C ve Ç ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 19.617 başlık/FaRk ile birlikte,
19.617 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(76/80)
- ...'YA GEREK YOK ile/değil/yerine ... YETERLİ
- [ya]
İSTİKLÂL ya da ÖLÜM
( )
- YA ÖYLE, YA ÖYLE ile YA ÖYLE, YA BÖYLE
- [ya] TÂLİP OLMA! ya da ŞİKÂYET ETME!
- [ya] YALAN BEYAN ile/değil/yerine/ya da SUSMA HAKKI
( Sanık, yalan söylese bile sözlerinde çelişkiye düşer ve onlardan ipuçları elde edilebilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/YA DA Sanığı, doğru söylemeye zorlamak, insanın varoluşuna, onuruna ve kişi haklarına aykırı olur. [Kişinin, kendini, ceza tehdidi altına sokması olanaklı değildir.] )
- [ya] YENİLECEĞİZ değil/yerine/ya da/>< YENİLENECEĞİZ
- YABAN KOYUNU ile ARGALI/ARGALİ
( ... İLE Boynuzlugillerden, Kuzeydoğu Asya'da yaşayan, büyük boynuzları olan yabanıl bir koyun. )
( ... cum OVIS AMMON )
- ÖZDEŞ KÜME/YABANCI TOPLULUĞU/SÖMÜRGE/GÖÇMEN/KOLONİ/COLONY ile TOPLULUK/NÜFUS/POPÜLASYON
( Aynı türden organizmaların bir arada yaşadığı topluluk. İLE Aynı türden organizmaların belirli bir alanda yaşadığı ve ürediği topluluk. )
- YABANCI ile/ve/değil/yerine BAŞKALARI
( [not] FOREIGN vs./and/but OTHERS
OTHERS instead of FOREIGN )
- YABANCI ile/ve/değil/yerine/||/<> BİLİNMEYEN/TANINMAYAN
- YABANCI ile DIŞARIDA TUTULAN
( YABANCİN ile ... )
( PAPALAGİ: Yabancı. | Göğü delen adam. [Göğü Delen Adam (Ayrıntı Yay.) kitabını okumanızı salık veririz] )
- YABANCI ile/ve YIRTICI ile/ve VAHŞİ
( PHALANG/GUAVA[Tayca] ile/ve ... )
( STRANGE vs./and WILD )
- YABANCILAŞMA ile/ve/> KORKU
( ALIENATION vs./and/> FEAR )
- YABANCILAŞMA ile/ve/||/<>/> YADSIMA
- YABANCILAŞMA ile/ve/> YALAN
( ALIENATION vs./and/> LIE )
- YABANCILAŞ(TIR)MAK ile/ve/<> ÖTEKİLEŞ(TİR)MEK
- YABANCI ile/ve/değil/||/<>/< YENİ
( [not] STRANGE vs./and/but/||/<>/< NEW )
- Yabancı dil değil TÜRKÇE KONUŞ!!! -ile/değil
- YABLO AÇMAZI ile/ve/||/<> TANRILAR AÇMAZI
- YAD ile YÂD[Fars.]
( Yabancı. İLE Anma. | Hatır, gönül. )
- YADA ile/değil YÂDA[< YÂD(Fars.) + A(Tr.)] ile/değil YA DA
( Doğal taş. İLE/DEĞİL Anma/ya. İLE/DEĞİL Bağlaç.[Seçeneği, çeşitliliği ya yeğlemeyi/tercihi belirten söz.] )
- YADERKLİK = İĞTİYAR = HETERONOMY[İng.] = HÉTÉRONOMIE[Fr.] = HETERONOMIE[Alm.] = HETEROS:BAŞKASI, NOMOS:YASA[Yun.]
- YADIRGAMA ile/ve/> RED
( TO REGARD AS A STRANGER vs./and/> TO DENY )
- YADSIMA ile/ve/||/<> GÖZARDI ETME
- YADSIMA >< KUTSAMA
- YADSIMA = NEFİY/NEFY = NEGATION = NÉGATION[Fr.] = NEGATION[Alm.] = NEGATIO[Lat.] = APOPHASIS[Yun.] = NEGACION[İsp.]
- YADSIMAK ile/ve/<> ÖNEMSEMEMEK
- YAĞ BEZELERİ:
LİPOM ile YAĞ KİSTİ
( Katı. İLE Daha çok sıvı. )
( Genelde/çoğunlukla ağrı yapmazlar.[çok ileri derecede ve bir yere bası olmadıkça] )
- YAĞ BEZESİ ile/ve/<> YAĞ KİSTİ ile/ve/<> YAĞ BİRİKİNTİSİ
- YAĞIŞ ile KONVEKSİYON YAĞIŞ
- YAĞLAMAK ile YALAMAK
- YAĞLARDA:
UÇUCU ile/ve SABİT
( Çiçek, yaprak, kokulu. [biberiye, nane] İLE/VE Meyve, tohum. [badem, ısırgan, z.yağı] )
- YAĞLI CİLT ile/ve/<> SİVİLCELİ CİLT
( Organik Yağlı ve Sivilceli Ciltler için özel kremler )
- YAĞMUR ADAM ve/||/<>/> TEMPLE GRANDIN
( ... VE/||/<>/> Otizmin, bireyler ve toplum tarafından algısı, yorumlanışı, gösterilen yanlış tepkiler yerine yapıcı yaklaşımların farkını harika bir süreç ve anlatımla sunuyor. )
( Otizmli Bireylerle İlgili Çekilmiş 17 Film...
- Temple Grandin
- Barfi
- Mary&Max
- Yağmur Adam /Rain Man
- My Name is Khan
- Benim Adın Sam /I am Sam
- Snow Cake
- Ocean Heaven /Hai Yang Tian Tang
- Ben X
- The Black Balloon
- Campeones
- Adam
- Mozart be Balina / Mozart and the Whale
- Çok Gürültü ve Çok Yakın
- Sevgili John
- Silent Fall
- Molly )
- YAĞMUR ile/ve KIRK İKİNDİLER
( ... İLE/VE Haziran-Temmuz aylarında 40 gün boyunca, ikindi zamanları 20-30 dakikalık sağnak yağış. )
- YAĞMUR ile/değil ÇIVGIN/ŞIVGIN
( ... İLE/DEĞİL Rüzgâr ve karla karışık yağan yağmur. | Ağaç sürgünü, filiz. )
- YAĞMUR ile MUSON[Fr. < Ar.]
