Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 19.617 başlık/FaRk ile birlikte,
19.617 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(17/80)


- ÇOK ANLAMLILIK ile/ve/değil ANLAM ÇOKLUĞU


- ÇOK ANLAMLILIK ile/ve/değil ÇOKLU ANLAMLILIK


- ÇOK ANLAMLILIK ile/ve ORTAK ANLAMLILIK


- [ne yazık ki]
(ÇOK) BENCİL/LİK değil/yerine/>< (ÇOK) BİLGİ(Lİ/LİK)

( Ne kadar bilgi, o kadar az bencillik; ne kadar az bilgi, o kadar çok bencillik. )


- ÇOK BİLGİLİ OLMAK ile/ve/||/<>/> ÇOK GÜZELLİK VE ACI GÖRMEK/YAŞAMAK


- [ne yazık ki]
"ÇOK BİLMEK" ile/ve/||/<>/> ÇOK YANILMAK


- ÇOK BİLMİŞLİK ile/ve/değil/<> HADDİNİ/AMACINI AŞAN, ANLAMSIZ(GEREKSİZ/YERSİZ) SÖZ/KONUŞMA


- ÇOK ÇEŞİTLİ/FARKLI ŞEYLERİ BİLMEK ile/ve/<> BİLDİĞİ(N) KONUDA ÇOK ÇEŞİTLİ/DERİN ŞEYLERİ BİLMEK

( Okyanusun yüzeyini görüp de alttaki derinliği ve ucsuz bucaksızlığı tümüyle unutma! )

( TO KNOW VARIOUS/DIFFERENT THINGS vs./and/<> TO KNOW VARIOUS/DEEP THINGS ON YOUR KNOWLEDGE
It is like seeing the surface of the ocean and completely forgetting the immensity beneath! )


- ÇOK DALLANMIŞ PANİKULA, TİRSUS = ANKÛD-I HERAMÎ = THYRSE


- ÇOK DÜŞÜNME" ile/ve/değil/yerine İYİ/DOĞRU/YETERLİ/NİTELİKLİ DÜŞÜNME

( Çok düşün(ül)memeli, iyi/doğru/yeterli/nitelikli düşün(ül)meli! )

( [not] TO THINK MUCH vs./and/but TO THINK WELL/RIGHT/ENOUGH/QUALIFIED
TO THINK WELL/RIGHT/ENOUGH/QUALIFIED instead of TO THINK MUCH )


- ÇOK GÜZELSİN! DEMENİN:
ÖNCESİ ile/ve/||/<>/> SONRASI

( )

( "Çok Güzelsin!" Demenin Etkileri... yazısı için burayı tıklayınız... )


- ÇOK İKEN ve/||/<> AZ İKEN

( Çok tüketme/yelim! VE/||/<> Çok çalış/alım! Dilenme/yelim! )


- ÇOK KATLI PAZARLAMANIN YAPISI VE İŞLEYİŞİ ile PİRAMİT ŞEMA ORGANİZASYONLARININ YAPISI VE ÖZELLİKLERİ

( ÇOK KATLI PAZARLAMA ŞİRKETLERİ İLE PİRAMİT ŞEMA ORGANİZASYONLARININ YAPISAL FARKLILIKLARI ÜZERİNE BİR İNCELEME - Nihal Paşalı )


- ÇOK KİŞİYLE ile/ve/||/<> AZ KİŞİYLE ile/ve/||/<> TEK BAŞINA

( Konuş. İLE/VE/||/<> Düşün. İLE/VE/||/<> Karar al. )


- ÇOK KONUŞMAK ile/ve BOŞ KONUŞMAK) ile/ve/yerine ÇOK/BOŞ KONUŞMAMAK


- ÇOK KONUŞMAK değil/yerine/>< AZ KONUŞMAK

( Sık sık pişman olunur. DEĞİL/YERİNE/>< Pek az pişman olunur. )


- ÇOK KULLANIM ile/ve/değil/||/<> KÖTÜ KULLANIM


- ÇOK KÜLTÜRCÜLÜK ile/değil/yerine ÇOK KÜLTÜRLÜLÜK


- ÇOK SAYIDA EKMEKLER değil ÇOK SAYIDA EKMEK (VS.)

( Türkçe'de, İngilizce'deki gibi çoğul eki nesnelere eklenmez! )


- ÇOK SAZLI ve/değil/<> ÇOK SESLİ


- ÇOK SESLİLİK / İFADE HAKKI ile/değil DENSİZLİK

( "Sosyal medya"da. İLE/DEĞİL Günlük yaşamda. )

( Keyfiyette. İLE/DEĞİL Gerçeklikte. )

( "Kendi çıkarlarında." İLE/DEĞİL Ortak alanda, olanaklarda ve koşullarda. )


- ÇOK SEVMEK değil/yerine SEVMEK

( Neyi çok[gereğinden fazla] seversek, canımızdan olduran odur. )


- ÇOK SEVMEK ile/değil/yerine SEVMEK


- ÇOK ŞEY BİLMEK ile/ve/değil/yerine ÇOK ÖNEMLİ(ÖNCELİKLİ) ŞEYLERİ BİLMEK

( [not] TO KNOW MANY THINGS vs./and/but TO KNOW THE MOST IMPORTANTS
TO KNOW THE MOST IMPORTANTS instead of TO KNOW MANY THINGS )


- ÇOK ŞEYDEN HABERDAR OLMAK ile/ve/değil/yerine BİRBİRİMİZİ DİNLEMEK


- ÇOK SÖZ ile/ve/<> ÇOK MAL

( Yalansız olmaz. İLE/VE/<> Haramsız olmaz. )


- ÇOK SÖZ ile/yerine TOK SÖZ

( Sözü çoğaltan, perdeyi kalınlaştırır. )

( MANY WORD vs. FULL WORD
FULL WORD instead of MANY WORD )


- ÇOK TERBİYESİZ ile ÇOK TERBİYELİ

( İkisi de çok tehlikelidir. )


- ÇOK ULUSLULUK ile/değil/yerine EVRENSELLİK

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Dil, hukuk ve kavramsallık. )


- ÇOK YAŞAMAK ile/ve/değil/yerine İYİ/NİTELİKLİ YAŞAMAK

( Nicelikli. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Nitelikli. )

( Yaşlanılan gün/saat/dakika/ÂN. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yaşanılan gün/saat/dakika/ÂN. )


- ÇOK ile BOL

( ... ile VÜS'AT[: Genişlik, bolluk. | Para durumu. | Boş meydan, fırsat. | Genlik.] )

( BİSYÂR ile GÜMRÂH )

( A LOT vs. ABUNDANCE )


- ÇOK ile BOL BOL

( A LOT vs. ABUNDANTLY/AMBLY )


- ÇOK ile/ve/değil ÇOĞUL


- ÇOK ile FURYA[İt. < FURIA]

( ... İLE Olağandan çok fazla bulunma durumu. )


- ÇOK değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR


- ÇOK ile HIZLI

( A LOT vs. RAPID )


- ÇOK ile PEK


- ÇOK ile SIK SIK

( A LOT vs. OFTEN )


- ÇOK ile/ve/||/<>/> ŞOK


- ÇOK ile SÜREKLİ

( A LOT vs. CONTINUAL )


- ÇOK ... yerine/değil YETER(Lİ)/KÂFİ DERECE(DE) ...


