C ve Ç ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 19.617 başlık/FaRk ile birlikte,
19.617 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(37/80)
- İRHÂ[Ar.] ile İRHÂ'[Ar.] ile İRÂ[Ar.]
( Kibarca, tatlılıkla hareket etme, yumuşak davranma. İLE Gevşetme/gevşetilme, sarkıtma, aşağı salıverme, koyuverme. )
- İRHÂB[Ar.] ile İRHÂB[Ar.]
( Bol olma, bollanma, genişleme. İLE Korkutma/korkutulma, kaçırma. )
- İRİTE[Fr. < IRRITÉ] değil/yerine/= SİNİRLENDİRME, RAHATSIZ ETME | AŞINDIRMA(TAHRİŞ), KAŞINDIRMA
- IRK ADI ile MİLLET ADI
( RACE NAME vs. NATION NAME )
- IRK değil/yerine/= SOY
- IRK ile/değil/yerine ULUS/MİLLET
( [not] RACE vs./but NATION
NATION instead of RACE )
( ... ile/değil/yerine GUO/GUOJIA )
- İRKA'["ka" uzun okunur] ile İRKÂ'[Ar.]
( Gözyaşını ve kanı akıtmayıp durdurma. İLE İftira etme. | Geciktirme. )
- İRKAB["ka" uzun okunur] ile İRKÂB[Ar. < RÜKÛB]
( Öldükten sonra yasal mirasçılarından başka, birine de bir şey bırakma. İLE Bindirme/bindirilme. )
- IRKÇI ULUSÇULUK ile ETNİK ULUSÇULUK ile KÜLTÜREL ULUSÇULUK ile VATAN ULUSÇULUK
- [NE YAZIK Kİ]
IRKÇI/LIK ile/ve/||/<> AYRIMCI/LIK
- [ne yazık ki]
!IRKÇILIK ile/ve/<> !EŞEYSELCİLİK
- [ne yazık ki]
!"IRKÇI/LIK" ile MİLLİYETÇİ/LİK
- IRKÇI/LIK" ile/ve/değil/<> OYMAKÇI/LIK / KABİLECİ/LİK
- IRKÇI/LIK ile/değil YABANCI DÜŞMAN(LIĞ)I
- IRKÎ ŞUUBİYE ile/değil LİSÂNÎ ŞUUBİYE
- IRK/IRQ ile IRK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- IRMAK ile ŞATT[Ar.][çoğ. ŞUTÛT]
( ... İLE Büyük ırmak/lar. )
- İRMÂN[Fars.] ile ÎRMÂN[Fars.]
( Eğreti. İLE Dalkavuk. | Davetsiz olarak bir yere giren kişi. | Eğreti. | İstek, arzu. | Pişmanlık. )
- İRONİ > ALAY ALIŞKANLIĞI
- İRONİ[Fr. IRONIE] değil/yerine/= ALAYSILAMA
- IRREGÜLER/IRREGULAR[İng.] değil/yerine/= DÜZENSİZ
- IRS[Ar.] ile IRZ[Ar.]
( Karı-kocadan her biri. İLE Şan ve şeref, namus, iffet. | Perde. )
- İRŞÂD HİLÂFETİ ile/ve HİZMET HİLÂFETİ
- İRŞÂD ile/ve İNSAF
( Anlaşılabilmek için çekile(bile)n zahmet. İLE/VE ... )
- IRSİ/YET[Ar.] değil/yerine/= KALITIM/SAL
- İRTEMEK ile İRTEŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Araştırmak. İLE Belirli bir konu üzerine kişiler arasında ortaya çıkan hesap sorma isteği. )
- İRTİÂS[Ar.] ile İRTİÂS/İRTİÂŞ[Ar. < RA'Ş]
( Silkinme, sıçrama, deprenme. İLE Titreme, sarsılma, ra'şeye tutulma. )
- İRTİBÂ[Ar.] ile İRTİBÂT[Ar. < RABT]
( Baharda, güzel bir yerde oturma. İLE Bağlanış, rabtedilme. | İlgi, ilgili olma. | Bağlantı, belirtilerin birbirini tutması. )
- İRTİBAK[Ar.] ile İRTİBÂK[Ar.]
( Zoraki gülme. İLE Karışma. | Çamura batma. | Bir işin ters gitmesi. | Dolambaçlı konuşma. )
- İRTİCÂ ile İLTİCÂ
( Hak ve hakîkata, doğruya, ilme, irfâna, insanlığa dönmek. Rücûdan; geri dönücülük, eskiyi istemek. Yoldan çıkmışın yola girmesi, dönmesi. İLE Sığınma. )
- İRTİCA ile İRTİCÂ
( Hak ve hakîkata, doğruya, ilme, irfâna, insanlığa dönmek. Rücûdan; geri dönücülük, eskiyi istemek. Yoldan çıkmışın yola girmesi, dönmesi. İLE Umma, ümit etmek. )
- İRTİCA/EN ile İRTİCAL/EN
( Geri. İLE Düşünmeden, ağzına geldiği gibi söyleme. )
- İRTİCÂL[Ar.] ile İRTİCÂLEN/İRTİCÂLÎ[Ar.]
( [şiir ve sözü] Birdenbire, düşünmeden içine doğduğu gibi söyleme/söyleyiş. İLE Düşünmeden, birdenbire, irtical suretiyle. )
- İRTİCÂS[Ar.] ile İRTİCÂZ[Ar.]
( Gök gürlemesi. İLE Kısaltma. | Bahr-i recez'den şiir söyleme.[BAHR-İ RECEZ: Titrek.] )
- İRTİDÂ'[Ar. < RİDÂ] ile İRTİDÂ'[Ar. < RIDÂ]/İRTİZÂ'[Ar. < RIZÂ] ile İRTİDÂ'[Ar.] ile İRTİDÂD[Ar. < REDD]
( Örtünme, çarşaf gibi şeye bürünme. Beğenme, seçme. | Uygun bulma, râzı olma. İLE Süt emme. İLE Yasak olan şeyden geri durma, çekinme. İLE İslâm dinini bırakarak başka bir dini kabul etme. )
- İRTİDÂ'[< RIDÂ]/İRTİZÂ'[< RIZÂ] ile İRTİZÂH
( Bir şey kesilme, bir şeyden ziyân görme. | Beğenme, seçme. | Uygun olma, uygun bulma, râzı olma. İLE Özür dileme. | Biraz bahşiş alma. )
- İRTİDÂD[< REDD] ile DİNİNİ BIRAKARAK BAŞKA BİR DİNİ KABUL ETME
( DİNİNİ BIRAKARAK BAŞKA BİR DİNİ KABUL ETME )
- İRTİDÂD[Ar. < REDD] ile/>< İHTİDÂ'[Ar. < HİDÂYET]
( İslâm dinini bırakarak başka bir dini kabul etme. İLE/>< Doğru yola girme. İslâm dinini kabul etme, müslüman olma. )
- İRTİFÂ ile İRTİFAK
( Yükseklik. | Yükselti. İLE Dayanma. )
- İRTİHÂL ile/değil İNTİHÂL
( Ölüm. İLE/DEĞİL Alıntı. )
- İRTİHÂS[Ar.] ile İRTİHÂŞ[Ar.] ile İRTİHÂZ[Ar.]