( ... İLE Güney Asya kıyılarıyla Hint Denizi'nde, yaz ve kış mevsimlerinde, birbirine ters yönlerden esen geniş alanlı rüzgâr.[Yaz musonu, nemlidir.] )
( RAIN vs. MONSOON )
- YAĞMURCA ile YAĞMURCA ile YAĞMURCA
( Geyik. İLE Dağkeçisi. İLE Uzunköprü-Edirne ve Giresun'un bir köyü. )
- YAĞYI/YAĞSI değil YAĞI
- YÂHÛD[Ar.] ile Yahûd/Yehûd[Ar.]
( Ya da, ya da, isterseniz. | İyisi, daha doğrusu. İLE Yahudî. Hz. Yâkub'un oğlu Yahuda soyundan gelenler, İsrailoğulları. )
- YAHUDİLİK'TE:
SEFERADLAR ile/ve AŞKENAZLAR ile/ve KARAİLER
- YAKA-PAÇA (ATMAK)
- YAKA ile KLAPA/KLAPE[Alm. < KLAPPE]
( ... İLE Yakanın, göğüse doğru inen devrik bölümü. )
- YAKARIŞ ile/ve/<> HAYKIRIŞ
- YAKARIŞ ve/||/<>/> TÖVBE
- YAKICI ile YIKICI
- BOĞULMA:
YAKIN ile/ve/||/<> YAŞ/KURU ile/ve/||/<> ETKİN/EDİLGEN
( )
- YAKIN KAYBI ve/||/<>/> KAYIP KAYGISI
- YAKIN OLMAK:
"ASRA" ile/değil ASLA
- YAKIN/YAKINEN ile YAKÎN[< YAKN]/YAKÎNEN
( Yakın: Uzaklık/mesafeyle ilgilidir[uzakta olmayan] | Muhabbet ve sevgi duyulan, dayanışma içinde olunan kişi/ler. İLE/DEĞİL Kesinlik, eminlik. | Ölüm. | İlm-el-Yakîn > Ayn-el-Yakîn > Hakk-el-Yakîn )
( Yakından tanımak/bilmek, bir yakını olarak değerlendirmek. İLE/DEĞİL Kesin veri/bilgi ile değerlendirmek/bilmek. )
( YAKÎN ile ZANN ile ŞEKK ile VEHM
[ %100 İLE %50 üzeri. İLE %50 İLE %50 altı. ] )
- YAKINLAŞMA ile/ve/||/<>/> UZAKLAŞMA GEREKSİNİMİ
- YAK(IN)LAŞMAK ve/< TÖVBE (ET/MEK)
- YAKINLAŞMAK ve/||/<> YALINLAŞMAK
- YAKINLIK[< KURBİYET / KURBAN] BAYRAMIMIZ:
HAYVAN KESEREK / CAN ALARAK değil/yerine
SEVDİKLERİMİZİ, BİRBİRİMİZİ ANLAMAK VE
YAKINLAŞMAK[< KURBİYET / KURBAN] İÇİN BİR ŞEYLER(İN)DEN VAZGEÇEREK/VEREREK...
- YAKINLIK:
SIKICI ile/ve/değil/||/<>/< BOĞUCU
( Kavuşmada[vuslatta], bıkma/sıkılma[gına] vardır. )
- YAKIN/LIK ile/ve/<> YATKIN/LIK
- YAKINMA/ŞİKÂYET" değil/yerine/>< CESARET
- YAKINSAK MERCEK ile/||/<> IRAKSAK MERCEK
( Yakınsak toplar, ıraksak dağıtır )
( Formül: f>0 İLE f<0 )
- YAKINSAMA ile/ve/||/<> YAKLAŞMA
- YAKIŞAN/YAKIŞMAYAN" ile/ve/değil/||/<>/< UYGUN DÜŞEN/DÜŞMEYEN
- YAKIŞIKLI ile GÜZEL
( Baylar için kullanılır. İLE Bayanlar için kullanılır. Yüz güzelliği için özel bir sözcük vardır["Sabâhat"]. [Nadiren erkekler için de kullanılıyor.] ( Öz Türkçe'de "Göz-el"dir. Göze hitap eden. Zamanla "Güzel"e dönüşmüştür. )
( HANDSOME vs. BEAUTIFUL )
- YAKLAŞMAK ile/ve YANAŞMAK
- YAKOMOZ değil YAKAMOZ
- YAKUT[Ar.]/KIZILTAŞ/ALTAŞ ile YAKUT
( Pembe ya da erguvan tonları ile karışık, koyu kırmızı renkte, saydam bir korindon türü olan değerli taş. | Yakuttan yapılmış ya da yakutla süslenmiş olan. İLE Kuzeydoğu Sibirya'da yaşayan bir Türk topluluğu ya da bu topluluktan olan kişi. | Bu topluluğa özgü olan, bu toplulukla ilgili. )
- YAKUTİSTAN'IN İKİ RESMİ DİLİ:
YAKUTÇA ile/ve/<> RUSÇA
( Yakutça, Türk dilinin kuzey grubundan S kolu olarak kabul ediliyor.[YAZ=SAS, YOL=SOL] )
- YAL DERVİŞİ/EHLİ ile KAL DERVİŞİ/EHLİ ile HAL DERVİŞİ/EHLİ
( YAL: Yol yiyeceği. )
( Derviş, iyi niyetini bilgeliğiyle birleştirebilmiş insandır. )
( ELE GELENİ YERSİN
DİLE GELENİ DERSİN
BÖYLE DERVİŞLİK DURSUN
SEN DERVİŞ OLAMAZSIN )
( DERVİŞİN...
HER SÖYLEDİĞİ DOĞRU OLMALI
HER DOĞRUYU SÖYLEMEK DOĞRU DEĞİLDİR
HER SÖYLEDİĞİ HAKK OLMALI
HER HAKK'I SÖYLEMEK HAKKIN DEĞİLDİR )
( Keşkül Dergisi'nden: Derviş I, Derviş II )
- [ne yazık ki]
YALAKA/LIK/DALKAVUK/LUK ile/ve/<> YARDAKÇI/LIK
( ... İLE/VE/<> Özellikle kötü işlerde birine yardım eden kişi. )
( TEKÂPÛ ile/ve/<> ... )
- YALAN:
HATA değil İHANET
- YALAN KONUŞMAK değil YALAN SÖYLEMEK
- YALAN (MI?) ile YANLIŞ (MI?)
