dil anlamına] )
( [Çekoslavakya'da] HANTYRKA )
( SLANG, COCKNEY, CANT vs. HIGH-LIFE SLANG vs. LOW SLANG )
( ARGOT )
( ROTWELSCH [ya da CHESSENLOSCHEN, JENISCHE SPRACHE, KOCHEMER SPRACHE, KALOSCHENSPRACHE] [GAUNERSPRACHE: Hırsız dili] )
( [Türkmen, Gagauz, Özbek, Uygur, Tatar, Başkurt, Kumuk, Karaçay-Malkar, Nogay, Kazak, Kırgız, Altay, Hakas, Tuva, Şor Türkçe'lerinde] ARGO
[Hollanda'da] BARGOENS
[İran'da] LÛTRÂ, ZEBÂN-I ZERGERÎ[kuyumcu dili], LOTİZEBÂNÎ, KURBATÎ/ESSÎM ARGOSU[Ar. İran'ın kuzeyinde]
[İtalya'da] FURBESCO, ZERGA[Venedik'te], GERGO[Jargon anlamına]
[Mısır'da] HALEBÎ ARGOSU
[Rusça] ARGO [Kril abecesiyle APRO], VOROVSKIY YAZIK[hırsız dili] )
- ARGON[Fr. < Yun.] -
( Atom numarası 18, atom ağırlığı 39,9 olan, havada % 1 oranında bulunan, rengi, kokusu ve tadı olmayan bir öğe. [simgesi: Ar] )
- ARGU ile/||/<> ARGUÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İki dağ arası.[Tirâz/Talâs ile Balâsâgün arasındaki ülke.] İLE Kişinin aldandığı herhangi bir şey. )
( arguç ajun: Yalan dünya. )
- ARGUE vs. BICKER vs. DEBATE vs. DISCUSS vs. DISPUTE vs. QUARREL
- ARGUE ile DISAGREEMENT
- ARGÜMAN[İng. < ARGUMENT]["ARGUMAN" değil!] değil/yerine/= (İKNA EDİCİ, YETERLİ/YETKİN) KANIT | SAV
( Denklem, eşitsizlik, gök nesnesinin hareketlerine ait bir öğenin bağlı bulunduğu değer. | Bir cetvelde, öteki bir sayıyı bulmak için yararlanılan sayı. | Kanıt, delil. )
- ARGUMENT vs. SQUABBLE
- ARHAN/ARAHANT[Sansk.] = ARHAT[Palice]
- ARHAT ile/ve/||/=/<> TATHAGATHA ile/ve/||/=/<> SIDDHA ile/ve/||/=/<> MUKTA
( Caynacılık'ta/Jainizm'de, sonsal aydınlanmaya ulaşan kişilere verilen adlar. )
- ÂRÎ:
ÇIPLAK ile ÖZGÜR/HÜR
- ARI KAVRAM ve/<> AKIL
- ARI KUŞU ile AVRUPA ARI KUŞU
(
)
- ARI KUŞU ile KIZIL ARI KUŞU
( )
(
)
- ARI KUŞU ile YEŞİL ARI KUŞU
( MEROPS APIASTER vs. MEROPS ORIENTALIS )
- ARI SOKAK PARKI :
( Derbent (Çamlıtepe) Mahallesindedir. 1.729,00 m²'lik bir alanı kapsamaktadır. 1.340,00 m²'lik yeşil alana sahiptir, 104,00 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )
- Ârî"[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< ÂRÎ[Ar. < URY/E]
( İran'dan geçerek Kuzey Hindistan'a yerleşen, eski bir kavim olan Aryalar ya da "bu toplumdan olduğunu savunan kişi". | Hint-Avrupa dil ailesinden olan ["ırk", "topluluk" ya da "kişi"]. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Arınmış, soyutlanmış olan. | Çıplak. )
- ARI[Ar.] ile ARI[Ar.] ile ÂRÎ[Ar.] ile ÂRÎ[Ar.] ile ÂRÎ[Ar.]