( Ucuz sayma/sayılma. İLE Istırap ve sıkıntı içinde bulunma, huzuru kaçma. İLE Rezil, kepâze olma. )
- [ne yazık ki]
İRTİKÂB SUÇU:
ZORLAMAYLA(İCBAR) ile/ve/||/<> İKNÂYLA ile/ve/||/<> MUHATABININ HATASINDAN YARARLANARAK
- İRTİKAB["ka" uzun okunur] ile İRTİKÂB[Ar. çoğ. İRTİKÂBÂT]
( Bekleme, gözleme. İLE Kötü bir iş işleme. | Yiyicilik, rüşvet yeme. )
- [ne yazık ki]
İRTİKÂB ile/ve/||/<> RÜŞVET ile/ve/||/<> ZİMMET ile/ve/||/<> GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA
( [TCK md.] 250 ile/ve/||/<> 252 ile/ve/||/<> 247 İLE/VE/||/<> 257 )
( Kamu görevlisinin (memur, bilirkişi vb.), icra ettiği kamu görevinin kendine sağladığı nüfûzu kötüye kullanarak, muhatap olduğu kişilerden yarar sağlamaya ya da bu kişileri yarar sağlama yönünde vaatte bulunmaya yönlendirmesi ile oluşur. Kamu görevlisinin tek taraflı olarak mağdurun irâdesini etkilemesi sonucunda işlenen bir suçtur. Seçimlik hareketli bir suç olup kamu yönetiminin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlar arasındadır. [ “Özgü suç” olarak kabul edilen suçlardandır.][İrtikap suçunun edimcisi, kamu görevlisidir. Kamu görevlisi dışındaki kişilerin irtikap suçu işlemesi olanaklı değildir. Kamu görevlisi olmayan kişiler, suça katıldıklarında, irtikap suçuna yardım etme ya da azmettirme gibi katılım vargıları gereği yargılanabilirler.]
İLE/VE/||/<>
Görevinin gereği olan bir işi yapması ya da yapmaması için doğrudan ya da aracılarla bir kamu görevlisine ya da başka bir kişiye çıkar sağlanması.[Dört yıldan on iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaktadır.]
İLE/VE/||/<>
Üstünde olan şey. | Kurum ve kuruluşlarda çalışanlara ya da para işleri ile uğraşan görevliye imza karşılığı teslim edilen para ya da eşya. | Birinin, yasal olmayan yollardan üzerine geçirip ödemeye zorunlu olduğu para. | Bir ticaret kuruluşunun borçlarının tümü.
İLE/VE/||/<>
Kamu görevlisinin görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmesiyle oluşan genel bir suçtur. )
- [ne yazık ki]
!İRTİKÂB ile/değil/yerine/= !YİYİCİLİK, RÜŞVET[Ar. < RİŞVET] YEME
( Bekleme, gözleme. | Kötü bir iş işleme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/= Yaptırılmak istenilen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için birine mal ya da para olarak sağlanan çıkar. )
( MÜRTEKİP[Ar.]: Kötü, uygunsuz işler çeviren. | Rüşvet yiyen/yiyici. )
- İRTİKAS[Ar. < RAKS]["ka" uzun okunur] ile İRTİKÂS[Ar.] ile İRTİKAŞ["ka" uzun okunur] ile İRTİKÂZ[Ar. < REKZ] ile İRTİKÂZ[Ar.]
( Salıntı, salınım. İLE Başaşağı yuvarlanma. İLE Savaşta askerlerin birbirine karışması. İLE Saplanıp yerinde durma, dikilme. | Bağlanma. | Nabzın atması, seğirme. İLE Iztırap duyma. | Gebelikte çocuğun karında hareket etmesi. )
- İRTİMÂS[Ar.] ile İRTİMÂZ[Ar.] ile İRTİMÂZ[Ar.]
( Suya dalıcılık, dalgıçlık. İLE Iztırap içinde kıvranma. İLE Yerinden oynatıp sıçratma. | Birini koruma. )
- İRTİVÂ'[Ar.] ile İRTİVÂH[Ar.]
( İçerek kanma. | Gövdedeki örgenlerin ve eklemlerin/mafsalların kalınlaşması. İLE Nöbetle çalışma. )
- İRTİYÂ'[Ar.] ile İRTİYÂH[Ar. < RİH]
( Korkma, ürkme. İLE Ferahlama. | Rüzgârlanıp rahatlama. )
- İRTİZÂ[Ar.] ile İRTİZÂ'[Ar. < RIZÂ] ile İRTİZÂ'[Ar. < RIZÂ] ile İRTİZÂH[Ar.]
( Bir şeyin eksilmesi, bir şeyden zarar/ziyan görme. İLE Beğenme, seçme. | Uygun bulma, râzı olma. İLE Süt emme. İLE Özür dileme. | Biraz bahşiş alma. )
- İRTİZÂK[< RIZK] -ile
( RIZIKLANMA, RIZIK ALMA )
- İRTİZÂK[RIZK] ile/ve/<> İRTİBAT[Ar. < RABT]
( Rızıklanma, rızk alma. İLE/VE/<> Bağlanış, bağlanma. | İlgi, ilgili olma. | Bağlantı. )
- İRVİ/İRWİ ile İRVİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Hindistan'dan gelen bir ilaç. İLE Sivri, ince. )
- IR/YIR ile YIR
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Aşk şiirleri/şarkıları. [gazel, gınâ] İLE Türkü, şarkı. )
- IRZA[Ar.] ile IRZÂ'[Ar.] ile IRZ'A GEÇMEK[Ar.]