- ÇOK ile/>< YOK

( MANY/MUCH vs./>< ABSENT/NONE )


- [ne yazık ki]
"ÇOK BİLMİŞLİK" ile/ve/||/<> "GARANTİCİLİK"

( [ne yazık ki] Bir kişi, ne kadar bilmiyorsa, o kadar "bilir". İLE/VE/||/<> Ne kadar "korkuyor" ve "öfkeliyse", o kadar "garanticidir". )


- ÇOK/ÇOQ = ÇOTUR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Alçak, aşağılık kişi. İLE Huysuz, öfkeli kişi. )


- ÇÖKEK ile ÇÖKELGE

( Çukur yer. | Bataklık, sazlık. İLE Bataklık, su kenarı, balçık. )


- ÇÖKELTME/K ile/değil ÇÖKERTME/K


- ... ÇOK GELİŞİYOR ile ... HIZLI GELİŞİYOR


- ÇOKLU ANLAM ile/ve ÇOKLU YORUM

( Yorum çokluğu, farkların kabulünü sağlar. )

( Yorum çokluğu, bilgiyi artırmaz, anlayışı artırır. )


- ÇOKLUK AÇMAZI ile/ve/||/<> ÇOĞULLUK AÇMAZI


- ÇOKLUK ve ANLAYIŞ


- ÇOKLUK ile/ve/<>/= BİRLİK


- ÇOKLUK ile BÜYÜKLÜK

( "Bağımsız" parçalara bölünür ve her bir parça "süreksiz"dir. İLE "Sınırsızca" parçalara bölünebilir ancak her bir parçası "sürekli"dir. )


- ÇOK/LUK ile/ve/değil İKİ/LİK


- ÇOKLUK ile SÜREKLİLİK

( ABUNDANCE vs. CONTINUITY )


- ÇOK/LUK ile/ve/<>/değil/yerine YAYGIN/LIK


- ÇÖKME ile DAĞILMA

( TO COLLAPSE vs. TO DISPERSE )


- ÇOKTANRICILIK = POLYTHEISM[İng.] = POLYTHÉISME[Fr.] = POLYTHEISMUS[Alm.]


- ÇOKUBARI/ÇOQUBARI ile KİL
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Pota[maden erilme kabı] yapılan kil. İLE ... )


- col.[Lat. < COLA] değil/yerine/= SÜZ


- COLE-/COLEO- ile/||/<> COLP-/COLPO-/COLPOS- ile/||/<> ELYT- ile/||/<> EPİSİO- ile/||/<> ESTR- ile/||/<> HYSTER-/HYSTERO- ile/||/<> GAM-/GAMO- ile/||/<> GYN-/GYNAE-/GYNAEC-/GYNEC-/GYNECO-/GYNO- ile/||/<> İNGUİN-/İNGUİNO- ile/||/<> -TOCİA/TOCO- ile/||/<> SYRİNG-/SYRİNGO-

( Vajina ya da örtücü tabakaları ile ilgili. İLE/||/<> Dölyatağı, rahim/uterus, vajina ile ilgili, vajinal, vajinal sayrılık, oyuk. İLE/||/<> Kılıf, yaprak, vajina ile bağlantılı, vajina ile ilişkili. İLE/||/<> Vulva ile ilgili. İLE/||/<> Kadın üreme örgenlerindeki döngüsel değişiklikler. İLE/||/<> Uterusla ilgili, histeri ile ilgili. İLE/||/<> Eşeysel birleşme, bölümlerin birleşmesi ya da kaynaşması. İLE/||/<> Kadınlarla ilgili, eş. İLE/||/<> Kasık. İLE/||/<> Çocuk doğumuyla ilgili, doğumla ilgili. İLE/||/<> Tüp ya da fistülle ilgili. )


- collut.[Lat. < COLLUTORIUM] değil/yerine/= AĞIZ VE BOĞAZ GARGARASI İÇİN ANTİSEPTİK SIVI


- COLOMB ile COULOMB


- ÇOLPAN değil ÇULPAN

( ... DEĞİL Venüs / Zühre / Çoban Yıldızı / Akşam Yıldızı / Ak Yıldız / Kervankıran / Kervan Yıldızı )


- ÇOLUK-ÇOCUK EŞ-DOST


- colyr.[Lat. < COLLYRIUM] değil/yerine/= GÖZ BANYOSU İÇİN ANTİSEPTİK SIVI


- ÇOMAK/ÇOMAQ ile ÇOMAK/ÇOMAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İnce dal. İLE Müslüman.[Uygurlar ve müslüman olmayan öteki halklar tarafından kullanılan bir sözcük.] )


- ÇOMAR ile ŞOPAR

( İri köpek, çoban köpeği. İLE Çingene çocuğu. | Şımarık, küstah, yaramaz olan. )


- COMPACT İLE SELF-ADJOİNT İLE UNBOUNDED İLE TRACE CLASS ile/||/<> OPERATÖR TÜRLERİ

( Lineer operatör sınıfları. )

( Formül: T = ∫λ dEλ )


- COMPLEMENT İLE OPSONİZATİON İLE MAC ile/||/<> KOMPLEMAN SİSTEMİ

( Humoral immünitenin protein kaskadı. )

( Formül: C5b-9 = MAC )


- COMPLETENESS İLE COMPACTNESS İLE LÖWENHEİM-SKOLEM ile/||/<> MODEL KURAM

( Mantık ve modeller. )

( Formül: ⊨ iff ⊢ )


- COMPTON DALGA BOYU ile/||/<> COMPTON ETKİSİ / COMPTON (DEBYE) ETKİSİ ile/||/<> COMPTON OLAYI ile/||/<> COMPTON GERİ TEPME ELEKTRONU / COMPTON ELEKTRONU ile/||/<> COMPTON GERİ TEPME TANECİĞİ BK. COMPT0N FL TANECİĞİCOMPTON ELEKTRONU ile/||/<> COMPTON GERİ SAÇILMA ELEKTRONU / COMPTON ELEKTRONU ile/||/<> COMPTON GERİ SAÇILMASI ile/||/<> COMPTON GERİ SAÇILMA TANECİĞİ / COMPTON GERİ TEPMESİ ile/||/<> COMPTON İNKOHERENT SAÇILMA ile/||/<> EŞ FAZLI OLMAYAN GERİ SAÇILMA TANECİĞİ ile/||/<> COMPTON KAYMASI ile/||/<> COMPTON KENARI ile/||/<> COMPTON KURALI ile/||/<> COMPTON OLAYI ile/||/<> COMPTONÖLÇERİ / KOMPTONÖLÇERİ ile/||/<> COMPTON SAÇILMASI ile/||/<> COMPTON SOĞURMASI ile/||/<> COMPTON TESİR KESİTİ