( Sade, temiz. | Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf, halis, öz. | Günahsız. İLE Zar kanatlılardan, bal ve bal mumu yapan, iğnesiyle sokan böcek. İLE Çıplak. | Hür. | -sız. İLE Hint-Avrupa dil ailesinden olan topluluk/kişi. İLE Evet. )
( Dünyada, 20.000'e yakın arı türü bulunmaktadır. )
( ... cum APIS MELLIFICA )
- ARI ile HAWAII ARISI
( Birleşik Devletler Balık ve Vahşi Yaşam Servisi, sarı yüzlü Hawaii arılarının 7 türünü 'soyu tükenmekte olan canlılar' dizinine aldı. [2016] )
- ARI ile HİMALAYA ARISI
- ARI ile ORKİDE ARISI
- ARICA, ERDOĞAN (FATSA, 1954) :
( Fenerbahçe'den transfer edildi ve bir sezon (1987/88) Sarıyer'de oynadı Sarıyer'de 30 lig, 3 kupa maçı olmak üzere 33 resmi ve 4 özel maçla beraber 37 kez Sarıyer takımında yer aldı.. 30 kez A Milli, 1 kez de Amatör Milli Takımda oynadı. )
- ARICI, HASAN :
( Demokratik Sol Partide siyasete atıldı ve 1904/1999 yerel seçimlerinde DSP listesinden Sarıyer Belediye Meclisine üye olarak seçilerek görev yaptı. )
- ARICI, NAZ ( ANKARA. 1982) :
( Elektrik - Elektronik Mühendisidir. 2011 yılında hobi amaçlı olarak buz pateni sporuna başladı. Kısa zamanda büyük aşama kaydetti ve 2015 yılında Almanya'da yapılan Uluslar arası Yetişkinler Artistik Buz Pateni Yarışması'na katıldı ve şampiyon olarak altın madalya aldı. Sarıyer Belediyesinin sponsor olduğu Naz Arıcı 2016 yılında Kanada'da yapılan Uluslar arası Yetişkinler Artistik Buz Pateni Yarışmaları'nda ülkesini temsil etti ve şampiyon olarak ikinci kez altın madalya kazandı. Önceleri antrenörlüğünü Duygu Salur, sonraları milli takım antrenörü Timuçin Özbükücü yaptılar. )
- ARICI, OSMAN (RİZE, 1932 - ) :
( Sendikacı - siyasetçi. Deniz Yolları İşletmesinde çalışırken sendikacı olarak görev aldı. Uzun süre Deniz İşleri Sendikasında görev yaptı. Siyasete Anavatan Partisinde başladı ve İlçe teşkilatında çeşitli görevler yaptı. 1984 - 1989 döneminde Sarıyer Belediye Meclis Üyesi ve Belediye Başkan yardımcısı olarak görev üstlendi. )
- ARI-DURU
- ÂRİF HİKMET EFENDİ ile/ve ÂRİF HİKMET
( Şeyhülislâm. İLE/VE Medine'li. )
- ÂRİF ve ÂGÂH ve HEMDERT
- ARİF ile ÂRİF[Ar. < İRFAN | çoğ. UREFÂ]
( Ünlü, çok tanınmış. | Bilgi sahibi. İLE Bilen, bilgili, irfan sahibi.[(Bildiğinin, yapacağının ve söyleyeceğinin) Zamanını ve zeminini] )
- ÂRİF ile ARRÂFE
( GNOSTIC vs. ARRAFE )
- ÂRİF ile/ve/> HAKÎM ile/ve/> MÜTEELLİH
( ... > Hem ârif, hem de hakîm olan. )
( Kâmiller/ârifler, Allah'ın nazarıyla bakar. )
( Ârif olan... İçi, dışı, dengede tutan. )
- ÂRİF ile MUHLİS
- ÂRİF ile/ve ZARÂFET
( GNOSTIC vs./and ELEGANCE )
- ÂRİF ile/ve ZARİF
( Karşılık almaz/beklemez. İLE/VE Fazladan verir. )
( Ârif, muhatabının, kendi selâmıyla selâmlar. )
( ÂRİF: Devr eden. )
- Ârifçe sus, ârifçe KONUŞ!!!