- YALAN:
SAFSATA ile/ve/<> MECAZ ile/ve/<> PROPAGANDA ile/ve/<> REKLAM ile/ve/<> HABER
( Felsefede. İLE/VE/<> Yazında(edebiyatta). İLE/VE/<> Siyasette. İLE/VE/<> Ticarette. İLE/VE/<> Gazetecilikte. )
- YALAN SÖYLEME! ile/değil/yerine DOĞRUYU SÖYLE!
( Suçlamak. İLE/DEĞİL/YERİNE Yol göstermek. )
- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil DOĞRUYU SÖYLEYEMEMEK
( [not] TO LIE vs./and/but NOT TO SAY THE TRUTH )
- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil/<> DUYMAK İSTENİLENİ (İSTENİLDİĞİ BİÇİMDE) SÖYLEMEK
- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<> GERÇEĞİ ÇARPITMAK
- YALAN SÖYLEMEK ile/değil/yerine/>< GERÇEĞİ SÖYLEMEK
( Geleceğinizin önemli/belirleyici bir parçası olur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Geçmişinizdeki (herhangi) bir parçadır. )
( If you tell the truth, it becomes a part of your past. If you lie, it becomes a part of your future. )
( [not] TO LIE vs./but/>< TO SAY THE TRUTH
TO SAY THE TRUTH instead of TO LIE )
- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil/<>/< GİZLEMEK
- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<>/> KENDİ YALANINA İNANMAK
- YALAN SÖYLEMEMEYİ ÖĞRENMEK/BİLMEK ile/ve/<> YALAN SÖYLEYEMEMEYİ ÖĞRENMEK/BİLMEK
( Öğrenmiş ve uyguluyor olmak gerek. İLE/VE/<> [hâlâ öğrenilemediyse] Özellikle çocuklardan öğrenilebilir. )
- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEYEN ile/değil/yerine/>< DOĞRU SÖYLEYEN
( İkna etmeye çalışır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sadece anlatır. )
( Yalan söyleyen/ler, doğru söyleyen(ler)e inanmaz. )
- YALAN SÖYLEYİP UTANMAK değil/yerine/>< DOĞRUYU SÖYLEYİP/DÜRÜST OLUP "KAYBETMEK"(/KAZANMAK)
- YALAN SÖYLÜYORSUN! ile/değil/yerine HATA EDİYORSUN
- YALAN SÖYLÜYORSUN! değil YALAN!
( Doğru/yanlış, tüm bireylere ve olguya/olaylara tâbidir. Dolayısıyla doğrudan ya da "dolaylı" olarak belirli/bir kişiyle sınırlanamaz/odaklanamaz! )
- YALAN-YANLIŞ
- YALAN ile AD/TANIM DEĞİŞTİRMEK
( LIE vs. TO RENAME )
- YALAN ile/ve/değil/||/<>/> ALDATMA
- YALAN ile BAHÂNE
- YALAN ile/değil BİRŞEY SÖYLEMEMEK
- YALAN ile DOĞASINA UYGUN DAVRANMAK
( LIE vs. BEHAVE IN THE SELF OF NATURE )
- YALAN ile/değil/yerine/>< DOĞRU
( [ne yazık ki] Yalan, öyle işlemiş ki bireylerin diline, "doğruyu söylemek gerekirse" diye bir kalıp "var". )
( Ocağını batırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Onurunu artırır. )
( Doğruları biliyorsak, yalanları dinlemek, eğlencelidir. )
- YALAN ile FARKLILAŞTIRMA
- YALAN ile/ve/değil/yerine FELSEFE
( [not] LIE vs./and/but PHILOSOPHY
PHILOSOPHY instead of LIE )
- YALAN ile/değil/yerine/>< GERÇEK
( Yüksek sesle çıkar, gürültülüdür ve çok söz söyletir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sessizdir ve az söz söyletir. )
- YALAN ile HAKARET
- YALAN ile İFTİRA
- YALAN ile IĞRIP
( ... İLE Yalan, düzen. )
- YALAN ile/ve İLGİLENMEME/UĞRAŞMAMA (İSTEĞİ)
( LIE vs./and (INCLINATION OF) NOT TO INTEREST )
- YALAN ile KAMUFLAJ
( LIE vs. CAMOUFLAGE )
- [ne yazık ki]
YALAN ile/ve/||/<> KAŞKARİKO[argo]
( ... İLE/VE/||/<> Oyun, dolap, düzen. | Yalan. )
- YALAN ile/ve/değil/yerine/||/<> KISMEN "DOĞRU"
- YALAN ile KITIR
( ... İLE Uydurma söz. )
( LIE vs. FICTITIOUS WORD )
- YALAN ile/||/<> KÖTÜ YALAN
( Kötüdür. İLE/||/<> Daha kötüdür. )
- YALAN ile/ve/||/<> KURT MASALI
( ... İLE/VE/||/<> Birini oyalamak, kendini suçsuz göstermek için ileri sürülen gereksiz, inandırıcı olmayan sözler. )
- YALAN ile/değil/yerine MASAL
( Portakalı soydum
Başucuma koydum
Ben bir yalan uydurdum. İLE/DEĞİL/YERİNE Ben bir masal uydurdum. )
- YALAN ile/ve/değil OYALAN
( "O yalan, bu yalan"... Var, biraz da sen oyalan! )
- YALAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖZVERİ
( )
- YALAN ile/ve PALAVRA[İsp. < PALABRA]/MARTAVAL[argo]
( ... İLE [eskiden] Genellikle posta vapurlarında, üst güvertenin altındaki güverte. | [argo] Herhangi bir konuda, gerçeğe aykırı, uydurma söz ya da haber. Uzun ve boş konuşma. )
- YALAN ile ŞAKA
( Dürûg-zen(yalancı) olursa bir evde, düzen olmaz o evde. )
( Zekâ, doğruluk Hürmüz'ün; cehalet, yalan ise Ehrimen'in sıfatlarıdır. )
( LIE vs. JOKE )
- YALAN ile/ve/değil/<> SANAL
- YALAN ile/ve/=/<>/< ŞİRK
- YALAN ile/ve/||/<>/> TALAN
- YALAN ile/değil ÜSTLENME
( [not] LIE vs./but TO TAKE ON )
- YALAN ile/ve/||/<>/> UTAN(DIR/IL)MAK
- YALAN ile/ve/değil/||/<> YANLIŞ
( İzin verilmez. İLE/VE İzin verilebilir. )
( [argo] MAVAL[: Uydurma söz.] ile/ve ... )
( "Yalan söylemişim" ve "Yanlış anlattım" diyemeyiz.["Yalan söyledim" ve "Yanlış anlatmışım" diyebiliriz.]