( Otu çok olan yer, çayırlık. İLE Emzirmek, emzirilmek. İLE Tecavüz. )
- İŞ HAYATI ile/ve/<> ÖZEL HAYAT
( Hayat-veren kaynağa ulaşıncaya dek, su olmayan herşeyi atarsınız. )
- [ne yazık ki]
İŞ KAZASI ile/ve/değil BÜYÜK İHMAL
- İŞ:
[ne yazık ki]
ÖYLESİNE ve/||/<> ŞİŞİRME
- İŞ YAPMAK ve/||/<>/> YAPTIĞIMIZI, İYİ YAPMAK
- İŞ ile/ve/||/<>/> BEN YAPMAZSAM HİÇKİMSENİN YAP(A)MAYACAĞI İŞ
- İŞ ile/||/<> GÜÇ
( İş kuvvetin yol boyunca etkisi İLE güç işin zamana oranıdır )
( W=F·d İLE P=W/t )
- İŞ ile/||/<> GÜÇ
( İş kuvvetin yol boyunca etkisi İLE güç işin zamana oranıdır )
( Formül: W=F·d İLE P=W/t )
( James Watt tarafından 1776 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- İŞ" ile/ve/||/<> HAREKET
- İS ile İŞ
- Îsâ[Ar.] ile ÎSÂ[Ar.] ile ÎSÂ'[Ar.] ile ÎSÂ'[Ar.] ile İSÂH[Ar. < VESAH]
( Hristiyanlık dininin peygamberi. İLE Teselli edip sabırlılığa teşvik etme/edilme. İLE Vasî yapma, vasiyet yapmaya memur etme. | Vasiyet etme. İLE Zenginleştirme/zenginleştirilme. | Genişletme. İLE Kirletme/kirletilme. )
- İ'ŞÂ'[Ar.] ile İŞ'Â'[Ar.] ile ÎŞÂ'[Ar.] ile İŞÂA/İŞÂAT[Ar. < ŞÜYÛ] ile İŞÂHA[Ar.]
( Akşam yemeği verme. İLE Şuâlanma, güneş, ışığını dağıtma. İLE Ağacın çiçek açması. İLE Haber yayma, herkese duyurma. İLE Misvak kullanma.[İSTİYÂK] )
- İŞÂAT/İŞÂA[Ar. < ŞÜYÛ] ile İŞÂÂT[Ar. < İŞÂA]
( Haber yayma, herkese duyurma. İLE Duyurmalar, yaymalar. )
- İS'ÂD[Ar. < SUÛD] ile İS'ÂD[Ar. < SA'D]
( Yükseltme, yukarı çıkarma. İLE Kutlu kılma, mes'ûd etme. )
- İSAF[Ar.] ile İSAL[Ar.]
( Bir isteği, yerine getirme. İLE Ulaştırma. )
- İŞ'ÂL[Ar. < ŞAAL] ile İŞ'ÂR[Ar. çoğ. İŞ'ÂRÂT]
( Alevlendirme, alevi parlatma, tutuşturma, şûlelendirme. | Şiddetlendirme. İLE Yazı ile bildirme, haber verme. )
- İSÂLE[Ar. < SEYL | çoğ. SEYELÂN] ile İZÂLE[Ar. < ZEVÂL]
( Akıtmak. İLE Yok etme, giderme. )
- İŞALLAH değil İNŞAALLAH
- ÎSÂR[Ar.] ile İS'ÂR[Ar.] ile ÎSÂR[Ar.] ile İS'ÂR/İSGAR["ga" uzun okunur] ile İ'SÂR[Ar.] ile İ'SÂR[Ar.] ile İ'SÂR[Ar.] ile İSÂR[Ar.]
( Bağ, sargı. | Esirlik. İLE Fiyat biçme, narh koyma. İLE İkram, bahşiş. | Cömertlikle verme. | Dökme, saçma, serpme. | Kendi muhtaç olduğu halde bahşiş verme. | Seçme. İLE Çocuğun diş çıkarması. İLE Sürçdürme, ayak kaydırma. | Birini, büyüklere kötüleme/zemmetme. İLE Güçleştirme. | Fakirleşme. İLE İkindi zamanında bulunma. | Gelin olma çağına gelme. | Kasırga. İLE Keçi memesine takılan kese/torba. )
- İŞÂRÂT ile/ve/<> İBÂRÂT
- İSÂRE[Ar.] ile İSÂVE[Ar.]
( Tozu havaya kaldırma. İLE Ağız karalığı, gammazlık. )
- İŞARET PARMAĞI ile/ve/değil/||/<>/< ÖTEKİ ÜÇ PARMAK
( Bir yanlışın/eksiğin savunması olarak kendimizi hatasız/suçsuz göstermek için başka bir şeyi/kişiyi işaret ettiğimizde, işaret ettiğimiz parmağımız, işaret edilen şeyle ilgili olsa bile olayların/olguların kökenindekinin, kaynağının ve ağırlığın bizim "düşünce/davranış" ve "yorumumuz" olduğunu, öteki üç parmağımız bizi gösterir. )
( %25. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< %75. )
( İyi birini gördüğünüzde, onu taklit etmeye çalışın. Kötü birini gördüğünüzde, onun kusurlarını, kendinizde de arayın. )
- İŞARET PARMAĞIYLA GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine/|| AYAK İZİ
- İşaret parmağını dudaklarına götür ve SUS!!! -ve
- İSBA[Ar.] ile İSBÂH[Ar. < SEBH] ile İŞBÂ'[Ar. < ŞİB]
( Arapların uzunluk ölçüsü.[kadem'in 1/12'si] İLE Suda yüzdürme/yüzdürülme. İLE Karnını doyurma, doyrulma. | Doyma. | Çoğalma, çoğaltılma. | Arap nazımında, vezin ve kâfiye zorunluluğundan dolayı sözcüğe bir harf katma. )
- İSBÎDÂC[Ar.] ile İSFÎDÂC[Ar.]
( Üstübeç. )
- İŞBİRLİĞİ ve/<> AMAÇ BİRLİĞİ
- İŞÇİ ile BİLİMBİREYİ
( Emeğinin karşılığını almazsa çalışmaz, çalışmaya devam etmez.[Haklı olarak!] İLE Hiçbir karşılık almasa da sonuna kadar çalışır. )
- İŞÇİ ile/ve EMEKÇİ
- İŞÇİ ile/ve/||/<>/> USTA ile/ve/||/<>/> SANATKÂR
( Elleriyle çalışan. İLE/VE/||/<>/> Elleri ve aklıyla çalışan. İLE/VE/||/<>/> Elleri, aklı ve gönlüyle çalışan. )
- İŞE/ÇALIŞMAYA BAŞLAYAMAMAK ile/ve/<>/değil İŞİN/ÇALIŞMANIN BÖLÜNMESİ/KESİLMESİ KAYGISI
( Her iş/çalışma, başlayana, elin değene kadardır. )
- İŞE YARAMAYAN ile/değil İŞİNE GELMEYEN
- İŞE YARAYAN ile/ve/değil/||/<>/< İŞ GÖREN
- Sen diliyle kişileri katmadan, hedef almadan KONUŞ!!!
- Isfahan ile ISFAHAN
( İran'da bir kent/eyâlet. İLE Türk müziğinde, dügâh perdesindeki makamlardan biri. )
- [ne yazık ki]
İŞGAL ile/ve/||/<>/> ÇÖLLEŞTİRME
- İŞGAL ile/ve/<> DEĞERSİZLEŞTİRME
- İŞGAL ile/değil FETİH
( ... İLE/DEĞİL "Ele geçirdiği" yere ve yaşayanlarına teklif sunuyorsa. )
( [not] OCCUPATION vs./but CONQUEST )
- İŞGAL[Ar. < ŞUGL] ile İŞKÂL[Ar. < ŞEKL]
( Meşgul etme, işle uğraştırma. | İşten alıkoyma. | Tutma. | Oyalama. İLE Müşküllük, güçlük. | Güçleştirme, çetinleştirme. )
- İŞ-GÜÇ
- [ne yazık ki]
İŞGÜZÂR/LIK ile/ve/<> BOŞBOĞAZ/LIK
- İSHAL ile/değil ISHAL
- İSHÂL[Ar. < SEHL] ile İSHÂR[Ar.]