- ARİFE değil/yerine/= ÖNGÜN
- ARİFE[Ar.] değil/yerine/= ÖNGÜN
- Ârif'i DİNLE!!!
- ÂRİF-İ MÜKEMMEL ile/ve/değil ÂRİF-İ MÜKEMMÎL
- ARIG[BARSGAN] ile/||/<> ARRIG ile/||/<> ARIG NERİG ile/||/<> ARIKLIK/ARIGLIQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Çadır örtüsü. İLE Pek temiz nesne.[r'nin tekrar pekiştirme içindir.] İLE Temiz olan bir şey. İLE Temizlik, arılık. )
- ARIQ ile/||/<> ARIQLANDI ile/||/<> ARIQLIG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Irmak, ark. İLE Suyun yerde yarlar ve hendekler açması. İLE Üzerinde arklar olan yer. )
- ARIK ile ALGIN
( Ark, açık oluk, karık, dren[Fr. < DRAIN]. | Fide ya da fidan dikilen yer. | Zayıf, cılız, kuru, sıska. İLE Cılız, zayıf, hastalıklı. | Birine gönül vermiş, tutkun, vurgun. )
- ARIK ile ARIK
( Ark. | Fide ya da fidan dikilen yer. İLE Zayıf, kuru, sıska. )
- ÂRİLER/ARYANS -ile
( M.Ö. 1500 ile 100 yılları arasında Hindistan'a gelip İndus Vadisi Arîlerine, Kuzey Hindistan'a~son olarak da Ganj ovası Arîlerine yerleştiler ve buraya "Arîler, Arîler'in Anavatanı" anlamına gelen "Aryavarta" dediler. Hindistan'a kast sistemini getirdiler. )
- ÂRİM[Ar.] ile ARİM[Ar.]
( Uygunsuz, hoşa gitmez, ters. İLE İnatçı, kafa tutan. )
- ARINDIRMA ile/ve KESİNLEŞTİRME
- ARIN(DIR)MA'DA:
| SU İLE / ATEŞ İLE / SIYIRARAK |
ile/değil/yerine/<>/>/<
DÜŞÜNCE/ZİHİN İLE
- ARINMA/ARINDIRMA ile/ve/=/<> AYDINLANMA ile/ve/=/<> YAPILANDIRMA
( Arınma, duyguların eğitilmesi ve duyarlılık-yetisinin geliştirilmesi için yöntem olarak kullanılmaktaydı. Sanat bu arınmanın yöntemi olarak benimsenmişti. )
( Büyüklüğü tanıyabilmek için olgunlaşmanız, kutsallık için gönlünüzü arındırmanız gerekir. )
( Zaferin sırrı, Arınma ve Bilgi'ye ulaştıktan sonra çalışmaktır. )
( Aydınlanma, kültürden uygarlığa geçiştir. )
( "Bir"deki "Birlik"i ya da "Birlik"in "Bir", "Tek" ve "Bütünsel" oluşunun farkındalığına ulaşmak "Aydınlanma"dır. )
( Aydınlanma, insan aklına güvenmek; onu tanımak ve akla dayalı bir yaşamı gerçekleştirmeyi amaçlar. )
( Aydınlanma, Varlığın Armonik Birliği'nin kavranmasını temel almış; buna bağlı olarak Toplum'un armonik birliğe ulaştırılması ve toplum içndeki kişilerin 'Tekil-Bütünlük'e gelerek 'Bireyleşmesi'ni amaç edinmiştir. )
( İngilizce'de "Enlightenment", Fransızca'da "Enlaitement", Almanca'da "Aufklærung", İtalyanca'da "Essere Illuminato", Osmanlıca'da "Tenevvür", Tasavvuf'ta "İşrak". )
( Tüm ezoterik okullarda Arınma, Aydınlanma ve Sevgi, Bilgeliğin Yöntemi, ortak bir tutum olarak benimsenmiştir. )
( Kavramlar dünyasına giren her insan evrensellikle bağ kurmuştur. Bunun ayırdında olmak, aydınlanmaya başlamak demektir. )
( Ancak anlayış aydınlatır. )
( Aydınlanmış kişi erdemli olmalıdır. )
( Ermişliğin özü, içinde bulunulan AN'ı(şimdiyi) tümüyle kabul etmek ve olmakta olanlarla uyumlanmaktır. )
( Only understanding enlighten. )
( Aydınlanma, felsefi bir kavram olarak XVIII. yy. Avrupa'sında "Akla dönüş akımı" olarak kullanılmaya başlanmış ve döneme adını vermiştir. )
( You must mature to recognise greatness and purify your heart for holiness.