- ÇOMUŞLUK/ÇOMUŞLUQ = ...
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Tuvalet. )


- CONSERVATION ile/değil/yerine CONVERSATION

( Korumacılık. İLE/DEĞİL/YERİNE Konuşmak. )


- CONSTRUCTİVE İLE CLASSİCAL İLE INTUİTİONİSTİC İLE PARACONSİSTENT ile/||/<> MANTIK SİSTEMLERİ

( Farklı ispat yaklaşımları. )

( Formül: Proofs = Programs )


- ÇÖP ile ÇÖP ile ÇÖP ile ÇÖPİK/ŞÖPİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Herhangi bir şeyin dibindeki çökelti. | Değersiz kişi. İLE Tutmaç parçası. İLE Herhangi bir şeyin tortusu ya da sıkıldıktan sonra geriye kalan bölümü. İLE Meyve yendikten sonra geriye kalan ve atılan bölüm. )


- [ne yazık ki]
!ÇÖP ATMAK =/||/<> !"ÇÖP BIRAKMAK"


- ÇÖPE değil/yerine GERİ DÖNÜŞÜME


- COPENHAGEN İLE MANY WORLDS İLE PİLOT WAVE İLE QBİSM ile/||/<> KUANTUM YORUMLARI

( Kuantum mekaniği felsefi yorumları. )

( Formül: |ψ⟩ → |φ⟩ (çöküş) )


- COPENHAGEN İLE MANY WORLDS İLE PİLOT WAVE ile/||/<> KUANTUM YORUMLARI

( Kuantum mekaniğinin farklı felsefi yorumları. )

( Formül: ψ → |ψ⟩⟨ψ| )


- ÇOPRA ile/ve GELMİÇ

( Balık kılçığı. | Sık çalılık ya da sazlık. İLE/VE İri balık kılçığı. )


- COPR-/COPRO- ile/||/<> FEC- ile/||/<> STERCO- ile/||/<> SCAT-/SCATO-

( Dışkı. İLE/||/<> Dışkı. İLE/||/<> Dışkı. İLE/||/<> Dışkı ile ilgili. )


- coq.[Lat. < COQUE] değil/yerine/= KAYNATINIZ


- coq. in quant. sut. aq.[Lat. < COQUE IN QUANTITATE SUFFICIANTE AQUAE] değil/yerine/= YETERİ KADAR SU İÇİNDE KAYNAT


- ÇÖR/ÇER-ÇÖP


- ÇORAP:
"MUZ" değil MUS


- ÇORAP ile BENÎK

( ... İLE Çoğu zaman çorap yapılan adi ipek. )


- ÇORAP[Fars. < CURAB] ile PATİK


- ÇORBA ile/değil/yerine TORBA


- ÇÖREKOTU değil ÇÖREOTU

( ... DEĞİL Düğünçiçeğigillerden bir bitki ve susam iriliğindeki siyah tohumu. )


- CORİOLİS İLE SANTRİFÜJ İLE EULER ile/||/<> HAYALİ KUVVETLER

( Dönen referans sistemlerinde görülen kuvvetler. )

( Formül: F_cor = -2mΩ × v )

( Leonhard Euler tarafından 1750 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- CORONA[Lat.] ile/ve/||/<> COROLLA[Lat.]

( Taç. İLE/VE/||/<> Küçük taç. )


- CORP- ile/||/<> -SOMA/SOMAT-/SOMATİCO-/SOMATO-/-SOMATOUS/-SOME/-SOMİC

( Gövde. İLE/||/<> Gövde, gövdeyle ilgili. )


- ÇÖRTEN ile ÇÖRTÜ

( Dam çevresindeki yağmur sularını, oluklardan alıp duvar temelinden uzağa akıtan, saçak kenarından dışarı doğru uzatılmış oluk. İLE Değirmende, buğday teknesi oluğu. )


- CORUM ile ÇORUM

( Balık akını. | Uskumruların, büyük balıklardan korkarak, kıyıya sığınması durumu. İLE Türkiye'nin bir ili. )


- COŞKU ile DİDİŞME


- COŞMAK ile/ve/<> KOŞMAK


- COST-/COSTİ-/COSTO- ile/||/<> PLEUR-/PLEURO-/-PLEUROUS

( Kaburga. İLE/||/<> Plevra ile ilgili, yanla ilgili, kaburgayla ilgili. )


- COŞUNTU/HEYECAN ve/||/<>/< OLASILIK/İHTİMAL


- ÇOTİRA ile ÇOTRA

( Çotiragillerden, dikenli, sert pullu, kısa ve geniş, siyaha yakın esmer bir balık. BALISTES CAPRISCUS[Lat.] İLE Ağaçtan yapılmış küçük su kabı. )


- COULOMB BLOCKADE İLE QUANTUM POİNT CONTACT ile/||/<> NANO ELEKTRONİK

( Nano ölçek elektron transport. )

( Formül: G = n×2e²/h )

( Charles-Augustin de Coulomb tarafından 1785 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1736-1806) (Ülke: Fransa) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Coulomb yasası, elektrostatik) )


- COULOMB İLE GAUSS İLE AMPERE İLE FARADAY İLE MAXWELL ile/||/<> EM TEMEL YASALARI

( Elektromanyetizmanın temel yasalarını bulan bilim insanları ve katkıları. )

( Formül: ∇×E = -∂B/∂t )

( Michael Faraday tarafından 1831 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1791-1867) (Ülke: İngiltere) (Alan: Fizik, Kimya) (Önemli katkıları: Elektromanyetik indüksiyon, elektroliz) )


- COULOMB KUVVETİ ile/||/<> LORENTZ KUVVETİ (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)

( Coulomb durgun yükler, Lorentz hareketli yükler içindir )

( Formül: F=kq₁q₂/r² İLE F=q(E+v×B) )

( Charles-Augustin de Coulomb tarafından 1785 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1736-1806) (Ülke: Fransa) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Coulomb yasası, elektrostatik) )


- COULOMB / KULOMB ile/||/<> COULOMB ALANI ile/||/<> COULOMB ÇEKİMİ ile/||/<> COULOMB ENGELİ ile/||/<> COULOMB ETKİLEŞMESİ ile/||/<> COULOMB İTMESİ ile/||/<> COULOMB KURAMI ile/||/<> COULOMB KUVVETİ ile/||/<> COULOMBMETRE ile/||/<> KULOMBMETRE ile/||/<> COULOMB POTANSİYELİ ile/||/<> COULOMB SAÇILMASI ile/||/<> COULOMB SÜRTÜNMESİ ile/||/<> COULOMB UYARILMASI ile/||/<> COULOMB YASASI