( Sürgün, iç sürme, mülâyim dışkılama. İLE Gece uyutmayıp uyanık bulundurma. )
- ISHAL ile İZHÂR
- İSHAL[< SEHL]["isal" değil!]/AMEL/LİNET[Ar.]/DİARE[İng.] değil/yerine/= SÜRGÜN/SÜRÜK/ÖTÜRÜK/CIRCIR (OLMAK)
( DIARRHEA )
- İSHAR ile İZHAR
- İŞİ:
BİLMEK ile/ve/||/<>/> TUTTURMAK
- ISI ve IŞIK...:
OLSUN ile/ve/||/<>/> DOLSUN
- ISI ile/||/<> SICAKLIK
( Isı enerji aktarımı İLE sıcaklık moleküler hareket ölçüsüdür )
( Q=mcΔT İLE T(K) )
- ISI ile/||/<> SICAKLIK
( Isı enerji aktarımı İLE sıcaklık moleküler hareket ölçüsüdür )
( Formül: Q=mcΔT İLE T(K) )
( Daniel Gabriel Fahrenheit tarafından 1724 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- İSİG ile İSİG KÖL/İSİG GÖL
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Sıcak. İLE Barsgan'da bir göl.[Uzunluğu otuz, eni on fersah.] )
- IŞIĞI HAYAL ETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KARANLIĞI ANLAMAK
- IŞIK HIZI ile/değil/< DÜŞÜNCE HIZI
( Saniyede, 300.000 km. İLE/DEĞİL/< En hızlı olan. )
- IŞIK YILI ile/ve GAUSS YILI
( Işığın bir yılda boşlukta aldığı mesafe. [Zaman birimi değildir!] İLE/VE 1 Astronomik Birimi[AU], kütlesi sıfır kabul edilen bir taneciğin 1 Gauss yılı[365,256.898.300 gün] sürede çizdiği düzgün dairesel yörüngenin yarıçapı olarak kabul edilmiştir. )
( 1 ışık yılı = 63.241 AU [ 1 AU = 149.597.870.691 ± 30 m. ] | [9.5 Trilyon km. / 9.460.718.940.369.531 m. ± 1.897.230 m.] )
( Astronomik Birim [AU], Dünya'nın Güneş çevresinde çizdiği eliptik yörüngenin büyük ekseninin yarısı kabul edilir. )
( Dünya ile Ay arasındaki en fazla mesafe 1.3 ışık saniyesidir. )
( Dünya ile Güneş arasındaki en fazla mesafe 499 ışık saniyesidir [8.3 ışık dakikası]. )
( Güneş Sistemi'nin çapı yaklaşık 150 ışık saatidir. )
( Oort Bulutu[güneşin etrafında dönen kuyrukluyıldızlar kümesi] yaklaşık 2 ışık yılı çapındadır. )
( Güneş'e en yakın yıldız sistemi olan Alfa Centauri yıldız sistemi, Güneş Sistemi'nden yaklaşık 25 astronomik birim, yani 3,75 milyar km. uzaklıktadır. )
( Samanyolu Galaksisi'nin çapı 100.000 ışık yılı kadardır. )
( Samanyolu'nun komşu galaksilerinden Andromeda, bize 2.4 - 2.7 milyon ışık yılı uzaklıktadır. )
( Güneş'ten sonra dünyaya en yakın yıldız olan Proxima Centauri, 4.2 ışık yılı uzaklıktadır. )
( LIGHT YEAR vs./and GAUSS YEAR )
- IŞIK ile IŞIN
( ... ile HUZME[Demet. | Işın demeti.(HUZME-İ ZİYÂİYYE)] )
( LIGHT vs. RAY )
- IŞIK ile IŞITAÇ/IŞITIN/LAMBA[Yun.]
( Ateş, ampül vb.'den gelen ışık. )
( GLAUKOS ve KYANOS: Işığın ve karanlığın göreli yoğunluğunu ifade etmek için kullanılırdı. )
- IŞIK ile/ve IŞTIN/AYDINLIK
( LUX cum/et LUMEN )
- IŞIK ile/ve/değil/yerine/||/></< KARANLIK
( Görmek isteyenler için. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Görmek istemeyenler için. )
( [not] LIGHT vs./and/but/||/>< DARKNESS
DARKNESS instead of LIGHT )
- IŞILKÜFLER ile IŞILKÜFLÜCE
( Çeşitli türleri, insan ve hayvanlarda, asalak yaşayan tatlıbitkiler takımı. İLE Evcil hayvanlarda, özellikle sığırlarda, ışılküflerden ileri gelen ve insana da bulaşabilen ilkel mantar sayrılığı. )
- İSİM CÜMLESİ ile/ve FİİL CÜMLESİ
( İsim + İsim'den ya da İsim + Fiil'den oluşur. İLE/VE Fiil + İsim'den oluşur. )
( Örnek: Hasan kaim. İLE/VE Nasara Hasan. )
( CÜMLE: Yargı bildiren sözcükler/kelimeler bütünü. )
- İSİM[Ar. < İSM | çoğ. ESMÂ] ile/ve/||/<> SEMÂ'[Ar. < SAMÂ | SÜMÜVV | çoğ. SEMÂVÂT]/GÖK
( Yukarı kaldıran/çıkaran. İLE/VE/||/<> Kalkık. )
- İSİM ile/ve/<> CİSİM/RESİM
- İSİM ile/değil İŞİM
- İŞİMİZ/UĞRAŞIMIZ/HİZMETİMİZ:
| "YIKMAK" ve/ya da "YAKMAK" İLE | değil YAPMAK İLE
- IŞIN ile/||/<> DOĞRU PARÇASI
( Işın tek yönlü sonsuz İLE doğru parçası iki ucu sınırlıdır )
( Formül: [A ile∞) İLE [A ileB] )
- İŞİNE GELDİĞİ GİBİ ile ANLADIĞI KADAR
- İŞİNE GEL(ME)ME/GELEN ile/değil/ne yazık ki/||/<>/< KOLAYINA GEL(ME)ME/GELEN
- İŞİNE GEL(ME)MEK/GELEN ile/ve/||/<> DEĞER BİLMEZLİK
- İŞİNE GEL(ME)MEK/GELEN ile/ve/||/<> İŞİNE YARAMAK/YARAYAN ile/ve/||/<>
- İŞİ/Nİ İYİ YAPMAK ve/||/<>/> HELÂLİNDEN KAZANMAK
- ISIN/KALORİ[Fr.] ile KİLOKALORİ[Fr.]