The essence of saintliness is total acceptance of the present moment, harmony vs. things as they happen. )
( PURIFICATION vs./and/=/<> ENLIGHTENMENT )
- ARINMA/TEMİZLENME(TAHÂRET[Ar.]):
PİSLİKTEN/NECASETTEN ve/||/<> OLAYLARDAN/HADESTEN
- ARINMA ile/ve/> AŞKINLIK
( PURIFICATION vs./and/> TRANSCENDENCY )
- ARINMA ve/||/<>/> AYDINLANMA ve/||/<>/> AŞK
- ARINMA ile/< ELEŞTİRİ
- ARINMA ile/ve/> MÜŞÂHEDE
- ARINMA ve/<> YAPILAN(DIR)MA
( PURIFICATION and/<> CONSTRUCTION )
- ARINMAK ile/ve/değil/<> DUYARLILAŞ(TIR)MAK
- ÂRİŞ[Ar.] ile ARÎŞ[Ar.]
( Anlam/mânâ, kavram/mefhum. İLE Asma çardağı. | Samandan yapılmış bir çeşit ev. | Sundurma. )
- ARIŞ/İRİŞ ile ARIŞ ile ARIŞ
( Kolun, dirsekten parmaklara kadar olan bölümü. İLE Çözgü. İLE Araba oku. )
- ARISTO VE İBNİ SİNÂ VE IMMANUEL KANT ile/ve ARISTO VE İBNİ SİNÂ VE KUTBUTTİN RÂZÎ VE IMMANUEL KANT
- ARİSTO ile/ve/||/<>/> EINSTEIN
- ARİSTO ve HAREZMİ
- ARİSTOKRASİ[Fr.] ile/||/<> ARİSTOKRAT[Yun.] ile/||/<> ARİSTOKRATİK[Fr.]
( Aristokrat olma durumu. İLE Sınıf farkı güden ülkelerde soylu sınıftan olan. İLE/||/<> Aristokrasiye ilişkin. | Seçkin, ince, yüksek tabakaya özgü. )
- ARISTON ile ARISTO(TELES)
- ARISTOTALES" değil ARISTOTELES
- ARİSTOTELES ASTRONOMİSİ ile/ve BATLAMYUS KOZMOLOJİSİ[astronomisi değildir!]