- COUNTABLE İLE UNCOUNTABLE İLE CARDİNAL İLE ORDİNAL ile/||/<> SONSUZLUK TÜRLERİ

( Farklı sonsuz büyüklükler. )

( Formül: ℵ₀ < 2^ℵ₀ = ℵ₁? )


- ÇOVI ile ÇOVLI[Kençek]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Hoten yönetim töresince hakandan iki seviye aşağıda bulunan kişilere verilen bir unvan. İLE Tutmaç süzgeci.[Bir kepçe biçiminde örülen, çok ince yaş dallardan yapılır.] )


- ÇÖZME GÜCÜ = AYIRMA GÜCÜ


- ÇÖZÜCÜ ile ÇÖZÜNEN

( Çözeltiyi oluşturan nesne. İLE Çözelti içinde çözülen nesne. )


- ÇÖZ(ÜL)ME/Sİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇÖZÜM/LE(N)ME/Sİ

( Tüm durum, sorun, koşul ve ayrıntıları, çözemeyebiliriz fakat çözebiliriz. )


- ÇÖZÜM "BULMAK" ile ÇÖZÜM "YARATMAK"


- ÇÖZÜM:
ÇÖZMEK" değil/yerine/||/<>/< ÇÖZÜMLEMEK


- Çözüm için DİNLE!!!


- ÇÖZÜM ORTAKLIĞI ile YATIRIM ORTAKLIĞI


- ÇÖZÜM ile ÇARE

( Genel ya da kavramsal bir olguya işaret eder. İLE Belirli bir olgu ya da soruna işaret eder. )

( Çare/ler...
Bbiledegil.blogspot.com.tr/2015/02/careler.html )

( ... ile BEYÂRİŞ )

( SOLUTION vs. WAY/HELP )


- ÇÖZÜM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇÖZÜMLEME

( Çözümleme/sorgulama(analiz), her durum/konu/ayrıntı için söz konusuyken; ("kökten/toptan") "çözüm", her durum için olanaklı değildir.

Sorumluluğumuz ve önceliğimiz de çözmek değil çözümlemektir.

Çözümleme varsa çözüm ya da ara çözüm de yakınında bir yerde bulunacaktır. )

( [not] SOLUTION vs./and/but/||/<>/< ANALYSIS
ANALYSIS instead of SOLUTION )


- ÇÖZÜM ile İDEAL

( SOLUTION vs. IDEAL )


- ÇÖZÜM = SOLUTION[İng.] = SOLUTION[Fr.] = LÖSUNG[Alm.] = SOLUZIONE[İt.] = SOLUCIÓN[İsp.]


- ÇÖZÜM ile/ve SONUÇ

( SOLUTION vs./and CONSEQUENCE/RESULT )


- ÇÖZÜM ile YANIT

( Geciken yanıt yanlış yanıttır. )

( Bir sorunun doğru çözümü, onun ancak evrensel, tarafsız bir araştırma ve sorgulama içinde çözümlenmesiyle bulunabilir. )

( Her sorunun kökeni geçmişte, çözümü gelecektedir. )

( SOLUTION vs. ANSWER/RESPONSE
Delayed response is wrong response.
Only in the dissolution of the problem in the universal solvents of enquiry and dispassion, can its right solution be found. )


- ÇÖZÜM ile YÖNEYLEM

( ... İLE Karmaşık sorunların çözümünde ve incelenmesinde, bilimsel ve özellikle matematiksel yöntemlerin uygulanışı. )


- ÇÖZÜM:
"BİZDE" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİREYDE


- ÇÖZÜMLEME/ANALİZ ile/ve ELEŞTİRİ

( ANALYSIS vs./and CRITIQUE )


- ÇÖZÜMLEME ile ETKİLE(N)ME

( ANALYSIS vs. TO (GET) EFFECT )


- ÇÖZÜMLEME ve/> GELİŞTİRME


- ÇÖZÜMLEME ile/ve ÖZGÜRLEŞTİRME

( TO ANALYSE vs./and TO FREE )


- ÇÖZÜMLEME ile/ve RAHATLATMA

( TO ANALYSE vs./and TO RELIEVE/RELAX )


- ÇÖZÜMLEME ile/ve SERİMLEME


- ÇÖZÜMLEME = TAHLİL[Ar.] = ANALYSIS[İng.] = ANALYSE[Fr.] = ANALYSE[Alm.] = ANALYSIS < ANALYEIN[Yun.] = ANALIZAR[İsp.]


- ÇÖZÜMLEME ile/ve/||/<>/> TRANSAKSİYONEL ÇÖZÜMLEME


- ÇÖZÜMLEMELER('İ)


- ÇÖZÜMLER ÜZERİNE KONUŞMAK ve/||/<>/> ÇÖZÜM ÜRETİR


- ÇÖZÜMSEL ile/ve/değil/||/<> ÇÖZÜMLEYİCİ


- ÇÖZÜMSÜZ ÇATIŞKI = TESAVİ-İ NAKİZEYN = ANTINOMY[İng.] = ANTINOMIE[Fr.] = ANTINOMIE[Alm.] = ANTI-NOMIA[Yun.]


- Çözümü KONUŞ!!!


- ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASI DEĞİLSEK, SORUNUN BİR PARÇASIYIZDIR ile/ve/||/<> YAŞAMAKLA MEŞGUL OLMAZSAK, ÖLMEKLE MEŞGUL OLURUZ


- ÇÖZÜNEN ile/||/<> ÇÖZÜCÜ

( Çözünen dağılan madde, çözücü dağıtan ortamdır )

( Formül: Tuz (çözünen) İLE su (çözücü) )


- CP İHLALİ İLE T İHLALİ İLE CPT ile/||/<> SİMETRİ İHLALLERİ

( Temel simetriler ve kırılmaları. )

( Formül: K⁰ → π⁺π⁻ (CP ihlali) )


- CPU ile GPU | ile/||/<> APU

( )

( [İşlevsellik]
Genellikle genel amaçlı işlemci birimleridir ve işletim sistemi, uygulamalar, hesaplamalar ve veri yönetimi gibi çeşitli görevleri yürütmek için kullanılır. İLE ... | İLE/||/<> CPU işlevlerinin yanı sıra grafik işleme görevlerini de üstlenir. [Hem CPU hem de GPU işlevlerini tek bir çip üzerinde birleştirir.] )