"Zannedersem" de diyemeyiz.["Zannediyorum/zannederim" diyebiliriz.] )
( MEYN ile/ve GALAT
BECEL: Yalan, iftirâ. | Şaşma.
BEHÎTE: İftirâ, yalan söz. )
( LIE vs./and WRONG )
( MAVAL[: Uydurma söz.] ile/ve ... )
- YALAN ile/ve/||/<>/> YAVAN
- YALANCI(EPİMENİDES) AÇMAZI ile/ve/||/<> KENDİNİ DEĞİŞTİRME AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI
- YALANCI İLAÇ AÇMAZI ile/ve/||/<> KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN İNANÇ AÇMAZI
- YALANCI yerine SAHTE
- YALANCI ile/ve/değil/||/<>/< YABANCI
- YALANCI ile/değil YANILICI
- YALANCI/LIK ile/değil/yerine/>< DOĞRULUK / DÜRÜST/LÜK[Fars.]
( Haksız da olsa hiç susmaz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İncitilirse, bir daha hiç konuşmaz. )
- YALANCI/LIK ile MİTOMAN/İ
( ... İLE Kendi söylediği yalana inanma sayrılığı. )
- YALAN-DOLAN
- Yalanı DİNLE!!!
- YALANLAMAK ile/değil/yerine YANLIŞLAMAK
- [ne yazık ki]
YALANLARLA OYALANMAK ile/değil/yerine/>< GERÇEKLERLE "YARALANMAK"
- Yalansız KONUŞ!!!
- [ne yazık ki]
YALAP-ŞAP / YALAP ŞALAP YARIM-YAMALAK (İŞ YAPMAK)
( Baştan savma, üstünkörü, yarım yamalak. )
- YALÇIN ile YALMAN ile YALPAK ile YALPI ile YALPIK ile YALPILI
( Düz, sarp. | Düz, kaygan. İLE Eğik, eğinik. | Sarp, dik. | Kesici ve batıcı araçların, kesen ya da batan bölümü. İLE Sokulgan, cana yakın. | Yüze gülücü, dalkavuk. | Sarp yer, uçurum. İLE Eğimli yüzey, yamaç. | İki tepe arasındaki düzlük. İLE Derinliği az ve geniş olan, yayvan. İLE Bir yanı, öbüründen yüksek ya da kalın. )
- YALIM/YALIN ile YALIM
( Alev. İLE Bıçak gibi kesici araçların, keskin yüzü, keskinlik. )
- YALIN DÜŞÜNCE ve/||/<>/> SEZGİ ve/||/<>/> TASARIM ve/||/<>/> KAVRAM
- YALIN (ÖNERME) = VAKİİYE = ASSERTORIC[İng.] = ASSERTORIQUE[Fr.] = ASSERTORISCH[Alm.] = ASSERERE[Lat.]
- YALIN ile YALINÇ
( ... İLE Birleşik olmayan, yalnız bir maddeden oluşan. | Karışık olmayan, basit. )
- YALINGAÇ ile YALINKAT
( Kabuğu çatlayıp soyulan. İLE Tek katı olan. | Sağlam olmayan, dayanıksız. | Basit, derinliği olmayan, üstünkörü. )
- YALINLIK ile/ve/||/<> BİREYLİK
- YALIN/LIK ve/||/<> ESNEK/LİK
- YALITILMIŞ/LIK ile/ve/<> TEK YANLI/LIK
- YALITMA/YALITIK/İZOLE[Fr., İng. ISOLE < Lat.] ile YOK ETME, GİDERME/İZALE[Ar.]
- YALNIŞ değil YANLIŞ
( "Yanılma"dan akılda kalabilir. )
- YALNIŞ değil YANLIŞ
- YALNIZ ... ile SADECE ...
( ONLY ... vs. JUST ... )
- YALNIZCA ile/değil İLKSEL OLAN
- YALNIZLIK ile/ve/||/<> "DEĞERSİZLİK" ile/ve/||/<> "BOŞLUKTALIK"
- ÜZÜLME(MELİ)!:
[ne] YALNIZLIK('A) ne de YALAN('A)
- YALNIZLIK/LAR ile/ve/<> YANLIŞLIK/LAR
- YALPALAMA(") ile/<> (")TÖKEZLEME(")
- YALVAÇ =/< MANAR ANT-OK-YASI
( Isparta'nın ilçesi. =/< Isparta'nın, Yalvaç ilçesinin, kadîm dönemlerdeki "Öncü kahramanın yemin birliği diyarı" anlamına gelen ön-Türkçe adı. )
- YALVAÇ ile YALVAÇ
( Isparta'nın ilçesi. İLE Kitap getirmiş peygamber. )
- YALVAR-YAKAR (OLMAK)
- YAMAÇ ile/ve GÜZEY
( ... İLE Az güneş alan çok gölgeli kuzey yamaç. )
( Dağların güzeyindeki karlar geç erir. )
- YAMRU YUMRU
( Eğri büğrü, çarpık, engebeli. )
- YAMUK YUMUK (İŞLER YAPMAK)
- YAMULTMAK ile RAYINDAN ÇIKARMAK
- YAMYAM("İNSAN YİYEN İNSAN") ile/değil/yerine/>< İNSAN
( )
- YAN TÜMCECİK ile ...
( SUBORDINATE CLAUSE )
- YAN YANA (GELMEK)
- YAN YANA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> CAN CANA
- YAN YANA/LIK | ARD ARDA/LIK ile/ve/||/<>/> BİRARADA/LIK
- YAN YANA/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİRLİKTE/LİK
- YAN ile/ve/||/<>/> YÖN
- YANAY >< YATAY
( Bir nesnenin, düşey kesiti. | Katmanları gösteren kesit. >< ... )
- YANGININ/İLTİHABIN:
ÇOĞU ile/ve/||/<> AZI
( Yaşlandırır. İLE/VE/||/<> Kanser (olasılığını) artırır. )
( )
- YANİ ile/ve SONUÇTA
- YA'NÎ[Ar. < ANÂ] ile YÂNİ'[Ar.]