( Normal atmosfer basıncında, ısınma ısısı 15 °C'lik suyunkine eşit olan bir cismin, bir gramının sıcaklığını 10 °C yükseltmek için gerekli ısı miktarına eşit olan ısı birimi. | Besinlerin, dokular içinde yanarak gövdenin ısı ve enerjisini sağlama değerlerini gösteren ölçü. İLE Büyük kalori. )
- ISIRMAK ile/değil/yerine "DİŞLERİNİ GÖSTERMEK"
- İS-/İSO- ile/||/<> ANİS-/ANİSO-
( Eşit, benzer, aynı. İLE/||/<> Benzemeyen, eşit olmayan, farklı. [anisokori: Göz bebeklerinin farklı büyüklükte olması.] )
- ISITILAN KURBAĞA ÖYKÜSÜ değil/yerine SARI ÖKÜZ ÖYKÜSÜ
( ... DEĞİL/YERİNE Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş. Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapılacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış.
"SUÇ, HEP O SARI ÖKÜZ'DE..."
Öküzlerin önderi Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:
"Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum. Bugüne kadar size zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Tüm suç hep o Sarı Öküz''de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım."
Boz Öküz ve heyeti, bu sözler üzerine, aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz'ü vermişler aslanlara. Bir tek, Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.
"AFERİN! SİZİ KUTLARIZ!"
Bir süre sonra, aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk'u istemişler:
"Gördünüz mü ne kadar barış severiz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa siz normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim."
Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk''u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.
"NEREDE KAYBETTİK BİZ BU SAVAŞI?"
Bu olay, sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda, öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, "Verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar. Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri, önderlerine, "Ne oldu bize? Nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa, zamanında ne kadar da güçlüydük" diye sormuş.
Boz Öküz, Benekli Öküz'ün sözlerini anımsayarak, gözleri nemli... "Biz, Sarı Öküz'ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı..." )
- ISITMA ile/ve/<> IŞITMA
( TESHÎN[< SAHN | çoğ. TESHÎNÂT] ile ŞAVK )
- İŞİTMEK ile/ve DUYMAK/DİNLEMEK
( İşlevsel. İLE/VE Katılımcı. )
( TO HEAR vs./and TO LISTEN )
- ISKAÇA[İt.] ile ISKARÇA[İt.]
( Yelkenli gemilerde, direklerin alt uclarının içine oturtulduğu yuva. İLE Bir limanın, gemi kalabalığı içindeki durumu. | Bir şeyi, tıka basa doldurma. )
- İSKAL["ka" uzun okunur] ile İSKAR[Ar.] ile İSKÂR[Ar.]
( Ağır şey yükletme/yükletilme. İLE Hor/hakir görme. İLE Sarhoş etme. )
- ISKALARYA[İt.] -ile
( Çivilerin, halat basamakları. )
- İSKANBİL değil İSKAMBİL[Fr. BRISCAMBILLE]
- ISKARMOZ[İt.] ile ISKARMOZ[İt.]
( Gemilerin kaburgalarını oluşturan eğri ağaçların adı. | Kürek takmak için kayık ve sandalın yan kenarına dikine yerleştirilmiş ağaç çubuk. İLE Gövdesi yuvarlak, uzunca, pullu, burnu sivri, küçük palamut boyunda bir balık. )
( ... cum SPHYRAENA SPHYRAENA )
- İSKAT/ISKAT[< SUKUT | çoğ. ISKATÂT]["ka" uzun okunur] ile İSKÂT[< SÜKÛT]
( Düşürme/düşürülme. | Yok etme. | Hükümsüz bırakma. | Ölünün azapsız kalması için dağıtılan sadaka. İLE Susturma, sükût ettirme. | Tartışmada yanıt veremeyecek duruma getirme, ağzını kapattırma. | Kandırma, râzı etme. )
( ISKAT-I CENÎN: Çocuk düşürme. )
- İSKELE ile BENDER[Fars. çoğ. BENÂDİR]
( ... İLE Ticaret yeri, işlek ticaret iskelesi. )
- İŞKEMBE[Fars. < ŞIKENBE] ile/ve/> BÖRKENEK ile/ve/> KIRKBAYIR/KERGÜK ile/ve/> ŞİRDEN/ŞÎRDÂN[Fars.]/KUTNE
( Geviş getirenlerin, ilk ve en büyük mide bölümü. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda ikinci mide. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda üçüncü mide. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda dördüncü mide. )
( RUMEN vs./and/> RETIKULUM vs./and/> OMASUM vs./and/> ABOMASUM )
- İSKEMİK PERİYOT/ISCHEMIC PERIOD[İng.] değil/yerine/= YETERSİZ KANLANAN DÖNEM
- İŞKENCE ile/değil/yerine CEZA
- [ne yazık ki]
!İŞKENCE ile/ve/<> !İNSANLIK DIŞI "UYGULAMA"
- İSKENDER[< İSKÂNDAR] KENTİ ile/ve/||/<>/> KALINTISI
( Beş. İLE/VE/||/<>/> İki. )
- İŞKİL/İŞKÎL[Ar. < ŞEKL] ile İŞKİL/İŞKÎL[Fars.]
( Güçlük, zorluk. İLE Şüphe, hile. | Kötü bir durumla karşılaşma sanısı, kuruntu, vesvese. | Önden sağ ve arkadan sol ayağı beyaz olan at.[Araplarca hiç makbul sayılmaz] )
- İSKORBÜT[Fr. < Lat. < Rus.] ile İSKORPİT[Yun.]