( [Performans]
Grafik işleme konusunda sınırlıdır ve daha karmaşık grafik işlemlerinde zayıf performansa sahiptir. İLE ... | İLE/||/<> Daha güçlü bir grafik işleme yeteneğine sahiptir ve oyunlar, video düzenleme, 3D modelleme gibi grafik yoğun görevleri daha iyi bir biçimde işleyebilir. )

( [Güç Tüketimi]
Genellikle enerji verimliliği odaklıdır ve daha az güç tüketme eğilimindedir. İLE ... | İLE/||/<> Grafik işleme yetenekleri nedeniyle CPU'lara göre daha fazla güç tüketebilir.[özellikle grafik yoğun görevlerde] )

( [Kullanım Alanları]
Ofis uygulamaları, web tarama, veritabanı yönetimi gibi grafik işlem gerektirmeyen görevler için uygundur. İLE ... | İLE/||/<> Oyun sistemleri, multimedya düzenleme, video oynatma ve öteki grafik yoğun uygulamalar için daha uygun bir seçenektir. )

( [Bedel]
Genellikle daha ucuzdur.[çünkü daha sade bir yapıya sahiptir.] İLE ... | İLE/||/<> Bütünleşik grafik yetenekleri nedeniyle CPU'lara göre daha pahalı olabilir. )

( CENTRAL PROCESSING UNIT vs. GRAPHIC PROCESSING UNIT | vs. ACCELERATED PROCESSING UNIT vs. )


- CRACKİNG İLE REFORMİNG İLE ALKYLATİON ile/||/<> RAFİNERİ SÜREÇLERİ

( Petrol işleme teknolojileri. )

( Formül: C₁₆ → C₈ + C₈ )


- CREATO- ile/||/<> SARC-/SARCO-

( Et. İLE/||/<> Et, kas. )


- CREDIT :/yerine KREDİ


- CRISPR İLE TALEN İLE ZİNC FİNGER ile/||/<> GEN DÜZENLEME ARAÇLARI

( Modern gen düzenleme teknolojileri. )

( Formül: PAM: NGG motifi )


- CRISPR İLE TALENS İLE ZİNC FİNGER İLE BASE EDİTOR ile/||/<> GENOM DÜZENLEME

( Gen mühendisliği araçları. )

( Formül: PAM: NGG (SpCas9) )


- CROWN ETHER İLE CRYPTAND İLE CALİXARENE ile/||/<> MAKROSİKLİK KONAKLAR

( İyon ve molekül tanıma yapıları. )

( Formül: 18-crown-6 + K⁺ )


- CRYPT-/CRYPTO- ile/||/<> GYMN-/GYMNO-

( Örtülü, saklı, gizli. İLE/||/<> Çıplak, giyinik olmayan, açık, örtülmemiş. )


- CSC İLE NİCHE İLE HETEROGENEİTY ile/||/<> KANSER KÖK GÖZELERİ

( Tümör içi göze çeşitliliği. )

( Formül: CD44+/CD24- (CSC marker) )


- CÛ[Fars.] ile CÛ/CÛY[Fars.] ile -CÛ[Fars.] ile CÛ'[Ar.][Fars.]

( Arama, araştırma. İLE Akarsu, ırmak, çay. İLE "arayan, araştıran, arayıcı" anlamalarına gelen sıfatlar oluşturur. İLE Aclık, ac kalma. )


- CUAAC İLE SPAAC İLE THİOL-ENE ile/||/<> CLİCK REAKSİYONLARI

( Hızlı ve seçici birleştirme reaksiyonları. )

( Formül: R-N₃ + R′-C≡CH → triazol )


- CÜBBE ile CÜBBE

( [Tasavvuf'ta] Siyahtır. Nefs ile ilişkisizliği simgeler. İLE/VE/||/<> [Hukuk'ta...] Yakanın yeşil bölümü, hukuk davalarını, kırmızı bölümü ise ceza davalarını simgeler. Kamu hizmeti olduğundan cepleri, bağımsız olduğundan düğmeleri yoktur. Siyah rengi yasaların yetkesini, sarı rengi ise adâlete hizmet eden bu mesleğin ağırlığını simgeler. )


- ÇÛBÎN/E[Fars.] ile ÇÛBÎN[Fars.]

( Ağaçtan yapılan şey. Değnek gibi kuru nesne. İLE Nûşirevân'a karşı ayaklanmış olan, Hürmüz'ün seraskeri Behrâm'ın takma adı. )


- CUBİT -ile

( Dirsekten orta parmağın ucuna kadar olan eski bir uzunluk ölçüsü. 50 cm. )


- ÇUBULMAQ[UTLUK] ile ELMA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kurutulmuş elma. İLE ... )


- CÜCE[Fars. < CİVCİV] ve/< DEV[Fars. < DÎV]

( MIDGET/DWARF and GIANT )


- CÜCE/LİK ile/>< YÜCE/LİK


- -ÇU/-ÇÜ ile ÇUÇU
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Emir ve yasaklama bildiren, buyrum kipindeki ve yasaklayıcı [olumsuz buyrum] sözcüklerin sonuna gelerek bu sözcükleri vurgulayan bir ilgeç. İLE Bir Türk ozanının adı. )


- CÛD ile (CÛD-İ) KEREM ile (CÛD-İ) SEHÂ ile SADAKA

( El açıklığı. cömertlik. | Taşmak, dışlaşmak. | İstenilmeden vermek. İLE/VE/||/<>/> İstenildiğinde vermek. İLE/VE/||/<>/> Gerektiği kadar, ölçüsünde vermek. İLE/VE/||/<>/> Manevi olarak vermek. )


- CÛD ile/ve/||/<> CÛŞ

( Taşma. İLE/VE/||/<> Coşma. )


- CÛD ile/ve/> VÜCÛD ile/ve/> MEVCÛD ile/ve/> VİCDAN["VİJDAN" değil!]

( Taşma, coşma. İLE/VE/> Varlık, varoluş. İLE/VE/> Varolan. İLE/VE/> Bulunç, bulma/buluş. )

( VİCDAN: Görünmez/semâvî mâbed. )


- ÇUHADAR ile/değil/||/<> ÇAŞNIGİR/ÇEŞNİGİR

( Saray hizmetinde yüksek derecede bir memurluk. | Sultanın giyeceklerine bakan görevli. İLE/||/<> Sarayda sofra hizmetlerine bakanlara verilen ad. )


- ÇUKMİN/ÇUQMİN ile EKMEK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Çömleğin içinde buharla pişirilen, küçük yuvarlak ekmek. İLE ... )


- ÇUKULOTA/ÇUKULATA/ÇUKOLATA değil ÇİKOLATA


- ÇUKUR ile HENDEK[Ar. < HANDAK]

( Eski astronomi âlimleri gök cisimlerini gözlemek için kuyular kazıp bunların içinde çalışırlardı. )