( Demek, şu demek. | Sözün kısası, doğrusu, senin anlayacağın. İLE Kıvama gelmiş, olmuş; pişkin. )
- YANIK" ile/değil/yerine/>< UYANIK (OLMAK)
- YANILGI ile/ve/<> YANILTI
( Yanılma durumu, yanlış davranış. | Bir sanatla, bir bilimle ilgili kuralların gereği gibi uygulanmayışından doğan sonuç. | Yanlışı doğru ya da doğruyu yanlış sanma. İLE/VE/<> Sonucu bakımından çok önemli olmayan yanlışlık. )
- YANILMA = HATA = ERROR[İng., Lat., İsp.] = ERREUR[Fr.] = IRRTUM[Alm.]
- YANILMA ile/ve/<>/>/< YARILMA
- YANILSAMA ile/ve/||/<>/> TUZAK
- YANILSAMADA/YANILTMADA:
"YERDEN KALDIRMA" ile/ve/||/<> "GÖRÜNÜŞTEN KALDIRMA" ile/ve/||/<> "ÜRETİM" ile/ve/||/<> "AKTARIM" ile/ve/||/<> "YER DEĞİŞTİRME" ile/ve/||/<> "İÇİNE GEÇİRME" ile/ve/||/<> "YENİDEN OLUŞTURMA" ile/ve/||/<> "KAÇIRMA/ÇIKARMA" ile/ve/||/<> "UZTAŞIMA" ile/ve/||/<> "ÖNGÖRÜ"
(
Bu gönderiyi Instagram'da gör)( LEVITATION vs./and/||/<> VANISH vs./and/||/<> PRODUCTION vs./and/||/<> TRANSFORMATION vs./and/||/<> TRANSPOSITION vs./and/||/<> PENETRATION vs./and/||/<> RESTORATION vs./and/||/<> ESCAPE vs./and/||/<> TELEPORTATION vs./and/||/<> PREDICTION )
- YANILTMACA ile YANILTMAÇ
( Yanıltmak için, yanıltacak yolda söz söyleme. | Başkasını yanıltmak için, doğru olmadığı bilinerek yapılan uslamlama ve çıkarsama. İLE Ötekini yanıltıp başka şey söylemesine yol açacak biçimde düzenlenmiş söz. )
- YANILTMAK ile/değil YANLIŞLAMAK
- YANINDA OLABİLEN ile/ve/değil/||/<>/> YARIN'DA OLABİLEN
- YANINDA ile İKİNCİL
( BESIDE vs. PRIORITY )
- YANIŞÖLÇER
( Yanma verimini ve onu etkileyen etkenleri ölçmekte kullanılan aygıt. )
- YANITI OLAN ile/ve/değil/yerine SORUSU OLAN
( Yetişkin/ler. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Çocuk ve çocuksu yanını/zihnini sürdürebilen/ler. )
( [not] WHO HAS GOT ANSWER vs./and/but WHO HAS GOT QUESTION
WHO HAS GOT QUESTION instead of WHO HAS GOT ANSWER
[not] Adults. WITH/AND/BUT Children and who can continue to think childish.
Children and who can continue to think childish. INSTEAD OF Adults. )- YANIYORUM değil/yerine/>< UYANIYORUM
- YANKI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SELEN/SES
( AKSİSEDÂ, BİNT-ÜL-CEBEL[ )
( Yankı değil ses ol! )
( [not] ECHO vs./and/but/||/<>/< VOICE
VOICE instead of ECHO )- YANKICA ile YANSICA
( Başka birinin kullandığı söz ya da tümceleri, anlamsız olarak yankı gibi yineleme. İLE Başkasının yaptığı devim ve davranışları, anlamsız olarak yineleme. )
( EKOLALİ[EKHO: Yankı. | LALEIN: Ses çıkarmak.] ile EKOPRAKSİ[EKHO: Yankı, yansı. | PRAKSIS: Eylem.] )
- YANKI(LANMA) ile YANSI(MA)
( TÛF ile ... )
- YANLAMAK ile/değil/yerine/>< ANLAMAK
- YANLIŞ ANLAMAK ile/ve/<> ÇARPITMAK
- YANLIŞ ANLAMAK ile/değil YANLIŞ ANLAMLANDIRMAK
( Dünya, çeşitliliği içinde zengindir, fakat sizin yabancılık ve korku duymanız yanlış anlama yüzündendir. )
( [not] TO UNDERSTAND WRONGLY vs./but WRONG MEANING
The world is rich in diversity, but your feeling strange and frightened is due to misapprehension. )- YANLIŞ ANLAMIŞ OLMAK ile/değil ÜMİT ETMEK
( "Beni yanlış anlamışsın!" sözünün/durumlarının nedenleri daha çok ümit etmekten kaynaklanmaktadır! )
- YANLIŞ ANLA(ŞIL)MAK ile/ve/<>/değil BEKLENTİ
- YANLIŞ ANLAŞMA OLMUŞ/OLDU değil YANLIŞ ANLAŞILMA OLMUŞ/OLDU
( İsteşlik oluşturacak kadar aynı anda yanlış anlama söz konusu olamayacağından ve düşünceyi/durumu karşılayan sözcük/ek/kavram var ise, onu kullanmakla yükümlü olduğumuzu anımsayarak... )
- YANLIŞ ANLAŞMA değil YANLIŞ ANLAMA/ANLAŞILMA