- ARİSTOTELES MANTIĞI/SERT NESNELER MANTIĞI ile/ve BULANIK MANTIK
- ARİSTOTELES ve/||/<> DEMOKRİTOS
- ARISTOTELES ile/ve/<> IMMANUEL KANT
- ARİSTOTELES ile/||/<> YORUM
( Aristoteles felsefesinin yorumlanması )
( İbn Rüşd (Averroes) tarafından 1180 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1126-1198) (Ülke: Endülüs) (Önemli katkıları: Aristoteles yorumları, felsefe ve tıp çalışmaları) )
- ARITA/IMARI PORSELENİ ile/ve NABESHIMA PORSELENİ
- ARİTHMETİC GEOMETRY ile/||/<> DİOPHANTİNE GEOMETRY
( Arithmetic geometry sayı kuramı ve cebirsel geometri birleşimiyken İLE Diophantine geometry rasyonel nokta problemleri üzerine odaklanır )
( Formül: Heights and L-functions )
- ARITMAK ile ARINDIRMAK
- ARİTMETİK İLE GEOMETRİK İLE HARMONİK ile/||/<> DİZİ TÜRLERİ
( Sayı dizisi çeşitleri. )
( Formül: an = a1 + (n-1)d )
- ARİTMETİK ORAN ve/||/<> GEOMETRİK ORAN
- ARİTMETİK ORTALAMA ile/||/<> GEOMETRİK ORTALAMA
( Aritmetik toplam/n, geometrik n.kök(çarpım) )
( Formül: Σ/n İLE ⁿ√(Π) )
- ARİTMETİK[Yun.] ile/||/<> ARİTMİ[Fr.] ile/||/<> ARİTMİK[Fr.]
( Matematiğin sayısal özelliklerini ve işlemlerini konu edinen dalı, sayısal. İLE/||/<> Yürek atışlarındaki düzensizlik. İLE/||/<> Düzensiz kalp ya da nabız atışı. )
- ARİTMETİK ile/ve/değil CEBİR ile/ve/değil GEOMETRİ
( Zaman. İLE/VE/DEĞİL Zemin/mekân. )
( ... İLE/VE/DEĞİL Aksiyomatik olarak kurulan ilk ilim. )
( ... İLE/VE/DEĞİL Dengeyi/itidali simgeler. )
( Geometri, mekânın yorumudur. )
( [not] ARITHMETIC vs./and/||/<>/< ALGEBRA
ALGEBRA instead of ARITHMETIC )
- ARİTMETİK ile/ve/||/<> LOGARİTMA[Yun.]
( ... İLE/VE/||/<> Büyük çarpmaları, bölmeleri, kök ve kuvvet alışlarını yapabilmek için bulunan bir yol. Biri geometrik, öbürü aritmetik olarak kurulan iki sayı dizisinden, aritmetik olanın her sayısı, karşılaştığı geometrik sayının logaritmasıdır. [1=0 | 10=1 | 100=2 | 1000=3 | 10.000=4 vb.] )
( ... İLE/VE/||/<> Çok büyük ve çok küçük olan sayılarla yapılacak işlemlerde kullanılır.
[Uzay bilimlerinde, bileşik faiz ve koordinat hesaplamalarında, deprem ve ses şiddetinin hesaplamalarında, kimyada pH hesabında, matematiksel konumu belirli olan iki nokta arasındaki uzaklığın hesaplanmasında ve bakterilerin çoğalma hızının hesaplanmasında kullanılır.]
[İlk kez, John Napier tarafından kullanılmıştır.] )
- ARİTMETİK/ASTRONOMİ ile/ve GEOMETRİ ile/ve ŞİİR ile/ve MÜZİK
( Zamanı hesap ettiğinizde Aritmetik, Astronomi; mekânı ölçmeye başladığınızda geometri; dili ölçmeye başladığınızda da şiir ortaya çıkar. Zaman ve dili beraber ölçtüğünüzde müzik ortaya çıkar. )
- ARITMOS ile/ve MEGETHOS
( Adet. İLE/VE Mikdar. )
( Sayılar kuramı. İLE/VE Geometrik cebir. )
( Hermes/Hermetik. İLE/VE Phytagoras/Pisagor. )
- ARİVA[İt.] ile ARİYA[Yun.]