( Çevresine göre aşağı çökmüş olan yer. | Çene ve yanaktaki gamze. | Mezar. İLE Geçmeye engel olacak biçimde uzunlamasına kazılmış derin çukur. )

( MÜNHATT ile ... )

( ÇÂH/ÇEH: Kuyu, çukur. İLE ... )

( PIT vs. DITCH/TRENCH )


- CU'L[Ar.] ile CÛL[Ar.] ile ÇUL[Ar. < CULL]

( Ücret, karşılık. | Ayak kirası. İLE Çaylak. )


- -CULA/-CULE/-CULUM ile/||/<> NAN-/NANO-

( Küçültücü anlam veren son ek, küçük, ufak. İLE/||/<> Cüce, küçük. )


- ÇÜLAKİ değil ÇULAKİ[Ar. CULL + Yun. -AKİ]

( Çula benzeyen, az tüylü, kalın, kaba kumaş. )


- ÇULIK/ÇULIQ ile ÇULK/ÇULQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Üveyik büyüklüğünde alacalı bir su kuşu. İLE Saldırgan kişi. )


- CÜLMÛD[Ar.] ile CÜLMÜD[Ar.]

( Kaya. İLE Sesi güçlü olan kişi. )


- ÇULSUZ ile/ve/||/<> PAÇOZ ile/ve/||/<> ÇAPULCU/PLAÇKACI

( Giysisiz. İLE/VE/||/<> Kefal türünden bir balık. | [argo] Fahişe. İLE/VE/||/<> Düzene aykırı davranışlarda bulunan, düzeni bozan. | Yağmacı. )


- CUMALIKAZIK değil CUMALIKIZIK


- ÇUMGUK/ÇUMUK / ÇUMGUQ/ÇUMUQ ile KARGA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ayak bölümü beyaz bir karga. İLE ... )


- CUMHURİYET ANITINDA:
PIETRO CANONICA ve/||/<> SABİHA ZİYA

( )


- CÜMLE yerine TÜMCE/SÖZEY


- CÜMLE/TÜMCE ile KAZİYE

( Dilbilimde. İLE Mantıkta. )


- CUNDA[< İt.] ile CUNTA[< İsp.]

( Yatay serenlerin, iki başı. İLE Bir ülkede, yönetime el koyan kişilerden oluşan kurul. )


- CUNE- ile/||/<> CUNEO-

( Kama, çentik. İLE/||/<> Kama. )


- ÇÜNKÜ["ÇÜNKİ"/"ÇÜKÜ" değil!] ... ile ZİRÂ ...


- CÜNÛN ile FÜNÛN ile SÜKÛN

( Coşkunluk. [Aşkın öncesi]. İLE İlim. [Aşkın ortası]. İLE Sakinlik. [Aşkın sonu]. )


- CURA/ÇURA ile/> ÇÖĞÜR ile/> TAMBURA ile/> DİVAN


- CURİE İLE NÉEL İLE VERWEY ile/||/<> MANYETİK GEÇİŞLER

( Manyetik faz değişimleri. )

( Formül: T > Tc → paramanyetik )


- CÜRM[Ar.] ile/değil CİRM[Ar.]

( Suç. İLE/DEĞİL Oylum/hacim, nesne/cisim. )


- CÜRMÜN KADAR YER YAKARSIN değil CİRMİN KADAR YER YAKARSIN

( CÜRM: Suç.
CİRM: Oylum/hacim, nesne/cisim. )


- CÜRÛF[Ar.] ile CÜRÜF[Ar.]

( Maden posası, dışık. Erimiş malzemelerin yüzeyindeki safsızlık. İLE Yar, uçurum. )

( SCUM vs. ... )

( ABSCHAUM/SCHAUM/SCHLACKEN mit ... )

( ÉCUMER avec ... )


- ÇÜRÜK-ÇARIK (MALZEMELER KULLANMAK)


- CÜRÜM ile/değil CİRİM(ECRÂM)

( Suç. İLE/DEĞİL Kütle/oylum[hacim]. )


- CÜRÜMDAŞ[Ar.] değil/yerine/= SUÇ ORTAĞI


- CURVE ile CURVILINEAR

( Eğri. İLE Eğri çizgisel, eğrisel. )


- ÇUVAL ile/değil GIRAR/GIRÂRE/GARÂR/GARÂRE[Ar. çoğ. GARÂYİR]

( ... İLE/DEĞİL Büyük, kıl çuval. )


- CÜZAM/CÜZZAM, LEPRA[< Yun.] -ile

( Hansel basilinin neden olduğu, bulaşıcı deri hastalığı, miskin hastalığı. )


- CW İLE PULSED İLE Q-SWİTCHED İLE MODE-LOCKED ile/||/<> LAZER MODLARI

( Lazer çıkış karakteristikleri. )

( Formül: Δt·Δν ≥ 0.44 )


- -CYTE ile/||/<> CYT-/CYTO-

( Göze. İLE/||/<> Göze ile ilgili. )


- d. in.p. aeq.[Lat. < DIVIDE IN PARTES AEQUALES] değil/yerine/= EŞİT PARÇALARA BÖLÜNÜZ


- DABB[Ar.] ile DÂB[Ar.]

( Kertenkele. İLE Şan ve şeref. )


- DAD[Ar.] ile DÂD[Ar.]

( Osmanlı abecesinin onyedinci harfidir.[ebced değeri 800'dür.] İLE Adâlet, doğruluk. | İhsan, vergi. | Veriş, satış. | Sızlanma, yanıp yakılma. | Feryâd, figan. | Kısmet, nasip. | Tuzlu balgam denilen bir cilt hastalığı. )


- DADI/TAYA[Fars. < DÂYE] ile/ve DÂDÛ/LÂLÂ[Fars.]

( Bayan çocuk bakıcısı. | Süt annesi. İLE/VE Bay çocuk bakıcısı. | Şehzâdelerin özel eğitmenleri. | Sultanların, vezirlerine seslenirken kullandıkları bir söz. )


- DAĞ FARESİ ile ÇAYIR FARESİ

( )


- DAĞ, KÛH[Fars.] ile/ve RÂG[Fars.]