( C vitamini eksikliği nedeniyle, dermansızlık, zayıflık ve dişetlerinin yangısı gibi belirtilerle kendini gösteren hastalık. İLE İskopitgillerden, iri başlı, yüzgeçlerinde yakıcı dikenleri bulunan bir balık. )
( ... cum SCORPAENA ACROFA )
- İSLÂM DÜŞÜNCESİ ile/ve TÜRK DÜŞÜNCESİ
- İSLÂM İCTİHÂDINDA:
KAZAÎ ve/||/<> ADLÎ
- İSLÂM:
"İNANCI" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜŞÜNCESİ
- İSLÂM/MÜSLÜMANLIK ve/<> KAVRAMAK
- İSLÂM ve/> İMAN ve/> İHSAN
( Saygı. VE/> Sevgi. VE/> Ahlâk. )
( HZ. MUSÂ(KELİMULLAH) ve/> HZ. İSÂ ve/> HZ. MUHAMMED )
- İŞLEM SIRASINDA:
ÜSLÜ ile/ve/<>/> PARANTEZ ile/ve/<>/> ÇARPMA-BÖLME ile/ve/<>/> TOPLAMA-ÇIKARMA
( 1. ile/ve/<>/> 2. ile/ve/<>/> 3. ile/ve/<>/> 4. )
- İŞLEM ile İŞLEV
- İŞLEMEK ile/ve/<> İZLEMEK
- İŞLENİLEN/İŞLENİLMEYECEK HALT ile YENİLEN/YENİLMEYECEK NANE
- İŞLENİLEN/İŞLENİLMEYECEK HALT ile YENİLEN/YENİLMEYECEK NANE
- İŞLENMİŞ/RAFİNE/PAKETLİ/KONSERVE/DONMUŞ/HAZIR GIDALAR ile/değil/yerine OLABİLDİĞİ KADAR DOĞAL OLANI
(
)
- İŞLERİ(MİZİ)/GEREKSİNİMLERİ(MİZİ)(EŞİMİZE/YAKINLARIMIZA/ÇALIŞANLARA/BİRİLERİNE/TOPLUMA/ÖTEKİNE):
"YIKMAK(/YIKILMAK)" ile/değil/yerine/>< (HER KOŞULDA) KONUŞMAK/KONUŞABİLMEK
- İŞLET FİİLİN, DUYSUN KULAĞIN ve/||/<> NE VERİRSEN ELİNLE, O DA GELİR SENİNLE ve/||/<> SADECE İŞİNİ YAP, BIRAK ULUSUNLAR
- İŞLEV ile/ve/<> BİÇİM ile/ve/<> NİTELİK
- İŞLEVSEL/FONKSİYONEL ile İŞLETSEL/İŞLEYSEL/MEKANİK
- İŞLEVSELLİK ve/||/<> İŞE YARARLIK
- İŞLEVSELLİK ile/ve/||/<> ÖZELLİK
- İŞLEYİŞ ile İŞLEV
- İSM[Ar. çoğ. ESMÂ, ESÂMÎ] ile İSM[Ar. çoğ. ÂSÂM]
( Ad. İLE Suç, günah. )
- ISM İLE MOLECULAR CLOUD İLE PROTOPLANETARY DİSK ile/||/<> UZAY KİMYA ORTAMLARI
( Kimyasal evrim bölgeleri. )
( Formül: 10 K İLE 10⁴ cm⁻³ )
- İSMÂ'[Ar. < SEM] ile İSMÂH[Ar.]
( Dinletme, işittirme. İLE Cömert kılma, samâhatli. | Mülâyim ve itaatli etme. )
- İSMAİLÎ-BÂTINÎ TEVİL KURAMI ile/ve MUTEZİLE TEVİL KURAMI
- İSMET:
İMAN ve/||/<> EMAN
- İSMET ve/||/<>/< ÂDEMİYET
- İSMİ-CİSMİ (BELİRLİ OLMAMAK)
- İSNÂ-AŞER/İYYE -ile
( CA'FERÎ MEZHEBİNİN ONİKİ İMAM TELÂKKİSİNE DAYANAN KOLU )
- ISNÂ'[Ar.] ile ISNÂN[Ar.]
( Yardım etme. | Anla(ya)mayan birinin, gerektiği gibi öğrenmesi. İLE Darılma, gücenme. | Ayak direme, ısrâr etme. | Kibirlenme. )
- İSNÂD[çoğ. İSNÂDÂT] değil/yerine/= DAYANDIRMA/DAYANDIRI
- İSNÂD ile İSTİNÂD
( Bir şeyi, biri için "yaptı" demek. | İftira etmek. | Hadislerin sırasıyla kimler tarafından söylenilegeldiğini bildirme. | Yüklem[müsned] ile özne[müsnediileyh] arasındaki ilgi.[Türkçe'de; "-im, -şim, -dim, -dik" gibi] İLE İnat etme. | Direnme. |/| Dayanma. | Güvenme. | Senet, delil, hüccet sayma. | Avcı zinciri gerisinde arka olmak üzere toplu bir durumda bulundurulan asker. )
- İSNAT/İSNAD ETMEK değil/yerine/= DAYANDIRMAK
- Sonuçta diyerek son sözü kendine ait kılmadan KONUŞ!!!
- İSPANYOLCA ile İTALYANCA
- İSPANYOLCA ile/ve/<>/< LATİNCE
- İSPAT/TANIT ile/ve KANIT
( Matematik'te. İLE/VE Matematik dışında. Fizik'te. )
( Öne sürülen bir şeyin doğruluğunu göstermede izlenen düşünce süreci. | Tanıtlamaya yarayan belge ya da herhangi bir şey, beyyine, hüccet. İLE Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanaat verici belge, delil, iz, argüman. | Anlaşmazlık konusu olan şeyde, yargıcın kanılarını oluşturan şey, delil. | Sonurguya ulaşan bir uslamlamanın dayandığı gerçek, delil.
SONURGU: Bir başlangıcın, bir olgunun, bir ilginin renkli ve zorunlu görülen sonucu, vargısı. )
( İçeriden. İLE/VE Dışarıdan. )
- İSPAT/İSBAT ile/ve HÜCCET ile/ve BURHAN ile/ve DELİL
( BELGİT: Bir kişinin, yapmaya ya da ödemeye borçlu olduğu şeyi göstermek üzere imzaladığı resmi kâğıt, senet. | Bir önermeyi tanıtlamak için gösterilen ve daha önce doğru olarak kabul edilen başka önerme. )
- İSPAT/İSBAT ile SUBÛT
( Zihinde. İLE Hem zihinde, hem de dışarıda/nesnede/olguda. )
( ... İLE Gerçekleşme, şüpheye yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkma. )
- İSRAF ET(TİR)MEK değil/yerine/= SAYPA(T)MAK
- İSRAF ile/ve/> BATKI/NLIK / İFLÂS
( İsraf, iflâsı muhakkak kılar. )
( En büyük israf, zaman israfıdır. )
( EXTRAVAGANCE vs. BANKRUPTCY )
- İSRAF ve/değil/yerine İNFÂK
- [ne yazık ki]
İSRAF ile/ve/||/<> ŞİDDET
- İSRAF ile SUİSTİMAL
- İSRAF ile ZİYAN
( EXTRAVAGANCE vs. TO WASTE )
- İŞRAK ile/ve/<> İRŞÂD
- İŞRÂK[Ar. < ŞİRK] ile İŞRÂK[Ar. < ŞARK] ile İŞRÎRÂK[Ar.]
( Allah'a ortak koşma, Allah'ın tek/bir oluşuna inanmama. İLE Güneşin doğması, doğarak çevresini ışıklandırması. | Işıklandırma, parlatma. İLE Gözyaşına boğulma, ağlamaktan boğulmak derecesine gelme. )
- ISRAR ETME! ile/ve/||/<>/> (FAZLA) DİRENÇ GÖSTERME!
- ISRAR ile/değil/yerine ÇÖZÜMCÜLÜK
- ISRAR ile/ve İBRÂM[Ar.]