( Yelkenli gemilerde direklere çıkma komutu. İLE Sancağı, yelkeni ya da sereni direkten aşağı alma. )
- ARİVİST[Fr.] değil/yerine/= HIRSLI, HARİS
( Ne pahasına olursa olsun hedefine, başarıya ulaşmak isteyen kimse, haris. )
- ÂRİYET değil/yerine/= ÖDÜNÇ, EĞRETİ
- ARIYORSAN:
ELİNİ ÖPECEK ve YAKASINA YAPIŞILACAK
( Kendi elini öp! VE Kendi yakana yapış! )
( ELİNİ ÖPECEK BİRİNİ ARIYORSAN, KENDİ ELİNİ ÖP!
YAKASINA YAPIŞILACAK BİRİNİ ARIYORSAN, KENDİ YAKANA YAPIŞ! )
- ÂRIZ[Ar. < ARZ] ile ÂRIZÎ[Ar. < ÂRIZ]
( Gelen. | Rastlantısal olay. | Dağ, bulut vs. gibi görünmeye engel olan her şey. | Yanak. İLE Sonradan çıkan. | Gelip-geçici, muvakkat. )
- ÂRIZ OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÂRİF OLMAK
- ÂRİZ[Ar.] ile ARÎZ[Ar.] ile ARÎZ[Ar. < ARZ]
( Ardıç ağacı. İLE Semiz. | Enli, geniş. | Alçakgönüllü, lâtif, lâyık. İLE Geniş, enli. )
- ÂRIZA[Ar.] ile ARÎZA[Ar. < ÂRIZ]
( Engebe. | Aksama, aksaklık. | Bir notanın sesini yarım ton yükseltmek, alçaltmak ya da eski durumuna getirmek için notanın soluna konulan diyez, bemol ve bekar belirteçlerinin ortak adı. İLE Küçüğün büyüğe yazdığı yazı. )
- ÂRIZÂN[Ar.] ile ÂRIZÂN[Ar. < ÂRIZ] ile ÂRIZÎ[Ar. < ÂRIZ | çoğ. AVÂRIZ]
( İki yanak. İLE Geçici olarak. | Tesadüfen, rastgele. İLE Sonradan çıkan. | Gelip geçici, muvakkat. )
- ARK[İng. < ARCH]/ARKUS[< ARCUS] değil/yerine/= YAY
- ARK/ARQ ile/||/<> ARKA/ARQA ile/||/<> ARKAG/ARQAG ile/||/<> ARKAR/ARQAR
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Dışkı. İLE Sırt, arka. | Sıkıntılı anlarda yardım eden kişi. İLE Argaç.[bez, halı, kilim gibi şeyler dokunurken, enlemesine atılan iplik] İLE Dişi dağ keçisi. )
- ARKA ÇIKMA ile/ve/değil/yerine KENDİNİ, ONUN YERİNE KOYMA
- ARKA FON[Fr. < FOND] değil ARKADA[Tr.] ya da FONDA
- ARKA KÖPRÜ/FİDANLIK KÖPRÜSÜ :
( Marmara ve Boğazlar Sahil Güvenlik Komutanlığının arkasında, Büyükdere Fidanlığının ön kısmındadır. Bu iki kurum arasında yol geçmektedir. )
- ARKA PARMAK BULUNANLAR ile/ve ARKA PARMAK BULUNMAYANLAR
- ARKA TEKER ile/ve/değil/||/<>/> ÖN TEKER
( Ön teker nereye giderse, arka teker de oraya gider. )
- ARKADA ile/ve/değil ARKANDA
- ARKADAŞ KAYBETMEK değil KİMİN, GERÇEK ARKADAŞ OLDUĞUNU ANLAMAK
- ARKADAŞ:
SAYISI ile/ve/değil/yerine NİTELİĞİ
( Başarıda belirli olur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Sıkıntıda belirli olur. )
- ARKADAŞ ile "ARKADAŞ"
( Herkesi arkadaş olur, her "arkadaş"ı da arkadaştır zannetme! )
- ARKADAŞ ile/ve/<> DOST ile/ve/<> KARDEŞ
- ARKADAŞ ile/ve REFÂKATÇİ
- ARKADAŞ ve/||/<> SAĞLIK
( İkisinin değeri ve önemi de kaybedilince anlaşılıyor ne yazık ki. )