( ... İLE/VE Dağ eteği. | Çayırlık, çimenlik, bağlık, bahçelik. )


- DAĞ ile/||/<> AŞAK/AŞAQ[Oğuz] ile/||/<>
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( ... İLE Dağ eteği. )


- DAĞ ile/ve/değil/yerine/<>/>/>< BAĞ

( Bakmazsak/özenmezsek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>/>< Bakarsak/özenirsek. )


- DAĞ ile TEPE

( ŞİMRÂH: Dağ tepesi. )

( BÎSÜTÛN: Âşık Ferhad'ın, sevgilisi Şîrîn'in emriyle Kermanşah civarında deldiği dağ. | Gökyüzü. )

( Sevgili Ersin Alok'un çektiği dağ fotoğraflarını görmek için burayı tıklayınız... )

( )

( En yüksek dağlar:
Mauna Kea (Hawaii) 10.200 m.
Everest (Nepal) 8848 m.
K2 (Kaşmir) 8611 m.
Kangchenjunga (Nepal) 8600 m.
Makalu (Nepal) 8481 m.
Dhaulagiri (Nepal) 8172 m.
Nanga Parbat (Kaşmir) 8126 m.
Annapurna (Nepal) 8078 m.
Gasherbrum (Kaşmir) 8068 m.
Gosainthan (Tibet) 8013 m. )

( CEBEL[çoğul > CİBÂL] ile ... )

( KÛH ile ... )

( MOUNTAIN vs. HILL )


- DAĞILIM ile DAĞITIM

( DISPERSION vs. DISTRIBUTION )


- DAĞILMAK değil/yerine/>< DALMAK


- DAĞITIM ile/ve/<> BÖLÜŞÜM


- [ne yazık ki]
DAĞITMAK/DAĞILMAK ile/ve/||/<> SAVURMAK/SAVRULMAK


- DAĞITMAK ile DAĞILMAK


- DAĞITMAQ[Azr.] = YIKMAK[Tr.]


- DAĞLAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< FARKLAR


- DAHA ÇOK OLANI ARAMAK değil/yerine DAHA AZ OLANIN TADINI ÇIKARMAK


- DAHA ÇOK ile/ve/<>/değil/yerine BİR DAHA


- DAHA FAZLA ile DAHA ŞİDDETLİ


- DAHA GÜZEL değil/yerine BAŞKA/AYRI BİR GÜZEL


- DAHA KOLAY ile/ve/||/<>/> EN KOLAY

( [ne yazık ki]
Kolay/rahat/hızlı kazanılan paranın tüketilmesi. İLE/VE/||/<>/> Başkasının/vatandaşın/emekçinin parasının "tüketilmesi". )


- DAHA/EN) KORKUNÇ/VAHİM OLAN:
SOKAKTAKİ KARGAŞA ile/değil DİLDEKİ KARMAŞA

( Yaşamdaki en korkunç "durum" ya da deneyim, birini çok sevmektir.
[Sevgi kadar değerli bir duygunun nesi, nasıl korkunç olabilir? O sevgimizin yoğunluğunun o kişiyi kendimizden kaçırma olasılığının artırması ve ölümünün duyulmasından dolayı her an için geçerli ve etkisi yüksek olan çok korkutucu bir durumdur.] )


- DAHA ÖZEL ALGILA/YORUMLA! ile/ve/<> DAHA GENEL DÜŞÜN

( Kendini, iyi hissettiğinde. İLE/VE/<> Kendini, kötü hissettiğinde. )


- DAHA ile ÇOK

( MORE vs. MUCH/MANY )


- DAHA ... ile/ve (fakat)/ne yazık ki/||/<>/>< DAHA ...

( "Daha yüksek binalarımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha kısa sabrımız var.
"Daha geniş otoyollarımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha dar bakış açılarımız var.
"Daha büyük evlerimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha küçük ailelerimiz var.
"Daha çok ev gereçlerimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az zamanımız var.
"Daha çok eğitimimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az sağduyumuz var.
"Daha fazla bilgimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az bilgeliğimiz var.
"Daha çok uzmanımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha çok sorunumuz var.
"Daha çok ilacımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az sağlığımız var.
"Daha çok mal varlığımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az değerlerimiz var.
"Daha rahat geçinmeyi öğrendik." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Yaşam kurmayı öğrenemedik.
"Daha büyük işler yaptık." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha iyi işler yapamadık.
"Daha çok harcıyoruz." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az şeye sahibiz.
"Daha fazla satın alıyoruz." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az hoşnut kalıyoruz.
"Daha fazla söylüyoruz." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az konuşuyoruz.
Daha çok nefret ediyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az seviyoruz.
Daha az gülüyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha çok somurtuyoruz.
Daha çok sigara, alkol, şeker tüketiyoruz. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha savurganca para harcıyoruz.
Daha hızlı araba kullanıyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha çabuk kızıyoruz.
Daha geç saatlere kadar oturuyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha yorgun kalkıyoruz.
Daha az okuyor, daha çok televizyon izliyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az şükrediyoruz.
Yaşamımıza, yıllar kattık. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Yıllarımıza, yaşam katamadık.
Uzayı fethettik. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< İç dünyamızı fethedemedik.
Havayı temizledik. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Ruhumuzu kirlettik.
Atoma hükmettik. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Önyargılarımıza hükmedemedik.
)


- DAHA ile/değil/yerine HÂLÂ


- [ne yazık ki]
"DAHA FAZLASI" değil/yerine/>< GEREKLİ/YETERLİ OLAN

( En büyük suçlar ve hatalar, gerekli olanı değil daha fazlasını elde etmek için işlenir. )


- DAHİ ile DÂHİ

( Bile. İLE Yaratıcı gücü olan kişi. )

( ... İLE Bir Milletin Bekâsı - Teoman Duralı... )


- DÂHİ ile/ve DEVRİMCİ

( Dâhi kişi, başkasına da dehâ aşılayabilen kişidir. )


- DAHİL[Ar.] ile DÂHİL[Ar.] ile DAHÎL[Ar. < DÜHÛL]

( Karışma. İLE İç, içeri, içeride, içeri girmiş. İLE Yabancı, sığıntı, sığınan, sığınmış. )


- DAHİLEN[Ar.] ile DAHİLİ[Ar.]

( İçeriden, içten. | İçilerek, yutularak. İLE İçle ilgili, içsel. )


- DAHÎM[Ar. < DAHÂMET] ile DÂHİM[Ar.] ile DÂHÎM[Fars.]

( Fazla kalın olan, yoğun. İLE Nasip ve rızk. İLE Taç. )


- DÂHİYÂNE ile/ve/||/<>/> ÂHİYÂNE


- DAI ile/>< TAI

( Dua eden. İLE/VE Tanrı'yı inkâr eden. )


- DAİRE ile/ve ÜÇGEN ile/ve KARE

( Hareketli. İLE/VE Etkin. İLE/VE Durağan. )


- DAİRE[Ar. çoğ. EDVÂR] değil/yerine/= DEĞRE/YÜRÜTKE


- DAKİK DİL ve/||/<>/> SAHİH TASAVVUR


- DAKKA" ile/değil DAKİKA

( Kapı çalıcı. | Kapı kapı dolaşan, eşik aşındıran. İLE Bir saatin altmışta biri ya da altmış saniyenin toplamı. )


- DAKKA[Ar. > DAKKÂK] ile/ve/||/<>/> DUKKA

( Kapı çalıcı. | Kapı kapı dolaşan, eşik aşındıran.[daḳḳa: Bir şeyi kırıp ufalamak. | Kapıyı çalmak.] İLE/VE/||/<>/> Birinin kapısını çalanın kapısı çalınır.[Men dakka dukka] )


- DAKTİLODA/KLAVYEDE:
A KLAVYE/DVORAK ile F KLAVYE ile E KLAVYE ile Q KLAVYE

( Klavyede, harflerin bulunduğu sol üst köşeye göre ad alırlar. )

( Hiyeroglif klavyesi... http://discoveringegypt.com/egyptian-hieroglyphic-writing/hieroglyphic-typewriter )

( Marcin Wichary'nin, "Sadece Türkçe bir daktiloya bakarak diller hakkında öğrendiklerim" yazısı için burayı tıklayınız... )

(

ile

)

( What I learned about languages just by looking at a Turkish typewriter )

( İHSAN SITKI YENER KİMDİR?