( ... İLE/VE Can sıkacak derecede ısrar etme, üstüne düşme, zorlama. )
- ISRÂR ile ISNÂ'
( Ayak direme. İLE Yardım etme. | Anla(ya)mayan birinin, gerektiği gibi öğrenmesi. )
- ISRAR ile/ve/<> "SIKBOĞAZ ETMEK"
- ISRAR ile/değil/yerine TEKLİF
( Yok. İLE/DEĞİL/YERİNE Var. )
( Teklif et fakat ısrar etme! )
( [not] INSISTENCE vs./but PROPOSAL/OFFER
PROPOSAL/OFFER instead of INSISTENCE )
- İSRAR/LA değil ISRAR/LA
- İST. BOĞAZI'NDA:
ÜST AKINTI ile/ve ALT AKINTI
( Karadeniz'den gelen. İLE/VE Ege'den gelen. )
- ISTAKOZ ile KEREVİDES/KEREVİT/KARAVİDE[Yun.]/BÖCEK
( Denizde yaşayan. İLE Tatlı suda yaşayan. )
( LOBSTER vs. CRAWFISH )
( HOMARUS VULGARIS cum ASTACUS/CAMBARUS / POTAMOBIUS FLUVIATILIS )
- İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ değil İSTANBUL, AYDIN ÜNİVERSİTESİ
( Aydın şehrimizin adını düşünür/seslendirir gibi değil Aydınlanmış/Aydınlanacak olanlar/ın anlamında seslendirilmeli/vurgulanmalıdır! )
- İstanbul Fotoğrafları Dizini/Forumu
- İSTANBUL:
GÜNDÜZ ve/||/<> GECE
( 
Galata Kulesi
Beyazıt Kulesi

Çemberlitaş

Bozdoğan Kemeri

Sultanahmet Camii

Yeni Cami

Taksim Cumhuriyet Anıtı
)
( Bektaş Musa )
- İSTANBUL ile/ve/||/<> (ÜSKÜDAR/LI) HOCA ALİ RIZA EFENDİ
( )
- İstanbul'da, 200'ün üzeri çeşitte mimari yapı ve 3500'ün üzerinde cami bulunmaktadır. -ve
- İSTANBUL('UN):
EFENDİSİ ile/ve MANEVÎ EFENDİSİ ile/ve KÜLTÜREL EFENDİSİ
( Yöneticiler. İLE/VE Meşâyih. İLE/VE Dikkatli, temiz, düzenliler. )
( Maddî. İLE/VE Manevî. İLE/VE Kültürel. )
( İHTİSAB AĞALARI )
( ALİİ: Efendi. ile/ve ... )
- İSTANBUL'UN İLKLERİ
( )
- İSTATİSTİK = STATISTICS[İng.] = STATISTIQUE[Fr.] = STATISTIK[Alm.] = STATISTIKA[İt.] = ESTADÍSTICA[İsp.]
- İSTATİSTİKSEL HATA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
YETERSİZ ÖRNEK ile/ve/||/<> TEMSİL ETMEYEN ÖRNEK ile/ve/||/<> YANLIŞ BENZETME ile/ve/||/<> YOK SAYMA ile/ve/||/<> SÜMEN ALTI ile/ve/||/<> KUMARBAZ
( FALLACY OF INSUFFICIENT SAMPLE vs./and/||/<> UNREPRESENTATIVE SAMPLE vs./and/||/<> FALSE ANALOGY vs./and/||/<> SLOTHFUL INDUCTION vs./and/||/<> FALLACY OF SLANTING vs./and/||/<> GAMBLER'S FALLACY )
- İSTAVRİT ile KRAÇA/KIRAÇA
( ... İLE İstavrit balığının küçüğü. )
- İŞTE:
"GÖNÜL EĞLENDİRMEK" ile/ve/değil/yerine/||/></< GÖNÜLLÜLÜK
- GÖRMEK/BAKMAK:
"İSTEDİĞİNİ" ile/ve/değil/yerine/||/<> İSTEDİĞİN ŞEY İÇİN GEREKEN(LER)İ
- İSTEDİĞİNİ/AĞZINA GELENİ" "SÖYLEMEK" ile/değil/yerine/>/>< İSTEMEDİĞİN SÖZLERİ DUYMAK (ZORUNDA KALMAK/KALIR)
- [ne yazık ki]
İSTEDİĞİN SÖZÜ SÖYLEMEK ve/||/<>/> İSTEMEDİĞİNİ DUYMAK
( "İstediğimiz sözü" söylersek, istemediğimiz sözü de duyarız/duymak zorunda kalırız. )
- İSTEK/HEVES ile/ve/değil/||/<>/>/</>< OLANAK/KOŞUL/ARAÇ/PARA
( Varken, olanak olmayabilir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Varken, istek olmayabilir. )
( )
- İSTEK/TALEP değil/yerine ADÂLET
- İSTEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AMAÇ
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> (Daha) İleri düşünenlerin sahip olduğu, peşinde gittiği. )
- İSTEK ile/ve/||/<>/> GEREKSİNİM(İHTİYAÇ) ile/ve/||/<>/> HİZMET
( WANT vs. NEED )
- İSTEK/ARZU ile/ve KORKU
( Keyfin/zevkin, hazzın anısı. İLE/VE Acının/ıstırabın anısı. )
( İkisi de zihni huzursuz eder. )
( RAĞBET ile/ve RÂHBET )
( DESIRE vs./and/<> EXERTION )
- İSTEKLERİNİ ...:
AZALTMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SINIRLAMAK
- İSTEMEDEN ile RASTLANTI ile DÜŞMANCA
( 1 KEZ ile 2. KEZ ile 3. KEZ )
( Bir hata, ikinci kez yapılmaz. İkinci kez yapıyorsanız, üçüncü kez de yapacaksınız demektir. )
- İSTEMEDEN ..." ile YANLIŞLIKLA ...
- İSTEMEK/SORMAK(SUAL ETMEK):
KİŞİDEN ile/ve/değil/yerine/||/<> ALLAH'TAN
( Verirse, (")minnet("); vermezse, (")zillet("). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Verirse, nimet; vermezse, hikmet. )
- İSTENÇ/İRÂDE:
UZAK ile/ve/||/<>/> ORTA ile/ve/||/<>/> YAKIN
( El. İLE/VE/||/<>/> Dil. İLE/VE/||/<>/> Bakış. )
- İSTENÇ(İRÂDE) ile BİLİNÇ
( Kavram olarak bilinç, aklın gözüdür. )
( WILLPOWER vs. CONSCIOUSNESS/AWARENESS )
- İSTENÇ/İRÂDE ile/ve İSTEK
( Tümdengelimli doğada. İLE/VE Tümevarımlı doğada. )
( WILLPOWER vs./and WILL )
- İSTENÇ/İRÂDE ve/||/<>/> SİYÂSET
( Bireydeki yapma isteği. VE/||/<>/> Toplumdaki yapma isteği. )
- İSTENÇ = İRÂDE = WILL[İng.] = VOLONTÉ[Fr.] = WILLE[Alm.] = VOLUNTAS < VELLE:İSTEMEK. VOLO:İSTİYORUM[Lat.] = VOLUNTAD[İsp.]