- ARKADAŞ ile/ve/değil TANIDIK
( [ne yazık ki] Hesap yapanların, arkadaşları/dostları yoktur. Sadece, "hesaplarına"/"çıkarlarına"/"beklentilerine" uyan "tanıdıkları" vardır. )
( [not] FRIEND vs./and/but ACQUAINTANCE )
- ARKADAŞIMDAYIM(ANNEMDEYİM) ile "ARKADAŞIMIN(ANNEMİN) EVİNDEYİM"
- ARKADAŞI-NI (ARAMAK) ile ARKADAŞIN-I (ARAMAK)
( Onun arkadaşı. İLE Kendi arkadaşın. )
- ARKADAŞINLA KARDEŞ (GİBİ) OLMAK/OLABİLMEK ile/ve KARDEŞİNLE KARDEŞ OLMAK/OLABİLMEK
- Arkadaşınla KONUŞ!!!
- ARKADAŞLARI ile/ve/<> DÜŞMANLARI
( Yakın tutmalı! İLE/VE/<> Daha da yakın tutmalı! )
- ARKADAŞ/LIK ile DOST/LUK ile KARDEŞ/LİK
( Belirli seviyede tutulan iletişim ve paylaşımın, dolayısıyla ilişkinin durumu. İLE Dostlukta son derece derin ve yoğun yakınlık, iletişim ve paylaşım vardır. Bir kişinin birini "Samimi arkadaşım/kankam(kan kardeşim)" olarak tanıtması için en temelde, o iki kişinin sırlarını paylaşabilmesi ve Para ve Seks durumu hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olma durumu vardır. )
( Dostluk, duygulu, erdemli iki kişi arasında, kendiliğinden oluşuveren bir anlaşmadır. Duygulu diyorum, çünkü bir keşiş, dünyadan el etek çekmiş biri, hiç kötü olmaz da dostluk nedir bilmeden yaşayabilir. Erdemli diyorum, çünkü kötülerin, olsa olsa suç ortakları olur, haz düşkünlerinin zevk ve eğlence arkadaşları, çıkarlarını arayanların ortakları vardır, siyaset kişileri, çevrelerine fitne fücurlar toplar, çoğu avarenin bağlılıkları, prenslerin dalkavukları olur; erdemli kişilerin, yalnız onların dostları vardır. )
( Eğlenebildiklerimizle. İLE/VE/<> Anlatabildiklerimizle. İLE/VE/<> Ağlayabildiklerimizle. )
( "Geçerken uğra" der. İLE "Geç, erken uğra!" der. )
( ... İLE Kişiyi, hiçbir zaman/koşulda, terk etmeyen. )
( Herkes dost olamaz! Dost olmayana, arkadaş demenin farkını görmek ve buna göre kullanmak gerekir. )
( Eğer hiç dostun yoksa sen bir dost ol! )
( Derviş, dostum demez! Dost, hiçbir zaman, yanından ayrılmayacak kişidir. Ancak, gerçekten dost olunacak kişi için kullanılabilir. )
( Tek dostumdur... Gökteki yıldızlar! )
( SEN, SANA DOSTSUN!
[HABERİN YOK] )
( Kişilerin en âcizi, dost edinmeyendir! Bundan da âcizi ise dostunu yitirendir. )
( İyi arkadaş, yanında, yüksek sesle konuşup düşünebileceğin kişidir. )
( "Dostlarım! Dünyada dost yoktur!" )
- ARKADAŞLIK ve/> YOL
( Önce arkadaş, sonra yol. )
( Evvel refîk, sümme tarîk. )
- ARKADAŞ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< YOLDAŞ/LIK
( Bir yere kadar. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yolun sonuna kadar. )
- ARKADAŞTILAR değil ARKADAŞLARDI
- ARKAİK[Fr.] ile/||/<> ARKAİZM[Yun.]