- YANLIŞ ANLAŞMAZLIK değil YANLIŞ ANLAMA/ANLAŞILMA ya da ANLAŞMAZLIK
- YANLIŞ ANLATIM ile/değil KARŞILIK BULMAMA
- YANLIŞ ANLATIM ile/değil YETERSİZ ANLATIM
- YANLIŞ BULMAK/ARAMAK ile "YANLIŞ BULMAK"
- YANLIŞ BULMAK ile KATILMAMAK
- YANLIŞ/DOĞRU ile/değil KENDİNCE
- YANLIŞ DÜŞÜNMEK ile/değil FARKLI DÜŞÜNMEK
( [not] "THINKING WRONG" vs./but THINKING DIFFERENT )
- YANLIŞ/KÖTÜ/AŞIRI/ABARTILI KULLANILANLAR:
"SIKINTI YOK!" ve/<> "AYNEN" ve/<> "KESİNLİKLE" ve/<>
"HAYIRLISI" ve/<> "KISMET" ve/<> "TABİİ Kİ DE" ve/<>
"YAPILACAK BİR ŞEY YOK" ve/<> "BENCE DE"(
)
( )
- [ne yazık ki]
YANLIŞ OLANDAN, DOĞRUYU AYIRAMAMAK/AYIRAMAYAN ile/ve/<>
DOĞRU OLANDAN, YANLIŞI AYIRAMAMAK/AYIRAMAYAN- YANLIŞ YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> YALNIZ KALMAK
- YANLIŞ YERDE/ZAMANDA/KOŞULLARDA:
KALMAK değil/yerine KALKMAK- YANLIŞ YORUMLAMA ile/ve/değil/<> ÇARPITMA
- YANLIŞ ZAMAN VE YER ile/ve/||/<> "KÖRÜN TAŞI, KELİN KAFASINA DENK GELİRMİŞ"
- YANLIŞ ile/ve/değil ANLAMSIZ
( [not] FALSE/WRONG vs./and/but SENSELESS | ABSURD )
- YANLIŞ(HATÂ) ile AYIP
( DEH ÂK: ON AYIP
* ÇİRKİNLİK
* BODURLUK
* ZULÜM VE ADÂLETSİZLİK
* OBURLUK
* KÖTÜ DİLLİLİK
* YALANCILIK
* ACEMİLİK
* AKILSIZLIK
* KORKAKLIK
* UTANMAZLIK )( Ayıplara keşif bâtıldır. )
( MISTAKE vs. SHAMEFUL )
- YANLIŞ ile/değil/yerine BEYHÛDE
( [not] WRONG vs./but VAIN/FUTILE
VAIN/FUTILE instead of WRONG )- YANLIŞ ile/ve/değil "ÇARPIK"
- YANLIŞ ile/değil/yerine/>< DOĞRUSU
( SUYU:
YEMEKTE İÇMEK
YEMEKTEN 1 SAAT ÖNCE YA DA 1 SAAT SONRA İÇMEK
DUŞU: YEMEKTEN/KAHVALTIDAN SONRA, DOLU MİDEYLE YAPMAK
YEMEKTEN/KAHVALTIDAN ÖNCE, BOŞ MİDEYLE YAPMAK
NAYLON POŞETLER(İ KULLANMAK)
FİLE/SEPET (KULLANMAK)
YERE ÇÖP ATMAK
CEPTE/ÇANTADA TUTMAK
TAŞA-BAŞA-YAŞA OTURMAK
SAĞLIĞA UYGUN ZEMİNLERDE OTURMAK
YARAYI(/NIN ÜSTÜNÜ) KAŞIMAK
YARANIN ETRAFINI KAŞIMAK
TANSİYON ÖLÇÜMÜ'NDE:
SOL KOL
SAĞ KOL
( Sol Kol'dan alınan değerler Sağ Kol'a göre[doğru olan] 1'er derece daha yüksektir[sol kolun kalbe yakın olması nedeniyle]. )
EŞYALARI/ÇANTAYI:
BIRAKMAK, ORTAMA GÜVENMEK
YANINDA TUTMAK, SAHİP ÇIKMAK
( Eşyanın/çantanın yanınızda tutulmasının gerekliliği, çalınmaması için değil/yanısıra, bir hasar/kayıp ya da hırsızlık durumunda orada bulunan herkesi zan altında bırakmaması içindir. )
EŞYALARI VİTRİNDE/SANDIKTA/... TUTMAK/SAKLAMAK
EŞYALARI KULLANMAK
ASANSÖRDE: DOĞRUCA ADIM ATMAK
ADIM ATMADAN ÖNCE AYNAYI (KENDİNİ AYNADA) GÖRMEK
İLİŞKİYİ BİTİRMEK
İLİŞKİYİ DONDURMAK
KORNA
IŞIK/SELEKTÖR
TRAMVAY'DA, METRO'DA:
BİNMEYE ÇALIŞMAK
İNENLERE ÖNCELİK TANIYIP DAHA SONRA RAHATÇA BİNMEK
ÖNCELİK'İ TELEFONA/MESAJA VERMEK
ÖNCELİK'İ ORTAMA/ÇEVREYE/TOPLANTIYA/KİŞİLERE VERMEK
CEP TELEFONUNU:
KULAKLIKSIZ KULLANMAK
KULAKLIĞIYLA KULLANMAK
SUSMAK
SUSABİLMEK
ÇOCUKLARIN:
!YÜZÜNE TOKAT ATMAK
!KIÇLARINA VURMAK
KAPIYI VURMADAN/ÇALMADAN AÇMAK/GİRMEK
KAPIYI VURARAK/ÇALARAK AÇMAK/GİRMEK
AYAK SÜRÜYEREK YÜRÜMEK
AYAK SÜRÜMEDEN YÜRÜMEK
EĞİLMEK
ÇÖMELMEK
SORUNLARI (SADECE) KONUŞMAK
SORUNLAR İÇİN ÇÖZÜM ARAMAK/BULMAK
ADANMAK
(GEREKTİĞİ/YETERİ KADAR) ÖNCELİK/ÖNEM VERMEK
"ALACAKLININ, ALACAĞINI ALMAYA GİTMESİ"
BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ/BORCUNU, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ
SÖZCÜKTEN ANLAMA GİTMEK
ANLAMDAN SÖZCÜĞE GİTMEK
BİRİNE: 2 KEZ (VE ÜZERİ) BAKMAK
1 KEZ BAKMAK
TARİH AŞKI/TARİH NEFRETİ
TARİH BİLGİSİ
KIYAS
KARŞILAŞTIRMA
BELLEKTE TAŞIMAK
BİLMEK
ELEKTRİKLİ ÜRÜNLERİN KABLOLARINI:
PRİZE TAKTIKTAN SONRA CİHAZA BAĞLAMAK