- İSTENİLEN ile/ve/<>/değil/yerine GEREKSİNİM
( "Bilir/ler." İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Bil(e)mez/ler. )
( Gereksiniminiz olmayan şeyler alırsanız, çok yakın gelecekte, gereksinim duyduğunuz şeyleri satmak zorunda kalırsınız. )
- İSTENMİYEN değil İSTENİLMEYEN
- İSTER İSTEMEZ (DÜŞÜNMEK)
( Bİ-Z-ZARÛRE, Bİ-L-İSTİRAR / TAV'AN VE KERHEN[hem isteyerek, hem istemeyerek] )
( ÇÂR-NÂ-ÇÂR, HÂH NÂ HÂH, KÂM-U NÂ-KÂM )
- İŞTEŞLİKTE/:
SÜREKLİLİK ile/ve/<> KARŞILIKLILIK
- İSTİAP/İSTİAB ETMEK ile HACM-İ İSTİÂBÎ
( İçine alma, sığdırma. | Kaplamak, toplamak, tamam etmek. | Tutulmak, zapteylemek. İLE Bir şeyin, içine alabildiği miktar. )
- İSTİÂRE ile/ve/değil MECÂZ[< CEVAZ | çoğ. MECÂZÂT]
( Bir sözcüğü kendi anlamı dışında kullanarak, bir şeyi benzediği başka şeylerin adıyla anma sanatı. İLE/VE Sözcükleri gerçek anlamları dışında kullanma sanatı. )
- İSTİÂZA[Ar. < İVAZ] ile İSTİÂZE[Ar. < İYAZ]
( Karşılık olarak bir şey isteme. İLE Allah'a sığınma.[eûzü billâhi min-eş-şeytân-ir-racîm ya da neûzü billâh] | Sığınma. )
- İSTİB'ÂD[Ar. < BU'D] ile İSTİ'BÂD[Ar.]
( Uzaksama, uzak görme, olasılık vermeme. İLE ... )
- İSTİBDÂ'[Ar.] ile İSTİBDÂ'[Ar.] ile İSTİBDÂD[Ar.]
( İşedikten sonra akıntıyı tam arıtma. | Nikâhlanılan bir dulun gebe olmadığına sonucunu elde etmek üzere bir adet dönemi görene kadar ona yaklaşmamak. İLE Nadide sayma, bedi'. İLE Keyfî yönetme düzeni. | Yönetimde baskı/tazyık. )
- İSTİBKÂ'[Ar. < BEKA]["ka" uzun okunur] ile İSTİBKÂ'[Ar. < BÜKÂ]
( Devamını, sürmesini isteme. | Saklama, koruma, muhafaza etme.[İng., Fr. CONSERVATION] İLE Ağlatma. )
- İSTÎCÂB[Ar.] ile İSTİ'CÂB[Ar. < ACEB]
( Haklı sayma, vacib görme. İLE Hayrette kalma, şaşma, taaccübetme. )
- İSTÎCÂL[Ar.] ile İSTİ'CÂL[Ar. < ACEL] ile İSTÎCÂR[Ar. < ECR]
( Sonraya bırakılmasını, te'cîl edilmesini isteme. İLE Acele etme, tez olmasını isteme, çabuklaştırma. İLE Kira ile tutma, kiralama. )
- İSTİCVÂB[< CEVÂB] değil/yerine/= SORUP YANIT ALMA, YANIT ALMA AMACIYLA SÖYLETME | SORGU
- İSTİDÂ'[Ar.] ile İSTÎDÂ'[Ar. < VEDÂ] ile İSTİD'Â'[Ar. < DUA] ile İSTİDÂA/İSTİZÂA[Ar. < ZİYA]
( El uzatma. İLE Birinin yanına bırakma, bir şeyi saklamak üzere birine emanet etme. İLE Yalvararak isteme. | Dilekçe, istidâ. İLE Aydınlanma, ışıklanma, ziyalanma. )
- İSTİ'DÂD[Ar.] değil/yerine/= AKILLILIK | ANLAYIŞLILIK | DOĞAL EĞİLİM, BECERİ/KABİLİYET
- İSTİ'DÂD ile HAL
( Küpün içinde ne varsa, dışarı da o sızar. )
- İSTİDÂD[Ar.] ile İSTİ'DÂD[Ar.]
( Doğrulma. | Alışma. İLE Bir şeyin kabulüne, kazanılmasına olan doğal eğilim, beceri. | Akıllılık. | Anlayışlılık. | Becerisi olan kişi. )
- İSTİ'DÂD ile/ve KÂBİLİYET
- İSTİ'DÂD ve YÖNELİM
- İSTİDLÂL[Ar.] ile İSTİDLÂL[Ar. < DELÂLET | çoğ. İSTİDLÂLÂT]
( Ayartmaya çalışma, dalâlette bulunmasını isteme. İLE Bir delile dayanarak bir şeyden sonuç çıkarma, delil ile anlama. )
- ISTIFÂ'[< SAFVET] ile/ve/< İSTİ'FA'[< AFV]
( Bir şeyin hâlisini, temizini seçip alma. | Ayıklama. | Seçme, seçkinlik. İLE/VE Affını isteme. | Bir işten, kendi isteğiyle çekilme. )
- İSTÎFÂ'[Ar. < VEFÂ] ile İSTİ'FÂ'[Ar. < AFV] ile İSTİFHÂM[Ar. < FEHM | çoğ. İSTİFHÂMÂT] ile İSTİHFÂ'[Ar.]
( Tamamıyla alma/alınma, ödetilme. İLE Affını isteme. | Bir işten kendi isteğiyle çekilme. İLE Sorma, anlama. Anlamak, öğrenmek için sorma. İLE Saklanma, gizlenme. )
- İSTİFA ile/ve/||/<>/> İSTİĞFAR
( Affını isteme. | Bir işten, kendi isteğiyle çekilme. İLE/VE/||/<>/> Tövbe. | Allah'tan günahın bağışlanmasını isteme. | Estağfirullah. )
- İSTİFHÂM[< FEHM (çoğ. İSTİFHÂMÂT)] -ile
( SORMA, ANLAMA | ANLAMAK, ÖĞRENMEK İÇİN SORMA )
- İSTİFTÂ'[Ar. < FETVÂ] ile İSTİFTÂH[Ar. < FETH]
( Fetvâ almak/istemek. Müftüye başvurma. İLE Siftah etme. | Başlama, başlanılma. | Açma, açılma. )
itibarı ile 19.617 başlık/FaRk ile birlikte,
19.617 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(37/80)
(1996'dan beri)