( Klasik çağ öncesinden kalma. | Modası geçmiş, eskimiş. İLE/||/<> Konuşulan ve yazılan dilde kullanımdan düşmüş eski sözcük ve deyimleri kullanma. | Geçerliliğini yitirmiş, bir başka çağa özgü şeylerin niteliği. )
- ARKAİK ile/ve/<> GELENEKSEL
- ARKAİK ile KADÎM
- ARKA/SINDAKİ ile/değil ARD/INDAKİ
- ARKASINI GÖRMELİ!
- ARKATASAR/ARKAPLAN ile ALTYAPI
( BACKGROUND vs. SUBSTRUCTURE )
- ARKATASAR ile ZEMİN
( BACKGROUND vs. GROUND )
- ARKE ile/ve/değil/yerine İLKE
( Doğada. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Zihinde. )
- ARKEOLOG[Yun.] ile/||/<> ARKEOLOJİ[Yun.] ile/||/<> ARKEOLOJİK[Fr.] ile/||/<> ARKEOZOİK[Fr.] ile/||/<> ARKETİP[Fr.]
( Arkeoloji uzmanı. İLE/||/<> Eski çağlardan kalan eserleri, tarih ve sanat yönünden inceleyen bilim. İLE/||/<> Arkeoloji ile ilgili. İLE/||/<> Tüm taşlarda şiddetli başkalaşımların olduğu zaman. İLE/||/<> Sanatın çeşitli kollarında olabilecek özellik taşıyan, ilk örnek. )
- ARKEOLOG değil/yerine/= ESKİLBİLİMCİ
- ARKEOLOJİ:
GEÇMİŞİN BİLİMİ ile/ve/değil/||/<>/> GELECEĞİN BİLİMİ
- ARKEOLOJİ ileve/||/<> BİYOLOJİ
( ARCHAEOLOGY vs./and/||/<> BIOLOGY )
- ARKEOLOJİ ile/ve/||/<>/> DENEYSEL ARKEOLOJİ
( )
- ARKEOLOJİ/K değil/yerine/= ESKİLBİLİM/SEL / KAZI BİLİMİ
( Tarih öncesi ve eski çağlardan kalma yapıtları, tarih ve sanat açısından inceleyen bilim. )
- ARKETİP değil/yerine/= İLK ÖRNEK
- ARKETİP ile PROTOTİP
( Tarihsellik. İLE İlkesellik. )
- ARKHİTRAV(ARŞİTRAV) ile/||/<> GÖLGELENDİRME ile/||/<> VOLÜT
( Antik mimarlıkta, sütunların taşıdığı, bir sütun ekseninden öteki sütun eksenine uzanan taş hatıllar(kiriş). İLE/||/<> Batı sanatında nesnelere oylum ve derinlik kazandırma yöntemi. Açık ve belirli bölümlerin karanlık bırakılması, böylece keskin belirli yerlerinde sertlik ve körelik boyaması sonucu elde edilen görsel etki. İLE/||/<> İyon sütun başlıklarında bulunan, spiral biçimli kıvrımlar. )
- ARKIŞ/ARQIŞ ile/||/<> ARKIŞ/ARQIŞ/MÜRSEL[Ar.] ile/||/<> ARKUÇI/ARQUÇI/RESUL[Ar.]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kervan. İLE Uzak bir ülkedeki birine yollanmış kişiye verilen ad. İLE İki kişi arasında aracı olan. Evliliklerde dünürler arasında gidip gelen kişi. )
- ARKİTEKT[Yun.] değil/yerine/= MİMAR
itibarı ile 49.818 başlık/FaRk ile birlikte,
49.818 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(13/201)
(1996'dan beri)