Liseyi, 1942 yılında, İzmir Ticaret Lisesi'nde bitirdi. Ortaokul yıllarında, daktiloda on parmak yazı yazmaya başlayan İhsan Sıtkı Yener, 1940'lı yıllardan itibaren standart klavye konusunda çalışmaya başladı.

Yüksek öğrenimini, 1946 yılında, İstanbul'da Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde tamamladı. Aynı yıl, Sultanahmet Lisesi'nde daktilografi öğretmenliği yaptı. Yüksek Lisans için ABD'ye giderek New York Üniversitesi'nde “Ölçme ve Değerlendirme” konusunda yüksek lisans yaptı ve aynı yıl doktorasını tamamladı.

Yener, 1946 yılında öğretmenliğe başladığı sırada, Türk dilinin özelliklerine göre yapılmış bir daktilo icat etme çalışmalarına başladı. "On parmak için ideal Türk Klavyesi"ni, 1955 yılında kabul ettirdi ve 1974 yılında tüm daktiloların F klavye olmasını sağladı. )

( Ümit Kıvanç'ın, "F klavye, Türkiye'de yapılmış tek düzgün iştir" yazısı için burayı tıklayınız... )

( )

( Bilgisayarınızda klavyeler tanımlanmışsa "Alt + Shift" komutu ile direkt olarak geçiş yapabilirsiniz. Aynı klavyeyi ister F, ister Q olsun, hem F, hem Q olarak kullanabilirsiniz. )

( F klavyenin mucidi İhsan Sıtkı Yener, yaşamını kaybetti - 02 Eylül 2016 )

( )

( )

( Q klavyeyi oluşturan: Christopher Latham Sholes (1867) )

( "Neden Q (QWERTY) Klavye Kullanmaktan Vazgeçemiyoruz?" yazısı için burayı tıklayınız... )


- DAL ile/ve/||/<> DAĞ


- DALDIRMAK ile/ve/<> BATIRMAK


- DALEVERE değil DALAVERE

( OROSTOPOLLUK[argo]: Kurnazca iş, dalavere, dolap. )


- DALGA BOYU ile/||/<> FREKANS

( Dalga boyu uzaysal periyot İLE frekans zamana göre tekrar sayısıdır )

( λ İLE f=1/T İLE c=λf )


- DALGA BOYU ile/||/<> FREKANS

( Dalga boyu uzaysal periyot İLE frekans zamana göre tekrar sayısıdır )

( Formül: λ İLE f=1/T İLE c=λf )

( James Clerk Maxwell tarafından 1865 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- DALGA-DÜMEN


- DALGA GEÇMEK ile/ve/değil/||/<>/< BİLMEMEK


- DALGA GEÇMEK ile/ve/değil CİDDİYE ALMAMAK

( Ciddiye almayabilirsiniz fakat dalga geçmek gerekmiyor! )


- DALGA GEÇMEK ile/değil/yerine (SADECE) TAKLİT ETMEK

( Bozarak, yamultarak tekrar/taklit. İLE/DEĞİL/YERİNE Birinin davranışını/tutumunu, sözünü/sesisini gerçeğine en yakın durum çabasıyla tekrarlama. )

( Olumsuz. İLE/DEĞİL/YERİNE Olumlu ya da nötr. )

( Gereksiz, yersiz, anlamsız. İLE/DEĞİL/YERİNE Belirli bir ölçüde kabul görebilecek kadar/biçimde. )


- DALGA SÖRFÜ ile YEL/RÜZGÂR SÖRFÜ

( SURF vs./to WINDSURF )


- DALGA-PARÇACIK İKİLİĞİ ile/||/<> BELİRSİZLİK İLKESİ

( İkilik çift doğa, belirsizlik ölçüm limitidir )

( Formül: λ=h/p İLE ΔxΔp≥ħ/2 )

( Louis de Broglie tarafından 1924 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1892-1987) (Ülke: Fransa) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Madde dalgaları) (Nobel: 1929) )


- DALGA ile TSUNAMI

( Gel-git etkisiyle, havayla, rüzgârla ya da çeşitli doğal nedenlerle denizde oluşan dalga. İLE Denizaltındaki yer sarsıntısından ileri gelen büyük dalga. )

( AZİYY[çoğ. EZÂVÎ] ile ... )


- DALGI/GAFLET ile/ve/||/<> HADSİZLİK


- DALGI/GAFLET ile YANLIŞ(HATÂ) ile YANILGI/SAPKI/SAPINÇ/DALÂLET

( Kişi, yanlışları olup da bunları düzeltmezse, bunları benimsemiş demektir. )

( Gaflet de bir nimettir. )


- DALGI/GAFLET[Ar.] ile/ve/<>/değil/yerine BOŞLAMA/İHMAL[Ar.]

( CARELESSNESS vs./and/<>/but NEGLIGENCE
NEGLIGENCE instead of CARELESSNESS )


- DALGI/GAFLET ile/ve YANILGI/SAPKI/SAPINÇ/DALÂLET

( Tembih ile giderilir. İLE/VE Tâlim ile giderilir. )

( CARELESSNESS vs./and ABERRATION )


- DALINI KIRMAMAK ve/||/<> GÜVENİNİ KIRMAMAK

( Ağaçtan, meyve almak istiyorsak... VE/||/<> Kişilerden, sevgi bekliyorsak... )


- DÂLL[Ar. < DELÂLET] ile DÂLL/E[Ar. < DALÂLET]

( Gösteren, işâret eden, delâlet eden. İLE Doğru yoldan ayrılmış. | Hataya düşmüş. )


- DALLI KÖK = CEZR-İ MÜTEŞA'İB = RACINE RAMEUSE


- DALMADAN ile/değil/yerine DAĞILMADAN


- DAL-TAŞAK (GEZMEK, DOLAŞMAK, ORTALIKTA GEZİNMEK)

Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 19.617 başlık/FaRk ile birlikte,
19.617 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(17/80)