ÖNCE CİHAZA KABLOSUNU TAKIP SONRA PRİZE TAKMAK
KONSERVE KAPAĞININ AÇILMASINDA KAPAĞINI:
KENDİNE DOĞRU ÇEKMEK
İLERİYE DOĞRU İTMEK
( Çok dikkat etmek gerek. Hiç farkında olmadan elinizi kesebilirsiniz! )
ASANSÖRDE:
DOĞRUCA ADIM ATMAK
ADIM ATMADAN ÖNCE AYNAYI (KENDİNİ AYNADA) GÖRMEK
KORNA
IŞIK/SELEKTÖR
TRAMVAY'DA, METRO'DA:
BİNMEYE ÇALIŞMAK
İNENENLERE ÖNCELİK TANIYIP DAHA SONRA RAHATÇA BİNMEK
TOPRAĞI:
GÜNEŞTE SULAMAK
GÖLGEDE/AKŞAMÜSTÜ SULAMAK
ÖNCELİK'İ:
TELEFONA/MESAJA VERMEK
ORTAMA/ÇEVREYE/TOPLANTIYA/KİŞİLERE VERMEK
GELEN TELEFONU/MESAJI/ÇAĞRIYI/MEKTUBU:
HER ŞEYİ BİR YANA ATARAK, KONTROLDIŞI/BİLİNÇDIŞI YANITLAMAK
ORTAMI/ÇEVREYİ/KİŞİYİ/KİŞİLERİ GÖZÖNÜNDE BULUNDURARAK UYGUN ZAMANDA, UYGUN TUTUM İLE YANITLAMAK
"BAK! BEN NE YAPTIM!" İÇİN YAPMAK
HİZMET OLARAK YAPMAK
KONUŞMAK
İSPATLAMAK
ÇOCUKLARIN:
YÜZÜNE TOKAT ATMAK
KIÇLARINA VURMAK
KAPIYI VURMADAN/ÇALMADAN AÇMAK/GİRMEK
KAPIYI VURARAK/ÇALARAK AÇMAK/GİRMEK
AYAK SÜRÜYEREK YÜRÜMEK
AYAK SÜRÜMEDEN YÜRÜMEK
EĞİLMEK
ÇÖMELMEK
( Yerden bir şeyi alacağamız zaman belden eğilerek değil dizleri kırıp çömelerek yükü dizlere vermek gerekir! )
ADANMAK
(GEREKTİĞİ/YETERİ KADAR) ÖNCELİK/ÖNEM VERMEK
ALACAKLININ ALACAĞINI ALMAYA GİTMESİ
BORÇLUNUN VERECEĞİNİ ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ
SÖZCÜKTEN ANLAMA GİTMEK
ANLAMDAN SÖZCÜĞE GİTMEK
( Sözlerin ötesine geçmeye çalışın. )
BİRİNE:
2 KEZ (VE ÜZERİ) BAKMAK
1 KEZ BAKMAK
TARİH AŞKI/TARİH NEFRETİ
TARİH BİLGİSİ
OSMANLI İMPARATORLUĞU
OSMANLI DEVLETİ
( Avrupa'lıların sonradan yüklediği bir tanımdır. Osmanlı hiçbir zaman imparatorluk olmamıştır! [insanı, hak ve hukuku hiçe saymak gibi bir tutumu yoktur] )
DUBLÖR
DUBLÜR
( Çıkrık. DEĞİL Büyük perdelerin astarı. )
( [Fr.] DOUBLEUR değil DOUBLURE )
KIYMAK
KILMAK
KIYAS
KARŞILAŞTIRMA
"( Tanım/Örnek: Bir sayfanın ikiye bölünerek, iki ayrı olgunun/kavramın kendi özlerinin iki ayrı sütunda sadece veri olarak dizilişi ve öylece yorum eklemeden bırakılması. İLE
Yapılan tablonun/karşılaştırmanın altına ekleme/yorum biçiminde göreceliliği, sınırlılığı ve kısıtlılığı potansiyelinin gözardı edilerek bir değerlendirme yapılması.(sınırı aşmak/bilmemek).
Sonuç: Kıyasın değil, karşılaştırmanın daha yerinde, arı, saf, doğru olacağı ve kıyas yapmama gerekliliği. )"
BELLEKTE TUTMAK/TAŞIMAK
BİLMEK
( Bilgi 2'dir.
1. Hakkında veri sahibi olmak.
2. Nerede bulacağını/bulabileceğini bilmek.
[Bu çağda olması gereken ve öncelikli olan nerede bulabileceğini bilmektir.] )
BİR ŞEY Kİ...
YAPMASAN DA OLUR! YAPMA!!!
BİR ŞEY Kİ...
SÖYLEMESEN DE OLUR! SÖYLEME!!!
BİR ŞEY Kİ...
YEMESEN DE OLUR! YEME!!!
BİR ŞEY Kİ...
İÇMESEN DE OLUR! İÇME!!!
( Özellikle abur-cuburlar, meşrubatlar, kahve ve sigara/tütün ürünleri, et ve hayvansal ürünler gibi... ) )- YANLIŞ ile/ve/değil/yerine EKSİK
( [not] WRONG/FALSE vs./and/but INCOMPLETE/LESS/LACK/DEFICIENCY/DEFECT
INCOMPLETE/LESS/LACK/DEFICIENCY/DEFECT instead of WRONG/FALSE )- YANLIŞ ile/değil FARKLI
( [not] WRONG/FALSE vs./but DIFFERENT )
- YANLIŞ ile/değil/yerine/||/<>/< GEREKSİZ
- YANLIŞ(HATÂ) ile GÜNAH
( Hiçbir günah yok, ki içinde sevap,
Hiçbir sevap yok, ki içinde günah olmasın. )( İlk günah, Olan'ı sınırlamaktır. Yapma! )
( Bilinçsizce hata/suç olur fakat günah olmaz! )
( MISTAKE vs. SIN )
- YANLIŞ ile/ve HATA PAYI
( Bu kılavuzdaki herşey[/bazıları], yanlış olabilir. )
( Everything might be wrong in this guide. )
- YANLIŞ = HATALI = WRONG[İng.] = FAUX[Fr.] = FALSCH[Alm.] = FALSUS[Lat.] = INJURIA[İsp.]
- YANLIŞ ile/değil/ne yazık ki KARAR
( Bir yanlışı tekrar ediyorsan, artık o bir yanlış değil karardır. )
- YANLIŞ ile KÖTÜ ile ÇİRKİN ile GÜNAH/YAZUK
( Akıl. İLE Ahlâk. İLE Estetik. İLE Din. )
( Kötülüğün engellenmesi, iyiyi elde etmekten önceliklidir. [Def-i mefâsıd/mazariyat, celb-i menâfiden/menfaatten evlâdır.] )
( Kötülük, yanlış anlamaların ve kötüye kullanmaların yarattığı sorunlara yanlış yaklaşımdır. )
( Kötülük, dikkatsizliğin gölgesidir. )
( Kimse, bile bile kötü değildir; her kötülük, bilgi sanılan bir bilgisizlikten gelir. )
( Sadece bir iyi vardır, bilgi; sadece bir kötü vardır, cehalet. )
( Daha yüksek bilginize ters düşen her ne yaparsanız, o günahtır. )
( Rational. VS. Ethic. VS. Aesthetics. VS. Religious.
Evil is in the wrong approach to problems created by misunderstanding and misuse.
Evil is the shadow of inattention.
Whatever you do against your better knowledge is sin. )( WRONG/MISTAKE vs. BAD vs. UNPLEASANT vs. SIN )
( ... ile KAKON ile AISKHOS ile ... )
- YANLIŞ ile KUSUR
( [sanatta] Kusur, üslûptur. )
- YANLIŞ ile/ve/değil OLMAMIŞ
- YANLIŞ ile "TERS"
( MISTAKE vs. "REVERSE" )
- YANLIŞ ile "YAMUK"
( WRONG/MISTAKE vs. "CROOK" )
- YANLIŞ ile YANILGI
( Bizi yanıltan, kendi imgelememizdir. )
( MISTAKE vs. DEFICIT
It is your own imagination that misleads you. )- YANLIŞ ile/ve/<>/< YANLI İŞ
- YANLIŞI SAVUNACAK KADAR BİLGİSİZ/LİK ile/ve/||/<> DOĞRUYU İNKÂR EDECEK KADAR NANKÖR/LÜK
- YANLIŞ/I YAPMAYACAK KADAR/ŞEKİLDE BİLMEK ile/ve ANLATABİLECEK/AKTARABİLECEK KADAR/ŞEKİLDE BİLMEK
( HAVING KNOW-HOW TO NOT TO DO WRONG vs./and TO KNOW ABOUT/WAY TO EXPRESS/TRANSMIT )
- YANLIŞIN/HATANIN/SUÇUN:
SAHİBİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEDENİ- YANLIŞLANABİLİRLİK ile/ve/>/değil/yerine DAHA DA İYİ BİR ARAŞTIRMA/ÇALIŞMA
- YANLIŞLARA AĞIT YAKMAK ile/değil/yerine/>< DOĞRULARI İNŞÂ ETMEK
- YANLIŞLAYABİLMELİ!
- YANLIŞ/LIK ile/ve GEÇİCİ/LİK
( WRONG/FALSE vs./and TEMPORARY/TEMPORARINESS )
- YANLIŞ/LIK ile TUTARSIZLIK
( Yanlışlık, yetersiz düşüncelerdeki bilgi yoksunluğundan oluşur. )
( WRONG/FALSE vs. INCOHERENCY/INCONSISTENCY )
- YANLIŞLIK/YANLIŞSIN ve/> "YANMIŞLIK"/YANMIŞSIN
( SEHV ve/> ... )
( MISTAKE and/> ... )
- YANLIŞ/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YETERSİZ/LİK
- YANLIŞSAM (BENİ) DÜZELT/İN! değil YANLIŞSA / YANLIŞ VARSA/OLU(ŞU)RSA / YANILIYORSAM DÜZELT/İN/İZ!
( Bu "M / N" harflerinin yani "BEN / SEN" "dilinin/kullanımı", "kişi temelli/odaklı" alt seviye "düşünüş"[düşünmeyiş/düşünemeyiş] ile bağlantılı olarak ya da öteki dillerden ve özellikle İngilizce'deki kullanımdan gelen kötü/yanlış bir kullanım/ifade biçimidir. )
- YANLIŞTA:
[ne yazık ki]
TEKRAR ile/değil/> "KARAR"- YANLIZ değil YALNIZ
( "Yalın"dan akılda kalabilir. )
- YANLIZ değil YALNIZ
- Yanlışı DİNLE!!!
- YANMA/ATEŞ İÇİN:
ENERJİ ve/||/<> YAKIT ve/||/<> OKSİJEN( )
- YANMAK ile/ve/||/değil/yerine/>< UYANMAK
- YANSIMA ile/||/<> KIRILMA
( Yansıma geri dönüş İLE kırılma ortam değişiminde yön değişimidir )
( Formül: θi=θr İLE n₁sinθ₁=n₂sinθ₂ )
- YAP!:
(")KİŞİLERİN(") "YAPTIĞINI"
değil/yerine
KİŞİNİN(/KENDİ) YAPABİLECEĞİNİ- YAPABİLECEĞİM BİR ŞEY YOK değil YAPABİLECEĞİM FAZLA BİR ŞEY YOK
- YAPACAK/YAPILACAK BİR ŞEY YOK değil YAPILACAK (PEK) FAZLA BİR ŞEY YOK
- YAPAMAM değil/yerine/>< YAPABİLİRİM
(
)
( [not] I CAN'T DO IT but/>< I CAN DO IT
I CAN DO IT instead of I CAN'T DO IT )- YAPAMAZSIN ile/değil/yerine YAPMAMALISIN
- YAPAR ile/ve/<> YAŞAR
- YAPARIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAPAYIM
- ... YAPARSAM, ... ile/değil ... YAPINCA, ...
- YAPBOZ:
LEGO[Lat. Bir araya getiriyorum. | Danca < LEG GODT(: İyi oyna)] ile PUZZLE- YAPICI ile/ve OLGUNLAŞTIRICI
( CONSTRUCTIVE/POSITIVE vs./and TO BRING RIPEN )
- YAPICI/LIK ve/||/<>/>/< YAPILANDIRICI/LIK
- YAPILABİLECEKLERİ:
ÖTELEMEK ile/değil/yerine/>< İTELEMEK- YAPILACAK BİRŞEY YOK ile YAPILACAK FAZLA BİRŞEY YOK
Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 19.617 başlık/FaRk ile birlikte,
19.617 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(76/80)
Kılavuz Giriş Sayacı
0Bugün17Bu Hafta45Bu Ay45Toplam
(1996'dan beri)
)
)